Tam Sürümü Görüntüle : İsmet Zeren
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:13 PM
Düşe Yattığında Umutlar
Düşe yattığında umutlar
Bir gelincik fırlıyor
Nakışzade sokağından
Gergeflerden
Sübyan dökülüyor
Sabır küplerine
Bir mecidiye ağlıyor
Kesesinin rengine
Bahar hiç gelmedi
Düşe yattığında umutlar
Gerçekler
Hiç sevilmedi
Kovuldu dokuz köyden
Hatıralarım
Ve gelincik tarlalarından
Kırmızılar
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:13 PM
Düşler
Düşler
Duşa girmez bilirsin
Ruh
Sevdalarla yıkanır ancak
Sevgi
Bir düş olarak
Kalmasın diye
Cennetin bahçesinde
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:13 PM
Düşlerimdeki Yok Oluşum
Karanlığın diğer yüzüdür geçmişim
Yaşadığım hayatları saklayan
Eski oyunlardan gülümseyen bir çift göz
Eladır
Düşlerimdeki yok oluşuma ağlayan
Bir buharlı tren gibi inlerim
Raylar gibi uzayan ayrılığına
Bir köhnemiş kulübede beklerim
Kangren olmuş hasretin acılarına
Param yok mesudum deme sakın
Ölçemiyorum değerini ihanetlerin
Kim nerde ne zaman
Ne alır benden
Ne ister bedenimden
Kızıl bir grup gibi
Ufkunda hayallerimin
Son defa batıyorum
Karanlığın diğer yüzüdür geçmişim
Yaşadığım hayatları saklayan
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:13 PM
Düşüm
Düşüm düştü boşluğa
Üşüdü
Seni gördü ışıdı
Yaşadı
Sevdanın türlüsünü
Düşümü seviyorum şimdi
Seni sevdiğim gibi
Vefasız değil
Aydınlık yüzü
Ayrılıkları sevmiyor
Düşüm düştü boşluğa
Üşüdü
Seni gördü ışıdı
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:13 PM
Düşünceleri Sermek
Ser
Sereserpe düşüncelerini
Denizlerin üstüne
Martılar pelikanlar çalmasın ama
Şaşkın balıklarını
Kavakların gölgesi gazellerin gölgesinde
Konuşur bereketli baharları
Kuşlar kırık bahçe kapısına tünerken
Beyaz çizgili zarif pençeleriyle
Güneş kümesin çatısının üstünden yavaş yavaş batarken
Anlatırlar soğuk kış günlerini
Uçmayı bilmeyen yavrularına
Rüzgarlar savruldukça kuzey denizlerinden
Şarapçı Hüseyin'in yırtı fötrü
Kaçıp gitmek isterdi beyaz bulutlarla
Ekvator memleketlerine
Ser dedimse
Sereserpe düşüncelerini
Göresin istedim
Tabiatın konukseverliğini
Kış aylarına
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:13 PM
Ebedi Aşklar Destanı
Ben bendeyim yarim artık sen sende
Yaşar sandık beyhude,iki can bir bedende
Ruhumuz bir bedesten gönüller çarşı çarşı
Gözlerindi o destan tenin özgürlük marşı
Leyla isen söyle bende Mecnun olayım
Gül yüzünüz hiç asma senden memnun kalayım
Işık ne zaman yanar nasıl çöker karanlık
Yaşadın mı ey yar bir depremdir ayrılık
Ağlıyorsa rüzgar bitsin diye düşmanlık
Akacaktır gönlüne bir sevda ılık ılık
Aslı isen söyle bende Kerem olayım
Bütün yaban çiçeklerini sana melhem kılayım
Sevda büyür yürekte,kol kanat gerilince
Hançerden daha keskin kılıçtan daha ince
Dervişten el alan miskin seni sende sevince
Hesap tamam olacak ay buluta girince
Şirin isen söyle sana Ferhat olayım
Zalimin gurbetinden aşka serhat bulayım
Sana güller dereyim yol aldıkça zamanda
Yollarında öleyim sen istediğin anda
Gerekirse yaşamana vereceğim cihanda
Bir nefeslik ömür eğer kalırsa canda
Zühre isen söyle sana Tahir olayım
Evvel idim uğruna,iste ahir olayım
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:13 PM
Efsun Sarıları
Sorular sorardı efsun sarıları
Yatağını ısıtmamış
İhtiyar yosmalara
Mavi paçalı
Şebnemleri parçalayarak
Eli kınalı periler gibi
Usulca okşardı
En küçük ihtişam delilleriyle suskunluk
Garson bir kaç parça soru getirirdi
Gümüş tepside
Sormak için sevdiğine
Hiç çekinmeden
Seçemezdin
Birbirine benzerdi hepsi
Ayrıntılar rahatsız ederdi
Çocukluktan arta kalan beynini
Yinede toz kondurmazdın birine
Ve hep aynı soruyu sorardın
Ben kimim diye
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:13 PM
Eğer İnansaydın Döneceğime
Tükeneceksin
Bir ışık gibi
Kaynağunda umutlar azalınca
Sevilerin
Arayacaksın
Gözlerinde ışıl ışıl parlayan
Gençliğimin sıcaklığını
Yüreğinde kaynayan
Varlığının kor ateşinde
Aşkımı
Ben sana gelirdim gülüm
Eğer inansaydın döneceğime
Bekleseydin sabırla
Kuruyan ağaç değildi
İçimdeki duygular
Kıskananlar ve çekemeyenler
Var olsa bile
Ben sana vurgundum
Seviyordum deliler gibi
Gözlerinde ki hüznü
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:14 PM
Eğer Yaşamaksa Bu
Eğer yaşamaksa bu
Yüreğimde sebepsiz bir korku
Ruhumu sızlatan çelik bir burgu
Hükümsüz,sonsuz,bitmez bir sorgu
Ben kendi hapishanemde yaşıyorum
Eğer yaşamaksa bu
Adımlarım bir yolda bir gidip bir gitmeyen
Damarlarımda kan akıp akığp bitmeyen
Anlamsız sorulara kin ve nefret gütmeyen
Ben kendi hücrelerimde yaşıyorum
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:14 PM
Ehli Namus
Ehli namus
Nasıl da tertemiz çıplak elleri kadının
kadın razı gitmeye
kadın uysal
Ta.. dünden razı seninle gitmeye
Dururum deme
Bu namus fukarası diyarlarda
Yerim deme bu lekeli balıkları
Yutarım deme gördüklerimi
Yaşarım deme isponozların arasında
Hoş..
Seni farklı sanmıştı ya kadın
İnanmıştı ya...
Ehli namus
Değer mi sessiz *******i kucaklamaya
İçinde volkanların türküsü uçuşurken
Camlardaki kuşlar inmemişken toprağa
Değer mi kafesler dolusu özgürlük toplamak
Gel vaz geç bu diyarlardan
Bak ter temiz çıplak elleri kadının
kadın mütebessüm
kadın boynu bükük
Sıtla kadını kaderine
Topal küheylanına atla gizlice zamanın
Güneşten önce
Bir gece vakti
Sessiz sedasız
Çek git bu diyarlardan
Varsın ağaların olsun buralar
Çiçekler açsın günahlara gebe
Koklayanlar onlar otlayanlarda
Onların çiçeğinden sana ne?
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:14 PM
Ekmek Kavgam Ve Sen
Emek
Ekmek kavgasında
Çürüdü yüreğim
Sana
Bir avuç kül
Ulaşacak belki
Benden hatıra
Bir yağmur mevsiminde
Okyanuslara
Serp demiyorum
Beni..
Bir trajedi olmasın
Gelişim
Bir mendile dönüşmesin
Vuslat
Açılsın
Açılsın kapakları
Çeyiz sandıklarının
Evde kalmış kızların
Yürüsün
Nakışlar dantelalar
Bir nefesle
Yatak odalarından
Umut yollarına
Delikanlıların
Seni bana getirsin
Beni sende bitirsin
Hayalin hayalime yürüsün
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:14 PM
Ekvator Çizgisinde
Önce ılık ılık indi
Yavaş yavaş
Gözlerimden yaş
Gökyüzünden binlerce taş
Ellerimi ıslattı gözyaşlarım
Ellerimi yıprattı
O mavi çakıl taşlarım
Islak ellerimle tuttum
Çakıl taşlarını
Boşandı yağmur gibi
Yanaklarım çelik grisi
Bir ışık saldı yeryüzüne
Bir mahkumun düşlerine döndü
Yaşadıklarım
Ölümü özledim ilk defa
Azrail bir tek bana gelmedi
Ekvator çizgisinde bir asker can veriyormuş
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:14 PM
Ela Gözler
Yaşamak imkansız,yaşamak sensiz
Ruhum kan ağlıyor,bedenim cansız
Tüketiyor beni bu aşk amansız
Ela gözlerinde derman bulurum
Tanrının yazdığı ölüm zor değil
Aşk,için değilse ateş kor değil
Seni seviyorum gizli sır değil
Ela gözlerinde ferman bulurum
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:14 PM
Ela Gözlerini Unutamadım
Yemin ettim seni unutacaktım
Kalbimi kalbine kapatacaktım
Nerde görsem seni hep kaçacaktım
Ela gözlerini unutamadım
O gözlerde bilsen ah neler saklı
O gözlerde aşk var telli duvaklı
Uğruna olmuşum kanlı bıçaklı
Ela gözlerini unutamadım
Dalıp kaybolurdum derinlerine
Hüzün denizinin enginlerine
Uzak diyarlardan şarkımı dinle
Ela gözlerini unutamadım
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:14 PM
Ela Gözlü kadın
Kırmadım
Kırmaya kıyamadığım
Bir tek sen kaldın
Ela gözlü kadın
İçimde ışıklar sönerken bir bir
Zamanın ıssızlığında
Bir tek sen aydınlattın
Karanlık yollarımı
Bir yakamoz gibi ruhumdaki gözyaşlarımı
Bir tek sen sardın
Altın sarısı teninle
Yıllara yenik düşerken çiçeklerim
Bir tek sen filiz verdin dallarımda
Eksilerle dolaşırken
Bu soğuk evrende
Bir tek sen ısıttın bakışlarınla dünyamı
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:14 PM
Elbette
Elbette ki
Seveceksin
Özleyeceksin
Ağlayacaksın
Anlatacaksın sadeliği
Basitliği
Doğallığı
Yaşayacaksın elbette
Elbette ki
Bu bir kaçış
Aldanış
Yenilgi olmayacak
Hiç bir zaman
Elbette ki
Suratına vuracak tabiat
Geçmişi
Dünü
Bugünü
Yanılgıyı,yenilgiyi
Korkuyu,özlemi ve hasreti
Elbette ki
Yeniden başlayacak
Ve başaracaksın
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:14 PM
Elde Var Hiç
Elde var hiç demiştin giderken
Ama bende mi suç
Yoksa yanmış yıkılmış bedenimde mi
Taşıyamadım bu sevdayı
O kadar çok sevdim ki seni
O kadar çok özledim ki
Ayrılığın kıskançlıklarla
Büyüdü beslendi
Taşıyamadım bu sevdayı
Üçüncü şahıs oldum kendimle ve bedenimle
Seni senden çok sever oldum
******* boyu
Seni sevmekten
Özlemekten kahroldum
Kahrolmanın resmini yaparken
Ellerim titredi yanlızlıklarda
Boşlukları doldurmadı çığlıklarım
O kadar haindi ki
Büyük şehrin sokakları
Ses vermedi yankılar
Kaybolup gittim
Sokak fenerlerinin cılız ışıklarında
Kan tükürdüm
Tütün sürdüm ciğerimdeki yaraya
Gönlümün yazı
Gülümün beyazıydın
Ama elde var hiç dedin
Ve sende bütün suç
Suçumu kabul ediyorum
Şu fani dünyadan bir hiç olarak gidiyorum
Ve bana açmadın gönlünü
Hiç olmazsa insanlara aç diyorum
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:14 PM
Elenmek
Elenmek buysa
Elendim
En ince elekte
Ellerimde
Bir kaç zerre var
O eski anılardan
Hayat şimdi
Sadece
Onlardan ibaret
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:14 PM
Elveda Deme
Bal rengi gözlerin unutulmaz ki
Güldendir o tenin kurutulmaz ki
Sevdandır kor ateş soğutulmaz ki
Bir gün kavuşacağız elveda deme
Mazide başlayan aşk mazide bitmez
O edan o işven aklımdan gitmez
Sevdanın yerini hiç bir şey tutmaz
Bir gün kavuşacağız elveda deme
Gönlüm yaralıydı dermanı oldun
Suskundu yüreğim fermanı oldun
Damlaydı dilimin ummanı oldun
Bir gün kavuşacağız elveda deme
Ne sana ne hatırana etmem ihanet
Çok zalim olsanda okumam lanet
Tanrı verecektir mutlak metanet
Bir gün kavuşacağız elveda deme
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:14 PM
Eminenin Kızı
Gitme demiştim gitti
İnadına gitti
Niçin gittiğini bilmeden
Ve nereye
Ağlayacaksın demiştim
Ağlatırdı hep
Görmüştüm
Eminenin kızını
Bir beşik bıraktı değil mi
Bir kaç kırık dökük umut
Gelirim der gelmezse bir daha
Eskirsin beklemekten
Ölürsün ağlamaktan
Mezarına bile uğramaz üzülme
Onun gidişi bir hikayedir/hazin
Senin bekleyişinde bir masal/hüzünlü
Hikayeler yaşanır yeniden belki
Ama masallar anlatılır her zaman
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:14 PM
En Güzel Ölüm
En elim ilim
En vahim sevdadır
Bu yorgun gönülde
En masum zulüm
En şöhretli yalandır
Susturulmuş bu dilde
Ve en güzel ölüm
Senden ayrılıştır sadece
İnce nakışlı bir mendilde
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:15 PM
Engerek
Hain varsa bu toprakta bitmez cenk
Yiğit varsa al bayrakta solmaz renk
Eğsin diye baş kaldırmış engerek
İnanç gerek, iman gerek, kan gerek
Gurur gerek, onur gerek, şan gerek
Birlik varsa hiç bükülmez bu bilek
Dirlik varsa yaman çarpar bu yürek
Girsin diye yuvasına engerek
Umut gerek, ufuk gerek, tan gerek
Mizan gerek, izan gerek,can gerek
Ay yıldız oldukça kalbimizdeki mihenk
Ezelden ebede süecektir bu ahenk
Olsun diye tatlı candan engerek
Şahadet gerek, yemin gerek söz gerek
Ahlak gerek, şuur gerek, öz gerek
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:15 PM
Enişte
Enişte
Bir husus var bu işte
Bir sonuç var bu gidişte
Ah enişte..
Uğrarmısın dönüşte
Yaşam bir deniz
Gönlüm bir derya
Bedenim bu denizde
Bir gemide küpeşte
Ah enişte
Kötü sevdim bu defa
Fena kapıldım
Korkunç aşık oldum
Delirdim hasretinden
O yosun yeşili gözlü kızın
Ah enişte..
Gerisini dersen
Eh işte
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:15 PM
Erguvanlı kadın
Erguvanlar uçuşuyordu
Mavi al yeşil
Kanatsız
Sonbahar rüzgarlarının önünde
Bir kadın ağlıyordu
Bülbüller gibi
Zamansız
İçli
Sararan erguvanların ardında
Erguvanlar gibi gönlüm
Bir kadın kadar çaresiz
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:15 PM
Eski
Eskiler alırım
Gözlerinden eski
Eski ne varsa
Eski sevda
Eski diyar
Eski güzler
Eski korkuları alırım
Eski hıçkırıklar
Eski masallar alırım
Bayraklardan eski
Eski ne olursa
Eski mutluluklar
Eski bayramlar
Eski zamanlarım
Eskidi artık eskiciler
Bit pazarları eski
Bir antikacıda
Eskici bir adam gördüm
Onun gözyaşlarını bile alırım
Gözyaşlarım eski
Eskiden diye başlayan
Anıları alırım şimdi
Sokak sokak
Çeşme çeşme
Eski İstanbulu alırım gönlüme
Hiç kimseye duyurmadan
Hiç kimseye para vermeden
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:15 PM
Eski Bir Sevda
Bir sevda vardı
Bu eski zaman şehrinde
Şu yosun tutmuş havuzda
Boyası dökülmüş park sıralarında
Boşa oynayan sinemanın arka koltuklarında
Çocukça yaşanmış bir sevda vardı
Bir sevda vardı
Banliyö trenlerinde filizlenen
Ada vapurlarında püfür püfür
Üsküdar iskelesinde bir kış günü
Kardan bir canlı adam yaratan
Bir sevda vardı
Hiç yaşanmamış
Ve bir daha hiç yaşanmayacak bir sevda
Başka sevdaları kıskandıracak
Kavgayla karışık
Bazan barışık
Eski bir sevda vardı
Hatırlarmısın
Her yanı İstanbul
Bulut bulut
Bir sevda vardı
Ayrılığın vurgununu yemiş
Lodoslara tutulmuş
Yağmurlarda yıkanmış bir sevda vardı
Bir sevda vardı
Minarelerin gökleri deldiği bu şehirde
Buram buram küncülü simit kokan
Soğuk çaylar semaverler dolusu
Bir yanı hasret
Bir yanı gurbet
Bir sevda vardı anlatmaya doyamadığım
Yaşamaya......
Hiç yaşayamadığım
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:15 PM
Eski Günah
Sevdim...
