Giriş

Tam Sürümü Görüntüle : Kamil Çağlar


Sayfa : 1 [2]

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:32 PM
Sorulmaz oldu halim hatırım..
Sorulmaz oldu ne halim ne de hatırım,
Acı söyleyip de seven dostumu özledim.
Omuz koyduğum kahrolmuş kızıl günlerde,
Elimi tutup da ağlayan dostumu özledim.

Yola düşer yanımda, koluma giren sendin.
Dara düşen kulun, imdadına yetişen sendin.
Göğüs gerip düşmana, baş koyup ölen sendin.
Kalbe sığmayan kinle, giden dostumu özledim.

Sözün eğrisi bir yana, mert seni tarif eder.
Değmemiş saf ruhuna, kötü huylu bir nefer.
Uğramasın ahi ömrüne, ne gam ne de keder.
Sadakat ehli insana, küsüp kaçan dostumu özledim.

22.01.2006 21.00
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:32 PM
Söylemiştim..
Yine şişmiş gözler yine buruk.
Saatler bozsa da sabahın sessizliğini..
Dün olduğu gibi yine kederli.
Soğuk, bıkkın ve ümitsiz.
Yine yorgun yine şüpheli.
Ve yine karşılıksız beklenti...

Köprünün bir ucu karada dimdik,
Diğeri ise karanlıkta öksüz.
Zifiri yoklukta tek basına yetim.
Darbesini bekler gibi mahzun,
Sade bir tören ister canı suskun..
Bir tarafı eğik özlemle toprağa
İstese de taşıyamaz bedenini durgun....

Ve sonunda dört kolluda dört iri adam.
Ardından dökülen ıslak göz yaşı..
Bir bir, kürek kürek toprak üstünde,
Artık ne ıslanacak saçları nede askı,
İstemese de gönlü, istese de...

12.04.2001 09.00
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:32 PM
Söze Hacet Kalmadan
akşamın tenhasında,
bozlak nidasında yaşanıyorsun!
biraz garip, biraz da hevesli..
acısını iliklerime kadar iteleyen
istemeden selam vermiş dumura
_______________gelin kızın ağıtı tadında..

isterdim ya!
kızıl şerbetinden
_________birkaç yudum almayı!

dakikalarca sürecek boş bakışlarla ufka dalmayı
ve
derin mavilikler içinde oynaşan pamuk parçalarını!

bazen
bir çingene düğününe benzetmeyi,
kırnatanın ucundaki sipaliyi bile görmeyi..
bilirler mi acaba?
aslında,
_____el pençe divan durulmuş cenaze alayı..

sağa sola verilmiş derin bir selam ahkamında
içini ferahlatmayı yeğliyor, geniş düşünce kıvamında..

demezler mi?
diz çökenin marifeti, Allah katında makbuldür!
__________söze hacet kalmadan, kul kula mahkûmdur..

iflah olmayacak o çocuk, geziniyor ayak uçlarımda
dur be yavrum,
_______birazcık da yaramazlık yapma!

11.02.2008 21.00
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:32 PM
Sözüm Ona Caka Satıyor..
Ahlakı bozuk, kalıp duruşundan belli,
Nazı kafasına vurmuş, deli bu deli!
Sözüm ona caka satıyor, yoldaki avama,
Çevreye korku salmış kaçık, kırk dokuz elli.

Takılmış koluna, parlıyor siyah bir çanta,
Her akşam yanında taşıyor, korkma be kanka!
Zannetme ki doludur, boş rimel tüpü birde peçete
Başka ne işe yarayacak, içindekiler bu sıcakta!

Beyaz çorap sırıtmış, sivri topuklu ayakkabı üstünde.
Madem rüküş olacaksın, işin ne senin sosyetede!
Gülen geçiyor sıradan, bak şu akılsız avanağa
Gel de öğreteyim sana, müsait olduğum bir gecede!

Haspam ne sanırsın kendini, biz seni biliriz
Üç kuruşluk daracık kota, tav olacak değiliz!
Çalımın hiç çekmiyor, sağa sola kıvırma
Daha ne duruyorsun, bulursun ilerde birkaç keriz!

25.06.2007 14.00
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:32 PM
Sözün eri arkadaşı ararım..
Yeri geldi sözün, aradım taŞı.
Hasmıma öğrettim, minderde tuŞu.
Yanımda yakılan, kuruyu yaŞı.
Dik duran önder bir, baŞı aradım.

Peşin sıra koştum, oldum taZı
Bitmeyen zahmete, gönlüm de raZı
Kelamın bol olsun, hacetin yaZı.
Kanıp da yolunan, kaZı aradım.

Susuz tencerede, yanıyor aŞı.
Ağlayan gözünden, dökülür yaŞı.
Yoruldum artık, biraz da sen taŞı.
Şehla bakan gözde, kaŞı aradım.

Kahrımın hicabı, çıkmış da arŞa.
Oynar sahnede, bir garip temaŞa.
Dem tutmuş eli, alışmış alkıŞa.
Sözün eri, arkadaŞı ararım.

20.01.2007 23.30

Kamil Çağlar
Hayrabolu
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:32 PM
Süzgeç
Kendi ayıbını örtmeye
çalıştığının farkındayım.
Böyle tehditlerle
bir yere varamayacağını
sende biliyorsun.
Gereksiz laf ebeliği
peşinde dolaşman
daha çok zarar verir bize.

Kurduğun veya
kurmak istediğin
planlar her ne ise
umarım içinde ve sonunda
kötülük olmaz.
Başkalarını dinleme meselesine gelince;
şimdiye kadar bundan
farklı bir olay yapmadın.

Bana kurmaya çalıştığın
bu baskının ters tepmesi
seni böyle oyunlara zorluyor.
Hala anlamadığın bir şey var.
Bana karşı olan özlemini
dindirmeyi düşünmüyorsun da,
kirli oyunlar peşinde dolaşmayı
hedef seçiyorsun.
İşte aramızdaki bu farkı
başkaları çok iyi süzüyorlar.

Bana ithaf etmeye çalıştığın
söylemleri uygulayan sensin.
Hatta böyle bir şeyler
varmış gibi davranmak da
senin oyununun bir parçası.
Şunu söylemeliyim;
Ayrılmayı teklif etmende,
ayrılmayı bu kadar çok
istemendeki gayeni
iyi süzdüğümü zannediyorum.
Sen her ne kadar
saf olduğumu söylesen de!

Aramızdaki köprüyü
yıkmaya çalışman normaldir.
Ancak; bizim aramızda
öylesine bir bağ var ki
onu yıkabilmek için,
benim bu dünyadan
göçmem gerekir.
Zannediyorum,
planlarının arasında o da vardır.
Ben seni istiyorum diye
yaptığın baskı da ters tepti.
Ama Allah'a hep dua ediyorum.

Bana uygulamayı
göze aldığın müeyyideler
her ne olursa olsun,
kendine yapmış olursun.
Bu da sana yakışır.
Meydan okumana gelince.
Bu sevdada;
Senin hakların olduğu kadar,
benim haklarım da var.

Beni buhrana sürüklersen,
yaşamıma müdahale etmeye kalkarsan,
psikolojik eğilimlerimde
herhangi bir değişimle karşılaşırsam,
bil ki seninle daha çok karşılaşacağız.
Sana olan sevgim veriyor
bu hakkı bana.

Gördüğün gibi!
Atılıp tutacak kadar,
boş değil bu meydan!

24.11.2006 01.00
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:32 PM
Şahit olsun tüm melekler!
otuzbir
otuziki
otuzüçüncü
_____taneyi sayalım imameye,
salat-ü selam olsun
___________gönüller sultanı kul nebi’ye..

diyelim sübhanallah, kovalım şeytanı.
şükrümüzün ifası, elhamdülillah tekrarı.
Allahüekber’dir, büyüklüğün iması..

“her boncukta anılır
___________Allah’ın lafzı
tekbir ile dile gelir
_________önder hâzirun hıfzı..”

kalmasın
____açıkta bir tek nefer
kalp hay sesiyle inlesin..
saf tutulsun semada
nefs
__diz çöküp titresin..

selam verelim sağımıza
defolsun rahvani düşünceler
solumuza döndüğümüzde
__________şahit olsun tüm melekler..

19.09.2006 16.00
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:32 PM
Şahitsin Dedem! - 1 -
Asırlar önce, himmetle kurulmuş asil devletimin;
Yongalanmış bağrındasın, yıkılmayan muhkem evladı!
Zulümle yağmalanmış, kan dökülmüş yaralı toprağında;
Yeniden başlayacak yolun sonundasın, şahitsin dedem!

Sol yanıma mıhlanmış muazzez dizelerinle;
Sıkılmaktan yorulmuş, yavuz yumruğumdasın!

Sönsün! Çevremizde yakılan, harlanmış azgın ateşler.
Çehremizden dökülen, merhamet dolu yaşlar dursun!
Sana omuz yaslayan mazlumun, duayla açılan avucunda;
Rahmet yağan yakarışından başka, inancı da var dedem!

Vatan bir, devlet bir, bayrak ve kıble bir.
Vicdana sığmaz ihanet, şahlanmış hür millet bir!

