Giriş

Tam Sürümü Görüntüle : Dursun Yeşil


Sayfa : 1 [2]

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:17 AM
Kredi Kartı

Çok itibarlı biri olduğumu duymuş,
Limit yüksek kredi kartı vermiş bana.
Benden önce nice enayileri soymuş,
Kuyruğumu tutmak için, yem dermiş bana.

Kart para, al alabildiğini marketten,
Cırt, cırt geçerken bedava sandım şirketten,
Ben kartı değil kartım kullandı gerçekten,
Aybaşı maaşım bitmiş, borç geldi bana.

Hesap kesiminden başlatırlar faizi,
Harcarken iyi yine ben çektim, krizi,
Vatandaşım görüp ibret alsın kerizi,
Yakın dostum bile, selâm vermedi bana.

Sattık elde avuçta neler bulunduysa,
Ne ev, ne araba, ne bahçe, ne de arsa,
Hepsi öldüm fiyata gitti karaborsa,
Kartımı kullananlar, hal sormadı bana.

Yeter ki kuyruğun bir geçsin ellerine,
Kalan faiz işler, aylık asgarisine,
Borcu düşünülmez kanılır yemlerine,
Kara, kara düşündüm, tasa kaldı bana.

Bankada iş hep alavere, dalavere,
Kırarlar belini yaka gelmez bir yere,
Akıl başa gelir kazanç gider yellere,
Nasihat duymadık, tecrübe kaldı bana.

04/04/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:17 AM
Kulsun

Nefesi çekince ciğeri dolan,
Vergisini veren bir garip kulsun.
Genç yaşında benzi sararıp solan,
Öldürmeye kalkan, şaşırmış kulsun.

Yarısı bolluktan içer savurur,
Bazısı yokluktan çeker kavurur,
Paralar havaya heba savrulur,
Gönlünü aldatan, ahuzar kulsun.

Ne kendine, ne de vatana yarar,
Derdi dert üstüne karar ha karar,
Dumanı başına sarar da sarar,
Teselli bulmayan, derbeder kulsun.

Öksürürsün tekmil sabaha kadar,
Uyanık olursun taklidi radar,
Öncesi sen onu sonra o satar,
Belini büktürür, bilmeyen kulsun.

Ojeli ellerin değişmez süsü,
Rujlu dudaklarda kalıyor isi,
İkramdır sunulur dost eder küsü,
Küçük hesapları, yapmayan kulsun.

Baş tacı ediyor, abdallar seni,
Baharı görmeden soldurur teni,
Dursunî’yim var git eyleme beni,
Seni kimse duymaz, sıradan kulsun.

23/11/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:17 AM
Kum Tanesi

Şıp, şıp kenara vuran dalgaların,
Bırakıp döndüğünde,
Yapayalnız kalan kum tanesi,
İşte insanların yalnızlığı da,
Herkesle beraber gülüp oynarken,
Her türlü fırıldağı çevirirken,
Her çeşit pislikte cirit atarken,
Senden sevimli kimse olmaz.
Ama bu maharetlerin bitince,
Atılırsın kum tanesi misali kenara.
Yüzüne ne evlatlar bakar,
Ne de eski dostlar,
Ne de yıllarca elinden ekmek yiyen,
Kulakların alarmda,
Dinlersin kapı gıcırtısını,
Açan olacak mı?
Kim diye?
Kuru ekmek veren olursa kemirirsin,
Bazen de şekerli suya banarak.
Beklersin azrailin randevu salisesini,
Ömür kandilinin yağının bitmesini.
Geçmek bilmez zamanlar,
Saniyeler saat, saatler yıl olur sanki.
Kolundan tutup ihtiyacını sorana hasret,
Evlatlar büyütsen ne yazar,
Haram lokma ile büyüttükten sonra,
Faturası gelir son adımlarda,
Ya da diğer hayatın başlangıcında,
Pişman olursun ama, eyvah pirim yapmaz! ...

14/07/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:18 AM
Kurban Bayramı

Arife sabahı başlar tekbiri,
Yılda bir geliyor, Kurban Bayramı.
Kiminin üstüne Hak'kın takdiri,
Zengini biliyor, Kurban Bayramı.

Niyetler değişken herkese göre,
Ayet, hadis değil, hakikat töre,
Amellere hakîm yaşanan yöre,
Kimini buluyor, Kurban Bayramı.

Ana, baba yoksa bayram neyine,
Hürmet önce olur bölge beyine,
Mesajlar çekerler hatır reyine,
Eller öpülüyor, Kurban Bayramı.

Yarısı hesaplar kilo fiyatı,
Unutmuş yaptığı eski biatı,
Kabul etmiş gider yeni bidatı,
Cebini deliyor, Kurban Bayramı.

Farzın kolayını seçer kaparız,
Kılmayız namazı sonra yaparız,
Nefsimize uygun döner saparız,
Yetimler kalıyor, Kurban Bayramı.

Yaratana şükür kurbanı olsam,
Verdiğim ahitte değişmez kalsam,
Dursunî defterim sağımdan alsam,
Her canlı ölüyor, Kurban Bayramı.

22/12/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:18 AM
Kuş Beyinli

Kuşlar gibi sonsuzlukta uçabilmek,
Bütün iyi ve kötülerin üstünde havalanmak..
Kanat çırpmak, meydan okucasına,
Rızkları yanında olmadığı halde...
Yarına endişeleri yok,
Bulursa yerler, her yem tanesine,
Kanat çırparak şükrederler,
Analarından gördüğü gibi yuva kurarlar,
Kayalara, ağaçlara, otlar arasına,
Küçük beyinlerine nakşedilmiş tüm bilgiler.
Baba olduğu halde yavrusu için soğukta...
Sıcakta, sabırla günlerce ayakta beklemek...
Kaç insanımız yapıyor bu fedakârlığı,
Kuş der geçeriz ama çoğu yönü örnek bize,
Bir solucan çeker açken kapana onları,
Hemen atlar oltayı düşünmeden,
Kuş beyinli deriz ama...
Biz atlamıyor muyuz? Kaçımız temkinli acaba...
Bizim beyinde, sorumluluğumuz büyük,
O kuşlara sayısız göz ve tüy rengini vereni...
Hatırlayan kaç kul var alemde?
Bazen düşünüyorumda...
Esas kuş beyinli benim galiba.

03/01/2007

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:18 AM
Kutlu Olsun 1

Birbirini boğan Kureyşten deden,
Doğum günün kutlu olsun Sultanım.
Huzuru görmedi sana zulm eden,
Doğum günün kutlu olsun Sultan’ım.

Yirmi nisan beş yüz yetmiş bir günü,
Güneş farklı doğdu bitirdi dünü,
Bütün dünya bekler olmuştu seni,
Doğum günün kutlu olsun Sultan’ım.

Cehalet zirvede, rezildi kadın,
Kıyamete kadar dünyada adın,
Çoğu akılsızlar bilmedi tadın,
Doğum günün kutlu olsun Sultan’ım.

Doğmadan Abdullah baban yitirdin,
Kadına, insana değer getirdin,
Sevgi tohumunu tekrar bitirdin,
Doğum günün kutlu olsun Sultan’ım.

Altı yaşta annen Âmine göçtü,
Sütannen Halime yerine geçti,
Amcan Ebû Talip yardımı seçti,
Doğum günün kutlu olsun Sultanım.

Yirmi beş yaşında Hatice gördü,
Ticaret kervanı emrine verdi,
Kırkta vahiy geldi, Cebrail vardı,
Doğum günün kutlu olsun Sultan’ım.

Hıraya giderdin yalnız başına,
Nurlar yağıyordu Mekke taşına,
Dursunî ölseydi, narin kaşına,
Doğum günün kutlu olsun Sultan’ım.

15/04/2007

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:18 AM
Kutlu Olsun 2

İlk uyan Hatice anamız oldu,
Doğum günün kutlu olsun Sultan’ım.
Ebu Bekir koştu sırayı aldı,
Doğum günün kutlu olsun Sultan’ım.

Çocuk amcaoğlu Ali yanında,
En dürüst bilenler kaldı zanında,
Gelmemiş nur vardı, güzel canında,
Doğum günün kutlu olsun Sultan’ım.

Nurdağı sakladı, ağlar örüldü,
Kâfir göremedi sinir gerildi,
On üç gün yüründü Ensar sarıldı,
Doğum günün kutlu olsun Sultan’ım.

Kuzusuz koyundan süt sağdı çoban,
El emin bilenler oldular yaban,
İnsanlar anlasa kalmazdı çıban,
Doğum günün kutlu olsun Sultan’ım.

Bedir, Uhut, Hendek, Mekke’ye geldin,
Kan dökmeden şehrin baş tacı oldun,
Bazen hain çıktı çareler buldun,
Doğum günün kutlu olsun Sultan’ım.

Torunların kanı Irak’ı yaktı,
Dünya durulmuyor, Müslüman baktı,
Amerika kızdı kancayı taktı,
Doğum günün kutlu olsun Sultan’ım.

Veda haccınıza yüz binler geldi,
Acı haber verdin yürekler deldi,
Dursunî yastadır sonradan bildi,
Doğum günün kutlu olsun Sultan’ım.

15/04/2007

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:18 AM
Leylekler

Diyar, diyar dolaşıp gelen mahzun leylek,
Benim kaybettiğim sevgiliyi gördün mü?
Hali nasıl, mutlu mu, yoksa ah eder mi?
Dönüşte ona beni de götür olur mu?

Derbederliğimi haber ver, yare leylek,
Bezdirdi beni, canı gönülden, ayrılık,
Gündüzüm, *******im içinde karanlık,
Acı geliyor üst üste, bilmiyor bitmek.

Yarin olduğu yeri haber ver gideyim,
Affetsin diye ayaklarını öpeyim,
Çile bağrıma tak etti, bildireyim,
Ayrılık ikimize de yetti diyeyim.

Hangi ücra yolda gördünüz, biçareler,
Tarif edin, sizinle uçayım leylekler,
Geçtiğiniz yollar gariplerle doludur,
Hasretlik acı, acı beni de solutur.

Söyleyin gördüğünüz yeri, edin yardım,
Bir kanat çırpmada ulaşmayı isterdim,
Sevmek kadar güzel ne var kardeşim,
Ne de hüzünlü düşünüyorsun, leyleğim,

Seni dışladılar, yuvadan atılalım,
Ona üzülürsün, boynu eğri leyleğim,
Kaybolan sevgiye doğru, haydi uçalım,
Harap olmamıza değmez, garip leyleğim.

Bu dünya güçlülerin payitahtı olsun,
Beraber olalım iki yaralı gönül,
Uçalım bizi seveni bulana değin,
Üzülme boşa, başa gelecek kaderin.

11/6/2001

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:18 AM
Mahşere Kalırsa

Yediklerini kus helâlleşelim,
Sırada beklersen, sıkarım seni.
Dökelim içleri celâlleşelim,
Mahşere kalırsan, ekerim seni.

Her gün bile, bile içerek, yuttun,
Doğru yoldur diye sapığı tuttun,
Zevk için bizleri kavgaya kattın,
Affı istemezsen, yakarım seni.

Kanayan yarayla sırt üstü yattın,
Bütün dostlarını ucuza sattın,
Kendin düşecektin, bizi de tuttun,
Haddini bilmezsen, çakarım seni.

Yediğin naneler taşırdı tonu,
Sen de gideceksin gelecek sonu,
Paralı gitmezsin atarsın donu,
Elime düşersen, elerim seni.

İğneyi kendine, çuvaldız bana,
Durmadan batırdın yetiyor cana,
Şimdi bakıtalım sende ki kana,
Elime geçersen, yıkarım seni.

Keyfince laf edip yükünü tuttun,
Ana, baba, kardeş hakkına yattın,
Adalet nerede, kendine kattın,
Hesaba gelirsen, takarım seni.

Sıktıkça sabırla dişim döküldü,
Ayakta ******* uykum çekildi,
Dursunî’yi ezdin, işin akildi,
Elimde kalırsan, yutarım seni.

07/03/2007

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:19 AM
Mansur Ekmekçi

Menfaatsiz insan makamı sevmez,
Alçak gönüllüdür, kibirsiz Mansur.
Namuslu, naziktir insanı gevmez,
Su misali olsun, hayatın Mansur.

Usludur merhemdir yarama sürdüm,
Ram olmuş yoluna Hak’ka kul gördüm,
Ekmeği yenendir gölünde yüzdüm,
Kader mahkûmudur, emekçi Mansur.

Memnun olur seven üstadım bildim,
Elini tutunca geçmişi sildim,
Karanlık yolumda verimsiz kildim,
Çaresizler dostu masumdur Mansur.
İradeli şair, pirimdir Mansur.

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:19 AM
Mansurî

Şu hantal halimle şekle muhtacım,
Dermanı sunacak, sensin Mansurî.
Neşterini vursan duyulmaz acım,
Bilgine çok açım, doyur Mansurî.

Karanlık yolumda rehberim olsan,
Ömrüm yetene dek ışığım kalsan,
Yüreğime kökler, dalların salsan,
Öze ulaşmaya, yol ver Mansurî.

Her kafadan bir ses bu işe şaştım,
Doldu hazineler az daha taştım,
Sofrana gelmeden pişmemiş aştım,
Ocağında pişir, üstat Mansurî.

Atılmış paçavra, iş görmez bezdim,
Bilgili üstada ihtiyaç sezdim,
Yandım hasretinle dört yanı gezdim,
Aşkınla hamurum, pişir Mansurî.

Herkes tutmuş bir yol gider düşünmez,
Dört heceden şiir yazar üşenmez,
Üstat kapısına yatıp döşenmez,
Baş koydum yoluna, emret Mansurî.

Hak ve halk aşkıyla yanan kullarız,
Çıplak gelenleri örter çullarız,
Cahillere göre geçmez pullarız,
Her kalbe anahtar, olsam Mansurî.

Damarıma kan ver cana can gelsin,
Soluk ol çırağa işi bilensin,
Dursunî kapında eski silensin,
Eğrimi doğrultsan, ustam Mansurî.

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:19 AM
Manzara

Düğünlerde elde dolar savrulur,
Memleketimizden, seçme manzara.
Binlerce insanım açtır kavrulur,
Kendimizden mahrum, geçme manzara.

Sorsanız dinini Müslümanım der,
Zekâtı, öşürü bilmez kendi yer,
Çıkmaz kazancında hiç sırtından ter,
Örnek insanlardan, süzme manzara.

Tanımaz din, iman aydın sayılmış,
Deyince laiklik dünden bayılmış,
Duyunca bedava hemen ayılmış,
Vatanımdan günlük, bazlık manzara.

Alışmış dilenir el açar kolda,
Gelince zabıta koşuyor yolda,
Fikirler mideye indi sağ, solda,
Fareyle, kediden dostluk manzara.

Birleşiyor yollar tüm kavşaklarda,
Kolay olur terfi tam yavşaklarda,
Hortum bağı vardır hep savsaklarda,
Çıkmaz boğuşmadan, gerçek manzara.

Yavaş, yavaş beller bükülür gider,
İki asa ile hayatlar biter,
Göz görmez, dil tatmaz gençlik yiter,
Senin ömründen de, pozluk manzara.

Layık olduk bizler yaratan verdi,
Namussuz Yahudi murada erdi,
Çoluk çocuk yaşlı garibi yerdi,
İnsanlarımızdan, anlık manzara.

20/09/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:19 AM
Marşımıza Saygı

Başı örtülü nineme kurtuluş savaşında,
Mermi taşıttılar, elde, kağnıda, omuzun da,
Savaşa herkes katıldı, yarısı otuzunda,
Ya şehit, ya gaziydi, hayatının baharında.

Bu halimizi Kara Fatma ninelerim görse,
Daha nice isimsiz nineler, dedeler bilse,
Torunlarım nerede, ne hale gelmişler derse,
Hakkın helâl et, denir mi? Beddua ederlerse.

Bu milletim daha çok kurtuluş savaşı verir,
Başı kapalı savaşa gelmesin nasıl denir,
Felaket gelirse, ayrım yapmaz, herkes biçilir,
Yaşlılar düşman işkencesini ezbere bilir.

Marifet şekildeyse, olunacaksa medeni,
Anlayamıyorum ki, bir türlü nedir nedeni,
Büyükler bilsin artık, düşmanı, sessiz güleni,
Dost bilmemeliyiz, koyun postunda görüneni.

Asırlar şahit, uyguladılar aynı oyunu,
Uyanalım artık, fark edelim kurdu, koyunu,
Türk’ün dostunun bilmeliyiz, kimler olduğunu,
Bizler akıllanalım, uzatmayalım boyunu.

4/5/2001

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:19 AM
Mechul

Dün çocuktum hiç bilmeden geçip gittiyse,
Bugün yarım asr akşamı, yarınım meçhul.
Şöyle böyle, düşe kalka yenip bittiyse,
Çeyrek asır ya var ya yok, gelecek meçhul.

Yarattığına Allah’ım kol kanat gerer,
Murat eden kulları da murada erer,
Gönlü geniş olan postu yerlere serer,
Varım şimdi ya az sonra, yaşamam meçhul.

Kim bilir son nefes nerde yakalar beni,
Azrail izin istemez titretir teni,
Durmuştur artık bindiğim hayat treni,
Nereye defnedilirim, toprağım meçhul.

Dolansam muhtaç olunca acınır halde,
Çıkar ortaya gerçek dost açık eşkalde,
Kuzu misali meleyen sessiz ahvalde,
Son durağa götürecek, dostlarım meçhul.

En yakınlarını hepsi bir azdırırlar,
Ölmeden ikâmetgâhı tam kazdırırlar,
Düşürürler kütüğünden son yazdırırlar,
Nasıl kazandım kefeni, helâl mi meçhul.

14/07/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:23 AM
Mektubunda

Yazdığın mektupta gözyaşın vardı
Nasıl yazdı elin sayıp, dökmüşsün?
Gönderdiğin alev dilimi sardı
Nasıl çizdi elin, eğip bükmüşsün?

Hislerini bana tek tek yazmışsın
Issız mezarımı derin kazmışsın
Hiç suç işlemedim sonsuz kızmışsın
Kini satırlara, değip ekmişsin.

Açmışsın mazide kalmış közleri
Özenle bulmuşsun seçip sözleri
Yokuşların bitmiş yürü düzleri
Utangaç yüzümü, soyup çakmışsın.

Eskitip, attığın fani çulundum
Kıymetim bilseydin köle, kulundum
Harcarken elinde bitmez pulundum
Hatıra maziye, kıyıp yakmışsın.

Dursunî’yi giden, gelen salladı
Herkes arzu etti sildi, alladı
Beğenmeyen deldi, her gün nalladı
Beni gözü yaşlı koyup, bakmışsın.

– 18/07/2007

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:24 AM
Melahat Abla

Mütevazılıkta emsalsiz rehberimsin,
El üstünde tutulmaya değer birisin,
Layık olduğun gibi yaşayıp göçesin,
Alnı açık insandır, Melâhat Ablamız.

Hizmet için çırpınır bilinir mi bilmem,
Ağzından bal damlıyor dinlenmez diyemem,
Tatlı sohbetine doyulmaz söz söylemem,
Eli sevgi dağıtan, Melahât Ablamız.

Canı gönülden dost olanlar onu anlar,
Eşi yaratılmamış ailedir onlar,
Vatanı için söyler dinletir, yazarlar,
İnciden kıymetlidir Melâhat Ablamız.
Tane, tane konuşur Melâhat Ablamız.

29/05/2006

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:24 AM
Memleketim

Esen rüzgârları, dalgalı denizi,
Her haliyle güzel, güler memleketim.
İnsanların dolgun ya da boz benizi,
Cennetlerden fazla, besler memleketim.

Bir yanda kıyıya vuruyor dalgalar,
Önünde set tutmuş kum dağı halkalar,
Cümle tabiatı içinde salgılar,
Üç yanın denizler, süsler memleketim.

Edirne’den Kars’a köprüdür vatanım,
Her yanın doludur uğruna yatanım,
Yedi başlı kurtlar sürüyle çatanım,
Asya, Avrupa’yı bağlar memleketim.

Sıra dağlar sende mümbit ovaların,
Uzatsan mahsulle dolar kovaların,
Yahudi’ye toprak sattı develerin,
Atamın mirası, çağlar memleketim.

Yedi çeşit iklim güneşin ılımlı,
Dünyada eşin yok güzelin alımlı,
Esmerlerin yürür üstünde çalımlı,
Dursunîi uğruna, ağlar memleketim.

30/10/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:24 AM
Memur Bey 1

Tahsilli diye imtihanlarla alındık,
Kazandık, sırtımızı devlete dayadık,
Acemi olunca, bir yılda hazırlandık,
Aferime koştuk, asil memur sayıldık.

Benim memurum işini bilir dediler,
Nasıl bileceğimizi, öğretmediler,
Saf olunca, beni basamak bellediler,
Belim oldu kambur, hiç doğrul demediler.

Çalıştık, fakülte bitirdik, dereceye,
Ebatlarım bozuk, yan gittik kademeye,
Utanmadılar on nokta bir zam vermeye,
Kendi maaşlarına milyar eklemeye,

Siyaset, sendika, dernekler yasak bana,
Kara cahil, süper siyasetçi vatana,
İktidar temsilcisi ilçe başkanına,
Bak, acizlenme halinden başkalarına.

Selâmsız geçsen tavır kor, başkan beylerim,
Müdür olsan, söz sahibi delegelerim,
Başkan bey kart vermez, bir sonrayı beklerim,
Bu kafayla daha çok bekler, emeklerim.

Her söylenene başım sallamam istendi,
Kıpırdama diye ayaklarım köstendi,
Delegeyi görünce yanlış iliklendi,
Kravatla boynu bağlı, memur efendi.

Birbirimize bizi ispiyon ettiler,
Altı yılda aferin, terfi ettirdiler,
Fazla secde yapana, teşekkür dediler,
Biz ağızlarına baktık, onlar yediler.

Memurda tahsil isteniyor, başkasında,
Çene kuvvetli olsun, yeterli anında,
İş görülür, uydurulur kanunlarında,
Tahsilliyi cahil atadır masalarda.
8/5/2001

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:24 AM
Memur Bey 2

Küçük memursun, visa kartı alamazsın,
Müdür beyi kendine kefil edeceksin,
Değilse olmaz, geri dönüp gideceksin,
Çünkü sen, bir banka hortumcusu değilsin.

Savaş, afet yok, dünkü para nere gitti,
Hortumcular bunu yalnız mı yedi, bitti,
Hiç kimseden habersiz, ülkeyi terk etti,
Haberi olanlar da, anında çark etti.

Gelin bir daha düşünelim ülkemizi,
Düşman girerse, çarka tutar hepimizi,
Pasaportu olan kaçar, yakalar bizi,
Küçük memur sırtlar, ekonomik krizi.

Büyük memurun zaten ensesi kalındır,
En son ziyareti bize, belki salımdır,
Yükü biz, az maaşı alanda bizizdir,
Tut çeneni, cezayı verecek azizdir.

Sıradan memursun sen, marul çürük olsun,
Kötüsünü atar, iyisini yıkarsın,
Haline şükret, senden sefili bulursun,
Daha iyi günler, bu hali de ararsın.

Kırmızı kart görünce, geç esas duruşa,
Olmaz diyemezsin, kullanılırsın maşa,
Alkışı çok yap, bağır amirim çok yaşa,
Belki o zaman yapılır, zamlar maaşa.

Azraile söyledim, canımı taksitle,
Alıştık bizler de, alış veriş hep böyle,
İtiraz edecek hal kalmaz, can havliyle,
Melekler insaflı olur, acır haliyle.

Hak isteyip yürüsen, coplatırlar seni,
Baş tacı edecek, ev verecekler hani,
Sen bari ezme, koru, sahiplen geleni,
Değerlidir, bu ülkede vatan haini.
8/5/2001

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:24 AM
Memur Beyim 1

Dönüyor koltuklar yağlana yağlana,
İniyor, çıkıyor, yaylan memur beyim.
Toz deposu altı bağlana bağlana,
Tozları almaya, teklen memur beyim.

Ders veriyor beyler almışlar yolluğu,
Yapıyor malum tastamam kulluğu,
Dönünce alırlar sırtlara çulluğu,
Sadece kendine, yansan memur beyim,

Benim, senin için açılmadı kurslar,
Beylere verilir üst basamak burslar,
Ağız açıp dudak kıpırdatsak tersler,
Kıvırmayı öğren, belden memur beyim.

Hem onlar, hem şirket sırtından kazanır,
Lortların sofrası kuş sütü bezenir,
Kendi dersi bilmez hocaymış gezinir,
Çarka tutulmaya, bilen memur beyim.

Emeklim gelmeden şef edemediler,
Kuyruğumdan tutup bir yedemediler,
Alnı açık oldum tek gidemediler,
Kuyruğu tutturma, sakın memur beyim,

Bizler tabıldottan, onlar pastalardan,
Hak bizi korusun gizli hastalardan,
Dursunî sus, içsinler altın taslardan,
Kuru ekmek yeter, bulsan memur beyim.

30/10/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:25 AM
Memur Beyim 2

Konuşturmak için balı verirler,
Gizli sırrı verme, sen memur beyim.
Gaflette olursan halı dererler,
Her an uyanık ol, sen memur beyim.

Senin uyanmanı kimse istemez,
Boşuna tavizle seni beslemez,
Kuyruğunu tutsa hiçte köstemez,
Kuyruk omuzunda, ol memur beyim.

Değişmedikçe bende ki bu kafa,
Yiyemem tatlı portakaldan yafa,
İte, kaka her gün sokarlar safa,
Aklı başa topla, sen memur beyim.

Yıllarca sırtında sürdüler sefa,
Doğrult demediler belin bir defa,
Düşmeyelim bizler yersiz zaafa,
Vakit geçiyor uyan memur beyim.

Kıvırma toplamına bakacaklar,
Beğenmediklerini yakacaklar,
Boynuna tasmanı hep takacaklar,
Başı yerinde salla memur beyim.

Dursunî abtaldır kafası basmaz,
Savunma almadan yağışlı esmez,
Makam terfi için boynunu kösmez,
Azcık bala dönme, sen memur beyim.

01/11/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:25 AM
Memur Efendi 2

Onlarca el öptün geldin masaya,
Daha çok öpersin, memur efendi.
Nefsine uyupda dalma kasaya,
Bir gün haşlanırsın, memur efendi.

Lortsa yaparsın tek selâmla işi,
Korkudan donuna koyarsın çişi,
Sıktıkca ağızda kırarsın dişi,
Dayısız kalırsın, memur efendi.

Garip vatandaşa horozlanırsın,
Soğuk, sıcak içer marazlanırsın,
Kızmışsan beylere, garazlanırsın,
İşini bilirsin, memur efendi.

İşine gelirse gelip yaparsın,
Beğenmezsen haydi çekip gidersin,
Beyler memnun olsun etek öpersin,
Modasız giyersin, memur efendi.

Asgari ücretli misal alsanda,
İsyan etme zamsız böyle kalsanda,
Önce onlar doysun aç, tok olsanda,
Üç çeyrek yaşarsın, memur efendi.

Dursunî söyledi sözü sıradan,
Olursun emekli çıkıp aradan,
Seni böyle uygun görmüş yaratan,
Çok şükür diyesin, memur efendi.

12/09/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:25 AM
Memur Hanımının Duası

Şef hanımı olsam diye tutturdum,
Sınavı yaparsın dedim yutturdum,
Kesin gideceksin kayıt yaptırdım,
Yardım et Allah'ım, şaşkın kuluna.

Kazanmadan gelme benim yanıma,
Devamlı okuttum yetti canıma,
Müdür eşi olmak istek kanıma,
Yardım et Allah'ım, pişkin kuluna.

Döner koltuk bekler makamda seni,
Zorla hele biraz bütünde teni,
Mahçup etmeyesin hazlandır beni,
Yardım et Allah'ım, düşkün kuluna.

Yürüyüşler farklı müdür eşinde,
Aklını başına topla peşinde,
Genel müdür olsa benim eşimde,
Yardım et Allah'ım, taşkın kuluna.

Şair Dursunî'dir abtalın adı,
Benim de hakkımdır yürüyüş tadı,
Siyasete atıl olursun kadı,
Yardım et Allah'ım, şişkin kuluna.

31/10/2006

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:25 AM
Memurda Aranan Şartlar

Her sabah altı da uyanacaksın,
Son sistem yedide süsleneceksin,
Saat sekizde koltuğa uhu dökeceksin,
Hemen üstüne oturacaksın,
Keyif çayını yudumlayacaksın,
Düğmeyi yanlış ilikleyeceksin,
Amir çağırınca secde edeceksin,
İki de bir WC ye gideceksin,
Makyajlarını tazeleyeceksin,
Her sorulana bilmem, diyeceksin,
Ayçiçeği gibi dönebileceksin,
Saniyede üç yüz altmış kıvıracaksın,
Tersine de aynı hızla devam edeceksin,
Ara sıra saate bakacaksın,
Emme basma tulumba gibi başını sallayacaksın,
İşini her zaman bileceksin,
Rüşveti yan cebine koyacaksın,
Yanlara kafa sallamayacaksın,
Doksan altmış doksan ebatta olacaksın,
Hiçbir söze itiraz etmeyeceksin,
Küçücük dilinle konuşacaksın,
Kuyruğunu hemen tutturacaksın,
Amirin kuyruğunu tutmayacaksın,
Emirlere harfiyen uyacaksın,
Her gün çirkin hakaret duyacaksın,
Amirin hedefini tam vuracaksın,
Hortumu beraberce yutacaksın,
Haksızlığa karşı hep susacaksın,
Tanrılara isyan etmeyeceksin,
Namazı amirinle kılacaksın,
Amirin eşini arabanla taşıyacaksın,
Hemen kapısını açacaksın,
Yukarıdaki şartlara aynen uyup secde edeceksin,
O zaman memurda olursun adam gibi adam da.
07/11/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:25 AM
Memurlar

Saat sekiz de, on üç de gelmezler,
Hep birden maaşım, yetmiyor derler.
Saat on iki de bizi almazlar,
Hep bir ağızdan iş, bitmiyor derler.

Beğenmezsen gelen olur yerine,
Yara iyileşir insek derine,
Sıcaktan kaçarlar hemen serine,
Sigara elde iş, gitmiyor derler.

Baş yöneticiler kurala uymaz,
Halkım isyan etse kulaklar duymaz,
Aydın geçinenler tam sarhoş, aymaz,
Vatandaşım dertsiz, çatmıyor derler.

Sahipsiz memleket, çobansız sürü,
Sokaklar aşınmaz her zaman yürü,
Günlük yaptırırmış makyajı, kürü,
Bütün balık kokmuş, tatmıyor derler.

Üç beş kelaynağım, korunur oldu,
Giydiğim ceketten rütbemi bildi,
Ismarlanan çayı geriye aldı,
Sözlerin birebir, tutmuyor derler.

Öf, püf, çok yoruldum diyerek gelir,
En çok çalışanı kendisi bilir,
Sohbetten işine vakit mi bulur?
Memur gece, gündüz yatmıyor derler.

Esas duruşumu bozsam kızarlar,
Az sesli söylesem, fena azarlar,
Dursunî dert yansa, hemen tozarlar,
Bundan bir iş çıkmaz, satmıyor derler.

08.05.2007

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:25 AM
Memurum Ben

Sekiz on yedi saatten ayrılmaz gözler,
Buyur, emret efendim, tamam şefim, sözler,
Bütün hakkımızı almış, oturtan beyler,
Her zaman haline şükreden memurum ben.

Zil çalar ağzımız sulanmaya başlıyor,
En küçük hatamızda, müdür bey haşlıyor,
Aybaşında da alacaklı karşılıyor,
Konuşamayan ağzı dilli memurum ben.

Siyaset, fikir üretmek yasak bizlere,
Beş yılda bir oy için çökerler dizlere,
Acı enayiliğime, emek yellere,
Sözde sendikalı, sopalanan memurum ben.

