![]() |
![]() |
#241 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12101
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Yürek Sözleşmesi
“gel seninle aht-ı peyman edelim” sal olsun kavlimiz zaman denizlerinde yalnızlığın kalesini viran edelim bir pencere açalım uzağın ötesine beni gör baktığın yerde tutuşsun gülüşün elleri yalnızlıkta yanarken gecenin teni kasvet bulutlarına rüzgar kıl düşlerimi yavuklu yadigarı oyalı mendil gibi bakışın gözlerimde kalsın “ikimiz de bir ikrarı güdelim” dağ dağ dağlanırken acı “ne sen beni unut-ne de ben seni... ” tarih gördü kudurmuş karanlığın alanlarında onurun bayrağını bırakarak kaçmadık entel mezatlarında içki bardaklarının kulpuna dikmedik kurtuluş bayraklarını devrimci söylemlerle ahkam kesip cilalanmış sözlerle militan görüntüler çizerek yeniyetme kızlara ruhsuz sevişmeler yaşamadık utanç yataklarında alnımızda ışıyan lekesiz umut yürekte masumiyet... varsın dedik yarsiz kalsın yürek... suskumun külleri altında sönmeyen hüzün bir yangın yeri kadar kırgın ve yaralıyım bakışımdan yüreğime kurulan isyan köprüsü son kez bakarken yaşama denizin gözlerinden kalan zamanı yakan anlam... kovulduk tüm kapılardan doğrudur kör yüreklerde kanadı ışığımız sevdaya dair yazdığımız dizeler atıldı sokaklara saçıldı sözcükler ölü karıncalar gibi yerlere şimdi ferhadın külüngü yürekler kanırtır olmuş dağ diye çöplüklerde dolaşır sevgililer kanı sömrülürken iliklerine kadar kör-sağır-dilsiz sürü birbirini boğazlar her biri can havliyle şimdi aşk hoyrat bir şaki dağlarda şimdi aşk yeni yetme oğlanın kırmızı tokalı kıza bakıp ağlamasıdır uçurtmanın tellere takılmasıdır sürüye katılmamaktır şimdi aşk demir parmaklıkların ardında göçmen kuşlar havalanan bir yüreğin yakılmasıdır bu yangın yerinde susarak konuşmaktır bakmadan görmektir elleri bağlıların kolları kopukların sarılmasıdır şimdi aşk bir isyan bombasıdır bütün kapılardan kovulmaktır yalnız ve dimdik yaşamaktır şimdi aşk... “gel seninle ahd-ı peyman edelim ne sen beni unut-ne de ben seni... ” |
![]() |
![]() |
![]() |
#242 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12101
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Yürek Yurdu
Hattuşaş’tan geliyorum kaçağım arkamda bin türlü tanrı izimi sürer düşüm binmiş bir bulutun terkisine kör inançlar kanırttım yoldaşlar bıraktım aylı yamaçlarda sevgililer yas dokur kilimlerine son tapınaktan da kovuldum bıldır ölümleri şaşırttım kaçağım beş bin yıldır acı bizi kovaladı dağ bayır yine de her ölümde daha bir sevdik ağlama ne sultanlar ne taht kalır koparır yüreğimizi kimi sevsek sevdayı bildik ya bir yol acı bizden öcün alır kaçkın akşamlara göçmen sabahlara serdik de postu bilirsin aşk da serseri yürek kandaşıyız acıdan akrabayız insanın yurdudur insan sen anlarsın beni derim ki sevdayı yazgı seçmişiz her bahar açan çiçek sararıp da dökülür yaprak yaprak hüzünlü yüzüne güzün berbat biri olurum hoyratlığım azar çiğnerim tüm kuralları atar beni tapınaklar kurallar bin yıllar geçti ey aşk mezarlıklar iklimidir kucağım kaçkınım bana ellerini uzat yoruldum kendimi öldürerek sana yeniden doğacağım |
![]() |
![]() |
![]() |
#243 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12101
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Yüreksöken
şimdi başka bir solukla uyur gece bütün saatler kırık ışıklar körsen neylesen yıkılmaz insan yüzlerine örülen duvar kemanlarda param parça bir hicaz şimdi rüzgâr sürüklenir suskun yapraklar dondurucu yalnızlıkta gülüşler dehşetle ayaz bütün bakışlarda esen hep aynı deli avaz bambaşka bir gerçek bu yaşadığım senden önceki gerçekten bütün kapıları çaldım bu kentte yoktun sen! hayalet *******in karanlığında bir ay kaldı bir de ben örttü yıldızları ayrılık sisi kanadı kırıldı gülüşün ıssızlığa terkedilmiş kayıklar gibi çaresiz kalmışım senin dışında kalan yarısının peşinde kavrulmak benimkisi en güzel yerinden yırtılan düşün... sen benim yağmurlarımı alıp gittin bu beton ormanında öksüzüm sonsuza dek ne bulutlar silebilir yüzümdeki kederi ne yere-ne göğe hasretim sığar her gün biraz daha parçalanırım ******* içime karanlık yığar iklimsiz kaldım işte kimliksiz kaldım gelmezsen içimde bu yangın sönmeyecek kurur her solukta birazcık daha kendi yağmurunu yitiren yürek kahraman yaralanır ve masal yarım kalır rüzgârda savrulur kum soykırımlar artığı yüreğimi toplayıp burdan da gidiyorum yüreğimdeki zincir nere gitsem sallanır kanımla kirlettiğim ******* hoşça kalın ben ayrılık acısına yüreksöken diyorum... |