Afakında nur bitmiyor, zincir vurulamadı ahi milletime.
Şehitlerimiz rahat uyuyor, kimse göz koyamadı serhaddine!
Yavrusunu toprağa veren ananın, ağıt döken mağrur dilinde;
Göğsüne sığmıyor gururu, şan dolu, şeref yaşıyor dedem!

Tek dişi kalmış canavarda, değişen bir şey olmadı.
Şafaklarda nazlanarak dalgalanan bayrağın, solmadı!

27.01.2008 16.00
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:33 PM
Şahsiyetimin Hakkı.
Ela gözlerime bakıp da, beni hiç sevmezsen?
Cayır cayır yanıp, tutuşsan da ateşimle,
Seni sevmek istemiyorum dersen?

Ya aşık olmazsan? Kahrolmazsan benim için.
Adımı sayıklayıp da her gece, derin derin bakmazsan?
Gözlerinden yaşlar akmazsa? Ağlamazsan yüreğinle!
Bir hevesti, geldi geçti! Başlamadan bitti!

İçimde yaşıyor, garip bir fukara.
Senden istediğiyse, kalbinin zekatı!
Nice çalkantılar yaşayan, zengin gönlünden.
Miktarı büyük bir bağış, şahsiyetimin hakkı!

Sadaka verir gibisin, kibir dolusun nafile!
Yol kenarında dilenir, el açmış dilenciye.
Açık hava tiyatrosundayım, oynarım avare.
Figüran kalmış beklerim seni, deliyim divane..

Emredilen buymuş, sabır denmiş bekara.
Unutsun onu! Oruç tutsun, sakın ha!
Umudu yoksa eğer, beklesin biraz daha.
Kısmetsiz ömrü kalmaz, bir başka bahara..

Vurdun sırtıma semer, dolaşırım dolap dolap.
Sesimi duymazsan canım, halim olur harap!
Yalvarmak neyime, olurum sana kul köle.
Anlatırım derdimi işte, durum kötü hal böyle.

08.11.2006 - 16.00

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:33 PM
Şikayetim var!
Şikayetim var Ya Allah’ın Resul’ü!
Ama isyan değil bu şikayetler.
Adına sürmek istediler bir leke,
Çirkin resimlerini yaptı kefere!

Sen alemlere de Rahmetsin;
Alemler bilmiyor seni!
Küfrün temelinde yaşıyorlar
Tanımıyorlar nübüvvetini!

Yarışıyorlar birbirleriyle
Nasıl yaparız bir hile?
Yüzümüze karşı kötü söylüyorlar
Kahkahalarla gülerek hem de!

18.11.2005 15.00
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:33 PM
Şu sıkılmış anımda yoksun!
süslenmiş küçük bir odada
çam kokusu yayılmış
_____________allı pullu
ve
dalga dalga kıyılara vuran
sakin su şırıltısının
________hayali vardı..

yoksun
yalan dünyamda
yoksun

şu sıkılmış anımda yoksun..

bir sana inandım
__________bir sana yandım

oysa ki sen yoksun..

bir seni sevdim
________bir sana kandım..

mühürlenmiş yaralı bir kalp
üstüne zincir vurduğun kısmet
bir de
bıraktığından beri
_____tepe tepe kullanılmış ruhuma
_____________ yağıyor binbir zahmet..

bambaşka kollarda seni görmek
izlemek
____çekip giden güzelim yılları
acımış bir ket koymayı
esir olmuş yüreğimi
_____________izlemek..

seni kaybettiğim yolları gözlemek
seni kaybettiğim yollarda özlemek..

tane tane çekilen sabırlar
kelime kelime örülen şiirler
kahır dökülen yollarda yere kapanan dizler..

yoksun
_____şu sıkılmış anımda yoksun..

oysa
___bir seni sevdim ben
________bir de sana kandım..

11.11.2007 01.00

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:33 PM
Şüpheli Dostluklar.
Dostluklar şüphe doldu,
Hezeyan oldu aşikar!
Dengesiz söyleşilerde hesaplanmış,
Sahte sözlerle manidar!

Sanatçı olmuş menfaat,
Sahnelenmiş hayat perdesinde.
Her kafada kapanmış gişe;
Ömür boyu hazır, devamlı matine!

Dostun sözü, senetti imzasız.
Dönmezdi zorda bile, imkansızdı imkansız!
Acı söylerdi hep, kalpten ama zararsız.
Ona da gem vurdu, kahpe imansız!

Düzen seçilmiş, tablo çok vahim!
Kapanmış kapılar, nasıl kime sorayım?
Adet olmuş kibir, şablon da hazır;
İyi dostun sözünü, ben nereye yorayım?

Eklenmiş art arda, dilleri susmuş.
Mevzilenmiş kuytuya! Pusuyu da kurmuş.
Üç beş sahtekarla, mertliğini bozmuş.
Namerdin dostluğu, meğer nede zormuş!

Dostluklar şüphe doldu, hezeyan oldu aşikar!
Hayallerimi çiziyor, sahte sözlerle asalaklar!


21.15 – 30.10.2006
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:33 PM
Taksici -1-
Sabahları
İlk önce o karşılar.
Henüz yatmamıştırt
daha erkendir.

Gecenin bereketinden kalan
Son kırıntıyı bekler hep.
Yorgundur,
İlk ışıklarında güneşin.

Farklı bir heyecan yaşar
Her basışında kontağa.
'Ya bismillah' demeden
oturmaz asla o koltuğa.
Kazanç kapısını aralayan
Kısmet dualarıyla.

Beklemek onun için
zor değildir.
İşinin özünde bulunmaktadır,
birilerini beklemek.
Bazen sokak başında,
bazen de yol kenarında.
Onun için ayrılmıştır,
bütün köşeler.
Şahin gibi bakışlarıyla,
yürüyenleri keser!
Yek vücut hazırdır
her an harekete.

Bilir bunları bilir ki;
Zira vardır onun da
bekleyenleri..
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:33 PM
Taksici -2-
Kaldırılan bir el,
start verir rızkına.
Kapının da açılmasıyla
atılmıştır ilk adım.
Her binen müşteri için
aynı temenni zikredilir.
Önce yevmiye,
sonrasında ise sarfiyat.
Bize kalan az da olsa,
geçiniriz kıt kanaat!

Hareketli saatler için
var gücüyle çalışır.
Geçmeyen bir korkusu,
bitmeyen bir endişesi vardır.
Ya, yol tıkanırsa?

Zordur yaşam
bu koca şehirde.
Ne yana baksan
duruyor bir araba.
Sağında bir bayan sürücü,
Solunda ise azgın bir genç.
Önünde yaşlanmış artık amca.
Hepsinin eline yapışmış,
direksiyon simidi.
Bekliyorlar sabır çekerek,
bu yol açılır mı şimdi?

Onlar söylene dursun,
biz dönelim telaşımıza.
Rızk kapımız tıkanmış,
Dua etme zamanıdır Hüda'ya.
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:33 PM
Taksici -3-
Yolları en iyi o bilir.
geçmiştir defalarca.
Yönünü kaybedenlerin,
danışmanıdır biraz da!
Ahmet bey sekizde bekler,
Meral hanım ise
hep merakla izler.
Özenle işlenir tüm sokaklar
Sanki dokuma tezgahı.
Örümcekler bile şaşar!
Lime lime edilmiş sokaklar
Nasıl da örüyor bunlar
bu koparılmaz ağı?

Yolunun uzun
kilometrelerin çabuk
bitmesini ister
çoğu zaman.
Her metresinde
yeni bir kazanç
Cebine girecek
paralar vardır o an!
Müşterisi varken
hızlı seyreder.
Yoksa eğer yavaş!
Sanki onun için
yapılmıştır sağ şerit,
Aheste atar vitesleri
dengiyle çeker tespihi..

Sigarası hiç bitmez
yedeklidir.
Sua almak içinse durmaz
Nasılsa yolda denk
gelir birileri.
Simitten ala yemek yoktue,
Açlığa karşı direnci ise çoktur.

Bazen çok konuşur geveze.
Bazende suskun,
binbir zahmetle!
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:33 PM
Taksici -4-
Kırmızıyı yeşil zannedip
geçer.
yeşili ise kırmızı!
Yol üstünlüğ ona aittir.
Tanımaz polsis, ambulansı.
Özellikle dikkat eder
bilir bu nüansı!
Kıymeti yoktur, önemsizdir
Yollardaki uyarı levhaları.
Çabucak çözer o,
bu basit sorunları.
Yetişkinler için yapılmış
Eğlenceli trafik oyunu!

Kabalığı sevmez kendisine
aracına iyi bakar.
Sert kapatmışsa kapıyı,
müşteriyi hemen atar.
Nezaket bağışlanmış,
hissi bir duygudur.
Küfüre karşı hazır,
biraz ilerleyince unutur.
Ruhunda var gerginlik,
damarında hızlı akar kan.
Her anlattığında bulunmaz,
bir damlacık yalan!
Kazalar hoş görür,
aracına çarpmışsa başkası.
Allah korusun şerrinden,
olur tam bir baş belası..
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:33 PM
Taksici -5-
Gözü dönmüştür artık
ayakları da titrer.
Zamanı gelmişse eğer
çekip sağa bekler.
Çıkmamışsa yevmiye,
alır içini bir telaş.
Saldırır durmadan sağa sola
be kardeşim biraz yavaş!

