www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Kültür & Sanat > Genel Kültür > Edebiyat

CevaplaCevapla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 04-17-2009, 08:08 PM   #71
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Hepsi Geçer...

Hepsi geçer
Biliyorum kapanır yaralar
Ellerimi kanattım yine
Ben seni düşünüyordum
Bir yandan seni özlüyordum
Farkına varmadım yine
Bıçağı daldırmışım elime
Ah şu hayal…

Yine geçen gün yemeği yaktım
Seni düşünüyordum
Saatini hesaplayamamışım
Kokusuna uyandım hayalinden
Zoruma gitti uyanmak
Keşke dedim
Keşke yansaydı ev ama hayalin gitmeseydi
Ah sen
Sen yok musun…

Sustum sokakları gezerken
Arkamdan seslenmiş birisi
Duymamışım ki
Saatler sonra telefon çaldı
Açıp baktım
Meğer cüzdanımı düşürmüşüm
Adam adrese getirdi
Ne kadar dalgınım
Ah hayalin ah…

*******i o kadar uzun geçiyor
*******i o kadar yakıyor ki
Sabahlar zor geliyor
Güneş doğmak bilmiyor
Hayalin gelmiyor
Düşünüyorum gel haydi diyorum
Ağlıyorum kimi zaman
Ama gelmiyor…

En olmadık zamanda geliyor hayalin
Hiç beklemediğim yerde çıkıyor karşıma
Beklemiyorum ama geliyor işte
Bölüşemiyorum hayalini kimseyle
Hiç gitme istiyorum yanımdan
Ama bir gidişin
Bir dakikası ömre bedel
Kaç ömür bekliyorum seni
Gelmek bilmiyorsun
Ta ki o zamansız zamana kadar…

İşte yoksun şimdi yine
Beklemeye devam ediyorum
Susuyorum
Kimse anlam veremiyor suskunluğuma
Çenesi düşse de diyorlar
İki muhabbet etsek
Ama yok
Sensiz her şey boş
Gel haydi gel hiç gitmemecesine…

Rüya Deniz Demir
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-17-2009, 08:08 PM   #72
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Her Şeyi Sana Adasam? ? ?

Her şey gökyüzüne döner sevgilim
Yüzüm gözüm sevgi içinde
Her sabah yeni bir haykırışla
Her uyanışımda yeniden sen
Yeniden biz olmakla başlıyorum hayata…

Her şey gökyüzüne döner bir gün
Bir gün anlayışla karşılayıp
O akşamın seherinde seni
Bu şehirden uğurlamak gerekirse
Sırf seni sevdiğim için göze alırım
Sensizliğin her bir rengini
Bittiği yerde başlar yeni bir aşk
Tıpkı seni sevdiğim gibi sana dair…

Her şey gökyüzüne döner bebeğim
Bildiklerimiz kül olur
Yazdıklarımız yanar birden
Birden alev alır her şey
Her şey sana dair sevgilim
Yeniden seni sevmekle başlarım hayata…

Her şey gökyüzüne döner sevgilim
Bittiği yerde başladığında bu aşk
Her yeni başlangıcın tövbesinde
Her sana aşkımın gölgesinde
Dualarımın eşliğinde yine sana
Her yeminde yeni bir haykırışla
Yine seni sevmeye başlarım…

Her şey gökyüzünde başlar sevgilim
Yağmurun toprağa hasretliği
Çöllerin ateşle sevişmişliği
Biten aşkların kirlenmişliği
Ve kavuşmak için akması suların yeryüzüne
Her şey onda başlar bilirsin…

Her şey gökyüzünde başlar birtanem
Bittiğinde yağmurun yağışı
Güneşin doğması sanki batmamışçasına
Yeni bir güne yeminlerin eşliğinde
Eşiğinde yeni bir günün
Senin seherinde doğması
Her şey diyorum birtanem…

Her şey gökyüzünde biter bilirsin
Bittiği yerde yeni bir hayatın başlaması gibi
Yeni bir sevdaya açılan yol gibi
Ama benim sevdam sanadır
Sanadır ellerimin titremesi
Ellerinde batan güneşin
Bedenimden aldığı canı sana getirmesi
Her şeyi diyorum sana adasam? ? ?

