![]() |
|
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Aman Ha
Aman Ha Birbirini sevenler, aşka fesat katmasın Seven insan gurbeti, mesken tutup yatmasın. Hicranın azâbını kolay sanıp yüklenme, Çekilen dertle mihnet, özünü kaynatmasın. İkiliğe düşünce, birlik ruhu tez ölür, Dost olanlar yanılıp, fesat yolu tutmasın. Her sırrın bilinmesi, elzem olmaz insana Yeter ki, insan olan, Hâlik'ı unutmasın. Kalbi ihlâs temizler, ibadet ana şarttır, 'Kalbim temiz' diye, kul kendini aldatmasın. Çiçekten çıkarırken balı, küçük bir varlık Özünü yaralayıp, çiğdemi ağlatmasın. Doktorlar anlamadı, izah ettim derdimi Dokunup yaralara, incitip kanatmasın. |
![]() |
![]() |
![]() |
#2 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ana
Ana Günlerin içindeki zamanlar sersemleşti Eskiden vakit beşti, şimdi vakit on beştir. Gül gözlü güzelleri pınar başı eğlemez Duygular vahşileşmiş, bedenler kızıl leştir Yedi renge boyalı başlar poşu bağlamaz. Bu günlere harcadım, dündeki variyatı Sana göre bu gün yok, bana da yarın ana ***leşen tohumların başka yerden hormonu O iri gövdelerde, koflaşan ruhlar saklı Serçelerim kartalla, yarışmaya sürülür Öyle bir zamandayım, öz farklı, kabuk farklı Gül ağlatan bülbüller, yarasayla görülür Kalmadı yok kıymeti, gülün, gülzârın ana. Rahmete muhtacım ruh dünyam cılız mı cılız Nefsim oburlaşırken, ruhumu aç koymuşum Gören yok gösteren yok, olanca nimet varken Şeytanî lezzetlerle, haramlarla doymuşum Beni yaratan bana, tek dostum, kutlu yarken Bilmedim kıymetini mukaddes yârin ana Bağladığın bağları birer birer kopardım Seyik sargı bilmeyen, kırıklar bela başa Bir yere yolcu olsam ellerinden öperdim Yol ne kadar uzasa, ayağım değmez taşa Bu duaların hayrı, bereketinden derdim Neden şimdi ulaşmaz ki duaların ana |
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Anadolu'da Bir Bahar
Dolandım üzerinde yüreğimde sevdalar. Her taraf çalı diken, gidilecek yolu yok. Bir küllükte yetişmiş, dalı kırık gülü yok. Mateme düşmüş her yan, ortalıkta ölü yok. Ne ihtiyarında nur, ne gencin de sevda var. Nerdesin mor poşulu, ak benizli Sevda yar. Yıkılacak viranda, aşka düşmüş deli yok. Uzattığım elimde, tutunan dost eli yok. Cebimde sakladığım, yar saçının teli yok. Ne türkümü dinleyen, mor belikli Sevda var. Gün çileli gamlıdır, dağdan nazlanır iner. Işığıyla uyanan, nur benizli Ali yok. Gölgesinde dinlense, ağaç kesik, dalı yok. Çobanlar görünmüyor, güdülecek malı yok. Boşalmış yazı yaban, kuru hayale yanar. Türküleri duyulmaz, kahır çeken kul mu var, Mektuba çiğdem koyup, sevgiliye kim salar, Issız köşeler öksüz, ağlayanı kalmamış, Yürekler yabanidir, sevda değil kin dolar. Gönülden gönüle gizli giden ince yol mu var. |
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Anadolu'm Konuşmaz
Anadolu’m konuşmaz Dağlara yürüdüm, dağlara çıktım, Yaban çiçekleri saksıya inmiş, Issızlaşan obalarda sükut var, Mezarlık havası üstüne sinmiş, Ne hikmetse Anadolu’m Konuşmaz. Kuşlar sessiz böcek keyifli ötmez, Kıvrılan yollarında tükenmiş insan, Kayabaşı garip, kayalık yasta, Oturup kavalın, çalmıyor çoban, Ne hikmetse Anadolu’m konuşmaz. Harman yeri bomboş, ******* sessiz, Seyredilmez artık, saman yolu da Ateşböcekleri şarkı söylemez, ******* donuktur, Anadolu’da, Ne hikmetse, Anadolu’m konuşmaz. Desenleri sevda kokan yorganın, Efsunlu kokusu gelmiyor, gelmez, Yıldızlar duygusuz, yıldızlar sönük, Artık ilham verip, kalbe yönelmez. Ne hikmetse Anadolu’m konuşmaz. Dağlara yürüdüm, çayları geçtim, Sıyrıldım şehrin sefilliklerinden, Ellerim boş döndüm, yüreğim ezgin, Bir şey yok, eski güzelliklerinden Ne hikmetse Anadolu’m konuşmaz. |
