Ali Osman Yılmaz

[GooD aNd EvıL]

Gel Artık Gönül Sarayıma.

Kalbimde senin için,
Bir saray yaptım,
Taç mahal olmadı belki,
Şah Cihan gibi de,
Ölmedin daha,
Gittiğin uzaklardan dönmeni,
Bekliyorum her gün,
Haydi gel artık,
Gönlümün sarayına.

Anılarımızı kardım bahçede,
Çamurdan ker*** yaptım,
Güneş çıktığında,
Serdim avluya,
Kuruyan ker***lerden,
Duvarlar ördüm,
Üstünü örttüm gökyüzüyle,
Gece olunca salona,
Avize olarak,
Ay dedeyi bağladım,
Yıldızları sıra sıra dizdim,
Tavanlara,duvarlara,
Sahilden martıları,
Bahçeden kuşları çağırdım,
Gül bahçesinden bülbülü,
Topladım bir köşeye,
Hep bir ağızdan söylesinler,
Aşkımızın şarkısını diye.

Bak işte her şey hazır,
Altından değil belki,
Kanımla,göz yaşımla kardığım,
Çamurdan ker***lerle,
Yaptığım sarayında,
Aşkımızın şarkısını söyleyen,
Kuşlar orkestrasıyla,
Karşılayacağım seni,
Dön artık uzaklardan,
Yüreğim,bedenim her şeyimle,
Naçizane sarayında,
Seni bekliyorum.

[GooD aNd EvıL]

Gel Artık.

Gel artık,
Usanmadın mı oralarda?
Bensiz ve yalnız yaşamaktan?
Yeter de artık,
Yeter de,ve gel güzelim,
Gel artık yanıma.
Bak buralarda,
Seni bekleyen,
Sevda dolu,aşk dolu,
Özlemlerimle arzu dolu
Ben varım.

[GooD aNd EvıL]

Gelmesin Bahar.

Bahar geldi ya;
Tüm çiçekler,
Bütün güzelliğiyle,
Açmadalar şimdi.

Biliyorum peki;
Mor menekşe,
Kızıl renkli gül,
Ve kır çiçeklerinden,
Papatya,
Bütün güzellikleri,
Ve rayihalarıyla,
Arzı endam ettiklerinde,
Ben ne kadar,
Ve nasıl,
Yanmadayım.
Bilirmisiniz?

O yüzden ne olur,
Ben bu haldeyken,
Gelmesin bahar.

[GooD aNd EvıL]

Gerçek Aşk

Gerçek aşkı hiç tanımadım,
Diyor; Aimee Cabot kitabında,
Sanki gerçek aşkı,
Kendisinden başka herkes,
Tanıyormuş gibi.

Gerçek aşkı tanımak için,
Kendini tanımalı önce insan:
Sevgiyi bilmeli,sevgi üretmeli,
Çiçek sepetine sevgisini doldurup,
Gelen geçen herkese dağıtabilmeli?
Karşılık beklemeden hem de,
Ancak böyle insan; olabilirse insan,
aşk ile bağlanabilir diğer yarısına,
Onun aşkını beklemeden ve de.

Aşk'da,sevgi gibi tek yanlıdır,
Yalnızca seversin ve verirsin;
Aşık olur yanarsın benim gibi,
Anlaşılmayı beklersin ama olmaz,
Olabilemez,kimse anlamak istemez,
Yapa yalnız ortalıkta bırakırlar seni,.

Sevgi üretmeyi bilmeyenler,
Sevgisini karşılıksız veremiyenler,
aşık olmayı da asla beceremezler,
Ve gerçek aşkı tanımayı,
Hiç bir zaman öğrenemezler........

[GooD aNd EvıL]

Geriye Dönmek

Geriye dönmek
Her şeyi ortada öylece bırakıp,
Sevdayı, umudu,
Bırakıp gidebiliyorsan
Sevdim diyemezsin ki!
Sevmekten pişman olmak?
Bunu anlamadım hiçbir zaman,
Geriye dönüp, yaşama
Yeniden başlamayı düşlemek,
Mümkün değildir güzelim!

Sevda ateşinde yanmış gibi sıcaktan
Ve susuzluktan kavrulmuş,
Toprakta, ne ekilebilir? ne biçilebilir ki?
Yaşam yoktur orada,
Yaşamın olmadığı yerde,
Sevgi de yoktur, aşk da!
Sevginin olmadığı yerde,
Ne sen varsın güzelim,
Ne ben?
Hele insan arama hiç,
Yoktur, bulamazsın,
İnsanın olmadığı yerde,
Keşkeler, belkiler,
Yeşerecek yeni ümitler
Yoktur!
Keşkenin kucağında da olsan,
Ya varsın; Ya varsın,
Aynada gördüğün,
Ben değilsem?
Yoksun.

[GooD aNd EvıL]

Giden Günler Gelirmi Geri?

Böyledir yaşam,
Sakın aldanma,
Giden bir gider,
Geri döner sanma.

Ektiğin her şey kurur,
Diktiklerin hep yıkılır,
Ayakta kalan tek sır,
Sevgidir,sevdadır,aşktır.

Olacaksın sonunda toprak,
Yaşa hayattan tad alarak,
İşte karşında duruyor bak,
Çiçek,sevgi,aşk ve dudak.

Bak ömür devranı dönmekte nasıl,
Gidiyor inatla geçen günler,ayıl,
Yarın derdini bırak,aşkına sarıl,
Bitmez sanma,bitecektir bu fasıl.

Bıraktı gitti bizi tüm dostlarımız,
Ölümün kucağında bizde yatacağız,
İnat etme, sevmekten zarar gelmez,
Sarhoş musun? geliyor bizimde sıramız.

[GooD aNd EvıL]

Gir Koynuma

GİR KOYNUMA
Neden baktın güzel bana böyle
Tanışmı geldim sana söyle
Mahçupluğun nedendir öyle
Yakarsın ya beni; bakma öyle

Tanıdığın belli haydi söyle
Canım yanıyor bakınca bana
Gözün ısırıyorsa bir yerden
Gir koynuma sarıver şöyle

[GooD aNd EvıL]

Gök Kuşağını Boynuma Doladım.

Bir güzele vuruldum,
Aşk ateşine düştüm erenler,
Aşk ateşinde pişmekse kader,
İnanın,aşk her şeye değer.

Alev alev yanıp,
Pişemezsem eğer,
Kor olup yanacak,
Kül olacakmışım meğer.

Bu yüzden tutundum,
Sevda kuşunun kanatlarına,
Çıktım gökyüzüne beraber,
Yıldızlarla söyleştim,
Nice *******,
Ay dedeye yakarıp,
Amanlar diledim.
Gündüz oldu güneşte,
Yanmak,erimek istedim,
Yağmur bulutlarına oturup,
Yağmur olup yağmak istedim.
Baktım dayanamayacağım,
Gök kuşağını boynuma dolayıp,
İndim yeryüzüne,
O gün,bu gündür aranızda,
Divane Bekri'ler gibi,
Dolanmaktayım.

[GooD aNd EvıL]

Gökkuşağını Uçuruyorum.

Hani uçurtmamı,
Salmıştım ya çocukken.
Özgürlüğe doğru,
Özgür aşklara uçsun,
Özgür sevdalar yaşasın,
Bir tek sana,
Senin aşkına köle,
Çocukluğumun düşlerine,
Kuyruğunda umutlarım,
Gitsin diye,
Bırakmıştım ya;
Bir akşam vakti şimdi,
Yine ellerimde,
Uçurtmanın ipi,
Gökyüzünde uçurtmam,
Ucuna bağladım gök kuşağını,
Uçurmaktayım şimdi.

Uçurtmamda;
Kır papatyalarının,
Ve saçlarının sarısı,
Kiraz dudaklarının,
Sevda gül’ünün kırmızısı,
Muhteşem gözlerinin,
Enginlerin mavisi,
Göz göze olduğumuzda,
Umutlarımızın yeşili,
Aşk bahçelerindeki,
Tüm çiçeklerin renkleri,
Yaşayacağımız,
Güzel günlerin habercisi,
Bize el sallamakta.

İşte ellerim sevgilim,
İşte gökkuşağı uçurtmam,
Tut umudun renklerini,
Birlikte uçuralım,
Esen yelin rüzgarında,
Yelkenimizi doldurup,
Gök kuşağımıza,
Aşkımızı yaşamak için,
Birlikte gidelim,
Ne dersin?

[GooD aNd EvıL]

Gökler ağlıyor yine,

Gökler ağlıyor yine,
Bende ağlıyorum,
Ayıp değil ya,
Her yan ıslak,
Ben sırılsıklam,
Ellerim ceplerimde,
Dolanıyorum şaşkın.

Sabah gün doğacak,
Güneş açacak yeniden,
Yağmurlarla birlikte,
Gözyaşlarımda kuruyacak,
Buhar olup yeniden,
Göklere çıkacak,
Yağmur bulutu olarak,
Yeniden yağacak,
Ey sevdiğim kadın,
Yağmur yağdığında saçların,
Göz yaşlarımla ıslanacak.

[GooD aNd EvıL]

Gökler,Çıldırmasın Artık.

Hani,
Gökler çıldırınca,
Şimşekler çakar,
Yıldırımlar düşerdi?
Sen o zaman,
Koşardın koynuma,
Ta içime kadar girip,
Korktuğunu söylerdin,
Sarılırdım sıkıca sana,
Korkma sevdiğim,
Saklan bana derdim,

Öyle güzel an’lardı ki,
Şimdi gökler,
Her çıldırdığında,
Şimşekler çakıp,
Gök gürlediğinde,
Senin içimde saklandığın,
O günler gelir aklıma,

O yüzden,
Göklerin çıldırmasını,
Çok severim,
Seni hatırlattığı için,
Hemde nefret ederim,
İçimde sensizliğin ateşini,
Yeniden yaktığı için.

[GooD aNd EvıL]

Gönlüm yalnız O'nunla hoş,

Bakıp bakıp ardımdan,
Bana berduş diyorlar,
Bense aşk sarhoşuyum,
Onlar bunu bilmiyorlar.

Yaşama anlam veren nedir?
Tüm evren doğurur, sırrı nedir?
Anlamayan,ahmak değil midir?
Yaşama anlamı ancak, aşk verir.

Gönlüm yalnız O'nunla hoş,
O'nsuz yaşamanın anlamı boş,
Bir güzele tutulduysan eğer,
Durma sakın, ardından koş.

[GooD aNd EvıL]

Gönlüm Yine Hoş idi

GÖNLÜM YİNE HOŞ İDİ
Derim gel beraber derelim bu bağı
Ben de deyim sevdim işte bu yarı
Deleyim sen için karşıdaki dağı
Desinler işte; bu, sarışının Ferhatı

Gözlerin mavi, saçların sarı
Söyle güzel sen kimin bağı
Endamın güzel ama dillerin ağu
Duymazmısın senin’çin çektiğim ahı

Sevdalığım sensin, başkası değil
Sunağım canımdır saraylar değil
Vereceğim saray değil taç değil
Bunun için kime istersen ona eğil.

Dile hemen kurban olayım ben sana
Canımdan saraylar yapayım ben sana
Enginleri taç diye sunardım sana
Bir kez olsun alaydın koynuna

Ol koynunda dün gece yar hanesi boş imiş
Altı çamur üstü yağmur yattığı yer taş imiş
Rüyasında sarmış güzeli yine gönlü hoş imiş
Rüya bile olsa bu gece sevgilisi Ay imiş

[GooD aNd EvıL]

Gönlümdeki ‘O’ yerdesin.

Nerdesin mor menekşem?
Kırmızı gülüm nerdesin?
Neredesin mavi gözlüm?
Sarı saçlım neredesin?

Sensiz buralarda ben mahzun,
Kim bilir şimdi sen,nerdesin?
Her zaman düşlerimde,
Gönlümdeki ‘O’ yerdesin.

Gönül sarayımdaki tahtın boş,
Dolduramayacak kimse yerini,
Şimdi cennette yaşıyorsun,ama,
Sen kalbimde,en güzel yerdesin.

[GooD aNd EvıL]

Gönül

Bir sevda yüzünden,
Gurbet ile düşsende,
Sabretmelisin,ya gönül.
Yaban ilde ağlayıp,
Sevdanı dillere,
Düşürmeyesin,ha gönül.

Seher vakti güneş,
Sana da doğar elbet,
O gün geldiğinde,
Ah demeden koşarak,
Atıl sevdalının boynuna,
Çatma kaşın,ey gönül.

Bir karakaş,
Bir mavi göz ile,
Aklını başından alıp,
Yüreğini dağlayan,
Sevdanın yangınıyla,
Seni gurbet İl’e katan,
Dağ bayır demeden,
Enginleri aştıran,
O kutsal sevdaya,
Asi olma,del gönül,

Ateş böceklerini,
Avuçlarına toplayıp,
Savur göklere,
Sevda yıldızları gibi,
******* boyu bizlere,
Dedem Ay’ın yanından,
Sevdalımın gözlerinden,
Yayılan ışıklar gibi,
Göz kırpsınlar,her gece.
Gözün kaçırma,bak gönül

[GooD aNd EvıL]

Gönül Kapın Kabe’m Oldu

Sana sevdalanalı güzeli’’M’’,
Gönül bahçene selama durdu’’M’’,
Aşk sarayına çağırmıştın ya beni,
Başka sevdalar haramdır deyu;
Aşkın için oruca durdu’’M’’.

Ellerimi açtım semaya doğru,
Seni yar etsin bana deyu,
Her kelamda tanrıya yalvarıp,
Bilsen,ne dualar etti’’M’’?

Çöktüm dizlerimin üstüne,
Gönlünü kabe kabul edip,
Kavuştur tanrım diyerek,
Huşuyla secdeye vardı’’M’’

[GooD aNd EvıL]

Göz Göz Olayım Seninle

Hüzün dolu bir şiir,
Yazıyorum yine bu gece,
Gökyüzü yıldızlarla dolu,
Titreyen ışıklarıyla sanki,
Mavi gözleriyle bana bakıyor,
Tatlı bir meltem esiyor gece,
Kokunu getiriyor tepelerden,
Kollarımı açmışım,beklerim,
Binlerce yıldan biriken,
Hasretimi dindirmek için,
Özlemle sana, sarılmak isterim.

Haydi bırak göklerden göz kırpmayı,
Göster artık bana yüzünü,
Göz göz olayım seninle bu gece,
Bakayım doyasıya bir kez,
Sığmasın içimiz içimize,
Tutayım sıcacık ellerinden,
Öpeyim hasretle dudaklarından,
Yaşayalım aşkımızı,herkese inat,
Bu gece yeniden.

[GooD aNd EvıL]

Göz Yaşı Olarak Yağacağım

Artık her gece sana,
Gökyüzünden,
Yıldızlardan bakacağım.
Ve her gece bıkmadan,
Seni ve aşkımızı,
Herkese anlatacağım,
Bazen yağmur olup saçlarına,
Göz yaşı olarak,
Yağacağım.

[GooD aNd EvıL]

Gözlerim Seni Arıyor.

Penceremin camından,
Parıldayan yıldızlara,
Ay dedeye bakıyorum,
Usulca sahile iniyorum.
Sabah güneşinin sıcaklığı,
Isıtıyor tenimi.
Gözlerim seni arıyor,
Göremiyorum.
Sen olmayınca yanımda
Bir isyan patlıyor içimde.
İstemiyorum hiç birini,,
Güneş’i,Ay’ı,Yıldızları,
Sahilde de yürümeyeceğim artık,
Al denizi ve her şeyi,
Yaşadığın yere götür,
Bana yalnız senin,
Yastığımda kalan,
Sarı saçının tek teli,
Teninin kokusu yeter.
Gerisi mi?
Al senin olsun.

[GooD aNd EvıL]

Gözlerimi Yanında Götürürmüsün?

Madem gelmiyorsun,
Ve gelmeyeceksin?
Sana olan hasretimi,
Sona erdirmek için,
Gözlerimi sana versem?
Yanında götürürmüsün?

Razıyım bana,
Bir tutam daha,
Acı ver,hüzün ver,
Yeterki gözlerim senin,
Yanında olsun,vallahi,
Hasretten söz etmem sana,
Yalnızlığından da yakınmam,
Beklemem yollarını,
Günlerim daha rahat geçer,
Ama sen yeter ki,
Gözlerimi yanında götür,
Olur mu sevgilim?
Gözlerimi sana versem,
Yanında götürürmüsün?

[GooD aNd EvıL]

Gözlerin.

Gözlerin,
O gri mavi gözlerin,
Puslu havalardaki,
Denizler gibi,
Bir şeyler anlatıyor da;
Neden,neden,
Kapatmışsın gözlerin?
Kise görmesin diye,
Kimse anlamasın diye,
Mİ?

Soruyorum sana?
Soruyorum işte?
Bana aşık olduğun,
Beni sevdiğin,
Görülmesin,
Anlaşımasın diye,Mİ?
Kapatıyorsun gözlerin.

Ama yüzün,
O muhteşem dudakların,
Adımı duyduğunda,
Al yanaklarında,
Açılan gamzelerin,
Seni ele veriyor,
Ve herkes de biliyor,
Sen beni seviyorsun,
Ben zaten söylüyorum,
İşte bir daha,
Bir daha,
Ben seni deliler gibi,
Seviyorum Mİ! ! ! ! ! ! ! ! !

[GooD aNd EvıL]

Gri, Mavi Gözlü Güzel

Dün gece ruhumda bir gezintiye çıktım
Kırları, ovaları dolaştık birlikte,
Beni yakan sevda ateşini konuştuk,
Yüzünü bile görmeden sevdiğim
O güzeli anlattım bir daha,

Bir yetmiş beş boyunda, endamlı bir güzel,
Gri mavi gözlü, suyun öte yakasından benim gibi,
Şöyle bir yürüdüğünde, her yeri titretir,
Konuşurken, dilinde aşk türküleri dillenir,
Hele bir kızmasın, bir efelenirki,
Doladımı eteklerini beline,
Vay o zaman eline düşenin haline.

Oturdum yere ruhumla birlikte,
Bir kap su ile, kardık çamurdan heykelini,
Yüzünü bile göstermeyen o rumelili dilberin,
Başladık çamurdan heykelini yapmaya,
İntikam almak ister gibi, beni yakan sevdasından,
Bir güzel yarattım, attım sonra aşk ateşinin fırınına,
Aşk ateşinden bir kor gibi çıkardım dışarıya,
Çok da güzel yapmışız hani, ruhumda yanımda ya,
Afrodit heykeli bile yanında çirkin kalır,
Ama bir şey eksik, yüzünde sevda ateşi yok,
Gözlerindeki gri, mavi derinlik görünmez,
Boy bos tamam, endamıda yerinde ama,
Yanında ben olmayınca, ruhsuz bir şekil,
Öylece duran, pişmiş bir çamur yığını,
Görenlerse ne güzel olmuş der, kim bu güzel?
Diye sorarlar bana,
Aslı olmayınca, çamurdan suretinde şekillenir,
Sevda ateşinde yanmış ruhum,
Yanında ben olmayınca, Efes harabelerindeki gibi,
Ruhsuz, donuk, taş bir heykele kesilir,
Öyle durmasına gönlüm razı olmaz, hemen,
Sevgimden dokunmuş bir elbise giydiririm.

[GooD aNd EvıL]

Gül'sen ve sahil

Gün, yorgun güneşin ardından,
Akşama kavuşuyordu,
Kordonda, sahilde bir akşam vakti,
Gün batışını izliyordum sessizce.

Ve seni düşünüyordum,
Gün akşama varırken,
Sana varmak için dua ederken,
Sana kavuşmak, seni sarmak,
Sende ısınmak, sarılmak doyasıya,
Kanatlanıp uçmak, kordondan,
Sana, uzaktaki İstanbul’a

Çiçekçi kız geçerken,
Kırmızı gül verdi elime,
Kırmızı gül’e bakıp, bakıp,
Düşündüm gözlerimi kapatıp,
Ne yapar şimdi Gülsen’im,
Kırmızı gülden duygularımı
Yollasam bir kuş kanadında
Varır mı? bilmem sana.

Derken sahilden bir martı havalandı,
Kırmızı gülden duygularımı,
Gamzeli yanaklarına kondurman için,
Kanatlarına bağladım,
Sabah Maltepe’den sahile inersen,
Gül’den duygularımı o martı getirecek sana,

Martıyı bulamazsan, iskeledeki
Balıkçı çolak mustafa’yı bul,
Gecikirsen ona bırakacaktı,
Çünkü kanatlarına,
Başka sevdalarda yüklenmiş,
Başka aşıklara da götürecekti.

[GooD aNd EvıL]

Gül'ün Kurum'u.

Bülbül,
Ömrünün son günlerinde,
Son kez olsun,
Ne olur gül,dedi,
Aşık olduğu Gül’e
Dalında kurudu da,
Kurumundan vazgeçmedi,
Yine gülmedi Gül,
Sevdalısı Bülbül’e

[GooD aNd EvıL]

Gül’üm Ben.

Ben bir Gül’üm,
Saflığın,berraklığın beyazı,
Çılgınca sevdaların kırmızısı,
Özlemin ve arzuların sarısı,
Renklere hayat veren,
Bir Gül’üm ben.

Yaşarım güzel kızların başında,
Mutluluğun arzusu taç olarak,
Gönüllerdeki aşkın yoldaşı,
Sevda yolunun rehberi,
Aşk şarabında arzuların lezzeti,
Doyumsuz gönüllerin gıdası,
Yaşam arzusunun istediği,
O Gül’üm ben.

Mutlulukların evi olurum,
Kaynak olurum neşelere,
Sevinen bir güzelin dudaklarında,
Nazik ve davetkar gülücük,
Aşıkların düşlerinde boy verir,
Ressamlara model olurum,
Ozanların sazında dillenir,
Aşkın bestesi olurum.

Bir çocuğun bakışlarında,
Görürsünüz parıldayarak,
Bir anne şefkatinin,
Kollarıyla sararım bebeğini,
Bayrağıyım tüm yaşamın,
Aşkın,sevdanın ve arzuların,
Türküsü olarak söylenirim,
Tarihin derinliklerinden,
Günümüze ve geleceğe süzülen,

Ben bir gülüm,
Acıların elinde soldurulan,
Sevinçlerin göğüslerine takılan,
Mutlu gönüllerde açan,
Yaşamı renkleriyle anlatan,
Ben bir gülüm,
Gül’üm ben.

[GooD aNd EvıL]

Gülsen'e

mavi mavi enginlere uçarsın
pembe gülüm nerelere göçersin
Senden kavi aşka dolan varmola
Ben bir yerde gülsen'im bir yerde
Ben burada har olmaya an mola

[GooD aNd EvıL]

Gülsen, Gül, Bülbül

Güz gülleri arasında dolaşırken,
Dile geldi yine/ kırmızı gül,
Dün gece sabaha kadar,
Ağlamış kırmızı güle Bülbül,

Güle bakarım meftun halde,
Bana seni söyler, Gülümseyerek,
Sevdiğin şimdi bu bahçede, Gülsen,
Onunla bahçemiz sanki Gülşen,

Görenler hayranlıkla bakıyor,
Bahçede Güller şen, gönüller şen.
Bu sabah güle şarkılar söyleyen,
Şaşkın aşık Bülbül bile şen,

Çatma kara kaşların sevdiceğim,
Ne olur bana bir kez Gülsen

[GooD aNd EvıL]

Gülümse Bana,Ne olur.

Haydi,
Son kez olsun,
Kabulüm billahi,
Gülümse bana,
Gönlünce gül,
Sabah ışıklarıyla,
Açacak yine gül,
Yanında olacak,
Aşk şarkıları söyleyen,
Bülbül.
Benim gibi o bülbül,
Ağlar yalnızlığına,
Kavuşamadığı gülü’ne,
Yarın yok o bülbüle,
Merhaba diyecek o da,
Ölüme.

Haydi artık,
Son kez olsun,
Bir kez olsun,
Gelmeden kara ölüm,
Bana Gül.

[GooD aNd EvıL]

Gün Gebesi *******

Gecenin bir vakti,
Yine sahildeyim,
Dalgalar gelir,
Ayaklarıma dolaşır,
Kaldırıp başımı,
Bakarım göklere,
Ay’la yıldızlar,
Aşk senfonisiyle,
Söyleşir,
Yaşla dolan gözlerim,
Hasretinle öpüşür,
Gün gebesi *******,
Yıldızlarla öpüşür,
Hiddetlenmiş dalgalar,
Kumsallarla öpüşür,
Bir kayanın üstündeyim,
Kanat çırpan martılar,
Benim için uçuşur,
Kapatırım gözlerimi,
Dalarım enginlere,
Görürüm ki,
Âşık gözler,
Melul, Melul bakışır,
Ayrı düşmüş eller,
Özlem dolu tutuşur,
Bir şimşek çaksa şimdi,
Yalnız yüreğim,
Alev alır tutuşur.

[GooD aNd EvıL]

Günahlarını Bana Yazdım

Acı çekmeye güzelim,
Yüreğin yeterse eğer,
Ölüm sana vız gelir.
Benimse,Sana olan hasretim,
Cehennemimdir.

Korkma artık,
Gideceğin yer cennetimdir,
Çünkü senin,
Tüm günahlarını,
Senin defterinden silip,
Kendi defterime yazdım.
Tertemiz ve günahsızsın artık,
Cennetimde bensiz,
Ve günahsız yaşayacaksın.

[GooD aNd EvıL]

Güneş,kent,insanlar ve ben,

Büyük bir karabasan,
Sarmış yüreğimi,
Uyuyamıyorum bir türlü,
Kapayınca gözlerimi,
Beliriyor bir cenaze konvoyu,
Tabuta bağlanmış yeşil yazma,
Belli ki ölen bir kadın,
Merakla soruyorum,kim? diye,
Duyunca adını ölen kadının,
İrkiliyorum birden,
Ayaklarım tutmaz oluyor,
Bütün kanım çekiliyor sanki,
Buz gibi oluyorum hemen.
Olamaz,mümkün değil,
Ölemez,ölmemeli diyerek,
Haykırıyorum semaya doğru,

Biliyorum,doktor raporunda,
Kanser,diğer yana sıçramış,
Diye yazıyordu ama,
Birlikte yaşanacak,daha,
Güzel günlerimiz olacaktı,
Karabasandan çıkmak için,
Açıyorum gözlerimi hemen,
Ölüm konvoyunu,rüya da olsa,
Seyretmemek için.

Yan dönüyorum yatağımda,
Bir sigara yakıyor,
Öylece kentin ışıklarının,
Çıngıl,çıngıl parıldadığını görüp,
Güzel şeyler düşünmeye çalışıyorum.

Kentin üstüne serilmiş,
Koyu lacivertlikte bir gökyüzü,
Çıngıldayan ışıklara karışmış,
Gökyüzü ile kentin ışıkları,
El ele vermişler,gecenin dansını,
Bir vals yapar gibi dans ediyorlar,
Lacivert gökyüzü ile kentin ışıkları,
Kenetlenmiş gibi sarmaş dolaş,
Bana bir şeyler anlatıyordu.

Bu valse,gecenin ışıklarının dansına,
Bende katılmayı düşledim bir an,
Ama bunu yapabilmek için,
Ya gökyüzünde uçmakta,
Ya da kentin bir semtinde,
Çıngıldayan bir ışık olmalıydım,

Yatağın kenarında yan dönmüş,
Öylece düşüncelere daldım,
Gecenin dansı birmiş,
Sabahın ilk ışıklarıyla kent,
Yeni bir kavgaya başlıyordu,
Güneş,Kent,insanlar ve ben,
O nun ölmemesi için,
Ellerimiz semaya açılmış,
Dualar ediyoruz.
Yaşanacak güzel günlerin hatırına,
Tanrım O na uzun ömür ver,diye,
Gün ışırken bu sabah vaktinde,
Güneş,kent,insanlar ve ben,

[GooD aNd EvıL]

Günler,Hiç Kolay Geçmiyor.

