www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Kültür & Sanat > Genel Kültür > Edebiyat

CevaplaCevapla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 04-30-2010, 09:20 PM   #1
styla45
Forum Kalfası
 
styla45 Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2005
Konum: ManisA
Yaş: 39
Mesajlar: 7,074
Teşekkür Etme: 5
Thanked 16 Times in 15 Posts
Üye No: 4
İtibar Gücü: 3546
Rep Puanı : 67186
Rep Derecesi : styla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Bekir Sıtkı Çobanzade

Kırım Türk Edebiyatı

Kırım'da yetişen en büyük şairlerden olduğu gibi en iyi dil bilginlerinden biri olan Bekir Sıtkı Çobanzade (1893-1939), ilk ve orta tahsilini Karasupazar'da yaptıktan sonra 1909'da liseyi okumak için İstanbul'a gelir. Burada Arapça ve Fransızca'yı öğrenen Çobanzade, 1915'te Odesa'ya giderek Slav dillerini öğrenir. 1916'da Budapeşte Üniversitesi'ne giden alim, burada Codeks Cumanicus'u inceler ve 1920'de bu üniversitede doktor ünvanını alır.

1920'de Kırım'a dönen Bekir Sıtkı Çobanzade'nin değişik okullarda Kırım Türkçesi ve edebiyatı dersleriyle Türkçe'nin Mukayeseli Grameri konusunda verdiği dersler çok önemlidir. Bu dönemde "Yanı Çolban", "İleri" ve "Okuv İşleri" dergilerinde ilmi makaleler yazar. Değişik üniversitelerde profesör, dekan ve rektör olarak çalışan Çobanzade, 1926 yılında Baku'da toplanan I.Türkoloji Kongresi'nde "Türk Lehçeleri Arasında Karşılıklı İlişkiler" ve "Türk Tatar Dillerinde İlmi Terminoloji Meydana Getirme" konularında önemli tebliğler verir. Sovyetler Birliği Yeni Alfabeler Merkez Komitesi, Azerbaycan Terminoloji Komitesi gibi komisyonlarda çalışan Çobanzade'nin Türk lehçelerinin alfabesi, imlası ve terminolojisi konularında pek çok çalışmaları olmuştur.

Bu büyük Türkoloji aliminin Türk dili ve edebiyatı tarihi sahasında büyük yekun tutan çalışmaları bulunmaktadır. Almanca, Fransızca, Arapça, Macarca, Çekce ve Lehçe'yi çok iyi bilen Çobanzade, Türk şivelerinin hemen hepsiyle ilgili eserler vermiştir. "Rusya Tatarlarının Kültür Hayatının Gelişmesi Üzerinde Bir Deneme" (1915), Türk Edebiyatında Yeni Akımlar" (1916), "Kırım Tatarcası'nın Grameri Hakkında İlmi Bir Deneme" (1924), "Kumukların Dili ve Sözlü Edebiyatı Üzerine Etüdler" (1926), "Nevai'nin Dili Üzerine" (1926), "Türk Tatar Diyalektolojisi" (1927), "V. Tomsen" (1927), "Azerbeycan Türk Edebiyatı'nın Yeni Dönemi" (1930), "Azerbeycan Türk Dilinin İlmi Grameri" (1930), "Yabancı Dil Öğretiminin Temel Metodu Meseleleri" (1932), "Özbek Dilinin Öğretiminin Temel Metodu" (1932), "Karaçay Balkar Dili Üzerine Notlar" (1932), "İbni Mühenna'nın Türk Grameri" (1933), "Kitab-ı Dedem Korkut'un Edebi Lengüstik Tahlili" (1935) gibi eserleri bu gün hala ilmi değerini muhafaza etmektedir.

Büyük bir Türkolog olan Bekir Sıtkı Çobanzade, alimliği kadar şairliği ile de ün kazanmıştır. Onun "Yaz Akşamı Üy Altında", "Tuvdım Bir Üyde", "Oy Suvuk Şu Gurbet", "Ah Tabılsam", "Suv Anası", "Tunay Taşa", "Anam", "Bulutlar" gibi şiirlerinin de bulunduğu "Boran" isimli şiir kitabı 1927 yılında basılmıştır.

Şairin şiirlerinden bir kısmı, Abdullah Latifzade'nin şiirleriyle beraber bir kitap halinde Eşref Şemizade tarafından (1971) de neşredilmiştir.
Bekir Sıtkı Çobanzade de komünist sistemin kurulmuş çarkının işletilmeye başlamasıyla belli dönemlerde arkadaşlık yaptığı yazar ve şairler tarafından burjuva milliyetçisi olmakla suçlanmış ve dönemin acımasız zulmünden kurtulamayarak 1939' da gönderildiği sürgünde helak olmuştur.

*
Kırım'da daha hanlık döneminde başlayan din meselesi, bu dönemde de aydınların ilgilendiği konular arasında yer alır. Yerlileşme politikası sonucu mahalli şivenin ilmi tetkikine ve okuma yazma bilmeyenler arasında yayılmasına, Rusça ile beraber resmi dil olarak kullanılmasına destek verilir.

Sovyetler Birliği'nde ki Türk aydınları arasında alfabe reformu, imla ve telaffuz, yazılı dilin hangi ağız üzerine kurulacağı gibi tartışmalar bu dönemde önemli bir yer tutar. 1922 ile 1924 yılları arasında Sovyetler Birliği Merkezi Hükümeti tarafından dergilerde tartışmalar açılıp konferanslar verilmiş, komite ve komisyonlar kurulmuştur. 1924'de Kırımlılar arasında dil konusunda ve Arap alfabesinden Latin alfabesine geçiş konusunda şiddetli tartışmalar yapılmıştır. Bazı Kırım Türkleri, Merkezi Hükümetin desteklediği Latin alfabesin kabul ederken; Veli İbrahimov, Asan Sabri Ayvazov ve dil alimi Bekir Sıtkı Çobanzade gibi aydınlar, buna itiraz ederek şiddetle mücadele etmişlerdir. Merkezi Hükümetin de baskılarıyla 1929'da 31 harfli Latin alfabesinin kabulü bütün bu tartışmalara son verir.

1928'de Kırım Tatar Edebi Dilinin İmlası Üzerine Birinci İlmi Konferansı, Akmescit'te toplanarak step ve dağ bölgeleri arasında kalan şeridin, (Bahçesaray ağzının) yazı dili olmasına karar vermiştir. Daha sonra 1929'da ikinci, 1934'de üçünçü ilmi konferanslar toplanarak gramer, imla, telaffuz, terminoloji ve sözcüklerin düzenlenmesi konularında çalışmalarını sürdürürler. 1938'de Stalin döneminde bir kanunla bütün Slav olmayan (Ermenice ve Gürcüce hariç) dillerde olduğu gibi, Kırım Türkçesinde de Kiril alfabesi kullanılmaya başlanır
styla45 çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-30-2010, 09:20 PM   #2
styla45
Forum Kalfası
 
styla45 Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2005
Konum: ManisA
Yaş: 39
Mesajlar: 7,074
Teşekkür Etme: 5
Thanked 16 Times in 15 Posts
Üye No: 4
İtibar Gücü: 3546
Rep Puanı : 67186
Rep Derecesi : styla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Besim Özcan

1959 yılında Artvin-Şavşat-Yağlı Köyü’nde dünyaya geldi. İlk öğrenimini adıgeçen köyde, Orta ve Lise öğrenimini Artvin’de tamamladı. 1988-89 Öğretim yılında girdiği Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden Haziran 1982’de mezun oldu. Eylül 1983’te mezun olduğu bölüme Arş. Görevlisi olarak atandı. III. Selim’e Sunulan Islahat Lâyıhaları (Tatarcık Abdullah Efendi Lâyıhası) konulu çalışma ile 1985’te Yüksek Lisansını tamamladı. Rusların Sinop Baskını (30 Kasım 1853) konulu çalışmasını 1990’da bitirerek Dr. unvanını aldı. Ekim 1990’da Yrd. Doçentliğe atandı. Kasım 1997’de girdiği Doçentlik sınavını başarı ile verip Doçent oldu. 30 Aralık 2002 tarihinde Profesörlüğe atanan ÖZCAN, evli ve bir çocuk babasıdır.