Eğlenir içeride insanlar
Yığılmış bir gürültü bulutu.
Kapıdan çıkan her biri için
Vardır taksici umudu.
Çılgın bir dünya, saatlerce içilmiş
Ayaklara inmiş su, gözlerde şişirilmiş.
Taksici için bu durum,
zaten hiç farketmez
Onun ki bu alemde, sadece bir iş.

Yaşar durur bir kovalamaca
hem rakipten, hemde polisten.
Kaçan her müşteriden bilir ki,
Yiyiyor hala cepten.
Korkusunu taşır her an
Fazla yakıt sarfiyatının.
Kabahati hep patronda bulur
Yaptırmıyor ayarını, hala bu aracın.

*******inde vardır bir hülya
Duygularda yaşanır, deniz ile derya.
Satmıştır anasını dünyanın
Cebi dolmuşsa, tıka basa para.

Saatlerdir yaşıyordu sabırla
Bir hengame, bir keşmekeş.
Artık bir istasyonda
İçmek istiyor çorbayı beleş!
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:33 PM
Taksici -6-
Her müşteride vardır,
gasp endişesi.
Taksicinin korkusu,
bitmez bu çilesi.
Daima taşıyor yanında,
bir acayip tehlike
Göz koyanlarda vardır,
kazandığı ekmeğe.

Yorgun geçen sonunda
İstiyor gözleri tatlı bir uyku.
Yavaşça inerken göz kapakları
Kaplıyor bir sis bulutu.
Geceyarısı olmuş
etmeli artık paydos.
Kahvede bekler şimdi,
toplanmış eş dost.
Açmalı şu teybi,
biraz da yüksek sesini
Bedirhan Gökçe zamanıdır
pek sever şiirlerini.

Şimdi sorarsınız bana
nerden biliyorsun bunları.
Hepsini yaşadım ben,
anlattığım tüm hikayeyi.

Salladım o direksiyonu bende,
çalıştım biraz takside.
Gerçek bir dünyaydı,
yalan yok içinde tamamı sahici!

11.07.2006 16.00
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:33 PM
Tam Zamanıdır Şimdi
Bir sıkıntı var havada, kıpırdamıyor yapraklar.
Gerilmiş gözlerle seyrediyor ortamı, yanıyor insanlar.
Ahval bozuk, umarsız gürültüyle donanmış tüm mahalle.
Kime sorsan, âlâyıvâlâ ile bakıyor, ne varmış bu halde?

Ala güne terennüm diler gönüller, soğuk şerbet yanında.
Bir soluk da bitirilir, dökülen terin vıcıklığında.

“Diğer tarafta harcanıyor, aç kalmış çocuklar.
Feryad-ı figân düşmüş dile, ağlaşıyor analar.
Bacak üstünde bacak, keyfin yanında binbir çalım.
Zahmetle işim olmaz, heba edilmez benim malım.”

Tam zamanıdır şimdi, söylenmeli birkaç kelime zalime.
Yine bize düştü derdi, iman gözüyle bakan Kâmil’e!

Ahiret’te mizan terazisinde, tartılmak var dostum.
Tartılırken sevaba ağır basan, günahı çekmek var dostum.
Azap dolu cehennem ateşi içine, yuvarlanıp düşmek var dostum.
Fukaranın dilinden düşen duaya, dilenmek var dostum.

Zulmü, bedene yapılan eziyet olarak tarif etmemeli.
Merhametsiz kalbe düşen kibir, akla galip gelmemeli.

Abdest alıp bir niyetle, kıbleye yüzünü dönmeli.
Bağlanmış kalpteki mührü, mahir ibadetle çözmeli.
Secdeye kapanıp Allah’a, sonsuz merhamet dilenmeli.
Aza çoğa bakmadan, zorda kalan fakire yardım etmeli.

Kime zor gelir bilinmez, içimde sıkışan bu temenniler.
Açıkta kalanlar için istenir, Rabbim hidayet eyler.

01.07.2007 16.30

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:34 PM
Taş
Tas ki; dağları doldurur.
Doldurur da içine bakmadan.
Saklanır karaların ardına.
Gün yağıp ıslanıncaya kadar.

O tas ki; Nasırlaşmış kalbin,
Acımasız haykırısıdır sertçe.
Mertliğini kaybetmiş dostun,
Kötülüğün yalvarışıdır iyilere...

Tökezleyip takılmaya gör.
Dörtnala savrulan yelesini,
Çarpar toprağa acımadan,
Nazlı Küheylanın..

O tas ki; işaretidir kabrin.
Mahşer gününün müjdecisi
Tek yakarısı kulun hakka.
Dilenir sağlardan son bir Fatiha...

10.12.1999 11.00
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:34 PM
Tutup köklerimden, koparıp atarlar..
harap düşmüş yaban otu
yapmacık kaldırım taşlarına gülümsüyor
____________________________uzanıyor gökyüzüne
nefret kokusu salınan
gonca gülün ötesinde
____________sırıtıyor kavanoz dipli dünyaya..

ben
__saray bahçelerinde yaşayamam
___________________süslenemem senin gibi!

altın varaklı vazolarda sergilenemem..

boynum bükük benim!

sabahın çiği uyandırır yapraklarımı
güneşin ışıkları ısıtır
yağmurla büyürüm
________toz toprak arasında ölürüm..

çamur deryasında çabalar durur, sürünürüm...

bazen bir çocuk koparır beni
aç düşmüş kargalar gagalar
hele büyümeye başladığımda
sırtımda iz çıkarır ayakkabılar

tutup da köklerimden, koparıp atarlar..

zehir solurum her an!

üstüme pisler sokak köpekleri
_______________silinmez döşümdeki
_________________________sidik lekeleri..

unutamam
_______kıskandığım lalenin
_________________hoş sarı rengini
papatyanın ter/temiz kalbini
boynumu büküp giden kırmızı karanfili..

kolum kanadım kırık benim!

üzerime yığılan zahmetli ayaklar altında
sürünürüm sokak köpekleri arasında
______________________fırtınalar biçer, sökülürüm!

01.12.2007 20.00
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:34 PM
Tutuşsun geride bırakılan yarınlarımız!
büyük bir sitem
_____güneşe uzanamayan ellerim
_______________ve kederli yakarışlarım..

hadi gidelim sevgili..

ağlamak istediğim
___________dokunmak istediğim yerlere
yalnızım şimdi
___________bıraktığın o halde..

bazen bir kuğu taşısın sırtında
bazen anka kuşları
denizler aşalım dalgalar arasında
çarpalım başımızı
______________mercan kayalıklarına..

konuşmadan anlatalım meramımızı
________________kahır muştularına sarılalım
bağrı yanık duygularımızla ağlayalım..

yankılansın bağırışlarımız
_____________tutuşsun geride bırakılan yarınlarımız.

hadi
___gidelim
______ sevgili

asi ırmakların çağıldadığı basmadığımız o yerlere..

___________bekliyorum hala
__________________bıraktığın o halde..

birlikte atlayalım geçmişin karanlık kucağına
ve
kahır muştularına aldanalım
_______________bağrı yanık düşlerimizle
_________________________________ağlayalım...

17.11.2007 19.00
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:34 PM
Uçurtmalar
Birbirine benzeyen uçurtmalar
Göklerde yarışırlar, süzülerek!
Sarı almış başını gidiyor
Kırmızıysa ona bakıyor, imrenerek!

Babasının paçasına yapışmış çocuk.
Bağırıyor ona, avazı çıktığı kadar!
“Benim uçurtmam, bırak artık ipin ucunu”
Babası da ona inat, yaşıyordu çocukluğunu!

Uçurtmalar! Hayali olmuş masumların.
Emeği yazılmış üzerine, çocuk olanların!
Uçuyorlar, yarışıyorlar masmavi gökyüzünde
Umutlarını taşıyorlar, yalnız kalmışların..

15.04.2006 21.00
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:34 PM
Unutmayacağım!
Yoksul kalacağımı bilsem de,
Bozulacaksa da itikadım!
Ömür boyu rahat edemesem de,
Seninle yaşayacağım!

Feryat ederek ağlasam da,
Çıplak kalsam da bu dünyada;
Tövbe etmeden gömülsem de,
Sensiz amel etmeyeceğim!

Meşakkat ve sıkıntıyla dolsam da,
Azapla, üzüntüyle kazınsam da;
Korkularımdan emin olamasam da,
Senden pişman olmayacağım!

Şeref ve haysiyet uzak dursa da,
Taşısam da dinsiz birini sırtımda;
Kötü haberlerini duymasam da,
Senden şikayet etmeyeceğim!

Dünyama zarar getirsen de,
Helal rızka nail olamasam da.
Bir ölü tarafından öpülsem de;
Seni bir gün bile, unutmayacağım!

15.09.2002 20.00

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:34 PM
Unutmuştu ağlamayı!
Gözleri dolu dolu bakıyor,
Soğuktan burnu akıyordu!
Ellerini ovuşturarak küfrediyordu.
Belli ki, oldukça kızmış, frenlenemiyordu!

