Ali Osman Yılmaz

[GooD aNd EvıL]

Kara sevdalı Deli.

Herkes bana bakıyor,
Bende herkese bakıyorum,
Ve boşluğa doğru,
Tekmeler atıyorum.
Gülüyor insanlar bana,
Bense öfkemi sallıyorum,
Her tekmeyle sokakta.

Ölüm haberini duyunca,
Öyle bir öfke kapladı ki,
Yüreğim duracaktı sanki.
Çıktım sokaklara o halde,
Önüme ne geldiyse,
Başladım tekmelemeye,
O yüzden bakıyor insanlar,
Ve gülüyorlar bana.

Sokağın köşesinde,
Sabah simidi satan adam,
Neden tekmeliyorsun boşluğu?
Diye sorunca bana?
Senin ölüm haberini söyledim.
Senden kalan ve sensiz,
Yaşadığım yıllarımı,
Sana olan özlemimi,
Sen olmadan geçecek günleri,
Ve senden kalan acı dolu,
Hatıraları tekmelediğimi söyledim,
Köşedeki simit satan adama.

O da güldü bana.
Uzaklaşırken yanından,
Deli mi ne?
Diye söyendi ardımdan.

Sahi:
Delirdim mi acaba?
Böyle sokaklarda,
Boşluğu tekmeleyen,
Bu adama,bana,
Bu şehrin,
Kara sevdalı delisi,
Demezler mi?

[GooD aNd EvıL]

Kara Yazı

Levh’i Mahfuza kara kalemle yazılmış
Bir kara yazı ki hiç değiştirilemez
Herkes bakmakta yüzüme.bir garip şaşırmış
Meğer alnımda herkesin gördüğü alın yazımmış
Bakarım insanların yüzlerine merakla ben de
Yalnız benim alnıma mı kara yazı yazılmış?

Dışarda acı mı acı, soğuk bir rüzgar esiyor
Acı soğuk, sert mi sert, uçan kuşlar bile donuyor
Sazlığın kıyısına oturmuşum,
Göç kervanını kaçırmış leylek gibi düşünüyorum
Neden? neden? diye soruyorum kendime
Ne yaparsam yapayım, Ne dualar etsem edeyim
Kara yazılmış kaderim, bir türlü değişmiyor.

Güz güneşi solgun bugün,
Canlılara yazdan bir tebessüm dağıtıyor,
Bense sıcaklığın ta içimde yakarken beni
Akşam güneşi aydınlığında ortalık
Kıpkızıl dudaklarıyla, gökle yer
Kır çiçeklerinin önünde öpüşüyor,
Sarılmışım senin hayaline,
Sevda çiçekleri sunup, hayalini öpüyorum.


Akşam vakti, bakır renkli suya dönüşüyor her yer
Hayalinle sarmaş dolaş, ellerim saçlarını okşuyor,
Umut perilerine yol vermişim, sabahı beklesinler
Şehirde ise herkes, bu akşam umutla yarını bekler
Ben, yalnızca senin gelmeni bekliyorum.
Uzat elini bana artık, ey güzel kız,
Ölüm kuşunun kanatlarına binmeden,
Kalan günlerimizi, sevda ateşimizle yakarız,
Son nefesi vermedik daha, Bak
Ne güzel günler yaşarız.

[GooD aNd EvıL]

Karac'oğlan Misali

Ayağına bağlamış,altından hızma,
Dediler aşık olma,o bey kızına,
Biner gider,ağa oğlunun atına,
Deli gönül,söz dinlemez,neyleyim.

Yüreğime ateş düştü yanarım,
Gözlerim sılada,bu illerde gezerim,
Gurbet mi olacaktı benim vatanım,
Gel de artık,varıp yanın geleyim,

Karlar yağdı,hangi yola sapayım,
Sevda haktır,sevdiğime varayım,
O gamzeli, al yanağından öpeyim,
Yanar yüreğim,daha ne diyeyim.

Deli gönül,yeter gayrı ağlama,
Her güzele öyle gönül bağlama,
Al kaçır dediler,söz dinlemedin
Tutup belinden ataydın ya atına,

[GooD aNd EvıL]

Karac'oğlana Nazire

Mavi gözlerinde,yandığım güzel,
Çağırsam,gül bahçesine gelmen mi?
Ulu tanrım,güzelliği sana vermiş
Seni gören gönül,başkasını ister mi?

Kızıl gülden,Yüzüne al basmış,
Tanrım seni,ben için mi yaratmış?
Bahar gelmiş,gün tepeden aşmış,
Anam gelse,baban seni verir mi?

[GooD aNd EvıL]

Karanlıklar Ülkesine Gidiyorum.

Atımı dört nala,
Karanlıklar vadisine doğru,
Sürmekteyim.
Gün ışığı tükenene kadar,
Gecenin koynuna doğru,
Kapkara bir yalnızlığa,
Kanat açmış,
Atımı çatlatırcasına,
Dört nala koşturmadayım.
Senden çok uzaklara,
Hatta kendimden bile,
Uzaklara,
Senin ve benim,
Birlikte olamayacağımız,
Karanlıklar ülkesine,
Gidiyorum.

[GooD aNd EvıL]

Karlar Yağmalı Şehre.

