![]() |
![]() |
#451 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Seher Vaktinde..
Seherin serin rüzgârında, ıssız sokaklara daldım… Üç beş evde lamba yanıyor, Sessizlik kabrin içine banıyor, Yüreğim yalnızlığına tefekkürle kanıyor, Karıncalar çoktan uyanmış… Camiden yaşlı üç beş cemaat beni ucube sanıyor, Fesuphanallah deyip yanımdan geçiyor! Umurumda da değil, Mevla kalpleri de, ibadetleri de icra edeni seçiyor… Büyük bir marketin önündeyim, Yenmiş-içilmiş ve çöplerin yönündeyim, Kulaklarımda canlı sesler, tutkunun döşündeyim! İndirim ilanları, İçindeki zengin iknaları, Gülüyorum ağdalarına… Yol boş, ne belediye otobüsü var ne dolmuş nede sarhoş naraları, Bir kaça araba, ralli yarışması yapar gibi geçiyor… Parka geliyorum, Issız, kimseleri göremiyorum… Ağaçlar rüzgârla çırpınıyor, Sular kurbanın açılmış derisi gibi titriyor, Spor aletleri dinleniyor, Uykudan uyanır gibi bana bakıyorlar: “Ne işin var bu saatte…” der gibi delileniyor! Uğultusu kulaklarımda, nefesim tıkandı öksürüyorum… Biraz sonra göbeğini eritmek için sözüm ona spor yapacak birileri, Yahut gösteri için çalım satacak mahallenin kızları, Törenle geçecek dedikoduya hazır komşu kaynanaları, Kim bilir kaç sigara içilip yerlere atılacak izmariti! Sağlık adına mı geyik muhabbetine mi park eğlence saçıyor… Televizyon seyretmek, internete girmek varken! Nefret ettiğim halde demli çayı içime çekerken, Sinir krizleri içinde yalnızlığıma küfrederken, Oturmak vardı şu an dört duvar arasında, ne dert ya böyle üşürken? Her şey merak işte, Çaresizlik zorluyor ruhta direnişle, Çıkmaz sokak bile olsa arıyor son çare, Görülmesi gerekeni-değişimi zoraki açıyor… Safet Kuramaz
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#452 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Seher Yıldızına Sor…
O kadar güzel gülüyorsunuz ki… Gözlerinizin arkasından öylesine doğal ruh esiyor, Karışarak kar tanelerine… Yüreğimi öylesine eziyor, İçtenliğiyle… Leonardo Vinci’nin Mona Lisa’sını, Paletindeki boyalarına değerken uykusuz *******i, Nakış, nakış kilim desenlerine düşebilseydi, Uçan halı gibi Alâeddin’in lambasında dünyayı gezerdi, Düş bile olsa... Ne yazık ki seni tanımak ta geciktim... Yıpranmış ve ön yargılarla dolu şu anımız var... Zaman makinesini icat edebilseydim! Seninle on sekizli yıllara geri döner, Kimsenin olmadığı Venüs gezegeninde Sonsuza kadar yaşamayı vaat ederdim... Maalesef yıllar geçerken, Anlamsız ilişkilerin sürtünme kuvvetleri… Pozitif enerjimizin çoğunu yok ederken, Ön yargı güvensizlik ve daha nice alışamadığımız değerleri… Yaşamaya sürüklüyor yalnızlık dolu *******de! Mesela bana yaz diyemiyorum... Bencil olmaktan korkuyorum, Mesela telefonumu versem ara diyemiyorum… Sen versen bile ben aramaya cesaret edemiyorum! En azından bu cesaretlenen ilk adımıma, Bir adım atmak isterseniz sizdeki emanetle... Sonralar olabilir! Ne olursa olsun sizi görmek, Elimden alınsa bile Mona Lisa’ya bakmak gibi eşsiz bir hülyada, Bağlandı kindaplarına... Ne olur elinden embelleri bırak ve seher yıldızına sor... Alışmadan güneşine sıcaklığına, Prangaya mahkûm aşkımız kalmadan alarga! Safet Kuramaz
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#453 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Selam Dostlar…
İnsan aslında birbirine yabancı değil! Her insan elest meclisinden beri bize tanıdık... Nedir bizim aramızdaki bu tel örgü? Arsızlık eder güvenme duygusu! Nedir bu kirlenme kendine sordun mu? Keşkelerle anları öldüren, ahları konuşmak değil paylaşmak istiyorum içimdeki coşkuyu! Sevgili dostlar… Ben geldim, Dünyamı açtım size... Ruhumda titreme, Deprem etkili derinlerimde... Yaşamak istiyorum sizinle, içimdeki özlemde, Kalan huzuru! Selam dostlar... Sevgi bedava yaratıcıdan hediye, Eğer seversek yürekten, zulüm siner sinesine… Her yer döşenir Mevlana’nın meclisine, Haksızlık konuşulmaz Hak’a zikirde! Hoş geldiniz bu dünyanın cennetine, Cehennemler ağlasın, kalsın odunlar ağaç! Safet Kuramaz
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#454 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Sen Kimsin Hayırdır?
