Ekrem Bozkurt

[GooD aNd EvıL]

Sen Olmasan

Her gün masamdaki çiçek
Sen olmasan solar idi...
Şimdi coşkuyla çağlayan
Gözlerim kan dolar idi...

Üstüne yoktur sanırım
Ben seni iyi tanırım
Ayağımdaki nasırım
Yüreğimi deler idi...

Kolum kanadım kırıktır
Besbelli bağrım yanıktır
Bir garip kuzu yazıktır,
Anasına meler idi...

Söz söylemez olur dilim
Bağlanırdı iki kolum
Sen olmasan benim halim
Aman Tanrı’m! Neler idi...

[GooD aNd EvıL]

Seninle

*akrostiş şiir*

Eklenmiş, birbiri ardına günler...
Kararlı alışkanlıkla,devam ediyor yaşam.
Rüzgar,dalların arasında
Eğlenirken...
Masum güzelliğin çizer,aynaları...

Bir zamanlar o ıssız sokakların
Orta yerinde yeralan
Zakkum ağaçlarıyla süslü yolların
Kuytularında
Uzaklaşan sesleri dinlerdik, seninle...
Rast makamlı şarkıları dinlerdik,seninle...
Tenhalaşıncaya dek; ilerleyişi... gecenin.

[GooD aNd EvıL]

Sevda-keş

Ne şaraba,ne meye,ne esrara...tutuldum...
Ben, sana bağımlıyım; ne umar,ne dem... buldum...
Her zerremi, yokladın...gezdin, damarlarımda
İflah olmam ben artık; çünkü,sevda-keş oldum...

Sağolsun, bir başıma... bırakmadı, hasretin
Senin gibi vefasız.... olamadı, suretin...
Gerek yok, öldürmeye...yoksa... bu mu... niyetin.
İflah olmam ben artık: Çünkü sevda-keş oldum...

[GooD aNd EvıL]

Sevda Kanunları

Sevdada,ara yoktur; mola yoktur sevdada...
Sevdin mi,doludizgin,katıksız seveceksin.
Cılız bir yürek varsa,çare yok! Güçlenecek!
Bir dağın heybetiyle, hüzne direneceksin...

Gözyaşından yağmurlar yiyerek üşüyecek
Güneşle sevinecek,rüzgarla ürpereceksin.
Sırılsıklam...tutarak ellerinde sevgini
Narin bir fidan gibi nazlı büyüteceksin...

Gökyüzü, hep katmerli mavi kokan bir güldür.
Allahın sevdiği kul olur seven bir kimse...
Öyleyken; sonu hicran olur aşkın... nedense...
Sevgini emekletip sonra yürüteceksin...

Vuslatı beklemekle geçse bile bir ömür,
Elbet bu cefanın da, sefasını süreceksin...
Başkomutan olmalı, bu sevda savaşında...
Küçük aksilikleri hep hesap edeceksin...

[GooD aNd EvıL]

Sevda Yara İzimdir

Sevdiğim,saydığım... tutunduğum dal...
Bıkmadan dinlediğim perili masal...
Gönül topraklarıma kök salarak,kal...

Sevda yara izimdir,yürek çeperlerimde...
Irlar, açık denizler...bir ceviz kabuğunda...
Ayak izimdir sevda...sokağınızda...

Sevda uçan kuştadır,dillenen şiirlerde...
Sevda taşınır rüzgar,yüze vurur, yağmurla...
Sevda tokatlar beni...patlar yanaklarımda.

Sevda bir hırsız gibi gönül evime girer...
Arsız bir çalı olur,dallanır salkım saçak...
Sevda; yüreğimde benim, götürdüğüm bir kaçak...

Sevda yoldur,sevda gurbet,sevda gece...
Sevda volkan,sevda çile,sevda hece
Sevda... görülmemiş çin işkencesi...

Sevda dert, sevda tasa, sevda yasa...
Sevda başlı başına, vesvese...
Dorukta kar,yürekte kor...sevda,zor...

İşte,böyle...şair yapar beni,sevda...

[GooD aNd EvıL]

Sevdayı Vurmak

Sen rüzgarı hapsedebilir misin, bir şiirle…
Ya da,geceye hükmedebilir misin…karanlığa…
Ben doğruyordum günleri…hayattan…genleri…
Sen hüznü emziriyordun, karşılıksız aşklara…
Ben sevdamın yitik umutlarını buduyordum
Gelişsin diye, zayıflıklarından arındırıyordum…

Sen geceyi çağırıyordun, şölenlerine…
Dönence mevsiminde…
Döneniyordu leş kargaları…
Sen geceye yıldız asıyordun
Söküp bedenlerden,yaralı yürekleri…
Kendince…savaşını kazanıyordun…

Yıldızlardan konuğun kim.
Gezegenler arası yosma…ah…
Şimdi ölmek bile zor…
Cehennem dolu diyorlar…
Kırıldı ayağı diye…
Bütün sevdaları vuruyorlar
Yer kaplamadığı için…
Mezarlar bile dolmuyor, oysa…

[GooD aNd EvıL]

Sevgide Karun Yüreğim

İçim kan ağlıyor bu gece...
Hüznüm, gitar tellerine...dolanıyor.
Bir zor bilmece soruyor gözlerin...
Gönlüm cevabını inan...bulamıyor...

Hiç eksilmesen de; gözlerimden...
Bitirmek istediğim öyküydün...
Gerçekleşmez,kavuşmalar...nasıl olsa! ...
Rüyaların gerçekleşme ihtimali sıfırsa...

Bir aşk dilencisi gibi... kalbim,
Bekler,kırıntılar...kuytusunda.
Mecnunluğum... mutlu eder, sanki...
Vuslata bir çaban yok...inan ki...

Hayallerimi harcadım, sana...
Bozuk para gibi...gençliğimi...
Şimdi sıfır ihtimallerin...
Gerçeklerle yüzleşmenin... saati...
Sevgide Karun olan; yüreğim,
Sayende... iflas etti...

[GooD aNd EvıL]

Sevgisizlik Bir Özür

Gözlerimde bir hüzün...rengini bulamıyor;
Derin kederlerdeyim,çaresizim,üstelik...
Çekilmiş sulardayım,ıssız kumsallardayım
Dalgalar bizi silmiş,taşlar kesmiş üstelik...

Pus kesilmiş içimizde umut aynalarımız,
Şöminede kor olan iki gönül dalıyız...
Yaralı yüreklerle zehir zembereğiz biz,
Zamana sırt dönmüşüz,ölüyoruz üstelik...

Su katılmamış sevda...bıçaklanmış bir huzur
Kesik damarlarımdan kan kırmızı gül sızar...
Bu idam mangasında sevgisizlik; bir...özür,
Yüce çınarlar gibi; biçiliriz... üstelik...

