![]() |
|
|
|
|
#1 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57932
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Mendirek Mezarlığı
- C.Baudelaire anısına… yüreğin mendireği küskün suya kapılıyor taşlar içime alıyorum dalgaları soğuk ve acımasızlar deniz üşütüyorum bağrımda işgaldesiniz kıyılarım ey! Albatros* hükmündeki ruhun kaptansız fırtınasında direkler paramparça ufkumda bir mendirek yıkılıyor ölümle dinermiş acılar varsın kadere kalsın yazmak susacağım artık! dimdik duracağım ağulu yürek intiharımda pullarda ağıt seğirten son masum balığa gümüşi bir iz bırakmaya gidiyorum ölü mendirekten fermanlı meleklerin yittiği azgın sulara mendirek mezarlığına! (*) Baudelaire’in 'Albatros' şiirinde, albatros şairi simgeler. Çağrışımlarla şiirini oluşturur. Kendini sürgünde gibi hisseder. Hep başka bir yerin özlemi ve arayışı içindedir. Çocukluğundan beri yalnızlık duygusu yakasını bırakmamış ve yazgısı olmuş, herkesten farklı olduğunu duyumsamıştır. 'Herkesin tersine ve herkese karşı vardım kendi varlığımın bilincine'. Her zaman kendi özelliğini ve varlığını aramış ve kendi içine dalmıştır. Kendisini gereksiz biri olarak gördüğünden sık sık intiharı düşünmüştür…(Kaynak: Hürriyetim: 11 Haziran 2001) (22 Şubat 2004) Naime Erlaçin
__________________
Buraya Kadarmış ..
|
|
|
|
|
|
#2 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57932
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Merhaba Can! ....*
gül dalında dilara bir sevda anlatırdı sussa hüzündü kalbe konuşsa dili dolaşır lakin muzır ve dilbazdı İspanyol dilberine yazılırdı şiirler aydınlık yüzde lal olurken akrepler yakışırdı acı ona bilmezdiniz çalımlı kulislerinde yaşam tiyatrosunun görmezden gelerek uluyan çakallarla tiranları sadakor ipeklere sarardı ruhunu sessizce inerdi sulusepken kar ölümden fışkıran bir sağanakta durmaksızın içine ağlardı sararmış sayfalarda buluştuk geçenlerde uzak bir diyardan uçuşan dizelerde başında komik kalpağıyla gülümserken içten sahnede yine dipdiri cam kırıklarında dostluğun alabildiğine yalnızdı dedim: “merhaba” bir temmuz güneşi kadar aydınlık dedi “merhaba can! ...” (*) 23 Temmuz 2000 tarihinde kaybettiğimiz rahmetli dostumuz Cenk Koray’ın anısına…Erken oldu ama öyle geldi içimden…. (31 Mayıs 2004) Naime Erlaçin
__________________
Buraya Kadarmış ..
|
|
|
|
|
|
#3 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57932
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Merhaba Gece!
akışına bırakmalı geceyi akarına aşkı yazmalı yeşertmeli dünyayı girmeli yepyeni bir aleme arınmalı düşünce yola koyulmalı basitten mücerrete talana verirsem kendimi ölmeliyim aşkı akışına bırakmak sevdayı geceye işte o zaman anlamlı yaşamak! ayak izlerime imler serdim varsın okumasınlar yazılsın yeter! acı bir yolculuktur gece geleceğe dair öyküler inleyen kendi düşüncesinden dostum dolunay olsun ay ışığı yıldızlar gök karanlıkmış ne gam! severim demini tutmuş akşamları gecenin “merhaba” sıdırlar koyu düşler vardiyasında durulur beyin tenha bir yolculuk başlar basitten mücerrete merhaba gece! (01 Temmuz 2003) Naime Erlaçin
__________________
Buraya Kadarmış ..
