Giriş

Tam Sürümü Görüntüle : Aşk Şiirleri


Sayfa : 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 [255] 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:33 AM
Su gibisin aşk
Hangi kaba girsen
Onun şeklini alırsın
Zalimin kalbinde zalimce
Mahzunun kalbinde
Mazlumca olursun


İçin de her şey var
Çıplak gözle saf ve temizsin
Doyum olmaz tadına
Ama aslında kin de var nefret de
Kıskançlık da var öfke de
Hatta soğukluk da var bazen
Sıcaklık olduğu kadar
Bazen ferahlık verirsin
Bazen de yakarsın içini insanın
Ayrılık kazanında kaynadığında.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:33 AM
Perde açıldı ve oyun başladı
Senaryoyu ne ben biliyordum
Nede sen
Baş rolü paylaştım seninle
Farkında bile değildin oysa
Oyunum tümü sana dahil idi
Ben seveni sen sevmeyeni oynadın
Çoğu zaman amatörce acemiliklerim oldu
Konuşmam, gereken her bölümde sustum
Sessiz aşktı oynadığım
Sufle veren biriside yoktu
Öylece kaldım, sessizliği oynadım
Koca sahnenin bir ucunda sen
Bir ucunda ben uzakları oynadık

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:33 AM
Namluya sürülmüş mermi gibi öfkem
Basmayın tetiğe patladı patlayacak
Bu semada sadece o dalgalanacak
Kimsenin oyuncağı değil ayyıldızlı bayrak

Kanımızdan rengi şehidimin örtüsü al,al kırmızı.
Korumadımı? yaşlımızı gencimizi oğlumuzu kızımızı?
Nasıl yere atar çiğnersiniz gök kubbedeki baştacımızı?
Hiçmi cannınız acı hissetmez hiçmi olmadı içinizde sızı

Yurduma semsiye vatanıma milletime nöbet.
Bu bayrağı koruyan vardı yine var olacak elbet
Nedir bu kin nedir içinizdeki bu

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:33 AM
Benim şehrimden biliyorum
Yok öyle bir anda çekip gitmek
Beni terk etsen de bu şehri terk edemezsin
En uzaklara kaçsan da
Düşer ruhum yollara bulur seni
Yok, Yok öyle bir anda unutamazsın
Zaman ister, bensizliğe alışmak
Önce seninle birlikte söylediğimiz
Bütün şarkıları susturmalısın
Hicaz makamından yalnızlığı
Dinlemeli, söylemelisin
Beni sana soracak bütün eş, dosttan
Uzaklaşmak, kopmalısın
Sonra
Sana aldığım müzik kutusunu fırlatıp atmalısın
Paramparça olmak yüre

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:33 AM
Hazm edip bizi daha sevemeden
Koptu ciğerleri hepten / yürekten
Kin kustular gözden / dillerinden
Ver sevgini, kıskandılar…

Deşip deşip durdular sevgimizi
İpotek altına aldılar özlemimizi
Sandılar ki; ayırdılar yüreğimizi
Bırakma tenimi, yanıldılar…

Sakın ağlama, mavidir gözyaşın
Dik yokuşlar da dimdiktir başın
Say ki; bu yolda öldü arkadaşın
Süz gözlerimi, daraldılar…

Karlardan topladım sana özlemi
Kıvrımsızdır, yüreğimin düzlemi
B

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:33 AM
“What can I tell you my brother, my killer
What can I possibly say?
I guess that I miss you, I guess I forgive you”
L. Cohen



gözlerini bir yabancıya anlatmak için
şimdi kimin mahvına imreniyorsun
hani üzgün anneler, eksik babalar
hummalı bir çocukluk varınca kapına
sarılıp sustuğun, tek gözünle ağladığın
sonsuz seviştiğin şimdi kim
derdin şimdi benimle yatarken
kime nasıl uyuyorsun
karanlık kışlalar, uzak dağ köyleri
ben hep seni gittim

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:34 AM
Kilitledim kalbimi
Zamanı durdurdum
İçinde sen varsın
Üzüntü kabulüm
En baştandı sözüm

Yürüdüğüm yoldasın
Baktığım yerde
Hislerimin soyut halisin
Dokunduğum eşyasın kimi an
Değişmez sezgilerim

Ben burada durdum
Uçmayı seçmiştim aşkla
Uçurum da dahildi
Düşmek de buna
Durdum senin tam kıyında

Tüm saatleri topladım
Takvimleri bugünde bıraktım
Gelecek şimdilik yok
Dünü hiç saymadım
Kalbimi hüznüne bıraktım

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:34 AM
Düşmekten korkma, düşersen tutarım ellerinden..
Bırakmam yüreğini..
Sen yeter ki çıkart duyguları zincirlerden..
Hissettiklerine kulak ver..
Gözlerinde gördüğüm aşk hayat bulsun dudaklarında..
Öyle büyük bir sevda biriktiriyorum ki sana..
Hadi içindeki sesler çıksın dışarıya bağıra bağıra..
O kadar yakınız ki arzuya, bir nefes daha..
Hadi uzattım ellerimi, korkuların inadına..
Birlikte var edelim Şehr-i İstanbul’a nispet yaparcasına..

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:34 AM
Seyr-ü sefadayım gözlerinden çalınmış mavi bir gökyüzünün altında
İstanbul’u.
Mekan aynı mekan, aylar sonra ilk kez gitmeye cesaret edebildiğim.
Elimde yine bir kadeh yakut,
Boğazımdan geçen her yudum, yeni bir cümle sana dair.
Yoksun diye isyanım dalgalar arasından göz kırpan kız kulesine.

Hatırlar mısın ekimin son günleriydi.
Sonbahar hüzünlü şekilde boynunu bükmüş kışa bırakıyordu yerini.
Havada ılık meltem, dolunayın parlaklığıyla süslediği yıldızlı gece ve
kaygılı ...

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:34 AM
Küçük insanlarda gölge büyürse
O ülkede güneş batıyor demek
Bir ülkenin büyükleri uyursa
Ocaklarda baykuş ötüyor demek

Köylü koyun değil yılan beslerse
Meclisi mebusan yalan beslerse
Hâkimi, savcıyı çalan beslerse
Adalet yan gelmiş yatıyor demek

Hortumcu servete servet katanda
Gücü olan güçsüzlere çatanda
Sistem yolsuzluğa çanak tutanda
Milli değerimiz bitiyor demek

Fuhuş her köşeyi sardı yürüdü
Bölücü Ermeni vurdu yürüdü
Akan kan gövdeyi sürdü yürüdü

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:34 AM
Herkesin bir sevdiği var
Benim se bir hayırsızım
Ne yaptımsa olmadın yar
Sevmedin be vefasızım

Çağırışım yalvarıştı
Gözyaşım sele karıştı
Alt tarafı bir karıştı
Gelmedin be vefasızım

Hayırsız der çiçek-çalı
Hayırsız der kahve falı
Bir kere olsun vefalı
Olmadın be vefasızım

Hançerine kalbimdi kın
Yalnız dostça oldun yakın
Bana özel kaldı aşkın
Bilmedin be vefasızım

Yağmurumdun, döndüm çöle
Bülbülümdün, gittin ele
Gönül bahçemdeki güle
Konmadın be vefa

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:34 AM
Geceye çığlık attım
Yankı senden geldi
Boşluğa çarpan sesim değil
Gülüşün ezik hali oldu

Bir kulak çınlaması
Acaba anıyor mu beni düşüncesi
Dokunsan ağlarım belki
Yalnızlık var çünkü yerinde

Kim kime gebe belli değil
Sustuk da ne geçti elimize
İçe düşen öteki kemirmede
Yürek dağılacak şüpheyle

Şimdi sarı odalar sensiz
Rengin siyaha çaldı bensiz
Kaç gün dayanılır söylesene
Dilim varmıyor git demeye

Avuntu değil sözler
Tükenmesin diye bu direnmeler
Aşk g

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:34 AM
Ben geldim
Eteklerimde buz pürçekleri
Sırtımda zemheri
İnatçı kardelenler sizden aldım cesareti
Yıktım buzdan lahit’imi
Güneş vurdu çehreme
Binlerce elmas döküldü tenime
Elmaslardan daha değerli sevginle
Ben geldim

Sıyrıl rüyalarımdan
Bir avuç suyum,ıslat yüzünü
Yine giy mor sabahımı
Ben çıkardım
Hatıra denen hasretleri
Bilsen ne kadar özledim seni
Ben geldim

Ruhumu eritip kadehe koysalar
Dudaklarda parça,parça yudumlasalar
Bitiremediler,bitireme

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:34 AM
Sen bensizliği hiç bilemedin
Ben sensizliğe tat vermek için bile denedim
Çırpınışlarıma eklediğim özlemlerim oldu çoğu kez
Her dönüşte bulacağından gülümsedin, özlemedin
Yörüngendeydim belki hep, bunu bilmekti tutan seni
Beni sende tutansa kaçışına anlam vermek

Olur olmaz şeyler yaşanıyor dışımızda
Seyirci kalıyor gibiyiz,
Yüz çevirmelerimiz acıyan yerleri örtme telaşından
Yine ben buradayım
Sen suskunluğunda gizlendin
Sen bensiz hiç kalmadın
Belki ben hep sensizdim

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:34 AM
Sonbahar bitiyor...
İçimde derin bir hüzün...
Pencereden her baktığımda sararmış kaldırımlar...
Sonbahar bitiyor...
İçimde hüzün...
Şarkılar hüzünlü...
Gökyüzü hüzünlü...
İnceden bir yağmur başlıyor...
Gözlerim de hüzün...
Aklıma geliyorsun sonra...
Sonra anılar ardı ardına...
Yıllanmış bir acısın içimde...
Kışı geçirdim...
Baharı yaşadım...
Yazı da bitirdim de sensizlikle...
Hani bir umut,bu sonbahar gelirsin sandım...
Eylülü geçirdim...
Ekimi yaşadım...
Kası

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:34 AM
Sonbahar güneşi gibi yalan gözlerin...
Ne kadar bakarsan bak,ısınmıyor içim...
Dilinden çıksa da güzel sözlerin,
Sevgiye dair her sözün yüreğinden gelsin...
Ben aşkı yanıma alıp bekledim seni...
Sen gelirken bırak tüm geçmişini...
Gözlerin gözlerimde değilken ellerin ellerimde...
Seviyorum derken dillerin,başın hep önünde...
Sonbahar güneşi gibi yalan senin sevgin...
Yanımdayken sen,bir anlamın yok yine bende...

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:34 AM
Elimde olsa,
Kaybolup gitsem gözlerinin karanlıklarında...
Umursamadan kimseyi,
Çekinmeden hayatın yasaklarından...
Elimi uzatsam,
Dokunsam tenine...
Yanaklarını okşasam...
Kaybolurken dudaklarının kıvrımında...
Gülümsesem gözlerine...
Kaybolup gitsem gözlerinin karanlıklarında...
Dokunacağım elimi uzatsam sana...
Fısıldasam içimdekileri,
Duyacaksın beni...
Dalar giderim sana en olmadık anlarda...
Gözlerime baksan,unuturum dünyayı,yaşarım o anı...
Korkarım farketmen

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:35 AM
Kar etmedi yokluğunda sitemler...
Ardına dönüp bakmadın bir kere...
Gönül yandı...
Yandı da,
Kar etmedi alevler...
Kendi kendimi ateşe vermişim de...
Bir derken,
Bin çağrı yapmışım ecele...
Bir sevip bin ölmekti bu işte...
Sen giderken,
Ben tüm bu şehri ateşe verdim içimde...
Yan sensizlik yan! ....
Ben yanıyorum...
Ben...
Ben kahroluyorum....
Bu dert beni mahvetti...
Sitemler de fayda etmedi...
Kandın da gittin şu dünyanın yalanlarına...
Yaşamaksa bu sana bir

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:35 AM
Belki de bildiğinizden daha çok dilde,
Bildiğinizden daha çok kelimeyle,
Kuramadığınız kadar çok cümle kurabiliyorum...
Belki de sahip olduğunuz tek tahta kalemden,
Renklisinden,simlisinden birçoğuna sahibim...
Belki de gazete kağıtlarına sarılmış saman kağıtlı defterinizden,
Bembeyaz yapraklı,kilitli olanlarına bile sahibim...
Belki de sesini bir kere bile duyamadığınız,
Özlediğiniz,
Günlerce,hatta aylarca bile bir kez görmekle yetindiğiniz insanlar
varken,

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:35 AM
Günün en güzel saatleri...
Güneş hüzünlü bir vedaya hazırlanıyor...
Mavilere kızıl bulanmış,
Bir gün daha bitiyor...
Sensiz...
Şarkılar da hüzünlü bu eylül gününde...
Yüzümde tüm bunlara inat,
Bir gülümseme...
Bazen,
Hayatta var olmak da yetiyor insana...
Bir güne daha ortak oldum ya...
Allah kerim artık yarınlara...
Hala bir nefes hakkım var bu hayatta...
Sevdiklerim yanımda,sen hayallerimde...
Olsun...
Ben hayattayım ya...
Sen hayattasın ya...
Çok şükür...

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:35 AM
Bir dilenci gibi gelip kapına,
Açtım ellerimi vuslat adına...
Dilersen kov, dilersen al yanına,
Arzunu can diye döşüme kattım.

Yıllar geçse hasretinle derbeder,
Her yanımı kaplasa hâin keder,
Tek bakışın için ölmeye değer,
Ölümü gencecik yaşıma kattım...

Sanma eller gibi bıkacağımı,
Nazını tuz diye, aşıma kattım...
Şu senin ettiğin, cevr-ü cefâ mı,
Koklayıp öptüm gözyaşıma kattım...

Güle de yâr, ağlaya da, güle de,
Hasretin gam oldu kaldı sînede,

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:35 AM
Hani şu hırka giyenlerden,
Sahneye rolü ile inen
Ve insanlar tarafından öyle bilinen.

Densiz izansız hayallerin uzanamadığı;
Düşüklüklerin
Düşükler tarafından bile yakıştırılamadığı
Bir kadın

Sıcacık bir anne
Sadık bir eş
İkindi çaylarının aranan ismi
Ya da miniklerin elif be ablası

Bir evlat bazen,
Kızım deyip sarılabileceğin.

Bir kadın,
Bakkala hiç korkmadan gidebilen
Veya tam tersi
Bir kadın

Hayallerde bile vakur,

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:35 AM
Bin varmış,
Sadece bir yokmuş!
Evvel zaman içinde,
zaman yaşanır kalbur biçminde!
Bir küçük kadın varmış anasının döşü içinde.
Doğmuş.
Yetmemiş doğurmuş.
Doğurduğuda bir küçük kadın olmuş.
Gel zaman git zaman,
Gün artık hep gece
Güneşse hiç doğmaz olmuş.

Bin varmış
Sadece bir yokmuş!
Evvel zaman içinde
Zaman kirpas içinde
O anasının döşünde
kızı onun peşinde
Az gitmiş uz gitmiş
Dere tepeyse hiç düz değilmiş
Yaşamışta yaşlanmış
Yaşlanmışta yaslanmış

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:35 AM
Mecazım ben
Aynaya baktığımda
bana bakıldığında görünen
Bildiğiniz et kemik kaş göz
Bildiğiniz bir dişi
bilmediğiniz bir insan
Mecazım ben
Bazen buzullarda bazen çöl yangınında
Evet her yerde herdaim atan bir yürekte var bende
Mecazım ben
Bazen akıllı
Bazen akıllı deli
Mecazen yarım akıllı
Ne kader ne de kederim ben
Bazende hicaz
Mecazen hicaz

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:57 AM
Bir karabasan çirkinliği ve ben senin yüzünü unutmuştum
Çok ******* evde bir resim arardım
Sanki varda ben bulamazmışım gibi kavga ederdim kendimle
Nasıl özlemişim yüzünü gözünü sözünü

Bir resim di beni sıradan bir sevgiliye sıradan bir sıralamaya
dönüştüren
Bu evimizin oturma odası,
Bak bu da en sevdiğimiz arkadaşlarımızla çektirdiğimiz
İşte bu yıldönümümüzde ailemizle
Nasıl sararmış görüyormusun?
O kadar sararmış ki yüzün seçilemiyor! ! !

Eskiden bana çok mektup yazardı

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:57 AM
Sağım Solum Önüm Arkam Hırsız

Çekip çalmışlardı seni ve gitmiştin
Tarifi imkansız ******* ve yalnızlıklardı geride bıraktığın.
Asıl beni tüketen bilmediğim bir yerde beni nasıl yaşadığındı
Ne olduysa gidişinle oldu.
Bastığım toprak sürekli deprem halinde
Ve ben tutunduğum bizin elimden kaydığını duyumsadım.
Çalmışlardı bizi aşk yoksulları
yalnızlık kokan beşiktaş iskelesi odamız,
Düşlerimizle dolu sokaklar ıpıssız.
Sağım-solum, önüm-arakam hırsız!

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:58 AM
Umut olmalı!
Tüm sokakların
Umut olmalı tüm okulların, semtlerin, şehirlerin
Umut olmal!
Tüm çocukların adları

Kaldırılmalı!
Yeryüzünden, gökyüzünden
Kaldırılmalı!
Sözlükten, dilden, benlikten,yürekten
Kaldırılmalı!
Tüm olumsuzluk ekleri, kelimeleri
Vs...leri...leri...leri

Güne durmalı!
Güne bakmalı!
Gün görmeli!
Umut şehrinin, umut semtinin,
Umut okullarında okuyan
Umut çocukları...

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:58 AM
Acımasız kader
Senin yüzündenmidirki yaşanan oldu heder
Acep bitecekmi bu keder
Bu gün dünden derbeder
Ruhum kader, heder, keder, derbeder velhasıl bin beter
Amma velakin umut yürekte bağırmakta artık YETER

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:58 AM
Çok mu konuştum dercesine
Çok mu yazdım diyorum yine kendime
Evet çok yazmıştım yine konuşurcasına
Oysa ben konuşmak ve yazmak yerine
Delice yaşamak isterdim seninle
Şimdiyse sensizliğe yaslanıp
Ne yaşıyorum, ne konuşuyorum, ne de yazıyorum

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:58 AM
Yoksun!
Yokluğun beş kuruşsuz kadar yoksul
Eriyip bitmekte gün
Geceden fışkıracakken bugün
Sen yoksun

Ben senden yoksun
Yokluğunsa çıplak ayak, çıplak ten, çıplak yürekte
Başlarkenki kadar değilse de
Dünkü kadar yoksul
Sen yoksun

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:58 AM
Bir gün hatırlıyorum
Ve bir kadın
O sıcacık günde
Buzdan bir kalıp içindeki
Kaynayan içgüdüleriyle
Bastırılan umutları
Acıyan duygularıyla
Körelmeye yüz tutmuş
Bir kadın;
Bir yol hatırlıyorum
Ve bir erkek
Uçarcasına aştığı kilometreleri
Uzun ve arayışlarla dolu yılların
Yaşadığı mutsuzlukların kamçısıyla
Umutlarına kapı açmak için
Sevgisine kavuşmak uğruna
Aştığını görüyorum erkeğin;
Bir duygu seli hatırlıyorum
Kadın ve erkek uzak;
Kadın ve erkek çılgınca aç

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:58 AM
Bir demir çivisin yüreğimde
Acıtarak kanayan
Ayrılığında yaşayamam;
Baharsın bakışlarımda
Özlemsin susuzluğumda
Gitmekten bahsedince
Ölümsün dualarımda;
Gitme gülüm dayanamam
Sabahlarım ol
Sensiz uyanamam;

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:58 AM
Hiç hesapta yoktu,
Bu rüzgar da nerden çıktı
Usul usul
Yol alırken teknemiz...
Tam da bi cesaret açılmıştık
Uzaklara... Eyvah...
Su nasıl da mavi
Nasıl da dingindi...
Yola çıkan gözlerde ışıldamıştı
Umut şimşek şimşek...
İşte demiştim fukaranın ekmeği,
Biraz gecikmiş olsak da
Bize de nasip olacaktı
İnşallah....

