Tam Sürümü Görüntüle : Aşk Şiirleri
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:16 PM
kara gözleri var,yeşil gözleri
kimi mavi, kimi kahveden almış rengini
tenleri rengarenk; sarı, kızıl, kara derili
dünyaları ayrı, kıtaları, denizleri
kimi Afgan, kimi Filistinli, kimi Somali
dilleri ayrı, dinleri ayrı ve mekanları
bir olan şey sadece yürekleri
biliyorum;
demiyorlar ama gözlerinden okuyorum
beyaz gönüllerinden geçeni.
bir parça ekmek olsa;
bir salıncak, çevirmek için bir topaç!
hepsinin dileği bu
ve.... karınları aç!
kimi havan topuyla kaybetmiş kolunu
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:16 PM
eylül! daha çocukluğumdan
beri size bakardım ben
bir yazın azalmakta olan
sözcüklerinden nasıl da
ansızın sökülürdünüz
bahçelerle ve kül
dolardı içim... eylül!
eylül! kırılgan mevsim!
cam hançeri güzün
dağılırdı kalbimde
birden gecenin ve gündüzün
perdesiyle örtülürdünüz
tenhâyla ve tül
dolardı içim... eylül!
eylül! unuttum sizi
dağ kızarır yol sararırdı
ve ben dönüşlere bakardım
o aman vermez belleğin
paramparça güldüğünüz
aynalarla ve gül
dolardı içim... eylül!
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:16 PM
Yaşamak güzel şey dogrusu
Üstelik hava da güzelse
Hele gücün kuvvetin yerindeyse
Elin ekmek tutmuşsa bir de
Hele tertemizse gönlün
Hele kar gibiyse alnin
Yani kendinden korkmuyorsan
Kimseden korkmuyorsan dünyada
Dostuna güveniyorsan
Iyi günler bekliyorsan hele
Iyi günlere inaniyorsan
Üstelik hava da güzelse
Yaşamak güzel şey
Çok güzel şey dogrusu.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:16 PM
Şen şakrak çocuklar gibiyim bugün
Çocuklar gibi..
Kavak yelleri rüzgara kapılıp gitti
Uçan balonlar gibi...
Güneş uzattı kollarını, alacak kucağına
Rüzgar esti,yanağımı okşar gibi...
Yeşil halılar serdi bahar, ayağıma.
Çocuklardan bir çocuk;
Büyümüş te küçülmüş
Masallar, ninnilerle büyümüş
Çember çevirip, horoz şekerler yemiş
Dedesinin cebinde türlü türlü yemiş
Kuşun kanadı neden gümüş?
Çocuk ruhum bugün şen şakrak gibi
Rüzgara kapılmış uçurtma, başım
Kavak yellerin
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:17 PM
I
Diri çiçekler,
Issızlık,
Tellere asılı gökyüzü...
Işığın diliyle
Vedalaşıyor sokak.
II
Böcekler yer değiştiriyor
İnceliyor uykumuz
Rüzgâr soruyor çalılıklara
-Kargalar nerede?
III
Gerçeğin şarabını içirir;
Karnındaki tapınağa
Sevgilim deyip uzandığın,
Bahar.
IV
Süzülüp yazın ellerinden
Yere düşer ilk damla
Soyunursan
Karşımdaysan
Dalıyla hesaplaşan
Aceleci incir.
V
Bukleleri sonbaharın,
Sana benzeyen
İnce sarmaşık
Nerede bekleyelim seninle
Bu kış uzu
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:17 PM
Ağlama, inleme
Bakma öyle mahzun, gözlerime
Sakın beni yaz deme
Yazamam kurbanlığını/ canavar ruhların ellerinde
Yazarsam kalemim bir çıra olur/ kağıtlar mazot denizi
Tutuşsun mu dünya/ yürekler yansın mı ateşe?
Gelme aklıma, girme düşlerime
Tutunup eteklerime
Bakma mahzun/ öyle melul, gözlerime
Gözlerine mor sürmeler
Bedenine kara güller
Korkulardan alevler/ küçücük yüreğine
Ve oyuncaklar
Birkaç renkli top/ bir de
Kırık bacaklı bir bebek
Buz kesmiş ellerine
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:17 PM
Kalem sana kurban olam kõle olam
Anam oldun, babam oldun, eş oldun
Seni yapan ustalara kul olam
Dertlerime ortak, yüreğime taş kalem
Senden başka sadık dostu bulamam
Bir gün bile senden ayrı kalamam
Herşeysiz olurum, sensiz olamam
Gözümün seline yaş oldun kalem
Seni çöpe atan eller sürünsün
Zalim dostlarımdan sen çok üstünsün
Seveceğim ölünceye dostumsun
Bütün insanlığa baş oldun kalem
Kalem sana ağaç olam uç olam
Yazdığına cümle olam hece olam
Sen gündüz ol, ben de sana gece
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:17 PM
1.
Kara gemi Okeanos ırmağının
Akıntısından kurtulup tanrısal
Denizde Ayaye adasına varınca
Onu kumsala çektik ve uykuya
Dalarak tanrısal şafağı bekledik.
Sabah sisi içinde doğan
Gül parmaklı şafak
Elpenor' un yüzüstü yatan ölüsünü
Bulmuştu ilk önce kıyıda.
Martı leşleri ve deniz kabukları arasına
Törenle gömdük onu kederli
Gönülle ve yanık yüzlü şaraptan
İçerek dinledik Kirke'yi.
2.
Tanrıçaların en tanrısalı
Güzel belikli Kirke eyitti :
"Sen Odysseus iki
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:18 PM
Tanıdığım bir ağaç var
Etlik bağlarına yakın
Saadetin adını bile duymamış
Tanrının işine bakın
Geceyi gündüzü biliyor
Dört mevsimi, rüzgarı, karı
Ay ışığına bayılıyor
Ama kötülemiyor karanlığı
Ona bir kitap vereceğim
Rahatını kaçırmak için
Bir öğrenegörsün aşkı
Ağacı o vakit seyredin.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:18 PM
Yağmurla ses olup çıksın,
Dallansın dumanlı ağaçta bensiz,
Vursun yürüyen şafağa gölgesi,
Gülde dolaşan arı gibi göksel,
Suyun kabuğunda gerçek parıltı,
Başağı sallayan ay gibi,
Arabasız bir yıldızın kamçısı
Gibi kıvrılsın gökyüzünde seçik,
Gün gibi boyasın denizi,
Ekmeğin yanında tuz gibi esmer,
Su anıtı gibi her yerde olsun,
Kimi desin, "Kimin bu sevi?"
Kendi başına sansın kimi?
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:18 PM
İsteklerim vardı
Hem nice dileklerim
Aşılmaz dağlar mıydı
Ulaşılmaz köyler
Uzanan eller mi gerekliydi
Sarı renkli
Beyaz gümüş metaller
Yeşil kağıtlar olsa olur mu
Gökyüzüne bir uçurtma salsam
Deryanın en derinine dalsam
Olur sandım dileklerim
******* boyu
Gündüzler kadar beklerim
Bir davet ki
Göklere uzanan ellerden gelir
“Yalnız temizlenenler” girebilir
Koştum davetin geldiği yöne
Kapıdan içerisi masalsı belde
Cevaplar yetişir aminlere
E
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:18 PM
Uyuyamıyacaksın
Memleketinin hali
Seni seslerle uyandıracak
Oturup yazacaksın
Çünkü sen artık o eski sen değilsin
Sen şimdi işsiz bir telgrafhane gibisin,
Durmadan sesler alacak
Sesler vereceksin
Uyuyamıyacaksın
Düzelmeden memleketinin hali
Düzelmeden dünyanın hali
Gözüne uyku girmez ki
Uyumayacaksın
Bir sis çanı gibi gecenin içinde
Ta gün ışıyıncaya kadar
Vakur metin sade
Çalacaksın.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:21 PM
Zaman mı geçti, yok ben mi esriktim,
Zakkuma bağlardım güneşi,
Gecenin ağır ununu elerdim,
Ay benîisrail zeytini.
Anlıksal birliğin simgeleriydi
Gülkurusu, altın ve tirse,
Sirinksin yediveren sesi,
Asalbent, buhur kokuları içinde.
Ölmüşüm orda bir aralık,
Unutuverdim konuştuğum dili,
Ama ağacın kendisiydi,
Kavramı değildi görünen artık.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:23 PM
Martılar yuvarlandı yavru martılar
Doğru sezmiştim
Kanatları kırıktı onların
Kurban etmiştim
Şimşek bakışlı yıllara
Davullar tam tamları vururken
Ebruli tebessümlü dudaklar
Savaş şarkıları söylerken
Yuvarlanıp gitti martılar
Kanadı kırık yavru martılar
Sonu gelmez okyanuslara
Başka illerde yeşerirken bir bahar
Ruhumun ateşe yandığı gündü
Şeytanın gelin olduğu bir düğün dü.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:23 PM
masmavi bir denizdi düşlediğim
uğruna ne hayaller beslediğim
dalgalar içinde adam boyu
mavisi keskin, mavisi koyu
takalar yüzer denizin yüzünde
martılar bir parça simit peşinde
grostonluk gemilerden gelir sesler
tayfalar yorgun tayfalar tıknefesler
yosun tutmuş kayalıkların dibi
yosun yeşili buğulu gözler gibi
güneş eteklerini toplayıp giderken
gitme kal diyor dalgalar, daha erken
denizin mavisi bakıra döner aheste
sular serinler, bir küçük kuş kafeste
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:23 PM
I. koşu
Kör bir ozan anlattı bunları,
Atların da ruhu vardı Troya önünde,
Ta Hades'ten duyulurdu kişnemeleri,
Atsız bu bu kişneme ölüleri ürpertir,
Köpeği deliye çevirirdi.
Kimi de Troya önünde nal sesleri gezinirdi,
Gömülmemiş bir atın erinçsiz ruhundan.
O gün Akhalar başka biri için yarışsalardı
İlk ödülü Akhileus götürürdü barakasına.
Çünkü ölümsüz atları vardı,
Onları Poseidon vermişti babası Peleus'a,
Peleus da oğluna armağan etmişti.
Şimdi atlar yas tutuyorlar P
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:23 PM
Turnam gider olsan bizim ellere
Vezir Ardahan'dan göçtü diyesin
Karşı geldi Kızılbaşın Hanları
Çıldır'da da döğüş oldu diyesin
Al kana boyandı Çıldır dağları
Gaziler diktiler... tuğları
Gözü kanlı Diyarbekir beyleri
Din yoluna şehit düştü diyesin
Çamur dize çıktı kan ile yaştan
Atlar dalmaz oldu serilen leşten
Kaleler yığıldı kesilen baştan
Ak gövdeler kana battı diyesin
İki alay bir araya gelince
Ara yere çarkacılar girince
Beş bin beş yüz belli atlı ölünce
Tokmak Han da ka
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:23 PM
Yürekler vardir ki Devran elinden,
Onlara gam sunuldugunda,
Iri güller gibi kan aglayip
Sessiz, dünyayi seyrederler...
Yürekler vardir ki onlar,
Kirginlik ve yalnizligi tadinca;
Sokak gösterilerinde yakilan,
Taşit lastikleri gibi,
Alevli ve gösterişli yanarlar...
Yürekler vardir, gam denizi derinlerinde
Mürekkep baliklaridir ki,
Onlara sitem eriştiginde,
Deniz içine aglarlar...
Laciverd ve dilsiz.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:24 PM
Bir yas aniti olmadan yat
Ugultunun kol gezdigini,
Duydugum ve bildigim tepede;
Hâl nice? Güller de...
Görünüyorlar mi zaman zaman?
Mevsim hep kiş ve vakit gece
Oldugu sürece...
Uyu, kötü rüyalar yildirmasin seni,
Bir yas aniti olmadan yat...
Hüznün aniti ol sadece...
Sen bir su damlasi gibi ari,
Sen bir saç teli kadar ince.
Bir yas aniti olmadan yat.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:24 PM
Sen de bilirsin hüznün incelmişliğini,
Fırınında değil, mezecilerinde bulunur kalbimizin,
Oysa keder, kara ekmek gibi zorunlu nerdeyse...
Senin verdiğin hüzün kedere dönüşüyor gitgide.
Sabah güneşi vuran doruklardan,
Pembe rengi sildim şimdiki halde...
Tipiyi çağırdım, göz gözü görmesin yine.
Gözlerime ilgisizlik bulutları ardından,
Kış güneşi gibi soluk, serin bak.
Her zamanki bakışınla muhakkak,
Özlem bulutu çözünür, taşkın olur.
Sabah güneşi vuran doruklardan,
Pembe rengi sildim
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:27 PM
Ben seni Ş sesinden tanırım ey Ayşe
Güleçkenar üçgen yaraçı
Kirli mendil kalaysız bakraç
Çeşmeden mi geliyon Anşa kız
Seni seviyon
Ben seni Ü sesinden tanırım ey Hülya
Olmazkenar üçgen daraçı
Gül kurutur defterinin arasında
Penceresi içli leylak
Baygın manolya
Ben seni ey sesinden tanırım Leyla
Morkenar üçen foraçı
Dikişsiz ipek fitilli kadife
Bacak bacaküstüne atarsın
Bi da gelme dükkanıma
Ben seni her yerden tanırım ey Meyrem
Beleşkenar üçgen veraçı
Alçakgönüllü basma da
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:27 PM
1800'ler ile 1930'lar arasında,
Bazı Anadolu ve Rumeli kentlerinde
Yaşayan bu kavme dair
Pek az belge var elimizde. Bildiğimiz:
Kamış kalemlerini sevgiye batırıp,
Mührelenmiş kâğıtlara içirdiler;
Ney üflediler, tambur söylettiler,
Birçoğu muhabbet mülkü sultanına esir idiler.
Uysal ve sessiz yaşadılar, burası kesin,
Her talepte ibrâzı mecbûri aylık seyahat varakalarını,
Memur efendilere göstererek,
Meselâ Pendike Samatyaya,
Dağılırlardı akşamları.
Frenklerden sevgi beklemeden,
Sev
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:27 PM
Kimse ihtiyaç duymasaydı sevgiye
Güzel ve kısa anlardı. Yoksa hayalim,
Hayalimle mi dolmuştu billûr şişe?
Itır yok, şişe boş, hiçlik kasırgası;
Duygu tanımaz bir karayel işte...
Bir karayel bu şimdi kasıp kavuran,
Son yolculuğunda yürek kadırgası.
Suç onun, sevgiye ne gerek vardı...
Dost sesler mutluluktur ıtır dolu ve billûr,
Bir gün boşalır içi bir sesin, mâlum olur,
Artık kalbimiz kutup denizinde ve yalnız.
Tanrım suç kimindi, nerde hata yaptık?
Keşke sevgiye muhtaç olmasaydık...
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:27 PM
Kardır yağan üstümüze geceden,
Yağmurlu, karanlık bir düşünceden,
Ormanın uğultusuyla birlikte
Ve dörtnala dümdüz bir mavilikte
Kar yağıyor üstümüze, inceden.
Sesin nerde kaldı, her günkü sesin,
Unutulmuş güzel şarkılar için
Bu kar gecesinde uzaktan, yoldan,
Rüzgâr gibi tâ eski Anadolu'dan
Sesin nerde kaldı? kar içindesin!
Ne sabahtır bu mavilik, ne akşam!
Uyandırmayın beni, uyanamam.
Kaybolmuş sevdiklerimiz aşkına,
Allah aşkına, gök, deniz aşkına
Yağsın kar üstümüze buram bura
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:27 PM
Ey bir at üstünde doğduğum memleket,
Oynadığım vadiler, geyikli ve sarp.
Kızıl bayrakların uçuştuğu serhat,
Davullar ve kafesinde çırpınan kalp!
Yaylının rüzgarlanıp duran örtüşü,
Karasız deniz gibi boş bir gökyüzü;
Bir uçtan öbür ucu Yemen türküsü,
Öten çıngırak, koşan atlar ve step...
Ah. sonsuz Anadolu'm, sen! Sen, sen, sen hep!
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:30 PM
Rengini gülden almış, açılır gonca olur
Yaprağı tülden ince, pembe, hem beyaz olur
Gün vururken parıldar, ay vurur ayaz olur
Açılan semalara, Hakka duadır eller
Sesi gönülden alan, söyleyen diller olur
Kelamile tüm dertler, hep var iken yok olur
Tatlı söz acı aşa, ağu iken bal olur
Seslenen içli içli, Rabbe sedadır eller
Gam-ı dertten kurtaran, latif bir esam olur
Gönülü dilşad eden, bir şule leyal olur
Dermansız derde ilaç, ruhlara Lokman olur
Biçare hastalara, hep te
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:30 PM
Titrek bir damladır aksi sevincin
Yüzünün sararmış yapraklarında
Ne zaman kederden taşarsa için
Şarkılar taşırsın dudaklarında.
İşlerken hülyama sesten örgüler
Bir çini vazodan dökülen güller
Gibi hülyada fecirler güler
Buruşmuş bir çiçek parmaklarında.
Gözlerin kararan yollarda üzgün,
Ve bir zambak kadar beyazdı yüzün;
Süzülüp akasya dallarından gün
Erir damla damla ayaklarında.
Sesin perde perde genişledikçe
Solan gözlerinden yağarken gece
Sürür eteğini silik ve ince
Bir göl
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:30 PM
Dün gece lambaların kör ışığı içinde
-Herkes ömründe bir kez olsun o yoldan geçer
Bir sokağa düştüm ki her köşede bir gölge,
Her pencerede bir baş, her kapıda bir fener.
Onların iki yana dizili yüzlerinde
Kalmamış gibiydi bir damla ışıktan eser
Ve körler gibi, sanki elleriyle derinde
Yitmiş hayallerini arıyorlardı yer yer.
Balkonundan sarkarak biri: 'Yavrum, diyordu
Hatırlamaz olmuşsun artık eski karını;
Göğsümde geçirdiğin sevda akşamlarını.'
Biri memelerini gösterip gülüyordu:
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:31 PM
Sönmüş saçlarında son damla ışık,
Bir düşün içinde gibi her akşam
-Ve yüzleri duman kadar dağınık
Geçer bu sokaktan binlerce adam.
Umut gözlerinde ölü bir bakış,
Çığlık bir bükülüş dudaklarında;
Bulamadıkları nedir ki, yaz kış
Dolaşırlar şehrin sokaklarında?
Sanki yalvaran bir duadır onlar,
Belki tanrılara açık vesvese,
Bir nehir. Bu nehir her akşam akar
Derinden ruhları çağıran sese
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:31 PM
Ölmüş o, ayrı düşmüş sürüden,
ayakları dışarda örtüden.
Ölmüş herkes gibi ölen insan,
Yalnız ayaklar kalmış yaşayan.
Ardından ölüme düşen başın
İki kardeş bakakalmış şaşkın.
Der ki, bu ayakları görenler,
Başım değilmiş düşünen meğer.
Ayaklarım, az gide uz gide,
Ayaklarım, ümitler peşinde!
Yolcu ölmüş; işte ayaklar hür!
Yolcu ölmüş; ayaklar düşünür...
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:31 PM
O gün bu gün size özendim
Her yerde; hava, toprak, deniz.
Bir serüvendi; gökteyseniz
Çıktım, yok, yerdeyseniz indim.
İlkin, size içkiyi tattırdım:
Ömür boyunca sarhoşsunuz;
Ne açsınız artık ne susuz.
Sizsiz ben de susuz kalırdım.
Size geceyi de öğrettim
Onda düşlerle çoğaldınız;
Yaşantıda yorgun ve yalnız
Değilsiniz; sizi ürettim.
