Cem İltir

[jockeя]

Aşk Gizemdi Kalbime
Bilinmez bazen en bildik gerçekler
Kör olur gözün görmek istemez
Onun gülüşünle tutunuyorsan hayata
Ölüm ayrılık kadar üzmez

Biliyordum gerçeği yıllardır kabullenemedim
Gözlerimde ki seni kaybetmemek için
Karşılıksızdı sana yazdığım şiirler
Ama hepsi sen kokuyordu, unutmayı beceremedim

Aşk gizemdi kalbime
Her haliyle bir bilmece
Cevabını bilsem bile
Korkardım söylemeye

Terk etmek ne acı bir kelime
Unutmak keza
Terk edilmenin ertesinde
Unutacak biri değilim
Sen benden gitsen bile
Ben seninle devam edeceğim


Cem İltir

[jockeя]

şk Savaşı
Gözlerimde görürüm seni
Her aynaya baktığımda
Yıldızlardan çalarım seni
Küskün, hüzün akşamında
Dualarım karışır rüzgarın sesine
Bulutlarım ağlaşır gözlerimin yerine
Gideni unuttu sanma, geleni sevemedi
O aşkı bitirsede kalbim bitirmedi
Faydasız biliyorum döktüğüm diller
Çaresiz yüreğim seni bekler
Aşk savaşı bu sonu belli olmaz
Yüzlerce insan ölsede aşk hiç vurulmaz
Elveda dedim tüm dostlarıma
Biliyorum ağlamak yersiz,
Öleceğim gözyaşlarımla.


Cem İltir

[jockeя]

Aşk Sevebildiğin Kadar Yaşamak
Yorgan yakmak gibi bir durumum var benim aşk için
Ve kaç yorgancı dükkanı heba ettim bu yüzden
Sevmekse sonuna kadar
Sevilmekse sevmekle bağlantısız

İnsan sevebildiği kadar aşktır
Aşk sevebildiğin kadar yaşamak

Bugün penceremden batırdım günü
Kızıla boyadım gökyüzünü
Kızıl damladı avuçlarıma
Gün denizin ardına düşerken

İsmin yazıyordu denizin üstünde
Kızıla boyanmıştı adın
Ya da kan damlıyordu gökyüzünden adının üstüne

Kapattım perdelerimi
Ki bu fayda etmiyordu
Sızıyordu ay ışığı perdemin arasından
Ve yakamoz düşmüştü adının üstüne
Kızıllığın geçmişti hafiften
Lakin içimde bir his vardı,
Birşeyler olacaktı bu gece
Çok geçmeden anlaşıldı
Olay vukuu buldu tam da dolunay saatlerinde
Senin adın kızıla boyanmıştı
Benim hayatım kana bulandı
Aynı yolda ayrı adım atmaya karar verdik
Taa ki yollarımız birleşip adımlarımız bir oluncaya kadar
Biz ayrılınca bitmeyecek herşey
Biz birleşip kalplerimizi değiş tokuş edeceğiz ki özümüze dönelim
Ki buda baya bir zaman alacak
Ve ben bu yüzden çok mutluyum
Daha uzun bir süre senden mahrum kalmayacağım,
Rüyalarda bile olsa...
Beni sevdiğin için sağol
Ki ben seni sevmeyi hiç bırakmayacağım.


Cem İltir

[jockeя]

Aşkım
Dayanılmaz gelir yokluğun
Varlığınsa tamamen tesadüf
Tüm yollarım sana çıkar içimde şimdi
Oysa tanıyalı daha kaç gün oldu

Gözlerini düşünmeden uyku sokmaz gözüme *******
Öyle feci tutuldumki aşka seninle
Bilmiyorum nerede acil çıkışlar

Hadi gel aşkım
Gelde güldür yüzümü
İçime aşk dök biraz
Yaza döndür güzümü

Biraz bak aşkım
Gözlerimin baktığı yerde ol
Her anımda imzan var
Sana çıkar içimde her yol

Arada bir öyle deli bak ki bana
Aklım sana kaçsın *******ce
Ben razıyım ölümüm aşktan olsun
Eyvallah derim ben herşeye seninle
Eğer son darbeyi sen vuracaksan kalbime.


