Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

B]Sensizliğin Bir Gecesi…
SENSİZLİĞİN BİR GECESİ…

KIRIK BİR KADEH PARÇASI
KANLADI PARMAKLARIMI
DÜN GECE,
İÇKİ MASASINDA…
KALBİM GİBİ KAN AĞLADI,
KIRMIZI KUSTU PARMAKLARIM
DAMLA DAMLA.
BİR SIZI KOPTU İÇİMDE,
KALBİMDE BİR DAĞ KÜKREDİ;
BİR ŞEYLER SIZDI,
BİR ŞEYLER AKTI,
ILIK ILIK,
ALEV ALEV…
ŞİŞELER BOŞALDI KADEHLERE,
KADEHLER BOŞALDI
KANAYAN YARAMIN DERİNLİKLERİNE,
SÜZÜLE SÜZÜLE…
YARAM DEŞİLDİ;
KIVILCIM KIVILCIM
AĞRILAR DOĞDU,
BIÇAK BIÇAK BATTI BİR ŞEYLER.
NEFESİM DARALDI,
TIKANDI,
BOĞAZIM KURUDU…
KADEHLERİ BOŞALTTIM ÜSTÜNE,
ISLATTIM, ISLATTIM...
DAHA BİR YANDI İÇİM,
KAVRULDU,
BİR ŞEYLER OLDU,
BİR ŞEYLER…
GÖZLERİMİ KARANLIĞA ADADIM,
BAKIŞLARIM UÇUŞTU BOŞLUKTA
SONSUZ ÖTESİ SONSUZLUĞA...
BİR AVUÇ SAÇ,
BİR TUTAM KÖR DÜŞÜNCE
YIĞILIVERDİ,
KALAKALDI ELİMDE...
BİR SEVGİ SIZLADI PARMAKLARIMDA,
BİR ÖZLEM AKTI BURNUMDAN
BURCU BURCU TÜTTÜ
DAYANILMAZ HASRET.
KAHRETTİM YALNIZLIĞIMA...
* * *
SENİ DÜŞÜNDÜM ESKİ HALİNLE;
ELLERİNİ TUTTUM,
TUTUŞTU ELLERİMİZ
NEMLİ NEMLİ
ISLAK ISLAK,
ÖPTÜM SENİ
DOYASIYA,
SICAK SICAK.
HEYHAT Kİ;
ELLERİM BOMBOŞ,
DUDAKLARIM KURU KURU,
KUPKURU,
ÇATLAK ÇATLAK.
DAYANAMADIM GECENİN SENSİZLİĞİNE;
DOĞRULDUM AYAK ÜSTÜ,
SÜRÜNÜRCE YIKILDIM YERE
DİZLERİMİN BAĞI ÇÖZÜLMÜŞTÜ.
SON DERMANLARLA,
TAKATSIZ ÇIKTIM SOKAĞA.
ADIMLARIM SENİ SORDU
KALDIRIMLARIN
TANIDIK BORDÜR TAŞLARINA,
YALPALAYA YALPALAYA.
DUVARLARI ÇALDI KAFAM KÜT KÜT,
SENİN EVİN,
SENİN KAPINDIR DİYE…
KARANLIKLAR SÖKTÜ HER YANDAN,
YILDIZLARIM SÖNDÜ BİR BİR,
GÖREMEDİM ÖNÜMÜ,
BİR KAPI ÖNÜNDE YIĞILAKALDIM.
SONSUZLUKLAR ÖRTTÜ BENİ,
BULUTLAR ÇÖKTÜ ÜZERİME
KÜME KÜME.
YAĞMURLAR YAĞDI
KALDIRIM TAŞLARINA
SENDE BIRAKTIĞIM GÖZLERİMDEN.
RÜZGAR SOĞUK SOĞUK YALADI SURATIMI
YERDE,
BOŞ GÖZLERİMDEN
SENSİZLİĞİN KARANLIĞI AKTI İÇİME;
SİYAH, SİYAH,
SİMSİYAH,
KÖMÜR GİBİ KATRAN KARASI GECENİN
ULUBUÇUĞUNDA…
KAHRETTİM YALNIZLIĞIMA.

Süleyman SAYLAN (Tüm hakları şaire aittir.)
DENİZLİ, 09 HAZİRAN 1967


Süleyman Saylan[/b]

[GooD aNd EvıL]

KARŞIYAKA *******İ...

GÜZEL İZMİR
SERESERPE UZANIVERMİŞ,
DENİZİN KUCAĞINA;
İNCİRALTI,
KONAK,
KARŞIYAKA,
BOSTANLI KOLLARIYLA
SARILIVERMİŞ
BOĞAZINA...
BOYNUNA...
DİĞERLERİNİ BİLMEM AMMA,
******* BAMBAŞKA
KARŞIYAKA’DA.
VURUYOR YANIK BAĞRIMA,
DENİZ KIYISINDA ESİNTİLER;
İMBAT MI,
YOKSA MELTEM Mİ
BUNLAR?
HEP BÖYLE DENİZDEN Mİ ESER? ..
YALI BOYUNCA
OYNAŞIYOR DALGALARDA
DALGALARLA IŞIKLAR,
PIRILTILAR,
YAKAMOZLAR...
... DENİZDE UZANAN
IŞIK YOLU...
İMPARATOR SARAYINA GİDEN
TAÇLI YOL SANKİ.
BİR KEZLE DOYMUYOR,
BİNLERCE KEZ BAKASI,
HATTA
KOKLAYASI,
YUDUMLAYASI GELİYOR İNSANIN;
MEHTABI BİLE KUCAKLAYAN,
KISKANDIRAN,
DOPDOYUMSUZ GÜZELLİĞİNİ…
DENİZİN KUCAĞINDA KARŞIYAKA,
BİR DE
İMBAT KUCAKLARSA…
******* BAMBAŞKA
KARŞIYAKA’DA.

Süleyman SAYLN (Tüm hakları şaire aittir.)
İZMİR,04 TEMMUZ 1966


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

CAN ALICILAR...

MEVSİMSİZ YAĞMURLAR BAŞLADI
YÜREĞİMDE;
ÖNCE
ÇİSEM ÇİSEM,
SONRA
SAĞNAK SAĞNAK
BOŞALDI DAMLALAR…
HER DAMLA DA;
GÖZYAŞLARI…
YÜREK AĞRILARI…
GÖNÜL SANCILARI…
ANILAR…
ALTIN KADAR DEĞERLİ,
IŞIKLARCA LEKESİZ.
NE YAZIK Kİ;
ÖLGÜN VE SAPSARILAR…
YAĞDI BU ÖLÜMCÜL GÖNLÜME;
CAN ALICILAR…
ANILAR…
BENİ
SIRILSIKLAM ISLATTILAR…

Süleyman SAYLAN (Tüm hakları şaire aittir.)
DENİZLİ, 14 MART 1966


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ŞEREFSİZ KADEHLER! ..

SÖZDE;
SENİ UNUTTURACAKLARDI;
DAĞITACAKLARDI
GAMIMI,
NEŞELENDİRECEKLERDİ
BÜTÜN ÜZÜNTÜLERİMİ...
KANDIM ONLARA;
HEPSİNİ YUDUMLADIM.
VERDİKLERİ SÖZÜ TUTMADI,
SENİ UNUTTURAMADI
ŞEREFSİZ KADEHLER! ..

Süleyman SAYLAN (Tüm hakları şaire aittir.)
DENİZLİ, 25 ŞUBAT 1966


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

YEŞİL ADA’M …

UZAT ELLERİNİ KIBRIS’IM,
ÇEKEYİM SENİ SULARDAN.
KARPAZ’LA KUCAKLAŞSIN
ANTAKYA,
SARMAŞ DOLAŞ OLALIM;
TÜM ANADOLU
VE YEŞİL ADA…
SENİN DE ÜSTÜN ALLANSIN,
SENDE DE
ALBAYRAK DALGALANSIN.
GÜZEL UMUT,
BÜYÜK DÜŞ,
GÜÇLÜ ARZU
YENİ TÜRKİYE
TAMAMLANSIN…
* * *
SÖYLE MAKARİOS’A;
BIKMADIYSA YULARDAN,
BİR DE TASMA TAKAYIM.
GEREKİRSE SENİ,
SURLARLA ÇEVRİLİ,
ALINMAZ BİR KALE YAPAYIM.
DİLERSEN MAKARİOS’U,
DİLERSEN TÜM RUM GÜCÜNÜ
YERLE BİR EDEYİM…
İSTE;
GÖZÜMÜ VEREYİM,
İSTE;
KOLUMU,
BACAĞIMI…
İSTE;
UĞRUNA ÖLEYİM.
BENİM TALİHSİZ YAVRUM,
KADERSİZ KARDEŞİM,
BAHTI KARAM,
YEŞİL ADA’M,
KIBRIS’IM! ..

Süleyman SAYLAN (Tüm hakları şaire aittir.)
DENİZLİ, 16 MART 1966


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

NAKAVT! ..

GÖZLERİN SAĞ KROŞE,
BAKIŞLARIN DİREKT.
TEBESSÜMÜN SOL KROŞE,
SİNELER ENDİREKT…
SAĞ! .. SOL! ..
PAT! .. KÜT! ..
DİREKT! .. ENDİREKT! ..
BU BAKIŞ BAYRAMPAŞA,
BU GÜLÜŞ
EN AZILI KROŞE.
SAĞ! .. SOL! ..
PAT! .. KÜT! ..
DİREKT! .. ENDİREKT! ..
BAYRAMPAŞA! .. APARKÜT! ..
* * *
KALBİMDE;
AĞIZ, BURUN KALMADI
DAĞILMADIK.
SAĞ! .. SOL! ..
BİİİR, İKİİİ, ÜÜÜÇ…
PAT! .. KÜT! ..
DÖÖÖRT, BEEEŞ, ALTIII…
DİREKT! .. ENDİREKT! ..
YEDİİİ, SEKİİİZ…
BAYRAMPAŞA! .. APARKÜT! ..
DOKUUUZ, OOON! ..
NAKAAAVT! ...

Süleyman SAYLAN (Tüm hakları şaire aittir.)
DENİZLİ, 22 AĞUSTOS 1965


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

NE YAZIK! ..

ULU DAĞ BAŞLARINDA AÇAN
BİR KIR ÇİÇEĞİSİN,
HERKESİN İMRENDİĞİ…
O DAĞIN ETEĞİNDE
DİZ ÇÖKÜYORUM,
SANA YÜZ SÜRÜYORUM;
BÖLÜK BÖLÜK,
TÜMEN TÜMEN UMUTLARIMLA,
GÜÇLÜ DUYGULARIMLA…
BİR KALE BEDENİ KADAR SAĞIRSIN;
SAYISIZ TOP TÜFEK
VE
MİLYONLARCA ASKER GİBİ
SALDIRAN,
KÜKREYEN SEVGİME…
HER GÜN,
ÜŞENMEDEN,
TAN AĞARANLARIN TAZELİĞİNDEN,
GÜNEŞİN TURUNCU FERİNDEN,
KALEMİMDEN,
EVRENDEKİ AĞAÇLARIN
TÜM YAPRAKLARI SAYISINCA
DUYGU ASKERLERİ TOPLUYORUM;
YENİ ORDULARIMLA
SALDIRIYORUM YENİDEN,
YENİDEN,
YENİDEN;
KALE BEDENLERİ GİBİ DİKİLEN
KALBİNİ
FETHETMEK,
KAZANMAK İÇİN…
AMA;
BİR İZ,
BİR YARA BİLE BIRAKAMIYORUM,
BİR GEDİK BİLE AÇAMIYORUM
TÜM TOPLARIMLA,
NE YAZIK! ..

Süleyman SAYLAN (Tüm hakları şaire aittir.)
DENİZLİ, 27 NİSAN 1965


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

TUTSAK …

BEN
MUTSUZ YAŞANTILARLA DOLU
BİR EVRENDE
TUTSAĞIM…
BIKKIN YAŞAMLARDA KAYBOLAN
MUTLU ANILAR,
ÇİSELİYOR,
BU YOKSUN,
BU MAHSUN KALBİME;
ÇAMLARIN ALTINDA,
İÇLİ,
YANIK TÜRKÜLER,
SERE SERPE,
BİR TUTAMAKÇIK SEVİŞMELER,
GÜZELÜSTÜ GÜZELDEN
HATIRA KALAN ÖLÜMSÜZ SEVİLER…
DÜŞLERİME,
DÜŞÜNCELERİME SİNEN
ONSUZLUK DİYARINDA;
ONUN
BİR RÜZGAR DOLUSU DENİZ SAÇLARI,
ONUN
SUSUK DUDAKLARI…
* * *
TABİAT BİLE KARAMSAR,
AĞLAMAKLI
SANA TUTSAKLIĞINDAN.
BENDEN BULAŞMIŞ OLMALI…
AVUÇLARIMDA ERİYİP AKAN
BİR LAHZACIK ZAMANDA;
BİRDEN YİTİVEREN ANILAR
DÜŞÜNCELERİMDE,
KANIMDA,
DAMARLARIMDA…
OYSA;
SEN HERŞEYİMDİN BENİM
YILLAR ÖNCESİ;
SAÇLARIN AŞKIMIN TACIYDI,
DUDAKLARINSA,
ÖKSÜZ KALBİMİN İLACI…
BAKIŞLARIN
SANA TUTSAK ÖMRÜMÜN
TEK TESELLİSİYDİ.
FAKAT,
ŞİMDİ BEN
BELİRSİZLİKLERİN SENSİZ YOLCUSUYUM;
GARİP Mİ GARİP,
DERTLİ Mİ DERTLİ,
BU AŞK ÇÖLÜNDE SUSUZUM…
OYSA;
HALA TUTSAĞIM SANA,
BU TUTSAKLIK
ÖLÜME DEK SÜRECEK,
SEN GERİ DÖNÜP BAKMASAN DA…
NE OLUR…
DÖN GERİ!
BU HAYATI
BEN SENSİZ YAŞAYAMAM,
BU KAHPE EVRENİN TÜM DERTLERİNİ
YORGUNUM,
TAŞIYAMAM…
* * *
UYKULARIM KAÇIYOR *******DE,
AÇ BİR KURT KEMİRİYOR,
DADANDI BEYNİME…
AĞLADIĞIM ANLAR DA OLUYOR BAZEN;
ERKEKLİĞİMDEN UTANMAYIP BIRAKIVERSEM,
GÖZYAŞLARIM DENİZLER EDECEK.
HELE,
KALDIRIM TAŞLARI GİBİ EZİLDİĞİM ZAMANLAR,
ÖLESİM GELİYOR…
ÖLEMİYORUM…
FERSİZ GÖZLERİMDE
PERDE PERDE AÇILAN HAYALLERİNDE
PARÇALAYASIM GELİYOR
TUTSAK OLDUĞUM SENİ.
MELTEM MELTEM SAÇLARIN VARDI
RÜZGARLARIN AVUCUNDA SAVRULAN,
GÖZLERİN VARDI KALBİMİ
CİĞERLERİNE KADAR YAKAN…
İŞTE O GÖZLERDEN
SÖNMEYEN BİR ATEŞ GÖNLÜMÜ SARMIŞTI…
DUDAKLARIN VARDI DOYAMADIĞIM;
SUSUK SUSUK,
ETLİ ETLİ,
DOLGUN.
İŞTE BU KALP YARAM
ONLARDAN KALDI…
NE YAZIK,
TEK ŞEY EKSİKMİŞ SENDE,
ÇOK MÜHİM;
KALBİN! ..
KALBİN! ..
* * *
YORGUN BİR YÜZ BELİRİYOR
KIRILASI AYNALARDA;
GENCECİK…
YÜZ YAŞINDA (!) ..
İŞTE MELEĞİM
ÖLÜMSÜZ SEVİLERİN GÜÇSÜZ,
DELİ ŞAİRİ,
BAK NE HALLERE DÜŞTÜ,
TERKETTİĞİNDEN BERİ.
* * *
BİLİYORUM,
NAFİLE ÇEKİYORUM BU IZDIRAPLARI.
KÖŞE BAŞLARI,
GECE YARILARI
VE KADEHLER…
MUTSUZ GÖNLÜMÜN TESELLİ DURAKLARI.
ONLAR KALPSİZ DEĞİL SENİN GİBİ,
SENİN GİBİ TERKETMEZLER BENİ.
ÇÜNKÜ;
HEPSİ BANA TUTSAK,
BENSE;
SANA TUTSAK…
BU KAHROLASI GÜNLER
ELBET BİR GÜN DOLACAK (!) ..
SİGARAYI DA ARTTIRDIM SON GÜNLERDE,
HINCIMI KADEHLERDEN ALIYORUM,
SIRF…
SIRF SENİ UNUTAYIM DİYE.
AVUÇLARIMDA KIRILIYOR KADEHLER
VE
KADEH OLUYOR AĞZIMA
ARDI ARDINA ŞİŞELER.
SONRA,
MEYHANECİ KOVUYOR BENİ,
VER ELİNİ EBEDİ DOSTUM AVARE KÖŞELER…
TUTSAK…
TUTSAK! ..

Süleyman SAYLAN (Tüm hakları şaire aittir.)
DENİZLİ, 25 MART 1965


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

SANA TÜM TUTSAK OLMAK...

BEN İSTİYORUM;
SAÇLARINA TARAK,
GÖZLERİNE KAPAK
OLMAK…
VE YİNE;
KAŞLARINA SÜRME,
KULAKLARINA KÜPE,
ALABİLDİĞİNE,
ÖZGÜRCE.
BEN İSTİYORUM;
SİNELERİNE DÜĞME,
YAKANDA İĞNE,
GERDANINDA İNCİ
OLMAKLA
GÖNLÜMÜN TEK SEVİNCİNİ…
ESİR OLMAK ÖMRÜNE,
GÖZ KAPAKLARINA KİRPİK,
BİR KAÇ YİTİK
HAYAL OLMAK GÖNLÜNE.
YOLLARINDA KAVŞAK,
SANA TÜM TUTSAK
OLMAK
ÖZGÜRLÜĞÜMCE,
DÜŞÜNEBİLDİĞİNE…

Süleyman SAYLAN (Tüm hakları şaire aittir.)
DENİZLİ, 01 MART 1965


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

AAAH! ..

LOŞ BİR ODADA,
YİTİRDİĞİM SENİ ANDIM
DÜN GECE…
ŞARAP KADEHİMİN
KIZILLIĞINA BÜRÜNMÜŞ
O,
ALEV ALEV
DUDAKLARINDAN
ÖPÜCÜKLER İÇTİM;
YUDUM YUDUM,
HEM DE;
KANA KANA…
NE DOYUMSUZ TADI VARDI,
ZEVKİ
NE DAYANILMAZDI ONLARIN…
AAAH! ..

Süleyman SAYLAN (Tüm hakları şaire aittir.)
DENİZLİ, 20 ARALIK 1964


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

YUDUM YUDUM …

AŞKIMI DOLDURDUM
BU GECE
KADEHLERE
LIKIR LIKIR,
SALAŞ MI SALAŞ
BİR
KÖŞEBAŞI MEYHANESİNDE.
YUDUM YUDUM
SENİ YUDUMLADIM
SAATLERCE…
ÇAKIR KEYİF OLUNCA;
KALBİMİN SENSİZ,
YALNIZ,
YILLARDIR
HİÇ BİR TRENİN GEÇMEDİĞİ
İSTASYONUNDA,
SENLİ DÜŞÜNCELERE DALDIM
SENİ KARŞILADIM.
SENİ
YUDUM YUDUM
YUDUMLADIM…

Süleyman SAYLAN (Tüm hakları şaire aittir.)
DENİZLİ, 19 ARALIK 1964


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

AĞLAMAK İSTİYORUM …

AĞLAMAK İSTİYORUM,
HIÇKIRA HIÇKIRA;
TESELLİ BULACAĞIM
DİZLERİNİN ÜSTÜNDE.
KENDİMİ
YİTİRMEK İSTİYORUM;
İNAN,
O
DENİZ GÜZELİ
GÖZLERİNİN İÇİNDE.

Süleyman SAYLAN (Tüm hakları şaire aittir.)
DENİZLİ, 10 ARALIK 1964


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

AŞK TEOREMİ…

NE KARIŞIK
ŞU AŞK DENEN TEOREM;
HAYATI HARCATIR
YİNE ÇÖZÜLMEZ.
UĞRAŞTIRIRKEN EDER
AŞIKLARI VEREM,
HİPOTEZİ,
HÜKMÜ,
İSPATI BİLİNMEZ.
* * *
HİPOTEZ…….
ALINIZ İŞTE,
VAR MI YAZAN?
… …....?
… … ….?
……. …?
DEVAM EDER.
HÜKÜM: NAZLI YAR = MELEK,
CAN = CANAN,
DAHA BUNLARA BENZEMEZ
NE EŞİTLİKLER,
NE EŞİTSİZLİKLER…
* * *
BURAYA KADAR TAMAM DİYELİM,
NASIL OLACAK BUNDAN SONRASI?
BAŞKA ÇARE YOK,
İSPAT: YAZIP GEÇELİM,
VELHASIL
BU TEOREM ALIN YAZISI.
* * *
KİMİLERİ BU TEOREMİ
KOLAYCA ÇÖZER,
ÖYLE DEĞİL Mİ
BAHTİYAR ÇİFTLER?
BAZILARI DA
ÇARESİZ BOYUN EĞER,
TEOREM DE ONLARI
GÜNDEN GÜNE EZER,
ÜZER…
* * *
BENCE BU TEOREM
TAM ÇÖZÜLEMEZ,
HAKSIZ MIYIM
FELEĞİN SİLLESİNİ YEMİŞLER?
EKSERİYETLE
İYİ SONUÇ ELDE EDİLEMEZ,
BU TEOREME
AŞK TEOREMİ DEMİŞLER.

Süleyman SAYLAN (Tüm hakları şaire aittir.)
DENİZLİ, 27 OCAK 1964


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ÖKÜZDEN BETER.

EEEY!
BEHEEY
AZİZ NESİN,
RUHUN ŞADOLSUN…
SEN,
ÖLMEDEN ÖNCE
BİZE
“A P T A L! ” DEMİŞSİN.
HAŞA HUZURDAN,
HALT ETMİŞSİN…
BİZ
ÖKÜZDEN BETER,
ÇAMURLU SULARDA YÜZEN,
BALÇIK ÇAMURU SEVEN
MANDALARIZ..

Süleyman SAYLAN (Şiirin tüm hakları şaire aittir.)
İZMİR, 31 MAYIS 2008, SAAT: 01.15


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

KABUK BAĞLAR …

GÜLDÜKÇE GÜL AÇAN GÜLŞEN GİBİSİN;
ÜVEYİK SEKİŞLİ, KUŞTAN ÜRKEKSİN,
MECNUN’LA LEYLA’DA ÇARPAN YÜREKSİN,
ŞAKIYAN BÜLBÜLDEN YADİGAR SESİN…

SEVGİYLE YOĞRULMUŞ EVRENİN SANKİ,
NADİDE DUYGULAR SAÇTIN İNAN Kİ…
ÖKSÜZ YÜREĞİMİN SUÇSUZ GELİNİ,
DURDURDU ZAMANI DURUŞUN SENİN.

KOLAY MI SANIRSIN SENİ UNUTMAK?
ÖLÜM GİBİ GELİR SENSİZ YAŞAMAK…
KUŞ GİBİ ÇIRPINAN KALBİM DURACAK.
ELBET KABUK BAĞLAR, KANAYAN YERİN.

Süleyman SAYLAN (Şiirin tüm hakları şaire aittir.)
İZMİR, 15 TEMMUZ 2008, SAAT: 15.25


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

… GÖRÜNMEZ DİBİ.

RUHUMA HÜKMEDEN SİNSİ FIRTINA,
DAĞITTI GÖNLÜMÜ BİR VOLKAN GİBİ.
BOŞLUKTA UÇARKEN VARDIM FARKINA,
DÜŞTÜĞÜM DENİZİN GÖRÜNMEZ DİBİ…

DELİ GÖMLEĞİNİ GİYDİ YÜREĞİM,
RÜZGARA KAPILIP KOPTU YELKENİM,
SEVDA DENİZİNDE GÖMÜLECEĞİM…
KAPTANSIZ SEYREDEN SON GEMİ GİBİ.

AŞKIMLA TUTUŞAN SULAR YANIYOR,
KALBİMDE TARİFSİZ HİSLER KANIYOR.
DENİZİN MAVİSİ KANA KANIYOR…
ANSIZIN SALDIRAN AÇ KURTLAR GİBİ.

SIZI SALIP BATAR DUYGUNUN OKU,
ÇEKİMSİZ UZAYIN DİPSİZ BOŞLUĞU…
KANSERDEN BETERDİR AŞKIN HOŞLUĞU,
ÇARESİ TÜKENMİŞ HASTALAR GİBİ.

DÜZENİ BOZULMUŞ SAZDAN BETERİM,
KOPUYOR İÇİMDE GÖNÜL TELLERİM.
SÖKÜN EDİP BOĞAR, HAİN DERTLERİM
CANIMI BEDENDEN ALACAK GİBİ.

DAMARIMDA COŞAN KANLI İSYANDIR,
BEYNİMİ KEMİREN KURTLAR YAMANDIR,
BU GİDİŞLE HALİM HEPTEN HÜSRANDIR;
SÖZ ANLAMAZ GÖNLÜM BİR KURBAN GİBİ.

YAŞANIR TANIMSIZ HİSLİ DUYGULAR,
DOĞRUYU YANLIŞI İÇİNDE SAKLAR…
HEYECAN DORUKTA, YÜREĞİM ÇARPAR
NAMLUDAN FIRLAYAN MERMİLER GİBİ.

******* GÜNDÜZE SATAR KENDİNİ,
GÖZLERİN KIZARIR, UYKU GİRMEZ Kİ.
BEYNİNDE HEP O VAR, GİTMEZ HAYALİ…
KONUŞUR DURURSUN YANINDA GİBİ.

DERİN DÜŞÜNCELER YANGINA KOŞAR,
BEYHUDE KURDUĞUN DÜŞLERİN YANAR.
YANDIKÇA ÇOĞALIP, YENİDEN DOĞAR…
ATEŞLE ZİNCİRLİ GARİP KUL GİBİ.

SANIRSIN İÇEREK UNUTMAK ÇARE,
ZEHİR DOLDURURSUN BOŞ KADEHLERE…
GÖMERSİN AŞKINI KÖR *******E,
SIZARSIN MASADA AYYAŞLAR GİBİ.

BOYNUNA DOLANIR TUTKUNUN İPİ,
KENDİN DÜĞÜMLERSİN SON İLMEĞİNİ,
BOĞARSIN ZAVALLI AŞIK KALBİNİ,
CELLADIN ELİNDE İDAMLIK GİBİ.

RUHUMA HÜKMEDEN SİNSİ FIRTINA,
DAĞITTI GÖNLÜMÜ BİR VOLKAN GİBİ.
BOŞLUKTA UÇARKEN VARDIM FARKINA,
DÜŞTÜĞÜM DENİZİN GÖRÜNMEZ DİBİ…

Süleyman SAYLAN
İZMİR, 10 EKİM 2007, SAAT: 02.56


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

İSMAİL SİVRİ.

BAKMAYIN UFAK TEFEK OLDUĞUNA,
ÖYLE BİR YÜREK VARDI Kİ ONDA;
KUCAKLASA DÜNYAYI,
BOŞ KALIRDI YARISI…
SEVGİ HÜCRELERİNDEN OLUŞMUŞ
MELEK GİBİYDİ,
ANLATMAYA KALKSAM
SIĞMAZDI KİTABA,
CİLTLER GEREKİRDİ.
O GÜZEL YÜZÜNE
BAKINCA SEVERDİN,
KAPILIRDI YÜREĞİN
DALIP GİDERDİN.
AÇARDI YÜREĞİNİ DÜNYA KADAR,
SOKULURDUN YÜREĞİNİN
İNLERİNE KADAR…
BİR SEVDA GİBİ GÜZELDİ
TUTKUNLUĞU,
DOSTLUĞU…
ÜRETİRDİ,
ÇOĞALTIRDI, ÇOĞALTIRDI,
DAĞITIRDI SEVGİLERİNİ,
KARŞILIK BEKLEMEZDİ…
RUHUNUN AYNASI YÜZÜNDEYDİ
YA DA;
YÜZÜ KADAR GÜZELDİ YÜREĞİ;
BİR SEVERSEN,
BİN KARŞILIK VERİRDİ.
ELİNDE BASTONU,
YENİ YÜRÜYEN ÇOCUK GİBİ;
İHMAL ETMEZ,
ARAR SORARDI DOSTLARINI…
SEVGİ,
BARIŞ,
HUZUR DAĞITMAYA GELİRDİ,
GÜLÜCÜKLER YÜZÜNDE,
İNSANA MUTLULUK VERİRDİ.
HER AYRILIŞI
KISA SÜRECEĞİ BİLİNEN BİR ÖZLEMDİ
LAKİN,
BU SONUNCUSU
ÇOK FENA GELDİ…
HER ZAMAN YANIMIZDA,
BİZİMLE OLACAK YÜREĞİ,
RUHUN ŞAADOLSUN,
HUZURLA DOLSUN
İSMAİL SİVRİ…

SÜLEYMAN SAYLAN (TRT BÖLGE MÜDÜRÜ)
İZMİR-SELÇUK (Yoncaköy) ,
04 AĞUSTOS 2007, Saat: 23.53


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

SENSİZ YAPAMAM
(Sevgili Karıma)
ÖLMEYİ DÜŞÜNME SENSİZ YAPAMAM,
KABRİNDE BİR YER AÇ YALNIZ KALAMAM.
YILLAR TÜKENSE DE, TÜKENMEZ SEVDAM…
KABRİNDE BİR YER AÇ SENSİZ YAPAMAM.

BİR ÖMÜR PAYLAŞTIK ZEVKLE İKİMİZ,
SEVGİYLE TAÇLANAN İKİZ GİBİYİZ,
ANLAMSIZ OLURUZ YOKSA BİRİMİZ,
KABRİNDE BİR YER AÇ SENSİZ YAPAMAM.

BIRAKIP GİDEMEM ASLA BEN SENİ,
SEN DE ÖLME SAKIN BIRAKMA BENİ,
AYIRMASIN ALLAH GERÇEK SEVENİ.
KABRİNDE BİR YER AÇ SENSİZ YAPAMAM.

ZAMANI GELİNCE YAŞAM BİTERSE,
YÜREĞİM ACINI ÖNCE ÇEKERSE,
TESELLİ OLAMAZ DÜNYAYI VERSE…
KABRİNDE BİR YER AÇ SENSİZ YAPAMAM.

MUTLUYUM SENİNLE BİRLİKTEYKEN BEN,
AŞKIMDAN VAZGEÇİP SENSİZ ÖLEMEM,
KENDİMDEN ÖNCE DE SENİ VEREMEM…
KABRİNDE BİR YER AÇ SENSİZ YAPAMAM.

ÖLMEYİ DÜŞÜNME SENSİZ YAPAMAM,
KABRİNDE BİR YER AÇ YALNIZ KALAMAM.
YILLAR TÜKENSE DE, TÜKENMEZ SEVDAM…
KABRİNDE BİR YER AÇ SENSİZ YAPAMAM.

SÜLEYMAN SAYLAN
İZMİR-İNCİRALTI (Askeri Gazino)
29 HAZİRAN 2006, SAAT: 21.50


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

SÖZ GEÇİRME...

YÜREĞİNE SÖZ GEÇİRME
BIRAK ÖZGÜR, HÜR YAŞASIN.
KAHKAHAYLA GÜLSE BİLE,
GEREKİRSE KAN AĞLASIN.

SEVECEKSE TAPAR GİBİ,
ÖĞRENECEK DENGELERİ;
ACILARDAN NASİBİNİ
ALMAYI DA UNUTMASIN.

BOĞULURSA HÜZÜNLERLE,
YAŞ KALMASIN GÖZLERİNDE.
RAKİPLERİ HOR GÖRÜPTE
SAVAŞMADAN YIKILMASIN.

KAYNAĞINDA PINAR OLSUN,
AŞKLARIYLA ÇINAR OLSUN,
MURADINA ERER OLSUN
YARIŞSIN HEP BOŞ DURMASIN.