[GooD aNd EvıL]

Sır

Sır…dediğin,bedenle bir…gitmeli…
Kaçmamalı…dudakları açık bulup; ağızdan…
Üzerini kara toprak örtmeli…
Güneş yüzü görmemeli…temmuzdan…

Sır,dediğin…gönülde unutulmalı…
Köşe bucak saklanmalı…
Acayip,utangaç olmalı…
Kimseye görünmemeli…
Belki, çarşaf bile giymeli…
Öyle ya…günaha girmemeli…

Sır dediğin…bir emanet…
Emanete hıyanet etmemeli…

Sır dediğin…haraç mezat satılmamalı…
İyi günde kötü günde
Aynı terane olmalı…

Sır dediğin, çelik kasaya konup…
Hırsız bile, kolay kolay ulaşmamalı…

Sır dediğin…saklanınca
Giriş kapısı unutulmalı
‘’Açıl susam’’larla… açılmamalı…

Sır dediğin…yürekte…sır, olmalı…

[GooD aNd EvıL]

Sigara İçme Vakti

Ne kadar da yorgundur gönlündeki karanfil…
Acı türküler gibi…yanmış odunlar gibi…
Ufkun nar potasında erirken çizgilerin
Tıpkı bir yaşam gibi…tıpkı bir yaşam gibi…

Ve…kuşlar da uçardı,kaygısız…gökyüzünde…
Rüzgar kirpiğinde toz, yağmur çiy taneleri
Yanağında kuru nehir yatakları,portrenin
Tıpkı bir yaşam gibi…tıpkı bir yaşam gibi…

Ve…nasıl da utandı parmağımda sigaram
Kızardıkça kızardı…bir kırmızı gül olup,
Sızdı dudaklarımdan…sızdı parmaklarımdan…
Tıpkı bir yaşam gibi…tıpkı bir yaşam gibi…

-II-

Gözlerin yıldız yanar elbette bu mevsimde,
Ve…saçlarında rüzgar…ezberlerken örgünü…
Senli düşüncelerle yakılmışsa sigaram
Sonuna dek içerim,söndüremez hiç kimse…

Ilgın şafaklardaki yüzünün goncasında
Gamzenin oyuğundan ben nasıl kurtulurum
Bilmem başka kırmızı,o kiraz dudağından
Tuvalime ilgisiz nasıl bir renk bulurum…

Masum beyazlığını kirletir mi bilemem…
Gözlerime rengarenk,düşler döküldüğünde…
Uğraşsam da silemem, kazınmış gözlerime…
Senin bin bir hayalin… bakışın değdiğinde..

[GooD aNd EvıL]

Silinirse İki Olsun

Esrarengiz bir gecenin ayazında
Kuytu yüreğine sokuluyorum…
Bütün karanlıklarım sönüyor…ışığında…

Ay ışığında…Samanyolu…yürünesi…
Yakamozlar türkü çığırır,suda…
Aşıkları kanatlandırıyor rüzgarın ılık nefesi…

Ne, nefesi …ne,gölgesi… hasretin,
Hüzün sonbaharlara tutunur…
Halbuki karanfil kokulu bahardayız.

Ve bahardayız…yemyeşil kokuyor çimen
Saçların aşk kokuyor
Otlar eziliyor bedenimizden…

Aşk, bedenimizden akıyor
O kadar ki, yıkanıyor ruhumuz
İki gözü iki çeşme…bu defa…sevinçten, ağlıyoruz…

[GooD aNd EvıL]

-II-
Neden, ağlıyoruz…
Hayatı özümsemek adına
Mum gibi tükeniyoruz, ışık olunca…


-III-
Kar olunca…
Kapacak, şehre inen kurtlar
Ve esrarlı biçimlerde bulutlar…

Parselleyecek bulutlar…
Güneşli günlerimizi…
Gökyüzünü unutacaklar…

Gitmeyi unutacaklar
Çelik buz mavisi yazdan,
Alnımızın yazısından…

Kara yazısından…
Bir tamam oluşan bu, Yazın da,
Esrarlı bir gecenin ayazında….

Silinirse, iki olsun…

[GooD aNd EvıL]

Sizler Bizler Onlar

Sizler, görmediniz o günleri...
Yaşamadınız,sevmediniz, bizim gibi...
Sevginin önemini hissetmediniz.
Herşey kendiliğinden geldi,
Kıymetini bilemediniz...

Belki de, hiç oynamadık oyuncaklarla
Satın alınmış düşlerimiz olmadı...
Gerçekleşmeyince düşleriniz,
İçinizde ukte olup; kalmadı...
Yaşlara çizdirerek, gözlerimizi
Yaşama ayak diredik, bizler...
Bizler, eskiterek kendimizi...
Yarına hazırladık!
Çiçekler gibi bükük boyunla,yaşamaya...
Ardımızdan gölge gibi sürüyerek, yalnızlığı...

Onlar, sevgi adına tükettiler tüm değerleri.
Ne varsa sevgiye dair
Harcayarak kolayca,
Örselediler aşkı...

[GooD aNd EvıL]

Sokak

Nedense...bütün kapılar kapalıydı,
Eğri büğrü sokağa... açılan...
Kimisinde yaşlı memur,
Kimisinde yorgun işçi ezikliği...evlerin...

Kaldırımlarında yalın ayak bir çocuk portresi
Yuvarlanan bilyasını izliyordu...
Gözleri ve küçücük dudakları...,
Postacı da,uğramazdı semtine
Belediye habersizdi... varlığından...

Yorgun ve beklentisiz işçi emeklileri...
Her tarafta ölüm sessizliği...
Yalnızlığa alışkın kaldırımlar tedirgin...
Yaklaşırken ölümün ayak sesleri...

[GooD aNd EvıL]

Son Durak Yolcuları

Aslında …
Bağlı değiliz; hiçbir yere…
Evet evet! ..Hiçbir yere…
Çünkü,devamlı yolculuktayız…

Kök salmış gibi görünsek de…
Durduğumuz yerde bile!