Kim bilir? kaç saattir yollarda,
Kaç saattir dolanıyordu..

Hazan yapraklarını derlemiş,
Ümit kırıntılarını savurmuştu etrafa.
Son bir gayretle harcanan avuntusunu
Yitik sevdasını bekliyordu, sokaklarda.

Gelen geçen sarhoş, elinde boş bir şişe
Selam veriyordu, yanında duran herkese.

Akmayan yaşlarına mecbur kalan
Dolmayan sabrını vuruyordu taşlara!
Ağlayamıyordu ya! Unutmuştu ağlamayı..

Rabbim! Bu ne azap, bu ne keder!
Soluk alsın şu kulun, biraz ara ver!

Dualarıma ekledim boş bakışlarını
Affetmesini diledim, asi yakaraşını..
Selamet nasip et, garip günahkara
Farkı kalmamış artık, ne ak ne de kara!

11.03.2004 13.00

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:34 PM
Unuttum
Unuttum gözlerinin ışıltısını!
Dudaklarında beliren tebessümü,
Sevgi mırıldanmalarını ve
Yanaklarındaki gamzelerini.

Kollarımın arasındaki nilüferden
Su damlaları dökülürken yavaşça.
Avucumun içinden savrulan
O tatlı buselerini de unuttum..

Veda edişindeki sessiz söylenişini
Olmaz! Olmaz ama mecburum.
Seni seviyordum deyişini de..
Unuttum.

Mahalle çocuklarının meraklı
Bakışları arasında ararken seni.
Yağmurun tokat gibi damlaları
Çarparken yüzüme acımasızca.

Unuttum sözlerini, deyişini,
Arkanı dönüp de çekip gidişini.
Bir gün önce özlediğini,
Ama şimdi bir başkasını sevdiğini..

12.11.2002 10.00
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:34 PM
Utandım Gözlerinden.
Utandım!
Duygularım incindi ağlarken..
Yaşanmadı daha önce hiç
olmamış gibi.
Ellerim üşüdü, titredim korkudan.

Bakmadım yüzüne takıldı gözüm yerlere.

Kin dolu kalbim, nefret dolu, küskünüm.
Bastığım yer çamur, saplanmış kalmışım.
Tutunmak istedikçe ağacın dalına,
Batıyor bedenim acıyla çırpındıkça.

Sadece birkaç kelime değildi dilimden
Döküldükçe
bembeyaz sayfayı kirleten.
Yüreğimin sızısı vardı kalemin ucunda.
Kan kırmızısı canım vardı
mürekkebinde.

Sebebim sebebin olmadı üzgünüm yine.
Paketimdeki son sigara ciğerimde.
Çevirsen çarkı dönüşü yok geriye.

İki damla yaş, el sallarken eski sevgiliye.

03.07.2001 03.00

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:34 PM
Üst Katın Merdiveni.
On dört merdiven vardı, seninle aramızda.
Birer birer saydım ben, her defasında.
Her bir adımı, bir koca ömre bedel.
Usul usul daima, çıkılmayı bekler!

Dar taşlarla örülmüştü, genişti eni.
Parçalanmış mermer dokusu, işlenmişti yeni.
Yağ dök yala misali, her zaman ter temiz.
Uzanıp gidiyor sıralanmış, üstünde de diğeri.

Nice zaman bekledim ben, dinledim sesini.
Ayakkabı topuklarının, şıngırtılı neşesini!
Tok bir ses işittim bazen, korkuyla endişelendim.
Dikkat kesildim bazen de, kaskatıydı bedenim..

Yoğun geçti bazı zamanlar, hareket dolu.
Kimi zaman çıt çıkmadı, ıssız ipek yolu.
Gülümsemen kaldı aklımda, o gün karşılaştığımızda.
Bizim kata çıkan,o merdivenin ortasında..

Sen zannedip de kapıyı açtım çoğu kez.
Kocan çıktı karşıma, utandım tık nefes.
Selam verdi her görüşünde, ama meraklı.
Senin gibi değildi gülümsemesi, biraz bıyık altı..

Vazgeçtim sonunda, bıraktım merdiven dinlemeyi.
Kapının zilini çaldım, göze aldım dayak yemeyi!
Sen bunu ister şerre yor, istersen de hayra.
Bitmişti artık benim için, zamanı boşa harcama..

Mazeretim hazırdı, elimde boş bir tabak.
Geçen hafta ikram ettiğin, içi dolu kıymalı kabak!
Yoğurt da koymuşsun yanına, eşsiz ev mayası,
Ellerinle yaptığın, bir dünya markası..

Dünyam yıkıldı o an, buyur abi dediğinde.
Ne hayaller kurmuştum dün gece, ben yine seninle!
Nutkum tutuldu kapıda, elimde kaldı boş tabak.
Tadına doyamadım, ah bu kıymalı kabak..

Aklıma geldi birden, eşiniz evde yok mu?
Otursak seninle biraz, bu bana çok mu?
Böyle bakmıştı Havva, ilk insan Ademe.
Buyur gel yanıma, söylemem ben enişteme..

Bir daha dinlemedim, nasıl olsa zaman çoktu.
Merdivenleri saymadım, buna gerek de yoktu..
Üçer beşer atladım ben, ürkek bir telaş ile
Sonra fırınla uğraştık hep, biraz da mercimekle..

08.11.2006 – 23.15
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:35 PM
Üzülü/Yorum..
Üzüldüğüme üzülüyorum şimdi!
Daha önce niye bitmedi diye.
Halbuki zaman geçip gidiyor.
Gençliğime üzülüyorum..

Bu yüzden acı çekiyorum.
Kalan ömrümde yine varsın.
Yenilesem de her şeyi, yinelesem de
Eskiye ait bir şey kalmasa da.
Seninle yaşadıklarıma üzülüyorum.

Şimdi de bende kaybettiklerini
Başkasında aramana üzülüyorum.
Sürekli hakaret etmene rağmen..
Sana cevap vermek için çabaladığım,
Boşa harcadığım mesajlara üzülüyorum.

Mahkemenin her davetinde, her celsede
Sırf sana inat olsun diye
Yollara düştüğüme üzülüyorum.
Ayakta olduğumu yıkılmadığımı
Gösterebilme gayretime üzülüyorum.

Seninle tanıştığım güne lanet edip
Keşke tanımasaydım deyişime üzülüyorum.
Ama en çok şunu bilmelisin ki;
Bunları yaşayacağımı bile bile
Seninle evlendiğime üzülüyorum..

15.11.2006 14.00
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:35 PM
Vahim Mevzular.
Vahim mevzular bunlar kuzum!
Feda edilmez tek celsede..
Öyle iki el sallamasına,
Bir parmak şıkırtısına..
Köçeğin ziline yakışan,
Bir oryantalin dansına..
Bir bar fedaisinin kapı sefasına,
İki sarhoşun selamına;
İç gıcıklayan nahoş sedasına...

Sahne senin, bu meyanda sözde!
Özümde sen varsın; şarkımız da gözde!
Salın eyyam ile titresin! Korksun senden,
Arzu endamın ile sallansın, bu garip gövdem...

Velhasıl anlatmışımdır derdimi.
Kalem sendedir var ise eksik kelam!
Özlemem ben bu bayat hayatı ve sesi,
Yüzüme üflenen o eski ve kirli nefesi..
Her çalındığında kapı, hep aynı heyecan..
Yok istemem öyle! Yaşanmaz bu acayip hezeyan..


22.02.2006 23.00
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:35 PM
Veda ediyorum, hiç duyulmamış küfürlerle!
veda ediyorum
yıldız düşmeyen zeytin kokulu *******e
zifiri karanlık sarılı
yolunu kaybetmiş talihsiz ay dedeye..

acımadan toprağa saplanmış diğren misali
yapışıyorum
küf kokulu kavak dalına
uzanıp gidiyorum birlikte
veda ediyorum
daha dün tohumlandığım
kırılgan köklerime..

onluk çivilerle çakılıyor dört bir yanım
acıyor kazınmış budaklarım
hızar gürültüsünde çalınıyor şarkılarım
yontuluyorum
maharetli bir marangoz çırağının ellerinde
mengeneyle sıkılıyorum..
veda ediyorum
çekiç gürültüleri arasında
sırtıma vurulan ah dolu darbelere..

çarpışıyor birbiriyle bulutlarım
dağılıyor gökyüzünde damlalarım
terkedilmiş sevgilinin saçlarını ıslatıyorum
siliniyorum
elinin tersiyle fırlatılıp atılıyorum
veda ediyorum
gök gürültüleri sonrasında
kopan kızılca kıyametin tam ortasında..

iki el arasında rahmetle yerimi alıyorum
merhametle sıvazlanıyor yüzüm
üstüme atılan tonlarca toprak altında
titriyorum
umutsuz bakışlarıma
son bir duayla yalvarıyorum
veda ediyorum
gözlerinden yansıyan ay ışığında
söyleyecek tek bir söz bulamıyorum..

veda ediyorum
dilime doladığım hiç duyulmamış küfürlerle..
lambaları sönmüş sokak başlarında
bağıra çağıra beddua ediyorum..

