Giriş

Tam Sürümü Görüntüle : Kadir Albayrak


Sayfa : 1 [2]

GooD aNd EvıL
04-15-2009, 05:44 PM
Vardı Ya

******* sensiz de yaşanır ama
Anılar yakamı bırakmıyor ki
Sana 'seviyorum' denilmez ama
Ah gönül sözümü dinlemiyor ki

Hasretle bunca yıl beklenmezdi ya
Takvimler gözüme görünmüyor ki
Baharda yapraklar dökülmezdi ya
İçimde mevsimler değişmiyor ki

Seni unutmak çok kolaydı ama
Hafızam maziyi terketmiyor ki
Ben başka bir aşkı yaşardım ama
Gönlümün kilidi açılmıyor ki

Sensizde çok mutlu olmak vardı ya
Giderken götürdün bulunmuyor ki
Ağlıyor sanırken gülmek vardı ya
Yüzüme tebessüm yakışmıyor ki

Kadir Albayrak

GooD aNd EvıL
04-15-2009, 05:44 PM
Vay! ..'Dübel Ödüllü' Burhanyan

Bir yazar(!) tanıyorum şöhreti dünya kadar
Yalnız ben bu veledi çocukken tanıyordum
Adı Burhan’mı(!) neydi, soyadı da “yün satar”(!)
Her şeyini satarmış, ben yüncü sanıyordum! ..

Küçükken de böyleydi, her yola girer çıkar
Her olaya göz diker “acep bana ne çıkar”
Çok uğraştı kerata, “sinekten yağ mı çıkar”
Ama her yol mübah’tı, eh! ., merak ediyordum

Sonra amcası geldi, Erivan’dan, “yavşakyan”
Eline kalem verdi, dedi ki; sen yaz Burhan
Yazarken “Pamuk” gibi, az anlat ordan-burdan
“Biz seni tanıtırız”, diyordu, dinliyordum

Burhan “Burhanyan” oldu, ermeni de babası
Görülmeye değerdi, Burhanyan’ın çabası
Ne varsa yazdı çizdi, cümlenin en kabası
Bir boka benzemezdi, ama şaşırıyorduk

Yandan yandan geldiler, adında “yan” olanlar
Yazılanları alıp dünya’ya dağıttılar
Onun bunun çocuğu, hepten yardımlaştılar
Herkese tanıttılar, biz inanamıyorduk

Sonra tasma taktılar “Burhanyan’ın” boynuna
Gıcır gıcır euroyu, doldurdular koynuna
Fransızın eli de giriverdi donuna
Neyini tuttu bilmem, onu göremiyorduk

“Burhanyan” şaşkın ama, şöhret aldı yürüdü
Ona uygun bir “Dübel” bulundu, bu ödüldü
Ermeniler sevindi, sokaklara döküldü
Burhan’a sevgileri(!) neydi anlamıyorduk

Pamuk gibi biriydi, “her yönüyle yumuşak”
O kadar yumuşak ki, gülmesi bile yavşak
Bir o kadar yavşak da, “Alkışlıyorlar” şak-şak
Nesepleri bozukmuş, biz bunu bilmiyorduk

Vay! ..Dübel’li Burhanyan, dübel bu, bırak girsin
Babasından şüphesi, olan, sıraya girsin
Önümüzde ki yıl da, bir ******** sevinsin
Sonra “BİZ DÜBELLİCEZ” tüh be! ..Unutuyorduk! ..

Kadir Albayrak

GooD aNd EvıL
04-15-2009, 05:44 PM
Ve.... Kusturdun Öfkemi! ..

Gerçek ha! ...
Tükürürüm böyle gerçeğin içine
Aksini söylerse beni aldatmış(!) olurmuş
Pöh! ....
Sen zaten yukarıdan aşağı “yalan” değil misin?
Yanlış anlıyor muşum! ....
Breh breh! ..
Söze bak! .. Ciddiyetsizlik, seviyesizlik
Riyakarlık, ruhsuzluk
Buram buram alçaklık kokan ifadeler! ..

Ciddiyet ha! ...
Hadi canım sen de! ..Başlarım senin ciddiyetine
Nasıl da törpülenip yuvarlanmış
Dalı budağı yontulmuş aciz ve süklüm püklüm kelimelerin
Mazerete “vesile” olsun diye! ..

