PDA

Tam Sürümü Görüntüle : Masum Elmas Gül


Sayfa : [1] 2

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:15 AM
“İyi ki doğdun” Değiliz
Bir doğum günün bugün
bunca gurbetler arasındayız
uzak
dertli
yorgun

Bütün efsaneleri yitirdikten sonra bu kent
birimiz Kürt
birimiz Türk
ikimiz şehit olsak ne olur
aramızdaki bu gurbet vardıktan sonra

Ne haldesin
ne havalda
belli değil

“İyi ki doğdun” diyoruz şimdi
yalan be gülüm
iyi değilsin
iyi değiliz

İstanbul yıkılsın
yıkılsın
utansın Dünya
aramıza ördüğü bunca sınır vardıktan sonra

06/04/2


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:16 AM
Akşamlar Sevimsiz
Akşamlar sevimsiz
boş yatak
bir mayın tarlası göğsün
yastıklar kocatmıyor
******* felaket artık
güzelim
sevimsiz ay
gök
sessizlik
daha bir ağır

Herkes evine dönedurur
biz daha yerimizde
zulüm güzelim
“Hayırlı akşamlar”
değil be güzelim
kırlangıçlar yok
gece kuşları-yarasalar
evimde ne sesin
ne mutfağımda kokun
ne de çocuklarımız
akşamlar sevimsiz
güzelim
doyulmuyor artık
neşe-siz

Yıkılıyoruz
iki gün arasında
akşam
sevim siz

09/01/1


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:16 AM
Ama Yok
İçimdeki bütün elbiseleri
soyup yakmak
olmadığın bir günün ortasında
kırmızıya boyamak kendimi
sarıya
beyaza
siyaha
boğazımdan patlayıp dağılmak
olmadığın bu yere
saçılmak
her yerimi yırtmak böyle

Sesimi duyabilseydin şimdi
kendime anlatamadıklarımı
bu karakış ortasında
kendimi sana boyamak hç durmadan
her yanımı varlığınla çizmek
duyabilseydin şimdi
duyurabilseydim

Ama yok
yok
yok

04/05/2


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:16 AM
Aptalca
Aptalca artık her şey
Zavallıcıklarız artık

Mumya tutmaz oldu düşler
Sürekli yenilenemiyor yaşamak iştahı
Gün geçiyor
Yollar birbiri ardına sıralanıyor huysuzca
Azıksız yürüyoruz daha


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:16 AM
Ama Seni Ben
Herkes şiir yazabilir
herkese şiir yazılabilir
herkes herkesi yazabilir
herkes seni yazabilir
ama seni ben
ama beni sen


15/01/1


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:16 AM
Aramızda
Aramızda bilmem
bir kaç yaz
belki tek kış
bilmem
bir kaç günlük yıllar
saatlik
yollluk
öyle bir uzaklık
aramızda
bilmem

Aramızda serilmiş
bir kaç sevimsiz-pısırık
dert
bir yılan hikayesi
başı kuyruğunda
hayırlı
inşaallah
aramızda bir kaç sadece
bir kaç
maşaallah

10/01/1


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:16 AM
Arayış
-I-

Kuytuluğum
Sığınaksızlığımdır sana
Bulunmuyorsun
Yaşamım bekleyişimdir seni

Ayrılığın'sız bir şiir yazmak isterim hep
Bulunuşunun ardı yani.
İşte bu yüzdendir seni bu kadar yazdığım.

Köşebaşım
izmaritimin olmadan öncesi
gecenin bu vaktimsin
bilmediğinim.
İllaki yaşamak istediğin
Kahredilesiyim şimdikimle.

Bulunmana ihtiyaç tüm dillerim
Görüntümün bütün renkleri
Asi birer seyyah şimdi,
Varlığının iç sınırlarında korsan
Legalliğine sürgün.
Ve ıskadır her yerine gülüşlerim.

Bulunamıyorsun
Her saatin adı atomdur
Kefenlik yaş dolusuyum.
Büyüyemiyorum

Güzergahım sana mı kapalı bir tek
Yolumun dilini bilmez mi yüreğin.
Sakıntı mı bilinişim sana
Üşengeçliğin neden bana işler
bunca zaman.

Duymuyorsun
Atmosferinde yanıyor sesimin tonları
Tutulmuyor
İştahsızsın ben'e.

Bu şiir de bitiyor işte
Seni bulmadan
Beni duyamadan sen.
Dur durak bilmem, bil.
Ya sen ya da ben,
Bulunacağız bir gün birbirimize
Bitsen de bitsem de
bitse de zamanda aranılabilirliğimiz birbirimize.

-II-

yalanı yok gözlerimin
tamamen ellerindi suçlu olan
nerden bilsin dudaklarını dudaklarım
ben sadece seni sevmenin nasıl bir şey olduğunu araştırıyordum...

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:16 AM
Aslında
Seni beklerken
aslında
biliyor musun
geleceğini biliyorum
bu yüzden seni hiç beklemiyorum


16/03/2


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:16 AM
Aşkdan Başka
Neyleyim aşkdan başkasını
bu insan halimle
anlarım ya aşkı aşkı

Ne kanatlarım olsun
ne yüzgeçlerim
ne de bir ağaç olurum
neyleyim insandan başkasını
bu aşk halimle

Gayet tabi ki
seni
aşkından b-aşk-asını
bu insan halinle
bu insan halimle


17/02/1


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:16 AM
Aynı Farklıların Saatsiz Zamanları
Farklı zamanların aynı saatleri
birimizin bir ikincimizin iki
farklı saatlerin aynı zamanları
ve
ne mekan sorulur
ne de zaman aşka
aynı farklıların saatsiz zamanları


28/02/1


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:16 AM
Aynı Uykunun Kâbuslarıyız
Ne kadar da sessiz her şey
yaşamak dediğimiz yerde nasıl da ölü duruyoruz
bu kentin tüm yenilgileri içimize yığılmış sanki
ve ne kadar sakiniz üstelik

Uçmaktan korkan kuşlar gibiyiz
öyle habersiziz ki kendimizden
karanlıktan korkmalı yarasalar

Henüz doğmamış böcekler gibi
kırılmak üzere kozalarımız
ağrısı kendisinden geç bir yaranın kabuğundayız
hani birimiz çıksa
ağrıya bulanacak her yerimiz


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:17 AM
Ayrılık Turkuaz
Bir aşk yazdım
sarı
ve bir ayrılık
turkuaz

Mavi toprak
su turkuaz
umurunda değiliz hiçbir doğrunun


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:17 AM
Bayram Ola
-caktı
bir salıncak zamanı
büyük atlar üstünde
bir şenlik
azade bir soluk
bayram olacaktı
gelseydin eğer
perşembeyi tatlıya bağlayacaktık
bayram ola
-caktı

01/04/2


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:17 AM
B-aşk-entim
Vatanın deseler
yurdun
ilk evin
toprağın
ülken deseler
'yok' derim
ama ille de sen
aşk kentim derim
b-aşk-entim

17/02/1


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:17 AM
Bazen Düşünür Müsün Bazen
Hani ölmek
var ya şu ölmek dediğimiz ölmek
bazen düşünür müsün bazen
ya seni
ya beni
ne farkeder
herhagi birimiz ikimiz zaten
hani şu ölmek var ya şu ölmek!

Sevgilim
yaşıyoruz
dünyanın bütün sınırları olsa da aramızda
yaşıyoruz
yaşıyoruz
yaşıyorsun
ne şükür
çok

17/02/1


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:17 AM
Bekliyor Ölüm
Yarının bir yerinde
bekliyor bizi
belki de gelmiş
şimdi
yani birazdan
burda olacak
burda şimdi
ölüm


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:17 AM
Belki De
Belki de her şey siyah ve beyazdır
başkası yoktur
maviden başka
belki aslında her şey mavidir
siyah ve beyazdan başka

11/04/2


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:17 AM
Bilmem
Gülüyorsun
-Neden?
-Bilmem.

Neden bilmediğini biliyorum
-Neden?
-Gülüyorsun.

30/03/2


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:17 AM
Bir Kuş Dolusu Özgürlük
Üzerimize devrildi Tanrı’nın şarabı. Koca birer yalnızlığız artık. Misvaklarımız kayıp. Dudaklarımızda izdiham. Öpüşemiyoruz. ******* erken kalkmakta, gündüzler geç uyanmakta. Zamanın ayık yerlerinde sarhoş duruyoruz. Gülen yüzlerimiz terk etmiş başımızı. Kalan yanaklarımızda esaret coşkusu. Tutsak eylemişiz tüm iyi huylarımızı. Kendimizden geçmişiz, üstümüzde şarap kokusu. Korkularımızdan vazgeçmişiz. Arzularımız gardiyanlık. Sevmekten korkuyoruz artık sevilmeyi. Aşklık grevlerine sevdalanmışken ayrılık hüznümüz, boşanıyoruz yine birer birer. Ellerimiz uzun yalnızlıklara koşuyor. Terk ediyoruz yine kendimizi. Üzerimize çöküyor yıkıntı içimiz. Karalar bağladı sevinçlerimiz. Gülüşlerimiz ucuz yitiyor. Sözlerimiz tutulmadan ölüyor.
Kaşlarımız çatık, ellerimiz ayrık şimdi. Bakışlarımızda nedensiz öfkeler seli. Kapatıldık birbirimize yine. Zaman tersine yazıyor tarihi. Kalemler kırılmış bir yerlerde. Ak düşünülme vaktimiz karaya çalınmış. Ekmeklerimiz kaçırılmak üzere sofralarımızdan. Yüreğimizin diline acılar sürülmüş. Yanmakta kafesimizin sol köşesi.

Nereye uçacak şimdi bu kuş dolusu özgürlük. Mavi neremizde duracak. Çocukluğumuzun bu ani kovuluşu niye. Şarkılar hazırlamışken meydanlara, dil kaldırır mı artık tek bir ağıt. Barıştıklarımızla nasıl küseriz bir daha. Nasıl dönülür yine, dönülen yerlere. Seslerimiz devrilir mi bir daha birbirimizin üstüne. Acı vaktinin üzerinden göçmüşken bunca umut, nasıl örteceğiz üstümüze şimdi yine böyle bir alışkanlık. Ellerde kınalar yakılıyken, nasıl tutulur yine ölüm oruçları. Güneş nasıl tutulur bu karanlıkta. Zamanı mı şimdi bu kör saklambacın. Yeniden bulunmuşken Adem ve Havva, Kabilleri kim doğuruyor böyle. Tarih öyle çabuk soğumaz. Ağrılarımız dinmeye müsait değil artık. Bitmek üzereyiz, hatırlayın. Nuh yapamaz yine öyle bir gemi, Kızıldeniz yarılmaz bir daha Musa’ya. İsa dayanamaz bu çarmıha. Muhammed’in güvercini neremize konacak, örümceği neremizde ağını kuracak. Sokrates daha ne düşünsün bizim için. Hiç bir kabuk bağlayamaz bu yarayı...

Yüreğimizde izdiham. Dilimiz devrik. Sevmek bize ne yazık bir hal, ne zavallıyız buluşmaya. Hayvanlar koklaşa koklaşayken insanlar neden savaşa savaşa! Kalbimizin ayarı kaçırılmış, duygularımızın duyuları çalışmıyor gibi. Uyanmalıyız artık bu ak karanlıktan. Kalkmalı üstümüzden bu al bulutlar. Yaşamak o kadar zor değil Haziranlarda, Eylüllerde uçmak imkansız olmamalı. Bir yolu olmalı Çarşambanın. Abdestlerimiz bozuk, vaftizlerimiz kurak, ibadetlerimiz geçersiz. Hangi dinin diliyle konuşuyoruz, neden bu kadar eksik imanımız. Hangi aşkın yüreğine sığınmışız ki hiçbir ayrılık ondan beter değil. Yine mi öleceğiz karnımızda, gözlerimiz açık mı gidecek yine o bilimsiz yarada. Ne olur bulun bir yolunu o dönülen yolun. Düğünler yarım kalacak yine, oyunlarımız yarım, oyuncaklarımız yalnız. Aşk tabutsuz gömülecek yine. Ne olur bulun o dile bir dil. Seslerimizden kanlar akacak, çarelerimizden çaresizlik damlayacak, büyük kuşlar ölüm taşıyacak yine. Böyle bitmek kime yakışır, hangi ölüm yakışıklıdır. Size soruyorum ey güzel insanlar, size soruyorum. Hangi ana güzel ağlamış şimdiye kadar. Duyun sesimi ey duymayanlar. Küselim artık aklımızın küskün yerleriyle. Barışalım artık barışla. Tutun doğmamış çocuğun uzattığı zeytin dalını. Ne olur bulup getirsin birileri onu. Yoksa...


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:17 AM
Birşeyler
Birşeylerimiz vardır
'bir'imiz olmuş
anda kaybettiğimiz

Birşeylerimiz vardır
'son'umuz olmuş
onda kaybettiğimiz

birşeylerimizde bir şey eksikti
herşeyimizi kaybettirmiş.


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:17 AM
Boşluk
Seninle doldurdum
canımdaki bütün açıkları
zamanda bıraktığım bütün boşlukları
hiçbir açık yerim yok şimdi
aşkım ak, başım dik
yokluğundan başka

12/03/2


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:18 AM
Böylesi Daha İyi
Uzun şiirler yazmıyorum sana artık
hep kısa
çok anlattım
çok yazdım
çok çizildik bu gurbeti
ve yollar hep aynı
hasret daha çok
uzun uzun anlatmıyorum sana artık
öyle ki kısa hayat
hayat öyle kısa ki
uzunca acı yerine
kısacık sevinçler çizelim
böylesi daha iyi

03/04/2


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:18 AM
Bütün Mesele De Burda Ya!
Sana baktığım zamanlarda
dokunamadığımı daha çok hissediyorum
çok ağır geliyor sadece bakabilmek
seni göremediğim zamanlarda
bakamadığımı daha çok hissediyorum
bu da çok ağır geliyor
sana hem bakabilmek
sana hem dokunabilmek
aynı sınırlar içinde
sınırsızca
'Bütün mesele de burda ya! '

03/03/1


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:18 AM
Çığlak
Dışa vuruyor bizi bu çığlak
nersinden girsek
hangi feryada yaranırız
ya da hangisi bize
bu çığıl çığlak özlemek içinde
neremizden geçirmeli acep sabrı
hangisini
neremizden
bu çığlak

12/04/2


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:18 AM
Çok Çoktan Çok Daha Çok Çok
Seni çok daha çok seviyorum
çok çoktan çok daha çok çok
herkes bunu böylece bilsin!

16/03/2


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:18 AM
Da Olur
Bir gün gözlerimizi şimdi açtığımızda
belki çok uzak sonra beklediğimiz
ve ama tez istediğimiz
o yeni günde o gün başlasa!

O gün
kimse çalmasa kapıyı
kimse aramasa
işe geç kalmış olabilirsin
işsiz olabilirken
hiç uyanmasak aslında
da olur
O gün
büyük harfle başlayacağımız
özenerek kelimeleri
sessizce döküp aramıza
konuşmasak
o gülme saati zamanı
da olur

Bir gün
O gün
de olur

11/03/2


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:18 AM
Dahası Yok
Bundan daha çok sevilir bir kadın
sevilebilinir
ama
ne bende herhangi bir kadar bir başkası
ne de benim seni kadar bir başkası seni
sevilmez
sevilebilinmez

05/04/2


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:18 AM
Damla
Çocuk dünden razı
çocuk kalmaya
zaman kendinden emin

Damla düşmüyor yere iki defa
düşse de
aynı yere değil


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:18 AM
Değil de
Değil de
şu gitmek var ya gitmek
hani geliyorsun ya
ardından da gidiyorsun
işte o var ya
gitmek
ne çok koyuyor ne çok
ahhh ah!

12/01/1


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:18 AM
Diyeceğiz ki
Diyeceğiz ki
bu şiiri yazıldığında
gece saat 03:42 idi
tarih 12/01/1
yer İstanbul
semt beyoğlu
Kasımpaşa
doğduğun yer
ve gittiğin yer ben doğarken

Damı akmayan ker*** bir evimiz içinde
bir odun sobası önünde
çocuklar uykudayken
diyeceğiz ki
elinde tuttuğun bu şiiri okurken sana

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:18 AM
Değişmedik
Ne zamandır
değişmedi
ellerimiz birbirine
hani o
o dokunmak
o dokunmak şimdi
öyle uzak
kara bir açlık
şimdi

Şimdi aha bu mısralarda
aha bak
nasıl da yayılıyor sıcaklığın
buhar buhar
bak
buğusu sardı her yanı

Ne zamandır
hep böyle
hep böyle ne zamandır
ne zamandır
değişmedik
değişmedi bu hüzün
hüzün

29/04/2


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:19 AM
Diyorlar Ki
Diyorlar ki
kalmadılar
bittiler...

Siktir lan!
ben neyim burda


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:19 AM
Dü şeş
Seninle ikimiz
poker ve rulet
pişti sayarken bu hayatı
ne büyük oynamışız

Seninle ikimiz
bir tavlada
iki zar gibi
biz başkalarına “şeş”
başkaları bize “yek”
hep

Seninle ikimiz
şimdi
birbirimize
“dü şeş”
düş-eş
seninle
ikimiz...

29/11/2005


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:19 AM
Ebe sizsiniz artık
her şey nefret, her şey yalancı
kötü ruhun atölyesi her şey
bir düzenbazki dünyanın karnındaki umut
dokuzuncu köyün yaşadığı yer.
ve hâla farkında değilsiniz!
evet! değilsiniz..

yalan söylüyor yanımdakiler
arkamdakiler...
önüm, sağım, solum söbe!
yakaladım hepinizi!
yalan söylüyorsunuz, yalan!
kırık notlarımızı topluyorum bu oyundan
bir dahakine ne mi olursunuz?
ebe sizsiniz
sizsiniz ebe.
evet!
ebesiniz siz!


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:19 AM
Ellerinde Bayram Şimdi
Mavi kınalı ellerin
bir uzak bayram kokulu
öpmek istesem
ama yok
mavi kınalı ellerin
bir uzak şeker tadında
narin
ak
uzak


10/02/1


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:19 AM
Eski Çocukluk
Eski çocukluk zamanı yapışmış yüzüne
siyah beyaz bir oyun içinde
mavi şeritli elbiselerin
kırmızı papuçlarınla
ince derin o bakışların altında
süt kokulu minik dudakların
öpüşlerin yapışmış yüzüne

Bir ağacın dibinde saklanır gibi
sana seyrim düşmüş gözüme
biraz ürkek
biraz sevgili
biraz eş
en çok da oyun arkadaşlığın
bitmesi mümkünsüz
sende çocukluğum düşmüş şimdime

Minnoş kız
mavi boncukların
uzun bakışların
anlatılmaz o duruşun
nazlı çocukluğun yapışmış üstümüze
ne mutlu
ne güzel
ne eşsiz
ne muhteşem
eski çocukluğun giyinmiş içimize

24/02/1


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:19 AM
Fiye, Ka, Ah
Sana hiçkimsenin anlamadığı bir dilden resimler yazsam
kıtre gresvut lokni
kömnü
scorbağ ühniç viye
erdas ıkyu pişled
fiye
ka
ahh
ki bütün dillerde ah
başka bir ifadesi yok yokluğunun

28/01/1
ah
ahh...


