![]() |
|
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8786
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() ACI
Bu acıya nasıl dayanılır? Nasıl çok yakınında olup ta Çok uzağında kalınır? İster misin acı çekmemi? İster misin hüzünlü şiirler yazmamı? Dayanabilir misin bensizliğe? Ya ben? Dayanır mı bu yürek Sensizliğe? Senin olduğun bu şehirde Nasıl sensiz kalınır? Tanrım, bu acıya nasıl dayanılır? |
![]() |
![]() |
![]() |
#2 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8786
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ask bu dünyanin ölçüleriyle açiklanamaz sevgili. O ilkel bir acidir, yaban bir agridir. Gelir ve içimizdeki o çok eski bir seye dokunur. Sonra bir perde açilir ve yolculuk baslar. Bu yolculukta artik para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, is, anneler ve korkular yoktur. Askin kendi gerçekligi vardir sevgili. Insan bir baska isiga teslim olur...
Askta yarin yoktur sevgili. Zaman ileri dogru degil, içeri, yüreklere, derinlere dogru islemeye baslar. Insan korkusuz olur, daha derinden anlamaya baslar, bilgelesir. Hiç bilmedigi sezgileriyle bulusur. Yükü çok agirdir, kendiyle bulusmustur. Hem disindadir dünyanin, hem de ta ortasinda. Hindistan’da Ganj Nehri’nin kiyisinda yakilan yoksul adamin hissettikleri de onunladir, yitirdikleri de... New York’ta, bir sokakta, kartondan kulübesinde yasayan kadinin çiplak yalnizligi da. Her sey onunladir, ona emanettir sanki, ama o, çildirtici bir yalnizlik içindedir yine de... Askin kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanimiza karisan ilkel aci, o yaban agriyla hiçbir kitabin yazmadigi hakikatlere daha yakinizdir, inan... Kim demisti hatirlamiyorum, ask varligin degil, yoklugun acisidir diye. Belki de bu yüzden ilk gençligimde, o yogun âsik oldugum yillarda, gözüme uyku girmez, dudagimda bir islikla bütün gece sehri, o karanlik, o hüzünlü sokaklari dolasir, insanlari uykularindan uyandirmak isterdim. Uyanip, içimde derin bir siziyla uyanan o derin sancinin acisina ortak olsunlar diye... Ask çok eski bir seydir sevgili. Onun içinden o çileli çocuklugumuz geçer. Sevdigimiz insanlarin çocukluklari da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasiz yatililar geçer. Ve sonra ask bütün bunlari alir, daha da eskilere gider, hep o ilkel aciya, o yaban agriya... Insan bazen nedensiz yere umutsuzluga kapilir. Kimselere veremez sevgisini, kimselere kendini anlatamaz, evlere kapanir. Bazen denizler, kiyilar çeker insani. Insan bu kapilmayi anlayamaz, oysa çok eski bir yerde yasanmasindan korkulup vazgeçilmez asklarin sizisidir bu. Bu sizi, bu yenilgi mevsimlerle yillarla devredilir baska insanlara. Bir insanin yaptigi bir hatanin tüm insanlara yayilmasi gibi... Iste simdi biz de sevgili, ya olmadik zamanlarda umutsuzluga kapilip, solugu evlerde alacagiz, ya da denizler, kiyilar çekecek bizi. Nasil biz baskalarinin korkakligini tasiyorsak, baskalari da bizim korkakligimizi tasiyacak, yenilgimizi, umutsuzlugumuzu... Birazdan sabah olacak... Para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, is, anneler ve korkular baslayacak... Bunlar varsa ve bizim için geçerliyse ask yoktur ve hiç olmamistir sevgili. Birbirimizi kandirmayalim... Hadi güne hazirlan. Yasadiklarimizi unutmaya çalis. Ask bize güvenip verdigi büyüsünü, sirlarini, cesaretini, bilgeligini ve o ilkel, o yaban agrisini geri alacak. Bunlar olurken içimiz bir an çok üsüyecek, sonra geçecek... Hadi, oyalanma birazdan yarin olacak... Askta yarin yoktur sevgili... |
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8786
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bu göz, bu gece SON KEZ ardından ağlayacak. Son kez resimlerini öpeceğim göğsüme yaslayarak. Sonra yakacağım, küllerini savurup ardından bakacağım. DEFedeceğim seni duygu dünyamdan, silinirken sen anılardan ve ben güleceğim... Bu gece SONa eriyorsun... Haberin olsun!
