Şiirler

[GooD aNd EvıL]

Gözlerimin önünden geçiyor ılık rüzgarlar
Martıların intikamı deliyor
Ciğerlerimi

Suçsuzum!
Daha dinlemedin bir kelimemi

Sineme doluyor hüznün
Ve yine kuşatıyor zayıf
Bedenimi

Düşlerim!
Daha anlatamadım düşlerimi

Bırak parçalansın beden
Bırak düşsün hüzünler yine anaların
Kalbine

Ayrılık!
Bulduğum kendimi ve sonra kaybettiğim çöller
Neyleyim sahraları
Uzaklardan esiyor rüzgar
Kan yüklü ve hüzün
Bakma anlattığım böyle neşeli
Bakma gözyaşlarında
Işıkların parlak dansına

Daha büyümedi hayatın içinde çocuk
Daha susmadı ölüme terk edilen bebekler

Ölüm!
Şimdi doğmamış bedenlere
Sessiz, sessiz
Yaklaşıyor

Açtım kulaklarımı
Duyuyorum sesini
İskelelerde çığlık atan martılar
İntikam, intikam ve yine intikam
Parçalanmış yüreğimin
Her parçasından

Bak seriyorum önüne
İşte senin
Yak istersen tüm kitaplarımı
Yak istersen geçmişimi
Geleceğimi
Her şeyimi

Suçsuzum!
Oysa anlatamadım renkleri seyrettiğimi
Anlatamadım yağmurda ıslanmayı
Çiçekler için sevdiğimi

Ah ! Hüzün yıldızı
Ah, kınalı kuzuların dilindeki türkü
Gözlerim müştak bir ışık arar

Doğunun ışığı;
Selçukluyu, osmanlıyı besleyen pınar
Muhtacım yine asyanın bozkırlarına

Daha topraklar kucak açmamıştı
Daha filizlenmemişti çocukluğum

Feryat ve ızdırap!
Daha meyvesi olmamıştı her saniyenin
Ah, susmayan şarkıları aç
Kurtların
Dinmeyen feryatları firakların

Daha söylememiştim ne kadar masum olduğumu
Ölüme terk edilen bebeklerin suçsuz!
Söylememiştim vurgun yemiş kalbimin
Beni nasıl vurduğunu

Dünya!
Al çürüt bedenimi zindanında
Al çürüt ruhumu, öldür, parçala
Bak terk ediyorum seni
Daha söylememiştim suçsuz olduğumu


Mabet önlerinde / kan ve aşk
Mevsimler akıp geçti
Dil döktü abdal, diz çöküp mabet önlerinde
Giden savaşçılar dönmedi

[GooD aNd EvıL]

Öyle bir dünya'dayım ki
Ne ağlayanı biter,ne de güleni
Öyle bir yerdeyimki
Ne seveni biter,nede sevileni

Sevdiği için canını veren
Sevdiği için hayatını yıkan
İşte böyle bir dünyadayım
İşte böyle bir yerdeyim

İnsanları çıkarı için ezen
İnsanlara zulm etmeyi bilen
İnsanların sırtından geçinen
İşte böyle bir yerdeyim

Yalın ayak gezen çocuklar
Ekmek için birbirini vuranlar
İmkansızlıktan okuyamayanlar
İşte böyle bir dünyadayım

Göz göre göre yalan atanlar
Sevdiğini arkasından vuranlar
Yüze gülüp arkadan vuranlar
İşte böyle bir dünyadayım

Her ne olursa olsun yaşamayı bilenler
Her acı olayda gülmeyi bilenler
En zor anında yanındakine destek verenler
Dedim ya işte burası tek yer DÜNYA

[GooD aNd EvıL]

Ugurlayacakken gece bekçilerini
Bir hiçkirik gibi
Bozdu bozkir issizligimi
Çözdü dilimi
Döktü düsümü
Zaman sikintiliydi
Bogucuydu zaman

Hani özlemler dizilince yollara
Kucaklasamaz Ya akrep ile yelkovan
Uzar da uzar dakikalar
Asirlara dek

Ellerimde atarken kalbim
Isliyordu hayal gücüm
Duraksamadim
Hakliydim
Burasiydi
Düsüme giden yol

Güya gelmissin
Oturmussun karsima
Almis çayini ellerine
Dikmissin gözlerini gözlerime
Anlat hadi anlat
Ne anlatayim
Güzeldi hostu
Hayat
Bereketliydi
Costu da costu düsler
Tatti hayaller

Kim tutabilirdi beni
Hangi muammalar çözmedim
Ne vatanlar kurtarmadim
Hangi sevdalilari kavusturmadim
Dedim Ya
Anlattikça anlattim

