Giriş

Tam Sürümü Görüntüle : Mahmut Nazik


Sayfa : [1] 2

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:11 PM
* - Ellere Gönül Verme Gözlerim Üstünde Ankara
Nasıl yazgı nasıl kader
Bendin yıkan sele döndük
Gelen budar giden budar
Hazan vurmuş güle döndük

Emeği çar çur etmişiz
Yoksulluğu yar etmişiz
El âlemden ar etmişiz
Evimizde ele döndük

Küstü Hoca’nın gülüşü
Mevlana’nın gel deyişi
Şeyh Bedreddin’in ölüşü
Ot bitmeyen çöle döndük

Çiçeklerken yüreğimi
Sevdanın yedi rengi
Kinden kandan
Kanayan yürekten
Katledilen kentlerden
Çalınan emekten
Faili meçhul cinayetlerden
Karanlıklardan beslenip
İçimize sağılan
Param parça kırılıp dağılan
Geceye ve gündüze
Sâri gibi yayılan
Adı konulmamış korkulara
Yüreğe yuva kurmuş korkuluklara
Teslim olmuş sokaklar

Sırtımızda taşıdık
Deve hörgücünce
Habis bir ur gibi
Bin ton acıyı ömrümüzce

Dört yanımızı kuşatmış yasaklar
Ve her yasak
Bir zalimin günahını
Mazlumun bir ahını saklar

Saray avazıyla havlayarak
Karanlıkta sırtlan dişi gibi
Gülümserken ihanet
Güle diken olmuş
Pusu atar yollarına
Kin ve gıybet
Gözaltında ana kucağı
Baba ocağı
Ayıp görülür yasaklanır
Bir öpücüğün sıcağı

Yarıda kalmış
Kitaplar satılır sahaflarda
Kimi yanık
Belli ki yangınlardan kurtulmuş kimi
Solmuş sararmış
Kıran artığı belli ki
Yarısı yırtık
Müebbede mahkûm kitaplardan
Her sayfasında kan
Zalimin mührünü
İşkencenin ve zulmün izini
Mazlumun gözyaşını taşıyan
Saçma sapan tutanaklardan öğrendik
Faili meçhul cinayetlerin katilini

İstemedik
Kan değsin ellerine sevdanın
İster miydik
Göğsünde yanardönerken
Yedi rengiyle evrenin
Kırılsın kanadı güvercinin
İster miydik
Dağlara düşsün sevdamız
Karabulutlar çöksün üstüne
Bahara durmuş
Güneşe uyanırken dünyamız
İster miydik
Adımız eşkıyaya
Adımız asiye
Adımız sakıncalıya çıksın
İster miydik
Sevdamız yüreğimizden alınsın
İster miydik
Düşlerimiz elimizden
Yavrumuz yuvamızdan çalınsın
İster miydik?
Hasada durmuşken tarlamız
Yansın da harmanımız
Eli koynunda kalınsın
İster miydik
Sevda türküleri yerine
Adımıza ağıtlar
Yâdımıza yakımlar yakılsın
İster miydik
Kanayan yüreğimizden
Parmak izimiz alınsın
Söyle bacım
Anam babam söyle
Buz gibi namluyu kucağında
Yavuklu yerine
Hangi yiğit yeğler
Söyle hele söyle
Bu ne iştir böyle

Kanar gülüşü dudaklarından
Bulanır gök mavisi gözleri
Çiğdemler öper yanaklarından
Bir kuş dolanır semah semah
İsyan eder de genç ölümlere
Yaşanmamış sevdalara
Bir çığlık olur umutlar
Eyvah
Eyvah düşer göklere
Söyle
Anam bacım söyle
O yiğidin yârini kim eğler
Söyle hele söyle
Bu ne yazgıdır böyle

Gözyaşıyla sular
Çiğnenen çiçekleri bulutlar
Nakışlamak varken
Sevdanın yedi rengiyle

Gözyaşı ıslatsın istemedik
Güllere dönüşmüş yüzüyle güzel
Işığa düşmüş gözüyle aydın
Kundaktaki bebeği

Gülüşü güle
Bakışı ateşe
Gönlü güneşe benzerken
Ülkemin oğulları kızları
Biz mi çürüttük kozasında kelebeği

Dedik ki
Sevgililer
Basılmış fıstık içi
Harşlanmış
Fasulye tanesi gibi ayrılmasın

Avcılar vurmasın yuvada kekliği
Ana vurulup da yazıda
Yetim kalmasın yavru yuvada

Kalmasın sevdaları
Siyah beyaz resimlerde
Kazılmış ağaç gövdelerinde
Çürümesin çiçekler dallarında
Bahara karışsın
Gençlik gülüşleri fidanların

Dedik ki
Takılmasın umutları
Zümrüdü Anka’nın kanadına
Soğumasın öpücükler
Yârin yanağında
Hep sıcak kalsın
Kapanmasın Kapılar
Köprüler yıkılmasın
Hep açılı bir kucak kalsın

Dedik ki
Can vermesin canlar darağacında
Gülücükler solmasın dudağında

Yani sevgilim yani
Dedik ki
Ar etmesin fukaralıktan
Düşman karşısında
Şeytandan gayrı
Tüm yaratılmışların
Secde ettiği insan

Ülkem ki
Üşüse sonbahar
Sevinse bahar olur gözünde
Yeter ki bir tohum düşsün bağrına
Sevda semah durur gökyüzünde
Kızları
Salım salım salınan çınar
Oğulları bir deli rüzgâr olur
Bir adım at yeter ki
De ki bir ‘Merhaba! ’
Gözlerine sevdan düşer nehar olur

Her biri can verir yoluna
Kara sevdaya tutulur
Ya can
Ya da yar olur

Çaresizliğin
Naçarlığın
Yüreklerine lök gibi çöktüğü
Zulmün
Fukaralığın
Güz yaprakları gibi döktüğü
Oğulları ve kızlarıyla
Neden ve niçin kahrolur
Söyle anam babam söyle
Bu nasıl olur

Onlar ki
Duruşuyla destan yazar
Gözleri ak deniz mavisi
Gülüşleri Isparta’da gül tarlası
Saçları çukur ovada
Başağa durmuş buğday tarlası
Savrulur rüzgâr olur
Sevdası firari kalır yarınlara
Sevdası düşmüş dağlara
Adları yadigâr olur

Bir güzel ülke koymuşken
Hayallerinin orta yerine
Zehirli oklar saplanır
Düşlerinin can evine
Sevdaları bergüzar olur

Onlar ki
Dolaşık yolların uslusu
Sevdanın namuslusu
Onlar ki mazlumun,
Ezilmişin, yarım kalmışın
Çığlığı, sesiydiler

Onlar ki
Aç kalmışların nefsi
Esaretin kırılan kafesi
Düşenlerin son nefesiydiler

Onlar
Barışın
Kardeşliğin
Yarının
Yaşanılası düşüydüler

Onlar ki
Dünyanın gidişi
Baharın gelişi
Umudun gülüşüydüler

Yani bir tanem
Onlar kavuşum
Onlar devinim
Onlar eytişim
Onlar değişim
Onlar
Devrimin ateşiydiler

Her biri İsa
Her biri bir Musa kadar usta
Yarınlar güzel olsun diye
Sevdalar özgür olsun diye
Her biri bir havari olup
Işık taşıyıp karanlıklara
Yıldızladılar geceyi

Peki
Kırıp da kanadını
Kim attı kapımıza bu serçeyi
Kim boynunu bükük koydu
Kim soldurdu yüreklerde biten menekşeyi
Kim kararttı yüzümüzde
Papatya gibi açan neşeyi
Hangi kahpe geçirdi
Bileklerimize bu kelepçeyi

Oysa
Kesildikçe fışkıran köklerimizle
Kırıldıkça çoğalan üretkenliğimizle
Ay doğmuş gibi gülüşlerimizle
Ne kadar da sevdalıyız hayata
Dört güvercin yuvalanmış
Dört gözüne kalbimizin
Sevişiriz odamıza giren ışıkla

Şeytanın aklına gelmezken
Ayetlerle çerçeveleyip
Yalan ve ihanet tohumlarını
Satır aralarına serptiler
Bir ders gibi okutuldu
Okulda mabette ve sokakta
Burç verdi kin ve nefret
Diyorlar ki eğil
Dinden
İmandan çıkmamak elde değil

Alkışlayıp soysuzluğu
Mayınlandı yollarımız
Sağ göz düşman edildi sol göze
Onun için böyle şaşı ve
Hasım bakar gözlerimiz

Fesat fidanına
Can suyu oldu akan kanımız
Siğil gibi
Ur gibi uç verdi sevgisizlik
Onun için kan damlar kalemimiz
Kin eker dillerimiz

Hoyratlığın önünde
Diz çöktürüldü
Töre terbiye
Ar namus
Ve tarihimiz,
Sevgimiz
Ve milletimiz

Pazara çıkarılıp
Haraç mezat satıldı
Harami ellere düştü sevgi ve aşk
İpinden kemendinden kurtulup
Özgürlüğünü ilan etti gecenin hırsızları

Adı konulmamış korkulara teslim yüreğimiz
Onun için böyle düşmandır
Onun için böyle huysuzdur ellerimiz
Dost sesine hasretken
Neden ürperir yüreğimiz

Ama tadı kaçsa da hayatın
Gülleri solsa da sevdanın
Bir şiir asılı kalmış gibi
Gökkuşağının orta yerinde

Yalanlar çerçevelense de
Kutsal sözler içinde
Bir umut uç verir
Açacak elbet günün birinde

Düşün ki
Bu topraklarda sevmiş
Mevlana Hacı Bektaşi Veli
Ferhat ile Şirin Şeyh Bedrettin

Bu toprağın sevdasına yanıp
Hapislerinde yatmış Nazım
Şu yaylagüzellerine sevdalanmış
Türkü yakıp söylemiş Karacaoğlan
Bu topraklarda gülmüş Hoca Nasreddin

Bu toprağın oğlu Sinoplu Diyojen
Bu toprağın kızı Nene Hatun
Troya’lı Helen
Bu topraklarda ölmüş Pir Sultan

Taa Orta Asyalardayken biz
Adını güzelliğini duymuşuz
Vurulmuşuz gönül koymuşuz
Iraklardan gelip
Yapışıp emmişiz memesinden kana kana

Sevdasıyla mührünü vurmuşuz Alparslan
Mührünü vurmuş
Çıngı saçan atlarının nalıyla
Fatih, Yavuz, Kanuni bir nice sultan
Ve Anadolu demişiz adına

Daha dün
Dumanı üstünde henüz
Kuvvayi Milliye Çanakkale Sakarya
Devrimleriyle şaha kaldırmış
Gazi Mustafa Kemal Başkomutan
Bu topraklarda yazılmış bir nice destan

Hanıyla hamamıyla
Göğe uzanan minareleriyle
Mührünü vurmuş Koca Sinan

Masalı ve ninnisiyle
Eğin Türküsü
Ney üfleyen nefesiyle
Halay dönen
Horon tepen
Dadaşı efesiyle
Mührünü vurmuş bir nice insan



Oğlum kızım eşim yoldaşım
Bir tanem güzel kardeşim
Sevdalara kapama yüreğini
Öldürme içindeki keşişi
Yollara
Dağlara düşür yüreğindeki dervişi

Usul usul anlat
İnsan olmanın emek
İnsan olmanın nefsini erteleyebilmek
İnsan olmanın dünü bugünü yarını
Gideni geleni gelmekte olanı
Görmek olduğunu

Usul usul anlat
İnsan olmanın vermek
İnsanın olmanın alıç gibi dökülmek
İnsan olmanın
Hesapsız kitapsız sevmek olduğunu

Satılmışım
Sırtlanların önüne atılmışım
Utanırım ar ederim fukaralığıma
Vurgun yemişim öz dölümden
Yüreğimde koskoca bir yara

Bakma öyle sessiz
Bakma öyle susta kaldığıma
Bakma öyle ele elemete karşı
Kan kusup kızılcık şerbeti dediğime
Bakma öyle kuytularda
Bakma öyle *******i
Bakma öyle gizli gizli ağladığıma
Yüreğimde bir kara sevda
Yüreğim yanan bir çıra


Susta değil pustayım
Kara karanlıkta kara sacın üzerinde
Kara karıncayı görürken ben
Söz geçiremem
Cehalete
Kör yalana

İmrenirim ellere
Su geçmez boğazımdan
Tuz basma yüreğime
Yüreğim paramparça
Yüreğim kapkara

Ellere gönül verme
Gözlerim üstünde Ankara

Mahmut NAZİK 2006 MERSİN

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:11 PM
1-Hangi Sevgi Öğretti Sevgiyi Sana Sen Aşk mı Diyorsun Evcilleşmiş Olana
Bize söylenen değil bu dünya
Daha özgür bir sevdaydı
Daha güzel bir dünya
Hani
Vaat edilen güya
Oysa
Dalında titremek
Tetikte beklemek düştü payına

Öyleyse
Vedalaş acıya hüzne
Vedalaş sana dikte edilene
Sözcükler yetmez aşka
Ve yer aç kendi hikayene

Hangi sevgi öğretti
Sevgiyi sana
Sen sevgi mi dedin
Yinelenen yalana
Aşk vahşidir güzelim
Sen
Aşk mı diyorsun
Evcilleşmiş olana

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:11 PM
2-Seviyorsun Farkındayım
Ben bana benzerim
Sen sana
Öyle zorlayıp durma
Kırarsın
Dökersin
Tüketirsin
Yok edersin sonra

Acımız
Sancımız
Sevgimiz
Sevincimiz aynı
Bunca benzerlik
Yetmez mi insana

Hangi göz hangi göze
Hangi iz hangi ize
Kim kime söyle
Farklılık değil mi ki
Anlam katan bize
Anlasana

Sevmezsen
Anlarım
Ayrılırsan
Ağlarım
Koparıp da kırlardan
Saksılara koyma beni
Solarım


Bırak
Sen sen ol
Ben ben olayım

Öyle kalıplara
Kafeslere
Koyma ne olur
Sen sen-de- kal
Ben ben-de- kalayım

Öyle şekilden şekile girme
Olduğun gibi
Doğduğun gibi ol
Kurbanın olayım
Seviyorsun farkındayım

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:11 PM
-Memo'nun Ve Memed'in Ağıdı AğladığıdırHERGÜN GÖRÜRSÜNÜZ ONLARI
HANİ
YANAKLARI KIZARIR YA KONUŞURKEN
HER GÜN GÖRÜRSÜNÜZ ONLARI
ÇARŞIDA PAZARDA
TARLADA TAPANDA
HARMANDA
TIRPANDA

ELİNDE SEFER TASI
İŞE GİDERKEN
SOKAK SÜPÜRÜRKEN
ÇALARKEN
ÇIRPARKEN
BELKİDE SOKAĞA TÜKÜRÜRKEN
YA DA BİRİLERİ ONLARIN
YÜZÜNE TÜKÜRÜRKEN
YA DA
BİR ÇALININ DİBİNDE
İBADAT EDERKEN


HANİ GÜLERKEN
BELKİ DE SAZ ÇALIP
TÜRKÜ SÖYLERKEN
ARADA BİRDE
DÜŞÜNÜRKEN GÖRÜRSÜNÜZ ONLARI

BELKİ MEMET
BOYU BİR KARIŞ BİR YİĞİT
UFAK TEFEK
HANİ TÜFEK KADAR

HELE ANASINA
YAVUKLUSUNA SORUN BİRDE
MEHMET AĞRI DAĞIDIR

FARZEDİN Kİ
OĞLUNUZ
YAVUKLUNUZ
YÂRİNİZ
YARENİNİZ
KARDEŞİNİZ

Hani perçemleri hani
Parça parça yarı yanı
Düşmanları doyurdumu
Memedimin akan kanı

VAZİYETİNDE GELDİ
BİR DÜŞÜNÜN ALAH AŞKINA
NE YAPAR NE EDERSİNİZ

İŞTE MEMO VE MEMET
O KURBANLIK KOYUNUN ADI
ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN İNADI
O ACININ TADI
HER HESAPLAŞADA
ARADA KALANI
KANAYANIDIR

MEMO DA MEMED DE
BU KÖR DÖĞÜŞÜN
BİR YANIDIR

MEMO OLMUŞ
MEMET OLMUŞ
DAVUT OLMUŞ
DEYVİT OLMUŞ
NE FARKEDER
HEPSİ DE
Dağlar dağlara dayanır
(Anam her sese uyanır)
Düş görüp anam uyanır
Akşam haber almış idi
Sabah oğulsuz uyanır
İNSAN EVLADIDIR
HER İKİSİDE
BİRİLERİNİN CANIDIR
CANANIDIR

HANİ ŞU HABERLERDE
HANİ BİRİNE GÖRE ŞEHİT
DİĞERİNE GÖRE…
İT OĞLU İT

ASLINDA HER İKİSİ DE
OLANIN BİTENİN
FARKINDADIR
İŞTE BU ONLARIN
AĞIDI
AĞLADIĞIDIR


ŞU YANINIZDAKİ
SAÇINI OKŞADIĞINIZ
UÇARI ÇUCUK
YA DA ŞU KUNDAKTAKİ BEBEK
YARININ MEMEDİ
VEYA MEMOSU
OLABİLR Mİ ACABA
NE DERSİNZ


ASKERDE ŞEHİT DÜŞEN
MEMEDİN AĞIDI
ANASININ AĞLADIĞIDIR

Sıra sıra gelir şehitler
Bir çare bulmaz zahitler
Adam deyip seçtiklerim
Bu mu verdiğiniz vaatler

Giderken davul döğerdi
Ana oğulu överdi
Dostları şöyle dursun
Düşmanını severdi

Memedimin bağrı yanık
Son nefeste yârin anık
Kara haber tez ulaşır
Kâğıdının ucu yanık

Alkanları yere akmış
Ölürken güneşe bakmış
Komutanın zamanı yok
Kâğıdının ucun(u) yakmış

Haber gelir çıfıt ile
Karşılanır ağıt ile
Anasına haber gelmiş
Ucu yanık kâğıt ile

Dağlar dağlara dayanır
(Anam her sese uyanır)
Düş görüp anam uyanır
Akşam haber almış idi
Sabah oğulsuz uyanır

Dediler geldi oğlunuz
Melekle doldu avlunuz
Sevdalısı ağıt yakar
Der böyle miydi gavlimiz

Ağıda gelin ağıda
Anası hayrın dağıda
Dağlara sığmayan yiğit
Nasıl sığar bir kâğıda

Esti de sam yeli esti
Tetiğe cin eli değdi
Böyle yazgı olur mu
Bize kimin dili değdi

Haber geldi anasına
Dokunamam yarasına
Yüz bin destan yazsam azdır
Kaşlarının karasına

Kan içinde kan içinde
Her yanları kan içinde
Memed gibisi varmola
Köyde onca can içinde

Kurşun oğlun yok mu senin
İşçilerin tok mu senin
Kan içerek doyuluyor
Din imanın yok mu senin

Yanası dağlar yanası
Nasıl dayansın anası
Böyle gelin görülmüş mü
Kanla yakılan kınası

Hani perçemleri hani
Parça parça yarı yanı
Düşmanları doyurdu mu
Memedimin akan kanı

Yavuklusu dama çıkar
Çıkıp da dağlara bakar
Ellere soğan acısı
Ateş düştüğ(ü) yeri yakar

Memmedin gözleri üzüm
Adına türküler düzün
Karanfil sandım yarasın
Hiç çiçek açar mı güzün

Düşman ataşı harlamış
Kurşun döşünde parlamış
Kardeşleri can derdinde
En az bir saat hırlamış

Ay buluta düştü mola
Kurt karnını deşti mola
Memedimin yarasına
Acep kurtlar düştü mola

Kem gözlerden sakınırken
Dokunmaya çekinirken
Nasıl yatar taş yastıkta
Yün döşeğe yakınırken

Dala baykuş konmuş şimdi
Umutlarım sönmüş şimdi
Işıl ışıldı gözleri
Bakışları donmuş şimdi

Kuşun gelip onu buldu
Can havliyle otlar yoldu
Anasının bir tek oğlu
Elleri koynunda kaldı

Ana kalkmaya erinir
Bu ne iş diye yerinir
Dağda taşta duvarlarda
Gözüne oğlu görünür

Dağlar dağlara dayanır
Gün doğar herkes uyanır
Bana derler sabret bacım
Buna yürek mi dayanır

Sebep olan sebep olan
Benim yürek kebap olan
Kapıcıkları kapansın
Bu acıya sebep olan

Ana çıkamıyom gardan
Medet yok gardaştan yardan
Tam meyveye duracakken
Sam yeli vurdu bahardan
Düğününü edecekken
Ölüsü geldi dağlardan

Saklamaz dağın meşesi
Dalına hazan düşesi
Bir Memet vurulma ilen
Biter mi köyün neşesi

Yağmur yağar sicim sicim
Gördüğümle azar acım
Ölenin öldüğü kaldı
Ölen senin benim necim

Efene gülüm efene
Gelin konmaz ki kefene
Yere göğe sığmaz idin
Nasılda sığmış kefene

Uyar mı bize uyar mı
Kan il karın doyar mı
Geride kaç yetim kaldı
Yoksul yoksula kıyar mı

Baldan tatlı baldan tatlı
Benim yavrum baldan tatlı
Seninki benimki yok ki
Herkesin oğlu kıymatlı

MEMO’NUN AĞIDIDIR

Tayyareler hırım hışım
Bir belaya bulaşmışım
Yer gök ateşten yanıyor
Ana belada bu başım
Yardıma gelmez gardaşım

Bir belaya bulaşmışım
Sevda değil bu bir hışım
Etim savruldu göklere
Yirmi değil daha yaşım

Dağlar dağlara yaslanır
Kuşlar eşine seslenir
Ocağı sönesi felek
Yârin mavzeri paslanır

Peş peşe gelir şehitler
Analar yakar ağıtlar
Yüreğim yanıyor aney
Hiç kar etmiyor öğütler

Kurşun yemiş de döşüne
Mor sinek konmuş yaşına
Şehit mi gazi mi söyle
İnsan kıymaz kardeşine

Kan içinde kan içinde
Siyah kâkül kan içinde
Çürüyesin yağlı kurşun
Cehennemin yan içinde

Azarına nazarına
Düşmüş de can pazarına
Hiç kardeşi yok muyudu
Baykuş konmuş mezarına

Kan kusuyor kan kusuyor
Namlular mermi kusuyor
Kardeş kardeşe kıyar mı
(Ala canlı kan kusuyor)
Can çıkmıyor kan kusuyor

Şu yiğidin bakışına
Yol yürünmez yokuşuna
Kuruyasın zalım Fırat
Aldı gitti akışına

Başına varıp oturdum
Görünce aklım yitirdim
Kurşun yuvan parçalansın
İnsanlığımdan utandım

MEMET’LE MEMO’NUN
Belki de
Bir söğüt ağacının dibinde
Belki de yıldızlar altında
Gecenin bir beyrinde
Gudul gudul
DERTLEŞİP AĞLAŞTIĞIDIR

Dal sallanmaz esmeyince
Uzar gider kesmeyince
Yiğidin derdi görünmez
Yarasını deşmeyince

Anadolu hırçın gelin
Seni derdin bitmez mi hiç
Nedendir hiç durulmadın
Belan öte gitmez mi hiç

Yıldızın üçü terazi
Goyak goyak oldu sızı
Dertlerimiz dizi dizi
Nasıl kader nasıl yazı

Yalnıza kardeş değilsen
Mazluma yoldaş değilsen
Dört kitapta haramdır bu
Garibe yandaş değilsen

Bir yanda toprak ağası
Bir yanda para babası
Tuttuğun yol hiç hoş değil
Olmuşlar da baş belası

Arkamızdan göz ederler
Karanlıkta iz ederler
Şaka değil hiç düş değil
Yalanları öz ederler

Attınız hakkı hukuku
Sattınız kâfire halkı
Bunca akan kan iş değil
Hak böyle koymamış narhı

Dal sallanmaz esmeyince
Uzar gider kesmeyince
Engerekler huysuz olur
Zehirini kusmayınca

Dert birikti dert üstüne
Kanı karanfil üstüne
Başım beladan kurtulmaz
Bilmem feleğin kastı ne

Ne güzeldi gülüşümüz
Çiçek açardı düşümüz
Acep kimi güldürdü ki
Kan içinde gidişimiz

Gözyaşlarım dizim dizim
Suç onların değil bizim
Öldüğüme gam yemem de
Açık gidecek bu gözüm

Kurşun gelip canım aldı
Ana acı haber saldı
Kardeş kardeşi vuruyor
Oğul kız arada kaldı

Bu dünyada nice zulüm
Yiğide tez gelir ölüm
Tören terbiyen yıkılsın
Bizi düşman eden zalim

Felek belasın sürümüş
*******i kan bürümüş
Şurada vurulan yiğit
Gözlerine yaş yürümüş

Baldan tatlı baldan tatlı
Benim yavrum baldan tatlı
Seninki benimki yok ki
Herkesin oğlu kıymatlı

Namlıdan ateş savrulur
Değer de saçım kavrulur
Yaşam da ayakta gerek
Yiğitler bir bir devrilir

Kurşun oğlun yok mu senin
Patronların tok mu senin
Kan içerek doyulmaz ki
Din imanın yok mu senin

Feryat figan ün eder
Kimi gününü gün eder
Benim yavrumun ölümü
Bilmem kimi zengin eder

Goncaydı dalında kaldı
Gülüşü gülünde kaldı
Gayrı beyler kına yaksın
Muradı gönlünde kaldı

Şu dağların ninnisine
Ses vermedi yar sesime
Yüreğinde sevdası yok
Kurşunun yar nesine

Haylamadı hoylamadı
Baba beşik sallamadı
Ana değil ki ağlasın
Kurşun ninni söylemedi

Yağmur yağar siğim siğim
Giden can benim sevdiğim
Eller gülüp oynaşıyor
Umurunda mı öldüğün

Aç, feryat figan ün eder
Kimi şimdi düğün eder
Memo memet ne fark eder
Bilmem kimi zengin eder

Hey ağalar aklı erenler
Abuk subsuk konuşanlar
Yok mu bunun bir imkanı
Her yerde akıl verenler

Çekilmiş bedenden kanı
Hani içindeki canı
Mesaj yollan teller çekin

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:11 PM
A A -Oğula Oğüt
Güleç yüzlü olda yakıcı olma
Tatlı sözlü ol da yıkıcı olma
Verdiğini başa kakıcı olma
Mecliste bir kere anma ha Can’ım

Dilinden bal akar insan sanırsın
Yararcıdır verir ihsan sanırsın
Türlü çiçek açar nisan sanırsın
Yaz bahar ayında donma ha Can’ım

Her gördüğün yurda konup göçülmez
Bilmediğin elin suyu içilmez
Dost bilip herkese sırrın açılmaz
Diline sahip ol yanma ha Can’ım

Yalan ile yârin gönlü alınmaz
Sev deyince hiç sevdalı olunmaz
Gönül kuştur uçar gider bulunmaz
Bülbül değilsen güle konma canım

Gereksiz sözlerden midem bulanır
Kimileri akbabadır dolanır
Leş yemişte kanı revan yalanır
Her yüze gülene inanma Can’ım

Dostun hası kara günde bell(i) olur
Kem sözlerden yüreciğin kül olur
Gönül sever görmeyince del(i) olur
Her güzeli güzel sanma ha Can’ım

Kazan yanında gezen olur kara
Densizin sözüyle düşersin dara
Hal bilmezler yürekte açar yara
Riyakâr sözüne kanma ha Can’ım

Bin dost azdır dostlarını çok eyle
Bir düşmanın varsa çoktur yok eyle
Gözünü gönlünü daim tok eyle
Terlemeden servete konma Canım

Ölenin borcunu diriler öder
Hay hay ile gelen servet tez biter
Cahil dost insanı canından eder
Cahil ataşında yanma ha Can’ım

Okur isen işte insan önünde
Kimi insan kimi hayvan donunda
Her insanın hata vardır dününde
Sonuca bakıp da kanma ha Can’ım

Koyu olur yüce dağın gölgesi
Engin olur insanların bilgesi
Çiçeksiz ağacın olmaz meyvesi
Kavrulsan dalına konma ha Can’ım

Sevda çekmeyince yürek durulmaz
Varsıllardan yoksul hali sorulmaz
Bilmeyince doğru yola varılmaz
Hak yoldan bir adım dönme ha Can’ım

Vereceksen dökül ki alıç gibi
Dik durasın çekilmiş kılıç gibi
Çok bil ama eğilesin hiç gibi
Zalimin önünde sinme ha Can’ım

Tuzaklar hep bir yem ile kurulur
İnsanoğlu yana yana durulur
Günü gelir her yaptığın sorulur
Elinle ateşte yanma ha Can’ım

Dostuna köle ol kulun edesin
Yâri öyle sev ki Leylan edesin
Söze sahip ol ki kölen edesin
Şarabın rengine kanma ha Can’ım

Bir gün elbet ölünecekse eğer
Vatan namus insan ölmeye değer
Kurdu it eden bir kakaç etmiş meğer
Her verileni ihsan sanma Can’ım

Mahmut NAZİK 10. 05. 2008 MERSİN

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:12 PM
A Netmeli Yoksulluk Seni Netmeli Seni Dipsiz Kuyulara Atmalı
Netmeli yoksulluk seni netmeli
Isız koyaklarda taşa tutmalı
Olmazsa suyuna zehir katmalı
Bir soğana muhtaç hallere döndük

Netmeli yoksulluk seni netmeli
İndirime çıkarıp da satmalı
Seni dipsiz kuyulara atmalı
Rezil rüsva ettin dillere düştük

Yoksulu görünce kaçar kardeşi
Yolun değiştirir eski yoldaşı
Gizli gizli gözyaşıdır sırdaşı
Yarimin yanında ellere döndük

Yoksulun herkese boynu bükülür
Fukaralık her yanından dökülür
Arkasından baksan bile görülür
Sokağa atılan güllere döndük

Kime neyledik ki bu kimin ahtı
Kapanmış talihi bağlanmış bahtı
Kurulmuş köşeye tepremez (kurmuş da) tahtı
Kervanı kırılmış yollara döndük

Cehalet üstüne lök gibi çöker
Yoksullar yoksulun kanını döker
Neden hep tersine döner bu teker
Yellerde savrulan küllere döndük

Bir soğana muhtaç ettin sen beni
Köle pazarında sattın sen beni
Bilmez bulmazlara kattın sen beni
Palanın altında çullara döndük

Her nereye çıksam kesilir yolum
Elimi verince gidiyor kolum
Doğruyu söylesem kesilir dilim
Talihi kırılmış kullara döndük

Nasıl düzen kimse bakmaz amele
Varsıl isen herkes sana kul köle
Aynı suçtan yoksul düşer de dile
Yoksuluz geçmez kalp pullara döndük

M.NAZİK 14.09.2007 MERSİN

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:12 PM
Adalet Destanı (NESİ SUÇ BUNUN SAVCI BEY)
Küfretmişsek namussuza
Neyi suç bunun hakim bey
Yalancıya namussuza
Neyi suç bunun savcı bey

İt kapınca hoşt demişiz
At tepince höst demişiz
Namussuza puşt demişiz
Neyi suç bunun savcı bey

Yoksulu soyan değiliz
Haramla doyan değiliz
Bire bin koyan değiliz
Neyi suç bunun savcı bey

Bilime iman etmişiz
Yüreği umman etmişiz
Zulümden aman etmişiz
Neyi suç bunun savcı bey

Üretelim gülüşelim
Kardeş kardeş bölüşelim
Doğru neyse buluşalım
Neyi suç bunun savcı bey

Malımız hak yolumuz hak
Dilimiz hak halımız pak
Çalmadık ki yüzümüz ak
Nesi suç bunun savcı bey

Hak’ka doğrudur özümüz
Halka doğrudur sözümüz
Haramda yoktur gözümüz
Neyi suç bunun savcı bey

Camiyi pazarlamadık
Güzeli nazarlamadık
Yoksulu azarlamadık
Neyi suç bunun savcı bey

Biz halkı havel etmedik
Malını düvel etmedik
İslamı değel etmedik
Neyi suç bunun savcı bey

Derdini Gadanı alam
Ayağının tozu olam
Saçım kalmadı ki yolam
Bunun neyi suç savcı bey

Eğilmedik bükülmedik
Direndik de sökülmedik
Yozlaşıp da dökülmedik
Neyi suç bunun savcı bey

Kalleşe kalleş demişsek
Mazluma kardeş demişsek
İllaki barış demişsek
Neyi suç bunun savcı bey

Yoksulluktan hırsız olduk
Hak aradık arsız olduk
Yaralandık yarsız olduk
Nesi suç bunun savcı bey

Kimi yılan kimi çıyan
Onlar altımızı oyan
Dediğimiz ey halk uyan
Neyi suç bunun savcı bey

Kimseleri sömürmedik
Çuval dibi kemirmedik
Haram rüşvet semirmedik
Neyi suç bunun savcı bey

Biz gencinden gocasına
Ateistten hocasına
Ortak olduk acısına
Nesi suç bunun savcı bey

Dandiklere dantel dedik
Kofiklere entel dedik
Ne yatarsın hantal dedik
Neyi suç bunun savcı bey

Ülkeyi satan değiliz
Haramla yatan değiliz
Yoksula çatan değiliz
Neyi suç bunun savcı bey

Fidanlar solmasın dedik
Umutlar ölmesin dedik
Zalimler gülmesin dedik
Neyi suç bunun savcı bey

Kalmışız öyle biçare
Bizler nere eller nere
Yuh olsun böyle kadere
Dedik bir çare kedere
Neyi suç bunun savcı bey

Taş bağlı köpekler salgın
Aydınları bitap yorgun
Bu halk bu düzene kırgın
Nesi suç bunun savcı bey

Nasıl yapı nasıl kapı
Nideyim ki bizden sapı
Hak aratma kapı kapı
Nesi suç bunun savcı bey

Medet hâkim beyim medet
Nedamet eyle merhamet
İstediğimiz adalet
Nesi suç bunun hâkim bey

Hani kuşu hani kurdu
Önünde secde dururdu
İblis gelip yere vurdu
Suç diyorsan bu hâkim bey

Sürü olduk cehaletten
Ar ederiz sefaletten
Umar yok mu adaletten
Suç diyorsa bu hâkim bey

Halini ağlamak yasak
Dersin ‘asi! ’ hemen asak
Gurban dağlara mı çıkak
Suç diyorsan bu hâkim bey

Her yan riyadan geçilmez
Mümin münafık seçilmez
Neden bundan söz açılmaz
Suç diyorsan bu hâkim bey

Ne kitap bilir ne Allah
Kardeşi verse eyvallah
Neler bilirler maşallah
Suç diyorsan bu hâkim bey

Dinleri paranın dini
Paranınsa yok imanı
Hangi kitap yazar bunu
Suç diyorsan bu hâkim bey

Kimi Mekke’nin tüccarı
Hazine malı icarı
Bunlar zamane deccalı
Suç diyorsan bu hâkim bey

Bırakmazlar mangalda kül
Edebiyatta hiç fakül
Çok şükür tespihte püskül
Suç diyorsan bu hâkim bey

Devlet sırrı mevlet sırrı
Akladılar onca kiri
Yok mu soracağın soru
Suç değil mi bu hâkim bey

Tersinden okur kitabı
Çevirir her tür dolabı
Kalmamış edep adabı
Suç diyorsan bu hakim bey

Kan kusuyor hep antenler
İhanettedir enteller
Bilmen mi nerede eller
Suç değil mi bu hâkim bey

Kimi gıcık kimi kaçık
Ekranlar hep vıcık vıcık
Konuşalım açık açık
Suç diyorsan bu hâkim bey

Bu ülkenin ayıları
Yağmalarlar kıyıları
Hükümette dayıları
Bu suç değil mi hâkim bey

Ülkeyi mal edip satan
Deveyi hamutla yutan
Bir yalana bini katan
Bu suç değil mi hâkim bey

Hastane posta hane
Her şey olmuş bir kerhane
Beyimin keyfi şahane
Suç diyorsan bu hâkim bey

Ülkem ova ülkem deniz
Ne de rahat soyar domuz
Sen de verme hine omuz
Bu suç değil mi hâkim bey

Hain gezer sere serpe
Ar etmez utanmaz kahpe
Haklıya kurulur sehpa
Suç diyorsan bu hakim bey

Borçlanmak marifet oldu
Yozlaşmak zarafet oldu
Alın teri külfet oldu
Suç diyorsan bu hâkim bey

Çöplüğe döndü nehirler
Bir karmaşada şehirler
Hain gençleri zehirler
Suç diyorsan bu hâkim bey


‘İdris suretinde iblis’
Tam münafık hem de halis
Namusluysan adın keriz
Suç diyorsan bu hâkim bey

Sokaklarda magandalar
Sağda solda her yandalar
Yer yer doymaz ki mandalar
Suç diyorsan bu hâkim bey

Yüksek makamda hırsızlar
Meydanda gezer arsızlar
Yalakalar namussuzlar
Suç diyorsan bu hâkim bey

Halk yalanla uyutulur
Ninnilerle büyütülür
Bu düzende öğütülür
Suç değil mi bu hâkim bey

Evliyaymış hizuşşeytan
İblise ruhunu satan
Karanlıktaki göz atan
Efendisi amerikan
Suç diyorsan bu hâkim bey

Hayır desek kafir olduk
Aynı kökten tekfur olduk
Bu nasıl iş sefil olduk
Suç diyorsan bu hakim bey

Sanırsın bir yiğit kişi
Görünmüyor zehir dişi
Her sözünde riya işi
Suç diyorsan bu hakim bey

Şu eşkiya dediğinden
Az mı suçlu rüşvet yiyen
Az mı borçlu halkı soyan
Suç diyorsan bu hakim bey

Vilayete düştü yolum
Elim verdim gitti kolum
Ne bu çile ne bu zulüm
Bu suç değil mi hâkim bey

Seni hor görmek mi dersin
İpe un sermek mi dersin
Başa çorap örmek mi dersin
Bu suç değil mi hâkim bey

Ülke yoksul ülke harp
Çevirirler onca dolap
Ne der okuduğun kitap
Bu suç değil mi hâkim bey

Yattığı arpa sekisi
Çaldığı AB türküsü
Nerde devrimin öyküsü
Suç diyorsan bu hâkim bey

Aklım gider cehaletten
Ülkem gider ihanetten
Utanırım sefaletten
Suç diyorsan bu hâkim bey

Ninnilerle uyuduk biz
Yalanlarla büyüdük biz
Boş vaatlere doyduk biz
Suç diyorsan bu hâkim bey

Sevda kutsanır kan ile
Borç ödenir mi can ile
Gerçek bulunmaz san ile
Suç diyorsan bu hâkim bey

Cehalet olmuş diz boyu
Yobazlık zifirden koyu
Sürüden olmaz kamuoyu
Suç diyorsan bu hakim bey

Yoksulluk ölümden beter
Kız kardeşim kendin satar
Yeter hâkim beyim yeter
Suç diyorsan bu hakim bey

Aydınlarım bitap yorgun
Yoldaşından yemiş vurgun
Taş bağlı da köpek salgın
Suç diyorsan bu hâkim bey

Bankalar hep iç edildi
Değerlerim hiç edildi
Ekinimiz **** edildi
Suç değil mi bu hâkim bey

Kim bilir ne der Nasreddin
Şeyh Bedrettin Celalettin
Çöpe atıldı tarihin
Suç diyorsan bu hâkim bey

Adam sandık bakıp sözüne
At izi karışmış it izine
Kar yağdı der tükürsen yüzüne
Suç değil mi bu hâkim bey

Sömürüden saltanatı
Yalanlarla büyür tahtı
Bindiği şirk şehvet atı
Suç diyorsan bu hakim bey


Medet hâkim beyim medet
Zalımda olmaz merhamet
Tek isteğim adalet
Neyi suç bunun hâkim bey

Adalet bizlere gülmez
Ya geç gelir ya hiç gelmez
Geç gelen adalet olmaz
İşin özü bu hakim bey

Nasıl yazgı nasıl kader
Düşündükçe derdim artar
Bu terazi nasıl tartar
Suç değil mi bu hâkim bey

Halkımı havel ettiler
Malını düvel ettiler
İslamı değel ettiler
Suç diyorsan bu hâkim bey

Evliya olup şeytana
Bela olmuşlar insana
Riya karışmış sevdana
Suç diyorsan bu hakim bey

Sağcıyı ettiler sağır
Solcu didişmekten soğur
Halk sağılan dişi sığır
Suç diyorsan bu hakim bey


Diyorlar ki diz çök eğil
Eğilmek yiğitlik değil
Yarın ne derler be oğul
Suç diyorsan bu hakim bey

Bunca haksızlık şahtandır
Haksıza susan şeytandır
Duyarsızlar mı insandır
Suç diyorsan bu hakim bey

Söyle ben susmalı mıyım
Susup sesim kısmalı mıyım
Tavuk olup pısmalı mıyım
Bu suç değil mi hâkim bey

Söylemezsek kaz olunur
Bildirmemiz farz olunur
Hallerimiz arz olunur
Saygılarımla hâkim bey

Mahmut NAZİK 07.03.2007 MERSİN
‘‘Mevlana Celaleddin’in oğlu Sultan Veled’e göre bir adam Allah adamı iddiasıyla mal mülk, kudret iddiasındaysa ona ‘İdris kisvesine bürünmüş İblisler’ demek gerekir demiştir.’’(
Hizbuşşeytan: Şeytanın özel ekibi
‘’Hamza el-Harici, İslamı yozlaştıran Emevi Krallığının kurucusu muaviye’nin yönetimini ve kişiliğini anlatırken ‘Hz. Peygamber tarafından hem kendisi hem de babası lanetlenmiş bir adamdı. Allahın kullarını havel, Müslümanların mallarını düvel, Allah’ın gönderdiği dini değel yaptı.Sonra da yok olup gitti.(cahız el –Beyan ve’t_tebyin)

Havel: Köleleştirmek, sürüleştirmek
Düvel: Halkın malını saltanat elde etmek için kullanmak.
Düvel: Bir değeri kurumu pusu kurmak amacıyla kullanmak.

