Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Sevgiye Saygı Olsaydı

/Hayat zıtlıklar içinde devam ediyor... Zıtlıklar, birbirini var ediyor.../

Hayat senfonisinde zıtlıklar yanyana
Bir uçta ince, sızım sızım bir keman
Öbür uçta yanık bir bağlama

Durup dinler de, gitarın teli çağlamaz mı
Şen şakrak bir çingene soylu prensi ağlatamaz mı...

Zıtlıklarda neşe bul
Zıtlıklarda yaşa
Bir telde iki canbaz öyle oynar ki!
Hem de birbirini süze süze
Hoyrat bir oyun havası
Beyazlı tüllerin dansı!

Huzurun tatlı hüznü
Madalyon çift taraflı
Hüznü ortak!
Sükun ortak!
Mekan farklı..

Sözüm o ki, neşe melodileri kendi zıttını oluşturur aynı kubbede
Peki neyin tamtamları başlar bir yandan, hangi sayede?

Zıtlıkları yeterli görmeyen bir orta nokta..
Yükselen ve çıldıran gittikçe uzakta!
Zıtları bile barındırmayan aynı dünyada!

Karşılıksız aşklara bile tahammülsüz..

Bari o kalsaydı!

Sevgiye saygı olsaydı!

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Sevme!

/Bak sen!
Duyduğum mu bu,
düşündüğüm mü?
Ya da zannettiğim,
derinden derine..
Sessiz olalım!
Dinleyelim!
Çıt çıkarmadan!
Umutsuz beklenen
sestir belki gelen,
dipsiz bir kuyudan! /

Sevme,

Çaresizlikten sevme onu.
Çok ötelerdeki özlemsizlikten korkup hele...
Korkarak sevme..

Derin düşüncelere daldığında,
başını öne eğdiğinde,
durgun ve halsizsen..
Umutsuzsan..

Umutsuzluktan sevme onu...

/Neyin yerine koyuyorsan onu,
hayal kırıklığı andı içtiğini hatırlatırım!
Bu acı bir gerçek değil,
duygusuz bir sonuçtur./

Sevme onu!
Eğer dere tepe gezdin de
başka iz bulamadıysan.
Sevme!
Eğer yalnız onu seveceksen,
ama yalnızlıktan,,
salt yalnızlıktan! ! !

Seçme onu,
seçme!
Sevsen bile seçme,
eğer yüreğinin kıyısında duracaksa
balıkçı kulübesi gibi,
bir gel-git'le hayal olup
yıkılacaksa!

Sevme diyorum sevme,
ona baktığında
sadece onu göremeyeceksen..

Dalıp gideceksen başka diyarlara...

Yarlara!

Yamaçlara!

Sevme,
yüreğini getirip vermeyeceksen,
avuçlarınla..
Ve onun yüreğini
yıkamayacaksan
gözyaşlarınla...

Sevme,
sevmeyeceksen...

Onun gibi!

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Sır

Sır..
Sırra kadem..
Sırda yok oluş
Sırda yokuş
Sırda var belki
Sırda var ancak!
Sırda var, ancak;
Sır da var!
Sırda yok!
Söyleyemem!

Sırlı sözlerde kayboldun gittin
-Bir göz bin söze bedeldi-
O sırlı gözlerde kayboldum gittim

...

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Sisler İçinde

ayın geçici soğuğu
ay biterken uğradı
çelimsiz bir soğuk
ayaza çalıyor / ürpertiyor az
güldürüyor / ayak kıpırtıları biraz..

çoğalan ve yükselen gürültüler
gecenin yarısında gece gibi sesler
tizler ve pesler!
çırpınıyor aslında
ayağa kalkışı yıkılışına işaret
o da çelimsiz
o da fersiz
sefersiz..

/gelecekte nisan var - mayıs öncesi
nisan’da heyecan var - terhis güncesi/

yol tutturma mecburiyeti;
etrafta bir sürü ray
ya zor, ya kolay
dedim ya, geçici bir soğuk var bu ay..

sisler içindeki göl çiçeği
rüya gibi güzellik, belirsizse geleceği
ya uyanınca bitecek, ya uyuyunca
hepsi buymuş, bildiği, bileceği...

mahmurluk geldi şimdi, seni götürmeye
sürgün illerinden sürgün etmeye
bu kadarı bile çok muymuş bana
zaten hep hazırsın yolculuğa..

zihnim yolcu peronu
mahmurluk gitmez sen gitmeden
kapanır gözüm
gerisini bilemem..

kapanır gözüm
göremem..

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Siyah

Düşünse de siyahı
Dönüşse de siyaha
Kimlerin bahtı siyahı
Acaba kimlerin âhı...

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Sonbahar



{ lisan tükendi
sence yazıyorum }


son olsun bu bahar
deyivermiş istemeden
gidivermiş bahar

yazın ardından sonbahar
hele düşen yapraklar
akıllanmış bizimki
bu da gider diye
hemen bir temenni
son olmasın sonbahar

o gün bugün
son olmamış sonbahar
ve eksilmemiş ömründen

ölene kadar
hep sonbahar
hep sonbahar



Akdenizce Siirler Yazilar

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Söndür Yangınlarını

yangınları söndür mavili
al bütün okyanusu
gökyüzünü deniz yap
gözlerini mehtap
söndür yangınlarını
veya beni de yak / mavili..

yeri gelir kendimi
yeri gelir seni dinlerim
yeri gelir bu sevdadan vazgeçerim (öyle istiyorsun ya)
*******ce içerim / yalnızlığı
an gelir o an gelir, hatırın büyük
biter vazgeçmekliğim / çıldırmamak için
başlar bir hüzün dalgası
karar vermeliyim
senden mi kendimden mi vazgeçmeliyim...