Sevdim dedimde
Ne oldu *******e
Çiçeklerin rengi
Hala simsiyah
Hala kar yağıyor
Başıma tel tel
Çıkmıyor gönlümden
O eski günah
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:15 PM
Eski İstanbul Şarkıları
Bir başka huzur verir
Eski İstanbul şarkıları
O günleri yaşayamadım diye
Üzülürde üzülürüm
Yaşayanları düşünürde
Kıskanırda kıskanırım
Her dinleyişimde bilmem neden
Gzöyaşlarım boşanır
Yorgun gözlerimden
Şamdanlı cariyeler geçer
Gölgeleri kendinden büyük
Ve kendinden önce
Lambadan çıkan cin misali
Telveli kahve kokusu yayılır
Yavaşça duyularıma
Buhurdanlıklarda yükselen tütsülerle karışık
Arap halayıklar ve öksüz meslemeler
Resmi geçit eder düşlermde
Eski bir rahle üzerinde
Kurana durmuş
Nur sakallı- beyaz mı beyaz-
Dedemi hatırlarım ister istemez
Sonra uzun Ramazan *******i gelir
Kestane kebap yemesi sevap misali
Çaylar kaynar usuldan bakır semaverlerde
Ve kanun nağmaleriyle
Eski İstanbul şarkıları
Bir hicaz bir nihavent
Huzura salar kalbimi
Alır götürür bu karmaşadan
O sakin günlere
Mest eder beni
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:15 PM
Eski kadınım
Yeni bir aşkı yaşamak isterdim eski kadınımla
Bu taşra şehrinin umutla yüklü
Esrik aşklar kokan toprak yollarında
İnmek isterdim
Bir yaz yağmuruyla
Ebem kuşağı gibi
Bir başından bir başına
Sırtımda güneşin sıcaklığı
Altımda masmavi dünya
Yürümek isterdim
Gökyüzünün katmanlarında
Çok görmeyin bana a dostlar
Çocukça düşlerimi
Şu otuz üç yaşımda
Yaşamak istiyorum asırlarca
Sevgiyi aşkı
O eskimiyen kadınımla
Gözlerimde korku yerine
Hep yaşama sevinci
Gözlerimde sevgi dolu
Gözyaşlarım inci inci
Aşk koşularında olmak isterdim
Gençliğimde hep birinci
Yarınımda benim
Dünümde ve bugünümde
Takvimler hep benim olsun
Yıllar geçerken birer birer
Sigara paketleri tükensin
Günler tükenmeden
Kadehlerim dolup dolup boşalsın
Eskimiyen kadınımla eskiyerek
Benim kadınımın gülüşleri var
İnce ince parmakları
Ve biçimli dudağı
Benim o eski kadınımın
Hüznü var
Deli olduğum hüzün
Tebesümlerimde saklı
Pişmanlık mı mutluluk mu
On yıldır çözmedeğim
Çözüpte bitiremediğim
Yanımdayken bile özlediğim
Beraber yaşlandığım
O eski kadınım
Seni çok seviyorum
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:16 PM
Eski Şarkılar Çalmıyor
Şarkılar çalmıyor artık
Bu meyhanenin-annemi babamı beklerken-
Nefret ettiği
Anason kokan izbe köşelerinde
Ama nedense
Mutlu olamıyorum
Bir şeyler eksiliyor
Biraz hüzün
Biraz yatak odalarının
Saklanmış gözyaşları
Azalıyor sanki
Oysa acı olmalı diyorum
Acı yaşamın parçası
Ne kalır ki mutluluk adına
Nasıl tanımlanır ki bilinmez
Şarkılar çalmıyor artık
Nostalji diyorlar adına
Yüz bin satıyor plakları
Pop on listelerinde birinciler
Ama benim değiller
Eski bir dünyayı anlatıyorlar
Ben kendi şarkılarımı istiyorum
Ben kendi gençliğimi
Kendi sevdalarımı istiyorum
Çalınmamış
Alınmamış
Rakı koksun istiyorum
Meyhanelerim
Gözyaşım süzülsün
İnce uzun bardaklardan
Hafız Burhan duyulsun uzaklardan
Taş plakları istiyorum
Eski İstanbul belki
Çekiyor beni
Ben şarkılarda
Eki İstanbul'u yaşıyorum
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:16 PM
Estergon..Ergenekon
Estergonda yuvalandı gönlüm
Estergonda eridi
Estergon estergon
Şimdi ne haldedir
Ergenekon
Estergonda düştüm bir hilalin peşine
Rüzgarlar esmiyor
Şahbazım yiğidim
Ağıtlar kesmiyor
Rüzgarlar hilal için esmiyor
Birde gel gönlüme sor
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:16 PM
Ey Eski Bahar
İki kavuk bir perde ile
Başlıyor yanılgılarAldattın kendini
Kendi düşlerinle
Ey eski bahar
Bilirmisin sen
Kapatmışsın bu kapıyı
Artık ne kurtlar
Ne kuşlar açar
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:16 PM
Falcılar
Saklanıyor şafaklarda özgürlük
******* çamurlu ellere kalmış
Bir falcı ellerimin çizgilerinde
O hiç bitmeyen tatlı yalana dalmış
Falcılar bilir mi hiç zindanları
Zindanlara giden tozlu yolları
Hep geçmişten geleceğe haber verirler
Falcılar bilir mi yaşanan acıları
Yazıyorum gülüm hep yazıyorum
Kendime ve kadere çok kızıyorum
Odamı çeviren teller boyunca
Hasret zinciriyle ben uzuyorum
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:16 PM
Fenerlerin Öyküsü
Bir daha
Konuşmayacağım
Asla
Konuşacak
Ne kaldı ki
Bitmişken
Kaldırım taşlarında
Fenerlerin öyküsü
Sessizlik gelecek
Ve sızılarla gidecek
Beynin değirmeninde
Dönecek
Ruhun
Boşluğunda dolacak
Yol alacak
Sonsuzluğa
Ve kadın olup ellerimde
Yağmurun toprakla oynaştığı gibi
Tenimle oynaşacak
Ben konuşmayayım diye
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:16 PM
Fidanlar
Ölümden sonrasını sorma
Sorma bana gözlerimin kapanışını
Yaşamak istiyorum yaşamak asırlarca
Sorma bana fidanların yıkılışını
Gözlerimde hep mavi vardı bulutsuz
Gözlerimde hep sevi vardı kaygısız
Oysa yıkılıyor hep fidanlar yıkılıyor
Yüreğimde hep yaşamak yankılanıyor
Fidanlar yeşerecekti oysa bahar gelince
Gözlerim yağmurla sorgusuz buluşunca
Ölümse yasaktı yasaktı sevişmeden
Ölümü bedenim ölüğmsüz bilmeden
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:16 PM
Fötr Hep Yamuktur
Dikene bürünür gül
Elini kanatır kadın
Emersin
Uyanır erkekliğin
Müstehcenlik bulaşır satırlara
Mevsim bahardır
Aylardan Tabiki mart
Kelimelerle öpüşür
Kaleminin ucunda
Kağıt ve ellerin
Bir bardağa boşaltırsın öfkeni
Unutursun herşeyi
Her şey gider
Hiç bir şey gelir
Bir düz çizgiye dönüşür
Düşüncelerin
İstikamet gösterir mi
Bilinmez gerçek
Gerçeği süslersin bilinir
Beslersin gerçeği
Delinir
Bir maviş göz
Ve iki kalın dudak uğruna
Bırakırsın çelişkileri
Dosdoğru adam olduğunu sanırsın
Oysa fötr hep yamuktur
Ve kurşunla delimiştir
Tam ortasından
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:17 PM
Fukara Simyacılar
Simyacı olmak için iki fukara
Pusuya yattılar bir tuzcu dükkanında
Tam üç gece üç gündüz sessizce
İlk yemişini verdi yalan
Kral doğurdu ilk kraliçeyi
Bir büyücüye sormadan
Üç kuş üç yelek ördü üç prensese
Ve üç kavak dikildi
Turuncu nehrin kıyısında
Üç dağdan üç taş getirildi ve gömüldü
Üç kavağın dibine birbirine karışmadan
Sevgilisi güldü bu masala
Benim sana güldüğüm gibi
Çenesindeki gamzesini saklamadan
Dağlara yürüdük seninle asırlar boyu
Ayaklarımız üryandı başımız kabak
Ve tabanlarımız çürümek istiyordu toprakta
Dağlara yürüdük geride bırakıp yalanları
Korkuları ovalara gömerek dağlara yürüdük
Çcukluğumuzu gördük yamaçlarda
Kuru ırmak yataklarında seviştik
Çakış taşları ve maral geyiklerle
Gökyüzündeki bulutlardan hiç utanmadan
Dağlara yürüdük el ele tutuşarak
Bizi görüpte kıskançlıktan yanıp tutuşan
Düz ovalara aldırmadan
Yoktu yürüyüşümüzde hesaplı kitaplı bir şey
Duygularımızla yürüdük ve gerçeğe ulaşmak için
Dağların ardındaki dağlarda saklıydı her şey
Ve bir masalı tamalıyordu yaylalar
Suaların kaynağına yürüdük daha kolay aksın diye
İçimizdeki öfke doğmamış denizlere
Biz iki fakir simyacıydık
Saygı duyun bizlere
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:17 PM
Fulya Çiçeğim
Bir nehir kıyısında bazan
Ve bir vadinin ortasında yapayanlız
En güzel şarkıları terennüm edeceğim
Çünkü arkadaşım olacak benim
Yüz binlerce fulya çiçeğim
Hangi şeyi görmek istiyorsam
Ve neyi duymak istiyorsam senden
Bana sen anlatacaksın
Hiç kimseden çekinmeden
Sepet sepet çiçekler dökeceğim
Sevdiğim şehirlere
Işık ışık
Rüzgar rüzgar
Alazlayıp geçeceğim
Bilmediğim dünyaları
Anılarım hüzünlere koşacak
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:17 PM
Gam Girdapları
Benim için en kutsal oyundur bilirmisin
Naz desenleri çizmek yüreğime
Gül gölgesinde saklamak kokunu
Çırpınmak gönül koyduğun gam girdaplarında
Hasret ağusunun kırmızısında yanmak
Uzanmak seninle yan yana bir musalla taşına
Ölümsüzlüğün sırrını ararken gözlerinin renginde
İsmini yüz kerre bin kerre haykırmak
Evrenin boş,bomboş siyah karanlığına
Ellerini sıkarken kaybolmak
Yanmak
Kavrulmak
Yüreğinin atışlarında
Mavi küslerin küstüm çiçeklerinde
Zamanın efendisine yenik düşmek
En kutsal oyundur bilirmisin
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:17 PM
Gaziyim
Hala yangın, hala vurgun yüreğim
Bu cennet vatanın her karış toprağına
Kavrar hala al sancağı,sıkı sıkı bileğim
Görev alıp çıksam yine en heybetli dağına
Ey Vatan! ben ki sana kol vermiş bir gaziyim
Bin kol vesem,yine azdır uğruna
Şan ve şeref dolu,bir tarihin özüyüm
Biz var iken kara eller uzanamaz bağrına
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:17 PM
Gece Ve Deniz
Geceyi sorguladım
Denizin laciverdinde
Cevaplar yakamozdandı
Balıklar kendi derdinde
Sevdam..
Kendini arıyordu
Bir dargın bir barışık
Suların üzerinde
Işıkları sönmüş
Bir transatlantik
Belki bir sandal
Belki bir titanik
Buzdağı gibiydi karanlık
Sevdam
Binlerce mil derinde
Süngerler gibi deeğerliydi
Ve süngerci kadar yorgun
Varoluş
Ben sen
Ve sevdamız
Biraz kırgın
Ve biraz durgun
Gece cevapsızdı
Deniz sessiz
Süngerciyi bekliyordu
Vurgun
Karanlığın bir yerinde
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:17 PM
Geçmişteki Sana
Sakladın
Esirgedin
Oysa ben
Güneşi götürdüm
Saklasanda
Karanlık
Mum ışığıdır
Ağladığında
Ve güneş
Bir noktadır
İçimde
Senin
Arkamdan baktığını
Bilerek
Geleceğe yürürken
Geçmişte ki sana
Ulaşmak için
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:18 PM
Gel
Sarı bir gül gibi solabilirim
Kuru bir dal gibi kalabilirim
Seni beklemekten ölebilirim
Geleceksen gülüm geç olmadan gel
Yoruldu yüreğim durdu duracak
Saatler son anı vurdu vuracak
Azrail hesabı sordu soracak
Seni son kez öpmek güç olmadan gel
Sen yoksun ya artık dünya dönmüyor
Karanlık dinmiyor ışık yanmıyor
Dostlar hasretime hiç inanmıyor
Seni sevdim demek suç olmadan gel
Belki bekleyişim boşu boşuna
Senin gibi gülün benle işi ne
Girdim gireceğim ömrün kışına
Hatıran kalbimde hiç olmadan gel
Ayrılık yamanmış ayrılık zalim
Ayrılık ölümden öte bir zulüm
Ayrıldık demeye varmıyor dilim
Ayrılık başıma taç olmadan gel..
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:18 PM
Gel Gitlerim
Güneşimdin geldin çıtırtılarla
Güneşimdin gittin fısıltılarla
Ürktüm gelişinden beni yakarsın diye
Kızdım gidişine haber vermedin diye
Geldin gelince yangınım oldun
Gittin giderken toz duman oldum
Bari kalsaydın
Bari sevseydin
Sevmesen bile
Bir göz kırpsaydın
Böyle ansızın
Gitmek olurmu
Yoksa sevipte
Benden korktun mu
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:18 PM
Gelincik Kuşu
Bitecek diyordun ya
Her şey bir gün
İşte bitti bugün
İstediğin şekilde
Ve planladığın gibi
Sanma ki seviniyorum
Ama üzülmüyorum da
İçimdeki boşluk hiç
İçimdeki kadersizlik kısa
Yaşamayı seviyordum
Sevilmeyi...
Sevmeyi...
Hepsini hepinizi
Çok seviyordum
Bir sonbahar rüzgarına
Hepsini sattım gitti
Yanlızca bir yemin kaldı
Bir çınar ağacının altında
Birde penceremde ki gelincik kuşu
Özlediğim dostları görüyorum
Bazan yolda
Bazanda Eyüp sırtlarındaki
Çıkrıkçılar kahvesine gidiyorum
Ve anlıyorum ki
Birbirlerini sevenleri gördükçe
Bende bitiyorum
Bitmekten korkmuyorum ki
Korkuyu...
Her şeyin bittiği gün
Ben sende
Zaten bitirmiştim
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:18 PM
Gelirsen
Bir gün beni arayacaksın
Sisli hatıraların arasında
Bu şehre bir daha gelirsen eğer
İlk beni arayacaksın
Ama biliyorum
Ayrıldığımız iskelede buluştuğumuzda
Beni tanıyamayacaksın
Aynalar yalan söylemez çünkü
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:18 PM
Genç Adamım
Sen kendine sordun mu hiç genç adamım
Ne yaptın,neler yaptın doğoduğundan bu yana
Hep yarını düşünmekten
Hep hayal kurmaktan başka
Sen genç adamım
Acıyı çektin mi derin derin
Sevgiyi yaşadın mı doyum doyum
Hiç küfrettin mi yaşanım çetrefilliğine
Elinde akademinin kitapları
Hiç seyrettin mi köprüden
İnsanların telaşesini
Söyle genç adamım
İki duble rakı içip yağmurlu bir günde
Boğazın bilmem hangi kır kahvesinde
Ne yapıyorsun
Nerdesin
Nereye gidiyorsun diye
Sordun mu hiç kendine
Hiç oğlun oldu mu genç adamım
Kara gözleri fıldır fıldır
Senin elinde yürüyen
Senin kollarında dillenen
Sen hiç kokladın mı genç adamım
Bir mahpus ayrılığında
Onu sıkı sıkıya sararken
Umutsuzluğu...
Sen hiç öptün mü genç adamım
Gözleri yaşlı bir kadını gözlerinden
O gözyaşlarının tuzunu hissettin mi
Genç adamım dudaklarında
Sen hiç İstanbul'dan ayrıldın mı genç adamım
İstanbul'a delice aşıkken
Sen hiç memur oldun mu genç adamım
Altı ayda bir artışları bekledin mi sabırla
Sen hiç sevdin mi
Sevildin mi
Sevdiğinle evlendin mi
Genç adamım
Sen bu şiiriş okuyupta
Kendinden bir şeyler buldun mu
Ama şu satırlarda kavuştuk ya genç adamım
Bana yeter artar bile
San yeter mi ya genç adamım
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:18 PM
Gençlik Molozları
Alet edavatını al oğlum
Belki kıyamet kopar bugün
Belki bir dudağı yerde bir dudağı gökte
Çıkıverir kandilden
Örfüne adetine bakma düzenin
Alet edavatının kıymetini bil
Üzülme
Ağlama
Ve sakın şaşırma
İhanetlere
Felaketlerin en kötüsü olsada bu
Hazırlıklıysan aldanışlara
Boğulmazsın bir avuç suda
Ama kibrit çöpünden yapılmışsa merdivenler
Ve ipler bir iğne deliğinden geçiyorsa
On metreden kement attığınızda
Alır götürür bedenini
Kendi gözyaşların
Sevinç ve gururdan
Alet edavatını al yavrum
Kaldır ya da onar gençlik molozlarını
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:18 PM
Gerçek Fenerbahçeli
İyi günde,zor günde,zaferde ve matemde,
Tasada ve kıvançta,kaygıda ve erdemde
Sevgiye,bağlılığa ulaşacak her demde
Takımına yol olur gerçek Fenerbahçeli
Rakipleri yaşarken gururun kaf dağında
Tevazu ve sadeliğin huzurlu sağnağında
Tertemiz,apaçık bir,yüreğin kaynağında
Sevdalanıp sel olur,gerçek Fenerbahçeli
Ay yıldızlı,al bayrağı yüreğine giyinmek
Sarı lacivert renkleri teni gibi örtünmek
Asaleti sabırla örerek,ilmek ilmek
Davasına kul olur gerçek Fenerbahçeli
Güven ve sadakat varsa elbet gelir başarı
Coşkuda ve sevinçte olmadan hiç aşırı
İçindeki kor alevi atmak için dışarı
Yana yana kül olur gerçek Fenerbahçeli
Şan ve şerefle dolu yüz yıllık bir tarihi
Tamamlıyor kötüye dönmeden hiç talihi
Her marşını yaparak çok kutsal bir ilahi
Duygulara dil olur gerçek Fenerbahçeli
Hırsın,intikamın yerini alırsa güzel futbol
Tirbünler inler ise şu sözle eğer bol bol
'Fener gol! gol! gol! ,Fener gol! gol! gol!
Gönüllerde gül olur,gerçek Fenerbahçeli
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:19 PM
Gerçek Öğretmen
Her yanı bilgi taşan bir ilk okulu
Karanlıktan ışığa uzanan yolu
Her anı mutluluk ve sevgi dolu
Bir rüyayı yaşatır gerçek öğretmen
Haklının haksıza kul olmadığı
Kadınların genç yaşta dul kalmadığı
Kardeşin kardeşi el bilmediği
Bir dünyayı yaratır gerçek öğretmen
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:19 PM
Geri Dönüşsüz Yolculuk
Deniz kudurur
Yalancı vapurları gördüğünde
Oyuncak kayıkları ister balıklar
Adı deniz olan kızlar
İsminde gök olan erkeklere koşar
Şaşırırsın
Çocukluğun kabul etmez
Gençliğin kıskanır seni
Yaşlılığın kaçar durmadan
Olgunluğunla kalırsın baş başa
Çaresiz
Kapı açık kalır
Ayakkabıların seni bekler
Oysa sen
Geri dönüşsüz yolculuğun
Son kilometrelerini koşarsın
Bir meleği
Hiç sebepsiz
Kovalarken
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:19 PM
Gerisini Sen Bilirsin
Sen bana anlatma
Ölürüm kıskançlıktan
Tepeden tırnağa
İsyan kesilirim
İnsana
Yaşadığın herşeyi
Anlatır kaprislerin
Ben sana gelirim ama
Gerisini sen bilirsin
Uyanırım
******* boyu
Karanlıkla paylaşırım
Merakımı
Susarım
Dönüşünü bekleyerek
Sabırla bakarım pencereden
Kapıların tıkırtılarına koşarım
Ben sabaha kadar uyumam ama
Gerisini sen bilirsin
Bu benim kaderim
Kabullendim herşeyi
Gerisini sen bilirsin
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:19 PM
Geveze İbişler
Sürgüsüzdür dudaklar
Dili kesilir
Geveze ibişlerin
Kavuk düşer
Kel görünür
Takke kahkahadan
İki büklüm olur
Çay bardakları dizilir
Kirli camların
Önünde
Bir bir
Sabahı bekler
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:19 PM
Gideceksin Bugün
Gidemem deme
Gideceksin
Bekliyorlardır bugün
Olumlu düşünürsen
Yenilmeyen düşman
Yenilecektir bugün
Sıkarsan çözüleceksin
Sıkma kendini
Gevşe yalancıktan
İlk sözü bekleme
Son sözü sen söyleyeceksin
Değil mi bugün
Çağırdılar bekletilmez
Çağıran üstündür
Kabul et bugün
Geri dönüş kaybetmektir
Yollar hep ileri gidenlerindir
Zevkte sefada değil
Geride kalmakta satırlar
Dökülüyor bugün
Yarınım olamadın bugün
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:19 PM
Gidişin
Bir ırmakta toplandı
Ve bir göle aktı
İçimdeki çivit mavisi nazar
Toparladım kendimi
Dağılmıştım
Ve savrulmuştum vadine
Sen gelmeyeceksin biliyorum
Kararlılık vardı
Uzaklaşan adımlarında
Ve kalbimde iz bıraktı
Tıkırtıları gülüşünün
Ritmik bir dansa benziyordu
Ve bir ağıtın kokusu vardı
Bakışlarında
Kendini tekrarlıyordu pişmanlığın
Ve acıyordu yüreğim
Svri dilinin kundağında büyürken
Öfkeme yenik düştü kıskançlığım
Ve bir daha dönüp bakamadım
Gittiğin yollların uzaklarına...
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:19 PM
Git Dedi
Git dedi ey oğul,git de şehit ol
Gül gibi yetiştirdim,bir gül gibi sol
Ölüm bizim için,artı kutlu yol
Bugün için doğdum,anam sen sağol
Git dedi ey oğul bekliyor vatan
Yığılmış sınıra binlerce düşman
Dedim caiz değil artık sılada durmam
Rabbim benimledir verecek derman
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:19 PM
Gitarım
Bir gitar...