|
|
|
|
|
|
#4 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57932
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Merkezkaç Kuvvet Arttıkça - Düz Yazı
Bugün biraz şiir hakkında konuşalım istedim. Şiirin amacı, ritmi, müziği, biçimi, üslubu, vuruculuğu, şairin iç sesiyle örtüşmesi, vs. değil de, şiirle şairin buluşması gibi; tartışmaya fazlasıyla müsait bir konuyu gündeme getirmek niyetindeyim. Bir defasında - karar vermişsem eğer - her ne koşulda olursa olsun yazabileceğimi söylemiştim. Kafa karıştıran ve oldukça abartılıymış gibi algılanan bir deyişti bu. Dışarıdan bakıldığında, yalnızca bir büyüksünme gibi görünmüyor; aynı zamanda şiirin sadece esin kaynağından doğduğunu ve onunla motive olduğunu düşünen şairlere de ters düşüyordu. Savlarındaki haklılık payı büyüktü elbette. Bense konuya farklı bakıyor ama şiirin yalnızca dille dans etme becerisi, bilgi ve birikimle yazılacağı gibi budalaca bir iddiada da bulunmuyordum tabii ki… Söylemek istediğim şuydu aslında: Kişisel görüşüme göre, 'şair' şiirin öznesi olmamalı; zaman zaman kendi üzerine de basarak, farklı bir “öz”e sıçramayı bilmeli; yani nesnelleşmeli…Şiir; yazarı daima merkeze, kendisine doğru çekiyordu. O halde buna karşı bir kuvvet geliştirmek lazımdı. “Merkezkaç kuvvet” diyorlar buna.... “Merkezkaç kuvvet” güçlendiği oranda ise, önce 'şiir'; sonra 'şair' çıkar ortaya. Şair her zaman başrolde olursa eğer, şiirin yok olma tehlikesi belirir. Halbuki şairin, şahsına dair fevkalade öznel bir duygu veya durumu bile tüm evrene aitmiş gibi ifade etme; diğer bir deyişle “evrenselleştirme” mecburiyeti vardır. Aksi halde şiir, şairin kendisiyle biteviye sürdürdüğü bir monolog veya kişisel mesajların sergilendiği bir panoya dönüşür. Ve hatta bu ikinci durumda, şiir “öz”ünden büyük ödünler vererek adeta günceleşir veya mektuplaşır....Sosyal içerikli toplumsal şiirler yazarken bu çıkmazdan kurtuluşun çok daha kolay olduğunu düşünüyorum. Oysa lirik bir anlatımla dile getirilen, özellikle aşk şiirleri, şairin sürekli meydan okumak ve aşmak zorunda olduğu tuzaklarla doludur. O halde hepimiz içimizde gizlediğimiz, zaaflarla donanmış ve fevkalade duyarlı insanı; diğer bir deyişle, 'şair'i bir nebze olsun unutup, yazma sorumluluğunun bir gereği olarak gerçek şiiri ortaya çıkartmak zorundayız! En azından ben bu yolda küçümsenmeyecek bir çaba sarf ettiğimi biliyor ve “evrenselliğin izdüşümlerini belgelemek, kendimi belgelemekten çok daha önemlidir” diye düşünüyorum. “Ben”i tamamen yok etmek mümkün olmadığına göre – üstelik bu şart da değil – “ben”den uzağa düşmek için “merkezkaç kuvvet”in gücünü artırmaya gayret ediyorum. Kendimden uzaklaştıkça, gerçek şiire yaklaşacağım gibi bir hayalim var. Ancak, şu evreye kadar onu bulduğum kanaatinde değilim. Bulduğum kadarını gereksiz ayrıntılardan arındırma sürecinde ise, henüz bir arpa boyu yol dahi aldığıma inanmıyorum. Bunun için şiirlerimde sık sık ustalardan söz ediyor, çok ama çok okuyor ve aralıksız çalışıyorum. Sırf bu nedenledir ki, en kalabalık ortamlar da dahil olmak üzere, kendimi her koşulda yazmaya mecbur hissediyor ve yazıyorum. Bana göre, başka yolu da yok bunun…Ve bu yolda düşe kalka yürürken, içimdeki 'şair'i – şiirden çok düz yazı ürettiğime inandığım için, aslında “yazar” demem lazımdı – denetim altına almaya son derece kararlıyım! Gün gelecek ve o şairi, şiirimle ben yöneteceğim! “Şairi unut, şiiri bul...” demişti bir düşünür. O halde önce şiir, sonra ben! ….. Not: Metinde genellemeler var gibi görünüyorsa da, burada ifade edilenler bütünüyle benim kişisel kanaat ve görüşlerim olup şahsi sorumluluğumdadır. Herkes dilediği gibi düşünüp yazmakta özgürdür. Bu arada, “merkezkaç kuvvet” tanımlamasının – tırnak içinde yazılmış olmasına rağmen - bana ait olmadığını tekrar belirtmek isterim… (2 Mart 2004) - 'Gençler İçin Denemeler' dosyasından... Naime Erlaçin
__________________
Buraya Kadarmış ..