‘’Aldatan, sizi Allah ile aldatmasın’’ (Kur’an; Lukman 33, Fatir 5, Hadit 14)

Y. N. ÖZTÜRK, ALLAHALA ALDATMAK S.47, 48

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:12 PM
Ahir Evvel Enel Hak İnsan Dediğin
Sen senin olanı korkulara değiştin
Gündüzleri kaygıydı *******i seviştin
Yaşamın gerçek değil bir sahte gülüştün

Gerek var mı olmadığın gibi olmaya
Kendi yazgındı gıdım gıdım kemirdiğin

Yaptığın putların kulu kölesi oldun
Şeytanın askerlerinin kalesi oldun
İblisin atlarının yemi yelesi oldun

Sandın ki kapım demirden kalem yıkılmaz
Sahteden olunca erir demir dediğin

Koydular önüne sahte bir cenneti
Unutturdular sana ölümü ahreti
Kıblen senin sana en büyük ihaneti

Sis kalktı ortadan anladın ki kanmışsın
Zaman bitmiş gelmiş geçmiş ömür dediğin

Yüreğin körelmiş sevmeyi unutmuş
Ellerin kırılmış vermeyi unutmuş
Gözlerin kör olmuş görmeyi unutmuş

Gözün olsa görür kalbin olsa severdin
Ahir evvel enel hak insan emir dediğin

Mahmut NAZİK 10. 09. 2006 MERSİN

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:12 PM
Akıp Gider Hayat Kendi Yolunda / Varlığın Yokluğun Kimin Umurunda
Bir bebek vardı hani
Uykusunda bile gülen
Boşaltıp içini aşkın
Sözlere tutsak ettin

Özgürlük diye diye
Kendini tutsak ettin
Korkuya teslim olup
Yaşamı yasak ettin

Aldın kayıt altına
Çekilmiyor yaşamın
Sevişmeler ısmarlama
Acı çeker akşamın

Kayıp gider altından
Ömür dediğin ne ki
Yaşamı öteleme
Ağlamasın aşkın

Sözcüklerle anlatılmaz
Hiç özgür olan
Anlamını yitirdi
Yükledik nice yalan

Kör oldun aymaz oldun
Söylemez duymaz oldun
Sessizlik bozuldu da
Karmaşadadır anlam

M.NAZİK 30.10.2007 MERSİN

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:12 PM
Anadolu 1
anadolu- anadolu -anadolu

Anadolu hırçın gelin
Senin derdin bitmez mi hiç
Nedendir hiç durulmadın
Belan öte gitmez mi hiç

Nerde kirvem kan kardeşim
Hani benim can yoldaşım
Göster nerde mezar taşım
Senin yüzün gülmez mi hiç

Azdın Fırat yine azdın
Kaç yiğide mezar kazdın
Kaç ağıt kaç destan yazdın
Sevenin gün görmez mi hiç

Kandan can suyu olur mu
Yaraların kapanmadan
Kan üstüne kan olur mu
Gamın gadan bitmez mi hiç

Hani Lidya hani Selçuk
Bizans Hitit dünkü çocuk
Selam sana kucak kucak
Bunca acı yetmez mi hiç

Mahmut NAZİK 28.08.2006 MERSİN

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:12 PM
Anadolu 2
Güzelliğin dile destan
Niceleri oldu hastan
Ne şah taktın ne de sultan
Sevdan deli etmez mi hiç

Şefkatin yok hainlere
İnsafsızsın lâinlere
Senin aşkın şahinlere
Senim sevdan bitmez mi hiç

Güzelliğin başa bela
Sevdandan olmuşuz Leyla
Son sevdanız artık anla
Seni seven yatmaz mı hiç

Güzelliğini duymuşuz
Görmeden gönül koymuşuz
Ta uzaklardan gelmişiz
Verilen can yetmez mi hiç

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:13 PM
Anadolu 3
Güzelliğin dile destan
Niceleri oldu hastan
Tarih ettin hainleri
Ne şah taktın ne de sultan

Çalışana yaren oldun
Hal hatırın soran oldun
Seni sevip saranların
Yarasını saran oldun

İnsafın yok hainlere
Şefkatin yok lâinlere
İhaneti affetmedin
Senin sevdan şahinlere

Senin için çalışanlar
Yarenlere karışanlar
Senin karasevdan oldu
Rüzgârlarla yarışanlar

Bak hele her yer virane
Yunus derdinden divane
Türkü oldun destan oldun
Pir Sultan’a Bedrettin’e

Nicelerin yalan ettin
Sarayını talan ettin
Sevdana sadık kalanı
Yüreğinde kalan ettin

Sen ki neler gördün neler
Nice canlar ne yiğitler
Kimler geldi kimler geçti
Yağız atlar uyuz itler

Şahlar gitti adı kaldı
Bilgelerin yâdı kaldı
Hiç güzele doyulur mu
Sevişinin tadı kaldı

Yiğitleri delin ettin
Güzelleri gelin ettin
Sana ihanet edenin
Her şeyini elin ettin

Güzelliğin sana düşman
Sırtın dönen bin bir pişman
Kutsal kitaplar üstüne…
Senle gelir ahir zaman

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:13 PM
Anılar Anılar Salıncakta Sallanırlar
Anılar anılar
Anlar anılar
Kimi buruk
Kimi acı
Kimi yürekte sancı
Kimi eyolmaz dert
Kimi
Karanlıkta kara köpekler
Isırmayı bekler

Kimi hasret
Kimi yar yüzünde
Güldür gülümser

Kimi kör bıçaktır
Yüreğini ortadan böler

Kimi dudakta bir gülücük
Kimi yanakta öpücüktür
Anılar anılar
Kimi çoban ateşi
Göz kırpar
Kimi gelip usuna
Cin gibi çarpar
Anılar anılar
Allı güllü
Dallı dikenli anılar
Salıncakta sallanırlar

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:13 PM
Anne Çocuk Yunus Ay ve Deniz
Gel, dedi yunusa
Bu gece ay gecesi
Deniz çarşaf gibi
Çok dikiş var dikilecek
Başla hadi
Nasıl yaşanır dünya
Bunca yırtık sökükle
Kim bu hanenin sahibi
Her yer kir pas içinde

toprağı yeşert
Gök yüzünü ağart
Hadi durma
Dalgaları çitile
Sevgisiz olmaz unutma

Ne kadar sökük varsa yürekte
Başladılar dikmeye
Hem de
Sahildeki çocuğun
Gözleri önünde
O gece herkes
Barış gibi
Kardeşlik gibi
Su gibi
Bir şarkı söyledi düşünde

Gel, dedi annesi çocuğa
Bu gece bulut yok
Gökyüzü ayna gibi
Uzat avuçlarını
Yıldızlar dökülecek
Ay kalaylanmış kap sanki
Annenin okşuyordu sesi
Çocuk sandı ki
Türkü dokuyor annesi
Türkü söylüyor gülüşünde

Anneniz,
Çocuk, yunus siz
Ay ve deniz
En güzeli hangisi
Bilemediniz
Seviyorsa yüreğiniz
Siz en güzelisiniz
Yoksa siz
Güzel değil misiniz

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:13 PM
Annemin Gülüşü Gonca Açtı Açacak
Bir kocaman kucaktır annem
Sarıldı sarılacak
Gülümseyişi gonca
Gülüşü çiçektir annemin
Açtı açacak
Bazen bulut olur gözünde hüzün
Sanırsın yağdı yağacak
Gelişi güneştir annemin
Doğdu doğacak
Yanıktır yüreği
Türkü söyleyecek
Sesi sıcacık annemin
Elleri yumuşacık
Okşayıp
Ninni söyleyecek
Dudağın da gülümseme
Öptü öpecek

Annemin gözleri açmış bir çift çiçek
Fistanında kelebek
Uçtu uçacak

Yani Annem açılmış
Kocaman bir kucak
Annem sıcacık
Annem öpücük

Annemin dünyası kucağında

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:13 PM
Annemin Yalanları Ne Güzeldi
Şu annemin yalanları ne güzeldi
İyiler, kötülerle;
Yiğitler, namertlerle baş ederdi;
Öleni melek
Yalancıyı kötüyü
Kötüyü taş ederdi

Favorim de
Yusufçuk kuşunun masalı
Bir de
Kibritçi Kızın hikâyesiydi
Bir yetim
Bir yoksul görmeye dursun
Gözü bulutlanırdı
Neden bilmem
Gizlese de hüznünü
Ağladığında yıkayıp
Suyla akar giderdi
Annemin hüznü bile güzeldi
Her baharda
Her şafakta
Yeniden
Yeniden umutlanırdı
En çok da
Okul dönüşü
Gülerdi yüzü
Arkasından görürdü
Bir çocuğun mutlu olduğunu
Eritip öpücüğünde
Gamı kederi
Sanki rüyanda gördüğün
Kötü bir düş ederdi

Hele bir kızmaya görsün
Hay büyük olasıca
Seni gidi derdi kırılası
Başı yıldıza değesice
Vay peri kızına vurulası
Okuyup da aklı durulası derdi
Halk yokunda yorulası

Sana bir şey söylüyüm mü?
Seninkini bilmem ama
Annemin bedduası bile özeldi

Annemin düşleri
Annemin gülüşleri
Annemin yanlışları ne güzeldi
Yalancıyı taş
İyiler kötülerle baş ederdi

Hep güzellik üretir
Hep çoğaltır annem
Biri iki,
Biri beş ederdi
Elleri gül eker anemin
Bakışı karanfil dokur
Dokunduğu her şeyi
Ama her şeyi güzel
Hoş ederdi

Tüm darağaçlı sabahlara inat
Hani
Annem söylerdi
Türkülerin en güzelini
Umutları kırmazdı annem
Bir goyak dolusu gülüş ederdi
Ölmezdi, öldürmezdi annem
Kardeşliği düş ederdi
Ayırmazdı sevdalıları birbirinden
Bir çift kuş ederdi.

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:13 PM
Aşk Olsun
Sevgiyi alıp eline
Getirenlere aşk olsun
Yüreğini tüm evrene
Yetirenlere aşk olsun

Şu dünyanın hayı huyu
Önü sonu bir kör kuyu
Bu firensiz zor koşuyu
Bitirenlere aşk olsun

Nefsini edip de köle
Işık olmak yere göğe
Kanat açıp özgürlüğe

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:13 PM
Ay Buluttan Geçer Gibi
AY BULUTTAN GEÇER
GİBİ
Serime bir sevda düştü
Ne hallerde görüldüm ben
Yıldızlar başıma üştü
Yerden yere vuruldum ben

Gülüşü gül açar gibi
Gidişi kuş uçar gibi
Ay buluttan geçer gibi
Bir güzele tutuldum ben

İnsanım sevdim var oldum
Kara kıştım bahar oldum
Yağmur oldum rüzgar oldum
Bulandım da duruldum ben

Konuşur san pınar gibi
Pınardan su akar gibi
Önündeki çınar gibi
Çiçek çiçek serildim ben

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:13 PM
Ay doğarken Uyunur mu Hiç
Ey yürekte büyüyen sevda
Ey daldaki ham meyva
Ey zindanlarda çürüyen
Ey alanlarda yürüyen
Karasevda
Ey ciğeri çizilmiş dünya

Siz ki gecenin göz kırpan ışıkları
Siz ki şehrin sırılsıklam aşıkları
Ay doğarken uyunur mu hiç
Akdenizli şarkılara verdim yalnızlıkları

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:14 PM
Ayakta Alkışlamak Varken Yaşamı
Yalnızlık ormanında bir fidan olduk
Çektiğimiz bunca emekler boşa mı
Kanattık sevdayı gonca iken yolduk
Tan renginde karşılamak varken akşamı

Yaşamın yollarına tuzaklar kurulur
Sevdanın kollarına zincir vurulur
Nedendir insanlar acıyla durulur
Ayakta alkışlamak varken yaşamı

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:14 PM
Ayı Gardaş Kurt Gardaş Yine Gardaş Yine Gardaş
AYI GARDAŞ KURT GARDAŞ
YİNE GARDAŞ YİNE GARDAŞ

Ne oldu da bu zamana
Dağ taş uğradı gümana
Haklı haksız belli değil
Karıştı toza dumana

Yanmış elin sevdasına
Düşman olmuş gardaşına
Ayıdır bir kurttur ama
Ben yanarım ataşına

Kardeş derdik yılan oldu
O sevdamız yalan oldu
Göze gelip nazar değdi
Ocağımız talan oldu

Kartal olup dolansaydık
Köpek olup yalansaydık
Bu hallere düşmektense
Kapı kapı dilenseydik

Deriz yiğitler ölmesin
Yâri arada kalmasın
Kardeş olup sarılalım
Düşmanlar bize gülmesin

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:14 PM
Bakın Şu Dünyanın Geldiği Hale
Bakın şu dünyanın geldiği hala
Viraneye dönmüş şehir misali
Ağu katar arı yaptığı bala
Cahile minnetin zehir misali

Kimi güz yaprağı gibi savrulur
Kimi yaz toprağı gibi kavrulur
Kimi deryalara varıp durulur
Zaman akıp gider nehir misali

Pınar köklü ise önü kar tutar mı
Can suyuna kan katsan nar tutar m
Kör derelerde hiç yarpuz biter mi
Muhannet yiğide kahır misali

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:14 PM
Bakışın Gül Etti Beni
Zincirler zapt etmezken
Mahpuslara sığmazken
Dağlara baş eğmezken
O gözün kul etti beni

Dağları yakan idim
Çeliği büken idim
Çalıda diken idim
Bakışın gül etti beni

Ceylan olup koşar iken
Şimşek gibi düşer iken
Sel olup da coşar iken
Bir sözün göl etti beni

Acımasız zulüm idim
Gulyabani zalim idim
Ben bir kara ölüm idim
Yar sevdan kul etti beni

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:14 PM
Bana Sevmeyi Anlat
Alıp da yüreğimi elime
Gelmişim kapına
Anadan üryan
Çırıl çıplak
Sevdayı anlat bana
Şefkati anlat bu gece
İçinde Yalan dolan
Riya olmasın ama
Bilirsin hallerim nice
Bilirsin bir ince tel olur
Yürek sevince

***
Kaç kere yanmış
Duman olmuşum
Kaç kere dalmış
Umman olmuşum
İpinden kopmuş boncuk gibi
Dağılmışım kaç kere
Kaç kere saçılmış *******e
Yıldız yıldız umudum
Söyle nedir bulut olmak
Abartmadan ama

Tutkuyu
Tutulmayı
Tutunmayı anlat
Bir şiirin dizesine

Denize varıp durulmayı
Aslı’dan
Mecnun’dan Leyla’dan özge
Vurulmayı söyle bana
Bilir misin
Nar gibi
Yarılmak nedir
Yüreğinin orta yerinden

****

Söyle bana
Sevmeyi
İnsan olmayı
Umudu söyle
Dedim ya dolanmadan
Abartmadan
İçinde riya olmasın ama


***

Dostluğu
Kardeşliği anlat bana
Söyle hele
Yar ne
Yâren ne
Kardeş nedir
Söyle bana
Dost kim
Düşman kimdir
Söyle hele
Kimi dost
Kimi hasım nedendir
Gerçeğini anlat şunun
Söz uzamasın
Hikâye olmasın
İçinde riya olmasın ama

Yolu
Yoldaşlığı anlat bana
Yârin yakmayanı
Dostun başa kakmayanı
Yoldaşın
Yolda koymayanı olsun
Hikaye olmasın
Kar zarar gaye olmasın ama

******

Sevdanın hasını
Sevginin en safını
Dantel dantel dokumayı söyle
Yarin yanağına
Dokunmayı söyle yârin yüreğine

Bana
Dal olmayı
Dalda gül olmayı
Gülde al olmayı söyle
Sözü dolandırmadan şöyle

Bak ay doğmuş yenice
Yıldız göz kırpar
Seni görünce
Söyle ey sevgili
Bana söyle
Sevda nere gider ölünce
Söyle hele
Yıldız mı gecede
Baharda açan çiçek mi yoksa
Sahi niye olmasın

Sevmiştim hani
lekimşahın altından
Sandım ki uçacağım
Bana uçmayı söyle
Sevmişim
Sanki gül açacağım
Bana açılmayı
Abuhayat olup içilmeyi
Tohum olup saçılmayı söyle

Sevmeyi anlat bana
Anlat ne olursun
Cehennem nerde
Cennet nerende
Tenimin her hücresine
Sevilmeyi anlat
Hece hece
Bana aşkı anlat bu gece
Kalmayı bir ömür cennette
Anla artık anlasana
Seni seviyorum
Seni seviyorum
Artık biliyorsun işte

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:14 PM
Bebekken Uykunda bile Gülerdin
Bebekken uykunda bile gülerdin
Gördüğün düşlerin yalan mı oldu
Sende olanı herkes ile bölerdin
Senle alay edip gülen mi oldu

Korkunun yalanın kalesi oldun
Yaptığın putların kölesi oldun
Nasıl aşk bu yârin çilesi oldun
Sevdin de elinden alan mı oldu

Görmez olmuş gözün dostu kardeşi
Seni senden etmiş dünya telaşı
*******dir yalnızların sırdaşı
Çocuk hayallerin talan mı oldu

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:14 PM
Ben Benliği Soyup Geldim
Bana nesin diye sorma
Ben benliği soyup geldim
Neyin var deyip de yorma
Ben neleri koyup geldim

Malı mülkü pul eyledim
Yüreğimi kul eyledim
Dikenleri gül eyledim
Yalanlara doyup geldim

Dağa taşa tahtım dedim
Ne bulduysam bahtım dedim
Yarınlara ahtım dedim
Güzel ömrüm yoyup geldim

Yellere verdim acımı
Sulara saldım sancımı
Nefsimden alıp hıncımı
Yalanlara doyup geldim

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:14 PM
Ben Bu Duyguyu Bir Yerden Tanıyorum
Ben bu duyguyu bir yerlerden tanıyorum
Üç yaş mı desem beş mi
Yoksa menekşe mi toplamak okul yolunda
İlk görmek mi ispinozun alasını yoksa
İlk duyduğumda mı desem
Yağmurdan sonra toprak kokusunu
Ben bu sesi
Bu sevgiyi
Ben bu duyguyu
Bu kokuyu
Bir yerlerden tanıyorum
Kulağıma çalıyor
Gözüm ısırıyor bir yerlerden
Ben bu türküyü tanıyorum bir yerden
Ama nerden
Belki başımı alıp dağlara vurmuşluğumdur
Belki ilk şaşkınlığımdır
Görüp de ebem kuşağının yedi rengini
Belki de
İlk ay ışığını görmüşlüğümdür

Ben bu duyguyu bir yerlerden tanıyorum
Kim bilir belki
Tattığım ilk sevgi
Hiç yabancı değil bana
Daha önce yaşamışım sanki
M.NAZİK MERSİN
10 Temmuz 2007

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:15 PM
Ben Bu Gece Sensizim
Köprüleri yıkmışım
Ben bu gece huysuzum
Yar yüreğin yakmışım
Ben bu gece sensizim

Gün batarmış sana ne
Ay doğarmış bana ne
Sarhoş olmak bahane
Yalnızım sevgisizim

Ben bu gece sensizim
Ben bu gece ıssızım
Dokunmayın bana nolur
Yar darılmış yalnızım

Ben bu gece susuzum
Ben bu gece ussuzum
Ben bu gece huysuzum
Bu gece uykusuzum

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:15 PM
Ben seni çok sevmişim
SALAKO

Ey fakirim fukaram
Amelem işçim
Yazgısı karam
Başımda tacım

Ben senin saflığını
Silikliğini
Ben senin salaklığını
Ben senin yalaklığını
Yalakalığını sevmişim
Ben seni alıklığın
Ben seni dangalaklığın için sevmişim

Ben seni yalnızlığın
Ben seni ıssızlığın
Ben seni aymazlığın
Seni anlamazlığın
Dostu düşmanı ayıramazlığın
Ben seni duymazlığın için sevmişim

Ben seni
Korkaklığın ürkekliğin
Naçarlığın biçareliğin
Senin sana düşmanlığın
Ben seni korkaklığın için sevmişim

Ey benim hiçim
Ey benim ****im
Ne esef et ne yerin
Ne de düşün derin derin
Sen beni dinle
Ben senin için de düşünürüm
Takdiri ilahi
Alın yazısı
Buymuş senin kaderin

Sen bana değil
Yazgına küfreyle
Bakma sen bize
Yemişiz içmişiz
Uçmuşuz
Kalmışız
Kahpe dünyanın küfrüyle

Hiç düşünme
Sorma neden böyle
Altı da var yerin
Biz yaşayalım
Biz götürelim
Sen haline şükreyle

Ey benim açım
Mutfakta aşçım
Yatakta turacım
Hep böyle kal
Hep böyle kal nolur
Sana muhtacım

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:15 PM
Ben Sevdamı Türkülere Bölmüşüm
S
EV
DAN

Yüreğime
Yuva kurdu
Bu kara sevdan
Uçursam dağlara
Salıversem
Ebemkuşağının rengine
Kırarlar kanadını
Söyleyemem
Söylesem
Taşa tutarlar
Rüsva edeip
Dile düşürürler adını

Yani bir tanem yani
Sevdan
Salkım söğüt dalarında
Sallanamayacak rüzgârda
Şaha kalkmış
Dörtnala tayların
Yelesiyle yarışamayacak öylesine
Öyle yan yana
Bir yayla dolusu
Çiçeğe durmuş savanlarda
Koşamayacak delicesine

Görünen oki
Yoksulun umudu gibi
Eşkıya ateşlerinde yanacak *******i
Görünen oki
Türküye dize olup
Şiirin hüznüne tutulacak heceleri
Görünen oki
Belki bir bebeğin bakışı
Belki bir pınarın akışı
Belki
Yarına kanat çırpışı umudun
Bahar olacak
Baharda gül
Yoksula yar olacak
Bir demet öpücük olup
Konacak goncaları
Yar yanağına
Sevdan.
Yani
Sevdam sevdalandı
Yuva kurdu yüreğime
Turnalar semaha durdu
Bir zehirli ok olup beni
Can evimden vurdu
Azat edip
Salıversem dağlara
Uçursam sabahın kızıllığına
Demezler ki
Sevda vurgunudur
Töre möre anlamaz
Demezler ki
Sevda bir deli çocuktur
Ferman dinlemez
Kuran'dan ayet indirirler
Taşa tutarlar
Kırarlar kanadını
Ayıp derler
Rezil rüsva ederler
Yaban gülü adını
Görünen oki bir tanem
Sevdan zindanlara
Sevdan zincirlere
Prangalarda sevdan
Müebbede mahkûm yüreğimde
Bilemezsin
bu sevdadan
Kaç yiğit yıkıldı
Bu sevdadan
Kaç gül şişlendi can evinden
Yani
Dediler
Bellettiler
Yani ezberlettiler ki
Bu sevda harami

Ben acımı
Türkülere bölmüşüm
Ben sancımı
Tellere gömmüşüm
Ben sensizliğe ölmüşüm
Eller kavuşmuş ben gülmüşüm
Sakın nedir niyedir
Kimdir Kimedir diye sorma
Kanatırsın yaramı

Ama biliyorum
Sevdam
Karanfil
Sevdam
Bir kızıl gül olup açacak
sabahında Bir nevruz bayramı

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:15 PM
Beni Bu ülkenin Acıları Aymazları Delirtti Beni Bu Ülkenin Güzellikleri Şair Etti
BENİ
ÜLKEMİN
DERDİ
GAMI KEDERİ
GÜZELLİKLERİ DELİRTTİ
VE BENİ BU ÜLKENİN
GÜZELLİKLERİ
ŞAİR ETTİ

Beni
Binlerce gazi
Binlerce şehit
Dip diri dururken

Milyonlarca genç
Kalbini çıkarsan
Güvercin uçar ortasından
Ama yoksulluktan
İhanetten
Fukaralıktan
Kan ağlayan

Utançtan
Avuç açmaktan
İşsizlikten kıvranan
Erdemli çalışkan
Milyonlarca can
Bu ülkenin hali delirtti

Daha dün
Bir nesil geçmedi üstünden
Sakarya afyon
Her taraf her yan
Kanla sulanıp
Karış karış alınan
Bayramlarda
Dosta düşmana öğündüğün

Gelini gül
Kızı gonca
Yazıyla kışıyla
Ozanıyla sazıyla Türkü
Her karışı bir öykü
Her karışı destan

Kendi öz oğlunca
Çarşaf çarşaf ilan
Satışa çıkarılan
Ekersen can
Sıksan kan damlar topraktan
Söyle anam babam
Bacım söyle
Nasıl çatlamaz yürek
Nasıl delirmez
Nasıl dayanır insan

Yaralı asker koğuşları
Tıklım tıklım doluyken ağzına kadar
Bu kadar kararsız kalmadı bu şehirler
Böylesine ağlamadı gökler
Böylesine durgun akmadı bu nehirler
Böyle yanmadı
Böylesine kederli
Kahır dolu olmadı bu şiirler

Basmaya korkardı
Birbirinin ayağına
Aynı amaç uğruna
Olgun başaklarca yan yana

Omuz omuza
Türkü söyler gibi giderdik
Ölümlerin en hasına

Ortaktık
Yanardık
Birbirimizin gadasına belasına

Talan girdi
Kaçtı toprağın beti bereketi
Yalan girdi
Kalmadı sözün hikmeti
Bir ataş attılar
Başağa durmuş tarlanın ortasına

Uyup hayatta kalma güdüsüne
Yağız atlar
Yürekli yiğitler
Bölük bölük göçüp gittiler
Kimi hiç gelmedi
Kimi yılan deliğinde zehirlendi
Kimini sevdası soldurdu
Kimileri sıla hasretiyle öldüler

Kimi döndü ama
Döndüğünde
Tanınmayacak haldeydiler

Kalanlar
Hapislerde
İşkencelerde
Güz yaprakları gibi döküldüler

Nasıl demlendi bu devran
Yüzüne tükürdü
Aşkın sevdanın
Ne varsa insana dair olanın

Takılı kalmış
Acılar gördük annelerin gözlerinde
Öyle derin öyle engin
Teselli olmaz
Bir o kadar ulaşılmaz
Yağmalanmış bütün duyguları

Anasını takip edip
Yavrusunu yuvada vurdular
Analar ve babalar
Hapishane ve gurbet mektuplarından
Gözyaşlarını okşadılar
Oğullarının kızlarının
Anısını takip edip
Sevgisini yürekte buldular

Ölürken onlar da
Gözleri açık gittiler
Oğula kıza
Eşe ve güneşe hasrettiler

Bağladılar gözünü
Hayalin hülyanın
Prangalara vuruldu elleri sevdanın
Adres yazması yasaktı
Yazdığı mektuba hasretin

Eşkıyalar bastı ülkemin dört yanını
Haramiler
Dönekler
İşbirlikçiler teslim aldı
Yalanlarla talanlarla
Vurgunlarla
Ülkemin dört yanını
Yerini göğünü
Aşkını sevdasını kirlettiler
Tüm güzellikler
Bir bir bizi terk ettiler

Sevda ışığa durmuş
Sevda henüz beşiğe konmuşken
Sevda süt kokulu bir bebekken
Yağlı kurşunlara geldi
Alnının orta yerinden

Bilmezler ki
Melanetin ihanetin
Kinin ve nefretin
Elindeyse mavzer

Bilirse ki sevda
Rezaletin sefaletin
Şeytanın ve şirretin
Elinde olacaksa heder
Sevda firar edip
Dağlarda gezer

Keşiş olur
Derviş olur
Sevgiliye güneş olur
Seviş olur
Eşkiyaya
Haramiye ateş olur
Zalimi sefil
Rezil rüsva eder

Bir od düştü
Ülkemin can evine
Bir hüzün bağdaş kurup oturdu
Dudakların kenarına
Yabani otlar engerekler bastı
Seki seki ekerken toprağını
Saçından tutup
Alıp gittiler

Kirlettiler tüm kutsiyetlerini
Bilekleri büküldü
Bilimin bilginin
Bilekleri büküldü
Alın terinin erdemin sevginin
Nutku tutuldu
Evrimin eytişimin bilgenin
Yolu kesildi
Gerçeğin evrenin ve yaşamın
Zehir zıkkım ekildi
Yaşamın her anına

Hasret düştü düşüne sevdiğine
Umudu
Güz yaprakları gibi döküldü
Zümrüdü Anka kuşu oldu
Kaf dağının ardına sürüldü
Bu nasıl dolap nasıl değirmen
Bu nasıl makina
İnsan dair bütün değerler öğütüldü
Unufak edildi

Bu nasıl çark nasıl düzen
Taş bağlı köpekler salındı sokağa
İblisin ordusu topyekûn örgütlü
Güneşin çocuklarının elinde bukağı
Olmadı
Tarih yazmadı böylesini
Bu nasıl zaman

Zalimliğin
Zulmün
Hainliğin
İşkencenin
Ve ölümün tarihi yazıldı
Merhameti kalmadı adaletin

Politikası yapıldı
Hainliğin
İşbirlikçiliğin
Teslimiyetin
Politikası yapıldı
İhanetin
Riyanın
Rüşvetin

Et tırnaktan
Cenin rahimden ayrılır gibi
Yüreklerden kazındı
Dürüstlük
İnsanlık
Erdem
Helalinden bir lokma ekmek hani

İhanet
Lümpenlik
Zalime teslimiyet
Liyakat madalyası verildi
Riyaya, ihanete, işbirlikçiye

Beceriksize çıkardılar adını
Dürüstlüğün erdemin

Can evinden vuruldu
Bedreddin’in düşü
Mevlana’nın bilişi
Can evinden vuruldu
Dadaloğlu Köroğlu
Pir sultan’ın duruşu
Karartıldı içi boşaltıldı
Hoca Nasrettin’in gülüşü
Karacaoğlan’ın sevişi
Can evinden vuruldu
Çağdaş uygarlık hedefi
Kutsal isyanlar
Kurtuluş savaşı

Yer açıldı
Soysuza soyguncuya
Haine işbirlikçiye
Yer açıldı
Arsıza
Hırsıza vurguncuya
Sömürünün her türlüne

Dört kitaptan
Ayetlerle kutsandı
Yalanlar riyalar
Doğadan çevreden ve sistemden çıkarılıp
Rüyalarımıza
Uyanık halimize
Dâhil edildi kötülüğün her türlüsü
Süslü sözlerle çerçevelendi
Bir de sömürü

Kan kusarken kalemşörler
Teller, antenler
‘Entel fahişeler’
Götürenler
İktidar ve halk dalkavukları
Ağzından ötürenler

Unutturdular bize
Çanakkale’de Memet gibi ölmeyi
Unutturdular bize
Unutturdular kardeş kardeş bölüşmeyi
Fırat nehri gibi bölüşmeyi
Bahara durmuş
Erzurum yaylaları gibi gülüşmeyi
Unutturdular bize
Kop Köroğlu gibi
Dadaloğlu gibi
Sırtını verip dağlara
Döne döne dövüşmeyi
Unutturdular bize
Hacı Bektaşi velice sevmeyi
Ayıp dediler
Yasak ettiler
Haine Vurguncuya
Soyguncuya soysuza işbirlikçiye
Ana avrat
Yedi sülale
Gelmişine geçmişine
Ağız dolusu sövmeyi küfretmeyi

Kardeş kardeşe düşman
Bir tuhaf oldu insan
Teslim aldı ruhumuzu şeytan
Tersine döndürdüler
Eytişime uyup değişmeyi
Bilinç çıktı zıvanadan
Akıl tutulması
Kan tutması yaşanan
Nice güzellikler terk etti bizi
Unutturdular
Sevmeyi Türkü söylemeyi

Burası müstemleke değil
Burası
Yabancı bir ülke değil
Taşıyla toprağıyla
Altıyla üstüyle zengin

Fatih’in Yavuz’un
Koca Sinan’ın
Mevlana’nın
Miskin Yunus’un
Bir nice değer bir nice aklın usun
Oğluyla kızıyla yiğit
Tarihiyle kültürüyle engin

Vakur
Şanlı ve şerefli bir ulusun
Hanıyla hamamıyla
Mabetleri
Töresi ve terbiyesiyle
Türküsüyle türbesiyle
Canıyla kanıyla
Türk’ün mührünü vurduğu
Erenler evliyalar
Şehitler zahitler yurdu
ANADOLU

En önemlisi
Tüm bunların sorumlusu
Ermeni değil Yunan değil
Rum değil düşman değil
Memuruyla mebusuyla
Seçeniyle seçilmişiyle
KENDİ ÖZ OĞLU! ! !

Bire kurban olduğum
Bu nasıl düzen nasıl değirmen
Bu ne iştir
Hemo kuşu gibi
Terk eder yavrusunu ana yabana
Bu ne kuştur
Bırakır dölünü elin yuvasına
Bu ne dosttur
Nasıl kardeştir
Kimler bozdu huyunu
Bu düşman ne kalleştir
Bu nasıl bir alicengiz oyunu
Kimse bilmez ne olduğunu

Bu nasıl devran nasıl zaman
Bilenler söylemez
Söyleyenler bir şey bilmez
Ne de söylenenden bir şey anlar insan.
Karanlıkta iz sürer
Sırtlan gülüşlü kör şeytan.

Sanma ki
Sevr, Mondros
Tarihin
Tozlu raflarında unutuldu
Her gün kutsal bir ayet gibi
Çıkarılıp şeytanın zulasından
Üç vakit beş vakit
Pazar ayinlerinde
İblisin çocuklarına okutuldu

Unuturken sen
Yetim kalmışlığın
Sömürülmüşlüğün
İç edilmişliğin acısını
Düşünmezken
Nedenini nasılını niçinini
Maraş’ın, Antep’in,
Otuz Ağustos’un üzerine mim konuldu
Onlarda kuyruk acısı varken
Yaşarken yenilmişliğin utancıyla
Sanma ki dost olundu

Kendileri gitti ama
Geride bıraktılar
Yüreklerindeki iblisi
Geride bıraktılar
Nifak tanrıları Eris’i

Geldiler
Dedikleri gibi geldiler
Onlar zengin onlar arsız
Onlarda para
Benimkiler mecalsiz
Bizimkiler yoksul fakir fukara

Geldiler
Arsızca
Acımasızca
Fütursuzca
Eşkere eşkere
Göstere göstere geldiler
Donlarıyla dolarlarıyla geldiler
Misyonerleriyle
Lejyonerleriyle
Milyonerleriyle geldiler
Popuyla topuyla geldiler
Afyonlarıyla papyonlarıyla geldiler
Alicengiz oyunlarıyla geldiler
Gelenler insan suretindeydiler

Tüm bunlar olurken
Ninniler söylediler
Beşiğini saldılar ki
Uyanmayasın.
Masallar anlattılar ki
Ayılmayasın.

Kılıflar dikildi minare boyunca
Korkular salındı yüreğine
Bir dudağı yerde bir dudağı gökte.
Afyonlanmış düşlerle beslendi umutların.
Borsa, kumar, loto, toto, faiz haram,
Onurun sürünürken yerde;
Yalanlar,
Ezberletilmiş olanlar
Büyür, yüreğinde,
Sanırsın ki dünya avcununi çinde.

Sen ki
Emeğinin
Alınterinin ırzına geçilmiş köylüsün

Sen ki
Yanağının alı
Yüreğinin yeşili alınmış
Tüm güzellikleri
Betonlara gömülmüş şehirlisin

Sen kölenin kölesi kadın
Hadım edilmiş memur
Gölgesinden korkan işçisin

Sen ki
Çocuk hayalleriyle oynanmış
Hayalleri kafdağının ardına sürülmüş
Düşük bel giyinen
Kulağında küpen
Allahına kadar lümpen üniversitelisin

sen ki
Haftada iki saat matematikli
İmam hatip liselisin
Bir şey için çıktı sesin
Soru sormasını bilmiyorsan
Her soru sıfır sekizle değil
Seksenle çarpılsa ne yazar
Sen çarpılmışsın çarpılacağın kadar

Dirisini sen taşıdın sırtında
İmam olsun ki
Ölüsü de inmesin yoksulun üstünden
Umurunda mı sanırsın
Okumuşsun okumamışsın
Onların ta şeyine kadar

Hangi kumpasın ürünü
Evindeki eşyayı bir saysan
Karının kilotu Çin’den
Boyası Paris’ten
Gayrimüslim ortaklı yediğin salam
Sana ağlamak bile haram
Bir şeyin özgürlüğüne layıksın sen
Başörtüsü türban
Bir de ihram
Harami eller dolaşırken yarinin döşünde
Sen neyin peşinde
Neyin savaşındasın
Keşke bir düşünebilsen

Onlar ki,
Kendilerine yaşamayı hak,
Sana sürünmeyi yazgın belletmişler.
Biz ki
Ezilmeyi,
Biz ki ihaneti,
Bu melaneti,
Cehaletimizle;
Biz ki
Sülüklerin,
Kenelerin bedenini
Kanımızla, alın terimizle beslerken;
Biz ki
Amansız dertlere tutulurken,
Ölürken zamansız
Bir günümüz geçmezken kaygısız;
Demedin ki yazgım bu mu?

Düşünmedin ki
BÖYLE KADER OLUR MU?

Bir kere sormadın kendi kendine
‘‘İnsan kendi eliyle heder olur mu? ’’
Sormadın bir kere
‘Ne yapmalı? ’’ diye
Tepremedin yerinden
Bir şey yapmalı, diye

Şimdi sor istersen
Kârdır bilirsin
Zararın neresinden dönsen,
Şimdi sor lütfedersen!
Nasıl odu?
Neden, niye?

Dudağından öpecek
Prensi beklerken, sen
Donuna kadar
Tüm kazandıkların
Limanların
Madenlerin
Tören terbiyen
Tüm değerlerin
Bir bir gitti,
Gidiyor elden.

Sen ki
Komşunun itine attığı
Taşa bile tahammül edemezken
Bir yanlış söz için
Eşini dostunu
Tavuk gibi boğazlayan sen
İşsizlik yoksulluk
Kızlarını oğullarını sokağa düşürürken
Bunca alçaklığa
Namussuzluğa
Hayınlığa
Nasıl tahammül edersin
Nasıl çanak tutarsın bilmem
Nedir bu delalet?
Bu zillet bu ihanet neden?

Yer mi delindi
Gök mü yere indi

Ne oldu
Güneşin oğullarına
Ayın kızlarına
Işığın çocuklarına ne oldu
Bu mu sana layık görülen
Bu mu Tanrının sana yazdığı kader

Bir düşün hele
Sen ki
Taa ıraklardan duyup da güzelliğini

Çöllerle,
Kuru ve sıcak rüzgârlarla gelen
Laneti atıp üzerinden;
Demirden dağları eritip,
Sarp yokuşları düz edip;
Yoluna çıkan kırk kavimle döğüşe döğüşe;
Eşkin, tırıs, dörtnala
Göze alıp bin yıllık bir koşuyu;
Taa uzaklardan gelip,
Yurt edindin Anadolu’yu

Sevdanı kattın
Kanını kattın
Bu ülkenin can suyuna
Sen ki halel getirmedin
Ulusunun şanına şerefine

Bir kulak ver
Orhun abidelerine
Elegeş kitabelerine
Bedreddin’e, Akşemseddin’e
Kulak ver Mustafa Kemal’e
Biz ki
Baş eğmedik yedi düvele
Son bir damla kanımız,
Bir sıkımlık canımız kaldığında bile;

Kartal olup uçmak varken yıldızlara
Güvercin olup geçmek varken
Lekimşahın altından
Yerlerde çöplenmek niye
Şahin olup süzülmek varken
Bulutların arasında
Bir deli tay olup kişnemek varken
Uçsuz bucaksız savanlarda
Yerlerde sürünmek niye

Biz ki
Ana avrat söğmüşüz
Sömürünün, baskının, esaretin;
Zulasında cinlik
Zulasında hainlik
Yüreğinde yamukluk
Saklısında iblislik olana
Verip atını tımarını eline
Sövmüşüz ceddine
Yedi sülalesine
Nasıl olur da
Yatarsın gaflet uykularına

Zifiri karanlıkta
Kara sacın üzerindeki
Karıncayı gören sen
Nasıl düşersin karadulun ağına


Doğrulmalı
Silkinmeli ayağa kalkmalı
Uyanmalı gaflet uykularından
’BİR ŞEY YAPMALI’’


Gör gözüm
Kime ne ettik
Ne günah işledik
Kimin tavuğuna kış dedik
Bu iş, iş değil
Kedi çıkmış kaplan avına

Bu gidiş, gidiş değil
Ah ederiz
Ar ederiz
Bu biz miyiz
Sürüm sürüm sürünmek düşmüş payına

Bu geliş geliş değil
Yer delinse içine gireceğiz
Kim bilir daha neler göreceğiz

Görmez misin
Sana adam olmak
Sana adam gibi yaşamak yasaklı
Bilmez misin
Bir avuç haine
Namussuza işbirlikçiye karşı
Gücün birliğinde saklı

Derdini belasını aldığım
Bunca dinsize imansıza
Kitapsıza merhametsize
Bunca haine
Bunca lâine karşın
Bu dağların suskunluğu
Bu nehirlerin durgunluğu
Bu insanların kör sağır ve dilsizliği
Şaşkın etti
Bu ülkenin aymazları
Duymazları
Yüreğimin yağını eritti

Bire g******
Gadasına kurban olduğum
Beni bu ülkenin destanları
Beni bu ülkenin sevdaları
Mecnun etti delirtti
Beni bu ülkenin acıları
Şair etti.

Bakma celallendiğime
Biliriz
Belada da açar dağ başlarında çiçekler
Yeter ki
Horona halaya dursun
Bu ülkenin oğlu kızı yan yana
İnsanın beş paraya satıldığı yerde
Bu çilede de türküler söylenir köylerde

Henüz oyun bitmiş değil
Yüklenip de alını yeşilini
Karanlıkların içinden
Sabaha varacak umut
Bekle yarını
Bekle de gör hele
Ayakta alkışlanacak son perde

Maviş bakışlı
Melek tenli
Ay yüzlü bebek
El ele tutuşturup
Tüm güzelliklerini cennetin
Alıp gelecek salya sümük
Doğup gelecek sancılar içinde

Gör o zaman
Nasıl gömülürmüş kötülükler
Yedi kat yerin dibine
Gör o zaman
Nasıl sığmaz kabına
Nasıl yükselir yürek
Dokuz kat gökyüzüne.
Gör ki
Nasıl çiçek açarmış dudakta
Nasıl kızarırmış elma yanakta
Gör ki o zaman
Ne işe yaramış bilgi,
Nasıl gelin olurmuş hayat,
Sevgi çalışma ve aşkta.
Bekle de gör
Nasıl çiğdemleşir gülüşler
Nasıl gerçekleşir düşler
Gör ki o zaman
Nasıl çiçeğe durur nisan.
Nasıl şahlanır
Kuşun kurdun
Secde ettiği insan

Ama
Doğrulmalı
Silkinmeli ayağa kalkmalı
Uyanmalı gaflet uykularından
’BİR ŞEY YAPMALI’’

Tören terbiyen talan olmadan
Bu ulus, bir zaman olmadan
Koskoca bir tarih, yalan olmadan
’BİR ŞEY YAPMALI’’


Dağların boynu bükülmeden
Üstümüze kaynar sular dökülmeden
Doğrulmalı
‘’BİR ŞEY YAPMALI’’

Kuşlar bizi terk etmeden
Ana yavruyu atmadan
Evlat atayı satmadan
Oğul anayla yatmadan
Göğün, yerin
Ve aradakilerin soyu tükenmeden
Ayağa kalkmalı
’BİR ŞEY YAPMALI’

Üzerimize sinmeden dağların laneti
Başımıza yıkılmadan insanın ihaneti
Yer değişmeden
Yalanla doğru olan
’’BİR ŞEY YAPMALI! ’’

Kulağın duyduğuna
Gözün gördüğüne
İnanmakta zorlanmadan
’’BİR ŞEY YAPMALI! ’’

Sakındığın sana ihanet etmeden
Geçmişin geleceğin lanet etmeden
Tarih yüzümüze tükürmeden
Doğrulmalı
Ayağa kalkmalı
’’BİR ŞEY YAPMALI! ’’

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:15 PM
Beter Ol Nazım Beter / Söz Milletin Artık Yeter
NAZIM’A SİTEM

Kimse vatan haini değil artık Nazım
Yarını öngörmek senin nene lazım
İçtiğin su,
Yediğin ekmek değil artık vatan.
Çıktı artık soluduğun hava,
Uğruna öldüğün toprak;
Vatan olmaktan.

Vatan cebindeki para
Vatan sattığın fabrika
Kazık atmayı bilmektir
Fakire fukaraya

eşe dosta yâre

Arsıza hırsıza namussuza
Küfretmek,
Yüzüne tükürmek değil;
Haspaya kahpeye,
Sülüğe sömürüye
Tahammül etmektir vatan.

VE DAHİ
Öküzü hamutuyla,
Deveyi havuduyla,
Ağacı köküyle armuduyla
Götürendir vatansever olan

Oğul için, kız için
Her türlü çıkar için
Arsız için, hırsız için
Mısırdan, yumurtadan
Göbekten gübreden kar için
Çıkıyor kanun, nizam

Devlet malı deniz
Güzel de götürüyor domuz
Hırsıza mühür, makam,
Aptalız ya kesiyor ahkâm

Can dostumuz amerikan
BOP’a eş başkan seçildi
Daha dünkü boz adam
Aklım ermedi bir türlü
Nedir ne iş yapar bu makam

AB diyor: Kapıya bağlarım,
İçeri almam!
İllaki girerim diyor ağam
Onurlu olmakmış,
Kaburgalı dik durmakmış ne gam

Ne demek demiryolu
Ne demek örgüt
Ne demek kooperatif
''Bunlar komünist işi''
Yabancı sermaye olmalı lokomotif
Ney imiş sosyal devlet anlayışı
KİMİ BULURSAN AT KAYIŞI
ALTTA KALANIN CANI ÇIKSIN
ACIMA BİTİR İŞİ

Ne tekel kaldı ne tütün
Verip Morris Efendiye
Attık üstümüzden yükü büsbütün
Başarı buymuş Nazım
Sattığımız basında
Böyle yazar sütun sütun

Tüpraş, Telekom gitti gider
Çalmak çırpmak
'Babalar gibi' satıp savmak
Yurtseverlikte elzem olan şeyler

Diz çökenler, dönekler
Seviyesizler, lümpenler
Vatanın gururu götürenler
Her köşede dolu
Ağzından ötürenler

Çevir be Nazım
Şiş yanmasın çevir
Kapandı o senin dediğin devir.
Artık özgürdür basın gazeteler.
Şimdi revaçta ‘entel kahpeler’.

