![]() |
![]() |
#21 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57915
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() KALKLAR
Oturun babamı Ben güvercin saçlı çocuktum Buzlardan başlayıp vurdular Dağların yabani timsahında Sanatın fiziksel geçerliğine kadar Vurdular Babam upuzun yatandı kumda Ölü ve uzaması birden duran saçlarıyla Çünkü öylesine kendi ölümü Başını yastıklardan kaçıran uykulu başını cümle odalardan Hep kumlar vardı çünkü uykuya yaklaşırken Üzülecek ve sevinç duyacak yerlerde Dudakların içinde kulak yollarında Adamın öldürülüş sesi Sofradan sokak kapısından Pencereden kumluğa okyanusa Ahrete olan dostluğumuza yakınlığımıza
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#22 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57915
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() KARTAL ÖLÜSÜ
Tabutunuz Pırıl pırıl çivileri ve talaş kokuyor Demek taze ölülerdensiniz hemşehrim Kan akıtılmadan Kesildi damarlarınızın sıcaklığı Söyleyin kim yokladı Bir ateş salmaya içinizi Şimdi doya doya seyredin gövdenizi Kalabalıklardan eli mızraklılardan Otomobillerden nüfus patlamasından Ve o koca denizlerin kirlenip ağrımasından
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#23 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57915
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() KAYIT
Korku salardı inceliğin acıman tevazuun Dünya ve insan çıkmazlarına yumuşak bakışın Nur sarnıçları ballar koydun çöllere ruh eşiklerine Senden kaynıyordu yine sana kapılıyor ırmakların Yamalı ve tertemiz elbiselerim olunca Her gece mutlak uyanıp adını anınca Bir gün elbette sofraya birlikte çökeriz Sen dağ gibi kurul ben zerre bir yer tutayım Sura vardıkça gövdelendim soyundum aşk duasına Atılıyorum sırlarına açılıyor hücrelerim Menzili çoktan geçtim ün saldı kayboluşum Kendi kuytumda çalkıyor şerbetini ağzım
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#24 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57915
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() KORKU VE YAKARIŞ
Yüklenip geliyor gökyüzü evimizden yeryüzümüze Dilimize onur veren kelime Güzel ticaret ettik Çölü okuyabiliyoruz deveyi çözebiliyoruz /Delicesine yalnızlıktan yana reyi Elleri berrak ve dolu Arındı soyu kurudu kinlerin sanki Vuruyordu son bahtsız atılışında Köpeklere yaslanarak bir avluda Ve ayaklarının altında Her kiminse doğranmış saç örgüleri/ Ve şimdi adam ey çocuk Eline bir dudak inziva al göster onlara Belgele sevişebildiğin aklın Kuşların o hızlı oluş adına Çalılardan uçurduğu baharla Uzaktan kur düşleri ve başla binmeye Gemiler gibi gelen günlere Ve özenle seçilen söylenen kulaklara Yeni yeni hecelediğin tattığın /İyice düşün ilk kez kim duyuyordu ayetleri/ Hatta o ısılı ve tamam edilmiş kelimeler yardımıyla Nerdesin ne suçun var anlarsın Gibi dost ettiğin paha gerçek paha Bilinir ki yolluyor yiyeceklerini senin katına Seni çile çektirilen Verdikçe alan kelime Susuzluktan kalma bir sarhoş ağzın Salt ona adımların Yalpa yok elatışında boyuna sürdüğün o Ve hadi artık. Konuş Nasıl buldun yolunu Ki akıyor her gece ruhun bütün gücü Bir fırdönüyü saklıyor eşyalar Sen ıssız tekbaşına ve mağrur Batıyorken yatağında Nasıl da ateş sıcak içova nabzı Zamanlar indirir kaldırır limanları Sanki bir kuş ağzı bir kadın ağzı Su başlarında sel yollarında hayatın Kuğu kanatları beyaz soluk alışları /Derken rahimlere kapandın Dirilik harflerle çalkalandı Boşaldı boş çanaklarına kavganın/ Kaynak yeniden yumulu parmaklarını açıyor Biziz şimdi görünen artık salındayız aşkın Yüz yüze koyulduğumuz sır vakti: Olgun ve hazır Yine uyandım Sabah Yine büyük İsmimle ancak Aynı sarnıçta düş ve gerçek Alıp veren sakınan etim Soluduğum bakış Can levham duvarlarım senin Bana giysi verdin Öyle biliyorum giyinmeyi Beni doyurdun Böyle biliyorum doymayı Ve sayıyorum kimse yok Öyle böyle bir doğa Yalnız beni götürüyor kıyamete Görüyorum ki farkediyor Gülümserken korkuyorum Elime açılıyor yüzün Duyuyorum buzlar gibi Sensin bana Sanki kendimden bana İçimden tüten Sensin doğduğum sabahları Işıklarına uzandığım başları Dünyaya bırakan Sensin güden Kanımın düşüncesini Sen ince şavk toplam zaman saf hayat Tek diri Sensin yüzen geceye Tek diri Sensin yüzen geceye Yeryüzü Sen ayrılmadın hiç Evimizden Uyudum yine Gece Yine geniş
