www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Forum > Eskiler (Arşiv)

Eskiler (Arşiv) Eski konular

CevaplaCevapla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 10-01-2008, 10:07 AM   #501
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Güzel kız!

Bak güzel kız, elbette senin,
Kaşın, kirpiğin, gözlerin,
Saçların, dudakların, yüzlerin,
O kadar cazip ve çekiciler ki,
Beni benden alıyor, götürüyor,
Her anımı, benliğimi bitap ediyor,
İçim gidiyor, yek pare ettiriyor,
Sesin, nefesin, tenin olmayınca,
Ahvalim ayıkmıyor, dona kalıyor,
Senin dudaklarından dökülen,
Harfler, kelimeler, cümleler,
Öyle manalı ki, nutkum duruyor,
Varlığında, seni, hayalimde sözlerini,
Düşünmekten, takatsiz kalıyorum.
Başım düşüyor, gözlerim yoruluyor,
O zaman da rüyamda bulunuyorsun.
İnan ki, seni bu kadar çok düşünmem,
Çok sevmen anl****** asla gelmiyor,
Seni, gizemlerini, özellerini alınca,
Beynimde ve enemde biteceksin,
O zaman, yeni hezeyanlar bekliyorlar,
Merakını, hazzını, hamlığını bilmeyenler,
El enselerle, kandırılırlar, bırakılırlar.
Sen bir seveni arıyorsan, hilimle kuşan,
Hizmeti, himmeti, şefkati sabırla yudumla,
İşte o zaman, sevdayı tadacak ve anlayacaksın.

Mustafa Cilasun
__________________
Buraya Kadarmış ..
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 10-01-2008, 10:07 AM   #502
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Güzellik mi manaya kefil!

O kadar güzel olsa ne olacak
O vakit mana nerde kalacak
Bahtiyarlık mı, mihenk ne olacak
Karanlıklar bilinse vuslat sayılacak
Herkes sevdadan dert yanacak
O zaman sevgi nerede kalacak
Hilkat kimlerin derdiydi bir sorsak
Ahde vefanın ne olduğunu bulsak
Kazsan mezarı, kim bilir ne çıkacak
Gül mü kalmadı hiç koklanmayacak
Baharın en güzel gülistan senken
Niye hazandır, sevgiye hasretken
Hakiki sevgiye sen hiç yaklaşmazken

Mustafa Cilasun
__________________
Buraya Kadarmış ..
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 10-01-2008, 10:07 AM   #503
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Güzellik senfonisi, aşk perisi!

Her doğan insan beşer olarak teşrif eder dünyaya
Beşerlikten kurtulmak için hasret kalır manaya
Bilinmelidir ki eşref sıfatı verilmiştir o hür insana
Erişince manaya, en nadide kokuları salar cihana
Kadın, hayatın öznesi, insanlık abidesi, şeref payesi
Rahmetin temsilcisi, güzelliklerin senfonisi, aşk perisi
Şefkatin mümessili, sevdanın sayfası, hazzın tarifidir

Mustafa Cilasun
__________________
Buraya Kadarmış ..
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 10-01-2008, 10:07 AM   #504
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Güzellik, manadır!

Bunların hepsi güzel,
Geleceğin, meslekleri olabilir.
Yalnız insanlar!
Evresellik, öğretilerimiz!
Kul olma, gerçekliğimiz,
Sürekli, asimile ye,
Tabi tutulduğunu,
Görmemezlikten, asla!
Gelemeyiz! Gelmemeliyiz!
Yaratılma hilkatimin!
Evrensel öğretileri!
Sadece vicdana!
Mahkûm edilirse!
Yaşamadığımı zannetmem!
Hakikatle, ne kadar örtüşür?
Her geçen gün insanları,
Tahammül olgusundan,
Hoş görü öğretisinden,
Uzaklaştıklarını, gözlemlerken,
Nasıl bir yorum, getireceğiz?
Beni yaratan bir öğretici,
Bir rehber ve mürebbi, göndermiş!
Öğreten kimliğinin yanı sıra,
Rahmet peygamberi olması,
Ayetleri ve ilahi öğretiyi,
Bizzat hayatının, işaret taşları sayması,
Bunu azimetle uygulamasını,
Önemsemeyelim mi? Görmeyelim mi?
Bu manevi iklim atmosferinde,
Yetişmeyi, reddeden bir kimlik,
Mesleki noktada,
Gösterdiği hassasiyet kadar,
Kendini, mazi ve atisini,
Önemsemediği müddetçe,
Bir anlam bulacağını,
Asla ve kata, farz etmiyorum.
Fani olan her şey,
Nereye gideceğini
Bilmek zorundadır.
Bunu önemsemeyenler,
Sadece cazibe karşısında,
Kalabalık oluşturanlardır.
Oysaki maddeyi de, tanımlayan,
Ve anlam katan, terk edilen, manadır.

