Mehmet Fatin Baki

[GooD aNd EvıL]

Sahte Bir Şeyh

Yol şaşırmış şeyhimin zinhâr bilinmez niyyeti
Hem kader gelmiş doğuştan, hem şahıs hürriyyeti.
Zenginin çok farkı varmış bir fakirden vesselâm
Hüsn-amelden bellololur şahsiyyetin haysiyyeti.

Kendi şahsın medhederken gafleten kendin yeren
Dostu mutlak terkedip sehven husûmet gösteren
Gün doğarken her sabah mescitte yanlış va’z veren
Sahte bir şeyh açsa ağzın fâşeder za’fiyyeti.

Zinhâr = aslâ
Hüsn-amel = iyilik
Gafleten = dalgınlıkla
Sehven = yanlışlıkla
Va’z = öğüt, nasihat
Za’fiyyet = zayıflık

Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün
/ . / / / . / / / . / / / . /

Mehmet Fatin Baki

[GooD aNd EvıL]

Sâkî

 Sâkî bana dün dans ederek sundu şarâbı
Unutturdu harâbı
Hatırlattı turâbı.

Sâkî gene şen şarkı ile çaldı rebâbı
Çıkarttırdı nikâbı
Unutturdu hicâbı.


Turâb = toprak, mezar
Rebâb = bir nevi kemençe
Nikâb = peçe
Hicâb = utanma, sıkılma


Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün
/ / . . / / . . / / . . / /

Mehmet Fatin Baki

[GooD aNd EvıL]

Sana Gelsin

Deryâ gibi sen gönlünü alçalt bütün enhâr sana gelsin.
Fi’len tutuver re’sini yüksek bütün envâr sana gelsin.

Cem’iyyete bir faydalı ferd olmak için nefsin ile sen
Âmâlini, ef’âlini hüsn eyle ki etkâr sana gelsin.

Kıl vâcibi ihlâs ile, ver fitre zekât, her gün orüç tut
Gufrân -ı Ramazan yolu açsın, alim-ensâr sana gelsin.

Enhâr = nehirler
Re’s = baş
Envâr = nurlar, ışıklar
Hüsn - güzel
Etkâr = şerefler, haysiyetler
Gufrân = aff ve merhamet
Alim-ensâr = bilgili koruyucular

Mefûlü mefâîlü mefâîlü mefâîlü feûlün
/ / . . / / . . / / . . / / . . / /

Mehmet Fatin Baki

[GooD aNd EvıL]

Sanan - Kanar

Isıramadığım eli
Öpeceğim, öpeceğim.
Diye sanan,

Yeremiyeceğim el’i
Öveceğim, öveceğim.
Diye kanar.



Mütefeilü feilün
. . . . . . . /

Mehmet Fatin Baki

[GooD aNd EvıL]

Sanırsın

 Yarışırken beni görsen deli divâne sanırsın
Ama halvette iken bendeni mestâne sanırsın.

Sen eğer Türkçeyi sâf kalb ile hatm edemezsen
Bu beyitlerde geçen sözleri efsâne sanırsın.

Gece eğlencede hamr içmeyi dostlarla yaparken
Şeb ü rûz şi’r okunan yerleri meyhâne sanırsın.

Yazılan lafların anlamlarını bir bilebilsen
Gelişen bilgini girdap gibi pervâne sanırsın.

Atik Osmanlıcanın vardığı yerden bakılırsa
Edebî Mehmet’i sen kültüre bîgâne sanırsın.


Halvet = yalınız tenhada kalma
Mestâne = Sarhoş, kendinden geçmiş
Hamr = şarap, içki
Şeb ü ruz = gece gündüz
Atik = eski
Edebî = edebiyatla ilgili
Bîgâne = ilgisiz, kayıtsız

Feilâtün feilâtün feilâtün feilâtün
. . / / . . / / . . / / . . / /

Mehmet Fatin Baki

[GooD aNd EvıL]

Seçenekler

Bu cihandan müteğayır yeri bilsek
Göçeriz biz, yaşamaktan yana bıkkın.
Felegin sunduğu şıkkayn, kötü tek tek
Seçeneklerden ölümdür biri şıkkın.