Cananım,
Günler hiç kolay geçmiyor,
*******imse,karabasan,
Bir türlü,
Bitmek bilmiyor,
Üzerime,
Akşamın karası değil,
Sensizliğin ağırlığı çöküyor.
Cam kenarından,
Soğuk karanlığa bakarken,
Titrememek için,
Sensizliği çekiyorum üstüme,
Biraz olsun,
Belki ısınırım diye,
Ama nafile,
Daha da donuyorum,

Sensizliği düşünmeyince,
Odam,daha bir sıcak oluyor,
O kadar üşümüyorum,
Zaman da geçiveriyor,
Usul,usul da olsa,
Ama sen,
Düşlerime girdiğinde,
Beynim çıldırıyor,
Yüreğimdeki yangın,
Daha bir yanıyor,
Buz gibi denize girsem,
Yüreğimdeki yangının,
Söner mi bilmem?
Sen olmasan da yanımda,
Buz gibi donmaktansa,
Varsın yüreğimdeki ateş,
Daha gür yansın,
Senin ateşin yüreğimde yoksa,
Yaşamak neye yarar.

[GooD aNd EvıL]

Güz Acısı

Güz günleri başladığında,
Eylül gelmiş demektir,
Ya da eylül geldiğinde,
Güz başlar,yapraklar sararır,
Bizim oraların müşküle üzümü,
Boy gösterir iri sarı taneleriyle
Bursa’da pazar yerlerinde.

Güz aylarında sevdalar başka olur,
Daha bir yanar yürekler,bilirim,
Bende bu güz başladığında,
Yaz yaşımda hemde,sevdalandım,
Mavi gözlü bir boşnak güzeline,

Güz tutkusu güzel olur da?
Güz acısı azmı koyar insana,
İşte böylesine,güz acısı içindeyim,
Okursunuz şiirlerimde,ağıtlarımı,
Sevdamı,Yaktığım türküleri,
Sarı saçlı,mavi gözlü,
Boşnak güzeline

[GooD aNd EvıL]

Haberin Ola

Dışarda kar yağıyor,
Ortalık bembeyaz,
Kendimi kar altında,
Dalları yükünü almış,
Saçlarına ak düşmüş,
Zamansız yaşlanmış,
Çıplak bir ağaç gibi,
Görüyorum.

Ama bekleyin biraz,
İlk bahar gelecek,
Aşk ve sevda çiçeklerinin,
Yapraklarından dokuduğu,
Yeşil pelerinini üstüme serecek,
Gözlerimdeki gülümsemelerimi,
Herkesten gizleyen,
Gözyaşlarım dinecek,

Ve gelen baharla birlikte,
Ölüm duygusundan arınıp,
Yaşamaya dört elle sarılarak,
Yeniden sevdalanacağım,
Yeni aşklara kanat açacağım,
Ey güzel,haberin ola.

[GooD aNd EvıL]

Haberin Varmı Senin?

Kaç gün,kaç gece,
Beklemiştim seni,
Bir ömür boyu beklemek,
Meçhulden gelecek sevgiliyi,
Haberin var mı senin?

Kaç gece koynumda,
Hasretine sarılıp uyumuştum,
Kaç gece seninle,
Deliler gibi sevişmiştik,
Haberin var mı senin?

Sana kavuşmak için,
Her sabah yola çıkardım,
Nerede olduğunu bilmeden,
Tam sana kavuşmayı unutacakken,
Aklıma ******* gelir ve ben,
Hemen geri dönerdim.
Hiç olmazsa yatağımda,
Sen olmasan da hayalin,
Sana olan hasretim vardı,
Birde geleceğini düşlemek,
Bir sabah vakti,
Kapıyı çalacağın o anı beklemek?
Bu ümitlerim olmasaydı,
Şimdi yaşıyor olurmuydum?
Haberin var mı senin?

[GooD aNd EvıL]

Haberin Varmı? Ha! ! !

Kim bilir ki?
Yapayalnız,
Bir söğüt ağacının altında,
Yalnızlığa yatanların sırrını?

Söğüt yaprakları,
Dere kenarlarında,
Söylerken,
Yalnızların türküsünü,
Kim duyar? Kim dinler?
Su şırıltısının arasında,
Kimin haberi olur ki?
Mesela senin dostum?
Arkadaşım?
Haberin varmı? ...Ha! ! ! !

[GooD aNd EvıL]

Haberiniz Var mı?

Haberin Var mı?
Dalda öten kuş,
Derede akan su,
Gecenin parlayan yıldızları,
Ve ay dede,
Ve güneş,
Yeniden âşık oldum,
Yeniden sevdalandım,
Bir güzele vuruldum,
Haberiniz var mı?

Şimdi söyledim işte,
Sevdamı,aşkımı,
Duysunlar diye,
O na ve herkese,
Söylemelisiniz,sizde,

Ellerim terliyor,
Yüreğim titriyor,
Bir başka oluyorum,
Velhasıl ey dünya,
Yaşamaya,
Yeniden başlıyorum,
Haberiniz var mı?
İşte söylüyorum size,
Ben âşık oldum,
Seviyorum,
Hem de delicesine.

[GooD aNd EvıL]

Hala ümit ediyorum.

Günler geçiyor,
Zaman yavaşlıyor,
Olgunlaştığımı hissediyorum.
Çocukluğum geliyor alıma,
Tatar hamza’nın fırınında,
Simit sattığım günler,
Hiç oyuncağımın olmadığı,
Günlerimi düşünüyorum.
Kendimle oynardım o zaman,
Oyuncaklarım kendim,
Ve düşlerim olurdu.
Çok çabuk geçti zaman,
Nerden büyüdüm?
‘O’nu gördüm aşık oldum,
Sözleri inci gibi dizdim,
Kendim için bile,şimdi,
Anlamsız gelen sözler,
Yabancılaşan dünyada,
Saklanarak yaşıyorum,
Tanıdık tek bir yüze,
Rastlamayacağımı bile bile,
Ama küçücük de olsa,
İçimde bir ümit var yine,
Tanımadığım bu dünyada,
Tanımadığım bir güzele,
Aşık olmayı,sevdalanmayı,
Hala ümit ediyorum.

[GooD aNd EvıL]

Halimi Söylemeyin Anama.

Gidenin ardından ağlanmazmış,
Gel de ağlama,
Sevda ateşi yakmış beni,
Gel de kara bağlama.

Dönmüşüm bir mecnuna,
Üstüm başım perişan,
Ne olur halimi,
Söylemeyin Anama.

Yapa yalnızım gurbette,
Kendimle cebelleşiyorum,
Binmişim umut teknesine,
Yelken açıyorum umuda.

Bilmem vardığım kıyıda,
Çıkarmı karşıma bir Leyla?
Bu kez olsun ayrılık olmasın,
Diye etmekteyim dua.

Aşk erkeğin elinin kiriymiş,
Kim demiş,kim söylemiş?
Bakın kadınların ellerine,
Aşkların kirlerini yıkamaktan,
Yumuşacıktırlar,amma,
Yürekleriyse galiba
Sertleşmiş.

[GooD aNd EvıL]

Hançer Yarası Gibi

Sözlerin en keskin,
Hançer yarası gibi,
Yüreğimi kanatıyor.
Öpsen yüreğimi,
İyileşir mi? bilmem,
Ah bir öpsen,bir öpsen.
Ya da en ağır,
Ağu’lar içirsen,
Parçalara ayırsan bedenimi,
Her parçamı denizlere,
Martılara atsan,
Bin parçaya bölsen de,
Bin kere yeniden,
Bin kere yine,
Seveceğim seni.
Her dalga sesinde,
Her martı ötüşünde,
Seni sevdiğimi,
Bir kez değil,
Bin kez söyleyeceğim.

[GooD aNd EvıL]

Harfler Bile Ağlıyor.

Ben yazıyorum durmadan,
Seni seviyorum diye,
Ama bak,
Harfler bile ağlıyor,
Kurduğum cümleler,
Kan kaybediyor,
Böyle giderse eğer,
Sana yazdığım kelimeler,
Benimle birlikte,
Ölecekler.

[GooD aNd EvıL]

Hasretin rengi,Beyaz Gülmüdür? ? ? ? ? ? ? ? ?

Hasretin rengi,
Beyaz gül oldu bana,
Kar yağmasa da,
Saçlarıma,
Sana olan sevdam,
Beyaz karanfil oldu,
Bana.

Gelir mi o ilk gün?
Yeniden bize,
Baharı tükettik ikimiz,
Umudu tüketmedik ama.

Beyazlar tel tel sarılsa da,
Hayatımıza,
Bizde bu umut oldukça,
Ölüm bile karşımıza,
Heyüla olup çıksada,
Ben kendi adıma,
Seni sevdiğimi,
Hep haykıracağım,
Tüm dünyaya.

Saçlarım kum doldu,
Tarağım yok ki, tarayayım,
Beyazlara sardı saçlarım,
Gücüm kalmadı ki zamanı,
Tel sarıp,geri sarayım.
Sana ulaşmak için,
Vallahi bilmiyorum,
Neyi,nasıl yapayım.

[GooD aNd EvıL]

Hasretin,Gardiyanım Oldu

Bu gece yine,
Her gece olduğu gibi,
Evin yanındaki tepeye,
Çıktım yine,
Kuşlar senden bir haber,
Belki getirir diye.
Umutsuzluk sarmış,
Tüm bedenimi,
Uzandım öylece toprağa,
Boylu boyunca,
Hasretin baş ucumda,
Gardiyanım olunca,
Yinede hep,
Sen geliyorsun aklıma,
Açsam gözlerimi,
Sen görünürsün bana,
Kapasam gözlerimi,
Sen gelirsin ruhuma,
Sarılır her yanım seninle,
Ne yapsam ki ben,
Açsam gözlerim,
Kapasam gözlerim,
Ölsem bile sevgilim,
Ben galiba yine,
Mezarımda bile,
Hep seni,
Düşüneceğim.

[GooD aNd EvıL]

Hayal Bu Ya;

Deniz kıyısındayım,
Bir kayanın üstüne oturmuş,
Enginlere dalmışım.
Serin bir rüzgar esmede,
Seni düşünüyorum,
Mavinin enginliklerinde.
Maviliklerden geleceğini,
Hayal ediyorum gizlice.

Keşke yanımda olsan şimdi,
Sarılsam özlemle sana,
Bırakmasam bir daha,
Başını omzuma dayasan,
Ben saçlarını okşarken,
Tatlı bir uykuya dalsan,
Koklasam doyasıya seni,
Ciğerlerimi kokunla doldursam,
Gözlerini açsan yavaşça,
Bir ben konuşsam,bir sen,
Seni ne kadar sevdiğimi anlatsam,
Yüzüne bir gülücük konsa,
Göz göze gelsek seninle,
Dalsak gözlerimizin içine,
Kaybolsak derinliklerimizde,
Ben sende,sen bende ram olsak,
Bir daha ayrılmayacağız diye,
Söz versek bir birimize,
Sonra evimize dönsek el ele,
Güzel bir masa kurup,
Karnımızı doyursak birlikte,
Ardından çayımızı da içeriz,
Sonra özlemlerimizden soyunur,
Birlikte yatağa gireriz,
Sabahlara kadar çılgınca,
Ne güzel sevişiriz.

[GooD aNd EvıL]

Hayalimde seninle,

Umutsuzluklar,
Canlanır her gece,
Birer yıldız olur,
Dizilirler gökyüzüne.
Ararım şaşkın,
Umutsuzluk yıldızlarında
Bir bir seni.
Umut ederim yine,
Bana göz kırpan o yıldız,
Sen olabilirmisin diye?
Kaparım gözlerimi,
Güzel şeyler düşünürüm,
Hayalimde seninle,
Mutlu olduğum,
O günleri anarım.

Bu gece yine,
Bakmadayım göklere,
Her bir yıldız şimdi,
Umut ışığı olarak,
Göz kırpıyor yine,
Sevinçle doluyor kalbim,
Seni göreceğim diye,
Sahi güzelim,
Sarı saçlım,mavi gözlüm,
Seni görebilecek miyim?
Ellerini tutup,
Sarı saçlarını okşayıp,
Mavi gözlerine,doya doya,
Bakabilecek miyim?

[GooD aNd EvıL]

Hayallerimle baş başa bırak.

Hayal kırıklığıyla geçti yıllarım,
Geçen günleri düşündükçe,
Sanırım ben,sensizliğe, ve,
Hayal kırıklıklarına,aşığım.

Bu yüzden güzelim,
Yalan göz yaşlarınla,
Mendiller ıslatıp,
Yollama bana,
Bırak beni kendime,
Gözlerin peşimi bıraksın,
*******imde olsun,
Rahat uyuyayım.
Esen yele teninin kokusunu,
Yükleyip,Gönderme,
Hayallerimle baş başa bırak,
İstemiyorum seni artık.
Sana ait hiçbir şey,
Peşimde dolanmasın,
Seninle yaşanmış yıllarımı,
Hayallerimde olsun,
Sensizliğin huzuruyla,
Yaşayayım.

[GooD aNd EvıL]

Hayatta İstediğim Hiçbir Şey Olmuyor.

Ne dilersen dile,
Hangi dileği tutarsak tutalım,
Hayatta hiçbir şey,
İstediğimiz gibi olmuyor.
Yaşamdaki her şeyin,
İstediğimiz gibi olmasını,
Hep dilediğimiz halde.

Tanrılar,
Seni mi cezalandırdı?
Yoksa beni mi mahkum etti?
Sensizliği yaşamaya.

Neler dilemiştik birlikte,
Güzel günler yaşayacak,
Mutlu bir evimiz olacaktı.
Evde iki çocuğumuz,
Biri erkek,biri kız,
Mutluluk bahçesinde,
Birlikte,büyütecektik?

Ne oldu,hangi günahı işledik?
Tanrılar seni mi,yoksa,
Beni mi cezalandırdı?
Yoksa ikimizi birden mi?
Ayrı yaşamaya,
Mahkum ettiler.
Söyle bana güzelim,
Ne günah işledik,ikimiz?

[GooD aNd EvıL]

Haydi Kadınlar

Haydi kadınlar,
Ayağa kalkın artık,
Hamurunda ayılık mayası olan,
Bu erkek egemen dünyayı,
Düzeltmek sizin elinizde.
Çingenelerden,
Ayı oynatıcılardan esinlenin,
Yaşanılası bir dünya kurmak için,
Ama insan gibi yaşamak için,
Değiştirin bu ayılı gidişi.

Ama kendinizi de bir sırça köşkün,
Cumbasında bekleyen,O el deymemiş,
Sarayda,haremin kapısında,
Kraliçe yada sultan edilmeyi,
Beklemeden velakin,
Kalkın ayağa,hem kendiniz,
Hem bu erkekler için,
Hem siyasal,hem sosyal düzen için,
Aşkınız için,sevdanız için,sevgi için,
Siz bu kavgada ön almazsanız,
Ayı erkeklerle birlikte
Ayılıklar dünyasında yaşamaya,
Mahkumsunuz.

[GooD aNd EvıL]

Haydi sevdiğim,

Haydi sevdiğim,
Aç kanatlarını da,
Kendi gökyüzümüzde,
Birlikte uçalım.

Çıkalım kendi sonsuzluğumuza,
Gönüllerimizin sarayında,
Kalan ömrümüzü,
Dolduralım en lezzetli,
Aşk şarabıyla.

En güzel bestelerimi,
Sana sunayım,
En güzel şiirlerimi,
Senin için yazayım,
Sen bende açmalısın,
Ben sende tohum olup,
Rengarenk sevda çiçekleri,
Papatyalar,menekşeler,
Yaban gülleri olarak,
Gönül bahçemizde yine,
Sen ve ben el ele,
Birlikte yetiştirelim
.

[GooD aNd EvıL]

Hayyam'a Selam Olsun

Kalk dedi şeytan, ne bu dünya tasası,
Haydi, keyif sür, mutluluğun tam sırası
Bu dünyada olsaydı eğer sevgiden eser,
Kalırmıydı sana hiç sevilmek sırası.

[GooD aNd EvıL]

Hayyam'dan Ali'ye esintiler

Geldi neşeyle coşup, zevk alınacak günler,
Gönüller coşkulanıp, kırlarda bahar ister
Doğdu işte aşkın eli, bin feyz ile dallarda
Her soluk dört yana, Mine’’den umut serper

Bak sevdiğim, ömür kervanı göçmekte nasıl
Uçacak aşk içinde geçen demler, artık ayıl,
Gelecekte bir gün gelecek, bak günler eriyor
Sun sevda şarabını.bitmektedir bu fasıl.

Her yere gül mevsimi gelmiş, şaşkın bakarım
Gül yüzlü o yarin, gamzesinde güllerine bakarım
Öpüşmekte baharda, yazda güllerle bülbüller
Öpmek için, özlem özlem yar dudağın bakarım.

Gel gülüm, bak hava bulutlu, yağmur yağacak
Damlayacak bulut, aşk güllerini yuğacak
Sevda şarkıları söylüyor bülbül, Bak ne diyor
Kırmızı güllerle bu mevsimde, mest olunur ancak

Gül yüzlü, kızıl saçlıyla, içmeli şarabı hey,
Acım çökmeden, aşk burcuna çıkmalı hey,
Sen kendin ne sanırsın.başta taç mı şaşkın
Gideceğin ötelerden, dönmeye imkanın var mı hey

Geldim göz göze, diz dize, şöylesine dudak dudağa
Dedim aşk, anlat bana uzun ömrün sırrı nicedir
Bu bir sır değil’’iç bade günlerini keyifle geçir
Buraya bir gelir insan, giderse dönmez artık bu yana

Hor bakma öyle, geç şöyle gülün uzağından
Sürünmüştür bir güzel, gülün kırmızısından
Koparma gülü, bak fışkırıyor taze kızın dudağından
Güller bile öpüyor bak, o kızın al yanağından

Kalk artık, zevkle yaklaş, budur aşkın yasası
Mutlu olmaya bak, sev, sevil, nedir dünya tasası
Arama boşuna dost, var mı dönen çark da vefa
Beklemekle gelmez, sevilmek ve gülmek sırası

Madem gitmiş, gelmeyecek, nasıl ve nicedir
Bırak hüzünlenmeyi yine sev, günü aşk için geçir
Doğmaktadır hep güneş, parlamakta *******i ay
Gidersek bizi bulamaz, ama o her zaman gelir

Gittiğin yer yaban, geleceğin yer yanımdır
Gördüğün kızıllık değil, uğruna akan kanımdır
Alnına kondurduğum, aşk dolu bin buse senindir
Geldiğinde sarıl bana, öp beni, bu adamı sevindir.

Suç benim değil, vallahi anamla babamın
Daha beni doğurmadan karmışlar hamurum
Sana yazmışlar beni, seni sevmemek elimde değil
Anam beni,seni sevmem için, kan ter içinde doğurmuş

[GooD aNd EvıL]

Hayyam'ın Meyhanesi

Benim arzum nedir? diyeyim,
Hayyam gibi sözüm söyleyim,
Dinlermisin beni ey sevdiğim?
Burası Hayyam’ın meyhenesidir,

Haydi içkimi elinden sun,
Konuşmanın değil şimdi sırası,
Kaderim olmuş madem bana,
O kiraz dudaklarının arası,

Al yanağın gibi alca şaraptan,
Bir kadeh olsun verdiğin an,
Bozarım billah tövbemi,
Tutamam inan kendimi,
Sararım aşk ile,sevda ile,
O ince ve narin bedenini.

[GooD aNd EvıL]

Hazan Mevsimi Gelmekte

Güneş Sapsarı,
Ve rüzgar mavi gözleriyle,
Yaz sıcaklığını esmekte,
Bekleyin biraz,bekleyin,
Hazan mevsimi gelmekte.

[GooD aNd EvıL]

Hep Kötülük Etti Kader.

Yaşam boyu yaşadıklarımı,
Enine boyuna düşündükçe,
Aklıma yediğim kazıklar gelir,
Kimseyi de suçlamıyorum artık,
Suç benim,başkasının değil,
Her gördüğümü ne yazık ki,
Ben insan sanıyorum.

Sırt sırta,omuz omuza,
Devrim aşkıyla dövüşürken,
Kuş uçmaz,kervan geçmez dağlarda,
Hayvan barınaklarında konaklarken,
Kuzularla,koyunlarla sarmaş dolaş,
Hep baskın yerdik jandarmadan,
Yıllar içinde anladım olanları,
İçimizde yaşarmış o hainler,
Sayelerinde kimimiz öldük,
Kimimiz boyladık işkence tezgahlarını,
Harcadık hapislerde yıllarımızı.

İşte böyle günler de,İnsan olmayı,
İnsanca duygular yaşamayı,
Öğrenemeden geçti,gitti,ve bitti,
Ne bir kadın tanıdım,ne bir aşk,
Yaşayamadan geçti işte o yıllar,
Geldim tam ömrümün yazına,
Bir güzelle tanıştım yazılarında,
Aşk nedir,sevda nedir bilmezken,

Onu bulunca muhteşem düşlerle dolu,
Aşk ve sevdaya çağıran maillerinde,
İlk görüşte kendini bir kıza kaptıran,
Gençlik ateşi sardı bedenimi,beynimi,
Aşık oldum ben ona,tabii ki oda bana,
Tatlı tatlı aşk şiirleri,sevda türküleri yakar,
Can kırmızısı güller yollardım ona,
Tam böyle duygularla yaşarken,bana,
Haydi gel yolun ortasında buluşalım,ve
Bir yerden başlayalım aşk dolu yaşamımıza,
Yazan maili ulaştığında,mutlu bir halde,
Kaptırdım kendimi bir dolu hayale,

Yaz yaşımda,tam mutlu olmayı düşlerken,
Yine bir hain girdi aramıza,
İhanetlerin en büyüğünü yaptı ikimize,
Hain bir rapor,bizi can evimizden vurdu,
Bir doktorun,aşkımıza kast eden raporu,
Raporda yazıyor doktor efendi,
Sarmış bedenini kanser demezmi?
En güzel günlerini,kadın olarak,
Yaşayamayacaksın artık diye yazıyor,

Ve hain köstebek gibi aldı onu benden,
O hain ve menhus,kanser denen hastalık,
Kapattı köstebeklerin karanlık dünyasına,
Ne bir mektup yazar,ne bir haber var,
Kahrolmadayım,cehennem oldu dünya,

Oysa ben onun bedenini,tenini değil,
Güzel düşlerini,onun insan yanını,
İnsanlık değerlerine aşık olmuştum,
Değil kanser,değil verem,en beterinden,
Kötü durumda bir cüzzamlı kadın olsa,
Ona olan aşkımdan,ve onu sevmekten,
Yuh olsun bana da vazgeçersem eğer,
O zaman benim insanlığım kaç para eder?
Gördünüz işte dostlar,hain kim bu sefer?
Bu yaşıma kadar bana ihanet etmekten,
Bir an olsun vazgeçmeyen o kötü kader.

[GooD aNd EvıL]

Hep Sana Sürükleniyorum.

Yürek dediğin,
Öyle hükmedebileceğin,
Ne emir verirsen,
Dinletebileceğin,
Bir şey midir?

Sevdanın rüzgarına kapılmış,
Bir batıp,bir çıkıyorum,
Ellerim kürek,
Yüreğim yelken,
Umutlarım fırtına,
Bir ömür boyudur,
Hep sana sürükleniyorum.

Önlenemez bir şey bu,
Yüreğim beni sana,
Rüzgar ne yönden eserse essin,
İstemesem bile,
Hep sana sürüklüyor.

[GooD aNd EvıL]

Hep Sevdim Onu

Her şeyin çaresi bulunur,
Yalnızlığın ve terkedilmişliğin,
Ne yazık ki çaresi yok,
Vücudu saran kanser gibi,
Naçar beklersin ölümü,
Beklersin gelsin diye,
Herkes bayram kutlarken,
Kara *******inde.

Koydu bu kez dostlar,
Düşünürüm Hayyam gibi,
Çıkamam içinden,
Ne sözler söyledim,
Ne şiirler yazdım,
Berlin duvarı yıkıldı da,
Yıkılmadı inadı,
Tutunmak,ayağa kalkmak,
Yeniden başlamak isterim ama,
Bana ne oluyor anlayamam,
Kahpeliğini de görmedim,
Adam gibi yazardı bana,
Son yazısında gerçi,
Neler söylememi istemişti,
En ağır sözler bile yetmez,
Ettiğimin yanında diye,
Doğrusu hiçbir zaman,
Yalan söyledi diyemem.

Tükenmez bir aşk ile,
Hep sevdim onu ben,
Her şiirde,her sözde,
Yakarım aşkımın ağıdını,
Koca Adam gibi sevda türkümü,
Söze bağlar,yollarım size,
Kırmızı güllerimle birlikte.

[GooD aNd EvıL]

Her Gece Seni Ağlıyorum

Seni bilmem ama,
Her gece seni düşünüyorum.
Yalnızlık ülkesinde bir başıma,
Ayrılığımızı sorguluyorum.
Ve ben her gece,
Seni ağlıyorum,
Gözlerimden damla damla,
Sen akıyorsun yanaklarımdan,
Yere her damlayışında,
Yüreğimden bir parça kopuyor,
Her gece seni ağlıyorum,
Her gece yüreğimden,
Göz yaşı damlaları olarak,
Bir parça daha,
Eksiliyorsun.

[GooD aNd EvıL]

Her Şey Bir Güzel İçin.

Yaşam boyu,
İnsanların bütün kavgaları,
Yüzyıllar boyu süren,
Kileler halinde savaşları,
Hep bir güzel için,
Olmuyor mu?

Penceremden bakıyorum,
Sokakta insanlar,
Bir aşağı,bir yukarı,
Kimi yavaş,kimi hızlı,
Kimi yürüyor,
Kimi koşturmada,
Hepside sonunda,
Akşam olunca,
Bir soluk evlerinde.
Torbalarında ekmek,
Zerzevat ve diğer şeyler,
Bir güzel sofrayı kurup,
Hele birde,
Bir bardak rakıda olursa,
Oh Kekah.

Sonra?
Sonrasıda,
Sarmaş dolaş yatakta,
Bütün günün yorgunluğu,
Bir sıcacık tende,
Gemlenmiş arzuların,
Çılgınca serbest kalışında,
Ve ardından yine sabah.
Yine koşturmaca,
Yine kavgalar,
Hatta savaşlar,
Ne için? Hepsi.?

Akşamın karanlığında,
Gökyüzünde bir avize,
Parıldayan Ay ve,
Küçük küçük yıldızlar,
Gönüllerde arzular,
Uzaklardan bir müzik,
Ve her şey,
Bir güzeli fethetmek için.

İşte o anda insan,
Tüm evrene,
Hakim hissetmede kendini,
Ve sonra,
Yine savaş,
Yine koşturmaca,
Yeniden bir güzeli,
Tekrar tekrar,
Koynuna girip,
Fethedebilmek için.

[GooD aNd EvıL]

Her şey önceki gibi değil.

Yalnızlık çölünün ortasında,
Senden uzakta sensizim.
Seni her düşündüğümde,
Değişmekte her şey.
Renkler önceki gibi,
Gerçek değil,
Mesela gülün kırmızısı,
Sevdam gibi değil,
Gökler bile eskisi gibi,
Gözlerinin mavisi değil.

O gözlerin var ya,
Engin denizler gibi,
Gökyüzü gibi maviydi,
Artık silikleşmiş,
Gri bulutlar gibi,
Ölümün rengine dönmüş,
Çiçekler eskisi gibi,
Sen kokmuyor artık,
Güneş bile ısıtmıyor.
Önceleri ne güzel di,
Sen gülünce çiçekler,
Her yana rayihalar saçar,
Bir başka kokardı.
Gökyüzü bir başka mavi,
Güller aşkın kırmızısı,
Sarı saçlarını saçtığı ışık,
Gözlerimi kamaştırırdı.
Kirpiklerinin kapanmasıydı gece,
Yıldızlar doğardı,
Sen gözlerini kapayınca,
Bütün yıldızlar gece,
Sen gibi parıldardı.

Ya şimdi?
Hiçbir şey artık,
Eskisi gibi değil,
Ne çiçeklerin rengi,
Ne güneşin sıcaklığı,
Ne enginlerin mavisi,
Her şey solmuş,
Ölüm rengine dönmüş,
Her yer kopkoyu,
Griliğe bürünmüş.

[GooD aNd EvıL]

Her Şey Suskun Bu Gece.

Kemanlar sustu bu gece,
Buz tutmuştu sokaklar,
Mavi gözlerdeki,
Aşk dolu bakışlar bile,
Sarkıt,sarkıt donmuştu.

Her yandan,dehşet dolu,
Buz gibi rüzgar esiyordu,
Ama ortalık da sessiz,
Kaybolmuş tüm ümitler,
Eller ceplerde,omuzlar düşmüş,
Kürklerin yakası kalkık,
Ne kadar kötü,yazık,
Kemanlar bile sustu bu gece.

