Salih Korkmaz

[GooD aNd EvıL]

Getirin Yağlı Urganı
Kapanırdı gözlerim-
Arsızdı ya,
Gelmek bilmezdi uykularım…
Hep tembelliği üzerindeydi
Ben beklerdim,
Geçmek bilmezdi bir türlü sensiz zamanım…
…
Nöbetçiydi gözlerim
Yağmurlu bakardı
Yeni günün solgun ilk ışıklarına…
Başlardı koşuşturmaca
Bedenim bende ruhum nerde
Geçmek bilmezdi bir türlü sensiz aydınlık…
…
Yansırdı ya yüzünün cıvıltısı yüreğime…
Geçmesin derdim, derdim hiç bitmesin…
Yayılırdı ya aşkın ateşi tüm bedenime…
Geçerde gidermiş ya, ben ne bilirdim…

Ne akrep, ne yelkovan,
Zaman birimim şimdi sensizlik…
Ne gece, ne gündüz,
Yarınıma hakim bir belirsizlik…
Sorgu yok. Sual yok.
Getirin yağlı urganı
Yüreğime hakim bir sahipsizlik…
…


Salih Korkmaz

[GooD aNd EvıL]

Gözlerin Bir Sualdi
Büyülenmişti yüreğim.
Hayran hayran baktım durdum...
Hey! Ne oluyoruz dedim
Önce kendime
Sonra gözlerine sordum...

Gözlerin bir sualdi.
Aşka cevap buldum...
Ellerin ellerimde
Dudağın dudağımda
Mutluluğun yolunu tuttum...


Salih Korkmaz

[GooD aNd EvıL]

Gurbete İsyan
kurumuş
sararmış
bir mısır tanesi...
gurbetin ataşinde patlamaya hazır...

ne yaptım
neydi suçum
etme eyleme kader
ben gibi sevdalıya hasretlikler revamıdır...
...
dilimde bir türkü
karanlığın suskunluğuna inattı...
yüzümde yağmurun nefesi
gözyaşlarım yalnızlığa nakarattı...

saydım sövdüm
köpürmüştü yüreğimin dalgaları...
uzaktaydı hep
bu canın sığınacak limanları...
...
isyanımdı
gecenin kör saatlerinde...
başkaldırışımdı
hiç uyumayan hasretlerime...

oy gülüm. gülüm oy.
beyazdır dağlarım ardı kırmızı...
başka çere yok
bekleyeceğiz kardelenlerin başkaldırışını...

gün gelipde bitecek
aşacağız bir bir aşılmaz yolları
gün gelipde bitecek
susacak gözyaşlarımızın isyanı...
...


Salih Korkmaz

[GooD aNd EvıL]

Gurbette Bir İftar Vakti
Sevmiyorum lokantada yemeyi.
Nerde olsam arar midem
Anamın yemeğini.
Katlancaz çare yok
Bitmez ki gurbetin çilesi…

Patatesler soyuldu.
Bir güzelde dilimlendi.
Yağda kızmış, çozurduyor.
Gurbet elde yanan sinem misali…

Patatesler atıldı tavaya.
Başladı hemen kızarmaya.
Suyu da koyalım çaydanlığa.
Demli bir çayla selam ederiz
Gurbet elden sılaya…

Başladı ezan okunmaya.
Tüm sema rabbimin adını duymaya.
Yetişmedi patatesler.
Allah’ım kabul etsin,
Açtım orucumu bir yudum suyla…

Sultanlığın yalnızlığı yakar içimi
Bir sigara yakalım yangına körük misali.
Ciğerime ulaşan ilk dumanlar
Ayağımı yerden kesiyor sanki…

Patatesler yalnız kızarmasın ben gibi
Bir iki sosis atalım yanına yaren misali
Bir dilimde kaşar üzerine
Erisin hasrete yiten yüreğim gibi…

Atalım sigaramızı elimizden
Pişti patatesler yeme zamanı.
Boşaltalım tabağa
Of ya!
Yine yağ damlaları saçıldı sağa sola…

Ketçapımızdan dökelim üzerine
Yoğurdumuzu alalım.
Bir domates, bir salata
Zalim misali bir güzel doğrayalım.
Hadi bismillah.

İftar soframın kalabalığı
Yalnızlığıma yeter gibi
Gönül isterdi, isterdi de
Gün gelir oda olurdu inşallah…


Salih Korkmaz

[GooD aNd EvıL]

Güle Güle Git. Yolun Açık Olsun...
…
Kendini bilmez değilim.
Sevmesini bilmez hiç değilim.
Okyanuslar kadar hatam yok.
Bu aşk bende boğulmaz.

İnsanız elbet.
Kusurumuz olacak.
Ama toplasan çarpsan
İncir çekirdeğini doldurmaz.
…
Üzgünüm aşkım.
Yüreğimde sen,
Dilimde sevdan.
Gözümde yaş.