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8786
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Sana ne sözler birikti, bir bilsen.
Şarap tadındaki kokunla sevdalı tenime doğuyor önce güneş, sabahın ilk ışığını gören gözlerime doluyorsun sonra… Kalkıp aynadaki yüzüme bakıyorum, sen varsın, anla. Sana bakıyorum, gözlerimin içindeki kendime. Nedeni yok, nedensiz buluyorsun yolunu, biliyorsun çünkü; sana ait kaldığımı. Sana ne sözler birikti, bilsen… Gülümsüyorum sokakta insanlara. Sabah değil aslında, ben öyle görüyorum. Gözlerinin içindeki sevda nefesi geliyor peşimden, bekliyorum, anla. Martılar düşüyor yine bir bir, ama gülümseyerek ve gagalarında avuçlarıma bıraktıkları sana ait kırıntılarla… sana ne sözler birikti, bir bilsen… Önce içli bir özleyiş sarıyor beni, sonra ayrılığının sesi. Peşi sıra vuruyor ellerimi sustukça sen; biriktiriyorum ben de istemeden… Seni seviyorum, ben sana sevdalı melek; sözlerimi biriktirirken, gözlerinde kalacağım için gözbebeklerime dolduruyorum hayatı… Anla, ben seni anlatamazken; yüreğimin sesini bekliyorum… İnan, seni sevmelere doyamıyorum…. … İçimden tuhaf şeyler geçiyor. Sanki içimde ağlıyorsun. Yokluğu sırtından vuran garip bir ağlayış bu. Bırakıp gittiğini düşünürken bile gidemediğini gördüğün için ağladığını söylüyor gözlerin, sağ yanına topladığın saçların karanlığın ıslak tekerlemesine karşı çıkmış; bana gülümsüyor… Gör hadi… Aslında gelmen için sebepler vardı ellerinde, gelebilmen için… sevdalı bir tenin kokusu vardı hala içinde, belki de sen bu yüzden ağlıyordun… Bildin işte; yalnızlığın ağrısız bir ölüm akıp dudaklarımdaki dört mevsim değil artık bendeki; sensin. Aradığım, sesimin en işlek caddesinde bana gülümseyenim, sigaram bittiğinde nöbetçi tiryakimsin artık sen… Bildin işte, ağladıkça, bir istanbul tramvayında kaybolan yolcumsun içimde. Üstü başı açılmış denizimin fenerisin artık sen… Hadi durdur karesini hayatımın, kopsun sensizliğimin filmi. Yazılamamış bir öyküden dön artık, uykumun sağrısına uzandığımda gel, gel, gel yine yeniden… Sen içimde ağlıyorsun… Göğümle yerin arasında savrulan rüzgara bakıp; içimdeki yaralı kanatlara dokunuyorsun. Dudak kıvrımlarındaki uçuğa benzer hikayelerin için; sen meleğim, sen içimdeki bize ağlıyorsun… Gözlerini sakladığın yerden çıkarıp bak hadi, zulasında beşinci kitap gibi sakladığın hikayenin ilk sayfalarını oku gizlice, tanrıya sor. İçimde özgürce yürüyen adımlarından kalbinin berraklığı gibi toza bulanmış yollarımı sor… Hadi açtım damarını kuytusunda sakladığım seninle dolan hayatımın, boğ karanlığı, sil artık sensiz yazılanları… … Sen içimde ağlıyorsun, gecemin aylak saatlerinde yönünü çalan sevdalı bir melek gibi tanrımın sözlüğündeki gülümsemeye döküyorsun herşeyini… Sen içimde umutla ağlıyorsun, sen… Sen bende kendini bulduğun için, sen biz için yakılan sevda ağıtlarına ağlıyorsun… …. Sana ne sözler birikti, bir bilsen… Ama söyleyemediklerimi sen anla, hadi; bir martının kanatlarının tenindeki ışığından anla, üstüne hangi gülüşü taksan sana yakıştığından anla. İçimdeki ağlayışından… Seninle bir sabahtı ve seninle gelendi herşey. Gündü, güneşin tam ortasıydı yedi tepeli şehre benzeyen gözlerin. Geceydi, aşkın sızışıydı sanki tenindeki terin. Sendin, hücremin duvarlarını yıkan, ve sendin saçlarını tel tel ayırırken