Ali Osman Yılmaz

[GooD aNd EvıL]

Kır Çiçeği Almila

Bir uçurum kenarında,
Hiç bir elin uzanamıyacağı uzaklıkta,
Açan bir çiçeğim ben.
Uçurum kenarına gelen bir güzele,
Ne güzelsin dediğim için,
Cezalandırıldım ben.

Ne sarkıp beni kopardı,
Ne eline alıp kokladı.
Ne mahcemaline dalıp,
Dünyasına almadı,
Bir tek suçum o ki,
Sen güzelsin dedim,
Kır çiçekleri ve kardelenler,
Gerçekten Güzeldirler,

Bu mu suçum benim,
Bir çiçeğe güzel demek,
Cehenneme kapatılmaya,
Sencede yeter demek.

[GooD aNd EvıL]

Kır Çiçekleri.

Engin denizler gibi,
Kırlardaki kır çiçeklerini,
Nasıl severim bilseniz?
Arılarla birbirlerine,
Sevda mektubu göndermelerini,
Yüreğime sevinci,
Bana yaşama isteğini,
Sana kavuşma ümitlerini,
Her gün yeniden,
Bana verdiği için.

[GooD aNd EvıL]

Kırmızı Gül,&,Bülbül

Tükendi mavilikler,
Her yer kararıyor,
Akşam oluyor artık,
Doğuyor yıldızlar,
Suları kaplıyor,
Yakamozlar.

Kırmızı gül,
Taç yapraklarıyla,
Sarıyor kendini,
İçinde nice aşklar,
Alev alev yanacaklar.
Seher vakti yeniden,
Açacak yapraklarını,
Bırakacak göklere,
Alev alev yanan aşkları,

Bekleyecek gül ardından,
Kıpkızıl ihtişamıyla,
Kucaklayacak sevgilisini,
Şarkılar söyleyecek bülbül,
Kızıl güle,yanık yanık,
Gülde bir naz,bir naz
Bülbül’ün dilinde niyaz,
Sonunda dayanamaz,
Ağlayarak uçar,
Yalnızlığına bülbül,
Her seher vakti gelir,
Umutla yakarır,
Nazından vaz geçermi?
Kızıl gül.

Böyle gitmez elbet,
Kızıl gül’e
Bir sabah gelmez bülbül,
Duyacak gül,bülbülün,
Aşkından öldüğünü,
Ah çekerek gül,
Döker yapraklarını,
Bir daha sevda bahçelerinde,
Açmayacaktır,
Kızıl gül,

[GooD aNd EvıL]

Kırmızı güldür,aşkın böceği,

Haydi davulu getirin,
Halay halkasını kurun,
Oynayın kızlar oynayın,
Geliyor karşıdan gelin,

Davular güm güm vursun,
Gelen gelin,sevdiğim olsun,
Oynayan kızlar darılmasın,
Sevdiğim yanımda dursun,

Papatya en güzel kır çiçeği,
Kırmızı güldür,aşkın böceği,
Sevda bahçesinden getirdim,
Yarimin başına taktığım çiçeği.

[GooD aNd EvıL]

Kısacık Bir Mola İstiyorum.

Sırtımda heybem,
İçine doldurmuşum,
Sensizliği,Yalnızlığı,
Ayazın savrulduğu,
Kapkara bir gecede,
Koyulmuşum yola,
Gideceğim menzil,
Neresidir bilmiyorum,
Acep neresi ola?

Kurtulmak istiyorum,
Sensizlik ve yalnızlıktan,
Eğer yolum düşerse sana,
Ne olur sevdiğim,
Son kez olsun kollarını,
Boynuma dola.

Geçti gidiyor zaman,
Ne kadar dediysem aman,
Çok zalimmişsin felek,
Sen değil misin bana?
Kara kaderi yazan.

İşte karşımda ölüm,
Dilemem senden aman,
İstediğim yalnızca,
Kısacık bir mola,
Sana doyacak kadar,
Şuncacık bir an.

[GooD aNd EvıL]

Kız Seni Nasıl Almalı.

Entarisi basmadan,
Al yanakları elmadan,
Salınarak yürüyor,
Bırakır mıyım seni kız,
Al yanaktan almadan.

Gözleri bakar mavili,
Burnunda hızma
Ayakları halhallı,
Bizim ordan geçerken,
Yaşmağını kaldırıp,
Bana işmar etmeli.

Başı yaşmağınan bağılı,
Kız seni nasıl almalı,
Gönderecek kimsem de yok,
Anana bir deyiver hele,
Baban istemeden vermeli,

[GooD aNd EvıL]

Kızıl Gül’e

Nasıl sıkılıyorum nasıl? Bir bilseniz,
Güz ayazında çıktım kırlara,
Ömrümün güzünü yaşadığım şu anda.
Mevsim güz, vakit güz, öğleden sonra,
Dolaşıyorum kırlarda, kendimle baş başa,
Ortalıkta kır çiçekleri, birde ben yalnız,

Bir çiçek kıpkızıl bakmakta bana,
Tam da kır çiçeklerinin durur ortasında,
Kim bilir kim? düşürdü seni,
Bu parka kır çiçeklerinin arasına?
Yağmur yağıp, güneş vurdukça,
Belli ki köklerini salmışsın toprağa.

