|  | 
|  | 
|  04-10-2009, 06:22 PM | #1 | 
| Aşmış Üye  Üyelik Tarihi: Aug 2007 Konum: İstanbul 
					Mesajlar: 281,268
 Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts 
Üye No: 44033
 İtibar Gücü: 57931 Rep Puanı : 34658 Rep Derecesi :             Cinsiyet : Erkek |   Desenize Rüzgarın fısıltısı, Ben gizem avcısı. Kapı aralığından giren ıslık, Tıp tıp damlayan musluk Hasret sancısı. Pencereme vuran damla, Ruhumda damla damla Denize döner zamanla. Hüznüm akar denize. Yine gönlüm dolacak gamla Desenize... 19 Mart 2004 Cuma, Danimarka-Køge 18.45 Necmi Ünsal | 
|   |   | 
|  04-10-2009, 06:22 PM | #2 | 
| Aşmış Üye  Üyelik Tarihi: Aug 2007 Konum: İstanbul 
					Mesajlar: 281,268
 Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts 
Üye No: 44033
 İtibar Gücü: 57931 Rep Puanı : 34658 Rep Derecesi :             Cinsiyet : Erkek |   Dinle Ha Dinle! Bir ses işit, dinle ha dinle! O sese uy, inle ha inle! Tüm yaptığın gider seninle. Günahınla inle ha inle! Hiçbir gönlü yıkma ha yıkma! Doğru yoldan çıkma ha çıkma! Gıybetle can sıkma ha sıkma! Sevgi ile doy, bıkma ha bıkma! Harama hiç bakma ha bakma! Özü narda yakma ha yakma! Boyna günah takma ha takma! Hayrı başa kakma ha kakma! Şeytanlara uyma ha uyma! Kötü sözler duyma ha duyma! Yüreğe kin koyma ha koyma! Sevgiler tat, doyma ha doyma! 16 Temmuz 2004 Cuma, Danimarka-Køge 18.18 *4+5 ------------------------------------------- Günahınla İnle! Bir ses işit ve dinle! Bu sese uy, inle! Dargın isen dinle. Günahınla inle! Hiç bir gönlü yıkma! Doğru yoldan çıkma! Gıybetle can sıkma! Sevgiyle doy bıkma! Harama hiç bakma! Özü narda yakma! Boyna günah takma! Hayrı başa kakma! Şeytana hiç uyma! Kötü sözler duyma! Yüreğe kin koyma! Sevgiler tat doyma! 16 Temmuz 2004 Cuma, Danimarka-Køge 18.18 *4+2 Necmi Ünsal | 
|   |   | 
|  04-10-2009, 06:22 PM | #3 | 
| Aşmış Üye  Üyelik Tarihi: Aug 2007 Konum: İstanbul 
					Mesajlar: 281,268
 Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts 
Üye No: 44033
 İtibar Gücü: 57931 Rep Puanı : 34658 Rep Derecesi :             Cinsiyet : Erkek |   Dönüşür Balçığa Gün olur, dönüşür yamaçlarda kar çığa. Zirvelerin başı hiç kurtulmaz buluttan. Gün gelir dönüşür servi boylar balçığa. Yeise kapılma taşıdığın umuttan! 01 Mart 2004 Pazartesi, Danimarka-Køge 00:32 6+7 Necmi Ünsal | 
|   |   | 
|  04-10-2009, 06:22 PM | #4 | 
| Aşmış Üye  Üyelik Tarihi: Aug 2007 Konum: İstanbul 
					Mesajlar: 281,268
 Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts 
Üye No: 44033
 İtibar Gücü: 57931 Rep Puanı : 34658 Rep Derecesi :             Cinsiyet : Erkek |   Dünyam Fındık Kabuğunda Kopan Fırtına Yakarım isli fenerleri. Düşünmem ‘elâlem ne der’leri. Takarım kafama benden beterleri. Hemen yüklerim kederleri Uç uç böceğinin sırtına. O da konar gurbetlerin sırtına. Fındık kabuğunda kopan bir fırtına. Benim dünyam. Umut olur hülyam, Kaybolur tasam. Devam edip gider yaşam. Arzular dudaklarda kalır. Uç uç böceği dilekleri alır. Yönelir çiçeklere. Düşer taş dibeklere, Nice filizlere gebe topraklar. En yeşilini baharda sunan yapraklar. Hani yakmıştı ya anam? Solmadı daha kurbanlık kınam. İşte fındık kabuğunda fırtınam! Sandallar alabora. Yıkamaz beni ne tufan ne de bora. Elimde Asây-ı Musa. Kararlıyım açılacağım okyanusa. 5 Nisan 2004 Pazartesi, Danimarka-Koge 20.53 Necmi Ünsal | 
|   |   | 