bana ait şarkılar mırıldanan.. Hatırla, söyle derdin, bir şarkı da sen mırıldan… Duyuyor musun; sen içimde gülerek ağlıyorken sahibini bulan kelimelerle sunuyorum şarkımı. Ezgisini yazdıkça, özleminden kırılan notalar haykırıyor sana, dinle… Kaçıncı perdesindeyse bu gece; ilkyazdan seslerle fısıldıyorum kulağına, dinle… … Farkında mısın; hangi ışığı kaldırsam altından sen çıkıyorsun artık. Dolunay akşamüstlerime geliyor yavaşça, ve sen ansızın vuruyorsun ayın bu halini, dönüyor, ardına bakmadan kaçıyor, farkında mısın? Farkında mısın, kaç çıkmaz sokağın duvarlarını yıktın içimde. Kaç kaldırımı dizdim yeniden, kaç ağaç diktim, görüyor musun __________________ |
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8786
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Tuhaf bir gece;
Bazen beklemek, bazen sabretmek düşüyor bize. Artık küçücük bir ışık çok uzak geliyor. Yine susmak yenilmek anlamına gelmiyor artık. Hergün mutlu olsaydım, beklide mutluluğun anlamı kalmazdı. Yine bana kızacaksın ne diyorsun, ne saçmalıyorsun oğlum diye. Ben yine susacağım ve sen yine BİTTİ diyeceksin. Ama yine beni seveceksin bazen özleyecek bazen de nefret edeceksin. Ama bilmeyeceksin, anlamayacaksın sensizliğin beni kahrettiğini, içimi acıttığını…… Mutsuzluk değil aslında bu, umutsuzlukta değil. Bazen gülümserim sonra birden donar gülümsemem. Aklıma son sözlerin gelir BİTTİ. Ne tuhaf değimli benim söylemeyi düşünmediğim sözler. İşte tuhaf bir gece yine. Bitti desende seni anlamaya, öğrenmeye çaba sarf ediyorum. Sonunda olmadığını anlıyorum. Ne tuhaf bir gece her şey zor, her şey kötü ve her şey bela. Geçmiyecek gibi geliyor. Ama bu kez sen mutlu olmalısın. Ve bu kez yapamadık yaşayamadık ne varsa hepsini yaşayacaksın. Sen bundan sonra çok gülecek ama daha az güveneceksin insanlara ve hep olduğu gibi… Bazen biraz zor olsada şeytanın bacağını kıran hep sen olacaksın. Şimdi uyu güzel düşler kurki, yarın hepsi gerçek olsun. Ve birgün kapılar açıldığında hayat seni bekliyor olsun. Ve birgün kapılar açıldığında hayat seni bekliyor demektir. Ve bir sabah güneş gözünü kamaştırdığında yeniden merhaba diyeceksin hayata bunu sakın UNUTMA ve bu gece çokça yıldız var gökyüzünde. Ay görünmüyor sen görmesende bilki onlar aynı hepseni seni hala çok seviyor BEKLİYOR. |
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8786
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bir ülke varmıs eskiden. Ve bu ülkede hiç ama hiç kırmızı gül yokmus, bütün güller beyaz renkteymis. Bir de birbirini çok seven bir kız ve bir delikanlı varmıs... Birbirlerine çok yakısıyorlarmıs. Kız çok güzel delikanlı ise çok yakısıklıymıs. Delikanlı bu kız için her seyi yaparmıs. Kız ise bir sart koymus ortaya:
"Bana kırmızı renkte bir gül getirirsen seninle evlenirim". Delikanlı çok üzülmüs bu sarta, çünkü hiç kırmızı gül yokmus bu ülkede. Beyaz güllerle dolu bir bahçeye gitmis, aramıs ama yok. Sonra oradaki bir bülbüle derdini yanmıs. Bülbül dinlemis genci. Ve en sonunda; Üzülme delikanlı, yarın buraya aynı saatte gel, kırmızı bir gül göreceksin... Onu al kıza ***ür, evlenin mutlu olun. Sen onu çok seviyorsun mutluluk hakkın." demis. Çocuk buruk halde ayrılmıs ordan. Ertesi gün bahçeye gitmis koskoca bahçe beyaz güllerle dolu yalnızca en ortada kırmızı bir gül! Delikanlı