Tam Sürümü Görüntüle : Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:51 AM
Sabahlarım
Sesinle …
O sıcak, dokunuşlarınla uyandığım günü, görebilecek miyim?
Sabahlarımda …
O siyah saçlarını gezdireceksin, yüzümde.
Gıdıklayıp.
Görebilecek miyim acaba!
Ah! Deli olacağım, seni düşünmekten!
Deli olsam bile, seninle deli olmak istiyorum ben.
Her sabah,,,
Her akşam,,,
Her yıl …
O tatlı teninle, uyanabilecek miyim?
Sabahlarımda …
Kokunla …
Bir gece önceki ayrılığımızdan kalma hasretinle uyanabilecek miyim?
Doya – doya sarılabilecek miyim?
Boynundan sarılıp, uçabilecek miyim uzaklara?
Acaba? ? ?
Olabilecek mi acaba?
Gönül sabahlarımda …
27/07/2002
Cumartesi
21:40
.Karabaş - İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:51 AM
Sadece
SADECE
Gökyüzü öyle bir döndü ki,
Hüznünü yorgunluğuma borçlu sandım.
Ben ağlıyorum, o ağlıyor; ben yorgunum, o bitap.
Kıyasıya bir yarış var... Kıyasıya gözyaşı...
Yalnızlığım öyle bir ağlanası ki,
Çürütüp, kurutacak; atacak sandım.
Sadece tınılarım, yankılarım ve sana verdiğim sıkıntıların azabı var odamda.
Sahte bir sıcaklıkta yatağım...
Acayip yorgunum, çiçeğim...
Acayip ağrılı...
Durup durup dönüyorum,
Ağlıyorum, saçmalıyorum, AF diliyorum...
Sadece uykulu, sadece ıslak...
19/02/2001
Pazartesi
6:09
İZMİT
f.için
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:51 AM
Sadece Sen
SADECE SEN
Hergün,
Ama hergün görmeye alıştığım bir sen vardın ötelerde...
Hayal kırıklığı nedir bilmeden yaşadığım bir sen.
Hakkında belki de
Hiç tanımadan ciltler dolusu kitaplar yazabileceğim biri...
Tuhaf bir gerçeksin bende,
Tuhaf tuhaf bakıp sarıldığım bir şeysin...
Alıştığım sen, olmalısın günlerimde;
Sürpriz olmalısın , şaşırtmalı...
Her zamanki gibi parıldamalısın *******imde.
Zorlamana gerek yok hayatım!
Sadece sen olmalısın, sadece sen...! ! !
F.EMRE ADAKLI
04/09/2000
Pazartesi
2:57
İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:51 AM
Sadece Son Aşama
Hiç çıkmayacak gibi tünellerdeyiz.
Üzerimizde dağların ağırlığı var!
Ama, varlıklarını hayal bile edemeyiz.
Görmedik onları,
Kavuşamadık çünkü.
Engeller vardı aralarda...
Sayamayacağımız kadar çok!
Evet, sayamayız.
Önümüzü görüyoruz sadece!
Yordamımızı...
O, bereket elimizden alınmamış, kardeş!
O ışık hayallerimize bir an olsun ışık verir,
Kesilmeksizin...
Bir güç var sırtımızda, hissediyor musun?
Yeni engeller koyduruyor!
Askerleri hazır,
Çok iyi emir dinliyorlar!
Kafaya alamadık, alalım mı?
Zor be, düşünmesi bile!
Bir ümitle ilerleyişimiz,
Kenetlenişimiz, birbirimize, ısıtmıştı, soğutmaksızın!
Bizleri...
Hayallerimizi...
Tünelden çıkış hayalini...
Tünelin yapıcısı önemliydi.
Ama, biliyor musun, bu tünel,
Bizi ona götürecek;
Yapıcısına ...
İtaatkar askerlerin komutanına götürecek!
Çabuk gitmemiz gerekiyor gibi.
Neden bitmedi!
Sadece 6 gün 6 gece sürecekmiş.
Ama aylar geçti, aylar yıllara tekabül etti.
Nerede 6 gün,
Nerede 6 gece,
Hadi geçti, hadi geçecek!
Bu tünel çok ince ve virajlı...
Altımızda yol yok!
Tamamı duvarlarla kaplı.
Yeşil olmayan, yosun kokulu otlarla bezenmiş duvarlarla.
Nemli...
İtaatkarlardan o duvarda da var!
Sor onlara bakalım, daha yolumuz var mı?
Ne de olsa, onlardan üstünsün!
Sadece sınavdasın,
Sınavın son aşamasındasın,
Tünel sınavı...
Ona ulaşmada son merhale!
Sadece itaat et!
Sadece bilincini satma!
Sadece dosdogru ol!
Nedeni, ne içini mühim değil.
Sadece yosun kokulu nemli duvarlar var!
Sadece bitmeyen enerjin...
Ve sadece şükür...
15/10/1997
Çarşamba
22:58
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:51 AM
Sağlamca
Birer – birer yok olan ümitlerime,
Bir ilaç gibisin.
Yumuşak ellerinle sıvazlıyorsun.
Sözlerin yetersiz kaldığı noktalarda,
İşte, tamam bu, dediğimsin,
Gül çarem...
Tövbelerimin dönmeden yerine ulaştığı,
Toz toprak yollardan çimene kavuştuğum,
Kurtuluş yolu bu...
Bastım sağlamca.
Basıyorum, içten içe gülümsüyorum...
Ve sen, yine sen çıkıyorsun karşıma!
17/03/2002
Pazar
01:35
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:51 AM
Sahne
Haram olan uykularıma, yazmayan kalemler eklendi!
Lacivert, toparlak …
Uykuya dalmaktan korktuğum sevdam, karanlık …
Bu yüzden mi haram yoksa!
Bu yüzden mi koruyucu!
Karın ağrılarıma güler gibi, aksine!
Hoşlanmadığım şeyler, hep haram şeyler,,, hep böyle üst üste gelir oldu.
Hatıraların ihaneti böyle acı olmamalıydı!
Hep haramlarla buluşma …
*******i, böylesine karmaşıkken, sen tek tutabildiğimsin.
Sen, su gibi!
Sadece bir rol ver bana; helal tatlı yaşantından!
Yazamayan kalemler olmasın …
Atmayan silahlar …
Ve sensizliği aşılayan haram hatıralar …
Sadece bir rol, sadece bir sahne; Ne olursun!
01/10/2003
Çarşamba
03:13
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:51 AM
Sakin Bir Ölüm
SaKiN BiR öLüM
Herşey ne kadar aptalca öyle değil mi?
Meçhullükler ordusunun taarruzu altındayken,
Ortalık kan gövdeyi götürürken,
Böylesi sakin ve hoş düşünebilmek ne garip öyle değil mi?
Şüpheler yiyip bitirmede karakterleri.
Ayaklar altında ezilip
İki paralık olan değerlerimizleyiz...
Ve
Sonrası hala sakin olabilmek! ...
Hala, kalkıp ayağa, bir şeyler söylemene, bir şeyler yapmana
Engel olan binlerce elin arasından sıyrılmak,
Gözlerimizden ateş çıkarabilmek,
Nedir söyler misin?
Meçhullükler anıtına dikilecek abidemiz, inan bana.
Savaştı diyecekler,
Korkmadan, içlerindeki kırıntıları döktüler diyecekler.
Durduk yere kimseler zorlamadı bizi,
Durduk yere kimseler diretmedi...
Özgürlük bu diyorum.
Korkusuz bir özgürlük, gözlerimizi kırpmadan...
Biz bizdeki meçhullükleri sevdik güzelim,
Biz bizdeki yalanlara sarıldık,
Birbirimiz için sayıp döktüğümüz, gerçeklerden öte yalanlara sarıldık...
Ve
Kopamayız, kopmayacağız...
Dile gelen kalp tınılarımız parçalandığımızı söylüyor.
Bu sevgi yine, yine gönüllerde abide olacak,
Bu sevgi ölüm olacak...
Art niyetsiz sakin bir ölüm...
30/03/2001
Cuma
15:12
İzmit
f.İçin
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:51 AM
Saklıyım
Yaşamım gül kokulu.
Yaşamım ahmakça, güzelliklerim çirkinlerimde gizli.
Tezatlarımda saklıyım ben!
Sende; uzaklardan açığa çıkarmayı bekliyorsun; gülümsüyorsun.
Hazinelerim, güvenilmek.
Değer verilmek, ölesiye...
Hazinelerimde saklıyım ben, al çıkar beni derinlerimden.
Kıymetini bilmemenin acısı bu!
Uzaklardan gülümsemenin kıvrımlarını görememenin acısı...
Kıvrımlarında saklıyım ben!
O gümüş kakma aynalarına bak öyleyse...
Gül kokulu; ahmakça!
17/03/2001
Cumartesi
14:01
İzmit.
Firuze'ye
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:51 AM
Samimi
Bağışlanmak,
Bağışlamak yabancı bana!
Tiksinti duyduğum, insan yerine koyduğum;
İnsanca duygularıma nefretle yaklaşıyorum …
Nefret ve ben!
Öyle dayanılmaz bir ikili ki.
Adil olmak diye buna derim işte …
Hakiki adaletin, hakiki yansıması …
Yalan yok!
Merhametsiz!
Akla hayale gelen şeylerden uzak olmak,
Uçuk olmak, işte bu.
Kafana geldi mi, kuralsız uygulamak bu.
Yansıyor, görüyorum …
Sağ tarafım ağırlaşıyor …
Önüm aydınlık,
Kitabım samimi!
Ve ben artık uzağım yozlaşmış iki yüzlülüklerden,
Kandan, tenden …
15/02/2003
Cumartesi
01:24
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:52 AM
Sandım
Bir türlü başlayabilme cesareti bulamadım.
Satıp savdım tüm varlıklarım,
Var olma nedenlerimi …
O gün, bugündür, “ İşte “ diyorum.
Başladım, ama tüm değer yargıları delindi gitti be!
Kalıplar, alay konusu oldu.
Hislerime, ortak bir yandaş, yok mu dostlar?
Aradım …
Aradım …
Bulamadım …
Bulduğumu sandım …
Rüzgara işiyorum … neden diyemedim! ! !
27/07/2002
Cumartesi
02:04
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:52 AM
Sandım Ki
Sandım ki, unutmuşsun baharı,
Şekerci hanındaki, simitçi Osman abiyi...
Serin akşamlar, sıcak pastane havası koklardık.
Hep gülümserdik şehrin ışıkları ile,
Hayalimizdeki salıncakta gidip – gelip...
Sandım ki, unutmuşsun hep bunları!
Ama, yanılmışım.
Yanıltmışsın...
Meğer, hala, aşıkmışsın!
07/10/1998
13:45
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:52 AM
Sebebi
SEBEBİ
Ağlarken görüyorum seni, zaman zaman.
Dudaklarına da aksetmiş olanlar
En ince ayrıntısına kadar.
Kırılmışlığı kalbinde mi hissettin yoksa?
Sevda yollarında taşlanacağını,
İhaneti, vurdumduymazlığı...
Ayrılık için basit bir bahanemiydi
Seninkisi?
Ama yinede kırgındın,
Ne de olsa ayrılmıştın
Birlikte bir ömürü geçireceğin sevgilinle.
Gözyaşların pınar misali kurumuştu, değil mi?
O basit sebebi hep merak ettim.
Sandığım şey aklıma geliyor hep.
O zaman,
Tuhaflaşıyor içim,
Buruklaşıyor.
Sende kalmayan gözyaşlarından çıkıyor bende.
Onlar sanada yeter sevgilim,
Birlikte ağlayalım.
Çünkü gözyaşlarımla besledim o tatlı gözleri.
Ağla ki mutluluğunu ilan etmiş ol.
Gözyaşların benim gözyaşlarım,
Mutluluğun ise mutluluğum...
Artık engelleri devirdin tek tek
Ve bana ulaştın,
Sevdana,
Gerçek sevdana...
F.EMRE ADAKLI
21/12/1997
Meral Icin
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:52 AM
Seksen
Görünmeyen gri yangınlar sarmış,
Ülkemde bir garip yalnızlık.
İç içe girmiş insanların yüzlerinde, görmüyor musun olanları?
Sağduyu yok!
Altın kalpler kuşağı, almış başını yok olmuş be!
İsyankarlığa bahane bulan,
Direniş için, nankörlük diyen,
Bir çirkef toplum olmuşuz be!
Yeter artık diyen yok!
80 yıllık bozulmuşluğun dik alası bu!
Tiksinmeyene aşk olsun!
08/10/2003
Perşembe
23:37
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:52 AM
Sen
Sen!
İçimde...
Bir daha çıkarıp atamam.
Her yerde,
Benimle...
Sen!
Hep yanımda...
Hayalleri, yanlış bir sözle kıramam;
Bu hayaller ülkesinde,
Hayallerin gerçek olduğu ülkede...
Sen!
Benim değilsin...
O sahte oyunu hiçbir zaman bozamam.
Kaderi bozamam.
O yüzden benimle kaç diyemem.
Öyle kalakalırım yanında...,
Bu hayallerle dolu aşk gemisinde...
26/04/1998
Pazar
03:55
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:52 AM
Sen Busun
Sayıklıyorum adını!
Abartıysa; …
En ufak bir yalan karışmışsa, *********im.
Her baktığım ağaçta,
Her bir kum tanesinde,
Dağlarda, derelerde sen varsın.
Duyduğum her bir karışık ses o kadar ahenkli ki,
Hepsinde senin sesin var aşkım …
Sen bana, inan yada inanma,
Bendeki sen, busun işte.
Kıymetini bilmeden, şüphelerle dolu günler yaşasan da,
İçimdeki sen busun işte …
Bu gerçek hayatını kaplayacak!
Boğmadan,
Yıpratmadan …
Seni gözümde büyütmedim aşkım!
Sen busun işte!
Biricik aşkım!
02/07/2002
Salı
21:30
.Eski Kerpe-Ömerağzı
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:52 AM
Sen Gör
Senin için de gözyaşı döktüm.
Nihayetinde, ağlayabilmenin ne kadar kutsal,
Ne kadar bağlayıcı,
Huzur verici olduğunu söyleyebilirim.
Kutsal bir hazdan öte,
Günahlardan kurtulmak, içten, derinliklerden gülümsemek gibi.