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:19 AM
Gemiler Dolusu Deniz
Bir sonsuz kayık içinde
gemiler dolusu denizler sersem
yoluna
döktüğüm canım üstüne
akıp dursak
durulsak öylece
kıyamet bizi öteye götürünceye

07/02/1


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:19 AM
Gidince
Ardına baktığında
bir kaç küçük zaman
içinde ne imkansız haller yaşamışız
hayalin gerçekleştiği en bariz örnekler
ben ve sen
aynı yastıkta
nice bir yıl geçmiş
nice asırlara
ne davetiyeler basılmış
geriye dönüp baktığında
ey gerçeğimin ta kendisi
seni çok seviyorum
canım


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:20 AM
Gülüşünden Gül Düşük
Gülüşünden gül düşük
üşüyorsun
çatılmış kaşların
koştuğun yol üstünde
dağa az kalmış
dinlenecek ağacın gölgesine varamadık
özlemlerinden kurduğun masallara
gözlerinde ölü ülkeler
mevsimler
kardeşin
anam
kimsesizliğimiz
yüzünde donmuş hayat
ağlamadan nasıl ağlarsa bir çocuk
durup bir köşede
dilini bilmediği binlerce dünya içinde
öylece
masum
yüzünde binlerce cümle
henüz kimsenin çözemediği
can çizikleri üstünde
yorgun
yorgun
yorgun

22/04/2


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:20 AM
Günah Çocuk
Bütün günahları bir kadına yükleriz
O onları doğurur


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:20 AM
Hayat İşte
Hayat işte... deyip
devam ediyoruz
hayat işte... demeye
hayatın işte olmadığı

12/04/2


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:20 AM
Hep Olduğun Yerdeyim
Nerede olursan ol
nerede olursam olayım
olduğun yerdeyim hep

12/04/2


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:20 AM
Heryer Olduğu Keste
Belli ki saati durmuş yolların
herkes olduğu yerde
kırılıp dökülüyor her an
her defasında bir başka yerimiz
heryer olduğu keste

Belli ki yoksun yine
o uzak iklimde
yüzün bir başka görünmüyor bugün
belli ki yoksun yine

Hüznümü şimdi bu masadan alıp
başka bir sensiz yere gideceğim
bu şiir de burda kalsın
bekleyen bir sürü kanayan kelimem var zaten
birazdan olacağım yerde

Gülüm kalktım işte
iyi bak kendine
olduğun her yerde

07/03/02


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:20 AM
İade-i Mektuplar-01 31/05/0001
'Sitemlerini umuduma sarıyorum,
hasretin ıslanınca yüzümde
ellerine doluyorum
susuyorum...'

Biliyorum...
Sessiz kelimelerin dile gelme vakti şimdi
can bulma
hayat bulma vakti...


Sana mektuplar yazmak
sana seni yazmak
sana beni yazmak...

Ne yazsam
kelimeler eksik
silik
az
harfleri süslesem
heceleri boyasam
rengarenk
ışıl ışıl
hepsi
yine silik
yine renksiz
yine mavisiz

Sensiz herşey
hicbir sey
sensiz hersey
sessiz
mavisiz

Sensiz hersey
herseysiz
anlamsız

Sen anla beni
kimseyi
hicbir seyi
anlamadığın kadar
tüm hiçleri
anladıgın kadar
anla beni...
anla ki
anlatabileyim
beni sana
seni bana

Anlayacağını bildiğim
en cok anladığım
beni en cok anlayan
bir tek SENSIN.

Ve yazıyorum işte...

-Masumine-


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:20 AM
İade-i Mektuplar-02 01/06/0001
'Hüzünleri parcalayip karanliga savurabilseydik...! '

Ah be narin yüreklim
ah be yüzümün tek gülen yanı
yaşamanın kokususun sen
ömrümün en güzel parcası
olmaz sana geç kalmak

Yamulur dilim
beynim yırtılır
yetim kalır göz bebeklerim
sana susmak olmaz

Sana siirler dolusu siirler yazmalı
eller dolusu dokunmalı
gözler dolusu bakmalı
ve aşklar dolusu sevmeli seni
seni defalarca özlemeli
durmadan öpmeli
bıkmadan sarmalı seni
göğsünde nefes alıp
dizlerinde ölmeli

Öldürmeli sensiz kalmıs kalıslarımı
emeğine diz çökmeli
sevmek ezilmeli karşında
güzel cirkinlesmeli önünde
bütün dünyayı yıkmalı senin için...
seni milyonlarca kez ölmeli
yasamalı...

-Masumine-


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:20 AM
İade-i Mektuplar-03 02/06/0001
'Ellerin avuçlarımda, ellerim yanıyor...! '

Ellerin yanıyor
İstanbul yanıyor
aklım kanamakta
sensiz bir ülkedeyim yine
sınırlar...
sınırlar...
duvarlar...
ve yanmakta aşklar
bak...
gözlerin yanıyor
kaşların yanaklarına inmiş
gülüşün gırtlağında
kucağın üşümüş
ellerim
elim
elin
içime düşmüşsün
iki ömür arasına
iki kent
yıkıntı bir tarih
ve zamanı henüz gelmeyen
bir bulusmaya düşmüşsün
avucların erimiş
ellerim avuçlarında
koynum sabahlamış
ama sen gecedesin hâlâ
dışarısı soguk

Hadi gel...!
göğsünü yüzüme yasla
saçlarınla ellerimi ört
bak yanıyor
avuçlarının içinde ellerim
bak...
dört şehir arasında
bir Istanbul
bir Istanbul
iki de tarihte yanmis
iki daha Istanbul
avucların yanıyor
ellerimin içinde

İstanbul ellerimde
boğazlamaktayım bütün yollarını
ve iskencehane *******ini
bak...
ellerin yaniyor
üşümekteyiz hâlâ

Hele bir gel,
hele bir gel..!
göğsümü yüzüne yasla...

-Masumine-


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:21 AM
İade-i Mektuplar-05 04/06/0001
Bak
sana sesleniyorum
ağlasam
bağırsam
haykırsam
sesimi duysan
kokumu sarsan
yüreğime dokunsan
dünya mı durur du sanki

Kıyamet kopsa ne yazar
sana kavusmak varsa
gittigim bu yolun sonunda
kıyametimiz değil mi
her gün
her gece
her an
her saniye
her hece
her kelime
her gözyaşı
her gülüş

Bak karanlık bir gece
ve sen yoksun yanımda
sensizliğin tam ortasında
varlığında yoklugunu yaşamak
cehennemin en göbeğinde
bir damla su aramak sanki

Karanlıklara sığınmak niye
güneşim sensin diyorsam
güneşe gülümsemek niye
güneş gözlerinin gölgesindeyse

Bir bedel ödemekse tüm mesele
ben coktan ödedim sensizligin bedelini
ben asirlardir öksüzdüm
sensiz
sevginsiz
varlığınsız

Şimdi kopsun kiyamet
hemen şimdi...

-Masumine-


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:21 AM
İade-i Mektuplar-04 03/06/0001
'Uyutsam şimdi kendimi ve sen gelene kadar uyanmasam...'

Özleminle kavrulan bir günün sonunda
dün yattığın yastığı kokladım
ölmek gibi bir seydi sanki
ölmekti
gidişin
içimde bir deniz
birikmiş
boşaltamıyorum
ve gidişini hazmedemiyorum artık

'Olamaz! ! ! ' diyorum
nasıl olur da bu kadar varken
bu kadar yok oluyorsun
nasıl oluyor da...

Ve şu seni özlemek var ya
öldürüyor beni...

...

Simdi zilzurna sarhoş olup sana ağlayıp sana yazmak vardı
şu an aklımı sıyırıp gezdiğimiz yerlerde koşmak vardı
birlikte oturduğumuz yerleri dağıtmak vardı şimdi
şu an sana koşarken ölmek vardı

-Masumine-


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:21 AM
İade-i Mektuplar-06 05/06/0001
Aşkı çok uzaklarda
yıldızların ardında sanırdım hep
şimdi yiıdızlar avuçlarıma yağıyor
seninle ıslanıyorum
susuzluk yok artık
karanlıklar yok

Susamışlığım şimdi yalnız dudaklarına
üşümelerim yalnız yüreğinin yangınına
özlemelerim yalnız sana

Sen varsın
sen yağmurum
sen yıldızlarım
sen aşksın
aşkımsın...

-Masumine-


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:21 AM
İade-i Mektuplar-07 06/06/0001
Her gün biraz daha artacak özlem
daha cok özlenecek eşsiz sevgili
yürek yangını büyüyecek
her gün biraz daha kavrulacak yürek
ve aşk aşklanacak
hiç durmadan...

Seninle...

Ve yüreğim...
yokluğunun göksüz yüzünde
imdatlari sesine tutunmuş
dizleri anafor yorgunu

Yüregim.
Umudum.
Sen.

-Masumine-


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:21 AM
İade-i Mektuplar-08 07/06/0001
Aşkı yanıyor gözlerin
teninde aşk
nefesinde buram buram
sevgi kokusu
özlemleri avuçluyor ellerin
parmaklarında akıp giden
durmak bilmeyen
zaman taneleri

Bir çöl oluyor ayaklarinin değdiği hasret denizi
dudaklarin kuruyor
kavruluyor için
aşka susamışlık sarıyor
bedenini
benliğini...

Tüm o yangınlarını
bir bir
tam tamına
büsbütün
yanıyor yüregim
yaniyor gözlerim
her zerremde kor ateşler
seni yanıyorum...

-Masumine-


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:21 AM
İade-i Mektuplar-09 08/06/0001
Ey uyuyan güzel
ey sevgili...

Daha güzel uyuyorsun bugün
tenin daha mavi
yüzün daha sıcak
cok istiyorum ama
saçlarına dokunamıyorum
dokunamıyorum
ellerindeki dokunulmazlığa

Hani bir yolu olsa da rüyalarına dalsam
bir an o mavi uykunda olsam
uykudasın
o gizeminli zamanda
seninle aynı renkleri uçsak,
uçuşsak...
uyanmasam...

Öyle güzel uyuyorsun ki...

İste mavi bir gün daha doğuyor
ve ben gitmek zorundayım
sana dokunamadan
sana dokunmadan
gidiyorum.

Kokumu bırakıyorum odana...

Ve uyanacaksın
gözlerini açtığında
gözlerim gözlerinde olacak
kokumu duyacaksın
ve sarılacaksın
bıraktıgım ellerime
korkma...!
sarıl bana
kokumla sarmaş dolaş ol
gitmedim ben
sadece gün ağarıyor bak
gözlerini gözlerime bırakma vakti geldiğinde
ben yine gözlerinde olacağım
yine rüyadaşın
yine uykudaşın
yine başucunda olacağım
sabaha kadar
dokunmadan sana
saçlarını okşayacağım.

Uyu,
ey uyuyan güzel...
bir gün birlikte uyanacağız
masmavi bir günün sabahına...


-Masumine-


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:22 AM
İki Defa / Du Caran
Sana her mektup yazdığımda
iki defa düşünürüm
bir senin kalbinle
bir benimkiyle
iki dille
iki dil
düşüncesiz bir zamanda yittiğimiz

İki defa
iki canla
bir defa “Seni seviyorum”
bir defa “Ji te hezdikim”
aynı rahimden iki dille
iki gözden bir yaşla
iki ülke
bir gün
iki ülke
bir gece
üç ülke
biri gurbet
biri gurbet gülüm
biri gurbet

Her ku ez nameyek ji te re dinivîsim
du caran difikirim.
yek bi dilê te
yek bi yê min
bi du zimanan
bi du zimanên
di demên bê fikar de têkçûyî

Du caran
bi du canan
carek “Ji te hezdikim”
carek “Seni seviyorum”
bi du zimanên ji zikekî
bi rondikek ji çavan
du welat
yek roj
bi du welat
yek şev
bi sê welat
yek dûrî
yek dûrî gul
yek dûrî

26/03/2


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:22 AM
İlahi
Sesinden dökülen o okyanusta
sırt üstü uzanıp
eşsiz bir ilahi dinler gibi
gözlerim titrek kapalı
yüzümde resmin
tebessümün
o okyanusta
binlerce fersah derin
sakin
eşsiz bir ilahi
sesin

30/04/2


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:22 AM
İlk
En iyi son ihtimal
en kötü ilk değil
seni sevmekle düşünmek sonrası
işte öyle düşününce
en kötü ilk değil
en iyi son ihtimal
her zaman

12/01/1


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:22 AM
İlk Defa
Bugün ellerin
gelmeyi gösteriyor
ilk defa
yolar tek yönlü
biletler dönüşsüz
ilk defa bugün

Sırtında bir çanta iki çocuk
iki hayat
bir aşk
tek bilet

Bugün ilk defa döneceksin
dönmeyeceksin

14/04/2


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:23 AM
Kaçtır
Hangi aydayız
sana borçlandığım şiirler
kaç zaman geçti gecikmiş
hangisindeyiz suskun kelimelerin
gözlerimize çalınmış hangi
gülmelerimizi bozguna uğratıp geçen
çenemizin altına bir yol boyunca
hangi aydayız gidişinin
sana borçlandığım şiirler
kaç kıştır eskimekte
ne kadar saat oldu
zamanına bir ad var mıdır
ah ah ah!
kaçtır bu
kaçıncıdır
sana borçlandığım şiirler
resimler
öpmeler
sevişmeler
kaçtır
kaç
ah
ah
ne kadar karışığım
ne kadar
kaçtır

05/03/02


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:23 AM
Kadın
Bugün de kadın
sırtında dünya
iki büklüm sabrınla
koca bir yokluk içinde
yatmaya gücün yetememiş yine
üstünü açık tutmuşsun
havalar bir garip
bugün de
soğuk
herkesin bildiği
her şairin anlatabildiği gibi değil
soğuk

Bir şiirde ağlanabilir
ama değil
bu böyle değil
rahminde inatla taşıdığın dünya
bir gün adamış sana
doğurduğun onca yılllar içinden
tek bir gün
bu böyle değil kadın
böyle değil

Sırtındaki benim
alabilirim
ya karnındaki!
ya kadın
alınmıyor kadın
dünyanın sana adadığı bu gün de
bu böyle
değil ama
değil

17/04/2


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:23 AM
Kendine İyi Bak Sevgili
Kurak yağışlar zamanı
çöldüren
yanında değilim üstelik
kendine iyi bak sevgili
bir gölge edinemedim daha sana
bir yeşil yaprak
bir sarıltı
bir yol
bir dokuntu
bulamadım daha şimdilik
kendine iyi bak sevgili

Blimem ne söylenir ki
bilmem ki ne
iyi bir yol edinemedim daha
sana iyi bakabilmeye

Ne kadar tutarsan tut
yüzüme dök ama yüzündeki bulutları
o güne kadar
mutlaka
kendine iyi bak sevgilim

22/03/2


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:23 AM
Kımıltısız
Kımıltısız
çıtı çıkmıyor
susuyor
susturulmuş
susmuş
korkuyor korkmaktan
kımıltısız
aşk


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:23 AM
Mavi Mektuplar-1 24/10/02
Maviye boyandı
her şey
ben
sen
zaman
mektuplar
her şey

Bugün mavi
ilk defa ben gidiyorum
sen kalıyorsun
sana doğru ilk adım
mavi


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:23 AM
Mavi Mektuplar-10 10/02/03
Ey dilim
sus artık
aşk arıları sokmuş seni
daha ne söylüyorsun böyle
arsız arsız
aşksız aşksız
sus be artık
SUUUUSSSS...!


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:24 AM
Mavi Mektuplar-12 10/02/03
Diyorsundur şimdi
'Neler söylüyor bu şaşkın' diye
diyorsundur
inan ben de bilmiyorum
belki de konuşan sensin
şimdi burda
cevaplar arayan
böyle aşkın aşkın


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:24 AM
Mavi Mektuplar-11 10/02/03
Biz de düşebilenmişiz
en aşağılara
hiç olunmaz dediğimiz
bulunulunmaz

Bir ovayı dağa döndürüp
şimdi de vadiye
düşebilenmişiz
kendi kendimize


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:24 AM
Mavi Mektuplar-13 10/02/03
Ben gideyim iyisi
burda durmaya vakit kalmadı
ne de söz
belki dinlemiş olsan dururdum


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:24 AM
Mavi Mektuplar-14 16/05/03
hüiçbir yağmur damlası geriye dönemeyecek
gözlerinden ta gittiğin buralara
ne de
sen

bu kadar zor muydu bu bulutu taşımak
bilmiyorum
bu kadar zor muydu

cevap yok
biliyorum...


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:24 AM
Mavi Mektuplar-15 15/06/03
Ne kahramanlıklarını gördüm
şu koyu aşkın içimde
ser verdi
sır verdi
düş vermedi

Ve hala ilk cenk günü gibi
o ilk huzura koşuşla
düşüyorum
kalkıyorum
düşüyorum
kalkıyorum
düş-üyorum
haklı-yorum

...


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:24 AM
Mavi Mektuplar-16 16/06/03
Umrumdan ne çok şey almışsın
kendini bile...


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:24 AM
Mavi Mektuplar-17 17/06/03
Hala okuyor musun
bilmiyorum
bunlar hala sana
mektup
asla susmayan
mektup
kanatları yorulmaz bir güvercinle
nereye gitsen ulaşan
mektup
hala sana
yazılmış binlercesi
ve daha yazılacak bilmem kaçbinlercesi
hep ilk tadında
mektup
bilmem alıyor musun

Alıyor musun?


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:24 AM
Mavi Mektuplar-18 16/06/03
Sirenler
ilk yangın
ilk çığlık sesi

sen 'Sus Artık' diyorsun
duyuyorum
ama en çok sirenler
bastırıyorlar
o vurdumduymaz
o öldümgörmez
o sevdimsevmez halsizliğinle
bağırıyorsun

Ama sirenler
beynimi kalbimden sökmüş
kendisinden başka hiçbir şey duyulmuyor
bağır
bağır
daha da bağır
duyulmuyor

Her yer siren
hep siren
hep sirenler


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:24 AM
Mavi Mektuplar-2 25/10/02
Bir boşluk içinden
yine ellerinde ellerin
ellerim ellerimde
uzunca bir uzun zamandan sonra
uykuna ortak oluyor uykusuzluğum
yatağımız yine boş
mutluyuz

Kışmıştık
yazışıyoruz şimdi
uzunca bir upuzun zamandan sonra
kızışıyoruz
saatin hala gerimde
bize varmaya yaşadığın yerde
kalbin yerinde
aşkın yerimde

Hangi yanlışın doğrularıyız
ya da hangi doğrunun yanlışları
bilmiyoruz
ama upuzunca bir uzun zamandan sonra
yine ikimiz
sadece ikimiz biliyoruz

Biliyoruz
bu bir kudret-i ilahi
sabr-ı kebir
fecr-i vuslat


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:24 AM
Mavi Mektuplar-21 16/06/03
Bütün kusurları bende toplandı
bu aşkın
-ın

Resmim şimdiki hikaye geçmiş zaman
ikimizin bende toplamı
ve hepimizin birbirimizdeki

Kehanet aynı kehanet
sezgi ve korkunun gösterdiği gelecek
şimdi işte
tasvir edilen resim
aşkın bendeki toplantısı
yine


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:25 AM
Mavi Mektuplar-20 16/06/03
Bazen inanmak gerek
sadece inanmak...

İnanmak...