/kendinden vazgeçmek kolay gelir nedense..
oysa kendinde o da var!
bunu bildiğinde iş işten geçer zaten..
sonsuz bir yangın başlar hepten! /

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Söyle Mavili

söyle mavili konuşmadan söyle
hangi dermandandır hayalin böyle
acıya ızdıraba panzehir eyle...

susmalarımı sen doldur
satır aralarını
perdenin arkasını
üç noktaları...

kuru yapraklar mı?
onlar, veremediğim güzel günlerden kaldı
avuçlarıma döküldü,
avuçlarımdan dökülemedi...

yaşantımın nasıl bir aynası,
bilemediğimin tarifisin,
tarifsizsin, bilirsin...

söyle mavili, sus da söyle...

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

iadei ziyaretlerde ömrüm
her an gitmeye hazır
bir elinde bavul
diğerinde sarsık düşler
gelip gidenler hak etti bunu
gitmek lazım geriye
bulmak lazım gönül misafirini diye
bir fincan kahve ile
kırk yılın hatırını sormak lazım
sonra sohbeti balla kesip
buruk gülüşleri gidişlere teyelleyip
sözü vedaya getirmek
tekrar yollara düşmek
beklemek
bir başka ziyareti
gönlümdeki hasreti...


Akdenizce Siirler Yazilar

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Su





köpüklü mis gibi kahve

bir de yanında sohbet olursa

ya da sohbetin yanında olursa..

yanısıra bir bardak su

karşısıra bir içim su...



{ düşüyorsun damla damla yüreğime, birikiyorsun
düşüyorsun senli düşüme, şiir dedikleri izdüşüme }

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Suskun gülleri sormalı sana

Bir de
suskun gülleri sormalı sana.
Ne zamandan beri sırdaşsın
onlarla?
Ne zamandır, neler paylaştın?

Gülden pembeydi ellerin.
Gülden pamuktu...

Sıradağları taşırdın sırtında,,
gözlerin gülden maviydi.

Solukların ne temiz,
bakışların gülden duruydu..

Derken
bir salıncak kurdun gökyüzüne.
Yıldızların
gülden parlaktı.
Gökkuşağın
gülden renkli..

Yok,
kanayan
yaram değil!
Ağlayan
gözüm değil!

Artık bu ben,
ben değil!

Kestirmeden gideyim:

Özledim..
Bakmaya kıyamadığım.
Duymaya doyamadığım...

Artık hiçbir gül, gül değil!

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Sussam Da Bitmez Sözüm

.

Sana bir müjde vereceğim:
Belki döneceğim...

.

/Havalara uçmadığını biliyorum,
'mutluluk' denen şeyi
biz keşfetmedik - yaşadık,
içindeyken bile tanımlayamadığımız,
yaşarken ne yaşadığımızı bilmediğimiz,
farkını yaşamadığımız anlarda anladığımız.../

.

/Uzun bahisler açardık yokluğa dair.
Gözümüzü kapadığımızda,
herşey bizim olurdu!
Ve herşey istediğimiz gibi! /

.

/Sessizlikte ne bulurduk bilmem.
Sanki bişeyleri keşfederdik,
ve kaybetmek istemezdik,,
korkar,
susar,
iki yavru kedi gibi olurduk.
Suskunlukta karar kılardık.
Konuşmadan neler neler anlardık,
anlatırdık./

.

Yo üzülme!
Geçmişten bahsetmem,
geçmişe gömdüğümden değil,,
geçmişe döndüğümden!

/Nice dersler aldım bilmezsin.
Yaşanan sahicilikleri,
yaşanmayan hayallere tercih ettim tek!
Kendi hayal dünyasının kurgusunda
kendini var etmeye çalışan
zavallılara inat.../

.

Gördün mü şimdi?
Anladın mı?

.

Belki döneceğim
Belli ki döneceğim...

.

/Ne yaşananları anlar kimi,
ne de anladığında yaşar! /

.

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Süren Yazı



yine bir el ayrı koyacak yazıdan devi
masalların anlatamadığını yaşıyor belki
onlar ermiş muradına geçmiş zaman olmuş
geleceğin yazılarına acil ipotek konmuş

yine bir söz incitecek yazıdan devi
basacak bağrına, nefessiz bırakacak
iç organları temassız kalacak, yalvaracak
kurtulmak için değil, kutlamak için çileyi

yine bir şey alıkoyacak yazıdan devi
inanmayacak, belki bu kez kanmayacak
engelin kendisi olduğunu bilecek bir nevi
yollar arayacak, yerinde duramayacak

yine bir sebep çekiverecek yazıdan devi
dev aynaları kırılacak, bir anda durulacak
gölgenin aslı mı, aslının gölgesi mi
bütün saatler aynı zamana kurulacak

yine bir iz itiverecek yazıdan devi
öteleyecek biraz, erteleyecek hani
hangi yöne gidişin çıkar yol olduğunu
buluştuğunda anlayacak zamanı, ânı

hep böyle olmayacak devri daim de biter
devri biter, daim biter, inanalım ki biter
tükenmezler tükenir, biter devin yazısı
ezcümle düşünelim hangi devrin yazı'sı

yanılgısı sürerken, sürer gider yazgısı...