Bir gitarım olsa ellerimde
Dilimde İspanyol şarkılarının en hüzünlüsü
Vursam tellerine ayrılığın
Söylesem yılların türküsünü sensiz geçen
Her nağmesinde gitarın
Ulaşsa acılarım beste beste kulaklarına
Dans etsen benimle
İspanyol danslarının en ateşlisini
Zillerin sesinden çınlasa boş odam
Eteklerinin her kıvrımına sinse yanlızlığım
Topukların vursa vursa kırık tahtalarına döşemelerin
Kalbim dursa dursa
Hasretinden ayak seslerinin
Bir gitar
Bir gitar olsa elimde
Her nağmesinde ulaşsam benliğine
Beste beste
Hiç susmasam
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:19 PM
Gitme
Gitme
Geride kahverengi gözlerim
Sana çarpan yüreğim var
Biliyorsun gitme
Gitme
Geri döndüğünde
Bir kaç boş sokak anısı
Bir eskici
Bir muhallebici dükkanından
Ve bir çiçekçi kadından başka
Bir şey bulamayacaksın
Gitme
Gitme/ben istiyorum seni
Kendimiçin yanlızca
Tapmamı istiyorsan taparım
Yalvarmamı istiyorsan yalvarırım
Çok yanlızım
Gitme
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:19 PM
Gitme Be kadın
Gitme...
Gitme be kadın
Son gece
Olmasın bugün
Güneş
Sensiz doğmasın
Boş yatağıma..
Gitme..
Gitme be kadın
Bir kere
Bir kerecik olsun
Yüreğim yanılmasın
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:19 PM
Gitme Özgürlük
Gel demiyorum sana
Hiç gitmedin ki
Göz kapaklarım ağırlaştığında sen
Duvarları yumruklayan ellerimin acısında sen
Bir nefes soluk aldığım kapılarda sen
Düşlediğim uykularımda
Beslediğim umudu kara *******imde sen
Seni yaşıyorum vel hasıl
Yirmi dört saat
Gel demiyorum sana
Gitme özgürlük
Gel demiyorum sana
Hiç gitmedin ki
Suskun saatlerimin tik tak lerinde
Soğuk zindanımın parmaklığında
Hayallerimi döktüğüm gençlik çağında
Kendime sapladığım ihanet bıçağında
Boş odama baktığımda
Hep solumda hep sağımda
Sen varsın öksüz kalmış kucağımda
Gel demiyorum sana
Gitme özgürlük
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:19 PM
Gizli Gömü
Gökte yetimdim
İndirdin yere bir bakışla
Ellerimi tutup birden
Atlattın sekilerinden
Yanlız şehrin
Sokaklarda ıssızlık yürüyordu
Bedenimin ötesindeki
Gizli gömüye
Yakın olmuyor mu güvenmek
Yetmiyormu
Özlüyordum gülmeyi
Öfkeyi bilmeden
Yazık olmuyor mu
Sana bana bize
Bu geliş gidişler
İniş çıkışlar
Boşuna mı söz verdik
Yalancı yemişlerimize
Yerli cennetten
Hadi
Alda gel artık öfkemi
Sok ellerinle
Sökmeden nakışlarını
Aydınlık yarınlarına kalbimin
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:20 PM
Göç
1948 senesiydi
Önce Galata'lı Bedros gitti
Osmanlı altınlarıyla
İsrail Hayfa'ya
Sonra Bakıköy'lü Madam İviç kedileriyle
Ukrayna'ya
Boşaldı Tarlabaşı
Sessizleşti balık pazarı
Terkedilişin hüznü düştü
Beyoğluna
Renkler soluklaştı
Nevizade sokağında
Bir süre bir ölü sessizliği yaşadı canım Beyoğlu
Bir gün Siirtli Hafız geldi dokuz baş nüfusuyla
Bitlisten Hamalbaşı Hüso burma bıyıklarıyla
Tokatlı tellak nuri dizildi tekmil köylüsüyle
Cağaloğlu hamamına
Urfadan acılı lahmacun geldi
Antepten sini sini baklava
Adanadan ocakbaşı muhabbeti geldi
Kayseriden Altın dişli Hacı Osman
Sonra Elliyedi Krizi patladı Yunanlılarla
Karaköy Limanına zor attı kapağı Pastacı Nikol
Madam Maksimiyadis günlerce ağladı Selanik Vapurunda
Bekar odalarına Artist Nalan yerleşti arkadaşlarıyla
Taksimi nonoş Nuri ve emsalleri parselledi sokak sokak
Kurtuluşa Edirneli Roman falcılar yerleşti apartman apartman
Klark Muaamer pansiyon açtı tam iki tane
Niğdeli Osman dikiş atelyesi kurdu garibim
Ve sonra sonra
Keçi sakallı birileri geldi/gezdi
Ve bazı fotoğraf makinalılar
Poz poz resim çektiler
Başkada kimsecikler uğramadı
Turizm patlayana kadar
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:20 PM
Göç Kervanı
Gördüm görmediklerimi papuçsuz tabanlarda
Karlar yağmış öpülmemiş düzlüklere görmedin mi
Ağaçlar kavlamış ayrılık özleminden baharlara
Sen hiç avuçlamadınmı lodos rüzgarını sabahlarda
Al değil mi gül
El değil mi kul
Bayramlarla matemin savaşında
Sızlanmasın kızanlar hasret fakirlik değil
Kuşlar göç kervanında sen katılmadın mı
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:20 PM
Göçmen Kuşlar Ağlıyor Kuytularda
Her gece aynı rüya
Dağlar karanlık birer çadır gibi
Ve köyler...
Pencerelerden taşan ışık
Senin kokun geliyor yamaçlardan
Kenger sakızı ve kekikle karışık
İnerken aşağı...
Sürüler nazlı nazlı
Rüyaları...korkuları...yürekleri..
Sana alışık
Her gece aynı rüya...
Ben en önedeyim
Gerimde sıra sıra selvi ağaçlar
Ağlıyorum sessiz sessiz
Göçmen kuşlar ağlıyor kuytularda
Bir ben ağlıyorum,bir göçmen kuşlar
Kurumuş dere yatakları
Suya kesiyor korkudan
Senin sesini duyuyorum
O incecik inleyen sesini
Sel olup akarken vadilerden aşağı...
Her gece aynı rüya
Ben sızlıyorum
Yaralar çok derinlerde
Bıçaklar inip inip kalkıyor
Gölgelerden anlıyorum
Hafifçe doğrulmadan
Bu benim kaderim
Kanıyorum her çıpınışında
Usul usul damlıyorum
Yanaklarından yanağıma
Her gece aynı rüya
Bekliyorum
Gelmiyorsun
En derin uykuda....
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:20 PM
Gök Deniz
Bir rüzgar mavisi
Gök denizimde
Yıkıyor içimdeki soruları
Sararmış kuru yapraklarla
Çok uzaklarda
Lodosların ortasında
Deniz kızına
Bir benim için
Çakıl taşları kumsalımda
İskele alabanda
Hey dost vapur kalkmadan
Sarı saçlarına vurgunum güneşin
Ay kıskanmasın
Ben ağlıyorum bu gece
Sen nerdesin
Üveyik kuşları aldı martıların yerini artık gel
Deniz tel tel oldu
Ağardı tuzlu sular
Kabardı köpürdü yokluğuna
Ak-pak
Sen nerdesin
Sen nerdesin
Kiminlesin
Hangi çadır tiyatrosunda
Ve hangi kumpanyada
Bu gece sesleniyorsun
Alafarnga
Bir rüzgar mavisi
Bir anlık
Geldi geçti işte
Kalemim yazmaz oldu
Kağıdım şimdi biter
Hava puslanır
Güneş gider
Yelkenim kaybolur ufuklarda
Sarı saçları sevgilimin
Siyaha döner
Akşam iner kuytularıma
Bir yat borusu çalar sensizliği
Ağlarım
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:20 PM
Gölcükler
Beklentiler azalınca gözlerde
Yollar mahzunlaşır
Ela ışık tanelerinin yokluğunda
Sahipsiz kalır
Elektrik direklerinin
Diplerinde ki çukurlarda
Yağmurlu havaları fırsat bilip
Toprağa misafir olan
İsimsiz gölcükler
Gölcükler çoğalır
Gidenler çoğalır bu şehirden
Ve gidenler dönmez bir daha
Sokaklar ıssızlaşır
Çocuk sesleri yetmez olur
Yuyfka ve yanlız
İhtiyar yürekleri yumuşatmaya
Gölcükler çoğalırken
Börekler soğur eski teflonlarda
Kekler şekil tutmaz aşınmış kalıplarda
kadın sigarasını içmekten sıkılır
Düz olur yokuşlar ruhlarda
Kırılganlık ölümsüzleşir
Şekli çizemiyor
Geometri öğretmenleri
Üçüncü ucunda dururken
Mavi bir flamayla
Şeytan karelerin
Gölcükler kuruduğu zaman
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:20 PM
Gönlüm Bulutsuz
İşte yine yanımdasın
Ama sen çok uzaklarda
Ulaşmak istiyorum kıyılarına
Dağlarından geri döndüm
Ben mayıs vurgunu
Sen haziran gülü
Yağmurlarını taşıyamıyorum
Gönlüm bulutsuz çünkü
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:20 PM
Göz Kapaklarına Sür Kınalarını
Eğilemezsin
Yerde güneşi
Gökte meyveyi
Denizde bir avuç fırtınayı
Görürsün
Mevsimlerin ıssızlığında
Eğilemezsin
Al götür bulutlarımı
Al götür deli gönlüm
Sızıntıyı kaynaktan
Dağlara ovalara
İstersen
Göz kapaklarına sür
Kınalarını
Bir ağustos seherinde
Öyle al götür
Sevinemezsin
Şehirler gelir geçer
Gözlerinde ki yollardan
Bir şarkıya kilitlenir düşlerin
Mavi yakamozları
Siyaha boyarsın resimlerde
Gülersin hıçkırık olur
Ağlarsın hafiflik
Okşamak istersin çiçeklerini
Yürüyemezsin
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:20 PM
Gözlerim Gözlerini Delecek Bir Gün
Sevdamın savcısıdır gözlerin
Sen ne dersen de
Ne söylersen söyle
Gözlerim gözlerini delecek bir gün
Gözlerinde okurum pişmanlıkları
Gözlerindedir kırgınlık
Sevdalı bir türkü duyunca
Kaçar gözlerin uzak diyarlara
Yaralı bir ceylan gibi
Ürkek ve şaşkın
Gözlerim görür çaresizliğini
Görürde yıkılır çaresizlikten
Bilir seni sevdiğimi
Nasıl sevdiğimi bilir
Ama...
Sevdamın savcısıdır gözlerin
Hep sorgular
Hep hükmeder
Bırakmaz
Bir çıkış kapısı
Gözlerime
Bırakmaz ki
Öpsün seni
Okşasın sevsin
Ama yemin ediyorum
Sen ne dersen de
Ne söylersen söyle
Gözlerim gözlerini delecek birgün
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:21 PM
Gözlerim Sarhoş
İçimdin içimdeydin her zaman
Kıskanırdım seni kuşlardan
Ne zaman güzel bir kız görsem
Kokunu duyardım çok uzaklardan
Şimdi artık sevmiyorum sevemiyorum
Hiç kimseye sevgilim diyemiyorum
Aramak boşmuş seni yıllar boyunca
Mavi ışıklı rüyalar göremiyorum
Hasret bu ya artık ne söylesem boş
Yolunu gözleyen gözlerim sarhoş
Duygular duygular yoğun duygular
Dünya dönüyor dünya sevdadan bir hoş
Hasretim hasretim sessizce ağlamaya
Bir damla su gibi korkusuz çağlamaya
Bin düğümde atsan kırgın gönlüme
Yetmez mahkum gibi gül ile bağlamaya
İşte yıl doksan üç ve ben yanlızım
Bir ruh nasıl hiçse öyle cansızım
İkide bir söylüyorum aynı şarkıyı
Ama yine durgun ben yine heyecansızım
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:21 PM
Gözlerim Seni Arar
Gözlerim seni arar
Seni ararım ben
Yanlızca ben ararım seni
Yanlızca gözlerimle mi
Değil
Gözler en vurucu silah belki
Ama ya duygularım
Ya düşüncelerim
Ya beynim
Onlarda hep izler seni
Gözlerim sözlerini
Ve yalın yalın
Yanlızca seni
Gözlerim seni arar
Açılırsa kapılar
Gözlerim seni arar
Sonra kıyamet kopar
Gözlerim bu
Benim gözlerim
Hep seni düşler
Yağmurlar gri olur
Ben seni düşlerim
Yağmurlardan önce
Yağmur yıkar
Ben gözlerimi bırakırım
Gözyaşlarımın
Gözlerim seni arar
Sen beni ararmısın insafsız
Sen benim olurmusun
Gözlerimin içinde
Taa göz bebeklerimde
Gözlerim yorgun şimdi seni aramaktan
Seni sormaktan
Gözlerimle sorardım
Bilirsin sen insafsız
Aşık olmuş diyorlar
Sevdiğin bu gözlere
Gülüp geçiyorum ben
Bu anlamsız sözlere
İnermisin
Çıkarmısın
Dağlara hiç heyecanla
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:21 PM
Gözlerim Şafak Grisi
Kalıntılar gökyüzün de
Gökyüzü tenimiz de
Tenimiz karanlık
Tenimizden ta gözlerimize
Uzanıyor umutsuzluk
El veriyor yamaç sarıları
Buğday başaklarında
Damarları terimin soğuyor
Ekmeğimiz nerde Abu'm
Gözlerim şafak grisi
Martı beyazında
Bileklerimdeki damarlar
Şalvarımın yaması kırmızı
Bütün renkler karanlık
Siyah şimdi dumanlar
Bebeğim ağlıyor
Üşüyor yakasız mintan içinde
Odunumuz nerde Abu'm
Buda geçer diyor
Nasırlı ellerin iri iri
Sırtımda
Gözlerinde
Asırlık
En tatlı korumacılık salvosu
Bıyıkların titriyor
Sen nerdesin Abu'm
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:21 PM
Gözlerime Hüzün Çöktü Bu Gece
Söz vermiştim,affet,yutamadım ki
Sevdanı gönlümden atamadım ki
Sensiz uykulara yatamadım ki
Gözlerime hüzün çöktü bu gece
Sensiz ne yaparım,nasıl yaşarım
Şu yüce dağları nasıl aşarım
Dönülmez yollara doğru koşarım
Gözlerime hüzün çöktü bu gece
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:21 PM
Gözlerin Aydın
Artık elbisem değil,bayrağım üniformam
Artık yeryüzü değil,mavi göklerdir yuvam
Yıldızlar sevgilimdir,artık yarimi sormam
Mehmedin şehit düştü gözlerin aydın anam
Ruhumu incitirsin ağlama öyle sakın
Yıldızlar ışıl ışıl bakın göklere bakın
Selam vermek isterseniz bir ışık yakın
Mehmedin şehit düştü anam gözlerin aydın
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:21 PM
Gözlerin Konuşur
Gözlerin konuşur
Dudaklarına kırmızı biber sürünce anılar
Bir yaylı faytona biner tükenişin
Düş kırıklığında hayat yolunun
Zıplar da zıplar
Gözlerin konuşunca
Şaşırır gözlerim
Bir sarhoş gibi yalpalar
Sevdasının dolambaçlı yollarında
Gözlerin gözlerime
Konuktur şimdi
Birazdan dansa davet edecek
Anılar valsinde
Gözlerim gözlerini
Yanağın pembe
Yüreğinde yangın
Ve bedenin pür telaş
Akacaksın bana
Ve gururunun beyaz bayrağı
Dalgalanacak
Teslimiyetinin
Gönül kalesinde
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:21 PM
Gözlerini İstiyorum
Gözlerini istiyorum
Yanlızca gözlerini
Bakışlarını değil
Yanlızca ela gözlerini
İstiyorum yanımda
Giyisilerimde
Ve eğer istersen tenimde
Yanlızca
Gözlerini istiyorum
Tanrı kısmet etmesede
Varlığın yanıbaşıma
Razıyım gözlerinin arkadaşlığına
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:21 PM
Gül'ü
Sıktıkça yumruğumu
Gevşer mi yüreğim Gül'ü
Sırılsıklamım
Tanımadığım bir yağmurdan Gül'ü
Bilmediğim yollarda yürümek zor
Zor yabancı diyarlarda
Sevgiyi yaşamak zor Gül'ü
Anlat bana sevgiyi
Öğret sevmeyi
Zaman geçmeden gülü
Ölüm belki tanıdık çıkar
Sevgiyle hemşeri olmadan Gül'ü
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:22 PM
Gül
Gül biraz..
Bak nasıl top oynuyor zaman
Büyümüş çocuklarla
Kuru bir tarlanın ortasında
Nasıl temizlemeye çalışıyor
Saçları siyah yaşlı adam
Aşınmış kapıların paslı menteşelerini
Nasıl kavga ediyor
Bekçi elbiselerini giyinmiş prens
Yaşlı atların bahçıvanıyla kıran kırana
Nasıl küfürün kelimeleriyle
Şarkı söylüyor imsanlarına
Kapıları altınla yıkamış şehrin
Nasıl bakıyor?
Cin gibi değil mi
Satıcı
Balıkların ölüsüne
Heyecanını saklarken
Gül biraz...
Bak nasıl dalga geçiyor
Savaş meydanlarının muzaffer kumandanı
Yanmış cesetlerin kokularıyla
Borazancı çalarken ricat borusunu
Nasılda düşünüyor
Akşam seyrettiği filmdeki
kadının öpüşlerini
Kaşarlanmış adamı
Gül biraz
Geceyle gündüzün kavgasına saatler için
Nasılda sahipleniyor güneşi
Bencilce utanmadan
Ya atılan o zar ne
Nasılda kızdırdı şarapçayı ayık başına
Gül biraz
Nasılda üşüyor altın dişli avukat
Kürkünün içinde korkusundan soğuğun
Nasılda telaşlandı
İmtiyaz sahibi
O ciddi gazetenin tirajı
On bine düştü diye
Gül biraz
Kazan kaynıyor
Gül biraz
Objeler belirginleşiyor
Gül biraz
İnsanlar kızıyor ağlıyor gül
Gül biraz..
Hayat eskilerin dediği gibi
Herşeye rağmen devam ediyor...
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:22 PM
Gül Adına
Saklanma
Saklandıkça gelir peşinden
Gülün kurusu toz pembe
Al kokla sev okşa
Konuş onunla
Onurlanır dünya
Yeşil tabiat canlanır
Kaçma
Kaçtıkça intizar eder peşinden
Seker düşersin durup duruken
Sıkıntılar basar gül yüzünü
Sevginin çevresinde işlenir tül tül
Kanaviçe hanım acılarıyla
Çık karşısına
Aç kollarını gök yüzünü kucaklarken
Nasıl sevinirsen büyülü maviyle
Öyle mutlu olursun gül şeker
Tozlu yolar varmış
Ter kokan tuz kokan
Cırcır böcekleri ve kaplumbağalar
İsyan edermiş unutursun
Yeter ki sev
Yeter ki iste
Zaman düğün olur o zaman
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:22 PM
Gül Kokuyordu Anılar
Delilikti
Ker***ten evler yapmak
Saman ve toprak
Suyu kıskanıyordu beklemekten
Ben yorgundum mutluluktan
Mesuttum yıllar sonra
Ve ilk defa gülüyordum hayata
Acılarım dinmişti
Ve içimdeki yangını
Küllendirmişti hayat
Oysa yarın hala belirsizdi
Ve hala gül kokuyordu anılar
Ama ben ker***ten evler yapıyordum
Deliler gibi
Hiç yorulmadan
Saman ve toprak
Yorgun düşüyordu
Hırpalanıp ellerimde
Hırsım suyuna karışmıştı çamurun
Ker*** keserken
Ve yoğrulup katılaşıyordu yüreğimde
Yorgundum mutluluktan
Ker***ten evler yapıyordum
Ve gülüyordum hayata
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:22 PM
Gül Takamadım
Bakınca göz değer diye yar, eller
Duyunca söz eder diye kem diller
Görünce kıskanır diye bülbüller
Sarı saçlarına gül takamadım
Kendini senle bir tutmasın diye
Kokunla uykuya yatmasın diye
Tenine dikeni batmasın diye
Sarı saçlarına gül takamadım
Bana armağansın bana ödülsün
Sen bir mutluluksun sen bir ömürsün
Güllere gerek yok sen zaten gülsün
Sarı saçlarına gül takamadım
Anlatmak imkansız gülü ve seni
Arıyorum her an gülde sevgini
Seçipte en güzel gülün rengini
Sarı saçlarına gül takamadım
Kalkıyor kallmakta bir kara tren
Tek yolcusu benim yok başka binen
Ayrılık garında elveda derken
Sarı saçlarına gül takamadım
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:22 PM
Gül Yüzlü Vampir
Ortasındayım çizgilerin
Ipıssız bir nehirdeyim
Su aktığında
Ve gül ağladığında
Ben gülebiliyorsam hala
Gül yüzlü bir vampire
Kan içmeye doyacaksın belkide
Ben seni beklediğim için
Çizginin ortasında
Bebeğim
Çünkü
Gülmeyi öğrendiğimde
Ağlamayı öğreneceğim yeniden
Sen beni kurşunladığında
Mutlumusun? ...