|  04-10-2009, 06:22 PM | #5 | 
| Aşmış Üye  Üyelik Tarihi: Aug 2007 Konum: İstanbul 
					Mesajlar: 281,268
 Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts 
Üye No: 44033
 İtibar Gücü: 57931 Rep Puanı : 34658 Rep Derecesi :             Cinsiyet : Erkek |   Düş Atımın Sırtındayım Ruhumun estiği deniz boş, fırtınalar dinmez. Benliğim hep düş atının sırtında, asla inmez. Dağ tepe düz gidiyorum düş atımın sırtında. Ağustosları yaşarım baharların martında. Sıkıntının çökerttiği yüzlerle vurulurum. Kalbe giren ferahlıkla, hep ben de durulurum. Düşümün bu yolculuğu devam eder, sana dek. Belki yapraklarım, yüzüm sararıp; solana dek. İsterim kalmasın benden başka, solmuş tek bir yüz. İki cepheli duvardır hayat, ömür tek bir yüz. Bütün ovaları renk renk güller, çiçekler bassın. Sonsuzluk kıyısında, âh ölüm; onmaz bir yassın! Kalmasın sevinç olmayan hiç kimse gözlerinde. Hakiki kurtuluş O’nda, o kutlu sözlerinde. 12 Nisan 2004 Pazartesi, Danimarka-Køge 23:39 8+7 Necmi Ünsal | 
|   |   | 
|  04-10-2009, 06:22 PM | #6 | 
| Aşmış Üye  Üyelik Tarihi: Aug 2007 Konum: İstanbul 
					Mesajlar: 281,268
 Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts 
Üye No: 44033
 İtibar Gücü: 57931 Rep Puanı : 34658 Rep Derecesi :             Cinsiyet : Erkek |   Düşlerimi Kaybettim Yaprakların Sarısında Duvarı ker***, badanası kireç Babamın ahşap evi. Çocukluğum gömülü, Anılarımın kabri bir nevi. Evin önünde asma çardağı. Ben gölgesinin serinliğinde, Elimde çay bardağı. Yudumladığım çay değil, anı seli. Kalbimin acı koruğu, buralardan gideli. Çardakta üzümler delik delik. Önemli değil zaten onlar göstermelik. Arılar etrafında pervane. Ben kendi alemimde, arılardan kime ne! Sararan yapraklar habercisi güzün. Her rüzgarda titrer, kaplar hüzün. Ben düşlerimi kaybettim Yaprakların sarısında. Bu değirmende ağardı saçlarım Ömrümün yarısında. Kışı bekler sararan yapraklar Çardağın üzerinde. Bense baharı beklerim, Baharsa gök mavisi gözlerinde... ‘Doldur’ dedi babam, ‘doldur çayımı’! sesiyle döndüm kendime. Söz geçiremedim bendime. Doldu gözlerim. Yine sensiz geçirdim izin ayımı. 3 Nisan 2004 Cumartesi, Danimarka-Køge 23.39 Necmi Ünsal | 
|   |   | 
|  04-10-2009, 06:22 PM | #7 | 
| Aşmış Üye  Üyelik Tarihi: Aug 2007 Konum: İstanbul 
					Mesajlar: 281,268
 Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts 
Üye No: 44033
 İtibar Gücü: 57931 Rep Puanı : 34658 Rep Derecesi :             Cinsiyet : Erkek |   Ebemkuşağı İşte bak, gökkuşağı! Başka bir adı; ebemkuşağı. Yukardan aşağı Tatlı bir kavis; yerden göğe! Renkler bitmez öve-öve. Hisler tomur-tomur Tüm sırlarla yağmur yağar ince-ince. Kara bulutlar gidince, çıkar aydınlık güneş. Bulunmaz ona eş. Şimdi sanki büyüdük! Eskiden küçüktük. İsterdik Altından geçmek; Dileklerden Dilek seçmek. Olmadı henüz dileğim! Bilmem, altından nasıl geçeyim! Ebemkuşağının özü; ışıkla damla. O ışıkla ağla da ağla! Işıkla damla; ikisi aynı anda, benim dünyamda. Renk cümbüşü hasıl olur. Deme sakın, bu nasıl olur? Açık açık meydanda! Dünyayı bir güzellik sarar. Renkler en güzel karar! Damlalar bulunca ışığını, durma, sen de doldur kaşığını... 6 Mart 2004 Cumartesi, Danimarka-Køge 14.28 Necmi Ünsal | 
|   |   | 
|  04-10-2009, 06:22 PM | #8 | 
| Aşmış Üye  Üyelik Tarihi: Aug 2007 Konum: İstanbul 
					Mesajlar: 281,268
 Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts 
Üye No: 44033
 İtibar Gücü: 57931 Rep Puanı : 34658 Rep Derecesi :             Cinsiyet : Erkek |   Edep Yahu Eskici dükkanında bir levha, “ Edeb yâ Hû ”. Onu kaldırıp sürgün etmişler, edep yahu! Sadece mekanlardan değil edep gün be gün Şahsiyetten de gitti, şereften oldu sürgün. Dedem derdi yaşarken, '' Beştir İslam’ın şartı. Altıncısı haddini bilmektir bu bir tartı! '' Dinini yaşa, yaşat ve sakın olma dinci! Sevgiler al, sevgiler sat; sakın olma kinci! Sen haddini bil, kirli işlere hiç karışma. Yüz yıllara koş, sakın edepsizle yarışma! İlâhi nazargâhtır, kırma o sırça kalbi! Bul orta yolu ama her zaman olma harbi! İnansın inanmasın, kendine ait kişi. Lafa bakma, insanın bir tek aynası işi. Birisi sataşırsa unutma, huyundandır! Hem toprağından hem de içtiği suyundandır. İnkarcıya hayatı, verilmiş bir mühlettir. Ölüme dek süren bir fırsat ve bir müddettir. Hadsiz bir söz dokunur bazen gayretullaha. O'nun elinde son söz, varmaz insan sabaha. Haddini aşıp basma gazabın damarına. Hedef olma Allah’ın manevi şamarına. Allah’ın tokadının sesi duyulmaz ama Acısı ömür boyu hissedilir daima. Fikir firar ederse hep yumruklar konuşur. Binince şeytan ata hep boynuzlar vuruşur. Maneviyata söven göz kırpar karanlıkta. Kaybetmiş özü, arar iğne hep samanlıkta. Edep-haya da gitmiş, zaten suratlar yüzsüz. Her şey bacak arası, küfürler de pürüzsüz. Ondan her şeyi bekle, eğer bozuksa sütü. Onu iter daima bu pis şeytanca dürtü. Şerefini kaybeden zâyie ilan versin. Arasın, bir yerlerde bulur belki, ne dersin? Kirletmesin hayatı bu zehirli kusmuklar. Örtemedi tarihte Hakk’ı abuk sabuklar. Seni vurmağa gelen hep seninle dirilsin. Haktan sapma evladım, ne olur sen bilirsin! Ah dedem gittin ama esintin hep yanımda. Vampirlerin gözleri can veren öz kanımda. Eskici dükkanında bir levha, “ Edeb yâ Hû ”. Onu kaldırıp sürgün etmişler, edep yahu! 11 Şubat 2004 Perşembe, Danimarka-Køge 00.10 7+7 Necmi Ünsal | 
|   |   | 
|  04-10-2009, 06:23 PM | #9 | 
| Aşmış Üye  Üyelik Tarihi: Aug 2007 Konum: İstanbul 
					Mesajlar: 281,268
 Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts 
Üye No: 44033
 İtibar Gücü: 57931 Rep Puanı : 34658 Rep Derecesi :             Cinsiyet : Erkek |   Ekmeden Biçmek Nafile Düş Ufukların kızıllığından Tutuştu gözyaşları, yandı. Bir Nuh gemisi beklemekten Ümitler artık umut kesmiş. Yıldızlar güneşi ararken, Seherler secdelere kandı. Ekmeden biçmek nafile düş, Hasat yerinde bir yel esmiş. Ters gösterdi aynalar yüzü, Vicdan bu tersliğe aldandı. Bal zehir oldu, zehir de bal; Görüntüye hep esir heves. İlaç diye sunulan şerbet, Ya irinden yada kandandı. Dünya yılan dolu bir kuyu, Vahşiler yemlenen bir kafes. 6 Ağustos 2004 Cuma, Danimarka-Køge 01.02 Necmi Ünsal | 
|   |   | 
|  04-10-2009, 06:23 PM | #10 | 
| Aşmış Üye  Üyelik Tarihi: Aug 2007 Konum: İstanbul 
					Mesajlar: 281,268
 Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts 
Üye No: 44033
 İtibar Gücü: 57931 Rep Puanı : 34658 Rep Derecesi :             Cinsiyet : Erkek |   El Eşeğine Binen... At gözlüğü takılmış, bazen gerçekler saklanır. El eşeğine binen, yellenmesine katlanır. 13 Mart 2004 Cumartesi, Danimarka-Køge 15.20 7+8 Necmi Ünsal | 
|   |   | 
|   | 
| Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 3 (0 üye ve 3 misafir) | |
| 
 |  |