![]() |
![]() |
#41 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57914
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Baharla gelen, baharla giden
bu mevsim gene, baharla dolan çok fazla ışıktı. ayaz *******den kalma, toprak sırılsıklamdı. bu mevsim gene; ellerim donarken yüreğim alev gibi yanacaktı. adım gibi biliyordum. bu mevsim ben; gene seni doğuracaktım. önce uykularımda, haylaz bir çocuk gibi dağların yeni açmış tüm kır çiçeklerini toplayıp kucaklar dolusu, sonra uçurumlardan aşağı koşarak derelere doğru, yapraklarına imza atacaktık yeni filiz veren her ağacın. sonra olgun sevdaların güneş çubukları olacaktık, ellerimiz ayrılmadan ellerimizden. ateşi tam beynimizde, orta yerimizde hissedecek, güneşi kendi eksenimizde döndürecektik. ve elimizle yaptığımız bir ikon gibi duvarlarımızın her köşesine yarınlarımızı asacaktık. görmeden ormanımızdaki çınarların sararan yapraklarını, ve tam ısıtırken ellerimizi tüm ateşlerin söndüğünü. yüreklerimizin öldüğünü çok sonra anlayacaktık. bu mevsim gene, baharla giden hep aynı karanlıktı. toprak kuruyup, soğumuş kış erkenden basmıştı. bu mevsim gene ben, adım gibi biliyordum gene sensiz açacaktım kapımı. ellerim bahar gibi donacak, yüreğim adınla çarpacaktı. Cevat Çeştepe |
![]() |
![]() |
![]() |
#42 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57914
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bak bana gör halini
oyna; merdivenin ilk basamağına çıkmadan. ama hiç aldırma, kapının önünden uzaklaşma diyenlere. çünkü yarın olmazsa daha sonra nasılsa kalacaksın bir gün tek başına. en yeni ayakkabılarını giy öyle top oyna. arkanda, yıpranmadan kalan hiçbir şey yer almayacak çünkü yarınında. bu bayram alınan yeni gömlek gelecek bayrama da saklanırsa akmayacak mı mahzun gözlerinden eski gömleğin üstüne göz yaşların. oyna; merdivenin başından çık bir basamak yukarıya. uzan komşu bahçeden sarkan salkım söğüt ağaç dallarına. kopar; en kırmızı elmayı dalından. dizlerinin çizilmesine aldırmadan, bırak yırtılsın pantolonun üç yerden sen dişle elindeki elmayı, kaçarken merdivenden bir basamak daha yukarı. şimdi dur işte tam burada. bak şu karşı evin balkonundaki kıza. nasıl gözünü süzerek bakıyor sana gördün mü, çamaşırları topluyor, ama gözü sende. birkaç gömleği asılı birde iş önlüğü. demek çalışıyor bir yerde. ne güzel yarın da Pazar. hemen bir işaret ver, yaşına uysun yarın çınaraltında onu bekleyeceğini anlasın. gözünü ayırmadan bir basamak daha çık. o ardından bakakalsın. tam sırası, şimdi burada gene düşün alacağın maaşı. çocuk istiyorsunuz çok güzel ama iyice hesapladınız mı bakıp bakamayacağınızı. hayat pahalı işte sende biliyorsun. çift maaş giriyor evinize geçinemiyorsun. sonra arkadan gelir her türlü anlaşmazlıklar. çocuk arada kalır, başlar ayrılıklar. evet; işte geldin sonunda. otur bakalım şöyle yanıma. bende seni bekliyordum burada. ………………. bu fotoğraf yüksek bir merdivenin orta basamaklarında bir yerlerde oturmuş dinlenmekte olan orta yaşlı iki adama, belki de hepimize aittir. Cevat Çeştepe |
![]() |
![]() |
![]() |
#43 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57914
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Balaban usta
ellerinde ter yuvası, gözlerinde umut ağacı. ah balaban usta, zulası oynak bir bıçak gibi gizlediğin hasretinle ah balaban usta yaşanmamış sevdalarına inat yaşadığın her acıyla, tereddütsüz öfkem oldun benim. her sabah kendiliğinden bilenen, güneş görmeyen avlularda. adam gibi, insan gibi yaşamak adına. ……………………….. ah balaban usta…. ahh. kimliksiz cenazeler gibi ağır duruşlu yalnızlıktır iyi bilirim görüş günlerinde seslenilmemesi isminin. Ve gene çok iyi bilirim; yüreğinde dört köşesinden çivilenmiş bir resmi vardır sevdiğinin. ………………………… artık gelmez diyordun, bak gene geldi, karanfil kokusu dağlarına ahmed arif’in. çetelen de yer bulamıyor hücrenin