Giriş

Tam Sürümü Görüntüle : Mustafa Acıoğlu


Sayfa : 1 [2]

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 10:54 AM
Huyuna da kurban

Benim bir yarim vardır
Güler gözleri
Ruhuma neşe verir
Tatlı sözleri

Atasına rahmet soyuna da
Huyuna da kurban suyuna da

Benim bir yarim vardır
Bembeyaz teni
Al yanak üstünde de
Ne hoştur beni

Atasına rahmet soyuna da
Huyuna da kurban suyuna da

Benim bir yarim vardır
Mor tülbent takar
Hilal kaş altından
Yıldıznan bakar

Atasına rahmet soyuna da
Huyuna da kurban suyuna da

Benim bir yarim vardır
Narin yüreği
Başına iş gelir der
Sızlar yüreği

Atasına rahmet soyuna da
Huyuna da kurban suyuna da

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 10:54 AM
İbreler

Renksiz renkleriyle yaşam
Çiçeksiz çiçekleriyle dünyam
Yalnız kalabalığıyla ben
Bilgisiz bilgeleriyle sen
İçimde bir bellisiz
Issız sessizlik
Ve ben
Bir uçak paneli gibi karmakarışık her şey
İbrelerle dolu her yan
Her iğnem kırmızı da
Ve infilak noktasında beynim…
Yani kafam çok karışık…

Görmeyen gören gözler
Duymayan işiten kulaklar
Hissetmeyen taş kalpler
Tutmayan tutan eller
Ve tadmayan
Sadece tattığını söyleyen diller
Köşe bucak kaçmaca yani
O vicdan polisinden
Bir bulmaca bir bilmece gibi hayat
Gözlerimde kabaran al kızıl bir volkan
Beni bana kırdırtacak
Kırmızıda ibreler


Geriye dönemem kapılar kapatılır yüzüme
Sağım solum saklanmayanlar peşinde
Ve önüm karmakarışık ibreler
Bin düğme binlerce tuş içinde
Basabilecek doğruyu tarıyor ellerim
Bin tereddüt ve çileyle

Duvarlar gümbürdüyor
Her yumruk inişinde
Kapılar çarpılıyor her kafa bozuşumda
Bardaklar tablam kalemim kağıtlarım
Sıyrılıp fırlıyor
Dört bir yana dellendiğim aralar

Ne kalır bana geriye
Geceyi gündüze bağlayan bir sevda
Şafaktan bir yüz
Ağzından ölüm kusan bir yaren
Tüfekten bir yüz
Gözlerim ibrelerde gezinir
Ellerim dolanır beynim kazınır
İçim kan ağlar sızlar yüreğim
Her yanıma batıyor hadsiz iğneler
Normale ne zaman döner ibreler? ! ?

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 10:54 AM
İçerlerde

Ah anam ben nerdeyim
Bir kara hücredeyim
Bilinmez bir yerdeyim
İçerdeyim…

Vay babam ben nerdeyim
Kare bir hücredeyim
Bulunmaz bir yerdeyim
İçerdeyim…

Can gardaş biz nerdeyiz
Bir garip seferdeyiz
Yıkım değil zaferdeyiz
İçerdeyiz…

Bin hile bin desise
Zindanlar bir medrese
Nerededir Yusufiye
İçerlerde…

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 10:54 AM
İhaneti Bilmek

Çılgınca yaşam hırsımı kaybetmişim
Ağzım açılmıyor nutkum kurudu
Saplantılarımı seviyordum
Beni el değil can gardaşım vurdu

Hıçkırıklar içinde sarsıla sarsıla
Gözyaşlarımda boğulmak istedim
İhaneti bilmek, ihaneti görmek
Kahreder insanı yer bitirir…

Deli dolu duygularımı yitimişim
Kendi işimi kendi elimle bitirmişim
Tutkularım dağlar kadar büyüktü
Beni yollar değil yoldaşım vurdu

Kahrederek her şeye gidilebilir
Ne gidilir ne bu deve güdülür
Kahbeliği bilmek, kahbeliği görmek
Mahveder insanı yer bitirir…

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 10:55 AM
İki Şair

Biz iki şair
Gece boyunca
Şiirler yazarız ajandalara
Birimiz sevdalı yanar kavrulur
Birimiz kavgalı
Eser savrulur

Biz iki şair
İkimiz de sakallı
Eskimiş yüzümüz
Zaman sokağında
İkimiz de belki yüz
Belki de bilmem kaç yüz yaşında
Yüreğimiz yorgun
Gönlümüz kırgın
Aklımız dargın
Birimiz sevdalarda
Birimiz kavgalarda

Biz iki şair
Günler boyunca
Şiirler yazarız hep sayfalara
Birimiz sevdalı Leylasız mecnun
Birimiz kavgalı
Düşmana vurgun

Biz iki şair
Bölünen bir ben
Her gece ve her gece
İhanetin elleri
Her ikisinin yakasında
Fırtınalar atlatırız
Biz sabır takasında

İki şairiz biz
Bir isim altında
Severken birisi
Sövüyor sevilene
Anlarken birisi
Ağlıyor anlayana
Her ikisi de hasret
Can-ı gönülden
Söyleneni dinleyene

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 10:55 AM
İlk Akşamdan

her şeyi oluruna bıraktım
yaralandım kanadım aktım
ellerimle bir gül diktim
soldu gitti ilk akşamdan

Hislerim beni yok eden
Gülmem için yok bir neden
Ağlarım gitti giden
Geldi gitti ilk akşamdan

Yaşamın nedir tadı
Yaşamak sade adı
Geriye ah ne kaldı
Kalan bitti ilk akşamdan

Bana göre değil yalanlar
Benim için değil oyunlar
Bu sömürülen duygular
Hemen yitti ilk akşamdan

Uykusuz *******im
Kabuslarda mahpus
İlk akşamdan bitecek
O geceyi bekliyorum
Mutlu olmak istiyorum
Kaçmak değil
Yaşamak istiyorum
Sonsuzlukta bir kuş olmak
Sonsuzluk denizinde bir balık
Sonsuzluk aynasından
Bakabilmek istiyorum kendime
Yolu bulmak istiyorum
Bu Karanlıktan kurtulmak
Ve bana göre değil yalanlar
Bunu biliyorum
Ve bitecek birgün
Acı ve tatlısıyla her şey
Biliyorum
Yolu bulmak istiyorum
İşte tek arzum
Bu karanlıktan
Bu zulümden
Bu işkenceden
Kurtulmak istiyorum

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 10:55 AM
İnadına İnadına

Ömür dedim yavaş geçer
Hızla bitti inadına
Şansım dedim düşeş gelir
Hepyek attı inadına

İşim dedim hep rast gider
Terse döndü inadına
Karım dedim uslu sakin
Dırdır yaptı inadına

Oğlum dedim soyum benim
İnkaretti inadına
Kızım dedim sadık olur
Ele kaçtı inadına

Dostlarım var sağolsunlar
Pusu çattı inadına
Aşım verir kardaş dedim
Ağu kattı inadına

Çalış dedim hey Mustafa
Tembel yattı inadına
Dedim yad et ukbayı da
Hep unuttu inadına

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 10:55 AM
İncir Dalı (Düşünceler 1)

İncir dalına daldım bu gece
Bir güvercin kursağında
Yitik bir tane
Karlar sarmış bir beyaz gelinlik
Efkarında eridim
Bitik bir tane

Fikrim darmadığın, sözlerim mahpus,
Gördüğüm heyula bir koca kabus
Ciltler dolusu hatıram
Süzdümde düşündüm seni ben
Sen gelemezsin
Uzakların diyarında
Ben ah ben
Kaçık bir divane...

İncir dalında sözüm bu gece
Bir güvercin dalında
Uyur mu, oturur mu?
Güler mi ağlar mı?
Sen bilmezsin, O bilmez
Gel desem
Ürkek gözü parmağıma
gelmez... gülmez... ölmez...
Ben ölürüm düşünde senin
Sen duymazsın, O duymaz...
Duyamazlar feryadımı
Bir efe düşüşü benimkisi
Şakağı parçalayan bir mermi
Kopuk bir tane...


İncir dalı bir hayal köprüsü
Hasretin firakın katı törpüsü
Bir hüzün türküsü
Bir ham sözlüsü
Bir kem gözlüsü
İki değil üç beş bin yüzlüsü
Uyuyan şehir düşmandır bana...
Ayıklayan ben
Düşmanımdır ona
Azılı bir eşkıya
Bir potansiyel terörist
Düşmüşüm yollarına
Düşmüşüm hasretim ağlar bana...
Gelsem diyorum..! ?
Naçar düşüverir gözlerimden
Yanık bir tane

İncir ağacısın aşı gibi
Ellerin bağlanır
Prangadadır boynun
Üçünden iki buçuğu
Yasaktır sözünün
Ve sen..!
Yontarsın mahirce ustalığını
Ustalar şaşar kalır
Tezgahlar ısırır parmağını
Ve ben yontarım
Tükenir Ağıtlarımda fikrim
Tükenir ki...
Parça parça dökülünce
Son bir kez
Kırık bir tane


Bir hayal tükenir incir dalında
Kırılır çatır çatır
Çarklar arası kollarım
dallarım yani...
Bir hayal başlar yeniden askıda
Çırpınır durur
Hayat n******
İncir dalı oltası hayatımın
İncir dalı sonrası satırların
Bir kartopuydu
Çocuksu, saf, masum...
Gönderdiğim yerlerden
Çığ düşüren başıma
O düşündüğüm
Benliğim yada senliğim
Bizliğimiz derim ki/
Ilık bir tane

Ve Çiğ düştü bir mevsim
İncirin dallarına
Çiğ düştü söylenenler kulağıma
Meyvalar hamdı
devşirmeye el uzandı
hazımsız hisllerdi çıldırtan beni
kalemim elçim
Kağıdım dertlim
Ve gelirim
Beni ben bilme
Ben gibi sen gibi biz gibi birileri
Ama gelirim
Arı duru
Yaz çöker çünkü muhakkak bir gün
Bahar gülecek elbette
Ve bu devran dönecek
Başların döndüğü gün...

Ve gelirim ben
Çiçek açanda incir dalları
Dedim ya..!
ben olmasa da
Benliğim
Bir kara şafağa nasıl parladıysa ilk kez güneş
Gün gibi sararım dalları
Ben doğarım ufuklardan
Ben inerim zalimlerin beynine
Korkusuz bileklerin yüreklerinden
Ben inerim Sert/
Soğuk... Bir tane

Ben sen miyim
Sen ben misin
Ağac mı benim
Dalım mısın nesin?
Sen mi yüklenirsin söyle bana
İncir ben miyim
Soluk bir tane..?

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 10:55 AM
İncir Dalı Düşünceleri 3

İncir dalı efkarlı
Bu gece
Sıkıntım gitmez kararlı
*******in çöküşüdür
Efganımın artışı
Davamdır kendimden
Kendime açtığım
Kendimi yargılayıp
Ve kendimi astığım
İncir dalı darağacım
Bu gece
Hastayım yok ilacım
Bir karınca ki kanatlı
Düşlerim ve hayallerim
Ve çocukluk demlerim
Buğulu pembemsi ve tatlı
Bazen nostaljik
Bazen romantik
İncir dalı albümüm
Bir soluk resim
Her yaprağında görüdüğüm
Gidebilirim buralardan
Alıp da başımı
Görmeyebilirim
Bu tatlı hayalleri
Ama yürek bırakmaz
Koymaz beni halime
Nedir çözemedim
Nedir derdim
Nedir nedeni
Nasıl derdim
Nasıl bir dertmiş
Nasıl bu derdim benim

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 10:55 AM
İstemiyorum Anne

Sen yokken
İstemiyorum anne
Hiç güzel değil bu ev
Sen yokken
Üşüyorum anne
Sevmiyorum oyuncakları da
Sen olmayınca
Güzel değil oyunlar
Sen olmayınca
Varlığını duymayınca
Sen yokken
Sevmiyorum anne
O güzel elbiseleri
Cicileri
Ellerinle giydirmeyince
Sen yokken
Kıymeti yok parkların
Bahçelerin
Ellerimden tutup
Götürmeyince
Sen olmayınca
Tadsız tuzsuz hayatım
Sen olmayınca
Varlığını duymayınca

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 10:55 AM
İstifa Ediyorum

Oturdum da düşündüm bu akşam yine
Seni ve beni sevdamızı
Biz neler diyorduk ah neler oldu
Umduğumuz zafer kimlere kaldı
Kavramlara fikrim kurban edildi
Kavlime darağaçları dikildi
Suçumu kimse bana diyemedi
İnsanca yaşamak tek hayalimdi
Bürokratik engellere takıldık
İdeolojik yargılarda yakıldık
Hepsine teşekkür bizden borç olsun
Gerçi mahpuslarda iyi bakıldık

Yandım da yakıldım ben bu gün yine
Sana ve bana sevdamıza
Biz nasıl severdik kime yar olduk
Ne günler düşlerdik ne güne kaldık
Yeni dünya düzenini reddediyorum
Her zaman eskiyi yad ediyorum
Tek suçum mazimi sevmek ise
Ben böyle medeniyetten istifa ediyorum
Kardeştik kardeşlik bize suç oldu
Dün hicret bu gün firar göç oldu
Vurduk vurulduk düştük yerlere
Bir değil bin değil bu kaç oldu

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 10:55 AM
İşim Olmaz Gayri Benim

Aşk inen sevgiynen
İşim olmaz gayri benim
Kız inen kariynen
İşim olmaz gayri benim

Sevgi nedir bileni yok
Nerde hanı yalanı yok
Sevip sonra güleni yok
İşim olmaz gayri benim

Yar sevem dağ delem
Çöl aşıp yanın gelem
Derdinden ölem ölem
İşim olmaz gayri benim

El kızı bu sever mi heç
Derdi baştan savar mı heç
Deli göynüm kanar mı heç
İşim olmaz gayri benim

Gözel göze şiir yazam
Diyar diyar mecnun gezem
Sonra ben gendime gızam
İşim olmaz gayri benim

Anasına ayrı haber
Danasına ayrı haber
Anlat ayrı ayrı haber
İşim olmaz gayri benim

Sevdik diye naz eylesin
Deli göynü yoz eylesin
Her bir söze poz eylesin
İşim olmaz gayri benim

Naz niyaz çekemem ben
Mustafayım gelemem ben
Kara sevda olamam ben
İşim olmaz gayrı benim

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 10:55 AM
İtiraf

Nerden gireyim söze
Nasıl başlasın
Bu gün geçirdiklerimi
Sakarlıkla kısıtladım amma
Talihsizlik dersem
Daha mı doğru?

Yaa..!
İşte böyle
Çenem titriyor bu satırda
Katılığın arayışı bu satırda
Bu satır da hem mantığa
Hem yüreğe ters

Öncesine değinmeden bu akşam
Bu akşamdan konulmak istiyorum
Küçük düştüğünü hissetmenin
Rahatsızlığı üstümde
Otururken parkta
Tayluğumu bastırmak için
Tecrübeli sözler arıyordum

Hayattan bahsettin
Hayat..?
Ne dediğim hatrındadır
“bu işler nedir bırak
Kel başa şimşir tarak”
Hayata güvenmek mi?
Basit gerçeklere
Yoo hayır
Sabit alışkanlıklara
Umut bağlamışım

Karanlıkta bir fener
Misali muhabbetimiz
Fenerin cam rengi
Yanan fitille anlaşılır
Ben
Kısık hayat ışığında
İlişkilerimi renksizleştiririm
Göregeldiğim sıfatları senle
Gerçekler süpürdü zalimane
Sende hayat
Bir potansiyel hazine
Bende ise ölüm

Hani bir de titremenin faziletleri
Sevebilirsin titremeyi
Ne hatıralar canlandırır
Bilmiyorum titremek
Ben ise en son titrediğimde
Bir kara
Bir soğuk hücredeydim misafir
O zamandan beridir
Utançtır bana titremek
Utançtır çünkü
Ümitsiz bonservisimi hatırlatır bana

Nostalji ve romantizm
Yaş onbeşten üç ay geçkin
Bir kavga ikide geceleyin
Dar pavyon sokakta
Bu romantizm
Ve bir sabah
Yine surat Çarşamba pazarı
Bir kız hoşuna gider
Konuşuruz
“Kalır mısın? ” der
Kaldırırcasına yara üstünden
Yara bandını
Öylesine acılı
Bir o kadar acıklı
Öylesine keşerten bir ayrılık
Bu…
Nostalji? !
Ve… kavgan uğruna
Süngülerle deşilmek
Kör kurşuna yenilmek
İplere çekilip
Darağaçlarından uçuvermek
Bambaşka bir diyara
Bu da fantezi
Nasıl?

İlk oturduğumuzda parka
İlk sözden daha
Anlaşlıyordu o iki hece
“Gel-me”
Merakım
Hüznümü bastırıyor
Dudağımda titreşen tereddüt

İkili yapımı da anlamadın
Damarlarımda çözülen o şeyi
Bilip anlayabilirmisin ki?
Hayattı bu işte
Tökezlese de
Felçli olmayan
Bir anlamlılık ifadesi

İkililiği de anlamadın eminim
Şu basit tarifle açabilir miyim?
Kendini insanın ikiye bölmesi
Her iki parçanın
Karşıkarşıya gelmesi
Vuruşup çatışması
Buna gerçek
Ve buna normal denmesi? !

Sol gözüm seğiriyor
Hançeremde gülüş
Gözlerimde çiğ taneleri
Harbiden seğiriyor
Hiç beceremediğim ağıdı
Yakabilirim bu gece
Ama
Ağlamadan kasdım bu değilki
Ağlamak
Sarsıla sarsıla ağlamak
Seline kapılıp afallamak
Hükmetmek mümkün olmasa

Sende kendimi görüyorum belki
Sonsuzluğumu
Mevlana şems
Yunus taptuk misali belki
Tüm varlığım
Bir çift göz ölüyor bir zaman
Hayal gücüm de
Ne kadar çılgın ha?
Ne profesyonel kelimeler
Bulurmuşum kur yapmaya
Ama öyle değil işte
Bu…
Hissettiğim hayvansı gerçeklik

Alt olmadım ben hiçbir yerde
Karşındaysa bir izmarit
Bir ateş artığıyım
Kül… Kül

Bakışlar bir nakarattan ibaret
Ve hafızama
Hücre hücre sabit
Şu sana söylediklerim
Aşağılık duygusu
Bana bunu yakıştırıyorsun
Yıllar yılı çeşitli bahanelerle
Gizlemeye çalıştığım acizlik
Bunun yüzde yüzlüğüne inanmak
Tamam
Senle daha objektifim
Amenna
Kendi kendime itiraf etmediğim
O kompleksi
Tüm çıplaklığıyla
Sen karşıma koydun
Ve anladım…

Ama belirsizliğim
Yenemedin onu
Yenemedin eminim
Ben de saplantılarımı
Ne kadar sistemli düşünsem de
Eğildiğim her soru
Mitoz bölünmeyle sonsuzlaşıyor

Onlardan alıyorum birini
O da sonsuzlaşıyor
Bu acizlik
Ama bu acizliğimin
Kültürle zamanla ve mekanla
Yetersizliğiyle
Bir alakası olduğunu
Düşünmüyorum

Seni böyle önemsemem de
Belki de
Batılı bir esret tavrı takınma
Yani…
Üff…
Her şey ne kadar da karışık

Kalkıyoruz…
Buruk latifelerle
Kaçamak yapmak istiyorsun
Mistik bir ahenkle
Söylediğin sözlerin
Kayboldum
Mecaz-gerçek çatışmasında
Tüm benliğimle teslim olmasam da
Bil ki seni anladım


Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 10:56 AM
İzler

Bir gün dalmış da göğe bakarken
Görsen bir yıldız ah göz kırparken
Şahit olursan ona kayarken
Beni getir yadına o benimdir.

Dağbaşında rastarsan bir pınara
Hani kaynağından tertemiz akarya
Kurak iklimlere varır kurusa
Beni getir yadına o benimdir

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 10:56 AM
İzler 2

Kalırsan bir gece mum ışığında
geceyle gündüzün dar eşiğinde
mumlar yanar söner bak aşığında
söndü beni hatırla o benimdir

kapın çalınsa bir seher vakti
açtın saç sakal birisi çıktı
hani gözlerine derinden baktı
düşün beni hatırla o benimdir.

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 10:56 AM
Kaça kaça nereyece

Kaça kaça nereyece
Gelinir ki deli gönül
Her yer kara her gün gece
Ölünür ki deli gönül

Ölür ölür dirilirsin
Dalak şişer yarılırsın
Yılana da sarılırsın
Bulunur ki deli gönül

İnkar etsen olmaz desen
Taşı ekmek edip yesen
Ayyuka çıkmış tasan
Gülünür ki deli gönül

Kurt kocayanda kuzu
Güler tabi bilmez sızı
Mustafa zor etti sözü
Salınır ki deli gönül

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 10:56 AM
Kaçırırım Nazlı Yarim

Hele bağa gelmez misin
Sağa sola gülmez misin
Gel desem gelmez misin
Kaçırırım nazlı yarim

Ben bilirim sözlü yarim
Ol ceylan gözlü yarim
İstedim de vermediler
Kaçırırım nazlı yarim

Bana baban çulsuz demiş
Dursun orda ki halt yemiş
Daha erkenmiş neymiş
Kaçırırım nazlı yarim

Anan hele neler etmiş
Duydum türbelere gitmiş
Seni mühendise satmış
Kaçırırım nazlı yarim

Bana derler yaşı küçük
Ele edecekler büyük
Kanım aksın oluk oluk
Kaçırırım nazlı yarim

Hayal kurup ben uçamam
Ben bu davadan kaçamam
Seni sevdim vazgeçemem
Kaçırırım nazlı yarim

Anam yol etti evini
Ben babanın şerefini
Bilmez hiç bu tarafını
Kaçırırım nazlı yarim

Yaparız bak bir balayı
Tek koma bu Mustafayı
Gelmezsen yerim kafayı
Kaçırırım nazlı yarim

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 10:56 AM
Kahbece Dostluklar

Yalan söylüyorlar
Yalan diyorlar
Kızarmıyor yüzleri
Neden utanmıyorlar
Gözlerimin içine baka baka
Nasıl da
Giriyorlar günahıma

Ben inanmıyorum kardeşliklere artık
Artık inanmıyorum sevgilerine
Aldatıyorlar
Statükoyu zedeleyen
En ufak harekete
Kızıp hemen bir anda
Başlıyorlar hakarete

İnanmam desem de artık
Gönlüm hasretinde
Dostluk ve kardeşliğin
Ama dostluk
Ama kardeşlik
Ardında saklanıyor
Hep kalleşlik

Seviyoruz diyen diller
Okşamaya ancak
Kıyan o eller,
Neden
Neden Allahım neden
Bozulunca menfaatler
Ve çakışınca çıkar
Neden kancıklaşıyorlar
Kahbeleşiyorlar

Ve geçmişim dürülmüş
Burulmuş
Atılmış mezbelelerde
Neden üstü örtülmüş
Külleri eşiyorlar

Ama dostlar yitmiyorlar
Ve asla bitmiyorlar
Diyebilmek için
Her yüzüme gülene
Dostluğa namzet bir aday
Olarak görüyorum
Sormuyor değilim kendime
Bu kaçıncı aldanış
Elbette soruyorum

Yalnızlar sokağının başında
Dikildim duruyorum
Kahbelik etmeyecek
Dar günde satmayacak
Uçurumdan itmeyecek
Bir dost arıyorum…
Ama aranan bulunmayacak
Biliyorum
Ve sadece bulabildiklerimle yetiniyorum…

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 10:56 AM
Kahır Mektubu (Çığlığa Nazireler)

Ne olur gitme
Yüz çevirip de bana
Tanır mısın, bilir misin, gördün mü beni?
Sevdaların en safıyla
Bağlıyken sana
Tanımazken, bilemezken
Görmedin beni..!

Sorma kimselere beni
Yalnız ben anlatabilirim kendimi
Heyecanım zorlarken haddini
Tanımadın, bilemedin, görmedin beni…

Vururken militan yaftasını
Üç beş devrim yobazı
Jobblar konuşurken
ıssız çıkmaz dar sokaklarda
patlayan dudakları
yarılan kaşları gördün mü?
Şekk şüphe götürmez sevdamı
Yazmak için gökyüzüne
Çıkarken kürsülere
Gördün mü beni?
Tek suçum sevmekken
Sürülünce
Irak düşünce yurdumdan
Bestelediğim gurbet türkülerini
Vatan ve yaran hasretini
Döktüğüm dizeleri gördün mü?
Hayır..!
Anlayamazsın bu sebebten
Bilemezsin
Çünkü tadmayan bilemez…

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 10:56 AM
Kahramanlık Destanını Yazanlar'a

Kahramanlık destanını
Yazanlar kükreyince
Sayfaları bir bir düşer
O tarih kitabının
Kanımızla canımızla
Yazdığımız her destan
Çağları altüst eden
Bir neslin destanıdır
Destanlaşan o nesilden
Bizlere miras kahramanlık
Bağlarla bir yürürüz biz
Rüzgarla bir eseriz biz

Destanlaşan O neslin
Ruhunu şad edelim
Zaferlerle yürüyelim
Şerefle biz de ölelim
Ahmetlerle Mehmetlerle
Destanlaşmak yeniden
Zamanı altüst etmek
Destan yazmak yeniden
Kanımızla canımızla
Yazalım bu destanı
Kahramanlık şeref ile
Yıkalım yeni dünyayı

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 10:56 AM
Kalabalıklar

Kalabalık kaldırımlarda bir akıntı
Nerelere gider bunca insancıklar
Otobüsler dolmuşlar
Taksiler ve hususi otomobiller
Bu şehir neden böyle
Canhıraş isyanlarla
Taşınır sabah akşam
Bir o yana bir bu yana…

Yollar çakır çukur
Ne gider ne de durur
Yollar kahır dolu
Herkesin var bir yolu

Bizi bırak kendisine
Yetmiyor artık bu şehir
Bu şekilde böyleceyken
Kimse buradan gitmiyor

Yollar çakır çukur
Ön takım kütür kütür
Ne yollar kaldırımlar
Ne insan gibi insanlar
Hiç birisi yok
Mahrum kalmış bu şehir

Adına şiirler yazılan ey İstanbul
Bu kahrın bu çilen söyle
Söyle nedir ney İstanbul
Biz de akıl kıt İstanbul
Bu naz demek git İstanbul

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 10:57 AM
Kaldıramazsın

Ne hale koydun bitirdin beni
Bak da gör desem kaldıramazsın
Görmezsin bu halin değil yeni
Gözün kör desem kaldıramazsın

Sütten çıkmış değilsin ak kaşık
Bir lahza olsun bana yakmadın ışık
Zulmediyordun bense bir aşık
Hadi sor desem kaldıramazsın

Aratmadı hiç cefan kanlımı
Yokla kendini hatıran canlı mı
Sana hibe ettiğim gönlümü
Geri ver desem kaldıramazsın

Sultandın da tahtından indirdi
Acımadı hiç seni yandırdı
Sen sevdin safça ah o kandırdı
Eller der desem kaldıramazsın

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 10:57 AM
Kalıbımı Basarım

Okumak yetmeyecek bir zaman
Öyle bir gün gelecek
Çok çalışmak gerekecek çok

Teori açmayacak bizi bazen
Öyle bir gün gelecek
Pratik isteyecek zaman bizden

Reaksiyon kesmeyecek
Gün gelecek
Aksiyon isteyecek
Hayat bizden

Söz çok gelecek birgün
Kavga bizden iş isteyecek

Ve mal yetmeyecek
Zaman yetmeyecek bir zaman
Ki sevda
Kan isteyecek bizden
Bazen de can

Kestirebiliyorsak olabilecekleri
Geleceği kestirebilmek zor değil
İş varsa eğer ortada
Ben sesimi kısarım
Mücadele varsa eğer
Zafer vardır olacaktır
Kalıbımı basarım..!

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 10:57 AM
Kanadı

ellerimde güller vardı
çekip aldılar da
kanadı

dilimde çok sözler vardı
susturdular ya
kanadı

gözlerimdeydi nehirler
setler çektiler de
kanadı

yüreğimde çok kaygılar
umursamadılar ah
kanadı

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 10:58 AM
Kandıramadım..!

Yokluğun karanlığına
Kaç mum yaktım
Kaç gece
Çöl sıcağında havanın
Esesi tuttu rüzgarın
Bilmek istedim esti
Ve yazmak istedim
Bildirilmeyen
Her bir şeyi

Anlatamadım
Bildiremedim
Kandıramadım kimseyi

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 10:58 AM
Kanmaz idim..!