Gökyüzü karardı ne yapsak?
Devam mı etsek! ...
Ya fırtına ise beklenen?

Dikkat aman umman bu...

Kör talih ne yaparsın?

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:58 AM
Benden önce onbin kadın
ve hatta daha çok
öncü,
koparıp filizleri gövdesinden,
düşürdüler toprağa,
kök tuttular.
Büyümeye,
büyümeye ve çoğalmaya fırsat kıtlığında,
kurutuldular.
Kök
erkti çünkü
ve dünyanın varisleri
erkektiler
güçtüler
haktılar
çoktular,
kadınlar sadece kadındılar.

Ederi cazibe
ölçüsü erdem
ki eğitimli masumiyetti zırhları.
Adına kadın doğası denmiş kimliklerinin
önünde sabır,
arkasında
herşey geçer söylemleriydi,
oysa gerçek

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:58 AM
Deşeleyip de dünü
bulursun bi iki dene.
Birkaç böcek kurtçuk,
bir avuç da yem
devşirirsin günü.

Oysa horoz ambarda
yahut
buğday tarlasında.
Gözün orda,
değil mi ya..?

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:59 AM
Ata evinden koca evine
oradan da ikinciye
belki daha çokuna
ki nihayetinde mezara
iki zabıt eşlik eder kadına.

Biri iyilikleri
öteki kötülükleri
yetiştirir adama.
İyiliğe murat,
kötülüğe ızdırap,,
varlığı yokluğu onaya bağlı.

Hey efendi efendi
can dölü.
Verme istemem onayı.
Yaratıklar
erkeklerin zevkine, eğlencesine mi?

Özgürlüğüm yarına gebe.
Sancısı içimde,
doğururken hangi kadın
erkekten onaylı?

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:59 AM
Benden güçlüsün yalan yok,
hem ilk yaşımda belledim erkek gücünü,
aklın kıtlığında
yumrukların konuştuğunu daha sonra...

Sus demiştin bana,
kimseye söylersen gebertirim seni
demiştin ya.
Tehdidin şiddet olduğunu unutturdum sanma
iki okşamayla.

Müşterek denilen yaşantıda
cismim kayıp
fikrim kayıp
kimliğim sende rehin,
bu da ruhsal şiddet anla.

Hesap kitaptan anlamam
bir sen anlarsın demi?
Şiddetin bir türü de
para ile öyle mi?

Hayat şartları çetin,

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:59 AM
Gerçeğin ve düşün okudur,
Kamber'in sinesine saplanan.
Bir tuz bastı yarasına,
bir tütün.
Belki de
sinesinde sakladığı yaranın sabrı,
tuz ve tütün arasında bulduğu
doğrunun
acı veren hatırasıydı.

Gün ve gün
her gün
bitmeyecekmiş gibi çekerken anılarını
geceden
sabah erkenciydi.
Her sabahın tetiklediği
akşama dek devrilen
yaşamın
dominolarında.
Her gece dizdi Kamber taşlarını
yeniden,
dizdi taşlarını,
usanmadan.
Dizmeseydi eğer,

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:59 AM
Ağaçlar
kavak ağaçları
dizelenmiş yanyana
uzun uzun
yaşlı
Suyu bol bir nehir geçmektedir civardan.
Kavak ağaçlarının yaprakları
hışırdamaktadır rüzgarla
suyu bol bir nehir geçmektedir civardan.



Gökyüzü
mavi
birkaç saksağan gezinmekte
birkaç saksağan
tepede
uzun uzun kavak ağaçları
suyu bol
bir nehir geçmektedir civardan...


Balıklar nehirde
nehirde balıklar
birkaç adam da var
ağ atmışlar suya

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:59 AM
Uzuuundu yolu
kaçan ve kovalayan vahşi hayvanlara davetkar
doğası ile
yol
seyirlikti.

Büküle düzele
ine çıka geçtiğimiz yol
adı kadar
sanı kadar etkilemeyen bir şehre kavuşuyordu.

Boştu şehir,
durmadan yağmur yağıyordu
Yağmadıysa bulutlar
iniyordu şehrin üzerine
duruyordu
duruyordu
telefon çalmıyordu.

Kimi
ne kadar
ve neden beklemiştim?
Anımsamıyorum.
Burnumu yakan akasya kokusudur belleğimi dolduran,
arılar vızırdıyordu ben ağlarken,
kıyıya usul

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:59 AM
Para için satarlar adamı
gün gelir
para ile satın almaya kalkarlar.
işte bu da böyle bir kısır döngü,
al sat,al sat
kelepire çıkar sonu.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:59 AM
Kalakalıyorum sensizliğin ortasında
koskoca şehirdeki kaldırımlar
yutuyor beni.
garip bir iç acıması yaşıyorum,
kanasam,
kendime aksam
seni bulamıyorum.
haykırsam
yola düşsem
sana varamıyorum.
uzaklığınla
yüreğime öyle bir yük alıyorum ki
tasası başkasına kalmaz yeis frtınasına kapılıyorum.
müzikler çalıyor sözsüz ve nakaratsız.
yine de
her şey seni anlatıyor
söz söz
adım adım.
sabah gelirken ön koltuktaydım
arka koltukta senin olduğunu düşünüp
elimle elini tuttum

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:59 AM
Senin kalbinden sürgün oldum ilkin,
Bütün sürgünlüklerim bir bak1ma bu sürgünün bir süregi,
Bütün törenlerin sölenlerin ayinlerin yortularin disinda,
Sana geldim ayaklarina kapanmaya geldim,
Af dilemeye geldim affa layikolmasam da,
Uzatma dünya sürgünümü benim,

Aşkın bu en onulmazından koparıp,
Bir tuz bulutu gibi,
Savuran yüregime,
Ah uzatma dünya sürgünümü benim,
Nice yoruldugum ayakabilarimdan degil,
Ayaklarimdan belli,
Lambalar egri,
Aynalar akrep melegi,

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 07:59 AM
İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.
Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.
.
.
Herşey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;
Oluklar çift; birinden nur akar, birinden kir.
Akışta demetlenmiş, büyük-küçük kâinat;
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!
.
.
Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:00 AM
Mona Roza siyah güller, ak güller
Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah senin yüzünden kana batacak
Mona Roza siyah güller, ak güller
Ulur aya karşı kirli çakallar
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
Mona Roza bugün sen de bir hal var
Yağmur iğri iğri düşer toprağa
Ulur aya karşı kirli çakallar
Açma pencereni perdeleri çek
Mona Roza seni görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için yetecek
Anla Mona Roza ben bir deliyim
Açma pencereni perdeleri çek

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:00 AM
Kurbağalara bakmaktan geliyorum, dedi Yakup
Bunu kendine üç kere söyledi
Onlar ki kalabalıktılar, kurbağalar
O kadar çoktular ki, doğrusu ben şaşırdım
Ben, yani Yakup, her türlü çagrılmanın olağan şekli
.
Daha hiç çağrılmadım
Biri olsun "Yakup!" diye seslenmedi hiç
Yakup!
Diye seslenmedi ki, dönüp arkama bakayım
Ve içimden durgun ve çürük bir suyu düşüreyim
Ceplerimdeki eskimiş kağıt parçalarını atayım
Sonra bir güzel yıkanayım da.
Ben size demedim mi.
.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:00 AM
İhtiyar Balıkçı
İhtiyar balıkçı, Karayibler'de 85 gün olta salladıktan
ve eve eli boş döndükten sonra bir gün iyice açılıp
'büyük balık'ı yakalar.
Lâkin kıyıya dönerken, yedeğine aldığı, teknesinden
yarım metre daha büyük olan bu kılıç, yol boyu kan
kokusuna gelen canavar köpekbalıklarınca didik didik
edilir. Bu korkunç mücadeleden elinde kala kala
dev balığın iskeleti kalmıştır.
Kan revan içinde, uykusuz ve bitkin sahile yanaşırken
'Beni adamakıllı yendiler...

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:00 AM
Ey Zahit Şaraba Eyle İhtiram
Ey zahit şaraba eyle ihtiram
İnsan ol cihanda bu dünya fani
Ehliye helâldır , naehle haram
Biz içeriz bize yoktur vebali.
*
*
*
Sevap almak için içeriz şarap
İçmezsek oluruz düçar-ı azap
Senin aklın ermez bu başka hesap
Meyhanede bulduk biz bu kemali.
*
*
*
Kandil *******i kandil oluruz
Kandilin içinde fitil oluruz
Hakkı göstermeye delil oluruz
Fakat kör olanlar görmez bu hali.
*
*
*
Sen münkirsin sana haramdır bade

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:00 AM
Hasret derde dert katar,
Diken gül dalında biter,
Seherde bir yanık öter,
Ötüp yaram deşme bülbül...

Çileye olmuşum dücar,
Dermensız kalmışım naçar,
Bu candan olmuşum bizar,
Ötüp yaram deşme bülbül...

Ne menekşe ne de sümbül,
Gül soldukça ağlar bülbül,
Yine geldi zalim EYLÜL,
Ötüp yaram deşme bülbül..

Tükenmez elem-i aşkım,
Kederim başımdan aşkın,
Dert keder sevinçten baskın
Ötüp yaram deşme bülbül..

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:00 AM
Bu gece, badem gözlüm...
Kiraz dudaklım...
Yanımdaydı.
Elinde karanfil çiçeği,
Güneş ışıdı... Parladı...
Yıldız kayıverdi...
Bu gece badem gözlüm...
Kiraz dudaklım yanımdaydı...

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:00 AM
Bulutlara gitmek istiyorum
Ne olur götürün beni
Kurtulmak istiyorum şu fâni dünyâdan
Bulutlara gitmek istiyorum
Bulutlara gitmek istiyorum
Herkesten kaçmak kurtulmak
Götürün beni bulutlara
Bulutlar temiz masmavi bir deniz gibi
Beyazı da var... Siyahı da bulutların
Bulutlara gitmek istiyorum...
Ne olur götürün beni
O güzel bulutlara

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:00 AM
Gel İstanbul, gel
Seninle dertleşelim,
Şöyle bir gerilere,
gerilere gidelim,

Anlat bana İstanbul,
Camilerini, saraylarını,
Köprülerini, çeşmelerini,
Herşeyini anlat

Bir Namık Kemal'ini,
Bir Neyzen Tevfiğini,
Fatih'ini anlat,
Ben dinlerin koca şehir,

Gel iki dost gibi gezelim,
Çamlıca'ya çıkalım,
Boğaz'a bir uzanalım,
Emirgan'dan lale toplayalım
Kırlarından yabani çiçek koparalım,
Kanlıca'ya gidip yoğurdundan yiyelim,

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:00 AM
Can cam kadar saydamdır
Çünkü hiç gözükmez
Kırılır O; da
Yerde sürünen yapraktır
Leylâ ile Mecnun misali...

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:00 AM
Sütler azaldı gayri, tarhanaya geçilsin
Kışa hazırlık olsun; hızır gibidir darda
Yıkansın buğdayımız ayıklanıp seçilsin.
Değirmende kesilsin, örselensin rüzgârda
Sütü bol kaymağı bol, nefis olur bu çorba,

Her gün süt ekleyerek küpte oldu yoğurdum
Kazanda kaynatarak bugday ile yoğurdum
Tarhana kaşığıyla alt üst ederek kardım
Bıraktım demlenmeye dostlara baber verdim..
Sütü bol kaymağı bol, nefis olur bu çorba.

Kurusundan toplayıp, çam pürü serdik dama

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:01 AM
Buraya kadarmış yolumuz
bırakıyorum ellerini
ömür boyu diye tutmuştum
dört mevsim bellemiştim
yemyeşil gözlerini
ekip dikmiştim durmadan yorulmadan
bir yangında kül oldu çiçekler
kuşlar kanat döktü duman içinde
beşinci mevsime soluksuz girdim
en güç günlerden başlamıştık işe
kapkaranlık *******den
tutup tutup çıkartmıştım seni
düştüğün çamurlardan
masmavi umutlar büyütmüştük
yağmur sularından ırmaklar
türkümüzü söylemişti
duyup anlamasını bilenlere

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:01 AM
Ruhumda incecik sızı Kemanlar
usumda Obualar sararır yaprak yaprak
yürek çırpınışlarım Fülüt çığlığı
ve akar gözlerimden notalar

saçlarımda Arp çal sevgilim
dudaklarınla Gitar dudaklarımda
bedenim Piyano tuşlarınca ak
dolaştır parmaklarını özlem doruklarında

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:01 AM
Dün öğleden sonra ölüm avuçlarımdaydı
sevimliydi küçük yuvarlak çıkmazlar
her gün yaşadığımız ölümlerce maskeliydi
saatlerin yelkovanlarında şarkımı söylerken
evrenin bütün canlılarına bölünmüştüm
solmuştu mavilerim tüm denizlerden uzakta
koyu kahverengi hüzünlerinden dikenler çiçek açıyordu
toplayıp onları *******ime yıldız yaptım
şimdi her yıldızdan bir dünya yaratıyorum
tanrı gibi acımasızca oyuncaklarımla oynuyorum
çoğalıyor sevgisizlik yalnızlık duvarlar

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:01 AM
Hiç aklımda yoktun oysa
okyanus dalgalarıyla vuruyorsun yüreğime
büsbütün yağmur kesiliyorum seni düşününce
boynundaki zincirler kırıyor kolumu kanadımı
umarsızlığın ardından adım hüzün oluyor
öteki yarısıyız bütünün aynı yolumuz
ama bir yanlığın bedelini ödüyoruz
içimde cansın yasaksın yıldızlardan uzaksın
paramparça maviler yeşiller avuçlarımda
denizleri özlemiştim tek yudumsun dudaklarımda
bir bahar muştusu olmalıydı gözlerimde adın
geleceğime yazılan incecik sızısın

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:01 AM
Yakıcı mı yakıcı bir ateşim
sen se barut
işte yanyana duruyoruz
dahası sokuluyorum sana
ellerini tutuyorum
gözlerinin ta içine bakıyorum
öpüyorum seni
ama patlamıyorsun
Çünkü arkadaşız
doyumsuz mutluyuz

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:01 AM
Kadının adı yok diyorlar
ve onu yine kirletiyorlar
küçücük bir pencereden bakılırsa dünya ya
ne adı olur kadının ne de canı
kara töreler çökmüş üstümüze dağlarca
sesimiz soluğumuz çıkmamış insanca
yazılmamış yasalarca
alnımıza tek yazgı yazılmış
unutmuşuz bir bütünün parçaları olduğumuzu
üzülmüşüz ezilmişiz kadın erkek
yoksa eğer kadının adı
gözlerini karanlığa çevirenlerin suçu
bir hizmetçi dölyatağı
kokulu çiçek pırıltılı mücevher
alınır satılır mal değil kadın

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:01 AM
Havaya bir hasret kokusu sinerse eğer,
Ve müzik Sultanıyegâh terennümünde,
Ve sabahın köründe gözlerde bir çiy damlası,
Kürek çekmedeyse hüznün engininde;
Beni hatırla.

Gece mavisinde yakamozların oynayışı,
Kimsesiz ummanda gezen serseri balık,
Sana yalnızlığını hatırlatıyorsa eğer,
Tutacak bir dal bulamadığında;
Beni hatırla.

Ve yorgun yokuşlarda bir gün dönümü,
Kalmamışsa mecalin zirveye varmaya,
Bir çoban çeşmesinde yüzün yıkayıp,
Halâ kuru kalmışsa eğer dudakların,

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:01 AM
Gözünün alabildiği kadar yeşil her yer
Sarı pıtırcık çiçekleri sarmış her yeri
Aralarda kırmızı rengiyle rüzgarda salınan gelincik çiçekleri
Kenarda akan mavi dere
Bütünleşmiş doğa ile birlikte
Yavru bir kuzu süt emmekte anasından
Hoplayıp zıplayan yavru kediler
Ağacın üzerinde kumrular
Biri erkek,biri dişi
Bu güzellikler arasında küçük bir kız çocuğu
Sarı lüle lüle saçları örgülü
Mavi mavi gözleriyle gülümsüyor
Evi tam ortada bu resmin,
İki katlı önde veranda,

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:02 AM
izliyorum şu an pencereden İstanbulu
Sabah başlıyor güneşle birlikte
Tam anlamıyla bir gökkuşağı misali
AsyadanAvrupaya uzanan renk köprüsü gibi
Neler neler gizli içinde rengarenk
Bahar da açan çiçekler gibi
Uyanacak eteklerindeki çiçekler
Laleler saracak bütün yolları

Ve sonra hava kararıp akşam olacak
Akşamlar bitmeyen o şarkılar ile
Raks edecek o ışıkların etrafında

Şarkılar söylenecek şimdi istanbulda olmak vardıdiye
Uzayıp giden İstanbul şarkıları

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:02 AM
Toplanmış eşyaların kenara birer birer
Uçmak üzeresin artık buradan
Gök gürültüsü ile uyanmaktayım bazı *******
Bakıyorum sağıma,sen varsın diye
Ama Yoksun,gitmiştin!

Cama vuran yağmur damlaları gibi,
İnmekte gözümden yaşlar
Her tarafa hüzün çöktü yine
Akıp giden zaman durmuyor,
Ne zaman geldi gitme vakti,ondan durmuyor gözyaşlarım

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:02 AM
Boğazda serin sular etrafında,
Kayalık üzerinde bir inci
Suların, karasevdanın gizemi var üzerinde
Denizin ortasında ve bir başına sevdalı
Kaybedilen bir aşk hikayesini anlatmakta hala,
Ne kadar gizemli,
Ne kadar yalnız olsada
Dört tarafı sularla çevrili de olsa
Gözünün alabildiği kadar İstanbul,burada

Arkamda Üsküdar,Salacak,
Sahiller boyu insanlar el ele, sevdalı,
Karşımda Beşiktaş,Ortaköy,
Vapurlar kalkmakta Haydarpaşa,Kadıköy yönüne,
Bir yanım Çengelköy,

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:02 AM
Bendedir gülüm aradığın şey

Hasret çiçekleri bendedir

Güneşin sıcaklığı yıldızların parlaklığı

Bendedir gülüm gözlerin esrarı

Yolların kıvrımı dağların yüce başı

Sevdanın mihenk taşı bendedir

Bendedir hasret

Bendedir özlem

Bendedir gülüm bendedir bende

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:02 AM
Afyon nere, Kâhta nere,
Gözüm yaşı, oldu dere,
Dost göğsünü gere gere,
Kâhtalıyım diyor gönlüm...

Özlem yakar, al kor gibi,
Evim sanki bir sur dibi,
Ne dayım var, ne de bibi,
Cayır cayır yaktı gurbet...

Afyon açmış bana kucak,
Yeraltında sular sıcak,
Yerin üstü donduracak,
Kâhtalıyım diyor gönlüm...

Özlem yakar, al kor gibi,
Evim sanki bir sur dibi,
Ne dayım var, ne de bibi,
Cayır cayır yaktı gurbet...

Kâhtam kutsal toprak taşın,
Havyar sanki bulgur aşın

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:02 AM
Yollar
Hasretin anası yollar
Kalbimizden sarkıttıklarımızla dolu yollar
Geceyi ve özlemi
Kuşların kanatlarını kanatan yollar
Yollar sessiz sessiz ağlar
Ağlatır yollar

Yolların tutkusudur yolcular
Yolcunun aşkla vuruşu kendini yola
Bir karıncanın azmi ve sebatını taşır
Yolcu yola aşıktır
Yol da yolcuya
Yollar özlem özlem uzar aşka

Yolların kalbi kalbimde atar
Büklüm büklüm uzanır yollar
Kalbimin kuytusunda
Kalp ağrır, gözler yapışır ufuklara
Yollar getirir ka

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:02 AM
Her günüm özlem ve keder,
Gönlüm senin, hasretini çeker,
Senin yokluğun, kalbimde tüter,
Nasıl olur ki bilmem bu aşkın sonu.