Senin için de yağmur oldum, aktım.
Sel oldum nihayetinde.
Alıp götürdüm tüm huzursuzlukları!
Alıp götürdüm önüme takıp dağları,
Yolları! …
Ne kadar huzur verici!
Gel bir de sen gör kendi gözlerinle.
Gel bir de sen gör olanları! …
14/12/2002
Cumartesi
01:02
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:52 AM
Sen II
Ufkun, turuncu hattındasın!
Ağlamaklı; ağlatıyorsun cümle alemi.
...
Huzursuzluğun kucağından kaç artık!
Biliyorum; dost, sevgi dolu, hayat dolu ve aşıksın!
Köpeklerin uluması ile sarhoş!
Ağaçlarınla yalnız!
Sanki, bir ayı ininde, ağzından çıkan buharlarınlasın...
Bir kez daha düşün istersen!
Kenardan aşağıya bakarken!
Bir de arkandan ağlayanlara bakıp...
Çukurlardan çıkmıyorsun,
Ruhunu acıtarak, dakikalarca...
Kop – gel, bataklıktan...
Ver elini, kurtarayım!
...
Unutma ki;
Sende biliyorsun ki; gözü yaşlı, yüreği yeşil bir insansın...
Sen aşık bir insansın...
Ardından; tüm vücudunla sevmelisin aşkını.
Sonsuza kadar...
Yılmadan...
22/10/1998
Perşembe
03:50
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:52 AM
Sende Dahilsin
Denizlerimden ateş,
Evlerden sarsıntı eksik olmayacak.
Ve ben,
Artık gelecek zamandan bahsetmeyeceğim.
Geçmişimden küskün...
Gün o ki,
Bana ait bir gram bir şey olmayacak,
Avuçlarımda...
Hak ettiğimi,
Yokluğu, sevgisizliği,
Bulacağım...
Tek sahip olduğum şey,
İnkarım...
... Tek sarıldığım...
Buna sende dahilsin aşkım!
Garip aşkım! ...
08/02/2002
Cuma
21:19
İzmit.
Sevinç'e
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:52 AM
Seni Ararım
Bir muhabbet kuşunun sarılığında,
Onun tırnaklarının kıvrımında,
Duvarda;
Yamuk asılmış tablonun
Kahverengi oyma motiflerinde,
Üstündekilerle birlikte bir yer sofrasının;
Sadeliğinde,
Bakır kazanın yeşile çalan kıvrımlı kenarında...
...
Ve yanlarında;
Sallanan kulplarında;
...
Taktığın kulplarını...
Kaprisli gülümseyişlerini...
Masum yalanlarını...
...
Sadece seni ararım...
16/02/1998
Pazartesi
06:35
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:52 AM
Senin İçin
Uzaktasın!
Uzaklardayım, belki de bir arada …
Senin için heyecanlanan şu kalbim,
Şimdilerde sükunette olsa da,
Arada bir çılgınlaştığını hatırlatıyorum …
Kendime hakim olamadığımı biliyorsun,
Hatalarla,
Olur olmaz sözlerle de olsa,
Çok tuhaf bir kan var damarlarımda …
Düzelmek istiyorum.
Bu mikrobu kırıp parçalamak istiyorum.
Ama, bırak, heyecanlarım azalmasın,
Bırak, sen olayım …
Hep senin için!
Sen!
02/07/2002
Salı
21:43
.Eski Kerpe-Ömerağzı
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:53 AM
Senin Olsun
Garipti değil mi?
Anlamsızdı karşılaştıklarım...
Bana da, sen anlamsız geliyorsun...
Garip ama gerçek,...,
Sessiz kaldığın her gün,
Tuşlara uzanmadığın her dakika anlamsız geliyor...
Yabancı geliyor, seni ve beni ilgilendiren her şey...
Ve yanında,
Sıcak, yumuşak, başka omuzlar aramalarım hiç de öyle gelmiyor... bana!
Uzakta görmeksizin...
Sana sahip olamadım.
Seninle birlikte geçirdiğim o güzel zamanların hayalleri de;
Koşarak uzaklaşıyor... maalesef ki.
Hayallerin senin olsun!
Ben buradayım!
Garip öyle değil mi?
27/03/2002
Çarşamba
01:24
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:53 AM
Seninle
Terk etmekte de, bağlanmakta da özgürüm...
Seçim yapmam zor, hem de hiç zor olmuyor o buruşuk gözlerini gördükçe.
Ve tapıyorum,
Bağlılık sözü verip.
En kötüsünü düşün!
En acilini.
Yine de, dayatıyorum kendime, o benim diye …
Vazgeçmemi,
Yılmamı bekliyorsan, yanılıyorsun aşkım!
Benliğimin, yırtılıp patlayacağını düşünüyorsan eğer,,, yanılıyorsun.
Benliğim senle yırtıldı zaten,
Gururum senleşti yavaş – yavaş …
Evet aşkım!
Seninle güzelleştim, seninle oldum.
Ve seçimim hiç zor değil …
Seninleyim!
Seninleyim!
24/07/2002
Çarşamba
21:31
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:53 AM
Seninle II
Loş bir aydınlıkta, düşüncelerle,
Sensizlikle dalıyorum *******e.
*******de huzur bulmanın nasıl olduğunu anlattım mı sana hiç?
*******de sana kavuşmanın hazzını? ? ?
Yapmacık rahatsızlıkların bile engel olamadığı,
Aydınlık senlerleyim …
Hiç seni anlattım mı sana?
Hiç sana ne kadar yakın olduğumu?
Sessiz, o kadar sessiz ki anlatamam …
Seninle yaşıyorum bu sessizliği …
Huzuru …
Seninle …
Kendimi buluyorum …
29/01/2003
Çarşamba
02:05
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:53 AM
Sevgi Tomurcuklanmalı
Surada, burada harcanir emekler!
Gayretler, amaclar nerede tuketilir bilinmez.
Ne nedenle biter bu yok olanlar?
Inanislar kahrolmus hep su kosede!
Bir isik sonmus gonullerin derinliklerinde,
Hep bir sigaraya baglanmis umutlar...
Dusunulen gelecekler,
Aslar, veledler...
Hatunlar nedense hep kahrolmus...
Duvarlara haykirmislar olanlari.
Ah, ah aglama duvarlari!
Sizlerde olmasaniz ne olurdu bilinmez...
Sevgi yok, sefkat yok,
Mutluluk yine oyle!
Kardeslik duygusu curuk kokuyor,
Iliskiler yok olmus, bulanmis...
Tohumlar baharda sacilmaz olmus,
Ay tuhaf, gunes tuhaf...
Her bir sey kan agliyor...
Korkmus...
Titrek...
Birileri dur demeli,
Neden demeli...
Sefkat ve sevgi tomurcuklanmali...
Hayata indirgenmeli...
Soyut kavramlar olarak bilinmemeli...
Ama ufukta gorunmuyor,
Gorunmeli...
Yoksa yazik olacak,
Emegini harcayan emekcilere,
Gelecege,
Ulkeye, memlekete,
Topraga, dunyaya,
O korpe dimaglara!
28/09/1996
18:47
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:53 AM
Sıcak Bir Mayıs Günü
SICAK BİR MAYIS
Dere boyunca uzanan çınarları biliyormusun?
Onlardan birinin altındayım,
Uzanmışım seleserpe.
Düşümde sen varsın,
İçimde sen...
Ellerin geliyor gözlerimin önüne,
Sıcacık ellerin.
Tırnakları hafif uzundu hatırlıyormusun?
Sıcak bir mayıs günüydü.
Makas almıştın bir çınar ağacının altında.
Kollarındaki tüyler geliyor aniden.
Onların sarılığı ve sıcaklığı,
Sıcak bir mayıs günüydü,
Yanaklarımda hissetmiştim yumuşacıklığını.
Seni hissettim aniden tüm hücrelerimle.
Hücrelerimde seni arıyor.
Ama sen yoksun
Ve hiç bir şeyin
Ve senin yokluğunla ağlıyor hücrelerim.
Dövünüyorlar hasretinle...
F.EMRE ADAKLI
08/12/1997
Meral Icin
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:53 AM
Sıfır
Bu bir çökmüşlük,
Bir çeşit iç yıpranmışlığı mı?
Olur olmaz şeylere saplanmış kalan, saplantı ölçüsünde yapışıp kalan...
Bitmek tükenmek bilmez şekilde aranıyorum.
Boşluklardaki eksikliklerimi,
Her ne bulsam, tatminsizliklerimi kopartacakmış gibi geliyor.
Ve her seferinde, yürek dağarcığımı daha da boşalmış,
Kaynamasını beklediğim kanımın, katılaşıp buzlaştığını görüyorum.
Saplandım kaldım!
Yitik, savruk Emre’nin toplanmasını daha çok beklerim.
Gittikçe parçalanmış,
Koyuverdikçe, çöküntülüğüm artmaya yüz tutmuştu.
Ağır hasar almıştım bir kere.
Yıkılmayı bekleyen,
Yıkmaya çekindiğim! ! ! ...
Bir dergah sakinliğini ne de çok özlemiştim.
O iç ferahlatıcı,
Serin rutubet kokusuna hasrettim.
Ayakta rüya görmelerime merhem,
Sebepsiz ağlayışlarıma bir sevinç arıyordum.
Kimse, enkazların eski halini almasını beklemiyordu.
Kimse; ücretsiz, bedelsiz bir neşe kaynağı aramıyordu.
Birlikte, sadece ucuz bir huzur arıyorduk.
Gönülden, sıcak bir göz yaşı,
Belki bir hüzün.
Saplantılarımızı yakmak istiyorduk biz.
Hiçbir karşılık beklemeden, inceden – inceden,
Bütün her şeyi yakacak birini arıyorduk belki...
Her şeyin bir demet siyah gül gibi,
Anlamsız olmasını bekliyorduk.
Elde edivermesi kolaylaşan bir anlamsızlık...
Bir anda her şeyin 180 derece tersine döndüğünü görmüş biriydik.
Ve tekrar dönmemesi için bir sebep yoktu ki.
Büyüler bozulabilirdi, iki kuruşluk dua ile.
Üç – beş metre görüş mesafeli bu sis dağılabilirdi.
Saplantılarım kül olup müzelerde sergilenebilirdi.
Dedim ya; yürek dağarcığım boşalmıştı diye.
Ama tesellim; ... sis perdelerim de yoktu.
İşte dedim kendime “ Sıfırdan Başlama Fırsatı “,...
Ve
İşte yanı başımda sıfır kilometre, bir mihenk taşı.
İşte ben!
Saplantısız ve belki yüreksiz, sıfır kilometre bir ben!
01/08/2001
Çarşamba
01:29
İzmit.
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:53 AM
Sım Sıkı
Sessiz – sessiz duruyorum;
Olur olmaz üç – beş ihtimal dairesinin ortasında.
Durup dururken geliyor aklıma,
Sırasız şeyler …
Duraksız çarpıyor tokatları …
Köşeler yok ki, tutup yapışayım coşkuyla,
Arkama bile bakmadan …
Ama her yer yuvarlak …
Arkamda sesini duyuyorum …
İp, urgan önemli değil artık.
Düşme korkusu olmaksızın, havada da dururum be!
Sessiz de değilim!
Kandırmışım kendimi …
Dokunuyorum, tutunuyorum sım sıkı, sana …
Sesine bağlı …
Sessiz değil!
17/04/2003
Perşembe
10:44
.İzmit-Fell
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:53 AM
Sır
Sır dolu yeşilliklerde,
Acılarıma kıvranan çiçeklerin varlığını hissedebiliyor musun?
Sağduyulu musun?
Yoksa çok mu hayalperest?
Oralarla bölünüyorum, ya sen ne kadar yorgunsun bu densizlerden?
Belki de sorularla yüklü hayat!
Belki de acılarla!
Peki biz neredeyiz konuşulanların içinde …
Halkanın dışı mı diye hiç sormuyorum …
Çünkü çiçekler de orada!
Tahminim bizde öyleyiz …
Sırlarla dolu …
Acı yüklü …
16/04/2003
Çarşamba
16:15
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:53 AM
Sır I
Karanfiller açtı mı?
Bahçende dolaşmıştım geçen...
Ama göremedim onları.
Tomurcuk verdi mi?
Siyah olanı...
Esrarlı bir sır perdesi, içimde o istediğim,
Dehşete sürüklemiş peşinden...
Açtı mı?
Simsiyah olanı?
Sır perdesini, o siyahla arala!
Yamukların sonu o!
Yumruğun direnişi...
Adaletin şiddeti...
Siyah karanfilin açtı mı?
Bahçende...
04/05/1998
Pazartesi
03:35
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:54 AM
Sıra
Siyahlar içinde beyazın hükmü yok!
Zıtların lafı bile edilemez gibi …
Söz sahibi olmanın hafifliğini yaşayan,
Giyotinden, giyotine;
Bir parmak işaretiyle götürüyor öbür tarafa.
Hükümsüzdür gibi.
Siyah bu, kasıt aramıyorum.
Adamı bozuyor, doğasında var!
Aydınlığın hükmü yok.
Lafı bile edilemez!
Sofralar kurulmuş bile.
Sıra kimde diye sorup duruyorum!
15/12/2002
Pazar
01:19
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:54 AM
Sırlarım
Adını, kaçıncı anışım bu gece?
Kağıtlara, küçük – küçük çiziyorum.
Şifreli dokuyorum, seni …
Duyuramıyorum kalp atışlarımı, sanki atmıyor gibiydi diyorsun.
Daha, bir çok dediğin şey gibi …
Seni sevdiğimi kulaklarına söyleyecektim bu gece.
Ama yoksun!
Farklı bir diyardasın.
.
Uzakta!
Duyuramıyorum!
Hissettiremiyorum uykulara, haram *******imi.
Uzaktasın!
İçimdeki gözyaşlarıyla ıslanmış sana söylüyorum her şeyimi …
Sırlarımı …
Sana da bir başka zaman!
Bir başka!
28/07/2002
Pazar
00:12
.Karabaş - İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:54 AM
Sigaramdan Daha Gerçek
Gerçekler; ...
Öyle gerçekler ki, ardından bakıldığında gülünen
Ve sonrasında ağlanan...