Seni sende yitirmişim
Hak alsa yanmaz idim
Ben beni bitirmişim
Böyle küle dönmez idim

Kaşın gözün elin burda
Konuşsana dilin burda
Hey zalim halim sor da
Böyle tefe konmaz idim

Kırılmış belim benim
Senden zira ölüm benim
Yeter. amma külüm benim
Kaldı böyle sönmez idim

Başım ele eymez idim
Sağa sola deymez idim
Eser yağar koymaz idim
Böyle birden dinmez idim

Bileydim ben bu huyun
Suyun keserdim ben suyun
Kazardım vallahi kuyun
Mustafa’yım kanmaz idim

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 10:58 AM
Kara Dağlar Sıra Dağlar

Dağlar bize el eylesin
durma haydi gel eylesin
taş bağrını yol eylesin
kara dağlar sıra dağlar

dağlar bize el olmasın
şehirlerden gel olmasın
ister ise yol olmasın
kara dağlar sıra dağlar

dağlardan hiç bağ olur mu
bu yürekte yağ olur mu
Yiğit olan sağ olur mu
kara dağlar sıra dağlar

dağlar sizin neyiniz var
tükenmez de sayınız var
ne gününüz ne ayınız var
kara dağlar sıra dağlar

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 10:58 AM
Kara Yazmalı Yar

Başına örtmüş de kara yazmayı
Marifet bilmişim yara yazmayı
Yazması üstünde mavi laleler
Bırakmıyor anam beni üzmeyi

Ne güzel yakışmış kara yazması
Gelmiyor elimden yara kızması
Bahar gelmiş açmış dallar çiçeğin
Ne hoş olur yarnan bağda gezmesi

Kara yazmasını bana sarsınlar
Naz derdini gelip bana sorsunlar
İstemem aş ekmek tas tarağını
İsterim ol yarim bana versinler

Kara yazmasını çıkarır m’ola
Bana eza vermeyi bırakır m’ola
Mustafa aşkından erir biterse
O güzel de yad ele varır m’ola

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 10:58 AM
Karadeniz

Karadeniz kara mısın
Yüreğimde yara mısın
Yerde yüz bin pare misin
Bırakmadın dizde derman

Karadeniz dumanlıdır
Yarelerim hep kanlıdır
Yılanlıdır çiyanlıdır
Zindanlarda yoktur aman

Sularında gözüm kaldı
Yad ederim aklım aldı
Kaç yiğit dostum öldü
Zulüm ile doldu zaman

Peşim sıra sürer kavgam
Aşım sıra sürer kavgam
Başım sıra sürer kavgam
Böyle gelmiş haktan ferman

Mustafaysan bul kendini
Git ara bul menendini
Zalimlerin kır fendini
Bulsunlar hep seni yaman

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 10:58 AM
Kardelen (Ümide Nazireler)

Güneş doğacak birazdan
Dörtnala atlılar geçecek yüreğimden
Ben seni düşüneceğim
Kurtbaşlı tuğların
Sinan parlaklığınca
Yağan yağmur
Silmeden nal izlerini
Ben sana geleceğim
Bekle beni kardelen

Türkistan’da Ötüken’de
Altun ışık
Orhun’da kılmıştı kararın
Suları pırıl pırıl
Tertemizdi
Kana kana içtim kardelen

Sonra o kuytu ormanlarda
Ulu ağaçların uğultusu
Ulu kocaların homurtusu
Hep kulaklarımda
Vahşetin yeşil musikisi
Nota nota çalındı
Deli kocanın kopuzunda
Zifiri bir yalnızlıktı yokluğun
Seni düşündükçe
Susuyordum kardelen

Ne Volga ne İdil ne de Selenga
Ne Baykal ne Balkaş
Kandıramıyordu beni
Çıkıyorduk renk renk yeryüzüne
Yorgundum
Yılgın ve şüpheli
İliklerime kadar ve sırılsıklam
Bir yeşildim
Bir kırmızı
Çile çekenler anladı beni kardelen

Aral gölüne uzandım
Sularda görebildiğim
İki şey vardı
Deri kemik ellerim
Bir de gözlerin
Beni çağırıyordu sana
Ağlıyordum
Am-u Derya olup
Aral’a döküyordum içimi

Alıştım bre
Bir elim asya
Bir elim Avrupa
Ayaklarımı göremezdin
Ta kuzey Afrika
Öyle uzaktaydı
Sağ kolumu kestiler viyanada
Bir şafak vakti
Alman seferleri boyunca
Anlatsam maceramı sana
Yakına gel
Arkamız mehteran
Önümüz Süleyman
Yalnız değiliz kardelen

Tut ki surlarda
Benim kalbim atıyor
Top yerine
Kanijede estergonda
Tut ki gözümün biri ufuklarda
Diğeri sana bakar
Tut ki ben güneşim
Ben toprak
Al
Varlığına sebeb
Beni kıl kardelen

Taşkent yaylasını bilirsin
İlkin seni
O yeşillikte gördüm
Martın ondördüydü
Korkaklığına diyecek
Yoktu güneşin
Pusmuştu bulutlar ardına
Bir yeşil elbisen vardı
Bir gözlerin vardı
Bir sen vardın
Ama ben yoktum
O diyarlarda

Semerkantta
Seni düşünüyordum farabiyle
Bilmem nerden geldi aklıma
Çamçaklarda yudum yudum
İçerken ellerini
Yörük kısrağının kımızınca

Mostar köprüsü üzerinde
Birisi falıma baktım
Dedi üç günde öleceksin
Oysa üçbin yıldır ben
Seni arıyorum
Kapılara sığmıyor umutsuzluğum

Afyon yüklü mavnalar
Geçer çin denizinden
Biri geçmişime sövdü
Geçmişim senle güzeldi
Kirlettim affet beni
Kardelen

Bosnada minareler yıkıldı üstüme
Türktüm kabul etmediler Kudüse
Yoksulluktan
Düşemedim kabe yollarına
Gelme diyorsun
Ki bu gel demektir
Birazdan akşam olacak
Canım türkü dinlemek istiyor
Ama ben
Sana gelmeliyim

Şimdi akşam
Ne jazz
Ne rock and roll
Ne de beethovenin
Dokuzuncu senfonisi
Bir zafer marşı çalınır uzaklarda
Güneş ardımda kaldı bak
Gel artık
Yeniden başlayalım sayfalara
Gel
Gel artık

Bemolleri minörleri kaldıralım
Donun minin lanın önünden
Onlar da geçsinler tabii hallerine
Bırakalım dünya
Dönsün alabildiğine
Ölmek
Daha kolay ne var
Yaşam sensiz
İmkansız kardelen

Git dersin
Gayri nere gideirm
Birazdan gece olacak
Kör bıçaklar parçalayacak yüreğimi
Çökecek yine üstüme yalnızlığım
Pis bir cıgara kokusu gibi
Seni düşüneceğim ben
Stepler ortasında yüreğimden
Bir gözümde kılıç pırıltısı hazin
Bir gözümde nal izleri
Durup durup ağlayacağım
Hışkıra hıçkıra
Silmeden gözyaşlarımı
Ağlayacağım kardelen

Sen bu ayrılıklar iiçn mi yaratıldın?
Söylesene ha?
Bu zehir zemberek
Kederler için mi?
Bak karadağın şaman hocası
Dedi ve sazı kesti
Tüm ateşler söndü obada
Korkma
Uzat
Ver be elini uzat
Yaşayalım maziyi yeniden bir bir
Bak dinle
Gülbank-ı Muhammedi söyleniyor
Toplar suru dövüyor
Fatih şehre giriyor
Sen git diyorsun
Hani kal gibisinden

Bu deli uğultu da nerden geliyor
Ural Altay tanrı dağından mı?
Kim söndürdü ateşimizi
Önümüzü görelim yakalım da
Önümüzde bir kapı sonsuzluğa
Sonsuzuz
Şafaklar bizimle dolu kardelen

Bir ışık geliyor
Kör kuyular dahi ışıdı
Yusuflar çıkacak kuyulardan
Renk istiyorsan “al”
Buram buram mavi ve yeşil
Sancaklarca kırmızı
Obalar kıl çadırlar hasebince
Beyaz

Oğuz dededen damar sürüp
Gelsek Kınık boyuna
Cendde yerleşsek obaya
Ceylan çevirsek yesek nar gibi
Ozanlarla ruhumuzu
Ceylanlarla karnımızı doyursak

Maveraünnehre geçsek
Mavinin tonlarında
Hazarı seyretsek
Önümüze katıp
Çağrı beyin Alplerini
İz etsek anadoluya
Erzuruma doğru
Alparslanla tekrar
Diz çöktürsek bizansı
Romen diogeni
Torunlarını
Bir sevdanın destanını yazsak
Tekrar çanakkalede
Arı burnuna conk bayırına

Sakaryadan aksak
Anadolunun bağrına
Ayrılık vakti geldi
Birkaç yıllığına
Sen mazide kalacaksın
Seni o kahbeler sofrasına
Oturtamam kıyıp ta

Ankaradayım ben
Yine bir bahar
Yine tomurcuk beklerken senden
Tam da başını kaldırmışken
Ameriko manyaklar
Urus dangalaklar
Bastılar üstüne
Pis botlarıyla
Derdin yaktı
Bittim kardelen
Umutluyum kökün sağlam kardelen

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 10:58 AM
Kardeşim

Halimi sormuşsun
İyiceyim kardeşim
İyiyim desem kötü yanıma
Kötüyüm desem iyi yanıma
Küserceyim kardeşim
Sen beni düşünme
Ben hamalıyım bu dertlerin
Yorguncayım kardeşim
Ben seni düşünmekteyim
Her şey darmadağın
Senin toplayacağını
Bilirceyim kardeşim
Havalar soğudu
Çerçeveler eski ya
Rüzgar vurdukça deliklerden
Yel giriyor içerlere
Üşürceyim kardeşim
Kömürcüler önünde
Sıra sıra kamyonlar
Ben son kitabımı
Satarsam inşallah
Bir torba kömürü de
Alırcayım kardeşim
Bilirsin taşı toprağı
Altıncadır istanbulun
Sobalar da tütüyor ha
Havalar bozuk
Hep kokar kötü
Genzimden aşağılara
Yanarcayım kardeşim
Ne deyim başka
Yuvarlanıp gidiyoruz
Hayat rampasından aşağı
Semerleyen de epey çok
Ben gibi bir eşeği
Komşular da iyiceler
Her zamanki gibi
Birbirlerinden habersiz
Ben de yine acizane
Yalnızcayım kardeşim
Sen de biliyorsun
Zor oluyor çoğu zaman
İyi olmak olabilmek
Yine de soruyorsan
Duymak istediği
Söylerceyim kardeşim
İyiceyim kardeşim

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 10:58 AM
Kavga

Bir kavga olsada girsem
Gözlerim kapalı
Hani gül bahçesine
Girercesine
Vurulsam göğsümden
Döksem kanım yerlere
Serilsem cansızca
Şehit olsam
Allah-u Ekber diyerek

Şehit kanımla yuyup
Kefenlese de gömseler
Kabirde melekler sorsa
Rabbin kim, ney dinin,
Nasıl niye geldin?
Şehid-i Kerbelayım desem
Allah-u Ekber diyerek

Tükense bedenim
Ruhum hafiflese de uçsa
Ta semaya ki o dem orada
Seyretsem gülyüzü doya doya
Allah-u Ekber diyerek…

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 10:59 AM
Kavgacı Şiirlerim

Kavgacı şiirlerim söylenir
Dudaklar arasında, belki bir gün
Katledilir belki dizelerim
Liyakatsiz gırtlaklarda
Kimi ağızlardan fırlarken mahzun
Onurlu idraklerde can bulur
Dikleşir doğrulur mağrur…

Ölümsüz sevdamın
Dizeleri söylenir
Kulaktan kulağa
Mahvedilir belki mısralar
Onursuz ajitasyonlarda
Benim şiirlerim sevdaya söylendi,
Kavgaya söylendi benim şiirlerim.
Şimdi onurlu idraklere
Emanet ediyor dediklerimi
Diyebildiklerimi…

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 10:59 AM
Kavram Kargaşası

Hele ben diyeyim siz ne dersiniz
Bilirim iknada kıvamlı ve zorsunuz
Allah yolunda gidip gelmeyenler
Küfürle savaşta geri kalmayanlar
Ölürse şehittir eğer kalırsa gazi
Kaba bir tariftir yoksa Niyazi
Şimdi hangi yolda giderse gitsin
Kimin tarafını tutarsa tutsun
Her ölene şehid demek de nedir
Hak yolunda olmak şehadette ilkedir
Hiç bu esası göze almadan
Şehid deriz halini de bilmeden
Bence bu kavramları tahrif etmektir
Hak bir mevzuda hakkı tutup atmaktır
Şehitlik öyle boş beleş söz değil
Herkese verilecek kadar da yoz değil
İlmi var bunun hatta bir hukuku
İlmini bilenden git sor hukuku
Mustafa kısa dedi dileyen araştırsın
Okusun biraz kaynak karıştırsın

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 10:59 AM
Kelli Felli

Beni böyle kelli felli
Görüp te sakın aman
Deme sakın bir kahraman
Filmlerden çıkmadım ben
Sokaklardayım senin gibi
Bir hayalin mahsülü değil
Bin hayalin menbaıdır varlığım
Bir insanım ben de
Basit alelade
Hemcinslerim gibi ben de
Çalışırım gece gündüz…
Karınca gibi yuvama
Erzak çekerim
Arılar gibi çiçek çiçek gezer
Kovanımda sabahlarım
Gelenlere hayrette
Gülenlere dehşette
Ve gidenlere ağlamaktayım
Beni böyle kelli felli
Görüp de sakın aman
Deme sakın bir kahraman
Sen gibi, o gibiyim ben de
Ben gibisin sen de o da
Ben benim işte
Fazla söze gerek yok
Diğer insanlarla birlikte
Yaşıyorum sadece derdim çok…

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:00 AM
Kıyıda

Kıyıda koca taşlar
Saçlarını tararlar
Kimileri ok gibi
Bağrını yararlar
Yosunlar
Her biri birer kollar
Hasretle sana açıp
Dalga dalga sararlar
Sen kendini sakince
Bırakırsın kıyıya

Kıyıda bir adam
Esen bir hoş rüzgar
Adamın saçlarını tarar
Kim bilir gönlünde
Kaç katar derdi var
Kimisi hançer gibi
Bağrını yaralar
Nasıl da bakıyor
Öylece ufuklara
Gün görmemiş gözleri
Hasret şafaklara

Kıyıda taşlar siz
Ey süzünüp gelen deniz
Yeni bir şarkı söyleyiniz
Biz hepimiz dertliyiz

Hayat
Öyle bir yol ki
Hep bir yerlerde
Kontrolsüz birer kavşak
Tabelalar kin kusuyor
İnsana yasak
O yasak
Bu yasak
Belki boş kasamız
Acı dolu kesemiz
Karınız kederiniz
Karınız tasanız
unutmak öylesine zor
ne yazar hatırlasanız

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:00 AM
Ki...

Şafak Yüzlüm
Gül yüzlü günüm
Yanıbaşımda değilsin ki
Ben sana sürgün düşmüş
Ben koğuşlarda üşümüş
Ben hayalinle gülmüş
Umutları birbir ölmüş
Senim
Sen ben değilsin ki
Camdasındır yine bu gün
Uyanık kalabilen
Yavrularımızmuzla
Beni düşünürsün
Düşünülebilecek karakterde
Bir baş
Neden eğilsin ki
Dersin ki nerde bu adam
Bilmez kendir yoktur gam
Alıp götürmüşler midir
Vurup öldürmüşler midir
Ne dersin
Denilsin ki?
Her kıvrımında zihninin
Bir avcı durur
Her avcının yanında
Bir sualci durur
Her haliyle karşında
Bir arzuhalci durur
Yüreğinin tam ortasında
Bir sancı doğuyordur
Niye doğmasın ki
Ne edelim şafak yüzlüm
Her harfi bildiğmin
Derttir gayri birisine
Ben ne yapabilirim ki
Korkuyorlar işte benden
Korkuyorlar öylesine
Sakallarımdan
Sözümden ve sazımdan
Birkaç satır yazımdan
Oğlumdan ve kızımdan
Külümden ve közümden
Benden ve senden
Her şeyimden
Korkuyorlar
Manasız bir şekilde
Ürküyorlar
Dalgın durgun duruşumdan
Fikrimi dikkatle boğuşumdan
Yağmur gibi yağışımdan
Güneş gibi doğuşumdan
Deli dolu kardeşlerle
Omuz omuza oluşumdan
Korkuyorlar
Sen korkma
Bu karagünler dağılsın ki
Rahat uyusun
Bir başka şafak yüzlü
Rahat büyüsün
Bir aşka tüfek sözlü
Sağlam yürüsün
Ah keşke ufuk gözlü
Sen de yat artık
Fazla takma kafana
Oğlanın ört üstünü
Karasından gecenin
geç olduğun bilirim
bir büyük zarf içinde
şimdi köstekli saatim
kemerim kimliğim
ayakkabı bağlarım
sen sanma ki ben ağlarım
yiğit ağlamaz
gülüyorum ağlanacak halime
düşmana inad diye
mazgallarda yaslı başım
bir bayramda gelecek
urgan mahkumu naaşım…

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:00 AM
Kibrit Suyu

Bu amansız yalanların
köküne kibrit suyu
dökerim bir gün
şu üstüme gelenlerin
adına derin kuyu
elbet kazarım bir gün

Bu kara boşlukta
adıma kalem kıranların
adına kalemimi
kırarım bir gün
...

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:00 AM
Kim Demiş Kim Söylemiş

Güle gül ismini
Kim demiş kim söylemiş
Dalında duran bülbül mü
Tomurcukken “gül” demiş
“Gül” de güleyim
“Öl” de öleyim

Al’a al ismini
Km demiş kim söylemiş
Kan döken yiğitler mi
Hak yolunda “al” demiş
“Al” de al olsun
“Bal” de bal olsun

Yare yar ismini
Kim demiş kim söylemiş
Vurgun düşen can mı
Al kalbimi “yar” demiş
“Yar” da yar olsun
“Vur” de vur ölsün

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:00 AM
Kimdik Biz

Uzun zaman oldu
Selamın
Gelmedi hala
Görünmez bir eldir
*******i çöken
Bu deli göğsüme
Bosnalarda tutuşan
Bir alevdi kimliğimiz

Mostar yıkıldı
Minereler(?)
Sahi kimdik biz?
Yuvasında kudurgan
Bir mermi gibi
Fışkırdık zulümlerin bağrına
Kanatlanan birer ebabildik
Bir sapandan havalanan
Minik bir el çeker ipimizi
Urganlarda biter hatmimiz
Verilmiş bir sözdür
Nice erkekler tuttu…

Bizi dünya
Bizi yaşam
Çoluk çocuk uyuttu
Yiğitliği korkaklık
Dünyamızı pahalılık
İki ejderha gibi
Yaladı ve yuttu
Verilmiş bir sözdür
Nice erler sıra bekler
Kafkas ağlar
Masmavi göklerde
Güler kartallar
Ve bir kanat çırpınışında
Savrulur yürek
Yemyeşil kuşlar bağrında

Uzun zaman oldu
Gelmedi haberin
Keşmir, Moro veya Ogadin

Sen bendin
Ve ben de sen
Tekildik
Hiçbir gramerin
Bilmediği bir kip
Ve ikil olduk bir zaman
Sen; sen oldun
Ben (?) anlayamadan…
Kırık bir kip olduk
Üçten fazla çoğulduk
Morfolojik düsturlarda
Yitti benliğimiz

Küllü cemi müennes
Dert bu işte
Tasa bu maalesef
Erkeksi dişiliğimiz
Oynatma kişiliğimiz
Her çoğul dişidir
Sen ben enflasyonunda
Kokuştu kimliğimiz…

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:00 AM
Kime Ne

Kırılmış kolum kanadım
Kesmişler körpe dalım
Kesene inad sevdalım
Dallanmışım ben kime ne?

Çekmiş de gönlümü hasret
Bastı ah içimi kasvet
Bu diyardan oldum illet
Yollanmışım ben kime ne?

Eşkiyaya çıkmış adım
Kaçmış hepten tuzum tadım
Dara çekilmiş feryadım
Sallanmışım ben kime ne?

Ekşi demiş biri tadmış
Konuşmuş kalkmış yatmış
Kadir bilenlere satmış
Ballanmışım ben kime ne?

Bir yaprağım salınmadan
Bir cevherim çalınmadan
Kaldım kadri bilinmeden,
Küllenmişim ben kime ne?

Mustafam sen sana bana
Laf dedirtme şuna buna
Geziyorum yana yana
Dellenmişim ben kime ne?

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:01 AM
Korku ve Ölüm

Korku yurtsuz koydu onu
Korku vurdu alçalttı onu
Celladın hışmından kaçan
Söyle başka n’olur sonu

Param parça ayakların
Halinden müşteki misin?
Örslerde dövülürken
Ölüm en kolay yoldu

Her kulun borcudur ölüm
Ama Allah yazsa kalım
Ölmez yiğit kalır dimdik
Düşman yıkılır kül olur

Alçakça bir hayat mı,
Şerefli asil ölüm mü?
İki aştır bunu yenen
Seçmek varsa ikisinden
Bana düşen seve seve
Gitmek olur ah ölüme..!

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:01 AM
Korkulacak Tek Şey

Can dostlarım
Kan kardaşlarım
Korkmuyorum hiçbir şeyden
Korkum yoktur kimseden
Kaideyi bozmayan
İstisnalarım var tabi
Korkutan tek şey beni
Mesafeler değil elbette
Aramızdaki
Korkutan mesafeler
Aklımızdaki
Beni Korkutan
Yazımız değil alnımızdaki
Şartlandırdığımız kendimizi
O aklımızdaki

Yoksa
Ben dağlara söylemezdim
Bunca sözümü
Ben ufuklara dikmezdim
Bakışımı gözümü
Umarsız kafalara
Çakar gibi gümbür gümbür
Koyvermezdim
Orta yerlere
Kavgalara girmezdim
Ve savaşlara
Sadece yumruklarımla
Yalın kılıç laflarımla
Duvar diplerinde masum
Çöküvermiş yavruları
Hıçkırıklarında titrerken
Basmazdım
Kahırlar tahtası
Bu deli bağrıma

Bize isnad edilen
Ayıp mıdır o ayıp
Nasıl gitmesin ağrıma
Kaçarak değil dövüşerek
Eğilerek değil dikleşerek
Gidenler için gelenlerle avunup
Ağlamaklığı
Gülünecek günlere
Bir sermaye tutup
Varacağız ufuklara biliyorum
Kuracağız otağımızı şafaklara
Ben ancak bu şekilde
Bir çıkar yol buluyorum
Can Dostlarım
Hey Kardaşlıklar
Ve bir mesele var
Kendisinden korkulacak
Ne hakim düzen
Ne oyunlar
Ne de o meşhur
Komplo teorileri
Ben her biri birilerinin elinde
Patlamaya hazır bir bomba gibi
Fünyesi çekilmiş
Sadece bırakılacak mandala bakan
Akıllardan korkuyorum

Doğru değil mi söylediklerim
Aslolan değil midir dediklerim

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:01 AM
Küçüğüm

Bebeksin küçüğüm
Büyüyeceksin
Ama şimdi sen
Sütünü içmelisin
Yaralarıma sen olacaksın em
Hadi tut ananı yavrum
Şimdilik em

Çocuksun küçüğüm
Kimbilir ne olacaksın
Doktor öğretmenden evvel
Adam olacaksın
Ama şimdilik
Oynamalısın
Hadi gel topunu da al
Hadi sen eğlen şimdi
Oyununa dal

Delikanlısın küçüğüm
Sıkacaksın taşı
Suyunu çıkaracaksın
Dünyan için kavgan için
Ne kıyametler
Koparacaksın
Emeğin olmalı
Alnında boncuk boncuk terin
Hadi al çekicini durma çap
Çalış şimdi palazlan
Sadece Hakk’a tap

Adamsın küçüğüm
Birine amca birine baba
Bana göre küçük
Alma hesaba
Yeni bir nesil yetireceksin
Pişirecek yetiştireceksin
Çorak topraklarda
Gül bitireceksin
Zulmetme bizim kitabımızda
Zalimlik yok
Şunu da bil ki
Zulüm ayakta kalamaz çok..!

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:01 AM
Küsülür mü El Sözünden

Hiç kimse bilmez halimden
Kimseler almaz dilimden
Dolar memleket selimden
Küsülür mü el sözünden

Ben sana yar dediydim ya
Al canımı vur dediydim ya
Evvel bana sor dediydim ya
Küsülür mü el sözünden

Ben sana eder miydim hiç
He öyledir der miydim hiç
Bırakıp gider miydim hiç
Küsülür mü el sözünden

Küsersen küs de olmaz ki
Ettin sana kar kalmaz ki
Gönlün huzur bulmaz ki
Küsülür mü el sözünden

Küstünse bak oldu olan
Sen bu yana kal ben bu yan
Var mı hiç elden ağlayan
Küsülür mü el sözünden

Mustafa der çok anla sen
Sözlerimi de dinle sen
Nolur beni de dinlesen
Küsülür mü el sözünden

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:01 AM
Lütfen

Ellerine yangın ellerim,
Üşüyor şimdi...
Üşümemek mümkün mü
Bu firkatin çöl gecesinde
Yüreğine vurgun yüreğim,
Derman arıyor...
Bulabilmek mümkün mü
Bu dert bilmezler
Dermen bilmezler
beldesinde…
Gözlerine hasret gözlerim,
Görmez bir şeyi...
Görebilmek mümkün mü
Işıksız karanlıklarda
Sesine hasret günlerim,
Sessiz ve Issız...
Duyabilmek mümkün mü
Bir kere daha sesini
Sevgine hasret benliğim,
Sevgisiz mahzun...
Tekrar gelebilmen mümkün mü
Bu yokluğun lütfen
Sürmesin uzun..!

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:01 AM
Masallar ve Destanlar

Açılmaz mı bu kapılar
Açılmazsa da kırılır bir gün
Açılmıyor neden bu kapılar
Açılmasa da çalınır her gün

Bir hayal de yaşayabilmek
Marifet ister
Biz şöyleydik
Bir zamanlar böyleydik
Masallarının ikliminde
Yaşamak bir büyük kabiliyet
Bırakın artık geçmişin güzelliğinde
Nostalji yapmayı
Bırakın geçmişin hikayelerinde
fanteziler çıkarmayı
bırakın artık kalbinizi azıcık
işte yumruklarınız
yumruklarla dövülür bu kapılar
yumruklarla kırılır bu kapılar.

Acziyettir aslında Acizdir
Günün birinde masallaşanlar
Asıl kahramanlar
Masallaşmayanlar
Her gün destanlaşandırlar

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:01 AM
Mektup

Gelelim sana
Ey gardaş
Beş, on yada onbeş
Şöyle yada böyle
Sen orda bizden
Biz burada senden
Hepimiz birbirimizden
Bir parçayız o kadar

Ve birbirimizden uzaklarda
Her ne sebeple olursa olsun
Deli gönlün şunu bilsin
Bir başına değilsin
Şen ola yusufiye
Betonlar sana eğilsin

İyi bil ha
Bir başına değilsin
Gözüm gardaş
Dişim etim canım tırnağım
Beş on yada onbeş
Yirmi yada yirmibeş
Sen yaptıklarınla değil
İnandığınla içerdesin
İnsanlığın hiçindesin
Yüreğimde içimdesin

Belki bilmez seni kimse
Ebu Gureyb’te
Veyahut Herhangi bir Askeri üste
Tutuklusun acab
Hangi gizli servisin
O kapkara elinde

Sen biliyorsun yaşıyorsun
Biz biliyoruz şaşıyoruz
İçerlerde insanımız
Beş on veya onbeş
Hayat var bizde
Dışarıda da içerde de
Onların alayı tümü hepsi
Her yerde bir leş

Ey gardaş
Mahpusluk hürriyetle eş
Ne gam bize zincirler
Sayılı gün çabuk geçer
Sayısızsa sonsuz değil
Can dediğin ecel şerbet
Can işte ol şerbeti
Elbet bir gün içer
Geçmesine geçer
Elbet bu günler
Hayal olur
Masal olur dünler
Belki bu yolda
Bazımız biter yiter
Yitmişliğimizde
Can bulur o güzel günler

Ben artık boş vermişim
Nasıl geçecekse
Öyle geçsin bu gün de
Hürriyet mezarda başlar
Neden yana korkum olsun
Sen kara zındanı
Kara toprak eyle
Mahpusluğun yarına
Filiz veren tohum olsun
Varsın heder olsun bu gün
Yarına umudum olsun

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:01 AM
Memlekete Gitsem

Memlekete gitsem gelsem
Gidemem gidemem
Üç beş gün evde kalsam
Kalamam kalamam

Polis gelir jandrma da
Sorarlar sorarlar
Anam ağlar babamı da
Yorarlar yorarlar

Hasret kaldım gül yüzüne
Özlerim özlerim
Mektup yazmış hep yolunu
Gözlerim gözlerim

Ucu yanık mektubunu
Aldım oy aldım oy
Yollar pusu gurbet elde
Kaldım oy kaldım oy

GBT’me bakarlarsa
Tutarlar tutarlar
Anlamaz dinlemez hapse
Atarlar atarlar

Yare aldım yarem tütün
Basarım basarım
Yerlerinde olsam beni
Asarım asarım

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:01 AM
Meydanda

İstanbul’da bir meydan
Çok meydan var aslında
Ben yapmadım meydanları
Zulüm var dedim
Kavga var dedim
Siz gösterdiniz o yolları

Meydanda cobblar döner
Cobbları ben istemedim
Ben vurmadım sopayı
Vurma dedim
Etme dedim
Sağı gösteripde
Soldan vurdular

Kin büyür meydanlarda
Öfke sarar sütunları
Ben istemem kötü olsun
Ben istemem kan dökülsün
Derim ki
Kötü olacak
İşler sarpa saracak
İyiye he demediler
Kötüye göz kırptılar da..! ?




Yürekler kabarıyor kalabalıklar coşkun
Ben istemem hırgür çıksın
Ben istemem kavgaları
Ben diyorum ki
Yürekler kabarıyor
Sinirler gergefte
Kahrından üç beş it
Debelenip geberiyor

Bu işler beyler
İş değil iyi bilin
Bu işlere sebeb ben değilim
Böyle gitmez diyorum
Bu düzen böyle gitmez
Mazlumun ahı
Yıkıverir şahı
Hakk teala neyler?

