Tam Sürümü Görüntüle : Umut Ülbegi
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 02:06 PM
Yaprak dökümü saatleri bunlar
yaz, bahar içinde kışı yaşatıyor ikibinbeş
karanlıklar
karanlıklar
ilk ve son sevdiğim de yok artık
kağıttan gemilerimi
sudan hayallerime
benzin döküp yaktım
Yanan bedenimi seyrederken
gözlerimi sessizce denize bıraktım
Sevdim
'sev' ile başladı herşey
'nur' ile bitti
sevdim
ışık denizdeki gözlerimi kör etti
ay dönüyordu
bir gece daha yaşlandı insanlar
karanlıklar
karanlıklar
Yaprak dökümü saatleri bunlar
üç saat için bittim ben
ve masada bir umut var uzaklarda
dedirtmemek için
Yandığım kadın yok artık
anılarımı gül yapraklarına sarıp
benzin döküp yaktım
yanan bedenimi seyrederken
yüreğimi ellerimle parçalayıp
köpeklere attım
Bir daha sevmem
bir daha sevemem
yüreğim yok
gözlerim yok
artık
sen
yoksun.
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 02:06 PM
Sevdiğin biri ölünce
içinde kırkbir mum yanarmış
sonra her gün
bir mum söner
kırkıncı gün son kalan mum
ömür boyu acıyla kanarmış
Anlamıyorum
sen gitiğinden beri
içimde yüzünü aydınlatan
yüz mumluk ampul yanıyor
onca karanlık ruhun içinde
hiç kimse
-sen bile-
günden güne sönmeksizin
yandığımı anlamıyor.
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 02:06 PM
Beni çepeçevre saran
yer çekiminin
en çekici
yeri
senin yanın
Senin yerin
Benim yanım.
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 02:06 PM
Bir posta güverciniyim
yönünü bulamayan
gece seni karartmadıkça
ağlamayan
Yönünü bulamayan
bir posta güverciniyim
dudaklarım yoktur
ellerini ver de
incineyim
Bir güvercine
ellerinden yem yedirdiğinde
hem de bir posta güvercinine
sanma ki
tüm mektuplarını sana verir
İhtimal
bir gün sarı bir zarf içinde
ellerini geri gönderir.
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 02:06 PM
Bir yudum içki damarlarımda gezen
savurgan düşünceler
ıssız tepeler
ışıksız tepeler
nokta üzerinde koşarken
çizgilere düşen ben
her çizgide çizim çizim dört dönen gözler
faltaşı gibi açılan kanatlarda
sonsuza uçan helikopter
elimden kaçan seks
anlamsız dürtüler
içkinin artışı
damarların ölüme atlayışı
kayalıklar
rotası belirsiz bir gemi
gemici
dümen
iki adım ötesi ölüm
ölüm hemen
ölüm şimdi
ölüm
yaşamayı beklemeden
19.11.1996
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 02:06 PM
O beyaz dağın eteğinde
başım giyotinde
bekliyorum sırtım dik
gözlerim açık
son dokunuşun ellerimde
merasim başlasın
davullar susmasın
yaşasın ölüm
yaşasın
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 02:07 PM
Yazlık Sinemada Film Biterken, Yaz Biterken
Son
sessiz
olur
nüans
anlarsın
filmin sonu mu
aşkın sonu mu
Fin
Felaket in
Umut Ülbegi
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 02:07 PM
Bir zamansızlık vardı
umarsızlığının ardında
oysa ki ben çoktan ölmüştüm
tutamamıştım yeminimi
Aklımı çelen geçmişin soğuk yüzü
kanın sıcaklığıyla avunurken
yapabilecek ne kalmıştı ki
Bir zamansızlık vardı
umarsızlığının ardında
bunu ne ben anlayabildim
ne fotoğraflar
ne de sen
ama çoktan ölmüştüm
İçimde kor bir ateş ve
her kıvılcımla toprağı bereketlendiren
bir yitik beden
19.02.1998
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 02:07 PM
Sefaletim
yürekte yangının
yanıp yanıp sönmesidir
Cesaretim
yükünü acıyla boşaltan ruhun
bedene geri dönmesidir
Kutup çizgisini aştım
cenkte söylenmez sözleri
sulha kattım
söz elden niye incinir
sus eski vuslatlarına
izi yok ki fahişe ruhların
uzuyor masalların
kutup çizgisini aştım
toprağa karıştım
ben etten dünyaların elindeki
nişan yüzüğüyüm
iyi nişan al
biliyorsun ölümlüyüm
düş üşür
sokak üşür
yananlar ölmeye de alışır
o rüzgar gülünün altında
ucuz mavi mezarımda gömülüyüm
Sefaletim
sensiz kalmanın
seninle olmaktan
tiksinmesidir
Esaretim
bedeninle
sarmaş dolaşken bile
ruhumun kendini tatmin etmesidir.