Güneş,batmakta akşam vakti,
Sanki hiç doğmayacak gibi,
Yıldızlar bu gece,
Gelmeyecekler şehre,
Gökleri kaplamış umutsuzluk,
Felaket tellalları çalmada,
Gelmekte olan karanlıkların,
Felaket tam tamlarını.

O yüzden bu gece,
Kemanlar bile suskun,
Kim serenat yapacak,
Sevgisiz gönüllere,
Aldatan sevgilere,
Sahte aşklara,
Yalan dolu sözlere.

O yüzden çalmayacak,
Kemanlar bile ses vermeyecek,
Kararmakta olan bu günde,
Yıldızların olmadığı bu gecede
Sessizlik kaplayacak ortalığı,
Sensizliğe mahkum olduğum,
Bu soğuk ülkede.

[GooD aNd EvıL]

Her Şeyde Seni Görüyorum

Çimenlerin üstüne yatmışım,
Düşünürken günlerimi,yarınlarımı,
Açtım gözlerimi,akşam olmakta,
Kıpkızıl bir renk kaplamış ortalığı,
Kızıl bir akşam ışığı sarmış her yanı,
Havada tek bir bulut bile yok,
Pırıl pırıl bir akşam havası,
Böyle güzellikler içinde batmakta,
Muhteşem ışık oyunlarıyla akşam güneşi.

Gökte uçuşmakta göçmen kuşlar,
İnanılmaz sesler çıkarmaktalar,
Belliki göç zamanı gelmiş,
Mevsim kışlamakta,
Toplan borusu çalar gibi,
Arkadaşlarını çağırmaktalar.

Hayranlıkla bakınırken kuşlara,
Ve güneşin batmakta oluşuna,
Çevreyi kaplayan o kıp kızıllığı,
Yaratan güneşin içinden belirdin,
Hayalimdeki o muhteşem halinle,
Ve anladımki bir tanecik sevgilim,
Ben seni unutmak istedikçe,
Unutamayacağım,anladım bir daha,

Uçuşan göçmen kuşun kanadında,
Tarladan dönen,o at arabasındaki,
Kadınların arasında yine sen varsın,
Yoldan geçen otobüsün camından,
Bana bakmakta olan ‘o’ sensin,
Gece yatağımda,en derin uykularımda,
İnadına rüyalar gördüren,
Rüyalarımda bana gülümseyerek,
Yanıma usulca sokulup fingirdeyen,
Hep sensin güzelim,hep sen.

Hangi yönetmenin senaryosudur ki bu,
Ne yana dönsem,ne yana baksam,
Hangi çiçeği elime alıp koklasam,
Sen varsın ve sen kokuyorsun.

Senin gerçek yüzünü,
O muhteşem boşnak endamını,
Balkanlardan gelen o inadını,
Gri-mavi gözlerini,ve cadılığını,
Şiirlerindeki o güzel dizelerinden başka,
Hiçbir şeyini de bilmem senin,
Görmedim yüzünü,tutmadım elini,
Hiç öpmedim kiraz dudaklarını,
Ama her yanda,baktığım her şeyde,
Tüm çiçek bahçelerindeki çiçeklerde,
Hep sen varsın,hep seni görürüm,

Bugün İznik gölünün kıyısında,
Dalmışken suyun derinliklerine,
Seni görmek,sana ulaşmak için,
Belki bir balık olarak da olsa,seni,
Bulur görürüm umuduyla,ve
Böyle seyrederken suyu,
Bir kadın belirdi su yüzünde,
Su kadar çıplak,su kadar berrak,
Uludağın tertemiz kar suyu,
Sanki doyasıya iç beni der gibi,
Suyun içinde yüzmekte,bir turna balığı,
Ellerini karnına sarmış,bakar bana,
Düşlerini anlatmak ister gibi,

Hızlanır birden,dalar sazların arasına,
Kıyıda belirir,üç etek giymiş bir güzel,
Salına salına bu yana doğru gelmekte,
Makedonya dan gelen gelin gibi,
Başında rengarenk bir yazma,
Yazmanın üstünde bir sıra altın,
Burnunda mavi taşlı bir hızma,
Yaylı araba gibi raksedercesine,
Sokulur tatlı bir işveyle yanıma,
Böyle anlatıyorum diye de sakın kızma,
Dedim ya ne yana baksam sen,
Hangi çiçeği koklasam yine sen,
Buhurdan yayılan mis esansı sanki,
Hoşuma gitmiyor da değil hani,

Sen yoksun yanımda amma,
Her yerde,her şeyde seninle birlikteyim,
Ben seni,güzelliğini,hayalimdeki aşkını,
Senin haberin bile olmadan doyasıya,
Yaşıyorum,yaşıyorum sensizde olsa,
İşte şimdi satırlarla da dile getirdim,
Seninde haberin oldu artık,
SevdiğiM.SevgiliM,AşkıM.

[GooD aNd EvıL]

Her Yerde Sen Varsın

Nereye baksam,
Seni görüyorum.
Her yerde,her şeyde,
Sen varsın.

*******i bana göz kırpan,
Yıldızlara bakıyorum,
Seni görüyorum.
Güneş doğuyor sabah,
Sanki sen ışıldıyorsun,
Sevda bahçelerinde dolanıyorum,
Tüm çiçekler,sana benziyor,
Ve en güzeli de,sen kokuyorlar.

Akşam olunca gökteki ay,
Seni hatırlatıyor yine.
Yatağıma yatıyorum,
Rüyalarımda hep sen varsın.

Soruyorum kendime?
Her yerde,her şeyde,
Sen varsan sevgilim,
Ben neden yalnızım?
Sensizliği ve yalnızlığı,
Seninle ama sensiz,
Neden yaşıyorum?

[GooD aNd EvıL]

Her yerde,Her Şeyde Sen Varsın

Bir garip durum var,
Neler oluyor böyle,
Şaşkın bakınmaktayım,
Neler oluyor bana,
Her yerde......sen varsın,
Ve her şeyde sen / olmaz dedim,
Ve tuttum aynayı yüzüme,
Yine sen /..........göründün,
Yoksa artık,gözlerime...bile,
Hükmedemez mi? oldum,
Aha bu gözler değil,
Bana seni gösteren,
Gönül gözüm olmalı / değil mi?
Bana seni..................................
Her yerde............ve her şeyde,
Yalnız seni / seni gösteriyor.

Aldığım nefeste bile,
Kokunu alıyorum / dolu dolu,
Sanki..............Buhurdanlıktan yayılan,
Her kokuda sen varsın / ve sen......
Kokuyorsun her çiçekte.
Değiştirmek için kokunu,
Parfümler sürünüyorum / ama....nafile,
Her kokuda bile / sen kokuyorsun,

İşte.......................................o zaman /
Çıldıracak gibi oluyorum,’’Kıskanıyorum’’
.....Seni / kokunu,yüzünü,velhasıl / her şeyini,
Benden başka kimse duymasın / senin,
O güzel kokunu,görmesinler yüzünü,
Bilmesinler ne kadar / güzel olduğunu,
Sen bende saklı kalmalısın,
Bir ben,bir sen / benim ta içimde,
Kimse görmesin seni,
Kimse bakmasın sana,
.......Benim baktığım gibi.

Çıldıracağım yoksa / her yerde,
...........................Her şeyde sen,
Varsın.../.. olsun yaaaa,
Ne olursa olsun../.. vallahi kabulüm,
Yeter ki yalnızlığım son bulsun,
Her yerde./.hey şeyde / senin,
Aslın yoksa da,
Suretin de olsa,
‘’Kabulümdür’’

[GooD aNd EvıL]

Hey Beni Dinleyin.

Hey beni dinleyin,
Seven yürekler,
Tüm güzel gönüller,
Size sesleniyorum.

Hiç bir şey beklemeden,
Yüreğinizin sizi,
Götürdüğü yere gidin.
Ve yalnızca,
Yüreğinizle sevin.

Sevmezseniz eğer,
Mutlu olmak,
İnanın,
Mümkün değil.

[GooD aNd EvıL]

Hey güzel

Güneşin olgunlaştırdığı meyve misin?
Kökleri sonsuzluğa uzanan, dalları sınırsızlığa yükselen,
Gerçek bilgi ağacında mı yetiştin?
Mekan tanrı'sının avucuna zaman tanrı'sının bıraktığı,
Bir mücevher misin yoksa?
Kimsin güzel, nesin sen,
Sen 'ben'sin güzel!

Görüşüm ve anlayışımsın sen.
Bilgim ve düşümsün.
Açlığım, susuzluğumsun.
Kederim ve sevincimsin.
Dikkatsizliğimsin sen, güçsüzlüğümsün.
Gözlerimde yaşayan güzellik, yüreğimdeki arzu,
Ruhumdaki sonsuz yaşamsın.

Sen'Ben'sin, Güzel.
Varlığım olmasaydı.
Sen de olmazdın.

[GooD aNd EvıL]

Heykel ve Rüyam

Üstüm başım çamur içinde,
Dün gece rüyamda gördüğüm,
Güzelin heykelini yapmak için,
Çamur karıyordum bahçede.

Yaptığım üç heykel de güzel oldu,
Karşımdalar hemde çırılçıplak bir halde,
Onu rüyamda da çırılçıplak görmüştüm,
O yüzden çırılçıplak yaptığım heyleller.

Güneşte şöyle bekletip, bir bir kurutacağım,
Fırçamla bir güzel ve renk renk boyayacak,
En güzel giysileri, sevgilime giydireceğim,
Kimsenin, çıplak görmesine izin vermeyeceğim.

Ateşte pişirip, bir güzel sırladıktan sonra,
Atacağım hınzırca ondan habersiz yatağa,
Bir daha sessizce geldiğinde rüyama,
Sarılmış yatarken bakacak, yatakta bana

Soracak kimdir o, yatağa attığın kadın,
Kıskansın diye daha bir güzel sarılıp,
Sen hayalsin bak, o gerçek bir kadın,
******* hep sensiz mi geçecek sandın?

[GooD aNd EvıL]

Hiç Olmazsa Bana,Gölgen Kalsın.

Beni böyle bırakıp,
Giderken uzaklara,
Sende kalan gönlümü,
Ne olur bıraksana.

Senden bana tek bir iz,
Bile kalmayacak mı?
Giderken benden uzaklara,
Dudaklarımda tuzun,
Gözlerimde hüznün,
Ellerimde sıcaklığın,
Senden bana yadigar,
Hiç olmazsa gölgen kalsın.

Seni düşlediğim an,
Seni bulamasam bile,
Gölgen ile avunayım,
Karanlık *******de,
Sen olmasan da yanımda,
Gölgene özlemle sen diye,
Sarılıp yatayım.

[GooD aNd EvıL]

Hoş Geldin Ölüm

Sevmek güzel de, ölümü de düşünmek gerek;
Ölümle boğuşanların ölümsüz hıçkırıklarıyla,
Sevmeden yaşayacak, ölmeyeceksem,
İnan olsun, istemem öyle yaşamak,
Ne yeni bir dünya yaratmak için,
Kıpırdatmak bile istemem kolumu,
Ne de yok etmek için yaşamı,

Sonsuzlukların yükünü almışım sırtıma,
Uykumu kaçırır dalgaların gürültüsü,
Yaşamın asıl amacını yitireceksem,
Batan güneş gibi kaybolacaksam gözlerden,
Bir şey yapamayacaksam, neye yarar,
Sevgi bahçesinde tohum bile olmayacaksam,
Ölümü soluyacaksam, evrendeki boşluğa.

Var olmayacaksam artık sevgi bahçesinde,
Yar eline derilmiş kırmızı gül olarak,
Tüketilmekten ve göçüp gitmekten gayrı,
Başka bir şey kalmamışsa ellerimde,
Kanatlanmış hiçbir şeyin olmadığı boşluğa,

Mevsimleri izlemek, ve yılların işkencesine,
Katlanmak, neye yarar, sevmeden yaşadıkça,
Tohumu ekmek için ve topraktan yeşermesini,
Seyredememek, sarı, kırmızı, mor ve her renkten,
Çiçeğin gizlendiği yerden sevgi dünyasına çıkışını
Bir sevgili elinde, aşk çiçeği olamadıkça,
Hoş geldin, sefa geldin, işte elim sendedir,
Gidelim senin ülkene artık gel ölüm.

[GooD aNd EvıL]

Hoşça Kal Kader,Hoşça Kal,

Ve akşam indiğinde,
Tepeler karanlığın elbisesini,
Giyindiği bir anda,
Bembeyaz saçları,
Omuzlarından göğsüne dökülen,
Yaşlı bir adam belirdi önümde.

Sağ elinde keskin bir tırpan,
Yavaşça seslendi kulağıma,
Barış seninle olsun dostum,
Şaşkın ve korku dolu,
Bakışlarımı görünce,
Ben kaderim dedi.

Ürkek bir sesle;
Ne istiyorsun benden ey kader,
Tanrıdan da korkmaz mısın?
Yaptığın eziyetler yetmedi mi?
Beni yaşamaktan soğutan,
Ölümü bana sevgili kılan,
Sen değil misin?

Beni kendi yalnızlığımla,
Yalnız bırak artık,
Yaşam şarabı yerine,
Göz yaşlarımı içmem için,
Yaşam nefesi yerine,
Aşkın kederini solumam için,
Hoşça kal kader,hoşça kal,
Diyerek hızla uzaklaştım,
Gün ışıdığında yeniden,
Yeni sevdalara kanatlanmak,
İstiyorum çünkü ben.

[GooD aNd EvıL]

Hüseyin,Yusuf,Deniz! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !

Asıldılar,
Üç can,
Üç darağacında,
Üç,halkalı ipin ucunda.
İman ettikleri,
Eşitlik,kardeşlik,mutluluk,
Özgürce sevip,
Aşık olabilmek uğruna,
Özgür topraklarda,
Özgür ulusun,
Özgür bireyleri olabilmekti,
İstedikleri.

Tazecik bendenleri,
Toprakla buluştu,
Bir bahar sabahı,
Altı mayısta.
Özgürlük savaşçıları,
Özgürlük uğruna,
Ulusunu,vatanını,
Üç kuruşa satmak isteyen,
O bildiğimiz yalakaların,
Ve hainlerin oylarıyla.

Bense an be an,
Her gün ölmedeyim,
Çaresizliğe mahkum,
Esaret halkaları boynumda,
Şeriat şarkıları dinlerken,
Yiğit dostlara,yoldaşlara,
Ağıtlar yakmadayım,
Ölüm meleğinin kucağında.

Adam gibi yürekli,ama?
Öylesine çaresiz,
Ve yapayalnız,
Ya siz,siz,siz! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !
Nerelerdesiniz? ? ? ? ? ? ? ? ! !

Bıraktığınız gençlik,
Sirkeci garında,
A.B trenini beklemekte,
İncirlikte U.S.A'ya yalakalaşıp,
Atasını inkar etmede,
Bir kısmıda,
Ülkemin her yanında,
Tanrı alıp,
Peygamber satmakta,
Bilmem şimdi siz,
Hüseyin,Yusuf,Deniz! ! ! ! ! ! ! !
Huzur içindemisiniz? ? ? ? ?

[GooD aNd EvıL]

Hüznün kokusunu,Bilirmisiniz?

Bir akşam vakti,
İşinizden çıkıp,
Kıpır kıpır bir yürekle,
Özlemle koşarsınız evinize.
Kapıyı sevinçle açıp,
Ben geldim diye,
Seslenirsiniz.

Beklediğiniz kısa bir yanıt,
Hoş geldin canım diyen,
Sevgi dolu gözlerle,
Boynunuza sarılan iki kol,
Ve sıcacık bir buse,
Güneş gibi bir sıcaklık,
Doluverir içinize.

İşte öyle bir halde,
Kıpır kıpır bir yürekle,
Geldim yine evime,
Sevinçle kapıyı açıp,
Girdim içeriye.
Seslendim gür bir sesle,
Ben geldim aşkım diye,
Yankılandı duvarlardan sesim,
Ama ne bir ses var,
Yankılanan sesten başka,
Nede hoş geldin diyen,
Ne sevinç dolu iki göz,
Sıcacık bir buse de yok.

Buz kapladı içimi birden,
Burnuma acı acı,yine,
Hüznün kokusu doldu.
Yüreğimde yokluğunun acısı,
Ve sensizliğe merhaba diyeceğim,
Elem dolu bir gecenin başlangıcı.

Gerçi,
Dünde aynen böyleydi,
Ondan önceki günde,
Ama bendeki umut,
Hala tükenmedi,
Tükenmeyecek gibi,
Burnumda hüznün kokusu,
Çıktım odama doğru,
Duvardaki izlerine bakıp,
Hayallerimde seninle,
Buluşmak için.

Yarın yine,
İşimden çıkıp,
Evime doğru,
Kıpır kıpır bir yürekle,
Sana kavuşmak için,
Sevinçle koşacağım,
Sen evde olmasan bile.

[GooD aNd EvıL]

Hüzün Yağmurları yağıyor,

Hüzün Yağmurları yağıyor,
Bu gece gökten yine,
Halbuki dün gece,
Mutluluk duaları yollamıştım,
Gökteki yıldızlara,
Söylesin bulutlara,
Sevinç dolu yağmurlarla,
Mutluluk yağdırsın diye,

Neden bilmem neden,
Ulaşmaz dualarım bile,
Tanrıya ve meleklerine,
Umut dolu gönlümle,
Mutluluk diledim göklerden,
Hazan mevsimine geldim,
Onun için mi,
Hüzün yağmurları yağıyor,
Bu gece yine.

[GooD aNd EvıL]

Hüzünlerimi Takardım Eteklerine

Yine gece oldu,
Ortalık, pırıl pırıl parlıyor,
Gökte Ay ve bütün yıldızlar,
Sanki serenat yapıyor.

Sahile indim sessizce,
Deniz inliyordu zevkle,
Sanki sevişiyordu,
Deniz, geceyle.
Saldırdıkça sahile,
Çılgınca sesler çıkarıyordu,
Deniz,sevişirken geceyle.
Bu gece Yıldızlar ve Ay,
O yüzden hep beraber,
Serenat yapmaktalar,

Bir kayanın üstünden,
Denizle gecenin,
Çılgınca sevişmesini,
Seyrederken sessizce,
Seninle seviştiğimiz,
******* geldi aklıma,
Naralar boyutunda çıkardığımız,
O doyumsuz sesler,
Ne güzeldi seninle,
Seviştiğimiz *******.

Gün doğunca giderdin,
Hüzünlerimi takardım eteklerine,
Ya bir daha gelmezse diye,
Sonunda bir gün,
Bir daha gelmemecesine,
Bırakıp gittin beni,
Ve tüm evreni.

Şimdi sahilde,
Denizin geceyle sevişmesini,
Seyrederken birden,
Sen geldin aklıma,
Hayalin canlandı gözümde.

Sahi,
Çağırsam seni,Her gece,
Düşlerime gelmez misin?
Hayal bile olsa,
Düşlerimde benimle,
Deniz ve gece gibi,
Sevişmez misin?

[GooD aNd EvıL]

Hüzünlerin Bende Kalsın.

Bütün hüzünlerin,
Bende kalsın.
Bütün sevinçlerim,
Senin olsun.
Anlattığın düşlerinde,
Neden hep bana?
Yalnızlık görüyorsun?
Seninle Aydınlık bir gün,
Yaşayabileceğim,
Tek bir an’ı olsun,
Düşlerinde,görmüyor musun?
Gözlerimi bağlıyorsun,
Açınca gözlerimi,
Seni göremiyorum,
Yetmez mi bana oynattığın?
Bu kör ebe oyunun.

Bırak yıldızları artık,
Onlar olsun *******imde,
Sensizliği,onlarla yaşayayım.
Her yıldızda tek tek,
Seni arayıp bulayım.
Bırak ******* de,
Hiç olmazsa yıldızlar,
Bana kalsın,
Avunayım.

[GooD aNd EvıL]

Islansın Bırak Yanaklarım.

Yağ suratıma usul usul,
Bırak ıslansın yanaklarım,
İnadına değil ama,
Öfkeyle hınçla değil,
Sevgiyle özlemle ak,
Seni öptüğüm günki gibi,
Islat yanaklarımı,
Çölleşmiş dudaklarımda,
Tuzlu bir tad oluşsun
Ve sensiz geçen,
Yaban yalnızlığımda,
Irmaklar gibi aksa da,
Yanaklarımdaki ıslaklık,
Ve tuz tadın dudaklarımda,
Seni öptüğümü düşliyeyim,
Göz yaşlarımda.

[GooD aNd EvıL]

Issız adanın mahkumuyum.

Issız bir adaya,
Mahkum ettiler beni,
Yanına üç şey,
Alabilirsin dediler.
Bir mavi gözlerini,
Sen gülerken,
Yanağında oluşan,
Davetkar gamzeni,
Ve sana olan özlemimi,
Aldım yanıma.
Gözlerini hayal edip,
Mavi enginlere açılmak,
Gamzelerinde çiçek açmak,
Çiçeklerden yelken yapıp,
Özleminle tutuştuğumda,
Hasret rüzgarlarıyla dolup,
Gizlice yelken açarak,
Yeniden sana kavuşmak,
Issız bir adada bir başıma,
Başka ne isterim ki;

[GooD aNd EvıL]

Işıl'da yan Güzele

Gözlerinin enginliğinde süzülmek
Derinliklerinde eriyip çözülmek
Benliğinin özünde köz olmak
Yanardağın olup ateşinde öz olmak
Senin sevdanın ateşinde yanıp har olmak

Sıcak sevdaların koynunda
Aşk ve özlem dolu kadınlığında
Bir ömür boyu dolu dolu yaşamak
Ellerin ellerimde sonsuzluğa ulaşmak
Ben seni böyle sevebilirim ancak.

[GooD aNd EvıL]

İbrahim Ethem Bingül'e

Yaşamak zorundasın! ! ! ! !
Bir merhabanın hatırı için,
Nasılsın dostum? arkadaşım diyen,
Seni sevenler için,
Sevdiklerin için,
Hatta ve en önemlisi,
O dünya tatlısı,
Boynuna dedem diye sarılan,
Torunların için.

Ölecekse eğer birileri,
Seni sevmeyenler ölsün,
Sevgiyi sevmeyenler,
Sevgiden nasibini almıyanlar,
Onlar ölsün be arkadaşım.
Sen niye ölesin ki?

Bak şiirlerini okuyan,
Senin kim olduğunu bile bilmeden,
Seni ve şiirlerini seven,
O insanlar için yaşamak zorundasın.
Yoksa,
Mezarının başında sana,
Vallahi ve billahi tükürüp,
Yuh çekeceğim.

[GooD aNd EvıL]

İçimdeki o çocuk.

İçimdeki o çocuk,
Teslim olmuştu aşkına,
Seni sevmekten başka,
Bir suçu da yoktu,
Ama yetmedi sana.
Terk edip gittin.

Seni severdi bu yürek,
Her gece yatağın başında,
Aşk şarkıları söylerdim sana,
Gerdanından,gül yanaklarından,
Öperdim, kiraz dudaklarından,
Koynuna usulca girer,
Çığlıklar atardık,
Hazzın kanatlarından.

Sabah olunca kalkar,
Mutfağa giderdin,
Neşeli şarkılar söyleyip,
Öperek uyandırırdın,
Dudaklarımdan,
Sonsuza kadar benimle,
Yaşamak istediğini,
Söylerdin hiç durmadan.

Şimdi,
İçimdeki o çocuk,
Seni sevse de bebeğim,
Dışımdaki adam,
Sana olan nefretinde,
Cehennemi yaşıyor.

[GooD aNd EvıL]

İçimdeki Sana Olan Özlemim

İçimdeki,
Sana olan özlemim,
Kurumuyor,hep tomurcuk,
İnanılmaz bir hızla,
Yeniden açıyor.
İsyanlar çıkarıyor yüreğim,
Şarkılar söylüyorum hemen,
Şarkılarda bastıramıyor,
Yüreğimdeki isyanı.

Tüm tapınaklara,
Mum yakıyorum,dönmen için,
Yetmiyor,isyanımı bastırmaya,
Tapınaklara yaktığım mumlar da.

O kadar zaman geçti ki,
Saçlarının rengini bile unuttum,
Bana nasıl hınzırca baktığını,
Gözlerinin maviliğini,
Kadife teninin kokusunu,
Ardından nasıl ağladığımı,
Seninle ilgili her şeyi,
Unutmuşum.

Şimdi hayallerimde,
Yeni bir sen yarattım,
Her gece şarkılarımı,
Sana değil güzelim,
O’na söylüyorum.

[GooD aNd EvıL]

İçin İçin Ağlasan Kim Duyar Seni.

İçin için ağlasan,kim duyar seni?
Kim anlar yüreğinde olan biteni?
Leyla’nın yüzünü görenler bilir de,
Ya mecnun’un kalbine batan dikeni?

Dostun da avutmazsa n’eyleyeceksin?
Dayanacaksın,hep boyun eğeceksin,
Gülünden ayrı kalmak istemiyorsan,
Olsun,hem gül,hem diken,diyeceksin.

Yaş yetmiş,iş bitmiş,ya umudum,
Gündüzüm geçti,şimdi geceye durdum,
Bir anı cana,canana bedel ömrümü,
Sele attım,yele tuttum savurdum.

Ardımdan eğlenip,sövüp dursunlar,
Yalan yanlış ne varsa uydursunlar,
Dostumdan yüz çevirmem,köpek sözüyle,
Boş ver kardeşim,köpekler kudursunlar.

Tevbe edip,giymiştim derviş hırkamı,
And içip,dönmüştüm dünyaya arkamı,
Gördüğüm an o afeti devran güzeli,
Unuttum tevbemi,buldum o an belamı.

Bir hırka bir lokma yaşadık canlar,
Ezinç içinde bir ömrü taşıdı canlar,
Yanmayacağız kıyamet günü çünkü,
Yandık bu dünyada,ışıdı canlar.

O’ nun sırrı niçin, dudağımın ucunda?
Niçin,gönül kuşum sevdamın burcunda?
Yaralı ceylan gibi, çın çın çınlarım,
Çünkü bu can,o zalim güzelin avcunda.

Hanginiz,düşman okuna açar omzunu?
Gururdan kim sarhoştur? biliriz onu,
Çok dönekler gördük,unutmuşlardır,
İyi günde kim? kötü günün,dostunu

Gece,ne ses,ne ışık,ıssız her yan,
Karanlığın ortasında işte bir insan,
Gözleri dalgalarda,birini bekliyor,
Nasıl parlayacak güneş deryadan.

[GooD aNd EvıL]

İhanetimin İtirafıdır.

Sen,
Tanrıdan dilediğim,dilek,
Semaya açılan ellerimdin,
Sen,yaşamak istediğim bir ömür,
Tattığım en güzel düşlerim,
Sen,mutluluğa duyduğum özlemim,
Benim kaderimdin,yazgımdın,
Sen,sana anlatamadığım,ve
Kelimelerle ifade edemediğim,
Hiç tanımadığım sevgilimdin.

Bırakma beni,yalnızlığın kucağına,
Yalnız ve sensiz koma demiştim,
Kurt mu kapar,kuşlar mı bilemem?
Demedi deme sakın,
Attın beni aşk ateşine,
Köz olmuş ateşinde yanarım,
Gecenin bir yarısı ve yapayalnız,
Bana şekil verecek demircide yok,
Gecenin bir yarısı,kodu bana yalnızlık.

Ar perdesini yırtacağım,
Utanç duvarını da vızlamıyorum artık,
Yaptıklarımı da sana inat,
Sana ve herkese,bir bir anlatacağım.

Ne kadar kızgınım sana bir bilsen,
Bütün insanlara,insanlığa kızdığım gibi,
Sen benim canım,sevgilim,bir tanemdin,
Erişilmez aşkım,can kırmızısı gülümdün,
Boş koma beni demiştim,boş koma beni
Sensizliği kaldıramam demiştim.