Meydanlarda kargaşa
Plazalarda bir neşe
Ben diyorum ki
Beynimi kavuran endişe
Korkarım ki yarın
Hepimize geç olacak
Üstüme geliyorsunuz
Çala kaşık koşa koşa




Meydanlar sessiz gibi
Fırtına öncesi bir dinginlik
Kıyametler kopacak
Kopsun istemiyorum
Taş taş üstünde kalsın
Başlar baş üstünde
Dost olalım ve de kardeş
Ana baba bir gibi

Bohem tipler gezer yollarda
Liseli delikanlılar var
Manitalarıyla sevişen
Ölüyor efendiler
Bu millet ölüyor
Öldüren ben değilim
Ölüyor diyorum
Üç beş ********* ki adları aydın
Kaltakça gülüyor…

Meydanlarda kısık kısık
Serhat türküleri çalınır
Meydanlarda seferberlik
Gözlerde darbe bakışı
Dişlerde tank soğuğu
Yüreklerde ihtilal ruhu




Bu darbe olacak
Bu tank çiğneyip geçecek
Bu ihtilal ruhu can verecek
Sönmüş ateşin külüne
Demek isterdim ki
Cami duvarına yanaştı köpek
Duvarından geçtim ben
Camiye girdi köpek
Bak işini görüyor
Sıktığım yumruğuma
Diyorlar ki barbarlık…

Meydanlarda barbarlığı
Görürsünüz bir zaman
O zaman kimseler tanımayacaktır aman
Ve haliniz diyorum
O zaman olur yaman
Kısa günün karı demeyin efendiler
Siz uyuyorsunuz
Ben duyuyorum
İki yaşında bebeler uygun adım geliyor
Bu ben gibilere müjdedir
Sizlere son ihtar
Bu cahili sistem
Vallahi de ölüyor
Billahi de ölüyor

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:01 AM
Moda Üstüne

Kutuptaki ayılar illallah dedi
Kırda tilki amanın Allah dedi
Nesilleri kurudu Hay Allah dedi
Kadının güzelliği özündedir
Ne kalçası ne de yüzündedir

Parfümü sıktı ozonu deldi
Bin kulaç öteden kokusu geldi
Çekip de gidince şu yüzüm güldü
Kadının güzelliği özündedir
Ne kokusu ne de yüzündedir

Paristen özel çizim gelecek
Yarın patrondan kızım gelecek
İtalyadan almandan çözüm gelecek
Kadının güzelliği özündedir
Ne kıyafet ne de yüzündedir

Vahşi hayvan gibi tırnak salacak
Porselen dişleri rahat gülecek
Kaşında fazla kıl her gün yolacak
Kadının güzelliği özündedir
Ne kaşında ne de yüzündedir

Etrafı yetmez tümden kaldırır
Görene kendini hepten güldürür
Moda diye güzelliğin öldürür
Kadının güzelliği özündedir
Ne başında ne de yüzündedir

Yolar kalem ile çizer yeniden
Siler biraz çatık yapar aniden
Gece görsen farkı yok cinniden
Kadının güzelliği özündedir
Ne kalçası ne de yüzündedir

Saç derdinden ev krana girer
Saç dizaynı bazen saatler sürer
Takacak toka tacını tarar
Kadının güzelliği özündedir
Ne saçında ne de yüzündedir

Gardolap taşar sığmaz libaslar
Daha da vitrindekine yaslar
Gerdanlık inciler yakut elmaslar
Kadının güzelliği özündedir
Ne takısı ne de yüzündedir

Her yere bir pabucu vardır
Kimi yüksek kimin ucu dardır
Aynı pabucla gezmek ardır
Kadının güzelliği özündedir
Ne ayağı ne de yüzündedir

Göbek sarkar diye çocuk istemez
Öyle her şekil gocuk istemez
Hava binbeşyüz icik istemez
Kadının güzelliği özündedir
Ne göbeği ne de yüzündedir

Fazla kilo diye komaya girer
Açlıktan bağırsakların dürer
Neler eder hep akıllara zarar
Kadının güzelliği özündedir
Ne kilosu ne de yüzündedir

Mustafa demiyor hep çirkin gezin
Ama bu kadarına da gelmeyin gazın
Ben diyorum aha kafanıza yazın
Kadının güzelliği özündedir
Ne bedeni ne de yüzündedir

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:01 AM
Muhtacım

Her nefes cıgaramda
Seni hissederim ciğerimde
Nasıl düşkünsem
Çaya ve nikotine
Varlığına da muhtacım
İşte öylesine…

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:02 AM
Mutluluk

Beklediğin kapıdan
Gözünaydınları duymaktır mutluluk
Gözünüz aydın nur topu gibi
Bir oğlunuz oldu yada kızınız
Bunu duymak
Bu anı yaşamaktır mutluluk…

Az evel servis yaptığınız
Hiç tanımadığınız birisinin
Üç beş fark etmez
Size bahşiş vermesidir mutluluk

Mutluluk budur
İş bitişi sağ salim
Eve varmak
Yavrularını kucaklamak
Oynamak

Karların kalkmasıdır
Anadolunun yollarından
Gidebilmektir hastanelere
Eşe dosta diğer yerlere
Mutluluk budur…

Bir tezkeredir belki de
Onbeş ay sonra eve dönüp
Geldim işte
Artık falan kızı bana iste
Demesidir evladının
Böyle bir şeydir mutluluk

Mutluluk beraattır belki
Suçsuzluğunla yargılanırken
Yada tahliyesidir bir
Mazlum mahkumun mutluluk

Yada yıldızlı gözlerde
Gülen muziplikle eşinin
Sana bir haber vermesidir
Gebeyim diye…
Budur mutluluk belki de

Çok sıkıntısı var dünyanın
Çilesi derdi çeşit çeşit
İnsanlar çeşit çeşit
Mutluluklar da öyle
mutluluk
Kurtulmaktır belki de bu dünyadan
En beklenmedik anda
Ölmektir mutluluk…

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:02 AM
Mühim Değil

Kahrolup tükenerek
Yaşamanın adı ne
Sızlayıp yakınarak
Yaşamanın adı ne

İtilip kakılarak
Her an her gün yıkılarak
Yasaklara takılarak
Yaşamanın adı ne

Varolmak istiyorum
Bedeller mühim değil
Vur ölmek istiyorum
Kalanlar mühim değil


Sabır şükür geçer herşey
yaşamanın adı ne
yapamadan hiç bir şey
yaşamanın adı ne

ot gibi hayat sürüp
bildiğin ele sorup
yükün sırtına vurup
yaşamanın adı ne

Varolmak istiyorum
Bedeller mühim değil
Vur ölmek istiyorum
Kalanlar mühim değil

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:02 AM
Mürteci Sitem

Ayy Mürteci
Ne var be
Hem kime ne
Ağacı da severiz biz
Çiçeği de
Börtüyü severiz böceği de
Neden bu kınayış
Lütfen sadece anlayış
Senin gibiyim inan
Ben de insanım bir insan

Pis mürteci
Ne var be
Hem kime ne
Avradı da severiz
Uşağı da
Kitabı da severiz
Yazarı da
Biz de efkarlanırız
Yanık bir uzun havada
Biz de balık yeriz
Kızartıp tavada
Ha mangalda
Ha fırında
Bunun gibi bir şey
İşte inanmak
Bir şeyi farklı anlamak
Lütfen sadece anlayış
Senin gibiyim inan
Ben de insanım bir insan

Asla olmaz
Kamusal alan
Ne var lan
Elin kızı
Tumanla geziyor tuman
Çıplak gezen tek canlı
Hayvan işte hayvanı
Severiz biz
Hem hayvanı hem insanı
Sevmeyiz parayı
Öyle lüksü şatafatı
Çok şey istemiyorum
Lütfen sadece anlayış
Senin gibiyim inan
Ben de insanım bir insan

İyy Mürteci
Pardon
Özür dilerim hanfendi
Kimimiz terzi
Kimimiz köfteci
Sizin familyanız acaba neci
Hem ne var ki
Biz de sevmeyiz yobazı
Hele hele hokkabazı
Hem sevmeyiz babayı
İş çeviren dayıyı
Sende sevmezsin
Duranı hele de kaçanı
Ben de sevmem
Yıkanı hemi de yakanı
Ortak değerleri taşıyoruz
Peki neyi tartışıyoruz

Şşt mürteci
Baksana kız
Hem de çember sakallı
Yanındaki çarşaflı
Ne var pardon
Ne buyurdunuz
İnsanla insanlığın
Arasını ayırdınız
Hem ne var ki
Ahlakı severiz biz edebi de
Dünyayı severiz
Ebedi de
İşçiyi köylüyü emekliyi
Vatanı toprağı bayrağı
Emeği emekçiyi
Ve de ekmeği
Paylaşmayı severiz
Birlikte üretmeyi
Yani senin sevdiğin şeyleri
Kalbimiz aynı bence
Peki ya sence
Senin gibiyim inan
Ben de insanım
Evet bir insan…

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:02 AM
N'olur

Nicedir toptu tüfekti
Elimde tuttuğum
Nihayet değişti bir kalem oldu
Ey ben bunu kendime mi saplasam
Yoksa bir kahbenin
Adına mı saklasam
Gün daha ağarmadan
Karanlıklar dağılmadan
Şiir şiir name name
Yazsam n’olur
N’olur yazmasam

Umutsuzu,
Paylaşımsızı,
Yüreğini bölemeyeni
Geleceği göremeyeni
Ve sevdadan kalanı
Sözünden döneni
Kavgadan kaçanı
Yidiği gavurun kılıcını çalanı
Nişanlasam da
Vursam mı iki kaşının
Tam ortasından
Vursam n’olur
N’olur vurmasam? ! ?

Nicedir Yaydı Kılıçtı
Elimde tuttuğum
Nihayet değişti
Bir kelam oldu
Ey ben bunu
Kendime mi söylesem
Yoksa bir zalimin
Yüzüne mi haykırsam
Devran daha dönmeden
Sulta tahttan inmeden
Harf harf cümle cümle
Desem N’olur
N’olur demesem…

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:02 AM
Namus

Töre diyerekten namusa laf diyorlar
Bu nasıl zihniyet ben anlamadım
Namus mühim deyince gaf diyorlar
Bu nasıl zihniyet ben anlamadım

Fikre saygı diyorlar da önleyemem
Ben anlamadım gayrı anlayamam
Namussuzluk reklamı dinleyemem
Bu nasıl zihniyet ben anlamadım

Özgürlük müdür herkesle öyle
Biliyorsunuz işte şöyle böyle
Karını düşün kızını düşün de söyle
Bu nasıl zihniyet ben anlamadım

Anan özgürleşse adın olurdu ****
Özgürlükle kansızlık denk midir hiç
Nasıl alıyor miden bu nasıl iç
Bu nasıl zihniyet ben anlamadım

Sana göre kadın düşüp kalkacak
Kuyruk sallayacak birileri sarkacak
Erkeğim diyen öyle durup bakacak
Bu nasıl zihniyet ben anlamadım

Ahlaksızın ahlakına tutsakmış kadın
Sen derdini söyle nedir muradın
Topluma kastetmek midir iradın
Bu nasıl zihniyet ben anlamadım

Bu fikri savunanın kanı bozuktur
Anası o biçim belki ruhu eziktir
Namus aile temeline çakılı kazıktır
Bu nasıl zihniyet ben anlamadım

Kanı bozuk değilse kafası yoktur
Kafasızın vallahi cefası çoktur
Biliyor desinler su bi bi dur
Bu nasıl zihniyet ben anlamadım

Burası beni senle ayıran kavşak
Bu herzeleri savuran yavşak
Beni dinle sen mezhebi gevşek
Bu nasıl zihniyet ben anlamadım

Kızardığını göreyim başını eğme
Boynuzlarından kapılara sığma
Gavatsın işte yok öyle yağma
Bu nasıl zihniyet ben anlamadım

Bekaret tartışılır örtü tartışılır
Çıplaklıkda hayvanla yarışılır
Namus kesilir edeb kırışılır
Bunasıl zihniyet ben anlamadım

Baskı yokmuş Medeni memleketlerde
Tecavüz tekerrür eder saniyelerde
O memleketlerdeki tecavüz bizde nerde
Bu nasıl zihniyet ben anlamadım

Tartışıldıkça namus ve sonra ar
İşte o meşhur sapıklar çıkar
Haneler karartır yıkar yuvalar
Bu nasıl zihniyet ben anlamadım

Mustafa diyor ki namus bir direk
Namussuz toplum olur da kurak
Madden manen kalır hep çorak
Bu nasıl zihniyet ben anlamadım
Daha da ne dedi hiç dinlemedim

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:02 AM
Nasıl Adaletsin Zindan

Taşı kara kara zindan
Sana kimler vara zindan
Halım kimler sora zindan
Aman vermez gardiyanlar

Katil geldi ağa oldu
Hırsızların paşa oldu
Hepsin sonu köşe oldu
Nasıl adaletsin zindan

Bahtım kara kara zindan
Ben bilmezdim nere zindan
Yüzüm gözüm yara zindan
Aman vermez gardiyanlar

Bir yar sevdim yarsız kaldım
Bir yurt sevdim yurtsuz kaldım
Ben de sana mahkum kaldım
Nasıl adaletsin zindan

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:02 AM
Nasıl Derttir

Ahu vaha ömür yetmez
Bu yangına kömür yetmez
Kesem desem demir yetmez
Nasıl derttir çekilmiyor

Sık dokurum çok elerim
Lüzumluysa dağ delerim
Silkelerim silkelerim
Nasıl derttir dökülmüyor

Kimsem yok ki alsın gadam
Her gün keder her güne gam
Mübtela oldum ağam
Nasıl derttir bıkılmıyor

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:02 AM
Nasıl Geçer

O bir yolcu belki
Belki ben de bir hancı
O sağ salim gitmeye
Bense kalsın
Diye duacı

O sorar bu yol
Nereye gider
Ben merak ediyorum
Nasıl gider bu acı

Bu gönül dertli
Bu gönlüm gamlı
Kurtulamıyor bir türlü
Bilmiyor
Nasıl geçer bu sancı

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:02 AM
Nasıl ölünür

Bir yanına sen
Bir yanına ben
Bu kara hücrenin
Götürülürüz kardaş…

Bir yanında sen
Bir yanında ben
Bu kara hücrenin
Çürütülürüz kardaş…

Ama Şimdi
Sen dağlarda
Ben şehirlerde
Üşümekteyiz
Makus sandığımız
Kaderimizi beklemekteyiz
Bir yanında sen
Bir yanında ben
Bu şehirlerin
Ölüyoruz
Ama gülmüyoruz
Götürülüyoruz
Çürütülüyoruz
Çıldırtılıyor
Ve öldürülüyoruz
Ama güldürtülmüyoruz

Bu cehennemde
Cenneti aramak gibi
Zor görülecek
Bir rüyanın uykusunda
Alınırken
Götürülürken
Çürütülüp
Hayatlar kokuşturulurken
Bir şekilde
Ve son verilirken
Hayatlara
Hayatlar karartılırken
Al kızıl kınalar yakılırken
Birileri ağıt diye
Al kızıl kınalar yaksın birileri
Bunlar oluyor diye

Öyle sulandı ki beynimiz
Öylesine kaybettirdiler ki
Kendimizi
Şimdi
Ölmek istiyoruz
Ama nasıl ölünür
Onu da bilemiyoruz…

Bir yamacına sen
Bir yamacına ben
Aha da bu dağların
Konuşlansak biz kardaş…

Bir yamacından sen
Bir yamacından ben
Aha da bu dağların
Kanatlansak biz kardaş…

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:02 AM
Nasihat

Derdin varsa durma söyle
De gönlünü hoş eyle sen
Lütfen mahzun durma böyle
Gel gönlünü boş eyle sen

Kin nefretle kalmayasın
Hased garez dolmayasın
Haksız malı almayasın
Var helale koş eyle sen

İnsan yola gelir, gelmez
İnsandır bu ibret almaz
El konuşur bilir bilmez
Bil kendini taş eyle sen

Mustafa sen tevazu duy
Kibir dolma bu olsun huy
Ha gayret ha nasihat duy
Al kabul et baş eyle sen

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:03 AM
Ne Ararsın?

Olmadıysan ol padişaha bir abd-i memluk
Ala-yı İlliyyinde söyle, yer mi ararsın?
Aba-vu ecdadı görmedin mi hepsi gitti
Bundan gayrı daha başkaca sır mı arasın?
Az’af-ı muzaaf cürm ile oldun bir bağiy
Nefsinden bâhir olan âma kör mü ararsın?
Bu’d-i mesafeyi ziyade mi sanarsın sen
Gidip ağyarın darında surur mu ararsın?
Yol biter iz biter kalırsın biçare heyhat
Naçar nasın içinde sen ensar mı ararsın?
Erbab-ı Hasenat bilir söyler menzilin
Fart-ı izdihama kapılıp yar mı ararsın?
Yarinden gafil yar peşinde sen firaklerde
Ol padişahtan gayrı halaskar mı ararsın?

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:03 AM
Ne Biçim

Nasıl bir hayat yaşıyoruz
Ne alıyor ne boşuyoruz
Nasıl bir gidiş anlamadım
Ne yürüyor ne koşuyoruz

Paramparça kalbim
Yanıyordu içim
Darmadağın dünyam
Anlamadım ne biçim

Ne biçim sevmek bu
Ne biçim yanmak bu
Bu ne biçim bir hayat
Ne biçim bir sönmek bu

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:03 AM
Ne Bileyim

Ne bileyim yağız at
nasıl attır 'de' bekler
kul olan kul olandan
bilmiyorum 'ne' bekler

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:03 AM
Ne Desem ki Artık

Beni bana koymuyorlar
Sözüm sözce saymıyorlar
Ne söylesem duymuyorlar
Ne desem ki artık ben de

Boşa derim boşlar dolmaz
Dolu desem o da almaz
Suya çizgi çektim kalmaz
Ne desem ki artık ben de

Düşünürüm işte böyle
Derman nerde çözüm neyle
Bir yol alamayız öyle
Ne desem ki artık ben de

Dedim dilde tüyüm bitti
Çeke çeke suyum bitti
İpim kovam kuyum bitti
Ne desem ki artık ben de

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:03 AM
Ne Gerek

Ben beni bulmuşum sana ne gerek
Sen benle değilsen bana ne gerek
Lazım olan nedir bilsem çok yazmazdım
Yaşamazdım da bu güne düne ne gerek
Senli olsun günlerim huzur dolar billah
Toprak olsun döşeğim yorgan yüne ne gerek
Bir kelam diyerek seni bildik ve sevdik
Kardeş olduk bu yolda soya kana ne gerek
Biz sende bulduk her şeyin manasını
Sevdan ile bir mekan boya ne gerek ene ne gerek
Biz demeyi bildik senle olduk bir millet
Bencillik kalmaz gayrı kibir ne ene ne gerek
Zaman tükendi sevdanı soluklarken
Bilmiyoruz artık yıl ne demek sene ne gerek

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:03 AM
Ne İstiyorlar

Cihan ile kavgam sensin
Bende yürek has kurbanım
Sensizken davam sensin
Bilek tutmaz pas kurbanım
Ne istiyor deli bunlar
Şan şöhrete köle bunlar

Sözüm sözdür tutamasam
Derdi baştan atamasam
Bu lokmayı yutamasam
Bitir işim küs kurbanım
Ne istiyor deli bunlar
Para pula köle bunlar

Varsın eller anlamasın
Sözlerimi dinlemesin
Meydanlar çınlamasın
Koçun Bizim kes kurbanım
Ne istiyor deli bunlar
Mala mülke köle bunlar

Bin içinde birim sensin
Sevdam sana yarim sensin
Ataş ataş narım sensin
Celladımsan as kurbanım
Ne istiyor deli bunlar
Gayrı gelmez yola bunlar

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:04 AM
Ne İşim Var Benim Buralarda?

Ne işim var benim
Saat bu saat
İş ne iş
Ne geziyorum buralarda
Ellerim nasır
Hissiyatım kısır
Efkar bir Hızır
Nasılda yetişiyor hemen akşamıma
Birkaç bardak demli çay
Bir de Adıyaman olsun yanında
Birkaç dal
Kaçak tütün sar
Radyo kısıktan çalsın
Çalan Arabesk olsun
Şimdilik oynak havalar kalsın
Ne işin var senin burada
Saat bu saat
Bir sabırlı deniz kenarında
Adım saymak voltada
Zindan kumsalında
Ne geziyorsun buralarda
Vatan de
Millet de
Din de
Emek de
Namus de
Hak de
Gelinebilecek son noktadayım işte
Sana mı kaldıydı
Demek her bir şeyi
En zor iş
Kendini kınamaktır
En büyük azab
Yaktığın ateşle kendini yakmaktır..!

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:04 AM
Ne Oluyor (Hekim'e Nazireler)

Bu sevda bana bendendir
Yazılamaz çizilemez
Bileğe kelepçedir
Elimi şakağıma
Koyup düşünürken
Beynim bir et yumağına döner

Muhite inat üstün bir ruh
Paris atmosferinden
Moskova semasına
Sakallı dedem
Yaşmaklı ninem
Gelirken yadıma
Hayat damarlarıma suikast düzenlenir
Alaman havası
Firavun ahlakıyla
Nefes alan sokaklar
Veba mikrobu
Üç beş lağımcı
Aftos etmiş sevdama

Ellerimde kan lekesi kan izi
Dallarıma tırpan vurulur
Yerle gök bana
Fırın gibi ki
Çöken sis hayat kaynağım
Dağlardan benle inen çakallar
Yağmu sesiyle dans eden asfalt
Ona ritim veren kaldırım taşları
Gök toprak rengi
Ruhum morglara benzer
Ve karanlığa bin kurşun sıkılır…

Beynim
Bin cendereye tıkılır
Hak pınarından kana kana
İçmek varken bir ömür
Paradokslara çanak tutulur

Düşünürüm
Ve anlarım ki
Yağan yağmur değil
Meleklerin göz yaşları
Çünkü bir millet ölüyor
Ağlayın siz de çünkü
Bir ümmet ölüyor…

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:04 AM
Ne Paraymış

param pulum eh var idi
herkes bana hep yar idi
işler güçler hep kar idi
ne para imiş bu para

selam veren gelirdi hep
yüzüme de gülerdi hep
sözde bana ölürdü hep
ne para imiş bu para

hep beraber gülüşürdük
neyimiz var bölüşürdük
ora bura dolaşırdık
ne para imiş bu para

para suyun çekti bir gün
gelmez oldu gelen her gün
kaşın çattı gülen her gün
ne para imiş bu para

borçlu alacak var dedi
alan veremem zor dedi
yiyen yediğini yedi
ne para imiş bu para

hepsinde binbir numara
gerek görmüyorlar ara
açtılar bin türlü yara
ne para imiş bu para

üç kuruşa böyle zillet
nasıl çeker bunca millet
usandım ben oldum illet
ne para imiş bu para

dün daha beslediklerim
haline yasladıklarım
erzine tosladıklarım
ne para imiş bu para

bir samana kırk yıl hatır
sayar vallah olsa katır
Allah sorsun çatır çatır
ne para imiş bu para

verdimse pek dert değil
inek gibi her gün sağıl
sonra otur ağla dağıl
ne para imiş bu para

ben para derdinden değil
mühim değil oldum sefil
yazdım zira az buz değil
ne para imiş bu para

varlığı sevdiriyormuş
her yerde övdürüyormuş
yokluğu sövdürüyormuş
ne para imiş bu para

ordan kesem burdan kırpam
paraynan dolsun torbam
alıp yüzlerine çarpam
ne para imiş bu para

anlamadı hiç Mustafa
nasıl zeka nasıl kafa
mal mülknen olur mu sefa
ne para imiş bu para

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:04 AM
Ne Tür Şair

Klasik değilim
Gerçek sadece akılla
Bilinemez bilirim
Ama mevzum
İnsandır yine de dizlelerde
Ve ahlakı gözetirim
Elimden geldiğince

Romantik değilim
Aklın yerini
Hislere teslim etmem…
İç alemi de
Dış alemi de
Anlatıyor olmak gerekir,
Çoğu kez ve bir çok kez…
İçsiz dış olmuyorsa
Ve dışsız iç
Bunları birbirinden
Ayırmak boş iş
Koskocaman bir hiç

Etkisel değil ki sözlerim
Tepkisel olsun
Realist de değilim
Romantiklere
Nispet olsun diye
Yaşamı olduğu gibi
Anlatmakla beraber
Olması gerektiği gibi
Hayal gibi, düş gibi,
Anlatırım bazen
İnsan ve toplum gerçeğini
Anlatabildiğimce
Anlatıyorum
Realistlere benziyorum
Bu yönümle biliyorum
Olayların altında yatan
Sosyal sebebleri
Hep araştırıyorum
Ama hisleri
Ve duygusal yaklaşımları
Kullanmaktan geri
Ben durmuyorum

Parnasist değilim
Evet gerçekçiyim gerçi
Ama sanat
Sırf sanat için
Olmamalıdır
Sanat sadece vitrinde
Kalmamalıdır
Sanat halkın gerçeğini
Sanat onun hayalini
Göstermekten geri
Kalmamalıdır

Naturalist değilim
Realist olmadığımdan
Azını yapmadım ki
Çoğuna geçebileyim
Sanat tabiatın bir kopyası
Olamaz oldurulamaz
Neden olmayacak bir hayalin
Peşinde koşabileyim

Sembolist değilim
Sadece iç alemle
İlgilenmiyorum ben
Gerçi çoğu zaman
Semboller ve şifreler
Kullanıyorum ama
Bu bende mümeyyiz
Bir vasıf olmadı

Empresyonist değilim
İzlenimcilik değil işim
Açıkça söylenecekleri
Açıkça söyledim
Kapalı denecekleri
Hep kapalıca dedim

Neoklasik değilim
Sembolistlere karşı
Ben benliğimin
Birilerinin benliklerinin
Derdini taşıyorum
Birilerine muhalefet için değil
Kendimce yaşıyorum

Futurist değilim
Geleneğe sahip
Çıkarım elbette
Geleneğin yanında
Çağdaş güzellikleri
Alırım kullanırım
Birim ölçü uyak
Olsa da olur
Eğer olmasa da
Kimine o hoştur
Kimine göre boştur
Renkler ve zevkler
Tartışılmaz bilirim
Ama gruplandırılabilir

Dadaist değilim
Ve dahi nefret ederim
Her türlü dil ve estetiğin
Canına kastedenle
Nasıl olabilir ki işim
Ben güzelin peşindeyim

Sürrealist değilim,
Gerçeğin üstüne
Çıkamayabilirim
Çıkıla da bilir
Bunu anlayabilirim
Benim sanatımın kaynağı
Bilinç altımda değil
Hem bilinç altından
Hem de gayet şuurlu
Bir şeyler söylüyorum
Elbette herkes
Geliştirebilir
Kendince bir yorum

Egzistansiyalist değilim
Kendi değerlerimi
Kendim yaratmadım
Değerlerim vardı
Değerlerim var
Değerlerim olacak da
Ben olsam da
Olmasam da
Bu değerler
Her zaman kalacak da
Ben varolan değerleri
Bir süzgeçle elerim
Atılacak olanı
Atar alınacağı da alırım

Ben böyleyim işte
Kendi halinde
Bazen şöyle bazen de öyle
Kendimi tarif edemem
Bu kısır döngüyle
Ben kendimce
Şiirler yazıyorum
Her şeye bir kulp
Takana kızıyorum…

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:04 AM
Ne var?

Bu nasıl baş bağlama yar
Yüreğimi dağlama yar
Hele sen de ağlama yar
Benim gibi yaren mi var?

Başında da karalar var
Ciğerimde yaralar var
Yüzün gülmez bu aralar
Yoksa sefan süren mi var?

Başın açık çıkma dama
Nazar olup düşme gama
Haberin de gelmez oldu
Kapında da duran mı var?

Başa kara nerden geldi
Al yazman mı sanki soldu
Böyle değildin ne oldu
Beni sana yeren mi var?

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:04 AM
Ne Varsa Var

Şafaklara götüren bu yolda
Baskı var
Zulüm var
İşkence var
Seviyorum diyen her bir kulda
İhanet var
Yalan var
Eğlence var

Seven sevdiğince
Beğenen kendince
Yaşar demişler
Arife tarif gerekmez
Yalan dileyene çokça
Söylence var

Efsunlamasın seni
Efsaneler masallar
******* uzundur
Ve karadır
Daha yolun başında
Ağlamaca var
Gülmece var

Ne yollar yürüyecek
Ne dağlar aşacağız
Kiminde türlü canavar
Kiminde karınca var

Şafaklara giden bu kervanda
Yiğitler var
Kahramanlar
Binlerce var
Bu yolda geri kalanlarda
Endişe var
Kaygı var
Tonlarca var

Geleceksen gel gayrı
Kalınca ne var
Durunca ne var
Ne varsa var
Yürüyünce var

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:04 AM
Nedensiz Ümitsizlere

Çökmesin ******* gözlerine
Elinden gelirse uyuma bile
Gönlünün en masum ümitleri
Nerde başlıyor Nerde bitiyor
Bu deli fikir voltaları
Nerde başlıyor nerde bitiyor

Bu şehir artık öldü diyorlar
Bu memleket adam olmaz
Diyorlar
Göremiyorlar bilemiyorlar
Neden hiç ümit beslemiyorlar

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:04 AM
Neler Ettin Sen Yar Bana

Aziz mübarek gün oldu
Yine gözlerim de doldu
Genç yaşım gitti soldu
Neler ettin sen yar bana

Saçlarıma aklar düştü
Bahtım başın dikler düştü
Damım baykuş bekler düştü
Neler ettin sen yar bana

Yazık demedin hep vurdun
Garip bu kalbimi kırdın
Ne aradın ne de sordun
Neler ettin sen yar bana

Sevdim dedin ezan niye
Bana böyle nizan niye
Oldum dertle gezen niye
Neler ettin sen yar bana

Mustafa hun oldu aktı
Kendi kendisini yaktı
Bittim şimdi neyim yoktu
Neler ettin sen yar bana

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:05 AM
Neler İstersin? ! ?

Göçmen kuşlar artık Çoktan gitmiştir
Son umutlar Artık bitmiştir
Ellerin bağlı Ağzın tıkaçlı
Dost yüzler Birer birer yitmiştir

Haykırmak bağırmak delirmek istersin
Dönmüştür gözlerin öldürmek istersin
Ellerin titrer kıpkızıl gözlerin
Sağı solu düşünmeden saldırmak istersin

Hiçbir şey kalmamış tükenmişsindir
Yorulmuş yılmış bitirmişsindir
Yapacak bir şeyler kalmamıştır artık
Bunalım takılırsın yenilmişsindir

Haykırmak bağırmak delirmek istersin
Dönmüştür gözlerin öldürmek istersin
Ellerin titrer kıpkızıl gözlerle
Sağa sola düşünmeden saldırmak istersin

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:05 AM
Nerden Düştüm?

Hayat bir meçhul değil
Tüm açmazlara rağmen
Her şey açık
Ve gayet net
Karşımızda duruyor
Sanmaki soyunuyor
İşte bak hep çırılçıplak

Say ki kıtalar
Uçsuz bucaksız değil
Eğil ey dağlar eğil
Bağıl ey gece dağıl
Renk renk doğuyor işte
Gün gibi
Her bir nevi
Bin bir renkte

Kendimce birini
Ben hiç bulamıyorum
Nerden düştüm bunların
İçine ben nerden
Uzaydan geldim sanki
Sanki başka bir gezegenden

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:05 AM
Ney?