Mustafa Cilasun
__________________
Buraya Kadarmış ..
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 10-01-2008, 10:07 AM   #505
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Hacı Hasan efendi rahmetullahi aleyh

Hacı Hasan Efendi dergâhı diye bilinen, mekâna her gittiğimde, ne hikmetse her zaman kalabalık ziyaretçi grupları mevcuttu.
Enteresandır belki fakat mekânın kuşatan ikliminde, sessizliğin ön plana çıkması ve bunu edep sayması, oldukça farklı geldi bana.
Gizli ve özel sırlara çözüm sunması, yeşil yapraklı meyve ağaçların geleceğe ümit aşılaması ve o anda canlı, tefekkür keyfiyeti sunması, benim ufkumda çağrışımlar yaptı.
Henüz içeriye girmeden bir huzur kuşatmıştı benliğimi, adeta beni bir başka, diyarlara ve daha önce tanımadığım, mekânlara götürmüştü.
Duygularım galeyana gelmiş, feyiz ikliminde, gönlümün derinliğinde, şevk, heyecan, merak hepsi birden ve hiç beklemeden, hissiyat beni aniden ihata etmişti.
Sıra ile odaya pür dikkat alınıyorduk, oradan çıkanların yüzleri kızarmış, gözleri mahzunlaşmış, ayrılmanın hüznü, her tarafını sarmış bir ruh hali ile, başları öne eğik vaziyette, adeta şarj olmuş bir yürek serinliğinde bulunuyorlardı!
Yüzlerinden eksilmeyen tebessümle, bulunanlarla tokalaşarak, mutlaka en kısa zamanda, yeniden geleceğim, temennisinde bulunuyorlar ve Allah’a emanet olun dualarıyla müsaade alarak gidiyorlardı.
İçeriye girdik, etrafa baktık, insanlar halka olmuş bir vaziyette zatı muhteremin önünde ve dizlerinin üstünde oturuyorlardı.
Zatı muhteremin üzerinde, adeta kefeni andıran, beyaz ve uzun bir elbise, onun üzerine uygun bir yelek giyilmiş, başında özenle işlenmiş bir takke bulunuyordu.
Oldukça beyaz olan bir yüz siması ve yanaklarında beliren tebessüm, kuşatıcı oluyordu.
Canlılığı nişanesi olan sevinç, kendini hiç gizlemiyor, aşikar olarak gösteriyordu.
Güzele güzellik katan ve bir bütünü tamamlayan, ağarmış seyrek sakalı vardı.
Bu durum hayat ve memat denkliğinde bizleri tefekküre zorluyordu.
Yaşadığı dünyada, mahşerin haşyetini taşıyan, yüz hatları mevcuttu.
Allah’ın bir lütuf olarak verdiği tebessüm cimrilik yapmıyordu.
Dalga, dalga her tarafa yayılıyor ve mecliste bulunanları rahatlatıyordu.
Sohbet vurguların bizleri adeta, yaşanılan mekandan çıkartıyordu.
Ukbanın derinliğine doğru yol aldırıyordu.
Peygambere tabi olmayı en büyük fazilet görüyordu.
Sahip olunan değeri, fevkalade bularak bizlere bu mirası tanıtıyordu.
Peygamber efendimizi o kadar çok özümsemiş ki.
Sanki o anı, onunla birlikte yaşayarak terennüm ediyordu.
Ve bizleri hissiyatın zirvesine çıkartıyordu.
Allah’ın cennetine girmek gaye değil, diyordu.
Cemalini görmenin asıl olduğunu vurguluyordu.