Altı yıl takla atarız bir kademeye,
Derece terfisi kapanırız secdeye,
Yaranacak, ispiyon eder müdür beye,
Yüreği param parça olmuş memurum ben.

Çocuklar, hanım, elime bakar gelince,
Rüşvet oluyor, hediyeler verilince,
Altı yüz milyon lira maaş denilince,
Alınca tükenmez sanılan, memurum ben.

Her söze emme basma misali tamam der,
Kuru ekmek bize verilir, onlar bal yer,
Hanım pazar, çocuklar yol parası ister,
Maaşı taksitlendirilmiş memurum ben.

Yüzde beş zammı uygun görür büyüklerim,
Ne yapalım, daha iyi secde ederim,
Belim doğrulmuyor, krediyle öderim,
Kaderi sınırlı, gariban memurum ben.

Başı dik olursam, sürgün yolu görünür,
Makamlara ulaşmaya, yerde sürünür,
Birbirinin ayağını alır, düşürür,
Kılığından bellidir, garip memurum ben.
22/8/2005

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:25 AM
Merdivenler

İnsanoğlu, her gün birbiriyle dalaşır.
Basamak, basamak, çıkılan merdivenler,
Arı bir nebze bal için, çiçek dolaşır,
Nefes, nefes, yorgun yürünen merdivenler.

Ya ben bunca ömrü nerelerde harcadım,
Hangi çiçekleri koklayıp kirletmiştim,
Nice merdivenleri koşarak çıkmıştım,
Bir yuvarlanışta indiğim merdivenler.

Seni düşmemek üzere çıkmak isterdim,
Düşersem, neye uğradığımı bilemem,
El öpen dostlarımı yanımda bulamam,
Sizi çıkarken düşersem, ey merdivenler.

Sizi çıkan, çıktığı gibi iner derler,
Çıkarırlar, nefislere köle ederler,
Pasta biter, çatal-bıçak teslim giderler,
Sizi kavgasız çıkmalı, ey merdivenler.

Bazen rüzgâr uçurur, zirveye bırakır,
Zirve gözü olan, merdiveni kaldırır,
Çıkış hızıyla aşağılara düşülür,
Sevinen beyler, kahkahalardan bayılır.

Ey merdivenler aheste, aheste çıksam,
Nefes tıkanmaz, basamakta yorulmazdım,
Şaşa ile sarhoş etmezlerdi, dostlarım,
Sizde ne anılar yüklü, ey merdivenler.

Sizi merdivene çıkaran rakip görür,
Bir darbede alaşağı etmek isterler,
Koltukları merdiven başı kalmalıdır,
Onlardan başka dev yoktur, ey merdivenler.
7/6/2001

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:26 AM
Merhum Ramazan Yavuz

Bir Ramazan Yavuz vardı, yetim, babasız,
Sekiz yaşında öksüz kalan yalnız çocuk,
O dostlarına olamazdı, hiç vefasız,
O uğurlandı, gözlerde yaş boncuk, boncuk

Ferman değişseydi, her şeyden geçerdim,
Gerekirse, senin yerine can verirdim,
Bu hale getirenleri bilsem, ezerdim,
Toprakta bari rahat uyu, sen Ramazan.

Yıllar sonra kavuştun baban ve amcana,
Yanı başında, deden ve ninen Havana,
Acına da dayandı, o çilekeş ana,
Ben gelince rehberim ol, Yavuz Ramazan.

24/11/2005

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:26 AM
Mevlana

Ey büyük insan, Konya’nın gülü Mevlâna,
Seni övmeye layık mıyım, söyle bana,
Müsade etsen de, sözcük bulamam sana,
Affet beni, seni yeterince Mevlana.

Tek başına bir orduya bedel olmuşsun,
Konya’da imanın zirvesine konmuşsun,
Peygamberimizin yolunun tozuymuşsun,
Bağışlayın, hakkıyla sizi Ey Mevlana.

Sizin yolumuzun tozu da ben olayım,
Son nefese kadar Allah’a kul kalayım,
Duanıza muhtaç yollara bakmaktayım,
Hasretim, ayak izin ararım, Mevlana.

Dünyanın her yerinde Müslüman kepaze,
Tekrar doğsanız, ağlarsınız halimize,
Duamız, hatırınıza, af, Rabb’imize,
El açan çok, gönül veren yok, Ey Mevlâna.

Konya’ya gelsem, kapından dönerim geri,
Param parça olduk, yitirdik biz serveri,
Halimizle mahcup ederiz peygamberi,
Senden utanıyorum, Ey Güneş Mevlâna.

Ne olursan ol, gel diye çağıransınız,
Hangi yüzümüzle gelelim, biz şaşkınız,
Nasihatin tutmadık, geveze, laftayız,
Canım, anam, babam sana feda, Mevlâna.

Yolunu çağdışı, açılmayı çağdaşlık,
Müslümanı teptik, gavur bize gardaşlık,
Dünyayı boğuşmakla bir harabe yaptık,
Toprakta da rahat vermedik, Ey Mevlâna.

07/11/2001

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:35 AM
Mezar

Bir gün üstünde bitecek, bastığın çayır,
Rabb’ım mezar dehşetinden bizleri kayır,
Yılan, böcekler payım diye bağırır,
Parça, parça parçalayacaklardır beni.

Allah diyen kulların toprakta vücudu,
Görmeyecektir haşeretleri ve kurdu,
Hazırlan ey nefsim, dünya imtihan yurdu,
Gidenler hiç gelmiyor, döndürmezler seni.

Şimdiden ağla gözlerim, mezar haline,
Orada hal ne olur, sor kendi kendine,
Elin uzatsan iyilik ettiklerine,
Görmezden gelirler, duymazlar nefsim seni.

9/2/2001

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:35 AM
Mezar Taşıma

Ağlayarak doğdu aynı yaşadı,
Gün görmedi yazın, mezar taşıma.
Masum bir çocukluk, gençlik taşıdı,
Abtal geçti yazın, mezar taşıma.

Her gören horladı, besleyen bile,
Ömrü boyunca hiç, bilmedi hile,
Yakası kalmadı, sürekli çile,
Kimsesizdi yazın, mezar taşıma.

Hak’ka kul olmaktı, kısa muradı,
Salı götürecek, dört dost aradı,
Çalıştıkça battı, kime yaradı,
Şaşkın diye yazın, mezar taşıma.

Akılsız yaşadı, başı eğmezdi,
Diyet borcu yoktu, kaşı değmezdi,
Yalakalık için, taşı yemezdi,
Garip gitti yazın, mezar taşıma.

Derin gömün beni, sevinsin onlar,
Boş olan bilinir, gelince sonlar,
Üstten çıkarılır çoraplar, donlar,
Çıplak yattı yazın, mezar taşıma.

Dursunî’de şaştı, başa gelene,
Bir şeyler söyledi, duyabilene,
Hakkım helâl etmem, ayak çelene,
Horlanandı yazın, mezar taşıma.

05/10/2006


Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:36 AM
Misali

Alışacaksın esen türlü havaya,
Girmen gerekirse, balık misali.
Atlayacaksın tam kızgın tavaya.
Yenmeye gelirsin, yemek misali.

İyi, kötü gider oldu vaziyet,
Zamanında secde yapmak meziyet,
Tipin değişikse çektin eziyet,
Besleyip keseler, inek misali.

Yalakalıktan hep olmuşuz seme,
Haksızlık görünce dilsizsen deme,
Dişli olanları çekerler yeme,
Sırıtır kalırsın, direk misali.

Haritaya baktım, Türkiye eşsiz,
Sahip çıkılmadı, gençliğim işsiz,
Koltukta kalmaya, yatmazlar düşsüz,
Hiç kalmayacaksın, salak misali.

Önüne geleni ısıracaksın,
Arkandan geleni bastıracaksın,
Dili uzun varsa susturacaksın,
Gezeceksin yolda, örnek misali.

Efendi olana diyorlar salak,
Madalya alıyor işi asalak,
Dursunî’de şaşkın, doğuştan salak,
Herkese öpülmez, yanak misali.

19/02/2007

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:36 AM
Miskin Halinle

Türkiye’min yıldızları davet edilmiş,
Senin ne işin var Dursun, miskin halinle?
Kütahya ili cennetten şehre çevrilmiş,
Senden şair olmaz Dursun, garip halinle?

Ta Eğirdir’den gelmişsin hangi yüzünle,
Şiir gibi şiirin yok hepsi hüzünle,
Yarım asr boş yaşamışsın yazın güzünle,
Utanmadın mı be Dursun, bitkin halinle?

Dünya yaşamaya değer elma narıyla,
Kütahya’mız şenleniyor şiir harıyla,
Komşu Uludağlı Bursa zirve karıyla,
Sıkılmadın mı ey Dursun, şaşkın halinle?

Siz üstatlardan dersimi alır dönerim,
Devamlı hak yol üstünde kalmak önerim,
Masumu koruyamazsam ölür sönerim,
Varım mı diyorsun Dursun, abtal halinle?

Söyleyin dostlar söyleyin alem dinlesin,
Komşularıyla Kütahya yer gök inlesin,
Yaratan Rab’bım bizleri yüz bin eylesin,
Ne yüzle geldin be Dursun, arsız halinle?

Bu yolda zenginlik yoktur bilmez yanılır,
Böyle *******de dostlar sevgi kanılır,
Sekiz on kelime bilen şair sanılır,
Herkes konuşsun sus Dursun, aciz halinle.

02/08/2006

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:36 AM
Muhammed'im 1

Altmış üç oldu acemice şiirlerim,
Yaşınıza hürmet, size yazmak isterim.
Kalem yazmaz, dil söylemez, bilmem ne derim,
Sana, başım daima eğik, Muhammed’im.

Habibimsin, affını lütfeyle garibe,
Bir şeyler yazsın, sahiptir riyakâr kalbe,
Her hainliği yaptı, günahlara gebe,
İnşaallah, ölüm gelmeden, eder tövbe.

Şeytan kadar görevime bağlı olsaydım,
İyi olurdu, günahsız kalabilseydim,
Şeytanın vesvesesi ile kandırıldım,
Sunulacak mazeretim yok, Muhammed’im.

Siz gidince biz sayısız günah işledik,
Garibi bulunca ezip geçtik, dişledik,
İşimize gelmez, insanları fişledik,
Şu halde sizden nasıl şefaat isterdik.

Beyinlerimiz değil, mide geliştirdik,
Bulduk, attık ağza, helâl, haram demedik,
Sonra da dua etmeye, Hakk’a yöneldik,
Muhammed’im, el açtık, söz söyleyemedik.

Bile, bile işlenen günaha af zordur,
Bizim yerimiz, cennet değil, yanan kordur,
Biz affedilirsek, adaletsizlik olur,
Üzülmeyin Muhammed’im, son arzum budur.

Kâfirler bizden daha güvenilir insan,
Dürüstlüğümüz gitti, bizler olduk şeytan,
Şeytan başarı belgesi aldı dünyadan,
Üzülme Muhammed’im bizler ettik isyan.

Evlat babayı terbiyeye çalışıyor,
Küçük büyük belli değildir, dolaşıyor,
İnandım diyen birbiriyle dalaşıyor,
Muhammed’im, menfaatlar önde geliyor.
25/5/2001

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:36 AM
Muhammed'im 2

Bize söz verdin, şefaat edeceğine,
Layık ümmet mahşere gelmez Muhammed’im,
Seni gönderdik, biz daldık, aynı gaflete,
İnanmazsan, Allah’a sor ey Muhammed’im.

Herkes közü kendi kucağına deşiyor,
Kör ocaklar ne olacak bir düşünmüyor,
Kılıcı keskin, her gün kesecek sanıyor,
Amcan Ebu Talip geziyor Muhammed’im.

Kardeş kardeşin gözünü oyuyor, hırsız,
Ademoğlu olarak hiç değişmedik biz,
Gücü yeten zayıflara, delâletteyiz,
Görülmedi halimiz, bizim Muhammed’im.

Müslüman başkan geçinir, derdi dinlemez,
Menfaata dayanınca, doğru söylemez,
Hırsızlık yapan kızı olsa, el kesemez,
Beklediğin ümmet kalmadı, Muhammed’im.

Söylediğin hadisler tek, tek gerçekleşir,
Din tacirleri öşür ve zekât devşirir,
Fırsattan istifade işkembe şişirir,
Yetmiş üç parçayız, kim temiz Muhammed’im.

Şafaklar sensiz aydınlanmıyor ümmete,
Okuyan kalmadı, kitap, dergi, gazete,
Okusa bulur kendini, hadis, ayette,
Hiç hatırlamaz, şefaat der Muhammed’im.

Yanımıza gelsen buyur diyemeyiz biz,
Sigara, içki, kumar, falcılık işimiz,
Bu yolda yapılmadık kalmadı, reziliz,
Hurafeler dinden sayıldı, Muhammed’im.

Kâfir bizi bize düşman edip çekildi,
Hain yalancı peygamberler türedi,
Üç beş sahipsiz Müslüman kaldı, kükredi,
Aslanlık gitti, biz şaşkınız Muhammed’im.
10/6/2001

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:36 AM
Münafıksın

Beş vakit koşarsın hemen namaza,
Jet yatar kalkar başlarsın niyaza,
İçin dışın başka titremez aza,
Açıkça münafıksın, şaşkın adam.

Allah inanır sanma beynamaza,
Kulları aldatma kılsın tüm aza,
Bu yolda ayağın batmalı toza,
Gerçekten soyguncusun, taşkın adam.

Yattın kalktın manayı düşünmeden,
Kırk defa sözü verdin üşenmeden,
Kırk bin defa secde ettin şaşmadan,
Vesikalı hainsin, pişkin adam.

Şeytanlığına şeytan da şaşıyor,
Nefsini pis sakalından taşıyor,
Neşesinden engelleri aşıyor,
Simgeli düzenbazsın, şeytan adam.

Dursunî senin ondan farkın yoktur,
Belki de günahın daha da çoktur,
Mahşer mizanının kararı şoktur,
Sende beş beter hainsin, be adam.

25/10/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:36 AM
Namaz

Mutlu olacaksan, kıl beş vakit namazı,
Vakit kaybettirmez sana, artırır arzı,
Koşma bu dünyanın ardından, olma tazı,
Kıl namazı, kurtuluş yolu, yap niyazı.

Güzel abdest alıp, şuurla namaz kılsan,
Günah yükünle Hakk’ın divanına dursan,
Boyun eğip, Kur’an surelerin okusan,
Daha iyi olur, eşin, dostun kurtarsan.

Beş vakit namaz, kılsan bir saatte biter,
Kalan yirmi üç saatte insana yeter,
Pis veya güzel koku çevreyi etkiler,
Kardeş bir başlasan, devamı sürer gider.

Şuurla kılınan namaz gönlü alçaltır,
Tüküreni kucaklayan kara topraktır,
Çiğneyen çiğnesin, senin aslın balçıktır,
Yaratanını bil, bir gün toplayacaktır.

Hesap zamanı düşünürsün kara, kara,
Versen kurtulamayacaksın, altın, para,
Bulunmayacak ki, faydası olsun sana,
Anlamalısın, sonra sitem etme bana.

Küçük çocukların saç ağarttığı günde,
Kimsenin kimseye faydası olmaz, bil de,
Sana sebep olanlar kaçıp gittiğinde,
Diz üstü çöküp kalma, mahşer yerinde.

Kimse tanımaz seni, ana, kardeş, bacı,
Bu dünya arkasından koşanlara acı,
Zehir içirir, öldürücüdür ilacı,
Yandıkça yanar, içinde zakkum ağacı.

Dil döndüğünce anlattım bildiklerimi,
Öğrenirsin okusan, Kur’an-ı Kerim’i,
Kendini bulacaksın, yaparsan hatimi,
Seni misal verip, ben anlattım halimi.
8/2/2001

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:36 AM
Nasıl Anlatsam Bilmem?

Çek çeke bilirsen arkadaş,
Bu dünyanın yükünü,
Ya boynun kopacak ya da,
Boyunduruğun parçalanacak.
Anlatsan dinlerler gülmek için,
Bizler doğmuşuz çileyle yaşayıp,
Yine çeke, çeke hastalıktan ölmek için.
Ne elden tutan var ne de,
Dilden anlayan var.
Dolaylı söylersin yine anlamazlar,
'O hep aynı' deyip geçerler,
Yaratan kimseye sormadı ki,
Herkes düzenin bir parçası,
Aktörleri değişen filmin oyuncusuyuz,
Aşağı tükürsen sakal, yukarısı bıyık,
Kendi yağımla kavrulsam desen,
Yağın kalmamış elde, avuçta,
Ondan sonrada çıkarlar meydana,
Türklükten, Müslümanlıktan, kul hakkından,
Bahsederler gözünün içine baka, baka.
Herkes tutturmuş bir yol gidiyor,
İki dünyaya da çözümleri bulmuşlar.
Ne yapalım bizimki de böyle olsun.
Niceler var kuru ekmeğe muhtaç,
Kapısından bakılmayan kör, topal,
Dertlerimi doluya döksem almaz,
Boşa döksem dolmaz misali.
Yine de bende kalsın,
Benden de beter nice kullar var.
10/12/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:37 AM
Nasihat

Hesaplı git, baltayı vurma taşa,
Sonra imdada gelmez Derviş paşa,
Sağa sola saldırmadan, hür yaşa,
En yakın dost, bakmaz gözdeki yaşa.

Asırlarca yaşasan, sonu toprak,
Nasip olacağına şüpheli bak,
Gidersin beş metre bez sarınarak,
O da meçhul, gidilirse yanarak.

Neyine güvenip, meydan okursun,
Azraille çok samimi dost musun?
Yoksa şeytanın elinde koz musun?
Allah dilerse anında yok musun?

Nicelere kalmadı bu saltanat,
Sana da, evladına da nasihat,
Sanki geçti sanırsın, bir doru at,
Kulağını çekmeyende kabahat.

Nemrut’a, Firavun’lara kalmayan,
Nice kahramanlara mekân olan,
Gölge ömrü kadar, kısacık yalan,
Kalp kırma, verilen ömrü oyalan.

Baban tapusunu alırım sandı,
Gençliğine, kuvvetine aldandı,
Yaş ellide, dizlerinden sızlandı,
Güç gitti, ancak yeni akıllandı.

İbret alsan, önce gelip geçenden,
Yıpranıp, yorgun düşme bedeninden,
Fani olma, habersiz ahiretten,
Hazırlık yapmalıyız, ibadetten.

Bizden geçti, sizlere öğüt verdik,
Aslanlık gitti, postu yere serdik,
Hak’tan imanlı gitmeyi diledik,
Uyardılar, beyaz saç, dinlemedik.

Dünya al duvaklı bir gelin imiş,
Her gelen bakmış, kavuşmadan geçmiş,
Tutarım diye, koşan da aldanmış,
En fazla yaşayana bir asırmış
16/5/2001

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:37 AM
Ne İstersin Topraktan?

Geldiğin yer, o kara toprağı unutma,
Gideceğin yerde aynı, onu geç sanma,
Torbana doldurdukların yetmez, aldanma,
Ne getirdin, ne istersin kara topraktan?

Tükürür suratına, gezersin üstünde,
Mezarın olacak, yakında sinesinde,
Amel defterin kapanır, son nefesinde,
Ne yaptın da, ne beklersin kara topraktan?

Makam sahibi olunca, kesildin aslan,
Yardım istersin, koruduğun her baykuştan,
Amellerinle kaldın, çık şimdi yokuştan,
Garibi horladın, ne istersin topraktan?

Ölümü hiç hatırlamaz, baş dik yürürdün,
Yetimi, fakiri, her gün hakir görürdün,
Salına, salına beyhude ömür sürdün,
Ödersin hesabı, ne dilersin topraktan?

Şeytan dost görünüp, koltuğuna girince,
Ölümsüz sandın kendini, hesap bilince,
Senin de faturan kesilecek gizlice,
Ne hazırladın da, ne istersin topraktan? .

Ameli yaparsan, hasatını biçersin,
Gaye cılızsa eli boş naçar geçersin,
Suçu başkasında arayıp, eğlenirsin,
Ne verdin de ne istersin kara topraktan?

21/6/2005

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:37 AM
Ne Kaldı?

Dünya kurulalı kardeş kavgası,
Ne geçti ellere hüzünden başka.
Gayeye ters kurduk düzen mangası,
Ne kaldı geride, nefretten başka?

Cemaat, tarikat ümmet nerede?
Dağ başları işgal kalpler berede,
Dinsizler kol kola masum derede,
Ne kaldı ellerde, nasırdan başka?

Herkes kendince yorumları yaptı,
Zekası fazla olan hortum yuttu,
Kadını horlayan pirimi kaptı,
Ne var mazide, ihanetten başka?

Sevgiyi duymadık silahı gördük,
Bölüşmek bilmedik kin seti ördük,
Kardeşlik olmazdı arayı böldük,
Ne kaldı hatıra, kavgadan başka?

Her günahı işle af olur duydum,
Sabahta, akşamda başka olduydum,
Dursunî deyince yaramaz huydum,
Ne kaldı geçmişte, eyvahdan başka?

23/10/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:37 AM
Neden Kardeşim?

Sevgi dolu bir dünya oluşturmak varken,
Birbirimizi harcamak, neden kardeşim?
Korkusuzca gezip dolaşmak, son gelmeden,
Kardeşçe kucaklaşmamak, neden kardeşim?

Süper güçler salmış ülkelere hortumu,
Anlatamam hiçbir kelimeyle, korkumu,
Göbekten bağlanmış, lortlar yerler lokumu,
Kardeşliği istememek, neden kardeşim?

Hep beraber ülkemize sahip çıkalım,
Fitne, fesat düşman işine yarar, canım,
Kavgaları bırakıp, gelin sarılalım,
Bacı, kardeş olamadık neden kardeşim?

Bizim kavgamıza sevinenler, düşmanım,
Horon tepip sevinmesin, biz barışalım,
Millet olarak tek can olup, dayanalım,
Husumeti bırakmamak, neden kardeşim?

Hürriyetin kıymeti gidince bilinir,
İş işten geçer, ellerin kelepçelenir,
Derdi söylemeyene derman mı verilir?
Cahilliği terk etmemek, neden kardeşim?

Geçmişi unut, kardeşçe yoldaş olalım,
Çıkan engelleri gücümüzle aşalım,
Düşman devletlere karşı, baş dik duralım,
Kolu yende kıramadık, neden kardeşim?

Dünyada başka Türkiye bulunmaz, yoktur,
İlk fırsat, bizi bize kırdıracak, çoktur,
Gel sarılalım, kardeşlik sonsuz umuttur,
Vatanı yar edemedik, neden kardeşim?

Başlar dik yürüyelim, sokaklar titresin,
Düşman çizmesiyle, vatanım ezilmesin,
Kefensiz yatan onca şehit incinmesin,
Dostlukta birleşemedik, neden kardeşim?
11/8/2005

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:37 AM
Nedense?

Türkiye’min çilekeş insanları olan,
Bizler hep ezilmeye mahkumuz nedense!
Zirvelerde çiçek misali, yalnız açan,
Sahipsiz yaşamaya mecburuz nedense!

Birazcık tatlı söze anında kanarız,
Oltayı yuttuğumuza, sonra yanarız,
Gafletle ölü uykusundan uyanmayız,
Ölmeden mezarlığa gideriz nedense!

İzzeti ikramlar şan, şöhret, etikete,
Kıymet verilir gömlek, pantolon, cekete,
Taşın bile hizmeti vardır memlekete,
İtilip kakılmaya layığız nedense!

Göz, kulak işitmeyecek hiçbir şey asla,
Dilin, elin, kolun kesilir makasla,
Aba altından sopa gösterilir usla,
Çizilmeye her zaman uygunuz nedense!

03/08/2003

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:37 AM
Nefsim

Nefis zalimsin, kalmadı istemediğin,
Ben kabuğumda kalmayı arzu ederdim.
Sivrisineği bile rahatsız etmeden,
Yaşayıp, terki diyar etmek, arzulardım.

Hep başkalarını ezmemi istiyorsun,
Çalıp çırpıp zirveye oturmamı, hırstan
İstiyorsun, artık utanma insanlardan,
Zulüm üstünde saltanatı istiyorsun.

Senin sevdiğin kan ve irin olsa gerek,
Sunulur oda bir gün, bu halde gidersek,
Ezdirme bana, masumları, kör ederek,
Çıkar bir gün, yana kâr kalmaz, yediklerim.

Nefis bir gün azrailin geleceğini,
Bugün veya yarın olabileceğini,
Neden unuttun herkesin gideceğini,
Gidenler senin gibi zalim değil miydi?

Karada katlar, denizde yatlar istersin,
Bunların hangisine yetişebilirsin,
Yamalı ceket kadar, ömrünü bilseydin,
Seni sırça saraylarda ağırlardım, nefsim.

Nefis yaz sıcağında benden nar istersin,
Kışın soğuğunda doruktan kar istersin,
Hangi arzuna kulluk yapmamı yeğlersin,
Hangi yaylada gezer, geriye gelirsin,

Memleket parsel, parsel paylaşılmış iken,
Sen de benden güllük gülistanlık istersin,
Hamallığa da razıyım, bulabilsem ben,
Haddini bil ey nefsim, yeter arzun bitsin.

Hep sana uydular, yetim hakkı yediler,
Mideler dolunca, birbirine girdiler,
Suçsuzmuş, başkalarını kötülediler,
Nefis her belâ senden geldi, bilmediler.
11/6/2001

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:37 AM
Nerdedir?

Önce seni senden sorup istesem
Sırça saray narin, kalbin nerdedir?
Olmaz dersen, dağlar geçmek istesem
Nüfus kâğıdınla, celbin nerdedir?

Sevgiye susamış şu kollarıma
Seni gözlediğim tüm yollarıma
Ömrümü geçiren şu çullarıma
Kalpten sarılacak, belin nerdedir?

Sensiz gezmek haram, başım kesmeye
Kalan ömrüm senle doysa esmeye
Garip, eğri boynum hazır tasmaya
Hesabı görecek, elin nerdedir?

Yokluğunda sıcak ayazdır bana
Gel, zulm etme bu can ayvazdır sana
Gülümsemen bile haz verir kana
Beni ısıtacak, çulun nerdedir?

Gece gündüz emret kölen olayım
Nasıl istiyorsan öğle kalayım
Çiçeğin uğruna bin kez geleyim.
Beni besleyecek, balın nerdedir?

Ummana dağılmış binlerce çeşit
Kalbimdeki halin Kaf dağa eşit
Dursunî nüfusta gözükür reşit
Yedi renk açılan, gülün nerdedir?

11/05/2007

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:37 AM
Neydin Ne Oldun?

Nefsim, aslın bir damlacık pislik değil mi?
Bir et parçası, sonra şekil verilmiştir,
Sen aciz olarak dünyaya gelmedin mi?
Farklı sanma, aynı halde gidilecektir..

Yavaşça çevreni tanımaya başlarsın,
Kokusundan anneni her yerde tanırsın,
Gün gelir okul için önlüğü giyersin,
Pekiyi aldım diye kapıdan girersin,

İlköğretim biter, lisede baş dikleşir,
Dünya senin gözlerinde tozpembeleşir,
Çalışkanlar üniversiteye yerleşir,
Adam olur, bu hayata sen de girersin.

İşine gelmezse, beğenmez, kader dersin,
Fırsatın buldukça, helâl, haram demezsin,
İmam, cami, namaz, oruç nerde bilmezsin,
Bel eğilir, asa ile yürüyemezsin.

Can çekilmeye başlar, ayak başparmaktan,
Gelir, gelir, dayanır, çıkmaz gırtlağından,
Al canımı diye yorulur, yalvarmaktan,
Vakit, son nefes tamam olunca göçersin.

Seviyor sandıkların gözlerin ıslatır,
Gözyaşlarının çoğu sevinçlerindendir,
Kazan suyla doldurulup, altı yakılır,
Dökerler üstüne de, yandım diyemezsin.

Çarçabuk sararlar beş metre beze hemen,
Acele, musalla taşına koyarlarken,
İmam salânı da vermiştir, minareden,
Bilir bilmez kılarlar namazı, duyarsın.

Seni el üstünde taşırlar, sormayanlar,
Açılan derin bir çukura yatırırlar,
Çıkmasın diye hemencecik kapatırlar,
Başını sapıtma tahtasına vurarsın.

Konuş bakalım bu dar yerde denilirsin,
Ey benim aciz nefsim, ne cevap verirsin,
Sen ömründe ayet, hadis nedir bilmezdin,
Şimdi gerçeği gördün ya, geçti iş işten,

Nerede o, önünde titreyen garipler,
Öde bakalım hakları, helâlleşeler,
Dosttan haber yok, kesildi, iletişimler,
Kaldın tek başına, ey benim aciz nefsim.
27/06/2001

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:38 AM
Oğul

Meteliğim yokken harçlını buldum,
Dostu, düşmanları güldürme oğul.
Yaramı görmedim saranı kuldum,
Postumu, çulumu deldirme oğul.

Küçük memur olmak benim arzum mu?
Hırsızlıkla her gün doymak tarzım mı?
Elbiseni kesip, diken terzim mi?
Aç, susuz gezsende, bildirme oğul.

Beni yıkamayan aklını çeler,
Çekemezin fendi mermeri deler,
Yılanlaştı şimdi taştaki keler,
Haine ayağı, çeldirme oğul.

Haset, fesat dolu en yakın çevre,
Sizleri bekliyor çok kötü devre,
Yumuşak ol ama bazen de gevre,
Bahçemde gülleri, soldurma oğul.

Ömrün geçsin daim alımlı narda,
Ahirin olmasın kalımlı harda,
Sağ iken açtığın yaramı sarda,
Kalbi parçalanmış, öldürme oğul.

Kışkırtanlar sana para vermezler,
Batırdıklarında dara dermezler,
Biçare olunca yara sarmazlar,
Merhum anacıma, sövdürme oğul.

Fırsat kollayanlar hıncı alırlar,
Hırsı alamayanlar kinci kalırlar,
Seyretmek uğruna kurdu salarlar,
Başımı önüme, eğdirme oğul.

Cenazem kalkmadan beni ararsın,
Cevap almak için soru sorarsın,
Bu başla daha çok işi kararsın,
Küfredip kabrime, indirme oğul.

Gül bahçeme sakın diken diktirme,
Kaynamış buğdayı tohum ektirme,
Sağlığa dikkat et yarın sektirme,
Mezarımda baykuş, öttürme oğul.

Nasihat dinlemez düşer yollarda,
Yataktan yatağa gider kollarda,
Yaşadım bilmeden hüner nallarda,
Sonunda tekmeyi, yedirme oğul.

Paralı, çulluca gören dost olur,
Ellerinden yiyen, içen yol bulur,
Dostunu bulmayan çok acı solur,
Sonunda dizimi, dövdürme oğul.

Dünkü sünepeler harman ederler,
Sakalından tutup her an yederler,
Uçuruma düşsen hemen giderler,
Baban Dursunî'yi, gevdirme oğul.
03/12/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:38 AM
Okuryazarlar

Hasetlik, fesatlık boydadır bizde,
Diplomalı cahil okuryazarlar,
Bencillik duygusu yüksektir dizde,
Kakışmada ehil, okuryazarlar.

Ön safa geçenin burnu vurulur,
Engellenir yollar setler kurulur,
Beterdir cahilden diller burulur,
Yalan söze vekil, okuryazarlar.

Sokakta endamlı çeşit yürürler,
Oturur makama kürkü sürürler,
Bulunca hortumu çokça kürürler,
Fiyakalı tekil, okuryazarlar.

Esaslı cahiller, aydın sanılır,
Dört beş süslü lafa hemen kanılır,
Bilmez, bilgiç gibi alîm anılır,
Laf ebesi şekil, okuryazarlar.

Cahil hortumları nereden bilsin?
Batsa ağzı, yüzü ne ile silsin?
Ortaklara nasıl dağıtıp dilsin?
Etiketli cahil, okuryazarlar.