Aut oldu sosyalizm
Tahamülü yok, ona bile
Can çekişir Kemalizm
Şimdilik
Borsanın yüzde otuzu
Bankaların yüzde ellisi bizim
Artık kimse hain değil Nazım

Beter ol Nazım
Beter ol beter
Halkmış, hukukmuş
Senin nene lazım
Eşitlik kardeşlik
Artık özlemli
Solmuş bir resim

Sana inanan
Nasıl da yanılmış
Ne demek yurtseverlik
Kuvvayı Milliye Destanı
Koskoca bir yalanmış
Ne demek şehitlik
Ne demek gazilik
Çağdışı bir ilkellik

Buyurmuş
Emretmiş birileri
Atatürk devrimleri
Sakarya İnönü, Malazgirt zaferi
Ya boşaltın içini
Ya da yok edin ilkeleri
Can çekişiyor Lozan
Uç verdi Mondros,
hortladı Sevr
Taşa tutulur Kemal’in askeri

Hani amerika katil diyenler
Yani yeni deyişle halt yiyenler
Şimdilerde bir hal oldu
Kimi diyor uzaktan gelen dostumuz
Kimi selama durmuş
diyor ki o bizim üstümüz,
yükle yükle götürür
yankinin eşekleri
nolacak sanki o bizim
......... ustamız

Sana nazil olanlar
Zelil oldu Nazım zelil
Tutmadı Nazım
Tutmadı bu senin yaptığın tahlil
Tavşan boku elit, her yanda zibil

Rüyanda görsen inanmazsın
Alıp yanına İngiliz’i
Amerika özgürlük! getirdi Irak’a
Tavşana kaç, tazıya tut diyor
Dünyanın her tarafı bulaştı boka


Sınıfsız bir toplum kuruldu
Herkes dilenci sefil
Bir yandan yeni sınırlar çiziyor
Bir yandan da ulusal sınırlar yerle bir
İşini nasıl da biliyor kâfir
Sosyalist ülkeler yıkıldı bir bir
Adamlarda ne pişmanlık
Ne bir kahır

Kapandı be Nazım
Kapandı o senin dediğin devir
Ya diz çökmüş imamın önünde
Ya esas duruşta
Emir bekler bizim sefir

Yerle bir oldu
Sovyet denen o koca dev
Tabak tencere pazarlayıp
Kola reklâmına çıkıyor
Nobel ödüllü! Gorbaçev


dağıldılar ya
hani açtılar ya
Şimdi kolay geçimin yolu
E beşte iş çok
Hem de yorulmadan terlemeden
Her yan urupsu dolu
İşsizlik indi yüzde sıfır
Ne işe yarar gurur onur
Bitecek mi çalıştır babam çalıştır

gomanistken namussuzdular ya
kırklanıp bir bir
dine imana geldiler
kulluğu, orspuluğu
bayağı
geliştirdiler

bırakıp sporu valsi
geliştirdiler bir hayli
göbek atmayı
kahpeliği
birde seksi dansı

Hele bizde aç
lümpen namussuz çok
etrafında bal arısı

Sanma ki sokağa çıktı kadını kızı
Hepsi daha mutlu daha özgür
daha bir alır oldular yaşamdan hazzı
ülkemde geçirirler her kışı yazı
hacetini giderirler ümmeti müslümanın
kiminin oldular muta nikahlı karısıı

Tek bayraklı bir dünya kuruldu
Her yerinde dalgalanıyor şanla!
Şerefle! İhtişamla!
Tamı t****** elli üç yıldızı

Tutmadı bu senin yaptığın tahlil
Tutmadı Nazım
İşte sana delil

O senin dediklerin var ya
Hani eşitlik kardeşlik
Yani sınıfsız
Yani sömürüsüz bir dünya
İnsanca yaşamak güya
Bir masal bir rüya
Nostaljik bir sevda

Kahrolsun barış, kardeşlik, özgürlük
Yaşasın Dolar, Avro,her türlü kötülük
Sendika, kooperatif, örgütlülük
Kahrolsun her türlü angarya

Kahrolsun insanlık,
Hoşgörü, hümanizm!
Kahrolsun!
Emek, alın teri, kominizim!
Altta kalanın canı çıksın,
kahrolsun işçi köylü sosyalizm
Kahrolsun işçi köylü proleterya
Yaşasın küresel dünya

Yaşasın savaş, sömürü, militarizm!
Yokluk, yoksulluk, emperyalizm!
Yaşasın var oluşçuluk,
Yaşasın globalizim.
Hoş geldin Keyvenizm!
Yaşasın Amerika!

İnanmazsın Nazım,
Bilirim inanmazsın.
Çünkü sen bir sepitist;
Sen arlanmaz, uslanmaz,
Kronik bir komünistsin!

İşçi diyorsun
Köylü diyorsun
Eşitlik kardeşlik
Hak diyorsun
Sevgi
Aşk diyorsun
İlle de halk diyorsun
Sen nasıl adamsın
Vallahide billahi de sen
Ya hastasın, ya da safsın,

Hastasın Nazım hastasın
Sen her şeyi tersyüz etmekte ustasın
Bre kâfir bire rezil Nazım
Senin şiirlerini okumamak
Kitaplarını yakmak
Kemiklerini söküp
Köpek maması yapmak lazım

Vazgeç gayrı vazgeç,
Fakir edebiyatı yapmaktan.
Aşk yap,
Fala bak, dans et.
TV seyret,
hayal et.
Vazgeç saçını başını yolmaktan
Bıktı usandı bu millet

Bilirim
Sen arlanmaz
Sen uslanmaz
Sen pısmaz
Sen yine de susmazsın

Senin nene gerek be adam
Ezilsin yok olsun zelil olsun
Tutan tuttuğunu sıksın
Sürüm sürüm sürünsün,
Rezil, rüsva, sefil olsun.
Altta kalanın canı çıksın.

Bire Ayşo, bire Haso, bire Cahit!
Seni gidi şalvarlı köylü!
Seni gidi şeytanın dölü!
Seni gidi köylü kurnazı
Seni gidi ülkenin
gözü kursağı doymazı

Sen kimsin ulan, it oğlu it!
Gözünü toprak doyursun!
Ananı al da git!

Ya karışma seyret
Ya şahit ol
Ya da öl şehit

Bak yolunu gözlüyor ahir et!
Ya türbanlı bir bohça ol
Ya da sakallı bir koca ol
Tespihini çek, haline şükret!
Bu dünya nimetleri bana ait!

Beter ol Nazım, beter ol beter!
Söz milletin artık yeter!

İnanmazsın Nazım
Bilirim inanmazsın
Çünkü sen arlanmaz
Çünkü sen uslanmaz
Kronik bir komünistsin


Şimdi de diyeceksin ki
Bu mu senin kamuoyun
Oğlum biraz yazın okuyun
Okuduğunuzu anlayın
Geleni gideni görün
Söyleneni duyun
Cahil dediğin bir sürü
Bir uslu koyun
Sürüde ne gezer öngörü
Ancak senin gibisini yaratır
S****** çocukları
Tv kültürü
Sen işine bak hadi yürü

Beter ol Nazım
beter ol beter!
Söz milletin
artık yeter!

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:17 PM
Biliyor musun Henüz Küçüğüm
Anneciğim
Babacığım
Biliyor musun
Ben bir çocuğum
Ya da
Henüz küçüğüm
Sev
Saçlarımı okşa
Yanaklarımdan öp
Dallarıma rüzgar
Köküme su ver
Beni hep eleştirme
Geliştir
Anlıyor musun
Ben bir çocuğum
Belki de henüz
Çok küçüğüm
Kırılırım sana
Darılırım
Yok olurum sonra
Biliyor musun

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:18 PM
Biliyor musun Sen Nesin
Sen var ya sen
Biliyor musun nesin
Tüm ümitlerin
Tükendiği anda

Hani
Öyle garip
Öyle naçar
Kalmışken
Yapayalnız
Tek başına
‘’Ben geldim! ’ diyensin

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:18 PM
Bir Atımlık Saçması Kalanlara Nasihatimdir
Altmışında azanlara,
Bir atımlık saçması kalanlara.
Nasihatimdir,
Evinden yozanlara,
Yuvasını bozanlara,
Götü gakanlara.
Sıkın dişinizi,
Ne kaldı şunun şurasında.

Belki beş yıl,
Varsayalım ki yanıldım;
Sen de ekle beş yıl daha.
Dünyanın götüne
Kazık çakacak değilsin ya.

Belli ki
Unutmuşsun değerleri,
Okuduğun kitapları.
Nasıl olsa
Umudun kalmamış
Kızıl elmaya,
Umudun tükenmiş
Devrimden yana.
Gerçi sende zaten yoktu ya

siz yine de
Sıkın dişinizi
Demedi demeyin
Kepaze olursunuz
kalbiniz dayanmazda
Kaç yılınız kaldı şunun şurasında
dünyanın götüne
Kazık çakacak değilsiniz ya

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:18 PM
Bir Gün Gelecek
Ey, bakışı
Gökkuşağı boyalım.
Ey, gülüşü
Kır çiçeği oyalım
Ey, uykusu
Kır çiçeği rüyalım
Umuduna,
Ay vurmuş
Yayla *******ince gülenim

Düşlerimin en güzeline denk gelenim

Ey perakende,
Gecekondu sevdalarda ölenim.

Daha dün
Yüreğimizde kurşun
Devrilmiş selviler gibi yattığımız.

Her gün
Yarınlar gülsün diye,
Canımızı ölümlere attığımız.

Can suyuna
Kanımızı kattığımız bu çiçek;

Biliriz ki,
Bir gün gelecek,
Filizlenip, dal dal büyüyecek.

İşte o zaman bu dünya,
İşte o zaman bu sevda
On dördünde ay gibi gülecek.

Ve o zaman;
Perakende,
Ezberletilmiş olmayan;
Amasız,
Çıkarsız,
Hesapsız kitapsız;
Sevgilerle sevip, sevilecek insan.
Söyle
Bu değil mi insana layık olan?

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:19 PM
Bir Selam Ver
Solmadan bağının gülü
Kopmadan sazının teli
Sevidir barışın dili
Bükülmeden bir selam ver

Bir selam ver dağa taşa
Gökyüzünde uçan kuşa
Bir selam da şu gülüşe
Dökülmeden bir selam ver

Ölüm gölgedir yanında
Olgun alıçtır dalında
Sıyrılmış kılıç kınında
Çekilmeden bir selam ver

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:19 PM
Bir Sevdaya Düşmeye Gör
Bir sevdaya düşmeye gör
Görünmeyen gizi kalır
O ateşte pişmeye gör
Küllense de közü kalır

Açan bir çiçeğin rengi
Tanıdık bir seste belki
Gül dikeni batmış gibi
Yüreğinde sızı kalır

Unuttum sanırsın ama
Ansızın girer rüyana
Rüyan tuz basar yarana
İyi olsa da izi kalır
M. NAZİK 2005 Mersin

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:19 PM
Bir Şey Kaldı mı Sende
Her şey
İlk gün ki gibi bende
Her şey yerli yerinde
Ya sen
Ne yaptın onca zaman
Bir şey kaldı mı sende.

Bak alıştım ben
Bilirim
Sevda yarasını dağlamasını da
Sessiz sessiz ağlamasını da
Hadi usul usul anlat
Ne oldu ne bitti yüreğinde
Sıkılma söyle
Durabildin mi sözünde
Yine yüreğin titrer mi her gördüğünde

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:19 PM
Biz Bu Hale Nasıl Geldik
Nasıl yazgı nasıl kader
Bendin yıkan sele döndük
Gelen budar giden budar
Hazan vurmuş güle döndük

Eloğluna çul olmuşuz
Kapısında kul olmuşuz
Yanmışız biz kül olmuşuz
Sonu gelmez yola döndük

Emeği çar çur etmişiz
Yoksulluğu yar etmişiz
El âlemden ar etmişiz
Evimizde ele döndük

Unuttuk hakkın sözünü
Boyadık halkın gözünü
Kirletip aşkın özünü
Sanki deli bala döndük

Başımızda türlü bela
Katar katar olmuş çile
Nasıl geldik biz bu hale
Rezil rüsva dile döndük

Sevdamız dönmüş gezgine
Sözün uymuyor ezgine
Nefsin gelmiyor dizgine
Geçmeyen bir pula döndük

Geleni görmez gözümüz
Ses vermez oldu sazımız
Öze geçmiyor sözümüz
Çiçek açmaz güle döndük

Küstü Hoca’nın gülüşü
Mevlana’nın gel deyişi
Şeyh Bedreddin’in ölüşü
Ot bitmeyen çöle döndük

Pir Sultan Abdallar sustu
Karac(a) oğlan Yunus küstü
Sazım çalmaz telin kesti
Kurumuş bir göle döndük

Yediveren bir gül idik
Birbirimize kul idik
Tayfun idik yel idik
Biz bu hale nasıl geldik

Sultan idik kula döndük
Evimizde ele döndük
Ot bitmeyen çöle döndük
Biz bu hale nasıl geldik

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:19 PM
Bize Sus Diyenler Bakın Kim Hele
Bize sus diyenler bakın kim hele
Boş başaklar gibi dik duran onlar
Onlar onu yapar sen de çim hele
Semeri sırtımıza vuran onlar

Gecesi gündüzü hep dalavere
Kimin külahını kime giydire
Postların sererler hep kuru yere
Alicengiz oyunu(nu) kuran onlar

Kardeşi kardeşe düşman ederler
Erkek pisik feryat figan ederler
Seni doğduğuna pişman ederler
Yolcunun yoluna hep duran onlar

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:19 PM
Bu Gece Ay Gecesi
BU GECE AY GECESİ

Bu gece ay gecesi
Dallardan ay sarkar
Bu gece ay gecesi
Sevgili ay takmış başına
Gözleri ay ay bakar
Bir çift
Ay konmuş yârin kaşına
İki dilim karpuzdur ay
El ele tutuşmuş
Dudaklarında
Sesinden ay akar

Ay daha ayaz
Ay akar pınardan ipil ipil
Ay daha beyaz
Kucağımda
Oturtmuşum kucağıma
Ay gibi bir kız
Öpeceğim okşayacağım
Kız gibi ayı
Bu gece ayla yatacağım
Gizlenip bulutların arkasına
Saklambaç oynayacağım
Ay karanlık gecede

Bu gece ay gecesi
Bakkaldan ayçöreği
Manavdan ayva
Ayna alacağım
Söz verdim yalan yok
Ayna olacağım
Aya kaldırıp kadehimi
Kadehimde ay içeceğim
Sazımda ay çalacağım
vuracak yüreğimi bu gece
Ay Bu gece ay var
Ay sarhoşu olacağım
Sonuna kadar
M. Nazik 2007 Mersin

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:19 PM
Bu Gün Ben Bir Güzel Gördüm
Bu gün ben bir güzel gördüm
Görsen ne hallere döndüm
Sevdamı yoluna serdim
Saçılmış küllere döndüm

Dişine inci dizemiş
Yanağın(ı) gülle bezemiş
Tanrı övmüş de özemiş
Tutulmuş dillere döndüm

Dudağı gelin elması
Keklik sekişi gelmesi
Ayın doğuşu gülmesi
Bağlanmış yollara döndüm

Konuşunca akan pınar
Gözleri cenneti sunar
Gülüşü kaldı yadigâr
Açılmış güllere döndüm

Rüzgârda dallara döndüm
Kurumuş gölere döndüm
Tutulmuş dillere döndüm
Görsen ne hallere döndüm

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:19 PM
Bu Gün Yari Andım Dostlar
Yıkılası dağlar taşlar
Sevdalarda yandım dostlar
Katar katar giden kuşlar
Bu gün yâri andım dostlar

Saçları alev alazı
Kınalı keklik palazı
Doğarken Zühre yıldızı
Yar geliyor sandım dostlar
M.NAZİK MERSİN 2001

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:19 PM
Bu Şehir Hasret Gülüm
Bu şehir hasretgülüm
Herkese gurbet gülüm
Kardeş rakip kardeşe
Kollanır fırsat gülüm

Ölüler gelmiş geri
Sanırsın mahşer yeri
Para verir emiri
Böyle rezalet gülüm

Bir hengâme bir yarış
Herkes koşar pür telaş
Korku kuşku bir dalaş
Sevdaya zahmet gülüm

Yıldız mı var ay mı var
Bilmeyiz nerden doğar
Aslan sürüye uyar
İnsana ibret gülüm

Bahar yok açsın lale
Mecnun yok sevsin Leyla
Sevgi yok gülsün dünya
Sevdanı beklet gülüm

Bakışlar derki güzüm
Hani gözdeki üzüm
Yüzlere konmuş hüzün
Dersin ki hayret gülüm

Gönül ister dağları
Işkın açmış bağları
Kıramıyom ağları
Çekeriz hasret gülüm

Rol gereği gülüşler
Kâbusa döner düşler
Zorla geliş gidişler
Gözlerde nefret gülüm

Kurt salınmış yazıya
Gemi almış azıya
Bakmaz kimdir kuzuya
Zalimde kudret gülüm

Herkes kollar ardını
Anlatamaz derdini
Kendi yapar kurdunu
Bu gidiş berbat gülüm

Bir kere kaçmış ucu
Bilmem ki kimin suçu
Dolaşmış yarin saçı
sevda ihanet gülüm

Gerçek değil rüyanız
Sizin olsun riyanız
Işıltılı dünyanız
Gidersem affet gülüm

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:20 PM
Bulut Ayı Gizler Gibi
Göz kırpar yıldızlar gibi
Baharda mavruzlar gibi
Öyle mahzun bakışı var
Bulut ayı gizler gibi

Serpilmiş selviler gibi
Ötüşen bülbüller gibi
Öyle güzel gülüşü var
Papatyalar güller gibi

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:20 PM
Bülbül güle Niye Konar Bildim Ben
Bahara durmuş da kokar menekşe
Her yanı güzellik her yanı neşe
Güneş gıpta eder böyle gülüşe
Bülbül güle niye konar bildim ben

Gülüşü var mah yüzünün nakışı
Ah o saçı san şelale akışı
Kaşı gözü o buğulu bakışı
Pervaneler niye yanar bildim ben

Gülünce saçılır bir dizi inci
Görenin yüzünde cennet sevinci
Umudun bittiği yerde müjdeci
Huriyi meleği burada buldum ben

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:20 PM
Bülbül isen Niden Malı
Bülbül isen niden malı
Sana yeter bir gül dalı
O da yoksa karaçalı
Âşık olup dağlan da git

Tüccar mıyım param olsun
Yeter ki sev haram olsun
Yârim yok ki yaram olsun
De git gönül eğlen de git

Dünya malı kime kaldı
Kimin alıp yere çaldı
Yel olup savurup saldı
Bir sevdaya bağlan da git

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:20 PM
Bülbülüm Dalına Geldim
Bülbülüm dalına geldim
Aç göğsün balına geldim
Gülüşünde güller açan
O tatlı diline geldim

Bülbül idim dil eyledin
Arı oldum bal eyledin
Kurumuş bir çalı idim
Baharlara gül eyledin
M NAZİK 2006

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:20 PM
Büyüklük Sende Kalsın
BÜYÜKLÜK SENDE KALSIN

Bir gül ek de bahçene
Boş ver bülbüle kalsın
Sev insanı sevdiğince
Gözyaşın güle kaslın

Ekin ol da dersinler
Sevgi ol da versinler
Ne derlerse desinler
Büyüklük sende kalsın

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:20 PM
Cahil Olup Bin Yıl Yaşamaktansa / Bilge Olup Bir Gün Yaşamak Yeter
Mürşidin dibinde çiçekler biter
Gölgesi meyvesi herkese yeter
Cahil olup bin yıl yaşamaktansa
Bilge olup bir gün yaşasan yeter

Garibin başına çile olmuşsun
Nefsinin elinde köle olmuşsun
Öfken ile köpek olma şeytana
Pirinin yolu ne sen ne olmuşsun

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:20 PM
Cahil Şözü Kurşun Gibi
Cahil sözü kurşun gibi
Karanlığa düşüp kaldım
Anlamazlar sözü sazı
Ne söylenir şaşıp kaldım

Kaybeden biz zaylar bize
Boş zamanlar aylar bize
Vay bize de vaylar bize
Göllenmişim taşıp kaldım

Yolcuyu yoldan ederler
Sevdayı yardan ederler
Bülbülü gülden ederler
Dolanıp dolaşıp kaldım

Sevgimize kattık hile
Mazimize attık sille
Atimizi sattık bile
Bu ne haldir şaşıp kaldım

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:21 PM
Can Can ile Buluşa
Atımı sürme yokuşa
Can canana yakışa
Huri melek bana ne
Can can ile buluşa

Tanrı’dan bir ferman ola
Yar yaraya derman ola
Arz-ı âlem kurban ola
O menekşe bakışa

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:21 PM
Can Kız
Hayat bu güzel kız
Gün olur
Bir pınardan su içer gibi
Sanki bir patikada
Çiğdemler nevruzlar açar gibi
Gün olur ay buluttan geçer gibi
Gönül rızasıyla yaşarsın
Gün olur
Zorla
Bir eşkıya gibi
Dağlara kaldırmak düşer yaşamı
Hırsızı dilencisi olursun
Sevdanın
Düşüncelerin
Bir kara köpek olup
Sırtlanlaştığında
Ola ki korsanlar alıp götürür sevdanı
Irak ülkelere
Alır götürür sonu bilinmezlere
İşte o zaman
Kuşların senfonisini dinle
Rüzgârın sesinde
Yıldızlar yoldaşıdır yalnızlığın
Tek başınalığında
Sevgin sırdaşın
Yüreğin yoldaşın olsun
Suya akıt tüm acılarını
Her gecenin sabahında
Güneş gürül gürül doğup gelecektir unutma
Yeni bir hayata gözlerini açar yaşam
Gelir yarın
Gelir mutluluk
Sabahın terkisinde
En kayalık yerde
En karanlık gecede bile
Çiçekler gülümser
Umudun bittiği yerde
Yeter ki bir tohum düşür
Karanlığın orta yerine

Umudunu yitirme can kız
Yeter ki
Dostluğu Kardeşliği
Yeter ki
Sevgiyi
Takıp da arkasına
Kanatlansın ufuklara
Yüreğindeki kuyruklu yıldız

Umudunu yitirme güzel kız
Hayattır bu
İnişi de var çıkışı da var
Bir başka tattır bu
Gülüşü de var
Gözyaşı da var
Kimse bilmez yarını
Nerdeyiz nasılız
Umudunu kesme yarından
Her zaman dönmez hayatın çarkı bir ayar
Umudun yitirme can kız
Gün doğmadan neler doğar

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:21 PM
Canınız Sağ Olsun BİZ SİZİN YERİNİZE DE SEVERİZ
Dün açık oturumda
Atatürk’ü değil
Humeyni’yi sevdiğini
İngiliz mandasını
Bağımsızlığa yeğlediğini
Bağımsızlığa yeğlediğini
Söyledi bir kardeşimiz
Ama yine de takiye yapmadı
Kutlamak gerekir açık sözlülüğünü

Tamam canınız sağ olsun
Onlar sevmesin
Biz Atatürk’ü İnönü’yü
Mareşal Fevzi’yi
Kazım Karabekir’i
Onca şehidi gaziyi
Sizin yerinize de severiz

Sizin yerinize de severiz
Mevlana’yı Yunus’u
Bektaşi Veli’yi
Ali’yi
Ebu Bekir Sıddık Veli’yi
Muhammed’i İsa’yı Musa’yı
Dört Kitab-ı Mukaddesi
Sizin yerinize de severiz
Hatta
Sizin yerinize de severiz
Fiziği kimyayı matematiği

Sizin yerinize de severiz
Alı moru yeşili
Sizin yerinize de severiz
Zenciyi, yahudiyi,
Gayri müslümü, kafiri
Siz sağ olun yeter ki

Ama kabul edemeyiz Arap’ın Türk’ten
Arapçanın Türkçeden üstünlüğünü
Çünkü biliriz
Tanrı’nın Türkçe de bildiğini

Muhammed’in yerine
Sait’ i Nursi’yi
Kuranın yerine
Risale-i Nuru koydunuz

Kovdu diye yurttan
Yunan’ı, İngiliz’i
Gazi’ye düşman oldunuz

Ama söyleyin Allah aşkına
Böyle nasıl yozlaştınız

Ne etti size Türk ulusu
Bu kadar nasıl doldunuz

Bu kadar nasıl yabancılaştınız
Söyleyin Allah aşkına
Ne oldu size
Şimdi siz kim oldunuz?

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:21 PM
Cehaletten Görmez Gözün
Sanma onlarda hata
Nere vardın yata yata
Kim yem verir uyuz ata
Uyan dostum gayrı uyan

Sen kazandın onlar yedi
Sana işçi köylü dedi
Dudak büküp küçümsedi
Uyan gözüm gayrı uyan

Cahillikten görmez gözün
Koflaştın kalmadı özün
Geçmez oldu gayrı sözün
Uyan gözüm gayrı uyan

Seçimde savaşta varsın
Sarhoş sofrasında yarsın
Onlar için malsın karsın
Uyan gözüm gayrı uyan

İşsiz güçsüz dolanan sen
Dairelerde dalanan sen
İtler gibi yalanan sen
Uyan gözüm gayrı uyan

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:21 PM
Çarşıda pazarda Tatlı Var Ama Aslı Senim Dilindedir Güzelim
Kudüs’te Kâbe’de cennet arama
Cennet senin elindedir güzelim
Çarşıda pazarda tatlı var ama
Aslı senin dilindedir güzelim

Zalimsen zulmünü bir şey paklamaz
Giyim kuşam kimliğini saklamaz
İbadet kalpteki kiri aklamaz
Tüm sermayen çulundadır güzelim

İblis ensemizde boza pişirir
Nefis azgın at olmuş da eşinir
Gör ki bizi ne hallere düşürür
Senin borcun kulunadır güzelim

Elin ile zehir koyma aşına
Künyen kazılacak mezar taşına
Ölüm bakmaz kimsenin gözyaşına
Ecel her an yolundadır güzelim

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:21 PM
Çilesini Alıp Gitti
Şu dünyaya bir bak hele
Gidenlerin nesi kaldı
Çilesin(i) alıp gitti de
Geriye gülüşü kaldı

Kimi görünüşe kandı
Kimi sultan kimi handı
Kimi sevdasından yandı
Kimi kendin(i) tanrı sandı
Gadası belası kaldı

Kimi mecnun kimi deli
Kimi bülbül kimi gülü
Kiminin bükülmüş beli
Kiminin şaştı menzili
Çoğunun çilesi kaldı

Kimi hep kendinden kaçtı
Kimi kendine yol açtı
Kimi ışığını saçtı
Kiminin sevdası suçtu
Feleğin sillesi kaldı

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:21 PM
Dağın Taşı Secde Ettiği İnsan...(Bu Yazgıyı Sen mi Yazdın Katında!)
Yumurtaya can veren ulu tanrım
Gül yarattın diken nedir sapında
Çamura ruh kan veren yüce tanrım
Ol demek varken kul nedir kapında

Dağın taşın secde ettiği insan
Mankurt olmuş etmez kimseye ihsan
Bu nasıl dil bilmem bu nasıl lisan
Cemali sen, var mı senin yapında

Fasık binmiş fukaranın dalına
Kibir gezer bak salına salına
Fakir kulun kurban olsun yoluna
Bu yazgıyı sen mi yazdın katında

Varsıl ne yaparsa yapsın övülür
Beytullah’ı satsa bile sevilir
İsyan eden cennetinden kovulur
Hak adalet yok mudur kitabında

Gonca iken ne fidanlar vurulur
Sırat’tan beter yollarda yorulur
Soygunun hesabı kimden sorulur
Kula kul olmak var mı kitabında

Sabır diye diye takat kalmadı
İntizar ettim de çare olmadı
Boşa koysam dolmaz dolu almadı
Kalmışız ortada bir yol çatında

Elbet diner bu fırtına durulur
Bir gün halkın terazisi kurulur
Bunların hesabı bir bir sorulur
Cezası günahı nedir katında

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:21 PM
Dağlar Eşkiyaya Teslim Bu Nasıl Şaka
Bu bendeki bildik değil
Bir başka yara
Eğil deli gönlüm eğil
Bu nasıl sevda
Vurgun yedim yar elinden
Bu sevda başka

Harabe hülya
Harami sevda
Her yanda kavga
Bu nasıl dünya

Dağlar eşkiyaya teslim
Bu nasıl şaka
İnsan alınıp satılır
Düşemem aşka

Harami sevda
Harabe hülya
Her yerde kavga
Kirlendi dünya

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:22 PM
Dağlara Dönmeliyim Düşlerime Yıldızların Dökülüşüne
Isınamadım bir türlü bu şehre
Dağlara dönmeliyim
Hırsın
Hırsızlığın
Hainliğin
Riyanın olmadığı yerlere
Dağlara dönmeliyim
Ufkun güneşle buluştuğu
Sarıçiğdemlerin
Işıl ışıl gülüştüğü
Düşünde bir kelebekle bir kuşun yarıştığı
Bir yamaçtan bir yamaca
Kokan kekiklere
Öten kekliklere
Yıldızların doluştuğu *******e
Yamacında
Çiçeklerin gülüştüğü tepelere dönmeliyim

Rüzgârın ninnisine
Yusufçukların sesine
Çiğdemlerin neşesine dönmeliyim
Ben kırlara dönmeliyim

Baharın sevdasına
Bülbüllerin şarkısına
Menekşenin nevruzun Kokusuna
Bağlara dönmeliyim

Kırların nergizine
Menekşenin gizine
Kekliklerin izine dönmeliyim
Oturup da düşünmeliyim
Bir ağacın dizine


Size kalsın
Markanız makineleriniz
Petrol varilleriniz
Tramvayınız teleferiğiniz sizin olsun
Size kalsın
Otonuz
Otomobiliniz
Tomofiliniz takafiliniz
Biz çiçek toplamaya
Yürüyerek de gideriz

Size kalsın
Çikolatanız kolanız
Burgeriniz
Konserveniz
Neskahveniz

Kuru yavan
Acı sovan
bazlama ekmek
Katık kaymak
Ne bulduysak yeriz

Sizin olsun kimyasalınız
Şehirli kokunuz
Kolan yağınız
Parfümünüz sizin olsun
Çiçeklerle idare ederiz

Usandık
Sizin ince hesaplarınızdan
Kuşkulu bakışlarınızdan
Gına geldi
Arkanızı kollamanızdan
Kapıyı bacayı kapatmanızdan

Sizin olsun
Hırsınız hırsızlığınız
Riyanız, zenginlik rüyanız
Sizin olsun orkestranız aryanız
Beni sarmadı bir türlü
Bu ışıltılı
Bu kentli dünyanız
Ben yıldızlarıma dönmeliyim

Sizin olsun
Bankanız borsanız
Kanlı bozuk paranız
Sizin olsun
Kar zarar hesabınız

Sen ister Avro
İster dolara
İster sahtekâra dön
Ben dağlara
Ben kırlara
Ben bana
Yüzüne rüzgar vurmuş
Dal basma fistanlı
Kızlarıma dönmeliyim

Size kalsın kaygınız telaşınız
Size kalsın endişeniz
Kasılmış bedeniniz
Size kalsın titremeleriniz,
Usturuplu gülüşmeleriniz
Kendi kendinize gülmeniz ağlamanız
Geometrik sevişmeleriniz
Size kalsın insanlığınız
Son pişmanlığınız size kalsın

Biz
Halimize şükrederiz
biz şükrümüzü ekmeğimize katık ederiz
Yeter ki sevgi olsun
Biz bize yeteriz

İnsanın hesapsız kitapsız sevenine
Vermenin
Alıç gibi
Ölmenin
Güz yaprakları gibi
Dökülenine
Yüzün ayla sevişen dereler gibi
Bir vadi dolusu gülenine dönmeliyim

Aklım ermedi
Alışamadım bir türlü
Bu kentin gidişine
Delirmeden
Deli olmadan
Ben bana
Ben doğama
Ben dağlara dönmeliyim

Dağlara
Düşlerimin peşine
Hani on dördünde ay gibi
Papatyalar gibi Aşkın gülüşüne
Düşlerime
Yıldızların dökülüşüne dönmeliyim

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:22 PM
Dağlara Vurmuş Kendini Yıldızlara Daha Yakın
Dolmuş da yıkmış bendini
Şu yiğitlere bakın
Dağlara vurmuş kendini
Yıldızlara daha yakın

Ustalar onun sırdaşı
Yolda koymaz hiç yoldaşı
Çiğdemler onun sırdaşı
Tutmayın onları sakın

Aya vurmuş da ışığı
İnsanlar olmuş aşığı
O her yerin yakışığı
Sevdaları akın akın

Kavgada ateşten sıcak
Barışta açılmış kucak
Sevdası bir tarla çiçek
Taç edip başına takın

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:22 PM
Dalıma Kondun da Gül olmadım mı?
DALIMA KONDUN DA GÜL
OLMADIM MI?

Kimlerin bağında ötersin bülbül
Dalıma kondun da gül olmadım mı?
Beni rüsva eder bu deli gönül
Sen Leyla oldun da del olmadım mı?

Kirpikleri olmuş kudret nakışı
Gül işler gözlerindeki bakışı
Uzaklarda sanki zemheri kışı
Al yeşil açılmış dal olmadım mı?

Sesini duyunca lal olur dilim
Yanıma gelince bükülür belim
Savrulur küllerim tutuşur dalım
Sen mecnun oldun da kül olmadım mı?

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:22 PM
Dalında Gül Olur Çalının Sabrı
Şeytan’ın sebebi bir anlık kibri
Yarının ne olur kimse bilmez ki
Dalında gül olur çalının sabrı
Sevenin dalında diken kalmaz ki

Güzel isen güller açar yolunda
Güzel çirkin olur kötü elinde
Dikenin batmasın gül ol dalında
Kimsenin günahı yerde kalmaz ki

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:22 PM
De Git Gönül Eğlen de Git
DE GİT GÖNÜL
EĞLEN DE GİT

Bülbül isen niden malı
Sana yeter bir gül dalı
O da yoksa karaçalı
Âşık olup dağlan da git

Tüccar mıyım param olsun
Yeter ki sev haram olsun
Yârim yok ki yaram olsun
De git gönül eğlen de git

Dünya malı kime kaldı
Kimin alıp yere çaldı
Yel olup savurup saldı
Bir sevdaya bağlan da git

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:22 PM
Dedik ki
Öyle kitapta değil
Öyle ütopya değil
Bırakın
Özgünlüğüyle
Özgürlüğüyle
Özgüveniyle
Tepeden tırnağa sevgi
Özgür ve özgün
Dönsün dünya
Kaybımız nolur sanki

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:22 PM
Değiştir Bunları Memeet
Aslan Memet
Yiğit Memet
Kurt Memet
Canım Memet

Bir bak hele ülkene
Bir de olması gerekene
Olana bak
Bir de eldekine
Bak hele şu adam dediğine
Dinime imanıma
Bu bir alamet
Bu dalalet

Kuranıma kitabıma
Bu zillet
Bu ihanet
İnan bu hıyanet
Bu bir garabet

Yıllardır bekler baharı
Toprakta çürüyecek
Çiğdem soğanları
Çiçek tohumları
Sabrımız kalmadı gayrı
Dağların karı
Ne zaman eriyecek
Tarihini unutma
Hatırla Memet

Yıl 1919
Koskoca âli yi Osman Kerbela
Köy köy verilir sala
Benim soyum benle dalaşır
Benim dölüm ayağıma dolaşır
Rüşvet düzeni
Soygun vurgun
Çürümüş sümük gibi
Her yanıma bulaşır
Her yanda vurgun
Her yanda talan
Borç paçadan akıyor
Halk bitap halk yorgun
Gitmiş o ihtişam
Bitmiş o şeref şan
Rezil rüsva olmuş hali perişan
Aman diler
Anlı şanlı koskoca Âliyi Osman
Lök gibi çökmüş
İngiliz Fransız Yunan İtalyan
İşte tam da o zaman
Zıpkın gibi
Yıldırım gibi
Hızır gibi bir delikanlı
Düştü karanlığın orta yerine
Yaman mı yaman
Civan mı civan
Adı
Mustafa Kemal
Yüreği mangal kadar
Yediği ekmek
İçtiği su
Aldığı nefes
Anasının ak sütü kadar helal

Yıl Teşrin-i evvel 1923
Diz çökmüş önünde
Bilcümle düşman
Düşman iken dost olmuş
Saygıda kusur etmez Yunan

Ve Devrimler
Dağıldı halkın üstüne çöken kara duman
Fabrikalar bacalar
Okullar yollar
Gözleri pırıl pırıl çocuklar
Cehaletin kaleleri yıkıldı bir bir
Osmanlı’nın onca borcuna rağmen
Büyüme yüzde on
Yüzde on bir
Ve bir şarkı tutturmuş millet
Tutana aşk olsun
Aşk olsun ilk ateşi yakana
Düşene kalkana
Helal olsun akan kana
Feda olsun bu can vatana
Bir şarkı dolaşır dağdan dağa
Yamaçtan yamaca
‘YAŞA MUSTAFA KEMAL PAŞA YAŞA
İSMİN YAZILACAK MUZAFFER TAŞA’

Karıncalar gibi çalışkan
Arılar gibi insan
Yeter ki önü kesilmesin
Gör nasıl olunurmuş
Nasıl yol bulunurmuş
Verilince imkân
Hem de
Dört yanımız cayır cayır
Verilmişken ateşe
Bir Enver, Damat Ferit olmadı
Hemi de
Onca baskıya rağmen
Kimseyi yetim
Kimseyi öksüz koymadı
İsmet Paşa
Öyle sosyalist felan değildi
Hatasız değildi elbette haşa
Ama
Amerikan uşağı da değildi
O yoksul haliyle
Savaş yorgunuyken ülkem
Kimsenin önünde
Ne elpençe divan durdu
Ne de eğildi

Yine işbaşında hainler
Yalanlar iftiralar
Tutuldu bütün yollar
Gecenin iblisleri fırsat kollar

Yıl
Miladi dokuz yüz elli
Ve sonrası
Kaç yıl geçti aradan
Sanki
Musa’nın Tur dağına çıktığı zaman
Yine soygun
Yine vurgun
Yine rüşvet
Ve
Yine ihanet
Çöktü üzerimize
Bir karabasan
Yerli işbirlikçileriyle
Faaliyette Kör şeytan
Ali Cengiz oyununda Amerikan
El pençe önünde
İcazet alır bizim başkan
Hektar hektar
İhaleye çıkmış memleket
Gör bunları
Gör de dayan
Gel de dayan
Gel de çatlama
Gel de dinden imandan çıkma be Memet

Bire Memet
Odalar nem kokuyor
Her yan rutubet
Boş vaatlerden usandı
Yalanlarla çürüdü millet
Değiştir bunları
Dur de bu gidişe
Gayrı yetsin bu rezalet
Değiştir bunları Memet

Çiğdem soğanları
Çiçek tohumları
Toprakta bekliyor baharı
Değiştir bunları
Değiştir bunları Memet
Baharı görsün memleket

Bir bak hele ülkene
Olana bak
Bir de olması gerekene
Bak hele şu adam dediğine
Bir de eldekine

Bu dalalet
Bu bir garabet
Bu bir ihanet
Değilse mutlak melanet
Değiştir bunları
Değiştir bunları Memet

Bu bal yapmaz arıları nidek
Temcit pilavından usandı millet
Yeni şeyler söylemek gerek
Bu seninki deliliğe delalet
Bu ağaç meyve vermez
Süt vermez bu inek
Ne beklersin
Ne beslersin be mübarek
Değiştir bunları
Değiştir bunları Memet
Çiçeğe dursun ağaç
Bahara dursun memleket


Ayağa kalkmak
Yeni ufuklara bakmak gerek
Düşün hele
Bir yolu yordamı
Bir çaresi vardır elbet
Değirmeniyle
Değirmencisiyle
Düzeniyle değiştir
Değiştir ki
Ayağa kalksın memleket

Amma da sabır bu sendeki be Memet
Söylediler duymadın
Gösterdiler aymadın
Yoksa
Sen kendini
Adamdan mı saymadın

Bir bak hele ülkene
Olana bak
Bir de olması gerekene
Bak hele şu adam dediğine
Bir de eldekine
Ne hakça bölüşme
Ne kardeş kardeş gülüşme
Ne iş,
Ne fukaralıkta geriye gidiş
Ne sağlık ne selamet
Değiştir bunları
Değiştir bunları
Değiştir bunları Memeeeet

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:23 PM
Deli Poyraz Göğe Savursa Beni
Elvan elvan dağın dumanı olsam
Önünde tepenin çimeni olsam
Hasatta harmanın samanı olsam
Deli poyraz göğe savursa beni

Yoluna çıkan ulu köknar olsam
Dönünce yamacı o pınar olsam
Önündeki yarpuz ya çınar olsam
Bir sevda türküsü kavursa beni

Çisem çisem yağmurlarla ağlasam
Yaban gülünü yarama bağlasam
Açılan yaramı neyle dağlasam
Dağlar türküsüyle çağırsa beni

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:23 PM
Derdimi Yazarken Ağladı Kalem
Derdimi yazarken ağladı kalem
Dağlar yandı taşlar oldu da verem
Demedin ki ne der rabbül el alem
Derdim katar katar sıralandı gel

Ben çölde Mecnun’um sen ise Leyla
Yetmez mi sevdiğim çektiğim çile
Yıktın sarayımı gel himmet eyle
Yürek yandı yürek harelendi gel

Dağ olsaydın gözyaşımla delerdim
Çöl olsaydın yüreğimle bölerdim
Vuslatına erişseydim gülerdim
Yürek yar elinden yarelendi gel

Aklımı sorarsan bende değildir
Canımı sorma bedende değildir
Suç bende cananım sende değildir
Gönlüm bin yerinden yaralandı gel

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:23 PM
Derya Olmazsan Bir Göl Ol Sen de
Kimi şu dünyadan geçip de gitmiş
Kimi lale sümbül açıp da gitmiş
Kimi incisini saçıp da gitmiş
Edep sende erkân sende yol sende

Kimi yârin yakıp kaçıp da gitmiş
Kimi aşk zehrini içip de gitmiş
Kimi gonca gülün biçip de gitmiş
Güzel çirkin ne var ise bol sende

Kimi zelil olmuş sürünür yerde
Kimi nail olmuş uçar göklerde
Kiminin gözüne çekilmiş perde
Derya olamazsan bir göl ol sen de

Bir bakmışsın ömrün uçup da gitmiş
Aşkın şerbetini içip de gitmiş
Zaman sana bir rol biçip de gitmiş
Ayakta alkışlanırken öl sen de

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:23 PM
Deryaya Varmadan Bİtersin Gönül
Takılıp da bir serabın peşine
Deryaya varmadan bitersin gönül
Gayrı sevdan girmez mi hiç düşüne
Sefil ziyan olmuş gidersin gönül

Meyvesiz ağacın gürbüzdür dalı
Gülün gülü yoksa dikenli çalı
Çirkini saklamaz ibrişim şalı
Bulanık sularda yitersin gönül

İnsan sevdasına yapar mı hile
Derdinden kahrolup kavrulsa bile
Sevda sevdiğine olur mu çile
Gülün dikeninden betersin gönül

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:23 PM
Desm ki Onlar Sürüden Ayrılan Haber Güvercinleriydi
SEN BÖYLESİN

Desem ki
Havva ananın hainliğidir,
Seni bugün var eden;
Beni taşa tutarsın.

Desem ki
Havva Anamız
Yasaklara baş kaldıran ilk insan;
Desem ki
Ne insana, ne Allaha;
Ne de âdemin çamur olduğuna;
O bir tek şeye asi geldi;
Kula kulluğa Meleki Tavus’taki isyan.,
Beni lokma lokma yutarsın;
Götürüp,
Köle pazarında satarsın.

Desem ki
Boynuna madalya diye taktığın;
Adını şehirlere, sokaklara verdiğin;
Adına methiyeler düzdüğün;
Doğum, ölüm, bilmem ne yaptığı günü,
Hayırlarla, yortularla,
Adını salâvatlarla, bayramlarla andığın:
Yaşamında,
Hor, hakir gördüğün;
Yurdundan yuvasından sürdüğün;
Zindanlara attığın;
Yaşamı zehir zıkkım ettiğin;
Çarmıhlara gerip, çivilediğin;
O, asi,
O hain;

Desem ki onlar,
O günün sürüden ayrılan,
Asi güvercinleriydi.
Senin gibi zalime,
Senin zulmüne rağmen;
Kan içinde söylediğiyle,
Bu günün habercileriydi.

Desem ki onlar değişimin;
Onlar tekerleğin, elektiriğin;
Ve ışığın öncüleriydi.
Beni kör kuyulara atarsın.

İşte sen böylesin;
Bir kere olsu düşünmezsin.
Asarsın, kesersin.
Böyle işte,
Bu kadar senin erkekliğin.

Paşaya eğil, padişaha eğil,
Ama bu senin adam değilliğin.
Bir değil, beş değil;
Kaç kere denemiş eşekliğin.

Boş ver be güzel dost,
Ey sevgili;
Sana hain demişler;
Cahil, zırdeli;
Uslanmaz asi;
Ne olur sanki.

Hainler değil mi ki yapan
Bunca devrimi, değişimi;
Bak, şu meydanda ki heykel;
Bir zamanın haini,
Evveliyatın kısılmayan sesi,
Değil mi ki uslanmayan asisi?

Sen ki
Heybeye torbaya girmeyen;
Sen ki Kotlanmış,
Ismarlanmış yaşamlara isyan eden;
Sen ki
Korkuların içinden yürüyüp giden;
Alışılmışları, ezberleri hükümsüz kılan,
Tekrarları ters yüz eden;
İpe sapana gelmeyen sen;
Çula çuvala sığmayan sen;
Adam gibi adam,
Sapına kadar insan;
Torunun torbanın tutunduğu dalı.
Sen ki üretken;
Düzenin düzeltemediği;
Sen ki dökümlerin bozuk malı;
Sen ki cennetlere konulsa,
Kulluğun, kuralların asi çocuğu.
Sen ki Anadolu gibi,
Kısırlığa baş eğmeyen;
Değil Âdem’in,
Yedi kocanın zapt edemediği;
Tepeden tırnağa,
Baştan ayağa kadın;
Döl yatağında tohumlar çimlenen;
Sen ki
Dört mevsimi özgürce yaşayan;
Kolektif deliliklerin akıllısı;
Yağmadan, talandan geriye kalan.

Sen ki ilk asi, ilk deli.
Sen ki dünyalar güzeli,
Sen ki
Âdem’i dağlara düşüren sevgili.

Girme kalıpların içine;
Yeme, içme, giyme önerileni.
Aç kal, çıplak gez;
Susuzluktan yan, daha iyi.

Sen değil misin yaratan,
Arzı âlemde en güzeli?
Sen değil misin büyüten,
Yüreğinde en saf sevgiyi?
Sen ki rahminde büyüten,
En güzeli, en iyiyi.