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Şiir Gibisin

Şiir gibi, beste gibi yaşıyorsun..
Hangi senfoninin
hangi sayfasındasın?
İnişte misin çıkışta mısın?
Terli misin yorgun musun?

Durgunlukların,
bir çıkışın ilk emaresi mi?
Heyacanların,
umutsuzluğun ayak sesi mi?
Bir anda ve zirvede mi,
yavaş yavaş izbede mi,
yok olacaksın?

Şiir gibisin.
Bıçak gibi keser,
ok gibi saplanırsın.
Nabız atışları, nakaratın!
Bir kez daha..
Bir kez daha..
Bir kez..
Bir..

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Tebessüm

/bir gülüşün yeter.../

bülbül güler, güller gülşen bu sabah
sünbül güler, gülsen gülben bu sabah
sular güler konuşur şırıl şırıl
gülüşüne güller katar bu sabah

/gülüşün, yürüyüşün.../

gülzar selam durur resmi geçide
güller nefes almaz, hayran bu sabah
gülüşün yürüyüşün ilham verir de
gülizar, ''adam sen de'' bu sabah

gülüşünle paslı kapı açılır
gülüşünle kanlı seylap durulur
gülüşünle bir yiğide derman ol
gülüşünle kalp, gülüne vurulur

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Tektirler.. Ne Çokturlar!



Sadece hayal etmedim!
Benim günahım
cüretimde gizli:
Hayali gerçek bildim.
Düpedüz karıştırdım.
Yandım.

- Doğru,
yandım!
Yandığım,
yana yakıla
teselli aramamdan belliydi...
Cüretim,
yakmak istememdendi!

- Bu ne yaman çelişki böyle.
Bir bakışa cevaptı benimkisi,
karşılıktı...
Karşılık bulamayan..

- Ne varsa aslında kalan
önce bana mı uğrar ne!
Çöl sıcağı önce
beni mi vurur? !

- Yalnızların kaderi:
Tek'tirler.
Ama ne çokturlar! ! !

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Tema: Şiir

uzaksın şair
mertçe söyle bunu kendine
hangi şiir
methe yaklaşabilir, ve övgüye gerçekte
beyhude denemeler ancak ve ancak
artırır dizeleri, merdiven misali, söyle kim çıkacak!

her boyutuyla tadımlık, yetemiyor doymaya
sonsuz basamakla yorulup tekrara düşüyorsun
üstelik üşüyorsun yalnızlıktan, niyetin var mı duymaya
avuçladıkça toprağı, farkettin mi, mezarını eşiyorsun

şiir yüce dağların zirvesinde sanki
her kelimeyi özenle hazırlıyor ve nişan alıyorsun
bir türlü indiremedin, sindiremedin iyice
imrendiğin, bir avuç şiirle yola çıkıyorsun

gitgide anladığın
sürekli uzaklaşmak
her denemede bir yığın
dertle dönüp kendini aşmak,
sadece kendine yaklaşmak...

/yine de bir ümit deyip
geze göze arpacığa boş verip
dize göze kaleme derdini söyleyip
dize getirmek lazım, telaşa veda eyleyip.../

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Terketmemiş Tereddüt

gözyaşı merceğinden görmüş güzellikleri
heyecan içmiş her an salmış güvercinleri
balonları uçurmuş ümitleri düşürmüş
düşünmüş mavileri; düşüymüş mavileri

sıcak bir el silince ılık gözyaşlarını
yüreği güp güp etmiş, tereddüt gözlerinde
acaba demiş bakmış, bırakmış ahlarını
çiçekler yetişir mi bu ayak izlerinde

güvercinler ufukta vefa kanatlarıyla
uçtukça gülümsemiş gözlerini silerek
balonlar ve ümitler çocukluk düşleriyle
gamze gamze açarmış şefkatini bilerek

.ama öyle olmamış terketmemiş tereddüt
.ağlamaya doymamış kesilse de bir müddet

.gözyaşı hep damlamış, çiçekler açar mı hiç
.çöl kuşu ciyaklamış, uzağa uçar mı, güç...

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Ti Bile!



Herkesin kendi kalıbı var
bir de başkalarının hazırladıkları.
En çok ta 'etrafın'kiler
'bizimki'ymiş gibi dururlar.
O ne duruştur öyle!
Tam da bize göre!

Başkası hazırlasın,
biz ona uyarız.
Kerhen yani.
Mecburen!

'Başkası olma kendin ol',
bu mu yani işin özü? !
O bile emir cümlesi.
O bile empoze edici.
O var ya o,,,
yok,
'içsel' enerjim
dönüşüme uğradı birden!
Bir başka emir demiri kesti:

İçselleş! ..

Ti bile..

Hadi bakalım hadi,
anca gidersin,
kalıbına geri dön,
kendin ol..

İçselleş!

Ti bile!

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Unuttun

unuttun
vurulmaları kör kurşun niyetine
sarılmaları, köşe bucak, hasretine
ve savrulmaları
yıldırım kokan kısmetine..

unuttun gitti
denizleri
deniz aşırı hisleri
az ötedeki nergisleri
çok uzaktaki havadisleri..

unuttun
maviş maviş düşleri
hissedişleri
düşlere gülüşleri..

kendinden,, benden,, kendinden
tekrar benden bahsedişleri..

keşke unutsaydın
en başta, terkedişleri...

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Uyanmak Kaderimdir

Yüreğimde bir yer açtım görmedin mi?
İnce ince sızlanmalarımı sezmedin mi?

