![]() |
![]() |
#61 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12102
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Çengili Meyhaneler Sokağı
karanlıkta çınlayan kahkahaları alabilesiye şuh fevkalâde haşarı birbirine düşerdi onun yüzünden Ege’nin en namlı korsanları dağlardan eşkıya indirir midillili eleni güneş sarısı saçları sevdası insanı bitirir sanki buz mavisi teni ve bütün bunlara ağlıyor şimdi yaşlı bir yosma gibi unutulmuş eli kolu inmeli-mecal vermez ayağı- kanar suskunluğuna derbeder çengili meyhaneler sokağı... hani o akşamlar coşkuyla açardı yıldızlı perdesini cıvıl cıvıl yosmalar zil ve kadeh sesleri havada kadın kumar kavga kokusu hani uzak adaların denizcileri koç boynuzu bıyıklı zeybekler. silinmiş esamisi bir daha dönmez zamanda kurumuş toz olmuş gülün yaprağı terkedilmiş aşıkların gözleri kadar ıssız zamandan habersiz boşuna bekler çengili meyhaneler sokağı... gülüşünden çıngılar saçılırdı geceye çingeneler gül satardı-yalın ayaklı-güleç gözlerinde zühre yıldızı yanardı sazendeler meşk vurur eleni göbek atardı her gece mutlaka cıngar çıkardı bir gecelik aşklardan yıllarca kaçak gezer hapis yatardı adı dokuza çıkardı intizar alırdı-umursamazdı böylesine yıkılışı ah tutmasından gayri tek söz söyleyemez dudağı elbizli kirpikleri hüzne saplanmış çengili meyhaneler sokağı... iki parçaya böldüler denize çıkan yanına barlar dizildi kalanına gar sokağı dediler şirketler-matbaalar-ve sair iş yerleri başka gözlü adamlar ve kadınlar yalnızca arada bir eski ehl-i keyifler geçip gider utanır gibi sessiz yıkılır her soluk anlamsız bir boşluğa sahipsiz mazilerin son durağı ölür öldüğünden habersiz çengili meyhaneler sokağı...- |
![]() |
![]() |
![]() |
#62 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12102
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Çizmediği Bir Ömrün Haritasında
her düş kendi gerçeğinin duvarına yaslanır üşür yalnızlığında-sağnaklarında ıslanır hep bir şeyler bekler bir şeyler erteler çizmediği bir ömrün haritasında bütün sularında keder her düş kendi bekleyişinde paslanır gün olur kabullenir kendine sunulan hayatı vazgeçer düşlemekten umuttan-beklemekten kafesini kabullenen hüzün kuşu unutur gökyüzünü uslanır... dikeni gül gösteren tül yanar bir gün ve kül eder bülbülünün türküsünü her düş kendi gözyaşında ıslanır ben senin aynanda sen benim aynamda birer görüntüyüz belki bir düş aldanmasıdır yaşadığımız bir yıldız kaymasıdır bir şimşek çakmasıdır zamanda bir yağmur damlasıdır her düş kendi aynasında kırılır yaşlanır buğulanır ey ömrü gurbet yüreğim kır bütün aynaları kan içinde varılsa da varsın serapsız uzansın içindeki çöl kendi gerçeğini bul kanadından yaralıysa dudağın gülüşsüz kalsın düş düşleyeni unutmuşsa uykular düşsüz kalsın ey ömrü gurbet yüreğim yalan yaşamaktansa öl kurtul... |
![]() |
![]() |
![]() |
#63 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12102
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Coşkudan Aygır- Hüzünden Kısrak