|
|
|
|
|
|
#5 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57932
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
MERKÜR* (Dünya Kadınlar Günü İçin)
doğduğum saat Merkür düştü üzerime en yakın olandı güneşe çehresi gündüz ile gece gündüz emer gece emzirirdi alev çalar ışıktan karanlığa eklerdi güneşin yüzünde dellenirdi aynası rüştünü suya ispat eden Merkür’ün gecesi vardı nehri gece de akardı bir de dik başı! haklarının peşinde koşan kadın gibi! adı: Merkür adı:ikizler adı:ben ……….. “Dünya Kadınlar Günü, Birleşmiş Milletler tarafından 16 Aralık 1977 tarihinde kabul edilmiştir. 8 Mart tarihi ise New York’lu ilk kadın işçilerin, uzun çalışma saatlerini, düşük ücret ve kötü çalışma koşullarını protesto için yaptıkları grev hareketini onurlandırmak üzere sonradan onaylanmıştır….. 2004 yılında ülkemiz kadınının tablosu: - Kadınlar… töre cinayetlerine kurban gidiyor. - Aile içi şiddeti önleyecek yasalar yetersiz kalıyor. - 35 milyon kadın için 8 sığınma evi bulunuyor - Kız çocukların okutulması için hala ailelerin ikna edilmesine ilişkin kampanyalar sürüyor. - Nüfusun %52’si siyasal platformda adil temsil edilemiyor. Parlamentoda %4, yerel yönetimlerde %1 oranında kadın temsilci bulunuyor….” (Dünya sıralamasında 111.) (Kaynak: A.Füsun Gönül – Odtü’lüler Bülteni, Sayı 128) (*) Bir İkizler kadını olarak, tüm hemcinslerimi duyarlılığa davet ediyor; “Dünya Kadınlar Günü”nü KUTLAMIYOR, onlara yalnızca görevlerini hatırlatıyorum…. Herkesin kapısına, sevgiyle bir karanfil bıraktım. İsteyene gül! ...İşte böyle dostlar. Böyle biline ))))) (8 MART 2004) Naime Erlaçin
__________________
Buraya Kadarmış ..
|
|
|
|
|
|
#6 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57932
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Mesela
duygu ne yapardı şiirler olmasa ehram taşından farksız olurdu dizeler yerini şiirde bulmadan evvel bunca yükün altında ezilirdik mutlaka hece gözünü ısırırdı harfin yük yorgunu olurduk ağır taşımaktan zaman aşımına uğrarken hızla bir boyuttan başka bir boyuta yolculukta düşünüyorum : şiirler yok olsa nereye sığınırdı duygu bu yol nasıl çekilirdi ustalar olmasa yani diyorum ki mesela! (12 Şubat 2004) Naime Erlaçin
__________________
Buraya Kadarmış ..
