Tam Sürümü Görüntüle : Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:01 AM
AB Birliği
Bindokuzyüzaltmış çaldık kapını,
Elli yıl beklettin, AB Birliği.
Tastamam öğrendik, ölçtük çapını,
Yarım asr teklettin, AB Birliği.
Her gün bir mazeret bulur söylersin,
Haçlı seferinde neler eylersin,
Girdiğin ülkeyi her an meylersin,
Şimdiden sarhoşuz, AB Birliği,
Gönül eğliyorsun her gün bir demeç,
Oyalanıyoruz almamak amaç,
Bir gün düz ve eniş, diğer gün yamaç,
Gerçek niyet belli, AB Birliği,
Ezanlar rahatsız eder sizleri,
Uyandırırsınız belki bizleri,
Çökmemek gerekir sağlam dizleri,
Aslın, neslin telli AB Birliği.
Eksik bulmak için gördün Rumları,
Ermeni vahşeti döktün kumları,
Rol icabı bazen alsan gamları,
Aslan tipli kurtsun, AB Birliği.
Gelsen koparırsın eski bağları,
Engel gösterirsin alçak dağları,
Gençlerim yaşlanır öldür sağları,
Siste av ararsın, AB Birliği.
Misyonerlik yapmak başta işiniz,
Mertlik yoktur serde gevşek kişiniz,
Bizler yutulmayız kırmaz dişiniz,
Dursunî istemez, AB Birliği.
17/12/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:02 AM
Acaba
Dünyada güneş yaksa, gölgeye kaçarsın,
Mezara bir hazırlığın var mı acaba?
Gölgede üşüsen, sıcaklığı ararsın,
Ölüme karşı, tedbirin var mı acaba?
Yağlı, tuzlu, tatlı keyfine göre yerdin,
Fakir fukarayı görür, güler geçerdin,
Ana-baba, kul hakkı nedir düşünmezdin,
Mahşer içinde hesabın var mı acaba?
Kızıl et, dermansız halde gözünü açtın,
Anan sana kol, kanat gerdi, masum baktın,
Elden, ayaktan düşünce kenara attın,
Bir ızdırabını düşündün mü acaba?
Aslanlığına sevinme, yarın kedisin,
Senden doğan da, aslan olacak bilesin,
Dönme dolap binmeye devam edeceksin,
Tabuttan toprağa hesap var mı acaba?
Büyüklerin senin gibiydi bir zamanlar,
Nerede asıp kesen, nice kahramanlar,
Toprağa, taşa sor, belki seni anlarlar,
Helâl kazanılmış, kefen var mı acaba?
Bir narayla ödlerimizi patlatırdın,
Toprağa gireceğini hatırlamazdın,
Arkanda kalacak, o arabalardaydın,
Kolsuz elbise giyesin, var mı acaba?
Aldığın her nefesin hesabı gelince,
Kılın bine yarıldığını hissedince,
Amel defterin bomboş geri verilince,
Hesap vermeye takatin var mı acaba?
Dünya için devamlı harçlık biriktirdin,
Malı yığdın, zekât, öşür, fitre bilmezdin,
Belki ömrün boyunca camiye girmedin,
Ölüm acısını düşündün mü acaba?
El açıp yalvarana, Allah versin derdin,
Allah’ın verdiğiyle, sen son sistem yerdin,
Ölümü, mezarı, mahşeri düşünmezdin,
Hesap günü, mazeretin var mı acaba?
26/8/2005
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:02 AM
Aç Gözlü Gemi
Ey şu rıhtıma yanaşan doyumsuz gemi,
Kim bilir, seninle kimler kaybolup gitti.
Sana binen garipler, bir daha dönmedi,
Beni de al götür, yaşanır hal kalmadı.
Kimlik sormazsın, sırasıyla bindirirsin,
Kimse bilmez ki, nerelerde indirirsin,
Elbiseli, çıplak nasıl olsa bin dersin,
Beni de al götür, sevinir can kalmadı.
Büyüklenenler senin yanında eğilir,
Farklar kaybolmuştur, herkes eşit denilir,
Bazısı binmeye koşarak kendi gelir,
Beni de al götür, dayanır bel kalmadı.
Güne gözünü yeni açmış, ya da yaşlı,
İçinde, geride sevenler gözü yaşlı,
Acıma bilmezsin, suratın çatık kaşlı,
Beni de al götür, doyan nefis kalmadı.
Ne haldedir acaba o götürdüklerin,
Sıcakta, soğukta boyun eğdirdiklerin,
Faydası var mı onlara gölgeliklerin,
Beni de al götür, ağrısız baş kalmadı.
Sen gitsen, diğeri gelir aç gözlü gemi,
Durmadan boğuştuk, bilmedik dünya fani,
Aç pencereni göreyim, binenler hani,
Beni de al götür, konuşur dil kalmadı.
Gündüz, gece, şafak, tan ağarırken hep sen,
Gelirsin aklıma, çağrıldım sanırım ben,
Haberini beklerken, korkudan titrer ten,
Beni de al götür, dinlenir söz kalmadı.
11/8/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:02 AM
Açar Kardelen
Sevgiyle üstüne basılan karda
Buzları eritir, açar kardelen.
Sevgiyle üflenip yakılan harda
Közleri söndürür, açar kardelen.
Dil, din, renk bakmasak, aşkla sarılsak
Sevgi tohumuyla kökte karılsak
Düşmana beraber küsüp, darılsak
Denizi kurutur, açar kardelen.
Bir metre kumaşa takıldı gözler
Aranıp, sorulmaz, bilinmez özler
Mana düşünülmez söylenir sözler
Sevgiyle yeşerir, açar kardelen.
Ne önemi vardır şekil, şemanın?
Ne kastettiğini bilsek temanın
Kime nasıl gider duysak nemanın?
Adalet dağılır, açar kardelen.
Herkes aynı olsa dostluk olur mu?
Ne kadar yaşasan meydan kalır mı?
Kul hakkı bilenler alıp, çalar mı?
Beyinler gelişir, açar kardelen.
Sevgiden nadide çiçek var mıdır?
Birbirimize zülm, elde kâr mıdır?
Coni fırsat kollar, kavga ar mıdır?
Filizi boy verir, açar kardelen.
Bencillik denizi, dağı bitirir
Böyle gidilirse insan yitirir
Şairler doğruyu öne getirir
Kalplerde çimlenir, açar kardelen.
02/05/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:02 AM
Adıyaman Gülleri
Adıyaman gülü açılır her gün,
Delikanlı insan, şef Ziya Doğan.
Mersin'den saldılar Türkiye'ye ün,
Pirimiz şairdir, şef Fadıl Doğan.
Yüksekleri karlı dağları beyaz,
*******i çekilmez üşütür ayaz,
Güzeldir kızları yaparlar niyaz,
Türkiye incisi, Necmettin Beyaz.
Sizlerden ayrılık yüreğe koyan,
Şahsiyetler açık meydanda ayan,
Yiğitlik dağıldı her yana şayan,
Örnek arkadaştır, şef Bekir Döyan.
Altı hazinedir petrol ve demir,
Üstü yayla dolu çobanda emir,
Her konuda vardır üstadımız mir,
Emsalsiz şairdir, Abdullah Demir.
Maden çeşidinden kullanılır tunç,
Onlara sevindim kendimden utanç,
Gelmez inşaallah şeflere usanç,
Şefliği red etmiş, mirim Ertan Tunç.
Eğrilip oturma, koltukta doğrul,
Haksız olduğunda el öpde eğril,
Sıkıştığın zaman yol bulup sıyrıl,
Yakışılklıdır Abdurrahman Doğrul.
Hayata küsmeyin yaşayınız şen,
Engelli yolunuz korkmasın düşen,
Çok olur önlere çukurlar eşen,
İmtihan kazanmış, şef Ahmet Gökşen.
Görüşürüz bir gün belki sizlerle,
Başınız dik olsun sağlam dizlerle,
Dursunî yenildi saklı gizlerle,
Sizler şeflik yapın, güler yüzlerle.
30/01/2007
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:02 AM
Affet
İncitilsem de, kimseyi incitemem,
Her suçu kendimde ararım, bilemem,
Gonca misali sana, bir şey diyemem,
Sen sevmesen de, ben kalbimden silemem.
Mazimizin hatırına affediver,
Bülbül gülü, deli gönül seni sever,
Saray kalbin, ustasını söyleyiver,
Sevgilerin en üstününde bir gülüver,
.
Adımlarım, karıncaları ezmesin,
Yaratanı görüp, ondan gücenmesin,
Suçların hepsi ben de, ne diyen desin,
Artık sevenler, birbirine küsmesin,
Dün verdiğim bir demet gül hatırına,
Boynum uzatırım, iste satırına,
Duygular sığmaz şiirin mısrasına,
Cezaya razıyım, Hak’ın rızasına.
Senin kadar inceden düşünemedim,
Odunluğuma say, bir delilik ettim,
Sevgiye layık, eşsiz bir seni seçtim.
Affedersen, handaki her şeyden geçtim.
Gül de diken, ben de dil azap saçıyor,
Bülbül güle küsmüyor, yine konuyor,
Deşme ne olur, yaram tekrar kanıyor,
Hakk bile günahkâr kulun affediyor.
21/04/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:02 AM
Affet Beni Anne
Kardeşlerim erken ölünce, Dursun dedin,
Gece, gündüz, üstüme kollarını gerdin,
Benim hayırsız olacağımı bilmedin,
Affet beni, sağlığında gülmedim annem.
Bu da ölecek sandın, devamlı ağlardın,
Çadırda, çok rezil bir hayat yaşardın,
Bir düzine evlat, doğurmayı başardın,
Affet beni, varlığında gelmediğim annem.
Hastalansak, ottan, çöpten ilâç yapardın,
Her hastalığımın yakısını sarardın,
Altı evlat uğruna, sen hasta yatardın,
Affet beni, ziyaret etmediğim annem.
Sen bana ölmesin, ben sana ölsün dedim,
Sağlığında yüce kadrini, hiç bilmedim,
Ata olunca, ne çektiğini anladım,
Affet beni, elini öpmediğim annem.
Aramızda hükmederken hiç kıyamazdın,
Analık ruhuyla bakar, azarlamazdın,
Kabrinde ağlasam, yüzüme bakamazdın,
Affet beni, dua edemediğim annem.
Birazcık, yalaka evlatları severdin,
Ben gerçekleri deyince, değer vermezdin,
Kabir hayatının, azabını bilmezdin,
Affet, en iyi senmişsin, bilmedim annem.
11/10/2005
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:02 AM
Ağladım Ben
Anamdan doğunca, dünyaya baktım, şöyle,
Kurtlar vadisindeyim diye, ağladım ben.
Bu günleri görmüşüm, o günün diliyle,
Dost ihanetine uğradım, ağladım ben.
Anam-babam yalaka evladı severdi,
Kocamış kurtlar, yavru kuzuyu geverdi,
Çocukları seviyorum diye döverdi,
Çeketimi başıma çekip, ağladım ben.
Sıkışınca dost sanıp, kapısına vardım,
“Elimden tutar mı? ” ümidiyle yalvardım,
Dinledi, dinledi, ben de inandı sandım,
Senin meselen dedi, döndüm, ağladım ben.
Denemeden onu dostum oldu sanmıştım,
Gerçi ben hiçbir zaman akıllanmamıştım,
Denize düşünce yılana sarılmıştım,
İlgilendirmez dedi, yandım, ağladım ben.
Muhtaç olsa, gece açardı, telefonu,
Yere kapaklandım, tanıdım, şükür onu,
Akılsız kafam, daha çok yer, yaş odunu,
Vay yalnızlığım dedim, döndüm, ağladım ben.
Evde karıyla-oğlan uyladı kafayı,
Bilekler güçlendi, oldular kabadayı,
Domuzdan daha adidir, emmiler, dayı,
Daha akıllanmadım dedim, ağladım ben.
Kafam kocamandır, akıldan yoktur zerre,
Anamdan doğduğum gibi, giderim kabre,
Gelen, giden boynuzsuz buldu, hal nadire,
Kabre girmeden öldüm dedim, ağladım ben.
30/09/2005
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:02 AM
Akdeniz
Uçsuz, bucaksız, göz alabildiğince
Uzanan Akdeniz.
Seni her sabah başka zikirle görmek,
Ne güzel…
Kızdığın zaman, dalgaların heybetli,
Sevinçli olduğunda, kıyıyı okşayan dalgaların,
Her vakitte farklı geliyor kıyıya,
Hele gün doğumunda seni seyretmek,
Sende bir başka aşkla doğuyor güneş.
Gün batımında bir başka güzelsin.
Senin gibi olabilmeyi isterdim.
Ne kadar geniş ruhun var?
Binlerce canlı içinde, ayrı bir alem,
Kenarındaki kumsalda yürüyebilmek,
Yağmur altında, kıyında gezinmek;
Başka bir güzelliğin,
Ruhumun derinliklerini okşayan sevecenliğin,
Tüm sıkıntıları unutturuyor, duygusallığın,
Seninle sarmaş dolaş olabilmek,
Dostluğun ne güzel Akdeniz,
Sendeki bir kum tanesi olmak isterdim.
Bize her sabah başka nasihat verdin.
Seni seyretmek, dünyadan uzaklaşmak,
Gam, keder hiçbir kötülüğü hatırlamamak,
Kötüleri hisleriyle baş başa bırakmak,
Senin kadar gönlü geniş,
Duyguları sınırsız olabilmek,
Ne güzel her şeyi unutabilmek,
Anlattığın dersleri hayatıma,
Rehber edeceğim Akdeniz
Dursunî’nin baş tacısın Akdeniz,
Seni ömrüm boyunca unutmayacağım.
14/11/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:03 AM
Allah'ım 1
Unuttuk senin zikrini yuttuk oltayı,
Nasıl gelirim bu yüzle, sana Allah’ım?
Cezaevi dünya atıyoruz voltayı,
Hangi dilimle dua edeyim Allah’ım?
Aldırmışlar doğduğumda ilk abdestimi,
Doldurdum her çeşmeden getirdim testimi,
Hoşuma gitmez işlere çektim restimi,
Utandırma, rest çektiğim sendin Allah’ım?
Bilmedim ki her nefes izninle alınır,
Öğretmediler namazlar nasıl kılınır,
Dünyaya tapar olduk kulların aranır,
Hangi dizimle secde ederim, Allah’ım?
Herkes inandığını doğru der savunur,
Ebesine inanır gerçekten gocunur,
Baksa kitabına her şey açık okunur,
Temiz yanı olan kulun var mı Allah’ım?
Zerreyken verdiğim sözleri tutamadım,
Şeytanın tuzaklarından kurtulamadım,
Camilerde bir vakitte bulunamadım,
Musalla taşına, nasıl gelirim Rabb’ım?
Anlayan kitabını kulların nadide,
Varsa sevgilin kim bilir hangi vadide,
Kandırdı kurtlar kuzuyu kozlar canide,
Kula kul olmayan, kulun var mı Allah’ım?
26/05/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:03 AM
Allah'ım 2
Gözyaşlarımla isterdim sana yalvarmak,
On parmağımla ellerim açmak isterdim.
Anmayanların yanından isterdim kalkmak,
Hayatta her an seninle olsam Allah’ım.
İsterdim masumların hakkını savunmak,
Kullarına isterdim seçkin örnek olmak,
Boyun eğebilseydim misal olgun başak,
Çocuksu kalıp, sevgiye koşsam Allah’ım.
İsterdim rüzgârlara karşı güçlü koşmak,
Hedefe adım, adım aşkınla ulaşmak,
Uygunsa fani dünyaya yeniden doğmak,
Ezilmeden, ezmeden yaşasam Allah’ım.
Mutluluğun tüm sınırlarını çizseydim,
Zirvelerde çiçekler koklamak isterdim,
Ana, baba kıymeti ölmeden bilseydim,
Kar altındaki kardelen, olsam Allah’ım.
Sıcaklarda meltem olup serinletseydim,
Soğuklarda güneş gibi gülümseseydim,
Denizlerde gemi olup yüzebilseydim,
Elde fener olup, aydınlatsam Allah’ım.
İsterdim bulutlar üstünde sonsuz uçmak,
Gülmek isterdim tüm dertlerimi unutmak,
İsterdim bir nebze balı her gülden almak,
Arı gibi zikreden kul olsam Allah’ım.
Her yaranın merhemi olup sürülseydim,
Hac’ca gidip Kâbe’yi dolanmak isterdim,
Peygamberimizi ziyarete gitseydim,
Şeytana yakalanmadan ölsem Allah’ım.
30/05/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:03 AM
Allah'ım 3
Karıncayı incitmeden yaşayabilmek,
Kaç milyonda bir kulun yaşıyor Allah’ım?
Mahşerde baş dik sana hesap verebilmek,
Kaç binde bir kulun verebilir Allah’ım?
Kimlikte, lafta hep Müslüman geçiniriz,
Kıbleye dön deyince, beş vakit çok deriz,
Kul hakkına kâfirden fazla gireriz,
Kaç milyarda bir kulun mümindir Allah’ım?
Camide bile zor saf tutarız önünde,
Secdede aklımız alacak, verecekte,
Ne okuduğumuz meçhuldur hangi rekatte,
Rızan için namaz kılan var mı Allah’ım?
Bizi parça, parça etti aciz bilginler,
Kolaylaştırılmış bir din icat ettiler,
Nerdeyse cennetten tapular verdiler,
Son peygamberi üzmeyen var mı Allah’ım?
Cemaat, tarikat, içten içe bölündük,
Bir avuç Yahudi önünde hep sürüldük,
Baş bulamadık, koyun misali kösüldük,
Kitabını hiç yaşayan var mı Allah’ım?
Yetimlerin yüzüne bakan yok, naçara,
Fazlasıyla hak ettik, yüzümüz kapkara,
Helâlı unuttuk, haram yemez, maskara,
Sana layık kulluk yapan var mı Allah’ım?
17/6/2005
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:03 AM
Altı Mart'ta 1
Binlerce şehit, siz muhterem büyüklerim,
Suratlarımıza tükürse, şükrederim.
Doğacak o güneş, ümitsizce beklerim,
Gel gör davanda sadıkları, Gazi Atam.
Pantolon serbest, yıkılmadı Cumhuriyet,
Bir metre bez parçasına, yoktur hürriyet,
Gelmedi o istediğiniz medeniyet,
Gel gör demokrasimizi, Mustafa Kemâl.
Herkes döner koltukta, sürekli dönüyor,
Kimsesizlerin ocakları, hep sönüyor,
Şahsiyetler değil, para hürmet görüyor,
Gel gör nam sahiplerini, Mustafa Kemâl.
Kürkü değerliye secde uzaktan başlar,
Bir bardak çayı, rüşvettir diye yudumlar,
Her gün de değişiyor, koskoca adamlar,
Gel gör haller nice olmuş, Mustafa Kemâl.
Temelini kurduğun çatı, hep kavgalı,
Demokrasiye kafalarımız kapalı,
Beyinleri bıraktık, kürkümüz havalı,
Gel gör türkülerimiz ne olmuş, Ey Atam.
Hepimiz olduğumuz makamda küheylan,
İsteriz odamıza masum girsin ceylan,
Dayılıysa olmaz olur, kopar heyelan,
Gel gör torpiller neyledi, sevgili Atam.
3/3/2005
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:03 AM
Altı Mart'ta 2
Bırakıp gideli, yıl oldu altmış yedi,
Karıştı birbirine, aslanlar ve kedi,
Memur, işçi aç, lortlar kamarada yedi,
Gel gör halimizi, Gazi Mustafa Kemâl.
Seksen yılda gittik bir arpa boyu yolu,
Yalvardık Avrupalıya, kaptılar kolu,
Yıllarca boğuştu, barıştı sağı, solu,
Gel gör altı martta karşılayanı, Atam.
Sana yapacakları secdelerde yalan,
İşimiz gücümüz dolandırmakla talan,
Rüşvet alamazsak, sözümüz falan, filan,
Kılık değiştir de gel, Ey Sevgili Atam.
Seni karşılarız ellerde birer hortum,
Ben ayaktakımındanım, yufkadır postum,
Düşersem elimden tutacak yoktur, dostum,
Bizi bir tek siz dinlersiniz, Büyük Atam.
Devlet malı sere serpe, gizli paylaşım,
Mideler şişer, başlar arada dalaşım,
Ayak suçlu, baş kurtulur, budur yaklaşım,
Ya kendin gel, ya vekilini gönder Atam.
Yine kan ağlıyor, yaralı Musul, Kerkük,
Aslanlar kayıpta, yarasalar hep ürkük,
Siz gideli neler geçti, neler gördük,
Dizde derman kalmadı, bekletme gel Atam.
Her nutukta Türkiye güllük gülistanlık,
Zengine aydın, fakire günler karanlık,
Hepimiz birbirimize olduk, yağdanlık,
Gel gör halleri, menfaat neyledi, Atam.
25/2/2005
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:03 AM
Amerika
Küfredene bile elini öptürürsün,
Dünya jandarması, eşkıya Amerika,
Yağlı güreştesin, entrika işin gücün,
Mertlik nerende, kokuşmuşsun Amerika?
Dün kapitalist hainsin diye bağırdık,
Akıllı gençleri safımıza çağırdık,
Muhalefet olduk, sokakta çığlık attık,
Dürüstlük senin nerende be Amerika?
Türk’ün boş bıraktığı meydanı doldurdun,
Zalimi destekle, masuma kan kusturdun,
İktidarsızlara koltuğu sen buldurdun,
Adalet nerende, gölgelik Amerika?
Lider zayıf, muhalefeti çağırırsın,
Yetiştirdiğin eşkıyayı çıkarırsın,
Hedef temizlenir, başka kurban ararsın,
Kurdu besleyen değil misin, Amerika?
Talibanı, Ladin’leri besleyip saldın,
Rusya’yı da yıktın, meydanda yalnız kaldın,
Her yere uşağını idareci yaptın,
Bu devran sana da kalmaz, leş Amerika.
Derviş’ler yetiştirir başlara koyarsın,
Kuzu postunda kurtsun, kim nerden anlasın,
Delinir bu post da bir gün, çıplak kalırsın,
Elini çek üstümüzden, boş Amerika.
Dağıtmak için kurarsın, sinsi plânı,
Sessizce koyarsın, göğüslere yılanı,
Büyüyüp seni sokar, acıtır canını,
Terörist ararsın, ey gaddar Amerika.
25/01/2002
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:03 AM
Amerika Var
Baş olacak kafa emrine uyar
Başların ardında, var Amerika.
Düğmeli kumanda, saygınlık duyar
Dünya jandarması, zor Amerika.
Bütün çıbanları yeniden kaşır
Kazan kepçesini elinde taşır
Hızı biter, dünya yeniden ışır
Eşkıya babası, har Amerika.
Babayı öldürür, oğlu esiri
Bir gün yanlış yapar belli kesiri
Masum ülkelerin azar nasırı
Götürdüğün petrol, kâr Amerika.
Çakalın hasımı aslanlar çıkar
Gün gelir senide deliğe tıkar
Kalleşlik halkını zamanla sıkar
Dünya bir gün sana, dar Amerika.
Ahiri zamanda meydan boş buldun
Kuklaları başa koyarak daldın
Büyük İsrail’e talimat saldın
Senin sonun yakın, sır Amerika.
Uydun takip eder, bomba atarsın
Yahudi arkanda yan gel yatarsın
Dursunî’leri tek celse satarsın
At şimdi keyfince, zar Amerika.
19/07/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:26 AM
Ana Yüreği
Ayağında cennet izni kazılı
Evladı yakar mı ana yüreği?
Alnında her türlü çile yazılı
İsyankâr bakar mı ana yüreği?
Nice acı, sancı çekerek yaşar
Sırdaşını görse dolarak taşar
Evlat kafa tutsa derinden şaşar
Ateşe çakar mı ana yüreği?
Buse tasasını sineye çeker
Herkes biçeceği tohumu eker
Anaların tadı en güzel şeker
Karalar takar mı ana yüreği?
Evlat, ata olur anlar anayı
İş işten geçmiştir görür danayı
Kaybedince ele yakar kınayı
Acılar çeker mi ana yüreği?
Kocası, evladı küçümser, horlar
Küllenmiş, sönmüyor anada korlar
Evlat hastalansa gözleri şorlar
Boğazı sıkar mı ana yüreği?
Ne kadar üzülse beddua etmez
Yavru uyumadan yatağa yatmaz
Yemeği tattırır, kendisi tatmaz
Sevgisiz çıkar mı ana yüreği?
Kahırlar, sitemler, ağartır saçı
Mutlu bir hayatı yaşayan kaçı?
Dursunî hissiyle söylüyor acı
Mezara tıkar mı ana yüreği?
06/07/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:27 AM
Anlamadılar
Keçi gibi inatçısın desen birine,
Keçilerde isyan başlar, kuyruk dikine,
Darılmayın, söyler söyleyen kendine,
İnsan keçiden inatçı, anlamadılar.
Bazıları kedi gibi dört ayak düşer,
Kedi sahtekâr dedi diye arka döner,
Kime ne desem alınır, küplere biner,
En kötü ben dedim, yine anlamadılar.
Ha o, ha bu hayvan, birbirine ne fark var,
Birine sevinir, diğerine de kızar,
Hayvanlar değişmedi, insanoğlu azar,
Medeni olalım dedim, anlamadılar
At misali kişneme desen muhataba,
Atların gözünde olursun, sen en kaba,
İltifat için söylesen küser akbaba,
Kartallar yüksek uçar dedim, anlamadılar.
Aslanımsın deyip, sırtını sığazladım,
Adama hayvan dedim, en çok ben yarandım,
Aslan da insan benden aciz dedi, yandım,
Ne desem yaranmam, beni anlamadılar.
Ha o, ha bu hayvan, birbirine ne fark var,
Birine sevinir, diğerine de kızar,
Hayvanlar değişmedi, insanoğlu azar,
Medeni olalım dedim, anlamadılar.
Bana hayvan demek, hayvana hakarettir,
Onu herkes güdemez, beni güdecektir,
Bütün insanlar sonsuz saygıya layıktır,
İnsana hayvan diyemem, anlamadılar.
27/7/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:27 AM
Anlat Anne
Dokuz ay on gün bilmem nasıl taşıdın beni,
Doğarken de ne ıstıraplar çekmiştin, anne.
Kırklıyken bile uyutmaz çok üzerdim seni,
Apalarken de sıkıntı yaşatmıştım, anne.
Yaptıklarımıza ikimizde pişman olduk,
Ettiklerimizi şimdi karşımızda bulduk,
İş işten geçti gül misali sararıp solduk,
Yürürken, sırtında taşırken, üzmüştüm anne.
Sıra bana da geldi oldum sıradan baba,
Devirler değişti evlatlar sığmıyor kaba,
Konuştuğum beğenilmez, sözüm kaba, saba,
Çektiklerini şimdi iyi anladım, anne.
Sağlığınızda ne gün bildim ne kıymetini,
Şükür her hafta yaptım mezar ziyaretini,
Anlasam, anlatıyor taşlar vaziyetini,
Ben gelmeden anlat şu durumlar nedir, anne.
Sanki hiç gelmeyecekmişiz gibi gezeriz,
Bir gün sıra bize de gelecek düşünmeyiz,
Her şeyi söyler toprak altından dilleriniz,
Allah affeder diyerek, geçiyoruz, anne.
Torbaya toplananlar önümüze konunca,
Hesap varır varmaz tastamam sunulunca,
Seçilir mavi, kara sonuç duyurulunca,
Günahsız gelmek istiyorum, anlat sen anne.
10/05/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:27 AM
Anneciğim
İki yılı on bin yıl gibi uzun geçtim,
Hâlâ bir haber göndermedin anneciğim.
Yine geldi, bir Anneler Günü, sensizim,
Yokluğuna dayanılmıyor, anneciğim.
Mezar taşların bana sanki el sallıyor,
Sana dua etmeden, eve geçilmiyor,
Unutup geçsem hayalin sitem ediyor,
Sensiz bu hayat mezarımdır anneciğim.
Sen inandın görünce, mahşer alemini,
Bize isterdim, sualleri bildirmeni,
Evlat, dostların yarım asırlık eşini,
Artık uyanın diye söyle, anneciğim.
Ah çıkıp anlatsan bir yaşadıklarını,
Çevrene topladın giden çocuklarını,
Unuttun mu, hatırla bıraktıklarını,
Yetiş, kucakla beni, kokla anneciğim.
Annesiz bir anneler günü olmaz olsun,
Yerin doldurmadı, ne bayramlar, ne düğün,
Ya beni de aldır yanına, ya bana dön,
Bu son arzum, hasretlik bitsin anneciğim,
Biz kavuştuğumuzda, bak hallerimize,
Allah’ın hükmüyle emretmedi o anne,
Senin gibi eyvah diyecek, yok bahane,
Geri dön uyar desen, geçti anneciğim.
Mezar taşların dile gelip söyleseler,
Neler anlatır, insanlar dinleseler,
Taş parçası deyip, habersiz geçmeseler,
Birbirleriyle boğuşmazlar, anneciğim.
Dua diye çığrışan dili anlasalar,
Asırlardır ayakta, taşlara baksalar,
Kan emerler miydi, masumdan yarasalar,
Anlatacak çok haberler var, anneciğim.
Elli yıl namussuz yaşamış, hacca gider,
Kul hakkı olanlar, Hakk divanında ne der,
Yaratan bilir ama kuldan şahit ister,
Kul hakkıyla giden, ne söyler anneciğim.
Anneciğim, seni üzdüm boynun büküldü,
Dert küpüyüm, ağzım açılınca döküldü,
İyiler Hakk’a yürüdü, tek, tek gömüldü,
Kıyamet kötülere kopar anneciğim.
24/4/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:27 AM
Annem
Anneler günün kutlu olsun, güzel anneciğim,
Sağlığında söyleyip, elini öpemediğim,
Ölünce değerini anladığım anneciğim,
Ruhunla kucakla beni, ver elini öpeyim.
Mezar dar, sapıtma tahtaları yakın başına,
Her hafta uğradım ama bakmadın gözyaşıma,
Söylediklerimi yalan mı sanmıştın ey ana,
Doğruluğunu görünce, baş eğdin garibana,
Sapıtma tahtasına vurmadan inanılmazmış,
Aramızı açanlar ne yazık şeytana kanmış,
Yapılanlar yana kâr kalmaz, kalpleri kararmış,
O kötülüğü yapanlara cehennem mezarmış.
Mezara bakınca görünür cennet ve cehennem,
Müsadenle öpeyim ayağını garip annem,
Bayram yakın, babam yok, ev bomboş, sensiz ben sersem,
Elin niyetine olur mu mezar taşın öpsem.
Anneler gününde seni kaybetmek, çok, çok acı,
İnşallah mahşerde giydirecekler sana tacı,
Rabb’ım izin verir, olursun bana şefaatçi,
Kim bilir benim için ne kadar çekmiştin sancı.
Dursun demişsiniz, oda durmayacak ölecek,
Yaratılanlar o ölüm acısını görecek,
İster istemez hepsi huzura getirilecek,
Defterde ne varsa, hesaplar tek, tek görülecek.
14/12/2000
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:27 AM
Anneme
Üç yıl sanki üç bin yıl gibi uzadıysa,
Bu hep sana olan hasretimdendir anne.
Annelerin hatırlandığı gün hüsransa,
Ben mezar taşlarınla konuşurum anne.
Mutluluğun taşların dilinden okunur,
Adaletsizlik masumlara çok dokunur,
Tavuk misali yapılan tövbe okunur,
Senin yerinde yatmayı isterdim anne.
Kuzgunlar dağıldı, kokuyu alırlarsa,
Pervane olurlar, elde avuçta varsa,
Meteliksiz yaşadı, biraz rahat yatsa,
Hayırsız evlatlar, bollukta naçar anne.
Burunlar Kaf Dağını gölgede bıraktı,
Cahiller gidenler cevap vermiyor sandı,
Hakk’a uzak, umut ettiği yer cennetti,
Her şey Allah’tan dediler, suçlu kim anne.
Allah kötülük emretmem diyor kitapta,
Bizde laf çok, ümmeti Muhammed bitapta,
Anne pişmanlığın söyle, bir an kalkıp da,
Belki inanırlar, aynı olanlar anne.
Seni hatırlamadan geçmiyor günlerim.
Bazen rüyaların bitmesini istemem,
Sarmaş dolaşız, sanki hiç ayrılmamışım,
Uyanmak yaşamaktan da acı ey anne.
24/01/2002
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:28 AM
Arada
Doludan doluya taşar kazanlar,
Kurusu kavrulur, bomboş arada.
Dünyayı doldurdu doyup azanlar,
Midesi zil çalar, acın arada.
Çevremizi sardı kuyu kazanlar,
Gerçek diye yalan dolan yazanlar,
Meydana çıkmayıp gizli tozanlar,
İnsan kılığında, gezer arada.
Kuru ekmek bulsa yiyecek açlar,
Toklara takılır altından taçlar,
Kara kucak oldu şimdiki maçlar,
Efendi olanlar, masum arada,
Boynuzlular fırsat vermez kabağa,
Ne koysan yutarlar, büyük tabağa,
Sıkışır terk eder gider sapağa,
Er kişi sırıtır, kalır arada.
Dursunî yaşadı ömrü tersinden,
Başkası giderken geldi mersinden,
İtiyor insanlar elin tersinden,
Herkes bilir ama, susar arada.
15/10/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:28 AM
Arıyorum
Yere düşen bir damlada, karda, tanede,
Yerden biten bir tohumda, çiçekte, tende,
Ağaçların yapraklarının her birinde,
Bulamadığım sevgiliyi arıyorum.
Beşikteki bir çocuğun kurdelesinde,
Doru atların salkım saçak yelesinde,
En yüksek dağların amansız zirvesinde,
Yeryüzünün ilk ustasını arıyorum.
Meleşen kuzucukların ince sesinde,
Kavalı çalan çobanın kepeneğinde,
Sisle kaplı engin dağların eteğinde,
Yitirdiğim mücevherimi arıyorum.
Haber yazan gazetenin her satırında,
Köyümün ovasında, dağında, kırında,
Yurdumuzun her şehrinde, kasabasında,
Bir köşe dibinde kendimi arıyorum.
Ağızda bir avuç kemik konuşuyorum,
Neler konuştuğumu ben de bilmiyorum,
Kimi bulsam gördün mü diye soruyorum,
Görülmeyen aşkı, sevgiyi arıyorum.
*******in şafağında, günün sonunda,
İçtiğim her yudum su, hava, soluğumda,
Bolluğumda, darlığımda, yokluğumda,
Çocukluğumu, gençliğimi arıyorum.
15/3/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:28 AM
Arkadaşım
Önünde yol iki bakıp seçersin,
Dumanlı, dumansız seç arkadaşım.
Kötü dost yoldaşsa atıp geçersin,
Tadına aldanma, geç arkadaşım.
Verdiğin paralar alır ev, arsa,
Çevrende dönenler kaparlar parsa,
Öksürük sıkınca hoplarsın terse,
Rahat yatamazsan, uç arkadaşım.
Taneyle, nefesle başlanır baştan,
Tok tutunca keser ekmekten aştan,
Zaman ayırırsın emekten, işten,
Adam etmez seni, koç arkadaşım.
Devlet vergi alır, duman yeldedir,
Ekmek parası yok onun beldedir,
Yarası gırtlakta, ağız, dildedir,
İster vazgeç, ister iç arkadaşım.
Kendine saygın yok, düşün eşini,
Başlarsan bırakmaz kesin peşini,
Kömüre çevirir erken leşini,
İs bağlar ciğerler, iç arkadaşım.
Yanar isi kalır parmak, dudakta,
Kanseri başlatır kalsan batakta,
Uyku yerine hep nöbet yatakta,
Bilen bilmeyen der, *** arkadaşım.
Bağımlı olanlar hiç de caymadı,
Ömrünü yakanlar ondan aymadı,
Dursunî ağzına onu koymadı,
Fayda yok, zarar çok, kaç arkadaşım.
09/02/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:28 AM
Asi Sözlerim
Çevremde görünce şer olayları
Dileğimde gitti, asi sözlerim.
Hak’tan istemedim tüm kolayları
Eleğimde bitti, asi sözlerim.
Dostlar kucağında görünce közü
Söyledim bilmeden, ağzımdan sözü
Bakan bende gördü kurumaz gözü
Eşiğimde yattı, asi sözlerim.
Kalbimin bitmiyor her gün sızısı
Anlamadım, belki alın yazısı
Soframda beslendi hasım tazısı
Döşeğimde yattı, asi sözlerim.
Kapıcısı olmak, aciz muradım
Geçen günlerimi mumla aradım
Nerde hata yaptım, ince taradım
Köşeğimde bitti, asi sözlerim.
Damarımdaki kan devrini bilen
İlk oldu defterden ismimi silen
Kandığım sözlerdi gönlümü dilen
Kaşığımda bitti, asi sözlerim.
Her an esen rüzgâr, istedim durdu
Aldanıp besledim isyankâr kurdu
Zayıf anı bulan alnımdan vurdu
Kasığımda bitti, asi sözlerim.
Yokuş çıkamadım, inmedim düze
Kurak yaz sonuyum, yaklaştım güze
Dursunî sözleri nasihat size
Beşiğimde yattı, asi sözlerim.
22/07/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:28 AM
Askere Gidiyorum
Beş mart sabahı şafak atınca,
Yirmi ay için yola koyuldum,
Sevincimden coşup uçuyordum.
Ancak, Bilecik ilinde durdum.
Verdiler bir potin, bir çuval,
Giyinip aynaya bakıp, güldüm,
Tarakla, aynayı yolda attım,
Güzelim saça elveda dedim.
Üç ay sonra, oldum bir onbaşı,
Atıp elimi, çektim kurayı,
Edirne il jandarma alayı,
Çıktı, öğlesine sevindim ki.
Neler öğretti, bir bilsen canım,
Paran, mektubun, can arkadaşın,
Başkasından fayda yok, bilesin,
Arkadaşı çok iyi seçesin.
En çok ve en iyi öğrendiğim,
Sabırla, sonsuza dek beklemek,
Sevgiye öğle susadım ki,
Allah bilir nasıl yandığımı?
17/9/1981
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:28 AM
Ata'm 1
Atam, bize hür bir Türkiye bıraktınız,
Yerinizde huzurla uyuyup, yatınız,
Tam altmış üç yıldır, öksüz, garip, yalnızız,
Millet olarak aynı yerde saymaktayız.
Milletimi uyandırmamak istiyorlar,
Bizi avanak, kara cahil sanıyorlar,
Her gün gençliğe hitabene bakıyorlar,
Atam, anlayacak zekâ yok, arıyorlar,
Sizin gibi liderden çok utanıyorum,
Yeriniz hâlâ dolmadı, üzülüyorum,
Herkesi Atatürkçüyüm der görüyorum,
Gerçekçi az, çoğu riyakâr, sanıyorum.
Kadın-erkek hep beraber tek yürektiniz,
Araç yok, topu-mermiyi elde çektiniz,
Bizim gibi nesile emanet ettiniz,
Okumak için kontenjan beklemekteyiz.
Üniversiteye üç milyon başvuracak,
Üç yüz bin öğrenci kazandırılmayacak,
Boş kalan avare, sokakta dolaşacak,
Ya mafyalar, ya eşkıya sahip çıkacak.
01/02/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:29 AM
Ata'm 2
Altmış üç senede, bir arpa boyu gittik,
Kimliğimizi dünden bugüne kaybettik,
Değerli bıraktığın lirayı yedirdik,
Ekonomist yok, Amerika’dan getirdik.
Atam, sana yazacak daha çok haber var,
Kışlar bahar gibi, yazın da yağıyor kar,
Zenginlerimize her gün kâr üstüne kâr,
Memleketimizi doldurdu, uyanıklar.
Atam, sen hiç üzülme, gençliğin halleder,
Gerekirse, yolunuzda canımız gider,
Bu bayrağımız artık gönderden zor iner,
Azmimizle nice zaferler, bizi bekler.
Ah bir dirilsen onlardan başlarsın kesmeye,
Yedikleri haram, ağız açık esnemeye,
Menfaatlerine dokununca da çevreye
Saldırıyorlar, ses çıkaran olmadı, Atam.
Seni sevmek söylemekle olmaz, bilmiyorlar,
Sözünü uygulamak, sevmek anlamıyorlar,
Düşmanın yapmadığını halka yapıyorlar,
Eziliyoruz, ses çıkaran olmadı, Atam.
Atam tekrar dirilmeyeceğini bildiler,
Hepsi bir ağızdan Atatürkçü kesildiler,
Gençliğe hitaben, aynen gerçekleştirdiler,
Kan mı bozuldu, sahip çıkan olmadı, Atam.
Dediniz, bu köylü milletin efendisidir,
Tek hatırladıkları gün, genel seçimdedir,
Beş yıl geçer aradan, herkes geçimindedir,
Dilenci olduk, sahip çıkan olmadı, Atam.
İlim açılmakla olur, sanıyorlar Atam,
Bir metrecik bez parçasına takıldı kafam,
İlim öğrenmeye zararı var mı be adam,
Beyinsizlere ses çıkaran olmadı, Atam.
Dişi tırnağa takıp kurtardınız ülkeyi,
Parça, parça bölmek istiyorlar Türkiye’yi,
Dinli dinsiz arıyorlar, alevi, sünniyi,
Düşman kesildik, sahip çıkan olmadı, Atam.
Türk gençliğiyiz, biz gerekeni yaparız,
Sizin gibi atası olan evlatlarız,
Kılıç kalem oldu, biz tahsil yapacağız,
Benliğimizi her an unutmayacağız.
10/5/2001
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:29 AM
Ata'ma Şikayet
Her yere farklı bir büstün diktiler,
O gül cemalini görmedik, Ata'm.
Sözlerin üstüne yalan ektiler,
Bizi senden uzak tuttular, Ata'm.
Her kitapta farklıydı aynı resim,
Sözün değişik yazdı bazı kesim,
Ölüm günün değil belki on Kasım,
Bizi senden uzak tuttular, Ata'm.
İl de, ilçeler de farklı yapmışlar,
İzinden gitmeyip bazen tapmışlar,
Çıkar uğruna yollara sapmışlar,
Bizi senden uzak tuttular, Ata'm.
Ah dirilip de bir ortaya çıksan,
İki yüzlüleri hapise tıksan,
Kestirmekten bazı başları bıksan,
Bizi senden uzak tuttular, Ata'm.
Çıkıp meydanlara nutuk attılar,
Memleketi düşmanlara sattılar,
Sözlerinin arkasına yattılar,
Bizi senden uzak tuttular, Ata'm.
Devamlı yönetti şu taklacılar,
Halktan gerçekleri hep sakladılar,
Aldılar karayı tam pakladılar,
Bizi senden uzak tuttular, Ata'm.