uyumak bir kış masalında sana sarınarak bakir adalarına kulaç atmak dalgalarında herşeyden arınarak... kaklarından özsular içmek tırmanmak dağlarına iliklerine işlemek dörtnal bir sağanak olarak... beni her yerinle düşle ki çıldırt yalnızlığı coşkudan bir aygır düşün ve hüzünden bir kısrak... uyanmak tavlı topraklarının buğusunda ışığının goncasında seni sürmek- seni çapalamak- seni nadaslamak... örsünde demir dövmek sevişircesine kıvılcımlar saçarak ve gövdenin ürpertici kayrağında kılağılanmak... deli düşler çılgınıyım- yalnızlığın duvarına işerim aklıma düştümüy dü yanardağlarında lavlanmak... akkorlarının vadisi kesilir ki dilim ey çöl meramım sende bırakıp beni- senden seni çalmak... sende bana ait boş yerler ki ateş kuyuları ve bütün içlerin senin... ey aşk sen misin o bütün zamanları uçurum bir öpüşte yaşamak... |
![]() |
![]() |
![]() |
#64 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12102
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Çılgın Ankalar Gazeli
öfke çıvgınlarıyla-dinç adımlarla-zamanı sarsan kasırga gibi geldik yürek kattık şarkılara-bulut kattık yüreklere-dallara rüzgar gibi geldik genceciktik-goncacıktık-ağustos yanığı gülüşlerimiz pür aydınlık bakışı metalik külüstür kalabalığa çiçek sağnağı bahar gibi geldik çekilmiş hançer gibiydik damarlarımızda ateş selleri akarcasına deli sevdayı kuşandık çığsilah-bu kudurmuş karanlığı yıkar gibi geldik dövüştük akın akın biçildik ekin ekin kıvılcımlar gibi yayıldık bütün dağlara ne bu son kavgaydı ne de ilk kırılan dalıydık on bin yıllık bir zulmün işgal ettiği kahredilmiş insanlığın bazan yalın ayaklarımız paramparça ellerimiz kösele sıska yüzlerimizden sökülmüş gülüşlerle ormanları yakılmış dağlar gibi geldik bazan... tank paletlerinin önünde yığın yığın ezilerek açlık kıtlık kıran talan içinden katar katar karıncalar gibi geldik aşk kuşandık umut dokuduk zından tezgahlarında bütün kıyımların öfkesiyle donandık sevdalar kurtulsun diye gülüşler yarası sarılsın diye zincirler kırılsın diye zındanlar yıkılsın diye göz altında boğazlandık sehpalarda kanatlandık zamana ateşe vurduk da yüreği zifiri karanlıkta yandık zaman hüzün koydu adını şarkımızın yeniden doğduk küllerimizden yeniden yeniden çılgın ankalar gibi geldik |
![]() |
![]() |
![]() |
#65 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12102
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Çınar
yaşayacağım dedi rüzgâra yaşlı çınar nasıl unuturum şu yüz yıldır yeşermeyen dalımda yurtseverleri astılar sevgililerinin adını yazarlardı bağrıma kurşuna dizilen delikanlılar onlar ki zulümdü alıcı kuşlar çekirgeler gibi geldiler yağmalaya yağmalaya kaldılar bebeleri bile boğazladılar acısından yeşermeyi unuttu toprak kuşlar ötmedi yasından kurşuna dizildi delişmen yağmur durmadan kanar yaşayacağım inadına dedi rüzgâra çınar sonunu görmeliyim celladın masallar anlatmak için bebeciklere indi miydi gözlerine yıldızlar duldamda sevgililer hayaller kurana kadar... |
![]() |
![]() |
![]() |
#66 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12102
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Çöl Issızda Gül Kokusu
Hadi yüreğinin en dibindeki yaraları göster bana Bana en derin kıvrımlarını Belki istediğin yanıtı veremem sorularına Belki sözcüklerimdeki gizem Teselli olmaya yetmez acılarına Ama paylaşmanın tadını yaşarız birlikte Sevincin parmak uçlarında kalan tozunu Acıyı paylaşmanın tuz tadını... Acının bile tadını almak Yaşamaktır Bilirsin bunu... Yıldızsız yalnızlıklarınla yaslan Çöl ıssız yalnızlıklarımın hasırına Birbirimizin yüzlerini okuyalım Yürek çizgilerimizi çözelim susarak Evet acıyım- yaralıyım- kan içindeyim Sevinçleri- umutları