biraz saskın, biraz heyacanlı, biraz mutlu kosup gitmis gülün yanına... Ama gördügüne gerçekten çok üzülmüs. Bülbül yerde, kendini, dikeniyle öldürmüs oldugu gülün hemen dibinde cansız yatıyormus... Delikanlı, kendisinin mutlulugu için, bülbülün kanıyla boyadıgı 'kırmızı gülü' alıp kızın yanına gitmis. Kız, arzusu gerçeklestigi için çok sevinmis ve kendisine kırmızı bir gül getiren delikanlıyla evlenmeyi kabul etmis. Ama delikanlı; 'Benimle evlenebilmen için bülbülün ölmesi mi gerekiyordu? diyerek oradan ayrılmıs ve bir daha da hiç dönmemis... Birilerinin Mutlulugu Asla Baskalarının Mutsuzluğu olmamalı |
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8786
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Mutlu Ol SevdiğiM... Gülümseyerek bakıyorum geçmişe. Yaşadığımız o güzel günlerin ardından sadece bunu yapabiliyorum. Gülerken ağlıyorum.... Nasıl diye sakın sorma; resimlerimize bakıyorum önce... Yaşadığımız güzel anlar geliyor aklıma gülüyorum. Ama sonra, evet sonra, şimdiki halimize dönüyorum ve gözlerimden yaşlar akıyor... İçimdeki sevgin canlanıyor.... Ne yaptıysam yok edemedim bu sevgiyi... Kurtulamıyorum bir türlü. Gün geceye dönüyor bense resimlerimize bakıp, o anları tekrar yaşıyorum... Acı çekiyor ama kurtulamıyorum işte.. Vazgeçemiyorum Senden Birtanem... Oysa ne çok demiştim kapılmayacağım, her şeye hazırlıklı olacağım diye. Meğer benimki sadece kendimi kandırmakmış. Ben kendimi sana ilk anda teslim etmişim meğerse. Şimdi ne yapacaksın diye sorma bana sakın, inan bende bilmiyorum çünkü. Yüreğimde sen varken başkasıyla olamam. Başkalarında seni arayıp onları mutsuz edemem. Ve Senden Son İsteğim... Unut beni... Yeniden doğ bensiz.. Sakın kaybetme yaşama sevincini... Yaptıklarımın acısını belleğinden silerek büyü. Yaralı kalbini sar yarınlarla, yeni umutlarla, yeni sevinçlerle. ilerde seni bekleyen mutluluğa koş, sana hiçbir zaman vermeyi başaramadığım mutluluğa koş.. Yoktur seni benim kadar seven ve sevecek olan, bir o kadarda sana layık olamayan, seni anlayamayan... Ben yaşarım acını, gözlerini hayal eder, biraz daha içer vururum kendimi kelimelere.. Dudaklarına dokunup seni sevdiğimi söylemeyi özlerim ama yaşarım, yaşarım farkında olmadan... Mutlu ol, eksik olmasın yüzünden gülücükler, acılar bulmasın seni. Mutsuzluğumla, bu hayat üzerinde bundan sonra hiç olamayacak olmamla, sensizliğimle yargılayıp affet beni. Cezamı çekiyorum ben. Her şeyden vazgeçerken tek vazgeçemediğim sana bir çift sözüm var. Seni Hala Seviyorum, Seni Seviyorum... Mutlu ol.. Mutlu ol... Benim içinde mutlu ol Sevdiğim... |
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8786
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Eger bir gün yasamdan bikarsan
![]() Eger bir gün yasamdan bikarsan, bikma – bikmak icin cok erken! Eger bir gün yasama kizarsan, kizma – kizmak icin cok erken! Eger bir gün kaderini lanetlersen, lanetleme – lanetlemek icin cok erken! Bikmak icin cok erken, cünkü senle gecirecek daha bircok saat, gün, yillar var Kizmak icin cok erken, cünkü bu hayat bizi bulusturan, kavusturan, birbirimize gösteren - buna, Kalblerimizi böylesine büyük, yüce, güzel ve ebedi bir sevdaya vurduran hayata kizmak hic olmaz, ne kadar dua etsek, sükür ve hamd etsek azdir, sükretmek icin dünyadaki karincalari saysak, cicekleri