Ayet, hadis değil, hurafe doldu,
Türbelerde tavaf yerleri oldu,
Yalaka güçlünün maşası, koldu,
Bizi senden uzak tuttular, Ata'm.
On Kasım'da meydana çıkacaklar,
Palavra atmaktan hep bıkacaklar,
Sapık biri çıksa tam tıkacaklar,
Bizi senden uzak tuttular, Ata'm.
Yetmiş yılda bir metre gidilmedi,
Lortlar kamarası hiç itilmedi,
Üç beş avam derdine yetilmedi,
Bizi senden uzak tuttular, Ata'm.
Ağalık, töreler devam ediyor,
Halkın sıkıntı da bedel ödüyor,
Dursunî'nin sözü boşa gidiyor,
Bizi senden uzak tuttular, Ata'm.
09/11/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:29 AM
Aynalar
Daha dün gibi hatırlıyorum sizlerde,
Taze bıyıklarımı görmüştüm aynalar.
Ne kadar hızlı geçti zalim senelerde,
Kır düşmüş sakalı görüyorum aynalar.
O görüntülerimi dondurabilseydim,
O güzelim günlerimi geçirmeseydim,
Yarım asır yaşamadan öksürmeseydim,
Gençliğimi geri getirseniz aynalar.
Bir sağa, bir sola taradığım saçlarım,
Tel, tel kaldılar, her gün elimle tararım,
Sabahda normal akşamda yorgun yatarım,
Yaşım elli olmadan bittim be aynalar.
Size yalancısınız desem, değilsiniz,
Yıllarım ne çabuk geçti bir bildirseniz,
Yakında eli değnekli yürü dersiniz,
Ömründe hiç yalan söylemeyen, aynalar.
İlkokul, liseli yıllarım dün gibidir,
Kuru ekmek yediğim şu ağaç dibidir,
Hepsi hafızada sabit hatıralardır,
Unuttuklarımı söyleyin, siz aynalar.
16/12/2005
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:29 AM
Aynı Kafatas
Ağalar hep aynı esip yağmışlar,
Değişen bir şey yok, aynı kafatas.
Boyun eğmeyeni kesip eğmişler,
Değişmiş bir hal yok, aynı kafatas.
Ağalık oğula sırayla geçmiş,
İstenen olmazsa tırpanla biçmiş,
Sevdiği kafayla şarabı içmiş,
Aynı sefa, keyif, aynı kafatas.
Her dönemde aynı haltı yemişler,
Çıkarları için tamam demişler,
Hortumlayıp durmuş aynı emişler,
Aynı senaryolar, aynı kafatas.
Ha Ashabı Kehf'ler veya Bilâl'ler,
Doğmuş onlara da dolgun hilâller,
Sükûn bulur gider çirkin celâller,
Ağalar değişmez, aynı kafatas.
Ashabı Kehf'in o kıtmiri bile,
Çobana yapmamış değişik hile,
Hak yolda kalmadı çekenler çile,
Uyanmıyor kullar, aynı kafatas.
Dursunî Allah'a asi olmaz,
Kur'an, hadis varken geri kalamaz,
Geçici ağaya zaten yalvarmaz,
Şeytanın yolunda, aynı kafatas.
11/11/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:29 AM
Ayşe Abla
Yıl iki bin yirmi bir ocak, pazartesi,
Komşuya kadın gelmiş, Allah sevgilisi,
Büyük evliya Rabia Sultan velisi,
Ellerine diken batmasın, Ayşe abla,
Aşıktım sultanlar sultanı Rabia’ya,
Görebilir miyim diye yattım rüyaya,
Rüya boş, ama kavuştum gerçek sahraya,
Ne olur, gül yüzün solmasın Ayşe abla.
Korktum, yakalanmaktan, palavra atmadım,
Allah dostlarına yalan sevgi sunmadım,
Sizi Allah korur, ben halime yanarım,
Gözlerine yaşlar inmesin Ayşe abla.
Sana gelen dertler bana gelsin isterim,
Eyüp Sultan aşkına, sabırla beklerim,
Vekilim, şahidim, dostum, yücedir Rabb’ım,
Nur yüzüne gölge düşmesin, Ayşe abla.
Çebiş köyü, Manavgat, Feslikan yaylası,
Dur durak yoktur, hastalara şifa tası,
O kıymetini bilenlere, kardeş bacı,
Sana Allah’ım dert vermesin, Ayşe abla.
Yanlış düşüneni saniyede bilirsin,
Ceza mahşere kalmaz, burada verirsin,
Cezaları veren Allah’ı çok seversin,
Kalem kaşların çatılmasın, Ayşe abla.
Paçavraydım, elbiselik kesen terzimsin,
Çok uğraştırdım, gerçek marifetliymişsin,
Sağlam dikiver, bir daha hiç sökülmesin,
Neşen artsın, hiç bozulmasın Ayşe abla.
Tanıştır beni İbrahim Hakkı dedeyle,
Kalan ömrünüz geçsin, gülmekle, neşeyle,
Rabb’ım dostlarına günleri bahar eyle,
Şifalı sözlerin durmasın Ayşe abla.
Sizi tanımak bana da büyük şereftir,
Son arzu ve isteğim, sizden şefaattir,
Nalınlarınız bile, benden değerlidir,
Ayağına diken batmasın, Ayşe abla.
Hayır dua da bu aciz kulu unutma,
Arasatta görürsen elini uzata,
Kurtulsun bu günahkâr, zavallı, zevatta,
Şifacı dillerin susmasın, Ayşe abla.
Acizane Dursun, kurban emirlerine,
Allah akıl versin, benim gibilerine,
Nasihatle haddim bildiren dillerine,
Üzüntüler, dertler inmesin, Ayşe abla.
15/1/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:35 AM
Baba
Beş kuruşa alıp, alfabeyi öğrenen,
Kuru ekmeğe muhtaç, yetim büyütülen,
Çevresinde kalmamış, ihanet etmeyen,
Yaşadığını dinlemek isterdim, baba.
Hatırını sormayanlar cenazendeydi,
Suratlarına tükürecektim, üzerdi,
Çakallarla beraber oldu, bizim kedi,
Beni kurtlar sofrasında, bıraktın, baba.
Nice zorluklarla yaptığın ev bomboş,
Kapısı siz olmadan açılmıyor, nahoş,
Halimizi seyredersindir, gözlerde yaş,
Beni, kuzgunlar parçalayacaklar, baba.
Askerliğini bile bazen anlatırdın,
O boş kalbinle, kötülere çarpılırdın,
Hiç bir kimsenin tavuğuna kiş demezdin,
Haller nicedir kabirde, ey garip baba.
Sana ne söylesem yok, yok der inanmazdın
Allah’ın kitabını da açıp bakmazdın,
Dertleri, tasaları içine atmazdın,
Evlatlar sana yardım ettiler mi, baba.
5/12/2005
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:35 AM
Babam 1
Kendin aç gezerken beni doyurdun,
Mezarda rahat yat, rahmetli babam.
İhtiyaçlarını tek tek sayardın,
Huzur içinde ol kıymetli babam.
Küçük memurluğu bulamıyorum,
Helâl lokmayı da alamıyorum,
Terzide, bakkalda kalamıyorum,
Dediklerin doğru, çıktılar babam.
Seni yıkamayan aklımı çeldi,
Onun hileleri taşları deldi,
Nasihatlerin hep başıma geldi,
Haklıydın anladım, yıktılar babam.
Her zaman mihnetsiz baş dik yaşadım,
Gururu, kibiri cepte taşıdım,
Nasihat ederken ben hep yaşıdım,
Hainler aldattı, ektiler babam.
Uçuruma geldim destek çekildi,
Sıktıkça dişlerim erken döküldü,
Yolundu saçlarım peruk takıldı,
Dünyada hardayım, yaktılar babam.
Param bol gezerken dostum çoğudu,
İflasım duyuldu kimse yoğudu,
Bıraktığın evden avratta koğdu,
Dediğin durumu, yaptılar babam.
Fırsat arayanı kıs kıs güldürdüm,
Sonra da kahrından anam öldürdüm,
Yaşarken postumu çoktan deldirdim,
Haklıymışsın bildi, Dursunî babam.
15/12/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:35 AM
Babam 2
Bu devran sırayla uğrayıp geçer,
Üç gün yataktayım, bıktılar babam.
Bizden olanlarda aynı yol seçer,
Dişlerimi tek, tek, çektiler babam.
Yapılan teklifler nasihat deldi,
Kurtlar kuzu olmuş, postunda geldi,
Kolay para almak rüzgârsız yeldi,
Şeytan kancasını, taktılar babam.
Elma şekerini bana sundular,
Bıraktığın mala hemen kondular,
Çırıl, çıplak kaldım dilden yandılar,
Karşıma geçerek, baktılar babam.
Şeytanı şaşırttı dostum şeytanlar,
Çoktan yoldan çıktı bağlı kaytanlar,
Maziye karıştı atlı faytonlar,
Elimle başıma, sıktılar babam.
Bende sana tahta çanak koymuştum,
Gençlikte sizlere bulup oymuştum,
Senden tiksinerek çoktan doymuştum,
Buydum, sıcak yerde, şıktılar babam.
Dökülen dilleri yürekten sandım,
Bana bakarlar mı diyerek kandım,
Son günlerimde kor içinde yandım,
Halimi görünce, sektiler babam.
İhtilâl yapmadan iktidar gitti,
Hak'kın adaleti dünyada yetti,
Ahların önümde aşılmaz setti,
Dursunî'yi kabre, çaktılar babam.
06/01/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:35 AM
Bana Ne
Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın,
Komşunun acısı derin, hiç uğramazsın,
Hasta anana, kardeşlerine bakmazsın,
Bana ne deyip geçen sen de insan mısın?
Bugün güler geçersin, yarın ne olacak,
Bu gençlik, sağlık, kimde ebedi kalacak?
Açılmak için koşan gül bile solacak,
Seyreyle, gün gelir sana da uğrayacak.
Dünkü yoksulluğu, bugün çok tez unuttuk,
Haddimizi bilmedik, harmanı savurduk,
Düşmanlarımıza el açar, halde olduk,
Bana ne deme hakkını nerede bulduk.
Gülme komşuna, yarın gelirse senin başına,
Muhtaç olacaksın, kuru ekmek aşına,
Hesaplı git, belki erişirsin yarına,
Bana ne deme, insanlığımız adına.
Bana ne dedik, düşürdük kardeş, kardeşe,
Aslanlar doydu gitti, çakal geldi leşe,
Gül ömrünü yaşayacaksın, nerde neşe,
Bana ne diyenler, en sefil hale düşe.
Hiç olmazsa bir kez hal hatır sormalısın,
Hata yapan kardeşini uyarmalısın,
Yaptığına pişman olur, sevap alırsın,
İnsanlık yap, gerisine karışmayasın.
10/05/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:36 AM
Başım
Hep çok sevdiklerim arkadan vurdu,
Akıllanmıyor şu, beyhude başım.
Bilmedim yararlı, yararsız kurdu,
Cahilce kararlı, uykuda başım.
Kuru, yavan, tuzlu doyurdu aşım,
Eğilmedi hiç bir zaman da kaşım,
Hafif olmaktansa tam kalsın taşım,
Dik gezmeyecekse, gömülsün başım.
Diğer canlılardan farkım olmazsa,
Yetime hizmette daim kalmazsa,
Hayırlı dualar kabre gelmezse,
Yağlı urganlara, asılsın başım.
Haksızlığa susan dili taşıyan,
Kula kul olarak ömrü yaşıyan,
Kurumuş yarayı bazen kaşıyan,
Hak’ka eğilmezse, kesilsin başım.
Sevgiyi dağıtan dili özlerim
Yürekten bağlanmış dostu gözlerim,
Sadık dost yoluna çöksün dizlerim,
Sözünü tutmazsa, alınsın başım.
Bulur nasıl olsa her yerde ölüm,
İnsanlar söylese herkese gülüm,
Dursunî öğrense birazcık ilim,
Namertçe giderse, çalınsın başım.
23/03/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:36 AM
Başkan
Büyük umutla oyları verdik adına,
Üç beş günde vardın döner koltuk tadına,
Zengin belediye, el açtı ona, buna,
Beş on pasolu garibi de sattın başkan.
Öğrenciler sabah-akşam her gün perişan,
Kimler acaba bu pastadan paylar kapan,
Seçim zamanı nasıl da inandı Şaban,
Memuru, öğrenciyi rezil ettin başkan.
Üç yüz personelin bedava nasıl biner,
Bizde bu devletin kuluyuz, nedir hüner,
Beceriksizlik ne zamana kadar gider,
Bütün Eğirdirliyi rezil ettin, başkan.
Mühendisi temizlikçi başı ettiniz,
Dört otobüsü de çöplüğe terk ettiniz,
Üç beş kazı gütmekten, aciz imişsiniz,
Umut bağlayanları mahcup ettin, başkan.
Baba adı yetmez çalışır beyin gerek,
Eğirdir düzenli, yeter çarkı döndürsek,
Marifet döner koltuktaysa, değiştirsek,
Oy verip koşanları utandırdın başkan,
Yemek davetine koşar adım gidenler,
Fakir fukara ne yer düşünmeyenler,
Dün abi deyip, bugün selâm vermeyenler,
Çarşı pazar esnafı rezil ettin, başkan.
Satacak yer kaldı mı kıyı, köşe de,
Resmini görüyorsun, gölde, şişeler de,
Vaatlerinizi yaptın mı, hizmetler de,
Kürk sırtına bol geldi, rezil ettin başkan.
Kalan günlerinde aklı başına topla,
Seçmenini inandır, yapılan icraatla,
Yapamayacaksan ayrıl, gitme inatla,
Doğru söyledim, beni rezil etme başkan.
9/11/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:36 AM
Bayrağım
Sen dalgalan bayrağım, şehidim rahat uyusun,
Her muradı seninle gerçekleşir, bu ulusun,
Sana, şehitlere dil uzatanlar susturulsun,
Üzerindeki renkte kanımızdandır bayrağım.
Hürriyetin varlığı seninle arşa çıkıyor,
Düşmanlar indirmek için bir fırsata bakıyor,
En küçük açığımızı bulabilen şakıyor,
Varlığımızın göstergesi, dalgalan bayrağım.
Senin uğruna nice kanlar her gün dökülüyor,
Esir milletlerin kalbi, yerinden sökülüyor,
Maziyi hatırlayıp, gazilerimiz ağlıyor,
Aziz milletim, bir daha ağlamasın bayrağım.
Sen dalgalandıkça, çatlamalı düşmanlarımız,
Nefeslerimiz seninle, sensin can damarımız,
Bize ah etmesin, Ulubatlı Hasan’larımız,
Bizler ağlasak da, sen hiç hüzünlenme, bayrağım.
Kıymetini bilmeyenler, sana saygı göstermez,
Gökten insen, kıymetin bilinir, şimdi bilinmez,
Onu yaşayan canlara sormalı, iz silinmez,
Rüzgarlar farklı esse de, sen dalgalan bayrağım.
27/11/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:36 AM
Bayrak ve Ezan
Bayrak dalgalanmazsa, okunmaz ezan,
İstiklâlimiz bayrakla belli her an,
Marşımızı kolay yazmadı ki yazan,
Bilir yaşamakla o günü yaşayan.
Saygı duymalıyız, bayrak ve ezana,
Fırsat vermeyin, aramızı bozana,
Düşmanlar çok, iyi dost kazanmayana,
Sonra girer, milletim kaynar kazana,
Duyulsun ezanlarımız minareden,
Saygısızlardır, milletimi kahreden,
Kutsal bayrağımız, inmesin gönderden,
İnerse, ezan da iner minareden.
Bayrak ve ezanlardan kimse korkmasın,
Serbesttir isteyen İslâm’a inansın,
Başka Türkiye yok, bari vatan kalsın,
Elden giderse, gerçeği geç anlarsın.
12/1/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:36 AM
Be Dünya
Rüzgârlara karşı savaşmaksa eğer,
Ben de yaşamışım, sayılır be dünya…
Beylerin keyfince taşınıyor eğer,
Yaşamıştır bütün insanlar, be dünya.
Günahkârız her an bulduk suçu sana,
Torpil geçmezsin al duvaklı olana,
Garezin yok boş durup çalışmayana,
Elimiz çamur, atıyoruz be dünya…
Çıkmıyor ya hiç sesin, atan atana,
Sahipsiz insanların vuran vurana,
Ezer güçlü güçsüzü yutan yutana,
Seni de yutarız yakında, be dünya…
Hormonlayıp yedik bizler mahsulleri,
Lider ettik sana adi rezilleri,
Perişan eyledik şimdi nesilleri,
Hakaret ediyoruz sana, be dünya…
Tükürsek de kalbinde yer vardır bize,
Alıştık gelişi güzel türlü söze,
Gücü yeten suçsuzu getirir dize,
Vurun abalıya, diyoruz be dünya…
Bağıran bağırana satan satana,
Fitne fesat birebir katan katana,
Herkes çelme takıyor batan batana,
Yok ya dilin, suçlu hep sensin be dünya...
01/06/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:36 AM
Bebeğim
Bebeğim, sen doğmadan, borcum boyum aştı,
Ben de, milletim de, devletimiz de şaştı,
Bu başımıza çocuksuzlardan bulaştı,
Derviş bey, kemere bir delik daha açtı.
Mümkünse, o geliş biletini ertele,
Düzlüye çıktığımızda haber verile,
Düşmanlarımız bölüşmek için el ele,
Doğanlar bin pişmandır, hazırlar ecele,
Her gün karabatak gibi düşünmekteyiz,
Başımızı kuma gömdük, gizlenmekteyiz,
Doğunca ağladık, stresten gülmekteyiz,
Bizi uyarmadılar, haber vermekteyiz.
Sakın günsüz doğayım falan demeyesin,
Küveze koyarlar, hava yoksa gaz yersin,
Sakat kalır, ömrünce beddua edersin,
Vazgeç, yarın kapına icracı gelmesin.
Senin gibiler hep borç üstüne göz açtı,
Bu dünyanın iyice tadı, tuzu kaçtı,
Kardeşlerin sana, şimdiden cenk başlattı,
Yavrum, bu dünya bizi gerçekten alçalttı.
Banka hortumlayanlar yurdumu terk etti,
Milletim can boğazda, hepimize yetti,
Dün dündür, bugün bugündür bize hedefti,
Size gelecek düşünenler çoktan gitti.
Günlük güneşlik bir hayatı hayal etme,
Şayet gelirsen, bizlere haset, kin gütme,
Biz de böyle devralmıştık, işi büyütme,
Aklını başını devşir, fazla kirletme.
Boynuz uzun olan kazanıyor zaferi,
Yavrum bildirdik, sana bütün haberleri,
Ezerler, efendi olup, baş eğenleri,
Hem kustururlar, hem tutarlar leğenleri.
Yavrum kaplumbağa tavşana tos vuruyor,
Gökte alıcı kuşlar, saha dolaşıyor,
Saksağanlar meydanı buldu konuşuyor,
Cevap versen değmez, sakala bulaşıyor.
Ülkemde bazı baykuşlar köşede yazar,
Elleri boş, deniz dibine kuyu kazar,
Muhatabı olsan, olmasan neye yarar,
Ateş olsa, ancak cürmü kadar yer yakar.
Yaratılanın rızkını, yaratan verir,
Kulluk yapmazsa, bazen haddini bildirir,
Kul olursan bebeğim, hayat su gibidir,
Dalarsan dünyaya, cehennem benzeridir.
11/5/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:36 AM
Bedava Verir misin?
Her zaman sigaraya bulurum parayı,
Okumam kitap, bedavaya verir misin?
Cahilim her gelene çalarım karayı,
Anlamam şiirden, hediye verir misin?
Vergi şampiyonu olmuş, kültürü nerde?
Döner koltuğunda ki oturuşu serde,
Kitabın parası için dikildiğim yerde,
Büktü boyun, dedi bedava verir misin?
Buyur öğretmenim sana şiir kitabım,
Nasıl olmuş sizlere bir baksan hitabım,
Şekil veren siz benim ömürlük ahbabım,
Sorma para, bana bedava verir misin?
Sıradan memursun sen kitap yazamazsın,
Öğretmen alimdir, ağzına alamazsın,
Cahil gibi ortaya küfür salamazsın,
Değer bilmezlere, bedelsiz verir misin?
Halktan biriysen palavrayı atamazsın,
Kendini değerinden fazla satamazsın,
Bilir herkes birbirini kandıramazsın,
Beleş ister dostmuş, parasız verir misin?
İşimiz, gücümüz yat, kalk beleş olsaydı,
Hiç emek harcamadan lokmalar dolsaydı,
Mezarıda bedavaya kolay bulsaydı,
Şiir kitabını hayrına verir misin?
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:37 AM
Ben
Yalanlar üstüne saltanatı istemem,
Yürekten olmayan sevgileri istemem.
Dudaktan olan gülümsemeyi istemem,
Ölümüne olan aşka susamışım ben.
Üç beş gün süren aldatmacayı istemem,
Kuş tüyü yataklarda yatmayı istemem,
Zalim alkışlayıp masum ezmek istemem,
Hesap vereceğim hayata muhtacım, ben.
Gül misali solacak umudu istemem,
Yarını olmayan hayalleri istemem,
Buzulu yarmayan kardeleni istemem.
Zirvelerde açan çiğdemi özledim, ben.
Şafağı gelmeyen *******i istemem,
Yolumu aydınlatmayan mumu istemem,
Dostumdur sandığım baykuşları istemem,
Mahşere gidecek sevgiyi beklerim, ben.
Çakallaşmış aslanı, bozkurtu istemem,
Nesli bozuk keçiyi, koyunu istemem,
Anasına gelmeyen kuzuyu istemem,
İhanet etmeyen canan arıyorum, ben.
Kokusu değişmiş naneleri istemem,
Ötüşünü kaybetmiş bülbülü istemem,
Renkleri karışmış kanaryayı istemem,
Aslını bozmayan birine muhtacım, ben.
12/05/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:37 AM
Ben de
Bunca sadakatsizliğimden sonra seni,
Hatırlayacak yüz bulamadım, kendimde.
Günah işlemeden gün yaşamamış teni,
Duayla anacak, dilim yoktu, çenemde.
Sana layık ümmet yaşamıyor semtimde,
Doğduğun günden farksız dünya kentinde,
İnanan inandığını duymaz kalbinde,
Doğum gününü bilecek, akıl yok bende.
Seven sevdiğiyle beraber diyen sendin,
Seni sevmez bizlerin halini bilirsin,
Nice mazeret uydursam güler geçersin,
Rahatken seni düşünen, beyin yok bende.
Sünnetine uygun hayat naçar bizlerde,
Her günahı işledik çirkeflik dizlerde,
Yarın kevsere gelecek iz yok yüzlerde,
Şefaatine muhtaçlık, hodulluk bende.
Sıkıştım Allah rahatladım yallah dedim,
Helâl, haram sormadan bulunca lop yedim
Doğum gününde ne yüzle dua söylerdim,
Hallerim hep hak ettiğim gibidir bende.
Şefaate layık kulu bizde arama,
Hadislerini anlatamadım anama,
Helâla bakan yok, koşuyoruz harama,
Elinden tutulacak, Dursun yok alemde.
10/04/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:37 AM
Ben de Dilsizdim
Ömrümün kırk yedinci Ramazanına da,
Hüzünle, başım önümde, hoş geldin dedim,
Biz nasıl gülebiliriz, fani dünyada,
Masum çocuklar ölürken, ben de dilsizdim.
Müslüman sıratı geçmeden nasıl güler,
Gırtlaktan aşağı geçmeyen ibadetler,
Bize baş olmaya çalışıyor, köleler,
Müslüman kurşunlanırken, ben de dilsizdim.
Başım açık, namaz, abdest yok, aç durarım,
Kendimce, makbul oruçlar tuttum sanarım,
Her işte susar, dinime yorum yaparım,
Dinime küfrederlerken, ben de dilsizdim.
Karnım tok, ne bilirim ben açın halini,
Hepimiz bir yıl ezdik garipler belini,
Hangimiz verdi, onlara yardım elini,
Bana ne deyip geçerken, ben de dilsizdim.
On bir aydan farkım yok, bu ayda da aynı,
Dudaklarım boya, giydim dizde fistanı,
Günüm zaten her an dedi kodu alanı,
Günahlarımı işlerken, ben de dilsizdim.
Müslüman müslüman gibi yaşayamadı,
Elin kâfiri geldi, camide kurşunladı,
Hain münafıklar onları alkışladı,
Ana-babalar ağlarken, ben de dilsizdim.
Camiden çıkmaz, kendini müslüman sanır,
Bir ayet söylesen, olmaz diye bağırır,
Noktasını inkâr eden kâfir sayılır,
Baykuşlar vaaz ederken, ben de dilsizim.
05/10/2005
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:37 AM
Beni
Daracık mezarda sessizsin anne,
Gölgene muhtacım, yıktılar beni.
Rab'bım yardım etsin kimsesiz tene,
İlgine çok acım, sıktılar beni.
Ziyaretçin, dostun olmuş tüm kuşlar,
Fakir doyurmuyor sofrada aşlar,
Sonbahar da şimdi bizimde yaşlar,
Dünya zındanına, tıktılar beni.
Dostu bulamadım hasmı doğurdun,
Verdiğin destekle çokca yoğurdun,
Gerçeği söylesem dünden sağırdın,
Kabrime ölmeden, çaktılar beni.
Yokuş düz olurdu hali bilseydin,
Ölçülü davranıp adil dilseydin,
Hak severdi masum dili olsaydın,
Verilen sözlerden, çektiler beni.
Akşamdan sabaha yıllar geçiyor,
Herkes çok uyanık iyi seçiyor,
Ağzı laf yapanın dişi biçiyor,
Ayağımdan ipe taktılar beni,
Zorlukla yaptığın ev akışıyor,
Torun sahipleri tam kakışıyor,
Paralı beylere bu yakışıyor,
Reklâmla her yere ektiler beni.
Sarılmak arzumdur mezar taşına,
Düşmanım inanır gözüm yaşına,
Dursunî ağlıyor eğik başına,
Elbisem yanmadan, yaktılar beni.
22/01/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:37 AM
Beni Hatırlıyor musun?
Askerlik için gitmiştim okula,
Öğretmen olacağımı sanmıştım,
Oku da adam ol diyordun ana,
Geçen günleri hatırlıyor musun?
Umutlarımız hep boşa çıkınca,
Kala kaldım, yolların virajın da,
Halimden anlayanım olmayınca,
Evlen dediğini hatırlıyor musun?
İki yıl bana sözde yalvarınca,
Dişinize göre yem olmayınca,
Kapatmamış mıydınız kapı, baca,
O sözlerini hatırlıyor musun?
15/11/1981
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:37 AM
Benim Annemin
Dokuz aydan fazla taşır sinede,
Yüreği yanıktır, benim annemin.
Bütün evlatları bilmez yinede,
Ruhu uyanıktır, benim annemin.
Bizim başımızda olmuştur radar,
El hareketini bilerek gider,
Gülüşümüz onu çok mutlu eder,
Kolları eziktir, benim annemin.
Her gece çadırda yorgandı kolu,
Azıcık üzülsek gözleri dolu,
Bir yanımız ağrır, yüklendi beli,
Elleri yarıktır, benim annemin.
Ele diken batsa öptü elleri,
Karnımız ağrısa attı yelleri,
Üşümesin diye sardı belleri,
Gözleri açıktır, benim annemin.
Her gün önümüze sofrayı koydu,
Bizlerden her acı kelâmı duydu,
Bezi batırınca acele soydu,
Sözleri seçiktir, benim annemin.
Uzun, esmer tenli, yanağı güllü,
Misafiri çoktu, çanağı ballı,
Diktiği ağaçta meyveler allı,
Ahiri ışıktır, benim annemin.
Onun acısını Allah dindirsin,
Rahmetini onun için indirsin,
Dursunî duayı ona göndersin,
Mezarı göçüktür, benim annemin.
04/02/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:37 AM
Benim Ben
Kula kul olmadan yaşamaya çalışan,
Herkesin horladığı kul, işte benim ben,
Devletini canından çok seven, uğraşan,
Hainlerin sevmediği, işte benim ben.
Evrimleşmemiş, olduğu gibi yaşayan,
Vuruldukça, bütün yaraları kanayan,
Yere düştükçe kalkan, buna aldırmayan,
Zalimlerin kınadığı, işte benim ben.
Makam, döner koltuk, dünya hırsı olmayan,
Haramı yemektense, aç kalıp, doymayan,
Metelik için lortlara takla atmayan,
Evrimleşenlerin sevmediği, benim ben.
Odun gibi olsa da, sözüm doğru olsun,
Herkes her şeyi doğru bilir, ister vursun,
Ayaktakımından olana boyun bursun,
Zenginlerin beğenmediği, o benim ben.
Yürüyüşüyle, sanki dünyayı yaratmış,
Sinek kadar değeri yoktur, insan sanmış,
Fakire hor bakar, kendince küheylanmış,
Aslan tipli, kedinin boğduğu, benim ben.
Her sözüne hiç de itibar edilmeyen,
Kılık kıyafeti yersiz, beğenilmeyen,
Ağalara, paşalara, secde etmeyen,
Halinden aptal olduğu belli, benim ben.
15/8/2005
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:37 AM
Benim Halim
Ölüm hali, mezar hesabı, mahşer ve sıratta,
Vaziyetin nasıl olduğu görülür suratta,
Düşünürsün, fayda olur mu afta, şefaatta,
Benim hal, nice olur, kalır mıyım arasatta,
Dikişi yok, kolsuz, yensiz elbiseyi giyince,
Döşek, minder, yastık veren olmaz, kabre girince,
Gidenleri unuttunuz, bari beni gömünce,
İbret alın al duvaklı dünyanıza dönünce.
Durmasaydı ebedi aleme hazırlansaydı,
Anasından, amcasından dostlardan ders alsaydı,
Mezarı düşünüp, ölümünü hatırlasaydı,
Dursun da kurtulur verirdi, tertemiz hesabı.
14/12/2000
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:37 AM
Benim Meselem
İnanırım, inanmam, kimi ilgilendirir,
Hak’ın verdiği nimet beni şekillendirir,
Nasıl yaşayacağımı o bilgilendirir,
Kabir, ahiret hesabı benim meselemdir.
Kul hakkı yemeden efendice yaşıyorsam,
Allah’tan gayrisine, boynumu eğmiyorsam,
Mağdur olmadan, hesabı iyi yapıyorsam,
Gülmek ya da yanıp sönmek de benim meselem.
Sağa sola saldırmadan yolumda gidersem,
İnandığı kitabı bilmez, konuşur sersem,
İnanır görünür, alakası yoktur, bilsem,
Konuşuyorum, inanmazlar yalancı isem.
İnsan gibi yaşasak, yola doğru yürüsek,
İnanca saygı gösterip, kimseyi ezmesek,
Vatan hainlerini, çok iyi tespit etsek,
İnandığımızı yaşamıyoruz, bir bilsek.
Vatana zararı yoksa baskı olmamalı,
İhanette bulunanlar, boynu vurulmalı,
Atam ve şehitlerimiz rahat uyumalı,
Vatana hizmet yüce gayemiz olmalı,
Sıkıştırmışlar bizi Asya’nın köşesine,
Şimdi soktular milleti para krizine,
Yardım ed, sadaka verircesine,
Hepimiz suçluyuz, kötülük edercesine.
21/5/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:37 AM
Beyim 1
Onun etiketi yoksa avamdır,
Onuru da yoktur, yazmışsın beyim.
Türk milletindenim vatan davamdır,
Kuyumu çok derin, kazmışsın beyim.
Lortlar sefasında fazla doymuşsun,
Bağımsız olmaktan hemen caymışsın,
Bir kadeh rakıyı rüşvet saymışsın,
Nedense yedikçe, azmışsın beyim.
Ben de bir insanım, şehitti dedem,
Sen de kovdun, hangi kapıya gidem?
Kovdukça kapılar ben nasıl edem?
Bedava içkiyle, sızmışsın beyim.
Etiketim olsa selâm yeterdi,
Önceki sizden de aciz, beterdi,
Gece meyhanede, gündüz yatardı,
Ruhun dünden ölmüş, bezmişsin beyim.
Saat dokuz oldu hâlâ gelmedin?
Atatürk şahitti neden bilmedin?
Sözümü duymadın, beni almadın,
Kafası beyinsiz, kazmışsın beyim.
İlle de hediye, rüşvet mi verem?
Kapınızda oldum dermansız verem,
Yaptıklarını bir deftere derem,
Benim iç halimi, sezmişsin beyim.
Karşıdan şekline bakıp ittiniz,
İfadesine ek sözler kattınız,
Dursunî’yi sizler şair ettiniz,
Sen ne teli kırık, sazmışsın beyim?
21/03/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:38 AM
Beyim 2
Elbiseden bizi nasıl seçersin?
Baban utanıyor, yozmuşsun beyim.
Anan gözü yaşlı, neden geçersin?
Adam edenleri, ezmişsin beyim.
Elkızını başa takke etmişsin,
Adil yolu değil, ters yol tutmuşsun,
Masana konanı, acil yutmuşsun,
Çok erken yaşında, tozmuşsun beyim
Seninde evladın var büyüyecek,
Kızınca alnına ok dayayacak,
Mahşere gelince dil ne diyecek?
Kaderini kendin, yazmışsın beyim.
Makamında herkes eşit olmalı,
Gençlere memleket cennet kalmalı,
Adaletle zalim korkup, yılmalı,
İlk yılda görevden, bezmişsin beyim.
El pençe divana hep durutursun,
Hak yazan kalemi tam kurutursun,
Haklı karşısında pis sırıtırsın,
İçi boş büyümüş, sazmışsın beyim.
Koltuğun sana da veda edecek,
Koyun sandın bizi sessiz güdecek,
Hakîmler hakîmi vardır gidecek,
Telleri kesilmiş, fazmışsın beyim.
Hekim diye hali arz ettim sana,
Yaramı yakıyor tuz bastın cana,
Dursunî şüpheli sende ki kana,
Avrupalı çalgı, cazmışsın beyim.
29/03/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:38 AM
Bırakma
Bütün alemlerin eşsiz yaratıcısı,
Benim gibi acizin, tek acıyıcısı,
Şeytan o kadar hain ki, yok acıması,
Benim nefsimi ona bırakma, Yarabbi.
Her halimde senden yardım beklemekteyim,
Senden başkası güvenilmez, bilmekteyim,
Kötüyü, iyiyi görür, izin verenim,
Benim halimi ona bırakma, Yarabbi.
Nasıl olsa bir gün önüme geleceksin,
Yap yapabildiğini bugün kulum dersin,
Vaat ettiğin mahşere biriktirirsin,
Beni mahşerde ona bırakma, Yarabbi.
Samimi yaptığım duayı kabul eden,
Eşi, ortağı, benzeri hiç olmayan sen,
Namerde muhtaç edip, boyun eğdirmeyen,
Beni dünyada ona bırakma, Yarabbi.
Defterler dolu, yarın gelirim huzura,
Şeytan karşımda güler, olurum madara,
Şimdiden görünüyor, o günkü manzara,
Beni yaşarken ona bırakma, Yarabbi.
Her işimi yaparken, o çıkar karşıma,
Haset karıştırır, kıldığım namazıma,
Safına çekmek için bal çalar ağzıma.
Beni rüyada ona bırakma, Yarabbi.
20/9/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:38 AM
Bildiklerim
Kış yaşadım yarım asrı gelmedi yazım,
Soğuk davrandılar bana, dost bildiklerim.
Ayrılmadık ne dost kaldı ne de şu sazım,
Yükleyin götürür dedi, dost bildiklerim.
Bileği güçlenen kanın çıkar meydana,
Ulusal birlik kurarlar evlatlar, ana,
Çalış getir, canın çıksın ver para bana,
Zora koştular çektikçe, yar bildiklerim.
Horladıkça anan, baban, eller sever mi?
Güçlüyken el öpenlerin,seni gever mi?
İflas et de gör beslenen yara dever mi?
Bir tekmede candan yersin, kan bildiklerim.
Okudu alnımdan herkes abtal yazısı,
Doğmadan bindiler sırta seçkin bazısı,
Oldum uyanık dostların güzel tazısı,
Sırıttılar karşımda, can bildiklerim.
Mevta olan saz yerine meşhurdur cazım,
Kalmadı saçlarda siyah ders almaz kazım,
Uygun deneme tahtası bulunmaz tezim,
Her uğrayan çizgi attı, er bildiklerim.
12/07/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:38 AM
Bilinmesin İçimiz
Vatan bütünlüğünü korumak, davamız,
Toplu çarpsın yürekler, inmez bayrağımız,
Bayraksız, vatansız, yürünmez yollarımız,
Düşman fırsat kollar, bilinmesin kavgamız.
Tarih tekerrür eder, fırsatı verirsek,
Kuzu postundaki, ayıdır görüversek,
Gerçek görülür, kendimizi incelersek,
Yurdu koruyalım, bilinmesin halimiz.
Değişen yok, kılıçlar kalem gibi sivri,
Boğuşmayı bırakalım, anlaşma devri,
Hain düşmanlar geri getiriyor sevri,
Akıllı olalım, bilinmesin içimiz.
Düşman kasasını soyar gibi soymuşlar,
Çıplak masaya gelip, fazlaca doymuşlar,
Yalnız değildir, hepsi ortakçı olmuşlar,
Kavga çıkmasın, bilinmesin krizimiz.
Bu devlet bizim son devletimiz değil mi?
Atatürk bize düşmana eğil dedi mi?
Milletimiz can boğazda, elde dilimi,
Mideniz kadar yiyin, yırtılır belli mi?
Milli politikamızı belirleyelim,
Şehitlere ne cevap versek düşünelim,
Dünya dolmuş, hepimiz nereye göçelim,
Rahatlık sıkmasın, huzurlu geçinelim.
Fırsatı yakalayan sömürür denizi,
Solgun suratla gelir, kızarır benizi,
Efendi oldukça, bellediler kerizi,
Akıllanalım da, bilinmesin içimiz.
10/7/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:39 AM
Bilinmez
Kapı gözleyen nice garipler var, hasret,
Aylar, yıllar geçmiş kapısı hiç bilinmez.
Bir zaman delikanlı şimdi birer ceset,
Evlat büyütmüşler, isimleri bilinmez.
Püryan olur ciğerler öksürürken büklüm,
Evlada kol germişlerdir gelirken ölüm,
Onlarda demiştir bebeklerine gülüm,
Torunlar büyütmüşler, nerede bilinmez.
Bilinmezmiş ata olmayınca atalık,
Yaşadıkları günler sofralar arpalık,
Ellerinde varsa yapılır yalakalık,
Kesilir değirmen suyu, soran bilinmez.
Duman çıkmaz olur, üç gün sonra bakılır,
Kimsesizler mezarlığından yer alınır,
Üç beş işçi belediyeden kaldırılır,
Garibin mezarı nerde, soran bilinmez.
Yavrum ölmesin diye kol gerer atalar,
Ben gibiyi besleyenler nurda yatalar,
Her an dua etsem bir azap zor karşılar,
Mezarda haller nicedir, gören bilinmez.
Devran tersine, ataya ölse denilir,
Can çekilirken candan pastalar yenilir,
Bir çiğnem kızılcık etten adam edilir,
Sekarette ne çekilir, duyan bilinmez.
03/03/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:39 AM
Bilinmez Olmuş
Bir zamanlar meydan dolduran canlar,
Kısılmış sesleri, duyulmaz olmuş,
Geride koymuşlar saraylar, hanlar,
Arkadan fatiha, okunmaz olmuş.
Çoğunun yıkılmış kara taşları,
Ziyarete gelmiş serçe kuşları,
Duaya hasretle kalkar başları,
Tanıyan tükenmiş, varılmaz olmuş.
Bir garip ıssızlık üstlere çökmüş,
Zengin evlat mermer sütunlar dikmiş,
Faydasız kazancı mezara dökmüş,
Merhumun yarası, sarılmaz olmuş.
Mermeri yatana faydalı sanmış,
Kral dairesi üstüne konmuş,
Kâfirlere uymuş, özenip kanmış,
Nicesinin adı, anılmaz olmuş.
Yılda iki defa belki gelinir,
Okunur üç ihlas gözler silinir,
Izdırabı duyan yürek delinir,
Gören gözler, hisler, taşınmaz olmuş.
Ölmeden konacak yeri kapmışlar,
Faydası olacak sanıp yapmışlar,
Ayet, hadis silip, şirke sapmışlar,
Gariplerin kabri, tanınmaz olmuş.
Gösteriş yarışı yapılan işler,
Öldüğü günlerde kesilir fişler,
Dursunî'ye karşı gıcırdar dişler,
Hangi dine mensup, bilinmez olmuş.
21/01/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:39 AM
Bilmem
Gönül dostlarıyız diye söylerler,
Kimi ne zaman denemişler bilmem.
Hepsi beraber olup yer, içerler,
Hangi şer günde dost olmuşlar bilmem.
Gerçek dost iyi günde belli olmaz,
Başın darda kimse çevrende kalmaz,
Asıl gönül dostu o an bırakmaz,
Kim kimi nasıl dost seçmiştir, bilmem.
Sütlü iken kova ile gelenler,
Zayıf düşünce yemi vermeyenler,
İnişli, çıkışlı yol bilmeyenler,
Nasıl gönülden dost olmuşlar, bilmem.
Gönülden bağlanmayı bir öğrensem,
Kazık yemeden dostlarımı seçsem,
Ömrün çoğu gitti, eh, yarı sersem,
Nasıl dost seçilir, öğreten bilmem.
Her kuş kendi sürüsünde uçuyor,
Ben gibi hantaldan herkes kaçıyor,
Gören vah deyip, dudaktan acıyor,
Şimdiye kadar el tutanı, bilmem.
Dostlar arasına çıkar girince,
Kimlikler ortaya çıkar sinsice,
Secdeler yalakalık gösterince,
Kimler Hak'ka kulluk yapıyor, bilmem.
12/12/2006
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:39 AM
Bir Ben Kaldım
Mazide kaldı o güzelim günlerimiz,
Bahar yaza, kış bahara, mevsimlerimiz,
Değişmeyen ne, uykusuz *******imiz,
Her şey değişti ama bir ben odun kaldım.
Varsın değişsin, koyunla keçinin yeri,
Sarraf bilir eldeki altının değeri,
Çıkar bir gün bedel, ezmişsen garipleri,
Rüzgâr yön değiştirdi, bir ben talaş kaldım.
Hepimiz başkalarını eleştiririz,
Bir aynaya bakmalıyız, kendimiz neyiz,
Aynalar yalan söylemez, görünür cehiz,
Herkes çağ atladı da, bir ben keriz kaldım.