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 02:07 PM
Yıldızları gökten sıyırıp
daha parlak parlak
sıcak sıcakken vereceğim sana
ışıltısı güneş gibi dudaklarında
sokak sokak gezerken istanbul'u
sola gitsem dudakların
sağa gitsem gözlerin
yaşarken sonsuzluğun tek yolu
'Durdurun
gemileri durdurun
denizlere mahkum değiller
sevdalılarsa eğer
Durdurun beni
durdurun
aşk yücedir
herşeye değer'
Yıldızları tek tek toplayıp
gökyüzünü vereceğim sana
gözlerin her gece bir yıldız
yatağımda
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 02:07 PM
İçimden kopup gelen bir korkuydu sana aşık olmak. Dalgalarına kapılıp sürüklenmek bir sal gibi ufka doğru. Bu yüzden *******e gizlerdim gözlerinin eşsiz ışıltısını. *******i dizelere gizlerdim sonra.
Saçlarından yola çıkardım sessizce. Uzun ve yorucu bir yolculuk olurdu parmaklarıma. Yumuşak dokunuşlarda alevlenirdi dudakların.
Dudakların İzmir.
Dudakların İstanbul.
Dudakların içimi ısıtan bir masaldı annemden dinlediğim.
Bütün bir gün seni seyredebilirdim. Gözlerin gözlerimde yankılanırdı. Gözlerim sessiz çığlıklarla gözbebeklerine koşardı. Kaybolurdum. Her defasında çekip çıkarırdın beni acının derinleştirdiği dipsiz kuyulardan.
Beni “SENİNleştirirdin”.
Dudakların ateş, dudakların volkan gibi yakardı. Ruhum yükselmek isterken ölüme, her defasında beni çeker alırdın.
Dudakların alırdı beni, gözlerin alırdı.
Benliğim olurdun.
Yüreğim olurdun.
Gökyüzünden bir parçaydın sen. En güzel maviden kesip almıştım seni. O günden beri sonsuzmuş gibi meydan okuyup her kıyamete dilek yerine seni tutmuştum yıldız geçişlerinde. Her seni dilediğimde daha çok senin olmuştum.
Uzaklardan, nehirlerden bir şarkı mırıldanıyor yalnızlık…
“Soğuk *******den biri
Soğuk ve sensizlik dolu
Saçların, ellerin yok yanımda
Sensiz ölüm gibiyim…”
Yalnızlık sesini yükseltiyor. Gözlerinin dokunduğu her yer acıyor. Biliyorsun sensin silemediğim aklımın en uzak köşelerinden. Sen gittin ve mutluluk ta kalktı tedavülden.
- İçimde öldüğün günden beri -
******* uzun.
*******, sonsuz düşler.
Ayrılan ve bir daha hiç birleşmeyen eller.
Bir gece küçük bir hikayeyle biten ölümsüz sandığımız sevişmeler.
*******den biri,
Bir son daha istiyor Tanrılar uzaklardan.
Bir son daha.
Kurban aranıyor sonsuzluğa…
Gökyüzünden bir yıldız kayıyor,
Dere kıyısındaki taşlar parıldıyor.
Ve her gece bir yıldız,
Bir ayrılık
Bir yıldız,
Bir ayrılık…
Ayrılık sardı bulutlardaki aksimi.
Kaçamadım sensizliğimden bu son dansın olsun bensiz
ve bu son şarkım olsun sensiz…
Son şarkı hiçbir zaman olmadı. Yalnız kalplerin, sınırsız düşlerine son mu dayanır? Ölümden uzak oldukça, lanetlenmedikçe insan, kalbi taştan yaratılmamışsa kaç uzun yolculukta, yüreğinde bekleyenin heyecanını taşımadan yaşayabilir. Yaşayamadım.
Soğuk bir geceydi.
Kendimle başbaşaydım.