Ben insanı insan bildim
Ağa neymiş paşa da ney
Ben günleri bahar bildim
Yaza neymiş kışa da ney

Yağ yakamam şerefim var
Tarafım ben tarafım var
Sultalarla hilafım var
Sağol Varol yaşa da ney

Yol sahibi yolun tutar
Dostum der de kolun tutar
Parası var pulun tutar
Ben bilmezem köşe de ney

Al gayrı ne bulursan al
Mümkünse gel ebedi kal
Bu dünyanın aslı hayal
Diriye ney leşe de ney

Mustafa bak, bak gör aha
Kavgan galib kılar şaha
Ben daha biçmedim baha
Bir ikiye beşe de ney

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:05 AM
Neyimize Bizim

Hürriyet marşımız olsun be gardaş
Esaretler neyimize bizim
Şehadet kârımız olsun be gardaş
Sefaletler neyimize bizim

Yürü namımız yürüsün be gardaş
Rezaletler neyimize bizim
Kavgamız şeref bürüsün gardaş
Nedametler neyimize bizim

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:05 AM
Neyleyim

Derdim benim alışmışım
Gayrı dermanı neyleyim
Bir gün bitecek ya işim
Bunca fermanı neyleyim
bağu bahçam harab olmuş
Elden harmanı neyleyim
Yaşım ömrüme küs benim
Dönen devranı neyleyim
El gülüyor mesut ve şen
Gayrı ziyanı neyleyim
Bir ben kaldım gamzedeyim
Başka bir şanı neyleyim
Elim bolda gönlüm darda
Ey bu Cihanı neyleyim
Mustafa gamla nam bul
Mestu Hayranı neyleyim

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:05 AM
Nidem Ben Yar Elinden

Ağlarım ben ağlarım
Karaları bağlarım
Sular gibi çağlarım
Nidem ben yar elinden
Öldüm bir yar elinden

Söylerim ben söylerim
Bu gönlümü eylerim
Yerin dibin boylarım
Nidem ben yar elinden
Öldüm bir yar elinden

Sızlarım ben sızlarım
O yarimi özlerim
Ben derdimi gizlerim
Nidem ben yar elinden
Öldüm bir yar elinden

Gezerim ben gezerim
Yol olur da tozarım
Mezarımı kazarım
Nidem ben yar elinden
Öldüm bir yar elinden

Ölürüm ben ölürüm
Ne sevinir gülerim
hacatımı dilerim
Nidem ben yar elinden
Öldüm bir yar elinden

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:05 AM
Niye Ne Diye

Sana sensiz türkülerde
Ağlayacağımı söyleselerdi
İnanmazdım

Bana bensiz hecelerde
Yanacağını söyleselerdi
İnanmazdım

Sana da kalmaz
Bana da kalmaz
Kimselere kalmaz
Bu dünya
Kavgalar niye
Üç günlük dünyada
Zulümler niye
Niye ne diye

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:05 AM
O an (Çığlığa Nazireler)

Yaratılmama rağmen bu dünyada
Yabancı biliyorum kendimi buraya
Mükemmelin peşindeyim
Daha ve daha...
Mutlu olunmuyor burada
İstediği kadar çırpınsın
Ve didinsin Mefisto
Faust mutluluğu
Bir türlü bulamıyor...

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:05 AM
O Taşlı Yolda

O taşlı yolda
Burkuldu bileğim
Ve yine o yolda
Ölmektir dileğim
Asfalt karası
Yüzlerde sırıtan
O yalan
O kahbe
Gülüşleri neyleyim

O taşlı yollarda
Yürüdü hep atlarım
Hiç bilmediler
Asfalt yolları
Ay ışığında
Buldular yollarını
Sokak lambalarını
Bilemediler

Ay ışığında beklerlerdi
Arı namusu iffeti
Satılmazdı kadınlar
Aydınlık yol ortasında
O taşlı yollardan
Geçer zaferimiz bizim
Bu asfalt yollar
Ki neyimize bizim..! ?

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:05 AM
Ogulcugum

Beni tanir mi bilmem
Melek yüzlü ogulcugum
Babam der mi bilmem
Sag yetimi yavrucugum

Ah bu yollar belli
Kaybolup da yitemem
Orda bir ev var uzakta
Ben yol bulup gidemem

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:06 AM
Oğul

Oğul benden tüfek ister
Barut ister savaşmaya

Oğul benden ne istersin
Var ya dağ gibi yüreğin

Haydi bundan kelli sana
Uğurlar ola..!

Oğul benden azık ister
Katık ister yaşamaya

Oğul benden ne istersin
Var ya dağ gibi yüreğin

Haydi bundan kelli sana
Uğurlar ola..!

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:06 AM
Oğulcuğum 2

O şehir
Her geçişimde yüzüme
Duvar çalan o şehir
Baş döndüren yükseklerden
Beton soğuğu bakan
Paramparça bakışlar barındıran
Gökdelenlerle dolu şehir…

Geldiği gibi gider mi
O duvar dilberine
Bu kanlı döngü
Bu deli zulüm
Geldiği gibi gider mi
Ak yüzlerle ve
Gurur dolu marşlarla
Soğuk yüzlü bu bakışlar
Söner mi bir gün
Uzun kavaklar altında
Akar gider mi bu kızıl
Mavi dere akışında
Sersem yollarda gezer
Binlerce hemcinsim



Gelen giden çok o şehirde
Geleni gideni çok o şehrin
Cam buğularına yazdığım sevdam
Büyüdükçe
Yazacaklarını
Meydanlara taşıyan kavgam
Buradayım en gri beton duvar önlerinde
Ve adını yazıyorum sevdamın sevdiğimin
Buradayım
Yalnız değilim hemcinslerim var
Burada mıyım
Benim gibi düşünen yok..!
Buradayım bu mahşeri kalabalıkta
Yok denecek kadar az…



Şimdi pişmanlığı esir edip
Onurlu yürüyüşüme
Kaldırımlarda yorgun dolaşan ışıklara
Kol kola
El ele
Omuz omuza
Fing atan aşıklara
Sürtmeden sözlerimi
Peronda bekleşen trenimin
Razı bir şekilde
Üçüncü mevki biletine
Son durakta ineceğim güzelliğe yöneldim
Özlemlerin tutuştuğu düşüncelerde
Kime dönsem ardını dönüyor
Soğuklaşıyor bir beton duvar gibi
Ben mahkeme duvarlarının dahi gülebildiği
Bir mekana hasret
Yok denecek kadar az olan
Bu mahşeri kalabalıkta
Sevdiklerime dönüyorum
Bu kader kalleş midir
Bu insanoğlu?



O şehir
Hep iyi tanıdı beni
Ben benliğimi bildirdim ona
O kendiliğini yutturamadı bana
Ben benliğini şehirlere okuyanları
Ben benliğini her sokak başında
Bir posta hesabı şehrin ortasına koyanları
Ben benliğini şehre teslim etmemiş
Dava adamları
Şehir fakültelerinden ders almamışları seviyorum
Ve diyorum
O şehir
Sizin gibi dostlar oldukça kalamaz böyle
Bu kavga biter
Ve bitecek bir şekilde
Bu yangın söner
Diner bu fırtına elbette
Bu zulüm elbette biter…

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:06 AM
Olmaz

Gayri uzaklara gitti
Gelmez gönül gelmeyecek
Talihin de sana çattı
Gülmez gönül gülmeyecek

Gidem desem gidemem ben
Bu deveyi de güdemem ben
Bu yad elde edemem ben
Olmaz gönül olmayacak

Gurbet elde hem neylerim
Kara toprağı boylarım
Ben sana her dem söylerim
Almaz gönül almayacak

Kadrini ki bilse senin
Canın yanmazdı canın
Akıyor gözünden kanın
Silmez gönül silmeyecek

Kurudu gönül ağacın
Senin gayri dinmez acın
Verdin kendin alıp tacın
Kılmaz gönül kılmayacak

Nazı kendisinin olsun
Cefa kendinde kalsın
Ben severim o da bilsin
Bilmez gönül bilmeyecek

Mustafaysan işin belli
Değil otuz kırk ve elli
Bir adamdır kelli felli
Yılmaz gönül yılmayacak

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:06 AM
Olmaz ki

Bana beni yaz diyorsun
Güzelliğin yazılmaz ki
Bana resmim çiz diyorsun
Şafak yüzün çizilmez ki

Sana seni yazmıyorsam
Sana resmin çizmiyorsam
Ardın sıra gezmiyorsam
Ömrüm yetmez gezilmez ki

Bakma manalı manalı
Nasıl anlatam gerdanı
Ağzından akan balı
Tattım yeter süzülmez ki

Seviyorum dedim yeter
Verme bana gamla keder
Duam ömrüm evvel biter
Sana mezar kazılmaz ki

Yapma bana yeter bu naz
Yakarsam mı etsem niyaz
Sen de beni kalbine yaz
Böyle dudak büzülmez ki

Aklım baştan aldı sözün
Hele de o melek yüzün
Canım çekti aldı gözün
Böyle deli süzülmez ki

Mustafa’n seviyor seni
Yıllar oldu değil yeni
Beşeriz biz insanız yani
Hemen öyle kızılmaz ki

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:06 AM
Olmaz Olamaz

Kalpsiz yaşanabilir mi?
Susuz olur mu hayat?
Ben yokum diyorsun
Söyle ola bilir mi?

Olmaz olamaz
Olamaz imkansız
Sensiz bu hayat geçmez
Söyle geçebilir mi?

Ruhsuz beden olur mu?
Çiçeksiz bahar gelir mi?
El-veda diyorsun
Söyle denebilir mi?

Denmez denemez
Söylenemez imkansız
Bunca yaşanan varken
Söyle deneb bilir mi?

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:06 AM
Olmaz Olmaz

Nice iş var iş içinde
Ağıt olmaz gülsem olmaz
Elim kolum bağlı böyle
Gitsem olmaz kalsam olmaz
Bir gocayken açamadım
Dursam olmaz solsam olmaz
Tez ağaran bu saçlarım
Her bir telin yolsam olmaz
Hor kullandım şu ömrümü
Yeni baştan gelsem olmaz
Yağmur gibi gözümde yaş
Salsam olmaz silsem olmaz
Mustafa tek sensin sebep
Kozum senle bölsem olmaz

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:06 AM
Olmaz Olsun

Yıllar oldu yaşadığım
Nice dondum üşüdüğüm
Yıllar oldu hep uzakta
Mutluluklar hep tuzakta

Olmaz olsun olmaz olsun
Böyle bir hayat
Olmaz olsun olmaz olsun
Böyle karanlık
Olmaz olsun olmaz olsun
Ah bu zindanlık
Olmaz olsun olmaz olsun

Yaşamaya sevdalıydık
Ölümüne kavgadaydık
Yüreğimiz sevgi dolu
Kırıksa da dalı kolu

Olmaz olsun olmaz olsun
Böyle bir hayat
Olmaz olsun olmaz olsun
Böyle karanlık
Olmaz olsun olmaz olsun
Ah bu zindanlık
Olmaz olsun olmaz olsun

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:06 AM
Ondan Sonra Konuşalım

Bir güzel güne hasret
Kapanır mı gözlerim
Her günü dolu kasvet
Öfke dolar sözlerim

Açlıktan ölen mi var
Sebebini soran mı var
Çöpünüzde bakın ne var
Ondan sonra konuşalım

Soyu biter hayvanatın
Soruyor bak süslü hatun
Neden mamül kürkün rujun
Ondan sonra konuşalım

Günahı çok sosyetenin
Bitmez bilirim kozlarım
Bizi soyan bu çetenin
Hüsranını ben gözlerim

Tabiat ana ölür der
Güzel parfümleri sever
Söyle ozonu ne deler
Ondan sonra konuşalım

Ben niye hep çatarmışım
Biri bine katarmışım
Sorumsuzluğunu söyle
Ondan sonra konuşalım

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:07 AM
Onur Savaşı (Çığlığa Nazireler)

Sevebilirsin beni
Ben de seni
Ama bu hisler sana
Beni sorgulama hakkı
vermeyecek sana

sorarsan eğer
bu durumuma sebeb
Onurumdur
Onur duygularımın
Aritmetik toplamıdır

Evet
Kimliksiz insan
Nasıl hiçse devlet için
Onursuz insan da
Kendi gözünde bile bir hiçtir
Onur
Dava adamının
Kızlık zarıdır
Ha onuruyla oynanmış bir insan
Ha iğfal edilmiş bir genç kız
Onursuz kişi
Kişilik fahişesidir
Ben buyum
Budur derdim
Yani
Şahsiyetimin peşindeyim

Ve şunuda bil
Kaybetmek kesin de olsa
Direnmekten başka
Bir çare yok
Direniş
Akıntıya kürek çekmek de olsa
Başka şansın yok…

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:07 AM
Orta Yerde

Sen bir Leyla idin çöllerin ortasında
Ben bir garip mecnun yolların ortasında
Yalpalamış durmuşum sahilden sahile
Çer-çöp gibi kalmışım ah sellerin ortasında
Efganım bağbanı, dikeni ve yaprağı
Usandırdı amma yalnızım işte güllerin ortasında
Bir bülbülüm böyle öz yurdunda garip
Vatan bulurum güya ellerin ortasında
Kalmadı yaşım dök dök tükendi billah
Ağlamaz ağlamaz diyen dillerin ortasında
İstemem dedikçe ben hep önüme sürdüler
Ağulu aşlara mahkumum balların ortasında
Mustafa me’yus dili durmaz yangın
Yaranamam, ne etsem şaştım kulların ortasında

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:07 AM
Ozan Dediğin

Ozan dediğin mertçe
Sözün söyler duramaz
Susp öyle namertçe
Onurunu kıramaz

Ozan dediğin erdir
Aşıktır gözü kördür
Dertlidir dili zardır
Kimse derdin soramaz

Soramazlar dert yanar
Kavurur ki sert yanar
Namert yanar mert yanar
Kuru yaş ayıramaz

Ozanlıktır bir zor iş
Onda aynı iç ve dış
Canına takmıştır diş
İşin sonun göremez

Mustafa sen ozansan
Sonra yatıp uzansan
Ozanlara kızansan
Ozan sefa süremez

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:07 AM
Öfke

Eridim damla damla
Hüzün yatağında aktım
Gülemdim
Hep ağladım
O nurlu yüzler
Kayboldu artık
Gönül albümünde
Resimleri soldu
Ve kayboldu teker teker
Aşk kaynayan pınarlarım
Öfkeyi ve kini ve karamsarlığı
Hortlatıyor bire birer
Yarın güzel günleri fısıldamıyor
İyi değiliz halimiz iyi değil
Farkında mısınız?

Hayat denen bir oyunda
Tükendik yavaş yavaş
Bir yalan olduk belki de
Bir nehir olduk çağladık bir zaman
Bir ateş olduk yaktık bir zaman
Tükenişimiz yok oluş değil elbette
Belki bir kitabın
Raflarda mahkum edilmesi gibi bir şey
Belki yeni bir el
Keşfeder de okur bizi kaygısındayım
Müjdesi mahpus yarınlar söylüyor
İyi değiliz halimiz iyi değil
Farkında mısınız?

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:07 AM
Ölmedim Ölemedim

Ağladım seneler boyu
Gülmedim gülemedim
Yalvardım Allaha
Ölmedim ölemedim

Katliam ve ölümleri
bitmeyen işkenceleri
Bu yangının nedenini
Bilmedim bilemedim

Kavgamın öyküsünü
yüreğimin kaygısını
Sevdamın türküsünü
çalmadım çalamadım

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:08 AM
Ölmeyesin

Hey gidinin delikanlısı
Bak hele şu simaya
Kaşlar hilal
Gözler yıldız
Yürüyüşü destan
Görenler mestan

Ölmeyesin
Ölme de görüver günü
Yad ederiz belki dünü

Birlikte yatardık
Ortopedik banklarda
Çiğ sarardı gömleğimizi
Üşürdük…
Biz de bir çobandık
Gerçi köy görmedik ya
Kendimizi güttük inan ki
Kendimiz gibileri
Hora hor bakmadık
Horluğunu koyana dek ortaya,
Demedik hor kelam.
Takılası ne vardı ki
Takmadık hiçbir şeyi
Takılası şeyler müstesna.
İncitmedik karıncayı
Ses etmedik
Kimsenin tavuğuna


Amma vurduk kimi zaman
Kimilerine
Karınca olsa tavuk olsa
Vurmak ne
Karakollarda hesabını vermek ne
İşten güçten olmak
Neydi yani
Dirisi beş kuruş etmez
Ölüsüne güç yetmez
Gavatların hesabını vermek ney..! ?

İşsizdik kardaş hani
Beş kuruşsuz gezerdik…
İpsizi sapsızı bol kaldırımlarda
İzmarit toplar
Yüreğimizle çekerdik
Kulanılmış dumanları…
Sen pankartlar bağlardın direklere
Afiş yapıştırırdın
Hani kızardım ya
Sömürtme kendini diye
Her zaman derdin “niye? ”
Ama her zaman yine de ekipler
İkimizi kovalardı
Benim suçum neydi
Neden kaçayım..! ?
Aç karnımı dahi görmeyenlerin
Pankartını neden asayım
Pankartını kim görür
Açlığı açıklığı bilmeyenelerin
Benim zorum neydi afiş asayım..! ?

Ölmeyesin
Ölme de görüver günü
Yad ederiz belki dünü

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:08 AM
Ölmeyesin 2

Bizdik buraların
Külhanbeyleri
Yiğitleri ve efeleri
Mertlikti fasikül fasikül ya kitabımız
Vurulduk tohum olduk
Kanadık can verdik tohumlara
Döküldük yaprak gibi
Ve çekildik
Darağaçlarına
Bayraklaştık bu yolda…
Bizden sonra fihristi gelir
Bu yiğitlik ve mertlik
Külliyatının..

Tohum ekse çiftçiler
Bil ki bizi ekiyor…
Bir götürse deyyuslar
Bin geliriz Yalanım yok..!

Ölmeyesin
Ölme de görüver günü
Yad ederiz belki dünü

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:08 AM
Ölmeyi Seçtim

Medar-ı iftiharın olacak
Derbeder ettiğin bu mecnun
Bu kadar özenle bana
Bu zulmün niye
Naz edişin niyaz edişin
Öyle çekip gidişin
Sırf seni sevdim diye

Ölmek ve kalmak
Bir benim için artık
İşte sensizliğin takvimine
Çektim bir yeni kertik
Bir yara daha demek bu
Bu aciz tenime bedenime

Ölümü gösterip te hastalığa
Kimse razı edemez beni
Ben öğrendim yaşarken
Bin kez ölmeyi
Ben sensiz kalmaktansa
Ölmeyi seçtim
Acıyan bakışlarla aynada
Kendime gülmeyi seçtim

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:09 AM
Ölmüş

Ağlamasın dertli bülbül
İlk yazda al gül de ölmüş
Yangınımız olmuş bir kül
Gür yanarken kül de ölmüş

Baktım izler izde değil
Kulak verdim sözde değil
Söz dediği özde değil
Laf diyorlar dilde ölmüş

Viranede namaz kılan
Zikirde semayı delen
Amel edip iman çalan
Ruhu derler kul da ölmüş

Dilim giydirirse kilim
Mustafayım aksın selim
Yazda güz bozulmuş iklim
Esip geçen yel de ölmüş

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:09 AM
Ölülerle

Sağlar bana ümit vermez
Ölülerle kaldım bu gün
Diriler yanıma varmaz
Ölülerle güldüm bu gün

Dağlar taşlar bana yardı
Mevsim güzel bir bahardı
Dün yanımda sağlar vardı
Ölülerle geldim bu gün

Vurdum kırdım dört yanı
Baktım hanem bomboş hanı
Ben anladım şeref şanı
Ölülerle buldum bu gün

Başım ağrıyı ağrıyı
Kaç yıl güttüm ben eğriyi
Bulamadım hiç doğruyu
Ölülerle bildim bu gün

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:18 AM
Ölüm

Ölüm doğum için
Yapım yıkım için
Rivayet böylece
Düşündüm
Doğan ölecek
Ölen doğacak

Yaşam ölümün başlangıcıdır
Soluk almak bizi yaşatır
Ama her nefeste hikmet
Ömür tükenir

Yaşamın başlangıcı
Ölümün habercisidir
Her kalb atışı ise
Ecelin ayak sesidir.

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:18 AM
Ölüme Nazire

Birer birer sararıyor insanlar
Sonbahar çökmüş gibi
Birer birer dökülüyorlar
Sararan yapraklar gibi
Toprak bu ana gibi
Sarıp sarmalar hepsini
Sormaz ki kimdir nedir
Kimin nesi kimin fesi

Daha ben doğmadan her iki dedemi
Sonra babannemi
Ve anneannemi
Sonra Cevher
Sonra Şamil
Sonra Ahmet
Sonra Halit
Gittiler birer birer

Ölümler bana koymaz
Desem büyük yalan olur
Ölümler ırgalamaz
Desem bir vidansızlık
Ağlıyorum desem mübalağa
Çok da umrumda
Sanki dertleri dert ettikleri
Ama seviyordum
İşte öylesine
Ve hala yaşıyorum
Ben de onlar gibi ölesiye

Ölüm ölüm ise
Ölüme ölüm denilebilir
Ölüm ölüm değilse
Ölmeye ne denilebilir

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:18 AM
Ölür müsün?

Dinle güzel bir çift sözüm
Dersem n’olur ölür müsün?
Kimi çalar söyler sazım
Sorsam n’olur ölür müsün?

Ağlarım ben kırarsın hep
Halimi sen görürsün hep
Ne o kaçıp durursun hep
Görsem n’olur ölür müsün?

Aşıp gelmiş gibi çölü
Ölü gibiyim ben ölü
Koynumdaki allı gülü
Versem n’olur ölür müsün?

Huyunu bilirim elin
Telin zay etmem ben telin
Oluversen bana gelin
Sarsam n’olur ölür müsün?

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:18 AM
Önüm Aksın İki Gözüm

Gel de gelir isem eğer
önüm aksın iki gözüm
kal de kalır isem eğer
önüm aksın iki gözüm

hasretinle ben del olsm
ah inen yaşımı silsem
gelmem ben derdinden ölsem
önüm aksın iki gözüm

git demek öyle kolaydı
her gel dediğin geleydi
sana beş dakka güleydi
önüm aksın iki gözüm

Mustafayı kırdın sen
can evinden vurdun sen
gelmem billah bir gel desen
önüm aksın iki gözüm

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:18 AM
Öyle Erkekler Var

Öyle erkekler var
Sözlerini tuttular
Öyleleri de var
Sırasın bekliyorlar

Öyle erkekler var
Sözlerini yuttular
Neler dediler ah
Hep üstüne yattılar

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:18 AM
Öyle Sansınlar (Bahadır Özen'e Nazire)

Bir olalım
Yine güller dikelim
Bülbülüz her dem
Gülü sevelim
Güle bülbülleşelim
Sevdikçe gülleşelim
Açalım türlü renkte
Bu cihanı saralım
Koparsınlar bizleri
Yarım Kaldık sansınlar

Kem gözleri kem yüzleri
Başlarını yesin Kem sözleri
Dem sürsün harman olsun
Savursunlar bizleri
Yarım kaldık sansınlar

Kimse yazımızı yazamayacak
İzimizi kimse
Bozamayacak
Bize mezar kimse kazamayacak
Bizi tarih saramamışken
Bize Nebi aguş açmışken
Gömsünler bizleri
Yarım kaldık Sansınlar

Bu sevda biter mi
Öyle sansınlar
Oyalansınlar
Kansın, aldansınlar
Öldürsünler
Vursunlar bizleri
Koy ver
Yarım kaldık sansınlar

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:18 AM
Öz Yurdumda Garip Kaldım

Öz Yurdumda garip kaldım
Ağlarım ben zarı zarı
ne gün gördüm ne de güldüm
benzim oldu sarı sarı

dolaştım ben yanı yanı
eski derdim değil yeni
çokluk cezbetmedi beni
inzivada buldum karı

Ben başımı dardan aldım
Servetimi sırdan aldım
Sanmayın ki kordan aldım
Ben buzdan aldım narı

Mustafayım zor susarım
Susarsam da pir susarım
diyorsa ki yar susarım
ben bülbülden aldım zarı

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:20 AM
Özüm Kalacak

Dert yanmadan geçecek
Bir günde gözüm kalacak
Bu isyanım biter mi bilmem
Kahırlarda sözüm kalacak

Ağlayacağız kanayacağız
Sızlayacak inleyeceğiz
Asli vatana döneceğiz
Gurbetlerde yüzüm kalacak

Unutulur her acı her tasa
Bugün boğulsak da yasa
Ayağım çıplak elimde asa
Az gittim uzum kalacak

Gidemediğim diyar yansın
Uğramadığım civar yansın
Ben yandım biraz da onlar yansın
Ben gidersem de kuzum kalacak

Mustafa yazdı sızısını
Gem aldı artık azısını
Kesseniz de her bir azasını
Bedenim değil özüm kalacak

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:20 AM
Pınara Varamadım

Pınara varamadım
Gülleri deremedim
Bir güzele rast geldim
Nereli soramadım

Pınardan içemedim
Ben senden geçemedim
Felek düşman mı bana
Elinden kaçamadım

Pınarın dibi derin
Başı esiyor serin
Öldürecek ah beni
Yarası bir dilberin

Pınarın soğuk suyu
Tam boyumdadır boyu
End****** mest oldum
Hem göynümcedir huyu

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:20 AM
Sabırla Bekliyorum

Sabırla bekliyorum
Ölümün beni
Alacağı günü
Gün dizdim
Gün üstüne
Tesbih gibi
Gün be gün
Aydınlıkta kaldı
Büsbütün yıldızlar
Hayallerde yaşadılar
Güneş batınca
Herkes anladılar
Onlar hep vardılar
İnsan işte
Onlar
Bilmediklerine düşmandırlar

Sabırla bekliyorum
Ecelin beni
Yakalayacağı anı
Marjinal bir duruştu yani
Hayat dediğim şey
Astım kestim
Yıktım yaktım
Kimseyi koymadım
Ama kendime
Bir kez dokunamadım
Herkese vurdum
Bir bana vuramadım

Aldandım belki
Ama anlayamadım

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:20 AM
Sakallarım Var Diye

Git evine kes dediler
Daha neler söylediler
İş istedim vermediler
Sakallarım var diye

Delikanlı salmaz imiş
Bu genç yaşta olmaz imiş
Kimse işe almaz imiş
Sakallarım var diye

Dedi kodu koymaz peşim
Takiptedir her bir işim
Elimden almışlar aşım
Sakallarım var diye

İstemem ev istemem aş
Kesilmez o kesilir baş
Varsın noksan gelsin maaş
Sakallarım var diye

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:20 AM
Salını Salını Gider

Salını salını gider
Aklım baştan söker gider
Süzüne süzüne bakar
Han evimi yıkar gider

Ben diyemem zalımsın yar
Omzunda da vebalim var

Ağulu ağulu söyler
Göynüme od yakar gider
Saçın ata ata dinler
Beni yere çakar gider

Ben diyemem zalımsın yar
Omzunda da vebalim var

Ağlar ağlar deli başım
Halim sormaz bakar gider
Derman olmaz hiçbir zaman
Başım derde sokar gider

Ben diyemem zalımsın yar
Omzunda da vebalim var

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:20 AM
Salla Gitsin Felsefesi

Sensiz bir hayat
Düşünemiyorum
Sensiz bir yaşam
Olamaz diyorum
Seninledir mutluluk
Evet biliyorum
Sensizlikte herkeste
Var hep bin bir yorum

Neye güvenebilirler
Bunların ne var, nesi?
Hergün aynı martaval
Salla gitsin felsefesi

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:21 AM
Sana

Sana ne hilal kaşın
Ne ceylan gözün
Ne gonca dudağın
Ne de selvi boyunu
Demeyeceğim

Çünkü biliyorum
Bu söylemlerle
Bulvarda gezinen
Zamane genç kızının
Koyu arasına sıkışmış
Posasıyla eş
İfadeler kullanmış olacağım

Ve sana olan sevdam
FM dalgasında kırıştıran
Şurasının kralı
Buraların imparatoru
Falancanın gözü
Bilmem nerenin gülüyle
Aynı hisleri taşıdığım
Zannedilecek

Ama öyle değil işte
Laf söyletmem
Bulduğum orta vadeli çözümüm
Sana sadece
Seni seviyorum
Demekle yetineceğim

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:21 AM
Sanat

Sanat sanat içinse
Sanat bana göre değil
Sanat toplum içinse
Sanat bana göre değil

Bir fikrin ışığında
Edebin eşiğinde
Olmazsa döşeğinde
Sanat bana göre değil

Haktan bahsetmiyorsa
Hakkı hissetmiyorsa
Hakkı kesbetmiyorsa
Sanat bana göre değil

Herkes senle değildir
Mustafa sen sence bir
Sanat diyorsun eydur
Sanat bana göre değil

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:21 AM
Sanmasın Kimse

Sanmasın hiç kimse
Bunlar boş laf diye
Dilimde mi kalacak
İntikam yeminlerim

Gün gelecek
Gün gelecek
Sel gidecek
Kum kalacak
Hasret kaldım
Name yazdım
Çöl içinden
Dün gelecek

Sanmasın hiç kimse
Bir hayal peşindeyim
Rüyalarda mı kalır
Va’d olunmuş zaferim

Şan gelecek
Şan gelecek
Ben gitsem de
Nam kalacak
Ya olacak
Ya olacak
Belki biraz
Kan gelecek

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:21 AM
Sanmasın Kimse 2

Sanmasın kimseler
Şimdiki suskunluğum
Korkudandır
Hayır, hayır…
Aldatmasın sizi sabrım

Bir güdümlü füzeyim
Kilitleneceğim hedefi
Şimdilik kolluyorum
Ve bir gün
Artılarım birleşecek
Bir sinyal çakacak
Kıyamet kopacak
Fırlayacağım yerimden
Saplanıvereceğim
Bağrına ihanetin
Zulümün ve kahbeliğin
Hiçbir şeyde gözüm yok

Sehbalara sözüm var
Urganlarda gözüm var
Kalem sende
Kitab sende
Ey Rabbim
Mahcub etme beni

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:21 AM
Savaş (Çığlığa nazireler 2)

savaş varoluştur bir tanem
savaş iktidar kanunudur
savaş hayatın bedeli
savaş saadetlerin semeni
tabiatın bağrında var bir savaş
kelebekler
güvercinler dahi yapıyor
ve uğurböcekleri
barış dönemleri dahi
nitelik değiştirmiş
birer savaş zamanıdır
böyle de diyebilirsin yani
güçsüz kalırsan
güçlülere yem olursun
savaş
inkarı güç
hazır olmayanıysa
kahredecek bir trajedyadır...