Hicran yarası, bağrımda bir ateş,
Bağrıma basacağım,yokluğunun yerine taş,
Sensiz geçmiyor ki biliyorsun günler,
Şimdi özlem dolu kalbim, bak boş bu eller.

Gözümden kan ile yaş akıttın,
Beni çok ağlattın, dertlere attın,
Her günüm geçiyor, binbir türlü zülüm,
Anladım ki artık, yokluğun bana bir ölüm.

Sararmış yaprak, bak kopmuş daldan,

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:02 AM
Yüreğim
Bir *** şiir doğurdu günsüz
Babası hangi hasret bilmeden
Şiirin adı özlem olsun.

Özlemin kapına abanırs bir gün
Makyajsızsa yüzün o gün
Ağlamanı istemem ama yine de ağlarsan
Elmacıklarından yuvarlanan
Tüm incileri toplamanı isterim
Benim için bir cam kavanoza

Kadehli kollarımız çaprazlanarak
Göz göze yuvarlarsak şarabın kızılını yarın
Şarabıma katmak isterim topladığın incleri
Daha bir sarhoş
Daha bir hoş olmak için.
Kim o? Kapıda biri mi var?

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:02 AM
ne olur kim olduğunu bilsem pia'nın
ellerini bir tutsam ölsem
böyle uzak seslenmese
ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
otelleri bomboş bulmasam
içlenip buzlu bir kadeh gibi
buğulanıp buğulanıp durmasam
ne olur sabaha karşı rıhtımda
çocuklar pia'yı görseler
bana haber salsalar bilsem
içimi büsbütün yıldız basar
bir hançer gibi çıkıp giderdim

ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
singapur yolunda demeseler
bana bunu yapmasalar yorgunum

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:03 AM
Uykusuz *******in
Sabahını bana sor
Yarım kalan aşkımın
Eyvahını bana sor

Bana sor yalnızlığı
Ayrılığı bana sor
Mutluluğu bilirsin
Mutsuzluğu bana sor

Yıkılan yuvaların
Sonu gelmez yolların
Yaşanmamış yılların
Eyvahını bana sor

Karşılıksız sevginin
Vefasız sevgilinin
Bomboş kalan bir elin
Acısını bana sor

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:03 AM
Beni bilen böyle bilsin
Ben dostluğun delisiyim
Akıl irfan sizde kalsın
Ben bu köyün delisiyim

Bu acılar bitene dek
Ağlayanlar gülene dek
Bu can bende ölene dek
Ben bu köyün delisiyim

Sesi çıkmaz kırık sazın
Tadı olmaz susuz yazın
Mezarıma öyle yazın
Ben bu köyün delisiyim

Ne köleyim ne de bir kul
Vicdan bir borç hayat okul
Alın sizin olsun akıl
Ben bu köyün delisiyim

Benim yolum aşkın yolu
Benim yolum hakkın yolu
Bir tek derdim Anadolu
Ben bu köyün delisiyim

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:03 AM
Seninle Geçen Her Gün Bana Mutluluk,
Seninle Geçen Her Saat Bana Huzur,
Seninle Geçen Her Dakika Bana Heyecan,
Seninle Geçen Her Saniye Bana Sevinç Veriyor,

Sensiz Geçen Her Gün Bana Keder,
Sensiz Geçen Her Saat Bana Üzüntü,
Sensiz Geçen Her Dakika Bana Dert,
Sensiz Geçen Her Saniye Bana Acı Veriyor.....

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:03 AM
Dünyanin kurulusu neye benzer!
Ay olmasa günesin anlami varmi,
Gecen olmasa gyndüzü severmisin,
Kis olmasa yaz olurmu?
Su olmasa katikla yasanirmi,
Gülde tiken anlami gibi...

Yaran olmasa merhem neye yarar,
Seytan olmasa melege ne gerek,
Kötülük olmasa iyligin degeri olurmu,
Baba ile anne yoklugu gibi...

Doga olmasa kayinat ciplak degilmi,
Yalan olmasa dogru kiymet kiymet bilirmi,
Umut olmasa hayaller kurulurmu,
Ask olmasa sevmek kiymet verirmi,

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:03 AM
Zaman alacak biliyorum, fakat eger ögretebilirsen ona,
Kazanilan bir liranin, bulunan bes liradan daha degerli oldugunu ögret
ona ve hem de kazanmaktan nese duymayi.
Kiskancliktan uzaklara yönelt onu.
Eger yapabilirsen,
Sessiz kahkahalarin gizemini ögret ona.
Birak erken ögrensin, zorbalarin görünüste galip olduklarini...

Eger yapabilirsen,
Ona kitaplarin mucizelerini ögret.
Fakat ona sessiz zamanlar da tani,
Gökyüzündeki kuslarin,
Ve yemyesil yamastaki ciceklerin ebedi giz

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:03 AM
Bugün papatyalardan fallar açtım.
Bahtıma sen çıktın,
inanmak istemedim
Hep tekrarladım durdum
yine sen çıktın
Demekki bugün sen benim için doğmussun,
Ve inandımki
Papatyalar bizim için var olmuş.
O yüzden artık papatyalardan fal açmıyorum,
bu büyü bozulmasın diye

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:03 AM
B u dünyada hersey par imis,
Kime söylemisler bir bilsem.
Banna söylememisler, sorulursa.
Benim icin para nedir sóyleyeyim.

Gözü doymayan zenginlerin oyuncagi,
Ekmek parasini bulamayan garibanlarin hayali,
Ücgkagitcilarin büyük düsüncesi,
Ve dostu, düsmana kul eden.
para...

Soruyorum yaa,
Leyla ile mecnun misali gercek asklari,
kalplerde perklesmis acinin yarasinimi,
Yüreklerde mezar olmus, sirlarimi,
Ve umutsuz bekleyislerin, hasretini,
Bitirirmi care olabilirmi?

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:03 AM
Kac yil gecti aradan.
Ben unuttum, sanki bir asirdi.
Hatirladinmi beni, can dost.
Sana inanmak icin geldim.

Sen hala ayni hala gencsin.
Yillar seni görmemis, sanki unutmus.
Boyrat bir yönden esmis, sana ugramadan.
Sana geldim yeniden yasamak icin.

Ne saclarina ak düsmüs.
Ne gözleriyin nesesi sönmüs.
Sanki yillar benden almis hirsini.
Yeniden genc olmak icin, sana geldim.

Yüreginin güzelligi yüzüne vurmus.
Gayesiz ve dertsiz olduguna,
Cöküntülerin sende olmadigin

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:04 AM
Bulutlara gitmek istiyorum
Ne olur götürün beni
Kurtulmak istiyorum şu fâni dünyâdan
Bulutlara gitmek istiyorum
Bulutlara gitmek istiyorum
Herkesten kaçmak kurtulmak
Götürün beni bulutlara
Bulutlar temiz masmavi bir deniz gibi
Beyazı da var... Siyahı da bulutların
Bulutlara gitmek istiyorum...
Ne olur götürün beni
O güzel bulutlara...

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:04 AM
Seni soruyorum...
Gökyüzünde ki yıldızlara;Çiçeklere
Toprakta beliren yabânî otlara
Ba-zân kitaplara, ba-zân yazdıklarıma
Sevdâmız bir şeylerden nemleniyor
Yürüyorum ağaçlarda beliriyor
Taşlar dile geliyor ve sevdâm bağırıyor
Âdem bulunuyor Havvâ kayıp
Sonra esmerim şarkısı dile geliyor
Benim için, senin için
Ve! ... O akşam geliyor
İlk görüşümü, sesini, gülüşünü içiyorum
Buram Buram

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:04 AM
Gel İstanbul, gel
Seninle dertleşelim,
Şöyle bir gerilere,
gerilere gidelim,

Anlat bana İstanbul,
Camilerini, saraylarını,
Köprülerini, çeşmelerini,
Herşeyini anlat

Bir Namık Kemal'ini,
Bir Neyzen Tevfiğini,
Fatih'ini anlat,
Ben dinlerin koca şehir,

Gel iki dost gibi gezelim,
Çamlıca'ya çıkalım,
Boğaz'a bir uzanalım,
Emirgan'dan lale toplayalım
Kırlarından yabani çiçek koparalım,
Kanlıca'ya gidip yoğurdundan yiyelim,
Hisarına çıkıp Boğaz'ı seyredelim,

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:04 AM
Kemiklerden kurulu bir çatı
Üstüne iliştirilmiş etler
Kırmızı olsun rengi esmer belki beyaz ne fark eder?
Kusursuz olsun görüntüsü taşbebek misali
Kuş kafesi altındanmış peh!

Dinle bak! Duyar mısın acep ses?
Yağmur mudur gözyaşı, seller mi?
Akar akar durmadan
Kaybolup gider, düştükçe yangın üstüne
Gül kokulu sular çağıldar derinlerde
Sökülmüşse yerinden kazınarak
Yırtılıp parçalanarak billur yapraklı lale.

Metin kaledir gördüğün önünde
Hem de yanılmışlığın resmi

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:04 AM
ben böyle korkak değildim eskiden
korkuyorum şimdi gölgemden bile
düşer de üstüne karartır diye
belki diyeceğim sadece iki kelime
bu ben miyim sorar oldum kendime

küçük bir çılgınlık çıkar ancak elimden
nedendir korkum bilinmez bilmece
oysa ne delilikler zamanın birinde
fırtınalar ben değildim sanki de
bu ben miyim sorar oldum kendime

nerden çıktı bu illet şimdi birden
sayıyorum attığım adımları kaç kere
ürkütmemek için bakmam güvercinlere
geveleyip sözleri yutuyoru

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:04 AM
Ay nasıl da yakın bana bu gece
Mehtap cilveli
Kızkulesi kıskanç bir yıldız
Sönük kalmış bakarken aydedeye
Kıyı sulara uzatıp oynaşır
Dantel dantel ellerini
Ayışığı, yakamoz
Bu gece bir başka
Mesafeler yanışta
Yıldızlardan çiçekler hediye
Bu gece bir başka öpüyor deniz
Bu şehrin sahillerini

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:04 AM
bu sabah güneş bir başka doğdu
bebekler ağlamıyor,
sevinç gözyaşları döküyor gökyüzü
duygular yüreğime sığmıyor
(.......)
bu sabah herkes mutlu

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:04 AM
bu şehrin akşamları bilmem ki neden
sabahlardan kaçar alabildiğine
yıldızlar dökmese pırıltısını yere

akşamlar koşardı belki sabaha
gündüzler saklanırken karanlığın koynuna

yalnızlık köşeleri açarken kucağını
uzayıp giden kimsesiz karaltılara
neredeyim soruyorum kendime
akşamları giyinen bu şehirde

beklerken gelmeyecek ayışığını
uğruna ölünesi aydınlığın nefesine
yüklüyorum yiten günün ağlayışını

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:05 AM
Sakalı uzun olanlar bu tarafa
Şu kadar santimin altında olanlar diğer yana
Başında eşarbı küçücük olanlar bu tarafa
Babaannelerin gibi olanlar diğer yana
Bu ne şimdi nasıl şiir mi diyorsunuz?
Ben de derim ki
Şiir bazen aynadır hayata
Bazen tercümandır vicdana
Romantik rüzgarlar estirir kafalarda
Bu da bir şiir işte öyle ki
İster gülün ister ağlayın hayatımıza

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:05 AM
Bu sabah kapkara bir karga
Konmuş şu bahçe duvarına
Uzaktan anlaşılmaz ne yapar
Bir yandan durmadan gaaklar
Yaklaşınca gördüm ki gagalamakta
Renkli bir kesekağıdı parıldamakta

Gaak dedi yine savruldu yere
Gagasından uçan bir kese
Yaldızlı parlak kağıttan
Yakalamak isterken düştü duvardan
Tüyleri bir yana saçıldı
Yaldızlı kesekağıdı açıldı
Baktı kaldı peynirli cipslere


Karga uçtu gak dedi
Geldi cipsleri yedi
//Karga karga gak dedi
çık şu dala bak dedi

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:05 AM
uyandım sabah sabah çatıyorum sağa sola
neredesin ey sevgili ses ver artık bana
yetmez mi kaçışların durup versen mola
baharım kış boran oldu, gözlerim ağlar
yokluğun bir kor, yüreğimi durmadan dağlar

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:05 AM
Bir gün küçük bir çocuk
Dudağı bükük, yaşlar dolmuş gözlerine
İçini çekti, oturdu bir taşın üzerine
Acıdı yüreciği bir kıvılcım düştü içine
Uzandı yerde duran çekirdeğe
Bilmediği bir şeydi, baktı anlamadı
Görmemişti daha önce tanıyamadı
Bırakmak istedi bir an, yapamadı
Elinde tuttu bir müddet
Ne olduğunu bilmediği nesneyi
Evirdi çevirdi
Toprakta bir küçük çukur açıp
İçine atıverdi
Hüzünlüydü yüreği, ağlıyordu gözleri
birkaç damla gözyaşı ıslattı yeri

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:05 AM
Boyun büküp bakma öyle
Ne'n var çiçeğim söyle?

Yel mi vurdu yaprağına
Kar mı düştü dallarına?

Dile gelsin pembe dudağın
Beyazlar olsun duvağın!

Sararıp solma sen; neşelen!
Renginle boyansın gülşen!

Arz-u halin söyle bana
Al yerine kareleri bağlama!

Eğme yere güzel yüzünü
Etme sakın acının sözünü!

Yeşil yaprağın gazel olmasın
Görenler koklamaya kıymasın!

Kaldır başını dik dursuın
Kış biter bahara kavuşursun.

Ağzın bal olsun, dudağın şeker
Ağlama ç

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:05 AM
gel seninle çiçekleri böcekleri yazalım
bulutların üstündeki toz pembe rüyalara dalalım
sevda bahçelerinden bir demet te biz alalım
ağlarmış çocuklar, yanarmış analar
babalar çaresiz beş milyon veren olursa eğer
düşünürmüş haysiyet mi? ... karnını doyuracak ekmek mi?
yangın varmış arka mahalledeki ahşap evde
amaan canım hadi sen de
gel seninle yazalım biz aşkı, sevdayı
çimenlerde koşup oynamayı
ip atlayıp top oynamayı
bilmem nerede hangi yeni şarkıcıyı

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:06 AM
elini uzattı almak için
boşlukta asılı kaldı
kirli minik parmakları
kokladı uzun uzun
buram buram kokusunu
sıcak taze ekmeğin
bir adım daha attı
açlığın kapısından dışarı
çıkarım diye ümitle
girmemişti ağzından içeriye
günler günler boyu
ne ekmekten bir lokma
ne bir yudum tatlı su
çaldığını duydu zillerin
içinde biryerlerde
beynine ulaştı sonra
susmayan zil sesleri
ısrarlı....arsızca


karardı heryer
masum yüzü gibi kapkara
titredi incecik dizleri
aral

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:06 AM
kara gözleri var,yeşil gözleri
kimi mavi, kimi kahveden almış rengini
tenleri rengarenk; sarı, kızıl, kara derili
dünyaları ayrı, kıtaları, denizleri
kimi Afgan, kimi Filistinli, kimi Somali
dilleri ayrı, dinleri ayrı ve mekanları
bir olan şey sadece yürekleri
biliyorum;
demiyorlar ama gözlerinden okuyorum
beyaz gönüllerinden geçeni.
bir parça ekmek olsa;
bir salıncak, çevirmek için bir topaç!
hepsinin dileği bu
ve.... karınları aç!
kimi havan topuyla kaybetmiş kolunu

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:06 AM
eylül! daha çocukluğumdan
beri size bakardım ben
bir yazın azalmakta olan
sözcüklerinden nasıl da
ansızın sökülürdünüz
bahçelerle ve kül
dolardı içim... eylül!

eylül! kırılgan mevsim!
cam hançeri güzün
dağılırdı kalbimde
birden gecenin ve gündüzün
perdesiyle örtülürdünüz
tenhâyla ve tül
dolardı içim... eylül!

eylül! unuttum sizi
dağ kızarır yol sararırdı
ve ben dönüşlere bakardım
o aman vermez belleğin
paramparça güldüğünüz
aynalarla ve gül
dolardı içim... eylül!

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:06 AM
Yaşamak güzel şey dogrusu
Üstelik hava da güzelse
Hele gücün kuvvetin yerindeyse
Elin ekmek tutmuşsa bir de
Hele tertemizse gönlün
Hele kar gibiyse alnin
Yani kendinden korkmuyorsan
Kimseden korkmuyorsan dünyada
Dostuna güveniyorsan
Iyi günler bekliyorsan hele
Iyi günlere inaniyorsan
Üstelik hava da güzelse
Yaşamak güzel şey
Çok güzel şey dogrusu.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:06 AM
Şen şakrak çocuklar gibiyim bugün
Çocuklar gibi..
Kavak yelleri rüzgara kapılıp gitti
Uçan balonlar gibi...
Güneş uzattı kollarını, alacak kucağına
Rüzgar esti,yanağımı okşar gibi...
Yeşil halılar serdi bahar, ayağıma.
Çocuklardan bir çocuk;
Büyümüş te küçülmüş
Masallar, ninnilerle büyümüş
Çember çevirip, horoz şekerler yemiş
Dedesinin cebinde türlü türlü yemiş
Kuşun kanadı neden gümüş?
Çocuk ruhum bugün şen şakrak gibi
Rüzgara kapılmış uçurtma, başım

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:06 AM
I
Diri çiçekler,
Issızlık,
Tellere asılı gökyüzü...

Işığın diliyle
Vedalaşıyor sokak.

II
Böcekler yer değiştiriyor
İnceliyor uykumuz

Rüzgâr soruyor çalılıklara
-Kargalar nerede?

III
Gerçeğin şarabını içirir;
Karnındaki tapınağa
Sevgilim deyip uzandığın,
Bahar.

IV
Süzülüp yazın ellerinden
Yere düşer ilk damla

Soyunursan
Karşımdaysan
Dalıyla hesaplaşan
Aceleci incir.

V
Bukleleri sonbaharın,
Sana benzeyen
İnce sarmaşık

Nerede bekleyelim seninle
Bu kış uzu

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:06 AM
Ağlama, inleme
Bakma öyle mahzun, gözlerime
Sakın beni yaz deme
Yazamam kurbanlığını/ canavar ruhların ellerinde

Yazarsam kalemim bir çıra olur/ kağıtlar mazot denizi
Tutuşsun mu dünya/ yürekler yansın mı ateşe?

Gelme aklıma, girme düşlerime
Tutunup eteklerime
Bakma mahzun/ öyle melul, gözlerime

Gözlerine mor sürmeler
Bedenine kara güller
Korkulardan alevler/ küçücük yüreğine
Ve oyuncaklar
Birkaç renkli top/ bir de
Kırık bacaklı bir bebek
Buz kesmiş ellerine

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:07 AM
Kalem sana kurban olam kõle olam
Anam oldun, babam oldun, eş oldun
Seni yapan ustalara kul olam
Dertlerime ortak, yüreğime taş kalem

Senden başka sadık dostu bulamam
Bir gün bile senden ayrı kalamam
Herşeysiz olurum, sensiz olamam
Gözümün seline yaş oldun kalem

Seni çöpe atan eller sürünsün
Zalim dostlarımdan sen çok üstünsün
Seveceğim ölünceye dostumsun
Bütün insanlığa baş oldun kalem

Kalem sana ağaç olam uç olam
Yazdığına cümle olam hece olam
Sen gündüz ol, ben de sana gece

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:07 AM
1.
Kara gemi Okeanos ırmağının
Akıntısından kurtulup tanrısal
Denizde Ayaye adasına varınca
Onu kumsala çektik ve uykuya
Dalarak tanrısal şafağı bekledik.
Sabah sisi içinde doğan
Gül parmaklı şafak
Elpenor' un yüzüstü yatan ölüsünü
Bulmuştu ilk önce kıyıda.
Martı leşleri ve deniz kabukları arasına
Törenle gömdük onu kederli
Gönülle ve yanık yüzlü şaraptan
İçerek dinledik Kirke'yi.