Bildiğini tahmin ederdim,
Narin kalpli sevdiğim,
Ayırmadım seni kendimden.
Hissetmedin mi?

Kalbimin titreşimleri gözlerime akseder.
Gözlerim gözlerinle buluşurdu.
Neyin kıvılcımıydı ellerinde duyduğum?
Hatıralarım,
Kulağına fısıldadıklarımdan ibaret.
Hatırlamadın mı?

Bilmedin mi,
Ağlatabilen bir sen vardın dünyada beni.

...

Evet, düşündüğüm gerçek belki de.
Ağlatmanın en üst derecesinde bırakmıştın.
Arasıra düşerken hülyalarıma,
Dalgalı saçlarında kaybolurum hala.

Gözümü hiç açmasam, hiç gitmezsin..

Oysa, uyanmak kaderimdir!

Uyanırım..

Yanımda olmazsın.

Anlayamam!

Bir an durgunlaşırım..

Asıl kaybımı hatırlarım.

Hatıralarımda yaşarım.

Onlarda yanarım.

...

Arasıra hülyalarıma sessizce yine gel..
Sana gel diyebildiğim,
cesaret bulabildiğim anlarımda yer al.
Ve anılarımda.

Kaybolma.

Söz, katıla katıla ağlayacağım..

Yeter ki, dalgalı saçların
göz kapaklarıma siper olsun..

Söz, gözlerimi açmayacağım!

...

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Uzak Ada

uzak bir adadan sesleniyor
yol yok mesaj yok
kalbinde -ufak- bir kırgınlık
ateş çok, mecal yok!
kendini yakar bu ateş
kendini yıkar, yıkılır

uzak adalar.. koydan uzak
sakinlikten
bir, sessizlik anlar
çılgın sessizlik..

gün gelir uzar gider aralar
sessizlik de susar
sessiz bir yalnızlık sunar
uzaklıklar..

çok uzakta, uzak bir adada

çok uzakta, kimler bir arada!

...

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Uzakcığım

sana yazabilmek uzağımda kaldı
uzaklık şimdi referansım
uzaklık, olmayan aşkım
yürek sesi pek söz dinlemiyor
ben de ''manipüle'' ediyorum!
dikkatim başka şeylerde
elime telefon almıyorum
kağıdı bile tanımıyorum

sana yazabilmek, bir maharet işi
upuzun dereleri geçmek mi, artık çok zor
derin deryaları aşmak mı, gözüm korkuyor!
telaşım kendimden değil,
ezgin bir yüreği tasavvurun şiddetinden..

uzaklarda değil kalbim
arayıp bulamazsın
ne dağlar ardında artık, ne yollar arkasında..
hiç bilmediğim bir yere, gece vakti
tam gömmek üzereyken, kaybettim!

hükümsüz ayrıntılar geçer gözümün önünden!
kayıptır aşk, yürek olsa ne çıkar
bulsam ne çıkar
bulsan ne çıkar!

sana yazabilmek diyordum.
nerdeyse unutuyordum;
buğulu gözler, sitemsiz sözlerdi yazdığım
artık tüm bunlara uzağım...

cesaretim, cesaret vermekle meşguldü sana
o da sende kalsın!

uzakcığım...

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Üç - İki - Bir

çocuk doğacak
doğdu doğacak

üç - iki - bir
çığlık!



ağaç ayaklanacak
saklandı saklanacak

üç - iki - bir
nacak!



yemyeşil orman
ormanda harman

üç - iki - bir
ferman!



yarın veya bugün
görüşelim her gün

üç - iki - bir
düğün!



hoşçakal kardaş
hoşçakal yoldaş

üç - iki - bir
ateş!



çocuk doğacak
doğdu doğacak

üç - iki - bir
çığlık!

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Üç Boyut

Birinci Boyut

’günü’ anlatarak
olanlarda kaybolmak..
veya yönü çevirip kendine
ızdırap olmak..

zarfta tren var!
düşünmeler..
’fiziksel’ gitmeler..
zarfta can sıkıntısı, elem var..

sevinç ötelenir bu sıra,
zarfta adem var
sırra kadem var..

İkinci Boyut

aslan
tırnaklarını çıkardı
sonra dişlerini / tüylerini..
akılsız kaldı aslan
suretine bakarsan
'pespaye' işlerini / huylarını da
bırakabilirdi güya..

bırakamadı aslan
tırnaklarıyla kazıyamadı
azımsayamadı aslen
aslanlığını halen..

son kez güldü
öldü aslan

meydan çakallara kaldı...

Üçüncü Boyut

işte irtibat kesildi
boşlukta bir peyk
kimin etrafında dönecek
bu sonsuz özgürlük
sözümona özgürlük
hangi zaman dinecek..
yerçekimi sahipsiz!
neleri dilenecek...

işte kesildi irtibat
dön-dolaş yörüngesiz
bu eliptik tatbikat
bu dengesiz / bu nefessiz firkat
illa ki bilenecek
illa ki bilinecek...

kedildi irtibat işte
bir sakinlik gidişte...

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Üç Dil, Üç Eda Sende...

Aynı anda konuşan üç dil, üç eda sende
Geçmişin hediyesi bu mavileşen gözler
Acemi heyecanın meyvesi teredütte
Yalvaran bakışına ayna titreyen eller

Şimdiki zamandasın heykel gibi yüklenmiş
Bencilliği, benliği, alev gibi yüreği
Kaçırmak istemezsin; aşktan gayrı yalanmış
Kalbine hapsettiğin geçmişle geleceği

Gelecek şüphesinden bir an gevşer ellerin
Gözler boşluğa kayar; siyah beyaz bir serap
Kumdan kale yıkılır içinde sahillerin
Umutla umutsuzluk; ortadaki sen harap!