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:21 AM
Selam Söyleyin

Selam söyleyin
Acıları yutanlara
Dağları tutanlara
Selam söyleyin

Selam söyleyin
Çığ düşürenlere
Bent taşıranlara
Selam söyleyin

Her ne kadar uzakta
Olsam da sizinleyim
Keleşim yoksa şimdi
Duamla sizinleyim

Selam söyleyin
Mekanizma kuranlara
Allah için vuranlara
Selam söyleyin

Selam söyleyin
Ufuk tutuşturanlara
Acı geçiştirenlere
Selam söyleyin

Her ne kadar uzakta
Olsam da sizinleyim
Silah yoksa da elimde
Duamla sizinleyim

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:21 AM
Sen Hürsün

Sen hürsün, sen hürsün
Sen hürsün sen…

Sürüsen de zincirleri
Çeksen de sancıları
Dökülecek incileri
Sarsacaksın tamam mı?

Mahpuslar şen olsun
En son gün bugün olsun
Acılar da hep dün olsun
Güleceksin tamam mı?

Sen hürsün, sen hürsün
Sen hürsün sen…

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:21 AM
Sen Konuşurdun

Sen konuşurdun
Hüzünlü düşüncelere
Dalardın kimi zaman
Hangi perdeleri
Açardı sana dostun

Rahatın yoktu senin
Bir hüzünlü tebessümle
Gülerdin gül yüzlere
Lüzumsuz konuşmak
Boş konuşmak
Sıfat olmadı sana
Lüzumsuzluk semtine
Uğramazdı edebten
Veciz sözler söylerdin
Anlamayız belki çok kez
Her dediğinden
Her dediğini
Ne fazla derdin
Ne de noksan
Kabalık ne kelime
Küçümsemek ne
En kibardın sen
Bir küçük tepe gibi görünen
En yüce dağdın sen

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:21 AM
Sen Neyler isen Beni

sana beni desem beni
sen neyler isen beni
benim derdim değil yeni
sen neyler isen beni

desem sana vurgun düştüm
peşinden ben koş koş şaştım
senin için dağlar aştım
sen neyler isen beni

ağlıyorum yana yana
aşkın kasteyliyor cana
ben diyorum beni sana
sen neyler isen beni

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:22 AM
Sen Öğrettin

(Şehid Seyid Kutub'un Aziz Hatırasına)

Senden öğrendik
Ölürken doğmayı
Senle belledik
Kurakta yağmayı

Senden öğrendik
Kavgayı yaşatmayı
Sen okuttun ah
Umutla savaşmayı

Senden öğrendik
Cansızken can vermeyi
Senle anladık
Mezardan gül dermeyi

Sen gözü karaların karası
Sen deli gönül yarası
Sen mustazafın dermanı
Sen mazlumların imamı

Sana borçluyuz
Dosdoğru anlamayı
Senle hınçlıyız
Savacağız belayı

Biz bir göz isek
Bebeği sensin sen
Toprak olmuşsak
Çiçeği sensin sen

Biz ölsek te sen
Kalacaksın her daim
Biz kalsak da sen
Olacaksın her daim

Sen gözü karaların karası
Sen deli gönül yarası
Sen mustazafın dermanı
Sen mazlumların imamı

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:22 AM
Sen..! (Ferhad'a Nazireler)

Tarife yaraşır seni
Bir söz bilmiyorum
Sana
Sen diyeyim sade
Sen kendini bilirsin
Adın bile hep yücelerde
Dokunmak sana ve tutuşmak
Hissetmek ve kavrulmak
Seninle yaşarken sırılsıklam
Tarifi imkansız bir his
Bir duygusal sis
Bir yalnızlıktı
Bir yitişti kalabalıklarda
Nasibimiz

Tehir ettim her şeyi
Ama biri müstesna
Sendin
Sen gibi bir şeydi
Sana benzerdi
Sen olmayan ama
Sence bir şey
Bilinecek bir şey olsan
Bilinirdin elbette
Ama sen
Bilinmezliğin sevdası
Gidilecek yol olsan
Son bulurdun amma,
Kaf dağının ardına düşer izin
Bir rüya olsaydın eğer
Kehf ashabı gibi
Razıyım yüzyılların uykusuna
Kapkara mağaralarda olsun
Ama bahtına
Kara düşmesin senin

Livaların gölgelerinde
Dağlardan nehirlerden
Düşün ki
Binlerce yıllık bir esatirden
Tek başına ümmet
Tek kişilik bir marş
Tek kişilik bir savaşla
Çöksün gemimiz
Dağ başlarına
Sen
Bizi fırtına gibi
Savuran havalara
Bir mancınık
Sen dağlardan ateşleri
Güllük gülistanlık kılansın sen

Ve sen
Düşünüldükçe
Düşünülmesi gereken
Seni düşünmekten
Kalmaz kararım desem
Yalan olur
Fikrim talan olur
Sen
En doğrumsun benim

Şimden geriye
Ne kalacak dersin
Sen
Başlar omuzlar üstünde
Kalacaksın sen
Yazdıklarım
Sayfalara emanet
Yaşadıklarım
Gören dillere
Senle
Sığmadık çağa
Çağ dediğin tanıyamadı bizi
Ötelerin anlaşılmazıydı
Onun için
Mürteci dediler bana

Bu gün şiirini
Okuyorsam duvarlara
Firavunlara haykırmak
İsterim seni
Şiir gibi bir güzellikte
Yaşamak isterim seni
Ve en can alıcı bir sözle
Biten bir şiirin olmak isterim

Benim milletime benzer soluğun
Milletim sana benzer
Bir yanın hicret
Bir yanın bedir
At oynamasında yüreğim
Korkuyordu hep…
Bir yanım sevda ve hasret
Bir yanım kan barut
Kokuyordu hep…
Görmediğim derdin kalmadı
Ve bazı bazı yasaklandın bana
Ateş olsan
Avcumda taşırım seni
İdam fermanımsan
Göğsümde taşırım seni

Seni sen diyerek dahi
Anlatamadım
Sen
Bir uçurum gülüsün
Her el atışımda dalına
Tepelerden düşüşüm
Ve kanter rüyalardan dönüşüm
Acı gerçekleriyle
Hayatın tam ortasına

Sen
Seni senden iyi bilirim
Diyenlere bildirmişken haddini
Tanımsız bir kelime
Sınırsız bir ülkeydin
Sığmayan atlaslara
Bir güldün ya
Her memlekette bir başka
Açıyor kan kırmızı yaprağın
Nereliyim bilmem
Senleyim senliyim desem! ? !

Uzaktaki sen
Yakındaki sen
Özlenen sensin
Vuslatım sen
Sen yarın gibisin
Her doğan günde
Bir gün öte giden
Bu gün
her şeyi değiştirmek gibi
bir sivriliği
göze almışsam ben
sen
tek değişmezimsin elbet
sen kal bu dünyada
kibrit suyu
geri kalan ne varsa

seni andı diye
kaç iklim kurutuldu bilsen
bilirsin
her yağmuru
döktüğün yaşın saydım
kaç zulüm
kaç ölüm vurdu efradını
bir başına seni
bunlara muhatab kılmak nedir
zillettir..!
bir koca rezalet..!
unutma ensarını

Unut
Bu gün her ölüm haberiyle
Bir kez daha ölürken ben
Her sen deyişimde
Ve her zikredişimde seni
Hayata dönüyorum
Unut
Kaç benliği barındırdın
Bağrında ben gibi
Ben benlerden önde kendimi
Sunamam kendimi unut

En kara yerindeyim gecenin
Bir ateş böceği kadar kalsan
Yine de sensin ateşim
Gözlerimi sana akord etmişim
Nazarımda bilse aydınlığını
Güneş utanırdı herhal
Ay ısırırdı parmağını

Hiç kimselerin bilmediği
Görmediği ve bilmediği
Günahım gibi
Unutmam seni
Artık çöllere düşmek
yok senin için
dağları da delmeyeceğim
dar sokaklara düşeceğim
neon lambalar altında ilerleyecek
gerekirse betondan
dağları deleceğim
çünkü sen ordasın
çünkü ben senliyim
Bir Medine havasında
Seni solumak
O da bunu severdi diyerek
Misk sürünüp her yanıma
Hayya’ales salah
Hayya’ales salah
Nidasında
Fırlamak istiyorum sokaklara
Allahu Ekber, Allahu Ekber
Ben ve ben gibileri
Kad kamet’is salat komutunda
Hazırola geçmek istiyoruz
Bir tek ordu gibi
Dünyanın dört bir yanında

Sana aşk dedi kimileri
Kimileri dava
Kimileri sevda ve kavga
Beni açmıyor
Bu bana yetmiyor
Her adımında nasıl
Yaklaşırsa insan bir yerlere
Her sözümde
Senleşmek istiyorum
Biraz daha

Allı morlu çiçek açmış
Baharlarda gözüm yok
Pembe panjurlu
Hayallere sözüm yok
Ben benim
Senle olan hayalime daldım
Şayet koca dünya
Bir meydan olsa
Ve ortasında ben
Yada benim gibi birileri
Hiç tereddüdün olmasın
Hiç şüphen olmasın
Tek başımıza kalsak da
Yine seveceğiz seni
Ve yine haykıracağız seni

Ve
Suçsa sevmek seni
Bu suçun müptelasıyım
İyi bilin..!
Ve çok deste birilerine
Benim seni sevmem
Hiçbir şey demem
İşte ben seviyorum
Kendimi ihbar ediyorum..!

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:22 AM
Sendedir Çare

Sendedir sana ermeye çare
Kapına geldi işte bi-çare
Usanmadı hep gezdi avare
Ümidim sensin sendedir çare

Beni de oduna atmayasın
Beni münkirlere katmayasın
Bir başıma zora itmeyesin
Ümidim sensin sendedir çare

Benim deli gönlüm hacat dolu
Amelimin el hak bozuk yolu
Meçhuldü meçhul sağı ve solu
Ümidim sensin sendedir çare

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:22 AM
Senden Geri

Küsme dilber gel ha beri
Gitme güzel kal ha bari
Dolandım ha ben her yeri
Bulamadım senden geri

Derdim benim çoktu amma
Kadrim bilen yoktu amma
Seni gördüm bildim sanma
Bilemedim senden geri

Aklım baştan aldın güzel
Kalbim yardın dildin güzel
Beni nere saldın güzel
Gelemedim senden geri

Güzelliğin ne de muciz
Varım aklım vardı naçiz
Yüreğimi ettin haciz
Alamadım senden geri

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:24 AM
Sensiz Bir Gece Daha

Ağlamaksa benim kaderim
Nasıl biter ki
Bu bencil kederim
Kaderden kaçış yok
Bunu bilenlerdenim
Kederin pençesinden
Söyle nereye giderim..!

İşte yine sensiz bir gece daha
Vaktim çok hicranla ağlamaya
Ama imkanım yok
Bu talihsizlikleri anlamaya
Anlayabilmek olanları
Ve kavrayabilmek
Korkutuyor beni
Ya gerçekler başkaysa
Umduklarımdan

Anlamaksa benim kaderim
Anlamadıklarımı
Anlayabileceğim
Bir dilimine tehir ettim
Bu kaderimi zamanın

Ey felek
Dur bir dakika
Yok mudur emanın
Bir damlacık
Saadeti bana
Çok görüyorsun
Bilmem ki şu an dahi
Ne ağlar örüyorsun

İşte sensiz bir gece yine
Vaktim çok
Kederimle hasbihale
Acı sızı keder gam
Rehin almış hep beni
Türlü işkencelerden
Kırılmış kalbim
Bir sahrayı andırıyor
Yokluklar memleketi
Derunum benim

Aydın olsun gözün
Taş kalbimi
Erittin işte
Şimdi bir mağmayım
Yanmış bir taş
Ben ki bir derbederim artık
Halim keşmekeş
İnebilirsin artık o yücelerden
Nasıl olsa bittim ben
Bir leşim artık bir leş…

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:24 AM
Sevda mıydı Bizimkisi (Ümide Nazireler)

Sevda mıydı bizimkisi,
Sevdamsı bir şey miydi?
Neydi o bizi tutup da bağlayan
Neydi gençliği harcatan
Yüreğimizi dağlayan
Damarlarımızda kaynayan
Bir volkan mıydı dersin?
bir yangın ortasına düşmüş gibi
Nasıl da çırpınırdı yüreciğim
Bir sel gibi aktı gitti zaman
Ellerimden

Yorgunum ama yılgın değil
Yorgunum binlerce kez ölmüş dirilmişim
Yorgunum binlerce yıl yaşamış gibi
Nerde bin kez sürdüğüm ömrüm
Nerde o benim olacak şafak
Nerde kan kırmızı açacak güllerim
Nedir bu ellerime saplanan
dikenler habire..! ?
Nerde o
Yangınlar ortasında
Yeşerttiğimiz gülistan

Hiç doymadık döğüşe kavgaya
Eylemlerde uyandık hayata
Kudurmuş zamanın hevasına
Basmıştık tarak tarak mermiyi
Tokalaşmak
Kol kola girmek
Yürümek uygun adımda
Meydanlarda buluşmak
Boyumuzdan büyük sloganlarla
Kimi gün utandırmak uğuldayan dağları
Kimi gece duvarları
Boyamak şafakların aydınlığına
Kimi zaman düşünceli bakışlarımızı
Mıhlardık kara duvarlara
Kimi zaman biz adam mıhlardık
Karataşlı sokaklara…

Yorgunum ama yılgın değil
Yorgunum binlerce kez ölmüş dirilmişim
Yorgunum binlerce yıl yaşamış gibi
Nerde bin kez sürdüğüm ömrüm
Nerde o benim olacak şafak
Nerde kan kırmızı açacak güllerim
Nedir bu ellerime saplanan
dikenler habire..! ?
Nerde o
Yangınlar ortasında
Yeşerttiğimiz gülistan
Varmak için o emek verdiğimiz gül bağına
Koşuşmamız nerede nerde didinmemiz
Tepe taklak olmak birden
Anlamadan bir şeyi
Bir mermi girişinde ah edip
Çıkışında gitmek
Gitmek ve yitmek
Tükenmek ve bitmek
Bitmeyecek sandığın zamanın elinde
Bir sel oldum akıp gittim

Neydi o alışageldiğim
Neydi o tadını özlediğim günlerdeki lezzet
Bir deli sevgi miydi
Bir amansız tutku mu?
Aşk mıydı
Platonik mi yoksa
en karasından bir sevda mıydı?
Avunmak
Hey gidi günler seranatıyla
Kırık dökük anıların
İnsanı aşındıran dalgasında
Aşınmışlığın ikileminde merakım
Yoksa hiç yaşanmadı mı o günler?

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:24 AM
Sevda Savaşı

Ben mi gafildim
Sevdanın savaşında
Yoksa hayat mı bilmez
Bu sevdayı kavgayı
Kurtarın beni derim
Ben söyler ben dinlerim

Affedin beni dostlar
Derman olamam kimseye
Affedin beni kaldıysa
Sevdamın hatrına
Elimde değil dolaşmazdım
Ele güne
Bana dar geldi dünya
Dağları yaylaları
Sığmadım sevdanın
Hududsuz boşluğunda

Ben daha dayanamam bu oyuna
Bu yalana bu dolana
Kızmayın uyamadım
Ayak uyduramadım
Bu kanlı senaryoya
Varsın unutulsun türküm
Varsın yarım kalsın şiirim
Varsın ziyan olsun zaman
Ben hayatımı
Tehir ettim
Bir başka bahara


Affedin beni dostlar
Derman olamam kimseye
Affedin beni kaldıysa
Sevdamın hatrına
Elimde değil dolaşmazdım
Ele güne
Bana dar geldi dünya
Dağları yaylaları
Sığmadım sevdanın
Hududsuz boşluğunda

Üzülme,
Bir başka bahara derler
Yarim alsın kadı
Derdim kime yanarım
Şansım yok ne yapayım
Ben bu şansa yanarım
Ben ne deyim dünya kötü
Ben gelemem
Eyvallah demem böyle dümene
Çeker giderim gayri
Kimin umrumdaydı kalışım
Gidişimden kime ne? ?

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:24 AM
Sevdim

Çiçekler içinde ben gülü sevdim
Renkler içinde işte o alı sevdim
Herkes yatıyor ben yolu sevdim
Seni ben canım sevmeyi sevdim

Aleme baktım sana bir ayna
Ey kalbim coş ey kalbim kayna
Ürkek kuş gibi yüreğim oyna
Onu ben canım sevmeyi sevdim

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:24 AM
Sevgiliye (Çığlığa Nazireler)

Gün doğuyor, gün başlıyor
Ben umuttan zırhımı giyip
İmanımı bileliyorum
Silahımı…
Doğan günle başlayacak
Yepyeni bir savaşa
Alışkanlığım olsa gerek

Penceremin önündeyim
Baca dumanını andıran
Koyu kara bulutlar
Kaldırımlarda
Vıcıklaşmaya başlayan kar
Aç karnına sigara ve çay
Ağzımın içi çamur
Beynim bataklık
Damlarda eriyen karın
Döktürdüğü yalancı yağmur
Motor gürültülerinin boğduğu
Şıpır şıpır bir melodi

Sokağım
Karamsarlığın duman altı
Olduğu bir memleketin özeti
Bohem tipler gezer sokaklarda
Gevşemiş boşta bir taşa basıp
Paçasına dolan suyla
Çarpılan bir adam

İçimde sevinç ve hüzün ikiz
Korku bir dev dalga gibi
Kapamış kapımı ki
Çıkamam sokaklara gündüz
Öylesine alıştım işte
Pencere kenarı oturup
Yüzbinlerce satır yazı okumaya
Ve kelimeleri doruklarda
Gezdirmede ustalaştım

Bir ağacın sallanan
Beyaz eldivenli dalları
Seni hatırlattı bana
Feleğin muzipliği tutmuştu yine
Bakışları çözüp
Bir durgun hüzne demir attım
O odamda beliren
O acaib suliet ile

Ateşten bir sevinçti
Seni görüşüm
Neden geldin ki?
İnsan hayatı
Gönülde son bulur
İdeal yakalanamayınca
Hayat bitmiştir
İnsan
Doruktayken ölmeli

Sevdalanmıştım sana sırılsıklam
Saplantılarım
Taassubum
Ellerini sevmiştim
Bir parmak ucun bile
Yeterlidir
Geometriyi mucizeye çeviren tırnak
Onu ince çizgilerle
Tablolaştıran deri
Tırnak üstünde
Minik bir mermer deseni
İçindeki baskıyı gizlemenin tekniği
Polyannacılık oynamak hayallerle
Yuvarlak bir iyimserlikti
Hissettiğim
Senin sevgini kazanmaksa
Tüm komplekslerimi yenmeme yeterli

Bu sevdam
Kökleşmiş alışkanlıklarla
Sonuna dek üste çıkan
Ayak üstü kalacak bir sevda
Aşk değil seninki
Platonik değil
Yaşıtlarının
Tüm soyut nüanslarından yoksun

Diyelim ki öldürdüm
Ya da planını kurdum
Seni aldatmış mı olurum?
Karınca ezmez
Tavuk dahi kesemez
Birisi gibi mi geldim sana?
Hayır
Öfkeli ve ataktım
Delirebiliyordum
Pire için yorgan
Yakan cinstenim

Şimdi veda ediyorsun ha?
Ben de seni unutuyorum
Lirik bir melodiyi
Bir nefesli çalgıya
Üfler gibi…

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:24 AM
Seviyoruz Sevdalıyız

Seviyoruz sevdalıyız
Ölümüne biz
Yanıyoruz kavgalıyız
Ölümüne biz

Diller dursun
Yürek yansın
Nefes dursun
Ciğer yansın
Görenler hep
Deli sansın
Akıl dursun
Fikir yansın

Seviyoruz sevdalıyız
Sonuna dek biz
Kanıyoruz kavgalıyız
Sonuna dek biz

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:25 AM
Sevmiyorlarmış Beyler

Yüzüm tertemiz artık
Bir kıl yumağı değilim
Yani anlayacağın
Buralarda böyle şeyler
İstemiyormuş beyler

Sakal koyamıyorum artık
Nadasa bıraktım ben de
Yüzümü yarın ki
Dönecek kavgalara
Buralar soğuk
Üst çıplak baş çıplak
Zından işte hep duvarlar
Demir taş çırılçıplak
Yüzüm çıplak
Neylim
Buralarda böyle şeyler
Sevmezlermiş beyler

Kendi türkülerimi de
Söylemedim çoktandır
Yasak
Üstüm başım kir pasak
Makam burada hep yeknesak
Çığlıklar senfonisi
Buralarda oynak şeyler
Sevmiyorlarmış beyler

Kaç şarkı yaptım
Söz yazdım besteledim
Hep sessiz
Sessizliğin notalarını
Okuyabilmek zor
Ama başardım

Bıyıklarım yerinde
Ona karışmıyorlar
Önceleri kestilerdi
Ona bile küstülerdi

Ağlamayı da
Boşadım artık
Contasını değiştirdim
Yerli yersiz damlatan gözlerimin
Konuşmuyorum da artık
Yarınki kavgalarda
Kazasını edeceğim
Bugün diyemediğim
O sözlerimin

Daha demiyorum
Arkadaş dedi şimdi
Burada çok konuşanlar
Sevilmez demiş baylar

Mustafa Acıo

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:25 AM
Sitayiş

Sitayiş

Ben o defteri kapatmadım
Kapatmadım dostum
Her şeyi silip unutamadım
Kıvırıp atamadım dostum
Canım çok yandı
Ve aldandım
Diyemem ki unuttum
Unutamadım dostum
Sevda çiledir
Çileyi çekebilmek
Bir ateştir yani
O ateşte yanabilmek
Kendini yakabilmek
Kara saplı bir hançer
O bıçakla deşebilmek kendini
Akacak kanı damardan
Akıtabilmek
Yaranı kanatabilmek
İşte böyle bir şey
Sevda çekmek…

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:25 AM
Sitem

Kurban bayr****** ah ağıt yakanlar
üşüyen hayvana da libas dikenler
itine bile gözü gibi bakanlar
Bu kana katliama çıtınız çıkmaz
mübarek o başınız dönüp de bakmaz

hergün bir şehirde bir şekil bomba
patlıyor da insanlar oluyor heba
bu cinayet salgın değil, değil veba
kanımız donuyor da damarda akmaz
mübarek o başınız dönüp de bakmaz

birleşmiş milletler falanı filanı
ki tek ayak üstünde binbir yalanı
söyleyip bildikleri aynı planı
uyguluyorlar sanırlar ki hiç kokmaz
mübarek başınız dönüp de bakmaz

cesetler kokuyor insanlık kokuştu
bu plan ekşidi ve kimler çıkıştı
anarşist oldular da herkes bakıştı
kimse durup bir an kaşlarını dikmez
mübarek başınız dönüp de bakmaz

çoluk çocuk hep bombardıman dağılır
ırzlara geçilerek nesil boğulur
vatanını sevenler hemen kovulur
herkes lailada rainada hiç can sıkmaz
mübarek başınız dönüp de bakmaz

karılar konkende ağalar kokteylde
işkence saldırıyor binbir sitilde
hadi bunlar zalim bunlar katil de
Mustafa kimseler buna karşı çıkmaz
mübarek başları dönüp de bakmaz

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:25 AM
Sizin Oralarda

Sizin oralarda
Açtı mı güller
Yangınlar söndü de
Uçtu mu küller

Sizin oralarda
Ağlar mı bebeler
Ah edip karalar
bağlar mı anneler

Sizin oralarda
Güller var mı amca
Bizim buralarda kan sıçrar
Her bir dala
Kan vurur yüze göze
Bombasız sirensiz geçen bir günde
Görmek var mıdır doğan güneşi
Öten bir kuşu
Kansız akan nehirler
Feryatsız figansız
Meskun şehirler var mı amca
Senin şehirlerin de titr mi top atışında
Tepelerini döver mi hiç havanlar
Yoksa yamaçlarında
Türlü hayvanlar geziniyor mu hala
Dünya nedir bey amca
Söylesene durma
Bir çiçek açsın diye
Binini vurmak ney amca

Sizin oralarda
Tarla mı ekilir
Yeşil ot yerine
Mayın mı dikilir

Bizim buralarda
Kan gövde götürür
Hangi yiğit gelir
Bu işi bitirir

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:25 AM
Sizler

Biz umutlar ekmişiz
Yürek denen tarlalarda
Boy verecek başak başak
Belki yarına
Belki bir başka bahara
Burçak burçak kokacak
Arklardan hep sular akacak
Yeşil yeşil salınacak
Sabah esen yellerde
Sarı sarı yanacak
Öğlenin güneşinde
Hışırdayacak elbette
Akşamın serininde
Ve bir gün soframıza
Ekmek de gelecek

Siz
Yarınları
Mahsun yüzlerin
Mahzun yüreklerin
Her horoz ötüşünde sabahleyin
Güneşe karşı durun gerilin
Sizin gerginliğinizle gerilecek
Korkan yürekler
Ürken yüzler
Yüzler gerilecek
Ve gülecek
Ve bir gün yüzümüzde
Gamzemiz belirecek

Onlar
Bugünleri
Mahsunların ve mahzunların
Başlarına zindan edenlerse
Seherlerde öten bülbüllerin
Namesinde tınılayan
Çınılayan
Yankılanan
Ve en sonunda bir gün
Gümbürdeyecek olan
Zafer marşlarıyla
Dört nala
Kopup kopup gelecek
Yiğitlersiniz
Siz
Zulmü kelepçeleyip
İki ellerinden
Prangalayıp ayaklarını
Geçmiş denen
Geri dönümsüz zindana
Atacaksınız
Ve bir gün tekrar memlekete
Huzur gelecek
Güven gelecek
O özlediğimiz
Nizam gelecek

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:25 AM
Sokaklarda (Hekime Nazireler)

İşte bu gece
Ne yapacağımı bilmiyorum
Bir korsan hücumu bekliyorum
Kırsekiz saatin inanılmaz tarihini
İlmek ilmek dokudum sinirlerime

Hırsız adımlarla yürürken sokaklarda
Şişen kalbim
Göğsümü acıtır
Rutubetli bir ateş
Yakar şakağımı
Bir şey görecek gibi
Karanlığa bakıyorum

Sebebsiz yaşlarla ağlamak
Uyurken hançerlenip uyanmak
Ve ardından ölmek
Anlamadan hiçbir şeyi
Öylesine yitirdim hissimi

Yağmur tanelerinde hiddetli bir ahenk
Altınlı iktisad ve menfaat rüyaları
Bir lambada sersem ve hissiz
Kayboluyorken izsiz
İkinci lambada alevlenir
Uyuşuk beynimde eski hatıralar

Bu zavallı
Mütefekkir gölge
Beyin uyuşur dizler kesilir
Dumandan yontulmuş
Vücutsuz bir put
Ruhum matlub beynim dümur

Yalnızlığım görülmez bir kelepçe gibi
Sıkıyor son haddinde bileğimi
Ve düşünürken bunları
Hızla hırsla hışımla
Damarlarımda kan
Uğuldayarak akıyor.

Katil duvarlar
Yalan kaldırımlar
Ağza göre sırıtan yollar
Medeni ve necib garbın
Vahşi türke mümtaz hediyesidir
O kibar ******lar

Ağaran şafakla sulasında
Üşümüş de sinmiş
Kanyaktan manyaklaşmış
Kumarhane kuşları
Pusuda bir ahtapot gibi
Bakıyorlar
Elinde kırmızı cam şişeler
Kan içen
Salyangoz kılıklı sarhoşlar
Ve bir de ben
Kovulmuş ve sürülmüş sevdalı
Nefes alırken
Ağzımdan çıkan buğular
Ölümün renginde prlar
Ben gibi savrulan rüzgar
Keder ve elem sesleriyle ağlar

Düşünürüm ne oldu ne olacak
Beynim mengenelerde sıkışır
Bu düşünceler var ya beni
Ecllat satırına baş eğen
Asılmak için ipe yürüyen
Bir insanın duyduğu
O ümitsiz
O kahredici
Korkuyla titretiyor

Ve gitmek istiyorum
Bu erimiş yokluk gecesinde
Mahvolmak istiyorum…

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:25 AM
Sokaklarda Gece

Sokaklarda gece
Her yanda bir Pazar
Kimi erlik yazar
Kimi şerefi bozar

Yol göründü bize
Dağlar hem ne güne
Gerek yok çok söze
Cephanem ne güne

Biz bir yangınız
Suspus bir ateş
Bu nasıl keşmekeş
Nedir renginiz

Erkekçe ölmek
Kar olsun bize
Burada kalmak
Ar olsun bize

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:26 AM
Son Selam (Çığlığa Nazireler)

Başım önceleri
kendimle dertteydi
sonra onlar
şunlar ve bunlarla
kimi kızıl sever diye
kimi Allaha söver diye
Kiminin de beyni
Rugan ayakkabıları gibi diye
direndim hepsine
ve...
peşime düştü
onlar, şunlar ve bunlar

sonra bir gün
adi bir kahveden
çay içip de çıkarken yine bir sabah
hiç uyumamasına rağmen
henüz kalkmış bir yüzle
günün ilk
ve hayatımın son selamını
namlulara veriyorum...
Dualarım kabul gördü

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:26 AM
Son Şiir Olsun..! ? !