Biterdi belki bir uykuyla
Herşey ve tadından ötürü.
Gördünüz ki bundan ileri
Bir şey var çağıran tutkuyla.
Çağırdım, çağırdım, çağırdım
Bir böce
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:31 PM
Elmaslar dolu koynumda / sakladığım sıkı sıkıya bastırıp tenime
Bir çocuğun ürkek bakışlarını almışım ödünç
Kıskandıracak kadar özgür ürkekliğim/ işte ellerimde
Kan damlıyor
Tuzlu bir su içiyorum içime çeke çeke
Elmaslarım tenimde/ elmaslarım çalınmasın alın özgürlüğümü de
Kıpkızıl bir ırmak değdikçe gözbebeklerine / kızaran
Ve alevden derya/ baktıkça gözlerinde yanan
Kırabilir misin tel örgülerini ruhumun
Dokunabilir misin çırpınan kanatsız kuşlara
Hadi anlat! Anlatabilir mi
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:31 PM
Hava keskin bir kömür kokusuyla dolar,
Kapanırdı daha gün batmadan kapılar.
Bu, afyon ruhu gibi baygın mahalleden,
Hayalimde tek çizgi bir sen kalmışsın, sen!
Hülyasındaki geniş aydınlığa gülen
Gözlerin, dişlerin ve ak pak gerdanınla
Ne güzel komşumuzdun sen, Fahriye Abla!
Eviniz kutu gibi küçücük bir evdi,
Sarmaşıklarla balkonu örtük bir evdi;
Güneşin batmasına yakın saatlerde
Yıkanırdı gölgesi kuytu bir derede.
Yaz, kış yeşil bir saksı ıtır pencerede;
Bahçende akasyalar açardı ba
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:31 PM
En güzel müzik nedir
Bilir misiniz
Cik cik cik.. öten kuşlar mı
Yanık yanık türküler
Islık çalan ilkbahar mı
Kemanın naleleri
Bülbülün figan edişi
nağmesi içli şarkılar mı
Şu kulağa çalınan
Füsunkar ney sesi
Kaval çalan çoban mı
Dinler misiniz
Bahçemizde çocuklar
Top oynayıp ip atlar
Kaydıraktan kayarken
Bazen düşüp ağlarlar
İşte en güzel müzik
Yavruların sesidir
Bunu herkes işitir
Değerini yalnız anneler bilir
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:32 PM
Sağ çıkıp günlük savaştan
Evin yolunu tutmuşum
Yemek yedik, çocuklarım uyudu
İniyor üstüme yavaştan
Allah’ın bembeyaz bulutu
Kederlerimi unutmuşum.
Hayatta olduğuma
Seviniyorum şimdi
Kavuştum çoluk çocuğuma
Koltuğuma uzandım, rahatım
Kahvem içime sindi
Başladı gecelik saltanatım.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:32 PM
Hepsini birden istemek
Yersiz,
Zamanı var
Biz zengin değiliz.
Duvara astım liste,
Eksikleri yaz,
Sıra hangisindeyse
para olur olmaz...
Ayda bizim elimize
Ne geçer, şu kadar.
Ayır önce kirayı;
Günde yemeğimize
Ne gider, şu kadar.
İyi kullan parayı,
Bu aylık bize yeter.
Duvardaki liste...
Kes üç kuruş ekmekten,
Beş kuruş etten kıs.
Sıra hangisindeyse
Çarşıya gider, alırız.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:32 PM
Kocaman bir havuzdu dün/
Boğaz
Gemiler yüzdürdük içinde
Kağıttan gövdeleri/
beyaz
Saçlarımızı yelken yaptık/
tel tel
Martı kanatlarını kürek
Kuşlar uçurduk içimizden
Kırmızı kurdelalar teleklerinde
Baharı çağırdık hep bir ağızdan/
Gel beri gel
Yüreklerden yalılarda yaşadık
Aşı boyalı, cumbalı/
bembeyaz
Erguvan renkli rüyalar gördük
Karanlıkları, korkuları örttük
Pembe – beyaz bebeleri büyüttük
Kovduk karakışları/
Görünüverdi yaz
Sevda balonları u
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:32 PM
Ben uzaklarda olmalıyım, çok uzaklarda
Acılar unutulduktan sonra
Dönmeliyim.
Ölümlerin karşısında şaşırıyorum
Ne desem ki
Düşünüyorum.
Kalanları ağlıyor gidenin
Benim gözlerim kuru
Herkes bana bakıyor, biliyorum
İçlerinden geçenleri.
Başsağlığı dilemek
Garibime gidiyor
Ölen öldü, sen yaşa
Küçültmeye benziyor.
Beni böyle kitaplar mı yaptı ne
Kağıtlarda gidenlere içlenip ağlayan ben
Hayattaki ölümlerde put gibi duruyorum.
Ben canavar ruhlu muyum
Bir öl
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:32 PM
Bir dumanla dolmuş dünya
Boğucu bir duman
El yazması bir kitapta
Bir hikaye okudum:
Bakırcılar bir zaman
Bir koca kazan yaptılar.
Bakırcılar gece oldu, evlerine gittiler
kazan kaldı dükkanda
Sabah ola, aşlar pişe
Sabah ola, o da gide
Bakırcılar gittiler
Kazan kaldı dükkanda.
Kazan bekler
Saatler geçer gece
Bir büyücü gelir girer içeri
Çalıp gider bu kazanı gizlice.
Issız bir dağ başında
Ateş yakar büyücü
Yanma ateşim yanma
Ateşin elinde mi?
İçinde tı
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:32 PM
Seni karanlıkta yatırıyorlar.
Korkuyorsun geceden:
Bakıp bakıp pencereden,
Yatağına sokuluyorsun.
Ben hep eski yerimdeyim, biliyorsun.
Hava açık olduğu zamanlar
Beni seyrediyor, seviniyorsun.
Ne olurdu, ben de,
Sana göründüğüm şekilde
Odana gelseydim.
Ateşböcekleri gibi,
Küçücük avucunda
Yanıp yanıp sönseydim.
Seneler geçip gider, büyürsün.
Bir gün olur, hepsi biter:
Endişeler, o çocuk üzüntün
Hepsi biter.
Aydınlanır seninçin *******,
güneş gibi görünürsün.
Biraz sabı
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:32 PM
Ne zaman sokaklarda dolaşsam
Okul, sinema, sergi
Kullanıyorlar
Bendeki eski benleri.
Kalabalıklarda çoğalıyorum
Hangisine yetişeyim şaşkın
Tıpkı onun çizgileri
Karşıdan gelen şu kadın.
Bir küçük çocuk
Yıllarca öncem
Korkar mı gitsem yanına
Çocuk, sen bensin desem.
Üç delikanlı yürüyor
Bir dört yol ağzında her biri bir yana
Üçe bölünüyorum
Yolların her birinde birim gidiyor.
Biri eve derslerinin başına kitabı açıyorum
Biri parkta bir sevgili bekliyorum
Bir yerde çalışıyor üçüncü
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:32 PM
Allah beni çirkin yarattı,
Cazibem yok yürürken.
Kahveci kızına mı bakılır,
Güzelle dururken.
Fakir doğup büyüdüm,
Annem evlerde çamaşır yıkar.
Onlara git,
Zenginler var.
Okutmadılar orta’dan sonra,
Tahsilim de kaldı yarım.
Güzel olsam, zengin olsam
Anlarım.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:33 PM
ebemkuşakları altında
bilmem dikkat ettn mi
uzakların güzelliği
yaz yağmurundan sonra
şayet aşkın rahmeti
gün olur kesilirse
altın kemerler gibi
hatıralar önümüzde
hadi ver ellerini
ufkumdan esen samyellerine
sabahın serini
karışşın ellerine
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:33 PM
Delicesine daha dün
Kitaplara düşkündü,
Almış yürümüş serserilikte.
Akıl bu, evi barkı bırak da sen
İğri büğrü sokaklara dal
Geceyle birlikte.
Bir kız sevmiş yakın zamanda,
Bahse lüzum var mı geçmişten?
İflah olmaz sanırım,
Geçti iş işten!
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:33 PM
Güneşin dağın ardından çıkmasıyla;
Bir tahta kapı açılır dünyaya.
Ve bir yorgun beden yola koyulur,
Belli hergün ki gibi ekmek kavgasında.
Ne yürüdüğü yolları bilir,
Nede gideceği yeri;
Ezberlenmiş bir hikaye okur,
Çilehane şehirleri.
Nihayet yorgun beden bir dolmuş koltuğunda,
İş yerine kadar tetikte bir uykuyla.
Heryerde aynı manzara;
Tarihe taht kuran İstanbulda.
Ey! taşı toprağı altın şehir;
Hani nerde altının,taşın,toprağın.
Gurbet yolunda pempe hayalleri k
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:33 PM
O sizin gördüğünüz kadınlar
Güzeldirler ha bereket
Melek kadar masum
Yok canım şeytan kadar şirret
İncedirler aman ne nazik
İçerde zalim nobran
Kıskanç
Dışarıya karşılık.
Temiz… kazısan kir
Karanlığın üstünde zar parıltı
Bir duman bir zifir
Köreltir aklı.
Evlidirler evlerinde evsiz
İyidirler
İçlerine girmeyince nerden bileceksiniz.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:33 PM
Aşkın ve hayalgücünün
Simgesiydi İstanbul
Laf olsun diye
''İstanbul'u sevmezse gönül
Aşkı ne anlar''
Demiyordu şarkılar
Ki o gerdanlığı olan surlar gibi yakışmıyordu
Hiçbir bedendeki takılar
Yeryüzündeki bütün şiirlerin
Yörüngesiydi İstanbul
Kalemin kaderinin karşılığıydı
Tüm dillerin sözlüğünde
''Anlatmaya engel yok''un kanıtıydı
Bir nakkaşın körlüğünde
Ahiretteki cennetin
Belgesiydi İstanbul
Düşler çerçeve kabul etmiyorsa
Bunun apaçık timsâliydi
Kalabalı
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:33 PM
Taraftar cinsimi dile düşürdü
Hakemden farksızım seni sormalı
Kaderim olmadık ele düşürdü
Kalemden farksızım seni sormalı
Kendimi rakibim sayıp yenerim
Yoktur meziyetim yoktur hünerim
Güneş diye etrafında dönerim
Alemden farksızım seni sormalı
Susadım su yoktu kan içtim tastan
Müthiş gol olurdu attığım pastan
Gelmedin bir türlü çıkmadım yastan
Matemden farksızım seni sormalı
Ağlayan nar benim gülense ayva
Az kaldı ölmeme yapılsın helva
Dünyada yok bizden başkası
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:33 PM
Ürperen yaralara çıplak
Havaların değmesi
Acır.
Korkunuz nerdeyse
Bir şey söylenecek, bir şey sorulacaktır.
Sekiz sokak önceden sezmeniz
Adımlar yöneldi,
Bir daralış gönlünüzde
Ortalık karardı.
Anla sıkıntımı geç git dost,
Nedendir sorma.
Gür bitkiler altında bir benim için akar
Alıngan, onurlu
İstemez görsünler saklı su.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:34 PM
Sen, şu evvelce de yazdım:
Siyah gömleğinde ince...
Olmuyor ki ha deyince
Hayat bütün bütün zalim.
Devran döner. Âdem-Havva üstüne,
Dünya evlilikle baki.
Ama hayat dedikleri
Güçleşmekte günden güne.
Seni, beni üzen dertte
Çarpar bir milletin kalbi,
Halkın çoğu bizim gibi
Bunun lafını etmekte.
Geçer, hepsi geçer elbet;
Daralmış gönüller ferahlar.
Gelir o eski sabahlar,
Memleket eski memleket.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:34 PM
Yıllar yılı yanımızda
Kavruldun yağımızla.
Hiç bu böyle kalır mı,
Biraz geç de olsa
Göreceksin hayatın sana da güldüğünü,
Sabret yoksa.
Nasıl mı?
Topraklarda tohumlar vardır
Karlar altında kış boyu,
Kış geçer, bir bahar günü
Çiçek açar tozpembe,
Tıpkı öyle.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:34 PM
küçük şehirde yaşayan büyük insan
sen söylencelere itibar etmemeyi
benliğindeki onmaz yaralarla belledin
kim ruhundaki alabora olmuş
duyumsamalarını yeniden yüzdürebilir
şehir ki Atinadan beri
tutsaklığın metaforu
özgürlük
bitmek tükenmez varlığın üçüncü şahıslar tarafından
onanması yanılsamasını alaca karanlıkta seçmeyle başlar
sen
deli aygır
değimli ki
gallop hayalinle yanıp tutuşursun
yol bu
zincirlerini kırmakla başla
hiç tereddütsüz ölümün ağzına bırakı verdi
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 12:34 PM
Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır
Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini
Ormanların en kuytusunu sende görmekteyim
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm
Sende tattım yemişlerin cümlesini
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin.
Desem ki...
İnan bana sevgilim inan
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en e
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:08 PM
Taraftar cinsimi dile düşürdü
Hakemden farksızım seni sormalı
Kaderim olmadık ele düşürdü
Kalemden farksızım seni sormalı
Kendimi rakibim sayıp yenerim
Yoktur meziyetim yoktur hünerim
Güneş diye etrafında dönerim
Alemden farksızım seni sormalı
Susadım su yoktu kan içtim tastan
Müthiş gol olurdu attığım pastan
Gelmedin bir türlü çıkmadım yastan
Matemden farksızım seni sormalı
Ağlayan nar benim gülense ayva
Az kaldı ölmeme yapılsın helva
Dünyada yok bizden başkası
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:08 PM
Ürperen yaralara çıplak
Havaların değmesi
Acır.
Korkunuz nerdeyse
Bir şey söylenecek, bir şey sorulacaktır.
Sekiz sokak önceden sezmeniz
Adımlar yöneldi,
Bir daralış gönlünüzde
Ortalık karardı.
Anla sıkıntımı geç git dost,
Nedendir sorma.
Gür bitkiler altında bir benim için akar
Alıngan, onurlu
İstemez görsünler saklı su.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:08 PM
Sen, şu evvelce de yazdım:
Siyah gömleğinde ince...
Olmuyor ki ha deyince
Hayat bütün bütün zalim.
Devran döner. Âdem-Havva üstüne,
Dünya evlilikle baki.
Ama hayat dedikleri
Güçleşmekte günden güne.
Seni, beni üzen dertte
Çarpar bir milletin kalbi,
Halkın çoğu bizim gibi
Bunun lafını etmekte.
Geçer, hepsi geçer elbet;
Daralmış gönüller ferahlar.
Gelir o eski sabahlar,
Memleket eski memleket.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:08 PM
Yıllar yılı yanımızda
Kavruldun yağımızla.
Hiç bu böyle kalır mı,
Biraz geç de olsa
Göreceksin hayatın sana da güldüğünü,
Sabret yoksa.
Nasıl mı?
Topraklarda tohumlar vardır
Karlar altında kış boyu,
Kış geçer, bir bahar günü
Çiçek açar tozpembe,
Tıpkı öyle.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:08 PM
küçük şehirde yaşayan büyük insan
sen söylencelere itibar etmemeyi
benliğindeki onmaz yaralarla belledin
kim ruhundaki alabora olmuş
duyumsamalarını yeniden yüzdürebilir
şehir ki Atinadan beri
tutsaklığın metaforu
özgürlük
bitmek tükenmez varlığın üçüncü şahıslar tarafından
onanması yanılsamasını alaca karanlıkta seçmeyle başlar
sen
deli aygır
değimli ki
gallop hayalinle yanıp tutuşursun
yol bu
zincirlerini kırmakla başla
hiç tereddütsüz ölümün ağzına bırakı verdi
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:08 PM
Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır
Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini
Ormanların en kuytusunu sende görmekteyim
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm
Sende tattım yemişlerin cümlesini
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin.
Desem ki...
İnan bana sevgilim inan
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en e
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:08 PM
Can yoldaşım olmasa olmasın
Yanlızım diye hayıflanmasın
Eğilmiş üstüne gökyüzü masmavi
Bir anne şefkatine müsavi
Üç adım ötede deniz
Dosttur, ne öfkesi ne durgunluğu sebepsiz
Bir derdin varsa açılabilirsin ağaçlara
Ağaç yaprak verir sır vermez rüzgara
Ve kış yaz
Dalda kuş eksik olmaz
Dağ başında duman
Yanlızlık nedir göreceksin öldüğün zaman
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:08 PM
Köy doğası yemyeşildir, mis kokar
Soğuk sular yüksek kırlarda akar
Şehirlerde daha yeni başlarken
Köyde gece çoktan yarıya sarkar
Yağı, sütü kutulara hapisken
En özgürü köylünün küpündedir
Şehrin günü geceden ayrılmazken
Köy, günün ve gecenin hazzındadır
Şehirlerde görüntüsü bin renkken
Aşkın safı köydedir en derinden
Mutluluk kavramı farklı dökülür
Şehirlinin ve köylünün dilinden
Yemyeşil zeytini karartan güneş
Şehirliye serin, köylüye sıcak
Köyün kazanını kara
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:09 PM
Felek ne kadar kahretse kalbimize,
Zaman zaman hatırladığımız olur,
Hangi dilber ilk aşkı tattırdı bize;
Bir bahtiyarla yaşadığımız olur.
Ah o yaz gecesi, o mehtap, o havuz!
Balkonundan gül atan cömert sevgili!
Aşkınla deli divane olduğumuz,
Sarmaşığa tırmandığımızdan belli.
Belki bugün bu yaşta tekrar olunmaz,
İlk aşk gecesinin masum yeminleri,
Fakat nerde ilk öpüşün verdiği haz?
Saadet bilmiyorum o hazdan gayri.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:09 PM
Gün bitti;
Akşam serinliğiyle başlıyor memleketim.
Doğduğum köy göründü;
Sakin yıldızlariyle gittikçe yakınlaşan sema,
Dört nala kalktı atım sevincinden;
Uçaraktan gidiyorum sılaya.
Çocukluğumda uçurttuğum uçurtmalar olacak
Bacalara takılan şu beyaz bulutlar;
Belki de rüzgârda namaz bezidir.
Yüzüne hasret kaldığım anacığınım!
Herhalde beni bekleyenler var.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:09 PM
Can yoldaşın olmazsa olmasın
Yalnızım diye hayıflanmayasın,
Eğilmiş üstüne gökyüzü masmavi
Bir anne şefkatine müsavi.
Üç adım ötede deniz
Dosttur, ne öfkesi ne durgunluğu sebepsiz.
Bir derdin varsa açabilirsin ağaçlara
Ağaç yaprak verir, sır vermez rüzgara
Ve kış yaz,
Dalda kuş eksik olmaz
Dağ başında duman
Yalnızlık nedir göreceksin
öldüğün zaman.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:09 PM
Ve şehrin şenliğine karşılık
Susar servileriyle mezarlık.
Susar ve hatırlar: - Bu kırık
Aynadaki hazin perişanlık
Sizindir, siz gafil, siz bihaber
İnsanlar bilseydiniz ne bekler
Bir gün açmak için bu çiçekler;
Ölülerin sükûnu çiçekler
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:09 PM
Meyanın balıdır gardaş
Şifadır bütün bedene
Böbreğinde kalmaz taş
Kuvvet verir midene
Meyanın özüdür gardaş
Işık gelir gözlerine
Her uzuvun sarmaş dolaş
Parlaklık verir tenine
Öyle bir soğudu ki
Keman çaldırır dişine
Mübarek buzhane sanki
Yaş döktürür gözlerine
Bu kavurucu sıcakta
Vücuduna klima
Yüreğini ferahlatır
Stres alır anında
Vay meyan vay!