Dursunî onlardan sadece biri,
Yalan lafı sevmez sözleri diri,
Hâlâ aramakta dost gönül eri,
Evrimleşmiş cahil, okuryazarlar.

13/09/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:38 AM
Okuyalım

Bacak, bacak üstünde, peşin satmış san ki,
Belki de cebinde metelik yok, giyimli,
Kitap okumaya kalmadı, hiç istekli,
Kültür seviyemiz gidiyor orta halli.

Topluma paradan önce kültür girmeli,
Herkes işini okuyup da öğrenmeli,
Her eve en azından bir gazete girmeli,
Yollara düşe kalka kimse gitmemeli.

Kitap okumayan hiç yabancı görülmez,
İnanan kitabını okusa ezilmez,
Kötülüklerin başı cahilliktir bilinmez,
Cahili de, tahsillisi de hiç okumaz.

Attık mı mangalda kül bırakmayız, naçar,
Kitap okumaz, okunsa oradan kaçar,
Hurafeye inanır, iman ettim sanır,
Kütüphanelerde kitaplar tozlu yatar.

Cahili cahilliğinin farkına varmaz,
Kendini bilse, bilmediğini konuşmaz,
Ağzı açılsa, alim kesilir, kapanmaz,
Kitapları da insan yazmış der, anlamaz.

Bilsin, bilmesin her konu da fetva verir,
Delil göster de, lafı geveler, çevirir,
Bildiği pek bir şey yoktur, uzman geçinir,
Oku kardeşim, devrimiz kültür devridir.

Başa ne gelirse sebep cahiliyettir,
Okuyalım dostlar, insana meziyettir,
Tahsilli düşman, cahil dostlardan yiğittir,
Okumak, uyanmak, uyarmak, iyiliktir.
21/6/2001

Dursun

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:38 AM
Oldu

Bin beş yüz senedir cami dolmadı,
Müslüman kilise, doldurur oldu.
Kitap bilgi verdi kullar almadı,
Müslüman hali saç, yoldurur oldu.

Yarısı açlıktan her gün kıvranır,
Petrolden zenginler adi davranır,
Camide kurşun yer yerde kavranır,
Burnundan kılları, aldırır oldu.

Yaşar istediği gibi korkusuz,
Cennet ister gönlü girse sorgusuz,
Dava görülür mü yoksa yargısız?
Peygamber gülünü, soldurur oldu.

Şoför kural uymaz kazayı yapar,
İnandığını der kitabı kapar,
Hurafeye, fala kuşkusuz tapar,
Mevtayı kilise, kaldırır oldu.

Başta türban tipi Müslüman hali,
Kilisede umut arıyor eli,
Görende sanacak bunları deli,
Ağaca ip bağlar, saldırır oldu.

El açtı İsa’ya duaya durdu,
Nefsini aldattı yüzüne vurdu,
Meleği çıkardı getirdi kurdu,
Kör olmuş gözleri, bildirir oldu.

Bu ne haldir bu ne ibadet şekli,
Müslüman dağıttı masalar tekli,
Dursunî şaşmadı sözleri ekli,
Müslüman aklını, çaldırır oldu.

26/04/2007

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:38 AM
Olmayınca

Çiçekler üzgün açıyor sen olmayınca,
Kahrından karları eritmedi, kardelen,
Çocuklar sessiz oynuyor sen olmayınca,
Hasretinden buzları çözmedi, kardelen.

Yağmurlar unuttu, basmadığın toprağı,
Kış gününde yağar oldu artık kırağı,
Şimdi at sahibine yapıyor kaşağı,
Çiçekler unutuldu, kimsesiz kardelen.

Sana hasretten gözlerin feri soluyor,
En güzel güller bile neşesiz açıyor,
Nefesine muhtaçtır masumlar arıyor,
Zalime meydan okuyamadı, kardelen.

Baharlar boynu önünde güllerle gelir,
Yazın melteme hasretiz sıcaklar zehir,
Kışlar kurak yağmurlar duanla istenir,
Sensiz kar altında esir kaldı, kardelen.

Benzerin gül gelmedi dünya kurulalı,
Seven güne bakan misali olmamalı,
Hayalinden ürperip şahsından korkmalı,
Sevgiye susadı, sensiz garip kardelen,

08/02/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:38 AM
Olmaz

Fincancı katırı ürkütme sakın,
Düz ovada şaşar bindiğin atın,
Kaç paralıksın ki ucuz fiyatın,
Gidersin bedava, ağlayan olmaz.

Boşuna yaşarsın soranın olmaz,
Senin için kafa yoranın kalmaz,
Bitersin ayakta dostların bulmaz,
Ölürsün habersiz, yollayan olmaz.

Bebekken gözdesin severler her an,
Selâm karşılıklı olur bir zaman,
Sevdiklerin azdır yok cepte paran,
Yaşlandıkça evde, yoklayan olmaz.

Yarım asrı geçsen hor bakılırsın,
Yürürken eşiğe hep takılırsın,
Sayılı nefesin son çakılırsın,
Naşını abdestli, sallayan olmaz.

Yarısı donuna akar idrarın,
Güler herkes sana yok iktidarın,
Geçmişi ararsın gelir ikrarın,
Kirli sırtla gezsen, paklayan olmaz.

Ne koysan torbaya eline geçer,
Ölmeden evlatlar malını seçer,
Dursunî sıratı geçmeyi becer,
Ateşin üstünde, nallayan olmaz.

22/09/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:38 AM
Olsaydı

Ne güzel dalgalar kıyı okşayan,
Ah şu insanlar da nazik olsaydı,
Söylüyor gün gazel gece yaklaşan,
Bütün canlılarda, duygu olsaydı.

Bin bir renkli gölde ahenk her damla,
Kavgalar biterdi olmasak namla,
Yapışır hastalık çekilen gamla,
Yıkılmaz duvarlar, sevgi olsaydı.

Hasrettir sevgiye uçuk dudaklar,
Muhtaçtır duaya sağır kulaklar,
Açıyor arayı fani budaklar,
Solmazdı çiçekler, sevda olsaydı,

Değer seyretmeye vuruyor şıp, şıp,
Unutsak maziyi hep kucaklaşıp,
Ortak menfaatte herkes anlaşıp,
Cennet olur dünya, dostluk olsaydı.

Dönmedi gidenler ibret alınsa,
Huzur dolar günler insan kalınsa,
Razı olur muyuz haklar çalınsa?
Ölürdük ölmeden, saygı olsaydı.

25/08/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:38 AM
Olsaydım

Hicretine hasret, ensar umutlu,
Sevgini özleyen, biri olsaydım.
Seni getiren o, deve ne mutlu,
Devenin bastığı, toprak olsaydım.

Evinde durduğun, Eyüp ne mutlu,
Sana hizmet eden, kıtmir ne mutlu,
Seninle gelenler, canlar umutlu,
Yolunu gözleyen, ensar olsaydım.

Seni karşılayan, Medine mutlu,
Gören taşlar, kuşlar, tozlar ne mutlu,
Ömer, Osman, Ali, dostlar umutlu,
Seni kucaklayan, insan olsaydım.

Sana süt taşıyan, çoban umutlu,
Sana süt sağdıran, koyun ne mutlu,
Ağ ören örümcek, yılan ne mutlu,
Yoldaşın olarak, gelen olsaydım,

Yuva bekleyen kuş, güvercin mutlu,
Kumlara çakılıp, çıkan at mutlu,
Görüp söylemeyen, Süraka mutlu,
Ayağın basılmış, kumlar olsaydım.

Devrinde yaşamış, insanlar mutlu,
Eline alınan, taşlar ne mutlu,
Duanı alanlar, kullar umutlu,
Sana hizmet etmiş, binek olsaydım.

23/08/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:38 AM
Oluklacı'dan Eğirdir

Minicik bebekler nineler yaşlı
Ne ararlar bilmem, sende Eğirdir?
Yol yapılmış, fakat yine de taşlı
Yokuşta ter oldu, tende Eğirdir.

Yeşil ada gölde duvaklı gelin
Eğirdirli her yıl buraya gelin
Hayatın sıkıcı zırhını delin
Yorgunluk koymadın, bende Eğirdir.

Sol yana uzanmış kıvrımlı gölün
Dağlık köylerinde açıldı gülün
Boğaz ovadaki elma sağ elin
Her yanın cennettir, sende Eğirdir.

Oluklacı’dan gör narin yolları
Gelen insanları sarar kolları
Baharda kovana dolar balları
Her çiçek açılmış, sende Eğirdir.

Sivri’den bakınca aya uzandım
Bin bir çeşit koku, renkle bezendim
Yılda bir defacık dağda gezendim
Rüzgârlar ne tatlı, sende Eğirdir.

Düşmanlar tarihte dikmişler gözü
Bütün öğrenciler hazırlar tezi
Belediye yapar her sene gezi
Ebediyete kal, sende Eğirdir.

Dilerim Allah’tan cennet olasın
Mahşere kadar bu halde kalasın
Dursunî gibi bir başkan bulasın
Ciğerler hoş oldu, sende Eğirdir.

13/05/2007

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:38 AM
Oluklacımız

Şu Oluklacı’nın özel meşesi,
Giden insanların artar neşesi,
Bazısı ayıkmaz elde şişesi,
Güzel yaratılmış, Oluklacı’mız.

Aydan baktım sanki can Eğirdir’e,
Uzun boylu ağaç hasret sedire,
Başkanlar sağ olsun çokça yedire,
Nazlı güzel gelin, Oluklacı’mız.

İç içe dünyalar görebilene,
Zordur yokuş yolu çıkabilene,
Sevgi her yerdedir bulabilene,
Cennetten bir köşe, Oluklacı’mız.

Her adım manzara seyir bedava,
Memlekete hizmet olmalı dava,
Çek akciğerlere şifadır hava,
Yaşanacak mekân, Oluklacı’mız.

Ayağın kayarda düşersen yola,
Sağlıklı hayata verirsin mola,
Yorulsan da yürü dön sağa sola,
Sivrinin yarısı, Oluklacı’mız.

31/07/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:38 AM
Olurdun

Talebeniz paşa olup kızınca,
Bir Pir Sultan Abdal, olurdun sen de.
Ferman yazdıranlar zevkten sızınca,
Tek başa söylenir, kalırdın sen de.

Köroğlu’na dardır beyinden dağlar,
Yiğitleri toplar birliği sağlar,
Cenk meydanlarında kemendi bağlar,
Köroğlu misali, söylerdin sen de.

Ağa kızı sen de yüreği yaksa,
Sevenler seyrine karşıdan baksa,
Dost bildiğin biri rakibin çıksa,
Dadaloğlu olup çağlardın sen de.

Yaptığına pişman geriye dönsen,
Sevdiğin yolunda eşiğe insen,
Kırk yıl o kapıda ekmeği bansan,
Yunus olur, Hakk’a, yanardın sen de.

Kara kuru kıza gönülü versen,
Sazınla patika yollara girsen,
Saray niyetine çadırlar kursan,
Karac’oğlan olur, çıkardın sen de.

Yedinci yaşında gözler yitirsen,
Toprak kazmayınan nimet bitirsen,
Gelecek günlere sözün götürsen,
Aşık Veysel olur, yaşardın sen de.

Vardığı kapılar görmez Dursun’u,
Yeniden doğarsa alsın kursunu,
İyi sandığından buldu tersini,
Benimle olsaydın, çekerdin sen de.

03/04/2007

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:39 AM
On Kasım

Yıl bin dokuz yüz otuz sekiz, gün on kasım,
Yurdumuza bırakmamıştınız, tek hasım,
Kabrine gelenlere hele bir bak Atam,
Ziyaret etmeye yüzleri var mı Atam?

Boş lafla çağ atladık diye aldatanlar,
Atam sizi nasıl kandırabilecekler,
Sizi seven belki milyonda bir kişidir,
Hangi köşede, bilinmemektedir Atam.

Amerika’nın sadakasına muhtacız,
Savaşına asker göndermekte hızlıyız,
Vatan uğruna ölmeyecek, şehit deriz,
İnanma, söylenen bomboş laflara Atam.

Bıraktığın halden daha kötü halimiz,
İthal birine emanet ekonomimiz,
Türk lirası mevta, dolarlı ceplerimiz,
Hasrete dayanılmıyor, dön artık Atam.

Fırsatı bulanların elindedir hortum,
Yazacak daha çok şeyler var ama korktum,
Bağışla Atam, ithal değil benim postum,
Sahip çıkan yok, deldirmek istemem Atam.

Atam bile, bile söylenen yalanlara,
Dağdaki çoban dahi inanmaz onlara,
Hak istemeye çıkılmıyor sokaklara,
Ne olur sen de inanma, Ey Büyük Atam.

Uğruna can verilen vatanın haline,
Üzülüyorum Atam, şehitler adına,
Ah dönseniz, kalmaz nutukçular meydanda,
Sizi şimdi daha çok arıyoruz, Atam.

Nice on kasımlar da hüzünle anarız,
Bu başla uyanıklara her an kanarız,
Sen rahat uyu, sıkışınca çıkarırız,
Bir Atatürk, yerin dolduramayız Atam.

Yirmi milyon banknota resmini koydular,
Vatanın altını sezdirmeden oydular,
Yetiş Atam, milleti enayi saydılar,
Dört yıl unuttular, beşte geldiler, Atam.

2/11/2001

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:39 AM
Ona Göre Davran

Üç günlük ömür, o kadar kısa ki,
Kavga edip, kalp kırmaya değer mi?
Sevmek için bile, bu zaman yetmez,
Değerini bil, ona göre davran.

Kötülükler alışkanlık yaparmış,
Sen hep iyilik yap, düşün kardeşim,
Bizden önce kimler gelip geçmedi,
Kime kalmış bu dünya, sana kalsın.

Sende bir gün toprak olup çürürsün,
Kalk denildiğinde, çıplak yürürsün,
Tasadan birbirini görürmüsün,
Aklın çalıştır, ona göre davran.

Anan, baban, deden, onun dedesi,
Nereye gittiler de dönmediler,
Sanki sen gidince dönecek misin?
Sen de iyilikler yazdırmalısın.

Sana yaptıklarını sorarlarsa,
Neler söyleyebilirsin hayal et,
Hayali bile korkutucu değil mi?
Bugün hayal, yarın gerçek olacak.

11/3/2001

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:39 AM
Ona Yanarım

Bir on dokuz mayıs, daha kutlayıp geçtik,
Şehitleri ya mutlu, ya üzüp titrettik,
Layık olmadığımızı ikrar ettik,
Savaş tekrar olsa, cepheye gider miydik?

Çoğumuz kaçmaya bahaneler arardık,
Binlerce yalanı söyleyip, tekrarlardık,
Asgari ücretliye sessiz yalvarırdık,
Şehitler gelse, kaçacak delik sorardık.

Başta Atam, geçmişe hesap veremeyiz,
Suratlara tükürseler, baş dik değiliz,
Sayısız kahraman verdik, çoğu kefensiz,
Ona yanarım, acaba siz ne dersiniz.

Savaşma tekniği değişti dünyamızda,
Son sistemi hayal ederiz, rüyamızda,
Yedi koldan çevrilmişiz, sınırımızda,
Uyanalım, gelirler uykularımızda.

Süslü sözlerle, törenleri ifa ettik,
Aynı demeç, alkışı yerine getirdik,
Atam ve şehitlerimize çiçek verdik,
Yapamadıklarımıza özür diledik.

Atam, şehitlerimiz, halimiz böyledir,
Dirilseniz, mahcup kara yüzler bizdedir,
Yürüyemedik, ayaklar aynı izdedir,
Çağı yakalamak hayal, o da sözdedir,

Top, tüfek Çanakkale’yi geçemediler,
Kalem ile kol sallayarak gelecekler,
Şehitler, geçit vermeyiniz, ezecekler,
Sayenizde manda olmadık, edecekler.

20/5/2001

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:39 AM
Onlar

Onlar benim, ilham kaynaklarım, a dostlar,
Onlar olmasa, şiir falan yazamazdım.
Onlar benim, muhabbet kuşlarım, a dostlar,
Onlar olmasa, hayattan zevk alamazdım.

Onlar beni tel fırçayla temizlemese,
Onlar beni, her fırsatta enselemese,
Onlar beni, toy kedilere yedirmese,
Onlar şevk vermeseydi, ben konuşamazdım.

Onlar masada boylu olan cücelerdir,
Onlar her zaman cümlelerde hecelerdir,
Onlar bazen gün ortasında *******dir,
Onlar şekil vermeseydi, ben gezemezdim.

Onlar hep haklıdır, haksız olan bizleriz,
Onlara secde eden, mahkum kerizleriz,
Onlar yerken, biz ayakta nöbet bekleriz,
Onlar olmasaydı, ben şair olamazdım.

Onlar, sevgi, hürmet edeni sevenlerdir,
Onlar başı dik yürüyeni gevenlerdir,
Onlar farklıdır, hepsi ferman verenlerdir,
Onlar olmasaydı, ben kitap yazamazdım.

17/01/2005

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:39 AM
Osman Apaydın

Gurbette verdiler tuzlu haberi,
Bana çok ıraktın, Osman Apaydın.
Her toplantımıza öteden beri,
Gelip ışık yaktın, Osman Apaydın.

Bayramda yas tutmuş Burdur'da Kozlu,
Gidiyorum demiş bizlere hızlı,
Çok güzel şiirler okurdu hazlı,
Vekil mi bıraktın, Osman Apaydın?

Esmer, orta boylu, güler yüzdeydin,
Ömür yokuşundan çıkmış düzdeydin,
Kışa daha çoktu, bahar, güzdeydin,
Bu yolda yürektin, Osman Apaydın.

Adını saygıyla her an anmalı,
Her günü hayatta son gün sanmalı,
Seni seven herkes içten yanmalı,
Şiirde duraktın, Osman Apaydın.

Acemiydik senin olduğun yerde,
Yiğitlik temsili verirdin serde,
Örnek şiir okur pirimiz nerde,
Bizlerde erektin, Osman Apaydın.

Azraile neden geç gel demedin,
Dostlarına verdin kendin yemedin,
Sevdiklerini hiç yere koymadın,
Artık son duraktın, Osman Apaydın.

Yerin dolmaz, kulak pası silinmez,
Ölmeden üstadın yeri bilinmez,
Dursunî'nin sözü beri alınmaz,
Kalbimde direktin, Osman Apaydın.
09/02/2007

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:39 AM
Ozanlar

Memleketin seçkin farklı gülleri,
Tipi, boran, karda açar ozanlar.
Ömür boyu oynar bitmez rolleri
Doğruyu, eğriden seçer ozanlar.

Ağam, paşam demez sesi kısılır,
Bilek güçlü olsa zalim yasılır,
Karşı duramazsa yüzü kasılır,
Hortumlara karşı, surdur ozanlar.

Dokansa tırnağa tıkarlar dama,
Gün bulur giyinir her yanı yama,
Sesi gür çıkarsa görürler kama,
Fakirin sırtına, çuldur ozanlar.

Hak ve halkın dili bizim dilimiz,
Türkiye'min tümü mekân ilimiz,
Haksızlığa karşı eser yelimiz,
Pahası biçilmez, puldur ozanlar.

Mesajla uyarmak bütün işimiz,
Kırılır bu yolda takma dişimiz,
Korkutur haini küçük fişimiz,
Menfaat düşünmez, kuldur ozanlar.

Aç, susuz yaşayıp gezer, tozarız,
Kurulmuş üçgeni hemen bozarız,
Masumun yanında olur azarız,
Dünyayı dolanan, yoldur ozanlar.

Dursunî'yim dilim biraz ağırdır,
Güçlüler duymazlar onlar sağırdır,
Düşsen ellerine sonsuz bağırdır,
Yetimi korurlar, dosttur ozanlar.

11/09/2006

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:39 AM
Öğrendim

Kalıbına bakıp aslı var sandım,
Özel sırlarımı, verdim öğrendim.
O gözyaşlarına aldanıp kandım,
Baykuş oyunuymuş, sardım öğrendim.

Marifet kürklerde değil özdeymiş,
Yüreğim dumansız yanan közdeymiş,
Onun dini bile yalan sözdeymiş,
Şahadet nasıldır, sordum öğrendim.

Yalvarışa kandım gerçek sanarak,
Kuru ekmek yedim suya banarak,
Cezasını bulsun sonsuz yanarak,
Birazcık ipleri, gerdim öğrendim.

Sadakaya muhtaç gibi yalvardı,
Vaadler ederken candan dildardı,
Bol kepçe atarken sanki bulvardı,
Desteyle paramı, verdim öğrendim.

Evime gelince makam gösterdim,
Köşeye layık bir insan isterdim,
Özünü bilseydim sağlam kösterdim,
Altına halılar, serdim öğrendim.

Avamdı büyüdü gezdi lortlarda,
Fetvalar savurdu, yazdı kortlarda,
Dostunu düşündü postal kartlarda,
Asaleti bozuk, derdim öğrendim.

Yürüme değişti koltuk görünce,
Bizi görmez oldu işe girince,
Dursunî kabrini kazsın derince,
Ne mal olduğunu, gördüm öğrendim.
19/01/2007

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:39 AM
Öğretmen 1

Sana göre herkes cahilin hası,
Sen kendini alîm, sanma öğretmen.
İçinizde geçti ömrümün ası,
Kravatına hiç, kanma öğretmen.

İnsanları küçük çocuk sanırsın,
Meydanı boş bulur çıkar, inersin,
Toplumda bulunsan hali tanırsın,
Kimse dinlemiyor, yanma öğretmen.

Kültürün halinden tam bilinmeli,
Tahsilli hepimiz iz silinmeli,
Palavranız bugün pir delinmeli,
Biz öğreniyoruz, donma öğretmen.

Aldığın ücreti hiç beğenmezsin,
Hak etmediğine bir değinmezsin,
Bilgi yenileyip tek öğünmezsin,
Dersini öğren de, dinme öğretmen.

Alt kademelere şaşı bakarsın,
Para hesabında hızlı akarsın,
Öğrenci haklıysa notla yakarsın,
Kendini çamura, banma öğretmen.

Birazcık yenilen çağa uyuver,
Bizden nasihati bir kez duyuver,
Dursunî’yi dinle, haklı deyiver,
Bu kadar aşağı, inme öğretmen.

19/03/2007

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:39 AM
Öğretmen 2

Yarına doğacak güneşim olsan,
Çağlayarak aksan, donma öğretmen.
Doğru örf, adete saygılı kalsan,
Halinden sızlanıp, yanma öğretmen.

Başı sallamayla maaşı aldık,
Görevi unutup hesaba daldık,
Kültür gelişmedi sınıfta kaldık,
Öğütleri dinle, dönme öğretmen.

Kitap sigaradan daha mı kötü?
Çocuk teslim ettik kemiği, eti,
Tavrından çekindim, korudun seti,
Aferin diyene, kanma öğretmen.

Rehber edinmiştim, ilk gördüm seni,
Yaşadıkça gördüm açıkça teni,
Bırak hurafeyi araştır feni,
Kardeşçe sevelim, dönme öğretmen.

Aynı yoldaşına takarsın çelme,
Duyduğunu anla doğruyu delme,
Söyleneni dinle karşıya gelme,
Herkes bilir söyler, sanma öğretmen.

Seni görür görmez selâma geçtim,
Kendime danışman baş tacı seçtim,
Elinden bilmeden zehiri içtim,
Dursunî’ye karşı, donma öğretmen.

19/03/2007

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:39 AM
Öğretmenim 1

Lekesiz kumaş misali, eline teslim,
Dediler, eti senindir, kemiği benim,
Ne dediysen inanıp, doğru belleyenim,
Sana ne demeli bilmem ki öğretmenim.

Doğruyu yazsam hepiniz inanmazsınız,
İnsanları eğitip, yetiştirensiniz,
Hata kendinizde mi, hiç düşünmezsiniz,
Herkesi evet diyen çocuk sanırsınız,

Günde, haftada, ayda bir kitap okusan,
Okulda öğretilenle, dersi yapmasan,
Hep haklıyım deyip, cahili horlamasan,
Kendi her şeyi bilir, sanan öğretmenim.

Derse yavaşça, ücrete koşar adımsın,
Yöneticileri yetiştiren adamsın,
Dürüstlere, eşkıya ya şekil verensin,
Niçin maaşım az diye hayıflanırsın.

Daha çok çalış, karanlık köşe kalmasın,
Nakış, nakış işlenmemiş beyin olmasın,
Şekle bakıp, çağdaşlık dışta aranmasın,
Güneş ol aydınlat, mum olma öğretmenim.

12/11/2001

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:39 AM
Öğretmenim 2

Bayraksız, ezansız olmamalı vatanım,
Rahat uysun, toprak altında yatanım,
Hep sana borçluyuz, kölen olmalı canım,
Sahip çıkmayanlar utansın, öğretmenim.

Şafak söktü sökecektir, tan ağarıyor,
Atam, Anıtkabir den ülkeye bakıyor,
Beklenen çağ, sizin eseriniz oluyor,
Bitkin olma, kimse yıkamaz öğretmenim.

Kendin derste, zihnin alacak borçta gezer,
Uyandır öğrencini, yarın boşta geçer,
Sokak aşındırmasınlar, bizimdir gençler,
Bu nesile sen bari acı, öğretmenim.

Her türlü kötü tuzak okul kapısında,
Yarın soygun yaparlar, sokak ortasında,
Sabır taşı ol, gidilecek yol yarıda,
Ülkeme baykuşlar girmesin, öğretmenim.

Cahilden her kötülük gelir çevresine,
Işık ol, geleceğin de ta ötesine,
İzin verme, yanan ışığın sönmesine,
Bir gün bilinir, sevinirsin, öğretmenim.

12/11/2001

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:40 AM
Öğretmenim 3

Her zaman dürüst olmamızı söylediniz,
Çalıp çırpana göğsün siper et, dediniz,
Bizden sonra geleni evrimleştirdiniz,
Benim suçum neydi, vefakâr öğretmenim.

Vatanseverleri sizler yetiştirdiniz,
Arada geçen eşkıyayı görmediniz,
Bize anlattığınız kendi hedefiniz,
Beni de yanlış ölçmüşsünüz öğretmenim.

Ne dediysen Hak sözü gibi kabul ettim,
Doğru, yanlış olduğunu hiç düşünmedim,
Yıllar sonra gerçekleri açık gözledim,
Kendin neden yenilemezsin öğretmenim.

Takılı bant gibi aynı şeyi söylersin,
O konular çoktan değişmiştir, bilmezsin,
Yılda bir kitap okumaktan gaflettesin,
Yetiştirdiğin nesli uyar, öğretmenim.

İlle de haklıyım der ve diretirsiniz,
Bilmediğiniz konuda da alimsiniz,
Eğitimimizle hiç ilgilenmezsiniz,
Yetişen neslin suçu nedir öğretmenim.

Duman altı, gevşek çene, oyun oynarsın,
Gören öğretmen olduğunu nasıl sansın,
Sizi böyle eğiten öğretmen utansın,
Kendine gel, doğrul sevgili öğretmenim.

1/7/2001

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:40 AM
Para

Rengini görünce gider din iman,
Her kula hakîmdir, derde dermandır.
En akıllı başta eldedir dümen,
Her kula hekimdir, serde fermandır.

Misyonerin yüzü güler onunla,
Müslüman'ın dini gider sonunda,
Kâfirim kahkaha atar anında,
Her yerde çekimdir, ferde fermandır.

Hepimizin dili duysa açılır,
Ahlâki anlayış varsa saçılır,
Gerçekten kokulup terse kaçılır,
İş gören takımdır, yerde fermandır.

Dost seçmede iyi sonuç verendir,
Açılmaz çeneyi tekmil derendir,
En gizli sırları bile serendir,
Sanki bu Hak'kındır, derde dermandır.

Ağa, paşa, yoksul hesabı yapar,
Fazlasını bulan meçhule seper,
Yokluğunu çeken hileye sapar,
Düze çıkarandır, darda fermandır,

Sanırsın çeliği kesecek bıçak,
Bütün sineleri tutuyor sıcak,
Dursunî'yim sakın ha açma kucak,
Seni harcayandır, şerde fermandır.
26/01/2007

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:40 AM
Para 1

Bütün tasalarımı unutmak istiyorum,
Güle oynaya yaşamalıyım, şu dünyayı,
Devamlı alacak-verecek düşünüyorum,
Ben bittikten sonra, ne edeceğim parayı.

Yetti yetmedi derken, pazara harçlık kalmaz,
Bozuk parayı beğenmez evlat, yüze bakmaz,
Aidat getirmedi, hoca sınıfa almaz,
Ömrün üçte birinde, ne edeyim parayı.

Gençlik aşkı, evlendirirler sana sormadan,
Sıkıntılar başlıyor, ilk çocuğun doğmadan,
Seyirci olmaya başlayan, anan, babandan,
Saçlarım döküldü, ne edeceğim parayı.

Napolyon bile hep onun aşkıyla savaşmış,
Cebinde olmayınca, dostlarında kaçarmış,
O sevdiklerini topluma lider yaparmış,
Ağa, paşa değilim, ne edeyim parayı.

Biri el kiri der, diğeri ona can verir,
Olmadığı her yerde işler geri çevrilir,
Bazılarına ilaçtır, şifayı getirir,
Kürk alsam yakışmaz, ne edeceğim parayı.

10/11/2005

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:40 AM
Pazarcı

Fırtınadan çadırları durmaz sallanır,
Rezillik paçasından akar pazarcının.
Bağırdıkça tatsız portakallar ballanır,
Gördüğüne yalvarmak, işi pazarcının.

Meteliksiz fakirler el cepte dolaşır,
Hangi satıcıda ucuz diye bakışır,
Halini anlamayanla bazen takışır,
Herkese laf anlatmak, işi pazarcının.

Kendisi toptan alır satar kilo, gram,
Yarısı çürür biraz zabıtaya ikram,
Her tartışında gidiyor elli, yüz gram,
Arada hamballıktır, işi pazarcının.

Mısır tanesini bile seçer vatandaş,
Bütün herkesin düşündüğü evine aş,
Kimse halden anlamaz olunmuyor sırdaş,
Kaldır, indir, çok zordur, işi pazarcının.

Bir ceblerime, bir pazarcıya bakarım,
Zengin nasıl para harcar her gün şaşarım,
Her gıdayı alamam boğazdan kısarım,
Dertler yakasını bırakmaz, pazarcının.

Çarşıya çıkınca zengin, yoksul seçerim,
Elime fırsat geçse haini biçerim,
Halime şükrederek dolaşır, gezerim.
Bir lokma için, çırpınışı pazarcının.

30/03/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:40 AM
Perişan 1

Kış yaza dönüştü buzdağı çözdü
Kışlar kurak gitti göller perişan.
İnsan cimrileşti fakiri üzdü
Bol hayır dağıtan eller perişan.

Allı açılmıyor tarlada güller
Doğru söylemiyor ağızda diller
Bize ait değil kollarda eller
Karga kondu dala güller perişan.

Peruklar pahalı örtmüyor başı
Bulursa yer oldu yetimler aşı
Uyanık koyuyor yerine taşı
Saçları dökülen keller perişan.

Küçüklü, büyüklü götürür bizi
Bükülmeden gider uzatır dizi
Doyumsuzun bile kapanır gözü
Kolları kırılmış sallar perişan.

Herkes rol yapıyor duruma göre
Nefse hâkim oldu gelenek, töre
Kötülük yapılır göz göre, göre
Şahsiyet yitirmiş haller perişan.

Tahsilli, okuyup, yazan, gezenler
Haset, fesat dolu, dostu ezenler
Davet edilmeden koku sezenler
Yazar, şair olan kullar perişan.

Korkuluk üstünde geziyor başlar
Sevgisiz kalpleri doldurmuş taşlar
Dursunî dilsizdir konuşur kaşlar
Ayak, baş arası beller perişan.

13/05/2007

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:40 AM
Pir Sultan Abdal

Benim davalarım mahşere kalsın,
Diyen evliya Pir Sultan Abdal’sın.
Siz böyle derseniz, bizler ne yapsın,
İhanete canlar nasıl dayansın.