Bir sıtma nöbetiydi
seni öylece beklemek
ey umut
Zemheri ayazında çırılçıplak
Bu firari başımla
Zamanın yarı açık
maphushanesinde
avunmak gibi bir şey
ümitsizlik ey ümit
olmayan suçların
sukuti kabulüyle
suçlu düşmek ey dünya
Bir cami avlusuna bırakılmış gibi
adını sanını ve kimliğini
ve kimseliğini
bilmiyor umutlarım
öylesine terkedilmiş
ve öyle yapayalnız
romatizmal ağrılar gibi
eklemlerimi ve hatta
iliklerimi sızlatan bir bekleyiş
benim için çoktan koptu kıyamet
her günüp hesapta
her günüm mahşeri
diz çökmüşüm işte
ama yılgınlıktan
yorgunluktan değil
açtım ellerimi yalvarıyorum
derdimi tek kimsem
rabbime söylüyorum
Affetsin beni sevdam
affetsin beni kavgam
ilahi sen affet beni bizleri
kendi feryadından
duyamamak kendini
kendi soluğunda
fırtınalar koparmak
ve savrulmak
Ağlamak
Ağıt yakmak
ve bir umut kırıntısı
yoklamak çöplüklerinden zamanın
tenor bir feryat
gırtlağı yırta yırta
yırtık bir sesle
semayı yırtarcasına
bağırmak
haykırmak

Ben asi düştüm
isyankarım zamana
zamane olana
Derdim bir umut
bir ışık kırıntısı
görebilmek yarında
Ey rabbim
sen kullarına yardım eyle
yarınlar bizim olsun
acıyla kederle
ağlayarak
yazdığım son şiir olsun
ne olur
bu son şiir olsun

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:26 AM
Sorguluyorum

Bitiremediğim bir cilvesi
Bana feleğin
Avuçlarımda bir kabza
Hesabı yoktur
Bana yapılan keleğin

Hatıraların savrulmadığı
Sahralar aradım
Anıların tınlamadığı
Mağaralar aradım
Yaslarda boğulmayacağım
Deryalar aradım

Her göç havasında
Geç kaldım
Giden kafileye
Her ne yaptımsa
Adı çıktı nafileye
Kurtulamadığım bir döngü
Canhıraş çığlıklar duydum
Bir serabsız kervan aradım
Korkusu olmayan
Obalar yaylalar aradım

Tüm gizlerimi
Hamaylılara yazdım
Görünmez bir mürekkeble
Açılmaz gümüşle kapladım
En iyi sırrı kim saklar
dili olmayan gücü olmayanlar mı
gücü olanlar dili olmayanlar mı
sır tutan nedir?

Ulaşamam sana
Sen ulaşılmazsın
Göçmen kuşlara karışabilmek hayalinde
Kaldırırım kollarımı
Her kalkış her iniş
Sana niyetle belki
Ama nafile
Hasretin hüznü
Boğuyor her ne yapsam
Tutup da gırtlağından
Sıkıyor alabildiğine
Firak bir ateş
Yanması kolay
Sönmesi zor bir kor

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:26 AM
Sorsak

Mecnuna sorsak
Neden bu feryat
Dağları deldin
Neden ey Ferhat

Başın eymeyecektir
Hemen söyleyecektir
Ben bir yari çok
Sevdim diyecektir

Bülbüle sorsak
Nedir ah derdin
Öterdin her dem
Bir şeyler derdin

Başın eymeyecektir
Hemen söyleyecektir
Ben bir yari çok
Sevdim diyecektir

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:26 AM
Sorular

Zihnindeki safaride
Avcı gibi gezen sorular
Yanıt nerde?
Kalbinde atar dediğin
O deli dolu sevdaya
Söyle hadi kanıt nerde?
Yanıtların yoksa
Yoksa kanıtların
Hayal olmuştur artık
Kanla yazacağın destanın

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:26 AM
Söz Olsun (Ozan Sentezi'ye Nazire)

Öz sevdanın bülbülü
Olmakla bitecekse
Bu dert ve de bu tasa
Gülü hissetmek gülü yaşamak
Güle zar olmak bülbülce kalmak
Duygularla dopdolu zaten bu yüreğim
Gözleri hep sulu yaşamak
Ah-u eninler ile ağlamak
Tek vazidemdir
Söz olsun

Keşkelerde kalmak
Eğerlerle avunmak
Ardır zaten yiğide
Tefekkür etmeden
Meğerlere takılmak
Zordur zaten yiğide
Ulvi degerlerle bezenip
Salına salına gezeceğim
Efeler gibi ağabey
Deli dolu yaşamak
Tek vazifemdir
Söz olsun

Ümitten ayrı kalmak
Haramzade işidir
Yeis sofrasında taam
Ehl-i küfrün aşıdır
Haksızlıktan saray kalsın
Haktan adaletten
Barakam olsun
Haktan yana çölü yaşamak
Tek vazifemdir
Söz olsun

Can emanet herkes gibi
Emaneti sahibine
Sağsalim vermek bize
Nasib midir bilemem
hakkın pazarında esnaf
Şereftir ki bedelinin
Nasıl diyem ödeyem
Ekser nazarında
Zaten adım dokuza
Çıkmıştır gamlanma sen
Niyetimde de yok
Şimden geri aklanmak
Bir divane bir deli yaşamak
Tek vazifemdir
Söz olsun…

Var eden tevhid için
Halk eylemiş alemi
Sordum ehl-i ilime
Aldım elbet cevabı
Ezel´den ebed´e giden
Yolu idrak müşkil ya
Yiğit gardaşlarla bir
Bu yolu anlamak
Ve bu yolu yaşamak
Bu yolda kandil gibi
Yanıp ve de ışımak
Tek vazifemdir
Söz olsun…

Zaman kuş değil tabi uçurmayacağım
Nefse göre de hoş geçirmeyeceğim
Bir anımı dahi boş geçirmeyeceğim
Gün,hafta,ay ve yılı yaşayacağım
Güç verirse rabbim
Ceddim gibi ben ceddim
Çağ açıp
Çağ kapayacağım
Tek vazifemdir
Söz olsun…

Zalime gök gibi gürlemezsem
Mazluma gün gibi parlamazsam
Hakkı duyunca hakkı
Esip yağıp gürlemezsem
Bu köhne düzeni
Yakıp da harlamazsam
Hanem bana harim olsun
Kara torak yerim olsun
Alpçe vuruşmak Hakk için
Velice gitmek hakka
Hayatıma öz olsun
Tek vazifemdir bu iş
Kardaş sana söz olsun…
Sen başıma kak daim
Yüreğimde köz olsun…

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:26 AM
Söz Ver Bana

Söz ver bana
Ağlamayacaksın
Artık benim için
Gökten değil yavrum üç elma
Gözlerinden düşsün
Sadece üç damla
Yanağında yitsin
Biz çıkamasak da
Heyhat kerevete
Bu hikaye artık böylece bitsin

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:26 AM
Su Gibi Değil Oysa... (Kazım Uzun'a Naziremdir)

Sevda kaplar benliğini
Hasret kor gibi yakar
kavurur da yüreğini
ölümsüzlüğün iksiri
Dersin aldanırsın da
yeniden doğuş belle
ab-ı hayat tadında
içerken ah su gibi

Sular zehirlenmiştir
Zehir nehirlenmiştir
Oluk oluk akarken
Zehir damarlarında
Ölümüne hayat derken
Hayat bulur ölü bir ruh
Bin hayal asılır vicdan mahkemesinde
Yer yerinden oynar billah
Sanki tufan-ı Nuh

Kara sevda almış ise
kör olur görmez gözlerin
Vardığın her bir köşe
Onu anlatır hep sana
Onda bulduğun şeyler
ormanların kuytusunda
Zannedersin pınar gibi
Bakarsın hep su gibi

Ormanlar tutuşmuştur
Tutuşmuş kül olmuştur
Ne ceylanlar ne keklikler
Hepsi birden yok olmuştur
Yok olurken varım demek
Varlığa kara değil midir
Severken nefret görmek
İçe yara değil midir
Hayallerde kahbe sevda
Kurşunlara dizilir
Ruhum cenderelerde
Ezildikçe ezilir

Set çekmiş gibi dağlar
sanki sana engel olur
Ulaşmak zor gibidir
Yürek coşar sel olur
evrenin mucizesi gibi
gelir adama artık
içindeki sonsuz sevgin
taşkın ırmakların çağlayanında
Hep Akarsın su gibi

Dağlar dağdır oysa
Hepsi demirden bir ağ
Ne ot biter kayalarda
Nasıl yetişebilir bağ
Sen bakarsın gözlerine
Zannedersin bir göl
Vallahi çöl
Billahi çöl
İster öldür istersen öl

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:27 AM
Suçu Ne?

devrana kızsam ve küssem
acep devranın suçu ne
zamana gürlesem essem
ya bu zamanın suçu ne
çare bulunmaz derdime
ey bu dermanın suçune
yalnız kaldım bu alemde
insin canın suçu ne
ben ağlarım ya zay olan
bunca gümanın suçu ne
ben inandım ve aldandım
peki imanın suçu ne
inandığım hak değilse
bu aldananın suçu ne
herkes ettiğin bulacak
bu Mustafanın suçu ne

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:27 AM
Suskunum

Suskunum
Sessiz
Sensiz
Hem de Çaresiz…

Koyu karanlığında *******in
Ortasında sessiz hissiz nicelerin
Sokaklarını arşınlarken
Bu gri beton şehirlerin
Ay ışığında kendimi arıyorum

Suskunum
Sessiz
Sensiz
Hem de Çaresiz…

En kuytusunda sokakların
En gizlisinde gizli geçitlerin
Sürterken duvar diplerinde
Foseptiklerinde bu şehirlerin
Bir çıkış bir kaçış arıyorum

Suskunum
Sessiz
Sensiz
Hem de Çaresiz…

En delisiyle sevdaların
İflahını kestim kavgaların
Kamalarda ve kabzalarda
Kan damlarken her yanımdan
Ölümü arıyorum
Ama bulamıyorum…

Suskunum şimdi
Sessiz ve sensiz
Hem de çaresiz
Belamı buldum ben
Ama mevlamı bulamıyorum

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:27 AM
Şafak Yüzlüm 1

Sen de biliyorsun ki ben
Kendimi inandığım şeylere
Ve hak bildiklerime adadım
Gözlerim ufuklardadır benim
Fecr-i sadık bekliyorum
Sıdk-u sadakatle…
Göğün Mavisini
Ve denizlerin maviliklerinde
Ve çarpan dalgalarda
Duyuyorum yüzbinlerce gencin
Meydanlarda kükreyişini
Kayalara çarpan dalgalarda
Gök gürültülerinde…
Biri yerde biri gökte
Ama aynı hatıra
Ve sen de duyabilirsin
Şafak yüzlüm
İyice dinlersen…

Ben fısıltı seremonilerinde kalmadım
Türkümü söyledim hoyratça
Marşlarımı haykırdım her zaman
Kavgamın marşlarını
Bizim sevgimizi iyi bilirler
Ama barbar demişler
Bizim şefkatimizi bilirlerdi
Ama zalim demişler
Belki imansızlıklarından
Belki içimizdeki birkaç çürük elmadan
Biz insanlığı sevdik
Ayırmadan kayırmadan
Biz çocukları sevdik
Ağlatmadan güldürerek
Biz getirmedik yepyeni nizamları
Vurarak öldürerek
Biz yürümeyi sevdik
Ne derlerde desinler
Aldırmamayı sevdik
Şafak yüzlüm
Çok konuşmaktansa
Düşünmeyi sevdik…

Sorarlarsa bana
Bildiklerimi öğreneceklerdir.
Fısıldamışımdır çoğu kez
Ama haykırabileceğim
Gerçeklerim var
Ama korkutur ama ürkütür
Karanlık dünyanın feri
Her onur savaşının ilk neferi
Suskun gönüllerde volkan
Umutlu gözlerde parlayan
Ben hürriyetim
Şafak Yüzlüm
Kimseden yok bir beklentim
Ve Zalimlere
Ve Kahbelere benim nefretim

Şafağı görebilecekler
Ancak bekleyenlerdirler
Uykuya hasret çeken
Rüyalalarını görür ancak
Kıpkızıl şafakların
Getirdiği esenliğin
Şafak yüzlüm
Belki acımasız olabilir bu hayat
Onaların silahları
Muhtelif olabilir
Önemli mi bizim için
Bizim silahımız
Birlikte vuran
Yüreklerimizdir
Dünyanın dört bir yanında
Tek kelimeyle inandığını
İfade eden
Kardeşlerimizdir.
Şafak yüzlüm
İnanmak
Ve mücadele
Başkaca nedir hayat

Aldanmadan kanmadan
Yalancı güzelliklere
Hak bildiklerimizi
Deyivereceğiz her gördüğümüze
Şafak yüzlüm
Senin yüzünde doğacak
O kutlu güneş
Yeşertecek dalları
Ve eritecek karları
Seninle görebileceğiz dağları
Ve senle adam edeceğiz
Bu şehri ve sokakları…

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:27 AM
Şaştım Bu Çet Elinden

Çatır çutur yazışıylar
Bazen kızıp bozuşuylar
Kamaraynan süzüşüyler
Şaştım bu çet elinden

Oğlanlı kızlı millet
Kakmeyler oldum illet
Bu nasıl iş nasıl alet
Şaştım bu çet elinden

Telefon vardi pareynan
Ürkerlerdi fatureynan
Bu beleş hep sıreynan
Şaştım bu çet elinden

Sabahlere kader vallah
Oturuylar ey illallah
Del ediyler maazallah
Şaştım bu çet elinden

Oğlum kak kakmaz oldu
Babey da takmaz oldu
Ne ediydik biz ne oldu
Şaştım bu çet elinden

Kızlar erkekleri arey
Erkek cılbakları tarey
Ayrılan öteğini karey
Şaştım bu çet elinden

Kimi sesli kimi sessiz
Yazıylar heç nefessiz
Esir bunlar kafessiz
Şaştım bu çet elinden

Nere gidem nasıl edem
La ben bu derdi kime diyem
Bu makiney nere koyam
Şaştım bu çet elinden

Bu başka işe yaramey mı
Aklı başa saramay mı
Kimse kafa yoramey mı
Şaştım bu çet elinden

La sohbet beyle m’olur
Bu gırma şeyle m’olur
Dediler ki yapma n’olur
Şaştım bu çet elinden

La goda gedin dedim
Nediysez edin dedim
Beni azad edin dedim
Şaştım bu çet elinden

Şaştım daha da demem
Ben öyle haltlar yemem
Mustafayım sayamam
Şaştım bu çet elinden

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:27 AM
Şereftir Ölüm

Yaşamak olmuşsa bir zillet
Şereftir şereftir şereftir ölüm
Sarmışsa bedeni bu onmaz illet
Şereftir şereftir şereftir ölüm

Ayyaşlar berduşlar çıkmışsa dama
Deyyuslar luzum görmezse gama
Bu yırtığa ömrüm olmazsa yama
Şereftir şereftir şereftir ölüm

Hak hukuk adalet hep kalsın diye
Zorbalar zalimler ölsünler diye
Geride kalanlar gülsünler diye
Şereftir şereftir şereftir ölüm

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:27 AM
Şiir Yazıyorum

Simge yok
Sembol yok
Giz yok gizem yok
Sadece şiir yazıyorum
Bundan da ötesi yok

Dalkavukluk yok
Yağcılık yok
Ve dahi şaklabanlık
Gerçeği söylüyorum
Bundan da berisi yok

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:27 AM
Şiirler mi İstedin?

Şiirler mi istedin
Sen Türküler mi söyle
Bana böyle kaş çatıp
Hadi poz yapma öyle
Gülüşler mi istedin
Ağıtlar mı yoksa
Bana tafra yapma
Eğer derdin çoksa
Gideyim mi ne dersin
Kalsam mı keşke
Aşk yürekte gerek
Sözde sazda başka
Ben ben mi olayım
Sence bir şey mi
Bir deli mi istersin
Yoksa bir bey mi
Beni bence bilmelisin
Aksi bana ar gelir
Buralarda kal deme
Dünya bana dar gelir

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:28 AM
Şikayet

Gecenin karasında
Akşamın arasında
Buranın orasında
Acılar hep kan olur

Korkaklar hep ürkekler
Sorarsan da erkekler
Saflar yutar pek kekler
Anca bir papağan olur

İpi yok sapı kayıp
Hep aynı bozuk teyip
Tandır başı bağ deyip
Eker her yan viran olur

Sözü tutmaz işleri
Ağrımasın ha başları
Bazen çatıktır kaşları
Öfkeleri yalan olur

Mustafa kahır eder
Uyarır ve de söyler
Yine bildiğin eyler
Dilde tüy kalan olur

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:28 AM
Şikayet Etsem

darlardı dar olana dar kıldım darımı
dar edinen dar eyledi darımı diyarımı

zarlardı zar olana gülzar ettim mezarı
zarı biten dili dönen reva gördü azarı

ben talihimden şikayet etsem ne olur ki
talih masum insan hain kamu bunu bilir ki

mustafa sen halini arz eyle hep halıka
muhtac etmesin seni gayrı hiç bir mahluka

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:28 AM
Şimdi Güneş

Şimdi güneş sensizlik çağında
Devran onların densizlik çağında
Dağ yürekli yiğitler çoktan gittiler
Bekliyorum ah kansızlık çağında
Dara çekilse de bugün ümitler
Kora çevrilse de bugün yürekler
Yarınlar bizim
Yarınlar ah…
Sakın ağlama…

Karanlık var sensizlerin çağında
Devran hiç gülmez densizlerin çağında
Mangal yürekli yiğitler tekrar gelirler mi?
Bir umuttur ah kansızların çağında
Yarınlar bizim
Yarınlar ah…
Sakın ağlama…

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:28 AM
Şimdilerde

İnsan ve servet ilişkisinde
Buruşmuşum ben
Alt yapım, üst yapım..? ! ?
Karmakarışım
İktisadi değişim
Dönüşüm başkalaşım
Değişti mülkün şekli
Ağam vardı
Irgattım bir zaman
Patronlarım var
İşçiyim şimdilerde

İnsan ve devlet ilişkisinde
Yorulmuşum ben
Ödevlerim görevlerim
Yığın yığın hep
Taslaklar tüzükler
Ve kararnameler
Değişti işin şekli
Devletin nitelikleri
Firavun vardı bir zaman
Nemrutlar vardı
Demokratım
Bürokratım var şimdilerde

Devlet ve din ilişkisinde
Boğulmuşum ben
Teokrasi laiklik
İçi boş ve manasız
Bir sürü terimler
Bidatler hurafeler
Çağdaş herzeler
Artık değişmesi dahi
Teklif edilemez basitliğin
Hakk vardı
Hukuk vardı bir zaman
Çağdaşım
Ve uygar
Bir acayibim şimdilerde

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:28 AM
Tarifsiz Haller

Tarife çalıştığım
Tarifsiz ruh hali
Gaza ruhum
Şehadet emelim
Amma gel gör ki
Savaşma seviş propagandasının
Çiçek çocukları
Ne anlar bizim sevdamızı
Bizden olanlar anlar bizi
Çile çekenler anlar sevdamızı

Safkan cihangiriz
Cihangiriz çünki
Cihan çapında idealimiz
Arslanları titreten güçlü ellerimiz
Kafkas dağlarınca dimdiğiz
Hissiyatım cihad
Umudum
Meleklerin gıpta ettiği
Şehadet mertebesi
Ve cennet bahçelerinden
Sade bir gül hissesi

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:28 AM
Tarih Tekerrür Etmez

Tarih tekerrür etmez
Tekrar eden hatalar
Bakıyorum da şimdi
Beni yakan hatıralar
Gözümü sulandıran
Aklımı dolandıran
Midemi bulandıran
Hayvansı tavırlar
Hasılı hayvanlıklar

Tarihin tekerrürü
Bir kez daha tükürüşüdür
Tekrar tekrar aynı çamura
Çöken eşeklerin
Keçe kaplı suratına

Tarih tekerrür etmez
İnsan tefekkür etmez
Kendini değiştirmeyenin
Hali değiştirilmez

Ve şimdi
Hal-i pür melalinden
Bahsedenler bizlerin
Haline vaktine ağlayanlar
Dinleyin
Tekerrür eden tarih değil
Umarım bunu anlarlar

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:28 AM
Taş Yerinde Ağır Ağam

Kış güneşi ısıtmaz
Taş yerinde ağır ağam
Yaz yağmuru üşütmez
Taş yerinde ağır ağam

Erliğini koz eylese
Yiğit gibi poz eylese
Namert sözüm söz eylese
Taş yerinde ağır ağam

Karakaçan kır at olmuş
Menfaat hep murat olmuş
Herkes binbir surat olmuş
Taş yerinde ağır ağam

Erkekler ürkek olmuş
Gölgesinden korkak olmuş
Avratlar hep erkek olmuş
Taş yerinde ağır ağam

Herkes bir şey gözlüyor
Herkes birini izliyor
Mustafa da hep sözlüyor
Taş yerinde ağır ağam

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:28 AM
Tenha *******de

Tenha *******de
Sözler düşünürüm
Hedefine varmaya
Azimli bir kurşun gibi
Fırlayacak yerinden

Tenhaları imha eder
Artık heceler
Ne kurşun kurşunluğunu biliyor
Ne de söz ağırdır artık
Ne yerinde ne yurdunda

Kimisine olmak ya da olmamak
Kimisine ölmek ya da ölmemek
Hep sorun bu
Ya Olmamak ve oldurulmak
Ve yaşamamak
Yaşattırılmamak
İnsan denen varlığı
Yasaklarla kuşattırmak

Tenha *******de
Düşler kurarım
Bir çadır gibi
Acı gerçeklerin
Acımasız çölünde
Bir sığınak bir barınak
Fikri kavuran güneşinden
Ağzımı dolduran kumundan
Korkarak sakınarak
Ve gözyaşları
Çoğu zaman gözümde
Kimi zaman bardaktan boşanarak
Kimi zaman sağanak

Tenha *******de
Ağıtlar yakarım
Gülünecek hallerime
Ve gülerim katılarak
Ağlanası işlerime

Ve sayfalar ve defterler
Dolar dolar giderler
Bomboş akıp giden
Şu yaşantıma inat

Ve deliyimdir sorarsan ona
Belki veliyimdir
Dersen şuna ve buna
Ey yoz fikrim sapıt
Ey boş adam artık buna
Akıl almaz işleriyle hemcinslerinin
Bu dalış niye bu düşler niye
Bu manasız satırlar bu düşünüşler niye

Tenha *******de
Duvarlar örerim
Kendimi hapsetmeye
Artık bir nedenim yok
Gülen bir çocuktan
Açan bir çiçekten
Sevinmeye hazzetmeye

Nedensiz nedenlerim var
Varlıksız varlarım
Ve benden müteşekkil
Beni hapseden duvarlarım
Kendimi ezmeye
Kendimden bir çığ yuvarlarım

Ben beni asar idamla yargılarım
Ağlıyorum ya bitişime
Ağlarsa anam ağlar
Ben bile yalan ağlarım..!

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:28 AM
Terk

Alacağın olsun
mistik bir emrivakiyle
bir şey demeden
kaba ve basit bir gerçekle
nasıl da çekip gittin?
Sen çekilince aradan
Acaba duygusunun
tırmandığı ürpertinin
donuk görüntüsüyle
Burun buruna geldim
Dehşetle
Vicdanımın yüzüme tükürdüğü gerçek
Terkedilmek

Şimdi ya şimdi
esnek bir formülle
Çıkıyorsun karşıma
taze ama gafil vicdanınla
kendimden dahi gizlediğim
ümit duygusunun tükendiği bir anda
alaylı yıldızlanan yalaka gözlerin
yalancı dudakların
af diliyorsun
seni affetmem
şikeyle mümkün
vicdan şikesiyle
Karamsarlığı gözetip
kahredici bir maskaralıkla
heybet karikatürü çizip
boş keşkelere dalan
gözlerimde
komplekssiz fiyakasız
ama helal
bir gülümseyiş
Affetmem
Affedemem

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:28 AM
Tutkum

Soluğum rüzgarlardan keskin
Yollar bir hastalık oldu
Nerden bulaştı bana bilmem
Tek hakikat vardı
Bilebildiğim tek gerçek
Ancak hayallerimdir.
Bir masaldan aldım adımı
Bir şiire koydum kendimi

Tutkum yaşımdan büyük
Tuttuğum işler
Boyumdan büyük

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:29 AM
Tutulur da Kalır

Nazar etsem cemaline
Dilim tutulur da kalır
Bir an dalsam hayaline
Aklım tutulur da kalır

Coşarım ben seller gibi
Mecnun olan kullar gibi
Tozarım da çöller gibi
Yelim tutulur da kalır

Gücüm anca tınlatmaya
Kudretim yok dinletmeye
Seni sence anlatmaya
İlim tutulur da kalır

Senin sevdan başka bir şey
Nasıl denir aşka bir şey
Diyebilsem keşke bir şey
Kelam tutulur da kalır

Seni yazmak seni demek
Yoluna can baş adamak
Şi’rin yazmak ne demek
Elim tutulur da kalır

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:29 AM
Ucuz Adam'a nazire

İnanırsın yaşamazsın hasılı ucuz adamsın
Bu ucuzlukta pahalı bir mal satamazsın

Alacaklılar kapında dizilmiş sıra sıra
Bir tahsil yapsa sultan olur Mısıra

Cebin boş beynin boş dünyan karanlık,
Cahillik tembellik Firavunluk ve Tiranlık

Mesleğin ki senin ölümcül hastalığın
Secdeye kapanan sen..! önünde desteliğin

İlimden irfandan cömertlikten dem vur
Sonra geç ilmin irfanın önüne dur

Cömertliğe yol verme fakire çelme tak
Cehenneme giden yol. İşte şu levhaya bak

Bil ki karanlıklar ışıkla aydınlanır
Zannetme ki sahteliğin yanına hep kar kalır

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:29 AM
Uçtu da Gitti

Don vurmuştu düşmüştü
Taze tomurcuk
Ateş vurdu yandı
Taze yürecik
Ak kanatlı bir güvercin
İçimde canım
Açtılar kafesini
Uçtu da gitti

Kar yağmıştı gömüldü
Taze tomurcuk
Bahar gelir boy verir
Taze çiçekcik
Al yeleli bir attır
Başımda aklım
Asıldım gemine
Kaçtı da gitti

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:29 AM
Umrumda Değil

Ver dedi verdim de alamadım ya
Gel dedi gittim de kalamadım ya
Ömrü billah içten gülemedim ya
Bundan sonra gülsem umrumda değil

Bir günümü senden çalamadım ya
Yolumu yolundan çelemedim ya
Sayende gençliğim bilemedim ya
Bundan sonra bilsem umrumda değil

Sitemkarım ne ana ne babama
Ne feleğe kadere ne de bahtıma
Kül dedim ataş bastın yarama
Bundan sonra ölsem umrumda değil

Sitem ettim sana anlamazsın ya
Durup da ne derim dinlemezsin ya
Sultansın hakimsin hükümetsin ya
Bundan sonra anlasan umrumda değil

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:29 AM
Umrunda mı?

Kan ağlıyor iki gözüm
Hanı senin umrunda mı?
Kin kusuyor her bir sözüm
Hanı senin umrunda mı?

Kuşatılmış dört bir yanım
Yağmalanmış bak dükkanım
Baykuş mesken tutmuş hanım
Hanı senin umrunda mı?

Darmadağın yüzüm gözüm
Çekerim ben buysa yazım
Seni söyler her bir sözüm
Hanı senin umrunda mı?

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:29 AM
Umut ve Bekleyişle

Umudu bekleyişle
Baş göz eyledik
Bir yastıkta kocadık
Hepimiz bir silahla
Mertlik bozulduysa bir zaman
Tüfek icad olundu diye
Mertliği benliğimize
Yar eyledik her zaman

Yine de beynim dönüyor
Yüreğim kanıyor
Anlamadım ben bir şey
Ama hayat bitiyor

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:29 AM
Unutanlar Utansın

Bunca Nemrut’u Tiranı
Çoluk çocuk hep kıranı
Rafta sarılı Kur’an’ı
Unutanlar utansın

Hamzaları Alileri
Hak yolunda delileri
Her dem gitmek en ileri
Unutanlar utansın

Sızlamaz mı hiç içleri
Nice gitti o göçleri
Hep kınında kılıçları
Unutanlar utansın

Mustafa der o günleri
Yakılan bunca canları
Dökülen onca kanları
Unutanlar utansın

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:29 AM
Unutanlar Utansın 2

Rahmet peygamberi evet
Ama hem savaş
hem de rahmet
Biz biliriz elbet
Kime duyulur merhamet
Ve gerektir bazen nefret
Hiddet ve şiddet

Gülleri goncaları alıp
Mevlidlerde ağlayıp
Sahte sakalı sıvazlayan
Riyakar tesbihler utansın..! ?

Utansın ki
Bindiği atın belini büken
Ordusu bozulanda
Meydanlarda yalın kılıç
Pervane gibi dönen

Ene Muhammed bin Abdullah
Ene Sahibus Seyf
Ene Hatem’ul Enbiya diye
Meydanlar inleten
Benim rızkım mızrağımın
Ucundadır diye coşan
Zaferlerden zaferlere koşan
O Nebiyi
Unutanlar Utansın..! ?

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:30 AM
Unuttu da Gitti

Evinin önünden geldim de geçtim
Aşkın şerabını aldım da içtim
Bilmezdim böylesin kendimden geçtim
Bir güzel sevdim de şad etmez beni
Unuttu da gitti yad etmez beni

Sabahın vaktiydi ben gördüm onu
Dağıttı binamı hamamı hanı
Söküldü ciğerim yer oldu kanı
Bir güzel sevdim de şad etmez beni
Unuttu da gitti yad etmez beni

Evimin önünden geldin de geçti
Kanımı kadehe koydu da içti
Ne zoru var bana bin yare açtı
Bir güzel sevdim de şad etmez beni
Unuttu da gitti yad etmez beni

Gül yüzünü gördüm vakt-i zuhurda
Gözüm kalmadı neşe ve huzur da
Kapımda bölüknen dertler hazırda
Bir güzel sevdim de şad etmez beni
Unuttu da gitti yad etmez beni

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:31 AM
Unuttuğum Birisi (Çığlığa Nazireler)

I
Hasretim
Uykunun şeffaf tulumuna...
Yatarım yatmasına ya,
Karanlığın kumlarına düşen
Bir ip ucuyla
Bağrımdan çığlık
Bir ok gibi kopar...

II
Yatamam
Döner dururum yatakta
Acılar;
Bir aynadaki kadar nettir...
Bakışlarım tavanda
Seçmiş de bir nokta
Dalarım sonra dalışlar bir derttir...

Tınladı mı içimin lirik gongu
Yakarım bir cıgara
Anaforlanır dumanı
Ben duygu girdabında
Binerim atlıkarıncalara
Ve yüreği teslim alır
Odamdaki sessizlik
...