17.12.2007 23.00
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:35 PM
Vicdansız Sitem!
Mabetsiz şehrin kenarlarında,
Şiirlerinin de kanatlarındayım..
Zulüm kavramıyla meşgulken beynim,
Yaşayan hurafelerle savaştayım!

Sosyal yaşantıma cevap ararken,
Tepelerde dolaşmaktaydı cebim!
Akaidini düşünürken dinimin,
Sorusuna istinaden: İlahi emrin!

Senetsiz vakıf bırakmış, temeline!
Ahengi denk seyahatnamesinde..
Kelamında aruz çok, rehberinde iman,
Düşüncesinde tasavvuf, şehit dedelerimin!

Düştüm kanatlarından şiirlerin.
Ahi’si olmuş zalimin ve pisliğin!
Vicdanında gizlenmiş garip sitemin,
İlmihali olmuş o, ilk hikmetin!

Takviminde sayarım yaprakları ikişer.
Tüketilen hüzün, hüznünde iniltiler.
Alacağı yoktur: Ebediyet hakkın!
Kavramında kalmış, namert şahsiyetin..

Hurafeler yaşarken, kanatlarında şiirlerin.
Sözlerinde ne işi var, senden habersiz kederin!
Ukala dilinde söylenir, her daim küfür,
Son nefesten önce, ona da konmaz mühür!

İmzası var her yerinde, işlenmiş nakış.
El bağlamış önünde, beş imansız tutuş!
Israr etme zamanıdır, senide yaratan Rabbimin!
Özetinde cezası, hesabı yatar cesedin!


24.07.2006
Saat: 21.00

Kamil Çağlar
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:35 PM
Virane hayaller gölgesinde..
Ağlamayı istemek,
Gözyaşlarını durdurmaktan daha zordu..
Silinmesini beklemek,
Bugüne inat, yarına itelenen yağmur damlalarına..
Dün, koyu düşlerin gerdanında, taşınıyordu sarraflığı.

Ağlamayı özlemek,
Boş bir zarf edasıyla savruluyordu, zamana..
Virane hayaller gölgesinde,
Yarından borç alınıyordu umudun saflığı..
Hesapsız vaatlere takılan, dünden kalmışlığa
İsyanını katıyordu az evvel..
Yaşadığı güne yanıyordu sefil..

Doldurduğu günlük sayfasına kilitlenmiş,
Yaşadığı güne aldanıyordu hercai!
Biraz evvel geçen yağmur bulutu,
Sökülmüş kökler bırakıyordu, zamanın sarraflığına.

16.05.2007 23.00
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:35 PM
Vuralım tokmağı, kör davula vuralım!
I.

besmeleyle açılır bedbaht kapılar
sonu olmayacak şükür selamıyla
an olsun duraklamaya fırsat bulamadan
sabırla serilirdi önüne hoş duayla

zanla hüküm bile verilirdi bilmeden
zimmetle işlenmiş suça teşvik misali
itinayla işlenen değersiz cevherden
sökülürdü kaba kuvvet yordamıyla

gel sen böyle düşünme demeyelim
ne söyletir bu dili, ne ağlatır
kime düşmemiş ki gurbetin payı
uzakta olsa bile kanatır yarayı

II.

bir uçağa binerek gelsem yanına
karşılar mısın beni havaalanında
birlikte binsek şu garip hurdaya
götürür müsün sevdanın kapısına
alır mısın beni yosma koynuna

III.

merakla geçiniyor umarsız içim
temel dini bilgilerden bile yoksun
annemin rehberliğinde hiç yaşamadım
sonradan öğrendiğim bildiğim kadarıyla
tüketici hakkımın olduğu kadarıyla


evrenin kabul etmediği bir mesaj bizimkisi
usulsüz bir metod tanınmış düzenime
ya tecvidsiz okuyacaktık hayatı
veya bahşedilmiş zulüm kavramıyla


IV.

adem bile yaklaştığında havvaya
bir irkilme olmuş sakın dokunma
ne olduğunu bende bilmiyorum
uzak duralım n’olur n’olmaz sorma
uzak duralım bundan sakın durma

direksiz bir macera beklemeyelim
dayanağı olsun olmuş olanların
hukuka giriş dilinden bahsediyormuş gibi
anlatmayalım yakın geçmişte kalanları
anlatmayalım davetsiz misafir olanları

V.

eh artık zamanıdır çekip gitmenin
yine götürür müsün beni o hurdayla
dün gece karşıladığın havaalanına
bırakır mısın yalnızlığımla baş başa
yosma koynundan çıkardığın başımla


bir besmele çektik işin başında
kör şeytandan uzak duralım
yine katletti kalp uzvunu
vuralım tokmağı kör davula vuralım..


04.12.2005 21.50

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:35 PM
Ya da!
Bir kara buluttum dünyanda.
Yağmur olup düştüm saçlarına.
Süzüldüm kaslarının arasından.
Eridim hıçkırıklarla toprağa.

Bir damla su kirpiklerimin arasında.
Gözyaşı dedik sıcak duygularla.
Keder, hüzün, hasret dedik bazen.
Bazen de sevgi ve mutluluk.

Ucuz saatlerle dolu ömrün.
Öylesine harcanan dakikalarla.
Sabretme çaresizliğe ve düne.
Tıkırtısıyla geçen kötü zamana...

Ya sende katıl zulme ve kötüye.
Ya da seyret gökyüzünde kendini.
Bekleme öylesine dönsün dünya.
Ya da ölme...

14.03.2001 22.00
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:35 PM
Yağmurla mı geldin
Yağmurla mı geldi sanki hüzün.
Ayrılmamıştı aslında hiç pencereden.
Perdeyi her açışında o değil miydi?
Sana geçmişini geri getiren...

Daha dün değil miydi sokaklardaki
Pantolonu yırtık ağlamaklı çocuk?
Kalın topuklu epa ayakkabısı ve
Sırtında babasının paltosu..
Ablasının önlüğüyle sınıfta, sırada
Bahçede duvara yaslanan.
Komşu kızı sevdiği Vildan.
Yakalamaca da hep peşinden koşturan.
Yanındaydı aslında çayda çırada
Halay çekerken sahnede kol kola.

Bir simit lokması yeterdi gülmeye.
Babanın verdiği iki buçuk lira harçlıkla.
Dünyanın sonu değildi ya!
Bir hafta sonrası vardı daha..
Çok uzun yol yoktu, yakındı.
Şehreküstü’den Davutkadı’ya.
Sanki hiç yürümüyordu işçiler,
Altıparmak caddesinden Fomara’ya...
İlle de atmak isterdi topu potaya,
Bambam Halil varken koskoca..

Ne umutlar vardı o yollarda.
Mücahit, Ali ve Naci’yle,
Kaldırımın birinden diğerine;
Hayaller kurardık sevgiyle...

11.10.2000 23.00
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:36 PM
Yalandır, Yalan Bunlar!
I.
Bir dünya duman sarmış başımı, kudurup da isyan edesim gelir.
Kime selam versem, leşe satmış düşünü.
______________________Kaldırıp da alnına, çakasım gelir.

II.
Breh breh!

Silkelensin dün kararmış kaşlarım.
Kararıp da, boyanmış saçlarım.
Yetim, fukara, düşkün, sarsılıyor yamacında
Ha bire sıvazlanan, bıyıklarını yolarım!

Kan sıkışmış, dişlerim arasındaki dudaklara
Davul zurna ile sokulur, sağır kalmış kulaklara! !
Söyleriz birkaç kelime kelam,
__________________Anlasın diyorum artık derdimizi, ekabir eyyam!

III.
Zora güzellik dayanmıyor, zorlama, zor ama.
Aklımla zorum var, anlamak istemiyorsan hor’lama!

Kuşlar erken uçuştu, ergene, erken kondu.
Kanat çırpıyorlar şimdi, film bir yerden koptu!
Teneke çalalım kapısında, kargalar da uçuşsun
Ak kaşık mı kaldı kardeşim? bal gibi suçlusun!

Uçan halı serelim alçaklara, en kırmızısından.
Asalet dökülsün taşlara, demirler arasından!
Katık olsun somun, som altından boş taslara
Yalanla ikram ederler mi, inanmayan salaklara?

Zorlama ama, işin tadı kaçtı, ne yapalım birader?
Olacak varsa bu dünyada, düşer başına, bir sürü haber!
Kimi hürriyeti düstur edinir, nasıl olsa vicdan meselesi.
Kimi de milleti düşünür, içi boşaltılmış altın kesesi!

Dedik ya! Birkaç kelime kelam döküldü dilimizden, hunhar.
Anlamazsa anlamasın eyyam, yalandır yalan bunlar!