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Anadolu'ya
Anadolu’ya Nice *******im var uykusuz, nice günlerim var neşesiz, Hep seni düşünmekten, sana yanmaktan. Sularımın taş olduğu günler var, Ekmeğimi zehire buladığım anlar. Bir yürek çırpınırken, Bunca gönül yanarken, Sen hala susarsın, sen hala sessiz, Taş kesilmiş gibisin, duygusuz, hissiz... Acımaz mısın, Çocuk yaşta tutulduğu sevdanın Ateşine yanana? Sen ki, yedi düvele vicdanını sererek, Can bitiren yer idin... Şimdi senden beklenilen, Hoşça bir seda, yiğitçe bir tavır. Sana yakışan da budur, Yakışan budur sana. Kurtul artık meskenetten, Susma Allah aşkına Haykır, Haydi haykırsana... Sevdanda düğüm düğüm ümitler, Yolunda eğilmiş, feda edilen başlar. Bu yüzden şiirlerime gelmedi al dudaklı kızlar, bu yüzden sancılanan yüreğimin çilesi. Niye,,.bir tebessüm hakkımı alamayışım. Bu kadar suskun kalmana sebep mi var? Ses ver artık Anadolu, fazla geldi bu şikar... |
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Anadolu Konuşmalı
Bunca zaman sustu; yeter, Anadolu konuşmalı. O susarsa, erir biter, Anadolu konuşmalı... Yamacıyla, beli ile, Dağ süsleyen gülü ile, Hemde, kendi dili ile, Anadolu konuşmalı... Şehidini al kanıyla, Dünyayı tutan şanıyla, Çile yüklü insanıyla, Anadolu konuşmalı... Toprağında, insan teri, Her insanı gönül eri, Sükunetin değil yeri, Anadolu konuşmalı... Bayrağı, yıldızım, ayım, Gölgesine olmaz doyum, Tarladaki emmim, dayım, Anadolu konuşmalı... Her gönül bir sevda kabı, Sevgi taşır teyze, bibi, Gönülden geldiği gibi, Anadolu konuşmalı... Haykırışı fitne boğar, Üzerine rahmet yağar, Nurlu günler böyle doğar, Anadolu konuşmalı... El alçağı neden azsın, Üzerine zehir kussun, Susacaksa, onlar sussun, Anadolu konuşmalı... O’nun haykırdığı anda, Velvele kopar cihanda, Moskova’da, Vaşington’da Anadolu konuşmalı... Anadolu’m o, her şeyim, Vilayetim, ilçem, köyüm, Sen sussan da Ulusoy’um, Anadolu konuşmalı... |
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Anadolu”dan Geldim...
Anadolu”dan Geldim... Anadolu”dan geldim İstanbul, Bir serçe ürkekliği ile gezerim caddelerinde, Dudaklarımda bir türküdür, duyabileceğim ses. Yorgun gönlümde ne ihtiras, ne heves... Ne de yarın için bir ümit kırıntısı var. Anadolu’dan geldim istanbul. Teneke desenli bavulumu açıp baksan, Bir kaç sabun kokulu çamaşır, bir kaç çorap, Ve anamın koyduğu peynirli dürüm. Taş yüklü omuzlarım, bedenim ruhumdan ağır. Dalımda taşıdığım, Palandöken, Erciyes... Anadolu’dan geldim İstanbul, Anlarsan beni, sana söylenecek dertlerim var. O dertler ki, duyanlar yanar, bilenler ağlar. Bin yıllık çilenin elinden kahrolan memleket, Dört beyinsiz yüzünden perişan olan millet... Ve umutları yıkılan bir tarih, bir şuur, bir ruh var. Gönüller huzursuz, dünyalar yıkık, vicdanlar mahkum, Ölmeden ölümü arzular herkes... Anadolu’dan geldim İstanbul, Coşkun ırmakların yanıbaşı kurak ve susuz. Ekmeğe muhtaç yavrular uyku bilmez, Körpecik yürekler, çok zamandır uykusuz... Tırnaklar yer deşer, tek kuruş para için, Bir yanda yamyamlar güruhu, Vicdansız ve korkusuz. En acı veren yaralar kabuk bağlamaz, En azgın hekimler bizde, yaraların merhemi tuz... Boğazda bir nesil boğulur, sen kayıtsız bakarken, Korkarım son çırpınış, bu en son nefes... Anadolu’dan geldim İstanbul, Taşlarına uzandım kaldırımların, Etrafımda çile dolduran sokak mahlukları... Yüreğimde, fahişelerin bıraktığı iz... Bir berbat alemin kucağına indim, Ana sandığım her kucak rezil, sevgisiz... Tutkunu olduğum sevdayı elimle boğdum, Dört hainin yüzünden, üzerime gam yığdım. Oturdum kabri başına, suskundur Fatih Han, Utancından çatlayan, surlar ezgin. Dinledim saatlerce, yüreğinle halleşip, Sen, senden habersiz, sükunette dur, bekle, Senin haline kan ağlarken, bu cihan... Surların dibinde medfun, kirli ayakların tepelediği, Emmim Ali, dayım Hacı, komşum Osman... Hangi duygular getirdi, onlar, hangi amaca kurban? Gidiyorum İstanbul, geldiğim yere geri, Gidiyor üzerinden, eksik olsun bir serseri... |