2.
Tanrıçaların en tanrısalı
Güzel belikli Kirke eyitti :

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:07 AM
Tanıdığım bir ağaç var
Etlik bağlarına yakın
Saadetin adını bile duymamış
Tanrının işine bakın

Geceyi gündüzü biliyor
Dört mevsimi, rüzgarı, karı
Ay ışığına bayılıyor
Ama kötülemiyor karanlığı

Ona bir kitap vereceğim
Rahatını kaçırmak için
Bir öğrenegörsün aşkı
Ağacı o vakit seyredin.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:07 AM
Yağmurla ses olup çıksın,
Dallansın dumanlı ağaçta bensiz,
Vursun yürüyen şafağa gölgesi,

Gülde dolaşan arı gibi göksel,
Suyun kabuğunda gerçek parıltı,
Başağı sallayan ay gibi,

Arabasız bir yıldızın kamçısı
Gibi kıvrılsın gökyüzünde seçik,
Gün gibi boyasın denizi,

Ekmeğin yanında tuz gibi esmer,
Su anıtı gibi her yerde olsun,
Kimi desin, "Kimin bu sevi?"

Kendi başına sansın kimi?

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:07 AM
İsteklerim vardı
Hem nice dileklerim
Aşılmaz dağlar mıydı
Ulaşılmaz köyler
Uzanan eller mi gerekliydi
Sarı renkli
Beyaz gümüş metaller
Yeşil kağıtlar olsa olur mu
Gökyüzüne bir uçurtma salsam
Deryanın en derinine dalsam
Olur sandım dileklerim
******* boyu
Gündüzler kadar beklerim
Bir davet ki
Göklere uzanan ellerden gelir
“Yalnız temizlenenler” girebilir
Koştum davetin geldiği yöne
Kapıdan içerisi masalsı belde
Cevaplar yetişir aminlere

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:07 AM
Uyuyamıyacaksın
Memleketinin hali
Seni seslerle uyandıracak
Oturup yazacaksın
Çünkü sen artık o eski sen değilsin
Sen şimdi işsiz bir telgrafhane gibisin,
Durmadan sesler alacak
Sesler vereceksin
Uyuyamıyacaksın
Düzelmeden memleketinin hali
Düzelmeden dünyanın hali
Gözüne uyku girmez ki
Uyumayacaksın
Bir sis çanı gibi gecenin içinde
Ta gün ışıyıncaya kadar
Vakur metin sade
Çalacaksın.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:07 AM
Zaman mı geçti, yok ben mi esriktim,
Zakkuma bağlardım güneşi,
Gecenin ağır ununu elerdim,
Ay benîisrail zeytini.

Anlıksal birliğin simgeleriydi
Gülkurusu, altın ve tirse,
Sirinksin yediveren sesi,
Asalbent, buhur kokuları içinde.

Ölmüşüm orda bir aralık,
Unutuverdim konuştuğum dili,
Ama ağacın kendisiydi,
Kavramı değildi görünen artık.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:07 AM
Martılar yuvarlandı yavru martılar
Doğru sezmiştim
Kanatları kırıktı onların
Kurban etmiştim
Şimşek bakışlı yıllara
Davullar tam tamları vururken
Ebruli tebessümlü dudaklar
Savaş şarkıları söylerken
Yuvarlanıp gitti martılar
Kanadı kırık yavru martılar
Sonu gelmez okyanuslara
Başka illerde yeşerirken bir bahar
Ruhumun ateşe yandığı gündü
Şeytanın gelin olduğu bir düğün dü.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:08 AM
masmavi bir denizdi düşlediğim
uğruna ne hayaller beslediğim
dalgalar içinde adam boyu
mavisi keskin, mavisi koyu
takalar yüzer denizin yüzünde
martılar bir parça simit peşinde
grostonluk gemilerden gelir sesler
tayfalar yorgun tayfalar tıknefesler
yosun tutmuş kayalıkların dibi
yosun yeşili buğulu gözler gibi
güneş eteklerini toplayıp giderken
gitme kal diyor dalgalar, daha erken
denizin mavisi bakıra döner aheste
sular serinler, bir küçük kuş kafeste

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:08 AM
I. koşu
Kör bir ozan anlattı bunları,
Atların da ruhu vardı Troya önünde,
Ta Hades'ten duyulurdu kişnemeleri,
Atsız bu bu kişneme ölüleri ürpertir,
Köpeği deliye çevirirdi.
Kimi de Troya önünde nal sesleri gezinirdi,
Gömülmemiş bir atın erinçsiz ruhundan.

O gün Akhalar başka biri için yarışsalardı
İlk ödülü Akhileus götürürdü barakasına.
Çünkü ölümsüz atları vardı,
Onları Poseidon vermişti babası Peleus'a,
Peleus da oğluna armağan etmişti.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:08 AM
Turnam gider olsan bizim ellere
Vezir Ardahan'dan göçtü diyesin
Karşı geldi Kızılbaşın Hanları
Çıldır'da da döğüş oldu diyesin

Al kana boyandı Çıldır dağları
Gaziler diktiler... tuğları
Gözü kanlı Diyarbekir beyleri
Din yoluna şehit düştü diyesin

Çamur dize çıktı kan ile yaştan
Atlar dalmaz oldu serilen leşten
Kaleler yığıldı kesilen baştan
Ak gövdeler kana battı diyesin

İki alay bir araya gelince
Ara yere çarkacılar girince
Beş bin beş yüz belli atlı ölünce
Tokmak Han da ka

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:08 AM
Yürekler vardir ki Devran elinden,
Onlara gam sunuldugunda,
Iri güller gibi kan aglayip
Sessiz, dünyayi seyrederler...

Yürekler vardir ki onlar,
Kirginlik ve yalnizligi tadinca;
Sokak gösterilerinde yakilan,
Taşit lastikleri gibi,
Alevli ve gösterişli yanarlar...

Yürekler vardir, gam denizi derinlerinde
Mürekkep baliklaridir ki,
Onlara sitem eriştiginde,
Deniz içine aglarlar...
Laciverd ve dilsiz.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:08 AM
Bir yas aniti olmadan yat
Ugultunun kol gezdigini,
Duydugum ve bildigim tepede;
Hâl nice? Güller de...
Görünüyorlar mi zaman zaman?
Mevsim hep kiş ve vakit gece
Oldugu sürece...
Uyu, kötü rüyalar yildirmasin seni,
Bir yas aniti olmadan yat...
Hüznün aniti ol sadece...
Sen bir su damlasi gibi ari,
Sen bir saç teli kadar ince.
Bir yas aniti olmadan yat.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:08 AM
Sen de bilirsin hüznün incelmişliğini,
Fırınında değil, mezecilerinde bulunur kalbimizin,
Oysa keder, kara ekmek gibi zorunlu nerdeyse...
Senin verdiğin hüzün kedere dönüşüyor gitgide.
Sabah güneşi vuran doruklardan,
Pembe rengi sildim şimdiki halde...
Tipiyi çağırdım, göz gözü görmesin yine.
Gözlerime ilgisizlik bulutları ardından,
Kış güneşi gibi soluk, serin bak.
Her zamanki bakışınla muhakkak,
Özlem bulutu çözünür, taşkın olur.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:37 AM
Ben seni Ş sesinden tanırım ey Ayşe
Güleçkenar üçgen yaraçı
Kirli mendil kalaysız bakraç
Çeşmeden mi geliyon Anşa kız
Seni seviyon

Ben seni Ü sesinden tanırım ey Hülya
Olmazkenar üçgen daraçı
Gül kurutur defterinin arasında
Penceresi içli leylak
Baygın manolya

Ben seni ey sesinden tanırım Leyla
Morkenar üçen foraçı
Dikişsiz ipek fitilli kadife
Bacak bacaküstüne atarsın
Bi da gelme dükkanıma

Ben seni her yerden tanırım ey Meyrem
Beleşkenar üçgen veraçı
Alçakgönüllü basma da

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:37 AM
1800'ler ile 1930'lar arasında,
Bazı Anadolu ve Rumeli kentlerinde
Yaşayan bu kavme dair
Pek az belge var elimizde. Bildiğimiz:
Kamış kalemlerini sevgiye batırıp,
Mührelenmiş kâğıtlara içirdiler;
Ney üflediler, tambur söylettiler,
Birçoğu muhabbet mülkü sultanına esir idiler.
Uysal ve sessiz yaşadılar, burası kesin,
Her talepte ibrâzı mecbûri aylık seyahat varakalarını,
Memur efendilere göstererek,
Meselâ Pendike Samatyaya,
Dağılırlardı akşamları.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:37 AM
Kimse ihtiyaç duymasaydı sevgiye
Güzel ve kısa anlardı. Yoksa hayalim,
Hayalimle mi dolmuştu billûr şişe?
Itır yok, şişe boş, hiçlik kasırgası;
Duygu tanımaz bir karayel işte...
Bir karayel bu şimdi kasıp kavuran,
Son yolculuğunda yürek kadırgası.
Suç onun, sevgiye ne gerek vardı...
Dost sesler mutluluktur ıtır dolu ve billûr,
Bir gün boşalır içi bir sesin, mâlum olur,
Artık kalbimiz kutup denizinde ve yalnız.
Tanrım suç kimindi, nerde hata yaptık?
Keşke sevgiye muhtaç olmasaydık...

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:37 AM
Kardır yağan üstümüze geceden,
Yağmurlu, karanlık bir düşünceden,
Ormanın uğultusuyla birlikte
Ve dörtnala dümdüz bir mavilikte
Kar yağıyor üstümüze, inceden.

Sesin nerde kaldı, her günkü sesin,
Unutulmuş güzel şarkılar için
Bu kar gecesinde uzaktan, yoldan,
Rüzgâr gibi tâ eski Anadolu'dan
Sesin nerde kaldı? kar içindesin!

Ne sabahtır bu mavilik, ne akşam!
Uyandırmayın beni, uyanamam.
Kaybolmuş sevdiklerimiz aşkına,
Allah aşkına, gök, deniz aşkına
Yağsın kar üstümüze buram bura

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:38 AM
Ey bir at üstünde doğduğum memleket,
Oynadığım vadiler, geyikli ve sarp.
Kızıl bayrakların uçuştuğu serhat,
Davullar ve kafesinde çırpınan kalp!

Yaylının rüzgarlanıp duran örtüşü,
Karasız deniz gibi boş bir gökyüzü;

Bir uçtan öbür ucu Yemen türküsü,
Öten çıngırak, koşan atlar ve step...
Ah. sonsuz Anadolu'm, sen! Sen, sen, sen hep!

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:38 AM
içi boşalmış ruhsuz bir beden
Derde derman olmazsa yar
Söyle ne gelir elden

Elinin tersiyle itmeler neden
******* güler gündüzler ağlar
Anlamazsın dilden

Bulmaz mı sanırsın karşılığını eden
Eğilmez bilirim yüce dağlar
Sen de geçmezsin bildiğinden

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:38 AM
Rengini gülden almış, açılır gonca olur
Yaprağı tülden ince, pembe, hem beyaz olur
Gün vururken parıldar, ay vurur ayaz olur
Açılan semalara, Hakka duadır eller

Sesi gönülden alan, söyleyen diller olur
Kelamile tüm dertler, hep var iken yok olur
Tatlı söz acı aşa, ağu iken bal olur
Seslenen içli içli, Rabbe sedadır eller

Gam-ı dertten kurtaran, latif bir esam olur
Gönülü dilşad eden, bir şule leyal olur
Dermansız derde ilaç, ruhlara Lokman olur

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:38 AM
Titrek bir damladır aksi sevincin
Yüzünün sararmış yapraklarında
Ne zaman kederden taşarsa için
Şarkılar taşırsın dudaklarında.
İşlerken hülyama sesten örgüler
Bir çini vazodan dökülen güller
Gibi hülyada fecirler güler
Buruşmuş bir çiçek parmaklarında.

Gözlerin kararan yollarda üzgün,
Ve bir zambak kadar beyazdı yüzün;
Süzülüp akasya dallarından gün
Erir damla damla ayaklarında.

Sesin perde perde genişledikçe
Solan gözlerinden yağarken gece
Sürür eteğini silik ve ince
Bir göl

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:38 AM
Dün gece lambaların kör ışığı içinde
-Herkes ömründe bir kez olsun o yoldan geçer
Bir sokağa düştüm ki her köşede bir gölge,
Her pencerede bir baş, her kapıda bir fener.

Onların iki yana dizili yüzlerinde
Kalmamış gibiydi bir damla ışıktan eser
Ve körler gibi, sanki elleriyle derinde
Yitmiş hayallerini arıyorlardı yer yer.

Balkonundan sarkarak biri: 'Yavrum, diyordu
Hatırlamaz olmuşsun artık eski karını;
Göğsümde geçirdiğin sevda akşamlarını.'

Biri memelerini gösterip gülüyordu:

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:38 AM
Sönmüş saçlarında son damla ışık,
Bir düşün içinde gibi her akşam
-Ve yüzleri duman kadar dağınık
Geçer bu sokaktan binlerce adam.
Umut gözlerinde ölü bir bakış,
Çığlık bir bükülüş dudaklarında;
Bulamadıkları nedir ki, yaz kış
Dolaşırlar şehrin sokaklarında?
Sanki yalvaran bir duadır onlar,
Belki tanrılara açık vesvese,
Bir nehir. Bu nehir her akşam akar
Derinden ruhları çağıran sese

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:38 AM
Ölmüş o, ayrı düşmüş sürüden,
ayakları dışarda örtüden.

Ölmüş herkes gibi ölen insan,
Yalnız ayaklar kalmış yaşayan.

Ardından ölüme düşen başın
İki kardeş bakakalmış şaşkın.

Der ki, bu ayakları görenler,
Başım değilmiş düşünen meğer.

Ayaklarım, az gide uz gide,
Ayaklarım, ümitler peşinde!
Yolcu ölmüş; işte ayaklar hür!
Yolcu ölmüş; ayaklar düşünür...

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:38 AM
O gün bu gün size özendim
Her yerde; hava, toprak, deniz.
Bir serüvendi; gökteyseniz
Çıktım, yok, yerdeyseniz indim.
İlkin, size içkiyi tattırdım:
Ömür boyunca sarhoşsunuz;
Ne açsınız artık ne susuz.
Sizsiz ben de susuz kalırdım.

Size geceyi de öğrettim
Onda düşlerle çoğaldınız;
Yaşantıda yorgun ve yalnız
Değilsiniz; sizi ürettim.

Biterdi belki bir uykuyla
Herşey ve tadından ötürü.
Gördünüz ki bundan ileri
Bir şey var çağıran tutkuyla.

Çağırdım, çağırdım, çağırdım

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:38 AM
Elmaslar dolu koynumda / sakladığım sıkı sıkıya bastırıp tenime
Bir çocuğun ürkek bakışlarını almışım ödünç
Kıskandıracak kadar özgür ürkekliğim/ işte ellerimde
Kan damlıyor
Tuzlu bir su içiyorum içime çeke çeke
Elmaslarım tenimde/ elmaslarım çalınmasın alın özgürlüğümü de
Kıpkızıl bir ırmak değdikçe gözbebeklerine / kızaran
Ve alevden derya/ baktıkça gözlerinde yanan
Kırabilir misin tel örgülerini ruhumun
Dokunabilir misin çırpınan kanatsız kuşlara
Hadi anlat! Anlatabilir mi

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:38 AM
Hava keskin bir kömür kokusuyla dolar,
Kapanırdı daha gün batmadan kapılar.
Bu, afyon ruhu gibi baygın mahalleden,
Hayalimde tek çizgi bir sen kalmışsın, sen!
Hülyasındaki geniş aydınlığa gülen
Gözlerin, dişlerin ve ak pak gerdanınla
Ne güzel komşumuzdun sen, Fahriye Abla!

Eviniz kutu gibi küçücük bir evdi,
Sarmaşıklarla balkonu örtük bir evdi;
Güneşin batmasına yakın saatlerde
Yıkanırdı gölgesi kuytu bir derede.
Yaz, kış yeşil bir saksı ıtır pencerede;
Bahçende akasyalar açardı ba

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:38 AM
En güzel müzik nedir
Bilir misiniz
Cik cik cik.. öten kuşlar mı
Yanık yanık türküler
Islık çalan ilkbahar mı
Kemanın naleleri
Bülbülün figan edişi
nağmesi içli şarkılar mı
Şu kulağa çalınan
Füsunkar ney sesi
Kaval çalan çoban mı
Dinler misiniz
Bahçemizde çocuklar
Top oynayıp ip atlar
Kaydıraktan kayarken
Bazen düşüp ağlarlar
İşte en güzel müzik
Yavruların sesidir
Bunu herkes işitir
Değerini yalnız anneler bilir

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:38 AM
Sağ çıkıp günlük savaştan
Evin yolunu tutmuşum
Yemek yedik, çocuklarım uyudu
İniyor üstüme yavaştan
Allah’ın bembeyaz bulutu
Kederlerimi unutmuşum.

Hayatta olduğuma
Seviniyorum şimdi
Kavuştum çoluk çocuğuma
Koltuğuma uzandım, rahatım
Kahvem içime sindi
Başladı gecelik saltanatım.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:39 AM
Hepsini birden istemek
Yersiz,
Zamanı var
Biz zengin değiliz.

Duvara astım liste,
Eksikleri yaz,
Sıra hangisindeyse
para olur olmaz...

Ayda bizim elimize
Ne geçer, şu kadar.
Ayır önce kirayı;
Günde yemeğimize
Ne gider, şu kadar.
İyi kullan parayı,
Bu aylık bize yeter.

Duvardaki liste...
Kes üç kuruş ekmekten,
Beş kuruş etten kıs.
Sıra hangisindeyse
Çarşıya gider, alırız.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:39 AM
Kocaman bir havuzdu dün/
Boğaz
Gemiler yüzdürdük içinde
Kağıttan gövdeleri/
beyaz
Saçlarımızı yelken yaptık/
tel tel
Martı kanatlarını kürek
Kuşlar uçurduk içimizden
Kırmızı kurdelalar teleklerinde
Baharı çağırdık hep bir ağızdan/
Gel beri gel
Yüreklerden yalılarda yaşadık
Aşı boyalı, cumbalı/
bembeyaz
Erguvan renkli rüyalar gördük
Karanlıkları, korkuları örttük
Pembe – beyaz bebeleri büyüttük
Kovduk karakışları/
Görünüverdi yaz
Sevda balonları u

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:39 AM
Ben uzaklarda olmalıyım, çok uzaklarda
Acılar unutulduktan sonra
Dönmeliyim.

Ölümlerin karşısında şaşırıyorum
Ne desem ki
Düşünüyorum.

Kalanları ağlıyor gidenin
Benim gözlerim kuru
Herkes bana bakıyor, biliyorum
İçlerinden geçenleri.

Başsağlığı dilemek
Garibime gidiyor
Ölen öldü, sen yaşa
Küçültmeye benziyor.

Beni böyle kitaplar mı yaptı ne
Kağıtlarda gidenlere içlenip ağlayan ben
Hayattaki ölümlerde put gibi duruyorum.

Ben canavar ruhlu muyum
Bir öl

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:39 AM
Bir dumanla dolmuş dünya
Boğucu bir duman
El yazması bir kitapta
Bir hikaye okudum:

Bakırcılar bir zaman
Bir koca kazan yaptılar.
Bakırcılar gece oldu, evlerine gittiler
kazan kaldı dükkanda
Sabah ola, aşlar pişe
Sabah ola, o da gide
Bakırcılar gittiler
Kazan kaldı dükkanda.

Kazan bekler
Saatler geçer gece
Bir büyücü gelir girer içeri
Çalıp gider bu kazanı gizlice.

Issız bir dağ başında
Ateş yakar büyücü
Yanma ateşim yanma
Ateşin elinde mi?
İçinde tı

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:39 AM
Seni karanlıkta yatırıyorlar.
Korkuyorsun geceden:
Bakıp bakıp pencereden,
Yatağına sokuluyorsun.