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:09 PM
Gitti gelmez bahar yeli;
Şarkılar yarıda kaldı.
Bütün bahçeler kilitli;
Anahtar Tanrıda kaldı.
Geldi çattı en son ölmek.
Ne bir yemiş, ne bir çiçek;
Yanıyor güneşte petek;
Bütün bal arıda kaldı.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:09 PM
Şiirden bir dünya kurdum,
Gerçek dünyama gem vurdum.
Bütün gece sildim durdum,
Canımı sıkan sözcüğü.
Dizgin vurmak, gerçeklere
Pek mümkün olmuyor diye
Çıkardım kelimelerle
Ondan çıkmayan hıncımı.
Ne güncem var, ne hatıram
Ufku belirsiz bir dünyam
Ve bitmek bilmeyen hülyam
Sözcüklerle sükût buldu.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:09 PM
Şehirde bir kasvet,
Rüzgârda bu dâvet,
Enginde hürriyet,
Serde gençlik varken,
Beyaz açılırken
Bu mavi sularda
Her gün binbir yelken,
Âni bir kararda,
Edip şehre veda,
Niçin acep niçin
Sen de bir geminin
Yolcusu değilsin?
Şehirde bu kasvet,
Rüzgârda bu dâvet,
Enginde hürriyet,
Serde gençlik varken.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:09 PM
Bu el titremesi kadeh tutarken
Bu yaşta nasıl koyuyor insana
Orhan gibi vaktinde gitmek varken
Değer mi oyalanmana
Rakıdan tütünden beter alışık
Olduğumuz korkunç güzel bir şey var
Tutmuş bırakmaz bizi bir sıkımlık
Canımız çıkana kadar.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:10 PM
Bir hisse ver gönlümün perdesine
Bilmediğim mevsimlerden serpilen.
O sımsıcak duygular iklimine
Gabya uçan sevgilerden seçilen
Hiç bilmeden sabahın seferini
Belayı taşıyan gönül teline,
Sevdadan iyice uçmuş ferini,
Nakşettiren kurnaz Hint sefirine…
Yalnızlıkta dahi bir zehir gibi
Yollayan ruhumu bir tahassüse
Kelamın kurduğu saf şehir gibi
Orkinos gölünde gizlenen süse
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:10 PM
Kırkıncı odanın kapısındayım;
Ne varsa bu kapı arkasındadır.
Açsam, ya açmasam kaygısındayım;
Aklım iki cihan arasındadır.
Kim bilir neler oluyor içerde!
Yarab! İnsan bahtım hangi ellerde?
Ha ben ha masaldaki o şehzade;
Gönlüm bir güzelin sevdasındadır.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:10 PM
Karanlığa sevgiyle baktığım gece gördüm
Hala o güven sevinciyle uçmakta gönlüm
Süründüğümüz bu çamur deryasından uzak
Bu yerlere uğramamış bir bahar içinde
Gerçekten cennet misali bir dünya kuracak
Gürbüz nesiller büyüyor sağlıklar içinde
Çocuklarımız torunlarımız var içinde
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:10 PM
Geceyle bir durgunluk oldu suda
Balıklar yosunlar gibi uykuda
Dallarda rüzgar hışırtısı dindi
Bütün kuşlar yuvalarında şimdi
Korkusuyla başbaşa kaldı çiçek
Artık emniyette hem fil hem böcek
Yarab ! semada yıldız yerde kabir
Herşey bahtınca huzur içindedir
Ürperten bu sakin karıncaları
Baştan başa insan hıçkırıkları
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:10 PM
Sevdalıyım, yanıyorum diye
Yanmanın bile numarasını bulmuş
Dalavere mahallesinin gözü pek çocukları
Bileklerinden tutarak hayatın
Taşeron yaşar sevdayı.
En yadigâr hatıraların bile
Döktüremediği gözyaşları
Her nasılsa ıslar bedeni
Bu sifli uğraşın galibi olmaz belki
Ama birçok ruhun hüzün depremi
Yıkılır ümit barikatları.
Şerefsizce olsaydı
En mucidi olurduk sevdanın
Ensesine şırınga edilmiş bin bir yalanla
Neresinden tutalım biz bu hayatın
Her taraf gözyaşı, he
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:10 PM
Bilmem ki hâtıralar,
Ne istersiniz benden,
Gelir gelmez sonbahar?
Bu kanad çırpış neden?
Cama vuracak ne var
Ey eski hâtıralar
Sanmayın güller açar,
Bülbül değildir öten;
Bu rüzgâr başka rüzgâr
Ne istersiniz benden,
Bilmem ki hâtıralar,
Gelir gelmez sonbahar?
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:10 PM
Gönülden gönüle yol gider derler
Onu sürmeğe bir hoşca can gerek
Doğru söyle yiğit işin doğrusun
Hiylebaz olamaz yiğit bön gerek
Buna kılıç derler aralar açar
Püskürür meydana al kanlar saçar
Bazı kötüler de öğünür geçer
Yiğit batman döğer gözde hor gerek
Yüksek kayalarda şahinler olmaz
Kısırdır katırlar kulun kunnamaz
Bazı hocalar da çalgı dinlemez
"Nedir kuru ağaç bize din gerek"
Dadaloğlu der ki belim bükülür
Gözümün gevheri yere dökülür
Yalnız taştan duvar olmaz
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:11 PM
Ağırdır tavizsiz hayatın yükü
Ama geçmişine dayanır kökü
Yaşarken birazcık çıksa da zevki
Bırakmaz ikbale dair bir mevki
Kusur bulamazsın hiç birisine
Bir kez açtırınca tavize dükkân
El pençe durursun gelip geçene
Menfaat olunca tavize mekân
Belinde bekrisi yalancılığın
Tepende meşk eder menfaat dağı
Bir parça bezedir çabaladığın
Nasipsiz mirasa sahiplik çağı
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:11 PM
Çıkarım Bozok dağına
Avşar ili görünür mü
Allah bir de işi iki
Gitti amma gelinir mi
Yücelerde olur geyik
Yol bekliyor gözü böyük
Benim yârim allar giyik
Nazlı nazlı salınır mı
Sehil kuşu Rum'a uçtu
Eğlenmenin vakti geçti
Yaylalar aklım aklıma düştü
Coştu gönül durulur mu
Dadal'ım der ki zatımız
Artar ün ve firkatımız
Yaylaya dönse atımız
Hasret olan yorulur mu
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:11 PM
Mahzun gelip garip gitmek
Kaderimiz belki de
Zaman, mekân, birçok kavram
Kötürümden hallice
Yaşamak kavram, kuramda
Belki biraz delice
Salla tozun savurursun
Sözlerindeki gizin
Bunca olay, bunca hüzün
Kor ateşten küllüce
Geçmiş nesil bilmem; ama
Şimdikiler dillice
Değişen çok şey alemde
Bazısına güllüce
Oturup çok şey yazsan da
Okunmaz bu eskice
Cümle kelam, cümle hece
Göçerken bu alemden
Geriye kalan serzeniş
Temelinden kirlice.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:11 PM
Vatanımın gezerken kırsalında
Yüce tepesinde bir kuş
Eğleşiyordu birkaç yavrusuyla
Ağustos sıcağında.
Gözümün algıladığınca
Kartal bu dedim,
Arkadaş dedi atmaca,
Diğeri dedi, yok doğan
Yok yok şahin bu zannımca.
Kuşçağız duymuş gibi
Süzülüp konuverdi
Karşımızda bir taşa
Bir de baktık, ne kartal,
Ne şahin, ne atmaca.
O çirkin sesi ile
Tilkinin maskarası,
Memleketin kargası.
Tepemizdekileri de,
Öyle sanırız bazen ya
İlk kanat çırpışta anlarız sonra
Ve
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:12 PM
Zamana, mekâna karşı durur da
Meçhul bir hayali yar uğurlarsa
O serap dolu şuh hatıra gibi
Gönlündeki sese ümit bağlarsa
Durup da yürürüm yalan yıllara
Yürek yıllandıran bir kimsesizlik
Sıkılgan bir gönül, aç sevdalara
Kurgulara boğumlanır sessizlik.
Boşluğun en zifir dönemecinde,
Kutsanmış saflığın göç mevsiminde
Bir baş kaldırı var damarlarımda
Hep bırakır beni, dert gibi nice…
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:12 PM
Kral kızı:
Sefa geldin civan yiğit
Söyleşelim heman yiğit
Yenemezsen beni eğer
Vermem sana aman yiğit
Dadaloğlu:
Sen ne dersin ey güzel peri
Kolay vermem seri
Ya alırım seni burdan
Yahut dönüp gitmem geri
Kral kızı:
Kral kızı derler bana
Bir gelmişim bu cihana
Kıydığımı duymadın mı
Tamam otuz dokuz cana
Dadaloğlu:
Babam Musa adım veli
Memleketim Avşareli
Aklımdan yok hiçbir zorum
Kırkıncıyı sanma deli
Kral kızı:
Beni dedin geldin ise
Hak nuruna kandın ise
Eğer aşık
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:13 PM
Açelya çiçeğim,
Kararınca ay doğanda
Bir çığrışmadır, kaplar
Beni köşe bucakta.
Çok hırslı bir insan da
Değilim ben aslında
Yaşım henüz yirmi üç…
Açelya çiçeğim
Süzülünce gün doğanda,
Kırıp zamanın çarkını
Azletmeli her günü.
Gönlüm sanki bir karlı dağ
Hayat sanki bir düğün
Devşirmek geceden yana
En debdebeli öğün
Herkes döner can cana…
Açelya çiçeğim
Açarken ince ince
Sanırsın gün, bu gündür
Sanırsın bahar bitmez
Her şey döner iç i
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:13 PM
Artık ben de sadık dostuma uydum;
Beyazlar giyindim bu kara günde.
Kumaşı, deseni onunki gibi
Düğmesi, dikişi, ütüsü, cebi
Vasiyetmiş gibi yok hiçbir yerde
Bu beyaz ruhumu yıktı ki öyle
Gözyaşım tenimde gezindi durdu.
Bütün karaları sardım gönlüme
En gerçek, en yakın, en az yorumlu
Bir beyaz giydim ki, göğe boğumlu…
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:13 PM
Turnam gelir katar katar
Kanadın boynuna atar
Seher ile bir kuş öter
Ötüşü gül dalınd'olur
Kır-atın sarı donlusu
Yiğidin gözü kanlısı
Güzelin göğsü benlisi
O da Aydın ilind'olur
Kederlenme deli gönül
Yiğide hürmetler olur
Namlı namlı kar istersen
O da Çiçek Dağınd'olur
Dadal'ım ben yoktur malım
Her sözlerim Hakk'a malum
Allah'ın sevdiği kulum
Sevdiceğim yanımd'olur
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:13 PM
Yükseklerde şahin gibi süzülür
Enginlerde turna gibi düzülür
Haçan dostu ansam gönlüm üzülür
Şimdi döndüm düzen tutmaz tele ben
Adama bakışta bir hoşça bakar
O dostun hasreti sinemi yakar
Ak göğüs arası misk gibi kokar
Bülbül gibi kona idim dala ben
Dadaloğlu der ki zatı zatınan
Bir güzel sevdim ben pek firkatinen
Önü sinebentli bir al atınan
Düşeyidim o dost ile yola ben
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:13 PM
Yedi iklim dört köşeyi dolandım
Meğer dünya her tarafta bir imiş
Ben dünyayı Al'Osman'ın sanırdım
Meğer dünya yüz sultanlık yer imiş
İrili ufaklı insan *** oldu
Onlar doğdu geçinmesi güç oldu
Altı Arap atı şahbaz niç'oldu
Mamur sandım yalan dünya çürümüş
Okuduğun tutmaz oldu alimler
Kalktı da adalet arttı zulümler
Terlemeden mal kazanan zalimler
Can verirken soluması zor imiş
Kulak verdim dört köşeyi dinledim
Meğer gıybetimi eden çoğ imiş
Çok yaşayıp mihnet ile ölmeden
Az y
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:25 PM
Dağ başında ıssız bir yol kenarı,
Epey yıl aşırmış bir dut ağacı
Gölgesinde susuz kalmış bir kuyu
Bekleşirler geçmeyecek yolcuyu
Ne geçen bir yolcu, ne kurt, ne kuzu
Ne hayal uçuran, kuş kanadında,
Ne sıcakta serine duyan arzu
Bir tek kuşlar yuva yapmış dalında
Dutun kökü, saçak saçak kuyuda
Dertleşirler kimsesizlik üstüne
Sanki bütün yolcuları uykuda
Neden kimse geçip gitmez köyüne
Bilmezler ki artık her şey mazide
Giden de değişti, yolun kendi de
Kurdun, kuşun
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:25 PM
Yürü yiğit yürü yol ilen yürü
Ağustosta erir dağların karı
Gayet güzel olsa yiğidin yârı
O yiğit yanına nazınan gelir
Yürü yiğit yürü yolundan kalma
Her yüze güleni dost olur sanma
Ölümden korkup da sen geri durma
Yiğidin alnına yazılan gelir
Sana derim sana ey kınalı taş
Çözümden akıttım kanlar ile yaş
Göllerde oynayan iki yeşil baş
Göllerin safası kazınan gelir
Misis köprüsünde kollarım bağlı
Ayrılık elinden ciğerim dağlı
Göksun'a varınca Bayazıtoğlu
Sana gelen beyler sözi
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:25 PM
Gittiğin gün beni de bitirdin,
Bu aşkın içinde.
Cehennem ateşine attın ikimizi de,
Tek bir lafın ikimizi de yok etti.
Son nefesimizi verdik,
Bu sevda sonun da.
Bitiyorum aldığım her nefeste,
Ölüyorum gelmediğin her günde,
Sabret diyorum sevdama içimden,
Gönül bu söz geçiremiyorum kalbime.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:25 PM
Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
Ömrün bütün ikbalini vuslatta duyanlar,
Bir hazzı tükenmez gece sanmakla zamanı
Görmezler ufuklarda, şafak söktügü anı...
Gördükleri rü'ya ezeli bahçedir aşka;
Her mevsimi bir yaz ve esen rüzgarı başka.
Gül solmayı; mehtab, azalıp gitmeyi bilmez...
Gök kubbesi her lahza, bütün gözlere mavi...
Zenginler o cennette fakirlerle müsavi;
Sevdaları hülyalı havuzlarda serinler,
Sonsuz gibi, bir fıskiye ahengini dinler.
Bir ruh, o derin bahçede bir defa
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:25 PM
Ah, kimselerin vakti yok
Durup ince şeyleri anlamaya
Kalın fırçalarını kullanarak geçiyorlar
Evler çocuklar mezarlar çizerek dünyaya
Yitenler olduğu görülüyor bir türküyü açtılar mı
Bakıp kapatıyorlar
Geceye giriyor türküler ve ince şeyler
"Memelerinde biraz irin, biraz balık ve biraz gözyaşı
Bir dev oluyorsun deniz deniz deniz
Sisin dere ağızlarından sokulup akşamları
Fındıklarımızı basıyor
Neyleriz kararan tomurcukları
Çocuklarımıza yalvarıyoruz: Aç durun biraz
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:25 PM
Karanlık bastı mı gelirsin
Pencerem dibinde durursun
Oyuncaklar kabartma harfler gibi
Elle tutulur garipliğin
Elişi kağıtlardan çicekler yaparsın
Yeni şekiller görülmedik renkler ışıklar yaparsın
Dünya güzelse daha güzel olur
Bir şarkı sıcak yayılır ansızın
Uzanır ellerin gözlerimi örter
Bütün düzenim bozulur
Karanlık bastımı seninle gelir
Nasıl döner durur ortalarda
Çağrışımlardan kopmuş bir sürü
Tedirgin kuşlar gibi kelime
Elinde aynaların binbir yanlısı
Ne yandan baksan ö
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:25 PM
Sana büyük caddelerin birinde rastlasam
Elimi uzatsam tutsam götürsem
Gözlerine baksam gözlerine konuşmasak
Anlasan
Elimi uzatsam tutamasam
Olanca sevgimi yalnızlığımı
Düşünsem hayır düşünmesem
Senin hiç haberin olmasa
Senin hiç haberin olmaz ki
Başlar biter kendi kendine o türkü
Yağmur yağar akasyalar ıslanır
Bulutlar uçuşur geceleyin
Ben yağmura deli buluta deli
Bir büyük oyun yaşamak dediğin
Beni ya sevmeli ya öldürmeli
Yitirmeli büyük yolların birinde ne var
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:26 PM
Kurşun gibi atıldım yalnızlığa,
Mevsimlerin gündönümü ne zaman?
Özlemlerim sürgün benden uzağa
Düş sancısı yüreğimde ısırgan!
Tara saçlarını gün nefes alsın
Açılsın saksıda üzgün menekşe
Bütün hikâyeler yarıda kalsın
Asıver renkleri mavi güneşe.
Çamaşır ipinde bir yalın çığlık
Ömrümüzün vitrinidir balkonlar
Çift sesli fayanslar çıplak ve ılık
Özgeçmişin kitabesidir onlar.
Düşmez aynalara o alev-imaj
Ses dönüp dolaşır sesini bulur
Buruşur, katlanır ve ölür kumaş
İnsan desenle
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:26 PM
Şiir elif, şiir lâm
Şiir yorumsuz kelâm
Şiir ölümün aynası
Şiir bir gül kanaması
Şiir bir ilkyaz sürgünü
Şiir düşlerin yorgunu
Şiir seherde kırağı
Şiir ırağın ırağı
Şiir masal ikindisi
Şiir hükmün efendisi
Şiir bir efkâr tütünü
Şiir sihirin bütünü
Şiir buzdağında cemre
Şiir âşık Yunus Emre
Şiir karınca ordusu
Şiir bir efsunlu su
Şiir sevdanın tetiği
Şiir hüzün estetiği
Şiir erilmez Kaf Dağı
Şiir sufîler otağı
Şiir soylu bir pazar
Şiir: o safâ-nazar
Şii
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:26 PM
Namluya sürülmüş bir deli-fişek
Geçtik eylüllerin gökkuşağından
Erotik düşlere serilen döşek
Ergen umutların çılgın çağından!
Bildik, tekerlekler nice dönermiş
Acılardan servet üreten mantık
Sinagog önünde bir yığın ermiş,
Dolu-dizgin aşka gelip tıkandık.
Gün/doğdu sirkinin güz kampanyası
Herşeyin ucuza gittiği pazar
Çenginin elinde bir yılantası,
Çağdaş âyinlerde döngü ve nazar.
Bekleşiriz, yedi-uyurlar gibi
Ne gün rüzgâr eser, dağılır bulut?
El-pençe eğilip ‘buyur
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:27 PM
Suskun menekşeleri kar tozlağı bürümüş
Sıcak bakışlarında ısınmak istiyorum
Eski sevda gülleri kitaplarda kurumuş
Bu yıkık saatlerde hüzün en ince-yorum.
Gönlümün gündeminde bir ümit arifesi
Mazinin izlerini öfkemle sileceğim
Zaman, aldanışların kuşu ölmüş kafesi
Kuşku günlüklerinde tutuklu geleceğim!
Zincirini toplayıp sefer eyledi gemim
Bu buruk yolculuğa benimle çıkar mısın?
Belki son baharını seninle yaşar evim
Kapımı çalan mevsim: güneş misin, kar mısın?