Hak rızasının önemini, insana hizmetin maksadını izah ediyordu.
Piri fani ölçeğine uygun bir hali, bulunuyordu.
Bedeninde fazla kiloları barındırmıyordu.
Sohbet ederken devamlı ağzı kuruyordu.
Gözlerinden biraz rahatsızlığı vardı.
Gözlük takıyordu, şeker hastalığını, bir lütuf sayıyordu.
Derdi kim verdi ki, kime şikayet edelim diyordu.
Güzel ve kıraatine uygun okunan Kur’an ayetlerini dinleyince, çok etkileniyordu.
Gözlerinden yaş boşalıyordu.
Bu mübarek insan, hemen ayetin bitiminde.
Ayetin nüzul sebebini ve anlamını açıklıyordu.
Ve böylece dinleyenleri aydınlatıyordu.
Var mı bana sorusu bulunan diyerek.
Misafirlere bir söz hakkı tanıyordu.
İnsanın kafasına takılan, müphem bir şey kalmasın diyordu.
Şayet kalırsa, kuşku, zan ve ön yargı mantığa galebe çalar buyuruyordu.
İşte böyle bir Allah’ın kuluyla, tanışmam,
Benim için en büyük bahtiyarlık olmuştu.
Beni etkisi altına almış ve kuşatmıştı.
Zatını görmeden dahi, sinemdeki daralmalara kapı aralamıştı.
Züht ve takva konusunda duyarlı olan bu insan.
Ve insanlar tarafından teveccüh gösterilen bu insan.
Ne farklılık vardı ki, bu insanda, beni bu kadar etkiledi, diye kendime soruyordum.
O insanı görmeden, mezarlığı en mahrem haliyle yaşadım bir an.
Çeşitli meyvelerin, bulunduğu bahçe dünyanın idi.
Ama ben burada bilmediğim cenneti anmıştım.
Peygamber ve onun sevgili Rabbine yakın olmam.
Rehber olan Kuran’ı ve inmesine vesile olan insanları,
Huzur ve emin olmanın, sevincini bizzat yaşadım ve gördüm.
Yaşadığım güzelliklerde bunlar gizlidir, işte hikmetleri de budur.
Haktan geldik ve yine ona döneceğiz diyerek buharlaşmayan,
Amellerimizin kurtuluş reçetemiz olacağını idrak ederek, infak yapmalıyız.
Dünya ve nimetlerinin kimin olduğunu bilerek, tekebbürden uzak durmalıyız.
Kur’an ve inmesine vesile olan peygamberini, nefsimizden ziyade sevmeliyiz.
Onun ümmeti için bıraktıklarını vuslat pusulası olarak görmeliyiz.
Tüm bunlara rağmen Allah ve resulüne yabancı kalıyor isek.
Nefsimizin hazin ve trajikomik durumunun,
Kimseyi de şefaatçi yapmayacağını mutlaka bilmeliyiz.
Bu satırları 'Nakşeden izler' adlı kitap çalışmamın 1979 yıllarında ki bizzat yaşadıklarımdandır.
Cenabı Hak şefaatine nail eylesin.

Mustafa Cilasun
__________________
Buraya Kadarmış ..
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 10-01-2008, 10:07 AM   #506
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Hafta sonu tatilinden sonra tuhaf bir yorumu sildim.

Haftanın tatil gününü efradım ve dostlarımla önceki bir zaman diliminde bir programlanan haliyle icara etmek için hazırlıklarımızı olanca titizliği ile yapmıştık.

O vakte kadar gelen dost ziyaretçi ahbaplarla genel değerlendirmek için sohbeti koyulaştırmıştık.