III
Genetik bir kolaylık
Fıtri bir yelde gelir
Derin bir dervişin
Zikirsi ciddiyetinde
Olağan üstü bir kolaylık
Ve dilden çıkan söz
El hamdulillah

Yine cıgarama yüklendiğimde
Acı hatıraların kuşandığı loş unutuş
Yaprak yaprak döküldü...
Ruhumu kökünden silkeliyor acı
Yalnızlığın cehenneminde
Kavrulmuşum
İlacım (?)
Kavrulduğum ateşi söndürmeye
Kafi değil
Döktüğüm göz yaşlarım

IV
Bakışlarda gömülürken
Filtreye dayanan ateşi görürüm
Ben misali
Söndürülür o da bir şekilde
Son vicdan intikamı görülür
Zihin mahkemesinde

Kafamdaki problem kadar
Karışıktır sözlerim
Bu sözleri anlamadığını da fark ederim
Yüreğim kopup
Geliyor dilime
Konuşamıyorum ki...
Acı,
Sızı,
Keder,
Gam,
Neden Allahım
Demeye varmayacak dilim
İmanım diyor
Sabret... Sabret...

V
Her akşamüzeri
Batan güneşle kaybolan mutluluğum
Her kapını çaldığımda
Bunalmışım...
Hamallıktan yılmışım...
Omzumda bir, beş değil
Bin deve yükü çaresizliğim
Göz yaşlarımın seli uzadıkça
Sessizce ağlayıp da
Omuzlarına kapanacakken
Bıçakla kesilir hemen
Hoş geldin diyen
Ve boyutunu delen
Yıldız gözlerinde

Sen...
Dinlersin beni...
Mutluyum demem
Diyemem
Deliliğime hükmet
Şayet dersem
Bakma şu yüzümde
Çizgileşen tebessüme
Gamzeme
Onyedi yıllık kalbimde
Milatlar evvelinden
Kaynıyor bir mağma

VI
Şu seni ziyaretim
Önce Allah rızası
Sonra...
Yırtmak için
İçimdeki gecenin
Zifri pelerinini

Yanıda hissettiğim sadece
Utandırıcı bir rahatlama
Bu kadar
Onca gerçekleri unutma
Birkaç dakika dalma
Parmaklarımda unuttuğum cıgaramdan
Derin nefesle doldurdum göğsümü
...Ki zararsız
ama büyük
bir hınç
Kaplamakta içimi

VII
Sözün,
Jestin,
Mimiğin,
Kapılıp seline
Gülümsemelerim saliselik titreşir
Bu kadar...
Sen...
Dinlersin beni...
Mutluyum demem
Diyemem
Deliliğime hükmet
Şayet dersem
Derinimde ağıtlarım
Çağlar coşar...

Her okunan ezan
Ve her vakit namazda
Binlerce watt’lık bir çanak gibi
Açıyorum da ellerimi
Ama ne
Bilemem ne diyeceğimi de
Yuhalarım kendimi
Toplarım elimi... seccademi.

VIII
Son sözümde
Son tasvir
Kendimi anlatacağım
Dinler misin?
Sen...
Dinlersin beni...
Dilinde vird vatan, millet, din sevgisi
İşte bu üçüne aşık
Renksiz,
Sevgisiz,
Onurlu ve gururlu geçmişine aşık
Kalemim Öfkem,
Sazım Tepeden tırnağa aşık

IX
Şimdi
Yuvarlandığı da aşk
Yorgunluğum karasevda
Durgunluğum aşk
Köşeme çekilişim
Karanlık bir fırtına
Yalnız kalamam bu nedenle

Bakma
Kalemimin saçtığı ahenge
İçim dışım yangın
Tutuşmuş bir hengame
Anlamların etkisini
Sindirmeye çalışırken sen
Derdime ortak oldun
Ağlayamıyorum ben...

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:31 AM
Usandım

Yüzüm kavgalarda
Gözüm kavgalarda
Sözüm hep kavgalarda

Tabancam hep yağlı
Ellerim ne bağlı
Yüreğim hep dağlı

Ağlarım
Gülemem belki
Bakarım
Göremem belki
Ölürüm
Ölürüm belki
Sevdam evladiyelik

Kamp kurmadım
Bela edebiyatlarında
Rol kesmedim
Hiçbir zaman
Büyük dava adamı diye
Ve iğrendim her zaman
Sahte gülüşlerden
Yalan ölüşlerden
Bitiş ve tükenişlerden
Boş didiş ve uğraşılardan
Bir de
Plastik savaşçılardan..!

Ağlarım
Gülemem belki
Bakarım
Göremem belki
Ölürüm
Ölürüm belki
Zafer evladiyelik

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:31 AM
Üç Eşeğin Hikayesi

Derde gama kedere
Vallah billah alıştık
Umut sabır iman ile
Organize çalıştık

Sokaklarda her bir itle
Sorma gardaş dalaştık
Ahmet, ibo bir de ben ya
Durduk yere sataştık

Bally çekti kaptı kaçtı
Köprü altı kimi sattı
Ahmet öldü ben de kaçtım
İbo sekiz sene yattı

Nane yedi yattı çıktı
Bir iş kurdu yattı kalktı
Bana savcı sekiz sene
Acımadı nasıl taktı

Suçsuz idik bilirlerdi
İmana da gelirlerdi
Ben dedim gel kaldıralım
Hepisini öldürelim

Dinlemedi iki eşek
Şimdi zindan bitli döşek
Faili meçhule rahmet
Oku sıkver iki fişek

Bu hikaye üç eşeğin
Hikayesi bir kuşağın
Vatan için millet için
Ahkam kesen uşağın

Ne dediler söylediler
Kimseler dinlemediler
Eylem diye iş tuttular
Herkes anarşist dediler

Yer altında da bittiler
Fikir doktrin bittiler
Kimse bilmez sağdan soldan
Nasıl birer yiğittiler

Sistem vurdu hep onları
Nasıl da kırdı onları
Ama çok geç anladılar
Pişmanlık sardı onları

Sana sözüm ey yiğidim
Dikkatle bul adamını
Elbet çıkarsın da yola
Önce seç gel adamını

Yiğit düşman yiğit olur
Namert er geç bir it olur
Havlar bazen ısırırlar
Seni senden ayırırlar

Biz çok kez güvendik ya
Çok şeyleri savunduk ya
Harcadılar bizi öyle
Düşün nasıl dövündük ya

Bu hikaye üç eşeğin
Hikayesi bir kuşağın
Vatan diye millet diye
Ahkam kesen uşağın

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:31 AM
Üç Terim

Aşk;
Azgın bir denizde
Boğulmamak için direnen adamın
Tabii ve müthiş kararlılığıyla
Bir tek sevgiyi
Takip edebileceklerin işi

Sevmek;
Birine hayatını borçlanmaktır
Bu yüzdendir
Dünyanın en tatlı riskiyle
Yatırmaktır kendini bir güzele

Ve güzellik
Bir mucizedir
İnsanca bir şey değildir güzellik
Ona sahip olduğu duygusunun
İnsanda uyanması
Korkunç bir yanlıştır
Sahip olunamaz güzelliğe
Ondan utanır zira insan
Muhteşem güzellik karşısında
Büyülenişinde erkeğin
Salya sümük yok
Sadece hayret ve utanış vardır
Güzelliği hakkıyla anlayan
Ar duyar onun karşısında
Çünkü o yeryüzünde
Tabiat üstü bir güzelliğin
Huzurudur
Güzellik budur..!

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:31 AM
Ümit Nasihatı

Dara düşse de bil bu gün ümitler
nara düşse de bil bu gün ümitler
zara düşse de bil bu gün ümitler
ümitsizlik haramzade mesleği

ümidin ilaçtır her bir yaraya
ümidi kimseye verme kiraya
bazan çile ve gam düşse araya
ümitsizler birer insan taslağı

Ağlarsın sen belki gülemiyorsun
ölmek istiyorsun ölemiyorsun
ne yapacağını bilemiyorsun
ümit siler yanaktaki ıslağı

ümit dedim ilaç senin derdine
ümitsizliği sen koyma yurduna
umudu azimi topla ardına
dinlemez mustafa bırak salağı

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:31 AM
Var mı Acaba?

İrtica hortladı diye tırtladı kamil
O nasıl bir şeyimiş de hortladı kamil
Tutturamadı ya yine zortladı kamil
ne zaman bize olursunuz yar acaba

fosillerle memleket yöneten sizsiniz
mazlumu inleten ve kanatan sizsiniz
En ilkelden yaşama canatan sizsiniz
söyleyin var mı sizde bir damar acaba

ilkel sizsiniz oğlum numara yapmayın
Hak dururken de gidip batıla tapmayın
Dosdoğru yol belli başka yola sapmayın
ilericiliğiniz ne miktar acaba

ne diyor söyle mürteci herif bakalım
irtica nedir ha yap bi tarif bakalım
anlasın hepbirden her kim arif bakalım
derken nereye bakıyor nazar acaba

ben mürteci değilim efendi bak dinle
mürteci sensin bu lafı da iyi anla
dinlemiş görünüp sallama öte yanla
Dinlerken bu lavuk ne duyar acaba

Bahsettiğin gericilik ise şimdi sen
Acep neyle gerici sayılıyorum ben
Cevap verecek misin sıkılıyorum ben
Bu kadar tantana yapacak ne var acaba

Devlet babadır sizden baba olmaz
Adam olmaz desem de kaba olmaz
Adam olsanız yıllar heba olmaz
Sizi alsak baştan kalır mı zar acaba

Nasın okuma hürriyetini çalansın
Örtüyü başından utanmadan alansın
Kıyafete siyasal bir kara çalansın
Çarşaf sakal türban kime batar acaba

Çık millete karış bir sor bakalım haydi
Toplumda bir dert yok böyle neydi dert neydi
Tehlike diye beni en başta kim saydı
Bu hayali masada kim kurar acaba

İrtica mevzuysa PKK unutulur
Tonla illegal örgüt bir yana atılır
Tutulur bir de mümin halka çatılır
Eline kalsak yapar mı küffar acaba

Bir de dem vurur gerçek islamdan yalandan
Biliyorsun gerçeği geç gayrı dolandan
Adam ol vaz geç artık bu kahbe plandan
Bu plan ardında kim ney aklar acaba

Kıldan tüyden davalarla uğraşmaz devlet
Halkına vermeye daha fazla hürriyet
Çalışır didinir de sever onu millet
Hesab et sizi seven ne kadar acaba

Mustafa işinizden bir şey anlamıyor
Onun için de pek dikkatle dinlemiyor
Dinliyor duyuyor amma tınlamıyor
yeryüzünde var mı sizden hıyar acaba

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:31 AM
Varım Ben

Düşündükçe varım
Ve sevdikçe
Üşendikçe yok olurum
Ve bekledikçe

Ürettikçe varım
Ve çalıştıkça
duraklarsam yok olurum
Ve tekledikçe

Vurdukça varım
Ve savaştıkça
Korkunca yok olurum
Ve pustukça

Ağladıkça varım
Ve güldükçe
Tepkisizsem yok olurum
Ve durdukça

Sabrettikçe varım
Ve umutla
Aceleysem yok olurum
Ve ye’se düştükçe

Ölsem de varım ben
Ve kalsam da
Şahsiyetsiz yok olurum
Ve *********leştikçe

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:47 AM
Vasiyet

Büyüdünüz artık
Ellerime sarılmayın
Belki ellerinizi
öptürecek
Tuttuğunuz işleriniz
Kucaklamak yaraşır sizi
Alınlarınızdan öpmek
Görmesem de şimdilik
Yarına vereceklerinizi
Hayal edebiliyorum
Tutacağınız işlerinizi

Artık büyüdünüz
Ağlayan bir gün daha
Görmek istemiyorum
Bir gül daha vurulsun
İstemiyorum
Siz ha siz olun
Bu günün işini
Yarına bırakmayın
Yarınları bırakmayın
Yarınlara
Ağlamak değil artık
Gülmek istiyorum
Yanağınızdan değil
Ellerinizden
Öpmek istiyorum
Ve düşünmeden yarını
Yarınlar bizim diyerek
Gülerek
Ölmek istiyorum

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:48 AM
Vay Babam

Erken çıktım
Yola düştüm
Elim yüzüm üstüm başım
Tepeden tırnağa
Her zaman ki gibi yine şekilciyim

Sokakta rot-balansçı
Sokakta tank şoförü
Sokakta siren sesi
Sokakta tüfek
Toplar adamlar jipler

Bedenlere yasak yok
Sokağa çıkmak serbest
Sözlere fikirlere ambargo
Sokağa çıkmak yasak
Vay babam vay
Bunlar kim ola ki
Enseme vurdu biri
Yandım yandım babam vay..!




Hava puslu
Hava kapanık
Hava acaip kokuyor
Genzi yakan kışkırtan
Hava ne bilir acıyı
Kokuyu tadı tuzu
Ne anlar yer
Üstüne düşen bağrına gömülen
Her bir erden
Ve çırpınır durur
Bir yaralı beden




Çalmışlar yıllarımı
Tükenmişim yıllarca
Aç kalmışım
Sigarasız susuz
Yorgun ve uykusuz
Geçmişime sövmüşler
Geçmişi yaşamak isterken
Çatmışım kaşlarımı
Sıkmışım dişlerimi
Umutlarımı fısıldamışım
Kendi kendime
Susmuşum söylemişim
Suskunluğuma söylenmişim
Bir sıcaklık özlemişim
Dostluğu ve mutluluğu
Normal bir yaşam istemişim
Bin kavgadan çıkmışım
Kavgalardan usanmışım
Küsmüşüm sokaklara
Sokaklarda ihanet
Sokaklarda nefret
Soğukluk sokaklarda
Asacaklar bir gün beni de
Asmazlarsa yuh olsun
Asmayana yuh
Asılmayana yuh
Başkalarını da asarlar
Asmayana yuh olsun
Asılmayana yuh
Nasılda yanıyor genzim…
…Cıgarayı burnundan vermiş gibi
İçine çekmeden
Cüzzamlıyım sanki
Dökülüyor etlerim
İşte öylesine acım
Bir kuruyacak dal gibi bedenim
Önce yapraklarını döküyor

Kaçmak kimden kurtarır
Ölmek neye yarar
Vurmak nedir
Vurulmak ne
Un sermek nasıldır ipe
Sallamak nasıldır
En olmazları

Sorun değil vurulmak
En alır yerinden
Ve ölmek sorun değil
Kimin kimi vurduğu
Kimin kimi neden niçin vurduğu
Sorun bu
Budur problem
Bilinmeyeni çok denklemler var




Sevdim tehlikeyi
Şiirimsi bir yaşama gönül verdim
Neden böyle
Duman duman yükseliyor efkarım
Neden böyle sancılı hayatım
İsyan değil haşa
Bu benim merakım
Neden böyle başım ağrır
Ne zaman ufkum ağarır
Neden bu sokaklar böylesine boş
Bu kalabalıkta bu boşluk
Halbuki
Sokaklar tutar nabzı
Sokaklarda atar şehrin nabzı
Sokaksız şehirler var artık
Şehirsiz memleketler
Kahkahalar ağlamaklı
Ağlamalar gülüşüyor…




Erken çıktım bu gün yine
Karanlıkta bir kara nehir
Vurdum kendimi yollara
Havada bir koku
Havada hasret kokusu
Gitme diyenlerin
Gel diyenlerin
kal diyenlerin kokusu
Yol kenarı korkuluklar
Ömür boyu korkaklıklar
Bir of çeksem
Dağları yıkarım
Edebiyatı yapmayacağım
Tutuşacak soluğum
Ben ağlayacağım

Ölmek nedir
Öldürmek neden
Oldurmak değil mi asıl önemlisi
Vay babam vay
Babamsın sen
Kısa sürdü bu yolculuğum
Neyleyim sonu gelmez
Sonu yok
Vay babam vay
Bu işler nedir
Ha bunlar kimdir
Ardıma düştüler
Birden üşüştüler…




Nerdeyim
Kimsiniz
Nasıl bir yer buraları
Ne yazıyor gazeteler
Ne söylüyor radyolar
Kim ölmüş bir yerlerde
Yetim kalanlar kimler
Hep ben değil miyim
Ölen ve öldüren
Ölmek nedir
Öldürmek neden
Oldurmak değil mi asıl önemlisi
Budamaktır bir ağacı
Bazen öldürmek
Bindiğin dalı kesmektir bazen
Bazen kırmaktır meyveli dalı
Yaprağını yolmaktır hasılı
Yolunmuş yaprak
Kırılmış dal
Hangi türküyü söyler adama




Vay babam vay
Kökün burada yüreğimde
Dalın şurda ciğerimde
Yaprakların uzaklar da
Yemişlerin çalınmış
Dalların yağmalanmış
Ağlayı ağlayı göçen bir çınar
Evladım diyor
Yavrum diyor
Babaya mı vay
Evlada mı vay
Bir baba gidiyor
Evlad diye diye
Bir seher vakti bir baba çınar
Kovduğu kumrular
Bir garip ağıttalar




Gün başka kokuyor
Hayat bambaşka
Hayat kokuyor mu desem
Hayat kokuşmuş mu? !
Nevrim dönmüş
Vurmuşum kendimi sokaklara
Bu çıkmaz yollara
Vay babam vay
Bu sancılar
Bu yürek
Kimi neye kandırır bu sokaklar
Üst üste katlar
Kimi kime ulaştırır
Bu ağaçları ne yapmalı
Dalları kırık
Yaprağı yoluk
Bu insanlar neden
Neden eyyamperest?
Neden yarınsız hesapları
Neden bu sorular
Hep böyle cevabsız…
Korku neden
Umut neden




Gözümde kaldı
Şafağın kanın sabahın
Ve titreyen bebeğiyle
Gözlerinin kırmızısı
Kimdi babam kimdi
Kimdi ömrünün hırsızı

Nerdeyim ben
Kimsiniz siz
Nasıl bir yer buraları
Kan ter içinde taşımış yılları
Şimdi baba mesleği
Taşıyacağım yılları
Kan ter içinde
Ben seni acıların
Serenatlarına bıraktım
Vay babam vay

Bir kırmızı gül
Şimdi dudağında
Bir kırmızı gül dalı
İncelmiş kolların
Bir kırmızı gül yaprağı
Hatıran sayfa sayfa
Yatıyorsun işte
Işıksız fersiz
Yatıyor usta




Yollar kokuyor
Kokuşmuş mu desem
Erken çıktım bu gün evden

Sokakta rot-balansçı
Sokakta tank şoförü
Sokakta siren sesi
Sokakta tüfek
Toplar, adamlar jipler
Gölgelerinde yürüsem de
Şuramda aha canımın içinde
Bir kuş ötüyor
Vay babam vay
Nabzın nerde atıyor

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:48 AM
Vay Babam Vay

Akşamların kızıllığına
*******in sessizliğine
Kuşluk vakti öten
Kumruların sesine
Mahvoldum

Batan güneşin güzelliğine
Karlı havaların ıssızlığına
Derdime dert katan
Beldelerin yasına
Kahroldum

Gürleyen motorlarla
Hürleyen namlularla
Fışkıran mermilere
Ben bağır oldum

Görmez oldu gözlerim
Sus-pus oldu sözlerim
Ağıtlara feryatlara
Ben sağır oldum

Vay babam vay
Bir belalı başım var
Nere gidem..! ? !

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:48 AM
Vay Bana Vay Ki Vay

Vay bana vay ki vay
Sen beni güldü say
Ağlanacak hallere
Atarken bir kahkaha

Vay bana vay ki vay
Sen beni geldi say
Bu bitmez gurbetlikten
Dönüşüm yok bilesin

Vay bana vay ki vay
Sen beni öldü say
Bu hasret bitmeyecek
Yollar ömrüm yetmeyecek

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:48 AM
Vaz Geçer mi Yüreğim

Yerle gök bir olsa
Vaz geçer mi yüreğim
Can gülüm sararsa solsa
Vaz geçer mi yüreğim

Bilirim derler deli
Kimi de dermiş veli
Kavursa da hasret yeli
Vaz geçer mi yüreğim

Ateşe sürseler nara
Ben sitem etmem yara
Her bir fiske geçer kara
Vaz geçer mi yüreğim

Çarmıha gerseler de
Yüzüp derim sürseler de
Her şey reva görseler de
Vaz geçer mi yüreğim

Boynumu da vursalar
Kanadımı kırsalar
Her bir daim sorsalar
Vaz geçer mi yüreğim

Ben ele desem sözüm
Nefsimle kırışsam kozum
Oysalar da iki gözüm
Vaz geçer mi yüreğim

Ok vursa okçu başı
Aş ederim ben taşı
Gözümde kan etsem yaşı
Vaz geçer mi yüreğim

Ömür dediğin ne ki
Üç günde geçer sanki
Ömrüm çalsalar inan ki
Vaz geçer mi yüreğim

Mustafa söz sende gerek
Yağmalanmış boşta terek
Perçinlenmiş sende yürek
Vaz geçer mi yüreğim

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:48 AM
Ve Kavgam

Şimdi ben
Sensizliğin yangınında
Pusu kuruyorum
Senli günleri mutlu
Senle sürecek umutlu
Güzel günleri doğuracak
Bu kara *******de
Ve ufukta gözlerim
Gez göz arpacık denkleminde
Bin yangın çıkartmam
Gerekse de yarın için..!
Korkmadan
Yanmadan için
Acaba demeden aklın
Önümdeki aşımsa manim
Ben oruçluyum diyerek
Koynumdaki karımsa manim
Ben boşuyorum diyerek
Elim altında malımsa manim
Hepsini hibe ettim diyerek
Hem kendimi
Ve hem her şeyimi
Hiç düşünmeden yakıyorum

Ve kavgam
Eğer hala
Dimdik duruyorsa ayakta
Bil ki;
Hiç düşünmeden gemileri
Yakanların kavgasıdır..!

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:48 AM
Vur Beni

Hakkı demez isem gardaş
Vur beni öldür beni
yolumdan dönersem adaş
vur beni öldür beni

ben zalıma zalımlığın
her güzele alımlığın
demezsem ölümlüğün
vur beni öldür beni

ben diye geçersem öne
yok sayıp söversem düne
hesap yaparsam bugüne
vur beni öldür beni

er maydanı er soranda
yiğit namerdi vuranda
gelmesem karşı duranda
vur beni öldür beni

bana nasihatın eyle
ben sana kardaşım böyle
derdin varsa durma söyle
vur beni öldür beni

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:49 AM
Vurmayın Yeter

Ay yine telaşlı
Gitti gidecek
Acelede bu akşam
Küstü küsecek

Sokaklar yine kan
Yanıyor alev alev
Mitingler afişler
Hep mi öfke kusacak

Bulutlar efganlı
Ağladı ağlayacak
Delenmiş bu akşam
Yıldırımlar çakacak
Meydanlar yine hırs
Hışımla dopdolu
Birileri balkondan
Hep mi bakacak

Yormayın beyler
Yormayın kendinizi
Ne var bu kadar
Bu kadar kasacak
Atlı pusatlılar
Yine gelirler
Bu azgın giyotin
Sizi de kesecek

Vurmayın vurmayın yeter
Vurmayın artık gül dalına
Vurmayın vurmayın yeter
Vurmayın artık bam teline

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:49 AM
Vuruldu Can Gardaş

Vuruldu kuyutusunda bir dağın
Gezerdi haydasında bir dağın
Ah etmedi verdi kendin rüzgara
Bir soluk yaprak gibi devrildi

Vuruldu
Vay gardaş
Vurdular kan revan
Vuruldu
Ah gardaş
Vurdular acımadan

Bu dağların maralıydın yaralıydın
Deliydin doluydun belalıydın
Son güneş doğmuş gibi üstüne
YattıN da uyuduN uyanmamaya

Vuruldu
Vay gardaş
Vurdular kan revan
Vuruldu
Ah gardaş
Vurdular acımadan

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:49 AM
Vurur

Anlamadım bu nasıl iş
Dert kapımı günde vurur
Bilmem nereye bu gidiş
Hem yas hem düğünde vurur

Sağ yaparım sağdan teper
Sol geçerim soldan teper
Eder eyler başa keper
Her istediğinde vurur

Bana sabır düşer böyle
Nasıl gider bu dert neyle
İlahi sen halas eyle
Günde kaç öğünde vurur

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:49 AM
Ya Başını Aç Demişler

Vay benim nazlı kızım
Neler olmuş ağlamış
Vay güzel gözlü kızım
Naçar kalmış ağlamış

Akıllı değil haşarı
Bilmez salamı kaşarı
Etmişler kapı dışarı
Eve gelmiş ağlamış

Tutmuş gerici demişler
Sonra mürteci demişler
Bu irticacı demişler
Önce gülmüş, ağlamış

Okuluna almamışlar
Örtüsüyle salmamışlar
İyi ki çekip almamışlar
Dersini almış ağlamış

Ya başını aç demişler
Ya bu işten geç demişler
Birisini seç demişler
Gözü sel olmuş ağlamış

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:49 AM
Ya O Yüzle Ya Bu Yüzle

Heyecanın ölmesin
Hayal dünyanın varoşlarında
Azmin kırılmasın
Korkulu düşlerin yokuşlarında

Anı kolla anı gözle
Sen yine her zaman özle
Hayat süremez boş sözle
Hesap verirsin elbette
Ya o yüzle
Ya bu yüzle

Aşkın solmasın
Haram düşlerin o ellerinde
Aklın kalmasın
Meczub satırların gül kollarında

Anı kolla anı gözle
Sen yine her zaman özle
Hayat süremez boş sözle
Hesap verirsin elbette
Ya o yüzle
Ya bu yüzle

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:49 AM
Yalnız Kaldın

Bana zulmettin ne zevk aldın
İşte sen de bak yalnız kaldın
Elden günden hep şevk aldın
İşte şimdi bak yalnız kaldın

Ahım tuttu diyemem gülüm
Solarsın sen kıyamam gülüm
Neler ettin sayamam gülüm
İşte şimdi bak yalnız kaldın

Düştün ya bir de ben vuramam
İncinirsin seni kıramam
Halini pek hayra yoramam
İşte şimdi bak yalnız kaldın

Yalnızken doğruyu gör bari
Zoru gören o dem der bari
Beni ara yine sor bari
İşte şimdi bak yalnız kaldın

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:49 AM
Yan Gayrı

Zihnin susmuşsa
Hayatın tantanasında
Fikrin küsmüşse
Zihninin sus-pusunda
Yan gayrı

Aklın tartmazsa
Ak ile karayı
Bedenin restini
Çekmezse döşeğe
Gözlerin olmazları
Demezse uykulara
Yan gayrı

Şehir galebe çalar
Dağların sukutuna
Göle maya çalar
Eskilerin bilgeleri
Düşülen eşeklerden
İnecektim diyorsan
Yan gayrı

Biz de sustuk
Çilelerle tertibli nefsimiz
Biz de bildik
Bildiklerimiz
Yuhaladı önce bizi
Yutkunduk
Bin çirkinle bir güzelim
Var diyorsan
Yan gayrı

Biz de sustuk
Vurduk ve vurulduk bazı bazı
Öldük öldük dirildik
Ve bazı bazı
Ölümlerden
Ölüm beğendik
Sen
Yan gayrı

Esefle kınama
Bizimki de
Can gayrı…

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:49 AM
Yana Yana (Tecnis)

Yana yana yana yana
Herkes çizer yana yana
Ben deli sevdam ile
Gezer oldum yana yana

Kana kana, kana kana
Suyun içtim kana kana
Kesti kılıç şehitlik var
Ey yarem kana kana

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:49 AM
Yanan Beni

sen beni hiç dinlemedin
ben hep dedim anlamadın
yandım dedim tınlamadın
söndür şimdi yanan beni

gözüminen ben gördüğüm
elindeyken güğüm güğüm
hatam benim su sorduğum
kandır şimdi yanan beni

Ben sustukça üste geldin
Üste geldin üstte kaldın
Aklımı başımdan aldın
Dindir şimdi yanan beni

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:49 AM
Yanayım

Yangını vardır herkesin
Herkesin bir ateşi vardır
Ve biraz da külü
Sevda yanmaktır çok kez
Alsın beni alevler
Yanayım cayır cayır

Şiiri vardır herkesin
Herkesin bir masalı vardır
Ve biraz da yalanı
Sevda destanlaşmaktır çok kez
Alsın beni ozanlar
Yazsınlar destanımı

Karanlığı vardır herkesin
Herkesin bir gecesi vardır
Ve biraz da alacakaranlığı
Sevda kararmaktır çok kez
Alsın beni akşamlar
Kararsın ömrüm yollarında

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:49 AM
Yandı

Dağa dedim dağ yandı
Bağa dedim bağ yandı
Sola dedim sol utandı
Sağa dedim sağ yandı

Güle dedim o gül yandı
Bülbül dedim bülbül yandı
Nara dedim nar arlandı
Köze dedim de kül yandı

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:49 AM
Yandıkça (Ümide Nazireler)

Ne zaman düşünsem
Ürperir bedenim titrer kalbim
Her saat ve her gün gelir aklıma
Yandıkça

Bir namaz vakti girer
Bir meltem eser
Üşümüş bir seste bir sela
Dalarım Emsalsiz hatıralara
Yandıkça

Unutulmazdır yaşanan her hayat
Unutulan yanlar yaşanmamıştır zaten
Sevdamdı sevdaları en doğrusu
Delikanlıca harbi yalansız
Ne türkü söylerdim dağlara
Yandıkça



Şimdi görmüş ve geçirmiş
Bir sima çizmiş yıllar yüzüme
Ama
Ne zaman aynı kızıllıkta bir gül görsem
Görmemiş geçirmemiş
Toy delikanlılığım geliyor yadıma
Yandıkça

Bir güneş doğuyor gibi gecenin ortasında
Bir sivilce büyüyor bebeksi bir yüzde
Bir adam geziyor adamlığa inad
Ağlarım başucumda
Ölümüm gelir aklıma
Yandıkça…
Yaşadığıma kandıkça…

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:50 AM
Yandım Yar Yanasın

Seher oldu kahroldum
Dertlere ben şehroldum
Ağladım da bahroldum
Yandım yar yanasın

Mustafana acıma
Ahd mı ettin acıma
Ataş koydun içime
Yandım yar yanasın

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:50 AM
Yangınlar

Yangınlar yangınlar
Gözlerimde tutuşan sensin
Deli kabza çapraz mermi
Kuşanılan sensin…

Çölde açan bir gül gibi
Serap sandığım
Hayaline daldığım
Gidişine yandığım

Gitmeseydin
Ağlar mıydı Evladın
Kalsaydın
Canımızdan evlaydın
Dursaydın
İsteseydin canımız
Vursaydın
Akmazdı billah kanımız

Sana yangın sana aşık
Sana hasta senle kaçık
Gözü kara serden geçik
Fedailerin..!