![]() |
![]() |
![]() |
#244 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12101
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Yüzünün Yakıcı Senfonisinden
Hükümdar Leyla'ya bakarak dedi ki: Mecnunun çöle düşeceği kadar güzel değilmişsin Leyla yanıtladı: Sus... Sen Mecnun değilsin ki! ... akşamın erguvan kanatlı kartalı dağların ardına konduğunda havada sevişme sonralarının hoşluğu havada öpüşme kokusu gölgesinin uzayan çimenine otursam iğdelerin ve yüzünün yakıcı türküsünü söylesem bozkırlara çığlığım uzar dağılır çiçekler yavrular sesimde esen kekikler dal uzatır hüznüme bulutlar karışır-sular akışır ki bilirim sana söyleyeceğim tüm türkülerden daha güzelsin sen... gelişini düşlesem bulutların akıl almaz rengiyle gökkuşaklarıyla çizsem seni öpmeyi duyulmamış masallar gibi bir şey işte rüzgarlar evcilleşir sana dair bir öpüş dokusam gökyüzünün yamaçlarına yüreğimin olanca ahengiyle bozkırları çeviren mavi bakışlı dağlar ve en çılgın dalgaları okyanusların evcil birer binit olur gelip durur suretinin önünde ben çalsam da tüm renkleri bahardan ve hüzünden yine de sönük kalır çizdiklerim yüzünün yakıcı senfonisinden gözlerinin ummanından yakamozlar dökülür boynunun kuğusuna dizdiğim dizelerime gelir beklenmedik zamanlarda yeniden hayat katar düşün en yaralı gözelerime yalnızlığın en mağrur zamanında olmadık yerinde kederin sonsuzda saman gibi savrulan ömrümün anlamsız boşluğundan geçen bir yıldız şarkısı düşün düşün ki kanayan süveydamın firari şarkısı cellat ilmiği *******in muhalif kasırgası yıldızlı gözlerinin önünde köle kesilir sözcükler sen benim dizelerimin aczisin bütün türkülerimi söylesem bütün düş gergeflerinde sonsuza dokusam sesimi yağmurlarla terazisi kırılmış yıldızlar gibi paramparça dağılırlar hiçliğe kuşkusuz sen daha güzelsin tümünden |
![]() |
![]() |
![]() |
#245 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12101
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() İzmir‘e Gazel – 02
fesleğen tüter memeleri çılgın aşk *******inden bir korsan bayrağıdır saçlan imbatlarda güneşti kumsallarda düşlerden fırlamış kaç kız Troya’ lı Helen'in tutkusu damarlarında katışıksız Afrodit olduğundan habersiz yerleşik bir bedevidir delikanlılar saklanır selânik yüreklerde Hasan Tahsin ateşi akşamın çürük morunda anason kokar deniz yakamoz sağnağı gecede o ne müthiş yosma Kadifekale’ den Esendere’ ye kahreden bir yoksulluk gırla körfez boyu emperyalist gemiler kirletirler maviliği gururla zaptedilmiş alanlar zamk koklayan çocuklar koca bir ülke kanar Smyrna'dan Arşipel'e bazan balıkçının türküsündün savrulur bazan simitçi çocuğun gözlerinden bir yıldız gülümser umuda dair ben jakoben yeşili parkamla bir devrim şarkısı gibi dolaşırım caddelerde gözlerim kır gerillası bakışlarım şair... |
![]() |
![]() |
![]() |
#246 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12101
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() İzmir' e Gazel - 01
İzmir- deli kız- yürek hoplatan çılgın bakışların işvebaz- eteklerinde yangın memelerinle gülersin kahkahaların saçılır sokaklara seni aşık aldatan- seni ahmak ıslatan çapkın gün gelir ağlarsın bakarak uzaklara fesleğen esen akşamda gözlerin neden kırgın tepeden tırnağa yara- kaç yürek gömüldü sulara şarabî akşamlarda körfez bundan mı durgun yok mu bir hayat öpüsü- sevgisiz dudaklara ben bozkırlı aşığın- kapına son gelen vurgun |
![]() |
![]() |
![]() |
#247 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12101
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() İşgal