Firavun için bile, Nil tersine akar,
Kimsesiz yetim çocuklara, kimler bakar,
Bir ilâcı olsa, önce kendine çalar,
Kellerde saclandı bir ben kelaynak kaldım.
Sular bulanmayınca durulmaz bilinir,
Yaratılanlar kul olmayınca, hak yenir,
Yiyenler yemeye devam, bir gün tiksinir,
Semizler düşünsün, bir ben kılçıklı kaldım.
Kimseye laf yok, bir ben sokak serserisi,
Her ne varsa, güzel olmalı, boş gerisi,
Dağda bile dost oldu, çakalı, tilkisi,
Ne evrimleşmedi ki, bir ben aptal kaldım.
Yaratan güzel yaratmış, hallere şükür,
Bileğin güçlüyse, düşmüşe sen de tükür,
Emsalsiz sofralara çökünce, sil süpür,
Kürkler çoktan değişti, bir ben çıplak kaldım.
Halimi anlatmaya devam edeceğim,
Diyetim yok ki, kimlere ne vereceğim,
Yönler karışsa da, hep aynı eseceğim,
Anlayışsız kimse yok, bir ben hodul kaldım.
Milletim büyük küçük dolarla konuşur,
Anlaşacak beyler, Hilton’larda buluşur,
Böyle giderse, tekrar haçlılar oluşur,
Kılıçlar kalem oldu, bir ben tahmaz kaldım.
Nefis, kendin insan sanıp, yazdın şiiri,
Yine üzerin, alınır sözleri biri,
Hak edenlere ödenmeli alın teri,
Herkes medenileşti, bir ben kalas kaldım.
20/04/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:39 AM
Bir Gün
Bir gün mutlak ölüm bulacak beni
Nesi fark edecek, olsa yorganda?
Karışacak birden eskiyle yeni
Nesi fark edecek, olsa urganda?
Rengi önemli mi sırtta gömleğin?
Üzülmeyin bana, keyfi demleyin
Aç kalmasın kuşlar, çokça yemleyin
Nesi fark edecek, olsa sürgünde?
Sonunda ömür bir nefes olacak
Hiç yaşanmamıştır mal, mülk kalacak
Bülbülsüz kafesim her gün solacak
Nesi fark edecek, olsa kırkında?
Hiç kimse iyilik görmemiş benden
Emanet alınır titreyen tenden
Can bildiklerimde yanmazlar candan
Nesi fark edecek, olsa urganda?
Üç, beş gönül dostu akıtır yaşı
Dursunî çarpacak tahtaya başı
Aklı geri gelip, eğecek kaşı
Hatalar yapmazdı, olsa farkında?
– 18/07/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:39 AM
Bir Güzele
Güzelliğine güvenip mağrurlanmazsın,
Çünkü bir sivilce yeterlidir, bilirsin,
Salına, salına meydanda yürümezsin,
Elbet bir gün, yollardan omuzda geçersin.
Aslını unutma gördüklerin misafir,
Bir gün buyur diyecek ev sahibi kabir,
Biriktirip götürdüklerin orda yenir,
Sanma ki sana kalsın, dünya gölgeliktir.
Şimdi hancı, yolcu sarhoş, ayıkınca gör,
Burada gördüğünü sanan, orada kör,
Aşağılanıp horlananlar da baş aktör,
Cevabı bul, perde arkasında yok, suflör.
Gerekir, bulursun iki yalancı şahit,
Davaları kazanırsın, belli bir vakit,
Orak gibi eğrilirsin, cepte yok nakit,
Biriktirdiğini harca, geçerse akit.
Kimse kimseyi tanımaz, sanki görmemiş,
Çoğu olgun gitmiştir, bir kısmı ermemiş,
Varlıkta, yoklukta yaşamış, herkes gelmiş,
Savunmalar yapılır, karar bugün denmiş.
Alimi, zalimi eşit, boyunlar eğri,
Söz gereksiz, şahitlik eder defterleri,
Haksızlık yok, gör ağlayanı, gülenleri,
Güzelliğin geçici, düşün gidenleri.
6/7/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:39 AM
Biriyim Ben
Ha Millî, ha dinî, bayram…
Ne fark eder benim için.
Kültürden önce parayı gördüm ben…
Dünya tadından dörde yarılsa…
Tadacak bozulmamış dil yok ki bende…
Tüm güzellikler çevremi sarsa…
Güzeli görecek göz kördür bende…
Hep iyi şeyler duyulsa, konuşulsa…
Benim kulaklarım kapalı olunca…
Ne fark eder, ummana nadide kokular dolsa…
Kötü kokularla tıkanmış burun bende.
Toplulukta patlıcan oyar gibi temizlesem de…
Ağa, paşa olsam ne olacak, insan olmadım ki…
Günde beş vakit okunan ezana, uzağım…
Ayaklarım gitmez, çünkü onlar iyiye gitmezler…
Yetimi okşamam, Allah versin derim…
Evlatlarıma sevgi göstermedim ki torunları…
Yemeğimi çocuksuz ve hanımsız yerim…
Bol keseden atmaya gelince, mangalda kül…
Gören insan sanır beni, az sonra bilirler boş…
Kos, kos atsam da cahilliğimden..
Karıncalar bile güler geçer bana…
Çeyrek asır aynı elbiseyi yakasının kiriyle…
Çünkü dalkavuğun biriyim ben…
Benden olanda tabii ki benim gibi olacak…
Şimdiye kadar elmanın dibine armut düşmedi…
01/01/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:39 AM
Bittin 1
Mübarek Ramazan aynı bulmuştun,
Anlamadık dersi almadan bittin.
Değerini bilmeden tutulmuştun,
Gerekli ibreti, vermeden bittin.
Sen bizi mi, bizler seni mi tuttuk?
Namazsız aç durduk sessiz sukuttuk,
Bazı günlerde de unutup yuttuk,
Biz değiştirmeden, halleri bittin.
Yemekler yedirdik asil takıma,
Tokları sende de aldık bakıma,
Etiketlilerde aynı şakıma,
Halimize bakıp, kahrından bittin.
İmam kıldırıyor namaza koştuk,
Kalbe inmez haller gırtlaktan coştuk,
Okuduk duayı manadan boştuk,
On bir aylık günah, bitmeden bittin.
Abdest, namaz, kıble akla gelmedi,
Aç durmak, teravih hali delmedi,
Şuursuz tövbeler kiri silmedi,
Akıl başa gelmeden, erken bittin.
Dursunî ele bol verir öğüdü,
Kendi uymaz yıkar dipten söğüdü,
Dört beş kuruş para gören büyüdü,
Tekrar diriltmeden, canları bittin.
20/01/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:40 AM
Bittin 2
Kılımız kıpırdamaz dünden farksız,
Uğurluyoruz seni, kızıp bittin.
Torbasında her şey var hâlâ çarksız,
Aramızda şöyle bir, gezip gittin.
Tövbe etsek bin defa da dudaktan,
Gözler kanıyorsa eski budaktan,
Geçiyorsa haram lokma yutaktan,
Tövbeler nafile, bildirip bittin.
Dar pantolon, kısa kollu entari,
Mübarek Ramazan gitti yen gari,
Yine yaparız her türlü envari,
Bizleri başı boş, bırakıp gittin.
Kâbe yerine türbe tavaf ettik,
Hadisi, hurafeyle hep yad ettik,
Fakir, fukarayı açık mad ettik,
Ne oldum delisiyiz, deyip gittin.
Namazda baş açık, ayağı kayar,
Sıkıntıdan rekâtları zor sayar,
Cemaatı çorab kokusu bayar,
Sabırı öğretmeden, küsüp bittin.
Dursunî anlatır kimse dinlemez,
Allah'a kul olan ölse inlemez,
Herkes alaturka nefsi önlemez,
Dersleri öğretmeden, kesip bittin.
20/10/2006
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:40 AM
Biyokrafim
Dokuzyüzaltmış yılı sonbaharında,
Ulaşımı zor bir yörük çadırında,
Ramazanlar da ömrünün baharında,
Sular misali çağladı, Dursun Yeşil.
Uğraşır hizmettir vatana gayesi,
Ne yapsa yaranmaz yalnızlık payesi,
Yazdığını pkuyup atar stresi,
Elli de emekli olmuş, Dursun Yeşil.
Şaşırtır çevresini her zaman abtal,
İşi düşünce kurur elinde ki dal,
Lapa, lapa kar altında, Dursun Yeşil.
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:40 AM
Bizim
Bardaki sarhoştan sazdaki tele,
Ülkemde ne varsa, tapusu bizim.
Harmanda savrulur tınazlar yele,
Arpa, buğday, mısır, lapası bizim.
Fakiri, zengini elde parmaklar,
Etten ayrılır mı nazik tırnaklar?
Cennet şelâlesi akar ırmaklar,
Dağları, ovası, tepesi bizim.
Namuslu, namussuz, küçük, büyükler,
Hortumlu, hortumsuz, badem bıyıklar,
Nice bacılarım örtü sayıklar,
Bütün insanların, küpesi bizim.
Sevgi fidanları artık yeşersin,
Yaratılan fani bilki beşersin,
Kurumuş yarayı neden deşersin,
Anası, babası, bebesi bizim.
Edirne'den Kars'a, tel, tel örülmüş,
Türkiye'den güzel nerde görülmüş,
Üstüne kokusu narin sürülmüş,
İncesi, kalını, kabası bizim.
Karıştırmayalım akla karayı,
Beylerimin olsun yüksek sarayı,
Dursunî yeterli deşme yarayı,
Tarlası, tohumu, yabası bizim.
02/12/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:40 AM
Bizleri
Dediler tören var topladılar meydana,
Güneş altındayız bayılan, bayılana.
Ensesi kalın biri çıktı mikrofona,
Attı savurdu, inandı sandı bizleri.
Olmasaydı devlet yardımı umut bize,
Yollamazdık o davetiyeleri size,
Siz gölgede, biz güneşte geldik göz göze,
Şahlandı kürsüde, yuttu sandı bizleri.
Vay halim dedim, vurdum dizlere dizlere,
Az bu ettikleri ben gibi kerizlere,
Etin iyisini yedirdik semizlere,
Coştukca konuştu, dinler sandı bizleri,
Olursan büyük döner koltuklu birisi,
Esas duruşa geçer akıllı, delisi,
Etiket halk içinde ayrım belirtisi,
Verecekler seçimde oy, sandı bizleri.
Kimsin sen protokola oturtulacak,
Takım elbiseli değilsin korkulacak,
Her mevsim çiçeğimisin ki kokulacak,
Deposudur oylarının, sandı bizleri.
Görünce düğmeleri yanlış iliklersem,
Ederler güneş altında bizleri sersem,
Ah bir insanlık haklarımı biliversem,
Uyanır, adam olurlar, sandı bizler.
22/05/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:40 AM
Boş kaldı
Hep akıntılara kürek çekmişim
Hepsi aktı gitti, elim boş kaldı.
Asalaklarımı başa takmışım
İndirip atınca, belim boş kaldı.
Çakallar çıkınca gittiğim yola
Dağılıp gittiler, giren yok kola
Ben sağa sapınca döndüler sola
Yalnızca yürüdüm, yolum boş kaldı.
En yakın bildiğim sıkıştım gitti
Başı kurtulmasın diyerek itti
İstemediğimde yanımda bitti
Yardıma uzattım, kolum boş kaldı.
Giyinsin diyerek uzattım bezi
Adamda bendende fazla önsezi
Elindeydi vahşi Avrupa tezi
Yüzüme fırlattı, çulum boş kaldı.
Verilen nimetle kurdum sofrayı
Yemeği beğenmez gördüm tafrayı
Yediğini döktü, attı safrayı
İzzeti ikramda, balım boş kaldı.
Acıdım, acınır hallere düştüm
Hayat engelinde ateşsiz piştim
Dursunî’yim insan sandılar, şiştim
Bülbüller ötmedi, çalım boş kaldı.
24/07/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:40 AM
Boyalı Bayanlar 1
Ne güzel yaratmış, yüce yaratan,
Yine de boyanır, allı bayanlar.
Yarı çıplak çıkar, bazen aradan,
Anası, atası şallı bayanlar.
Ana duygusunu onlar yaşıyan,
Dokuz ay on günde canda taşıyan,
Yaşadıkça yanar bize aşiyan,
Boya küpü olmuş, ballı bayanlar.
Anadan üryandır çoğu utanmaz,
Sebep çağdaşlıkmış yapanlar onmaz,
Akıllı kadınlar bunlara kanmaz,
Renkten renge girmiş, belli bayanlar.
Gözlerde sürmeler, incecik kaşlar,
Çeşit, çeşit şekil saçlarla, başlar,
Çoğunun haline gülüyor kuşlar,
Bukelemun olmuş, telli bayanlar.
Yaşlanmış, kırışık yanaklar, yüzler,
Baharı bitmeden başlamış güzler,
Kara Fatma’lardan kalmamış izler,
Kırıtarak yürür, yelli bayanlar.
Anama benzeyen kadın ararım,
Düşündükçe işi beter kararım,
Gerçek Türk anası nerde sorarım,
Şimdi moda oldu, fallı bayanlar.
Tepeden tırnağa sürünür boya,
Genç görünüyormuş kendince güya,
Dursunî dikkat et, bastığın kaya,
Kendine acımaz, nallı bayanlar.
26/02/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:40 AM
Boyalı Bayanlar 2
Çoğu boyanıyor baştan aşağı,
On beşe varmadan, allı bayanlar.
Nineler kızların hizmet uşağı,
Yürüyüş değişik, milli bayanlar.
Ay parçası sanki yüzü, elleri,
Boyasız sadece kalmış dilleri,
Kendisi gelmeden gelir yelleri,
Boyadan geçilmez, dilli bayanlar.
Eşitlik var derler, bizden öndeler,
İş lafa geldi mi aynı yöndeler,
Erkekler onları görür sendeler,
Son sistem boyalı, pilli bayanlar.
Yapmadıkları iş kalmadı sözde,
Sıraya dizilmiş kirpikler gözde,
Tırnaklar ojeli etekler dizde,
Her yere uzanan, elli bayanlar.
Saçını boyatır, peruğu takar,
Fırsatı bulursa çağlayıp akar,
Hemcinsi ezilir seyreder, bakar,
Koskocaman kelli, felli bayanlar.
Yaptığı boyalar cildini bozar,
Fazla hürriyetle oldukça azar,
Fikrine uymazsa oradan tozar,
Bazen göllü bazen, selli bayanlar.
Şehit kadınların kemiği sızlar,
Anası değildir, şimdiki kızlar,
Telli saz yerinde, çalınır cazlar,
Dursunî sus artık, dilli bayanlar.
27/02/2007
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:40 AM
Bozmak İstemem
Sabır taşı değilim ben, gelme üstüme
Tövbemi senin yüzünden, bozmak istemem.
Küfretmesinler emdiğim helâl sütüme,
Sizin için günahlara, girmek istemem.
Ağlanacak hallerine hep gülenlere,
Karakucak deyip yağlı güreşenlere,
Beni görüp kendisini görmeyenlere,
Aldanıp tövbeden dönmek, asla istemem.
Dile kolay yarım asrın otuz yılını,
İncinsem de incitemem kulun kılını,
İyilik ettiklerimden yedim nalını,
Bin defa günah işleyip, tövbe istemem.
Her haltı yapıp el açmam ben yaratana,
İsteyen istediğinden yer kana, kana,
Gelir hesapların vakti sorulur cana,
Tövbemi bozmuş olarak, ölmek istemem.
26/07/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:41 AM
Bu Akşam
Bir günün daha sonu okunuyor ezan,
Belki son namazım olacaktır, bu akşam.
Üç günlük ömür mutlu olmaz, huzur bozan,
Bakarsın toprakta olurum, yarın akşam.
Her an gelip çatar son nefesin zamanı,
Yele göre savururlar senin harmanı,
Mezar yolunda sala koyarlar torbanı,
Kıyamette kopacak, belki bu son akşam.
Her şeyin sonu var bu dünyada geçici,
Sevgiye hasretiz kin oldu besleyici,
Sabah günün, akşam gecenin habercisi,
Çiçeğimin solduğu olmasın, son akşam.
Mutlu günler bitmesin olmasın akşamlar,
Hiç gelmesin gece misali karanlıklar,
Sevgi doldursa kalplerde kalmaz boşluklar,
Güneş batmasın, aydınlık olsun her akşam.
İnsanları kucaklarken güneş olalım,
Gidenlerin cebine ne kondu bakalım,
Sevgiye koşup ihaneti bırakalım,
Kimse kimseye küs yatmasın, hiç bir akşam.
21/01/2006
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:41 AM
Bu Gidiş
Bu gidişin sonu karanlık,
Nereye gidiyoruz, meçhul,
Bu halimizle çok bulanık,
Millet miyiz, deniz mi meçhul.
Herkes kendini düşünüyor,
Baba, ana nedir bilmiyor,
Hayvandan farksız geziyor,
Gidişi hiç düşünmüyor.
Sorarsan der, maymundan oldum,
Gelişerek insan olmuşum,
İnsan mısın diye sorsam,
Düşünen hayvanım der, sersem.
17/5/1977
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:41 AM
Bula mıyorum?
Ah, ah yine geldi, bir bayram arifesi,
Sevinmek için, bir sebep bulamıyorum.
Ana-baba yok, çok özledim, hazin sesi,
Aynı kadından doğmuşu bulamıyorum.
Ben de mutluluk dolu bayrama hasretim,
Bilmem ki, bu günahları nerde işledim,
Tövbe etsem, kabul eder misin Allah’ım,
Hasreti silecek sevgi bulamıyorum.
Kime iyilik ettiysem, yaranamadım,
Dost sandıklarım içinde barınamadım,
Kan bağı olana içten sarılamadım,
Bayramda öpecek eli bulamıyorum.
Sormadan yaratan Rabb’ım, böyle istemiş,
Kendisi, yarattığına,”nankördür” demiş,
Hakk’a kul olmayanı çevresi sevmezmiş,
Ziyaret edilecek kul bulamıyorum.
Yapılanların hepsini unutabilsem,
Allah’a tam teslim tevekkül edebilsem,
Hesapları mahşer gününe ertelesem,
İhanet etmemiş dostu bulamıyorum.
Mahşerde Hakk’ın affı garanti sananlar,
Kendi hesaplarına fazla aldananlar,
Her günahı yapıp, Allah’a el açanlar,
Allah dostu bir cananı bulamıyorum.
02/11/2005
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:41 AM
Bulun muyor?
Allah’a şükür, beni Müslüman yaratmış,
Bir defacık olsa da, şahadet söyletmiş,
O da olmasa dünyada halim harapmış,
Çünkü, alemde benden rezil bulunmuyor.
Namaz, oruç sırasıyla bana farz olunca,
Şeytan her fırsatta, taktı kalbime kanca,
Dedi, namazı kılarsın yaşlanınca,
Şeytanın izinden gitmeyen, bulunmuyor.
Başlar açık, yırtmaçlar kalçalarda gezer,
Acı doyurmaz, fakir fukarayı ezer,
Kara toprağa girer, aldanışı sezer,
Gönülden cenneti isteyen, bulunmuyor.
Doktor verir reçeteli şifa ilacı,
Uymazsan, kefen olur sana baş tacı,
Abdestsiz, namazsız, oruç olur mu bacı,
Hakk’ı, Peygamberi dinleyen, bulunmuyor.
Peygamberin söylemediği söz var mıdır?
Maldan farksız oruç tutmak, bize kâr mıdır?
Alış verişten karlı çıkmak, zarar mıdır?
Ne ararsa kendinde bulan, bulunmuyor?
İlacı tarifle kullanmaya mecbursun,
Sen kendini sahipsiz sanma, Rab’be kulsun,
Mahşerde yaptıklarını hazır bulursun,
Nefsi, yaşarken hesaba çeken bulunmuyor.
Yaptıkların ayrıntılı incelenmişse,
Nedir cevabın, karar müebbet hapisse,
Dünyada arka çıkanlar, orda yitikse,
Ölümden sonrayı düşünen bulunmuyor.
Kıbleye dönmeden bel bükülür yavaşça,
Gidebilsem diye hayal edilir hac’ca,
Bütün günahlar af olacak aldatmaca,
Hak ederek cennet isteyen, bulunmuyor.
08/11/2002
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:41 AM
Burdur'lu Abla
Güller diyarının örnek gülüsün,
Sınıfın neşesi, Burdurlu abla.
Zalimlere karşı kudret kolusun,
Kursun menekşesi, Burdurlu abla,
Siz teşrif edince çiçekler üzgün,
Kursta işler gitti her zaman düzgün,
Bizler olduk sanki iç turist gezgin,
Kursun iftiharı, Burdurlu abla.
Silifke yelinde neşen yayıldı,
Üzgünler duyunca hemen ayıldı,
Dik kuyruk insanlar düşüp bayıldı,
Şeflerin gururu, Burdurlu abla.
Dursunî meftundur siz bağırınca,
Gelmeyen şaşkındır siz çağırınca,
Gönül ışığısın gün ağarınca,
Bölgemizin narı, Burdurlu abla.
14/11/2006
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:41 AM
Bülbül
Bülbül senin ötmeni istemezler, ötme,
Gerçekleri şakıman, yasaktır kafeste,
Sadece ahını çek, aheste aheste,
Girer bir gün seni hapsedenler kafese.
Bu işler parayla değil, sırayla bekle,
Saltanat sürenler de beklemiş köşede,
Üzülme, yalnızlığına, garipliğine,
Ağan kafesi açık unutur, uçarsın.
Hürriyeti çalı başında bulursun sen,
Sahiplenmedik çalı kalmadı, bülbülüm.
Dışarı çıkarsan kafesi de ararsın,
Açlıktan belimiz doğrulmuyor, bülbülüm.
Sen haline şükret yemin, suyun önünde,
Nice açlıktan çığrışan vatandaşım var,
Hürriyet karın doyurmuyor bülbülüm,
Beyaz kartallar parasız yüze bakmıyor.
Sırtını sığazlayan olursa ötüver,
O sesinle bütün sessizlikler dağılsın,
Kimseye hüzün vermesin, ağlatmasında,
Gözler kurudu, akacak yaş yok bülbülüm.
Kafesler de parçalanır bir gün bülbülüm,
Sabırla beklemesini bilmek gerekir,
Zamansız öter durursun, yerli yersizce,
Baykuşlar rahatsız olur, ötme bülbülüm.
Allah senin gönlüne göre versin, kurtul,
Hiç gamlanma, hep şen şakrak yaşa, bülbülüm,
Avcı seni vurmasın, baykuşa gözükme,
Kısacık ömür geçer, bir köşe, bucakta.
23/6/2001
Dursun
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:48 AM
Bütünleşmişler
Kepçeyi saldılar dipsiz kazana,
Huzur bozacak, bütünleşmişler.
Askerin dipçiği yeter azana,
Külleri deşecek, bütünleşmişler.
Ülkemiz olmasın, Filistin, Irak,
Medet umma artık, Coni'yi bırak,
Bizler boğuşursak sevinir şırak,
Meydana çıkacak, bütünleşmişler.
Füzelere karşı sallama sapan,
Okula göndertmez eşkıya yapan,
Miadı dolunca kaldırır tapan,
Siste dolaşacak, bütünleşmişler.
Namus ayaklarda inanç bpzuldu,
Hurafe din oldu bidat yazıldı,
Dost oldu düşmanlar kuyu kazıldı,
Kargaşa yapacak, bütünleşmişler.
En ilgi çekeni çekip vurarlar,
Tuzaklarını iç içe kurarlar,
Çekilip kenara sessiz durarlar,
Haince gülecek, bütünleşmişler.
Türk, Kürt, Ermeniler dostça kaynaşmış,
Her çeşit insanım candan oynaşmış,
Kız alıp vererek zora sıynaşmış,
Bizi ağlatacak, bütünleşmişler.
Herkesi kul diye Allah yaratmış,
Hazımsızlıktan hep haset sırıtmış,
Dursunî üzgündür kullar karartmış,
Fırsatı bulacak, bütünleşmişler.
20/01/200
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:48 AM
Canan Isparta'm
Tanıtacak kelimeler bulmalı seni,
Güzelliğini anlatmalıyım, Isparta’m.
Yarışmalarda birinci etmeli beni,
Özelliklerini saymalıyım, Isparta’m.
Dağların, ovaların güzel birbirinden,
Balığın her çeşidi çıkar göllerinden,
Halının güzeli, kızların ellerinden,
Ne harf, ne hece yetmiyor, canan Isparta’m.
Atabey, Gönen, bütün ilçeler eşsizdir,
Göller, okullar, talebeler benzersizdir,
Haritada eşi var diyen beyinsizdir,
Benzeri yaratılmamış, ilsin Isparta’m.
Yaslanmış sıra dağlara keyfi dört köşe,
Ülkemin coğrafyasında yeri başköşe,
Toprağına değer biçilmez üçe, beşe,
Senden güzel il var mı Asya’da Isparta’m?
Değer biçilmez gül toprağında yetişir,
İhracatıyla vatana döviz getirir,
Elmanın çeşidini çiftçin yetiştirir,
Senden güzel il var mı dünyada Isparta’m?
Düşman çiğnememiş Türkiye’min ilisin,
Yaratan örnek cennet yaratmış bilinsin,
Halılarla kızların cehizi süslensin,
Senden daha güzel, gelin var mı Isparta’m?
14/03/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:48 AM
Cumhuriyet
Cumhuriyeti ot köklü sananlar,
Korkmayın rüzgârla, bile yıkılmaz.
Büyük çınardır o içi yananlar,
Ona sapıklarla hile ekilmez.
Kökleri binlerce canla sulanmış,
Gün geçmemiş duru aksın, bulanmış,
Her gün birkaç dalı uçtan yülenmiş,
Çelik zırhlıdır o dille yakılmaz.
Binlerce şehidim kan vermiş ona,
Üç beş haydut çıkmış, laf dermiş ona,
Budandıkça filiz, çıkartmış ona,
Ata mirası pis, elle bakılmaz.
Onun arkasına hep gizlendiler,
Bizler oynaştayken tam bezlendiler,
Doydular uçmaya tüm hazlandılar,
Hafif olsa beden, tele takılmaz.
Bazı şekillere kafa takıldı,
Öze değil dışa söze bakıldı,
Dursunî’nin dili sürçtü yakıldı,
Tüm güçler birleşse, yele sökülmez.
29/12/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:49 AM
Çağdaş Geçinir
Vuruyor tık, tık masaya korundum sanır,
Yaptığı hurafedendir, çağdaş geçinir.
Püf, püf üfler etrafına boşa aldanır,
Üfürükçü kendisidir, uygar geçinir.
Açar ağzı, yumar gözü Müslüman'ım der,
Uygulamaz yorum yapar helâl, yaram yer,
O zaman geride kaldı, bu çağdaşlık der,
Hurafelere inanır, alim geçinir.
O çağdaşları kırmasan Allah kırılır,
Yaratan Allah'a uysam çağdaş darılır,
Duruma göre ayete, şirke sarılır,
Benden de beter yobazdır, çağdaş geçinir.
İnanıyorsan aç bak bir neler yazılmış,
Ruh aleminde yapılan kader sayılmış,
Sarhoş cinayet işlenir hükme varılmış,
Tevekkül nedir bilinmez, çağdaş geçinir.
Allah'ın adını her an ağzında gever,
Kalsa avare kurumuş yarayı dever,
Ameline uygun konuş, seni çok sever,
Fatiha'da mana bilmez, uygar geçinir.
Şeytan kulağına kurşun çeker kulağı,
Bütün elemler bitecek bulsak bunağı,
Herkes kendini sanıyor ilim konağı,
Hesabı Hak'ka bırakmaz, çağdaş geçinir.
Aklınca kendisi çağdaş başkası yobaz,
Adalet olsun herkese laiklik olmaz,
Açıp baksa kitabını endamı solmaz,
İlimden ödü sıdıyor, çağdaş geçinir.
Toprak altı çözümünü bilen söylesin?
Şekline bakılıp insan neden fişlensin?
Hurafeler bitsin artık gerçek dillensin,
İnsana tepeden bakar, çağdaş geçinir.
Nerede kaldı kardeşlik çağdaşsan dostum?
Sahipsiz sıradan kulum yufkadır postum,
Herkese kucak açmaktan yoruldum, yostum,
Değer vermez inançlara, çağdaş geçinir.
Kendisini üstün görerek aydın geçinir,
Fikre saygı duymak bilmez hophop tepinir,
İnancında ki ezilse pohpoh sevinir,
Fikrine hürriyet ister, çağdaş geçinir.
04/07/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:49 AM
Çanakkale Geçildi
Ayaklar altına alındı tacın,
Çanakkale geçildi, ey şehidim.
Namusu çiğnendi açıldı bacın,
Gururumuz biçildi, bey şehidim.
Sanatmış soyunma marifet reklâm,
Şimdi çok değişti bilinen deklem,
Üstünüze bastı inançsız eklem,
Milletimiz seçildi, vay şehidim.
İki yüz yetmiş altı kilo belde,
Taşınıp sürüldü namluya elde,
Seyyit onbaşımı anarız dilde,
Sınırlarım geçildi, ey şehidim.
Yırtık elbise, param parça potin,
Avrupa’ya gittik yürüyüş rutin,
Kişilik kayboldu olmadık metin,
Sabır pimim çekildi, oy şehidim.
Aç, susuz, uykusuz, ayağın yalın,
Sizi unutanın boyunu kalın,
Aciz durumdayız halleri bilin,
Soysuz tohum ekildi, bay şehidim.
Her karış da vardır mutlak kanınız,
Severek verildi narin canınız,
Metreyle satıldı o vatanınız,
Değerleri biçildi, duy şehidim.
Sizden utanarak yurtta gezerim,
Hainlere gücüm yetse, ezerim,
Sesimi kısarlar hepten bezerim,
Dursunî’de seçildi, ey şehidim.
13/03/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:49 AM
Çocuklar
Çocuk olmak çocukluk ne kadar da güzel,
Her şey pembe bir rüyadır, çiçek çocuklar,
Günah, sevap bilmezler, hepsinde hoş gönül,
Füzeler düşerken, oyundadır çocuklar.
Milliyet, din, iman umurunda mı onlar,
Kanları gürdür, pırıl pırıldır yanaklar,
Renkleri önemsiz, birbirini kucaklar,
Büyüklere örnek olmalıdır, çocuklar.
Kucağını açsan koşarak gelir sana,
Çok mesajlar veriyor anlayan insana,
Dünya hırsı yok, koşar oyundan oyuna,
Kinlere kurban olmamalıdır, çocuklar.
Sarı, beyaz, siyahı kucaklar gel desen,
Daha dün o yoldan biz geçtik ah bir bilsen,
Kavga eder, hemen barışırlar seyretsen,
Örnek alacağımız varlıktır, çocuklar.
Sevgiye hasret binlercesi aramızda,
Kendi çocuğumuzu sevdik mi hayatta,
Suya muhtaç çöl, bozkır olmasın onlar da,
Geleceğin büyüğü güzeldir çocuklar.
Sebep olmayalım ölmesinler gencecik,
Yarın onlar olacak güvenli gelecek,
Dünyaları kararmasın gençler gülecek,
Biz cahil yetiştik, kültürlüdür çocuklar.
19/12/2005
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:49 AM
Çocukluğa Özlem
Çocukluğa özlem, şu sallanan gençler,
Ne hoş sallanıyorlar gider mi özlemleri?
Günahsız pampak kalpli çocuk kalmak,
İşte o hiç mümkün değil,
Ne kadar da sallansalar, suçları yanında,
Altın kalpli çocuk olabilmek,
Hiç büyümemek,
Ne kadar da güzel olurdu Allah’ım.
Ama bu kanunlarına ters olurdu.
Tohumlar çiçek, çiçekler meyve olmalı.
Yeşil ağaçlar ölümü hatırlatmalı,
Kuru sanılan ağaçlar dirilişe misal,
Bunların hepsi bir alem değil mi Allah’ım?
Kullarım ibret alır mı diye,
Seni anlamadık ve anlatamadık ki,
Nenemiz inandığı için inanıyoruz,
Nasihatlarına açıp bakmıyoruz,
Korkuyoruz bir de ıssız mezara girmekten,
Sonlandır tuşuna basıldığında,
İcmalimizin önümüze konacağını biliyoruz,
Hep affedeceğini düşünüyoruz,
Ya affetmezsen,
Çünkü biz günahları bilerek işledik,
Hangi yüzle af dileyebiliriz ki?
Hangi ayeti?
Hangi hadisi?
Delil gösterebiliriz ki?
Hep sen haklısın Allah’ım! ...
14/07/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:49 AM
Çok Gördün
Sen ilk aşkımdın ey vefasız kadın,
Aylar geçti bir mektubu çok gördün.
Başka kimse sevmedim inanası,
Yıllar geçti bir selâmı çok gördün.
Hayallerimi öldürdün masumum,
Acaba çok günahkâr bir kul muyum?
Sevilmeyecek kadar soğuk muyum?
Ömür geçti, bir haberi çok gördün.
İlk sözlerini aklımdan silemem,
Bin def sevsem o kadar sevemem,
Bu yaştan sonra sevdana ölemem,
Kel kafama bir peruğu çok gördün.
Neydi o günkü nazlı çalımların,
Yaktı beni söylediğin yalanların,
Gülmez aramıza söz salanların,
Bir güler yüzlü şefkati çok gördün.
Baharımı başlamadan bitirdin,
Ecelimi yaşlanmadan getirdin,
İnsanlığı doğmadan mı yitirdin?
Mutlu ömür yaşamayı çok gördün.
Nasıl dayanılır şu endamına,
Sözüm Mecnun'lar, Ferhat'lar adına,
Merhametin mi kurudu sevdana,
Şu Dursun'a bir buseyi çok gördün.
24/03/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:49 AM
Çok Özledim
Alemlerin efendisi, büyük insan, Peygamberim,
Nasıl kavuşayım sana, cemalini çok özledim.
Rüyalarıma girer mi diye, yolunu gözledim,
Hasretim nuruna, seni canımdan çok seviyorum.
Bakıyorum eli açık, boynu büyüksün Sultanım,
Hak etmeyen ümmete, Allah ceza vermez Sultanım,
Çünkü, bizi eğlence için yaratmadı Rabb’ım,
Bizler sözümüzü tutmadık, Ey Yüce Sultanım.
Sen alemlerin efendisisin, halim mechul benim,
Hangi yüzümle şefaat talebim olur, Hünkârım,
Yüce Rab’bıma boynu bükük, defterimi sunarım,
Kabirde, mahşerde, sırattaki halime yanarım.
Sonuç kötü, yürü derlerse cehenneme Sultanım,
Ya Rasülullah, sizden nasıl şefaat isteyeyim,
Yazılan defterde gösterilince, hep yaptıklarım,
Benim hal nice olur, alemlere rahmet Sultanım.
Ağla gözlerim, defterler dolusu günahlarına,
Çok muhtacım, sevgili peygamberimin ışığına,
İzinde yürümek istiyorum, hep soluk soluğa,
Şefaat istemeye yüzüm olsun diye Sultanım.
Allah’a kul olsam, geçer bütün sıkıntılar, dertler,
Namaz, oruç, zekât, hac gerçekte bizlerde ne gezer,
Yaptıklarımız, hep riya, gösteriş, budalalıktır,
Senin izinde yürüyen kurtulur, yüce Sultanım.
Misafirin olsam, öptürür müsün elini Sultanım,
Layık değilim ama çok arzu ediyor canım,
Öptürmesen de haklısın, tükürme, işte suratım,
Çünkü sizlerin tükrüyüne bile layık değilim.
Söylesem de dertlerim anlatmış değilim,
Başka çare yok, kimin kapısına gidem Sultanım
Sizce malum olan halimi söylemem acizliğim,
Adem babamız, hürmetine affedildi, Sultanım.
Belki de, aziz ruhunu rencide ettim, Sultanım,
Bari davacı olma, şefaatinden vazgeçerim,
Bir de davacım olursan, bana olur cennet haram,
Seven sevdiğine söylediğini bilmez Sultanım.
Mekke, Medine yakın, ancak ben sana çok uzağım,
Gönül dostlarıma, sevgimden başka yoktur azığım,
Sana layık olduğumu bilsem, yalın ayak gelirim,
Ne olur, bir işaret gönder alemlere, Sultanım.
Bu dünyada yaşadığın yıl altmış üç, mübarektir,
Biz düzelirsek, kurtulacağımız kesin gerçektir,
Halim naçar, bana yine de acımamak gerektir,
Çünkü, her nasihati sen yapmışsın, Sultanım.
Allah ömür verirse, sana layık olmaktır arzum,
Ben “Allah”ım deyiversem, Allah da demez mi kulum,
Hakkın helâl et, yüce sultan Ahmed’i Muhammed’im.
30/03/2000
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:49 AM
Çözemedim
Şu gözlerim, seni aramaktan yoruldu,
Gölgenizin hayalini de göremedim.
Hüzünden halsiz kalbim derinden burkuldu,
Gizemli sözlerin sırrını çözemedim.
Derbeder oldum, seni her yerde sormaktan,
Ümidimi kaybetmedim, hâlâ bulmaktan,
Usandım ben, dipsiz kuyuya taş atmaktan,
Kaybolan gözlerin sırrını çözemedim.
Sormadık dağlarda yalnız taş bırakmadım,
Kimse görmemiş, bir cevapçık alamadım,
Rüzgâr da görmemiş, ne kaldı sormadığım,
Sebepsiz kayboldun, sırrını çözemedim.
Yaratanın hatırına bir haber gönder,
Yaşadığını bileyim, bu cana yeter,
Seni kaybetmek ve bulamamak kahreder,
Çektiğim acının sırrını çözemedim.
Rüzgâra bir nefes ver, bana ulaştırır,
Mutlaka bir gün Rabb’ım kapına vardırır,
Ümidim kaybetmedim, mucize yaratır,
Ben mucizelerin sırrını çözemedim.
Arayan belayı, mevlasını da bulur,
Yorulmadım ama bulunca yorulur,
Senin için gözümde dağ taş ova olur,
Beni sana çeken sırrını çözemedim.
Sanki ellerini uzatmış, tut diyorsun,
Ben perdeden görmesem de, sen görüyorsun,
Garipliğime gizli, gizli gülüyorsun,
Sendeki hikmetin sırrını çözemedim.
13/7/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:49 AM
Çözüm
Karışık gördüm hep akı, karayı,
Düşe, kalka devam, duysa sızımı.
Ağayla, paşayla açtım arayı,
Ah her gün saz ile çalsa sözümü.
Yoksulluk, yetmemiş, aylık parası,
Makyajsız nokta yok, kulaklar arası,
Dudakta sigara, eli karası,
Doğru yazıvermiş, olsa yazımı.
Keyfe uygun fetva hazır dilinde,
On parmak karalı çalar elinde,
Yazması boynunda kemer belinde,
Şaşırır kalırım, alsa gözümü.
Güneş, gölge derken geçilir dünya,
Mahşer meydanında çağrılır künye,
Hesaba durunca bayılır bünye,
Yaratanım uygun, bulsa tezimi.
Kara peçelidir gözler görünür,
Allah emri sanır peçe bürünür,
Günah yüklü vücut yerde sürünür,
Hakîmimiz kurt mu, olsa kuzu mu?
Allah senet vermiş sanırsın ona,
Üç günlük ömürde muhtaçtır dona,
Başını eğmeden gider meydana,
Ah bir de Dursunî, bilse çözümü.
01/05/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:49 AM
Daha İyi Günlerin
Sesini duyan kaçacak delik arardı,
Bu hal nicedir, yaş kırkta benzin sarardı,
Gün ortasında gece, hayaller karardı,
Yapılan az sana, daha iyi günlerin.
Gelen giden, dün el öpen, tepeleyecek,
Kapında nöbet tutan, yolda görmeyecek,
Düşmüş isen, kaldırmaya el vermeyecek,
Uşakların nerde, daha iyi günlerin?
Göğü delmeye çalışıp, dikçe yürürdün,
Sert adımla basar, kürkü yerde sürürdün,
Parayı bir, bir değil, kürekle kürürdün,
Pervaneler nerde, daha iyi günlerin.
Sadakaya el açıp, kapına geleni,
Suratına bakmadan, incitirdin teni,
Bugün hatırla, Hakk’a yürüyenlerini,
Şakşakçıların nerde, daha iyi günlerin?
Yolda karınca korkardı, azametinden,
Sanki dünyayı yaratmıştın ezelinden,
El çekilir, alemin çirkin, güzelinden,
Rüzgârların nerde, daha iyi günlerin,
Hep senin sözün olurdu, bizler el pençe,
Hesap tamam denince, sorulmaz ki gence,
Sen yaşamadıysan, kime ne denir bence,
Defterlerin nerde, daha iyi günlerin?
Ölümsüz olduğun sandın, bilmedin fani,
Sala girince bakarsın, dostların hani,
Üç beş sevenin toprağa verirler seni,
Duayenler nerde, daha iyi günlerin.
08/01/2002
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:49 AM
Dara
Her kapıya kilit, anahtar uymuş,
Ummanda yol biter, görünür kara.
Çağı yakalamak modernlik buymuş,
Beyazlar morarır, oluşur kara.
İş bilenin kılıç çalanın olmuş,
Efendilik bitmiş hünerli bulmuş,
Bileği güçlüler kapıyı çalmış,
Kimsesizler her gün düşünür kara.
Yarısı doğuştan süper dillidir,
Akıllı sonradan acar pillidir,
Rüzgârlara uygun eser yellidir,
Çoğumuzda umut bağlıdır zara.
Herkes ister kolay yoldan kazanmak,
Süslenerek yolda, belde gezinmek,
Hava atıp baş dik yelde kazınmak,
Her taşın altında, aranır para.
Ha şuna ha buna koştuk durmadan,
Yaklaştıkça kaçar hedef varmadan,
Güller solar gider kokup dermeden,
Boyun öne eğik, düşülür dara.
Horul, horul uyur duymaz ezanı,
Nasıl izah eder bilmem izanı,
Yaptıklarını kor öne yazanı,
Başı öne büker, düşünür kara.
Günler, aylar, yıllar dolanır durur,
Bey ister korumaz, isterse korur,
Söyleme Dursunî kulağa varır,
Seni de tartarlar, düşülür dara.
05/03/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:50 AM
Dedi Bana
Akşam yemeğini koydu tabağa,
İster aç yat, ister doy dedi bana.
Verdiler odayı girdim yatağa,
İster ısın, ister buy dedi bana.
Uyandım uykudan karanlık oda,
Yediğim dokandı içmedim soda,
Beni kimse duymaz baktılar koda,
Kaç para edersin, say dedi bana.
Cep telefonuyla çıktım dışarı,
Beyler duymaz bizi, hepsi haşarı,
Bizler imtihanı kesin başarı,
Elmayı gösterip, soy dedi bana.