duvarında. seninde günün doldu be balaban usta. erzincan’da ağlayıp, maraş’ta sabretmeyi hangi türkü öğretecek şimdi geride kalanlara Kanal boylarında kan dökmeyi ……………………… seninde günün kalmadı işte. bir garip tecelli gibi alır birazdan iki eline iki bavulunu sevmediğin o gardiyan hani stalin bıyıklı, erzurumlu. şimdi çökelim seninle voltanın duvarına. son cıgarayı sen sar, ateşin benden olsun. dedim ya çok şey öğrettin bana insanlık adına, insanca yaşamak adına namerde eğilmemek, merde kul olmak adına. haydi sar be usta, son cıgarayı ateşin benden olsun. özgürlük çığlığı gibi çağlamadan yaşlar gözlerimden Kalk git be usta Uğurlar olsun. Cevat Çeştepe |
![]() |
![]() |
![]() |
#44 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57914
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Balkan 1913 üzerine
bu kasatura yaralanmış ucundan kan damlıyor. anlat bana dedem, bak torunun seni dinliyor. anlat bana açlıktan kemirilen ağaç kabuklarını. anlat gözündeki gözyaşını, anlat seni böyle ağlatanları. göğsündeki madalyanın pas tutmuş gümüş yıldızı. bırakalım istersen dedem acemice yazılmış bütün tarih kitaplarını. bana sen anlat, sıvazlayarak beyaz sakalını. ucuz şark kahramanlarını, Londra konferansını bana sen anlat. şimdi yeniden renkleniyor coğrafya atlaslarında, Dünya’nın siyasi haritası. sen anlat ki görmüş gözlerinle doğrusu nedir işin bilelim. bir başka cephede, aynı hataya düşmeyelim. anlat bana güzel dedem tarihi senden öğrenelim. Cevat Çeştepe |
![]() |
![]() |
![]() |
#45 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57914
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Balon
bir yerlerden tanıyorum, köşeye saklanmış kız çocuğunu. elden düşme...., mutluluklar. bir başıboş gibi balon uçuyor gökyüzünde. gün görmemiş güzellikler, çekilmemiş fotoğraflar. bir yerlerden biliyorum üstüme gölgesi düşmüş balonu. elden kaçma....., mutluluklar. bir başıboş balonun içinde, uçuyor gökyüzünde. Cevat Çeştepe |
![]() |
![]() |
![]() |
#46 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57914
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bana çok benziyorsun
seni arkamdaki dar ve ağaçlı yolda görüyorum. yüzünü saklıyor ve çok ağlıyorsun. göz yaşların dolaşıyor ayaklarına. gidip gitmemek arasında doğum sancısı çeker gibi canını çok ağır acıtıyorsun. biliyorum son pişmanlığın dönüş hesabındasın. sözcükler boğazına düğümleniyor. kulaklarını kapatıyorsun ellerinle. kanın dışarıya akmıyor. oltamın ipini atarken denize hiç yoktan aklıma geliyor ne kadar bana benziyorsun Cevat Çeştepe |
![]() |
![]() |
![]() |
#47 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57914
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bana mutlu olmayı öğretsem
zorla kolundan tutup çıkarsam dışarıya ıslık çalmasını öğretsem, bildiğim türkülere eşlik etmesini. oturup deniz kenarında tek başına kayalardan ayaklarını denize sallamasını, güneşe karşı yumarken gözlerini dudağına hırsız zevklerin gülümsemesini keyifle yaymasını öğretsem. zorla kolundan tutup dışarıya çıkarsam. en çocuksu bulmacaları yanlış yapmasını, sonra sinirlenip yalancı bir öfkeyle çala kalem üstünü karalamasını ve buruşturup çöpe atmasını öğretsem. siyah uzun saçları ve topuklu ayakkabılarıyla önünden dalgalanarak geçen bir kadının yaşama sevinci gibi ardından heyecanla bakmasını öğretsem. ben, beni zorla kolumdan tutup dışarıya çıkarsam. içimdeki güneşi yanıma alsam karanlıkları ardımda bıraksam. Cevat Çeştepe |
![]() |
![]() |
![]() |
#48 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57914
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bana seni, bana seni