bakışım sonsuz bir tan sökümüydü bombalanmış coşkuları bilmeden önce yürürken kaldırımlar çiçek açardı ayak izlerime kan dolmadan önce insanlar gülüşümü güneş sanırdı keder bulutları silmeden önce zulümler ansızdan geldi küçüğüm göğü ziftle kapladılar yeri tuzakla- suyun aynası çatladı kan karıştı şarkısına kuşlarımız bombalandı bahar dallarında kuşlarımız milyonlarca sanki ayak değildi çelik postallarının içinde yere basan ve metal ellerinin devamıydı silahları yürekleri yoktu sanki anaları yoktu yollarına bakan ne bir sevgilileri ne damarlarında kan ne de sesleri insan... sevda yağmaladılar kan içtiler zulüm kaleleri zından diktiler köşe başlarında korku nöbette ve tren raylarında katloldu zaman oysa ürperir ihtişamla süt mavi karanlıkta yıldızlar küçüğüm tıpkı gözlerin gibi zulmün gücü yetmese de bülbülün türküsüne katledilmiş insanlar bakamaz gökyüzüne... anaların ninnisini yaktılar aşıkların düşlerini vay yüreklerin kapıları kapandı ışıklar korku yandı unutuldu gecede bir başına ay derler ki -o iyi insanlar o güzel atlara binip gitti... gencecik cesetler yatar yüreklerinde yürekleri ki yaralı tek sığınaklarıdır ve tek silahları cehennem alanlarından kalan şarkılarını toplamışlar ve yalnızlık oturur terkilerinde derler ki o iyi insanların başka yerlerde her biri bir büyük şarkının kıyısında yaşarlar dilleri rüzgârın dilinden kaşları çatılmış silahlar gibi bir sevda bekler gibi tetikte yürekleri derler ki insanlığın yarasıdır yaramız haksızlığa uğrayanın öz kardeşiyiz okulda-sokakta-fabrikada tarlada özgürlük kuşlar gibi şakımadıkça ahd ettik ölmeyeceğiz senin gülüşlerin gibi çiçekler açmadıkça dünya mutlu olmaya yetmez küçüğüm sevgiler bizim için umutlar bekleyecek dağlar denizler kadar ve kelle vereceğiz eksilmesin diye coşkular çalınmasın diye avuçlarımızdan rüzgâr... |
![]() |
![]() |
![]() |
#248 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12101
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Zafer...
-hayır bir ceza infazında değil benzeri görülmemiş bir zafer törenindeydiler. Ama Yarabbi ne korkunç bir zaferdi bu böyle... Ben de Halimce Bedreddinim R. Fiş cellat çivisini çaktı avucunun ortasına taş ürperdi sürü baktı soluksuz taştan kör demirden sağır duvardan dilsiz tek tek kırarken parmaklarını celladın kerpeteni bir ateş gördüler gözlerinde yalnızca yalımları dalga dalga büyüdü dokundu ellerine ayaklarına yanmadılar o güldü bir yangın nasıl gülerse zifiri karanlıkta baktılar utanmadılar ölebilirdi/yakalanmak yerine elinde kırılmış kılıcıyla devam ederek dövüşmeye şimdi anlaşılıyordu neden sağ ele geçtiği bir kez daha kanıtlıyordu işte yenilmezliğini zalimin öldüremediği bir destan olarak kaldı gülüşü cellat kemendini çektikten yüzyıllar sonra... |
![]() |
![]() |
![]() |
#249 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12101
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Zamanın Bir Yerlerinde Gazel
Attila İlhan'a sazendeler dağılmış rebablar şikeste ney dilsiz gülşenler tarumar ne saki kalmış ne bâde semâda aks-i sadâlar ağlıyor eski kahkahalardan bâd-ı sabâ kirlenmiş ayaz kahpe bir yalnızlık fevkalâde tamâşa kurar mazi toz biber bulanmış gruba gazeller elbizlenmiş kasideler yosunlu musarra rubailer biçilmez urba urba bir simurg kuşunun hayaleti uçar huşu içinde akşamdan gagasında bir mısra-ı azade gayri meyhanelerde başka bir hâlet şiirle İştigal eyliyor bir takım zevat kelimeleri felçli- sözleri dilenmekte maksadı dil-i nâşâde o şairler ki meskeni zindan kılınmış ateş ve kan içinde her dizeleri ne gül- ne gülşen-ne işret biliyorlar yanardağlar kaynar yüreklerinde görmez göze alelade aşk yeşertiyorlar acılarıyla ölmüş aşk küllerinden o şairler ki ateşin çocukları yanarak yaşamayı seçmişler kendilerine yüzlerinde hep o müthiş şikayetsiz ifâde |
![]() |
![]() |
![]() |
#250 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12101
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Öğrencilerime
Tan yellerinin fiskelerine Şafak ayazlarının buruk öpüşlerine Ve çiğ tanelerinin ıslak darbelerine dayanamayan güller Fırtınalara kasırgalara Nasıl Dayansın.. |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|