Her şey gökyüzünde başlar biter
Gökyüzüm desem sana
Doyamadan bakmaya
Doyamadan seyri aleminin
Her bir renginde solusam diyorum hayatı
Ben diyorum
Sana diyorum
Adasam her şeyimi? ? ?

Evet her şey sende başlar gökyüzüm
Ve sende biter bilmelisin
Şimdi avuçlarımı açtım göklere
Yağmurunu bekliyorum
Dilenmeden ve direnmeden
Bu yağmuru diyorum
İçime diyorum
Sindirsem? ? ?
Her şeyi diyorum
Sana adasam? ? ?

Rüya Deniz Demir
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-17-2009, 08:08 PM   #73
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Hüzün Karası Gözlerin

Hüzün karasına büründü gözlerin
Sözlerin acıtmamıştı hiç bir an
Ama bu terkedilişin sebebi
Umutsuz ayrılık hikayesi...

Elaydı fikrimce gözlerin
Üzüldüğüm zamanlarda değişiyordu
Hüzün karası oluyordu gözlerin
Gözlerin...
Şimdi ne renk bebeğim...

Sarım sarım sarmalanmıştı gözlerine
Gülmeyi öğrenememiş gözlerim
Senin gözlerin elayken
Ela tatlısı oluyorduk ikimiz
Biz oluyorduk hep
Her zaman ela oluyordu gözlerimiz...

Şimdi hüzün karası gözlerin
Anımsanmasız bir ayrılık hikayesi
Zavallı
Kayıp bir Nisan
Gözlerimde hüzün karası şimdi...

Hüzün karası mı gözlerin
Ağlamaklı baharlaraz mı soyundular
Kırık içimde bir şeyler
Sırf öyle diye
Hüzün karası diye gözlerin
Gözlerin gözlerimden kaçıyor...

Uçuşmasız bir rüzgardayım
Kayıp bir kentin mezar taşları
Sessiz sadakatsiz
Ayrılığı yazıyor
Ne çok ölü yatıyor aşk yüzünden
Gözlerin bu gece hüzün karasına çalıyor
Gözlerim hüzün karası bakıyor
Kaçamak bakışlarda gözlerine...

Ama sözler hiç bir ayrılığı yazamıyor...
Ama gözler hep bir neden arıyor ağlamak için...

Hüzün karası ne de olsa...

Rüya Deniz Demir
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-17-2009, 08:08 PM   #74
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Islak Çocuk...

Gözlerini kapadı ıslak çocuk… Gökyüzüne doğru kaldırdı; önce mağrur ve onurlu başını, sonra da yüreğini tuttuğu ellerini… Kaderine ağlayan tatlı gözleri vardı. Umutla bakarlardı yine de dünyaya her açılışında. Üstü başı her ne kadar kir içinde de olsa, gözlerine bakanlara bir prensesin asaletini andırırdı…

Küçük yaşında tanıştı yağmurla… Çıplak ayaklarıyla ilk dans ettiği gün henüz yedi yaşındaydı. Şimdi ise yirmisinde bir genç kız olmanın eşiğinde gökyüzüne kaldırdığı elleriyle tanrıya dua ediyordu Sinem…