Evlerimizin altında göremediğimiz…
İş,düşer; kocaman tekerleklere…
Onlar ki;
Zamandan yapılmış…
Her çember döndükçe…
Zamanda yol alırız…ömürde…

Hayat bir yolculuktur…devamlı.
Devamlı ilerleriz son durağa…
Ara duraklarda inemezsin,
Bütün insanlar aynı kompartımanda ama…
Görünmeyen…ayrı bölmeleri var ki…
Bazan, birbirini de,göremezsin…

Herkes gaflet içinde…
Evlerinde oturduklarını düşüne dursunlar
Televizyon karşısında…uzanmış şezlonga…
Bir deniz kıyısında…emekli kuyruğunda…
Yarınların …gelmez hesabını, yapadursunlar…
Farkında olmadan…alınmış biletler…ayrılmış yerler…
Herkes, yolculukta…ve adım adım,
Son durak yaklaşmakta…

Bu durakta, kim inecek…
Son durak herkes için…farklı da…

[GooD aNd EvıL]

Son Sitem

Kestirmiş de, gözüne; bir çukuru…bu beden
Yok oluşa amade…huzurdur, aradığı…
Bom boş, ak sayfalara yazıp sevdalarını,
Kömür gibi bir ömür…çizip karaladığı…

Teselli veremez ki; hiçbir diyar, hiçbir yar
Bir kucağa gömdüğüm soğuk terli alnımı,
Bilirim ancak ölüm, nazlı yar gibi sarar
Cehennem ateşleri söndürür yangınımı…

Bilinmez gül yüzünü son bir kez görür müyüm
İçten içe bir umut titrer mum alevinde
Kulaklarımda sesin aklımda…son gülüşün,
Bir çok görüntün kalmış aynalarda…evimde.

Yaralı bir gül gibi…yazdığın son mektubun
Bir şarapnel parçası gibi durur göğsümde…
Ölümün elleriyle yüreğime sen dokun
Sun ecel şerbetini…söyle:öldüğümü de…

[GooD aNd EvıL]

Sonbahar

Sert eser,
Bu özlem yeli,
Bu dem.
Ayrılık seri bir katil…

Öldürür gülleri…
Dalları.
Kuşlar kaçar,ölümüne…
Yürek bekler
Kaburga kafesinde…çaresiz.
Bu dem
Ayrılık seri bir katil…

Ne çıkar,ağlasa gökyüzü…
Bulutlar kararsa…bu yas…
Gidişin,palas pandıras…
Gözlerimizde bahar düşleri,
Ölmek…bu mevsime has…
Dedim ya,bu dem,
Ayrılık seri bir katil…

[GooD aNd EvıL]

Suç ve Ceza

Suçum:Sevmek...

Karşılıksız,sevmek....
...................................
Yaz, kızım! ...Gereği düşünüldü:
-Sevda kanununun...
Nokta... nokta... nokta, maddesinin....
Nokta...nokta....nokta bendine....fıkrasına göre...
Kendimi
Müebbet yalnızlığa... mahkum ediyorum...

[GooD aNd EvıL]

Suda Şiir

Işık seli akıyor,yatağından,
Güneş ışıklarıyla ergimiş suyun...
Dökülerek,dağlardan tepelerden,
Kuşlarla oyun oynuyorsun...

Gölgeler inince aynana,aklıma Haşim gelir:
''Akşam,yine akşam,yine akşam...''
Ayna kırılır,hüzün çemberlenir...
Bir taş atsam...

[GooD aNd EvıL]

Sunak

Rayihalar uçar,tel tel saçından
Her akşam rüzgarlı sokak gibisin...
Bazı bazı *******in içinden
Gizli buse veren dudak gibisin.

Hep seni ararım gülde ve özde...
Eflatun dağlarda mavi denizde
Yaralı gönlümde çizdiğin izde
Gözlerimi alan odak gibisin...

Özlemle akardım su gibi sana
Geçti hasretinle bilmem kaç sene,
Kondum bir kuş gibi avuçlarına...
Merhamet etmeyen sunak gibisin...

[GooD aNd EvıL]

Şairim Ya

Derdi harman edip; sitemi alay
Sanmayın işimi,o denli kolay
Gönül kulübesi, bilene...saray
Gün olur söylerim,yazarım bir gün...

Sevdayadır sözüm:Kullara, hüzün...
Gönül aynasına düşerse yüzün...
Mecnun’a,Ferhat’a maniler düzün,
Gün olur söylerim, yazarım bir gün...

Tanrı ile kulun arasındayım
Sırat köPage Rankingüsünün terasındayım
Günebakanların sarısındayım
Gün olur söylerim,yazarım bir gün...

Hasrete çatarım; felek de,dursun...
İster hançerini bağrıma vursun
Bu aşk beni yaksın...yaksın kavursun
Gün olur söylerim,yazarım bir gün...

Gönlün aynasına düşerse konu
Ölüm olsa bile bu işin sonu
Bin derdim olsa da,günde birini
Gün olur söylerim, yazarım bir gün...

[GooD aNd EvıL]

Şiir Ören Tığ Değil

Biz, şairler...
Taşıyarak gölge gibi hüznü...
Götürürüz metruk harabelerine gönlün...
Yaşantıdan izler biriktirerek
Pusları aralıyarak örümcek ağlarından
Duyguları damıtarak
Süzerek kelimeleri...
Söylenmemiş
Yazılmamış en güzel dizeleri...
Bir kaşif gibi; keşfedilmemiş...şiir ülkelerine uzanırız...

Duyguları bir dantel gibi
Öreriz yaşama...
Konuştururuz, dili: lal
Acıyı: bal
Sembollere saklayıp gerçekleri...

Türlü hayaller görürüz,
Uyur uyanık...
Yara, daha bir yara...
Kan: daha kırmızı...
Gün:daha yakıcıdır...

Her şiir; doğumdur; yeniden...
Üretkenliğimizden...
Duygulardan beslenen
Üretilere...
İsimler koyarız...
Ve salarız seven yüreklere...

Süsler darağaçlarını bazan
Bedenlerimiz
Bazan kellemiz fazla...gelir
Omuzlarımıza...
Yine de korkmayız; kara! ... gözümüz...

Çekinir birileri bizden
Karanlığı
Bir güneş gibi dağıtır,
Bir kalemde, kuşatmasız...
Kaleleri... fethederiz.
Çünkü; içten fethederiz; gönülleri...

Halbuki,bir tek zararımız,
Kendimize...
Parmağımızın asidinden
Erir kalem ve kağıt
Eller nasır...
Yerler hasır...
Küser, bizlere... nesir...