Bu arada arkadaşlarım olan en sevgili çocuklar kendileri için hasredilen bir zaman için sürekli müracaat yapıyorlar ve melülleşerek o güzelim yüzleriyle bana nazar ediyorlardı. Artık mazeretim tükendiği için müsaade almak durumunda kaldım dostlarımdan.

Nasıl bir oyun oynayalım deyince, hep bir ağızdan yakın temas, bir saldırıya kaşı yapılacak mutat çalışmalar idi. Tabiî ki güreş, judo ve kültürfizik çalışmaları her zaman yapılanlardı.

Zihni fırtına ve bir anlamıyla beyin jimnastiği en çok yaptığımız ve fevkalade beğenilen gayretlerimizdendi, çocuk (10–15) arkadaşlarım sanki bir yarış içine girerlerdi.

Resim, musiki ve konuşama dilinde ki beceriler de ayrıca bu çalışmadan olanlardı.
Ama onların gülmelerine ve sevinmelerine vesile olmak benim yorgunluğumu ve stresimi tahliye etmem için çok güzel uğraşlardı.

Müşterek ve kolektif çalışmaların zenginliğinin tesisi için fedakârlığın, sabrın, nezaketin, paylaşımın ne kadar elzem olduğunu ve bunu tercih ederken neleri illet için kullanacağımızı konuşarak paslaşırdık.

Nihayet bir ter atmak ve muhabbete katkı sağlamak çalışmalarımız ikram ve izzet için ara verilmişti program için gitme vaktimizde gelmişti.

Dört aileden müteşekkil bir kalabalıkla (16 kişi) yola koyulmuştuk saat 17.00 civarında. On kilo metre uzaklıktaki mesafede bulunan mekâna doğru gidiyorduk.

Çok müstesna bir yer, sanki terkedilmiş bir harman yeri, havlayan köpekler, ötüşen kuşlar, selviler, alkım söğütler, susuz kalan dereler, oylayan hayvanlar, kadim dostlarımız buluna karıncalar.

Çocuklar şehir kültürünün yaşatmamak için uğraş verdiği bir monotonluktan kurtararak çok hoş çalınan bir kavalın sesine, akşamın hüznüne, gecenin matemine, nazar eden mahın hayranlığına, umudu muştulayan yıldızlara, hicaz makamında okunan muhteşem ezana hayran kalmamak mümkün olmayan hallerdi.

Yamaçlarda etrafımızı çevreleyen mamurluğum ve sabrın muhayyilesinde ki dağlar tam kaşımızda bir Erciyes, yanı başında âli dağ, onun eteklerinde hasan dağ, batısında yılanlı dağ, kuzeyinde Erkilet tepesi o kadar çok mana haykırıyordu ki sinemdeki tefekkürü kamçılıyordu, hasretlerime, özlemlerime, reddiyelerime, temennilerime, unutmaya çalıştığım hatıratlarıma, akıbetim için bekleyen zamana derken…

Gece saat 24.00 kadar yazının ortasına, ışıkların aydınlığında yapıla bilecekler dâhilinde her şey yeri geldikçe yaşanıyordu.

Muhabbetimiz zirve yapmıştı finale doğru yaşlaşırken hazan ve hüznü kamçılayan nağmeler bir biri ardı sıra mırıldanmaya başlamıştı, gönül fırtınasını dindiremeyenlerde.

Neler yoktu ki bu nağmeler arasında, gecenin matemi, çaresiz derdimin, böylemi esecekti, anlatamam derdimi, ömrümüzün son demi, benzemez kimse sana v.s.

Derken ateşte pişirilen kahvelerimizi içiyorduk, fevkalade güzel ikramlardı.
Toparlandık ve geldiğimiz istikamete doğru vedalaşarak yola koyulduk.

Haylide yorulmuştuk top (maç) oynamak en zevkli ve yarış için seferber olunandı. Tezahürat yapanlarda eksik olmuyordu.

Hafta başı olduğundan, çok önemsediğim işgünü başlamıştı. Tekit ve organizeden sonra hafta başının ilk toplantısı daire başkanlığı nezaretinde ifa edilmişti.