Asi ol,
Günahkâr ol;
Ama kesmesin sesini
Korkuların efendisi.
Teslim almasın seni
Yaratılmışların iblisi.

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:23 PM
Dokunmayın Yarama Yüreğim Kanar
Dokunmayın acıma yaram kanar
Goncada vurulmak güllere zulüm
Sağılıp duruyor yüreğim yanar
Gidene de kalana da zor ölüm

Çiçeklenmiş dağlar benzer geline
Seher vakti kına yakar eline
Bülbül gelmiş konamıyor gülüne
Gidene de kalana da zor ölüm

M. NAZİK 26.11.2007 MERSİN

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:23 PM
Dokunsalar Ağlar Oldum Bu Günler
Yüreğim dağlara uçup da gitti
Sel olup da çağlar oldum bu günler
Güllerimi yolup saçıp da gitti
Dokunsalar ağlar oldum bu günler

Güneşle doğup bedirle aşarken
Baharda çiçeklerle gülüşürken
Sevdamız deli tay gibi koşarken
Dokunsalar ağlar oldum bu günler

Mor dağların esen yeli ben idim
Yamacında açan gülü ben idim
Eteğinde akan seli ben idim
Dokunsalar ağlar oldum bu günler

Ceren olup dolanırım dağlarda
Bülbülüm figan ederim bağlarda
Yüreğim çırpınıp durur ağlarda
Dokunsalar ağlar oldum bu günler

Yar saçın savuran yelin olmuşum
Yanağında açan gülüm olmuşum
Dağlara düşmüşüm delin olmuşum
Dokunsalar ağlar oldum bu günler

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:23 PM
Döktüğün Yaş Ziyan Gönlüm
Sen seversin sever mi ki
Gülüşünü sayan gönlüm
O yanmaya değer mi ki
Döktüğün yaş ziyan gönlüm

Dilenmeden verdi mi hiç
Özün öne serdi mi hiç
Yar deyip de sardı mı hiç
Gel de buna dayan gönlüm

Sevdiğine yanar mısın
Dost dersin de kanar mısın
Her gülen dost sanar mısın
Uyan gönlüm dayan gönlüm

Seven halın bilen demek
Seven yaşın silen demek
Seven senle gülen demek
Uyuma gel uyan gönlüm

Sen onsuz hiç olamazken
O gülmeden gülemezken
Ondan gayrı yar bilmezken
Var mı seni duyan gönlüm

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:23 PM
Dudağın mı Yok Öp sene
Çoban armağanı
Çamsakızı deyip durma öyle
Dudağın mı yok
Öpsene

Gelsin diye
Bekleyip durma öyle
Köprüler mi yıkıldı
Yollar mı çamur
Sen git sene
Ayağın mı kırılır

Kör müsün be
Sağır mısın yoksa
Baksana akıp gidene
Geçip gidiyor yanından
Yaşamın ayak sesleri
Duysana
Kapın çalınsa
Yüreğin çıkacak yerinden
Aç kapını ardına kadar
Kuşlar
Yıldızlar
Çiçekler dolsun odana

Ekin iti gibi dolaşıp durma öyle
Korkunu ele veriyor bakışın

Elin mi kırık
Dokunsan değsene
Yüreğin mi yok
Kalbin mi kırık yoksa
Sevsene

Çam sakızı deyip durma öyle
Sen çoban mısın ki
Armağanın sakız olsun
Güzelsin işte
Gülsen
Gülümsesen
Ne olur sanki
Bari hiç değilse
Bir gülücük versen

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:24 PM
Durulmadın Deli Gönlüm Bir Türlü
Bir dağdan bir dağa koşup durursun
Yorulmadın deli gönlüm bir türlü
Sel olup savrulup coşup durursun
Durulmadın deli gönlüm bir türlü

Gizli gizli kuytularda ağladın
Elinle kendi yaranı dağladın
Sazına aşkı tel edip bağladın
Darılmadın deli gönlüm bir türlü

Varmak için nehirlerin gözüne
Sevdayı damıtıp kattın özüne
Aşkın bamteli oldu da sazına
Çalınmadın deli gönlüm bir türlü

Kimselere bildirmedin halini
Yakıp göğe savururlar külünü
Kıyamazken eller yolar gülünü
Sarılmadın deli gönlüm bir türlü

Bülbüldün konmadın bir türlü güle
Yetmedi yıllardır çektiğin çile
Bir mecnun dediler düştün de dile
Sorulmadın deli gönlüm bir türlü

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:24 PM
Düşlerinden Vurulmuşsun
Çağlar idin durulmuşsun
Koşa koşa yorulmuşsun
Gece düşmüş umuduna
Düşlerinden vurulmuşsun

Bakışlar yorgun uykusuz
Tetikte kuş gibi huysuz
Yar elinden yara almış
Sevda suskun sevda susuz

Yüreğin aklına düşman
Yapar yaptığına pişman
Bir ışık yak karanlığa
Bak gelip geçiyor zaman

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:24 PM
Düşmanı Yar Ettik
Dağları dar ettik
Düşmanı yar ettik
Az gittik uz gittik
Yoktan var ettik

Namussuzu yerip
Namusluyu sevip
Aşka boyun eğip
Cehaletten ar ettik

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:24 PM
Düşümdeki Kız
DÜŞÜMDEKİ KIZ

Düşümdeki kız
Aydan
Düşümdeki kız
Nurdan
Düşümdeki kız
Sudan
Düşümdeki kız
Kardan
Aydan kız
Nurdan kız
Sudan kız
Kardan kız
Neden girdin düşüme
Ay kız neden

Düşümdeki kız
Gülden
Düşümdeki kız
Ceylan
Düşümdeki kız
Candan
Düşümdeki kız
Fidan


Fidan kız
Gülden kız
Candan kız
Ceylan kız
Neden girdin düşüme
Ay kız neden

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:24 PM
Eh, EV HALİ İŞTE
EH, EV HALİ İŞTE

Köpeğin varsa hırlayacak
Çocuğun mu var zırlayacak
Erin mi var
Hır gür edecek
Karın mı var
Dır dır edecek
Eh ev hali işe
Varlık, yokluk kebap olur bir şişte

Tokmaktır vura vura
Çırpıdır,tırlaya tırlaya
Zurnadır zırlaya zırlaya
Yani davul çala çala
Bir havayı bulacak

İnsanız
Bazen olur
Önümüze geleni kaparız
Ardımıza geleni teperiz
Herif aşağı
Hanım yukarı
Uçkur olmadık yerde kopacak

Gün ola devran ola
Gün ola zaman dola
Gün ola
Sap saman
Çeç harman
Devir tamam ola

Acılar unutulacak
Kız gelin
Oğul güvey olacak
Tabakta nohut
Telde sığırcık gibi
Kucağa
Bir avuç torun dolacak
Yani
Zaman her şeyi
Külleyip sırlayacak
Yeter ki
Seni taşıyacak bir sevdan ola

Günü germekten ne çıkar
Sen ne dersen de
Nehir hep yatağında akar
Haydi
Hayata bir öpücük at da
Şu anın
Var olanın tadını çıkar

Eh
Yaşamın cilvesi işte
Acıda var
Tatlı da var bu gidişte
Ama hatırla ki
Yeni bir başlangıç vardır her tükenişte

Hani böyle durumlarda
Ne derdi Dedem korkut
‘Gelimli gidimli
Ölümlü kalımlı dünya’
Her zaman vardır bir umut
Yeterki sen
Başını dik
Yüreğini açık tut
Her şeyin sonu değil ya
Hayattasın
Ayaktasın
Ve yaşıyorsun işte

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:24 PM
Elbet Sevda Söyler Son Sözü Canan
Süredursun zulüm demidevranı
Sevda söyler elbet son sözü canan
Gidedursun zalimlerin kervanı
Sevda söyler elbet son sözü canan

Şu dünya ki namertlerin harmanı
Yiğidin tükendi sesi dermanı
Tellerde dolaşır ölüm fermanı
Elbet sevda söyler son sözü canan

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:24 PM
Elinde Çilesi Kaldı
Bülbül gül için yandı da
Elinde çilesi kaldı
Bahar gelip gül döndü de
Yürekte yarası kaldı

Kimi goncada buruldu
Kimi yarıda yoruldu
Kimi yollarda vuruldu

Kâh bulandı kâh duruldu
Suyun da durusu kaldı

Dağları delenler oldu
Dertleri bölenler oldu
Saçını yolanlar oldu

Belasın(ı) bulanlar oldu
Gül soldu kurusu kaldı

Kimi belaya bulaştı
Aşılmaz deneni aştı
Kimi menzile ulaştı
Kiminin yolu dolaştı

Kimi belaya bulaştı
Yanıtsız sorusu kaldı

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:24 PM
Elleri Koynunda Kalsın
Zaman aşımına uğradı
Elleri koynunda kalsın
Yüreğindeki kinin
Elleri koynunda kalsın lâinin
Ben çoktan kapadım o defteri
Sen daha çok beklersin



Hasedinden çatlasın şişedeki cin
Yeter ki sevda boy versin büyüsün
Elleri koynunda kalsın
Korkunun hainin
Yeter ki insan serpilsin gülsün
Ama aşkı delirtirse aymazlığın
Kırılıp da direncin
Dağlara düşürürse duymazlığın
İşte o zaman sen ölüsün

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:24 PM
En İyisi mi Gel Sevgide Anlaşalım
Sen gece ol
Ben gündüz
Tan vakti gülüşelim

Sen hasret ol
Ben gurbet
Muştuda kavuşalım

Sen alev kırmızısı
Ben kanarya sarısı
lekimşahta sevişelim

Sen dağ ol
Ben gökyüzü
Ufkunda gelişelim

İster öfke ol
İster anlayışlı
Hoşgörüde anlaşalım

İster hasmım ol
İstersen kanlım
Gel barışalım

İster günahkâr ol
İster tövbekâr
Gel sarılalım

Sen sen sen ol
Ben ben olayım
Enayisi mi gel
Sevgide anlaşalım

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:25 PM
Esef EtmeAy Oğul Geç Kaldı Geceye Kaldı Diye Sevdan
Esef etme ay oğul
Geç kaldı
Geceye kaldı diye sevdan
Öyle sitem edip durma
Sen büyütedur
Çiçekleyedur
Güzelleştiredur yüreğini
Bir sabah elbette
Gelir de bulur sevda seni
Gelir de bulur
Bomboş diye yüreğin
Gelir de
Sevdanın şahıyla doldurur
Sitem etme ne olur
Hem de
Ebemkuşağının yedi rengini
Kuşanıp da yüreğin
Yağmurda yıkanmış baharın
Güneşe uyanmış sabahın
Kopup da gülün yaprağından
Takılıp da gelir yârin al yanağına
Takılıp da gelir
Karanfil renginde ala şafağın

Kirazın kızılından alıp
Bir masum öpücük olur
Dudağında yârin
Esef etme ay oğul bekle
Dağlardan
Ovalardan inip
Er geç bulur
Bulur ve doldurur
Bomboş yüreğini
Esef etme
Sitem etme bekle
Sen güzelleşedur
Büyütedur
Yüreğini çiçekle
Hani en kızılını
En güzelini açsın diye gülün
En mavisinde uçsun diye göğün
Büyüt yüreğini
Sevdanı besle
Sevdanı çiçekle
Sitem etme ay oğul
Sabret
Esef etme bekle
Geç kaldı
Geceye kaldı diye sevdan

Çıkıp da gelir bir sabah
Kızılına takılıp ala şafağın
Yeter ki sen ebrula yüreğini
Damıtıp güneşin yedi rengiyle çiçekle
Er geç çıkıp da gelir
Sevdanın dervişi bekle
Tutup da elinden
Lüle lüle saçları belinde
Gelinliği yarı ıslak bir melekle

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:25 PM
Eteğime Sevgi Katıp Sana Geldim Bir tanem
Eteğime sevgi katıp
Sana geldim bir tanem
Nevruzun düşüne yatıp
Sana geldim bir tanem

Tövbe edip aklanıp
Günahlardan paklanıp
Deli sevda yüklenip
Sana geldim bir tanem
M. Nazik 01.01.2007 Mersin

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:25 PM
Ey Özgürlük
Çekilmişim, Kılıç olmuşum,
Kâh olmuşum suyun bendi.
Dökülmüşüm, alıç olmuşum
Kâh olmuşum suyun kendi

Ey! Özgürlük.
Yatmış kalmışsın bulutların ardında.
Fırtınalar mı açacak,
Önünü senin.
Sensizlik, en büyük ceza Tanrı katında,
Söyle sene,
Daha kaç kurban istersin?

Keşik etmişiz;
Dağa taşa,
Kurda kuşa
Adını belletmişiz.
İmeceyle sevdanı ekmişiz;
Bir karış topraktan,
Bir atımlık yüreğe kadar.

Saklarız
Yüreğimizin orta yerinde;
Sakınırız esen rüzgârdan bile;
Solmayasın,
Vurgun yemeyesin,
Göze gelmeyesin diye.
Bir kuş bile sensiz
Çırpamaz kanadını.
Almak mümkün mü sensiz
Bir elmanın tadını.

Taç etmişiz,
Taşırız başımızın üstünde
Yere, göğe, toprağa;
Çaya, dereye, nehire;
Çekilen bayrağa,
Doğan çocuğa,
İçtiğim suya vermişim adını.

Mahpuslarda,
İşkencelerde,
İpin ucunda,
Giyotinlerin altında,
Senin için çekmişim işkencenin en hasını
Duy, ne olur
Anlasana.
Zulamda taşımışım sevdanı.

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:25 PM
Ey Yalnızlık
Ey yalnızlık
Seni sırtı
Teneşire gelesi
Sen volta atarken içerde
Dışarıda hava günlük güneşlik
Hemi de
Gül mevsimi
Hasetinden çatla
Öl e mi?

Zararı yok
Çivi gibi çakılı dur
Sık garibin yüreğini cenderende
Ne sarkıp durursun
Zemheri buzu gibi penceremde
Hele bir öl bakalım hücrende
Arkandan kim ağlar senin
Unutur seni herkes
Hayatına girdiğin insanlar bile

İşte sen o zaman
Hasretinle baş başa
Derdinle bin yaşa
Kahrol e mi?

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:25 PM
Fark
Bir şey söyle
Dili şarkı olsun
Bir şey söyle

Bir şey söyle
Evi barkı olsun

Bir şey söyle
Söylenmişten farkı olsun

M.NAZİK 9.12.2006

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:25 PM
Fırat
Fırat coşar da durulur
Aşkına düşen kavrulur
Fırat’a ihanet eden
Kül olup göğe savrulur

Güzeli seven hak eder
Puşt güzeli rüsva eder
Fırat’ı kahpe edenler
Bedelini kanla öder

Edalı nazlı işveli
Fırat dünyalar güzeli
Güzele gönül verenler
Düşmanı çoktur bilmeli

Fırat’ı gören vurulur
Yiğit değilse yorulur
Fırat’ı hak etmeyenler
Yağlı kurşunla vurulur

Elinde ateş ziynetin
Yasak meyvesi cennetin
Madem sevdin şunu bil ki
Ölümündür ihanetin

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:25 PM
Gayrı Dünya Genişlesin Koç Yiğidim Öldü Diye
Dağda yiğit eğleşir
Herkes adın(ı) söyleşir
Sanırlar ki korkmuyorum
Gece gölgeler devleşir

Nasıl şey bu nasıl ayak
Sanırsın düşman her koyak
Arım verin bre gardaş
Bir damlacık uyuyak

Mavzer parlar ışıl ışıl
Görenin gözü gamaşır
Eli kırılsın yapanın
Kötü haber tez ulaşır

Vade yetip doldu diye
Yanı yerde soldu diye
Gayrı dünya genişlesin
Koç yiğidim öldü diye

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:25 PM
Gayrı Sevdamıza Sığınırız Zalimin Zulmünden
GAYRI SEVDAMIZA SIĞINIRIZ
ZALİMİN ZULMÜNDEN

Ey yeri göğü yaratan!
Meleği şeytan,
Balçığı insan yapan!

Barış olsun;
İnsanda özgünlük,
Arzı âlemde özgürlük olsun dedik.
Nebi olduk, yazdık;
İsa olduk, çarmıhlara gerildik;
Musa olduk, isyan ettik;
Âdem olduk sürüldük;
Nuh Nebi olduk, yalvardık;
Ümmi olduk, söyledik, ağladık;
Kimseler duymadı sesimizi.

Bir gün dedik, bir gün;
Eyub olduk sabrettik;
Koşmaktan yorulduk,
Acılarla durulduk.
Yağlı kurşunlara geldik vurulduk,
Bin bir çeşidini gördük zulmün.
İplerde can verdik;
En acısını,
En olmazını tattık ölümün.
Direndik, asi dediler.
Delirdik,
Dağlara düştük,
Eşkıya dediler.
Yaban da kaldı ölümüz.
Kimseler tutmadı yasımızı.

Din! dedik,
Hiç dinmedi acımız.
El açtık, avuç açtık,
‘Hâkim’ adına sığındık,
Mazlum dualarına çıktık.
Dön dedik,
Hiç dönmedi yazgımız.
Yan dedik,
Kor ateşlerde yanan biz olduk.
Kan dedik,
Kanyaşı oldu aktı
Kanımız yüreğimizden.
Kan taşları kesmedi kanımızı.
Dolduk, kahrolduk,
İsyan olduk, ziyan olduk.
Riyalarla yaralandık;
Olmadık iftiralarla karalandık.
Ziyan olduk, zelil olduk.

Biz ki sabi,
Biz ki sübyan.
Hak dedik,
Hak yemedik;
Halk dedik,
Halka sövmedik.
Kimsenin ala geçisine kara,
Tavuğuna kış demedik.

Biz ki namus, ahde vefa
Ve dürüstlüğü
Amentümüz belledik.
Eşitlik dedik,
Cennet’te ve ahirette
Ve dünyada,
Ve Yevmili Mahşer’de,
İsyan ettik, kovulduk, sürüldük.
Sersefil olduk.

Bilirdik ki bir adın Rafid,
Bir adın Müzil.
İlendik,
Ah ettik,
Beddualar ettik.
Kahhar adına sığındık
Dedik ki yaratan Adil.
Rahman, Rahim,
Kadir ve Muktedir
Cevap gelmedi senden.

Zalime göz yuman da
Olurmuş Şeytan.
Gafur ve Gaffar adına sığındık,

Cehaletimizden sorarız
Bilemedik bire kurban
Bu nasıl imtihan! ?
Kime gidek,
Kime söyliyek,
Kime ağlıyak halımızı! ?
Kim hesap sorabilir himmetinden.
Zalime şeref,
Zalime şan,
Zalime dolap değirmen
Sual olunmaz hikmetinden
Yoksula küstün mü,?
Ey Mucit, Ey Macit, El Gani,
Rahim, El Kadir, El Rahman,
Biliriz hayır da şer de senden.
Gayrı kime bildirek derdimizi
Kime ağlıyak halımızı
Belli ki
Sen de yüz çevirdin,
Hayrını esirgedin bizden;
Zarar değil
Kahhar değil,
Müzil değil,
Kadir değil;
Bir aciz kul,
Bir düşkün insan.
Gayrı sevdamıza sığınırız
Zalimin zulmünden!
Başka ne gelir elden.

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:26 PM
Gel Hakkını Helal Eyle
Söylenmemişi söyleyen
Gel hakkını helal eyle
Yarını güzel eyleyen
Gel hakkını helal eyle

Gecemi gündüz edenim
Dağları dümdüz edenim
Yılmışı yıldız edenim
Gel hakkını helal eyle

Geleni gören önceden
Gönlü dağlardan yüceden
Yüreğim sızlar inceden
Gel hakkını helal eyle

Dertlinin derdin bölenim
Yoldaşı için ölenim
Bedir ay gibi gülenim
Gel hakkını helal eyle

O yarınların türküsü
O güzelliğin öyküsü
Yalnız insandır ülküsü
Gel hakkını helal eyle

Dağıtıp ovadan sisi
Barışın sevdanın sesi
Zalime eğilmez asi
Gel hakkını helal eyle
M. NAZİK 25.08.2007

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:26 PM
Gel Etme Eyleme Gözün Sevdiğim
Yüreğim yükünden kalkamaz oldum
Gel etme eyleme gözün sevdiğim
Sevdan kör etti de bakamaz oldum
Beni rüsva etme gözün sevdiğim

Hayat oyun değil sevme zamanı
Gönüle kar etmez şahın fermanı
Tütünce başında aşkın dumanı
Ölmümün kararı nazın sevdiğim

Yolumun yönüdür izin sevdiğim
Ruhumun çınarı özün sevdiğim
Çölümün pınarı gözün sevdiğim
Yarını dünüdür sözün sevdiğim

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:26 PM
Gelen Biner Giden Biner Biz Eşşek miyiz
Bu düzen başıma neler getirdi
Soyan soydu alan aldı götürdü
Bu sülükler kanım emdi bitirdi
Gelen giden biner biz eşek miyiz

Vatan millet deyip çalan çalana
Bellik koydular geri kalana
Hıyar gibi kandık bunca yalana
Elpençe dururuz biz uşak mıyız

Muhammed Ali dediler soydular
Genci kızı oylum oylum oydular
Şu milleti ne hallere koydular
Göremeyecek kadar yavşak mıyız

Sırtından inmez ölüsü dirisi
Her yanları sarmış kene sürüsü
Daha dün suçüstü oldu birisi
Söyle hele bu kadar gevşek miyiz

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:26 PM
Gelin Gİdip Kız Gelesin
Çabuk gidip tez gelesin
Kış bitti de yaz gelesin
Boynun devrilsin hasretlik
Gelin gidip kız gelesin

Dağda açar yaban gülü
Her gülün var bir bülbülü
Gelen giden bir şey söyler
Bağlanmaz ki elin dili

Şu yaylaların göğünü
Kimler yapar düğününü
Yârinden ayrı olanın
Kim görmüş ki güldüğünü

M.NAZİK 13.11.2007

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:26 PM
GİT Aslanım Git İşine
Git aslanım git işine
Kâbuslar çökmüş düşüne
Öpmediğin şey mi kaldı
Uyamam ben gidişine

Akmamış gözyaşısın sen
Kaç sevgilik adamsın sen
Kabuz kekeme sevginle
Bu halinle hadımsın sen

Ruhun kabında acır
Bedenin ruhuna kabir
Nasıl doğdu nasıl oldu
Sabır çeker ruhun sabır

Git ulan git sen işine
Kâbuslar çökmüş düşüne
Felfecire oynar gözlerin
Uyamam ben gidişine

Namussuzun birisin sen
Her puştluğun pirisin sen
Cahil cühela halinle
Adam değil sürüsün sen

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:26 PM
Gözüne Tünemiş Sevgin
Eski yara kanar iken
Kan üstüne kan akar mı
Ah o gözler bakar iken
İnsan olan can yakar mı

Zaman gider doludizgin
Kurşun namluda tedirgin
Gözüne tünemiş sevgin
O gözlerden yaş akar mı

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:27 PM
Gül Açar da Hatırlatır
Unutmak istesem bile
Kuş uçar da hatırlatır
Yaz ile bahar ile
Gül açar da hatırlatır

Cemre düşer de toprağa
Ağaçlar durur yaprağa
Ekinler döner başağa
Kış geçer de hatırlatır

Gecede göz kırpar yıldız
Yaylada açınca mavruz
Ovaya döner de nergis
Gün açar da hatırlatır

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:27 PM
Gül de Biter Diken de Aynı Dalda
Gül de biter diken de aynı dalda
Düşün hele kaç mevsim var bir yılda
İniş de var yokuş da var bu yolda
Başını taşlara çalmak olmaz ki

Acılar kış gibidir geçer gider
Zaman dala konan kuş uçar gider
Ayağa kalk bu fırsat kaçar gider
Saçını başını yolmak olmaz ki

Acısı da tatlısı da dilinde
Dikeni de goncası da dalında
Değiştirmek değişmek de elinde
Değişmeden değiştirmek olmaz ki

Böyle değil mi ırmağın akış
Peş peşe gelir hep baharı kışı
Bazen mutlu bazen acı gözyaşı
Tek ses ile türkü güzel olmaz ki

Güzellik gülü görüp gülenindir
Dost dediğin halini bilenindir
Yar dediğin sevmeyi bilenindir
Sevip su verdiğin gül hiç solmaz ki

Başına gelen aynada gördüğün
Alacağın elinle ne verdiğin
Yarın giyeceğin bu gün ördüğün
İnsan kendi yazgısını çalmaz ki

Bir ekmeği bölen insan değil mi
Şafaklarda gülen insan değil mi
Şu dağları delen insan değil mi
Neden insan kendi gücün bilmez ki

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:27 PM
Gül Ve Bülbül
Aylardan eylül
Güneyli bir sevgiliye
Gidecek bülbül
Havada hüzün
Gül melül
Gül mahzun

Dedi ki
Geldiğinde olmayacağım
Ama
Burada bırakacağım sevgimi
Baharda
Yine gel
Yokluğumda da
Goncaya duracak bu dal
Şarkını söyle
Gül
duyarım belki

Giderken son bir defa
Ardına baktı bülbül
Dalında titriyordu sanki

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:27 PM
Güle Güle Saflık Sadelik elveda, Sen Ey Melanet Merhaba
Hoşça kal alın teri,
Keriz dediğin dürüst baba
Elveda Hısım akraba
Güle güle vefacefa
Ey bi vefa
Hoş geldin
Merhaba

Hoş geldin
Dinin taciri
Mekke’nin tüccarı
Paraya tapan
Ruhunu şeytana satan
Karanlıkta göz kırpan
İnsan modeli merhaba

Sus gayrı sus
Kes Sesini
İle de Hak diyen son nefes
Kırıl ey nefsimi kapattığım kafes
Şehvet düşkünü seciyesiz
Hoşça kal ertelenmiş nefis
Hoş geldin hoş geldin
Ağlayan timsah
Gülen sırtlan
Artık beraberiz.

Güle güle yiğidin cesuru
Cömerdi yurtseveri
Hoş geldin korkağı kalıpsızı
Omurgasızı yalakası lüzumsuzu
Hoş geldin duyuların Hükümsüzü
Toprağın verimsizi merhaba

Güle güle
Hakkın Adaletin merhametlisi
Vekilin metanetlisi
Hoş geldin sıkı iltimas
Medeni has,
Karanlıklarda buyrulan temas
Çıkar rüşvet bet musibet
Hakkaniyet adalet
Güle güle hoşgörü hüsniyet
Hoş geldin
Hırs soygun rezalet
garabet ve lanet
Sözün abesi manasızı anlamsızı gereksizi
Adaletin adili merhametlisi namuslusu
Hoş geldin
Kayırma haram rüşvet garazor kötülük hıyanet korku


Elveda Leyla şirin aslı
Keremin mecnunun
Namuslu tertemiz aşkı elveda

Aldatmalar
İhanetler
Bir günlük aşklar
Hoş geldin
Şehvet düşkünü merhaba

Elveda erdemli insan
Çiçekli nisan elveda
Güle güle nazik lisan

Elveda dişlilerde ezilen
Ahlak namus din iman
Hoş geldin hoş geldin
Şöyle baş köşeye buyur
Bire kör şeytan
Hoş geldin
Artık biz bizeyiz

Güle güle salkım söğüt
Güle güle atadan öğüt
Gümüş dere
Balık turna
Sarı tarla güle güle
Elveda ispinoz
Mavi deniz
Göz kırpan yıldız
Güle güle
O aşkı tertemiz
Su akışı gülen kız
Elveda uçurtmalar
Elveda artık yalnızız
Güle güle sana
Belli ki ayrılacağız.
Belli ki
Seni çok özleyeceğiz


Merhaba hormonlar
Asit yağmuru
Kimyasallar
Hibrit besinler

Merhaba
Otomatlar
Otomatikler
Bankamatikler
Merhaba Borsalar
İnce hesaplar
Kaba kasaplar

Artık beraberiz

Merhaba hinlikler
Cinlikler
Kinler öfkeler
Kasılan bedenler
Psikomatikler
Merhaba
Tikler
Fanatikler merhaba
Artık sizinleyiz

Hoş geldin kadının arsızı
Adamın namussuzu
Merhaba
Kâbe’nin hırsızı
Evladın hayırsızı
Rakamların yalanı uğursuzu
Soyguncular, vurguncular
Yağcılar Yağmacılar
Hoş geldiniz
Artık sizinleyiz
Artık birlikteyiz

Elveda erdemler
Hoş geldinler
Özürler
Teşekkürler
Tefekkürler elveda

Güle güle ey insanlığın
Bilimin namusu hasiyeti
Hoş geldiniz
Namussuzluğun
Oportünizmin
Yavşaklığın ve eşekliğin siyaseti
Artık beraberiz
Artık sizinleyiz

merhaba melanet
hoş geldin ey sefalet

Güle güle saflık sadelik
Dürüstlük ve merhamet
Elveda
Heba ettiğimiz her güzellik
Belli ki seni çok özleyeceğiz
Hakkını helal et

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:27 PM
Güleceksin Mavi Çocuk Üzülme
Toprağında ısırganlar bitse de
Dağlarında vahşi kuşlar ötse de
Dost dediğin seni atıp satsa da
Güleceksin mavi çocuk üzülme

Beklediğin günler doğduğu zaman
Dağın yamacına vurduğu zaman
Baharlar çiçeğe durduğu zaman
Güleceksin mavi çocuk üzülme

Zalimler ettiğini bulmadı mı
Her gecenin sabahı olmadı mı
Kış geçip de çiçekler gülmedi mi
Güleceksin mavi çocuk üzülme

Alın teri sevgi her işimizde
Yediveren gülleri düşümüzde
Haramiler olsa da peşimizde
Güleceksin mavi çocuk üzülme

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:27 PM
Güllerimiz Yağmalanır Solar Hoyat Ellerde
Güllerimiz yağmalanır
Solar hoyrat ellerde
Gider güzelliği gider
Yitik bir sevdaya düşer
Dikeni kalır geride

Nerde gülen bir yüz görsem
Tanrı’yla bir karış kalır aramda
Ateş senin elinde ama
Benim de yaramda

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:27 PM
Gülün Açma Zamanı Var
Her başın bir dumanı var
Geçer sabret geçer gönlüm
Gülün açma zamanı var
Açar sabret açar gönlüm

Sevgi çalışmanın dengi
Her sevdanın ayrı rengi
Bahar gelsin bengi bengi
Saçar sabret saçar gönlüm

Yeni başlangıç her yengi
Yeter ki bitmesin sevgi
Yön verir yarına bilgi
Saçar sabret saçar gönlüm

Sevgi yaşamın her tadı
Yarınların öbür adı
Sevgi yaşamın kanadı
Uçar sabret uçar gönlüm

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:27 PM
Gülümse
Görürsen birini
Gülün yoksa elinde
Yüz görümlüğün olsun
Yüzündeki gülücüğün
Gülümse de

Elini tut
Yanağından öp
Yüreğinde sıcaklığı kalsın
Yanağındaki öpücüğün

Bir yanıt alamazsan
Sevgine
Boş ver
Büyüklük sende kalsın
Hiç üzülme

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:27 PM
Gülün Kalsın Dedi Almadı Canan
Bu gün dağ yolunda bir güzel gördüm
Halin nedir deyip sormadı canan
Gönlümde açan gülü derip verdim
Gülün kalsın dedi almadı canan

Dalga dalga saçları sanki rüzgâr
Uzat ipek ellerini nazlı yar
Dedim bir buse ver kalsın yadigâr
Ne ettim eyledim gelmedi canan

Ağzı Gülşen dili acem bülbülü
Gülüşünde açar cennetin gülü
Menekşe bakışlı üzümdür eli
Yakıp kül ettiğin(i) bilmedi canan

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:27 PM
Gülün Yoksa Gülümse
GÜLÜN YOKSA BİR
GÜLÜMSE

İnsan insana sevdalı
Seven sevilen gül dalı
Kimi alır kimi verir
Böyledir dünyanın halı

Sevgisiz yaşam zulümse
Yalnız kalmak bir ölümse
Gökyüzü olur elimsa
Gülün yolsa bir gülümse

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:28 PM
Gülüne Zulüm Edersin
Yalan ile dolan ile
Diline zulüm edersin
Sevdanı düşürüp dile
Yoluna zulüm edersin

Uymuş iblisin sesine
Değerin dünya süsüne
Ruhun kul olmuş nefsine
Külüne (aklına) zulüm edersin

Yüreği yere çarparak
Karanlıkta göz kırparak
Hak haram çalıp çırparak
Eline zulüm edersin

Dertleşip gülüşmek varken
Değişip gelişmek varken
Paylaşıp bölüşmek varken
Malına zulüm edersin

Bu kuru can çıkar gider
Felek çanın tıkar gider
Nehir durmaz akar gider
Gölüne zulüm edersin

Haram ile hayır olmaz
Yalanla dağarcık dolmaz
Yaptığın yanına kalmaz
Dalına zulüm edersin

Kusurunu örtmez sözün
Çürümüş kokuşmuş özün
Niye şaşı bakar gözün
Dölüne zulüm edersin

Soyup da sağı sakatı
Olmaz sevginin fakatı
Atıp hakkı hakikati
Aklına zulüm edersi

El dağına girmek olmaz
El gülünü dermek olmaz
El bağından vermek olmaz
Dalına zulüm edersin

Yakar yüreğini riyan
Yalan dolan senin rüyan
Ayan beyan her şey üryan
Balına zulüm edersin

Uyup iblisin sesine
Ruhun kul olmuş nefsine
Kapılıp dünya süsüne
Ölüne zulüm edersin

Bilmezsen canan halını
El bozar sonra balını
Yolup yaprağın dalını
Gülüne zulüm edersin

Aşkın yalan sevgin yalan
Bir gürültü geri kalan
Boş sözlere gel de inan
Çuluna zulüm edersin

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:28 PM
Gülüşümü Unuttum Ben Sevgilinin Yanağında
Gülüşümü unuttum ben
Sevgilinin yanağında
Çiçeğimi kuruttum ben
Nazlı yârin kucağında

Mor dağların sisi gibi
Yüreğinin sesi gibi
Öksüzün ninnisi gibi
Sevdam soldu çiçeğinde

Yüreğimi erittim ben
Bir öpücük sıcağında
Gözyaşımı kuruttum ben
Bakışının sıcağında

Takılı kaldı düşlerim
Gece çoban yıldızında
Yarım kaldı gülüşlerim
Türkü yak da çal sazında

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:28 PM
Gülüşümü Unuttum Sevgilinin Yanağında
GÜLÜŞÜMÜ UNUTTUM BEN

Gülüşümü unuttum ben
Sevgilinin yanağında
Gözyaşımı kuruttum ben
Bakışının sıcağında

Takılı kaldı düşlerim
Gece çoban yıldızında
Yarım kaldı gülüşlerim
Dostlar çalar mı sazında

Bir yağmur kokusu gibi
Yüreğinin sesi gibi
Mor dağların sisi gibi
Sevdam güz çiçeğinde

Üstümden geçer bulutlar
Başımda çiçekler otlar
Yarına kaldı umutlar
Bu günün kucağında

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:28 PM
Gülüşün Gülüşüm, Ölüşün Ölüşüm Osun
GÜLÜŞÜN GÜLÜŞÜM OLSUN
Gideceksin.
Belli ki kararın kesin.
Belli ki bizi terk edeceksin.
Şu patikalar,
Şu yollar,
Şu çiçekler,
Şu güller,
Bu şehirler;
Belli ki sensiz,
Belli ki öksüz
Kalacak bu yerler.

Ama
Yüreğini
Bırak da git giderken,
Dünyamı,
Sevdamı ısıtsın.
Sevgiliye gülüm olsun.

Bakışını,
Bakışının
Nakışını da bırak;
Ne olursun!
Uç versin umutlarım,
Bakışın baharım,
Kışlağım, çalım olsun.

Öpüşünü alıp gitme yanında,
Düşünü de koy giderken,
Yanağımda alım olsun.
Hani, umudum biterse bir gün
Yürüyecek yolum olsun

Alıp gitme yanında;
Sevgini, sevdanı,
Sevişini de bırak
Tutunacak dalım olsun.

Sesini,
Sevincini de bırak;
Havalansın çocuk hayallerim;
Rüzgârım, yelim olsun.

Gideceksin.
Ne yapsam boş,
Ne desem nafile.
Belli ki bizi terk edeceksin.
Belli ki kararın kesin.

Git sevdalım,
Bahar dalım git.
Yeter ki
Sesini,
Sevgini
Sevdanı
Bırak da giderken.

Yeter ki bırak
Gülüşünü,
Öpüşünü,
Düşünü
Yalnız ölüşünü bırak;
O da yeter bizlere.
Git,
Bir tanem,
Yiğidim git.
Engereğin dilinden,
Sevgilinin gülüne;
Şu semah dönen kuştan,
Böğrümden yediğim kurşuna kadar;
Ve Tanrı’nın
Ve insanın;
Bilip bilmediğim,
Adını duymadığım;
Tüm yaratılmışları,
Yaratılacak olanları sevmezsem;
Aha şuracıkta Allah canımı alsın.
Tenim güz yaprakları gibi solsun;
Şu dağlar,
Şu ovalar,
Yerler ve gökler şahidim olsun.
Sevmezsem
Ve de seni
Her hücremde duymazsam;
Anam avradım olsun.
Şiirden, türküye;
Romandan; öyküye;
En küçük sevgiden, en kutsal ülküye;
Senin türkünü, destanını yazmazsam
Tüm güzellikler yüzüme tükürsün.
Git
Maralım,
Yüreği yaralım git.
Yolun, bahtın açık olsun.
Git,
Sevdalım
Bahardalım git.
Gülüşün, gülüşüm olsun
Unutursam seni
unuttururusam eğer
Ölüşün, ölüşüm olsun.

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:28 PM
Gülüşün Hatıra Kaldı Yanımda
Gülüşün hatıra kaldı yanımda
Hayalin gitmiyor ki her anımda
Aldığım nefeste bile yanımda
Bu sevdan hiç terk etmedi nazlı yar

Gâh ağlamış gâhî isyan etmişim
Sevdanla ömrümü ziyan etmişim
Açıp yüreğimi üryan etmişim
Bir gün olsun fark etmedi nazlı yar

Gece gündüz hayalinle yoruldum
Kimi zaman can evimden vuruldum
Gâhî coştum kâh bulandım duruldum
Deli gönlüm çark etmedi nazlı yar

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:28 PM
Gün Bahar Olur Yağmur Diner Nehar Olur
Durulur bora
Durulur fırtına
Diner de tufan
Gün olur Nehar olur
Yedi renginde evrenin
Kuşlar sevdalanır
Gelir dile
Gün olur
Bahar olur
Ağaçlar sevdalanır
Durur çiçeğe

Umudun kesme
Sevda varsa yarına
Umudun yitirme
Yüreği atıyorsa
Güven insana
Bir tohum
Bir sevda büyüt
Yarından yana

Gün olur bahar olur
Gün olur nehar olur
Ağaçlar sevdalanır
Yedi renginde evrenin
Durur çiçeğe

Gün olur yazgın yar olur
Gün olur sevda döner
İlk cemre gibi müjde olup
Düşer yüreğe


Ayıkla yüreğinden
Kinden kandan nefretten
Ne varsa kötülük ten yana
Boşalt ki
Yer açılsın güzelliğe

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:28 PM
Güneşi Tutar Elinde Yürek Aşarsa Kendini
Ağaç olur sümbül olur
Toprak aşarsa kendini
Güzelin elinde bulur
Yaprak aşarsa kendini

Açar da üstünde güller
Öter güllerde bülbüller
Menekşe toplar güzeller
Çorak aşarsa kendini

Ebemkuşağı belinde
Sevda türküsü dilinde
Güneşi tutar elinde
Yürek aşarsa kendini

Savaş biter barış olur
Tüm insanlar kardeş olur
Yalnız kalmaz yoldaş olur
Bayrak aşarsa kendini

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:29 PM
Güzel Ol Gülüm Güldüğün Gibi
Yüreciğin satılmasın
Sütüne su katılmasın
Temiz ol canım
Geldiğin gibi

Özünü kin bürümesin
Gözüne kan yürümesin
Güzel ol canım
Güldüğün gibi

Çirkin isen diken görün
Güzel isen güle bürün
Doğal ol canım
Doğduğun gibi

Deryalarca derin ol da
Mor dağlarca serin ol da
Sevgi dol gülüm
Sevdiğin gibi

Sattım beyimi paşamı
Atım giyimi kuşamı
Sevdim âdemce yaşamı
Çıplak ol gülüm
Çocuklar gibi
Sen sen ol gülüm
Olduğun gibi

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:29 PM
Güzelliğini Çok Eyle
Güzelliğini çok eyle
Kini gaybeti yok eyle
Yüreğin bin kapısı var
Aşkı sevdayı ok eyle

Dilenci olsan şah olsan
Geçici gençlik zamanın
Dünyaya padişah olsan
Kalır servetin samanın

Gördüğünü güzel eyle
On kez dinle bir kez söyle
Tenin gider sevdan kalır
Ömür geçer öyle böyle

Yüreciğini pak eyle
Dostun yüzünü ak eyle
Affetmektedir güzellik
Garez gaybeti yok eyle

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:29 PM
Güzgülünce Geç Kalmışsın
Bekleyen bir burç kalmışsın
Sevmelere aç kalmışsın
Ayaz vurmuş dallarını
Güz gülünce geç kalmışsın

Hasretleri güle verin
Sevdayı bülbüle verin
Hoyrat elde solar sevda
Sevdayı sevene verin

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:29 PM
Hak Sevgiyi Her Kitapta duyurdu
Hak sevgiyi resulüyle buyurdu
Sevgi deyip her kitapta duyurdu
Barışı temel dip kurduk yurdu
Kimler kararttı bu düşü bir düşün

Bir tarla buğdayız bir salkım üzüm
Sağ gözüm ağrısa acır sol gözüm
Bu acıya nasıl dayansın özüm
Hangi şeytanın işi bu bir düşün

İbliste oyun çok düşme ağına
Sol gösterip de vurur sağ yanına
Musallat oldu bak kendi bağına
Düşmanlığı kim yarattı bir düşün

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:29 PM
Hani Diyorum
Hani diyorum
Hani
Çoluk çocuk
Bir vakti akşam
Otursak diyorum
Dumanı tüten
Bir çorbanın başına.
Bir tastan olsun
Ne fark eder
Özde hainlik olmasın yeter.
Herkesin kaşığına
Ne çıkarsa bahtına.
Birbirimizin
Gözünün içine baksak
Korkmadan ama.
Yani
Ekmek sıcağında
İsmi
Cismi
Dini
Her neyse
De ki
Senden olmasın
De ki
Düşü
Düşüncesi
Senden olmasın
Ne olur yani
Hani
Yüreğimizde diyorum
Taa
Yüreğimizde duysak
İnsan olmanın
Kutsallığını
Bir kozada
İpek böceği gibi sarsak
Sarmalasak
İnsan olmanın
Şerefini haysiyetini
Ve
Sakınsak
Annenin yavrusunca
İnsan olanın onurunu
Yani sevsek
Yani sarsak
Yani sakınsak
Birbirimizi sevdamızı
De ki
Sofinin Tanrı’ya
De ki
Şirinin Ferhat’a
Ya da
Şems’in Mevlana’ya
Kimin kime olduğu ne fark eder
Yeter ki içten olsun
Yeter ki sevgi olsun
Bu da yeter
Hani
Konu komşu
Çoluk çocuk
Hani
Torun torba
Otursak diyorum
Şöyle dumanı tüten
Bir çorbanın başına
Bir tastan olsun ne fark eder
Herkesin kaşığına
Ne çıkarsa bahtına
Özde cinlik
Özde hinlik
Özde hainlik yok ya
O da yeter
Az şey mi
bunca güzellik

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:29 PM
Hayat BU Şaka mı Sen Oyun mu Sandın Yaşamı
HAYAT BU ŞAKA MI
OYUN MU SANDIN YAŞAMI

Hayat bu dostum,
Şaka mı?
Öyle kendiliğinden gelmez
Sevda,
Mutluluk
Aşk zamanı.
Sen,
Oyun mu sandın yaşamı?

AŞKTAN ÖTE DUY,
Aşktan üstün duyguları.
Sevdan sığmasın kabına;
Olmaz öyle,
Kuru azık yer gibi
Saman tadında sevişme.

Öyle sakız çiğner gibi,
Öyle çeşmeden su içer gibi;
Hani öylesine,
Bir uğradım işte,
Gelip geçer gibi değil.
Olmaz öyle,
Löke çökmüş develer gibi,
Hayatı geviş getirme.

İçtiğin suyu düşün mesela.
Süzülüp geldiği çam dallarını,
Elma ağaçlarını;
Akasya çiçeklerini getir aklına.
Bulutları düşün
Yıldırımları şimşekleri

Tadını damağında duy,
Yalayıp geçtiği yarpuzların.
Kim bilir,
Belki de içtiğin su:
Bir ırgatın teri;
Yada,
Bir güzelin gözyaşları.