Dalgalar kumları bir sarıp bir bırakıyordu
Kumlar her ayrılıkta sırılsıklam, ağlamaklı.
Ben yıldızları izliyordum.
Seneler öncesinde bir yıldız seçmiştim gökyüzünden. Benim için gecenin en gizemli, en güzel noktasıydı o. Yalnızdı. Bir köşeye atılmış gibi durmanın ne demek olduğunu bilirdim. Fikrimce o da iyi biliyordu. Kendince salınıyordu gecede. Şefkatli bir kadın gibiydi. Onunla konuşmayı seviyordum.
Yapayalnız olsa da ışığını taşıyordu güneşin ve kimsenin umrunda olmasa da cömertçe dağıtıyordu etrafına. Birbirimize benziyorduk. Eski bir dostumun cümleleri kulaklarımda çınlardı her konuşmamızda.
-Hiç istemediğin zamanlarda yalnızlığına yalnızlık katıldığında, aklın yeni sorularına eski cevaplar verirken, sakın vazgeçme içinde taşıdığın taze ve sonsuzmuş gibi hissettiğin ümitlerinden.
Hiç beklemediğin bir anda hayallerin gerçek oluverir.
Ve hiç beklemediğin bir anda sen yeniden sen oluverirsin.
Soğuk bir geceydi. Yıldızım ve ben gecenin en derin ve en sessiz noktasında beraberdik. Birden ürperdim. Denizden esen rüzgar eşine rastlamadığım büyülü bir koku taşıyordu. Rüzgarla gelen sendin.
Kapıyı çaldın küçük ellerinle yavaş yavaş. Hemen içeriye aldım seni. Üşümüştün, susamıştım. Yüzünde sonsuz gizemler taşıyordun. Soğuktan titreyen dudakların açılıp kapandıkça içim gidiyordu. Büyülenmiştim. Gözümün önünde hıçkıra hıçkıra ağladım. Damlalar ellerimdeydi, dudakların dudaklarımda. Anlamıştım seni.
Aynadaki aksim gibiydin. Gerçek sevgiye, seni geceden çekip çıkaracak aynada göreceğin mutlu yüze muhtaçtın.
Rüzgarla gelen sendin. Özleminin rüzgarı uçurmuştu bacaklarını kapıma dek. Seni saracak bir vücut, üstünde ağlayabileceğin bir omuz, bir gerçek sevgiliydi özlemin. Bu yüzden üşüyordun. Bu yüzden titriyordun. Sana sımsıkı sarıldım. Daha sıkı. Daha sıkı. Tüm vücudunu sardığımı hissettiğim an bıraktım seni. Gecenin karanlığında sonsuzluğa yuvarlandık.
Sen ve ben yapayalnız, herkesle. Gökyüzünde iki ay vardı bizim için, on yıldız. Tören vardı bulutlarda. Açıldı tüm kapılar. Kapılar dalgakıran, rüzgarkesen.
Kapılar ardında sen, ben.
Sen ve Ben
Aşk ve Gece
Ben ve Sen
Sevişmeler rüzgarkesen
Başımı kaldırıp gökyüzüne baktığımda yıldızım beni son kez selamladı. Bu bir sıcak öpücük gibiydi sanki. Kendince salındı gecede ve denize doğru bıraktı ellerini. Gözlerim ona takılmışken fısıldadı.
“Bana ihtiyacın yok artık. Senin olana iyi bak..”
Ve yitip gitti karanlığın denizle birleştiği yerde. Nice yeni hayatlar yaratan aşklara doğru kayıp giden bir yıldız,
Bir aydınlık
Bir yıldız,
Bir aydınlık.