YÜREĞİNE SÖZ GEÇİRME;
ZEVKLERİNE HİÇ SET ÇEKME,
BİLİNMEYEN EVRENLERE
GİDER İKEN YORULMASIN.

KAH AĞLASIN, BELKİ GÜLSÜN,
HER KOVANDA PETEK ÖRSÜN,
GEREKİRSE ERKEN ÖLSÜN…
SEVMELERE DOYAMASIN.

SÜLEYMAN SAYLAN
İZMİR, 13 OCAK 2006, Saat: 15.37


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ÖKSÜZ ÖLECEĞİM.

KAPINI AÇIK TUT, GELECEĞİM.
KALBİNİ ARALA, GİRECEĞİM.
PERDELERİ KAPAT, SEVECEĞİM.
KALIRSAM GURBETTE SENDEN AYRI,
SENSİZLİKTEN, ÖKSÜZ ÖLECEĞİM.

SÜLEYMAN SAYLAN
İSTANBUL (Oflular Lokali) , 20.11.2001, SAAT: 22.45


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ESİR GİBİYİM.

AYDAN AYDINLIKSIN, GÜNEŞTEN SICAK,
YOK SENİN GÜNAHIN, YANGIN YERİYİM… (yanar yüreğim…)
SAPLADIN DÜNYAMA AŞKTAN BİR BIÇAK,
YAKIYOR ATEŞİN, ERİR GİBİYİM.

NADİDE MÜCEVHER GİBİ PARLARSIN,
KALBİMİ KANATAN OKLAR ATARSIN,
UMUTSUZ DÜNYAMA UMUT KATARSIN…
TUTULDUM BEN SANA ESİR GİBİYİM.

DÜMENİ OLMAYAN ROTASIZ GEMİ,
ALIYOR DALGALAR BENİ İÇERİ…
YÜREĞİM KUL OLDU, GÖRDÜM GÖRELİ.
AŞKINLA YARALI KUŞLAR GİBİYİM.

Süleyman SAYLAN
İZMİR, 28.02.2007, Saat: 22.50
(Kültürpark- İsmet İNÖNÜ Kültür Merkezi)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

YİNE SENİ SEVECEĞİM...

Kıskanarak her gün beni,
Yıprattın bak sen kendini.
Boşa harcadın sevgimi...
Yine seni seveceğim.

Bakma öyle derin derin,
Yıpranmasın o gözlerin.
Kısa bile olsa yaşam...
Yine seni seveceğim.

Her dünyanın vardır sonu,
Sevmek için zaman yok mu?
Ölüm bile olsa sonu,
Yine seni seveceğim.

Bakma öyle derin derin,
Yıpranmasın o gözlerin.
Kısa bile olsa yaşam...
Yine seni seveceğim.

Süleyman SAYLAN
MANİSA (Anemon Otel-Ziraat Müh. Odası Yemeği)
15 Ocak 2005, Saat: 20.37


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

YALNIZLIK HÜZNÜ...

Mehtapsız gecenin karanlık yüzü,
Dolunay sır olmuş, gönlüm ışıksız...
Dünyamı sarıyor yalnızlık hüznü,
Sensizken yüreğim kurak ve ıssız.

Ayrılık duygusu ölmekten beter,
Kalbime saplanır bir kansız hançer…
Dikenini çeker gülü sevenler...
Söylenmez türküler çalgısız, sazsız.

Geceyi bölüyor cırcır böceği,
Beynimde zonkluyor hasret gerçeği,
Kavuşmak umudu özlem çiçeği...
Sevgi bulunmaz mı cilvesiz, nazsız?

Dalgaların sesi yele karışır,
Ürküten geceyle çoktan tanışır.
Kahreder bu sesler, korku yaratır…
Ölüme gönderir gibi hesapsız.

Dayanmak zor gelir sabaha kadar,
Ayrılık kor olur kalbimi yakar,
Açılır içimde onmaz yaralar…
Bu ne acı duygu tanımsız, tatsız.

Süleyman SAYLAN
İZMİR (Yoncaköy) 30 Ağustos 2006, Saat: 01.05


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

VAZGEÇTİM…

Çok sevmeyi düşlerken,
Düştün artık gözümden,
Çıkıp gittin kalbimden.
Vazgeçtim ben de senden…

Süleyman SAYLAN
İzmir, 28 Mart 2006, Saat: 14.42


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

VAR MISIN?

Aşkımı anlatsam sen anlar mısın,
Yüreğimdeki ateşle yanar mısın?
Sana şiirler yazsam, şair olsam;
Evrenimi saran aşka var mısın?

Gönlümün tek ilahesi oldun sen,
Yorgun gönlüme kıvılcım koydun sen,
Leyla gibisin Mecnun’un oldum ben.
Evrenimi süslemeye var mısın?

Romantik yaşamda yoruldu ömrüm,
Küserek dünyaya darıldı gönlüm,
Umut denizinde boğuldu gülüm...
Ruhunla severek aşka var mısın?

Süleyman SAYLAN
Ankara, 30 Haziran 2000, Saat: 17.22


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

OH! CANIMA DEĞSİN.

Nazar değse saçının bir teline,
Dünyayı yakardım yalnız başıma.
Duydum ki düşmüşsün zalim birine...
Geç de olsa gelmiş aklın başına,
Oh! Canıma değsin, oh olsun sana.

Sevgimin gücünü anlamamıştın,
Çabuk küllenecek bir aşk sanmıştın,
Terkedip giderken yaman yakmıştın...
Geç de olsa gelmiş aklın başına,
Oh! Canıma değsin, oh olsun sana.

Benden doğrusunu bulsaydın eğer;
Aklına gelmezdi verdiğim değer.
Yıllarca çeksen sen, cezana değer...
Geç de olsa gelmiş aklın başına,
Oh! Canıma değsin, oh olsun sana.

Seni sevmek benim büyük suçumdu,
Çırpınan yüreğim hapis kuşundu,
(Sevdalı yüreğim esir kuşundu,)
Terkedip gidişin oktu, kurşundu...
Geç de olsa gelmiş aklın başına,
Oh! Canıma değsin, oh olsun sana.

Süleyman SAYLAN
ANKARA, 10 Nisan 1995 Saat: 20.36


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

KIZIL, KIZIL, KIPKIZIL...

Kızıl, kızıl, kıpkızıl
İçimdeki bu yara,
Kanıyor hiç durmadan
Güçsüz, bitkin, biçare.

Seni hiç sevmeseydim,
Gönlümü vermeseydim.
Doğrusu ya güzelim
Dünyaya gelmeseydim.

Süleyman SAYLAN
ANKARA, 05 Nisan 1992


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ISIRGAN DUYGULAR…

Melek gökten yere inerse eğer,
Hırsından çıldırıp seni kıskanır.
Anında önünde secdeye iner, (başını eğer,)
Allah’ın gücüne şartsız inanır.

Esen yeller gibi sarar iksirin,
Yaban kokusuyla büyüler tenin.
Kalbimi yaralar çakır gözlerin…
Şahlanan ezgiler nazda çalınır.

Dünyama sinsice girme sakın sen,
Yakarsın insanı masum bakarken,
Doğarsın ay gibi, güneş batarken,
Aydınlık ******* sende barınır.

Kükreyen kayalar sensiz yas tutar,
En çılgın dalgalar ölmeğe yatar.
Güneş bile sensiz erkenden batar…
Isırgan duygular birden saldırır.

Süleyman SAYLAN
İZMİR, (Crown Plaza Oteli, Punta Restoranı)
24 Ağustos 2006, Saat: 21.48


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ETMEZSİN ZARAR...

Gülleri gül gibi sevseydin eğer,
Dikenleri batmaz, akmazdı kanlar.
İnsanlar her zaman sevmeğe değer,
Karıncalar bile sevgiden anlar.

Sigara dumanı savrulan ömür,
Boşa geçen güne gönlüm üzülür.
Vefasız aşklarla tükenir ömür…
Eskiyen sevginin kulağı çınlar.

Tomurcuk aşkların sevdası bitmez,
Anılarda yaşar, terkedip gitmez.
Sevgisiz yüreğin ocağı tütmez...
Rakı kadehinde kanar yaralar.

Hayatı hep böyle sürecek sanma,
Aydınlık dururken düşme zindana.
Yenik düşmesin hiç aşkın zamana…
Pişmanlık duymalar aşkı paralar.

Dört mevsimi yaşa dört mevsim gibi,
Aşksız bırakarak boğma kalbini.
Sevilmeyi bırak, göster sevgini…
Kar etmesen bile etmezsin zarar

Süleyman SAYLAN
İZMİR-Özdere (Yoncaköy -Tek-Bank Gazinosu)
22 Ağustos 2006, Saat: 22.44


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

…ÇIKAGELDİN SEN.

Muratsız gönlümde umarsız aşksın,
Eskiyen düşlerden çıkageldin sen…
Hayalle hüsranı ömrüme kattın,
Tomurcuk kokunla çıkageldin sen.

Sabaha az kaldı, gece mehtapsız,
Kaynıyor pınarın ben de hesapsız,
Tattığım duygular tanımsız, adsız.
İlahi güç gibi çıkageldin sen.

Lutfetsen bir bakış, çakır mı çakır,
Melerdi kuzular, yüreğim şakır,
Anlatsam aşkımı roman yazılır.
Dünyama zamansız çıkageldin sen.

Süleyman SAYLAN
MANİSA-(Salihli) , 28 Nisan 2006, Saat: 23.37


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

… GEL.

Gözlerinde sevgi yoksa,
Çizgilerin anlamsızsa,
“Hayat Nedir? ” diye sorma,
Yaşamayı öğren de gel.

Kitap gibi okunmazsan,
Sen özgürce yaşamazsan,
Kurallara takılmazsan,
(Kurallarda boğulmazsan,)
Korkma sakın, sakınma gel.

Rüyalarda gördüm seni,
Deryamdaki balık gibi,
Anlıyorsan sevdiğimi,
Ölsem bile, ölmeden gel.

Gözlerine hayran oldum,
Yakan aşkın ile doldum,
Bilmesen de senin oldum,
Soldurmadan gecikme gel.

Her sevene kanıp yanma,
Açan güller solmaz sanma,
Dikenleri batar amma
Dikenleri bilerek gel.

Süleyman Saylan
İzmir (Ebso 8. Kat) , 25 Temmuz 2006, Saat: 2215


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

SEVMEDEN YAŞAMAM...

Irgatım, yoksulum, garibim amma;
Sevmeyi bilemem, kalpsizim sanma,
Yalansız yaşamın özlemi bende.
Sevmeden yaşamam, sakın aldanma...

Süleyman SAYLAN
İZMİR (Otel İsmira) , 23 TEMMUZ 2004, SAAT: 00.55


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

... BİRDEN VURULDUM.

Bir ömür tükettim, altmışı buldum,
Sevgi yokuşunda çoktan yoruldum.
Elimde değil ki sevmemek seni
Farkına varmadan birden vuruldum.

Alla’ın lütfu mu, yoksa ceza mı?
Altmışından sonra bana eza mı?
Sevmiyorsan eğer kaldır selamı…
Farkına varmadan birden vuruldum.

Nefretler ve aşklar istem dışıdır,
Ansızın kalbini yakar, acıtır.
Çekilen acılar sıra dışıdır…
Farkına varmadan birden vuruldum.

Assınlar isterse kara serviye,
Taşıma yazsınlar “seviyor” diye.
Razı olaman ben sensiz ölmeye…
Farkına varmadan birden vuruldum.

Süleyman SAYLAN
İzmir, 07 Kasım 2006, Saat: 00.45


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

AY DOLUNAY OLUNCA...

“Ay dolunay olunca ben gelirim” demiştin.
Ayrılık diz boyunca, hasretinden delirdim.
Sen bana söz vermiştin; “çok bekletmem” demiştin.
Nerde kaldı sözlerin? .. Hala yine sensizim.

Gecedeki tuzaklar hep üstüme geliyor,
Hançer gibi uzaklar yüreğimi deliyor.
“Ay dolunay olunca ben gelirim” demiştin.
Kalbim seni sorunca, “ben seninim” demiştin.

Umutlar tükeniyor, seni sensiz beklerken,
Özlemim boy veriyor günler sensiz biterken.
Unuturum sanma hiç, henüz daha çok erken...
Kalbim seni bekliyor, sen bana söz vermiştin.

Süleyman SAYLAN
İzmir (İsmira Otel) , 23 Temmuz 2004, Saat: 01.40


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

AŞKTAN YANA...

Bu yüreğim kanıyor ya,
Gözlerimde yaş var sanma...
Sevmesini bilsem bile,
Şansım yoktur aşktan yana...

Süleyman SAYLAN
İzmir, 16 Ocak 2006, Saat: 14.12


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

MAHŞERE KADAR.

Hep üçüncü kişiler çizdi yolumuzu
“Anam ne der”, “babam ne der”,
”Aman Ahmet görmesin,”
“Sakın Mehmet bilmesin,”
“Hele Leyla duymasın”
Diye diye yıllarca
Saplanıp kaldık batağa.
Utandık birbirimizden,
Ayıp saydık çok şeyi...
Düşünmeden biz bizi
Korktuk üçüncü kişilerden;
Başkaları istedi
Kavuştuk biz çocuğa,
Çocuksuz kalacaktık yoksa...
Muhtar sana sana herkesi
Hesap vermeye kalktık,
Muhtar olduk sonunda
Hesap sormaya kalktık.
Elalemin üç oğlak, beş keçisi konumuz
Kim kiminle, nerede paparazi olmuşuz.
Battı en ufak şeyler
Önümüzü görmedik,
Kendimizi unuttuk,
Geldi işte sonumuz.
Her şeyi bile bile
Haklıya hak vermedik,
Ukalalık diz boyu,
Herkese yol gösterdik.
Artık olduk;
Bir evde yaşayan yabancılar,
Anlaşılan sürecek
Böyle mahşere kadar.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 12.08.2001 Saat: 23.40


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

AŞIĞIM SANA BEN.

Söylemesem bile,
Belli etmesem de
Gülücükler açıyor
Gözlerimde,
Seni görünce...

Seni düşününce;
Alev alıyor
Yanaklarım,
Kızarıyor ateş gibi.
Ölecek gibi çarpıyor
Damarlarım,
Titriyor da titriyor
Öpmeni bekleyen
Dudaklarım...

Adı var mı başka,
Başka şey derler mi
Bilemem.
Deli miyim neyim,
Aşığım sana ben.

Süleyman SAYLAN
İzmir, 03.01.2005, Saat: 23.23


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ANLAMSIZLAR...

Yaşamak nedir? ! ..
Anlamı nedir mutluluğun? ..
Yıllar boyu aç dolaşmak,
Çıplak gezmek ömrünce...
Başında saç,
Ağzında diş kalmaması insanın...
Beş para etmiyorsa okumuşluğun,
Belirsizse sonun...
Bu mu anlamı mutluluğun,
Yaşamak bu mu? ..

Süleyman SAYLAN
Ankara, 21.07.1971


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ACIYORUM...

Sen kimsin?
Sende ne var?
Nasıl oldu da sürükleniverdim
Ansızın peşinden?
Beni göklere nasıl çıkardın,
Nasıl uçurdun
Kanatlarım yokken
Bilinçsizce,
Belirsizlere...
Neler buldum,
Neler gördüm,
Neler duydum bilmiyorum.
Bilecek,
Görecek,
Düşünecek zamanım bile olmadı.
Damarlarıma minik bir kıvılcım girdi,
Bir yıldırımdan farksız çaktı
Yüreğimde;
Ateşlere düştüm,
Yanıyorum.
Dayanamıyorum...
Yüreğimde çırpınan bu zavallı kuşa
Ağlamalı mıyım,
Acımalı mı,
Sevinmeli mi
Anlamış değilim;
Sürekli kanatlarını çırpıyor çaresiz gibi
Belli ki,
O yaralı...
Acıyorum.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 26.07.2000, saat: 03.45


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

NİYE BÖYLE SURATSIZSIN?

Çiroz gibi kurumuşsun,
Aşık mısın güzel kızım?
Yakışırdı gülmek sana
Niye böyle suratsızsın?

Kaşlarını çata çata,
Hüzünlerle baka baka,
Yapmıyorsan eğer şaka
Niye böyle suratsızsın?

Dert edinme her bir şeyi,
Herkesin var pek çok derdi,
Belki yoktur senden iyi
Niye böyle suratsızsın?

Bırakıver oluruna,
Dokunmasın onuruna,
Aldırma sen ona buna
Niye böyle suratsızsın?

Süleyman SAYLAN
Ankara, 08.12.2001, Saat: 02.25


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

NİNNİ SÖYLE...

Denizlerde yelkenliyim,
Gözlerindir denizlerim.
Dalgalan da yürüt beni,
Ninni söyle avut beni.

Kucağında çok mutluyum,
Deli gibi umutluyum.
Diner bir gün susuzluğum,
Ninni söyle avut beni.

Dudağının sıcaklığı,
Yükseltiyor ateşimi,
Çok özledim gelişini
Ninni söyle avut beni.

Sen kokmayan rüzgarlarla
Bana gelen dalgalarda,
Yelkenlerim olmaz fora...
Ninni söyle avut beni.

Uçar gibi her mevsimde
Yelken açtım gözlerinde,
Alabora oldun deme
Ninni söyle avut beni.

Köhnemiş bir yelkenliyim,
Yelkenlerim çürük benim,
Denizinde öleceğim...
Ninni söyle avut beni.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 09.06.1995 Saat: 23.15


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

NASIL DAYANIR? ..

İçimde tutuşan bu yaban duygu,
Ansızın kükreyen bir yanardağdır.
Öyle çılgınca yaktın ki beni,
Kalbim bu ateşe nasıl dayanır?

Öyle tutuldum ki; candan, yürekten,
Şimdi göklerdeyim, uçuyorum ben.
Bir ömür tükenmiş, aşkı bilmeden...
Kalbim bu ateşe nasıl dayanır?

Bu nasıl bir duygu güzel allahım!
Aklımı yitirip çıldıracağım,
Uğruna kalbimi durduracağım...
Kalbim bu ateşe nasıl dayanır?

Bir yavru kuş gibi çırpınır gönlüm,
Ben bu heyecanla belki ölürüm.
Beyhude aşklarla tükenmiş ömrüm...
Kalbim bu ateşe nasıl dayanır?

Yabandır bu duygu, bana çok yaban,
Kanımı sarıyor, çılgın heyecan,
Durduracak belki kalbimi inan...
Kalbim bu ateşe nasıl dayanır?

Tutsaktır bu gönlüm, zincirsiz tutsak,
Bu yaban duyguyla kalbim duracak,
Zıpkın yemiş gibi vurgun kalacak...
Kalbim bu ateşe nasıl dayanır?

Süleyman SAYLAN
Ankara, 08.07.2000 Saat: 23.45


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

NAR ÇİÇEĞİ...

Nar çiçeği kokan nazlı teninde
Ateş kırmızısı renkler barınır,
Sanki zaman durur güzelliğinde
Limanlara sığmaz, sana sarınır.

Ilgıt ılgıt meltem eser geceden,
Mutlu olmaz güneş, seni görmeden,
Ezilir aşkının esaretinden
Limanlara sığmaz, sana sarınır.

Tutkundur dünyalar sana tutkundur,
Elinde oyuncak olmuş, suskundur,
Kıskanır melekler, artık küskündür
Ekinler saçında sarı sarıdır.

Rakibin selviler hayran boyuna,
Sapsarı başaklar kurban saçına,
Teninde doğar ay, yıllar boyunca
Nefes alır senden, melek çıldırır.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 12.01.2001 Saat: 00.35


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

MUTLULUĞU BÖLME SAKIN

Aşık oldum diye sana
Kul, köleyim sanma sakın.
Gel aşkını itiraf et,
Mutluluğu bölme sakın.

Hem gece gel, hem gündüz gel,
Benim kadar sen de bir sev,
Dünya düşler kadar güzel
Mutluluğu bölme sakın.

Kolu kırık, kanatsızım,
Evsiz barksız, yuvasızım,
Ağaç oldum, meyvasızım
Mutluluğu bölme sakın.

Allahtan kork, inat etme,
Sen de sevdin, “yalan” deme,
Beni aşkınla öldürme
Mutluluğu bölme sakın.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 30.11.1994 Saat: 13.40


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

MEZARDA YAŞIYORUM.

Kırkından sonra sevmek,
Çok çok günahmış demek.
Ben seni seviyorum,
Öyleyse günahkarım.

Denizde sal gibiyim,
Tuzak kurmuş dalgalar,
Yüreğimde kükrüyor
Çoktan sönmüş yanardağ.

Seni sevdim, suçluyum,
Assalar da mutluyum.
Günler sensiz geçerken
Mezarda yaşıyorum.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 21.09.1989


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

GELİN AĞAÇ DİKELİM.

Gelin ağaç dikelim,
Doğaya can verelim.
Yıllar geçtikten sonra
Meyvesini derelim,
Doya doya yiyelim.

Ağaç yeşil demektir,
Yeşil barış getirir.
Yeşilin her çeşidi
Doğaya hayat verir,
Suları yönlendirir.

Gelin ağaç dikelim,
Doğaya can verelim.
Yıllar geçtikten sonra
Meyvesini derelim,
Doya doya yiyelim.

Herkes sevsin yeşili,
O besler hepimizi,
Tüm hayvanların evi,
Kesme sakın yeşili,
Karartma dört mevsimi.

Gelin ağaç dikelim,
Doğaya can verelim.
Yıllar geçtikten sonra
Meyvesini derelim,
Doya doya yiyelim.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 26.11.1994 Saat: 02.55


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

DÜŞÜYORSUN TAHTINDAN

İki kadeh içince,
Çıkmıyorsun aklımdan.
Lakin sabah olunca
Düşüyorsun tahtından.

Damarımda, kanımda,
Dolaşan alkoldesin.
Başım dumanlanınca
Düşüyorsun tahtından.

Alkol müsün nesin sen?
İçince sarhoş eden.
Sonra terkedip giden...
Düşüyorsun tahtından.

Kanımda dolaşırken,
Alkole karışırken,
Kalbim sana aşıkken
Düşüyorsun tahtından.

Hayal misin, gerçek mi?
Gökte misin, yerde mi?
Anlamadın sevgimi...
Düşüyorsun tahtından.

Süleyman SAYLAN
İzmir (Yoncaköy-Selçuk) , 17.09.2005, Saat: 23.15


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

GÖNLÜM SANKİ YANGIN YERİ

Sevda denen deli rüzgar
Talan etti aşk bahçemi,
Doktor bile etmedi kar / olmadı yar
Gönlüm sanki yangın yeri.

Kor olmuşum yanıyorum,
Kör olmuşum arıyorum,
Kurttan kuştan soruyorum,
Gönlüm sanki yangın yeri.

Başlamadan bitiverdi,
Aşk kadere boyun eğdi,
Kem gözlerden nazar değdi…
Gönlüm sanki yangın yeri.

Koklamadan güllerini,
Batıverdi dikenleri;
Ayrık otlar sardı beni…
Gönlüm sanki yangın yeri.

Duygularım kanser oldu,
Tomurcukken aşkım soldu;
(aşkım tomurcukken soldu; )
Ne yeşerdi, ne kurudu…
Gönlüm sanki yangın yeri.

Sustu aşkla çalan sazım,
Ezgi oldu binbir nazın.
Ben aşkınla öleyazdım…
Gönlüm sanki yangın yeri.

Bu da geçer diyemedim,
Duyguları yenemedim.
Bir güzel gün göremedim.
Gönlüm sanki yangın yeri.

Sevda denen deli rüzgar
Talan etti aşk bahçemi,
Doktor bile etmedi kar / olmadı yar
Gönlüm sanki yangın yeri.

Süleyman SAYLAN
İzmir, 11.05.2006 Saat: 23.53


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

MEZARLIKTA AÇSIN GÜLÜMÜZ...

Öyle garibanız, öyle üzgünüz;
Buluşmak hayalmiş, bitti ömrümüz.
Bu dünya dar geldi, sığmadık işte,
Mezarlıkta açsın artık gülümüz.

Yalancı bir tattı dudakta kalan,
Dondurma gibiydi, eriyip akan...
Oyalan deli gönlüm daha oyalan,
Mezarlıkta açsın artık gülümüz.

Elimi uzattım, tutarsın sandım;
Uzakta kaybolan hayale kaldım,
Sevenler sevilir sanıp aldandım...
Mezarlıkta açsın artık gülümüz.

Kavuşmak topraktı, sevmek suyumuz,
Çakır dikenlerle doldu yolumuz,
Seve, seve geldi bizim sonumuz...
Mezarlıkta açsın artık gülümüz.

Süleyman SAYLAN
Çandarlı – İzmir, 07.09.1994 saat: 21.35


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

MEZARIMA TAŞ OLURSUN...

Yiten yıllar öncesinden
Hayalimde hep durursun,
Seni sevmeden ölürsem
Mezarıma taş olursun.

Senden başka güzel bilmem,
Ateşinle bir erisem...
Anlamazsan sen dilimden
Mezarıma taş olursun.

Sen kalbimde ilahesin,
Sevdalandım, bilemezsin...
Muradıma eremezsem,
Mezarıma taş olursun.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 28.04.1998


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

KENDİNİ KANDIR.

Akşamın kızıllığı
İçimdeki kandır,
Seni bunca çeken;
Sevgi değil,
Vicdandır.
Birlikte geçen yıllarımız
İnan zindandır,
“Mutluyuz” diye
Sen beni değil,
Kendini kandır.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 03.04.1992


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

KALBİM SANKİ GÖKYÜZÜ...

Kalbim sanki gökyüzü;
Bulut olmuş umutlar,
Yağsın içime yağsın
Sevgi yüklü duygular.

Bir şimşek istiyorum,
Yüreğimde çakacak,
Yıldırım gibi düşüp
Düşlerimi yakacak.

Kalbimi seller alsın,
Duygularım kabarsın,
İçim seninle yansın...
Eteklerim zil çalsın.

Işıldasın gözlerim,
Kıpırdasın dudağım,
Kapımda yas kalmasın,
Eteklerim zil çalsın.

Fidanlar hep yeşersin,
Aşkımızla boy versin,
Konan arı bal dersin...
Eteklerim zil çalsın.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 12.10.1991, Saat: 23.50


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

… ÇIĞ GİBİ…

İçimde şakıyan bülbülüm oldun,
Sessizce ruhumu birden doldurdun,
Eskiyen düşlere geri döndürdün…
Mutluluk kapımı çaldı ansızın,
Aklımı başımdan aldı bakışın.

Küllenen kalbimi kora döndürdün,
Savrulan saçınla asıp öldürdün.
Beni esir aldın, bir kafes ördün…
Kurşun gibi girdi inan bakışın,
Çığ gibi büyüyor içimde aşkın./yangın…

Süleyman SAYLAN
İzmir, 04 Ağustos 2004, Saat: 00.38


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

BEN ÇOCUKLUĞUMU YAŞAYAMADIM

Kaderim doğarken ağlattı beni;
Hem de hüngür hüngür, içten ağladım.
Söyleyemem sevip, sevildiğimi,
Ben çocukluğumu yaşayamadım.

Babam söylemişti, doğruydu sözde;
'Her meyvenin tadı bundadır.' diye
Birkaç muz yemiştim doğduğum köyde,
Ben çocukluğumu yaşayamadım.

Yakan top bilirim, bilye ütmece,
Saklambaç oynadım, oldum hep ebe,
Çok kandırıldım ben uzun eşekte...
Ben çocukluğumu yaşayamadım.

Güzel kızları hep düşümde gördüm;
Birini bırakıp birini sevdim,
Utanıp başımı önüme eğdim,
Ben çocukluğumu yaşayamadım.

Düşte kadınlarım tombul tombuldu,
Günlerce sevişsen yorulmuyordu,
Görünce kızları, düşüm son buldu...
Ben çocukluğumu yaşayamadım.

Kaderim doğarken ağlattı beni;
Hem de hüngür hüngür, içten ağladım.
Söyleyemem sevip, sevildiğimi,
Ben çocukluğumu yaşayamadım.

Süleyman SAYLAN
ANKARA, 12.10.1986


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ZİNDAN...

Senden ayrı geçen her lahza, her an,
Ölümden beterdir sevgilim inan.
Gurbetlik boy verir kentlerden öte,
Hasretlik çekilmez kapkara zindan...

Umutlar olmasa günbegün solan,
Burcu burcu kokan, özlemle dolan,
Çekilmez bu hayat saniye bile,
Ayrılık sevgilim zindandır, zindan...

Süleyman Saylan
Ankara, 15.11.1967


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ÇARE ARAMA...

Az biraz girince şiir insanın kanına,
Şiir veremine tutulursun sonunda.
Çare arama...

Süleyman SAYLAN
İzmir, 29.11.2005, Saat: 19.05


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ÖLEMEM-2

Oysa;
Ne hayallerle gelmiştim
Erdek’ten İzmir’e,
Daha on iki yaşımda,
Taptaze bir Yasemin filiziyken...
Okullarda okudum
Yıllarca
Okudum, okudum,
Dört yıl önceydi
Avukat oldum.
Kanıma işlemişti İzmir
Ayrılamıyordum...
Büromu açtım,
Evimi tuttum,
Sevgilimi buldum,
Hayaller içinde,
Kanatsız,
Göklerde uçuyordum...
Bornova,
Mustafa Kemal Caddesi,
Gediz Caddesi,
Velhasıl her yeri
Tanıdık semtler...
Nerden bilirdim ki;
Bu iki caddenin kesişmesinde,
Beni göklerde uçurmaya,
Pusu kurmuş
Ecelim bekler? ..
Yaşım yirmi altı,
Yazık bana
Ölemem...

Süleyman SAYLAN
İzmir, 11.11.2005, Saat: 10.30


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ÖLEMEM-1

Yaşım yirmi altı
Bir trafik kazası aldı beni
Motosikletin üstünden,
Göklerde uçurarak...
Bir tamirci servisi
Ayırdı beni sevgilimden,
Sevgilimi benden,
Bütün hayallerimden...
Daha dört yıllık avukattım
Çiçeği burnunda,
Yaşamın baharında.
Kaç metre uçtum havada
Motosikletimize
Tamirci servisi çarpınca
Bilinçsizsce,
Bilemem...
Bu ne biçim kaderse;
Can çekiştim kaldırımda,
İnsanlar yığıldı başucumda,
Neremden yaralı olduğumu bilmeden.
Ölümüme çalan siren sesleri eşliğinde
Ambulans götürdü beni
Ege Üniversitesi Hastanesi’ne
Kurtarmak,
Yaşatmak ümidiyle...
Gereğini yaptılar mı
Bilemem...
Yaşım yirmi altı,
Yazık bana
Ölemem.

Süleyman SAYLAN
İzmir, 09.11.2005, Saat: 21.30


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ATTİLA İLHAN DA ÖLÜR...

Eee...
Bu dünya böyledir işte;
Ne hatır tanır ne gönül,
Ne zengin tanır ne sefil;
Kimisi doğar,
Kimisi doğum gününü, yaşlanışını kutlar,
Kimisi de ölür
Attila İLHAN da olsa...
Ne şöhret kurtarır insanı,
Ne milyonlarca seveni, hayranı...
Bu dünyanın düzeni bu;
Sapına kadar ayrımsız,
Sapına kadar adil,
Köküne kadar, baştan tırnağa
Acımasız...
Zamanı gelince
ya da zamansız
Padişahlık, ustalık, şöhret, maharet, iyilik-kötülük vesaire, vesaire...
Kurtaramaz insanı.
Attila İLHAN da ölür,
Her canlı gibi.
Zamanlı ya da zamansız
Sen de, ben de öleceğiz
Canlıysak eğer!

Süleyman SAYLAN
İzmir, 12-19.10.2005, Saat: 10.48-11.20


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

IRGAT YOKSUL...

Ak bir ten düştü düşüme,
başak sarısı saçlarıyla...
“Kimdir? ” diye yordum yüreğimi eskilere;
aşina bir yüz çıktı,
çok bildiğim harman yeri gibi...
Ben harmanda harman döğen bir öküz,
o ise sarı bir buğday başağıydı.
Yıkıldım ilk kez,
üzüldüm ırgat olduğuma...

Zorlayınca yüreğimi
anımsadım ansızın;
ak bir kentte yaşardı,
denizine inat mavi gözleriyle.
belli ki,
çok zengindi,
gösterirdi her haliyle.
Bense;
o kentin limanında hamal,
yatlarında çımaydım.
Bir kez daha yıkıldım,
üzüldüm yoksulluğuma...