Gözleri hala yedi yaşında, hala çakmak çakmak ve hala aynı ateşe sebep iki kıvılcımdı… O, yağmurun kızıydı. Annesi onu yağmurlu bir günde dünyaya getirmiş ve babası sevinçle onu doğar doğmaz kucaklayıp yağmurun altında ilk kez ıslatmıştı… Bu yüzden çiftlikteki herkes onu Yağmurun Kızı diye çağırır olmuştu. Beş yaşına geldiğinde artık çok zeki bir kız olmuş ve ona yağmurun kızı diye seslenenlere “Hayır ben Gülseren’in kızıyım! ” diye sitem etmeye başlamıştı. Fakat kahya ona şefkatle yaklaşır ve her defasında “Senin annen yağmur kadar temiz ve sevgi doludur. Yağmur bereket demektir. Unutma, yediğimiz ekmeği, bu ağaçları, içtiğimiz suyu ve daha nicesini o yağmur bize sağlıyor.” diyerek saçını okşadığı zamanlar Sinem bir kuzu gibi sakinleşir ve çakmak gözlerini kahyanın gözlerine dikip sorardı her defasında “Bir gün annem de yağmurlar gibi beni terk edip gidecek mi peki? ” diye sorduğundaysa kahyanın içine bir kabir azabı düşer, kahrolur, dudakları kilitlenir ve konuşamazdı. Fakat Sinem ısrarla sorardı “Annem de bir gün yağmurlar gibi beni terk edip gidecek mi? ”. Çok defa kahya bir cevap uydurur onu yatıştırırdı. Fakat cevabını alamadığı zamanlar yabani bir kısrak gibi huysuzlaşır ve ortadan kaybolurdu. Bütün köy seferber olur onu ararlardı. Bulduklarında ise bir yerlerde ağlıyor olurdu.

Yedi yaşında ise koskocaman şehirlerle tanışmak üzere yola çıktı ailesiyle beraber. Ankara’nın soğuk ve sisli havasının içinde birbirlerini neredeyse göremedikleri bir kış havasıydı. Yağmur yağmasına ve tüm soğuğa rağmen Sinem hiç üşümüyor, hala kıpır kıpır heyecanla çevreyi gözlüyordu. Bu şehri ilk geldiğinde de anlamamıştı…

Ankara’nın soğuk havası ve insanların vurdumduymaz tavırları aileyi kısa sürede değiştirmiş, aile ocağının yerine koca bir incir ağacı dikmişti… Babası kısa sürede alkole yenik düşüp yolunu kaybetti. Sinem evin tek çocuğuydu. Babası ona her zaman değer vermiş, onun her zaman mutlu olmasını istemişti. Fakat bu şehir onu yutup almıştı. Zavallı annesi Gülseren ise tüberküloza yakalanıp hayatını kaybetmişti.

Sinem yedi yaşını bitirmek üzere bir çocukken, annesinin cenaze töreninde gösterdiği olgun tavırları ve cenaze evinde misafirlerini ağırlamasıyla o kadar beğenilmişti ki… Fakat kaderinin kötü yazgısını değiştirebilecek hiçbir mucize yok gibi görünüyordu…

Annesinin ölümünden sonra birkaç ayını komşularının yanında geçirdi. Fakat ne yazık ki bu günler ona zindan kadar karanlık geliyordu ve bir an önce bu hayattan sıyrılıp kendi hayatını kurmayı düşünüyordu. Yedi yaşında bir çocuktu henüz. Kimden iş isteyebilir, kimin yanında kalabilir ve kimden destek bekleyebilirdi. Problemleriyle kim ilgilenecekti. Bunların hiç birini düşünmeden çıktı sokaklara. Çünkü komşuları ona Külkedisi masalını yaşamaktan daha ileriye gitmiyorlardı. Amaları belliydi; onu besleme olarak kullanmak…
Sinem yağmurun kızıydı. Annesi ona bu yağmuru gönderen bulutlarda bir yerlerdeydi. Sokaklarda neler olabileceğini hiç düşünmedi. Ne olsa yağmur vardı. Ne olsa yalnız değidi. Yağmur onu saklardı, yağmur onu korurdu…

İlginç hikayelerle koca on üç sene geçirdi Sinem…

Sayısız zorbalıklarla, sayısız eziyetlerle, sayısız zulümlerle karşılaştı. On iki yaşında kendisine sarkıntılık eden bir adamı bıçakladı çırak olarak çalışmaya başladığı kuaförde. Adam üç gece komada kaldıktan sonra kendine geldi ve Sinem’in ondan zorla para istediğini, vermezse onu öldüreceğini söylediğini iddia etti. Bu Sinem’in on sekizine kadar Çocuk Islah Evi’nde kalmasına yol açtı. O kadar kötü de değildi hani. Birkaç arkadaşı bile olmuştu. Hiç değilse burada yiyecek bulabiliyor, tacize uğramıyor, kimse ondan faydalanmak istemiyor ve kimse ona zarar veremiyordu. Tek sorun demir parmaklıklar ve çalışma saatleriydi. Sabahları erken kalkmak ölüm gibi geliyordu ilk zamanlar. Fakat sonraları buna da alıştı. Demir parmaklıklarla da sorunu kalmamıştı. Fakat on sekizine geldiğinde yeniden tanımadığı bir dünyaya çıkmak zorunda bırakıldı…

