![]() |
![]() |
#901 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Köpekler Ölümüne Boğuşuyor
1/: Bir Yedikule kıptisinin esmer asabiyetinin hedefindeydim, Kanlı maşlakhasını bürünmüştüm zavallı Osmanların ikincisinin, En kincisinin Osmanoğullarının, Hışmına uğramama ramak kalmıştı, Şiir yine almıştı beni yine soyut koynuna... *** (Rüyalar envanteri 0297deymişim, Salaş bir Bizans zindanındaymışım bir gece.) *** Zindancı gidisi kan sürüyordu gözlerine, Sonra dönüp benden yana palasını sallıyordu. Zavallı ve genç Osman kardeş yeni bir kale örüyordu, Hayallerinin kırıklarını tuğla gibi kullanarak. Cem amca Borjiya sarayında bıyığını inceltiyordu, Ya da kendi kendine bir şeyler yapıyordu üstünkörü. Ama aşkelon kalesinin eteklerinde, Köpekler ölümüne boğuşuyorlardı kılıçların karanlık kınında. Bense şimdilik şiirimin en esrik dizelerini içiyordum, Gündüz niyetine... 2/: El kadar bir zamandan süzülen kötürüm atlılar, Ve selahaddin savaşının artakalan acılarını tadan savaşçılar Kazmaya durmuşlardı kendi aşklarının gül renkli mezarını. Karadeniz’deki korsanların ellerine fermanlar verilmişti: “Nerde bulursanız şiiri, yok edin,” diye. Bilekleri ateş ile zincirli ve satılık köleler, Ve şiir dinlerken esir edilmiş haspalar duman sunuyorlardı, Karnı geniş ve burnu büyük tetikçilerine kara suların. Ve savaş kaçkını Rüstem türküleri tersten okuyordu. “Acaba” diyordum. “Şiirler tersinden yazılamaz mı? ” Düşüncem yarım kalıyordu. Çevredeki yarım yamalak beyitlere tırmanıyorlardı son neferler. Ben kaçıyordum, şiirlerim tutsak oluyordu. Anam: “Hayırdır inşallah,” diyordu rüyamın dışından, Sesini duyuyordum... *** “Kırpık şiirlerin atıldığı lağımını dolduran kafiye bebelerinin İnceli kalınlı çenlemeleri karanlığı yırtarak, Ta Veziristan başkentinin, Daracık sokaklarına kadar uzanıyordu,” diye dize düşüyordu, Haritanın en köşesindeki kayaya mezarını kazan zavallı şair. Mançurya yarımadasındaki bu ülkenin, Bir yanı Tagor’un kulak ardına astığı gül, Diğer yanı Garip hanedanlığını emziren En son fahişenin yarım yağlı sütüydü biyolojik olarak. Nazım’ın fahişe mahişe iplediği yoktu bu gece. Fakirse şimdilik kendi özsularımı yaymaya durmuştum, Kaşlarımla saçım arasındaki iki evlek tarlama, Bakarsın bereketli çıkardı toprak, Yaprak gümrah bir eda ile yeşillenirdi, Kim bilir? Yani gündüz niyetine... Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#902 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Alıç Ağacı
ey kırlık döşümdeki asırlık alıç ağacının bekçisi... *** dallarından uçuşan yangın kuşlar, sanma ki açtır, *** bilaçtır ya da, en onulmaz yaraları aldığında, vicdanını satmış olan avcıların elinde. *** onlar ki, bir gözünden yemlenirler, nisan sofrasında iklim beyinin. *** bir su içerler çayırlık yüreğinden, sevdalı yağmur ilinin, mayısta nil vadisine gelin giderler. *** o gelinler ki, ne eder eder, yalnız yüreklere girerler... *** ya da, dönerler, uçuruldukları asırlık alıç ağacına... Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#903 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Apak Çıkar Arab’ım
gözlerinden kan akıtan, alemi kızıl görürmüş. *** yekpare sevda bilirmiş muhatabını, yüreğinde aşk taşıyansa… *** karartmışsa sevda kandilini, yekpare gönül sandığın biri, yani ey yüreğim, sureti siyah da, kızıl da olsa aşık adamın, ne çıkar? ... *** kalp kimyasının saf havuzundan, arabı apak çıkar… Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#904 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() At Nalı Gibi
gözlerini gördüm ey sevgili, bir sevdalı alacakaranlığın, fetret devrinde, senin... *** nah bu kadardı, kırk üç numara at nalı gibi, ya da on beşinde dolunay... *** ve kırmızı ki, bahçedeki gül gibi, ya da kalpteki kan... *** al basmaz öylesine, yalnız kalan lohusaları bile, en çürük hurafelerde... Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#905 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bir Ortaçağ Lordu
“hırs,” derdi babam, “bilin ki ey evlatlar, bir ortaçağ lordudur, şahsi tarihinde.” *** (beyaz eldivenli) ellerinde, hatta (sevecen de olsa) yüreğinde... *** her daim bir parçacık kan pıhtısı bulunur, benim diyen her lordun... Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#906 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Gümüş Gülleri