Süleyman SAYLAN (?)
Ankara, 19.07.2000 Saat: 14.55 (Tamamlanma tarihidir)

Not: Bu şiirin ilk bölümü tamamlanmamış şiirlerimin arasında yıllar öncesinden bilgisayarımda mevcuttu, ancak küçük bir kuşku bile olsa bana ait olmama olasılığı içerdiğinden; ikinci bölümünü tamamlamış olmama rağmen, bu şiirin tamamının benim olduğundan emin değilim.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ÖRTTÜ

Her yer kirletilmiş,
Her yer pislenmiş,
Çöplük, çöplük parsellenmiş,
Talan edilmiş ülkemden
Pis kokular yükselmiş
Dayanılmaz...
Çöplüklerden beslenen sokak kedileri,
Çaresiz kuşlar,
Köpekler bile
Girememişler çöplüklere
Kokuya dayanamadıklarından.
Yok denecek kadar azaldığı için
İnsanı,
Ayakta kalan ağaçlar
Utanır olmuşlar
Ağaçlıklarından.
Sığınarak demokrasinin ardına
Ve
Kullanarak yine onun adını
Gizli gizli,
Kalleş kalleş,
Acımasızca vurmuşlar hak denen şeyi,
Hukuku
İnsancıklar allah’ından korkmadan.
Pislik yığını olmuş ülkem,
Çöplük çöplük parsellenmiş,
Pis, pis,
Dayanılmaz kokular yükselmiş,
Doğanın bile gücüne gitmiş ki
Bu kadar pisliğe
Çok kar gerekirdi
Geçici bir süre bile olsa
Gizlemek, örtmek için.
... Ve yağdı işte,
Örttü.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 05.01.2002, Saat: 01.00


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ÖLÜME ÖZLEM

Yanan mum gibi tükenen,
Sönen,
Kötürümleşen bir hayat...
Ölmek istiyorum.
Ölümün arkasında
Rahatlık veren bir toprak,
Asırlarca,
Dünya durdukça
Sakin bir uyku...
Bilmem
Gönlüm huzur bulur mu?
Ölmek istiyorum.
Yıkılıp kalsam dizlerinin dibinde,
Uzanıversem yol boyu,
Kara bir toprak olsam...
Tanrıdan tek dileğim,
Bütün istediğim bu;
Buna
Taş kalbin razı olur mu?
Ölmek istiyorum.
Gözüm yok
Milyonda, milyarda,
Apartmanda, yalılarda, sarayda...
Ah! ... Ölüm! ...
Bir milyoner olmak ister gibi
İstiyorum,
Bütün arzulananları,
Seni ister gibi
Ölmek istiyorum...

Süleyman SAYLAN
Denizli, 09.11.1963


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ÖLMEK İSTİYORUM.

İnsancıklar,
İnsanlara olan saygılarını yitirdi.
Bu anamdır, babamdır,
Bu karımdır, kocamdır,
Büyüğümdür, atamdır demeden
Aşağılayıp, çemkirdi...
Yazık ki, ne yazık!
Eyvah ki, ne eyvah!
Beni hep bu küstahlıklar kahretti,
Bitirdi.
Onurumun sırça sarayı
Pervasızca parçalandı,
Kanını görmediler ama yüreğim yaralandı...
Gündüzümü, gecemi
Heder ettim boş yere,
Harcadım yıllarımı,
Almadan vere vere...
Gücümü tükettim artık yorgunum,
Kaldıramıyorum,
Çekemiyorum bile bile.
Böyle sömürülmeyi,
Sömürgenleri istemiyorum...
Benim bir adım,
Şanım, şerefim var
Onur duyduğum...
Dünün bebeleri,
Edepsizler,
Kendilerini bir bok sanıp
Onurumu çiğnemeyi,
Ayaklar altına almayı denediler.
Bıraktım dünya onların olsun,
Bu utanç verici insancıklardan
Kaçmak gibi olmazsa,
İzninizle
Ölmek istiyorum.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 19.07.2000 Saat: 01.55


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ODALAR

Kalbimde
Kat, kat
Sıralanmış
Odalar...
Her birinde
Hayallerin var.

Süleyman SAYLAN
Denizli, 08 temmuz 1964


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

KARA ÇANTALIM

Eskittiğim yılların ötesinden;
Dalından koparılmış,
Sararıp solmuş,
Yaprakları kurumuş
Güller
Getiriyorum sana
Kara çantalım! ...
Saçlarımda kar taneleri,
Her birinde
Yitirdiğim yılların izi...
Dudaklarımda;
Eski aşklarımdan arta kalan,
Suyu çekilmiş denizlerin tuzu, tortusu,
Belki
Bir kaç damla kan
Var
Kara çantalım! ...
Ferlerini kaybeden gözlerimde;
Akıtamadığım,
Denizler dolusu gözyaşı...
Uykusuz *******in
Solukluğu yüzümde
Sana geliyorum
Kara çantalım! ...
Takatsizim, dermansızım, çaresizim...
Dudaklarımsa;
Esrik rüzgarların şiddetinden
Kavruk, kavruk,
Çatlak, çatlak...
Ama
Bütün güçlü mısralarım,
Ama
Saatlerce,
Sessiz ve karanlık boşluklara saptanan bakışlarım,
Ama
Ellerimdeki terlerde akıp giden,
Eriyen saniyeler
Hepsi,
Hepsi senin için
Kara çantalım! ...
Sen, kara çantalım;
Bütün organlarımı felç ettin,
Özgür düşüncelerime,
Sensiz sevilerime
Set çektin
Ve beni
Kendine malettin
Kara çantalım! ...

Süleyman SAYLAN
Denizli, 01.12.1965


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ÜÇ ODA VARDI...

Üç oda vardı bir zamanlar,
Kaçamak seviştiğimiz...
Her sevişmek isteyişimizde gittiğimiz.
Şimdi,
Aşkımızın mezarı oldu oralar,
O yanyana üç odalar.
Ölüm sessizliği içinde
Yeniden dolaşıyorum bir bir...
Sanki her biri insafsız birer kabir.
Yaşamak;
Çekilmez bir ızdırap,
Bir damla votka, bir bardak şarap...
Yağıyor üzerime,
Öldürücü anılar sağanak sağanak...
Bu mu hayat? ..
Hatırlar mısın,
Üç oda vardı bir zamanlar,
Kaçamak seviştiğimiz...
Her sevişmek istediğimizde gittiğimiz.
Şimdi,
Aşkımızın mezarı oldu oralar,
O yan yana üç odalar.
Orada şimdi,
Zamansız öldürdüğümüz
Aşkımız yatar.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 04.12.1970


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

IŞIK IŞIK PARLIYORDU...

Yanağında var gamzesi,
Akıl alır eder deli,
Kardan aktı pamuk teni
Işıl ışıl yanıyordu,
Işık ışık parlıyordu.

Parlayan bir güneş gibi,
Tarlalarda başak sanki,
Karda açmış kardelendi
Işıl ışıl yanıyordu,
Işık ışık parlıyordu.

Lekesi yok nar çiçeği
Uğur sunan şans böceği,
Gözleriyle deldi geçti
Işıl ışıl yanıyordu,
Işık ışık parlıyordu.

Tanımsız bir güzeldi o,
Her görene emeldi o,
Dünyalara değerdi o
Işıl ışıl yanıyordu,
Işık ışık parlıyordu.

Süleyman SAYLAN
İstanbul, (Büyük Tarabya Oteli) , 23.04.2001 saat: 19.55
(Not: Bu şiir şarkı sözü olarak yazılmıştır.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

İSTEYEREK...

Sevdan çaldı kalbimi sessiz, sakin, ansızın;
Esir oldum ben sana gönülden, isteyerek.
Vurgun yemiş gibiyim, içimde saklı sızın...
Çekilir iliklerim yüreğim titreyerek...
Masum sanma suçluyum; tutuldum isteyerek.

Ağlasam çare midir, aşkıma gözyaşlarım?
Tutkulu sevdalarda senle dolsun günahım,
İsterse o günahım yılları kurban alsın;
Yeter ki yakıp geçsin, ruhumu inleterek...
Masum sanma suçluyum; tutuldum isteyerek.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 18.01.1994, saat: 21.50 (Şarkı sözü olabilir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

İSTE SANA TAPAYIM

Bukle bukle örgüsün,
Yüreğimde arzusun,
Anlatılmaz duygusun...
İste bir mum yakayım,
İste sana tapayım.

Başım sana yaslansın,
Duygularım kabarsın,/ıslansın,
Yıldızla ay kıskansın...
İste bir mum yakayım,
İste sana tapayım.

Cümle alem öğrensin;
Anlatılmaz güzelsin.
Allah bana güç versin...
İste bir mum yakayım,
İste sana tapayım.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 24.11.1990, saat: 01.29 (Şarkı sözü olabilir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ERKEN ECELSİN.

Seninle açmayan çiçek yaslıdır,
Elini tutmayan yürek paslıdır,
Seni görmeyen kördür, şaşıdır...
İnan ki düşlerin güzeli sensin.

Lekesiz, kar gibi düşler içinde
Savrulur yürekler seni görünce.
Akşamı görmesin sensizse gece...
Kalpleri hoplatan suskun güzelsin.

Akılsız sayılır seni sevmeyen,
Ruhsuzun tekidir gönül vermeyen.
Yolları cennete doğru çeviren
Allah'ın takdiri, erken ecelsin.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 10.05.2002, saat: 01.50


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

AŞKIM SENİ DEĞİL...

Sana dünya dolusu sevgi verdim ben,
Esirgedin birazcık ilgiyi benden.
Karşılıksız sevmeyi bile bilmeyen,
Daha uzun yıllar anlamaz sevgiden.

Son sevgilinle mutlu musun bilemem?
Aradıkların onda vardır diyemem...
Dönme sakın geri, göz yaşını silmem,
Her yeni sevgili, bal alacak senden.

Ürkek yaşamak, korkmak senin kaderin,
Daldan dala uçan zavallı serçesin.
Seni korkutan, benim bu büyük sevgim...
Bırak gözyaşı olup kalbime aksın,
Bırak, aşkım seni değil, beni yaksın.

Süleyman SAYLAN
Ankara 08.07.1994


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

AŞIKTIR

Gecemi süsleyen rüya perisi
Sadistçe zulmeder, çıldırtır beni.
Gözleri denizin dingin mavisi...
İnleyen yüreğim ona aşıktır.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 31.01.1997, saat: 23.10


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

AŞIĞIM YÜREKTEN...

Buğulu bakışın kalbimi deldi,
O çağla gözlerin aklımı çeldi,
Yüreğim eridi, aktı, tükendi...
Aşığım yürekten, tutkunum sana.

Sapsarı saçların, bembeyaz tenin,
Büyüledi beni hüzünlü sesin,
Saniye görmesem, bende tütersin.
Aşığım yürekten, tutkunum sana.

İçime sindin sen, söküp atamam,
Kalbime yerleştin, yoğa sayamam,
'Hayır' deme sakın, sensiz yapamam.
Aşığım yürekten, tutkunum sana.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 27.04.01993 saat: 20.20


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

… AŞIĞIM SANA.

Ay aydını sanki çağla gözlerin,
Erir yüreğim bakışlarında...
Şarkı nağmesidir tatlı sözlerin,
Elimde değil ki, aşığım sana.

Eğilip önünde kalbim diz çöker,
Şu ihtiyar ruhum bir an sendeler.
Lanet gibi kara bütün *******...
İçimde yangın var, aşığım sana.

Masumca kapıldım, görünce seni,
Sanırım ölürüm, alsam buseni…
Zindanlara atma sakın köleni…
Gönülden tutuldum, aşığım sana.

Ürperir tenimde güçlü arzular,
Limanları yakar beni sorgular.
Elimde değildir, gönül arzular…
Ruhumu hapsettin, aşığım sana.

Süleyman SAYLAN
İzmir 09 Ağustos 2004, Saat: 01.28
Şarkı sözü olarak yazılmıştır.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ARTIK SENİNİM.

Karşıma çıktın da bir melek gibi;
Duyguyla titriyor şimdi bedenim,
Kanat çırpıp uçan kelebek gibi...
Dileğim, meleğim, çakırım benim.
Kalbimi kaptırdım, artık seninim.

Dünyama can verdin, açtı çiçekler,
Arılar bal yaptı, doldu petekler.
Aşkınla dolan bu yüreğim tekler...
Dileğim, meleğim, çakırım benim.
Kalbimi kaptırdım, artık seninim.

Hayatım yalanmış, seni görmeden,
Nasip almamışım gerçek sevgiden.
Uçup gitmiş yıllar... ne gelir elden?
Dileğim, meleğim, çakırım benim.
Kalbimi kaptırdım, artık seninim.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 05.05.1993 saat: 23.50


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

AMAN DİKKAT

Aşkın için koşup geldim,
Yüreğimi açıp geldim,
Kanatsızken uçup geldim;
Kovma sakın aman dikkat,
Canım dikkat, yavrum dikkat.

Gündüz bile düşte gördüm,
Gönlüm boştu senle ördüm,
Duygu dünyam sırça köşküm...
Kırma sakın aman dikkat,
Canım dikkat, yavrum dikkat.

Aşk bahçemde tomurcuksun,
Mutluluktan uçurursun.
Ömrüm senin kulun olsun...
Solma sakın aman dikkat,
Canım dikkat, yavrum dikkat.

Aşkın kafes, kalbim kuştur,
Şarap içti, çok sarhoştur,
Avaredir, başı boştur...
Salma sakın aman dikkat,
Canım dikkat, yavrum dikkat.

Ezberimde şarkısın sen,
Dilden düşmez türküsün sen,
Ömür boyu benimsin sen.
Kaçma sakın aman dikkat,
Canım dikkat, yavrum dikkat.

Sardı beni sonsuz aşkın;
Bölük pörçük uykularım.
Kalbim oldu oyuncağın.
Bozma sakın aman dikkat,
Canım dikkat, yavrum dikkat.

Yoktur eşin, bir benzerin;
Sen benimsin, ben de senin,
Gel nazlanma sevişelim...
Yorma sakın aman dikkat,
Canım dikkat, yavrum dikkat.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 07.09.1993, saat:15.00 Şarkı sözü olarak yazılmıştır.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

YETİŞ DERVİŞ...

İlkçağlardan geldik biz,
Memur sanma, köleyiz.
Ezilmekte lideriz...
Yetiş Derviş, haydi koş.

Şimdi memur köledir,
Çayla simit çok gelir,
Emeklilik ceptedir.
Yetiş Derviş, haydi koş.

Ballı börek istemez,
Çocuklarım et yemez.
Öldürsen de farketmez...
Yetiş Derviş, haydi koş.

Derviş baba peynir al,
Bize ekmek, zeytin al.
Aman gitme, sen hep kal...
Yetiş Derviş, haydi koş.

Hortumcuyu unutma,
Bankaları kurutma.
Sakın bizi kayırma...
Yetiş Derviş, haydi koş.

Biri(?) malı götürmüş,
Bize seyretmek düşmüş,
Memur devlete küsmüş.
Yetiş Derviş, haydi koş.

Okul, kitap yok dedik,
Çocukları fişledik,
Okuyupta bok yedik.
Yetiş Derviş, haydi koş.

Emeklilik kapıda,
Geldik yolun sonuna.
Atın bizi mezara...
Yetiş Derviş, haydi koş.

Emekli edin gitsin,
Bu çilemiz bitsin.
Ocağa incir diktin...
Yetiş Derviş, haydi koş.

Sonumuz geldi bizim,
Açlığa ettik talim.
Size kalsın vebalim...
Yetiş Derviş, haydi koş.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 22.03.2001 saat: 08.30
(servis otobüsünde)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ÇAKMAK ÇAKAN ÇAKIR GÖZLER

Çakmak çakan çakır gözler...
Duygu kokan aşklı sözler...
Seni seven kalbim özler...
Gönül verdim, seviyorum,
Günden güne eriyorum.

Bakışıyla vurdu beni,
Aklım’aldı beyaz teni,
Yanağında gamzeleri...
Gönül verdim, seviyorum,
Günden güne eriyorum.

Defter, kalem, yazar oldum,
Yar peşinde gezer oldum,
Bakışını sezer oldum...
Gönül verdim, seviyorum,
Günden güne eriyorum.

Bir çaresiz derde düştüm,
Sevgi diye hasret içtim;
Kavuşmazsam deliririm...
Gönül verdim, seviyorum,
Günden güne eriyorum.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 26.11.1990 sAAT: 19.50


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

KANLI GÖZYAŞLARI

Savruk düşüncelerimde seni;
Ezeli düşlerden doğan
Ebedi düşlere,
Gönüllerden başlayan,
Gözlere akan,
Gözlerden başlayan,
Gönülleri yakan
Bir aşkla seviyorum...
Bir zırnık düşünmezsem seni;
Alıp götürüyor,
Öldürüyor,
Kan çanağı gözlerimden
Sensizliğime dökülen
Göz yaşlarım beni.
Kımıl kımıl süzülüyor
Ecel terleri gibi...

Süleyman SAYLAN
Denizli, 23.08.1965


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

DÖRT DUVAR

Dört duvar arasındayım;
Işıklar sönük,
Karanlık kör,
Kör karanlık baktığım her yer.
Ruhumun aksi vurmuş
Bu dört duvara...
Beyazdı eskiden bu duvarlar,
Seni sevmeden,
Sensizliği tanımadan,
Ayrılığı tatmadan önce.
Dudaklarımda
Öpülmemişliğin çatlakları,
Hıçkırıkların bıraktığı
Kan izleri...
Ağlıyorum saatlerdir
Sessiz sessiz,
İçin için,
Görmesinler diye sindiğim
Dört duvar arasında.
Şu,
Ocak başındaki
Boşalmış içki şişelerinde,
Yuvarlanıp kırılmış kadehlerde
Senden anılar var
En can alıcısından,
En arsızından.
Havayı kirleten
İkinci paketin
Son sigarasından yükselen
Dumanların kiri,
Dört duvardaki
Bu kara oyuklar
Hırsından kuduran
Beynimin çaktığı
Yumruklarımın izi...
* * *
Yağmur alabildiğine hızlı
Dışarda,
Saatleri yavaşlatmaya çalışıyor
Sabah olmasın diye,
Sanki
Görevi gibi.
Sobanın
Bu kaçıncı yanışı,
Kaçıncı sönüşü,
Yüreğim zaten alev alev
Ya da
Buz gibi...
Kırık aynamın üstündeki
Kara çizgiler var ya;
Onlar
Saçlarımın dökülen son telleri.
Adını
Bu tellerle de yazdım
Kırık aynamın üstüne,
Resmini yaptım bilinçsizce;
Karaydı gözlerin,
Saçların da öyle
Kömür gibi,
Alabildiğine...
Ruhum sana teslim olmuş
Esmerim,
Benim ruhum
Bu sıvaları dökülmüş
Dört duvar...

Süleyman SAYLAN
Denizli, 26 aralık 1965


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

GÖNÜL HIRSIZI

Her gece bin kere görmezsem seni,
Düşlerim fakirdir inan ki bana.
Sabırla bekledim senin sevmeni,
Yenik düştü aşkım geçen zamana.

Acısı durur hep hala içimde,
Unutmak isteyen boş yüreğimde.
Sevmeyi denersen günün birinde,
Yüreğini dinle, sakın nazlanma.

“kördür aşkın gözü”, yalan değilmiş,
Batan dikenleri acı verirmiş.
Ağrıyan bu gönlüm sana delirmiş...
Hasret ateşinde köz yana yana.

Dinecek belki bir gün bu sızı,
Adını koyacak; “gönül hırsızı”.
Yine de sensin onun yıldızı...
Ölüp gitse bile doymadan sana.

Her gece bin kere görmezsem seni,
Düşlerim fakirdir bana inan ki.
Sabırla bekledim beni sevmeni...
Yenik düştü aşkım yiten zamana.

Süleyman SAYLAN
İzmir, 25.07.2005, saat: 01.13


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

BECERDİNİZ

Sevinin beyler;
Karakış yine sardı yurdumuzu,
Esir aldı...
Yine kapandı yollar, okullar,
Yollarda doğurdu hamile analar,
Mahsur kaldı köyünde,
Evinde
Hastalar.
Sevinin beyler;
Kan ağladı yoksullar
Çaresizliklerine,
Aç kaldılar,
Dondular,
Öldüler...
Üç beş soysuz için
Yapılamayan işler yüzünden
Kırılan halkımıza,
Aç çocuklarını doyurmak için
Çalmadıklarına,
Üç beş soysuzdan biri olmadıklarına,
Satmadıkları asilliklerine
Sevinin beyler.
Sevinin beyler;
Kuş sütü eksik sofralarınıza,
Sımsıcak, yumuşacık yataklarınıza,
Dışında aç kurtlar birikse bile,
Camları sağlam,
Üfürmeyen pencereli evlerinize,
Her birine iş bulduğunuz çocuklarınıza
Sevinin.
Saltanat sizin, kral sizsiniz
Gerisi vız gelir.
Ülkemi bu hale getirdiniz,
Sevinin beyler
Becerdiniz.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 05.01.2002, saat: 01.47


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

İNSANLIĞIMI AŞAMADIM Kİ...

Ben de,
ben de aşk şiirleri yazmak isterdim;
yağmurlara gebe bulutlar gibi
duygularımı yükleyerek
mısralarıma.

Ben de,
ben de kucaklamak, kanmak isterdim;
kucağında uyuyarak
sabahlara dek
sevgililerime.

Ben de,
ben de yaşamak isterdim;
her rengine aşık olduğum,
doyamadığım,
seyrine bile kıyamadığım doğanın göbeğinde,
sorumsuzca,
zevk içinde, sefa içinde
villalarda.

Ben de,
ben de zengin olmak isterdim;
hatırım sayılırdı çevremde,
her yerde.
bin bir pislik içinde,
bir sürü itim de peşimde...

İnsanlığımı aşamadım ki.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 05.01.2002 saat: 01.28


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

HAYDİ İLERİ

Haydi çocuğum yürü,
Arkana bakmadan,
Kimseden korkmadan,
Yılmadan yürü.
Gelecek bekliyor seni,
Çağdaş olmak için
Haydi ileri.

Aldırma önüne çıkan engellere,
Doğru bildiğinden ödün verme,
Başın açık,
Alnın ak olsun her yerde,
Çağdaş olmak için
Haydi ileri.

Karanlıklara açma kapını hiç,
Yönün güneşe dönük,
Yüreğinde sevinç olsun,
Her güzelliğe kucak aç
Yoktur zararı,
Yoksa onun bunun soytarısı,
Bir “hiç” olursun...
Çağdaş olmak için
Haydi ileri.

Özgür ol, laik ol, çağdaş ol,
Atatürk’ten ders al
İlerici ol.
Yılma çalış,
İnatçı, savaşımcı ol.
Çağdaş olmak için
Haydi ileri.

Satma, satılma,
Aç değil tok ol,
Çalış ülken için,
İnsanlık için bir baş ol.
Hepsinden önemlisi;
Atatürk’çü, demokrat ol,
İnsan ol çocuğum
İnsan ol.
Çağdaş olmak için
Haydi ileri.

Süleyman SAYLAN
İzmir. (Bonjour Restoran) , 14.12.1997 saat: 01.00


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ECELSİZ...

Yaban bir duygu düştü gönlüme;
Ansızın,
Davetsiz...
Yuvasından düşürülmüş,
Yavru bir kuş gibi çırpınır yüreğim,
Bu yaban duygunun elinde,
Özlem yüklü,
Çaresiz...
Korkarım dayanmayacak,
Duracak yüreğim.
Belki,
Aklımı yitirip delireceğim...
Gözlerimin önünden gitmez,
Beynimden çıkmaz oldu;
Yüreğim
Zıpkın yemiş balık gibi çırpınır,
Sendeler...
Yarım asır tatmadım bu duyguyu,
Tanışmadım,
Yüreciğimin böyle çarpmasına alışmadım.
Demek ki,
Demek ki ben bunca yıldır,
Hiç yaşamadım...
Zincirlerim yok ama;
Zincire vurulmuş köle gibiyim,
Ya da;
Zindana atılmış tutuklu...
Oysa;
Suçsuzum ben,
Tutkunum ben,
Suçsuz tutuklu, gönüllü tutsak...

Nedir benim günahım,
Nedir suçum? ..
Ay aydınlarında
Güneş çarptı beni,
Özlemlerimdeki serinliğe eremeden
Bir damla suda boğuldum...
Yaban bir duygu düştü gönlüme
Davetsiz,
Davet etmedim, çağırmadım inan ki.
Kanım donuyor damarlarımda,
Kuruyor,
Can çekiliyor tenimden.
Biçareyim,
Hiç, ama
Hiçbir şey gelmiyor elimden.
Yüreğim
Avuca alınmış bir yavru kuş gibi ürkek,
Korkak,
Tekliyor, durdu duracak...
Yazık ki,
Başka çaresi yok
Susacak...
Bu özlemini çektiğim yaban duygu
Onu susturacak.
Ben şimdi göklerdeyim,
Uçuyorum kanatsız...
Bir yağmur damlasına saklanmışım,
Sıkı sıkı tutunmuşum pamuk ipliğiyle,
Korkuyorum
Düşerim diye...

Ne olur allahım
Bu yaban duyguyla yanıp,
Buharlaşsam,
Buhar olup uçsam? ..
Gökyüzü mezarım olsa,
Melekler en iyi dostlarım.
Bir daha uyanmasam...
Dayanmayacak
Bu yaban duyguya yüreğim,
Ya rabbim!
Ne olur yardım et,
Ya da
Öldür beni
Ecelsiz...

Süleyman SAYLAN
Ankara. 09.07.2000 saat: 00.55


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

DÜN MÜ, BUGÜN MÜ?

Dün mü bugünden iyiydi,
Bugün mü dünden güzel kestiremiyorum,
Belli ki bir ur var beynimi kemiren,
Düşünemiyorum.
Birlikteliğimiz bitecek bile olsa,
Belli bir yerde;
Bir gün,
Bir zaman...
Ben yaşamayı değil,
Senle yaşlanmayı seviyorum.
Kahrolup yansa yapraklar,
Kurtulmasa girdaptan,
Akmasını sürdürse onu girdaba atan nehir,
Arkasına bakmadan,
Güneş doğmasa,
Umut olmasa,
Dursa bile zalim zaman...
Olsun
Ben yine seni seviyorum,
Seni istiyorum.

Süleyman SAYLAN
Ankara 08.08.1977


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

DENEMEDİM

Dolunaya inat,
gün ağaranda uyanmak isterim.
Yaşamım,
yaşanamamış *******le dolu,
uyumasam bile
uyanmak isterim
gün ağaranda...
Eksik etek,
yarım yamalak insanları görmem belki,
cami duvarına siğen iti,
zamansız öten horozu,
feri tükenmiş sokak lambalarının ışığında
kaldırım taşlarının nemini görmek için
gün ağaranda uyanmak isterim.
Ağarmış günüm olmadı hiç,
güneşim bile kendi doğrularında doğdu;
ona yönelttim bütün duygularımı
olmadı, çakışmadı...
Bu yüzden
hep anlaşılmazlara mahkum edildim.
yaşam çok kısaydı,
anlaşılmayı denemedim.

Süleyman SAYLAN
İzmir-Selçuk (Yoncaköy) , 17.08.2000 saat: 04.18


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

CABA..

Düş kırıklıklarım birikmiş
Yüreğimin kuytularında;
Kimisi sevgiden,
Kimisi vefadan,
Çoğu da dostluktan yana.
Tutulmamış ellerim
Uzanır durur boşlukta.
İnsan olmak için;
Tutmak olasıyken tutmadıklarım,
Erişmek mümkünken varmadıklarım,
Almak varken almadıklarım
Birikmiş
Pişmanlıklarımda.
Ara istediğin kadar
Güneşi eline alıp,
Bul bulabilirsen...
Sor soruştur,
Bak bakalım uzak dürbünleriyle,
Gör görebilirsen...
Almayı deneme,
Hiçbir şey isteme ölsen bile,
Ver, ver, ver,
Her istediklerini ver,
Verebilirsen...
Yine doymayacaklar biliyorum;
Gözleri aç,
Mideleri aç,
Bedenleri aç,
Yürekleri, gönülleri, duyguları aç
İnsan denen,
Kendini insan sanan nankörlerin...
Düş kırıklıklarım birikmiş
Yüreğimin kuytularında,
Pişmanlıklarım da
Caba.

Süleyman SAYLAN
İstanbul (Of’lular lokali) 19 kasım 2001, saat: 22.15


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

DELİRMEDEN...

Çıkageldi bir gün,
Durdu karşımda;
Pır pır uçtu yüreğim
Yaralı kuş gibi...
Tablodan fırladı sanki bir melek;
Çekingen bakıyordu
Yürekten,
Gülümseyerek...
Utanmış mıydı ne,
Yoksa gizler mi saklıydı yüzünde?
Çözemediğim anlamlar gezindi
Gözlerinde.
Gözü ne renkti
Sorsalar bilemem.
Saçları
Başak tarlasında esen
Meltemdi sanki...
Utangaç mıydı,
Yoksa nazlı mı,
Yoksa bana mı öyle geliyordu.
Göklerle kucaklaşmıştı boyu,
Belki
Meleklerden geliyordu soyu...
Dünyama sessizce girdi
Birden,
Düş olup döküldü
Yaşanmamış *******den.
Ne oluyor,
Kendine gel yüreğim
Delirmeden...

Süleyman SAYLAN
Ankara, 12.01.2001 saat: 01.04


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

KALLEŞLİK ETTİ YÜREĞİM

Öyle apansız çaldı ki kapımı özlemin,
Oysa;
Gönül gözüm kapalıydı,
Farkına bile varmadım.
Unutmaya yüz tutmuş,
Kör etmiştim aşkın gözünü;
Yüreğim duruverir,
Dayanamaz sanırdım,
Dünyamda gökler yıkılır,
Altında kalırdım.
Damlası düşmezdi yağmurun
Çorak yüreğime,
Çölden beter yüreğimde yeşermezdi,
Yaşamazdı çakır dikenleri bile...
Utanırdım,
Gizli gizli ağlardım,
Sabah ayazlarında gelen uykularımı,
Düşlerime girmeyesin diye,
Gündüzlere satardım.
Daha doğrusu,
Uykulardan kaçardım...
Unutmaya yüz tutmuş,
Kör etmiştim aşkın gözünü.
Kör gözlü aşkın
Apansız kapımı çalacağını,
Özlemini çekeceğimi,
Tutsağı olacağımı bilemezdim.
Kalleşlik etti yüreğim;
Ben şimdi aşığım...

Süleyman SAYLAN
Ankara, 15.07.2000 saat: 02.12


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

SEN DOĞUYORDUN

Bir resmin olsun isterdim bende;
ara sıra bakardım,
özledikçe.
Yerini tutmazdı biliyorum;
seni getirmezdi,
bakamazdı bana,
gülemezdi benimle,
ağlayamazdı,
benimle konuşamazdı biliyorum.
Sensiz kalmaktan
nefret ediyorum.
Bunca yıldır aradığım doğruyu
gün batımında,
sende buldum.
Feleğin adaletine bak ki,
ben batarken
sen doğuyordun...

Süleyman SAYLAN
Ankara, 14.07.2000 saat: 16.26


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

SEBEP…

Sigarayi azaltmiştim,
Unutmuştum içkiyi de…
Şimdi tek tesellim onlar;
Rakida beyazliğini,
Sigarada inceliğini
Buluyorum.

Süleyman SAYLAN
Denizli, 17 temmuz 1966


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

SAHİPSİZ BİR KUŞ GİBİ...

Terkedilmiş,
Sahipsiz bir kuş gibi bırakacaksın
Yarın beni,
Acımasızca,
Ardına bakmadan...
Ne,
Nerede yem bulacağım,
Ne de,
Hangi dalda tüneyeceğim belli.
Örümcek ağlarında,
Çırpınışlarımın kanat izleri...
Yaşayacağım;
Çaresiz ve umutsuz,
Kör karanlıklarda yıkanan,
Karanlıklara gebe
Kara *******i...
Güneşi hapsedip,
Ayı tutacak
Ve yıldızları da alıp götüreceksin
Beraberinde.
Soluduğum nefes
Yüreğimi aç bırakacak,
Dünya;
İçine bülbülün konduğu
Altın kafes olacak,
Biliyorum.
“Ah vatan, vah vatan! ” demeyeceğim.
Öleceğimi bilsem bile,
Yalnızlığa
Boyun eğmeyeceğim...
Sahipsiz bir kuş gibi
Bıraksan da beni.