Üçüncü gün çıktı yöre yoğurdu,
Lortlardan biri mi sizi doğurdu?
Gezi düzenlendi reklâm çoğudu,
Basını çağırdı, yay dedi bana.
Konuşunca deli sandılar beni,
Fatura kesildi yazdılar teni,
Açılınca tutmaz dilin fireni,
Çektiler kenara, vay dedi bana.
Her öğünde yedik şu patlıcanı,
Nasıl verir bilmem o tatlı canı,
Yaptırır beylerim on katlı hanı,
Kaş ile göz kırptı, huy dedi bana.
Sus payı çift koydu bana salamı,
Düşünde yaz dedi bize kelâmı,
Aleyhte kullanma kara kalemi,
Rüşvet veriyorum, duy dedi bana.
Her gün yedik zeytin, beyaz peyniri,
Huylandırma sakın uslu beygiri,
Kimseye karışma her an giygri,
Sözlerimi anla, uy dedi bana.
İşine gelirse verilen budur,
İstersen gıda al istersen kudur,
Verileni yersin al bu da sudur,
Alışır gidersin, vay dedi bana.
Yazdığın şiiri verme basına,
Gelip gördüğünü derme hasına,
Sonra gelen giden olmaz yasına,
Şunları çantana, koy dedi bana.
Bir On Kasım daha hüzünle geçti,
Şiir okutmadı keserek biçti,
Ebatım bozukmuş iptali seçti,
Sesini çıkarma, şey dedi bana.
Bulgur pilavını yemedim taşsız,
Kampınız devamlı demedim başsız,
Dönerim inşallah gözlerim yaşsız,
Söyledim beylere, hey dedi bana.
İçimizde bitti mevsimlik hıyar,
Bu adamlar bize nedendir kıyar,
Ey büyük Allah'ım usülce uyar,
Sözü müzik sandı, ney dedi bana.
Son günlerimizde kesik suyumuz,
Birden değişti o uslu huyumuz,
Şiir okununca kaçar uykunuz,
Hendekten atlattı, fay dedi bana.
Dursunî sıkışıp koştu WC ye,
Görülen yazılmaz cümle heceye,
Gündüzler çevrilmiş sanki geceye,
Saltanatı görme, bay dedi bana.
15/11/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:50 AM
Dediler
Kaldı çağdaş eli bomboş havada,
Çağ atlayamadım yobaz dediler.
Kokuşmuş balığı yedi tavada,
Şişman gördü beni, obez dediler.
Abtal olduğumu bildi uyanık,
Çarptı gelen, giden yüreğim yanık,
Yenilgilerime oldular tanık,
Bundan adam olmaz, şaşmaz dediler.
Perdenin ardına hep saklandılar,
Yediler, içtiler tüm aklandılar,
Suçlar belli oldu tam faklandılar,
O bizden değildir, salmaz dediler.
Memurlar işini iyi bilirmiş,
İtilip akıllı, dendi delirmiş,
Vatan, millet diyen yola gelirmiş,
Hortuma basmadan, geçmez dediler,
Eşlenmiş birebir tipler fişlenmiş,
Dokunan dişlere işten kişlenmiş,
Uyusun avanak tam piş pişlenmiş,
Şekli bozuk onun, tahmaz dediler.
Yüze kara eller sehven çalınır,
Çamurlu her taraf temiz kalınır,
Dursunî tok söyler herkes alınır,
Dokuz canlıdır o, ölmez dediler.
04/09/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:50 AM
Dedim
Kapıya gelerek eğdi boynunu
Bizden sana oy var, siz duyun dedim.
Sevinerek açtı geniş koynunu
Bu baş bende varken, siz doyun dedim.
Dört, beş yıl bakmazsın yolda yüzüme
Kararmaya başlar üzüm üzüme
Ne faydanız olur benim güzüme?
Birazda ceplere, siz koyun dedim.
Nasıl olsa aynı çarklar dönecek
Bu dönemde bazı evler sönecek
Vergiler halkımda sırta binecek
Yıllarca değişmez bir oyun dedim.
Selâmsız hiç kimse işe alınmaz
Ne kadar eğilsen yine bilinmez
Oydan önce derler “hakkın çalınmaz”
Başbakan, bakanlar, hep dayın dedim.
Bir müddette sizin borunuz öter
Cevaplar bulunur sorunuz biter
Fakirin kırılır beli, güç yiter
Gelecek oya dek, gün sayın dedim.
Yirmi beş senedir oy vermekteyim
Kim neler yapıyor net görmekteyim
Dursunî’yim notu tam vermekteyim
Sırtımda don kaldı, siz soyun dedim.
19/07/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:50 AM
Değil mi?
Mutlu olmamaya sebep yok şu dünyada,
Huzursuzluk kaynağı, kendimiz değil mi?
Taşı taş üstünde koymayanlar, talanda,
Geniş hana sığmayan, kendimiz değil mi?
Garibe sahip çıkıp, işveren bulunmaz,
Menfaata kuluz, Allah’a kul olunmaz,
Palavra atınca, mangallarda kül kalmaz,
Meydanları dar eden, kendimiz değil mi?
Ne olurdu zenginler fakiri sevseydi,
Malının öşrünü, zekâtını verseydi,
Yoksullar meteliğe mendil sermeseydi,
Camiye bile sığmayan, bizler değil mi?
Söylediğimizi kendimiz yaşamalı,
Toplumda her birimiz saygılı olmalı,
Düşenlerin elinden tutup kaldırmalı,
Sokaklarda tekmeleşen, bizler değil mi?
Medeniyet parayla alınır sandık,
Başkasına muhtaç olmayıp gururlandık,
Kahvede muhatap olacak bulamadık,
Gündüzleri gece eden, bizler değil mi?
Gurur, kibir, tepeden tırnağa süslemiş,
Yapılacak bütün kötülüğü işlemiş,
Meydanlara çıkıp, düzen bozuktur demiş,
Düzeni bozuk olan, kendimiz değil mi?
12/11/2002
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:50 AM
Değişen Ne Var?
Gün yirmi dört saat, ay otuz gün değişmez,
Ne güneş aya, ne ay güneşe yetişmez,
Sahibi ince hesap yapmış, bir şey denmez,
Kendine gel insanoğlu, değişen ne var?
Yıl üç yüz altmış beş gün, sırayla dolanır,
Belki yüz bin yıl, birbirine sıralanır,
Güneş de aynı mesafe, bizi ısıtır,
Düşün bir kez ademoğlu, değişen ne var?
Bütün alemler yerli yerine bezenmiş,
Binlerce nesil ömür sürmüş, gelip geçmiş,
İlk insandan günümüze neler değişmiş,
Hep aynı meydan okuma, değişen ne var?
Umudu yeni yıllarda arar dururuz,
Üç beş kuruş bulunca, kükrer kudururuz,
Tembellikte üstümüze yok, yol buluruz,
Nakarat tekrar ederiz, değişen ne var?
Yıllar değişir, beyinler yerinde sayar,
Şaşıran eti ata, otu ite koyar,
Yaratan neyi eksik yapmış, kullar şaşar,
Nizam aynı nizam, sende değişen ne var?
Kendine benzeyen, yönetici seçersin,
Menfaatin olmaz, hemen ondan geçersin,
Suç kendinde, başkasını suçlu bilirsin,
Ne ararsan boşa, handa değişen ne var?
3/01/2002
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:50 AM
Demek Değil mi?
Kendinden yana laiktir başkasına yok,
Laiklik din hürriyeti, demek değil mi?
Anlatılmıyor gerçek din hurafeler çok,
Laiklik dünya barışı, demek değil mi?
İnandığını söylüyor açıp bakmıyor,
Demokrat insanım diyor saçıp akmıyor,
Söyler çıkarına uygun yasa takmıyor,
Laiklik fikre hürriyet, demek değil mi?
İnanmayanın hesabı bizden sorulmaz,
Laik olan insanların gönlü yorulmaz,
Ruhu dirilten sevginin dengi kurulmaz,
Laiklik inanca saygı, demek değil mi?
Yıllarca boğuşturdular ele ne geçti,
Boğuşturanlar bizleri bundan vazgeçti,
Bin çeşit insan kavgasız dostluğu seçti,
Laiklik kavgasız dünya, demek değil mi?
Camide kurşunlananın suçu var mıydı?
Çocuklardan, bebeklerden kan akar mıydı?
Olsaydık bizler akıllı çok satar mıydı?
Laiklik insanca yaşam, demek değil mi?
Laiklik dinsize cepken neden sayılır?
Hırpalanmaktan inançlı her gün bayılır,
Demokrasi var diyorlar sözden cayılır,
Laiklik insana saygı, demek değil mi?
Her halden yorum çıkarma bizler kardeşiz,
En başta Adem, Havva’da hep bir özdeşiz,
Daralttık geniş dünyayı harda közdeşiz,
Laiklik sevgiyle bakmak, demek değil mi?
10/07/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:50 AM
Dene
Irmak suyu pislik tutmaz akarak
Sende konuşarak, akmayı dene.
Daha niceler var gör net bakarak
Çevreye sevgiyle, bakmayı dene.
Eski anıları silmek istersen
Buzul dağlarını delmek istersen
Maziyi arkana atmak istersen
Eski resimleri, yakmayı dene.
Sevdiğin vefasız selâm kestiyse
Rüzgârlar devamlı önden estiyse
İyiliği inkâr dostun kastıysa
Köhnemiş duvarı, yıkmayı dene.
Kanadı kırılmış niceler vardır
Sevgi sunmayana ******* dardır
Yıkılmış gönüle umutlar zardır
Girdiğin zindandan, çıkmayı dene.
Dün elini öpen, ayağa bassa
Cellâtlar suçsuzken sehpaya assa
Yaşanmış ömründen almışsan kıssa
Tecrübeni unut, yakmayı dene.
Sana hazımsızlar fırsat bulursa
Saatler zamansız bozuk çalarsa
Herkes birbirine köle olursa
Onları mezara, çakmayı dene.
Gün doğmadan neler doğar dünyaya
Şahsiyetten önce değer künyeye
Dursunî sahiptir narin bünyeye
Kendini harcama, sekmeyi dene.
24/04/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:50 AM
Deprem 1
Eğirdir’liler bir düşünsün diye,
Mübarek gecede, salladı deprem.
Biri azarlasa sorarız niye,
Bizi altımızdan, dalladı deprem
Binlerce sallandık yavaşça, hızlı,
Sokağa fırladık oğlanlı, kızlı,
İnsanlar bilmedi gazaplar hazlı,
Uyarı maksatlı, elledi deprem.
Allah’ım suçluyuz affet bizleri,
Kalan ömürlerde çöksek dizleri,
Karıştırdık hepten birçok gizleri,
Akşamda, sabahta, yelledi deprem.
Sallana, sallana oynadı beyin,
İnsanoğlu geri kalacak neyin?
Mahşere çıkınca görülür boyun,
Anayı, babayı, belledi deprem.
Herkes geçmişine bakıp utandı,
Kara toprak suçu örtüp, yutandı,
Şeytan bizi günah için itendi,
Tüm Eğirdir’liyi, alladı deprem.
Günahta eskittik yaşlı dizleri,
Çağdaşlaşıp sildik iffet, izleri,
El altından aldık, verdik sözleri,
Kulakları çekip, salladı deprem.
İçini boşaltıp dengeyi bozduk
Asaletten bizler isteyip yozduk,
Dursunî konuşsa yanından tozduk,
Tatsız ağızları, balladı deprem.
11/04/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:51 AM
Deprem 2
Ansızın derinden titretti teni,
Bir anda kalbimi, halledi deprem.
Abdestsiz, namazsız yaşayan beni,
Şahadeti dilim, belledi deprem.
Tespih oldu dua her ağızda var,
Kendi ellerinle yaptığındır kâr,
Namazın vaktinde atılırsa zar,
Korkuyu yüreğe, milledi deprem.
Dersi almadıkça salladı durdu,
Uykuya dalınca derinden vurdu,
Her renkten hortumcu sarınca yurdu,
Putperest Allah’ı, belledi deprem.
Sallanıp sarıldık kenar duvara,
İbadet etmezdik dursak avara,
Şaşırdıkça koyun dedik davara,
Uykusuz başları, elledi deprem.
Can korkusu nine kaçtı asayla,
Yetimler hakkını aldık kasayla,
Yönetildik keyfe uygun yasayla,
Sonunda uyarı, yolladı deprem.
Dünyaya yollayan rehberi yazmış,
İnsanlar kuyuyu kendisi kazmış,
Aklını ararken fazlaca sızmış,
Bıçak açmaz ağzı, dilledi deprem.
Alttan sallayınca titrer bacaklar,
Evler göçüverse söner ocaklar,
Dursunî evladı korkup kucaklar,
Kulları Allah’ı, belledi deprem.
11/04/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:51 AM
Deprem 3
Haller aynı doğa olayı dedik,
Yine de bizleri, kolladı deprem.
Bir kişi suçluysa alayı dedik,
Yalanı, doğruyu, yolladı deprem.
Arabalarımız da geceledik,
Bildiğimiz dua da heceledik,
Hepimiz gaflette çok bocaladık,
Yorgan, yastık, döşek, çulladı deprem.
Beşik gibi oldu yüksek binalar,
Sokakta yapılır oldu zinalar,
Günahkâr günahı tekrar yineler,
Kıbleyi bilmezi, şalladı deprem.
Bir metre kumaştan korkup kaçtılar,
Şehit anasını zorla açtılar,
Zemzem ayıplandı votka içtiler,
Ayakkabısızı, nalladı deprem.
Ne güzel rahattık işte, yatakta,
Rakibi tanımaz olduk atakta,
Belki son lokmadır, kalır yutakta,
Mutlu yaşantıyı, solladı deprem.
Hayalimde bile sallandım durdum,
Aklım başımda mı, yoklayıp vurdum,
Yarama zehiri özenle sardım,
Sırma saçlı başı, kelledi deprem.
Besmelesiz yutar olduk lokmayı,
Ayıp saydık ana, baba bakmayı,
Dursunî istemez tasma takmayı,
İnsanı birebir, telledi deprem.
12/04/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:51 AM
Der
Kelli felli adam adi tavırlı,
Anlatsa kendince, Müslümanım der.
Taklidi hareket ıvır, zıvırlı,
Ortaya serince, Müslüman'ım der.
Allah'tan utanmaz kuldan çekinir,
Dünya malı için her an yekinir,
Kaybeder ardından bitkin bakınır,
Ağzını açınca, Müslüman'ım der.
Selâmı vermedi merhaba dedi,
Meyhur sofrasında tastamam yedi,
Çıkarı uğruna kondurdu seti,
Sınırı geçince, Müslüman'ım der.
Tayfasının örme takkesi başta,
Olgun sayılacak ileri yaşta,
Suratını asmış ayıplı işte,
Gece ayıkınca, Müslüman'ım der.
Bukelemun olmuş doğduğu anda,
Zihnini bırakmış eski zamanda,
Dursunî dövülür türlü zeminde,
Nefreti duyunca, Müslüman'ım der.
27/01/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:51 AM
Devletim
Makam sahibi olunca soysuz soytarı,
Sen bu hallere düştün, ey şanlı devletim.
Aslanın yerine, babasız yük katırı,
Payidar oldu, üzgünüm şanlı devletim.
Malı masaya oturtsalar ehlileşir,
Bizde ehlileşmeyenler çoğul, devleşir,
Suratına tükürsem, belki değerlenir,
Seni bu hallere düşürdüler devletim.
Yediğinden olmuş, kıpkırmızıdır surat,
İnsan olmadığı belli, baba belki at,
Makam geçici, kimseye kalmaz saltanat,
Seni hep sömürüyorlar şanlı devletim.
Aslanı kediye boğduruyorlar her gün,
Zalim suçsuz, masumu ediyorlar sürgün,
Yedikleri irin, burundan gelir bir gün,
Şahlan, kalk ayağa, sürünme sen devletim.
Ayak takımı diye saymıyorlar insan,
Doğarken bize sormamıştı ki, yaratan,
Devlete menfaat gelmez sinsi baykuştan,
Eski günlere dön artık, şanlı devletim.
Maaşı fazla gelmiş, makamında kişner,
Soyluyu soysuz, soysuza soylu der fişler,
Ağaya secde eder, garibi de ezer,
Hasta adamdır diyorlar sana devletim.
25/02/2003
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:51 AM
Deyiverdim
Sözden anlar sanki isyan var diyor,
İnsan sanıp verdim, oy deyiverdim.
Adam oldum sandı fistan dar giyer,
Sözlerimi yazdım, koy deyiverdim.
Topluma girmezdi adam sanmıştık,
Surata bakıp da boşa kanmıştık,
Sadece cebine koydu yanmıştık,
Yüreğim ezildi, vay deyiverdim.
Ekabir takımda köşeye geçti,
Adamına göre sohbeti seçti,
Müslüman geçindi kadehi içti,
Bileğim kırıldı, ey deyiverdim.
Bir oy için geldi içten meledi,
Yanına varınca beni eledi,
Güçlüde el öptü, masum yeledi,
Beş yıl kullanıldım, cay deyiverdim.
Nasıl olsa gelir tekrar kapıya,
Bizde çekmeliyiz onu sopaya,
Yoklukta mecbur oy verdik sıpaya,
Palazlandı bildik, şey deyiverdim.
Bu başla bizlere denen yeridir,
Giderler ileri yerim geridir,
Enayi Dursunî şaşkın biridir,
Sırtımdakini de, soy deyiverdim.
19/12/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:51 AM
Dindar Geçinir
Öcü görüyor Kur'an-ı çıkmaz camiden,
Kapağını açıp bakmaz, dindar geçinir.
Günde beş defa ezanı dinler yeniden,
İçeride zor saf tutar, dindar geçinir.
Okuyor ne kendi anlar ne de imamı,
Bunların gibisi dinsiz eder adamı,
Kendi gurubundansanız alır selâmı,
İçi başka, dışı başka, dindar geçinir.
Devlete hakaret eder camiye gelmez,
Diploması fiyakalı tefsiri bilmez,
Okulda öğrendiğiyle, ilerde olmaz,
Ağzını açtı mı hele, dindar geçinir.
Üstadını Peygamberin yerine koyar,
Hidayet verici diye adını sayar,
Çocuğunun isminde de ona tam uyar,
Takılmış hurafelere, dindar geçinir.
Yetmiş yıl kıble neresi bilmeden yaşar,
Ölüm yakın olur, hacca niyeti şaşar,
Gösteriş için tavafta ukala koşar,
Af sanır bütün günahlar, dindar geçinir.
Türkiye'miz darül harpmiş faiz helâl der,
Faiz haram ayetleri görmez boş ver der,
Buluverse hortumculuk en önde gider,
Kul hakkı nedir düşünmez, dindar geçinir.
Kapısında el açana Allah versin der,
Beleş dağıtanı bulsa elden fazla yer,
Canı birazcık acısa hep isyan eder,
İşi gücü dalavere, dindar geçinir.
Keyfince yorum yapıyor pis sırıtarak,
Allah dengeyi sağlamış tam yaratarak,
Serbest yaşamış dünyada hesap yaparak,
Mahşerde hesabı boşmuş, dindar geçinir.
Param parça bölünmüşüz yetmiş üç parça,
Yarım türban yapmış başı yırtmaçlı kalça,
Dar pantolon, kollar açık, bak başa, saça,
Deveyi hamutlu yutar, dindar geçinir.
Ayet duysa anlamam der kafası sarmaz,
Dünya menfaati olsa paçayı salmaz,
Cami, mescit, mezarlığın yanına varmaz,
Çeker elde şakşak tesbih, dindar geçinir.
05/07/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:51 AM
Diyemem
Daha dün gibi, aramızdan ayrılışın,
Zihnimde canlanmakta, nutukların Atam,
Çatık kaşlarla, cesaret veren bakışın,
Gür sesin kulağımda çınlamakta Atam
Ansız, odamın kapısını açıversen,
Buyur diyemem sana, ey sevgili Atam,
Ne yaptığımı benden öğrenmek istersen,
Kardeş olamadık, boğuşuyoruz, Atam.
Asrımıza ışık tutan fikirlerini,
Okudukça, utanıyorum, büyük Atam,
Saç, sakal, bez parçası, pabuç işlerini,
Sana söyleyip, üzmek istemem, ey Atam.
Enflasyon canavarına teslim edildik,
Can boğazda, derman nasihatlerin, Atam,
Amerikan elçisine güvendirildik,
Nutuklarını okuyan kalmadı, Atam.
Ayak oyunları, günlük telaş, sancımız,
Gelişmekten vazgeçtik, geriledik, Atam,
Bulamadık, sürü olduk, yok baş tacımız,
Ya kendin gel, ya vekilini gönder Atam.
Resmine bakmaktan dahi utanıyorum,
Yaşadığın günlerin hayaliyle, Atam,
Yerinde say komutuyla, uyanıyorum,
Gençliğe hitaben zuhur etti, Atam.
31/10/2002
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:51 AM
Diyerek Anne
Üstünde zambaklar çiçekler açtı
Kokladım ellerin, diyerek anne.
Evlatların arsız, ben de tat kaçtı
Her hafta uğradım, duyarak anne.
Anneler gününe haftalar kala
Bülbül öldü, baykuş konuyor dala
Sırası gelenler biniyor sala
Hayat yaşıyoruz, sayarak anne.
Yollarda görürsün gelip geçeni
Sevmezler gök iken ekin biçeni
Halleri nicedir, gördün göçeni
Bakıp geçiyoruz, kayarak anne.
Mahsul para etti kalktı burunlar
Çözülmüyor yumak oldu sorunlar
Haramla dolunca şişti karınlar
Elden alıyoruz, soyarak anne.
Aynı dedi kodu hepsi çanakçı
Yürü desen gitmez sabit konakçı
Dursunî çağırsa çıkar dönekçi
Sofradan kalkmadık, doyarak anne.
15/04/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:51 AM
Doğum Günü
İki kelime söyleyemedim, utandım,
Doğum günün kutlu olsun, ya Rasülullah.
Hangi yüzle gelebilirim, ey cananım,
Kabri şerifine, mahcubum, Rasülullah.
Geçtiğin yollara halı olup, serilmek,
Terinden oluşan kokun olup, verilmek,
Yolunda ölmek için, çarmıha gerilmek,
Seni seven kul olarak, gitmek isterdim.
Her an aklımdasın, ancak boynum büküktür,
Yaptığım ibadetler ihlâssız, çürüktür,
Adi nefsim gideceğim yolda, kütüktür,
Kapında kıtmir olup, beklemek isterdim.
Sana gelecek yüz kalmadı, şu fanide,
Ölüm kapımı çalabilir, her ani de,
Şefaati isteyecek hal yok, canide,
Dünyada kaldık, cennette görmek, isterdim.
Sensiz cihanda güller mecalsiz açıyor,
Zalim Müslüman avında, zulüm saçıyor,
Ömer’ler yok, Cehil’ler dünya dolaşıyor,
Gelsen aramıza, kabre girmek isterdim.
5/5/2005
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:52 AM
Doksan Dokuz
Doksan dokuz eşit olur hep bire,
Senden kötü kimse olmaz nedense?
Sen sırtından indir hele bir kere,
Senden beceriksiz, kalmaz nedense?
Doksan dokuz gelmez gözler önüne,
Dönüverir hemen diğer yönüne,
Tükürsen bulaşmaz murdar gönüne,
Ne desen kulaklar, almaz nedense?
Sanki seni bilen, gören hiç yoktur,
Herkesin gördüğü, zararı çoktur,
Bir tökezlede gör ihanet haktır,
Doğru sözü diller, salmaz nedense?
Adın olsa dokuz inmez sekize,
Atarlar köşeye çıktın takoza,
Ağzınla kuş tutsan döndün sakıza,
En iyi deterjan silmez nedense?
Belinin ağrısı kimin neyine,
Güçlenir boynuzlar büyür boyuna,
Dursunî düşerse her tür oyuna,
Kimse onu bilmez, anmaz nedense?
31/01/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:52 AM
Doktor Bey
Gülden isim alan, Gülkent Hastahanesi,
Başhekîmi çiçeği burnunda Doktor Bey.
Göğüs cızır, cızır öter, almaz nefesi,
Başarılı hekim duydum sizi, Doktor Bey.
Cıvıl, cıvıl hizmete koşar hemşiresi,
Şimdi olmuş Göller Bölgesinin gözdesi,
Daha yetmez olmalı Türkiye incisi,
Daha çok hizmet verin insana, Doktor Bey.
Isparta, Gönen yol ortasında kurulmuş,
Solumaz ciğere temiz hava doldurmuş,
Son nefeste hastaya buseler kondurmuş,
Şu cennetin canan hekîmleri Doktor Bey.
Taşlar meydan okurlarken bitti ciğerler,
Sigara, içki bilmez şu gördüğün eller,
Dün dedem, babam, bugün ben sırada sizler,
Sağlıkçılar sigara içer mi, Doktor Bey?
Duvarı nem beni hayat gamı bitirdi,
Düşünmedim giden cebine ne verildi?
Ciğerler fos dedi olmayan akıl geldi,
Bizlere yardımcı olun, canım Doktor Bey.
Hak size düşürmesin eksikte etmesin,
İşiniz gerçekten çok zor dostum bilesin,
Güler yüz, tatlı dilli ol şifa verirsin,
Sizlere bir hayır dua yeter, Doktor Bey.
28/02/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:52 AM
Dostlarım
İtilip, kakılıp her dem horlanıp,
Mektuba yapışmaz, puldum dostlarım.
Çay, dere, ırmağa gittim zorlanıp,
Ummanlara aktım, doldum dostlarım.
Akıllılar maşa etti elinde,
Böyle şekil aldım baba belinde,
Kaldım hafif, gittim yağmur selinde,
Tanımadan sizi, çuldum dostlarım.
Aradım her yerde buldum sizleri,
Eskittim yaşlanmış halsiz dizleri,
Anlasam insanın nerde gizleri,
Kulların gönlünde, yoldum dostlarım.
Boşa geçmiş ömrüm sanki boşlukta,
Mutluluk var imiş sevgi, hoşlukta,
Çare aranmasın kara loşlukta,
Özümü bu yolda, buldum dostlarım.
Açmadan çiçeğim hemen solardı,
Mansurî yetişti havam bolardı,
Üstatlar uğraşsa şair dolardı,
Bulmadan sizleri, koldum dostlarım.
Adsız idim şimdi oldum Dursunî,
Mansur üstadımdan aldım dersimi,
Doğru yolda iken gördüm tersimi,
Gönlünüze mihman, oldum dostlarım.
04/09/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:52 AM
Dostum
Oynadın hayatta hep yanlış ata,
Yaşadın yarım asrı çıka, bata,
Ne evlat, avrat ne de bildi ata,
Boşa yaşadı, benim ahmak dostum.
Koydun ata et, ite ot yemedi,
Dost sandıkların hiç akıl vermedi,
O ciğeri beş para etmez dendi,
Sanki hiç yaşamadı, aptal dostum.
Utanan kötülük yapabilir mi?
Mevlâ’m her şeyden haberdar değil mi?
Yanan ciğere zehir verilir mi?
Hesaplar mahşere kalsın, be dostum.
Hangi sabahın akşamı gelmez ki,
Allah verir cezayı bilinmez ki,
Yürekten gelmeyince gülünmez ki,
Gülmeden geçti, ömür boşa dostum.
Nalladılar iti avlasın diye,
Kestiler koyunu meydan keçiye,
Öldürdüler atı yükler kediye,
Sen haline şükret, be şaşkın dostum.
Her günün güneşi sonunda batar,
Ömrünü hep mutlu yaşayan mı var?
Nasip olacağı şüpheli mezar,
Helâl kefenin hazır mı be dostum?
01/03/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:52 AM
Dostum Duydun mu?
Bizim Ercep olmuş sosyal demokrat,
O da evrimleşmiş, dünya duydun mu?
Babası ya eşek, ya da vahşi at,
O da katırlaşmış, atım duydun mu?
Tükürsem surata şükür yarap der,
Utanır yüzü yok peçeli gider,
Hortum, pipet, bardak idare eder,
Bulduğuyla içer, dostum duydun mu?
Teper onu, bunu gever, ısırır,
Dişleri çok sivri masum kırıtır,
Pişmiş kelle gibi her an sırıtır,
Pişkin suratsızdır, üstat duydun mu?
Çakalların nesli artıyor artık,
Neyi bulsa yutar uygun yaratık,
Cahillerin dostu bizler bıraktık,
Yürüyüşü yamyam, aslan duydun mu?
Isırdığı yara hiç iyileşmez,
Usulce yanaşır mertçe yüzleşmez,
Erkekçe görünür başı dikleşmez,
Namussuza misal, yiğit duydun mu?
Yazık olmuş kuduz ağzı salyalı,
Aşısı tutmamış boynuz dalyalı,
Kanmaz Eğirdirli yalan balyalı,
Tasmalı geziyor, itim duydun mu?
21/07/2006
NOT: Sözüm sadece bizim Ercep için.
Başkasına sözüm yoktur.
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:52 AM
Döner ha döner
Köylü kadın çökmüş düven üstüne
Öküzle beraber, döner ha döner.
Yabayla çevirir altı, üstüne
Sıcaktan terini, siler ha siler.
Çocukları gitmiş okula, eşe
Yaşlı beyle gider tarlada işe
Evlatlar zor doyar, muhtaçtır aşa
Üzüntü bildirmez, güler ha güler.
Çalışa, çalışa bükülmüş beli
Ağrıdan kıvrılmaz olmuştur eli
Acı haber duysa akar göz seli
İçten sessiz yanar, susar ha susar.
Harmanda kullanır dirgen, yabayı
Erkeğinden fazla harcar çabayı
Bacayı temizler yakar sobayı
Umutları tek tek, söner ha söner.
Makyaj, oje, ruju suratı bilmez
Bayramlarda bile güldüğü olmaz
Nasırlı el öpen duasız kalmaz
Hayali mum gibi, erir ha erir.
Aç, susuz sürünüp ekini biçer
Ilımış testiden suyunu içer
Çardak gölgesinde kendinden geçer
Boyunduruğunu çeker ha çeker.
Yüreği eziktir, sorulmaz hali
Üç beş garip elde gidecek salı
Dursunî’nin dili dikenli çalı
Anneler şefkati verir ha verir.
26/07/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:52 AM
Dört Sadık Dost
Çevremde dört sadık dost bulamadım, sağlığımda,
Pervane oldular menfaatleri olduğunda,
Selâmı bile vermediler karşılaştığımda,
Yan deli gönlüm, kimse kalmadı şimdi yanımda.
Herkese iyilik etmekti, her zaman muradım,
Dostlarım sanıp, kanlı düşmanlarımı suladım,
Sağlam yanım bırakmadılar, kırıldı kanadım,
Dört sadık dost bulmadan, boş geçen ömre yanarım,
Bir yörük çadırında dünyaya gözlerim açtım,
Çekeceklerim malum oldu, devamlı ağladım,
Hepsi doğru çıkınca, hayallerim sayıkladım,
Tecrübe edince düşmanı dostu ayıkladım.
Böyle giderse cenazem de ortada kalacak,
O gün inşallah neşeli dört sadık dost olacak,
Yılanlı, akrepli toprağa mezar kazılacak,
İstediğim dört sadık dosta bırakıp kaçacak.
Nefsim, evlat, mal, mülk bütün varlığın senin değil,
Senin ise niçin bırakıp gidiyorsun, gafil,
Aldırma nefsim aldırma, Allah’ın önünde eğil,
Affederse o affeder, dost, düşman seçmeyi bil.
26/1/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:52 AM
Dua
Bana duayı söyleten ve yazdıran yüce Rabb’ım,
Ne olur, yüzü suyu hürmetine şu alemleri,
Yarattığın, yüce kulunuz, Ahmed’i Muhammed’e,
Mahcup eğleme, şefaatini nasip et Allah’ım.
Gönül yanmayınca, dil söylemekten olurmuş aciz,
Yanamadığımdan, cemaline ulaşamam naçiz,
Utanıyorum sultanlar sultanı Rasülullah’ım,
Ver elini, yardım et, yanayım aşkınla Sultanım.
Çok seviyorum ama, yanmam için nurunuz gerek,
Nurun gönder, çıra gibi yanayım ya Rasülullah,
Bu sevgim sonsuz olursa, başka dostlar neye gerek,
Bir Allah, bir de senin sevgin bana yeter, Sultanım.
Allah’ım mahcup etme beni, sevgili kullarına,
Senin affını, sevgililerinin şefaatini,
Hak edecek duruma getir, beni öğlece yaşat,
Hesap günü, beni rezil eyleme, Yüce Rabb’ım.
30/03/2000
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:52 AM
Dursun Yeşil
Dursun göz açmış mevsim sonbahar,
Uslu çocuk olmaz adım Dursunî.
Renkli dünya gülmüş bende ilkbahar,
Sular akar durmaz, yadım Dursunî.
Uzun ince yolda yalnız yürüdüm,
Nankörü dost sanıp çift kol bürüdüm,
Yalın ayak oldum bazen sürüdüm,
Emel ettim buldum şadım Dursunî.
Şikayet edince isyan dediler,
İnledim açlıktan onlar yediler,
Lale olma murat, adım Dursunî.
07/09/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:52 AM
Dünya
Herkes birbirini iter tepeler,
Gücü yeten hakîm, olansın dünya.
Erkekmiş kulakta inci küpeler,
Sen evrimleşmişsin, çağdaşsın dünya.
Hiç körocaklara bakan bulunmaz,
Yalnızlıktan nefes verip alınmaz,
Garipleri soran arayan olmaz,
Davulu dengine, çalansın dünya,
Daracık giyinmiş açık düğmeler,
Konuşurken ağız büküp eğmeler,
Kolları dopdolu türlü döğmeler,
Bir sürü zırzopa kalansın dünya.
İnsanların grup, grup bölünmüş,
Sınıflar aynıysa selâm alınmış,
Dinli dinsiz ayrı yola gelinmiş,
Putperesti putla, koyansın dünya.
Küçükler büyümüş birden tozuşur,
Kendini bilmeden gizli gezişir,
Cicim ayı biter hemen bozuşur,
Cilvelilere tat verensin dünya.
Ot gibi yaşadım bir zevk almadan,
Dursunî sen de git gülün solmadan,
Azgın kurtlar avı yutar bölmeden,
Bileği güçlüye, mekânsın dünya.
12/10/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:53 AM
Dünyamız
Aynı hadisede biri sevinir,
Hep garipliklerle dolu dünyamız.
Biri perişandır seri dövünür,
Her çeşit canlının, yolu dünyamız.
Ölçüler ayarlı, ince hesaplı,
Boşa yaratılmış yoktur vasatlı,
Çok kazananda var bazen kısıtlı,
Fakirler zenginin, kolu dünyamız.
Cennet iki yurda ayrı kurulmuş,
Hakkaniyet ile sırrı verilmiş,
Kurala uymazsa başı vurulmuş,
Ahirete giden, yalı dünyamız.
Baksan dost görürsün kavga birazdan,
Anlaşma yaparlar yenir kirazdan,
Hasetten çatlayan yapar garazdan,
Acayipliklerin, beli dünyamız.
Arı gülden, çöpten topluyor balı,
Esmerin güzeli giyiyor şalı,
Doğuştan çirkinin sorulmaz halı,
Huzuru olanın, malı dünyamız.
Bazısı dört elle tutar sarılır,
Cennet arzulayan döner darılır,
Bütün yollar biter sona varılır,
Üç beş Hak dostunun, pulu dünyamız.
Fareyle kediler savaşı kesti,
Biz insanların hırs ateşi bastı,
Haklı, kaksız herkes kükredi esti,
Dursunî sen de, deli dünyamız.
29/12/2006
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:53 AM
Düşünselerdi
İnsanlar ne der diye düşünenler
Allah ne der diye düşünselerdi!
Hırsından birbirine eşinenler
Allah ne der diye düşünselerdi!
Hak, hukuku tanımadan yutanlar
Bile bile sapık yolu tutanlar
Eksik malı sağlam gibi satanlar
Allah ne der diye düşünselerdi!
Yarattım dercesine yürüyenler
Kaybettiği mallara erinenler
Öküzlerde buzağı arayanlar
Allah ne der diye düşünselerdi!
Dolu cepleri çokça taşıranlar
Dengesiz yükü sırttan aşıranlar
Yol danışmayıp düzde şaşıranlar
Allah ne der diye düşünselerdi!
Allah’ın hükmünü hiçe sayanlar
Fakirin donunu bile soyanlar
Evladı aç durup kendi doyanlar
Allah ne der diye düşünselerdi!
Sofraya zenginleri çağıranlar
Suçsuzu bulunca çok bağıranlar
Koltuğa çökünce tok böğürenler
Allah ne der diye düşünselerdi!
Zengin için dere tepe düz olur
İşini bilmeze bahar, güz olur
Dursunî’ye göre onlar, yüz olur
Allah ne der diye düşünselerdi!
– 30/07/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:53 AM
Düzen Bozukmuş
Yumar gözü, açar ağzı, düzen bozuk der
Mercek altına alsan onu, her haltı yer,
Namussuzlar namuslu kılığında gezer,
Kötü kim bilmem, herkes birbirin kötüler.
Müdür beyim görevinde bulmuşsa yolu,
Postacı para alıp, yapıştırmaz pulu,
Memur beyin odası bozuksa kim suçlu,
Herkeste karar aynı, düzen bozukluğu.
Hürmet masaya, makama, kürke oluyor,
Kimsesiz garipler, hastanede soluyor,
Doktor bey, hemşire hanım, çay yudumluyor,
Keyfi çatınca, hastaya doğru yürüyor.
Önce ben dürüst olmalıyım, her halimde,
O zaman konuşma hakkı olsun, kendimde,
Ele alınacak yanım yok, çenem zinde,
Biz dürüst olsak, düzelir düzenimiz de.
Devlet malı deniz, yemeyen keriz olmuş,
Kerizler azalmış, her yer uyanık dolmuş,
Kerizlerinde gitmesi gerekiyormuş,
O zaman meydanlar hep onların olurmuş.
Herkes uyanmış, benim gibiler yobazmış,
Yobazlar gitse, ülke çağ atlayacakmış,
Sokaklara, duvara sloganı yazmış,
Düzen bozukmuş, beyler devrim yapacakmış.
24/5/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:53 AM
Eczaneci
Raflarında ilacım yok mu eczaneci?
Bakıver, yoksa buluversen şu ilacı,
Şifası yok dediler, azrail gelici,
Kansermiş, ölümü, mezarı bekletici.
Bu ilaç dolar ile mi alınır abla,
Tedavi olmam mümkün müdür, şurup, hapla,
Dolar ne arar bende, hesabım lirayla,
Hapı da vermezsiniz, şu yeşil kartımla.
Yolda araba çarpsa, adamdı sanırlar,
Yoksa benim gibisini nasıl tanırlar,
Ameliyat param yok, aylar atlatırlar,
Sağlık güvencesini, önce istiyorlar,
Kapı, kapı dolaşıp, el açamam mahcup,
Banka soyuyorlar, öncesi sahip olup,
İlaç bana gerek, hırsızlık para bulup,
Tedavisiz dediler, vücut oldu harap.
Hanım yaşlı, evde o da hasta yatalak,
Evlat hayırsız, yarı açtır, yarı çıplak,
Merhamet et eczaneci, kolumda çolak,
Bulunur inşallah, mezarım yaptıracak.
Halimi anlatsam idareci birine,
Kovdu demesin diye, dinler öylesine,
Ya da kapıdan çevirtir mi bekçisine,
Şaşıp geldim, acılar öldürürcesine.
Bizim halimiz ne olacak güzel kızım,
Yürüyemez oldum, kalmadı eski hızım,
Dermansız bacaklar, gittikçe artar sızım,
Bu baş bende oldukça, yolunacak kazım.
18/4/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:53 AM
Efe Dayı
Seni de uzattılar musalla taşına,
Sıcak suya yandım, demedin Efe Dayı.
Muhtaç olmadan yaşadın kendi başına,
Götürdüler durun, demedin Efe Dayı.
Hazırlık yapıyordun soğuk mezarına,
Kavuştun sen kardeşlerin, anan, babana,
Yardım ederdin kapıda ki garibana,
Bırakıp gittik, seslenmedin Efe Dayı.
Okumadığın sözleri gerçek görünce,
Günah, sevap hepsi tamam getirilince,
Sevdiklerini yanında göremeyince,
Söyleyebiliyor mu diller Efe Dayı?
Seni doyurmayanlar ağladı giderken,
Yapmacık belli gözyaşlarını silerken,
Boğuşurlar bıraktığın malı bölerken,
Fayda etti mi dualarım Efe Dayı?
Soydular anadan üryan kaldın çorapsız,
Bir çorabı çok gördü dostların hayırsız,
Kalmadı çevremizde yaşayan ayıpsız,
Geldi düşmanlar, tükürmedin Efe Dayı.
Okuyorlarmış duayı yoldan geçerken,
Çok sıkıntı çekmiştin onları beslerken,
Haberi yoktu kimsenin sen *******ken,
Üşür, yak sobayı demezdin Efe Dayı.
Duyuldu acı haberin herkes toplandı,
Sevenlerin kalbine hançerler saplandı,
O ıssız yatağınız hemen hazırlandı,
Kapattık, örtmeyin demedin Efe Dayı.
16/05/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:53 AM
Efe Musa
Vay be Efe Musa fırtınan durmuş
Yürüyemez olmuş şu Efe Musa.
Hak iç hali dışa eksiksiz vurmuş
Doğrulamaz olmuş bu Efe Musa.
Daha dündü handa asıp, kestiğin
Kulakta hatıra kaldı estiğin
Taşlar ezilirdi yolda bastığın
Haylayamaz olmuş ey Efe Musa.
Kumarda zar sana uygun düşerdi
Fırsat bulsa hasmın kuyu eşerdi
Musa’m bilmedin mi insan beşerdi?
Dikelemez olmuş bey Efe Musa.
Sesini duyan kuş hemen konardı
Seven, sevmeyenler adın anardı
Seni tanıyanlar ölmez sanardı
Yakalamaz olmuş o Efe Musa.
Azrail çekinir gelmez sanırdın
Çevrende olanı iyi tanırdın
Yağa, bala zevkle ekmek banardın
Dizleyemez olmuş o Efe Musa.
Belki daha iyi günlerin görelim
Bir damla pislikten geldik erelim
Hak divanına dik başla varalım
Söyleyemez olmuş bu Efe Musa.
Bir varmış bir yokmuş masalı hayat
Yeter ki mutlu ol, ekmeğin bayat
Dursunî yetmiyor sendeki soyat
Anlayamaz olmuş şu Efe Musa.
– 30/07/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:54 AM
Efendi Olan Ben miyim?