Düşte gibi yaşarsın Ne yalanları duyarsın Nede kötülere bulaşırsın Yüreğine inmez namert kurşunu Boğazından geçmez haram… *******i evinde loş ışık uykusu Gündüzleri gölgeler yurdundasın Sıcak korkutur Susuzluk soldurur Yeşile sarılır ruhun-maviler gözlerinde süslenir… Sen kimsin hayırdır? Zehirle akan nehrim Biraz uzağımda kokmuş göl denizim Çöplüklere yığılmışken taze ekmeğim Sabırsız insan kümelerine bağlanmış feleğim! Yollarda, sokaklarda, dedikodularla canavar şahlanırken Ölmeyi öldürmekle eş tutan sonradan görmüşlerde emeğim Kıvrandıkça kartopu gibi dönerek büyür geleceğim… Paradan başka yar yok gibi boş sevgileri çalarken tezenem Huzursuzluğa-acıya sevinen benler yaşarken… Sen kimsin hayırdır? Mevlana, Yunus, Hacı Bektaşi Veli yok sanırdım Her tezenede senlerin sesi âşıklarda nakarattı yalanım Yıldızsız kaldı gökyüzü diye hep ağlardım Ormanlar yanıyor, Yağmurlar yağmıyor, Mevsimler şaşırtıyor, Dünyayı yakan refah yarışına bakakaldım Ama kefenimi almaya para bulamadım… Kocaman karanlığı delen nurun o kadar yabancı ki, Seni yaratana kurban olayım üçler yediler kırklar sardı dilimi İlim döküldü cennet yeşiline-toplandı şükrün meclisi Dinlemeye doyamadım Seyretmeye de… Dondum kaldım! Üfür de içimiz temizlensin öğret ahlakını sevmeyi Özür dilerim yine unuttum “Sen kimsin hayırdır? ” Safet Kuramaz
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#455 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Sen Varsan…
Kimse, insan ruhunu keşfetmeye çalışmaz! Oyun içinde küçük hesaplar maya tutmaz! Bu yüzden aşkta sihir, bedeni keşfettiğinde biter! Tsunami gibi birdenbire geçmişi siler atar... Bu yüzden dertlenmiyorum geçiyor diye her an... Zaten uzun zaman sabır ederek, Gerçek aşklar şarap gibidir, Ve içmesem de bilirim çok kıymetlidir... En yaşlısına hiçbir asırda paha biçilemez! Aşkında böyle değerlidir, kaplar her yanımı Kavuşmak adına öğrendim zor sabrını… Geçip giderken aşkımdan habersiz ve hızla ömür, Ölüm gerçek, nihayet gelen sondur! Mecnun gibi Leyla’sına kavuşamadan özgür, Bir destan mı olacağım yazan ahlarımı… Umutsuz heyecansız ve sensiz, neyleyim yarını! Elimiz değseydi yaşam dalgalarına denizin, Ölüm korkusu silinseydi gelecekten… Umut safında olsa da sonsuz, bizle eğlenen Geri verseydi sensiz bırakan yarınımızı… Aşkımız var ya, aramızda kalan son perdede, Sabırsız merakımın önünde, yapar ya işkence, Belkıs’ın Süleyman’a ışınlanan tahtı peşinde, Varla yok arasında aczimle kalmış umut içinde… Seninle olmak hep hayalse, unut gitsin yarını Alacak yoksa seninle hepten dolmuş kıt aklımı... Dolaşacağım deli… Deli! Anlatsan da nefsim anlamıyor, dünyalık ya! Dokunsun, görsün, konuşsun istiyor bir kere… Sonra ne olacaksa olsun gitse de selin önünde, Havva’nın Âdemi günaha ikna ettiği-ağacın altında Adı özlemse unut gitsin bilinmez yarını... Baharın sıcacık teması bedenimizde, Cennet kokusu çiçekler nefesimizde, Bütün emanet hesaplar kalsın gerimizde, Unut gitsin, benden yoksun bırakacaksa yarını... Sen varsan eğer şu an, anlarım yaşadığımı! Safet Kuramaz
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#456 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Sen Yoktun...