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:27 PM
Şehir sahrasında süreğen sıcak
Kanatır sabrımı keskin bir bıçak
Ne bilir melâli, süfli-uygarlık
Bu bir gönül işi, ince duyarlık
Arşı saran çığlık, sûr’u andırır
Bir damla, deryayı dalgalandırır
Kurşunlanmış gibi sancılanır cân
Bu bir iç kırılış, bu bir iç buhran
Herşey, su üstüne yazılan yazı
Hüzün ruhumuzun gizli niyazı
Âteş ırmağıdır nefsin yunağı
Boşalır ansızın his sağanağı
Yakar düşünceni âfet bir edâ
Gelir hayâline girer süveyda
Ekin neden özler bunca yağmuru
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:27 PM
Bu gece en hüzünlü şiirleri yazabilirim
Şöyle diyebilirim: "Gece yıldızlardaydı
Ve yıldızlar, maviydi, uzaklarda üşürler"
Gökte gece yelinin söylediği türküler
Bu gece en hüzünlü şiirleri yazabilirim
Hem sevdim, hem sevildim, ya da o böyle söyler
Bu gece gibi miydi kucağıma aldığım
Öptüm onu öptüm de üstümde sonsuz gökler
Hem sevdim, hem sevildim, ya da ben böyle derim
Sevmeden durulmayan iri, durgun bakışlı gözler
Bu gece en hüzünlü şiirleri yazabilirim
Duymak y
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:28 PM
-I-
Nerde olsan gelirim.
Sokulurum yanına yorgun bedenimle,
Diri vücudunu koklar,
Kendime gelirim.
-II-
Umutlarım kağıttan bir tekne olur,
Öyle sessizce ve yavaş,
Yaklaşırım kıyılarına.
Yüreğim er-geç seni bulur.
-III-
Yerle gök bir araya gelir,
Aşkımı haykırdığımda.
Gözlerimi de bağlasalar,
Ayaklarım yolunu bilir.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:28 PM
Sen kadehim de iki damla gözyaşı,
Soframda bir lokma sevdaydın.
Sen boynuma dolanan ilmik,
Kollarıma bir çelik kelepçe
Sen kapıma koca bir kilit
Gururuma dokunan çok ağı bir küfürdün
Bense darağacında bile,
Son arzusu sana kavuşmak olan bir yiğit
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:28 PM
«Telden
Demirden geçsen
Mapusu delsen
Ne fayda!»
I
yüreklerimizi gencecik
çıkarıp verebilseydik
üşümezdi göğsümüzde
biber gibi bir uçurum
II
tam da yakalamışken doğanın gizini
bir bir vururken emperyalizmi
toprak ananın geniş kalçalarında
neden kalktın soframızdan
ENVER USTA
günü akşam etmek sana yakışır mı
yakışır mı sana upuzun yatmak
biz yaştakileri ustasız bırakmaz
adam sen de
yatarsan yat
biz dik durdukça
sen ölsen
NE FAYDA!
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:28 PM
Gönül gözün açtın ise
Yetersin sen kitap sana
Gördüğün yüz dost yüzüdür
Âlemde yok hicap sana
Gözün bakar seni görür
Sem'in senden haber verir
Her ne gelse senden gelir
Söyleyen sen hitap sana
Seni bulan gayrı n'eyler
Senin ile gönül eğler
Yedi mushaf seni söyler
Cümle merci maap sana
Gel gir aşkın harmanına
Düşme gel gayrın gamına
Hû de gerçekler demine
Çün feth oldu bu bab sana
Kaygusuz sen seni bildin
İstediğin' sende buldun
Her yüzden görünüp geldin
Yoktur adet hes
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:28 PM
rüzgar etekli geçin çocuklar gözlerimden
geçin kısa pantalon boy boy oyun oyun
şakacıktan oyuncuktan olsun razıyım dünden
ba-ba deyin çığlık çığlığa önümde durun
pamuk ellerinizle boynuma tırmanın dizlerimden
karıştırın ceplerimi yüzünüzü sakalıma sürün
ağlamıyorum kokunuz kaçtı da gözlerime o yüzden
öpeyim gıdığınızı hadi katıla katıla gülün
ulaş barış evrim özlem gökçe devrim
güzelim adlarınız şimdiden tutmuş umutları
yapraklarca balıklarca kuşlarca geçin tuzakları
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:28 PM
genç mi olunurmuş içerde a benim gülüm
söyledim yedi yılda bütün türkülerini ömrün
güz bir yandan uçuşur saçlarımda
kış bir yandan
ihtimal ki ben senden tam sekiz ilkbahar büyüğüm
sen saçlarına ilkokul kurdelası taktığın gün
dev adımlarla buluştu ayaklarım
ah ne çabuk
kanımı pompaladı yüreğimin çelik kasları
kanım damarlarımda şaha kalkan atlardı
beyaz atkılar gibi attım boynuma bulutları
uçura uçura yürüdüm rüzgarında ölümün
en güzel nakışını vururken kanatları kuşun
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:28 PM
Karşıdan salınma dilber
Sana kurban olayım mı
İsmin okur gönül ezber
Sevdi canım öleyim mi
Bu aşıkın mihnet ile
Geçti ömrü zahmet ile
Hey insafsız hasret ile
Şöyle mahrum kalayım mı
Sevdiğim beni yad ettin
Gayrısına gönül kattın
Kulunu yabana attın
Seni Hakk'a salayım mı
Mecnuni düştü bu derde
Sevdası yanıyor serde
Tenhaca bulduğum yerde
Bir şeftali alayım mı
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:28 PM
Yılların Fosili bulundu, namı Elmas adı Kömür,
Kömür istedi ekmeğe karşılık koca bir ömür.
Yanıcı ve patlayıcı Gaz'larla dolu Ocakta,
Nasıl kazanılır Ekmek parası,çeken bilir.
Her gün ailene yeniden veda edersin,
Bismillah deyip dar tünelden içeri girersin,
Elinde Kazma,başında baret Yiğit Madenci,
Arz'ın merkezine yol alır metrelerce gidersin.
Kömür tozu koklarsın,Gül kokusu yerine,
Kömür karası bulaşır öpülesi alın terine.
Rüyadır Güneş ışığı sana,nemli ortamın,
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:28 PM
Sözün bittiği yerde usül başlar,
Zaman yok,sinir çok karar vermeli.
Seç seç al,mezarda dikilmiş taşlar,
Dul-yetim gözünden dökülen yaşlar.
Soğuktur delikli,sonucu sıcak,
Çekildimi beyhude can alacak.
İşin kolayı budur,düşün zoru,
Geride kalanların ne olacak.
Ya Mapushane dört duvar arası,
Sürülür alnına katil karası.
Bitmez vicdanla bir ömür hesabın,
Silinmez yürekten ölüm yarası.
Yiğitlik,can alıp can vermekmidir?
Zor yetişeni anda sermekmidir?
Şeytana karşı sa
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:28 PM
Ayda geçti,yılda geçti,
Yavru kuşlar kanatlanıp uçtu.
Bu ayrılık bizemi düştü,
Yine gelsen,yine gülsen.
Karlar eridi,yollar açtı,
Göçmen kuşlar dönüşe geçti.
Arife bitti,bayram geldi,
Yine gelsen,bayrama gelsen.
Zalım gurbeti muradmı seçtin,
Çare bulunmaz derdemi düştün.
Kavuşmak hayal,yüzün görsem,
Yine gelsen,yine görsem.
Geçmiyor yıllar selamına hasret.
Yanar yürek cemaline hasret.
Geliversen bitse bu hasret,
Yine gelsen,bize gelsen.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:29 PM
Benim için,
Gökkubbenin altında,
Dünyayı yaratan.
Gündüzü güneşle,
Geceyi ay ve yıldızlarla donatan,
Ruhuma güzellikler adına,
Denizleri ve gölleri,
Dağları ve dereleri yaratan,
Ve dahi,
Ağaçları,çiçekleri,
Renğarenk bezeyen Rabbim.
Yetmez kuluma diyerek,
Uçan kuşları,
Yüzen balıkları,
Koşan kuzuları armağan kıldın.
Dinlenmem için geceyi,
Yarattıklarını görmem için gündüzü,
Sabit kıldın.
Yarattığın bu kuluna,
Çisil çisil yağan yağmuru,
Ilgıt ılgıt esen r
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:30 PM
Yolları aşıp dağları geçecek,
Gelecek yolcum yüzüm gülecek.
İki dağ kavuşması az olur,
Yol ver a yollar yolcum gelecek.
Bak Hıdrellez Mayısın beşidir.
Bekler İlyas,Hızır kardeşidir.
Kavuşturmak yolların işidir,
Yol ver a yollar yolcum gelecek.
Bahar geldi dağ bayır kutluyor,
Kıştır bu gönül yazı bekliyor.
Sende baharım,bugün geliyor,
Yol ver a yollar yolcum gelecek.
Dost yücelerden bir sevgi dağı,
Gül donatır uğradığı bağı.
Bugün dostun bağa gelme günü,
Yol ve
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:30 PM
Dünya Atom Bombası yapmış,
Bi dakka yaa başörtüsü sokağa çıkmış.
Dünya Uzaya çıkmış,
İmam hatipte ayyuka,
Dünya Ay'a inmiş.
Haremlik-selamlık işi gündeme girmiş.
Dünya marsa gitmiş.
Yaa bi dakka sıkma başörtüsü çıkmış.
Dünya kuruklu yıldızı vurmuş,
Anladımda Kuran kursları meselesi varmış,
Dünya uzay savaşları projesi geliştirmiş.
Mayo yerine Haşemo'yuda biz geliştirdik.
Dünya teknolojide sınır tanımıyor,
Of yaa kadınlar cenaze namazı kılar mı.
Dünya Süp
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:30 PM
Pancar tarlasında Yörük kızları,
Yürek hoplatır işveli nazları,
Gönlüne sevda düşer yazları,
Buluşma yerleri kamış sazları.
Tarlada allım yeşillim gezer,
Sevdigin göz ucuyla süzer,
Peşinde dolandırır dudak büzer,
Elinde çapası ayrıkotu keser.
Azıgını açmış yanında ayran,
Gençler uzaktan bakışır hayran,
Dere boyu aşıklara olmuş seyran,
Böyle gelmiş,böyle gider devran.
Başında gül oyalı yazması,
Ceylan sekişidir yere basması,
Elinde nakış desenli kınası,
Pekte y
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:30 PM
Sorarlar aslımı, yazar nüfusta,
Atababam İshak, Firdevs anamda.
Adım ishak ÖZLÜ, neslim kafkasta,
Mevlana diyarı, Konya'dır yurdum.
Hanem söz olunca, coşkun akarım,
Şahin Tolgahan'a evlat bakarım.
Eylül kızım ile sona çıkarım.
Kaplıca diyarı Ilgın'dır yurdum.
Resulüm Muhammed, kitabım Kur'an,
Ruhumun gıdası beş vakit ezan.
Niyaz oğlu desin, kabrime duran,
Yörükler diyarı, Rüştüye yurdum.
Korkarım gururdan ortada halim,
İstemem saraylar yeter bir kilim.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:30 PM
Gelenekler aşkımızın önünde,
Sarıldık umuda gerisinde.
Her güneşin batışında,
Biz aşkı rüyalarda yaşadık.
Yarınları yazdığım mektuplara,
Beklentilerini anlatan cevapların,
Takvim yapraklarına fırtına olurken,
Biz aşkı hayallerde yaşadık.
Köy yeri dedik elele tutuşamadık,
Ne derler dedik tenhalarda buluşamadık,
Seviyoruz deyip yere göğe duyuramadık,
Biz aşkı yüreklerde yaşadık.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:30 PM
...içimde yeni doğmuş
bir bebek sevda var
bir göğsüm süt veriyor ona
bir elim zehir
aklım ölsün diyor acı çekmeden
kalbim büyüsün istiyor
yeri cennettir
bu gece gözyaşım adeta nehir
gönlümü sanırsın ki tahtelbahir
beynimde bir okyanus var ki zahir
gözlerim ki geniş mavera ün nehir
aramızda biraz gece, bol yağmur, birkaç sokak var
aramızda bir bilmece ve bir korkak var
aramızda birkaç hece ve bir hortlak var
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:31 PM
beklerim
elbet bir gün ayrılık biter
uzun sürse de
gelir sonu
bir de bakmışız
fakir
kraliyet tacı takmış
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:31 PM
Kaldır başını,
Altı kelime söyle,
Yine uyursun.
Aziz NESİN.
Deki; 'Bu Ülke'nin-
Yüzde Yirmibeşi çok temiz !!
Sen söylersen gündem olur.
Ben söylersem,
Sabun köpüğü gibi söner.
Gıdalar dolu Zehir,
Park'larda kabuklu yenir.
Merdivenaltı üretimler,
Asmış duvar'ına,
''Temizlik İmandan Gelir''
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:31 PM
Zakkum olup gül dalında açsan,
Bülbülün olur,dalına konarım.
Gül kokusu yerine zehir saçsan,
Abı hayat ilacı der, koklarım.
Sana gelecek eza bana gelsin.
Davul-zurna ile buyur ederim.
Senden gelecek cefa şunu bilsin,
Sevdigimin der,baş tacı ederim.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:31 PM
Baba sevgisi nedir bilmedi,
Kara bahtı yüzüne gülmedi.
Kundak'ta Dünyadan bihaber bebek,
Babası Filistin Cephe'sinden dönmedi.
ZehraTelli Duvak'lı Gelin oldu,
Şehit Kız'ının ilk kez yüzü güldü.
Çokmu mutlu oldu acep ömründe,
Gitti kocası Kıbrıs'ta şehit kaldı.
Mutluluğu yetim yavrusunda buldu,
Kaderimdir deyip hayata razı oldu,
Acılarla harmanlanmış yanık yüreği,
Yaşama gülerek gözlerini yumdu.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:31 PM
Seven yüreğimi zincire vurdum,
Sevdayı duyan halkalar çözüldü.
Yedi kapılı zından kurdum,
Dört duvarından gözyaşı süzüldü.
Yürek içten içe göz dıştan ağlar,
Yare adanmış sözlerim yas bağlar.
Gönül ferman bulsa yarin yoluna,
Kavuşmaya yol verir dağlar taşlar.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:31 PM
Sitemler ediyor, nazlar ediyor,
Seni sevdim deyip ele gidiyor,
Bu nasıl iştir yalan söylüyor,
Gözlerinden bilirim sevdiğim seni.
Boşuna uğraşma kalbim biliyor,
Dilin yalan dese kalbin demiyor,
Sevdim diyemedim sitem ediyor,
Gözlerinden bilirim sevdiğim seni.
Sen ellere inandın boşuna kandın,
Beni çok seviyordun nasıl inandın,
Gurbet elde elim belimde kaldım,
Gözlerinden bilirim sevdiğim seni.
Yaşamak buysa yaşıyorum ben,
Taşınmaz bu yükü taşıyorum ben,
San
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:31 PM
Her şey çiçek, çiçek... kirmizi sari,
Gençlik yillarimiz, düşler ne güzel,
O günler benimmiş, bu yillar bir el,
Beyhude özlemek eski yillari.
Elimdeydi, tutam tutam, simsicak...
Kalbimdeydi sevgi, sevgi, dopdolu.
Nasil da harcadim hep delidolu,
Boşunadir pişmanlik, şimdi n’olacak!!!
Geçerken o yılları farkedemedim,
Nice gaileler vardı başımda.
Gençliğinde, o önceki yaşımda
Tatmadığım güzellikler affedin.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:31 PM
Beşiğe bir bebek düşmeyegörsün
Bir yer buluyorlar hayat çarkında
Hele bir teklesin, hele ki dursun,
Hafakan basıyor daha kırkında
Sahte bir felsefe hançerelerde
Herkes birbirine hayâl zerkinde
Velâkin aktörler pencerelerde
Yanlış çıkışlardan sahne terkinde
Uyuyorlar; ölü! Uyanıyorlar,
Pembe rüyâları boşa çıkanda
Durup düşünmüyor, uslanmıyorlar,
Canlar paslanıyor ceset parkında
Korkuyor, ürküyor, saklanıyorlar,
Diyorlar; 'demeyin ölüm, sakın hâ'
'Çok yaşa' denirs
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:32 PM
Bem çöller fırtınası
Ben anaların yası
Ben tarihlerin yoluyum
Vurulmuş saldırmışım
Düşeni kaldırmışım
Gariplerin sağ koluyum
Türkü söyler dillerim
Nasırlıdır ellerim
Ben söğütlerin dalıyım
Ben gönüller bekçisi
Dertlerin emekçisi
Ben Anadolu doluyum
Ben dünlerin yarını
Köroğlu'nun torunu
Ben Çamlıbel, ben Bolu'yum
Yüreğim Çatalca'dır
Bakışım kartalcadır
Ufuklara sevdalıyım
Türkü söyler dillerim
Nasırlıdır ellerim
Ben söğütlerin dalıyım
Ben gönüller bekçisi
Dert
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:32 PM
Su katılır mı hiç pişmiş aşa
Bakma tadına ot gibi yaşa
Gelene ağa, gidene paşa
Şak şak şak oldu çok matrak
Boş geçme ordan buyur burdan yak
Aklı selimle nazar eyleyin
Ne iş halleder kuştaki beyin
Bak nasıl geçer ömrü leyleğin
Lak lak lak oldu çok matrak
Çok içtik ordan buyur burdanyak
Kokuştu arzu, kokuştu istem
Takke düşünce sırıttı sistem
Kurtaramaz gelse Zaloğlu Rüstem
Bak bak bak her taraf çatlak
Çok içtik ordan buyur burdan yak
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:32 PM
Sen deli rüzgarım, ben kuru yaprak
Savur beni savur, düşene kadar
Dağda güneşim ol, ben kuru yaprak
Kavur beni kavur, pişene kadar
Sapladığın okun, gerdiğin yayım
Sensin benliğimde en büyük payım
Etrafında devir daim halkayım
Çevir beni çevir, şaşana kadar
Hayat sensizlikse ölmeye değer
Ömrü bir kalemde silmeye değer
Bana gelmen için engelsem eğer
Devir beni devir, aşana kadar
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:32 PM
Dönsün şu başım fecre kadar bâde-i aşktan:
Akşam doluyor gözlerimin rengine akşam
Ufkumda alev rengi deniz, aşka kanarken,
Mevlâna dedim orda yanan, Şemsi soran hem
Bilmez çün alev; yandığı her ân eriyor mum,
Membâa döner çünkü sular, çölde kalır kum,
Donmuş bakışım ufka inen sihre vurulmuş:
Rûhum sanırım böyle bir ânımda verilmiş
Yârânı Hudâ varlığın âfâkına işler;
Ömrün de doğar belki gurûbunda güneşler
Kim bildi sözüm; yâri bilir, dehri de bildi
Geçtikçe hayat zâhir olan
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:32 PM
Bir meçhule gider yollar
Beşikten mezara kadar
Gaflet ile geçer yıllar
Beşikten mezara kadar
Ne bu celal, ne bu hiddet
Bitmez mi sandın bu müddet
Taht, saltanat, makam şöhret
Beşikten mezara kadar
Var mı şu dünyada kalan
Mal da yalan, mülk de yalan
Var biraz da sen oyalan
Beşikten mezara kadar
Yarıda kalır dilekler
Boşa çıkar tüm emekler
Azrail pusuda bekler
Beşikten mezara kadar
Ha bugün olmuş, ha yarın
Üç metre bez yoğun varın
Sonu gelmez arzuların
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:32 PM
Dilini kana bulama
Susta öldür beni n'olur
Gönlünün darağacına
Asta öldür beni n'olur
Dolaştır donan kanımı
Ruhun ile yak canımı
Körükleyip yangınımı
Este öldür beni n'olur
Sevdam nasib alacaksa
Hasret yetim kalacaksa
Sonu vuslat olacaksa
Küste öldür beni n'olur
Hasretinle yana yana
Ömrü tükettim uğruna
Bir taş misali bağrına
Basta öldür beni n'olur
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:32 PM
İnan bana ben değilim söyleten beni
Atılarak bir boşluğa serilmişim ben
Sıradan bir dert değildir inleten beni
Dostun bıçak sözü ile vurulmuşum ben
Diyarlardan diyarlara sürülmüşüm ben
Ruhum ile çarmıhlara gerilmişim ben
Çile yüklü duygularda dara çekildim
Yemyeşil bir yaprak idim soldum döküldüm
Asırlarca sökülmeyen köktüm söküldüm
Yalnızlığın ağı ile örülmüşüm ben
Diyarlardan diyarlara sürülmüşüm ben
Ruhum ile çarmıhlara gerilmişim ben
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:32 PM
Yanık yüreğinle bir of çekerek
Özümü dinleten bir türkü öyle
İçini dökerek, boynun bükerek
Ağlatıp, inleten bir türkü söyle
Gözüne yaş diye akıp dolaydım
Döktüğün yaşlardan nasib alaydım
Bu kahpe devranı görmez olaydım
Maziyi anlatan bir türkü söyle
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:33 PM
Aşk, benim gönlümdeki
Sevgi güç; ömrümdeki
Ben, aşka dokunmuşum
Kaşların, gözlerin,
Saçın ne ki?