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:22 PM
Gülerken Ölmek
Aşk kandığım
Aşk yandığım
Aşk inandığım
Aşk seni
Tiridine bandığım
Hayatın ta kendisi
Sakın hiç gülme
Sakın hiç ölme
Gülmekte benimle
Ölmekte..
Ama en güzeli
Gülerken ölmek
Senle birlikte
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:22 PM
Gülizar
Gülizarım vardı
Anlatmıştım sana
Ahu zarım
Bir bebek Gülizar
Camcı Nusretin vitrinini süslerdi
Mavi gözleri vardı
Kalkık ufacık burnu
Daha beş yaşındaydım
Ve dudaklarına bayılırım
Geçerken
Kasaplar Çarşısından
Sonra
Bir gün bir balık gördüm
Gülizarın köşkünde
Oturup ağladım
Okul yolunda
Son teneffüs ziliydi zaman
Çalıyordu çok uzaklarda
Yıkılışları
Bittim
Koptu orda her şey
Hayaller umutlar
Kopar oldu
Bir bir insafsızca
Ta ki
Seni görünceye kadar
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:22 PM
Gülüm Hey
Bir dağ başındasın
Dağ senin başında gülüm hey
Bu ne duman
Bu ne sis
Kırağı ve sessizlik
Silahın ne kadar soğuk
Sıla ne kadar uzak gülüm hey
Bir kurşun bir yankı
Ovalardan dalganıp sana dönen
Çığlıklar..
Ve postallarıma ezmeye kıyamadığım kardelen çiçekleri
Bahar ne kadar uzak
Kış ne kadar soğuk gülüm hey
Leylekleri özledim
Bir martıyı
Çatanaları
Aznavur kokusunu isyanların
Çakıcının mavzerini özledim
Bir şaki kadar yanlızım
Korku ne kadar hain gülüm hey
Maaşımı almadım daha
Sigaram bitti
Uykuyu çoktan unuttum
Kepimin siperliği buz tuttu hey..
Karpuz kavun..
Ve Kırkağaç Ovası ne kadar büyük gülüm hey
Mektumunu dün aldım daha
Sağ cebimde duruyor şimdi
Sağ cebim yırtılmıştı dikemedim
Sensizlik ne kadar zor gülüm hey
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:22 PM
Gülün Külü
Bir avuç kül
Herşey
Bir yaprak gül
Sevdan
Küller uçuşur
Tozlu yollarında ruhumun
Yanmış yıkılmış evler görürüm
Gözü yaşlı çocuklar
El sallar camsız pencerelerden
Gül kokularına karışır
Yorgun nefesim
Avuçlarımda yıpranır yaprakları
Su ister gözlerim
Kurumuş çatlamış kaynaklardan
Toprağı kazır kazır tırnaklarım
Islanır ellerim
Korkunun bin bir rengiyle
O gül kül olur hasretinle
İsyanı konuk eder bedenim
Sev diyorsun bana her şeyi sev
Sen yoksan
Sen uzaklardaysan tel örgüler boyu
Ben sensizliği nasıl severim
Gül nasıl kül olmaz hasretinde....
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:22 PM
Gülüşün
Öyle sıcak ki gülüşün
Yeşil bir şarap kadar
Sıcacık bakışların
Şu soğuk ve anlamsız evrende
Öyle sıcak ki gülüşün
Gerilere alıp götürüyor beni
Mazinin
Silinip kaybolmaya
Yüz tutmuş yanlızlığına
Isınıyor anılar
Öyle sıcak ki gülüşün
Öyle sıcaksın ki
Unutuyorum soğuk iklimleri
Ve beni bırakıp gideni
Hain yanlızların evrenine
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:22 PM
Gümüş Teller
Dert küpünde oyun olmaz
Kulağında küpe yoksa
Günün ilk ışıklarının
Seher yeli delip geçer
Üşürsün
Gün vurmamış
Hayal kuytularında
Altın bileziktir şıkır şıkır
Anılar...
Kollarında uyutmaya kıyamadığın
Hafiflersin hatırladıkça
Rüzgar gibi geçen o ilk gençlik yıllarını
El ele tutuşur
Yürürken sonsuzluğa
Sensizlik güle tapıp
Melhem olmaz
Ne ilk bakış
Ne de edilen o ilk yemin
Gururlanıp utanma
Ne benden
Ne de o ilk sevdiklerinden
Yemişler tükenir gibi
Düzenbazlık oyun olmaz ise eğer
Marpucundan gümüş teller dökülür
Sazende kayıklarının
Vallahide billahide
En güzel yemindir
İnanırsan hesapsız...
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:23 PM
Gün Solacak
Gün solacak
Ben öleceğim
Belki birkaç damla gözyaşın
Islatacak mezar taşımı
Gün solacak
Çağıracaksın belk ismimi belli belirsiz
Karanlıkta kalacaksın bir kaç gün
Sonra unutacaksın beni
Hayat devam ediyor diyecekler
İnanacaksın
Kandırıpta kendini
Gün solacak
Ben öleceğim
Sen yaşayacaksın
Eminim hatırlamasan bile
İzlerimi
Mutlaka taşıyacaksın
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:23 PM
Günah Ve Silah
günaH
değilmi banA
nasıl ama nasıL
unuttum sözlerinİ
ben artık ben değiliM
yaşıyorum bir başka alemdE
silaH
şurda yanı başımdA
gel ama gel ne olur hemen geL
bak kapattım kahve rengi gözlerimİ
açınca seni son kez ama son kez göreyiM
sonra doğrultup namluyu basacağım tetiğE
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:23 PM
Güneş Doğacak
Ağlamayacağım
Yemin ederim sana
Gül yüzlüm
Gülen gözlüm
Sabah olacak çünkü
Soğuğu ile
Kırağısı ile sabah olacak
Korkularımın üstüne
Akıp giderken zaman
Ve eridikçe içimde
Çakıl taşları
Bir ırmağa akarken
Güneş doğacak
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:23 PM
Güneşi Kovalarken
Sabrımı sınadığımda
Hep kaybediyorum savaşı
Oysa beklediğimde
Geri dönüyor
Terk edenler
Umutlar
Hayaller
Anılar
Hep geri dönüyor
Ama ben
Adres değiştirdiğimde
Hiç buluşamıyoruz
Yalanlarda
Silip geçiyor
Zaman herşeyi
Zamanda siliniyor
Güneşi kovalarken
******* rıhtımında
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:23 PM
Habermi Geldi
Derdimi sorma toprak dertli Vatandır
İnleyipte ağlayan sende yatandır
Karanlık çökmüş ufka,beklenen tandır
İstiklal Harbinden haber mi geldi?
Kem gözler değdirmiş yurduma nazar
Zulmet tahtı sırtında yürekler mezar
Hani nerde hürriyet asude bahar
Mustafa Kemal'den haber mi geldi?
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:23 PM
Halimeli Şiirler
Halime'li şiirler yazacağım
Demiştim sana
Gölpazarlı Halime'nin
Yanaklarını al al kızartacak şiirler
Sonra..
Halimeli şiirleri anlatacak
Düşler yaşatacağım
Demiştim sana
Gözlerini meraktan
Güneşe edecek şiirler
Hiç açmamacasına
Ardından
Halimeli şiirlere hayat verecek
Öpüşler sunacağım
Demiştim sana
Yüzyıllık uykuda ki
Prensesi kıskandıracak öpüşler
Ve nihayetin de
Halimeli şiirler
Dudaktan dudağa arzuyla
Dilden dile fısıltıyla
Gönülden gönüle coşkuyla
Sevenleri kabuşturacak
Demiştim sana
Biliyormusun?
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:23 PM
Hangi?
Hangi şarkıda saklı gözlerin
Hangi şiirde saklı sözlerin
Hangi takvimde saklı ilk yaz
Hangi gümüş çerçevede çocukluk resmin
Hangi mufakta kaldı ilk aşk ateşi
Hangi kumsalda Babilin asma bahçeleri
Hangi sokakta kaldı örgülü saçların
Hangi sıralarda ilk okul sınavların
Hangi odada vuruyor mavi guguklu saatin
Hangi gönülde kimbilir ilk gençlik ümitlerin
Yıllar mı aldı götürdü herşeyi
Yosa senmi terk ettin bir şeyleri
Bu soruları cevaplarken beni hatırla
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:23 PM
Hasırına Razıyım Sılanın
Dün sormayı unuttum
Bizimkiler nasıl bu ara
İzafi mi yine hesaplar
İyimser mi Hatça Ana
İzdüşümün de ne görüyorlar zamanın
Buzağı vermiş mi sarı kız
Kuşadası kuşanmış mı gelin kuşağını
Şehir Kulübü açıkmıymış hala
Kuş Burnu'nunda balık kalmış mı
Kalmış mı pencerede beni bekleyen
Geç kızanım
Kuş tüyü döşşeklerden vazgeçtim
Sakız gibi yatak çarşafları sizin olsun
Hasırına razıyım sılanın
Lakin kanımıza girmiş gurbetlik
Kulluğa gönlümüz hoş
Aldırış etmiyoruz
Diz büküp gerdan kırmaya bayılıyoruz
Aksesuar gibi dursakta bu şehirde
Alaşağı edemedik içimizden
Ne hayallerimizi
Ne sevdalarımızı
Dönüşü dersen
Biz dönüştük bir kere
Geriye Dönüş...
O bir türkü dilimizde
Bir kaç damla gözyaşı
Elimizi ıslatır bazan
O kadar....
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:23 PM
Hasretin Ağarmasın
Hasretin ağarmasın
Hala canlıysa eğer
Beni beklerken
Kar beyazı mevsimler
Ve ayrılık kızgını güneşlerde
Bu işkence bitmez bilirim
Ölürüm bilirsin
İşkencem çekilmez
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:23 PM
Hata
Hatayı paketledim
Kiloya ulaşmadı
Ama gramı geçmiş
Eyvah mı demeli
Yoksa...
Kara kara düşünmeli mi
En iyisi
Hatayı hatasız yapmak
Yani sürek li hata yapmak
Tartamazlar o zaman
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:23 PM
Hatıralar Mabedi
Basit olmak severken
Dille söylemek
Gözlerle anlatılmayanları
Sarılmak sana
Sık sıkıya sarılmak
Ve susmak
Hiç konuşmamak
Kokunla uyuşmak
Teninle barışmak
Bir dokunuşla
Ve bin uzak kaçışla
Dönüş yolunun başlangıcında
Gölgemle birlikte
Sana yürümek
Ne kadar güzeldir
Bilirmisin
Bin mum dikipte
Hatıraların mabedine
Seni beklemek
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:23 PM
Hatırası Var
Yıllarca bekledim geri dönmeni
Çalıpta kapımı geldim demeni
Unutamam seni,senin sevgini
Kırmızı bir gülün hatırası var
Şarkılar hüzünlü şarkılar dertli
Neler yaşamıştık ne çabuk bitti
Sevgilim deyişin gözümde tüttü
Şipşirin bir dilin hatırası var
Baharı yaşarken bakışlarında
Yorulmadım hayat yokuşlarında
Beyaz mendilimin nakışlarında
İncecik bir elin hatırası var
Sanma ki yerini başkası aldı
Sanma ki hasretin biraz azaldı
Sanmaki sevdamız mazide kaldı
Ruhumda bin yılın hatırası var
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:23 PM
Hatırla....
Hatırla o geçiş noktasında
O mavi çizgi şeklindeki
Bir görünüp bir kaybolan noktada
Beyaz bir gelinlik giymiş
Bir ucunda beni bekleyen
Çok merak ettiğim
Bir yaz rüzgarı kadar saf ve masum
Ve sonradan gelen
Geleceğim ile
Diğer ucunda yuvarlanarak geldiğim
Siyah..
Simsiyah mazim
Bizi birlikte hatırla
Arzu öldü
Elem memnun
Sevgi uçuk ve kaçık
Aşk ne bir anlık ne de sonsuz
Hepsini..hepsini benimle birlikte hatırla
Şekilsiz bir şekle büründü
Anlatılmaz bencillik hatırla
Yüksüğünü kaybettim teyzemin
Yamaları dikerken cumbada
Şahmeranın hikayesini hatırla
Arzuladığım
Cennet cehennem arası bir şey
Yani dünya yani yaşam
Hatırla
Elemim
Seni bulmakla kaybetmek arası bir şey
Yani evlilik
Yani doğumlar
Hatırla
Sevgim
Seni kıskanmakla unutmak arası bir şey
Yani birleşmek
Yani sarılmak
Hatırla
Çılgınlık tarifime sığarsa eğer
Bu şirimi oku ve hatırla
Özlemek fiilini
Ve evlilik cümlesini
Aynı şarkını güftesinde kullanmayacaktık hatırla
Hatırla
Bir sabahtı her şeyin olup bittiği gün
İyi hatırla
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:24 PM
Havadisler Havagazı
Öylesine bir bozuk düzen tutturmuş gönlüm
Bir bolşevik kadar soğuk yüreğim
Bombardımanı bekliyorum sanki
Zaman İkinci Dünya Savaşı trafiğinde
Devran ne tarafa bilinmez içimde
Gürültü etseler kızıyorum
Gülseler ağlıyorum
Bir izdiham ki sorma gitsin beynimde
İşlek bir işkencede selamım
Bir ses yıkıyor ortalığı
Devir Zeki Müren devri değil amma
Klakson mu klarnet mi bilinmez
Ama hayli kangren
Yinede çakırkeyf ediyor beni daha içmeden
Çakıştık işte böyle duygularımla ben
Onlar fakir ben hakir gözüküyorum
Şu yakamoz seyrinde gülmeden
Çapulculuk ediyor ayaklarım
Altı delik bir ayakkabı
Ve baş parmağımın yer elması gibi fırladığı
O rengi siyah teni beyaz çorabım
Kumsalın o pudra şekeri örtüsüne
Ve yaz sıcaklarının ağdalı tortusuna
Aldırmadan özgürce
Aftosum olmuş ay
Güneş ağlamaklı ihmal edilmekten
Çarpım tablosunda takvim
Çarçabuk geçiyor zaman
İhtiyarlıyor suretim
O sırsız aynalara bakmadan
Daha dün
Gelmiştik buraya sanki
Sanki daha dün gelmişti bahar
Havadisler havagazı
Ateşle yaklaşılmaz alim Allah
Hayal hanemde tükendi herşey
Şimdi
Yanlız
Yanlızlık var
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:24 PM
Havai Fişeklerim Senin Olsun
Üzerine kuşandığın kahkaha
Dökülürken yüzünün en hüzünlü makyajından
Aşkı dilim dilim vermekmidir mutluluk?
Her bir sayfasında bir asır yaşanan ömrüm
Senide atınca heybesinin en gizli köşesine
Huzur bulacakmıdır bir musalla taşında
Çekiliverilen cezve,ateşe sürülen kahve
Olduk en masum ihanette
Taştıkça büyüyorsun içimde
Gönül yangınlarımdan habersiz
Suratsız bir şeytana benzeyen yarın
Dün zaten şöhreti sönmüş eski bir yıldız
Mavi harelere bezenmiş bugünüm
Zamanın neresine koyayım seni ömrümün?
Şaşırdım,bocalıyorum merdiveninde
Pamuk ellerine mavi gökleri döksem
Olmazsa..
İndirsem ağlarmısın?
Işıklar söndüğünde korkmak ne çare
Yağmur tıkırtıları fareye benziyor sadece
Işıkları yaktığımda burda olacakmısın?
Yoksa o yağmur tıkırtıları gibi
yavaşça uzaklaşacakmısın?
Sana sorduğum bütün sorular
cevapsız kalıyor bedeninde
Geldiğin gibi gitme...
boş,sahipsiz,yanlız ve huzursuz
Bana bırak gel-gitlerini
Havai fişeklerim senin olsun
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:24 PM
Havai Yalanlar
Genlerine işlemiştir
Havai yalanlar
Yalanla yatar
Keraneci
Yalanla kalkar
Kahvaaltı
Yalandan ballı börektir
Ve suratında
Çil çildir
Gerçek
Yalanlar
Gerçeğe dönüşünce
Yalancıktan
Montuna sarınır
Ruhsuz adam
Kotu düşer
Belinden şehrin
Ağası
Atsız kalır
Çiftliklerin
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:24 PM
Hayal Kırıklığı
Seversen beni
Üzülürsün demiştim
Olmadı..
İnanmadın...
Hayal kırıklığı
İflah etmez adamı
Gelip geçmez bir kalemde
Yağmurlarla silinmez izleri
Bir kitap gibi
Okuduktan sonra
Kaldırılmaz raflara
Seversen beni
Ezilirsin demiştim
Hayal kırıklığımın ağırlığında
Zigzaglarımda bocalarsın
Kaybolursun demiştim karanlıklarımda
Bu şuursuz alemde
Ağladıkça erirsin insafsız
Düşünmelisin
Şu sevgiyi yeniden
Sen onu bırak en iyisi
O seni terk edip gitmeden
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:24 PM
Hayal mi görüyorum
Hayal mi görüyorum
İstanbul yıldız yıldız
Kız kulesinde bir kız
Ağzında kenger sakız
Hayal mi görüyorum
Elimde beyaz mendil
Başımda kırmızı fes
Çiçekçiden Salacağa
Yürüyorum bir nefes
Hayal mi görüyorum
Gece bitti bitecek
Bu yaşta bu sevdaya
Kuşlar bile gülecek
Hayal mi görüyorum
Şaşkınım derya deniz
Rotayı şaşırmışım
Siz bana gülersiniz
Hayal mi görüyorum
Gençlik gerimi geldi
Yoksa şu İstanbul'da
Garip bir şair mi öldü
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:24 PM
Hayat Bu
Al,kavra,kuşan
İç,göm,defnet
Hayat bu
Senin hayatın
Ne yaparsan yap
İster harca
İster biriktir
İster sat misyonerlere
İster al azrailden
İster yudum yudum yaşa
İster gece gece
İstersen hiç soluk alma
İzle yanlızca kendini
Kırılmış aynalardan
Senin herşeyi ile
İhaneti sevdaları
Hayalleri umutları
Ve düş kırıklıkları ile senin
Hayat bu..
Sen neresindeysen ben ordayım
Sakın unutma...
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:24 PM
Hayat Mutfağı
Bir kavanoza dönüşeceğim
Ve bir rafta yerimi alacağım
Hayat mutfağında
Hayat mutfağında
Pişiyor insan
Sıarsı gelince
Dökülüyor kavanozdan
Tane tane
En güzel yemek olmak için
Haydut suratlı sevdalara
Piştiğinde anlıyorsun
Bir hiç olduğunu
Bir kaşık yemek gibi
Sinsi bir yanlızlığın boğazından
İniyorsun midesine
Gülünç bir komedinin
Kavanozunu özlüyorsun
Hayat mutfağında
Sen hayatın
En garip mutfağında
Duruyorsun......