Ne seherler gördüm kanlı bulutlar Arkasına saklanmış güneş yavaşça kendine gösterir Aydınlandıkça gün doğar, doğar umutlar... Diklenir zirveye güneş gizlenir sır gölgeler kocatır şuurlar Neler geldi geçti ama sen yoktun! Safet Kuramaz
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#457 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Sensiz Yalnızım...
Öylesine duygusalım, Ağlar gibi buğulu gözlerim! Yüreğim yalnızlığa büründü, Ankara’ya su yetecek kadar hıçkırıklarla boşaldı Aşkının lavları yeşilliğe ulaştı, Acı içinde doğa teselli verdi, Ağladılar benim için, Sensiz perişanım! Ateşimin içinde sarardılar! Ne toprak kaldı ne yeşillik, Nede güneş doğdu bugün... Kapkara bulutlar, üşüten soğuk! Sensizliğime ağladılar… Sıcacık omuzunu aradılar! Senin mutsuzluğuna üzüldüler... Mutsuz ettiğine üzüldüler... Bir demet çiçek-kır çiçekleri sevgi dolu ele geldiler Günlerce yaşamadığın tebessümüne güldüler... Kahretsin yollarda taşta yok ki... Ayaklarımla vursam, atsam sinirimi, Bağırsam… Özlem aşsa dağları! Tene düşşe, Nefesinde erise! Gecenin karanlığı yatakta ışıklara bürünse, Yaşatsa hazlar ülkesinde, Yarın olmasa, hep o anda kalsa, ruh ve beden! Çarşaf gülse, Duvarda yansıyan sokak lambası gülse... Sesler, uzaya yayılsa mutla! Yalnızım... Çok duygusal, Gözümden akan yaşlar muson yağmurlarına benzedi! Yoksun işte, ne yapayım varmış göl, kumsal İçine girsem soğuktur, veremez aşkının sıcaklığını! Seni arıyorum, geçen anlara isyan... Nedir bu hal? Mütevazı ve içten bir pıtırcık, Güle dokunmuş pamuk ellerini, Yağmur damlası güzel prensesim Ağlıyorum, Sanki gök gürültülü nisan yağmurları, Sensiz yalnızım! Safet Kuramaz
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#458 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Sensizlik Öyle Zor Ki…
Neler ağlamaz ki senin yokluğuna, Bedenim özlerken, ruhum hep koynunda! Gün güneşle gece ayla dargın-dargın… Haberini gözlerim yolun sonunda, Boynunu bükmüş görürdün dalgın-dalgın! Hep tesellim olur senin yaşadığın, Duyduğum sesin, şimdi oldu hayalin! Ne desem mazeret olmaz suçladığın, Yeni bir şans vermeyen önyargılar hain, Halimi görsen bakardın şaşkın-şaşkın! İçtenlikle yapmak istediklerim çok, Görünür yapamadıklarım daha çok, Elim kolum bağlı, çare tükendi yok! Geçmiş tsunami gelecek fani, yok… Kalbim harap, düşünemem sakin-sakin! Kelebeğin ömrü bir gündür belki de, Cıvıl cıvıldır hep o ömrün seyrinde, An bize muamma, sıkıntı peykinde… Uzun ömre sığar bunca mut içinde, Heyhat, kendime acırım hazin-hazin! İsteyip de, yaşamamak öyle zor ki... Prangalıyım, aşk kırbacı kor gibi... Yaşama aynı aşk benim gibi, sor ki… Ağıdım yaşam felsefem oldu, gör ki… Boynunu bükmüş gezerim mahzun-mahzun! Şu an hala ağlıyorum, gözüm kör ki… Kurak yüreğim çırpınır solgun-solgun! Safet Kuramaz
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#459 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Serpiliyor…