Ve işte bak,nasıl aldattım seni,
Yeni sevgili buldum,belki tanırsın,
Bir bak,kim olduğunu bileceksin,
Evet sevdim onu,hem de delicesine,
Kim mi? Adını da biliyorsun,adı HÜZÜN,
Bıraktım kollarına kendimi,
İster kabul et,ister parçala beni,
Gerekirse hak divanına çıkar,
Tanrılara yargılat beni,ve istersen,
Tanrılara kurban et beni,

Hüzün çiçeğinin sevgilisiyim artık,
Sen çamlıcalarda,uzaklardayken,
Ben Hüzün çiçeği ile sevişeceğim,
İkimiz için aldığımız yatağımızda hem de.
Ve mavi gözlü boşnağım benim,
Hüzün adlı güzeli seviyorum ben,
Ona aşığım ve,ben ona aidim,

Sen Pazar uykusundayken,
Eli elimde,beline sarılmış halde,
Saçlarına taktığım menekşelerle,
Evinin önünden geçeceğim inadına,
Camdan bir bak,biz yeni aşıklara,
Sana ihanetimi gör,mavi gözlerinle,
Sonra ister döv,ister öldür,
Sen yoksan ve öldürsen de beni,
Sensizliğe dayanamayacağım ve,
Hüzün çiçeğinin kollarına uzanacağım,
Sensizliğe onunla gideceğim,
Sensizliğin cennetine,sensiz,
Hüzün çiçeğinin kollarında gideceğim,
Söylemedi deme,söylüyorum işte,
Güzel boşnağım,haberin ola
.

[GooD aNd EvıL]

İhanetin Bedeli

Gece yarısı,
Kan ter içinde uyandım.
Dört yanım kanıyordu.
Dört yanımdan vurmuş beni,
Dört ihanet bıçağıyla,
Hançerlemiş yüreğimden,

Hınçla çektim,
Yüreğime saplanmış,
İhanet hançerini,
Taa gözbebeğinden,
Gözlerinin yüreğinden,
İhanetini bedelini,
Ödetmek için,
Vurdum bende onu,

[GooD aNd EvıL]

İki Çeşit İnsan Vardır

Dünyada iki çeşit insan vardır,
Doğru şeyi,doğru zamanda yapıp,
Güzel zevklerin tadını çıkaranlar,
Ve doğru şeyleri,doğru zamanda,
Yapmayı beceremiyenler,
Yaptıkları yanlışın üzerine,
Sürekli yanlışa,yanlış saldıranlar.
Ama ben genellikle,
Bir tarafın ağır bastığını bilirim,
Ben doğru kadını,O nu seviyorum,
‘O’ ise yanlışı,egosunu seviyor,

Çoğumuz da,iki türlü davranan,
İnsan karışımı değil miyiz?
Bir bakın hele,Kime mi?
Aynadaki görüntünüze,
Ve dost bildiklerinizin yüzüne,
Aşka,sevdaya,sevginize,
Ne görüyorsunuz?

Farklı bir şey göremiyeceksiniz,
Tıpkı kendiniz,tıpkı sevgiliniz,
Aynadaki siz,ananız,babanız,
Sokakta gördüğünüz herkes,
Ne kadar da benziyorlar değil mi?
Aranmayın boşuna hiç,
Aradığınız o mutluluklar,
Aşk dolu güzellikleri,
Yalnız romanlarda veya,
Sinemalarda görebileceksiniz.

[GooD aNd EvıL]

İki Küçük Kırmızı Balık.

Ne kadar mutluyduk,
İkimiz bir akvaryumda,
İki kırmızı balık olarak,
Keyif içinde yüzerken.

Sahi sevgilim,
Mutluluk dediğini,
Akvaryumdaki,
Kırmızı küçük balıklar mı?
Yaşar yalnızca.
Ya da,
İnsanlar mutluluğu,
Neden akvaryumdaki,
İki kırmızı küçük balıkta,
Anlatmaya çalışırlar?
Hadi söyle bana, sen de,
Mutluluk senin için de,
Akvaryumda yüzen,
İki küçük kırmızı,
Balık mıdır?

[GooD aNd EvıL]

İkibin Üç’e Sitem

Ey İkibin üç,
Beni,koskoca,
Koca adam yaptın ve,
Kaf dağının ardında,
Bir güzel var diyerek,
Gönlümü nişanladın ona,
Düşünmedim,nedir,kimdir diye,
Mahcemal’ini bile görmeden,
Senin anlattıklarına,
Ve onun yazdığı maillerine bakarak,
Sevdalandım,aşık oldum ben.

Aslında benim sevdiğim,
İçimde fingirdeyen,
Sevmeye aç,aşka aç,
Gönlümde yarattığım,
Hayalimdi,
Bunu daha önce anlasaydım,
Senin aklına uyup,
Aşk acısını tadar mıydım?
Hele o acımasızca,
Aşk denen duygudan yoksun,
O Boşnak güzelinin,
Acımasıca vurduğu,
Şamarını yermiydim?

Ben yaşıyorum amma,
Asıl yaşaması gereken,
Tüm dostlarımı,
Gömdüm bir mezara,
Onlar bilmeden.

Ölmeye hazır bir yürek,
Vardı bende,
Hatta vedalaşmıştım bile,
O Boşnak güzeliyle,
Tam gidecekken öte yakaya,
O Boşnak güzelinden gelen,
Bir telefonla vazgeçtim ölmekten.

Yapma dedi,Gitme dedi,
Peki dedim amma,
Beni yaşamaya mahkum ederken,
Arkadan vurup,bu kez,
O veda etti gitti,
Onunla birlikte,
Tüm yaşaması gerekenler,
Birer,birer öldüler,

Böyle geçti ikibin üç,
Nasıl güle güle diyeyim,
Ben yanarak geçerken,
Yapayalnız ikibin dörde,
Dileğim olur sadece,
Bütün sevenler,
Kavuşsunlar birbirlerine,
Güzel günler getirsin,
İkibin dört ve,
Ondan sonra gelecek seneler.

[GooD aNd EvıL]

İlk An,İlk Görüş

İlk görüş,
O andır ki,böler,
Yaşamın sarhoşluğunu,
Uyanışımızdan,.

O ilk alevdir ki,
Tutuşturur yüreğimizin,
Varını yoğunu.

O ilk nağmedir ki,
Yazdığımız,
İşlenir yüreklerimizin,
Gümüş telleri üzerine.

O kısacık andır ki,
Titretir yüreklerimizi,
Başlar gümbürdeyerek atmaya.

O ilk bakıştır ki,
Çözer sonsuzluğun içindeki,
Geleceğin sırlarını.

O ilk tohumdur ki,
Aşk tanrıçası tarafından,
Dağıtılır tüm gönüllere,
Ve sevgilinin gözleriyle,
Sevdalı elleriyle ekilir,
Aşk bahçelerine,
Tutkularımızla yeşerir,
Sevgi dolu can tarafından,
Biçilerek dağıtılır,tüm evrene

[GooD aNd EvıL]

İnanmak Üzerine

Sükun ve huzur içinde,
Yaşamak için çabalarım.
İnsan gibi yaşamak,
Sevgimi dağıtmak herkese,
Sevdalanmak herkes gibi,
Gönlümdeki O güzele,
Yaşamak onunla,
İki insan olarak aşkımızı,
Başkada ne isteyebilirim ki?
İnsan olmak,insan gibi yaşamak.

Nedendir anlayamadım hiç,
Sokaklarda,caddelerde insanlar,
O bildiğimiz,bizim insanlarımız,
Sevgi dağıtmak için yanlarına,
Sokuldukça,oluyorlar duvar,
Kime uzatsam ellerimi,
Hep köz ve ateş doldurdular.

Gönlümü sundum böyle birine,
Aşık oldum ona,hemde delice,
Yüreğimi çıkarıp verdim ellerine,
O da acımadı,attı yüreğimi,
Kor alevler içindeki,aşk ateşine,
Ondandır,yanarım şiirlerimde.

Tek suçum onu sevmek,
İnsanlarla yüreğimdeki,
İnsanca sevgimi paylaşmak,
Sevdalandığım güzeli,
Bilmesede, kendimde yaşamak.

Olmadı,rahat bırakmadılar,
Ulaşmış onada çirkin dedikodular,
Bana ve aşkıma inanmaz,
Ne söylesem,ne anlatsam,
Dedikodulara inanır da,
Onu delice seven,
Koca Adamına inanmaz.

[GooD aNd EvıL]

İnsan her zaman biraz suçludur

İnsan her zaman biraz suçludur,
Söylemez içindeki arzularını,
Ve dileklerini,karşısındaki,
‘O’ kişiye veya sevgilisine.

‘O’ndan gizli duygular beslemek,
Ve duygularının bilinmemesi için,
Suskun ve sessiz kalmak,
Derin bakışlarla,uzaklara dalmak,
Yaşadığı hayaline,sevdiğini,
Ya da o kişiyi katmamak,
Gizliden de bir suçluluk duymak,
Kimselerle gizli duygularını,
Paylaşmamak.

Öyle değil mi?
Bir birimizin gözlerine bakarken bile,
Gizlediğimiz duygularımız yok mu?
Söylemeyiz onları hiçbir zaman,
Ve kendi gizlerimizde,
Kendi duygularımızı,
Onunla ama ondan habersiz,
Yaşamaz mıyız?

Çok zaman yatakta sevişirken bile,
Bedeniyle seviştiğimiz,’O’dur ama?
İç benliğimizde kim bilir,
Hangi başkasıyla sevişmekteyiz?
Söylemeyiz bunları ona,
Ve hiç kimseye,
O nedenle tüm insanlar,
Biraz olsun,suçlu değil midir?

[GooD aNd EvıL]

İnsan Neyi Arzu Ederse

İnsan neyi arzu ederse,
Ruhu onu kazandırır,
Kış geçtikten sonra,
Bahar’ın güzelliklerini,
Yüce aşkların,sevdaların,
Yeniden filizlenmesini,
Sağlayan tabiat ana,
Kışın; soğuk karların ve,
Buzların altına gömdüğü,
Sevgiden yoksun gönülleri,
Aşkına ihanet edenleri,
Yeni güzelliklere,
Taze sevdalara,aşklara,
Bereket olsun diye,
Bereket yağmurlarının altına,
Sıcak güneş ışıklarının,
Tanıklığında,
Mezarlarına gömecek,
Yaşadığımız dünyayı,
Taze bir başlangıç yaparak,
Yeni sevda çiçeklerinin,
Yeşermesini sağlayacaktır.

[GooD aNd EvıL]

İnsan Olmak Üzerine

Önceleri soruyorlardı, hangi ırktansın?
Değişti biraz, zaman içinde,
Bu kez, hangi ülkedensin diye?
Sorgulanmaya başlandı insan.
Birde sormazlar mı dinin ne, peygamberin kim?
Sanki her dinde başka bir tanrı var,
Hangi ırktan olduğunun, ne önemi olduğunu,
İnsanın neye inanıp, neye inanmadığını
Anlamış ve sorgulamış değilim bu yaşıma kadar,


Dünyaya gelirken, bir tercih hakkım olmadı ki,
Anamı, babamı, ırkımı ve cinsiyetimi seçeyim,
Hangi ülkede ve hangi çağda yaşamayı bileyim,
Beni yaratan senide yaratmadı mı? Ne farkımız var,
Nasıl istersen öyle dua et, hangi tanrıya dilersen yakar,
Bir köpek olarak gelseydim dünyaya, Kaniş mi, kangal mı?
Yada bir av köpeği mi olmayı dilerdim, bilemem,
Ne değişirdi, köpek köpektir, İnsan da insandır,
Sizce de öyle değil mi? koyun sürüsü gibi,
Sokaklarda gezinen, sevgiden habersiz, ey insanlar.

Ama kanatlı bir kuş olarak gelmek isterdim,
Enginlere dilediğim gibi uçabilmeyi,
Denizleri, okyanusları pasaportsuz geçmeyi
Sonsuzluğa, kimsenin sorgusu olmadan,
Erişebilmek için, yorulup kanat çırpamayacak, ve
Bitkinlikten yere düşene kadar uçmak isterdim.

İnsan olarak doğmuşum, insan olmayadır çabam,
Ararım sokaklarda her gün ve gece insan,
Bir insan sevmek isterim, Ama önce olmalı insan,
Güzelde olursa hani, itirazım da olmaz inan.
Gözleri mavi, saçları sarı yada siyah,
Boyumu dediniz? boyuma uygun olsun yeter,
Fazlada tarife gerek yok, hani suyun ötesinden,
Rumeli’nden gelen, boşnak güzelim var ya?
İşte onun gibi bir insan olsun, başkasını istemem,
Okuduğunuz şiirlerimde, anlattım her daim sizlere,
Gri-mavi gözlü, uzunca boylu, Biraz huysuz,
Beni insan yapacak odur, yaşayamam ben onsuz.

[GooD aNd EvıL]

İnsana Güvenmeliyiz.

Güvenmek ve inanmak,
Hem de iman edercesine,
Deniz kıyısında düşlerken,
Sevdayı, sevgiliyi, kavuşmayı,
Bir ömür birlikte yaşamayı,
Nasıl bir huzur dolar içimiz?
Kalkarız sahilden neşeyle,
Evlerimize döneriz.

İnsanlara da, böyle güvenmek,
Gerekmez mi? Saf ve temiz,
İnsani duygular içinde birlikte,
Yaşamayı istemez miyiz?

İnsanlara güvenmeden yaşarsanız,
İnsan yaşamını ve kendi yaşamınızı,
Tam bir cehenneme çevirirsiniz.
Kendi yaşamını cehenneme çevirmeye;
Her ne şekilde olursa olsun,
Hakkı yoktur hiçbir insanın.

Hele sevgiye kapatmak kendini,
Son nefese kadar aşktan uzakta,
Yaşamaya mahkum etmek kendini,
Sevdasını, sevgiliyle paylaşmamak,
Aşkını dağlara, ovalara haykırmamak,
Aşk ateşinde doyasıya yanmamak.

Mutlak son bir gün gelecektir biliriz,
Kimi bir kazayla, kimi Kalp krizi,
Bazen menhus bir hastalık sarar,
Kesin olan, son nefesi verene kadar,
Sevmeyi, sevgi üretmeyi, paylaşmayı,
Başarmalıdır mutlaka insan.
Sevgini vermiyorsan eğer,
Hangi doktor, hangi ilaç,
Yaşatabilir ki seni?

Hadi in sandalyeden demiştin,
Hatırlıyormusun, telefonda, ?
Sen istediğin için ve senin için,
Yaşıyorum sende biliyorsun,
Sensiz yaşamanın ne anlamı varki?

Biliyorsun son dileğimdi senden,
Gül yüzünü bir kez olsun görmek,
Gözlerine bakıp, muradıma ermek,
Dileseydin o an, arkama bile bakmadan,
Ayrılırdım gücenmeden yanından,

Asla veda etmezdim sana,
Sen olmasanda sensiz yaşama,
Devam ederdim dualarımla,
Her çiçekte ben yaşadıkça,
Sen yaşayacaksın, sevgim yaşayacak,
Buna engel olamayacak hiç kimse,
Hatta güzelim, sen bile.

[GooD aNd EvıL]

İnsanlar Bir Gün Ölür

Bu alemde kalmadı kimsem,
yapayalnızım,
Kendimden başka hiç kimsem yok,
Ne dostum var, ne arkadaşım,
Tek başınayım,
Duyarlı ruhum, acımasız işkenceler içinde,
Yerden yere çarpıldı, Bir güzelin elinde,

Yine de, seni, sana karşı,
Çılgınlar gibi sevdim,
Ve sen, kırmızı gülüm, sevdiğim,
Benim sevgimden vazgeçemezsin ki,
Benim sevgimden vazgeçebilmek için,
İnsanlığından vazgeçmen gerek.
Ne yaptıysam olmadı, anlamadın beni,
Boşunaymış çırpınışlarım,
Kendime eziyetler etmişim,
Yazgıma boyun eğeceğim,
Mutlulukta bulamadığım huzurum,
Belki mutsuzluğun avuntusunda bulurum

Herkes gibi sende şunu bil,
İnsanlar bir gün ölür amma,
Sevdalar anıtlaşır, Aşklar çiçeklenir,
Her gün yeniden açar tomurcuklanır,
Gül’e şarkılar söyleyen bülbülü dinle
Her şafakta aşkımı aleme dillendirir.

[GooD aNd EvıL]

İnsanlar Öldürülüyor da,ssiiiiiizzzzzz?

Gözlerimizin içine baka baka,
Dünyanın gözleri önünde,
Kitleler imha edilmesin diye,
Kitle imha silahlarını,
Bir bir yok etmek uğruna,
Tarih boyunca olduğu gibi,
Bir ülke işgal edilmedi mi?

Kitle imha silahları yok edilecek,
Kitleler korkusuzca yaşayacak diye,
Yüz binlerce insan,kadın,çocuk,
Genç yaşlı ve sivil denmeden,
Öldürülüyor da,siiiiiizzzzzzz?
Neden? Çıkmaz sesiniiiiizzzz?

Bir kapkaççının peşinden,
Tüm polis seferber olur da,
Yetmiş milyon insanımızı soyan,
Anlı şanlı bankacılarımız,
Elleri cepte,lüks cipleriyle,
Peşlerinde korumalarıyla,
Yetmiş milyondan korunmak için,
Caka satarak gezmiyor mu?

Her gün ekranlarımızda,
Utanmadan gözümüze bakarak,
Uç uca ekleyerek yalanları,
Söylemiyor mu? Devletlilerimiz.
Onların yalanlarını,allı pullu halde,
Kahve renkli gazeteler,
Sayfalarca yazmıyor mu?

Hele o ihracat şampiyonu,
Hani o üstünde imanları yazılı,
Biz tanrıya inanırız yazan,
Yeşil renkli kağıda tapan,
Bilmem ne SİAD’lı?
Anlı şanlı iş adamlarımız,
Mangalda kül bırakmamacasına,
Neler anlatmıyorlar ki?

Bakın bir çevrenize,
Tüm dereler zehir akar,
Tüm göller petrol artığı dolu,
Denizler bile koli basili cenneti,
Alevler içinde ormanlarımız,
Nefes aldığımız havada
Bir gram oksijen bırakmadan,
Üç kuruşluk asgari ücretle,
Yaşamaya mahkum edilen,
Zavallı birer kimesnesiniz.

Sözlerimi bilmem dinler misiniz?
Yalnızca bu sözleri okuyan değil,
İnsan kılığında gezinen siiiizzzzz,
Birilerinin ardını yalamaktan,
Kahverengiye dönmüş dilleriniz,
Üzülmeyin uşak kiyafetinizle,
Yakında AB ye de,girersiniz,
İşte bu dünyadaki hepiniz,
Siz yaşayasınız diye biz,
İhracat rekorları kırılsın diye,
Kitle silahları,kitleler ölmesin diye,
Yok etmeniz ve? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? adına,
Her gün bir şekilde biiiiiizzzzzzzz,
Sıkmayın canınızı,üzülmeyin siz,
Ölebiliriz.

[GooD aNd EvıL]

İnsanmısınız?

Bütün kadınlar aynı,
Hiç fark yok,birbirlerine benzer,
Ya erkekler? Farklımı,
Onlarda aynı,tıpkısının kopyası,
Aynı hamurun parçaları,
Kadınlar ve erkekler,
Hık demişçesine hemcinslerinin,
Sanki burunlarından düşmüşler.

Ama insanlar öyle mi?
Hepsi başka başka bir resim,
Her biri başka bir şiir,
Bakarsın insanlara,
Özlemlerini,duygularını bulursun,
Bir de tenine dalarsanız,
İşte o an muhteşemdir,
Bir daha yaşanmaz gibi gelir zaman,
Yeniden yaşamak istersiniz onu,
Hatta,canınızı bile severek verirsiniz,
Çünkü insandır O.
O nu yaşamaktan zevk aldığınız,
O zevki,O anı,O hazzı yaşamak için,
Bakın kendinize bir,bakın,
Siz kadınlar,ve erkekler,
İnsan mısınız?

[GooD aNd EvıL]

İstemem Sensiz Cenneti

Seven insan,
Sevginin çocuğu,
Aşkın,
Çiçeğiymiş.

Hem sevdim,
Hem aşık oldum,
Soldu çiçeğim,
Kurudu gitti,
Ne olacak şimdi?
Kara kaderimin,
Karanlığına mahkumum.
Sensiz beni,
Cennete koysalar,
İstemem cenneti,
Cehennemde yanmak,
Sensiz cennette,
Yaşamaktan iyidir bana.

[GooD aNd EvıL]

İstiyorum.

Mavi gözlerine bakarak,
Mutluluğu yaşamak,
Gözlerinin enginlerinde,
Sonsuzluğuna uzanmak,
İstiyorum.

Kollarına başımı koyup,
Saçlarım aklaşıncaya,
Yüzüm kırışıncaya kadar,
Uzanmak istiyorum.

Mutluluk yelkenine binerek,
Aşk ve sevda ülkesine gitmek,
Seninle birlikte yaşlanmak,
Seninle birlikte ölmek,
İstiyorum.

[GooD aNd EvıL]

İsyankar kulunum ey tanrı,

İsyankar kulunum ey tanrı,
Nerde,gururun nerde?
Gök gönlümü kararttılar,
Söylenen nurun nerde?
Sana tapınmaya karşı,
Cennet vermektesin ya,
Bir bedel değimli bu?
Hani o yüce lütfun nerde?

[GooD aNd EvıL]

İşte buna dayanamam,

Gecenin kandilleri sönmüş,
Fitili tükenmiş lamba gibi,
Tek bir yıldız yok ortalıkta,
Kapkaranlık bir gece,
Soğukta değil hani,
Fırtınadan eserde yok,
Seni düşlüyorum yine,
Bembeyaz düşler içinde,
Gecenin siyahlığında,
Ak güvercin gibi,
Uçuyorsun gönlümde,

Ama neden bu gece,
Yağmur yok,fırtına yok,
Kapkaranlık gece?
Aynı yalnızlığım gibi,
Beyaz düşler içindeyken,
Sabah aydınlandığında,
Kara bir haber mi?
Gelecek yoksa?
İşte buna dayanamam,
Sensizliği yaşarım içimde,
Kapkara yalnızlığıma,
Dayanırımda,
Senden gelecek kötü habere,
Dayanamam.

[GooD aNd EvıL]

İyi Bak,Bu Sabah Güneşe

Güneş,günbatımında,
Camdan seslendiğinde bana,
Akşam olacak ve ben,
Yıldızlardan bir elbise,
Giyeceğim senin için,
Başımda taç olarak,
Hilal şeklinde Ay olacak,
Aşkımızın tahtına oturarak,
Dönüşünü bekleyeceğim,
Sabahın türküsünü,
Tan yeri ağarırken,
Güneşin merhabasıyla,
Sana Söyleyeceğim.

İyi bak,bu sabah güneşe,
Gülümseyerek bakacak,
Odanın camından sana,
Çoban yıldızı giderken,
El sallayacak,
Tebessümünde beni göreceksin,
Ve benim selamımı söyleyecek.

Ağaç dallarında kuşlar,
Şarkılar söyleyecek benden,
Sevda bahçelerinde çiçekler,
Daha güzel açacaklar,
Bu gün,yeni bir gün olacak,
Daha güzel bir gün,
Çünkü,seni bana getirecek.

[GooD aNd EvıL]

Kadere Küfretmiyorum Artık.

Yıkılan hayallerimin,
Altında eğilmiyorum artık,
Kadere de küfretmiyorum,
Sensizliğe de ağlamıyorum,
Bende bu yürek,
Bu gönül oldukça,
Sana yer yok güzelim.
Bu günleri yarınlara,
Sensizde bağlıyorum.

[GooD aNd EvıL]

Kadınlar Vardır.

Kadınlar vardır,
Kamaştırır gözleri,
Bakamazsınız,
Şuh ve Muhteşemdir,
Her yanı albeni söyler,
Sarılmak istersiniz,
Sarılamazsınız,Naz eder,

Kadınlar vardır,
Şarap gibidir,
Yıllandıkça olgunlaşır,
Olgunlaştıkça abideleşir,
Gönlünüzde taht kurarsınız,
Kalbinizin sultanı olsun diye,
Bir ömür o sultanla yaşamak,
Bir ömrü tüketmek,
Sultanınızın aşkı ile.

Kadınlar vardır,
Hayyam’ın testisinde,
Yıllanmış şaraptan kalan,
Son kadehteki tortu gibi,
Bırakmaya kıyamazsınız,
İçmek istersiniz son yudumu,
Korkarsınız,sonsuza kadar,
Sarhoş edecektir sizi,

Kadınlar vardır,
Gönül hırsızı,
Doymayan gönülleri,
Talan edip kaçarlar,
Sizi kendine aşık edip,
Aşk ateşine atarlar,
Ateşin harı geçip de,
Köz olmaya başladığınız anda,
Yeni ateşler yakmak için,
Külünüzü savurur,
Orta yerde korlar sizi.

Kadınlar vardır,
Vicdanı cüzdanıdır,
Acımasız yaratıklar,
Deymeye görün bir,
Bin yıl yanarsınızda,
Külünüz bile kalmaz hiç,
Yanardağ gibi yakar sizi,
Fosilinizi bile bulamazlar.

Kadınlar vardır.? ? ? ? ? ? ?

[GooD aNd EvıL]

Kadınlarımız

Önceleri düşünürdük
Kadınlar nedir diye?
İnsandılar biz erkekler gibi.
Sen gibi, ben gibi, hepimiz gibi, değilmi?
Dünyayı yöneten biz erkekler buna dayanamazdık
Nasıl? nasıl olurdu bu.
Bizler dağları delen, devrimlerin savaşçıları
Tarihleri değiştiren, güçlü pazularıyla
Gücün timsali, biz erkekler
Hayır kadınlar insan olamazlar, olmamalılar;
Kadınlar, bizim kadınlarımız, onlar
Bizim malımız, Tohumlayıp çimlediğimiz
Toprağımız.
Düşünmezdik hiç, bizi insan yapan
Toprağında bizi çiçek çiçek açtıran,
Erkekliğimizi yaratan, Yaşatan
Teninde yaşarken o mutlu anları,
Sevdasında enginlere yol alırken,
Yıldızlara bakıp, başlarına yıldızlardan taç yaptığımız
En acılı anlarda ayaklarına kapanıp
Tapınaktaki kraliçe gibi taptığımız.
Sonrasında acımasız debbah gibi yerden yere vurduğumuz,
Anamız, yarimiz, sevdamız, uğruna dağları deldiğimiz,
Çok zaman başımız dizlerinde, temel varlığımız,
Erkekliğimiz yanında yere çalıp horladığımız.
Karanlıkların içindeki kara erkekler hey
Bizi erkek kişi yapanlar kimlerdir hey.
Saltanatımız mı yıkılır, sevdamızın güllerine
Sarılsak sıcacık muhterem ellerine
Bizi biz yapan, mis kokan tenlerine
Karışıp gitsek birlikte günün güzelliklerine.
Birlikte yeniden insan olsak, birlikte yaşasak
İnsanlığın kanatlarında enginlere birlikte ulaşsak

[GooD aNd EvıL]

Kahpe Felek

Kahpe Felek
Almış eline iki ucu da....oklu değnek,
Nasıl bir şey bu ey kahpe felek,
Acıya aşık olmak, ne demek
Yada hüzne sevdalanmak.
Sevdiğine uzatmış hüznün çöplerini Felek,
Acı ve hüzün çekeceksin, hangisini çekersen çek,
Hepsini kırmış, kahpe felek,
çaresiz kodu biz aşıkları,
Tek çare var, acıyı, yada hüznü çekecek.
Ne biçim kader bu?
Acının ve hüznün çöpünü çekmemizi isteyecek.

Mutluluğun çöpünü kime çektirdin ey kader,
Sen birazda bize ondan haber ver,
Gideyim mutluluğun çöpünü kendim bulayım,
Bir kez olsun, mutluluğun çöpünü çeksin diye,
Mavi gözlü sevgilime sunayım.

Ey benim mavi gözlü boşnağım,
Duvarı nem, insanı gam öldürür derler,
Hüznün içine dalarsak, oluruz birlikte heder,
Tutun aşkının eline, bitsin bu kötü kader,
Sen güçlüsün, düşün bir, gücün her şeye yeter,
Senki, sehpadan indirdin beni, dolanmışken boynuma ipler.
Ölmeye niyetim yok demiştin, yaşamak için,
Boşnak damarım ve sana olan aşkım yeter,
Bırak hüznün çöpünü çekmeyi,
Gülsün artık sevdalı yüzler,
Güzel günler yaşaman için, inan güzelim,
Sana bu koca adamın yeter.

[GooD aNd EvıL]

Kalebent Mahkum

Ey giden yıl!
Nasıl dertlenmeyeyim senden?
Beni kendimden koparıp,
Gönlümü kaptırdın ‘O’ güzele,
Sonra acımadın bana,
Vurdun yerden yere.
Ve bana gösterdin,
Büyük bir ibretle,
Ölümün ve yaşamın üstündeki,
Elemin ve mutluluğun gücünü,

Sevmeye aç,aşka aç,
Yüreğimde,beyaz bir,
Zambağı yeşerttin,
Sevda çiçeğimi kurutup ardından,
İçimdeki yalnızlığa kelepçeledin.
Beni,yüreğimde,
Onsuz yaşamaya kalebent edip,
Müebbete mahkum ettin.
Nasıl şikayet etmeyeyim senden.

