![]() |
![]() |
#281 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Denizci Yezdan’a Emanet
1/a: Suna gelin... Bir denizci yaresi yürekte, Denizci ise şıpırtılı kürekte şimdi... Dudağında bir yosunlu aşk türküsü: “Alabanda iskele Sunam, Alabanda sancak, Ancak sana yönelir rotam, Sana ulaşır ancak...” 1/b: Suna gelin... Kahreder rıhtımda kaderine. Evinin orta yerine düşecek, Ölüm ateşini bekler her dem. Akşamı beklemeden, Falezlere vurur bunlu başını. Kaşını iki silah gibi çatar. Siper eder alnına ellerini. Tarar ufkun saçlarını hırs ile... 2/a: Suna gelin... Kucağında minnacık bir bebecik. Diken üstündeki yüreğinin dalgaları köpürmede. Alarga bilcümle altıncı hisli martı kuşları. Açıktan geçin umman kadar ey yürek korsanları. Bu körfez ki sahte sükûn ve yapay mutedil, Yani bu umman öfkeye gebe... 2/b: Suna gelin. Bir palamut kokulu denizcinin karısı. Hazırlar ta geceden yırtık ağları. Dağları koklar uzun uzun her kuşluk vakti. Ha bozdu, ha bozacak hava. Adam avına çıkacak pusuda yatan deniz. Denizci ise emanettir Yezdan’a... 3/a: Suna gelin... Falezlerle halleşir her akşam tüneyerek. Duaya durur elleri, dilleşir suskun ama yüklü bulutlarla. Dalgalarda bir cengaver hışmı ki, Sayın ki merdi meydan sefere çıkmış, Kan kalesi boylarına, yanında yiğitleri Öylesine kılıç üşürür kayalıklara... 3/b: Suna gelin... Acıkır, yemez, susar, içmez. Martılar çığlık çığlığa matem aerefesinde. Çizer başı üstündeki maviliği bir sessiz rüzgar. Kah dalar dalgaların döşüne başının bunu. Suna gelin bir kavuşsa eşine, Tövbe balık avına bundan böyle, Tövbeler tövbesi denize... 4/a: Suna gelin... Bozar her gün eteğinde tövbesini zoraki. Tabii ki, ekmek savaşıdır bu. Üç boğaz belermiş gözlerle denize bakar. İkindi geçkini Suna gelin, Yakar cızır cızır pirinç kuzineyi. Anlaşılan bu akşama Çok farklı birşey yapacak, Yani yine hamsi kızartacak. Sonra sarılıp gülle diken misali, Kocasıyla yatacak... 4/b: Ama Suna gelin... Nasıl söylenir bilinmez... Kader işte... Denize sabah gidilir amma... Akşam gelinmez... Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#282 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Dılo Dılo Şiir
1/: Şiir bu, Belli olmaz sağı solu… Yanar bir pınar başında çırpınarak Hüznüne karacaoğlan’ın “yüce dağ başında Yayılır taylar.” Der karacaoğlan taylar ki toynakları altın suyuna batmış beyaza kesmiş kar misali ve dürüm dürüm dürülen bir mekanda alnının akıtması ışık serpmede bense yaz ortasında çaresiz sevdanın buzlarla sevişen zemherisine savurmuşum şiirimin kefiyesini yellere karşı “dılo dılo Ya ben ağlamayım Kimler ağlasın? Dılo, dılo” Deyin, ağalar kimler ağlasın? 2/: Şiir bu, Terk edilmez terk eder… Yakar frengelinde bile zulm ile Asri bir esir gibi başını karacaoğlan’ın bir yapıdır kurulur bugün yarın yıkılır apansız. Engel tanımaz camgöbeği sırça zındanlar “var mı benim gibi emeği zaylar? ” Der karacaoğlan Akasyalar çiçek açar Şaşkın bir kahkûl ayında Bense yıldızlar ortasında çaresiz Uçurmuşum şiir kuşunu Beyaz kıyametinde zemherinin Aranırım bir bilinmez türküyü dılo dılo “şu garip gönlümü kimler eğlesin? dılo dılo” deyin, ağalar kimler eğlesin? 