VI.
Gündeme yetişemedik çaresi yok, acep sabaha ne ola?
Sabaha kalmaz bence, hele bir sabır küpü dola!

15.07.2008 16.00

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:36 PM
Yalnızım.
Gökteki yıldızlara sor
Onlarda gördüler beni
Göz yaşlarım neden akmasın?
Yoktun yanımda
Yalnızım

Sensizliğimle titreyen kalbimle
Yine seni özlesem de
Süzülmesini beklerken
gözlerimden yaşları
Hayalimde kalmıştın
Yalnızdım

Benim karanlığımda
Tek başıma sarıldım kollarıma
Bir ben kalmadım
Umudunu kaybetmeyen
Ama yalnızım

Bir de diğer ben
Varken yıldızların içinde
Büyülenmiş yüreği ile
Diğer bende yoktum
Yalnızdım

Camı açtım ve esen rüzgara
Tatlı bir buse verdim
Sana getirsin, okşasın senin
Dudaklarını ve yanaklarını
Yalnızlığım

Seninle yaşamak varken canım
Seni sensiz yaşamaya çabalıyorum
Bir nefes kadar yakınken
Aslında çok uzaktasın biliyorum
Zorlu sevdam, çok yalnızım....

16.05.2000 16.00
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:36 PM
Yaranırsın yağmur döken bulutlara!
silme
gözünün
yaşlarını
______üryan dökülüp aksın kanlıcaya
kâvi tut âsi yüreği
gün olur gezinir o da
___________muhabbet taşan deryada..

yaranırsın elbet, yağmur dökünen kara bulutlara..

azdırma rahvan akan kanını
damar çeperini yıkmasın
körük gibi soluyan canını
durduk yere ziyan etmesin
____________katresi harelenmiş ela gözlerini
____________kirpiği sürmeli yâr kurutmasın..

aranırsın dört yanı, viran olur bir gün, yalnız kalırsın..

koşma
dilberin
peşinden
______can verip düşsün toprağa
dik dur cilve karşısında
gelip geçen hevestir pekala
________________telaşa kapılma boyalıdır mutlaka..

ihtimaldir nöbet, kazma kürek elinde, mezar başında..

kaptırma selim aklını
terler içinde uyanmasın
görmek için tatlı rüyanı
oyun bozanın olmasın
_____________dalyan gibi duran gövdeni
_____________kalem kaşlı yâr düşürmesin..

zordur kalkması, diz çökerse yiğit, azaptır boynunda..

silme gözünün yaşlarını üryan dökülüp aksın kanlıcaya
zordur silmesi, ağlarsa yiğit, azaptır koynunda..
bakma sakın arkana, harap olmaz ömrün, yalnız kalsan da
ihtimaldir muzafferiyet, kazma kürek elinde, mezar başında..

yaranırsın elbet o gün, yağmur dökünen kara bulutlara..

31.08.2007 21.00
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:36 PM
Yaratan Rabbim, Sormaz kuluna..
Yaratan Rabbim’dir, sormaz kuluna.
Feda olsun mülküm, canım yoluna.
Nasip oldu rahmet, rızkın boluna.
Yoz kalan nefsime, batmalı yardım.

Üç aylar arası, mübarek günler.
Vaaza çık hoca, cemaat dinler.
Cami kapısında, hazırdır eller.
Sadaka dilenir, etmeli yardım.

Komşu aç kalmasın, halin sormalı.
Bir tabak çorbayla, gönül almalı.
Dostluk erbabına, hatır kalmalı.
Sağ elin kısmeti, akmalı yardım.

Yolda kalmış garip, gören yok mudur?
Bir selam verelim, acep çok mudur?
Olmaz deme sakın, gönül boş mudur?
Kalbe giren kibir, bilmeli yardım.

Kıskanç göz çeperi, tene bulaşır.
Uyma el sözüne, amel karışır.
İyilik yolunda, kalpler yarışır.
Kin tutan zalime, değmeli yardım.

08.07.2007 15.00
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:36 PM
Yaren..
Gel geç ömrün yanık kokan kahrını,
Acıyla kapanmış soluYor yaren.
Gülmeyen yüzde dün solan bahtını,
Titrek bir edayla dinliYor yaren.

Emir böyle, ömre yazılmış keder.
Ruhuna dolan her dem, oldu heder.
İmtihan senin, bekleme bu sefer.
Uçan kuş başına, konuYor yaren.

Dünya gözlerinde, aşka kapalı.
Çok zaman geçti, bu yola çıkalı.
Gökten gelen melek, elin tutalı.
Yanında huzura, gidiYor yaren.

Öfke sefil, kıyma aşık yarına.
Huyu rezil, ateş düştü karına.
Akıl kefil, doğru sözün arına.
Taşan su kabına, sığmıYor yaren.

Gitmez başından, daim kara bulut.
Ak güne muhtaç, uyuşuk, hain ut.
Göğe serpilmiş de bir nebze umut.
Yağmur gibi taşa, yağıYor yaren.

Naçar kaldı buz kesilen sözleri.
Kanla reva, şiddet dolu gözleri.
Savruldu dört yana, ateş közleri.
Düşüp de özümü, yakıYor yaren.

Ömür geçti, bu rüyaya dalalı.
Kürek çekip ufka, demir alalı.
Karanlık sularda, yanlız kalalı.
Kucak açıp yarı, özlüYor yaren.

Soldu yapraklarım, sen terk edeli.
Gönül azabıyla kaçıp gideli.
Hesap kesti ölüm, acı bedeli.
Her sözüm ahından, inliYor yaren.

Art arda eklendi, sadık dizeler.
İçinde gülmeyen, dostu yineler.
Gitti artık, senden korktu deseler.
Korkup kaçan yılan, sokuYor yaren.

Gel geç ömrün, yanık kokan kahrıma;
Duayla taşmış, saçılıYor yaren.
Gülmeyen yarda, gül yolan bahtıma;
Bakınca şaşırmış, duruYor yaren.

03.02.2007 21.00
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:36 PM
Yasak bölge!
Sigortası yapılmamış,
çok önemli risklerim vardı!
Dış görünüm itibarıyla,
Benzerlik göstermeyen davranışlarım!

Felsefeleşmiş tutumlar içinde,
algılayamadığım değişiklikler..
Rekabet ve değişiklikleri
Bir kenara itip, öteleyemediğim!

Beden ve ruh olarak,
iki unsurdan meydana geldiğim halde.
İhmal edilmiş ihtiyaçlarıma,
yaptıramadığım güvenlik endişelerim!

İrademi ortadan kaldırarak,
benliğimi hiçe sayan davranışlardı;
Kişiliğimi tamamen silen!
Ama insanlık olgusuyla birlikte,
eksik kalan yaşam davranışları!

Yaşadığım bu ezeli ikilem,
mantığımı asla tatmin edemiyordu!
Seçtiğim çareler, cüz’i irade ve
olmazlık duvarında eriyip, gidiyordu!

Hayatımı yöneten temel ilkelerim,
yeterince gözler önüne serilmişti.
Niyet ve sebeplere itirazım yoktu ama,
dizginleyemediğim, güvenme güdüsüydü!

Giriş dilinde yaşadığım arıza,
planlanmış çıkış arayışlarında düzeliyordu!
Sigortası yapılamamıştı, belki de bilerek;
Ama etrafı çitlerle çevrilmiş,
Tehlikeli ve yasak bir bölgeydi!

11.11.2006 13.00
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:41 PM
Yazıldığı gibi okunur -1-
İlk tanıştığımızda öğretmenim,
Sizden çok korkmuştum!
Yeni ayrıldığım ana kucağından,
Ziyadesiyle memnun olmuştum!

Böyle anlatmamışlardı bana.
İçi dolu sınıf, tıklım tıklım.
Her sırada oturuyor üç öğrenci,
Git öteye demekten bıktım.

İlk harfi yazmayı öğrendiğimde.
Babama sordum, bu nedir diye?
“e” harfidir bu, sesi biraz ince.
Yazıldığı gibi okunur, her hecede.

Dersleri iyi dinle, derdin bana.
Yarın soracağım, bu konuyu sana!
Yazmaya gitmezdi elim, sıkılırdım.
Benim de sınıfta, yoktu hiç sınırım!

Haylazlık başımı, almış gidiyordu.
Babamla arama, kara kediler giriyordu!
Çoğu kez sığındım, ana rahmetine.
Ondan da gördüm hışım, bir keresinde!
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:41 PM
Yazıldığı gibi okunur -2-
Yüreğim ıslaktır benim, korku..una
Sanmayın ki pantolonum, kuru kalır daima!
En sevdiğim zamandı, derslerin arası.
Ama çok zor geliyordu, kantin sırası!

Çok seviyordum sınıfta, oyun oynamayı
Unutmadınız ona da, kota koymayı!
İçi doldurulmuş kitap, zordu taşıması
İsteyerek almıştım sırtımdaki, okul çantasını!

Sıra arkadaşım İpek, iki numara gözlüklüydü
Kopya çekmemem için beni, hep koluyla dürttü!
Aldığım en yüksek not, genellikle üçtü
Beş aldığım zaman da, tüm sınıf bana güldü!

Yazdığım gibi okudum, yarım yamalak
Ararsın o günleri şimdi, hasretle be ahmak!
Anlatırım ben bunları, biraz tebessümle
Yazıldığı gibi okuyorum, Öğretmenim bak bende!