korumak için Direnmenin bedeli değil mi senin de acın Sevdayı ve yaşamı Sürekli keşfetmenin ataklığı değil mi Yalnızlığın senin de... Kimi zaman bilinmeyen bir dinin Görülmemiş dervişinin akılalmaz sabrını Bir biz taşıdık... Kimi zaman tüm dinler kovdu bizi Sorguladık durmaksızın ne varsa Dünyayı sonsuzda Zamanı bir anda Yaşamı ölümlerde Sevdada kavgayı sorguladık Kendisiyle bizim kadar hesaplaşan Başka bir sorgucu olmadı... Kuşkusuz Yarın başka bir ayrılıktır bu günden An andan ayrılıktır Soluk soluktan Yarın başka bir rüzgâr savurur seni Beni başka bir rüzgâr Derler ki: tüm maceralar Ayrılıklarla başlar Gel Ayrılıklardan söz edelim bu akşam Susalım Bizim ayrılıklarımızı sözcükler tanımlamaz Sözcükler anlatamaz özlemlerimizi Tıpkı bir dua gibi Suskun ******* gibi susalım Susarak konuşmayı biz kadar Başka kim bilebilir... Bakışlarımızda kavgalar- yenilgiler Yangın yerleri Fırtınalar Batan gemiler Yüzümüzde çizgi çizgi İnsanlık tarihince yazılan onca keder... Zulanda giz edip gizle yüzünü Acını coşkularla bastırmak isteyince Açıp açıp oku bakışlarımı Tıpkı benim yapacağım gibi Kimi zaman işkencede buluştuk Kimi zaman zindanda- darağacında Elbet gene buluşuruz Belki kavga- belki sevda Ama mutlaka coşkuda Yaşamın anlamı coşkuda... |
![]() |
![]() |
![]() |
#67 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12102
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Çöl Kasidesi
Çöl Bedevi özgürlük Göğü tefekkürün açık risalesi Yeşilini- mavisini- denizini Ve gök kuşağını gül bahçesini Yüreğinde taşıyabilenlerin şiir ülkesi Çöl... Gâhi Hasan Sabbah'ın cennetinden Haşhaşı bir keyif tutu boşluğa Gâhi Alamut Kale' si Dahi Babil' in Asma Bahçeleri Yıkıldı tanrının gözleri önünde Ve Hayyam rubailer bıraktı Gözleri yıldızlarda Sözleri rûzigârda Ve cümle günahtan aşikâr olanların beldesi Çöl... Mevsimler ki ömrün geçen demleri Aruzun düz kalıbında eser rüzgâr Hurmaları elif elif sallanır Kum solur kervanlar Develer şedde şedde aşar zamanı Me fa i lün- me fa i lün başlar aşkları Ağlar müs te'fi la tün'den Güzellik serabı kasideler Gazeller hüzün tarlası Mesneviler göl göl Yârin kusuruna tecahül-i ârif Yarin nazına hüsn-i tâlil Çöl... Ya İmrül Kays 'Şeytanın cehennem yolundaki Yardakçısı' dediler sana Dediler 'Şiirleri müselman Kendisi kâfir' Selam olsun ruhuna Yüzyıllardır koşan şarkı (Çöle gezmeğe giden kızların Ardından gizlice iz süren Ve onlara devesini kesip yediren Bebesini emziren kadının Diğer memesine yanaşan deli) Ölüme yapılmış arabî şaka Selam sana ya İmrül Kays Halâ asılı gökyüzünde Muallâka Çöl hâlâ duruyor yerli yerinde İnsanı kum gibi savrularak Yağmalana yağmalana Kan göletleri bırakıp Nice cellatlar geçti Ve aşk meşk içinde inat Sen geçtin Ya İmrul Kays Ora nere- bura nere Deli ruhunu sokacak Başka beden kalmadı mı Neden beni seçtin? |
![]() |
![]() |
![]() |
#68 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12102
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Dalma Durgun Acılara