Artık hafta içi planları ve kahve içimi için bilgi sarayı açtığımda biriken mailleri ve yapılan yorumlarla karşılaşmıştım. Ortalama yüz yorumdan 98 i fevkalade müspet olan ve takdirin beyanı niteliğinde yapılanlardı.

Ancak iki yorum vardı ki bu talihsiz yorum haleti ruhiye mi tahrip etmeye yetmişti. Çünkü bu yorumu yapanın güya bir sıfatı vardı, toplum adına çaresiz kalan hastalara ilaç yazandı.

Fanatik bir ruh haleti içinde sürekli saldırılarla okur kitlesine bir türlü ulaşamıyordu, sanki bir zavallılık içinde hamaseti önceliyordu. Kullandığı tabirler, seçtiği kelimeler asla bir tefekkür ehlinin halini yansıtmayandı.

Tahakküm etmek en büyük marifet olandı kendi zannı galibine göre.
Bir paylaşımı bile erkeklik ölçüsü yapabilecek yiğitlik fakiriydi.
Kalıbını şişirirken namertliği marifet telakki ediyordu.

Aslında bu ana kadar kendisini asla muhatap almadım, gerekli görmedim çünkü çok sığlık vardı, ön yargı en çok başvuru kaynağıydı.

Tarihten, maziden atiden, erdemlikten nezaketten anlamayan bir eşkâli gayri kabil olandı. Kişilik zafiyeti bulunduğundan, makamını ve diplomasını ön plana çıkartan bir zavallıydı. Kendisini muhatap almayınca sanki çıldırıyordu ve hala yorum yazmaya devam ediyordu.

Ağzından çıkanı kulağı duymayan birinin yorumun nasıl yayınlardım. Galiz ve hiddet kokan kelimeleri nasıl sayfama koyardım, oysaki bu hadsizliği yapan tıp doktoru olduğunu beyan eden biriydi.

Yani beni tercih hakkımdan dolayı, bir önemli yazarın makalesini paylaştığımdan ötürü o kadar şiddetle ve ağzından saçılan salyalarla hakaret ediyordu ki şaşkınlığım peyda etti.

Çünkü be ne yapmıştım ki bu insana, onu bu kadar kızmasına ve ağza alınmayacak küfürler yapmasına vesile olmuştum.

Sadece bir yazarın makalesini yayınlamak bu kadar mı delirtir insanı, sonra bu ruh haliyle nasıl hasta muayene edecek şaşırdım kaldım.

Beni yiğitliğe davet eden bu kişiyi düşünürken, halindeki perişanlığı için bir kez mazur görmenin gereğine inandım.

Çünkü aynaya bakan birçok insan kendini yiğit zanneder, ta ki hakiki yiğidin sillesini enesinde görünceye kadar.

Yiğitler bağırmaz, akortsuz konuşmaz, halin ne olduğunu bilirler, hareket ve kuvvetin kime ait olduğundan habersiz değillerdir.

Başaklar dolu ise başlarını öne eğerler, boş olanlar ise cahilliğin simgesi olarak sinelerinin boşluğunu dik durmaya çalışarak tatmin olmaya çalışırlar.

Lakin açtır bu insanlar toprağın suya hasreti gibi, yeşilin yağmura ihtiyacı gibi, cahilliğin nişanesi olan serkeşlik gibi…

Eğer bir insan saygıyı zedeliyorsa, nezaketi dışlıyorsa bir militaristtir. Mukallittir.

Hürriyet yalnızca hür olduğunu zannedenlerin değildir.

Hürriyet hür olmanın ne olduğunu idrak edenlerin işidir.

Bu da ancak kulluk bilincinin tezahür iletidir.
Cenabı Hakka karşı kulluk problemi yaşayan canlar, kimlere kulluk ettiklerini çok iyi bilmeliler.

Bu bakımdan huzurunuzdan ayrılırken ayrıştırmak için değil, şoven duygular için değil, tahakküm için değil paylaşım için burada olmalıyız.