saysak yine azdir, yine azdir ve az gelir, ne yapsak azdir Lanetlemek icin cok erken, cünkü kaderimiz, seni bana, benide sana kavusturan Kimbilir daha ne kadar güzellikler acik gelecegimizde, sabret, sabret, sabret Biliyorum sabretmek kolay degil Ben sabret diyorum, ama esasinda bende sabredemiyorum, dayanamiyorum, kavruluyorum, yaniyorum sevda atesinde, özleminde, tutkunla, ama sabretmeliyiz Yar baska ne yapayim, tek avuntum SEN Senin ela gözlerin, melek yüzün, pamuk kalbin, güzel huyun, keci inadin ve yüce merhametin Biliyorum gelecek, gelecek - o günler gelecek, her seyin acisi, sensizligin acisi, sensiz *******in, yoklugunda uyuyamadigim, seni, ya seni, baska kimseyi degil seni düsünmekten uyuyamadigim o *******in acisinin cikacagi o günler Hasret, özlem ve sevgiden düsen gözyaslarin, hickiriklarin, o sellerin acisini söke söke cikaracagiz Iste bunun icindirki hic pes etmeden yasadigim Iste bunun icindirki hic birseyden korkmayip seni sevmeye, sadece seni sevmeye devam etmem, aynisinida senden istemem Iste bunun icindirki yolumuzda ne kadar kar, yagmur, camur olsada, taslar, beklenmedik seyler, engeller ne olursa olsada, ciksada, bizi yolumuzdan saptirmayip, biz yolumuzdan sapmayip, sabret dedigim bunun icindir Göreceksin, görecegiz, olacak, INSALLAH olacak, sabrimiz onun icin olsun, sabret SEVDAM, MELEGIM; KUMRAL BOMBAM, BEBEGIM; CANIM, CEYLANIM, PRENSESIM, O gün gelip cattiginda göreceksin bak “demistik” diyecegiz, Sevdamiz o kadar büyükki, bize kolay kolay bisey olmayacak INSALLAH Biz daha cok güzel dakikalar, saatler, günler, aylar, yillar, ömürler tüketecegiz Sen merak etme ve bos yere olmasada, olmadigini biliyorum - üzülme nolur, yalvaririm nolur!! Dogrudur, günler vardiki, sendin bana bunlari söyleyen, ama simdi ben senden istiyorum, yalvariyorum, nolur kendini bos yere olmasada harap etme, nolur, yalvaririm nolur!! Sensin benim herseyim, birtanem, ve mevladan tek istedigim, sensin CANIMA YETEN!! Seni sevdigimi biliyorsun, onun icin bak üzülme, sen bensin, bende senim, sana nolursa bana olmus gibidir. Eger birgün benden bikarsan bunu bana söyle ve neden anlat olurmu Benim gibi bir uyuzla ugrasmak kolay degil, yinede beni bu kadar sevip, bana bu kadar deger verip, beni bu kadar yükselttigin icin cok tesekkür ederim !! |
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8786
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() YoKLuĞuN BiR YaNa...
Her şey ne kadar garip ve yabancı... Sen ne kadar yabancı oldun?... Hani bir soru sormuştum sana; Bir gün, yanından geçerken merhaba bile diyemediğin bir yabancın olur muyum ? Hayır,diye kısa ve öz bir cevap vermiştin. Şimdi bu sorunun cevabı bile geçmiş zamanın tozlarına karıştı... İnsanın içinde neşeli kır çiçekleri açtıran bir bahar günüydü. Aklım ve yüreğim sende idi... Elini tutabilir miyim diye sormuştum? Bir yabancı gibi ona da hayır demiştin. Kaybedişlerim yüreğimin yanında aklımı da sana vermemle başladı. Kendimi her şeyimle sana adamam bir hata değildi. Ben seninle çoğalıyordum,şimdi eksildim, azaldım ve yalnızlaştım. Yine de vazgeçmedim yanında olmaktan... Aşktan çok sana sığındım ; olduğumuz günlere dönmek için... Sonra yaşadığım tüm savrulmalarım, acılarım, göz yaşlarım sana İNANAMAMAMIN bedelidir. Benden başka kimse bilemez bunu... Şimdi yabancılığın yüreğimi kanatan bir öykü oldu. Ve bu öykünün içinde senden sonra yaşanan her güne yazılmış pişmanlıklar, gözyaşları, hatalar, duygular, en çok da VEFASIZLIK saklıdır. Şimdi yabancılığın beni oradan oraya savuran bir acı türküdür. Senin duymadığın, benim dilimden düşmeyen bir türkü... Yokluğun bir yana, Yabancılığın kanatıyor yüreğimi... |