Sinem ıslah evinden çıkarken altı senesini birlikte geçirdiği üç kız arkadaşı onu kapıda bekliyorlardı. Onlar da birkaç gün aralarla on sekiz yaşlarını tamamlayıp ıslah evinden ayrılmışlardı. Fakat Sinem’i hayatta yalnız başına bırakmamak için onu da almak üzere geri dönmüşlerdi.

Sinem üç arkadaşıyla birlikte arkadaşlarının daha önceden yaşlı bir kadının yanında tuttukları odalarına gittiler. Sinem’i hepsinin çok sevmesine rağmen, Sinem çıkmadan önce üçü birbirlerine sadakat yemini etmişler ve aralarına kimseyi almamak üzere anlaşmışlardı. İlk başlarda pek sorun çıkmadı. Sinem’e de bir iş bulundu kısa sürede. Tabi iş bulmak biraz zor oluyordu. Çünkü kimse suçtan dolayı ıslah evinde yatmış birini işe almak istemiyordu.

Daha sonraları Sinem hayatında hiç tatmadığı bir duyguyu tatmak üzere ilk adımını atmıştı. Çalıştığı yerdeki gençlerden birine aşık olmuştu. Bu gencin adı Engin’di. Engin oldukça yakışıklı, hafif çatık kaşlı, kendi içinde farklı, gizemli bir kişiliğe sahipti. Bu garip büyüsü Sinem’i oldukça etkilemişti.

Sinem hayatını yoluna sokmaya çalışırken sürekli terslikler çıkmaya devam ediyordu. Üç arkadaşı aralarındaki yeminden sonra Sinem’den oldukça soğumuşlardı ve artık onu istemiyorlardı. Çünkü Sinem onlara beklediği tepkileri vermiyordu. Hepsinin birkaç aşk ilişkisi yaşamalarına rağmen Sinem’in hala bir aşk ilişkisi olmamıştı. Onlar gibi zaman zaman küçük hırsızlıklar yapmıyordu. İçki içmiyordu. Sigara kullanmıyordu. Tabi bu doğal olarak diğer kızların ondan soğumalarına yol açtı. Sinem de onlardan gittikçe kopuyordu. Kızlar ona da içki ve sigara gibi alışkanlıkları zorla aşılamaya çalışıyorlardı.

İki sene içerisinde kızlardan biri zengin bir iş adamının metresi olarak yaşamaya başladı. Adamın karısı olayı duyunca olaylar değişerek kızın ölümüne yol açtı. Nasıl bir şekilde öldüğünü kimse bilmiyor. Yalnızca cesedinin baraj gölünde bulunduğu yazdı gazetelerde.

İkincisi iki sene içerisinde 7 kez uyuşturucudan hapse girip çıktı. Son kez haber alındığında ise altın vuruş yaptığı ve bir mektup bıraktığı yazdı elden ele gezen gazetelerde. Mektupta şunlar yazıyordu. “Baba dünya dönmeye devam edecek. Fakat bil ki bu günahla asla mutlu olamayacaksın. Bana tecavüzünün bedelini tanrıya nasıl açıklayacağını bilemem.” İlginç ve büyük harflerle yazılmış olan son cümle tüyler ürperticiydi. “ELVEDA KATİL DÜNYA! ! ! ”

Üçüncüsü ise otobanda müşteri beklerken trafik kazası geçirdi. Yedi gece komada yattı başında bekleyen yalnızca Sinem’di. Çok büyük acılar içerisinde gözlerini açtığında söylediği ilk cümle “Sinem, Sen benim tek dostummuşsun.”