[GooD aNd EvıL]

Şiir Üstü Notlar

Öncelikle bir insan…naçizane.bir fer’dim
Nice şiir yolunda sancılı bir neferdim…
Şiir tadında öldüm…şiirlerde can verdim
Yok kötü bir maksadım, insanlık makamına
İçimden geldiğince birkaç türkü söyledim…

Nasibini aldı hep esen rüzgar, yağan kar
Yağmurda bir serçecik yada,vefasız bir yar
Etrafımı kuşatan etten kemikten duvar
Uzaklarda durma hiç gel yakına yakına
Nar ateşleri yakmaz,bir kırmızı gül yakar…

Otur da, gölgesini kirala, bir çınarın
Doku, gergeflerinde… özlemi…bir rüzgarın
İncecik esintisi içinde, yarınların…
Bir gül kokusu sarsın, parmaklarında kına
Ölürsem kefen diye, beni sevdama sarın…

Gizemli diyarların düşlerini ufkuna
Eski sevda tadında suya düşürdü suna.
Elbet her bir dizesi seni iletir sona
Adilik harcın değil, kem sözlerden sakına
Gönül pınarlarında hem yıkana, hem yuna…

Yıldızlara,güneşe benzer ışıklara bir,
Sözlerinde… olmasın ne zehir, ne de kibir
Her bir dizeyle ruhta canlansın tonla sihir
Orijinal konular takılsın da,oltana
Şiirlerin savrulsun rüzgarla dört bir yana…

Kaybetme hiçbir değer, gözünden ve özünden
Aynı şekilde davran yarın da, bugün neysen…
Gönülden yan, yanarsan… ateş çıksın közünden…
Şairsin ‘’şiirlerin hasını’’ tanısana
Boşalt gönül heybenden… dök haydi …durmasana…

[GooD aNd EvıL]

Şimdi Sevda Yalnızlığım

-I-

Eskiden...
Güneşin mızrakları tenini kanatırdı...
Gözlerin,yeşil mevsim...

Has bahçenin güllerinde
Gözyaşların çiy tanesi...
Boncuk boncuk dizerdim,alıp avuçlarıma...

Bir korku...bir endişe...
İnip, usulca çöreklenirdi,
O akşam sularında...ceylan bakışlarına...

[GooD aNd EvıL]

-II-

Parmaklarımı yakar,
İnce kıyılmış tütün...
Ve...sigara içerdim o gece karanlığı...
Tutuşturup...gözlerinin ışıltısından...

[GooD aNd EvıL]

Tablo

Önce, bir adam girdi içeri, çerçeveden…
Merak edip yeşilliği…
Bir diğeri bir çiçek gördü
Koklamak için girdi o da…
Diğeri bir çöl çocuğuydu
Onu da yağmurlu gökyüzü çekti…
Bir diğeri açtı besbelli
Meyve alacaktı ağaçlardan…

Belki beş on kişi daha, girecekti…
İmzasını attı ressam.

Bekleyenler, mecburen
Birer ikişer dağıldılar
Başka tablolara doğru…

[GooD aNd EvıL]

Tavır

Hep... hayırsız, vefasız mı,
Olmalı...şu, sevgide...
Yara almamak için...
Tek çıkar yol...belki de...

[GooD aNd EvıL]

Tercih

Ya çıkıp gideceksin rüyalarımdan
Yada,yeni bir sayfa açarız.
Gecekondumda,benim
Yıldızları seyrederek yaşarız...

[GooD aNd EvıL]

Tertemiz Doğar Aşklar

Tertemiz doğar aşklar...masum bebekler gibi...
Günlerin koşusunda hırpalanır zamanla.
Hüznü sürükleyerek dalgalarla bir nehir
Büyür bir deniz olur...okyanusta birikir
Her okyanus bir aşka karşılık gelmektedir...

Tertemiz doğar aşklar...hüzün yüklenir sonra
Hayat karmaşasında savrularak dört yana...
Bitmez bir gece olur,yapışkan ve ağdalı...
Kangren olur yaralar... en küçük çizik bile...
Verilir sevgiliye, illetli bir hediye...
Aşk...sevda oyununda ezeli bir hiledir!

Tertemiz doğar aşklar...kanatlanır uçarsın
Baharda çiçeklenir hani; ağaçlar, var ya!
Sıcacık bir güneşe hasret; kuytular, var ya!
Öyle ısınır için...coşmak isteyen nehir,
Kabına sığamayan serçe kuşudur kalbin...
Zalim kartal da, bunu başından bilmektedir...

Tertemiz doğar aşklar,ve...zamanla kirlenir...
Tedirginliği yaşar, tadar ölümü bile...
Endişeler çoğalır duygular arap saçı...
Gölgeler... Kördüğümü bile, hatta... birkaçı...
Her öykü, bir yaşamı acıyla, silmektedir...

Tertemiz doğar aşklar...bir kısır döngüdür bu
Hayatın bir anlamı... tutunacak bir dalı...
Bile bile lades bu; sonucu belli kavga
Kazanan aşk olacaktır seven mahkum yenilmeğe
Öyleyken; bu savaşın mevzileri sağanak..
Yeni aşklar doğmakta...bu, sürüp... gitmektedir!

[GooD aNd EvıL]

Tiryaki

Nasıl vazgeçerim, sigaramdan?
Senin armağanındır.bana.
Ateşinde gözlerinin kıvılcımı
Tütününde gönlümün yanmışlığı...
Paketinde sana yazdığım şiirler...

[GooD aNd EvıL]

Türkülerde Yaşamak

Sevdikçe ben,binlerceyim.
İyidir,demircilerim.
Kollarımda zincirlerim.
Atın sevda zindanına.
Aramızda yalçın dağlar..kuş uçmaz kervan geçmez..ağzımı bıçaklar açmaz..sevda
yelim,çöl rüzgarım...
Kolum,kanadım kırıldı.
Dertli yüreğim yoruldu.
Sevgiden hesap soruldu.
Atın sevda zindanına.
Yüreğim nasıl kanar..öfke baldan tatlı olur..serseri kurşunlar konar serçe kuşları
gibi..turnalar gibi getirir hasreti..
Ecel gelse,gülmez miyim
Yoluna gül sermez miyim
Sevdiğini bilmez miyim
Atın sevda zindanına.
Bu dağlarda bir rüzgar gibi hala eser bu öykü..bir çoban çeşmesinin anlattığı bu masal...hem,her sevda öyküsü buna benzemez mi? Aynı yanmaz mı, her seven yürek?

[GooD aNd EvıL]

Uçun Kuşlar

* mezun öğrencilerim için-


Önünüzde masmavi bir gökyüzü
Yurdun dört yanına, uçun kuşlar...

Yepyeni bir gelecek,filizlenecek
Kollarınız:kanat
Zorluklar hızla tükenecek
Hızla tükenecek yollar...
Uçun kuşlar...

Artık bir sayfayı kapattınız
İsteseniz de,dönüş yok geri.
Hedef: Daima ileri!
‘’İstikbal,göklerdedir.’’
Uçun kuşlar...

Acı tatlı anıları bırakarak; bu yuvada
Gelecek kaygısını taşıyarak,minik yüreğinizde
Göğsünüzü gererek,hayat kavgasına...
En güçlü silahınız:beyniniz,
Benliğiniz ve kaleminiz.
Bileğinizde altın bileziğiniz...
Uçun kuşlar...

Yurdumun gökleri bekler,.kanatlarınızı
Artık, öğrendiniz uçmayı..gidin...
Götürün gideceğiniz yere; hayallerinizi...

Özgürlüğe kanat açtığınız bugün
Buruk sevinçler yaşayacaksınız.
İki kere akmaz,aynı su...
Bu gidişin bir başkası olmayacak sizin için
Hayat inşallah tatlı sürprizler hazırlamış olsun size
Bakarak pırıl pırıl,gözlerinize...