Yani, yaşamı ciddiye alacaksın
Hani, bir tas su içmek bile
Ciddi bir mesele

Ömrü kesilmiş hastanın hayatı gibi,
Son nefesi, salâvatı gibi sarıl;
Anne yavrusunu yoklar gibi,
Hani, olmadık zamanda
Bir anıyı koklar gibi
Sevgiliyi okşar gibi sarıl hayata.


Tadı damağında kalsın gülüşlerin.
Tadı damağında kalsın
Her anın
Her zamanın.

Tadı damağında kalsın sevişlerin.
Hakkını ver,
Sabahın akşamın.
Bir yanın gülerken, ağlamasın diğer yanın.
Hakkını ver her şeyde yaşamın.


Hayat bu,
Ne sandın şaka mı?
Bir kere gelir,
Ömrü hayat dediğin başa.
Tam on ikiden nişan almalısın.
Delisi divanesi olmalısın.
Sonu yokluk madem yaşamın
Gerek var mı bu kadar telaşa

Göklerden,
Düşlerden,
Düşüncelerden indireceksin
Bilgiyle büyüyüp,
Sevgiyle büyütüp,
Erdeminle
Büyüleyeceksin yaşamı.

AŞKIN AY GİBİ GÜLENİNİ
Sevginin gül açanını,
Sevdanın yediverenini,
Umutsuzluğun
Gelir geçenini sığdıracaksın
Doğumla ölüm arasına.

Yok öyle,
Karanlık odalarda
Gecekondu sevdalarda yaşama.
Tüm kirlerden yunacaksın.
Sana giydirilmiş olan
Tüm tabulardan soyunacaksın
Öyle ki,
Yağmur yemiş
Sabahlar gibi uyanacaksın gün doğumuna.
Yüreğine al her anı
Yüreğinle yaşa,
Akıp giden zamanı.

Seheri sevmeli;
Gündüzü çiçeklemeli,
Yıldızlamalısın akşamı.

Öyle,
Çamura yatmış mandalar gibi,
Geviş getirmek olmaz yaşam dediğin;
Nakış nakış işlemelisin yaşamı.

Evde,
Hapiste,
Savaşın en sıcak
En cafcaflı yerinde;
Hayat sana:’’Aşk olsun çocuk,
Aşk olsun! ’’demeli.

Gün batımına ulaşırsan eğer
O gün yediğin ekmeğe,
İçtiğin suya,
Soluduğun havaya,
Yani sana verilmiş olana değmeli.

Alın teri olmalı içinde;
Sevgi, çalışma ve bilgi olmalı
Her harfi,
Her hecesi,
Her cümlesi
İçten ve namuslu olmalı.
Yürürken,
Gülümsemen görünmeli ardından.

İSTEDİN Mİ
Kene gibi yapışacaksın.
Kızdın mı,
Köpek gibi kapışacaktı hasmınla.
Yıldırım gibi düşeceksin
Kavganın orta yerine.
Çıngılar sıçrayacak nalından,
Atını sürdüğün yerde.
Acını, sancını ve sevgini
Karıştırıp merhem edeceksin;
Açılan yaralarına.

SÖVDÜN MÜ
Sözün en edipsizini,
En perdesizini söyleyeceksin;
Arsıza, yüzsüze, kaburgasıza.

Çünkü ONLAR hin,
Onlar hain,
Onlar cin,
Sanma ki onlar insan
Onlar kör şeytan;
Onlar
Sevdayı yarım koyanlardır.
Onlar zalim,
Onlar zulüm
Onlar ölüm
Onlar
Gören gözleri oyanlardır.

Çünkü onlar yalan,
Onlar talan,
Onlar soyan,
Bizi yıllardır uyutan;
Ninnilerdir, masallardır, yalanlardır.
Onlar ki:
Çoluğun çocuğunun hayalini,
Çocukluk düşlerini çalanlardır.

Onlar kan,
Onlar savaş,
Onlar intikam,
Onlar gaddar,
Onlar beter,
Onlar hunhar,
Gülüşümüzü uykuda,
Barışı goncada vuranlardır.

Hiç ağza alınmamış,
Hiç üstü açılmamış
Küfürün en edepsizini edeceksin,
Namussuza, işbirlikçiye, vurguncuya,
Haine, ikiyüzlüye.

Ama güzel olanın,
Ama senden,
İnsandan
Ve daim olanın
Kavgasını vermeli ki;
Karavana atışlarla
Vurmasın sevda seni.

Dünün ve yarının unutulduğu yerde,
Şu yukarıdakiler,
En yüksek skorla yenerken hayatı;
Bir türkü söylemelisin,
Yarına dair, yepyeni.

Yazmalısın,
Kimsenin yazmadığı hikâyeni,
Hayatın en güzel şiirini.
Bütün sokaklar sustuğunda,
Tüm ihtimallerin yolu kesildiğimde,
Soracaksın, sorulmaz olanı;
Bulacaksın, sorunun hiç sorulmamışını.
Yola düşen bir çiçek gibi,
Karanlığı delen
Çoban ateşleri gibi çıkaracaksın,
Felaketin içinden umudu.

Vereceksen,
Olgun meyveye durmuş,
Ağaç gibi silkeleyeceksin dallarını.
Ellerin titremeyecek.
Alıç gibi döküleceksin.
Bir hesabı kitabı olmayacak verişinin.

GÜLDÜN MÜ
Sular seller gibi akacak sesin.
Bahara duracak duranın yüreği.
Karanfil kokacak nefesin.
Güldün mü
Günebakan çiçeği gibi açılmalısın.
Ay çatlasın hasetinden,
Bulutlar yarılsın orta yerinden.
Bir gök dolusu yıldız gibi
Bir tarla çiçek gibi saçılmalısın.
Sevgiye çağıran kucak gibi açılmalısın.
Bir kucak sevgi olup açılmalısın.
Hasebinden hasretinden hasletinden

SEVDİN Mİ
Sarmaşıklar gibi sarılacaksın.
Yok öyle
Bakmaya kıyamam,
Korkarım dokunmaya tarzında;
Sadaka sevgilerle,
Uyarı levhalarıyla sevişme.
Kapıyı çalmadan gireceksin içeri.
Sarıldınmı,
Kırılacak beli,
Nefessiz kalacak sevgili.
Güz yaprakları gibi olmayacak birlikteliğin
Bakışlarınla çiçeğe duracak
Yârin yanağı.
‘’Sevgilim!
Sevdalım!
Kara eriğim, kiraz dalım!
Yayla balım! ’’ diyeceksin;
Kan oturacak dudağına hayatın.

Giydirilmiş üniformaları çıkarıp,
Kovacaksın öğretilmiş korkuları.
Bozacaksın ezberleri,
Ters yüz edeceksin.
Özgür ve sana özgü;
Anadan üryan,
Çırılçıplak kalacak sevgin.

SEVDİN Mİ
Tepeden tırnağa
Sırılsıklam olacaksın sevgiden,
Bir milim kare yeri kalmayacak
Öpülmedik hayatın.

Hayat bu bir tanem;
Ağlamak da var,
Gülmek de, üzülmek de var.
Bazen yan yanalar,
Bazen biri birini kovalar.
Her üçü de insanca.
Hepsi bu koşunun,
Hepsi bu oyunun,
Her şey hayat dediğin yolun içinde.

AĞLAMK AYIP DEĞİL
Bazen
Doymuş bulutlara döner insan.
İşte o zaman;
Utanıp, ar etmeyeceksin ağlamaktan.
Öküz gibi böğürecek,
Yağmur gibi dolu gibi döküleceksin.
Yer gök inleyecek feryadından.
Salya sümük olacaksın;
Salacaksın gözyaşlarını.
Bulutlar terleyecek gamından kasvetinden.
Yüreğinden sıkılacak;
Gamın, kasvetin,
Derdin, kederin.
Lekimşaha durmuş
Yağmur sonuna dönecek yüzün.
Buharlaşacak hasretin,
Yaz karı gibi eritip,
Bırakıp gideceksin öylesine.
Çimenlere, çiğdemlere dönecek;
Elmaya al,
Peteğe bal olacak gözyaşın.

Biliyor musun?
ÖLMEK DE VAR HAYATTA
O da yaşamın içinde.
Düşünmeyiz,
Hatırlamak istemeyiz amma,
Belki de bir bestenin orta yerinde
Ölümle kapanır son perde;
İstesen de, istemesen de.
Her şey
Onu unutturmak için nedense.

Demek ki ölüm var;
Hadi,
Özgür ol;
Doğduğun gibi,
Olduğun gibi,
Güldüğün gibi
Öldüğün gibi yaşa.
HAYATA GÜLÜMSE!

Demek ki ölüm var;
Hadi ne duruyorsun;
Bölüş,
Paylaş.
Nedir
Bu kin,
Bu garez;
Neden bu telaş.
VERECEK GÜLÜN YOKSA;
GÜLÜŞÜN DE Mİ YOK.
GÜNAYDIN DE,
GÜLÜMSE! !
Asla teslim olmayacaksın
Korkulara,
Korkuluklara.
Başkaldıracaksın;
İsyan edeceksin;
Kalıplara,
Yasaklara,
Buyruğa
İtaate.
Ne emir, ne emirber,
Ne emir eri.
İsyan edeceksin
Köleliğe, tutsaklığa, esarete.
Adının asiye,
Adın dinsize
Adın başkaldırıcıya çıkacağını bile bile.
Başkaldıracaksın
Meleklikten,
Aksi, kör Şeytan;
Âdemlikten, hayvan;
Cennetten kovulman da olsa bedeli.
Uyup değişime,
Eytişime,
Diyalektiğin kurallarına,
Dönüşüme hazır;
Egzotik limanlara yelken açmaya
Tam tekmil hazır
Alesta tutacaksın gemini.

Unutma:
Düşündün mü hiç:
Her mucit, deli dedikleridir.
Her icat,
Açık ve kaçıkların eseridir

Kar, fırtına, dolu ve deprem ve dinginlik;
Cennet ve cehennem;
Ateş ve su,
Zehir zıkkım ve bal;
Güzellik, zarafet ve çirkinlik;
Gece ve gündüz ve aydınlık ve karanlık;
Aydın ve cehalet;
Hain, lâin, nankör ve dürüst ve de vefa,
Kin, garez, öfke ve savaş ve de barış;
Sevgi, aşk ve nefret;
Ezen ve ezilen;
İşçi ve patron;
Ve özgürlük ve esaret;
Kulluk ve bağımsızlık;
Ve savaş ve barış;
İhanet, sadakat
Ve kahpenin dölü;
Hiç kimsenin yapamayacağı,
Renk, desen, resim, müzik ve sessizlik.
Hiç kimsenin
Bu kadar karıştıramayacağı
Ve bir arada tutamayacağı;
Bir telaş, bir curcuna.
Hepsi,
Ama hepsi yan yana.
Karşıtı ve kendisi;
Biri varsa yaşıyor diğeri.
Ne anlatıyor bu sana?

Ve bunların bir parçasıysan sen,
Ki öylesin;
Hiç çıkarmayacaksın aklından ölümü.

Öldünmü de,
Adam gibi ölmelisin.
Gelsin de bulsun diye beklemeyeceksin,
Öyle köşende.


Boynundaki kement titreyecek;
Asla teslim olmayacaksın;
Direneceksin,
Diz çökmeyeceksin
En belalısına ecelin.
Kara dertlere koyacak,
Yok edecek cellatını duruşun
Eriyecek kahrından
Yüreğindeki kurşun.
Ulu çınarlar gibi devrileceksin;
Çatlayacak kahrından,
Döşündeki bıçak.
Yasa duracak dağlar taşlar,
Selam duracak cellâdın.
Semah dönecek gökteki kuşlar,
Kılınırken namazın.
Eğilmeden,
Bükülmeden,
Çözülmeden,
Teslim olmadan vereceksin son nefesini.

İpi dolanmalı boynuna şeytani kumpasların,
Hainin, işbirlikçinin.
Son nefesinde açmalı
Çiçeklerin en güzeli.
Bulutlar ağlamalı derdinden,
Yer yarılmalı,
Gökler kararmalı hasretinden.
Direneceksin,
Şeytanı bile titreten Cehennem azaplarına.
Cellâdın en acımasızına.

Aklı çıkacak,
Çat diye çatlayacak orta yerinden,
Uykusu kaçacak kuyunu kazmış olanın.
Destanını yazacak
Arkada kalanlar.
Kıyamet günü Allahtan,
Şefaat dileyecekler
Yüzün suyu hürmetine
Arkandan gelenler.

Dikleneceksin,
Azrail’in en azgınına kafa tutacaksın.
Sen varmadan,
Namın gidecek ahret’e
Saf saf dizilip,
Tiril tiril ipekliler içinde,
Huriler beklerken yolunu;
Seni selamlamak için bir birini ezecek
Cennet’tekiler.
Esenlemek için yoluna çıkacak,
Cennet sabahlarında melekler.

Sevdan silecek akan yaşları.
Menekşeler bitecek,
Öpülmemiş dudaklarından.
Yaralarını saracak gözyaşları
Ölürken de güleceksin;
Tıpkı bir ağaç gibi
En güzel
çiçeğini açacaksın son nefesinde.

ÖLECEKSEN,
Sevdanın kavgasında,
Umudun siperinde öleceksin.
Ölünmez öyle durduk yerde
Ayakta alkışlanalısın,
Kapanırken son perde.

KORKMA
Bu kadar karardığına havanın.
Bakma,
Kurşundan ağır
Şeytandan günahkar olduğuna zamanın.
Karnı burnunda,
Göğsünde süt sızısı,
Çatlayacak ağrıdan.
Ay yola çıkmış geliyor güzelim,
Üstünde kar beyaz gelinliğiyle.
Bir kere
Tohum düşmüş
Sevda değmiş rahime.
Ha doğdu, ha doğacak.
Güneşe hamile.

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:30 PM
Her Güzeli Güzel Sanma
Her güzeli güzel sanma
Halini bileni güzel
Dar gününde var gününde
Koşup da geleni güzel

Derdin gelmezse kaleme
Çare bulunmazsa yarene
Bildiremezsen âleme
Derdini böleni güzel

Bazen sarpa sarar işler
Tersine döner gidişler
Dost dediğin seni taşlar
Yanında olanı güzel

Gün gelir kovalar günü
Gün gelir aratır dünü
Kaybedince şanı ünü
Yanında kalanı güzel

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:30 PM
Her Şeyden Bir Şey Öğrendim
HER ŞEYDEN BİR ŞEY
ÖĞRENDİM
SENDEN HER ŞEY
ÖĞRENDİM

Cahil çıplak şu dünyaya
Geldim de bir şey öğrendim
Düşüp de kara sevdaya
Her şeyden bir şey öğrendim

Papatyalardan gülmeyi
Gülden bülbülden sevmeyi
Pir Sultanlardan ölmeyi
Her şeyden bir şey öğrendim

Dediler bebek hoş geldin
Tertemiz yürek boş geldin
Neden gözlerin yaş geldin
Her şeyden bir şey öğrendim

Gülüm dalım sen hoş geldin
Dala konan bir kuş geldin
Her gördüğüm bir düş geldin
Her şeyden bir şey öğrendim

Olanı biteni görüp
Geleni gideni görüp
Neden nasıl niçin sorup
Her şeyden bir şey öğrendim

Nam salıp bayrak olanlar
Can verip toprak olanlar
Savrulan yaprak olanlar
Her şeyden çok şey öğrendim

Sevgiden vefa öğrendim
Acıda cefa öğrendim
Sağlıktan sefa öğrendim
Her şeyden bir şey öğrendim

Güzeli gülden öğrendim
Aşkı bülbülden öğrendim
Acıyı dilden öğrendim
Her şeyden bir şey öğrendim

Zalimlerden merhameti
Ben güneşten kerameti
Yağmur öğretti rahmeti
Her şeyden bir şey öğrendim

Kahpeden öğrendim arı
Edepsizlerden hayâyı
Çiçeklerden de sevdayı
Her şeyden bir şey öğrendim

Yağmur öğretti rahmeti
Karınca arı gayreti
Anadan yükü zahmeti
Her şeyden bir şey öğrendim

Açlık öğretti nimeti
Toprak öğretti himmeti
Ağaç affı merhameti
Her şeyden bir şey öğrendim

Aşk öğretti marifeti
Dost öğretti muhabbeti
Her şeyin var kerameti
Her şeyden bir şey öğrendim

Gıybeti hakla aklamak
Hatayı afla paklamak
Dostun kusurun(u) saklamak
Her şeyden bir şey öğrendim


Namerdi görüp mert olmak
Cimriye bakıp cömert olmak
İbret olup ibret almak
Her şeyden bir şey öğrendim

Geceden yıldız olmayı
Karanlıkta göz olmayı
Bahardan nevruz olmayı
Her şeyden bir şey öğrendim

Kitapta yazılanlardan
Taşlara kazılanlardan
Pirlerden süzülenlerden
Her şeyden bir şey öğrendim

Çeşit çeşit ölümlerden
Ahı tutmuş zulümlerden
Sefil olmuş zalimlerden
Her şeyden bir şey öğrendim

Eyleyip felek fermanı
Gelince veda zamanı
Bitirir demi devranı
Her şeyden bir şey öğrendim

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:30 PM
Her Şeyden Bir Şey Öğrendim 2
Eyledi felek fermanı
Sevdiklerin nerde hani
Gün geçer unutur seni
Ölenden bir şey öğrendim

Kitaba yazılan kaldı
Sevdadan süzülen kaldı
Kayaya kazılan kaldı
Kalandan bir şey öğrendim

Kimsenin kalmıyor ahı
Rüsva eder padişahı
Nemrut’un kaldı günahı
Zalimden çok şey örendim

Saz kırılır sözü kalır
Kimi gider izi kalır
Dal çürür de özü kalır
Dalından çok şey öğrendim

Kimi aşk şerbeti içmiş
Gönül kapısını açmış
Katmer katmer renk renk açmış
Gülünden çok şey öğrendim

Kar üstüne yazmış kimi
Yazdıkları nerde hani
Önü sonu insan fani
Yalandan çok şey öğrendim

Kimi ateş kimi maşa
Kimi kapılmış telaşa
Ne belalar açar başa
Beladan çok şey öğrendim

Düşene gülenler oldu
Halini bilenler oldu
Derdini bölenler oldu
Gülenden çok şey öğrendim

Muhannetlerden yoruldum
Coştum bulandım duruldum
Cehaletlerden soruldum
Cahilden çok şey öğrendim

Her soru bir soru açar
Yanıtı ufuklar açar
Usumda bin soru uçar
Sorandan bir şey öğrendim

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:30 PM
Hesap Vermeyen Zalime Yanarım
Ölenle ölümün var mı çaresi
Zamansız gelen ölüme yanarım
Yiğidi yıkar da dostun yaresi
Goncada solan gülüme yanarım

Yok sayarlar biçilen nice canı
Görmezler mi dökülen onca kanı
Sağ yanı güler de ağlar sol yanı
Reva görülen zulüme yanarım

Taşlar bağlı it salınmış yazıya
Fitne fesat gemi almış azıya
Gel de isyan etme böyle yazıya
Hesap vermeyen zalime yanarım

Başa taç etmişim mahir olanı
Taca taş etmişim tahir olanı
Dost için yutmuşuz zehir olanı
Göğe savrulan külüme yanarım

Savaşı kutsayan tarih utansın
Mazluma sırt dönen talih utansın
Umarın yitiren salih utansın
Zalimin attığı çalıma yanarım

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:30 PM
Hicran Yüreğe Yuva Kurmadan Gel
Soluğum kesilir adın duyunca
Gönül bağımın gülü solmadan gel
Gelişin bekledim ömrüm boyunca
Azrail bu canımı almadan gel

Hasretlerle soldurmuşum dalımı
Yere serdi bu sevdanın çalımı
*******e ağlamışım halımı
Hicran yüreğe yuva kurmadan gel

Kavuşmalar olsun hicran olmasın
Sevdaların sonu hüsran olmasın
Gül açan gönüller viran olmasın
Düşüm böyle kötüye yormadan gel

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:30 PM
Hükmetmeyi Sevdadan mı Sayarsın Sen Gül Ol ki Dalına Bülbül Konsun
Sevdiğine köle olmak ar olmaz
İnsan sevdiğine hükümdar olmaz
Hükmetmeyi sevdadan mı sayarsın
Hükmettiğin hiçbir zaman yar olmaz


Sevdiğine köle ol ki kul olsun
Mecnun ol ki sevdasından kül olsun
Kafesteki bülbül ötmez ah eder
Sen gül ol ki dalında bülbül olsun

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:30 PM
İLETİŞİM- Sarp Yollara Çekme Beni
Böyle örtük söylemlerle
Lâbirente sokma beni
Anlaşılmaz eylemlerle
Sarp yollara çekme beni

Karanlıkta göz edip de
Su üstüne iz edip de
Kaç anlamda söz edip de
Kurgulara sokma beni

Önyargıyla ters anlayıp
Cımbızla seçip dinleyip
Yakıştırıp sangılayıp
Yaralayıp yakma beni

Kızgın isen alalama
Kırgınsan küsüp ağlama
Seviyorsan kin bağlama
Cenderede sıkma beni

Taş demişsem yaş anlama
Öyle seçip de dinleme
Kurgularla sanılama
Azaplara sokma beni

Sevda olmaz karar ile
Hesabı kar zarar ile
Dost olunmaz yarar ile
Söküp döküp yıkma beni

Ne eylersen güzel eyle
Ne söylesen açık söyle
İnce hesaplarla böyle
Yıpratıp da dökme beni

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:31 PM
İllaki Demeli İnsan Değil mi
Kime yalvarırsın kime minnetin
Sevdanın temeli insan değil mi
Nedir bu mihnetin kaç gün mühletin
İllaki demeli insan değil mi

Kabe’nin temeli insan değil mi?
Varlığın kemali insan değil mi
Sevdanın emeli insan değil mi
İllaki demeli insan değil mi

Hak’kın mah cemali insan değil mi
Kudretin kelamı insan değil mi
Allah’ın selamı insan değil mi
İllaki demeli insan değil mi

Satmışız benliği küfre kibire
Girmişiz be ustam canlı kabire
Hangi kitap yazar kul kula köle
Varlığın kamili insan değil mi

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:31 PM
İnsan İçin Yananların Kurban Olam Küllerine
İnsan için yananların
Kurban olam küllerine
Hayır ile ananların
Bal olsaydım dillerine

Gözde sevda saçanların
Gönüllerde uçanların
Gönlünde gül açanların
Alı olam güllerine

Aslıların Leylaların
Yürekteki sevdaların
Yunus gibi deryaların
Damla olam göllerine

Gülüşleri nar olanın
Gelişinde ar olanın
Mecnun gibi yar olanın
Tozu olam çöllerine

Yıldızlara sorulanın
Yar yolunda yorulanın
Bilgelikle durulanın
Merhem olam hâllarına

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:31 PM
İnsan Olmak Soyda Değil
İNSAN OLMAK SOYDA
DEĞİL
İnsan olmak soyda değil
Güzellikte boyda değil
Yerde değil göğde değil
Yüreğine bir sor hele

Olsan dünya padişahı
Yere vurur koca şahı
Kabul olmaz ahı vahı
Nefsine bir gem vur hele

İşte böyle aziz dostum
Bazen bir gül bazen otum
Kim bilir kimlere postum
Şu toprağı bir gör hele

Bir göz atıp geçti gitti
Bir güz gülü açtı gitti
Bir tas suyu içti gitti
Bu rüyayı bir yor hele

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:31 PM
İnsandaki Kerameti Unutma, SEVGİ VERİR HER RAHMETİ UNUTMA
Zenginlik ne parada ne puldadır
Varsıl iken sefaleti unutma
Aradığın ne yerdedir ne gökte
İnsandaki kerameti unutma

Riya ile sanma dosta varılmaz
Garez gıybet ile yürek farımaz
Muhabbetle giden yolda yorulmaz
Sevgi verir her rahmeti unutma

Bilgelere benliğini kul eyle
Sevdiğini sevdan ile kül eyle
Engin ol da yüreğini çul eyle
Nefsi şehveti aklına kul eyle
Sevdadaki zarafeti unutma

Öyle sev ki yüreğini kerem et
Haramiye yüreğini haram et
Merhamette sadakatte selamet
Adalette merhameti unutma

Hayasız la yola gitme ar olmaz
Cahil ile düşüp kalkan var olmaz
Hükmedip de kul ettiğin yar olmaz
Dostlarına sadakati unutma
Riyadaki felaketi unutma

Diken aşar kendini de gül olur
Çiçek aşar kendini de bal olur
Aşkın yoksa yüreciğin çöl olur

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:31 PM
İnsanım Ben Herşey Bende
Köleyim ben ben hükümran
Benim illet benim derman
Benim vuslat benim hicran
Katle ferman derde derman

Benim kâfir bende ahir
Benim küfür bende kahır
Benim cahil benim zahir
Benim mahir vakti ahir

Bende heybet bende hiddet
Gıybet bende bende hikmet
Benim yar gönlüne hicret
Ben ki yüreğinde hasret
Yaratılmış bir garabet

Benim şeytanda ihanet
Benim yalnızda muhannet
Benim bulduğun ihanet
Benim ettiğin şikâyet

İşve benim eda benim
Yürekte hoş seda benim
Benim bela benim gada
Seni yakan sevda benim

Benim kaderimi yazan
Ben ki kendi kuyum kazan
Düğleyen ben benim çözen
Benim bahar benim hazan

Yazgı benim benim kader
Ben ki yüreğinde keder
Ben ki iblis ten de beter
Ben beni etmişim heder

Mürit benim mürşit benim
Minnet benim mihnet benim
Salya sümük şehvet benim
Şeytan benim şirret benim

Habil’e kabil olmuşum
Öldürmüş katil olmuşum
Ben kuru cahil olmuşum
Gıybetten gafil olmuşum

Sürümüş sefil olmuşum
Rezil müddezil olmuşum
İnsanım zelil olmuşum
Ben ki ben nail olmuşum

Ben yine insan-ı kâmil
Tanrı’dan sureti cemal
Amil benim benim kemal
Bazen hayvandan da ilkel

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:31 PM
Kadir Kıymet Bilmezlerin Elinde
Kadir kıymet bilmezlerin elinde
Bağın talan olur erken bozulur
Kalırsın da el âlemin dilinde
Defterine olmaz işler yazılır

Varmalı güzeller kendi dengine
Kul olmalı bilgin ile engine
Gitme cahil çirkin maldan zengine
Var ömrün zay olur bağrın ezilir

Benzer benzin susuz kalmış bir çöle
Zaman geçmek bilmez olur bir çile
İbrişim libaslar giysen de bile
Gece gündüz boğazına dizilir

Bağın bahçen solar gazele döner
Heder olmuş gitmiş güzele döner
Harami elinde bir güle döner
gözüne yaş dizim dizim dizilir

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:31 PM
Kalbi Payi Taht Etmişim * Kime Ne
İnsan için ceht etmişim
Ben insanı taht etmişim
Ulaşmaya aht etmişim
Kalbi pay-i taht etmişim
Düşerim düşmem kime ne

Tek sevdamı hecelerim
Düşkünleri yücelerim
Dergâhlarda *******im
Pişerim pişmem kime ne

Dost derim de def ederim
Düşmanımı affederim
Ben kendimi mahvederim
Yanarım yanmam kime ne,

Binmişim bir küheylana
Düşerim düşmem kime ne
Yanmışım ben bir ceylana
Kerem olmuşum kime ne

Kibiri vermişim sele
Gururu serpmişim yele
Ben severim ben yanarım
Kerem olmuşsam kime ne

Ben sevdamı **** etmişim
Hem başıma taç etmişim
Cennetime suç etmişim
Taşırım taşımam kime ne

Kibiri vermişim sele
Gururumu verdim yele
Güzelliği verdim güle
Severim sevmem kime ne

Dünya malını niderim
Tok gelir de aç giderim
Mum gibi erir biterim
Yanarım yakarım kime ne

Yoksul olur yok olurum
Varsıllara tok olurum
Yaydan çıkmış ok olurum
Vururum vurmam kime ne

Dert var mı ki eşilmeyen
Dağ var mı ki aşılmayan
Yol var mı ulaşılmayan
Aşarım şaşarım kime ne

Aşığım ay vurgunuyum
Kara sevda yorgunuyum
Abu derya durgunuyum
Dolar taşarım kime ne

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:32 PM
Kaldım Geriye
El bir kere doğar,
Ben bin kere doğdum
Her çiçeğin açışında.
Her canlı ölümün sözleşmesi,
Senediyle doğar elinde.
Ama el bir kere ölür,
Ben bin kere öldüm;
Kaç kere kovdum kapımdan,
Anlaşmazlığa düştüm Azrail’le.
Bin kere vuruldum,

Bir yarla yetinmedi yüreğim
Kaç kere baştan çıkardı
Sevgi sunarken,
Hazzı, özgürlüğü yola gelmezliği.
Bin yaranın acısını duydum can evimde.
Kaldım geriye.

Kaç gece gerdeğe girdim ay ışığıyla,
Üçten dokuza, dokzudan on sekize
Bin kere boşadım inançlarımı.
Kaç bahar
toprağın gülüşünü yaşadım çiğdem çiğdem.
Kaç son bahar umutlarım döküldü,
Ağladım.

Kaç nisan
Sevdanın soluşunu yaşadım ben.
Çiçeklerle güldüm,
Yapraklarla döküldüm.

Gülen çiçekler soldu,
Ağlayan yapraklar döküldü,
Kaldım geriye.

Yüreğimde göllenmiş acılarımın
Bendi yıkıldı kaç kere
Kabuk bağlamış ihanetleri kanattı riyanı eli
Sevdanı basmışım tuz yerine
Kaldım geriye

Ne yiğitler gördüm
Ustura gibi
Öfkesi öfke,
Boşalmış yay gibi.
İnancı kör etmiş gözlerini.
Dal gibi yıkıldılar önümde
Ağırlığını taşırım
Kurşun gibi yüreğimde.
Ben, kaldım geriye.

Ne güzeller gördüm,
Zarif, narin, uysal
Kaç kere öldüm gözünün katran karasına
Sevgisi sevgi
Gülüşü ay gibi.
Doğumla ölüm arasında
Aşkı aramakla geçti ömrüm
Kirpiğini ok edip
Kaç kere vurdular sevdamın can evinden
Kaç kere takılı kaldım kaşının yayına
Kaldım geriye

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:33 PM
Kanı Yıkayıp Sevgiyle
KANI YIKAYIP SEVGİYLE
ÇARMIHLARDA
CAN VEREN
BİZ
Şu dağları delen biziz
Bedrettin’ce ölen biziz
Bulut olup ağlayıp
Nasreddin’ce gülen biziz

Harmanlarda savrulan biz
Mecnun olup kavrulan biz
Vurgun yemiş ekin gibi
Fidan fidan devrilen biz

Vatan dedik şehit olduk
Derviş olduk zahit olduk
Zülümlere ölümlere
Biz nelere şahit olduk

Terimizi kan etmişiz
Kalbimizi han etmişiz
İnsanı tek mezhep bilip
Sevdamızı can etmişiz

Firavun’a musa olduk
Düşkünlere asa olduk
Kanı yıkayıp sevgiyle
Çarmıhlarda isa olduk

Elmanın alı olanız
Çiçeğin balı olanız
Yuvasın(ı) kursun diye
Serçeye çalı olanız

Tarlalarda başak olduk
Gelinlere kuşak olduk
Zalimlerin kabusu biz
Halkımıza uşak olduk

Sonbaharda nar olmuşuz
Yoksullara yar olmuşuz
Kinden nefretten sıyrılıp
Sevgi ile var olmuşuz

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:33 PM
Kanımız Karışmış Aynı Bayrakta
KANIMIZ KARIŞMIŞ AYNI BAYRAKTA

Aynı sevdayla beslendik hepimiz
Nedir bu ayrılık nedir bu zulüm
Aynı sala ile kalkar ölümüz
Neden bu düşmanlık neden bu ölüm

Sen yoksul ben yoksul budur halimiz
Üç beş garip ile kalkar ölümüz
Elimizi verdik gitti kolumuz
Yandın ateşlerde savrulur külün

Bir tarla buğdayız aynı toprakta
Yazımız yazılı aynı yaprakta
Kanımız karışmış aynı bayrakta
Neden bu öfkeniz nedir bu zulüm

Bölündükçe arttı bizim acımız
Bölüne bölüne bitti gücümüz
Ayrılıklar olur darağacımız
Ayrılık gayrılığın sonu ölüm

Sen sana ben bana zulüm ederiz
Bu gidişle sen de ben de biteriz
Bu gemide biz birlikte batarız
Aklını başına devşir be gülüm

Bir yaylada türlü çiçek açmaz mı
Bir pınardan nice canlı içmez mi
Şahin bülbül aynı gökte uçmaz mı
Dağılırsa nasıl baş eder mazlum

İnan bu bir Ali Cengiz oyunu
Bilmez misin münafığın huyunu
Sana kazdırırlar kendi kuyunu
Neden bu ayrılık nedir bu zulüm

Aynı eller bizi bize düşürür
Aynı aşı ayrı ayrı pişirir
Şeytanda oyun çok aklın şaşırır
Küçültüp lokmayı yer dilim dilim

Bir tarla buğdayız bir salkım üzüm
Sağ gözüm ağrısa acır sol gözüm
Bu acıya nasıl dayansın özüm
Hangi iblisin işi bu bir düşün

Beşiğini sallar uyanmayasın
Zulmün kalesine dayanmayasın
Sırt sırta verip de direnmeyesin
Bilir misin ne yezittir o zalım

Gece gündüz yatmaz hile düşünür
Tuzak sorularla aklın şaşırır
Yemleyip avını ağa düşürür
Bu oyunu gel birlikte bozalım

Kürt türk bir yaprağın arkası önü
Adımız aynı harf bir düşün bunu
Kim güler düşersek bir düşün dünü
Emekçiyi sömüren aynı zalim

İki bir olmuştu nazara geldi
Derdimiz biriken hezara geldi
Satılık kızımız pazara geldi
Nedir bu yoksulluk nedir bu zulüm

Bir dıkım lokmaya kardeşin satma
Ellere dost olup kardeşin atma
İhanet edip de ellerle yatma
Bizlere yakışan şerefle ölüm

Bir olalım sevinmesin o zalım
Çatlasın kahrından delirsin zulüm
Atalım kara kadere bir çalım
Ayrılık, yoksulluk nedir bu zulüm

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:34 PM
Kıymet Bilmeyene Yar Olmayasın
Güzeli rüsva edip dağa salıp
Kıymet bilmeyene yar olmayasın
Sabinin sübyanın günahın alıp
Mazlumun hakkıyla var olmayasın

Kinin ile yüreğin(i) dar eyleme
Dostlarına dünyayı zor eyleme
Sevdana soysuzları yar eyleme
Yiğidin başında kar olmayasın

Dostunu çok düşmanını az eyle
Yüreklerde zemheriyi yaz eyle
Sen sevgini fidanlara göz eyle
Yakan ateşlere har olmayasın

Kini kanı kötülüğü dün eyle
Barış sevgi kardeşliği yön eyle
Sevgilinin yüreğini şen eyle
Cananın kalbinde nar olmayasın

Hiç gitmiyor başımızın dumanı
Vurun diyor şahın bize fermanı
Yürek olmuş sevdaların harmanı
Gelene gidene kör olmayasın

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:34 PM
Kıymet Bilmeyene Yar Olmuş Nidem
Yol üstünde solmuş bir çiçek gördüm
Kıymet bilmeyene yar olmuş nidem
Silip gözyaşını yüzüme sürdüm
Sevdası başına kar olmuş nidem

Bağı bozulmuş gülü talan olmuş
Yar dediği yerlere çalan olmuş
Adı destan düşleri yalan olmuş
Yarası yüreğe kar olmuş nidem

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:34 PM
KİM BUNLAR? Sen? Ben? Yoksa O mu?
Onlar ki
Hani devrimlerin, kurtuluşların;
Kâşiflerin, buluşların;
Hani Bedrettinlerin;
Köroğlu, Dadaloğlu,
Hani Kemallerin, Kılıçaslanların;
Hani Nazımların, Celalettin’i Rumilerin;
Yani gazi, şehit;
Yani zahitlerin oğlu, kızı torunu.
Onlar ki
İlenen, dilenen,
Ucuzundan yiyip, giyinen.
Çalan, çırpan, yalanan.
Hani şu iş iş diye
Kuyruklarda kıvranan;

Şu Allahın dümbüğü,
Şu adamın sümsüğü;
Şu yanında yalanan.
Sarhoş, sarhoş sallanan;
Şu geçmişinin kölesi,
Şu bitmeyen çilesi,
Şu baş belası, fukara sümüğü.


Şu hanım,
Şu koca,
Şu işkenceci,
Şu şişman,
Şu kendine düşman,
Şu kürsüdeki hoca.

Onlar ki hani
Şu yazın yanıp, pişen;
Kışın tir tir üşüyen,
Hani şu lotoda hayalleri suya düşen,
Ramazan çadırlarına,
Ekmek arabalarına üşüşen.
Hani var ya
Şu perme perişan,
Şu yoksulluğu paçasından akan.

Hani şu kasım kasım kasılan,
Şu özünü, yüzünü,
Kinini; maskelerle,
Maskaralarla gizleyen;
Bataklık camızı;
Şu bedeni kaskatı kesilen,
Sevgi kabızı.

Hani şu gevezeliğiyle özünü saklayan.
Günahlarını satıp aklayan.

Hani şu var ya
Yaşamı ıskalayan,
Gülüşleriyle hayvanlığını maskeleyen.

Şu ahlak budalası,
Şu şefinin yalakası var ya;

Hani şu gudumsuz koca fil,
Şu sorumluluktan kaçan gafil.

Şu yarı ölü,
Şu meyhane gülü,
Zengin avazıyla ürüyen.
Tükenmiş de dölü,
Hani şu it gibi sefaletini sürüyen;

Aha şuradaki şehvet düşkünü,
Ağzından salya akan;
Hani şu kitapları, kütüphaneleri yakan;
Vurup yavrusunu ceylanın,
Sanki kendisi değilmişçesine
Kös kös bakan.

Bin dereden bin su getiren.
Şu toprağı, havayı, suyu;
Sevgisini, mutluluğunu yiyip bitiren,
Hitler’in, Muslini’nin madamı, yol arkadaşı;
Stalin’in adamı yoldaşı.

Aha, şu Şeytan’ın kabı kacağı,
Şu çocuk oyuncağı, kabak oyacağı;
Şu yiyip, sıçan,
Şu korkularından kaçan,
Şu kükreyen korkak sıçan.

Aha şu apolet,
Şu postal,
Şu kaban;
Aha şu kaçanı kovalayan.
Şu yalancı çoban;
Şu başına belalar açan.

Şu kaburgasız, yüreksiz;
Şu naçar, şu naçiz;
Şu dünyadan habersiz.
Baştan sona bir kitabı okumaktan aciz,

Şu kaftan, şu fistan;
Yangından mal kaçıran,
Şu selden kütük kapan,
Şu kara sapan.

Şu duygu taciri,
Şu namus, din,
Mekke’nin tüccarı,
Hani şu yalanın en acarı

Hani şu bıyığını buran;
Eşini kıyık kıyık kıyan.
Şu dallama, şu fırlama;
Şu nefesi şarap,
Osuruğu sarımsak kokan.

Hani fıçı, şu bidon,
Şu aptal sarışın;
Yarısı silikon,
Şu yer elması, boyu bir arşın.

Şu beyaz giyen kış günü! ;
Şu iktidarsız, şehvet düşkünü;
Şu şaşkın, ‘god nikht, mersi’,
Şu adam tersi.

Hani var ya şu
Düzenbaz, hokkabaz, kumarbaz;
Ukala pis küfürbaz.
Şu olduğu yerde dönen beygir;
Şu güzeli yardan, yiğidi serden eden aygır;
Şu her şeyi geçiren kevgir.

Hani şu şehrin cini, cambazı;
Hani ‘Dağ adamı, hasta eden sağ adamı’.
Şu köylü kurnazı,
Belki de şu afyon kazı

Hani şu torba,
Şu başı çorba,
Düz yolda şaşan,
Politik veba.
Var ya şu fırıldak,
Konuşan lak lak,
Süt köpüğü, pekmez kefi,
Hani şu parti şefi.

Yani şu ülkemin
Hımbılları, tembelleri;
Entelleri, dantelleri;
Yağız atları,
Uyuz itleri;

Burjuvazları, kalemşorları;
Şu lafazan demagog,
Şu karnından konuşan vantrolog.
Hani şu hortumcu, şu götüren;
Şu tüm güzellikleri yiyip bitiren;
Hani ekranlarda,
Meydanlarda ağzından ötüren;
Konuşan her hususta,
Ters yüz etmekte büyük usta.

Onlar ki
Bu toprağın hainleri, lâinleri,
Yüzsüzleri, arsızları;
Gece hırsızları;

Şu hırlayan,
Şu zırlayan,
Şu yırtık dondan fırlayan;
Cehaletini biçimiyle saklayan.
Şu çöpleri yoklayan
Hani şu hayalini saklayan,
Şu gölgede kalan,
Güneşten korkan,
Şu sağa sola sıçrayan, kuyruklu yalan.
Şu patronuna iman eden.
Şu sürü,
Şu yumurta çürüğü;
Karanlıkta göz eden;
Şu aklı bilimi kahreden.

Onlar atölyede, hızarda;
Çarşıda, pazarda;
Olar her yerde.
Şu yanında oturan,
Şu pijamasıyla evine ekmek götüren,
Şu hem nalına hem mıhına vuran;
Hani kılıktan kılığa giren,
Hani ağzından ötüren;

Hani şu yaşamı **** eden,
Şu doğalı suç eden,
Şu geviş getiren,
Var ya şu sevgiyi iç eden.

Şu oylum oylum oyulan;
Şu sürüm sürüm sürünen;
Şu *********liği, namussuzluğu,
Sefaleti arkasından görünen.

Şu fasık, şu münafık;
Şu çarpık, şu sapık;
Şu hokkabaz, şu kumarbaz,
Şuradaki vurdumduymaz.
Şu duyduğunu anlamaz,
Anladığını söylemez.
Hani şu zır deli,
Budala modeli var ya.

İşte onlar:
Önce açlıkla tanıştı;
Her yanıyla yoksullaştı.
Bir zaman masallarla uyutuldu;
Hayallerle, hülyalarla avutuldu.
Aklı karşıtı.
Sonra verileni, var olanı yalayıp yuttu.
Daha sonra imanını, inancını attı.
Bir zaman sonra tüm değerlerini unuttu.
Ve bir zaman geldi,
Tüm damarlarını kuruttu.

Hani şu dizi şaşkını;
Hayallerle, hülyalarla kirleten,
Tertemiz aşkını.


Yani yoksullaştı;
Yani çölleşti;
Yani kullaştı, köleleşti.

Yani ruhunu,
Özünü, özgürlüğünü sattı;
Özgünlüğünü kaybetti.
Sonra kendi hapsini,
Kendi tabutunu yaptı.

Şu yanında duran,
Şu karşında otura,
Şu kasıntı,
Şu ukala,
Şu silik,
Şu sülük,
Şu yanındaki salak var ya hani:
En sonunda
Kendi putunu, peygamberini;
Kendi iblisini yarattı.


Bunlar değil mi ki bir zaman,
’’İmdaat’’ Diye bağıran.
Bunlar değil mi ki kurtarıcısını
Kendi bataklığında boğan.

Bunlar değil mi ki
Kimini yeren,
Kimini zehirleyen,
Yerinden yurdundan eden.
Allah’ın oğlunu bile
Çarmıha geren.

Bunlar değil mi ki
Kan ile doyan,
Gören gözleri oyan,
Yoldaşını yolda koyan,
Başını giyotinlerde koparan.
Bunlar değil mi ki
Öz kardeşine kıyan,
Canını aldığı ölüyü soyan.

Hani şu fıçı,
Şu inatçı keçi,
Şu beyni ceviz içi var ya.
Hani şu çanak, şu dönek;
Şu kepçe, şu yalak var ya.

Bunlar ki
Yalakalıkları
yardakçılıkları
Şaklabanlıkları
Şakşakçılıklarıyla
Meleği dinden imandan
Peygamberi baştan çıkaran.
Bunlar değil mi ki
Kitabı kendince, tersinden okuyan;

Ölüyü dirilten İsa’yı,
Nehiri ters yürüten Musa’yı,
Yarını önceden gören Yusuf’u düşün.
Muhammed’i, Ali’yi,
Galile’yi, Aristo’yu düşün.
Pir Sultana yapılan zulümü,
Mevlana’ya atılan çamuru,
İsa’ya reva görülen ölümü düşün.

Bakma şimdi
Afyon kazı gibi kabardıklarına.
Bataklık henüz yeni gelmiş bele;
Çıkınca boyunlarına,
Nasıl da feryat edecekler ’İmdat’ diye.
Bir de sen o zaman gör hele.

Bilirim acıyacaksın hallerine.
Sana tavsiyem,
Ve sakın ola sakın ha,
Direk elini verme.

Ne timsah gözyaşlarına bak,
Ne sırtlan gülüşlerine inan;
Asla bunların ipiyle kuyuya inme.
Böylelerine baban,
Rahminden düştüğün anan olsa güvenme.
Ve sakın ola sakın ha,
Asla sırtını dönme.