Engin bir türlü Sinem’in sevgisinden haberdar olmadı. Tek bildiği her defasında bu kızın kendisini çözmek için sürekli izlediğiydi. Sinem Funda’yı hastaneden çıkardıktan sonra birlikte çalıştığı yere gittiler. Engin’e açılmaya karar verdi Sinem. Fakat aşkını ilan etmeden hemen önce aldığı söz: “Eğer bana aşıksan söylemelisin. Tabi benimle yatmayı kabul edeceksen seninle çıkarım. Ne dersin? ”

Sinem’i yıkan bu sözlerin birkaç gün sonra Sinem garip bir şekilde ortadan kayboldu. Hiç kimse bu hayat dolu, hayatın karşısında yıkılmamış, gözleri her zaman ıslak kızın nereye gittiğini anlamadı.

Yağmurun Kızı Sinem haftalar donra arkadaşı Funda tarafından bulunduğunda ise üstü başı kir içinde, bir deri bir kemik kalmış, zavallı bir görünümdeydi.

Sinem onu bir tepeye çıkardı. Yağmur yağmaya başlamış, Sinem ellerini havaya kaldırmıştı:

“Tanrım! Annemi ve babamı götürdüğün yer her nereyse lütfen beni de oraya al! Bu hayatı taşıyamadım. Senin yağmurlarınla tertemiz geldim… Ne olur beni verdiğin gibi al dünyadan! ! ! ...

Gökyüzü kapkara kesildi ve yalnızca bir yıldırım düştü. Gökyüzü aydınladığında ise ortalıkta Funda’dan başka kimse yoktu. Olayı bir tek yoldan geçmekte olan bir yabancı daha görmüştü. Yabancı kahyanın ta kendisiydi…

Funda koşarak ve ağlayarak ona sarıldı. “Ne olur! Ne olur söyleyin ona ne oldu? ”

Kahya gülümsedi: “O yağmurla geldi. Dünya onu taşıyamadı. Yağmurla geri döndü Cennet’e”

Rüya Deniz Demir
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-17-2009, 08:08 PM   #75
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Issız Ada

Diyelim ki ıssız bir adaya düştünüz. Yanınız alacağınız üç şey ne olurdu?

Günlerce düşündüm bu soru üzerinde. Herkesin birbirine sürekli sordukları bu sorunun manası ne olmalı acaba. Yani soran kişi “Ben zekiyim ama bakalım karşımdaki ne kadar aptalca bir cevap verecek? ” diye mi düşünür? Yoksa soran kişi zekasını zorlamıştır bu soruya kendince bir cevap bulamamış ve karşısındakinden daha iyi fikirler mi beklemektedir?

Oldukça ilginç bir konu oldu sanırım.

Şimdi siz birkaç saniye düşünün:

Acaba ıssız bir adaya düşseniz yanınıza alacağınız üç şey ne olurdu?

Ben kendimce şöyle bir düşündüm. Son model dayalı döşeli kocaman bir yat alırdım diğer iki hakkıma gelince yata bir kütüphane ve son olarak içine de bol miktarda kitap…

Olmadı şimdi adadan kurtulma şansın olmayacak diyecek karşındaki insan ver senden daha mütevazı bir yanıt bekleyecektir. Ne olmalı mesela?

Genel olarak şöyle bir göz attığımızda insanlar para için bu kadar mücadele ederken hiç kimse bir sandık dolusu altın ya da bir banka dolusu para istemiyor…

Yalnızlığımızla başbaşalığımızda yanımızda bulunması gereken değerler kastedilmiştir aslında olaya bakışımızda.

Bana kalsa ve adalar yetse ne kadar zalim varsa ellerine birer Kur’an verip yerleştiririm adalara. Sonunda ya yaptıklarından utanıp “Allah’ım medeni dünyaya beni gönderme utancımdan yerin dibine girerim. Ölene kadar burada kalayım.” diyecek olan kaç kişi vardır acaba?