Umut Ülbegi
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 02:07 PM
Yolculuk
farklı yerlerde nefes alırken
dudakların uykuda eşini aramasıdır
Ben
kilometre taşlarını
bir bir kırarken
takip ettiğim yıldızlara
adının harflerini kazıyordum
Sen
rüyanda beni sayıklarken
dudaklarından akan her ses
kulağıma fısıldanıyordu
deniz sesi
balıklar ve martılar
uykunu bölüp
burnunun üzerinde doğan güneş
gününü aydınlattığında
gülümsemen içimi ısıtıyordu
Son kilometre taşını kırdığımda
ve sana vardığımda
yorgundum
hastaydım
sana doğru serüvenim
yaşadığımız zamanı aşmıştı
ölümün olduğu yerden
içiçe iki beden
kaçmıştı
Aşk
farklı topraklarda çıplak ayak yürürken
gözlerin ufukta ayak izleri aramasıdır
bilmezler
onlara yasaktır
aşıklar için
yol
aşktır
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 02:07 PM
Güneş
sana aşkımı haykırırken yok
yağmur hiç dinmedi sen gideli
sen varsın
sensiz bir dünya yok
Her veda
bulutlu gecede kayan yıldız
puslu gözlerle izlenen adımlarda
kaybetmenin ezici korkusundayız
vedalar çoğaldıkça
denizler anlamsız
yollar anlamsız
şehirler anlamsız
vedalar sonumuz da olsa
kaybetmek yok
yeniden başlamalıyız
Hayallerimiz
çocuğun gözlerindeki ışık
evimizde
yatağımızda
tenimizde
iki günlük mutluluk
aylara bedel
derinlerde
hayallerimiz de birbirine aşık
Sen
her sabah ilk sigaram
her gece uykuya göz kırpışımsın
Sen gözlerimi kapadığımda
aklıma ilk gelen
ve son gidensin
Dudağımda adın
yatağımda kokun
sen
yüreğimdeki tek kurşunsun
Sen varsan
sensiz bir dünya yok
sen yoksan
güneş de yansın
o tek kurşun
canımı alsın.
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 02:07 PM
Seni tanıyorum
yüzünü gizlesen de
o bitmemiş romanda okumuştum
o çekilmemiş fotoğrafta görmüştüm
o tutulmamış dilekte bulmuştum
seni
Bir gece istiyorum
anlatabilmek için
neden sana geldiğimi
Yalnızım
unutulan dileklerim var
kurutulan gözlerim
ve dikenli tellerim
Tutunamıyorum
yaralıyken taşıyamıyorum
yürek acısını
İlk yarayı kimden aldığını hatırlamadan
son yaranın derinliğini ölçtün mü?
Uykunu
gidenlerin ardından toprağa gömdün mü?
gidiyorum gidiyorsun gidiyor...
fiil çekimlerini dilinden düşürdün mü?
İstediğim geceyi bana vermesen de
seni tanıyorum
o bitmemiş romanda okumuştum
o çekilmemiş fotoğrafta görmüştüm
o tutulmamış dilekte bulmuştum
yüzünü gizlesen de
benimdin
hatırlıyorum...
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 02:08 PM
Tersyüz ettim
seksen iki yaşındayım
vazgeçmişim
kuş bakışı izliyorum
her gece yatağımdan yükselip
sokaklarda geziyorum
nefes alıyorsam
yalnızım ve korkuyorum
yetmiş dokuz yaşındasın
gün boyu önce torunlarını
sonra çocuklarını düşünüyorsun
yaz gelince
uçsuz bucaksız özlemini akıtıyorsun
gece gündüz seviyorsun
nefes alıyorsan
kalabalık ve cesursun
zamanı geri çevirsem
bunca yıl senin için yaşadığımı
anlatabilsem
görebilsem
gözlerinde bir an için
elini sımsıkı sardığım anki bakışlarını
huzur içinde ölebilsem
teryüz ettim
yirmi sekiz yaşındayım
sarılmışız
yanımdasın
gitmesen
ne olur
gitme sen
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 02:08 PM
Ateş
senin dudaklarında
hissedilince sıcak
Rüzgar
teninden tenime
eserken serin
ve toprak
üstünde seninle sevişilince
dünyanın en güzel kokularını yayıyor
bir tanem
Ben sensiz kimsesizsem eğer
ve sensiz kalacaksam
yıldızsız bir gökyüzü gibi
Toprak
Ateş
ve rüzgar da
sensiz olacaklar
Geri dönene kadar
öldüğümü
sana anlatmayacaklar.
28 Nisan 1997
GooD aNd EvıL
03-28-2009, 02:08 PM
Herşey bir hikaye
gerçeklerle oynamaya gelmiyor
bir gün yazar çekip çıkarıyor seni hikayeden
ve tarih oluyorsun
tarihe adını koymamışken
yiyerek
içerek
sevişerek
dövüşerek
ve bir gün gülüp bir gün üzülerek
oyunu sürdürmenin acısını
dindirmeye çalışıyorsun
sonu belli figüran
zavallı figüran
12.05.1996
vBulletin® v3.8.11, Copyright ©2000-2025, vBulletin Solutions Inc.