şimdi bir vapur geçmeli gözlerimin önünden denizleri yarmalı tam orta yerinden dalgalar ayaklarımı ıslatmalı ayaklanmalı bana seni hatırlatmalı, seni hatırlatmalı. şimdi bir güneş doğmalı kendi bildiği yönden gökyüzünde çiçekler açmalı her renkten kokularını üstüme akıtmalı salınmalı bana seni anlatmalı, seni anlatmalı şimdi bir ay batmalı gecenin bittiği yerden yıldızlar kaybolmalı gözlerimin önünden şiirler karanlıkta kalmamalı kararmamalı bana seni yazdırmalı, seni yazdırmalı şimdi sen girmelisin odama penceremden bir yudum şarap vermelisin kadehinden kollarım boşluğu sarmamalı yalnız kalmamalı bana seni aydınlatmalı, seni yaşatmalı Cevat Çeştepe |
![]() |
![]() |
![]() |
#49 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57914
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bardaktaki çay değildi
bu sabah soğuk düştü içime de ondan içtim bu çayı yoksa sende biliyorsun yıllar var belki, belki benden de öncedir yaşı hiç bir sabahı seninle yaşadığım gibi yaşamadığımı ve bundan sonrada yaşamayacağımı. bakma sen bu sabah farklı bir soğuk düştü içime ondan böyle gene tek şekerli..... haa üzülme ama dün ekmek içine soğan doğrarken kestim gene parmağımı iki yerinden şimdi geçti sayılır ama biraz kanadı, içim üşür gibi oldu, biraz acıdı... Cevat Çeştepe |
![]() |
![]() |
![]() |
#50 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57914
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Barış günü bugün... öyle mi - düz yazı
İki küçük çocuk konuşuyorlardı bu sabaha karşı bir yerlerde, belki daha gün doğmadan çok önce. Bir sahilde kumlar üzerinde. Yada köşebaşı duvarlarının gizli yanlarında, belki de bir çatı katının penceresi dibinde. İki geminin aynı palamarla bağlı olduğu bir limanda da olabilir. Tam anımsamıyorum. İki küçük çocuk; daha doğrusu konuşmuyor fısıldaşıyorlardı kendi aralarında. İki küçük çocuk kendi aralarında fısıldaşıyorlardı. Biri elinde topladığı kır çiçeklerinin kokusunu diğerinin yüzüne doğru gülümseyerek rengarenk üflerken, diğeri de gökyüzünden topladığı ve avucunda sakladığı yıldızları karşısındakinin düşlerine serpiştiriyordu. İki küçük çocuk kendi aralarında; oyunlar da oynuyorlardı.. Kumdan kaleler, heykelcikler yapıyorlar, heykelcikleri kendilerine benzetiyorlardı. Nehirler, denizler yapıyorlardı. Nehirlerin bulanık suları, denizlere akıyordu. İki küçük çocuk kendi aralarında; birbirlerini göremedikleri zaman içlerindeki kıpırtılarının adının özlem olduğunu söylüyorlardı. Beklemelerinde öyle…. İki küçük çocuk başka şeyler de fısıldıyorlardı birbirlerinin kulaklarına. Ama bu başka şeyleri başkalarının duymasını istemiyorlardı, korkuyorlardı, kim bilir.. Kendilerini Özgür sandıkları kadar özgür değillerdi. Yaşları şeker yiyebilecek yaşa gelmişti çoktan ama bu aynı zamanda öldürülebilecek yaşa geldikleri demek de oluyordu. Eylül’ün ilk sabahı …. Ölümün ve gözyaşının ve belki sevda hüzünlerinin yada ayrılık şarkılarının renginin aşk kırmızısından sarıya dönmeye başladığı ilk sabah. Haydi şimdi bu çocuklara söyleyelim, özgürlüğün olmadığı yerde barışın ne anlama geldiğini …. Haydi bu çocuklara sermayenin havai fişeklerinin gerçek adının yakıp, yıkan, öldüren, parçalayan, gözyaşlarının duman gibi tüttüğü bombalar demek olduğunu …Bu çocuklara nasıl anlatabileceksek öyle anlatalım sevginin olmadığı yerde barışın olamayacağını …. Duyurabileceğimiz en yumuşak, sevgi dolu ve özgür fısıltılar olarak onların birbirlerinin kulaklarına söylediklerinin üstünü örtecek şekilde söyleyelim. Çünkü gene bir bomba patlayacak birazdan çok yakınlarında. Gene bir karanlık, bir aydınlığı sırtından bıçaklayacak gözlerinin önünde. Gene uzak kurşunlar en yakın yürekleri vuracak tam orta yerinden. Çocuklar kulaklarını kapatacak duymamak, gözlerini yumacaklar görmemek için. Belki korkup kaçacaklar bir başka yönlere yada ellerini bırakmadan birbirlerinin, hemen oracıkta ölecekler. Belki bir limanda, köşebaşlarının görünmeyen taraflarında, teras katlarında, kumsalda ….. Haydi anlatalım vakit daha geç olmadan, anlatabileceksek ….. Cevat Çeştepe |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|