Süleyman SAYLAN
İstanbul, 14.03.1990 saat: 01.15
Düzeltme: Ankara, 12.07.2000, saat: 02.22


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

SENİ SEVDİM DİYE...

Seni sevdim diye
Sakın bana gücenme,
Elimde değil...
Ben seni farkına varmadan sevdim,
Apansız,
Karşılıksız.
Bu bir suçsa suç bende,
Bu bir günahsa
Günahkar benim.
Bu bir hata, biliyorum;
İnsana aç yüreğime,
İnsan gördüğünde
Söz geçiremiyorum.
Karşılık beklemiyorum asla;
Yüreğimin dört nala koşması,
Bedenimden fırlarca atması,
Duygularımın doyması yetiyor bana.
Bir buseni bile istemiyorum...
Sanki;
Elini tutsam sihir kaçacak,
Yangın çıkacak,
Bu yangında dünyam yanacak,
Kül olacak...
Çiçek açan güleç yüzüne bakmak yetiyor,
Çekiksi gözlerini görmek yetiyor,
Sesini, yüreğini duymak yetiyor,
Hep öyle oldu;
Birleşen, buluşan kalplerde
Sevgi bitiyor.
İnsan, elinden oyuncağı alınmış,
Üzgün çocuklara benziyor.
Ağlamaklı...

Süleyman SAYLAN
Ankara, 15.07.2000 saat: 02.55


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

SONBAHAR'IN SON DEMİ

Bir sonbahar daha can çekişti,
Canhıraş seslerle
Başkent’te bugün...
Yağmur çiseledi önce
Sersem sersem,
Sonra koyverdi dizginlerini
Azgın bir kısrak gibi
Bardaktan boşanırca...
Gök gümbürdedi,
Gürledi
Kükremiş aslan gibi.
Bir yel karıştı başıboş damlalara;
Şiddetlendi,
Şiddetlendi,
Fırtına oldu.
Hiddetlendi,
Önüne kattı tüm damlaları,
Sürükledi
Tüm sarı, kuru yaprakları
Vee
Silip süpürdü sonbaharı...
Son demini yaşadı bugün,
Bir kez daha öldü çaresizlik içinde
Başkent’te son bahar.

Uçuştu tüm yapraklar,
Göklere sığmadı,
Döküldü,
Bir kez daha soyundu ağaçlar
Anadan doğma...
Yollar
Bir deniz gibi,
Sarı,
Sapsarı
Kuru yapraklara boyun eğdi.
Örtündü.
Eni boyu belirsiz,
Sınırları sonsuz,
Paha biçilmez bir tablo sanki...
Vee
Başkent’te sonbahar
Bir kez daha öldü,
Gömüldü.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 13.11.1989, saat: 12.00


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

SÖNDÜREMİYOR

Odamın camına bıçak gibi iniyor
yağmur damlaları
çıvgın çıvgın.
Hıncını alıyor sanki çok sıcak geçen
ağustos ayının aksam üstlerinden.
Yüreğim gibi kararmış cam
bıçak bıcak aydınlanıyor,
temizleniyor bütün kirlerinden.
Düşen her yağmur damlasıyla
biçimsiz biçimler oluşuyor
camlarda,
bıçak gibi camlara vuran damlalar
tutunamıyor,
kayıyor aşağılara
ipimsi ipimsi....
Bir serinlik sarıyor ortalığı
ama,
yüreğimin yangınını söndüremiyor.

Süleyman SAYLAN
Ankara 21.08.2001, saat: 16.25


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

SÖNDÜRSÜN.

Bir yağmur damlasının
serinliğine hasretim,
öyle bir serinlik istiyorum ki;
buz gibi...
Yüreğimin ateşini
söndürsün...

Süleyman SAYLAN
Ankara, 27.07.2000 saat: 23.42


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

SU OLMALIYIZ.

Bir dağ kulübesinde olmalıyız
Seninle,
Yaban ellerde,
Yaban duygular içinde...
Karlar yağmalı,
Dümdüz,
Uçsuz bucaksız,
Alabildiğine...
Yığılmalı,
Beyazlıklar örtmeli kulübemizi,
Sarmalı tüm çevremizi,
Çıkamamalıyız kulübemizden.
Güneş doğmamalı hiç,
Işık,
Ateş olmamalı.
Biz birbirimizi ısıtmalıyız,
Yakmalıyız
Kenetlenince...
Bir rüzgar,
Bir fırtına çıkmalı ki;
Yıkmalı tüm dağları,
Kulübemizi
Fakat bizi ayıramamalı.
Öylece erimeliyiz aşkımızdan,
Güneşe yakalanmış karlar gibi
Su olmalıyız....

Süleyman SAYLAN
Ankara, 01.02.1968


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

UÇARCASINA.

Özlemim bitecek,
Bir haftada yüzyıl süren
Sensizliğim dinecek;
Sana geliyorum,
Kanatsız bir kuşun koltuğunda.
Eskiler kara tren derlerdi,
Anarlardı peşi sıra
Ayrılıkların,
Ekspres olmuş şimdi adı,
İşte onunla
Sana geliyorum
Uçar gibi,
Kavuşmaya.
Sinsice yağan
Yağmurun ıslattığı raylarda
Kayarcasına,
Dışardaki deli rüzgara
Göğsümü gere gere uçarcasına
Sana geliyorum.
Bir kadeh rakının
Sarhoş edici kokusuyla dolan ciğerlerim
Senin için soluk alıyor,
Sana kavuşmak için daha bir hızlanıyor
Yürek atışlarım.
Sana kavuşmaya yaklaştıkça,
Göklere fışkırıyor
Sevinç pınarlarım.
Bırak yağsın yağmur,
Deli rüzgarlara aldırma
Boşver...
Hiçbir şey yıldıramaz beni
Sana geliyorum
Uçarcasına.

Süleyman SAYLAN
İstanbul-Ankara yataklı treni (Bostancı-İstanbul)
24.11.2001 saat: 23.11


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

KANTAR TARTAR

Herkesin keyfine göre dünya yok,
Olmadı, olmayacak...
Her dünyada
Ben varım, sen varsın, o var,
Akıllı ol,
Hepimize yeter bu dünya.
Özgür olmak hakkınsa
Özgürlüklerimi tanı,
Sakın saygısızlık etme
Saygı görmek istersen...
Yığın yığın sevgim var;
Sana yettikten,
Bana yettikten,
Ona yettikten sonra tükenmez,
Artar...
Sevgi istiyorsan
Sevmeyi öğren.
Dediğin dedik,
Çaldığın düdük değildir,
Gereksiz havlama
Komşun incinir.
Terazim sırat köprüsünden beterdir,
Ben sarrafım seni tartamam,
Seni ancak kantar tartar...

Süleyman SAYLAN
Ankara, 19.07.2000 saat: 02.20


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ÖLSEM DE KURTULSAM.

Bazı aptallıklarım vardır benim;
Dizboyu,
Hem de çok,
Sonu enayiliklerle biten...
Gördüğüm herkesi insan sanırım,
Her insanı da dürüst...
Kaypak,
Kandırıkçı olabileceklerini,
Sahtekar, düzenbaz,
Kalleş olabileceklerini
Düşünemem hiç,
Yakıştıramam.
Yalandan sevebileceklerine,
“seviyorum” diye kandırabileceklerine
İnanamam.
Yüreğim elvermez,
Başka türlü düşünemem.
Utanırım düşünürsem,
Yıkılırım,
Gerekçe bulamam...
İnsanın karakterine gölge düşüremem,
Yakıştıramam karaktersizliği
İnsanlara,
İnsanlarla özdeşleştiremem.
Tanımadığım, yapmadığım
Böyle davranışlarla
İnsanları karalayamam.
Bir insanın
Para için satılabileceğini,
Sizi de satabileceğini
Asla düşünemem.
Bu denli aşağılık değildir
İnsan...
Bazı aptallıklarım vardır benim;
Dizboyu,
Enayiliklerle biten...
İnsan yüreklidir,
Merttir,
Temizdir,
Kirletemem.
Hele,
Kötülüklerin kaynağı,
Anası, odağı değildir
Tövbe...
Haketmediklerini istemez insanlar,
Hakedenlerin önünü kesmez,
Engellemez,
Kıskanmaz,
Üstelik sevinir bile...
Çalışkandır,
Çalışmadan kazanırsa utanır,
Kaçar haksız kazançtan,
Haramdan...
Çocuklarına haram yedirmekten korkar.
Adildir kararları, hakçadır,
Dürüsttür,
Vicdanlıdır,
Aydındır, aydınlıktır.
Şeytanca düşünceleri yoktur,
Asla
Ayaklı şeytan değildir,
Kar aklığında temiz,
Çiçek kadar güzeldir
İnsan olan insan...
İnsan
İçten pazarlıklı,
Bukelamun kılıklı,
Art niyetli,
Kötü niyetli değildir,
İstese de olamaz
Korkar vicdanından,
Vicdanının azabından...
Fırsat düşkünü,
Karşılıksız asla,
Yiyici,
Uçkurcu,
Hırsız başı...
Ne kötü yakıştırmalar bunlar
İnsan için,
İnsanları karalamak için.
Hele kaypaklıkla suçlamak insanı,
Akıl almaz,
Affedilmez bir suçtur bence,
İftiradır
En asılsızından.
Bal yapan arıdır insan,
Meyva veren ağaçtır,
Taşlanır.
Bazı aptallıklarım vardır benim,
Dizboyu...
Sonu enayiliklerle biten.
Katlanamıyorum,
Dayanamıyorum,
Yakıştıramıyorum enayiliği kendime.
Ölsem de kurtulsam
Bu güzel(!) İnsanlardan.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 25.03.2001 saat: 02.48


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

SENİN GİBİ, BENİM GİBİ...

Eşeleme külleri,
Sönmüş sandığın ocağımda
Korları görürsün;
Henüz yaşın çok genç,
O korlarla yanar,
Üzülürsün.
Önemsiz gibi görünen
Önemli şeyler yıkar,
Kahreder insanı.
Bir de bakarsın ki;
Önemsiz saydığın önemli şeyler
Birikmiş mazinde.
Bakarsın ki;
Gücün kalmamış,
Yorulmuşsun, tükenmişsin...
İnsansan eğer,
Sen de yıkılırsın,
Yüreğin kanar derinden...
Yol sayılırsa eğer,
Ben yolunu buldum;
İçerek unutuyorum
Önemsiz gibi görünen önemli şeyleri
Ve seni...
Ben ne kadar içersem içeyim,
Unutursam unutayım,
Ne kadar yorgun, ne kadar bitkin,
Tükenmiş, çaresiz olursam olayım;
Ayılınca yeniden yaşıyor
En can alıcı haliyle,
Yadsıyamadığım önemli şeyler;
Senin gibi,
Sana tutuklu benim gibi...

Süleyman SAYLAN
Ankara, 17.07.2000 saat: 01.12


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

AŞKIMIN KATİLİ

Unutmak kolay olmayacak;
sen
unutulacak biri,
unutulması gereken değilsin.
Unutulmamalısın,
unutulamazsın...
Aramıza sanal dağlar koysan da,
buz dağlarına gömsen de sevgimizi,
yüreğimden vurmuşsun,
unutamam seni.
Aşk ateşinin yaktığı yüreğimin
yaraları derin,
onmaz bu yaralar...
İşte bu yüzden
olası değil,
unutamam seni.
Yaralarım azdıkça,
gönül ağrılarım depreştikçe
anımsayacağım seni.
Yüreğimden vurmuşsun,
aşkımın katili...

Süleyman SAYLAN
Ankara-İstanbul yataklı treni 22.04.2001 saat: 01.00


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ETEKLERİM ZİL ÇALSIN.

Sanki gökyüzü
kalbim;
bulut olmuş
küme küme umutlar.
Yağsın,
içime yağsın
duygu yüklü,
sevgi dolu
damlalar...
Çakıversin
bir şimşek
yüreğimin içinde,
yaksın düşlerimi
ıldırımlar düşsün de...
İçime sığmasın,
kabarsın senli duygularım,
eteklerim zil çalsın.
Işıldasın gözlerim,
dudaklarım titresin,
kalbim
fırlasın yerinden,
sevincinden...
Yeşersin fidancıklar,
boy versin aşkımızla.
Çiçek olsun tomurcuklar,
açılsın.
Konan arı bal dersin.
...
Kalbim
sanki gökyüzü;
patlayacak bulutlar,
yağmur olup yağacak
duygu dolu umutlar.
Uzat ellerini,
duygularımı tut,
akala beni...
Eteklerim zil çalsın...

Süleyman SAYLAN
Ankara, 22.12.2001, saat: 04.20


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

... SEN HÜRSÜN.

Güle güle sevgilim,
Unut artık sen beni.
Tüm ömrümü verdiğim,
Unuttum gül tenini.

Yüreğimde yarasın,
Bırak kalbim kanasın.
Tüm ömrümü verdiğim,
Sevdiğini arasın.

Sönsün yıldız, ay sönsün.
Arzum gitsin düş görsün.
Tüm ömrümü verdiğim,
Unut beni, sen hürsün.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 23.11.1990, saat: 23.23


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

OYNAMA KALBİMLE...

Sevmeyi bilmezsin, henüz çok gençsin;
Sevda dağ yoludur, yürüyemezsin...
Yarı yolda beni sen terkedersin.
Oynama kalbimle, sakın oynama.
Oynama benimle, sakın oynama.

Aşkı oyun sanıp, asla aldanma,
Duygular hep böyle sürecek sanma,
Ayrılık kapını çalarsa, yanma...
Oynama kalbimle, sakın oynama.
Oynama benimle, sakın oynama.

Esen rüzgar bile şarkı sevene,
Denizler duygudur gönül verene.
Her sevgi sazların telinde nağme...
Oynama kalbimle, sakın oynama.
Oynama benimle, sakın oynama.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 09.01.1994, Saat: 18.05 (Şarkı sözü olabilir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

KORKAK ÇIKTIN

Kurduğum düşlere yazık olmadı;
Sen hayırsız, ruhsuz, vefasız çıktın.
Ardından üzülüp, neşem solmadı;
Hani sen benimdin, çok çabuk bıktın.

Sevgi bulutları göğü kapladı,
Sen anlamadın ki sevda yağmadı.
Ayrılık kapını boşa çalmadı,
Mutlu dünyamızı yok yere yıktın.

Sevgi karşılıklı anlayış ister,
Vefakar olmayan yıkılır gider,
Dipte zıpkın yemiş balığa döner.
İşte sen böylesin, çok korkak çıktın.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 10.01.1992 Saat: 02.05 (Şarkı sözü olabilir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

AŞKIN İLAÇ SANIYOR

Sıkılmış yumruk oldun, senle dolu içimde,
Kalbimdeki kuşunun kafesi daralıyor...
Alev alev yanıyor duygular benliğimde,
Damarımda ördüğün heyecenlar kanıyor.
Kanser midir, verem mi? Aşkın ilaç sanıyor.

Aşkının zincirinde, kulun değil, kölenim.
Gözüne baka baka sensizlikten ölenim.
Sana hasret kalsam da, deli gibi sevenim.
Kavuşmak umuduyla gönlüm hep aldanıyor,
Kanser midir, verem mi? Aşkın ilaç sanıyor.

Nefesim tıkanıyor/daralıyor, sözcükler emekliyor,
Sevginle güm! Güm! Vuran kalbim artık tekliyor.
Tanrıya yalvararak, biraz huzur istiyor.
Sana hasta bu ömrüm bir mucize arıyor,
Kanser midir, verem mi? Aşkın ilaç sanıyor.

Süleyman SAYLAN
İzmir,02.09.2004, Saat: 23.13


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

SIĞINDIM YALNIZLIKLARA

Çürük bir yelkenli gibi,
salıverdin denizlere...
Sevgilerde
yalnız başıma koydun beni.
Nasıl dayanır fırtınalara
küf kokan yelkenlerim,
nasıl direnir azgın dalgalara
çürümeye yüz tutmuş bedenim?
Hiç düşünmedin...
Balıklara yuva bile olamadan
amansız bir fırtına aldı,
savurdu beni hoyrat elleriyle,
ayrılık kayalıklarına,
acımasızca...
Paramparça olmak üzereyken,
bir imbat tuttu elimden;
acıdı,
yalnızlık koylarına götürdü beni.
Sığındım,
uçsuz bucaksız yalnızlıklara...

Süleyman SAYŞLAN
Ankara, 12.07.2000 Saat: 02.22


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

TUTSAK GİBİ...

(Biricik eşim, Öznur’uma.)

Ö ksüz yüreğimi tutuşturur bir kıvılcım;
Ö zbenliğimde şimşekler çakar,
Ö lüme atılmış mızrak gibi...

Z amanın durağanlığı nallanır sanki;
Z amanla yarışır, dört nala koşar,
Z avallı, sahipsiz kısrak gibi...

N efesim düğümlenir, heyecan boğazımı tıkar;
N utkum tutulur, unuturum sözcükleri,
N efessiz, sözcüksüz kitap gibi...

U mutsuz umutlarım coşar yüreğimde,
U çurur beni kanatsız, göklere,
U yanır su yürümüş tabiat gibi...

R enk renk gülücükler açar dudağında;
R uhumu tutsak alır, çelik kelepçeler takar
R ahmetine muhtaç idamlık tutsak gibi...

Süleyman SAYLAN
Ankara, 25.06.1972, Saat: 01.42


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

YAŞAYALIM GÖR

Sevginin tanımı olmaz,
anlatılmaz,
yaşanır...
Kuşku duyuyorsan sevgimden,
yaşayalım
gör.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 09.08.2001, Saat: 00.46


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

UYANDIĞIMI SANMIYORUM.

Doğarken ağlattı beni
kadersiz kaderim;
belki hüngür hüngür,
belki ciyak ciyak
ağlamışım...
Çocuktum bilemem ki.
Anımsadığım tek şey,
tek mutluluğum;
“Her meyvanın tadı bundadır,
hangi meyva niyetine yersen
onun tadını verir” diye
birkaç muz yemiştim doğduğum köyde,
o toprak damlı evimizde.
Babam öyle söylerdi,
doğruydu sözde...
İnanasınız gelmeyecek,
şaşıracaksınız belki,
üniversitede tanıştım ben çikolatayla,
greyfurtu limon azmanı sandım.
Yalan bile olsa;
sevdiğim kadar
sevildiğimi söyleyemem.
Ben çocukluğumu yaşayamadım ki...

Çapıttan yapılmış
yakan top bilirim,
cam bilyayla düğme ütmece oynadım,
saklambaç oynadım,
onları bilirim;
hep ebe olsam,
çok kandırılsam da uzun eşekte...
Güzel kızları düşümde gördüm;
birini bırakıp birini sevdim.
Nedense;
sonra
utanıp başımı önüme eğdim...
Tombul, tombul memeli,
dev gibiydi benim kızlarım.
Düşüm son buldu,
yaşayan kızları görünce.
Ben çocukluğumu yaşayamadım ki...

Çok ağlattılar beni
daha doğarken,
sonra da;
salladılar beşikte
susayım diye...
Başardılar,
susturdular beni,
uyuttular.
Hoş,
halen uyandığımı da sanmıyorum ya,
neyse...
Ben çocukluğumu yaşayamadım ki...

Süleyman SAYLAN
Ankara, 14.03.2001 Saat: 17.07


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

TÜKÜRMEK GELİYOR...

Söyledikleri
Küçük beyinlerine sığmayan insanlar;
Bakarlar
Dar, dar,
Dardır yürüdükleri yollar,
Çıkmazdır sokaklar...
Kıpırtısızmış gibi duran bunlar;
Yampiri bir yengeç kurnazlığıyla,
Akrep gibi sokarlar
Sinsice,
İmansızca...
Hep çıkarlar çıkmış
Sırtı görünen buzullar gibi,
Suyun yüzüne.
Suyun altında neler var, daha neler;
Çalışmadan kazanmak,
Yorulmadan yükselmek,
Yemek, içmek, eğlenmek
Hırs olmuş çoğunda...
Çalması, çırpması caba...
İkinci binin simgesi;
“benim ne çıkarım var bu işten,
Kazancım ne? ”
Olsa gerek.
Tükürmek geliyor içimden,
Yüzlerine, yüzlerine...
...
Anlatamam yüreğimde çıkan yangını;
Yüreğim tutuşmuşsa yanacak,
Yanmalıdır üstelik.
Bunu anlatmak zor;
Gücüme gidiyor anlatamamak,
Anlayan kalmadı.
Sinelerinde karanfiller açmışsa yarimin,
Öğrendik kokusuyla yetinmeyi,
Koparmak gerekmez illa ki.
Elini tuttuğumda içimi saran,
Beni depremlere götüren sıcaklık
Yetiyor bana.
Yıkılacaksam;
Bırakın bu depremlerle yıkılayım.
Kanayacaksa yüreğimde
Saniye görememenin özlem yüklü yarası,
Karışmayın, kanasın.
Bu yaranın umarı
Sevgilimin dudağındaki baldadır,
Yarama sargıdır saçları...
Sevmeyi ucuzlattılar oysa;
Aşkı üç kuruşa sattılar.
İkinci binin simgesi;
Çalışmadan kazanmak,
Yorulmadan yükselmek,
Yemek, içmek, eğlenmek
Hırs olmuş çoğunda...
Çalması, çırpması caba...
Tükürmek geliyor içimden,
Yüzlerine, yüzlerine...

Süleyman SAYLAN
Ankara, 04 – 05.01.2001 Saat: 23.50 – 00.15


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

SEN YARIM, BEN YARIM…

Bir tümün yarimşariyiz
Sen ve ben…
Bir anlam taşimayiz
Sen olmadan ben,
Ben olmadan sen,
Mutluluğa hasretken…
Öyleyse,
Niye kaçiyoruz birbirirmizden;
Bana hasretken sen,
Sana hasretken ben? ..
Yaşamin
Ayricaliği kalmiyor
Ö l ü m d e n! ..

Süleyman SAYLAN
Ankara, 19 Aralık 1971, Saat: 22.35


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ŞARAP GİBİ...

Şarap gibiyim güzelim,
Kırk yıllık, tortulaşmış, sıcak şarap gibi...
Sevme güzelim beni;
Başını döndürürüm,
Sevme beni,
Sevgimle öldürürüm.
Dost masalarındaki sohbet,
Güvercinlerdeki muhabbet
Gibiyim;
Doyulmaz...
Kırk yıllık şaraba güzelim,
Güven olmaz.
Dalındaki meyve gibi alımlı,
Yediveren gülü gibi çalımlı...
Görünüşe aldanma,
Dokunma güzelim
Batar dikenim...
Şarap gibiyim;
Kırk yıllık, tortulaşmış, sıcak şarap gibi...
Sevme güzelim beni
Başını döndürürüm,
Sevme beni;
Sevginle çıldırır,
Sevgimle sarhoş eder,
Öldürürüm...
Değer mi,
Benim için
Ölür müsün? ..

Süleyman SAYLAN
İstanbul, 14.03.1990, Saat: 01.15


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

YETER...

İki kadeh içince çocuklaşıyorum,
İnsancıklar kızıyorlar bana;
Çocuklarla oynaşıyorum,
Sokak köpeklerini seviyorum diye...
Mutluluklarım çakışmıyor,
Örtüşmüyor onların mutluluklarıyla.
“Sarhoşsun” diyorlar,
Hiç içmedikleri halde
Sarhoş olduğumu biliyorlar.
Oysa;
Ben sarhoş olmak istersem
Olurum sapına kadar,
Eğer sarhoş olursam
Ayılmam mezara kadar.
Kendi despotluklarını
Haklıymış gibi sergileyen,
Her şeyi bilen, her şeyi gören,
Kendilerini bile aşamamış bu insancıklar
Benim özgürlüklerime saldırmaktan
Ne anlarlar
Bilemem ki!
Yağmur yağınca ıslanılır,
Gerekirse acılardan da zevk alınır;
Islanmaktan,
Zevk almaktan korkan
Ama herkesi sorgulayan bu insanlar
Yaşamaktan ne anlar?
Zıtlaşmayı sevmem,
Zıtlaşan insanı da...
Zıtlaşan insan
Özgürlüklerime saldırandır,
Zıtlaşmamı isteyense;
Özgürlüklerine saldırılmasına hazır olan,
Barış dururken savaşan,
Savaşa kucak açandır, kucaklayandır.
Bırakın insanları kendi hallerine;
Kimi ot yesin kimi bok,
Kimi sefil yaşasın kimi tok.
Özgür olmak o kadar ucuz değildir...
İki kadeh içince çocuklaşıyorum,
Yarışta dizginini koparmış at gibi
Bağımsızlaşıyor bütün duygularım.
Salt mutluluklarımız çakışmıyor diye,
Bağımsızlaşan duygularımın sorgulanmasından
Hoşlanmıyorum.
Benden hoşlanmanızı da beklemiyorum,
Despotluklarınızı kaldırın
Yeter! ..

Süleyman SAYLAN
Ankara, 18.06.2000 Saat: 23.55


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

SAMANLARDAN

Öyle bunaldım ki insanlardan;
Yaşama sevgimi tükettiler,
Kemirdiler hırsımı,
Düşlerimi yok ettiler.
Çevreyi sarmış çeşit çeşit otlar,
Başağı olmayan saplar,
Sarmaşıklar, ahtapotlar...
Oysa
Otları severim ben
Bayılırım renklerine,
Eğer gerçekseler.
Hele
Aralarında boy veren
Renk renk açan çiçekler
Zevkten, hazdan çıldırtır,
Yüreğimi deler.
Gerçeğine benzemiyor
Çevremdeki ayrık otları;
Açacak tomurcukları,
Açmış çiçekleri de yok üstelik,
Kurumuşlar,
Kupkurular...
Bu saatten sonra
Ancak
Hayvanlara saman, yem olurlar.
Öyle bunaldım ki insanlardan,
Kurumuş otlardan,
Samanlardan.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 05.12.2001, Saat: 00.55


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

PİŞMAN DEĞİLİM.

Sislerin yağmurla kucaklaştığı
bir başkent gecesinden
uçuyorum,
denizden kaçan esintilerin serinlettiği
bir istanbul sabahına doğru,
yataklı trende...
Trenin restoranındayım;
vagonu dolduran sesler
kulaklarımda
bir dağ gibi birikirken,
ben
sensizliğimle baş başa
yapayalnızım.
Rakımı içiyorum
sensizliğime.
Atatürk’ünki gibi
leblebi değil benim çerezim,
karışık.
Çok dağıldım son gürlerde;
duygularımla, düşüncelerimle,
kahırlarımla vura vura yüreğime...
Ama söylemeliyim.
göğsümü gere gere;
pişman değilim
seni sevdiğime.

Süleyman SAYLAN
Ankara-İstanbul yataklı tren restoranı
17.11.2001, 23.05


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

PES EDİYORUM

Bakıyorum çevreme;
bir ak,
bir temiz,
biraz onur görmek umuduyla,
günbegün artan bir özlemle...
Görüyorum üzülerek
doğanın tüketilmişliğini,
görüyorum utanarak;
ak ak gülüyor
utanması olmayan,
haddini bilmez karalar,
kendini insan sanan
fukaralar.
Görüyorum;
küçük beyinleri,
yetersiz kültürleri,
olmayan becerileri
sırıtıyor,
altın dişli mamalar gibi...
Arıyorum;
nerde yaratıcılık,
hani yaratıcı yetenek?
Yazık ki;
yalakalığı,
iki yüzlülüğü,
yağcılığı merdiven yapıp
çıktıkları makamlarda,
olmayan yetenekleriyle yöneten,
her iktidarla fingirdeş,
fikirdeş olup
gırtlağına kadar siyasete batan
ya da siyasete soyunan
zavallı bukalemunlar
sarmaş dolaş olmuşlar...
Pişkin pişkin sırıtıyor
her şeyi kendilerine hak sayan,
kendileri dışında
hakkı, hukuku rafa koyan
böcekken kral olmuş
yüzsüzler...
Sarmışsa sizi ahtapot gibi,
ayrık otlarına inat;
bunlar,
her geçen gün artıyorsa çevrenizde,
nasıl ak olur,
nasıl temiz olur
bakışlarınız?
Üç kuruşluk iş yapıp,
üç
Ya da
bilmem kaç tirilyon kazanmak
ve bunu hakettiğini sanmak,
buna inanmak,
çalmayı götürmek,
rüşveti hediye,
aldatmayı
gururlanılacak başarı diye sunmak...
Nasıl yakışır bir insana,
nasıl bağdaşır insanlıkla?
İhanetler,
kıskançlıklar,
kalleşlikler içinde kalmışsa
doğruların yaşamı,
çıldırtıyorsa insanı;
“Helal olsun, nasıl becermiş”,
“O işini bilir”
övgüsünü alıyorsa
böcekken kral olmuş sümüklüler
ve
gittikçe kanıksanıyorsa artık...
Nasıl olur böyle,
nasıl bu kadar onursuz olabilir
“İnsan”sa insan?
Sığdıramıyorum
bu densizlikleri,
bir türlü anlayamayan
dar beynime (!)
Vazgeçiyorum uğraşmaktan,
böceklerin krallığına
Pes ediyorum...
Özür diliyordum.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 25.01.2002, Saat: 01.13


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

BECEREMEM...

Suları tutuşturur yüreğimin yangını,
Nehirlerimi akıtsam denizlere
Denizler buharlaşır,
Uçar göklere,
Yeniden dönmek için evrene...
Yüreğimde bin can barınır,
Bini de sana aşık.
Damarlarımda dolaşan oluk oluk kan
Sevdama karışır,
Gücüm yetmez,
Engelleyemem;
Mateme dönüşür,
Giysilerinden soyunan özlem
Kara bulutlar gibi çöker dünyama.
Renk ararım karanlıkların içinde;
Karanlık *******
Taşınır gündüzlerime.
Bir ucunda sevdiğim var
Ölesiye,
Kahredemem...
Aklımı yitiririm sevda bayırında,
Erişmek umuduyla göklere
Koşarım, koşarım, koşarım,
Uçarım bilinçsizce...
“Rindlerin Ölümü”nü düşünürüm;
“Sessiz Gemi” gibi
Evrenden göçmek geçer içimden.
Ne çare ki;
Bir ucunda,
Yüreğimi yangınlarla yakan
Sevdiğim var...
Beceremem.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 07.01.2001 Saat: 01.52


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

OH OLSUN! ..

“Aşık olmam” diye caka satardın,
Sevdalı çiftlere horca bakardın,
Kıvılcım olmadan dünya yakardın...
Duydum ki, gönlünü çalmış birisi,
Oh olsun! .. Aşkıyla sarmış / yakmış birisi.

Kar yağmış dağına, üşüyormuşsun,
Aşk düşmüş bağrına, yanıyormuşsun,
Kıskançlık içinde ağlıyormuşsun...
Duydum ki, gönlünü çalmış birisi,
Oh olsun! .. Aşkıyla sarmış / yakmış birisi.

Bir çılgın rüzgarın hoyrat elinde,
Göklerden düşmüşsün güldüğün yere.
Herkesin başından geçer bin kere...
Duydum ki, gönlünü çalmış birisi,
Oh olsun! .. Aşkıyla sarmış / yakmış birisi.

Süleyman SAYLAN
Denizli-Ankara karayolu (otobüste) ,
04.03.1995, Saat: 01.30 (Şarkı sözü olabilir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

NEYİME GEREK

Ay denize düştü, deniz yanıyor,
Şavkıyla kör gece aydınlanıyor.
İnsan ilk bakışta hayal sanıyor...
Sensizse hayaller neyime gerek.

El ele tutuşup yürümeyince,
Göğsüme yaslayıp sevemeyince,
Uykuya birlikte giremeyince,
Sensizse uykular neyime gerek.

Şimdi de yarısı kayboldu ayın,
Saklandı ardına koca bir dağın.
Manzara muhteşem dostlarım bakın...
Sensizse manzara neyime gerek.