Sevgili Atam, bizi efendiliğe yükseltti,
O vefat edince, bizim efendilik de gitti,
Kazma, kürek, karasaban ellerimiz eskitti,
Sevgili büyüklerim, efendi olan ben miyim?
Üç beş koyun, keçi, inek kapımızda besledik,
Vergisini almak istediler, inlerde gizledik,
Harmanı tınaz ettik, günlerce memur bekledik,
Saygı değer milletim, efendi olan ben miyim?
Çoğunun başın sokacak evi yok, çatı akar,
Bir düzine yetim çocuk, ele avuca bakar,
Ellerimiz, ayaklarımız nasırlardan çatlar,
Şampanya patlatanlar, efendi olan ben miyim?
Pazara getirdik, çökelik, sütü ve yoğurdu,
Bizi de Fatma Nine gibi analar doğurdu,
Yokluğun gözü kör olsun, elimizi kavurdu,
Sayın Kaymakam Beyim, efendi olan ben miyim?
Resmi daireye sokmadılar şapkalı diye,
Kolumun altında getirmemiştim, bir hediye,
Bugün git yarın gel, ya da gün verelim seneye,
Azrail beklemez ki, efendi olan ben miyim?
Okutmadılar, okursa adam olur sanarak,
Okuyanları gördük, oylar parmak kaldırarak,
Halime şükrediyorum, onlara acıyarak,
Adam olmaz dediler, efendi olan ben miyim?
Adam olmak kravat takmakla hasıl olsaydı,
Merkepte adam olur, altın semer vurulsaydı,
Kültürümüzü yükseltmemiz esas alınsaydı,
Cahil kalınır mıydı, efendi olan ben miyim?
1/02/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:54 AM
Efendim
Bir mübarek geceyi daha uğurladık,
Ne Allah’ı, ne şahsınızı hiç anmadık,
Başımız sıkıştı, el açmadan yalvardık,
Nasıl senden şefaat isteriz Efendim.
Ne kandilli, ne de sıradan *******de,
Dostumuz şeytan çağırır meyhane de,
Ölümü hatırlatmazdı, inandık bizde,
Hangi yüzle kevsere geliriz Efendim.
Her gün oyun masası bekledik köşe de,
Haram olanı yedik, elimiz şişe de,
******* geçirdik, ya üzgün ya neşe de,
Amelsiz sizden yardım istenmez Efendim.
Yeri geldi sana hakaret edip geçtik,
Ahireti unutup, fani yolu seçtik,
Genç gidenleri bile biz görmezden geldik,
Hangi kalple bir medet isteriz Efendim.
O zaman geri kaldı diye düşündük,
Sahip çıkan olmadı, gün oldu üşüdük,
Nice al duvak içinde gideni gömdük,
Hangi dilimiz dua isteriz Efendim.
Bilerek yapılan kötülüğü affetmem,
Sen bizi affeder misin Resulü Ekrem,
Salâvatı ağza almadan kabre gelsem,
O ahvalimle şevkat istemem Efendim.
21/9/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:54 AM
Eğirdir'imin Çiçekleri
Her konuda Eğirdirliye hizmet eder,
Çiçek gibi Ömer Ağa'nın melekleri.
Batı yakasından gelene hoş deldin der,
Renkleriyle Ömer Ağa'nın çiçekleri.
Neşesiz gelenlere gülümser her biri,
Sayısı, rengi düzenli ileri, geri,
Haz veriyor seyreden herkese renkleri,
Selâm verir, Ömer Ağa'nın çiçekleri.
Çok büyük emek veriyor işçileri,
Şu kaldırımlarda mest ediyor bizleri,
Koparırken görüyoruz edepsizleri,
Günaydın der, Ömer Ağa'nın çiçekleri.
Gökkuşağı rengi dikmişler sıra, sıra,
Eğirdir girsin yirmi ikinci asıra,
Gidene güle, güle der koku hatıra,
Güzel gelin, Ömer Ağa'nın çiçekler.
Dinlendiriyor beş dakikada parkları,
Döndürmek zeka ister hazır tüm çarkları,
Solmasın çiçekler, öğretelim farkları,
El sallıyor, Ömer Ağa'nın çiçekleri.
19/06/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:54 AM
Eğirdir
Bilseydim senin bu kadar güzelliğini,
Ömrümün her gününde gelirdim, Eğirdir.
Düşünseydim yolların sekiz çizdiğini,
İl için Ankara'ya giderdim, Eğirdir.
İsterdim senin eşsiz resmini çizmeyi,
Bulamadım sana vereceğim emeği,
Rab'bım düşünmüş istasyonla süslemeyi,
Sana ne denir ki, çok güzelsin Eğirdir.
Gözlerim aradı diğer ucun Hoyranı,
Büyüklerimiz topladı sana hayranı,
Olsaydı içerdik eski yörük ayranı,
Affet bizi yeterli sevmedik Eğirdir.
Baş döndürdü doğal harika, Oluklacı,
Yılda bir ziyarete geldik kardeş bacı,
Tertip edenler olur inşaallah hacı,
Hiç ölmek istemiyorum, sende Eğirdir.
Mest ediyor şu esen yellerin herkesi,
Bitmiş akciğer rahat alıyor nefesi,
Tüm insanlarımızın olmuşsun neşesi,
Türkiye'miz seni kıskanıyor, Eğirdir.
Gök kuşağının rengi görünür gölünde,
Yiyen ağız tadını bulur levreğinde,
Geç kalmışım çocuklar geldi gençliğinde,
Seksen ikinci il olmalısın, Eğirdir.
14/05/2006
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:54 AM
Eğridir
Seni içimden geldiği gibi anlatsam,
Müsaade eder misin ey Eğirdir’im.
Eğri olan sen değil, aslında bizleriz,
Bir de üzerinde gezip, tüküren keriz.
Üstünde ki sivri dağı kadar doğrusun,
Kuzey, güney, doğu uzanmış durumdasın,
Onlarca medeniyete beşik olmuşsun,
Eğri sen değil, ben ve benim gibilerdir.
Yedi yüz elli sene öncesinde bile,
Üç beşten fazla mert insan basmamış sana,
Eğri gelmişler, eğrilikte yükselmişler,
Sonra da utanmadan eğrisin demişler,
Berdei’ler, Burhanettin’ler gelip, geçmiş,
Yerlerine kan emen yarasalar gelmiş,
Senin dilin söylese, eğriler dinlese,
Yazacak kelime seçemedim nedense.
Seni yaratan, güzel şekilde yaratmış,
Yüzünü yönetenler kapkara karartmış,
Tarımı sevmeyenler, bahçeyi sarartmış,
Kiraz, nar, elma kadar güzelsin Eğirdir.
Eğrilik isminizde değil, bizlerdedir,
Samimiyet yok, sevgi süslü sözlerdedir,
Minarenizinde eşi yok, göklerdedir,
Isparta’nın en güzel ilçesi Eğirdir.
Dünya güzeli gölün çevren kucaklamış,
Tabiat ana ile sarmaş dolaş olmuş,
Bin defa boşalmış, yüz bin defa dolmuş,
Başka güzel ilçe yok, eşsizsin Eğirdir.
Herkes eğriliği başkasında görüyor,
Dost dosta kazık atmak için, ağ örüyor,
İt hırsıza değil, sahibine ürüyor,
Doğru ne kaldı, sana doğrusun deseler.
Takdirnameler sahtekârlara yazılır,
Dürüst olanların kuyuları kazılır,
Bir nefes sigara, rüşvet diye alınır,
Bunlara mezar, bir gün sinesinde yapılır.
Sor hesabını, onlar bağrına düşünce,
Eğrilikte madalya nasıl alınırmış?
Alanda, verende eğri olmasalardı,
Eğridir’im, sarmaş dolaş olurlar mıydı?
11/4/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:54 AM
Eli Boş Geldim Size
Altının değerini sarraf olan bilir,
Söke’de şairlerin büyüğü seçilir,
Benim gibisine davetiye verilir,
Bağışlayın beni, eli boş geldim size.
Çile çekmeyen ta ciğerden söyleyemez,
Bu yolun sonunda, zenginlikler beklemez,
Hedefim sarp yokuştur, dermansız diz çekmez,
Dışlamayın beni, eli boş geldim size.
Dünyada masum çocuklar kurşunlanırken,
Ağalar, beyler, lortlar sefa sürerlerken,
Son sistem arabalar, yatlar gezilirken,
İnsan sanın beni, eli boş geldim size.
Gülün dikenine katlanan bülbül olsam,
Dönmesem, kalan ömrümde Söke de kalsam,
Temiz kalpli sizlerle, bir an cennet sansam,
Selâm olsun benden, eli boş geldim size.
Secde et dediler, baş eğip, bel bükmedim,
Hep yalnız yaşadım, çakallardan ürkmedim,
Bu yolda makam, mevki, rütbe beklemedim,
Aptal biriyim ben, eli boş geldim size.
Şair dediğin kara günde dostun olur,
Seven sevdiğiyledir, kalbi bağ kurulur,
Saflığım hatamdır, bazen dilim burulur,
Cahil biriyim ben, eli boş geldim size.
24/8/2005
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:54 AM
Elma
Kalpleri koruyup rahat uyutur
Bütün hastalara dermandır elma.
Kanlar şekerlenmez olgun büyütür
İnsan sağlığında fermandır elma.
Kanları temizler mide bulanmaz
Damarlar sağlıklı olur, sulanmaz
Sinirler sistemli kalır, salınmaz
Rahat solunumda durmandır elma.
Şişmanlar zayıflar, gastritler yanmaz
Her gün bir tanecik yemeyen onmaz
Balla karıştırıp yiyenler donmaz
Bağırsak yumuşar dermandır elma.
Romatizma önler, idrar söktürür
Bakterileri çok acil döktürür
Sindirim rahatlar sağlam baktırır
Doktorun yazdığı fermandır elma.
Al, sarı, yeşili sıradır dalda
Güzel tadı yoktur arasan balda
Elma yiyenler geç gidiyor salda
Sağlıklı hayata varmandır elma.
Eğirdir’e özel dünya elması
Dileğimiz güzel halde kalması
Çok hoş olur ruha huzur salması
Ekim’de bahçede harmandır elma.
Eğirdir elması çiftçi geliri
Tadına bakmadan ölen deliri
Hiç yemeyen yese hemen beliri
Dursunî’den duyun dermandır elma.
04/10/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:55 AM
Elveda Derken
Seyretmek gün sonu batan güneşi,
Yorgunluğu günün elveda derken,
Sis kaplar uzaktan bulunmaz eşi,
Güneş Eğirdir’e hoşça kal derken.
Sararmış bir yaprak daldan düşerken,
Kendi sonum gibi hayal ederken,
Ömrü tamamlamış yere inerken,
Akşamın güneşi, gidiyom derken.
Sallanan, yüzenler kendi halince,
Dalgasız hoş sefa bekler gelince,
Güneşe el sallar ay belirince,
Ay ışıklı gece, merhaba derken,
Gittikçe moraran hüzünlü dağlar,
Üstlerine gelen geceye ağlar,
Doğan yıldızlar, ay, cazibe sağlar,
Güneşe elveda ay geldim derken.
Tüm renkler ahenkli, tatlı bir gece,
Anlayabilene alem tek hece,
Dünyada Eğirdir eşsiz bilmece,
Uğruna can kurban, Eğirdir derken.
Ayın sulieti göle yansırken,
Sevgilinin biri gelip giderken,
En güzel ilçemiz Eğirdir derken.
Beklenen yeni gün, hoş geldin derken.
07/08/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:55 AM
Emekli 1
On sekiz, yirmi de başlamış işe
Beyazlaşır saçlar, olur emekli.
Hayatına devam bulur bir köşe
Beş vakit camide, olur emekli.
Çeyrek asrdan fazla ömrü çalışır
İpten kurtulmuştur çok zor alışır
Genelde, geride fazla kalışır
Kahve köşesinde, kalır emekli.
İtile, kakıla yaşar yılları
Aslandır, kediye verir yolları
Yamalı, ütüsüz giyer çulları
Maaş kuyruğunda, ölür emekli.
İşini bilmişse takım kurmuştur
Hedef on ikiden her an vurmuştur
Makam aldığında selâm vermiştir
Saygı gösterilmez, olur emekli.
En büyük rütbeyi almış olsa da
En alt basamakta kalmış olsa da
Kasalarla malı çalmış olsa da! ! !
Üç beş dost içinde, kalır emekli.
Ömrün son çeyreği azimden düşmüş
Esen rüzgârları hızını kesmiş
Çevresinde dönen dostları küsmüş
İş işten geçmiştir, bilir emekli.
Sırma dişler, siyah saçlar dökülür
Giydiği elbise her gün sökülür
Dursunî’nin sözü boşa ekilir
Sözleri duyulmaz, olur emekli.
11/05/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:55 AM
Emekli 2
Alışık almaya ayda maaşı
Üç ay da almayı, bekler emekli.
Banka kuyruğundan gider naaşı
Ölçülü harcayıp, ekler emekli.
Kuruş hesabını önceden bilir
İşporta, işçilik elinden gelir
Torunu yanında marketi bulur
Yorgundur, omuzdan solur emekli.
Kenara atılmış sel taşı gibi
Yanakta kurumuş gözyaşı gibi
Kalemle çizilmiş kız kaşı gibi
Uzaklardan belli olur emekli.
Özü gitmiş azı kalmış günlerin
Ağrı geçmez yatsa döşek yünlerin
Neye fayda eder bitmiş ünlerin
Ah çekip de nefes, salar emekli.
Öksürükten gece hoplar yatakta
Her çeşit hastalık haplar yutakta
Günler geçer cami ya da batakta
Ağzının suyunu, salar emekli.
Torunlar yanında dadılık yapar
Evlat kavga etse kadılık yapar
Gücü yeter bazen cadılık yapar
Karın tokluğuna, kalır emekli.
Ne dese kesilir ağızda sözü
Bebek olmuş artık bağlanır bezi
Dursunî alıyor güçlü önsezi
Başa geleceği, bilir emekli.
11/05/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:55 AM
Emret Sultanım
Hayırlı sabahlar işte terliğin,
Tamamdır bulaşık, emret sultanım.
Ters yandan mı kalktın nedir şerliğin?
Çay, şeker karışık, emret sultanım.
Külü döküp hemen silktim sobayı,
İlk gün gibi sana yaktım abayı,
Yeter canım yandı indir sopayı,
Kalmasın kırışık, emret sultanım.
Kedi, fare, tilki, kurt ahbab oldu,
Halimizi cümle insanlar bildi,
Sosyeteyi meşhur edeni çuldu,
Sansınlar barışık, emret sultanım.
Siz beğendiyseniz buyur alalım,
İstediğin handa duyur kalalım,
Gücümüz yeterse kayar çalalım,
Bilsinler karışık, emret sultanım.
Korkumdan titrerim suratı asma,
Ağır gelmez oldu boynumda tasma,
Beni savunurken sakın ha tırsma,
Bilmezler yılışık, emret sultanım.
Yirmi dört saat ayakta dursam,
Seni sevmeyenin boynunu vursam,
Ayağını her gün öperek sarsam,
Bilmezler alışık, emret sultanım.
Karnımı doyursan olurum kulun,
İstersen paspas et kalırım çulun,
Dursunî'yi harca elinde pulun,
Bilmezler yatışık, emret sultanım.
07/02/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:55 AM
Enflasyon
Kınayıcı kınadığını yaşar derler,
Ölü, dede, dervişlerden nefret ederler,
Enflasyon canavarına pençelendiler,
Diri Derviş’lerden medetceğiz beklerler.
Amerika kin kusar perde arkasından,
Telefon edip, gönül alır şakasından,
Bizi ne bey eder, ne öldürür sam amcan,
Acımasını istiyorlar, enflasyondan,
Onların enflasyon ile dertleri yok ki,
Çocuk okutup, okula gitmediler ki,
Milyonlar aidatı vermediler ki,
Beyler ne bilsinler hali, gariplerdeki.
Onlar gökten zembille inmediler bize,
Oy verdik, beş yılda bir kavga, döğüş size,
Torpilliyi memur ettiler, bakar söze,
Oylar aldılar delegeden, geze, geze.
Bana ne deyip suçu attık başkasına,
Sonra da şikâyet ettik, suçsuzcasına,
Sözlerimi olur onların enflasyona,
Pazar çantası, çevreden bedavasına.
Derdi deve olmayan deveyi görmezmiş,
Üretimin dışında, enflasyon düşmezmiş,
Alınan borçlar ne ile ödenecekmiş,
Diri kaçarsa, ölü derviş beklenirmiş.
21/4/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:55 AM
Erkeğiz
Kalmadı serlerde eski erkeklik,
Çekmemiş babaya, kazak erkeğiz.
Giymedik o kaldı mini eteklik,
Benzemez ataya, çöpten erkeğiz.
Sofrayı getirir, der kalk sultanım,
Ne yersen bulayım, emret cananım,
Haşlanmış yumurta hazırdır hanım,
Kılıbık şekilli, kavat erkeğiz.
Hanımlara uyduk kulak küpeli,
Enselerde saçlar cinsi şüpeli,
Düşük pantol belde, göbek tepeli,
Olduk diplomalı, evcil erkeğiz.
Gülüyor hanımlar başta peruğa,
Avrat çaya gider bizler çocuğa,
Her türlü yemeği koruz ocağa,
Emirlere uygun, kalıp erkeğiz.
Babaya benzemez oldu çoğumuz,
Tutmaz sözümüzü tek çocuğumuz,
Bol geliyor sırta şov gocuğumuz,
Avrupaileştik, entel erkeğiz.
Eğse kaşı hanım hemen susarız,
Vurunca enseye hepten kusarız,
Dursunî söyleme sese pusarız,
Baksa yan gözüyle, şekil erkeğiz.
05/09/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:55 AM
Eşsiz Türkiye'm
Dün öbürleriydi seni soyanlar,
Çok bereketlisin, eşsiz Türkiye’m.
Bugün diğerleri sende doyanlar,
Hortumcuya mekân, sessiz Türkiye’m
Başkasında görür kendini görmez,
At gözlüğüyledir gerçeği sormaz,
Başka dürüst yok der sözünde durmaz,
Rahat gecen geçmez, düşsüz Türkiye’m.
Zerreni koparan acele yutar,
Ele geçirirse sağlamca tutar,
Kendi burnu yamuk keyifli yatar,
Oylar boşa gitti, başsız Türkiye’m.
Nice Fatih’ler şu bağrında saklı,
Kimseye söz denmez hep onlar haklı,
Boş boyun kalmadı tasmalar taklı,
Ebediyete git, yassız Türkiye’m.
Durumun mucize eşsiz güzelsin,
Hepimizde hortum bolluk, gazelsin,
Sana acımazın yüzü çizilsin,
Ak yüzün karardı, ıssız Türkiye’m.
Kendini ak sanır dört yanı kara,
Gözleri açılır görünse para,
Secde tam yapmazsan sokuyor dara,
Ne hallere geldin, taşsız Türkiye’m.
Ellerde fırçalar leke sürülür,
Seni sevenlerin topu dürülür,
Dursunî söylese sual sorulur,
Düşmanları çatlat, taçsız Türkiye’m.
18/03/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:56 AM
Evet de Sevgilim
Zalim felek yeter, çektiğim çile,
Erem ben murada, et müsaade,
Leyla’mı arıyorum gurbet elde,
İnsafın mı kurudu, kahpe felek,
Halime bak acı, oldum perişan,
Ahı kalmaz, gerçek severse insan.
Çifte turnalar gibi, gel uçalım,
İkimizi bulmasınlar, kaçalım,
Felek artık bıraktı yakamızı,
Rab’bımız birleştirsin ikimizi,
Çevremize hep mutluluk saçalım,
İkimiz için evet de sevgilim.
2/8/1981
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:56 AM
Ey Hacılarım
Atam Osmanlının alçak duvarı,
Gökdelen otelde kalır kıralım.
Kâfire yaptırmış yüksek duvarı,
Otelde yatmayın, ey hacılarım.
Kakışarak görür, bilir modeli,
Sokakta dolaşmak işi gideli,
Yaşı yetmiş üstü eli yedeli,
Düşeni ezmeyin, ey hacılarım.
Kırk metreli yola çadırı kurmuş,
Önüne oyuncak satıcı durmuş,
Yatağını atmış başını vurmuş,
Zorluktan bezmeyin, ey hacılarım.
Toruna, evlada düşü hediye,
Bayılır yollarda gelir sediye,
Günahsızmış artık çıkar vadiye,
Zikirsiz gezmeyin, ey hacılarım.
Yaptığınız son şart var mıdır dördü?
Cenneti kazanmak zorumuş gördü,
Hırsızlık, zinayı yaparken kördü,
Ahidi bozmayın, ey hacılarım.
Tavafta dolanır sohbet ederek,
İtişir, kakışır eve giderek,
Dursunî de geldi ruhsuz yaparak,
Dönüşte azmayın, ey hacılarım.
24/12/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:56 AM
Ey Merhamet
Dolmuş miadı para misali kalplerden,
Kaldırılmışsın tedavülden, ey merhamet.
İnsanlık sevgiyle dolu sinelerden,
Kazıyıp atmışlar zerreni, ey merhamet.
Kurutmuşlar kökünden doğan bebek hasret,
Arttı tansiyonlar düşmüyor hiç hararet,
Kalmadı vatandaşımda mertlik, cesaret,
Çoktan defnedilmiş cenazen, ey merhamet.
Rol değişti atadan evlat tecrübeli,
Karıştırdık birbirine akıllı, deli,
Patlayacak bombayız hep, çekilse teli,
Konuşur ağzı olan, sensiz ey merhamet.
Silinmişsin tabiatın her zerresinden,
Görmez gönül gözü sevmeyen yüreğinden,
Kalmışız mahrum büyüklerin şefkatinden,
Vermedik seni neslimize, ey merhamet.
Olmazdı kavgalar aramızda olsaydın,
Olurdu huzur zemzem gibi sunulsaydın,
Gündüzler bitmezdi gül olup kokulsaydın,
Karanlık gece, sensiz dünya ey merhamet.
Gözlüyor yolunu yerde gezen karınca,
Yaşasa herkes insan gibi kararınca,
Anlşılır yokluğun sokakta yatınca,
Yoktur tadı, tuzu dünyanın ey merhamet.
14/06/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:56 AM
Ey Milletim
Düzgün söylemeyince, dışarı atılan,
Yetiştirdiği yok pahasına satılan,
Avrupa için diplomalılar yapılan,
Aldatılan, uyutulan yüce milletim,
Bu gösteriş tutkusu bizlerde olursa,
Bir harf hatasından, kağıtlar yırtılırsa,
Aydınlık odada lambalar yanıyorsa,
Daha çok yakamız yırtarız, ey milletim.
Hep birlikte lüks hayattan vazgeçmeliyiz,
Böyle giderse, batağa gömülmekteyiz,
Bir kağıttan ne olacak dememeliyiz,
Damlaya, damlaya göl olur, ey milletim.
Bir değil, bin Derviş deva olmaz bize,
Aklı başımıza alıp, bakmazsak söze,
Avrupa kalemle giriyor içimize,
Yarın iş işten geçer, hal kalmaz milletim.
Mazisi derin bir millet olan bizlere,
Kandık altınla kaplı, süslü boş sözlere,
Düşmanlar intikam için bakar izlere,
Acınacak hale düşeriz, ey milletim.
Kahve köşesinde vakit öldüren beyler,
Ülkemizi bu krizler kötü etkiler,
Düşünsek acaba gelir mi iyi günler,
Daha çok hayalle bekleriz, ey milletim.
Aferin diyene alkış, düştük ardına,
Yatırımlar yapmadık, hazırlık yarına,
Ne bıraktın, borçtan başka torunlarına,
Bir oy der geçer, çok tekleriz ey milletim.
11/5/2001
Dursun
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:56 AM
Ey Sevgi
Var olduğunu söyler herkes menfaate,
Kanlı düşman kesilirler eller tetikte,
Görüntün ancak yemekli birliktelikte,
Ey sevgi hortumsuz yerlerde bulabilsem.
Son harmanını ben doğmadan kaldırmışlar,
Zerrelerini birbirinden ayırmışlar,
Gelmemek üzere bir daha dağıtmışlar,
Ey sevgi seni bir defacık, bulabilsem.
Olmuşsun kedi misali kuyruk sallamak,
Biter ortaklıklar, başlamıştır aklamak,
Kesilir fatura, ezilir alt basamak,
Ey sevgi hayalini son kez, bulabilsem.
Gider gariplerin işleri taka, tuka,
El öpünce teselli görür şaka, maka,
Seçimden seçime bir kez yapılır toka,
Ey sevgi muhtaç sana dünya, bulabilsem.
Göstermelik çiçek misali sunulursun,
Çıkarın olduğu her yerde bulunursun,
Biter istek lop midelere yutulursun,
Ey sevgi, hangi midedesin bulabilsem.
Alınıp satılmıyorsun sorsam pazardan,
Bellerimiz oldu kambur yenen azardan,
Dayısız hakkını alamıyor sezardan,
Hayaline hasretim, ah bir bulabilsem.
16/06/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:56 AM
Ey Sevgili Sultanım
Aciz emrinize amadedir, Sultan’ım,
Yaptığım hatada kulağımı çek benim,
Dikkat etmeye çalışsam da çok cahilim,
Ne desen haklısın, ey sevgili Sultan’ım.
Sana itiraz etmem, pisliğe batmışım,
Ben her şeye cahiliyette alışmışım,
Yeter, çalışıp tek, tek temizleneceğim,
Bazen de ikaz et, ey sevgili Sultan’ım.
Kör kaz gibi elime geçeni yutmuştum,
Kılçıklıymış, yırtıldı daracık boğazım,
O güzel yumruğunuzla eğilsin ensem,
Vurduğun yer gül olsun, sevgili Sultan’ım.
Sultan’ımsın ayağına nalın olayım,
Belki o zaman bir nebze değerlenirim,
Giydiğin nalınları gördüm, hüzünlendim,
Haddim bildir bana, ey sevgili Sultan’ım.
Mevlâna diyorsa yolunun tozuyum,
Ben de Mevlâna yolu, tozu olmalıyım,
Sana yolundayım diyemem, saygısızım,
Çek kulağım kopsun, ey sevgili Sultan’ım.
Bunları dil ucuyla söyledim bilirsin,
Bana bu halimle söyleme ümmetimsin,
Diyemem sana asla, benim sevgilimsin,
Her günde azarla, ey sevgili Sultan’ım.
Seni görmekten, duymaktan, çok, çok gafilim,
Devran Dede, aramızda sana kefilim,
Ona da her zaman hürmetsizlik ederim,
Sana ne söylerim, ey sevgili Sultan’ım.
29/6/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:56 AM
Ey Yunus Emre
Ruhumun derinliklerine, gömdüm seni,
Aranan her şeyi verensin, Yunus EMRE.
Dünyada kavuşmadık ya, mahşerde beni,
Kucakla, al kollarına, ey Yunus EMRE.
Manevi zirvedesin, gönlün enginlerde,
Senin gibi, söyleyebilmek seherlerde,
Şu başım çiğnensin isterdim, eşiklerde,
Alınacak daha çok ders var, Yunus EMRE.
Gelen, geçen herkes suratıma tükürsün,
Makamınıza giden yol bana görünsün,
Razıyım, sünepe nefsim, yerde sürünsün,
Yeter ki, sen davacı olma, Yunus EMRE.
Hepiniz birer yıldız misali geçtiniz,
Elimizden tutacak, birine muhtacız,
Sadeliğin, kul olmada, rehber, tacımız,
Bir yıldız buldum, o da sensin Yunus EMRE.
Kıyamete kadar, ismin cihanda bakî,
Işığın yeter, sönse yıldızlar, gökteki,
Emsalin gelmemiş, aramızdadır belki,
Mahcubum, affına sığındım, Yunus EMRE.
Türkiye’min, yıllarca ekmeğini yedik,
Nice Yunus’ları sana emanet ettik,
Onları razı edecek, hizmet etmedik,
Fazla üzmek istemem, seni Yunus EMRE
29/03/2002
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:56 AM
Eyledin Beni
Seni hiç tanımamış, sevmemiş olsaydım,
Bir bakışınla yakıp, kül eyledin beni,
Ömür boyu yalnızlığımla, tek kalsaydım,
Bir hisle hayatımda, toy eyledin beni.
Çaldığın kalbimi, geriye verir misin?
Kendin gelmesen, hayalinle gelir misin?
Yüreğinle olmasa da, bir güler misin?
Tek nazınla ruhuma, nar eyledin beni.
Ölürsem kabrime, bir demet çiçek gönder,
Beni mutlu etmeye fazla gelir, yeter,
Edilen yana kâr kalmaz, eden de çeker,
Bir tek sana yalvardım, kul eyledin beni.
Karşılıksız bir sevgiye kapıldım, yaya,
Gül gibi sevgili ararken, o sert kaya,
Gizli gülüyor, alıyor beni alaya,
Bütün insanlara, gülünç, eyledin beni.
Yaşanmamış bir aşkla seviyordum, kaçtın,
Beni korkunç cehennemin dibine attın,
Suçum seni sevmekten başka neydi, astın,
Zalim cellatlara mahkum eyledin beni.
Seni Rabb’ım özenmiş de yaratmış, cansın,
Ruhuma hayat verecek taptaze kansın,
Dursun sana, ne kadar istersen yalvarsın,
Kapında kuyruk, sallayan eyledin beni.
06/10/2005
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:56 AM
Fadime
Gençlik yıllarımda gördüğüm kadın,
Kalbimi o gün de, yaktın Fadime.
Dilimden düşmüyor, tespihtir adın,
Yeşeren filizi, yıktın Fadime.
Yaktığın ateşin sönmüyor koru,
Cevaplanmamış tek kaldı mı soru?
Sensiz geçti ömrün meçhule narı,
Rüyalarımda sen, çıktın Fadime.
İlk sözlerin hâlâ bende çınlıyor,
Yorulan yüreğim halsiz dinliyor,
Nefsim çektiğine pişman inliyor,
Gençliğimde hara, çaktın Fadime.
Moraran yüzümden, bildin halımı,
Ustaca yapmıştın güzel çalımı,
Sizle geçen vaktim oğul balımı?
Koydun ateşlerde, baktın Fadime.
Sanki o gecede ikinci aydın,
Verdiğin sözlerden aynı gün caydın,
Koşu öğrenecek doru bir taydın,
Beynime kurşunu, sıktın Fadime.
Beyhude gezerken her gün şafakta,
Ansızın olsaydın birden afakta,
Benim olacanı bilsem ufukta,
Benden neden erken, bıktın Fadime.
Olgun başak öne eğer boynunu,
Zalimin bozmadın ince oynunu,
Dursunî’nin bomboş koydun koynunu,
Bin parçaya bölüp, ektin Fadime.
17/02/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:56 AM
Fark Etmez
Herkes karnı tok, insan gibi yaşasa,
Kimsede olmaz, ne üzüntü, ne tasa,
Yer kalmaz anarşi, kargaşa, kaosa,
Yönetimin ne olduğu fark etmez.
En iyi yönetim şekli cumhuriyet,
Baştakiler sürmezse daim keyfiyet,
Herkese iş, ev, araba memnuniyet,
İsminin ne olduğu bizce fark etmez.
Mutluluklar yüzlerden belli olmazsa,
Ailede sert fırtınalar koparsa,
Mahallede eşkıyalık yapılırsa,
Muhtarın kimlerden olduğu fark etmez.
Herkes açım diye sokakta bağırır,
Zalim masumları alaylı çağırır,
Doyan da, doymayan da her gün bağırır,
Yöneticiler acımazsa fark etmez,
Yöneticilerden acizlenmemek lazım,
Suçluyuz, hepimiz deriz nemelazım,
Şimdi ne söz bizim, ne de çalan sazım,
Yolunacak kazım, yolanlar fark etmez.
Çocuklar okula gider, ister harçlık,
Bilmeyene düz yol olur, kara taşlık,
Uyanmasınlar, başta takılı başlık,
Uyansak da göç gitti, artık fark etmez.
Millet, devlet el ele sahip çıksaydık,
Acı günler için hazırlık yapsaydık,
Terörlerden bir menfaat ummasaydık,
Huzur olurdu, geçmişten ders alsaydık.
13/3/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:56 AM
Fen Lisesinde
Sevindim gençlerim emin ellerde
Cennet Isparta’mın, Fen Lisesin de.
Huzur kokuyorum esen yellerde
Melek öğretmenler, Fen Lisesin de.
Nadide bahçenin çiçeği güzel
Görevli öğretmen, müdürü özel
Yönetim nizami disiplin tüzel
Kalplerin güneşi, Fen Lisesin de.
Dünya yarışında geçtiler başa
Liderlik yazıldı minicik taşa
Eşit davranılır bakılmaz kaşa
Ana, baba, evlat, Fen Lisesin de.
Bir harf öğretene kırk yıl köleyim
Öğretmenim senin için öleyim
Gözlerinden akan yaşı sileyim
Gönül Sultanları, Fen Lisesin de.
Yurdun dört yanından öğrenci gelir
Başarı sırrının dersini alır
Yarının umudu, ışığı olur
Süleyman Demirel, Fen Lisesin de.
Vefakârdır müdür Lokman Kaplan,
Gemiyi batırmaz şuurlu kaptan,
Ayıkla Dursunî samanı saptan,
Zeki öğrenciler, Fen Lisesin de.
21/03/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:57 AM
Garip Köylüyüm
Bir arzuhalim var, koltukta oturana,
Ayaklarını indirmeden, döndü bana,
Kükredi, benzedi saldıran bir aslana,
Tir, tir titredim, çünkü ben garip köylüyüm.
Bel bükmem yetmedi, istiyor benden secde,
Efendilik unutuldu, hep eğildikçe,
Kardeş kardeşi ısırmaz, toplu yedikçe,
Seçimden seçime hatırlanan köylüyüm.
İki tatlı söze kanar, ağzım sulanır,
Yağ çekmeleri bitince, midem bulanır,
Bu baş ben de olunca, daha çok aldanır,
Konuş beyim konuş, yutan garip köylüyüm.
Onlar gelmeden muhtar sofrayı hazırlar,
Şahane yemezlerse, belki de kızarlar,
Bir imzayı atmayıp, ayakta azarlar,
Rüşvetin adı hediye, garip köylüyüm.
İnanır görünsem de, yuttum sanmayınız,
Biz uyanırsak, siz koltukta kalmayınız,
Türkiye’yi cennet parçası yaptırırız,
Ceylan postunda aslan, ben garip köylüyüm.
17/05/2004
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:57 AM
Gariplikler
Nice kâfirler var camiden çıkmaz,
Gariplikler dolu, fani dünyamız.
Nice Müslüman var camiye bakmaz,
Çelişkiler dolu, fani dünyamız.
Yahudi ağlayıp bakar duvara,
Müslüman sokakta gezer avara,
Düşmanlar sahiptir uçak savara,
İlginç işler dolu, fani dünyamız.
İnandım sanıyor kitaba bakmaz,
Hadisi, sünneti düşünüp, takmaz,
Hayırlı iş için birlikte akmaz,
Muziplikler dolu, fani dünyamız.
Fareler kediyi, çakallar kurdu,
Kovalamaktan çok yoruldu durdu,
Benzerleri canlı doldurdu yurdu,
Kurtçuklarla dolu, fani dünyamız.
Su taş görse boyun eğiyor güce,
Yolu bilmeyene işleri cüce,
Kirli eli öpen oluyor yüce,
Anlaşılmaz dolu, fani dünyamız.
Aynı din, aynı dil, farklı el açar,
Baş dik, göz kapalı kendinden geçer,
Şeyhin abdest suyu, dökmeden içer,
Müritlerle dolu, fani dünyamız.
Her günahı işle gidiver hacca,
Af varmış, garanti veriyor hoca,
Eşinin ardında yürüyor koca,
Dursunî’ler dolu, fani dünyamız.
06/05/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:57 AM
Geçti Beni
Bugün iyimser bir şiir yazmak istedim,
Ne yazık bu bayramda deldi geçti beni.
Tüm günahlarımı doğmadan işlemişim,
İyilik ettiklerim, sildi geçti beni.
Ne kötü insanmışım hale bende şaştım,
Düz ovada bütün işleri karıştırdım,
Kime neler ettim eski deftere baktım.
Gözyaşını sildiklerim, pas geçti beni.
İnşallah kimsenin yaptığı yana kalmaz,
Bu insanoğlu daha asi olup, azmaz,
Kör ocaklar ne olacak düşünen olmaz,
Kucakladıklarım, görmeden geçti beni.
Yaratılan Allah’a nankörlük ederse,
Herkes eline geçeni sormadan yerse,
Düşeni gören görmezden gelip geçerse,
Yarasalar içinde kaldım, çarptı beni.
Herkesin geçtiği köprüden geçemedim,
Her bulduğumu helâl sanıp içemedim,
Ahiret için kılıf bulup biçemedim.
Dost sandığımın oku, deldi geçti beni.
15/1/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:57 AM
Geçti İş İşten.
Doğrulabilseydin, yolda yürürdün,
Ders almayanlara, tam tükürürdün,
Sen de bizim gibi kürkü sürürdün,
Dikildi taşların, geçti iş işten.
Diriltilsen tekrar aynı yaşardın,
İlk gün bize bakıp biraz şaşardın,
Gittin erken yaşta bence başardın,
Çatıldı kaşların, geçti iş işten.
Söylüyor dillerin ses vermez toprak,
Duyulsa sesiniz incinir yaprak,
Anlatıyor taşlar sessiz bakarak,
Verdin son nefesi, geçti iş işten.
Anlatsan durumu yine duymazlar,
Yazılmış kitapta açıp uymazlar,
Yaşanır keyfince kışta buymazlar,
Keskin dilin sustu, geçti iş işten,
Dünya malı yığar yüzler binlerdin,
Söyleneni masal sanır dinlerdin,
Son nefes gırtlakta sonsuz inlerdin,
Tabuta koydular, geçti iş işten.
Bir yudum su veren olmaz kapıdan,
Şeytanla birlikte çoktur sapıtan,
Örnek fabrikayız bilsek yapıdan.
Aldın son abdesti, geçti iş işten.
Hani nerde masum evlat sanılan,
Fani dünya süsü her an kanılan,
Kaç fatiha okur farklı anılan,
Örttüler üstünü, geçti iş işten.
14/08/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:57 AM
Gel
Binbeşyüz yıldır yolda kaldı gözlerimiz,
Gel, artık dayanacak hal kalmadı bizde.
Eğilmekten doğrulmaz oldu bellerimiz,
Gel, emanetine sadık kalmadı, bizde.
Geldiğin günlere götürdüler bizleri,
Kâfirlere çöktürdüler kimsesizleri,
Allah'a değil kula eğdiler dizleri,
Gel, kırk değil, kırkbin kez eğilenler bizde,
Yolunda kaldı belki üç, beş garip yalnız,
Eniştesiyle beraber yaşıyor baldız,
Zalime değil masuma battı çuvaldız,
Artık, tükürülecek yüz kalmadı, bizde.
Camiler doldurduk sözlerinden habersiz,
Kabrine koşup gittik dini terbiyesiz,
Haller perişan oldu, ümmetin lidersiz,
Cana can katan sözüne, muhtaçlık bizde.
Hurafeler dini ibadet çoğumuzda,
Maddi tok, manevi açlık çocuğumuzda,
Hediye diye rüşvetler koltuğumuzda,
Yüzüne bakacak gözler kalmadı, bizde.
01/02/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:57 AM
Geldim
Suya hasret toprak misali, can ararım,
Sora, sora ta Söke de bulmaya geldim.
Yol yordam öğretecek bir üstat sorarım,
Söke de var dediler, dinlemeye geldim.
Söke düşmandan kurtulmuş, bayramı varmış,
Huzur istemeyenler, çevremizi sarmış,
Uyandıracak şairler, bur da toplanmış,
Yazarlar elinde kalem olmaya geldim.
Yalnızlık bağrıma artık ağır geliyor,
Dost olanlar hasreti çok iyi biliyor,
Bu yolda hedef tutan, Söke de söylüyor,
Ben bir kaç kelimecik öğrenmeye geldim.
Kaybolmuş o medeniyeti arıyorum,
Her taşın altına ümitle bakıyorum,
Siz dostlar, üzerinde onu görüyorum,
Medeni insan olmayı, sormaya geldim.
Mert kişinin kültürü alnından okunur,
Sözlerim anlamayanlara çok dokunur,
Kravatı takmakla adam mı olunur,
Söke’nin anahtarını almaya geldim.
Söyleyin, Aydın Söke de yer gök inlesin,
Bizi bilen bilmeyen her insan dinlesin,
Açılalım Ege’ye dört yana ses gitsin,
Ülkemin her yanında bilinmeye geldim.
Arif, Necip, Akif’ler yok, bomboş bu meydan,
Benim gibiler çıkmış, atıyor boğazdan,
Daha nice kahraman çıkar aramızdan,
Ben de şairliğe aday olmaya geldim.
13/9/2005
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:57 AM
Gelir Karşına
Bekârken kolaydır bol kepçe atmak,
Tüm asi sözlerin, gelir başına.
Gençlikteymiş huzur içinde yatmak,
Uykulu gözlerin, gelir karşına.
Her haliyle güzel geçer o yıllar,
Bilinmez kıymeti ağarır kıllar,
Geçilmiş otoban, patika yollar,
O günkü dizlerin, gelir karşına.
Ahkâm kesip, biçmek hepsi boşumuş,
Temkinli hareket etmek hoşumuş,
Bekâra boşanmak kolay işimiş,
Acıklı tezlerin, gelir başına.
Ekilen çıkıyor er geç hayatta,
Şimdi gör sonunu fikri dayatta,
Atarlar sokağa sırtı soyupta,
Yolunmuz kazların, gelir karşına.
Başta takke iken olursun nalın,
Ölmeden bölünür birikmiş malın,
Belki de küfürle taşınır salın,
Torbanda kozların, gelir karşına.
Bayramdan bayrama bekle anarlar,
Seni horlayanlar sonsuz sanırlar,
Çorapsız gidince ağlar, yanarlar,
Garip kuşlar konar, gelir taşına.
Dursunî ibretler görüp alınsa,
Genç, ihtiyar herkes dürüst olunsa,
Kötülük olmasa sevgi solunsa,
Savrulan tozların, gelir başına.
03/01/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:57 AM
Gelmedin
Her gün sabah aynı saatte arıyorum,
Hâlâ gözlerim yollarda kaldı, gelmedin.
Ama bir gün geleceğini biliyorum,
Güzel hayalin karşı kıyıda, gelmedin.
Ömür boyu yolunu gönülden beklerim,
Geleceğini biliyorum, ümitliyim.
Dolanma gölün kıyısını, el veririm,
Hep nöbetlerimde donup kaldım, gelmedin.
