![]() |
![]() |
#31 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57915
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Sana Bakmak
Göğe bakmak gibi bir şeydi anlaşılan Açık mavi bir göğe, gündüz yıldızları olan Sana bakmak gölde kayık olmaktı Kış günü köy evinde soba olmaktı bir de Yaz günü bir ağacın gölgesinde uyumak Elma soymak gibiydi, kavun kokusu İçimdeki hastaneden taburcu olmak Sana bakmak bana hep iyi geldi Sanki saç örgüsüydün salkım söğütte Sana bakmak güzel olan her şeydi Sokak kedisine şefkat, baltalara merhamet Sana bakmak ağaçlardan yana olmak demekti Bahçe mahkemesinde nergisin tanıklığı Yoksul öğrencilere defterlerdi, kalemdi Heyecanını yitirmiş istasyondum belki de Gelen hiçbir tren beklediğim değildi Yalnızlığa sarılmaktan kurtuldum Çünkü yüzüne baktım çünkü yüzün ay Işıtıverdi birden içimdeki geceyi Sana bakmak yastan çıkıp dörtnala Lunapark şenliğine geçmekti bir bakıma Teneffüs zili kadar sevimli derslerdi yüzün Çiçekten karneyle eve dönmekti Bitmiş gibi konuştum, şaşkınlıktandır Sana bakmak iyi değil, pekiyi
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#32 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57915
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Sayfalar
Bir sonraki sayfada tayfanın biri Kırmızı şaraplı masada çekiyor kürekleri Bir sayfa daha çevirsem tay yerine geçecek Bir kadının aşka koşan ince ayak bilekleri7 Her şeyim vardı da mataram yoktu Neler ögretti hayat; kevgirden su içmeyi Bir sayfa daha lütfen, dükkanıma bir mühür Bir sayfa daha lütfen, ben hatalı terazi Buğday olup çıkardım yanık tarlanın birinde Un olmaya hevesliyim bulurdum değirmeni Hangi sayfada kalmıştık? Gecenin yetim yerinde Bendim gündüz aydınlığına yenilmiş el feneri Baltayım, birkaç ağaç gövdesi bulun bana Ustam şiirin bir yerinde şaşırt dediydi Sayfa dediğin biter, koynunda bir kadının Bencileyin bir erkek ve sonsuzken elleri...
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#33 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57915
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Seçim Sonuçları
Ahırlar içinden kır kokulu bir atlı Adı gül olanını çiçeklerin içinden Edebi sanatlardan şiiri seçiyorum Sesim seçiyorum kör kuyulardan Ressamlardan arasından Nuri İyem’i Neyden hıçkırıklar ağaçtan orman Ağrı adlı bir dağı ağrıyan yerlerime Kadın adlarını içinden beş harfli olanını En mahzun duruşumu fotoğraflar içinden Kanatsız kuş resmiyle süslenmiş mektubumu Postacıların greve gittiği günden Kayığını kaldırma bağlamış biri Yerine geçiyorum şu sıra Ankara’da Dev konseri kaçırmış bir kemanın Hüznüyle dönüyorum uzun provalara Raylara bağımlı trenler hep Kaybolmuş çocuklardan bir cumartesi Annemi seçiyorum annemlerin içinden Babalar içinden en genç öleni
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#34 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57915
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() SENİ BEKLEMEK
Yaralı Bağdat'ım, Amerika'nın Şefkatli kollarında; bakar mısın sen? İşte böyle bir şeyim seni beklerken Kaç askerin ansızın kan dolar matarası? İntihar saldırısı; kaç ölü, kaç yalnızlık? Demeç, demeç, demeç ve başsağlığı Soluduğum hava mayınlanmıştır Gelsen de savaş bitse; en azından içimdeki Ormanı bir kibritle dolaşıyorum Bu benim yaptığım normal değil ki 'Yalın gece', karmaşık hal, nefesin Ateş nehir ve ben salkım söğütsem Bunda senin payın büyük arzulu geyik Pars olmuşsam ve bu kadar gerginsem Seni beklemek var ya, iki kol iki ayakla Gidip en az birini bırakarak dönmektir Seni beklemek var ya, bir tavan arasında Ölmüş annemin gelinliğini bulmak gibidir Tutkunun haritası birazdan yırtılacak Gece çekip gidecek, beklemekten yoruldu Seni beklemek diyorum, havuzda balinayı Yüzdürmeye kalkmak; anladığım bu Gerginim, aç parsın yerine geçtim Sirenli Bağdat gecesi *******im