__Gelecekte yaşarsan, şu an geçmiş demektir!
__Geçmiş şimdi doğurdu, aşkın yüce emektir...

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Üç Vakit Can

I.

Perişan olayım perişan!
Dile düşeyim
Bir makamı olsun çekilenlerin
Tele düşeyim
İsyanım olsun kopukluğa
Sözüm olsun
Lafım olsun bir çift en az
Yazım olsun!

Aradığım, bulduğum olsun
Bulduğumsa aradığım...

Terk edeyim aslında yirmi dokuz harfi
Dağınık kalayım biraz
Başka harfler bulayım
Biraz mahrum kalayım
Sana mahrem olayım..

Perişan olayım perişan!
Dile düşeyim...


II.

Aman aman...
Özüm özüm...
Sızım sızım içim
Seni dinler
Dinler de
Ne yalanlar söyler!

Canım canım!
Tüm canlar sen
Emanet senden hisler
Aslı sende, faslı
Hasılı
Yönüm yönüm..
Yanım yanım..

Çeşme çeşme olurum korkarım
Göz göz olur boşalırım
Kendimden korkarım..
Korkarım..
Beni bilen sen..
Seni bilen ben..
Kavuşmamak ne mümkün...

Yarım yarım!
Canım canım!


III.

Düş düşebilirsen
Düş görebilirsen
Düşebilirsen düşe
Düşe girebilirsen

Heyecan, canlandı
Heyecan, harcandı
Boşa harcandı; israf..
Giden bir candı; insaf..

Sordu heyecan cana
Neydi kabartan seni
Bulamazdı kendinden
Daha fazla üzeni

/Uzatmamak gerek aslında
’Üç vakte kadar’ çözülecek nasılsa
Yerli yerince olursa../

Heyecan cana geldi
Hele can! yanageldi
Boşa davrandı can ey!
Bu ne devrandı diley!

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Üzülürsün Sen De Benim Gibi

Sustuysam
bil ki onu düşünüyorum..

Konuşunca
satır aralarına bak,
ya onu, ya ondan birşey anlatıyorum..

Gülersem,
ve anlamlı bakıyorsam,
ondan bir yansımadır sadece,

Ertesi gün umutluysam,
şüphesiz rüyamda onu görmüşümdür..

Akıllı uslu davranıyorsam,
bana nasihat etmiştir.

Biraz mahcup ve yanaklarımı al al görürsen,
beni sevdiğini söylemiştir,
fısıldayarak.

Gözlerim dolu doluysa
'gidişini' özlemişimdir!

Yani,
AKLIMDAKİ EN TAZE HALİNİ...

İşte o zaman yalnız bırak beni,
üzülürsün sen de benim gibi...

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Vakit Var, Vakit Ver


düşünmeme vakit ver
sessiz kalışınla meşgul etmesen
düşünmeme vakit var
sensiz kalışımla meşgul etmesen

kabahat değil bilmekteyim
suçlamak değil niyetim, beklemedeyim
ama vakit dar, bulut sardı dört yanı
veda (bari) edeyim

oldu mu ki yar, gözyaşıyla sönmüyor yangınım
bıraksan senle gitmektir niyetim
çepeçevre hâr, ki anladım
bu mudur diyetim

düşünmeme vakit ver
sessiz kalışınla meşgul etmesen
düşünmeme vakit var
sensiz kalışımla meşgul etmesen

bir hışımla elvedasız gitmesen...

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Var git yoluna hancı!

('Yolcu yolunda gerek' derler)

Var git yoluna hancı!
Yolcular dursun artık.
...
Var git,
yollar yoldaşın olsun!
Bu da son arzun olsun...

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Vazgeçemeyeceksin

Vazgeçemeyeceksin
Biliyorsun...

Gidip te döndüğün taştan yollar
ker**** evlerden geçiyor
adımların sayılı...
Hem tanıdık o köşebaşları
her adımda aşk savaşları..

Gel-gitlerde bulmuştum hatırlar mısın
Dalgalıydın, umutsuzdun, umutluydun!
Kararsızdın!
Kendi hesaplarına göre, haksızdın!
Vazgeçemiyordun. Hep dünden farksızdın!

Her gidişin, gelişine işaretti
Her gelişin, hüzünlere emanet.
Her sevişin, ağlamaklı ve titrek,
Sonuç: Hep kendinden, hep kendinden nefret...

Vazgeçemeyecektin
Biliyordun
Sonsuz güçlüklerde hep kendini sınıyordun...

Teselli mi?
SIRILSIKLAM HÜZÜN İÇİNDEYKEN
DAHA BİR İÇTEN SARIYORDUN;
o halde bile,
vazgeçemiyecektin,
biliyordun!

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Ve ok yaydan çıkar

.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
ayrılık saati gelir / gong çalmaz
bilirsin olacakları, hissedersin
bir zaman dilimi, yaşadığından farklı
esir alır seni, saymaya başlarsın:
bir sen, bir ben, neyi ayıracaksın..
seni bir kenara koysan beni bulamam
beni ayırsan sensiz duramam...
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Vurpençe!

Şiir
Şi'r
Şir
Şirpençe!

Vurpençe!
Masumiyet karakterindir
Refleksindir

Vurpençe!
Hakimiyet kimlerindir
Delili sözlerindir

Vurpençe!
En karanlık gece sakinliğindir
Sabrındır, derinliğindir

Vurpençe!
Şiirce!