Gözlerini ovusturdun
Uykular mi akti ne
Hala bulusamadi mi
Akrep ile yelkovan
Eteklerini kaldiran gece
Salmadi mi ayaklarini gündüz denizlerine

Hayran bakislar
Al senin olsun
Ver bana yarenlikleri
Ayrilik mi
Ha ayrilik dediysem
Baskalik babinda
Öyle istemem ben kin
Nefret öfke garez
Ne bekliyorum kis uykularindan
Bir ates mi çitir çitir
Bir kahir mi
Yoksa bir vefa mi
Yoksa usul bir dokunus mu
Bilmek farkindalik herkesin harci mi
Dara gelince bos vermemek
Sabrederek yorulmak
Hayat ile ben
Bahtiyar

Dünya da dünyaydi hani
Geri çevirmedi selam vereni
Girizgahti selam
Açik gizli mesajdi
Aldi hemen kaçani göçeni
Hevesliyi
Dudak bükeni
Asigi dertliyi
Hirliyi hirsizi
Arliyi arsizi
Cahili ermisi
Velhasil geleni geçeni
Herkesi aldi

Gece bekçilerini ugurlarken
Çözdü dilimi
Döktü düsümü
Bagladi elimi
Hayat da hayatti hani

[GooD aNd EvıL]

Dünyâ dönüyor kim ne derse desin
Sense baktığım hemen her yerdesin

(22 Temmuz 2006/ Ören-Balıkesir)

[GooD aNd EvıL]

Kadın tam bir dünya güzeliydi ama,
Adam da tam muşmula suratlı birydi,
Kadın güzelliği ile çıldırtırken,
Anlamıyordu asla,
Hep hüsrana uğruyordu sonunda nedense,
Üçüncü bir güç baş belasıydı sanki kadına,
Ve adam üzerinde çıldrıtmaktan da öte,
Delirtici bir şey taşıyordu her an ve hep cebindeydi o nesne,
Çünkü, adamın cüzdanı kainat güzeliydi adeta,
Bundandır ki muşmula suratını çook pahalıya satmıştı kadına...
Ve adamın her gittiği yerde yoluna insan postu seriliyordu,
Ayakları iskeletleri çıkmış kölelerin sırtındaydı daima,
İçtiği viski insan kanıydı,
Paltosu yoksulların diyetinden örülme,
Ve binbir renk, binbir nakıştandı...
Kadının sa, her gittiği yerde yangınlar çıkıyordu,
Bakışlarıyla tutuşturuyordu erkek yürekleri,
Ve kirpikleriyle de hançer üşürüyordu duygulara,
Bir emsalsiz tablo oluyordu akıllarda ama,
Adam, dünyanın bütün itfaiyecilerini satın almıştı sanki,
Kadının yangınında kalan herkes,
Susuz ve çaresiz kalıyordu sonunda...
Kadın, kadındı ama, kendini unutmuştu sanki,
Bedeninin değil ruhunun içindeki asıl kadını arıyordu hep,
Kadınlığını kadın gibi yaşamak,
Kadın olduğundan zevk almak, zevk vermek istiyor du ya,
Adam, paradan bir duvar örüyordu her düşüne, her duygusuna kadının,
Ve kadının olduğu her yerde, bir cüzzamlının suratı gibi peydah oluyordu,
Ve kadın, adamın paradan ördüğü duvarların arkasında,
Görkemli ve kalabalık bir sarayda yaşaıyorduysa da ,
Kadınlığını tadamadı, kadınca yaşayamadı,
Cinselliğinin anlamını bulamadı, öğrenemedi hiç,
Hep o kalabalıkta yapayalnız yaşadı, yaşadı...
Arzularının paraya benzer yanı yoktu kadının ama,
Aanlatamadı, anlatamadı, anlatamadı,
Adamın da paradan kefen yapılamaz diye bir düşüncesi olmadı asla...

15.07.2004 Taşkışla/Taksim

[GooD aNd EvıL]

Dünyada savaşlar bitmek bilmiyor
Lakin elimizden fazla bir şey gelmiyor
Kadınlar çocuklar paramparça oluyor
Lakin elimizden fazla bir şey gelmiyor

Silah mafyaları silahlarını satıyor
Kapitalistler servetine servet katıyor
Çok gariban evsiz sokaklarda yatıyor
Lakin elimizden fazla bir şey gelmiyor

Simdi adalet tamamen güçlüden yana
Zalimler hiç acımadan kıyıyor cana
Melun diktatörler hükmediyor cihana
Lakin elimizden fazla bir şey gelmiyor