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:24 PM
Hayatın İfadesi
İlk karşılaştığımız an
Akşam güneşi batıyordu
Heybeli adasından
Kara bir trenle bitirdik hasretimizi
Son demindeydi yaz
Yapraklar sararmamıştu henüz
Yosunların ve iyotun kokusun duydum ilk önce
-Ve sonra bir daha hiç duymadım-
Haydarpaşa Garı'na inince
Bir gece başlamıştı
Bir İstanbul gecesi
Her adımı bir bir heyecan
Bir hayat ifadesi
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:25 PM
Hayli Zaman Olmuş
Biliyormusun?
Fesleğenler kurudu penceremde
Seni beklerken
Dün şöyle bir aynaya baktım
Konsolun önünden geçerken
Şakaklarıma ak düşmüş
Yanaklarıma derin çizgiler oturmuş
Deme ki hayli zaman olmuş
Sen büyük şehre gideli
Gözlerimde hareler var şimdi
Bakışlarım gölgeli
Bir saka kuşu ötüyor penceremde
Sensiz *******imin karanlığında
Çok uzaklarda...
Yıldızlar bölünüyor
Gururlar yıkılıyor
Ve...
Bir adam yanlızlığına ağlıyor
Duyuyormusun?
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:25 PM
Haz
Hazzını tattık bugün
Bizde kavuşmanın
Heba olmuş meğer
O ayrılık yılları
Bir başak kadar tazeydi
Gözleri sevgilinin
Çuvalladık heyecandan
Unuttuk merhabayı
Acemi aşık gibi
Kavuştu ellerimiz
Yeniden sevişmeyi
İstedi bedenimiz
Bulutlar geldi geçti
Güvercinler uçuştu
Hazzını tattık bugün
İki gönül kavuştu
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:25 PM
Hazin Sevda
O eski şarkıları
Söylemelisin sende
Utanmadan ve sıkılmadan
Bir küf kokusu duyabilirsin
Bir ince çizgi girer araya belki
Ama sonra imrenirsin
O eski şarkılarda yaşamadığına
Gözlerinin ıslandığını hissedersen
Dokunmasın gururuna
Bir ince hastalık
Bir hazin sevda saklıdır
Kimbilir o sararmış notaların arasında
Beni sorarsan eğer
Sağırımm körüm dilsizim
O günden beri
Bildiğin gibi
Sonsuza kadar
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:25 PM
Haziran Gülleri
Haziran gülleri tütün kokar bir tanem
Ekşi elma kokar
Sarı saman ve eski zaman kokar
Yaz kokar...
Kavun kokar,karpuz ve beyaz peynir
Sıcak meltemler alır getirir ovadan haziran gülü
Yamalı şalvar kokar,dut kurusu ve pekmez gibi
Gün doğmadan gül kokar sulanmış avlularda
Tozlu toprak yollarda serinlik kokar
Bal arıları daldan dala güllerse nazlanmada
Bezik oynanır sabahlara kadar şehir kulübünde
Gül kokar kül kokar bütün masalar
Ucuz limon kolonyasına inat mı inat
Bir şarkı duyulur Hoş Memo'nun pikabından
Sarı limonatalar sen kokarsın bir tanem
Yetmiş beş kuruşluk yazlık sinemalarda
Çocukluğum koşar tahta sıralar boyu
Gitmez bir türlü burnumdan 'Demir Gazozu '
Ve kırık leblebinin kokusu
Sen şimdi başka bir yerdesin
Ve başka bir alemdesin
Artık hiç kokmuyor
Haziran Gülleri
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:25 PM
Her Şeyin Bittiği Yerde
Her şey bitebilir
Birdenbire
Hissetmeden
Her şey bitebilir
Gül solabilir
Ufuk kararır
Düşünemezsin
Her şey bitebilir
Üşürsün yanlızlıkların içinde
İsyan edersin
Kızarsın ağlarsın yalvarırsın
Kapılar kapanır
Gülmeyi unutursun
Trenler sensiz geçer istasyonlardan
Bakamazsın
Soramazsın
Tutunamazsın yaşama
Her şey bitebilir
Bir anda
Bir bakışla
Bir sitemle
Bir mektupla
Bir haykırışla
Her şey bitebilir
Ölümü özlersin kavuşamazsın
Her şeyin bitiminde
Huzura ulaşmak istersin ulaşamazsın
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:25 PM
Hercai Menekşeler
Hercai menekşeler gibisin
Ve harcı alem ******* kadar kısa
Bense seni böylesine sevdim belki
Böylesi umarsız
Böylesi küstah
Ve böylesine naz...
Ne olusan ol
Nasıl seversen sev
Ve ne kadar kaçarsan kaç
Bir gün düşeceksin öksesine aşkın
Bekletme...
İçimdeki çocuk gibisin
Ve gözlerimdeki mavi kadar talihsiz
Bense seni özlediğim için şansızım belki
Böylesi çılgın
Ama böylesi yavaş
Ve böylesine yılgın
Özletme...
Ne yaparsan yap
Nasıl silersen sil
Ve nasıl bölersen böl
Zaman bizim için akıyor sonsuza
Terketme....
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:25 PM
Herkes Seni Sevdalı Sanır
Bu böyle olmaz
Bir yanda
Geceyle kavgaya tutuşmuş bir yüz
Bir yanda
Gündüzün ortasında
Çatılmış kaşlar
Bu şöyle olur
Çatarsın kaşlarını gecenin koynunda
Kimse bilmez neye kızdığını
Gülersin gün ortasında
Herkes seni sevdalı sanır
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:25 PM
Hetero Seksüel Fotoğrafçı
Boşluk sarar
Resimleri
Görüntüler silinir
Silgilerde
Tren yetişmez
Rayların hızına
Gözlerini takip eder
Demirleri ilgisiz
Şüpheye düştüğünde
Hatırlarsın
Ait olduğun yeri
Ve sana
Ait olanları
Satarsın
Bir heteroseksüel fotoğrafçıya
Ve yemişini yersin
Umursamadan
Yetmişli yılların
Sağcı ve solcularının
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:25 PM
Hıçkırık Son Demindeydi
Hıçkırık son demindeydi
Ilık ve uysaldı sonbahar
Dudakların yumuşak
Ve istekliydi buselerinde
Gözlerin mühür gibi kapalıydı
Çıkarsız ve hesapsızdı sevgime
Hıçkırık son demindeydi
Tükeniyordu son yaz
Sokaktan son seslenişi geliyordu
Yaz aşklarının
Sam rüzgarları kokan
Hep bir
Garip sona gidiyordu yaşam
Ve ben seni özlüyordum
Son deminde hayatın
Ölmek istemiyordum
Seni son kez sevmeden
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:25 PM
Hıçkırıkları Küstürme
Hıçkırıkları küstürme
Küseceksen bir kendine,bir bana,birde kaderine küs
Nasılsa bitecek bir gün
Sen gibi,ben gibi ağlaya ağlaya
Doymayarak dünyaya
Yavaş yavaş bitecek
Bitecek nasıl olsa hıçkırıkta denilse
Küstürme hıçkırığımı
Senin içindi
Bir anlasan,bir dinlesen,bir duysan
Ve konuşmasan yanlış anlamasan
Bitireceksin herşeyi
Uzak şehirlerdeki hıçkırığı duyarmısın her gece
Her gece duyarmısın şehrin hıçkırıklarını
Uzak banliyölerin intiharlarında
Bir adamın ve bir kadının çaresizliğinde
Bebekleri uykudadır bu şehrin
Ve yıldızlar kadar sönüktür şafak resimlerinde
Bir martı tamamlar belki ve bir ıssız gemi
Hıçkırığın teslimiyetini
Hıçkırıklarla bitiririm günü,güneşi
Karanlıklar onunla gelir ve onunla uzar her gece
Bitirmek istesede zaman,hıçkırığı yinelerim
Ve yenilirim sensizliğe
Aradım hıçkırıkları bir mavişin gözlerinde
Nerde diyordum ki
Geçmişe hıçkırıkla dönüyorum
Ve yılları biriktiririm hıçkırık *******inde
Yeşil gözlü kızlar vardı
Yeşil oyuncaklı bebeklere benzerdi yüzleri tebessümleri
Hıçkırıkları hüzün kokardı
Yeşil gözlü kızlar vardı
Sevince ölürcesine severlerdi ve taparcasına ölürlerdi
Sen için hıçkırıkları uğruna
Gökyüzünden indir artık
Hıçkırıkları yere
Ve benin için gül biraz
Hıçkırıklar ölsün arkadaş
Bir çukur kaz
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:25 PM
Hıdırellez
Hıdırellezde sevdim ben
O ateşten atlarken
Düştü gönlüme bilmeden
Hıdırellezde sevdim ben
Mayısın tüm bencilliğiyle
Memleketimin o sıcak akşamlarınada
İlk defa yattım
Yavuklumla uykuya
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:26 PM
Hınzırca Gülüyorum
Oltaya gelecektir
İçimdeki denizden bir gün
Bir deniz renginde
Mavi bir balık
Balıkçılar şaşıracaktır belki
Belki kıyametler kopacaktır Kumkapı'da
Ama sen güleceksin biliyorum/sevineceksin
Tanıyacaksın denizimin sevda kokusunu
Mavi balıkların çırpınışlarında
Ve beni..
Yüreğinin taa..üstünde ısıtacaksın
Can vereceksin
Yüreğinin kıpırtısında
Ben biliyorum
Bir umut oltasının ucunda
Bir mavi balık gibi
Hınzırca gülüyorum
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:26 PM
Hırsız
Bir hırsız olmak isterdim
Kendi anılarını çalıp götüren bir hırsız
Hiç bir dostu uyandırmadan
Hiç bir yaşanılanı kirletmeden
Yaşadığımız sokağı
Annemin gülen yüzünü
Babamın öksürüğünü
Sütçünün kaytan bıyıklarını
Kestane patlattığımız davulumbaz sobayı
Yerinden oynatmadan
Kendi anılarımı
Alıp götürmek isterdim
Çalıp geçmişten
Şu yapayanlız
İçinden geçerken üşüdüğüm
İsimsiz geleceğime
Bir hırsız olmak isterdim
Anıları yaşarken
Kaybolan taşları
Koymak için yerine
Sonra
Sessiz ve usulca
Siyah bir geleceğe bürünüp
Hayatından çıkıp gitmek isterdim
Bir hırsız gibi....
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:26 PM
Hicaz Mevsimi
Bekaret kemerini taktık / hicaz mevsiminin
Bohça bohça günahlarla çıktık / eyvana
Öbek öbek birikmişti sıska ökçeler
Bir Iraklı çıktı yoluma / bir eski Acem
Ikınmak istedim ıslahhane de ıkınamadım
Şıkırtılarını duydum bir kule bekçisinin
İstavroz merasimindeydi Maltalı Papaz
Akdeniz yol alıyordu içimdeki yıldıza
Kuklalar gülüyordu Gülten'e ve tarağıma
Saçlarım dökülmüştü ve ağlıyordum sana
Kurdelan kurum kurum kuruluyordu
Dikiş sepetinin üstünde
Annemi çağırdım gelmedi / ablamıda
Kukumav kuşu gibi tünedim divanıma
Düşündükçe kumbaracı oldu lambalar
Işıkların içinde kayboldum lira lira
Kumpasla ölçülmez biliyorum içimdeki hassas kubbeler
Yankı yanlızca kulaklarda renklenir
Kurbağam,, ah.. her sıçrayışta aldatır beni
Kaplumbağam yarı yolda bırakmadı hiç
Mavi gözlü
Bir çekirge olsaydım keşke
Bir hicaz mevsiminde
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:26 PM
Hiç Sormadan
Akıl varmıydı eylemimizde
Sevgi gerçekmiydi aramızda
Düş benimiydi seninle
Renk saklıyormuydu korkularımı
Hiç sormadım ne sana
Ne de kendime
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:26 PM
Histeri Batağı
Bir saç ki avuçlanan
Sararmış buğday tarlası
Bir buğday ki tohumlanan
Ufalanmış umut mayası
Kimin içine girdi yanılgı
Bu masal da
Bu gece yatağımda
Giyindim
Bekliyorum
Gelir diye masallar
Anlatan kadın
Annemse
Ağlatma atağında
Dur..
Yavaş yavaş gel
Düşlerime
Bedenim
Düşlerin yitiği olmuş
Geri dönüşlerin
Histeri batağında
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:26 PM
Hor Görme
Sonradan görme
Hele sonradan hiç hor görme
Bir rüyayı yaşasanda
Bir düşden uyansanda
Uykuyu hiç hor görme
Bir kamıştan düdüğü
Bir böğürtlen sepetini
Bir turtalı elma tatlısını
Bir bahçe partisiyle
Hiç hor görme
Aşık ol
Dalga geç
Matrak konuş
Kabare yap
Çık gez dolaş
Ama bir genç kızı
Çingenede olsa soyunda
Sakın hor görme
Çünkü o
Doğurandır
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:26 PM
Hüzünle Yankılandı
Gülümsüyordun
Bir camın arkasında
Hayalinle
Yağmur damlaları arasında
Bana
Hüzünle gülümsüyordun
Hüzünle yankılandı
Kulaklarım bedenim
Hüzünle gölgelendi
Beni sevdiğini
Bir kez daha anladım
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:26 PM
Ihlamur Ağacı
Bir ıhlamur ağacını altında
Uzun uzun
Bekleyeceğim demiştim
Ama affet beni
Sabretmek mümkün değil yanılgılara
Sen ayrılığı terennüm ederken mırıl mırıl
Bir müfreze gibi yorgun
Ve parça parça beklemek seni
O kadar zor ki yanlızlıklarında
Affet beni
Geçemedik ebem kuşağının altından
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:26 PM
Islak bir İntikam
Bırakısan
Düşüverecek sanki
Islak bir intikamdan
Pişmanlığı
Gözyaşlarımın
O sımsıcak uykusuna
Üşütüyor
Bakışlarında ki sessizlik
Yüzyılların
Yanlızlığını
Taşıyan bedenimi
Bırakırsam
Bitiverecek sanki
Kıyısına geldiğim
Okyanoslar
Bir düş oyununda
Bir hençerle
Geceyi bölerken
Anılar
Sen ıslak bir intikamı
Yaşarken
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:26 PM
Islak Papuçlar
Islak papuçlarım vardı
Bir pirinç tarlasında
Ve duman tütüyordu
Vadide ki evde
Bu benim hayatımdı
Bulutlar geçiyordu
Kertenkelelerle sohbet etmeden
Hal hatır sormadan
Kuzucuklarla
Mevsimler geçiyordu
Ağlıyordu çocuğum
Karabaşın kulübesinde
Brüt değildi çobanın maaşı
Ve kül ağartmıyordu artık
Beyaz mendilini
Ağlama çocuğum ağlama
Papuçlarım ıslak olsada
Ellerim kuru
Isıtırım ve seni
Korurum
Korkma çoban köpeklerinden
Emanetçinin
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:26 PM
Issız
Sızılarım var yüreğim yılgın
Duvarlar yürüyor
Gerçekleri kapatmaya
Yazısı yazılmadan kurbanların
Gel diyor inanmıyorum
Gerçek mi bilmiyorum
Sus bari sus diyorum
Kimse duymasın
*******in ıssız olduğunu
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:26 PM
Işık
Penceremden
Giren ışık
Bilmezsin ki
Odam
Neden karanlık
Bilmezsin ki
O yaşlı gözler
Ve sıkılmış yumruklar
Hep onu özler
Hep onu bekler
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:26 PM
Işık Tacirleri
Işık tacirleri kadar fakirdim
Gökteki yıldızlar kadar yorgun
Senin için doğup batarken
Sözlerin finalindeydi dudaklarım
Ebedi suskunluğa yemin ederken
Mabet kapılarının hırçınlığı vardı çığlıklarımda
En şirin sessizliği bekliyordu
Bir tanesi ölüm
Bir nefes kadar yakındı mazi
Ve bir nefes kadar uzaktı ati
Ah! ..diyecek kadar yoktu gücüm
Bu sön öpüşüm müydü
Seni
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:26 PM
Işıklar Yakacağım
Işıklar yakacağım
Kızma
Bana
Karanlığı sevemedim
Korkuyorum siyahtan
Siyah gözlerin
Çiviliyor beni gerçeğe
Işıkları yakacağım
Aydınlık olsun dünya
Güneş başımızdan hiç ayrılmasın
Güneşi seviyorum
Seviyor mu güneş beni
Sormak istiyorum
Müsade eder mi
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:27 PM
Itır Kokusu
İnecektir dağlardan
Sevdamızı söyleyen hıçkırık yağmurları
Korkuların ve kem gözlerin vadisine
Kem gözler kıskanır belki
Sevdamızın ıtır kokusunu
İklimlerin yaprak açtığı
Usul usul ağladığı şarkıların
Ve nehirlerin kıvrımlarında
Sevdaların sakladığı
Bir ben miyim acaba?
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:27 PM
Izbandut
İri yarı demişlerdi
Ama ızbandut çıktı
Bizim herif..
Ne yatağa sığdı
Ne yaptığım çoraplara ayağı
Çeyizlik havlularım
Mendil gibi kaldı elinde
Aşındı kapının üst kirişi
Kafası değdikçe
Camlar titrerdi
Nara ve küfür ile
Kaderine söğdükçe
Ama ne yaparsın
Kader yazmış
Yabanın irisini
Çaresiz boyun eğdik
Sorma hiç gerisini
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:27 PM
Izdırap Volkanları
Hiç olmamıştım
Böylesine telaşsız
Rüzgar gibi kaygısız
Deniz kadar dingin
Ve huzurlu
Haberin mi
Mektubun mu
Yoksa hayalin mi
Bitirdi yangınları
Söndürüp kor alevleri
Izdırap volkanlarında
Vadilerimin derinliklerinde
Hiç böyle akmamıştı
Sevda ırmakları
Kendi yatağında mutlulukla
Gurur dağlarını yıkıpta
Gözyaşımla birlikte
Kendi kurduğum
Ve besleyip büyütüpte
Gönlümün sıcaklığında
Uykusuz *******imde uyuttuğum
Hiç kimseye anlatmadığım
Ve hiç kimseyle paylaşmadığım
Acılarımla yüklü bugünüm
Ve isimsiz geleceğime....
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:27 PM
Izgara...
Izgara yaparsın
Her sözümü
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:27 PM
İade
Seni
Sevdanı
Saçlarını
Bakışlarını
Ellerini
Mendilini
Gözyaşlarını
Sözlerini
Sana yolladım
Aldın mı
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:27 PM
İbibik Kuşları
Sarı saçlarını avuçlayacaktım
Kara gözlerime gömüp gözlerini
Dudaklarında zamanı sollayacaktım
Bir dikenli tel gibiydi ayrılık
Yüreğimde sevdanı kanatan
Ağlama be gülüm
Gün olur bizde kavuşuruz
Söyleriz yarım kalan şarkılarımızı
İbibik kuşlarına doyasıya
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:27 PM
İçimde Biri Var
İçimde biri var kaygısız
Bana hayran bazan
Bazan insafsız
Ayrılığı seviyor
Seviyor kaybolmayı
Sevdalara kaykılmayı
Ateşlerde kavrulmayı
İçimde biri var arsız
Bana bazan duyarsız
Bazanda çok umarsız
Hasretleri seviyor
Seviyor gurbetleri
Gidiyor uzaklara
Dağlarımı yara yara
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:27 PM
İçimdeki Çocuk
H angi kelimelerle
A nlatılır ve yaşanır ki
L azım değilse sevda
İ syan düşmüş gönüllere
M asumiyet bir hazan gülü gibidir
E zip geçiyorsa o kocaman yüreğini
H atırkarmısın
A şkın anatomisi olmaz demiştim
L aleler renk renk açmamışsa
İ çimde ki çocukta
M ilimlik sevda yollarında
E n büyük acıları çekersin söylemiştim
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:27 PM
İçimden Çekme Ellerini
Ellerin ne güzel
Ellerine takıldı gözlerim
Ellerinde ışıklar var
İnce ve uzun parmaklarında geziniyor
Geziyor yüreğim
Yüreğimi işaret ediyor ellerin
Tut diyor beni
Ve sakın bırakma bir daha
Ağlıyorum ve öpüyorum ellerini
Yüreğimi kucakladığı için
Öksüz değilim artık
Ve şimdi karanlık
Yanlız ******* biraz daha tatlı
Sırnaşık
Sevdiğim gibi kalabalık
İçimden çekme ellerini
Birden bire çekme
İzlerini taşıyamam sonra
İzleri ellerinden de ağır yanlızlığın
Bu bencillik diyeceksin belki
Fanatik çocuksu bir bencillik
Ama ben ellerin olmadan yapamam
Ellerin olmadan
Yüreğimle hiç bir yere tutunamam
Biliyorum sen hayır desende
Yardımsever ve cömerttir ellerin
Yüreğim aradıkça ve sordukça
Yanındadır her zaman
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:27 PM
İçimden Geçen Rüzgar
İçimden geçen rüzgar
Beni sana getirecek
Ağlarsan
Bir göçmen kuşa
Ellerini sallayıp
Selam yollarsan eğer
Mahzun bakışların
Yüreğimin sıcaklığı ile
Aydınlanacak
Ben seni özleyeceğim
Senin kokunu
Çektikçe içime
Gözyaşlarım dinecek
Bu bizim hikayemiz
Sen benim kahramanım
Ben senin kılıç kalkanın
Öykümüzü ve aşkımızı
Bütün dünya bilecek...