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:25 AM
Mavi Mektuplar-22 16/06/03
Düş yazıdan önce vardı
aşk kalpten
uzak
hep uzak

Yazı ve düş
aşk ve kalp
hala ne uzak
ne uzzak...


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:25 AM
Mavi Mektuplar-23 16/06/03
Ben Sen
¿
Biz


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:25 AM
Mavi Mektuplar-24 16/06/03
Belki de hiçbirimiz 'O' değiliz
aradığımız
başka bir şey
bilemiyorum
düşünüyorum daha
ama yok
bundan başka bir cevap yok
olsa olurdun
öyle değil mi?

-Cevap ver!


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:25 AM
Mavi Mektuplar-25 16/06/03
Yağmurlarını pencereme astım
dışarısı nasıl
bilmek istemiyorum
bilmeyi bilmek istemiyorum
hiçbir şeyi
seni
dışarıda olup biteni
içeriyi
içerimi...

Kaçmak mı
saklanmak mı
yorulmak mı
kızmak mı sana
neyse o işte!

Penceremde yağmurların
gittikçe gidiyorum aklımda biryerlere
ve bir gün olmadığın o yere

Mutlaka vardır
ama mutlaka olmalı
bir perde
bir perde belki sadece
mutlaka vardır-
da o yer
nerde?

Yok
yok
yok
hiçbir yerde yok!


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:26 AM
Mavi Mektuplar-27 16/06/03
Bazen susmak gerekir
sadece susmak...


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:26 AM
Mavi Mektuplar-26 16/06/03
Seni unutursam
ne farkın kalır
diğerlerimden
beni unutursan
ne farkım kalır
diğerlirininden


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:26 AM
Mavi Mektuplar-3 05/01/03
İlk gidişinin anısına...

'Eşyalar toplanmış seninle birlikte
anılar saçılmış odaya, her yere
Sevdiğim o koku yok artık bu evde
Sen
Kıyıda köşede gülüşün kaybolmuş
Ne olur terk etme
Yalnızlık çok acı
Bu renksiz dünyayı sevmiştik birlikte
Sen Kadınım
Kadınım

Hatırla o günü karşıki sokakta
Seni öptüğümü ilk defa hayatta
Kollarımda benim ilkbahar sabahı
Sen
Sönmüş bak ışıklar
Ev nasıl karanlık
O ılık aydınlık yuvamız solmuş
******* bitmiyor
Ağlıyorum artık
Sen Kadınım
Kadınım

Eşyalar toplanmış seninle birlikte
anılar saçılmış odaya, her yere
Sevdiğim o koku yok artık bu evde
Sen
Masamız köşede öylece duruyor
Bardaklar boşalmış
Her biri bir yerde
Sanki hepsi hasret senin nefesine
Sen Kadınım
Kadınım

Bana bıraktığın bütün bu hayatın
Yaşanan aşkların değeri yok artık
Ben sensiz olamam
Artık anlıyorum
Sen
Şimdi çok yalnızım
Ne olur kal benimle
O kapıyı kapat
Elini ver bana
Dışarıda yalnız üşüyorsun
Sen Kadınım
Kadınım '


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:27 AM
Mavi Mektuplar-4 05/01/03
Bir gün
bu günlere son defa uyuduğumuzda
düşlediğimiz yerden doğduğunda gün
avazımızın çıktığı kadar
sarılacağız birbirimize
ardımıza bakmadan
'seni seviyorum'
'ji te hezdikim'
diyeceğiz
korkmadan
ve bir daha geriye dönmeden


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:27 AM
Mavi Mektuplar-6 05/01/03
Bir dahaki gelişimde aynı mezarda oluruz belki
ya aynı yangınlar içinde
ya da aynı denizde
ya da aynı gökte...


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:27 AM
Mavi Mektuplar-7 05/01/03
Hadi kalk
git
bir kaç satır daha gömelim bu güne
ömrümüzün yeterse
devam ederiz bu yazıya
hadi kalk
git


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:27 AM
Mavi Mektuplar-8 10/02/03
Şimdi buraya ne yazsam
aslında yazılmıyor
sana anlaşıldığım kadar varım
sana anlatabildiğim kadar yazılıyor bu şiir

Şimdi buraya ne yazsam
aslında sen yoksun


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:27 AM
Mavi Mektuplar-9 10/02/03
Şimdi sen bu şiiri okuyorsun ya
ne dediğimi anlamadan
nasıl öldüğümü
bunca uzanmışken ömrüm sana
yerinde sen öyle
bu şiiri okurken sen
nasıl yaşıyorum
ömrümden böyle dışarda
nasıl yaşıyorsun
ne dediğini ANLAMADAN

Şimdi sen
bu şiiri okumuyorsun aslında


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:27 AM
Mektuplar-1 25/11/2005
Sana ilk mektubum bu.
Hoş geldin.
İçimdeki çocuğun ülkesini keşfetmişçesine -özenle- hoş geldin.
Zamanın dost olduğu bir zamansın sen.
İlk doğum sancım anında, acı çekerek, beni yaşatacak ilk havayı solar gibi, hoş geldin.
Her gidişinde yağan yağmur, İstanbul’da gelişine yağıyor bu sefer.
Ve bütün güzel aşkları içime yığılıyor bu kentin, seninle.
Gecikmiş bir koşususun.
Ertelenmiş-saklanmış bir sevginin kokususun.
Gülmeye dair ne varsa, sevince dair ne kadar şey varsa, gülüşünde toplanmış sanki.
Aradan geçen bu koskoca beş güne ne asırlar sığdırdım içime.
Kayıp yerlerimi buldum.
Yalnızlığınla buluştu yalnızlığım.
İki atom, iki denklem.
Birleşince körebe oyunu, çözülünce oyuncak bir bebek oluverdiler.
Ezan sesi sesinle birleşti ilk defa.
Martıların eşlik etti şafağıma.
Seyre durdum seni seyreder gibi, şu koca İstanbul’a!
Ciğerlerimi onlarca parçaya bölüp gülüşüne astım.
Ve gırtlağım yırtılırcasına, dağılırcasına “Hoş geldin” dedim.
Tüm bildiklerimi hatırladım.
Ve bildiğim en güzel şey sendin.
Sen!

Biliyorum artık.
Kim olduğunu.
Boşluğa şiir asmak yok artık.
Sessiz kelimeler yazmak, sensiz şiirler yazmak...
Yok artık.

Ne kadar bütünse üzerimizde yerlerimiz, o kadar bütüncedir şimdi ikimizin bileşeni.
Bir anafor balığı gibi yorgun ve çevik, bir anafor gibi inatçı içimizdeki çocukluk.
Hoş geldin anafor balığı.
İçimin temiz yerleri yorgun.
Seni bekliyordu uzuncadır.
Hoş geldin.
Gitmek yok!


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:29 AM
Mektuplar-100 27/04/0001
Çünkü sen
çünkü varsın
çünkü
yoksun

Çünkü bütün yaşım seni aramakla başlıyor
bütün yaşam seni yaşamak için
ve büsbütün seninle bütün her şey
çünkü aslında
herşey yarım
çünkü yarım
sen diğer yarım

Çünkü sevmek seni
çocuklukça
bir kadın gibi
rahmimde bir aşk
çünkü sevmek seni
seninle sevmek

Yakıntılar dolusu bir önce
buz ağrılı bir yokluğun
karabasan yaşam
çünkü karanlık
çünkü yok
senden önce
başka bir sen
çünkü vardın
çünkü şimdi
varsın

çünkü seni sevmek
aşk dolu bir aşk
seni sevmek
çünkü seni sevmek
sevmek sevmek


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:30 AM
Mektuplar-10 04/12/2005
Bügünden başlamalı seni yarın sevmeye.
Ve seni, seni sevmekten daha çok seviyorum her sevmede.
Birbirimizin yarısından daha çoğuz birbirimize,
Olmayanlarımızdan daha olmayacak, olan bir şey.
Sınırlarını ne kadar zorlasak ikimizin toplamının,
o kadar eksiliyor bulduğumuz tanımlar.
Seni ne çok anlatabilsem, o kadar anlatılamayanım oluyorsun;
anladığım.

Anadilimsin.
En iyi bildiğim bilinmeyen.
En saklanmaz yerimsin.
En utangaç halim.
En girilmez yerim,
en çıkılmaz çıkmazımsın.

Ne durulmaz yoldur seni beklemek.
Gelmeyişinin yaşantısı.
Seni sevmenin tam ortası.
Seni beklemek.
Anaforun çırpınışı.
Balığın gücü.

Balığın gücü,
seni beklemek.
Seni özlemek,
anafor...


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:30 AM
Mektuplar-101 28/04/0001
Bak
şımardı yine bu çocuk
seni çağırıyor haylanmaz
uslanmaz seni yanıyor yine
bu yaramaz çocuk

Bak seni bağırıyor
özlemin gırtlağına yapışmış
gözleri patlamak gibi
bak
ayakları çıplak
üstü açılmış
acıkmış
elleri buz
bak
canı kırılmış
şımarmış yine bu çocuk

Seni seviyor bu çocuk
bak
içi ne durulmuş
kalbi mavişmiş
her yanı mine çiçeği
ne güzel olmuş
şımarmış bu çocuk

Şımarmış yine bu çocuk
gözleri gidişine donmuş
canı yollara ezilmiş
adımlarına buralar yapışmış
ellerini istiyor
bak
sana sesleniyor
bu çocuk
bu şımarık çocuk
seni ne kadar çok seviyor
bu çocukluk


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:30 AM
Mektuplar-102. 29/04/0001
Ömrümüzün kırık rayları birikmiş üstümüze
yanaklarımıza

Ama gülmek ne çok yakışıyor gülüşüne
ama gülmen
daha çok yakışıyor gülüşüme

Ama
ve yine sustun
ve yine güldün
gördün mü
daha çok yakışıyor sana gülmek

offff
yine sustun
bak
yine karardı ekran
aklımı yine karanlık sardı
önüm kapandı
gülemiyorum


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:30 AM
Mektuplar-102.. 29/04/0001
Şu seni sevmek
ömrünün o şirin parçasıyla
şu saçlarını ören kızım
ikiniz
sizi yani
şu sizi sevmek var ya
sizi sevmek


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:30 AM
Mektuplar-103 30/04/0001
' Sabrım Mine Terbiyesi / günahlarım terbiyesizlik.'

Kalbin üstümde ilahi rahmetin
sesin eda-i mukaddes
varlığın melek-i aşk
hasretin sine-i millet

Ve bunlar üstüne ben
demek ki
rahmet-i ilahine
zahmet-i Kâbil eylemişim
demek ki ben
kelam-ı mukaddesine
suç-u lisan eylemişim

Ve şimdi
ve artık
ve sonsuza dek
kızarık sözler yaptım kendinden kendime
döktüm bu illet kalabalığım üstüne
o rabarba ki
aşkın kötü sesleri
şeytani felaket
o sözler ki
hasretin edebsizliği

O sözler
o sesler
ki
cehennemdeler
ve artık
ve sonsuza kadar


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:30 AM
Mektuplar-104 01/05/0001
'Masum değiliz hiçbirimiz...'

Masum değilizken daha biz
sen
masumine!


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:30 AM
Mektuplar-105 02/05/0001
Ne zor
ikimiz de duramıyoruz yerimizde
ve koşamıyoruz
ikimiz de parçalanıyoruz
durduğumuz yerde
birleşemiyoruz

Zor
ikimiz de
uzanamıyoruz
yetişemiyoruz hiçbir yerimize
bir noktamız kadar bile değişmiyoruz birbirimize

Ne zor
bu kadar ilerlemişken insaniyet
ilerleyemiyoruz birbirimize hiç
biz iki insan

Ne çok zor
ikimiz de
varız
ikimiz de yokuz


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:30 AM
Mektuplar-106 03/05/0001
Aha şuramda bir sesin var
ki düşmez hiçbir yerimden
sürekli ağlar
ki susmaz hiçbir yerimde
aha şuramda işte
şuramda

O sesin var
aha şimdi yine
başımı yere eğer
yer çöker
öbür tarafından çıkar yerin
canı cehenneme atılır
bütün yıldızlar çöker
gece yine benim olur
ve o sesin
ve kapkara bir karanlık

Aha tam şuramda
koca bir ağrı ordusu
can çizen yaralı
can çıkaran
ve öldürmeyen
aha o sesin
bu şiirin tam şurası


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:30 AM
Mektuplar-107 04/05/0001
Öyle bak
ömrümün tam ortasından
yüzünde yaşamın güzel yüzü
dilinde sıhhatli şarkılarla
öyle bak
öyle
gül

Öyle bak
dört gözle
ellerime sarılarak
sınırsız
avuçların yanarcasına
işte öyle
yangın bak
göğsünü yüzüme yasla

Öyle bak
yıkılmış iki istanbul ortasında
göğsünün limanında
ellerim avuçlarında
öyle bak
öyle gel
de
göğsünü yüzüme yasla


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:31 AM
Mektuplar-108 05/05/0001
Gibi değilsin
-cesine de değil
ne sanki
ne de bir şey
benzer gibi hiç değil

Kesin’sin
net’sin
O’sun
sen’sin
ben


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:31 AM
Mektuplar-109 06/05/0001
Ve oldu
yokluğuna yakıştı varlığın
ve oldu
içine tam oturdu yalnızlığım
ve oldu
oldun

Giydiğimiz o kıyamet
o mavi sevgilik
Masumine çocuk
oldu
kalmamaya ramak kala
olduk

Kime anlatsak inanmazdı
ve inanmadı
kime anlatamadıysak
seni bende ihtimal
beni sende sen
inanmadı inanan hiç kimse
olmuşken bu kadar olmak

Ve oldu
olmamışken yarımken
olmuşken iki tamız şimdi
ve olduk


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:31 AM
Mektuplar-110 07/05/0001
Kızımız
mavi can
öncemde doğurduğumuz
yeni can
kızımız

Ne güzel gülüyor
elleri ne yumuşak
kokusu ne güzeldir şimdi
ve ne sıcaktır
ah
ne uzaktır şimdi
sarılmak

Ne uzak
ikiniz
size ulaşmak ne koşmaktır şimdi
bütün teller ayaklarımıza örülmüş
size koşmak ne ulaşmaktır şimdi
ikiniz
ne uzak

Canım
kızımasumine
üç tufan
dört kıyamet

Canımız
kızım
yaşamın tatlı izi
karnından karnıma düşen
canım
kızımız


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:31 AM
Mektuplar-11 05/12/2005
Kusurlarımız.
Öyle kusursuz ki.
Bir dua gibi.
Hıdırellez’de bir dilek.
Kusurlarımız.
Görünen en aleni, en ak yerimiz.
Çocukluğumuzun en oyunsuz hali.
Yaramazlıklarımız.
Ödevsiz bir ders.
Kusurlarımız..

Ve sana dokunmak.
Sevaplarım.
Cennetlik bir sevap,
ilahi bir vazife.
sana sarılmak.
Bir derviş yüzü bakışların.
Gözlerin nurdan bir avize.
Sevaplarım.
Seni bilmek.
İlmin.
Bir alim ilmi.
Fetvasız en özgürlüğüm.

Tüm bilimlerin ve ilimlerin en güzel yerinde bir yersin.
Sana çıkılmış bütün duaların en şanslısı duam.
Ne kadar soluyorsam yaşamdaki resmini,
o kadar ölüyorum sensiz bir geleceğe.
Kusurlarımızı ve sevaplarımı topluyorum.
Sonuç sen çıkıyorsun.

Ömrümüzün ıskaladığı aşklarından çok ötede bir mahşerdeyiz.
Tüm ayrılıkların toplamıyız.
Tüm ağlayışlarımızın gülüş vaktiyiz.
Kendimizde bulamadığımız cevaplarız birbirimiz için.
Ve yeni sorular, hayata dair.
Çocukluğumuzun birikintileri.
Gençliğimizin eksiltileri.
Şimdimizin çoğunluklarıyız birbirimize.

Zamanı bizden sayarak eksiltiyoruz şimdi ömrümüzü.
Neremizde saklnsa da mutluluk,
zaman onu bulup getirecek bir zaman.
seninle...


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:31 AM
Mektuplar-111 08/05/0001
Yorgunluğun çöküyor içimin ayaklarına
çözülmüş adımlarım ağırlaşıyor
ve gittikçe yakışmıyor bana sensizlik
yokluğun
yoruluyor içimdeki tüm dinginlikler

Bu kırmızı kareli gömlek
gözlerim
gittikçe yakışmıyor bana sensiz
oturmuyor üstüme
ezilmişken altında bu patavatsız yokluğunun
bu saf
bu canıma kast biletlerin

Ne kadar ağırdan alsam da
şımardıkça şımarıyor
ah bu gidişin
ah bu gelemeyişim

yolukluğun çöküyor
yorgunluluğun üstünde korgunluğuma


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:31 AM
Mektuplar-112 09/05/0001
Ömrümün kırışmış yerlerini düzeltiyorsun
söküklerini dikiyorum kalbimin
fazlalıklarını atıyoruz yoksun-luğumuzun

Birlikteyiz gittikçe daha çok
daha fazla fazlalaşıyoruz gittikçe
çamurlu elbiselerimiz daha temiz şimdi
haşarı bir çocukken kaybettiğimiz o emzikli sevinçlerimiz
babaanne masallarımız
anneanne uykularımız
daha şen

Birleşmekteyiz daha çok
uzun boylu
enli
ve balık sırtı umut yüklüyüz

Ömrümüzün karıştırılmış yerlerini düzeltiyorsun
döküklerini örüyorum kalbimin
azlıklarını atıyoruz varsın-lığımızın


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:31 AM
Mektuplar-113 10/05/0001
Sözcükler çizdim bugün havaya
sessizliğinden
karanlık
kimsesiz
ve kim bilir
belki derin
sessizliğinden

Hiçbirine cevap vermedi yokluğun
ve karardı hava
döküldüler birer birer
anlamsızlıklarını bırakarak boşluğa
kimsesiz
sessiz
ve belki de yalnız

Canımızı çizdiler
ve çizildiler
o şekilsiz çizgiler


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:31 AM
Mektuplar-114 11/05/0001
Nisan göğü
kabuklarımızı sakladığımız içimiz
kalbimizin aklı sarhoş
dolup doluyoruz boşalamıyoruz
ne kadar boşalsak
bütün çekilmezliğimiz toplanıp
yığılıyor
bin türlü toplaşamadığımız yolların üstüne

Bir kızarıp
iki bozarıyoruz
bir gülüp
üç ağlıyoruz

Ve bir küsüp
pir barışıyoruz


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:31 AM
Mektuplar-115 12/05/0001
O kadar diyorum sana
'İçme şu sigarayı' diye

Ve ben söylerken bunu
ağzındaki sigaraya doğru gidiyor yanık çakmağın

Ben ne kadar desem
sen o kadar içiyorsun
ki
şimdi de diyorum sana
'Şu sigarayı içme'

(kesin sen şu an sigara içiyorsundur yine)


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:32 AM
Mektuplar-116 13/05/0001
Eee
nerde kalmıştık
...
tamam
hatırladım
ellerimle saçlarını arkaya toplamış öpüyordum ömrümden aşağıya doğru


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:32 AM
Mektuplar-117 14/05/0001
Bilfiil otuz yıl yattım yokluğunda
ve şimdi müebbet istiyorum varlığında


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:32 AM
Mektuplar-118 15/05/0001
Gelirsin belki
gerinde kalır gittiğin yer
tersine akar canımıza çizili yol şeritleri
bu kadar yorulmayız belki sevinmek için
zorulmayız

Belki gelirsin
kalırsın bir kaç saat
koca bir odamız olur
ve dolaşır bizde varoluş
bilmeyenler utanır
alim sayılır yine seni tanıyanlar
belki gelirsin

Belki gelirsin
bir kahvemi içersin
bir sigara
bir kaç laf ederiz
ve gidersin yine
gitmediğin yere

Ya da
belki gelirsin
beklerim


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:32 AM
Mektuplar-119 16/05/0001
Nerden başlasam
neresinden tutulur bu ateşin
neresinden tutulur bu tutulmaz sevdanın
bahtında uzuuunca yollar
yollarında uzuuunca dertler
ve kısacık sevinçler yol sonuna kadar

İşte
neresinden başlasam bu tutulmazlığın
hangi yerim daha çabuk söner
hangi yer daha az tutuşur
neremizden tutunsak
neremize

Nerden başladık
nerden boşalacak bu aymaz ayrılışlar
nerden
nerenin neresinden


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:32 AM
Mektuplar-12 06/12/2005
Zamanın yıllanmış yerlerinden çıkıp gelen ağu yüklü nefesten hasretin.
Öldürgen.
Tarihi belli olunca vuslatın,
daha bir çektiriyor kendisini o nefesler.