Şikayetlerimi anlatırken sana,
Yaşamdan dertlenmiyorum ben,
Bilirim ki ancak,
Yaşamdan kuşku duyanlar,
Şikayet eder,yakınırlar.
Seninle geçen günlerimden,
Pişmanlıkta duymadım,
Çünkü yaşamdaki gerçeği,
Arayanlar,benim gibi,
Acı çekmeye mahkumdurlar.

[GooD aNd EvıL]

Kandil Yıldızıyım Bu Gece

Bir birimizden uzaklardayız,
Ama anlaşılmaz da değiliz,
Sen beni beklemedesin,
Ben sana kavuşma derdindeyim,
Anlaşılmaz nesi var bunun?
Sevdalı gözlerle yolumu gözlersin,
Bense aşk ateşinde yanarım senin.

Bak gökyüzüne bu gece,
Kandil yıldızı olup sana gülümseyeceğim,
Sabah şafağında uyanmaya bak,
Gecenin yıldızlarının ve ay dedenin,
Işıklarından konfetiler yağdıracağım.

Aç ellerini semaya doğru,
Aç eteklerini,doldur konfetileri,
Yoldan geçenlere dağıt birer birer,
Gecenin yıldızlarının ve ay dedenin,
Işıklarından topladığım konfetileri.
Bir tutam da kendine ayır,olur mu?
Gece olunca beni anman için,
Ve karanlık *******de odanı,
Sevda ışıklarıyla doldurmak için,
Vazoya,sürahiye de koyma,
Yanı başında durayım,veya,
Ellerinde tut,gece olunca,
Sana ışıklar içinde,
******* boyu gökyüzünde bestelediğim,
Aşk şarkılarımı söyleyeceğim.

[GooD aNd EvıL]

Kapını Çaldım? Yoktun

Gel dedin,
Geldim.
Kapını çaldım,
Evde yoktun sevdiğim.
Kimbilir nerede?
Kimlerleydin?
Ben de sana inat,
Başka kapıyı çalıp,
Ve evdeyse heyhat! !
Merhaba gülüm,
Merhaba ölüm,
İşte ben,
Sana geldim,
Diyeceğim.

[GooD aNd EvıL]

Kapıyı Çalmanı Bekliyorum

Aylardır,
Uykusuzluğun sınırlarında,
Dolanıyorum bitkin.
Duyduğun sesler gecenin değil,
Kim haykırıyor sanıyorsun?
Çığlık çığlığa sokaklarda.

Yine de yitirmedim umutlarımı,
Odamda,camdan bakarken,
Kapıdan bir ses bekliyorum,
Döneceğin anı düşleyerek,
Ha döndü,ha dönecek,
Kulaklarım kirişte,
Senin kapıyı çalmanı,
Bekliyorum.

[GooD aNd EvıL]

Kara Dinli Terörist’e

Size; hayvan bile demek istemem,
Hayvanlara hakaret olmasın diye,
Sizler olsanız,olsanız,Birer,
İnsan siluetinde dolanan,
Kara dinli,kara donlu ve insafsız,
Allahsız,vicdansız katil robotlarsınız.
Hangi ellerde,hangi ülkelerde,
Hangi tanrı adına,ya da?
Hangi din kitabına göre programlandınız?

Kim sorsa haksızlığadır isyanınız,
Emperyalizmdir en büyük düşmanınız,
Herkes tarafında da bilinmektedir bugün,
emperyalizme uşaklık etmektesiniz,
Aslında büyütüldüğünüz bahçede,
Uşaklığını ettiğiniz o aşağılık,
Emperyalizm tarafından yetiştirildiniz.

Hangi tanrı ister,masum insanların öldürülmesini?
Ya da hangi din kitabın da okudunuz,söylermisiniz?
Sizler; çirkin kara dinli,kara donlu,vicdansız,
Masum insanları öldürmeye şartlandırılmış,
Kara dinin tanrısı,cehalet dininin kölelerisiniz.

Attığınız her bombada,bir bakın göreceksiniz,
Ardınızda sevgi ve kardeşlik çiçeklerinin,
Renk renk,başak başak açtığı dünyanın,
Yeniden ve inançla kurulduğunu göreceksiniz,
Şimdi attığınız o kendiniz gibi kalleş bombalarla,
Anneler,çocuklar,sevgililer ve insanlık ağlayacak,
Benim gibi şairler ve insanlar,türkülerinde,
Kara dinli,kara donlu,vicdansız teröristlerin,
El ele,gönül gönüle,siz ve sizi azmettirenlerin,
Yüzlerine,kucaklar dolusu tükürükler atacağız.

[GooD aNd EvıL]

Kara sevdalı Deli.

Herkes bana bakıyor,
Bende herkese bakıyorum,
Ve boşluğa doğru,
Tekmeler atıyorum.
Gülüyor insanlar bana,
Bense öfkemi sallıyorum,
Her tekmeyle sokakta.

Ölüm haberini duyunca,
Öyle bir öfke kapladı ki,
Yüreğim duracaktı sanki.
Çıktım sokaklara o halde,
Önüme ne geldiyse,
Başladım tekmelemeye,
O yüzden bakıyor insanlar,
Ve gülüyorlar bana.

Sokağın köşesinde,
Sabah simidi satan adam,
Neden tekmeliyorsun boşluğu?
Diye sorunca bana?
Senin ölüm haberini söyledim.
Senden kalan ve sensiz,
Yaşadığım yıllarımı,
Sana olan özlemimi,
Sen olmadan geçecek günleri,
Ve senden kalan acı dolu,
Hatıraları tekmelediğimi söyledim,
Köşedeki simit satan adama.

O da güldü bana.
Uzaklaşırken yanından,
Deli mi ne?
Diye söyendi ardımdan.

Sahi:
Delirdim mi acaba?
Böyle sokaklarda,
Boşluğu tekmeleyen,
Bu adama,bana,
Bu şehrin,
Kara sevdalı delisi,
Demezler mi?

[GooD aNd EvıL]

Kara Yazı

Levh’i Mahfuza kara kalemle yazılmış
Bir kara yazı ki hiç değiştirilemez
Herkes bakmakta yüzüme.bir garip şaşırmış
Meğer alnımda herkesin gördüğü alın yazımmış
Bakarım insanların yüzlerine merakla ben de
Yalnız benim alnıma mı kara yazı yazılmış?

Dışarda acı mı acı, soğuk bir rüzgar esiyor
Acı soğuk, sert mi sert, uçan kuşlar bile donuyor
Sazlığın kıyısına oturmuşum,
Göç kervanını kaçırmış leylek gibi düşünüyorum
Neden? neden? diye soruyorum kendime
Ne yaparsam yapayım, Ne dualar etsem edeyim
Kara yazılmış kaderim, bir türlü değişmiyor.

Güz güneşi solgun bugün,
Canlılara yazdan bir tebessüm dağıtıyor,
Bense sıcaklığın ta içimde yakarken beni
Akşam güneşi aydınlığında ortalık
Kıpkızıl dudaklarıyla, gökle yer
Kır çiçeklerinin önünde öpüşüyor,
Sarılmışım senin hayaline,
Sevda çiçekleri sunup, hayalini öpüyorum.


Akşam vakti, bakır renkli suya dönüşüyor her yer
Hayalinle sarmaş dolaş, ellerim saçlarını okşuyor,
Umut perilerine yol vermişim, sabahı beklesinler
Şehirde ise herkes, bu akşam umutla yarını bekler
Ben, yalnızca senin gelmeni bekliyorum.
Uzat elini bana artık, ey güzel kız,
Ölüm kuşunun kanatlarına binmeden,
Kalan günlerimizi, sevda ateşimizle yakarız,
Son nefesi vermedik daha, Bak
Ne güzel günler yaşarız.

[GooD aNd EvıL]

Karac'oğlan Misali

Ayağına bağlamış,altından hızma,
Dediler aşık olma,o bey kızına,
Biner gider,ağa oğlunun atına,
Deli gönül,söz dinlemez,neyleyim.

Yüreğime ateş düştü yanarım,
Gözlerim sılada,bu illerde gezerim,
Gurbet mi olacaktı benim vatanım,
Gel de artık,varıp yanın geleyim,

Karlar yağdı,hangi yola sapayım,
Sevda haktır,sevdiğime varayım,
O gamzeli, al yanağından öpeyim,
Yanar yüreğim,daha ne diyeyim.

Deli gönül,yeter gayrı ağlama,
Her güzele öyle gönül bağlama,
Al kaçır dediler,söz dinlemedin
Tutup belinden ataydın ya atına,

[GooD aNd EvıL]

Karac'oğlana Nazire

Mavi gözlerinde,yandığım güzel,
Çağırsam,gül bahçesine gelmen mi?
Ulu tanrım,güzelliği sana vermiş
Seni gören gönül,başkasını ister mi?

Kızıl gülden,Yüzüne al basmış,
Tanrım seni,ben için mi yaratmış?
Bahar gelmiş,gün tepeden aşmış,
Anam gelse,baban seni verir mi?

[GooD aNd EvıL]

Karanlıklar Ülkesine Gidiyorum.

Atımı dört nala,
Karanlıklar vadisine doğru,
Sürmekteyim.
Gün ışığı tükenene kadar,
Gecenin koynuna doğru,
Kapkara bir yalnızlığa,
Kanat açmış,
Atımı çatlatırcasına,
Dört nala koşturmadayım.
Senden çok uzaklara,
Hatta kendimden bile,
Uzaklara,
Senin ve benim,
Birlikte olamayacağımız,
Karanlıklar ülkesine,
Gidiyorum.

[GooD aNd EvıL]

Karlar Yağmalı Şehre.

Gitmemelisin artık,
Terk etmemelisin beni,
Karlar yağmalı şehre,
Dolmalı bütün sokaklar,
Kapanmalı tüm yollar,
Kimse terk etmemeli şehri,
Kapının önünde,
Soğuktan titremeliyim,
Camdan beni görmelisin,
Öyle üşümeliyim ki,
Beni içeri almalısın,
Sana sıkıca sarılıp,
Sıcaklığında erimek için,
Bahanem olsun.

[GooD aNd EvıL]

Karşı Yakanın Işıkları.

Sahilden,
Karşı yakadan,
Bakıyorum sana,
Solgun ve yorgun ışıklar,
Birer birer,
Göz kırpıyordu.
Yoksa bana,
Gülümsüyor muydu?
Bense martılara,
Seni anlatıyordum,
Onlarda benden,
Ekmek istiyordu.

Ben yalnızdım sahilde,
Işıklar karşıda,
Yorgun ve cansız,
Umutlarım karşıyakada,
Martılar da benim gibi aç,
Işıklarda yorgun ve cansız,
Soğuk bir rüzgar esmekte,
İliklerime kadar donmuşum,
Kalkıp yerimden,
Karşıyaka nın ışıklarına,
Ve Karşıyaka daki,umutlarıma
El sallayarak,
Sahilden eve doğru,
Seninle buluşacağım,
Düşlerime doğru,
Yollanıyorum.

[GooD aNd EvıL]

Kazma Sapı Gibi Adam

Beni kim niye,
Sevsin ki?
Sevdalanıp aşık olsun?
Kazma sapı gibi bir adamım ben.
Ne bir ses var,
Ne bir görüntü?
Ama insan! ! !
Yaşamı boyunca,
Ömrünü insanlığa,
Mutluluk dolu yaşama,
Adanmış bir kimlik,
Topaç gibi bir yaşamda,
Dönmeden adam gibi,
Neyse gereken,
Döndürek olmadan,
Adam gibi adam olmaya çalışan.

Böyle biriyim işte,
Kavgadan aşık olmaya,
Fırsat bulamayan,
Ömrünün ikinci yarısında,
Tam aşık olmaya hazırken,
Çamlıcadan yakılan,
Aşk ateşinde yanan,
Bir kazma sapıyım ben.

Hiç değişmeden,
Her zaman aynı,
Yapması gereken neyse o,
Yalana dolana sarılmayan,
Bu yüzden,
Baldıran zehrine mahkum,
Aşk ateşinde çekiçler altında,
Acımasızca dövülen,
Dosdoğru,adam gibi seven,
Bir kazma sapıyım ben,
Böyle birine,
Aşık olurmusun sen?

[GooD aNd EvıL]

Keder Günlerinin Köleleri.

Seni ben çağırdım,ey insan,
Ben düşlerinizin kraliçesiyim,
Huzuruma çıkma şerefini,
Bahşettim sana,
Şimdi emirlerimi dinle,
İnsan soyuna iletmen için,
Seni seçtim diyerek devam etti;
‘’Düşler ülkesinin kapısını,
Bir devin beklediğini söyle,
Düşler ülkesinde bir düğün,
Ziyafeti verildiğini anlat,
Düğünlük giysileri olmadan,
Kimse giremez buraya,
Düşler ülkesinin bekçisinin,
Aşk meleği olduğunu söyle,
Alnına aşk’ın işareti kazınmamış,
Kimse giremez bu cennete,
Derelerinden nektar akar,
Aşk melekleri,sevda çiçekleriyle,
Göklerde uçar kuşların eşliğinde,
Aşk şarabından içerler,
Aşkın,sevdanın türkülerini,
Söylerler aşıklarla birlikte.
Çiçeklerin hoş kokularını,
Tarif et insanlara,bilsinler ki,
Buraya,düşler ülkesinin,
Çocuğundan başkası giremez’’

De ki,insanlara,
‘’Onlara bir kadeh dolusu,
Sevinç gönderdim,
Ama onlar cahillikle,
Sevinç kadehini döktü,
Sonra gittiler birlikte,
Karanlığın meleği Keder’in,
İçkisiyle doldurdular kadehlerini,
İçtiler bütün ******* boyu,
Keder sarhoşu oldular hepsi’’
Ve deki onlara;
‘’Günlerini düşler ülkesinde,
Geçirmeyen insanlar,
Keder günlerinin kölesi,olurlar’’

[GooD aNd EvıL]

Kelepçeli Aşık.

Bahçesinde/ Mine /beyazı güller,
Bülbüllerle oynaşır kırmızı güller,
Androsun ortasında bir saray,
İçinde yaşar Androslu dilber.

Bense buralarda tutukluyum,
Ellerimde kelepçeler,
Ayaklarımda prangalar,
Seni sevmemi yasakladın, amma,
Gönül bu, nasıl isterse öyle,
Çılgınlar gibi seni sever.

Zorlansam da sonunda,
Yeneceğim inadını senin,
Ellerim kelepçeyle bağlansa da,
Sapanımla atacağım her yere,
Sevgi çiçeklerini, aşk böceklerini.

Her yeri kaplayacak çiçekler,
Teninde ve saçlarında böcekler,
Aşk türkümü söyleyecekler,
Senin inadını yenmek için,
Renk, renk güller bülbülleriyle,
Karanfiller, yasemenler, kır çiçekleri,
Aç perdeni dışarıya bir bak,
Benim sevda şarkılarımı sana,
Kemanların eşliğinde söyleyecekler.

[GooD aNd EvıL]

Kelimeler ağlıyor.

Yazıyorum durmadan,
Seni seviyorum diye,
Ama bak,
Harfler tek tek ağlıyor,
Kurduğum cümleler,
Oluk oluk kan kaybediyor.
Böyle giderse eğer,
Sana yazdığım sözler,
Benimle birlikte,
Ölecekler.

[GooD aNd EvıL]

Kemanların Sustuğu Gece.

Kemanların sustuğu o geceyi,
Hatırlıyor musun sevgilim?
Sana olan sevdamın şarkısını,
Söylemeye başladığımda,
Tüm kemanlar susmuştu hani,
O gece herkesin önünde,
Sana aşkımı söylemiş,
Gülün Rubaisini okumuştum,
Ve kemanlar bile susmuştu,
Sana olan aşkımın tiradını,
Söylerken sana,doyasıya.
Bembeyaz aşkımı anlatan,
Kırmızı güllerden bir demet,
Sunmuştum sevgilim sana,

Gecenin bu vaktinde,
Yıldızlarla dolu gökyüzü,
Gündüz gibi masmavi her yan,
Yine seni hatırlattı bana,
Sana aşkımı söylediğim,
Kemanların bile sustuğu,
O muhteşem an geldi aklıma.

Senden başka hiçbir şey,
Dolduramadı yerini,
Sen olmayınca sevgilim,
Ne aşkın tadı var,
Ne öptüğüm dudakların.
Senin dudakların,
Bir başka güzel di bana,
Mavi gözlerinde ki denizler,
Hatta hiçbir okyanus bile,
Tutamaz gözlerinin rengini,
Sen başkaydın sevgilim,
Seni sevmek,Aşık olmak sana,
Her şeyden,her/.,.,.,.,.,.,.,.,./Başka.

[GooD aNd EvıL]

Kendi Girdabımda,Dönmedeyim.

Dünya döner,
Ben dönerim.
Öyle bir anafor ki,
Tam içindeyim.
Döndürüp durur beni,
Kendi girdabına yakalanan,
Şaşkın aşık gibiyim.

Uzatırım ellerimi,
Tutunacak bir dal için,
Ne bir dost kalmış?
Ne konuşacak bir yaren.
Kendi yalnızlığıma sarılmış
Kendimle hasret gideririm.

Öyle hale gelmişim ki,
Her yan dönmede,
Ben dönmedeyim.
Kendi girdabımda,
Sarhoş bir haldeyim.

[GooD aNd EvıL]

Kendi içinde Yolculuk

Bir yerlerde,
İşte burada,
Kendi içinde,
Yolculuğa hazırlanan,
Bir adam var.

Sabahın ilk ışıklarıyla,
Yola çıkacağım,sessiz,
Yalnız gidiş bileti,
Kestim kendime,
Dönüşü olmayan,
Bir yolculuğa çıkıyorum,
Kendi içimde.

Ya sana geldiğimde?
Seni bulamazsam içimde?
Olsun ben yine de,
Sana doğru,senin yanına,
Umut dolu olarak,
Yola çıkıyorum bu sabah.

Sen oradasın değil mi?
Aklıma şüphe düşürme?
Ya,orada yoksan diye,
Ama olsun,ben yine de,
Sana kavuşmak için,
Yola çıkıyorum içimde.
Hem kestim biletimi artık,
Yalnız gidiş olarak,
Dönüşü olmayan bu sefere.

Seni bulamazsam eğer,
Sensiz yaşamak zor gelir,
O zaman başka bir yöne,
Yine dönüşü olmayan bir bilet,
Keseceğim kendime.

Ve son yolculuğum olacak bu,
Veda edeceğim şehrine,
Elveda diyeceğim sevgine,
Vedalaşacağım geçmişimle,
Belki de bu dünya ile,
Seni bulamazsam orda eğer,
Hoşça kal be adam diyeceğim,
Bu kez kendime.

[GooD aNd EvıL]

Kendimi Arıyorum

Dün gece yine,
Bir başıma yalnızdım.
Düş dünyamda gezerken,
Gökyüzüne çıkıp,
Yıldızlarla konuşmak,
Dertleşmek istedim.

Neden? böyle yalnızsın?
Diye sordu yıldızlar?
Nasıl dedim?
Yanımda sevgilim yok,
Diye mi? yalnızım?
Yoksa yanımda,
Kendim yok diye mi?
Şaşırdı yıldızlar soruma,
Sevgilini sorduk! Dediler,
Yıldızlar bir ağızdan.

Yalnız değilim aslında,
Sevgim yüreğimde,
Sevgilim beynimde,
Hatta şimdi,
Bakarsanız şiirlerime,
Orada yaşıyor dedim.

Sevgilim şimdi nerde?
Bende bilmiyorum,
Yalnızlığım ise asıl,
Kendimi yitirmemden,
Ben kendimi arıyorum.

O nedenle ben,
*******i göklere çıkıp,
Sizlerle konuşuyor,
Kendimi sizlere soruyorum,
Ve ben hep,
Kendimi arıyorum.

[GooD aNd EvıL]

Kendinden Kaçamaz İnsan.

Niçin başka güneş,
Başka dünya ararsın?
Sevgiden kaçmakla,
Kendinden kaçarsın,

Kırdım diyorsan zincirlerini,
Köpeklerde asılır çeker,
Koparırlar zincirlerini,
Kaçarlar sonra,amma,
Halkaları kalır boynunda,
Kopardığı zincirlerin,

Benliğini arıtmayınca,
Neler beklersin öyle,
Kendi kendinle uğraşır,
Ne savaşlar edersin boşuna,
Tutkularının esirisindir,
Kıvranır içinde insan,
Çok çöküntüler içine düşer,
Sergiler ahmakça bir gurur,
Ancak; öldürücü yaralarını,
Bağrında taşır insan.

Ne kadar kaçarsa kaçsın,
Varacağı menzil birdir,
Gidecektir yalnızlığına,
En yalnız olduğunda bile,
Kendine,kendi içinde,
Kurmalı yeni bir alem,
Ruhu dertler içindedir,
Kaçamaz bir an bile,
Kendi içindeki,kendinden.

İnsanın erdemi,
Kendi kendisiyle yetinir,
Ne kurallara başvurur,
Ne gösterişe,ne laflara,
Olur kendine yoldaşı,
İşte o zaman özgürce,
Aşka,sevdaya,dostluğa,
Olur,en güzel arkadaş.

[GooD aNd EvıL]

Kendinden Kurtulmak Üzerine

İki yarımdan oluşur insan,
Bir sizin gördüğünüz,
Diğeri içerde yatan aslan,
Görünen egoizmi yaşarken,
İçerdeki ise tarih boyunca,
Tutsaklığa mahkum edilen,
Sen olacaksın her zaman.

Böyle olunca,
Her şeyde yarımdır insan,
Kendini katmıyorsan,
Aradığın bütüne,nasıl?
Nerede ulaşacaksın.
Kendinden,diğer yarımdan,
Koparak,nasıl,nasıl,
Bütüne tamamlayacaksın?
Hem bütünü isteyecek,
Hem egoizmini yaşayacaksın.

Çeliğe su vermek için,
Demiri ateşte iyice,
Kırmızı oluncaya kadar,
Kor ateş etmek gerek,
Demirle birlikte,ateş başında,
Sende pişeceksin ki,
Demirden çeliğe geçerken,
Çekilen aşk acısını,anlayacaksın.

Dışardaki; o duyargaları,
Dumura uğramış,
Kendinden kurtulacaksın,
Ve tam o zaman,
Birini kırmadan önce,
Sevda evini yeniden,
Yapmayı öğreneceksin.

Aynaya baktığında,
Gördüğün hala o değilse?
Sevda bahçesine girme,
Bırak çiçekleri aşk bahçesinde,
Sevmeyi öğrenmeden de,
Kırmızı gülleri derme.

[GooD aNd EvıL]

Kendini Vazgeçilmez Sananlar

Bir düşünseniz kadınlar,
Oranızın inanç kutusu olmadığını,
İman edilecek bir yer olmadığını.
Hoş biz erkekler de,
Kendimizi,o fazlalığımızı,
Bereket tanrısı görmekten,
Bir vazgeçebilsek eğer,
Onun bereket tanrısı değil de,
Yaşam anahtarı olduğunu,
Açacak bir kilit yoksa,
Hiçbir işe yaramadığını,
Bir bilebilsek,bir anlayabilsek,
Ne kadınlar dişliğiyle,
Ne adamlar erkekliğiyle,
Bulunmaz hint kumaşı olmadıklarını
Kimse,kendi cinselliğiyle,
Kendini vazgeçilmez sanmayacak,

Ama tarih boyunca bize yutturulan,
Erkek egemen toplumda,
Sokaklarda pazularıyla güçlü,
Yatakta bir kadının dişiliğinde,
Süt dökmüş kedi gibi,
Kendini teslim eden o zavallı,
Yaşanılası güzellikleri,İnkar edercesine,
Yataktan çıkınca yeniden,
Vahşi köpek,dayanılmaz ayı,
Ya da,kadınlığını,
Mısır kraliçesi Kleopatra gibi,
Görmeye çalışan kadın.
Hadi gelinde bunun,
Bir orta yolunu bulun.
Ne biz erkekler kadınsız,
Ne siz kadınlar erkeksiz,
Yek başına bir hiç değil miyiz?
Bir bütün olmak için,
Atacağımız yalnızca bir adım,
Ne kaybedersin bir düşün?
Ya da ne kazanacaksın?
Ben erkekliğimi,Sen kadınlığını,
Asıl insanlığımızı kazanacağız.

[GooD aNd EvıL]

Kestane Gözlüm.

Altın sarısı saçlım,
Kestane gözlüm,
Seviştiğimiz tüm anların,
Tanığıdır,köydeki samanlıklar.

Ne oldu şimdi?
Vardın ağa oğluna,
Benden çok mu seviyor seni?
Ya da çıldırtıyor samanlıkta.

Hala evinin önünden geçerken,
Bana bakıyorsun camdan,
Neden be güzelim neden?
Ağa oğluyla seviştiğin *******,
Benimle seviştiğin,
Samanlıklardaki *******den,
Daha mı? Muhteşem?

[GooD aNd EvıL]

Keyfine Bak

Gurbet ele itip yabana katma beni
Sen olmak istiyorum, ver artık elini
Sende yok olmak değil, çok olmak
Aynada hep seni görmek istiyorum

Yalvartma beni, çekilmez bu hal
Ayağında olayım dilersen halhal
Saçında toka, burnunda hızma
Sevmektir suçum, ne olur kızma

Yokluğunda senin, kır çiçekleri topladım
Gül bahçesinden sen diye gülü kokladım
Bir sevindi, öyle güzel açıldı ki gül
O gülü sana sunmak için sakladım.

Sende olacaksın sonunda toprak
Tadına var sevdanın, hazzını duy
Kokla çiçeği, sarıl gülüne, öp dudağın
Şu saltanatın, yeller esecektir yarın


Gün yüzlü, selvi boyluyla böyle yan yana
Kolların dolanmış yarin gerdanına
Kırmızı gülü elde tutma var saçına tak
Sevdiğin yanında ya; bu anın keyfine bak

[GooD aNd EvıL]

Kır Çiçeği Almila

Bir uçurum kenarında,
Hiç bir elin uzanamıyacağı uzaklıkta,
Açan bir çiçeğim ben.
Uçurum kenarına gelen bir güzele,
Ne güzelsin dediğim için,
Cezalandırıldım ben.

Ne sarkıp beni kopardı,
Ne eline alıp kokladı.
Ne mahcemaline dalıp,
Dünyasına almadı,
Bir tek suçum o ki,
Sen güzelsin dedim,
Kır çiçekleri ve kardelenler,
Gerçekten Güzeldirler,

Bu mu suçum benim,
Bir çiçeğe güzel demek,
Cehenneme kapatılmaya,
Sencede yeter demek.

[GooD aNd EvıL]

Kır Çiçekleri.

Engin denizler gibi,
Kırlardaki kır çiçeklerini,
Nasıl severim bilseniz?
Arılarla birbirlerine,
Sevda mektubu göndermelerini,
Yüreğime sevinci,
Bana yaşama isteğini,
Sana kavuşma ümitlerini,
Her gün yeniden,
Bana verdiği için.

[GooD aNd EvıL]

Kırmızı Gül,&,Bülbül

Tükendi mavilikler,
Her yer kararıyor,
Akşam oluyor artık,
Doğuyor yıldızlar,
Suları kaplıyor,
Yakamozlar.

Kırmızı gül,
Taç yapraklarıyla,
Sarıyor kendini,
İçinde nice aşklar,
Alev alev yanacaklar.
Seher vakti yeniden,
Açacak yapraklarını,
Bırakacak göklere,
Alev alev yanan aşkları,

Bekleyecek gül ardından,
Kıpkızıl ihtişamıyla,
Kucaklayacak sevgilisini,
Şarkılar söyleyecek bülbül,
Kızıl güle,yanık yanık,
Gülde bir naz,bir naz
Bülbül’ün dilinde niyaz,
Sonunda dayanamaz,
Ağlayarak uçar,
Yalnızlığına bülbül,
Her seher vakti gelir,
Umutla yakarır,
Nazından vaz geçermi?
Kızıl gül.