Ben hep eski yerimdeyim, biliyorsun.
Hava açık olduğu zamanlar
Beni seyrediyor, seviniyorsun.

Ne olurdu, ben de,
Sana göründüğüm şekilde
Odana gelseydim.
Ateşböcekleri gibi,
Küçücük avucunda
Yanıp yanıp sönseydim.

Seneler geçip gider, büyürsün.
Bir gün olur, hepsi biter:
Endişeler, o çocuk üzüntün
Hepsi biter.
Aydınlanır seninçin *******,
güneş gibi görünürsün.

Biraz sabı

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:39 AM
Ne zaman sokaklarda dolaşsam
Okul, sinema, sergi
Kullanıyorlar
Bendeki eski benleri.
Kalabalıklarda çoğalıyorum
Hangisine yetişeyim şaşkın
Tıpkı onun çizgileri
Karşıdan gelen şu kadın.
Bir küçük çocuk
Yıllarca öncem
Korkar mı gitsem yanına
Çocuk, sen bensin desem.
Üç delikanlı yürüyor
Bir dört yol ağzında her biri bir yana
Üçe bölünüyorum
Yolların her birinde birim gidiyor.
Biri eve derslerinin başına kitabı açıyorum
Biri parkta bir sevgili bekliyorum
Bir yerde çalışıyor üçüncü

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:39 AM
Allah beni çirkin yarattı,
Cazibem yok yürürken.
Kahveci kızına mı bakılır,
Güzelle dururken.

Fakir doğup büyüdüm,
Annem evlerde çamaşır yıkar.
Onlara git,
Zenginler var.

Okutmadılar orta’dan sonra,
Tahsilim de kaldı yarım.
Güzel olsam, zengin olsam
Anlarım.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:39 AM
ebemkuşakları altında
bilmem dikkat ettn mi
uzakların güzelliği
yaz yağmurundan sonra

şayet aşkın rahmeti
gün olur kesilirse
altın kemerler gibi
hatıralar önümüzde

hadi ver ellerini
ufkumdan esen samyellerine
sabahın serini
karışşın ellerine

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:39 AM
Delicesine daha dün
Kitaplara düşkündü,
Almış yürümüş serserilikte.
Akıl bu, evi barkı bırak da sen
İğri büğrü sokaklara dal
Geceyle birlikte.

Bir kız sevmiş yakın zamanda,
Bahse lüzum var mı geçmişten?
İflah olmaz sanırım,
Geçti iş işten!

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:39 AM
Güneşin dağın ardından çıkmasıyla;
Bir tahta kapı açılır dünyaya.
Ve bir yorgun beden yola koyulur,
Belli hergün ki gibi ekmek kavgasında.

Ne yürüdüğü yolları bilir,
Nede gideceği yeri;
Ezberlenmiş bir hikaye okur,
Çilehane şehirleri.

Nihayet yorgun beden bir dolmuş koltuğunda,
İş yerine kadar tetikte bir uykuyla.
Heryerde aynı manzara;
Tarihe taht kuran İstanbulda.

Ey! taşı toprağı altın şehir;
Hani nerde altının,taşın,toprağın.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:39 AM
O sizin gördüğünüz kadınlar
Güzeldirler ha bereket
Melek kadar masum
Yok canım şeytan kadar şirret

İncedirler aman ne nazik
İçerde zalim nobran
Kıskanç
Dışarıya karşılık.

Temiz… kazısan kir
Karanlığın üstünde zar parıltı
Bir duman bir zifir
Köreltir aklı.

Evlidirler evlerinde evsiz
İyidirler
İçlerine girmeyince nerden bileceksiniz.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:39 AM
Aşkın ve hayalgücünün
Simgesiydi İstanbul
Laf olsun diye
''İstanbul'u sevmezse gönül
Aşkı ne anlar''
Demiyordu şarkılar
Ki o gerdanlığı olan surlar gibi yakışmıyordu
Hiçbir bedendeki takılar

Yeryüzündeki bütün şiirlerin
Yörüngesiydi İstanbul
Kalemin kaderinin karşılığıydı
Tüm dillerin sözlüğünde
''Anlatmaya engel yok''un kanıtıydı
Bir nakkaşın körlüğünde

Ahiretteki cennetin
Belgesiydi İstanbul
Düşler çerçeve kabul etmiyorsa
Bunun apaçık timsâliydi

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:40 AM
Taraftar cinsimi dile düşürdü
Hakemden farksızım seni sormalı
Kaderim olmadık ele düşürdü
Kalemden farksızım seni sormalı

Kendimi rakibim sayıp yenerim
Yoktur meziyetim yoktur hünerim
Güneş diye etrafında dönerim
Alemden farksızım seni sormalı

Susadım su yoktu kan içtim tastan
Müthiş gol olurdu attığım pastan
Gelmedin bir türlü çıkmadım yastan
Matemden farksızım seni sormalı

Ağlayan nar benim gülense ayva
Az kaldı ölmeme yapılsın helva
Dünyada yok bizden başkası

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:40 AM
Ürperen yaralara çıplak
Havaların değmesi
Acır.
Korkunuz nerdeyse
Bir şey söylenecek, bir şey sorulacaktır.

Sekiz sokak önceden sezmeniz
Adımlar yöneldi,
Bir daralış gönlünüzde
Ortalık karardı.

Anla sıkıntımı geç git dost,
Nedendir sorma.
Gür bitkiler altında bir benim için akar
Alıngan, onurlu
İstemez görsünler saklı su.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:40 AM
Sen, şu evvelce de yazdım:
Siyah gömleğinde ince...
Olmuyor ki ha deyince
Hayat bütün bütün zalim.

Devran döner. Âdem-Havva üstüne,
Dünya evlilikle baki.
Ama hayat dedikleri
Güçleşmekte günden güne.

Seni, beni üzen dertte
Çarpar bir milletin kalbi,
Halkın çoğu bizim gibi
Bunun lafını etmekte.

Geçer, hepsi geçer elbet;
Daralmış gönüller ferahlar.
Gelir o eski sabahlar,
Memleket eski memleket.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:42 AM
Yıllar yılı yanımızda
Kavruldun yağımızla.

Hiç bu böyle kalır mı,
Biraz geç de olsa
Göreceksin hayatın sana da güldüğünü,
Sabret yoksa.

Nasıl mı?
Topraklarda tohumlar vardır
Karlar altında kış boyu,
Kış geçer, bir bahar günü
Çiçek açar tozpembe,
Tıpkı öyle.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:42 AM
küçük şehirde yaşayan büyük insan
sen söylencelere itibar etmemeyi
benliğindeki onmaz yaralarla belledin
kim ruhundaki alabora olmuş
duyumsamalarını yeniden yüzdürebilir
şehir ki Atinadan beri
tutsaklığın metaforu
özgürlük
bitmek tükenmez varlığın üçüncü şahıslar tarafından
onanması yanılsamasını alaca karanlıkta seçmeyle başlar
sen
deli aygır
değimli ki
gallop hayalinle yanıp tutuşursun
yol bu
zincirlerini kırmakla başla
hiç tereddütsüz ölümün ağzına bırakı verdi

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:42 AM
Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır
Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini
Ormanların en kuytusunu sende görmekteyim
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm
Sende tattım yemişlerin cümlesini
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin.
Desem ki...
İnan bana sevgilim inan
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:42 AM
Can yoldaşım olmasa olmasın
Yanlızım diye hayıflanmasın
Eğilmiş üstüne gökyüzü masmavi
Bir anne şefkatine müsavi
Üç adım ötede deniz
Dosttur, ne öfkesi ne durgunluğu sebepsiz
Bir derdin varsa açılabilirsin ağaçlara
Ağaç yaprak verir sır vermez rüzgara
Ve kış yaz
Dalda kuş eksik olmaz
Dağ başında duman
Yanlızlık nedir göreceksin öldüğün zaman

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:42 AM
Köy doğası yemyeşildir, mis kokar
Soğuk sular yüksek kırlarda akar
Şehirlerde daha yeni başlarken
Köyde gece çoktan yarıya sarkar

Yağı, sütü kutulara hapisken
En özgürü köylünün küpündedir
Şehrin günü geceden ayrılmazken
Köy, günün ve gecenin hazzındadır

Şehirlerde görüntüsü bin renkken
Aşkın safı köydedir en derinden
Mutluluk kavramı farklı dökülür
Şehirlinin ve köylünün dilinden

Yemyeşil zeytini karartan güneş
Şehirliye serin, köylüye sıcak
Köyün kazanını kara

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:42 AM
Felek ne kadar kahretse kalbimize,
Zaman zaman hatırladığımız olur,
Hangi dilber ilk aşkı tattırdı bize;
Bir bahtiyarla yaşadığımız olur.

Ah o yaz gecesi, o mehtap, o havuz!
Balkonundan gül atan cömert sevgili!
Aşkınla deli divane olduğumuz,
Sarmaşığa tırmandığımızdan belli.

Belki bugün bu yaşta tekrar olunmaz,
İlk aşk gecesinin masum yeminleri,
Fakat nerde ilk öpüşün verdiği haz?
Saadet bilmiyorum o hazdan gayri.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:42 AM
Gün bitti;
Akşam serinliğiyle başlıyor memleketim.
Doğduğum köy göründü;
Sakin yıldızlariyle gittikçe yakınlaşan sema,
Dört nala kalktı atım sevincinden;
Uçaraktan gidiyorum sılaya.
Çocukluğumda uçurttuğum uçurtmalar olacak
Bacalara takılan şu beyaz bulutlar;
Belki de rüzgârda namaz bezidir.
Yüzüne hasret kaldığım anacığınım!
Herhalde beni bekleyenler var.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:42 AM
Can yoldaşın olmazsa olmasın
Yalnızım diye hayıflanmayasın,
Eğilmiş üstüne gökyüzü masmavi
Bir anne şefkatine müsavi.
Üç adım ötede deniz
Dosttur, ne öfkesi ne durgunluğu sebepsiz.
Bir derdin varsa açabilirsin ağaçlara
Ağaç yaprak verir, sır vermez rüzgara
Ve kış yaz,
Dalda kuş eksik olmaz
Dağ başında duman
Yalnızlık nedir göreceksin
öldüğün zaman.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:42 AM
Ve şehrin şenliğine karşılık
Susar servileriyle mezarlık.
Susar ve hatırlar: - Bu kırık
Aynadaki hazin perişanlık

Sizindir, siz gafil, siz bihaber
İnsanlar bilseydiniz ne bekler
Bir gün açmak için bu çiçekler;
Ölülerin sükûnu çiçekler

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:42 AM
Meyanın balıdır gardaş
Şifadır bütün bedene
Böbreğinde kalmaz taş
Kuvvet verir midene

Meyanın özüdür gardaş
Işık gelir gözlerine
Her uzuvun sarmaş dolaş
Parlaklık verir tenine

Öyle bir soğudu ki
Keman çaldırır dişine
Mübarek buzhane sanki
Yaş döktürür gözlerine

Bu kavurucu sıcakta
Vücuduna klima
Yüreğini ferahlatır
Stres alır anında

Vay meyan vay!

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:43 AM
Gitti gelmez bahar yeli;
Şarkılar yarıda kaldı.
Bütün bahçeler kilitli;
Anahtar Tanrıda kaldı.

Geldi çattı en son ölmek.
Ne bir yemiş, ne bir çiçek;
Yanıyor güneşte petek;
Bütün bal arıda kaldı.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:43 AM
Şiirden bir dünya kurdum,
Gerçek dünyama gem vurdum.
Bütün gece sildim durdum,
Canımı sıkan sözcüğü.

Dizgin vurmak, gerçeklere
Pek mümkün olmuyor diye
Çıkardım kelimelerle
Ondan çıkmayan hıncımı.

Ne güncem var, ne hatıram
Ufku belirsiz bir dünyam
Ve bitmek bilmeyen hülyam
Sözcüklerle sükût buldu.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:43 AM
Şehirde bir kasvet,
Rüzgârda bu dâvet,
Enginde hürriyet,
Serde gençlik varken,
Beyaz açılırken
Bu mavi sularda
Her gün binbir yelken,
Âni bir kararda,
Edip şehre veda,
Niçin acep niçin
Sen de bir geminin
Yolcusu değilsin?
Şehirde bu kasvet,
Rüzgârda bu dâvet,
Enginde hürriyet,
Serde gençlik varken.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:43 AM
Bu el titremesi kadeh tutarken
Bu yaşta nasıl koyuyor insana
Orhan gibi vaktinde gitmek varken
Değer mi oyalanmana

Rakıdan tütünden beter alışık
Olduğumuz korkunç güzel bir şey var
Tutmuş bırakmaz bizi bir sıkımlık
Canımız çıkana kadar.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:43 AM
Bir hisse ver gönlümün perdesine
Bilmediğim mevsimlerden serpilen.
O sımsıcak duygular iklimine
Gabya uçan sevgilerden seçilen

Hiç bilmeden sabahın seferini
Belayı taşıyan gönül teline,
Sevdadan iyice uçmuş ferini,
Nakşettiren kurnaz Hint sefirine…

Yalnızlıkta dahi bir zehir gibi
Yollayan ruhumu bir tahassüse
Kelamın kurduğu saf şehir gibi
Orkinos gölünde gizlenen süse

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:43 AM
Kırkıncı odanın kapısındayım;
Ne varsa bu kapı arkasındadır.
Açsam, ya açmasam kaygısındayım;
Aklım iki cihan arasındadır.

Kim bilir neler oluyor içerde!
Yarab! İnsan bahtım hangi ellerde?
Ha ben ha masaldaki o şehzade;
Gönlüm bir güzelin sevdasındadır.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:43 AM
Karanlığa sevgiyle baktığım gece gördüm
Hala o güven sevinciyle uçmakta gönlüm
Süründüğümüz bu çamur deryasından uzak
Bu yerlere uğramamış bir bahar içinde
Gerçekten cennet misali bir dünya kuracak
Gürbüz nesiller büyüyor sağlıklar içinde

Çocuklarımız torunlarımız var içinde

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:43 AM
Geceyle bir durgunluk oldu suda
Balıklar yosunlar gibi uykuda

Dallarda rüzgar hışırtısı dindi
Bütün kuşlar yuvalarında şimdi

Korkusuyla başbaşa kaldı çiçek
Artık emniyette hem fil hem böcek

Yarab ! semada yıldız yerde kabir
Herşey bahtınca huzur içindedir

Ürperten bu sakin karıncaları
Baştan başa insan hıçkırıkları

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:43 AM
Sevdalıyım, yanıyorum diye
Yanmanın bile numarasını bulmuş
Dalavere mahallesinin gözü pek çocukları
Bileklerinden tutarak hayatın
Taşeron yaşar sevdayı.

En yadigâr hatıraların bile
Döktüremediği gözyaşları
Her nasılsa ıslar bedeni
Bu sifli uğraşın galibi olmaz belki
Ama birçok ruhun hüzün depremi
Yıkılır ümit barikatları.

Şerefsizce olsaydı
En mucidi olurduk sevdanın
Ensesine şırınga edilmiş bin bir yalanla
Neresinden tutalım biz bu hayatın
Her taraf gözyaşı, he

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:43 AM
Bilmem ki hâtıralar,
Ne istersiniz benden,
Gelir gelmez sonbahar?

Bu kanad çırpış neden?
Cama vuracak ne var
Ey eski hâtıralar

Sanmayın güller açar,
Bülbül değildir öten;
Bu rüzgâr başka rüzgâr

Ne istersiniz benden,
Bilmem ki hâtıralar,
Gelir gelmez sonbahar?

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:43 AM
Gönülden gönüle yol gider derler
Onu sürmeğe bir hoşca can gerek
Doğru söyle yiğit işin doğrusun
Hiylebaz olamaz yiğit bön gerek

Buna kılıç derler aralar açar
Püskürür meydana al kanlar saçar
Bazı kötüler de öğünür geçer
Yiğit batman döğer gözde hor gerek

Yüksek kayalarda şahinler olmaz
Kısırdır katırlar kulun kunnamaz
Bazı hocalar da çalgı dinlemez
"Nedir kuru ağaç bize din gerek"

Dadaloğlu der ki belim bükülür
Gözümün gevheri yere dökülür
Yalnız taştan duvar olmaz

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:43 AM
Ağırdır tavizsiz hayatın yükü
Ama geçmişine dayanır kökü
Yaşarken birazcık çıksa da zevki
Bırakmaz ikbale dair bir mevki

Kusur bulamazsın hiç birisine
Bir kez açtırınca tavize dükkân
El pençe durursun gelip geçene
Menfaat olunca tavize mekân

Belinde bekrisi yalancılığın
Tepende meşk eder menfaat dağı
Bir parça bezedir çabaladığın
Nasipsiz mirasa sahiplik çağı

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:44 AM
Çıkarım Bozok dağına
Avşar ili görünür mü
Allah bir de işi iki
Gitti amma gelinir mi

Yücelerde olur geyik
Yol bekliyor gözü böyük
Benim yârim allar giyik
Nazlı nazlı salınır mı

Sehil kuşu Rum'a uçtu
Eğlenmenin vakti geçti
Yaylalar aklım aklıma düştü
Coştu gönül durulur mu

Dadal'ım der ki zatımız
Artar ün ve firkatımız
Yaylaya dönse atımız
Hasret olan yorulur mu

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:44 AM
Mahzun gelip garip gitmek
Kaderimiz belki de
Zaman, mekân, birçok kavram
Kötürümden hallice
Yaşamak kavram, kuramda
Belki biraz delice
Salla tozun savurursun
Sözlerindeki gizin
Bunca olay, bunca hüzün
Kor ateşten küllüce
Geçmiş nesil bilmem; ama
Şimdikiler dillice
Değişen çok şey alemde
Bazısına güllüce
Oturup çok şey yazsan da
Okunmaz bu eskice
Cümle kelam, cümle hece
Göçerken bu alemden
Geriye kalan serzeniş
Temelinden kirlice.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:44 AM
Vatanımın gezerken kırsalında
Yüce tepesinde bir kuş
Eğleşiyordu birkaç yavrusuyla
Ağustos sıcağında.

Gözümün algıladığınca
Kartal bu dedim,
Arkadaş dedi atmaca,
Diğeri dedi, yok doğan
Yok yok şahin bu zannımca.

Kuşçağız duymuş gibi
Süzülüp konuverdi
Karşımızda bir taşa
Bir de baktık, ne kartal,
Ne şahin, ne atmaca.
O çirkin sesi ile
Tilkinin maskarası,
Memleketin kargası.

Tepemizdekileri de,
Öyle sanırız bazen ya
İlk kanat çırpışta anlarız sonra
Ve

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:44 AM
Zamana, mekâna karşı durur da
Meçhul bir hayali yar uğurlarsa
O serap dolu şuh hatıra gibi
Gönlündeki sese ümit bağlarsa

Durup da yürürüm yalan yıllara
Yürek yıllandıran bir kimsesizlik
Sıkılgan bir gönül, aç sevdalara
Kurgulara boğumlanır sessizlik.

Boşluğun en zifir dönemecinde,
Kutsanmış saflığın göç mevsiminde
Bir baş kaldırı var damarlarımda
Hep bırakır beni, dert gibi nice…

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:44 AM
Kral kızı:
Sefa geldin civan yiğit
Söyleşelim heman yiğit
Yenemezsen beni eğer
Vermem sana aman yiğit

Dadaloğlu:
Sen ne dersin ey güzel peri
Kolay vermem seri
Ya alırım seni burdan
Yahut dönüp gitmem geri

Kral kızı:
Kral kızı derler bana
Bir gelmişim bu cihana
Kıydığımı duymadın mı
Tamam otuz dokuz cana

Dadaloğlu:
Babam Musa adım veli
Memleketim Avşareli
Aklımdan yok hiçbir zorum
Kırkıncıyı sanma deli

Kral kızı:
Beni dedin geldin ise
Hak nuruna kandın ise
Eğer aşık oldun ise
Bil de cevap ver bana
Gönül suyu akar mı
Yerli taş yerinden kalkar mı?