YAYIN LİSTESİ
A. Kitaplar:
1. Kırım Savaşı’nda Malî Durum ve Teb´anın Harp Siyaseti (1853-1856), Atatürk Üniversitesi Yayını, Erzurum 1997.
2. Bursa Âfetleri (1326-1900), Aktif Yayıncılık, Erzurum 2002.

B. Makaleler:
1.Tatarcık Abdullah Efendi ve Islahatlarla İlgili Lâyıhas”, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, Türk Kültürü Araştırmaları, Prof. Dr. İbrahim Yarkın’a Armağan, Yıl: XXV/I (1988), s. 55-64.
2.Kaptan-ı Derya Mahmud Paş”, Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türklük Araştırmaları Dergisi, İstanbul 1991, sayı: 6, s. 151-163.
3.1853 Sinop Felâketinin Ülkede, Rusya’da ve Avrupa’daki Akisleri, Türk Kültürü, Ekim 1992, sayı: 354, s. 621-632.
4.1853 Sinop Felâketzedelerinin Mağduriyetinin Giderilmesi ve Şühedâ Hatırasının Yaşatılması, Doğumunun 50. ve Hizmetinin 10. Yılında Prof. Dr. Bayram Kodaman’a Armağan, Samsun 1993, s. 207-226.
5.Sultan III. Selim’in Vatanperverliği, Tarih ve Medeniyet, Mart 1995, sayı: 13, s. 15-17.
6.Kırım Harbi’ne Kadar Rus Karadeniz Filosu, Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Edebiyat Bilimleri Araştırma Dergisi, sayı: 21, Erzurum 1995, s. 233-243.
7.Nizâm-ı Cedid Eşiğinde III. Selim Devri Islahat Lâyıhaları, Tarih ve Medeniyet, Eylül 1995, sayı: 19, s. 27-28.
8.1877-78 Harbi’ne Kadar Osmanlı-Rus Münasebetleri, Aziziye Zaferi 8/9 Kasım 1877) Paneli, (8 Kasım 1994, Erzurum), Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Edebiyat Bilimleri Araştırma Dergisi, sayı: 22, Erzurum 1995, s. 111-122.
9.XIX. Asrın Ortalarına Kadar Osmanlı Bahriyesinde Yabancı Uzmanların Görevlendirilmesi, Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Edebiyat Bilimleri Araştırma Dergisi, Erzurum 1997, sayı: 24, s. 39-49.
10. Gayrimüslim Osmanlı Teb‘asının 1853 Kırım Harbi’ndeki Siyasetleri, Beşinci Askeri Tarih Semineri Bildirileri II, Değişen Dünya Dengeleri İçinde Askeri ve Stratejik Açıdan Türkiye (23-25 Ekim 1995, İstanbul), Ankara 1977, s. 391-402.
11.Osmanlı Bahriyesinde Bir İngiliz Müşâvir: Sir Adolphus Slade (1804-1877), Askeri Tarih Bülteni, sayı: 43, Ağ. 1997, s.25-47.
12. 93 Harbi Felâketi ve Elviye-i Selâse Dramı, Tarih ve Medeniyet, Haziran 1997, sayı: 39, s. 36-40.
13. Kırım Harbi Sırasında Bazı Avrupalı Devlet Adamlarının Osmanlı Ülkesini Ziyaretleri (1854-1855), Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Dergisi (OTAM), Ankara 1998, sayı: 9, s. 287-322.
14. Bursa Depremleri (2 Mart, 12 Nisan 1855), Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Dergisi, Erzurum 1999, sayı: 5, s. 73-118.
15. Cumhuriyet’in İlânı ve Yankıları, Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, Erzurum 1999, sayı: 11, s. 289-298.
16. Kırım Savaşı (1853-1856), Osmanlı, II, Ankara 1999, s. 97-112.
17. Birinci Kolordu Başkâtibi Hikmet Bey’in Kaleminden Gazi Osman Paşa, I.Uluslar arası Plevne Kahramanı Gazi Osman Paşa ve Dönemi(1833-1900) Sempozyumu, 5-7 Nisan 2000. s. 69-77.
18. Gayrimüslim Mahzarnâmeleri: Teşekkürler Osmanlı, Tarih ve Düşünce, Ocak 2001, sayı: 2001/01, s. 48-53.
19. 1853-1856 Osmanlı-Rus Harbi’nde Osmanlı Hıristiyanlarının Takındığı Tavır Tarih ve Düşünce, Şubat 2001, sayı: 2001/02, s. 27-33.
20. 1855 Bursa Depreminde Mağduriyetleri Giderilen Gayrimüslimlerin Şükran İfadeleri, Yeni Türkiye Ermeni Sorunu Özel Sayısı-, Ankara 2001, II, s. 719-725.
21. Trabzon Eyaleti’nin Kırım Harbi’ne Katkıları, Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi (Prof. Dr. Efrasiyab Gemalmaz Özel Sayısı), Erzurum 2001, sayı: 17, s. 247-260.
22. İmparator III. Napoleon’un İstanbul’u Ziyaret Düşüncesi Ve Türk Misafirperverliği, Fen-Edebiyat Fakültesi Dergisi, Erzurum 2001, Nr. 27, s. 137-146.
23. Sultan III. Selim Devri Islahat Hareketleri (Nizâm-ı Cedîd), Türkler, Ankara 2002, 12, s. 671-682.
24. Ölümünün 102. Yıldönümünde Gazi Osman Paşa ve Plevne’den Manzaralar, Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, Erzurum 2002, sayı: 19, s. 239-254.
25. İngiliz Amirali Sir Adolphus Slade’in Türkiye İzlenimleri, CEIPO 15 th CIEPO Symposium, London 8-12 July 2002.
styla45 çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-30-2010, 09:20 PM   #3
styla45
Forum Kalfası
 
styla45 Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2005
Konum: ManisA
Yaş: 39
Mesajlar: 7,074
Teşekkür Etme: 5
Thanked 16 Times in 15 Posts
Üye No: 4
İtibar Gücü: 3546
Rep Puanı : 67186
Rep Derecesi : styla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Beyza Güdücü

4 Aralık 1973, Edirne doğumlu olan Beyza Güdücü, 1991 yılında Özel Ortadoğu Lisesi'nden mezun oldu. Hacettepe Üniversitesi Mütercim-Tercümanlık Bölümü'nün ardından, halen İstanbul Üniversitesi Arap Dili ve Edebiyatı lisans öğrencisidir.Ekim 1991- Haziran 1992 tarihleri arasında, Viki- Promay Ltd.Şti., Ankara 'da, özel televizyon kanalları için çeviri ve dublaj yaptı. Haziran 1992- Haziran 1995 döneminde, Ankara TRT'de, Seynan Levent' in hazırlayıp sunduğu 'Akşama Doğru' programında yapım yardımcılığı ve çevirmenlik; 'Yaşasın Sanat' programında yapım yardımcılığı; 'Nüans' müzik-magazin programında ve 'Mavi Kuşak' adlı belgeselde sunuculuk ve metin yazarlığı yaptı. Eylül 1995- Ekim 1996 sürecinde, İnterstar Haber Merkezi, İstanbul'da, ana haber ve gece haberleri sunumunu üstlendi. Ana haber spikerliğinin ardından, Manço Sanat Eserleri Üretim ve Pazarlama Tic.Ltd.Şti., İstanbul'da, Barış Manço' nun hazırlayıp sunduğu 'Dönence' adlı programda, haber araştırma, metin yazarlığı, seslendirme ve sunuculuk görevlerini üstlendi. Özel haberler hazırladı. Şubat 1997- Şubat 1999 yıllarında, TGRT Haber Merkezi, İstanbul'da gece haberleri sunumunu aralıksız yürüttü. Haftasonları ana haber sunumunu üstlendi. Bu süre zarfında, ana haber bülteni için özel haber dosyaları hazırladı. Kosova' da savaşın son döneminde muhabirlik yaptı. Mart 1999 itibariyle, kendi yapım şirketi ARK Film Ltd. aracılığıyla, Nar-ı Beyza adlı uluslararası haber-belgeselin yapım-yönetim ve sunumunu yürütmektedir. Program TGRT' de 13, SHOW Tv' de 26, toplam 39 bölüm olarak yayınlanmıştır. Nar-ı Beyza çekimleri kapsamında, 50 ülke ve 250 civarında bölgede çalışılmıştır. Programda, Sibirya'dan Gana'ya, Nepal'den Fas'a dek dünya uluslarının farklı yaşam biçimleri ekrana taşınmaktadır. Nar-ı Beyza farklı kurumlarca ödüllendirilmiş, 2000 Türk Dünyasına Hizmet Ödülü'ne layık görülmüştür.