22.11.2006 19.00
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:41 PM
Yeni söndürülmüş sevdalar
portakal kokusu yayıldı odama
bir taraftan da sigara dumanı
yeni yaktığım mumlar
kıt kanaat aydınlatıyordu
karanlık odamı..

hüzünlü ayrılık şarkıları yanı başımda
“sana nasıl kıydılar hain *******”
nakarat tekrarlandıkça
ardı ardına çekiyorum dumanı..

odam loş gönlüm sarhoş
yüzüm kızarmış durmuyor gözyaşları..
döndükçe dönüyor başım
sıralanmış masaya art arda
daha yeni söndürülmüş sevdalar

her kalemde yazılan kelimeler
içimi yıkıyor bütün *******
“ağlamaklı bir günde beni terk ettin”
dibine vurdukça ışıltısı
bardakların birbirine selam duruşu
boy boy sarılmış sesler
yankılanır odamda seni özler

“anlayıver beni birkaç sözümden”
silkelenmiş kırılmış bir yürek
uçup gidiyor dalga dalga
daha kirlenmemiş rüyalar
bekliyor soğuk yatakta

az ötede sıralanmış
yeni söndürülmüş sevdalar
ve yanı başımda kırık kalbim
sağ yanımda imzalanmış senedim
gözlerimde canlanır
içime dolan buselerin.

11.11.2006 23.30
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:41 PM
Yeniden yaşanıyor, iç çekişimle..
ah nicos...

dokunuyorsun kemanın perdelerine
_________karıştırıyorsun
______________sevda sayfalarını

ve
__birer birer aralıyorsun
______________aşk acılarını...


ilahi bir güç yerleşiyor bakışlarıma

yeniden yaşanıyor menekşe kokulu beyaz düşler sanki
________kara bulutların çöreklendiği iç çekişler...

yeşillikler içerisinde bir ormana yanaşıyorum bazen
__________anılarım canlanıyor gözlerimde
_________________anılarım yanıyor iç çekişimle...

bir sahil kenarında dalgaları seyrediyorum
__________uzakta uçuşan serçelere el sallıyorum
______________uçsuz bucaksız deryaya bakıp dalıyorum...

ah nicos
_______seni dinlemeden önce yaşandı bunlar...


hani senin parmakların gezinir ya
____________________kemanın perdelerinde

hüzzam bir edayla
_____________notalarda sevdanı arar
_______________________________yanarsın...




05.11.2007 23.00
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:41 PM
Yeterince Özgürlük!
sorumsuz
ve başıboş davranışlar değildir
____________________özgürlük!

bağımsız bir insan olacağım diye
hatalarıma göz yumamam
şımarık insan sendromu
çoğalmış hoşgörü sınırları içerisinde

tanınmaz biri olmak
doyumsuz hisler peşinde koşarak yaşamayı istemiyorum
kendi etrafımda dönen
_____________insanlar deryasını da

her şeyde ölçülü
______şiddetten uzak bir
______________huzur arayışı

sabırlarla dolu bir gönül
_________ihtiraslı
____________ ancak; sınırlı

özen gördüğüme olan inancım
küçük ayrıntılara dikkat
ederek çıkıyor ortaya

buna ihtiyacım yok!

paylaşmaya hazırım
______________paylaşılmaya da

özgürlük;
____başıboş, sorumsuz ve sınırsız yaşam değildir

ihtiyacım olan,“yeterince özgürlük! ”

16.05.2004 10.00
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:41 PM
Yine çalınıyor senin ağıtın!
I.

yayılmışlar meralarda
meleşiyor kınalı kuzular
_________peşin sıra yankılanıyor ovalar..

“büyüyeceksin kuzum
_________büyüyüp semireceksin
gün gelip sen de sevineceksin..”

evrenin vazgeçilmez bir unsurudur
güneşin ve ayın var oluşu..
gün dönecek ay doğacak
gece olacak
_______yıldızlar parlayacak
_____________ve_____tanyeri ağaracak

yeniden sabah olacak..

II.

doğan güneş ısıtacak kırağı düşmüş yünlerini
tırnak izlerin salınacak doğanın yeşilliklerine
her patinden neşe yağacak toprak anaya
oynaşacaksın
________buhar olup yükselecek gökyüzüne oynaşmaların..

gökyüzü kızarıp
bulutlar ağlaşmaya başladığında
_________yaşlanmış bir ağacın altına sığınacaksın..

doya doya yaşayacak
______kana kana yaşanacaksın
_________________ kınalı kuzum..

III.

şefkatli elleriyle okşayacak bir adam
merhamet yağan bakışlarıyla sarılacak..

bazen sırtında taşındığın zıpkın hamal
bazen de yaşlanmış ağıtlar mırıldanan
___________söğüt dalından kırılmış
__________________________ince bir kaval..

bak dinle!

yine çalınıyor senin ağıtın
______duyuyor musun
_____________kınalı kuzum..

IV.

yaşlanmış bir ağacın altına sığınacaksın
gökyüzü kızarıp
___________bulutlar ağlaşmaya başladığında..

gün dönecek
_____ay doğacak
_______yıldızlar parlayacak
_____________tanyeri ağaracak
ve
__yeniden sabah olacak..

doya doya yaşanacaksın
_______________ kınalı kuzum..

14.04.2007 06.00
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:42 PM
Yitik sevdamızda yaşanır sultanıyegah!
Loş kahkahalar arasından sıyrılan ağlamaklı gözlerle
Yansıyan ay ışığına sarılmış, buz gibi havada sînemâki!
Bir nefes çekilen sigara aralığında, koklanan boş bir şişede
Arka cebinde taşıdığı yırtılmış fotoğrafla, banka uzanmış..

Söyleniyor yanı başında kuyruk sallayana, anlatıyor sol yanını.
Anlatıyor yitik sevdasını, uzaktan çalınıyor şarkısı..

'Yıldızlardan kopup gelen değerli bir taş gibiydi, o amatist.
Gök gürültüsüyle yağardı saçlarıma, kokardı toprak gibi.'

Dillenir yayında, saçlarına sürülen *********gah, ağlaşır.
Yanaşır soğuk ruhuma bir sevda, ısıtır geceyi, yatışır.

Bir kibrit yakımı aydınlanmış, parıltısı yaşanıyor düşünde
Kararmış parmakları ısınıyor, sarılmış rüyasında gülüşüyor!
Karanlığa fırlatılmış boş şişe, neylesin kokusunu çaresiz
Kırılmış gururunda yaşayan, kayıp hayaller kuruyordu vadesiz.

Git başımdan kara sevda, sevdana kurban oldu sol yanım.
Gök gürültüsü gibi yağardı, toprak gibi kokardı saçlarım.

Küllenir korunda, soğuk ruhumda sevdalanmış siyah *******
Uzaktan gelen hüzzam sedayla, içimden kopuyor tüm heceler.

Dillenir yayında, yüreğime sürülen *********gah, sözüm dağlanır.
Kırılmış gururumdaki kayıp hayaller, yitik sevdamızda yaşanır.

09.02.2007 19.30
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:42 PM
Yoksun yanımda!
Boğazıma düğümleniyor her şey.
Nefes alamıyorum, senden bahsedilince!
Yutkunuyorum!

Sanki;
Yaşadıklarımı yutmak istiyorum!
Takılıp kalıyor orada,
soluksuz, na çare!

Söküp atmak istiyorum,
o anda bağrımı.
Kalbimi koparmak..
Yırtarak, sağa sola
çarpmak!

Sesini duyar gibi oluyorum.
“değmez benim için”, yapma!

Öylece durup, bekliyorum.
Bakıyorum ortalığa!
Gözlerim kızarıyor, seni arıyorum!
Belli ki o ses,
yok yanımda!

Senden bahsedilince,
kaçıp gidiyorum artık!
Köşe bucak saklanıp,
sesleniyorum etrafa..

19.07.2002 11.00
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:43 PM
Yola koyulur bir damla gözyaşı!
deniz mavisi gözlerinden akar yansımaları
kumsal rengi saçlarından salınır hayallere
cehennem ateşi sarar kudurmuş yürekleri
yıkılmış dünyalar sarmalanır, yalpalanır boşluğunda..

yeni bir çağ açılır, yitirilmiş asırlar önünde..

fethedilmiş kalplere uzatılır
___________________simli işlemeler
çıkarılır sandıktan işveler
__________________nakış gibi dokunur
___________________________ işlenir kanaviçeler..

yola koyulur bir asma ağacı
ve
koruk
üzüme
döner
çözülür sâkinin tezgahında, gem vurulmuş bütün diller..

işte o zaman, senin için çalmaktadır
__________________________inlemektedir gamlı şarkılar..

yıldızların büyüsü anlatılır samanyolunda
mehtaba dökülen vicdansız gözyaşları
sandalda izlenir gökyüzünün kıpırtıları
hoş sedayla çekilir hep kürekleri
________________________aşka doğru asılır yürekleri..

gülünü kaybetmiş o bülbül, gelip yerleşir mendireğe..

dalga dalga sıralanır kıyının ışıkları
katre katre çarpılır şaşkın bakışlara
çıldırmış bir koy yok olur kumların üzerinde
kırılmış bir gurur masumlaşır, eski umutlara..

ve
solmuş bir ışık süzülür bulutların arasından
adın
yazılır..

yola koyulur bir damla gözyaşı, silinir..