Çılgınca hayaller sardı içimi,
Hep seni aradım, deliler gibi.
Bir yılgın dünyada buldum kendimi...
Sensizse yaşamak neyime gerek.

Süleyman SAYLAN
İzmir (Selçuk-Yoncaköy) , 30.07.1993 Saat: 03.04
(Şarkı sözü olabilir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

NE İLAÇ, NE ÇARE...

Seninle aşkımız kül olup gitti,
Külleri üfleyip ateş arama,
Sensiz yüreğimde hevesim bitti.
Yalvarıp yakarsan, geri dönsen de,
Ne ilaç, ne çare olmaz yarama.

Bir zamanlar kalbim sensiz atmazdı,
Gözüm başkasına dönüp bakmazdı,
Öyle bir aşktı ki, tövbe tutmazdı...
Yalvarıp yakarsan, geri dönsen de,
Ne ilaç, ne çare olmaz yarama.

Hasrete alıştım sakın darılma,
Sinsice yaklaşıp bana sarılma,
Seninle geriye dönmek var amma;
Yalvarıp yakarsan, geri dönsen de,
Ne ilaç, ne çare olmaz yarama.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 23.10.1997 Saat: 16.00 (Şarkı sözü olabilir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

KALBİM SANA CAN ATIYOR

Sanki pembe bir karanfil
Yanağında kızarıyor,
Kıvır kıvır yaprakları
Saçlarını andırıyor.
Kalbim sana can atıyor...

Kokun sarmış dört bir yanı,
Sarhoş eder koklayanı.
Gülüşüyle gülden canlı
Bal dudağın naz satıyor.
Kalbim sana can atıyor...

Gözlerin var deniz mavi,
Bakar sanki sarar gibi.
Biliyorsan sevmesini,
Allah bile hoş bakıyor.
Kalbim sana can atıyor.

Güneş olup yaksan beni,
Rüzgarınla sarsan beni,
Gözlerinde boğsan beni.
Aşkın beni hep yakıyor.
Kalbim sana can atıyor

Esmerlerin en güzeli,
Esir aldın yüreğimi,
Gamzelerin vurdu beni...
Leyla olmuş ağlatıyor,
Kalbim sana can atıyor.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 24.05.1996 Saat: 19.25 (Şarkı sözü olabilir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

GÜN OLA, HARMAN OLA.

Gülbahçemde güllerim soldu, kurudu;
Bekleye, bekleye hep kul oldum sana.
Derdime derman iken yaktım umudu,
Gün ola harman ola, sorarım sana.

Taliplerim çok idi, “beklerim” dedin,
Ben askere gidince beni terkettin,
Duydum ki, başkasına gönül vermişsin,
Gün ola harman ola, sorarım sana.

Askerliğim bitecek terhis yakında,
Gönlümü yaktım artık bu son yangında.
Sen de yanarsın bir gün bela / sevda çarkında,
Gün ola harman ola, sorarım sana.

Ah edersem dağlara, dünyaya sığmaz,
Kalleşlik af olsa da cezasız kalmaz,
Seni azrail bile benden alamaz
Gün ola harman ola, sorarım sana.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 18.02.2000 Saat; 23.30
(Askerliği bitecek bir THM sanatçısı arkadaşımın siparişi olarak yazılmıştır.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

GÖZ GÖZE YANIP, TÜKENDİK.

Seninle her mevsim ömür sürerken;
Sevgi tohumunu aşka ekendik.
Ne yazık, sebepsiz ayrıldık, erken,
İkimiz göz göze yanıp, tükendik.

El ele tutuşur, kanat takardık,
Dünyaya sığmazdık, arşa çıkardık,
Pembe gözlüklerle hayal kurardık...
İkimiz göz göze yanıp, tükendik.

Yüreğim çırpınır hala aşkında,
Hayalin gezinir gönül tahtımda.
Sevgimiz kül oldu hasret narında,
(Un ufak un olduk hasret çarkında,)
İkimiz göz göze yanıp, tükendik.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 02.03.1993 Saat: 19.35 Şarkı sözü olarak yazılmıştır.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

FELEĞE KÜSMEKTE...

Feleğe küsmekte haksızım sanma;
Neden beni senden önce yarattı?
Sen ol da halime yürekten yanma;
Aramıza yaş yaş engeller kattı,
Nar olmuş ateşle kalbimi yaktı.

Kalbim senin için yanar tutuşur,
İçimde bir his var, senle buluşur,
Sevenler ahrette elbet kavuşur...
Üç günlük dünyada sensiz bıraktı,
Nar olmuş ateşle kalbimi yaktı.

İnleyen kalbimi görmezden geldi,
Aklımı başıma gelmeden çeldi.
Hayatım sensizken, akmayan seldi...
Uykumu düşlere esir bıraktı,
Nar olmuş ateşle kalbimi yaktı.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 04.10.1996. Saat: 15.30 Şarkı sözü olabilir.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

... DERS ALDIN MI BARİ?

Aşkımı reddedip, hiçe saymıştın;
(Aşkım görmeyip, yoğa saymıştın ;)
Mutluluk kapını çaldı mı bari? ..
Sevgisiz mutluluk olur sanmıştın;
Son aşkından bir ders aldın mı bari? ..

Sevmeyi bilmedin, aşkı tükettin;
Günleri boş yere hep heder ettin,
Aşkımı görmeyip beni terkettin...
Son aşkından bir ders aldın mı bari? ..

Üzümsüz bağ gibi çorak yüreğin,
Duydum ki, terketmiş en son sevdiğin,
Başkasına kaçmış, gönül verdiğin...
Son aşkından bir ders aldın mı bari? ..

Ektiğini biçtin, boşa ağlama,
Dikensiz gül olmaz, sakın arama.
Üzüntünün ucu değer yarama...
Son aşkından bir ders aldın mı bari? ..

Süleyman SAYLAN
Ankara, 11.01.1993 Saat: 22.55
Şarkı sözü olabilir.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

... ÖLEN SEVGİYE

Umut dağlarıma karlar yağıyor,
Umutlar tükenir, söner mi diye.
Karların altında duygu yanıyor,
Canhıraş seslerle ölen sevgiye.

Uçuşan kuşların kırık kanadı,
Aşk denen duygunun çılgın inadı,
Bu güçlü aşkım da dua olmadı...
Canhıraş seslerle ölen sevgiye.

Gönlümü gönlüne bağlamıştım ben,
Ömrümü ömrüne adamıştım ben,
Yazık ettik diye ağlamıştım ben
Canhıraş seslerle ölen sevgiye.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 05.07.1993, Saat: 23.50


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ÖYLE SEVDİM Kİ SENİ

Öyle sevdim ki seni
Canımın içindesin.
Atıyorsa yüreğim,
Kanımın içindesin.

Ciğerimi dolduran
Nefesimde, tendesin.
Bir kuş gibi (özleminle) çırpınan
Yüreğimde, bendesin.

Gündüzümde, gecemde
Gerçeğimde düştesin,
Solmayan çiçeğimde,
Tomurcuklu güldesin.

Binbir çiçek kokulu,
Kovandaki baldasın,
Dalgalara tutkulu
Denizdeki saldasın.

Senle gelen yangında
İçtiğim sulardasın,
İçimde çağıl çağıl
Kaynayan pınardasın.

Rüzgarlara kapılan
Ağaçlarda, daldasın,
Bütün dünyamda inan
Yaşamımda sen varsın.

Süleyman SAYLAN.
İzmir, 08.11.2004, Saat: 18.00 (Şarkı sözü olabilir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ÖLDÜR BENİ NE OLUR...

Gözlerimde irissin,
Yaşamımı gördüğüm...
Beynimdeki son hissin,
Hislerimse kördüğüm.

Damarımda akansın,
Beni aşkla yaşatan...
Yüreğimdeki cansın,
Benliğimi kuşatan.

Dizlerimde dermansın,
Ağır, aksak yürüten...
Ecelimde fermansın,
İçten içe çürüten.

Yaşamımda bir renksin,
Taze açmış gül gibi...
Neden beni sevmezsin,
Aşıklara zül gibi.

Bir ömrüm var vereyim,
Bir kez “sevdim” de yeter.
İste kölen olayım,
Ölmeğe bile değer.

Ömrümde hiç gülmedim,
Güldür beni ne olur? ...
Sevgiden de ölmedim,
Öldür beni ne olur? ..

Süleyman SAYLAN
Ankara,07-08.08.1990, Saat: 01.35-03.05 (Şarkı sözü olabilir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

NASIL DA KAPTIRDIM SENİ ELLERE

Yine yıldızlara takıldı gönlüm,
Göklerde uçuyor çılgın düşlerle.
Bu güzelliğe dayanmaz ömrüm...
Kalbimde kaldı bak bir onmaz sızı;
“Nasıl da kaptırdım seni ellere? ”

Kemale mi erdi, bitti mi yaşım;
Sevenlerle kardeş, aşkla sırdaşım.
Seninle dellendi ağrısız başım...
Kalbimde kaldı bak bir onmaz sızı;
“Nasıl da kaptırdım seni ellere? ”

Gecenin kör sesi gönül sazımda,
Bir kırık nağmeyle, bir kaç satırda.
Yılları tükettim sahte nazınla...
Kalbimde kaldı bak bir onmaz sızı;
“Nasıl da kaptırdım seni ellere? ”

Onulmaz dertlerle gönlüm kırıldı,
Dönülmez geriye ömrüm tükendi.
Bir daha gelirsem dünyaya geri;
Kalbimi kıramam, yaşamam sızı,
Kaptırmam güzelim seni ellere.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 09.12.1994 Saat: 23.23 (Şarkı sözü olabilir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

SAÇLARIMA AKLAR DÜŞTÜ.

Dertlerimi düşündükçe
Şansım bana hepten küstü,
Zamanından yıllar önce
Saçlarıma aklar düştü.

Derdim çoktu, çarem yoktu,
Yüreciğim bumburuktu.
Özlediğim mutluluktu,
Saçlarıma aklar düştü.

Yemin ettim bin bir kere
Sevilmeden sevmemeye,
Söz geçmedi yüreğime,
Saçlarıma aklar düştü.

Yine içtim aşk zehrini,
Seçtim sırat köprüsünü,
Unuttum bak nasıl dünü...
Saçlarıma akl ar düştü.

Sevdim amma sevilmedim,
Öldüm belki, eğilmedim.
Güzel geçen gün görmedim...
Saçlarıma aklar düştü.

Bir kuş gibi hür olmadım,
Mutluluktan yorulmadım,
Dupduruyum bulanmadım,
Saçlarıma aklar düştü.

Yem olmadan kurda kuşa,
Yaşım geldi elli beşe.
Zamanından yıllar önce
Saçlarıma aklar düştü.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 09.03.2001 Saat: 00.35 (Şarkı sözü olabilir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

YAZIK OLUR SEN AĞLAMA.

Bu dünyanın derdi bitmez,
Dertlerinle gelme bana.
Seven gönül terkedilmez,
Yazık olur sen ağlama.

Sevmiyorken “sevdim” diye,
Aldattın sen beni bile.
Yaş birikmez gözlerinde,
Yazık olur sen ağlama.

Seven insan unutulmaz,
Yeri kolay doldurulmaz.
Arkasından yas tutulmaz...
Yazık olur sen ağlama.

Ayrılığı sen hak ettin,
Yüreğinle sevemedin.
Yalnızlığa boyun eğdin...
Yazık olur sen ağlama.

Bu dünyanın derdi bitmez,
Dertlerinle gelme bana.
Seven gönül terkedilmez,
Yazık olur sen ağlama.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 11.02.2002, Saat: 00.13 (Şarkı sözü olabilir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

YAŞAMAK DENİRSE...

Uykusuz geçiyor sensiz *******,
Duygular köreldi, sağır sevgiler,
Anlamsız kaldı hep sensiz heceler...
Yaşamak denirse, yaşıyorum ben;
Sevgilimden uzak, içimde özlem...

Çaresiz kalbimin bitti umudu,
Sevgi denen şeyden bıktı, soğudu,
Düşünceler oldu bir toz bulutu...
Yaşamak denirse, yaşıyorum ben;
Sevgilimden uzak, içimde özlem...

Solan güllerimden düştü yapraklar,
Saçım gibi karla kaplı topraklar,
Sensiz kaldım diye çektiğim ahlar...
Yaşamak denirse, yaşıyorum ben;
Sevgilimden uzak, içimde özlem...

Dua ettim her gün; aşıklar gülsün...
Işıklar sönmesin, güneş hep doğsun,
Dünya baştan sona sevgiyle dolsun...
Yaşamak bu işte, yaşayalım biz;
Kalpleri doldursun güzel sevgimiz...

Süleyman SAYLAN
İstanbul, 09.03.1989, Saat: 01.55 Pop tarzında düşünülebilir.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

YAŞAYASIM KALMADI

Umut kuşlarımı uçurdum,
Dünya işlerinden yoruldum,
Çok bulanıktım duruldum...
Artık yaşayasım kalmadı.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 08.04.1992


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

EROL’UN YERİ

Denizin üstünde Erol’un yeri,
Yakamozlar gibi ışık selleri.
Kalbimde esiyor kavak yelleri;
Sevgilim gözümde, gönlüm sevgide...

Gecenin bitmeyen gizi, gizemi,
Çılgınca hislerle sarıyor beni,
Ürperten düşlerle sınıyor beni;
Sevgilim gözümde, gönlüm sevgide...

Aşkımın buğulu sesi geliyor,
İlhamıma yeni ilham veriyor,
Gecenin koynuna düşler seriyor;
Sevgilim gözümde, gönlüm sevgide...

Tanımsız bir tattır Erol’un yeri,
Doyumsuz yaşarsın bütün geceyi,
Göklerde uçarken seyret kendini...
Sevgilim gözümde, gönlüm sevgide.

Süleyman SAYLAN
İzmir (Erol’un yeri-Küçükyalı) , 18.11.1995 Saat: 22.00


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

DÜNYAYA BOŞ VER

Param yok diye üzülme sakın,
Derdim çok diye delirme sakın.
Hayat çok kısa bunu bilesin,
Dünyaya boş ver, kendini sakın.

Sağlıktan öte servet bulunmaz,
Çaresiz derde çare umulmaz.
Çok düşünerek sonuç alınmaz,
Dünyaya boş ver, kendini sakın.

Dertler tükenmez, bunu unutma,
Bülbüle kanıpta, gülü kurutma...
Kötü kadere pabuç bırakma,
Dünyaya boş ver, kendini sakın.

Hiç ödün verme üzüntülere,
Hep öne çıkıp göğsünü germe,
Doğruysa yolun, taviz de verme,
Dünyaya boş ver, kendini sakın.

Dünyanı zindan etmeye değmez,
Derde düşersen kimse üzülmez,
Dostların bile kadrini bilmez...
Dünyaya boş ver, kendini sakın.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 09.04.2000 Saat: 02.30


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

DÜNYANIN MUTLUSU

Uzansam dizine, hiç uyanmasam,
Bütün dertlerimi unuturum ben.
Seninle süslenmiş rüyaya dalsam;
Dünyanın mutlusu olurum hemen.

Dizlerin yastıktır, sözlerin ninni,
Yorgan gibi örter gözünün rengi,
Yüzümde dolaşsa saçının teli,
Dünyanın mutlusu olurum hemen.

Uyku bile güzel senin dizinde,
Sevişmek doyumsuz duygu seninle,
Birlikte girersek mezara bile...
Dünyanın mutlusu olurum hemen.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 05.11.1993, Saat: 13.55
Şarkı sözü olabilir.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

DÜNYAYA BİR DAHA...

Kalbim dargın sana, küstü küsecek;
Aşkımı boş yere harcadın gitti...
Bütün sevgilerden nefret edecek;
Dünyaya bir daha / yeniden gelecek gibi,
Gelsen de sevmeyi bilecek gibi.

Bu naz, bu niyaz, bu kapris niye?
Zindan oldu hayat, küsmek hediye...
Küsmek için buldun her gün bahane;
Dünyaya bir daha / yeniden gelecek gibi,
Gelsen de sevmeyi bilecek gibi.

Ömrümüz o kadar uzun mu sandın?
Melekler dururken, şeytana kandın,
Üstelik sevgisiz yaşarım sandın...
Dünyaya bir daha / yeniden gelecek gibi,
Gelsen de sevmeyi bilecek gibi.

Günümüz hoş geçse, yas tanır mıydık?
Sevgiyle yoğrulsak, yaşlanır mıydık?
Sevmeyi bilseydik aldanır mıydık?
Dünyaya bir daha / yeniden gelecek gibi,
Gelsek de sevmeyi bilecek gibi.
Severek sevgiden ölecek gibi...

Süleyman SAYLAN
Ankara, 23.02.1992, Saat: 01.00
Şarkı sözü olabilir.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

BİRAZ İÇİNCE.

Ayrılık, meyhane oldu dün gece;
Kurdular masamı, içeyim diye...
Hasret hüzün olup, doldu kadehe;
Dünyam yıkıldı aah... biraz içince.

Ayrılıklar niye hüzün yüklüdür?
Bir güzeli sevmek ağır suç mudur?
Sevdim diye cezam buysa, süründür...
Dünyam yıkıldı aah... biraz içince.

Tükenmez hayalsin sen benim için,
Hasretin kor oldu, yanıyor içim;
Dank etti, anladım, ben sensiz “hiç”im...
Dünyam yıkıldı aah... biraz içince.

Süleyman SAYLAN
İzmir, 30.09.2004, Saat: 03.o5


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

KÖR MÜSÜN GÜZEL?

Bahar sarhoşu gibiyim; sardın kanımı,
Esir düştü duygularım; aldın/yaktın canımı.
Kapladın içimi, doldurdun her yanımı.
Kalbimi yaşatan damar damar örgüsün,
Görmüyor musun güzel, aşkıma kör müsün?

Alevler baçıyor seni gören gözlerim,
Ilık ılık eriyor, günden güne yüreğim.
Peşinde sürüklenen bir aşık köleyim...
Kalbimi yaşatan damar damar örgüsün,
Görmüyor musun güzel, aşkıma kör müsün?

Vazgeçmek zor artık, gördükten sonra seni,
Unutmak kolay mı o güzel/yosun/çağla gözlerini? ..
Ahrete kalsa bile, saklarım sevgimi.
Kalbimi yaşatan damar damar örgüsün,
Görmüyor musun güzel, aşkıma kör müsün?

Süleyman SAYLAN
Ankara, 17.02.1988, Saat: 14.00-15.00 (Şarkı sözü olabilir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

KOLAY OLMAYACAK...

Beynime çakıldın, çıkmıyorsun ki;
Çekip gitsen bile, izin kalacak.
Hayal alemimde perisin sanki,
Kolay olmayacak seni unutmak.

Ufukta kaybolan denizden derin,
Bir rüya perisi, bir düş gibisin...
Öldürür caziben, yakar iksirin,
Kolay olmayacak seni unutmak.

Şarabını içtim, başım dönüyor,
Hayalin içimde sensiz duruyor,
Çekiksi gözlerin kalpten vuruyor...
Kolay olmayacak seni unutmak.

Sulara dökülen berrak gölgenle,
Suçlusun diyemem, varsa suç bende.
Tanımsız duygular tattım sayende...
Kolay olmayacak seni unutmak.

Bir masal gibisin gerçek olmayan,
Al bir gonca gülsün, asla solmayan,
Yalancı busesin, sonu gelmeyen...
Kolay olmayacak seni unutmak.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 09.07.2000 Saat: 02.55 (Şarkı sözü olabilir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

... KAYBOLDUN.

Gönül denizimde bir yakamozdun;
Dünyamı sessizce renklere boğdun,
Kalp atışlarımın ritmini bozdun...
Sabah erken oldu birden kayboldun.

Yağmayan buluttan seller boşalmaz,
Eğer yoksa sevgin, yalan kurtarmaz,
Karşılıksız aşka bu can dayanmaz...
Sabah erken oldu birden kayboldun.

Benimki bir düştü erken uyandım,
Sevgiden anlayan hala var sandım,
Boş yere bağlanıp hep yaralandım...
Sabah erken oldu birden kayboldun.

Çöle alışmışım susuz yaşarım,
Dört yanım sularla dolsa şaşarım.
Kapriste boğulmam bıkar kaçarım...
Sabah erken oldu birden kayboldun.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 03.03.2001 Saat: 01.05


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

KALBİM SENİ DEĞİL...

Bugün aşkım sensin, yarın başkası,
Bitmez ki gönlümün aşklı dertleri.
Silindi gitti bak dünkünün yası,
Kalbim seni değil, sevmeyi sevdi.

Üzülme, bu aşk ne ilk, ne de sondur,
Sevda bir içkidir, bir daha doldur.
Son aşkım ilk aşktır, önceki sondur...
Kalbim seni değil, sevmeyi sevdi.

Günlerin geçer hep, istemesen de,
Sevgi uçan kuştur kafeslesen de,
Kahrolup gününü zehir etsen de,
Kalbim seni değil, sevmeyi sevdi.

Sevdanla sarhoşum sanma sakın sen,
Hep böyle başıboş, avareyim ben.
Terkedip giderim seni severken,
Kalbim seni değil, sevmeyi sevdi.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 16.11.1994 Saat: 23.32 (Şarkı sözü olabilir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

... HEM TAPAR GİBİ.

Bu dünyada yok ki sevgiyi bilen,
Görürsem saklarım bir nazar gibi.
Ok bakışlarınla vurdun kalbimden,
Sevdim seni çılgınca, tapar gibi.

Yürekten sevip de, nefret edenler,
Beni ancak anlar gerçek sevenler.
Kitaplar yazmadı, sustu kalemler
Sevdim seni çılgın, hem tapar gibi.

Seni sevdim diye mecburum sanma;
Özgürlük kalbimde kanayan yara,
Sakın sevgimi de yabana atma...
Sevdim seni çılgın, hem tapar gibi.

Sevgimiz bitiyor senin yüzünden;
Ayrılık kapıda belirdi birden...
Başlamak istersen baştan, yeniden
Sevdim seni çılgın, hem tapar gibi.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 24.11.1993 Saat: 22.10 Şarkı sözü olarak yazılmıştır.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

GÖNÜL KANAR MI?

Yüreğim çarpmadan şimşek çakar mı?
Sevgisiz buluttan yağmur yağar mı?
Yıllarını bana versen bile sen
Birlikte olmadan gönül kanar mı?
(Birlikte olmadan gönül doyar mı?)

İstiyorum seni yirmi dört saat,
Boş geçse yanarım bir an, bir saat.
Sevgi isterim ben, bir de sadakat...
Birlikte olmadan gönül kanar mı?
(Birlikte olmadan gönül doyar mı?)

Sana yazdım bunu, anlarsın diye,
Yüreğin alışsın içten sevmeye.
Ninniyle dizinde uyutsan bile...
Birlikte olmadan gönül kanar mı?
(Birlikte olmadan gönül doyar mı?)

Süleyman SAYLAN
Ankara, 07.07.1993, Saat: 22.48


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

FEDA ETTİN AŞKIMI

Yüreğimde son nefes, yaşamımda ahenktin,
Neredesin sen şimdi, birden terkedip gittin?
Kollarım açık kaldı, doymamışken geceye;
Feda ettin aşkımı asılsız bir şüpheye...

Sevgiden anlamadın, sevmesini bilmedin;
Gözlerimde yaş kaldı, giderken de silmedin.
Kollarımda sen yoksun, hasretim ben sevgiye,
Feda ettin aşkımı asılsız bir şüpheye...

Taa... Başından beridir hep şüphelenip durdun,
Aldatılmak üstüne çok öyküler uydurdun.
Gözlerin içimde kor, alamazsın geriye,
Feda ettin aşkımı asılsız bir şüpheye...

Yaşamında renk olsun, düşünme artık beni;
Yüreğin sevgi dolsun, mutlu etsin hep seni.
Ağlayan kalbim artık hasret çeker ölmeye,
Feda ettin aşkımı asılsız bir şüpheye...

Tüm kalbimle dilerim; dertler seni bulmasın,
Bu dünyada yaşarken, mutsuz günün olmasın.
Senin için çekerim, ben razıyım her şeye,
Feda ettin aşkımı asılsız bir şüpheye...

Süleyman SAYLAN
Ankara, 31.01.1981, Saat: 01.45 (Şarkı sözü olabilir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

... EĞER AŞIKSAN.

Sana duyduğum aşkı anlatsam,
Roman olurdu yazmaya kalksam.
Yaşlı yüreğim kurtulsa senden,
Unutsam seni bağımsız kalsam...

Üç gün dolmadan yıprattın beni,
Sevgi sandın sen kaprislerini.
Sevgiyle açan çiçeklerimi
Kuruttun işte daha açmadan.

Tattın mı aşkı bilemem ama,
Geri dönerdi gelse kapına...
Seni besleyen duygular var ya,
Bi haber sanki gerçek dünyadan.

Kuş tüyü gibi uçan düşlerle,
Nerde hata var, sorma ilerde.
Aşkın gerçeği, gezer dillerde...
Mutlu olunmaz aşkı tatmadan.

Korkak kalplerde sevgi barınmaz,
Mızrak gibidir,yüreğe sığmaz...
Aşksız dünyada asla yaşanmaz,
Yaşam (hayat) güzeldir eğer aşıksan...

Süleyman SAYLAN
İzmir-Bornova, 13.11.2004, Saat: 01.35


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

DÜŞLER GİBİ EVRENSEL...

Tozutuyor yine, yine Uludağ’da kar.
Kar çamları, çamlar karı kucaklar.
Tüm güzellikler doludizgin sürgün...
Bu güzelde bir eksiklik var; sevgili yar.

Beyaz beyaza karışıyor, yarışıyor;
Yeşil beyaza kucak açmış, yaşıyor.
Ey çirkin! Düşsün artık süngün,
Evrene sığmıyor, güzellik taşıyor.

Anlatmak, asla; görmeden mümkün değil,
Sözcükler emekliyor, sözlükler sefil...
Dışarda bir cümbüş, içimde bir düğün;
Düşler gibi evrensel ama sensiz değil.

Süleyman SAYLAN
Bursa (Uludağ) , 01.06.1990, Saat: 19.15


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

EVLİLİK DERLER

Bir eve sığmayan iki yabancı;
Sabahtan akşama kavga ederler.
İkisi de olmuş birer yalancı;
Can verirler ama, hiç sır vermezler.
Sorarsan adına evlilik derler,

Birisi dünyada, biri aydadır,
Zevkleri uyuşmaz, başka başkadır.
Varsa, çocukları ortak paydadır...
Can verirler ama, hiç sır vermezler.
Sorarsan adına evlilik derler,

Birine bakmaya görsün birisi;
Kıskançlık kabarır, tutar krizi,
Sinirler gerilir, susmak en iyisi...
Can verirler ama, hiç sır vermezler.
Sorarsan adına evlilik derler,

İçleri kan ağlar, dışa gülerler,
Anaya, babaya yalan söylerler.
Mutluyuz diyerek sahte severler.
Can verirler ama, hiç sır vermezler.
Sorarsan adına evlilik derler,

Vermeden isterler, vermek görevin,
Sevmeden beklerler, hep sevmelisin.
Her isteğine boyun eğmelisin...
Canlarını verir, hiç sır vermezler,
Sorarsan adına evlilik derler.

Kuru soğan gibi, acı, kat kattır;
Katları açınca gözler yaşlanır.
Ağlaya, sızlaya insan katlanır...
Canlarını verir, hiç sır vermezler,
Sorarsan adına evlilik derler.

İnsanlar bekarken tutulmak ister,
Tutulmuş olanlar, kurtulmak ister,
Farenin düştüğü kapana benzer...
Canlarını verir, hiç sır vermezler.
Sorarsan adına evlilik derler,

Anlatmak nafile, çekmeyen bilmez;
Bir kör döğüşüdür, yıllarca bitmez.
“Eller ne der? ” diye boşanıp gitmez...
Canlarını verir, hiç sır vermezler.
Sorarsan adına evlilik derler,

Süleyman SAYLAN
Ankara, 03.06.1993 Saat: 14.00


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

FETHETTİN SEN KALBİMİ

Eskiyen duygulara, sevgiden kanat taktın;
Sevmeyi unutmuştum, yüreğimi hoplattın,
Masal perisi gibi kutsal bir düş yarattın...
Anlatılmaz bir duygu sarıyor yüreğimi,
Cümle alem öğrensin, fethettin sen kalbimi.

İstesem de dönemem, sevgi ferman dinlemez,
Versinler cezam varsa; ölüm olsa farketmez,
Candan sevmek isterim, sevmeye ömür yetmez...
İçimde fırtınalar koparıp yüreğimi
Rehin aldın sessizce, fethettin sen kalbimi.

Varsın aldansın gönlüm senin bitmez sevgine,
Erisin baka, baka, yansın sensizliğine.
Bu dünyada olmazsa, kalsın sevgim mahşere...
En masumca duygular, sardı bak yüreğimi,
Nafile inkar etme, fethettin sen kalbimi.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 26.05.1993 Saat: 12.30 Şarkı sözü olabilir.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

GÖNÜLLER YAŞLANMAZ

Sevdadan anlamaz, yaşlandı sanma;
Gönlüm bir kuş gibi pır pır ediyor.
Sevemez derlerse, sakın inanma;
Gözlerime sensiz uyku girmiyor.

Hayalin gitmiyor bir an gözümden,
Düşlerimi bile esir aldın sen...
Üzüm gözlerindir, beni delirten.
Yürek ağrılarım sensiz dinmiyor.

Bu sevdanın sonu bir çıkmaz sokak,
Çırpınır yüreğim halsiz ve harap,
Ne olur güldürsen, ölmeden ya rab? ..
Ölüm bile inan sensiz gelmiyor.

Süleyman SAYLAN
Ankara,18.10.1996, Saat: 20.50 Şarkı sözü olarak yazılmıştır.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

... SEN BİR BİLSEYDİN.

Oturdum meyhaneye,
Sensizliği demlendim,
Sen çok severdin diye
Soğuk bira istedim.

Garsonlar bilemedi,
Bir duble rakı geldi,
Anlatamam zevkini
Sensiz bile güzeldi.

Boşaldı bardaklarım
Peşpeşe ve sessizce,
Birisi kaldı yarım
Senin için içince.

Ne içmeyi öğrendin,
Ne de içeni sevdin...
Kadehlerde bulduğum
Seni, sen bir bilseydin...

Süleyman SAYLAN
İzmir, 06.07.1995 saat: 21.15
(Topçu çöp şiş salonu)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

DERT KAPINI ÇALMASIN HİÇ

Asılmasın sakın yüzün,
Yakışmıyor sana hüzün.
İnan bana her derdine
Senin için üzülürüm.

Sen sevgimi duyunca iç,
Dert kapını çalmasın hiç.

Uğruna can, baş koyduğum,
Bütün çabam mutluluğun,
Beni üzer suskunluğun
Her derdine üzülürüm.

Sen sevgimi duyunca iç,
Dert kapını çalmasın hiç.

İnanılmaz sevdim seni,
Dertli Yunus Emre gibi.
“Sevdim” de de çıldırt beni
Aşkın ile deliririm.

Sen sevgimi duyunca iç,
Dert kapını çalmasın hiç.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 29.01.1995 Saat: 18.50
(Şarkı sözü olarak yazılmıştır.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

DÜNYA DURUYOR...

Senden hatıradır kuru bir gonca,
Kalbimin içinde buruk duruyor.
Bendeki resmine son kez baktım da;
Gözlerin özlemle beni soruyor.

Nerde hata yaptık, neden ayrıldık?
Güneşe koşarken, geceye kaldık...
Sevgiler bir ömür tükenmez sandık
Yüreğim sevginle seni soruyor.

En büyük suçumuz; sevgisiz olmak,
Dünyaya bir daha geliriz sanmak,
Fırtına çıkınca kopup ayrılmak...
Biz ayrıldık ama, dünya duruyor.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 04.02.1992 Saat: 01.52
Şarkı sözü olarak yazılmıştır.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

DÜNYAYA DEĞİŞMEM...

Kalbimin sesiyle gökler inlesin,
Seviyorum demek ne güzel seni.
Bu aşk masalımı dünya dinlesin;
Dünyaya değişmem bir tek buseni,
Feda edemem bil, hiçbir şeyini.

Yağmur olup yağdı bakışın önce,
Doluya tutuldum seni görünce,
Rüzgarda uçuştu saçın, özgürce...
Dünyaya değişmem bir tek telini,
Feda edemem bil, hiçbir şeyini.