Tartışmaktan makat nedir? Delillerin getirilerek doğruların tasdiki ve yanlışların tashihi için verilen bir gayrettir.

Mustafa Cilasun
__________________
Buraya Kadarmış ..
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 10-01-2008, 10:08 AM   #507
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Hak acısı öyle bir nakşeder ki haline!

Sızarken o ahın ilmikleri sayfayı hayale
Katresinde ki o sahneler vuzuh kedere
Gizemler ki merakın muhayyilesi hanesi
Hikmetlerin karesi ahirindir nezih payesi

Alınan nefeslerde bulunan en bariz hüccet
Gaflet deryasında geçirilip tüketilen haşyet
Alınan nefes ki halin kapanan manası kafes
Merak içinde kördüğüm olunca da artık pes

Ne mümkün ki bir daha dönüş olmayacak
Ey ahmak artık Hak konuşacak ne yapsak
Bir çırpınış ki âlemlere ibret dalga şap şap
Sayfalar açılacak hayat hikâyesi kat be kat

Bir umut adına ki o kapkaranlık zindanlarda
Bir ışık huzmesi ne kadar şık halin sadrında
Gaye ki mantığında âlemin hüzün çarkında
Düşünmek için düşünmeyi bilmek dergâhta

Ne kadar çok ne derleri önceliyor gidiyoruz
Hak adına neler öteliyoruz hali görmüyoruz
Kendimizden geçiyor ne nefesler tüketiyoruz
Menfaat uğruna, halden geçiyor çırpınıyoruz

Mustafa Cilasun
__________________
Buraya Kadarmış ..
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 10-01-2008, 10:08 AM   #508
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Hakikat ve liyakat

Ey dostlar biliyorsunuz,
Efrat güle hasret...
Gül'ü sembolize eden,
Sadece bir tebessümdür…
Tebessüm ise,
İçtenliğin tezahürüdür….
Gülü, tebessümü,
İçselliği bilmemek,
Mekanikleşmektir...
Mekanikleşmek ise
Manadan kopmak demektir...
Manadan uzaklaşmak,
Hilkate yabancı kalmaktır...
Hilkate yabancı kalmak ise,
Asliyeti reddetmektir...
Asliyeti reddetmek, ahdimizi,
Belayı bilmemektir...
Ahdini bilmeyenler,
İnsanlığı yok etmeyi hedefler...

Mustafa Cilasun
__________________
Buraya Kadarmış ..
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 10-01-2008, 10:08 AM   #509
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Haklı bir feryadın izlerinde giderken!

Seslen durma bari sen ey şiirin hazzı
Bir nedamet sancısıyla umudun bakışı
Sevgilerin baş tacı anaların kutsal kızı
Babasının medarı iftiharı okyanus karı

Hülyaların aşiyanlarında şakıyan bahar
Bülbülün şevkiyle ne güzel kanat çırpar
Her bir cana umut aşılar sevgiyle bakar
Can içinde solan canın esrarından kaçar

Bazen şaşkınlığın mefkûresinde bocalar
Yaşanmışlığın farkını isteksizce sorgular
Babasını hatırlar, birde derinliğine bakar
Çaresizlik yaşayarak sessiz geceye takar

Emri bilmağruf kuşatır ne yapsın sarılır
Hak adına atılan adımla, Cemale varılır
Rahmet bundadır fazilette bu vefadadır
Sevda ancak sabır içinde yudumlanandır

Mustafa Cilasun
__________________
Buraya Kadarmış ..
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 10-01-2008, 10:08 AM   #510
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Haklı olmak kifayet ediyor mu anne?