Dadaloğlu:
Kız o sual öyle söylenmez
İnip aşkın deryası boylanmaz
Poyrazın döneğinde duman eylenmez
Eloğlu vazgeçerse serinden
Yerli taşı kaldırır yerinden

Kral kızı:
O nedir ki gökyüzünde hellenir
O nedir ki yeryüzünde göllenir
O nedir ki yel vurmadan sallanır
Usta isen ver cevabın dadaloğlu?

Dadaloğlu:
O buluttur gökyüzünde hellenir
O yağmurdur yeryüzünde göllenir
O dünyadır yel değmeden sallanır
Zelzeleyi öğren de gel kralın kızı

Kral kızı:
O nedir ki yok ediyor denizi
O nedir ki gösteriyor benizi
O nedir ki uyuz eder domuzu
Şimdi seni bunalttım mı dadaloğlu

Dadaloğlu:
O kayıktır yol ediyor denizi
O aynadır gösteriyor benizi
O küncüdür uyuz eder domuzu
Sen de kaşın uyuz olup kralın kızı

Kral kızı:
O nedir ki yere düşüp çürümez
O nedir ki ölür gider farımaz
O nedir ki yolda kendi yürümez
Var mı verecek cevabın dadaloğlu

Dadaloğlu
O cevherdir yere düşüp çürümez
O gönüldür ölür gider farımaz
O gölgedir yolda kendi yürümez
Sen de benden farıma kralın kızı

Kral kızı:
Bugün aman verdim iyi bilesin
Yarın yine huzuruma gelesin
Ya belani ya mevlanı bulasın
Zorlu aşıkmışsın ey dadaloğlu

Dadaloğlu:
Selam olsun benden yavuz kırklara
Kırkının da çıktı yüzleri kara
Bana satır kılıç eylemez para
Meydan benim olur elbet yarın da

Kral kızı
Bir kral kızıyım gökte uçarım
Mert hasım üstüne kanat açarım
Dost da olsa vermem namerde aman
Başına semadan ateş saçarım

Dadaloğlu:
Bir Dadaloğluyum gökte uçamam
Kimsenin üstüne kanat açamam
Varsa bir kusurum o da şu benim
Namert kapısından çıkıp kaçamam

Kral Kızı:
O nedir ki yere düşüp paslanmaz
O nedir ki suya düşüp ıslanmaz
O nedir ki etin kessen seslenmez
Üçünden birini de bilsen kabulüm

Dadaloğlu:
O güneştir suya düşüp ıslanmaz
O altındır yere düşüp paslanmaz
O ölüdür etin kessen seslenmez
Var mı başka sözün kralın kızı

Kral kızı:
O nedir ki bir çıkanda pir çıkar
Hak yapısı koca binayı yıkar
Ardından niceler ağlayıp bakar
Bil de yırt kefeni ey dadaloğlu

Dadaloğlu:
Hak yapısı koca bina bedendir
Onu yıkan ondan çıkıp gidendir
Can çıkanda herkes ağlar nedendir
Sen de bunu anlat kralın kızı

Yerinme de kral kızı yerinme
Hakkın bir de yarını var yarını
Tatlı dilden alınma hem yerinme
Kem kelamdır delen senin bağrını

Hakka şükür bulabildin dengini
Yine de et dengin ile cengini
Mert rakibin at başına sengini
Gül döşeme çakıl dök de yap yollarını

Kral kızı:
Karadır da kaşlarımın arası
İnci mercan dişlerimin arası
Sarı öküzün tırnağının arası
Kaç bin yıllık yoldur bil dadaloğlu

Dadaloğlu:
Karadır da kaşlarının arası
İnci mercan dişlerinin arası
Sarı öküzün tırnağının arası
Yüzbin yıllık yoldur kralın kızı

Kral kızı:
Denizin yarısı mildir de mildir
Akar gider suyu güldür de güldür
Gökyüzünde olan yıldızlar kaçtır
Say da ver cevabın ey dadaloğlu
Dadaloğlu:
Denizin yarısı kildir de kildir
Akar gider suyu güldür de güldür
Sen göğe yedi kat merdiven kurdur
Ben çıkıp sayayım kralın kızı
Kral kızı:
Gökten kara kuş da kimlere indi
Ali'nin kandili nerede yandı
Dünyanın binası ne gün kuruldu
Söyle ki bileyim ey dadaloğlu
Dadaloğlu:
Gökten kara kuş da Yusuf'a indi
Ali'nin kandili havada yandı
Dünyanın binası bugün kuruldu
Bugün de pazardır kralın kızı
Kral kızı:
Şol ağacın kökü aşağı döndü
Onun kokusuna her kimler kandı
Kabe'nin eşiğini kim yapıp yondu
Ol kurbanlık kimdi ey dadaloğlu
Dadaloğlu:
Şol ağacın kökü aşağı döndü
Onun kokusuna mumcular kandı
Kabe'nin eşiğine İbrahim yondu
İsmail'di kurban kralın kızı
Kral kızı:
O nedir ki minareyi sallıyor
O nedir ki Zülfikar'ı telliyor
O nedir ki hocasız dil belliyor
Bil de mevlanı bul ey dadaloğlu
Dadaloğlu:
O zelzele minareyi sallıyor
O Ali"dir Zülfikar'ı telliyor
O bebektir hocasız dil belliyor
Var mı sözün soyle kralın kızı
Kral kızı:
Gerde dadaloğlu gerde
Sen uğrattın beni derde
Yüzceğizin görsem gayrı
Kalksın da şu kara perde
Dadaloğlu:
Yücesine çıktım baktım engine
Ovasının köpüklenmiş selleri
Yiğit olan düşmez ise dengine
Kendisine güldürür hep elleri
Yücesinden bakıp gördüm uzağı
Kahpe düşman kurar m'ola tuzağı
Seçemedim kırgız ile kaçağı
Daha kimler tuttu acep yolları
Çok geçmeden nice atlı sokulur
Cümlesi de yolumuza dökülür
Yenilirsem boyuncuğum bükülür
Eller derer has bahçenin gülleri
Beri gel de kral kızı beri gel
Kollarımı kemer yapsın ince bel
Saçların omuza dökülsün tel tel
Koklayıp öpeyim beyaz elleri
Dadaloğlu der ki halim yamandır
Dağ başları yine tozdur dumandır
Hak bilir ya bugün hodri meydandır
Tutmak gerek geçtikleri belleri
Şu yalan dünyaya geldim geleli
Severim kır atı bir de güzeli
Değip on beşime kendim bileli
Severim kır atı bir de güzeli
Atın beli kısa boynu uzunu
Kuru suratlısı elma gözünü
Kızın lik iplik süt beyazını
Severim kır atı bir de güzeli
Atın büyük sağrı kalkan döşlüsü
Kalem kulaklısı çekik kaşlısı
Güzelin de dal boylu samur saçlısı
Severim kır atı bir de güzeli
At koşu tutmasın çıktığı zaman
Yalı kaval gibi yıktığı zaman
At dört kız on beşe yettiği zaman
Severim kır atı bir de güzeli
Dadaloğlu hile yoktur işimde
Yiğit olan yiğit görür düşünde
At dördünde güzel on beş yaşında
Severim kır atı bir de güzeli
Kral kızı:
Yüce Haktan bir dileğim var benim
Yaşadıkça yarden cüda etmesin
Yar yanında geçer olsun her günüm
Kem rakibin bağında gül bitmesin
Aradım da en son buldum dengimi
Yar hasmıylan çıkıp ettim cengimi
Sen söyle ben dolduram çöngümü
Muhabbetlik aramızdan gitmesin
Kara meşe üzerinde mazı var
Aramızda nice nice tazı var
Şah Suna’nın verilmiş bir sözü var
Olur mu hiç ikrarın gütmesin
Beri gel de aslan yarim beri gel
Niceleyin sarılırız görsün el
Zülüflerim dökem yüzüne tel tel
Binbir buse az gelsin de yetmesin
Dadaloğlu:
Dostun bahçesinden yad el geçmesin
Kurutur ha nazlı dilber kurutur
Senin sevdan yüreğimde yağ komaz
Eritir ha nazlı dilber eritir
Yüksek olur Arap atın kaltağı
Korkarım bir kötü tutar eteği
Eşsiz kalmaz hiç yiğitin yatağı
Geri dur da nazlı dilber geri dur
Arap at üstünde olsa postumuz
İkrarından dönmez yine dostumuz
Bir gün kara toprak örter üstümüz
Çürütür ha nazlı dilber çürütür
Dadaloğlum der ki ben ne yapayım
Hangi din hak ise ona tapayım
Eğil de bir al yanaktan öpeyim
Beri dur da nazlı dilber beri dur
Dadaloğlu:
Ölürüz de kömür gözlüm ölürüz
Dost ağlasın zalim felek utansın
Kıyamette kavuşmak var biliriz
Dost ağlasın kahpe felek utansın
Bir çıkmaza girdi bugün yolumuz
Geçit vermez sağımızla solumuz
Kalır gayri bizim burda ölümüz
Mert ağlasın namert olan utansın
Avşareli yaylasına göçmedik
Aşın yeyip sularını içmedik
Tenhalarda kendimizden geçmedik
Can ağlasın hain felek utansın
Dadaloğluyum yine coştu çağladı
Ak üstüne karaları bağladı
Fırkat odu yüreciğim dağladı
Ben ölende Çapanoğlu utansın
Kral kızı:
N'olaydı da civan yarım n'olaydı
Sen gelmeden bana ecel geleydi
Bir çıkımlık cancağızım alaydı
Böyle rüsva olmayaydım cihanda
Neyledim de Hakka büyük söyledim
Ne akılla kırkıncıyı diledim
Cahil idim nettiğimi bilmedim
Zalim diye çıktı adım her yanda
Babam gelir arkasında yüz atlı
Cümlesi de sanki kuştur kanatlı
Sen ölürsen derdim olur bin katlı
Yar yetimi kalırım ben meydanda
Deli Osman gayri kına yakınsın
Böbür böbür dört bir yana bakınsın
Emme benden gece gündüz sakınsın
Öldürürüm ilk fırsatı bulanda
Kral kızı söyler sana andını
Şimdiden yok bilsin derim kendini
Bağlasalar parçalarım bendimi
Yatacağım bilsem bile zindanda
Dadaloğlu:
Can evimden vurdu felek neyleyim
Ben ağlarım çelik teller iniler
Ben almadım toprak aldı koynuna
Yarim diye bülbül diller iniler
Doya doya mah cemalin görmedim
Saçlarını çözüp çözüp örmedim
Bir gececik sefasını sürmedim
Saramadığım ince beller iniler
Kara olur Okçular'ın yoncası
Görülmemiş kainatta buncası
Açılmadan kopup düştü goncası
Bahar ağlar açan güller iniler
Gider oldum Avşareli yoluna
Bakamam gayri bu diyarın gülüne
Karaları taksın Çapan koluna
Yağız atlı ince kullar iniler

Göremedim baharını yazını
Çalamadım santurunu sazını
Özge yarin nice çekem nazını
Gözlerimden akan seller iniler
Varayım da mezarına varayım
Başucunda el kavuşup durayım
Bıktın mıydın benden deyip sorayım
Mezarına giden yollar iniler
Yürü bire dadaloğlu yürü git
Dertli dertli Çukurova yolun tut
Bunda suçun varsa Hakka tövbe et
De ki gayri bizim iller iniler

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:44 AM
Açelya çiçeğim,
Kararınca ay doğanda
Bir çığrışmadır, kaplar
Beni köşe bucakta.
Çok hırslı bir insan da
Değilim ben aslında
Yaşım henüz yirmi üç…

Açelya çiçeğim
Süzülünce gün doğanda,
Kırıp zamanın çarkını
Azletmeli her günü.
Gönlüm sanki bir karlı dağ
Hayat sanki bir düğün
Devşirmek geceden yana
En debdebeli öğün
Herkes döner can cana…

Açelya çiçeğim
Açarken ince ince
Sanırsın gün, bu gündür
Sanırsın bahar bitmez

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:44 AM
Artık ben de sadık dostuma uydum;
Beyazlar giyindim bu kara günde.
Kumaşı, deseni onunki gibi
Düğmesi, dikişi, ütüsü, cebi
Vasiyetmiş gibi yok hiçbir yerde

Bu beyaz ruhumu yıktı ki öyle
Gözyaşım tenimde gezindi durdu.
Bütün karaları sardım gönlüme
En gerçek, en yakın, en az yorumlu
Bir beyaz giydim ki, göğe boğumlu…

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:44 AM
Turnam gelir katar katar
Kanadın boynuna atar
Seher ile bir kuş öter
Ötüşü gül dalınd'olur

Kır-atın sarı donlusu
Yiğidin gözü kanlısı
Güzelin göğsü benlisi
O da Aydın ilind'olur

Kederlenme deli gönül
Yiğide hürmetler olur
Namlı namlı kar istersen
O da Çiçek Dağınd'olur

Dadal'ım ben yoktur malım
Her sözlerim Hakk'a malum
Allah'ın sevdiği kulum
Sevdiceğim yanımd'olur

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:44 AM
Yükseklerde şahin gibi süzülür
Enginlerde turna gibi düzülür
Haçan dostu ansam gönlüm üzülür
Şimdi döndüm düzen tutmaz tele ben

Adama bakışta bir hoşça bakar
O dostun hasreti sinemi yakar
Ak göğüs arası misk gibi kokar
Bülbül gibi kona idim dala ben

Dadaloğlu der ki zatı zatınan
Bir güzel sevdim ben pek firkatinen
Önü sinebentli bir al atınan
Düşeyidim o dost ile yola ben

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:45 AM
Yedi iklim dört köşeyi dolandım
Meğer dünya her tarafta bir imiş
Ben dünyayı Al'Osman'ın sanırdım
Meğer dünya yüz sultanlık yer imiş

İrili ufaklı insan *** oldu
Onlar doğdu geçinmesi güç oldu
Altı Arap atı şahbaz niç'oldu
Mamur sandım yalan dünya çürümüş

Okuduğun tutmaz oldu alimler
Kalktı da adalet arttı zulümler
Terlemeden mal kazanan zalimler
Can verirken soluması zor imiş

Kulak verdim dört köşeyi dinledim
Meğer gıybetimi eden çoğ imiş
Çok yaşayıp mihnet ile ölmeden

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:45 AM
Dağ başında ıssız bir yol kenarı,
Epey yıl aşırmış bir dut ağacı
Gölgesinde susuz kalmış bir kuyu
Bekleşirler geçmeyecek yolcuyu

Ne geçen bir yolcu, ne kurt, ne kuzu
Ne hayal uçuran, kuş kanadında,
Ne sıcakta serine duyan arzu
Bir tek kuşlar yuva yapmış dalında

Dutun kökü, saçak saçak kuyuda
Dertleşirler kimsesizlik üstüne
Sanki bütün yolcuları uykuda
Neden kimse geçip gitmez köyüne

Bilmezler ki artık her şey mazide
Giden de değişti, yolun kendi de
Kurdun, kuşun

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:45 AM
Yürü yiğit yürü yol ilen yürü
Ağustosta erir dağların karı
Gayet güzel olsa yiğidin yârı
O yiğit yanına nazınan gelir

Yürü yiğit yürü yolundan kalma
Her yüze güleni dost olur sanma
Ölümden korkup da sen geri durma
Yiğidin alnına yazılan gelir

Sana derim sana ey kınalı taş
Çözümden akıttım kanlar ile yaş
Göllerde oynayan iki yeşil baş
Göllerin safası kazınan gelir

Misis köprüsünde kollarım bağlı
Ayrılık elinden ciğerim dağlı
Göksun'a varınca Bayazıtoğlu
Sana gelen beyler sözi

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:45 AM
Gittiğin gün beni de bitirdin,
Bu aşkın içinde.
Cehennem ateşine attın ikimizi de,
Tek bir lafın ikimizi de yok etti.
Son nefesimizi verdik,
Bu sevda sonun da.
Bitiyorum aldığım her nefeste,
Ölüyorum gelmediğin her günde,
Sabret diyorum sevdama içimden,
Gönül bu söz geçiremiyorum kalbime.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:45 AM
Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
Ömrün bütün ikbalini vuslatta duyanlar,
Bir hazzı tükenmez gece sanmakla zamanı
Görmezler ufuklarda, şafak söktügü anı...
Gördükleri rü'ya ezeli bahçedir aşka;
Her mevsimi bir yaz ve esen rüzgarı başka.
Gül solmayı; mehtab, azalıp gitmeyi bilmez...
Gök kubbesi her lahza, bütün gözlere mavi...
Zenginler o cennette fakirlerle müsavi;
Sevdaları hülyalı havuzlarda serinler,
Sonsuz gibi, bir fıskiye ahengini dinler.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:45 AM
Ah, kimselerin vakti yok
Durup ince şeyleri anlamaya

Kalın fırçalarını kullanarak geçiyorlar
Evler çocuklar mezarlar çizerek dünyaya
Yitenler olduğu görülüyor bir türküyü açtılar mı
Bakıp kapatıyorlar
Geceye giriyor türküler ve ince şeyler

"Memelerinde biraz irin, biraz balık ve biraz gözyaşı
Bir dev oluyorsun deniz deniz deniz
Sisin dere ağızlarından sokulup akşamları
Fındıklarımızı basıyor
Neyleriz kararan tomurcukları
Çocuklarımıza yalvarıyoruz: Aç durun biraz

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:45 AM
Karanlık bastı mı gelirsin
Pencerem dibinde durursun
Oyuncaklar kabartma harfler gibi
Elle tutulur garipliğin

Elişi kağıtlardan çicekler yaparsın
Yeni şekiller görülmedik renkler ışıklar yaparsın
Dünya güzelse daha güzel olur
Bir şarkı sıcak yayılır ansızın
Uzanır ellerin gözlerimi örter
Bütün düzenim bozulur

Karanlık bastımı seninle gelir
Nasıl döner durur ortalarda
Çağrışımlardan kopmuş bir sürü
Tedirgin kuşlar gibi kelime

Elinde aynaların binbir yanlısı
Ne yandan baksan ö

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:45 AM
Sana büyük caddelerin birinde rastlasam
Elimi uzatsam tutsam götürsem
Gözlerine baksam gözlerine konuşmasak
Anlasan
Elimi uzatsam tutamasam
Olanca sevgimi yalnızlığımı
Düşünsem hayır düşünmesem
Senin hiç haberin olmasa
Senin hiç haberin olmaz ki
Başlar biter kendi kendine o türkü

Yağmur yağar akasyalar ıslanır
Bulutlar uçuşur geceleyin
Ben yağmura deli buluta deli
Bir büyük oyun yaşamak dediğin
Beni ya sevmeli ya öldürmeli

Yitirmeli büyük yolların birinde ne var

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:45 AM
Kurşun gibi atıldım yalnızlığa,
Mevsimlerin gündönümü ne zaman?
Özlemlerim sürgün benden uzağa
Düş sancısı yüreğimde ısırgan!

Tara saçlarını gün nefes alsın
Açılsın saksıda üzgün menekşe
Bütün hikâyeler yarıda kalsın
Asıver renkleri mavi güneşe.

Çamaşır ipinde bir yalın çığlık
Ömrümüzün vitrinidir balkonlar
Çift sesli fayanslar çıplak ve ılık
Özgeçmişin kitabesidir onlar.

Düşmez aynalara o alev-imaj
Ses dönüp dolaşır sesini bulur
Buruşur, katlanır ve ölür kumaş
İnsan desenle

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:45 AM
Şiir elif, şiir lâm
Şiir yorumsuz kelâm

Şiir ölümün aynası
Şiir bir gül kanaması

Şiir bir ilkyaz sürgünü
Şiir düşlerin yorgunu

Şiir seherde kırağı
Şiir ırağın ırağı

Şiir masal ikindisi
Şiir hükmün efendisi

Şiir bir efkâr tütünü
Şiir sihirin bütünü

Şiir buzdağında cemre
Şiir âşık Yunus Emre

Şiir karınca ordusu
Şiir bir efsunlu su

Şiir sevdanın tetiği
Şiir hüzün estetiği

Şiir erilmez Kaf Dağı
Şiir sufîler otağı

Şiir soylu bir pazar
Şiir: o safâ-nazar

Şii

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:46 AM
Namluya sürülmüş bir deli-fişek
Geçtik eylüllerin gökkuşağından
Erotik düşlere serilen döşek
Ergen umutların çılgın çağından!