Uçun kuşlar...geleceğinize...

[GooD aNd EvıL]

Umarım

Elbet sonu gelecek... ayrılıkların.
Yeşerecek, kuruyan dallarım: baharla bir…
Bitecek, beni sarmalayan hasretin çilesi...
Hasretten hırkalar, giymeyeceğim...
Güneşler açacak, ayçiçeklerinden…
Sarı’mı kıskanacak; Van Gogh bile...
Yağmur yüklü bulutlar hepten terk edecek…rutubetli gönlümü...

Umarım...

[GooD aNd EvıL]

Umut Son Silahım

Tükenecek, nasılsa... hasretin de, bir gün...
Bir tatlı heyecanla dipten sarsılacaksın...
Asırlar geçse bile,bir gün uyanacaksın...
Tükenecek, nasılsa...hasretin de, bir gün...

Bürünerek ufkuna gökkuşağı renkleri,
Bir yay çizecek belki,gönlünün aynasına...
İçinde, mutluluğun açacak çiçekleri
Bahçemde,yediverenler gibi açılacaksın...

Bir özlem denizinde,yılları yutar gibi,
Bembeyaz köpükleri,yarıp atılacaksın...
Koşacaksın dağ bayır,coşacak sevişlerin,
Hiç çaresiz rüzgarıma,benim...kapılacaksın....

Bir beyaz kuş teleği düşecek omuzuna
Gördüğün kabusları hep hayra yoracaksın...
Umut yüklü gemiler,gözlerinde geçerken,
Sokulup yüreğime...rahat uyuyacaksın...

[GooD aNd EvıL]

Umut Tükenmez Harcamakla

Umut, tükenmez! … harcamakla…
Öylesine büyük bir rezerv ki…
İnsanların kullanımına açık gece gündüz…
Ortak bir hesaptan kullanır gibi…
Umut…tükenmez, …harcamakla…

Her dara düşene, yeter…
Limit yok, harcamada…
Üstelik; fatura da, gelmez…
Devletin malı deniz…hesabı.
Harcamakla bitiremezsiniz…

Her teselli ve teskinlik…
Her tür tevekkül onda…
Garibin tek silahı…
Kimseyi, öldürmeyen…
Savaşında…

Sevdanın yanı başında
Sevenlere, gerer… kol kanat
Onunla bir parça… çekilir, hayat…

[GooD aNd EvıL]

Unutmak Deme Sakın Başka Çare Bul Bana

Bir gülün kıvrımınca göz kapakların... düşer...
Kapanır üzerine,hasret: *******imdir...
Yüreğim tükeniyor,bir amansız sancıda...
Unutmak...deme sakın,başka çare bul bana! ...

Kendinden çok severse birini,deli gönül
Karşılıksız bir aşka düşer ise; hali kül...
Ömrüm:Hazan yaprağı...dökül günlerim dökül...
Unutmak...deme sakın,başka çare bul bana! ...

Çizer gönlümü çizer...hasretim,ince sızım...
Gecenin gözlerinde parlar... çoban yıldızım
Söyle; ansızın gelen... sen misin, kalp hırsızım..
Unutmak...deme sakın,başka çare bul bana! ..

[GooD aNd EvıL]

Var mısın

*******den uzanan sesimi... duyar mısın
Bir ömrü paylaşmaya... sen benimle, var mısın
Yıldızlarla örülü *******in altında,
Benimle sabahlayıp yıldızlar sayar mısın

Hüzne demir aldırıp; gönül, limanlarından
Dönülmez yolculuğa neşeyle uğurlasak...
Son deminde ömrümün bir yıldız gibi tutsak...
Çekim gücüme, benim; sen de, kapılır mısın

Sevda denilen güle, bir renk, beğenir misin
Dudağının rengini vermeye; sen, ne dersin
Gözlerini ufkuma, yıllarca... gerer misin
Zamanda yolculuğa benimle gelir misin

Her kula nasip olmaz, böylesine bir sevda...
Hayat denen, arayış... ve bu sürek avında...
Bak bizi anlatıyor, yazdığım; bu şarkı da,
Bu sevdaya bir hayat... bir ömür, verir misin

[GooD aNd EvıL]

Ve Nar Yüreğimde Dört Döner Sevgim

Ya saçların gecede, ya gecede saçların…
Kara bir bıçak gibi …rüzgarı parçalayan.
Hareli gözlerinde binlerce hayal gizli…
Ve bin türlü arzu, yanan …binlerce yanan…

Ne yarımdı, özlenen gül kokusu ve bahçe…
Hangi hazandı ve hangi rüzgardı esen…
Sisler arasında yitirdiğim yüz kimin,
Ve…kaldırımlar seni nasıl yutardı,bilmem…

Ne zaman baksam:ay yukarda-kaşların yorulur-
Tüm bildiğim,sana hasret duyduğum…
Ellerimi yakan gül…ısındığım soluğun,
Siyaha çalan özlem koyuluğun…

Ve…bildiğim saçlarındı,gözlerindi…
Ak güvercin ellerindi…ve beyaz…
Başımı koyduğum,dizlerindi…
Bölüşürdük masmavi gökyüzünü kuşlarla…

Sevdada olursa … işte, bu kadar naz…
Mutluluk… bir hayatta…neden bu kadar az
Sorarım, mutlu olmayı öğrenen kim?
Ve…nar yüreğimde dört döner sevgim…

[GooD aNd EvıL]

Veda

Sevme.dedim...beni sevme!
Kendini bırakarak,unutarak bende...git!
Onulmaz yaralar açarak...bu bedende...

Sevgi kördüğümünü çözemeden
Sonsuz sevgisizliğe terkederek beni,
Bırakarak, iki zeytin tanesi gözlerini...

Varsın acı içinde olsun; utanma! ...Yüzüm,
karanlık bir çukurda sönsün, gündüzüm.
Sen’li hayallerimi alma da,gözlerimden...

Bir deli çınarım, ben
Büyürüm,yüreğimden
Beslenirim sevgimden...

Sevme dedim...beni sevme bırak, git!
Geceye çağrılı bu yürek,
Karanlık bir diyara sürüklenerek,
Akacak bir vakit...sonra...

Susacak sevgimi...kurduğum bir zemberek! ...

[GooD aNd EvıL]

Vefasız

Bütün aşklarının,bir sonu varmış...
Büyük Vefasızmış,diyor; bilenler...
Sende,sevda değil; oyunu, varmış,
Kalpsiz olduğunu...diyor,bilenler...

Hadi, bir cevap ver, söylenenlere...
Hiç yeminler etme...içme... boş yere...
Gün gelir; beni de...nedensiz yere...
Kalpsiz olduğunu... diyor, bilenler...