Bir “küçük yalan” bile bazen,
En doğru manalardan daha yüce daha ulvi olabilirdi
Genel anlam da ağzına yakışsa bile! ........
Gönlüne misafir etmedin
İkram nedir bilmedin
Dilin neden boş yere döner durur
Sadaka mı istedim? ? ?

Anılara binaenmiş! ... Geç onu
Kullandığın kelimelerde ölçü arama
Zira etkilemiyor! ..
Sen; iyisi mi, Hakaret et! ..
Hatta biliyorsan küfret! ..
Bel ki küçük küçük
Nefret dalgaları oluşturursun
Bu gönlümün “ahmak” ve “aptal” denizinde

Hatıralar! ....
Sahi; Manası var mı bunun?
Zannetmiyorum
Olsa olsa “NOSTALJİ ANTİKALIĞI”
Ya da bir “DUYGU İSTİSMARI”
Belki de içine düştüğüm hatanın “BAŞ MİMARI”
Ama netice itibarıyla ne olursa olsun
Sıkıyor! ....

Ve… İSMİMİ DİLİNDE KİRLETME ARTIK
Bilirsin “cikletler” çocuklar içindir! ..
Ne yazık ki çalınacak bir şeyim kalmadı
Sen çaldıklarını “hovardaca” harcadığın için
Bunların değerini de manasını da bilmezsin! ..
Önce duygularım! ... Gençliğim
Ve sırasıyla sevinçlerim, hayallerim
Ve tebessümün son kırpıntıları! ....
Ve bu gün! ....
Dudaklarının arasından çıkardığın ıslık gibi bir sesle
Cebimde kalan son kuruşluk
“ÜMİDİMİ DE ÇALDIN! ...”
Vicdanen rahat ol! ...........
Ey ahali! ......
'Üstümü kapatabilirsiniz! ...'

Kadir Albayrak

GooD aNd EvıL
04-15-2009, 05:44 PM
Veda Rüzgarı

Gönlümün hazana sevgisi neden
Çiçeği kurumuş yaprağı sarı
Sonun da mevsimler gibi elimden
Senide kopardı veda rüzgarı

Mazide tatlı bir anıdır bahar
Kış olur ömrüme kar olur yağar
Gözümün önünden geçerken yıllar
Kahredip ağlattı veda rüzgarı

Gidişin bahçem de soldurdu gülü
Kalbim de hasretin mührü gömülü
Elveda dediğin o hazan günü
Saçımı ağarttı veda rüzgarı

Vuslatın bağın da bülbüller yasta
O bağın çiçeği yeşili hasta
Baharım dediğim en güzel yaşta
Esmeye başladı veda rüzgarı

Kadir Albayrak

GooD aNd EvıL
04-15-2009, 05:44 PM
Vefasız Diyeceğim

Sen ne söylersen söyle ben seni seveceğim
Seni soran dostlara vefasız diyeceğim

Kaderimi ben senin sevgin ile paylaştım
Geriye dönmesen de seni bekleyeceğim

Belki beni unuttun adımı anmıyorsun
Belki hatırladıkça ah zavallı diyorsun

Sen ne söylersen söyle ben seni seveceğim
Seni soran dostlara vefasız diyeceğim

Kadir Albayrak

GooD aNd EvıL
04-15-2009, 05:44 PM
Vuruyor Gönlümü Yaktığın Yerden

Bu gece aklıma yine takıldın
Bir damla yaş aktı öptüğün yerden
Bir yıldız olup da göğe asıldın
Güneşin ufukta doğduğu yerden

Hasretin nüksetti esen rüzgarla
Gönlüm yandı yandı düştü bir dar-a
İçimde kanıyor bir derin yara
Ayrılık hançeri vurduğun yerden

Gidişin gözümün önünde şimdi
Canım bedenimden kopuyor sanki
Dilinden dökülen bir cümle var ki
Vuruyor gönlümü yaktığın yerden

Kadir Albayrak

GooD aNd EvıL
04-15-2009, 05:44 PM
Ya Gerçekten Öldü Aşk! .. Ya da;

Dün aşk’tan, bu gün aşk’tan, söz ettiler, söz ettik
Yarın da bizler gibi, aşk’tan bahsedecekler
Gariptir; Aşk, aşk diye “aşkın içine ettik”
Ve bir gün; “Can yerine, aşk’tan vazgeçecekler”