Sözlerin anlamaz, arkandan giden,
Seni sanırlar, Hak’a isyan eden,
Sevgililerden idin, yanan beden,
Yok benzerin, teslimiyet gösteren.

İsyankâr olarak gösterenlere,
Masum olduğun bilmeyenlere,
Ne diyelim Hakk söylemeyenlere,
Selâm olsun gerçekten sevenlere.

Yıl da bir kez hatırlarlar sizleri,
Göstermezler sizden gerçek izleri,
Aydınlatsalar biçare bizleri,
Yolunda gitmek isterim, ileri.

Sizlerin hürmetine dolaşırım,
Bir gün kabrine ben de ulaşırım,
Suallerimi sana danışırım,
Hakk izin verse, dağları aşarım.

Diriler sizlerden daha acizdir,
Laf anlamazlar, hepsi alimlerdir,
Toprağa girince göreceklerdir,
Pir Sultan Abdal’ı bileceklerdir.

Sizin dostluğunuz cani gönülden,
Ziyaretçini kucaklarsın hemen,
Mahşerde unutma, çok muhtacım ben,
Abdal siz, abtal da yanlış söz eden.

18/05/2001

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:41 AM
Pirimiz Ali

Çocukların ilki İslâma giren,
Nesli bize gelen, pirimiz Ali.
Yolu şaşıranı yoluna deren,
Aşkı kalpler delen, pirimiz Ali.

Peygamberin sadık ömür yoldaşı,
İslâmı anlatan daim koldaşı,
Onu gören gözler açık faldaşı,
Zülfikârla kesen, pirimiz Ali.

Heybetinden zalim görse korkardı,
Kılıcından kâfir kanı sarkardı,
Kendisi gelmeden düşman ürkerdi,
Yüzün kalp de desen, pirimiz Ali.

En güzel sancaktar hep sendin Ali,
Bedir, Uhut, Hendek, Hayber’din Ali,
Fıkıh, Tefsir, Hadis üstattın Ali,
Musa’ya Harun’dun, pirimiz Ali.

Hasan’la, Hüseyin soyundan kaldı,
Peygamberin nesli bugüne geldi,
Kâfirin hançeri kalbini deldi,
Küfe’de vuruldu, yârimiz Ali.

On cennetlik kulda adı sıralı,
Küfe’de şehitti yürek yaralı,
Düşmanlara karşı sözü naralı,
Bizimde var mıdır, yerimiz Ali.

Dördüncü halife göreve geldi,
Dağınık Müslüman biatı bildi,
Çıkan kargaşayı kökünden sildi,
Dursunî sendedir, erimiz Ali.

01/04/2007

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:41 AM
Pişi Gününde

Göle uzantımız, Yeşilada’ya,
Koşarak geliniz, pişi gününde,
Yaratırken Hak göl, koymuş araya,
Gelin canlar gelin, Pişi Günü’nde.

İnsan mutlu olur, görse güler yüz,
Başkan örnek kişi, Ethem GÜLERYÜZ,
Niceler yaşamış, üçer beşer yüz,
Birlik olsun dostlar, Pişi Günü’nde.

Köşedir cennetten, güzel adalar,
Hizmeti edenler, nurda yatalar,
Şifa bulur gider, gelen hastalar,
Dilde hatıralar, Pişi Günü’nde.

Mekândır dinlere, Can Yeşilada,
Miras bırakalım, gelen evlada,
Kucaklaşsın bugün, eller duada,
Tanışalım dostlar, Pişi Günü’nde,

Mutlu eder bizi, şu kalabalık,
Ağıza tat verir, göldeki balık,
Pişiler bahane, kan akrabalık,
Sevgiyi paylaşın, Pişi Günü’nde.

26/07/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:41 AM
Polis Günü

Elbisesi milletimin gururunu temsil eden,
Her zaman başı dik görev yapan,
Yılda bir gün hatırlanan, derde derman polisim.
Cami avlusuna bırakılan bebeğe, anne-baba,
Keyfinden ya da kahrından içene şoför olursun.
Hırsıza, eşkıyaya karşı çelik zırh gibisin polisim.
Bir yaşlı garip görsen, elinden tutarsın,
Yoldan geçirir ya da işini görürsün.
Eşin, annen, çocuğun yolunu gözlerken,
Siz mutlaka birine hizmettesinizdir.
Tabii içinizde kötülerde olabilir,
Çürüksüz ceviz olmaz ki,
Elbisenizi gören kanatlarınıza sığınır,
Töreden kaçan kadınım,
Dayaktan kaçan kızım, delikanlım,
Her zaman sizde bulur kurtuluşu.
Çantayı kaptıran, evi soyulan,
Hep sana başvurur, derde derman polisim.
Bu hizmetleri yaparken,
Bazen kör kurşuna hedef olursun,
Şehitlik ya da gazilik sizi bekler.
Çoğu zaman size bir teşekkürü bile çok görürler.
Zaten siz onu herkesten beklemezsiniz,
Bazen en yakınınız dahi mezara sizsiz uğurlanır.
En üzücüsü de polisim,
Eşin, annen, çocuklarının yüreği yanınca,
Benim de yüreğim yanıyor derinden,
Ne olur polisim sizin elinize,
Bir diken bile batmasın.
Siz ve yakınlarınız, hiç üzülmesin.
Sizi yılda bir kez hatırlayanlar,
Her gün hatırlasın.

12/03/2007

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:41 AM
Polisim

Yirmi dört saatte görevinde hazırsın,
Sana silah çeken el kırılsın polisim.
Vatana ihanet eden başlar yarılsın,
Seni sevmeyen diller kurusun, polisim.

Şehit vermediğiniz gün geçmez acısız,
Hainler ülkemi bırakmıyor sancısız,
En modern eşkıya ya karşı sen silahsız,
Size sahip çıkmayan, kahrolsun polisim.

Yanmasın çocukların ananın yüreği,
Dün vatanı kurtardı kadını, erkeği,
Haine destek verir Avrupa Birliği,
Ülkemin muhafızı, sevgili polisim.

Askeri, jandarması vatan sevdalısı,
Birlik olur korumada canı pahası,
Belki de şehitliğine ağlar anası,
Kanadına sığındığım, sensin polisim.

Artık akmasın hiçbir ananın gözyaşı,
Dost komşu yok hepsi bakıyor şaşı,
Bir gün kükrersek yararız duyarsız başı,
Bilinmeli değerin, kıymetli polisim.

Bir kör kurşun ağlatır eşini, ananı,
Vatanımız uğruna verirsiniz canı,
Vursalar, keserler kolunu, bacağını,
Göreviniz çok kutsal devam et polisim.

Sizi yılda bir gün hatırlayan utansın,
Soğuk, sıcak her an vazife başındasın,
Eşine, çocuklarına hasret yaşarsın,
Çektiğin sıkıntılara, değer polisim.

30/03/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:42 AM
Ramazan

Mahalle zindandı bayramda giremedim,
Sanki gel diye el sallıyordun, Ramazan.
Anan, kardeşin hacda malum gidemedim,
Eli öpülecek bulamadım, Ramazan.

İlk seni ziyaretle akşamdan ay doğdu,
Zifiri karanlıklar aydınlanıyordu,
Anam, babam bize gel diye söylüyordu,
Sizsiz bayramların hiç tadı yok, Ramazan.

Toprak seni bağrına bastı bakıyorum,
Beni kabul etmez diye çok korkuyorum,
Amelinle öldün rahatsın sanıyorum,
Çığlığınıza dayanılmıyor, Ramazan.

Allah affeder dedik her günahı yaptık,
Hak yol boş kaldı şeytani yollara saptık,
Kur’an-ı Kerim okumaya para aldık,
Hallerinizi düşünmek çok zor Ramazan.

Şeytanlar tatile gittiler görev bizde,
Nice naneler kokladık kokular dizde,
Başımızda, kuyruğumuzda belimizde,
Manalı diline doyulmuyor, Ramazan.

Haller alavere, dalavere bulanık,
Zalimlerin keyfi yerinde masum sanık,
Gidenlerin haline sen de oldun tanık,
Ölmeden yola gelmeyi anlat, Ramazan.

11/1/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:42 AM
Ramazan Yavuz'a

Daha sekiz yaşında, yetim kalan garip,
Senden şifa bekliyor, Ey Büyük Allah’ım!
Yıllarca rezil yaşadı, şimdi muzdarip,
Senden yardım diliyor, Ey Yüce Allah’ım!

Başı dumanlı, geçit vermez yüce dağlar,
Dostum Ramazan, acılar içinde ağlar,
Vereceğiniz dualı su, şifa sağlar,
Geçit versin şu dağlar, Ey Eşsiz Allah’ım!

Her dar günümde, yardım eden Ramazan’a,
Herkese yardıma koşan, o garibana,
Şimdi hali sorulmayan, yalnız insana,
Sağlık, mutluluk nasip et, Ulu Allah’ım!

O aç, susuz, tek başına günler geçirdi,
Herkes onu saf bildi, dozere ezdirdi,
Yaşadığı engeller, hayata bezdirdi,
Sen, onun vekili ol, Ey Şanlı Allah’ım!

Geçit verin bana, dağlar, yollar kısalsın,
Kimsenin yaptığı yanına kâr kalmasın,
Rabbim, kötüler varken, iyiler ölmesin,
Ramazan’a şifa ver, Yaratan Allah’ım!

Köyünde, kardeşinde, yok onun emsali,
Garip doğdu, yalnız yaşadı, yoktu evi,
Kalp kırmazdı, çok temizdi, onun ameli,
Ramazan’ı sev, sevindir, Vekil Allah’ım!

03/10/2005

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:42 AM
Ramazan Yavuz

Ram oldu Hak yola erken yürüdü,
Ameli berraktı, adı Ramazan.
Mamur yaşamadı ayak sürüdü,
Açık yürekti, dost, tadı Ramazan.

Zamanından önce elveda dedi,
Ah etmezdi hale şükredip yedi,
Nuru yüzden gören olurdu kedi,
Yoğrulmuş erekti, şadı Ramazan.

Ali cenap hoştu dosta koşardı,
Varını, yoğunu verir coşardı,
Uslu, vakur hali bazen taşardı,
Zamanda bıraktı, nadı Ramazan.

15/04/2007

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:42 AM
Reis Bey

Bir arzuhalim vardır, Sayın Reis beyim,
Dinler misin, öğrenir misin nedir halim?
Kovuldukça oldu, kekemedir şu dilim,
Döner koltukta, keyfin iyi, Reis beyim.

Gez halkın arasında, durum ne haldedir,
Yeşil kart için yaptığınız işkencedir,
Bel büküldü, göz köreldi, el değneklidir,
Bu saltanat sana da kalmaz, Reis beyim.

Efendi sizler, biz köle bile değiliz,
Sizi nerde görsek, anında secdedeyiz,
Yaşa yaşayabilirsen, son nefesteyiz,
Keser döner, sap döner, bir gün Reis beyim.

Gelen oturur, gizli dostluk göbeğine,
Gidinceye kadar tıkınır, halk neyine,
Kime ne dersin, hortum hep birbirlerine,
Toprak altında hesabın var, Reis beyim.

Odana girilince olursun, küheylan,
Etiketli biriyse giren, halin sıçan,
Halka tepeden bakma, birisi de, baban,
Gün sayılıdır, şafak yakın, Reis beyim.

Eşyanı toplayıp gidersin, geri bakmadan,
Ancak hortumcularınız arar, sonradan,
Bu millet lanetle anar, seni arkandan,
Devran senin, döner koltukta Reis beyim.

Gariban ahı çıkar aheste, aheste,
Ya kör, ya topaldır Eğirdir’den gidişte,
Yiyin beyler yiyin, hüner koltuklu kürkte,
Koltuk da, kürk de gider, bir gün Reis beyim.
01/09/2003

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:42 AM
Reyhan Çiçeği

Reyhan çiçeğim, neden bugün hüzünlüsün,
Acı bir haberle mi gününe uyandın,
Boynun bükülmesin, gamlanmaya gelmezsin,
Çaresiz derde tutulmayasın, bir tanem.

Neden şafak kokunuzla aydınlanmadı,
Hangi günün akşamı sabaha gitmedi,
Tik tak yürür saat, zamanı durdurmadı,
Sen çarkları değiştiremezsin, nar tanem.

Sen dünyayı aydınlatmaya gayret göster,
Herkesten seni sevmeyi bekleme yeter,
Her gün seni koklamasam, neyin eksilir?
Eşi yaratılmamış çiçeksin, nur tanem,

Nazlım, yeryüzünde bir tek garip sen misin?
Binlerce çiçek garip, derdi sorulmayan,
Haline şükret, derbedersin bencileyin,
Neşeli ol, çiçekler imrensin, kar tanem.

Sen alemin dört mevsim açan neşesisin,
Sen gülmezsen, sevenlerini kahredersin,
Dertleri sakla maziye, kimse bilmesin,
Sen yakmalısın, bir beni yakma, har tanem.

Seninle sözleşmemizi hatırlar mısın?
Bulutları dağıtacaktık, sen unuttun,
Hani ya, sen hep zirvelerde açacaktın?
Hava, su, toprak olmasa da aç, gül tanem.

Meydan oku, esen rüzgâra, fırtınaya,
Solduğunu gösterme, çarpılsan kayaya,
Bu zaman mertlik zamanı değil, anlaya,
Ölsen de boyun eğme, böyle kal, son tanem.

13/6/2001

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:42 AM
Riya İstemem

Sevgin az olsa da, riyasız olsun yeter,
Su katılan maddeler, renkten renge geçer,
Dostluğumuz öğle olmasın, gönül ister,
Saflığında kalan neler var, bana göster.

İşleri düşmüşse bana, secde edilir,
Yaparsam iyi, ellerim hemen öpülür,
Engel çıkar da yapmazsam, küfür edilir,
Pamuk ipinde, dostluklar acık sezilir,

Dünyamızda dolaplar iç içe dönüyor,
Her işin ucu, menfaate dayanıyor,
Herkes usulsüzlükten şikâyet ediyor,
Kendisi dürüstün hakkını korumuyor.

En yamyam bile başkalarını suçluyor,
Aynaya baksa, kendini görüp korkuyor,
Surat kalbin ne olduğunu gösteriyor,
Temiz yeri yok, başkasını karalıyor.

Şaşarım, üç kağıtçılar gökten mi indi?
Dün vardı da, bu gece ansızın mı yendi?
Menfaatler çatıştı, hortumlar delindi,
Kimin hortumladığı, hâlâ bilinmedi.

Hem yer, hem elden fazla tövbeye çalışır,
Haram lokmayla beslenen diller dolaşır,
Masumlar arasında onlar da ağlaşır,
Anlayamadım, bunca iş nasıl karışır.

Yapılanlar yazılı, inkâr edemezsin,
Yalvarıp yakarsan da, hiç sildiremezsin,
Allah affetse, benden af isteyemezsin,
Kimsenin sırça saray kalbi, incinmesin.
22/5/2001

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:42 AM
Rüya

Gecenin o güzelim uykusunda,
Beyazlar içinde cananı gördüm.
Gülüyordu elâ gözleri bana,
Sevinçten o anda çılgına döndüm.

Sevmek kolay ama sevda çekmek zor,
Gezerken dahi hep aklına gelir,
Derdini anlatamazsın kimseye,
Ah çeke, çeke dalarsın uykuya.

Görürsün geride kalan dostları,
Anayı, babayı, arkadaşları,
Bir de cananı görmüşsen çok acı,
Dertli, dertli uyanırsın uykudan,

Her zaman onu düşünüp yaşarken,
Beklenmedik bir anda onu görmek,
Hem de içten bakışıyla gülerken,
Görmekten büyük teselli var mıdır?

Beyaz şal içinde onu görünce,
Gerçek sanıp daldım, sonsuz sevince,
Halimi görseydiniz uyanınca,
Öğle garip, öğle acı idi ki…

Pusula çıktı Bilecik yoluna,
Giremedim cananımın koluna,
Yakma Ya Rab, beni aşkım oduna,
Kavuştuğumu göster cananıma.

25/5/1980

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:42 AM
Saddam 1

Bin dokuz yüz yetmiş sekiz yılında,
İktidarı ele, aldın be Saddam.
Irak insanının her bir kılında,
Korkuyu yüreğe, saldın be Saddam.

İran'a saldırdın az canlanınca,
Suratın kızardı çok kanlanınca,
Eşkıya olarak tam zanlanınca,
Kuveyt'i susturdun, daldın be Saddam.

Sam Amca kızmıştı tokatı attı,
Müslüman olanlar seni de sattı,
Haçlının birliği sırt üstü yattı,
Sen yalnız başına, kaldın be Saddam.

Halepçe'de beş bin canı öldürdün,
Şu Amerika'yı sinsi güldürdün,
Abtaldın Irak'ı dörde böldürdün,
Petrolü çektiler, yıldın be Saddam.

Kâfirlere fırsat vermek ne imiş?
Masumlara sehpa germek ne imiş?
Suçlamaya sebep dermek ne imiş?
Bayram önü gördün, öldün be Saddam.

Müslüman eşkıya, zalim olur mu?
Akıllı olsalar dinsiz ölür mü?
Amerika'ya boş meydan kalır mı?
Hak adaletini, buldun be Saddam.

Binlerce masum hoş oldu şafakta,
Irak huzuru zor görür ufukta,
Dursunî dikkat et kurtlar afakta,
Hain köpeklere, yaldın be Saddam.
30/12/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:42 AM
Saddam 2

Nereye bakınsak güçlü acımaz,
İngiliz kızları, aldın be Saddam.
Dünyada ağlıyor bir çok bacımız,
Mezarda hesabı, verdin be Saddam.

Her gün Irak'lıyı keser ezerdin,
İlâh gibi yolda baş dik gezerdin,
En küçük kokuyu alır, sezerdin.
Namazı dudaktan, kıldın be Saddam.

Kerkük, Musul üzgün, çakal üşüştü,
Ezdiğin peşmerge dört ayak düştü,
Türkmen'i duymadık bu nasıl işti?
Bucsh senden de adi, bildin be Saddam.

Demokrasi gelmez petrole heves,
Düşmanlar sevindi oynadı tivis,
Yahudi koltukta yapıyor kavis,
Çok güzel hanımlar, çaldın be Saddam.

Delikanlı gibi Bucsh'a diklendin,
Bombayı görünce ine saklandın,
Milletin kırıldı neydi beklentin?
Korkudan bodruma, indin be Saddam.

Şeytan suratını görse korkardı,
Sözlerin insanda kanı burkardı,
Bütün duvarlarda resmin sarkardı,
Titredin donuna, saldın be Saddam.

Hüseyin'in ahı siz de oldukça,
Petrolle variller böyle doldukça,
Kurtlar kuyruk sallar aptal kaldıkça,
Dursunî'de şaştı, naldın be Saddam.
31/12/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:42 AM
Sadık İsen

Sadık dost isen, beni de eleştirmeli,
Nefsin için beni yüzüme övmemeli,
Yokken dua edip, borcumu ödemeli,
Dostlarına hainliğim bildirmelisin.

Hep iyi dediniz, beni şımarttınızsa,
Ben de gördüklerin yarın yalan çıkarsa,
Kabirlerde, mahşerde Hakk size sorarsa,
Dostumdur, sahtekâr diyebilen olursa.

Hatalarımı haykırınız suratıma,
Bakmamalı, şekilde insan olduğuma,
İçi boş bir kütük misaliyimdir ama
Bana ne deyip geçilir, şaşkın adama.

Bütün kahramanları yetiştirir çevre,
Olgunlaştırır, alt üst, evire, çevire,
Benim gibi bir üç kağıtçıya ne vere,
Salda verilir esas ezeli teskere,

Yaranmak için her an yaptınız alkışı,
İşleriniz bitti, çevirdiniz bakışı,
Bana yapsaydınız gerçek, sağlam nakışı,
Bahar yaşadım, her mevsimi, yazı, kışı.

İşimiz, gücümüz, beye dalkavukluktur,
Gerçekleri gören söylese, soğukluktur,
Yılda üç mevsim kıtlık, biri de bolluktur,
Suret insan görünen ben de, korkuluktur.

28/5/2001

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:43 AM
Sana Hasretim

Dünyada Türkiye ilim Isparta,
Eğirdir’im yalnız, size hasretim.
İnsan kötüsüne denir ıskarta,
Vatanımı seven, kana hasretim.

Canı incitmeyen kulu sevene,
İyilik yapmada her an evene,
Masumu koruyup zalim gevene,
Sevgiyle bakışan, göze hasretim.

Mizanı dengeli kurmuş yaratan,
Kötülerde çıkar bir gün aradan,
Hesaplar görülür tek, tek sıradan,
Âlemlerin Rab’bi, sana hasretim.

Bin beş yüz senedir özlediğimiz,
Hayalini yolda gözlediğimiz,
Sevgisini kalpte gizlediğimiz,
Güllerin gülüne, ona hasretim.

Sürmeli gözlere kalem kaşlara,
Eğilmeden dürüst kalan başlara,
Açları doyuran helâl aşlara,
Güzel olan işe, cana hasretim.

Dünya cennet olsun güller açılsın,
Kötülük yapmaktan hemen kaçılsın,
Sevgi tohumları her gün saçılsın,
Dursunî’yim doğru söze hasretim.

12/12/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:43 AM
Sandım

Her yüzüme güleni dost sanıp, inandım,
Defalarca aldandım, hiç akıllanmadım,
Gerçek bir can için nelerimi vermezdim,
Yaş kırk altı oldu, bir canan bulamadım.

Herkesin içi başka, dışı mülayimdir,
Ayrılınca sövdüğü, bütün sülalemdir,
Kimi dostum sansam, maskeli yüzlerdendir,
Yol yarıyı geçti, bir yaran bulamadım.

Yürekten karşılıksız sevgi mevta olmuş,
Sabahta düşman, akşam menfaatte dostmuş,
Yıllarca sırtında taşı, indirmek yokmuş,
Bir gül verecek yaratılmış bulamadım.

İşi düşer kibarlıkta çıt kırıldımdır,
Dost görüntüsü boş, cilvesi asılsızdır,
Olursa iyi, olmazsa bil, düşmandır,
Ölüm yaklaştı, dört sadık dost bulamadım.

05/04/2004

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:43 AM
Sanma

Haddini bilerek günü yaşamalısın,
Yoksa büyük ağalar affedecek sanma.
İlk sözünden önce onu tanımalısın,
Sakın ağaların yakalayamaz sanma.

Melekleri her şeyin haberini verir,
İster affeder, isterse ceza verdirir,
Yapılan secdelerle makama erdirir,
Hata, ağaların gözünden kaçar sanma.

Onların her yerde gözü, kulağı vardır,
Dilerse duyar hoşuna gitmez sağırdır,
Aman dikkatli ol secdede olma ağır,
Ağalar kılı kırk yarar, adildir sanma.

Herkes kendi bölgesinin tek hakîmidir,
Kiminle isterse gönülden samimidir,
Etiketin yoksa dinler formalitedir,
Ağalar birbirine asi olur, sanma.

Dedikleri dedik, çaldıkları düdüktür,
Başka tanrı selâmı yoksa iş güdüktür,
Bir fatiha üç ihlâs unutman güçlüktür,
Ağalar çıkarlarını düşünmez, sanma.

Yaka, paça önemli onların nezdinde,
Masum değersizdir zalimlerin semtinde,
Kazana girersen kemiğinde, etinde,
Gider ağalar sofrasına, yenmem sanma.

Cekete dikkat et yanlış iliklemeden,
Cesaretin varsa dizlerin titremeden,
Çık karşılarına konuş kekelemeden,
Yalakalık yoksa ağalar dinler sanma.

30/12/2005

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:43 AM
Seçim Zamanı

Beş yıllık uykudan uyanmış beyler
Bir oya gelip, ne sezerler bilmem!
Oy alıp gidince sözleri neyler?
Makamdan kaç günde bezerler bilmem!

Beyaza ak demez sabit kafalar
Halkımın sırtından mümbit sefalar
Beş yıl hüküm sürer aynı efeler
Bunlar seçmene ne yazarlar bilmem!

Davetlerde çok şık pozu verdiler
Rakiplerine hep kozu serdiler
Vatandaş görünce kazı yerdiler
Hangi yüzle yolda gezerler bilmem!

Siyaset yapıyor şu sünepeler
Hava kaçırıyor tüm kınepeler
Seçilip gidince yan, yan yalpalar
Sokakta ne hakla tozarlar bilmem!

Milyarlar harcayıp meclise girer
Rüşvet almanın bir yoluna erer
İş düşse çözümü dolaylı serer
Nasıl halk içine sızarlar bilmem!

Taklacılar divan durmuş yanına
Şakşaklar güç verir olmuş şanına
Kurtluk bitmiş, girmiş kuzu kınına
İlk sözümde neden azarlar bilmem!

Partinin başkanı sıraya koydu
Yalvarış sebebi biricik oydu
Dursunî bunları görerek saydı
Benim içinde ne yazarlar bilmem!

– 04/07/2007

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:43 AM
Selâm Getirdim

Güller diyarından koşarak geldim,
Her gül goncasından koku getirdim,
Bütün meyvelerin hamını deldim,
Al beyaz hepsinden, selâm getirdim.

Sazandan, gölünden, köyden, ovadan,
İşçisi, çiftçisi, dolu kovadan,
Eğirdir incisi Boğazovadan,
Kucaklar dolusu, sevgi getirdim.

Gölcük’ten, Milas’tan, esen yelinden,
Isparta’nın harı güzel ilçemden,
Türkiye’min şahı eşsiz beldemden,
İstediğin kadar, davet getirdim,

Halısı, yaylası, üstat, velisi,
Başımızda taçtır, gezen delisi,
Alîm olacaktır genç öğrencisi,
Kitap sevenlerden, kelam getirdim,

İnce uzun boylu kasnak meşesi,
İnsanların çoktur bitmez neşesi,
Isparta ülkemin cennet köşesi,
Her ocak bucaktan, sevda getirdim,

Lider yetiştirip verdik dümeni,
Ulu dağlarının bitmez dumanı,
Düşman giremedi gördü gümanı,
Ispartalılardan, ferman getirdim.

Gölün yarısının adıdır Hoyran,
Gelen Isparta’ya ayrılır hayran,
Sorgun yaylasında içilir ayran,
Şiir sevenlerden, mesaj getirdim.

14/08/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:43 AM
Selâm Size

Isparta halısı ilmik, ilmik dokunur,
Gelinlerimizin cehizlerine konur,
Gülün kokusuyla, gönüller ferah olur,
Beyazı, pembesi, her gülden selâm size.

Eğirdir’i, Gelendost’u elma deposu,
İhracat olunur kirazı, dolar dostu,
Zindan mağarasının mekânıdır, Aksu,
Cennet örneği Eğirdir’den selâm size.

Türkiye’yi yönetti, Isparta babası,
Bütün ilçeleri tabiat harikası,
Cana can katar, Eğirdir Yeşil adası,
Yazılı kanyondan, selâm getirdim size.

Yaylası, ovası, gölleriyle bezeli,
Rakibi olmamış, olmayacak ezeli,
İstavriti, levreği, sazanı yemeli,
Şairler şehri Isparta’dan selâm size.

Sevgi dolu sizlere, boş kalbimle geldim,
Şairliği siz büyüklerimden öğrendim,
Hepinizin ellerini öpmek isterdim,
Sevgiye susamış ruhumdan, selâm size.

İki kelime söyleyemem, şair sandım,
Kağıdı, kalemi elime yanlış aldım,
Bağışlayın beni, halimle aptal kaldım,
Harika şehirden selâm getirdim size.

27/8/2005

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:43 AM
Sen Azarlama

Bizler Allah’a inanan kardeş insanız,
Hak bana inan demiyor sen de zorlama,
İnsanlar aynı doğuyor özden baksanız,
İnanıyor inanmıyor, hiç azarlama! ...

Allah dinimde zorlama yoktur diyorken,
Peygamberimiz ayeti teyit ederken,
Kucak kucağa kardeşçe yaşamak varken,
İnanan serbest inansın, sen azarlama! ...

Laiklik hürriyet demek tümden verilsin,
Demokrasiye ihanet ceza kesilsin,
Güllerle günler yaşansın zalim ezilsin,
Çiçekler boyun bükmesin, sen azarlama! ...

Sıkışır aynı Allah’a eli açarız,
Güçlüyse bileklerimiz darı yaparız,
Dinli dinsiz neyimize dini sorarız,
Hür olsun bütün fikirler, bizi zarlama! ...

Bütün insanlar layıktır laik olmaya,
Kan gölü olur dünyamız barış olmaya,
Mecburuz birbirimize canan kalmaya,
Sevdiğini söylüyorsa, sen azarlama! ...

Yaratılmışız dünyada kapalı açık,
Yakar yıkar ölür bebek çıkar bir kaçık,
Kurşunlanmasın masumlar alenen açık,
Yetim kalan çocukları, sen pazarlama! ...

Allah’a inan inanma der hodri meydan,
O mahşerde hesap derken biz neden şeytan,
Açık kapalı top sakal bizimdir vatan,
Şekline bakıp canları, sen tasarlama! ...

30/06/2006

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:43 AM
Sen Eğirdir 1

Gönülleri ferahlatan o melteminle,
Dertlerimi unutturansın, sen Eğirdir.
Asırları yaşamış Hızır Bey Cami’nle,
Bizi Allah’a kul edensin, sen Eğirdir.

Yeşil ada, plâjların, kumsalların var,
Sivri dağın tepesinde görülür, ilk kar,
Kemik Hastanen gelen hastalara bakar,
Şifa dağıtırsın bizlere sen Eğirdir.

Ömer ŞENGÖL eşsiz Belediye Başkanı,
Seni güzelleştirmek için, verir canı,
Gölünde beslersin levreği ve sazanı,
Her türlü meyveyle süslüsün, Sen Eğirdir.

Saatlerce seyretsem, gölüne doyamam,
Kalbime senden başka sevgili koyamam,
Ancak bana sen mekân olursun, kıyamam,
Sende doğdum, mezarımda ol, sen Eğirdir.

Senirkent, Gelendost, Yalvaç gölü çevreler,
Kim bilir bugüne kadar nice işgaller,
Selçuklu’dan kalan sendendir şu eserler,
Dertlere deva, her nefes hava, sen Eğirdir.

Miskinlerden bakınca cennete benzersin,
Binlerce canı boğazova da beslersin,
Göller bölgesinin emsalsiz incisisin,
Dünyada eşi olmayansın, sen Eğirdir.

Kalp inanmazsa şairin dili söylemez,
Seni sevmeyenler, zaten sana gelemez,
Nefret eden istese de, sende ölemez,
Harikalar diyarı yurtsun, sen Eğirdir.

14/6/2005

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:43 AM
Sen Eğirdir 2

Elma, kiraz, gül, vişne her türlüsü sende,
Söyleyecek çok, kelime kalmadı bende,
Her nimetin ömürdür, yaşayan bedende,
Yaylalar, ovalar, göllersin, sen Eğirdir.

Kale, kilise, medrese eşsiz hazine,
Sahip çık asker, öğrenci, turistlerine,
Allah tek yaratmış, bak şu güzelliğine,
Bulunur bir elmas değilsin, sen Eğirdir.

Göle düşmüş siluetinle şahesersin,
Gün doğumunda şık, batımında derinsin,
Akşam güneşi, kızıllığını seversin,
Ömre bedelsin, ölümsüzsün, sen Eğirdir.

Kendin bilen sana, toprak sanıp basamaz,
Şehit kanıyla sulanmış, kimse bozamaz,
Tarihinle de büyüksün, ne söylesem az,
Kökleri mazide çınarsın, sen Eğirdir.

Müslâhattin, Berdeî, Burhanettin, Devran,
Bine yakın Hakk dostu, dua edin her an,
Timur’a meydan okumuş, tek Zorti Baban,
Evliyalarınla güzelsin, sen Eğirdir.