Benimse öyle gerçeklerim var ki,
Ömür boyu ağıt yakabileceğim kadar acı, derinlerde.
Ömür boyu tutsak,...
Bağlanabileceğim en kalın iplerle.
Evet sen;
Öyle bir sen var ki içimde, gerçeklerimden öte...
Biliyorum ki, beni tek sen ısıtabilirsin.
Baştan ayağa, bir tek sen karıncalandırabilirsin felçli sensiz vücudumu.
Biliyorum ki, bunu sigaramdan daha iyi başarabilirsin.
Beni benden alıp, benim olmadığım bir yerlere koyabilirsin.
Kopartıp bir çırpıda, yırtıp atarsın!
Evet, sevgilim, benim karıncalandığım, uyuştuğum tek gerçeğim sensin.
Sigaramdan daha gerçek.
Kanserlerimden daha kanser...
19/04/2001
Perşembe
04:07
İzmit.
Firuze'ye
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:54 AM
Sihir
Belki sihirli bir sözcük,
Yağmamı, gürül –gürül çağlamamı sağlayacak.
Belki de, aşk yüklü pembe bulutlar, ağlatacak kaderime...
Aşksızlığımı,
Bir “ Seni Seviyorum ” tamlamasını hatırlatacak her şey...
O zaman pandomim kopacak işte, içimde...
Ben yağacağım, içim yağacak...
Cümle alem ağlayacak...
Bir sihirli “ Seni Seviyorum “, bir “ Seni Seviyorum “ ‘ u hatırlatacak.
Ve ben o sıra durup kalacağım.
Sessizliğin zevkine varıp gözlerine dalacağım.
Sihirli bize sihirli bir isim arayacağım...
04/01/2001
Perşembe
03:53
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:54 AM
Simsiyah
Matemli yıllar!
Matemli günler!
Siyahlara bürünmüşsün.
Ya ruhun, ya vicdanın?
Baktırdığın fallarınlasın hep.
Baktığın...
Bel bağlamışsın,,, Simsiyah...
Ödediğin hesaplarla, vereceğin hesapları karıştırıp duruyorsun.
Saçlarınla varsın...
Ama onlar isyanda, ne yaparsın.
Cilveli yıllar,
Cilveli kader...
Simsiyah...
Ödediğin hesaplarla, gözlerin pırıl – pırıl.
Ama vereceğin cevaplarla yok olacaksın!
Hiçliğe gideceksin.
Yapayalnız...
Simsiyah...
18/04/1998
Cumartesi
02:14
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:54 AM
Siyah-Beyaz
Ne olacak benim halim?
Sen, belki bilebilirsin …
Kritik, kritik dostum …
Ne olacak bizim halimiz dostum?
Yarın, bugünden farklı doğarsa öyle farklı olur ki!
Dağılırım, şaşırırım farklılığına.
Acaba, kıyamet kopar mı derim.
Kopar mı dostum?
Çok kritik …
Yarın, bugünden çok farklı doğacak
Ve kıyamet kopacak.
Bende arkasından …
Sonra ne olacak benim halim?
Sen belki bilebilirsin …
Ben, biliyor gibiyim,,, siyahlar içinde olacağım!
Sende beyazlar …
27/07/2002
Cumartesi
23:08
.Karabaş - İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:54 AM
Siyah ve Beyaz
Kırlangıçlarım geldi şehrime.
Cıvıl cıvıllar, siyah – beyaz...
Sevinç timsaliler her biri, aşka kanat çırpıyorlar...
Kırlangıçlarım hayal kırıklığını buldular şehrimde.
Hem dondurası kış soğuklarım var
Hem de dondurası çaresizliklerim bir başıma...
Elleri boş geldi, sen yoksun.
Elleri boş dönecek, ben de olmayacağım...
Dondurası çaresizliklerimiz olacak, elde avuçta...
Başka da hiçbir şey.
Bir dahaki sefere ne sen, ne ben, ne de kırlangıçlarım olacak.
Yokluk olacak belki de?
Sonsuza dek hüzün olacak?
Siyah ve Beyaz gibi...
01/04/2001
Pazar
15:57
İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:54 AM
Siyahi
Kendimi,
Sabit ve düz çizgilerle zorladım...
Bugünlerde böyleydim nedense.
Ve her ne hikmetse, kendim vardı iç alemimde,
Sürekli ben...
Küçük dairelerimi, büyük dairelerim çepeçevre sarmış olsa da,
Kaçıp kurtulmanın,
Şaşkın deniz dalgalarının sesini dinlemeye koşmanın,
Kolaylığını yaşıyordum!
Neler anlattığımı soruyorlar...
Bunun, meçhul bilinmezliğini hiç yaşamadım!
Tarifsiz bir ayan beyanlık akıyordu,
İçimde, dışımda...
Ölümler, karanlıklar olsa da,
Bu benim şartsız tahliyemdi...
Yani, bedelsiz mükafat...
Kendimi,
Gayretsiz korumaya aldığımı görenlere sorduğumda,
Sorularla karşılık görüyordum!
“ Nereye gidiyordun “, bu denli bağımsız?
“ Nasıl “,,,
Ben oysa cevapsız bırakıyordum,
İtina göstermeksizin kırıcı olmuyordum işte...
Hayat boyu böyle gidecektim, kararım kesin ve netti.
Kullandığım kelimeleri ve yaşadığım ayrıntıları özenle seçmenin dışında...
Evet, bunun dışında,
Karmaşa yoktu artık!
Tutarlılığa, yalandan bir oturaklılığa yürüyordum.
Yalandandı.
Ama, yanı başında gerçekçi kılıklı.
Kendimi,
Kandırmıyordum...
Yozlaşmış kültüre bakıp – bakıp,
Savaştığım yıllara dönüşüm,
O kadar geniş bir insan kitlesince kabul görmüştü ki,
Benlikten, gururdan şaşırmamak için zor tutuyordum kendimi...
Kendimi,
Seviyordum...
Ama bu kadarı fazlaydı...
Tek sevincim, tezatlara yer bulamamış olmamdı,
Aydınlık hüküm sürmeye başlamıştı, gönül kale ‘ mde.
Belki de geç gelen büyüyüşümdü!
Belki de sabrımın sonu!
Kendim,
Buydu işte.
Delice dahi.
Sıcak, siyahi ve güneşvari...
01/04/2002
Pazartesi
02:21
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:55 AM
Soğan Ekmek
SOĞAN EKMEK
Parmaklıklar arkasında; gün, ay, yıl...
Kavramlar yitik.
Gökyüzünün maviliği
Ve yıldızları sahipsiz, bensiz.
Ah bir soğan ekmek olsa!
Yumruğumla bölsem de yesem,
Kokutsam hücremi.
Doyasıya koklasam; gün, ay, yıl...
Çizgiler daha kolay kazılır o zaman,
Biter, gider.
Ah bir sen olsan yanımda
Soğan ekmek yesek,
Gülistan olur hücrem o zaman,
Koklasak burayı, kazısak duvarlara çizgiyi birlikte,
Koklaşsak...
Gün, ay, yıl.
Daha kolay geçer be...
31/12/1997
Çarşamba
1:55
f.emre adaklı
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:55 AM
Soğuk
Soğuk …
Bir kelimelik, garip bir azap bu.
Üstünde düşünülemeyecek kadar garip.
Soğuk …
Tek kelimelik, tek çareli bir ölüm gibi …
Soğuk …
Bir kerelik sensizlik be kardeşim …
Soğuk … soğuk işte!
03/07/2002
Çarşamba
02:08
.Eski Kerpe-Ömerağzı
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:55 AM
Soğuk Cehennem
Yapsaydım mı, diyeceksin hep, kendine?
Geçmişin, azabın olmuş,
Hayatının soğuk cehennemi...
Dürüstlükle yoğrulmuş düzeni!
Sabote ediyorsun...
Bunun nedenini, sen dahi;
Sen dahi bilmiyorsun!
Gözlerini kapatmalısın, güneşe bakarken!
Ya da çamur olmalısın, suyla...
Savunmasızlığın zırhını yıkıp,
Kucaklarını sevgiyle açıp,
Cömertlik ve aşk denizinde yüzmelisin, bence...
...
Yüzmeyi bilmesen bile!
02/11/1998
Pazartesi
01:35
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:55 AM
Son Engel
Siste yolumu kaybettim.
Göz gözü görmüyor.
Gözüm senin hayalinle kaplı,
Hayalimdeki senin kokunla...
Aşıyorum dağları, yolları.
Yırtıcı kuşlar nefsimi köreltmeye çalışıyor.
Sabah esintileri kasırgaya dönüşmüş,
Gökyüzü kaşlarını çatmış homurdanmakta.
Gözlerim fıldır fıldır,bir kurtarıcı arıyor.
Dehşetengiz bir hava sezinliyorum.
Gözlerimi açmak istemiyorum,hep kapalı.
Neden sana ulaşmak için yollar böyle?
Geçit vermez duvarlar sükut halinde.
Bana taraftar bir hal göremeden
Ölmek istemiyorum.
Seni son bir kez olsun göremeden
Yok olmak istemiyorum.
Ama beni bağlayan,
İçimde ışıkları yakan,
Ayak izlerin...
Kendimi kendim olarak hissettiğim,
O masum kokun...
O yeşil gözlerin hele...
Ne düşündüğünü okuyabildiğim,
Doyasıya bakılası o gözler...
Uçuşan saçların ve çarpması yüzüme
Ve tüm çıplaklığınla sen güzelim...
Tamamiyle sendin beni hayata bağlayan,
Ona renk katan
Ve sonunda yaşadığını anlayan,
Bir ben yaratan...
Yeniden doğduran, bir sen,
Sen...
Hala gözlerim kapalı,
Engeller kalktı
Ve sen tüm çıplaklığınla karşımdasın.
Engeller seninle kanatlanıp uçtu.
Ama tek sen kaldın bende engel.
Sana ulaşmam için seni aşmam gerek.
Ne olur bu engeli de birlikte aşalım,
Birlikte tek vücut cennete uçalım,
Bal nehirlerinde yüzerek,
Altın kasırlarda sevişelim.
Bakışlarımızla canlar can bulsun,
Onlarla yeşillensin, yeşil koksun her yer.
Gözlerimizden çıkan inançla kurtaralım nefisleri.
Gözlerinde yok olayım,
Dudaklarımda yok ol.
Şeytanı ikiye bölüp
Secde ettirelim benliğimize,
Boyun eğdirelim aşkımıza
Ve sen,ben
Ellerimizi açıp yaradana,
Bağlılığımızı; birbirimize ve ona,
Birkez daha gerçekleştirdiği için
Teşekkürlerimizi sunalım.
Ve seninle
Elele,
Sonsuzluğa uçarak
Sonsuza dek kaybolalım.
Bir tek sen, bende...
Bir tek ben, sende...
Sen ve ben
Tüm insanlığa bir abide olalım.
Aşkımızla, yangınımızla,
Birliğimizle ve tek vücutluğumuzla,
Bir örnek olmaya namzet olalım.
Sen ve ben...
20/05/1997
.Izmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:55 AM
Sonsuzdur
Kaçıncı dönüş o güzlere?
Ayakta, vakur! ,
Bir kazanıp, bir kaybettiğin ümidinle...
Aşk tuzaklarıyla dolu,
Bir aşk gemisi...
Kuralları, anayasası; sevgi...
...
Yine o ikinci bakışını yap oradan!
Yine dön hayata, benimle!
Uzanıp rüzgarlara, el ele...
...
Uçmalıyız; uçmalısın...
Sarılmalısın, seni anlattığım resimlerime...
Şiirlerime...
Bir ümit daha kazanırım işte.
Sarılırım dudaklarına,
Ellerine...
Sevgimizin sonsuzluğu için...
...
Ölümü bile göze alabilirim o zaman cesaretle!
Tüm ümitlerimde, benimle birlikte...,
Kanatlanıp gider bu diyardan artık!
Sonsuzdur aşkımız,
Sonsuzdur o ikinci bakışın, hayalimde...
09/04/1998
Çarşamba
04:05
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:55 AM
Sonuna Kadar
Her zaman, sevinçlerim,
Dile gelmez heyecanlarım, gözyaşlarına mı dönüşecek?
.
Her zaman mı,
Baş ağrısı yapacak?
Heyecanlanmaya, aykırı olmaya, korkmaya başladığım günlerin başlangıcı mı olacak yine!
Kendimden şüphe duyduğum,
Hataları üst üste, usanmadan, pişmanlıkla tekrarladığım,
Aptallıkların başı mı olacak yine?
Ben bir tekrardan mı ibaret olacağım hayat boyu?
Kopuk mu olacağım?
Kendime söylediğim dileklerin,
Şartlanmaların sonu gelmemeli derim.
Ben, benlikten çıkmamalı derim!
İstiyorsan; hatasız, seviyorsan; art niyetsiz, sonuna kadar!
Sonuna kadar!
13/06/2002
Perşembe
16:40
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:55 AM
Sor Beni
Sahibinden öte,
Binlerce kilometre uzakta,
Yırtınmışlığıma sor beni.
Bilinçsizcesine!
Kafa kumda, korku yok!
Görmek nedir, bilmek yok!
Ağlamaklılığıma sor beni …
Çaresizim; çaresizliklerime,,, her şey bir sorun.
Hep bir yumak.
İşte sana gözyaşı.
İşte sana, çözümsüz koskocaman bir yol!
İşte şimdi gel, bunlara sor beni!
22/10/2002
Salı
03:01
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:55 AM
Soysuz
İki sonsuz hat arasında,
Kafam bir o yanda bir bu yanda.
Hasret kalmışlığımı anlatmak istemem o kadar duygulu ki.
Ağlamaklı!
Ağlayan bir benim hatlar arasında!
Okuyup – okuyup gülümseyen!
Bir o kadar da “ Duygusuzsun ” diyenlere, “ Evet “ demek o kadar heyecanlı ki.
Damarlarımda akan mürekkeplere soruyorlar.
Kesilmiş,
Yıpranmış,
Saç köklerime …
Ona rağmen,
Her şeyim beyazlamada bugünlerde!
Düşünceler karma karışık, soysuzluklara gülümsemede!
Ve kopma noktasındayım, geçmişle.
Korkusuz, sadistçe …
01/10/2003
Çarşamba
02:44
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:55 AM
Söyleyecekleri Var
Gün geçiyor sessizleşiyorum.