İnat etme n’olur, nazlanmaya son ver de,
Gel artık, derman kalmadı, dizde ve serde,
Seni affetmezsem, hesap zor olur mahşerde,
Canıma can katacak, ruhunla, gelmedin.
Bir değil bin ömrü sana feda ederim,
İstersen yaşarken cehenneme girerim,
Sevdamı, Ferhat-Şirin yaşamadı, benim,
Göl üstünden gelmeni bekledim, gelmedin.
Mahşere kadar bu nöbete geleceğim,
Aşkıma cevap vermesen de, seveceğim,
Ben Mecnun misali tarihe geçeceğim,
Ateşimin közleri söndü, sen gelmedin.
22/09/2005
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:57 AM
Gıdaklamakla
Memurluğa girdim arka kapıdan,
Yirmi beş yıl geçti, apalamakla.
Fesadı insandır sandım yapıdan,
Gerçek dostu sordum çapalamakla.
Ömürler geçiyor yalpalamakla,
Para kazanıyor çalkalamakla,
İşler gördürülür dalkavuklukla,
Aslımı korudum, dabalamakla.
Riya dolu sözü ayıramadım,
Fırsatı bulunca kayıramadım,
Boynuma bastılar bağıramadım,
Doğruyu bulmadım, kabalamakla.
Dünyayı kurtarsam mahşer batıyor,
Doğru tartıp versem işten atıyor,
Yalancı hünerli her gün satıyor,
Ayırmak istedim, yabalamakla.
Sana hasretimden rüzgârı yardım,
Ömür bitiverdi gerçeğe vardım,
Mazimi top yekün sineme sardım,
Kârım bende kaldı, çabalamakla.
Hindi olmak yetmez reklâm gerekli,
İşler yolda gider yelken direkli,
Başa bela alır fazla meraklı,
Tavuk yemi bulur, gıdaklamakla.
Doğru düzgün sözü söyleyemedim,
Beyleri gölgemde eyleyemedim,
Bazı kulları da meyleyemedim,
Dursunî laf eder, sadalamakla.
06/01/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:58 AM
Gibi
Dilinde iftira etrafa çatar,
Aynısı kendinde farklıymış gibi.
Çamura gömülmüş battıkça batar,
Temizim sanıyor, yıkanmış gibi.
Elin gavuru der kendine bakmaz,
Sevgiyle çağlayıp gönüle akmaz,
Büyük, küçük görse umruna takmaz,
Çıkar meydanlara, insanmış gibi.
Şahadet söyledim sanıp inanır,
Şirkten ayrılamaz Müslüman sanır,
Etiketli görür şeklinden tanır,
Kula secde eder, yaratmış gibi.
Değişen hali yok aynı geziyor,
Oruçla eğlenir hemen teziyor,
Hem dalga geçiyor hem de beziyor,
İmandan habersiz, inanmış gibi.
Her konu sayılmış inceden ince,
Akıl başa gelir kabre inince,
Suallere cevap net istenince,
Mel, mel bakar gözü, dilsizmiş gibi.
Hurafeler boyda fetvalar uygun,
Hayatın her türlü zevkine doygun,
Helâl diye yutar yediği soygun,
Eli kirli görür, temizmiş gibi.
Dursunî’nin hali herkesten beter,
Gerçeği görmeze ibretler yeter,
Mahşerde kulları sıratı seçer,
Cennet umar gönül, hak etmiş gibi.
04/10/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:58 AM
Gidiyom
Kim kimi seviyor hesapsız bilmem,
Bir yaran bulmadan geldim, gidiyom.
Menfaatler önde görmeden silmem,
Bir damla olmadan seldim, gidiyom.
Her sevginin ardı dayalı çıkar,
Ortaklıklar kurduk devleti yıkar,
Dışı seni içi beni hep yakar,
Dereye gelmeden göle, gidiyom.
Hele cebin bitsin gör seviyor mu?
Kuruduğun zaman bak görüyor mu?
Muhtaç olduğunda kol geriyor mu?
Sevgi bulamadan seni, gidiyom.
Her yüze güleni dostum sanmıştım,
Kara günde elden tutsa kanmıştım,
İbret almasaydım beter yanmıştım,
Şöyle bir dünyaya baktım, gidiyom.
Semerin üstünde bulunur binen,
Belini bilmezler yeter ki enen,
Ses etsen olursun kötü bilinen,
Herkesi taşıdım yalnız, gidiyom.
Verince son nefes soyarlar teni,
Tanıyamaz bilen çıplakken beni,
Giydirirler boydan bulunmaz yeni,
Doğduğum haldeyim donsuz, gidiyom.
Dursunî arıyor yansız seveni,
Bulsam istemeden yaram deveni,
Görmedim ibadette çok eveni,
Karşılıksız seven, dostsuz gidiyom.
13/10/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:58 AM
Gitti
Doğunca düşmüşüm karanlık yola,
Yürünecek bir yol olmadı gitti.
Umutla yapıştım kırılan dala,
Uzanacak bir dal, kalmadı gitti.
Ay doğduğunda da, güneştir sandım,
Yüzüme gülene aldanıp kandım,
Sonra içten, içten dumansız yandım,
Sarılacak bir bel, gelmedi gitti.
Herkese uygunca davran dediler,
Doğru söylemedi uzman dadılar,
Kararda yanıldı başkan kadılar,
Öpülecek bir el, çıkmadı gitti.
Rüzgârlar hep farklı esti karışık,
Sevmeyenle bile olmam barışık,
Yaktılar bilmedim bazen mor ışık,
Rahatlatan bir yel, esmedi gitti.
Türkçe ile dedim bütün sözleri,
Bulamadım nerde, insan gizleri,
Kula yalvarmaya çökmem dizleri,
Yol gösteren bir kul, doğmadı gitti.
Dillerde kemik yok her yöne döner,
Umutla uzansan ışıklar söner,
Azıcık sert konuş suratlar iner,
Yalan söyler bir dil susmadı gitti.
Herkes nefse göre bilerek söyler,
Kimseyi darıltmaz farkında beyler,
Dursunî eğilse şaşırır baylar,
Kurtaracak bir kol, tutmadı gitti.
13/12/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:58 AM
Gizli Sırlar
Alabilene her çiçekte bal bulunur,
Arı olmayan vardığı gülden kovulur,
Yaratılmışa o sır ezelde konur,
Anlayabilirsen, Allah’a kul olunur,
Bir hücredeki sır bile çözülemiyor,
Han, kendi ve güneş çevresinde dönüyor,
Hücrede molekül aynısını yapıyor,
Anlayan anlar, gerisi gafil kalıyor.
Alemi çevrenden ibaret sanmayasın,
Daha nice örnekler mevcut anlayasın,
Handaki inciye aldanıp, kanmayasın,
Ömür kısa, gün sayılı, aldanmayasın.
Seni yaratan boşa yaratmış değildir,
Çevrene bak, ibret alınacak nelerdir,
Düşünüp arayanlara, her şey misaldir,
Başkasında arayana, örnek kendidir.
Pisliğin arasından gelen sütü içer,
Bunca rızkları verene de sitem eder,
Kendine baksa, gücü ne yapmaya yeter,
İnsandan aciz yaratık yoktur, bilseler.
Göz bebeğinde ki, sırrı anlayabilsek,
Bir tek hücreli canlıları incelesek,
Başka nasihate gerek yok, görüversek,
Zerrede alemler görünüyor, hissetsek.
Herkeste gaye kısa yoldan köşe dönmek,
Merak etme, yaratan rızkını verecek,
O nefeste, rızkta sayılıdır, gelecek,
Kullanılan yerlerin adı görülecek.
23/5/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:58 AM
Gönül
Bir güne gülmeyen yüzle başladın,
Bozulmuş bağda ne, ararsın gönül?
Çileli ömründe gülü taşladın,
Ormansız dağda ne, sararsın gönül?
Tohum ekilmeyen çorak tarlada,
Terbiye görmeyen çocuk barlarda,
Korunmayan çiçek soğuk karlarda,
Doğmamış sevgiyi, sorarsın gönül.
Anan, baban ölmüş dökülen evde,
Ağacı kurumuş sökülen çevre,
Ruhları tarumar canları sevde,
Kaybolan insanlık, yeşersin gönül.
Taşlaşmış kalpleri ara sıradan,
Hoş et gönülleri sever yaratan,
Nemlenir ekilen çıkar aradan,
Kuru da olsa ek, biçersin gönül.
Umutsuz olmadan bekle yarını,
Yaratan verecek senin kârını,
Dağıt masumların hep efkârını,
Bir gün meyvesini, toplarsın gönül.
Her türlü tasayı içe atarsın,
Yakında asayı ele tutarsın,
Elinde olanı tezden satarsın,
Bu kafayla erken, batarsın gönül.
Hoyrat gül dalına yalnız konmuşsun,
Sarmayan kollarda berbat donmuşsun,
Dostlar kazığından çokca yanmışsın,
Tecrübelenince, bitersin gönül.
Beğenip konmazsın ormanda güle,
Bir gün döneceksin savrulan küle,
Varsın olsun sana yazılan çile,
Yarın toprak altı, olursun gönül.
Mekân seçtiğin bir çalı dalıdır,
Her karış milletin özel malıdır,
Kıymeti değerli insan nalıdır,
Daldan yere hızlı, inersin gönül.
Ne güzel kafese koymuş yaratan,
Belli ömür geçer nefes sıradan,
Alırlar seni de bir an aradan,
Aheste, aheste, gidersin gönül.
Yalan dünya malı yığar coşardın,
Elde etmeye yol bulur koşardın,
Gerekirse karlı dağı aşardın,
Daracık mezara, sığarsın gönül.
Yetimi iterek dönerdi başın,
Eleştirilince çatardı kaşın,
Tabuta konunca yok arkadaşın,
Hesabını yalnız, verirsin gönül.
Dursunî sözüne değer verilmez,
Açmayan ağaçtan güller derilmez,
Bir insan her zaman bunca yerilmez,
Acep sen ne işe, yararsın gönül.
28/11/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:58 AM
Gönül Dostları
Kara gün dostu mu nerde bulursun?
Hortumcu birliği, gönül dostları,
Düşsen ellerine harda solursun,
Zevk sefa grubu, anıl dostları.
Davetten davete koşup gelirler,
Dernek başkanları coşup belirler,
Jüri oluşturup en çok bilirler,
Dünyası tozpembe, sanıl dostları.
Serbest yazıp serbest gezip yaşarlar,
Şiir okumaya yavaş koşarlar,
Fikrine ters olsan fazla taşarlar,
Torpilli kullardır, sanal dostları.
Üç beş kelimeden şiir yazarlar,
Yedikçe bedava hepten azarlar,
Birbirine kuyu derin kazarlar,
Gelirler davetsiz, kanal dostları.
Sanırsın kültürlü senden cahildir,
Laf ebeliğinde toptan ehildir,
Birebir sahiplik çoktan sefildir,
Söz de dost sanılan, yanal dostları.
Her birinde ayrı yaşanmış anı,
Dursunî dikkat et sözünü tanı,
Oluşur hakkında, çok kötü kanı,
Yalan sevgi bağlı, gönül dostları.
21/09/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:59 AM
Gönül Evimde
Bir pekmez çanağı sebeptir işe,
Kovulduk kibarca, baba evimde.
Hayatı tanıdım iş düştü başa,
Sıkıca sarıldım, yürek evimde.
Kravat bağladı iki yakamı,
Bilmedim gerçek mi, yoksa şaka mı?
Düz demi yaşadım, bastım faka mı?
Yirmi beş yıl geçti, gönül evimde.
Müdürü görünce ters ilikledim,
Kızınca evrakı çok delikledim,
Düşünce görmedi hep meliklerim,
Ömür harda geçti, gönül evimde.
On dört Kasım dokuz yüz seksen üç den,
Özledim iki bin yediyi içten,
Belim doğrulmuyor kaybettim güçten,
Has gitti pas kaldı, gönül evimde.
Kravat yetmedi adam olmaya,
Rengim değişmedi koltuk almaya,
İsteseydim her an hortum bulmaya,
Secde yapamadım, gönül evimde.
Sanki yaşanmadı yirmi beş yılım,
Başta akıl yoktu, kalmadı kılım,
Üç, beş dostla gider yakında salım,
Son çeyreğe girdim, gönül evimde.
Gelen, giden, gören, duyan horladı,
Kalbimde ateşi herkes korladı,
Dursunî yaşadı ama zorladı,
Huzurla yaşadım, gönül evimde.
22/03/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:59 AM
Gör
Miyavlamasına aldanıp bakma,
Kuyruğa basta gör, kedi dostun mu?
Sana yalvaranı görünce akma,
Alacak iste gör, gerçek dostun mu?
Kuzu gibi meler emince biter,
Koç olunca arka ayakla iter,
Sen de ona muhtaç olunca yiter,
Menfaat asta gör, düşsüz dostun mu?
Sakin deniz olsan senden içerler,
Dalgalı görseler hızlı geçerler,
İşinden atılsan deli seçerler,
Ölünce yasta gör, eşsiz dostun mu?
Bir de suç bastırır üstüne gelir,
Efendi demezler enayi bilir,
Hiç umursamazlar, istersen delir,
Boranlı este gör, sessiz dostun mu?
Denizlerin karnı geniş götürür,
Rüzgâr bulutları sürüp getirir,
Aslımız toprakta rızkı bitirir,
İnsandan iste gör, dilsiz dostun mu?
Sütün sağılırken her an emerler,
Kuldan utananlar son gün gömerler,
Dursunî’yi uygun bulan semerler,
Bağları kasta gör, elsiz dostun mu?
26/04/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:59 AM
Gör Hele
Oğlum var diyerek güvenme sakın
Avradın koynuna girsin, gör hele.
Kızım var sanarak sevinme sakın
Damadın koynunu görsün, gör hele.
Elin, ayakların sağlam tutarken
Tek, tek boğazından lokma yutarken
Yatağını kendin yapıp yatarken
Görürken söylerler, körsün, dur hele.
Muhtaç olurlarsa yalpa yaparlar
Alasıya dek her yola saparlar
Elinde bulurlar, mille kaparlar
Muhtaç olmuyorsan, pirsin gör hele.
Verdiğin bağlardan üzüm beklersen
Sözleri susmayıp hemen eklersen
İyilik yapmayı azcık teklersen
Senden kötü yoktur, şersin dur hele.
Bakarlar diyerek bağışla evi
Sokakta görürsün eğilmez devi
Orta yere çıkar evladın yivi
Suya ekmek banar yersin, dur hele.
Parça kızıl etten adam ettiğin
Başı ağrıyınca koşup gittiğin
Onun için bütün malı sattığın
Sırtından bıçağı vursun, gör hele.
Bilen bilir söyler, inanan olmaz
Kötülük yapanın yanına kalmaz
Dursunî anlatır, cevabı bulmaz
İnsanlar bu hale, varsın gör hele.
07/07/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:59 AM
Gördün mü Ata'm?
Günde sekiz saat beni seyredersin,
Sana layık çalışıyor muyum Ata'm?
Ağzım var, dilim yoktur insan bilirsin,
Bizi hiç hortumsuz gördünüz mü Ata'm?
Emme basma tulumbadır başlarımız,
Emir verir oldu en şaşkınlarımız,
Tahlilde bozuk çıkıyor kanlarımız,
Hortumsuz etiketli, gördün mü Ata'm?
Başı sallamam kararname yazarlar,
Kul hakkı yemeden gün geçmez azarlar,
Doğru söyle döner koltukta kızarlar,
Benden de nefret, ediyor musun Ata'm?
Makam verilince adam oldum sandı,
Geçici olan kolruğa hep aldandı,
Battıkça battı, batağa tam saplandı,
Temiz bir devlet memuru, var mı Ata'm?
Keçiler Abdurrahman Çelebi oldu,
Temiz olan vatanseverler kovuldu,
Şehitler üzgün, gaziler pişman oldu,
Kurtardığınıza pişman mısın Ata'm?
Takla atmaktan vakit kalmıyor işe,
Herkes memnun değildir ellerde şişe,
Türkiye'm de sahipsiz kalmadı köşe,
Seni seven kaç kişi, sevgili Ata'm?
Emanetçiler ziyarete gelince,
Söyle onlara utandır usulünce,
Bazende çiçekle gelirler sinsice,
Kimin ne olduğunu bilirsin Ata'm?
18/03/2006
Dursun
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:59 AM
Görmeli
Birisi kaybeder, biri kazanır,
İmtihan dünyası, sonu görmeli.
Her çeşit meyveyle diri bezenir,
İsyanlar şükürle, sona ermeli.
Yan yana ağaçlar meyveler renkli,
Milimetrik hesap ayarlar denkli,
Aynı ana, baba, evlatlar cenkli,
Sabırla işleri, sona dermeli.
Kimisi doğuştan birine muhtaç,
Çöplükten yiyecek toplayan çok aç,
Kul kula yardımcı olsun ihtiyaç,
Kötüler mahşerde donu görmeli.
İyilik meleği yardıma koşar,
Garip sevindikçe iyice coşar,
Ekmeği bölüşür o üçer beşer,
İyiler ahirde, hana girmeli.
Baykuşlar köşede serçeyi kapar,
Kul hakkı düşünmez rüşvetli yapar,
Babasını arka ayakla teper,
Cezalar dünyada canı görmeli.
Alabora, tufan sardı çevreyi,
Her gün yapıyoruz kısa devreyi,
Dursunî çarpıldı sonsuz gevredi,
Kuluna yaratan, geni sormalı.
29/01/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:59 AM
Görmüş
Başımı kaldırıp gezemiyorum
Yaptığını bilmez, atadan görmüş.
Güzsüzüm, suçluyu ezemiyorum.
Yaptığını bilmez, anadan görmüş.
Başa türban örtmüş, açık yakası
Açık gezenlerden fazla çakası
At tepmiş misali bazen şakası
Yaptığını bilmez, atadan görmüş.
Her yanı açıkta sergide beden
Izdırap çekiyor mezara giden
Nasıl çözüm bulur fetvayı eden?
Yaptığını bilmez, öteden görmüş.
Herkes dileğince gezip, yaşıyor
Vücudu sığmamış, şaldan taşıyor
Yaratan kulları görüp şaşıyor
Yaptığını bilmez, babadan görmüş.
Kulluğu unuttuk yağmurlar dindi
Kavuran sıcaklar başlara indi
Topraklar çatladı kuraklık bindi
Yaptığını bilmez, anadan görmüş.
Açık, benden fazla okumuş ayet
Mahşerde hesabı çözümlü gayet
Dededen torpil var ödenmiş diyet
Dursunî çevreyi tepeden görmüş.
– 25/07/2007
Dursun
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:59 AM
Gösteriyor
Ben bu kırk yedi yılı ne zaman yaşadım,
Dökülen saçlarım, yaşadığımı gösteriyor,
Binlerce imtihan geçtim, şükür başardım,
Çevremdekiler beni kötü gösteriyor.
Bana yetsin dedim, metelik hesapladım,
Kemerde delik kalmadı, sıktıkça sıktım,
Ölümü düşünüp, hazırlık yapmamıştım,
Beyazlaşmış sakalım, kabri gösteriyor.
Sırtımdakilere bile yaranamadım.
Ayakları yere değince, ben yakıldım.
İyilik ettiklerime bir, bir çarpıldım,
Yaşadıklarım, saflığımı gösteriyor.
Hortumsuz döner koltuğa hiç rastlamadım,
Devlet malı deniz deyip, ben de yutmadım,
Akıllılar arasına giren, olmadım,
Kürksüz oluşum, aptal diye gösteriyor.
Herkes çıkarının peşinde, uyanıkmış,
Kabirdeki, hesabı herhalde yok saymış,
Yapılanlar yana, onca kâr kalacakmış,
Hesap, kabirde yandığımı gösteriyor.
30/10/2005
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 09:59 AM
Gül
Kaderimin bağında, bir gül açılsa,
Ekmeğim, her şeyim yaprakları olsa,
Verecekleri gülden başka olmasa,
Sevdikçe kokusu odama saçılsa,
Ellerimden düşmese, bir an solmasa,
Rahim olan Allah bizi kavuştursa,
Dedim ki, cananıma ver o güllerden,
Ellerim, gözlerim coşsun sevincinden,
Mevlâm bize de acısın, sabır versin,
İlerde bizi hep mutluluk, beklesin,
Razıyım kuru ekmek bizi beslesin,
Aç susuz kalsam da beni doyuransın,
Mecnun misaliyim, peşinden geldikçe,
Leyla mı oldun sanki dağ, taş kaçarsın,
Al yanına götür beni uzaklara,
Yeter artık sen benim ol, bende senin.
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:00 AM
Güllerin Gülü
Bir Ramazan geldi aynı hüzünle,
Yine dilim tutuk, Medine gülü.
Kevsere gelirsin nurlu yüzünle,
Benim dizim kütük, Mekke’nin gülü.
Bizlere uğraşla ömür tükettin,
Ümmetini gerçek yola sökettin,
Dünya kurulalı hasret bukettin,
Benim gözüm bükük, alemin gülü.
Sıkışır söyleriz sana salavat,
Masumu görünce olduk kalavat,
Elektrik kaçak onca kilovat,
Alaturka işler, cihanın gülü.
Güller boynu eğri açılır güne,
Geldiğin zamanın aynısı gene,
Gelsen şaşırırsın mirasın dine,
Koksam burnum sıkık, güllerin gülü.
Filistin, Irak’ım Yezid’le dolu,
Yahudi’nin eli Müslüman kolu,
Çeçen’i ağlattı Rusya’nın solu,
Şefaat isterim, mahşerin gülü.
Masum gelmiş garip gidiyor dinin,
Hiçbir kula yokmuş intikam, kinin,
Dursunî kokmaya hasret terinin,
Muhammed Mustafa, Allah’ın gülü.
22/09/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:00 AM
Gülsün Isparta'm
Sende yaşamış nice adsız medeniyet,
Haritamızın süsüsün sen ilelebet,
Sende yaşamaya eşdeğer değil cennet,
Alınan her nefes bir tarihtir, Isparta’m.
Gül desem zaten gülüyorsun insanlara,
Halını sorsam döşeniyorsun yollara,
Elmayı desem dopdolusun yarınlara,
Güzelliklerini saymalıyım, Isparta’m.
Söylenenlere gezmeyen çok zor inanır,
Bugün gelse giden gördüğüne şaşırır,
Ağ örülmüş yolların ülkemi dolaşır,
Akdeniz bölgesinin, gelini Isparta’m.
İlçelerin kucağında arkanda Burdur,
Gül, elma, halı, göl özelliklerin çoktur.
Ilık ikliminde yaşayan huzur bulur,
Hangi cazibeni saysam, gülsün Isparta’m.
Hepsi birbirinden şık ilçelerin vardır,
Toros dağların daha sonbahar da kardır,
Halı dokuyan kızlar eli kınalıdır,
Seni bilmek sende yaşamaktır Isparta’m.
Her çeşit meyveyle süslüdür bahçelerin,
Kiraz, elma, armut, vişne, kırda güllerin,
Üzüm bağları, tabii, suni göllerin,
Saymakla bitmez, güzelliklerin Isparta’m.
13/03/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:00 AM
Günah İşler mi?
Ana, baba, dede, nineler gitti
Ölümü duyanlar, günah işler mi?
Gidenler kefenli, kefensiz yattı
Cenaze yuyanlar, günah işler mi?
Karışık yatmışlar çocuk, genç, yaşlı
Birazı rahattır, çoğu gözyaşlı
Döşekleri toprak, kum, sivri taşlı
Halleri görenler, günah işler mi?
Hepsinin hayali erkenden bitmiş
Taş üstünde taşı koymayan yitmiş
Nemrutlar, Kayserler baş eğip gitmiş
Halleri derenler, günah işler mi?
Peygamberler, adsız evliya kullar
Eşini kaybedip yaşayan dullar
Namerde değmemiş nurani eller
Hallere erenler, günah işler mi?
Söyleyecek söz var izinleri yok
Hak bilen bulunmaz namaz kılan çok
Açlar kıvranırken rahat yatar tok
Zekâtı verenler, günah işler mi?
Herkes garantide çözümü bulmuş
Adalet gözetmez beş eşli kulmuş
Fakirin sırtından tüyleri yolmuş
Namaza duranlar, günah işler mi?
İki dünya hali birebir bağlı
Yeryüzü kurulmuş her çeşit dağlı
Dursunî’m sarılmış, çevresi ağlı
Sonsuza varanlar, günah işler mi?
25/04/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:00 AM
Günü mü Olur?
On dört Şubat sevgililer günü cananım,
Anasız, babasızların günü mü olur?
Seni seviyorum desem hızlanır kanım,
Başı dik olmayanların, günü mü olur?
Sevmeseydim bunca yıl kölen olur muydum?
Gece, gündüz esas duruşta durur muydum?
Çeyrek asır aç yaşayıp doyurur muydum?
Benim gibi kılıbığın günü mü olur?
Sert baktın, kapı ardında aldım soluğu,
Komşular insan sandılar bu korkuluğu,
Horozluk rüya kabul ettik tavukluğu,
Benim gibi sünepenin günü mü olur?
Maaş kartımız elinizde tutsak oldu,
Alacaklılar beni borçlular seni buldu,
İcralardan yakam daha bu ay kurtuldu,
Kapında kulluk yapanın günü mü olur?
Önüme konan yemeye sesim çıkmadı,
Dayaktan ağlasam, gözyaşlarım akmadı,
Dost sandıklarım halime dönüp bakmadı,
Emrinde nöbet tutanın günü mü olur?
Karşınızda dikilmekten yoruldu dizler,
Sizlere köleyiz görüntüde erkekler,
Yine de yaranamadık ne ister sizler?
Boynu emrinde olanın, günü mü olur?
Bağırınca tir, tir titrerdim huzurunda,
Çanta ben de, para sen de gezdik pazarda,
Sen beğendin beraber yedik sofralarda,
Ağzı var, dili yok garibin, günü mü olur?
Kadınlarda ala franga yürüyüşler,
Kaliteli sigara, gözlerde sürmeler,
Savaşlarda bile ezilmedi erkekler,
Biz kader mahkûmlarının, günü mü olur?
Sopayı görünce arkamı dönmedim mi?
Yalakalık olsun diye dost yermedim mi?
Yerime bin kez öl dedin de ölmedim mi?
Benim gibi zavallının, günü mü olur?
Kaşın çatılınca kuzu gibi olurum,
İste yeter ki gece yarısı bulurum,
Benim çektiklerimi çekmesin çocuğum,
Cehennem yaşayanların, günü mü olur?
14/02/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:00 AM
Güzel Isparta'm
Otuz iki numaralı Türkiye ili
Güzelliklerini söyler, tabiat dili,
Seni kirletenin kırılmalıdır eli,
Dünyanın cennetisin sen, güzel Isparta’m.
On iki emsalsiz ilçe sana bağlıdır,
Eğirdir içlerinde en sivri dağlıdır,
Bahçeleri mor yeşil, salkım saçaklıdır,
Eşi bulunmaz diyarsın, güzel Isparta’m.
İle benzer ilçe Yalvaç, görmeye değer,
Antik şehre uğra, gezmek istersen eğer,
Az gitsen Şarkikaraağaç’a yol düşer,
Türkiye’min elmasısın, güzel Isparta’m.
Küçük ilçelerden yol üstü Uluborlu,
Ovası, elma, armut, kirazlarla dolu,
Solunda Senirkent, sağında Keçiborlu,
Anlatmaya kelime yok, güzel Isparta’m.
Binlerce genci mezun eden okul Gönen,
Giden sevinir, pişman olur geri dönen,
Cumhurbaşkanı çıktı, ilçen Atabey’den,
Renk, renk dokunan halısın, güzel Isparta’m.
Kalbine uzak ilçen Yenişarbademli,
Ovasında pancar, arpa, buğday ekili,
Gelendost’unda Miryokefelon mazili,
Tarihin altın sayfası, güzel Isparta’m.
Dağı, ormanı, engin dumanlı Sütçüler,
Genci çalışıyor, kalmış yaşlı garipler,
Zindan mağara orda, Aksu’ya gidenler,
Göller bölgesinin gülü, güzel Isparta’m.
Çevrendeki komşu şehirler kıskanıyor,
Elma, üzüm, dut pekmezi sende kaynıyor,
Gölcük’te manzaralar, seyre doyulmuyor,
Yedi harikadan biri, güzel Isparta’m.
18/11/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:06 AM
Güzel İsimler
HAKEM, HALİM, ÂLİM, AZİM, ADL, ALİYY, AZİZ,
Güzel isimler senin, biz kullar aciziz.
HAY, HAMİT, KAHHAR, AHİR, AFÜV, BARİ, HAK, BERR,
Yolunda çıkmaz oldu, hiç birimizden ter.
BASIT, KABIT, BASİR, KAVİY, BATIN, MÜSAVVİR,
Biz uyuduk, dünyaya hakîm oldu, kâfir.
KAVİY, KAYYUM, CAMİ, CEBBAR, BEDİ, EL BAİS,
Alın teri kazanç arama, işler bahis.
BAKİ, MUKTEDİR, KEBİR, KERİM, EVVEL, CELİL,
Yeryüzünde kalmadı, müslümandan rezil.
MECİD, LATİF, MELİK, FETTAH, GANİY, MÜMİN, DARR,
Kul olmadığımızdan mekânlar bize dar.
MUİZ, KADİR, GAFFAR, GAFUR, MUKADDİM, HALIK,
Seni zikri unuttu, olta yuttu, balık.
MÜZİL, MUKİT, HAFIT, HABİR, HADİ, MUAHHİR,
Aklı başa toplatır, girilecek kabir.
MÜHEYMİN, MUKSİT, MALİKÜL MÜLK, MUĞNİ, MANİ,
Şeytana uyduk, bilmedik dünya bir fani.
MÜTEKEBBİR, HASİP, HAKÎM, MÜNTEKİM, KUDDUS,
Yıllardır Müslümanlara hasrettir Kudüs.
MÜBDİÜ, RAHİM, RAFİ, METİN, MUHSİ, REZZAK,
Biz vefasız kullara vermektesin erzak.
MUİD, MUMİT, MACİD, EL MÜTEAL, EL MUHYİ,
Verdiğin nefesi, her yerde kıldık zayi.
NAFİ, RAKİP, RAUF, REŞİD, MÜCİP, ER RAHMAN,
Sana şükür etmeye bulamadık zaman.
SELAM, SEMİ, SABUR, CELLE CELALÜH, TEVVAP,
Hangi amelle isteye biliriz, sevap.
SAMET, ŞEKÜR, ŞEHİT, VARİS, VAHİT, EL VALİ,
Yolunda var mı bilmem, güvenilir veli.
VACİD, VEHHAP, VEDÜD, VEKİL, VELİY, EL VASİ,
İmansız evlatlar, her gün ataya asi.
HU, ALLAH, EZ ZAHİR, ZÜLCELALİ VEL İKRAM,
En büyük insan, peygamber Rasülü Ekrem.
19/9/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:08 AM
Güzelin
Uzun, ince örgü yapar saçları,
Bakınarak yürür, yakıyor canı.
Görenin yüreği, yanar içleri,
Sakınarak gelir, bakıyor teni.
İncecik parmaklı dokunsam ele,
Ölüm gelmez asla sarılsam bele,
Tanışmak bahane tutunsam dala,
Çekinerek gelir, şakıyor yeni.
Geçen hayatının kurbanı olsam,
Kalbinde yaşayan aşkını bilsem,
Hayaliyle şu hülyasını delsem,
Dokunarak gelir, takıyor feni.
Ruhumun önünde kazıldı kuyu,
Mest olan kalbimin değişti huyu,
Sağlam kulaklarım kaybetti duyu,
Kasınarak gelir, ekiyor beni.
Maziye dalmışım yitirdim dünü,
Bugünde yaşadım, seyrettiğ günü,
Tutmuyor dizlerim, dağıttım geni,
Salınarak gelir, çekiyor beni.
Gözlerim kamaştı, Dursunî kördü,
Duygular savaştı, engeller ördü,
Gören herkes şaştı halimi sordu,
Yakarak mezara, çakıyor beni.
21/12/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:08 AM
Haberin Var mı? 1
Şahadet kelimesi söyledin, girdin İslâm’a,
Namaz, oruç, zekât, hac farz olmuştur şimdi sana,
Baban gibi namaza gittin cumadan cumaya,
Şahadetin şahadet değildir haberin var mı?
Namaz günde beş defa kılınır, haftada değil,
Uygun olsaydı Rab’bımız öğle emrederdi, bil,
Oruç ise yıl da bir aydır, halimiz çok sefil,
Kıldığın namaz, namaz değildir, haberin var mı?
Abdest, namaz yok, aç durup tuttum sandın orucu,
Hesap yap bakalım, elde kalan nedir sonucu,
Fakir isen, farz değil üzerine zekât borcu,
Tuttuğun oruç, oruç değildir, haberin var mı?
Kalbi Kabe’den üstün yaratmış yüce yaratan,
Namaza durunca, şeytan, dünya çıksın aradan,
Namazda akıla gelir, borç- alacak sıradan,
Mahşerde suratına atılır, haberin var mı?
Riya ile fakirlere verirsen zekâtını,
Bir hayrı olmaz, değiştirmez senin sıfatını,
Her varlığını versen, veremezsin hesabını,
Mezarda hesap kolay değildir, haberin var mı?
Allah affeder diye aldattı şeytan bizleri,
Var mı affı garanti eden, Kur’an ayetleri?
Bıkmadan, anında yapmalıyız ibadetleri,
Belki ibadetler kabul değil, haberin var mı?
İnceden ince mahşerde hesaba çekilince,
Ateşten gömlek sırtımıza giydirilince,
Yandıkça yanarsın, irinli su içirilince,
Şair Dursun da insan değildir haberin var mı?
20/05/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:08 AM
Haberin Var mı? 2
Takım elbiseli, kravatlı görünce,
İnsan sandım, korkulukmuş, haberin var mı?
Masada küheylan, karşıma dikilince,
Büyük sandım, ufacıkmış, haberin var mı?
Nutukçular toplar bizi kahvehaneye,
Gayeleri makam terfi, haberin var mı?
Ne yer, ne içer sormazlar, hiç bir haneye,
Kendileri köfte yerler, haberin var mı?
Canı istediği saatte işe gelir,
Önce keyif çayı içer, haberin var mı?
İzinle odasına, bel bükük girilir,
Başını bile kaldırmaz, haberin var mı?
Bir evrak için dokuz oda gezdirirler,
İşini bilmez, bilgiçtir, haberin var mı?
Kılık kıyafete göre değer verirler,
Ya kuzu, ya kurt olurlar, haberin var mı?
Menfaate kul olmayan hodul sayılır,
Kimlere kulluk yapılır, haberin var mı?
Makam sahibi, siyasi görür bayılır,
Marifet etikettedir, haberin var mı?
Sürüler yürümek için sıraya konur,
Kös koyunu da haindir, haberin var mı?
İnsanımızda kalmadı, şahsiyet, onur,
Yağdanlık olmayan yobaz, haberin var mı?
Kültürümüz yozlaştı, medeni cahil,
Günü kurtaran kahraman, haberin var mı?
Senin ki elindeyken herkes olur kefil,
Hortum kurur, yol ayrılır, haberin var mı?
Hep karşıyı suçlarız, temiz neremiz var,
Kızarsa taş olup yağar, haberin var mı?
Kokmamış ne baş kaldı, ne de kuyruklar,
Tuzlanacak yer bulunmaz, haberin var mı?
23/6/2005
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:08 AM
Hakîm Bey
Vatan uğruna inceledin o davayı,
Böyle sonucu düşünmedin mi Hakîm Bey?
İpin ucunda aldınız büyük havayı,
Ucuz fiyatlıydın bilmedin mi Hakîm Bey?
Tecrübeler yetmedi mi hayatta sana,
Hortumu büyük olanlar doymazlar kana,
İşlerine gelmezsen bakmazsın arkana,
Seninle doymazlar bilmedin mi Hakîm Bey.
Karşı durulmaz zamanın padişahına,
Uğrasınlar senin gibilerin ahına,
Engel koymak olur mu son sistem şahına,
Orman taşladını bilmedin mi Hakîm Bey.
Kervancı katırları ürkütülür mü?
Beylerin bileği, kulağı bükülür mü?
Benzeyenlerin varken onlar sürülür mü?
Gemi yaktığını bilmedin mi Hakîm Bey?
Bırakacaksın vatan, millet, sakaryayı,
Makamlara göre göreceksin davayı,
İtaatsizlikte bozarlar fiyakayı,
Secdeye devamı unuttun mu Hakîm Bey?
22/04/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:08 AM
Hakîm Bey 1
Ne Hakk’a kul, ne kuluna yar, olamadım,
Verdiğim sözleri zamanında yapmadım,
Sağlığıma şükür için secde etmedim,
Her konuda ben suçluyum, sayın hakîm bey.
Acı doyurmadım, susuza su vermedim,
Yetim başı okşayıp, yüzünü öpmedim,
İhtiyarın elinden tutup gezdirmedim,
Hakkım olan cezayı ver bana hakîm bey.
Bir sadaka için el açıp yalvarana,
Hakaret edip geçtim, varmadım yanına,
Yardım için yalvaran, yalnız garibana,
Sormadım isteğini, suçluyum hakîm bey.
Ver cezaların acımasız olanını,
Acıma bana, yaz en ağır fermanını,
Ben bilmeyenlerdenim tek yaratanını,
Allah’a kul olmadım, suçluyum hakîm bey.
Masumlar ezilirken, ben seyirci kaldım,
Zalime yaranmak için, el öpen bendim,
Suçlarımı saymayı da beceremedim,
Ülkeme faydam olmaz, suçluyum hakîm bey.
Dünyaya aldanıp, helâl haram demedim,
Ben milyonların hakkını durmadan yedim,
Herkese borcumu nasıl ödeyebilirdim,
Cezamı arz ederim, suçluyum hakîm bey.
Karanlıkları aydınlatan ışık olsam,
Zalime karşı durup, masumu korusam,
Kul hakkı yemeyip insan gibi yaşasam,
Affımı isterdim, şimdi suçluyum hakîm bey.
17/03/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:08 AM
Hakîm Bey 2
Sualimi anlattım, makam sahibine,
Anlamadı, hoplayıp, zıpladı, hakîm bey.
Ayak takımısın, git, defol, bildiğine,
Koşup, sana geldim, suçsuzum ben, hakîm bey.
Büyükler destek vermiş, gizlice birebir,
Horon tepip, geniş meydanı dar eden pir,
Baba çiftliğinde sanmış, koparmış çilbir,
Adaletine geldim, suçsuzum hakîm bey.
Davetler bize değil, onlara yapılır,
Ütülü elbisede, insan var, sanılır,
Gelenin etiketince ayrım yapılır,
Güler yüzüne geldim, suçsuzum hakîm bey.
Çaldığım kapıda yüzüme bakmadılar,
Sen suçlusun deyip, zalimi hakladılar,
Kara yüzlerini beraber akladılar,
Zalim karşınızda, ben masumum, hakîm bey.
Önüne gelen yazıyı imzalayanlar,
Kanun, yönetmelik, okuyup yazmayanlar,
Hünkâr olup, meydanlarda nutuk atanlar,
Suçlu onlardır, şikâyetçiyim, hakîm bey.
16/09/2003
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:08 AM
Hakkım
Nasırlı elleri gördü, horladı beni,
Başı kaldırmadan, gösterdi merdiveni,
Arabayla yolda gördü, solladı teni,
Benim insan hakkım mı olur, Kaymakam Bey.
Siyasi dayısı olan biri değilim,
Kazandığım üç beş kuruştur, ben sefilim,
Borç bulacak olsam, yok cihanda kefilim,
Ben insan mıyım ki, hakkım olsun müdür bey.
Vermezsen bugün git, yarın gel diyorlar,
Bulmazsan vatandaştan bile saymıyorlar,
Ütülü takım olsa, tam karşılıyorlar,
Avukat tutmaya, hakkım mı var, hakîm bey.
Saat dokuz olmuş, bey daha gelmemiştir,
Geldiyse de, keyif çayını içmemiştir,
Asık surat, hoş geldin, buyur dememiştir,
Lütfen denmesine, hakkım mı var, savcı bey.
Her tarafı kokuşmuş, tuzlanacak yer yok,
Dinleyecek makam olsa, söyleyecek söz çok,
Tehdit ederler, susmazsan, kesilir gırtlak,
Etiketim yok ki, hakkım olsun, memur bey.
05/05/2005
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:09 AM
Haksızım
Güç, söz, her yerde hakîmiyet sizlerdedir,
Size yan bakmak olmaz, beyler alemdedir,
Ezilen ezilmeseymiş, o kaderidir,
Hep sizler güçlüsünüz, güçsüz olan benim.
Ahtapota benzersiniz, uzundur kollar,
Nere varsanız, kapılarda karşılarlar,
Siz çayı içmeden, işinizi yaparlar,
Hep siz dayılısınız, dayısız bir benim.
Her devirde olur, ezilen ve ezenler,
Güneş doğar, batmak için kendisi gider,
Sizlerinde ömrü bir gündür, yarın biter,
Hep sizler köklüsünüz, köksüz olan benim.
Bir sözünüzle karışır, çarşı, pazarlar,
Hafif kafa tutsan, kararname yazarlar,
İktidarı yıkar, ertesi gün kurarlar,
Hep dilli sizlersiniz, dilsiz olan benim.
Bir selâm, suyu tersine akıtırsınız,
En lüksü yaşar, fakiri bakıtırsınız,
Milyarı kumara oynar, batırırsınız,
Geniş meydanlar sizin, darda olan benim.
Sizin sözünüz üstüne söz edilir mi?
Benim gibi, size kafa tutabilir mi?
Nefsinin emrinde, beylere laf denir mi?
Hep sizler haklısınız, haksız olan benim.
Güçlü olan yaşamak için hava atar,
Fakir fukara da bir çift öküzü satar,
Çifti sürerken sabanı boynuna takar,
Haklı olan onlardır, haksız da hep benim.
29/5/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:09 AM
Halimiz
Yansa, yıkılsa ülkemin yarısı,
Kahkaha atmakta, diğer yarısı,
Çekmeyen bilmez, yokluğun acısı,
Anlayamadım, kimler insanımsı.
Köprüde ölen altı değerlidir,
Altı milyon ölse, zor fark edilir,
Bizde koltuk, ölümle senetlidir,
Ancak öldüğünde, o terk edilir.
Ömürlerimiz de belli olaymış,
Her şey baştakilere çok kolaymış,
Ölen ölür sağlar ona yetermiş,
İşsizlik kendiliğinden bitermiş.
İçin yanar duman çıkmaz dışarı,
Evde söz tutmaz, evlatlar haşarı,
Yamalı ceket bulursan başarı,
Nesil ah eder bize, gün aşırı.