Sevdâ imiş gözlerimin ışığı
Kalbimi bilmişim sevgi kaşığı
Can mı?
Belki bir damla su engin denizde,
Veyâ rüzgârda salınan buğday başağı
Ammâ,
İlgilendirmemiş hiçbir âşığı...
Kanat, umutsuz hülyânın,
Sanat, görgüsüz dünyânın
Dostlar uyanın uyanın
Bu, sonu pembe rüyânın:
Size Cennet'i anlatmadım
Koklatmadım rengârenk çiçekleri
Biliyorum çokları küskün bana
Ama tatmadım mısrâlar
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:33 PM
Nedir bu kavga telaş
Hele gel biraz yanaş
Olmuyor ki sevgisiz
Adem ile Havva'dan
Ta ki Kal'u beladan
Biz gardaş değil miyiz?
Öldüyse diriltelim insanlığın hatırını
Yaradılanı sevdik, yaradandan ötürü
Nedir kutuplaşmalar, ayırmak şucu-bucu
Madem yeryüzü Hak'kın; işte sana ipucu
Bu bir sevgi çeşmesi; içenler bundan kanar
İçip içip kandıkça içenin gönlü yanar
Yıkılsın senlik-benlik, yokolsun tüm sınırlar
Dinle ne demişlerdi; Mevlana'lar, Yunus'lar
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:33 PM
Boşa lokma yok dediler
Erenlerin sofrasında
Her lokmaya hak dediler
Erenlerin sofrasında
Mamurlandı can harabi
Canım cananın turabi
Içirdiler aşk şarabı
Erenlerin sofrasında
Gönül sarhoş ayılmıyor
Bir naraki duyulmuyor
Ne hikmetse doyulmuyor
Erenlerin sofrasında
Benim efendim...
Can evimde hilalimdir
Cemalim hem cemalimdir
Her sunulan helalimdir
Erenlerin sofrasında
Mamurlandı can harabı
Canım cananın turabi
Içirtir aşk şarabı
Erenlerin sofrasında
Gönül sarhoş ayıl
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:33 PM
Bu halin ne şâir yine
Her sözün pusu kuruyor
Cümlen ağlıyor haline
Harf ihânet haykırıyor
Konun hafifmeşrep, bayık
Mısraların nesre kayık
Hak getire uyak muyak
İmlâ desen, bel kırıyor!
Maymun sana açtı kucak
Akraba sandığı; gerçek!
Mısraların çiçek çiçek
Yakandaki gül kuruyor
Ey mahlâsa saklı nâdan
Barış derken utanmadan
Kalemin patlıyor: dan, dan,
Sayfan tehdit savuruyor
Fikri kısır, bebek yüzlü
Be ******** porno sözlü
Şiirin bile hayızlı:
Hepsinden
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:33 PM
Sevdanın yollarında ister öldür vur beni
Bu yolun dönüşü yok, istese de kar beni
Bir türlü anlamadı can sunduğum yar beni
Gönüllerin dergahında Yunus gibi işlenirim
Dostlukların hatırına kavgalardan hoşlanırım
Sabahların hatırına *******den hoşlanırım
Yalnızım duygulardan düşünceler yer beni
Bırak gitsin bugünü geçmişlerden sor beni
Bir türlü anlamadı çok sevdiğim yar beni
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:33 PM
Kanmak için yandım aşka
Özü sana feda ettim
Seni gördüm senden başka
Gözü sana feda ettim
Gözün oldum baksın diye
Kışa döndüm yoksun diye
Sıcaklığın yaksın diye
Yazı sana feda ettim
Yüreğim pare paredir
Ayrılık çetin yaredir
Kelimeler biçaredir
Sözü sana feda ettim
Yokluğunda buldum seni
Benden bile aldım seni
Gönlüm ile çaldım seni
Sazı sana feda ettim
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:33 PM
Varlığım sır oldu
Sen yoksun diye
Hayalin yar oldu
Sen yoksun diye
Şahittir dört duvar
Hep yokluğun var
Ağlar hatıralar
Sen yoksun diye
Her dem ah çekişim
Boynumu büküşüm
Dağılıp çöküşüm
Sen yoksun diye
Çile çekmedim yar
Sensizlik kadar
İçimde bir sen var
Sen yoksun diye
Vuslata dargınım
Estim, durgunum
Hasrete vurgunum
Sen yoksun diye
Her dem ah çekişim
Boynumu büküşüm
Darılıp çöküşüm
Sen yoksun diye
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:33 PM
Dinle...
Derinden gelen bu sesi
Bir yer var diyor
Ve bir sevinç
Ve hiç bitmeyen bir sevgi
Ve...
Âhengi ümitlerin bittiği yerden,
En sevgilinin bûsesi
Duymuyorsun...
Duymuyorsun biliyorum
Çünkü dinliyorsun
Çünkü sen halâ sensin,
Çünkü kimsesizlerin halâ yok bir ‘kimsesi’
Çünkü,
Çağlayanlardan gelen
Halâ su sesi
Sus...
Sâdece sus ki; bu o!
Bu, ağlayan bebek
Bu, açan çiçek
Bu, çöldeki susuza en sevimli içecek
Bu...
Var oluşun
Kâsesi
Dur...
Her ad
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:33 PM
Esareti esir eden
Dosdoğru bir hatadayım
Firariyim beş hasseden
Görünmez bir kıtadayım
Dert arayıp aralarda
Şifa buldum yaralarda
Okyanusum karalarda
Gizemli bir rotadayım
Rüzgar sustu, sevdam esti
Umutsuzluk umut kesti
Türkülerim türkü üstü
Sekizinci notadayım
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:33 PM
Ben hayat öldüren, sense yaşayan
Sana göre değil varlığım nokta
Cismin gözlerime olsada ayan
İnan, sen değilsin gördüğüm nokta
Arzum iflas etti yok heveslerim
Varlığımla yokluğumu beslerim
Eğer hissedilmez ise hislerim
Gölge olur birden durduğum nokta
Halimi görenler tanıdım sanır
Özümü ayıklar, yüzümü tanır
Onun içim yalnızlığım şahlanır
Çilemdir visale erdiğim nokta
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:33 PM
Câna dair söyle bugün
Cânan, bugün "Can"dan söyle
Sırasını derd'eyleme,
Söyle baştan-sondan olsun;
Bağrımda varlık sancısı,
Hasretim gemi-azısı,
Çıktığım; Varlık gezisi
Olmaktan zor suâl var mı?
Olmasam, Güneş doğar mı?
Olmak, olmaya değer mi?
Söyle el "canından olsun"
Biliyorum; Ne? Bilmeden
Söyle, söyle, senden olsun
Ey gönlün çakır gözlüsü
Sevdânın var mı gizlisi?
Durma çal sevgiye maya
Ben ninemden öyle duydum;
Su da hasretmiş yanmaya
Söyle varsın
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:33 PM
'Seviyorum' deyip ucuz laf etmem
Ben aşkımı görünmeze gizlerim
Gaddarım, haşinim, bil ki affetmem
Riyaya zulmeder benim sözlerim
Altıncı hasseyle farkeyle beni
Nakşeylesin yokluğunu izlerim
Bir an bile durma terkeyle beni
Nazarımla cezbetmezse gözlerim
Lisan muzdariptir gönül halimden
Ben mutluyum gülmesede yüzlerim
Özlemim alsada seni elimden
Ben yine, ben yine seni özlerim
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:34 PM
Ben türkü saplarım aşkın bağrına
Taki derinlerden yansın diye
Haykırsan kulak vermem çağrına
İsmimi yürekten anasın diye.....
Anasın anasın diye,
Sorma nasıl ve diye,
Sana en son hediye,
Gidiyorum...
Ağlama, ağlama gözyaşın yanmasın
Ağlama, ağlama yağmurlar ıslanmasın!!
Tariften mahrumdur, bendeki çile
Her çile yol almaz hasret ile
Tebessum ederim ölüme bile,
Azrail sevdamı sınasın diye
Sınasın sınasın diye,
Sorma nasıl ve diye,
Sana en son hediye,
Gidiyorum...
Ağlama
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:34 PM
Yürüdükçe sevdam kayboldu benden
Vuslatı sevdamdan usanır oldum
Ruhuma gideyim candan, bedenden
Belirdikçe aşkım utanır oldum
Çırpınır, duramaz, can kafesinde
Son sözü sonsuzluk, son nefesinde
Kırıldı kalemim aşk celsesinde
Urgana sehpasız uzanır oldum
Tabib bildiğini varsın söylesin
İster mevzu, ister mecnun eylesin
Dört mevsim üzdüğüm hazan neylesin
Öldükçe bedenim uyanır oldum
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:34 PM
Aklıma düştükçe doğduğum yerler
Bir daha dünyaya gelesim gelir
İçimi döktükçe divane derler
Derdimi dağlarla bölesim gelir
Ölesim gelir, ölesim gelir
Belki öldüğümde gülesim gelir
Isıtan ateştim yaktılar beni
Zulüm halkasına taktılar beni
Bükülmez çınardım yıktılar beni
Çaldıkça sazımı çalasım gelir
Ölesim gelir, ölesim gelir
Belki öldüğümde gülesim gelir
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:34 PM
Aşkım sana bir muamma
Çöz çözebildiğin kadar
Mürekkebin yetmez ama
Çiz çizebildiğin kadar
Ayırdım candan bedeni
Hatan ile sevdim seni
Öfken dahi okşar beni
Kız kızabildiğin kadar
Dilin olayımda söyle
Nasıl yandım sana böyle
Al yolunda toprak eyle
Gez gezebildiğin kadar
Aldım ruhunun tadını
Ölsem duyarım yadını
Mezar taşıma adını
Yaz yazabildiğin kadar
Yokluğumla avunurum
Benliği yere vururum
Ayağindadir gururum
Ez ezebildiğin kadar
Dilin olayım da söyle
Nasıl yandı
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:34 PM
Annesinin elini bırakmış çocuk gibi,
Bu yabancı diyarda korkudan titriyorum.
Ben, sıcak kucağına dönmeye yemin ettim,
Göğsüne yasla beni. Daha ne bekliyorsun?
Her yolcuyla hep gittim, aslâ geri dönmedim.
Yangınım hep büyüdü: Azalmadı, sinmedim.
Dağıttı çiğnediler, üflediler, sönmedim
Gel artık demek için sâhi ne bekliyorsun?
Ben, yeşil yapraklardan gözyaşı sağıyorum
Gül kırmızısından kan, üstüme yağıyorum
Bu yağan yağmur değil: Susmadım, ağlıyorum
Sen de özledin beni... Bahâne b
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:34 PM
İlan edemezken gönül halimi
İçini döküşün beni anlattı
Lal eylerdi derinliğin alimi
Engine çıkışın beni anlattı
Aşk elinden nağmeleri sesleyip
Sükut ile ifadeyi süsleyip
Duyguları gözyaşıyla besleyip
Sel gibi akışın beni anlattı
Canevime hapsol diyen o çağrı
Titretti adeta felç olan bağrı
Maziye gerilip atiye doğru
İçini döküşün beni anlattı
Vakit daraldıkça açıldı perde
Yokluğun korkusu başladı serde
Zamanın en erken olduğu yerde
Boynunu büküşün beni anlattı
Kaderin zuhu
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:34 PM
Gözlerimdir kalemim
Yüreğimdir kağıdım
Kesilirim velakin
Bükülmez bir yiğidim
Çıra olup deste deste
Yanıyorum her nefeste
Soran varsa işte buyum
Can cıkmadan cıkmaz huyum
İçmişim aşk şarabını
Ben sevdanın sarhoşuyum
Her demde bir asırım
Zamansızlık kusurum
Hürriyetler utansın
Gönüllere esirim
Cıra olup deste deste
Yanıyorum her nefeste
Soran varsa ıste buyum
Can cıkmadan cıkmaz huyum
İcmişim aşk şarabını
Ben sevdanın sarhoşuyum
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:34 PM
Sir dügümlü ahimda
Şu gönül dergahimda
Sensizligin ateşi
Alev olur ruhumda
Rüzgar eser savurur
Yaprak gider dal vurur
Sonsuzlugun ateşi
Yakar beni kavurur
Yanip kül olmak güzel
Sararip solmak güzel
Hasretle dolmak güzel
Ölümsüzlük bagrinda
Bu sevdanin ugrunda
Yaşamak ölmek güzel
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:34 PM
Bir sicak tutkunluk bir gönül bagi
Çalar yüregimi saz benim yarim
Tatli tatli yakar gönül çirami
Mevsimler kiş olsa yaz benim yarim
Aşkin baglarinda bülbüller öter
Hasretlik sancisi gözümde tüter
Kalmaz çile elem dertlerim biter
Virane gönlüme haz benim yarim
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:34 PM
Attığım her adım benden uzakta
Bastığım her yerde yokmuşum meğer
Çırprnırken 'ben' denilen tuzakta
'Ben' bana saplanan okmuşum meğer...
Aklım kumsal iken, ben toz paresi
Çıktıkça yükseğe alçalır oldum
Düşündüm derdimin nedir çaresi
Susarak konuşmak, sonunda buldum...
Esrarlı vuslata bir adım kala
Hasretin vecdiyle, ben kement attım
Deryada boğulmak ne güzel bela
Battıkça kurtuldum, çıktıkça battım...
Görünmez cevheri buldum diyerek
Körlüğü kör ettim, deli bir taşla
Bilmeyi bi
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:35 PM
Çocuklar var,
Çoğu seni unutmuş.
Çocuklar koşuyor ip-mip atlıyor.
Ben,
Uyur-uyanır seni yanımda
Bulamazsam diye ödüm patlıyor...
Evlerden geliyor, ellerden tutup
Çocuklar ağlıyor; ya anne, baba...
Parklarda salıncak, yolda araba
Onlar oyun diyor, ben sâbit fikir;
Merhaba kadim zikir,
Merhaba...
En çok, yıllar önce ben sevdim seni
En çok, yıllar önce özleyen bendim
Küçük kollarım çok açılmadı da;
Gösterememiştim ondan sevgimi...
Burası karanlık,
Ben üşüyorum,
Önce gelenler
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:35 PM
Dünya durmuş, dünya dönmüş bana ne
Aldığım her nefes, an senin için
Hançerin bağrıma inmiş bana ne
Damarımda akan kan senin için
Sensin yoğum varım, namusum arım
Gel yar şu kalbimi ey Zülfikarim
Bedenim harabe gönlüm gülistan
Olan olsun gayri korkum yok yastan
Efsane yüreğim dillere destan
Şöhret senin için şan senin için
Sensin yoğum varım, namusum arım
Gel yar şu kalbimi ey Zülfikarim
Yetiş imdadıma uzak durma gel
Gönül sarayında yücel ha yücel
Varlığın hayattır yokluğun
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:35 PM
Aydınlanmaz oldu sensiz *******,
Sabaha karanlık çöktü nerdesin
Hasretin ok gibi bağrımı deler
Ayrılık belimi büktü nerdesin
Ey nazlı ceylanım
Ey gönül sultanım
Kalmadı dermanım
Nerdesin canım
Hasretin kördüğüm cana dolaşık
Bu cevr-i cefaya neylesin aşık
Yok mu merhametin yok mu bir ışık
Yıllar hayalimi yıktı nerdesin
Ey nazlı ceylanım
Ey gönül sultanım
Kalmadı dermanım
Nerdesin canım...
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:35 PM
Demiştin ki; "Beni unutma.
Kalbim fırın oldu,
Sen, onda piştin."
Demiştin ya,
Bak,
Yıktım mabedini...
Kolay gelmişti,
Unutulacak gibi değildin!
Öyle ayrıldım yanından
Dönülecek yolum,
Tutunacak dalım,
Diyordum ki;
Sevecek bir gülüm var...
Türküler söylerdi; "Bülbüle gül yâr"
Bilemedim; "göz, göze bakar"
Unutmak kolay,
Unutmamak zor...
Sokaklar dopdolu
Sokaklar, insan
Ne peşinde bunlar?
Bir türlü bilemedim,
Ben de, zamanın ardına düştüm
Ka
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:35 PM
Ne zaman baksam çevreme elli yıl sonra
Hep aynı gördüklerim; bir keşmekeş, bir bozuk düzen
Bir lokma ekmek uğruna tükenmesi insanların
Yaşamak ve ölmek için hep aynı neden
Sefil doymazlık: ete, kana, paraya
Öylesi bir açlık ki eksilmeyen, bitmeyen
İnsan, ezebildiğince mutlu insan, oğul
Nereye gidersen git hep o tuzak, o dümen
Küçük hesaplarla kabaran büyük hesaplar
Ve değişmez çığlığı insanoğlunun: Ben, ben, ben!"
Sen yok musun? Onlar yok mu? Biz yok muyuz?