Dingin durduğumuz sessizliğimizde,
ne çok hırçınlaşıyor içimizdeki çocuklar.

Martı ve feribot sesleri geliyor dışardan.
Onlar da katılıyorlar beni öldürmeye.
Ve seni yaşamaya sadece kendimi katabiliyorum.
Yeniyor varlığımı yokluğun.
Doğanın büyük çelişkisi.
“Yok”un “var”ı bitirebilmesi.
Aşkın paradoksu.
Biz ve başkası.

En çok “biz” kokan “biz”iz biz.
Ne çok birbirimiz kokuyoruz.
Ne çok özlem kokuyor uykusuzluğumuz.
Kimin içine sığabilirdik bu kadar.
Kimi sığdırabilirdik.
Kim sığdırabilirdi.
Hiç kimse!

Doğumsal bir ölüm birbirimize doğuşumuz.
Miş’li sevmiş zamanlarda değiliz artık.
Zaman, şimdiki zaman.
Ve hikaye geniş gelecek uzun bitmeyen zaman olacak...


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:32 AM
Mektuplar-120 17/05/0001
Saklanıyoruz
bizi bilen bilmeyenlerimizden
korunaksız
ve savunmasız
geziniyoruz ulu orta yerlerde
üstelik karanlık hiçbir zulamız yok
yakalansak
yakalanabilecek hiçbir şeyimiz kalmayacak

Açık adresli bir sarılışla
serilmişiz bütün o gözlerin seyrinde
oysa ki saklanıyoruz
oysa ki
yakalansak sadece sobe olacak


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:32 AM
Mektuplar-121 18/05/0001
Söze gerek bırakmıyorsun artık
kalmıyor söz
ne bileyim
öyle bir şey sanki işte

Bakıyorsun
söyleyeceğim her şeyi bakıyorsun
hatta bazen
hatta çoğu zaman
hatta her baktığında
bana anlatacak bir anlatmadığınım kalmıyor
öyle bir şey sanki işte

Bak
kaç zamandır ne söyleyebildim
ve bak
onca zamandır nasıl da bakmışsın
hele ki nasıl da gelmişsin
zaten işte o işte
geliyorsun ya
bir de bakıyorsun
olay bu işte
gerek kalmıyor
söze gerek yok


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:32 AM
Mektuplar-122 19/05/0001
Gecenin öğlen vakti şimdi
o kavurgan hasretin
bir de gidişinin Temmuz ayı
su çatlatan o yakgın zaman şimdi
tam çöl saati

Bu gece ki
bu gece
uyunulması imkansız
ve uyanılması
aheste öldürür
sittin senelik bir yüzünsüzlük
Kal-u belâ’dan bu yana
hiçbir vuslatımız yaşanmamış daha gibi

Gecenin gece yarısı
o malumun ayaz
kış sokağı çocukları yokluğunda
o soğuk kaldırımları
malumun
gecenin bu ayaz yarısı
üşütük
dondurgan
çıldırtgan
sıcaklığınsız


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:32 AM
Mektuplar-123 20/05/0001
Mektuplar-123 20/05/0001

Öfkelendiriyor yokluğun
rezil ediyor aklımı
çırılçılgın oluyorum
tümden gidiyor oluyorsun
hepten batıyorum

Çöldürüyor yokluğun
öfkeleniyorum
kızıyorum
ve ölüyorum sonra


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:33 AM
Mektuplar-125 22/05/0001
Tam da alışıyorken yaşamaya her seferinde
tam da oluyorken
beni bıraktırıp götürüyor
istila ediyor seni o işgal ülke

Çekilip alınıyor yastığımdan başın
bir hayatın en paylaşılabilinen içindeyken
bütün bir ömrün en dolgun buluşmasındayken
götürüyorlar bütün özlemlerini emanetime terkedip
o çaresiz bakışlarındaki imdatla
canımı asfalt yerine döküp
gidiyorsun beni
bu soğuk yeryüzünde

Kalıyorum ben de böyle işte
ta ki
bir daha beni bırakmandan bir kaç öncesine kadar
ve sonra yine üşüyor o yer
tam da alışıyorken


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:33 AM
Mektuplar-124 21/05/0001
Uyumak sensiz
başının yerindeki boşluğa düşmek
oluşunla onarılmış bütün yerlerimiz kırılırcasına
düşerken çarptığımız o duvarlarda
parçalanmak yine
o olmadığımız yere yakın yerde

Uyumak o yalnız yerde
bütün buluşmaları zamanın bir yerlerinde bırakıp
geriye dönmek tekrar
o soğuk yatağa
o çürümeyen
o yapayalnızlık
o sızlatan terk-i alışkanlığında
uyumak

Başının yerindeki kokuyla
uyumak sen olmadan orda bir daha
offf! ! !
ahhh! ! !
o yerde uyumak var ya
bir daha uyanmamak işte
öyle bir uyumak


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:33 AM
Mektuplar-126 23/05/0001
Gidişinden sonrayım yine
rezil olmuşum
sefil olmuşuz

O öldürgen gitmeyemeyişin yine
sürüp götürüyor seni buralarımdan
ve anlatakalıyorum seni
kimsesiz ve sedasız

Bir gidişinden sonra yine
gelmeyişin gibi şimdi
gelemeyişim gibiyim


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:33 AM
Mektuplar-127 24/05/0001
Yine seni yazıyorum
aklımdan çıkmışım
gecenin çıplak sensizliğinde yürüyor kalbim
kuyular arıyorum seni saklayabileceğim
yine seni düşünüyor kelimelerim
gecenin bu çırılçılgın yalnızlığında
senden kalma bir viyolin eşlik ediyor yokluğundalığıma
durmadan düşüyorum üşüdüğümüz bu yoksunlukta

Caddeleri bomboş diye biliyorum şimdi
şehirleri
ülkeleri
ellerimi
yatağım
yastığım
şu zavallı koynum
bomboş bu gece de
düşmüşüm sesinin boşluğundan
bağırıyorum
hiçkimsenin bizi duymayı bilmediği bir yerde
avazım çıktığı kadar yoksun ey
bütün gülmeleri kovdum yine bak
saçlarım üşüdü ağarmaktan
dilim toz duman içinde
gözlerim çamur
çamur gözlerim

Bak hey
dünya durmuş bu gece yine
yıldızlar sönmüş üstümüzden
gurbetler çökmüş yine üstümüze
bak hey
ne acayip olmuşuz
nefret ettiğimiz bütün nefretlikler yapışmış aramıza
sana dokunmak yok şimdi
bak hey
bak
hey


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:33 AM
Mektuplar-128 25/05/0001
Şimdi ne güzelsindir
ne felakettir şimdi sana sarılmak
o asırlık dokunuşlarına sarılmak
ne efsaneymiştir şimdi

Hani o binlerce roman bakmalarına dalsaydım bir kaç anlık
o binlerce fersah derin
paramparça
yağmur bakmaların
ne harikaymıştır şimdi

Hani o bana bakmaların
dokunmaların
düşünmelerin
ne güzelmişdirler

şimdi sen
ne güzelmişsindir


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:33 AM
Mektuplar-129 26/05/0001
Ve seni nasıl
ne desem
hangi kelimeye dokunsam
aklımızda ateş oluyor
ne söz söylesem artık
aşk çıbanı bitiyor duyan yerlerimizde

Ve şimdi
seni ben nasıl desem
cesetler doluşuyor cesaretime
konuşunca korkuların
dediklerim alnından asılıyor

Ve seni nasıl şimdi
desem yanıyorum
demesem kül


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:33 AM
Mektuplar-13 07/12/2005
“Cennet ananaların ayakları altındadır...”

Kutsal kadın.
Ayaklarının altında cennetimin en güzel yeri.
Emekçi kadın.
Emeğinle yoğrulan ekmek,
ne güzel yemek.
Renginle buluşan renk,
ne güzel mavi.
Kutsal kadın.
Seni sevmek,
ibadet içinde ibadet.

Kutsal diyorum kendime;
seninle kutlanmış.
İçime bırakılıverilmiş.,
bir mavi vakti.

Sayınca, duruyordu zaman,
seni beklerken.
Yürürken sana,
ileriye giderdi yollar.
Durulmuş en güzel resimsin şimdi;
zaman beklemiş,
yollar geriye doğru.

“Yalnızlık Allah’ın makamı...”

Buyur etmişsin o makama beni.
Makamın;
yüzyıllık mahremiyet,
sonsuzca saadet,
Süleyman'ın en hazinesi.
Tarihin tarihime sakladığı en esrarlı gömüt;
yüreğin,
acıdan arındırılmış.

Sahip olunabilecek en güzel yaşımsın.
Emekçi kadın.
Evime ekmek götüren.
Cimri mutluluğun en cömert hali.
Kaçan ömrün en durulmuş vakti.
Yalnızlığım.
Olmamış çocukalrımın annesi...


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:34 AM
Mektuplar-130 27/05/0001
Hangi sözle başlasam
yıkılıp kalıyor olduğu yere


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:34 AM
Mektuplar-132 29/05/0001
yüzün alıkondu
asırlardık
karanlık görüyorum
tadım tuzum kalmamış
yüzüm tuhaf
soluk mu
üzgün mü
yok mu
karışık oldum işte
tıpkı bu şiir gibi

yüzün alıkondu
karıştım işte


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:34 AM
Mektuplar-133 30/05/0001
meğerse ne çok özleyişin varmış daha
dün anladım
ve de bugün
meğerse ne çok yokluğun varmış daha
beni bundan daha çok eden
meğersem ne çok unutmuşum olmamanı

meğerse ne çokmuşsun
azalınca anladım


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:34 AM
Mektuplar-131 28/05/0001
Bilmem nerdesin şimdi
uyuyor musun
ellerin başının altında
saçların yüzüne mi dökülmüş
yoksa uyuyor musun
o bana uzanamadığın yerde
parmakların tellere takılmış
ağrıyor musun

Bimem nerdesin
şimdi kim bilir
dalıp gitmişsindir gözlerin nem yüklü
dökülmüşsündür tutamayıp
batmışsındır yine döküldüğümüz biryerlerde
yine yitmişsindir gülüşünü

Bilmem şimdi
nerdesindir şimdi
nereye gittin kimbilir
bütün bu sensizliği üstüme bırakıp
bu şarkıları
bu uçsuz geceyi
yokluğuna yokluk ekleyip
bilmem nerdesindir şimdi
nasılsın


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:34 AM
Mektuplar-134 31/05/0001
Sesinde
büyümüş bir özlem garipliği
yaman acılıklar
kızgın çileler
tarihin o zorba surlarında
ne umutların
destanlar yazılı aşka
sesinde
zorlu sabırlar
kara yollar

O sesinde
diri bir beklenişim
demli bir aşk
sıcak bir eş
ak çocuklar
yeni bir tarih
uslu bir sevmek
o sesinde


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:34 AM
Mektuplar-136 02/06/0001
Bir zamanlar yeniydi
şimdi eski diye attığım eşyalar

Bir zamanlar şimdi'ydi
şimdi dün diye attığım zamanlarım

Bir zamanlar mutluluktu
şimdi acı diye unutmaya çalıştıklarım

Bir zamanlar yoktun
şimdi var diye sevindiğim sevgilim

Her zaman yeni
şimdi
mutluluk
ve var kalacaksın


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:34 AM
Mektuplar-137 03/06/0001
Sana yakışıyor aşk
anlaşılır
uslu
şüphesiz
daha hiç olmadığı kadar
gerekli ve önemli
sende
yakışıyor aşk

Aşka sen çok yakışıyoruz


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:34 AM
Mektuplar-138 04/06/0001
Zamanı saymadan seninle olmak
hesapsız sarılmak sana
belki ölümü bile unutup
saatlerce nefes almamak teninde
sayısızca dokunmak sana
saatleri saymadan
günün nerde olduğuna bakmadan
bir bilet yokmuş gibi
bir yol
bir gidiş
bir veda
saymadan saatleri
Zamanı saymadan seninle olmak


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:34 AM
Mektuplar-139 05/06/0001
Seninle bilmek
bilmek
maddeyi
eşyayı
var'ı
yok'u
başlangıcı ve bitimi
seninle bilmek
göğsünde gecenin şefkatini
teninde doğayı
aşkında uluhiyeti
yokluğunda mahşeri
bilmek
seninle bilmek

Seni seninle bilmek
bilmeyi bilmekle senmek

Doğanın bütün sırları sende
ve ben bunları bilmeye nail oluyorum
bu ne güzel bilmek
ey bilmek


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:40 AM
Mektuplar-14 08/12/2005
Geri alıyoruz
çalınmış bütün mutluluklarımızı.
Kızıl elmalı mor yanaklarımızın morsuzluğunu.
Bozulmuş oyunlarımıza geri dönüyoruz,
yıkılmış oyuncaklarımıza.
Evlerimiz geri dönüyor evcilik oyunlarına.
Çocuklarımız geri doğuyor.
Yeniden yaşlanmaya başlıyoruz.
Geri alıyoruz ömrümüzün ömrünü.

Ve iade ediyoruz
zoraki aldırıldığımız karanlığı.
Mavinle değiştiriyoruz kızarmış bedenimizi.
Yırtıp atıveriyoruz “sahipsiz mektupları”.
Yüzsuyumuzda yıkıyoruz gülüşünün şalını.
İade ediyoruz,
İadesi olan herşeyimizi.
İademize alıyoruz iadesizlerimizi.
Suya yazmıyoruz,
suyla yazılıyoruz umutlara şimdi.
Yıkanıyor tüm hüzünler.

Hüznümü boğan hüzünsün.
Yaşadıklarımızın özeti yüzün.
Rengi mavi.
Ebemkuşağı mavi.
Hislerin.
Kalbindeki direnç.
Hüznüm.
İrem kadın.
Yorgun irem.

Yorgunsun.
Ayaklarında yıllarca yıllık yol.
Dilinde kitaplar dolusu kelime.
Yüreğinde yürekler dolusu sevmek.
Yorgunsun.
Yanıbaşındayım.
Yorgunum.
Dinlendiriyor şimdi,
Yorgunluğun yorgunluğumu.

Omuzlarına düşüyor
sana koşmaya imkansızlığım.
Geliyorsun.
Geliyorsun.
Binlerce kez geliyorsun içime.
Ve iade ediyorum içimi içine.


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:40 AM
Mektuplar-140 06/06/0001
Aç kadın
kalbindeki o yangınlara koy beni
kalbimi küllerine dök
içine bula canımı
aklımı doldur
canımı yıka
sakla beni
kaçır şu utanmaz yaşamaktan
çek al beni
öldür beni
bu ölümden döndür


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:40 AM
Mektuplar-141 07/06/0001
Başın göğsümde
yüzün göğsüme serilmiş
sağ elin karnımda
sağ elim saçlarında
okşamakta beline kadar bir yol boyunca
bazen sırtında-beline kadar
burnumda tenin kokusu
saçların var nefesimde
sağ ayağın ayaklarımın içinde
yani
ilk insan haliyiz şimdi
iki kişi
tek
tek beden
bir


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:40 AM
Mektuplar-142 08/06/0001
Seni sevdiğim bütün dünyayı ilgilendiriyor sevgilim
varoluş nasıl ilgiliyse bizimle bir bir
bütün maddeye önemlidir seni sevdiğim

Ne denirse densin adına
tekil ya da çoğul karşılansın
önemli ya da önemsiz görülsün
kimi ilgilendiryorsa
kimi ilgilendirmiyorsa
bütün evreni ilgilendiriyor seni sevdiğim
ve
en başta beni ilgilendiriyor sevgilim
seni seviyorum

İlgililere...


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:40 AM
Mektuplar-143 09/06/0001
Saatlerdir yazıyorum sana
seni sevmeyi anlatmaya çalışıyorum
ve ancak bu kadar yazılabiliyor
bu kadar...


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:41 AM
Mektuplar-144 10/06/0001
Ana dilim
sende kalmış sıcak yerim
sözümden karnına düşen
yanan sesim

O'nu seninle büyütmek
anlamadığımız kadar söylemek sana
sessizce
O'nu seninle sevmek
içinde büyük bir aşk gibi
yeşerip dal veren
yaprak veren
rahminde can bulacak
ana yerim
dilim

Seni O'nunla sevmek
anlaşmak uzun boylu zamanlarca
dünya yüreğinde
arlıca
uslu
O'nunla büyümek
sende
birlikte

'Anadan başka yar sensin'
Ana dilim
Yar dilim
Sen dilim
Benliğim


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:41 AM
Mektuplar-146 12/06/0001
Sana dokunarak yazmak
seyrederek seni burada
bir ilk insan abidesine bakmak gibi
yaşamı anlamak gibi

Seni anlayarak
seni anlamak
ve yazmak
yine seni

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:41 AM
Mektuplar-145 11/06/0001
Aklım ziyan
aklım felaket bir yaban yeri
sis
gözükmüyor
senden sonrası
senden öncesi
sis
seni en çok görebildiğim resim
ki
hasretin
felaket mi felaket

Aklım sis
hasretin
kendimi bir atom kadar dahi görsem namerdim
tamamen sen
görünen tek bir şey
sen
ah sen
var ya
sen

Aklımda sis
hasretin
gözükmüyor
senden öncesi
ne de
senden sonrası
sadece sen
sis


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:41 AM
Mektuplar-147 13/06/0001
Seni sevmek
hayata tutunma çabası
biraz daha
biraz daha
yaşamı tutma çabası
biraz daha
biraz daha
yaşama girmek
alışma çabası

Seni sevmek
yaşama güzel resimler eklemek
umutluluk kılma çabası
seni sevmek
yaşamı anlaştırmak
uzlaştırmak çabası

Seni sevmek
yaşamı sevmek çabası
kalbine biraz daha sevgi eklemek emeği
seni sevmek
emek


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:41 AM
Mektuplar-148 14/06/0001
Daha güçlü olmalıyız
daha çok
daha güçlü
bir karınca kadar en az
güçlü olmalıyız
güçlü


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:41 AM
Mektuplar-149 15/06/0001
Doğduğumuzda ne çok yaşlıydık
kırışmış memeleri ne gençti annemizin
titreyen elerimizi değdiremediğimiz
dudaklarımızın kanadığı

O koynun
ne erken bir sabahtı
zaman geçti
ve uzaktık

Ne yaralıydı ayakların
babamızın saçları kadar dökülmüş dizlerimiz
savunmasız düşlerimiz
ne yeniydi
doğmamış kadar
ve eski

Ne yaşlıydık
ne gençti yaşamak
ve ne uzun bu hasret
ve daha
ne uzun


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:41 AM
Mektuplar-15 09/12/2005
Bugün mektup yazamadım sana.
Hiçbir satırda buluşamadım sesinle.
Gözlerini duyamadı kelimeler.
Herhangi bir aklığa düşmedi o ak çatlatan rengin.
Hiçbir kuş konamadı sana dair bir mısraya.
Herşey seni özlerken üstelik.
Her şey en çok sen iken üstelik.
Ve en çok bugünken içimdeki yalnızlığın.
Yazamadım sana bir mektup,
ne de bir yazı.