Gaddar yüreğinin kurbanı çokmuş
Dediler: elinden kurtulan yokmuş...
Cehennem ateşi kül gibi yakmış...
Kalpsiz olduğunu... diyor, bilenler...

İnanmak zor gelir; hatta, imkansız...
Senin idamların olurmuş, kansız...
Sevgi çiçeklerim ölür zamansız
Kalpsiz olduğunu...diyor,bilenler...

[GooD aNd EvıL]

Veli’ye Dair

Toplanıp bir odada,konuştu üç-beş kişi:
Günlerin üzerinden süzüldü geçti,şiir...
Şiir...Tekir kedinin gözleri bütün şiir...
Tırnakları arasında, şiirden kir...
Konuştu:Ekmek ve tuz...yaş oldu otuz...
''Oturuldu İstanbul’un orta yerine''
Nasır’dan bahsedildi...Yatış’tan bahsedildi...
Bir yaşamdan bahsedildi...şiir ne, kelime! ...

Öylesine bir şiirdi işte...
İçi-dışı bir...
İçi-dışı,felsefe...
Ve...içi-dışı,Veli...

''Garipsendi''şiir...
Mimlendi,şiir...
Hayat üzerine...şiir üzerine...

Hey,gidi Orhan Veli!
Yaşantısı şiirdi...şiir, yaşantısı...
Kendisi... rahatsız,bir memur...

[GooD aNd EvıL]

Veri

Sen kimseye benzemezsin...
Nasıl anlatayım seni...şık...
Güneş gibi gülümsersin:
Aydınlık...ışık...

Sen...kara *******imin...
Güneşi...aydınlık pencerem.
Havam, suyum,ekmeğim...
Kaynayan tencerem...

En eşsiz güllerden,daha...
Hoş kokulu...daha taze...daha narin.
Ben...karlı dağların ardında,
Sana hasret... bekleyen kara süvarin...

[GooD aNd EvıL]

Volta

Sokağınız ezberledi adımlarımı…
Kaç numara giydiğimi bilir kaldırımlar…
Yıkıntılardaki ruhumla özdeşleşir
Gözden ırak… tercih ettiğim duvar

İzmarit dağlarını süpüren çöpçü :
Bir güzel çınlatmıştır herhalde kulağımı…
Kuşkulu bakışlar saçıyor sütçü
Delmek istercesine karanlığımı…

Bütün taksiciler ahbabım oldu
Seyyar esnafın iyi müşterisiyim
Pencereni gören masasını, kahvenin
Resmen işgal eden serserisiyim.

İçim burkulurdu bir gün görmesem
İçimde başlardı kuşku mevsimi…
Güldüğünü görsem; kan ağlar içim:
Kalbini çaldı mı başka birisi…

Mesaiye dahil ettim tatili
Gönüllü yedi gün…büyük gözaltı…
Gecenin uğursuz karanlığında
İncecik … yürüyen beyaz karaltı.

Rüzgar üşütmüyor- halime acır-
Camının ışığı yakar tenimi...
Sabahlara kadar sürer nöbetim
Yıldızlara sorun beklediğimi…

[GooD aNd EvıL]

Ya Rab

Hikmetinden sual sorulmaz ama...
Hasrete bir gerek var mıydı, ya Rab! ...
Ölüme bir çare bulunmaz ama...
Hasrete çareler zor muydu, ya Rab! ...

Bizi sınamak mı,bu imtihanlar...
Bir volkana döndü tutuşan canlar...
Evler viran oldu...yıkılır hanlar...
Sevenin duası...şer miydi, ya Rab! ...

Tutar gönülleri,güllerin rengi...
Nerede sevginin güzel ahengi...
Mahşeri aratmaz...bu aşkın cengi...
Bu dünyada hasret... nar mıydı, ya Rab! ...

[GooD aNd EvıL]

Yağmur

Bu sevda:
Sağanak! ...
Yağdı-yağacak...

Efkar tepelerime,
Hüzün dağlarıma...
Sahra kalbime...

Bakışın fırtına
Bakışın ok...
Yıldırımlar düşer,çünkü...
Ölümcül,temasın...

Çığlığın: sel
Saçların deli...
Ben,deli...

Yağdı-yağacak! ...
Sevda.
Üstümüze bu gece...
Sevmekten...
Beter ıslanacağız...

[GooD aNd EvıL]

Yalancı Bahar Yada Bahar Yanılgısı

Güneş bir göstermeğe görsün yüzünü
Alelacele çiçek açar, erik ağacı.
Dallarında bahar telaşı
Aldanır yalancı mevsime
Yalancı bahar, ilk çiçeklerini kavurur…

Umuda aşık sevdalar
Erik çiçekleri gibi açar da,
Onları da,hasret vurur…

Filizkıran fırtınası
Kocakarı soğukları
Genç sevdalara acımaz.
Affetmez hataları
Dalgınlıklarını koymaz yanlarına.
Öyleyken;
Arsız sevdalar tükenmez
Erik ağaçları tınmaz,
Okurlar,bildiklerini…

Yumuşayınca iklim
Yerküre ısınmaya başlayınca
Damarlarına su yürür ağaçların
Kış uykusundan bahar güneşine…
Bir tatlı gerinme başlar.
Aceleci ağaçlar
Yalancı bahara dünden hazır
Taze düşlere dünden aç
Çiçeklerini kaybeder
Utanır,ağaç…

Kuşlar erken konar dallarına
Belki ötüşleridir, uyandıran…
Yada sürüngenler getirir baharı…
Güzel günler dolanır dallarına
Çiçeğe dönüştürür kendini, süsler…
pembe beyaz püskürür çiçek volkanı
Doğa yeşil şalını örter, omuzlarına
Yeşil bindallılarını giyer ağaçlar…çıkarıp,sandıklarından.
Bahar…sandıklarından.

[GooD aNd EvıL]

Yamalı Gecede Baykuşlar Öter

Yıldızları,birer birer örülmüş,
Yamalı gecede baykuşlar öter...
Pervaneler tutkun, ışığa...
Aynalarda yitirdiğimiz gerçekler
Trenlerin çığlıkları,bir hoş eder... akşamları...
******* birikir, ayrılıkların üstüne...
Yaşam aynalarında,mezarlık servileri...bir de.

[GooD aNd EvıL]

-II-

Cana ve sona dair,ne varsa bilinmeyen,
Beyinlerinde,
Soru işaretleri...

[GooD aNd EvıL]

-III-

Gönüllü ırgatların yarattığı bu Cennet,
Kamufle Cehennemdi,pislikte boğuldular..
Dağlara zincirleyip asil promethe’yi*
Değerler fukarası peşinde yürüdüler...