Evet dedi sessizce, kimse duymasın der gibi;
Bir güzelin elinde geldim buraya,
Beklediği sevgilisi gelmeyince o güzel,
Savurup attı beni, işte bu toprağa,

Ağlıyordu hıçkırarak, gözlerinden yaşlar akıyordu,
Sanki dağlardan, pınarlar çağlıyordu,
Fırlattı attı beni, kır çiçeklerinin arasına,
Koşuyordu çılgın gibi, bakmadan arkasına.

Yapraklarını okşadım, parmaklarımla,
Kokusunu içime çektim, doyasıya,
Değişik bir gül, kıpkızıl rengiyle,
Kadife elbise giymiş gibi yapraklarıyla.
Bu ülkeden değilmiş, söylediğine göre,
Suyun öte yakasındanmış ataları,
Yine bir sevdanın çiçeği olarak,
Getirmişler yurdundan, bu topraklara.

İşte o an içimde yanmaya başladı bir ateş,
Sinemde belirdi bir alev, yakmakta yüreğimi,
Ateşler içinde ben, sevgiyle bakarken güle,
Bilmeden sevdalandım galiba o güzele,
Dudaklarımda bir sevda türküsü, başladım,
Bağıra, bağıra kır çiçeklerine söylemeye.

Hayalimde canlandı birden, baktım güzele,
Sevdalandım ona, bilmeden kim olduğunu bile,
Saçlarını benzettim, elimdeki bu kıpkızıl güle,
Ya gözleri? biraz gri-mavilikler içinde,
Tıpkı gökyüzü maviliğindeki, gri bulut gibi,
Bir boy tanrım, sırım gibi, uzun mu? Uzun,
Rahvan adımlarla yürürken titretir yerleri,

Gül dile geldi seslendi bana bir an,
Neler oluyor, kendine gel şaşkın adam,
Dinle bir, hayali güzele vurulmadan,
Bilmediğin, görmediğin o güzele aşık olmadan,
Kendine gel, aşk acısı sana koymadan,
Ömrünün güzüne geldiğin tam bu an,
Geçmişe bir bak, neler çektin be koca adam?

Aşka aşığım ben dedim, kızıl güle,
Aşık olamadım bu güne kadar bir güzele,
Sevdim ben bu güzeli, kavuşamasam bile,
Senden bir dileğim var ey kızıl gül;
Öldüğümde, mezarımda açmanı isterim senden,
Bu sevda benim sevdamdır sende biliyorsun,
Anlatırsın aşkımı, mezarımı ziyarete gelenlere,

Haydi hoşça kal, suyun öte yakasından gelen gül,
Asma sakın yüzünü, sevdalı gördünmü? bir gül,
Son dileğim, senin gibi bir güle olmak bülbül,
Yakışacaksın kızıl renginle sevdalı ellere,
Anlat benim sevdamı, tüm sevenlere! ! ! ! ! !

[GooD aNd EvıL]

Kızıl Gülüm

Ne anamı,
Ne babamı,
Ülkemi,dilimi,dinimi,
Hatta cinsiyetimi,
Ben seçmedim.
Öylesine bir ilişkinin,
Öylesine mahsulüyüm.

Ama seni,
Seni ben seçtim.
Bu yürek,Bu gönül,
Bir konduki sana,
Kızıl gülüme,
O günden bu yana,
Seçmediğim anama,
Seçmediğim babama,
Ve cinsiyetime,
Şükrediyorum.
Çünki ben Mİ! ! ! !
Seni seviyorum.

[GooD aNd EvıL]

Kibir ile Naz

Yiğit er’e kibir, güzele naz yakışır
Sevdalanmış gönüller, şehla şehla bakışır,
Ak gerdana çifte sarma, altın toka yaraşır
Zümrüt küpeyide taktımı, gerdan kırar oynaşır.

Sürme rastık altından, ela gözler parlıyor
Kime kızmış böyle, kara kaşın çatıyor,
Mahçup yüzü eğilmiş, Ferhat’ına bakıyor
Sanki ateş topu, bastığı toprak yanıyor.

[GooD aNd EvıL]

Kiraz Tadında Dudakların

Kiraz ağacının altında,
Uzanmışım boylu boyunca,
Kiraz dudaklarını ve,
Seni düşünüyorum.

Ellerim açılmış gökyüzüne,
Birinde özlemin,
Birinde hasretim,
Dudaklarımda hala,
Kiraz dudaklarının tadı,
Yalanıp durmaktayım.

Öyle uzaktayım ki sana,
Vatan hasretiyle,
Ana kucağı özlemiyle,
Birde seni görme umuduyla,
Koyuluyorum yola,
Ne bitmez uzaklıkmış ki,
Giderim bitmez,
Yollar tükenmez,
Halbuki bu yollar beni,
Sana getirecekti hani?

Yorgun bitkin,
Ayaklarım kan içinde,
Ama yılmayacağım,
Günün birinde,
Senin ülkende,
Kiraz ağacının altında,
Sana özlemle sarılıp,
Doyasıya öpeceğim.