Yokluğunu içime atıveriyorum, hiçbir şey yokmuş numarası yapıp.
Ve
Tekrardan,
Gerçekle yüzleşmek tüylerimi diken –diken yapmaya yetiyor.
Ve
Artıyor da …
Sensiz olamayacağımı söylüyor yüreğim.
Senin;
Beni bilinmezliğe,
Şaşırtıcı sürprizlere götürecek tek kadın olduğun gerçeğini söylüyor …
Sana da söyleyecekleri var aşkım!
Sana da,
Benim gibi!
05/07/2002
Cuma
22:04
.Eski Kerpe-Ömerağzı
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:55 AM
Söylüyorum
“Dile kolay mı her şey “ diye soruyorsun!
“Bu kadar basit mi, konuşuyorsun “ diyorsun bana! …
Sevda bu aşkım!
.
Sevdam söyletiyor.
Sana olan eski hasretim söyletiyor.
“Kutsal bir mana içeriyor “ diyorsun!
Dağılıp gitmişliğim kutsallaştırıyor …
Beni de olduğu gibi.
Yıllardan beri beklediğim özlemim bu.
Hiç bırakır gider miyim aşkım?
Hiç yabana atar mıyım söylenemeyen heyecanları …
Fırsatını yakaladım,
Seni yakaladığım gibi.
Söylüyorum işte;
Seviyorum aşkım!
01/07/2002
Pazartesi
00:56
.Eski Kerpe-Ömerağzı
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:55 AM
Susarım
Bir karalama kağıdı benimkisi.
Yaz ve boz oyunu gibi!
Birilerinin oturup da değiştireceği, oynayacağı tarzda değil.
Değil işte!
Yorum yapılması da o kadar ağır gelir ki.
Uçuklaşırım.
Tiksinirim, trabzanlardan …
Söz söyleyenlere inat,
Konuşmam, susarım …
O esnada, yazıp bozmuşumdur zaten birçok şeyi …
İnsanları!
Kaderleri!
Bir tiksinme oyunu bu benimkisi!
Tiksinirim ve susarım olanlara!
Başka türlü değil!
03/10/2003
Cuma
00:45
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:55 AM
Susuz
Özlemim, hasretim, sıkıntılar diz boyu …
Ben senden aşağı mı kalıyorum sanıyorsun …
Daha mı az acı çekiyorum?
Parçalanıyorum …
Şimdi de, binlerce kat parçalara bölündüm …
Zorluklarla yürüyemeyeceğini kabullendiğimle varsın.
Busun!
Busun işte!
Her şeyin yorumsuz!
Bende sana susuz!
17/07/2002
Çarşamba
13:24
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:56 AM
Süklüm Püklüm
Hasat – mezat gittin yabancılara!
Süklüm – püklüm, başın eğik, önünde...
Yazıkları oynuyorsun, aşkla...
Müsabakada gibisin...
Rakipsiz ve tek başına...
Hani, anne şefkatini özlediğini söylemiştin o gün...
Şefkat elini.
Geri dönüşü olmayan yasyabancı bir yoldaydın oysa.
Çaresiz bir illetin pençesindeydin,
Umutsuzca...
Kurtulmak için çaban olmamıştı.
Uzattığım ellerime bakmamıştın bile,
Yırtıcı dalgalarla boğuşmuştun...
Razı mıydın?
Razı mısın?
Tek şey var görünürde,
Başın eğik, önünde,
Süklüm püklümsün...
Ve
Sen artık bu halinle ellerinsin!
28/04/1998
Salı
18:15
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:56 AM
Şalter
Takip etmek isteyip de edememenin sarhoşluğu,
Gecenin falan saatinde,
Yüzleşmeme neden oluyor, farkında olmadan.
Ayıldığımda da anlayamayacağım, hangi izden gittiğimi.
Tek gerçek bu olacak avuçlarımda.
Geçmişimden kalan tek şey bu olacak …
Kendi frekanslarıma ters düştüğümde kırıcı oluyorum.
Komple bir zıtlık hakim oluyor.
İletişim kopukluğu; cezam, aptallığım; infazım oluyor.
Korkmadan çizdiğim çizgiler!
Baş korkum olmaya yüz tutmuş!
Ve ben hayatın içinde böylesi bir tablodayım!
Kaldırıp atsan atılmaz!
Şalteri indirsen indirilmez!
Korkarak yaşamaya devam ediyorum …
07/10/2003
Salı
03:02
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:56 AM
Şarkılar
Başkaları söylüyor beni.
Başkaları görüyor bendeki değişiklikleri,
Ama bende, fark etmiyor değilim içimdeki boşlukları.
Boşluklarda yüzüyor,
Uçuyorum …
Sanki yük oluyorum, yabancılaşıyorum kendime.
Kalabalıklar arasından tutup çıkaramıyor,
Dökemiyorum kağıtlara kendimi.
Başkalarına soruyorum …
Şarkılara …
Hareketsiz …
19/10/2002
Cumartesi
03:14
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:56 AM
Şeffaf
Bulutlarım …
Duygu yüklü …
Gözyaşı …
Güneşlerimi sorsalar, yine de gösteriveriyorum bir çırpıda.
İnanmasalar da …
Görmeseler de …
Duygu yüklü bakışlarla deliveriyorum.
Yakıp yıkıyor,
Dağıtıyorum her şeyi!
.
Şeffaflık istesem ancak bu kadar isabetli olurdu!
Sadece ben istedim.
Sadece ben kavuştum …
Sahiplik istesem ancak bu kadar mükemmel ve sıcak olurdu!
Sahibim; aşkım sana!
Sende bana!
En ince ayrıntısına kadar!
24/09/2002
Salı
16:56
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:56 AM
Şehrin ve Hayalin
Güneşler açtı mı memleketinde?
Serbest kalan mahkumlar daha bir güldü mü?
Bakkaldan aldıkları kibritle,
Sokakları aydınlatabildiler mi?
Varil başı muhabbetleri ölüm kokusundan sıyrılabildi mi,
Seninle?
Elini uzatıp sevgiyle,
Bataklıktan kurtarmayı denedin mi insanları?
İlk ışıklar...
Havada erik çiçeği kokusu.
Çöpçülere sevgiyle baktın mı?
Adalet sağlandı mı?
İç savaşsız bir günün kokusunu duyabildin mi?
İsyan, ayaklanma isteği, duyabildin mi?
Sonunda; huzuru, aşkı, o güneşi hayal ettin mi?
Benimle...
Ve
Kurutulabildin mi prangalarından...
23/04/1998
Perşembe
03:43
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:56 AM
Şekil
Benden gizli oynanan oyunlar,
Yok olmadan,
Gelecek için sürülüyorken önüme,
Hiçbir şey yapamadan beklemenin vicdan azabı körüklüyor …
Bendimi …
Beynimin hücrelerini …
Tamlamalarla tamamlıyorum, ajanvari cümleleri, arkasından …
Hep iğneleyici,
Hep düşmanlarımı yıkıcı,
Kuyu kapatıcı olmamı bekleyenlere;
Gazetelerde gülümseyen yüzümü gösterin …
Şekil bozuk …
Moraller de öyle!
Ben, beni aşmışım; durduran yok mu?
Çalışana aşk olsun!
02/10/2003
Perşembe
00:48
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:56 AM
Şiirde Aradın
ŞİİRDE ARADIN
Uzaktan gelen zafer şarkılarını duydukça
Bakışlarındaki bayram havası,
Daha bir coşku,
Daha bir sevda,
Daha bir sen oldu...
Şiirlerle pekiştirdin ilmini.
Sınırsız, doyumsuz aşkınla daha bir yalnızlaştın,
Karışmak istercesine çoluğa-çocuğa...
Baktın ileriye umutsuzca...
' Nasıl derler ' edasıyla
İfadesiz kaldı düşüncelerin.
Parmağındaki yüzükte aradın belki de
Teselliyi...,
Erken beklediğin geleceğini...
Korkularınla attığın geri adımlar,
Bölünerek çoğaldı
Ve bakışlarındaki bayram havası
Bir 5.günü matemine büründü.
Ardından, şiirde aradın geleceğini,
Tesellini...
27/03/1998
Cuma
2:37
f.emre adaklı
İzmit { Meral ' e }
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:56 AM
Şişe
Birikiyor da,
Birikiyor içimde …
Bir gün patlar da boğulursun;
Binlerce benle ne yapacaksın?
Ne yapacaksın, önüne geçilmez o selle?
Ben söyleyeyim; Hiçbir şey! ! !
Ezileceksin!
Örtülü ödenekten gelen yardım bile, yapıştığın kaderinden kurtaramayacak seni!
Şişenin dibi patlayacak – çatlayacak bir gün!
Her bir zaman, gelecek zaman olmaktan çıkacak.
Şimdi olacak hep, şimdiden başka şimdi olmayacak.
Bu denli belirsiz,
Bu denli set çekilemez olacak!
Ve sen, sen olmayacaksın artık …
Sen, ben olacaksın o gün!
06/07/2002
Cumartesi
00:44
.Eski Kerpe-Ömerağzı
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:56 AM
Tabir
Çok yakınımdasın!
Dokunmadan hani, hissedersin ya sıcağı!
Aynı öyle...
Her şeyinle duyumsuyorum.
Ne yazık ki,
Dokunamıyorum...
Dibimdesin!
Rüyalarda gibiyim ben oysa.
Gerçek kadar sahici.
Rüyalardaki gibi,
Dokunamıyorum.
Tabir gerekmez işte.
Kendince bir şeyler yormaya çalışma!
Her şey ortada!
Açık...
Dokunamıyorum.
Dokunamayacak kadar uzaktasın.
Yanına gelemeyecek kadar! ...
20/04/1998
Pazartesi
01:40
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:56 AM
Tadıyor Muyum
Senden!
Senden olan her şeyim o kadar güzel ki!
Rüyalarda olmak gibi.
Derinlemesine yaşanan …
Kokunu duyarak uyumak,
Kokunla dalmak gerçek ötesi rüyalara …
Ve yumuşaklığına sinmiş özünle uyanmak;
O kadar gerçek ki!
Seni sevdiğimi,
Seni yücelttiğimi bir kez daha anladığım,
Sabahlarım bunlar …
Tadıyorum bu gerçeği.
Tadıyor muyum?
O kadar güzel ki! ! !
01/01/2003
Çarşamba
02:07
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:56 AM
Tanı Beni
Yanımda varmışsın gibi hep!
Olağanüstü hayal gücüme borçluyum bu geçişken tedaviyi.
Ağlamaya kalksam, dereler utanır be!
Yine de ağlarım her şeye rağmen, dereler ağlar …
Yeter ki, sen ağlama be güzelim.
Kendime yakıştırdığım; toz duman olmuş gururum …
Yakışıyor da aslında, boşa olmadığını düşününce.
Bitmeyecekmiş gibi geliyor bu günler.
Ama fark ettirmeden öylesine hızlı ilerliyor ki.
Sessizliğimi bozan inek çıngıraklarıyla,
Tuhaf yersiz endişelerle
Ve
Bazen tuhaf gerçeklerle anlıyorum bunu …
Rahatım …;
Bozuldukça anlıyorum her şeyi.
Karamsarlığa düştükçe …
Yanan cildime inceden dokundukça …
İnceden gururum, bir hiç oldukça anlıyorum, aslında hasretle karışık, aşkın acımasızlığını!
Tuhaflığın bulaşmadığı her mana, manasızlaştıkça,
Çürüyüp gitme endişesi taşıyorum.
Ayrı bir ayrım noktası diye düşünmek,
Ve acılara, kendimce tedaviler oluşturmak, eskiye dönüşüm oluveriyor …
Hayatım hep böyle işte.
Kocaman bir bileşik fiil gibi.
Sözlüklerde yerini arayıp da bulamadığım …
Çılgınım fırtınalarda …
Ve arkasından sütliman bir deniz …
Ama içten içe abideleşen bir aşığım be!
Biterse, *********im …
Artarsa kolla kendini …
İşte ben buyum aşkım!
Tanı artık beni ne olursun!
03/07/2002
Çarşamba
19:24
.Eski Kerpe-Ömerağzı
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:57 AM
Taş
Hep …
Hep yok olmaya yüz tuttukça yaklaşıyorum sana.
Merak etmenin, endişelenmenin, ağlamanın dayanılmaz hafifliğini yaşamak bu.
Yakınken uzak olmak bu.
Ve ardından yakınlaşmaya çalışmak …
Saçma ve mantıksız …
Hep …
Hep, verdiğim değerler havada, muallakta,
Oturduklarını göremedim ki.
Kapris diyemiyorum, senden gelen zayıf ışıklı tepkilere.
Koskocaman bir sınav da olamaz …
Hep …
Hep taşlar muallakta …
Korkuyorsun!
Sevmekten, sevilmekten, gerçek olduğunu sandığın lanet gerçekler ardına saklanmaktan.
Korkuyorsun!
Güleç yüzlü aşklardan!
17/07/2002
Çarşamba
14:02
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:57 AM
Tehlike
Ejderhanın ağzında şahsiyetim.
Geçimim...
Korkulacak geleceğim...
Tedirginlik veriyor, eller gibi...
Tehlikedeyim.
Kurulda, tartışma konusu, benim.
Masaya yatırmışlar, her yönümle.
Lime – lime etmişler.
Masadan kalkar, ancak leşim!
Çözemezler düğümleri.
Çileyi...
Geleceği...
Ejderhanın ağzında, sevdiklerim.
Güvenim...
Aşklarım tedirginlik veriyor,
Aşklarım imkansız...
...
Çıkar yol yok, tehlikedeyim.
Ve hareketsiz, cansız bedenim...
21/03/1998
Cumartesi
01:35
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:57 AM
Tek Başına
Penceremde ben, usul – usul...
Ve gece...
Çalılardaki bülbül şakıyor.
O, hür...
Penceremde ben, kendimle.
Kahramanlık türküleriyle.
Ve seninle.
Tüm cihan uykuda,
Sen de öylesin...
Bülbül, tek dostum bu cihanda,
Tekim penceremde.
Dalmışım, seyreylerim cihanı,
Kahramanlık türküleriyle...
Sen ikinci dostum ol, ne olur!
Yanımda ol!