|
|
|
|
|
|
#7 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57932
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Mevsim Körlüğü
yürek atlıları seferberliğinde mevsim körü olmaktayım anarşist kalbim bir angaryadır terkimde nicedir pası çözülüyor dilin muhacir şiirlerden taşındım bak! geçmişten yadigar yaşlı bir söğüt dağlıyor tenimi tımar ediliyor ilkel bütün duygular mezada çıkartıyor vahşet balçık günlerimi silkeliyorum bedeni doğanın kırbacıyla tanıklık ediyor infilaka kış temrinleri evimin eşiği bir kez daha kırklanıyor sandık odasından sızan doğadan başka her buyruğa isyankar lavanta kokusu kadar keskin ve tatlı bir uyanışa sınırsız kefaletini izliyorum an’ın yiğit bir mevsim uyanırken ufukta istiap haddini aşmış kalbimle saten çarşafına sığınıyoruz imgenin cephane arayan eşkıyaca ürkek / duygu hakimiyetinde dil yangınlarına banıyoruz el değmemiş bakir sütünü şiirin perçinleri parçalıyor çatlak dudaklar bahardı ana toprağımız bizim en iyi sen bilirsin mevsim körlüğünü ışığa vurgun asi kalbim ey! en iyi sen nisan’lar unutmaz hatırlar (4 Nisan 2005) Naime Erlaçin
__________________
Buraya Kadarmış ..
|
|
|
|
|
|
#8 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57932
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Mevsim Yediveren Zamanı
bir dost eli uzandı karalar bağlamış yüreğime sıcak bir bahar yelinden deli dili sanki gönül diliydi esiyordu yıkıntı enkazına doğru renkler koyup dünyama durmaksızın varoluşu kanıtlayarak sevgide sıcacık “can” bir nefes gibiydi çalılara takıldı her bir parem “candost” toparladı parçaları nasıl küs kalınır hayata şimdi! boş kavgalarda kan yitirirken ben sözüm “acı”dan anlam süzenlere göveriyor gülüm bugün bir fidan yeşeriyor yüreğimde aldım selamını sızılar içinden verdim selamımı hoş bir iklimden “hoş geldin” güller mekanına ey! mevsim “yediveren” zamanı! (25 Ağustos 2003) Naime Erlaçin
__________________
Buraya Kadarmış ..
|
|
|
|
|
|
#9 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57932
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Meydan Okuyucu
“meydan okuyucu” derdi birisi bilirdi: tüm meydanları okurdu bu kırk dilli dünya yürekli düşünceden söz üretmekse asıl marifeti anlatan kim anlatılan ne anlayan hani çözmeye güç yeter mi? 'geçmişi avuçlamak geleceği yakalamak' derdi hayallere tutunan bin gecelik masallardan biriydi anlamaya kırk fırın ekmek yetmez oyun teorisini neden keşfedemedi matematiği severdi ve renklere can vermeyi ah bir de zenci ve dansçı olabilseydi! ölüm diledi karlar düşmeden bahardayken henüz yürek camdan kuleler inşa ederek n-boyutta uçmayı yeğler Nijinsky ile dans etmeyi özlerdi gerçek mi hayal mi akıllı mı deli miydi kim bilebilir! öylesine biri işte meydan okuyucunun tekiydi onun adı “challenger” zenci bir dansçı olmayı düşlüyor halen... (25 Mayıs 2003) Naime Erlaçin
__________________
Buraya Kadarmış ..
|
|
|
|
|
|
#10 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57932
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Mezar
külleniyor köz zamanın beleğinde ateşi yitiriyor yolcular şiirin cansız renginde soluyor ayna sahi! yangınlar nerede gonca küskün ruh saçaklarında donuyor kan beli kırılıyor sözün düello vahşetinde ter atıyor kuş ötüşleri neden kaybetti yağmuru insan neden karardı gök uzanırdı eller eskiden helaline nikahlanırcasına sevda gülümserdi çerçeveden kavuruyor şimdi hüznün gülleri acı diziliyor tenimin tespihine söyleyin mevsim mi değişiyor ki davulun tedirgin ataklarında eskiyor ondalıklar gece midir böyle üstümüze inen derin bu yarık bunca ayrılık sözün hamurunda kesiyorum dilimi! bırakın ölsün şair elbet biri bir mezar kazar alacakaranlıkta (17 Ekim 2004) Naime Erlaçin
__________________
Buraya Kadarmış ..
|
|
|
|
![]() ![]() |
| Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|