Ben duygusu teslim almış nefisi,
Kavgasız artık, köpeği, kedisi,
Alınan yetmez, sorulur gerisi,
Milletim yüzüldü, çıktı derisi.
Üzüntüm gelecek nesil içindir,
Biz ömrü yarı ettik, dert geçimdir,
Gençlere umut, iş için seçimdir,
Acıyın beyler, bu nesil bizimdir.
20/5/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:09 AM
Haller Nicedir?
Eli sigaralı türbanı başta,
Ojeli tırnaklar sürmeler kaşta,
Süsle insan olsa canlanır taşta,
Özüne uymayan, haller nicedir?
Göbeği dışarı da, teni açıkta,
İnsanlıktan uzak aklı kaçıkta,
Ar, namus kalmamış ahlâk göçükte,
Her yerde açılan, beller nicedir?
Kendince haklıdır sana hazımsız,
Yaşayamaz yalnız olmaz Kazım’sız,
Birebir muhtaçlık, niçin lazımsız?
Ukalalık serde, kullar nicedir?
Namuslu sanırsın çıkar namussuz,
Kısa günü geçmez tasasız, gamsız,
Kil toprak misali kumsuz, humussuz,
Verimli olamaz, çöller nicedir?
Beleş sofra görse yavaşça gitmez,
Silerek süpürür yemesi bitmez,
Her yerde dallanır neşesi bitmez,
Menfaat babında, eller nicedir?
Narin endamıyla edalı yürür,
Fikrini beğenmez hırsından ürür,
Dünya malı bulsa yabayla kürür,
Kendini bilmeyen, kullar nicedir?
21/08/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:09 AM
Hani
Çağa uygun tarzda, süslemiştim teni,
Şeklime aldanıp, çağırdılar beni,
Ne yüzle geldin diye, dermeyin beni,
Ahvalime bakıp, insan sanan hani?
Salihli adını insanından almış,
Hepsi fidan gibi, salkımlı boy salmış,
Sizi gören herkes, lazım dersi almış,
Beni de eğitip, ders verecek hani?
İlk tanıdım, Gündüz Aydın ağabeyi,
Efenin iyisi Salihli’de deyi,
Geldim Eğirdir’den, gördüm Salihli’yi,
Şiir yazmasını öğretecek hani?
Çok okudum, Sevgi Yolu dergisini,
Salihlili aylık öder vergisini,
Çok beğendim, hazırlanan sergisini,
Adam olmayı anlatacaklar, hani?
Benden kazmaya bile uygun sap olmaz,
Sevgiyle güne başlayan, hiç yaşlanmaz,
Salihlili salihtir, pek tasalanmaz,
Bana salih insan ol diyecek, hani?
15/11/2005
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:09 AM
Hasretim 1
Çatlamış topraklar, yağmura,
Kıyıya vuran balık suya,
Harçlığı olmayan paraya,
Ben sadece sana hasretim.
Pazarlamacı, alıcıya,
Şoförler ise arabaya,
Öksüz yavrularda anaya,
Ben sadece sana hasretim.
Öğrenci okul kazanmaya,
Memur yüksek maaş almaya,
İşsiz garipler iş bulmaya,
Ben sadece sana hasretim.
Tomurcuklar çiçek olmaya,
Çiçeklerde meyve kalmaya,
Meyve renk, renk olgunlaşmaya,
Ben sadece sana hasretim.
Müdürler genel müdürlüğe,
Genel müdür müşavirliğe,
Arzu genel müşavirliğe,
Ben sadece sana hasretim.
Vatandaşım geçim derdinde,
Siyasetçim seçim peşinde,
Vekillerim oy isteğinde,
Ben sadece sana hasretim.
Mum petek olmaya istekli,
Kovan arılı, bal petekli,
Sahibi para talepli,
Ben sadece sana hasretim.
Çocuk oyun, çoban koyuna,
Kepenek yüne, ip pamuğa,
Hırsız banka hortumlamaya,
Ben sadece sana hasretim.
19/4/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:09 AM
Hasretim 2
Gazeteci haber bulmaya,
Doktorlar paralı hastaya,
Yetkililer tutkal çalmaya,
Ben sadece sana hasretim.
Her sabah koltuğa otursa,
Koltuk altlarına yapışsa,
Ölünceye dek ayrılmasa,
Ben sadece sana hasretim.
Arı çiçekten bal almaya,
Kız balodan gelin olmaya,
Ekin başak olgunlaşmaya,
Ben sadece sana hasretim.
İniş yokuş giden düzlüğe,
Zenginler yazlıktan güzlüğe,
Gözü bozulanlar gözlüğe,
Ben sadece sana hasretim.
Parası olanlar dolara,
Düzenbazlar oyun kumara,
Değer aramaktadır lira,
Ben sadece sana hasretim.
Yeni doğan bebek memeye,
Borçlu çıkan çiftçi seneye,
Düşmanlarımız Türkiye’ye,
Ben sadece sana hasretim.
Herkes bir şeylere hasrettir,
Bizi kurtaran ibadettir,
Boş aldatmalar kehanettir,
Ben sadece sana hasretim.
Hakk sana isteğini versin,
Hasretler kucaklaşıp bitsin,
Sevenler sevdiğine gitsin,
Ben sadece sana hasretim.
19/4/2001
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:09 AM
Hatıralar
Bazen sevinir, üzülürüm düşündükçe,
Hepsi mazide kaldı, bütün hatıralar.
Unutulanlar akla gelir, gün geçtikçe,
Saçları döken, beyazlatan yaşantılar.
Beni sinek gibi ezip geçen adamlar,
Kiminin beli bükük, kimi topraktalar,
İyi olanlar, kabirde rahat yatalar,
Düşündükçe, hüzünlenirim, hatıralar.
Elimde ne kaldı, silik izlerden başka,
Geçen günler yaşamamışa sanki şaka,
Boğuşmaktan vakit mi bulabildik, aşka,
Tüyleri diken, diken eden hatıralar.
Öğüt veren, elimizden tutan olmadı,
Bu dünya, teşvik edenlere de kalmadı,
Nice yiğit delikanlılar, kurşunlandı,
Sevgiye susamış, kupkuru hatıralar.
Ne değişti, meteliğe kul insanlarım,
Cana can katacak, sevgilere muhtacım,
Artık karnı tok yürüsün, her vatandaşım,
Aklıma geldikçe, ağlatan hatıralar.
24/11/2005
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:09 AM
Hatırlamak
Sana olan bin beş yüz yıllık hasretimle,
Her salise hatırlamak, anmak isterdim.
Sevgiye hasret, çatlamış, sensiz kalbimle,
Her saniye hatırlamak, gülmek isterdim.
Seni anlayamadım, şaşkın gidiyorum,
Her dakika hatırlamak, sevmek isterdim,
Suya hasret topraklara yağmur bekliyorum,
Her saatte hatırlamak, bilmek isterdim.
Seni görenler bahtiyar, rezil olmuşlar,
Yirmi dört saatte unutmamayı, isterdim.
Kevser havuzunuza cennette koşanlar,
Otuz günde seninle olmayı isterdim.
Sünnetin unuttum, nafile kaldı elde,
Dört mevsimde hasretinle yanmak isterdim.
Kendimi aldatıyorum, gündüz, gecede,
Ömrümde her an seninle olmak isterdim.
Kendim yaşamadım, Rasülullah huyuyla,
Bütün kalbimle seni anlamak, isterdim.
Çeşitli peygamberler türedi, tonuyla,
Hizmetinde bulunmak, boyun eğmek isterdim.
Ömür yarı oldu, mezarlık yolu göründü,
Son nefeste şahadet, söylemek isterdim.
Günahlarım gözümün önüne sürüldü,
Sensiz ömrümden, seninle ölmek isterdim.
15/6/2005
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:09 AM
Hatırlatır
Sensiz gelen Anneler Günü’nü istemem,
Çünkü ölüm yıldönümünü hatırlatır.
Ardından ne kadar da, ettiysem matem,
Bir gecelik ızdırabını hatırlatır.
Sizin horladıklarınızda durum aynı,
Herkes iteler, oldular şamar oğlanı,
Boynuzluların dünyası, altta kalanı,
Eziyorlar anne, hep seni hatırlatır.
Herkes birbirini bilir, dilsiz şeytandır,
Müslüman geçiniriz, zalimler sultandır,
Sesini çıkarsan, kardeşler o yandadır,.
Bu olaylar vasiyetini hatırlatır.
Bu günahları doğmadan işlemişim ben,
Gün geçmiyor, zalimin zararı değmeden,
Ceza verilmez, vakti, saati gelmeden,
Allah’tan ümit kesilmezi, hatırlatır.
05/05/2005
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:10 AM
Hayat Bir Rüyaymış
Mutluluktan kelebek misali uçarken,
Devamlı seni kalbimde hayal ederken,
Kalk diye bağırdılar, sessiz ve derinden,
Uyandım rüyalarımın en güzelinden.
Sanki bulutlar altımda uçuyorlardı,
Sevincimden kıtalar küçülüyorlardı,
Bir seni bulacağımı söylüyorlardı,
Benimle birlikte uçan melekler vardı.
Sana gitmek düşte olsa, beni mest eder,
Bir gün bu hasretliklerin tamamı biter,
Dost olarak insana yaratanı yeter,
Seven sevdiğini durmadan hayal eder.
Hayali ile yaşamak, bulurum diye,
Sarmaş dolaş olabilsem, sonsuz sevgiyle,
Gerçek olması mümkün değil, hayaliyle,
Onu da çok gördüler, rüya alemiyle.
Hayat rüya kadar mesut, mutlu edeydi,
Alemde bütün insanlar üzülmeseydi,
Gönlünce herkes huzurlu olsa, gülseydi,
Aramıza hiç düşmanlıklar girmeseydi.
Sevgi bütün buzul dağlarını eritir,
Kötüye düşmanca davranmak ne getirir,
Neslimiz bizleri Adem’de birleştirir,
Dünya sana, bana kalmaz topraklaştırır.
18/4/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:10 AM
Hemşire Abla
Dayanamadım geldim umut kapınıza,
Sen elinden geleni yap, hemşire abla.
Ölürsem suçu bulmayın doktorunuza,
Morgunuza yollayıver, hemşire abla.
Korkmayın kimsenin haberi yok arkamdan,
Arayıp, soran olma, amcam yok bakandan,
Bir yer bulup kimsesizler mezarlığından,
Sar sarmala, gönderiver hemşire abla.
Ana, baba mevta, sırtını döndü avrat,
Hiç yaşamadan döndüm bu dünyadan heyhat,
Şifa dağıtana cennet olsun şu hayat,
Mezarıma taş diktirme, hemşire abla.
Sevgiye hasretten ciğerlerim pörsüdü,
Doğru söyle deyince insanlar körüdü,
Hakîm beyler masumu suçlarla bürüdü,
Mezarım belli olmasın, hemşire abla.
Herkesten aldım tek, tek ağzımın payını,
El etek öpmezsen öğretirler dayını,
Terfi için karıştır da ver şef çayını,
Kefenle, dua ediver, hemşire abla.
Dert görmesin şifa dağıtan elleriniz,
Tatlı söyle merhem olsun o sözleriniz,
Bir de biz üzüyoruz yeterli derdiniz,
Benim gibisini hoş gör, hemlire abla.
Yarım asır yaşanmış yarı tok, yarı aç,
Sana kızan olursa çiçekle kucak aç,
Ödenir bir gün bedeller düz olur yamaç,
Hakkın ödenmez, helâl et hemşire abla.
27/02/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:10 AM
Hep Sensin Allah'ım
Kur’an-ı Kerim’i fatiha suresinde,
Fatiha suresini besmele içinde,
Besmeleyi bir tek noktada gizleyende,
Senden bir şey gizlenmez, bilensin Allah’ım.
Kalbi kocaman vücudun merkezi eden,
On sekiz bin alemi kendisi yöneten,
Mükemmel yaratıp, ekseninde döndüren,
Her işte izin verenim, hep sensin Rabb’ım..
Musa’yı firavunun elinde büyüten,
Denizde kurtaran, firavunu batıran,
Kulun İbrahim, ortasındaydı ateşin,
Korları gül bahçesi, yapansın Allah’ım.
Lut ocağını şafakta yola çıkaran,
Karısını ve kavmini yere batıran,
Yusuf’unu Mısır iline sultan yapan,
Yakup’a sabrı öğreten sensin Allah’ım.
İsmail’e Mekke de zemzemi bulduran,
Hacer anamızı çöllere bıraktıran,
Kabe’yi terleriyle yeniden yaptıran,
Ebabil kuşlarını gönderensin Rabb’ım.
İsa’yı bildireni çarmıha gerdiren,
Meryem’e kuru ağaçtan hurma yediren,
Azılı kâfir Ömer’i cennetlik eden,
Bedir’de zafer ihsan edensin Allah’ım.
Nuh’a inananı Cudi dağa çıkaran,
Kâfir oğluyla, karısını suda boğan,
Harun’u Musa’ya yardımcı nebi yapan,
Muhammed’i bize gönderensin, Allah’ım.
Koru pamukta dosttan dosta yollayansın,
Sevgili kullarını yaşatıp alansın,
Mina’da kovulmuş şeytanı taşlatansın,
Kendine kul olanı bilensin Allah’ım.
01/02/2002
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:10 AM
Hepsi Boşuna
Vatan elden gidiyor dediler, sinsice,
Genliğimizi parçaladılar, sessizce,
Sağcı-solcu diye ayrılıp, bölününce,
İş işten geçti, boş olduğu görülünce.
Dursun ÖNKUZU’lar, Mahir ÇAYAN’lar öldü,
Dava şehidi diye kalplere gömüldü,
O yıllar da memleket kızıl kan gölüydü,
Senaryoların değişmediği görüldü.
Kargaşadan menfaat sağlayanlar vardı,
Devletimizin her tarafı canavardı,
Silah satmak için çok güzel bir pazardı,
Eyvah, hepsinin boş olduğu geç anlaşıldı.
Dün sağcı-solcu dendi, bugün irticacı,
Gerçek Müslüman Allah’a olur davacı,
Kavgasız yaşayalım biz, yerli, yabancı,
Hepsi boş, bizler olmayalım kalp kırıcı.
Başka Türkiye yok, dikkatli olmalıyız,
Çevremiz düşman çevrili, dost bulmalıyız,
Herkesin inancına karışmamalıyız,
Öğle emrediyor, bizlere inancımız.
Orta Asya’dan geldik atlarla, buraya,
Şimdi de gidiyoruz, yatlarla oraya,
Kavga etmeyelim, huzur gelsin ortaya,
Hepsi boş, ihanet etmeyelim, orduya.
20/03/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:10 AM
Hesap Var Benim
Sınırsız mal verme, belki saparım
Verdiğin nimetten, hesap var benim.
Seni unutarak hırsı kaparım
Alınan nefesten, hesap var benim.
Günde yirmi üç bin kez hayat verdin
Her seferinde bir uyarı derdin
Aklımı, serveti önüme serdin
Verilen nefesten, hesap var benim.
İlk yarattığında kesin söz aldın
İrade vererek dünyaya saldın
Verdiğin vaatte samimi kaldın
Verdiğim sözümden, hesap var benim.
Aynı sözü otuz bir kez söyledin
Belli vakte kadar canlı eyledin
Sorular sorarak cevap oyladın
Duymayan kulaktan, hesap var benim.
İyiyi, kötüyü bulunca bakan
Dünya çıkarına suları akan
Hasetlik yaparak nazarı çakan
Gören gözlerimden, hesap var benim.
Doğruyu, yalanı her an söyleyen
Üç yüz altmış yöne dönüp, paylayan
Masumu görünce çokça haylayan
Et parçası dilden, hesap var benim.
Çok güzel fabrika bende kurulu
Bilene ibretler tek tek sıralı
Dursunî söylüyor aklı, karalı
Secdesiz dizlerden, hesap var benim.
– 18/07/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:11 AM
Hiç Azarlama
Tarihe gömüldü aslan, çakallar leşe,
Kul hakkını unuttuk koştuk beleşe,
Teslim masum çocuklarım işgalci keşe,
İnancıma hürriyet ver, beni zorlama! ...
Kulluk yaparız şeytana zevkten dört köşe,
Boğuşmaktan bırakmadık insanda neşe,
İsteyene vermedik vurduk döşe, döşe,
Kendi haklarını düşün, sen azarlama! ...
İnsanca yaşamak varken kavgamız neden?
Hepimiz meydana geldik davamız yerden,
Dünya menfaati için geçeriz serden,
İnsan haklarını düşün, hiç azarlama! ...
Sevginin açamadığı kapı bulunmaz,
Nadide güller solmasın dosta sunulmaz,
Bulandırmayın suları sonra durulmaz,
Kavga etmek yakışır mı? Hiç azarlama! ..
Arasak başka dünya yok fani olmasın,
Biz bize saygı duyalım coni dolmasın,
Sevgi sevgiyle büyüsün cani kalmasın,
Yarım ekmeğe el açmış, sen azarlama! ...
Can vermeye aciz kuluz can alma neye?
Geçiyor üç günlük ömür el vursak ney’e,
Her türlü eziyet yaptık yaşlı neneye,
Ana ağlamasın dostum sen kurşunlama! ...
Ağlamasın bütün dünya çocuklar güldür,
Boğuşmanın sonucu hep yığılan küldür,
Yaratan versin cezayı yapılan züldür,
Güllerle gelelim canlar, hiç azarlama! ...
29/06/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:11 AM
Hiç Bakmaz Oldu
Alıncaya kadar döner koltuğu,
Öpmedik kirli el, bırakmaz oldu.
Oturunca dört gün şişti koltuğu,
Öptüğü elleri, hiç öpmez oldu.
Her türlü taklayı atmıştı dünde,
Açıldı gözleri geldiği günde,
Ayak oyununda getirdi künde,
Dünkü dayıları, hiç takmaz oldu.
Babası masaya gelip dikildi,
Tanımazdan geldi hemen irkildi,
Görünce amcayı geri çekildi,
Makyajdan işlere, hiç bakmaz oldu.
Demez yüze bakıp sormaz isteği,
Kaldırmaz başını çözmez kösteği,
Hepsi birbirine sağlar desteği,
Torpilci başkanı, tanımaz oldu.
Elbiseye göre dinler geleni,
Görünce hediye tutmaz fireni,
Olmaz olur ince yontarlar teni,
Selâm gelmeyince, tam tıknaz oldu.
Telefon duyunca gevşer vidası,
Vatan, millet hizmet değil sevdası,
Bugün git, yarın gel normal edası,
Çağ atladı beşer, o tahmaz oldu.
Hangimiz taklasız oturduk işe,
Güne göre bizde görülür neşe,
Bozdularsa moral ellerde şişe,
Zamanında işe, hiç bakmaz oldu.
07/08/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:11 AM
Hikmet
Her çiçek güzeldir diken olsa da,
Göz olsa görecek, vardır hikmeti.
İnce ayrıntılar gizli kalsa da,
Göz varsa derecek, zardır hikmeti.
Her canlı bir ayet arayan göze,
Ulaşır isteyip tarayan öze,
Varılır sonunda sunulan gize,
Göz varsa bulacak, sırdır hikmeti.
Kıvrımlı beyinde uyulur emre,
İşaret içindir yılda üç cemre,
Ateş şekil verir değse demire,
Göz olsa varacak, dardır hikmeti.
Ömür bir nefesin içinde saklı,
Almak, vermek, biri mutlaka faklı,
Şu mezar taşları mesajda haklı,
Göz olsa yaracak, birdir hikmeti.
Sağın, solun, dört yan ibret alemi,
Yaşanmış ömrümüz bir gün kalımı,
Dursunî yerinde yazsan kelâmı,
Göz olsa bilecek, ardır hikmeti.
10/02/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:11 AM
Hokkabaz
Ne açık yaşayan vatandaş çağdaş,
Ne de kapalı gezen bacım yobaz.
Belli mekânlara kurulmuş bağdaş,
Konuşuyor şahsa, özel hokkabaz.
Hazımsızlık hepsinin sıkıntısı,
Döner koltuğu bulmak takıntısı,
Rahatının bitmesi çekintisi,
Sırtını dayamış, öter hokkabaz.
Biri öcü gibi gezer sokakta,
Biri meyhanede içer batakta,
Kimi rezil halde yatar yatakta,
Biliyor bunları, güler hokkabaz.
Sıkıntılarını unutturmaya,
Birileri başlar konuşturmaya,
Huzur bozup bizi boğuşturmaya,
Kazanlara kepçe, salar hokkabaz.
Pireyi görünce ağlar ortada,
Yandaşlarını çağırır vartada,
Yangın yeri yaparlar, bir çırpıda,
Sisli havada kurt, adi hokkabaz.
Dursunî söyler gerçek bilmezleri,
Kul sanılıp gözde yaş silmezleri,
Bilerek doğru yola gelmezleri,
İsteğince korlandırır, hokkabaz.
09/11/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:11 AM
Hoş Geldiniz
Atam yıllar önce, geldiğiniz Eğirdir’de,
Ruhunuza hoş geldiniz, demek isterdim.
Yüzsüz yüzlüler, karşılayacak trende,
Suratlarına tek, tek tükürmek isterdim.
Masumların ezilmediği gün geçmiyor,
Gittin gideli benzerin lider gelmiyor,
Sizler belirli günlerde hatırlanıyor,
Gerçekleri yanında haykırmak isterdim.
Yaşamak hakkımız yoktur, kedersiz, zamsız,
İnsanımız kalmadı, cihanda tek gamsız,
Gel artık dayanmıyor, dizlerim dermansız,
Kanı bozulanları söylemek isterdim.
Her birimiz masamızda olduk, küheylan,
Kedi aslan, aslan kedi, sahipsiz ceylan,
Çözüldü insanımız, yok sizi anlayan,
Gençliğe hitabı, okumanı isterdim.
Yolsuzluk yapmayanlar suçlu sayılıyor,
Makam sahipleri secdede bayılıyor,
Emsalin lideri, ülkem dünden bekliyor,
Masuma bağıranı, söylemek isterdim.
Sana karşı riyakâr olmayan, nadide,
Hedef çağdaşlıkmış, birliktelik yemede,
Sen aldanmazsın, bilirsin ilk söylemede,
Soytarıları emrinle kesmek isterdim.
04/03/2003
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:11 AM
Hz. Hüseyin 1
Cebrail gösterdi kanlı toprağı,
Peygamberim sordu, kanda Hüseyin.
Toprak alacaktı torun yaprağı,
Veda edecekti, canda Hüseyin.
Küfe’li kandırdı rehber Akil’i,
İkindin otuz bin vardı vekili,
Akşamda üç yüze indi şekili,
Yatsıda can verdi, handa Hüseyin.
Küfe’de şehitti babası Ali,
Göründü gözüne canlı cemali,
Yola koyuldular efradı Ali,
Küfe’de sarıldı, anda Hüseyin.
Hüseyin istedi izin olmadı,
Sapıkların aklı dardı almadı,
Gitmesine engel olup salmadı,
Kılıç salladı dört yana Hüseyin.
Göl kıyısı suyu yasak ettiler,
Canilikte zirve, mekân tuttular,
Analar, bebekler sabır yuttular,
Cesedi çiğnendi, kumda Hüseyin.
Hasan’da şehitti Irak Küfe’de,
İnsanlar şaşırdı aynı ifade,
Yaşıyoruz şimdi zevki sefada,
Ruhun rahat olsun, canda Hüseyin.
Düşünsem o anı yürekte sızı,
Kırdırıyorlar hep bizlere bizi,
Dursunî duymasın yezitler sözü,
Irak durulmadı, handa Hüseyin.
24/03/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:11 AM
Hz. Hüseyin 2
Dedesinin adı gelmedi dile,
Kerbela ah aldı, yine Hüseyin.
Müslüman alnına yazılmış çile,
Günah işlediler, sana Hüseyin.
Yetmiş iki şehit oldu bir günde,
Müslüman’dı düşman getirdi künde,
Irak geliyordu bugüne kinde,
Yezide verildi, handa Hüseyin.
Atlarla çiğnendi tel, tel naaşı,
Münafık Yezitte verdi maaşı,
Esirdi Müslüman geçti savaşı,
Durum değişmedi, sına Hüseyin.
Torunu Ali’yi sağ bıraktılar,
Bunlar insanlıktan çok ıraktılar,
Vahşette sadece bir duraktılar,
Kalpte yaşıyor şu, anda Hüseyin.
Bir şey değişmedi yine döküğüz,
Yahudi önünde aynı söküğüz,
Bir türlü bilmedik ahmak tekiyiz,
Kerbela’ya bak da, dene Hüseyin.
Yezitler yetişti nesline devam,
Müslüman uykuda halidir avam,
Tek başa yürümez lekesiz davam,
Ne yüzle bakarız, sana Hüseyin.
Her gün yaşanıyor Irak’ta vahşet,
Camide ölüyor halimiz dehşet,
Dursunî söylese, yazarlar manşet,
Ne desen haklısın, yine Hüseyin.
25/03/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:11 AM
Hz. Osman
Zinnureyn makama ömrü ulaşan,
Peygamberim sevdi, Hazreti Osman.
Mübarek kanları arza bulaşan,
İsyancılar gevdi, Hazreti Osman.
Bütün varlığınla yola fedaydın,
Emsal gelmeyecek seçkin edaydın,
Efendi, sakinlik, sessiz sedaydın,
Kâbe sana evdi, Hazreti Osman.
Hazırlık duysan tüm malı verirdin,
Peygamber üzülse içten erirdin,
Nerde garip görsen sorar, varırdın,
Alem seni sevdi, Hazreti Osman
Melek hayâ eder severdi seni,
Dostların terk etti asiye teni,
Medine yaşadı en acı günü,
Asilere avdı, Hazreti Osman.
Peygamberimizden daveti aldın,
Okunan sayfaya kanını saldın,
On cennetlik cana ruhunla daldın,
Şanı büyük devdi, Hazreti Osman.
Duvar delip girdi zalim caniler,
Bekir, Ömer, Ali dostlar haniler?
Hasretiz sizlere dilde maniler,
Medine’li övdü, Hazreti Osman
Karınca ezmezdi, ahlâkı zirve,
Fakirlere oldu her zaman kirve,
Öksüz kaldı safa, mübarek Merve,
Dursunî’de sevdi, Hazreti Osman.
31/03/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:11 AM
Isparta'm
Var Süleyman Demirel Üniversitesi,
Hizmet ediyor mezun olan öğrencisi,
Şafakta koşar, çalışkandır, gül işçisi,
Sende olanlar saymakla bitmez, Isparta’m.
Onda Kemik Hastalıkları Hastanesi,
Eşsizdir gölü, balığı, elma bahçesi,
Tarihi kalesi, meydanda minaresi,
En güzel ilçe Eğirdir, sen de Isparta’m.
Şarkikaraağaç, Kızıldağ Milli Parkı,
Seni gezip dolaşanlar görüyor farkı,
Güzelliklerin olmalı, bir güzel şarkı,
Senden sevimli bir il bulunmaz Isparta’m.
Her köşen türbe, Yalvaç’ta Ahmet Emiri,
Öğle yiğitlerin var, kırarlar demiri,
Şehre benzer, çok güzeldir hep köyleri,
Dört mevsim cennetsin sen, harika Isparta’m.
Antalya, Konya, Burdur ve Afyon illeri,
Senin gibi canana uzatmış elleri,
Onların can damarı ekonomileri,
Sana muhtaçtır, sanayi şehri Isparta’m.
Bizi ne üşütür ne de fazla yakarsın,
Yeşillikler içinde dünyaya bakarsın,
Sen daha nice koç yiğitler çıkarırsın,
Altından kıymetli, emsalsizsin Isparta’m.
22/11/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:12 AM
İçerim
Aç ve susuz kalır sigaramı alırım,
Bazen avratla kavga eder darılırım,
Ekmek parasını bakkala yazdırırım,
Sigarasız olamam efendim, içerim.
Başımdan dumanı hiç eksik etmez benim,
Dertlerimin dağıldığını hissedenim,
Her gün güçsüzleşiyor şu fani bedenim,
Can dostumu bırakmam efendim, içerim.
Eli değnekli yürütür köpekten korkmam,
Sabaha kadar öksürtür hırsızı sokmam,
Gitti büyükler aynı hastalıktan, bakmam,
Sadık yardan memnunum efendim, içerim.
Bozulur kanım vücudumda yavaş, yavaş,
Sıkıntıda sigarayı bulur vatandaş,
Derde deva görünür sanırsın ki sırdaş,
Gönül dostumu sevdim efendim, içerim.
Otlakçılıktan biz de başladık nasılsa,
Vazgeçmem ondan boynum urgana asılsa,
İçmeyen yemekten sonra bir nefes alsa,
Kurban olsam yoluna efendim, içerim.
Erkeklik sembolü mü içiyor kadınlar?
Mezara bir an önce gider kullananlar,
Her gün güçlenir zayıflar aldananlar,
Nefes, nefes ölürüm efendim, içerim.
Doktoru, öğretmeni içiyor zevkinden,
Zararlı olsa onlar kaçardı zerkinden,
Devletimde yararlanıyor vergisinden,
Keyiften dört köşeyim efendim, içerim.
24/05/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:12 AM
İmam Efendi
Sordu cemaate mevta nasıldır?
Azdır hain demek, imam efendi.
Gayeye uygunca hayat asıldır,
Yok ısırmadığı, memur efendi.
Kem gözlü biriydi şekilde insan,
Fakire muhtaca etmezdi ihsan,
Kibirli, gururlu haline baksan,
Kılmazdın namazı, canım efendi.
Yalancı şahitler etme bizleri,
Mümin kul olarak çökmez dizleri,
Münafık yaşardı çoktu gizleri,
Yedi her pislikten, dostum efendi.
Sorma hak hukuktan helâl edemem,
Kalmasın yanına vazgeçtim demem,
Namazını kılmam affı istemem,
Namuslu haindi, pirim efendi.
Gülerdi yüzüne kuyun kazardı,
Biriktirdikçe mal hepten azardı,
Dokunsa nefsine Hak’a kızardı,
Getirme talkını, başım efendi.
Çıkılmaz daracık kabre girecek,
Kaldırsa başını hesap görecek,
Tek, tek faturaları tekrar derecek,
Ettiğini çeksin, üstat efendi,
Müslüman tipinde yaşadı yamyam,
Sakallara uygun çalardı tamtam,
Kaçırmazdı bulsa yutardı hamham,
Bozuk fikirliydi, imam efendi.
28/08/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:12 AM
İmam Efendi 1
Ezan duyup geldim imam terk etmiş,
Camiden kayarsın, imam efendi.
Kıldığı namazlar kendine yetmiş,
Evde mi kılarsın, imam efendi?
Mikrofonu açar gelmez camiye,
Sanki binmeyecek sessiz gemiye,
Cemaatten ister söyler emmiye,
Sen hesap verirsin, imam efendi.
Sünnette baş açık, farzda kapalı,
Adam oldum sandı imam yapalı,
Utanmasa gezer kulak küpeli,
Çağa mı uyarsın, imam efendi?
Tabutu boş görse atar tekmeyi,
Ölü oluverse çıkar ekmeği,
Hak ediyor gibi hazır tekneyi,
Hiç ölmem sanırsın, imam efendi.
Merkezden okunur oldu ezanlar,
Namaz vakti çarşı, pazar gezenler,
Günde kırk bin defa tövbe bozanlar,
Gaybı mı duyarsın, imam efendi?
Cemaatten önce çıkar koşarak,
Namazı kıldırmaz içten coşarak,
Tövbeyi anlatır konu eşerek,
Günah mı sayarsın, imam efendi.
Liseyi bitirir alır görevi,
Maaşı beğenmez ister grevi,
Dursunî sus artık yapar körevi,
Mezardan çıkarsın, imam efendi.
30/03/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:12 AM
İmrensin
Olgun başaklarda eğridir boyun,
Mütevazı ol ki, toprak imrensin.
Hayvanların hası masumu koyun,
Örnek al kendine, kuşlar imrensin.
Tafrasından meçhul önü arkası,
İsyan içindedir bitmiş markası,
Bir nefes son demek seçkin hırkası,
Başın önde yürü, taşlar imrensin.
Ne Nemrut, ne Karun baki kalmamış,
Mal, mülk, evlatları kökler salmamış,
Gidenler ardından ibret almamış,
Karınca çiğneme, canlar imrensin.
Kurtlar sofrasında olsak uyanık,
Durulmuyor sular her an bulanık,
Kuru hep kurudu sulu sulanık,
Saygılı olalım, kurtlar imrensin.
Dağdan yüksek uçan kuşlar değilsin,
Aslına uygun ol gören eğilsin,
İz bırak arkada yolun bilinsin,
Mahşere dek anıl, sırat imrensin.
Ne kadar süslensen giyersin kefen,
Belki fayda verir öğrendiğin fen,
Olacak orada melekler efen,
Gönülde sultan ol, mezar imrensin.
01/09/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:12 AM
İnsan Sandım
Şu beyhude dünyaya gelirken ağladım,
Mutluluk kaçtı, ben durmadan kovaladım,
Bir gün yakalarım ümidiyle, yaşadım,
Yaşadıkça mutlu olur, gülerim sandım.
Hep büyüğün küçüğü yuttuğunu gördüm,
Yalnızların işi, alemde kördüğüm,
Yaşa yaşayabilirsen, olursun büklüm,
İnsanları insanca yaşayacak, sandım.
İrili, ufaklı, herkesin eli hortum,
Dayım yok, gerçekleri söylemeye korktum,
Ye kürküm ye devri, tüysüzdür benim postum,
İki ayaklıları görüp, insan sandım.
Beş vakit Allah’a kulluk eder görünür,
Devlet soygununda, elden fazla sömürür,
Kim neye inanırsa inansın, gözükür,
Namussuzu namuslu olmuş, insan sandım.
Nefsine dokununca, bin ah işitirsin,
Sırtının ağrıdığını ona, nasıl dersin,
Bir defa affetmeyiz, Hakk nasıl affetsin,
İnsanların secdesini, Allah’a sandım.
Çıkarına nefsi yenilmeyen nadide,
Haklı olmak yetmez son karar jüri de,
Üç günlük ömür geçer, yerde sürünsen de,
Devlete, bayrağa, küfredeni insan sandım.
İnsanı sömüren insan kılığında, bak,
Aklını devşirmeyene, bu cefalar hak,
Hortuma yakalanmadan yaşamaya bak,
Köşe bucak dolandım, temiz kaldım sandım.
16/01/2003
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:12 AM
İnsanca Yaşanan
Bir dünya isterdim tüm insanları mutlu,
Kavgasız, dövüşsüz, sevgiyle kucaklaşan.
Yaşam isterdim, huzurla geçmiş dopdolu,
Hayvanı birbirine, sevgiyle bakışan.
Kılı kırka yaran adaletli düzene,
Ne olur yardım etmeyin masum ezene,
Uygar insan olmak öğretsek loş gezene,
Kalbin kırılmadığı, insanca yaşanan.
Kediler, köpekler kucaklaşıp yaşasa,
Hiç kimsenin kanını emmese yarasa,
Bir gün ince hesap olur unutulmasa,
Irkı, dini farklı, medenice yaşanan.
Gidenin ardından hayırla anıldığı,
Yetim, garip kimsesizlerin bakıldığı,
Haksızlığın yeryüzünden kaldırıldığı,
Dünya isterdim, yerden adalet fışkıran.
Makam görünce küheylan olmayanlara,
Menfaatsiz sevgiyle kucaklaşanlar,
Cehennem dünyamızı cennet yapanlara,
Güller vermek isterdim, sevgiyle yaşanan.
Sevgiye hasret güller boynu eğri açar,
Fakirin suratına herkes kapı çarpar,
Dolu kazan dolu kazana doğru taşar,
Bir dünya kurmalıyız, insanca yaşanan.
19/03/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:13 AM
İnsanoğlu
Cennetten Adem babamı kovduran şeytan,
Gaflet uykusundan uyanmaz insanoğlu.
Dededen, babadan duyduğuna inanan,
Şeytana kulluk yapar, bilmez insanoğlu.
Rezil yatar sokakta bizden birileri,
Utanır vaziyetten göçmüş ölüleri,
Alsa ibret huzur bulacak dirileri,
Ne oldum sanır, akıllanmaz insanoğlu,
Tekrar, tekrar söylenenlere bir bakmayız,
Değilmiş sorumlu gibi kulak asmayız,
Muhtaç olduğumuz kulluğa yanaşmayız,
Affı garanti bilir, gafil insanoğlu.
İbret almaz gidenlerden nefislerimiz,
Durmaz ırmakları yutsa emellerimiz,
Başladı sarsılmaya şu temellerimiz,
Hatırlamaz hiç mezarlığı, insanoğlu.
Binlerce vatandaşımız ekmeğe muhtaç,
Sosyete köpeğine mamaları ihraç,
Azınlık topraklı fakirlerinki kıraç,
Dünya cennet, gerisi boş der insanoğlu.
Öyleymiş o zaman der yorumlar geçeriz,
Yutar bulunca helâl, haram bilmez yeriz,
Sevenler ıssız kabre koyar eyvah deriz,
Garip, garip bakar, ders almaz insanoğlu.
12/06/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:13 AM
İste Yeter ki?
Yıldızları avuçlarına indireyim,
Bir nefeste güneşi söndürebilirim.
Ayı göğün ortasına çivileyeyim,
İste yeter ki, uğruna ölebilirim.
Günleri sonsuzlaştırırım senin için,
*******i hiç getirtmem, sürsün sevincin,
Mutluluğuna sevinsin, bülbül, güvercin,
İste yeter ki, dünyayı bölebilirim,
Sesini dinledikçe her tenim ferahlar,
Bulutlar üstüne çıkarım, yok kanatlar,
Yalnız *******, o mest eden nakaratlar,
İste yeter ki, secdeye inebilirim.
Gezegenleri emrine sunabilirim,
Kışlık, yazlık arzu ettiğini veririm,
Irmakları tersine akıtabilirim,
İste yeter ki, alemi yakabilirim.
Rüzgârları da senin için durdururum,
Yoluna bu ahmak başımı vurdururum,
Denizleri yarar, sana yolu bulurum.
İste yeter ki, canımı verebilirim.
Kum tanelerini sana altın edeyim,
Zamanı isteğine uygun durdurayım,
Gökyüzünü dile, önüne yol edeyim,
İste yeter ki, ağlayıp gülebilirim.
Susuz topraklarda, ırmaklar akıtırım,
Çiçeklerin her türlüsünü açtırırım,
Sana secde etmeyen başı kestiririm,
İste yeter ki, güneşi yakabilirim.
1/8/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:13 AM
İstemem
Hem günaha, hem secdeye devam etmiştim,
Hakk affeder diyen şeytana inanmıştım,
Ayet, hadis ne diyor diye bakmamıştım,
Peygamber, evliya cennete, ben istemem.
Hak etmediğim cennete girmek istemem,
Muhammed Mustafa’yı, Ömer’i göremem,
Gönder beni Yarab, yerim olsun cehennem,
Senin rızandan başka bir şeyi istemem.
Bilâl Habeşi’ye, bu yüz nasıl bakardı?
Altında kömür, üstünde kara taş vardı,
Bir zalim inkâr et diye kırbaç atardı,
Bilâl’i Habeşi cennete, ben istemem.
Yanmak için ben hazırladım defterimi,
Suçsuzum desem, kendim çizdim kaderimi,
Hak edenler girsin, doldursun cehennemi,
Ebu Bekir, Osman cennete, ben istemem.
Sana layık kul olmadan girersem kabre,
Ne yüzle gelirim, çağırınca mahşere,
Meleklerin atsın cehenneme bir kere,
Ayşe, Ali, Fatma cennete, ben istemem.
Cennetin için ibadet etmek istemem,
Beni korkutmuyor o alevli cehennem,
Senin rızanı kazanmak, başka ne desem,
Hasan, Hüseyin’ler cennete, ben istemem.
Rabia Sultan kadar yansa şu yüreğim,
Cehennemi söndürmek için gideceğim,
Ben yaşadıkça rızanı isteyeceğim,
Hak edenler gitsin cennete, ben istemem.
2/8/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:13 AM
İstemez
El pençe divan durur makama girince,
Makam sahibi dört köşe olur görünce,
Aslan olur bilgili gözükür kendince,
Köylünün uyanmasını kimse istemez.
Bugün git, yarın gel denmesine alışık,
Zaten titrer gelmiştir ayaklar dolaşık,
Makam sahibi bağırır bakar karışık,
Döner arkasına, yüzüne kimse bakmaz.
Düşer hastahaneye döner köşelerde,
Doktor kişiliğini arar şişelerde,
Yan gözle bakar aspirin reçetelerde,
Sağlıklı, mutlu köylüyü, kimse istemez.
Köylü uyansa sağılır inek bulunmaz,
Memurun suratı beş karış söz anlamaz,
Kimi kime söylersin ortaktır ısırmaz,
Köylünün yüzleri gülsün, kimse istemez.
Alışıktır aşağılanıp, dışlanmaya,
Muhtarı tarafından bile haşlanmaya,
Beş yılda bir kapısı aşındırılmaya,
Köylüye hiç kimse sahip çıkmak istemez.
Cahil diye evlatlar bile horlar onu,
Cumhurbaşkanı bilir rezil olduğunu,
Menfaat uğruna isterler kulluğunu,
Köylümün beli doğrulsun, kimse istemez.
En hortumcumuzu başa muhtar seçeriz,
Onlar beraber yer uzaktan seyrederiz,
Kuru ekmek, çökelik, soğan ezer yeriz,
Erzak deposu uyansın, kimse istemez.
06/03/2006
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:13 AM
İstemiyorum
Yazmayacağım isyankâr şiirlerimi,
Sevimsiz halleri görmek, istemiyorum.
Mahşere bırakacağım bildiklerimi,
Dostları derdimle üzmek, istemiyorum.
Her söylenene başını sallayanları,
Masum ezen zalimi alkışlayanları,
Muhtaç olduğumda kapı kapatanları,
Düşmanımı dostum sanmak, istemiyorum.
Kırk kez okur okuduğunu anlamadan,
Yetimi hor görür başını okşamadan,
Baba kıymeti bilinmez baba olmadan,
Ciğersizlere horlanmak, istemiyorum.
Makam terfi için yalakalık yapana,
Dünya menfaatine taklalar atana,
Çalışmayıp sırtı üstü tembel yatana,
Dilden selâm bile vermek, istemiyorum.
Ağam, paşam diye secdeye varanların,
Yaraya mehlem yerine tuz basanların,
Suçluyu aklayıp masumu asanların,
Cenazelerine gelmek, istemiyorum.
Yüze gülüp, arkadan kuyu kazanların,
Doğmadık bebek hakkı yiyip azanların,
Dayısı olmayana dost olmayanların,
Suratlarına tükürmek, istemiyorum.