*******imde...
04/05/1998
Pazartesi
03:53
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:57 AM
Tekrar
Bir yerden,
Bir yere giderken, hep bir şeyler kalıyor ardı sıra.
Zamanın koparıp aldığı …
Düşünüyorsun, parçalar bitirip tükenir mi diye,
Asıl öz ışığını.
Cevabını bulup, alıp götürme ümidini boş ver;
Es geç be dostum!
Tükense ne!
Tükenip bitsen, unutulsan ne!
Tekrar;
Döner dolaşırım, dolaştığın toprakları …
Topraklarda toplarsın, sana ait olanları,
Diğer olan şeyler gibi …
Taşlar birleşir dostum!
Sen yazmana bak!
Gülüp geç dostum!
22/10/2002
Salı
03:12
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:57 AM
Tekrardan I
Beklemek...
Beklemek, var ya, kalbimi yordu.
Acı içinde kıvranan dudaklarım, kupkuru...
Paramparça...
İçimde bir köşe var!
O yine, hep sen kokuyor!
Ümidim vardı bir zamanlar, yeşil gözlüm!
Söylemeden aşkımı, dönmene...
Bitti...
“ Sen kokusu “ ‘ da yitti,
Bir çöl güneşinde buharlaştı sanki...
Tekrar, mayalayabilir miyim acaba?
Tutar mı acaba?
Tutmaz yeşil gözlüm...
O yeşil gözlerin bile yapamaz bunu!
Tekrardan, başlayamaz her şey bir – bir...
Kokunu aşılayamaz ruhuma!
Aynı yolları bir kere daha...
Gözüm kesmiyor hiç!
Artık gözüm kesmiyor gözlerine bakmaya! ...
31/12/1997
Salı
07:55
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:57 AM
Tekrardan II
TEKRARDAN II
Hani her an içinde
Hissettiğin panik duygusu
Kaybolduğunda,
İptal olma hissiyle boşalmanın hafifliğini yaşarsın ya...
Tekrardan başlamak istersin aşklarına...
Arkandan vuranları affetmek istersin.
Koyduğun kuralları baltayla parçalayarak
Gözünü kapatır,
Sırt üstü yatarsın
Kapkaranlık odanda...
İnsanların kalplerini kırdığında,
Her şeye yeniden başladığını fark edersin,
Yeniden başlamak...
Ve tekrardan aynı yolları yürürsün
İstemeden...
24/03/1998
Salı
15:35
f.emre adaklı
İzmit { koü ders esnası, meral ' e }
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:58 AM
Tekrardan III
Uzaklardan, ayak seslerin yankılı!
Yudumlanası o gözlerde,
Sardı bacayı, yeşil bir alev gibi!
Toprak gibi soğuktun, çektin aldın,
Hayatın anlamsızlığından...
40 yıllık metanetimi, ayaklar altında çiğnettin.
Yüzsüzlüğüm pabucunu da, dama...
Bir çırpıda...
Bir bostan korkuluğu gibiyim, yanında.
Utanmazlıktan, yüz kızarıklıklarıyla dolu dakikalara,
Piramidin üstünden, ta tabana fırlattın.
Kendimi aşağı görüyor, derilerimde dikenli tellerin acısını duyuyorum.
Çöküşüm çok hızlıydı seninle.
Çıkışımı merak içindeyim.
Seninle yada sensiz.
Kuyruğa doğru yüzüyorum deriyi, tekrardan!
Gururluyum, onurluyum!
Artık aşkı tanıyorum...
18/04/1998
Cumartesi
01:46
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:58 AM
Tekrardan IV
Kararlar...
Sonumu hazırlayacaklar.
Yıllanmış paslı gönlümün,
İlacı olacaklar...
Gözlerde soluklanmayacağım aşkı,
Bayat ve bayağı aşk hikayeleriyle avunmayacağım.
Çünkü, yılgınlığı kaldırıp atacaklar!
Yorgunluğu...
Ateşi sönmüş ümidimi tekrardan tutuşturacaklar.
Kahretsin; masalsı aşkları tekrardan yaşatacaklar.
Bir gün; tekrardan...
18/05/1998
Pazartesi
01:24
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:58 AM
Tesellim
Yaşayamadım seni bugün!
Önüme çıkan her ufak engeli, kaderim gördüm,
Seni bana uzak edip duran...
Sende yok olamadım bugün!
Kendi dertlerimi kendim yoğurdum, ellerim kirli,
Dimağım kirli...
Yüz üstü bırakılmış sokakların köpeğiymiş gibi hissettim kendimi...
Yırtıldım mide sancılarımdan,
Yaram öyle kocaman ki... koskocaman...
Seni senle barıştıramadım bugün!
Gizli – saklı sevdalarıma ortak edemedim!
Sessizliğe gark oldum, itirazsız.
Sessizden ve derinden protesto çektim, sessiz ve derinden ağlamaklı.
Peş peşe gelen her ufak engeli kaderim gördüm.
Kaderime boynum eğik...
Sarıldım yokluğundaki odama.
Lakin;
Teselli bulamadım.
Tesellimdin tutamadım...!
27/02/2001
Salı
03:19
İzmit.
Firuze'ye
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:58 AM
Titrek
Bir başlangıç,
Bir ilk, hiç bu kadar güzel olur mu?
İstekler, hazlar; hiç bu kadar sarhoşluk verici …
Anlamını çözemediğim kadar gizli,
Mahrem …
Tadılmamış duyguların coşkusu, yanmak istemenin arzusu bu!
Kusursuzluk istersin arzularında.
Kusurlarda buldum aşkı …
Bölünüp parçalanmada …
Kusurlu güzelliklerde birleşmede buldum aşkı!
Titriyorum!
Soğuktan değil,
Yıllardan beri olamadığım şeylerden,
Tutamadığım, göremediğim şeylerden …
Titriyorum!
Soğuktan değil …
Senden!
Senden!
05/09/2002
Perşembe
13:16
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:58 AM
Toprak
Annem kara toprağa doğurmuş beni.
Toprağım ben!
Toprak gibi...
Ek – biç...
Suyunla besle, derini paylaş...
Beyaz tenini ...
Ölene kadar!
Saçlarını yüzümde dolaştır!
...
Toprak olana kadar!
23/02/1998
Pazartesi
02:07
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 11:59 AM
Toprak Kokulu
Topraktan geldiğin gibisin.
Toprak renkli,
Toprak kadar, kutsal kokulu …
Ekip biçseler, binlerce sen doğar bağrından,,,
Belki de ben!
Senin bu toprak kokunu özlüyorum işte,
Senden doğacak beni özlüyorum …
03/07/2002
Çarşamba
20:50
.Kerpe-Çaybahçesi
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:00 PM
Tutku
Sağımda yoksun!
Solumda yok!
Yanımda da varlığını hissedemiyorum!
İçimde …
Tutkum boşa gidiyor mazgallara …
Tutkum, sigara izmaritlerinden farksız …
Hep, bir kablonun ucunda olmaktan sıkılmadın mı?
Hep, yersiz tasalarına ağlamaktan …
Tutkum, boşa akıp gidiyor, diyorum sana!
Tutkum sana!
İstediğini al götür buralardan …
İstediğini yap hemen ne olursun …
Önümde yoksun!
31/01/2003
Cuma
02:27
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:00 PM
Tutsak
TUTSAK
Uykusuzluğum gözlerimde kemikleşmiş,
Kronikleşmiş...
Kronikleşmiş, deli etmiş sensizliğim...
Lanet olası bir sessizlik hakim.
Ve hep lanet okuyarak geçirecek kadar tutsağım bu yaşama!
Şartların ağırlığıyla yıkılmışım...
Sensizliğe yenik...
Tenine, kıvrımlarına tutsağım! ! ! ...
12/01/2001
Cuma
6:09
İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:00 PM
Tüy
Perdelerimi çektim şehre.
Şehrim de karanlık örtülerini örtünüyor yavaştan.
Bir garip oyun sergileniyor, koynunda bir yerlerinde …
Seyircisinin, oyuncu;
Oyuncusunun, yönetmen olduğu bir dram gibi.
Ağlasan bir türlü!
Alkışlasan, başka bir acı!
Sessizlikte; acının, vurdumduymazlığın sesini,
Yanık şarkıların yankısını,
Duyabilene aşk olsun!
Çektim …
Bilet almadım oyuna!
Tüylerim inmek bilmiyor!
15/12/2002
Pazar
01:55
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:00 PM
Uğruna
İkimizde seviyoruz,
İkimizde acı çekiyoruz.
Her şeyimiz kutsal amaçlar uğruna …
Her şeyimiz sancılı.
Noktasız …
Ama yetersiz kalan çabalar var şu an.
Kaprisli isteksizliklerle boğuşmalar …
“Neden” diye sormalar …
Bu soruyu yıllarca soracağım.
Yıllarca cevabını bulamayacağım …
Seviyoruz oysaki …
Ölümüne.
Faydasız amaçlar uğruna …
29/06/2002
Cumartesi
12:18
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:00 PM
Umman
Şefkat ve merhamet abidesi o!
Koynunda geçirmediğim, her bir dakika geçmiyor...
Biz ona aidiz, o da bize ait!
Her gelen bir parça alıp gider ummandan!
Ne oldum delisi değildir!
Gülüp geçer...
Düşünür, taşınır ve kahreder.
Hedef, artık tutunamaz hayatında,
Odaklanamaz hiçbir yere.
Kaymıştır çarkın mili bir kere!
Onu düzeltecek yine odur...
Hedef ne olursa olsun yine beklenir.
Hainlikle ustalaşmış olsa da,
Sığınsınlar kendine ister.
Ona karşın nedense hep boş insanlar çıkar.
Hoş görü ve bilgelik kar etmez.
Kar etmez ve mana verilemez nedense!
Hedef akıllanır, ve affedilir tarafından!
O gerçekten abidedir.
...
ve bu davranış anlaşılmaz.
...
Yeşilin kralıdır.
Haşmetin kralı...
Hep yerinde durur, ordadır.
Bilirsin, hep orda...
Sığınırsın, kamufle olursun koynunda.
Öğeleriyle birlenirsin.
Ne olursan ol, yeter ki pişman ol!
Hatan affedilir.
Görmezden gelinir.
Ağaç kökleri sanki onu ayakta tutar.
Alçağı nemli, yükseği ılıktır hep!
Hem ısınırsın, hem üşür...
Ama sığınırsın.
Koruyacağını bilirsin, ataletten!
Yokluktan...
Kalbine hitap eder kokusu.
Hiç bitmeyecekmiş gibi gelir insana!
Hiç de bitmez.
Susar, konuşmaz.
Vakur ve gururludur!
Hayat, sırt sırta vermiştir göbeğinde!
İçlerinden filiz verir aşk!
Şaşırırsın, aldanırsın.
Ufak bir hata da, aşağıların aşağısına yuvarlanırsın!
Ama yine affedilirsin.
Çünkü kaynağı sonsuzdur onun...
Bitmez hiç.
Ardı arkası kesilmez.
Pat! Yine affedilirsin...
O hep muhteşemdir.
Çünkü o, muazzam ve yüksektir.
İçine alır seni.
Ruhuna hitap eder.
Pişmansan eğer, o seni hep affeder!
Çünkü şefkatlidir!
Çünkü o, Yurdum Dağı’dır...
15/10/1997
Çarşamba
20:53
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:00 PM
Unutamam
UNUTAMAM
Seni terk etmedim güzelim,
Seni bırakmadım, asla bırakamam.
Senle ara verdim özlemimi katlamak için,
Yığınla yüzsüzlüğümü unutmak için...
Bu, azap vermesin sana ne olursun!
Tüm hayatın boyu yaşadığın pişmanlıklarına bir yenisi eklenmesin!
Kendine küsme sevgilim lütfen...
Kendine çektirme!
Bir suçluymuşsun gibi dövünme kaderlerine...
Beni sevdiğini biliyorum, özlediğini de öyle.
Sende katla lütfen özlemlerini,
Sende sev beni ölesiye...
Seni bırakmadım sevgilim, seni unutmadım,
Unutamam...
Seni hayatıma bağladım,
Sende bağla ne olursun!
03/03/2001
Cumartesi
18:23
f.emre adaklı
izmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:00 PM
Utanç Duvarı
UTANÇ DUVARI
Bir bahar sabahı
Yeşilin cümbüşüyle açtım uykuyu,
Hiç dalamadığım...
Hiç yapamadığım...
Hasretinin ıslaklığı hapsetmişti, geniş odama...
Ruhumun sıkılganlığı egemenleşti işte...
Martılarla aşmaya çalıştım,
Kayaları azarlayan dalgalarla.
Kumun sıcaklığında teselli bulmaya çalıştım,
Kemiklerimi ısıtmasını bekledim.
Utanç duvarlarını yeşilin nameleriyle aşmaya çalıştım
Ve kurnazlığa yenildim,
Yeşilin adaletsizliğine, yeşilin ihanetine...
05/03/1998
Perşembe
19:13
f.emre adaklı
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:00 PM
Uyanış
Hatırı sayılır,
Karmaşalarla dolu,
Deli bir özlem...
En ince ayrıntısına kadar arzuladığım...
Beklentilerimin standardı aştığı,
Pürüzsüz bir cilt gibi...
Benzetmelerle dolu hayat hikayeciklerime
Yepyeni biri daha doğdu.
Şimdi diyorum,
Şimdi uyanma zamanı!
17/03/2002
Pazar
01:32
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:00 PM
Uyku
Uyumak istemiyorum, akarken uyku gözlerimden.
Tutmuşum, bıraktıramazlar seni benden!
İnanmak istemiyorum yanımda olmayışına.
Dayanamıyorum, doyuramazlar bakışlarına …
Sen olsan, bir de sen olsan, arkasından yine sen.
Ağlasak, doyamasak, baş koysak;
Geçmiş, gelecek yıllarımıza …
Titrerken ikimiz soğuktan, düşün o akşamlarımızı.
Tekrardan yaşasak ne olursun!
Baş koysak, o gül kokulu yastığımıza!
Seni seviyorum bir tanem!
Uyumak istemiyorum, akarken uyku gözlerimden.
Öpüyorum, öpmek istiyorum o gül kokulu teninden!
Bıraktıramazlar!
Doyuramazlar!