3/: Şiir bu, Ateştir anası güneşin… İcbar eder ısıtmaya buzları Oysa donmuştur bir zirvede Yüreği karacaoğlan’ın elleri okşanacak kor arar saçında zamansız bir fırtına kuşunun yuvası “yüce dağ başında dumanlar tüter.” Der karacaoğlan Öter fırtına kuşu Islık ıslığa üfürür öfkesini Bense karanlık vadilerde çaresiz Sele vermişim dize dize Şiirimin kısık ve cılız sesini “dılo dılo ya ben ağlamayım kimler ağlasın? dılo dılo” deyin, ağalar kimler ağlasın? .. 4/: Şiir bu, Kocaman bir marmaradır nokta üstünde… Ya da bir damla sudur Teyakkuz hâlinde bulutlardaki O ki karacaoğlan’dır ağustosta buz keser Yüreğindeki ise silme kor volkandır Ünler: “ölüm en kolayı Ayrılık beter.” Der karacaoğlan Yeter artık karaca Terket o bengisulu pınarı Ve artık tepele bir uçtan uca Osmanelini Ve tüm Frengistan’ı mahvet bense Marmara’yı aranıyım dile dile obruk yaylalarını şiirimi veriyim yele akayım kara cönügüne senin “dılo dılo Şu garip gönlümü” Karacaoğlan eylesin bundan böyle Dılo dılo ağalar... Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#283 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Direk Vurmayın Maviliğe
A/: Direk vurmayın gökyüzüne Bırakın çöksün sonsuz mavilik. Ki O mavilik Başımızda asri havailik. Sırtımızda uçuşuk mintan, Uzaktan çağlayan su belimizde, Sayın ki onbeşimizde simli kaytan… *** Direk vurmayın gökyüzüne ağalar. Taramayın Saçlarını bulutların. Göçmen turnalar yalasın sarı yağlı yıldızları, Ve kocaman kocaman leylekler... Ki onlar, Gökyüzünün kızlarıdırlar. Serip ıslak kanatlarını samanyolu harmanlarına Özgürce kurutsunlar... B/: Burmayın bulutları Bırakın sağılsın üstümüze engin mavilik. Ki O mavilik Başımızda ucu masaldan çıkmış kavak yeli Aklımızda delikanlı havailik. Ceketimizin kıvrık yakası, Islık cebimizde zülfü şiir örgülü menekşe, Kız memesi iriliğinde sarışın ömrün arkası… *** Direk vurmayın gökyüzüne ağalar. Silmeyin Gözlerini sulusepken bulutların. Yabanıl yapraklar yalasın sarı yağlı güneşi. Ve kocaman ayaklı saygıdeğer çınarlar... Ki onlar, Toprak diyarının anlı şanlı beyleri, Serip yeşil ellerini kevkebler harmanına Özgürce kurutsunlar... Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#284 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Dudu Dilli Pakize’ye Mersiye
1/: Bastırıp avucumu sanal yarama Ok yemiş maral gibi inledim, Alaca şafağın zülfünün kuytusunda... Dinledim vay… Dinledim ah! Ilgın ılgın akan kızıl kuşumu bir erken sabah... *** Mavi dağlar can verdi İlkbahar kuşanan sevdalarıma Göğsümde tombul fantezim filizlenmede Oysa şakağıma sarı çiçek sokmuştum daha öğleyin Pes dedim Pakize’me ömrümün güreşinde Yenilgimden haz almayı denedim Bastırıp avucumu sanal yarama Ok yemiş maral gibi inledim... Mum dikip ağzıma tek lâf demeden Dinledim vay... Dinledim ah! “Dudu dilli Pakize’m” seni ellerden… Ilgın ılgın akan bir erken sabah... 