![]() |
|
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Anlamların Sonsuzluğu
Bir sohbetimizde bir duayen hangi konuyu yazarsan yaz ne olduğu değil, nasıl yazdığın önemli, çünkü mutlaka bir başkası aynı konuyu yazmıştır demişti. ama ben bu fikre hala katılmıyorum, hatta bile-bile katılmama izin vermiyorum. Eğer bu fikre katılırsam ve herkes katılırsa; koskoca dünya oyununun sonunu elbirliğiyle getirmiş olmaz mıyız? sonsuz senaryolarla bezendiğine inanılan şu hayatı tek bir son perde ile noktalamış olmaz mıydık? .. nerede kaldı şu bizim sonsuzluk inancı? .. kim verdi bize bu kadar önemli bir yetkiyi hem? ! Eğer bu fikri topluca kabul etseydik; şu ana kadar olduğundan da fazla anlamları sınırlayıp, bir odaya hapsedip yine ve yine sadece şekiller üzerinde gezinir olmaz mıydık? yine ve yine sadece şekiller, görünüşler ile kendimizi de kısır şekilde tanımış olmaz mıydık? .. hem ne ilginçtir ki; ele alışların, şekillenişlerin, türlerin sınırsızlığına inanan bazı bilinçler onlardan çok daha soyut ve geniş bir alana yayılmış ”anlamlar”ı nasıl olur da kısır ve sonlu görürler! ? yoksa dünya; bu birkaç beyefendinin dedikleriyle dilediklerini gösterip, kabul ettirmeleri için inşa edilmiş bir oyun alanı mı? .. ne ihtimal kaldı ki başka? ! .. ama herkes emin olsun ki; buna izin vermeyeceğiz! .. |
![]() |
![]() |
![]() |
#2 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Anlarsınız anlarsınız!
Hadi hadi siz anlarsınız ne demek istediğimi! onun için hiç detay sormayın beni yormayın; bir sürü işimiz var bur'da! Bazı dostlukların yıkılması için öyle 6-7 şiddetinde depremlere gerek yoktur şöyle bir 3'lük, 4'lük sallantı bile yeter. çünkü binaları güzel bitmiştir göğe doğru cepheleri güzeldir, pahalı durur ama, temelleri balçık üzerinedir, üstelik 'kazık' tedbiri de gözardı edilmiştir! azıcık bir sallantı yeter bunları yerle bir etmeye! hadi hadi! siz anlarsınız ne demek istediğimi! ufak bir pürüz veya bir süre gözden uzak kalma yeter o ufak depremi yaratmaya! anlarsınız, anlarsınız! |
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Anneler Günü’nün Öteki Yüzü
Trafik bu kadar mı çorba bu kadar mı düzeysiz, acımasız ölçüsüz, kuralsız olacaktı magandasıyla, züppesiyle, zındıkıyla, camışıyla? çiçekçilerin önü araba kuyruklarıyla bu kadar mı boğacaktı kavşakları yavşaklar gibi? ! dev alışveriş merkezlerinin iç koridorları bu kadar mı dolacaktı karınca sürüleri gibi birbirinden güzel hediyeler alma yarışıyla? bu kadar mı fazladan para basacaktı otoparklar? ara sokak mafyasının cebi bu kadar mı dolacaktı? o, tüketen eller bu kadar mı fazla daldırılacaktı aşınmış ceplere adına “anneler günü” denmiş bu Pazar gününde? bu fazlalık, bu cümbüş, bu kargaşa bu tüketimin tavana vurması yorar zengin gönülleri... annesini hergün seven sık sık arayıp, gören kalpten bağlıları... çok masrafsız –sevdim- ben bugün annemi inadına. sabah 09.30’da aradım, sesimi duyurdum o mutlu, ben mutlu... zaten yarın da ararım... ama bir şeye sevindim; ben bu “tüketim kargaşası”na katkıda bulunmadım. |
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ara Verme Kendine