...

Şiir
Şi'r
Şir
Şirpençe!
Vurpençe!

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Ya

Ya beni azad et,
Ya kalbimi ellerinle tut..

Ya sen de özle, yan;
Ya da tümüyle unut..

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Yağmur Yağmalıydı!

/Hemen başla yazmaya, hiç bekleme..
İnleyen nağmeleri yaz bir kez daha.
Tarihin tekerrüründe hata kimindi?
Kuralların mı?
Kuralları anlamadan aşmaya çalıştın..
Mücadelen kime idi? Ne içindi?
Kabullenememen ne için?
Nereye kadar bu ayak bağı:
Ne bir adım ileri, ne bir adım geri./

Hayalimde kuru yapraklar var
Aksiliğe bak ki suya dökülmekteler
İmgeler gözyaşlarına yenik düştüler

/İmgeleri düşünmek ayrı bir cesaret!
Şimdilik bulanık bir su birikintisi yeterli! /

Aslında yağmur olmalıydı biryerlerde
Sığınmalıydım ona
Okşamalıydı saçımı
Yağmur yüzüme yağmalıydı
Sonra gözüme

Avuçlarıma yağmur dolmalıydı
Manzara o an donmalıydı!

Gezmeliydim tüm sakin koyları
Kendimi, ararken bulmalıydım...

Ağlamamalıydım!

Yağmur yağmalıydı!

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Yalnız Köşe, Kırık Nağme

Dedi ki:

Beni anlama bugün.
Hatta ağlama nolur..
Hasret mektubundan
bir dizeyim şu an.
Sıla yağmurundan bir damla..

Onu sonsuza dek göndererek,
sonsuza dek kafama çaktım,
ne kazandım!

Hatırladıkça dudaklarımı ısırdım..
Isırdıkça hatırladım!

Yalnız köşeler bana kalsın.
Kırık bir nağme,
çalsın,
çalsın,
çalsın...

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Yan Çizersem

/İstikameti olmayanın yanında dostları da olmaz
Gönül öldü mü, çoraklaştı mı, yaşamasının önemi kalmaz.../

Yan çizersem anla beni!

İşte o zaman tanı
Yaşa bende şüphelerini...

Yan çizersem yanmadığımı bil!

Gül bitir gönlünde dostum, gül
Gül gülsün yüreğinde...

Yan çizersem gör sen beni...

Ama göremezsin!
Çünkü ne hatam olursa olsun
düzeltecek bir sebep bulursun...

Yan çizersem ağla bana

Bu şefkat yakışır sana
Gözleri billur!

Yan çizersem yan bana...

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Yapabilir miydin?

şiirden resime köprüler vardı
aynaya baksan görürdün
belki de göremezdin


resimden heykele atkılar vardı
körebe olsan bilirdin
belki de bilemezdin


heykelden hatta hatlar vardı
dört nala koşan atlar gibi yeleleri şişkin,
koşsan yetişirdin
belki de yetişemezdin


hattan ebruya simli rüya
dudak payı yakındın, yakılırdın
belki de yakılamazdın


şiirden insana yollar vardı...
...
...



Akdenizce Siirler Yazilar

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Yapma Böyle



deniz oldum, bilmedin...

memleket memleket dolaştım
acı gördüm, güz gördüm, ağlayamadım
neler olmuş ahvaline, baktım dağın taşın
gülmelerin nerede, hasretin mi gözyaşın

deniz oldum, yüreğim yürek mi dersin
gitsem uzaklara, bulut olsam ne dersin

/uzak, çok uzakta olmak varmış
belki o zaman çiğ olur düşermişim yanağına
o zaman çiğdem olur beklermişim
uzakta olmak varmış
o zaman beklenirmişim/

bir yürüyüşle yürüseydim göz önünde
ellerim bağlı gözlerim açık
bir de türkü olsa yüreğimde
sesim boğuk,, sözü gözlerimde!

bilemedim..

bilemedim,, deniz oldum gözlerinde
güneş oldum battım işte *******inde...

/...yapma böyle.../



* Devamı: Yapma Böyle (Cevap)

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Yapma Böyle (Cevap)

ne denizler gördüm, hepsi dün
ne fırtınalarla yoldaş oldum, arkadaş
ne sahiller dolaştım elde dürbün!
yüreğim dalgalarla sırdaş..

küçücüktüm, kocaman yüreğim vardı sevda dolu
bir çiçeğe gülümserdim, bilirdim yolum sevgi yolu
ne gam hatıra düşerdi, ne de kederdi bunun sonu..

sözlerim dolaştı, sadede gelemedim
bir perde indi hislerimi söyleyemedim
küçücüktüm, baktım büyümüşüm
ayrılıkmış adı, önceleri bilemedim

/ayrılıklar gergef gibi işlemiş ruhunu
kilim gibi dokunmuş, desen desen örülmüş
bir yudum su diye inlerken halsiz dermansız
en son, gölgelerde tereddütlü görülmüş/

uzak dur uzatmalı beklentim
uzak dur bekleyenim uzak dur
uzaklar paklar beni, yakınlık yakar
uzak dur denizim, sahilim uzak dur

sitem değil, göz ucu, gönül ucu, anlarsın
uzaklık göreceli, buram buram yanarsın..

/bildim bildim yüreğim!
bildim gönül direğim
bildim söyleyemem ben
uzak eyleyemem ben/

... yapma böyle...