Çatallı yol, zaptedemez bağrındaki izleri
Kapar,gün çiçekleri Babil bahçelerinde...
Yeryüzünü terkeder,piramitler,
Sfenkslerin çatlar, taş vücutları...

Tanrılardı yaşayan bütün bencilliğiyle...



*Prometheus

[GooD aNd EvıL]

Yanılgı

Ateş olsan; cürmün kadar, yakarsın
Dedim, amma... yanıldığım; aşikar...
Önce küçümsedim belki, haklısın
Hançer bakışına olayım, şikar...
Kirpıklerin inadına, saplansın
Ölmesem de, vurulduğum; aşikar...

*******i delen: ışıkla, aydır
Aksini getiren; önüme: çaydır
Bir güzeli güzel eden: huyudur
Nazlarına yorulduğum, aşikar...
Sevda çöllerinde bir yudum sudur
Dizlerine yığıldığım; aşikar...

Girdabına düşmüş bir pervaneyim
Amansız derdinden bir divaneyim
Ne gökte ne yerde, kıyametteyim...
Diri diri gömüldüğüm, aşikar...
Bu sevdadan deli miyim ben, neyim
Hasretine sarıldığım, aşikar...

Bahar düşlerinde, bir yasemini
Koklar gibi koklasaydım tenini
Saramadım kemer olup belini
Buncacıktan... darıldığım; aşikar...
Bir Tanrıyı sevdim ben, bir de... seni
Özlerine karıldığım, aşikar...

[GooD aNd EvıL]

Yaralı

I

Beni vuran,yaban değil
Canımdan can,kanımdan kan.
Bursa işi bir hançerle...
Vuran,sırtımdan vuran.

Uğruna can verdiğim
Bunca yıl beklediğim
Canımdan aziz bildiğim...
Vallahi, yalan değil!

[GooD aNd EvıL]

II

Duygularım düğüm olmuş
Çözemez, İskender gelse.
Dev gibi yüreğime
Aşkın vurdu el ense...

Çizdiğim bir çizgiden
Sana doğru akarım.
Denize kavuşan çay...
Sonsuz bir koşudayım.

Unuttum öldüğümü
Söylemeyi,kanıma...

III

Kırmızı bir gül olur,beyaz gül kanayınca...

[GooD aNd EvıL]

Yaşayayazmak -III-

Sessizliğin çığlığında büyüyen bir türküydü acılar ve...metruk bir yazgıyı paylaşırdık...
Umutsuzluğun baharında...unutulan sabahlara... yorgun uyanırdık...
Kopan yapraklar misali...yığılırdık, anıların çürüyen tadında...
Düşlerimizden sıyrılırdık...utanırdık...kendi çıplaklığımızın farkına geç varırdık...
Yağsız,makine parçaları gibi...zamanın ilerleyişinden ve tüm dişlilerinden...çarkların,
Hüznün koruyuculuğunda....arsızca...hayasızca... biteviye...paslanırdık...
Esrik dizeler savurur...rüzgar...yığardı:şiirlerime...
Sana, engeller koyardı,dinlemediğin, barajlar...sedler...akınlarımıza.
Unutulan bir şarkıyı pelesenk edip dilimize,yayvan ve yavan nağmelerini,mırıldanırdık...
Birbirimizden uzakta yaşlanırdık...ve...cömertçe,peşkeş çekip hayatımızı.... kadere...
Tükenirdik....tükenirdik, umutsuz yarınlara filizlenerek...klorofilli yapraklar büyütürdük...
Usulca... ve görmeden kimsecikler...kol kırılır, yen içinde...
Ayrılıkla...hasretle, gittikçe bilenerek...ve sürüyerek prangalarımızı...
Kendi hayatımızdan... kıyılarımızdan... uzaklaşırdık....

[GooD aNd EvıL]

Yaşayayazmak

Gönlümün orta yeri, biraz aşk biraz hüzün
Doğal değildin bana,ikiyüzlüydü, yüzün


Acılara basarak, teğet geçtim hayata...
Tozlu çamurlu yolda kalsa da, ayak izim.
Eğreti bir yaşamdı ve..savrukça bir çizim
Arkadaşım olmadı candan dost bulamadım
Belki bendeydi hata, yeterli aramadım.
Kuşlar gibi pervasız,hiç özgür olamadım
Teğet geçtim hayata,ben hiç yaşayamadım.
Yalınayak bir çocuk,hüzündü, benim adım...



Teğet geçtim hayata,ben hep bir eksilerek...
İçimde sevgilerden kırıntı taşıyarak.
Saçlarımı okşayan el değil,şimşir tarak...

Rüzgar, fırtına bana, yağmur dilimli gece
Sigaram yıldız yanar,sen gönlüme işkence
Beyaz çarşaflı ölüm bakmaz yaşlıya gence
Hayata teğet geçtim,bir rüyadaydım,bence....

Evet efendim, evet...geçtim hayata,teğet...

[GooD aNd EvıL]

Yatardı

Orhan Veli’nin ‘’Böyle de yatılmaz ki’’ dizesine...)


Bir noktaya dikilmiş gözleri.
Yalınayak uzanırdı, mavi göklere inat yeşil ıslaklığına çimenlerin.
.
Zamanı çalıştıranlar sonsuz bir dinlencededir,artık...

Bazan, bir papatya eğilir kulaklarına,kırların türküsünü söyler...
Karıncalar dolaşır, ojeli tırnaklarına...

Uzanırken öyle...akşamdüşüverir, omuzlarına...

[GooD aNd EvıL]

Yemin

Seni bir rüzgarın elinden alıp; çiçek kokularından baygın bir baharın güneşine bıraksam...
Taşlaşmış yüreğinin ocağında hiç sönmeyecek sevda yangınları, yaksam...
Bin hevesle ölürüm...eğer, gönlünde bir yer bulacaksam...

Kulaklarım sesine açık,eğer gönlünü diyeceksen...
Varım yoğum hepsi senin...bir şey dileyeceksen.
Yokluğuna katlanırım bir gün bana döneceksen...

Rüyalarım senle dolu,hayallerimde sen varsın
Gecenin karanlığı ister ruhumu sarsın
Razıyım... ecel beni; bir, kollarından alsın...

Ölümüm sevdadan olacakmış...olsun
Son saatim çalacakmış...çalsın.
Atın ölümü arpadan,olsun varsın

[GooD aNd EvıL]

Yıl Dönümü

Ben seni haziranda sevdim...
O yüzden haziranda öldüm...

Ben seni temmuzda sevdim
Terli yüreğime soğuk çiy taneleri gibi düştün.

Ben seni ağustosta sevdim
O gün bu gün ilkyaza hasretim...

Ben seni eylülde sevdim
Yapraklarımı rüzgara verdim...

Ben seni ekimde sevdim
O yüzden çiçekler diktim...

Ben seni kasımda sevdim
Kasımpatılar seçtim bu yüzden...