Böyle gitmez elbet,
Kızıl gül’e
Bir sabah gelmez bülbül,
Duyacak gül,bülbülün,
Aşkından öldüğünü,
Ah çekerek gül,
Döker yapraklarını,
Bir daha sevda bahçelerinde,
Açmayacaktır,
Kızıl gül,

[GooD aNd EvıL]

Kırmızı güldür,aşkın böceği,

Haydi davulu getirin,
Halay halkasını kurun,
Oynayın kızlar oynayın,
Geliyor karşıdan gelin,

Davular güm güm vursun,
Gelen gelin,sevdiğim olsun,
Oynayan kızlar darılmasın,
Sevdiğim yanımda dursun,

Papatya en güzel kır çiçeği,
Kırmızı güldür,aşkın böceği,
Sevda bahçesinden getirdim,
Yarimin başına taktığım çiçeği.

[GooD aNd EvıL]

Kısacık Bir Mola İstiyorum.

Sırtımda heybem,
İçine doldurmuşum,
Sensizliği,Yalnızlığı,
Ayazın savrulduğu,
Kapkara bir gecede,
Koyulmuşum yola,
Gideceğim menzil,
Neresidir bilmiyorum,
Acep neresi ola?

Kurtulmak istiyorum,
Sensizlik ve yalnızlıktan,
Eğer yolum düşerse sana,
Ne olur sevdiğim,
Son kez olsun kollarını,
Boynuma dola.

Geçti gidiyor zaman,
Ne kadar dediysem aman,
Çok zalimmişsin felek,
Sen değil misin bana?
Kara kaderi yazan.

İşte karşımda ölüm,
Dilemem senden aman,
İstediğim yalnızca,
Kısacık bir mola,
Sana doyacak kadar,
Şuncacık bir an.

[GooD aNd EvıL]

Kız Seni Nasıl Almalı.

Entarisi basmadan,
Al yanakları elmadan,
Salınarak yürüyor,
Bırakır mıyım seni kız,
Al yanaktan almadan.

Gözleri bakar mavili,
Burnunda hızma
Ayakları halhallı,
Bizim ordan geçerken,
Yaşmağını kaldırıp,
Bana işmar etmeli.

Başı yaşmağınan bağılı,
Kız seni nasıl almalı,
Gönderecek kimsem de yok,
Anana bir deyiver hele,
Baban istemeden vermeli,

[GooD aNd EvıL]

Kızıl Gül’e

Nasıl sıkılıyorum nasıl? Bir bilseniz,
Güz ayazında çıktım kırlara,
Ömrümün güzünü yaşadığım şu anda.
Mevsim güz, vakit güz, öğleden sonra,
Dolaşıyorum kırlarda, kendimle baş başa,
Ortalıkta kır çiçekleri, birde ben yalnız,

Bir çiçek kıpkızıl bakmakta bana,
Tam da kır çiçeklerinin durur ortasında,
Kim bilir kim? düşürdü seni,
Bu parka kır çiçeklerinin arasına?
Yağmur yağıp, güneş vurdukça,
Belli ki köklerini salmışsın toprağa.

Evet dedi sessizce, kimse duymasın der gibi;
Bir güzelin elinde geldim buraya,
Beklediği sevgilisi gelmeyince o güzel,
Savurup attı beni, işte bu toprağa,

Ağlıyordu hıçkırarak, gözlerinden yaşlar akıyordu,
Sanki dağlardan, pınarlar çağlıyordu,
Fırlattı attı beni, kır çiçeklerinin arasına,
Koşuyordu çılgın gibi, bakmadan arkasına.

Yapraklarını okşadım, parmaklarımla,
Kokusunu içime çektim, doyasıya,
Değişik bir gül, kıpkızıl rengiyle,
Kadife elbise giymiş gibi yapraklarıyla.
Bu ülkeden değilmiş, söylediğine göre,
Suyun öte yakasındanmış ataları,
Yine bir sevdanın çiçeği olarak,
Getirmişler yurdundan, bu topraklara.

İşte o an içimde yanmaya başladı bir ateş,
Sinemde belirdi bir alev, yakmakta yüreğimi,
Ateşler içinde ben, sevgiyle bakarken güle,
Bilmeden sevdalandım galiba o güzele,
Dudaklarımda bir sevda türküsü, başladım,
Bağıra, bağıra kır çiçeklerine söylemeye.

Hayalimde canlandı birden, baktım güzele,
Sevdalandım ona, bilmeden kim olduğunu bile,
Saçlarını benzettim, elimdeki bu kıpkızıl güle,
Ya gözleri? biraz gri-mavilikler içinde,
Tıpkı gökyüzü maviliğindeki, gri bulut gibi,
Bir boy tanrım, sırım gibi, uzun mu? Uzun,
Rahvan adımlarla yürürken titretir yerleri,

Gül dile geldi seslendi bana bir an,
Neler oluyor, kendine gel şaşkın adam,
Dinle bir, hayali güzele vurulmadan,
Bilmediğin, görmediğin o güzele aşık olmadan,
Kendine gel, aşk acısı sana koymadan,
Ömrünün güzüne geldiğin tam bu an,
Geçmişe bir bak, neler çektin be koca adam?

Aşka aşığım ben dedim, kızıl güle,
Aşık olamadım bu güne kadar bir güzele,
Sevdim ben bu güzeli, kavuşamasam bile,
Senden bir dileğim var ey kızıl gül;
Öldüğümde, mezarımda açmanı isterim senden,
Bu sevda benim sevdamdır sende biliyorsun,
Anlatırsın aşkımı, mezarımı ziyarete gelenlere,

Haydi hoşça kal, suyun öte yakasından gelen gül,
Asma sakın yüzünü, sevdalı gördünmü? bir gül,
Son dileğim, senin gibi bir güle olmak bülbül,
Yakışacaksın kızıl renginle sevdalı ellere,
Anlat benim sevdamı, tüm sevenlere! ! ! ! ! !

[GooD aNd EvıL]

Kızıl Gülüm

Ne anamı,
Ne babamı,
Ülkemi,dilimi,dinimi,
Hatta cinsiyetimi,
Ben seçmedim.
Öylesine bir ilişkinin,
Öylesine mahsulüyüm.

Ama seni,
Seni ben seçtim.
Bu yürek,Bu gönül,
Bir konduki sana,
Kızıl gülüme,
O günden bu yana,
Seçmediğim anama,
Seçmediğim babama,
Ve cinsiyetime,
Şükrediyorum.
Çünki ben Mİ! ! ! !
Seni seviyorum.

[GooD aNd EvıL]

Kibir ile Naz

Yiğit er’e kibir, güzele naz yakışır
Sevdalanmış gönüller, şehla şehla bakışır,
Ak gerdana çifte sarma, altın toka yaraşır
Zümrüt küpeyide taktımı, gerdan kırar oynaşır.

Sürme rastık altından, ela gözler parlıyor
Kime kızmış böyle, kara kaşın çatıyor,
Mahçup yüzü eğilmiş, Ferhat’ına bakıyor
Sanki ateş topu, bastığı toprak yanıyor.

[GooD aNd EvıL]

Kim Yaktı Seni Böyle?

Kim yaktı seni böyle?
Sevda yangını var duruşunda,
Menekşe gözlerinde hüzün,
Omuzların aşk acısından düşmüş,
Yürüyüşün savruk ve dalgın,
Bilinmez bir menzile gider gibi,
Sözlerin,gözlerin gibi,hüzün dolu,
Söyle bana güzelim,
Kim yaktı seni böyle?

Hangi aşk acısında yandın?
Sevda bahçelerinde soldun?
Yaprakları dökülmüş,
Rengi ruhsarı solmuş,
Kızıl güllere dönmüşsün.
Deyiver bana güzelim,
Kim yaktı seni böyle?

[GooD aNd EvıL]

Kiraz Tadında Dudakların

Kiraz ağacının altında,
Uzanmışım boylu boyunca,
Kiraz dudaklarını ve,
Seni düşünüyorum.

Ellerim açılmış gökyüzüne,
Birinde özlemin,
Birinde hasretim,
Dudaklarımda hala,
Kiraz dudaklarının tadı,
Yalanıp durmaktayım.

Öyle uzaktayım ki sana,
Vatan hasretiyle,
Ana kucağı özlemiyle,
Birde seni görme umuduyla,
Koyuluyorum yola,
Ne bitmez uzaklıkmış ki,
Giderim bitmez,
Yollar tükenmez,
Halbuki bu yollar beni,
Sana getirecekti hani?

Yorgun bitkin,
Ayaklarım kan içinde,
Ama yılmayacağım,
Günün birinde,
Senin ülkende,
Kiraz ağacının altında,
Sana özlemle sarılıp,
Doyasıya öpeceğim.

[GooD aNd EvıL]

Kirazın Hikayesi

Seven gönül, sevilen de gönül
Bir araya gelince eder iki gönül
İki gönül bir olunca samanlık seyran
Böyle sevgilere kim olmaz hayran

İki gönül çarpışır olur gönül karesi
Aşk doğurur döner ortalıkta aşk haresi
Verir meyvasını sevda çiçiçeğinin dalında
O güzelin güller açar bak o pak alnında

Aşk bahçesinin dört köşesinde dört güzel
Beklerler gönüllerini çalacak bir yiğit er
Yüzlerinde bir gülücük, gönüllerinde neşe
Bahçeye baktım o bile zevkten dört köşe

Beklediğine kavuşunca, güller gibi açılır
Sevinçle koşturur, yel estirir etekleri saçılır
Kalbinde sevinçli bir titreme sevdiğine atılır
Sarılır kollarına, tek beden aşk yatağına yatılır.

Üç yıl sonra doğurur, adına derler Kiraz
Yuvasında mutludur, etmez er'ine naz
Dalar düşünceye, bulunur mu böyle bir haz
Ellerini açarak göklere, dua da eder biraz

İki genç oturur kıyıda, akşam güneşi vuruyor
Havalar sıcak mı sıcak, mevsimlerden yaz
Sevda çiçekleri saçarak oğlan kızı öpüyor
Çaktırmadan baktım, mutlu gülüyor Kiraz.

[GooD aNd EvıL]

Koca Adam Öldü

Yolda yürüyorum sessiz,
Seni düşünmemeye çalışarak,
Ellerim ceplerimde,üşümüş,
Mahzun ve omuzlarım düşmüş,
Yürüyorum bir garip yollarda.

Bir sigara yakmak için,
Elimi cebime attığımda,
Küçük kağıtlar geliyor elime,
Bakıyorum bütün ceplerim
O küçük kağıtlarla dolu,
Üzerinde karalanmış sözler,
Kimi kısa,kimi uzun cümleler,
Sana yazdığım şiirlerim var,
Bakıyorum tek tek hepsine,
Eksiksiz hepsinde sen varsın,

Öyle dalgın yürürken biri,
Ardımdan sesleniyor,koca adam,
Hey koca adam bakarmısın?
Şaşkın kim bu diye bakınıyorum,
Kim ardımdan seslenen bana,
Hemde koca adam diyerek,
Koca adamlığımı bir tek,
Bir tek sen bilirdin değilMi?

Al diye elini uzatarak,verdi,
Az önce düşürdün bunları,
Okuduğumda hepsinde de,
İki kişinin adı vardı,
Bir koca adam ve bir de Mİ,
Yolda senden başka kimse yok,
Siz koca adam değilmisiniz?
Yanıldım mı yoksa?

Evet,o benim,o Mi nin,
Bana taktığı adımdı,
Öldü o,yaşamıyor artık,
Bu gördüğün,onun sureti,
Ben koca adam değilim,
Koca adam ben değilim artık,

[GooD aNd EvıL]

Koca Adamın Türbesi

Öldüğümde mezarımı
Yol kenarına yapın dostlar,
Yüksekçe bir tepede olsun,
Gelen geçeni seyredeyim ordan.

Hele birde mola yerine,
Yakın olursa, tamam,
Belki mola verenler arasında,
O güzeli görürüm bir an.

Mezarımın olduğu tepeye,
Aşıklar tepesi yazısı asın,
Yoldan geçen aşıklar gelsin,
Mezarıma, dualar, dilekler assın,

Zamanla bir türbegah’a döner,
Olur Koca Adam Türbesi,
Aşk acısıyla, beni mezara götüren,
Elbet bir gün gelir, o da dua eder.

[GooD aNd EvıL]

Koca Adamına Bak

Bir yiğidi, yiğitlikten eden,
O güzelin yüzü değilmidir?
O anda yanmaya başlar, kor alev olur,
Ayakları titrer, ak benzi solar,
Kırmızı gül iken, yaprakların döker,
Nice yiğitler bile önünde secde eder.

Sevda ateşi yanmaya görsün,
Potasında ne yiğitler erirler,
Demirden katı, çelikten sert, Altından saf,
Birer maden gibiydiler,
Sevda ateşinin önünde diz çöküp,
Güneşin altındaki, kar gibi eridiler.


Sevmekten korkan insanlarla dolu dünya
Cesaretleri yok onların,
Sevmeye cesaretleri olsaydı,
Yaşanmaz hale gelirmiydi dünya?
Yürek ister gerçekten,
Ateşte yanmaya, dayanmaz her yürek,
Sevda ateşinde alev,
Aşk ateşinde kor,
Erimek senin gönlünde kar gibi,
Adam gibi ister yürek.

‘’öz’ü ‘’Demir’’ gibi katı, ’’Taş’’ gibi sert
Ama ‘’Mine’’ gibi ak mı ak,
Yüreği olmayansa bir ahmak,
Korkakları etme kendine sakın dert,
Sen seni hiçbir şey beklemeden,
Adam gibi seven,
Bu Koca Adamına Bak.

[GooD aNd EvıL]

Kocaman bir sevgi,

Sevinçle yakarmayı,
Huzur içinde istemeyi,
Sevgiden sevinçle,
Umutla yakarmayı,
Alçalmadan aşkımı söylemeyi,
Öğrettin koca adama.

‘’Yalnız adamın’’ yalnızlığını,
‘’Kocaman’’sevgi sözcüğünün,
Işığınla doldurulabileceğini,
Anlıyorum,ve
Sevginin tatlılığıyla,
Karanlıkların sonsuzluğundan,
Kurtulabileceğimi gösterdin.

Kocaman bir sevgi,
Ellerimizi kanat yapıp,
Umuda uçurmaz mı bizi?
Yaşamak için maddeden,
Mana ruhuna ulaştırmaz mı?

Güzel olanın sevilmesinden,
Soylu olanın varlığından,
Huşu duyulmasında,
Uzaklarda da olsa,
Görünmeyenin arzulanmasında,
Aşkın,sevdanın güzelliği yok mudur?
İşte ben bu güzelliğine,
Aşık oldum bir tanemin.

Kusursuz bir varlıktır kadın,
Ve erkeğinin ruhunda,
Vurdumduymazlık olsa bile,
İyiliğin,sevdanın,aşkın,
Her an çiçek açmasını,
Beklediğini bilmez miyiz?
İşte söylüyorum bende,
Varlığımda ihtiyacın olan,
Ne varsa senindir,
Tek parça ve bütün olarak.

[GooD aNd EvıL]

Kol Kırılsın Yen İçinde

Kol kırılır.....ve
Saklanır yen içinde............ama,
Ya kırılan kolun sahibi.............,
...........................Bilir misin şimdi?
Ne acılar içinde..............................?
Dudaklarından dökülen / kan değil,
Dediğine göre kızılcık şerbeti.....ymiş
Ama koldan akan kan kırmızısı o şey!
Bir Yüreğin / gözyaşıdır/belki de...
Koldan aşağı / parmak ucundan,
Damlayan o kırmızı...................
...............Peltemsi akan şey.......!
Bir gönlün akıttığı......................
...................................Kan rengi
Gibi gördüğün,kan dır,........Kan.

Ama olsun! .............
Kanı dökülen / sayende aşk nedir,
Sevda nedir öğrendi / insan oldu,
Şiirlerde dillendi, / türkü yaktı....
Ağıtları kapladı her yanı.............
.........................................Yinede
Kırık kol misali kaldı yen’in içinde,
De / adını kimseye destan etmedi.

Ben sende kırık kol......................
....................Yen içinde acılarda,
Sen bende......... gönül bohçamda,
Çeyizimde sarılı haldesin.............
Ben yende kırık kol......................
Sen benim çeyiz sandığımda.......
Anılarımda saklısın.....................
Ve öylece tarihin derinliklerinde,
Şiirlerde kalmalıyız,/,okudukça,
Yeni aşıklar tanımalı aşkımızı,
Ve bir dost sıcaklığı yayılmalı bizden,
Önce kendimize,/,sonra dünyaya,
Sevda bahçemizi kuramadık....amma,
Sevgi ve dostluk dünyasını................
Kuralım değil Mİ? ............................
İkimiz birlikte.
Söz mü? ..................Kuracakmıyız? ...
Hep dost..................Kalacakmıyız?

[GooD aNd EvıL]

Kordondaki O Kadın.

Kordonda oturuyorum,
Deniz kıyısında,dalmışım,
Yıllar öncesinden anılar,
Canlanıyor hayalimde,
Gecenin tam yarısında,
Kordon boyunda bir kadın,
Şuh ve çekici giysiler içinde,
Belliki müşteri bekliyordu,
O yola düşmüştü bilinmez,
Kimbilir hangi dertler içinde.

Bir araç durdu önünde,eğildi,
Kısa bir konuşmadan sonra,
Hızla uzaklaştı araba yanından,
Böyle birkaç araba gittikten sonra,
Yayan biri yaklaştı yanına,
Yüksek sesle söylendi kadına,
Haydi güzelim,bu geceyi,
Seninle birlikte geçirelim.

Kabul etti hemen kadın,
Ama bir fiyatım var benim,
Dedi ayakta sallanan adama,
Kaç para dedi ayakta duran adam,
Belliki sarhoş,bayağıda içmiş,
Söyledi kadın gecenin fiyatını,

Birden isyan etti sarhoş adam,
Bu ne,bu kadar pahalı olur mu diye?
İstersen dedi kadın yavaşça,
Bağırmaya devam etti sarhoş adam,
Bu düzen değişmeli,olmaz bu,
Bu düzen değişmeli,düşmeli fiyatı,
Bir gecelik zevkin bedeli,
Bu kadar yüksek olmamalı,
Yeni bir düzen mutlaka kurulmalı.

Kadın yapıştı adamın yakasına,
İstersen az paraya da gelirdim seninle
Ama bu düzen değişse ne olacak,
Düzülen yine ben olduktan sonra

[GooD aNd EvıL]

Koş İsmayil Efendi,Koş

Camdan,sevinçli bir ses,
Yankılanıyordu sokağa,
İsmayil efendi,Kızım geliyor,
Okullar bitmiş,kızım geliyor,
Aha mektubu burda,
Postacı yeni getirdi.
Koş kasaba,manava hemen,
Ev bom boş,özlemiştir şimdi,
Annesinin yemeklerini.

Şükriye hanım,böyle seslenirken,
İsmayil efendi bağırdı sokaktan,
Kıyma alayım kasaptan,
Manavdan da patlıcan,
İmam bayıldı yapıver,
Kızında imambayıldıyı,
Pek sever.

Domatesi unutma dedi,
Kırmızısından olsun,
Manava deyiver.
Ha kış turfanıdır diye,
Kazıklamasın seni,
Acı patlıcanı sokuşturup,
Bol keseden yaşamıyoruz,
Aldığımız üç kuruşluk,
Emekli maaşı,Kime yetecek,
Kızın okumasına mı?
Evin masraflarına mı?

Zor etti akşamı,Şükriye hanım,
Kızı gelecek,okulunu bitirip,
Büyük şirketlerde müdür olacak,
Yaşlı annesiyle,İmambayıldı seven,
İsmayil dayısına bakacak,
Böyle hayal ederken Şükriye hanım,
Aşağıdan kapının sesi duyuldu,
Koş ismayil efendi koş,
Kızım geldi,kızım geldi.


‘’’’Adalet Ağaoğlu’nun şiir ve sinek adlı
Öyküsünden esinlenilmiştir.’’’

[GooD aNd EvıL]

Koşulsuz sev seveceksen

Ne olur,
Seveceksen,
Koşulsuz sev.
Ben seni ölesiye,
Sana sormadan sevdim.

Hadi seveceksen,
Koşul koyma,
Sevmek,
İstemeden vermek,
Almadan verebilmek,
Yalnızca vermek,
İşte bu,
Aşk demek.

[GooD aNd EvıL]

Koynuma girme bu gece,

Gelme artık,
Koynuma girme bu gece,
Düşlerimde olsun,
Sensiz uyuyayım,
Ben seni yalnızlığıma,
Gözlerime gömdüm,
Mezar arama kendine,
Sen bende öldün,
Gömdüm seni,
İçimdeki derinlere.

[GooD aNd EvıL]

Kör Olasın Demiyorum,Sana.

Yapayalnız kalmış gibiydim,
Dün yeryüzünde,
Ölüm kadar acımasızdı,yalnızlığım,
Kocaman bir kayanın dibinde yeşermiş,
Yaşam’ın kendisinden habersiz,
Yaşam’dan haberi olmayan,
Kır çiçeği gibiydim.
Güneş,güz ışıklarıyla ısıttığında beni,
Uyandı ruhum,açıldı gözlerim,
Ozan dizeleri gibi satırlarında,
Okuyunca seni,sözlerini,
İçim,içime sığmaz olmuştu.
Güneş bir başka ışıldıyor,
Doğa aydınlıkla yıkanıyordu,
Ve yaşam,sırlarını sonuna kadar açtı,önüme,

Dün,gecenin yüreğinde,
Suskun bir sözcüktüm,
Seni tanıdıktan sonra,
Zamanın dudaklarında,
Sevda türküsü oluverdim.

Sanki bütün bu olanlar,
Bir an içinde olmuştu.
O Bir an,ruhumun geçmişini,
Yüreğimdeki geleceğin umutlarıyla,
Harmanlamıştı hayallerimi.
Ve sevginin ateşi güzelim,
Gökyüzünden çeşitli biçimlerde yağar,
Ama,bıraktığı iz bir tanedir,
Seven bir yürekte sevdiğim,
İnsanlığın tüm duyguları,
Ve umutları gömülüdür.

Sen bütün bu umutları,
İnsanlığımı gömdün,
Ne kadar istesen de sana,
Etmiyeceğim hiç beddua,
Bir ozanın sözleriyle,
Kör olasın demiyeceğim,
Kör olmada gör beni,
Diyeceğim son kez sana.

‘’Kör Olasın demiyorum,Kör olmada gör beni’’
Rahmi Saltuk’un sözlerinden.

[GooD aNd EvıL]

Kör Olsun Töre’niz.

.
Bebekliğiydi Nazlı’nın,
Toz,toprak içinde yaşanan,
Hastalıklarla geçen günler,
Biraz büyüdüğünde Nazlı,
Bozkır sıcağında her gün,
Azık taşırdı tarlalara,
Eve dönünce de,tezek karar,
Halka yapıp,yapıştırır duvara.

Babasını gülen yüzünü,
Satıldığı gün görmüştü,
Gülen babasının gül yüzüne,
Bakmıştı son kez doyasıya,
Bir deste kağıt parçası,
Vermişler babasının eline,
Sayarken bir bir babası,
Kimine yüz,kimilerine bin,
Diyerek sayıyordu desteyi.
Nazlı bilmezdi para saymasını.

Kaç ay olmuştu şurasında,
Bir gün davarlarla birlikte,
Dönerken koca ocağına,
Kürelediler Nazlı’yı,Baba evine,
Adı çıkmıştı çünkü kahpeye.
Davar güderken bir gün,
Kocasının emmisi çullanıp,
Becerivermişti Nazlı’yı,
Davarların arasında.
Birde boş boğazlık ederek,
Deyivermiş evde karısına.

Kahpeye çıkmıştı Nazlı’nın adı,
Nazlı’nın namusu,göç etmişti,
Kocasının emmisinin uçkuruna,
Emminin suçu yoktu,kahpeydi,
Artık buralarda Nazlı’nın adı,
Törelere göre,temizlenmeli,
Kahpeye çıkan Nazlı’nın adı,.

En küçük kardeşine düştü,
Namus lekesini temizlemek,
Eline verdiler kara silahı,
Irmak yanına götürerek,
İnfaz edecek töre kararını,
Dayadı başına silahı düşünmeden,
Küçük kardeşi Nazlı’nın,
Bir el sıkıverdi acımadan,
Yuvarladı Irmağın azgın sularına,
Kendisini canı gibi seven,
Adı kahpeye çıkmış,
Gül yanaklı Nazlı Ablasını.

[GooD aNd EvıL]

Köşeli Dünya

Bu dünya sizce de,
Gerçekten yuvarlak mı?
Bir daha bakın isterseniz,
Yuvarlak değil,gördünüz mü?

Köşelerden geçilmiyor,
Her insan bir köşede,
Kimi gençliğini yaşıyor,
Kimi sonbaharını,ama,
Hepside sıkı sıkıya tutunmuş,
Ayrılmıyorlar köşelerinden,
Bir ayrılsalar köşelerinden,
Başka biri kapacak köşesini,hemen,

Yalnız arada bir,
Anlaşmalı yer değiştirmeler,
Ya da aynı köşeyi,
Birlikte paylaşmalar,
Kalan zamanlarını birlikte,
Dolu dolu yaşamak için,

Herkesin bir rüyası,
Herkesin bir hayali,
Oynar köşelerdeki perdelerde,
Dikkatle bakın,görüyormusunuz?
Yedi milyar insan,
Yedi milyar perde,
Yedi milyar rüya,
Yedi milyar hayal,
Yedi milyar oyuncu,
Ve yedi milyarı yöneten,
Göklerden bakmada aşağılara,
Kaldırın başınızı,göklere doğru,
Bir bakın,amma,
Asla göremeyeceksiniz.

[GooD aNd EvıL]

Kumar oynama Aşkımızla.

Farkında mısın?
Kumar oynuyorsun aşkımızla.
Bu bir oyun değil ki,
Masaya sürelim aşkımızı,
Bu oyunda,ikimiz de,
Usta değiliz ki,
Aşkımızın üstüne oynadığın,
Kumar bitince,
Bir aşk son bulacak,
Ve iki kaybeden olacak,
Bir değil.

[GooD aNd EvıL]

Kupa Kızına Mesaj

Mutlu sonla biten filmler
Hep şaşırtmıştır beni,
Nasıl mutlu sonla biter
Anlayamadım hiç.

İnsanlık tarihi boyunca
Mutlu sonla biten bir hikaye
Duydunuz mu siz?
Yüz yıl savaşları yapılmış,
Nice aşklar için,
Yine gelmiş ayrılık.
Nice aşk masalları dinlemedik mi?
Dedelerimizden, ninelerimizden,
Kim kavuşmuş sevgilisine söylermisiniz?
Ne Leyla’sına sarılmış Mecnun!
Ne Ferhat dağları delsede
Şirin’ine kavuşmuş,
Bazende aşk bahçelerinin güllerine
Gelmiş dolanmış kalleş hastalık,
Ölüm ayırmış aşıkları bu kez,
Sevmek, kavuşmak ne mümkün?
Varsın yolunda gitsin her kes.

Benimde bir sözüm var!
Darbı mesel olarak bilsin herkes,
‘’Sevginin dışında,
İnsanın kendisinden başka
Değerli değildir hiçbir şey’’
Derim kupa kızına etme artık naz,
Seni görmekten başka bir şey istemedi,
Ömrünün yazını yaşamakta olan
Ve seni seven; ahmak kupa papaz

[GooD aNd EvıL]

Kusur Varsa İnsandadır.

Kusur varsa,
İnsandadır.
Bulaştırır doğa anaya,
Kendi kusurlarını,
Uçmayı sever amma,
Binmez sevda kuşunun kanatlarına,
Sonrada dolaştırır,
Bilinmezleri ayaklarına.,
Kendini inandırdığı gibi,
Yalanlarına,
Dağıtır durur doğa ananın,
Her bir yanına.
Sonra karşısına geçip,
Bir bir anlatır,
Doğanın kusurlarını,
Kendisi gibi olan dostlarına.

Hayyam Der ki;
Şarap’da,Gül’de kusur arama,
Bak sen kendine,
Geç aynanın karşısına,
Gördüğün o surette ara,
Karıştırma şarab’ı,
Kırmızı Gül’ü ve sevgiyi,
Kendi kusurlarınla,
Anlamsız yalanlarına.