İssizlik ordusu her yani aldı yürüdü
Sulugenler siyasi kılığına burundu
Namuslu yasayan yandı surundu
Lakin elimizden fazla bir şey gelmiyor

Dünya kirlendi hastalıklar çoğaldı
Her şey hormonlu lezzet kalmadı
Evrensel beyanname ise yaramadı
Lakin elimizden fazla bir şey gelmiyor

Zalimin zulmüne seyirci kalıyoruz
Sivas’tan terörden hiç kurtulmuyoruz
Doğal felakete sanmayın aldırmıyoruz
Lakin elimizden fazla bir şey gelmiyor

İnsanlığın kuyusunu insan kazıyor
Tabiatın dengesini insan bozuyor
Gökyüzü de tıkandı uydu yüzüyor
Lakin elimizden fazla bir şey gelmiyor

Teknoloji nerdeyse zirveye vardı varacak
Kim bilir ileride ne değişecek neler olacak
Güner der masum zalimden hesap soracak
Şu an elimizden fazla bir şey gelmiyor

[GooD aNd EvıL]

Yükün bir gün inecek mi ?
Çekemedim dünya seni .
Yalan mı, yoksa gerçek mi,
Çözemedim dünya seni .

Zalimin yanında durdun
Düştükçe tekmeni vurdun
Yollarıma engel kurdun
Geçemedim dünya seni .

Nedir bu sitemin, nazın ?
Çekilmiyor güzün, yazın
Yürüdükçe büyük arzın
Geçemedim dünya seni .

Zengin olana tatlısın
Fakir olana farklısın
Sen de belkide haklısın
Sezemedim dünya seni .

Paran da kalsın, pulun da
Küstü Hüseyin sonunda
Ebedi alem yanında,
Seçemedim dünya seni .

[GooD aNd EvıL]

Sevdim seni canım hep ölesiye
Olur mu ki aşkta hiç veresiye
Geldim kapına bir tanem sev diye
Doyulur mu ki hiç aşka sevgiye

Dünyalar tatlısı canımsın benim
Canımın içinde cansın sevdiğim
Bedenimde akan sensin sevgilim
Doyulur mu ki hiç aşka sevgiye

Sevginle ben dolup dolup taştım
Nice engelleri hep seninle aştım
Sana kavuşana dek çok yol aştım
Doyulur mu ki hiç aşka sevgiye

Bir tek sensin benim arzum, emelim
Hüzünü, kederi kabre gömelim
Sevdamızı kana kana içelim
Doyulur mu ki hiç aşka sevgiye

Bir tek günüm bile sensiz geçmesin
Senden başka bir eş gönlüm seçmesin
Aklından başka bir hayal geçmesin
Doyulur mu ki hiç aşka sevgiye.

[GooD aNd EvıL]

Eskişehir'lerin birinden gelip
Yepyeni şehirler kurdun
Küçük ama sevgi dolu dünyamda
Üzerinde sadece ikimizin yaşadığı
Ve kimselerin asla giremeyeceği

Merhum sevdalar bulamayacaksın
Bu şehirde yapacağın kazılarda
Ne de senin isminden başkalarını bulacaksın
Ağaç kovuklarındaki kalp resimlerinde

Madem ki yalnızız bu şehirde
Özgürce yapmalıyız her ne istiyorsak
Hesap soranımız yok nasılsa

Önce bir çocuk parkı yapmalıyız
Banklarında el ele tutuşacağımız
Salıncaklarında yıldızlara yaklaşacağımız
Yeşilinde yuvarlanacağımız

Sonra şirin bir ev yapmalıyız
Bacasından hasret tütmeyen
Senin ellerinle ısındığımız
Ve içinde güneşi de ayı da hapsetmiş
Bir nehre komşuluk eden

Keyif bu ya!
Daha neler yaparız kim bilir
Sen yeter ki mimarı olduğun
Bu sevda yüklü şehre gel
Şimdi tanışma zamanı geldi diyor saatler
Ben Mustafa Bedelim
Sen Dünyalara Bedel


senem 'e ithaftır...

[GooD aNd EvıL]

Senin ansızın çıkagelişin
Kızgın çöllere yağan yağmurlar
gibidir
Senin tatlı bir gülüşün
Karakış ortasında açan güneşler
gibidir
Senin bir anlık bakışın
Karanlığı nurlandıran dolunaylar
gibidir
Senini bir tek sözün
Karlar altından fışkıran
kardelenler gibidir
Senin bir damla sevgin
Göz alabildiğince uzanan okyanuslar gibidir
Senin tadına doyulmaz aşkın
Bütün bir dünyaya bedeldir
Sayısız dünyalara bedeldir

(10 Ekim 2006/ İstanbul)