İstersen dört mevsimi bir günde yaşarsın,
Bağlar, Yenimahalle, İstasyon, Yazla’sın,
Mehmetçiğe Camili Yayla’da kışlasın,
Her halinle yalnız güzelsin, sen Eğirdir.

Gölünün yukarısına diyorlar, Hoyran,
Gören de, görmeyen de cazibene hayran,
Ayağa kalk, kanatın olsun, Bağlar, Yazla’n,
Methedemediğim yaransın, sen Eğirdir.

Ne sıcak, ne soğuksun, her zaman ılıman,
Havanla oluyorsun, kırıklara derman,
Tabii harikasın, çizilsin haritan,
Sıra dağlarınla zirvesin, sen Eğirdir.

14/6/2005

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:43 AM
Sen Yanımdayken

Duruyor zamanlar seni anarsam,
Kapanıyor güneş sen yanımdayken.
Sular ters akıyor, seni ararsam,
Kalbim tık, tık atar, sen yanımdayken.

Başımı önünde saygıyla eğsem,
Durur fırtınalar anlayabilsem,
Karda güneş açar candan söylesem,
Ruhum cennet bulur, sen yanımdayken.

İyi kötü günde sendin yanımda,
Unutsam kalbimde durur kanımda,
Yoluna bin feda olsun canımda,
Açar tomurcuklar, sen yanımdayken.

Neşen yoksa güller üzgün açıyor,
Sen yoksan, herkes yok dostlar kaçıyor,
Nane artık kötü koku saçıyor,
Her şey değişiyor, sen yanımdayken,

Çarpıyor şimşekler seni unutsam,
Karanlık rüyalar maziye atsam,
Doldurmaz yerini dünle avutsam,
Cennettir cehennem, sen yanımdayken.

04/08/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:44 AM
Sen Yetersin

Beyinsizin biriyim, konuşurum ama
Dinler görünürler, anlayanı arama,
Buldukça elimi uzatırım harama,
Samimi olmadığımdan olmaz faydam da.

Gönül seninle daima dost olmak ister,
Riya olmasın sunduğum sevgi de yeter,
Fırtınalar da benden uzak olmalı, şer,
Çünkü bana ihanet etmeyen sen yeter

Gözlerim ağlar gözükse de riyakârdır,
İnanma onlara, ara başka gerçekler,
Kapkara bir kalp, zorla günaha götürür,
Hangi halimle bu dilim sevdiğimi söyler.

Saklanacak hatıra yok, hepsi bilinir,
Bilmiyorum, yanına ne yüzle gelinir,
Her gün defalarca silinse de kirlenir,
Bu yüzle sana gelmek istesem, ne denir.

Seni gerçekten seven belki milyonda bir,
O da hangi köşede gizlidir, kim bilir,
Kurtulmak istiyorum, yıktı beni kibir,
Böyle gidersem, sıktıkça sıkacak kabir,

Issız kenarda olmak isterdim, ben ve sen,
Kimse aramıza girmesin, sen yetersin,
Sen de terk edersen beni, kim kabul etsin,
Halimle kabul et, beni reddetmeyesin.

Şafaklarda hep seni sayıklar, ararım,
Neredesin sultanım, herkese sorarım,
Layık olmadığımı bilsem de umarım,
Bir gün huzuruna gelir, hesap sunarım.
21/6/2001

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:44 AM
Seni Görünce

Üç güzel gördüm çeşme başında,
Leyla sanıp, mest oldum karşında,
Kerem gibi tutuştum anında,
Ellerim ellerinde olsaydı.
Rab’bimden ölüm gelir mi? bize.

Sanki sev dedi bana gözlerin,
Eminsin sandım seni sevgilim,
Veda edeceğini bilmedim,
İsyankâr oldum seni sevince,
Layık değil mi sandın, sevgilim.

21/5/1981

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:44 AM
Senin Olsun

Dünyada arzun ne varsa senin olsun,
Halimden memnunum, yaratana hamdolsun,
Bütün çiçekler, güller, iyi günler senin,
Dalında kurumuş karanfil benim olsun.

Marklar, dolarlar, altınlar gönlüne göre,
Allah istediğini herkese göndere,
Yükselirsin yarın, genel müdürlüklere,
Haset etmem, bana kuru ekmek yedire.

Döner koltuk, yüksek makamlar senin olsun,
Gönlünce, bu fani dünyada yaşayasın,
Emsalsiz zenginliklerde eşsiz olasın,
Sağlık isterim, ağrıyan başım olmasın.

Bu malda senin olsun, hasedin varsa,
Nasıl olsa kalacak, apartmanlar arsa,
Kral daireleri, hepsi senin olsa,
Saksıdaki toprak yeterli, benim kalsa.

Güldeki diken bana, gül sana verilsin,
Ayakların altına halılar serilsin,
İhtiyaçlarınız çoksa, ilân edilsin,
Dağlar, taşlar benim, ovalar senin olsun.

Petekteki balım, daldaki narım senin,
Ovada koyunum, çiçekteki arımsın,
Vazgeçerim her şeyden, kaşın çatılmasın,
Alacağını seç, gerisi bana kalsın.

8/5/2001

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:44 AM
Sensin Allah'ım

Başım üstüne, hoştur bana senden gelen,
Her şeyden haberli kullarını gözleyen,
İsyan mı, şükür mü eder, diye deneyen,
Sensin Allah’ım, başka yoktur güvendiğim.

Başıma taş ya da kar yağsa sen bilirsin,
Ben senden razıyım, ne istesem verirsin,
Seni razı etmek muradım, Hak, Kerim’sin,
Sensin Allah’ım, başka yoktur dayandığım.

Zifiri karanlıkta siyah karıncayı,
On binlerce yıldızı, gökteki ayı,
İdare eden sen, alemleri, dünyayı,
Sensin Allah’ım, başka yoktur sığınağım.

İnansın, inanmasın rızkını verirsin,
Nasıl olsa, bir gün hesaba da çekersin,
Acı bana Allah’ım, çok merhametlisin,
Sensin Allah’ım, başka yok gideceğim.

Sabrının zerresini bana verir misin?
Kulun dua edip istese sevinirsin,
İsteyene istenen rızkı gönderirsin,
Sensin Allah’ım, başka yok el açacağım.

Kitabında her şeyi açıklayıp saymış,
Ruh aleminde yaptığımı kader yazmış,
Şeytan olmasa, imtihanlar hiç olmazmış,
Sensin Rabb’ım, başka yok, af dileyeceğim.

29/8/2001

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:44 AM
Sensin Isparta'm

Emsali gökkuşağı renk cümbüşü şehir,
Bir bilmecenin cevabı sensin Isparta’m.
Dermansız dertlere havasıdır panzehir,
Dört mevsim güzelsin, cennet sensin Isparta’m.

Kovada gölünde sayısız renk saklıdır,
Gölcük benden güzeli yok derken haklıdır,
Yazılı Kanyon tabiat harikasıdır,
Benzeri yaratılmamış, sensin Isparta’m.

Elmanı, gülünü tüm dünya tanır dünden,
Sazanın tadından mest olur yiyen beden,
Dünya güzelliğinde inmezsin zirveden,
Okullarla ilim yayan, sensin Isparta’m.

Bin defa şu dünyaya gözümü açsaydım,
Memleketler içinde hep seni bulsaydım,
Sevgiye hasretlere gülünü sunsaydım,
Yeşil ormanlarınla, nefessin Isparta’m.

Her karış toprağın bir tarih hazinesi,
Sevgililer içinde tek inci tanesi,
Kısa ömrümde sende versem son nefesi,
Mezarım, cennetim hepsi sensin Isparta’m.

Seksen ilin ağzını sulandıran gülsün,
Görmek isteyen geç kalmasın, hemen gelsin,
Gelinlik kız cehizini halın süslesin,
Dünyada en güzel gelin, sensin Isparta’m.

01/05/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:44 AM
Sensiz İstemem

Şu ellerime verilmiş yıldızımsın,
Sensiz saman yoluna girmek istemem.
Sen naçiz kalbime can veren kanımsın,
Sensiz kara toprağa, girmek istemem.

Yaklaştıkça yükselen gök kuşağımsın,
*******imi aydınlatan ayımsın,
Sevdiklerime götüren burağımsın,
Sensiz ıssız mezara yatmak istemem.

Yağmurların habercisi şimşeğimsin,
Yandığım, yaz günlerinde şemsiyemsin,
Kış, yaz, dört mevsim solmayan çiçeğimsin,
Senin gülün solmadan, solmak istemem.

Ey buzları eriten kardelen çiçeğim,
Alçak da değil zirvede aç isterim,
Nadide, Zümrüdü Ankamsın sen benim,
Yarınlarda sensiz, yaşamak istemem.

Kaşların çatılsa dünyayı yıkarım,
Zarar verenleri hışmımla yakarım,
İhanet eden karşısına çıkarım,
Senin gelmediğin cenneti istemem.

Seni Allah’ım özenmişte yaratmış,
Şu zarafetini gören canlar yanmış,
Herkes gibi şaşkın Dursun’da aldanmış,
Sensiz bir nefes dahi, solumak istemem.

21/04/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:44 AM
Sesin Çıkmaz Senin

Söke’ye çağrılınca kendini ne sandın,
Bu şairler yanında sesin çıkmaz senin.
Nefis haddini bil, sus, insan sanılırsın,
Bu güzide ilçede, sesin çıkmaz senin.

Nefsim, bir nalına, bir mıhına vurursun,
Kendini şair sanıp, neden kurulursun,
Fazla yazma bir kaç hecede vurulursun,
Cennet gibi Söke de, sesin çıkmaz senin.

Haddini bilmezsin, bildirirler bir gün ha,
Dikkatli ol, sürçi lisan etme, sakın ha,
Defterini dürerler, yol başında daha,
Çağ atlamış Söke de, sesin çıkmaz senin.

Hepsi delikanlı, sözünün eridir, hey,
Kültür farkını görüyorum, onlardır bey,
Onların birliğini bozamaz hiç bir şey,
Çeneni tut, adam ol, sesin çıkmaz senin.

Söke’nin şairlerine saygı duyulur,
Onlara hakaret eden, dili burulur,
Bir şeyleri öğrenirsem, nefsim kurtulur,
Öp mübarek elleri, sesin çıkmaz senin.

31/8/2005

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:44 AM
Sessiz ve Sensiz

Dalından kopmamalısın sarıçiçeğim,
Yalnızlığa alışığım, sessiz ve sensiz.
Doğacak nice günlerde bekleyeceğim,
Ben her acıya razıyım, sessiz ve sensiz.

Senin hüzünlenmeni hiç benimseyemem,
Sana kahrımdan boynun bükülsün diyemem,
Her şeyi kaybetsem üzülmeni istemem,
Sancılara dayanırım, sessiz ve sensiz.

Senin sevgin kar altında bile üşütmez,
Kardelen çiçeği karda açar üşümez,
Sevgi bulunan kalpte kötülük eğleşmez,
Sıkıntıları severim, sessiz ve sensiz.

İnme ayaklar altına zirvelerde aç,
İnsanlar zalim oldu, çiğnemesinler kaç,
Mutlu ol yeter ki sen sevgiyle kucak aç,
Tüm çileleri çekerim, sessiz ve sensiz.

Yerine işkencelere göğüs gererim,
Her an neşeyle gülümsemeni isterim,
Senin uğruna bin canım olsa veririm,
İkimiz için ölürüm, sessiz ve sensiz.

24/01/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:45 AM
Sevgi Çiçeği

Doğduğunda gülücükler sunan
Masum, masum el sallayan insanoğlu
Yaşadıkça gülümsemesini büyütseydi
Her insana duygulu el sallasaydı
Bebekken görünce sevinip mutlu olanlar
Büyüklüğünde de görünce sevinseydi!
İçinde ki sevgi tohumu kurumasaydı
Yeşerseydi, nesilden nesile aktarılsaydı
Kan ve gözyaşı akar mıydı bugün?
Kan ve gözyaşının sebebi
Bataklıkları sevgiyle kurutacakken
Sevgi filizini kuruttuk elbirliğiyle
Hep çıkarlarımız uğruna
İncir çekirdeğini doldurmayacak, çıkarlar için
Hep kan ve gözyaşı suladı yeşersin diye
Kuruyan sevgi filizini!
Ama çok azı yeşerdi.
Çorak yüreklerde kurudu bu filizler
Sevgiyle sulansaydı doğuştan olan
Sevgi çekirdeği
Bugün bu vahşetler olmazdı.
Irk, dil, din ayrımı gözetilmeden, kucaklaşsaydı
İnsanlar… Neden olmasın, yaratan aynı.
Çoğu mesajlar hepimize sunulmuş
Ama alan, duyan, okuyan, ilgilenen kim?
Hırsla kök salan menfaatçilik
Körocakları kapatan zihniyet
At gözlüğünden çevresine bakanlar
Sadece kendi fikrine doğru diyenler
Sevginin çoğalmasına fırsat mı verir?
Çünkü sevgi ummanı sarsaydı
Bunca vahşet, bunca gözyaşı olmazdı.
Sevgi damlaları okyanusta birleşseydi
İbadethaneler de katliamlar olmazdı.
Birilerinin silah satması gerekiyor ya
Sevgi gülünün üstüne, iki ayakla basıyor
Dozerle sıkıştırıp, beton döküyor üstüne
Çünkü sevgi dünyaya hakîm olursa
Onların sesi çıkmaz, hortumları kurur
Silah satamazlar, petrol, organ çalamazlar
Her ülkede yardakçıları da olmaz
Diğer insanlar avam, onlar lort olmalı
Ancak çarkları böyle döner
Onlar böyle iç huzuru bulurlar
Purolarını keyifle içmek için.
Bazen de barış çubuğu tüttürürler formaliteden.
Hâlâ uyanmayan zihniyetler oldukça da
Sevgi gülünün hâkimiyeti zor
Çünkü yokluğunda çıkar sağlayanlar çoğunlukta
Biz yolumuzdan dönmeyelim,
Mutlaka bir gün sevgi çiçekleri de
Vazolarda, balkonlarda yerini alır.
Hiçbir baskıya boyun eğmeden
Ebediyete kadar solmadan kalırlar.
Tabi sevgi üreticileri yorulmamalı
Çoğalmalı, yosun bağlamış, süzekleri çamurlu
Ya da nemsiz çorak kalpleri
Verimli hale getirmeli.
Çok uzakta değil o günler
Biz üstatlarımızın meşalesini yakalım yeter
Her saniye birilerine ulaştıralım sönmesin.
Her yürek insan sevgisiyle tanışınca
Bütün çıkar fırıldakları dökülür
Rüzgârları durunca, silah satamaz
Petrol, organ çalamaz Donkişotlar.

04/05/2007

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:45 AM
Sevgi Gülünü

Kestiler daha çocukluğumda dilimi,
Kopardılar açılmadan, sevgi gülünü.
Yok, cesaret sokmam taş altına elimi,
Kazıdılar çimlenmeden, sevgi gülünü.

Kiminle konuşsak damgasını vurdular,
Boğuşturmak için her tuzağı kurdular,
Düşüneni cezaevinde doyurdular,
Öğrenmeye vakit yoktu, sevgi gülünü.

Geç oldu uyanışlar gaflet uykusundan,
Nice gençleri uğurladık duygusundan,
Karıştırıyor ülkeleri uydusundan,
Soldurdular açılmadan, sevgi gülünü.

Yeşermedi tohumu toprakta sevginin,
Tadına kimse varmadı kardeşliğinin,
Kurşunların gölgesinde geceleyenin,
Koklamaya nefes yoktu, sevgi gülünü.

Korktular insanların kardeş olmasından,
Faydalandılar boranlı kurt havasından,
Her on yılda bir devirdiler ortasından,
Masum bıraktık toprakta, sevgi gülünü.

Gülmeye hasret yüzler mahkeme duvarı,
İstendi karıştırdık koyunu, davarı,
Boğuştuk her an yapmadık uçak savarı,
Hava almadan ezdiler, sevgi gülünü.

12/06/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:45 AM
Sevgili Yavrum

Ne günah işle ne tövbeyle uğraş,
Kaldırımdan yürü, sevgili yavrum.
Hırlayanı görsen çalıyı dolaş,
Kuduz şimdi sürü, sevgili yavrum.

Turşuyla bal yemek adet sayıldı,
Ömürde baygınmış son gün ayıldı,
Ana, baba evlat zulmünden yıldı,
Ahlâk kırdı zarı, sevgili yavrum.

En iyi bildiğin kaç kez affeder?
Neyi yaparsan yap herkes laf eder,
Temiz yaşıyorsan abtal, saf eder,
Bulmalısın narı, sevgili yavrum.

Büyük belli değil, küçük iş bilir,
Erkek saç uzattı kadın diş biler,
Fakirin umudu gece düş diler,
Dünya garip harı, sevgili yavrum.

Jüriye seçildi maço takımı,
Etiket görünce yapar bakımı,
Torpili patlatır dostu yakını,
Evler içki barı, sevgili yavrum.

Leb demeden anlar şu baştakiler,
Her söze baş sallar şu taşta keler,
Taklayla yükseldi şu dıştakiler,
Yağcıların arı, sevgili yavrum.

Doğruyu söylesen acı, yutmazlar,
Çokluğa uyarsan doğru satmazlar,
Dursunî yalnızdır takdir etmezler,
Cahillerin sırı, sevgili yavrum.
24/01/2007

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:45 AM
Sevgilim

Gönül kapısı her an açılmaz,
Açılıp da aşk ateşi saçılmaz,
Saçan kalplerden asla kaçılmaz,
Ben kaçmadım, sende kaçma sevgilim.

Benim sevgimi anlayamazsan,
Kalbimi kalbine bağlayamazsan,
Bir satır mektup yazamıyorsan,
Sen yazma, ben yazayım sevgilim.

Aşkım belki sana az gelir,
Arada ki engeller sevenlere vız gelir,
Aylarda böyledir, ilkbaharda yaz gelir,
Ben geldim, sende gel sevgilim.

27/1/1982

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:45 AM
Sevgiye Özlem

Çocukluğa özlem var, içimde hep
Çünkü onlar insan sevgisiyle dopdolu
Ağlayanı bir busecikleriyle ya da
Bir gülücükle güldürüp, dünyaya döndürürler
Ya biz, gırtlak gırtlağa gelmişiz
O senin, bu benim kavgasıyla
Neyi bölüşemiyoruz ki
Zaten dünyamız parsellenmiş
Boğuşsak yine payımıza bir şey düşmez
Güçlüler alırlar yine pastadan payı
Bize yine kullanılmışlık kalır
Geçmişte olduğu gibi!
Ne olur çocuklardaki sevgi filizi
Kırılmasın, sonsuza kadar solmasın
Ne olur onlar boğuşmasın
Kavgasız bir dünya kursunlar
Çocuklar oyun parkında
Büyükleri ibadethane de kurşunlanmasın
Onların dünyasında
Birileri onları boğuşturup
Silah satmasın, istilâ etmesin ülkeleri
Sevgi çiçekleri ebediyete kadar
Nesiller versin, bozuk çıkmasın tohumları
Sevginin olmadığı bir dünya
Bizim dünyamız misali olur.
Ne olur artık burunlar kanamasın
Petrol hırsızları kullanmasın insanları
Çocuklar içindeki sevgiyle kurşunlanmasın.
Yeşersin sevgi filizleri.
Karabatak gibi çırpınıp kalırlar değilse…
Dinsin artık gözyaşları, sevgiyle bakışsın.
Yetmez mi ana-babaların gözyaşlı matemleri.

13/05/2007

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:46 AM
Sevgiyi Neden Yazamadım

Sevgiye şiir yazmadığımı soruyorlar,
Her sözün doğrusunu söylemek,
Yazmak istiyorum.
İki dost arasında devamlı olan, yıkılmayan,
Bir sevgiyi yarım asırdır görmedim.
Gören var mı bilmiyorum?
Çocukluk arkadaşına iyiliğin hüzünle bitiyorsa,
Verilen söz yarım saat gitmiyorsa,
Sözler yürekten değil de, dudaktan oluyorsa,
Zerre menfaatte dostluklar satılıyorsa,
Çoğumuz ay çiçeği gibi dönebiliyorsa.
En büyük acılar bir saat sonra unutuluyorsa.
Makamlar yükseldikçe gurur, kibir artıyorsa,
Hangi sevgi ve dostluktan bahsedebilirim?
Ölünce salını götürecek sadık iki dost yoksa..
İhanet kurşunları hep arkadan sıkılıyorsa,
Aynı bina da oturanlar bizi gençlik yıllarımızda,
Sevgiden mahrum ettiler.
Aslında herkes gerçeği biliyor.
İşi olunca her an arayanlar,
Telefonuna çıkmıyor, kapısını açmıyorsa,
Ya da yüzüne kapatıyorsa,
Çoğumuz öğle değil mi?
Birbirini karşılıksız seven kaç insanımız var?
En çok sevdiği sanılan eşler, çocuklar bile,
Felç olunca, iflas edince terk etmiyorlar mı?
Nice ana-babalar yalnızlık yaşamıyorlar mı?
Evlat hasretiyle yanan dumansız bacalar,
Hep karşılıksız sevdiklerin,
Darbeyi vuruyor, onun için düzde susanıyor.
Yalan yazıp size ihanet etmek istemedim.
Sizi Allah rızası için sevdiğimden..
Yine de karşılıksız seven herkesi seviyorum...

18/12/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:46 AM
Sevgiyi Yazdım

Ummanın üstüne sevgiyi yazdım,
Dünya insanları içiyor diye.
Kum tanelerine sevgiyi yazdım,
Herkesin evine, harç olsun diye.

Buz katmanlarına sevgiyi yazdım,
Eridiğinde su içilsin diye.
Bütün yıldızlara sevgiyi yazdım,
******* onların, görsünler diye.

Isıtan güneşe sevgiyi yazdım,
Aydınlık gündüzler bitmesin diye.
Yağmur damlasına sevgiyi yazdım,
Herkesin içini, soğutsun diye.

Dolu tanesine sevgiyi yazdım,
Zenginler fakiri düşünsün diye.
Kar zerrelerine sevgiyi yazdım,
Alemi beyaza, bürüsün diye.

Kuşların diline sevgiyi yazdım,
Kulaklar sevgiyi dinlesin diye.
Çakan şimşeklere sevgiyi yazdım,
Aşkı unutanlar, hatırlar diye.

Aslanın gözüne sevgiyi yazdım,
Korkuyu sevgiyle, geçsinler diye.
Ceylanın kalbine sevgiyi yazdım,
Kalpler sevgi dolsun, yeşersin diye.

Kardelen çiçeğe sevgiyi yazdım,
Karda da sevgiler açılsın diye.
Öpen dudaklara sevgiyi yazdım,
Sabit mühür olsun, bilinsin diye.

Bebeğin eline sevgiyi yazdım,
Her an unutmasın yaşasın diye.
Doktorun alnına sevgiyi yazdım,
Hastaya acısın, güldürsün diye.

Hakîmin aklına sevgiyi yazdım,
Haksızları haksız çıkarsın diye,
Mezar taşlarına sevgiyi yazdım,
İnsanlar sevgiyi, yaşatsın diye.

Şairin beynine sevgiyi yazdım,
Tüm şiirlerinde anlatsın diye.
Şiir sevenlere sevgiyi yazdım,
Ülkemde kötülük, kalmasın diye.

31/07/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:46 AM
Sevmek

Aşıkların birbirini sevdiği kadar,
Seni çok sevmek isterdim, Yüce Allah’ım,
Ancak o zaman ben kul olduğumu bilirdim,
Verdiğin nimetlere şükretmiş olurdum.

Kuş beyni kadar benim beynim çalışsaydı,
Sana kul olduğumun farkına varırdım,
Köpek bile benden fazla kulluk yapıyor,
O kadar kul olsam, halime şükrederdim.

Seni sevebilmek o kadar güzel bir aşk,
Ancak sen sevilirsin öğle bir sevgi ile,
Sevenler kalpte iki sevgi olmaz diyor,
Tek sevgi senin sevgin yeterli Allah’ım.

Kalbimi o kadar büyüt ki, hiç dolmasın,
Çünkü senin sevgin kalbe sığmaz Allah’ım,
Benim bataklığa düşmüş nefsimi kurtar,
Doksan dokuz ismin hürmetine Allah’ım.

Seni sevdiğimi söylemem mümkün değildir,
Dursun yaratılmışlar içinde sefildir,
Korursan sen korursun, gerisi gafildir,
Acı bana, koru ve sev beni Allah’ım.

4/3/2001

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:46 AM
Sigara

Sayende olur temiz akciğer kapkara,
Bey evlat, seni kullanır, çıkar zampara,
Bazen olursun, başlangıç oyun, kumara,
Akıllılar seni çok seviyor, sigara.

Gelen misafirlere ikram, sunulursun,
İçen, içmeyen her insanda bulunursun,
Benden değerlisin, bakkaldan sorulursun,
Önce görülmez, yaşlanınca solutursun.

İçer yarı kahrından, yarı neşesinden,
Akıllısı, genci, beyleri, delisinden,
Kadını, kızı, oğlu, genci, dedesinden,
Laf olsun diye başlarlar, bir keresinden.

Altmış olmadan, ele verirsin değneği,
Haber vermezsin, sakat doğacak bebeği,
İşsiz fakirler, bulamasa da ekmeği,
Bulur sana verecek parayı, emeği.

Öğle kalleş güreşirsin ki, bilinmezsin,
Sinsi girer, tüfekle çıkarılamazsın,
İşini kabirlerde sonuçlandırırsın,
İş işten geçer ama akıllandırırsın.

Sigara ne gamı giderir, ne kederi,
Sinsice insanın kemiğini kemiri,
Bacak, el, parmak gider sağlığın demiri,
Yaşlanmadan büktürür, tutan elleri.

Sigara içeni görünce sevinirim,
Ona göre kendimi akıllı hissederim,
İçkiye, batağa götüren yoldur derim,
Başlayan bıraksın, gitti eyvah gençliğim
2/5/2001

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:46 AM
Silifke Kedisi

Araya, araya buldum manavı,
Karşıladı bir Silifke kedisi.
Gözlerime baktı gördüm manayı,
Zemheri dedi, Silifke kedisi.

Kasım’ı, Şubat’la tam karıştırdı,
Karşılıklı hepsi ses yarıştırdı,
Dargın olanları da barıştırdı,
Baharda sandı, Silifke kedisi.

Kuyruğu havada kuru yapıyor,
Rakibi görünce harı kapıyor,
Gücü yetmiyorsa yolu sapıyor,
Bıyık buruyor, Silifke kedisi.

Azcık aklı yitmiş yollarda yaya,
İnşallah rastlar bayan veya baya,
Rıhtımda dolaşır uğruyor koya,
Küheylan olmuş, Silifke kedisi,

Dursunî’ye karşı biler dişleri,
Hep ayak oyunu hile işleri,
Konuşma dili de belki çişleri,
Çok uyanıktır, Silifke kedisi.

07/11/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:46 AM
Silifke Kekliği

Dağında ararken düzünde buldum,
Şakşak ötüyor, Silifke kekliği.
Gülmemiş ömrümün güzünde kuldum,
Süslü geziyor, Silifke kekliği.

Ah onu şöyle bir yakından görsem,
Kendimden geçerek olurum sersem,
Sevdiğini söylese, canı versem,
Tek, tek sekiyor, Silifke Kekliği.

İnce yürüyüşü nazı anlatır,
Paslanmış kulağı açar çınlatır,
Bir tek ötüşüyle yeri inletir,
Aşka şakıyor Silifke kekliği.

Olmayan aklımı başımdan aldı,
Sessizce geceme düşüme daldı,
Aşkı bilmez idim dertlere saldı,
Kalbe akıyor Silifke kekliği.

Yaralı kalbimin merhemi oldun,
Boş olan gönlüme bahçeme doldun,
Ben seni ararken sen gelip buldun,
Bana bakıyor Silifke kekliği.

Dursunî’ye özel o ötüşünle,
Vardıkça uzayan son gidişinle,
Uyanmam her halde mest edişinle,
Busen diriltir, Silifke kekliği.

05/11/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:46 AM
Silifke Sineği

Kan emdi namussuz ana damardan,
Kimler bilmem onu böyle şımardan,
Sanki yeni çıkmış tam gün tımardan,
Yedi bitirdi, Silifke Sineği.

İki kulağımda ötüştü dudu,
Hedef tam isabet merkezden vurdu,
İyi besleyince mekânı kurdu,
Yedi yetirdi, Silifke sineği.

Isırdığı yerler tatlı kaşındı,
Sağa, sola vurdum elim aşındı,
Sanki tüm sinekler bana taşındı,
Yedi sömürdü, Silifke sineği.

Sineklerle yattık aynı yatakta,
Hepsi kurstan çıkmış süper atakta,
Bize kurs açılmış yeri batakta,
Teni kaşıttı, Silifke sineği.

Kovalama yaptık sabaha kadar,
Mübarek sanki bir telsizli radar,
Market geçim sağlar ilacı satar,
Besili kaldı, Silifke sineği.

Silifke seni hayırla anarsam,
Bir daha ağıza bakar kanarsam,
Tövbe sinekler hiç sizden sinersem,
Beni ağlattı, Silifke sineği.

Yoğurt yeriz derken canı yedirdim,
Bütün sineklere kanı yetirdim,
Yarı uykulu hep tanı getirdim,
Dursunî yedi, Silifke sineği.

06/11/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:47 AM
Sokak Çocukları

Sıcak bir anne kucağına hasretimden,
Çatlak dudağıma merhem, verir misiniz?
Tepeleyip attılar sokağa, küçükten,
Yaralı ayağım, pabuç verir misiniz? .

Ne acımasız bir hale gelmiş bu toplum,
Sefaletin bedeline, kırıldı kolum,
İyi insana düşmez oldu, artık yolum,
Biz sokak çocuklarına, acır mısınız?

Üşürüm, yamasız bir ceketim, hayalde,
Sönmek üzere olan ateş çevresinde,
Bir defa giyip de atılan elbisede,
Sokak çocuklarını hatırlar mısınız?

Üvey ana canavar kesildi, başıma,
Zehir etti, hayatı, şikâyet babama,
Hasret giderdiler, yağsız, yavan aşıma,
Tir, tir titreyenleri hatırlar mısınız?

Sigara, içki derken alkolik ettiler,
Üç beş kuruş harçlık için her şey dediler,
Hiç yaşanmamış çocukluğuna, hayaller,
Düşler kuran, bizleri hatırlar mısınız?

Sokak çocuklarını herkes itelerken,
Seyirci büyüklerim, pasta, börek yerken,
Mezarlarda rahat uyurlar mı yatarken,
Kimsesiz yavruları hatırlar mısınız?

Zevki için kapıcıyı azarlayanlar,
İnsanlığı unutup, rezil yaşayanlar,
Muhtaçlıktan Amerika’ya el açanlar,
Sevgiye hasretleri hatırlar mısınız?

15/01/2002

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:47 AM
Son Çare Diye

Düşünce denize buldum yılanı,
Sarıldım yürekten son çare diye.
Hatırladım hemen böyle kılanı,
Ayrıldım ezelden, kurtuldum diye.

Kaldırsam başımı günah her yanım,
Şaşıyor gözlerim yanıyor canım,
Düşünsem cezayı donuyor kanım,
Çevirdim başımı, görmesem diye.

Basmıyor şu kafam onların kadar,
Bulmuşlar çözümü alıyor radar,
Duysam ayet, hadis kırsam neyse ar,
Düşündüm ölümü gelecek diye.

Rahatlar ayakta suç mu bilmiyor,
İter, kakar yetim yaşı silmiyor,
Sanır namaz kıldım doğru kılmıyor,
Hayal ettim kabri, durağım diye.

31/08/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:47 AM
Son Olsun

Seni öğlesine çok sevmiştim, sultanım,
Son olsun, senden başka kimseyi sevemem,
Bittim, alıp götürdün, kalan birkaç parçam,
Kırık kalp kaldı, onu kimseye veremem.