Bir nar-ı libas’dı aşk! .. Şimdi ruhsuza çaput
Çölde ki zerrelerin üstünü örten kaput
Belki çelik bir kafes, belki tahta bir tabut
İçinde taşıyarak, kefensiz gömecekler

Zalim miydi, mağdur mu, var mı gören tanıyan
Bilmiş mi değerini yüreğin de taşıyan
Ne biz ona yabandık, ne o bize aşiyan
Aşk’ı “bir dem yaşanan” fasıl zannedecekler

Aşkın özünü yedik, kalan çekirdek, kabuk
Aşkı tariften uzak, söylenen abuk-sabuk
Magazine malzeme etmiş onu, dalkavuk
Hani bir soran olsa; ” Masaldı” diyecekler

Sevmek için “kul” seçtik, kin duymak için aşkı
Lakin çıkaramadık yüreğimizden kask-ı
“Aşk lafzıyla” her kitap, bilmem kaçıncı baskı
Bir seri fasiküldü, şimdi ciltleyecekler

Sahip çıkan yok mu? ..Var! .. Elin parmağı kadar
Onları da tutmak zor! .. Eller de eldiven var
Aşkı bilmezse insan, insanlık neye yarar
Yaşamaktan vazgeçtim, lügatten silecekler

Ya gerçekten öldü aşk! .. Ya anlamı kalmadı(!)
Hep biz ona kast ettik, o bizden “öç” almadı
Kalp hırsızı desek de, o hiçbir şey çalmadı
Suçlu sandalyesin de “iftira” edecekler

Servet gibi “kese’de”, kimin göğsünde saklı
Her kime sordum ise; Adresler farklı farklı
Aradıkça kaybettim! .. Ne magrip de ne şarklı
Korkarım bir kabirde taşı gösterecekler

Kadir Albayrak

GooD aNd EvıL
04-15-2009, 05:44 PM
Ya Hep Ya Hiç

Ben istedim vermedin! .. Oysa elin ne açık
Herkese dağıtmışsın sevginden bir parçacık

Bir parça da bana mı? .. Hayır hayır! .. İstemem
Bana öl de öleyim! .. Sevgini bölüşemem! ..

Ulufe miydi sevgin? Dağıttın parça parça
Sen onu paylaşırken, ben oldum paramparça

Sen; Hercai, savurgan hatta ketum sevgili
'Yüreğim senin' deme! ..Senin gönlün gölgeli

Su üstüne yazılmış yazı olsaydı bunlar
Silmek kolaydı elbet! ..Ama silinmiyorlar

Ben 'misafir' değilim, bana gösterme 'bir yer'
Madem bu saray benim! '.. Benim olmalı her yer

Sen yüreğini dinle! ..İstediğimi verirsin
Ya da hiç çekinmeden kapıyı gösterirsin

Ya hep! ..Ya hiç! .. Son sözüm! ..Başka bir şey söylemem
Bana öl de öleyim, 'SEVGİNİ BÖLÜŞEMEM'

Kadir Albayrak

GooD aNd EvıL
04-15-2009, 05:44 PM
Yad Ettim Seni

Bu akşam ufukta batan güneşi
Hüzünla seyredip şad ettim seni
Gönlümü saran o kızıl ateşi
İçimde hissedip yad ettim seni

Bir damla gözyaşı yanaklarımdan
Ayrılık şarkısı dudaklarımdan
Döküldü bir ömür avuçlarımdan
Acıyla hissedip yad ettim seni

Çıkarken akşamın yorgun nefesi
Kavurdu güneşin o son busesi
Bu yanan yürekten bir sevda sesi
Yükseldi kahredip yad ettim seni

Kadir Albayrak

GooD aNd EvıL
04-15-2009, 05:44 PM
Yaklaşan Gazap

Denizlerin öfkesi gizlidir dalgalarda
Dövdüğü o kayalar sanma ki muradıdır
İcazet vakti değil kıvrılıp kalır orda
İşaret alsa bil ki cümleyi tutacaktır

Hoş görü Yaradan da bunca günaha rağmen
Aczini düşün bir an gem azıya gelmeden
Bağışlayan İlahi o son emri vermeden
Gazabın kor narından nefsin kurtulacaktır

Yer yerinden oynayıp şu gökler sarsılınca
Birbirinden kaçarken hem evlat hem de ata
O korkunç gün de telaş nedametse boş çaba
Güneş bile tersine batıdan doğacaktır

Azamet kula değil Yaradan’a yaraşır
Kul olana tevekkül ile secde yakışır
Tamahın mal mülk ise hep yakana yapışır
Şirk koşarsan cezası ebedi olacaktır

Kadir Albayrak

GooD aNd EvıL
04-15-2009, 05:44 PM
Yarabbi; Bir Sana Aşığım Artık! ..