Ama gün gelir,
Devran döner;
Belki bunlar adam olur.
Belki yüreklerindeki sevgi can bulur.
Ve özlerin den bir hayat doğar.

Hani korkularıyla yüzleşen;
Hani çiçekler gibi gülüşen;
Kendi işinde gücünde,
Amasız ve koşulsuz seven;
Kasılmadan sevişen;

Hani bir karınca;
Hani ömrünün yetmeyeceğini,
Topladığını yiyemeyeceğini bile bile
Arı gibi çalışan;
Ormanda fidan,
Rahimde cenin gibi gelişen;

Gün olur,
Devran döner;
Fırtınalar durulur,
Ruhlar sükûn bulur.
Gün olur, riyalar yok olur.
Ve başını taşlara vurur,
Hasedinden çatlar da şeytan.
Gün olur Nehar olur.

İşte o zaman bir tanem işte, o zaman;
İnsanın özüne,
İnsanın özgürlüğüne uygun bir düzen kurulur.
İşte o zaman,
Yürekte çiçek açar;
Bambaşka bir bahar olur.

Bir başka sever,
Zincirini kıran insan.
Belki yüz sene,
Belki ağaca su yürüyünce.
Belki de şu yamaçlar çiçeğe durunca.
Belki de gün dağlara vurunca.
Kim bilir?
Belki bu gece,
Belki de daha önce.
Bu yürek
Kendini sevdasını bulunca.
Yani bu birey,
Bu beyin özgür olunca.

İşte,
Yaşa da gör o zaman;
Nasıl da döner dünya,
Nasıl da başağa durur
Bu kıraç,
Bu kurak tarla.
Gör o zaman,
Nasıl bağdaş kurup,
Yüreğe oturur sevda,
Rengiyle, tadıyla bambaşka.
Sen yaşa da gör o zaman;
İnsan insanı koşulsuz sevince,
Nasılda durur bu yürek aşka.

Düşünmek,
Bir yolunu bulmak gerek.
Ama nasıl,
Ama nice?
Kim kazanır,
Kim kaybeder bir düşün,
İnsan insanı sevince?
M. NAZİK 25.11.2007

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:34 PM
Kin Girmiş Yüreğe Sevgi Firarda
Kin girmiş yüreğe sevgi firarda
Kör şeytan karda da sevda zararda
Bir bir tatlı söz bin yarayı sarar da
Sözünü diken edip ok eyleme

Sevmeyince dağarcığın dolmaz ki
Sevenlerin gülleri hiç solmaz ki
Gül dikensiz dost kusursuz olmaz ki
Dostunu az düşmanın çok eyleme

Bahar isen gonca biter nisanda
Sevgi ile gül olursun insanda
Kırk yerinden kırk bir yara alsan da
Şer olup onurunu yok eyleme

Deli gönül hep insana vurgunum
İnsanın yolundan gelir yorgunum
Kırılmadım cehaletten durgunum
Haramı helal kılıp hak eyleme

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:34 PM
Köyde Kadın Olmak (SÜTLÜ BİR İNEK OLSAYDIM)
Köyde kadın olmaktansa
Sütlü bir inek olsaydım
Gamı keder dolmaktansa
Sütlü bir inek olsaydım

Kem gözle bakılmaz idim
Kimseden sakınmaz idim
Kocadan yakınmaz idim
Sütlü bir inek olsaydım

Evlenmemiş kul olmuşuz
Kadın değil mal olmuşuz
Geçmeyen bir pul olmuşuz
Sütlü bir inek olsaydım

Heriften önce kalkmalı
Odunla ateş yakmalı
Ata öküze bakmalı
Evde kuruyup kalsaydım

Sonra sıra bazlamada
Herif kalkmış nazlanmada
El ayağım sızlamada
Sütlü bir inek olsaydım

İş bir değil çeşit çeşit
Yal bekler kapıdaki it
Ona seğirt buna seğirt
Sütlü bir inek olsaydım

Sana bakar çoluk çömlek
Yırtık sökük içlik gömlek
Tarla tapan evlek evlek
Sütlü bir inek olsaydım

Öküzün yamacı benim
Kıtlıkta umacı benim
Bacı benim acı benim
Sütlü bir inek olsaydım

Evin işi işten değil
Bir de adım Şengül, Sevil
Herkesin önünde eğil
Sütlü bir inek olsaydım

Akşam düşen bitap yorgun
Herif gelmiş bize vurgun
Bir de gelin bize sorun
Sütlü bir inek olsaydım

Adam zırtapozun teki
Derim mecburen peki
Dur hele daha bu ne ki
Sütlü bir inek olsaydım

Ne gün biter ne de işin
Yarıda kesilir düşün
Kahpelik yarım gülüşün
Sütlü bir inek olsaydım

Dört kitabın belasıyım
Ben şeytanın kalesiyim
Dünyanın baş belasıyım
Sütlü bir inek olsaydım

Elmayı aşıran benin
Âdemi şaşıran benim
Erkeği düşüren benim
Sütlü bir inek olsaydım

Mal olup alıp satıldım
Ben ki cennetten atıldım
Adım yok ki bir kadınım
Sütlü bir inek olsaydım

Ne bugün gördüm ne dünü
Çile Allah’ın her günü
Kim yaratmış herif seni
Sütlü bir inek olsaydım

Eğri büğrü erkek olsam
Kapısında köpek olsam
Kadın değil kepek olsam
Sütlü bir inek olsaydım

İtilip kakılmaz idim
Tellere takılmaz idim
Odaya tıkılmaz idim
Sütlü bir inek olsaydım

Herkese der ağam paşam
Azrail kesilir akşam
Anlamdım nasıl yaşam
Sütlü bir inek olsaydım

Düzene yetmez de gücü
Bire korkak gara böcü
Kadınından alır öcü
Sütlü bir inek olsaydım

Köleye köle olmuşum
Başıma bela bulmuşum
İnsan değil bir kulmuşum
Sütlü bir inek olsaydım

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:34 PM
Kul Köle Ol Sürün Ara Demişler
Kâğıdı boyayıp para demişler
Önünü kesip fukara demişler
Kardeşi yoldaşı insanlığı at
Kul köle ol sürün ara demişler

Düzenin seline katılmışsın sen
Kuzu olup kurda atılmışsın sen
Onurunla gururunla birlikte
Pazara çekilip satılmışsın sen

İşsiz güçsüz dolaşırsın zor gelir
Utanıp dünya başına dar gelir
Paylaşmak bölüşmek sevgi dersin de
Ona buna avuç açmak ar gelir

Anlamadın düzenbazın huyunu
Yüreğini tutup kazdı kuyunu
Öz dölünü düşman edip yurduna
Seni yuttu alicengiz oyunu

Ürettin yarattın onlar yuttular
Vatan millet deyip de avuttular
Onlar bozdu onlar yazdı yazgını
Kader kısmet diye hep uyuttular

Enflasyon devilasyon revizyon
Söylenen hep yalan hep animasyon
Yabancı sözlerle karışır kafan
Soyguna hizmettir gelende misyon

Önü aynı ardı aynı baş aynı
Boyası cilası farklı aş aynı
Ali gider veli gelir değişmez
Değirmen aynı su aynı taş aynı

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:34 PM
Kurşun Bile Ağlar Yolda Arpacıktaki Kardeşin
VIZIL ZIZIL GELİR
KURŞUN
Vızıl vızıl gelir kurşun
Tetikteki el yoldaşın
Kurşun bile ağlar yolda
Arpacıktaki gardaşın

Dağda ateş ışıl ışıl
Telsizle haber ulaşır
Kimse bilmez kim olduğum(u)
Ellerine kan bulaşır

Sevdiğim gelir aklıma
Türkü yakarım adına
Ara ver ecel ara ver
Varmadım dünya tadına

Nedir bu kurban olduğum
Derdin belasın aldığım
El olsaydı hiç yanmazdım
Kendi özüm ağladığım

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:34 PM
Kuşku
Kuşku
Ah kuşku!
Karanlığın şeytanı
Kara karga
Ne yaptın
Neye benzettin
Aşkı
Kuşku
Ah kuşku!
Yüreğimdeki
Sığırcık kuşu
M. NAZİK 12.03.2005

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:34 PM
Mahpusta
Öyle böyle
Gündüzler geçer hapiste
Ama hasret
Geceyi bekler pusuda
Anılar anılar
Kimi ırak bir yıldızdır göz kırpar
Kimi aç karna cin gibi çarpar
Kimi allı güllü
Kiminin dalı dikenli
Kanoluksuz
Kasatura gibi
Saplanır yüreğine

Gün akşam olduğunda
Duvarda belirir annen
Yüreğinde bir tanen
Bitmek bilmez bir türlü
Bir işkencedir *******
İşkencecin cellâdın bile
Yoldaştır bazen
Yani bir tanem yani
Gündüz acılar susta
******* gözyaşı mahpusta

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:34 PM
Maşallah Maşallah! ! ! ! ! !
Emek ağlar soygun rüşvet gülmede
Ustasıdır halkı kaça bölmede
Soysuz yaşar namuslular ölmede
Edebine namusuna maşallah

Herkesten çok vatan diye ağlarlar
Soygunla rüşvetle ense bağlarlar
Savaş olsa tabanları yağlarlar
Ağlar gibi dillerine maşallah

Yüzüme gülerken kazdın kuyumu
Şirin sözler ile aldın oyumu
Bu nasıl bir Alicengiz oyunu
Gerçek gibi masalına maşallah

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:35 PM
Mavidir Çocukların Düşleri
Bir dolu
Mavi çizdi çocuk
Dağ mavi
Deniz mavi
Gök mavi
Ve
Beyaz bir martı uçurdu maviliklere
Ağzında mavi bir çiçek
Dedim:
Bu nedir küçük
Dedi:
Öğretmenim özgürlük

Başı yerde
Ensesi göğde
Bir çocuk Oya
Albenili ambalajlarında öğrendi
Bir çok yiyeceğin adını
‘çöplük’ diyorlar arkadaşları ona
Kadınbudu köfte yemedi örneğin
Hiç Dondurma yalamadı
Pizzanın adını bile duymadı

Tekmeleri tokatları
Katık etti de yedi
Kuru ekmeğine hep
Oya garip
Oya yoksul
Oya öksüz
Oya suskun
Hayata ve insana
Ve de sana küskün Oya
Nasıl küsmesin
Bir çikilota bile yemedi doya doya

Oya yetim oya mazlum
Ama hayat zalim mi zalim
Kaşlarında kanadını açmış kırlangıç
Göklere uçacak
Kuşlar kadar korkak yüreği
Bir soru sormaya gör
Sanırsın ha çıktı ha çıkacak
Aman,
Tutun kalbini dışarı fırlayacak

Sanırsın Boynu keser sapı
Bileği kibrit çöpü
Ha kırıldı ha kırılacak

Aldı kalemi eline
Bir dolu yıldız çizdi karanlıklara
Çoban yıldızı
Zühre
Terazi İkiz
Yıldız yıldız yıldız..
Dolunay güzel mi güzel
Güleç mi güleç bir kız
Sanki sana göz kırpar gibi
Sanki umudun yitirme der gibi
Özenle yazdı altın
‘’Annemiz
Babamız
Köyümüz
Ne güzeldik üçümüz’’

Sıra sıra dağlar çizdi Mihriban
Uçuşan kuşlar
Koşuşan bulutlar
Kaçışan çocuklar bir de
Uçurtmalar uçurdu gökyüzüne
Kocaman bir güneş
Yüzü güleç mi güleç
Gökyüzü ebemkuşağı renginde
Özene bezene yazdı altına
'Düşümüz! '

Ali bir papatya çizdi
Hani tek bir papatya
Ve altında koskoca bir sevda
Belki de
Çocuk hayallerindeki dünya
‘’Gülüşümüz’’

Bir mısır koçanı çizdi birisi
Dedi: Eşitlik
Diğeri bir salkım üzüm
Her tanesi canlı
Her tanesi aydınlık
Dünyalar güzeli
Gülümseyen bir salkım çocuk
Altında: Kardeşlik


Henüz Sevgi
Okumayı sökemedi
Dedim Sevgi
Nedir, Ne demek sevgi
‘’Bir tarla dolusu öğretmenim
Bir tarla dolusu
Güne bakan çiçeği! ’

Mavidir çocukların düşleri
Yürekleri
Kin tutmamaya yeminli
Bir kucak çiçek hani
Dünyaları
Milyonlarca milyonlarca öpücük
Gün gelir
Hoyrat ellerde solar
Umudu yarına taşıyan gülüşleri

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:35 PM
Mürşidimiz Kardeş Bizim
Nasıl zaman nasıl ferman
Aklımız karışmış bizim
Soyulmaktır asıl düşman
Yolumuz dolaşmış bizim

Bir yazgıyı bölüşmüşüz
Bir bahçede gülüşmüşüz
Bir sevdada buluşmuşuz
Acımız da kardeş bizim

Koklaşmışız sarışmışız
Bir harmanda karışmışız
El küstürmüş barışmışız
Sefil olan kardeş bizim

Anlayalım dilimizi
Uzatalım elimizi
Bölüşelim halimizi
Mürşidimiz sırdaş bizim

Güzellikte bir olalım
Hak yolunda bir ölelim
Bir ağlayıp bir gülelim
Rehberimiz yoldaş bizim

Gönüllerden gül derelim
Diken değil gül verelim
Yolumuza gül serelim
Ustamız arkadaş bizim

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:35 PM
Nasıl Geldik Biz Bu Hale? **
Nasıl geldik biz bu hale
Rab kuluna yazmaz çile
Öz oğlundan gelir sille
Bunları kim davet etti?

Böyle gider mi bu kervan
Herkes birbirine düşman
Kabi sürer demi devran
Bu belayı kim davet etti

Çöreklenip de dalına
Yılan olmuşlar çalına
Birde gülerler halına
Bunları kim davet etti

Nasıl geldik biz bu hale
Rab kuluna yazmaz çile
Öz oğlundan gelir sille
Bunları kim davet etti?

Böyle gider mi bu kervan
Herkes birbirine düşman
Kabi sürer demi devran
Bu belayı kim davet etti

Çöreklenip de dalına
Yılan olmuşlar çalına
Birde gülerler halına
Bunları kim davet etti

Dört yanımız baş belası
Bitmez mi halkın çilesi
Şeytanlık dolu zulası
Bunları kim davet etti

Oğlun değil kızın değil
Senin alın yazın değil
Zordur ama hazin değil
Bunları kim davet etti.

M:NAZİK 01.03.2008 MERSİN


Oğlun değil kızın değil
Senin alın yazın değil
Zordur ama hazin değil
Bunları kim davet etti.

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:35 PM
Nasıl Gidiş Bu Nasıl Hal
Nasıl zaman nasıl düzen
Eksilmez hiç baştan duman
Verdiğin al aldığın ver
Senin olsun al bu sevdan

Nasıl gidiş bu nasıl hal
Kuruyor hep tuttuğun dal
Gülün dalın senin olsun
Sevdanı al başına çal

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:35 PM
Nasıl Hesap Vereceksin Bunu Sorar Bizden Çağlar
BUNU SORAR BİZDEN ÇAĞLAR

Dağda bir yiğit vurulmuş
Eloğlu duyup da gülmüş
Gayrı kim eyler yarini
Yavruları yetim kalmış

Nasıl dayansam acına
Ne söylesem ben bacına
Kalemim yazarken ağlar
İnsanlığın utancına

Yazar mı kalem yazar mı
Şaşmışım bu bir nazar mı
Bin yılığın dostluğu var
El sözü bunu bozar mı

Ana ağlar bacı ağlar
Gözleri sel olmuş çağlar
Nasıl cevap vereceğiz
Bir gün soracak çağalar

Kardeş ağlar yoldaş ağlar
Dağları çatlatır yuğlar
Biz bu hale nasıl geldik
Bunu sorar bizden çağlar

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:35 PM
Nasıl Taşısın Kitaplar Böylesine Bir Utancı
Hele bakın el oğluna
Gelmeyin elin oy(u) nuna
Kardeş kardeşe kıyarken
Elin(i) sokmuş yar(in) koynuna

El sömürüp el doyar mı
El verip karın doyar mı
Bir ağaçta iki fidan
Kardeş kardeşe kıyar mı

Oy(u) nunda elin oy(u) nunda
Ellerim kaldı koynumda
Ben bu yaradan ölürüm
Kardeşin eli boynumda

Düşman arkadan dolaşmış
Haber köyüne ulaşmış
Kardeş kardeşi katletmiş
Ellerine kan bulaşmış

Uyar mı bize uyar mı
Kan ile karın doyar mı
Bu nasıl iş nasıl töre
Kardeş kardeşe kıyar mı

Dağa kurulur darağacı
Çekilir mi böyle acı
Nasıl taşır bu kitaplar
Böylesine bir utancı

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:35 PM
Ne BİR Görüş Ne Felsefe
Ne bir görüş ne felsefe
Boş şeylerle dolu küfe
Yüreği mi parayı mı
Neyi tartmalı bu kefe

Duygu şeytanın işinde
Şeytan cahilin peşinde
Yürek çığlık atıp durur
Ruhsal açlığın dişinde

Zamanın talan olmasın
Düşünü çalan olmasın
Korkuların gölgesinde
Yaşamın yalan olmasın

Korkuları yara yara
Ulaşmalı yıldızlara
Yaraları sara sara
Kış dönmeli ilkbahara

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:35 PM
Ne Yaptığım Bilmiyom ki
Dokunmayın bana bugün
Ne yaptığım bilmiyom ki
Eller yapar bayram düğün
Ben yaptığım bilmiyom ki

Ayrılık bir darağacı
Kavuşma lokman ilacı
Senden gelen başım tacı
Ne yaptığım bilmiyom ki

Dağların yeli olmuşum
Cananın eli olmuşum
Derdimden deli olmuşum
Ne yaptığım bilmiyom ki

Kalmışım taşın üstünde
Yerin boş başım üstünde
Ne dersen başım üstüne
Ne yaptığım bilmiyom ki

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:35 PM
Nedir Bu acelen Telaşın Dur Gitme Bir Daha Düşün
Dur gitme
Bir daha düşün
Nedir bu acelen
Bu telaşın


Sevdan vardı hani
Sığmazdı yere göğe.
Neden soldu böyle
Hani dudağın gül dokurdu
Öpüşleriyle yanağında yârin.
Hani menekşe menekşe
Nakış işlerdi bakışın
Neden böyle ıslak ıslak
Yaşın yaşın
Göze mi geldi
Zalimlerin
Zulümlerin
Ölümlerin yıkamadığı aşkın.

Ne oldu sana
Bu acelen ne
Nedir bu telaşın
Beni dinle
Dur gitme
Bir daha düşün.

Bir sen misin
Tek başına aşkı yaşayan.
Bir sen misin ihanete uğrayan.
Bir sen misin acı çeken sevince.
Bir sen misin derdini
Duvarlara ağlayan.

Bilirim
Hainlik bu
Zift gibi
Katran gibi
Bir beylik tabancası gibi çöker
İhanetin karanlığı
Yalnızlığın üstüne.
Şahları şaşkına
Koskoca Diktatörleri muma
Suyu çekilmiş değirmene çevirir.
Taşıyamaz yükünü
Kırılıp orta yerinden
Bir telgraf direği gibi devirir.

Ama sen
Tüm acına karşın
Gel beni dinle
Bir daha düşün.

Hüznün
Ayrılığın
Senedi
Zati elinde.
Nasıl olsa ayrılacaksın
Günü gelince
Hemi de temelli.
Hoş geldini olmayacak bu gidişin
Kimse beklemeyecek seni
Eli ıslak mendilli.
Ama
Araya gideceksin be gülüm.
Sağlaması yok bu hesabın
Gel beni dinle
Acele etme
Bir daha düşün

Bir sen misin
Derdin aşılmazına tutulan.
Bir sen misin
Selin geçilmezinde boğulan.
Bir sen misin kurşun sıkılan düşüne
Bir sen misin geriye düşen katarda
Gecenin yöşüne.
Bir senin yarin mi
Harami elleri hançer olan
Yârinin döşüne?
Hem suçun birazı da sende
Biliyor musun?
Aşk aranmaz ki eli duşuna
Sen beni dinle.
Dur gitme
Bir daha düşün.

Gideceksen eğer
Zalime
Neyi
Nasılı
Niçini
Sorarken olmalı.
Yepyeni bir dünyayı kurarken
Zulüm hesap verirken olmalı gidişin.
Yani sen solarken
Kahkaha atmalı gülüşün.

Dur gitme
Nedir bu acelen bu telaşın.
Araya gideceksin be gülüm
Hiç de kutsanacak bir şey değil
Bu savaşın.
Belki
Gazetelerde iki satırlık
Bir haber olarak geçecek gidişin
Ve hiç dik duramayacak
Başına dikmişlerse bir taşın.
Belki de yarın çiçek açacakken düşün
Araya gidecek be gülüm
Araya gidecek
O sırma sırma gülüşün.
En iyisimi sen beni dinle
Bir daha sor kendine
Sen bir daha düşün.

Düşün ki
Ne gelişi
Ne dönüşü
Ne de gülüşü olacak bu gidişin.
Hani
Hiç de insani değil bu işin
Mazbatan elide
Acele etme
Nasıl olsa gidersin
En iyisi mi sen
Beni dinle istersen
Bir daha düşün.
Sen
Bilir misin kaç çeşidi var aşkın
Ve kaç türlüdür ölüm?
Yine de sen bilirsin
Ama beni dinle
Araya gideceksin ay gülüm
Sen bir daha düşün
Yarına kal ki sürsün savaşın

Yeni doğmuş ay gibi
Çiçeğe durmuş dal gibi
Gül açsın gülüşün.
Nedir bu acelen bu telaşın
Hadi
Bir daha düşün:
Bilir misin kaç çeşidi var aşkın?
Karanlıklarda boğulmasın
Karayerde soğumasın gülüşün.
Böyle değil
Bir işe yarasın ölüşün.

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:36 PM
Nedir Çaresi be Usta
Fikirler bulanık zihinler siste
Kafalar karışır söylenen seste
Bir diyeceğin var mı bu hususta
Nedendir bu nedir çaresi usta

Ben düşerken elin oğlu semirir
Kimi içten kimi dıştan kemirir
Demir olsa yürek dayanmaz erir
Nedendir bu nedir çaresi usta

Adam olsa,cenabetin sidiği
Ayet oldu şu gâvurun dediği
Kanımız terimiz içip yediği
Nedendir bu nedir çaresi usta

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:36 PM
Nefsinin Elinde Köle Olmuşsun Garibin Başına Bela Olmuşsun
Mürşidin dibinde çiçekler biter
Gölgesi meyvesi herkese yeter
Cahil olup bin yıl yaşamaktansa
Bilge olup bir gün yaşasan yeter

Garibin başına çile olmuşsun
Nefsinin elinde köle olmuşsun
Öfken ile köpek olma şeytana
Pirinin yolu ne sen ne olmuşsun

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:36 PM
Nefsinin Kölesi Olan Dostunun Çilesi Olur
Nefsinin kölesi olan
Dostunun çilesi olur
Olacağı bile bile
İşinin hilesi olur

Geçince gençlik zamanın
Kalmaz umanın sumanın
Bir yüreği yıkmış isen
Yapmaz servetin samanın

Yürek deniz insan balık
Aşkla büyür çağa çoluk
Sevdan gider senin ile
Ondan gayrısı dünyalık

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:36 PM
Neler Sığmaz ki Yüreğine
Öyle eli duşuna
Öyle bulanıkta, siste.
Kasılıp
Titreyip durma öyle
yarıcanlı yarı hasta
Öyle kıvranıp durma,
Ne yapacağını bilmez vaziyette

Önce kendinden başla, okumaya.
Neler sığmaz ki yüreğine;
Yeterki sen yürekten iste

Denizi göreceksin;
Günbatımını, seheri, sabahı duyacaksın,
Bir bulunmaz tohum gibi
Sevgiyi koy önce
Yüreğinin orta yerine
Hayatı seveceksin,
Seveceksin hayatı
Hem de ölümüne.

Kuşları görüp,
Gülleri çiçekleri duyacaksın.
O tertemiz,
Pırıl pırıl bakışını göreceksin bebeklerin.
Bir değil, iki değil,
Dört yetmez;
Altı boyuttan bakacaksın hayata.

Kuşların dilini bilip,
Doğanın rengini çözecek,
Denizin sesini duyacaksın.
Gözlerin gülecek gün doğumunda.
Önceden yazacaksın;
Sonradan olacak,
Sonra söylenecek olanı.

Nedenini, niçinini, nasılını;
Didik didik edeceksin gülleri yolanı.
Korkular elenecek eleğinde
Kibirini yele,
Kinini sele,
Yüreğini ele,
Korkularına geceye verip;
Eriteceksin ezberletilmiş olanı.
Sorular sor
Sorulmamış sorular sorup
Yüreğinin derinliklerine
Devrimler yapacaksın belleğinde.

Sesinle, şefkatinle, tutkunla
Köle olacaksın;
Yüreğine dokunacaksın;
Seveceksin delicesine;
Nefrete kine ve kana
Boyun eğmesin diye hayat.

Esiri olmasın,
Hükmetmesin,
Gölgesi düşmesin diye korkuların;
Ne sevdana,
Ne de dünyana.
Karlara, kışlara,
Ayazlara direnip de
Kerem’le Aslı’nın,
Hızır’la İlyas’ın,
Baharla yazın sevdası buluşsun
Gönlünün gül bahçesinde.

Göze gelmesin,
Nazar değmesin diye;
Nöbet tutacaksın bilge ve
Güzel olanın kapısında.

Çocuklar güvercin uçursun;
Güzel günlere, maviliklere.

Neler sığmaz ki yüreğe.
Koskoca birdenizdir, deryadır;
Ummandır, dünyadır yürek dediğin.
Verdikçe büyür;
Büyür sevdikçe.

Yeter ki
Kanatmasın kin,
İntikam dikeni.
Kibirin çekmesin seni dilbere yeter ki.
Düşüp de korkunun gölgesi,
Sevgiye hükmetmesin yeter ki.

Sesinle, sevdanla dokun;
Yetmiş iki dilden sev,
Yaratılmış olanı sev delicesine.
Sevdan acı çekmesin
Can çekişmesin can evinde.

Dans etmek için
Bin gelin
Bin güvey doluşsun
Yüreğinin gül bahçesine.

Kötülükler karartırsa
Yüreğinin maviliklerini eğer,
Düşün ki ardında güneş ay ve
Masmavi bir gökyüzü var.
Düşünki bulutların ardında
Bin yıldız göz kırpar

Aradığını bulmak,
Bulduğunu anlamak için;
Yaşamak için yazgını,
Hadi git,
Yürü git
Durma git
Sislerin içinden.
Kurtulmak için zincirinden.

Bulmak için o ülkeyi,
Yelken açmak varken
Bilinmedik limanlara;
Yerinde çürümek niye?

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:36 PM
Neleri Yuttuğumuzun Destanıdır
Masallarla kendimizi avutmuşuz
Ninnilerle yavrumuzu uyutmuşuz
Alavere dalavere kürt memet nöbete
Kim söylemiş biz neleri yutmuşuz

El beşiğin(i) sallar uyusun diye
Sen uyurken kendi büyüsün diye
Su uyur da düşman uyumaz derler
Bilir seni kimin soyusun diye

Amerika Avrupa hepsi çıkar peşinde
Puştların gözleri kardeşinin döşünde
Hani itler gibi düşmüşüz birbirimize
Sen dövüne dur onlar kendi işinde

Her yüze güleni dostumuz sandık
Yalana inandık yıllarca kandık
Bozkurt musun Mankurt musun bir düşün
İtilmekten kakılmaktan usandık

Sağcımız kimlere hizmet ediyor
Solcumuz kimlere minnet ediyor
Dört kitapta kula kulluk yasaktır
Dindarımız kimden himmet bekliyor

Kendi gözümüze yalancı olduk
Kendi dölümüze umacı olduk
Bağlama kahrından kırar telini
Kendi özümüze yabancı olduk

Yozluğu bırak da bize dönelim
Çaçayı bırakıp semah dönelim
Aklını başına alda bir düşün
Dost kim düşman kimdir iyi seçelim

Nerden geldik biz nereye gideriz
Üç kıta nehir derya yedi deniz
Bektaşiler Bedrettinler Mahir Deniz
Yetişin be dostlar neredesiniz

Zalimin korkusuydu Şeyh Bedreddin
Fatihin yanındaydı Ak Şemseddin
Kurtuluş Savasını düşün hele
Sen ki demirden dağları erittin

Eloğlu akılda bilimde usta
Benim dölüm yatıp uyur hep susta
Bilmez ki nelere yeter kudretin
Bilmez kökü Pir Sultan’da Yunus’ta

Birlik olup bu oyunu bozmalı
Yoksulluğun mezarını kazmalı
Onurumuz ihaleye verilmez
Geleceği elimizle yazmalı

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:36 PM
Neleri Yuttuğumuzun Destanıdır * * *
Masallarla kendimizi avutmuşuz
Ninnilerle yavrumuzu uyutmuşuz
Alavere dalavere kürt memet nöbete
Kim söylemiş biz neleri yutmuşuz

El beşiğin(i) sallar uyusun diye
Sen uyurken kendi büyüsün diye
Su uyur da düşman uyumaz derler
Bilir seni kimin soyusun diye

Amerika Avrupa hepsi çıkar peşinde
Puştların gözleri kardeşinin döşünde
Hani itler gibi düşmüşüz birbirimize
Sen dövüne dur onlar kendi işinde

Her yüze güleni dostumuz sandık
Yalana inandık yıllarca kandık
Bozkurt musun Mankurt musun bir düşün
İtilmekten kakılmaktan usandık

Sağcımız kimlere hizmet ediyor
Solcumuz kimlere minnet ediyor
Dört kitapta kula kulluk yasaktır
Dindarımız kimden himmet bekliyor

Kendi gözümüze yalancı olduk
Kendi dölümüze umacı olduk
Bağlama kahrından kırar telini
Kendi özümüze yabancı olduk

Yozluğu bırak da bize dönelim
Çaçayı bırakıp semah dönelim
Aklını başına alda bir düşün
Dost kim düşman kimdir iyi seçelim

Nerden geldik biz nereye gideriz
Üç kıta nehir derya yedi deniz
Bektaşiler Bedrettinler Mahir Deniz
Yetişin be dostlar neredesiniz

Zalimin korkusuydu Şeyh Bedreddin
Fatihin yanındaydı Ak Şemseddin
Kurtuluş Savasını düşün hele
Sen ki demirden dağları erittin

Eloğlu akılda bilimde usta
Benim dölüm yatıp uyur hep susta
Bilmez ki nelere yeter kudretin
Bilmez kökü Pir Sultan’da Yunus’ta

Birlik olup bu oyunu bozmalı
Yoksulluğun mezarını kazmalı
Onurumuz ihaleye verilmez
Geleceği elimizle yazmalı

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:36 PM
Nerdesin
Başımda döner bulutlar
Durma gel canım nerdesin
Çiçeklenirken umutlar
Durma gel hani nerdesin

Sevdanla taşıp dolmuşum
Sevdana teslim olmuşum
Sende teselli bulmuşum
Bekletme beni nerdesin

Sevdamız dağları aştı
Yedi kat arşa ulaştı
Ay ışığına dolaştı
Sevmişiz seni nerdesin

Sen güz gülüm kardelenim
Sen benim derdim bölenim
Her dem yüzüme gülenim
Dünyamın şeni nerdesin

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:37 PM
Neye Nefes Veren Sevda
Neye nefes veren sevda
Sazıma ses veren sevda
Yarama es veren sevda
Yüreği kor eden sevda

Kışı bahar eden sevda
Koruğu nar eden sevda
Yürekte yer eden sevda
Çirkini yar eden sevda

İnsana sevgi yakışır
Seversen ******* ışır
Güller sevgiyle gülüşür
Zehri şeker eden sevda

Sevgi ağacın dalıdır
İnsan çiçek o balıdır
Sevgi barışın dilidir
Dili şeker eden sevda

Sevgi ışıl ışıl gülen
Gökkuşağı olup gelen
Yürekte açan kardelen
Seveni kör eden sevda

Sevgiyle sohbet açalım
Kuş olup gökte uçalım
Zehir olsa da içelim
İnsanı var eden sevda

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:37 PM
Neyleyim Neyleyi Kulu Neyleyim
Eğmiş de boynunu her gelen vurur
Neyleyim neyleyim kulu neyleyim
Gül hoyrat ellerde dalında kurur
Elin kokladığı gülü neyleyim

Köyünü sel almış sızlanıp durur
Ayağa kalkmaya nazlanıp durur
Sevdasın yitirmiş tozlanıp durur
Ateşi kalmamış külü neyleyim)

Elin ninnisiyle uyuyup kalmış
Şeytan teslim almış ruhunu çalmış
Yüreğine olmaz korkular salmış
Çiçek açmayan bir çalı neyleyim

Eller yol gösterir onlarsa yürür
Görmezsen güzeli el âlem görür
Bakmazsan bağına yaban ot bürür
Nesebi tükenmiş dölü neyleyim

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:37 PM
Neyzence KİM DEMİŞ GÜNAH NAMUSSUZA SÖVME Yedi Cennet Kapısı Açar Hem de
NEYZENCE

Garibin mazlumun ahını alıp da
Sürdükleri demini devranını
Fakir fukarayı çalıp çırpıp da
Himmetini izzetti ikramını

Vatanını ihalede satanın
Karanlıkta iz sürüp göz atanın
Sevdasını korkusuna satanın
Kanını tabanını her yanını

Bildiğin(i) saklayıp söylemeyenin
Varsıl gibi üren yoksul köpeğin
Haram ile dem-i devran sürenin
Köyünü töresini fermanını

Şakşakçının yalakanın yavşağın
Eğilip bükülüp duran gevşeğin
Gelip geçenin bindiği eşeğin
Palanın(ı) paldımını kolanını

Duyduğunu anlamayan salağın
Her kılığa giren o pis şalağın
Ana bir bacı iki diyen malağın
İlacını hapını dermanını

Gerçeği bilip de söylemeyenin
Gevezenin söyleyip bilmeyenin
Doğruyu görüp yola gelmeyenin
Yolunu yolağını kervanını

Mazlum hakkı rüşvet haram yiyenin
Eşek olup aslan postu giyenin
Böyle yavşaklara adam diyenin
Hepisini topunu tamamını

Namazsız abdestsiz vaaz verenin
Vatan millet deyip de gaz verenin
Soyduğundan vergisini az verenin
Dolabın(ı) değirmenini hanını

Halkının kanını emen sülüğün
Buna hiç ses çıkarmayan siliğin
Yoksulun ırzına geçen gölüğün
Damarında dolaşan pis kanını

Onurunu çıkar için satanın
Çıkar için ayı ile yatanın
Haram kazanç ile caka satanın
Yanında ki dolaşan o çanını

Allah’ı bırakıp pula tapanın
Çıkar için hak yolundan sapanın
Fırsatçının selden kütük kapanın
Ben izzeti ikbalini kanını

Kırk sefer aynı çukura düşenin
Kahpelikle alınan iaşenin
Sahibinin sesi entel fahişenin
İzzetinefsini sanı şanını

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:37 PM
O Yar Geldi
O yar geldi

Göze değdi
Görünen
Güzel oldu

Söze değdi
Ağlayan
Gülüverdi

Kışa değdi
Kar eridi
Yaza geldi

O yar güldü
Tepeden
Tırnağa
Sevgi idi


Söze değdi
Ağlayan
Gülüverdi

Kışa değdi
Kar eridi
Yaza geldi

O yar güldü
Tepeden
Tırnağa
Sevgi idi

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:37 PM
Of, Of Aslan Yiğit
Of of of aslan yiğit
Yastığa da yaslan yiğit
Ekmeğine el koymuşlar
Yatağında köslen yiğit

İskarpini rugan deri
Sosyeteden kalmaz geri
Şu gelen yiğide bakın
Beğenmez geldiği yeri

Aslan oğlu aslan yiğit
Aşı kuru yavan yiğit
Aklı belinden aşağı
Hayvan desen kızan yiğit

İşi gücü hurda hile
Neler için çeker çile
Rüşvettir dini kitabı
Karısının donu bile

Yiğidim kuzu yiğidim
Adamın yozu yiğidim
Kokuşmuş da kokulanmış
Yerinde pozu yiğidim

Öylesine tatlı dilli
Gidişi de ne afili
Dinci, devrimci, ülkücü
Dolaşır yüzü maskeli

Yiğidim aslan yiğidim
Yalana yaslan yiğidim
Elin eli neresinde
Bizlere hırslan yiğidim

Dışarıda bitlenen yiğit
Evde yiğitlenen yiğit
Karısı bilmez ne eder
Haramla ziftlenen yiğit

Düşünmeye erin yiğit
Bıyığın bük gerin yiğit
Bu günün var yarının yok
Ala dağdan serin yiğit

Yalanlarda dolananım
Toto loto oyalananım
Anası bir bacı iki
Gayrisine yalananım

Genel evde bekler sıra
Bak yiğidim düşmüş dara
Her yalaktan su içerken
Karısına gelmez sıra

Bakmaz dünyanın sesine
Zulüm olur mu nefsine
Öyle aydın öyle aydın
Kitabı okur tersine

Sarışını kara yağızı
Ormanın kıllı domuzu
Haram ile yiğitlenme
Korkudan olursun kuzu

Bilmez hakkı diyaneti
Yalan dolan tek ziyneti
Hem hısızdır hem de arsız
Bir kıyamet alâmeti

Of of of aslan yiğit
Yastığa da yaslan yiğit
Emeğine el koymuşlar
Yatağında köslen yiğit

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:37 PM
Okur isen İşte İnsan Önünde
Okur isen işte insan önünde
İnsan için derviş olsan ne çıkar
Bazen hayvan bazen tanrı donunda
Görmek için keşiş olsan ne çıkar

Bu gün nedir ne ararsın dününde
Cennet’in yedi kapısı önünde
Yar değilsen insanın dar gününde
Yoldaş olsan kardeş olsan ne çıkar

Şefaat insanda bilmez misin sen
Sefahat insanda bulmaz mısın sen
Bir gül verilince gülmez misin sen
Rüzgâr olsan ateş olsan ne çıkar

Yusuf yarını görürmüş rüyada
Firavunlar kabri ile hülyada
Bir iğne ol batıp çıkan oyada
Yakıyorsan güneş olsan ne çıkar

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:37 PM
Olmaz ki
Bela bahçıvandır budar dalını
Giden gitti gayrı geri gelmez ki
Yarın meçhul deyip kesme yolunu
Yarın yazgın nolur kimse bilmez ki

Bilsen neye yeter yüreğin gücü
Başarının inanmaktır ilacı
Hayat güzel ama bazen de acı
Bir soruda insan saçın yolmaz ki

Bir çitin üstüne konan kuş gibi
Yanaklarından süzülen yaş gibi
Uyanınca unuttuğun düş gibi
Acı gider insan onla ölmez ki

Bazen çöker üstüne koca bir taş
Bazen mutluluktan akar gözden yaşı
Zaman geçip gider hep yavaş yavaş
Durduk yerde seni yazgın bulmaz ki

Her insanın hatası var dününde
Geçen geçti ama yarın önünde
Dost dediğin acı tatlı gününde
Sen ağlarken yar dediğin gülmez ki

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:37 PM
On İki Ay Sarhoşum Ben
Balı acıya katmışım
Ekşi tatlı mayhoşum ben
Yürekte tüfek çatmışım
On iki ay sarhoşum ben

Altın iken pul olmuşum
Sultan iken kul olmuşum
Cahillere çul olmuşum
Kimine göre boşum ben

Kimi söyler falan filan
Hepsi de kuyruklu yalan
Dile dolanmış kör yılan
Yuvasında bir kuşum ben

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:37 PM
On dördünde Ayı Sevdim On İki Ay Vayı Sevdim
Bire dostlar bu ne sevda
Sanki bir belayı sevdim
Başıma yıkıldı dünya
Gece gündüz vayı sevdim

Dalından kopmuşa döndüm
Yolundan sapmışa döndüm
Sanki cin çarpmışa döndüm
Ben bir coşkun çayı sevdim

Konuşur pınar akışı
Yıldızlı ceylan bakışı
Gelişi keklik sekişi
On dördünde ayı sevdim

Yürek yangın pare pare
Kimselerde yok bir çare
Alıp beni vurdu yere
Ben bir deli tayı sevdim

Çayırda açmış da lale
İncinir dokunsan bele
Yokluğu başıma bela
Mecnunum Leyla’yı sevdim

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:37 PM
Onlar ki
Onlar ki yoksula cömert
Puşta puşt
Sevdası sevda
Yiğide mert
Onlar ki
Kavgada cesur
Sevdası asil
Özüyle sözüyle denk
Her lokması namuslu
Her hücresi özgür
Sabah kızıllığı vurmuş düşlerine
Gülüşlerine ay ışığı
Tepeden tırnağa inanç
Saçının teline varana insan

Onlar ki
Denizden umut avladılar
Yüreklerini
Bilginin ateşiyle dağladılar
Özgürlük sağdılar göklerden

Hiçbir zaman şey demediler
Sözleri apaçık
Her zaman taze her zaman yeni
Değişime
Eytişime apaçık

Üç boyut yetmez dediler
Dünyayı tanımaya
Dört boyut yetmez
Kendini ve
Var olanı aşmaya
Olana olmayana
Düne bu güne yarına
Gelecek olana
Yaşanana yaşanmayana
Yetmiş yönden bakıp
Öyle değer biçtiler

Bakışlarına
Yüreklerine
Sevdadan
Sevgiden
İnsandan
Aşktan ve
Sanattan olanı ekleyip

Bilinen her boyutu aşmaya
Canlarını öyle taşımaya ant içtiler

Onlar ki
Havada şahan
Karada aslan
Güzellikte ceylan
Yani onlar delikanlı
Yiğit civan
Sürüde şivan

Dosta dost
İnsana insan
Bilinen en güzel şeydiler var olan
Düşmana düşmandılar

Onlar ki
Kekliğin kınasına
Rüzgârın sesine
Dağların sisine
Denizin mavisine
Baharın nefesine
Adamım adam gibisine vuruldular

Öfkelerini sellerden
Güzelliklerini güllerden
Uysallıklarını ninnilerden
Sevdalarını yellerden alıp
Ovaya inmiş nehirler gibi duruldular

Erenler evliyalar
Kırklar yediler
Aksakallı dedelerin
Önlerinde eğilip
El aldılar
İnsan önünde
Secdeye durdular
Onlar ki
Ulu ağaçlar
Yüce dağlar kadar bilgeydiler
Seldeki kütük
Çöldeki kuyu gibiydiler
Onlar uğursuzluğun
Onlar umutsuzluğun
Can simidiydiler
Velhasıl onlar
Tepden tırnağa sevgiydiler

Onlar tarlada ırgat
Fabrikada işçi
Irak’ta Filistin’de
Yani ezilen
Yani eziyet edilen
Her yerde direnişçiydiler

Onlar ki
Bu günün çilesiyle
Dünün ağıdıyla
Mahpusta işkencede
Namluların arpacığında
Düşenlerin acısında
Yedikleri her tekmenin acısında
Yarının türküsünü yazdılar dağlarda

Onlar ki
Sevdalarını yazdılar
Taşlara duvarlara
Prangaların halkalarına
Kanadına kuşların
Azrail’in atlarına

Onlar ki
Tükürdüler yüzüne
Deyyusluğun
Namussuzluğun
Ve kahpeliğin
Kitabına kalıbına
Tükürdüler
Suratının ortasına cellâtlarının

Onlar
Yoksulu yoldaş
Mazlumu kardeş bildiler
Bir ekmeği bin kişiyle
Bölüp de yediler
Gelsin diye yar mevsimi
Nar mevsimin paylaş dediler

Onlar ki
Yarınların yazgısını
Yürekleriyle gördüler
Bu kötü alın yazısını
Dantel dantel
Petek petek ördüler

Onlar ki
Ere dişiye
Eşikten beşiğe
Şiir edip türkü edip
Yedi iklim dört köşeye
Usul usul anlatıp buyurdular
İlle ki sevgi
İllaki barış diye duyurdular

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:37 PM
Ödüller Verin Katillerinize,Entel Fahişelerinize, İşbirlikçilerinize
Bir yıl değil
Beş yıl değil
Diyorlar ki:''Diz çök eğil! ! '''
Bir yanlışlık var bu işte.
Bu gidişte bir terslik var
Bu gidiş gidiş değil

Bir yanlışlık var bu işte.
Hiç mutlu etmedi insanı,
Mucitleriniz, icatlarınız;
Hiç mutlu etmedi bizi,
Putlarınız, ilahlarınız.
Ne dersiniz?
Sizce neden dersiniz?

Bir yanlışlık var bu işte:
Geçinirken, dokuz aptal bir kaşıkla;
Herkes daha mutluydu hani.
Baş koyarken dokuz nüfus bir yastığa
Şimdi herkesin kaşığı ayrı
Yatağı da yorganı da var.
Ama ne oldu sanki?
Ne verdik insanlığa!