Cem İltir

[jockeя]

Aşkım Dediğinde
Yalnızlık değil bizim sonumuz
Aşk bize bu kadar erken veda edemez
Gözyaşı çözmez dilimizde ki düğümü
Kalbimde adın varsa sonu hüzünlenemez

Bitemez, bu kadar çabuk harcanamaz
Aşk dudaklarımızda can bulurken
Mutluluk böyle çabuk kuruyamaz
En güzel suyuyla sana akarken

Sana yazdığım her satır
Benim kalbimden kopuyor senin gözlerine
Sana baktığım her an
İçim ince ince titriyor aşkım dediğinde.


Cem İltir

[jockeя]

Aşkım Kar Tanesi
Hüzünler sarmış gönlümü rengarenk
Sevgim kaldı ellerinde siyah beyaz
Eridi yolunda aşkım kar tanesi gibi
Bu kederle aşk bir daha ki yaza çıkmaz
Kayboldu ansızın tüm hatıralar
Ya da ben bir yere koydum, hatırlanmıyor
Çınlıyor aklımın bir köşesinde ağlamalar
Yoksa kaybettiğim gözyaşlarımla birileri mi ağlıyor
Vazgeç aşk, ne benden hayır gelir sana ne ondan
Çözümünü bilseydik sana muhtaç kalmazdık zaten
Umutlarımdan bir dağ yaptım hiç yoktan
Yamaçlara kar yağmazsa aşk çalınır şeytanın elinden.


Cem İltir

[jockeя]

Aşkın Silahı Kurusıkıdır
Ne uzak ne yakın bir yolun ortasındayım
Her yere aynı uzaklıkta
Her acıya dayanıklıyım
Gönül bahçesi tarumar bir güzelin,
Bahçesinden gül kopardım gayrı ihityari
Alışkın değildi güller kopartılmaya,
Hemen battı yüreğime dikeni
Az önce yağmurdan çıkmış bir göz bakıyordu bana,
Biraz tatli biraz nemli
Ve ben güneş tuttum yüzüne,
Yağmurdan sonra gökküşağını görebilsin diye
Her ne kadar dudakları bir süreliğine gülmüş gibi yapsa da,
Aslında onun gülmeye engel sadık acıları vardı
Bir yolun ortasındayım
Her yere aynı uzaklıkta
Sana nefes kadar tanıdık,
Ama aşk kadar uzağım
Sevmeyi bilmeyene sevgi öğretmek yazmaz bizim kitabımızda
Çünkü biz sevmeyi kendimiz öğrendik düşe kalka,
Birazda aldatılarak
Kaç aşkın günahına şahit olduk,
Kaç kez ifade verdik boş duvarlara en yeminlisinden
Üzüldük, harap olduk ama ölmedik
Çünkü bizim ölmeye engel borçlarımız vardı aşka karşı,
Ödemeden ölemezdik
Biz böyle okumuştuk aşkı tecrübelerin yazdığı kitaplardan
Biz hiç ölmedik aşkın sıktığı kurşunlardan
Çünkü biliyorduk ki aşkın silahı kurusıkıdır, öldürmez
En koyu sevdalardan istifa etsen bile,
Hiçbir acı sonsuza dek sürmez.