Dağ çileği gibi pembe dudağın,
Tomurcuk bir gülden daha goncasın.
Kırma bu gönlümü, seninle kalsın...
Dünyaya değişmem o gözlerini,
Feda edemem bil, hiçbir şeyini.

Güneşte eriyen kar gibi tenin,
Yüreği yanardı seni sevenin,
Gözleri dalardı bir kez görenin...
Dünyaya değişmem güzelliğini,
Feda edemem bil, hiçbir şeyini.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 12.06.1993 Saat: 14.00


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

GÜLLER SOLUYOR

Onulmaz aşkınla dünyam tutuştu;
Kalbim yangın yeri, sensiz yanıyor.
Sevgilerim sanki soldu, buruştu,
Senin için açan güller soluyor.

Seni bir an gören gönlüm sarhoştu,
Sesini duyunca uçan bir kuştu.
Bir buse bekledi, yıllarca koştu...
Senin için açan güller soluyor.

Karşılıksız sevmek neymiş anladım,
Hep ayrılık çektim, hiç uslanmadım,
Bir kez bile olsa, aşka kanmadım...
Senin için açan güller soluyor.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 12.06.1993 Saat: 19.35 Şarkı sözü olarak yazılmıştır.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

GÜLLER KURUDU

Onulmaz aşklarla ömür tükettim;
Kalbim yangın yeri, dünyam kül oldu.
Sevmeyi bilmedim, bunu hakettim,
Aşk bahçemde açan güller kurudu.

Güzelleri gördüm, kalpten tutuştum,
Kapıldım hepsine, uçan bir kuştum.
Bir buse uğruna yıllarca koştum...
Aşk bahçemde açan güller kurudu.

Sevgiler yalanmış, çok geç anladım;
Aldanıp, aldanıp, hiç uslanmadım.
Bir kez olsa bile aşka kanmadım...
Aşk bahçemde açan güller kurudu.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 16.06.1993 Saat: 19.35 Şarkı sözü olarak yazılmıştır.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

GÜLLER DİKENSİZ

******* insafsız, düşler yalancı;
Boşluğa uzanan ellerim sensiz...
Sızlayan duygular bana yabancı,
Aşkınla açılan güller dikensiz.

Vefa bulmadımki hiçbir sevgimde,
Sevmeyi bilmedim, hasret çektim de...
Yıllarca kuruyan çorak kalbimde
Aşkınla açılan güller dikensiz.

Seni doyasıya sevmek istedim,
Gönlümü gönlüne vermek istedim,
Bir ömür boyunca seni düşledim...
Aşkınla açılan güller dikensiz.

Beynime çakılan paslı çivisin;
Kalbimin kalbisin, ruhum hep senin,
Sensiz geçse bile bütün günlerim,
Aşkınla açılan güller dikensiz.

Süleyman SAYLAN
İzmir-Selçuk (Yoncaköy) 30.07.1993 Saat: 02.25
Şarkı sözü olarak yazılmıştır.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

İNŞALLAH...

Ağlasam ayıp olur mu,
utanır mıyım gözyaşlarımdan? ...
Ey insanlar!
ayıplar mısınız beni,
“Erkekler ağlamaz” sanıp? ...
Dayanılmaz oldu gönül yaralarım;
bildiğiniz bir umar,
tanıdığınız bir hekim var mı
gönül yarasından anlayan?
ya da
içimdeki yangınları söndürmek için
buz dağlarını getirebilir,
yüreğimi buz dağlarına gömebilir misiniz?
yoksa;
buz dağlarını da eritirim diye
görmezlikten,
duymazlıktan mı gelirsiniz beni?
Ağlasam ayıp olur mu,
utanır mıyım gözyaşlarımdan? ...
Ey insanlar!
ayıplar mısınız beni,
“Erkekler ağlamaz” sanıp? ...
Eğer ayıplarsanız,
allah sizin de başınıza versin
inşallah...

Süleyman SAYLAN
Ankara, 01.08.2000, Saat:13.32


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

HÜZÜN BAKIŞLIM.

Birden bire
bir hüzün sardı gözlerini,
buğulandı bakışların,
bulut bulut...
Neredesin,
nerelerden geldin,
nerelere gidersin belli değil
ya da,
yitti sezgilerim
anlayamadım...
Yakışmıyor diyemem,
sana hüzün de yakışıyor
hatta
ayrı bir güzellik katıyor.
Önünde durulmaz bir özlemle
yüreğim tutuşuyor.
Bu hüzünle;
zirvelerden düşüyorum belirsiz derinlere,
sersemliyorum.
Dengesi yok düşüncelerimin,
düşünemiyorum.
Sağ kalır mıyım
yoksa,
bu aşk beni öldürür mü
bilemiyorum...

Süleyman SAYLAN
Ankara, 24.07.2000 Saat: 16.44


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

AŞKIM FALLARA DÜŞTÜ...

Fal nedir bilmezdim eskiden,
inanmazdım da üstelik...
Kahve falında,
iskambil falında,
gazete sütunlarında
umut arayan umutsuzlara,
umutlarını yitirmişlere
gülerdim kahkahalarla...
“Fala mı umut bağladınız,
faldan mı medet umuyorsunuz? der,
alay ederdim kendimce...

Meğer işin rengi değişikmiş,
meğer gelirmiş
komşusuna gülenin başına.
Şimdi var ya;
seni gördükten,
seni sevdikten sonra,
sana aşık olduktan sonra var ya;
artık ben de alıştım fallara...
Şimdi
saatlerce iskambil falı açıyorum,
tüm gazetelerin fallarını okuyorum,
fincanlar kapatıyorum
senin niyetine,
aşkım niyetine...
ama
fallar da renk vermiyor,
sana dönük umutlarıma,
aşkıma.
Falcı kadın
bakarak baklalara,
suya;
“KAPALI...
DİLEDİĞİN OLMUYOR.” diyor ya;
falcı kadını boğasım,
çıldırasım geliyor.
Çıkmıyor ya açtığım iskambil falları,
umutsuz umutlarım isyan ediyor içimde
tüm kahrediciliğiyle...

Aşkım fallara düştükten sonra,
fallar “Kapalı” çıktıktan sonra aşkıma
ve
seninle birlikte olamadıktan,
çılgınca sevdiğim sana;
“Benimsin, sevgilimsin! ”
diyemedikten sonra,
yaşamanın anlamı ne? ! ...

Süleyman SAYLAN
Denizli, 7 şubat 1969


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

DOKUNMAYIN AĞLARIM...

Dokunmayın ağlarım,
Hüzün yüklüyüm bu akşam.
Can çekişen göz yaşlarım
Asılı kalmış kirpiklerimde.
Dokunmayın ağlarım;
Bir umut,
Bir kıvılcım beklerken felekten,
Dünyamı
Tonlarca hüzün sarmış...
Yüreğim yine kanıyor.
Gelmeyin üstüme dostlarım,
Üstüme üstüme gelmeyin;
Gözlerim sulu gözlü bugün.
Bir duygu kırıntısıyla
Dokunmayın,
Boşaltırım üzerinize
Evreni dolduran duygularımı,
Ağlarım
Hüngür hüngür...
Sel olur göz yaşlarım,
Göl olur,
Deniz olur,
Tufan olur,
Boğulursunuz...

Süleyman SAYLAN
Ankara, 11.11.1996 Saat: 21.10


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

HENÜZ VAKİT ERKENKEN...

Yeniden yaratma sen
Yaratılmışım zaten,
Uzat ellerini, tut
Beni tutmak istersen.

Yüreğim senle dolu,
Kötü olmasın sonu,
Kurutma tomurcuğu
Senden sevgi beklerken.

Mahrum ettin inan ki,
Hem kendinden, hem benden, .
Dönülürse kar derler
Zararın neresinden.

Açacak, çiçek gibi
Bir öpücük kondursan
Yüreğim, yürek gibi
Senin için çarparken.

Ne beklerim ki senden,
Karşılıksız severken?
Yüreğin sızlamalı,
Sebepsiz terkedersen.

Herkesi benim gibi
Sever sanma yürekten,
Aşkıma inanmadın
Acıları seçerken.

Haydi kucakla beni,
Isıtırım içini,
Anla gerçek sevgimi
Henüz vakit erkenken.

Süleyman SAYLAN
İstanbul (Of’lular lokali) 19.11.2001, Saat: 20.48


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

BÜYÜK KONUŞMA (2)

Hayat okulunda sınıf geçmeden,
Alim oldun sanıp büyük konuşma.
Kıraç toprağına tohum ekmeden,
Başak verdin sanıp büyük konuşma.

Vefasız aşkınla yürekler yakıp,
Alay eder gibi büyük konuşma.
Kırdığın kalpleri oyuncak sayıp,
O küçük beyninle büyük konuşma.

Hiç hatır bilmezsin, gönül bilmezsin,
Zavallı birisin büyük konuşma.
Kaynaksız, kökensiz, susuz deresin,
Çağlayan su gibi büyük konuşma.

Sen dünkü çocutsun, birden şımarıp,
Dev sanma kendini büyük konuşma.
Dünyayı yaratan kendinsin sanıp,
Korkarak Allah’tan büyük konuşma.

Allayıp, pullayıp sefa sürdüğün
Herkesi av görüp büyük konuşma.
Yaman bir avcıya düşersin bir gün,
Seni de vururlar büyük konuşma.

Alevleri sönmüş köze dönersin,
Üstünü kül örter büyük konuşma.
Küllerin içinde sönüp gidersin,
Yanan ateş gibi büyük konuşma.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 16.11.1994 Saat: 01.33


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

BAYAT DÜNYA...

Alnımda dört kırışık,
Saçlar beyaz, karışık,
Gönül derde alışık...
Bu yaşımda bu hayat,
Dünyamda her şey bayat...

Hayat aşktan bir selmiş,
Ömür kuru bir yelmiş,
Dün seven bugün elmiş...
Bu yaşımda bu hayat,
Dünyamda her şey bayat...

Nedir gençken bu halim?
Yok mu mutlu bir günüm?
Ben ezelden üzgünüm.
Bu yaşımda bu hayat,
Dünyamda her şey bayat...

Süleyman SAYLAN
Denizli, 03.06.1967


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

BAŞBAKANLIK UĞRUNA

Umut oldum bir zaman,
Yürekleri hoplattım.
Dağdır, taştır demeden
“Karaoğlan” yazdırdım.

Sürüklendi peşimden
Fakir, yoksul, memurum...
Destek aldım köylüden,
Dürüstlüktü hamurum.

Gün geçtikçe değiştim,
Tükendim eni konu...
Şimdi Hakk’a eriştim
Yıktım bütün umudu.

Beni ben yaratmıştım,
Bunca zaman içinde.
İçine Rahşan kattım
Hepsi kaldı düşümde.

Uydum beş artı beşe,
Duymadım hiç bir tasa.
Kısmetmiş geldi başa,
Kevgirden Anayasa...

Boşuna kapılmayın
İrtica korkusuna,
Kredimi yok ettim
Başbakanlık uğruna.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 01.03.2000 Saat: 02.25


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

SANA HASTAYIM

Sevginin ağına düşüp çırpındım,
Çakır gözlerinde aşkla ısındım,
Kanatsız bir kuşum sana sığındım.
Her gün görsem bile yine yastayım,
Çılgın gibi sevdim, sana hastayım.

İçimde çağlayan sonsuz pınarsın,
Kalbime kök salan ulu çınarsın,
Sen benim ömrümde her dem yanarsın.
Her gün görsem bile yine yastayım,
Çılgın gibi sevdim, sana hastayım.

Beynime işledin, söküp atamam,
Beni esir aldın, hiçe sayamam,
Ölsem de dönemem, sensiz yapamam.
Her gün görsem bile yine yastayım,
Çılgın gibi sevdim, sana hastayım.

Süleyman SAYLAN
Ankara,03.12.1990, Saat:00.45 (Şarkı sözü olabilir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

SEZEN...

Herkes sana hayran olsun,
Müzik senle anlam buldu,
Sensiz açan güller solsun...
Sezen, sezen, sezen aksu.

Ellisinde bülbül oldum,
Söz bilmezken şair oldum,
Sen içimi yakan korsun...
Sezen, sezen, sezen aksu.

Bastı bacak, kısa boylu,
Dizginlenmez bir tay huylu,
Namı büyük müzik dostu...
Sezen, sezen, sezen aksu.

“Huysuz” derler, sen uslusun,
Yaşanmamış bir duygusun,
Her yürekte ilk/son tutkusun...
Sezen, sezen, sezen aksu.

Saçın kısa, aklın uzun,
Duygu dolu, duygusuzsun.
Herkes hayran namussuzum...
Sezen, sezen, sezen aksu.

Güfte yazma güfte sensin,
Beste yapma beste sensin,
Müzik kokar senin terin...
Sezen, sezen, sezen aksu.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 15.07.1997, Saat: 01.33


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

SÖYLE BANA.

Yığın yığın malın olsa,
Sayılmayan paran olsa,
Otuz tane karın olsa,
Ne yaparsın söyle bana?

Sağlığına nazar değse,
Doktor doktor geze geze,
Sahip olsan sen her şeye...
Ne yaparsın söyle bana?

Önce sağlık, sonra para,
Sevgisizlik büyük yara,
Düşersen bir gün dara,
Ne yaparsın söyle bana?

Açgözlülük etme sakın,
Bulduğunla şükret, yetin.
En sonunda öleceksin...
Ne yaparsın söyle bana?

Süleyman SAYLAN
İzmir (Kilim Otel) , 06.04.1997, Saat: 00.55 (Türkü sözü olabilir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

UTANDIRIYOR.

Yüzünü görmedim, bak aylar oldu;
Öksüzüm sen yokken, kalbim ağrıyor.
Gözünün mavisi silindi, soldu;
Denizlerim artık yosun bağlıyor.

Hasreti içimde kora döndürdün,
Aşkımı harcayıp pula döndürdün,
Daha ben yaşarken, sensiz öldürdün...
Yüreğim yas tutup kara bağlıyor.

“Gözden ırak olan, gönülden ırak”
Derlerse inanma, gel halime bak...
Bırak artık inadı, bu nazı bırak;
Fazla naz gönlümü dara bağlıyor.

Sevgimiz nikahlı, ikimiz ayrı;
Ne sana, ne bana olmuyor hayrı.
Aşkımız mahşere kalmasın gayrı...
Sensiz geçen günü gönlüm saymıyor.

Sevda çiçeğimi soldurma sakın,
Kalbimi hüzünle doldurma sakın,
Var mısın, yok musun? Tavrını takın...
Seni böyle sevmek utandırıyor.


Süleyman SAYLAN
Ankara, 31.07.1997 Saat: 15.12 (Şarkı sözü olabilir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

... DAHA İYİ

Çok yüz verdim güzelim,
Yüreğimde kükredin,
Ben seni çok severken
Sen beni hiç sevmedin.

Benliğimdeki yara
İçin için kanıyor,
Aşktan yana fukara
Yüreğim aldanıyor.

Aşkımı istiyorum
Yarım da olsa geri,
Seninle / sevgisiz olmaktansa
Yalnızlık daha iyi.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 29.03.1968 Şarkı sözü olarak yazılmıştır.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

AYRILIK DEPREMİ

Çılgınca aşıktım yürekten sana,
Düşünmedim bile, nerde bitecek?
Kendimi düşlere attım çocukça,
Yaşlı olduğumu hem de bilerek.

Bir başka dünyada yaşıyordun sen,
Umurun değildim seni severken.
Ayrılık çanları çaldı çok erken
Ölesiye sevmek yetmiyor demek?

Ayrılık depremi sardı kalbimi,
Dünyamı yıkıyor titreşimleri,
Öldürecek beni onun özlemi,
Sevmenin cezası bu olsa gerek...

Belki öğrenirsin sen de sevince,
Kanatsız uçarsın sonsuz göklere,
Sevgimin gücünü bilmesen bile...
Ölsem de farketmez, seni severek.


Süleyman SAYLAN
İzmir, 01.02.2005, Saat: 01.15


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

BİZ AYRIYIZ

Hiçbir zaman barışmadı
Mizacımız, yıldızımız...
Tükenen hep aşkımızdı,
Üzülsek de biz ayrıyız.

Akla kara gibi zıttız,
Boşa gitti bak andımız,
Pembesizdi düşlerimiz / yaşantımız
Suçumuz yok biz ayrıyız.

Yeşerdi kır dikenleri,
Hiçe saydı sevgimizi,
Zehirledi ikimizi...
Anla artık biz ayrıyız.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 31.01.1997, Saat: 23.23


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

YANA YANA PİŞECEĞİM.

Mutluluktan içeceğim,
Sarhoş olup düşeceğim.
Senin aşkın ile yanıp,
Yana yana pişeceğim.

Uyku girmez gözlerime,
“Seni nerden sevdim” diye.
Sevgin Sırat olsa bile,
Bu sınavı geçeceğim.

Sevdan ile boğma beni,
Sevdim diye yorma beni,
Başkasından sorma beni,
Ölsem bile seveceğim.

Öyle kolay olmayacak,
Sevda gülüm solmayacak,
Asla elin olmayacak...
Muradıma ereceğim.

Bugün varsın, yarın varsın,
Hep kalbimde olacaksın,
Sen içime dolacaksın...
Sevincimden öleceğim.

Mutluluktan içeceğim,
Sarhoş olup düşeceğim.
Senin aşkın ile yanıp,
Yana yana pişeceğim.

Süleyman SAYLAN
İzmir, 16.09.2004 Saat: 03.05 (Türkü sözü olabilir


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

AZRAİL...

Gözlerim yolunu gözledi durdu,
Kalbim özleminle hep tekliyordu,
Heyecan sarınca sevdan yüzünden
Kapımda Azrail hep bekler oldu.

Sandım ki, aşkınla güleceğim ben,
Meyveli ağaca döneceğim ben.
Kafeste kuş gibi öleceğim ben...
Kapımda Azrail hep bekler oldu.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 07.12.2001, Saat: 00.42


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

UNUTTUM SENİ

“Aşığım sana ben, sevdim.” diyerek;
Yıllarca boş yere avuttun beni,
Terkettin utançla, boyun bükerek...
Ölsem de dönemem, unuttum seni.

Ayrıldık boş yere, bir hiç yüzünden;
Seninle olmadı, koptuk sevgiden.
Ne iz kaldı senden, ne de sesinden...
Ölsem de dönemem, unuttum seni.

Ne kadar ağlasan boşu boşuna,
Nasip almamışsın sevgiden yana,
Bensiz kalmak neymiş, çektikçe anla...
(Bensiz kalmak neymiş, duy yana yana...)
Ölsem de dönemem, unuttum seni.

Dönecek inşallah bir gün talihim,
Durağım olacak mutluluk benim.
Yürekten sevecek bir de sevgilim...
Ölsem de dönemem, unuttum seni.

Ayrıldık boş yere, bir hiç yüzünden;
Seninle olmadı, koptuk sevgiden.
Ne iz kaldı senden, ne de sesinden...
Ölsem de dönemem, unuttum seni.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 02.06.1993 Saat: 17.25 (TSM olarak bestelendi.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

TÖVBE BİR DAHA...

Sil artık, sil beni kirli kalbinden,
Tertemiz sevgimi kirletemem ben.
Kurtardım gönlümü sevda derdinden;
Yeniden sevmek mi? Tövbe bir daha...
(Yeniden sevmek mi? Tövbeler olsun...)

Dünyayı döndüren sensin sanırdım,
Başka güzel bilmez, seni tanırdım,
Yalan da söylesen hep aldanırdım,
Yeniden sevmek mi? Tövbe bir daha...
(Yeniden sevmek mi? Tövbeler olsun...)

Yeni sevdalara yolun açılsın,
(yeni sevdalarda bahtın/şansın açılsın,)
Bahtına aydınlık düşler saçılsın.
Gönlün gelin olsun, duvak takılsın...
(gelin olsun gönlün, duvak takılsın...)
Yeniden sevmek mi? Tövbe bir daha...
(Yeniden sevmek mi? Tövbeler olsun...)

Süleyman SAYLAN
Ankara, 26.02.1994, Saat: 23.25. (Şarkı sözü olabilir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

TAM ÜÇ KUŞAK...

Çoluk, çocuk, yaşlımız
(çocuk, gençlik, yaşlımız)
Tam üç kuşak biz varız.
Cumhuriyet, hürriyet / özgürlük
Vazgeçilmez aşkımız.

Laik devlet için biz
Yetmişbeş yıl savaştık,
Cumhuriyet yoluyla
Çağdaşlığa ulaştık.

Yıllar ne çabuk geçti,
Cumhuriyet kökleşti.
Atatürk’ün izinde / yolunda
Tam üç kuşak yetişti.

Çoluk, çocuk, yaşlımız
(çocuk, gençlik, yaşlımız)
Tam üç kuşak biz varız.
Cumhuriyet, hürriyet / özgürlük
Vazgeçilmez aşkımız.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 29 ekim 1998 Saat: 12.00 (Çocuk şarkısı sözü olabilir


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

SEN KALBİMİN ECELİSİN

Nerden çıktın sen karşıma,
Varamadım hiç farkına,
Çevirdin beni şaşkına...
Bu dünyanın güzelisin,
Sen kalbimin ecelisin.

Yıldırımlar gibi çaktın,
Vurdun beni, kalpten yaktın,
(Yaktın beni, fena yaktın,)
Sen son aşkım olacaksın...
Bu dünyanın güzelisin,
Sen kalbimin ecelisin.
.
Hem güzelsin, hem alımlı,
Kırdın benim kanadımı.
Naz etme, kır inadını...
Bu dünyanın güzelisin,
Sen kalbimin ecelisin.

Eğer yoksan yanımda sen,
Hem sağırım, hem körüm ben.
Ben mutluyum sen istersen...
Bu dünyanın güzelisin,
Sen kalbimin ecelisin.

Bağla beni esirinim,
Heder etme, ben seninim.
Alın yazın, kaderinim...
Bu dünyanın güzelisin,
Sen kalbimin ecelisin.

Yıldırımlar gibi çaktın,
Vurdun beni, kalpten yaktın,
(Yaktın beni, fena yaktın,)
Sen son aşkım olacaksın...
Bu dünyanın güzelisin,
Sen kalbimin ecelisin.

Süleyman SAYLAN
İzmir-Selçuk (Yoncaköy) , 05.08.1997 Saat: 05.44
(Şarkı sözü olabilir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

SEN GONCASIN GÜLDEN BİLE...

Ömrüm bitse unutamam;
Sevdan tüter yüreğimde,
(Sevdan kaldı yüreğimde,)
Üstüne gül koklayamam,
Sen goncasın gülden bile...

Damarımda kan gibisin,
Kanımdaki can gibisin,
Her gün doğan tan gibisin...
(Kovandaki bal gibisin...)
(Petek, petek bal gibisin...)
Sen goncasın gülden bile...

Sensiz bir aşk düşünemem,
(Sensiz yaşam düşünemem,)
Sensiz rüya da istemem,
(Sensiz düş bile istemem,)
Kitap olsan, bitiremem...
Sen goncasın gülden bile...

İstiyorum her gün seni;
(Bekliyorum her gün (an) seni ;)
Ateşinle erit beni,
(Ateş ol da erit beni,)
(Çıkagel de delirt beni,)
Damla, damla tüket beni...
(Sevgilerde tüket beni...)
(Azar, azar yok et beni...)
Sen goncasın gülden bile...

Aşk ocağım söner sanma,
Yatak serdim kucağıma,
Ben seninim artık anla...
(Ben seninim, gel nazlanma...)
Sen goncasın gülden bile...

Hasret olup tütme sakın,
Sokul bana daha yakın,
Kalbime gir, çıkma sakın...
Sen goncasın gülden bile...

Süleyman SAYLAN
Polatlı / Ankara, 04.03.1995 Saat: 05.30
(Şehirlerarası Otobüste) (Şarkı sözü olabilir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

SEVGİNE AÇIM

Günbatımı gibi alımlı, güzelsin.
Damarımda duygu, gözlerimde fersin.
Yüreğimi açtım, istersen girersin.
Açım ben sevgine, çıldırırca açım;
Ben aşkına muhtaç, sevgine muhtacım.

Dünyanın güzeli, benim çiçeğimsin.
Gönlümde hep yanan yıldız böceğimsin.
Sen içime doğan son gözbebeğimsin.
Açım ben sevgine, çıldırırca açım;
Ben aşkına muhtaç, sevgine muhtacım.

Gözlerinde yüzen sahipsiz sandalım,
Bir ömür açıkta, bir gün kıyıdayım.
Bırak bakışınla yanıp, batacağım.
Açım ben sevgine, çıldırırca açım;
Ben aşkına muhtaç, sevgine muhtacım.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 25.11.1990, saat: 21.30


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

SORAMAM ARTIK

Sevda, sevda diye gitti yıllarım;
Sevmeğe değdi mi, bilemem artık? ..
Canlanıp gelse de hatıralarım,
Bir güzel gün var mı, soramam artık? ..

Sancısı duruyor, aşkın içimde,
Yara almış sevgim, kanlar içinde,
Sanki can çekişir, son nefesinde...
Bir güzel gün var mı, soramam artık? ..

Aşk ile yanarak Mecnun’a döndüm,
Çılgınca severken, küllenip söndüm,
Ben artık sevdayı kalbime gömdüm...
Bir güzel gün var mı, soramam artık? ..

Süleyman SAYLAN
Ankara, 27.02.1994, saat: 13.50 (Şarkı sözü olabilir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ZİNDAN GÖZLÜM

Yüreğimde onmaz yara,
Yakar beni zindan gözlüm.
Parçalanır pare, pare
Gönül dünyam zindan gözlüm.

Gözlerinde hapistedir,
Azat etme zindan gözlüm.
Gece gündüz seninledir
Gönül dünyam zindan gözlüm.

Senin için ölsem, kabrim
Gözlerindir zindan gözlüm.
Gündüz bile hep gecedir
Gönül dünyam zindan gözlüm.

Hem nedensin, hem sonuç sen;
(hem sebepsin, hem sonuç sen ;)
Benim için zindan gözlüm.
Hem yaşatan, hem öldüren
Gönül dünyam zindan gözlüm.

Yazsam seni anlatamam,
Rüyasın sen zindan gözlüm.
(bir rüyasın zindan gözlüm.)
Mahpusundur kurtaramam
(esirindir kurtaramam)
Gönül dünyam zindan gözlüm.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 12.11.1997 saat: 02.23 Şarkı sözü olarak yazılmıştır.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

İNSANLIK BİTTİ.

Hiç hazzı kalmadı artık yaşamın,
Bir ömür beyhude kahrolup gitti.
Hak – hukuk satılan mala dönüştü
Namertlik baştacı, insanlık bitti.

Hakkını aramak bağışlanmaz suç,
Vicdandan söz eden bir enayi, kuş...
Türedi etrafta bir yığın puşt
Namertlik baştacı, insanlık bitti.

Acımak erdemdir, namustur diye,
Acıyarak düştük acınır hale,
Enayi damgası yedik beyhude...
Namertlik baştacı, insanlık bitti.

Namuslu diyerek çizdiler bizi,
Sahtekar olmadık, ezdiler bizi,
Aptal sınıfına yazdılar bizi...
Namertlik baştacı, insanlık bitti.

Çalmayı bilmedik biz eller gibi,
Yarı aç dolaştık sefiller gibi,
Borçlu kalamadık reziller gibi..
Namertlik baştacı, insanlık bitti.

Hırsıza bravo, aferin dendi,
Namusunu satan mevki beğendi,
Tunçlar altın oldu, pul değerlendi...
Namertlik baştacı, insanlık bitti.

Yüreğimiz aktır, açık alnımız,
Göklere uzanır dimdik başımız,
Şeytana uyanla yoktur işimiz...
Namertlik baştacı, insanlık bitti.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 09.08.2001 saat: 00.28


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

KANIM KAYNADI

Göçmen kuşlar gibi gezgin yüreğim
(göçmen kuşlar gibi özgür yüreğim)
Çılgınca çarpıyor, kökten oynadı.
Bu son demlerimde artık güleyim;
(bu son demlerimde sensin tüneğim ;)
Isındım sana ben, kanım kaynadı.

Sahipsiz geçen o yitik yıllarım
Boşa akıp gitmiş, ona yanarım.
(boşa uçup gitmiş, ona yanarım.)
Bir tatlı hatıra kalsa, anarım...
Isındım sana ben, kanım kaynadı.

Çıplak düşlerimde gördüğüm rüya,
(senli düşlerimde gördüğüm rüya,)
Renklendi seninle, bambaşka dünya.
(can buldu seninle, bambaşka dünya.)
Eskitip atmıştım aşkları güya...
(eskiciye sattım aşkları güya...)
Isındım sana ben, kanım kaynadı.

Vazgeçmek zor artık, yangınım sana,
(vazgeçmem zor artık, ben yandım sana,)
Gönül rızasıyla aldandım sana,
Yorgun yüreğimle uzandım sana...
Isındım sana ben, kanım kaynadı.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 12.05.1993 saat: 22.30 (Şarkı sözü olabilir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

İSTEMEM NE SENİ, NE DE SEVGİNİ...

İstemem ne seni, ne de sevgini;
Sen sevgiyi bilmez, aşkı bilmezsin.
Yıllarca sevdamla sulasam seni,
(yıllarca sevdamla beslesem seni,)
Çorak toprak gibi, çiçek vermezsin.

Başka bir dünyada gezinir gönlün,
Gerçeği görmeden bitecek ömrün...
Bırak bu nazı da, kalbin aşk görsün.
Çiçek açsan bile, koku vermezsin.

Ağaç olsan sana kuş bile konmaz,
Mihrapsan önünde namaz kılınmaz,
Dünyan yansa senin, kibriti yakmaz,
Yanıp kül olsan da, duman vermezsin.

Dünyaya bir daha gelme sakın sen,
Sevmeyi bilmezsin, sevme sakın sen,
Düş olup düşüme girme sakın sen;
(düşüme düş gibi girme sakın sen ;)
Azrail olsan da, korku vermezsin.

İstemem ne seni, ne de sevgini;
Sen sevgiyi bilmez, aşkı bilmezsin.
Yıllarca sevdamla sulasam seni,
(yıllarca sevdamla beslesem seni,)
Çorak toprak gibi, çiçek vermezsin.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 08.01.1995 saat: 00.15 (Şarkı sözü olabilir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

HÜZÜN GÖZLÜM

Çağla badem gözlerini
Hüzün sarmış, içli hüzün.
Düş boyamış evrenini,
Menekşeye dönmüş yüzün.

Boyun posun, endamınla
Yaktın beni sevdalarda.
Yüreğim bir bakışınla
Kördüğümdür, bir kördüğüm.

Gözün yeşil, kaşın kara,
Hüzün yüklü bakma bana.
Doysun sana kana, kana
Haz telleri bu gönlümün.

Sevdan seldir, kalbim çakıl;
Sürükleyip, al da, götür...
İster yüzdür, ister batır;
(ister çağdaş, ister batıl ;)
Son sevdası ol ömrümün.

Anlatmaya sözler yetmez,
Sevmeyen bu dilden bilmez.
Özgürlüğe ömrüm yetmez,
Gözlerinde bir sürgünüm...

Süleyman SAYLAN
Ankara, 21.07.1997 saat: 17.05 Şarkı sözü olabilir.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ADIM ÇIKTI SERSERİYE

Unuturum seni diye,
Sabah, akşam, gündüz, gece,
Kadeh kadeh içe içe
Adım çıktı serseriye.

Serseriyim ben serseri,
Aşkının elinde deli...
Bilemedim sevmesini,
Adım çıktı serseriye.

Sevdam gibi bembeyazdı,
Doldurdum hep kadehlere.
İçti gönlüm, şiir yazdı...
Adım çıktı serseriye.

Serseriyim ben serseri,
Aşkının elinde deli...
Bilemedim sevmesini,
Serseriyim ben serseri.

Her bir damla gözyaşımdı,
Koyduğum su bakışındı,
Yakıp geçen öpüşündü,
Adım çıktı serseriye.

Serseriyim ben serseri,
Aşkının elinde deli...
Bilemedim sevmesini,
Serseriyim ben serseri.

Süleyman SAYLAN
(Sandıklı-Afyon yolu (şehirlerarası otobüste)
22.10.1995 saat: 02.30 Şarkı sözü olarak yazılmıştır.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

BİZ ARTIK SOYSUZLAŞTIK.