Nereye bu gidiş? D
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:35 PM
Süzülüp mavi göklerden yere dogru
Omuzuma bir beyaz güvercin kondu
Aldim elime, usul usul okşadim
Sevdim, gençligimi yeniden yaşadim
Bembeyazdi tüyleri, öyle parlakti
Açsam ellerimi birden uçacakti
Egildim kulagina; dur, gitme dedim
Hareli gözlerinden öpmek istedim
Duydum; avuçlarimda sicakligini
Duydum; benden yillarca uzakligini
Çirpinan kalbini dinledim bir süre
Ve uçmak istedim onunla göklere
Ak güvercinin iri gözleri vardi
Güzelliginden fişkiran bir pinardi
Soguk
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:35 PM
Acılar vardır, bir de çaresizlikler
Ne zaman başladıysa benim öyküm
Yürüdük, kimbilir kaç yıl beraber
Bir yanımda aşk, bir yanımda ölüm
Durup durup kirlendim yaşadıkça
Aşktı beni yıkayan, Arıtan su
Dünyamı saran bir uçtan bir uca
Hep o bir gün sevememek korkusu
Ben kalbimi o taşlarda biledim
Bütün pisliklerini yeryüzünün
Kazıdım hançerimle yeniledim
Son dakikasında bile ömrümün
Ben Tanrıdan başka bir şey istemem
Her sevgiye açık olsun pencerem
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:35 PM
Deniz benzer, deniz benzer
Şu gönlüme deniz benzer
Karadeniz'im, yüzüne
Hüzünlü bir beniz benzer
Her şey uyurken uyanan
Her ayrılığa dayanan
Çocukluk aşkıma yanan,
Üstündeki yıldız benzer
Sılasın sen hayâlime
Işıksın sevdâ yoluma
Benim şu mahzûn hâlime
Durgun hâlin yalnız benzer
Bir korku; düşten çıkaran
Bir öfke; taştan çıkaran
Bir sevinç; baştan çıkaran
Sana nazlı bir kız benzer
Deniz benzer, deniz benzer
Karadeniz aşka benzer
Benim şu deli gönlüme
Bu deniz bir başka
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:35 PM
Ben orada öldüm en çok orada bilmezsin
Orada zaman buruşmuş bir eski resimdi
Orada sen yoktun, gözlerin belli belirsiz
Koptum oradan, bir kırık heykelim şimdi
Bir kolum derin denizlerde tek başına
Ayaklarım çöllerde kum tepelerinde gömülü
Alıp götürür saçlarımı bir soğuk rüzgar
Ben orada öldüm, en çok orada bir başka türlü
Hiç bende değilsin, burada yoksun ki
Orada var mısın, ya da ben yok muyum
Tek değiliz seninle, bütün olmadık hiç
Şimdi nerdeyiz nasılız bilmiyorum
Orada akşa
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:36 PM
Özledim sesini ne olur konuş
Bir gül açtır zamanların ötesinden
Karanlıklar içindeyim, kapkarayım bugün gel
Gök mavisinden, deniz mavisinden
Bana bir şarkı söyle
İçimde bir şey kımıldıyor
Gözlerim kan çanağı, yorgunum, uykusuzum
Bir baksana ne haldeyim deli divane
Yaralıyım, çaresizim umutsuzum
Bana bir şarkı söyle
Yağmur ol yağ üstüme, güneş ol ısıt
Dökül karanlığıma ışıklar gibi
Al beni, en uzaklara götür
Sesin aksın içimde bir pınar gibi
Bana bir şarkı söyle
Bütün renkleri kat
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:36 PM
Seninle yaşanacak bir aşkin öyküsünü
Bir giz gibi derinden dün yaşatti gözlerin
Sundugu sevinçlerle o eşsiz bahar günü
Yemyeşil bir adakti, bir muratti gözlerin.
Acilar uzaklarda, mutluluklarsa yakin
Bir kaç saat içinde kaç yildi yaşattigin
Gözlerime sevgiyle bakarken, bana aşkin
Ölümsüz oldugunu hatirlatti gözlerin.
Içimde tek sen vardin, düşüncemde yalniz sen
Birbirimizden uzak yaşadigimiz o en
güzel yillarimizi elemle düşünürken
Hem agladi sessizce, hem aglatti gözleri
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:36 PM
Aşktı o! Değiştiren tüm *******imi
Aşktı o! Beni durup durup yenileyen
Oydu, duygulu yapan hoyrat ellerimi
Oydu, doludizgin gidişime dur diyen
Bir bıçağın keskin yüzünde kan lekesiydim
Aşktı yine beni yıkayan, arıtan su
Böyle ak pak olacağımı bilir miydim?
İçimde açmasaydı o sevmek duygusu
Ben bir tutsağım şimdi sevgiye, gönüllü
Çözmeyin ellerimi, zincirlerim kalsın
Görsün prangalarım o doğacak günü
Ve bu dünyaya aşk dolu şiirlerim kalsın
Seninle her yerde güzel, her zaman yeni
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:36 PM
Üzülme bir tanem kanı bozuk günlere geldin diye
Mâdem iz bırakıyor ayağın karda
Mâdem güller gül kokuyorlar hâlâ
Ne diye küsersin,
Bilmem, ne diye aşka?
Yazısın, yazgısın, sözlüsüsün ustanın
Bozukmuş,
Ve hattâ bozulacakmış daha da dünyâ
Olsun...
Gözün de ağlamayı unutmadı yâ!
O küçük, o kara,
Sabah pencerene konan küçük kuş var yâ
Fısıldamadı mı sana haberi:
Mahşerî bir ordu indi de dağdan,
Çizmeleri kanlı İblis'in askerleri
Terk etti hâneleri
Bebeklere mehter okuyor a
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:36 PM
Ne kadar dönüp dolaşsam, yine de
Hep o çıkmaz sokaktayım çaresiz
Bir umut kırıntısı gözlerimde
Yürüyorum durmadan, dalgın, sessiz
Sokak o sokak, bense ben değilim
Sanki bin yıllar geçmiş aradan
Boşlukta bir şeyler arıyor elim
Belki de mahşere dek bulunmayan
Yitirdiğim neydi, aradığım ne
Çöken ne yüreğime kurşun gibi
Tanrım! ben mi değiştim söylesene
Yoksa bende zamanlar mı eskidi
Bir yerlere varmadan, nasıl böyle
Hiç durmadan akıp gidiyor günler
Yaşam diye verdiğin bu mu söyl
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:36 PM
Bir ayak sesi duymayayım
Kapıya koşuyorum
Gelen sen misin diye
Bir sarı saç görmeyeyim
Yüreğim burkuluyor
Ağlamaklı oluyorum
Her şey bana seni hatırlatıyor
Gökyüzüne baksam
Gözlerinin binlercesini görürüm
Bir rüzgar değse yüzüme
Ellerini düşünmeden edemem
Yaktığım bütün sigaraların dumanları sana benzer
Tadı senden gelir
Yediğim yemişlerin
İçtiğim içkilerin
Ve içimdeki bu dayanılmaz sıkıntı
Bu emsalsiz hüzün
Seni beklediğim içindir
Resmine bakamaz oldum
Uykulardan korkuyorum
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:36 PM
O durmadan kaçıyor;
sen ardından gitmiyorsan;
o günün her saatinde saklanıyor,
sen yollara düşüp deli divane aramıyorsan;
o sana acıların en büyüğünü tattırıyor,
sen bundan en yüce hazzı duymuyorsan;
boşuna aldatma kendini,
onu sevmiyorsun demektir.
Elindeki içki kadehinde,
dudağındaki sigarada ,
okuduğun kitapta,
mırıldandığın şarkıda,
söylediğin şiirde,
gördüğün rüyada
ve yaşaman için
ciğerlerine doldurduğun havada
o yoksa;
Onun vazgeçilmezliğini anlamamışsan;
onu sev
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:36 PM
Büyük dertler birbirinden
Sıralanır, sıralanır
Gönül her gün bir yerinden
Yaralanır, yaralanır.
Yüzleri var türlü biçim
Belli değil gerçek dost kim
Vefa diye şu yüreğim
Paralanır, paralanır
Başta bin türlü düşünce
Hep karanlık gündüz gece
Doğru söyliyen ömrünce
Karalanır, karalanır
Ömür boyu düşündüğün
Sırlar çözülecek bütün
Şu demir kapılar bir gün
Aralanır, aralanır
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:37 PM
Anladım diyemem ki! Suçluyum
Belki ben anlatamadım sana kendimi
Tutuştum, yandım da yokluğunda her gece
Yine gözyaşlarımla söndürdüm kalbimi
Her gün her dakika seni özlerdim
Bitmezdi kederim senin yanında bile
Susardım, gözlerime baktığın zaman
Mermer bir heykelin çaresizliğiyle
Oysa neler düşünürdüm sen yokken
Sana kavuşunca neler söylemek isterdim
Dakikalar bir ışık hızıyla geçerdi
Ayrılık başlayınca ben biterdim
En kötüsü beni koyup gitmendi
O öyle bir yalnızlıktı anlatılmaz
Hep
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:40 PM
Durup durup seninle karşılaşıyorum her yerde
Karşıma çıkıyorsun her köşebaşında sen
Kimi gün parklarda, kimi gün sokaklarda, caddelerde
Gözgöze geliyoruz, saatlerce bir şey söylemeden.
Hiç değişmemiş diyorum içimden, ne güzel
İşte yine o! Yine mahzun, yine dalgın, yine ürkek
Hadi gel diyor dudakları.----Özledim, hadi gel
Biliyorum oysa; uzatsam ellerimi, gidecek.
Bu bir aldanış mı? Yoksa var oluş mu yeniden
Söyle bir son mu? Bir başlangıç mı? Bir dönüş mü?
Ne oldu o güzelim zamanla
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:40 PM
Bizi kandıran o şarkılar, o mavi gece
O sıcaklığı beyaz ellerin, o ilk bakış
Sebepsizliğin sebep olduğu şafak vakti
O çok sevmek *******de o çaresiz aldanış.
Uzayan saçlar, alyında avuçlarımızın
İşte o, insanın bir yerde, aşka boyun eğmesi
Kırılmak, bölünmek, o hep bütünlenmek
O çok sevmek, tenin bir başka tene değmesi.
Yanmak mı o eski çağlarda yanmak
Kül olup savrulmak rüzgara karşı
İlk kesilmişliği mağrur ellerimizin
O çok sevmek, kanımızın o ilk akışı.
İşte pınarlar, testiler, ır
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:40 PM
Çok vaktin kalmadı şimdi başıma
Zümrüt yeşili bir taç giyeceğim
Elinde servetle geçip karşıma
Af dileyeceksin, geç(!) diyeceğim
Yalvarsan yakarsan yok seni duyan
Yeminler ederek; bitmedi rüyan
Benim bağlarımda rengi solmayan
Gül var diyeceksin, güç diyeceğim
Hânemi eyleyip sultan otağı
Teklif edeceksin en büyük dağı
Sahibin başında bulunmadığı
Hayatın ederi kaç diyeceğim
İnsan makinesi(!) çık, ara insan
Erkeğinle artık bir oldu 'nisâ'n*
Sevgiyi arıyor, aşk istiyorsan
Belâlar
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:40 PM
Bir daha dünyaya gelsem
Yine seni severdim
Beni üzesin diye
Beni deli divane edesin diye
Biliyorum
Sen de bir daha dünyaya gelsen
Yine beni sevmezdin
Kahrımdan öleyim diye
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:40 PM
Güzel olan
Her günü seninle tekrar tekrar yaşamak
Erimek yarını olmayan zamanlarda
Durdurmak bir yerde bütün saatleri
Bütün kuralları kırıp parçalamak
Sonra varmak o yerlere
Mevsimlere dur demek
Kar yağarken çiçek açtırmak ağaçlara
Güneşi bir akşam saatinde tutup bırakmamak
Sonra doldurmak ay ışığını kadehlere
Delicesine içmek
Ve unutabilmek her şeyi ansızın
Sevmek seni en yücesiyle sevgilerin
Birlikte geçmiş, gelecek bütün çağları aşmak
Güzel olan
Sevmek seni Tanrılar gibi
Senin
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:41 PM
Gidişin ölümüydü umutlarımın
Güllerin yüreğimde can verişiydi
Ufkumda her akşam hüzünlü ve dalgın
Seninle batan ömrümün güneşiydi
Ardında bir İstanbul bıraktın öksüz
İçimde yokluğun ateşini yaktın
Karanlıklar ortasında güpegündüz
Yıkılmış dağılmış bir adam bıraktın
Gün, gün yaklaşan bir şey var; ölüm mü ne?
Değilse içimde bu ürperti neden!
Dolaşan kim benimle deli divane
Güzel olan herşeydi seninle giden
Şimdi bütün hayallerim yoksul kaldı
Gittin, BANA BU REZİL İSTANBUL KALDI
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:41 PM
Ben alışılmamış bir insanım biliyorum
Bir karanlıktır ben de pırıl pırıl zamanlar
Mağrur kalbim her yerde asi ve yalnız
Neyleyim umduğum gibi çıkmadı insanlar.
Herkes bir şey aldı götürdü benden
Dağıttım kaç yıl sevgilerimi cömertcesine
Gözlerim bir vefa arar, arar da bulamaz
Nicedir hasret kulaklarım bir dost sesine
Bilirim, çoğu gün hüzünlüdür bakışlarım
İçimde biri ağlar güldüğüm zaman bile
Gömerken kalbime bütün arzularımı
Yanarım yaşanmamış anıların özlemiyle
Sevdiğim mahzun şar
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:42 PM
Dün geçtiniz buradan
Dün, kanat kanat,
Ufka gittiniz kuşlar.
Gittiniz yâ,
Ardınıza düştü
Zümrüt gözlerin deldiği efsunlu düşler.
Çünkü dün bu köyde, Hasretî vardı.
Bunu siz ettiniz, siz ona, kuşlar
Bir taşa yakardı, sevgiyi sordu
Şiirler yazdığı kalemi kırdı.
Aklına üşüştü hayâller, düşler
Dizleri mecalsiz,
Çetin, yokuşlar
İçini,
Tanımsız bir sevda yaktı.
Yol, kilim desenli,
Büyülü nakışlar döşeli, yolda,
Aklında,
Bir puslu bakış vardı...
Bunu siz ettiniz, siz ona, kuş
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:42 PM
Ben nice İstanbullular gördüm sana gelinceye kadar
Kirli paçavralara benzerdi insanları
Dostluktan, vefadan yoksun.
Bölünmüş, dağılmış, parçalanmış
Ve herbiri kendi ağırlığıyla ezilmiş, yorgun.
Yüzümde dolaşan birer iğrenç böcekti gözleri
Bir tutsam
Yapışır kalırdı ellerime en çirkin yerleri
Evlerinde bulduğum yalnızlık
Sokaklarında bulduğum upuzun bir kahırdı.
Günler boyunca
Bir başka karanlık gelirdi
Karanlığın biri kaybolunca
Güneşler doğardı görmezdim.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:42 PM
istanbul rüzgar rüzgar sevdiğim
kah bir lodos, denizlerden esen
ılık mı ılık
kah ustura gibi deli bir poyraz
bırak saçlarını rüzgarlarına istanbulun
bu şehirde aşksız ve rüzgarsız yaşanmaz
istanbul bulut bulut sevdiğim
kimi beyaz mı beyaz
ince, tül gibi
kimi katran misali kara
bulutları da insanlarına benzer istanbulun
inanma sevdiğim, inanma bulutlara
istanbul yağmur yağmur sevdiğim
kah ince ince
kah bardaktan boşanırcasına
hele bir yağmur yağmaya görsün
ölürcesine yaşanır b
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:42 PM
Bu geldiğim nasıl mekân:
Haz aradım bulamadım
Yanan çoktu, gönül yakan
Köz aradım bulamadım
Aynamda görülen zatta
Bir yürek var ki; mezatta
Huzûra çıkacak hattâ
Yüz aradım bulamadım
Ne bir arzu; ruhta çakan
Ne bir kavil; sana akan
Senin nazarınla bakan
Göz aradım bulamadım
Ana, baba, bacı, kardeş,
Dosttan geçtim, eş, arkadaş,
Şu başı koyacak yoldaş
Diz aradım bulamadım
Yalnız sende; 'Mim'inden tut
Kelime, harf, hece yahut,
Varlığımın özüne zıt
Söz aradım bulamadım
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:43 PM
bir deli feyz aldı diyordu
bütün diktatörleri yeryüzünün
bir başkası gökten zembille inmişti
ve bir peygamberdi anlaşılmamış
biri durmadan koşuyordu
üstünde bir don bir gömlek
ve bir başkası
ölmek diyordu
kurtuluş ölmek
o genç bir adamdı
sakalları uzamış saçları kirli
gözleri cam gibi parlıyordu
bir noktaya bakıyor
sessizce ağlıyordu
beni görünce
belli belirsiz bir gülümseme geçti yüzünden
dedi ki
sivaslıyım 27 yaşındayım adım bekir
sonra durdu ve bağırdı uzun uzun
hüsamettin
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:43 PM
Bir kekeme bilirim; dolaşır garip garip
Bu şehrin daracık sokaklarında
Kelimeler zincire vurulmuş gibidir
Dudaklarında
Ne ismini söyliyebilir doğru dürüst
Ne sevdiğine ilanı-aşk edebilir.
Sormayın neden yalnız yaşadığını
Kusurunu bilir
O güzelim şiirleri hep içinden okur
Bu dert de çekilmez doğrusu
Güzel söylenilmiş cümlelerle doludur
Bütün uykusu
Günahsız harfler onun nazarında
Birer siyah heyula gibidir
Ay ışığında sevgiliye söylenen sözler
Rüya gibidir
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:43 PM
Bir rüya görür gibi
Seninle bulutlara uçtuğumda
Bir ateş yakar beni
Sevginle tutuştuğumu sanırdım
Yağmur olur damla damla
Öperdim öperdim dudaklarından
Bir nehir gibi çağlar
Akardım akardım damarlarından
Değer mi hiç değer mi hiç
Değer mi değer mi söyle
Bir rüya ömür boyu
Sürer mi sürer mi böyle
Değer mi hiç değer mi hiç
Değer canım değer elbet
Değer birtanem
Aşkı için herşeye
Ne hayal ne de gerçek
Engel mi kanatlanmadan uçmaya
Değer canım değer birtanem
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:43 PM
Kaf Dağı'ndan mı, bilmem, o ses nereden gelir,
Ben, gerçekleri uyur, hep o sesi yaşardım
Balkonlardan aşırır ufacık kalbimi sır,
Bildik pencerelerden, meçhûle taşınırdım
Güneş, çirkin doğardı saf çocuklar üstüne:
Yakan top, saklanmaca, seksek neye yarardı?
Anlatacaksa bana bu büyülü dâveti,
Birkaç ihtiyar yıldız, bir büyükanne vardı
...
Bir büyükanne yoktu: 'Ses'e gitti dediler
Götürdükleri yerde taşlar dikili bahçe:
Ammâ sesten eser yok, mırnav mırnav kediler,
Kapısında bir demir
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:43 PM
İstersen mutlu oluruz seninle
Evimiz ve çocuklarımız olur
Yemek pişirirsin kendi elinle
Kalplerimizde esenlik ve huzur
İstersen mutlu oluruz seninle
Birbirimiz için yaratılmışız
Ruhlarımız düşüncelerimiz bir
Bizim gibi olur çocuklarımız
Ben şair, sen baştan ayağa şiir
Birbirimiz için yaratılmışız
Ayrılık olmaz fikirlerimizde
Kahkahamız ta uzaklardan duyulur
Mutluluk parıldar gözlerimizde
Rüyalarımız bile aynı olur
Ayrılık olmaz fikirlerimizde
Ne hayaller kurarız uzun uzun
Üzüntül
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:43 PM
Biliyor musun
Senden ayrılalı sakal bıraktım
Zamanının akışına koyuverdim kendimi
Gömleklerim kolalı değil artık
Pantolonum ütülü değil
Ayakkabım boyalı değil
Öylesine değiştim ki
Görsen tanıyamazsın
Sabahları gün doğarken kalkıyorum
İlk işim bir sigara yakmak oluyor
Ve bir süre denizin hışırtısını dinliyorum
Sonra, apansız sen geliyorsun aklıma
Gözlerin, dudakların, ellerin geliyor
Şimdi nerdesin kimbilir
Yatağında uyuyor olmalısın
Artık beni görme rüyalarında
Korkarsın.
Mevsi
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:43 PM
Umudum, heyecanım bitmez pınardı bitti
Gençliğim deli dolu esen rüzgardı gitti
Neydi o sarhoşluklar? Dünyaya boş vermekler?
O bir başka mevsimdi, bir ilkbahardı gitti.
Tadı, rengi değişti birer birer her şeyin
En mutlu, en doyulmaz yaşantılardı gitti
Çektiler ellerini elimden sevgililer
Bir zaman bu gönülde kimler yaşardı? Gitti.
Hani hiç bitmeyecek sandığım güzellikler?