Beyza Güdücü, 1997- 1998 yıllarında Milliyet Dergi Grubu' na bağlı 'Yaşasın Edebiyat' dergisinin yazı kurulunda yer almış; aynı dergide edebi söyleşileri, öykü ve şiirleri yayımlanmıştır.

1998- 1999 yıllarında Tolstoy' un 'Calendar of Wisdom' adlı son yapıtını Türkçe' ye kazandırmıştır. 'Bilgelik Takvimi' adlı kitabın ikinci dünya dili çevirisi böylece Türkçe olmuştur. "Aşkın Bir Rengi Varsa Narçiçeği Olmalı" adlı ilk kitabı, Ocak 2003'te yayınlanmıştır. Yayına hazırlanan gezi kitapları mevcuttur.

Beyza Güdücü, çok iyi düzeyde İngilizce, Almanca, biraz Arapça ve anlaşabilecek düzeyde farklı dünya dilleri eğitim ve bilgisine sahiptir.
styla45 çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-30-2010, 09:21 PM   #4
styla45
Forum Kalfası
 
styla45 Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2005
Konum: ManisA
Yaş: 39
Mesajlar: 7,074
Teşekkür Etme: 5
Thanked 16 Times in 15 Posts
Üye No: 4
İtibar Gücü: 3546
Rep Puanı : 67186
Rep Derecesi : styla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Burak Turna

Burak Turna
20 Ocak 1975 yılında İstanbul’da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Yeşilköy’de tamamladı. Kıbrıs Girne Amerikan Üniversitesi’nden İşletme lisansını aldı. Medya sektöründe, dergi ve kitap çevirmenliği, ekonomi muhabirliği yaptı; sonrasında bankacılık, tekstil gibi çeşitli işlerde çalıştı. Halen çeşitli sahalarda çalışmaya devam ediyor.

Yazma serüveni, günlük, öykü gibi ara adımlar olmadan doğrudan roman yazmakla başladı, ancak hayal kurma serüveni, bilincinin açıldığı ilk andan beri sürüyor. Metal Fırtına, yazarın ilk romanıdır. Roman dışında felsefe metinleri ve İngilizce-Türkçe olarak senaryo yazmaya devam ediyor. Yazarın kendi geliştirdiği mantık sistemini anlattığı, SistemA: Mutlak Sistem Teorisi ve Zaman Makinesinin Mantıksal Altyapısına Giriş isimli felsefe kitabı bitmiş ancak henüz yayınlanmamıştır. Şu günlerde Üçüncü Dünya Savaşı’nı konu alan yeni romanı üzerinde çalışıyor.


METAL FIRTINA

Orkun Uçar ÷ Burak Turna
Dizi: Politik Kurgu - Roman

REKORA DOĞRU...
8 BASKIDA 400.000 ADET
Tarih, 23 Mayıs 2007… Yer, Kerkük’ün kuzeydoğusu… Kuzey Irak’taki kargaşa devam ederken, bölgede bulunan Türk birlikleri ani bir Amerikan saldırısına uğrar. Türk birlikleri “müttefik”lerinden hiç de beklemedikleri bir darbe almıştır.

CNN International hemen haber geçmeye başlar: “Kuzey Irak’ta çatışma… 13 ABD askeri öldü, 30 yaralı var. Ordu yetkilileri, Amerikan güçlerine saldıran 35 Türk askerinin öldürüldüğünü açıkladı.”

Amerikalıların niyeti Türkiye’deki zengin bor minerallerini ele geçirmektir. Bunun için her şeyi göze almışlardır. İstanbul ve Ankara dahil olmak üzere tüm Türkiye’yi savaş alanına çevirmeyi bile…. Ve Metal Fırtına Operasyonu başlar…

OKUMA PARÇASI

İşte o heyecanlı satırlardan birkaç bölüm:

“Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, Başkan’ın odasından içeri girdi. Telaşlıydı ve Başkan ile konuşması gerekiyordu. Derken kapıda Genelkurmay Başkanı Howard Strike göründü, yüzünde karanlık bir ifade vardı. Başıyla sert bir selam vererek hemen duvardaki ekranın başına geçti. Makineyi kendisi çalıştırdı. ‘Sayın Başkan,’ dedi ‘şu an itibariyle Metal Fırtına harekâtı başlamış bulunuyor.’”

***

“Türk Deniz Piyade Tugay Komutanlığı Karargâhı tam karartmadaydı. Uç noktadaki siperlerde bulunan askerler kızılötesi kameralarıyla ufku gözlemliyor ve kısa aralıklarla karargâhı bilgilendiriyorlardı. Bu bilgiler hemen Genelkurmay Başkanlığı’na iletiliyordu. Yine sesler duyuldu ama bu sefer bir şey farklıydı…

‘Merkez, sesler duyuluyor.’

‘Nasıl sesler?’

‘Metalik sesler Komutanım.’

‘Gözlemede kalın.’

‘Bir şey görülüyor mu?’

‘Hayır Komutanım.’

Asteğmen ve askerler koşarak sipere girdiler, baraj ateşi açmak istediklerini söylediler. Askerlerin isteği Tümgeneral İhsan Paşaya iletildi ve olumlu yanıt alındı.

‘Ateş!!!’”

***

“Genelkurmay Başkanı, Harekât Komuta Merkezi’ndeki telsizin başından ayrılmıyordu. Deniz Piyade Tugayı Karargâhı’ndan sürekli olarak bölgedeki çatışma ile ilgili haberler aktarılıyordu. Başbakan Tayyip Erdoğan ve Ankara’da bulunan kabine üyeleri Harekât Merkezi’ne geliyorlardı. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, altı kişilik bir heyetle Washington’a doğru yola çıkmıştı bile…”

***

“İstanbul’a büyük hava saldırısı başladı. Henüz resmî açıklama yapılmadı ancak İstanbul, tarihinin en ağır hava saldırısı ile mücadele etmeye çalışıyor. Operasyonun ne kadar süreceği belli değil. Dört saattir aralıksız süren bombardıman nedeniyle şehirde su kesildi, trafik tamamen durdu. Köprüler ve yollar hasarlı, çok sayıda sivil kayıp olduğu belirtiliyor.”
styla45 çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-30-2010, 09:21 PM   #5
styla45
Forum Kalfası
 
styla45 Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2005
Konum: ManisA
Yaş: 39
Mesajlar: 7,074
Teşekkür Etme: 5
Thanked 16 Times in 15 Posts
Üye No: 4
İtibar Gücü: 3546
Rep Puanı : 67186
Rep Derecesi : styla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Cafer Seydahmet Kırımer

"Bir millette şerefin,haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi, o milletin hürriyet ve istiklaline sahip olmasıyla kaimdir"
Cafer Seydahmet Kırımer

1 Eylül 1889'da Kırım'ın Yalta şehrine bağlı Kızıltaş köyünde doğmuştur.İlk tahsilini Kırım'da orta ve lise tahsilini Istanbul'da yapmıştır.1911'de Paris'e giderek Hukuk Fakültesine devam etmiş,Birinci Dünya Savaşı'nın başlaması üzerine Kırım'a dönmüştür.Kırım'da yakın arkadaşlarıyla birlikte inkılapçı gizli bir teşkilat kurmuştur.

1917'de Rusya'da ihtilal başladığı zaman Beserabya cephesinde asker olan Cafer Seydahmet Kırımer, Odesa'ya geçmiş,buradan temas kurduğu Kırım'daki arkadaşlarından Çelebi Cihan'ın başmüftülüğe,kendisinin de Vakıf İşleri Müdürlüğü'ne seçildiğini öğrenmiştir.

Rusya'daki ihtilalin memleketi anarşi içerisine düşürmesi, Kırım'daki aydınları yeni teşebbülere sevketti.Cafer Seydahmet Kırımer seçim kanununu,kurulacak cumhuriyetin anayasa taslağını hazırladı.Kerson'daki Kırımlı süvarileri Kırım'a getirdi.Kurultay açıldıktan sonra 9 Aralık 1917'de Kırım Cumhuriyeti ilan edilince, Çelebi Cihan'ın başkanlığındaki hükümette Harbiye ve Hariciye Bakanı oldu.Bolşeviklerle yapılan Alma Savaşlarındaki mağlubiyet üzerine Besarabya'daki Türk birliklerini Kırım'a getirmeye teşebüs etti.