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:27 PM
İçinizde Varsa Türkü
Gelin diyorum size
Kol kola girmeye gelin
Omuz verin bize
Korkuyu yenmeye gelin
İçinizde varsa türkü
Yurduma vermeye gelin
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:27 PM
İki Alem
İçimdeki sorular
Gözlerimde sorguçtur
Gözlerimdeki ela
Renk şehrinde yargıçtır
Bak işte gidiyoruz
Bilinmez bir aleme
Söylenmeyecekse o söz
Dil ucunda marpuçtur
Üç saniyelik düşte
Gezdim koca alemi
Sonsuz bir ışık sandım
Kanıp kendi halemi
Anlık bir volkan imiş
Meğer bütün duygular
Yıkık gönlüme gömdüm
Şu bitmeyen çilemi
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:27 PM
İki Elim Kanda Olsa
Versem...
Dağların ardında son nefesimi,
Yıkılsam...
İhanetlerin odağında kahreden çelişkilerde
Yüreğim tutmasa..
Gözlerim görmese..
İki elim kanda olsa misal...
Sen istersen gelirim...
Bilsem ki...
Sana can verecek
Seni biraz güldürecek
Bağlayacak seni
Hayata yeniden
Kahkahaların sarsacak...
Bedenimi...
Bilsem ki
Bilsem ki..
Döneceksin uzaklardan
İki elim kanda olsa misal
Sen istersen..
Ölürüm....
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:28 PM
İki Rüya Arasında
İki rüya arasında
Gördüm seni
Gerçekle düş arası
Ellerinde zaman
Yürüyordu gözlerinde
Gönül yarası
Su istedin sevgi diye
Söz istedin sustum diye
Bulut olup yağamadım
Gözlerimle isyanımı anlatamadım
Çekip bir yol gitseydi hele dağlar
Hele bir kucaklasaydı baharımı
Bahçeler bağlar
Isıtmazdım bilirmisin
İhanetleri evlek evlek
Can evimin ateşinde
Ya bun yabana ne demeli
Bu içimde ki civan boylu
Garip huylu
Söz dinlemez
Kadir bilmez adama
Ben seni bilirdim oysa
Bir zamanlar
Sen benden çok beni
Şimdi iki rüya arasındayız işte
Gün sürüyor
Kuşlar uçuyor yine
Ben almışım sırtıma yılların yorgunluğunu
Sevdanın suskunluğunu
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:28 PM
İkimizin Hikayesi
Eledik rüzgarı içimizdeki çocukla
Oynadık yeldeğirmenleriyle rüyalarımızda
Ağladık,çırpındık,hüzünlendik ayrılıklarda
Sonra kendi içimize döndük tükendik birazda
Evleri odalara böldük,boyadık gözlerimizle
Salıncaklar kurduk bulutlara,oyalandık küslerle
Eteklerimize ve ceplerimize zamanı doldurduk,sakladık
Külahları kulaklarımızı kapatmadan taktık kafamıza
Üşüdük kar yağarken,ısınmak için koştuk şekercilere
Birbirimizi tanıdık,elele tutuştuk,anlamadan,anlatmadan
Ufukların kızıllığında geçmişimizi aradık şehrin tepelerinde
İstasyonlardan hep uzak şehirlere gittik ülkelere merakla
Güneş batarken ışıkların yanışını yorumladık bilmecelerle
Sorguladık cinselliğimizi
Sıcaklığımızı,dudaklarımızın nemini ve ıslaklığını
Ortak türkülerimiz oldu
Acıdığımız hayvanlar ve sevdiğimiz
Evimizi terk ettik sarıldık birbirimize yanlızlıkların ortasında
İnsanları tanıdık,büyüdükçe gaddarlıkları,kinleri ve yalanları
Söz vermeyi öğrettik birbirimize sevgilere ve sevgililere
Yağmurlarda ıslandık,paylaştık soğukları,sıcakları tanıdık
Eski çeşmelerin sahiplerini düşündük
Kana kana içerken gençliğimizin susuzluğuyla o derya denizleri
Ölümden birlikte korktuk,yaşama sıkı sıkıya sarılmaya söz verirken
Sonra benlerimizi ve yüzlerimizi inceledik
Birbirimizin
Saçlarımızın rengini
Hırçınlıklarımızı keşfettik
Yanılgılarımızla boğuşurken
Eşyalarımız sorgulayıp,insafsızca
Tenimizin uyuışmasını seyrettik keyifle
Ve korkumuzu birbirimize bağlanmaktan
Bizi ayırmak isteyenleri atlattık hınzırca köşebaşlarında yaşamın
Büyüdüğümüzü söylediler inanmadık
Eledik rüzgarı ve gerçekleri içimizdeki çocukla
En güzeli biz yaşlanmadık yüzümüz buruşsada
Dökülse de saçlarımız usanmadık hiç bir şeyden
Ve bu yazdıklarımızı hiç konuşmadık
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:28 PM
İklimler Boyu Yanlızlığım
Gözlerinizde kendimi görürüm
Geçmişim ve geleceğim
Her uzun yolun sonunda yorgunluğum
İklimler boyu yanlızlığım
Tükeniverdi sizinle
Masum bakışlarınızda sevdam saklı
Gibi değil gerçek
Ah.. demek isterdim yürekten
Yüreğim çerpıyor sizsiz
Ağlamak isterdim belki
Belki ve yarın sizi
Kucaklamak isterdim sizi
Özgürlüğüm gibi
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:29 PM
İlk Çığlığımda Vurdular
Sivilceler gönderdim
Önce balon
Sonra acı oldular
Aramıza girip
Önce top top
Sonra yalancı oldular
Düşen her çiğ tanesi gibi
Sabahları buldular
Uykularım bölündü
Üşüdüm...
Güvercinler kondular
Işıklar yandı bir bir
Ekmek kapıda
Uyandı gecekondular
Çocukça görmek
Seyretmek dünyayı
Muhteşem bir filmdir
Çocuklar büyüdüler
Gerçekleri yaşayıp
Yeniden uyudular
Bir deprem sabahı gibi
Yüreğim yıkık
Cansız ve çaresiz
Çocuk demeyip
Körpe demeyip
İlk çığlığında vurdular
Bir leğene sattım tüm kitapları
Sevindi roman tüccar
Bir saat kordonu kadar
Bağlıydım göbekten anılara
İlk çığlığımda vurdular
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:29 PM
İlk Dakikalar
Evet ağlamıştım
Senden ayrılırken
Yaz yağmurları kadar kısa
Çocuklar kadar masum
Ve binlerce taş fırlatmıştım
Marmaranın mavi sularına
Kollarım
Kıpırdayamayacak hale
Gelinceye kadar
Evet sensiz geçen
İlk dakikalar böyleydi işte....
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:29 PM
İlk Kurşun
Tabutlar dizildi bir bir karşımda
Hepsi taze fidan yimi yaşında
Şehit oldu şahbazlarım o ilk kurşunda
Hainin pususunda köprü başında
Kuşanıp uzanmışlar al bayrakları
Tanrıdan almışlar son buyrukları
Kahramanlar tarihi tek kaynakları
Şerefetir haysiyettir tüm yollukları
Şad olsun ruhlarınız şehit askerler
Cennettir mekanınız er oğlu erler
Rahmet olup üstümüze gökten inerler
Şehit tekbirleriyle inliyor yerler
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:29 PM
İlk Öpücük
Bakırköy Sahilinde
İlk öpücüğümü almıştım
O an hiç bilmediğim
Bir dünyaya dalmıştım
Daha sonra yüz kerre
Bin kerre öpüşmüştük
Ama o ilk öpücüğü
Heyecanla aramıştım
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:29 PM
İlk Ve Son Karanfildin
Sessizliği bozdu ışığın
Karanlığı hareketlendirdi
Gölgeler şekillendi
Sesini duydum yaşamın
Ayak seslerini umutların
Hiissettim coşkusunu
Sarını beyazın ve kırmızının
Geleceğimden geldin
Bugünüme yerleştin
Ve geçmişi yaşattın
İsmini sordum
Dudaklarınla
En sevdiğim çiçeğin ismini fısıldadın
Seni...
Seni beklediğimi
Nasıl da bildin
Sen
Sen benim
Daha ilk gün yüreğime taktığın
İlk ve son karanfildin
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:29 PM
İllede Karanfil
Bitti derken
Senle başladı herşey yeniden
Sever oldum
Gökteki maviyi
Vadideki yeşili
Dalında ki bi gülü
İllede karanfili
Sevmesende ismini
Çok sevdim karanfili
Gönül verdim bir güle
İlle de karanfile
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:29 PM
İnce Bir Nüans Gibi
Aşkı yazmakta
Yaşamakta zor gelmiyor...
Kollarımda sen oldukça
Dönüyorum...
Döndükçe boşalıyorum
Bir boş aleme
Uzanıp urganlarla
Kandillere yük vurup
Salıyorum gerçeği
Yarının boşluğuna
Kapıları açmıyor
Söylediğim yalanlar
Yanlızca uçuyorum
Düştüğümde biliyorum
Acıyacak yüreğim
Kaderimse yazılmış
Ölmekten utanmıyorum
Al beni dediğimde
Unutacağım son sözü
Duymazsın biliyorum
Kırılmam gücenmem
Geri dönüş yok
Hicranım sökülmüyor
İnce bir nüans gibi
Ağımın kördüğümü
Sıçrayan her balık
Teknemde yanan fener
Bir kandil simidinin çıtırtısında cennet
El nedir kol nedir
Beden tanıtmazsa kendini sorgucuya
Dik duruşta saklıdır
Utancın bin yıllık hikayesi
Dinliyormusun
Bakma...
Bakışında gölgesi yoksa
Verilecek hesabın hengamesi
Dinmez öfke nedir ki
Esergen kasırgalar
Nefsinde ki mumlarda
Meşru olmaz gerekmez
Istıraptan bir isyan
Sarmışken bedenini
Ellerimle sunarım
Verdiğime karşılık
Aldıklarım rüyaysa
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:29 PM
İnce Hastalık
O eski şarkıları
Söylemelisin sende
Utanmadan ve sıkılmadan
Bir küf kokusu duyabilirsin
Bir çizgi girer araya belki
Ama sonra imrenirsin
O eski şarkılarda yaşamadığına
Gözlerinin ıslandığını hissedersen
Dokunmasın gururuna
Bir ince hastalık
Bir hazin sevda saklıdır
Kimbilir...
O sararmış notaların arasında
Beni sorarsan eğer
Sağırım körüm dilsizim
O günden beri
Bildiğin gibi
Sonsuza kadar
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:29 PM
İncitmedin Yar
Bazen kaçıp giderdin
Aylarca...
Habersiz...
Beni
bırakıp
bir başıma...
Bakmadan
Gözlerimin...
Yaşına...
Bazan beni çok üzerdin
Kendi yargında
Ve kendi mahkemende
kurşuna dizerdin
Hiç acımadan...
Ama son ayrılışın
son kaçışın
son bakışın
Hele gönlümdeki ayak izlerin
Hele elimde kalan
iki otobüs bileti
Hele beni
hiç'liğe bırakışın...
Sen
beni
Hiç bu kadar
incitmedin yar....
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:29 PM
İnleyip Geldim
Dün gece düşüme girdi hayalin
Çaresiz gibiydi ela gözlerin
Beni arıyordu bomboş ellerin
Kalbimin sesini dinleyip geldim
Yapayanlız kaldım o genç yaşımda
Gurbet ele düştüm ekmek peşinde
Çileli bir ömrün en son kışında
Beni sevdiğini anlayıp geldim
Şu koca elemde bir deli gibi
Kurumuş ağacın bir dalı gibi
Hasret tamburunun bir teli gibi
Sensiz senelerce inleyip geldim
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:29 PM
İnliyorsa
İnliyorsa
Susma konuş
Anlat onu bana
Ağlıyor mu
Özlüyor mu
Ve dayanıyor mu
İnliyorsa
Tabi ağlar
Aptalım
Ve dayanamaz elbette
Bir benim gibi
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:30 PM
İnsan
Ey insan!
Ey toprağın çamuru...
Düşüncelerin kavgası
Beynin savaşçısı
Nedir bu isyan
Nedir yüz yıllardır direnişin kendine
Ey insan!
Neden yaptın piramitleri
Hayvanları neden evcilleştirdin
O koca ölüm makinası demir borular kimin için
Çığlığın niye ovalarda yankılanan
Ey insan!
Nedir bu kargaşa
Bu katliam neden
Savaşlar kavgalar neden
Neden yaptın hapis haneleri
Demir parmaklıklar neden
Neden yasalar koydun kitaplar dolusu
Neden vücutların örtüsü
Mevsimler neden
Ateşi niye buldun
Elektriği neden
Ey insan!
Nereye gidiyorsun
Dur..
Dur artık...
Yeter yeter Allah aşkına
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:30 PM
İnsanlık Suçu
Eğer geleceksen bir gün
Giderken geçtiğin yollara sakın sakın uğrama
Görüp nefretimi ayak izinde
Korkarsın belki kendi sevginden
Nefretler gerçeğe dönüşür çiçeklerde
Korkular düşlere bezenir sevgilerde
Sarı saçlarını özlemek bile düş
Hele avuçlamak sanki insanlık suçu
Vazgeç istersen
Sen dönme geri
Böyle kavgasız
Tasasız daha iyi değil mi
Yavrucağım
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:30 PM
İntibahım
Yüreğe sızmak lazım diyordun ya
Görünmeden yağmurla
Gelişin öyleydi
Ansızın,sebepsiz,hiç yoktan
Hoşgeldin diyemedim
Tavşan kadar ürkektim
Serçe kadar sahipsiz
Anlayamadım
Arşa yükselmesede
Çeperleri yırtıverdi
Sormadan intibahım
Gül dalında değil elinde bile
Solarken güzeldi
Narına yanıp
Hangi nehrin kaynağında olursan ol
Ezelden benimdin
Ebede kadar
Şevki kırılmasın diye
Öpemedim
Seni öpen dudakları
Hırsımdan
Çünkü sensiz zaten
Bir kuru damdı hayat
Bir öksüz zından
Alışamadım...
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:30 PM
İntihar
Naylon bir gecelik terletir nemli şehirlerde
Denize yakın evlerin teraslarında her şeyini
İntiharı beklerken
Minyatür arabaların
Hangisinin üstüne
Düşeceğini seçersin hiç düşünmeden
Hiç yorulmadan bir masanın üstünde
Seni bekler geleceğin paketlenmiş halde
Ellerini beklerken öpersin
Kulaklarından ter süzülür
Buruşur yüzünde zaman
Kuş konuşur yavaşça
Anlarsın ama ağlatamazsın
Anlamsız gelir gökteki büyük beyaz bulut topağı
Yün kazağı hatırlatır yemiş kabukları
Çocukluğunu satarsın renklerine sinemaların
Filmler dizileşir söz peltekleşir dilinde
Rakıya gözlerin kuyruk salladığında
Işığa boğarsın ilhamını
Hayaller horon teper
Horozlaşır sesinin tınısı
Sevdiğin göğsünü sunduğu an
Süzmedir yavşaklık
Kıyakçılık kekadır
Habire sallarsın oltayı
Büyük balıkların cesetlerin üstüne
Hırsla üşüştüğünü hissettiğinde
Kaçsınlar diye kaderinden
Ölümü yuvarlarsın dilinde
Avuçlarsın kalbini
Hızlanır yüreğinde tren
Habire gelir rüyalar
Unutursun unutulursun
Olayların içinde
Bilmeden
İstemeden kaybolursun
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:30 PM
İpek Böcekleri
Susturamazlar kozalardaki ipek böceklerini
Kursalarda yıkık tavanlara en karışık örümcek ağlarını
O ağların liflerinde naylon iplikler güçsüz güvençsiz
Maharetsiz ellerde acemi
Tavan çöktü çökecek deme sakın
Yıldızları özlesede ipek böcekleri
Güneşi çalıyor bak
Siyah pelerinli haramiler her gece
Susturulamadı asırlardır ipek böcekleri
Şehzadeler,şövalyeler ve iskenderin kılıcı
Sökün ettiler tarihin sayfalarından şehrin üstüne
Tavansız odalarda aradılar ağları kılıçlarıyla
İmbat lodosları esti günlerce
Kayıklar dolusu balıklar merasim elbiseleriyle geldiler
Balıkçılar bereket şarkıları söylediler kadınlarına
Sonra gittiler kuzey rüzgarlarıyla savaşa
Susturulsaydı kzıgın kazanlarda ipek böcekleri
Sevinirdi belki tavansız şehrin tabansız insanları
Belki ağlardı örüncek ağları
Yıldızların rengini çalardı güneş
Haramiler matem tutardı
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:30 PM
İsimsiz Alfabeler
Sular çekiliyor ya bugün
Çıkarız mehtaba çıkarsız
Sular ayaklara erişince bir gün
Sileriz düşümüzdeki karanlığı
Sessizce kuşanırız sevgileri
Yürürüz sehpasız sahillere
Gönül evimizde tüter hasretlik sana
Bacalara tırmanır mevsimler
Uzaklardan geçip gider leylekler
Lodoslar sarınır tenimizin rengine
Silahsız pusatsız kalır korkularımız
Yakamozlar gözlerinde oynar sevgililerin
Biz hep aynı şarkıları söyledik söyleriz
Laternalar çeviririz hayalimizdeki şehirde
Zambaklar ve laleler düşer gök yüzünden
Hiç oturamadığımız evin üstüne
Yüreğimiz bir genişler ki kavuşur gibi olmaktan
Susuz ellerimiz suya keser denizlerde
Birde saçlarında ki papatyayı alırız koynumuza
Telgraf tellerinde dillenir suskunluğun
Şıkır şıkır aydınlanır halay çektiğin ayvanlar
Sen biz olursun bizde sen isimsiz alfabelerde
Sular çekiliyor ya bugün
Ay yaklaştıkça yaklaşır yüreğime
Duygularım dökülür
Kalemimin ucundan beyaz kağıtlara
Sular çekiliyor ya bugün
Ağlarım ağlarım ama
Yanaklarım öksüz kalır
Gözyaşlarımdan
Sana kavuşacağı gün...
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:30 PM
İsimsiz Fantaziler
Hesabın gördüm
Alt alta yazılmıştı
İsimlerimiz
Kader çizgilerinin üstüne
Bir kırlangıç fırtınası gibi
Düşürüverdi takvimlere
Sevdan bedenimi çaresiz
Rüyamızı gördü mevsimler
Zamanı atlatırken
İsimsiz fantazilerde
Hesabını gördüm
Yekunu geri dönüşüne yazdım
Karanlık yarınların
Sen yoktun hesapta
Gölgen..