13/02/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:13 AM
İster misin?
Bozulmamış gül bahçeme,
Bülbül olmak, ister misin?
Yaralı bom boş kalbime,
Şifa olmak ister misin?
Sabahlarımda güneşim,
Ömür boyu gülen eşim,
Tüm varlığım üçüm beşim,
Ruhum sarmak, ister misin?
Bahçemde al renkli narım,
Beni her an yakan harım,
En güzel renk benim sarım,
Rengin vermek ister misin?
*******imin rüyası,
Hayallerimin hülyası,
Şarkılarımın mahlası,
Her an gelmek ister misin?
Mevsimsiz açan çiçeğim,
Su yerine içeceğim,
Varken candan geçeceğim,
Beni sevmek ister misin?
Sırat geçerken elimden,
Olma inmeyen belimden,
Düşme sazımın telinden,
Bensiz düşmek ister misin?
Gece güneşim ay olsan,
Dursunî’yi cana alsan,
Bir gönül dostu sen kalsan,
Bensiz kalmak ister misin?
16/10/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:13 AM
İsterdim 1
Kanatlandım, hayaline yetişemedim,
Sanki penceremden bakıp ta, geçiverdin,
Ne çok gaddar, ne de sevecen istemedim,
Ruhumu saran sevgi istediğim, sendin..
Doğaya hasret bir bülbül misali uçtun,
Hangi dala konacak diye hayıflandım,
Ne ümitle görünmezlere uçup gittin,
Senden elimde kalacak sevgi isterdim.
Zindanım ancak seninle aydınlanıyor,
Suyun hiç bitmesin, sönmesin kalbimde far,
Sönerse, hayatım son bulur, damar, damar,
Son nefesime dek, seven sevgi isterdim.
Vardıkça sesi uzaklaşan kırlangıcım,
Seni elime alıp, dinlemek isterdim,
Mutlu olunca, uçuşunu seyretseydim,
Senden mevsimlik olmayan sevgi isterdim.
Hep benim elimde şakıyıp, ötmelisin,
Meydana çıkanı, tir, tir titretmelisin,
Bizi sevmiyenleri kıskandırmalısın,
Senden emsali gelmemiş sevgi isterdim.
Görenler hayretten dudaklarını ısırsın,
Bizi düşman değil, kara toprak ayırsın,
Allah bizi mahşerde tekrar birleştirsin,
Düşmanlarımı çatlatan sevgi isterdim.
Sabah açan, akşam solan çiçeği sevmem,
Dört mevsim hiç solmamalı benim çiçeğim,
Kin, haset, garez, nefretlere dayanamam,
Ömür boyu tükenmeyen sevgi isterdim.
Yan yana rüzgâra karşı kanat çırpmalı,
Alıcı kuşlara hep meydan okumalı,
Bulutların üstünde sonsuza uçmalı,
Kanatları yorulmayan sevgi isterdim.
31/5/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:13 AM
İsterdim 2
Güneşe göre dönen çiçeği sevmezler,
Sen olduğun gibi görün, boyun eğmeden,
Bütün alem karşı olsa da, sevgimize,
Boyun eğmeyen, masum bir sevgi isterdim.
Verdiğin mendilin nakışına bakarım,
Geçen güzelim günlerden, hatıralarım,
Nakışının bile solmasını istemem,
Her zaman solmayan, bir sevgiyi isterdim.
Sana canlı, cansız her şey boyun eğmeli,
Geçit vermez dağlar, müsaade etmeli,
Okyanuslar, denizler hemen geçilmeli,
Hakk’ın razı olduğu bir sevgi isterdim.
Zirvesinde beraber, buzul dağlarının,
Doğuşunu seyretmek isterdim, güneşin,
Üstüne koyup, sıcak elini kalbimin,
Beni üşütmeyen bir sevgiyi isterdim.
Hani hiç solmayacaktı, o çiçeklerin,
Erken solan çiçekleri istemem, senden,
Çiçek gönderme, karşımda yeter hayalin,
Sevmesen de, seven hayalini isterdim.
Sevmesini, söylemesini bilmeyenim,
Sen benim dört mevsimde solmayan çiçeğim,
Seninle cehenneme düşsem, yanacağım,
Ateşte yanmayan bir sevgiyi isterdim.
Üzerine konulan buzları eriten,
En soğukta bile kalbimi üşütmeyen,
Sen bütün zamanlarda açan çiçeğimsin,
Naz bilmez, su katılmamış sevgi isterdim.
5/6/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:13 AM
İstese
Güller filiz açar uygun havada,
Mehmetlerim ölmez beyler istese.
Sadık insan olsak hizmet davada,
Polislerim ölmez, onlar istese.
Kanamaz yürekler sevgi yaşansa,
Bozuyor huzuru cebi taşansa,
Etiketler işi bırakmaz şansa,
Yetimler ağlamaz, toylar istese.
Evde bir evladı yere yıktılar,
Analar, babalar yaşlar döktüler,
Eşler, çocuklar hep ağıt yaktılar,
Üzülmez analar, boylar istese.
Yok onların oğlu asker olamaz,
Artık bu vatana düşman dolamaz,
Hainler yardakçı kullar bulamaz,
Gözyaşları diner, başlar istese.
Sulanmış al kanla yurda ihanet,
Moda oldu fallar, umut kehanet,
Dış oyuna kurban sandık şahadet,
Gençlerimiz ölmez, baylar istese.
Durur akan sular tersine akar,
Ağlarken analar gözüne bakar,
Evladı olmayan konuşur sakar,
Dursunî'ler susar, taşlar istese.
08/09/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:13 AM
İşledim Bilmem?
Bunca günahımı hatırlamadım?
Acaba nerede, işledim bilmem?
Hepsini sırayla satırlamadım,
Ruh âleminde mi, işledim bilmem?
Her anı hesaplı gitmek isterim,
Karıncayı ezmem görür hislerim,
Köpeğe dalaşmam sevgi beslerim,
Babam taşırken mi, işledim bilmem?
Kaçtıkça üstüme gelir çamurlar,
Öz bozuldu maya tutmaz hamurlar,
Sözümü duymadan geçer samurlar,
Anam karnında mı, işledim bilmem?
Besmelesiz gezmem korkum şeytandan,
Kirlenmesin üstüm kaçsam meydandan,
Çarpar geçer beni boynunda kaytan,
Beleğimdeyken mi, işledim bilmem?
Ne desem tersini anlar ederler,
Körler çete kurmuş elden yederler,
Alın secde bilmez kirli giderler,
Gençliğimdeyken mi, işledim bilmem?
Derinden düşündüm bütün anımı,
Elli yıllık ömür yaktı canımı,
Atılan çentikler bozdu kanımı,
Hayal ederken mi, işledim bilmem?
Ben beyaz söylesem, aktır diyorlar,
Ayet yalanlayıp zana uyarlar,
Dursunî'ye kördür çevre, diyarlar,
Rüyalardayken mi, işledim bilmem?
20/01/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:14 AM
İşte Oda Benim
Rüzgârın önünde uçup giden,
Bir kağıt varsa, o da benim.
Akıntıya boğulup giden,
Biri varsa, o da benim.
Soğukta donup uçamayan,
Bir kuş varsa, o da benim.
Uçup da kovanı bulamayan,
Bir arı varsa, o da benim.
Kar gibi lapa, lapa yağan,
Bir şey varsa, o da benim.
Bir ırmak coşkunca akıyorsa,
Akanda, coşan da benim.
Elinden tutulmadan düşen,
Bir yavru varsa, o da benim,
Mangalda varsa savrulan kül,
Kül değil, işte oda benim.
Solmak üzere, varsa bir demet gül,
Solanlar gül değil, işte oda benim.
Olgunlaşmadan dalından düşen,
Varsa bir meyve, işte o da benim.
Yüzüne gülünüp sağılan,
Biri varsa, o da benim.
Eğer severek yaşayan varsa,
İşte o da benim.
17/4/1981
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:14 AM
Kâbe
Ey kara duvaklı, benim süslü gelinim,
Allah isterse sana koşarak gelirim,
Altınoluk, altın kapı, ben de sendeyim,
Işığım, yol gösterenim, sevgilim.
Sana aşk, toplu iğne mıknatıs misalisin,
Yeryüzünde yok, yaratılmamış emsalin,
Yedi veren gülüsün, her an çiçeklisin,
Pervane olup, çevrende dönülmelisin,
Senin kıymetini ancak sevenler bilir,
Ferhat-Şirin gibi yanarak koşan gelir,
Aciz olanlar otelde vakit geçirir,
Güzel kokunuz, beni kendimden geçirir.
Gelinlerin en güzeli sensin, yok eşin,
Hacer anamıza mekân olan da sensin,
Bakırı, gümüşü, altınları bilensin,
Seni özledim, gece gündüz hasretimsin.
Seni ziyaret edeni Allah da sever,
Bilen layık olduğun şekil tavaf eder,
Aciz kullarda dünyalık sohbetle gezer,
Allah aşkına beni de davet ediver.
Seni ziyaretimle gözlerim açıldı,
Hasretle ah çektim, cennet kokun saçıldı,
Koku geldi geçti, kalbim seni aradı,
Senin yerini hiçbir sevgi doldurmadı.
Çağır beni geleyim, sana yalın ayak,
Lebbeyk, lebbeyk diye gökleri çınlatarak,
Tavaf edeyim, mekânında ağlayarak,
Allah’ım affeder halime acıyarak.
Bir kalbi doldurur, Allah ve senin sevgin,
Hacer, İsmail, İbrahim nicelerinin,
Ayak basarak şereflendirdiği yersin,
Şaşkın Dursun seni ömrü boyunca sevsin.
29/1/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:14 AM
Kadınım
Dün kadın olduğundan kuma gömülürdün,
Sanki sen tercih etmişsin gibi kadınım.
Derin kuyuya atılır öldürülürdün,
Bugün de pek bir şey değişmedi, kadınım,
Seni umuma peşkeş çekenler de kadın,
Hemcinsin azarlıyor birlik olamadın,
Daha dün köle pazarında satılırdın,
İnandığına bak, gör değeri kadınım.
Hep elma şekeriyle aldatılırsın,
Analık değerin bilinmez horlanırsın,
Çocuklarına kanat gerer uyumazsın,
Her reklâmın malzemesi olma kadınım.
Meydanı boş bulunca sakın ha, şımarma,
Seni ezmeye çalışana da aldırma,
Hak ettiğin makama çıkarsın sen durma,
Acele yok yürü adım, adım kadınım.
Adem, Havva atam aynı sıkıntıdaydı,
Peygamberim eşi beraber savaştaydı,
Türkiye’m kurtulurken kadın oradaydı,
Destek vermediğin, başaramaz kadınım.
Senin mutlu olmadığın gün aydınlanmaz,
İhanet edenin yaptığı yana kalmaz,
Ah bir birlik olabilseniz güller solmaz,
Altın değerinizi bilseniz, kadınım.
18/04/2006
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:14 AM
Kadınım 1
Her reklâmın malzemesi olan, kadınım,
Seni açık, saçık görünce, donar kanım
İlgisiz reklâm, koridorda olma, canım, ,
Rezil ediyorlar, kamerada, kadınım.
Bir zaman, kuyuya atarlardı, utançtan,
Çağdaşlıkmış, indirmiyorlar, podyumlardan,
Etin pazarlıyorlar senin, artık uyan,
Atatürk, Fatih’leri doğuran kadınım.
Seninle ilgili malzemede görünsen,
Herkes sevinir özlük hakkını alsan,
Yalnız sokaklarda, meyhur bırakılırsan,
Sana meyhaneci sahip çıkar, kadınım.
Mermi taşıyan ananın, torunusun sen,
Sana ağırbaşlı, vakur olmak yakışan,
Sen Yavuz’ları, Kanuni’leri doğuransın.
Açılmakla, çağdaş olunmaz ki, kadınım.
Çağdaşlık uğruna, düştüğünüz durumdan,
Atanız dirilse üzülür, olur pişman,
Biz erkekler hep bitlenir, sizler olmadan,
Değerinizi bilin, sevgili kadınım.
Değeri kaybolunca çıkar, anaların,
Öğrenmek için, öksüzlere gidip sorsan,
Sen anaların da anasısın, anlasan,
Kendini altınlar misali yap, kadınım.
13/4/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:14 AM
Kaldırımlar
Hayatın merdivenlerini tırmandığım,
Hep inişli çıkışlıdır şu kaldırımlar.
Her gidişimde ayrı taşına bastığım,
Ecel yaklaşıyor, bitmedi kaldırımlar.
Bugüne dek yürüyenler bitirememiş,
Son defa gidenlerse hiç geri gelmemiş,
Yüründükçe aşınmış, yenisi kalmamış,
Nice ömürler, ben de bittim kaldırımlar.
Basmadığım tek taşın kalmadı üstünde,
Ömrümün her saatinde, gündüz, gecede,
Şafaklarda bile geziniyorum, sende,
Ne bitmez, uzunluğun varmış, kaldırımlar.
Neşeli, neşesiz kim bilir kimler geçti?
Mutlaka çoğu garip, çoğu da zengindi,
Her adım, ömrümden geçen bir gün gibiydi
Nice canlar geçmiştir, senden kaldırımlar.
Diliniz açılıp söylese neler, neler,
Kim bilir ne acı hatıralar söylerler?
Tarihe ışık tutar, o güzelim sözler,
Sizde ne sırlar gizli, sessiz kaldırımlar.
Yola sığmayan arabalar sana çarpar,
Eskitmeye çalışır seni yağmur, rüzgâr,
Dürüstü, sahtekârı hep üstüne basar,
Yirmi dört saat meydan okur, kaldırımlar.
28/12/2005
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:14 AM
Kalemim
Hisleri anlayan can dostu bulmak,
Nesli tükenmiştir, sen yaz kalemim.
Her halden dertleşen yaranla olmak,
Ak kağıda yazan, sensin kalemim.
Nafile dertlerin dinlerler dıştan,
Yardım istiyorsan işi var kıştan,
Allah korur kulu kem göz bakıştan,
Zararsız dost sensin, canan kalemim.
Hiç itiraz etmez hemen yazarsın,
Hain kullara da kabir kazarsın,
Kötüyü iyiye iste bozarsın,
Her yaraya merhem olan kalemim.
Nağmelere şahit olan kalemim,
Ölüm fermanımda kırarlar benim,
Bir tek sen olursun ah vah diyenim,
İhanetsiz dostum, yaran kalemim.
Son nefeste biter tüm şiirlerim,
Cenazeme gelir dost bildiklerim,
Tükürmek isterdim ah sildiklerim,
Başımı doğrultsam, yaz sen kalemim.
24/07/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:14 AM
Karacaoğlan
Tarsus’un ne güzel var çağlayanı,
Başında nöbetçi, Karacaoğlan.
Güldürüyor hemen her ağlayanı,
Rehberimsin üstat, Karacaoğlan.
Yedi harikadan biri gibisin,
Cennet şelalesi gülün dibisin,
Gerçek bir aşığın halkın tipisin,
Başımdaki taçsın, Karacaoğlan.
Ayakta çarığın şanlı duruşun,
Mest ediyor canı saza vuruşun,
Işığın yetiyor nebze kuruşun,
Canıma can katan, Karacaoğlan.
Tarsus’ta gezmişsin süslü atınla,
Yaşatırız seni sözlü yadınla,
Ebede gidersin solmaz adınla,
Kalbimin sürûru, Karacaoğlan.
Dursunî der; dönmem doğru yolundan,
Aşık badesini içtim elinden,
Savrulsam da yere güçlü yelinden,
Baş koydum eşiğe, Karacaoğlan.
12/11/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:14 AM
Karalar Beni
Üstüme hüzünle doğarsa güneş,
Karanlıkta izler, yaralar beni.
Yokuşlar neyse de yorarsa eniş,
Yürünmeyen düzler, yorarlar beni.
Herkes dürüst ol der olmak istemez,
Doğru tartıp versen almak istemez,
Çayı göle salsam salmak istemez,
Kıştan önce güzler, sıralar beni.
Filistin, Irak’ım derin inliyor,
Toplandı Yahudi serin dinliyor,
Uzayda uydusu hemen anlıyor,
Dua etmez bizler, daralar beni.
Meyveyi vermeden kırıldı dallar,
İçi bozuk olan örtündü şallar,
Göz açıp yummadan geçiyor yıllar,
Yerin bulmaz sözler, paralar beni.
Çeteler birleşti hayat deminde,
Saniye geçmiyor huzur, eminde,
Yaşıyor insanlar kaygan zeminde,
Dost sandığım yüzler, bereler beni.
Selâm versem ebat ölçüp biçerler,
İş düşmeyecekse dönüp geçerler,
Çay söylese rüşvet diye içerler,
Anlam örtük gizler, pireler beni.
Doğrular kişiye göre değişik,
Çıkarlar uğruna beller eğişik,
Dursunî değişmez özden bağışık,
Bakar görmez gözler, karalar beni.
02/04/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:14 AM
Karaoğlan
Yetmişin kartalı düştü toprağa,
Kıprıs'ın fatihi, şu Karaoğlan.
Güvercinler kondu dala yaprağa,
Esir düştü kabre, bir Karaoğlan.
İncelenecektir bütün heceler,
İnşallah olacak mekân *******,
Yatıyor benzeri eşsiz niceler,
Taksit, taksit öldü, vah Karaoğlan.
Kardeş kavgasını hepsi istedi,
Memur ayağını tümü köstedi,
Baykuşu, kargayı onlar besledi,
Güvercinler öksüz, ah Karaoğlan.
Sevgiyi bilmedik onlar yüzünden,
Günü yaşamadık işin düzünden,
Esti hep rüzgârlar aynı hızından,
Neler değişti ki, ey Karaoğlan.
Hesabınla kaldın şimdi başbaşa,
Artı, eksi gelir o garip başa,
Dersi çalışmayan sorudan şaşa,
Nerede şakşaklar, be Karaoğlan.
Karaoğlan varsa çağır dayını,
Dikkatli ol basma patlar mayını,
Dursunî de çekti aldı payını,
Yaptığın yanında, vay Karaoğlan.
08/11/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:15 AM
Kardeşim
Demoklesin kılıcı sallanıyor başımda,
Korkmadan gerçeği nasıl yazam kardeşim,
Düşerse başım dara olur dostlar karşımda,
Doğrudan erkekçe, nasıl derim kardeşim.
Kimde kaldı dürüstlük bende mi arıyorsun?
Bulamazsın arama işleri karıyorsun,
Ne kadar gidersen git çıkmaza varıyorsun,
Nerem kaldı doğruda, temiz sanma kardeşim
Yıllar bizi eskitti olduk birer paçavra,
Kullanılmadık ama canlı örnek kadavra,
Ne kadarda dürüstüm desem hepsi palavra,
Bana şekil verdiler, orak gibi kardeşim.
Damladır denizlerde benim aciz misalim,
Altmış beş milyon ile nasıl olacak halim,
Yuttular küçük büyük olmadı hiç sualim,
Medeni cesaretsiz biriydim ben kardeşim.
Ağız açan düzeni suçlayıp devam dedi,
Hortumlamadıysa da şırıngalarla yedi,
Faturalar kesildi son basamak ödedi,
Sütten çıkmış ak kaşık, değilim ben kardeşim.
Makamlar istiyorsan tornadan geç dediler,
Ölçüp biçip çarpımı hep yanlış getirdiler,
Gel marifet pistine haydi kıvır dediler,
Baktılar frekansa, yapamadım kardeşim.
Kokuya koşan gelir tam doyunca dağılır,
Şişiverir mideler pis kokular yayılır,
Mahrum bakan dayıdan hesapları bayılır,
Gerçekten delikanlı, hiç değilim kardeşim.
11/07/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:15 AM
Kasım Paşalı
Her tarafı çakallar işgal edince,
Meydana çıktı bizim, Kasım Paşalı.
Hortumcular devletimi, tüketince,
Süpermen gibi geldi, Kasım Paşalı.
Aldattılar bizi, yıllarca devamlı,
Yetişti imdada Türkiye sevdalı,
Rahat yat ülkemin Mustafa Kemâl’ı,
Hızır gibi kavuştuk, Kasım Paşalı.
Bastı bütün asalağın hortumuna,
Düşünmedi ne getirirler başına,
Halkın oyuyla iktidar koltuğuna,
Dermansız derde derman, Kasım Paşalı.
Aslan sandık sincap gibi gezdi, yedi,
Boğuşma bitti barıştı fare, kedi,
Keçi Abdurrahman Çelebi’yim dedi,
Gidin meydandan, çıktı Kasım Paşalı.
Vatan uğruna iki gömleği vardır,
Emsali gelmemiş bir delikanlıdır,
‘Bu böyle biline’ diye haykırandır,
Bu can yoluna feda, Kasım Paşalı.
Kızarsa masaya vurur çift yumruğu,
Reddedilmez onun en küçük buyruğu,
Dara kaptırmaz inşâallah kuyruğu,
Cana can katan, yiğit Kasım Paşalı.
Uğruna can feda etmeye hazırım,
Tekerine taş koyanları kazırım,
İste yeter ki Ankara’ya varırım,
Zalimi titretendir, Kasım Paşalı.
07/05/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:15 AM
Kaynana
Bugün yine surat beş karış asık,
Soğukta mı yattın, nazlı kaynana.
Gözlerinin önü morarmış basık,
Uykusuz mu kaldın, hızlı kaynana.
Kızlarına destek tam azdırırsın,
Damatlara kuyu pir kazdırırsın,
Öğütlerini tek, tek yazdırırsın,
Gülerken ısıran, hazlı kaynana.
Palavrası meşhur dilbazdır kocan,
Böyle öğreten kim acaba hocan?
Tütmez olur bir gün seninde bacan,
Sırları beynin de, gizli kaynana.
Başından hiç düşmez beş katlı sargın,
Dertlerin tam sarmış vücudun kargın,
Evlatların her gün barışık, dargın,
Sivilceyi gören, gözlü kaynana.
Sıkıntı atarsın yolda gezerek,
Hayatı bitirdin bizden bezerek,
Suyumu çıkardı kızın ezerek,
Ayakkabıları, tozlu kaynana.
Koca, eş dırdırı çekmek kolay mı?
Sizin için her şey dalga, alay mı?
Kocanızın işi, gücü kalay mı?
İyi dayanmışsın, yüzlü kaynana.
Sonunda düşersin belki yatağa,
Hiç gün görmemişsin, düşüp batağa,
Dursunî’yi öldür zehir katığa,
Baskına gelirsin, gazlı kaynana.
20/02/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:15 AM
Kervan Yürür
İt ürür, kervan yürür demiş büyüklerim,
Avanak avcısına av bulunur, derim,
Ben bu kafada kaldıkça, yaya teperim,
Olsun, sağlam basar, bir gün aya giderim.
Deliler durumuna düşülse de geçer,
Üç günlük ömür aç, tok olsam ne fark eder,
Başkasını küçük gören, kendine yeter,
Biri bir gün çıkar karşıya, hesap ister.
Koyun can derdinde, kasap etin peşinde,
Ölümü düşünsen her nefes verişinde,
Sayılı nefesin hesabı, ahirinde,
Ceza yersin, kervancıyı ürküttüğünde.
Sus, girme fazla incitirsin birini,
Keserler yoksa kesmez bıçakla dilini,
Dikkatli kullan ahmak, dilini, elini,
Sahiplenen olur mu, sanırsın kendini.
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:15 AM
Kırkıncı Şiir
Ömür kırk yılı, şiirlerim kırkı geçti,
Boşa yaşamışım, hepsi anlamsız gitti,
Duygular kalemi, anlatmak için seçti,
Hisleri anlatmaya, yaşamak gerekti.
Nefsim de Eğirdir’i, Eğirdir de ülkemi,
Ülkem de her türlü iyi, kötü alemi,
Çılgınca eğlence ve yapılan matemi,
Ne hallere düştüğümüzü göstermez mi?
Cahilim diyene her şey lafı güzaftı,
Esas cahil benim, diğerlerininki, gaftı,
İşimize gelince zehir, bize haptı,
Bunu insanlığı unutturanlar yaptı.
Hecelere bütün arzularım sığmıyor,
Birazcık kapalı anlatım gerekiyor,
Söz nefsime, ancak başkası alınıyor,
Başkasını bilenler, kendini görmüyor.
Kesinlikle doğruyu, yazmaya çalıştım,
İspatı olmayana zaten bulaşmadım,
Kimseye kara çalıp, çalı dolaşmadım,
Nefsimi düşman bilip, onunla uğraştım.
Boş ver diyenlerde, okuyup anlayanda,
Bir ferde bile yardımcı olunduğunda,
İsteğim onun manevi mutluluğunda,
Dert anlatılıyor şiir yazıldığında,
Bu şiirlerde bir şeyler var alanlara,
Ne hesap veririz, toprakta yatanlara,
Türkiye’m nasıl kalır, yarın torunlara,
Hepimiz sorumluyuz, sözüm vicdanlara.
2/5/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:16 AM
Kısa Ömür
Esin rüzgârlar esin, tozlarım savrulsun,
Ben bu dünyadan, dünya da benden kurtulsun,
Seven dört sadık dost, cenazemde bulunsun,
Sevinenlere ayrılığım bayram olsun.
Şu kısacık ömrümde, kimler doğru baktı,
Beni düşmanlar değil, dostun narı yaktı,
Elimi tutmadı, ayağa çelme taktı,
Kime kalmış dünya, Karun kazık mı çaktı?
Nasip olursa, daracık odalı toprak,
Izdırabı haber verir, uçan bir yaprak,
Duymak için kulak ver, ona yaslanarak,
Cevap verilir, perdeler aralanarak.
Titrersin, kıpırdamaya mecal kalmaz,
Defteri boş gelen orda rahat yatamaz,
Altına minder, döşek, halı seren olmaz,
Riyakâr evlatlar yanına hiç uğramaz.
Ne ihtiyaçsa onu hazırla torbana,
Bir çaresi varsa söyle, ne olur bana,
Tek Yasin okuyan olur mu garibana,
Ömür belli, orda yıllar ardı ardına.
Beş kuruşla hepimiz olduk bir küheylan,
Allah’ı unuttuk, döneriz dilde yalan,
El, ayak olacak, doğru şahitlik yapan,
Kurtulur oraya, hazırlıkta bulunan.
18/02/2002
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:16 AM
Kızım
Ah kızım ah bile, bile verdiydim,
Ateşler içine, yıktırdım kızım.
Onların halini sana derdiydim,
Şimdi kapılardan, baktırdım kızım.
Asi sözüm geldi önümde durdu,
Başına gelenler beynimden vurdu,
Gavur oğlu sanki kılkuyruk kurdu,
Canlı, canlı kabre, kaktırdım kızım.
Ekmek için kapı, kapı dolaştı,
Bir defa verince her gün alıştı,
Bugün adam oldum sandı yılıştı,
Dertlerden dertlere, sektirdim kızım.
Kuşlar yuvasını anadan görür,
Atası misali uçar ve yürür,
İbret almayan kul gözünü bürür,
Cehenneme attım, yaktırdım kızım.
Anası, atası koklamış yemiş,
Sofrada doymadan, doymuştum demiş,
Kuru ekmekleri ıslatıp emmiş,
Ellerimle ipe taktırdım kızım.
Onunda dökülsün alttan ciğeri,
Gözü kör, sırtında olsun eğeri,
Beş para etmezmiş bildim değeri.
Hakkını helâl et, yaktırdım kızım.
Eden ettiğini mutlak ödecek,
Babadan gördünü evlat edecek,
Baban Dursunî bu dertten gidecek,
Gençlikte hayattan bıktırdım kızım.
09/03/2007
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:16 AM
Kim Gavur?
Dürüstlüklerine bir söz söyleyemeyiz,
Gavur onlar mı, biz mi, kimdir bilemeyiz,
Müslüman geçinir, kimseye güvenmeyiz,
Farksız yaşarız, Yahudi ye gavur deriz.
Ah onların dürüstlüğü bizde olsaydı,
Emanete ihanet eden olmasaydı,
İnandım dediği kitabı okusaydı,
Gavurların kim olduğunu anlasaydı.
Namaz, abdest yoktur, gavurun teki deriz,
Ölmeden iman eder, Hakk der, affederiz,
İmanlı yaşadım sanırsın, bi habersiz,
Gerçek gavur mahşerde çıkacak, söyleriz.
Yargılamak bize düşmez, yaşamaya bak,
İmanlı yaşar, son anda şirke batarsak,
Kul hakkı boyunda asılı gidiyorsak,
Gavurlar belli, eğer hallerden anlarsak.
Yetmiş yılı, üç ay ibadet silebilir,
Yetmiş yıllık ibadeti bir şirk bitirir,
Hak hesap gününe dek, yedirir, içirir,
Mahşer de gavuru kullarına bildirir.
Şapkalıyım, verdiğim selâmı almazlar,
İslâm geçinir, ağzına helâl koymazlar,
Kendi başı açık, şahitlik yapamazlar,
Okuduğu duayı, dili anlamazlar.
Kendi gavurluğunu bilmeyen gammazlar,
Namussuz yaşar, mertliği elden koymazlar,
Alim geçinir cahili uyandırmazlar,
Çünkü hainler Yüce Allah’tan korkmazlar.
Türkiye’yi beğenmezler faizi yerler,
Bilmem, yüce divanda Allah’a ne derler,
Faiz haram ayetin, nasıl çevirirler,
İnansın, inanmasın, nefret ettirirler.
17/05/2001
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:16 AM
Kime Ne Denir?
Başlar yoruldu, görev hep ayaklardadır,
Ayaklar da şaşkın, ne oldum sanmaktadır,
Gövde dışta gezer, ayaklar yataktadır,
Ayaklar baş oldu, kime ne denir.
Mideler yoruldu, görevi zor yapıyor,
Sancıdan yürünmez, ayaklar yalpalıyor,
Vücut kendinde değil, başlar sallanıyor,
Mideler haram doludur, kime ne denir.
Haram asıllı kan, koyu kırmızı surat,
Sopayı yiyince eşek, geri kaldı at,
Katırlar kervanı götürüyor, son sürat,
Kelepirler lider oldu, kime ne denir.
Aslanı çakallar azarlayıp, solladı,
Nerede hain sünepe varsa, kolladı,
Gerisi yok mu deyip, hemen hortumladı,
Değersizler altın oldu, kime ne denir.
Biter öndeki, arpalıklar, atıştırın,
Üç beş ahmak ses çıkarırsa, yatıştırın,
Devir ayaklarda, acele kapıştırın,
Ayaklar üstünde baş yok, kime ne denir.
Küçük bir köyün hali ülkeden beterdir
Azarlanıp horlandığımız yeterlidir,
Bacaklar yükünü çekmez oldu, bellidir,
Secdeye kapananlar çok, kime ne denir.
Dün yamalı don, bugün fiyakalı takım,
Aslın, neslin kim, dört kuruş parayla çalım,
Satan satana, birebir yapılmaz alım,
Aslın unutan çoğaldı, kime ne denir.
Gidenler yol üstünde, bakınız hallere,
Kulak verin, sessiz çığlık saçan dillere,
Onlar da bizim gibiydi, kalmaz beylere,
Aslanlık kediye kaldı, kime ne denir.
İbret için mezarlık yol üstü yapılır,
Başlar dik, sanki ölümsüz gibi bakılır,
Ayaklar meydan sizin, havanız atılır,
Dün çıplak, bugün nallandı, kime ne denir.
Başım kabak, boynuzum yok, herkes tepeler,
Haklı olsan ne yazar, hakîmim çeteler,
Bir de haksız olsan, beyler anda enseler,
Ayaklar yargı heyeti, kime ne denir.
23/7/2001
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:16 AM
Kimsesizler
Biz kimsesizler sokakta, tir, tir titrerken,
Sizler sıcak yataklarda, yana dönerken,
O süslenmiş sofralarınıza çökerken,
Bizi hatırlayınız, karnı tok insanlar.
O köprü altı senin, şu benim, koşarız,
Lükste yaşayanlar, halinize şaşarız,
Bir kuru ekmek için ellere bakarız,
Bizi hatırlayın, hayvan sever insanlar.
Köpek mamasını ithal edip, alanlar,
Doğmadık bebek hakkını gizli çalanlar,
Hak huzurunda söylenen, türlü yalanlar,
Bizi hatırlayın, laf ebesi insanlar.
Verecek oyumuz olsaydı elimizde,
Üç beş yılda bir hatırlanırdık, bizler de,
Bizler deli, işe yarar akıl sizlerde,
Bizi hatırlayın, palavracı insanlar.
Deli der, hastaneye teslim edersiniz,
Sokakta çocukları eğlendirirsiniz,
O halimize kahkaha ile gülersiniz,
Bizi hatırlayın, ey akıllı insanlar.
Hastalansak örtünecek yorgan bulunmaz,
Öksürsek, içecek ilaç verenler olmaz,
Bizi sahiplenmeyen toplum, refah bulmaz,
Bizi hatırlayın, üşümeyen insanlar.
Biz istemedik sokaklarda sürünmeyi,
Halinize şükredin, atmayın ekmeği,
İmtihan etmektedir, görelim neyleyi?
Bizi hatırlayın, mahşer önü insanlar.
14/01/2002
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:16 AM
Kimyacı Lokman
Isparta gururu dünyayı sardı
Gemiye kaptandır, Kimyacı Lokman.
Yaktığınız ışık uzayı yardı
Kandillere yağdır, Kimyacı Lokman.
Güllerin kokusu her an esecek
Rakibin hızını derhal kesecek
Lisemin tacını aya asacak
Bayrağa gönderdir, Kimyacı Lokman.
Yarışacak başka dünya isteriz
Biz Fen Liseliyiz yol gösteririz
Gönülleri hoşnut yapan neşteriz
Baştabip doktordur, Kimyacı Lokman.
Deryanın kaptanı dardır çevresi
Yetişemez ona emsal devresi
Gelecek aydınlık eşsiz evresi
Türkiye’m de güldür, Kimyacı Lokman.
Hedefe ulaşmak, uykusu kaçar
Gülen yüzü ile sevgiyi saçar
Çalışkan insana yolunu açar
Başımıza taçtır, Kimyacı Lokman.
İki oğlum beni geçip yaşasın
Gençlerim yolunuz daim ışısın
Dursunî der; yüce dağlar aşasın
Atomu bölendir, Kimyacı Lokman.
21/03/2007
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:16 AM
Köroğlu
Delikli tüfek çıktığında, bozuldu,
Dediğin mertliğin...
Şimdi kırıntıları kalmadı dünyamızda,
Bir de bu günleri yaşasaydın...
Neler der, neler söylerdin kim bilir?
Herkes birbirine oldu hilebaz, asi...
Hepimiz haklılık iddiasındayız...
Bir ben hariç herkes haklı, Köroğlu.
Sana baban kör olduğundan Köroğlu demişler...
Ama çağımızda çoğumuz bakar kör oldu...
Doğanlarda tabii ki gerçek Köroğlu olacaklar.
Evlat ana-babayı, cemaat hocayı,
Tanımaz oldu, hanımlar kocayı,
İyi ki zamanımızda yaşamıyorsun...
Değilse çok üzülürdün.
Delikli tüfeğe benzemez neler icat oldu neler..
Kalleşlikle Amerika'ya bağlandı tüm göbekler..
Amerika'ya gitmeyen, görev için emekler,
Aynı oranda kayboldu şahsiyetler...
Mertliğin m sini taşıyanı mumla arıyoruz,
Tabii ki gün ışığında...
Yakında gecenin zifiri karanlığında arayacağız...
Bulabilene de madalya vereceğiz..
Duygusu körleşmişler, mesken tuttu dünyamızı...
Gelecek nesillerimizin işi çok zorlaştı...
Üstadım Köroğlu.
19/12/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:17 AM
Kötü Kaderim
Kara günlü dünyaya geldim geleli,
Bir defacıkta olsa, yüzüm gülmedi,
Bir gün tasalı, bir gün dertli, kederli,
Bu cihanda ben miyim kötü kaderli?
Güvenilir kişi olmaktı, muradım,
Liseyi bitirince döndü hayatım,
Bitmez, tükenmez bir tufana kapıldım,
Yaktı, viran eyledi, kötü kaderim.
İmtihanım belli olunca ağladım,
Ümitlerimi kadere terk eyledim,
Çalıştım, çalıştım derbedere döndüm,
Ateşe gark eyledi, kötü kaderim.
Günler sayarak geldim yirmi yaşına,
Birimiz topal oldu, elli yaşında,
Birimiz laf anlamaz altmış yaşında,
Yollarda koydu beni, kötü kaderim.
Yine okuyup, yükselmektir dileğim,
Cahil sözü çok acıdır, söyliyeyim,
Okuyup da gözyaşlarımı sileyim,
Biraz yardım ederse, kötü kaderim.
Çok ahtı peymanım vardır şu dünyada,
Acılar içinde çırpınıp, kalsam da,
Yine de ümitliyim, şükür Allah’a,
Savrulan kül eyledi, kötü kaderim.
Dursun’um, Allah için doğru söylerim,
Yüzüm gülsün artık, budur tek dileyim,
Bir insan mıyım, neyim bende bileyim,
Canilere yalvarttı, kötü kaderim.
20/3/1979
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:17 AM
Köylüyüm
Yıllarca emeğim besler milleti,
Ne arayan ne de, bilen var beni.
Köylüyüm yakamdan alın zilleti,
Dünya kurulalı, dilen var beni.
Cahil bırakırlar uyanır diye,
Elimle beslerim eziyet niye,
Muhtaç oluyorlar seçimde reye,
İşleri bitince, silen var beni.
Çalışmaktan belim erken bükülür,
Yorgunluktan her gün kolum sökülür,
Sırtımdan terlerim elim dökülür,
Mahsül para etmez, delen var beni.
Benden çıkan beni görür beğenmez,
Yolda görse hatır sorup değinmez,
Benimle sevinip baş dik öğünmez,
Kükremiş halimle, gören var beni.
Efendi dediler yuttum sandılar,
Sabırlı kalbime hemen kandılar,
Önüne ne koysan yiyen mandalar,
Hatırı sayılan, kesen var beni.
Beyler gelecekmiş herkes çağrılır,
Sıraya geçmezsek hızlı bağrılır,
Güneşe dikerler kimi eğrilir,
Reklâm meydanına, seren var beni.
İşlemler tam olur a takımına,
Hizmetçi ederler bey bakımına,
Türküler söylerler tam akımına,
Mezeden farksızım, içen var beni.
Cahilim bilirler hemen kanarım,
Sonra pişman olur eyvah yanarım,
Yeter bize ayran ekmek banarım,
Tipime bakarak, seçen var beni.
Yemeğin hasını onlar yediler,
Hep aynı sözleri tekrar dediler,
Aslan olup çıkmış dünkü kediler,
Öveceği yerde, yeren var beni.
Soğukta, sıcakta hep çabalarım,
Dalga geçerlerse tam yabalarım,
Beğenmez beyleri pir kabalarım,
Sıkışınca yola, dizen var beni.
Ahırda çalışıp gitsem pazara,
Yağı alan hanım tutar azara,
Rezil oluyoruz okur, yazara,
Resmi daireden, iten var beni.
Kıravatla bağlı değil boyunum,
Zamanla çıkacak türlü oyunum,
Kışı çıkarırsa üç beş koyunum,
Kös koyunu hain, güden var beni.
Dere, tepe gezer düşer tozarız,
Bizi bilmezleri çizer bozarız,
Biz kuzu değiliz kükrer azarız,
Boyun kıldan ince, eğen var beni.
Elimizden ucuz çarpar alırlar,
Lüks dairelerde yaşar kalırlar,
Bizlerin hakkını nasıl çalarlar,
Kalemle usülce, döven var beni.
Düzeni kötüler kendine bakmaz,
Büyük, küçük bilip saygıyı takmaz,
Ne oldum delisi koltukta akmaz,
Sözümü anlayan, sezen var beni.
Takım elbisede sinsi gezenler,
Etiketsizleri gizli ezenler,
Hortum kokusunu acil sezenler,
Kapıdan iterek, geçen var beni.
Fikrimi sormadan tören yaparlar,
Onlar akıllıdır hemen kaparlar,
Hortumu beraber yutup saparlar,
Kelepir fiata, satan var beni.
Kemiksiz et sandı süper beylerim,
Bu başla daha çok secde eylerim,
Sahip çıkan biri yoksa neylerim,
Her sözümde mahçup, eden var beni.
Yaratan hakkını önde sayarız,
Biz kuru ekmekle her gün doyarız,
Aç mide üstüne taşlar bağlarız,
Kesmeyen tırpanla, biçen var beni.
Kıvırmanın türlü çeşidi çıkmış,
Bey efendi bizle uğraştan bıkmış,
Kafa tutanları hep hapse tıkmış,
Çorak topraklara, eken var beni.
Eğri şapkamıza güler sokakta,
Aslını unutan gider atakta,
Dursunî miskindir atar batakta,
Seçimler yakındır, duyan var beni.
01/12/2006
Dursun Yeşil
GooD aNd EvıL
08-14-2008, 10:17 AM
Köylüyüm 1
Bu milleti besleyen erzak deposuyum,
Devletimin vefalı, çilekeş kuluyum,
Yağmura hasret, çatlak toprağın suyuyum,
Sofraların kuru fasulye, yoğurduyum.
Bensiz olmaz, atlatılır, kandırılırım,
Gün olur mutluyum, gün olur kırılırım,
Seçimden seçime beyim, hatırlanırım,
Ertesi gün paçavra gibi atılırım.
Evlatlar işsiz, kahve köşesinde sohbet,
Derdimizi dinleyen çok, hepsi muhabbet,
Bu yıl da hasat umutsuz, yeniye kısmet,
Ölsem midemden çıkar, kırk umut, kırk niyet.
Değerimi bilsem, durdururum çarkları,
Kırk bin köy sahibi, cefakâr insanları,
Bizi oyalar ülkemin uyanıkları,
Uyanır bir gün Türkiye’min aslanları.
En üçkâğıtçıyı başa muhtar seçtirdik,
Dürüstlüğü yavaş, yavaş biz de yitirdik,
Komşu komşuya gitmiyor, ilgiyi kestik,
Dört kuruş para gördük, milyarder kesildik.
Susuz, yolsuz daha nice köylerim vardır,
Cahil olunca, az gürültüden korkandır,
Uyanmasınlar diye, sırtı okşanandır,
Bir parmak bal ile hizmet yaptırılandır.
Oyunlarda çocuğumuzu dışlıyorlar,
Nerede riyakâr varsa alkışlıyorlar,
Yünlü kürkler içinde onlar kışlıyorlar,
Köylüyüm, insan olduğuma şaşıyorlar.
8/5/2001
Dursun Yeşil
vBulletin® v3.8.11, Copyright ©2000-2025, vBulletin Solutions Inc.