Nihayet
Sen varlığını adayarak
Ruhumun kalbime nizam etmesi için

Yılmadan
Hiç nedamet solumadan
Vuslat sağanağında kalmamı istiyordun

Ne kadar
Dirensem, haylazlık yapsam
Gösterdiğin sabır karşısında şaşırıyordum

Kanaatin
Bereket kadar ulvi olduğunu
Muhabbetin her türlü darlıktan kurtardığını

Sükûnetin
Kalbin vuzuhunda varlığını
Ülfetin ruhi iklimde rengârenk açtığını gördüm

Hiddetin
Daralmalarında naçarlığımı
Şiddetin her aşamasında varlığımın kuraklığını

Kıskançlığın
Yozluğunda bedevi narsını
Bağnazlığın tutsaklığında kalbin çok karardığını

Hizmet için
Hilkatin şahitliğinde yolculuğu
Sevginin hamiyetinde zulmetin berbat olacağını

Umudun
Güzelliğinde bekleyen şahadeti
Yaşamak adına şerre adanan tuğyan nakaratlarını

Masum
Bedenlerin müstezaf zümrenin
Mümin gönüllerin sağır duvarlarda duran kanları

Başları
Kesilen, uzuvları lekelenen
Organ tüccarlığı için nesillerdir dinmeden inletilen

Zindanların
Harbiliğinde namertlikten
Geçilmeyecek kadar ulufe dağıtan tekebbür nefesleri

Sabi çocukların
Nisa kimliğinde henüz adımlayan
Masum bacıların leş çehrelerin tasallutuna bırakılması

Gülün renkleriyle
Vuzuha erdiği iklim dirliğinde bile
Bu kadar zülüm, tuğyan, darp, gasp olmadığını anlatırdın

Eğer yaşarsan
Vefanın serinliğinde nefeslen
Gülün hasretiyle hicrana yaslan umut içinde yoğrulacaksın

Yorgunluk
Senin haline yabancı kalacak
Çünkü sen ruhun sahibinde kalan onunla nazar eden kansın

Kitabı celile
Ne kadar yabancıysan
Hüzün senin sol yanına baki kalarak utancın halini yaşarsın

Seni yaratana
Seni sana en vuzuh biçimde anlatana
Nesebinin sahibi atanla, mazi sayfalarında senin n******

Aşk nurla
Ruh vefanın sulukuyla adımlar
Kalp onu yaratan, aklın dağarcığı olan kat’a yanıltmayan

İnsan olmayı
Beşerlikten azade olarak solumayı,
Hak adına, rızanın hazzıyla, muhabbetin varlığında olmayı

Zamanın
Akışında husule gelen teslimiyetle
Suyun kuşatıcılığında ki bereketin en bariz hikmetiyle

Toprağın
Hamiyetinde serdedilen değerle
Arzın serencamında ki kudretin müsaade ettiği nazarında

Sevmenin
Ve ölmenin gerekçelerinde ki
Denkliğin bilgisine ulaşarak idrak için tezekkür edilince

Hamiyet kimde,
Takiyyelerin solgun renkleriyle
Tahakküm etmek için avarelerin fırsatçı telakkilerinle

Kurtuluş için
Azimeti terk ederek heveslerin
Girdabında ve kuraklığın adalarında lokal hastalıklarla

Avuntuların
Hükümranlığında tekebbür olunca
Şekliyet ayyuka çıkarılarak halde ki edep kuruyunca

Her türlü
Melanet gizleniyor nefeslerden
Kalbin sahibi belliyken, kelam ile dile gelen hakikatken

Her kez
Bizzat yapması gerekenden
Soyutlanarak şefaatçilere sığınarak darlığa koşuyorsa

Konuşmak adına
Kalbi dostlukta muhabbet
Dışlanıyorsa, ne derlerle nüfus artışına doğru koşuluyorsa,

Adamlık
Buharlaşarak kayboluyorsa
Nisa kimliği edebe muğayyir solumaların kuşağında adımlıyorsa

Anne ben
Şimdi ne söyleyeyim sana
Babam her ne kadar gayretiyle soluk soluğa kalarak anlatsa da

Nesil Bütünlüğünde
Yozlaşma son aşamasındaysa
Var gir sen sorgula, kimi kimden soracağız yabancılık başlamışsa

Mustafa Cilasun
__________________
Buraya Kadarmış ..
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
CevaplaCevapla


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:51 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.