Ne sevinçler, arzular ve neler vardı gitti.
Kalakaldım ortada böyle ben param parça
Her gelen y
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:43 PM
Ağla ey gözlerim, mevsim hazandır
Mâtemi aynada kendi yüzündür.
Gayr-ı yâr ne ola belki cezandır
Yârdan mektup gelmiş, dinle ezandır.
Âmâya gülşeni, ahrasa neyi
Söyleme ne bilir, gamsıza meyi
Ölmekse, olmanın en güzel şeyi.
Bu aşkın ismi zan, cismi hüzündür
Yârdan mektup gelmiş, dinle ezandır.
Bağrı yanıkların vuslat âteşi
Pervâneler yakan sevda güneşi
Her varın tutkusu, hem yokun eşi
Sevgili gönlüne aşkı yazandır
Yârdan mektup gelmiş, dinle ezandır.
Ağla ey yüreğim, sen cana
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:43 PM
Bir beyaz gemiydi ayıran onları
Kadın güvertedeydi, adam rıhtımda
Şimdi unuttum yüzünü kadının
Adamın gözleri aklımda
Kana bulanmış bıçaklar gibi
Uzun kirpikleri ıslaktı
Adam dertli, adam darmadağın
Dokunsalar ağlayacaktı
Adam bitkindi, adam seviyordu
Kalan kederdi, giden gemiyse
Taş olduğu içindir dedim
Rıhtım taşları erimediyse
Derken bir düdük öttü ansızın
Bembeyaz gemi gitgide ufaldı
Korkunç yalnızlığıyla başbaşa
Rıhtımda bir adam kaldı
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:43 PM
******* uzuyor,
******* bitmek bilmiyorlarsa eğer
Soğuk heceleri çözmüyor şafak,
Güneş doğmuyorsa nefret üstüne
Yâni; bu sevdâya yürek dar ise
Bir de özlediğimiz değilse aynı güzel,
Gözlerimiz olsa da aynı ufka çivili,
Neye yarar?
Beni senden daha iyi anlatıyor şarkılar,
Seninle sâdece bir kavlimiz var
Canevime seni salan yâr ise
Böyle bir sevdâya yürek dar ise...
O halde dokunma ellerime,
Bırak kırsın dallarımı çoban nefesinden bir ağıt
Sonra,
Sana,
Seni anlatsın söğüt:
G
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:44 PM
Seninle ölmek istiyorum;
seni sevdiğim için,
sana inandığım için
senden ötede yalnız ölüm olduğu için...
Seninle ölmek istiyorum;
birlikte ölümsüzlüğe erelim diye,
karanlıkları birlikte aydınlatalım diye,
birlikte varolalım diye...
Seninle ölmek istiyorum;
çünkü seninle yaşamıyoruz.
Çünkü mayamız ayrılıktandır,
çünkü ölümle bir bütün olacağız.
Seninle ölmek istiyorum;
benimle kadere meydan okuyabilecek misin?
Hiçe sayabilecek misin benimle
insanları, yaşamayı, Tanrıyı?
Beni
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:44 PM
Ölümdü o, beni aldatmayın
Soğuk nefesiydi yüzümde duyduğum
Öyle sessizce öldüm ki defalarca
Hiç bir zaman anlaşılmadı yokluğum
Hayatın omuzunda bir yük olduğu
Nice yalnız *******, nice akşamlar
Tanrı biliyor ya kaç kere öldüğümü
İnandım ölüme, aşka inandığım kadar
Satır satır yaşadım yazdıklarımı
Ne saadetin ne güzel günün şairiyim
Kimse acımasın bana, istemem
Ben aşkın ve ölümün şairiyim.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:44 PM
Hiç genç olmadın mı?" diye sorarlar
Çok şükür olmadım; Hak yardım etti
Ne gün kendimi genç sanacak olsam
Bir başka musîbet imdâda yetti
Benim de kalbimi meşhûr 'ef' ve 'püf'
Az da olsa meşgûl etti elbette:
'Herkes gibi' diyip durdu büyükler,
Bir zaman aklımda böyle yer etti
Dinledim; her sohbet içinde zan var,
Sözler ya gak, ya guktan ibaretti,
Baktım; koşturmaca, bütün işleri,
Bilemedim kim kâr, kim zarar etti
Sabah akşam ye iç, giyin ve kuşan,
Çoğunu fakirlik fikri tükett
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:44 PM
Nedense bütün resimlerde ben
Böyle mahzun ve perişan çıkarım
Hep böyle hayata kapalı durur
Gülmesini unutmuş dudaklarım
Artık canından bezmiş kimselerin
Hazin bakışı parlar gözlerimde
İçinden adamlar arabalar geçer
Çizgiler alnımda bir büyük cadde
Aynada saçlarımı düzeltirim
Bir perde iner yüzüme alçıdan
O, bin mumluk ampullerin altında
korkarım korkarım fotoğrafçıdan
Bakışlarım gümüş camlara sorar
Elbisemin eskiliği belli mi
Sonra karşıda küçük bir noktaya
Di
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:44 PM
Bitmişse
Kızıllığını avuç avuç içtiğimiz şafaklar
Öğleler, ikindiler çoktan geçmişse
Bir akşamüstü garipliği
Sarmışsa her yeri
Güneş devrilmiş
Renkler solmuş
Sesler kesilmişse
Son kuşlar da geçip gitmişlerse ufuktan
Ve çiçekler
Bükmüşse boyunlarını dalgın dalgın
Bil ki ölüm saati gelmiştir
Senden uzak, kendimden uzak
Tüm umutlardan ve her şeyden uzak
Ben ölmüşümdür uzaklarda bir yerde
Gövdesini kurtların oyduğu
Bir ağaç gibi devrilmişimdir
O anı sen bileceksin herkesten önce
He
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:44 PM
Ne kötü bir dünya bu; sevgisiz, acımasız
Yaşarken dolu dizgin, ölüvermek apansız
Sen, en güzel yerinde olsan bile yaşamın
Alırlar, götürürler bir yerlere zamansız
Bütün o sevdiklerin, dostların, yakınların
Koyup giderler seni orada yapayalnız
Çalkalanır gidersin kapkara bir boşlukta
Ne sevinç, ne de keder; artık her şey anlamsız
Hakkın yok üşümeye, ağlamaya, gülmeye
Unutma! ölüsün sen, boş bir kalıpsın cansız
Her şey geride kaldı, ne sandın yalan dünya
Gördüğün gibi işte; bi
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:44 PM
Ne yapsam dönüp dolaşıp sana geliyorum
Avuçlarımda ateş, gözlerimde sitem
Ve hep o şarkı dudaklarımda belli belirsiz
Ne yapsam, neylesem ne söylesem.
Değişen sadece ellerim, gözlerim değil
Ayakkabım, gömleğim boyunbağım, elbisem
Her şey iğreti şimdi, herkes yabancı bana
Ne yapsam,neylesem, ne söylesem
Bütün günlerimi aldın gittin,bütün akşamlarımı
Oturmuş üstüme boğuyor beni her gecem
O renkler yok, o hayaller yok, o düşler yok
Ne yapsam, neylesem, ne söylesem
Nereye
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:44 PM
Ben ağlayan şairim
Bana gülmesini öğretmediler
Eğil de bir bak mahzun yüzüme
Anlatır sana çektiklerimi
Birer bıçak yarası gibi
Alnımdaki çizgiler
Ben mutluluk nedir bilemedim
Saçlarım okşanmaya alışık değil
Hep böyle dalıp gider gözlerim
Ve ne zaman düşünsem geçen günleri
Bir karanlık basar içimi
Aydınlık değil
Seni nasıl severim bilirsin
Nasıl yanarım özlemler içinde
Bastığın yerler cennet olur
Bilirim en serin rüzgarla gelirsin
Yine de yanar tutuşurum ben
Cehennemler içinde.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:44 PM
Başka uçurum yok bana
Gözlerinden daha derin!
Gözlerinde mahkûm olsam,
Söyle; ayrılık biter mi
Bakışın ne kadar derin
Ölüm daha da beter mi
İstemese gönlüm seni
Görmesem nakış, deseni
Tanır mı yâr, bendesini,
Gözünde hâlâ tüter mi
Hüznümden doğmasa yağmur
Islanmasam, kalsam mağrur
Dağda yine kurtlar ulur,
Dallarda kuşlar öter mi
Sana fedâ olsun ey yâr
Kâinâtım; şu dört duvar
Fakir düştüm: Bir canım var
Onu da versem yeter mi
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 01:59 PM
Sen aşk nedir bilmezdin
Gülüp geçerdin sevgilere uzaktan
Şimdi geniş bir bahçedir kalbin
Sevgiden, güzellikten, aşktan
Şimdi iri gözlerin arzu dolu
Yakan, özleten bir şey ellerinin sıcaklığı
Gitgide eksiliyor bakışlarında yüzün
Geçen aşksız günlerin bıraktığı
Bir çeşme var aramızda görüyor musun
Tadılmamış hazlar serin sularda
Şimdi bahçende açan bir gül *******
Şimdi gözlerin en güzel uykularda
Boynun beyaz mı beyaz, çıldırtası, öldüresi
Saçların daha parlak, daha bir kapkara
Her
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:00 PM
Bir gün demek ne kadar hazin
Anılarla dolu geçen yıllara!...
Bakıp da ardında kalan yollara;
Geri dönememek tek bir an için!
Büyüttüğün artık umutlar değil,
Şimdi tek gerçek var; çaresizliğin.
Bak! Fırçan kırılmış, bomboş tuvalin
Ne biraz renk kalmış, ne de bir şekil
Silinmiş o portre, göremezsin ki!
Daha yakından bak dilersen, eğil;
Hani o maviler? Hani o şekil?
Uçup gitmiş mi ne? Hani o sevgi?
Nerde o dostluklar? Güzel yalanlar?
Bu kalp neden değil eskisi gibi?
Bir başka dü
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:00 PM
Sâdece ayna var,
Ötesi yokluk.
Sesler her cenâhtan, herkes, her yerde.
Öyle bir var, var ki;
Yok bile yok...
Gördüğüm, duyduğum
Her ama her şey,
Sâdece perde.
Kırk beş kere döndüm, öyle diyorlar
Bu mel'un yerde.
Söyleyense, hücrem.
İşte, aynalar...
Bir var, bir yok bile değilmiş oyun.
Belki hem var, belki de hiç yok.
Bir yok ki, çokluk...
Sizi bilmem amma, benim hücremde
Varsa, bir ayna var,
Ötesi yokluk...
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:00 PM
Biz iki serseriyiz bu yeryüzünde
Kibar konakları bizim harcımız değil, biliyorsun
Ne güne duruyor balıkçı meyhaneleri, kötü evler
Bizi karanlıklara götüren ayaklarımız değil, biliyorsun
Biz oldum olası böyle sarhoş, böyle umursamaz
Bu ilk saltanatımız değil, biliyorsun
Yaşamak bir siyah mermerdir işlediğimiz
İçimiz serseri bizim, adımız değil, biliyorsun
Biz seninle açık saçık şarkılar severiz
Duyduğun bu şarkı bizim şarkımız değil, biliyorsun
Kim yaratmış onca güzel bu siyah merme
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:00 PM
Ölürsem şaşırma
Ölebilirim
Ölürsem ağlama
Yine gelirim
Ölürsem seslenme
Uyuyacağım
Ölürsem üzülme
Yaşayacağım
Ölürsem bekleme
Geri dönemem
Ölürsem ölme
Sensiz edemem
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:00 PM
Bir yere yaklaşıyoruz seninle
Belki bilinmeyen bir azak şehir
Belki o, en sakin deniz kıyısı
Belki de bir dağ yamacı kimbilir
O yerde her şey değişecek ansızın
Hiç ayrılmayacak ellerimiz
Kuşlar en yakın dostlarımız olacak
Terkedilmiş bir kulübe evimiz
Gün doğmadan uyanacağız seninle
Tenimizde kırağların serinliği
Kulaklarımızda en güzel şarkılar
Çiçeklerin, ağaçların söylediği.
Seninle mevsimler orada bambaşka
Zaman bir suyun akışı, o yerde
Hüzün artık unuttuğumuz bir şey
Yalnızlı
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:00 PM
Erimek tadılmamış hazların ortasında
Sevgiden kanatlarla bir boşluğa yükselmek
Yaşamak dolu dizgin ve her gün biraz ölmek
Zevklerin sonsuzluğa açılan sofrasında
Akar ta, içimize çeşmelerinden sükun
Dopdolu göllerinde gezer beyaz bir kuğu
Huzur; o sevilmeyen kaplerin unuttuğu
En eski bir seraptır ellerinle sunduğun
Büyük bir yangın gibi ateşin dudaklarda
Duyarken özlemini en uzak bir yıldızın
Sırrına eremeyiz nasıl yandığımızın
Bir gün o ateş bizi alev alev sarar da.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:00 PM
Bir sâlih rüyâda aldım haberi:
"Başkasını sevme; dönecek geri"
Kıskanırsın diye, o günden beri
Bir kez 'aynadaki ben'e bakmadım
Saatlerden söktüm sâniyeleri,
Her çağlayana bir nöbetçi diktim
Döktüm ve aklımdan, tüm "niye"leri,
Neler neler oldu "İnan, takmadım"
Şimşeği gizledim; çakmasın diye
Şafağı gözledim; sökmesin diye
Soluğumu tutup çıkmasın diye,
İşte "son nefesim"...
Sana sakladım...
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:00 PM
Ne gariptir şu ayrılık günleri
Bir dosttan da, düşmandan da ayrılsan
Nedense bir tuhaf oluyor insan
Derin bir sızı giriyor içeri
Son bir defa bakarken caddelere
Dükkanlara, evlere, kahvelere
Hatıra yüklü kervanlar geçiyor
Dolu dolu gözlerinin önünden
Bu son yadigar mı bir ayrılık gününden
Ne unutulmaz zamanlar geçiyor
Ağır ağır biz farkında değilken
Gökler masmavi, yaprak yemyeşilken
Sen istediğin kadar unutulmaz de
Bu son dakika, bu vakitsiz yağmur
Unutulur, azizim unutul
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:00 PM
bir gün bu şehrin en yüksek tepesine
senin heykelini dikeceğim
limana yanaşan gemilerden önce sen görüneceksin
sen yol göstereceksin karanlıklarda
pullarda senin resmin olacak
vitrinlerde senin fotoğrafların
bu şehre gelenlere
önce seni gösterecekler
bense dilediğim gibi
günün her saatinde yalnız seni göreceğim
ve
karlı, soğuk bir kış günü
senin o duygusuz ayaklarının dibinde
can vereceğim.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:00 PM
Bildin mi nedir kâbus:
Olmadığından olan,
Ümit tükenmedikçe
Devam eden şey,
Mahsus!
Sen,
Âh, sen;
Hani, hep demez miydin; "Uyur gibi yaşama!"
Görmemiş değildim ki çoktan, görüleceği.
Ben o yumuk gözlerle hayatlar gördüm:
Boktan!
Elbet, ben de suçluyum;
Hattâ, tek suçlu benim.
Ben, tutup dost bekledim,
Geldi,
Bindiğim dalı kestiler sevdiklerim!
Bildin mi sebebini gözlerimdeki pusun?
Durma üstünü de ört,
Hadi ört ki mahpusun,
Çıkış yolu kaldıkça çıkışı yok kâbusu
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:00 PM
Perdeleri kapat, sevgime tanık istemem
Işığı söndür, gel otur yanıma konuş
Ergeç anlaşacağız başka çaremiz yok
Sonra sevişeceğiz, bu düzen böyle kurulmuş
İstersen yine hep hayır de, olmaz de, ne çıkar
Her şey olacağına varıyor çaresiz
Yaşamak zorundayız, sen de biliyorsun
Öyleyse gel otur yanıma sevişmeliyiz
Durmadan sevişmeliyiz aslında gece gündüz
Daima istekli aç, doymak bilmez, vahşi çılgın
Sabaha karşı koşu atları gibi yorgun argın
Yine de usanmış değil, pişman değil, bıkkın deği
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:00 PM
O artık benim için bir ölüdür demişsin
Seni bunca sevene acı bir sitem mi bu
Ayrılıklar içinde taş mı kesildi kalbin
Hiç unutmam dediğin günleri unuttun mu
Bir ev hatırlıyorum sonra küçük bir oda
Ve hazdan yeryüzünde kaybolmuş iki kişi
Ellerini sürdüğün her şey güzel olmada
İnan her gün yeniden yaşıyorum geçmişi
Değil sevistiğimiz o eşsiz birkaç ayı
Bir elmas parçasını ustaca işler gibi
Bir bir düşünüyorum geçen her dakikayı
Dilerim yeniden doğ gel de güneşler gibi
Mahzun dudaklarımd
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:01 PM
Kasımpatıların adları çıktı
Kasımın masımın patladığı yok
Buralarda her gün, altı patlıyor
Bazen yedi, bazen on iki,
On altı bazen...
Katran karası gece,
Ağaçlar hortlamış ay ışığına
Bir çocuk atlıyor
Kırık kütükten
Atlılar:
Ardından, Mahşerin atlıları...
Ve fakat, o küçük yürekte
Ümit o kadar büyük;
Yakalayamıyorlar
Birer birer çatlıyor
Altlarında atları!..
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:01 PM
Kemiriyor beynimi bir düşünce:
Neler olur Ay dağları aşınca?
Mâlûm koşup meçhûle kavuşunca
...Ayal evlât o gün beni el bilir
...Üstüme bir, 'hiç olmamış hal' gelir
Gözlerime göz açıp baksa bebek
Sarsılırım, belki derim; bu sevmek
Yüreğimde can çekişen kelebek
...Can evimin cidârından yol bulur
...Ne haldeyim, bilse bilse el bilir
Konuşursun, bilir misin, tûtiye
Melûl koyun, mahçup bakan kediye,
'Pervâneler, koştuğunuz ne? ' diye
...Sorsam, sazlar inler, sözü tel böler
...Niye b
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:02 PM
Âşıklar dert söyler, sanma dil ağlar
Ayrılığa gurbet eller ağlamaz
Yolların sonunda bir güzel ağlar
Sel alır yolları, seller ağlamaz.
Rabbi kula ağlar ağlamaz da kul,
Kul olur bir pula, ağlayamaz pul
Çulu birkaç pula kul eyler kulu;
Kullar ağlar çula, çullar ağlamaz.
Bülbüller ağlatır, güller ağlamaz,
Ömrünü verirsin, yollar ağlamaz,
Saçlarına aklar düşer de yârim
Ağlar ve anlarsın; yıllar ağlamaz!