Affetmeyi bilmiyorsan
Kaybetmeye mahkûmsun.
Sabır taşlarını koyacak yerim kalmadı
Güle güle git.
Yolun açık olsun.
…


Salih Korkmaz

[GooD aNd EvıL]

Hasret Gemisi...
Geldi Eylül’ün on ikisi
Yüklendi yine hasret gemisi…
Biraz yalnızlık, biraz özlem
Yine bir sensizlik gezmesi…

Vira bismillah!
Umut eşliğinde geçelim Boğaziçi’ni…
Bilmem ki?
Bu karşı kıyıya
Kaçıncı aşk seferi…


Vardık ama
Yok ki bekleyeni!
Hoş geldin diyeni!
Hasret yerine
Olamadık ki mutluluk gemisi…

Yine aynı yalnızlık
Yine aynı sensizlik
Vira bismillah!
Yine hüsran oldu dönüş seferi…


Salih Korkmaz

[GooD aNd EvıL]

Güler Yüreğim, Güler Ağlamaz
Yolunu yitirmiş bir göçmen kuşu
Şaşırmış, izini yönünü soruyor…
Kapımda yavru minik bir kedicik
Kaybetmiş, anne sıcaklığını arıyor…
Dalından yeni kopmuş bir yaprak
Toprağa karışacağı günü bekliyor…
Bu can düşmüş gurbet mahpusuna
Zaman durmuş. Günler geçmek bilmiyor…

Aldığım nefeste sensizlik saklı.
Sevdiğim yârim salkım saçaklı.
Bu deli çocuğun sendedir aklı.
Güler yüreğim, güler gülemez…

Dört duvar arasında sensiz bir gece
Aldığım nefes sanki yetmiyor…
Küllüğüme sıralanmış izmaritleri saymaya
Elimin parmakları yetmiyor…
Hasret dumanları doluşmuş odama
Dağıtmaya yelim yetmiyor…
Dilimde hazan bir gurbet türküsü
Bu yürek yalnızlığına söylüyor…

Aldığım nefeste sensizlik gizli.
Sevdiğin yârin ıslak gamzeli.
Bu deli yürek sen yokken nemli.
Ağlar yüreğim, ağlar ağlamaz…

Yârin tebessümü olur geceme tek ışık
Yollar uzak ki, ayaklarım varamaz…
Bir aşk ile yanar yüreğim olur sıcacık
Yoksun ayazlardayım, ellerim dokunamaz…
Bu gecede ben, yine sensizliğime karışık
Dudaklarım boşta ya, yansa yanamaz…
Dilimden matem bir sevda türküsü
Ben söylesem de aşk duyamaz…

Aldığım nefeste seni yaşamak.
Karışır sonsuza hasreti yazmak.
Teninde vuslat ateşle yanmak.
Güler yüreğim, güler ağlamaz…


Salih Korkmaz

[GooD aNd EvıL]

Hasret Meyhanesi
Sen gidince solumaya başladım
Meyhanenin mey kokan havasını…

Şehrime karanlık çökünce
Birer ikişer yollanırdık
Mey babanın mey kokan meyhanesine…
Efkâr Baba’nın kanunundan çıkan
Hüzünlü nağmeler eşliğinde
Dolup boşalırdı kadehler...

Boşalan kadehlerim dolsun diye
Her seferinde sanki seni istercesine
Bağırırdım.
Meyhaneci… Getir… Getir diye…

Ama aylar şarap oldu
Yıllar kafayı buldu.
Ne sen geldin, ne de getiren oldu…
Anladım ki artık
Kadehler yârim, meyhaneci dostum oldu.

Sen gidince yaşamaya başladım
Meyhanenin mey kokan nefesini…

Gece olup yalnızlığım çoğalınca
Karanlık çöreklenmeden yüreğime
Adımları ister istemez
Götürürdü beni
Boğazın kuytu bir kösesinde ki
Mey Baba’nın Hasret Meyhanesi’ne…

Sormuştum bir keresinde
Neden hasret diye…
Bakmıştı gözlerime
Yıllar yorgunu yosun gözleriyle
Bakmıştı gözlerime…
Sonra diğerlerine…
Cevabı sen bul deyip
Arkası dönüp gitmişti…

Aylar ayları kovaladı
Yıllar peşinden takip etti…
Canım Boğaziçi’nden
Çok sular aktı geçti…
Önce Efkâr Baba’nın kanunu
Asıldığı duvardan inmez,
Hüzünlü nağmeler duyulmaz oldu…
Bir akşam hasretime kilitler vuruldu
Temmuz ayında ayazlarda kaldı yüreğim.
Bir daha ne Mey Baba görünür,
Nede mey kokar oldu...
Bazı akşamlar yolum düşer yine
Boğazın kuytuluğuna…
Gözlerim
Eski Türk filmlerinden kalma
O meyhaneyi arar.
Ama yerine
Işıl ışıl süslenmiş
Sosyetik o balık lokantasını görmek
Yüreğimi dağlar…
Belki gözlerim saklar ama
Yüreğim sessizce hasretime ağlar…


Salih Korkmaz

[GooD aNd EvıL]

Hayal Baharlar
Çiçeklerini açmış erik,
Bahar gelmiş dallarına…
Başlamış kelebekler
Şen şakrak oynaşlarına…
Yediverenin ilk temsilcisi
Gülümsüyor tüm kızıllığıyla…
Birbirlerini kovalıyor
Mart kedileri sokaklarda…

Sensiz gelmiş
Hoş geldin demiyorum taze bahara…
Aldanmıyorum güneşe
Yüz vermiyorum yalancı bahara…
Gidişin hazandı, gelişin hayal
Hayal kaldı yine hayal baharlara…


Salih Korkmaz

[GooD aNd EvıL]

Hayalet Sevişmeler...


Eller uzandı ellere
…uzanır gibi ateşe…sessizce…
Gözler değdi gözlere
…alenen ama utangaç…gizlice…

Beklemesi ölümdü
…Dudaklar hazırdı…mahşere…
Çıplaklaşıverirdi tenler
…Sarılırdı bedenler…birbirine…

Başlayıverdi şehvet
…Aşkın nefesinde gezinmeye…
******* şahitlik ederdi
… Hayal, hayalet sevişmelere…
…


Salih Korkmaz