Kırım'ın Almanlar tarafından işgal edilmesi üzerine kurultay yeniden toplandı.Süleyman Sulkiev'in kurduğu hükümette Hariciye Bakanı oldu.Almanlar Kırım'dan çekildikten sonra Bolşeviklerin Kırım'ı yeniden işgali sırasında Cafer Seydahmet Kırımer, Kırım Melisi'nin tam yetkili temsilcisi sıfatıyla Türkiye ve Avrupa'da bulunuyordu.

Cafer Seydahmet Kırımer'in bundan sonraki hayatı, 1921-1922 yıllarında Kırım'da vukua gelen açlığa mani olma ve yardım sağlama,Rus mahkumu Türk ve müslüman topluluklarının temsilcileriyle birlikte kurduğu teşkilatlar vasıtasıyla davasını dünyaya anlatma,İkinci Dünya Savaşı sırasında muhtelif sebeplerle Almanya ve Avrupa'nın diğer ülkelerinde bulunan Kırımlı kardeşlerine, o günün şartları içerinde yapılabilecek yardımları yapmak,bu maksatla muhtelif hükümetlerle temas kurmak,kitap ve makale yazmak,konferanslar vermek gibi Kırım ve Türk Dünyasına hizmetle geçmiştir.

3 Nisan 1960'ta saat: 22.00 de beyin kanamasından Istanbul'da vefat etmiştir.

ESERLERİ

1-Yirminci Asırda Tatar Millet-i Mazlumesi,Istanbul,1911(Şahap Nezihi takma adıyla)
2-La Crimeé (Fransızca), Lozan, 1921
3-Krym (Lehce) , Varşova, 1930
4-Rus Inkılabı, İstanbul, 1930
5-Gaspıralı İsmail Bey, İstanbul, 1934
6-Rus tarihinin Inkılaba,Bolşevizme ve Cihan İnkılabına sürüklenmesi(konferans dizisi), Istanbul,1948
7-Mefkure ve Türkçülük,İstanbul, 1965(konferans ve yazıları)
8-Unutulmaz Gözyaşları,İstanbul, 1975
9-Nurlu Kabirler, İstanbul,1992
10-Bazı Hatıralar, İstanbul, 1993
styla45 çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-30-2010, 09:21 PM   #6
styla45
Forum Kalfası
 
styla45 Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2005
Konum: ManisA
Yaş: 39
Mesajlar: 7,074
Teşekkür Etme: 5
Thanked 16 Times in 15 Posts
Üye No: 4
İtibar Gücü: 3546
Rep Puanı : 67186
Rep Derecesi : styla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Cahit Uçuk

17 Ağustos 1909'da, hikâye ve roman yazarı, Siverek Milletvekili ve Kaymakam İbrahim Vehbi Uçuk'un kızı olarak Selanik'te dünyaya gelen Cahit Uçuk, sanat hayatına şiir yazarak başladı, daha sonra hikâye ve romana yöneldi. Uçuk, eserlerinde genellikle kadın hakları, kadının toplumdaki yeri, analık duygusu ve zaman zaman mistik temaları işledi, Anadolu kadınını ve Anadolu'nun çeşitli sorunlarını dile getirdi. Sıcak ve içten anlatımıyla bir dönem çok okunan yazarlar arasında yer alan Uçuk, sayıları her yıl artan roman ve öykü kitaplarından başka çok sevdiği çocuklar için de romanlar, öyküler, masallar ve manzum masallar yazdı.

Cumhuriyet dönemine başından itibaren tanıklık eden Uçuk, anılarını "Erkekler Dünyasında Bir Kadın Yazar - Silsilname I", "Yıllar Sadece Sayı - Silsilname II" ve ""Bir İmparatorluk Çökerken" adlı kitaplarında topladı. Uçuk'un çok sayıda roman, şiir ve macera kitabı da bulunuyor.

HAKKINDA YAZILANLAR

Cahit Uçuk'u kaybettik
Milliyet 8 Kasım 2004
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kadın yazarlarından Cahit Uçuk, 95 yaşında hayata gözlerini yumdu. Kadın yazar Cahit Uçuk, 95 yaşında hayata gözlerini yumdu.

X

Ünlü yazara ‘sır’ cenaze
Süleyman Arat
Hürriyet 08.11.2004

Cumhuriyet döneminin ilk kadın yazarlarından Cahit Uçuk, gazetelere bile ilan verilmeden öldüğü gecenin sabahında toprağa verildi.

TÜRK edebiyatından bir yıldız daha kaydı. Önceki gece yarısı Bebek’teki çok sevdiği evinde 95 yaşında ölen Cumhuriyet döneminin ilk kadın yazarlarından Cahit Uçuk, görkemli hayatına tezat oluşturacak şekilde, aynı gün yalnızca 38 kişinin katıldığı buruk bir cenaze töreniyle toprağa verildi. Adı nedeniyle toplumun geniş kesiminde ‘erkek’ olarak bilinen Cahit Uçuk, gerçek soyadı olan Üçok’u mahkeme kararıyla değiştirerek kitaplarında kullandığı soyadını almıştı.

SORU İŞARETLERİ

Erkek kardeşi ve iki yeğeninin isteği üzerine öldüğü gecenin ertesinde, gazetelere bile ilan verilmeden defnedilen ünlü yazarın, Zincirlikuyu mezarlığındaki camide yapılan cenaze törenine, telefon trafiğiyle öğrenen az sayıda seveni katılabildi. Uçuk’un ölüm haberi, kendi internet sitesi olan www.cahitucuk.com’a dahi girilemedi. Cenaze için bu kadar acele edilmesi, soru işaretleri yaratırken, aile içi bir ihtilaf olabileceği de iddia edildi.

Ailesi: Morgda kalmayı istemezdi

ÜNLÜ yazar için yeğeni Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Başhekimi Doç. Dr. Cahit Üçok, ‘Neden hızlı olsun ki. Tüm dini vecibeleri yerine getirilerek, bekletilmeden toprağa verildi. Ayrıca salı günü yurtdışına gidecek olan diğer yeğeni, Prof.Dr. Alp Üçok da törene katılabilsin istedik’ dedi. Ünlü yazarın hayattaki tek kardeşi Yılmaz Üçok ise ‘Maalesef çok tepki aldık. Ancak kendisi morgda olmayı istemezdi, bunu düşünerek cenazeyi bekletmeyi uygun bulmadık’ diye konuştu.

ARKADAŞLARI: EVİNDE BEKLETSEYDİLER

Cenazeye katılan Cahit Uçuk’un arkadaşları ise ‘Topluma mal olmuş büyük bir yazardı. Böyle 20-30 kişiyle onu uğurlamak yüreğimizi burktu. Kendisi görkemli bir kişiydi. Tanıdığımız kadarıyla böyle apar topar defnedilmeyi asla istemezdi. Madem morg istemezdi deniliyor, o zaman evinde uygun koşullarda bir gün bekletilebilirdi’ dediler. Törene aynı zamanda editörü olan yeğeni Ayşe Üçok da katıldı. Ünlü yazar bir süre önce suikast sonucu ölen Bahriye Üçok’un ve Türk siyasetinin unutulmaz simalarından Turhan Feyzioğlu’nun da akrabasıydı.

İmam hariç, 38 kişi

Yazarın erkek kardeşi ve yeğenlerinin kararıyla, öldüğü geceyle aynı günün ikindi vaktinde toprağa verilen Cahit Uçuk’un birçok seveni, haberleri olmadığı için cenazeye gelemedi. Yazarın Zincirlikuyu Mezarlığı Camisi’nde kılınan cenaze namazına imam hariç, cami görevlileri, cenaze aracı şoförü, kazı ekibi dahil 38 kişi katıldı.