Değişse bütün mevsimler de kış yaşasam,
Ayazlar cehenneme dönse, ben yanamam,
Artık yalan sözlü tatlı dile kanamam,
Sağlam kulak kalmadı, kimseyi duyamam.

Kutuplara götürüp koysanız donamam,
Ölüme dek, yanındayım desen inanmam,
Acı tatlı ne söylersen söyle, aldırmam,
Tutunacak dal kalmadı, daha sarılmam.

Aniden ne oldu beraberliğimize,
Kimler hangi yalanları söyledi size,
Son darbeyi vurdun benim gibi acize,
Güvenecek söz kalmadı, var mı mucize.

Gelen giden vurur, şamar oğlanı oldum,
Kimseye zararı olmayan garip kuldum,
Neden sen de bırakıp gidersin, sultanım,
Kucaklayan dost kalmadı, ona yanarım.

Hele bir ifade vereyim, dinle beni,
Ahım alma, gün gelir hoplatırlar seni,
Gel, gönül kırık ayrılmayacaktık hani,
Gerçekleri gören göz kalmadı, ey fani.

Dostu üzüp, düşmanımızı sevindirme,
Ayrılsak da yaratanımı gücendirme,
Helâlleşerek ayrılalım da, sezdirme,
Üzülen anam kalmadı, bedbaht gezdirme.

Zavallıyım bozuk para gibi harcadın,
Bir gün gelir ettiğine olursun pişman,
Atı alan Üsküdar’ı geçer, o zaman,
Dayanan hâl kalmadı, benim sonum hüsran.
3/7/2001

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:47 AM
Sonbahar

Sararıp soldu dünkü yeşil yapraklar,
Ölümü hatırlatır çıplak ağaçlar,
İlkbaharda tekrar süslenecek bağlar,
Mahşeri hatırlatır, gelen baharlar.

İlk yaratan süsler son sistem onları,
Küçük beyni yönlendirir canlıları,
Dili anlatamıyor yapılanları,
Bir noksanlık olmadığını, gösterir.

Her sonbahar bir ömrün sonuna benzer,
Dermansız doğar ferman sahibi gezer,
Dönüp dolaşıp başlanan yere gider,
Seni hatırlatır, bütün yaşantılar.

Bütün işler tecellisine ulaşır,
Her şey birbirini destekler dolaşır,
Çarklar dişini kırmaz düzgün kaynaşır,
Mülkü nizamı tamamlar tüm olaylar.

Kendimi kuru yaprak gibi görürüm,
Hak dur der durarım, yürü der yürürüm,
Sayılı nefes sona gelir ölürüm,
Bana her şey vaadini hatırlatır.

Rüzgâra göre yön alan yaprak olsam,
Çürüyüp gidip toprak olup, kaybolsam,
Bu olaylar beni alîm yapar anlasam,
Her şey senin sözlerini doğrulatır.

8/12/2005

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:47 AM
Sonra

Soyadı Mertoğlu olmuş fark etmez,
Kendisi namussuz, olduktan sonra.
Delikanlı olan hemen çark etmez,
Ne faydası olur, sattıktan sonra.

Bu kadar ucuz mu sözlerden dönmek?
Ayıp değil midir bizlerden sinmek?
Asalakça hayat adilik, binmek,
Yiğitliği serden, attıktan sonra.

On beş bin liraya satılmaz insan,
Azda olsa dışa atılmaz ihsan,
Bir hatıra ile maziyi ansan,
Utandım mertliği tattıktan sonra.

Yaptığın normaldi, beni delmedi,
Beklediğim için acı gelmedi,
Beni çoğu insan zaten bilmedi,
Kurulan dostluğu, yıktıktan sonra.

Üç haftada yaptım analizini,
Bir gün bulacağım gerçek izini,
Tükürüp batırsam çirkin yüzünü,
Delikanlılığı yaktıktan sonra.

Hemen soyadını değiştir bence,
Mertlik mi yaptığın aklınca, sence,
İtler düşünsünler, yal tükenince,
Üç günlük it beni, tuttuktan sonra.

İçi boş laflara hiç kanmamıştım,
Az çarpacağını hiç sanmamıştım,
Dursunî alışık az yanmamıştım,
Hesaplar mahşerde, çıktıktan sonra.
28/01/2007

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:47 AM
Sorarsın Beni

Beni kaş altından süzen güzel kız
Dilli hızarlarda, sorarsın beni.
Toprak titremekte bu ne özel hız
Dipsiz mezarlarda, basarsın beni.

Bir sivilce yeter şu endamına
Taht kurup oturdun can gündemine
Bülbül olup konsan gönül damına
İncecik kollarda, sararsın beni.

Mest oldum görünce gözlerim şaşı
Ayıkmak istemem koysunlar taşı
Değeri mi olur, veririm başı
Bazı yazarlarda, ararsın beni.

Haz verdin ölüm ister canıma
Şifa oldun kalbe gelmez kanıma
Dolunay olup doğ dost kal yanıma
Yenen azarlarda, derersin beni.

Ayçiçeği olup güne dönmedim
Seni tanımadan düze inmedim
Aşkını tatmadan deli denmedim
İçten satırlarda, okursun beni.

Yan yana yaylardır özel kaşların
Nakış işlemek mi kalbe işlerin?
Otuz iki nefer sanki dişlerin
Hassas hatırlarda, görürsün beni.

Sırçası kırıldı gönül hanımın
Ayağını öpsem annen hanımın
Bir değeri olur, şu Dursunî’min
Yersiz yatırlarda, bulursun beni.

21/04/2007

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:48 AM
Sosyete Müslüman'lar

Makamlar eşitleşti Mekke, Medine’de,
Ne yüzle gidecek sosyete Müslümanlar.
İnanan herkes eşittir Allah indinde,
Kalitesi belli, sosyete Müslümanlar.

“Zengin, fakir eşittir” dedi Peygamberim,
O sözünü tutmazsam mahşerde ne derim,
Köle amirim olsa itaat ederim,
Kur’an-a uymazmış, sosyete Müslümanlar.

Münafıktan farksız onun gibi yaşarmış,
Safa’dan Merve’ye utanmadan koşarmış,
Hacer anamızdan da hiç arlanmazlarmış,
Kabe’ye gitmeyin, sosyete Müslümanlar.

Müslüman her haliyle mükemmel olmalı,
İnanan Hakk’ın istediğine uymalı,
Kafirden farklı inananlar yaşamalı,
Vakfeye gitmeyin, sosyete Müslümanlar.

Göstermelik ibadet olmaz dinimizde,
Yalvarma yürekten olsun söz dilimizde,
Keyfe göre yorumu yaptık kalbimizde,
Hacca gidecekmiş, sosyete Müslümanlar.

Renkler, diller ayrı aynı kıbleye döner,
Kalbi şüphelidir Kâbe’yi tavaf eder,
Gelir memleketine eski haltları yer,
Hakk’a yalvaracak, sosyete Müslümanlar.

20/12/2005

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:48 AM
Soysuz Amerika

Dünyayı salladı, ala boranlı tufan,
Biri eşkıya Saddam, biri Amerikan,
Bosna, Kosova, Çeçen, yandı Afganistan,
Kılı kıpırdamayan, soysuz Amerikan.

Acınır Iraklı yetime, fakir halka,
Müslüman geçinenler, yarın ne der Hakk’a,
Bombalar düşecek suçsuza, Saddam kukla,
Petrole hücum eden, soysuz Amerikan.

Ne Saddam, ne demokrasi, onun amacı,
Yerli uşakların gafı, daha da acı,
Köle oldu dünya, herkes Amerikancı,
Geleceği gasp eden soysuz Amerikan.

Soysuz, soysuza musallat oldu, sonradan,
Osmanlı’yı çok arayacak, Arabistan,
Kardeş, kardeşkanını dökecek fazladan,
Saddam hedefin değil, soysuz Amerikan.

Müslüman kırk beş ülke, İngiliz oyunu,
Yöneticiler güdemez, üç beş koyunu,
Demokrasi nerede, halk vermez oyunu,
Dünya sana da kalmaz, soysuz Amerikan.

Hedefin petrol, sonun olur bir gün,
Dünya fani, sonsuza gitmez, döner devran,
Eşkıyaların fosilini sor topraktan,
Sana da hesap vardır, soysuz Amerikan.

20/02/2003

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:48 AM
Söke'de

Kağıdı, kalemi daldırdım mürekkebe,
Yarışma var dediler, Aydın’ın Söke’de,
Bizlerin sözü bitmez, tükenir alfabe,
Şair olmak için mesaj aldık, Söke’de.

Kırk üç efeden biriymişim duyurdular,
Şair diye doğdum doğalı yoğurdular,
Boyun eğer sandılar, emir buyurdular,
Size söke, söke geldim, Sökeli dostlar.

Eğirdir Söke’ye yüzlerce kilometre,
Sevene uzak yakın olur, katre, katre,
Sizinle mutlu oldum, böyle gitsem kabre,
Mahşerde de buluşalım, Sökeli dostlar,

Gezeceğim Meryem Ana Kilisesini,
Tarihin şahididir, Efes müzesini,
Merak ettim, Ege’nin şirin ilçesini,
İncirinizle doysam, ey Sökeli dostlar.

Gönül dostları menfaate kulluk etmez,
Fakiri, garibi, yoksulu ezip geçmez,
Herkese gülümser, insanda fark gözetmez,
Biz sevelim, sevinelim, Sökeli dostlar.

4/8/2005

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:48 AM
Suç Bende mi?

Ebatlarım bozuk doğmuşsam ben, anamdan,
Ben ihtilâller çocuğuyum, suç bende mi?
Çevreme uyumsuz yaşıyorsam, sıradan,
Ben çelişkiler çocuğuyum, suç bende mi?

Memnunum halimden, başım diktir her zaman,
Yakayı kaptırmadım, gelmedi, ferman,
Hayatı yaşamak lazım, yalpalamadan,
İstenen taklayı atmadım, suç bende mi?

Deneni yaparsın, birileri darılır,
Sürgün emri için dayısına sarılır,
Menfaate göre istenir, kaynaşılır,
Sarmaş dolaş olamadımsa, suç bende mi?

Renkten renge girmen isteniyorsa her gün,
Ayak uyduramayanlara olur son gün,
Uyduranlarsa, kurtarır dünyayı o gün,
Günü kurtaran olmadımsa, suç bende mi?

Dayım yoktur, olsa da bakacak elime,
Kime anlatsam, güleceklerdir, halime,
İstedikleri olsa, basarlar belime,
Beye başımı eğmedimse, suç bende mi?

Gülün dikeni, benim acı bir dilim var,
Hesap meydanında belli olur, zarar, kâr,
Ön plânda tutuluyorsa, menfaatlar,
Hiç aracı kullanmadımsa, suç bende mi?
22/09/2005

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:48 AM
Sular

Sen kimsin ki, her şeyden nem kaparsın,
Bırak olduğu gibi aksın sular.
Yatağına sığmasın, parçalasın,
İstediğince gitsin, arkta sular.

Hep gönlünce olmasını isteme,
Ters işinin ardına düşüp gitme,
Herkesin isteği olur zannetme,
Aç kapakları, serbest aksın sular.

Pisliği dışarı atan deniz ol,
Dar değil bu dünyamız, çok geniş, bol,
Sıkma canını, sen bağışlayan ol,
Seyret, şıp, şıp kenara vursun sular.

Astı, kesti Firavun, hızlı geçti,
Ne kaldı, denizde ki iskeleti,
Gül oyna, huzurda kullan nefesi,
Çek engeli, dalga getirsin sular.

Sağlığa, sıhhate, şükür demeli,
Bunların kıymetleri, bilinmeli,
Dert üstüne dertler çekilmemeli,
Al bentleri, gönlünce koşsun sular.

28/11/2005

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:48 AM
Sultan'ım

Hangi yüzünle geldin diye sorma, bana,
Ey alemlerin gözdesi, eşsiz Sultan’ım.,
Şirkten şirke bulanmış, batmış katrana,
Mecalsiz halimle geldim sana, Sultan’ ım.

Kevser havuzuna gelemem, beklemeyin,
Sana ümmet olamadım, hiç üzülmeyin,
Layık olmayanlara, şefaat etmeyin,
Seni görecek gözüm yok benim, Sultan’ım.

Nasihatlerin bilerek uygulamadım,
Dünya tamahımdan vakit ayıramadım,
Size kavuşmayacakmış gibi yaşadım,
Sana gelecek dizim yok benim, Sultan’ım.

Af garanti sandım, yudumladım haramı,
Nerden geldi, düşünmeden aldım paramı,
Cehennem misalidir, dünyanın hamamı,
Şefaat isteyecek yüzüm yok Sultan’ım.

Seni sevdiğimizi söylesek inanma,
Sen aramızdan ayrıldıktan sonra, ama
Ne günahlar işledik, affı mümkün sanma,
Yüzü olan gelsin, ben gelemem Sultan’ım.

Uzaktan arar seni, mahşerde gözlerim,
Hakkım yok, ama işaretini beklerim.
Susamış gönlüme bir serinlik isterim,
Dua et, kurtulup, kavuşayım, Sultan’ım.

16/04/2003

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:05 AM
Şair

Hayatın çemberinden geçmeyen, yazamaz,
Yazmak, ta kalbin derinliğinden söylemek,
Rab’bımın yazdığını başkası bozamaz,
Kaleme yazmak, dile de içten söylemek.

Çile çekmemiş şair tanımadım henüz,
Mutlaka sıkıntılar çekmiştir, hepimiz,
Değilse inandırmaz söylediklerimiz,
Şair, gönüllerdekini aynen söylemek.

Okuyan kendinden bir şeyleri bulmalı,
Okuduğunu tekrar, tekrar okumalı,
Düşünmeli, kendince ibretler almalı,
Şairlik, kalbindekini doğru söylemek.

Dereden, tepeden karışık söylenemez,
İçten söylenmemiş şiir pek etkilemez,
Yer yerinden oynamalı, titrer tenimiz,
Şairlik, dosta gerçeği acı söylemek.

Ağustos sıcağını görmeyen erer mi?
Şair olan vatana ihanet eder mi?
Kendini bilenler haram lokmayı yer mi?
Şair, vatan, sever, kültürlü insan demek.

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:05 AM
Şair Geçinir

Öğrenmiş iki kelime beş altı hece,
Hüner ister şiir yazmak, şair geçinir.
Çıkar meydana kekeme söyler a, be, ce,
Aynı nakarat her yerde, şair geçinir.

Şeklince insan sanılır hali korkuluk,
Davetsiz koşar adımdır gelir son soluk,
Cilveli sulu adamdır hak sanır yolluk,
Sırıtır toplum önünde, insan geçinir.

Ağır ol da molla görsün âlemi beşer,
Milliler geride iken en başa düşer,
Görenleri hayıflanır yarayı deşer,
Serde delikanlılık yok, şair geçinir.

01/08/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:05 AM
Şairin Tarifi

Ben yağmur yüklü bir bulut gibiyim,
İster sağnak, ister dolu yağarım.
Rüzgâr durumuna göre giderim,
Rab’bımın dediği yere yağarım,

Çehrem ne yapacağımı gösterir,
Bazen susamış toprağa yağarım,
Hışmımdan dereler seli getirir,
Dur emri verilince de durarım.

Bazen hortumlu, tufanlı gelirim,
Zalimler ölesiye dek yağarım.
Karlı, fırtınalı, eskin olurum,
Gün ortasında, sakin de yağarım.

Yaşadığım olay bana yön verir,
Çimenler için çiseler yağarım.
Çiçeklere, böceklere can gelir,
Allah’ın emrine göre yağarım.

Bir sevgi sözcüğüne aldanırım,
Çorak toprağı doyurur, yağarım.
Kana susamışlardan iğrenirim,
Sevgiye hasret üstüne yağarım.

Bakmayın, darmadağınıklığıma,
Bütün dünyaya, bereket yağarım.
İnanın, buluta benzer yanıma,
Her şiiri sizin için yazarım.

27/01/2005

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:05 AM
Şehitlere

Kanıyla toprağı sulayanlar dirilse,
Kaçacak delik arar, herkes büyük, küçük.
Suratlarımıza kansırıp tükürülse,
Utancından yere yıkılır kuru kütük.

Çağdaşlık uğruna ne hale düşürüldük,
Kardeş kardeşe düşman oldu, küstürüldük,
Helâl haram demedik, bulunca süpürdük,
Gerisi için hep sağa sola köpürdük.

Çiğneyen beyhudeden utanır şehitler,
Suratlara tükürmek ister, dirilseler,
Gafil bir neslin geleceğini bilseler,
Hiç biri şehit olmayı istemezdiler.

Bir fatiha, üç ihlâs çok gördük onlara,
Çoğu meçhul çoğu da toplu mezarlarda,
Dua edelim rahat olsunlar toprakta,
Yakamıza yapışırlar büyük davada.

Atatürk, Mehmet Akif kahrından beş beter,
Onları daha fazla üzmeyelim yeter,
Haçlılar her zaman üstümüze gelirler,
Uyanalım, anıyı tekrar ettirirler.

19/03/2002

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:05 AM
Şikayetname

Saat sekiz geldim yok hademesi,
Ağrıdan durulmaz oldu, hakîm bey.
Saat dokuz geldi üst kademesi,
Sebepler sorulmaz oldu, hakîm bey.

Baştabibi sordum, toplantı varmış,
Yalan söylediler eşi baş yarmış,
Çıka geldi on da, yüzünü sarmış,
Baş bize yorulmaz oldu, hakîm bey.

Kaşını eğerek sordu derdimi,
Kahrından bağırdı, beni gördü mü?
Bizleri dinleyip hali serdi mi?
Yanına varılmaz oldu, hakîm bey.

Büyük çoban gütmez oldu, koyunu,
Herkes bize oynar türlü oyunu,
İçmek zorundayız suyun suyunu,
Kapımız vurulmaz oldu, hakîm bey.

Sürüde aradım koç gelmez olmuş,
Kel toklu rest çekmiş, beyliği bulmuş,
Aslan evrimleşmiş, çakallar dolmuş,
Meclisler kurulmaz oldu, hakîm bey.

Kürküm yok sırtımda bilmez halimi,
Dertler üst üstedir dikmez belimi,
Hediye yok diye tutmaz elimi,
Yaralar sarılmaz oldu, hakîm bey.

Kimi kime dersin suç ortakları,
Haber versin beye tüm yardakları,
Dursunî taşacak su bardakları,
Lokmalar yutulmaz oldu, hakîm bey.
12/02/2007

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:06 AM
Şu Annelerin

Ana desek dilden, yavrum der kalpten,
Değeri verilmez, şu annelerin.
Eğilmez başları, yüksektir Alp'ten,
Elleri öpülmez, şu annelerin.

Analar cenneti ayakta taşır,
Bizi aç koymazlar yemekler taşar,
Sırtımız kaşınsa acele kaşır,
Hakları ödenmez, şu annelerin.

Yemeyip yedirir, giymez giydirir,
Çantamıza türlü pasta koydurur,
Uyumamız için masal uydurur,
Güceneni olmaz, şu annelerin.

Türlü sancılarla doğduk dünyaya,
Gücümüz yetince hep koyduk yaya,
Kollarda büyüdük olduk sert kaya,
Gönülleri ölmez, şu annelerin.

Kızsak kalplerini kırar geçeriz,
Muhtaç günümüzde onu seçeriz,
Harçlığını alır kökten biçeriz,
Dargınlığı olmaz, şu annelerin.

Hanımın sözüyle huzur evine,
Götürüp atarız şeytan sevine,
Kurtuldum sananlar çokça devine,
Çektiği bilinmez, şu annelerin.

Dursunî babandan ona sığındın,
Belki bir defacık hatır değindin?
Kuru kafa görsen çokca öğündün,
Halleri sorulmaz, şu annelerin.
05/02/2007

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:06 AM
Şu Dünya

Kan gölü olan dünya, canilerle dolu,
Yedi milyarda yok, sevgili Allah kulu,
Her gün kırılır Müslüman’ın eli, kolu,
Bu vahşetler olmazdı, sevdiğin olsaydı.

Beş yüz milyon bir anda secdeye kapanır,
Beden namazda, ruhu ise dünyadadır,
Açıp okumadığı kitaba inanır,
Bu cahillik olmazdı, sevdiğin olsaydı.

Yatar kalkar ne okuduğunu bilmeden,
İbadettir sanır, teslim gönül vermeden,
Yarın surata atılır, değer görmeden,
Müslüman ağlamazdı, sevdiğin olsaydı.

Müslüman inandığını yaşamayınca,
Kediler aslan olur, meydan boş kalınca,
Kâfire söz yok, Müslüman’ın eli kanca,
Yoksullar sızlamazdı, sevdiğin olsaydı.

Müslümanı ezdiren Müslüman geçinir,
Yahudi’si, Ermeni’si hepsi sevinir,
Hurafeler de gerçek İslâm’dan bilinir,
Yalancı da olmazdı, sevdiğin olsaydı.

Haramsız sofraya çökmez, sana el açar,
Her dua makamında kabul olur sanır,
Her iş tamamdır, dini konularda naçar,
Bu acılar dinerdi, sevdiğin olsaydı.

13/03/2002

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:06 AM
Şubat Ayında

Çiçeğe büründü bütün ağaçlar,
Kar neşe getirdi, Şubat ayında.
Kediler hep birden çaldı boğaçlar,
Gürültü götürdü, Şubat ayında.

Buzda kayan düşüp yatıyor yere,
Korkudan mantolar batıyor tere,
İhtiyarda gençlik katıyor sere,
Kar moral getirdi, Şubat ayında.

Kar yağışı vardı güneşli günde,
Acemi şöforlar, araba künde,
Kollar, eller, başlar kırıldı tende,
Kar soğuk getirdi, Şubat ayında.

Kediler içtima, toplu koşuştu,
Yemsiz kuşcağızlar eve üşüştü,
Kurdun yolu dağdan ahıra düştü,
Kar inek yedirdi, Şubat ayında.

Dünyanın her hali güzel görene,
Düşmanlıklar biter sevgi örene,
Dursunî ne desin ine girene,
Kar sevgi doğurdu, Şubat ayında.
04/02/207

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:06 AM
Tahir Güneş

Tahir olduğundan Hak erken aldı
Alıp gittin göçü Bursa ağladı.
Hak dostu gönülden, yerin boş kaldı
İyiliklerine Bursa ağladı.

Ram olmuştun, yalnız gitmiştin yolda
Güneşin, ayındı dostların kolda
Üşüyoruz her an yokluğun çulda
Nur yüze hasretten Bursa ağladı.

Eşin unutmuyor gözleri yaşlı
Şimdi Tahir’ine Bursa ağladı.

– 28/07/2007

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:06 AM
Tahta Kutu

Doğunca içinden baktık çevreye,
Annemiz severdi, tahta kutudan.
Büyüyünce herkes girer devreye,
Yürüyünce çıktık, tahta kutudan.

İnce uzun ölçüp yapmış ustası,
Beşiğimden almış hassas kıstası,
İçine yatıyor gelen postası,
Gelip gidiyoruz, tahta kutudan.

Bebekken sallayıp uyutuyorlar,
Ölünce sırtını hep soyuyorlar,
Yıkayıp kutuya tam koyuyorlar,
Topraktan kutuya, tahta kutudan.

Onunla omuzda hızlı taşırlar,
Uykudan uyanır diye koşarlar,
Kutu boşalınca örtüp coşarlar,
İkinci hayata, tahta kutudan.

Tahtayla başlarız onda biteriz,
Ölmeyecek gibi tekme atarız,
Belki haram kefen sona yatarız,
Bakarız tahtaya, toprak kutudan.

İmamın kayığı binmeyen olmaz,
İçinde gitmeyen, inmeyen bilmez,
Dursunî sırası gelince kalmaz,
Çıkarıp koyarlar, tahta kutudan.
02/02/2007

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:06 AM
Tanem

Gözümde tütüyorsun çiçeğim nerdesin,
Dön benden yana da yüzünü gonca tanem
İstemem sensiz üstüme şafak sökmesin,
Dökülmesin gözyaşların, yere nar tanem.

Karanlıktır sensiz güneşli günler bile,
Ne zaman dolar bilmem şu tükenmez çile,
Yapar mı sevenler sevdiğine hep hile,
Yakmasın gözyaşların kalbimi, har tanem.

İstemem üstüme sensiz meltem esmesin,
Olmadığın lodoslar yağmur getirmesin,
Sen sevgiye hasret kardelen çiçeğimsin,
Sen üşüme ben donarım, kar lapa tanem.

Hayalin bütün dünyayı aydınlatıyor,
Kalbin hayır dese de gözlerin söylüyor,
Ruhun zifiri *******imde parlıyor,
Hayatımın tek kıblesisin sen, son tanem.

03/03/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:06 AM
Tanıştık

Hastalığım bugün girmedin ki sen bana,
Seninle doğduğumun kırkında, tanıştık.
Islak önlük gittiğim günlerden bu yana,
Her üşüttüğümde hep seninle, tanıştık.

Orta, lise yıllarım sobasız koğuşlar,
Hiç acımamışlar, bizi doldurmuşlardır,
Kuru fasülye, bulgur, pilav doyurmuşlar,
Soğuk sulu hamamlarında, tanışmıştık.

Askerde de ziyaret etmiştin kaç kere,
Biliyorum, elinde benim son teskere,
Değilsin delikanlı işin dalavere,
Seninle terlediğim günlerde, tanıştık.

Yaşlandıkça sen gençleşiyordun içimde,
Yediklerimle besleniyordun sinemde,
Yarım asır geçirmeden fani ömrümde,
Birbirimize asi düşmanca, bakıştık.

Sanmam, mezara kadar yakamdan düşmezsin,
Seni artık sevmeyeceğim bilmelisin,
İğne, ilaçlarla inşallah terk edersin,
Kefeni giydirmeden bir daha, bakıştık.

Bana atalarımdan yadigâr mirassın,
Sana kafa tutulmaz adi bir düşmansın,
Nice garip başında amansız dumansın,
Yapayım desem sökmez sana, yalakalık.

Sigara, alkol ne bilmemiştim ömrümde,
Giriş yolu buldun aceleciliğimde,
Çok olsa üççeyrek asır son nefesimde,
Ben mağlup, sense galip hüzünlü ayrılık.

02/03/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:06 AM
Tantan

Bazılarını oklarıyla, deldi, biçti,
Analar daha ne Tantan’lar yetiştirir,
Bir Tantan göründü, hızıyla gelip geçti,
Büyük tontonlarsa, nasıl hazmedebilir.

Bastı ayağı, beylerin hortumlarına,
İpi çekince, ulaştı kuyruklarına,
Kuyruk acısı dinmez, çıkarır tantana,
Alnı açık, deli kanlı, selâm Tantan’a.

Halkın vekiliydi, çıkardı tantanayı,
Saftı ayıramadı, öküzü, danayı,
Gariplerin üstüne yıksaydı davayı,
Onu sevmez miydi, seçtiren kabadayı.

Tantan’ım düştü kelaynaklar durumuna,
Hakk yardım eder, dürüst çalışan kuluna,
Susurluklar birbiri ardına kapana,
Beyler rahatsız olmasın, yutan yutana.

Yan cebe koysaydı verilen avantayı,
Herkese dağıtsaydı, hisse düşen payı,
Kraldan kralcı kesilip yaşasaydı,
Sırtı sığazlanıp, her an şakşaklanırdı.

Sayısı az olsa da Tantan’lar tükenmez,
Tüyü bitmedik, bebeklerin hakkı yenmez,
Zalim beyler, halkımdan, helâllik istemez,
Elbet bir gün çıkar burundan, hemen gelmez.

Bizi aldatıp oylarımızı aldınız,
Harcadığınızın katlarını çaldınız,
Gelecek seçimde barajda takıldınız,
Kör gözünü açtı, siz yere çakıldınız.

6/6/2001

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:06 AM
Tek Benim

Seni sevdiğimi söyleyemem, acizim,
Yollarını gözlerken ağrımadı dizim,
Ben ruhsuz biriyim, ne söyleyebilirim,
Acınacak en son yaratılmış, tek benim,

Hapur, hupur yerken, seni hatırlamadım,
Önüne gelince, görsem de bakamazdım,
Yaşarken sen benle, ben şeytan yanındaydım,
Affımı istemem, yakılacak tek benim.

Sözlerinde itiraza yol bulamadım,
İnceden inceye her sözünü dinledim,
Mümkün olsa, sorularını cevaplardım,
Sana kulluk yapmadan gelecek, tek benim.

Asi evlat, avrat isyana sürüklüyor,
Şeytan fırsattan istifade körüklüyor,
Dost bildiklerim karşımda zevkten gülüyor,
Haline üzülünecek tek şaşkın benim.

Namazlarda imama uyup, yatıp kalktım,
Okuduğumun manasını anlamadım,
Adına inandım, sayfa açıp bakmadım,
Şefaat edilmeyecek tek aciz benim.

Sırası geldi, toprağa koyup çekildik,
Bize sıra geleceğini düşünmedik,
Girince kabre, sıkar, kalmaz sağlam kemik,
Cennete sokulmayacak tek canlı benim.

Benden sadece hamt etmemi istiyorsun,
Şeytana uyup, büyüklendim biliyorsun,
Tekrar günaha dönmeyen, affediyorsun,
Suratına tükürülecek tek kul benim.

8/8/2001

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:06 AM
Tek Sensin Allah'ım

Varsın geçsin, bu güzelim günlerde yalnız,
Gariplerin dostu, hep sensin ey Allah’ım.
Dostluklar yürümüyor, ortak menfaatsız,
Yetimlere koruyucu, sensin Allah’ım.

Günü gün edip toprak altı unutuldu,
Affını garanti eden bir yol bulundu,
Ayet ve hadislere yorumlar uygundu,
Mahşerde hesap görecek, sensin Allah’ım.

Her konuyu açıkladığın bilinmiyor,
Kimsesizlerin gözyaşları silinmiyor,
Parasız, pulsuz bu hayatlar çekilmiyor,
Kılı kırka yaracak, tek sensin Allah’ım.

Şeytanı dost belledik, kucak açtık hemen,
Müslüman ağladı, zalim eziyetinden,
Başka zalime koştuk, öptük eteğinden,
Son kararı verecek, olansın Allah’ım.

Yarattığın sana meydan okuyor, baş dik,
Dünyayı o yaratmış sanırsın, efecik,
Dolaşır gelir hesap meydanına, eğik,
Ayrıntılı fatura verirsin, Allah’ım.

Bastığı yeri titretir, yürürken adam,
Korktuğunun elini öperek, der madam,
Kuzular kurda meydan okur, her şey saydam,
Yarattıklarına zaman veren, Allah’ım.

23/6/2005

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:07 AM
Töreye Kurban

Din olmuş adetler, kesin uyulur
Gencecik kadınlar töreye kurban.
Erkek suçsuz, kadın yapsa duyulur
Fidan gibi gelin, yöreye kurban.

Şekil erkek derse itiraz olmaz
Erkeği doğuran itibar almaz
Sesini duyurup çevreye salmaz
Cennet taşır ana, pireye kurban.

Sorsan dinim İslâm Müslüman’ım der
Ayet sanki töre, önce bahseder
Yaratan kullarım hep eşittir der
Baş tacı kadınlar, dereye kurban.

Erkek ceza görmez sokakta gezer
Kadın yapsa suçlu her gören ezer
Susturulmuştur o acıyı sezer
Tedavisi mümkün, yaraya kurban.

Erkek güç kullanıp haklı sayılmış
Doğan kızdan utanç, sessiz bayılmış
Kuma gömmüş, sonra pişman ayılmış
Kır saçına düşen karaya kurban.

Ağa sözü, töre geçerli kanun
Müslüman beyninde yerine bunun?
Ölmesin analar hakkını sunun
Alınır malzeme, paraya kurban.

Yiğitler doğuran ana, suçu ne?
Ayrılıklar neden, şucu, bucu ne?
Dursunî karşıdır, fakat gücü ne?
Satılır kiloyla, daraya kurban.