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#35 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57915
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Sevdanın Son Kerem'i
Yanlış düşler içinde dalgın dalgın yürüyen Başını çarpıp kanatan arasıra gerceğe İki de bir karıştıran ağaçta Bir dal mı olduğunu yoksa yaprak mı Yoksamaya çalışan alaycı bir ormanı Sensin toz kumaşlı giysiyi seven İnce bir uğultunun küçük kardeşi Sevdanın son Kerem'ine benzeyen Seni bir yerlerden ısırıyor gözleri Antika eşya gibisin aşkın seri salonunda Görkemli gösterilerin yapay oyuncuları Tükrük üretmeye alışkın ağızlarca Bilgiç laflar ediyorlar karşında Konuşsun susmayı beceremeyen Sen dinle üstünü kül örtmüş ateş Sevdanın son Kerem'ine benzeyen Eskimiş öykülerde kimlik arıyor değilim Yazıyorum acıyla, yanlış yorumluyorlar Yaralı hayvan gibi soluyup iç çekerek Pazarlığa giriştiğini söylüyorum aşkların Geçmişi özlediğimi sanıp aldanıyorlar Anımsat onlara n'olur gömleğinin deseni Yazdığımın aynası, ikiz kardeşim benim Göster yaz sıcağında üşüyen yüreğimi Üstüme yorgan getir, koklamaya bir çiçek Otur şöyle yanıma duygularıma benzeyen Yenik düşmüş gibiyim aşkın tartışmasında Yeniden onar beni ve beni haklı çıkar Taşlanmayı göze alan antika Süte su katanları kargışlama işini Unutursam anımsat, dalgın bir adamım ben Ey yüksek yapıların alçakgönüllü temeli Sevdanın son Kerem'ine benzeyen
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#36 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57915
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Sincan'da Ölmek
"Bir şair İstanbul'da doğmamışsa İstanbul'da ölmelidir" Bu cümleyi kurduğumda Kuğulu Park'ta mıydım? Yanımda Yücel mi vardı -milattan önceki Yücel - Hayati mi geçiyordu, Hüseyin Atabaş mı? Hangisine seslendim, duymayan hangisiydi? Ama şundan eminim ben bu sözü ederken Havuz dediğin deniz, kuğuı dediğin martıydı İnsan kendi yazdığını tırnak içine alır mı? "Kayığını kaldırıma bağlamış biri Yerine geçiyorum şu sıra Ankara'da" İstanbul düşleriyle yaşlanıyorum Yarım Kayseri geride, çeyrek Malatya Teselli ustasıyım; Ankara fena değil Mülkiyeliler bahçesi Mehmet Taner'le Çay içimi Ahmet Telli; öteki Adnan Beriki Salih Bolat, karınca kararınca Gizli şair Hasan Ali, yakın olan uzaklık Şükrü bir türkünün su boylarında Ve benim burada ikilemlerim Kravatlı şehirde yakası açık gezmeler Hep şapkalı görmek Ahmet Özer'i Tavla oynar gibi sakalla oynar Engürü Kahvesi'nde Nihat Genç keyfi Şimdi Ahmet Erhan İstanbul'da ya Yaşadığı "daüssıla" Ben daha buradayım, kuğular parkta Giderim belki bir gün, çocuklar uçar Ve Zerrin saçlarını sarıya boyatırsa (Üç kitabı burda yazdım, bu evde Çekiç ve çivilerle) Bir gün mezarlığına gömülürüm de Sincan'da bir sokağa adım verilmez Olur ya, belediye başkanlarından biri Adımı değil de Yalnızlığımı belki
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#37 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57915
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Soğuma
Dudakta bir öpüşün soğurken sıcaklığı Yalnızlık odadan çıkar ve sığmaz alanlara Orman çok uzakta ama dal burada kırılır Nehir çok uzak ama burada yıkılır köprü- Her tabut yanlışlıkla bu eve getirilir Omuzlayacak olanlar ölüden daha ölü Anılara ne oldu? Madenden çabuk soğuyor Yaş elli mi olüyor, ki bakon çiçekleri Bahçe düşlerine nokta koyuyor. Bir arkadaş sesi gibi sıcaktım düne kadar Her kilidin üzerinde anahtar vardı Nehir demiştim dördüncü dizede Düşen köprümü sulara, zaman mı? Dudakta bir öpüşün soğurken sıcaklığı Yaş elli mi oluyor, öyle mi geliyor bana? Ölüm dediğin nedir, kendinden uzaklaşmak Caddelerin kapanması içindeki sokağa Ev dediğin bana göre odalardan ibaret Yani ötekilere kapalı odalardan Elli yaş nedir peki? Yalnızlık yürüyüşü Bir otele ulaşmak ıslak kaldırımlardan İzmarit kadar hükmüm yok tiryaki dudağında İçim sanki otelin yolcudan yoksunluğu Jokeyini bir daha mahçup eden at. Farkım yok sararmış pencere perdesinden Yanmış kömür soba için ne anlama gelirse Elli yaşın sınırında o anlamı buldum ben