Değer yargılarımızı gözden geçirdiğimizde şöyle düşünürüz:

Kimse karıma, kızıma, kız kardeşime yan bakamaz çizerim. Kimse malıma göz dikemez adamı oyarın. Kimse bana küfür edemez adamın kafasını kırarım vs…

Pekala şimdi dönüp kendimize bir bakalım:

Sokağa çıktığımızda ilk aradığımız şey bir bayanın açık bacaklarını yakalama fırsatı. Rüzgardan istifade uçuşacak etekleri yakalama ihtimali. O gün içerisinde göze kestirip kandırılabilecek bir hatun beklentisi. Hiç elimi kıpırdatmasam da birinin ensesine vurup bi kaç milyar götürsem düşüncesi. Ve saireler ve saireler…

Tabi burada sembolik olarak saydığım bu birkaç değer erkek hayatının ve beyninin alabileceği haysiyetsiz düşüncelerin milyonda biri bile olamayacaktır. Bayanları bu işe pek katmak istemiyorum. Onların dünyaları zaten kuaför dükkanları, pahalı mücevherler, zengin ve hiçbir şeye karışmayan koca hevesi vs…

Şimdi erkek tarafı da kadın tarafı da bana kızacaklar “Biz böyle miyiz? ” diye. Tabi ki ben burada kendimce hesapladığıma göre %1’lik dürüst kesimi işe katmıyorum. Onlar kendilerini biliyorlar…

Kendini bilene lafım yok asla. Ama kendini bilmeyenler için bir tavsiyem var. Gerçekten yarın ıssız bir adaya düşecekmiş gibi önlerine bütün hayatlarını döksünler ve aralarından haydi on üç şey seçsinler. Bakalım neler alacaklar yanına…

Eğer ki bana bu seçimi bırakırsanız ben şunları seçerim:

Kur’an’ım, kağıdım, kalemim, sevgi, aşk, mutluluk, gözyaşlarım, bütün dostlarımın içinde bulunduğu bir fotoğraf, yazdıklarımı koruyacak bir sandığım, değer yargılarım ve öldüğümde kimliğimi belirtecek olan Yüce Türk Bayrağım ve yanında Ata’mın resmi…

Buyurun seçim sizlerin…

Rüya Deniz Demir
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-17-2009, 08:09 PM   #76
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Kapı...

Bir sabah
Gökyüzünü ayaklarının altına serilmiş
Yıldızlar kucağına serpilmiş
Sevgilerden bir demet kapına gönderilmiş
Bir kucak dolusu aşk kalbine hoş gelmiş
Ve yitirdiğin tebessüm yeniden gözlerine yerleşmiş
Her şey sana en sevda haliyle dönmüş bulacaksın…

Kapını açacaksın
Bir çocuk yüzünde tebessüm
Kalbi tertemiz ayacıkları çıplak
Üstü başı yırtık kir pas içinde
Bir bayram sabahı
Gözlerini dikip gözlerine
Kutlayacak mutluluğunu…

Neler yitirmişim diyeceksin
Her şeyden sonra bu çocuk
Sana yeniden sevmeyi öğretecek
Yeniden hayata bağlanmayı
Yeniden nefes almayı
Yeniden yağmura soyunmayı
Yeniden vurulmayı
Bitmeyen aşk hikayelerine…

Sevgiyle kucaklayacaksın
Sevgini sunacaksın
Sonra diyeceksin gel içeri
Bir ayakkabının eşliğinde
Bir gömlek sıcaklığında
Bir çorap kadar sıkıca
Bir atkı kadar sevgiyle
Bir öpücük kadar derinden
Bir ömür boyu o çocuğun
Aklında kalacaksın…

Her şeyden sonra bir ölüm
Yıllar sonra o çocuğun
Gözlerinde anlamsızlaşacak
Sayısız dualarla seni
O da son yolculuğuna uğurlayacak
Bitmeyen sevgilerle
Her bayram mezarını sulayacak
Ve tüm çabası sana
Yıldızlara kavuşmaya çalışmak olacak…

O yüzden sevgilim,
Kapını her zaman açık tut
Yağmurla ıslanmaya
Şiirlerle dolmaya
Güllerle taşmaya
Ve en önemlisi
Sevmeye sevgilim
Sevmeye…

Rüya Deniz Demir
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-17-2009, 08:09 PM   #77
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Kaptan...