Çocuk kitabı Japonca’ya bile çevrildi

DAHA çok çocuk romanlarıyla, özgün masallarla tanınan Cahit Uçuk, 1909 yılında Selanik’te doğdu. Ailesiyle Anadolu ilçelerinde dolaşırken öğrenimini, evinde özel olarak tamamladı. Yazarlık yaşamına 1935 yılında başladı. ‘Türk İkizleri’ adlı çocuk kitabı İngilizce’den Japonca’ya kadar birçok dile çevrildi, 1958’de Uluslararası Çocuk Kitapları Birliği’nin Hans Christian Andersen Yarışması’nda Şeref Armağanı’nı kazandı. ‘Bir İmparatorluk Çökerken’ kitabında; yakın tarihimizin birinci elden tanıklığını aktardı. ‘Erkekler Dünyasında Bir Kadın Yazar-Silsilename I’de erkekler ortamında güzel bir kadın yazarın meslek yaşamından, bireysel yaşantısından kesitleri anlattı, ‘Yıllar Sadece Sayı-Silsilename II’de Babıáli’nin ünlü simaları, onlarla münasebetleri dile getirildi. Uçuk, eserlerinde Anadolu kadını ve Anadolu’nun meselelerini sıcak bir anlatımla okurlarıyla paylaşmıştı. Uzun süre en çok okunan yazarlar arasında yeralan Cahit Uçuk, Türkiye Yazarlar Birliği tarafından da çocuk edebiyatı ve hatıra türündeki çalışmalarından dolayı 2001 yılında ‘Üstün Hizmet Ödülü’ almıştı.

ESERLERİ

Bir İmparatorluk Çökerken..
-Anılar-
Cahit Uçuk

Yapı Kredi Yayınları / Edebiyat Dizisi

Cahit Uçuk, anılarında, Selanik ve İstanbul'un ahşap konaklarındaki görkemli yaşamı, işgal yıllarını, ülkeyi kaplayan kara bulutların arasından yeni bir devlet kurmaya çalışan idealist insanların çabalarını ve unutulmuşluğu anlatıyor. Artık çarpıtılmaya yüz tutan yakın tarihimizin birinci elden tanıklığı.

Cumhuriyet Türkiyesi'nin ilk kadın yazarlarından biri olan ve 60. yazı yılını kutlayan, Cahit Uçuk'un anılarında anlattığı sadece onun değil, hepimizin geçmişi…
styla45 çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-30-2010, 09:21 PM   #7
styla45
Forum Kalfası
 
styla45 Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2005
Konum: ManisA
Yaş: 39
Mesajlar: 7,074
Teşekkür Etme: 5
Thanked 16 Times in 15 Posts
Üye No: 4
İtibar Gücü: 3546
Rep Puanı : 67186
Rep Derecesi : styla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Can Kozanoğlu

1963 yılında Adana’da doğdu.Anafartalar İlkokulu, Alman Lisesi, Nilüfer Hatun İlkokulu, Robert kolej, İ.Ü. SBF ve B.Ü.Sosoyoloji Bölümü’nde okudu.Değişik dergilerde çalıştı

ESERLERİ

Türkiye’de Futbol /Bu Maçı Alıcaz
Can Kozanoğlu
Kıyı Y. İstanbul 1990

İkinci Baskı İletişim Y. İstanbul 1996

Transfer hikayelerinden sürgünle sonuçlanan mağlubiyetlere, çocukluk umutlarından emeklilik yıllarına, futbolcu kimdir, hoca kimdir? Bir insan niçin hakem olur? Sonra tribünler, taraftar kimliği, alaturka hooliganlar Talat Paşa'dan bugüne devlet-kulüp ilişkileri, iktidar-fotbol ilişkileri asker -sivil futbol darbeleri, militarist futboldan polis devleti futboluna geçiş ve tabii ki anlı şanlı tezahüret tarihimiz. Sahaya ilk kez 1990'da çıkan "Bu Maçı Alıcaz"ın notlandırılmış yeni baskısı.


Pop Çağı Ateşi
Can Kozanoğlu
İletişim Y. İstanbul 1995

Ateşi hangi anlamıyla alırsanız alın, pop çağının ateşi altınydayız. Her şey pop artık müzik, şiddet, sevgi, islam, millliyetçilik, Linç hukukundan reality şovlara, Tarkan'dan Çiller'e kara kafa diye dışlananlardan site hayatına, Halk Ekmek büfelerinin önündeki kuyruklardan döviz büfesi kuyruklarına, ülkücü hareketin yükselişinden kimlik aç gözlülülğüne, pop çağı hayatı üzerine bir araştırma . Niçin Ayy inanmıyoruz ki?

İnternet Dolunay Cemaat
Can Kozanoğlu
İletişim Y İstanbul 1997

Modernizmin uzantısında hem toplumsallaşan hem kitleselleşen new-age yeni çağ kültürü usulca büyüyen hızla güçlenen Fethullah Gülen cemaati.. İnsanlığın önünde büyük bir fırsat ve ihmale gelmez bir tehlike halinde duran internet internet, Dolunay, Cemaat bu üç simgesel olgu üzerinden bir dünya parçası olarak Türkiyenin bugününe ve geleceğine bakmaya çalışıyor, kritik bir çağ dönümünün ipuçlarını gündelik söylemler içinden çıkarmaya çalışıyor.

Cilalı İmaj Devri
1980’lerden 90’lara Türkiye ve starları
Can Kozanoğlu
İletişim Y. İstanbul 2000

Yeni düzen, imajlar yarattı, İmajlar, yeni düzeni parlattı, Bir tek şey değişmedi: Hala birileri hayatı bizin adımıza seslendiriyor. İstikball, Future 2001 İnsansız Bankacılık, Özal'ın en sevdiği reklamlardan biri olmalı. Bi ingilizce bi bilgisayar, biraz korku, biraz hayal. Devlet şirketleşti, finans kesimi güçlendi, medya her şeye kadir ve belki de Mesut Yılmaz diye bir politikacı yol aslında. Arabesk çeşitlendi, ibrahim Tatlıses her yola geliyor. İyi de, komedyenler niçin hep Kürt taklidi yapıyor? Gecekondu mahalleleri kuşak kuşak. Özgün müzik, islamcılar da devrimciler de çalsa aynı müzik. Kentlerde yoksullar var, Ahmet Kaya mucit değil kaşif. Popüler sinema hasta, yerine Sezen Aksu bakıyor. Eller ya ama biz yay değil, Avrupa'ya Mustafa Denizli Kapıkule'nin ötesinden bildiriyor.


Yeni Şehir Notları
Can Kozanoğlu
İletişim Y.
İstanbul 2001
Şehrin, şehirdeki yeni hayatın karıştırdığı bir kitap işte: Renk, ses, seks, cinayet... Bambaşka bir cinayet ve intihar potansiyeli, belki. "Canısı'yla tuğla kırmızısına dönen son briketler ve ince neon kırmızısı, parliament mavisi. Amerikan ambiyansı... Yeni orta sınıf: Gerilen ama kopmayan çağ lastiği. Otopark zaferleri, otopark hezimetleri ve alışveriş merkezleri...
Edebiyat fantastikle çıkıyor, "küçük adam" mizaha sığındı; stand-up'ın tam zamanı, "iyi mahalle" dizilerinin de, "kirli dünya" dizilerinin de, vasatı tatmin eden starların da...
Polis toplumunun resmi kahramanları, özel güvenlikçiler, korumalar, duvar gibi "bodyguard", koç gibi faşizan neo-karizma...

Yüzler, ifadeler, ifadenin sıfırlandığı an, merkez sağ erkek dudağı, gecikmiş şaşkınlık, sahte deli terörü, iç ses okuyabilmenin gerilimi... Aşk trendi, anti-mesaj trendi, "alışkanlığa dönüşmüştü" trendi, paranoya trendi... Gerçek oyuncu, geçici ölememe oyunu, Şeyh ile Mürid oyunu ve şööyle bir zafer yumruğu...
(Arka Kapak)
styla45 çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-30-2010, 09:22 PM   #8
styla45
Forum Kalfası
 
styla45 Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2005
Konum: ManisA
Yaş: 39
Mesajlar: 7,074
Teşekkür Etme: 5
Thanked 16 Times in 15 Posts
Üye No: 4
İtibar Gücü: 3546
Rep Puanı : 67186
Rep Derecesi : styla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Celal Bayar

3.Cumhurbaşkanı

GÖREV SÜRESİ

22 MAYIS 1950
27 MAYIS 1960

1883 yılında Bursa Gemlik ilçesinin Umurbey köyünde doğdu. İlk ve orta öğreniminden sonra memuriyet hayatına atıldı. Adalet, reji ve bankacılık sahasında memuriyet görevlerinde bulundu. 1908 yılında İkinci Meşrutiyet'in ilânından sonra İttihat ve Terakki çalışmalarına katıldı. Bu cemiyetin İzmir Şubesi Genel Sekreterliğini yaptı.