03/10/2003
Cuma
01:40
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:01 PM
Ümit
Bir yıl,
Bin yıl geçse de,
Unutulacak bir şey değilsin sen …
Senle yaşamak,
Senle ıslanmak,
Nasıl kanıksanabilir ki?
Sen bir alışkanlık olamazsın aşkım!
Gelip geçesi olmayan bir heyecansın,
Tir – tir titrediğim …
Hatırlatmalar, uyarılar ve ağır imalarım;
Seni bana döndürmese de,
Döndürmeyecek olsa da,
İçinde bir yerlerde, garip bir ümitle dolaşmanın gururunu yaşıyorum.
Sen yanımda olsan da,
Olmasan da,
Seni seviyorum aşkım!
08/04/2002
Pazartesi
01:27
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:01 PM
Ümit İçindeki Çirkefin Sonu
Kış yeniledi kendisini yenileyerek;
Üzerindeki soğuk, kara toprağı
Bir çırpıda attı, silkerek.
O amansız kesici dişleri olan,
Buz gibi,
Ağaçları çatlatan
Ve çatırtısını dağlarda yankılatan,
O acımasız soğuk;
Yağ gibi yumuşamış
Ve gizliden gizliye yaza inkılap etmişti.
Benlikler ve kötü şahsiyetler
Gizlenecek bir kasvet,
Kötü ve pis olduklarını gösterecek bir necaset,
Bulamıyorlardı eskisi gibi.
Bacalarda tüten o eski köhne,
İliklere kadar işleyen iğrenç kokusu olan
O duman,
Artık kusmuyordu nefretini.
Kedilerin miyavlaması ahenkli ve duyarlıydı.
Aşıkların seslenişiydi; aynısı...
Şarkılar söylenirdi izbe sokaklarda, aynen
Eskiden,
Olduğu gibi...
Kışın soğuğuyla,
Birbirini ısıtmak amacıyla
Birleşmiş vücutlar, birbir ayrılıyordu.
Bayrağını açmış bağımsızlaşıyordu.
Bir telaş ve bir alınteri.
Çabalar bir amaç uğruna çarpıyor.
Gelecek, geçmiş ve hal...
Her şey bir mana ifade eder dimağlarda.
Soğuktan hareketsizleşmiş sinirler,
Kaskatı kesilmişliği
Yumuşacık gevşemişliğe terk ediyordu.
Hücrelerin ahenkle dans edişi
Geleceğe daha bir ümitle
Daha bir şevkle bakmayı,
Hayatım boyunca görmediğim kadar kalın
Bir halatla hayata bağlanmayı
Doğuruyordu bir heyecanla...
Bunca karmaşa ve sıcak kan,
Bilinmeyen ve asla çözülemeyen bir problem,
Üstesinden gelinemeyen bir dert
Ve içinde boğulacak bir kaos gibi,
Bir kabus gibi geliyordu birilerine.
Kimsesiz ve taş parke, yokuş;
Gölgelerin hakim olduğu,
Sadece bencilliklerin, sadece çıkarların
Hüküm sürdüğü;
Yaşamlarını ümitsiz bir şekilde sürdürmeye çalışan
İnsanların oluşturduğu; yok olmuşlukların
Mekanları, sokakları da vardı.
Sanki kışın sırtındaki gömleği çıkarıp
Adeta terleyip sırayı yaza vermesini
Umursamayan insanlar,
Hiçbirimizin aklına bile getirmediği insanlarda
Yaşıyordu bu ülkede...
Nasıl umurunda olmazdı bu karmaşa,
Nasıl donmuş kanları eriyemezdi.
Bir ümit, bir coşku nasıl kaplayamazdı onları?
Akıntıya kürek çekmek misali
Zorluk çekmiyorlar mıydı?
Hayır çekmiyorlardı.
Onlar alışmışlığın esirinde,
Şerefsiz ve kişiliksiz insanların
Esirinde yaşamaya alışmışlardı.
Sıradanlık denizinde boğulmuşlardı.
Zenginlerdi ama duyguları yoktu.
Cennette, cehennem acısını hissediyorlardı.
İnançları satın alınmıştı onların.
Mezar dahi kemiklerini kabul edemezdi.
Başka bir dünyaydı onların vatanı...
Çirkeflik ve kibir
Bize uymayan şeyler.
Sizleri istemiyoruz, hiç bir zaman yanaşamayacaksınız.
Kustuğunuz negatiflikler,
Sayıca üstünlüğümüzle olumluluğa çevrilecek.
Kış yaza soyundu
Ve olumsuzluk şehri olumluların istilasına uğradı.
Yok olun ve çıkın hayatımızdan...
Asıl anlayamadığım,
Sayıca üstün olan bizlere, bu densizler
Verdikleri kapris, necaset ve yıkımla;
Hakimiyet nasıl bu kadar kaçınılmazken
Üzerimize gelir, gelirler...
Asıl anlayamadığım,
Soysuzluklarını soyumuza nasıl bulaştırdılar?
Hastalık ve ruhlarının çürümüşlüğünü,
Nasıl oldu da ruhlarımıza ortak ettiler.
Kaldı ki bizden itiraz eden bile yok,
Yeter artık bayrağını açan,
Son, bitsin,
Kes, öldür, biç diyen
Yok...
Koyunların saflığı bizim satın alınmamızı kolaylaştırıyor.
Koyunluklarımız sayesinde sayıca çoğalıyorlar
Ama saf değiştiren bu koyunlar,
Ne kadar da saf olsa da, içlerindeki güç
Ruhlarını çabuk teslim etmelerini sağlıyor onların.
Asıl negatifliklerin şehrinin başkanının
İsteklerini, emirlerini yerine getiremeden
Teslim oluyorlar.
İşte bu bizi biraz üstün duruma getiriyor...
İyilik, cömert ve her şeyden önemlisi
İnanç,
Olumluluk,sıcacık bir mevsim
Her zaman için galip geliyor.
Ama istemiyorum siz çirkefleri hayatımızda.
Çünkü sizler aramızdaki koyunları çalıyorsunuz.
O koyunlar yenilenemeden,
İnsan olamadan,teslim oluyorlar...
Ama artık yapamayacaksınız.
Çünkü ben asla izin vermeyeceğim.
Hiç bir zaman kurban olmayacağım sizin gibilere.
Cellat olabilirsiniz, keder ve kötülük elçisi olabilirsiniz.
Ama hiç bir zaman iyi olamazsınız.
Anladınız mı?
Sıcak olamazsınız...
15/07/1997
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:02 PM
Üzül
Dürüst bir itiraftan uzaksın,
Yaptığın hakaretlerinin inadına …
..
Dolu dizgin, arkana – yanına bakmadan …
..
At gözlüğüyle sürüyorsun kaderlerini …
Üzüntüleri herkesin vardır, seninde öyle …
Üzülüyorum üzüntülerine!
Senden olduğunu bile – bile …
..
Peki bunu bildiğimi söylesem, üzülür müsün aşkım?
İtiraftan öte, dolduramadığın yalnızlığın var karanlıklarda.
Seni, oldum olası, senden alan bir tek bu çilen var zaten!
Üzülüyorsun!
Ama, bir o kadar da çaresiz!
08/10/2003
Perşembe
23:32
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:02 PM
Vakit
Gizlendiğim deliklerden çıkma vakti.
Usulca sokulmalıyım dizlerinin dibine,
Yanı başında, o sessiz ağlamalarına şahit olmak ister gibi …
Durmak bilmez saatlerin,
Gizli – gizli, sadistçe ilerlemelerini kıskandırmak ister gibi.
Her şeyim gerçek olmak zorunda.
Hani sen istiyordun ya … beni ben gibi görmek,
İşte, onun vakti …
Oysaki, sende ne vakti;
Hiç bilmiyorum …
Akılda tutma,
İç parçalama,
Deyip deymeyeceğini şüpheyle gözleme işini yaptırma vakti …
Sen!
Sen beni hak ediyorsun,
Ve bunu gösterme vakti! ! !
20/07/2002
Cumartesi
02:19
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:02 PM
Vazgeçecek
Temelinde yanlış giden şeylere tepkin bu mu?
Bu mu, agresifleşmenin gerçek sebebi,
Hayattan, genel anlamda *********lerden tepki almanın genel çerçevesi …?
Hedef aldığın;
Bağlı oldukların, sevdiklerin;
Gerçeğini görememen;
Görmek istememen.
Acı verici olsa gerek, bana göre …
Ben kendime soruyorum … öyle …
Ya sen kendine neler soruyorsun?
Ya sen, acıları dindirmek için,
Ne zaman masumları kullanmaktan vazgeçeceksin …?
Ben kendime soruyorum, … ne zaman vazgeçecek?
10/12/2002
Salı
02:25
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:02 PM
Yabancı
Bir çok yabancılık çekiyorum,
Bir çok huysuzluk …
İnadına gözlerim açık …
Noksanlık adına öylesine akrabayım ki.
Sessizce bekliyorum, bulmacamdaki yerlerin dolmasını!
Seni istiyorum ölesiye …
Kalabalıklar arasında kalmaktan,
Hep yabanıl tatları tatmaktan,
Seni, ay gibi yüzünü seçememekten;
Öylesine sıkıldım ki …
Bir çok sensizlik var bulmacamda.
Hepsi sensiz!
Ben sensiz!
Gel, doldur artık damarlarımı …
Gel, yırtıp at artık bu yabancılıkları …
31/01/2003
Cuma
02:22
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:02 PM
Yağmur Damlası
Yağmur damlacıklarının yüzünden süzülüşü,
Derinliklerden gelen bir sızı misali.
İç gıcıklayıcı bir aşk...
Derinliklerden yaralamıştı ansızın...
Ruhumu hapseden hasretin,
Daha sıcak, daha hala göz yaşı kokuyor...
Kirazlarda arıyorum dudaklarını,
Yapraklarında da gözlerini...
Keşke, yağmur damlası olsam,
Yüzünde dolaşsam her noktayı,
İçim gıcıklansa da,
Ruhum azat olsa.
Sızılarım, yaralarım gül bahçelerine dönüşse.
Sana kavuşacağım yollara.
Keşke...
07/06/1998
Pazar
19:15
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:02 PM
Yak Artık
El açtım Tanrıya,
Hiç şu ana kadar açmadığım kadar …
Her hücremle savaşıyorken, seni kazanmak için,
Bir de sözle savaşmaya başladım,
Sözle dile getirmeye başladım meramımı …
Kucak aç ne olursun,,,
Seni engelleyen ne ise … buna zaman da dahil,
Kırıp at önünden; dağılıp uzaklara gidişlerini …
Kucak aç ne olursun!
Seni durduran her ne ise, yak artık bir kıvılcımla …
Yak artık!
Yak!
05/07/2002
Cuma
22:20
.Eski Kerpe-Ömerağzı
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:02 PM
Yalan
YALAN
Tesirinle ayaktayım...
Uykusuzluğumla...
Ruhumdaki debelenişle gözlerim açık...
Sevdalanışım, kinayeli bir aldatmaca!
Sırf, safi bir duygu,
Çıkarsız,
Yapmacıksız bir yalan...
Senelerdir aldattı,
Senelerdir kavrıyor yüreğimi yalandan,
Ölümün karanlık kokusuyla beslemiş beni,
Kaderimin bilmediğim yönüyle esir etmiş,
Ümitle bağlamış sandalyeme!
Akşama kadar sallan!
Bir ay boyunca! ! ! ...
Yıllarca! ! ! ...
04/03/1998
Çarşamba
1:33
f.emre adaklı
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:02 PM
Yalan II
Beni anlayamadıklarına şaşıyordum.
Dağ gibi olmuş yüreğimle …
“ Sadece bir kişi çıksın, ne olursunuz “ deyip, delirdiğim *******e atfen;
Ağıtlar yakıyordum,
Bu gecede onlardan biri deyip …
Uykusuz *******,
Mahmur günlerle daha nereye kadar gidecekti ki,
Daha nereye kadar gidecektim kırmızıya çalan gözlerle …
Dağ gibi, boşalmak için can atan yüreğim,
Koskocaman bir dağa toslamıştı işte.
Toslamıştı, afallamış …
İster inan, ister inanma ama, şimdi yumuşamış, alıp başını gitmek istiyor.
İstiyor.
O yumuşak bedenini istiyor.
Ağıtların yokluğu kime dokunur bilmem ama,
Ben mutluyum ya,
Gerisi yalan …
Her şey yalan …
05/09/2002
Perşembe
20:47
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:02 PM
Yalandan
Boşlukta olmak bu olsa gerek.
Her ne yöne baksam boş, duygular boş …
Ne tarafa atılırsam atılayım, sarılacak birilerini bulamamak …
Tutabildiğim şeyleri de soğuk algılamak …
Buz gibi!
Boşluğu doldurma istekleri de çok boş geliyor, çok soğuk.
Öyle, havada duruveriyorsun işte …
Neşesiz, gülücüksüz …
Göründüğün görüntün de yalandan, yapmacıklarla dolu.
Aldatır gibi.
Ne hissedeceğini düşünmeden;
Yapabildiğin oranda yalancı.
Yapıyorsun ve çok boşsun.
Gözlerinin içindeki, o naif, kindar görüntüyü görüyorlar ama!
Görüyorlar ve soruyorlar işte.
Yalancı, diyorlar açık – açık!
Aldırmıyorsun …
O da o kadar boş geliyor ki.
Boş, deyiverip geçiveriyorsun olanları …
Soğuk!
Elle tutulamayacak kadar soğuk işte!
23/08/2002
Cuma
21:00
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:02 PM
Yalandan II
Çözülüyorum …
İçimdeki asıl beni, şimdi – şimdi fark ediyorsun …
Sorunlar yoktu, sorunlar büyük değildi.
Şimdi, içini bir korku sardı, fark ediyorsun …
Korkma!
Her şeyim senin için; kötülükleri, *********likleri,
İnanılması güç hayalleri, hep senin için kurguluyorum.
Oysa sen, yeni farkındalıklarınla çatışıyorsun.
Beni köşelere atıp …
Gözlerin kapalı …
Çözülüyorum …
Sebepsiz haykırışlarım, çıkışlarım senin için doğuyor.
Hiçbir şeyi kabul etmeyen biriymiş gibi geliyorum.
Sen; oysaki! ,,,
Fark etmekle meşgulsün!