[GooD aNd EvıL]

Küçük Bir Selam Yolla

Biliyorum,
Artık dönmeyeceksin,
oralarda mutlu ol,
Bu bana yeter,
Ne seni,
Ne yüzünü,
Göremesemde,
Hiç olmazsa,
Arada bir de olsa,
Küçük bir selam yolla,
*******i penceremden,
Yıldızlara bakarak,
Selamına sarılır,
Sohbet ederim.

[GooD aNd EvıL]

Kütükten Bozma Adam

Kendimi kusurlarımla,hatalarımla,
Sevmeyi öğrendim amma,
Yinede kütükten bozma,
Bir koca adamım işte.

Usulü erkanınca ele alınmazsam eğer,
Uygun kerestede çıkmaz benden,
Beni tanımalı,anlamalısınız önce,
Sonra ne yapmak istiyorsanız,
O şekilde doğramalısınız beni,
Aynı heykel çamurundan,
Yapacağınız heykel gibi,
Sabırla işlemelisiniz bu kütüğü,

Belki bir fırına atmalısınız önce,
Aşk ateşinde iyice bir yakıp,
Özlerimi,budaklarımı dağlamalısınız,
Sonrası kolay gelecektir size,
İstediğiniz gibi şekil verecek,
Gönlünüze göre kullanacaksınız.

Aslında bundan sonra,
Benden Pinokyolarda yapabilirsiniz,
Beni yontarken eğer,
Tutkalıma yalan suyu kattıysanız,
En iyi yalanları söyleyebilirim,size
Ama yinede kusurum olacak benim,
Pinokyo olarak yalan söylerken,
Burnum uzayı verecek,göreceksiniz.

[GooD aNd EvıL]

Leylam

Leylam
Leylamın gözleri
O kadar güzelki,
Yalnız *******imde ay,
Gündüzlerimde güneş bana
Sarı saçları sanki buğday başağı
Yüzü güneş gibi parlak, ay gibi temiz,
Böyle yariniz varsa başka ne istersiniz

Yari böyle olanın derler eskimezmiş sevdası hiç
Bir bakan her daim gönülden geçirirmiş iç
Sarı saçlı, mavi gözlü ay yüzlü Leylam için
Çıkmışım gurbete ilimi bırakıp, aparmadan dönermiyim hiç

Tutuşmuş yüreğim, denizleri döksen sönmez Osman’ın sevdası
Aparıp götürecem memeleketime tütecek bu garibin yuvası
Nuh der de başka demez inat eder Nur yüzlü Leylamın babası
Haber salmış gelsin artık diye ağlarmış bu Del’osman’ın anası

[GooD aNd EvıL]

Maniler 9

Ya gurbete atın beni,
Ya kızlara katın beni,
Eğer kızlar beğenmezse,
O zaman dullara satın beni.

Elinde cımbız,karadır kaşı,
Yaptığı nefistir,yenilir aş'ı,
Yüzü çok güzeldir amma,
Sevdiğimin gözleri,Biraz şaşı.

[GooD aNd EvıL]

Maniler..1..

Kara kara kazanlar...........................Ben saçımı uzattım
Kara yazı yazanlar.............................Her gün öreyim diye
Cennet yüzü görmesin......................Mahalleden yar sevdim
Aramızı bozanlar. .........................Her gün göreyim diye

Fazla su içme sakın............................Yeşil yayla camisi
Dokunur böbreklere............................Parlıyor minaresi
Benim kaynanam................................Eski sevgilim ölmüş
Benziyor ördeklere.............................Geçiyor cenazesi

[GooD aNd EvıL]

Maniler..2..

Kaynana kazan karası.........................Saçımı yan taradım
Kaynata baş belası..............................Modaya uydum yarim
Oğulcuğun sorarsan............................Ellerle geziyorsun
Baklavanın ortası................................Saklama duydum yarim.

Kaynanam çıksın duvara....................Ben örtümü yıkadım
Görümce kaçsın kocaya.....................Niye kuruttun anne
Kaynatamı allah alsın.........................Sevdiğime vermedin
Oğulcuğu bana kalsın.........................Niye büyüttün anne.

[GooD aNd EvıL]

Maniler..3..

Şu uzun tarla tarla..............................Eteğimin pilesi
Parla çiçeğim parla............................Yıkıyom buruşmuyor
Yanıma gelemezsen..........................Yarimin resmine bende
Uzaktan mendil salla.........................Bakıyor konuşmuyor.

Bahçenin kapısını..............................Eteğimin pilesi
Bir vuruşta açarım.............................Yana bakıyor yana
İstet yarim bir kere............................Aret senin sevdiğin
Vermezlerse kaçarım.........................Bana bakıyor bana.

[GooD aNd EvıL]

Maniler..4..

Bahçenin kapısını...............................Darbukamın sesini
Açamıyorum yarim............................Gelsin annem dinlesin
Babama duyurmuşlar.........................Sevdiğime vermezse
Kaçamıyorum yarim..........................Evladım var demesin.

Kolumdaki saati.................................Camı var perdesi yok
Her isteyen kuramaz..........................Ben ona şaşıyorum
Ben annemin kızıyım.........................Sevdiğine varmayan
Her isteyen alamaz............................Demesin yaşıyorum.

[GooD aNd EvıL]

Maniler..5..

Hoca geliyor hoca.............................Yeşil yayla camisi
Pantolonu bol paça............................Otuz iki basamak
Bizi küçük sanmayın..........................Erkeklerle konuşmak
Biz de isteriz koca..............................Namaz kılmaktan sevap.

Masa üstünde dutlar..........................Kamyon geliyor kamyon
Dutlar dalında patlar..........................Arkasında üç oda
Askerdeki yarime...............................Yare esmer diyorlar
Gölge olsun bulutlar...........................Şimdi esmerler moda.

[GooD aNd EvıL]

Maniler..6..

Darbuka çala çala.............................Minarenin ucunda
Olacağım bir çengi............................Baykuşa bak baykuşa
Yarimin elbisesi................................Annem verse ben gitmem
Vallahi kahverengi............................Senin gibi berduşa.

Kamyon geliyor kamyon................. Mısır ektim azmasın
Arkası tenekeli................................Gelen geçen kazmasın
Yapma yarim şöförlük.....................Yar üstüne yar sevdim
Şoförlük tehlikeli..............................Mevlam günah yazmasın

[GooD aNd EvıL]

Maniler..7..

Denizin kenarına...............................Kolunda ki saatin
Sofra kuralım yarim..........................Kayışı ben olayım
Askerliğin zor ise..............................Askerdeki yarimin
Beraber yapalım yarim.....................Çavuşu ben olayım.

Minarenin üstünden..........................Hoca çıkmış camiye
Ezan okunur yarim...........................Sayıyor ışıkları
Sana bir şey deseler..........................Hoca sevap istersen
Bana dokunur yarim.........................Kavuştur aşıkları.

[GooD aNd EvıL]

Maniler..8..

Masa üstünde pekmez......................Şu Bursaya giderken
Bu pekmez bize yetmez...................İki paket çay aldım
Yeşil yaylanın kızları.......................Utanmadın mı aret?
Kösteksiz gelin gitmez.....................Ben bıraktım sen aldın.

Yeşil yayla yolları...........................Kolumdaki saati
Taşlı diyorlar taşlı...........................Sen kur ben kullanayım
Askerden gelenlere..........................İki yıllık yarimden
Yaşlı diyorlar yaşlı..........................Ben nasıl ayrılayım?

Hoca ezan okuyor
Sesi beni yakıyor
Benim sevdiğim oğlan
Fakültede okuyor.

[GooD aNd EvıL]

Martılar bu gece,Deniz'i terketmiş.

Fırtına patlamış yine,
Deniz çılgınlar gibi,
Saldırdıkça kıyıya,
Islatıyor beni.

Tuzlu bir ıslaklık üstümde,
Denizin göz yaşları sanki,
Belli ki o da bu gece,
Benim gibi yapa yalnız.

Sordum usulca denize,
Martılar,denizi terk etmiş,
O yüzden bu gece,
Deniz böyle hırçınmış.

[GooD aNd EvıL]

Martılar Şahit.

Hani o *******,
******* boyu sahilde,
El ele birlikte yürürken,
Yıldızları seyreder,
Denizin hışıltısını,
Dinlerdik birlikte.
Bir kayanın üstüne oturur,
Geleceğin düşlerini kurardık.
Ellerimizi semaya açıp,
Tanrıya dualar ederdik.

Yine gece,ve ben,
Sahilde yürüyorum,
Sen yoksun yanımda,
Bir başıma yalnız,
Yıldızları bakıp,
Dalgaların sesini dinliyorum.
Bir kayanın üstüne oturup,
Gelecek günleri değil,
Sana kavuşmayı düşlüyorum.
Ellerim semaya açık,
Martıların şahit,
Tanrıdan beni sana,
Kavuşturmasını diliyorum.

[GooD aNd EvıL]

Martılara Seni Soruyorum.

Seninle gittiğimiz,
O sahilde,
Bir kayanın üstünden,
Bakınırken denize,
Martılar en güzel,
Şarkılarını söylerken,
Geçen teknelere bakıp,
İçinde var mıdır diye,
Denizde uçan martılara,
Seni soruyordum.

Güneş tepeden bakmada,
Tüm dünyayı görmek ister gibi,
Bense bakarım sahilden,
Bir kayanın üstünden öyle,
Senin içinde olduğun,
Yada olmanı istediğim,
Gelip geçen teknelere.

[GooD aNd EvıL]

Martıyla Yarışan Çocuk

Martıyla yarışırdı çocuk,
Yere düşeceğini bilmeden,
Kollarını açarak,
Koşardı tüm hızıyla,
Uçmak için göklere,
Ulaşmak isterdi,
Çocukların oyun bahçesine.

Bilmezdi anneciği,
Çocuğunun hayallerini,
Düşer diye kaygılanır,
Dikkat et oğlum
Diye seslenirdi,
Canı yanmasın diye.

Akşam olunca eve,
Yorgun gelirdi baba,
Umutlarını yitirmiş,
Tükenmez ekmek kavgasından.
Bilmezdi oğlunun,
Martılarla yarıştığını,
Dinlerdi karısını bitkin,
Yine elleri boş döndün,
Diye mutfaktan sızlanırken,
Sonra devam ederek kadın,
Çocuğunun yaramazlıklarını,
Anlatırdı bıkmadan.

Bu dünyada yapa yalnız,
Olduğunu düşleyerek,
Girerdi yalnızlık yatağına,
Acılarıyla baş başa,
Rüyalar görürdü durmadan,
Karısının sevdasını,
Çocuğunun düşlerini,
Anlayamadan.

[GooD aNd EvıL]

Mavi Bakan Gözlerin.

Seni tanıyıncaya,
Aşk bana yabancıydı.
Seni tanıdıktan sonra,
Aşklar da yalancı olmuş,
Tıpkı senin gibi.

Neden böylesin?
Yalanlar ve ihanetler,
Yoldaşın olmuş senin.
Sana sarıldığımda,
Yalan kokardı tenin.
Aynı aşkın gibi,
Yalanlarına benzemiş,
Mavi bakan gözlerin.

[GooD aNd EvıL]

Mavi Düşlerim.

Aynı gözlerin gibi,
Sana inat hep,
Maviye çalar düşlerim,
Her zaman seni,
Gök kuşağında düşlerim.
Renk renk boyarım seni,
Saçlarını,umutlarımı,
Ama düşlerime karıştırmam seni,
Onlar her zaman,
Gözlerin gibi mavi,
Mas mavi.

[GooD aNd EvıL]

Mavi.

Göklere bakıyorum,
Mavi,
Engin denizlere,
O da mavi,
Gözlerine bakıyorum,
Sarı saçlarının altında,
Mas mavi.
Seviyorum işte,
Renklerin içinde,
En güzeli,
Mavi.

[GooD aNd EvıL]

Medet Dilemekteyim.

Zeytin dalına konmuş,
Garip,garip öten bülbül,
Yolunu kaybetmiş,
Yitirdiğin gülünü,
Benden neyi sorarsın.

Bakmaz mısın halime,
Solmuş gülden daha beter,
Yanan közden daha sıcak,
Ellerim göklere açık,
Dilim tanrıdan,
Medet dilemekte,
Haydi gel birlikte,
El açalım,dua edelim,
Bitmeyecekse bu ayrılık,
Seninle birlikte
Sılamıza dönelim.

[GooD aNd EvıL]

Mehmedim;

Kötü kaderin sen daha,
Anandan doğmadan yazmışlar,
Güzel vatanın bağrına,
Kahpeler hançer vurmuşlar.

Vatan borcu namustur deyip,
Ana kucağından almışlar,
Sarı saçlarına mehmedim,
Kızıl kınalar yakmışlar.

Yol çatıda aslanım,
Sana pusu kurmuşlar,
Acı haber tez gelmiş,
Seni kahpece vurmuşlar.

Al bayrağa sarılmış tabutun,
Baba ocağına varmışlar,
Başlar dik,tüm gözler yaşlı,
Seni,musalla taşına koymuşlar.

[GooD aNd EvıL]

Mektup Yazmayı Unutma.

Bana gittiğin yerlerden,
Mektup yazmayı unutma?
Uzun ve anlamsız da olsa,
Mektup senden gelecek ya,
O yeter bana.
Kokunu duyayım senin,
Anlamsız sözlerinin içinde,
Seni arayayım.
Bulduğumda ellerimi açıp,
Boynuna dolayayım.
Belki mektubunu okurken,ağlarım,
Damla,damla yaşlar dökülür gözlerimden,
Güneşin ışıkları,
Damlalardan geçerken,
Aşkımızın gökkuşağını,
Rengarenk,oluşturur belki,.

Seni,sana olan aşkımı,
Göz yaşlarımdan süzülen,
Işıkların oluşturduğu,
Gökkuşağının renkleriyle,
Yeniden kurarım gökyüzüne.

Sensizlikten doğan korkularımı,
Gökyüzüne savururum,
Yüksek dağların tepelerine,
Yağar,korkularım tane,tane.

Bana gittiğin o yerlerden,
Mektup yazmayı unutma?
Yaşadığını bileyim,
Sevdiğini yazmasan da,
Senin iyi haberlerini,
Duyayım.

[GooD aNd EvıL]

Meleğim benim,

Meleğim benim,
Sana ömrümü verdim,
A sevdiceğim,
Uğruna canımı verdim,

Bebeğim benim,
Sana yüreğim verdim,
Narçiçeğim oldun,
Seni yıldızlar kadar sevdim,

Kırmızı gülüm benim,
Aşkının kölesi oldum,
Hazan rüzgârı oldun,
Sararmış yaprağa döndüm,

Kardelen çiçeğimdin,
Kardan yorganın oldum,
Mor menekşem benim,
Baharda yağmurun oldum,

Yaz gülüm, bir tanem,
Her gün güneşin olup,
Uğruna, sararıp soldum,
Semazen gibi çevrende,
Dört mevsim dolandım,
Pervanen oldum.

[GooD aNd EvıL]

Merhaba Yeni Aşkım.

Unutamadığım aşkını,
Taşıyamıyorum artık,
Çıkardım yüreğimden,
Tuttum duvara astım,
Hemde resminin yanına,
Duvarla sevişirsin artık.

Yalnız ve sensiz,
Yaşayacaksam eğer,
Aşkını yanımda,
Taşımayacağım,
Nasılsa aşkın izleri,
Nereye gidersem gideyim,
Peşimden gelecek,
Mavi gözlerinle beni,
Her daim izleyecek.

[GooD aNd EvıL]

Mesela diyelim mi?

Cühelanın bilgisi,
Dilsizin diliymiş,
Görmeyenin gördüğünü,
Nice gören,görmezmiş,
Sevmeyenin yüreği,
Kireç taşı kaplıymış,
Vicdansızın cüzdanı,
Haram ile doluymuş,
Aşüftenin donsuzu,
Hergelenin soysuzu,
Gubur, gubur gezermiş.

Doğru yolda yürüyen,
Köre hiç yol sorar mı?
İlim irfan arayan,
Karanlıkta gezer mi?
Sevdiğini isteyen,
Başka yar’a bakar mı?
Çamurlarda yaşayan,
Asfalt yolda gezer mi?
Adam olacak çocuk,
Hiç anasın üzer mi?
Oynaş olmayan kız,
Davulcuya kaçar mı?

Şerefsizin en hası,
Sırsız aynaya konuşur,
Siyasetçinin arsızı,
Belgen olsa da konuşur,
Haddin bilmez densizler,
Hergele meydanında dolaşır,
Bencileyin aciz de,
Kalem bulmuş konuşur.

[GooD aNd EvıL]

Mİ'yi hiç Öpmedim ki.

Kara toprak,
Sana sarılayım,
Sarılayımda nasıl?
Sen Mİ değilsin ki!
Halbuki Mi bana,
Kendimi sana saklıyorum,
Demişti.
Şimdi Mİ senin koynunda,
Benim değil.

Ben Mİ nin,
Gül yanaklarından,
Kiraz dudaklarından,
Bir kez olsun,
Doyasıya öpmedim ki.

Toprak oldun ya,
Şimdi sen diye,
Kara toprağa,
Nasıl sarılayım?
Kara toprak,
Sen gibi kokmuyor ki!
Gül yanakları,
Kiraz dudakları,
Masmavi okyanus gibi,
Gözleri yok ki!
Sen diye sarılayım,
Öpeyim.

Ben şimdi sen diye,
Hangi umuda sarılayım?
Sen yoksun artık,
Ben en iyisi yine,
Bu gece ve her gece,
Sen diye,
Yalnızlığıma sarılarak,
Düş dünyama girip,
Sensizliğe, yada,
Hiçliğe sarılayım.

[GooD aNd EvıL]

Mi’nin Ölüm Haberi

Senin elem dolu,
Ölüm haberini bildiren,
O mail bana ulaştığında,
Yıkıldım birden.

O adamın dedikodularının,
Enkazı altında kalmışsın,
Seni sağ çıkaramamışlar,
Ölüm haberin tüm acımasızlığıyla,
Geldi yaktı yüreğimi.

Şimdi beni anacak,
Anılarımızı konuşacak,
Kimse kalmadığı için,
Unutulmuşluğun acısıyla,
Yaşamaya çalışacağım.

Artık mezarına gelerek,
Seni ziyaret edeceğim,
Ellerimde bir demet,
Kırmızı gül olacak,
Her zaman olduğu gibi,
Seninle konuşacağım,
Sen yalnız dinleyeceksin,
Ve yaşlı gözlerle güzelim,
Allahaısmarladık diyerek,
Mezarlıktan kendi yalnızlığıma,
Unutulmuş insanların arasına,
Sensiz, döneceğim.
22 Aralık.2003 Bursa

[GooD aNd EvıL]

Mudanya’da Sahilde

Mudanya’da sahilde,
Çay bahçesinde oturuyordum;
Denize bakıp,balık tutanları,
Sahilde gezinen insanları,
Çayımı içerken göz ucuyla,
Öylesine izliyordum.

Hava güzel,
Gökyüzü mavilikler içinde,
Biraz da gri bulutlar sarmış,
Gözlerin geldi birden aklıma,
O gri mavi güzel gözlerin,
Güneş de, sarı saçların gibi,
Parıldamakta gökyüzünde,
İşte o an bir yüz belirdi,gökyüzünde,
Bir yüz belirdi Mudanya’da,
Senin kadar güzel gökyüzünde,

İnan güzelim aynı sendin,
Gökyüzünde ki senin yüzün,
Saçları sarı,gözleri gri-mavi,
Martılarda uçuşurken,
Bizim aşk şarkımızı söylüyordu,

Mudanya sahilindeyim,
Güzel gökyüzüne bakıyorum.
Ve gökyüzünde sevgilim,
Seni,senin yüzünü görüyorum,
Martıların dilinden,
Aşkımızın şarkısını dinliyorum.

[GooD aNd EvıL]

Mutlu Son Yoktur

Mutlu son yoktur demiştim,
Önceki şiirimde, hatırladınız mı?
Okuyun bir, eğer hatırlamadıysanız,
Mutlulukla biten, hikayeler vardır.

Ama dilemekten de vazgeçemezsin,
Mutlu olmak benim de hakkım dersiniz,
Doğrudur, mutlu olmak seninde hakkındır,
Tıpkı benimde istediğim gibi bir mutluluk,
Ama, mutlu bir son bekleme dostum, ancak,
Yaşamın güzelliklerini görmeye çabala,
Çünkü mutlulukla bitmeyecek bu hayat,
Mutlu olacağın bir anı yaşamaya bak,
Yalnızca mutlu, delicesine mutlu bir an’ı
Mutlu olacağın o an’ın tadını yaşa.

Mutlu anlar yaşamak için,
Yapılacak tek şey var, hemen sevgi ekin,
Sevgi bahçelerinde yetişir, mutluluk çiçekleri,
Ve mutlu olmak bir koşul ister bilirmisiniz, ?
Mutluluk bahçesinde, insan olmak gerektirir.

İnsan olmak içinde bir şart vardır,
Adam gibi atacak, ve herkese yetecek,
Mangal gibi bir yürek, hep sevgi üretecek,
Kıskanmadan dağıtacaksın herkese,
Tüm sevgi bahçelerinde, bu sayede,
Kırmızı, sarı, beyaz, mor ve her renkte,
Aşk ve Sevda çiçekleri yetişecek.

Mutlu son yoktur, mutlu an vardır,
Elindeki kırmızı gül’e bak, o candır,
Mutluluk dediğin işte tam o an’dır
Mutlu son yoktur, o an’ı yaşamaya bak,
Amma istersen yinede mutlu bir son,
Koyver gitsin, kendini kandır.

[GooD aNd EvıL]

Mutlu ve Memnunmusun?

Seninle ilgili,
En küçük şeyler bile,
İçimde,uzak ve gizemli,
Anılarımı karıştırıyor.
Beni alıp,geçip gitmiş,
O günlere taşıyarak,
Geleceğin penceresinden,
Geçmiş günlere bakmamı,
Söylüyor bana yavaşça.

Şimdi oralarda,
İşinden mutlu
Ve memnun musun?
Bense ne mutluyum,
Nede memnunun halimden.
Aç gözlülüğe benzemeyen,
Bir şeyler var içimde,
Hiçbir zaman mutlu olmamış,
Yoksulluğa da benzemeyen.
Ta derinlerimde bir şey,
İkinci bir nabız atmakta,
O mektubundan bu yana,
Süregelen bir acıda var,
Ondan sanırım,ne mutluluğum,
Ne memnuniyetim yok,
Kimseden yakınmıyorum da.

Çünkü memnuniyet aslında,
Bir tatmin,bir doyumdur,
Doyumsa sınırlı bir şeydir,
Mutluluksa daha başka,
Yaşam şarabını içmedikçe,
Gelmez mutluluk,yanına,
Mutluluğu anlayamazsın,
Hayyam’dan Neyzen’e,
Ta ezelden bu yana,
Yaşam kadehini bir yudumda,
Sevda diye,aşk niyetine,
Doya doya içmedikçe.

[GooD aNd EvıL]

Mutluluğun Resmini Çizmek

Gençlik günlerimde,
Bir evren resmi çizerdim,
Gökyüzünde gezegenler,
Ve gezegenlere mutlu bir sıcaklık,
Umut ve sevgi ışıkları dağıtan,
Koskoca güneş.

Ortalarda bir yerde,
Dururdu dünyamız,
Kusursuzluklar adası gibi,
Hiçbir kötülüğün yeşermediği,
Kederlerden uzak,
Neşeyle doluydu dünyamız.

Her şey tasarıma uygundu,
Mutluluk cenneti gibi bir yer,
Nerdeyse kusursuz olurdu.
Kusursuzluğunu,
Cehaletin asla bozamadığı,
Aydınlık insanlarla dolu,
Mutlu aşklara her daim gebe,
Sevgi bahçelerinde,renk renk,
Çiçeklerin açtığı bir yerdi.

Burada yaşayan insanlar,
Adalet ve bilgelikte yarışır,
İyilik ve güzellik tanrıçası,
Aşk ve sevgi dolu olarak,
Hüküm sürerdi.

Siz nasıl bir dünya isterdiniz?
Benim gibi,yada daha güzel,
Yaşanılası bir dünya değilmi?
Peki böyle güzel ve yaşanılası,
Bir dünyada yaşamak için,
Ne yaptınız diye sorsam?
Bana ne yanıt verirdiniz?

[GooD aNd EvıL]

Mutluluk Nedir Sence?

Mutluluk nedir sence?
Nazım’ın Dino’ya sorduğu gibi?
Bende sana soruyorum?
Sahi sence mutluluk nedir?

Mutluluğu bir bedende,
Bir çiçekte gösterebilirmisin?
Bak koca adamın ne diyor?
Mutluluk girdiği bedende şekillenir,
O surette görünür gözlerimize,
Yada bakmak istediğimiz şekilde,
Ya sende güzelim,ya sende?
Nasıl görünür mutluluk; Anlatırmısın?

Bana sorarsan anlatayım sırasıyla;
Teninde koku,gözlerinde renktir,
Yüzündeki gülümsemedir,
Ellerinin boynuma dolanması,
Kulağıma usulca,seni seviyorum,
Seni seviyorum koca adam diyen,
Sesinin şarkısıdır mutluluk.

Mutluluk yalan söylemez,
Hiçbir yalanda şekillenmez mutluluk,
Özveri çiçeğinin tohumudur,
Yaşanası aşkları doğuran,
Toprağa ve yaşama hayat veren,
Beni sana aşık eden mucizedir.

Ölüm döşeğinde,başımda azrail,
Canımı almayı beklerken bile,
Seni seviyorum güzelim,
Sana aşığım dedirten o muhteşem,
Duygudur mutluluk.

[GooD aNd EvıL]

Mutluluk ülkesi,

Mutluluk ülkesi,
Çok mu uzaklardadır?
Yıllardır yürürüm umutla,
Varmak için mutluluk ülkesine.
Gelenler anlatır hep,
Nasıl mutlu olunduğunu,
Mutluluk ülkesinde.

Yoruldum,dizlerim sızlar,
Bacaklarım taşımaz artık,
Mutluluk enerjisinden yoksun,
Yakıtı bitmiş araba gibiyim,
Ne kadar itekleseler de,
Menzile varma umudu yok,
Hoşça kal mutluluk ülkesi,
Sana ulaşmak için,
Bende artık umut yok.

[GooD aNd EvıL]

Müebbede mahkum edilmişim.

Ne kadar acul biriyim,
Her şeyi acilen yaşıyorum,
Saatler acele geçiyor,
Gün çabucak bitiveriyor,
*******, O, çok uzun bilinen *******,
Öyle kısacık ki,
Hani iki elin parmaklarını,
Birleştirirsiniz ya,
Hah işte o kadar,
Yıldızlarla muhabbet,
Ağaçlardaki kuşlarla söyleşi,
Öyle kısa sürüyor ki,
Her ne oluyorsa aniden oluyor,
Ve her virgülünde, noktasında,
Yaşadığım her anımda,
Sen geliyorsun aklıma,
Öyle uzun düşünüyorum ki,
Seni,
O Yüzden ölüm bile,
Kolay gelmiyor bana,
Sensizlik bir ceza sanki,
Sensiz yaşamak,
Çok uzun geliyor inan,
Müebbede mahkum edilmişim,
Sensiz bir yaşamın,
Sensizliğine müebbeden.

[GooD aNd EvıL]

Naçar Kaldım.

Okyanusun ortasında,
Fırtınaya tutulmuş,
Yelkenliyim şimdi.
Dayanılmaz etkisiyle tayfun,
Esiyor dört bir yandan,
Ne yelken kodu,ne direk,
Kırdı kopardı hepsini,
Naçar kaldım,yalnız,

Çıldırmış gibi bulutlar,
Habire çakmakta şimşek,
Tanrınınmı bu gazap?
Yoksa senin mi bilmem?
Bir sancak tarafından vuruyor,
Bir iskele tarafından dalgalar,
Yıldırımlar yağdırıyor gökyüzü,
Üzerime,üzerime.

Bense ellerim semaya açılmış,
Gönlümse sana yönelmiş,
Bir tanrıya dua etmekteyim,
Birde senin sesini duymayı,
Nasıl beklemekteyim?

Ne senden bir ses gelir,
Ne tanrıdan bir yardım,
Tek bir umut bile vermez,
Kaldım anlayacağın,
Senden sonra,
Çaresiz.

[GooD aNd EvıL]

Nasıl Anlatsam

Nasıl anlatsam aşkımı dostlar size,
Ciltler dolusu lügatlar durur önümde,
Aşkımı anlatacak kelimeler kifayetsiz,
Aşkımı anlatmaya yetmiyor kelimeler,
Yalnızca söyleyebileceğim tek şey;
Seviyorum dostlar, aşığım ben ''O''na

[GooD aNd EvıL]

Nasıl Bir Aşk Bu?