Üç Beş Kuruş, Mal İçin
İnsanlığı Unuttuk.
Çıkar, Şöhret, Şan İçin
Biz Artık Soysuzlaştık.

Çalışmadan Kazandık,
Haketmeden Yükseldik.
Kaytarmayı Çok Sevdik...
Biz Artık Soysuzlaştık.

Bilmeden Sınıf Geçtik,
Kültüre Sırt Çevirdik,
Mutluluğu Bilmedik.
Biz Artık Soysuzlaştık.

Hak Hukuk Tanımadık,
Dostları Yaraladık.
Allah’tan Da Korkmadık...
Biz Artık Soysuzlaştık.

Siyasete Çok Daldık,
Kaliteye Bakmadık,
Yandaşları Kayırdık,
Biz Artık Soysuzlaştık.

Torpil Koyduk, İş Bulduk,
Çalışmadan Yorulduk.
Devletimizi Soyduk...
Biz Artık Soysuzlaştık.

Paraya Tapar Olduk,
Parayla Yatar Olduk
Dostluğu Rafa Koyduk...
Biz Artık Soysuzlaştık.

Kuş Sütü Eksilmedi,
Sofrasız İçilmedi,
Mankensiz Gezilmedi...
Biz Artık Soysuzlaştık.

Herkese Çamur Attık,
Ayağını Kaydırdık
Kara Sürüp Caydırdık...
Biz Artık Soysuzlaştık.

Köpekler Bizi Geçti,
Hiç Nankörlük Etmedi.
Onlar Vefayı Seçti...
Biz Artık Soysuzlaştık.

Kötü Bizim Sonumuz,
Zehir Oldu Suyumuz,
Lekelendi Soyumuz.
Biz Artık Soysuzlaştık.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 23.03.2001 Saat: 01.47


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

KUSURA KALMA.

Gündüzler dururken ıssız geceye
Aldanıp kanıp da düşlere dalma,
İyiler dururken çatıp kötüye
Uğrarsan belaya kusura kalma.

Sakın ola rağbet edip eskiye
Güve yemiş, delik urbaya kalma,
Akıllı ol, prim verip deliye
Uğrarsan belaya kusura kalma.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 17.02.1994 (Şarkı sözü olabilir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

KÖRÜKLE BİRAZ

Her açan çiçeğe konarım sanma,
Sevdim diye seni sakın etme naz...
Sönmeye yüz tutmuş, küllenmiş amma;
Kalbim kor yığını, körükle biraz.

Külleri üfle de ateşini gör,
Yüreğimi hoplat, heyecanlar ör.
Sanma ki; yaşlandı, sevgilere kör...
Kalbim kor yığını, körükle biraz.

Damarım çılgınca, seninle vursun,
Kollarında mutlu, kelebek olsun.
Sevdanla göklerde savrulup dursun...
Kalbim kor yığını, körükle biraz.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 29.09.1993 Saat: 21.00 (Şarkı sözü olabilir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

... SONGULAYAMAM.

Gitmek istiyorsan, durma, hemen git.
İstesem de, seni zorla tutamam / alıkoyamam;
Özgürsün güzelim, cehenneme git.
Neden böyle diye sorgulayamam.

Kitabımda zor yok, despot değilim,
Sevsem bile seni, zor eğilirim,
Kadı değilim ki, hüküm vereyim...
Neden böyle diye sorgulayamam.

Özgürlük kanımda kaynayan ateş,
Dayanmıyor bana, devamlı bir eş.
Nikahlanmak dersen, tutsaklığa eş...
Neden böyle diye sorgulayamam.

Gönlüm avaredir, ruhum serseri,
Bugün gülü sever, yarın da seni.
Can çıkmadan huy çıkmaz, var mı çaresi?
Neden böyle diye sorgulayamam.

Binbir çiçek varken bal almak için,
Öyleyse seninle bir ömür niçin?
Bu dünyaya bir daha gelinmez, bilin...
Neden böyle diye sorgulayamam.

Koklanan her çiçek değer kaybeder,
Yenisi açınca eskisi biter,
Yeni kokusuyla kalbimi çeler...
Neden böyle diye sorgulayamam.

İstemesem bile bittin artık sen,
Kalbim kanasa da, vazgeçtim senden.
“Yolun açık olsun”, bu dilek benden...
Neden böyle diye sorgulayamam.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 13.05.2002, Saat: 00.05


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

... NEFRET EDİYORUM.

Şu İstanbul’u anlatmak çok zor;
Nesini severler bilmem ki
Bu acımasız ******nun? ..
Güzelle çirkinin tanıştığı,
İyiyle kötünün karıştığı,
Gülenle ağlayanın kaynaştığı,
Gerçekle düşün oynaştığı
Bu kent,
Köhne Bizans! ..
Köhne mi bilmem ama,
Oyunlarıyla,
Entrikalarıyla
Gerçek Bizans.
Düşler ocağı,
Düşler batağı,
Düşmüşlerin kucağı,
Çelişkilerin oyuncağı...
Kör insan,
Sağır insan,
Duygusuz, sevgisiz, hiçbir şeysiz
Kötürüm kent.
Lanet sana İstanbul,
Acımasız ****** sana lanet...
Yüzyıl sövsem yıkılmazsın
Biliyorum.
Gördükçe,
Yaşadıkça,
Tanıdıkça seni
Deliriyorum.
Elimden başka bir şey gelmiyor;
Tüm seni seven şairlerin aksine
Senden nefret ediyorum.

Süleyman SAYLAN
İstanbul, 23.04.1978, Saat: 00.35


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

BİTTİ...

Bitti artık yüreğimde
Senden yana düşler bitti,
Düğüm düğüm şu böğrümde
Kilitlenen aşkım bitti.

Sevgim ile beslenmeyen,
Yüreğimde yeşermeyen, (boy vermeyen,)
Ne sen bendin, ne de ben sen...
Toprağımda diken bitti.

Sevdim amma sevilmedim,
Sen sevgimi bilemedin,
Ne yazık ki sevemedin...
Yüreğimde sevgin bitti.

Tomurcuklar solsa bile,
Yaprakları dökülse de;
Suladım ben sevdam ile...
Açamayan aşkım bitti.

Güle güle artık sana,
Yelken açtım yalnızlığa. (başkasına.)
Hiç darılma sakın bana;
Senden yana aşkım bitti.

Süleyman SAYLAN
İzmir, 25.02.2005, Saat: 23.05


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

PAYDOS..!

Paydos artık, senden yana
Düşlerime “Paydos..! ” dedim.
Aşkın zili çalsa bile,
Aşk dersine “Paydos..! ” dedim.

“Paydos..! ” dedim, “Paydos..! ” dedim;
Ben sevmeye “Paydos..! ” dedim.
Hep ağlattım, güldürmedim,
Yaşamaya “Paydos..! ” dedim.
(Bu dünyaya “paydos..! ” dedim.)

Beslenmeyen aşkım ölsün,
Yakmadığın ateş sönsün,
Koklatmayan gonca gülsün...
Koklamaya “Paydos..! ” dedim.

“Paydos..! ” dedim, “Paydos..! ” dedim;
Ben sevmeye “Paydos..! ” dedim.
Hep ağlattım, güldürmedim,
Yaşamaya “Paydos..! ” dedim.
(Bu dünyaya “paydos..! ” dedim.)

Yıllar geçse onarılmaz,
Buzdan kalpte aşk barınmaz,
Sevmeyene sarılınmaz...
Sarılmaya “Paydos..! ” dedim.

(Onarılmaz yıllar geçse,
Aşk barınmaz buzdan kalpte,
Sarılınmaz sevmeyene...
Sarılmaya “Paydos” dedim.)

““Paydos..! ” dedim, “Paydos..! ” dedim;
Ben sevmeye “Paydos..! ” dedim.
Hep ağlattım, güldürmedim,
Yaşamaya “Paydos..! ” dedim.
(Bu dünyaya “paydos..! ” dedim.)
P a y d o s..!

Süleyman SAYLAN
Ankara, 12.11.1996 Saat: 02.55 (TSM olarak bestelendi.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ÖĞRENDİM BEN TERKMETMEYİ.

Sakın seni sevdim diye,
Ucuz sanma bu sevgiyi,.
Sevsem bile ölesiye
Öğrendim ben terketmeyi.

Yüreğimde çarpıyorsa,
Duygularım senden yana,
Devam etse kanamaya
Öğrendim ben terketmeyi.

Köle gibi zincirlerde,
Sürünsem de ben yerlerde,
Erkeklik var bir de serde...
Öğrendim ben terketmeyi.

Öğrenmekte çok geç kaldım
Karşılıksız sevmemeyi,
Belki bir gün sever sandım...
Öğrendim ben terketmeyi.

Üzülsem de anlamazsın,
Aşkım ile yanamazsın,
Çünkü aşkı tanımazsın...
Öğrendim ben terketmeyi.

Böyle sevgi olmaz olsun;
Yüreğimde bir vurgunsun.
Senin yolun açık olsun...
Öğrendim ben terketmeyi.

Süleyman SAYLAN
İzmir, 10 Kasım 2004, Saat: 13.55


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

AŞKINLA ERİR

Sevdanın çiçeği ansızın açar;
Umut dağlarında bahar yeşerir.
Söz dinlemez sensiz çorak yüreğim;
Tövbesini bozar aşkınla erir.

Anlaşılmaz birden, sarar duygular,
Ne yapsam kar etmez, içerim yanar.
Irgat yüreğimde bir sevda kanar,
Mutlu duygularım aşkınla erir.

Sensiz dünyaların, sensiz yaşamın
Umudum olamaz tüm bakışların...
Leyla’nın Mecnun’u bahtiyar benden,
Tanrıya sığınsam aşkınla erir.

Ağlasam ölürken dizlerinde ben,
Narıyla yanarken gözlerinde ben.
Issız bir alemde uçup dururken,
Mutlu duygularım aşkınla erir.

Süleyman SAYLAN
Ankara, 18.02.1998 saat: 01.55


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

YILDIRIM AŞK

“ Bir görüşte sevdim seni.”
Ne demekse,
Buna
“ Yıldırım aşk “ diyorlarmış...
Tattım,
Doyasıya yaşadım.
Ben aşkı bilirim,
Anlarım da üstelik...
Yıldırımı ne oluyor?

Süleyman SAYLAN
Ankara, 09.08.2001, 00.37


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

... VE O...

Gözlerim esir düştü uykuya
Tonlarca yük taşıyor göz kapaklarım
Haketmedikleri halde,
Ya da
Bana öyle geliyor.
Yaşadım, bilirim
Zaman zaman nükseder serseriliklerim.
Sanki,
Damarlarım boşalır,
Uçurumlara yuvarlanan düşünceler
Beni esir alır.
Salıncakta sallanırken ipi kopan,
Düşen acemiler gibi
Kalakalırım boşluklarında gökyüzünün...
Dünyayı sırtıma alır,
Taşırım hamal gibi...
Yangın yerlerinde savrulan küllerimi
Toplarım yeni baştan,
Bir daha, bir daha,
Defalarca,
Yeniden yakmak için.
Kah minik bir güvercinin kanadına binerim
Taşıyamıyacağını bile bile,
Kah tükenmez bir rüzgar olurum
Yel değirmenlerinin elinde
Ya da
Sürüklenir dururum azgın ırmakların önünde
Çaresizce...
Yine dün geceden kalmayım,
Yine özlemlere gebe.
Dalmışım,
... Ve o;
Yine gözlerimin önünde.

Süleyman SAYLAN
(Ankara, 19.07.2000, Saat:12.06)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ÖLESİYE MUTLUYUM.

Gecemi aydınlattın parlak bir yıldız gibi,
Gerdanları süsleyen, gönlümün tek incisi.
İçimdeki fırtına, senle olmak sevinci...
Kanatlanmış kuş gibi, anlatılmaz duyguyum;
Sevgin çaldı kapımı, ölesiye mutluyum...

Kanat çırpar kalbimde sevginin güvercini,
Alıp götürdü beni, aşkının serüveni...
Birleştirsin gün bizi, ayırmasın seveni.
Kanatlanmış kuş gibi, anlatılmaz duyguyum;
Sevgin çaldı kapımı, ölesiye mutluyum..
.
Süleyman SAYLAN
(Ankara, 26.05.1993, Saat: 12.45) (Şarkı sözü olabilir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

KALBİM ONU HEP ANACAK.

Rüya gibi bir sevgiden,
Bir “hiç” kaldı geriye, bak.
Unutamam ölsem de ben;
Son ateşi hep yanacak,
Kalbim onu hep anacak.

Yüreğimde o sevginin
Sızısı var, sızlayacak.
Çekip giden sevgilinin
Son ateşi hep yanacak,
Kalbim onu hep anacak.

Unutulmaz güzeldi o,
Sevilmeğe değerdi o,
Kalbimdeki emeldi o;
Son ateşi hep yanacak,
Kalbim onu hep anacak.

Süleyman SAYLAN
(Ankara, 12.01.1992, Saat: 19.30) Şarkı sözü olabilir.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

İSYAN EDERİMsyan Ederim

Karadır kaderim, kötüdür benim,
Alın yazısından nefret ederim.
Doğmadan yazılır deseler bile,
Rakıya vurunca isyan ederim.

İstemem, özlemle yaşamak zuldür,
Yangınlar sönünce gerisi küldür.
Eskiyen gönlümde solmayan güldür,
Çakır dikeninden nefret ederim.

Isırgan otları pıtırak gibi,
Kapladı kalbimi boğuyor beni,
Ansızın büyüyüp battı dikeni
Acemi aşıktan daha beterim.

Umarı bulunmaz, bu yara onmaz,
Aşkımla yanmayan beni anlamaz.
Leylekler uçuşur dalıma konmaz,
Yeşil yeşil bakar artar kederim.

Orkestralar coşar benim içimde,
Nağmeler uçuşur terli elimde,
Cennetin şarkısı senin dilinde
Uçarsa göklere isyan ederim.

Süleyman SAYLAN
(Ankara, 02.01.2002, Saat: 07.15) (Şarkı sözü olabilir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ECELİNİN ELİNDE...

Sözcükler yetmiyor,
Emekliyor çaresiz.
Evrenin en güzelini anlatmakta
Güçsüz kalıyor,
Düşüyor yerlere
Umarsız...
Murat dağlarında boy veren
Sevda çiçeklerim
Rahmet beklerken
Allah’ın yardım sever elinden,
Aşk dilencisinin çaresizliği içinde
Yığılıp kalıyor *******de,
Sağır karanlıklara...
Eskimiş duygular sarıyor bedenimi;
Kor ediyor,
Kül ediyor,
Kör ediyor,
Raksına tutulmuş damarlarım
Aşkından deliriyor...
Ellerimde terleyen özlemim
Can veriyor avuçlarımda,
Nafile çırpınan yaralı bir kuş gibi
Göklerde uçan yüreğim;
Ecelinin elinde,
Eceli gelmeden ölüyor.

Süleyman SAYLAN
(Ankara, 30 Kasım 2000, Saat: 17.35)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

GÖNLÜMDE SONBAHAR.

Rüzgar mı sert esti, fırtına mı var?
Yükselip yükselip, vurdu dalgalar.
Bu hırçın denize takatım yetmez...
Yüreğim sarardı, oldu sonbahar.

Ağlamak istemem göz göre göre,
Yılları tükettim, hem de boş yere.
Güzel sevdalarım kaldı ahrete...
Yüreğim sarardı, oldu sonbahar.

Elbet vardı çılgın, güzel günlerim,
Vazgeçmem sandığım bir de sevgilim.
Koynunda çıldırır, aşkla erirdim...
Yüreğim sarardı, oldu sonbahar.

Çaresiz tükendi, seven ömrümüz,
Ya kaldı, kalmadı üç beş günümüz.
Mezarlıkta açsın artık gülümüz...
Yüreğim sarardı, oldu sonbahar.

Süleyman SAYLAN
(İzmir-Çandarlı (Çan-Tek 2) , 07.09.1994, Saat: 23.15)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

UTANDIM...

Tam yarım yüzyıl oldu;
Evrenin her yerinde,
Evrenin her şeyinde
Temizi aradım.
Eskilerin “ak” dedikleri,
“Apak” dedikleri temizi...
Doğaya baktım
Usanmadan, üşenmeden,
Yerine, göğüne, denizine baktım:
Gördüm ki;
Suçluluk duymadan,
Utanmadan,
Umarsızca kirletmişler doğayı insancıklar...
Bu insancıklara baktım;
İlişkilerini gördüm,
Duygularını duydum,
Amaçlarını öğrendim;
Diz boyu kirlilikler,
Kokusu ayyuka çıkmış pislikler içinde
Boğulacağım sandım.
Temiz bir şey bulamadım...
İkili oynayanları,
Kuyu kazanları,
Sahte sevenleri gördükçe,
Bunları gördüğüme üzüldüm,
Yitirdim doğrularımı,
Tüm çarelerimi
Anlaşılmaz doğrularda tükettim,
Hayıflandım yaşadığıma,
Lanet ettim.
Doğru onlarsa eğer;
Ben çağın dışında kalmışım,
Dinazor olmuşum.
Çok aradım temizi,
Eskilerin “ak” dediklerini,
“Apak” dediklerini aradım,
Doğruyu aradım,
Dürüstü aradım,
Dostu, dostluğu aradım.
Bulamadım, bulamadım...
Bir de baktım ki;
Kendi duygularımın bile,
Zaman içinde kirlendiğini gördüm,
Onu bile kirletmişler,
Utandım...

Süleyman SAYLAN
(Ankara,13.07.2000, Saat: 16.48)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

.. DAHA BETER.

Sensiz sabah olmuyor,
Tükenmiyor *******.
Karanlıklar çöküyor
Zindandan daha beter.

Gece yatmış pusuya,
Düşman sanki uykuya,
Çeker beni kuytuya
Düşlerden daha beter.

Uyanıkken düş gördüm,
Düşümde seni gördüm;
Sevmedin sen üzüldüm
Ölümden daha beter.

Kalbim seni arıyor,
Sensizliğe kanıyor,
Cehennemde yanıyor
Yangından daha beter.

Hasret nedir tattırdın,
Hep uzaktan baktırdın,
Naz ederek bıktırdın
Düşmandan daha beter.

Süleyman SAYLAN
(Ankara,02.01.2002, Saat: 06.35) Tüm hakları şaire aittir.
Şarkı sözü olarak yazılmıştır.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

HAYAL ile GERÇEK...

Gözlerimde gözleri,
Yanağında gamzesi,
Ağaçtaki kuş gibi
Cıvıldıyordu sesi.

Öyle güzel, candan ki,
Gökteki melek gibi...
Aşık eder kendine
Gülüşüyle herkesi.

Sökün etti mazimden
Gençlik çağım yeniden,
Aşık oldum ben ona
Bir şey gelmez elimden.

Düşlerimi süsledi,
Tüketerek günleri.
Ne de güzel öğretti
Hayal ile gerçeği.

Süleyman SAYLAN
(Ankara,14.12.1994, Saat: 11.07-11.37) Tüm hakları şaire aittir.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ÇALAYIM MI?

Aldığım aylık cebimde,
Borç listesi elimde...
Tan ağarana dek hesaplayıp durdum;
“Al takke, ver külah”,
“Ali’ninki Veli'ye, Veli’ninki deliye”,
Ne kadar çok şey almışız veresiye?
Elim cebime gitmiyor,
Bütün hesaplar yaya,
Aylığım borcuma yetmiyor...
Olmuyor bee devlet baba;
Alın terim,
Emeğim
İhtiyaca yetmiyor.
Kölelik kök salmış ilk çağdan,
Gelmiş bugüne
Haa bugüne.
Çalıp, çırpmak,
Rüşvet yemek,
Havadan kazanıp cep doldurmak,
Varken kral olmak,
Memur olmak neyine? ..
Olmuyor bee devlet baba;
Alın terim,
Emeğim
İhtiyaca yetmiyor.
Evde sofra kuru soğan bekliyor.
Dee bee devlet baba,
Dee bee gardaş;
Çalayım mı haa,
Çalayım mı? ...

Süleyman SAYLAN
(Ankara,11.11.1988, Saat: 15.00) Tüm hakları şaire aittir,


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

VAZGEÇTİM SENDEN.

Aşkımın ateşi buzu yakardı,
Göklere yollasam şimşek çakardı,
Anlatsam taşlara hırstan çatlardı...
Ne kadar duygusuz, bencilmişsin sen,
Seninle olmadı vazgeçtim senden.

Delidir yüreğim senin yüzünden,
Aldığı yaralar kanar derinden.
Çaresiz, bir medet bekler ölümden...
Ne kadar duygusuz, bencilmişsin sen,
Seninle olmadı vazgeçtim senden.

Küskünüm kadere, aram bozuldu,
Umutlar yarına kaldı son buldu,
Aşkımın çiçeği açmadan soldu...
Ne kadar duygusuz, bencilmişsin sen,
Seninle olmadı vazgeçtim senden.

En büyük sevgimi sana verdim ben,
Mutluyum diyemem seni sevmeden,
Ayrılık sancısı vurdu derinden...
Ne kadar duygusuz, bencilmişsin sen,
Seninle olmadı vazgeçtim senden.

Tükettin aşkımı tatmadan daha,
Kor olmadan söndük, vardık sabaha,
Seversem namerdim, tövbe bir daha...
Ne kadar duygusuz, bencilmişsin sen,
Seninle olmadı vazgeçtim senden.

Süleyman SAYLAN
(Ankara,06.04.2002, Saat: 01.45) (Şarkı sözü olabilir.)
Şiirin tüm hakları Süleyman Saylan'a aittir.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

YAĞMURDA YÜRÜMEK...

Yağmur başladı çisem çisem,
Kirpiklerimden süzülüp
Yanaklarımı okşadı damlalar
Duygulu bir el gibi...
Dudaklarım nemlendi,
Islandı.
İçim bir serinlikle tutuşup yandı,
Duygularım köpürdü hafiften...
Uyku öncelerinin
Tatlı uyuşukluğunu veren nem
Kamçı gibi indi,
Ortalıkta tanımsız
Ve doyumsuz bir koku gezindi,
En can alıcı cinsinden...
Koşar adım köşeyi tuttum,
Kendimi
Bir sokak lambasının altında buldum;
Tepemde şemsiye,
Boynu buruktum.
Belli ki üşümüşüm,
Sokak lambasının aydınlığına sığındım
Gözbebeklerimle...
Işık hüzmeleri uzandı;
Birbirlerini başı boş kovalayan,
Özlem yüklü damlaları aydınlatarak.
Şemsiyemin üstünden kızgın mart kedileri geçti,
Sonra ordu ordu askerler...
Nem yüklü, serinlik yüklü taneler.
Korkudan yoksun,
Hızlı hızlı koşup
Tellerin ucundan sarktılar,
Işık huzmeleriyle kucaklaşıp
Yakamozlaştılar...
Sonra yere indiler
Ve güçsüz düşüp,
Yollar boyu serildiler.
Kimileri tozlu kaldırım taşlarını temizledi,
Kimileri de;
Nereye gittikleri belirsiz,
Sabırsız ve güçlü ayaklarla çiğnendi,
Ezilip inlediler, inlediler...
Can havliyle biriktiler yeniden,
Kenetlenip kümelendiler ayak izlerinde.
Suya özlem çeken toprağın kokusu
Duygulu bir el gibi
Yüreğimi alıp götürdü belirsizlere...
Yüzümü yalayan ürpertici nem,
Tatlı bir serinlikle okşadı içimi...
Nasıl da doyumsuzdu,
Bir tadımlık mutluluktu
Yağmurda yürümek...

Süleyman SAYLAN
(Ankara,15.04.1971)
Şiirin tüm hakları Süleyman Saylan'a aittir.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

YALANSIN...

Seni düşlemekten düşler yoruldu,
Gözümde hayalden öte değilsin...
Sarsam bir gün seni kalbim dururdu,
Demek ki yalansın, gerçek değilsin.

Vefasız dünyanın aptalı benim;
Çıkarsız, umarsız seni sevenim,
Yıllardır bekleyen, mutsuz delinim...
Demek ki yalansın, gerçek değilsin.

Yüreğim kanayan, onmaz yaradır,
Yareme yıllardır aşkın çaredir.
Bana sensiz yaşam artık karadır...
Demek ki yalansın, gerçek değilsin.

Süleyman SAYLAN
(Ankara,25.07.2003, Saat: 01.40) (Şarkı sözü olabilir.)
Şiirin tüm hakları Süleyman Saylan'a aittir.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

YOLUNA GİT...

Boşuna yorulma güzelim
Sen beni tanıyamazsın,
Emeklerin boşa gider,
Zamanına yazık olur...
Ben çözümsüz bir bulmacayım;
Karalarına ak derim,
Aklarına kara.
Ayağına basarım
Acıtırım,
Gönlünü kırarım
Kanatırım,
Yüreğinde yaralar açarım,
Onulmaz...
Doğrulardan sapmadım
Eğrine doğru demem,
Geberesiye sevsem bile
Seninle gelemem.
Bu dünyanın yalanına kapılamam
Senin için,
Sürüklensem de peşin sıra,
Yansam da için için.
Ben,
Anlaşılmaz bilmeceyim;
Sakın çözmeye kalkma beni,
Ömrünü tüketirim...
Yoluna git, yorulma.
Soğuk bir demirden beterim ben,
Sen pırlantasın, elmassın,
Ben kendimi anlayamadım ki,
Sen anlayasın...

Süleyman SAYLAN
(Ankara,19.07.2000, Saat: 01.35)
Şiirin tüm hakları Süleyman Saylan'a aittir.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

YOLUNDA BİR HENDEK...

Ben zaten sevgiye, sevdaya, aşka
Paydos dedim çoktan, gücenme artık,
Kendi hayatını özgürce yaşa;
Yolunda bir hendek değilim artık.

İstediğine bak, hem doya doya;
Kapını aşklar çalsın ardı ardına...
Çok seversen eğer; gir, gir koynuna,
Yolunda bir hendek değilim artık.

Yarını bekleme, gün et gününü,
Unut gitsin beni, düşünme dünü.
Hiç vefa bekleme, sen çek süngünü...
Yolunda bir hendek değilim artık.

Minnetin olmasın hiçbir kimseye,
Dertlerle yoğrulma, çekme sineye.
Kalbin aşkla dolsun, doysun sevgiye...
Yolunda bir hendek değilim artık.

Süleyman SAYLAN
(Ankara,27.02.1994, Saat: 15.00) (Şarkı sözü olabilir.)
Şiirin telif hakları Süleyman Saylan'a aittir.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

YOLUNDA BİR HENDEK...

Ben zaten sevgiye, sevdaya, aşka
Paydos dedim çoktan, gücenme artık,
Kendi hayatını özgürce yaşa;
Yolunda bir hendek değilim artık.

İstediğine bak, hem doya doya;
Kapını aşklar çalsın ardı ardına...
Çok seversen eğer; gir, gir koynuna,
Yolunda bir hendek değilim artık.

Yarını bekleme, gün et gününü,
Unut gitsin beni, düşünme dünü.
Hiç vefa bekleme, sen çek süngünü...
Yolunda bir hendek değilim artık.

Minnetin olmasın hiçbir kimseye,
Dertlerle yoğrulma, çekme sineye.
Kalbin aşkla dolsun, doysun sevgiye...
Yolunda bir hendek değilim artık.

Süleyman SAYLAN
(Ankara,27.02.1994, Saat: 15.00) (Şarkı sözü olabilir.)
Şiirin telif hakları Süleyman Saylan'a aittir.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

KALLEŞÇE...

Önünde elpençe divan dururlar,
Çevrende pervane, uşak olurlar.
Sakın yanılıpta arkanı dönme;
Kalleşçe, kahpece, sırttan vururlar.

Dost gibi görünür, yüzüne güler,
Vefadan, sevgiden, aşktan söz eder.
Arkanı dönersen sen ona eğer,
Kalleşçe, kahpece, sırttan vururlar.

İltifatlar eder hiç sebep yokken,
Hepsi can dost olur aç karnı tokken.
Kudurur arkanı ona dönersen
Kalleşçe, kahpece, sırttan vururlar.

Süleyman SAYLAN
((Kemer (Merit Limra Otel) ,09.01.2000, Saat: 23.40))
Şiirin bütün hakları Süleyman Saylan ve varislerine aittir.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

GEBERİYOR...

Düşümde düştüğüm uçurumlarda
Aşk kayalarına çarpıp
Parçalanıyorum,
Aşkından.
Yüreğim yüreksizlik ediyor,
Söyleyemiyor sevdiğini,
Seni yitirmek korkusundan...
Her sabah uyandığımda,
Sensizlik yorgunu gönlümde,
Aşk kayalarından topluyorum
Parçalarımı,
Dermansız,
Umarsız...
Yüreksiz yüreğim
Yürekleniyor özlemlerle;
Anılara koşuyor
Dizginlerini koparmış,
Gemsiz at gibi
Sana erişmek için.
Yüzünü görmek,
Göz göze gelmek beklentisi
Dakikada yüzyıllar sürüyor.
Yüreğim yüreklilik edip,
“Seni seviyorum.” diyemiyor.
Oysa,
Sensizlikten geberiyor.

Süleyman SAYLAN
Ankara,13.07.2001, Saat:18.15 - 18.30 (Servis otobüsünde)
Bu şiirin bütün hakları Süleyman Saylan ve varislerine aittir.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

DÖN KÖYÜNE.

Sana ne be birader,
Üstüne farz mı senin?
Kirletmişlerse doğayı...
En küçük bir acı,
Burukluk kırıntısı duymuyorsa kirletenler,
Sorun etmiyorsa,
Sorumsuzluklarının utancını taşımıyorsa;
Sana ne oluyor,
Sen kim oluyorsun da
Acıyorsun doğaya?
Sana ne oğlum;
Boşanmışsa kocalar,
Boşanmışsa kadınlar,
Esrarcı,
Tinerci,
Dengesiz,
Hatta satanist olmuşsa çocuklar...
Her gün artıyorsa;
Sorunlarından kaçıp,
Unuturum sanan,
Meyhane kapatan zavallılar...
Bunlara acımak,
Olanlara üzülmek hakkını kim verdi sana?
Bırak enayilik etmeyi;
“Bal tutan parmağını yalasın”,
Ya da
Götürsün balın tamamını,
Birileri bir gecede yesin
Birilerinin yıllık nafakasını,
Birileri çok sevsin kumarı
Bir gecede kaybetsin milyonlarca doları,
Trafik düzeni dayanmasın aşklarına,
Biri çıkmadan biri girsin koyunlarına,,,
Bırak; “bal alan pekmez satsın”,
Bırak; “iki karısı olan yalnız yatsın”,
Bırak; isteyen kumarda batsın,
İsteyen dört kadın alsın.
Boşver aptallık etmeyi de
Bak gününe,
Hiçbir şey bilmiyorsan
Kur sen de bir tarikat;
Götür paraları, karıları,
Farketmesin Leyla, Süheyla, Fadime,
Sıkışırsan “imam nikahı kıydım.” de.
Sen misin dünyanın delisi,
Enayisi,
Kerizi?
Yok; Cansu’nun oğlu askerlik yapmamış,
Yok; Bakırel’in yeğeni hayali ihracat yapmış,
Yok; milletin parası hortuma tutulup
Bankerlerde, bankalarda batmış,
Yok; hükümetler memuruna kazık atmış...
Almış – satmış,
Vermiş – almış,
Yatmış – kalkmış,
Yemiş – içmiş,
Çalmış – çırpmış...
İşin mi yok senin yahu?
Sana ne “elalemin üç oğlak, beş keçisinden”?
Muhtar mısın be kardeşim?
Ahmet yirmi yıldır çalışırmış,
İki fakülte bitirmiş,
Deneyimliymiş,
İşi iyi bilirmiş
Ama,
Bir bok bile olamamış...
Salaklık etme,
Partisi yoksa olmaz tabii,
Üstelik de erkek...
Takma kafanı Serap’a,
İş o kadar ucuz değil;
Serap’ın partisi var,
Fındığı, fıstığı, cevizi var...
Hak etmedi deme,
Fazlasıyla hak etti,
Deneyimsiz deme,
Nasıl olsa öğrenir deneye deneye.
Lise mezunu deme,
Şükret
Ortaokul mezunu olmadığına (!)
Karışma başkalarının işine,
Uy sen de bu gündelikçilere,
Bak düzenine..
Akıllı mısın, deli mi?
Şaban mısın, Veli mi?
Bu kafayla bir yere varamadın
Dünyaya geldiğinden beri,
Böyle gidersen eğer;
Senden bir “bok” olmaz ezeli...
Ağlamak boşuna,
Üzülmek nafile,
Bizden bu kadar.
Beğenmiyorsan
Dön köyüne.