13.08.2007 01.00
Erdek
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:43 PM
Yüreğim salkım saçak
Ay yeni doğmuştu
karşımızda duran tepenin ardından
ışıkları yansıyordu akşama
gözlerim gözlerinde
gönlüme doğuyordu

suyun üstünde ışıldayan
tatlı bir ışık hüzmesi
kaplıyordu çehreni
berrak bir inci tanesiydi
o anda siman
üzerime yeni düşmüş
cemreydin sen
dayanamazdım sana
doyamazdım gamzelerine

senin adında sinem
suyun üzerinde yakamozlar
oynaşıyorlardı sımsıcak
bir ürperti vardı
bir korku yaşanıyordu
eridi yüreğim salkım saçak
sıcak bir esinti yaşandı
geldi ve yaladı dudaklarımı

akıp yapıştı kum taneciklerine
sokuldum koynuna, sığındım aşkına
üzerimizde kaynaşan yıldızlar
utandı ay ve yakamozlar
tenimizde ağlaşan bir bahar
yeni açmış çiçekler
sümbüller menekşeler papatyalar.

üzerime yeni düşmüş cemreydin
ılık bir bahar esintisi gibi yaşandın
eridi yüreğim akıştı kumlar üzerine
utandı ay ve yıldız utandı yakamozlar

01.06.2002 23.00
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:43 PM
Yüzüme Vurma!
Ilık esen rüzgârın kanatlarında,
erken dökülen çınar yaprağı gibiydik.
Yanımızda okşanan keman tellerinden
hüzün sokuluyordu iliklerimize!
İnadına sürtülüyordu, yayın gıcıklığı.

Biri bitmeden, diğeri koşup geliyordu.
Yüzüme vuruyordu, alay edercesine dalgaları.
Birikmiş kum tepelerinin zirvesinde,
Sevgilisine sarılıyordu.
Köpüren azgın suyun, masum ruhu!

“Orta kulağımda bir sancı vardı, beynime baskı yapan.
Zannettim ki; sevdaya açılan yeni bir kapı! Bir aşk ağrısı.”

Gecelik sevişmelerle avunan, fahişe ruhlara aldandı.
Yağ damlayan birkaç pullu kelimenin içinde gizlenmiş!
Alıp gitmek vardı ya başımı, pranganın topuzu çok ağırdı!

“Selamsız yaklaşan, sıcak bir deniz esintisine hasret.
Karlı dağlar yamacında yaşamaya alışmış ruhum.
Korkarım eriyip gidecek, karışacak bucaksız ummana! ”

Fonda çalan keman, süsledi düşünceleri.
Suya düşen ay ışığı, doğurdu kelimeleri.
San ki; omuza yaslanmış sarı saçlı bir yâr,
Çözecek, ruhuma atılan bütün düğümleri!

Sen olmasan aydınlanır mıydı? Süren kara *******.
Işığından alınacak bir umutla, çekip gider keder.

02.09.2007 23.00
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:43 PM
Z Paranoyası!
Kibarlığın takısımıydı bilemem ama,
Kişiliğimin takıntısı haline gelmişti:
“Z” paranoyası..

Çoğul yaklaşımı da çağrıştırıyordu,
Tekil olarak hareketlenmiş, hakaretlerinde..
“Hayatımı kararttınız” derken mesela!

Nasıl oluyor da? “Z” olabiliyordu!
Seninle birlikteyken yanımızda göremiyordum,
“Z” uzantılı yakıştırılanları!

Mesela baş başa yemek yerken “biz”..
Dilim varmıyor ama birlikteyken “ikimiz”!
İki kişilik oyunlarda da başka bir ”Z” yoktu!
Şimdi nereden çıkıyordu bu garip eklenti..

Her şeyi “siz yapıyorsunuz” derken,
Ben ve onlar mı oluyordu?
Ya da sen ve yanında olmayanlar!

Galiba anlayacaktım..
Güllük gülistanlık sürerken hayat;
“biz”, “ikimiz”, “hepimiz” görüntüsü neşeliydi..
Karanlık çökmüşse gülistanlığa;
“siz” varya, “hepiniz” nankörsünüz, yaparsınız'dı!

“İkimiz” öldü artık.. yaşıyoruz “sensiZ”, “bensiZ”..

29.03.2004 22.00
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:44 PM
Zamanı mı şimdi. yangının?
I.
kimisi sakin geçen dakikalardan sonra
sürüklene sürüklene, bir dil sürçmesi çıkageldi!

- affedersiniz! af eder misiniz?

“bu, dil sürçmesinden ziyade,
_____________hazmedilmemiş bir sevdanın gazı olabilir mi? ”

ne diyelim
ha ağız dolusu fışkıran küfür olsun
ha sizin dediğiniz gibi, mide gazı!

siz nasıl olsa bunu da,
_________“af edersiniz, affedersiniz! ”
II.
yahu
___şurada birkaç bardak demli çay içecektik.
_____________________________en demlisinden!
yanına konulan şekerleri de kıtlatarak.
ne gereği vardı şimdi
_____________gönül sayfalarını kurcalamanın?
sırılsıklam bir göz banyosu yapmak varken
______________________________zamanı mı derin sulara dalmanın?
III.
kimisi
şaşkın bakışlarla etrafı süzerken
bir kelebek geldi kondu
hemen yanı başıma
renk dolu benek benek kanatları
sanki yerleşiverdi göz ucuma
hani çatıyor ya kaşlarını
____________çırpınıyor şimdi, kalbimin kapakçıkları!

- hayaldir bu, hayal!

“hadi dalalım birlikte içine
_________sen maviyi düşle, ben pembeyi!
______________________sen rüzgarı düşle, ben kor alevini! ”
IV.
ne gereği vardı, gönül sayfalarını kurcalamanın?
boşu boşuna of çekip, hayıflanmanın!

_______________zamanı mı şimdi, yangının?

17.04.2008 16.30
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:44 PM
Zehra'm
*******i bir nöbettir gidiyordu.
Her saat başı ağlardın, kurulmuş gibi.
Ne annenin sütü tatmin ederdi,
Ne de hazırlanmış mamalar!
Sol omzuma başını koyduğunda
İçine dolan huzur ile uyurdun;
Gaz sıkıntısı çektiğin zamanlar!

Yüzüne dolan tatlı bir tebessüm
Tonton yanaklarında ise bir allık
belirmişti rahmetli büyükannemin!
Onun ismini vermiştim sana.
Kucağına alıp da piş pişlediğinde
Yirmi milyon lira iliştirmişti koynuna.
Ne güzelde gülümsüyordun ona,
Verilen hediyeye nazire yaparcasına!
İsmini taşıyan ilk torunu olmanın
Gururuyla vardın kollarında, Zehra’m..

Uzaklardasın şu an, sesin de uzak.
Seninle geçirdiğimiz zamanlar azaldı.
Artık haftalık görüşmelerde
yaşıyoruz birlikteliği, ebeveyn kontrolünde..
Telefon görüşmelerin de dinleniyor.
Anlatamayacaksın bana eskisi gibi.
Nasıl uyuduğunu, çorbayı nasıl kaşıkladığını
Elmanın kabuklarından yaptığın şekilleri.
Çizdiğin resimleri gösteremeyeceksin.
Dizindeki yaranı gördüğümde,
Çoktan iyileşmiş olacak!
Gözlerini silmek için yanında olmayacağım.
Diş ağrılarını hafifletemeyeceğim.
Korktuğunda sana sarılamayacağım.
Birlikte uyuyamayacağız.

Ama sana verdiğim sözü hep tutacağım.
Her gece ay dede ve yıldızlarla
Sana getirsinler diye
gönderdiğim öpücüğü hiç unutmayacağım.

27.11.2006 - 16.00
Kamil Çağlar

GooD aNd EvıL
02-28-2009, 04:44 PM
Zevki Bahar.
Birden sen geldin aklıma!
Aldattığın sahne canlandı gözümde.
Sinsice, acımasızca gülümsüyordun.
Ahlaksız temaşayla hayırsız bedeninde..

Bir an öyle kaldım.
İçimdeki ses, sesini yükseltti!
Yeniden özlüyor gibiydi seni;
Nafile söylentiliydi, imlası da bozuk..

Önceleri çıngırak gibiydi, uğultuluydu.
Biraz öfkeliydi, nefret dolu!
Suçunu itiraf etmişti ama;
İmama hazırdı, idama karşı..

Anlasana! Sen zevkine düşkün,
Henüz yapışmamış iki deri arası..
Astarında sakladığın tek bir renk,
Çok çamurlu ama; ellerin karası..

Vedan da bile vardı bir tehdit!
El sallayışında saklıydı cüretkar.
O kahpe dudaklarında taşıdığın,
Bıraktığın son sözündü; ruhuma manidar..

Böyle geçti bir süre daha.
Biraz serdengeçti, biraz derbeder.
Yine akıl oldu, gözlerim ışıldadı.
Yine doldu gönlüme, yine umutlu..
O huzur dolu mevsimdir ki;
O zevki bahardır, o; ikinci bahar...



10.02.2006 23.30
Kamil Çağlar