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ankara
Çocukluğumun güzel, sessiz kenti, Halen yüreğimde kalmış uyursun. Yaşadığın gürültülü halinde, Sanmam eski tadı şimdi bulursun. Benzemezsin, bildiğim o diyara Değişmek nankörlük müdür, Ankara. Dalında yoğurdu, çan çalıp gezen, Koca sinilerde giden aklıklar. Aktarcı beygirinin kişneyişi, Nal sesiyle akislenen sokaklar. Hani elimdeki, kuruştan para, Bereketin kaybolurken Ankara... At pazarı yokuşunda, sanatkar, Şal dokuyan güzelleri görürdük. Akmavi gökyüzünde turnalar Peşinde dumandan avcılar gördük. Vurulmuş, turnamın yüreği yara Ne edecek artık sen de Ankara... Örf getiren, ak poşulu anamın Yarı çıplak yosmalarla işi ne? Et pazarı kesilen sokakların iğrenç, Kopuk ruhlular çöreklenir başına. Baktım güzellerin ruhları kara, Bunlar mı gönül eğleyecek Ankara. Yeşilin, gök tutan dalları vardı, Gölgesinde oynuyordu çocuklar... Bahçeli evlerin orta yerinde, Kara kazanlar kükrer, kaynardı. Güzeller olurken başında sıra. Betonlar içinde biten Ankara. Senin güzelliklerin tek sana has Sana imrenirdi başka şehirler. Bir grup uğradı, muhteris, zalim Ne gönlünde sevgi, ne bedende ter. Onların dinleri, imanı para, Onlar seni, senden etti Ankara. Utandım geldiğin noktada senden, Alnımdaki kara lekeye rağmen. Ne oldu böyle sana, ne ettiler, Hangi ihanete kurban gittin sen, Hava zehir, damarımda kan kara, Karalar içinde kalan Ankara... |
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Anladım Anlamazsın
Şiirlerimde seni anlattım anlamadın Bilemedin sevdanın bana verdiği gamı Saçlarını sererdim baş ucuna destanın Basardım yüreğime sensiz gamlı akşamı Suya verdiğim anlar aşkın geri vururdu Zıpkın vurdu kalbime aşk dağının avcısı Gül köyünde gül için döktüğün su kururdu Arşı sardı bülbülün velvelesi sancısı Kırk dağ gezip gönlüme düşer derdin ırmağı Denizleri daraltan kederleri taşırım. Gönlüm gibi kurumuş hissederim her bağı Gam ilinde gamsızla gamlanır uğraşırım… Anlamadın içimde dövünen duyguları Sana meyyal yüreği anlamadın görmedin Tebessümünle gelen yüreğime baharı Kış sanıp senin için açan gülü dermedin Her yıldızın ışığı hayalimde kayboldu Ağlamadık yüreğe nasıl anlatsam beni Kayıtsız nazarların bir ömüre mal oldu Anladım anlamazsın anlıyorum ben seni |
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ar Geldi Sana
Ah be gönül kırk yıl oldu bu yolda Yürürsün yorulmak ar geldi sana. Hayaller umutlar, hep dokuz koldan Kendine darılmak ar geldi sana Ruhuna sağ iken kefen biçerek Ektiğini güzden önce biçerek Kırk denize karışmadan geçerek Bir gölde durulmak ar geldi sana Yar gönlüne adın sanın düşmeden İçme sakın semti namert çeşmeden Dost köyüne niyet edip koşmadan Yatarken yâr olmak ar geldi sana Yolcu isen yürü dostun yoluyla Yar sarar yaranı yarin eliyle Dost gönlüyle değil, düşman diliyle Aranıp, sorulmak, ar geldi sana Kim ne desin yolu ile gidene Kim ne desin hasmına kin güdene Dost dururken varıp başka bedene Severek sarılmak ar geldi sana... |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|