elinde, ferhatvari bir külünk... *** keremvari bir sevda, varsa eğer yüreğinde... *** senin de yüzünde, gümüşgülleri açar... *** terkedilmiş bir maden ocağının, sahibi olursun, İlk darbeyi vurmadan evvel, Ferhat gibi... ** ya da kalbinin damarlarında, oturur hasret türküleri yakarsın, tıpkı keremvari... Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#907 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Kavuşmanın Hazzı
ben ki, ölümcül sevdayı tadanım... *** ki bu yüzden, olağan ölümlerle halay tutarım. *** çünkü, çıldırmış sarhoşluğunu yaşayan karşılıksız sevmenin, kavuşmanın hazzını hafife alır. *** bu nedenle kavuş(a) maz, sonsuza kadar ayrı kalır... Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#908 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Sevdaya Dair Bir Zerre
tek ödülü aşktır yüreğin, kazanmışsa son yarışı, kalp ganyanında… *** Dört bir yanında, ışılak madalyalar taşıyan adam... *** eğer yüreğinde taşımıyorsa, aşka ve sevdaya dair bir zerre... *** milyar kerre: “seviyorum,” dese ne? Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#909 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ölüler Hırçın Dirilir1
Dedik ya ey muhterem kari, “... Bu şiir esrarlı yerlerin sırrını açıklar. Burada yazılanları okurken sana yakın olanlardan başka hiç bir insan varlığının seni görmesine müsaade etme. İçine yıldızlı dokumalar gerilmiş bir adaya ya da odaya kapan...” diye... Eee, hadi öyleyse.... (Ölüler kitabı bitiş bab’ı) (… Hüvel baki, el Fatiha...) yani... 1/: Ölüler hırçın ağlar sevdügüm, Onun için yastadır hırçın dağlar... Bil ki tüm olanlar bir şerri ehfen... Yani “Selamün kavlen! ...” *** Yar gibi severim toprağı, O ki kepirir, arzusuz sonbahar vakitlerinde, Sıvazlar artakalan canları takvimin boğazından, Oysa biliriz ki boğaz dokuz boğumdur, Beşer oğlu ise yedi candır... Ya da yedi boncuklu tespih çeker zaman sedef parmaklarında, Her boncuğun aralarında on yıl olsa da ne? Ya gözyaşıdır isyan döken sessizce denize, Ya da bereketi emziren bir kurak yağmur, Hayrettin’in hayret etmesi bu nedenledir. Nezaketi devrilen şahların seviyesiz sonları sayın ki, Badal olup cehennemî cinnetin merdivenine, Atılır ve duygunun sıradağlarında soyunur zaman. Aman anam ah aman! ... *** Döner bizden yana. Güler (mi bilmem?) Bakar yuvarlak ve dipsiz kuyuların azametine, Ağlar (evet evet inanın ki gerçekten ağlar) Onun için yastadır dağlar... Olanlar ki bir şerri ehfen... Yani “Selamün kavlen! ...” *** Oy sarışın bahtımın hırçın yamaçları ne olur? Yürekparem dağlarımı koymayın ayak altına, Bir of çeksem yıkılır karlı doruklar… Hayrettin’in hayret etmesi bu nedenledir. Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() |
#910 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ölüler Hırçın Dirilir2
Dedik ya ey muhterem kari, “... Bu şiir esrarlı yerlerin sırrını açıklar. Burada yazılanları okurken sana yakın olanlardan başka hiç bir insan varlığının seni görmesine müsaade etme. İçine yıldızlı dokumalar gerilmiş bir adaya ya da odaya kapan...” diye... Eee, hadi öyleyse.... (Ölüler kitabı bitiş bab’ı) (… Hüvel baki, el Fatiha...) yani... 2/: Ölüler hırçın ağlar sevdügüm, Onun için kara bağlar analar... Hayrettin’in hayret etmesi bu nedenledir. *** Tuzlu bir denizin kıyısındadır hepsi, Küpeştesi abanoz ağacından bir kalyonu beklerler. Kefenlerinin ucu zamklı ve yapışır kaldırım taşlarının gözüne, Herkesin son sözüne bir göz atar limanın muhafızı, Bir şifre bir iğneye denk düşer kazılan kuyularda, Ya da azgın sularda atılacak bir kulaç... Nurdan kaçkın haydutların isimleri limanlara yazılır, Zamanı durduran asesbaşı eşleştirir yazılanları suretlerle. Vay başımıza gelenler ey Hayrettin! Arkamızı yasladığımız dağlar neredeler? Hayrettin’in hayret etmesi bu nedenledir. *** Zamanlar ki emerler kini, Herkes elindekini sinekkovar gibi çalar nazik tenine. Kainat bir ayaz köpüğü gibi kalır kış ortasında, İlkbahar dediğiniz dağlar gibi bir köpükmüş meğerse. Hayrettin’in hayret etmesi bu nedenledir. Zifafında gebe kalır zulmün ağrılar, Bereketlidir gece, Onun için terler ve çırpınır tuzlu denizler, Dağların kulağında yankılanır zebanîce çağrılar, Bir of çeksem yıkılır karlı doruklar… *** İşte ben... Ve işte doğurduğum ökselerin çiçeği... Sarkar benden yana... Güler (mi bilmem?) Kokar, ince bir uzun hava harmanında. Anlar (evet evet vallahi anlar.) Onun için karalar bağlar analar. Oy bahtımın hırçın oğulları n’olur? Yürekharem analarımı koymayın ayak altına, Bir of çeksem yıkılır karlı dağlar… Olanlar şerri ehfen... Yani “Selamün kavlen! ...” Ahmet Yozgat |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|