Bir pusula bırakmıştı
Yarınlarıma
Toparladım gerçeği
Etiketini yeniden astım duvara
Ve senin dönüşünü bekledim
Bir musalla taşında
İnsanların seslerini
Son kez duyarken bile
Sen gelmedin
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:30 PM
İsimsiz Şehitlerin Adına
Kim ki
Silmek ister gerçeği
Bu toprağın üstünden
Silmek ister
Akan kanlarımızın izini
Mezar taşlarımızdan
Kim ki
Secde eder
Alı hilali
Ve yıldızı olmayan
Bir bayrağa saygıyla....
Kim ki
Vermek ister
Vatan toprağının bir karışını
Bir tutam menfaat uğruna
Hainlere elleriyle...
Kim ki
Bedenimize bakmaktan korkar
Gözlerimizle karşılaşmaktan
Ruhumuzdan arınmışken bile
Bir musalla taşında
Onu
Yani o haini
Bulacaksın
Ve hesap soracaksın
İsimsiz şehitlerin adına
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:30 PM
İstanbul
İstanbul kuyu,yüreğim tortu gibi dibinde
Bir kova mutluluk,bin kova hüzün çekiverdiğim
İstanbul kasap,yüreğim iki parça elinde
Bir kilo neşe,bin kilo acı paketlediğim
İstanbul sinema yüreğim beyazperde
Bir film komedi,bin film dram seyrettiğim
İstanbul Beyoğlu,yüreğim meyhane
Bir kadeh ikimiz,bin kadeh yanlızlık içiverdiğim
İstanbul deniz,yüreğim sandal
Bir kürek sevgi,bin kürek kin çekiverdiğim
İstanbul Boğaz,yüreğim köprü
Bir yakası yaz bir yakası kış yaşadığım
İstanbul ana yüreğim evlat
Bir sitem onaibin sitem sana yolladığım
Ve İstanbul şiir,ve yüreğim kalem
Bir mısra dua,bin mısra küfür yazdığım
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:30 PM
İstanbul Rubaileri-1
Senle yaşar bu şehir,bu büyülü Boğaz.
Sensiz sonbahardır bu şehirde her ilk yaz.
Ne bahar gelir artık, 'ne dalları basar kiraz'
Matemdedir çengiler,matemdedir ince saz.
Yeniköy'den bir gün bir güvercin havalanır.
Eminönü'nde benim için şöyle bir oyalanır.
Kız Kulesin'den sessizce Üsküdar'a dolanır.
Sonra avuçlarıma konar İstanbul'u anlatır.
Martıları çapkındır,balıkları işveli.
Doğmak gerekirse bu şehirde doğmalı.
Sevmek gerekirse bu şehirde sevmeli.
İnsan ölecekse bu şehirde ölmeli.
Sen gelmezsen İstanbul gelir bana
Minarelerinde kandiller yana yana
Bir şehir hatları vapuru yanaşır yüreğime
Çekerim kokunu içime kana kana
Sevdim,hemde çok sevdim bir İstanbul kızını
Yaşadım doya doya sevdanın ilk yazını
Ölsemde gam yemem,mutluluktan sarhoşum
Hiç korkmadan çekerim azrailin nazını
Bu şehrin sevdalısı,bu şehrin delisiyim
Deniziyle sevişen ahşap iskelesiyim
Göklerini kaplayan martıların sesiyim
Her emrine amade en sadık kölesiyim
Sen kokan,sevgin kokan bana bir gül versen
Darılıp hiç kızmayıp bana hep gülüversen
Ne kadar sevinirdim,ah bir bilsen sevgilim
O gül ve tebessümle,bu şehirde ölüversem
İstanbul surlarında bir burç olsaydım
Martı gibi süzülüp nazlıca konarmıydın
Masmavi sularında seni bulsaydım
Ağdaki balık gibi benimle oynarmıydın?
Sarhoşum tek arkadaşım İstanbul meyhanesi
Ağlıyorum taş plakta Hafız Burhan'ın sesi
İçimi ısıtmıyor kumral kızın busesi
Unuttum geçmişimi,geleceğim neresi
Kadehler tükeniyor ışığında mumların
Yüzümde konuşuyor en acısı mimlerin
Ne kadar sarhoş olsam İstanbul bilmeyecek
Müşterisiyim artık en sessiz ölümlerin
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:30 PM
İstanbul Rubaileri-10
Bu şehri nasıl sevdim sende beni öyle sev
Sevgi yaşanır ancak olmamalıdır ödev
İstersen gel sevdalı iki komşu olalım
Bu şehir benim evim sende kursana bir ev
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:30 PM
İstanbul Rubaileri-11
O kadın geldi yine şen şakrak ve çok şuh
Meyhane ahalisi oldu azgın bir güruh
Takıdı bütün gözler eteğin yırtmacına
Yaşlı İstanbul gibi kalmamış bizde o ruh
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:30 PM
İstanbul Rubaileri-12
Sevinç çığlıkları gibi yine geldi mehteran
Raksediyor ruhumda tarih sazlarla her an
Tuğ ve davul şahittir ta ezelden ebede
İstanbul bizim artık duysun bunu duymayan
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:31 PM
İstanbul Rubaileri-13
Aleme anlatırım lakin kendim anlamam
Gerçek dünya çok acı ben gerçekle kalamam
Altından olmasa da şehrin taşı toprağı
Hayaliyle yaşamaktan ben kendimi alamam
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:31 PM
İstanbul Rubaileri-14
Gelmek kadar dünyadan gitmeyi bilmek gerek
Azrail giydirmeden gömleği giymek gerek
İstanbul'la kesişen şu garip kaderimizi
Yeniden yazmak için iyice silmek gerek
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:31 PM
İstanbul Rubaileri-15
Beni hiç aldatmadı bir İstanbul birde sen
Beni hiç terk etmediniz ne kadarda istesem
Annesini kaybetmiş bir minik yavru gibi
Hep size sığınırım ne kadar istemesem
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:31 PM
İstanbul Rubaileri-16
Herkes için farklıdır bu şehrin hikayesi
Kiminin zindanıdır kiminin efsanesi
Benim için anlamını sorarsan eğer
Sana olan aşkımın kısacık bir künyesi
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:31 PM
İstanbul Rubaileri-17
Kem sözlere inanma yoktur yalanım
Bütün varım senmişsin yoktur kalanım
Şu şehri İstanbul şahidim olsun
Gittiğin yollardan yoktur gelenim
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:31 PM
İstanbul Rubaileri-18
Gül kokuyor tenin seher vaktinde
Riyasız bir dünya saklı senin sevginde
Çok dolaşma sevgilim nazar değecek
Herkes imreniyor sana lale şehrinde
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:31 PM
İstanbul Rubaileri-19
Bahar gibi gelecek aşk yavaş yavaş
Başlayacak ruhunda bir arsız savaş
Bir yanın sevda da bir yanın mazi
Olacaksın bu şehirle sende arkadaş
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:31 PM
İstanbul Rubaileri-2
İstanbul güzel şehir ayrılığın insafsız
Mizanında olmadım hiç bir zaman tarafsız
Ekmeğimi kazandığım gurbet dönüşlerinde
Yaşadım sende seni ben her zaman israfsız
Balık gibi döksem seni pul pul mısralara
Deniz gibi yazsam seni ah o mavi sırlara
İstanbul'u göreceğim seni sırlar ardında
Dönüpte bir baksam hazin hatıralara
Oynaşıyor düşlerim gümüş rengi sularda
Yaşıyorum geçmişi en hisli duygularda
İstanbul'la buluştuk gecenin ötesinde
Oysa sevdiğim kadın en derin uykularda
Bugünü yarını dünü bir değil
Cennetten köşedir kötü yer değil
Anarım ismini bir dua gibi
Ayrılmak çok acı dönmek zor değil
Gitmiyor hayali gözden gönülden
Şair için bu bu şehir farksız ödülden
Yanan yüreğimi söndürmek için
İstanbul dökülür ıslak mendilden
Yar gelir mi beklesem Boğaz yolunda
Heyecandan ölürken güller elimde
Bana doğru koşan narin hayali
Hala yüreğimde hala aklımda
Her kim yaşar şu alemde bir İstanbul masalı
Siler gamı yüreğinden hiç görünmez tasalı
Her kim sever bu şehri canı gönülden
Kadim dosttur bulunmaz ondan daha vefalı
Her sabah penceremden mendil sallarım
İstanbul'a doğru uçup giden göçmen kuşlara
Ela gözlü bir yare selam yollarım
Gem vurulmaz gözümden akan yaşlara
Ruhuma sorarsan hala genç gibi
Kalbime sorarsan artık geç gibi
İstanbul anıları gönlümde saklı
Yeniden yaşamak artık suç gibi
Boğazın sularında bir deli hüzün
Yakıp kül ediyor gurbette sızın
Hiç ayrılmamıştık biz böyle uzun
Gözümde tütüyor işveli nazın
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:31 PM
İstanbul Rubaileri-20
Birazdan gün ağarır hazırmısın sen
Ruhum senin ışığını vermek istersen
Erguvana kesmiş şu şehri sevdiğim gibi
Beni bedenimle değil ruhumla sevsenİ
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:31 PM
İstanbul Rubaileri-21
Garip kuşlar gönlümde yuva yaparken
O yuvada yüreğim aşka yatarken
Haliç sırtlarında güneş batarken
İstanbul halini anlatır bana
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:31 PM
İstanbul Rubaileri-22
Ömür akıp gidiyor bir kuş misali
Biraz aşk biraz hüzün ömrün meali
Resimlerdeki şehrin soluk hayali
İstanbul gülünü anlatır bana
s
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:32 PM
İstanbul Rubaileri-23
Sardı yine gönlümü bir garip hüzün
Bu şehirde olmuşum bir mahzun ozan
Lütfeyle ey yar acıyıp bazan
O narin hayalinle gönlüme uzan
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:32 PM
İstanbul Rubaileri-24
Bir geceye sığar mı koca bir ömür
Sığar inanmıyorsan gelip sende gör
Bu şehirde ömrümüz bir güle benzer
Güneşle başlar her şey geceyle ölür
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:32 PM
İstanbul Rubaileri-25
Acılar bir bir inmiş göklerden yere
Vapurlar ağıt yakmış denizden şehre
Kıskananlar artık mutlu mu bilmem
Gözlerimde hüzün dönüşmüş nehre
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:32 PM
İstanbul Rubaileri-26
Kayıklar oynaşıyor mavi sularda
Ada'lar donanıyor aşkı baharda
Bu mevsimde ismi erguvan şehri
Nam salmış hayali yedi diyarda
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:32 PM
İstanbul Rubaileri-27
Bülbül olsam değişmem seni bir güle
Volkan olsam uğruna dönerim küle
İstanbul sokakları şahidim olsun
Gurbet olsam seni veremem ele
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:32 PM
İstanbul Rubaileri-28
İstanbul şarkı söyler her ilk baharda
Nağmeler yankılanır ta Ada'larda
Gönülleri şen olur sevdalıların
******* öksüz kalır loş odalarda
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:33 PM
İstanbul Rubaileri-29
Gökten indirir mi bir gün odama
Tanrı inanır da bir gün dua ma
Görmek için ömrüm daha var ama
İstanbulu yaşat bu gece bana
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:33 PM
İstanbul Rubaileri-3
İstanbul benziyor eski bir sevgiliye
Bu şehir eski bir sevgiliden bana hediye
Her an her köşesinde maziyi yaşıyorum
Madem bu sevgi vardı niye ayrıldık niye
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:33 PM
İstanbul Rubaileri-30
Hala cömert mi seven insana
Hala sitem eder mi kalbi susana
Yarin sevdası gibi yaktı hasreti
İstanbul'u anlat bu gece bana
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:33 PM
İstanbul Rubaileri-31
Acılar yenik düşsün bırak zamana
Umutlar çiçek açsın ilk Hazirana
Aşıklar ruhuna gam yüklemesin
Bu şehir sadıktır aşık olana
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:33 PM
İstanbul Rubaileri-32
O narin ellerin yine yazar mı mektup
Anıların bir ucucdan sessizce tutup
Kitapların arasından üç gül kurutup
Yollarmısın İstanbuldan dünü unutup
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:33 PM
İstanbul Rubaileri-33
Pamuklar uçuşurdu rüzgarlı sokaklarda
Şarkılar söylenirdi efkarlı dudaklarda
İnsanı sarhoş eden akasyaların
Kokusundan anlardım İstanbul uzaklarda
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:33 PM
İstanbul Rubaileri-34
Martılar ağlar mı hiç ağladı işte
Dağların ötesine bu son gidişte
Seni nasıl bulurum bilemiyorum
Yıllar sonra bu şehre geri dönüşte
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:33 PM
İstanbul Rubaileri-35
Fesine de şu gönül feda olsun fesine
Sesine de yaradan seda katsın sesine
Şarkılarla inlesin şu şehrin gök kubbesi
Nasıl kurban olunmaz yar senin nefesine
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:33 PM
İstanbul Rubaileri-36
Çalkaram gülkaram sultanım selvinazım
Yokluğunda suskundur sinemde telli sazım
Tükenip gidecek mi ömrümüz gurbetlerde
İstanbul'a kavuşmak Tanrıdan tek niyazım
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:33 PM
İstanbul Rubaileri-37
Ne gül suçlu bu aşkta ne garip bülbül
Ne ceza var bu işte ne de bir ödül
Ne ağla diyebilirim ne de biraz gül
İstanbul'u yaşamak senin kaderin
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:33 PM
İstanbul Rubaileri-38
Duydum ki uğruma şiir yazmışsın
Hayatı da kendine zehir yapmışsın
Yanlızlar rıhtımına demir atıp da
Şeh-ri İstanbuldan sende kopmuşsun
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:33 PM
İstanbul Rubaileri-39
Belki eser birazdan İstanbul'un poyrazı
Gurbette üşüdüğümü düşünme sakın
Gönül uğruna gülüm herşeye razı
Mutluluk bize bile belki çok yakın
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:33 PM
İstanbul Rubaileri-4
Gülmekle ağlamakla şu ömür tükenecek
Bu akşam güneşinde son perdeler inecek
Bir elveda demeden ayrılan sevgililer
Yüzleri kızararak bu şehire dönecek
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:34 PM
İstanbul Rubaileri-40
Sevdalar yaşa kadın deli sevdalar
İçinde birazcık İstanbul olsun
Bilmezmisin sevda gülü kovalar
Gülün adı kadın İstanbul olsun
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:34 PM
İstanbul Rubaileri-41
Sevdim sevildim öylece sana geldim
Açarmısın kalbini senelerdir bekledim
Çocuklukta başlayan sevdamızın uğruna
Şu şeh-ri İstanbul'u seve seve terk ettim
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:34 PM
İstanbul Rubaileri-42
Kalbimde tomurcuk çiçekler ölür
Yaşamak ölümden inan zor gelir
Kararan dünyam da gün akşam olur
Bu şehrin ufkunda batarsan eğer
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:34 PM
İstanbul Rubaileri-43
Meyhaneler ıssızlaşır şarkılar biter
Martılar öksüz kalır boynunu büker
Yüreğim mecnundan olur olur bin beter
Bu şehre kaşlarını çatarsan eğer
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:34 PM
İstanbul Rubaileri-44
Gagalasın martılar o kara gözlerini
Sobelesi gemiler o güzel sözlerini
Büyücüler bile karartsın yüzlerini
Bu şehri haramilere satarsan eğer
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:34 PM
İstanbul Rubaileri-45
Ruhunu sarar bir gün bilinmezbir çelişki
Kuramazsın kendinle sevgilinle ilişki
Yanlızca bedeninde yaşamazsın sen aşkı
Bu şehrin koynunda yatarsan eğer
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:34 PM
İstanbul Rubaileri-46
Gün olur gözlerine hüzün oturur
Gün olur yüreğinde zamanlar durur
Ömür biter saatler mahşeri vurur
Bu şehri yalanına katarsan eğer
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:34 PM
İstanbul Rubaileri-47
Yüreğin tükensin yarin yoluna
O gönül ki türlü derde salına
Ağu düşsün emi tatlı diline
Suçunu bu şehre atarsan eğer
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:34 PM
İstanbul Rubaileri-5
Uzakları bırakıp uğraşsan yakınlarla
Karanlık İstanbul'u sevgiyle ağartmak için
Artık ısınamam sana gelsende yangınlarla
Kendi küllerinden bir aşkı yaratmak için
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:34 PM
İstanbul Rubaileri-6
Ellerini ver bana fallarına bakayım
Saçlarını uzat bana al çiçekler takayım
Kısacası benim ol her an benimle yaşa
Ondan sonra istersen İstanbul'u yakayım
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:34 PM
İstanbul Rubaileri-7
Martılar gelip geçer şen şakrak üzerinden
Biri birine sıkı sıkıya sarılmış evlerin
kadın sesleri duyulur pencerelerinden
Yangını cilvelerinde saklanmış alevlerin
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:34 PM
İstanbul Rubaileri-8
Anlatacağım sana bir şehir masalı
Güzel bir kız yaşarmış dudağı bal buseli
Uğruna can vermeye hazır delikanlılar
O ise acı çekermiş yar mektubu keseli
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:35 PM
İstanbul Rubaileri-9
Bir senin aşığınım bir bu şehrin aşığı
Masallardaki aşkın bu şehirdir beşiği
Şimdi ben doyasıya bu aşkı yaşıyorum
Çünkü bu şehirde gördüm kalbindeki ışığı
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:35 PM
İstanbullum
Ben seni önceden
Taa...önceden sevmiştim
İstanbullum
Bir taşra şehrinden
Toprak dam evlerin
Basma perdeli pencerelerinden
Hep seni özlemiştim İstanbullum
Ben seni önceden tanımıştım
O şehirde
Güneşin battığı yerden
Resmini çizmiştim İstanbullum
Harita metod lise defterlerine
Hep seni beklemiştim
Ahşap istasyonlarda
İstanbul trenlerinden
Ben senin kokunu
Çok önceden duymuştum
İstanbul kartpostallarından
Teşrifatçılık yapmıştım
İstanbul isimli bir sinemada
Seni yaşamak için İstanbullum
Ben seni severken
Bir şehri sevmişim
İstanbullum
İstanbulu sevmişim
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:35 PM
İstanbulu Severken
Neden sevdim İstanbulu
Neden İzmir,Bursa,Samsun değil
Neden İstanbul
Aptal kız..
Sen vardın İstanbulda
Seni sevdim
İstanbulu severken
Anlamadın mı?
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:35 PM
İstiyorsan
Özlememi istiyorsan özlerim
Ağlamamı istiyorsan ağlarım
Beklememi istiyorsan beklerim
Özlüyorum çünkü uzaklardasın
Ağlıyorum çünkü sensizim
Bekliyorum çünkü döneceksin
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:35 PM
İsyan Mahpushaneleri
Mütevazi saatler yaşardık isyan mahpushanelerinde
Sevinirdik özgürlüğün pembe hayalleriyle
Sırları incelmiş aynalarda gençliğimizin serin çizgilerine yürürdük
Sevdalarımızı demlerdik ince belli çay bardaklarında
Sigaramızın dumanında umutların cennetine yükselirdik bıkmadan
Usanmadan yürürdük ninnisiz sallanmayan yataklarda
Çember çevirirdik kalemlerimizle kağıtların üstünde
Gururumuzu oturturduk köşkümüzün tahta sandalyalarına
Ve naylon terliklerimizle volta atardık bağdat caddesi diye
Viyana valsleri yapardı düşüncelerimiz
Demir döküm sobaların çıtırtılarında
Demir parmaklıklı *******in sabahlarında
Devlet töreni yapardık özgürlüğün cesetlerine
Bilmedik ağlamanın güncelliğini
Söylemedik boş duvarlara hasretin bencilliğini
Dinletemedik türkümüzü gri kapıların bozuk tokmaklarına
Biz hep mütevazi yaşadık isyan mahpushanelerinde
Yaşattık geçmişin akıl almaz boyun eğmişliğini
Mütevazi saatler yaşadık isyan mahpushanelerinde
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:36 PM
İş İşten Geçtimi
Titriyorum yanlızlığın kollarında
Islak değilim
Pişman değilim
Üşüyorum
Yanlızlık kötü
Dondurucu yanlızlığın ayazı
Boş...