12 Ocak 1920'de toplanan son Osmanlı Mebusan Meclisi'ne Saruhan Sancağı Milletvekili olarak katıldı. Türk Millî Mücadelesinin başlaması ile birlikte Anadolu'ya geçerek bu harekete fiilen katıldı.

Bu mücadelenin kazanılması sırasında Batı Anadolu'da faaliyet gösterdi. Aynı zamanda Birinci Büyük Millet Meclisi'nde Bursa Milletvekili olarak görev aldı. 1921'de İktisat Vekili oldu.

Lozan Barış Konferansı'na müşavir göreviyle katıldı. 1923 seçimlerinden sonra İkinci Büyük Millet Meclisi'ne İzmir Milletvekili olarak girdi.

1924 yılında Yş Bankası'nın kurulmasında önemli rol oynadı. İktisat Vekilliği görevinde bulundu. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda mücadele adamı, politikacı ve iktisatçı olarak temayüz etti. 1937-1939 yılları arasında Başbakanlık yaptı. 1943 yılına kadar İzmir Milletvekili olarak siyasî hayatını sürdürdü.

Çok partili siyasî hayata geçilmesi üzerine 1946 yılında arkadaşları ile birlikte Demokrat Parti'yi kurdu ve başkanlığına getirildi. Partisinin 1950 seçimlerini kazanmasından sonra aynı yıl Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Türkiye'nin üçüncü Cumhurbaşkanı seçildi. (22 Mayıs 1950)

10 yıl boyunca sürdürdüğü bu görevden 27 Mayıs harekâtı ile 1960 yılında ayrıldı.

Yassıada Mahkemesi tarafından idama mahkum edildi. (15 Eylül 1961)

Cezası daha sonra müebbet hapse çevrildi. Yassıada'dan Kayseri Bölge Cezaevi'ne nakledilen Bayar, 7 Kasım 1964 tarihinde rahatsızlığı nedeniyle serbest bırakıldı.

22 Ağustos 1986 tarihinde İstanbul'da vefat etti.

ESERLERİ

Kayseri Cezaevi Günlüğü
Celal Bayar
Yapı Kredi Yayınları / Tarih Dizisi

Celal Bayar yaklaşık üç yıl kaldığı Kayseri Cezaevi'ndeki günlerini anlatırken, geriye dönüşler yaparak, Yassıada anılarını da aktarıyor. "... vaktiyle bu avluda ağaçlar varmış. Zemin de toprakmış. Yassıada davaları başladıkları sırada hapishanenin tamir ve ıslahı ele alınmış, bir subay bu işle vazifelendirilmiş. Uzağı gören insanlar! Mahkemenin 450-500 kişiyi mahkum ederek buraya göndereceklerini derin bir ferasetle daha o zaman anlamışlar! İşte bu tamir sırasında avludaki ağaçlar kesilmiş, toprak yere Erciyes'in ateş püskürdüğü devirden kalma siyah taşlar -arnavutkaldırımı tarzında- döşenmiş. Bu intizamsız kara taşlar üzerinde yürür, dört duvar arasında başımızı yukarıya kaldırır, mavi semadan temiz hava dilenirken, küçük bir "filiz" dikkatimizi çekti. Samet bu filizi himayesine aldı, korudu, büyümesi için ihtimam gösterdi. Filiz, kesilmiş bir ağacın kökünden sürmüştü. Ölçtüm, tam üç karış boylanmış, kışın kuruttuğu yaprakları dökülmüş, yerine yeşil tomurcuklar belirmiş. Bu hal bana dışarıda baharın başladığını hatırlattı. Düşündüm: İstanbul, baharının güzelliğiyle meşhur şehirlerimiz cennet olarak nazarımda canlandı. Odama döndüğüm zaman, Kayseri Hastanesi'nden muayeneden gelen Bahadır Dülger 'bahar gelmiş, dışarısı yemyeşil' dedi. Ben de bu filizin beni
aldatmadığını anladım." Tartışmalı bir dönemin birinci elden tanıklığı...



Ben De Yazdım
Milli Mücadeleye Gidiş
Cilt: 1
Celal Bayar
Sabah Kitapları / Türkiye'den Dizisi

Celal Bayar, Ben de Yazdım'da; Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarını ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarını; Meşrutiyet Devri'nin seçme olaylarını, Mondros Mütarekesi'nden bu yana milli mücadeleyi, Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşunu ve ilk çalışmalarını, ilk meclis hükümetlerini, Atatürk'ü ve devrimlerini; anılarına, yaşadıklarına ve belgelere dayandırarak, Türkiye'nin 20. yüzyıldaki siyasal tarihine önemli bir tanıklık yapmaktadır. Bayar, bir yandan da, kendi deyişiyle, "genç nesiller için faydalı olacağı düşüncesi ile, özelikle inkılapların meydana gelmesini zorunlu kılan tarihi sebep ve etkenler" üzerinde durmaktadır.

Ben de Yazdım'ın birinci cildinde; İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin kuruluşu, örgütlenmesi ve tüzüğü, Jön Türkler'in faaliyetleri ve Osmanlı İmparatorluğu üzerindeki siyasal etkileri, 31 Mart 1909 irtica hareketi ve ordu içindeki etkileri, 31 Mart ayaklanmasında Osmanlı basını, irticai örgütlerin eylemleri ve sonuçları, irticaya karşı kurulan Hareket Ordusu'nun İstanbul'a yürümesi, Vahdeddin'in tahta çıkışı (1918), Mustafa Kemal'in değerlendirmeleri, 'Cihad-ı Mukaddes' ilan edilmesi ve sonuçları, 1918 Mondros Anlaşması, tam metni ve ayrıntılı yorumları gibi konular ele alınmaktadır.

Ben De Yazdım
Milli Mücadeleye Gidiş
Cilt: 2
Celal Bayar
Sabah Kitapları / Türkiye'den Dizisi

Celal Bayar, Ben de Yazdım'da; Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarını ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarını; Meşrutiyet Devri'nin seçme olaylarını, Mondros Mütarekesi'nden bu yana milli mücadeleyi, Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşunu ve ilk çalışmalarını, ilk meclis hükümetlerini, Atatürk'ü ve devrimlerini; anılarına, yaşadıklarına ve belgelere dayandırarak, Türkiye'nin 20. yüzyıldaki siyasal tarihine önemli bir tanıklık yapmaktadır. Bayar, bir yandan da, kendi deyişiyle, "genç nesiller için faydalı olacağı düşüncesi ile, özelikle inkılapların meydana gelmesini zorunlu kılan tarihi sebep ve etkenler" üzerinde durmaktadır.

Ben de Yazdım'ın ikinci cildinde; Abdülhamid devrinin sona erişi, 31 Mart 1909 irtica hareketinin oluşumu ve sonuçları, Jön Türkler'in örgütlenmeleri ve etkileri, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin yapısı ve ilkeleri, Turancılık ve Osmanlıcılık, Arnavutlar'ın ve Araplar'ın Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılma girişimleri, İtalya'nın Trablusgarp'ı ele geçimesi (1911), 1912 seçimleri ve partiler arası çekişmeler, ordu içinde yenilik karşıtı örgütlenmeler ve etkileri, ordu mensuplarının politikayla uğraşmalarının yasaklanması ve gerekçeleri, Akdeniz'de siyasi dengeler ve İngilizler'in Mısır'ı işgali gerekçeleri gibi konular ele alımaktadır.

Ben De Yazdım
Milli Mücadeleye Gidiş
Cilt: 3
Celal Bayar
Sabah Kitapları / Türkiye'den Dizisi

Celal Bayar, Ben de Yazdım'da; Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarını ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarını; Meşrutiyet Devri'nin seçme olaylarını, Mondros Mütarekesi'nden bu yana milli mücadeleyi, Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşunu ve ilk çalışmalarını, ilk meclis hükümetlerini, Atatürk'ü ve devrimlerini; anılarına, yaşadıklarına ve belgelere dayandırarak, Türkiye'nin 20. yüzyıldaki siyasal tarihine önemli bir tanıklık yapmaktadır. Bayar, bir yandan da, kendi deyişiyle, "genç nesiller için faydalı olacağı düşüncesi ile, özelikle inkılapların meydana gelmesini zorunlu kılan tarihi sebep ve etkenler" üzerinde durmaktadır.