Süleyman SAYLAN
(Ankara,28 – 29.01.2002, Saat: 11.50 – 00.25)
(Süleyman Saylan imzalı bütün şiirlerin tüm hakları
kendisine ve varislerine aittir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

BAŞIM DÖNÜYOR..

Yıllarca küllenen sevda derdimden
Üfürüp külleri közler örüyor,
Bir duygu dalgası coştu kalbimden
Sevgi ipliğiyle bir aşk örüyür
Ben aşk sarhoşuyum başım dönüyor.

Kıvılcım çakıyor damarlarımda,
Yanıyor yüreğim senin aşkınla,
Sen de değilsin belki farkında...
Bakışın yakarak bir aşk örüyür,
Ben aşk sarhoşuyum başım dönüyor.

İnan ki suçsuzum seni severken,
Farkında olmadan kapılmışım ben,
Aşk aydınlığından zindana düşen...
Hasret çeksem bile bu aşk büyüyor,
Ben aşk sarhoşuyum başım dönüyor.

Süleyman SAYLAN
(Ankara,01.07.1993, Saat: 15.15)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

... AŞKINLA KELEBEK GİBİ...

Baharı beklerken vurgunu yedim;
Karşıma çıktın sen, bir melek gibi.
Çılgınca tutulan bu yorgun kalbim;
Uçuyor aşkınla kelebek gibi...

Gönlüm bu sevgiyle sel gibi aktı,
Tanrıya yalvarıp bir dilek kaptı,
Sevinç yumağından kanatlar taktı,
Uçuyor aşkınla kelebek gibi...

Kanım dondu sanki, damla akmıyor,
Ateşinle yanarken acı çekmiyor,
Dünya güzeline dönüp bakmıyor.
Uçuyor aşkınla kelebek gibi...

Süleyman SAYLAN
(Ankara,09.05.1993, Saat: 22.00)
Şarkı sözü olarak yazılmıştır.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

... BİLİRSEN.

Bana bir selam yolla
Yoldan geçen değilsen,
Sevilmeye hazırım
Sevmesini bilirsen...

Belki senin olurum
Peşim sıra gelirsen,
Dikensiz bir goncayım
Koparmayı bilirsen...

Dudaklarım kor gibi
Ateş olmuş yanıyor,
Öpülmeye hasrettir
Öpmesini bilirsen...

Tenim susuz, kuraktır
Sürülmemiş topraktır,
Ekilmeye muhtaçtır
Ekmesini bilirsen..

Aşka yelken açmışım
Yalnızım ben yalnızım,
Sevilmeye hazırım
Sevmesini bilirsen...

Süleyman SAYLAN
(Ankara-İzmir yataklı tren restoranı,30.10.2000, Saat: 22.50)
Şarkı sözü olabilir.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

BİR ACAYİP DÜNYADAYIZ...

Ağır, aksak, hızlı, yavaş
Bir acayip dünyadayız...
Bir yarımız ister savaş,
Bir yarımız barıştayız.

Alavere, dalavere
Çok ucuza satıştayız.
Kıro kokan sosyeteyle
Bir amansız yarıştayız.

Huysuzlaştık, soysuzlaştık,
Çalıp, çırpıp hırsızlaştık.
Çıkar için kuyu kazdık...
Hep kötüye kayıştayız.

İyi niyet serserilik,
Dürüst olmak bir delilik,
İnsanlıksa, enayilik
Diyen yeni bakıştayız.

Sonu gelmez bir gidişe,
İtler gibi didişişe,
Kötü sonlu bir bitişe
Akıl almaz varıştayız.

Süleyman SAYLAN
(Ankara,09.06.1993, Saat: 00.20)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

GÖZYAŞI İSTEMİYORUM

Sakın ağlama ardımdan,
Gözyaşı istemiyorum...
Benim için sen kahrından
Üzülme, ben seni değil,
Yaşamayı sevmiyorum.

Sevgi yoksa yaşamanın
Manasını anlamadım.
Tükenirken adım adım
Üzülme, ben seni değil,
Yaşamayı sevmiyorum.

Kalsın kalbim sensiz bomboş,
İster deli, ister sarhoş...
Duygularım hep başıboş...
Üzülme, ben seni değil,
Yaşamayı sevmiyorum.

Süleyman SAYLAN
(Ankara,02.07.1993, saat: 02.30)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

GÜNDELİKÇİLER.

Karanlık sürerken tan ayazında,
Sımsıcak yataktan çıkmışlar yola,
Bir kürek, bir kazma omuzlarında
İşe çıkmış yine gündelikçiler.

Kahvaltı çıkını bellerde bağlı,
Kışın soğuğunda cıscıbıl hepsi,
Yevmiye peşinde şahinler gibi
Avlarını arar gündelikçiler.

Toplanırlar yine kahve önünde,
Gelecek patronlar seçecek diye.
Günü kurtarırdı bir tek yevmiye...
Yoksa aç kalırdı gündelikçiler.

Muhtaçlar lokmaya, bir damla suya,
Efendidir güya, taçtır başlarda...
Seçmezde patron iş bulamazlarsa
Perişan olur bu gündelikçiler.

Karlı iş görmeden ömür bitiyor,
Sürünmek cabası açlık yetiyor,
Karadır yazgısı, süründürüyor
Kan ağlar, yas tutar gündelikçiler.

Süleyman SAYLAN
(Ankara,11.11.1988, Saat: 01.27)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

CAN HAVLİYLE...

Bir kaç esinti
Kokularını getirdi bugün,
Avuçladım,
Kokladım esintileri...
Funda kokularında boğulup,
Saçlarını tutayım diye
Can havliyle.

Bir kaç esinti
Bakışlarını getirdi bugün,
Avuçladım,
Yokladım esintileri...
Gözlerini bulup,
Derinliklerinde yiteyim diye
Can havliyle.

Defalarca avuçladım
Bu esrik esintileri;
Güzel yüzünü göreyim,
Sinendeki gülleri dereyim,
Bugün olmazsa bile yarın
Seni ömür boyu seveyim diye
Can havliyle.

Süleyman SAYLAN
(Denizli,23.08.1965)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ANLAMSIZ KALDI

Oturup saydım da ******* boyu,
Ömrümde yaşanan üç, beş gün vardı.
Göründü bak artık ömrümün sonu
Beyhude... Yaşamak anlamsız kaldı.

Mutluyum diyemem, mutsuz hiç değil,
Duygular başıboş, yüreğim sefil.
Sevgisiz sevdaya olamam kefil...
Beyhude... Yaşamak anlamsız kaldı.

İçince yazılan sahte şiirler,
Çıldırır yüreğim, sevdasız inler.
Paran yoksa seni züğürtler dinler...
Beyhude... Yaşamak anlamsız kaldı.

İnsanlar aşkını sattı parayla,
Kör, topal demedi, akla, karayla,
Yaşlısı genciyle yattı sırayla...
Beyhude... Yaşamak anlamsız kaldı.

Çarpık, yüreklerin düzeni çarpık,
Ardamarı çatlak, yüzleri yırtık.
Sevgiyi boş verip paraya taptık...
Beyhude... Yaşamak anlamsız kaldı.

Süleyman SAYLAN
(Denizli (Mantar restoran) ,10.09.1994, Saat: 22.00)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ANLAMAZ GÖRÜNME...

Yüreğimde coşan sevginin seli,
Başımda esişen kavak yelleri,
İçimi kanatan yaban gülleri
Anlamaz görünme sensin biricik.

Yorulan yüreğim sensiz olmasın,
Sevgi ırmaklarım susuz kalmasın,
Aktığım her yerde inan sen varsın
Anlamaz görünme sensin biricik.

Başımda esen bu kavak yelleri,
Sevdamı anlatan sazın telleri,
Karanlık gecemde gözlerin feri
Anlamaz görünme sensin biricik.

İçimi kanatan yaban gülleri,
Yaban güllerinin batan dikeni,
Yorgun gönlümdeki bülbülün sesi
Anlamaz görünme sensin biricik.

Yüreğimde coşan sevginin seli,
Göklere uçuran hortumun yeli,
Bana öğretensin içten gülmeyi
Anlamaz görünme sensin biricik.

Süleyman SAYLAN
(Ankara,19.12.2001, Saat: 01.43)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ADAM OLDUN MU SANDIN?

Kuru sıkı bir tüfek gibi patladın,
Kabak çiçeği gibi çok erken açtın.
Sen zaten gösterişe, şöhrete açtın...
Senin burnun büyüdü birden, aniden,
Adam oldun mu sandın? Daha çok erken.

Düne kadar herkesle düşüp kalkarken
Üçtü, beşti demeden takla atarken;
Kökenleri olmayan bir çiçektin sen...
Senin burnun büyüdü birden, aniden,
Adam oldun mu sandın? Daha çok erken.

İsterik kahkahalar atar dururdun,
Baygın bakıp süzerek, avları vururdun.
Hayal kurar, düş görür, zengin olurdun...
(Şöhret için kudurur, çılgın olurdun...)
Senin burnun büyüdü birden, aniden,
Adam oldun mu sandın? Daha çok erken.

Ne çabuk da unuttun, o günlerini,
Dolaşırdın damgalı, kötü pul gibi.
Bir kenar mahallenin sürtük dilberi...
Senin burnun büyüdü birden, aniden,
Adam oldun mu sandın? Daha çok erken.

Adını söyleyemem, sana (o) derler;
Güzelliğin durdukça seni isterler,
Pörsüyüp dökülünce, çiğner geçerler...
Senin burnun büyüdü birden, aniden,
Adam oldun mu sandın? Daha çok erken.

Süleyman SAYLAN
Ankara,18.02.1994, Saat: 22.20


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

DUVAKLAR İÇİNDE... (BİR DAMLA GÖZYAŞI...)

Duvaklar içinde gelin olmuşsun,
Davullar çalıyor düğün evinden.
Anladım, artık sen elin olmuşsun,
Bir damla gözyaşı aktı gözümden.

Elveda demeden çekip giderken,
Ayrılık kor olup, yaktı peşinden,
Ağlarım sanmıştım pınarlar gibi
Bir damla gözyaşı aktı gözümden.

Rüzgarın önünde yelken açmışım,
Sana ben yıllarca boşa kanmışım,
Yanında derbeder, perişanmışım,
Bir damla gözyaşı aktı gözümden.

Seninle beyhude geçen yılların,
Sana değer sanıp akan yaşların
Katresi harammış şimdi anladım.
Bir damla gözyaşı aktı gözümden.

Geriye dönsen de artık nafile,
Yerini boşalttım seven kalbimde,
Perişan perişan ağlarken bile
Bir damla gözyaşı aktı gözümden.

Süleyman SAYLAN
(Ankara,14.09.1996, Saat: 01.20)
Şarkı sözü olarak yazılmıştır.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

BU ÇAĞDA BU KAFA...

Bilmem düşündünüz mü hiç
Niye geldiniz dünyaya?
Sevindiniz mi
İyi ki dünyaya gelmişim diye?
Kandınız mı
Sevmeye, sevilmeye?
Uğraştınız mı mutlu olmak için?
Çalıştınız mı
İnsanları mutlu etmeye? ...

Çok iyi niyetlisiniz
Ya da
İnsansınız diye,
Çıktı mı adınız kerize,
Enayiye?
Hoş
Bu çağda bu kafa,
Sevilmemek de caba...

Süleyman SAYLAN
(Ankara,21.07.2001, Saat: 01.45)
(Şiirin bütün hakları Süleyman Saylan ve varislerine aittir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

BOŞUNA YANMA.

Kendini bulunmaz dünya nimeti
Sanıpta, beni de mecburum sanma.
Sevsem de bilirim “hayır” demeyi
İş işten geçince boşuna yanma.

Dertlerin derdimdi, hevesin heves,
Seninle doluydu aldığım nefes...
Çok daraldı artık göğsümde kafes,
İş işten geçince boşuna yanma.

Ellerin sözüne kanarak gittin,
Çılgınca düşlerle kendinden geçtin,
Meleği bırakıp şeytanı seçtin...
İş işten geçince boşuna yanma.

Bu hayat sensiz de yaşanır elbet,
Sen de öğrenirsin, az daha sabret.
İnsan gibi sevmek, büyük fazilet...
İş işten geçince boşuna yanma.

Süleyman SAYLAN
(Ankara,17.02.1994, Saat: 01.35)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

BİZ SENİNLE BULUŞMAZSAK...

Düşlerimi esir aldın,
Duygularım sana tutsak.
Allah bile gücenecek
Biz seninle buluşmazsak.

Yıldırımlar gibi çarptın,
Yanardağlar gibi yaktın.
Derde deva olamazsın,
Biz seninle buluşmazsak.

Cismin sende, düşün bende,
Benimlesin gündüz gece.
Öleceğim göre göre
Biz seninle buluşmazsak.

Yaşam sensiz haram oldu,
Zindan oldu, dünya durdu.
Ölmek olur en doğrusu
Biz seninle buluşmazsak.

Süleyman SAYLAN
(Ankara,18.07.1998, Saat: 01.30)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

BU SINAVI GEÇECEĞİM.

Mutluluktan içeceğim,
Sarhoş olup düşeceğim.
Senin aşkın ile yanıp,
Yana yana pişeceğim.

Uyku girmez gözlerime,
“Seni nerden sevdim? ” diye.
Sevgin sırat olsa bile,
Bu sınavı geçeceğim.

Sevdan ile boğma beni,
Sevdim diye yorma beni,
Başkasından sorma beni,
Ölsem bile seveceğim.

Öyle kolay olmayacak,
Sevda gülüm solmayacak,
Asla elin olmayacak,
Muradıma ereceğim.

Al duvaklar giyeceksin,
Bana gelin geleceksin,
Gönlümde gül vereceksin,
Tutam tutam dereceğim.

Bugün varsın, yarın varsın,
Hep benimle olacaksın,
Bir de oğlan vereceksin,
Sevincimden öleceğim.

Mutluluktan içeceğim,
Sarhoş olup düşeceğim.
Ben senin aşkın yüzünden,
Yana yana pişeceğim.

Süleyman SAYLAN
((İzmir-Selçuk (Yoncaköy) ,07.08.1999, Saat: 03.05))
Not: Şarkı sözü olarak yazılmıştır.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

FELEĞİN ŞAŞAR.

Sevdanın çiçeği ansızın açar,
Evreni doldurur, yürekten taşar.
Vurgun yemiş gibi sendelersin hep;
İnletir insanı, feleğin şaşar.

Limanlara sığmaz özgür denizde,
Savrulur rüzgarın hoyrat elinde,
Arzu denen sazın ince telinde
Kaybolur gidersin, feleğin şaşar.

Aklını başından alır götürür,
Ruhunu zindanda, yerlerde sürür.
Yıl olur *******, seni öldürür...
Ağlamak nafile, feleğin şaşar.

Süleyman SAYLAN
(Ankara,10.05.2002, Saat: 00.47) Şarkı sözü olabilir.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ELVEDA DEME HİÇ...

Elveda deme hiç, bir gün gidersen;
Sakın geri dönüp bakma, istemem...
O solgun resmini isteme benden;
Kalbime kazıdım, geri veremem.

Gözlerin gönlümde yanan bir ışık,
Saçların kalbimi saran sarmaşık,
Isıtır dudağın, aşkla karışık...
Kalbime kazıdım, geri veremem.

Seni hiç görmesem, çekip gitsen de,
Benden başkasına gönül versen de,
Üstelik ecele boyun eğsen de...
Kalbime kazıdım, geri veremem.

Süleyman SAYLAN
(Ankara,28.06.1993, Saat: 14.30) Şarkı sözü olarak yazılmıştır.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

DOĞUN...

Can atmayın sakın
Bu dünyaya doğmaya;
Ekşimeye yüz tutmuş yoğurt gibi
Mayası bozuk bu dünyada
Bir bok yok.
Çirkefliklerle yoğrula yoğrula
Çirkefleşmiş,
Yüzsüz muhabbetler kurmuş,
Onlarla düşüp kalkmaktan
Yüzsüz olmuş...
Dost görünenler bile
Dostluklarını unutmuş;
Dıştan bakınca insan,
İçlerine girince şeytan bunlar...
******larla dolu bu evren
Kadınıyla, erkeğiyle...
Doğmayın sakın bu evrene;
Acırım sonra, üzülürüm size.
Yılanlarla yatmak,
Baykuşlarla el ele vererek
Soytarılara tapmak zorunda kalabilirsiniz.
Tercih sırasında siz
Sonlara düşerseniz,
Sokak köpeğinden beterdir geleceğiniz.
Yine de,
Siz bilirsiniz...

Fakaaat;
Babanızın suyundan,
Ananızın huyundan miras alacaksanız;
Çalacaksanız, çırpacaksanız,
İyi bir sahtekar olacaksanız,
Her gelenle yatacak,
Boynuzlarınız uzasa bile,
Sakal sıvazlayıp, cilalayacaksanız...
Bugünü var, yarını yok sayıp
Dalganıza bakacak,
El pençe divan duracaksanız...
Giden ağanız, gelen paşanızsa;
Makbul, muteber insan olursunuz.
Bu meziyetler varsa sizde,
Ne beklersiniz daha
Ananızda, yerinizde? ...
Doğun ****** çocukları.

Süleyman SAYLAN
Ankara,19.07.2000, Saat: 00.50


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

TAM YETMİŞBEŞ YIL OLDU

Kök salınca özgürlük Türklüğün doğasında;
Hiç solmadı, güçlendi, çiçek açtı, gül oldu.
Kuruldu cumhuriyet Kurtuluş Savaşı’yla,
Yıkılamaz bir daha, tam yetmişbeş yıl oldu.

Atatürk’ten güç aldık, baş koyduk biz uğruna,
Bize karşı duranlar uğradılar bozguna.
Adım, adım güçlendik çağdaş olmak yolunda,
Demokratız, laikiz, tam yetmişbeş yıl oldu.

Ddostumuzla düşmanı öğrendik teker, teker,
Dışarda yabancılar, içerde örümcekler...
Evrensel barış için verdiğimiz ders yeter,
Ortaçağı terkettik, tam yetmişbeş yıl oldu.)

Kimi topla tüfekle saldırdı kardeşine,
Kimi dıştan destekle küfretti milletine;
Herkes aldı dersini, itler güldü leşine...
Yıkılmaz birliğimiz tam yetmişbeş yıl oldu.

Kulaklara küpedir Atatürk’ün gençleri,
Boğacaktır her zaman bağnaz düşünceleri,
Karanlık emellere geçit vermez türk eri,
Ordumuzla el ele tam yetmişbeş yıl oldu.

Anlayana ses verdik bölünmez gücümüzle,
Toprağımız bütündür, verilmez karış bile.
Gafillerin uğraşı, hainliği nafile;
Atatürk’le özleştik, tam yetmişbeş yıl oldu.

Süleyman SAYLAN
Ankara,13.05.1998, Saat: 23.45 (Marş sözü olabilir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

YAŞ KIRK OLDU KOŞA KOŞA.

Yaş kırk oldu koşa koşa, (Ömür bitti koşa, koşa,)
Sevgi denen o yokuşa...
Çakır gözle, kara kaşa
Yandım allah! . Seviyorum,
Seve, seve eriyorum.

Bir boyu var, sanki selvi,
Aklım’aldı sineleri,
Yanağında bir de beni...
Yandım allah! . Seviyorum,
Seve, seve eriyorum.

Dudakları ateş rengi,
Sırma saçlı peri sanki...
Sarhoş etti aşkı beni.
Yandım allah! . Seviyorum,
Seve, seve eriyorum.

Süleyman SAYLAN
Ankara,07.08.1990, Saat: 01.35 TSM olarak bestelendi:


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

YELKENİMİ DOLDURSANA

Denizinde yelkenliyim,
Yelkenlerim çoktan fora...
Rüzgarımdır aşkın benim,
Yelkenimi doldursana.

Fırtınayla gelme bana;
Pamuk gibi kucağına
Uzanayım doya, doya...
Yelkenimi doldursana.

Nazlanırsan üzülürüm,
Yel estikçe ben yürürüm,
Dalgalarla süzülürüm...
Yelkenimi doldursana.

Sevgim sonsuz, derya kadar...
Seni seven bir kalbim var,
Yüzdür beni diyar, diyar.
Yelkenimi doldursana.

Hırçın esip batırma ha!
Dayanamam karanlığa...
Okşa beni rüzgarınla.
Yelkenimi doldursana.

Süleyman SAYLAN
Ankara,15.11.1995, Saat: 18.40 (Şarkı sözü olabilir.)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

YENİDEN

Denizlerde yıkadık duygularımızı;
Pisliklerden, kötülüklerden arındı,
Aklandı, temizlendi,
Boyutlanıp evrenselleşti sandık...
Oysa;
Tuzlara bulandı,
Paslandı.
Yel esti savrulduk delicesine,
Yaz geldi kavrulduk acımasızca.
İlkbaharlarda yeşerir gibi olduk
Derken;
Sonbahara dayanamayıp
Çiçekler gibi solduk,
Yaprak, yaprak döküldük...
Düşlerimizden daha sağlam çıktı
Kabukları istiridyelerin...
Ya sevgimiz bizi tüketti,
Ya da biz sevgimizi.
Denedik özverilerle
Sevgisiz sürdürmeyi yaşamı;
Ahtapotun iki ayrı kolu gibi...
Birimiz kuzey rüzgarlarına kapıldı,
Çekip gitti Kuzey Kutbu’na,
Üşümeden...
Üşenmeden...
Diğerimiz pusulasız kaldı;
Varamadı Güney Kutbu’na...
Ölümün temizliğe çıktığı gün anladık ki;
Sevgisiz olmuyor,
Sevgisiz ölünmüyor bile...
Biz ölmeyi bir kuytuda bırakalım;
Umutla beklesin az daha,
Pusuda sinsice...
Ama;
Umutsuzca olsa bile
Sevmeyi deneyelim biz
Baştan,
Yeniden...

Süleyman SAYLAN
Ankara,08.12.1994, Saat: 00.15


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

YUNUS REİS

Kurmuşlar şirin bir teknede,
Salaş mı salaş bir meyhane.
Kemanın akordu bozuk telinde
Yüreğim seninle, sen yad ellerde.

Tekne sallanır haa.. Sallanır,
Her kadehte başım döner, dumanlanır.
Gönlüm hasret şarkısına yaslanır...
Yüreğim seninle, sen yad ellerde.

Bu gece bitmesin, sabah olmasın,
Doldur kadehleri hiç boşalmasın,
“Yunus Reis” sevdamı unutmasın...
Yüreğim seninle, sen yad ellerde.

Doyumsuz geceydi, zevkle yaşadım;
Bilmem ki gerçek mi, rüyada mıydım?
Ömrüm böyle geçecekse, ben varım...
Yüreğim seninle, sen yad ellerde.

Süleyman SAYLAN
İzmir (Kordon’daki Yunus Reis teknesi restoranı)
24.10.2001, Saat: 21.45


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

... SEVDAYA GÖMDÜM.

Yılları boş yere sevdaya gömdüm,
Mum tükendi artık, ışığı söndü.
Sevda diye diye tükenen ömrüm,
Serseri mayında fitile döndü.

Yaşam zor derlerse sakın inanma,
Sevdayla geçmişse ömrüne yanma,
Körükle yangını sönecek sanma...
Yüreğim aşkınla deliye döndü.

Haydi deneyelim tekrar sevmeyi,
Kuşun kanadında uçup gezmeyi.
Ben seni, sen beni mutlu etmeyi...
Sevdada talihim seninle döndü.

Bitecekse ömrüm seninle bir gün,
Bugün bayram olsun, yarınlar düğün.
Sensiz kalacaksam eğer, ölürüm...
Sevdada talihim seninle döndü.

Süleyman SAYLAN
Ankara,15.07.1997 Şarkı sözü olarak yazılmıştır.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

İÇME DEME MEYHANECİ

Çağlar oldu, coştu derdim,
Yüreğimi yıktı derdim.
Unutmaya karar verdim...
“İçme” deme meyhaneci,
Sen derdimi bilemezsin.

Nasıl içmem, bağrım yanar,
Sevda derdim durmaz kanar.
Yüreğim hep onu anar...
“İçme” deme meyhaneci,
Sen derdimi bilemezsin.

Sabaha dek içeceğim,
Sarhoş olup düşeceğim.
Yaraları deşeceğim...
“İçme” deme meyhaneci,
Sen derdimi bilemezsin.

Beni burda bırak gitsin,
Meyhaneni kapat gitsin,
İçkilerin hepsi bitsin...
“İçme” deme meyhaneci,
Sen derdimi bilemezsin.

'İçme” deme, rahat bırak,
Onsuz kalan kalbim kurak.
Sen de sever, yanarsın bak...
“İçme” deme meyhaneci,
Sen derdimi bilemezsin.

“İç! ” de artık, sen de kurtul,
Bu ne ilktir, ne de sondur.
Kadehime içki doldur...
“İçme” deme meyhaneci,
Sen derdimi bilemezsin.

Benim için bu son çare,
Çare oldu içmek, derde.
Erkeklik var bir de serde...
“İçme” deme meyhaneci,
Sen derdimi bilemezsin.

Süleyman SAYLAN
(Ankara, 04-20.04.1994, Saat: (*******in geç saatleri))
Şarkı sözü olabilir.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

İÇİMDEKİ ŞEYTANI...

Boş bir inat uğruna yıllarımı yitirdim,
Sevmeye yemin edip, kabuğuma çekildim.
Yalnızlık ömür boyu çilem olup sürmesin,
İçimdeki şeytanı uyandırıver gitsin.

Akan sular duracak, güneşim parlayacak;
Karanlığa hapsolan bu gönlüm kurtulacak,
Damarlarım aşk ile yanarak tutuşacak...
İçimdeki şeytanı uyandırıver gitsin.

Öpüşlerle can bulsun, göğe çıksın tepeler,
Heyecanla titresin bedenimde her bir yer.
Ondan sonra isterse dünya olsun bir mahşer...
İçimdeki şeytanı uyandırıver gitsin.

Yanardağlar kükresin içinde bedenimin,
Muradına erişsin, bitsin artık özlemim,
Su dökülmüş köz gibi sönüversin yüreğim...
İçimdeki şeytanı uyandırıver gitsin.

Süleyman SAYLAN
31.10.2000 Saat: 00.10
(Ankara-İstanbul yataklı treni restoranı (Eskişehir)) Şarkı sözü olabilir.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

İHANET

Yüreğime kor düştü, alev alev yanıyor,
Parçalandı duygular, için için kanıyor.
Kendi gibi herkesi tutkun sever sanıyor...
Öğrenince kalbimin oldu hali bir sefil,
İhanetin öldürdü, hazmetmek kolay değil.

Sevgi verdim, düş verdim; dünyayı doldururdu,
Gönül verdim, aşk verdim; göklere uçururdu.
“Seni sevdim” demekse; bir tarifsiz gururdu...
Öğrenince kalbimin oldu hali bir sefil,
İhanetin öldürdü, hazmetmek kolay değil.

Boş yere aldatmışım bu zavallı kalbimi,
Hiçbir söz anlatamaz şu perişan halimi,
Meğer aşklar yalanmış, hepsi seninki gibi...
Öğrenince kalbimin oldu hali bir sefil,
İhanetin öldürdü, hazmetmek kolay değil.

Süleyman SAYLAN
(Ankara, 02.07.1993, Saat: 21.15) Şarkı sözü olabilir.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

BAŞIN SAĞ OLA...

Seni yaban çileği sandım;
Diktim gönül bahçemin gizli köşelerine,
Sevda kanserine tutulmuş hücrelerim gibi
Çoğalasın diye...
Aşk ırmaklarından sular taşıdım
Gönül kadehlerimle;
Doya doya doyasın,
Kana kana kanasın istedim...
Portakal çiçeklerinden derlenmiş,
Doyumsuz kokular yolladım sana
Hasret yelleriyle,
Özgür kuşların kanatlarında.
Nar çiçeklerinden çaldığım,
Evrenin tüm renklerini
Serdim ayaklarına;
Açınca rengin olur sandım...
Aldandım.
Oysa;
Tükendi sularım,
Kokularım yel olup uçtu,
Öldü ak güvercinlerim,
Kanatları kırıldı,
Bir umar bulamadım.
Özgürlük
Sevdamın mezar taşında
Yazılı kaldı, bak!
Ama sen açmadın,
Sen kokmadın;
Yüz tuttun kurumaya,
Ben yüreğimle suladıkça seni,
Çürüdün...
Yetim bıraktın beni,
Yazık ettin aşkıma,
Öksüz kodun.
Gözün aydın,
Başın sağ ola...

Süleyman SAYLAN
(Ankara, 13.04.2001, Saat: 08.55)
(Sabah işe gelirken servis otobüsünde)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

ALLAH'A ŞÜKÜRLER...

Kalbimde sessizce çıkan yangınlar,
Beni senin için aşkla donatmış...
Kendimi sahipsiz bir kul sanırdım;
Allah’a şükürler, seni yaratmış...

Dünyamda sen varsın, bir de aşkımız,
Üstelik sevgiyle donatılmışız...
Birbirimiz için yaratılmışız...
Allah’a şükürler, seni yaratmış...

Bitmesin bu sevda, sakın bitmesin,
Güzelim duygular çekip gitmesin.
İnan benim için vazgeçilmezsin...
Allah’a şükürler, seni yaratmış...

Süleyman SAYLAN
(İzmir-Selçuk /yoncaköy,26.07.1993, Saat: 23.00)
Şarkı sözü olarak yazılmıştır.


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

YAPTIKLARIYLA KALDILAR...

Affetmediler beni;
Demirciler örs sanıp beynimi,
Demir dövdüler üstünde.
İnsafsızlar
Dağları astılar kirpiklerime,
Dilime tuz bastılar,
Seni sevdim diye...
İşte bu yüzden gözlerim kör,
Beynim ezik,
Dilim tutuktur benim.
Bu ezik beynimde oluşan senli düşüncelerim,
Bu yüzden karmakarışık,
Perişan...
Benim insan olduğumu,
Yüreğimin bulunduğunu unuttular,
Düşünmediler,
Anlamadılar.
Oysa,
İnsanların yüreği de vardır;
Söz dinlemeyen,
Seller gibi coştuğunda engeller yıkan,
Bentler, hendekler aşan,
Kanadı yokken uçan,
Ota da, boka da konan...
Daha tomurcukken;
Öldürdüklerini,
Öldürebileceklerini sandılar sevgimi.
Su döktüler yüreğimin ateşine
Sönsün diye,
Ayrılıklardan mezar kazdılar,
Mezar taşı diye yalnızlıklarımı koydular...
Başardıklarını sandılar.
Hah, hah, hah, ha...
Oysa,
O bende yaşıyor,
Ayrı değilim.
Ben iki kişiyim,
Yalnız değilim.
Yaptıklarıyla kaldılar...

Süleyman SAYLAN
(Ankara,12.07.2000 Saat: 01.57)


Süleyman Saylan

[GooD aNd EvıL]

DOLDURDUK BU ÖMRÜMÜZÜ.

Hayat denen eğri yolda
Doldurduk bu ömrümüzü.
Avarece sağda, solda
Doldurduk bu ömrümüzü.

Bugün, yarın diye diye,
Çok çalıştık ölesiye.
Hep yaşadık veresiye...
Doldurduk bu ömrümüzü.

Her geceyi gündüz sandık,
Hayal kurup, düşe kaldık,
Yalan söze çabuk kandık...
Doldurduk bu ömrümüzü.

Gül istedik, diken battı,
Dostlar bile bizi sattı;
Sürü gibi sürüp attı...
Doldurduk bu ömrümüzü.

Geldik geçtik, geçmiş olsun,
Değirmenler suyla dolsun,
Çekinmesin, düşman gülsün...
Doldurduk bu ömrümüzü.

Süleyman SAYLAN
(Ankara,08.12.1993, Saat: 21.45)


Süleyman Saylan