2/: Yıldızlar da ortak oldu acıma Bulutlardan dimağıma bozlak sağıldı Çevrildi bir lahzada güneşimin üstüne Kor karanlığın namlularının ağzı… Bastırdım ve inledim ellerimi bir türkü gibi Yani “Tövbeler tövbesi geyik avına...” *** Fırtınada kaybettim umut kuşumu Elemimle tespih çeken sesi dinledim Bastırıp avucumu sanal yarama Ok yemiş maral gibi inledim... Kor döküp ağzıma tek lâf edemeden Dinledim vay... Diledim ah! Ilgın ılgın akan kızıl kuşum bir erken sabah... “Dudu dilli Pakize’m” seni ellerden… Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#285 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Dünden de Tren Gelir
1/: Çocukluğumdan bir parça yüklü O tren, o kara tren... *** Gözlerine akışkan plastikten sürmeler çekip Önünsıra sarışın, Ve utangaç bir yıldız köşesiyle Geliverecektin hani bir sabaha karşı Yüreğimdeki ağlamaklı gara. Yara yara karlı mısraları… Ben orada olacaktım. Kendi lisanı ile konuşkan bir kedi Sürtünecekti cılız bacaklarına sevincinin. Kuşlar Yozgat ağzı türküye durup Kaldırımlar halay çekecekti. 1a/: Sen gelecektin o kapkara trenle Değil mi yar? Gelecektin bir gece. Ama geciktin... 2/: Üfleyerek kampanyı peşpeşe Yani sevdamın suru israfiline... Eline mor kınalar yazıp Karayağız Ve gözleri çakmak çakmak Bir, gece gezmelerinin civanmertiyle Geliverecektin hani? Gözpınarımdaki yağmurlu gara. Yara yara dingin dizeleri. Ben orada olacaktım. Terkedilmiş bir alaca gölge Omuzuna dokunacaktı dalgın hüznümün. Serçelere yem serpecekti Sarışın saçlı sabaha karşı aşk lambaları. Kaldırımları şükürle öpecekti ayakların. 2a/: Sen gelecektin gözlerin çakmak çakmak Değil mi yar? Gelecektin gece gezmelerinin civanmertiyle Ama geciktin... 3/: Partal bir dilenci usulca Yıllarını açacaktı ıslak bir banka oturağında Allah rızasının ebedî yolculuğuna. İntihar yazacaktı bulvar gazeteleri. *******i, gözlerini kırpmadan gözleyen yıldızlar Ve sarışın saçlı bıçkın sokak kılavuzları Yalnız yüreklerin saçağa konan sığırcıklar Ve bir de o eski ben… Tek hece söylemeden Elimi uzatacaktım ömrümün mangalına. Geliverecektin hani sen Yüreğimdeki masalsı gara. Şiirin daracık sokaklarını Ve o bu haram şehri yara yara. Ben orada olacaktım. Suskun sevda serçeleri Yemlenmeye konacaktı sevincimin yaylasına. Kaldırımları efsunlayacaktı şükürkar topukların. 3a/: Sen gelecektin Şiirimin daracık sokaklarına Değil mi yar? Gelecektin ömrümün mangalına. Ama geciktin... 4/:.. Bilmem kaçnıcı kez soluklanıp yarmalarda Tekerlenecekti o tren Kaderimce kara tren... Gri Ve yumak yumak Buharlar sararak bulutlar kirmanına Yanına katıp uzak hatıraları… Geliverecektin hani? Alnımdaki çukur raylara. Yara yara ölümsüz şiir kıtalarını. Ben orada olacaktım. Hayalen boyanmış bir gar memuru Omzunda masalsı bir apolet Üfleyerek peşpeşe Sevdamın suru israfiline… Eline dokunacaktı gözyaşlarım. Öylece bakışacaktık. Ben o ve bir de sınırsız yalnızlık... Ilık ılık ağlayan gökler Kapatacaktı kapılarını. 4a/: Oysa oradan sen gelecektin Değil mi yar? Gelecektin omzunda masalsı bir apoletle Geciktin ama, Böyle etmeyecektin... Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#286 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ede Lo Ede!