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8786
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Nereye dursam vuruluyorum düşlere,
Nereye koşsam içimdeki sarhoşluğuna kapılıyorum, Taşlarla örülü her sokağın köşe başında, Işıklara sorgulanıyorum, Kelimeler var cebimde, Yüreğimde cümleler güzelliğine, İstermisin, Pencereleri kuzeye bakan odamın duvarlarında, Tuvallerden çaldığım yalnızlığı arıyorum, Cilası yeni atılmış parkelere bırakıyorum gözlerimi, Ve umuda yüklenişi suallerin utangaçlığında, Yüzümü kimlerden kaçırıp,kimselerden saklıyorum, Bilirmisin, Yüreğimin kıyametlerinde suskunluklar dolaşıyor, Ve çocukların elma şekeri haylazlığı, Hani ekmek arası balık revaçta şimdi, En çok gazetelerde ölüm haberleri okunuyor, Kim ne oluyor da hayatında,kime ne anlatıyor, Ne dursan duruyor zaman, Ne koşsan koşuluyor, Bilirmisin, Sadece ayakkabı değil, yüreğim parçalanıyor, Karşı kıyıdayım, Numaralar var elimdeki kağıtta, Ben yokluğuna bu kadar mı yaralıyım, Hasretine bu kadar mı ayaktayım, Bilmiyorum, Gözlerime tüneyen akşamın renginde, Kuşların ürkek bakışlarına saplanıyorum, Hatırlıyorum da, Neler söyletecekti bu dilsizlik, Neler anlatacaktı belki de bir heveslik, Ver elini Kıyıköy, Harbiye, Anadolu Kavağı, Sarıyer, Ortaköy, Ver elini bir kere de, Ruhumu azad etsin bu belirsizlik, Oysa ben barbunların renginde susuz bir rakı, Ağlara takılan yosun rengi, Kıyılarının karşısındayım, Denizlerinin yalnızlığında, Dalgaların tenimi okşayan, Sabahlarımın puslu viran havasında, Yanındayım, Yokluğunda, Sandığı açıyorum kilitlerin pasında, Kalkıp eskimiş bir fotoğrafın yırtılan köşesinden, Hesap tutuyorum, Kafa tutuyorum zamana, Soyut çırpıntısında yüreğimden sana, Kelimeler yolluyorum, Cümleler bırakıyorum uykularına, Med cezire vururken kendini gece, Yakamoz oluyorum, Dokunamıyorum sana, Dilimi mühürlerken kaybettiğim her hece, Nereye dursam kayboluyorum aynalarda, Nereye koşsam sensizlik, Oysa tuttuğum notlar kayıp hayata, Yaşlı bir martıyı öpüyor dudakların, Ve Kent düşüyor kendi sahnesinde, İpini ben çekiyorum, Ben kesiyorum halatlarını gemilerin, Sevdasına lacivert, Sevdasına öpülen bütün gölgelerin, Bir avuç çiviyle, Mevsimin tahta merdivenlerine dayanıyorum, Yasaklarımda suskunluğun, Belkisi olmayan yokluğun, Kırık ruhların çamurlaşan toprağında, Robenson'un Cuması, Huysuzluğun, Yağmur'a münhasır, Uykusuzluğun var cümlelerime zıpkın kesilen, Bir avuç çiviyle, Yalnızlığımı duvarlara terkeden, Ya da, Belkilerle çoğalan sonsuzluğun, Bilirim, El ayak çekilir zamanla, Kentime eyvahlar karantinası, Eski bir fotoğraf, Ve bir köşesinde çaresizliğin sancısı, Kırılmıştır artık uzaklığına yokluğunun aynası, Bilirmisin, Ben hala karşısındayım kıyılarının, Sırtımda yaşamak ağrısı, Bu cümleler, Bu isimsiz nice kelimeler, Dilsizliğime bıçaklanan *******, Ardından bana kalan, Masumluğunun sessizlik takıntısı.. |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 2 (0 üye ve 2 misafir) | |
|
|