Ben'de Yazdım'ın üçüncü cildinde; İngiltere'nin Mısır politikası ve Mısır'ı işgali, Jön Türkler'in Mısır'daki gizli faaliyetleri, Meclisi Mebusan'ın feshi, Arnavutluk isyanı ve ayrılık hareketlerinin başlaması, Yunaninistan, Bulgaristan, Karadağ, Makedonya ve Arnavutluk'ta ıslahat istekleri ve Osmanlı İmparatorluğu'na verilen notalar, İstanbul'da ayrılık hareketlerine karşı yapılan kitle gösterileri ve yorumlar, Balkan ittifakının kurulması, Bulgar ve Rum ideolojileri ve birbirleriyle çatışmaları, Balkan ülkelerinin, Osmanlı İmparatorluğu'na karşı aralarında yaptıkları anlaşmalar, Balkanlar'da Müslümanlara yönelik katliamlar, Balkan Savaşı (1912) ve olumsuz sonuçları, büyük devletlerin Türkiye'yi parçalama istekleri, iç politikada çekişmeler ve Londra Barış Konferansı gibi konular ele alınmaktadır.

Ben De Yazdım
Milli Mücadeleye Gidiş
Cilt: 4
Celal Bayar
Sabah Kitapları / Türkiye'den Dizisi

Celal Bayar, Ben de Yazdım'da; Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarını ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarını; Meşrutiyet Devri'nin seçme olaylarını, Mondros Mütarekesi'nden bu yana milli mücadeleyi, Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşunu ve ilk çalışmalarını, ilk meclis hükümetlerini, Atatürk'ü ve devrimlerini; anılarına, yaşadıklarına ve belgelere dayandırarak, Türkiye'nin 20. yüzyıldaki siyasal tarihine önemli bir tanıklık yapmaktadır. Bayar, bir yandan da, kendi deyişiyle, "genç nesiller için faydalı olacağı düşüncesi ile, özelikle inkılapların meydana gelmesini zorunlu kılan tarihi sebep ve etkenler" üzerinde durmaktadır.

Ben de Yazdım'ın dördüncü cildinde; Mondros Mütarekesi'nden sonraki gelişmeler, Balkan vilayetlerinin birer birer kaybedilmesi, Babıali baskını, Dreyfus meselesi, Mahmut Şevket Paşa suikastı (1913) ve arka planı; Edirne'nin işgali ve kurtuluşu, bağımsız Batı Trakya Devleti'nin kuruluşu (1913), Balkanlar'da Türkler'e yönelik işkence ve katliamlar, Rusya'nın Boğazlar politikası, Birinci Dünya Savaşı öncesinde Osmanlı yönetimi ile Yunanistan, Bulgaristan, Arnavutluk, Makedonya ve Rusya ilişkileri, İstanbul ve Atina antlaşmalarını oluşturan koşullar ve ayrıntıları gibi onular ele alınmaktadır.

Ben De Yazdım
Milli Mücadeleye Gidiş
Cilt: 5
Celal Bayar
Sabah Kitapları / Türkiye'den Dizisi

Celal Bayar, Ben de Yazdım'da; Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarını ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarını; Meşrutiyet Devri'nin seçme olaylarını, Mondros Mütarekesi'nden bu yana milli mücadeleyi, Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşunu ve ilk çalışmalarını, ilk meclis hükümetlerini, Atatürk'ü ve devrimlerini; anılarına, yaşadıklarına ve belgelere dayandırarak, Türkiye'nin 20. yüzyıldaki siyasal tarihine önemli bir tanıklık yapmaktadır. Bayar, bir yandan da, kendi deyişiyle, "genç nesiller için faydalı olacağı düşüncesi ile, özelikle inkılapların meydana gelmesini zorunlu kılan tarihi sebep ve etkenler" üzerinde durmaktadır.

Ben de Yazdım'ın beşinci cildinde; İstanbul'un İtilaf Devletlerince işgal edilmesi ve politik baskılar, Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanma sürecinde azınlıklar meselesi, Ermeni sorununun kökeni, Abdülhamid devrinde önemli Ermeni saldırıları, Abdülhamid'e suikast, Paris Barış Konferansı'nda Osmanlı İmparatorluğu'ndan istenilen topraklar, İttihatçılara yönelik baskılar, tutuklama ve sürgünler, Yunan işgali öncesinde İzmir'de ekonomik yaşam, İzmir'de İttihat ve Terakki örgütlenmesi, Teşkilat-ı Mahsusa'nın kuruluşu, programı ve çalışmaları, İzmir'de Rumların Yunan işgaline hazırlanmaları, Ege bölgesinde İtalya ve Yunanistan arasında çıkar çatışmaları, Hıristiyan din adamlarının siyasi faaliyetleri gibi konular ele alınmaktadır.

Ben De Yazdım
Milli Mücadeleye Gidiş
Cilt: 6
Celal Bayar
Sabah Kitapları / Türkiye'den Dizisi

Celal Bayar, Ben de Yazdım'da; Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarını ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarını; Meşrutiyet Devri'nin seçme olaylarını, Mondros Mütarekesi'nden bu yana milli mücadeleyi, Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşunu ve ilk çalışmalarını, ilk meclis hükümetlerini, Atatürk'ü ve devrimlerini; anılarına, yaşadıklarına ve belgelere dayandırarak, Türkiye'nin 20. yüzyıldaki siyasal tarihine önemli bir tanıklık yapmaktadır. Bayar, bir yandan da, kendi deyişiyle, "genç nesiller için faydalı olacağı düşüncesi ile, özelikle inkılapların meydana gelmesini zorunlu kılan tarihi sebep ve etkenler" üzerinde durmaktadır.

Ben de Yazdım'ın altıncı cildinde; İzmir'in Yunanistan tarafından işgali, Ege'deki Osmanlı ordusunun dağılması, İstanbul hükümetinin işgali destekler nitelikteki tavrı, efeler ve Yunan işgaline karşı örgütlenmeleri, Batılı devletlerin İzmir'in işgali karşısındaki tavırları, İzmirliler'in işgal öncesinde düzenledikleri protesto eylemleri, işgal sırasında gerçekleşen katliamlar ve baskılar, Mustafa Kemal'in Anadolu'ya geçmesi, Türkçe ve Rumca basında İzmir'in işgaline ilişkin yorumlar, Aydın'ın Yunanistan tarafından işgal edilmesi, Ege kasaba ve köylerinde halkın işgalcilere karşı örgütlenmesi ve silahlı mücadelenin başlatılması, Milli Mücadele fikrinin doğuşu ve milli heyetlerin oluşturulması gibi konular ele alınmaktadır.

Ben De Yazdım
Milli Mücadeleye Gidiş
Cilt: 7
Celal Bayar
Sabah Kitapları / Türkiye'den Dizisi


Celal Bayar, Ben de Yazdım'da; Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarını ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarını; Meşrutiyet Devri'nin seçme olaylarını, Mondros Mütarekesi'nden bu yana milli mücadeleyi, Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşunu ve ilk çalışmalarını, ilk meclis hükümetlerini, Atatürk'ü ve devrimlerini; anılarına, yaşadıklarına ve belgelere dayandırarak, Türkiye'nin 20. yüzyıldaki siyasal tarihine önemli bir tanıklık yapmaktadır. Bayar, bir yandan da, kendi deyişiyle, "genç nesiller için faydalı olacağı düşüncesi ile, özelikle inkılapların meydana gelmesini zorunlu kılan tarihi sebep ve etkenler" üzerinde durmaktadır.

Ben de Yazdım'ın yedinci cildinde; İzmir'in işgali sonrasında, Ege bölgesinde Yunan yayılmacılığı, Yunanistan'ın ve İtalya'nın Ege bölgesindeki çıkar çatışmaları, zeybeklerin Milli Mücadele'ye örgütlü biçimde katılmaları, işgal güçlerine karşı yerel örgütlenmeleri ve silahlı çatışmalar, İstanbul Hükümeti'nin duyarsızlığı ve engellemeleri, Milli Mücadele düşmanlarının işgal yanlısı tavırları, Erzurum Kongresi kararlarının etkileri, İstanbul Hükümeti'nin ve yandaşlarının Mili Müadeleye karşı İngilizlerle işbirliği yapması, Milli Heyetler'in kuruluş ve etkinlikleri, padişahın, sadrazamın ve yakınlarının ülke dışına kaçış hazırlıkları ve Mustafa Kemal'in Milli Mücadele'ye giderek ağırlığını koyması gibi konular ele alınmaktadır.