Yalandan fark edişlerle …
07/10/2003
Salı
02:31
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:02 PM
Yangın
YANGIN
Ne kadar da vurdumduymazlığını
Yüzüme vursan da,
Kaçıp kurtulamazsın diyarımdan.
Bir şenlik havasında yayarken ideolojini,
Yabana atıp geçemezsin ben gibi bir engeli.
Kurtulduğun mahkumiyetlerinle varsın belki,
Belki de gururlandığın sevdalarınla! ...
Ama beni unutamazsın
Ve nice aşklarından göremediğini,
Görürsün benden...
Kaldığın mağaranda yaparsın resmimi kök boyalarıyla
Ve artık tapmaya başlarsın umutlarına.
Pişmanlıklarınla varsındır.
Aşksız geçmiş yıllarına yanarsın, aşk yaşadım zannettiğin yıllarına...
Bir anda yanıp, kül olup uçar gidersin
Diyarımdan...
24/03/1998
Salı
16:20
f.emre adaklı
İzmit { Meral'e }
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:03 PM
Yangın II
Pervane oldum çıkarlarıma;
Çıkarların gereği …
Tek taraflı olmadığını söyledikçe tek taraflı oldu, nedense!
…
Tek yürek olmaksızın …
İsteklerin, bir garip geldi yüreğime.
Bir garip duman olup uçtu,
Gitti gökyüzüne …
Böyle olmamalıydı, yüzüme kapanan telefonlar gibi.
Saygısız olunmamalıydı,
Birdenbire!
Pervane oldum, uçtum – geldim kollarına.
Bir garip duman olmuş, uçmuş yüreğin!
Yangınlarda kalmış bir ben gibi!
07/10/2003
Salı
02:10
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:03 PM
Yanımda
Aradan yıllar geçse de,
Ben dönüm noktalarında olacağım.
Yıllar bende, zaman bende, ben bendimde fani olacağım.
Belirsiz çizgimin üstünü çizemez bir haldeyim,
Çaresiz değilim.
Yapılacakların, yapılamaz olduklarını söyleyenlere;
Dipsiz bir yolun kuyusundasınız diyorum …
Yıllar beni çaresiz yapmasa da,
Çizgimi çekemiyorum …
Son noktayı koymama engel olan kalın demirler var,
Nefes almamı zorlaştıran güven bunalımları gibi.
İster önümde dur ister yanımda!
Aşıp aşamayacağımızı seyret ve gör diyorum …
10/12/2002
Salı
01:56
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:03 PM
Yara
Çekemiyorlar!
Aldatıyorlar fırsatını buldukça.
Sırtımda hançer yarası …
Hep, hep ağız yarası …
Konuşturmuyorlar!
Bildiğimi okumama izin vermiyorlar bebeğim …
Bizden dem vuruyorlar sürekli …
Çekemiyorlar!
Hep hançer yarası …
Hep kırbaç yarası …
02/08/2002
Cuma
19:06
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:05 PM
Yaşamak Niye
Yorgunum, çok yorgun!
Kurumuş bir dal gibi olmuşsam, yaşamak niye?
Doya – doya kucaklamamışsam seni, hiçbir şey yokmuş gibi yapmak niye?
Kendime iki yüzlü olmuşsam,
Aynı anda hem gülüp, hem de küfürler yağdırmışsam,
Karıncalanıyorsam yine,
Beklentiler niye; sıcak – ılık niye? ...
Yaşamak niye,
Böyleyse şayet her şeyim?
Niye!
26/12/2000
Salı
04:12
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:05 PM
Yeni Baştan
Doyumsuzluğuna yanıyorum.
Hiçbir şeyi anlayamadığına; …
Beni,,,
İçimdekileri,,,
Basit Ha! Basit olduğunu iddia ettiğin bunca şeyi anlayamıyorsun işte!
Koyamıyorsun kendini yerime,
İçime …
Hep sitemlerle dolu olacak diye düşündükçe,
Yanıyor içim,
Yanıyor kalbim …
Feda edemediğin şeyleri, feda ettikçe, tiksiniyorum kendimden.
3.kademe yaşama geçtim artık …
Beni yeni baştan yarattın güzelim!
Yeni baştan!
17/07/2002
Çarşamba
12:59
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:05 PM
Yeridir
YERİDİR
Güneş, ufukla barışık, cilveli...
Bir o kadar da mahzun, kalbi kırgın...
İnsanlar kırgın, kavgalı...
O doğmasa hiç, gülmese; yeridir.
Sevgililer ayrık, vermiyorlar ruhlarını birbirlerine, güneşe...
Gözlerde bitmiş aşk.
Ruhlarında sönmüş ateşi.
Kalpler doyumsuz...
O kırgın, kızgın...
O kızıp, kaçsa, yok olsa yeridir.
Dondursa yeridir.
31/12/1997
18:18
F.Emre Adaklı
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:05 PM
Yeşil Alev
Köşelerinde!
Odalarının!
Kıpırdayamadan, soluğun çıkmadan!
Köşelerimde!
Odalarımın!
Acımasızlığını hatırladım...
Aynalara haykırışlarımla varım,
İntikamının mavi aleviyle,
İntikamının yeşil aleviyle...
03/11/1998
Salı
01:57
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:05 PM
Yeşil Enginliklerim
Hep sıcak sevda güneşleriyle
Doğmak isterim ülkemde...
Sevdiğin kızı, istemeye gittiğinde
Duyduğun heyecanı tatmak isterim, her an!
Dakikalarca,
Hatta saatlerce geçmek bilmeyen bir zamanla...
Seher vakti, karadeniz ekmek fırınında,
Odun ekmeğini koklamak isterim.
Ekmeğin sıcacık içini, sahipsiz köpeklere,
Verme hüznünü yaşamalıydım hep!
Dostlarla tartışıp, kemençenin namesini,
Denizin şakımasıyla meşk etmeliydik aşklarımı,
Demlenip özümle...
Kolay kazandığım aşklarımı bir yana atıp,
Umutsuzları yatırmalıydım masaya.
Çevremde gördüğüm her aşk hikayesiyle,
Daha bir açıldı gözler...
Dostların verdiği her umut ışığıyla,
Kavruldu yürekler...
Kokusu derinliklere kadar nüfuz etti,
Bitip tükenmek bilmez, dimağlarda...
...
Her umutla daha bir güçlendi,
Umutlar hüznün bulutlarını çekti göğümüze,
Gönlümüze.
Her damlacık, kucağımızda yeşertti dostlukları
Ve hatırlarını aşklarımızın...
Nemli odalarda neticelenemez hiç amacımız.
Konu değişir; döner, dolaşır, yine aşka gelir.
Aşka geliriz...
Coşar ağlaşırız, hatıralarımızı canlandırarak.
İnsanlar bakıp gülerler ağlayışlarımıza.
“ Erkekler ağlar mıymış hiç “,
Nidalarını haykırırlar arkamızdan...
Bu alay daha da çelikleştirir metanetimizi,
Ve de karşı konulamaz duygusallığımızı...
Her nerede konuşsak, birbirimizi anlayamadığımızı söylerdik.
Muhtar Cenap amcaya danışırdık,
Hakem olurdu o, bize.
Anladık ve daha da kenetlendik; tek vücut.
Artık kimse, bizi, bizim anlayabildiğimiz kadar anlayamıyordu.
Duygusallığımızı da.
Kovuşturduğumuz düşmanlarımızı hep o metanetle yenerdik,
Nemli odalarda aldığımız feyizle...
Aşklarımız ayrı ayrıydı...
Sillelerimiz farklı yönlerden yenmişti ama,
Nedense benim son aşkım konu olurdu aramızda hep!
Diğerlerinin de ihtiyacı haline gelmişti, aşkım...
Ruhumu çepeçevre kuşatan,
Yemyeşil,
Devasa bir yosun gibiydi aşkım...
Duyduğumuz son aşk hikayesinde de ben vardım!
Ben ve aşkım!
...
Değeri biçilemeyecek kadar pahalı bir hikayeydi.
Değeri biçilemeyecek kadar kopuktu benim için.
Beş kuruş harcamasam da ona, onda konu bendim...
Bu ise ayrı bir tartışma konusuydu.
Yine bir bayram günü coşkusu yaşamıştık bununla.
Az daha yaşayamayacaktık!
Uykuların bir değeri kalmamıştı,
Vedalaştı buruk bir ses tonuyla o...
...
Nemli odamızda, ben ve günün hikayesi vardı,
Beni anlatan o hikaye!
Hiçbir zaman ikiyüzlülük yoktu.
Yine de birleşemiyordum.
Birleşme korkusuyla mı yanıyordum acaba!
Dokunma korkusuyla mı, tenine!
Sevgimin nötrlenmesinden korkuyordum, titreyerek, aslında...
Metanetim bir aşk yangını haline dönüşüyordu yanında...
Yılların verdiği tecrübeler alıp başını gidiyordu.
Kapılar üzerime kapanıyordu.
Yardım kapıları...
“ Kendi işini, kendin görmelisin “, deniyordu
Defalarca tekrarlanıyordu yüzüme...
Şartların farklı olduğu bilinmiyordu.
Anlamak istemiyordu hiç kimse...
...
Aşkın itirafının çıkaracağı yankı önceden kestirilemiyordu.
Bazı gerçeklerin acımasızlaşacağı,
Kara defterin, ilk sayfa, ilk sırasına konulacağı,
Her dakika, her saniye topun ağzında olunacağı,
Sadece gözlerde yaşanan bu nadide aşkın de bitebileceği,
Gerçeği,
Ufak ta olsa, değeri büyük şeylerin değerini yitireceği,
Önceden kestirilemiyordu!
Çünkü, böyle bir şey yaşanmamıştı kalplerde!
Duyulmamıştı bile evrende! ...
Sadece kalbimde kalacak bu aşk!
Söylenmeli gibi geliyordu insanlara!
Dilimin altındaki bu bakla,
Orada,
Yeşermeliydi aslında...
Kök salıp kalbine...
Ağaçlaşmalıydı, yeni – yeni tohumlar verip.
Dostlar sağ olsun hep yanımdaydı.
Ama gerçekler göz ardı edildi,
Acı gerçekler...
Bu gerçek ise bir kibritle yok olmalıydı belki...
Tüm insanlığın hışımına uğramalıydı,
Tecrübe çizgileri kırbaç gibi gelmeliydi vücuduna,
Bir daha tozunu atamamalıydı kalbimde...
...
Ne yazık ki sürgün verdiler,
Ağzımdaki baklayla beraber...
Her şey nemli odamızda, Fuzuli’nin isteğine dönüşmüştü.
İsteğimiz isteksizlikti....
Aşkım, ilan edilemezdi kıyamete kadar!
Belki, bir şartla olabilirdi hayallerimiz;
Ne miydi?
Yeşil enginliklerim tarafından fark edilebilirdi bu hal!
Çıkan dumanlar ikinci bir bakışla,
Dindirilebilirdi...
Nemli kokuşmuş odamızda olacağız,
Teselliyi sigaranın külünde arayacağız,
Dostlarda fani olacağız,
Ve isyan bayraklarını yarıya indirip,
Bekleyeceğiz...
Mesajımız açık, enginliklere...
Ve gülen dudakları bekleyeceğiz...
10/04/1998
Cuma
02:38
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:06 PM
Yeşil II
Lambamın son gazı, kulübemde,
Hasırın üstünde,
Yine sayıklıyorum...
Gördüğüm bahar serapları,
Sarıp gidiyor özümü dolu dizgin...
...
Sarıp gidiyor şefkatle, pösteki...
Ve uzaktan gelen çakal sesleri...
Nehrin gümbürtüsünde aradım!
Meşe odununun kokusunda...
Bulamadım!
...
Su içtiğin ağaç bardakta!
Yosun tutmuş kalbimde!
...
Yokluğunda aradım yüzünü,
Bulamadım...
Lambamın son gazı kulübemde!
Son atışları kalbimin!
Yine sayıklıyorum,
Yeşili...
Engini...
30/03/1998
Pazartesi
03:53
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:06 PM
Yeşil Işık
İnce nakışlarla işlenmiş dudaklarında,
Bir sarhoşluk narası...
Ve
Dar çerçeveden celp etmiş bakışları...
Yalansı havası...
Kokuşmuş aşk vaatlerinle büyülü,
Kavruk, masumdum.
Geçmişimi, unutmuşluğum da vardım bir tek!
Benlik duygularımı yitirmişliğimde...
Kalbimde; börtü böcek yuvaları,
Denizden gelen kötü haberlerin bekçisi,
Sessizce...
Şimdi ise, ümitsizliğin kara çukurunda,
Yeşil ışıklarınla, bağdaş...
02/10/1998
01:38
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:06 PM
Yeşil Kokulu
YEŞİL KOKULU
O güzel gözlerini benden kaçırma,
Mahrum mahrum, tek ve soğuk bırakma.
Güzelim; içimin ısınmasına izin ver.
Sana fazla gelir onlar.
Paylaş benimle, inat etme; onları.
Kaçıncı gelişin bu, dünyaya senin?
Hırçın ve acımasızsın.
Bir kere olsun şefkat ve huzuru bilemedin,
Sevgiyi ve aşkı kalbine alamadın,
Ama sen yine benim çocuk sevgilimsin.
Arkandan ağlayıp ağıt yaksamda,
Sen benim biricik meleğimdin.
Hep yıprattın, kaçıncı çırpınıştasın?
Kaçıncı tekamül?
Aşağılaedan yukarı çık artık!
Etrafta öten kuşlara
Ve seni senle paylaşabilecek olanlara
Bak!
Dışındaki o tekamül kabuklarını yık!
Ve uyanıp gözlerini aç ki,
Isıtsın beni onlar.
Ve benden yansıyan o ısı
Senide, kalbini de kaplasın.
Esirgeme bizden kendini.
Ne olursun güzel yüzlüm,
Kaçırma ellerini benden,
Kaçırma gözlerini.
Ne olur paylaş artık seni benimle
Ve sen artık sen ol!
Sen!
Ve geleceğe, sonsuzluğa birlikte koşalım,
Sancıları hep birlikte keselim,
Kabukları bir daha örtünmemecesine yıkıp atalım.
Bak pencerendeki kuşlara.
Onlara bak sevgilim,
Ne kadar yakınlar sana.