Her yaz gibi havam Akdeniz koktu, Yat limanına girdi hislerim... Kemer'e doğru daldı hayallerim Tanıdık simalar gençler çığırtkanlar dondurma görüntüsü! Her dalgada ölüm geldi sonra gitti, Hz Ömer'in ilk saçının akına karıştı Aynalar yansıya yansıya haykırdı, Her evliya güneşinde gözlerim nurlarla kamaştı! Yoksulluğuma sarıldım, Ebu Zer'im sanki fakir yüreklere yağdım, 'Sahiplenmeyin her şey ölüyor...' hor davam Geçmişim uçuyor, dalgalar hırçın, haykırıyor acıyla geleceğim... Boy boy reklâmlar, Sıra sıra eğlenceye doymayanlar, Anları akıtıyor gözyaşı yerine! Döven dalgalar, Yıpranan taşlar, Yaza yaza yaşlanan satırlar Ne tuhaf benlik içinde büyüleyici aldanış yaşıyor! Kim bilir kaç milyon kere okunmuştur selâ, Şimdi sesinin şiddetinden kulak zarımız yırtılıyor... sertmiş soğukmuş basitmiş yer yok rahatlığa, İlk defa görmüş gibi bedenimiz musalla taşına yatıyor... Yaşam perdesi yırtılmış dönmek nafile, Pişmanlıklarımız nelerine ağlıyor! Ellerinde dost çiçekler, Ağlayanları seyrediyor, Üzerine toprak dökülürken Kabrine karanlık serpiliyor... Safet Kuramaz
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#460 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Servis Arabası…
Servis arabası çocukluk yıllarımın geçtiği mahalleye saptı, Her anı başka drama kesik, kesik yaşanmışı hatırlattı! Çocukken gerçi yaşarken her sahneyi, Daha ağır basan yanı eğlencesiydi! Seyrettim film şeritlerini Toygar camisinden sağa dönerken İçime buruksu heyecan kapladı… Nerede su var kuyudan, kaynaktan Koşardık fetih marşıyla durmadan… Sıra, sıra insanlar yüzlerinde bulmuşlukla tebessüm Dolduruyorlardı sanki Kevser ırmağından! Ankara susuzdu yetmişli yıllarda, Kışın havası kirli bahar çamur deryası yollarda… Eczanede ilaç bakkalda sana yağ bulunmazdı! Sokakta anarşi, çocuksu ellerde tabanca… Evden çıkmak istemezdim bu yüzden okuldan gelince. Ayşeler, otlar ve yiğit insanlar vardı Ölen ve öldürenler… Her kişi başbakan her gün yeni hükümet kurardı, Ne güven nede güvenen vardı… Yaşanmazdı verilen sözler! Annem hastaydı, Her ay penadur iğnesi alınmalıydı, Kalaba’dan Bahçelievler arası eczaneler Sora, sora teker, teker… Nihayet bulurdum yarım gün zarfında! Kurşunla ölmeyenlerde yokluktan ölüyorlardı O günlerde… Bir şubat günü yollar buzla kaplı, İki sokak arası yaşardık futbol savaşı… Benim yaşlarda bir sürücü top oynarken çarptı! Peşimde meraklı kuyruk çalındı evin kapısı, Görünce halimi annemin beti benzi sarardı. Sanatoryum hastanesine kırılmış kolum için yola düşüldü, En sonunda bir kırıkçı dükkânına girildi, Kolum orada sabun ve yumurtayla sarıldı… Allah’tan doğru yerden kaynadı! O günlerde kolumdan da olmak vardı. Servis Eskişehir yoluna girdi şimdi, Dışarıda yağmur, sis ve akıyor trafik… Sağımda solumda hala coşkulu geyik muhabbeti, O günlerdeki gibi öldürüyoruz anı ne trajik! Safet Kuramaz
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|