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:02 PM
Yanar benim deli gönlüm; hicaplı nâra yanar
O aldanır sana ancak: Kanarsa yâre kanar
Yolun benim çilehânem; figânı saklı nehir
Velâkin uğramıyorsun o nehre sen nicedir
Nasıl çocuklara uğrarsan öyle, bir kere gel
Yetim, öksüz beni gözyaşlı gördüğün yere gel
Gel artık ey ilâcım gel, gel artık ihtiyâcım
Tabîbimsin biliyorsun ki muttasıl muhtâcım
Uyandı çöl bile feryâda sen de duy ne olur
Bahar döner gelir ammâ olan bir ömre olur
Kazâsı yok bu hayâtın ki; aşk yegâne demek,
San
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:02 PM
Tutuldum bir garip sevdâya yine,
Kırıldım bugüne, düne, yarına
Beynim öldü gönlüm durdu âyine,
Yürüdüm sevdânın yarınlarına
Bir ayyaş söylendi ileri geri
Ruhumu okudu meczup bir peri
Ben yeteri kadar aciz kendimden;
Yürüdüm, başımda seher yelleri
İçimden veya dışımdan,
Benden veya başkasındandı
Beynimde çınlayan uzun hava
Veya türkü idi, veyahut değil
Değil ve hatta belki ses bile
Çok da, önemli değil
Nasılsa her yolun bir bitimi var,
Yolumda boylu boyunca ölüle
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:02 PM
Şirin yâr efkârsız mıdır;
Câm doluyor câm üstüne
Acep yâr vefâsız mıdır;
Zan eyliyor zan üstüne
Çoban meye üfler yine,
Mâniler hazân üstüne
Yârin gönlü arsız mı ne;
Han buluyor han üstüne
Sevenden şek olmaz sâdır:
Fer gelir ferzân üstüne
Ammâ o yâr hırsız mıdır;
Kalp çalıyor kalp üstüne
Bir bilirim, bilmem iki
Şüphesiz mizân üstüne
Benim yârim kâtil mi ki;
Can alıyor can üstüne
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:02 PM
Gelmeseydim keşke hiç
Nerden esti bu rüzgâr?
Ateşböcekleri yok,
Şenlik bitti
Mâtem var...
Saçlarımda, yüzümde,
Kırbaç kırbaç bir soluk
Hem soğuk, acımasız,
Hem ağlamaklı,
Buruk...
...Başım üstüne buyruk,
...Lâkin düştü yuvalar!
...Şu yorgun gelen kuşlar
...Nereye konacaklar?
Terk etti gitti bizi
Yeşil çim, kızıl güller.
Ürkek, sarı yapraklar,
Düşüyor titredikçe
Korkudan,
Çıplak dallar
...Onlarla giden benim
...Benim kadar korkaklar
...Eğer böyle üflersen,
...Neye tutun
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:02 PM
Bir tek dalga gelecek surları devirmeye
Cımbızla çekecekler incitmeden, kırmadan
Tek kıvılcım yetecek defterleri dürmeye
Köslere vuracaklar dinlenmeden, durmadan
Bir alçak koşturunca saklanacak yer diye
Bir kapı çalınınca: 'Emâneti ver' diye
Münâdi ünleyince; 'sâhibi ister' diye
Rakkaslar duracaklar son saati vurmadan
Ahâli kazma kürek ne varsa ellerinde
Doğmamış yürek için siper kazmışsa yere
Üç aynada tek akis birleşmişse bir kere
Dört unsur barıştılar hiç kimseye sormadan...
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:02 PM
Kıyâmet bize yakın
Alları koy gülüm, karalar takın
Bakın kör pencereden bu katran ufka,
Ve ağla yarına
Sevinme sakın!
...Giyinme alları karalar takın
...Sehpâyı kurmuşlar; ayrılık yakın
Güzel kokmuyor bahçendeki gül,
Türkü çığırmıyor kimseler artık
Yazık!
Değil mi?
Hem de çok yazık
Velâkin güzelim, çağ,
Lâleleri bile bilmiyor artık
Bugün uzak dur sen camdan, cumbadan
Çıkacaksan,
Bir kabristan seyrine çık!
...Can pazarı seher için kurulmuş
...Sürgünün karârı çoktan verilmiş
.
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:02 PM
Yollara düşüren, yollardan alan
İnsanı sensin yâr, insanı sensin
Çıkan ve çıkmayan bütün yolların
En sonu sensin yâr, en sonu sensin
Yağmuru boranı susuz illerin
Sen, yine sensin yâr, sen, yine sensin
Biraz gülümse de şu gönüllerin
Yangını sönsün yâr, yangını sönsün
Bir kere görün ki; sevenlerinin
Gözyaşı dinsin yâr, gözyaşı dinsin
Varlığa dizini döven birinin
Son hanı sensin yâr, son hanı sensin
Kul Hafînin derdi, aştı başından
Ne çektiyse, hepsi,
Senin aşkından
Yine de,
Ç
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:02 PM
Seni yâd ile bu zindan
Biter, ben ondan yazarım
Cehennem nârından sevdân
Beter, ben ondan yazarım
Düğün dernek oba oymak
Şöyle dursun sana doymak
Seni duymak bile câna
Yeter, ben ondan yazarım
Her çiçeğin ömrü bir yaz
Her yıldıza yoldaş ayaz
Bir 'en beyaz' gül göğsümde
Biter, ben ondan yazarım
Şu gönlüme son put hilâl,
Kulaklarım Bilâl, Bilâl,
Bir gülcemâl gözlerimde
Tüter, ben ondan yazarım
Dostluğuna ermek niyet
Niyet halis, makus hâlet
Beni bu mecrâ
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:02 PM
Seni söylemeyen sözde öz olmaz
Harfleri müphem bir heceye benzer
Işığından mahrum yüzde göz olmaz
Hayat mehtapsız bir geceye benzer
Kadı geçiremez söz dilenciye
Uyuz merkep güler şedid hancıya
Paşalar yol arar halden önceye
Kavuklu sultanlar cüceye benzer
Olmak olmamanın terazisine
Hakikat göçer bir Hint gezisine
Ati hapsolur kendi mazisine;
Varlık çözümsüz bilmeceye benzer
Bilmese ne çıkar pervane; kimsin
Nuruna yandığı cihette cismin!
Lal dillere lisan üfleyen
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:02 PM
Benim nargilemin dumanı keskin
Senin bulutların fevkinde sesin
Bu sefil hal üzre ne desem boşa!
...İçine tükürüp ben böyle ye'sin
...Yollara düşmeli, hem, koşa koşa
Bir türlü içmesem, içsem bir türlü
Açmasam kitâbı, açsam bir türlü
Bu da yaşamaksa, kazmalar taşa!
...Kime bu kızgınlık, kimden ötürü?
...Kader kızgın soba, ellerim maşa!
Teline vurmalı şimdi bir sazın,
Belini kırmalı hoyrat âvâzın
Bugün eğrileri kakıp bir başa!
...Terk edip sılayı, hicre cevâzın
...Peşine düşmeli y
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:03 PM
Kırk yedi tur attıysa arz güneş etrafında
Kırk yediye katlandım ben bir sahaf rafında
Ecinnîyi topladım mâverânın ardından
Gölgeme mermi sıktım: Bu da sana: Dan. Dan. Dan.
Bir türlü anlamadım, asıl sual da bu yâ;
Beynimin içi miydi, yoksa dışı mı dünyâ
Tepelerin ardında var mı gerçek insanlar?
Hangi korku filminden kin ve nefret kusanlar?
Şaka falan değil bu. Ben hep bu virdi çektim:
Aynadaki kendim mi, ben mi daha gerçektim?
Didik didik ettim de ne nasıl, ne nedendi,
Ne bey
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:03 PM
Birben Varım Seni Böylesine özleyen
Birben Varım Bıkmadan Usanmadan Yolun Gözleyen
Birben Varım Aşkınla Heran Kanayan Yara
Birben Varım Derdim Efkarım Sığmaz Dağlara
Birsen Varsın Yüreğimde Alev Alev Yanan
Birsen Varsın Attığım Her Adımda Yolun Sonu Sana Uzanan
Birsen Varsın Içimdeki Bitmeyen özlem Bitmeyen Hesret
Birsen Varsın Yüreğimdeki Enbüyük Sevgi Vede En Büyük Nefret
Birsen Varsın Hayat Damarlarıma Panzehir Gibi Sızan
Birsen Varsın Daha Ben ölmeden Karatopraklarda Mezarı
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:03 PM
Hadi gel gidelim bu yerlerden dost
Uzanıp gidelim şu uçsuz ovalarımıza
Hadi gel gidelim buralardan
İnsan kıymeti bilinmeyen bu ellerden
Kendimizden ödün vermeden gidelim
Yeterince örnek deyilmi şu düzen
Yeterince almadımı bizden dost
Hadi gel gidelim bu diyardan
Gidelim ki kimseler bulmasın
Kimseler bilmesin bu sahte yaşantıları
Hadi gel gidelim dost
Birbirimizi insanlığımızı kaybetmeden
Tüm varımızı yoğumuzu hiçe sayıp gidelim buralardan...
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:03 PM
Sevgili olmak sevmek vardı hayatın çıkmazlarında
gerekirse kol kant germek,gerekirse kolunu kanadını vermek vardı
hayatın çıkmazlarında
Herşey sevmekle,özlem duymakla başlardı
nasıl sevilir,nasıl özlenirse ne gerekirse en zor anlarda yapılırdı
çünkü sevmek aşık olmak vardı hayatın çıkmazlarında
Kısaçası kimi kavuşur,kimi ise hayata küserdi
kimi ise elleri semada dua ederdi,sevenler biliyorduki sevgi koldanda
candanda kıymetliydi
Bir ihtimal varmıydı,zamanı geri çrvirmeye,saniyele
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:03 PM
Her Limandan Kalkan Gemiler
Yüreğim De Battı
Denizin Mavi Derinliklerine Karıştılar
Seni Buldum Dalgalrın Arasında
Hep Korktum Seninde Bir Gün
Batacağını Düşündükçe
Ve O Gün Geldi
Her Gemi Gibi Sende Battın
Sende Dalgalrın Arasın Da Kayboldun
Senin Battığın Gün,benim Hayatımın
Son Günüydü
Kimse Duymadı Haykırışımı
Kimse Görmedi Gözyaşımı
Kimse Bilemedi
Seni Nekadar Sevdiğimi
şimdi
Seni Bulmaya Geliyorum
Kaybolduğun Dalgalrın Arasında
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:03 PM
* Seni senle yasamak varken, neden seni sensiz yasayayim, seni senle
sevmek varken neden seni sensiz yasayayim inan ki bi tanem bu hic
icime sinmiyor...
* Eger bir gun gokyuzunun karamavi cizgisinde bir kirlangic surusu
gorursen bilki kanatlarindaki buruk gulumsemelerle islak tebessumler
benden sana kalanlardir.
* Bu duvarlar duysa hickirigimi belki beni anlardi kalbimde bir umut
gonlumde bir alev beni unutana soyleyin beni unutani ben unutmadim
elbet donecek ya donecek yada bu kalp onsuz
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:03 PM
* Gul Bahcesinde Gecsede Ömrum, İnan Senin Üstune Gul Koklamam Gulum,
Seni Koklamak Olsada Ölum, İnan Ugrunda Ölmeye Deger Be Gulum.
* Bugun yeni bir meyhane kesfettim mezarligin karsisinda. Bir gun beni
arar da bulamazsan ya meyhanedeyim ya da tam karsisinda.
* Bir gul olmak isterdim! Neden mi? Beni koparip kokladiginda
vucudunun derinliklerine girip bir daha oradan cikmamak icin?
"Aşk / Sevgi Mesajlari"
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:03 PM
Ellerim Boş Kalbim Yaralı
Bedenim Sensiz
Sensiz Nefes Alamıyorum
Yaşamak Bi çare
Gidiyorum Bu şehirden
Senin Olmadığın Bir Yere
Ama Kendimi Kandırdım
çünkü Adını Canım Koydum
Nefes Aldığım Her Yerde
Sadece
Sen Vardın!....
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:03 PM
Hatırlarmısın Sevgilinden Ayrıldığın Günü.
Hatırlarmısın Terkedildiğin O Ilk Geceyi,
Kalbin Yerinden Fırlayacakmış Gibi,
Herşeye Isyan Eden Tavrıyla Atarken,
Geri Dönmesi Için,ayaklarına Kapanacak Kadar Küçülmüşken,
Hatta Daha Ileri Gidip ,
Onun Geçtiği Yolları öpmek Istediğin O Anları Hatırla.
Sevilmeden Sevdiğin O Günleri,
Aklından Bir Bir Silip Atmak Istediğini,yeni Bir Aşka Kollarını
Yırtılana
Kadar Açmak Istediğini,ve Bu Aşkta Yaşayamadıklarını Yaşamak,
Umutlarına Kavuşmak Ve Yaşa
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:03 PM
Bugün bütün iyi kalpliliğim üzerimde
Cümle düşmanlarımı affettim
Yediğim meyvalardan
Kokladığım çiçeklerden af diliyorum
Yerde yürürken gördüğüm
Sebebsiz kanına girdiğim
Zevk için öldürdüğüm
Böceklerden af diliyorum
Dağdan, topraktan, taştan
Evlattan, akrabadan, arkadaştan
Yağan yağmurdan, doğan güneşten
Denizlerden, göklerden af diliyorum
Yıllardır kahrımı çeken kadından
Ondaki yaşamak ümidinden
Baba evinden, ana sütünden
Yediğim ekmeklerden af diliyorum
Kadrini, kıymeti
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:03 PM
*******in yıldızlarıyla başladı her arzum,
gün içinde uzaklaşan benliğim gibi arar oldum her yerde seni.
ve ıslak yüreğimin mazur bir haykırışıydı sende kalan sevgi,
kinle yoğrulan yaşama yeni güzellikler vaad etmiştin gecenin umut dolu
yıldızlarında,
ve sen olup sen paylaşıyordum her her gökyüzündeki sohbeti ,
anlat bana gök yüzü bana sevdiklerimi anlat, uzun mundur ki okadar
uzaktan sevip sevdalanmak,
ağır mıdır cefası bilirmisn gökyüzü bana sevdiğimi
anlat.
ve ıslak çiğtaneleri gibi
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:04 PM
Yine yoksun dedem.
Sensiz geçen bir yıl daha,
Senin olmadığın bir gün daha.
Hep ağıtlar söylendi bu günde,
Kuran'lar okundu
Gene gözyaşı döküldü,
Yine acı hissedildi yüreğimizde.
Kim bilir ne zaman
Diner bu acı?
Kim bilir ne zaman söner
Bu yüreğimizdeki yangın?
Belki de hiç dede!
Bizi bırakıp gittiğin günü
Dün gibi hatırlıyorum.
Zaten hiç aklımdan çıkmıyorsun ki...
Sevgim hiç eksilmiyor ki...
Günden güne çoğalıyor,
Özlemim hiç azalmıyor ki...
Gün geçtikçe,
Yıllar bittikçe,
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:04 PM
Bir çocuğun;
karanlıkta umut ışığı
Aradığı gibi,
Kalbimin sessiz köşelerinde,
Mezarının başında,
Ölümün sessizliği içinde
Seni arıyorum dede!
Ah be dedem...
Bu kadar uzun zaman
Çekip gidilir mi?
Bu kadar çok
Özletir mi bir insan kendisini?
Kim bilir nerelerde,
Hangi diyarlardasın?
Hangi küçük çocukları
Seviyorsun benim yerime?
Babamsın, canımsın...
Boynumun borcudur seni özlemek,
Boynumun borcudur seni anmak!
Kalbimin en üst köşesindesin,
O üst köşeyi
Sevgi çiçekleriyl
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:04 PM
Karlar yağdı üzerime, tipi misali
Buz tuttum,kımıldamaz oldum,dondum
Baharı bekledim zamanla soldum
Kalkmaz oldu karlar üzerimden
Kardelenleri bekledim,açmaz oldular
Umutlarıma kokular saçmaz oldular
Küstün mü kardelenim?
Güneş ısıtmadı mı seni?
Benim gibi darda mısın?
Yoksa sen de çıkmazda mısın?
Hayat küsmeye değmez be kardelenim
Kimse seni senin gibi bilmez be kardelenim
Beklediğin gözyaşın silmez be kardelenim
Ne olursun sıyrıl arasından karların
İnadına aç ta tepesinde dağları
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:04 PM
Yalnızlığımın sefasındayım
Ne kulaklarımı tırmalayan gürültü
Ne ihanetin yakan hüznü
Ne üzüyor beni hatıralar
Ne kahrediyor anılar
Ne korkutuyor yarınlar
Ne de kanıyor derin yaralar
Yalnızlığımın sefasındayım
Elimde dolu bir kadeh
Parmaklarımda lüksün adı
Malbora sigarası.
Televizyon son ses açılmış
Gümbür gümbür müzik
Yalnızlığımın sefasındayım
Bana kırılıp da giden
Bir ahlaksız için terk edip yiten
Bir sevdiğim bile yok
Yalnızlığımın sefasındayım
Gecenin karanlığında
Ümitler
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:04 PM
gülümsediğin karelerde olmamak ne acı
ve gülümsediğin hayatın sayfalarında
sen giderken
ben camdan bakıyorum
buz tutmuş camdan
yine umutlu yine güleryüzlüsün
sen dönerken
kapıda karşılıyorum
yine aynı umut aynı sevinç
olmadığın zamanlar özlüyorum
olduğun zamanlarda
nedeni yoktur bunun
nedensizdir bu
nedensiz bir özlem
güneş gibi güler yüzün
tenhada coşturduğun sevinç
daldığın zaman düşündüklerin
belki bunlardır
belki hepsi
belki hiç biri
korkuyorum sana alışmaktan
bazen çoç
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:04 PM
gözlerinde cenneti gürdüm
sen cehheneme çevirdin
yüreğinde umudu gürdüm
sen umutsuzluk eyledin
sende özgürlüğü gürdüm
sen darağacına yolladın
bakışlarında sevgiyi gürdüm
sen ihaneti sevdin
elimi uzatım
kolumu kopardın
gözlerine baktım
güzlerimde güzyaşı gürdüm
sana göre
aşk yoktu
olamazdı da
belki de gerçekten yoktu
hayır sevgili
vardı
aşk
gürdüğüm cennet
hissetiğim umut
adı sen koyduğum
özgürlük
kavuşamadığım sevgi
anlıyamadığın
gözyaşım
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:04 PM
kaldırımlarda yolunu beklemek
gözlerimi tavana dikip
adını sayıklamak
deniz kenarına oturup
ismini kumsala kazımak
dahası adını yüreğime işlemek
suçmuydu
*******i şaşkın ve umutsuz bir çoçuk gibi
sokağa fırlayıp
caddelerde dolanıp seni aramak
korkak ve yaralı bir asker gibi
evin en ücra köşesine çekilip
usul usul ağlamak
gecenin sabahı çağırdığı saatlerde
başımı yastığa koyup
bütün imkansızlara inat
seni düşünmek
sonra yatağımdan fırlayıp
yumruğumu duvarlara çarpıp
umudu olm
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:04 PM
Nasıl neden nerden girdin hayatıma.
Aşka gülen geçip bir adama.
Bu aşkı yaşattın ya.
Seni seviyorum zümrüt gözlü prensesim.
Belki çok acıdı canım ağrıdı kalbim.
Aktı gözümden yaşlar yandı ciğerim.
Terk edilmekmiş meğer benim de kaderim.
Seni Seviyorum zümrüt gözlü prensesim.
Her an yeniden âşık oldum sevginle yoğruldum.
Hep söylerdim hatırlasana.
Seni kaybetmekten çok korkuyordum.
Kaybettim işte seni
Kendimi kaybettim şimdi garip bir mecnun'um.
Seni özlüyorum zümrüt gözlü prense
GooD aNd EvıL
04-13-2008, 02:04 PM
Halime bakıp da mücrimim sanma,
Karşında ayağım ,elim dolanır.
Ahraz da değilim,dilbazım amma,
Seni gördüğüm an dilim dolanır.
Biricik servetim resmin masamda,
Tek zevkim de sensin,tekmil tasam da,
Ben sana gelmeye uğraşmasam da,
Kördüğüm olası yolum dolaşır.
Hele bir derdim hepsinden yaman,
Aman sen işitme, sen duyma aman!
Kolunda birini gördüğüm zaman,
Kalbimde kan değil,zulüm dolanır.
vBulletin® v3.8.11, Copyright ©2000-2025, vBulletin Solutions Inc.