Emin olabilirsin, senden bir mükemmellik, istedikleri
Onlara söz ver;
O ruhunu sarmış olan gri bulutları
Bir nefesle kaldıracağını;
Benliğini kibir fırtınaları sarmış,
Onlardan silkinip uyanacağını
Ve bir çırpıda artık “ben, ben olacağım”
Nidalarını.
Sen kazanmalısın ve başarmalı.
Nefsinin tutsak olmasını,
Kalbinin mühürlerinin kırılmasını
Tüm benliğinle istemelisin.
Kemiklerin sızlamamalı artık
Sevgiyle dindirmelisin çatırtıları.
Zemheri soğukta göğsünü açıp
Artık sende çıkmış sevgi şerbetini
Emzirmelisin bana.
Bağlılıklarını bir kez daha sağlamlaştırıp
Beni kazanıp uçmalısın mutlulukla,
O söz verdiğin kuşlarla...
Sadece gözlerini aç
Ve onları kaçırma benden güzelim.
Çünkü onlar ihtiyacımız,
Onlar yeşil enginliklerimiz,
Onlar,
Yeşil kokulu bağlarımız.
Evet, yeşil kokulu sen
Ve yeşil kokulu ben,
Artık birleşelim güzelim,
Ne olursun...
F.EMRE ADAKLI
30/09/1997
Meral'e
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:06 PM
Yetim
Yıllardan sonra,
İstediğim bir çok şeyin olmadığını görmek …
Düzensizliğe, yoksulluğa ağlayacak bir kalp görememek …
Kaderimin kırıntılarından …
Durgunluğuma iliştirip, göz yaşlarını hediye getiren,
Sadece bir bakıştan medet uman yok ki!
Neden ağlamaklı olduğumu düşünenlere,
Neden gülmediğimi sorsanıza!
Heyecanımı sorsanıza!
Yetimim ben …
Kalabalıklarda sahipsiz …
Sessiz …
01/10/2003
Çarşamba
02:32
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:06 PM
Yılan Yastığı
Aman diledim vermediler.
Paçavra gibi kenara fırlattılar!
Hiçmişim gibi, yüzüme tükürdüler...
İyileşmek istiyorum,
Normale dönüp.
Sevebilmek,
Yeşile baktığımda zevk alabilmek...
Geçmişimden azap, geleceğimden korku duymadan!
...
Dokunmak istiyorum, her şeye!
Ama, imdat diledim vermediler...
Bir yılan yastığıyla başbaşa bıraktılar...
Ruhsuz ve anormal...
02/05/1998
Cumartesi
16:22
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:06 PM
Yine Aynı
Parmaklıklara sen diye,
Sarılacaktım,
Yine...
Cennete gitmişim yine!
Bak sen...
Duvarlardaki oyuklar, gözlerin.
Kara – kara...
Ama olsun,
Yine de seni andırır...
Gardiyanın elleri,
Seninki,
Gibi...
Sobanın çıtırtısı,
Söylediğin şarkı...
İtirafının yankısı,
Sevdiğinin itirafı...
Yine aynı...
Aynı benzeyiş, hep...
02/02/1998
Pazartesi
02:33
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:06 PM
Yok
Hep ayrı oldum hayatım boyunca.
Ayrı kaldım hep senden.
Yokluğunda, cebimdeki vesikalık resminle avunup durdum hep.
Tatmin etmiyor bir türlü, konuşmalar.
Doyurmuyor, yakınlaşmaya çalışmalarımız.
Ne olduysa, ne yaptıysam, olmadığın çıkıyor karşıma hep …
Rüyalar, hayaller, filmler, konuşmalar;
Bütün koşuşturmalar, yokluğun kokuyor hep …
Avunamam artık, aşkım!
Dayanılmaz yokluğun, dayanılmaz oldu çıktı karşıma.
Senin gerçeğini istiyorum!
Dokunmak!
Ve orada, anında yok olmak hep!
03/10/2003
Cuma
01:53
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:06 PM
Yokluğun
Korkmuştum bir gün,
Başıma gelecekleri dert edip …
O gün ne kadar çabuk geldi de geçti.
Zorla hazırladığım, hesapta olmayan son perde gibi.
Kendi ellerimle …
Kendi ellerimle uçuruma atmıştım kendimi.
Hani sen sormuştun ya;
“ Hiç iki arada kaldığın oldu mu? “ diye,
Şimdi, zorla o aralarda debelenip duruyorum.
Senden vazgeçmem artık.
Ve diğer yanda …
Vazgeçmem hiçbir şeyden …
…
Kazağıma sinmiş kokundan,
Dokunmalarından …
O gün çok çabuk geldi Arzu!
Korkmuştum ve şimdi titriyorum yokluğuna …
05/04/2002
Cuma
00:58
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:07 PM
Yoksun Ki
Geleceğim, karamsarlığa doğru!
Süratle,
Öz iradenin gücüyle...
Dostların eli,
Düşmanların nefreti,
Ve benliğimdeki siyaset boşluğumdan yararlanarak
Uçar...
Fırtınalara yenik...
Engelsiz çöllerde,
Beyinsiz bir halde...
Bir sen yoksun ki!
Ya da sen!
Tutasın, uzanıp giden ipimden,
Kavrasan yaşamımı...
...
Yokluğa doğru giden bir ben,
Doyumsuzluğa,
Sensizliğin tatminsizliğine...
Bir sen yoksun ki,
Gülesin dudaklarınla...
Bağlayasın, geçmişimi geleceğime...
Ya da sen!
05/03/1998
Perşembe
19:25
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:07 PM
Yorgun
Beynim içindeki o meyyal anılardayım yine!
Her seferinde, bir damla götürüyorum.
Yaşama, birer yeşillik olarak kabul etmişim...
Her seferinde gülümsüyorum...
İçten...
Güneşin batışındayım, her an.
Kendime sorduğum sorularla, sıkışmışım.
Atıl, yorgun; her doğan güneşle birlikte,
Her batan güneşle...
Kaybolduğumu hatırlıyorum, ufukta!
Kapkara bir ihanetle...
...
Aşklarımda.
Atıl ve yorgun...
02/11/1998
Pazartesi
14:47
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:07 PM
Yosun Kokulu
Yıllar...
Yosun kokulu yıllar...
...
Sizde mi kader ağına düştünüz,
Benimle...
Çıldırıp, çıldırmama arasındayım.
Kaçırıp, kaçırmama arasında...
Keçilerle derdim...
Yıllarım...
Çarçabuk geçti gitti.
Yalnız olamadan!
Özgür olamadan!
...
Yosun kokulu yare varamadan!
14/05/1998
Perşembe
11:35
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:07 PM
Yön
Yılgın bir yaz sonu!
Yorgunluğuma dem vurmuşum …
Hatıralara bakıyor, resimlerle avunuyorum için – için …
Yön göstermeyi sevmeyen,
Gururdan nefret eden her insanın akıbeti gibi,
Yönlendiriliyorum aniden …
Dudaklarımda beliren bu kıvılcım, ani şokun etkisinden.
Bendeki bu değişim,
Yalancı olmayan, bir beşinci yönden esen rüzgar gibi!
Yılgın bir yaz sonu!
Yorgunluğuma dem vurmuşum …
Kaderimin bana gösterdiği yöne bakıyor ve gülüyorum için – için …
Seviyorum!
Sevmeye aç bana, ne güzel geliyor be!
Gülüyorum!
O, güzel gülen gözlerle be!
05/09/2002
Perşembe
19:43
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:07 PM
Yumruk Yumruk
Solgun günlerin, zorluk kokan akşamları
Uykuya yenik.
Keskin rüyalarla dolu geçen, yarı deli yarı uyanık *******e,
Sahip çıkmayışım,
Sabahlarıma, yanık kokulu bir karşılama komitesi havası katmıştı.
Hareketli verimsiz karanlıklar,
Ellerime mahmurluk bırakıyordu bir bir.
Seçtiğim bu kumar şekli;
Nedense, şikayet edemediğim kadar tatlıydı bana.
Dönüyordu çoktan seçmeli sınavlar,
Düşünmeye fırsat vermeksizin.
Dalgınlığımdı, ellerimdeki farkındasız kaderim …
Suskundum,
Ellerim ise yumruk – yumruk …
Solgun günlerin yalnız akşamlarını bekliyordum …
01/04/2002
Pazartesi
02:32
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:07 PM
Yük
Sahteliklerle yüklü,ağır bir yük aldık sırtımıza.
Dokuz köyden kovulmanın korkusu, böylesi kişiliksizleştirdi işte!
Sen ve ben olamamanın acısı,
Bir görünüp bir kayboluyor perdeler arkasından!
Farkında olamamanın, sahtekarlıkla eşdeğer olduğu ortada!
Yanılmamışım!
Dönmem dedim, doğru söylemişim!
Acı ve korkunun canı cehenneme! Yükler sana kalsın!
Ben arkandan geliyorum aşkım!
07/10/2003
Salı
02:22
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:07 PM
Yürek
Güneş açtığında değişen yüzünün,
Kenar çizgilerindeki aşk dansları,
Sanki kalbinde oynaşan bir ceylanla coşar...
Hiç üzülmez misin sen?
Ya da karamsarlık içine girmezsin?
Aldırmıyorsun ölüme!
Aldırmıyorsun enflasyona!
Anlamıyorum...
Nasıl bir yürektir ki bu,
Geniş mi geniş...
Mangaldan da öte...
Anlamıyorum...
Ama bir de o yürek beni sevse!
Aşkından deli olup aşkına kenetlense!
O zaman tam yürek olur işte...
Ama yok, ama yok...
Ve
Anlamıyorum! ...
12/08/1998
Çarşamba
11:40
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:07 PM
Zaman Olur
ZAMAN OLUR
İnsan gelir, zaman olur.
Aynalarına bakar, baka kalır.
Kendinden kopyalanmış bir sürü kendi vardır.
Kafasını vurur sola
Ve sağa...
Zaman olur, hiç bir zamandır o zaman.
Hiç bir güç anlattıramaz ona,
Anlaşılmazdır çünkü gerçeklikler,
Hak...
Sağ-sol yine gider gelir.
Araları o kadar kısadır ki,
Akıllar almaz...
Bir yara açılmıştır kalbinde,
Kapanmaksızın.
Kendisinin heran kutsallaştırdığı serçesi
Yukarıdan gülümser.
O onun boşa kürek çektiğini görüyordur.
Evin önündeki derede artık akıntıya bırakır kendini
hiç farkında olmaz,
Hiç bir şeyin; aslında.
Onun için yaşamın bile adı vardır.
Sadece sürüklenir
Ve kutsal serçe ona güümser...
Zaman olur,
Yara kapanmaz.
Sağ olur, sol olur
Gider gelir.
Kısa aralık uzun gelir
Ve serçe gülümser.
Nihayet o da
Bende varım artık der...
Zaman olur,
Ve artık herşey geçmiş olur...
F.EMRE ADAKLI
15/11/1997
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:07 PM
Zincir
İçimdeki heyecanı sakladım da ne oldu?
Gözyaşlarımı tuttuğumda, olanlardan başka?
Gizli saklı olan o varoş çocuğuna soruyorum bunları.
Utancından ağlamaklı, kimliği saklı;
Donuksun diyor …
Kır zincirlerini diyor …
Paylaştığın şeylerle, olumsuzluk abidenin yıkılacağını biliyor musun?
Kökten cimriliğinin sonu karanlık be!
Duygu cimriliği bu …
Bir zamanlar, izinsiz çaldıkları duygularının kıskançlığı bu, maalesef ki!
Elde bu kaldı, sadece.
Zincirlerin …
Ve gizliden akıttığın gözyaşların …
02/01/2003
Perşembe
03:47
.İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:07 PM
Zincirin Son Halkası
ZİNCİRİN SON HALKASI
Gözyaşların aksın damla damla
Kan çanağına dönsün o gözler,
Yıprattığın nefislerin acısını çeksinler.
Sürdürdüğün hükümdarlığının sarhoşluğundan istifa et artık!
Evine güneş ışığını buyur et,
Misafirperverliğini göster,
O kapkara perdelerini aç ki
Beynini saran hakir bulutlar yok olsun...
Ne zaman görsem kendinle yarıştasın.
Tek seyircili bir podyumda defiledesin sanki,
Sırıtıyorsun o nazenin düşlerinle...
Her gülümseyişinle zincirinin halkasına bir kişiyi daha katıyorsun.
Saadetine 'bir son' diyen yok ki,
Uyanıp ayaklanmaya çalışan görsen
Hemen ayağını kaydırmaya çalışıyorsun çünkü...
Saadetine bir son!
Hüküm yemiş nefislere beraat!
Ve aksın damla damla gözyaşların!
Yeşil, Yeşil...
07/03/1998
Cumartesi
14:05
f.emre adaklı
İzmit
Ferit Emre Adaklı
GooD aNd EvıL
09-14-2008, 12:07 PM
Zirve ve Yokoluş
ZİRVE VE YOKOLUŞ
Gidiyorum bir arayış içerisindeyim,
Sonu olmayan bir yolun göbeğindeyim gibi...
Beni çeken cazibedar bir merkeze doğru,
Ne olduğunu anlayamadığım bir arzuyla ilerlemekteyim...
Hava gittikçe donduruyor
Kanımı dahi.
Güneşin gülümsemesi bir hiç sanki.
Halimle dalga geçer nidalarında.
Nedir anlayamıyorum benim istediğim?
Dondukça donuyor hayattan kopuyor gibiyim.
Beni ısıtacak bir şeyler aradım
Karların kucağında buldum kendimi.
Senin hayalinle ısınmak istedim,
Hiç fayda vermedi.
Ama hala yürüyorum.
Sonu olmayan bir yoldayım.
Neden sanki sonu yok?
“Zirve “ benim tek istediğim
Ve bir şöminenin başında kucağına
Uzanmaktı hayallerim...
“Zirve”
Evet doruklara ulaşmak;
Mutluluğun,sıcağın,senin ve aşkının
Doruğuna...
Sadece kalbinin zirvesine ulaşmak
Ve orada yok olmak...
FERİT EMRE ADAKLI
15/05/1997
Meral'e
Ferit Emre Adaklı
vBulletin® v3.8.11, Copyright ©2000-2025, vBulletin Solutions Inc.