* Bkz. Yapma Böyle (1)

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Yar Beni Beni!

Ben bıktım aramaktan
Her dem seni sormaktan
Beni,
Bul meçhul sevgili..

Bildim aradığını
Bana yaklaştığını
Beni,
Sev meçhul sevgili..

Dalga çarpar sahile
Eritir günden güne
Beni,
Al meçhul sevgili..

Göremesem de seni
Buldum derinliğini
Bunu,
Bil meçhul sevgili..

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Yastıkaltı Sevdalar

'Ey sevdamı çalan!
Beni benden alan!

Yüreğim yerinde yok,
sende, biliyorum.
Ama sen nerdesin?
Yastıkaltı sevdalar mı aldı seni?
Kırk bohçaya mı sardın beni?

Beni ekonomik sev.
Yok yok, az boz değil,
Gereği ve yeteri kadar:
Yüreğimi yüreğine yaklaştır,
işte o kadar.

Kara taşlara çal beni.
Tanınmaz kaplara koy:
Bilmediğim, anlamadığım,
düşünmediğim...

Beni ekonomik sev:
Geregi kadar.
Yüreğimin alacağı,
yüreğinin aldığı...
Niçin varsam
ve niçin yoksan!

Sana tarif gerekmez!
El kararı olsun:
Bir tutam ondan,
bir fiske bundan
ve yeteri kadar sevda!

Yürek kararı olsun:
Beni yastıkaltı sevdalara
mahkum etme yeter.'

...

Bilirim,
yine ağlayacak.
Ve ağlatacak yine.
Sevdalar bildiktir,
ayrılıklar gibi.
Ama bir fark var:
Ayrılıktan bıkılır da
sevdadan bıkılmaz.

...

(Bir seyler hissettim
ama zaptedemedim.
Bir buseydi ki hissettiğim,
buruk bir gülümsemeydi ki verecegim,
deli taylar gibi ufukta kayboluverdi.
Ne dersiniz,
deli tay birgün sever mi?)

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Yaz Güzelim

İnsanlar yığın yığın
ve çetrefil dertler üstüne
ne anladınsa bu hayattan
kâm almak şöyle dursun
niye varım diyorsan en azından

Yaz güzelim,
bir sebep bul aşktan yana...

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Yeminliyim

Yeminimiz vardı
Fırsat vermeyecektik;
ayrı kalmaya,
hüzne ve yalnızlığa...

Yeminliyim,
sen gelene kadar
yeminli kalmaya!

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Yine Buluşacağız



dökülme vaktim gelmiştir;
belli mi olur, gözün yaşı birikmişken içimde...
boyun büküşüm, kalbime bakmak için
yakın olmak için sıcaklığına
hele elimi de koymuşsam yüreğime
dokunma hasretliğime

öylece kalışım hastalığımdan değil
yüzüm kederden buruşmuşsa
hareketsiz duruyorsam bir heykel gibi
o âna kadar artacak heyecanlarım
manivela yüreğim kaldıracak beni sonra
çok şey öğrendim ben ondan
yine umut diyecek biliyorum
yine kandıracak

başka bir sekansta bulursun beni düşünsen
yüzümü elimle kapadığımda bir bilsen
içimde kaynayanları nasıl tutarım dersin.
kaybolmadan - kaybolmuş kadar telaşlıyım
unutmanın çıldırtıcı tasavvuru hatırıma gelmemeli
bunun için kendime gelmeliyim değil mi
unutmayacak gibi yapmalıyım
ve unutulmayacak

bir başka hasret nöbetinde sevgilim
yine buluşacağız biliyorum
yine başım yüreğime eğilecek
yine elim yüreğime gelecek
yine yüreğim ağzıma gelecek!
yine güleceğim ağlarken
yine unutmayacağım
yine unutulmayacağım / güya
yine buluşacağız biliyorum!
burada, pencerenin önünde
bir başka hasret nöbetinde...

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Yine Sabah Yine Gün

yalancı bu gün!

her gelişi:
tazelemek sadece acıları.
yine sabah, yine gün
terütaze ızdırapla hoşgeldin yine gün!

söyler misin
umudumu bağladım sana
dönüp durmaktasın
dönüp gelmektesin
yün çilesi misali
dokunmakta mısın
çözülmekte misin

gülmeli miyim bakıp
kavuşmak adına, öksüz çocuklar gibi
elini cebine her attığında hediyemi
beklemeli miyim?
yani her geldiğinde

veya geriye bakıp
yani ayrılığa
ağlamalı mıyım
yepyeni bir ayrılık gününün
yeniden gelişine

dünün gidişine?
günün gelişine?

gün ızdırap
gün telaş
gün dilekçe
gün gerekçe

böylece...

yine sabah, yine gün
yine günah, yine ah!

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Yok

Daraldığımda sığınağımdın benim
Güneş açmasa aklıma sen gelirdin,
gitmezdin!
Ne zaman gitsen,
güneş açmazdı zaten!

Biliyor musun
güneşim yok bir zamandır
ayım tutulmuş
yıldızlarım göz kırpmıyor

Bir yok'la var arası herşey
yani o kadar basit, söylemesi!
ve o kadar zor yaşaması...

(Yoksan, aklımda ne işin var...)

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Yokluğun Yüreğim Dağlar...

Keşkelere mahkum sevdan,
Keşkelere vurgun,
yanık. / Heyy Dağlar! Dağlar! Dağlar! /

Bir tarafta hasretin
an be an,
gözlerin diğer yandan...
Deli olup kurtulsan,
ya da ölsen,
revadır artık. / Heyy Dağlar! Dağlar! Dağlar! /

Yokluğun yüreğim dağlar...