29/09/2007

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:07 AM
Tövbeler Olsun

İhtilâlle doğdum allı dünyaya,
Bir daha doğarsam, tövbeler olsun.
Gençliğimde yandım, kondum hanyaya,
Bir daha yanarsam, tövbeler olsun.

Aynı lojmanlarda komşu oldular,
Gençliği kamplara çekip böldüler,
Sütün kaymağını onlar çaldılar,
Bir daha yutarsam, tövbeler olsun.

Balı görüp oylar verdik arıya,
Güzel görünce gel dedi sarıya,
Doksan üç günde pes düştü darıya,
Bir daha basarsam, tövbeler olsun.

Refah getirecek mühür hocaya,
İftira atarak geldi bacıya,
Bizleri oturttu sonsuz acıya,
Bir daha esersem, tövbeler olsun.

Güvercin çalımla yalvardı kurda,
Çift başlı hükümet kuruldu yurda,
Vatandaş kalmıştı bildiği darda,
Bir daha verirsem, tövbeler olsun.

Umutlar tükendi bir lamba yandı,
Amerika uygun gördü halk kandı,
Göbekten bağları kesecek sandı,
Bir daha kanarsam, tövbeler olsun.

Yok birbirlerinden belli farkları,
Cepleri uğruna döner çarkları,
Dursunî dikkat et hazır cirkleri,
Bir daha anarsam, tövbeler olsun.

10/02/2007

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:07 AM
Tren

Ömürden son gün de habersiz geçip gitti,
Altı bin altı yüz altmış altı ayetti,
Altısından da beyhude yetmişi geçti,
Ne yüzle bindin azrailin trenine,

Dilese altmış altı ile bildirirdi,
Olmaz, benim gibiler itiraz ederdi,
En ince ayrıntılar bile gösterildi,
Açıp okusak yeter dünya treninde.

Tekersiz vagona bir gün bindirecekler,
Kara toprağın içine indirecekler,
Yılanlar, akrepler hoş geldin diyecekler,
Hesap melekleri gelirler, trenine,

Candan tatlı hiçbir şey bulunmaz cihanda,
Azraili görünce, titrer bacaklarda,
Çare yok, verilmiş söz görevli kaptanda,
Yolcular yayan, binersin raysız trene.

Önceden uyanıksan, sireni çalmıştır,
Saç ağarmış, diş dökülmüştür, bel eğrilir,
Anlayana olaylar, önce bildirilir,
Makinist Azrail, itiraz yok, trene,

Bir nara atınca herkesi titretirdin,
Yalnız bir azraile ne söyleyebildin,
Güçsüz geldin, aynı hal geri dönmektesin,
Var mı binmeyecek, bildirsin o trene?

O tren yeni bir hayatın başlangıcı,
İstasyonda ya giyer kurtulursun tacı,
Ya da seni beklemekte zakkum ağacı,
Tercih senin elinde, hazırlan trene,
22/6/2001

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:07 AM
Türkiye'm 1

Bir numaralı il şirin Adana,
Yok Adıyaman'dan yaman Türkiye'm.
Afyon'un kalesi, Burdur dost ona,
Edirne'den Kars'a, köprü Türkiye'm.

Yaptırır Manisa mesir macunu,
Fındık ihraç eden şah Giresun'u,
Köroğlu diyarı yeşil Bolu'nu,
Diyarbakır gurbet, sen de Türkiye'm.

Karabük, Düzce'dir yeni illerin,
Güney sahilinde turunçgillerin,
İç Anadolu'da baklagillerin,
Köşende Ardahan, sevin Türkiye'm.

Antalya, Mersin'de ihracat yolu,
Batman, Şırnak altı petrol dolu,
Tekirdağ, Bayburt'un yapışık kolu,
Seksen bir güzide, illi Türkiye'm.

Çorum'da leblebi, Iğdır kapısı,
Malatya'da olgun eşsiz kayısı,
İş gördürmezler yoksa dayısı,
Tunceli dağlıktır, büyük Türkiye'm.

Hamsi Sinop'ludur ya da Ordu'lu,
Osmani'yelim de Allah'ın kulu,
Nevşehir'de evler dağa sokulu,
Kırıkkale'n silah yapar Türkiye,m.

Sanayi şehrimiz dev Kocaeli,
Aksaray'da yatar Somuncu Veli,
Sakarya ırmaktır birikmiş seli,
Bartın kara elmas, verir Türkiye'm.

Üzerinde en yüksek dağ Ağrı'da,
Sancıların geçmez durur sağrıda,
Mardin'li hep gelir tek bir çağrıda,
Kırşehir ortada, gurur Türkiye'm.

Kahraman insanı Gazi Maraş'ın,
Kıvrımlı yolları küçücük Muş'un,
Geçit yolu üstün, her türlü kuşun,
Artvin kuzey sınır, bekçin Türkiye'm.

Meyvede Yalova hayli ileri,
Giriyor Kilis'ten dostlar içeri,
Tarihtir Amasya öteden beri,
Kazandın Hatay'ı, cenksiz Türkiye'm.

Isparta'nın gülü, Rize'nin çayı,
İncirli Aydın'ım efe adayı,
İzmir'lim Yunan'dan döktü alayı,
Çanakkale'm şehit dolu, Türkiye'm.

Evliyalar şehri güzeldir Konya,
İstanbul'la gurur duyuyor dünya,
Urfa'da inersin mümbit ovaya,
Kayseri dağları, karlı Türkiye'm.

Kütahya çeşmeli, inci çinili,
Dadaş Erzurum'lu cirit binili,
Gaziantep eşsiz tatlı sinili,
Erzincan'ın ölüp, doğdu Türkiye'm.

Bingöl'ün adını göllerden almış,
Elazığ'ın ise ortada kalmış,
Bitlis beş minare dikipte salmış,
Gümüşhane, gümüş gibi Türkiye'm.

Fışkırır toprağı buhar Denizli,
Uşak'lı çalışkan dolgun benizli,
Ankara'mız dolu doymaz genizli,
Düşmana her zaman, Tokat Türkiye'm.

Mekân Balıkesir kara zeytine,
Doyulmaz Sivas'lı ozan beytine,
Rahat uyu Ata'm, sen bak keyfine,
Hakkari ilimiz sınır Türkiye'm.

Trapzon'un Lazı, Samsun Çerkezi,
Ağız sulandırır düşman herkesi,
Ülkemin Yozgat'ı yiğit merkezi,
Muğla'dan Van'ına, cennet Türkiye'm.

Eskişehir tren geçit durağı,
Bilecik'te atam kurmuş otağı,
Bursa'da Osman Bey yapmış yatağı,
Kırklareli sessiz, erli Türkiye'm.

Karaman ovası bulunmaz yerin,
Kastamonu sarı liralı altın,
Patatesli Niğde unutman sakın,
Dünyada emsalsiz, ülke Türkiye'm.

Kırkbin köyden biri doğdum Balkırı,
Haritanın merkez ili Çankırı,
Siirt'te gençlerin horon haykırı,
Zonguldak ısıtır, seni Türkiye'm.

Dursunî'yim saydım bütün ilini,
Çiğnemesin düşman adım kilini,
Bitirmesin Allah daim pilini,
Cennetten üstünsün, garip Türkiye'm.

19/09/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:07 AM
Türkiye'm 2

Alpaslan’ın fethiyle yolunu açtığı,
Dünyanın eşsiz cennetisin sen Türkiye’m.
Ulubatlı’mın bayrakla sura çıktığı,
Çağ kapayıp, çağ açansın güzel Türkiye’m.

Tarihte yok tüm toprağı kanla sulanmış,
Al bayrağındaki rengini bundan almış,
Ezelinden bugüne düşmansız kalmamış,
Eşi bulunmaz, yarımadasın Türkiye’m.

Fatih, Kanuni, nice Mustafa Kemâl’ler,
Bastığımız her adımda yatar şehitler,
Uğruna feda olmaya hazır yiğitler,
Üzerinde hiç savaş olmasın Türkiye’m.

Dicle, Kızılırmak kıvrım, kıvrım Sakarya,
Yüzün gülmesin diye bulurlar angarya,
Üç yan deniz gücü olan çıkar karaya,
Allah seni belâlardan korur Türkiye’m.

Günde yedi çeşit iklimini yaşarız,
Yan bakanın gözlerine çukur açarız,
Sesimizi duymaz kulağa mil sokarız,
Bir Atatürk daha doğar senden Türkiye’m

Onlarca çeşit insanı barındırırsın,
İhanet edeni bile rızklandırırsın,
Şu dünya haritasının can damarısın,
Sana kıyanlar, cehennemliktir Türkiye’m.

Kılıcın görevi kalemde biliyorsun,
Kâfir üstüme basar diye titriyorsun,
Sinan, Akif’leri sinende tutuyorsun,
Biz yaşadıkça, korkun olmasın Türkiye’m.

Bir karış toprağı bin cana bedel ülkem,
Uğruna ölmek yetmez, şaheser Türkiye’m.
Edirne’den Kars’a kıyılarında gezsem,
Doyum olmaz sana, emsalsizsin Türkiye’m

Adım, adım, yalın ayak ben gezmeliyim,
Sana asi olan her başı ezmeliyim,
Gözyaşlarını ellerimle silmeliyim.
Yeter, üzerine kan düşmesin Türkiye’m

Çevren hep girintili, çıkıntılı özel,
Sana değmemeli, kâfir, hain, hiçbir el,
Gözü olandan intikam alınır tez el,
Hüzünlenmemelisin, yurdumsun Türkiye’m

Yeşilin, bozkırın her halinle güzelsin,
Sana ne yakışmaz ki yaşanır mevsimsin,
Düşmanın elleri üzerinden çekilsin,
Sana namahrem eli değmesin Türkiye’m.

Denizler komşun sahillerinle süslüsün,
Dünyada başka yok bir tanecik gülüsün,
Üstünde yaşayanlar boğuşmasın, gülsün,
Bu dünyanın tek cennetisin sen Türkiye’m.

Yedi kuzu postunda kurdun komşususun,
Müreffeh olmanı istemezler güçlüsün,
Fakir, garip, yoksullar üzülmesin gülsün,
Kardeşçe yaşanacak vatansın Türkiye’m.

Hastadır sandılar şaha kalktın tarihte,
Allah korusun ama elimiz tetikte,
Çağlar üstüne taşırız seni birlikte,
Hiç kimse kılına dokunamaz Türkiye’m.

26/12/2005

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:08 AM
Türkoğlu

İnsan yaşar, varsa hürriyet,
En güzelidir, cumhuriyet,
Önce bilinmeli, milliyet,
Yaşamak için ey Türkoğlu.

Biz hürüz, cumhuriyet ile,
Öğünürüz, Türklüğümüzle,
Türklük en büyük gurur biz de,
Yaşamak için ey Türkoğlu.

10/5/1977

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:08 AM
Tv

Kırk yıl önce girdin devlet eliyle
Öldürdün emeği, bıktırdın TV.
Basit dizilerle, cahil diliyle
Ocakta yemeği, yaktırdın TV.

Kitap okumayı da unutturdun
Falcılığı meşhur edip tutturdun
Beyni uyuşturdun sarhoş yatırdın
Bize saçma dizi, baktırdın TV.

Sayısı bilinmez oldu kanalın
Aynı anda reklâm, dedin bunalın
Farkına varmadık gerçek, sanalın
Yetişen gençliği, yıktırdın TV.

İyi yönün, senle hortumlar çıktı
Vatandaş duymaktan usandı, bıktı
Suçlu dışta, masum içerden baktı
Suçsuza urganı, taktırdın TV.

Reyting amacınız, uyuttun bizi
Tüm kanallarında oyalar dizi
Yarısı yaz ister, yarısı güzü
Bizleri kör edip, sektirdin TV.

Ana, baba, evlat kanal seçiyor
Nesili ortadan kesip biçiyor
Küçücük çocuklar zehir içiyor
Öğrenciye dersi, ektirdin TV.

Yalan, dolan, riya hepsi var sende
Ar, namus koymadın sahipsiz tende
Dursunî’yim daha, ne desem ben de?
İnsanları canlı, yaktırdın TV.

18/04/2007

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:08 AM
Umurunda Değil

Beyaz, yeşil bürünmüş ne hoş sallanıyor,
Soğuk, esen fırtına, umurunda değil.
Hiç halinden şikayeti yok dik duruyor,
Sıcaklık, esen rüzgâr, umurunda değil.

Yaşamından hoşnut olmayan bir ben varım,
En küçük sıkıntıda hemen isyankârım,
Cehennem yaşamadan cenneti umarım,
Ne güzel ağaç dünya, umurunda değil.

Pazarcılara bakıp içinden gülüyor,
Ne garip insanlar diye bize acıyor,
Doğanın acımasızlığı vız geliyor,
Harçlığım olmadığı, umurunda değil.

Rüzgârlara uygun ritm tutuyor dansına,
İbret alsınlar diye söylüyor insana.
Dalı kırılıyor şükrediyor yaratana,
Meydan okuyor balta, umurunda değil.

Pençeremden bakarak beni selâmlıyor,
Moralim bozuk olsa şiirler yaz diyor,
Tatlı dil yılanı delikten çıkarıyor,
Donmuş kar, eğilmiş dal, umurunda değil.

İkimizin sonu bu dünyaya elveda,
Yakmazlarsa kalır belki bir mobilyada,
Benim adımı anan bulunmaz cihanda,
Günü mutlu, yarınlar umurunda değil.

26/01/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:08 AM
Unutma Sakın

Bana ne deyip geçen ey şu zalim insan,
Birbirini hiç ezmemeli, yaratılan,
Muhtaçlara kaderi deyip, hep horlayan,
Aciz gelip gideceksin, unutma sakın

Bizden aciz dünyaya geleni gördün mü?
Gidenler hiç dönmedi, hal nedir sordun mu?
Sırada senin adın var, bilet buldun mu?
Azrail emre amade, unutma sakın.

Boğuşmak için bir sebep buluruz hemen,
Cennet dünyayı kendimiz, cehennem eden,
Bilinmektedir suçlu, suçsuz inat neden,
Büyükler de toprak oldu, unutma sakın.

Herkesin basıp tükürdüğü toprak olsak,
Ondan geldik, geldiğimiz halde kavuşsak,
Kalbin Kabe’den üstünlüğünü anlasak,
Edilen yana kalmıyor, unutma sakın.

O toprağın nasip olacağı şüpheli,
Bilmem, bağrına girince neler demeli,
Belki de kabul etmez, fırlatır ne belli,
Toprak sıktıkça sıkacak, unutma sakın.

Ne güzel söylesen de anlamayan olur,
Nefis meydanı dar edecek, fırsat bulur,
Kimse baki değil, ancak hep unutulur,
Ölümü hatırlamayı unutma sakın.

Dünya durdukça adımız anılsın, iste,
Bülbül bile ömrü geçiriyor kafeste,
Hesapsız ne var, sayılıdır her nefeste,
Belki son nefesindir, unutma sakın.

27/8/2001

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:14 AM
Unutmayın

Daracık çukura, beni koyup dönerken,
Yarın komşu olacağımı, unutmayın,
Arkanıza bakmadan, hızlıca giderken,
Sizi de acele gömerler, unutmayın.

Ruh verilip, doğrul bakalım denilince,
Bütün yaptıklarım sayılıp, dökülünce,
Dilim kekeme oldu, kelimeler hece,
Haram kefenle geldiğimi, unutmayın.

Siz sevdiklerim teker, teker bıraktınız,
Boş hasenatla gelmiştim, batıyor anız,
Yılanlara, karıncalara ısırttınız,
Siz de sırayla, gelirsiniz unutmayın.

O sessiz sedasız sandığınız kabirler,
Çok şeyler anlatır, sorana dinletirler,
Kaçmanız nereye kadar, diye gülerler,
Bir gün hesaba çekecekler, unutmayın.

Gözü olan görür toprağın yaptığını,
Sıktıkça sıkar, olursun kemik yığını,
Mal bıraktığın evlat duymaz, feryadını,
Sizi de çorapsız yollarlar, unutmayın.

Yıllara meydan okuyan aşınmış taşlar,
Hani asıp kesen, meydan okuyan başlar,
Bir gün sizin de kabrinize konar kuşlar,
Kılınız kıpırdamaz olur, unutmayın.

7/8/2005

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:14 AM
Utandım

Kuyudan çekerek doldurdu testi,
Adını sorayım dedim, utandım.
Mest eden neşesi havada esti,
Ynına varayım dedim, utandım.

Aydan güzel çehre, hilâl kaşları,
Yaya koydu kalbe attı taşları,
Hali, hatırını, nasıl işleri,
Bir kere sorayım dedim, utandım.

******* kayboldu uykusuz düşler,
Heceler değersiz duygusal başlar,
Kekemeye döndüm anlasa haşlar,
Doğruyu söyleyim dedim, utandım.

Güzelliği ceyran misali çarptı,
Yaşadığım galip çıkarmaz harpti,
Ömrümün patika yolunda sarptı,
Aşık oldum diyem dedim, utandım.

Yürüdü, topraktan duydum çalımı,
Kızaran yüzümden bildi halımı,
Attı havasını çeldi şalını,
Alnını öpeyim dedim, utandım.

Eşsiz tasarlanmış o kaşlar, gözler,
Şu fidan boyuna dayanmaz özler,
Türkçe hece biter yazılmaz sözler,
Kapında yatayım dedim, utandım.

Yola adımları seyrekçe bastı,
Yağlı urganıyla ayaktan astı,
Dursunî'ye neydi bilmem ki kastı,
Asma, ben öleyim dedim, utandım.
27/01/2007

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:14 AM
Utanıyorum

Değerini koruyamayan Türk Lirasından,
Sebep olanların iri ufak tamamından,
Vurdumduymaz siyasetçilerin ahkâmından,
Resmi basılan Atatürk’ten utanıyorum.

Paramızı pul edenlerde artık uyansın,
Üzerine kendi resimlerinden basılsın,
Vatandaşlar bu sıkıntıya nasıl dayansın,
Çocuksuzlara oy vermiştim, utanıyorum.

Zamanı gelince bizi hatırlayacaklar,
Oy verse diye kapı, kapı yalvaracaklar,
Benim gibi avanakları aldatacaklar,
Koyundan da saf olduğuma, utanıyorum.

Türk Lirası unutuldu, dolar baş tacıdır,
Bu, Atatürkçü olmayanların ilacıdır,
Büyük adam demiştik, o da iftiracıdır,
Destanlar yazan mazimizden, utanıyorum.

Çanakkale’de ve yurdun her köşesinde yatan,
Şehitlik kanı kurumamış er ve erbaştan,
Bankasını soyup kaçan eşkıya bakandan,
Sevgili Mustafa Kemâl’den utanıyorum.

Utanması gerekenler aynada sırıtır,
Ekmek, odun, kömürü olmayanlar kırıtır,
Bizler akıllanmazsak krizler çok acıtır,
İnsan gibi olmadığımdan, utanıyorum.

5/4/2001

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:14 AM
Utansın

Doldurdular bizi Mersin kampına,
Hal hatır sormayan, kullar utansın.
Konuşsan iş gider, tersin sarpına,
Haber götürmeyen, pullar utansın.

Geldik yazlık giysi birer nalınla,
Giderim her halde yalnız salımla,
Rezil oluyorum kendi halımla,
Bizi ısıtmayan, çullar utansın.

Başımız ağrıdı her gün boyunca,
Moraller bozuldu hasret koyunca,
Beyler bize sorar belki doyunca,
Dönmeye kapalı, yollar utansın.

Diri, diri girdik bir mezarlığa,
Sıkılıp başladık şu yazarlığa,
Muhtacız mavi boncuk nazarlığa,
Fatiha okumaz, sağlar utansın.

Dağ, deniz görürsün, nerde ovalar,
Arada birlik yok hani davalar,
Süre biter bizi erken savalar,
Geri döndürmeyen, dağlar utansın.

Eşimi, oğlumu her dem özledim,
Telefon eder mi diye gözledim,
Boşuna mı gitti bunca sözlerim?
Hasretle sarmayan, kollar utansın.

Çok dertler var belli insan halidir,
Benim değil ama devlet malıdır,
Bunu inkar eden mutlak delidir,
Doğruya varmayan, eller utansın.

Aynı hamam, aynı kafa tastayız,
Dediğini bilmez birer hastayız,
Geçen ömre hasret eyvah yastayız,
Bizi eleyecek, ağlar utansın.

Herkes kilitlenmiş sabit hedefe,
Ders notlarımızı yazdık sedefe,
Kalan hayatımız olsun kadife,
Bizleri eskiten, yıllar utansın.

Benim memurum dört dörtlük beklemez,
Gıdalı, gıdasız yese teklemez,
Tasaları yığıp derde eklemez,
Bizi beslemeyen, narlar utansın.

Çıktık dans pistine kıvırsam belden,
Eğilmiyor belim ağrıdı yelden,
Dershaneye gittik geçilmez selden,
Dersi anlamayan, başlar utansın.

Öptüler ayaktan, elden sinekler,
Sıcak suya hasret kaldı tünekler,
Para suyu çekti durdu binekler,
Evrimleştirmeyen, çağlar utansın.

Her gün talim ettik domat, hıyara,
İçimizden biri çıkıp uyara,
Bir kaç gün geçecek değmez kayara,
Çeşit sepze vermez, bağlar utansın.

Dursunî şu dilin sanki çalıdır,
Fazla gitmeyesin önün yalıdır,
Şimdi hürmet gören insan nalıdır,
İşe yaramayan, yağlar utansın.

09/11/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:14 AM
Vali Kapısı

Vali kapısında girdim kuyruğa,
Yüzüme bakanım, olmadı beyim.
Özel kaleminde uydum buyruğa,
Sözüme cevabı, bulmadı beyim.

Ak şahin konunca sıra dağıldı,
Sıradan vatandaş için ağıldı,
Yıllarca insanım böyle sağıldı,
Közüme su döken, kalmadı beyim.

İl başkanı geldi, elde düğmeler
Sonsuz dalkavukluk başı eğmeler
Dilsiz vatandaşta içten söğmeler
Kazıma yem atan, gelmedi beyim.

Bağlanmış robota yalvardım içten,
Bir ayım boş gitti emekler güçten,
Beyler haz alıyor baştaki koçtan,
Sazıma tel alıp, çalmadı beyim.

Yarın kapımıza gelip, melerler,
Üç gün sonra gitsem orda elerler,
Parçalanmış kalbi tümden delerler,
Yazıma kış geldi, salmadı beyim.

Gönül hoşnut olsun, çayı söyledi
Bey keyf çatasıya ayı eyledi
Bilmem ki içerde nasıl, neyledi?
Yazımı okuyup, bilmedi beyim.

Nerde kodamanlar varsa geldiler,
Lortlar varken avam bekler, bildiler,
Dursunî yazdıkça onlar sildiler,
Gözüme bakıp da, almadı beyim.

08.05.2007

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:15 AM
Var

Mekke'de sıkıldın Medine vardı
Bizlerde sıkıldık, sıkan kâfir var.
Üstüne gelenler hep canavardı,
Dizlerden yıkıldık, yıkan kâfir var.

Kaçacak bir delik bile kalmadı,
Müslüman'mışız ki AB almadı,
Beraber çağlayan beyler olmadı,
Kırk beşe büküldük, büken kâfir var.

Ey alemlerin tek sevgili kulu,
Hurafeler yaptık emanet pulu,
Ağrıyor garipler gözleri sulu,
Gök iken biçildik, biçen kâfir var.

Medine bekledi hasretle seni,
Kâfir kırdı kolu yırtıldı yeni,
Çeşit oynaştayız unuttuk feni,
Bizlerde bölündük, bölen kâfir var.

İngiliz kısraklar damatlar efe,
Zerre tozunuz yok koyulduk tefe,
Dursunî hafiftir yükseldi kefe,
Hicrete yöneldik, ancak kabir var.
25/01/2007

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:15 AM
Var mı Eğirdir?

Senden güzel yaratılmış hangi çiçektir?
Güzelliğini söyler tüm sözler gerçektir.
Seni Sivriden seyretmek zevk verecektir,
Daha güzel bilmiyorum, var mı Eğirdir?

Askeriye, okullar haritanı süsler,
Elma, kiraz, gölünde balık bizi besler,
Hece bulunsa söylenir duyulan hisler,
Cazibene hayran olmaz, var mı Eğirdir?

Vatan parçasında yaratılmış cennetsin,
Benzeri dünyada bir daha yok incisin,
Senin için insanlar kendince söylesin,
Senden başka gelinlik kız var mı Eğirdir?

Dolaşıyor, sandallar, gemiler, kayıklar,
Senden dışta kalan her an seni sayıklar,
Yörük çadırlarında dövülür yayıklar,
Senden başka buz ayranlı var mı Eğirdir?

Serinleten rüzgârların ömrü uzatır,
Uzun ince bir gölün önünde uzanır,
Yetişen yiğitilerin tarihe kazınır,
Senden yakışıklı damat var mı Eğirdir?

Meşe, ardıç, kasnak, çok süslü ormanların,
İhanetsiz aşkla çalışır insanların,
Cana can katan var ya şu karlı dağların,
Senden sevimli memleket var mı Eğirdir?

14/05/2006

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:15 AM
Var mı Ramazan?

İsteğini yaptım aziz üstadım,
Sen rahat yat uyu, dostum Ramazan.
Bayramda önümde atardın adım,
Sıra bende mi ki, üstat Ramazan?

Sorulur sırayla, tek, tek nefesler,
Sıkıntıdan patlar tende kafesler,
Fayda ediyor mu başta ki fesler?
Savdınız sırayı, garip Ramazan.

Efe dayım gitti arkandan senin,
Bastıkların bitti yeşil çimenin,
Çağrılan gidiyor eş dost sevenin,
Kabir taşın söyler, hali Ramazan.

Alnın niyetine şu taşı öpsem,
İhanet edeni şuraya gömsem,
Soğumaz yüreğim başları kessem,
Beş beteri olsun, onlar Ramazan.

Günler ilerliyor durmuyor zaman,
Hâlâ ayrılmıyor saplarla saman,
Fakir düzde şaştı zenginler yaman,
Mal, mülk, para, dostlar var mı Ramazan?

27/07/2006

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:15 AM
Vatanım

Siyahı uçunca, üşüştü akı,
Bir türlü bitmedin, canan vatanım.
Doyunca, kalanı yaptılar yakı,
İçten içe sessiz, yanan vatanım.

Sadece renk farklı, akbaba hepsi,
Çanakla doymazlar, isterler tepsi,
Üstüne içerler meyveli pepsi,
Her türden sözlere, kanan vatanım.

Onlar hırsız dedi, uçuştu arı,
Aynı yola gitti yanında sarı,
En küçük köşeye ektiler darı,
Gülüne baykuşlar, konan vatanım.

Menfaat mangası kendince öter,
Haydi cenge desen geriye iter,
Hortumu duyursan orada biter,
Atmacayı bülbül, sanan vatanım.

Kargalar boyandı ak oldum sandı,
Eski ses, yürüyüş dallara kondu,
Atatürk’ü aynı nutukla andı,
Deneme tahtası, denen vatanım.

Camide baş açık durur imamın,
Bilmem gerçek seven var mı adamın?
Torpilliler şimdi asil madamın,
Dünyayla beraber, dönen vatanım.

Çukurova, Harran satışa çıktı,
Toprakta şehitler bizlerden bıktı,
Dursunî’yi hakîm damlara tıktı,
Dört mevsim dumansız, yanan vatanım,

14/04/2007

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:15 AM
Vekillerimiz

Kurtlar birleşince demokrat oldu,
Tellere kasıldı, vekillerimiz.
Kırk senelik kırat mazide kaldı,
Sellere basıldı, vekillerimiz.

Arı bal yapamaz oldu, tükendi,
Erkânı kâmilsiz kalıp, akandı,
Peteksiz kovandan kaçıp bakandı,
Kurtluklar asıldı, vekillerimiz.

Denize aldandı sarıldı kurtlar,
Gerçeği öğrendi en küçük yurtlar,
Rahatsız oldular yüzyıllık lortlar,
Güçlere yasıldı, vekillerimiz.

Milleti anlamaz, abtal sandılar,
Üç, beş şakşakçıya uyup, kandılar,
Geçmişte sandıkta kökten yandılar,
Bilirler nasıldı, vekillerimiz.

Eski kurtlarımız kırat olur mu?
Yaban arısından sırat kalır mı?
Lortlardan avama berat gelir mi?
Mazide asıldı, vekillerimiz.

Masaya vururlar alaycıdırlar,
Kızdıkları zaman kalaycıdırlar,
Usulsüz işlerde kolaycıdırlar,
Rüşvette basıldı, vekillerimiz.

Delege çantaya verir oyunu,
Milleti sandılar sürü koyunu,
Dursunî uyandı vermez boyunu,
Oy aya asıldı, vekillerimiz.

07/05/2007

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:29 AM
Veren mi Var?

Doğmadan verdiğin sözü tutmadın.
Cenneti garanti edenin mi var?
Yaratana uygun hayat tatmadın.
Doğduğunda senet verenin mi var?

Doğduğuna benzer, hayat yaşadın,
Duyduğun sözleri hemen taşıdın,
Ezan duyduğun her zaman yaşıdın,
Mahşerde şefaat, yapanın mı var?

Şahadetini de yarım söyledin,
Namaz, oruç, zekât tehir eyledin,
Hacca yaşlı gitmek hayal eyledin,
Mezarda yardımcı, olanın mı var?

Başkasını görüp canı görmedin,
Olayları gördün derse varmadın,
Rüyalarını hiç şerre yormadın,
Sıratı geçerken, el tutan mı var?

Dünyada ebedi kaldım sanmıştın,
Güvenip geçici mala kanmıştın,
Kaybettiğine çok fazla yanmıştın,
Sana helâl kefen, giydiren mi var?

Giyinip gülleri hep kıskanırdın,
Miskinleri görür tam tiskinirdin,
Güzelliğe kanıp çok kasınırdın,
Hesabına sevap, kazanan mı var?

Namazda, oruçta farklı olmadın,
Farzları, sünneti tamam kılmadın,
Günlük yaşamından geri kalmadın,
Dursunî senin de, kefilin mi var?

27/10/2006



Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:29 AM
Vermez miydim?

Bulamadım senden daha güzel bir gül,
Uğruna güller değil, can vermez miydim?
Yakışmıyor endamına haydi bir gül,
Yoluna bir değil bin ruh vermez miydim?

O kaşların yağmur bulutuna benzer,
Şimşekler çakar ruhuma hepsi beter,
Nazına dayanmaz oldu yürek, yeter,
İsteğini söylesen, kan vermez miydim?

Yokluğunda kışı yaşadım nar tanem,
Korkuluk oldum yaktın beni har tanem,
Olur mu yıldızları eline versem?
Sana güneşin mülkünü, vermez miydim?

Güzelliğin yanında ay parçalanır,
Hangi güzeli saysam yalan sayılır,
Zirvelerde açansın herkes bayılır,
Gülüşüne dünyaları, vermez miydim?

Aşkın yanında güneşler yakmaz beni,
Kaybettim anam, babamdan gelen teni,
Görünce tutmuyor gönlümün fireni,
Hayaline bile canlar, vermez miydim?

10/02/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:30 AM
Vurun Dediler

Sevginin davası idamla bitti
Görüldüğü yerde, vurun dediler.
Atamın mirası dostluklar yitti
Tekrar gelir, haber verin dediler.

Meydan yokluğunda onlara kaldı
Torbasını erken dolduran çaldı
En küçük dostlukta ihanet saldı
Sevgi varsa ipe, gerin dediler.

Seven sevdiğinin sözünü tutar
Sevmeyen taşı dost yüzüne atar
Yoksa dost sanılan ucuza satar
Sevgi yeşermesin, kırın dediler.

Büyük küçüğünü bilmiyor onsuz
Dünyamız bitecek, sanmayın sonsuz
Sınır çıkar oldu, boyuna, ensiz
Sevgi tohumunu, yarın dediler.