Bugün en çok sen vardın bende yine.
Bugün sende en çok ben vardım.
İkimiz daha da çoğalmıştık İstanbul’da.
Heidenheim’de daha da artmıştık yabancılığa.
Yazamadım bu kentten sana dair bir yer.
Uzatamadım o kente bu kentten içimden bir kent.
Ellerin çok büyüktü,
bir rüzgardan daha uzundu saçların.
Kokun kokulardan öte bir nefesti bugün.
Yoktun,
hiç olmadığın kadar vardın.
Boşluğunu daha çok sardım,
ve daha çok yetişti ellerim beline.
Bugün yıllardan sendin,
aylardan gözlerin,
günlerden gülüşündü.
Ve saat geleceğinin on ikisini yarım geçiyordu.

Mektup yazamadım bugün sana.
Tuttuğum dileklerin hiçbir dili yoktu.
Sözü yoktu sensizliğin.
En unutulmuş unutkanlıktı seni bugün unutmak;
geçmişten daha çok,
gelecekten çok daha az.
Herşeyden daha uzundu seni düşünmek.
Seni özlemek, en özlenen özlemek.
Bugün seni hiç yazamadığım kadar yazmadım.
Yazamadığım en çok gündü bugün.
Bugün seni en çok bu kadar yazamadım.
Anlatamadım.


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:41 AM
Mektuplar-150 16/06/0001
Gözlerin
aklımın sükuneti
öyle esrar bulutlu
yağmurlu
sıcak

İçimden türemiş şeyler gözlerin
kaybettiklerimi bulduğum
çaresiz sorular soran
cevaplar bulduğum
aşk barındıran
yaşam yani

Ah
o gözlerin...

Nasıl bakar
bilir misin
hani müsait bir zamanda aynaya baksan
benim gibi
anlarsın


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:41 AM
Mektuplar-151 17/06/0001
Hadi gel
yorgunum
ne olursun
hadi
ne olurum
yorgunsun
hadi gel


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:41 AM
Mektuplar-152 18/06/0001
Sayende ne güzel güzelmek
sevinçmek
umutmak
hoşmak
ne güzel sayende
bütün günler sana boyanmış
ne güzel başlayıp bitiyorlar
sensiz olsa da ben
senmek ne güzel

Sayende mutlumak
derin yarlar kenarında
koşmak
ince yollar üstünde
durabilmek
sayende
ne güzel
durumak

Sayende güzel
güzel olmak
güzel
sayende


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:41 AM
Mektuplar-154 20/06/0001
Karşımdasın yine
o muhteşemliğini giyinmiş ve
geçmişsin aramızdaki o hain sınırların karşısına
o eşsiz ihtişamınla ayaktayız yine
nefesler alıyoruz birbirimizin ciğerlerinden

Şimdi o ilk yüzünü konuşuyoruz
o ilk yüzün karşımda
dünyamın en güzel yüzü
karşımda
o yüz
o bin
o sayısız yüz
sen
Mine
ve ben
Masum
yani ikimiz
Masumine


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:42 AM
Mektuplar-153 19/06/0001
Karşımdasın. Yüzün... Saçların... Gülüşün... Gülüyorsun. Saçların o hasret içinde yine. Aramızdaki mesafeler kadar uzamış sanki; ta buraya kadar-yüzüme serpilmişler kokunla... Kokun! O felaket serinlik, susuzluk suyu, ab-ı hayat...

Karşımdasın. Sana neler anlatsam. Ne soyunsa dilim, hangi efsaneden bahsetsem. Ki nasıl erişeyim sana; bize nasıl...

Düşün ki
ne kadar yazsam
en küçük sessizliğimiz etmez
bu da...


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:42 AM
Mektuplar-155 21/06/0001
Yıllanmış hayallerin payına düştük
varlığındaki payıma geldin
yokluğundaki payımdan düştüm
o uzun karanlık zaman içinden
Ve şimdi
o ağır kokulu hasretten göğsüme taışyorsun başındaki yalnızlığı
ve şimdi
bütün ölümlerimizi harcayabilecek kadar zenginiz bu ilahi aşkın servetiyle
o koyu ve derin yaralar içinde uyudugumuz zamanları birleştiriyoruz
bu yeni yaşamda
ve yalnızlıkta harcayacağımız çokluklar biriktiriyoruz her gel-işinde
ve bu geliş son
son bu gelis!
sonsuz kalmalar yolu açık diyor bize melekler
ve artık sana beklemek
bana gelmek düşüyor
nasip


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:42 AM
Mektuplar-156 22/06/0001
Ve şimdi teninde yıllanıyor bedenim
usmus felaketler içinde
sevingen
duru
sakin
boynuma ekili saçlarindan akan
o sırrı mukaddes bakışlarından
süzülen huzurla
ömründe yıllanıyor ömrüm
ne kadar istesek o kadar varsın
ne kadar azsak o kadar çoksun
bir dünyayı zulümden kurtaracak kadar
ellerinin değdigi yerde biten şefkat
selamet
ask
bütün bir yaşam seni soluyor şimdi

Ve simdi seninle aklaniyor yıllar
yıllanıyor


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:42 AM
Mektuplar-157 23/06/0001
Seni kadın sevmek
ilk insan tadında
yeryüzünün ilk şahitliğinde
ilk gök
ilk gün
ilk güneş
ilk yaşam tadında
seni kadın sevmek
Havva sevmek seni

Seni eş sevmek
çift insan tekliğinde
ilk varlık
Adem tadında
yalnızlığın ilahi takdirinde
sevgili ve kutsal
seni eş sevmek
eşsiz sevmek

Seni anne sevmek
ilk insan tadında
ilk anne
ilk yaşam
ilk doğum
varlığın ilk rahminden
ilk doğum
ilk ağlayış
ilk süt
seni anne sevmek

Seni sevmek sevmek
seni sevmek
seni sevmek sevmek


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:42 AM
Mektuplar-158 24/06/0001
Bir ömrü seninle doldurmak
bir yaşamı seninle anlamak
seninle bulmak anlamları

Bir anlamı seninle doldurmak
seninle çoğalmak ve seninle bitmek

Bir aşkı seninle sevmek
sende sevmek

Bir sevmeyi sende aşka dönüştürmek
ölümü yaşama
yok'u var'a döndermek

Yani sende olmak
ve sensizlikte olmamak


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:42 AM
Mektuplar-16 10/12/2005
Kadınım.
Yetimliğimin yetisi;
uzaklığın.
Yaşamın fişlenmiş en sevmek dolusu sevmesi.
Kadınım.
Anamın uzak yarısı.

Varoluşunda bulduğum yerlerim.
Yüzerken kanatlarım,
uçarken ayaklarım,
düşerken dayanağım.

Sütünde yüzüdürdüğüm gemilerim var.
Göğsünde yuvalanmış kuşlarım.
Her rüzgar yüreğini gösteriyor.
Yolculuğu gözlerinde başlar,
kuş yelkenlerimin.
Kadınım.
Balık sırtı acı yüklüm.
Hüznünde binlerce ölümüm.
Yas yurdu,
rahmetin ana ülkesi.
Kadınım.

Kadınım.
Kutsal sevdam.
Yolun en yorulmuş yorgunluğum.
Sana ulaşmak ne büyük uğraş.
Ne ulaşılmaz uğraş sana ulaşmak.
Kadınım.
Mavi yurdum.
Bebekliğimin gece yarısı.
Kadınım.
Kadınlığım.
Öteki tarafım.
Yanan yanım.
Bilinmeyen hücrelerim.
Kalbimin atom parçası.

Seni tanımlamak ne büyük tanım.
Ne erişilmez ermişlik sana erişmek.
Sana “kadınım” diyorum kadınım.
Layıkın bir er olmak ne büyük kadınlık.

Gel götür beni bu cehennemden.
Cennetine al beni.
Kadınım.


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:42 AM
Mektuplar-159 25/06/0001
Bir gün ayaklarım kapının eşiğinde olacak
bir gün ellerim kapını çalacak
bir gün kapı açılacak
ve o gün karşında aşk olacak
kollarında
boynunda
koynunda
kucağında
dizlerinde
avuçlarında
saçlarında
teninde
bedeninde
kalbinde
evinde aşk olacak


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:42 AM
Mektuplar-160 26/06/0001
Kar yağıyor gözlerinde
gözlerin kar yağıyor
cehennemin bütün melekleri arasında
kar yakıyor

Üşümüş bensizliğin
binbir kerametle yaşıyorsun-hayret
ayaktasın
ayakların altında cennet
bütün cehennem melekleri gurbetinde

Ne kadar gülsen eriyor
ağlasan donuyoruz burda
halbuki kar orda yağıyor
burda yağmur var bir tek
ha bir de yoksun o var
ki zaten bu yüzden
'ha bir de yoksun' ondan

Kar yağıyor
inadına eritiyor gülüşün
inadına ayaktasın kollarını bana açmış
inadına kapın çalınmayı bekliyor ellerimden
inadına yazıyorum seni
inadına yaşıyorum seni
inadına hep sen
inadına inadın kadın!


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:42 AM
Mektuplar-161 27/06/0001
Ne kadar kelime yazıp sildim şuraya
ve ne kadar zamandır
hiçbir söz bulamadım sana değer
bir tek şundan başka:
Seni Seviyorumine


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:43 AM
Mektuplar-162 28/06/0001
Gülüşün
saadet
ve ölümden en güzel önce
ve sonrasındaki en güzel servet
gülüşün
adalet ve cennet


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:43 AM
Mektuplar-163 29/06/0001
su ve toprak verildi bize
biz onu çamur yaptık
balçık olduk sonra
yaptığımız şeyi herşeye benzetebildik
ama aşka benzetemedik çoğumuz

Ve şimdi
ben ve sen
balçık
su
ve
toprak
aşk


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:43 AM
Mektuplar-164 30/06/0001
karanlık bir deniz gibi
nerdesin
görünmüyor ellerin
ki bunca yakınsın dahi
ve yoksun
karanlık bir deniz gibi
bir anaforda dilimiz
bir çekiyor
bir yırtılıyor
bir ağrıyor ki ne ağrı
karanlık sözler gibi
kızgın
dilimiz

Ki benim zaten zincirli duruyorken
bazen işte böyle yırtıcı
asi
kendini sokan zaman akrebi misali
karanlık bu deniz ortasında
gülüm
ellerin uzak
nerdesin
beynimde üşümüş dokunuşların
dağınık
boğgun
karanlık bir deniz kadar en az
ah gülüm
o ki ne kadar yakınız
görünmüyor kokun
allak bullak bir kayık içinde
bir ben
bir sen
karanlık bu deniz içinde
bir balıklar saklamış
o 'güzelim' sözlerin
bu kara deniz sularında
allak bulak içimiz içinde

ve gözlerim çamur yine
sözlerim...


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:44 AM
Mektuplar-165 01/07/0001
Sen seyrederken aşkı
ben de seni görüyorum
işte o zamandayım
sana dokunmak kadar yakınsın ama
sana sarılmak kadar uzaksın...


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:44 AM
Mektuplar-166 02/07/0001
Uçamayan uçurtmalar içimizde
yırtıcı rüzgarlar
ve
zaman
yollar

Bu hasret
ne çok genişse de için
mavisi ne çok özgürse de
ve zaman
yollar
bu hasret
o uçurtmaların göğsünde

Bir gök
ve bir gün gerek
işte o zaman
o yaşam


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:44 AM
Mektuplar-168 04/07/0001
Bir gün bütün balıklar unutacak yüzmeyi

Ve ölüm sizi de bulacak
yüzmeyi yarın bilmeyen
balıklar!

Tüm savaşlarınız bitince
yarışlarınız son bulunca
kazandığınız ve ulaştığınız şey aşk olmayacak
aralarımıza diktiğiniz bütün bu teller
bu sınırlar denizler altında kalacak

Bir gün gelecek
bütün gemilerin altında kalacaksınız
bütün yüzgeçleriniz üzgeç olacak size
ve biz yüzmeye özlem balıklar
denizler sınırsız
sınırlar denizsiz
aşk kalacağız
aşk


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:44 AM
Mektuplar-17 11/12/2005
Uyuyorsun.
Ömrümün en uzun uykusundayım sanki.
Uyuyorsun.
Yüzlerce bebecik uyuyor yüzünde.
Başucunda binlerce melek,
uyumayı öğreniyorlar senden.
Ve binlerce melek daha;
tüm nesneleri sessiz kılan,
susturmuş;
düşmesin diye bu anına hiçbir ses.
Güzelliğine dokunmasın diye uyanmak.

Kadınım.
Uyuyorsun.
İçinde sıkışmış özlemlerim çıkıyor bana doğru.
Ve uyandın.
Gitti bütün melekler.
Bütün bebeler ağlıyor şimdi.
Uyandın.
Sana döndü bana birikmiş özlemlerin sana ait zamanları.
Bana “günaydın güzelim” diyeceksin şimdi
Günaydın KADINIM.


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:44 AM
Mektuplar-167 03/07/0001
Aşk diyebiliriz sana
koynuna merhamet
ellerine son çare
gözlerine anlam diyebiliriz

Sana aşk dedik
yaşıyor diyebiliriz şimdi
yaşıyoruz


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:44 AM
Mektuplar-17. 11/12/2005
Yürüyor yollar.
Ellerinde sen.
Geliyor yollar.
Durduğum yere.
getiriyor seni her şey bana.

Seni ölmekteyken seni doğmak.
Kainat mucizesi.
Seni ağlamaktayken seni gülmek.
Yanaklarımda binlerce saadet.

Seni bana getiriyor her dakika,
Her biri bir diğerinden daha çok.
Tabiatın tüm iyi ruhlarıyla dolmuş sanki aramız.
Her şey uzaklığın kadar aslında yakın.
Her şey yakınlığın kadar aslında daha içten.
Daha bir sevimli sakladığımız yerler.

Ölmekteyken seni.
Seni bu kadar yaşayabilmek.
Seni görebilmek şu an.
Yanaklarıda giyindiğin en güzel gülüş.
Baktığın en güzel bakışla gözlerinde,
durmuşsun öylesine yoluma.
Beyaz elbisenle,
çantanda birkaç hediye kelime.
Durmadan gelerek.
Gelmektesin gülerek.
Koşa koşa gelmekte.
Bu an nasıl bir an ki,
ne mutlu o anıma.
Durmaktayım sana koşa koşa.
Beklemekteyim bekleşeceğimiz yerde.
Asırlık çınar kadar yüksekçe bir kıbleyle.
Durmaktayım sana durarak.
Ömrümüzdeki en güzel durak.

Ne diyeyim ki artık.
Bunca zamanlık kelimelere.
Ne diyebilirler ki artık.
Sana sönmeyen yıldızlar biriktirmişler.
Batmayan günler.
Ağlamayan bebeler doğurmuşlar sana.
Ayrılmayan aşklar büyütmişler sana.

Yoldasın artık.
Hiçbir zaman gelmediğin kadar bana.
Hiçbir zaman gitmediğin kadar kendinden.
Geliyorsun.
Yoldasın.
Yolun açık olsun kadınım.
Alnım ak.
Yolum açık olsun.


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:44 AM
Mektuplar-171 07/07/0001
Halbuki seni ben
sadece seni
hiç bıkmadan
durmadan
düşmeden
sadece seni

Gerisi başka dünya


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:45 AM
Mektuplar-172 08/07/0001
Sen gidince kalmıyor hiçbir yerim
eksiliyor bütün yanlarım
bak
ne hale düşüyor kelimeler
bak
görünmüyor olduğumuz hiçbir yer

Sen gidince
kalmıyoruz
çoğalıyor yokluğun


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:45 AM
Mektuplar-173 08/07/0001
Uykuları dökülüyor gecenin
üstümde günlük elbiseler
bakışlar gidişinden kalma
hüznün rengi son bakışın
düşüyor
düşüyor
düşüyorum
o volkan ağzı sabır yetersizliğine

Ölü yazan yazarları düşünüyorum
hangisi bu kadar senden uzaklık çekti
kimi bilir bu ölüm yerini

Seni ne bu kadar bilir kimse
ne de bu kadar can dolabilir bu dökülmüş gün geceye
ne bana senden başka
ne de sana benden


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:45 AM
Mektuplar-174 09/07/0001
Ah o kör ebe aklımdan sefil dünya
bırakın da gideyim şu tellerden öteye
ya da bir kayık verin bana
varsın dibi delik olsun
bırakın da suya çalayım hasretimi
bakarsın sılaya döner
ah kıyamete tez çalası dünya


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:45 AM
Mektuplar-175 10/07/0001
Süslü söze ne gerek
kaldırın şu sınırları
evime gitmem gerek
hanım bekler
çocuk bekler
belki ekmek bitmiştir
haydi de kaldırın sınırları
be ahmak akıllılar


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:45 AM
Mektuplar-176 11/07/0001
Kalın derileriyle akşam hüzünleri üstümüzde
siyah ve batırgan
içimize işleyen o sesiyle
sessizlik
o korkunç gürültüsü
sensizlik
bütün kemiklerimizi un ufak eder
ve sabaha yineleniriz
mecburen


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:45 AM
Mektuplar-177 12/07/0001
Kızıma...

Uzaktan uzağa sarılırız seninle
öpmekten yanaklarımız kızarır
ve kollarımız bırakamaz birbirini

derin derin dalarız
ben belki yokluğuna
sen varlığıma
hiç yaşanmamışlıklar gibi yani
hani sarılırken ısınan bedenim her defasında yeniden değen tenin gibi
ilk yaşanmışlıklar işte

uzun uzun sarılırız
uzun uzun bakışışırız seninle
dalıp gideriz
ben sensizliğe
sen benliliğe...

seni sevmek
mavidir...