Bildik, tekerlekler nice dönermiş
Acılardan servet üreten mantık
Sinagog önünde bir yığın ermiş,
Dolu-dizgin aşka gelip tıkandık.

Gün/doğdu sirkinin güz kampanyası
Herşeyin ucuza gittiği pazar
Çenginin elinde bir yılantası,
Çağdaş âyinlerde döngü ve nazar.

Bekleşiriz, yedi-uyurlar gibi
Ne gün rüzgâr eser, dağılır bulut?
El-pençe eğilip ‘buyur

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:46 AM
Suskun menekşeleri kar tozlağı bürümüş
Sıcak bakışlarında ısınmak istiyorum
Eski sevda gülleri kitaplarda kurumuş
Bu yıkık saatlerde hüzün en ince-yorum.

Gönlümün gündeminde bir ümit arifesi
Mazinin izlerini öfkemle sileceğim
Zaman, aldanışların kuşu ölmüş kafesi
Kuşku günlüklerinde tutuklu geleceğim!

Zincirini toplayıp sefer eyledi gemim
Bu buruk yolculuğa benimle çıkar mısın?
Belki son baharını seninle yaşar evim
Kapımı çalan mevsim: güneş misin, kar mısın?

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:46 AM
Şehir sahrasında süreğen sıcak
Kanatır sabrımı keskin bir bıçak
Ne bilir melâli, süfli-uygarlık
Bu bir gönül işi, ince duyarlık
Arşı saran çığlık, sûr’u andırır
Bir damla, deryayı dalgalandırır
Kurşunlanmış gibi sancılanır cân
Bu bir iç kırılış, bu bir iç buhran

Herşey, su üstüne yazılan yazı
Hüzün ruhumuzun gizli niyazı
Âteş ırmağıdır nefsin yunağı
Boşalır ansızın his sağanağı
Yakar düşünceni âfet bir edâ
Gelir hayâline girer süveyda

Ekin neden özler bunca yağmuru
G

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:46 AM
Bu gece en hüzünlü şiirleri yazabilirim

Şöyle diyebilirim: "Gece yıldızlardaydı
Ve yıldızlar, maviydi, uzaklarda üşürler"

Gökte gece yelinin söylediği türküler

Bu gece en hüzünlü şiirleri yazabilirim
Hem sevdim, hem sevildim, ya da o böyle söyler

Bu gece gibi miydi kucağıma aldığım
Öptüm onu öptüm de üstümde sonsuz gökler

Hem sevdim, hem sevildim, ya da ben böyle derim
Sevmeden durulmayan iri, durgun bakışlı gözler

Bu gece en hüzünlü şiirleri yazabilirim

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:46 AM
-I-

Nerde olsan gelirim.
Sokulurum yanına yorgun bedenimle,
Diri vücudunu koklar,
Kendime gelirim.

-II-

Umutlarım kağıttan bir tekne olur,
Öyle sessizce ve yavaş,
Yaklaşırım kıyılarına.
Yüreğim er-geç seni bulur.

-III-

Yerle gök bir araya gelir,
Aşkımı haykırdığımda.
Gözlerimi de bağlasalar,
Ayaklarım yolunu bilir.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:46 AM
Sen kadehim de iki damla gözyaşı,
Soframda bir lokma sevdaydın.

Sen boynuma dolanan ilmik,
Kollarıma bir çelik kelepçe

Sen kapıma koca bir kilit
Gururuma dokunan çok ağı bir küfürdün

Bense darağacında bile,
Son arzusu sana kavuşmak olan bir yiğit

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:46 AM
«Telden
Demirden geçsen
Mapusu delsen
Ne fayda!»


I

yüreklerimizi gencecik
çıkarıp verebilseydik
üşümezdi göğsümüzde
biber gibi bir uçurum

II

tam da yakalamışken doğanın gizini
bir bir vururken emperyalizmi
toprak ananın geniş kalçalarında
neden kalktın soframızdan
ENVER USTA

günü akşam etmek sana yakışır mı
yakışır mı sana upuzun yatmak
biz yaştakileri ustasız bırakmaz

adam sen de
yatarsan yat
biz dik durdukça
sen ölsen
NE FAYDA!

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:47 AM
Gönül gözün açtın ise
Yetersin sen kitap sana
Gördüğün yüz dost yüzüdür
Âlemde yok hicap sana

Gözün bakar seni görür
Sem'in senden haber verir
Her ne gelse senden gelir
Söyleyen sen hitap sana

Seni bulan gayrı n'eyler
Senin ile gönül eğler
Yedi mushaf seni söyler
Cümle merci maap sana

Gel gir aşkın harmanına
Düşme gel gayrın gamına
Hû de gerçekler demine
Çün feth oldu bu bab sana

Kaygusuz sen seni bildin
İstediğin' sende buldun
Her yüzden görünüp geldin
Yoktur adet hes

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:47 AM
rüzgar etekli geçin çocuklar gözlerimden
geçin kısa pantalon boy boy oyun oyun
şakacıktan oyuncuktan olsun razıyım dünden
ba-ba deyin çığlık çığlığa önümde durun

pamuk ellerinizle boynuma tırmanın dizlerimden
karıştırın ceplerimi yüzünüzü sakalıma sürün
ağlamıyorum kokunuz kaçtı da gözlerime o yüzden
öpeyim gıdığınızı hadi katıla katıla gülün

ulaş barış evrim özlem gökçe devrim
güzelim adlarınız şimdiden tutmuş umutları
yapraklarca balıklarca kuşlarca geçin tuzakları

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:47 AM
genç mi olunurmuş içerde a benim gülüm
söyledim yedi yılda bütün türkülerini ömrün
güz bir yandan uçuşur saçlarımda
kış bir yandan

ihtimal ki ben senden tam sekiz ilkbahar büyüğüm
sen saçlarına ilkokul kurdelası taktığın gün
dev adımlarla buluştu ayaklarım
ah ne çabuk
kanımı pompaladı yüreğimin çelik kasları
kanım damarlarımda şaha kalkan atlardı
beyaz atkılar gibi attım boynuma bulutları
uçura uçura yürüdüm rüzgarında ölümün

en güzel nakışını vururken kanatları kuşun

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:47 AM
Karşıdan salınma dilber
Sana kurban olayım mı
İsmin okur gönül ezber
Sevdi canım öleyim mi

Bu aşıkın mihnet ile
Geçti ömrü zahmet ile
Hey insafsız hasret ile
Şöyle mahrum kalayım mı

Sevdiğim beni yad ettin
Gayrısına gönül kattın
Kulunu yabana attın
Seni Hakk'a salayım mı

Mecnuni düştü bu derde
Sevdası yanıyor serde
Tenhaca bulduğum yerde
Bir şeftali alayım mı

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:47 AM
Yılların Fosili bulundu, namı Elmas adı Kömür,
Kömür istedi ekmeğe karşılık koca bir ömür.
Yanıcı ve patlayıcı Gaz'larla dolu Ocakta,
Nasıl kazanılır Ekmek parası,çeken bilir.

Her gün ailene yeniden veda edersin,
Bismillah deyip dar tünelden içeri girersin,
Elinde Kazma,başında baret Yiğit Madenci,
Arz'ın merkezine yol alır metrelerce gidersin.

Kömür tozu koklarsın,Gül kokusu yerine,
Kömür karası bulaşır öpülesi alın terine.
Rüyadır Güneş ışığı sana,nemli ortamın,
Ölmed

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:47 AM
Sözün bittiği yerde usül başlar,
Zaman yok,sinir çok karar vermeli.
Seç seç al,mezarda dikilmiş taşlar,
Dul-yetim gözünden dökülen yaşlar.

Soğuktur delikli,sonucu sıcak,
Çekildimi beyhude can alacak.
İşin kolayı budur,düşün zoru,
Geride kalanların ne olacak.

Ya Mapushane dört duvar arası,
Sürülür alnına katil karası.
Bitmez vicdanla bir ömür hesabın,
Silinmez yürekten ölüm yarası.

Yiğitlik,can alıp can vermekmidir?
Zor yetişeni anda sermekmidir?
Şeytana karşı sa

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:47 AM
Ayda geçti,yılda geçti,
Yavru kuşlar kanatlanıp uçtu.
Bu ayrılık bizemi düştü,
Yine gelsen,yine gülsen.

Karlar eridi,yollar açtı,
Göçmen kuşlar dönüşe geçti.
Arife bitti,bayram geldi,
Yine gelsen,bayrama gelsen.

Zalım gurbeti muradmı seçtin,
Çare bulunmaz derdemi düştün.
Kavuşmak hayal,yüzün görsem,
Yine gelsen,yine görsem.

Geçmiyor yıllar selamına hasret.
Yanar yürek cemaline hasret.
Geliversen bitse bu hasret,
Yine gelsen,bize gelsen.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:47 AM
Benim için,
Gökkubbenin altında,
Dünyayı yaratan.
Gündüzü güneşle,
Geceyi ay ve yıldızlarla donatan,
Ruhuma güzellikler adına,
Denizleri ve gölleri,
Dağları ve dereleri yaratan,
Ve dahi,
Ağaçları,çiçekleri,
Renğarenk bezeyen Rabbim.
Yetmez kuluma diyerek,
Uçan kuşları,
Yüzen balıkları,
Koşan kuzuları armağan kıldın.

Dinlenmem için geceyi,
Yarattıklarını görmem için gündüzü,
Sabit kıldın.
Yarattığın bu kuluna,
Çisil çisil yağan yağmuru,
Ilgıt ılgıt esen r

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:48 AM
Yolları aşıp dağları geçecek,
Gelecek yolcum yüzüm gülecek.
İki dağ kavuşması az olur,
Yol ver a yollar yolcum gelecek.

Bak Hıdrellez Mayısın beşidir.
Bekler İlyas,Hızır kardeşidir.
Kavuşturmak yolların işidir,
Yol ver a yollar yolcum gelecek.

Bahar geldi dağ bayır kutluyor,
Kıştır bu gönül yazı bekliyor.
Sende baharım,bugün geliyor,
Yol ver a yollar yolcum gelecek.

Dost yücelerden bir sevgi dağı,
Gül donatır uğradığı bağı.
Bugün dostun bağa gelme günü,
Yol ve

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:48 AM
Dünya Atom Bombası yapmış,
Bi dakka yaa başörtüsü sokağa çıkmış.

Dünya Uzaya çıkmış,
İmam hatipte ayyuka,

Dünya Ay'a inmiş.
Haremlik-selamlık işi gündeme girmiş.

Dünya marsa gitmiş.
Yaa bi dakka sıkma başörtüsü çıkmış.

Dünya kuruklu yıldızı vurmuş,
Anladımda Kuran kursları meselesi varmış,

Dünya uzay savaşları projesi geliştirmiş.
Mayo yerine Haşemo'yuda biz geliştirdik.

Dünya teknolojide sınır tanımıyor,
Of yaa kadınlar cenaze namazı kılar mı.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:48 AM
Pancar tarlasında Yörük kızları,
Yürek hoplatır işveli nazları,
Gönlüne sevda düşer yazları,
Buluşma yerleri kamış sazları.

Tarlada allım yeşillim gezer,
Sevdigin göz ucuyla süzer,
Peşinde dolandırır dudak büzer,
Elinde çapası ayrıkotu keser.

Azıgını açmış yanında ayran,
Gençler uzaktan bakışır hayran,
Dere boyu aşıklara olmuş seyran,
Böyle gelmiş,böyle gider devran.

Başında gül oyalı yazması,
Ceylan sekişidir yere basması,
Elinde nakış desenli kınası,

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:48 AM
Sorarlar aslımı, yazar nüfusta,
Atababam İshak, Firdevs anamda.
Adım ishak ÖZLÜ, neslim kafkasta,
Mevlana diyarı, Konya'dır yurdum.

Hanem söz olunca, coşkun akarım,
Şahin Tolgahan'a evlat bakarım.
Eylül kızım ile sona çıkarım.
Kaplıca diyarı Ilgın'dır yurdum.

Resulüm Muhammed, kitabım Kur'an,
Ruhumun gıdası beş vakit ezan.
Niyaz oğlu desin, kabrime duran,
Yörükler diyarı, Rüştüye yurdum.

Korkarım gururdan ortada halim,
İstemem saraylar yeter bir kilim.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:48 AM
Gelenekler aşkımızın önünde,
Sarıldık umuda gerisinde.
Her güneşin batışında,
Biz aşkı rüyalarda yaşadık.

Yarınları yazdığım mektuplara,
Beklentilerini anlatan cevapların,
Takvim yapraklarına fırtına olurken,
Biz aşkı hayallerde yaşadık.

Köy yeri dedik elele tutuşamadık,
Ne derler dedik tenhalarda buluşamadık,
Seviyoruz deyip yere göğe duyuramadık,
Biz aşkı yüreklerde yaşadık.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:48 AM
...içimde yeni doğmuş
bir bebek sevda var
bir göğsüm süt veriyor ona
bir elim zehir

aklım ölsün diyor acı çekmeden
kalbim büyüsün istiyor
yeri cennettir

bu gece gözyaşım adeta nehir
gönlümü sanırsın ki tahtelbahir
beynimde bir okyanus var ki zahir
gözlerim ki geniş mavera ün nehir

aramızda biraz gece, bol yağmur, birkaç sokak var
aramızda bir bilmece ve bir korkak var
aramızda birkaç hece ve bir hortlak var

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:48 AM
beklerim
elbet bir gün ayrılık biter

uzun sürse de
gelir sonu

bir de bakmışız
fakir
kraliyet tacı takmış

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:48 AM
Kaldır başını,
Altı kelime söyle,
Yine uyursun.
Aziz NESİN.

Deki; 'Bu Ülke'nin-
Yüzde Yirmibeşi çok temiz !!
Sen söylersen gündem olur.
Ben söylersem,
Sabun köpüğü gibi söner.

Gıdalar dolu Zehir,
Park'larda kabuklu yenir.
Merdivenaltı üretimler,
Asmış duvar'ına,
''Temizlik İmandan Gelir''

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:48 AM
Zakkum olup gül dalında açsan,
Bülbülün olur,dalına konarım.
Gül kokusu yerine zehir saçsan,
Abı hayat ilacı der, koklarım.

Sana gelecek eza bana gelsin.
Davul-zurna ile buyur ederim.
Senden gelecek cefa şunu bilsin,
Sevdigimin der,baş tacı ederim.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:49 AM
Baba sevgisi nedir bilmedi,
Kara bahtı yüzüne gülmedi.
Kundak'ta Dünyadan bihaber bebek,
Babası Filistin Cephe'sinden dönmedi.

ZehraTelli Duvak'lı Gelin oldu,
Şehit Kız'ının ilk kez yüzü güldü.
Çokmu mutlu oldu acep ömründe,
Gitti kocası Kıbrıs'ta şehit kaldı.

Mutluluğu yetim yavrusunda buldu,
Kaderimdir deyip hayata razı oldu,
Acılarla harmanlanmış yanık yüreği,
Yaşama gülerek gözlerini yumdu.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 08:49 AM
Seven yüreğimi zincire vurdum,
Sevdayı duyan halkalar çözüldü.
Yedi kapılı zından kurdum,
Dört duvarından gözyaşı süzüldü.

Yürek içten içe göz dıştan ağlar,
Yare adanmış sözlerim yas bağlar.
Gönül ferman bulsa yarin yoluna,
Kavuşmaya yol verir dağlar taşlar.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 09:20 AM
Sitemler ediyor, nazlar ediyor,
Seni sevdim deyip ele gidiyor,
Bu nasıl iştir yalan söylüyor,
Gözlerinden bilirim sevdiğim seni.


Boşuna uğraşma kalbim biliyor,
Dilin yalan dese kalbin demiyor,
Sevdim diyemedim sitem ediyor,
Gözlerinden bilirim sevdiğim seni.


Sen ellere inandın boşuna kandın,
Beni çok seviyordun nasıl inandın,
Gurbet elde elim belimde kaldım,
Gözlerinden bilirim sevdiğim seni.


Yaşamak buysa yaşıyorum ben,
Taşınmaz bu yükü taşıyorum ben,

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 09:20 AM
Her şey çiçek, çiçek... kirmizi sari,
Gençlik yillarimiz, düşler ne güzel,
O günler benimmiş, bu yillar bir el,
Beyhude özlemek eski yillari.

Elimdeydi, tutam tutam, simsicak...
Kalbimdeydi sevgi, sevgi, dopdolu.
Nasil da harcadim hep delidolu,
Boşunadir pişmanlik, şimdi n’olacak!!!
Geçerken o yılları farkedemedim,
Nice gaileler vardı başımda.
Gençliğinde, o önceki yaşımda
Tatmadığım güzellikler affedin.

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 09:20 AM
Beşiğe bir bebek düşmeyegörsün
Bir yer buluyorlar hayat çarkında
Hele bir teklesin, hele ki dursun,
Hafakan basıyor daha kırkında

Sahte bir felsefe hançerelerde
Herkes birbirine hayâl zerkinde
Velâkin aktörler pencerelerde
Yanlış çıkışlardan sahne terkinde

Uyuyorlar; ölü! Uyanıyorlar,
Pembe rüyâları boşa çıkanda
Durup düşünmüyor, uslanmıyorlar,
Canlar paslanıyor ceset parkında

Korkuyor, ürküyor, saklanıyorlar,
Diyorlar; 'demeyin ölüm, sakın hâ'

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 09:21 AM
Bem çöller fırtınası
Ben anaların yası
Ben tarihlerin yoluyum

Vurulmuş saldırmışım
Düşeni kaldırmışım
Gariplerin sağ koluyum

Türkü söyler dillerim
Nasırlıdır ellerim
Ben söğütlerin dalıyım

Ben gönüller bekçisi
Dertlerin emekçisi
Ben Anadolu doluyum

Ben dünlerin yarını
Köroğlu'nun torunu
Ben Çamlıbel, ben Bolu'yum

Yüreğim Çatalca'dır
Bakışım kartalcadır
Ufuklara sevdalıyım

Türkü söyler dillerim
Nasırlıdır ellerim
Ben söğütlerin dalıyım

Ben gönüller bekçisi

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 09:21 AM
Su katılır mı hiç pişmiş aşa
Bakma tadına ot gibi yaşa
Gelene ağa, gidene paşa

Şak şak şak oldu çok matrak
Boş geçme ordan buyur burdan yak

Aklı selimle nazar eyleyin
Ne iş halleder kuştaki beyin
Bak nasıl geçer ömrü leyleğin

Lak lak lak oldu çok matrak
Çok içtik ordan buyur burdanyak

Kokuştu arzu, kokuştu istem
Takke düşünce sırıttı sistem
Kurtaramaz gelse Zaloğlu Rüstem

Bak bak bak her taraf çatlak
Çok içtik ordan buyur burdan yak

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 09:21 AM
Dönsün şu başım fecre kadar bâde-i aşktan:
Akşam doluyor gözlerimin rengine akşam

Ufkumda alev rengi deniz, aşka kanarken,
Mevlâna dedim orda yanan, Şemsi soran hem

Bilmez çün alev; yandığı her ân eriyor mum,
Membâa döner çünkü sular, çölde kalır kum,

Donmuş bakışım ufka inen sihre vurulmuş:
Rûhum sanırım böyle bir ânımda verilmiş

Yârânı Hudâ varlığın âfâkına işler;
Ömrün de doğar belki gurûbunda güneşler

Kim bildi sözüm; yâri bilir, dehri de bildi
Geçtikçe hayat zâhir olan zehri de bildi

Yıldızla dolûben ebedî dönse de devrân
Akşam verecek gözlerimin rengini her ân!