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#25 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57915
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() KUTSAL MAVİ ÇOCUK ŞİİRİ
Ellerin çıktı ve göğün ortasına geldi Tarlada Bakışı gittikçe yer toprağına Çakılan Bu kadar beklerken habersizdi Ve hatta onlar da habersizdiler Sular mı anladı Dağlar mı sezdi Yoksa birdenbire bir çiçek mi Bir gün Herhangi bir an Ama bir çelik an Her şey Ve hepsi başlarını kaldırdılar Ve hemen ellerinin gölgesi düştü yüzlerine Karmakarışık belirsiz uzun Geçti ve geçti gölgesi Zerdüştün ayaklarından bir kartalın
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#26 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57915
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() MEÇ
Ağaçlara kılıçlara benzer çocuklar çıkıyor erikleri itiyorlar erikleri onları yırtıyor ellerinde dürtme silâhları plaj yıkıntılarına çarpıyorlar sarsıntıyla akıyor ayaklarını ıslatan yaprakların gergin dallarında yüzücü nehir gerginlik balık kanadı sertlik gözlerine yakın gelmiş suçlu ağızlarında çiğnenmiş bir gemi çocuklar elleriyle dalların uçlarındaki eriklere bir mahzendeki uzaklığa kayar gibi Gerçekler başlarına konan çiçekler yapraklar boğuluyor yorgun bir meyve daha geliyor ağaç kökünden bu sırada tramvay geçiyor ve duruyor fidan küçük ağaç göğüne üç ayak yaklaşmış ilk koçanını ezberine biliyor her an ürperti geçiriyor odaya sokulan yemiş odaya sokulan yemiş göz hapsi evinde durmayı seven kadınlar mermerle sıvıyorlar çocuklarını top uzağa yakına çağırıyor hep bir noktada kalan adam varmaya doğruluyor sulardan sorulmayan ama sulara yatkın anılarına sevgiler koşturan pencereyi parça parça aralayıp denize açılan bir sokak kadını denize açılan çuha kadınını açıktan geçen son sağlığa bağlamak için makine ustası amma da mideli yıkılmadan geliyor ve sırrım sessizliğiyle çalışıyorsa başına ben gittikçe soğuyan ve soğuyan ben ekmek kırıntıları döküyor her zaman yaprak duşları başlıyor serpilen kuşlar çimen düzlerine gelip bir kısrağa yakından bakıyorlar kuruyan ağza kapak göze kapak çölüne atılan zar sulardan serpme balık deniz görününce kargılar atılıyor karlı yamaçlardan kızgın kumlara erenler kaydırak arkalarından aç karınlı sevilen kurtlar iniyor ağaçlar dimdik dallarında gergin su haber gibi bir şey bekliyorlar kökleri toprağı geziyor bir yatağan aşırı gitti mi zındana çıkıyor kök ucu zufa bir cins ağaç Devlet sokağını tek başına bir ayyaş geçiyor Kente verdiği cevap pandomim başı bir gölge altı açıyor hotozlu kadınıyla hovarda adamı yanyana koyunca yatak yaşama simidi şimdi eskimolara bakın kadınları fok balıklarından bunda yataklara girip sımsıcak çoğalıyorlar denizlerini kargılarını köpeklerini yemeklerini kayıklarını ve kaygılarını ayı balıkları bekliyor ve başkentte korsan gülçin dil balığı yelken gelmek üzereyim gelmeye hazır şaramla doldurdum sözleri ağarıncaya bu geceyi hartuç ve hece göğsü kızgın köpüklü tayfası şişti mi kadın kollarını kadın ellerini biçimli gergin tutan insanın su başı rahim kelime yorgun gece soldu çan çan ve çayır suçsuz çocuklara koridor yapraklar balık pulu balıkçılar pul pul yalnızca bakışlarını kırpıyorlar dokununca çatılarda kirişlerde serin dubalarda artık göze bakmak oyunu yok
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#27 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57915
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() MENZİLLER
Sözün ve yolun baş çeşmesi ruhumun Canım içre sevinç verir sözlerin Baktığın dağların düşüncesi bile ağlatır beni Hür olurum buyruklarını bir bir donansam sultanım. Aşkın bin gözlü devasa bir baş imiş Yur her birini uykularından sohbetin Dinlen ey Zarif bilatedbir çok söz açtın Bu kırık akılla ne cürettir yaptığın
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#28 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57915
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() MUNTAZAM