gözlerin acının bal peteğidir dalma durgun sularına acının dökme kirpiklerini dalgın sulara günlerin çöp yığını kokuşurken kaldırımlarda yüreğinin alanlarında kanlı pankartlar dalma dalgın sularına acının yüzümüzdeki bu kırgın bakışın çatısını giden arkadaşlar kurdu onlardan kaldı bize yürek kalelerimiz büyük şehirler gibisin darağaçlarını unutmayan ikindi gününde ışıyan alnında silinmez kederlerin kitabı yağmuru giyinmiş adamlarını unutmayan kaldırımlara yayılan taze simit kokusu baharı gülüşünde taşıyan kızlarını unutmayan şehirler gibisin... onlar ördü yapısını duruşun dalma yorgun sularına acının şimdi sis basmış günlerin dümen suyunda belkemiği sökülmüş küçük burjuva aşkların kirli çamaşırları yıkanmakta... aşk dedikleri onların burun sümüğü-göz sidiği-düş sapkınlığı iki kilo pırasa-üç kilo turp- aşk dedikleri onların sarhoşken yatılan adamlar ve kadınlar uyanınca yaşanan lağımsı duygular kendini pislikle temize çıkarmak aşk dedikleri onların “mükemmel” dedikleri eşlerini aldatmak sanal bir şey onların aşk dedikleri beş dakkada başlayıp üç dakkada tükenen onların aşk dedikleri aynı anda üç insanla beş insanla yaşanır mutlaka birilerini yedekte bulundurmak kusmuk tırıçkadan tayyare-selam söyle o yare nezle-grip-davul tozu-minare gölgesi yürekteki eğrilik gülüşteki yamuk ve bütün bunların duldasına oturup nazımdan okunan dizeler ustalardan birkaç alıntı ve bakışlar taklit ses tonları çalıntı... gözlerin acının bal peteğidir dalma durgun sularına acının toparlan günlerin yılkısının sağrısı yağır kalk ve yürü bulvarlarda alanlarda kırlarda yolunu bekleyen hayata şimdi gece bir yerlerde yağmur sağıyor yenilgi alanlarında ağaçlar yeniden çiçek ağıyor... biz gönül kandaşıyız can bağımız sevdadan ve ateşte-kanda-zındanda kasırgalı sevdaları biz kadar kim bilir başka dalma kırgın sularına acının hadi kalk ayağa... |
![]() |
![]() |
![]() |
#69 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12102
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Deli Uzaklar
uzaklar uzaklar deli uzaklar birikir kor olur yüreğimde gözlerimde nem olur sözcüklerde saklı imiş tuzaklar gülüşlerde deli sular tökezir hüzünler sitem olur alır beni çalar beni taştan taşa sürükler gecenin uçurumundan yüreğin bağrına inen sağnaklar sen benim bulutlarım olsaydın yolsaydın bu diken çölünden pusunda-pembende-mavinde arıtsaydın acımı kahrımı eritseydin beni sana katsaydın bilseydim yüreğin ne gizler saklar gece çöker hüzün demlenir ıssızlığın dehşetinde ay kişner uzakları kurutur-kül eder zaman göğüm çöle kesmiş yıldızım sızlar sen benim *******im olsaydın sana kesseydi şafaklar sen benim göğüm olsaydın yıldızım-ayım olsaydın cana kesseydi şafaklar deli çaydın uğramadın çölüme dolunaydın dağlarıma adım atmadın beklerdim-umudum olsaydın uzaklar uzaklar deli uzaklar yağmalanmış bir ömürden kalan yarayı ya ölüm dindirir-ya da aşk paklar... |
![]() |
![]() |
![]() |
#70 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12102
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Denizin Dudağı
bulutun dalında kuş denizin dudağı dalga baharın kucağı yeşil yeşilin öpüşü gül akşamları yıldız iner gözlerin yürek dağlarım devrilir yel ne bilsin gonca gülün kırgınlığını savrulur bahar basmış benim deli yalnızlığımı zaman bilmez yüreğimin dargınlığını bahar basmış has bahçeyi bir yeşil ki sağnak sağnak ötelerde denizin o şehvetli coşkusu tütüyor gül tütüyor aşk tütüyor toprak kızlar geçiyor kucak kucak çiçek neredeyse kalçalarından şehvet fışkıracak kızlar geçiyor memeleriyle zamanı okşayarak bahar basmış has bahçeyi dallarda sel sele kelebekler seni sordum buralara hiç gelmedi dediler... |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|