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:45 AM
Mektuplar-178 13/07/0001
Beni çığlıklarına sar
kabulü geçikmiş dualar içinde
imdatlarımla sar beni kendine
üstümüzden ayrı ayrı geçen bu mevsimler içinde
bu kırılgan çaresizliğimle
dünyanın özrüyle sar

Beni gözlerine sar
çocukluğuna
o tüm özlemlerinle dolmuş
yaşamak hakkıyla
beni sar
Yokluğundan
beni varlığına sar
çocukluğumuza
ikimize sar
durmuş gülüşlerini
yazılmayan özlemlerini
ve aşkını bana sar
beni sar


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:45 AM
Mektuplar-179 14/07/0001
Kaybolan yıllar
ayaklarının altında
bizi yıkıp giden zamanlar
siyahın gülen yanı sandığımız
esmer
yorgun
kaybolan yıllar

Eleğinden düşüp düştüğümüz
un ufak
bembeyaz kalarak ama
kaybolan yıllar
içinde binlerce seviş yolcu ettiğimiz
hiçbir daha dönmeyen

Kaybolan yıllar
bizi bize getiren
kaybolmayacak yıllar


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:46 AM
Mektuplar-18 12/12/2005
Biliyorsun.
Yoktum.
Senden önce.
Yer’in olmadan öncesi,
su ve toprağın yabancı zamanı.
Ay’ın uyumsuzluğu,
maddenin önemsizliği.
Bildiğim tek şeydi seni bilmek.
Biliyordum.
Biliyorsun.

Şimdi.
Biliyoruz.
Sadece biz.
Saçlarının kokusu herkesçe unutulmuş.
Sadece ben biliyorum.
Tenin yaşamın en yasak bölgesi.
Sadece ben biliyorum.
Yüreğin yaşamanın kanıtı.
Sadece ben biliyorum.
Ellerim senin.
Gözlerim, gülüşlerim.
Sadece sen biliyorsun.
Hücrelerim senin.
Sen’im.
Sadece sen biliyorsun.

İkimiz.
Uzak iki ülke.
Canımız çiziliyor.
Yokuz.
Kovuluyoruz sevincin doruğundan.
Hiçbir gülmek tam değil.
Bakışlarımız yarım.
Ellerimiz.
Nefeslerimiz yarım.
Sadece biz biliyoruz.
Ruhlarımız yarım.
Biliyorsun.

Ne zaman birleşsek.
Su doğacak evrende.
Ateş yanacak ilk kez.
Dağlar sıraya dizilecek.
Ayrılacak birbirlerinden gökler.
Yıldızlar yerlerini alacak.
Yağmurla tanışacak toprak.
Ayrılacak geceyle gün.

Biliyorsun.
Ne zaman birleşsek.
Renkler ayrışacak tenimizde.
Mavi'yi alacağız ikimiz.
Rahmin turkuaz.
Sadece ikimiz biliyoruz.
Ne zaman birleşsek.
Kıyameti koparacağız.
Biliyorsun.
Sadece biz biliyoruz.


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:46 AM
Mektuplar-181 16/07/0001
Ellerimin içinden geçen ellerin
beyaz yolcular gibi
her biri bir yerim
dokunulsalar ölüme yaşam öğretilir

Ellerimden geçen uzun yolcu ellerin
o sonsuz


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:46 AM
Mektuplar-180 15/07/0001
Göğünden yağmur yarim
denizine al beni
yıkasın sensizliği

gözleri deniz yarim
bakışlarına al beni
yıkasın hüzünleri

Elleri özlem yarim
ellerine al beni
yıkasın yalnızlığı


Sen üzülme
bitecekler bu üzüntüler
gidecekler bu hüzünler
bırakacak beni sana
bu eller
bu teller


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:46 AM
Mektuplar-182 17/07/0001
İki yaşam arası
iki ölüm gibiyiz
herşey daha yeni doğmuşken
bu kadar cansız canlı aramızda

Öyle güzel ki bu yaşam-
ın bulunduğumuz bu çirkin yerleri
elleri kırılasıca
güneşi batasıca
ayı düşesice dünya
beni sana veresice...


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:46 AM
Mektuplar-183 18/07/0001
Bensiz başlama
hiçbir şey sensiz başlamasın
sensiz başlamasın
hiçbir şey


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:46 AM
Mektuplar-184 19/07/0001
Öyle okuyorsun ya
kelimelerim heyecandan şaşırıyorlar
ne anlattıklarını
kesin saklanıyorlardır bazıları
yanlış anlaşılır diye

Mazur gör
bilmiyorlar ki
senden doğurup koyuyorum onları oraya


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:46 AM
Mektuplar-185 20/07/0001
Buyurun hanım efendi
size buyurmak ne güzel yakışık
yakından bir nefes kadar da olsa o kokunuz
bazen yüzünüzden bir kaç damla tebessüm
ve bakışlarınız!
Ah bakışlarınız

Buyurun
beni
lütfen


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:46 AM
Mektuplar-186 21/07/0001
Kaç gelişin gitti
hiçbiri kalmadı
kalamadı


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:47 AM
Mektuplar-187 22/07/0001
Ey yokluk
bak
biz varız!


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:47 AM
Mektuplar-188 23/07/0001
Karı dökülünce yüzünün
kırlangıç maviyi de uçacak
ne günler
ne güller açacak
gökkuşağı tamamlanacak
tamamlanacak


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:47 AM
Mektuplar-19 13/12/2005
Mavi’nin Kızına...

Kızım.
Çocukluğumun kalan yanı.
Kadınımın mavisi.
Mav’inin kızı.
Kızım.

İçine düştüğümüz dert,
zamansız zamanın kör iştahı;
çocukluksuzluğumuz.
Yalnızlığında büyüyen sabrımı gönderiyorum sana.
Uçurtmalarıma adını veriyorum.
Oyunlarda ebe kalıyorum seni bekleyip.
İlk sarılışana saklıyorum bütün sarılışlarımı.
Yoksuzluğumsun.
O muhteşem gülüşüne yaşıyorum sanki.
Kızım.
Çocuksuzluğum.
Mavi’nin kadını.
Maviliğim.

Doğuramadığım doğum.
Mazlum toprağım.
Yakılmış köyüm.
Annemin ben’li ağlayışlarısın.
Arayışlarısın çaresizliğinin.
Kızım.
Kızıl yanım.
Terkedilmişliğine biriktiriyorum kendimi.
Kaybettiğin sevinçlerini topluyorum ömrümden.
Kaçırılmış gülüşlerini ekliyorum yanaklarına.
Doğum günlerini doğumluyorum yine.
Atlayamadığın ipleri buluyorum..
Mavi’ye emanet ediyorum sonra.
Ve emanetime alıyorum Mavi’yi.

Mavi’nin kızı.
Kızım.
Kızıllığım.
Aramızdaki yollara çatıyorum.
Adımlarımı tırmalıyor uzaklığın.
İçimdeki yalnızlığın ürüyor.
Binlerce yalnızlık oluveriyorsun tek başına.
Usum zorlanıyor uslu kalmaya.
Her bir yanım birinde duruyor parçalanmışlığının.
Seni birirktiriyorum evlatsızlığıma.
Kabul et bu yıkıntımı huzuruna.
Maviliğim.
Mavi’nin kızı.
Bekle.
Bekle ki gelebilsin gelecek.
O gün etrafında binlerce mavi gelinlik.
Bir baba kadar yüreklin olacak gelişlerim.
Mavi kızım.
Canımın özlem durağı.
Bekle.
Ki gelecek buluşmamız.
Sofrandaki nimette mutluluğum duracak.
Ertelediğin bütün mevsimleri geri getireceğim sana.
Bozulmuş oyunlarımızı yeniden kuracağız gökyüzüne.
En yakın arkadaşın olacağım.
Bekle.
Mavi’nin kızı.
Mavi’deki özlemim.

Geliyorum güzel kızım.
Bekle.
Göğünü açık tut umutlarıma.
Sana beslediğim kaplumbağalar uçuyor şimdi sana doğru.
Mavi kızım.
Mavi’nin kızı.
Ömrümün sekizinci ayı.
Yirmi üçüncü günü.
Maviliğim.
Masumineliğim.


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:47 AM
Mektuplar-189 24/07/0001
Henüz yazılmamıştır
içimde senden başka bir tek diri
her yerimde gizlemeden tuttuğum
ve beni


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:48 AM
Mektuplar-190 25/07/0001
Sabahları yağmur kokuyor gözlerin
dağanak saçların içinde uzak ve umut bakan
hemen doğmuş bir çocuk gibi
annesiz
öyle bir renk ki o bakış
koşup sarılası
öpülesi hiç durmadan
böyle her sabah uyandığında
ve hiç
ama hiç
ama hiç
hiç ama
hiç hiç
bırakmadan


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:48 AM
Mektuplar-191 26/07/0001
Hasat topluyor sabrımız
üç sabır ötede ellerin
az daha dirensek hani
değeceğiz birbirimize
üç defa
sen
kızım
ve yine ben


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:54 AM
Mektuplar-192 27/07/0001
Sen geliyorsun ya
bütün gurbetlerden dönüş zamanıdır
yollar yola çıksın
gidiş zamanıdır


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:54 AM
Mektuplar-194 29/07/0001
Herkes suya bakıyor
sen denizi görüyorsun


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:55 AM
Mektuplar-193 28/07/0001
Ömrümüzün toplatılmış resimleri
bir bilete değin hep saklı duran
ve hep onun dönüşüne burulan
gidiş dönüş biletli
giderken ardından dönüp baktığın resim
bilete vurulan son damga gibi

Ve işte yine
bir başka bilet emrine kadar toplatıldı resimlerin


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:55 AM
Mektuplar-195 30/07/0001
Her akşam eve dönüşte
hep o aynı yerde
Haliç'in akşam kızgınlığında
sen-sizlik daha çok düşüyor İstanbul'a...

Neyse gülüm
geç oldu
hem yorgunsundur
uyu dinlen artık sen
Üstünü iyi ört
Haliç üşümesin


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:55 AM
Mektuplar-196 31/07/0001
İstanbul
seni böyle özleyip yıkılan
her seferinde ölü İstanbul
taşı toprağı ayrılık istanbul

Hangi kıyısına baksan binlerce liman
ve milyonlarca demirli yürek
batık aşk
kabuslar şehri rüya İstanbul

Sensiz hangi şehirİstanbul
Ne yerdeysen zaten İstanbul


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:55 AM
Mektuplar-198 01/08/0001
Hani sen gülünce
bütün dünya yeniden kuruluyor desem yeridir
keşke kuşların da dili olsaydı
çiçeklerin
bilsen ne çok şey diyeceklerdi gülüşüne

Hani sen gülünce
nasıl gülünüyor
herşey ne kadar güzel oluyor bilsen


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:55 AM
Mektuplar-199 02/08/0001
Çocuklar oyunlarını terkediyor birer ikişer
akşam oluyor
kadın sesleri
yemek kokuları
bizim sokak işte
seyyar satıcılar da döndüler evlerine
dışarıda sadece bir iki çocuk sesi

Hani aramıza girmese şu bina
şu uslu uslu ikinci vardiyasına yetişmeye çabalayan Güneşle
belki biraz Haliç olurdu o zaman-görebilirdim
hani Yeşilköy'den kalkan uçaklardan seni seyrederdim
hani son adımlarını bıraktığın o akşam üstünde
o ak kanatlı motorlu kuşlar
bu gün batımında ne dehşetler bir görsen
bütün doğaya hükmeder gibi
kaptığını götürüyor bu koca şehirden
işte bu gökte
bize olan biten ne varsa
hepsi bu gökte
belki de iyi ki bu bina var

İşte öyle ya
bu vakte kadar kafamı şişirip gittiler evlerine
çocuklarkuşlarseyyarsatıcılararabalar
en çok sensizliği bana duyuran bu sessizlikte
ve daha çok acıtan şu teyyareler
hani şu karşıki bina da olmasa
ne çok sensiz kaldığımı daha da gösterecek kızıl gök

İşte böyle
her gün sensiz sensiz
göçüyor dünyanın öbür yanına gün
gece yine bize kalıyor
sana ne baktımsa seni ne duydumsa kâr
böyle bize baka baka uyutacağız yine geceyi
gündüzler başkalarına kalacak


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:55 AM
Mektuplar-2 26/11/2005
Kıstırılmış bir geceyarısı daha başlıyor rengi gözlerinde saklı bir aşkın tayfasına.
Ve bir mektup daha beliriyor yokluğundan bu yana bir istikamette; yol alıyor.
Kimsin.
Kimim.
Kimiz.

Hangi yanımı tamamlıyorum seninle, nerem eksiliyor artıyorken ben sana.
Açıklaması var mı bu ömrün altı günlük bir asrın coğrafyasında.
Hangimiz günahçıyız, elmanın faili.
Hangimiz arpa suyunda anafor balığıyız; yüzgeçleri rahminde üreyen.
Yoksa az öncesi miyiz bir günahın sonunun.

Bilmiyorum.
Bu kadar derinlerinden mi içmeliyiz yalnızlık kuyusunun.
Yoksa kaymağından mı yemeliyiz, üstünden; yürek banıp.
Ne zor olduğu kadar zor, ne de kolay göründüğü kadar kolay değiliz aynı yerde oluşumuzun sorularında.
Birbirimize biriktirdiğimiz cevaplardan geçinsek de şimdilik, bir buz vaktinde kaç mağaramız var; kaç “elde var bir” kadar basitçe çözülen bir denklem mahiyetindedir.
Sormasak, cevaba ne ihtiyacımız kalır.
Şimdi gün boyu düşünerek seni saniye hesabı, kaç zamanlık sen’li bir zaman kazanma ihtimalindeyim.
Şimdi seni düşünmezsem, neyim kalır.
Düşvarlığında kaç kayıplarımız kadarız birbirimize.

İkimize ancak bu kadar yaklaşabildim:
Ayrı mağlubiyetlerin ortak galibiyiz şimdi.


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:56 AM
Mektuplar-200 03/08/0001
Yüzleri soyulmuş haritalar
telleri çürümüş sınırlar
temeli yıkılmış duvarlar
acuze ve zavallı dünya amirleri
kırkınıza kırık merdivenler dayamışsınız
biraz daha sabredeceğiz
bu refah dediğiniz sefalette
birazdan gideceksiniz o cennetin dibine

Sabrediyoruz
değil mi gülüm?


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:57 AM
Mektuplar-201 04/08/0001
Ne garip
bazen düşününce insan
yok
yok olmak
olamamak...
insan az biraz düşündüğünde
ne tuhaf
ne zalim
ne acıklı...

Mars'ta hayat aranıyor
sende hayat var
oraya gidilemiyor
sana gelinebiliyor
ama herkes oraya çabalıyor
ve ne garip
ora ne uzak
sen ne çok yakınsın
ama olsun
benden kabul
tüm insanlar Mars'a gitsin
ben sana geleyim


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:57 AM
Mektuplar-204 07/08/0001
Bir yol geçer aklımdan
ellerime ellerin tutuşturulmuş
tarihten kaçar gibi
gitmekteyiz zamandan
bizi bıkan bu hallerden
bu ussuz uzaklıktan

Nereye ve nasıl gidiyoruz bilmem
nereden ve nasıl gittiğimizi biliyoruz
varacağımızı biliyoruz
ama ne zaman bilmem


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:57 AM
Mektuplar-203 06/08/0001
Sana kirlenmemiş bir zaman arıyorum
henüz girilmemiş kıtalar
uçulmamış kanatlar arıyorum sana
mavisi çizilmemiş bir gök
henüz yakılmamış bir güneş

Gurbetsiz aşklar içinde
bu amansız
bu yolsuz
bu yıkıntı dünya üstünden gayrı
sana asla bölünemeyecek ülkeler arıyorum
pasaportsuz
ve mektupsuz


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:57 AM
Mektuplar-205 08/08/0001
Hayatlar uzaklaştıkça böyle
yazılanlar çoğalıyor

Yazılarda yaşanan hayatlar

Okudukça yaşlanıyouz
ve bildikçe daha da azalıyoruz
bu zaman denen alim gibi


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:58 AM
Mektuplar-21 15/12/2005
Zaman. kıyamete beş kala.
Canımda hummalı bir çalışma.
Ruhum yerinden çok uzaklara taşınmış şimdiden; bedeninde.
Gittikçe daha da yaklaşıyor gülüşün.
Sesin daha da çoğalıyor düşler ülkesine.
Kıyamete daha bir güzel oluyorsun.
Zaman, kıyamete beş kala.

Gözlerindeki özlemler gibi her şey.
Gerçek ve hayalin inanılmaz gücü.
Ben ve sen.
İkimiz.kime söylesen inanmaz.
Sadece ikimiz biliyoruz.
İkimize beş kala.
Birbirimize dü şeş gelmeye.
Birbirimize düş eş olmaya.

Hayalimizin ötesinde bir yerdeyiz.
Onun da ötesinde.
Asaletinin aslında duruyoruz.
Yoksulluğumuzun en zengin yerindeyiz.
Kutsallığının en mahrem yerindeyiz.
Kime söylesek inanmaz.
Sadece ikimiz biliyoruz.

En mavi rengini giyinmiş zaman.
Hiç bu kadar güzel olmamıştın ömrünce, biliyorsun.
Hiç bu kadar çocuk olmamıştın.
Oyunlarımız bu kadar masum olmadı bugüne kadar.
Hiç bu kadar kadınım olmamıştı hiç kimse.

Kıyamete beş kaldı.
Tarihimizin en can alıcı vakti o vakit.
Cennetin bütün meyveleri etmez öpüşün kadar.
Hiçbir kokusu varamaz seni kokmaya.

Zaman, kıyamete ellerin kaldı.
Ve ben.
Sen olmaya az kaldım.

Kime söylesek inanmaz.
Sadece ikimiz biliyoruz.


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:58 AM
Mektuplar-22 16/12/2005
Yorgunum.
Özlemini yorulmaktan yoruldum.
Özlemin.
Yanaklarıma döşenmiş mayınlar gibi.
Her an içimde bölünen binlerce atom.
Ağlayan milyonlarca çocuk.
Bir afet özlemin.

Hiçbir gecesinde olmadın daha ömrümün.
Hiçbir sabahında gülüşün yok.
Ellerin,
kokun,
nefesin...
hiçbir dokunuşun yok daha.
Onca asırlar içinde.
Bir tek anı bile yok dokunuşmamızın.

Gel artık.
Tenime uzan.
Uzadığı yeter bu kadar bu ayyaş sensizliğin.
Ört şu kahrolası yalnızlığı.
Seni ölmek istiyorum artık.
Yokluğunda yaşamak yeter bu kadar.
Bu kadar ayrılık.
Adem’den çok ayrıldım.
Havva’dan çok uzaklardasın.
Uzadığı yeter bu kovuluşun.
Gel ört şu damlayan yerlerimi.
Kapat şu kahrolası hasret yolunu.

Ne kadar çağırsam da gelemezsin,
biliyorum.
Ne kadar gelsen,
yetişemezsin şimdi.
İkimiz de orda yürüyoruz.
Başkalarının çizdiği yolda.
İkimiz de yorgunuz.
İkimizde de kıyamete kıyamet var.
Ne kadar çağırsan da kendini bana,
Gelemezsin,
biliyorum.
Ne kadar açık olsa da yalnızlığımızın üstü.
Ne çok yağsa da üstümüze yağma gülüşler.
Gelemezsin,
biliyoruz.
“Sadece ikimiz biliyoruz.”

Beklemek kalıyor bize düşen.
Asırlık duraklardan asırlık duraklara.
Koşarak beklemek.
Bir tek bize ait olamıyor hiçbir resmimiz.
Kimse kimseye ait olamıyor ikimiz kadar.
Ve bekliyoruz.
Kıyameti beklemek kalıyor bize.