Ben De Yazdım
Milli Mücadeleye Gidiş
Cilt: 8
Celal Bayar
Sabah Kitapları / Türkiye'den Dizisi

Celal Bayar, Ben de Yazdım'da; Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarını ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarını; Meşrutiyet Devri'nin seçme olaylarını, Mondros Mütarekesi'nden bu yana milli mücadeleyi, Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşunu ve ilk çalışmalarını, ilk meclis hükümetlerini, Atatürk'ü ve devrimlerini; anılarına, yaşadıklarına ve belgelere dayandırarak, Türkiye'nin 20. yüzyıldaki siyasal tarihine önemli bir tanıklık yapmaktadır. Bayar, bir yandan da, kendi deyişiyle, "genç nesiller için faydalı olacağı düşüncesi ile, özelikle inkılapların meydana gelmesini zorunlu kılan tarihi sebep ve etkenler" üzerinde durmaktadır.

Ben de Yazdım'ın sekizinci cildinde; Yunan işgali altındaki Aydın'da Kuvayı Milliye örgütlenmesi, iç çekişmeler, Denizli'nin efeler tarafından yakılmak istenmesi, Akhisar Milli Alayı'nın kurulması, Menemen'in, Manisa'nın, Akhisar'ın ve Turgutlu'nun Yunanlılar tarafından işgali, katliamlar ve Milli kuvvetlerin gerilla taktikleriyle düzenledikleri saldırılar, Mustafa Kemal'in İstanbul'a gelişi, padişahla görüşmeleri, padişahın damadlık teklifi, Mustafa Kemal'in padişahın emriyle Samsun'a gönderilişi, Samsun yolculuğunun ayrıntıları, Karadeniz'de Rum çeteleri ve etkinlikleri, Amasya genelgesinin hazırlanışı, alınan gizli kararlar, İstanbul Hükümeti'nin Erzurum ve Sıvas Kongrelerini engelleme girişimleri ve İngiltere'nin baskısı, Mustafa Kemal'in ordudan azledilmesi, asi ilan edilmesi ve tutuklanması kararı, Erzurum Kongresi'nin temel ilkeleri, Atatürk Anayasası ile 61 Anayasası'nın karşılaştırılması gibi konular ele alınmaktadır.

HAKKINDA YAZILANLAR

Siyasi Günlük
Demokrat Parti'nin Kuruluşu
Samet Ağaoğlu
İletişim Yayınevi / Anı Dizisi

Samet Ağaoğlu, sadece siyaset sahnemizin değil siyasi literatürümüzün de en özgün ve en önemli isimlerinden. Ağaoğlu'nun ilk kez günışığına çıkan siyasi günlüğü, yakın tarihimizin önemli bir dönemine ilişkin çok zengin bir eser niteliğinde.
styla45 çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-30-2010, 09:22 PM   #9
styla45
Forum Kalfası
 
styla45 Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2005
Konum: ManisA
Yaş: 39
Mesajlar: 7,074
Teşekkür Etme: 5
Thanked 16 Times in 15 Posts
Üye No: 4
İtibar Gücü: 3546
Rep Puanı : 67186
Rep Derecesi : styla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Cemal Süreya

Asıl adı Cemalettin Seber.1931 yılında Erzincan’da doğdu.Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdi (1954), Maliye Bakanlığında müfettiş muavini ve müfettiş olarak çalıştı. 1965’te istifa ettiyse de 1972’de Ankara’da gene aynı işe döndü, bir ara İstanbul’da Darphane Müdürlüğü yaptı (1975-1976), emekli oldu.İlk şiiri Mülkiye dergisinde (Ankara, 8 Ocak 1953) çıkan Cemal Süreya buluşları ve söyleyiş biçimiyle İkinci Yeni şiirinin karanlığını giderdi; gelenekten yenilik yarattı; zarif, parıltılı şiirler yazdı. Kendi adıyla, ya da Osman Mazlum imzasıyla, şiir üzerine yazıları, eleştirileri de aranan yazılar oldu.Aylık Papirüs dergisini üç kez çıkardı: 1- Dört sayı (1960-1961), 2- Gene 1. sayıdan başlayarak 47 sayı (1966-1970) ve 3- Tekrar 1. sayıdan başlayarak (1980 Bahar) 2 sayı. Nisan 1977’de Ankara’da çıkmaya başlamış aylık edebiyat dergisi Türkiye Yazıları’nın yönetmeniydi, ama 3. sayıda dergiyle ilişkisini kesti. - 9.Ocak.1990

ESERLERİ

İlk kitabını (Üvercinka) 1958’de, ikinci kitabını (Göçebe) 1965’te, üçüncü kitabını (Beni Öp Sonra Doğur Beni) 1979’da yayımlandı. Bunları Güz Bittiği (1988) ve Sıcak Nal (1988) adlı şiir kitapları izledi. İlk üç kitabındaki şiirleri yeni ilâvelerle 1984’te yeniden yayımladı: Sevda Sözleri (Toplu Şiirler, Uçurumla Açan adlı yeni bölümle). Şapkam Dolu Çiçekle (1976),
Günübirlik (1982) bir takım denemeleri toplayan eserleridir. Üvercinka ile Yeditepe Şiir Armağanı’nı, Göçebe ile Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü’nü, son iki
kitabıyla da Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazandı.

Ölümünden sonra eşine yazdığı mektuplar On Üç Günün Mektupları (1990), denemeleri 99 Yüz (İzdüşümler-Söz Senaryoları, 1990), Folklor Şiire Düşman (1992), Uzat Saçlarını Frigya (1992), dergi ve gazete yazıları Paçal (1992), ‘Oluşum’ da Cemal Süreya (1992), Papirüs’ten Başyazılar (1992), çocuklar için yazdığı yazıları ise Aritmetik İyi Kuşlar Pekiyi (1993) adlarıyla yayımlandı ve adına bir şiir ödülü konuldu.
styla45 çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-30-2010, 09:22 PM   #10
styla45
Forum Kalfası
 
styla45 Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2005
Konum: ManisA
Yaş: 39
Mesajlar: 7,074
Teşekkür Etme: 5
Thanked 16 Times in 15 Posts
Üye No: 4
İtibar Gücü: 3546
Rep Puanı : 67186
Rep Derecesi : styla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond reputestyla45 has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Cemil Kavukçu

1951 yılında İnegöl'de doğdu. İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü'nü bitirdi (1976). Öyküleri, 1980 yılından başlayarak çeşitli dergilerde yayınlandı.

Cemil Kavukçu, son yılların en usta öykücülerinden. Küçük insanların dünyasını başarıyla betimlemesini, onların iç dünyalarını olanca derinliğiyle vermesini biliyor. Eleştirmen Fethi Naci, Cemil Kavukçu için “Elini neye değdirse öykü oluyor, tam bir anlatı ustası” diyor. Gerçekten de Cemil Kavukçu'nun öyküleri, sıradan insanları, sıradan yaşamları, küçük olayları alıp zengin dünyalar yaratıyor. Ayrıntılar ve diyaloglar (özellikle de kişiliklere özgü argo dil), onun öykülerinin vazgeçilmez öğeleri. Temiz, yalın bir Türkçeyle, kendi üslubunu yaratmayı başararak yazıyor Cemil Kavukçu. Bir başka deyişle, tutarlı bir dil ve üslup, bütün öykülerinde açıkça kendini gösteriyor. Okuru, öykünün içine çekip alıyor, sarıp sarmalıyor. Karşıdan değil, içinden okunan öyküler yaratıyor Cemil Kavukçu. Öykülerin bir kısmı da bir yap-boz'un parçaları gibi kırılıp yeniden bir araya geliyor. Son yıllarda tıkanır gibi görünen öykücülüğümüze yeni bir soluk getiren Cemil Kavukçu, 2000'li yıllarda da öykünün yollarında yürümeyi sürdürecek.

ESERLERİ
Patika adlı kitabıyla 1987 yılında Yaşar Nabi Nayır Öykü Ödülü'nü kazandı. Yayınlanmış öykü kitapları: Pazar Güneşi (1983), Patika (1987), Temmuz Suçlu (1990), Uzak Noktalara Doğru (1995), Yalnız Uyuyanlar İçin (1996), Bilinen Bir Kitapta Kaybolmak (1997), Dört Duvar Beş Pencere (1999). İlk romanı Dönüş, 1998 yılında yayınlandı.
styla45 çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
CevaplaCevapla


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 09:15 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.