Seni kamçılardan çıkardım Tevbelerle başladı rahmet vuruşları İnsan ağlar oldun yürekli göğüsler kurdun Sesimi işkencelerden alırdın Elimin altına dökerdin etlerini Hızlı varışlara bile hazırım daha Dayanırdı yelken bezleri saf saf insan enginlikleri Bir geçmiş zaman kalkanı indi Çınar ağaçlarından sahil sularına Kalbim kalkıp indi gemilerden Çok tarandım başka saçlar tarandım sokaklarda Kapris kamburu çıkardı yıllar Ve bir tek çıban çıkaran yoktu sancılarla Habire vuran rüzgâr Kabirlerde su yollarında Dehlizlerde İç çekmeler Sızlanmalar fısıltılar Ne zora çekiyor zaman ki bildiler farkettim Götürüp Kelimeleri başka bir semte attılar beni Üzgün melal içre ve âşık Yürüdüğüm deniz sahillerindeyim Yakın sabahlarda öğlelerde ve daha Üç parıltısında günün Devlerimi güreştirmek işim Üstüm başım heykel kırıkları
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#29 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57915
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() NEREDE BULABİLSEM SENİ
Yetişip dizüstü düşebilsem eteklerine Karanlık basmadan dünyayı kapatan karanlık Elimizde kılınç ben ince işler ustası musa kardeşim ya ki heybem değişince kubbeli evim girdabım - tövbem kapımın önünde akan ırmak en zengin denizcisi incilerin - uzak şarklara yollanan elçilerin Kelimeler okyanusla yarenliğe dalıp çoluk çocuğu unutacak kadar bol ve bereketli binlerce yılçün kurulmuş bir zemberek içimizde ağzımıza boşalttı onca sözden Birinin heybeti ve lezzetinden Damağımız çatlamakta ya ani karanlık 'inanana rahmet inançsıza esef' olan (Hiçistanda Bir rüzgâr belirmiş Kulağımıza gelir- Bir ey muhalif rüzgâr ki oyropeiş örneği Hafifçe terli bedenin krondeli Göz dikmiş duyduk ki Meni yataklara bile) /Japonya büyür büyür bir gün Toprağını denize yayarak Peygamber sözüne ordan hizmet olur/ Kucak açanlar kadar geniş istekli Göçüp gelenler kadar hafif az'la doyan yük olmadan Ve başlar Kimin yüreği daha yüce yarışı Musa kardeşim ağlamaktan mı Okumaktan az uyumaktan mı Kan gölü gözlerin Her an karanlığını giyinecek gibisin Ne kadar uzun sürüyor Ta içinden gözlerine gelmesi dikkatin Karnın ne kadar küçük ve içerde İnce belin- Fazla kabarık değil kemiklerinden etlerin Biliyorum ancak sen Bu kadarla yetindikçe ve ekmeği Böyle mübarek tutukça doyar karnı çinin hindistanın amerikanın Sen olabilirsin çaresi Su içinde susuzluk hissinden ölen kimselerin Musa kardeşim haya'dan mı boyuna posuna güzelliğine rağmen hafifçe kıvrık omuzların hafifçe eğik başın Hele terazi tutuşun zarif sapasağlam ve artık en insansız çölde tek başına kalsa bile eğilmezken adalen bile yine de Bir nebzesini yutsa yüreğindeki tartarkenki dikkatin İkiye yarılır bir su aygırı Ve çocuklar tuz yalarken çocuk avuçlarından NEREDE BULABİLSEM SENİ Baba bıçağını ağır ağır çekerken YETİŞİP Ana dalgın ve Su dibinde yürür gibi DİZÜSTÜ DÜŞSEM ETEKLERİNE Ana dalgın ve su dibinde yürür gibi üzüm tiyekleri ceylan dolu etekleri 1 Çocuklar Kurtulamazlar yanaklarına konan yaradan Olmadık anda bırakılırlar Sonra Nice sonra Hatta bazen karanlıklarına uzanırlarken kadar sonra Üzerinde gözyaşı izleri Senelerin izleri ile yol yol kalmış yanakları Mahzun yayılır Ancak görünür güzel dişleri Ve 'kuşlar da kaderle uçar'
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#30 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57915
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() ONUN İÇİN
Dün kalabalıkta Sevmekten yorulmaktayım Yalpalayan bir sarhoş var Şimşek vuruyor onu bir çırpıda Seçip vuruyor Fırtına çevreği de onu buluyor emiyor Yılışık nemli bir şehvete arzulanıyor Bahar ayartıyor onu Köprüde insanlardan yükselen buhar Camların çiğneyip salonlara kustuğu sıcaklık Sevmek yapışkan insan teri İnsan kılı memesi kokarak Kollarını eklemlerini yalıyor senin ve şimdi aşkın evinde iki yabancı insan misina tutmaktan tuzlu sudan birbirini duyamaz olmuş iki parmak gibi yatıyor İstanbulda Suadiye mezarlığında Yorgun uzman bir kalp Kimbilir hangi kanlarda akıyor gövdemiz Kimbilir kimin damarlarında hızlandırıyor sözlerim Bir bohça aranır çağırır üfürür - sıcak ve tüterek Irmak denize boşaltır dağlardan kaçırdıklarını Atın birden nalları dökülür - delice koşarken yine de Bilki şöminenin içinden Yanmış kül olmuş yine de Seni gözlemekteyim Bir kadın bir baş kesiyor gördüklerim Bir kadın kendiyle oynuyor Kendine ve çocuklarına parçalanarak Soğuk sıcak yanıp donarak Dar koridorda yay gibi vınlar Ve duşa varamadan Ufak kırmızı lambadan erlikler yağar Bir göz bir çağırma bir dur akar Geri dön azarlandın Koltuğa otur şöminenin içine bak Şimdi hızlan ve hızlandır
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|