Mutluluk yağacak sanki her yerden
Dünya da buluruz diyerek kandık
Anlamaz kulların aşktan sevgiden
Yarabbi bir sana aşığım artık

Nimetler bahşettin nankörlük ettik
Bir mecnun yarattın masaldır dedik
Günahı gülerek “yasal” belledik
Yarabbi bir sana aşığım artık

Cenneti bildirdin ödüldür diye
Yağmuru indirdin rahmettir diye
Bizler değerini bilmedik bile
Yarabbi bir sana aşığım artık

Bir dilden sürçerek çıksa “merhaba”
Diğer kul nedense diyor elveda
Geriye dönerek gelmez bir daha
Yarabbi bir sana aşığım artık

Kulların vefasız Dünya zevkinde
Sevgi sözü mahpus Yunus dilinde
Şeytanı görünce kulun birinde
Yarabbi bir sana aşığım artık

Dünya da terazi hileli tartar
Eksiği mazluma, zalime artar
Nasıl da bozuldu güzel insanlar
Yarabbi bir sana aşığım artık

Adalet mefhumu bir sen de kalmış
Cahili anladık, alim de şaşmış
Şimdi hüküm vermek kimlere kalmış
Yarabbi bir sana aşığım artık

Hayvanı tanırken insan sevgisi
Kalmadı gönlüm de tek bir zerresi
Topluca kefeye girdi cümlesi
Yarabbi bir sana aşığım artık

Sevmedim Dünya’yı isyan değildir
Bir ömür verdin ya huzur değildir
Aşkı bilmeyenler kulun değildir
Yarabbi bir sana aşığım artık

Kadir Albayrak

GooD aNd EvıL
04-15-2009, 05:44 PM
Yaşamak İstiyorum

Elinden oyuncağı alınmış çocuk gibi
Çaresizlik içinde ağlamak istiyorum
Neden bütün hayatım ilk doğduğum an gibi
Feryat ile geçiyor anlamak istiyorum

Kimin lanetidir bu peşimde adım adım
Gölge gibi takip de ben yolu yarıladım
Kapı ardında kapı hepsini araladım
Bir 'düş' diye kendimi kandırmak istiyorum

Kırk yamalı urbeni umuda giydiren kim
Kim yanlış teşhis koyup tedavi eden hekim
Takvim kime isyanda mevsim hep eylül ekim
Güzlerde nevbaharı aramak istiyorum

Soru kılıklı azap, gelin,gelin, sokulun
Bu azabı eğiten adı nedir okulun
Beni nar-ınla yakan gönül-tacı bir kulun
Dizimdeyken saçını taramak istiyorum

Cevabı kim de bunun kim sevdanın edib-i
Hep düştüm, düşüyorum, nerde bu lahd-in dibi
Neden kurban edildim? ..Sadece sizler gibi,
Allah rızası için yaşamak istiyorum

Kadir Albayrak

GooD aNd EvıL
04-15-2009, 05:45 PM
Yatacak Yerin Yok Senin

Bilmedin giderken ayrılık günah
Bağrıma açtığın yara çok derin
Öyle bir çıktı ki yüreğimden ah
Sevgilim yatacak yerin yok senin

Sana çok kırıldım dön diyemem ki
Mutluluk ne demek ben bilemem ki
Yemin ettim seni affedemem ki
Sevgilim yatacak yerin yok senin

Nelerden vazgeçtim bilsen nelerden
Ne senden ümit var ne *******den
Mazide bu kadar göz yaşı varken
Sevgilim yatacak yerin yok senin

Kadir Albayrak

GooD aNd EvıL
04-15-2009, 05:45 PM
Yazın, Yazın Kalem Erbabı! ..