Gitmemelisin artık,
Terk etmemelisin beni,
Karlar yağmalı şehre,
Dolmalı bütün sokaklar,
Kapanmalı tüm yollar,
Kimse terk etmemeli şehri,
Kapının önünde,
Soğuktan titremeliyim,
Camdan beni görmelisin,
Öyle üşümeliyim ki,
Beni içeri almalısın,
Sana sıkıca sarılıp,
Sıcaklığında erimek için,
Bahanem olsun.

[GooD aNd EvıL]

Karşı Yakanın Işıkları.

Sahilden,
Karşı yakadan,
Bakıyorum sana,
Solgun ve yorgun ışıklar,
Birer birer,
Göz kırpıyordu.
Yoksa bana,
Gülümsüyor muydu?
Bense martılara,
Seni anlatıyordum,
Onlarda benden,
Ekmek istiyordu.

Ben yalnızdım sahilde,
Işıklar karşıda,
Yorgun ve cansız,
Umutlarım karşıyakada,
Martılar da benim gibi aç,
Işıklarda yorgun ve cansız,
Soğuk bir rüzgar esmekte,
İliklerime kadar donmuşum,
Kalkıp yerimden,
Karşıyaka nın ışıklarına,
Ve Karşıyaka daki,umutlarıma
El sallayarak,
Sahilden eve doğru,
Seninle buluşacağım,
Düşlerime doğru,
Yollanıyorum.

[GooD aNd EvıL]

Kazma Sapı Gibi Adam

Beni kim niye,
Sevsin ki?
Sevdalanıp aşık olsun?
Kazma sapı gibi bir adamım ben.
Ne bir ses var,
Ne bir görüntü?
Ama insan! ! !
Yaşamı boyunca,
Ömrünü insanlığa,
Mutluluk dolu yaşama,
Adanmış bir kimlik,
Topaç gibi bir yaşamda,
Dönmeden adam gibi,
Neyse gereken,
Döndürek olmadan,
Adam gibi adam olmaya çalışan.

Böyle biriyim işte,
Kavgadan aşık olmaya,
Fırsat bulamayan,
Ömrünün ikinci yarısında,
Tam aşık olmaya hazırken,
Çamlıcadan yakılan,
Aşk ateşinde yanan,
Bir kazma sapıyım ben.

Hiç değişmeden,
Her zaman aynı,
Yapması gereken neyse o,
Yalana dolana sarılmayan,
Bu yüzden,
Baldıran zehrine mahkum,
Aşk ateşinde çekiçler altında,
Acımasızca dövülen,
Dosdoğru,adam gibi seven,
Bir kazma sapıyım ben,
Böyle birine,
Aşık olurmusun sen?

[GooD aNd EvıL]

Keder Günlerinin Köleleri.

Seni ben çağırdım,ey insan,
Ben düşlerinizin kraliçesiyim,
Huzuruma çıkma şerefini,
Bahşettim sana,
Şimdi emirlerimi dinle,
İnsan soyuna iletmen için,
Seni seçtim diyerek devam etti;
‘’Düşler ülkesinin kapısını,
Bir devin beklediğini söyle,
Düşler ülkesinde bir düğün,
Ziyafeti verildiğini anlat,
Düğünlük giysileri olmadan,
Kimse giremez buraya,
Düşler ülkesinin bekçisinin,
Aşk meleği olduğunu söyle,
Alnına aşk’ın işareti kazınmamış,
Kimse giremez bu cennete,
Derelerinden nektar akar,
Aşk melekleri,sevda çiçekleriyle,
Göklerde uçar kuşların eşliğinde,
Aşk şarabından içerler,
Aşkın,sevdanın türkülerini,
Söylerler aşıklarla birlikte.
Çiçeklerin hoş kokularını,
Tarif et insanlara,bilsinler ki,
Buraya,düşler ülkesinin,
Çocuğundan başkası giremez’’

De ki,insanlara,
‘’Onlara bir kadeh dolusu,
Sevinç gönderdim,
Ama onlar cahillikle,
Sevinç kadehini döktü,
Sonra gittiler birlikte,
Karanlığın meleği Keder’in,
İçkisiyle doldurdular kadehlerini,
İçtiler bütün ******* boyu,
Keder sarhoşu oldular hepsi’’
Ve deki onlara;
‘’Günlerini düşler ülkesinde,
Geçirmeyen insanlar,
Keder günlerinin kölesi,olurlar’’

[GooD aNd EvıL]

Kelepçeli Aşık.

Bahçesinde/ Mine /beyazı güller,
Bülbüllerle oynaşır kırmızı güller,
Androsun ortasında bir saray,
İçinde yaşar Androslu dilber.

Bense buralarda tutukluyum,
Ellerimde kelepçeler,
Ayaklarımda prangalar,
Seni sevmemi yasakladın, amma,
Gönül bu, nasıl isterse öyle,
Çılgınlar gibi seni sever.

Zorlansam da sonunda,
Yeneceğim inadını senin,
Ellerim kelepçeyle bağlansa da,
Sapanımla atacağım her yere,
Sevgi çiçeklerini, aşk böceklerini.

Her yeri kaplayacak çiçekler,
Teninde ve saçlarında böcekler,
Aşk türkümü söyleyecekler,
Senin inadını yenmek için,
Renk, renk güller bülbülleriyle,
Karanfiller, yasemenler, kır çiçekleri,
Aç perdeni dışarıya bir bak,
Benim sevda şarkılarımı sana,
Kemanların eşliğinde söyleyecekler.