1/: Hazır gökler, Çiçek çiçek ağlamaya, Ede lo... *** Bir Maraş türküsü bütün bildiğim Ne yatmışlığın var Göksun dağlarında Ne de sahrayı Elbistan’da yürüyen kervan… Anımsa ede... Karanlık bir köprüaltı hüznüne Bulanmıştı zaten bulanık sevdan İkimiz birer tane dolamıştık ede lo Ortalık yerindeydi anıların Boynu bükük... Ve öksüz tabakamız İkimiz de biliyorduk Suskun seyre dalan zirveler de farkında Son keyfiydi dağların o son cıgaramız. 2/: Hazırdı gökler, Çiçek çiçek ağlamaya üstüne sevdamızın, Ede lo, son keyfi bu son cıgaramızın.... *** Cevrini çekende bulanır başım Uzak bir resimdedir şimdi, Meyrik sitemli Bir Maraş türküsü bütün bildiğim Ne severim su yollarında rahvanlarını aşkın Ne de zülfü altın tokalı köy dilberini Ne de yolum üzeri Antep’tir. Düğün durur Maraş bir ağlar Ben denizlere banarım kahkülümü Dağlar ise hep… Ah o dağlardır tek müsebbibi Ucu yanık yüreğimi özyurduna ulaştırmayan Kızgınlığım ondandır ede lo. Küskünlüğüm ise asırlardır suskun kayalar. Bakıp mavzerimin arpacığından Meyrik ağlar... Ben ağlarım ede lo. 3/: Hazır gökler, Çiçek çiçek ağlamaya, Ede lo, bakıp mavzerimin arpacığından... *** Duman çökmüş şakağının düzüne Ilgıt ılgıt akmada... Yarandan hayallerim an be an Maraş’tan bir haber gelmiş ede lo Dönmem gayrı izime basıp Batsın Maraş... Batsın ayağıma Ve de yasımı bir kanlı toprak gibi Tabanına yazan Elbistan. Şimdi gri bir fotoğraftatır Meyrik sitemli Denizler elenmede yüreğinin yelkenlerine Varsa… De deyeceğini ede “Ya Allah! ” de ve yekin yerinden Senden sonra Meyrik yolcu ede lo! Onun için hazır gökler, Broy broy ağlamaya, Kurban ede lo... Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#287 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Efsunlu Dizeler Fideliği
1/: Aşkın sivri eli, Batanda döşüme, Bir bal mevsiminde, Sızar canım damla damla, Gözlerimin peteklerinde... 2/: Buz deryalarında yüreğim. Öylesine soğuk ve çatlamış. Ve bitirmiş bir eşkin aşkı. Ama ne çare unutamamış... 3/: Çak döşüme kurşunu, Be düşmanım acar oğlu. Vur can kuşunu. Sevdim be seni düşmanımın acar oğlu. Ve senin o kahraman duruşunu... 4/: Uzun etmeyin be dağlar Vurgunum size. Yeter aşkım Erciyes’e Bu küçük dize... 5: Düşümde şahlanan attır, Beni zaferlere garkeden... 6/: Bu yollarda burulur acım, Vurulur bu fırtınalı yarmalarda. Üşüsün isterim kar yağan döşüm. Tarayın saçlarınızı ey suna gelin bulutlar, Eleyin tandırlarda ak kepeğinizi, Bir çığ gibi kocaman ve ürkünç olmalı, Benim ölüşüm... 7/: Uyan artık ey yüreğim Bitti uzun kış uykusu... Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#288 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ellerimi Severim
1/: Ellerimi severim ben, Sevda çizen tuvaline gönlümün. *** Ellerimi severim... Tutup yangınını soframın, Seriveren ortasına dağların. Ufuklar arasına gerip ibrişimleri, Üstüne sığırcık konduran ellerimi. 2/: Ellerimi severim ben, Aşk çizen boş tuvaline gönlümün.. *** Doğrayıp en doyurucu yanını, Sevdasının ve beyninin kilerinden, Açlara, bilâçlara ummanların cömertliğinde... Ardından sallayıp gülümseyen avuçlarını Yadellere akan ırmaklarımın. Ellerimi severim ben, Okşayan ensesini içimdeki yetimin... Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#289 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Fakir Şair, Hep Şairdi