Ben seni aralıkta sevdim
Rüzgar mı, sen mi, araladın kapımı...

Ben seni ocakta sevdim
Bu yüzden şöminemi isterim...

Ben seni şubatta sevdim
Aşkımız bu yüzden kısa sürdü...

Ben seni martta sevdim
Kollarım ağaçlarla bir... budandı.

Ben seni nisanda sevdim
Aşkımızın gözü yaşlı... bu yüzden...

Ben seni mayısta sevdim
İkinci baharımı yaşamaktayım...

Ben seni haziranda sevdim
Sahi, sevdim mi... ben seni...

[GooD aNd EvıL]

Yıllar Sonrasından Hatırlayışlar

(Sevmek Dersleri)

Ben, seni Fiziksel sevdim
Çözdüm birer birer,formüllerini...
Hesapladım sevda hızını...

Eridim,Kimyasal olarak sende,
Tepkimeye girip; özümü yitirdim...
Aşkın asidinden zehirlendim...

Tüm Coğrafyalarını ezberledim
Dağlarını,vadilerini...iklimlerini...
En çok da,yağmur ormanlarına bayıldı,çölüm...

Müziksel sesinin rengini sevdim
Vuruldum notalarının ezgilerine
Türkü tadındaydı hasretim...

Doksan -altmış –doksan ölçülerini
Matematiksel sevdim,Cebirsel sevdim...
Sırlarını şifreledim Ebced hesabıyla...

Edebi-ve ebedi- ruhsal tasvirlerini
Şiir gibi duygularını sevdim
Övdüm güzelliğini manzumelerle...

Ben seni Resimsel sevdim.
Görsel şiirselliğini...
Rengini,biçimini,hacmini...

Ben, senin Bedensel tavırlarını
Edanı, endamını sevdim...
Gözüme adeta batıyordu, fiziğin...

Ben seni Tarihsel sevdim
Buldum,sömürgelerinde kendimi
Sana,bütün savaşlarımda yenildim...

Ben seni Geometrik sevdim
Koordinatlarını buldum göğüslerinin...
Yuvarlaklarına teğetler çizdim...
Bulamadım kalbinin yarı çapını, ama...

Ben seni,İnkılapsal sevdim
Kurtuluşsal sevdim,savaşsal sevdim...
Girdim ne yazık ki,boyunduruğuna
Özgürlüğümden vazgeçtim...

Ben İnsansal sevdim seni
Tüm Haklarımı sende,kaybettim...
Üstelik; diplomamı da,vermedin...
Tuttun attın beni, kolumdan...
Mezun oldum ben de, hayat okulundan...

[GooD aNd EvıL]

Yokolmuyor Yokluğun

Yine parsayı topladın, ayrılık!
Hasret...köşeyi döndün hadi...
Sensizlik...ikiye katladın servetini...
Yüreğim...iflas.

Özlem...sel gibi aktın...
Bütün duygularım hasar
Bütün uzuvlarım felç
Ben... sonbahar...

Herşey yok oluyor da,
Yokluğun yokolmuyor,oysa...
Bilemede,içimde kırık plaklarını...
Kendini sürekli yenilemede...
Hüzün...eskitirken bedenimi...

Ah...Aşık olmayacaktım...sözde,
Yalancı duygular yetiştirecektim...
Gönülden...yürekten sevmeyecektim...
O zaman böyle...tükenmeyecektim...

[GooD aNd EvıL]

Yolculuk

Zaman örüyor ağını
Kör bir örümcek gibi...
Eziyor gençliğimizi yıllar
Tıpkı böcek gibi...

Yaşadığımızı söyleyecekler
Yürüdüğümüz yollar...
Bizi ıslatan yağmur
Hırçın,okşayan rüzgar...

Tıpkı masallardaki gibi...
Bakacak olursak ardımıza
Bir arpa boyu yol gitmişiz...
Bütün hayatımız boyunca...

[GooD aNd EvıL]

Zaman

Yan yatırdım, kum saatini: Geçmesin,zaman…
Boğazını bir iyice sıktım, damlalığının…
Yutamıyor; bir kum zerresini bile…
Şimdi geçsin; geçebilirse; zaman…

[GooD aNd EvıL]

Zamanı Örmüşüm Saçlarına

Çıplak ayak sesleri
Karıncaları ürkütüyor...


Mavi yolda ay yürüyor.
Biryıldız şarkı söylüyor/duydum
Kapalı gözlerim,görüyor...


Dudaklarımda çılgınca sükut
Dallarda açıyor yakut...
Ya bana dönersin veyahut;
Zaman,yalnızlığımı sürüyor...


Uzatsan gözlerini avuçlarıma!
İsmini yazmışım, dudaklarıma.
Zamanı örmüşüm saçlarına...
Yelkovan deliriyor...

[GooD aNd EvıL]

Zenaat

Zor zenaat, sevda...zor...
Fazla mesailer...
Plastik *******i uzatan.

Duyguları işleme fabrikasında...
Yürek duyarlığında elleri...kızların.
Zamanın gölgesinde süzülen rimel,
Artık katkısı var ağlamaların...
Yüreği, çürütmelere...

Yürek yangınlarının isi...bacalarda.
Gölge oyunlarını yansıtır alevler...
Ve.. demirleri eritir de...
Eritmez mi yürekleri.
Kirpiklerden tel kafesler örerek makineler
Gönüllü mahkumlarını bekler...
Hangi yüreğe sapladın gözlerini...

Sevdaya ağır vergiler koydular...
Ödenmesi zor.
Sigorta da isterim; çalışacaksam...
Servis var mı servis-geç kalmasam diyorum-
Öğüterek eski sevdalarımı
Kendimi zamandan siliyorum...
Misyonumuz: El değmeden paketlenir duygular...
Üzerine son kullanma tarihini de,koydum...
Raf ömrü uzun bir ürün...
Kaç sevdayı öldürüp bugün,
Atıklarını denize döktün...

Bir fabrika da,şurada...kuracağım...
Eski anıları paketleme ünitesi...
Geçmeden günün hevesi...

Daha ne projelerim var...
Gözyaşı biriktirme fabrikası,
Yalnızlığı büyütme-geliştirme ünitesi,
Sevenleri ayırma birimleri...
Aslında en ası ve en hası:
Sevgi zincirlerini koparma vardiyası...

Zor bu sevda işçiliği zor...
Zararına çalışıyoruz...Vallahi...karını bırak!
Hayat Usta...
Al beni de...fabrikana...
Olayım, çırak!

[GooD aNd EvıL]

Zirve

Bir hayali dağdayım, geçit vermez zirveye…
Tuttuğum ölüm olur, el attığım kayada.
Ulaşmam imkansızdır, bilirim zirve bekler…
Sana özlemim olur: en büyük Himalaya…