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#38 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57915
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() SİNCAN'DA BİR SOKAĞIN BALKONDAN GÖRÜNÜŞÜ
Kendine bile açılmayan bahçenin kapısından Çocukluğumun yitik lale çalma girişimleri Korkuları görünüyor sokak adlı bu aynada Düşük ölçekli depremi andıran bir ihtiyar Son kez dokunuyor sanki gecenin saçlarına Yüz metre kadar ilerde nasırlı el öpülüyor Yeni evli olduğunu sandığım iki insanca Üç-beş omzun üzerinde beliriyor bir tabut Çiçek düşüyor saksıdan, yılan akıyor balkona Başka neler görünüyor, Sincan'da bir sokağın Gözlerine büyüteçle baktığım zaman Gözyaşı deseniyle süslenmiş bir mendilin Takıldığı netleşiyor sokağın yakasına Acelesi varmış gibi söz ettiğim ölünün Ulaştığını görüyorum bir camii avlusuna Yerde pankart yırtıkları, güz resminin üstünden Koşarak geçtiğini görüyorum gençlerin Birisi bana benziyor, lise sonda olmalı İzmaritli günlerimi, ilk içkimi andırıyor Çantasında şiir vardır, yüreğinde leylâ'sı Yürüyüşüm değişirdi aşık olduğum zamanlar Kimse beni tutamazdı dördüncü kat balkonunda Bütün sokak duyardı, yirmi beş yıl öncesi Sesim fena sayılmazdı elbet aşk şarkısında Annemin öldüğünü hiç kimse farketmemiş Saçı sarmaşık ablamın, sesi kuş çığlıkları Balkonumdan bakıyorum, kendi içine çıkıyor Parka teğet geçmiyor, sokak değil içkanama Şiirini yazmalıyım bana benziyor çünkü Akrabalar arasındaki müthiş yalnızlığıma Bol gelirken gündüze gecenin elbisesi Ankara'da başladım yeni bir gurbet faslına Ben gelince gitmiş herkes, çiğdemler, çiçeklerle Hiçbir şey görünmüyor, Sincan'da bir sokağa Ya bir perde çekilmiş ya da perde gözlerimde
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#39 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57915
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() TRAVMA
Karlı sularda açan köksüz bir nilüferdim Suları temiz gösterdim, köklerim var sanıldı Bunca şaraptan sonra kusma vakti gelmiştir Kırılmalı bin yerinden yaldızlı sandık Sıradanlaştı birden gülün çığlığı bile "Efsane-i Leylâ vü Mecnun'dan usandık" Göl bile olmamışken okyanustan konuşmak Yanılsama ustasının harcı olsa gerektir Oğlundan öç alırmış babasına yenilen Şaraba dönüşmek ise üzümün ilkesidir Psikologdan önce fark etmiştim, sakladım Karanlığı yedim de sanki ışık geğirdim Parçalanmış kişilik babadan miras kaldı Meşale elimi yaktı, oğluma verdim Baba! En az senin kadar şiddetli seviyorum Ve en az senin kadar kırıyorum sevdiğimi Ortasını bulmak için durgun rüzgara bindim O bile savuruverdi acemi biniciyi Sahte cümleler içerir kurda yazılan mektup Kuzu diliyle kaleme alınmışsa değil mi? Kaç kişi bilebilir bir serçenin içinde Diyelim ki üç-beş tane kartal bulunduğunu Değirmenin varlığı öğütmeye bağlıdır Buğdayın yönelişi akla getirir unu Suyun yüzüne baba, gözlerinle bakmıştım Ve görmüştüm dipteki çakıl yalnızlığını Yenilecek kadar güçlüyüm artık Bir tekneyim, gösterin bana kayalıkları!
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#40 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57915
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() TUTSAK YOLCU DİLEĞİ
1/ Perdeleri çekmeyelim çıkarken Bizi bekleme duygusuyla bırakalım bu evi Bu evi öyle sevdik, bir ölünün tabutu Kirpinin dikenlerini sevdiği gibi Eşyalara bakmaktan birbirimize Bakamaz olmuşuz fark etmedin mi? Ev önce sığınak, bir tuzak sonra Yolculuk birbirimizi görmek için bir fırsat Ayna da eşyadır, valize koma! 2/ "eşyanın konumunu biçimini rengini almışlardır" En büyük cakaları karşı komşuya karşı çay içme bahanesiyle balkona çıkmalardır Böyledir evlilikler, evlerden çıkmayınca Evimizden çıkalım, özleriz belki Otobüse binelim kuşların durağından
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|