Bomboş herşey
Sensizliğinden fakir düştü yüreğim
Fakirlik dedimde
Ellerimin boşluğunda
Ellerinin yokluğu
Fakir düştü mahpuslarda
Hani elini tutmazdım diye kızardın ya
Şimdi kötü koyuyor sitemin
Ve daha başka sitemlerin
Sana kızdığımda
Gözlerinin sitemi
Gözlerimden gitmiyor şimdi
Ama şimdi
Herşey bittikten sonra
İş işten geçince
İş işten geçtimi sahi
Bitti mi sabrın,sevgin,bekleyişin
Tükendin mi beklemekten
Tükendik mi sahi
Şu bizi ayıran demir parmaklıklar
Kalbibimize de girdi mi yoksa
Yoksa başlattı mı herşeyi
Sönen mumları yeniden yaktı mı hayatımızda
Mevsim kış
Doksan iki kışını hiç unutmayacağım
Başka kışlrı görürsem eğer
Eğer kucaklarsam yeniden özgürlüğü....
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:36 PM
İşte O An
İşte o an
Yavruladığını görürsün
Ölümün ulu çınarlarına
Rüzgarın çığlığını
Deliye döner
Işığını saklayan
Gözlerimin
Can çekişen kahverengileri
O an
Bir atlıyla
Umutlarımı
Dağlara götürdüğü zaman
Zman bir bıçaktı
Kesti umutlarımı
Yeşil bir bahçede
Hıçkırıklar umutlarımı
Hiç acımadan
Seversen gelir şarkılar
Ay ışığında
Sonsuzluk dansına
Şehirlerden geçersin
Köylere uğrayarak
Bitirirsin zamanı
Bin yıllık kanyonlarda toplarsın
Eskimiş kadınları
Göğüslerinin ucundan
Delicesine öperek
İşte o an
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:36 PM
İzi Kan
Gülller de kurumuş
Bahar gibi
Vurulmuş
Ayrılığından
Zaman da durmuş
Akrep yelkovan
Ve guguklu saatte susmuş
Ayrılığından
Renkler de kavgada
Beyaz mahvolmuş
Yürek kaybolmuş
İzi
Kan kırmızı
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:36 PM
İzmirli Bir Kız
Düşündüğün kadar yaşarsın demiştim
Hayaller dünyasında
Sarı bir yelkene kaptırırsın
Özgür kızını
Sonra Zübeyde hanıma
Dönüşür rüyalar
Ağlarsın
İzmir körfezi akar gözlerinden
Ta Urlaya kadar
İzmir çeşme ertan lisesi gelir aklına
Sonra yanan İzmir Kız Lisesi
Kemeraltında kaybedersin aşkını
Pasaport İskelesinde alırsın pasaportunu yarinden
Karşıyaka da oturur tonton teyzen
Eski Foçada korsanlarla nostalji yaparsın sevdiğine
Sen İzmiri çok seversin oğlum
Ama bir İzmirli kıza tutulmak senin neyine
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:36 PM
J'si Bol Şiir
Janjanlı Jaguarı olan
Jakoben adam
Çillerime
Çil çil altın döksen
Sevemem seni
Jelatinden derin
Kırış kırış kırışsa
Tanrıya isyanını
Jurnallemeyeceğim
Jestlerin jet hızında olsada
Dilime pelesenk yapmayacağım
Hadi vakit geçiyor
Seveceksen sev beni
Yüreğimin jaluzisi kapanır şimdi
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:36 PM
Kaç Kere Kaç
Kaç kere kaç
Ne eder
Seni beklerken
Hiç saydın mı
Ömrümün yıllarından
Kaç kere kaç
Ne eder
Bilirmisin
Ellerim vururken
Pişmanlıkla duvarlara
Kırılan ne parmaktır
Nede umutlar
Uzayan yanlızca ayrılıktır
Pişmanlıklar
Sayılarla ölçülmez
Tükenirken gençliğim
Dünyanın tersine dönüşünde
Ve güneş benim dünyamı
Kovalarken
Senin peşinde
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:36 PM
Kaçıyor Tut Sevdayı
Kaçıyor tut sevdayı
Yüreğinden aklından
Sessiz sedasız
Kaçıyor tut
Kırılmadan
Ağlamadan
Yüksünmeden
Ve senden hiç bir şey istemeden
Gidiyor önünden
Tut sakın bırakma
Şaşırma sözlerime
Hiç duymadın diye benden
Gözlerime bak çocuk
Ve dediklerimi dinle
Sevdayı yakaladıysan
Sakın bırakma
Ve sakın incitme
Nazenin bir çiçek kadar
Kırılgandır o
Sakın bırakma
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:36 PM
kadın
Kopya çektiğini söyler
Gözleri yeşil
Saçları sarı kadın
İnanmaz
Gel-git'lerine
Boş gelip
Dolu gittiğini sanır
Hazreti Yusuf'a dönüşürsün
Aynalarında
Kuyuyu bulamaz ellerin
Kıskançlıktan
Körleşirsin
Sen...
Öyle sanırsın kendini
Ama başlangıç kadar uzaktır son
Ve kararı
Başkaları verir senin adına
Sen infazı uygularsın
Bedeninde itaatkar
Sonra boz bir eşeğe binersin tersine
Geleceğe sırtını dönüp
Kısmetini geçmişte ararsın
Keyifle
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:37 PM
Kaldırım Bülbülü
Bu yolun efendisi
Köşe başı gülüyüm
Yağmurun tiryakisi
Kaldırım bülbülüyüm
Çoktan sönmüş ateşin
Yel bekleyen külüyüm
Seninle dirilecek
Bir yaşayan ölüyüm
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:37 PM
Kalmadı
Kara
Kapkara bir dünya
Çıkar pusu kurmuş yollara
Sevdiğin kara
Sevdan komada
Verdikçe istiyorlar
Kalmadı
Kalmadı artık
Anla ne olur
Söndürdün tüm ateşleri
Yıktın bütün inandıklarımı
Kara..
Kapkara bir dünya bıraktın geride
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:37 PM
Kamburlar Ormanı
Gülüşünde kıvrılınca
Yanağındaki çizgiler
Can...
Bir serçenin yürekçiği gibi
Küçülür avuçlarımda
Sıcak iklimlere uçar hayaller
Kanat çırparak
Ağır aksak asırlarca...
Cehennemim odur ki
Ölümü bildirince gözlerin
Ak bir örtü gibi
Siyahı saklayınca
Çisil çisil ağlayan
Bu kentin karanlığında
Ben yüzyıllar ötesindeki
Kamburlar ormanının
Masum bir türküsü gibi
Her gece..
İsimsiz korkularda
Hep o gelmeyecek
Mektubunu beklerim....
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:37 PM
Kan Akar Yaban Çiçekleri
Dağlar ağlardı ya
Artık ağlamaz
Kurşun dönerdi ya
Artık dönemez
O dağ senin dağındı
Çıktın bir kere
Çıktın yücelerine
Karış karış dolaştın her köşesini
O kurşun senin kurşunundu
Bekledi günlerce
Hainin fişekliğinde
Ve o gece namlusunda zalımın
Sana kavuştu
O dağ senin dağındı
O kurşun senin
Tutup avuçlarıyla yaklamak
Yakalardı yolunu bekleyenler
Ve o dağ
Kurşunla buluşup
Üstüne uzandığında
Mümkün olsaydı atardı
Seni üstünden bir tay gibi
Yavuklunun kollarına
Dağlar ağlardı ya
Artık ağlamaz
Kurşun dönerdi ya
Artık dönemez
Kurşun seni bulacak
Ve sen o dağın üstüne düşeceksin
Bu vatan için
Ömrünün baharında
Tam yirmi bir yaşında
Dağlar ağlardı ya artık ağlamaz
Sadece
Kan akar yaban çiçekleri
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:37 PM
Kan Damlıyordu Smokin
Dağları topluyordu rüzgar
Toplayıp götürüyordu
Hafif insanların ülkesine
Uğultusu yüreğimi dağlıyordu
Yüreğim
Gülümseyişindeki hüznün
Terkesinde
Pupa yelken gitmiyordu gemilerim
Rüzgar topluyordu kırgınlığımı
Ağlıyordum
Görmek istemiyordun
Satılmıştı gözlerin
Rüzgarın büyüsüne
Dağları topluyordu rüzgar
Hepsi düğünüme geldiler
Uçuştu duvağı gelin yarimin
Dağlar eteğini çektiler
Kan damlıyordu smokin
Ve ben içinde yaralıydım
Gelinim bebeği büyütüyordu
Ve ben ölümü uğurluyordum
Rüzgarın ülkesine
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:37 PM
Kan Kardeş Gibi
Sen aştığında yıkıntılarımı
Yürüyecekmisin gölgenin gözlerinde
Bir dala bakıpta uzun uzun
Dokunupta hafifçe gerçeğin büyüsüne
Korkularımı bürüyecekmisin
Atla düşünceden bir bozul plak gibi
Yenilen çık bedeninden
Durduğun yer indiğinden yüksek olmasın
Seni birazcık korkutsun kader
Adını kanla yaz kan kardeş gibi
Sev beni içinden olduğum gibi
Ben gerçeğini bilenim senin
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:38 PM
Kan Kırmızı
Yumruklarımın yalazında
Gözlerinin elası
Yumruklarım ki
Sıkı sıkıya
Barut gibi ateşte
Ve rengi
Kan kırmızı
Su gibi saydam
Ve gözbebeklerin kadar
Berrak
Her salınışında
Tüm dünyayı sallayan
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:38 PM
Kanıksadın Sevgimi
Sevdim seni
Çok söyledim belki
Belki kanıksadın sevgimi
Belki inanmadın çoğu zaman
Ama ben seni
Hep sevdim
Suların kıyıya ulaştığı gibi
Ve güneşin her sabah doğuşu gibi
Bir alışkanlık olsada sende
Ben seni hep sevdim
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:38 PM
Kanıma İşliyorsun
Yok deme sakın
Biz bağlayamayız
Çözüldüyse içimizde
Törelerin o masum bağlılığını
Bir seher vakti
Harmanların sarı tütsüsüyle
Ovalarında memleketimin
Yeşil dağlara çıkacağım bugün
Uçan halılarla zümrüdü ankadan sonra
Seni soracağım kenger sakızlarına
Çimen yeşiline
Portakal sarısına
Bir aralık akşamında
Gelmeyeceksin biliyorum
Kanayan yaramı sarmaya
Kanayan sensin oysa
Kanımın içinden geliyorsun
Ve yeşil dağlardan inip her gece
Düşlerimin bir yerinde
Kanıma...
Kanıma işliyorsun
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:38 PM
Kanmıştık Ve İnanmıştık
Mahzun mahzun yürüyorduk zamanda
Kanmıştık ve inanmıştık
Ne gereği vardı sevdanın ateşine
İçimiz ısınmıştı bir kere
Soğuk *******in iklimine
Zurna sesleri ve ney nefesleri
Bir kere karışmıştı birbirine
Düğünlerimizde halay çekiyordu
Üryan köçekler
Dönüp bakmamıştık geriye
Kaç arpa boyu yol gittik diye
Yorganları üstümüze çekmiştik ya
Uyku olsada olur olmasada
Nasıl olsa
Sağdıçlık rüyası bizi bekliyor gecede
Umudu tanımıyorduk ve daha tatmamıştık
Hele bitirmek hiç yoktu hesapta
Yalancı pehlivanlar kadar güçlü
Kış uykuları kadar tatlı
Ve yaşımız kadar gençti sevdamız
Kanmıştık ve inanmıştık bir kere
Ve mahzun mahzun yürüyorduk zamanda
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:38 PM
Kar
Kar
Beyaz örtüsü ömrümün
Yanlızlıklarımın yorganı
Soğuk *******imin
Ağlayan gözbebeğimin konduğu deniz
Kar
Renginde kaybolduğum mevsimcik
Nefesimi tütsüleyen buhurdanlık
Bükük boynumun işareti
Kar
Sahip olamadığım sevdam
Penceremdeki misafir
Gökyüzünün gözyaşları-lapacı-
Kar
Bana yıldızları getiren
Siyah bulutları bitiren
Mavinin habercisi kar
Kar
Sen gidince gelir mi bahar
Sen kalkınca yeşil iner mi gönlüme
Çiçekler açar mı yüreğimde
Uyanırmıyım mahpusluk uykusundan
Bir türkü söylermiyim
Yine severmiyim
Sevdiğimi kucaklarmıyım hasretten
Hasretten bağırırmıyım
Dünyaya tüm gücümle /delirirmiyim
Nefesim yeter mi
Düştüğüm yerden
Kalkıp koşmaya
Mutluluklara
Bekler mi o beni
Kar
Bekler mi yar?
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:38 PM
Kar Olacak
Ne türkümüz biter bu dağlar da
Ne kanımız kurur yamaçlarında
Çünkü hain hep vardı hep var olacak
Bir anlık gafletimiz ona hep kar olacak
s
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:38 PM
Kara Haber
Kara haberimi duyarsan dert etme ana
Şehit rütbesiyle döneceğim ben yine sana
Zaten bunun için zırh olmuş bu ten bu cana
Anlatın düğünümü duyana duymayana
Kara haberimi duyarsan dert etme ey yar
İnan ki şehitler ölmez sonsuzda yaşar
Bir haykırsan bilirim figanın dağları yıkar
Lakin ağıt yakıp hainleri etme bahtiyar
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:38 PM
Kara Tenli Afrikam
Sislerin içinde kaybolmaktan korkma
Siyah teninden beyazdır çünkü
Tenini rengine bir söz söylenmez
Ama satışın özgürlüğünü
Tarihine atalarının boyun eğerek
Affedilmee bir yanılgıdır bende
Ve en koyu siyahtır evrende
Ve biliyorsun ki kara tenli Afrikam
Bütün dünyayı senin rengine boyayanlar
Ne sana ne bana hiç bir şey sormadılar
Onların beyaz adaletlerini örten
Bu sis bu duman
Bir gün kalktığı zaman
Özgürlüğü bulacağız biz inan
İşte o dakika o zaman
Aksada nehirler dolusu kan
Önce kırmızıyı keşfedeceğiz
Sonra gökteki özgür yıldızları
Bir hilal yükselecek enginde
Ve sonra diğer renkleri kucaklayacağız
Ve özgürlük kokan çiçekleri
Ağlamaktan korkuyorsun biliyorum
Ama bunlar sevinç gözyaşları
Ve kaçınılmaz özgürlüğün bedeli
Ey Kara Tenli Afrikam!
Siyahla beyazı birleştiren gri
Külün rengidir bilirsin
Siyahla beyaz savaştığında
Bayraklar kadar kül
Sisler kadar gri kalmıştı mazideki özgürlük
Oysa biz
Yenilmez savaşçıların mazlum çocukları
Başka renklerin olduğunu biliyoruz
Ve artık onlarla yaşamak istiyoruz
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:38 PM
Karanfil Delisi
Eğer bu şehir yaşıyorsa
Martıların özgür çığlıklarında
Ve şehir hatları vapurlarının
Nihavent şarkılarında
Ve Anadolu'dan gelen çaresiz gölgelerin
Ayak seslerinde
Bir kırmızı karanfil vermek içindir
Geçmişten geleceğe
Eğer ışıklar yakıyorsa bu şehir
Tükenmiş ömürlerin karanlık *******ine
Menzile uzanan yolların en acı kıvrımlarında
Ve nasırlı ellerin hıçkırık seferlerinde
Bir kırmızı karanfil dermek içindir
Umut bahçelerinden
Eğer için için yanıyorsa bu şehir
Sevdamın kül een yangınlarında
Susamış dudakların en derin çatlaklarında
Ve güneşi kıskandıran hasret türkülerinde
Bir kırmızı karanfil sunmak içindir
Karanfil delilerine
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:38 PM
Karanfil Düşü
Bir karanfil düşü gördüm dün gece
Beyaz bir düştü Bir karanfil kadar beyaz
Beyaz bir gün iniyordu penceremden
Bir türkü söylüyordu şehrin delikanlıları
Gerçeği arıyordum sevilerimde
En masum beyaz gerçeği
Bir ışık düşmüştü yüreğime
Beyaz bir karanfilmiydi
Bilmiyorum
Bir karanfil düşü gördüm dün gece
Sarı bir düştü
Bir karanfil kadar sarı
Sarı saçlarını öpüyordum gizlice
Güneşin ışıkları oynuyordu yüzünde
Uykudaki yüzün bir çocuk kadar haşarı
Senmiydin karanlığımda ki o ışık
Bin asırdır aradığım
Bir sarı ışığa yürüyordum
Bir sarı karanfilmiydi
Sormuyorum
Bir karanfil düşü gördüm dün gece
Kırmızı bir düştü
Bir karanfil kadar kırmızı
Karlı bir kış akşamında tanıdım seni
Kızıl bir alev gibi düştün gönlüme
Acılardan başka ne verdi ki hayat senden önce
İçimdeki bir çiçeğe yürüyordum
Bir kırmızı karanfilmiydi
Görmüyorum
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:39 PM
Karanfil Sokağı
Ne çığlıklarım biter nede çelişkilerim
Ben her sabah bu sokakta karanfili beklerim
Bu sokak ki dönüşsüz bu sokak ki kıvrımsız
Bu sokak ki sonunda ölüm olan bir çizgi
Bu sokak ki yarınsız,bu sokak ki amansız
Ağlayışın görülmez,inleyişin duyulmaz
Ama yine her sabah karanfili beklerim
Yeter ki ellerimde bir demet karanfil olsun
Bu sokağın adı karanfil sokağı olsun
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:39 PM
Karanfiller İnsafsız
Gülü sorgulamadım
Hele bülbülü hiç
Çünkü ben yaşamadım
Sevmeden sevilmeyi
Çünkü başaramadım
Severken sevilmeyi
Ama yine de bir gülün
Bir kırmız karanfilin
Kıyısındayım şimdi
Gücüm yok uzanmaya
Kor ateşte kavrulup
Alev alev yanmaya
Lakin gönül fermansız
Karanfiller insafsız
Yine de yaşayamam
Karanfilim olmadan
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:39 PM
Karanlıkların Adamı
Sakın bana aşık olma gül yüzlüm
O zaman
O anda
Ne yapar bilinmez
Bu karanlıkların adamı
Yakışmaz çünkü gözlerine
Gözyaşları sırıtır yüzünde
Kurbanlık koyunun
Koynunda ki bıçak gibi
Deler geçer yüreğini
Yedi buçuk liralık mermiden
Daha çılgın ve süratli
İşte o zaman yıkılır
Kurduğun düzen bozulur
Yalanlar dökülür
Beyninin kıvrımlarında
Ve gazeteler
Sekiz sütuna manşet atar
Bir mafya babası sevdi ve vuruldu
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:39 PM
Kartvizitini Kaybettim Sevdanın
Kartvizitini kaybettim sevdanın
Bir tek kaşkolu kaldı gönlümde
Karşıma çıksa tanımam belki
Ama aynı kaşkolu takarsam
O hatırlarmı acaba
Karmaşık bir oyun bu
Karmaşık ve kasıntısız
Kasnağına altı şerit geçsede
Kalbur o aynı kalbur
Hep beni eliyecek ödünsüz
Oysa haklı
Hep haklı
Hep ayrıcalıklı
Bir bütün
Zerre kopmaz teninden
İzdivaçla izole etsekde yanılgıları
O hep üstün
O hep alacaklı
Çadır kursada üstüne
Yağmur geceçecek belli
Tepesine en başından
Muhakkak sukar akacak
Muhakkak bizi ıslatacak
Ve o bize soracak
Neden çamura düştüğümüzü
GooD aNd EvıL
05-15-2009, 06:39 PM
Kavuşmak
Ah dedik
Yetmiş iki saf birden ah dedik
Ama ne cenaze rahmet aldı
Ne ölülerimiz
Kavuşmak bir başka aleme kaldı
vBulletin® v3.8.11, Copyright ©2000-2025, vBulletin Solutions Inc.