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Yokluk Nedir ki!

Sensizliği anlayamazdım,
bilmeseydim seni

Yokluk nedir ki,
varlık, acıtır bedeni!

Hesaplayamazdım
paha biçilmez bedeli

Yokluk nedir ki,
varlık, acıtır bedeni!

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Yoksan, Yoksun

Bulamayacak, bulamayacaksın.

Yadeller mekanın, gurbet devranın..

Bilemeyecek, bilemeyeceksin.

Yüreğimde yoksan,, yoksun..

Ve gelemeyecek, dönemeyeceksin.

Sensizliğe alıştığımı göremeyeceksin.

Tüm bunları eziyet sanma,,

'Hey gidi günler' deme,,

Kaybettin..

Bulamayacaksın!

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Yoksun

kim yoksun
ben yoksun
sen, sadece yoksun
melankoliye daha zaman var
henüz gitmedin temelli
damla damla eridiğim birazcık teselli
susamışlığında belki bir serap olabilirim
tatmak değil niyetin, acıktırmak
biraz da çekim gücünü sınamak
itiraflarım seni sevindirecek
ama yaklaştırmayacak, bilmez miyim
bilmezden gelişim, saflığımdan değil,
ne söylediğimden pekala eminim.
sen biraz daha kal arasatta
gül rengi hülyalar uzak dursun
kül rengine dönsün
beddua değil bu dediğim anlarsın
çünkü kendin için en iyisini sen bilirsin.
bu gece yıldızlara uzattım elimi
kasvetli siyahın mavi yıldızları
göz kırparak dinlediler meramımı
aksettiği gibi mavilikleri
yansıtacaklarmış dileklerimi.
ellerim asılı kalmış bir süre dalmışım
isteklerim hiç kabul olmaz sanmışım
bilmediğimden değil, kendimden usanmışım
farkettim, ellerimi geriye masmavi almışım.
yine de ben yoksun, sen yoksun
belki de sen hiçbir zaman yoktun.
ağzımdan yeller alsın, temenni değil
bir gün başlayacaksa kan sancısı yürekte
geciktirmek mi, zamana isyan, mani değil.
ben yoksun, çünkü çoksun küme küme zihnimde
her boşluğu dolduracak kadar hem de
bir basınç farkı gönlümde
elimi böğrüme çarptığımdandır.
sen yoksun, alıştırmalı mıyım kendimi
boşalacak bir anda şahdamarım, elimi
kalbime mi koymalıyım, anlamadım son demi.
ben yoksun, çünkü sen yoksun
ama sadece yoksun, şimdilik...
şu an: son an...

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Yoktun Yoktum

Yoktun

Ben de yoktum

Seninle birlikte

Oralardaydım

Gelirken

Beni de getir guzelim

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Yolculuk Zamanı

Evet, zaman geldi çattı işte
Gitmek mi, varmak mı zor göreceğim
Bileceğim, endişenin yerine gelen hesabı
Hesapsız düşlerin peşine düşeceğim

/Ferman büyük yerden, emri bâşım üstüne/

Dur diyorsun. Bilmiyorsun. Durmak yaraşmaz bana
Git diyorsun. Biliyorsun. Dönüşlerim hep sana
Geliyorsun. Gidiyorsun. Pekâlâ, özü nedir?
Bu kalbin anahtarı, besbelli ki sendedir...

/Evirirsin, çevirirsin, hep güzele, hep güzele/

Yol zamanı şimdi. Göçerler aldı başını gider.
Mevsimi kaçırmak, yağmur demek, sel demek
Böl zamanı şimdi! Bul en küçük zamanı; telaş gider. Kan gider!
Yolculuk zamanı. Yollar gider, dağlar gider, taş gider.
Dumanlı dağla birlikte bu telaşlı baş gider...

/Zaman gelir. Çark döner. Ne dersek diyelim. Olan olur. Her şey yerini bulur/

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Yüreksiz Hep Yüreksiz

yüreksizler dinlesin
papatyayı incitenler;
seviyor ve sevmiyor hatrına..
adım düşmez oldu adına

yüreksizler dursun, çağlayanlar yürüsün
ay yürüsün şafağa doğru
ay görsün hissiz yüzümü
yıkasın namerde rağmen
yıkasın özümü

yüreksiz, yürekten uzak
gerçekten kaçak..
zamandan kaçak..
mekandan kaçak..

yüreksiz, dertten kaçak..
dermandan kaçak..

bir gül yatıyor yerde
saçları dağınık
dudağı kanıyor
sözleri boğuk

yüreksiz, geziyor
gülüm mahcup

yürekler kayıp; yüreksiz hâlâ yüreksiz...
sürer gider bu ayıp; yüreksiz hep yüreksiz...

Fatih Gökler

[GooD aNd EvıL]

Zor

ZoR ~ zOr ~ RoZ ~ rOz

Korkuyorum, itirafı zor.
Hayal gücüm sınırlı.
İnsanım.

Korkuyorum, taşıması zor.
Devasa dertler;
yükü alsan artar,
almasan bitmez...

Korkuyorum.
İnsanım...

'Bir an' sonsuz demektir,
bunu bilmekten,
'yaşamaktan'.
Yaşayamamaktan bir yandan...

İtirafı kolay sadece,
korkuyorum,
zor!

İnsanım.
Zor!



Akdenizce Siirler Yazilar

Fatih Gökler