Bir terslik var bu işte,
Bu gidişte bir yanlışlık var.
Ailenin ve atomun
Çekirdeği parçalanmamışken;
Alırken canları sıtma ve karahumma,
Yani penisilin bulunmamışken henüz;
Güneş, ay ışığı,çıra ve
İdare lambasıyken ışığımız,
Her şey apaçık ortadayken,
Dışa vuracak bir şey biriktirmemişken,
Bu kadar dolu ve şiş değilken karnımız;
Eldeki nasırla,
Akıtılan terle doğru orantılıyken zenginliğimiz;
Nehir kendi yolunda akarken,

Ayıplanmazken ağlamamız, gülmemiz;
Ağladığımızda dağı taşı yırtarken böğürmemiz;
Bir vadi dolusuyken kahkahamız;
İnsanı sokacak kalıplar dökülmemişken henüz;
Okula giden çocuklara,
Aman yavrum, diye başlamazken
Uğurlamamız, güle gülemiz;

Sevdamızı türkülere,
Sevgilimizi güllere,
Çiçeklere serperken;
Ferhat’ı dağlara,
Mecnun’u çöllere düşürüp;
Keremi yakıp kül eden aşk:
Bu kadar kolay,
Bu kadar ortada,
Yani bu kadar ucuz
Ve bir gecelik değilken henüz;
Daha bir tatlıydı sevda,
Daha kıymetliydi sanki.
Daha bir saygılıydı sevgili.
Gülen yüzümüz,
Gülüşümüzken armağanımız;
Veren elimiz,
Seven yüreğimizken sermayemiz
Daha bir mutluyduk hepimiz.

Dikensiz gül bahçemiz var ama
Güllerimiz kokusuz.
Bu işte bir terslik
Bir yanlışlık var bu gidişte.


Otoyollar asfaltlar yapılmamışken;
Cilt cilt kitaplar yazılmamışken daha;
Yani plastik icat edilmeden;
Süt şişeye, su poşete girmeden önce yani;
Gökyüzü mavi,
Masmaviyken denizimiz;
Kıyıya vuracak kadar çok değilken pisliğimiz;

Yani diyesim o ki:
Mayınlanmamış,
Tel örgülerle bölünmemişken;
Ülkemizin ve yüreğimizin sınırları.
Marks,
Daskapital’i yazmaya mecbur kalmadan;
Keynes zehirini akıtmadan önce;

Yani, paylaşım
Yani yurtseverlik kitapların
Bilinmeyen sözcükler bölümünde,

Okul kitaplarının en arka sayfasında
Yer almazken imece;

Daha bir günaydınlıydı günümüz,
Daha kardeşçe,
Daha duru,
Daha berraktı düşünce.

Bir yıl değil
Beş yıl değil
Diyorlar ki:''Diz çök eğil! ! '''
Bir yanlışlık var bu işte.
Bu gidişte bir terslik var
Bu gidiş gidiş değil


Bir terslik var bu gidişte.
Hiç insanı mutlu etmiyor
Makineleriniz, verileriniz.
Hiç mutlu etmiyor,
Petrol varilleriniz.
Ne dersiniz?
Sizce neden dersiniz?

İnsanı yaşatmıyor
Saniyede attığı mermi sayısı,
Her gün artan silahlarınız.
Hiç mutlu etmedi insanı;
Mucitleriniz, icatlarınız;
Hiç mutlu etmedi bizi,
Putlarınız, ilahlarınız.
Bu işte bir yanlışlık,
Bir terslik var bu gidişte.
Nasıl, niçin;
Sizce neden dersiniz?

Şu gazetelerde geçen
Kundaktaki Filistinli bebeğin,
Alnındaki kızıl lekeyi;
Karanfil mi sanırsınız! ?

Hani mesela,
Timsah gözyaşlarıyla izlediğiniz!
Akbabanın başında ölümünü beklediği;
Hani şu fotoğrafçısını kahreden;
Hani şu
Akıbetini merak ettiğiniz;
Yarı canlı, Afrikalı çocuğa
Ne oldu dersiniz?

Başka kanları,
Başka canları da katın sermayenize.
Vietnam, Irak, Kore,
Bilmem ki daha kimleri aldınız listenize.
İki yüz bin Kızıl deriliyi,
Hem de öz yurdunda
Öldürmekle başladınız, seri katilliğinize.
1902 yılına kadar
On yılda
Yok edip bir milyon Filipinliyi,
Yani nüfusun altıda birini
Katlederek devam ettiniz serinize.
Şöyle buyurdu: Senatör Bevaridge,
’’Bizi soykırımla suçluyorsunuz:
Onlar Avrupalı değil,
Amerikalı değil bizim öldürdüklerimiz,
Onlar oryantal.’’ Her neyse!

Japonya’da iki yüz elli bin.
Attığınız bomba,
36bin ton TNT
Yani, üç bin altı yüz kamyon
Dinamite eş değerde,
Ve hala etkisi devam ediyor
Dökülen yaprakta
Açan çiçekte
Denizde, toprakta
Havada, suda ve
Yeni doğan her bebekte.

Daha dün Panama: beş bin
Vietnam’da iki buçuk milyon kayıtlı ölünüz;
Irak’ta bir milyon küsur;
Rakam net değil, bitmedi henüz;
Devam ediyor zulmünüz.

Ya işbirlikçilerinizin eliyle katlettikleriniz! ?
Katillerini hep siz eğittiniz,
Hepsinde sizin kanlı elleriniz.

Brezilya’da sayılamıyor,
Binlerce köylü;
Bolivya’da çoğu madenci otuz bin,
Şili’de otuz beş bin ölü,
Binlerce kayıp.

Arjantin: Kaç olduğu belli değil,
Nehirler, göller, yerin altı, yerin üstü ölü dolu.
Kolombiya’da üç yüz yirmi bin;
Guatemala iki yüz küsur bin, yirmi bin kayıp.
Küba: Altmış bin
Endenozya: bir milyon
Yetmez mi bunca ayıp?
El Salvador’da yetmiş bin
Kamboçya ve Laos’ta bir milyon ölüm
Ve daha milyonlarca sayamadıklarımız.

Artsın diye talanınız;
Şişsin diye göbekleriniz;
Devam ediyor halkını boğmaya,
Köpekleriniz, işbirlikçileriniz;
Devam ediyor kıyıma kasaplarınız,
Cellâtlarınız, tetikçileriniz.

Utanın insanlığınızdan;
Utanabilirseniz,
Eğer utanmayı bilirseniz


Korumak için kendinizi kininden, öfkesinden;
Fili Afrikalıya öldürttünüz,
Deveyi Araba dövdürttünüz.
Şeytana pabucunu ters giydirir,
Oyununuz, entrikanız, ikiyüzlülüğünüz.
Siz ki
Halkın dinini, inancını;
Haçını, kilisesini, mabedini,
Kuran’ını, İncil’ini;
Siz ki
İnsanın rengini, bedenini;
Erkeğin kişiliğini,
Kadının dişiliğini
Kendi pis çıkarlarınız için kullandınız.
Siz ki,
Çürüyen bedeninizi,
Çaldığınız organlarla değiştirdiniz.
Bebeğinizi, köpeğinizi,
Öldürdüğünüz bebeklerle beslediniz.

Kıtlık,
Ölüm,
Zülüm,
Ve kan.
Ve de sayamayacağın,
Kaydını tutamayacağın kadar
Sakat insan.
Kimse bilmez kopan bacağının,
Çalınan organlarını akıbetini.

İşte bu, sizin eseriniz.
Caniyi titretir, merhamete getirir,
İşkenceleriniz, zulmünüz.
Katlliğinizle
Caniliğinizle
Maharetinizle
Musibetinizle
Övünebilirsiniz.

Zulmünüzle;
Kan kusan kalemlerinizle;
Kanla yazılmış,
Şerefli tarihinizle;
Övünebilirsiniz.

Şiltler takın
Madalyalar takın generallerinize!
Savaş muhbirlerinize
Ödüller verin entel fahişelerinize!

Ama şu gözlerdeki ışıltıyı,
Şu yanaktaki gülüşü
Söndüremeyeceksiniz.
Öldüremeyeceksiniz
Yürekteki çocuğu.
Bu uzun yürüyüşü
Durduramayacaksınız.

Unutmayın,
Barıştır daim
Her zaman sevgidir,
Son sözü söyleyen;
Döndüremeyeceksiniz.



O çocuğun akıbetini biliyorum,
Ama demeyeceğim,
Affedersiniz!
Çünkü
Bu halinizle siz,
İnsan değilsiniz.
Ama
Şunu bilmelisiniz
Annesinin ölümüne sebep olan
Silah Avrupa,
Kurşunu amerikan patentli.
Fotoğrafın kâğıdı da USA antetli.

Japonya’dan, Şili’ye;
Kan kırmızı karanfilden,
Beş sütunlu on tonluk file;
Alacağı var sizden, biliyor musunuz?
Alacağı var sizden,
En basit organizmadan,
en gelişmiş yapıya;
Evrimin gelecek halkasına varana ki
Genlerini bozdunuz;
Yerin, göğün;
Havanın, suyun, toprağın;
Bozulan her hücrenin,
Sararan her yaprağın,
Demografik yapının
Alacağı var sizden,
Alacağı var sizden
doğan ve doğacak olan her çocuğun
borçlusunuz.
Ve siz,
Halkın, hakkın, ve insanlığın,
Doğanın ve tabiatın önünde suçlusunuz

Mahmut NAZİK 25.03.2008 MERSİN

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:38 PM
Ölümü Öldürür Sevdanın Dili
Sevmeden açar mı yaşamın gülü
Keser nefesini nefretin külü
Azrail’e çalım atar her sevda
Ölümü öldürür sevdanın dili

Sevmişsem ben sevdim girme arama
Sevdada yok oldum beni arama
Gölgelere teslim olmuş yüreğin
Vurgun yemiş sevdan sarma yarama

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:38 PM
Ölüsü Dirisi Hep Sırtımızda
Bıyığını görüp adam sanmıştık
Dokunsan kırılır madam sanmıştık
Giyim kuşam kelle kulak kanmıştık
Gayri başka yüzün kaldı mı adam

Gün gelir din tellallığı yaparsın
Gün gelir Mekke’yi bile satarsın
Çıkar için yılan ile yatarsın
Kasaların dolmadı mı be adam

Bin bir surat bunlar yüzden çok ne var
Çıkardıkça matruşka gibi çıkar
Senin gibileri kimlerden doğar
Anan saçını yolmadı mı adam

Adam denmez bu Allahın hırtına
Nerde çıkar ağam olur fırtına
Eşek olma semer vurur sırtına
Bu iş böyle olmadı mı be adam

Ölüsü dirisi hep sırtımızda
Kendi kızı okur Avrupalarda
Hani derdin bize kökü dışarda
Okulunda yer kalmadı mı adam

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:38 PM
Ömrü Sebil Ziyan Olmuş Bak Hele
Yılanın yavrusu olmaz mı yılan
Bin yalanın tohumudur bir yalan
Nefsin olmuş da sevdana düşman
Dostlar saçın başın yolmuş bak hele

Ölümü öldürmek sevgiyle olur
Güzeli güldürmek sevgiyle olur
Canana gel demek sevgiyle olur
Yüreğine neler dolmuş bak hele

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:38 PM
Ömür Dediğin
Sanki yaz yağmuru ömür dediğin
Gökkuşağı gibi solup gidersin
Aynı su değil ki nehir dediğin
İçinde bir damla olup gidersi

Bu günlerin sonu gelmez mi sandın
Herkes ettiğini bulmaz mı sandın
Yanağında gülün solmaz mı sandın
Bahar dalı gibi açıp gidersin

Yeryüzü hep malın olsa ne yazar
Allı güllü dalın olsa ne yazar
Yediveren gülün olsa ne yazar
Ölüm hep erkendir göçer gidersin

Bu dünya bir etme bulma dünyası
Sanma ki yanına kalma dünyas
Nedense düşene gülme dünyası
Yaptığın şerbeti içip gidersin

Karun kadar zengin olsan ne fayda
Dağlar kadar engin olsan ne fayda
Kerem gibi yangın olsan ne fayda
Bir mendil sallayıp geçip gidersin

Bir güzellik yapmışsan o kar kalır
Bir sevdaya bağlanırsan yar kalır
Kahpenin aşkından ahu zar kalır
Bir bardak soğuk su içip gidersin

İbadet, kapısın(ı) açmaz Cennet’in
Şu dünyada kaç gün kaldı mühletin
Yaptığın gönüldür senin nimetin
Türkün yarım kalır uçup gidersin

Bir var imiş bir yok imiş olmadan
Can kuşunu gökyüzüne salmadan
Azrail gelip de kapın çalmadan
Bir şeyler yap rüyan kesip gidersin

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:38 PM
Ömür dediğin Nedir ki
Ömür bir kış güneşidir
Isıtıp da geçer gider
Zaman kendi eleğinde
Güzel çirkin seçer gider

Yıllar geçer bir düş gibi
Yar yüzünde gülüş gibi
Dala konan bir kuş gibi
Sen bakarken uçar gider

Kimin yâri kim sahibi
Ne başı belli ne dibi
Ladeste yenilmiş gibi
Apansız geçer de gider

Pınardan su içmiş gibi
Güz çiçeği açmış gibi
Ay buluttan geçmiş gibi
Gülümser de geçer gider

Bilenler neden söylemez
Söyleyenler bir şey bilmez
Cahiller beni eylemez
Yaralarım açar gider

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:38 PM
Öylesine İşte
Gidiyoruz dostlar!
Demeyin nereye?
Öylesine işte

Binmişiz bir trene
Biletimiz kesilmiş
Dönüşü yok
Kâh acır kâh acınırız
Her birimiz ayrı mevkilerde
Ağaçlar koşar pencerelerden
Kalır gerilerde
Onlar geriye biz ileriye
Bir gariplik var bu düşte
Son durağa varmadan
Diyemeyiz:
’’İnecek var! ’’

Hayat ne garip
Arkamızda dün
Aklımızda yarın
Bir kaygı bir telaş
Geçer gider bugün
Öylesine işte

Bir anlam olmalı dostlar
Bir anlam olmalı gelişimizde
Dostluklar çoğalmalı
Sevgiye kucak açmalı
Sevdalar çiçek açmalı
Kuşlar kelebekler uçmalı
Gülüşümüzde
Bir kara diken biter
Bıtırak bıtırak
Yüreğimize yapışır
Kara köpek gibi kapışır kötülük
Bir terslik var
Bir yanlışlık var bu işte
Sormayız sebebini nedense
Allah kitap aşkına
Peygamber aşkına
Bir tuhaflık yok mu bu gidişte

Desem ki niçin sormayız
Nasılını niçinini nedenini
Hep aynı yanıtı alırız nedense

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:38 PM
Özünü Ziyan Ederler
Açılsan kızıl gül olsan
Şakıyan bir bülbül olsan
Derya olsan sebil olsan
Sözünü ziyan ederler

İnci olsan da saçılsan
İrem bağında açılsan
Can suyu olsan içilsen
Yazını ziyan ederler

Bahara dursan gül ile
Söylesen hakkı dil ile
Hakkı bağlasan teline
Sazını ziyan ederler

Gül olsan gelip biçerler
Zer olsan yola saçarlar
Mey olsan hemen içerler
Mezeni ziyan ederler

Hakkı sel edip çağlasan
Yaşı sel edip ağlasan
Aşkı teline bağlasan
Sazına ziyan ederler

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:38 PM
Paranoya
Yılların oyduğu yüreğimde
Sanma ki yüreğim bütün
Tortusu kaldı yılların
Yoksulluğun
Acının
Ve
Hüznün

Onlar benim
Hilelerle atladığım
Maskeleyip alaladığım
Gülüşümün
Gölgemin ardında sakladığım
Görünmeyen yüzüm

Her haliyle
Titreyen sesimde
Anamın memesinden
Ayrılışımın bile
İzini görürsün

Havada yılan
Denizde köpek balığı
Karada şeytani
Gülen bir sırtlan
Yürekte öylesine bir hüzün
Odalara hapsoluşudur gündüzün

Keşke gölgem olsa
Bari rahat bırakır gecende
Ama nerdee
Karanlıkta bir gök geçi olur
Tüneyip gök bir kayanın başına
Çıkıp da karşına
Dişlerini gösterir
Yarı insan suretinde

İstismar edilişim
Horlanışım
Kirlenişim
Ellenişim
Bir cadı kazanıdır kaynar
Taa yüreğinin bilinmeyen bir yerinde

Kah ağlar
Kah güler
Kah ayıplar
Sancısı
Sıtması tutar
Kasılan bedeninde

Severken
Sevgilinle sevişirken
Pis bir röntgencidir
Bakar delikten
Bırakmaz yakanı bir türlü
Bazen
Böler de düşünü
Kimi zaman
Ağlatır gülüşünü

Gizlensen odalara
Gözlerini görürsün delikten
Kapıdan kovsan
Bir kabak sarkıtır bacadan
Yoluna çıkar olmadık yerde
Bir bakarsın
Bağdaş kurmuş oturur köşede

En iyisimi
Bir tekme atıp geriye
Hasedinden boğmak neşende

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:39 PM
Parmakta Bal imiş Ömür Bir Tadım
Menzile yaklaştık her gün bir adım
Zaman kendi çarkın(ı) çevirip geçti
Parmakta bal imiş ömür bir tadım
Bir kez dudağıma değirip geçti

Bir güzel sevmiş de vefa ummuştum
Dert oldu bu sevdam şifa ummuştum
Yalan imiş dünya sefa ummuştum
Yaktı da külümü savurup geçti

Bir sevdan yok ise boşa dönersin
Bir çemberdir yolun başa dönersin
Gider ahir ömrün düşe dönersin
Nice servileri devirip geçti

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:44 PM
Sahiden Ayıp Ettik
Ne göz göze bakışabildik
Ne dudak dudağa öpüşebildik
Ne on dördünde ay gibi gülüşebildik
Ne de zalimin yakasına yapışabildik

Sevdiğinin
sevgilinin önüne geçti telaşın
Gecekondu sevdalarda
Yıkım korkusuyla yaşadın
Yani yakamıza yapıştı elkitlik

Aşkta emanetçi
Yaşamda kiracı
Meydanda şakşakçı
Harmanda yarıcıyız

Denileni tuttuk
Verileni yuttuk
Ya bir ezberin peşinde
Ya da bir sürünün içinde yittik gittik

Bazen bacakçı
Bazen zaman mızıkçı
Boş beleş bedavacı
Bremen’de mızıkacıyız

Nabza göre şerbet
Sakala göre tıraş
Kendimiz bittik bitmesine de
Yavrumuzu da maymuna benzettik
Siz şeddeli eşşek nedir bilir misiniz
Bir düşünün isterseiz

Ne hava
Ne doğa
Ne deniz
Ne de gelceğimiz
Bilmiyoruz biz kimiz
Her şeyimizi kaybettik

Bir koyup üç almaktı muradımız
Boşa gitti onca çaba onca emek
Şimdi üçün birine bile razıyız
Kolay mı Takla atmak,
Tembellik etmek
Kolay mı adamın şeyini
Pardon el etek öpmek
Siz bunları az şey mi sanırsınız

Bu yavşaklığımızla
Bu gevşekliğimizle biz
Nicelerini
Ya görmezden geldik
Ya mahvettik
Ya da kendimize benzettik

Dediğimiz dedik
Çaldığımız düdük
Önümüze geleni kaptık
Ardımıza geleni teptik
Düşünü-yorum
Bu düpedüz eŞŞeklik
Sahiden ayıp ettik

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:44 PM
Sana Yük Olmaya Değil Yükünü Almaya Geldim
Sana yük olmaya değil
Yükünü almaya geldim
Eğil deli gönlüm eğil
Sevip yok olmaya geldim

Her güzele kul olmuşum
Altındaki çul olmuşum
Yediveren gül olmuşum
Gönlünde solmaya geldim

Kendimden kurtulmak için
Neyim kimim bilmek için
O yoncayı bulmak için
Kapını çalmaya geldim

Dağıldım dizilip geldim
Düğümdüm çözülüp geldim
Sevdadan süzülüp geldim
Sana kul olmaya geldim

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:44 PM
Sefa Geldin Hoş Geldin
Ay benim küçüğüm
Sıcacık öpücüğüm
Yanağı gülücüğüm
Sefa geldin hoş geldin

Tadı şekerden tatlım
Yarınım beyaz atlım
Ay gurbanım gıymatlım
Sefa geldin hoş geldin

Evimin yakışığı
Ay gözümün ışığı
Yüreğin son aşığı
Sefa geldin hoş geldin

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:44 PM
Sen Aşkmı Diyorsun Evcilleşmiş Olana
Aşk vahşidir
Sen aşk mı diyorsun
Evcilleşmiş olana

Daha özgür bir sevda
Daha güzel olacaktı güya
Dalında titremek
Tetikte beklemek düştü payına
Hani nerde
Bize söylenen değil
Vaad edilen değil bu dünya

Vedalaş sana dikte edilene
Sözcükler yetmez aşka
Vedalaş acıya hüzne
Yer aç kendi hikayene

Aşk vahşidir güzelim
Hangi sevgi öğretti
Sevgiyi sana
Sen sevgi mi dedin
Yinelenen yalana
Sen
Aşk mı diyorsun
Evcilleşmiş olana
M AHMUT NAZİK

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:44 PM
Sen Gelince
Lal olur dilim
Kırılır belim
Titriyor elim
Sen gelince

Gülün gülüşüm
Canım göbüşüm
Küsün ölüşüm
Hallerim nice

Gözün gülücük
Yüzün öpücük
Fikrin incecik
Bu bir bilmece

Gökte yıldızım
Yerde nevruzum
Yürekte sızım
Şiirde hece

Tanrısal ece
Sensizlik gece
Aydınlanır her yer
Sen gelince

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:44 PM
Sen Kiraz topla Koparılan Ben olayım
Sen gül kokla
Ben dikeniyle kalayım

Sen kiraz topla
Koparılan ben olayım

Sen şarap iç
Ben kadehine dolayım

Sen türkü söyle
Ben gözyaşımı yalayım

Sen gönül eyle
Ben hayaline dalayım

Yeter ki
Neşen olsun
Ne çıkar
Gadanı belanı alayım

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:44 PM
Sen Sana Değil Diğerine Yan
Sen
Seni değil
Diğerini sev
Çolağın eli ol
Sen ahrazın dili ol
Ağlayanın mendili
Duymazın kulağı ol
Sen karanlığın kandili
Görmüyorsa gözü ol
Cahil ise sen yazı ol
Dertli ise sazı ol
Sen sevginin özü ol

Sen sana değil
Diğerine yan
Diğerine öğret
Seni de
bir seven
Senin için de
Bir yanan
bulunur elbet

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:44 PM
Sende Soru Sende Cevap Ayrı Ayrı Yol Yaratmış
Şu feleğin işine bak
Nasıl da bir kul yaratmış
Dünyanın gidişine bak
Keçi gitmez yol yaratmış

Kimine ver Allah ver de
Kimi döner aynı yerde
Nefse burada sabır derde
Cennet’inde bol yaratmış

Kimi erkek kimi dişi
Kimi yiğit bir er kişi
Ne sorarsın söylenmişi
Nice meçhul yaratmış

Kiminin yüzü maskeli
Sanırsın dünya güzeli
Kimi açık kimi gizli
Tevir tevir hal yaratmış

Kimi kula gül dememiş
Kimisine bul dememiş
Ne hikmettir ol dememiş
Rahmetini bol yaratmış

Akıl fikir nice dolap
İşte günah işte sevap
Sende soru sende cevap
Ayrı ayrı yol yaratmış

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:45 PM
Senden Gelen Her Şey Başım Gözüm Üstüne
SENDEN GELEN HER ŞEY
BAŞIM GÖZÜM ÜSTÜNE

Nideyim sarayı nideyim pulu
Neme gerek benim dünyanın malı
Olsam da gurbetin yurtsuz bir kulu
Senin sevdan yeter başım üstüne

Bağımda güller açmasın ne çıkar
Dağımda kuşlar uçmasın ne çıkar
Yolumdan kervan geçmesin ne çıkar
Yüreğimde sen ol başım üstüne

Yunus olup diyar diyar dolansam
Derya olup bulanıp da durulsam
Sen bir avcı ben bir ceren vurulsam
Senden gelen kurşun başım üstüne

Ovalar yaylalar yellerin olsun
Şakıyan bülbüller güllerin olsun
Deryada gemiler ellerin olsun
Sevdan yeter bana başım üstüne

Düşmüşsem ben düştüm çöle kime ne
Ben Mecnun olmuşum Leyla kime ne
Ben divan ben bir deli kime ne
Yardan gelen her şey başım üstüne

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:45 PM
Seni Sevdim Diye Canan
SENİ SEVDİM DİYE
CANAN
Kara kıştım nisan oldum
Seni sevdim diye canan
Tövbe ettim insan oldum
Seni sevdim diye canan

Elmalar allanıverdi
Söğütler dallanıverdi
Güzeller gülleniverdi
Seni sevdim diye canan

Kanım kaynadı tutuştu
Yüreğimde bir kuş uçtu
Kuruyan pınarlar coştu
Seni sevdim diye canan

Güneş pırıl pırıl doğdu
Ağaçlar çiçeğe durdu
Selviler selama durdu
Seni sevdim diye canan

Yazı yaban sevgi seli
Çözüldü kuşların dili
Açıverdi yaban gülü
Seni sevdim diye canan

Şahandım kekliğe döndüm
Aslandım eliğe döndüm
Çalıydım çiçeğe döndüm
Seni sevdim diye canan



Ay gülümser güneş güler
Muzip yıldızlar göz kırpar
Poyraz yumşar yele döner
Seni sevdim diye canan

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:45 PM
senin Gül Açacak Yazın Kalmamış
Gülünü dalını yolup atmışsın
Senin gül açacak yazın kalmamış
Umudun yitirip özün satmışsı
Senin yücelerde gözün kalmamış

Sevdanı soldurup yele vermişsin
Düşünü terk edip sele vermişsin
Satıp hayallerin(i) ele vermişsin
Senin söylenecek sözün kalmamış

Bakışın eritirdi buzu karı
Hani sevdan vardı bekler baharı
İnsan yolda kor mu yoldaşı yarı
Senin çalınacak sazın kalmamış

Zengin avazıyla ürüp durursun
Gündüz dost dersin de gece vurursun
Bu gidişi gidiş sanma çürürsün
Yüz aynı yüz ama özün kalmamış

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:45 PM
Sevda Söylesin Sözünü
Karartmayın gökyüzünü
Kanatmayın yar gözünü
Sevda söylesin sözünü
Ahını alman dünyanın
Dost

Nedir bu kinin nefretin
Yüreğindeki külfetin
Budur senin sefaletin
Ahını alman sevdanın
Dost

İnsan insana kıyar mı
Gören gözleri oyar mı
Aşka sevgiye doyar mı
Sevin sevişin ölüm var
Dost

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:45 PM
Sevdamı Bulmaya Geldim
Laleyim kışlardan geldim
Sevdayım düşlerden geldim
Selden yokuşlardan geldim
Yazgımı bilmeye geldim

Kördüğüm oldum çöz beni
İpim kopmuş gel diz beni
Bulanmışım al süz beni
Sevip durulmaya geldim

Kışın rahminde yaz büyür
Kar altında neler uyur
Açmışım kapımı buyur
Sevdamı bulmaya geldim

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:46 PM
Sevdamız Ertelenir Bir Dahaki Bahara
Sevdamız dile düştü
Rüyamız ele düştü
Hoyrat vurdu goncada
Kanımız güle düştü

Duman çöktü şehre
Yoldaşlar düştü dara
Sevdamız ertelenir
Bir dahaki bahara

Geride kaldı aney
Gördüğümüz rüyalar
Taşlara çaldı bizi
Hainlikler riyalar

Dostlar tıkıldı dama
Anneler düştü gama
Yürek nasıl dayanır
Müebbete idama

Haber geldi şehire
Ağıtlar antenlere
Hiç zincir vurulur mu
Akıp giden nehire

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:49 PM
Sevdan Yoksa Niden Malı
Sevdan yoksa niden malı
Bana yeter bir çam dalı
Sevdamda gül açar çalı
Mecnun olup dağlan da git

Dost yanında köşem olsun
Yar yanında akşam olsun
İyi kötü neşem olsun
Bir sevdaya bağlan da git

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:49 PM
Sevdanda Diren SEVGİDE İnat Et
Bilirim
Hile karışmış
Barışa
Sevgiye hile

Zehirle süslerler
İçtiğim suyu
Yediğim aşı bile

Sağında kalleşlik göz kırpar
Elinde nefsin aczin
Zaafın ve şehvetinle gülümser
Sol yanında iblisin

Kolay değil direnmek ateşe
Yoluna çıkar
Bin bir bela ve musibet
İsa’dan
Musa’dan
Bir nice bilge
Bir nice ustadan öğrendik
Biliriz ki
Halkın hakkın ve
Cennetin yolu çile

Yine de
Reddeceksin
Kanı
Kini
Ve riyayı
Tetikteki ele
Riyadaki dile inat

Tükürüp yüzüne
Kinin
Musibetin
Ve
Cellâdın
Lanet olsun diyeceksin
İnatla
Cehalete
Sefalete
Savaşa lanet

İlle de barış
İlle de
Kardeşlik diyesin
Kahrından ve
Hasedinden
Çatlasın
Kan kussun ihanet

Sen
Yeterki
Umudunu kaybetme
Yeterki sabret
******* güneşe
Karanlık
Işığa hamile
Doğacaktır elbet
Yılgınlık yok
Yoluna
Kavgana devam et
Sevdanda diren
Sevgide inat et

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:49 PM
Sevdanı Gecenin Gergefine Yıldızladım Al Ört Başına
Hazan mevsimi
Hüznüme renk oldun
Dökülürken yapraklarım

Ey kalbin gören gözü
Tüm tatların özü
Sen ki
Benliğin ateşlerde yanışı
Sen ki
Ölümlünün
Sonsuzluğa kanatlanışı
Sen ki
İnsanın Tanrı’yla arasında
Bir karış kalışı
Sen ki
Kaderin sarpa sarışı
Aklın ipe dolanışı
Sen ki
Yüreğin atlanıp pusatlanışı

Ey bizi
Dinden imandan çıkarıp
Dillere düşüren sevda
Ey yaşama anlam katan sevda
Sen ki
Gönlün gülüşü
Baharın gelişi
Zulmün ölüşü
Sen ki
Mutluluğun gözyaşı
Tapusu
Cennetin Yedi kapısı
Ve sen ki
Kışları yaz
Yokuşu düz
İnsanı sınır tanımaz eden sen
Seni
Ebemkuşağı renginde
Çiçekledim
Nefesini
Dağ rüzgârlarıyla kekikledim
Sesini
Şirin hecesine
Yaşamın her harfine ekledim
Dalında sürgünün olsun
Seni
Gecenin gergefine yıldızladım
Al ört başına
Yorganın olsun

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:49 PM
Sevdanın Temeli İnsan Değil mi
Kime yalvarırsın kime minnetin
Sevdanın temeli insan değil mi
Nedir bu mihnetin kaç gün mühletin
İllaki demeli insan değil mi

Hak’kın mah cemali insan değil mi
Kudretin kelamı insan değil mi
Allah’ın selamı insan değil mi
İllaki demeli insan değil mi

Satmışız benliği küfre kibire
Girmişiz be ustam canlı kabire
Hangi kitap yazar kul kula köle
Varlığın kamili insan değil mi

Kabe’nin temeli insan değil mi?
Varlığın kemali insan değil mi
Sevdanın emeli insan değil mi
İllaki demeli insan değil mi

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:49 PM
Sevdasından Deli Oldu Desinler
Saçını savuran yelin olaydım
Yanağında açan gülün olaydım
Yeter ki sev beni delin olaydım
Sevdasından deli oldu desinler

Sen dağ ol da şahin olup dolanam
Pınar ol da keklik olup sulanam
Yeter ki sev kapı kapı dilenem
Sevdasının kulu oldu desinler

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:49 PM
Sevdasızsın Bir HIrsızsın Sen
Dala konan kuş gibi
Gülümseten düş gibi
Açıp solman bir oldu
Sanki bir gülüş gibi
Bir hırsızsın sen
Vefasızsın sen
Hayırsızsın sen
Ankaralı

Öyle geldin gizlice
Sevdalandım delice
Kayan bir yıldız gibi
Çekip gittin bir gece
Sevdasızsın sen
Vefasızsın sen
Bir hırsızsın sen
Ankaralı

Gönlümü çalıp gittin
Sevdaya salıp gittin
Ne bir selam ne haber
Ayımı alıp gittin
Bir hırsızsın sen
Vefasızsın sen
Sevdasız sın sen
Ankaralı

Çıkmaz sevdanın izi
Yakar yüreğimizi
Birden girer düşüne
Çöker bir ince sızı
Sevdasızsın sen
Hayırsızsın sen
Selamsızsın sen
Ankaralı

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:50 PM
Seversen Gül Solmaz İmiş
Affetmeyi bilsin diye
Hatalı bir kul yaratmış
Hak etmeyi bilsin diye
Dikenli bir gül yaratmış

Her güzelde vefa olmaz
Her sevdada sefa olmaz
Her acıda cefa olmaz
Ateşe de kül yaratmış

Seversen gül solmaz imiş
Mazlum ahı kalmaz imiş
Hatasız dost olmaz imiş
Herkese bir zul yaratmış

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:50 PM
Sevgi Der Saçar Gideriz
İnsanlıkta inadız biz
Benliği yakar gideriz
Garibana kanadız biz
Sevgi der saçar gideriz

Doğru söyler kelam ile
Doğru yazıp kalem ile
Kuşa kurda selam ile
Dünyadan geçer gideriz

Tevrat canımızda bizim
İncil yanımızda bizim
Kuran kanımızda bizim
Sırattan uçar gideriz

Hakkın ardında durmuşuz
İnsana köle olmuşuz
Kini zincire vurmuşuz
Cemrede açar gideriz

Hırsın kör ettiği gözden
Riyanın bozduğu özden
Yalnız dilde kalan sözden
Uzağa kaçar gideriz

Yüreği pınar olana
Cananına yar olana
Yarına bakar olana
Kapıyı açar gideriz

Her güzellik bir incirde
Nefsimiz titrer zincirde
Piştik sabırda ecirde
Zehir ol içer gideriz

Nefsin kör etmiş gözünü
Riya çürütmüş özünü
Hırsın hıfzetmez sözünü
Biz senden kaçar gideriz

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:50 PM
Sevgi Düşerse Yüreğe
Zaman sanki zahir olur
Sevgi düşerse yüreğe
Her an akan nehir olur
Sevgi düşerse yüreğe

Yürek coşar da sel olur
Çakırdikeni gül olur
Serçe öter bülbül olur
Sevda düşerse yüreğe

Dağlar eğilir önünde
Rüzgâr sevginin yönünde
Çelik bükülür sonunda
Sevgi düşerse yüreğe

Sel uslanır pınar olur
Fidan büyür çınar olur
Yaralar yadigâr olur
Sevgi düşerse yüreğe

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:50 PM
Sevgi İnsanın Gülüdür
Sevgi insanın gülüdür
Seven insan güzelidir
Sevgi tükenmişse eğer
Ahir ömrün düşe döner

Sevgi yoksulun gülüşü
Çiçeğin rengi nakışı
Sevgi bilgenin bilişi
Sevgisiz taş boşa döner

Sevgisiz günler ay olur
Ömür tükenir zay olur
İnsen kemliğe pay olur
Alıcı bir kuşa döner

Sevgi baharın nevruzu
Koyunun ardında kuzu
Kılavuz kutup yıldızı
Onsuz yollar başa döner

Sevgi yaşamın baharı
Sevgi bayrağın rüzgârı
Cana ata yadigârı
Onsuz insan taşa döner

Sevgi hastanın sabahı
Sevgi geçliğin günahı
Alma sevenlerden ahı
Bahar ayın kışa döner

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:50 PM
Sevmenin Fakir Fukarası Olduk Kinin Kavganın Hovardası Olduk
Gözümüzde biriktirdik acıyı
Gülmenin fakir fukarası olduk
Yürekte öcü öfkeyi sancıyı
Sevmenin fakir fukarası olduk

Canımız çıktı kinimiz çıkmadı
Kestiler damla kanımız akmadı
Aşkı sevgiyi hoyratça harcadık
Kinin kavganın hovardası olduk

Güzelliği boşaltıp yoz etmişler
Sohbete sövgüyü ön söz etmişler
Öfkeyle seviyi baş göz etmişler
Cinin Şeytanın marabası olduk

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:50 PM
Sevmeye Gelir misin
Bir bahçe kurdum
Sevda dağında
Senin için
Toprağı bilgi
Fidanı sevgi
Can suyu alın teri
Görmeye gelir misin?

Bir çiçek büyüttüm
Gönül bağımda
Senin için
Rengi yanağın
Kokusu tenin
Dallı yaprağı saçın
Her şeyiyle senin
Dermeye gelir misin?

Bir düşüm var
Sabahın adı sevgi
Akşamın adı umut
Yer yok açlığa
Zalime zulme
Her şeyiyle eşit
Sen
Sevdan
Ve sevgilin yan yana
Son vermişiz yalnızlığa
Yormaya gelir misin?

Bir kabir kazmışım
Mezar taşına
Hüvel insan
Baki sevdan yazmışım
Kini
Nefreti
Husumeti
Kulluğu
Köleliği
Yani esareti
Yani
Kötülük üstüne ne varsa her şeyi
Gömmeye gelir misin?

Bir savaşım var benim
Barış adına
Kardeşlik sevgi adına
Hani varabilsin diyorum
Kuşun kurdun secde ettiği insan
Yaşamın tadına
Yani
Salıverelim diyorum
Paslı zincirinde yas tutan sevdaları
Ölmeye gelir misin?

Yani bir tanem yani
Yaşamı korkusuz
Fikri mektepsiz
İnsanı nesepsiz
İnsanı mezhepsiz

Ve herşeyi her şeyi
Şeksiz
Şüphesiz
Ve de
Sebepsiz

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:50 PM
Sis Dağılsın Bir Gör Hele Ne Sevdalar Duman Olur
Nefsin seni senden almış
Hırsın seni yere çalmış
Eğil deli gönlüm eğil
Gidenlerin neyi kalmış

Yaman olur yaman olur
Neden suçlu zaman olur
Sis dağılsın da gör hele
Ne sevgiler duman olur

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:51 PM
Siyaset Destanı
Yıllardır yapılır hazırlık
Sam amcayla pazarlık
Zaten mesleğim benim
Üfürük muska nazarlık

Uyup siyaset marşına
Girdim sidik yarışına
Rakip kaldı on arşında
Ben atladım yüz arşına

Spekülatör dedi ki aman
Sam amca böylesini bulaman
Karga da süpürme kullan
Döviz altın toz duman
Seçim günü borsa tavan

Takıp başıma takkeyi
Bunca bekledim tekkeyi
Riya takiye her şey mübah
Satıp da geldim Mekke’yi

Helale haram kattım
Sirkeyi bal diye sattım
Müşkül imiş şu siyaset
Yılanla yar deyip yattım

Yoksula dedim sabret
Tespih çek de şükret
Kimini okşa kimine küfret
Her damara ayrı şerbet

Kömür para kese kese
Afyon bedava herkese
Kandırması hiç zor değil
Onda var iken bu ense

En temizi biziz dedim
Biz de siz gibiyiz dedim
Geçmişte bir şeyler oldu
Diktirdik de kızız dedim

Ve harici ve dahili
Adayım cemaat sefili
Zaman aşımı rezili
Siyaset bu boru değil
Delikten geçirdim fili

Yalancıysam noter gerek
Kelim yok ki foter gerek
Türban mürban baş örtüsü
Uyutacak eter gerek



Meydanlarda nice katır
Ne gönül var ne hatır
BEN KARA SEN BENDEN KARA
Temizler mi bunu natır

Yalan yalanla yarıştı
Koyun kurt ile barıştı
Zaten gördüğü bir karıştı
Akıllar iyice karıştı

Televizyon mele vizyon
Göz boyamak illizyon
Revilasyon devilasyon
Yalakalık oldu vizyon

Katıp tozu dumana
Aşk ile çıktım alana
Ne takiye ne de hile
Tenezzül etmem yalana

Basının sesi kısıldı
Dürüstlük ipe asıldı
Yalaka dönek ve de hırslı
Ruhu bana satıldı

Künde çelme nice oyun
Kamuyu etmişim koyun
Ana yasa kur’an kanun
Her şey kitabına uygun

Dedim sizler de götürün
En iyi yerlerde oturun
Ağzınız kokmasın yazınız koksun
Yeterki ağzınızdan ötürün

Emrime hazır ve nazır
Zaten midesini kazır
Arpa çöreği bahane
Adamlar evvelden hazır

Satmışım ben anasını
Tuttum basının yasını
Sam amcanın yardımıyla
Satın aldım en hasını

Güme gitti asıl mesele
Maksat oyun maksat hile
Attım ortaya bir mesele
Bizim kedi yuttu bile


Sür süreden var varadan
Bizden yanadır yaradan
Umut bitti Denizden karadan
Sömürü çıktı aradan

Verdim gazı verdim gazı
Alim ettim aptal kazı
Aslan sandı kendin tazı
Ürüşe bak zengin avazı

Payeler verdim pireye
Kibarsın dedim deveye
Boğayı gösterip düveye
Bak geldim nerden nereye

Bay ayı oldu avukat
Gelene gidene tokat
Ayağa kalkacak emme
Kimsede tutmuyor makat

Satırlara sığar mı ki
Yediğimiz onca kazık
Karşı gelecek amma
Yemiyor kimsede büzük

Sanığın her yanı sakat
Ne mecal kaldı ne takat
Kaç kez geldi bu oyuna
Bir şey anlamadı fakat


Rakiplerim sivri sinek
Ne verdiysem yuttu inek
Bazen mağdur bazen mazlum
Bu eşeğe biz de binek

YILDIZ KIBLE YÖN OYNADI
SEVDA SUSTU KİN OYNADI
ŞEYTAN ÇALDI CİN OYNADI
HAİN ÇALDI HİN OYNADI

ŞİMDİ OLDUM HÖKEMET
DEMMOKRATİK CUMHURİYET
HERKES EŞİT YOKSULLUKTA
GÖTÜRMEKTE HERKES ÖZGÜR
HIRSIZ ARSIZA HÜRRİYET

Tilki hazineden mesul
Götürüyor usul usul
Her şey uygun alelusul
Anayasa kanun usul

Aldım ağamdan icazet
Benim yaptığım siyaset
Yazdım ki ders olsun maksat
Maksat siyaset ilmine hizmet

Böyle yazdı MAHMUT NAZİK
Derim ki bu halka yazık
Soyulacak nemiz kaldı
Yırtık bir don bir de kazak

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:51 PM
Sokak çocukları
Size derler ki
Sokak çocukları
Kim bilir şimdi nerede
Ne halde nasıldır
Mezar taşları kadar soğuk
Annenizin kucakları
İnsanlığın kör paraya satıldığı yerde
Ninnisiz sevgisiz yürek kederde
Yapayalnız yaşamak varmış kaderde

Yılandili zehir şırıngalarda
Günahı yüreğini titretir şeytanın
Damarda dişleri

Çifte su verilmiş bakışları
Kan çanağı gözleri
Ateşi arzularda
Dolup boşalırken kadehler
Kimi ihanetin
Kimi harami sevdaların peşinde
Hoyrat eller dolaşırken
Annenizin döşünde
Belki de
Masmavi bir gökyüzüydü
Gözleriniz düşünde

Sokak çocukları
Elleri elinde annesinin
Bir yavru görseniz
Dudaklarınız hüzün
Bakışınız ıslak
Yaşa durmuş gözleriniz
Bir çift kara üzüm
Dalar gidersiniz

Sokak çocukları
Sanki sabah
Kar vadisinde uçan
Bir sürü deli kargaya uyanırlar
Dost tekmelerin acısıyken günler
Mümkünü var mı?
Geleceği güldürmenin
Onlarla
Daha Doğmadan kesmiş hayat bağını

Haytalara teslim olmuşuz parklarda
Bir kez yakalanmışız
Dokuz dağın hayduduna
Mümkünü var mı?
Geceyi öldürmenin
Ören örmüş
Daha siz doğmadan ağını

Bayramlar aratırken arifeyi
Sahte merhametlerin
İhanetine uğramışken dünler
Gayrı istesek de aşamayız bu Kaf dağını
Şeytan görmüş gibi bakarken gözler
Zehir gibi acı
Bıçak gibi keserken sözler
Ne mümkün
Hem de tek başına
Çöz çözebilirsen bu bela yumağını

Oysaki
Gözümüzde bir ana
Bir babasınız hepiniz
Kırk bin çiçekten
Gökkuşağının yedi renginden
Süzülüp gelir sevginiz
Vura vurula
Kıra kırıla
Taşa kesmiş yüreğiniz
Siz bunu göremezsiniz

Siz ki
Kemiklerine kadar
Kibirli vakur
İliklerine kadar günahkâr
Gözünüz şeytana
Diliniz bize lanet okur
Nefes aldığımız için
Tanrı’ya sitemkâr