Gelirse düzenler kökten bozulur
Hakîm olmadığı yerden bezilir
Herkese adalet yanlış yazılır
Sussun, etrafını sarın dediler.

Dönen kötü çarklar durur aniden
Demokrasi yaşar, kurar yeniden
Masumlar hakkını alır Coni’den
Sevgiye zehiri, verin dediler.

Baskılar azimi artırır, besler
Sevgiyle söylense duyulur sesler
Haksızlığı yapmaz sevgiyle hisler
Çöllerde kurusun, serin dediler.

05/05/2007

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:30 AM
Ya Rab

Mevlam, ya Rab’bi beni de kulluğuna kabul et,
Bütün alemler senin, ben de isterim mağfiret,
Yandım ne olur, bana da hidayeti ihsan et,
Sevdiklerin hürmetine beni, beni de affet.

Sana kulluktan başka çıkar yol yok, bu dünyada,
Ben bulamadım, bilen varsa söylesin, bana da,
Kimsenin bulamayacağından eminim ama
Hesaba durunca dilim söylemez oluyor da.

Kırk yıllık ömrümde, yaptım bütün günahlarımı,
Bilerek işlediğimden, arz etmedim affımı,
Unutamam, affı sonsuz olan Yüce Rab’bımı,
Ümit kesemem, senden Rabb’ım, bağışla gafımı.

Sonsuz merhamet ve rahmetin hürmetine Rabb’ım,
Geçmişimi hatırladıkça, artar ızdırabım,
Son durak senin yüce huzurun, başka yok kapım,
İnşallah kolay olur, benim mahşerde hesabım.

Dursun dense de, onun adı da hiç anılmasın,
Yalan dünyanın hevesine kimse kapılmasın,
Bilerek şirke girme ve kul hakkı yapılmasın,
Allah affedici, zalim şeytana tapılmasın.

10/10/2001

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:30 AM
Yalan Dünya

Vay be, yalan dünya, ne çekilmez çilesin,
Dost sandıklarım, vefasız çıktı, bilesin,
Şeytana dosttur, sevdiklerim sevinesin,
Temiz yanın var mı, senin ey yalan dünya.

Pasta, börek yemede sofra dolduranlar,
Asalak misali sırtımda oturanlar,
İndirmeden vay yandım diye bağıranlar,
Yamyamlar doldurmuş seni, ey yalan dünya.

Düşte gör, kaç dostun olduğunu, çevrende,
Kapının zilini çalan kalmaz, evinde,
Bulaşık, çamaşır yığılır sepetinde,
Şekilsiz mahluk dolusun, ey yalan dünya.

Herkes iyi gün dostu olmuş, sevgi yalan,
İşimiz gücümüz dalavereyle, talan,
Mezara götürecek, dört sadık dost bulan,
Üstünde var mıdır bilmem, ey yalan dünya.

Kana hasret canavar misali, çoğumuz,
Yarını nasıl yaşar bilmem, çocuğumuz,
Yetimlerin olmaz elinden tuttuğumuz,
Gerçek insana hasretsin, ey yalan dünya.

05/04/2004

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:33 AM
Yalan mı?

Doğunca, ölünce çağırırlar imamı,
Aramazlar başka zamanda, yok mu, var mı?
Minberden söylediğin, bilen, anlayan mı?
Camiden çıkmadan unutulur, yalan mı?

Çoğu cumadan cumaya görürler onu,
İmam da maaş için yapar zaten bunu,
Hemen camiye girer, bulur mikrofonu,
Cemaatten önce çıkmak ister, yalan mı?

Hızlı hızlı kıldırır namazı, gidecek,
Hırsızlık yaptığını, o mu, ne bilecek,
Meal mi, hadis mi, okudu ki görecek,
Bilgisi varsa, kendin kurtarsın, yalan mı?

Cenazeme imam da istemem gelmesin,
Allah sevgilisi bir dost, okusun yasin,
Sor bakalım, kaç ayet bilir, kaç hadisin,
Manasını söyleyemez, bilmez, yalan mı?

Bir kez meal okumadan giderler hacca,
Derlerse ne yüzle geldin, Kâbe’ye hoca,
Mutlaka cevabını bulur, dolaylıca,
Cevaplar makul mü, belli değil, yalan mı?

İmam kardeşim, daralıp, gücenme bana,
İnandığın kitabını bir okusana,
Öcü değil, yol gösterendir okuyana,
Gerçekten Allah için yanan yok, yalan mı?

Ben de suçluyum, kanat germedim, yetime,
Haram yediğim, inanmadılar sözüme,
Gülüyorum, acınacak kendi halime,
Söyle garibanım, dinleyen yok, yalan mı?

01/03/2001

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:33 AM
Yalandır

Taşlaşmış gönüllerden ağlaması istenir,
Ağlayacak kimse var mı, şu fani alemde?
Ağla gönül ağla diye okunur, dinlenir,
Ağlayacak gözleri olan var mı matemde?

Mermer bile bizim kalbimizden yumuşaktır,
Kabre girince köşe bucak kaçılacaktır,
Gösteriş için evlatların ağlayacaktır,
Aldanma gönül aldanma, bu dünya yalandır,

Ekin misali kaldırırlar tatlı uykudan,
Yarısı neşeli, yarısı üzgün kahrından,
Mahşere toplarlar, herkes üryandır anadan,
Sevinme dostum sevinme, bu hayat yalandır.

Sırası geleni götürürler acelece,
Burada küheylan olanlar, orda acemice,
Siyah, mavi fark edilir ama olur gece,
Hazırlan dostum hazırlan, bu hesap yalandır.

Güçlü güçsüzü hep ezer, toprağa girmeden,
Akıl başa gelecek, uykudan uyanırken,
En sevgili evladı yardıma çağırırken,
Kıskanma dostum kıskanma, bu sevda yalandır.

Sıratı geçmeden gülenlere aldanmayın,
Şu dünyanın her tarafına döşenmiş mayın,
Keyfi yerinde olan, hesap görmüş sanmayın,
İnanma gönlüm inanma, o sözler yalandır.

Şahitler bizimle gidecek yüce divana,
Çağrırsın ancak, söyleyen olmaz senden yana,
Kimseden fayda görülmez, evlattan anaya,
Geç kalma dostum, geç kalma bu alem yalandır.

Varmadan gör, düşün bir ebedi durağını,
İş işten geçmesin, sonra duymazlar ahını,
Dost sandıkların hızlı terk eder mezarını,
Aldanma Dursun aldanma, o diller yalandır.
05/06/2003

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:33 AM
Yalnız

İsyan etmek istemem, halime çok şükür,
Yeryüzünde daha niceleri var, yalnız.
Hali sorulmayan, binlerce insan fakir,
Servetini bilmez, niceleri var, yalnız.

Beş parmağımız bir olsaydı, el olmazdı,
Herkes zengin olsa, dengeler kurulmazdı,
İşsiz çok olsa, işverenler bulunmazdı,
Dünyanın dengesi böyle sağlanır, yalnız.

Ayakkabısı yok, düşünse ayaksızı,
Dertlere derman olunsa, dinerdi sızı,
Terbiye edemez olduk, oğlanı, kızı,
Köşelerde, gözyaşı dökenler var, yalnız.

Baş tacı ettik, güdemez, toplam beş kazı,
Töreye uygun çalamaz olduk, biz sazı,
Şimdi kaçıyor, tavşanın önünde tazı,
Kimsesiz daha nice garipler var, yalnız.

Dünya yansa, yıkılsa, umurunda değil,
Düşüncesi kendi rahatı, olmaz kefil,
Acı düşünmez, tıkınır, saçar, sel sebil,
Üç günde bir lokma yememişler var, yalnız.

Müslüman’ım derim, zekât, öşür ne bilmem,
Yetimi iterim, elinden tutuvermem,
İşime uygun söyler, gerçeği söylemem,
Kapısı açılmaz, niceleri var, yalnız.

11/10/2005

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:33 AM
Yaşam İsterdim

Taze kazılmış toprağa henüz konmadan,
Ömür kandilimin farı bitip donmadan,
Adilerin eteğine hiç yamanmadan,
Adam gibi adam olup; yaşam isterdim.

Olgun başaklar misali başım önümde,
Kimseye zarar vermeden çeyrek ömrümde,
Son durağa ilerleyen her bir günümde,
Hak’ın kuralına uygun, kulluk isterdim.

Torbaya doldurduklarım utandırmasın,
Fani dünyamızda şeytan hiç kandırmasın,
Yaşamı cennet olana adlanılmasın,
Kılı kırk yarıp yaşanmış, ömür isterdim.

Gördüğümün garip gönlüne hiç akmadan,
Zalimlerden yana olup masum yıkmadan,
Güçsüzleri boğmak için tasma takmadan,
Her sokakta baş dik gezmiş, geçmiş isterdim.

Geçmişteki gerçekleri yüze haykıran,
Namuslu namussuzlara karşı bağıran,
Korkuluğu insanlara her an çağıran,
Sözünün eri, sorumlu adam isterdim.

27/07/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:33 AM
Yaşarım

Sıkıştım kaldım, halkla Hak’kın arasında,
Birine dönersem diğeri darılıyor.
Ağzım var, sakalla bıyık arasında,
Tükürsem mutlaka birini batırıyor.

Güne bakan misali her yöne dönerim,
Her elime geçeni, atıştırır, yerim,
Helâl, haram önemli değil, farksız derim,
Halktan yana olur, burada cennet yaşarım.

Dönmezsem, döndürürler beni bir şekilde,
Secdeyi ettirirler, basarlar enseme,
Olurum artık bir kumandalı makine,
Düşünceye kadar, kullanılır yaşarım.

Şahsiyet, onur, yerinde olsa değerli,
Benim değil, jürinin kararı geçerli,
Diyet ödemezsen kimliğin işaretli,
Ölünceye kadar, tepelenir yaşarım.

Halka uymazsam, tabutum ortada kalır,
O deliydi, derler, çevreye laf dağılır,
Dara düşsem, Hakk, halkın zulmünden, kurtarır,
Ben de halk içinde Hakk’a uygun yaşarım.
06/10/2005

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:33 AM
Yatıyorlar

Komşular dünyayı birbirine dar edenler,
Yaşamamışlar sanki ibret dağıtıyorlar,
Bir bardak suyu, insanoğluna vermeyenler,
Ne güzel dost olmuşlar, yan yana yatıyorlar.

En çok seveni olmuş nöbet tutan taşları,
Çatılmıyor artık hilâle benzer kaşları,
Nerede kılıç gibi keskin dilli başları,
Suyu kesik, değirmen misali, yatıyorlar.

Susmuş artık dün bülbül gibi şakıyan diller,
Kovmuştu belki kapıdaki garibi eller,
Paylaşılmaz malların yerinde esmiş yeller,
Kırk yıllık dostlar, kucak kucağa yatıyorlar.

Uğruna boğuştukları toprağa doldular,
Çok gördüler çorabı tamamen soyundular,
Hepsini mezara en sevdikleri koydular,
Boşuna boğuşmuşuz, diyerek yatıyorlar.

Yürürken endamından toprağı titretenler,
Bir sivilceden güzelliğini yitirenler,
Çıkar için susuz dereden su getirenler,
Aç, susuz dua edene hasret yatıyorlar.

Bir zamanlar öyleydik diye bağırıyorlar,
Fatihaya muhtaçlar ki hep yalvarıyorlar,
Bir gün bizler de gideceğiz, çağırıyorlar,
Soğuk, sıcak aynı yanlarında yatıyorlar.

Sığmayanlar dünyaya mezara sığıyorlar,
Çıkmıyor hiç o gür sesleri bağırmıyorlar,
Hallerini dikili taşlar anlatıyorlar,
Kurt olmamışlar hiç kuzu, kuzu yatıyorlar.

Kovamaz olmuşlar evine konan kuşları,
Son kez yapılmış tepeden tırnağa duşları,
Son bulmuş haram, helâl karışık yutuşları,
Ziyaretçi yolu gözleyerek, yatıyorlar.

Nerede şimdi intikam peşinde koşanlar,
Mal, mülk servetleri biriktirip yarışanlar,
Geçici dünyaya meteliğe kakışanlar,
Paranın sıcaklığına hasret, yatıyorlar.

Bir tek narasıyla gölgesinden korkulanlar,
Azrail karşısında yüreği burkulanlar,
Kaybolmuş kedi kılıklı aslan sanılanlar,
Kurtçuklara sesleri çıkmadan, yatıyorlar.

Bir nefes sigarayı rüşvet diye içenler,
Kılık kıyafetine göre insan seçenler,
En küçük fırsatta gök ekin gibi biçenler,
Ham, olgun toplanmışlar toprağa yatıyorlar.

Bakmayanlar başını çevirip ibret alsa,
Dünyada ne gam kalır, ne de çekilmez tasa,
Uğurlanırken sığınılır gösteriş yasa,
Hepsi yaptıklarına bin pişman, yatıyorlar.

07/06/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:33 AM
Yavrum

Sen üzülme gül, oyna, neşeyle yaşa,
Çiçeğimsin, rengin solmasın boşa,
Allah rızkını gönderir kurda, kuşa,
Sonsuz neşeyle yaşamana bak, yavrum.

Hakk’ı bil, yaratılanı azarlama,
Gösteriş olsun diye de hiç ağlama,
Arkamdan küfrettirme, garip anama,
Sonra hakkım helâl etmem, yavrum.

Kadere razı ol, mal için hırslanma,
Sultanlar ne götürmüş, sen tasalanma,
Arada sırada uğra mezarıma,
Belki ibret alır da dönersin, yavrum.

Yaratana kul ol, zorlanmazsın rızka,
Yeter sana naylon ayakkabı, hırka,
Düşersen veren olmaz ki, sana arka,
Hesaplı git, nasihatim dinle, yavrum.

Dürüstlük yeter sana sermaye için,
Üstüne bassalar, insanlarla geçin,
Nankördür, dostu düşmanı iyi seçin,
Allah’ı bilmeyen seni bilmez yavrum.

2/3/2001

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:33 AM
Yediler

Aslanlar tahtına oturdu kediler,
Fareyle dost olup, beraber yediler.
Dostlar duysun diye çok miyav dediler,
Dağlar dayanmadı, hazırı yediler.

Tilkiyle, çakallar örgütler kurdular,
Aslanları tek, tek arkadan vurdular,
Vatanım önünde yaramaz urdular,
Pastalar bitince, tabağı yediler,

Memuru, köylüyü hepten unuttular,
Tahsilli cahili dahi uyuttular,
Fakirin gözünde büyük umuttular,
Şehit askerlerin hakkını yediler,

Toprağımı Yahudilere sattılar,
Oylarını alıp sırtüstü yattılar,
Mallarına her an ilâve kattılar,
Gazi polislerin, hakkını yediler.

Beş yılda kapıdan oy diye baktılar,
Her kesime yeşil ışığı yaktılar,
İpe ayakkabı tekini taktılar,
Doğmadık bebeğin, hakkını yediler.

Dursunî yanıldı gerilerde kaldı,
Hortumcu kalbine korkuları saldı,
Yalnız bırakıldı, çalan daha çaldı,
Mevta insanların, hakkını yediler.

13/10/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:43 AM
Yeni Vekillerimiz

Aziz milletimin huyuna uygun,
Olsunlar, seçilen vekillerimiz.
Fani dünyamızın malına doygun,
Kalsınlar, seçilen vekillerimiz.

Çantalar, telefon vermez seçilsin,
Başkana yalvaran boşa geçilsin,
Adaylar seçmene doğru açılsın,
Çalmasın, seçilen vekillerimiz.

Mazisi temizler aday yapılsın,
Sevgi çiçekleri yurda sepilsin,
Vatanım uğruna aşka kapılsın,
Yılmasın, seçilen vekillerimiz.

Muhtar, delegeler, başkan uygular,
Kültürüne göre gider duygular,
Gidip unutmazsa bizden saygılar,
Dalmasın, seçilen vekillerimiz.

Biz neysek, onlarda aynıdır genler,
İyi ölçüp, biçmek gerek boy, enler,
Etiket alınca çıkıyor benler,
Silmesin, seçilen vekillerimiz.

Özü bozulmamış, doğru olmalı,
Gönderdiğimiz hal aynı kalmalı,
Haksızlık görürse meydan dolmalı,
Salmasın, seçilen vekillerimiz.

Üç günlük palavra aldatır bizi,
Akıllı olmazsak çökeriz dizi,
Dursunî uyardı, şimdiden sizi,
Solmasın, seçilen vekillerimiz.

08.05.2007

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:43 AM
Yeni Yıl

Yeni umutlar nice hayallerle gel de,
Yolunu gözleyenler sevinsin, yeni yıl.
Çoğuna tasa getirmektesin belki de,
Beklentisi olan üzülmesin, yeni yıl.

Keramet ne sen de, ne de geçen yıldaydı,
Çalışmayı unuttuk hayal avantaydı,
Senden de alacağımız bol, bol havaydı,
Sevgiye susayanlar, sevinsin yeni yıl.

Ümitle yaşıyor işsiz, yoksul garipler,
Onların yüzüne bile bakmaz zenginler,
Yarınlara açılan kapımız biletler,
Kimselerin ocağı sönmesin, yeni yıl.

Aynı gün, aynı yıl biliyoruz nafile,
Zenginler istilâda kafile kafile,
Dilerim umutları boş çıkmaz sefile,
Tüm insanlar sende mutlu olsun yeni yıl.

Seneler hep beklentilerle geçip gider,
Değişen bir şey olmaz bizde aynı keder,
Yıllar da geçse gelen günler daha beter,
Geçmişimizi bize unuttur, yeni yıl.

3/1/2006

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:43 AM
Yeter

Kırk yıllık ömürde, kırk halimi soran yok,
Beş yılda bir menfaat için oy diyen çok,
Başka zaman neredeydiniz, be hey ahmak,
Tapulu oy yok bende, enayilik yeter.

Tarla çorak, gübre alacak para nerde,
Oturur kırmızı koltukta, keyif serde,
Seçime çeyrek kala, hatırlar her yerde,
Unuttu sanır beni, şaşkınlığım yeter.

Hastane, hapishane sürünen bizleriz,
Onlar hep akıllıdır, yutan kerizleriz,
Gerçekten vekil olmazsanız, temizleriz,
Nasırlı ellerimle verdiğim oy yeter.

Bağrına basacak, millet iş yaparsanız,
Enflasyon kader değil, eğer anlarsanız,
Güllük gülistanlık olsun, gülsün anamız,
Tekrar oy istemeye yüzler olsun, yeter.

Lidere yapılır sürekli şaklabanlık,
Her zaman oy deposu sandılar, aldattık,
Büyüklere uyduk, kıvırmaya başladık,
Garanti oy kalmadı, uyanalım yeter.

Ankara’ya varıp bizi unutursanız,
Seçimden seçime sade hatırlarsanız,
Çok çalışıp enflasyondan kurtarmazsanız,
Semtimize girilmez, uyardığım yeter.

31/10/2002

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:43 AM
Yetiş Baba

Girilmez oldu bıraktığınız oba,
İndi kuzgunlar vadiye yetiş baba.
Tutuşturdular ucundan yandı aba,
Muhtacım şimdi, gölgene bile baba.

Dede olmuş evlatlar gelmez yan yana,
Çekiliyor mu günahlar yana, yana,
Çektiklerini anlat evlatlarına,
Sussan da mezar taşların söyler baba.

Neyime olsun benim babalar günü,
Kurtlara kanıp yaptılardı sürgünü,
Kara, siyah bellidir olur düğünü,
Dediniz eyvah, geçti iş işten baba.

Kalıyormuş yalakalıklar dünyada,
Yaptıklarımız hazır gider torbada,
Söyle tüm gerçekleri dostlarına da,
Biri almasa, biri alır be baba.

Yeter başınızdaki taşlar bilene,
İstemez başka ibretler dinleyene,
İnanmaz başa gelmeden söylenene,
Hak’ka kulluk yapanımız var mı baba?

30/05/2006

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:43 AM
Yıl Dönümü

Gönlümün sultanı bugün gülmek istemem,
Sizden ayrı kalışımızın, yıl dönümü,
Mahşerde hesabımı vermeden gülemem,
Tekrar karanlığa dönüşün, yıl dönümü.

Geldik bin beş yüz yılı olduk karabatak,
Kâfirler oldu Müslümanlara asalak,
Gidiyoruz düşe kalka çoğu yatalak,
Sizlere muhtaçlığımızın, yıl dönümü.

Yokluğunda sahtelerin türeyiverdi,
Güçlü güçsüzü her fırsatta vurdu, yerdi,
Çıktı aynalara sünnet nafile dedi,
Bugün sana hasretliğimin, yıl dönümü.

Sıkışmadıkça adına ağzını yumar,
Gelince dara mahşerde şefaat umar,
Bu dünyadaki işlerimiz oyun, kumar,
Emsalsiz gülün, soluşunun yıl dönümü.

Farz vacibe döndü sünnetler nafileye,
Ayrıldı ümmetin sayısız kafileye,
Verildi cennetten tapu gelen fileye,
Gerçek dosta kucak açışın, yıl dönümü.

Kapınızı kıtmir misali bekleseydim,
Şeref duyardım size hizmette ölseydim
Kevsere başı dik, layık gelebilseydim,
Tekrar doğmayacak güneşin, yıl dönümü.

Hüsransız üstümüze şafaklar sökmüyor,
Müslüman’ın gözü duada yaş dökmüyor,
Kokusu güllerin loş havada akmıyor,
Cana can katan sevgilinin, yıl dönümü.

08/06/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:43 AM
Yokmuş

Şehrin merkezinde sokakta kaldım
Evinde kalacak bir dostum yokmuş.
Sefil vaziyette dersimi aldım
Borç para alacak bir dostum yokmuş.

Her gün biraz daha sona yaklaştım
Azrail’den haber saçtan aklaştım
Şeytanla uğraşta zora yükleştim
Yerime ölecek bir dostum yokmuş.

Hepsi gönül dostu lafta kalanlar
Tüy yolasıya dek her tür yalanlar
Kandırmak uğruna namaz kılanlar
İyilik bilecek bir dostum yokmuş.

Pamuk ipi bağlar kopan kopana
Nefsinin putuna tapan tapana
Elde gördüğünü kapan kapana
Benimle gülecek bir dostum yokmuş.

Benim neyime bir selâm versinler?
Benden ne kopar ki neyi dersinler?
Hünerim mi var ki hatır sorsunlar?
Kabrime gelecek bir dostum yokmuş.

Neler yazarsan yaz Dursunî boşa
Kâğıtlar da kalır gitmezse hoşa
İnsanlar yaşasın muhtaçsız aşa
Dualar salacak bir dostum yokmuş.

06/10/2007

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:43 AM
Yörük Kızı

Salınarak gelir kuyu başına,
Kovaları elde, yörük kızının.
Görünce vuruldum kalem kaşına,
Başörtüsü belde, yörük kızının.

Olmayan aklımı kaçırdım baştan,
Günlerce yemedim kesildim aştan,
Hatırını sortum alıcı kuştan,
Kokusu var yelde, yörük kızının.

Yürüyüşü tek, tek nazlı tay gibi,
Güleç yüzü gökte duran ay gibi,
Kirpikleri ok olmuş, kaşı yay gibi,
İzi kaldı yolda, yörük kızının.

Dolunay misali on beş yaşında,
Sevgiyi okudum hilâl kaşında,
Yaradan korusun yazı, kışında,
Olsaydım sağ kolda, yörük kızının.

Doğuştan yapılmış sürmeler gözde,
Tanışmak istedim sıklıdım sözde,
Suyu alıp döndü sürüsü düzde,
Köpeği de yalda, yörük kızının.

Tozlanarak geldi yerde fistanı,
Başı öne eğmiş örtük his anı,
Buram, buram koktu duy gülistanı,
Dursunî kal telde, yörük kızının.

24/11/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:43 AM
Yuh Olsun

Bencileyin şekilde insan olanlara,
Besmelesiz sofralara oturanlara,
Haramı, helâlı karışık yutanlara,
Yamyamdan farksız yaşayanlara, yuh olsun.

Ağız eğip, doğru-dürüstlük satanlara,
Her zaman fazla alıp, eksik tartanlara,
Düşman misali dost kuyusu kazanlara,
Benim gibi yaşayan herkese yuh olsun.

Olduğu hal, çevremde yaşamayanlara,
Dürüst elbisesinde, sahte olanlara,
Riyakâr davranıp, su bulandıranlara,
Benim gibi sahtekârlara da yuh olsun.

İşlenmedik bir günah bırakmayanlara,
Sonra el açıp, af uman utanmazlara,
Bilerek kul hakkı yer, hak savunanlara,
Benim gibi ********lere de yuh olsun.

Yaşı yetmiş Allah’ı tanımayanlara,
Hakk’ın affını garanti anlayanlara,
Şeytana kahkaha attıran şeytanlara,
Benim gibi takla atanlara yuh olsun

Elde şakşak tespihle hava atanlara,
Namaz kıldım sanarak, yatıp kalkanlara,
Günü münafık, Müslüman konuşanlara,
Bilerek amel etmeyenlere yuh olsun.

Çalıp çırpıp Türkiye’yi terk edenlere,
Halimizi Avrupa’ya bildirenlere,
Son vatan, ülkeme ihanet edenlere,
Müslümanı öcü görenlere yuh olsun.

İnsanca yaşamak varken, boğuşanlara,
Milletimi dar boğazlarda koyanlara,
Yetim hakkı yiyip, göbek taşıyanlara,
Hakkına razı olmayanlara, yuh olsun.

Devlet deniz yemeyen keriz diyenlere,
Yolsuzluğu görüp de söylemeyenlere,
Bayrağa ve marşımıza küfredenlere,
İnsan görünen namussuzlara, yuh olsun.

11/7/2001

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:43 AM
Yunus Emre

Kırk yıl doğru odun kesip taşımak,
Hangi mürit yapar ey Yunus Emre?
İşler, güçler şimdi yara kaşımak,
Eşiğe kim yatar, hey Yunus Emre?

Amade emrine sürünen yılan,
Oldu kullar limon hemen sıkılan,
Analar, babalar atıl, bıkılan,
Kim uyar üstada, Bey Yunus Emre?

Hak rızası için baş koyabilmek,
Süslü gelin dünya tez doyabilmek,
Yaratan aşkına gül yayabilmek,
Layık mürit var mı say Yunus Emre?

Ne Tabduk, ne eşik dünyamız çöplük,
Müslüman da işler bulunca hüplük,
Hükümran Yahudi buluyor küplük,
Ayrık kökler saldı, Bay Yunus Emre.

Geçinirler aydın fakat aymazlar,
Bilmez namaz, abdest günah saymazlar,
Dursunî de aynı, vurdumduymazlar,
Hasretiz gölgene, duy Yunus Emre.

15/09/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:43 AM
Yunus Emre 1

Sessiz ve derinden, mükemmel yaşayansın,
Başka bilmiyorum, eşsizsin, Yunus Emre.
Yolunda yürüyorum, iz gösterenimsin,
Benzerin kul olmak isterim, Yunus Emre.

Tabduk Emre, söyle dedi, söyledin, içten,
Söylemeseydin, hatırlamazdık, gönülden,
Benim gibi acize, misalsin, ezelden,
Zirvesinde, ey bilinmeyen, Yunus Emre.

Daima alçakgönüllü, seçkin insandın,
Ömrünce, bütün sıkıntıya, boyun eğdin,
Yaratılmışlar içinde, tek gelip geçtin,
Seni unutmam mümkün değil, Yunus Emre.

Çiğnenmeye, herkes baş koyamaz eşiğe,
Ancak öyle çıkılır, yüksek mertebeye,
Basmaya kıyamaz, yaptırır emir diye,
Kabrin bile meçhul, pirimiz Yunus Emre.

Hacı Bayram Veli’nin bir buçuk müridi,
Kalplerde sevginiz azalmakta, eridi,
Yarın unutacaklar, Yunus Emre kimdi?
Birbirlerine soracaklar, Yunus Emre.

Ruhun önünde, saygıyla eğilirim ben,
Adın andığım zaman, titriyor, bütün ten,
Zirvenin yolu geçer, mütevazilikten,
Mahşerde davacım olma, ey Yunus Emre.

Hak divana çıkmaya, Hakk’a ram olmalı,
Kul dediğin, her anda, emsalin kalmalı,
Aşkına her gün içten, gözyaşı akmalı,
Layıkıyla seni övemem, Yunus Emre.

21/03/2002

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:44 AM
Yürek İster

Cadılar kazanında insanca yaşamak,
Zorluklara dayanıklı, bir yürek ister.
Olur, olmaz her şeyi kafaya takmamak,
Olgun, çile çekmiş, sağlam bir yürek ister.

Önden gelenin boynuzlayıp, süsmesine,
Arkandakilerin ayağını çelmesine,
Yanında sandığının şok ihanetine,
Dayanabilmek, delikanlı yürek ister.

Sevdiğini diyenin yalancılığına,
Kardeşle menfaatte yan çizen anana,
Hatanı söylemeden küfreden babana,
Sabredebilmek, olgunlaşmış yürek ister.

Sen de var iken, kapından gitmez dostuna,
En küçük fırsatı arayan düşmanına,
Ekmek alamadığın zaman da, karına,
Dik durmak, çelikleşmiş sağlam yürek ister.

Bilek güçlenince, kafa tutan evlada,
Veresiyeyi kesen manav, bakkala da,
Bayramda, arayıp sormayan dostuna da,
İhanete dayanıklı, bir yürek ister.

28/10/2005

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:44 AM
Zaman

Emsalsiz çiçekler bile solacak,
Verilen ömürler, bittiği zaman.
Tomurcuklar bir gün çiçek olacak,
Açılma emiri, geldiği zaman.

Her canlı sırayla doğup, yaşayıp,
Bazen sessiz olup, bazen kaşıyıp,
Günü tamam olur sınırı aşıp,
Biter macerası, dolduğu zaman.

Yaratanın cana iner buyruğu,
Balığın durmuştur yüzgeç, kuğruğu,
Her türün görülür benzer, ayrığı,
Ölüme giderler, dendiği zaman.

Tohumlar nem alır ıslanır toprak,
Ölümden dirilir ısınır yaprak,
Uykudan uyanır yapılır teprik,
Dua kabuldür baş, eğdiği zaman.

Yokuşlar düz olur teslim olunca,
Hedefler alınır gönül dolunca,
Cihan öksüz kalır güller solunca,
Boyun büker emri, duyduğu zaman.

Çakal aslan olur makam alınca,
Koltuğa serilir oda dolunca,
Gün geçtikçe şişer ense kalınca,
İner kolsuz takım, giydiği zaman.

Hesapsız canlının rızkı verilir,
Bütün gizlilikler öne serilir,
Dursunî utanır ipler gerilir,
Denilen çıkıpta, değdiği zaman.

22/12/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL
08-14-2008, 11:44 AM
Zamane Erkeği

Uzaktan bakınca dilim tutuldu,
Babasını silmiş, soğan erkeğim.
Yanına varınca kaşı çatıldı,
Aslını unutmuş, doğan erkeğim.

Erkekmiş saçını başta top yapmış,
Anasından şekli, hüneri kapmış,
Birine özenip yolundan sapmış,
İşte benim örnek, modern erkeğim.

Fidan boylu, burun, kulak küpeli,
Çok olmuş neslini geri tepeli,
Garip şekillidir hali şüpheli,
Yarının babası, çağdaş erkeğim.

Özün bozukluğu gözden okunur,
Böyle gençler görmek özden dokunur,
Kalmamış utanmak, sözden sakınır,
Hormon kullanılmış, sosyal erkeğim.

Kimliği Müslüman, sakalı hippi,
Bize benzemiyor, oğlanın tipi,
Başına da takmış siyah renk kepi,
Ne hallere gelmiş, faal erkeğim.

Yüzünü seyrettim top sakal çene,
Belki erkek olur gelecek sene,
Dursunî hazımsız uygunsuz tene,
Evrimleşmiş cinstir, entel erkeğim.

19/12/2006