(Rasul-ü Zişan'ın Aziz Hatırasına s.a.v)

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:50 AM
Yanmam Anlamamış

Cana dedim anlamadı
Yanmam eller anlamamış
Bülbül dedim dinlemedi
Yanmam güller anlamamış

Sağı solu hep dolaş dur
İtlerle böyle dalaş dur
Arısına sen ağlaş dur
Yanmam ballar anlamamış

Başı bozuk softaların
Sonu gelmez yaftaların
Nizam tutmaz güftelerin
Yanmam teller anlamamış

Yiğitlerin kırık beli
Deli gibi sanki deli
Ateş sönmüş garbın yeli
Yanmam küller anlamamış

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:50 AM
Yapamaz mıyım?

Karlı dağları ben aşamaz mıyım sandın
Sevdamın yolunda koşamaz mıyım sandın
Eller olmadan ben yaşamaz mıyım sandın
Vaz geçerim sevdalım geçemez miyim

Benim onmaz derdime eller neylemiş
Herkesler beni bir şekilde eylemiş
Kimi aşağılamış kimi beylemiş
Ben neyleyim sevdalım kaçamaz mıyım

Meded dilenilmezki öyle her kuldan
Meyve de toplanılmaz öyle her daldan
Kaçarım elbet ben hem yağdan hem baldan
Ben kaçarım sevdalım göçemez miyim

Ataş veririm anca yerde karlara
Sevda belletirim gönlü körlere
Al kızıl kanımı da canım yerlere
Dökemez miyim sevdalım saçamaz mıyım

Mustafa iltifat etmez başka yara
Bu kararıyla girse de her zarara
Harcayacak varını vardı karara
Harcanmaz mı sevdalım harcamaz mıyım

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:50 AM
Yapıyor

derunumda sayısız fırtınalar kopuyor
zalim elinden ne gelir ise yapıyor
ne usanır zulümünden ne de arlanır
zalim zulümden ne bilir ise yapıyor

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:50 AM
Yar

Dertli bir kalbin çaresi
Nazlı yarin çehresi
Dillerde şaşalayan
Sevdanın sözleri
Dökülür ancak gözlerimden

Tütersin türkülerde buram buram
Geceyi kahreder
Karası da sevdamın
Sevdanı mırıldan bana sen de
Utanıversin artık
Şarkılar ve türküler…

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:50 AM
Yarın İçin

ey kardeşler
köylüler emekçiler
nasırlı eller
sürün toprağınızı
tohum ekin yarın için
fidan lazım sürgün için
yiğit lazım vurgun için

ey kardeşler
işçiler emekçiler
terli alınlar
sert tutun çelikleri
yarına bilekleri
savaşa yürekleri
sağlam olsun
yarının yiğitleri

ey kardeşler
analar ey bacılar
sütlü göğüsler
emzirin bebeleri
söyleyin ninnileri
emzirin yavruları
doldurun çocukları
yarın için
ağzı sütlü eli kanlı
kahraman olsun

ey kardeşler
babalar ey yiğitler
çalışkan beyler
edeler efeler
koman ha çalışın da
zora güçe alışın da
arada bir gülüşün de
bizi bilmez bilgiçler
tarumar olsun

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:50 AM
Yarınlar ve Onlar

Bir hasretin muştusudur
Çile çekenlere yarınlar
Özgürlük, hürriyet
Çalkalanır yığınlar
Bir sarı ışık
Bir kara zindan
Yasak lugatlarda
Yırtılır karınlar
Bebeler ölüyor
Dedeler ölüyor

Bin çilenin bitişidir
Cefakar gönüllere yarınlar
Gamsızlık
Vurdumduymazlık
Uyumakta yığınlar

Bir acı tablo
İğrenç bir manzara
Haramzade bakışlarda
Gömüldük de öldük
İffetsiz baılar
Namussuz analar

Bir gülüşün espirisidir
Hüzzam duruşlara yarınlar
Kaykılır belki
Kupa, karo, maço adamlar
Papazlar kaçar bir gün
Karbonatlı çay
Çayına kumar
Haylaz oğullar
Kumarbaz babalar

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:50 AM
Yaşamak

Yaşamak
*******in koynunda
Göze göz dişe diş yaşamak
Yaşamak
Kışa inad kardelence
bir narin kelebekce
yaşamak

Yaşamak yanmaktır belki de
Yaşamak aldanmaktır çok kere
Yaşamak bir eylem biçimi
Yaşamak yaşatmaktır aslında
Yaşamak direnmektir her zaman
Yaşamak ölmektir çok zaman

Yaşamak
dağların yücesinde
kana kan cana can yaşamak
Yaşamak
Fırtınalar koparıp
Nehirlerce çağlamak
yaşamak

Yaşamak yanmaktır belki de
Yaşamak aldanmaktır çok kere
Yaşamak bir eylem biçimi
Yaşamak direnmektir her zaman
Yaşamak ölmektir çok zaman

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:50 AM
Yaşamak Ölerekten

Sürgünler yaşadım
Bu kara günlerde
Mapusluklar gördüm
Unutulmuş dünlerde
Atıldığım zindanlarda
Yakılmış fidanlara
Bakıp ağlamışsam
Gülemez değilim
Sus pus edilen günlerim
Dumura uğramadım hala
Göğsüme çöken bu karabasan
Ben doğrulamıyorum
Sırtımı yerden bir kaldırsan
Kaç kuşak ötelerden
Miras bu yenilgiyi
Yaşamayacağım bil ki
Ölmeden ben…

Yanan kavrulan bağrından
Buğdayı dermedim
Ben ağlamadan
Yanan kavrulan ocaklardan
Ekmeğin yemedim
Ben gülereketen
Yaşamak için değil
Yaşatmak için
Yaşamaksa
Ben yeni bir yol buldum
Yaşatmak ölerekten

Mağrur meydanlarda
Soğuk heykeller üstüne
Gererler gül yüzlü çocukları
Biz görmedik değil
Kanlı kızıl gocukları
Avuçlarımız kan doldu
Ve kanımızla yetirdiğimiz güller
Çok kez ve bir çok kez
Ellerimizde soldu

Zayıf bedenlerimizin
Sarı tenimizin
Davasını güden olmadı
Biz gibi pervasız bir başka
Bambaşka öten olmadı
Üşüdük titredik
Hummalı *******de
Bir ana şefkatiyle üstümüz
Bir gece dahi örten olmadı

Mışıl mışıl uyurken
Hemcinslerimiz her mevsim
Kışın çöktüğünü
Ve hep üşüttüğünü
Duyan olmadı

Şimdi
Ne Anadolunun ağıtları
Ne mazinin feryatları
Para etmiyor
Paralanmış gönüllerde
Kapkara bulutlar altında
Savunuyoruz aydınlığı
Onlar el güneşi yetirmeye
Onlar yad yağmuru
Filizler bitirmeye
Onlar derman olacak emi
Bu yaraya sürmezlerse
Sen hançerini çekme
Bu deli gönlümden
Bir depreşirsem eğer ben
Savururum dört bir yanı
Katarım dört bir yana
Gün gece olur güneş de ay
Damarlarımda şahlanan
O deli dolu tay
Toynak oynatır aydınlığı
Aydınlıkla kıyaslanmayacak günlere
Ve gerçeği görenlere
Lanet okurlar
Kapkara aydınlık
Yutturulmuş dünlere

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:50 AM
Yaşamak Seninle Güzel

Karadeniz köpürüyor
Akdeniz coşuyorsa
Pamuk tarlalarımız
Ak gelinlik giyiyorsa

Yaşamak seninle güzel
Al yüzüne yandığım
Hilal kaşlı yıldız gözlü
Bizim güzel sevdalım

Tren geçiyorsa obadan
Çıtıpıtı bir kuş havadan
Şimdi bir bayrak
Dalgalanıyorsa gökte

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:50 AM
Yaşamaksa Yaşıyorum

Belirsiz uçuşlarda
Tenhada geçişlerde
Çevirmeden kaçışta
Yaşamaksa yaşıyorum

Bin travma görmüş
Bu belalı başım
Yaşamaksa yaşıyorum
Dinmeden yaşım

Hayatım bitkisel
Komaya girdi düşler
Sözlerim şiirsel
Mısraları ne düşler

Olmuyor gibi
Bağlanmış elim kolum
Uyuşmuş duygularım
Acı kuyusunun
Yok mudur dibi

Belirsiz uçuşlarda
Tenhada geçişlerde
Çevirmeden kaçışta
Yaşamaksa yaşıyorum

Bin travma görmüş
Bu belalı başım
Yaşamaksa yaşıyorum
Dinmeden yaşım

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:51 AM
Yazasım Geldi

Şiirini yazasım geldi
Tutarken yüreğim
Buruk matemini
Ciğerlerimi yırta yırta
Haykırasım geldi
Feryat figan ağıtlarda
Kopa kopa
Ağlayasım geldi
İnleterek dört bir yanı
Dağları titreterek
Kaynatarak denizleri
Hasretimin ateşiyle
Göremediğim yüzüne
Tutuşan sevdamla
İnim inim
İnleyesim geldi

Şiirini yazasım geldi
Her efkarlanışımda bu şarkıda
Her dinleyişimde bu şarkıyı
Bir arabesk oluyor yüreğim
İnciniyor yeniden
Burkuluyor tekrar tekrar
Cayır cayır yanıyor billah


Şiirini yazasım geldi
Kağıtlar gülmez bana
Zorla ve inadına
Bir isim demeden
Kırarcasına kalemleri
Yırtarcasına kağıtları
Kafamı patlatırcasına
Çat diye çatlatırcasına yüreğimi
Şiirini yazmak geldi içimden
Anlamıyorum
Bu efganı
Neden sarıyor beni bazı bazı

Şiirini yazasım geldi
İşte o kadar
Sadece
Seni anacağım
Birkaç satır karalamak geldi
İçimden…
İçim sığmadı içime
Kafamı duvarlara
Çarpasım geldi…

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:52 AM
Yazgı

Yazgımız bu deyip
Kök mü salsak damda
Ağulu aş yiyip
Zevk mi duysak gamda

Yazgı nedir
Gördün mü ki kağıdı
Gördünmü sen kalemi
Bilebildiğin ancak
Yaşadıklarındır…

Bırak artık şu yazılmamış elemi
Kader! ?
İnkar değil bu haşa
Bazen bazı sözler
Tartılmadan boş gelir
Bazen bazı sözler
Dinlenmeden hoş gelir

Yazgı
Yazgım
Yazgımız
Zindanda değil eller
Evvela biz hapsederiz
Kendimizi yazgıyla
Kelepçeyle değil yadel
Biz bağlarız yazgıyla

Geçmiş
Her gün bilmem kaç sayfa
Günlük bir gazete gibi
Yazılıdır amenna
En derin ellerle
En gizli de arşivdir
Sen yazgı söyleminle
Hep kendini aşındır…

Okunmamış bir yazıyı
Okudum diyene hayret
Bilmediğin bir yazgıya suç
Bulup durma ha gayret

Yazgısına sığınan
Yazgın sana küsmüş
Sana duyar nefret
Rahmani yazgı değil
Çevreni saran bu kasvet
Şeytani bir fısıltı
Nefsani bir kabul
Çalış didin durma sakın
Yarın okuyacaksın yazgın

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:52 AM
Yazıyorum İşte

Yeniden yazıyorum
Yine yazdım
Çok zaman geçti çok
Ben kudurdum azdım

Azgınlığım beladır
Suskun fertlere
Yazganlığım devadır
Yangın dertlere

Tehdidlere bırakmam pabuç
Sivri diyorlar bana
Marjinal çok uç

Yeni yeni yazıyorum
Yeni yazdım
Epey oldu kalemim
Asılı kaldı duvarda

Siz siz olun ey yiğitler
Silah omuzda gerektir
Kalem elde hazırda
Vurmak gerek vurmak
Gerekirse vurulmak…

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:52 AM
Yazması Var Karalıdır

Yazması var karalıdır
Vah bu yürek yaralıdır
Deli oldum görelidir
Tutuldu dilim lal oldu

Yazması var oyalıdır
Edeblidir hayalıdır
Seni sevdim diyelidir
Gözümün yaşı sel oldu

Yazmasını yan bağlamış
Düğümüne can bağlamış
Yarelerim kan bağlamış
Döküldü her yan al oldu

Yazması düştü yarıya
Benzi de döndü sarıya
Yüreğim yağı eriye
Utandı kızıl gül oldu

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:52 AM
Yazmışım İşte

Çok zaman oldu
Kalem almadım elime
Sevdanın sözlerini
Dolamadım dilime
Korktum sustum
Kalbimi astım
Pustum gölgesinde

Ne detli başım varmış
Ne kanlı yaşım
Yazmışım ağlamışım
Yazmışım ağlamış

Yalan dolu mısralara
Sevgiler yazmışım
Anladım tatmamışım
Sevgi yazmışım

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:52 AM
Yedin Yine Ramazanı

Hey gidinin lafazanı
Yedin yine ramazanı
Öttürdün de borazanı
Yedin yine ramazanı

Teravihi anca on gün
Kıldın sanki sonra öldün
Bir kere daha gitmedin
Yedin yine ramazanı

Berektliydi ki sahur
Nehir gibi sanki nehir
Oruçtur her ayıbın yur
Yedin yine ramazanı

Hakkı çokça anmadın ki
Günahına yanmadın ki
Gafletine kanmadın ki
Yedin yine ramazanı

İftarları bir hoş oldu
Kadr bilmedin nahoş oldu
Kanatlı da bir kuş oldu
Yedin yine ramazanı

Uçtu gitti durur mu ya
Düştün sanki bir kuyuya
Kadr gecesi kal uyuya
Yedin yine ramazanı

Eh ne deyim adam olman
Bu akılnan çokça kalman
Ahrette de zordur gülmen
Yedin yine ramazanı

Ah Mustafa sen boşsun boş
Bu halin de değildir hoş
Şimdi diğerine de koş
Yedin yine ramazanı

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:52 AM
Yeşil Kuşlar İle

Can gardaşlara selam söyleyin
Aman sakın o öldü demeyin
Yetim yavrulara haber vermeyin
Aman sakın o öldü demeyin

Ölmedi o ölmedi o yaşıyor
Yeşil kuşlar içinde dolaşıyor

Dul gelinlere selam söyleyin
Aman sakın o öldü demeyin
Yanık analara haber vermeyin
Aman sakın o öldü demeyin

Ölmedi o ölmedi o yaşıyor
Yeşil kuşlar içinde dolaşıyor

Zalim sultalara ulak salınsın
Bir giderler bin gelirler denilsin
Koy verin bizler öldük sanılsın
Bir gideriz bin geliriz bilinsin

Ölmedik biz ölmeyiz biz yaşarız
Yeşil kuşlar içinde savaşırız

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:52 AM
Yiğidim

Sülün gözlerine nazlı kızların
Söz dizmek kolay olur yiğidim
Sen sen ol yola baksın gözlerin
Beklediğin canlar gelir yiğidim

Eller elliğini bilmiyorsa gül
Ayak bilmiyorsa ne git ne gel
Bülbüllerin dili susmuş olmuş lal
Lal olan da ne denir bilir yiğidim

Bal devşirmek örümceğin ağından
Yalan çıkar ancak namert bağından
Şehirlerin kara bahtlı dağından
Çığ düşer de harab kalır yiğidim

Kah bolda kah zorda geçer günlerin
Ciğeri beş para etmez bunların
Çağdaşlık diye öten hinlerin
Sıkılır gırtlağı ölür yiğidim

Mustafa coştu söylüyor gayrı
Saflar sıkılaşsın kalmasın ayrı
Birbirinizde arayın hayrı
El elinde hayır solar yiğidim

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:52 AM
Yiğit Dediğin Kişi

Yollar dolanır da gelir
Göynüm dilenir de gelir
Yiğit dediğin kişi de
Al kan bulanır da gelir

Yollar toz olur savrulur
Kah düşülür kah vurulur
Yiğit dediğin kişi de
Bugün sevdaynan kavrulur

Yollar gözler gelinler
Ağlar gülmez sülünler
Yiğit dediğin kişi de
Namert sözün yalanlar

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:53 AM
Yiğitlere

Yiğit gardaş canım gardaş
Hele gel biraz yaklaş
Ne yüz çevir bana
Ne de uzaklaş

Aşkımız bir sevdamız bir
Kavgamız bir davamız bir
Niye yoksun sen gardaş

Yiğit amcam canım babam
Bizim içindir bu kavgam
Başkaldırdık devlere de
Zayolmasın bu çabam

Aşkımız var sevdamız var
Kavgamız var davamız var
Niye yoksunuz büyükler

Yiğit bacım canım anam
Yavrular için bu çabam
Irak’ı gör, Afgan’ı gör
Yanıyoruz be balam

Aşkını bil Sevdanı bil
Kavganı bil Davanı bil
Mahzun kalmasın yavrular

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:54 AM
Yirmibir Yaşa Nazireler

Bak! Görürsün
İşte izleri yaşamın,
Nasıl oluyorsa işte mutluluk
Sırıtıyor her zaman
Hep bir kapı aralığından
tutabilir miyim bilmiyorum
Ellerimi uzatsam
Belki! ?
Ya şimdi
Ya da asla

Neydi o bilmem
Unuttuğum bir şarkı belki
Bir zamanki hit parçam
Eskilerde kaldı
Dilimdeydi belki her zaman
Mırıldanırım belki
Belki yeniden söyleyebilirim
Ya şimdi
Ya da Asla



Bir delikanlı vardı
Bir zaman önce
Gülerdi güzel bir yüzle
Gökte yüzer
Denizlere uçardı
Bir babayiğit vardı
Hani yıllar önce
Dağları deler
Çöllere kaçardı
Hayallerinde mamur
Kaf dağı ardında
Bir ülkede yaşardı
Belki yine güler o yiğit
Yine yaşamaya başlar belki
O bulutsu güzellikte
Ya şimdi
ya da asla



Nasıl da yandı dört yan
Nasıl dayandı bu acıya
Nasıl kül oldu öyle
Bir ömrün hasadı
O koca harman
Nasıl gitti
Göz göre göre
Umut fidanlarından devşirme
Ümit yeşerten
Eli şaşırtan
Yemyeşil orman
Belki bir ot da olsa
Bir yeşillik
Bitirecek bir parça toprak
Buluruz belki
İyice ararsak
Ya şimdi
Ya da asla

Benim der insan
Her beğendiğine
Sımsıkı kavrar
Benim dediğini
Nasıl da bıraktık elimizden
Savrulan rüzgarda
Nasıl da salıverdik umudu
Yine de yakalarız belki
Çok daha uzaklara savrulmadan
Ya şimdi
Ya da asla



Her şey garip artık
Bizliğimizle biz bu diyarda
Bu diyarlığıyla bu diyar bizlere
Yabancı artık
Aynalar dahi bize
İnsan
Kayboldu artık
Kalabalıklar içinde
Acaib bir biçimde
Oysa ki biz gibileri
Çağ açar çağ kapardı
Hatırlarsan bir zaman
Belki biz de
Sallayabilir
Sarsabiliriz zamanı
Ya şimdi
Ya da asla..!

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:54 AM
Yitirilmiş Bir Dost

Sen kahve kokardın birgün gittin
Kahbe sokaklarında o şehrin yittin
Eridin tükendin ve bittin
Ağlamak sana zul artık
Bitmişliğinde çektim
Gönlüme bir kertik
Şimdi döş yırtık bağır yırtık
Ben benim diye bağır artık
Sen senliğinden firari
Ben kahve kokuna mahbus




Şimdi kahveci dükkanlarında
Hayal ediyorum seni ben
Kardeşim ciğerim bir parçayken
Gülen gözlerini
Ümitle vuran yüreğini
Zabıta kulübelerinde çıkardığın yerinden
Şu arkadaşın ki yaraladığın derinden
Haberin yok ki gelirinden giderinden
Bir de veda ediyorum
Gülümseyen gözlerine
Kapkaranlık yüzün
Devşirilmiş sözün
Ve görmez o koca gözün
Hepsine ama hepsine
veda ediyorum

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:54 AM
Yok Senden Ala

Halime isyan değil dediğim
Sen zaten bilirsin
Beni benden ala

Tamah ile değil istediğim
Sen zaten verirsin
Bana elden ala

İş değil işlediğim
Sen affedersin
Beni şimden ala

Sevgim sevdiğim
Sen hep sevilensin
Yoktur olamaz senden ala

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:54 AM
Yolboyunda

Yolboyunda gördüm bir dayı
Vardım selamladım almadı ayı
Güldüm geçtim

Yolboyunda gördüm bir tarla
Ektim tohum cevap verdi bir hıyarla
Güldüm geçtim

Yolboyunda gördüm bir orman
Dizimde de kalmadıydı derman
Güldüm geçtim

Yolboyunda gördüm bir kuyu
Vermedi namussuz bir kova suyu
Güldüm geçtim

Yolboyunda gördüm hep bebeler
Nasıl çıkarmış ininden ebeler
Güldüm geçtim

Yolboyunda gördüm kadınlar
Ne ar var ne namus var
Güldüm geçtim

Yolboyunda usandım bezdim kendimden
Ben dağ başında bitmiş kendiliğinden
Güldüm geçtim

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:54 AM
Yollar

Yollar gider uzar bitmez
Derdim kalem yazar bitmez
Belam başın alıp gitmez
Heder olduk bu alemde

Yar dediğim yar olmadı
Dost bildiğim dost kalmadı
Gönlüm huzur dolmadı
Heder olduk bu alemde

Desin bana erkek olan
İşte sana budur kalan
Nedir hani nedir ulan
Heder olduk bu alemde

Hakka isyan hak değil
Haktan ihsan yok değil
Mustafaya bir yük değil
Heder olduk bu alemde

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:54 AM
Yolum Budur

Bana tehdid para etmez
Bin kez vursan yara etmaz
Kırk ton versen dara etmez
Ölümüne sevdim dönmem

Bu düşümden aydırmaya
Ayağımı kaydırmaya
Tehdid mi var caydırmaya
Ölümüne sevdim dönmem

Dedim nefsim düşün ince
Ben anladım düşününce
Alan canım alır anca
Ölümüne sevdim dönmem

Mustafa sen takma kafa
Üç gün sürer en çok cefa
Rağbet yok bende boş lafa
Ölümüne sevdim dönmem

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:54 AM
Yusuflarla

Başımız dik alnımız ak
Çevir başın yarınlara bak
Yusuflarla doğacak şafak
Zalimleri boğacak

Şanıyla ve şerefiyle
Gönül verip bir güne
ölüp ölüp tekrar yine
Yusuflarla dirileceğiz

Yediğimiz darbelerin
Konulduğumuz hücrelerin
Hesabını İşkencenin
Yusuflarla Soracağız

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:54 AM
Yüreğime Sağlık

Dur hele
Dur kardaş
Deyip te kaçmak var mı dur
Dedin diyeceğini
Dinle ne diyeceğimi
Ben çok dedim gerçi
Sabırla dinledin
İki kelam daha dinle
Son sözleri edelim senle
Mısralarla coşmak Zordur
Nizama oturtmak zor doğrudur
Bu iş olmaz zorla
Bu iş ancak yürekte korla
Yana yana olabiliyor anca
Şimdi bana yüreğine sağlık diyorsun
Yüreğim sağ kalsa
İnlemezdi bu kadar
Yoksa şiir dinlemek mi istemiyorsun..! ?

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:54 AM
Yürü Dünya

Yürü dünya senden bana
Hayır gelmez şerden başka
Ne diyeyim gayrı sana
Sesim çıkmaz zardan başka

Dünyam talan ukbam talan
Eli çeker boyan cilan
Bilmezler ki topun yalan
Kimse görmez körden başka

Duysam senden uzak kaçan
Gölgenden ırağa göçen
Senden gayrı bir yer seçen
Yar eylerim yardan başka

Yarelerim onmuyor ki
Vicdanın da tınmıyor ki
Karam aka dönmüyor ki
Senle işim zordan başka

Babayiğittim bir zaman
Şimdi oldu halim yaman
Dem sürmedim geçti devran
Saçta ne var kırdan başka

Derman aradım her yerde
Bulamadım derman nerde
İnan sordum her bir ferde
Derman nerde yerden başka

Deseler ki almadı ki
Bana bir şey kalmadı ki
Malım mülküm olmadı ki
Ne veririm serden başka

Zehir olsun içerim de
Göğsüm yarar açarım da
Bak ne var içerimde
Yüreğimde kordan başka

Derd-i mendim derdim neyle
Gider dedim hangi şeyle
Çöl toprağım yağmur böyle
Dane düşmez kardan başka

Bir gün menzile varınca
Hakk divanına durunca
Soran hesabım sorunca
Karım yoktur ardan başka

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:54 AM
Yürü Gayrı

Karadır gözlerin
Dünyaları yakarsın bilirim
Keskindir sözlerin
Öfkeni dizelere
Dizersin bilirim...

Delisin dolusun
Şan şöhret işin yok
Şehadetler yolusun
Kin nefret işin yok

Yürü gayrı
Yürü gayrı
Tutar mı seni?
Tağutlar o taş putlar
Öğütür mü seni?

Bellidir izlerin
Uğrunda ölürsün bilirim
Tutuşmuştur özlerin
Kül olmaz kalırsın bilirim

Delisin dolusun
Şan şöhret işin yok
Şehadetler yolusun
Kin nefret işin yok

Yürü gayrı
Yürü gayrı
Ürkütür mü seni?
Tağutlar o taş putlar
Korkutur mu seni?

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:57 AM
Yürü Hele Göresin Sen

Kimler de kesti dar geçitte
Mustafanın yolunu
Kime güvendiler de Amman
Bağladılar kolunu

Yürü hele göresin sen
Hanyayı da Konyayı
Kucaklasın sen seyreyle
Kim götürmüş dünyayı

Kimler de vurdu dar geçitte
Mustafanın başına
Kime güvendiler de Amman
Kan doğradılar aşına

Yürü hele göresin sen
Hanyayı da Konyayı
Kucaklasın sen seyreyle
Kim götürmüş dünyayı

Kimler de sıktı dar geçitte
Mustafanın arkasından
Kime güvendiler de Amman
Caydılar korkusundan

Yürü hele göresin sen
Hanyayı da Konyayı
Kucaklasın sen seyreyle
Kim götürmüş dünyayı

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:57 AM
Yürümeli Koşmalıyız

Bir gülüş bekliyorlar
Bir geliş bekliyorlar
Ağlıyorlar
Gözler yaşlı

Ağıtlar dinsin diye
Sen en son dinsin diye
Zalimler sinsin diye
Yürümeli koşmalıyız
Engelleri aşmalıyız

Bir gülüş bekliyorlar
Bir geliş bekliyorlar
Bekliyorlar
Herkes telaşlı

Sınırlar yok olsun artık
Bayraklar tek olsun artık
Yürekler yek olsun artık
Yürümeli koşmalıyız
Nice yollar aşmalıyız

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:57 AM
Yürüyoruz

Yürüyoruz
En yoğun ateş altındaki
Hatlarında yüreklerin
Gülüyoruz
Varsayıp umutları yarınlara

Yürüyoruz
Bu uğursuzlukların kol gezdiği
Sokaklarda
Biliyoruz
Varsayımlar zora düştü bu zaman

Yürüyoruz
Her daim çiftleşen
Çiftleştikçe üreyenler arasından
Anlıyoruz
Hayat sade bu değil

Yürüyoruz
En düşük bedel ile
Çalışıyoruz
Ne diyelim
Emek edebiyatı başkalarından

Yürüyoruz
İşçi işçi memur memur
Tribünlere
Didiniyoruz binimiz
Bir bonservis bedeli için

Yürüyoruz
Güzel günlere
Kafamızı patlatıyoruz
Diliyoruz
Yarınlar daha güzel olsun ah…

Yürüyoruz
Bu köhne uygarlık çöplüğünde
İlerliyoruz
Yeni bir çağa doğru
Usanmadan…

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:57 AM
Zafer Marşı

Hayat iman ve cihaddır
Hayat imanla abaddır
Harb sanat ölüm eğlencedir
Bu kıyam hep sürecektir
Fitne kalmayıncaya dek
Din Allahın olana dek

Allahu Ekber Allahu Ekber

Adem'in hizbindeyiz
Nuh'un gemisindeyiz
İbrahim'in Nesli
Muhammed'in izindeyiz

Allahu Ekber Allahu Ekber

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:57 AM
Zalım Dünya Zalım

Sarı tütün bulamadım
İki nefes alamadım
Ben bir mesut olamadım
Eller görsün gününü vay

Tütün kesem yolda düşmüş
Hem para hem pul da düşmüş
Yalın ayak çul da düşmüş
Eller görsün gününü vay

Adyamandan tütün gelir
Tiryakiler kıymet bilir
Bana dertnen keder kalır
Eller görsün gününü vay

Hele zalım dünya zalım
Gün görmedim nolur halım

Mustafa Acıoğlu

GooD aNd EvıL
10-04-2008, 11:57 AM
Zor

Söylemek zor öyle her şeyi
Ya saklamak içinde bir şeyi..? !
Zorlamak zor kendini her şeye
Ya gevşemek sade bir şey için..? !

Sır tutmak gerekir bazen insana
Sözü tutmak gerekir bazı bazı
Her türküye aynı tonda
Çalabilir misin şu sazı…? !

Gizlemek zor öyle her şeyi
Ya demek, haykırmak bir şeyi? !
Anlamak zor birini her hususta
Ya reddetmek sade bir şey için? !

Gizlemek gerekir bazen
Bazen anlamak
En azından çalışmak
Ve susmak gerekir bazen
Haykırmak için
Ve anlamak gerekir
Her şeyi anlatmaya
Ağlamak..? ! ?

Sana sevdiğimi anlatamayan
Gözler utansın
Bir mermi gibi
Kalbine saldığım
Göğsünü delemeyen
Hedefini bulmayan
Sözler utansın…

Mustafa Acıoğlu