Oysaki
Bize sırdaş
Bize kardeş
Bize yoldaş olabilirdiniz

Onlar ki
Sokak çocukları
Zemheri ayazlarına kar etmez
Ne civan
Ne cengâver
Ne de civanperçemli oluşları
Kör gözler acımaz
Ceylan oluşuna gözlerinin
Açtırlar
İt gibi dalaşırlar
Bilirler istenmediklerini
Bilirler sevilmediklerini
Zemheri kurtları gibi
Birlikte dolaşırlar
Utanırlar
Ar ederler gündüz yaşamaktan
Yaşamın bittiği
Umudun tükendiği yerde yaşarlar
Acılarını kucaklayıp da yatarken
En kuytu köşelerde
Bela izlerini sürer
bulur gelir de
Bulur da işer başlarına
Her sabaha çıkışlarına şaşarlar
Onlar ki
Her an ölümü ceplerinde taşırlar

Onlar ki
Yaşamdan alacakları
Yaşama hınçları var
Kin tohumlar
Yüreklerine sokaklar
Borçlu onlara her şey
Borçlu onlara sevdalar
Sararmış yaprak gibi
Titrer yürekleri
Her dakika her saat
Borçlu onlara
Bu düzen bu sistem
Küçümseyen
Aşağılık bakışlarımızla aşağılayan
Nasıra kesmiş duygularıyla
Borçludur onlara
Bir ömür
Koskoca bir hayat

Ey Salıncaklar
Sallayanlar
Sallananlar
Ey dumanı tüten bacalar
Kaşkoller ceketler urbalar
Okula giden çocuklar
Ey yakalar kurdeleler
Hasta çocukların
Alnını okşayan kutsal eller
Renkler boyalar oyuncaklar
Bebeler sallanan beşikler
Alacağım olsun sizden
Evlerden sızan
Sıcacık ışıklar
Alacağım olsun sizden
Açılmış kucaklar
Ey camlar camekânlar
Tacirler tüccarlar
Canların pazarlandığı mekânlar
Suçlar töreler
Dediler kodular
İhanetler cinayetler
Ey bozulan sosyal yapı
Alacağım olsun sizden
Ey insanlığa kapanan kapı
Alacağım olsun sizden
Bildiğini söyleyip
Söylediğini bilenler
Alacağım olsun senden
Ey azgınlığın
Kapitalizmin kahpe dolabı
Alacağım olsun senden
Fizik kimya edebiyat
Din dersi ve ahlak kitabı

Onlar ki
Bir umutla çaldıkları kapılardan
Boynu bükük dönüp giderler
Anneleri koymadı
Kendileri de seçmediler
Ama
Adları ‘****e! ’ çıkmış bir kere
Kime ne derler

Anneleri yok ki
Babaları da yok hani
Yıldızlara anlatırlar düşlerini
Bulutlara dertlerini ağlarlar
Hatmilerle papatyalarla
Bölüşürler gülüşlerini
Kuşlarla kurtlarla
Sahipsiz köpeklerle kutlarlar
baharın gelişlerini
Ne gam
Onların da hayalleri var

Bedenleri gururları
Sürünse de yerlerde
Dar gelir düşlerine
Denizler deryalar
Onlarında
Çiçek açar yüreklerinde sevdalar
Onlarında düşlerinde
Sıcak bir odada
Kucağına girer sevgili yar

Ama
Kaçmış bir kere ipin ucu
Bir şey unutturur
Bu utancı
Bu alacağı
Bu borcu
Bir şey unutturur
Kırılan gururu
Sürünen onuru
Kaçmış bir kere ipin ucu
Bir şey öldürür
Bu kara sevdayı
Bir şey yutturur
Boğazlarında düğüm düğüm
Bu kahpe dünyayı
Bu rezil ve kepaze sonucu
Baly tiner
Yani
En ucuzundan uyuşturucu

Alacağım olsun sizlerden
Tüm özgürlükler
Sizden alacağım olsun
Öpücükler gülücükler
Emmiler dayılar amcalar
Belli ki tuzunuz kuru
Beli ki suyunuz duru
Bir kere olsun yıkmadınız
Şu aramızdaki suru

Vurun bizi
Bizi öldürün
Öldürün de kurtulun
Biz miyiz
Bu ülkenin uru
Bizi mi sanırsınız
Bu şehrin kamburu

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:51 PM
Solmuş Bu Şehirin Yüzü
Solmuş bu şehrin yüzü
Kirlenmiş insanın özü
Yarasın(ı) yalayıp durur
Korkuya teslim gündüzü

Ben burada güz olurum
Baharsız bir yaz olurum
Al götür sevdama beni
Menekşe mavruz olurum

Bu göz benim gözüm değil
Bu yüz benim yüzüm değil
Solmuş güllerin benzi
Bakış üzüm üzüm değil

Neye çevirdiler sizi
Bakmaya utanır özü
Kanar yara sızı sızı
Kalmamış sevdanın gizi

Ben burada güz olurum
Çiçeksiz bir yaz olurum
Al götür dağlara beni
Baharda mavruz olurum

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:51 PM
Sorarlar Bir Gün Adamım Sanma- Be Hayvan-
ADAMIM SANMA

Alır uzaktan leşin kokusunu
İhaleye çıkarmış namusunu
biliriz biz bu bezin dokusunu
Denilene bakıp adamım sanma

Ayıdan ders almış bunun dostları
Aslında köprüyü geçmek kastları
Kevgir gibi para etmez postları
Yılışır yanında adamın sanma

Dostları var hep önünden gülerler
Arkasından ana avrat söğerler
düşmeye gör önce onlar döverler
Dediler deyip de adamım sanma

Kırk yıldır süreriz senin izini
Karanlıkta kırpıp durma gözünü
Biz biliriz senin nerden bezini
Pişman görünüp de günah çıkarma
M.NAZİK 2007 MERSİN

BE HAYVAN
Araban lüks pis hayatın şahane
Eşin dostun senin için karhane
Pisliğine bulur bin bir bahane
Hacca gitsen aklanmazsın be hayvan

Avradının donu bile beleşten
Geri durmaz hiç oynaştan elleşten
Gos gos gezer birde öyle keleşten
Kırklansan da paklanmazsın be hayvan

Topraklara gömsem saklamaz seni
Deryaların suyu paklamaz seni
Bin papaza gitsen aklamaz seni
Adamım deyip de dolanma çıyan

Ecüc mecüclerden bunların soyu
Din iman deyince herkesten koyu
Yezitten mi aldın böyle bu huyu
Don yırtılmış saklanmazsın be hayvan

Adam deyi ortalıkta dolanır
Öyle leş görmüş it gibi yalanır
Bunlar anasına bile sulanır
Kokmuşsun sen saklanmazsın be hayvan
M: NAZİK 14.10.2007 MERSİN
BİR GÜN
Onlar ki ezan okurlar abdest almaz
Abdest alsalar da namazın kılmaz
Saki bizim kümesteki çil horoz
Senin tüylerini yolarlar bir gün

Kumda yürür belli etmez izini
Çalarlar elinde fakir sazını
Ayartırlar fukaranın kızını
Senin o hayanı burarlar bir gün

Bunlar ne sağcıdır ne de solcudur
Bakarsın ki her zaman çoğulcudur
Riyakârdır haindir hortumcudur
Bunun hesabını sorarlar bir gün

İmam olduk ölüsünü götürdük
İşçi olduk eksiğini yetirdik
Seçmen olduk başımıza getirdik
Bunun hesabını sorarlar bir gün

Nasıl hamur böyle bu nasıl maya
Gündüz camiye gecede havraya
Bunlar için vatan millet Sakarya
Sizi bu ülkeden sürerler bir gün

Halkı soyup günlerini gün ederler
Allah Allah diye de ün ederler
Vaşinton’dandır dersi din ederler
Başa bin bir bela sararlar her gün

Sustukça sanırlar seni bir sürü
Şamar yiye yiye olduk serseri
Kendine yontar nalıncı keseri
Senin de kapını çalarlar bir gün

Öküz terli yutmaz uyku hapını
Anlarsa halk bu riyakar yapını
O keserin döndürüp de sapını
(En) Kıymetli yerine sokarlar bir gün

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:51 PM
Soyanın Soyu kurusun
Bu ülkeyi bu hallere
Koyanın soyu kurusun
Avuç açtırıp ellere
Doyanın soyu kurusun

Umutlar güler beşikte
Analar ağlar eşikte
Vurguncular da keşikte
Soyanın soyu kurusun

Riyakarlara itlere
Sülüğe pire bitlere
Yalancı kof yiğitlere
Uyanın soyu kurusun

Herkes birinin yakını
Ele alıp mektubunu
Sabi sübyanın hakkını
Yiyenin soyu kurusun

Devlet deniz onlar domuz
Kılarlar yalancı namaz
Yakınimdir imza rumuz
Diyenin soyu kurusun

Harama çözüp belini
Talana atıp elini
Yalana katıp dilini
Duyanın soyu kurusun

Halkı satan hainleri
Tembel yatan lainleri
Çıkar için zalimleri
Sayanın soyu kurusun

O uçkuru gevşekleri
Dönekleri yavşakları
Hımbılları eşekleri
Sevenin soyu kurusun

Bozup doğanın narkını
Döndürmek için çarkını
Ahrete dünya hakkını
Koyanın soyu kurusun

İkiyüzlü münafığı
Riyakârları fasığı
Şu kulağı kesiği
Sevenin soyu kurusun

Kitap gibidir sözleri
Ayna gibidir özleri
Yarını gören gözleri
Oyanın soyu kurusun

Doğru dedi diye bana
Hakkın sordu diye sana
Doğruya dine imana
Sövenin soyu kurusun

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:51 PM
Soysuz Namussuz
SOYSUZ

Elin kapısına bizi kul ettin
Yakıp halkın yüreğini kül ettin
Yedi iklim dört köşeye gül ettin
Utanmadan bir de konuşur soysuz

El âleme peşkeş çeker köyünü
Mankurt olmuş tanımazsın soyunu
Keklikten mi aldın sen bu huyunu
Bir de celallenir bak hele huysuz

Namussuzluktur bu herkese ayan
Uyduğun yeter ey halkım uyan
Hak der ki şeytandır haksıza uyan
Bir de din iman der bak hele domuz

Yabanla bir olup soyar halkını
Senin hakkınla döndürür çarkını
Kendi yapıp halka verir dalkını
Yurtseverlik bu mu söyle namussuz

Akrep nefsi için yermiş eşini
Balık yavrusundan yapar aşını
Namussuz satar ele kardeşini
Hangisi yakışır sana namussuz

İnsanı insana kul eden sensin
Şehirleri yakıp kül eden sensin
İnsan onurunu çul eden sensin
Sana adam diyen senden namussuz

Her yanı kirletip göğü delen sen
Ne kadar ağlarsak onca gülen sen
İnsanlığı parça parça bölen sen
Sana omuz veren senden namussuz

Bazen bilgin bazen ise ümmisin
Yahudi İsevi bazen Sünnisin
Renkten renge giren hinoğlu hinsin
Kırk kocadan arta kalan namussuz

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:51 PM
Söyle Nedir Seni Yakıp Kavuran
Söyle nedir seni yakıp kavuran
Aynı güzele sevdalanmadık mı?
Gazel edip dağa taşa savuran
Onun için yanıp yakılmadık mı?

Onu gelin ettik de güzel olduk
Onu üzgün gördük de gazel olduk
Peşimize düştüler gazal olduk
O güzel yolunda vurulmadık mı?

Yüz yılların hasleti var özümde
Bin sevdanın hasreti var közümde
Yemini var vuslatı var sözümde
Uzaklardan gelip vurulmadık mı?

İnsan olan kardeşini yakar mı?
Yılan olup yüreğinden sokar mı?
Elini böğründe koyup bakar mı?
Bir sevdayla coşup durulmadık mı?

Aynı güzel için vurduk vurulduk
Gadasında belasında sorulduk
Aynı güzel için coştuk durulduk
Onu bulmak için yorulmadık mı?

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:51 PM
Suçlusun Sen
Şu dağlarda ölenleri
Ölenlere gülenleri
Buna neden olanları
Yazmıyorsan suçlusun sen

Helale haram katmışsan
Suçluya çanak tutmuşsan
Duygularını yutmuşsan
Suçluyum ben suçlusun sen

Birlik dirliği bozmuşuz
Sürüden ayrı yozmuşuz
Bu yazıyı biz yazmışız
Suçlusun sen suçluyum ben

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:52 PM
Sunayı Katarda Vurmak Olmaz ki
Haramiler vurur giden kervanı
Sunayı katarda vurmak olmaz ki
Akıp gider şu dünyanın devranı
Nehirin önüne durmak olmaz ki

İnsanın öyküsü dizgide kaldı
Gelinin kilimi çözgüde kaldı
(Yaşamın türküsü ezgide kaldı)
Hayatı romanı dizgide kaldı
Bir sevdayı yarım komak olmaz ki

Çöller yanar Mecnun bulur Leyla’yı
Yürek kanar ama bulur sevdayı
Bulana durula bulur deryayı
Yiğidi yokuşa sürmek olmaz ki

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:52 PM
Sülüğün Olmaz Dini Merhameti
Ağızlar kıç olmuş kıçlar da ağız
Ötürür babam ötürür ötürür
Sahibini sesi itten de yağız
Öttürür babam öttürür öttürür

Bilir misin kimdir seni bozanı
Yoksulluğu kader edip yazanı
Sokağa düşürür kızı kızanı
Sattırır babam sattırır sattırır

Umurunda mı oturmuşsun küle
Malamat olmuşuz yedi düvele
Baba evlat hayırlı damat el ele
Götürür babam götürü-r göt-ürür

Bilemez misin yıllardır efendini
Onlar çalıp onlar aklar kendini
Ayet’ten Hadis’ten bulup fendini
Bitirir babam bitirir bit-iri-r

Nerde Ali’nin kuvveti kudreti
Hani nerde Ömer’in adaleti
Parazitin olmaz hiç merhameti
Batırır babam batırır batırır

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:52 PM
Şah Gider de Tacı Kalır Geriye
Başımızda şahlar boza pişirir
Şah gider de tacı kalır geriye
Bu oyunlar bizi bize düşürür
Yüreğinde sancı kalır geriye

Akan nehirleri durduran onlar
Yoksulu yoksula kırdıran onlar
Kardeşi kardeşe vurduran onlar
Ölen ölür acı kalır geriye

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:52 PM
Şeddeli Eşşek / Sahiden Ayıp Ettik
Ne göz göze bakışabildik
Ne dudak dudağa öpüşebildik
Ne on dördünde ay gibi gülüşebildik
Ne de zalimin yakasına yapışabildik

Sevdiğinin
sevgilinin önüne geçti telaşın
Gecekondu sevdalarda
Yıkım korkusuyla yaşadın
Yani yakamıza yapıştı elkitlik

Aşkta emanetçi
Yaşamda kiracı
Meydanda şakşakçı
Harmanda yarıcıyız

Denileni tuttuk
Verileni yuttuk
Ya bir ezberin peşinde
Ya da bir sürünün içinde yittik gittik

Bazen bacakçı
Bazen zaman mızıkçı
Boş beleş bedavacı
Bremen’de mızıkacıyız

Nabza göre şerbet
Sakala göre tıraş
Kendimiz bittik bitmesine de
Yavrumuzu da maymuna benzettik
Siz şeddeli eşşek nedir bilir misiniz
Bir düşünün isterseiz

Ne hava
Ne doğa
Ne deniz
Ne de gelceğimiz
Bilmiyoruz biz kimiz
Her şeyimizi kaybettik
Sormadık birkere nerden geldik
Nereye gideriz

Bir koyup üç almaktı muradımız
Boşa gitti onca çaba onca emek
Şimdi üçün birine bile razıyız
Kolay mı Takla atmak,
Tembellik etmek
Kolay mı adamın şeyini
Pardon el etek öpmek
Siz bunları az şey mi sanırsınız

Bu yavşaklığımızla
Bu gevşekliğimizle biz
Nicelerini
Ya görmezden geldik
Ya mahvettik
Ya da kendimize benzettik

Dediğimiz dedik
Çaldığımız düdük
Önümüze geleni kaptık
Ardımıza geleni teptik
Köpek olduk ürüdük
Sürüye uyduk yürüdük
Bir kez olsun düşünmedik
Düşünü-yorum
Sahiden ayıp ettik
Bu düpedüz eŞŞeklik

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:52 PM
Şeytan Çaldı Cin Oynadı- Hain Çaldı Hin Oynadı! ! ! ! ! ! ! ! ! !
ŞEYTAN ÇALDI
CİN OYNADI
HAİN ÇALDI
HİN OYNADI

Bilen bildiğin söylemez
Şeytan çalıp cin oynuyor(dı)
Cahil bilmediğin(i) bilmez
Hain çalıp hin oynuyor(dı)

Nasıl düzen nasıl zaman
Bilen bilmeyen toz duman
Cahilden ettik elaman
Ayı çalıp in oynuyor(dı)

Aydın söyler halk anlamaz
Halk ağlar paşam dinlemez
Tekme yerde hiç inlemez
Yıldız kıble yön oynuyor(dı)

Bağlamam gelmez düzene
Tersinden vurur tezene
Barış ödülü ezene
Sevda susmuş kin oynuyor(dı)

Çakaldan olmuş davulcu
Horoz hasından zurnacı
Kedi bir yaman kemancı
Uçkur kaçtı don oynuyor(dı)

Tavşan barışmış tazıyla
Ürer zengin avazıyla
Şişer şakşakçı gazıyla
Asil susmuş jön oynuyor(dı)

Tilki hazineden mesul
Götürüyor usul usul
Çalmak çırpmak kanun usul
Oynuyor ağam oynuyor(dı)

Rafta bekler yasa kanun
Oyunun içinde oyun
Her şey kitabına uygun
Vekilde her yan oynuyor(dı)

Payeler gider pireye
Kibarlık kupası deveye
Boğa atladı düveye
Boynundaki çan oynuyor(dı)

Bay ayı olmuş avukat
Gelene gidene tokat
Fare temizinden sirkat
Don yerinde an oynuyor(dı)

Sanığın her yanı sakat
Ayağa kalkacak fakat
Maymunda tutmuyor makat
Hem arka hem ön oynuyor (dı)

Oynuyor ağam oynuyor
Hem arka hem ön oynuyor
Şeytan çalıp cin oynuyor
Hain çalıp hin oynuyor

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:52 PM
Şikayetim Var
Dinleyin dostlar bir şikâyetim var
Ankara’ya nağme yazdım duymadı
Kitaplara sığmaz hikayetim var
Akan gözyaşımı kimse silmedi

Atan dedi vatan dedi soyulduk
Seçimde vergide adam sayıldık
İşsiz güçsüz oylum oylum oyulduk
Bir gün olsun şu yüzümüz gülmedi

Bunlar eşkiyadan beter soydular
Ağlayınca zindanlara koydular
Görenlerin gözlerini oydular
Seçtiklerim hallarımı bilmedi

Amerika’nın ricası emirdi
Biz yoksullaştıkça onlar semirdi
Tüm değerlerimi itler kemirdi
Gayrı dayanacak gücüm kalmadı

Bu ne iştir fakir fakire düşman
Çalışan aç yatan besili şişman
Hadi gel de çatlama(gel de) buna şaşma
Dolu almaz boşa koydum dolmadı


Yoksulluktan kızın düşmüş sokağa
Olsun nolur din elden gitmedi ya
Bular için vatan millet Sakarya
Anlattık anlattık kimse almadı

Hani nerde Ömeri’n adaleti
Kalmadı mı Ali’nin cesareti
Bitti tükendi mi Türk’ün kuvveti
Buna mı layık Muhammed

Gelen giden biner biz eşek miyiz
Gördüğüne alkış biz yavşak mıyız
Önün arkan söbe biz gevşek miyiz
Çıktım meydanlara kimse gelmedi

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:57 PM
Şimdi Deniz Olmak Var Sırada
Bir pınar akar
Acelesi var belli ki
Çayır çimen olmaya
Acelesi var
Yar elinde çiçek olmaya
Durmaz yerinde
Acelesi var
Bulut olmaya
Umut olmaya

Bin pınar akar
Birleşip olurlar bir dere
Köpük köpük hemi de.
Köpürür her uçurumda
Köpürür değirmenin arkında
Bir daha
Bir daha
Geçer feleğin çarkından.
Hemi de kaç kere

Yolunu kesen bentlere
Yüreğini kirletenlere inat
Durmaz yine de
O küçük dere ulaşır nehire.

Suyun örgütü dür bu
Aziz olanın
Bir içim olanın
Su gibi akanların
Saf olanın
Temiz olanın
Temizleyenin örgütü hem de

Suyu çıkanlara
Su koyuverenlere
Suyu bulandıranlara
Dümen suyunda gidenlere inat
Havadan sudan konuşanlara
Suya sabuna dokunmayanlara
Suyun yüzüne çıkanlara inat

Sığmaz yatağına
Sığmaz barajlara
Kim akıtabilir ki suyu yokuşa.
Şimdi deniz
Şimdi derya olmak var sırada.

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:57 PM
Şu Benim İki Dünyam Var Ya
ŞU BENİM İKİ DÜNYAM

Şu benim iki dünyam var ya
Hani elimle tutup
Gözümle gördüğüm
Şu
Üstünde yürüdüğüm
Yani sokaktaki çığlık
Yani cinlik
Yani hainlik
Yani çiğlik
Tükenmek tüketmek yani
Yani acı gözyaşı hüzün
Açlık yoksulluk
Yani ağzına tükürdüğüm
Vıcık vıcık

Şu benim diğer dünyam var ya
Hani gönlümdeki
Mesela sevgi
Mesela aşk
Hani gözündeki ışık
Yani çalışma sevgi
Yani barış
Yani bilgi
İş aş ekmek
Karşılığı alınmış emek
Helalinden sıcacık ekmek
Umut yani
Hani okula giden çocuk
Yani öpücük
O, yüze vuran gülücük
Yani mucuk mucuk

Şu benim iki dünyam var ya
Biri
Gözümle gördüğüm
Üstünde yürüdüğüm
Yani ağzına tükürdüğüm
Diğeri
Düşündüğüm
Düşünü kurduğum
Uğrunda can verip öldüğüm
Sevdasına tutulduğum
Söyle
Hangisinden yanasın
Be kurban olduğum

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:57 PM
Şu Dünyada Her Şey Gitmez Bir Karar
Şu dünyada her şey gitmez bir kara
Her yolun inişi var çıkışı var
Neşe hüzün birbirini kovalar
Yıl dört mevsim baharı var kışı var

Apansız bir çelme takar da aşka
Bakarsın ki yazgın yapar bir şaka
Bugün dünden başka yarın bir başka
Her günün kendine göre işi var

Yaren olur yârini güldürürsün
Güneş olur hamları oldurursun
Yaratıp da ölümü öldürürsün
Her pınarı ayrı bir akışı var

Gün gelir çekilirsin kılıç gibi
An gelir dökülürsün alıç gibi
Kimi görür kimi görmez hiç gibi
Her gözün ayrı ayrı bakışı var

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:57 PM
Şu Yalnız Kalbime Kurup Tahtını
Şu yalnız kalbime kurdun tahtını
Ele gülüp benden kaçan sevdiğim
Derede tepede arar bahtını
Orda burda daldan dala uçan yar

Sevdan yüreğimde bir koca çınar
Akar gözyaşlarım olmuş bir pınar
Bir çift turna görsem yüreğim yanar
Dereye tepeye konup göçen yar

Koklayıp attığın gülün mü sandın
Kendin tanrı beni kulun mu sandın
Savurup durusun külün mü sandın
Yüreğimi toz edip de saçan yar

Belli ki kurt girmiş aşkın özüne
Kahrolurum bakamıyom yüzüne
Ne etsem eylesem girmez gözüne
Acımı bengi su edip içen yar

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:57 PM
Tasada Kıvançta Bir olmadık mı? *
Aynı seslerle yazılır adımız
Yoklukta kıtlıkta bir ölmedik mi?
Birimiz üzülse kaçar tadımız
Tasada kıvançta bir olmadık mı?

Aynı acı çalınır sazımızda
Aynı yarın yazılmış yazımızda
Aynı sevda dünde yarınımızda
Bir güzeli sevip vurulmadık mı?

Kardeşi kardeşe düşüren nedir?
Yüreğine düşman devşiren nedir
Sevdamızı dile düşüren nedir?
Kazada belada sarılmadık mı?

Sen yoksul ben yoksul budur halimiz
Aynı sala ile kalkar salımız
Soyulmaktan doğrulmadı belimiz
Kendi yurdumuzda yerilmedik mi?

Kimdir ensemizde boza pişiren
Seni bana beni sana düşüren
Başımıza türlü bela üşüren
Aynı acılarla yoğrulmadık mı?

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 12:57 PM
Tekerlek de ne Ben Aşkın Kaşifi Daha Ne Kaldı Geriye
Savaş da ne
Fırtına, atom da ne
Balina, fil ne ki
Çıkmışsın Everest’in tepesine
Gitmişsin uzayın bilmem neresine
Ne sanki
Ben
Soyunmuş özgür olmuşum
Kovulmuş azat olmuşum
Ben ki
Sevgiyi bulmuşum
Çünki
Ben aşık
Tepeden tırnağa ışık olmuşum
Aşk ki geçebilmektir
Ebem kuşağının altından
Kuşanmak evrenin yedi rengini beline
Aşk ki
Gürül gürül almaktır
Ay ışığını yıldızları yürekten içeriye

Yazı da ne be gülüm
Tekerlek de ne
Ateş de ne
Kuşanmışım lekimşahın
Yedi rengini belime
Yüreğimi katmşım sevgiye
Ben aşkın
Ben sevginin kaşifi
Daha ne kaldı geriye

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 01:00 PM
Tellrini Kopardılar Türkünün Orta Yerinde
Ağaç gürler dalıyılan
Kardeş olur mu hiç yılan
Bir kız dağda gelin olmuş
Kan içinde alıyılan

Yanası dağlar yanası
Nasıl dayansın anası
Düğününe gelmiş kuşlar
Yakılmış da kan kınası

Kurşun yemiş sol yanına
Gül işlemiş fistanına
Yârinin meri kekliği
Dokunmaz mı kanına

Başına varıp oturdum
Görünce aklım yitirdim
El değmemiş yaban gülü
Ben mi kırdım ben bitirdim

Yaramız kanar derinde
Sazımla yanam verin de
Tellerini kopardılar
Türkünün orta yerinde

Aklım şaştı böyle işe
Dur demeli bu gidişe
O gülün düştüğü yerde
Boynunu büker menevşe

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 01:00 PM
Terin Karıştı Terime
Seni sevdim açtım bu gün
Kanatlanıp uçtum bu gün
Ölümü öldürmek varsa
Abıhayat içtim bu gün

Yüreğim coştu bu gece
Sevdaya düştü bu gece
Terin karıştı terime
Yüreğim hoştu bu gece

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 01:00 PM
Tutanak Altına Alınmıştır
BELGE VE TUTANAK
ALTINA ALINMIŞTIR.
Yıldız çiseliyordu geceye
Yıkılmış bir selvi
Vurulmuş güvercin gibi düştü yere
Bir kare resim ve
Av tadında bir not düşüldü
Deri kaplı günceye

Hiç dokunmadı,
Çimlere düşen gözyaşlarına,
Gelincik öpüyordu dudaklarından,
Kan kırmızı.
Dokunamadı o resim düşlerine.
Sanmayın açık gitti gözleri,
Bir top menekşe açmıştı,
Baktığı yerde.
Vefa gözün kör olsun!
Nasıl okunur bilmem ki
Bir kare resim
Ve düşülen iki satır not.
Dağlara,
Türkülere,
Alanlara sığmazken sevdası.
Nasıl aldı bilmem ki
Günlüğün bir sayfası.

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 01:00 PM
Tutunmalı Bir Sevdanın Dalına
Tutunmalı bir sevdanın dalına
Ömür zebil ziyan olup gitmesin
Meyletmeyin yalan dünya malına
Gönül bağlarında diken bitmesin

Sedan yoksa yaz ayında donarsın
Avare değirmen gibi dönersin
Saman alevince yanıp sönersin
Düşün serap olup çölde yitmesin

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 01:00 PM
Tüketme
TÜKETME
Ben
Bana benzerim
Sen
Sana benzersin
Öyle zorlayıp durma
Kırarsın
Dökersin
Tüketirsin
Yok, edersin sonra

Acımız
Sancımız
Sevgimiz
Sevincimiz aynı
Bunca benzerlik
Yetmez mi insana

Hangi göz hangi göze
Hangi iz hangi ize
Kim kime söyle
Farklılık değil mi ki
Anlam katan bize
Anlasana

Sevmezsen
Anlarım
Ayrılırsan
Ağlarım
Koparıp da kırlardan
Saksılara koyma
Solarım

Bırak
Sen sen ol
Ben ben olayım
Öyle kalıplara
Kafeslere
Koyma ne olur
Sen sen -de- kal
Ben ben-de- kalayım

Öyle şekilden şekile girme
Olduğun gibi
Doğduğun gibi ol
Kurbanın olayım

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 01:00 PM
Türküler Tükürsün Yüzünüze
Sıyırıp yalayıp geçtik yaşamı
Göremedik hiç tan vakti akşamı
Kelepçelerdedir hep düşlerimiz
Belalarınız hep bizim başa mı?

Sürüleştirip de bu halk dediniz
Aşkı zincirleyip ahlak dediniz
Türküler tükürsün pis yüzünüze
Her sevdaya aşka yasak dediniz

Zulasında hiçbir şey saklamayan
Kendi doğasında yaşarken insan
Tabularınız tabutumuz oldu
Siz insana siz ki sevdaya düşman

Biz yaşamın sevdalısı olmuşuz
Sevgilinin helallisi olmuşuz
Dosta dost dedik adam gibi düşman
Biz sevdanın dünyalısı olmuşuz

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 01:01 PM
Ulan Gardaş Bu Nasıl
YÜZÜN DEĞİL KADERİN GÜZEL OLSUN
Komşuluğuna baktım
Bi halt yok
Konuştuğuna baktım
Bi halt yok
Ahlaksızın teki,yalan dolan
Elleş belleş haddinden çok

Suratına baktım
Hani hıyar kurur da olurya kak
Yalak mı yalak salak mı salak
Maymundan bozma bir şalak

İp tutanına baktım
Sanırsın
Süt beyaz bir melek,
Ak mı ak pak mı pak
Anam bacım olsun
Sanırsın övmüşte yaratmış Hak

Han hamam dolap değirmen
Sırtı pek karnı tok,
Ulan gardaş
Bu ne iştir bu nasıl
Kime acımalıyım
Yanındakine mi bana mı
Gel de çatlama
Bu ne kaderdir bu nasıl hak

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 01:01 PM
Umuda Durduğu Yere Uçun Kuşlar
Çiçeklerin nar olduğu
Diyarlarda sevda kuşlar
Düşmanların yar olduğu o
O yerlere uçun kuşlar

Gecenin solduğu yere
Dostluğun dolduğu yere
Umudun olduğu yere
Uçun kuşlar uçun kuşlar

Güneşin doğduğu yere
Işığın vurduğu yere
Umuda durduğu yere
Uçun kuşlar uçun kuşlar

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 01:01 PM
Uykusunda Gülen Bebek
UYKUSUNDA GÜLEN BEBEK

Ay bulutun ardına düştü
Bahar kışın ardına
Bir bebek doğdu gülerek
Sevgi dedik adına

Nenni de ninni güzel bebek
Elleri gül de yüzü melek
Düşünde de yarışırmış
Bir kuş ile bir kelebek

Bele annesi bele
Bebek çıktı uzun yola
Ay buluttan çıkar mola
Haydi bebek rast gele

Ninni de ninni güzel bebek
Uykusunda gülen bebek
Bezeyelim yeryüzünü
Nakış nakış çiçek çiçek

Yıldızlardan sürün olsun
Çiçeklerden dürün olsun
Aydan aydın sudan duru
Pınarlarca ömrün olsun

Nenni de ninni güzel bebek
Uykusunda gülen bebek
Düşlerinde yarışır da
Bir kuş ile bir kelebek

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 01:01 PM
Üstünde Yürünmez Yolu Neyleyim
Eğmiş de boynunu her gelen vurur
Neyleyim neyleyim kulu neyleyim
Gül hoyrat ellerde dalında kurur
Elin kokladığı gülü neyleyim

Köyünü sel almış sızlanıp durur
Ayağa kalkmaya nazlanıp durur
Sevdasın yitirmiş tozlanıp durur
Ateşi kalmamış külü neyleyim)

Elin ninnisiyle uyuyup kalmış
Şeytan teslim almış ruhunu çalmış
Yüreğine olmaz korkular salmış
Çiçek açmayan bir çalı neyleyim

Eller yol gösterir onlarsa yürür
Görmezsen güzeli el âlem görür
Bakmazsan bağına yaban ot bürür
Nesebi tükenmiş dölü neyleyim


Türküsü türkülerime uymuyor
Senin giysin bedenime uymuyor
İnanamam sana aklım koymuyor
Üstünde yürünmez yolu neyleyim

Sanki yaşayan bir ölü neyleyim
Sağ kanadın kırık solu neyleyim
Nasibi tükenmiş yolu neyleyim
Sevdasın yitirmiş çölü neyleyim

Ekilmiş tohumun toprakta çürür
Nefsine yenilmiş ayağın sürür
Vay gece şeytanı neler de bilir
Hayvan ahırında çulu neyleyim

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 01:01 PM
Ve Melek-i Tavus Oldu Şeytan! ! ! ! ! ! ! !
Şeytan,Şeytan,
Şeytan yılan olmadan;
Âdem çamurdan,
Âdem balçıktan yaratılmadan;
Melek’i Tavus
Cennetten kovulmadan önce;
Bir düzen vardı, Tanrı katında,
Özgürce,kardeşçe;
Hakça kurulan.

Renk renk açanı;
Yerde kaçanı;
Gökte uçanı;
İrisi, virüsü;
Ölüsü dirisi;
Dengede duran.

İşinden sual olunmaz,
Hikmeti bilinmez ama
Bir şey yaptı Tanrı
Topraktan, çamurdan, balçıktan.
Suret-i rahman.
Yaman mı yaman,
Her yaratığa ettirir elaman
Üfledi içine iyilik, kötülük;
İhanet üfledi içine;
Kin, garez, gıybet;
Sevgi ve nefret üfledi.

Biraz kan ve yüreğine can,

Üfledi içine kendi ruhundan.
Teni topraktan,
Ve ruhu haktan olan
Bu yaratığa dedi ki adı insan.

Ferman buyurup;
Diz çöktü önünde,
Havadan, sudan,
Rüzgârdan, sisten,
Yıldırımdan, şimşekten,
Ateşten ve sesten
Bil cümle yaratılmış olan.

Dedi ki:
Bu gördüğünüz,
Her şeyiyle tam ve tekmil,
İnsan-ı kâmil, suret-i insan.

Daha cennetten kovulmamıştı insan,
Âdem çıkmamıştı henüz baştan,
Daha Melek-i Tavus, olmamıştı Şeytan.
Üçü de kovulmamıştı cennetten.

Hurilere, meleklere,
Cinlere, serçelere, böceklere,
Kuşlara, balıklara,
Toprağa, denize ve göklere,
Yaratılmışlara ve yaratılacak onlara
Secde etmelerini buyurdu yüce yaratan.

Şöyle bir dalgalandı mahşeri kalabalık.
Denizler köpürdü,
Yer sarsıldı titredi,
Gökler gürledi.
Kanadı olanlar havalandı;
Kimisi kişnedi, kimi cıvıldadı;
Kükreyebilenler kükredi;
Havlamasını bilenler havladı.

Soğuk terler boşandı bedenlerinden;
Kaygıya düştü ağaç, orman;
Toprak, su, hava;
Kaygıya düştü cümle hayvan.
Tir tir titredi yapraklar dalında,
Şöyle bir sallandı evren.

Cennet’te yalnız iki kişiydiler;
Havva anamız,
Âdem babamızı
Daha çıkarmamıştı baştan;
Cennet’ten kovulmamıştı insan.
Lanetlenmemişti,
Melek-i Tavus henüz olmamıştı Şeytan.

Dedi ki:
Nedir bu insan?
Tanrı suretinde yaratılmış olan.
Ne üreten, ne doğuran;
Her şeyi tüketen, yok eden.
Ey tanrım
Hakem ve Kahhar adına sığınırım
Şerrinden.

Melek-i Tavus’ta isyan.
Ve üstelik
Ateşten değil,
Sudan değil,
Işıktan değil,
Havadan değil,
Topraktan, balçıktan!

Yüce Tanrım!
Adl ve Muksıd adının hakkı için,
Eşitlik değil,
Ortaklık değil,
Kardeşlik değil.
Her şeyiyle buyurgan.
Bu nasıl düzen?

Ama diyorsun ki:
Diz çök, eğil!
Nasıl itaat etmemiz istenir bizden?

Pir-ü pak,
Bembeyaz sakalıyla tertemiz;
Ateşten yaratılmıştı Melek-i Tavus,
Cennet’ten kovulmamıştı henüz.

Bir yanda, seni yaratana minnet borcu;
Diğer yanda, uşak olmak yıllar boyu.

Bir ilkti;
Aşağı tükürsen sakal,
Üste tükürsen bıyık;
Durumunda kalma.
Belki bir ilkti,
Düşünme, usa vurma.
Bir ilkti hak arama.
Bir ilkti
İsyan, başkaldırma.

Kul olup, Cennet’te kalmak mı;
Özgür olup, Cehennem’de yanmak mı?

Melek-i Tavus,
Daha henüz olmamıştı Şeytan;
İşte o zaman,
Hiç sesini çıkarmadı,
Kendi çıkarını düşündü
Çamurdan ve balçıktan yaratılan.
Bu zorlamayla oldu arzı- âlemde ilk isyan.
'Özgür olup, cehennemde yanmayı;
Cennette kalıp, kul olmaya yeğledi.'
Verip kararını, Yaratana söyledi.
Âdem babamız da, Havva anamız da
Bir şey demedi,
Eşitliği istemedi.

Kulluğa köleliğe karşı geldiği içindir ki
Melek-i Tavus oldu Şeytan.
Kulluğa, özgürlüğü;
Ayrıma, eşitliği yeğlediği içindir ki
Kovuldu Cennetten.
Koparılıp kolu kanadı,
Sürüm sürüm sürünür.
Ogün bu gündür de
Yılan suretinde görünür.

Taa o gün bu gündür
Egemen Tanrıları dünyanın,
Kulluğa, köleliğe isyan edene;
Eşitliği, kardeşliği;
Savaşa, sömürüye yeğleyene derler ki:
’Asi’, ‘ Şeytan! ’.

Bilirsiniz;
Yaratılmıştı Havva Anamız
Âdem babamızın eğe kemiğinden.
O da
Yasakları ilk delen;
Yiyip yasak meyveyi,
Kurallara ilk karşı gelen.
Babayı baştan çıkaran;
İlk lâin, ilk hainlerden.

O gün bu gündür,
Kuralları sevmez insan.
İki lâin, insan ve şeytan;
Ogün bu gündür birbirine düşman.
Şeytan bu ya,
Aklıma takılır bazen:
Öyleleri var ki;
Kin, garez, gıybet,
Kan, riya, şirret;
Her türlü melanet.

Acep hiç pişmanlık duyar mı yaratan,
Yaratmış olmakla insanı.
Şu savaşlara baksanıza
Şerrinden titretir Şeytanı

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 01:01 PM
Vicdani Redçi İtirazım Var Zalime Zulüme Zincirde Sevgiye Yaşlanmadan Ölüme
Vicdani retçiyim ben
Vicdanım elvermiyor
Zincir vurulmuş sevgiye
Yüreğim götürmez
Midem bulanır riyaya
Kabul etmez bir türlü
İsyanım var
Zalimin zulmüne
İtirazım var
Yaşlanmadan ölüme

Desem ki
Seviyorum ben
Acırım celladıma bile
Nefretinden bana ne
Ya öl
Ya öldür derler
Koymazlar vicdanı kendi haline

Desem ki
Şu dünyaya geldim geleli
Ölümüne severim
Her güzeli
Ya çirkine ne demeli
Gereği var mı söyle
‘Ya sev,
Ya terk et! ’derler yine

Bilirim ne desem boş
Bakmazlar ne dediğine

Kurt olmaya gör
İştahın çekerse kuzuyu
Her şey bahane
Şeytan hükmetmiş bir kere
Sözün geçmez yüreğine

Ne demeli bilmem ki
Vay senin
Edebine
Erkanına
Yuh olsun
Törene
Terbiyene
Yuh olsun
Dolabına değirmenine
Ona düzen verene

Hangi vicdana sığar bu
Hangi kitaba hangi dine
Tanrı bile sevmez de kötüyü
Atar cehennem ateşine

Vicdani retçiyim ben
İnsafı kurusun
Şeytanın şahı
Ferman çıkarmış ölümüme

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 01:01 PM
Viski
Rakı şarap bira viski
Üzüm suyu biraz eski
Yediğin haltın yanında
Benimki günah mı ne ki

Gönülleri yakan sensin
Yuvaları yıkan sensin
Mazlum ölür bakan sensin
Sen insan mısın sanki

Her türlü melanet sende
Namerde muhannet sende
Dedikodu şirret sende
Dilin dil değil bir keski

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 01:01 PM
Vurgun
Ülker gelip vurdu beni
Çarpıp yere vurdu beni
Halden hale koydu beni
Gör kimlere sordu beni

Heder olmaksa kaderim
Kül olmuştan da beterim
Alıp başımı giderim
Kara sevda yordu beni

Son menzile adım adım
Felek bal çaldı bir tadım
Neydi ne oldu muradım
Kalanlara sordu beni

Ben benliği iç etmişim
Ben nefsimi **** etmişim
Ahir ömrü hiç (suç) etmişim
Sevdasıyla vurdu beni

Ben çilenin durgunuyum
Kara sevda yorgunuyum
Sarhoşum ay vurgunuyum
Hoyrat eller kırdı beni

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 01:01 PM
Vurgun Yemiş Sevdan Sarma Yarama
Sevmişsem ben sevdim
Girme arama
Sevdanda yok oldum
Beni arama
Yel değmiş gülüne
Elin dilinde
Vurgun yemiş sevdan
Sarma yarama

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 01:01 PM
Yakılmaları Gerekirdi!
Yakılmaları gerekirdi
Çünki onlar
İlle de bilim
İllede pozitivizm
Ve sosyalizm diyenlerdi

Yakılmaları gerekirdi
Çünkü onlar
Cellâdına bile
Kardeşim diyenlerdi
Yakılmaları gerekirdi

Yakılmaları gerekirdi
Çünkü onlar
Beleşe alın
Sizin olsun sevgim diyenlerdi

Yakılmaları gerekirdi
Çünki onlar
Kahrolsun savaş,
Sömürü ve fukaralık
Yaşasın iş emek
Yaşasın barış
Ve kardeşlik diyenlerdi

Yakılmaları gerekirdi
Çünki onlar
Düzenin tekerine
Çomak sokup
Nehirin akışına hız verenlerdi

Yakılmaları gerekirdi
Onlar
Soygunlarına
Sömürülerine
onlar
Yozluklarına
Yobazlıklarına
Onlar
Halkı hançerlemelerine
Amerikan emperyalizmine engellerdi

Yıkılmaları gerekirdi
Çünki onlar
Yalanla
Dolanla
Dalavereyle
Tehditle
Korkuyla
İşkenceyle
Yıkılmayan kalelerdi

Yakılmaları gerekirdi
Çünkü onlar
Ele avuca sığmayan
Çünkü onlar
İpe yulara gelmeyenlerdi

Yakılmaları gerekirdi
Çünki onlar
Roma’da spartaküs
Basra’da
Muhammed al Burkui
Anadolu’da
Börklüce Mustafa
Dadaloğlu
Pir sultan

Çünki onlar
Bedreddinler
Atatürklerdi

Yani kısaca onlar
Devinimler
Değişimler
Devrimler
Onlar oyulması gereken
Gören gözlerdi

yakılmalıydılar
onlar halk için yanan gönüller
yediveren güllerdi

Yakılmaları gerekiyordu
Çünkü onlar
Nasreddince gülüşler
Pir Sultanca ölüşler
Onlar türkü
Onlar şiir
Onlar deyişlerdi

Yakılması gerekirdi
Çünkü onlar
Sürüden ayrılan
Asi güvercinlerdi

Onlar yanıp tutuştular
Onlar cennete uçtular
Ve bize barıştan, kardeşlikten yana
Bambaşka bir dünyayı
Güzel yarınları muştular

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 01:02 PM
Yalancı
YALANCI

Sevdamız oldu rüya
Kırdı kandını riya
Hani ölürdün yoluma
Yani severdin güya

Sevdan yürekte sırdı
Taşlara çarpıp kırdı
Açtığın bu yarayı
Sen değil eller sardı

GooD aNd EvıL
10-12-2008, 01:02 PM
Yanak ta Kalsın Öpüşün
Ömür durmaz biter gider
Önü sonu yiter gider
Felek bakmaz kimsin nesin
Çiftesini atar gider

Yâri yakmasın sözümüz
Kinle bakmasın gözümüz
Patiskanın en ucuzu
Söyle kaç karış bezimiz

Yanakta kalsın öpüşün
Yürekte kalsın gülüşün
Yolcuya bir damla su ver
Boş ver yarım kalsın işin

Ömür durmaz akar gider
Yollar seni yakar gider
Bu oyunda rolün nedir
Herkes filime bakar gider