Dün sokaklarda gezdim
Başım dik yüzüm ilerde
Alnım açık delikanlıca
Sözüm bir sana dair…

Gidenlere sor
En iyi onlar bilir seni
Ben anlattım onlara
Dedim sen teksin kaptan…

İki nefeslik dünyanın
İki gözyaşı kadar değeri
İki gramlık gözyaşının
Bir ömür efkarı varmış…

Sor onlara kaptan
Ben anlattım
Gelene gidene söyledim
Etme dedim dünya malına
İki gram altına minnet…

Dinlemediler kaptan
Anlamadılar ölümü
Gelecek dedim
Alacak canı Azrail…

Bildiremedim kaptan
Belletemedim sözümü
Koca gözleri görmedi
Dağlar gibi ölümü…
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-17-2009, 08:09 PM   #78
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Kendimden Biliyorum...

Kendimden biliyorum
Sensizlik dokunuyor bana
Önce karnımdan bir sancı giriyor
Kalbime doğru çıkıyor
Sonra çok başım ağrıyor
Sabah olmuyor
Gece susmuyor…

Kendimden biliyorum
Çok içiyorum
Durduramıyor beni arkadaşlar
Onlar da benim yüzümden
Her gece sarhoş dönüyor
Hep seni arıyorum sonra
Aynı sandal
Aynı deniz
Aynı tekneler…

Kendimden biliyorum
Dün gece uyumadım yine mesela
Yine oturup sabaha kadar
Bir yudum rakı
Bir nefes sigara
Bir adım oda
Bir düşünümlük sen…

Kendimden biliyorum ben
Yine yakacak canımı şiirler
Ah demeye gücüm olsa
Yakacağım ulan bu şehri
Yıkacağım bütün taşlarını üst üste
Sonra bir bidon benzinle
Yakacağım ulan yakacağım
Bütün yazdığım şiirleri sana…

Kendimden biliyorum
Ağlamak onur kırmaz
Ya da yakmaz gözyaşı ateşleri
Körüklemez şiirler yangını
Biliyorum ben de yanmam
Ama tutamıyorum gözlerimi
Hele dilimden dökülenleri…

Kendimden biliyorum
Çekip gideceğim
Sonra yine bir sana benzeyen
Bir bana benzeyen göreceğim
Deli divane aşıklar göreceğim
Oturup bir daha yazacağım
Kimseler okumayacak belki
Belki kimse bilmeyecek yine
Ama yine biliyorum
Sen uzaktan okuyacaksın
Bilmediklerimi
Söylemediklerimi…

Kendimden biliyorum
Bu şehir de biliyor kendinden
Sen kendinden biliyorsun
Herkes kendinden biliyor
Ayrılık ölüm değil ki…

Rüya Deniz Demir
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-17-2009, 08:09 PM   #79
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Kırıldım Ben...

Kırıldım ben
Dallarımda bilindik bir sancı
Dilimde asırlık bir yalnızlık
Sözlerimde elleri duada bir şarkı
Yalnızlığım yedi renk
Kalbim yangın yeri…

Beni sana anlatan her şeye
Seni bana düşüren herkese
Düşlerime girdiğin her geceye
Ve sana uzanan her heceye
Dargınım ben bu bilmeceye…

Kırıldım ben
Kime anlatsam acımı
Kime darlansa ruhumun ne zaman
Ve her kimin dilinde dolansa aşklarım
Kimin yüreğine ağır gelse
Ben orada bir şiir olup
Geceye hangi geceye aksam
Orada yüreğim ateş küreği…

Belki sana anlattığım her şey
Beni sana küstüren her tutku
Seni mahkum eden her duygu
Yalancı makamında her türkü
Bildiğim bilmediğim her öykü
Uzak ihtimallerin kokusu…

Bu bilinmez sözcüklerin anlattığı
Her yerde bulamayacağın
Hiç kimsenin anlatamadığı
Belki açıklanamayacak
Ve tarih bilincinden uzak bu aşk
Seni benden alıp
En yakın zamanda tutsak edecek
Ve sen asla geri dönmeyeceksin…

Kırıldım ben
Evet uzaklığındır beni kıran
Beni bir şiir kadar yaralayan
Çok konuşurken susturan
Ve çok susarken ağlatan
Çoğu zaman hırçıtan
Yakan ve yaralayan
Kırıldım ben
Daha bir şey kalmadı bende
Sana hayırlı yolculuklar
Bu bilinmezin kollarında
O derin detay yollarda…

Rüya Deniz Demir
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 04-17-2009, 08:09 PM   #80
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Kimin Yüzünden?