Gelme dolduruşuna sektörlerin aracıların, maddenin, bağlayıcıların, şu koskoca çuvallamış uygarlığın! bırak kendini çocuklar gibi kandırmayı, avutmayı ve bugün 4 bir yana haldır-huldur attığın o iyi niyetleri bütün benliğinle kuşan hem de her Allah'ın günü! .. hep öyle dileklerin gibi, herkes için dilediğin gibi ol; ara verme kendine! .. ara erme aydınlığa! neysen öyle gör hayatı... madem Yeniyıl mizanseniyle kaptırdın gönlünü sadece bu bir günlük iyi niyet zincirine; bırak, sürsün bu aydınlık bu umut bütün rutinlerine karşın! gelme dolduruşuna sektörlerin aracıların, maddenin, bağlayıcıların! kandırma kendini çocuklar gibi! binbir kutlamadan ve bu cümbüşten sonra yarın yine gönlünü karanlıkların basmaması için; sarıl iyi niyetlerine, dileklerine hem kendin için, hem bütün insanlık için ara verme kendine, ara verme aydınlığa! neysen öyle devam et sonra... |
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Araba Cilası Ojeler
Tamam güzelim sürmüşsün araba cilası gibi kaliteli ozejeleri tırnaklarına da, servis otobüsünde gördüm seni parmaklarınla koltuğun kolunu bile tutmadan oturuyordun! ? hiçbir yere tutunmama özelliği kazanmış ellerin! hatta yumruk bile yapamıyordun ellerini! ? ya düşseydin tutunmadan oturayım derken? .. Tamam, manzara harika ama dünyadan değil gibiydin? ! biz dünyalılar genelde yemek için, oturup-kalkmak için ısırmak için, yalamak için tutarız tutunuruz, kavrarız ellerimizle! yoksa neyse o yapmak istediğimiz ellerimizin arasından kayar gider be güzelim! sürmüşsün araba cilası gibi kırmızı kırmızı kaliteli ojeleri tırnaklarına da, aman sıkı tutun, kayıp gitmesin be güzelim! |
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Araştırmalar Aptal Etti!
Bugün; 'kafein kalp krizine neden oluyor' yarın; 'kafein karaciğeri koruyor, vücudu dinç tutuyor' öbürgün; 'Kahve tahmin ettiğinizden daha yararlı'... Bugün; 'koşmak hem de hergün olunca kalbe çok iyi' yarın; 'koşmak dizler için çok zararlı, en iyisi yürüyün! '... Bugün; 'Ağrıyı ilaçla geçiştirmeyin', yarın; 'ilaç almak için baş ağrınızın artmasını beklemeyin'... Araştırmalar milleti aptal etti! Birinin doğru dediğini, öteki yalanladı. Akla kara aynı koltukta sabahladı, sabaha yine milletin gözleri pörtledi. kulaktan dolma rahatlıklarla vücutlar daha da yağ bağladı. sektörler kararlar aldı, milleti salakladı! sağlık için servetler harcandı, sigortalar bayram etti halbuki çiğnediği dişler gördüğü gözler milletin safdışı bırakıldı! gündemler yaratıldı, haberler derlendi nice doktorlar, sanki orta dansözleri gibi allandı-pullandı ampullü elbiselerle sahneye salındı, star muamelesi gördü! ve şimdi doktorlar mı hala, dizi kahramanları mı yoksa millet araştırır oldu. tarifeleri o biçim arttı iyice sosyetikleşti! vaadettiği Türk Tıbbı bu muydu Ulu Önder'in? şimdi bakıp bakıp gökyüzünden ülkeye ağlamıyor mudur ışık gözyaşlarıyla? Araştırmalar milleti aptal etti! Birinin doğru dediğini, öteki yalanladı. Belki de istedikleri zaten buydu... yönleri şaşırdı millet hedefleri karıştırdı kendini bir sağlık bataklığında buldu. zengin için fark eden bir şey yok; 3 kuruş fazla verse halleder herşeyi, ama fakirin kıçında patladı balonlar! Araştırmalar milleti aptal etti! en üstte kararları verenlerin keyfi yerinde ama ortalık fena salakladı! bütün bu tiyatro çünkü milletin sırtında oynandı! . |
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Arızaya Bağlamasaydım
Arızaya bağlamasaydım; ne bu kadar sık yazı, şiir yazabilirdim, ne de her sabah düzenli koşup, bir de üstüne kültür-fizik yapıp canımı çıkartamazdım. arızaya bağlamasaydım; ne binlerce resim indirip internetten kadın güzelliğine böylesine şahit olabilirdim, ne de acıyı kendime hizmet ettirebilirdim Sado-Mazo Kategorisi üzerinden... arızaya bağlamasaydım; anneme, kendim için günün birinde ”bin söyle, bin işit! ” dedirtemez trafikte abimi bile tanımamazlık edemezdim! eğer böyle olmasaydım; bu yoldan çıkmış terazisi hepten bozulmuş alemde halen neşeyle yaşıyor olamazdım. arızaya bağlamasaydım; sadece onlardan biri olur, çıkardım! |