Müteğayir = değişik, frklı, başka
Şıkkayn = iki şık, iki seçenek


Feilâtün feilâtün feilâtün
. . / / . . / / . . / /

Mehmet Fatin Baki

[GooD aNd EvıL]

Seğirdi Gözüm

Söyle tabib. Ayrılığın derdine var mi çözüm
Sönmedi, yetmiş yedi yıldan beri yandı közüm.
Avdete az kaldı zaman der bana gizli sözüm
Sağ kulağım çınladı dün, şimdi seğirdi gözüm.

Mechul olan hiss-i derûn başka neler biliyor
Kaç senedir gâib olan dost mu bugün geliyor
Belki ketûm duygularım son günü müjdeliyor
Sağ kulağım çınladı dün, şimdi seğirdi gözüm.

Avdet = dönüş
Hiss-i derûn = iç seziş
Ketûm = kapalı

Müfteilün müfteilün müfteilün feilün
/ . . / / . . / / . . / . . /

Mehmet Fatin Baki

[GooD aNd EvıL]

Sen - Çapkın Kadın

Şebnemdeki katreyi ummân edebilsen.
Bir gün sulayıp deşti gülistân edebilsen.

Allah bilir ömrün boyu neş’eyle gülersin
Gamsız yaşayan nefsini insân edebilsen.

Ey şanlı güzel, kendini âkıl sanacaksın
Bed-rân-kötü niyyetleri nisyân edebilsen.

Mecliste her akşam sorulan gözde olurdun
Bir bûse verip patronu hayrân edebilsen.

Meyhâneci dostlar sana unvân verecekler
Bir sarhoşu bir kez daha sekrân edebilsen.

Kız, ben sani sevmekle hatâ etti isem dün
Çok zevk mi alacaksın beni pişmân edebilsen.

Şebnem - çiy
Katre = damla
Deşt = çöl
Âkıl = akıllı
Bed-rân = çapkın kadın
Nisyân = unutma
Bûse = öpüş
Sekrân = sarhoş

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün
/ / . . / / . . / /. . / /

Mehmet Fatin Baki

[GooD aNd EvıL]

Seni Gönderdi

Mevlâ istediğim her şeyi verdi
Eksiğim sadece gamla kederdi
İşte bu yokluğu gidermek için
Felek canevime seni gönderdi

Sen yokken yanımda huzurum vardı
Neş’e ve eğlence derya kadardı
Zevk ortaklarım hep arkadaşlardı
Felek canevime seni gönderdi

Tasayla neş’eyi yarıştır diye
Zevkle ıstırabı karıştır diye
Kaygıyla huzuru barıştır diye
Felek canevime seni gönderdi

Gönlüme heyecan ve can getirdin
Aşkı tatmak için zaman getirdin
Şaşırmış zihnime iz’an getirdin
Felek canevime seni gönderdi

Ateşinyle içim dışım yanarken
Ağladım dün gece kalbim kanarken
Sızladım her şafak seni anarken
Felek canevime seni gönderdi

Aşkınla ruhuma verdin ıstırap
Tatlı şerbet diye içirdin şarap
Kalbimi eyledin temamen harap
Felek canevime seni gönderdi

İçimdeki boşluk sevgiyle doldu
Sıkıntı yanında neş’e de boldu
Gayeme eriştim istegim oldu
Felek canevime seni gönderdi

Üzüntüm huzurum ayni ayardır
Sevinçle sürurum derdim kadardır
Şimdi her hüznümde bir neş’e vardır
Felek canevime seni gönderdi

Mehmet Fatin Baki

[GooD aNd EvıL]

Sevgi

Neden biz sevişirken senin ismin HEVA derdim
Elem yok, kederim yok, sana her gün kanat gerdim
Çocuklar gibi şendim, seni sevmekti hep derdim
Meğer sen hava mışsın yokoluncak nefes verdim

Heva = sevgi

Mefailu Mefailu Mefailu Mefulu

. / / . . / / . . / / . / / .

Mehmet Fatin Baki