İnce ince hesaplar riyaziye içinde
Yapılırken, dünyalık işte gördüm ahbabı
İkaz edip bunları birer birer seçinde
Ne tezgâhlar kurulmuş, yazın, kalem erbabı

Boş verin aşkı meşki, büyük oyun var oyun
Atisi gasp edilir tüyü bitmemiş toy’un
Melül melül baktıkça, sanırlar ki, “biz koyun”
Kavalı çalanları, yazın kalem erbabı

Oydular altımızı oydular biz uyurken
Hamasi nutuklarla bebek gibi büyürken
Avlumuz da küffarın sürgünleri sürürken
Çalı nedir diken ne, yazın kalem erbabı

Önce dilimlediler, laz’a kürt’e çerkez’e
Şimdi saldırıyorlar “İslam” denen merkeze
İçimizde husumet yaşıyorken biz bize
Mehmet Akif’im gibi yazın kalem erbabı

Lazım değil renkleri bize gök kuşağının
Tımar vakti, tut şimdi, sapını kaşağının
Fotoğrafları belli, kahpenin uşağının
Adresini, ismini yazın kalem erbabı

Borcumuz var borcumuz, şehide, ödenmemiş
Kalmasın tek bir cümle, kalmasın söylenmemiş
Vurun kaleminizle, kim var ki yenilmemiş
Anlatın bu Millete, yazın kalem erbabı

“Hâkim” olsun şairim; şiirin de niyetin
Satır satır can vermek, budur senin diyetin
Mademki ardı sıra düştük ebediyetin
Ebet-Müddet ne demek, yazın kalem erbabı

Sadece “yaz’ın” değil, kışında yazın çizin
Gaflet yakışmaz bize, kaldırıldı tüm izin
Dalalete düşersek bu günah hepimizin
Şahadetin tadını yazın kalem erbabı

Albayrak’ın gölgesi söğüt gölgesi değil
Anadolu burası, it’in bölgesi değil
“Yular” ile yaşamak Türk’ün töresi değil
Töreyi birer birer yazın kalem erbabı

Kadir Albayrak

GooD aNd EvıL
04-15-2009, 05:45 PM
Yeni Yılın İlk İlanı! ....

İlk günü bu gün
İlk doğan güneş, ilk tebessüm
Bu gün 1 Ocak 2006
Bir defteri kapattım dün
Ve bir sayfa açtım! ...
Dün yok, geçmiş yok,mazi yok! ..
Sevgili yok,aşk yok,acı yok! ..
Hayal yok, hasret yok,vuslat yok! ..
Düne dair hiçbir şey yok! ..
Hepsi “RESET! ..”
……..
Ne alacaklı ne borçlu
Ne yar ne ağyar! ..
Anam babam göç edeli yıllar oldu
Ve intizar,
Miadı doldu! ..
……..
Telefon defterimi sıfırladım bu gün
Traş oldum sabah erkenden
O kadar mutluydum ki;
Tüm anılarımı,
Akşamdan hazırladığım,
Mezara gömerken! ....
……..
İlan ediyorum;
Bu gün doğum günüm benim
Hiç birinizi tanımıyorum! ..
Hafızam boş, bellek sıfır
Nefes almaya yeni başladım
Ve kaydediyorum! ...
……..
Dün sevdiğim vardı belki
Canı cehenneme
Sevmiyorum! ....
Ne dememişsem aşka yenilip
Hepsini söylüyorum! ...
Ukde bırakmıyorum içimde
Kusuyorum! ..
Ve içimi de temizliyorum
Tüm dosyalar derdest! ....
Yüreğim ağır gelirdi
O da reset! ....
………
Yabancı yabancı bakacağım artık
Hissetmeden! ..
Bu yıl benim! ..
Yıl gibi ben de yenilendim!
Kim nerede ise orada kalsın
Uzaksa uzak! ..
Varsın karşılaştıkça gözlerime baksın
Ne var ki ağlayacak? ! ...
………………
Aşkı yeniden öğrenmek var!
Yaşamak yeniden
Ama bilerek dişlerinin yerini
Engin tecrübelerden! ...
Ne paçam birinin elinde
Ne de göz yaşı ardından birinin
Eskiyi yakıp yeninin ateşinde
Peşine düşmek var daha dirinin! ...
……………
Okusun dost yeren
Bir daha bir daha, ama unutmasın
Ne varsa düne dair
Hepsini çizdim
Kimse kusura bakmasın! ..
“Vefa” boza-nın adıymış
İçtim gitti! ...
Hal, hatır, sohbet, muhabbet
“Has-seki Cerrahpaşa! ....”
Külahıma anlat! ..
Daha yeni başladım
Daha neler var
Gün görmemiş,
El değmemiş! ....
Muhteşem, süper,nadir
Ben mi? ? ? ? ?
“2006 Kadir! ...”