Uykun var, iliş kabre Hafî; dehre gücün yok
Boy ölçüşecek dehri kuran sihre gücün yok...

Dehr: Dünyâ

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 09:21 AM
Sen deli rüzgarım, ben kuru yaprak
Savur beni savur, düşene kadar
Dağda güneşim ol, ben kuru yaprak
Kavur beni kavur, pişene kadar

Sapladığın okun, gerdiğin yayım
Sensin benliğimde en büyük payım
Etrafında devir daim halkayım
Çevir beni çevir, şaşana kadar

Hayat sensizlikse ölmeye değer
Ömrü bir kalemde silmeye değer
Bana gelmen için engelsem eğer
Devir beni devir, aşana kadar

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 09:21 AM
Bir meçhule gider yollar
Beşikten mezara kadar
Gaflet ile geçer yıllar
Beşikten mezara kadar

Ne bu celal, ne bu hiddet
Bitmez mi sandın bu müddet
Taht, saltanat, makam şöhret
Beşikten mezara kadar

Var mı şu dünyada kalan
Mal da yalan, mülk de yalan
Var biraz da sen oyalan
Beşikten mezara kadar

Yarıda kalır dilekler
Boşa çıkar tüm emekler
Azrail pusuda bekler
Beşikten mezara kadar

Ha bugün olmuş, ha yarın
Üç metre bez yoğun varın
Sonu gelmez arzuların

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 09:21 AM
Dilini kana bulama
Susta öldür beni n'olur
Gönlünün darağacına
Asta öldür beni n'olur

Dolaştır donan kanımı
Ruhun ile yak canımı
Körükleyip yangınımı
Este öldür beni n'olur

Sevdam nasib alacaksa
Hasret yetim kalacaksa
Sonu vuslat olacaksa
Küste öldür beni n'olur

Hasretinle yana yana
Ömrü tükettim uğruna
Bir taş misali bağrına
Basta öldür beni n'olur

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 09:21 AM
İnan bana ben değilim söyleten beni
Atılarak bir boşluğa serilmişim ben
Sıradan bir dert değildir inleten beni
Dostun bıçak sözü ile vurulmuşum ben

Diyarlardan diyarlara sürülmüşüm ben
Ruhum ile çarmıhlara gerilmişim ben

Çile yüklü duygularda dara çekildim
Yemyeşil bir yaprak idim soldum döküldüm
Asırlarca sökülmeyen köktüm söküldüm
Yalnızlığın ağı ile örülmüşüm ben

Diyarlardan diyarlara sürülmüşüm ben
Ruhum ile çarmıhlara gerilmişim ben

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 09:21 AM
Yanık yüreğinle bir of çekerek
Özümü dinleten bir türkü öyle
İçini dökerek, boynun bükerek
Ağlatıp, inleten bir türkü söyle

Gözüne yaş diye akıp dolaydım
Döktüğün yaşlardan nasib alaydım
Bu kahpe devranı görmez olaydım
Maziyi anlatan bir türkü söyle

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 09:21 AM
Aşk, benim gönlümdeki
Sevgi güç; ömrümdeki
Ben, aşka dokunmuşum
Kaşların, gözlerin,
Saçın ne ki?

Sevdâ imiş gözlerimin ışığı
Kalbimi bilmişim sevgi kaşığı
Can mı?
Belki bir damla su engin denizde,
Veyâ rüzgârda salınan buğday başağı
Ammâ,
İlgilendirmemiş hiçbir âşığı...

Kanat, umutsuz hülyânın,
Sanat, görgüsüz dünyânın
Dostlar uyanın uyanın
Bu, sonu pembe rüyânın:

Size Cennet'i anlatmadım
Koklatmadım rengârenk çiçekleri
Biliyorum çokları küskün bana
Ama tatmadım mısrâlar

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 09:21 AM
Nedir bu kavga telaş
Hele gel biraz yanaş
Olmuyor ki sevgisiz

Adem ile Havva'dan
Ta ki Kal'u beladan
Biz gardaş değil miyiz?

Öldüyse diriltelim insanlığın hatırını
Yaradılanı sevdik, yaradandan ötürü

Nedir kutuplaşmalar, ayırmak şucu-bucu
Madem yeryüzü Hak'kın; işte sana ipucu

Bu bir sevgi çeşmesi; içenler bundan kanar
İçip içip kandıkça içenin gönlü yanar

Yıkılsın senlik-benlik, yokolsun tüm sınırlar
Dinle ne demişlerdi; Mevlana'lar, Yunus'lar

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 09:21 AM
Boşa lokma yok dediler
Erenlerin sofrasında
Her lokmaya hak dediler
Erenlerin sofrasında

Mamurlandı can harabi
Canım cananın turabi
Içirdiler aşk şarabı
Erenlerin sofrasında

Gönül sarhoş ayılmıyor
Bir naraki duyulmuyor
Ne hikmetse doyulmuyor
Erenlerin sofrasında
Benim efendim...

Can evimde hilalimdir
Cemalim hem cemalimdir
Her sunulan helalimdir
Erenlerin sofrasında

Mamurlandı can harabı
Canım cananın turabi
Içirtir aşk şarabı
Erenlerin sofrasında

Gönül sarhoş ayıl

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 09:21 AM
Bu halin ne şâir yine
Her sözün pusu kuruyor
Cümlen ağlıyor haline
Harf ihânet haykırıyor

Konun hafifmeşrep, bayık
Mısraların nesre kayık
Hak getire uyak muyak
İmlâ desen, bel kırıyor!

Maymun sana açtı kucak
Akraba sandığı; gerçek!
Mısraların çiçek çiçek
Yakandaki gül kuruyor

Ey mahlâsa saklı nâdan
Barış derken utanmadan
Kalemin patlıyor: dan, dan,
Sayfan tehdit savuruyor

Fikri kısır, bebek yüzlü
Be ******** porno sözlü
Şiirin bile hayızlı:

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 09:22 AM
Sevdanın yollarında ister öldür vur beni
Bu yolun dönüşü yok, istese de kar beni
Bir türlü anlamadı can sunduğum yar beni

Gönüllerin dergahında Yunus gibi işlenirim
Dostlukların hatırına kavgalardan hoşlanırım
Sabahların hatırına *******den hoşlanırım

Yalnızım duygulardan düşünceler yer beni
Bırak gitsin bugünü geçmişlerden sor beni
Bir türlü anlamadı çok sevdiğim yar beni

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 09:22 AM
Kanmak için yandım aşka
Özü sana feda ettim
Seni gördüm senden başka
Gözü sana feda ettim

Gözün oldum baksın diye
Kışa döndüm yoksun diye
Sıcaklığın yaksın diye
Yazı sana feda ettim

Yüreğim pare paredir
Ayrılık çetin yaredir
Kelimeler biçaredir
Sözü sana feda ettim

Yokluğunda buldum seni
Benden bile aldım seni
Gönlüm ile çaldım seni
Sazı sana feda ettim

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 09:22 AM
Varlığım sır oldu
Sen yoksun diye
Hayalin yar oldu
Sen yoksun diye

Şahittir dört duvar
Hep yokluğun var
Ağlar hatıralar
Sen yoksun diye

Her dem ah çekişim
Boynumu büküşüm
Dağılıp çöküşüm
Sen yoksun diye

Çile çekmedim yar
Sensizlik kadar
İçimde bir sen var
Sen yoksun diye

Vuslata dargınım
Estim, durgunum
Hasrete vurgunum
Sen yoksun diye

Her dem ah çekişim
Boynumu büküşüm
Darılıp çöküşüm
Sen yoksun diye

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 09:22 AM
Dinle...
Derinden gelen bu sesi

Bir yer var diyor
Ve bir sevinç
Ve hiç bitmeyen bir sevgi
Ve...
Âhengi ümitlerin bittiği yerden,
En sevgilinin bûsesi

Duymuyorsun...
Duymuyorsun biliyorum
Çünkü dinliyorsun
Çünkü sen halâ sensin,
Çünkü kimsesizlerin halâ yok bir ‘kimsesi’
Çünkü,
Çağlayanlardan gelen
Halâ su sesi

Sus...
Sâdece sus ki; bu o!
Bu, ağlayan bebek
Bu, açan çiçek
Bu, çöldeki susuza en sevimli içecek
Bu...
Var oluşun
Kâsesi

Dur...
Her ad

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 09:22 AM
Esareti esir eden
Dosdoğru bir hatadayım
Firariyim beş hasseden
Görünmez bir kıtadayım

Dert arayıp aralarda
Şifa buldum yaralarda
Okyanusum karalarda
Gizemli bir rotadayım

Rüzgar sustu, sevdam esti
Umutsuzluk umut kesti
Türkülerim türkü üstü
Sekizinci notadayım

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 09:22 AM
Ben hayat öldüren, sense yaşayan
Sana göre değil varlığım nokta
Cismin gözlerime olsada ayan
İnan, sen değilsin gördüğüm nokta

Arzum iflas etti yok heveslerim
Varlığımla yokluğumu beslerim
Eğer hissedilmez ise hislerim
Gölge olur birden durduğum nokta

Halimi görenler tanıdım sanır
Özümü ayıklar, yüzümü tanır
Onun içim yalnızlığım şahlanır
Çilemdir visale erdiğim nokta

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 09:22 AM
Câna dair söyle bugün
Cânan, bugün "Can"dan söyle
Sırasını derd'eyleme,
Söyle baştan-sondan olsun;

Bağrımda varlık sancısı,
Hasretim gemi-azısı,
Çıktığım; Varlık gezisi

Olmaktan zor suâl var mı?
Olmasam, Güneş doğar mı?
Olmak, olmaya değer mi?
Söyle el "canından olsun"
Biliyorum; Ne? Bilmeden
Söyle, söyle, senden olsun
Ey gönlün çakır gözlüsü
Sevdânın var mı gizlisi?

Durma çal sevgiye maya
Ben ninemden öyle duydum;
Su da hasretmiş yanmaya
Söyle varsın

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 09:22 AM
'Seviyorum' deyip ucuz laf etmem
Ben aşkımı görünmeze gizlerim
Gaddarım, haşinim, bil ki affetmem
Riyaya zulmeder benim sözlerim

Altıncı hasseyle farkeyle beni
Nakşeylesin yokluğunu izlerim
Bir an bile durma terkeyle beni
Nazarımla cezbetmezse gözlerim

Lisan muzdariptir gönül halimden
Ben mutluyum gülmesede yüzlerim
Özlemim alsada seni elimden
Ben yine, ben yine seni özlerim

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 09:22 AM
Ben türkü saplarım aşkın bağrına
Taki derinlerden yansın diye
Haykırsan kulak vermem çağrına
İsmimi yürekten anasın diye.....

Anasın anasın diye,
Sorma nasıl ve diye,
Sana en son hediye,
Gidiyorum...

Ağlama, ağlama gözyaşın yanmasın
Ağlama, ağlama yağmurlar ıslanmasın!!

Tariften mahrumdur, bendeki çile
Her çile yol almaz hasret ile
Tebessum ederim ölüme bile,
Azrail sevdamı sınasın diye

Sınasın sınasın diye,
Sorma nasıl ve diye,
Sana en son hediye,
Gidiyorum...

Ağlama

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 09:23 AM
Yürüdükçe sevdam kayboldu benden
Vuslatı sevdamdan usanır oldum
Ruhuma gideyim candan, bedenden
Belirdikçe aşkım utanır oldum

Çırpınır, duramaz, can kafesinde
Son sözü sonsuzluk, son nefesinde
Kırıldı kalemim aşk celsesinde
Urgana sehpasız uzanır oldum

Tabib bildiğini varsın söylesin
İster mevzu, ister mecnun eylesin
Dört mevsim üzdüğüm hazan neylesin
Öldükçe bedenim uyanır oldum

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 09:23 AM
Aklıma düştükçe doğduğum yerler
Bir daha dünyaya gelesim gelir
İçimi döktükçe divane derler
Derdimi dağlarla bölesim gelir

Ölesim gelir, ölesim gelir
Belki öldüğümde gülesim gelir

Isıtan ateştim yaktılar beni
Zulüm halkasına taktılar beni
Bükülmez çınardım yıktılar beni
Çaldıkça sazımı çalasım gelir

Ölesim gelir, ölesim gelir
Belki öldüğümde gülesim gelir

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 09:23 AM
Aşkım sana bir muamma
Çöz çözebildiğin kadar
Mürekkebin yetmez ama
Çiz çizebildiğin kadar

Ayırdım candan bedeni
Hatan ile sevdim seni
Öfken dahi okşar beni
Kız kızabildiğin kadar

Dilin olayımda söyle
Nasıl yandım sana böyle
Al yolunda toprak eyle
Gez gezebildiğin kadar

Aldım ruhunun tadını
Ölsem duyarım yadını
Mezar taşıma adını
Yaz yazabildiğin kadar

Yokluğumla avunurum
Benliği yere vururum
Ayağindadir gururum
Ez ezebildiğin kadar

Dilin olayım da söyle

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 09:23 AM
Annesinin elini bırakmış çocuk gibi,
Bu yabancı diyarda korkudan titriyorum.
Ben, sıcak kucağına dönmeye yemin ettim,
Göğsüne yasla beni. Daha ne bekliyorsun?

Her yolcuyla hep gittim, aslâ geri dönmedim.
Yangınım hep büyüdü: Azalmadı, sinmedim.
Dağıttı çiğnediler, üflediler, sönmedim
Gel artık demek için sâhi ne bekliyorsun?

Ben, yeşil yapraklardan gözyaşı sağıyorum
Gül kırmızısından kan, üstüme yağıyorum
Bu yağan yağmur değil: Susmadım, ağlıyorum
Sen de özledin beni...

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 09:23 AM
İlan edemezken gönül halimi
İçini döküşün beni anlattı
Lal eylerdi derinliğin alimi
Engine çıkışın beni anlattı

Aşk elinden nağmeleri sesleyip
Sükut ile ifadeyi süsleyip
Duyguları gözyaşıyla besleyip
Sel gibi akışın beni anlattı

Canevime hapsol diyen o çağrı
Titretti adeta felç olan bağrı
Maziye gerilip atiye doğru
İçini döküşün beni anlattı

Vakit daraldıkça açıldı perde
Yokluğun korkusu başladı serde
Zamanın en erken olduğu yerde
Boynunu büküşün beni anlattı

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 09:23 AM
Gözlerimdir kalemim
Yüreğimdir kağıdım
Kesilirim velakin
Bükülmez bir yiğidim

Çıra olup deste deste
Yanıyorum her nefeste

Soran varsa işte buyum
Can cıkmadan cıkmaz huyum
İçmişim aşk şarabını
Ben sevdanın sarhoşuyum

Her demde bir asırım
Zamansızlık kusurum
Hürriyetler utansın
Gönüllere esirim

Cıra olup deste deste
Yanıyorum her nefeste

Soran varsa ıste buyum
Can cıkmadan cıkmaz huyum
İcmişim aşk şarabını
Ben sevdanın sarhoşuyum

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 09:23 AM
Sir dügümlü ahimda
Şu gönül dergahimda
Sensizligin ateşi
Alev olur ruhumda

Rüzgar eser savurur
Yaprak gider dal vurur
Sonsuzlugun ateşi
Yakar beni kavurur

Yanip kül olmak güzel
Sararip solmak güzel
Hasretle dolmak güzel
Ölümsüzlük bagrinda
Bu sevdanin ugrunda
Yaşamak ölmek güzel

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 09:23 AM
Bir sicak tutkunluk bir gönül bagi
Çalar yüregimi saz benim yarim
Tatli tatli yakar gönül çirami
Mevsimler kiş olsa yaz benim yarim

Aşkin baglarinda bülbüller öter
Hasretlik sancisi gözümde tüter
Kalmaz çile elem dertlerim biter
Virane gönlüme haz benim yarim

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 09:23 AM
Attığım her adım benden uzakta
Bastığım her yerde yokmuşum meğer
Çırprnırken 'ben' denilen tuzakta
'Ben' bana saplanan okmuşum meğer...

Aklım kumsal iken, ben toz paresi
Çıktıkça yükseğe alçalır oldum
Düşündüm derdimin nedir çaresi
Susarak konuşmak, sonunda buldum...

Esrarlı vuslata bir adım kala
Hasretin vecdiyle, ben kement attım
Deryada boğulmak ne güzel bela
Battıkça kurtuldum, çıktıkça battım...

Görünmez cevheri buldum diyerek
Körlüğü kör ettim, deli bir taşla

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 09:23 AM
Çocuklar var,
Çoğu seni unutmuş.
Çocuklar koşuyor ip-mip atlıyor.
Ben,
Uyur-uyanır seni yanımda
Bulamazsam diye ödüm patlıyor...

Evlerden geliyor, ellerden tutup
Çocuklar ağlıyor; ya anne, baba...
Parklarda salıncak, yolda araba
Onlar oyun diyor, ben sâbit fikir;
Merhaba kadim zikir,
Merhaba...

En çok, yıllar önce ben sevdim seni
En çok, yıllar önce özleyen bendim
Küçük kollarım çok açılmadı da;
Gösterememiştim ondan sevgimi...

Burası karanlık,
Ben üşüyorum,
Önce gelenler

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 09:23 AM
Dünya durmuş, dünya dönmüş bana ne
Aldığım her nefes, an senin için
Hançerin bağrıma inmiş bana ne
Damarımda akan kan senin için

Sensin yoğum varım, namusum arım
Gel yar şu kalbimi ey Zülfikarim

Bedenim harabe gönlüm gülistan
Olan olsun gayri korkum yok yastan
Efsane yüreğim dillere destan
Şöhret senin için şan senin için

Sensin yoğum varım, namusum arım
Gel yar şu kalbimi ey Zülfikarim

Yetiş imdadıma uzak durma gel
Gönül sarayında yücel ha yücel
Varlığın hayattır yokluğun

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 09:24 AM
Aydınlanmaz oldu sensiz *******,
Sabaha karanlık çöktü nerdesin
Hasretin ok gibi bağrımı deler
Ayrılık belimi büktü nerdesin

Ey nazlı ceylanım
Ey gönül sultanım
Kalmadı dermanım
Nerdesin canım

Hasretin kördüğüm cana dolaşık
Bu cevr-i cefaya neylesin aşık
Yok mu merhametin yok mu bir ışık
Yıllar hayalimi yıktı nerdesin

Ey nazlı ceylanım
Ey gönül sultanım
Kalmadı dermanım
Nerdesin canım...

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 09:24 AM
Demiştin ki; "Beni unutma.
Kalbim fırın oldu,
Sen, onda piştin."
Demiştin ya,
Bak,
Yıktım mabedini...

Kolay gelmişti,
Unutulacak gibi değildin!
Öyle ayrıldım yanından
Dönülecek yolum,
Tutunacak dalım,
Diyordum ki;
Sevecek bir gülüm var...

Türküler söylerdi; "Bülbüle gül yâr"
Bilemedim; "göz, göze bakar"
Unutmak kolay,
Unutmamak zor...

Sokaklar dopdolu
Sokaklar, insan
Ne peşinde bunlar?
Bir türlü bilemedim,
Ben de, zamanın ardına düştüm
Ka

GooD aNd EvıL
06-28-2008, 09:24 AM
Ne zaman baksam çevreme elli yıl sonra
Hep aynı gördüklerim; bir keşmekeş, bir bozuk düzen
Bir lokma ekmek uğruna tükenmesi insanların
Yaşamak ve ölmek için hep aynı neden

Sefil doymazlık: ete, kana, paraya
Öylesi bir açlık ki eksilmeyen, bitmeyen
İnsan, ezebildiğince mutlu insan, oğul
Nereye gidersen git hep o tuzak, o dümen

Küçük hesaplarla kabaran büyük hesaplar
Ve değişmez çığlığı insanoğlunun: Ben, ben, ben!"
Sen yok musun? Onlar yok mu? Biz yok muyuz?