Cem İltir

[jockeя]

Aşkların En Güzeli Yaşanmamış Olanıdır
Aşkların en güzeli yaşanmamış olanıdır
Duyguların kalplerde saklı duranıdır
Belki bir şiir, bir şarkı sızlatır kalbini
Ama yaşanmamış aşkların sayfası hep bembeyaz kalır
Aradan seneler geçse de kalbinde bir uhdedir
Solmuş bir resim geçen senelere şahittir
Hasretle anılan ismidir sessizce dudaklarda
Sımsıkı sarıldığın tek şey artık hayalindeki halidir
Kuru bir daldır
Koskaca ormanda aşk
Etrafını sarsada güzeller
Önemli olan o dalı tutmak


Cem İltir

[jockeя]

Ayın Göz Hapsindeyim
Ayın göz hapsindeyim bu gece,
Yıldızlarla yıkanıyor bahtsız aşkım,
Bakışlarım daldı yakamoz sürülmüş denize,
Gözyaşlarım yanaklarımda soğuyor, yalnızım

Dur desemde faydasız,
Söz geçmiyor içimde esen hüzne,
Ayrılık bu acımasız,
Damla damla saplanıyor gidişin gönlüme

Her güzel şeyin neden kötü bir sonu olur?
Sevdiğin insanla aranda neden hep yol olur?
Aşkın katığı göz göze duruş mudur?
Sevmek yol beklemek kadar zormudur?

Sen istersen bu aşk sürer,
İstemessende yüreğimde izin kalır,
O da bana zaten yeter.


Cem İltir

[jockeя]

Ayrı Dünyalarda Yalan İstanbul Var
Pazarı kurulan eskimiş eşyalar kadar yorgun,
Hapishane koğuşunda cezasının bitmesini bekleyen,
Bir mahkum kadar ümitsizdi bizim aşkımız
Güne hakkını veremeyen,
Dünü bugünde arayan,
Zamanı bir gün sonrasından yakalayan,
Takvimlerle işi olmayan bitkin iki insandık
Biz bazı şeylere inanmadık
Suçu aşka attık
Duysa çok kırılırdı aşk
Biz onu anlayamadık
Koca dağlar, denizler, rüzgarlar aşk
Biz kör kuyuda küçük birer taş
Nasıl uyar frekanslar
Nerede kaldı kısa dalga radyo yayınlar
Omzuma dokundu biri
Ben aşkım dedi
Baktım, benzetemedim
Hadi ordan dedim
Küstü, döndü arkasını gitti
Ama sonra intikam fişini bana Türk usulü kesti
Yürüyerek, sağlam adımlarla geldiğim bu aşk yolunda topladığım puanları
Aşkı tanımamakla birden kaybettim,
Sıfıra indim, dibe vurdum, yenildim
Önceden tanıdıklarımın aşk olmadığını
Şimdilerde acı tecrübelerle test ettim
Biterken biz usulca,
İstanbul'un ne denli yalan olduğunu anladım
Aşık olacaksan Paris'e uçacaksın
Paris aşk şehri, İstanbulsa ayrılık
Yetemedik birbirimize,
Kopardı bizi herhangi bir otobüs firması
Sen binip giderken,
Sanki öğlen vakti karanlık çöküyordu otogara peşinden
Farlarını yakmış,
Sanki gülmeyen kaderime ışık oyunu yapıyordu son sürat giderek
Ayrıldık, ayrı kaldık, ayrı dünyaların insanıydık,
Biz bi türlü aynı yastığa baş koyamadık
Doğrudan sapmaya az kalmışken,
Sen yoluna gittin, ben yoluma
Biz aşık olmaya çalıştık,
Ama yanlış zamanda yanlış yerde tanıştık
Aslında bu işe hiç başlamamalıydık
Yolun soınundaki ışığı görmek için,
Biz karanlığa saplandık
Meğer karanlık içinde ışık görmekte değilmiş marifet
Gün ışığı çarparken yüzüne,
Gözünü kırpmaksızın o ışığa bakıp,
Karanlık çökünceye dek,
Bakışlarınla söndürebilmekteymiş keramet
Ama sönen biz olduk,
Gazı yavaşça biten gaz lambasında.


Cem İltir