Fakir Şair, Hep Şairdi 1/: Fakir şair, hep şairdi Sokaklarında kaldırım şiirleri döşeli Ve bacalarından beyitler buhurlanan Bir kasaba hayallerdi her zaman. 2/: Fakir şair, hep şairdi Düşüncelerinde şiirler uçuşan kanatlı Ve dudaklarından dörtlükler yankılanan Bir kalabalık hayallerdi her zaman. 3/: Fakir şair, hep şairdi Damaklarında şiirler içilen lezzetli Ve ufuklarından dizeler doğan/batan Bir ülke hayallerdi her zaman. Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#290 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Galiçya’da İki Can
B/... Bir ben bilirim Galiçya’yı bir de Seyfullah. Dokuz yüz on beşinde zamanın. Kanlı kamanın, katil kasaturanın Yani bilimum kesici aletin Kabzasına kadar silme kızıl kana kestiği. Savaşın yedi düvelde rüzgâr rüzgâr estiği. Ve cehennemi ateşin cayır cayır... Cesur canların sapır sapır... Yani bizim daha on dokuzumuzda Yar yanağındaki bir damla yaş gibi Kızgın toprağa düştüğümüz Mavzerlerin kundağıyla öpüştüğümüz... Kısacası bir ben bilirim Galiçya’yı ağalar Ve koca bir kıtayı doludizgin Yani delidolu çiğnediğimiz yılları... Bb/... Bir ben bilirim o sırrı saklı Galiç’i ağalar. Seyfullah’sa kitaba kanıyla tarih düşendi. Üşendi soğuk siperle gerdeğe girmeye Yar yatağından kalan beden sıcaklığımız. Amma savaş bu, cehennemin adresi yani. Sayın ki ateş çevresinde vurgun pervaneyiz. Silme donanma fişenk, inadına cephaneyiz... Bir gözümüz hayâl meyal Diğeri zalim tetik... Mavzerler ki Alaman çıplağı yani som çelik “Ich liebe dich! ” oymuş dipçiğine gönlü kısır bir işçi. Kasaturalara ise “Seni seviyorum” oymuş Bir Uşak kiliminin “eli belinde” motifiyle Sayın ki kalbiyle bir gelin... Azgın selin önünde durmak ne zorsa Galiç’i bir ben, bir de Seyfullah bilir ağalar Biz ki yüreğimizi asmışız palaskalara Yani kendi darımızı kurmuşuz Galiçya’lara... G/... Galiçya’yı bir biz biliriz ağalar. Galiçya da işveli haspadır ve bizi tanır Palaskalara taktığımız yüreklerimizden. O palaskalar ki masif ve yağlı sahtiyan Ve iki yandan barebellum’a raftır. Sayın ki Cebel-i Kaf’tır Galiçya dağı Öylesine yüce ve öylesine bulut barınır. Taranır memlekette her tetik düştüğümüzde Ucu çengelli bir mor zülüf eşzamanda Yüreğimiz takılır ucunun kıvrımına. Bir yaralı telli turna selam taşır. Taşır ki namlu dolusu. Tekmil Osmanlı ordusu Taşını, toprağını bilir Galiçya’nın. Bir ben, bir de Seyfullah bilir... S/... Seyfullah’ın nedense gözü seğirir siperde. Bıyığı simli sırım onun Gözü Bahr-i Adriyatik damlası. Palaskasında asılı kaması her daim uyanık. Yanık mı yanık yüreği memlekette. Galiçya bilir Seyfullah’ın tekmil halini ağalar Mavzerinden bilir, fişenginden bilir Hakikatte bir dağ goncasının bile Bir teline kıyamayan merhametinden bilir. Ama ne yapsın Seyfullah? Bir sabah uyandığında buluvermiş kendini Alazlı tandırlar harmanında. Yanmamak için yakmak gerek. Urup merd-i meydan narasını Yani ta yürekten “Ya Allah! ” diyerek Galiçya’ya namludan bakmak gerek... Gg/... Hınzır gibi tanır ikimizi de Galiçya ağalar. Yani Seyfullah ve ben Gün görmeden daha Konmadan bir nazlı kelebek olup Yavuklunun yanağındaki pembe yaprağa. Toprağa garkolmuş on dokuzlu yaşımız. Emsalimiz, akranımız ve bilcümle yaştaşımız Sürülmüşüz bir yağlı merhem misali Galiçya yaralarına. Ss/... Garip Seyfullah siperlerle sözlenmiş. Bense görücü usulüyle nişanlanmışım Geceyarısı devriyelerinin cesaretine. Galiçya ki dağı taşı ile tanımış kokumuzu Bilcümle tertip, korkumuzu büküp dört büklüm Karanfil yaprağınca sokmuşuz kulak ardımıza. Yardımımıza koşmuş Yemen türküleriyle Buram buram ıtır kokan o kutsal ölüm... Galiçya tanır ikimizi de ağalar Ölümü de tanır, şehit kardeşim Seyfullah’ı da Beni de tanır ağalar kanlı kabirleri Galiç’in... Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 4 (0 üye ve 4 misafir) | |
|
|