Bekliyorum.
Yorgun.
Yaşamın bana ait en güzel yerinde.
Ruhumun en pak elbiselerini giyinip,
bekliyorum.
Dilimde ilk sesim.
Yanağımda birkaç mavi gülüşün.
Bakışlarımda gözlerin.
Bekliyorum seni.
Yorgun.
Geldiğinde bütün kıyametler kopacak.
Evreni mavi bir toz bulutu kaplayacak.
Ve herkes kalmayacak.
Sadece ikimiz.
İlk dünya.
İlk aşk.
İlk buluşma.
Ben ve sen.
Sadece ikimiz bileceğiz.


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:58 AM
Mektuplar-235 18/10/0001
Ne çok yeni yerlerimiz var şimdi
saçların üstünde kokuyan huzurum ardından
göğsümden boynuma doğru sarmaşık duran başından sonra
öyle çok yerimiz var ki şimdi
yeni
senden hemen sonra
kanayan
kanayan
kanayan

Ne olurdu sanki bu ülkeden ben eksilseydim
ya da ondan sen
ya da ikimiz de
bu küçük numara dünyadan


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:58 AM
Mektuplar-236 19/10/0001
Herkes gitmek'i yazıyor
ama giden sensin

Herkes ben


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:58 AM
Mektuplar-237 20/10/0001
Demin burdaydın
şimdi


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:58 AM
Mektuplar-238 21/10/0001
Ne kadar bilemesek de saatini
ölüm kurulu bedenimizde
ve o azap çalmadan
dönülmeli bütün gürbetlerden
çünkü saati geçtimiydi dönüşü olmaz
gıkımız çıkamaz artık

Dön gel


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:58 AM
Mektuplar-239 22/10/0001
İnsancıklar ülkesi
dünya
onca kalabalık kimsesizlikler
yollar
araçlar
kanat
ve uzak
gurbet

Gurbetler diyarı
dünya
en çok özgür
ve en yok

Bize göre değil
evet


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:58 AM
Mektuplar-24 18/12/2004
Geliyorsun.
En çok beklediğim.
En çok gelenim.
Geliyorsun.
Kucağında binlerce sarılış.
Ellerinde mavi dokunuşlar.
Ve bakışlarından zemzem suyu akan gözlerin.
Geliyorsun.
Bu halimle.
Bu halimizle geliyorsun.

Bekliyorum.
O yağmurları bıraktığın yerde.
Ayaklarım çamurlu.
Sırtım ıslak.
Titreyen ellerimde binlerce gül.
Geliyorsun.
Bekliyorum.
Gözlerimi kapatmış bir sabırla.
Ciğerlerimi yerine takmış bir sükunetle.
Yaradılışımızın ilk hesabıyla bekliyorum.
Sevdayla ve emekle.
Asaletinin ışıyan tarafındayım yani.

Gelişini bekliyorum.
Gidişliliğimi öldürüyorum.
Dönebilirliğimi parçalıyorum.
Tek’liğini çoğaltıyorum.
Sadece’liğini sokuyorum ayrılığın gözüne.
Gelişinle helallıyorum bütün dokunuşlarımı.
Geriye alıyorum sana ait kaybettiklerimi.
Mahremiyetimi paklıyorum yeniden.

Seni bekliyorum.
Geliyorsun.
Söz bitiyor.
Adımlarına kilitleniyor bütün bakışlar.
Sesler bakışlarında donmuş.
Saatler kıyamete yanaşamıyor.
Her şey asılı duruyor zamanda.
Sen geliyorsun.
Her şey o an ölü.

Kainat dize gelmiş.
Savaşlar durmuş.
Çocuklar emzirilmiş, oyunlarda.
Gelinlere duvak tutuyor kızları.

Tarih bir Ömer zamanı.
Bir Selahaddin görmüştü bu anı.
Bir de sadece ikimiz biliyoruz.
Her şey ters o an.
Geliyorsun.
Yer gökte.
Gök yerde.
Bir Nuh görmüştü.
Bir de sadece ikimiz biliyoruz.
Tarih ilk insan zamanı.
Bir Adem görmüştü.
Bir de sadece ben biliyorum.
Bir Havva görmüştü.
Bir de sadece sen biliyorsun.

Geliyorsun.
Bekliyorum.
Geliyorsun.
Ve.
Görüyorsun.
Kıyametin ilk saniyeleri.
Beni gördün.
Gerisi yazılamıyor.
Sadece ikimiz biliyoruz.


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:58 AM
Mektuplar-240 23/10/0001
Günlerden yine Minertesi
saat gözlerinde 04:48
gök parçalı bulutlu
ama güneşli olmak zorunda

Ezan okunuyor
teninde ibadet vakti
dualar kalbine az kaldı
sabah oldu
akşama çok var
saat yüzünün 5:51'i

saat seni seviyorum
saat günaydın
saat iyi ki varsın

saat seni çok seviyorum


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:58 AM
Mektuplar-241 24/10/0001
Evinden gittiğin
çok değil daha
evime gittiğin
bir kaç sokak ötemde
az olmuş daha
bir kaç su ötemdesin
bir kaç sarı adım
bikaç satır kadar
gittiğin çok olmadı
da bilmiyorum daha
kaç yıl oldu


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:59 AM
Mektuplar-242 25/10/0001
Bir sesini
gönder bana
ellerinden sıcak bir ekmek
bir lokma ekmeğinin kokusu
gönder
sarılıp yatsın açlığım

Bir sesini
hadi gönder bana
duyayım az seni ne olur
bir dokunuş yüzünden
bir ürperiş
teninden sıcak bir tel dokunuş
dokun bana
gönder
o uzak atlaslardan
gel
getir
ne olur-du
gel-sen


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:59 AM
Mektuplar-244 27/10/0001
Yaklaşıyoruz
kokun var
kadın ellerin
yüzüne yakın yerler var
yaklaşıyoruz
tamamen sana
hep sana
yakınlaşıyoruz
izinden izler var
görünüyor
yaklaşıyoruz
kokum var


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:59 AM
Mektuplar-243 26/10/0001
'Ah' diye düşüyorum şimdi
kaldığın her yerden

Bütün gittiğin yerler
üstümde şimdi


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:59 AM
Mektuplar-245 28/10/0001
Aşk senden daha az bişey


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:59 AM
Mektuplar-246 29/10/0001
Saçlarım dağınık
hadi gel dokun
dökülsün bütün yerleri
başımın
gurbetten belaları
soyulsun parmaklarının arasında
gözlerimdeki bu mahmur
göztavanlarım
dökülsün
gurbetten yaşları

Ki henüz sabah
akşam gibi şimdiden
gel uzan yatağıma
günüm uzasın
bu kadar gece uzun artık
gurbetten güneşler
düşsün gölgenden
karanlık
ömür dağınık
bu gurbetten çile
öldür gitsin artık
saçlarım dağınık
sırtımda ağrıların
sökülsün
canımızdan dışarı

Saçlarım dağınık
gel göksüme uzan
bir elin uzansın azıcık
toplansın
ömrümüz ne dağınık


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:59 AM
Mektuplar-247 30/10/0001
Duyuyor musun
kemanlar ağlıyor yine
dışarıda yağmur
gidişin ıslak daha
her seferinde tonlarcasından bırakıp gittiğin bulutlar
arasıra yağıyor işte böyle
içerde yağmur
dışarıda sonbahar
içimiz kış

Heryerde gidişine ait sesler
eşyalar
fotoğraflar
odam
kokun
ah
o kokun
ne zaman uzansam şu sefil yatağa
o kokun
yastıkta yanak izlerin
bazen rastgeldiğim saçların
yani herşey burda o kadar sen ki
her şey

Zamanla eskirmiş anılar
hiç de öyle değil aslında
bir gün bir de bakmışsın ki yüzünü kuruladığın havluda yüzün
bir gün yediğin yemekte iştahın
bir gün giydiğin terliklerde ayakların durur daha

Ve her gün aslında götürmüyor bir önceki günü
olmadığın günleri daha çok ediyor her gün
hiçbir gece sabah olmuyor aslında
sabah olmayacak başka geceye gidiyor gece
yani anıların eskimesi koca bir yalan
yani sen yoksun


Nefeslerim daha derin gittikçe
ve gittikçe gidişin daha taze
burası sen
heryer
her şey sen her an
her an sen her şey


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:59 AM
Mektuplar-248 31/10/0001
'Dokunmayın ne olursunuz
son umudumu da siz almayın
biter
yok olurum
bana bırakın
bu son damlayı bana bırakın
umudum bende kalsın...'
diye söylemişsin bir uzun zaman önce
o aşk-ı sefaletten
o mutluluk diye saydığımız cellat anlarda
öyle söylemişsin ya işte o zaman
şimdi ne göller biriktirmişiz
ne denizler
şimdi gerçekler dolusu hayaller içinde
ve hayaller dolusu geçmişle
bütün o damlalar yağmur olup çoğaltmış bizi
ve er geç kıyısında ölümü beklemeye başlayacağız
bu damlalar dolusu denizin

Ya
kimi martı kanatlarında
kimi denizin derinliklerinde
kimi yakamozlarda
kimi yollarda
yani bu koca İstanbul'da
aradığın o yaşam ülkesinde
kıvranıp sorduğun o varlığı belirsiz aşk içinde
ne okyanuslara analık edecek denizler dolusu çoğalmış o damla
şimdi geriye dönüp baktığında
o kurup kurup üstümüze yıktırılan dünyalar
binlerce kat dibinde kalmış şimdi
bu asr-ı saadet aşkın temelinde
ve herşey ne güzel yaşıyor o damlalarda
ne güzel

Herşey ne güzel şey seninle
herşey
seninle


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:59 AM
Mektuplar-249 01/11/0001
Seni mutlu etmeden ölmek yakışmaz bana
öyle bir yaşama yazılmalı ki adın
yaşamak istediklerini geçmeli yaşadıkların
sevinçlerinden çok daha olmalı seviçlerin
huzurun iki kat ömrün olmalı
mutluluğun tüm dünya etmeli
bütün savaşlar kadar barış olmalı

Sana huzur bulmadan ölmek yakışık almaz
gözüm açık gider
cesedim rezil olur toprağa
Adem'e mahcup kalırım
Rabbime başım eğik giderim
ömrüne huzur bulmadan ölmek olmaz
ölmek olamaz ömrüne huzur bulmadan


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 09:59 AM
Mektuplar-25 19/12/2005
Hiçbir yol yok aramızda.
Yakınsın.
Sadece birbirimize değmeyecek kadar mesafe kaldı aramızda.
Hani ellerim teprense simşekler çıkaracak ellerinle.
Bütün yıldızlar çarpışıp unufak dökülecekler.
Bütün denizler boğulacak gözlerinde.
Hani bir nefes daha alsam,
içime dolacak, kalmayacaksın.
Hani baksam sana.
Eriyip gideceksin.
Yakınız artık.
Hiçbir asır kalmadı aramızda.
Ne bir saat, ne de bir dakika.
Hiçbir zaman kalmadı aramızda.
Zaman değil kalan, başka bir şey.
Adımlarınla yıkıldı tüm mesafeler.
Aramızda sadace biletin kalınlığı.

11:20’de çık yola.
Doğum günümde.
En çok doğduğumuz doğumuz.
Böyle dursun saçların.
Sesin öyle konuşsun.
Bakışların öyle görsün.
Kokun öyle koksun.
Hep böyle gel.
Öyle gel.
Ellerim iki yana açık.
Tam sığabileceğin kadar.
Ayaklarım yaşama tutunmuş.
Aklım kalbimin içinde.
Sabrım aramızda ezilmiş.

11:21’de çık yola.
Doğum günümüzde.
Birlikte en çok doğduğumuz gün.
İkimizden başka hiçbir şey olmasın valizinde.
Emeksiz kızım olsun içinde.
Bir kaç şiir bize dair.
Birlikte dans edeceğimiz şarkıları unutma.
Asırlardır konuştuklarımızı getir.
Bana biriktirdiğin kelimelerle gel.

11:22’de çık yola.
Birleştiğimiz ilk gün.
En çok birleştiğimiz zaman.
Sen’i öleceğiz gün.
Duvağınla çık yola.
Saçlarında yıldızlar olsun.
Yanaklarında gülüşlerim.
Boynunda ellerimle gel.


O saatte çık yola.
Güneşin batıdan doğacağı gün.
Ölüm ölmekten korkunca.
Hiç kimsenin kalmadığı günde.
Sadece ikimizin bildiği.


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 10:00 AM
Mektuplar-250 02/11/0001
Hayat bir düzensizliktir zaten kendi başına
başından beri öyle değildir
şüphesiz
ve bir düzen aramak akıl kârı olmasa gerek
bu uğurda herşey boşuna
vakit geç
bu düzensizlikleri bir düzen içine almak
işte budur bizim yaptığımız
ey sevgili


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 10:00 AM
Mektuplar-252 04/11/0001
Gün başladı
bütün dunyanın bu yarısına
gün başladı
sıcak yataklı evlerde kahvaltılar hazır
çocuklar başladı oyunlarına
sevinçlere kalınan yerden devam edilmeye başlandı şimdi
bütün dünyanın bu yarısında

Başladı gün
yaşlanmaya devam ediyor bizi dünyanın bir tek bu yarısı
soğuk yataklarımızdan kalkmaya ne çok zaman var daha
belki yarın
ama öyle-ne çok zaman

Gün başladı
saat tenini asır geçmiş
uyanamıyoruz daha
bütün kahvelerimiz soğumuş
sigaran yanılmayı bekliyor
pencerende kuşlar üşümüş
yatağın kırışmış
koynun koca bir yalnızlık daha
yollarım açılmamış

Gün başlamamış
bütün dünyanın bir tek bu yarısında


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 10:01 AM
Mektuplar-251 03/11/0001
Seni ne kadar anlasam
o kadar anlamsız kalıyor yollar
sınırlar
ülkeler
askerler
seni ne kadar anlasam
onca anlamsız kalıyor dünyanın bu hali
daha iyi anlıyorum kalbini
ilticai gurbetini daha iyi yaşıyorum
seni anladıkça
daha bir anlaşılır birşey oluyorum

Dünya barışmadı daha
sınırlar
ülkeler
askerler
silah ve yalnızlık
hiç kimse söylemedi daha
dünya ne zaman barışacak
da ne zaman evime gideceğim
kime sordumsa gitti
kime sordumsa evde ekmek bitmiş
kime sordumsa asker

Hiç kimse anlamıyor seni ne anladığımı
hiç kimse anlamıyor
hiç kimse
hiç


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 10:02 AM
Mektuplar-255 07/11/0001
Yazdıkça çoğalıyor yokluğun
yaşlandıkça ağırlaşan kelimeler gibi
daha anlaşılır bir şey oluyor özgürlük
daha bir mavi esiyor yüzündeki rüzgarlar
kokun daha çok yaklaşıyor ilk süte
çoğaldıkça mektuplar
eksiliyor aramızdan bu F tipi gurbet

Yazdıkça
daha bir anlamsız kalıyor yollar
sınırlar
ülkeler
askerler
silah ve yalnızlık

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 10:02 AM
Mektuplar-256 08/11/0001
Ne olur gülüşünü kaybetme


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 10:02 AM
Mektuplar-257 09/11/0001
Yalnızlığa sakladığımız ine iniyoruz bazen
dans etmeyi öğrenen oyuncak çocuklar gibi
söbeleniyoruz birbirimizin ayaklarına basarken
ağrımasa da aslında biryerimiz
kırılıyoruz paramparça saklandığımız yere
toplandıkça öğrensek de dans etmeyi
öğrenmek asla bitmiyor
asla son bulmuyor hiçbir saklambaç
içinde yaşadığımız inde

Öğrenmek bitmiyor asla
dans etmek mutlaka


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 10:02 AM
Mektuplar-258 10/11/0001
Söze sesinle başlamalı
görmeye bakışlarınla
gülmeye yüzünle başlamalı
dokunmaya ellerinle
nefes almaya kokunla...

Sevmeye yüreğinle
olmaya ruhunla başlamalı
yaşamaya varlığınla
ölmeye yokluğunla...


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 10:02 AM
Mektuplar-26 20/12/2005
Düşüyor içime yine, ağır bir sensizlik.
Ne çok yakınsa da yolun.
Eskimemiş bir sensizlik gibiyim şimdi.
İçim acıyor yine.
Kurutulmuş bir ayrılık gibiyim.
Çok öncesindeymişim gibi sana.
Karanlıkken bütün çağlar.
Buzulları erimemiş daha yerin.
Yaratılmamışız gibi henüz.
Kazınıyor yine biryerlerimde yokluğun.
Seni doymam gerek şimdi.
Yokluğunu ölmekte gibiyim.
Adımın senden öncesi.
Tarihin başlamadan öncesi yani.
Yangınım bir yerlerinde senin.
Sönen tek şey buluşmamız oluyor yine.
İkimiz de yok gibiyiz daha.
Olmamışız sanki.
Biryerlerime yağıyor kuru kızgın yalnızlık.
Darılmaktayız yine bizi saklayan zamana.
ikimiz de ne bilmediğimizi biliyoruz sadece.
Kararmakta bütün yolları geniş zamanın.
Sıkılmaktayım kendi içimizde biryerlerde.

Yarına gitmiş biryerlerim.
Seninle kaldığımız odadayım sanki.
Gitmiş gibisin.
Ardında garip bir ölüm bırakıp, gitmiş gibisin.
Bütün İstanbul ölü yine.
Bütün ayrılıkları içime yığılmış sanki.
Gelmeden gitmiş gibisin.
Sana dokunduğum an,
gitmiş gibisin gelmeden.
Biryerlerindeyim yine bilmediğin.
Sadece ikimizin bildiği bir yoklukta.
Alışılamayacak gibi gidişlerin.
Bütün kelimelerim ıslak.
İstanbul yıkılmış yine.
Oturduğumuz yerler dağılmış.
Sarıldığımız elbiselerimiz yırtılmış.
Sürekli biletleniyoruz gidişlere sanki.
Biryerlerine düşmüşüm sanırım yine sensizliğin.
Göremediğimiz kadar kalabalık.

Ağlamak gibisin.
Durmadan kırılmak gibiyiz yollara.
İstanbul İstanbul değil gibi!
Değil!
Değil! !
Değil! ! !
Burda değil gibisin.
Sana sarılmak gibi durmuyor zaman.
Kokunun biryerlerine düşmüş gibiyim.
Boğazımda beni özleyişlerin.
Alışamamışlığımız gibi durduğum yer.
Bedenim dökülmüş gibi teninsizliğe.
Ölmüş gibiyim bebeğim.
Kalmamış gibiyim.
Dağılmak üzereyiz yine sanki zamana.
Dokunduğumuz bütün adımlar yıkılıyor sanki.
Çocukluğumuz oyunsuzluk kalıyor sanki.
Gitmiş gibisin İstanbul’dan.