Kadir Albayrak

GooD aNd EvıL
04-15-2009, 05:45 PM
Yetmedi 'Kırk Sekiz Yıl'

Tam kırk sekiz yıl oldu “arzuhalsiz” doğalı
Ne bir dilekçe verdim, ne de bir soran oldu
Yaradan’ın hikmeti, bu dünya kurulalı
Ne “burdan gitmem” diyen, ne çadır kuran oldu

Gelen gitti, giderken, soy bıraktı ardında
Kimisi bir “hoş sada” bir tebessüm tadında
Hali nicedir bilmem, gidenin Hak katında
Alem kimine bayram, kimine hüsran oldu

Kim-i aşk-ı “kul” bildi, muradına yetişti
Kim-i sunulan aşkı, “pul etmeze” değişti
Kiminde aşk “hayvan-i” oldum olası “pişti”
Bu hengame içinde aşklar da ziyan oldu

Gördü, ulaşamadı, maşuk-a nice aşık
Ya kaderi böyleydi, ya kederle barışık
Kul; ölüm ister değil, ecel kul-a alışık
Listeden silinince sebebi soran oldu

Bunca yıl’da, hülasa, süzülen bir damla yaş
Aşk aşk diye inleyen, gönül; muzdarip, ayyaş
On sekizi bilmeden, kırk sekize vardı yaş
Şu ömür, gün gün ben de, yüreği yoran oldu

Ufuk çizgisi gibi, vardıkça uzaklaştı
“Medet Ya Rab” dedikçe, gönülle şakalaştı
Yöneldikçe sitem’e, yürek ukalalaştı
Sinelere taş gibi, “aşk” diye vuran oldu

Yetmedi kırk sekiz yıl, sığmadı heybesine
Bildiğim her ne ise az geldi kefe’sine
Zaman bitince kul-un, göz dikti nefesine
O bezenip kurulan, hayaller viran oldu

Gelmiştik gidiyoruz, ne aldık, ne bıraktık
“Kays’a” imreniyorduk ve “Kadir’ce” bıraktık
Bir durakta sahipken, bir durakta bıraktık
Gönül aşkı aramış, gösteren “Kur-an” oldu

Kadir Albayrak

GooD aNd EvıL
04-15-2009, 05:45 PM
Yirmi Yıl Önce

Sokakları dolaştım yağmur gibi sessizce
Hiç bir şey değişmemiş sanki yirmi yıl önce

Hani ilaçtı zaman diyordun ki tek çare
Bu gönlüm bu sokaklar hala yirmi yıl önce

Yine gözlerimden yaş akıyor yavaş yavaş
Gönlümde aynı telaş sanki yirmi yıl önce

Yıllarda körükledi içimde ki yangını
Kokun hasret salgını hala yirmi yıl önce

Kapanmış perdelerin belli burda değilsin
Sen yine ellerinsin tıpkı yirmi yıl önce

Gözlerim ağlamaklı dolaştım sokakları
Burada başlamıştı her şey yirmi yıl önce

Kadir Albayrak

GooD aNd EvıL
04-15-2009, 05:45 PM
Yolculuk

Beni artık bekleme pencerende boş yere
Yüreğine hasretin zehiri aksa bile
O felaket gün var ya! Hani boş çevirdiğin
Yolculuk ölümeydi! ..Uğurlamadın bile

Kadir Albayrak

GooD aNd EvıL
04-15-2009, 05:45 PM
Zaman Tüneli

Başını bir kaldır bak gök yüzüne
Bak neler gelecek gözün önüne
Hıçkırık karışıp rüzgar sesine
Bir kayıp zamana götürür seni

Bir damla göz yaşı armağan olur
Geçmişin hesabı önüne konur
Bu gidiş bir zaman yolculuğudur
Bir garip mekana götürür seni

Yıldızlar ardın da saklıdır sanki
Ömrünün en güzel en mutlu vakti
Tattığın vedanın vurgun saati
Bir kabus seline götürür seni

Zaman değirmendir yıllar hızıyla
Öğütür un eder ince sızıyla
Ufka varmaz güneş derin nazıyla
Büsbütün sonsuza götürür seni

Başını eğ artık tevekkül ile
Senin ki bir azap çekilmez çile
******* sabaha vardılar bile
Bir hızla ölüme götürür seni

Kadir Albayrak