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Arkadaş Olarak Göredursun
O 'arkadaş' olarak göredursun beni; ben onun boy boy o güzel bacaklarından ve ayaklarından her türlü örtücü malzeme dahilinde soket, naylon veya muz fotoğraflarını çekip, evimde açacağım ve benden başka kimsenin giremeyeceği odamın duvarlarını onlarla döşemek isterdim! O 'arkadaş' olarak göredursun beni; ben o odada zaman zaman içeri kilitlenmiş vaziyette dakika dakika oksijen miktarı azalırken ve ışıklar kırmızıya doğru geçiş yaparken, en son mor; başımı ve gözlerimi fıldır fıldır deliler gibi, manyaklar gibi dört duvarın üzerinde gezdirip ter içinde içimden ne geliyorsa kendi kendime yapardım! O 'arkadaş' olarak göredursun beni; odanın ışıkları mora çaldığında ve dakikalar sonra alacağım nefes kalmadığında yüzüm damarlanmış ve yarı morarmış, tam kararmadan içerisi yapabileceğimin en üstünü yapar ve bitirirdim işimi oraya yığılıp kalırken! O 'arkadaş' olarak göredursun beni, hiç ilgilenmesin özel olarak; belki beni odaya büyük ve öldürücü zevkle kapayan da bu ya! öyle görmeye devam etsin! |
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Arslan Pençeliler
Hergün binilen o dolmuşlarda taksilerde, otobüslerde veya bazen hiç beklediğimiz o arkadaşlarımızda bizleri arabalarına alan ne bilekler vardır; sanki “insan bileği” değil arslan pençesi! ? kalın mı kalın... sanki kilo hesabıyla yaratmış Yaratan. Eller desen el değil, mengene! ne inanılmazlardır hiç dikkat ettiniz mi? Onlar da o ellerle, bileklerle bir kadına kibarca çiçek uzatabilirler mi? boynundan yavaşça ‘boğmadan’ tutup kendilerine çekip, öpebilirler mi? Onlar da şu “cool” dedikleri gibi olabilirler mi? Taksici, dolmuşçu, otobüsçü veya yakınım-uzağım düşmanım-dostum fark etmez; hep yanlarına oturduğumda bu arslan pençelilerle karşılaştığımda aklıma işte bu paradoksun soruları gelir. Bu arslan pençeliler de diğer erkek örnekleri gibi kibar ve çok duyarlı olabilirler mi? |
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Artık bir Diktatör Lazım!
O akşam iş dönüşünde bu ülkenin gelmişini-geçmişini çoğumuzdan daha iyi bilen izlemiş olan o amcanın dediği gibi bu ülkeye artık bir diktatör lazım! öyle bir dağılmış ki öyle bir bölünmüş ki öyle bir tuz-buz parçalanmış ki bu iki yakanın biraraya gelebilmesi için bu ülkeye artık bir diktatör lazım! adamın 14 lafından biri buydu; ne yapsın? ülkesi gözlerinin önünde dağılıyor parçalanıyor insanları, işgücü, emekler heba oluyor! ? adamın gözlerinin önünde adalet gidiyor, westernlerdeki gibi beline silahı takan gavat sokağa çıkıp, kendini adam sanıyor! ? ne yapsın? adamın gözlerinin önünde gözlerinin içine baka baka milletin altından topraklar kaydırılıyor hortum rüzgarlarıyla zavallı halkımın hazineleri harcanıyor. bir de üstüne üstlük hepsinin hesabı yine yıllarca sırtına bin tane yük binmiş ülkesi için kendini heba etmiş vatandaşa soruluyor birbirinden güzel, şatafatlı, şık mı şık vergilerle! .. o akşam iş dönüşünde ülkenin, insanının, emeklerin hakkın elden alıp götürüldüğüne dert yanan o amca üzdü beni. çünkü bunca şey görmüş-geçirmiş o insana göre de diğer birçokları gibi tek bir çözüm kalmıştı; bu ülkeye artık bir diktatör lazım! |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|