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 10:02 AM
Mektuplar-260 12/11/0001
Birbirine bakan iki ayna gibiyiz
iki aynı ayna


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 10:02 AM
Mektuplar-261 13/11/0001
Geceyi dışarda geçirdim yine
pasarport alamadım yine
gelemedim
eve ekmek getiremedim
affet
'mesaiye kaldı' de çocuklara
öpüyorum seni

Soğuktu dışarısı
binlerce gurbetsiz insan arasında
bir başıma kaldım yine
eski bir bankta uyudum
üstüne sana mektuplar kazıdığım
zarfsız
ve pasaportsuz

Seni özlemekle bitirdim geceyi
ki zaten hiçbir güne gün demiyorum
gül benim olmayınca
gece mi bitti yeni bir gece mi başladı bilmiyorum
ama iyi biliyorum ki
buranın parasıyla orda ekmek alınmıyor
affet
bugün de gelemedim
dışarıdayım
pasaportsuzum
sana mektuplar atıyorum
zarfsızım
hani bir de evde çocuklar ekmeksiz
çokça siz'liyim yani

Bugün gelemiyorum
çocuklara söylersin bişeyler
bu sefer sorarlar belki hani
sen yine de hazırlıklı ol
iyim
merak etmesinler
iyiler mi merak ettiğimi söyle
zamanı idareli kullansınlar
öpüyorum onları
ve seni
canım
çocuklarım sana emanet
sen çocuklarıma
Allah'a emanet olun
sizi çok özledim


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 10:03 AM
Mektuplar-262 14/11/0001
Siyah önlüklü çocuklardık
sıralarda mavi önlükler işleyen
oyunlar oynardın
saçların uzardı
ben çamurlu yollarda büyümekten kaçardım

Şimdi bütün yollar asfalt
mavi önlükler atıldı yenileri işlenmeden
sen sobelendiğin o oyundan çıkamıyorsun
ben pasaportlu yollarda çocukluğuma koşmaktayım

Şimdi ikimiz de önlüksüz
oyunlarda ebe daha
siyah önlüklerimizi arıyoruz


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 10:03 AM
Mektuplar-263 15/11/0001
Birazdan sen olacaksın
yüzün gelecek
gözlerin üstüne dökülen saçlarınla
belki solgun
belki en canlı haliyle
yanakların olacak
bakışlarında bu hayasız gurbetin sabrıyla
gözlerin olacak birazdan
başını hafifçe yana eğip geçeceksin karşıma
birazdan

Birazdan sen olacaksın
bu tarihi aşkın ihtişamıyla
o ezelden beridir hür yaşamış
hür yaşamış yüreğinle
sana dokunmama aciz bu camların ardında
birazdan sen olacaksın


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 10:03 AM
Mektuplar-264 16/11/0001
Herkes kendi ölümüne alışmakta şimdi
dışarıda alabildiğine yağmur
alabildiğine gece
yalnızlığa alıştırmaya çalışıyor bir şarkı
herkes kendi uykusunda
gece
saat yine 'Sen yoksun'

Hiçkimse giremiyor bir başka uykuya
herkes kendi ölüsünde uyuyor
biz 'Sen yoksun'a alışamamış kelimelerleyiz
gece
usanmadan geçiyor zaman
'Karanlık oyun oynuyor aklımla'
üstünü hiçbir zaman örtemeyen o yorgana kızıp
pire arıyorum
üşümüşsün
neye yarar şimdi Roma'yı yakmak
bütün gurbetler kış
butun yollar kar
kapalı
evime giden yolun
uykuna girsem benimki boş kalıyor
benimkine girsen seninki
durmadan yağmur yağıyor
burası İstanbul
sen orda
hareket saatim belli değil daha
edindiğim hiçbir bilette tarih yazmıyor
kendi bedenimde ölü buluyorum kendimi
hiçbir sabahına uyanamadığım her gecede
sürekli tekrarlayan bu şarkı gibi
aynı dönüp duruyorum bu henüz hareketsiz yolunu

Ne yağmur bizden ıslak
ne de yangın böyle yakgın
uzattıkça ayaklarımızı
kısalıyor yorganımız
uzadıkça yolumuz
daha çok üşüyor ayaklarımız

'Karanlık oyun oynuyor aklıma
şimdi sensizlik dolaşıyor
çıkıp gittiğin bu yerde
sensizlik benim canımı acıtan...'

Hiçkimse giremiyor başkasının cesedine
herkes kendi ölüsünde uyuyor
gece ve yalnızlık yine
gece ve yokluğun
yani sadece yokluğun
'sensizlik benim canımı acıtan...'


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 10:03 AM
Mektuplar-265 17/11/0001
Gitmeye gelmiştin yine
gitmek gibi çekildi tüm resimlerin
baktığımız evler
yürüdüğümüz yollar
gezdiğimiz
yediğimiz
içtiğimiz
o *******
sıcak tenin
kokun
gitmek niyetineydi yine
güldüğümüz
sevindiğimiz
sarıldığımız

Gitmeye geldin
çaresiz
gittin
gitmeye gittin gittiğin yerden
ve hiç bakmadım tarihe
geleceğin daha erken gittiğinden


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 10:03 AM
Mektuplar-266 18/11/0001
Şimdi seni düşünüyorum
düşünmesine de
hep eksik kalıyor hatıralar
hani 'ya hiç olmasaydı' da var da
daha çok olabilirdin
olabilir miydin
olamadı işte
hatıralar eksik kalmış
kendimce bişeyler eklesem de geçmişe
nafile
o resimlerle hiç oynanmıyor
oynanmamış hiçbir devirde
nafile
hani gelince eksik bırakmayız diyeceğim ama
zaman hep eksik bu aralar
gelecekte biryerlerde o eksik yerler
belli ki şimdi değil
nafile
ikimiz tam olsak da şimdi


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 10:03 AM
Mektuplar-268 20/11/0001
Susmak
birçok şeydir bazen

Ki dudaklarında olunca
ne çok şeydir
senden olunca
böyle ağırca bir sessizlik içinde
az anlaşılır
çok bişey

Susmak
ne çok şeydir
dilinde
dinledikçe çoğalan
sustukça gizen
çok çok bişey
az bilinen
çokça çok bişey


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 10:04 AM
Mektuplar-267 19/11/0001
Yollar birikmiş yine yüzüne
birikmiş
eskimiş
azalmış
yıkılmaya yüz tutmuş yollar yüzünde
şimdi'den tez dileklerle
umut
direnç
inanç
binlerce bozulmaz yemin içinde
yüzünde bizlerce hüzün


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 10:04 AM
Mektuplar-269 21/11/0001
Bakışların kaç asırlık
o mahmur
dağılmış saçların
yüzündeki o zaman
kaç asırlık
kalbin


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 10:04 AM
Mektuplar-27 (M.S.) 27/12/2005
Kıyamet dindi.
Gerçeklerin yüzü kızarmış.
Utanıyor zaman.
Yüzümüze bakamıyor yüzsüz hayat.
Kaçıp gizlenmiş bir yerlere İstanbul.
Utanası tutmuş ilk defa.
Ve kırılmış şimdi bizi bilen tüm eşyalar.
Adımlarını bilen yerler buz tutmuş.
Gidişine ters dönmüş her şey.

Gülüyoruz.
Kalışıma kahkahalar sıralıyoruz.
Gittin.
“Gittin” demeyeceğim.
Gittin.
“Ardında koca bir kimsesizlik bıraktın” demeyeceğim.
Ardında koca bir kimsesizlik bıraktın.
Yalan dünyanın en büyük yalancılarıyız işte.
Hiç kimseye “O “gitti” demeyeceğim.
O gitti...

Gittin.
Bakışlarım yırtılıyor.
Dudaklarım paramparça
Ellerim un ufak.
Kalbim çıldırmış.
Sen gitmişsin.
Hepçe batmışız yokluğuna.
Ciğerlerimizde su kalmadı mavi kadın,
kalmadı.
Bütün denizleri kurudu martıların.
Kaplumbağalar uçamıyor.
Sabır oyalıyor bizi.
Bize göre değil beklemek.
Dön gel kadın.
Dön gel.
Durma ne olursun.
Dön gel.
Gel.
Gel.
Ge.
g.
...

Hatırlanıp yakan ne çok an döktün geçtiğin yerlere.
Hiçbir yere bakılmıyor.
Hiçbir yerde durulmuyor.
Nesneler yarım.
Her şey felaket olmuş.
İstanbul hasta.
Beyoğlu ölüyor.
Odamızda zehirli bir ölüm var.

Asırlarca seni ölmeliyim
Çağlarca sarılmalıyız.
Hiç gelmemiş gibi kalmamalıyız.
Doymalı sana.
Seni çoğalmalı.
Seni daha çok olmalı.
Dön gel.
Gitme.
Dur.
Kal.
Götür beni.
Al.
Götür beni de.
Gitmediğin yere.


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 10:05 AM
Mektuplar-270 22/11/0001
Böyle her sabah
gözlerinle açılmak yeni güne
'Günaydın' dilemek kalbinle
yorganının altından çıkmak
yeni güne
ilk adımı döşeğinden düşürmek
ekmeğe doğru
emeğinle
aynaya bakınca seni görmek
yüzümü ellerinle yıkamak
yüzünle kurulamak
kokunla başlamak böyle
yeni günden ilk nefeslere
ilk umuda
ilk yaşama sevincine

Kahvenden bir yudum
tostundan bir lokma
bir sıcak gülüşün
bir sıcak
böyle her sabah
seni uyanmak
seni
binlerce şükür
binlerce
şükür


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 10:05 AM
Mektuplar-271 23/11/0001
Hele bir yanaş da göreyim seni
gözlerime bak
dur öyle
dur
hele bir bak da görüneyim
gözlerinde az
az biraz durayım o sıhhat bakışlarında
durma bak


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 10:05 AM
Mektuplar-272 24/11/0001
Gurbet olur
buz ekeriz
işimiz yaş
aklımız ayyaş
düşer yollara
kan dökeriz içimize
içimiz taş
gurbet olur
tuz dökeriz özümüze
zaman şaş
kış oluruz gülüm
yollarda yas
boynumuz ihtiyar bükülür
ardımızda birbirimiz
gurbet olur gülüm
gurbet olur
gurbet


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 10:05 AM
Mektuplar-273 25/11/0001
O yerlere girdim yine, o karanlık aramıza. Ot bitmez, gün doğmaz, yaş olmaz o yere; uzak, girilmez... Bazen canıma tak ediyor böyle, kanıyor kelimeler, kalemime tuz basıp yazıyorum böyle tenimize. Canım bin yerine dağılıyor.

Aklım telef
gözlerim yağmalanıyor
böyle abuk subuk
böyle berbat
böyle heyhaat oluyor hayat

Bazen böyle düşüyorum çocukluğumda düştüğüm damlardan. O yumuşak çamur üstüne; oyuncaklar yaptığımız samansız esmer, saçların gibi... Evimizden babamın dükkanına kadar uzanan o yol boyunca, o toprak yolda ellerimde üstü bir bez parçasıyla örtülü tepside annemin babama yaptığı öğle yemeği olurdu. Onu hiçbir zaman düşürmedim yere.

Ellerim çamurlu
aklımda binlerce oyun
hiçbirine zamanım olmadı
başlarken giremediğim
bitiremeden çıktığım
hep
ya ebeydim
ya da ebeye en müsait

Nerden geldi aklıma bilmiyorum. Hafiften yağmur yağardı, çocukçu bir çamur olurdu evin önü. Oyuncaklar yapardım ondan.

Babamın sakalları siyahtı daha
annem hasta değildi bu kadar
kardeşlerim bu kadar uzak
bu kadar sensiz değildi hayat
yollar bu kadar çamur
bu kadar birikmezdi içime hasret
gözlerin bu kadar derin olmazdı o zaman
ama
ama
saçları da siyahtı babamın

Ablam dolmayı çok severdi. Abim etin kemiksizinden severdi, ben uzun makarna. Babam hep acı severdi ve acısız olmazdı hiçbir soframız.

Bütün yemekler acıydı

Elbiselerimizi astığımız askı tahtadandı. Babamın pardüsesi ker*** duvardaki bir çivide asılı dururdu hep. Büyüyünce o pardesüden almayı düşlerdim.

O çamurdan
bir tek ondan oldu oyuncağım

Yine birgün o oyunsuzcaklarla oynarken, insan dolusu bir dolmuş kornaya basa basa girdi sokağımıza ve alıp götürdü ablamı “gelin” diye. Yemek sofrası yerdeydi daha. Sonra abim gitti. Ömrümüze giren ilk gurbetler... Sonra ben gittim uzaklara; okul okumaya. Ardımdan benden bir küçük kardeşim. Onun ardından onun küçüğü, ve diğerlerinin. Gittikçe küçüldük...

Annemin de saçları siyahtı
ve yürürdü hiçbir yeri ağrımadan
bana uzun makarnadan yapardı

Ne çok zaman oldu, şimdi yazınca hatırlıyorum çoğunu. Bana elektrik çarpmıştı. Ölecektim de annem ve abim farketmişti. İki gün başımda ağladı annem. Herkes ordaydı.

Gurbet yoktu
şimdi nereye baksan gurbet
nereye baksan gurbet
nereye
nereye
nereye baksan
nereme baksan
gurbet

En çok akşam yemeklerinden sonra arkadaşlarla kovalamaca oynamayı özlerim. Kırlangıçlar vardı, akşamüstleri uçuşurlardı. Karanlık tam basınca da yarasalar başlardı bu sefer bize uçmayı göstermeye. Ve biz oyunlar oynardık o aydınlıklar boyu. Eve dönüğümüzde yataklarımız anne kokardı. Akşamdan kalma dolmanın kokusu. Karanlıkta seçilmezdi babamın sakalları. Emekli olacağı zaman kendisinden birer hediye istememizi istedi hepimizden, bir akşam yemeğinde. Ben bir spor ayakkabı istedim. Ayakkabı!

Yürümek içindir
koşmak için
gurbet içindir

Ve ben böyle bazen bunları düşündükçe seni ne çok sevdiğimi ne çok daha anlıyorum. Bütün bu anlattıklarımı seninle yaşamış gibiyim senden o çok uzaklarda. Şimdi seni düşündükçe böyle, senin anlatacaklarını, çocukluğunu... Kalbim dayanmaz diye korkuyorum, düşünemiyorum bazen. Ne gözlerim yeter o geçmişi ıslatmaya, ne de gücüm...

Şimdi sana sarılmak vardı
şimdi yanaklarımı yanaklarına değdirmek vardı
bir anne
bir eş
şimdi seni sarmak vardı
o eski çamurlar üstünde
kırlangıç kanatlarıyla
ve uzun makarna kokusuyla...


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 10:05 AM
Mektuplar-274 05/05/2
Sana ikinci ilk mektubum bu
gürbetler içindeyiz
ciğerlerim yollarına asılı daha
yine sınırlar
hala sınırlar
hep sınırlar
ilk doğum sancımdan
ilk havayı soluduğum o andan
hoş geldiğin o günden beri
bildiğim en güzel şeysin hala
hep daha çok
hep daha
hep daha

Gitmeye atılmış bir adımla sarıldık seninle hep
ömrümüze çizdiğimiz o ilk mektuptan bu yana
aramızda yine sayılı saatler
dönüşlü biletler
'hep kahır'
'hep kahır'
'hep kahır'
aramızda yine sınırlar
yollar
yollar
yollar
ömürümün yarısına saydığım o ilk dokunuşundan
kayıp yerlerimi bulduğum o ilk andan bu ana

Boşluğa şiir asmadım
sensiz tek bir harfi olmadı hiçbir anlamın
kendimizle taşıdığımız bu mısralar içinde
hala o ilk ezan
martı sesleri
yağmur
yağmur yağıyor İstanbul'a
bütün aşkları içime yığılı
yine en güzel yeri
en güzel şiiri
en güzel aşkısın hala
gittikçe çoğalan
gittikçe
gittikçe

Gırtlağım yırtılırcasına 'ji te hezdikim' daha
hoş geldin
hoş duruyorsun Anafor Balığı
düşmek yok!
gitmek yok! !


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 10:05 AM
Mektuplar-275 06/05/2
Yazıp sildim yine sana binlerce kelime
ne sonunu getirebildim
ne de başlayabildim aslında

Hala yazıp siliyorum
neresinden başlarım bilinmez ama
bitmeyeceğini biliyorum
biliyorsun

Biliyoruz


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 10:05 AM
Mektuplar-276 07/05/2
Bir başına sırtlamış gidiyorsun dünyayı
göğsünde Havva sütü
bedenin yarım
elma yarası yüreğin
yüreğim elma yarısı
göğsünde Adem uykusu
bir başına sırtlamış dönüyorsun dünyayı


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 10:05 AM
Mektuplar-277 08/05/2
Boşluğumuzdan düşüyoruz
ömrümüze bağladığımız ağrıların dirim zamanı
su sızmaz aramızdan yollar geçiyor
ıssız bucaksız
yine kaldırılasıca sınırlar
aramızdan sırlar geçiyor
birbirimizin boşluğundan
sırlar
sınırlar


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 10:06 AM
Mektuplar-278 09/05/2
Sesinin tam ortasında
senelerce derin bir yara
zamanın örtemediği

Sesinin tam ortası
susmuyor
susuyorsun


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 10:06 AM
Mektuplar-28 (M.S.) 28/12/2005
Özgür bebeler çiziyorum rahmine.
Tenine mavi bir ülke ektim.
Yüzünde yüzyıllık gülüşlerim.
Yakılmış köydün.
Koca bir ülkesin şimdi.
Anneliksin.
Tarihsin sen.
Seni sevmek adalet,
yerin en duru kıtası.
Seni özlemek felaket,
yerin en yapıcı depremi.

Düşünmeyi yeniden öğrendim seninle.
Nuh yeniden aldı beni.
Yeniden doğurdu beni babam.
Adam olmayı öğrendim kadınlığında.
Senden sonra yine ben oldum;
baştan başa sen.
Nefeslerim daha uzun.
Adımlarım daha derin yüzüyor şimdi.

Gidemeyeceğimiz yerdeyiz şimdi.
Döndüğümüzde bulunamayacağımız yer.
Ne olduğumuz yerdeyiz.
Unutulduğumuz yer burası.
Hiç kimsemizin gitmeye akıl bulamadığı bir delilik.
Yıkıntılar içinde direnç burası.
Burası kıyamet.
İki ölüm arası.
Yaşamın tam ortası.
Düşmesini bilemez kimse oraya.
Sadece biz düşüyoruz.
Bilmesini bilemez kimse orayı.
Sadece ikimiz biliyoruz.

Gittikçe büyüyor aramızdaki kısalar.
Gittikçe kısalıyor aramızdaki büyükler.
Dokunmamıza engel her şey…
Kalmıyor.
Yapışıyor dilimiz birbirimizin sesine.
Rahminde çizili bebeler uyanmakta.
Paramparça şimdi bizi tutan kozalar.
Gülmekteyiz ağlamakta.
Yaşamaktayız ölmekte.
Sönmekteyiz yanmanın en derininde.

Bitmekteyiz yalnızlığa kadın.
Birbirimize itilmekteyiz.
Çekmekte biri beni sana,
Seni bana kaçırmakta birileri.
Alınmaktayız dünyanın bozuk karnından.

Yüklen artık.
Yüklen oyuncak eşyalarını.
Adresini fırlat bilinmeyene.
Odanı terk et.
Yak çatıları.
Sularını kes o susuzluğun.
Kır git kimsesizliğimizi.
Yüklen.
Sırtlan kalbini.
Ve de birkaç damla akıl.
Delile hepimizi.
Kaçırt akılsızlığımızı.
Yüklen.
Kibritleri yak.
Sigaralarını söndür.
Başla düşmeye yola.
Yolun ortasından yürüyorum sana.
Yüklen beni.
Hadi başla.
koş.


Masum Elmas Gül

GooD aNd EvıL
08-09-2008, 10:06 AM
Mektuplar-279 10/05/2
Seninle doluyor eksik tarafım
olmasan yarım kalırım
açık kalır yalnız yerlerim
az kalır bitemem
olmasan ölemem


Masum Elmas Gül