Kiminin yüzünde ansızın beliren bir tebessümdüm ben. Kimi zaman ansızın açan bir kardelen. Ve hiçbir yerde adı bir daha anılmamış bir şair. Öylesine tükendim işte. Yalnızlığın uçurumundan bir düşüşüm vardı. Ölüme susamışçasına haykırdığım birkaç cümle. Ve beni kollarına alması için beklediğim sıcak bir zamansızlık…

Tükendiğim bir sahne vardı. Gözlerinde yaşlar öylece donup kalmış bir çocuk. Ellerinde birkaç misket. Yüreği acımış, öylesine kanamış ve tükenmiş bir çocuk. Gözleri ateşin en derininde parlayıveren yeşil rengiyle susuyordu. Elleri üşümüş, elleri çamur ve elleri yalnızlık içinde uzanacak bir el bekliyordu. Tutuverecek ansız bir el…

Kiminin yüzünden ağlıyordum. Kiminin yüzünden susuyor. Ama en çok kiminin yüzünden yalnızlığıma gömülüyordum. Gözümün önüne bir sahne geliyordu hep. Hep gözlerimin beyaz perdesine takılan bir yalnızlık romansı. Elleri üşümüş bir çocuk. Yüreği acıyan bir hasta…

Kiminin ağzına bile almadığı sözler söylüyordum. Seviyordum, terk ediliyordum ama yine de umudumu yitirmiyordum. Ayrılık müptelası bir zaman geçiyordu gözlerimin önünden. Issızlığa sığınmış ve ıssızlığın içinden gelecek sesi bekleyen bir çocuk oluyordum, üşüyordum…

Titriyordum kiminin yüzünden ve siz farkına bile varmıyordunuz. İçime atıyordum gözyaşlarımı, içimde bir deniz biriktiriyordum. Bir gün taşacaktı bir yerden. Ve tüm dünyayı sel alacaktı biliyordum. Ama ben susuyordum. İçime atıyordum. İçimde koca bir deniz biriktiriyordum…

Kiminin yüzünden ıslanıyordu yanaklarım; ansızın. Ve kiminin yüzünden ayağa kalkıyordum yeniden. Titriyordum, üşüyordum ve ağlıyordum ama umursamıyordum dünyanın yalnızlığını. Ve o çocuk yeniden geliyordu gözlerimin önüne. Üşüyordu yeşil gözleriyle. Ağlıyordu yırtık elbisesiyle. Üşüyordu biçare hayalleriyle…

Kiminin yüzünden büyüyordu çocuk, kiminin yüzünden çocuk kalıyordu. Kah gülüyor, kah susuyordu. Ama yine aynı şarkıyı söylüyordu. Seni seviyorum, seni seviyorum. Seni seviyorum diye senden önce hiç kimseye söylemedim dersem; yalan olur…

Ve şarkı tükeniyordu. Alimallah az sonra yağmur yağmaya başlayacaktı. Sığınacak bir saçak bulmalıydı çocuk. Hiç umursamadı. Yağmur yağdı; kaçmadı. İliklerine kadar yağmura boyadı kalbindeki resmi. Sırılsıklam bir akşamdı. Elleri büyümüştü. Göz bebekleri kocaman seyrediyordu dünyayı. Rüya bitmişti artık. Ve çocuk büyümüş koca adam olmuştu ansızın. Bir rüya bu kadar uzun sürer miydi?

Kimi rüyalar yüzünden ağlıyordum, kimi rüyalar yüzünden tebessümle geçiriyordum günü. Ve çocuk hiç durmadan gülümsüyordu yeşil gözleriyle. Hayattan bir şey alabilmek adına. Alacaklarının adı yalnızlık olsa da…

Rüya Deniz Demir
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
CevaplaCevapla


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 10:21 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.