Ben seni hiç yaşamadım,
Ne gri-mavi gözlerine baktım,
Ne mis kokunu çektim ciğerlerime,
Sen boynuma da sarılmadın hiç,
Şöyle doyasıya dudaklarından,
Öpemedim de seni,
Neden öyleyse neden?
Senden başkasını görmüyor gözüm?
Nasıl bir aşk bu?
Söyler misin bana Mi?

Yazdığın şiirlerinde,
Yıldızları üstüme serdiğin,
*******i düşlüyorum,
Her gece yıldızlara bakıp,
Seni görüyorum binlerce,
O yüzden ben yalnız,
Seninle dolu *******i,
Bir başka seviyorum Mi.

[GooD aNd EvıL]

Nasıl özledim?

Çok uzaklarda kaldı,
Ten tene uyuduğumuz,
Can cana doyasıya,
Çılgınca sevişmelerimiz.
Göz göze bakışıp,
Neşeyle güldüğümüz,
O günleri,seni,
Sıcaklığını özledim,
Sana sarılıp uyumayı,
Dudaklarının ıslaklığını,
Parmaklarımı saçlarına dolayıp,
Derin uykulara dalmayı.
Nasıl özledim?

[GooD aNd EvıL]

Naz etme gel

Seninde saltanatın yıkılır, etme güzel,
Vakit varken haydi durma, cana gel,
Bir güle benzer güzelliğin, sonu yok,
Bir gün kurur gidersin,naz etme gel.

[GooD aNd EvıL]

Ne Büyük Suçmuş,Seni Sevmek.

Ne büyük suçmuş,
Seni sevmek?
Keşke yüreğimi,
Ellerinle göğsümden,
Söküp çıkarsaydın,
Belki o zaman,
Seni sevmeme,
Engel olabilirdin.

Ama bu gönül,
Bende oldukça,
Söksende yüreğimi,
Yalnızlık cehenneminde,
Çarmıha gersen de,
Bedenimi parçalara bölüp,
Kurda kuşa yem etsen de,
Seni sevmeme,
Engel olabilir misin?

Üzüntüm ne
Biliyor musun?
Sensiz geçen yıllarım,
Seninle geçseydi,
Güzel günleri el ele,
Yaşayabilseydik,
Gözlerimizin enginlerinde.
Ben seni,
Sen beni,
Birlikte düşlerimizi,
Yaşayabilseydik.

[GooD aNd EvıL]

Ne Dersin.

Sana ben,
Bana sen,
Şimdi bana gelsen,
Gözlerime bakıp,
Bir gülsen?
Seni dersem,
Bir gül gibi,
Doyasıya koklasam,
Boynuma sarılsan,
Beni yalnız başıma,
Bir daha bırakmasan,
Ben sen olsam,
Sen ben olsan,
İkimiz bir birimiz,
Hayır,hayır,
Bir bedende beraber,
Bütünleşsek ikimiz,
Tek vücut olsak,
Bana bakan seni,
Sana bakan beni görse,
Özlemde,yalnızlıkta,acıda değil,
El ele,yan yana olsak,
Aşkımızın ateşinde,
Doyasıya yansak,
Söyle bana güzelim,
Ne dersin?

[GooD aNd EvıL]

Ne dersin?

Haydi kalk pencerenin önünden,
İn bahçeye hemen,
Yürü nar ağacına doğru,
Kırmızı çiçeklerinden,
Birde kocaman meyvesinden,
Kopar benim için,
Koy bir sepetin içine,
Hatçe teyzeyle gönderiver,
Bende iki satır yazıp,
Teşekkür edeyim sana,
Gönül bahçemden bir tane,
Kırmızı gül koparıp,
Hatçe teyzeyle sana,
Göndereyim hemen,
Sen henüz,
Pencerenin önüne,
Kurulmadan hemde,
Elinde kırmızı gül,
Birde mektubum,
Sana yazdığım,
O satırları oku,
Seni ne kadar sevdiğimi,
Ne kadar özlediğimi oku,
Bastır kağıdı göğsüne,
Gül’üde başına takıver,
Git aynanın önüne,
Bak kendine şöyle bir,
Yüzündeki o sevinç dolu,
Allanmış yanaklarınla,
Bakınırken öylece,
Koşup geleyim bende,
Sarılayım beline,
Özlemle,arzuyla,
Saçlarını koklayıp,
Öpeyim seni doyasıya,
Ne dersin?

[GooD aNd EvıL]

Ne Oldu Bana Böyle

Bu nasıl bir şey?
Çocukken ben,
Tüm çocuklar gibi,
Annemden başka kadını,
Sevebileceğimi düşünmezdim.

Ne oldu bana böyle?
O’nun gittiği günden beri,
Annemi bile düşünmez oldum.
Aşk denen şey,bu mu?
Ne olur bana söyle.

[GooD aNd EvıL]

Ne Sen Varsın,Ne İzin Var Duvarda

Daraldıkça yüreğim,
Bir kasvet sardı ki,
Sormayın gitsin.
Uzanmışım divana,
Gözlerim duvarlarda,
Senden kalan,
İzleri aramakta.
Nafile artık,
Ne sen varsın,
Ne izin kalmış duvarda.

Böyle sensizliğe hayıflanırken,
Dişlerim kenetlenmiş öfkeye,
Gecenin bir vakti,
Vurdum kendimi kırlara.

Aklımda yine sen varsın,
Sen olmayınca yanımda,
Bu yürek,bu gönül,sensizliğe,
Nasıl dayansın a gülüm.

Kaldırıp başımı göklere,
Dişlerim kenetli,
Kaşlarım çatık,
Yıldızlara çevirdim,gözümü,
Karanlık gecenin koynundayım,
Pırıl pırıl parlıyor,
Gökteki yıldızların,
Bana gülümseyen yüzü.

Bir umut kıprıdadı içimde,
Ya Allah,Ya settar diyerek,
Gökyüzüne,demir niyetine,
Bıraktım umudumu,
Yarın yine geleceğim,
Göklere bıraktığım,
Umudu vira edip,
Hayaline yelken açarak,
Yine seni düşleyeceğim.

[GooD aNd EvıL]

Ne Zor Şey,Seni Anlatmak.

Ne zor şey,
Yazarak anlatmak seni,
Sana olan aşkımı.
Satırlarda her şeyi,
Yazarak anlatabiliyorum da,
Seni bir türlü,anlatamıyorum.

Ciğerlerimi dolduruncaya,
Seni içime sığdırıncaya,
Çektiğim kokunu mesela,
Okşadığım sarı saçlarını,
Gözlerinin maviliklerinde,
Kaybolduğum anları,
Dudaklarımız kilitlendiğinde,
Bulamadığımız anahtarı,
Sıcak yatağımızda,
Kördüğüm olup yattığımız,
Ben sen,sen ben olduğun,
Bir beden,bir ruh gibi,
Birlikte yıldızlara yükseldiğimizi,
Sabaha karşı göklere bakıp,
Ay’ın tanık olmasını istemeni.

Velhasıl güzelim,
Yalnızlığımı ve sensizliğimi,
Kelimelerle anlatıyorum da,
Seni bir türlü anlatamıyorum.
Denizler dolusu mürekkep,
Bende kalem olsam,
Anlıyorumki sevgilim,
Seni kelimelerle yazarak,
Anlatamayacağım.

[GooD aNd EvıL]

Neden Ayrıldık Biz.

Bir güz zamanı,
Ayrılmıştık seninle,
Şehir terkedilmiş gibiydi,
Sahildeydik ikimiz,
Martılar bile uçmuyordu,
Ağaçlar dökmüş yapraklarını,
Ortalık,sarı renge bürünmüştü,
Güneş solgun,
Cılızlaşmıştı ışıkları,
Sanki tüm evren,
Kapanmıştı içine,
Hatırlarmısın bilmem,
Deniz çılgına dönmüş,
Dalgalarıyla saldırıyordu bize,
Ayrılmayın, ayrılmayın,
Sarılın diyordu birbirinize,
Öfkeyle gönderiyordu,
Dalgalarını üstümüze,

Ortalıkta kimseler yoktu,
Yapayalnızdık ikimiz,
El bile sallamadan,
Uzaklaşıp gitmiştin.
Şimdi de yalnızım,
Kimseler yok ortalıkta.

Bir tek yer açık,
Hayyam’ın meyhanesi,
Bunları orada yazıyorum,
Ve soruyorum şimdi,
Sahi sevgilim,
O kadar sevişirken biz,
Neden ayrılmıştık?
Neden?

[GooD aNd EvıL]

Neden Böyleyim ben.

Neden böyleyim ben?
Geç kalıyorum hep.
Elimden uçup gidiyor,
Düşlediğim umutlarım.

Yaşadığım günleri,
Paylaşmak isterdim seninle,
Adımlarım mı yavaş?
Çabalarım mı yetersiz?
Sana ulaşmak için,
Zamana yetişemeyen,
Bozuk saat gibiyim.

Yüreğimin tik takları,
Yavaşladı mı ne?
Yorgunluk çöktü bedenime.
Ellerim soğumuş,
Gözlerim donuk,
Her yer bulanık,
Ölüm meleği,
Almaya gelmiş sanki,
Vakit dolmuş demek,
Seni,sensiz yaşamaktansa,
En güzel şey,
Ölmek.

[GooD aNd EvıL]

Neden Çaldın Beni Benden.

Neden?
Soruyorum sana?
Neden çaldın,
Beni benden.

Bırakıp gidecektin madem?
Beni bana bıraksaydın,
Sen sana,ben bana,
Herkes kendine,
Ait olsaydı ya?

Şimdi,
Bedenim burda,
Ruhum,benliğim,
Ve yüreğim senin yanında,
Nasıl yaşayacağım burda?
Ruhsuz,yüreksiz,
Bir başıma?

[GooD aNd EvıL]

Neden Düştün Düşüme

Sarı saçlarını,
Ellerimle ördüm,
Aşkına ihanet eden,
Bir vefasız sevgili,
Ben seni gördüm.

Kabuslar içindeyim,,
Neden düştün düşüme?
Tüm kapıları kapattım,
Sen girmeyesin diye,
Ne yaptım da girdin?
Uykularımda düşüme.

[GooD aNd EvıL]

Neden Karanlık Bu Gece

Gökyüzü karanlık,
Bulut da yok hani,
Kördüğüm olmuş *******,
Yıldızlar saklanmış,
Ay’ın arka yüzüne,
Halbuki bu gece,
Yıldızlara soracaktım seni,
Düş bahçelerindeki,
Dilek ağaçlarına,
Astığım gözyaşları mı,
Görmüşmü? Diye,
Ne bir yıldız var ortalıkta,
Ne ay görünür,
Bulut da yok hani,
Neden karanlık bu gece.

[GooD aNd EvıL]

Neden Sevdiğim Neden?

Aramızda,
Çin Seddi gibi duran,
Ayrılık duvarını,
Seninle birlikte,
Örmedik mi?
Her gün bir taş sen,
Bir taş da ben,
Üst üste düşünmeden,
O koskocaman,
Ayrılık duvarını,
İkimiz birlikte örmedik mi? .

Şimdi duvarın bu yanına,
Tüm duvar boyunca,
Seni beklediğimi,
Seni sevdiğimi yazdım,
Kim bilir duvarın,
Öte yanında sende,
Beni beklediğini,
Beni sevdiğini,
Yazmışsındır.

Neden be sevdiğim neden?
Bir birimizi bu kadar severken,
Ayrılık duvarını ördük ikimiz,
El ele birlikte,
Sevinçle sarmaşırken,
Islak dudaklarımızla,
Özlemle öpüşürken,
Kurduğumuz düşlerin kanatlarında,
Enginlere uçarken,
Güzel ve mutlu yarınlarda,
Sevgi dolu yaşam,
Hayal ederken,
Neden ördük bu,
Ayrılık duvarını biz.?

Şimdi sen o yanda,
Ben bu yanda,
Derin derin ah çekerken,
Kendi yalnızlığımla,
Acı içinde yaşarken,
İşte haykırıyorum,
Tüm evrenin önünde,
Seni sevdiğimi,
Haydi uzat sende elini,
Yeniden kanat açıp,
Düş dünyamıza uçalım,
Bir daha sevgimizin arasına,
Duvar örmeyelim.
Ne dersin?
Sevgilim.

[GooD aNd EvıL]

Neden Söz verdin?

Dün gece,
Derin uykudayken,
Düşüme geldin birden.
Bakışlarımızda yandık,
Ve sarıldık özlemle,
Sustuk ikimizde,
El ele tutuşup,
Merdivenleri indik beraber.
Sen bana sarılmış,
Ben sana dolanmış,
Sarmaşık misali kördüğüm,
Gün ışıyıncaya kadar,
Ne güzel seviştik.
Hiç ayrılmayacağız diye,
Söz verdik birbirimize.

Gün ışıdı,
Uyandım aniden,
Ve sen yoktun,
Düşlerime girerek,
Ayrılmayacağız artık,
Diyerek söz vermiştin,
Neden?

[GooD aNd EvıL]

Neden Yıldızlar,Bu Kadar Uzaktalar.

Neden durmaz hiç?
Geçip gider zaman,
O gittiğinden bu yana,
Geçti mevsimler,
Tükettim baharı,yazı,
Mevsim şimdi hazan,

Hala merak ederim,
Göz açıp kapayıncaya,
Neden biter gündüzler?
Doğmakla batma arası,
Gider güneşin ışıkları,
Bir nefes alımı mesafesinde,
Al nefes,ver nefes,
Başlar gecenin karanlığı,

Neden yıldızlar?
Bu kadar uzaktalar?
Tıpkı sevgilim gibi,
Yıldızların olduğu o yer,
Orası da gurbet midir?
Yoksa sıla mı?
Ondan mıdır ulaşmaz?
Sevgilime kavuşmak için,
Her gece ettiğim dualar,
Yaşadığım bütün yıllar,
Güneşe hasret kaldım,
Her anım gece oldu,
Her yanımı sardı,
Hain karanlıklar.

[GooD aNd EvıL]

Neler mi Oluyor Buralarda?

Neler oluyor demişti oralarda, Merak içinde,
Dedim; bir güzel ava çıkmış, elinde kocaman olta,
Bir aşık dolanır ortalarda, kos kocaman bir alık,
Etrafı dört duvar, hapishanesinde atmakta volta.

Oltanın ucuna takmış / bembeyaz bir Mine/
Kocaman bir balık / zokayı yutmuş mu ne?
Çok büyük bir balık / Balina mı / Koca Adam mı ne?
Çeker keyifle sudan / Başlar def çalıp eğlenmeye.

Aşığın cezasını kesmiş hakim / hücrede müebbed,
Suçu / aşık olmak / karşılıksız sevmek bir güzeli,
İnanmak safiyane gönlüyle, sarılmak bir kızıl güle,
Kanıyor şimdi yüreği, sarılınca o kızıl gülün dikenine.

Ah demez ama, yansada ateşinde sevdanın,
Hangi aşık ödememiş bedelini / karşılıksız sevmenin,
Sevmek güzel şey, hepiniz sevin /sevilin, amma! ! !
Sevecekseniz adam gibi sevin/sevenlerle asla alay etmeyin.

[GooD aNd EvıL]

Nerede Bu İnsanlar

Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar,
Yer yüzünde yalnızım sizin kadar,
Arıyorum her yerde,
Nerede bu insanlar?

Altmış sekiz kuşağının,
Sahipsiz bırakılmış genciyim,
Yürek aynı yürek,Bilek aynı bilek,
Bu kavganın verilmesi için,
Adam gibi yürekli insanlar gerek,
Güzel bir dünyaya kavuşmak için,
Güzelliğe iman edenler gerek,

Arıyorum seni,çoban yıldızı gibi,
Gökte değil,yerde olman gerek,
Sevgiye,aşka,güzelliğe ulaşmak için,
Sevgiye aç,aşka aç,sevda ateşinde,
Yanmaya yürekli,sevgili gerek.

Ben varım güzelim,
Varımda; ya sen,
Nerelerdesin,
Kendinden haberin var mı?
Ya istemlerine,arzularına,sevdana
Ulaşmak için neler yapmadasın?
Çık kafesinden,kurtul zincirlerinden,
Seni yaşamak isteyen sevdam,
Seni yaşatmak isteyen aşkım,
Beklemekte arzularıyla bak,

[GooD aNd EvıL]

Neredesin Ey Güzel

Yenik düşmüşüm yalnızlığın pençesine
Ellerim havaya açılmış, dua edercesine
Damarlarımda bir sızı inletircesine
Neredesin ey güzel
Neredesin, gel kurtar beni
Demeye de dilim varmıyor
Seni üzmek mi?
Hiç istemediğim şey,
Seni eski aşklardan daha büyük
Bir aşkla sevmek
Seninle birlikte
yeniden yaşamaya
Başlayacağımız günü ve
Bunun başlangıcı olacak
Buluşacağımız o günü
İnan güzelim
Dört gözle bekliyorum.

[GooD aNd EvıL]

Neredesin Ey Neyzen!

Bozuldu ülkem insanı,nerede vatanım,
Yüzümüz kalmadı bakacak,kabrine Ata'mın,
Tükürür billahi yüzümüze Çanakkaleden,
Gelen hep, seçtiğimiz,edepsizden,rezilden.

Kuru sözler ile beni rahatsız etme,
Davulu dinlerken,kulak mı asarım Kös'e,
Bu seçilmişleri mi,bize layık gördün tanrım?
Anladım neden,eşekleri insan kılığında yarattın.

Un döken zamlara kalkmış yeniden,
Vallahi zamcılık bunlara yetmez gibidir,
Susun,fazla karıştırmayın bunların işlerini,
Ele aldıkça büyür,Çünkü.......k gibidir.

Kükre be,kafayı millete tut,çünkü yutar,
Bu işin sırrıdır,siyasetçinin aklına yatar,
Para eder mi buşt karşısında caka,
Sen söyle,medyada yazar elbet bir yalaka.

Aç gözünü hey,zırlamayı bırak,
Sen yarına,geleceğine bir bak,
Çocuklarını şimdiden alıştır zulme,
Bu sözümü uyarı bilde,tedbire bak.

[GooD aNd EvıL]

Neyzen'e 21 Yüzyıldan selam 10

Başları türbanlı Ama, kıçlarından ne haber,
Halkımızı tekkelerde,tarikatlarda becerirler,
Ne olur bakın son kez,kutsal kitabımıza,
Bunlar mutlaka ve kat'a cehennemliktirler.

[GooD aNd EvıL]

Neyzen'e 21. yüzyıldan selam 3

Nayloncunun başı her yerde göründü,hem de,
Yüzünde sahte bir gülücük,hala sırıtıp duruyor,
Kedinin yavrusuna verdiği lağım faresi gibi,
Medyacılarla el ele,halkı soyup,boğduruyor.

[GooD aNd EvıL]

Neyzen'e 21. yüzyıldan selam 4

Nasıl olsa binecek üstüme avrupalı,
Semerimle,nalımı enseledi kasımpaşalı,
Hoşbakanım,yularım bari başımda kalsın,
Beni at zannederek,gem takacak amerikalı.

[GooD aNd EvıL]

Neyzen'e 21.Yüzyıldan Selam 7

Aklı geldi başına amma,iş işten geçmiştir,
Böyle aksak dilencilik,kabakta patladı,
Blair,Chirac,Shröder attı bol kese'i siyasiden,
On dakika sitayişle,Teyyip ile Gülümüzü aldattı.

[GooD aNd EvıL]

Neyzen'e 21.Yüzyıldan Selam 8

Ampulcüler,vicdan ile dini şöyle dediler,
Menfaat nerde ise,o cenaha yollanırız,
Kalkınacak sanma bu vatan ile halkını,
Dini biz,halkı uyuşturmak için kullanırız.

[GooD aNd EvıL]

Neyzen! Neredesin?

Vatanın her bir kalesi elden gitti gider,
Kemal denen hergele hep buna güler,
Babası deyyusu ekberidir halbuki ülkenin,
Ta dinini s...yim o pe........ki dinleyenin.

Sümerbank,girmiş ta anasının ortasına,
Durmaz,yunan oğlu Atatürk’e bile küfreder,
O nun bunun çocuğu,Düşünmez mi ki hiç?
Elbet Gün gelir hesap sorulur,ta vartasına,.

Seyreder istihzayla tayyibi muktedir kişi,
Vatanı parsel parsel satmaktır tek işi,
Menfaat nerde ise o tarafa yollanırız,
Dini biz,halkı uyuşturmak için kullanırız.

Özüköklü paşa,kuru laflar ile endişemi ihlal etme,
Bumudur,bu halkın sana verdiği vatan görevi,
Yapacak kudretin yoksa,sus da adam sansınlar seni,
İstersen emir ver,üzülmem,aldır da assınlar beni

Bu danışıklı döğüşe,mahkemelerde ortaktır,
Para paylaşılsın da,rezaletle barış olmaz,
Seyredenler ama dır,görürler sanma sakın,
Kafese koysalar da, kargadan bülbül olmaz.

Anlatırım size,işte memleketimin hali,
Kalmadı harice karşı,yüzümüz olsa dahi,
Yüzümüz mü kaldı,bakacak kabrine ecdadımızın,
Tükürür billahi,çehremize vatanın tarihini.

Şu yeni ampulcü düzen nasıldır bilmem,
Bizde değer,adamın servetidir,parasıdır,
Eğer bu halk,hırsızlığı etmeyecekse kabul,
O zaman bu ampulcü rejim bize aykırıdır.

Yeni yüz yılın bir ilkesi var,hak kapanındır,
Söz medyada haykıranın,mantık ise şarlatanındır,
Geçer mi ele bir makam,..öt yalamayınca,
Bütün makamlar,pez.......enk ile buşht olanındır.

Herkes susmuş,istemem böylesi bir kader,
Dersimi aldım,nasihat bile istemem,eğer,
Varsa halkımın gidişe dur diyecek hali,
Zalimin her yumruğu,öldürse de değer.

[GooD aNd EvıL]

Neyzen’i Anarken.

Kuzey,buz gibi soğuk,her yer karla kaplı,
Zorlukları aşmak için,insanları çok canlı,
Başarmak için kullandıkları insan aklı,
Çalıştıkça kazanır,o yüzden insanları varlıklı.

Güneye indikçe ortalık ısınır,her yer sıcak,
Çalışmaz insanlar,tembelce dolanır,aç ve çıplak,
Rehberleri olmuş,afyonlaşmış din satan tarikat,
Kaderidir insanların,bu cehennemi yaşamak.

Bütün tarikatlar taarruzda,yoktur başka işi,
Başlar açık,kıçlar çıplak,geçirirler kışı,
Bunlar hep tarikat denen karanlığın işi,
Dilsizdirler,konuşur yalnız baştaki kişi.

Her yandan tasallut altında,ne bile diyemez,
Koyun gibi gezinir ancak, meee bile demez,
Bir yanda cihat,diğer yanda tarikat,ses edemez,
İyice bir baksa,bunların ciğeri,beş para etmez.

Parselleyip satmak için,çevirirler her yanı,
Kutsal söylemler dillerinde,konuşturmaz insanı,
Cami önlerinde kurmuşlar, dizi dizi tezgahı,
Satmaktalar,gelen geçen herkese,koca Allahı.

Her taraf dolmuş,fakir fukara,garip gureba,
Dillerinden düşmez,hiçbir zaman bu sad’a,
Kıçından donunu bile alırlar, bunlar insanların,
Ulus olmaktan vazgeçtik,ümmet olmamız yakın.

Müslüman mahallesinde,satılmaz der salyangoz,
Cepleri dolarla doludur,yatlarla gezer zırtapoz,
Bulunduğu her ortama uyar,sanki birer yap boz,
Bir uyansan ey millet,bunlar olacaktır ortalıktan toz.

Uyan ey halkım,oynanan bu kötü oyunu boz,
Bak şarka,kalmış mı tek bir ulus? şimdi hepsi yoz,
Kaderinle oynayanların oynadığı,bu oyunu boz,
Kötü kader oyununun bağlarını elinle,kendin çöz.

[GooD aNd EvıL]

Neyzene 21.yüz yıldan selam olsun 1

Buş’un palyaçosu,şu kasımpaşalının halini gör,
Yurdun Sinesine ne ihanetler ekiyor,
Yuları küffarın elinde,türban da dilinde,
Bu amerikan eşeğini,360 arap atı zor çekiyor.

[GooD aNd EvıL]

Neyzene 21.Yüzyıldan Selam 5

Ey tanrı,Var mısın,yok musun,
Akıl erer mi senin sırrına,de bana
İçeriz ya sabır diye peymaneni,
Hekmetinden bir kez olsun vermezsin.

Gizlenirsin bir yokluğun içinde,
Hem ademin,hem şeytanın içinde,
Her bir dinin ayrı ayrı cininde,
Kendine eş,bizi küfre ortak edersin.

Aşk olursun,canımızı yakarsın,
Leylaları karşımıza dikersin,
Acımadan ayrılığa düçar edersin,
Sevilmeyi bile,bize haram edersin.

Bozuktur kurduğun düzen,
Kimse edemez asla akort,
Ceylana kaç dersin,aslana aport,
Hikmetini kimse bilmez,ayan edersin.

Şeytan olur görünürsün ateşte,
Dile gelirsin seher vakti bülbülde,
Bir parlayış parlarsın ki güneşte,
Yalanına kendin bile iman edersin.

Bir iradenle adam edersin eşeği,
Karnı tokken,batar ona döşeği,
Gazabından korkarız çakınca şimşeğin,
Tufan olur,.memleketi viran edersin.

Görürler seni her velide,delide,
Hem Alide,hem pandelide,
Maymuncuk gibi her kilide,
Hem uyar,hem de viran edersin.

Zengin eder,kasalara kitlersin,
Fakir kılar,garip başım bitlersin,
Bir deri,bir kemik,beni ciltlersin,
Acılara canlı canlı kor edersin.

[GooD aNd EvıL]

Neyzene 21.Yüzyıldan selam 6

Bay puşt,düştü yaralandı dediler,
Mel'un yıldız çabuk kalkar,dulunur,
Sen köpeğe,kuduz deyip geçiver,
Bir öldüren,nasıl olsa bulunur.

[GooD aNd EvıL]

Nezarette

Nezaretin camından
Yıldızlar nasıl görünür bilir misiniz?
O kadar uzaktırlar ki
Elinizi uzatıp bir dosta tutunmak gibi uzanmak istersiniz
Elinizi uzattıkça kaçarlar sanki sizden
Dualarınız bile ulaşmaz olur.
Öyle bir yalnızlık sarar ki sizi
Duyduğunuz yalnız
Az önce uygulanan işkenceden kalan ince bir sızı
Haykırmak istersiniz gökteki yıldızlara ve Ay’a
Yalnızsınızdır kimse duymaz sizi
Sade bir insan sevgisidir suçumuz,
Mutlu olsun isteriz herkesin
Sorarsınız insanlara neden bizi yalnız; korsunuz?
Görünür delikten ara sıra işkencecinin yüzü
Yuvarlak ve vahşice bakan gözlerinde belirgin bir neşe
Çıldırmamak için kaykırırsınız gündüz güneşe
Dışardan çıngırak sesleri gelmekte, geçer koyun sürüsü
Hayır değil, bunlar olamaz benim ülkem insanımın sürüsü
Sevdalanmak, aşık olmak gibi bir mutluluk dileriz
Yalnızca insan gibi, ama insan gibi yaşamak isteriz.

Nezarette soğuk mu soğuk bir kara yalnızlık
Konuşursun kendi yalnızlığınla, yalnız başına
Diğer koğuşlardan gelir iniltiler, siner yanına
Kendi sızını ararsın, duyulmaz artık aranma boşuna

Hayali canlanır bir güzelin, yüzünde tatlı bir tebessüm
Canlanır gelir oturur yanına, sarılmak istersin
Seni böyle gülümser görünce çıldırır işkenceci
Yaptığı onca işkence gitmiştir boşu boşuna
Alır falaka odasına yermisin yemezmisin demez vur ha vur
Çünkü gülen bir yüzle çıkmışsın herifçioğlunun karşısına
Onlar ki mutluluğun düşmanıdır bu böyle biline
İnsan sevgisi kimseye bulaşmamalı sevmek kimin haddine
Ali Osman Yılmaz

[GooD aNd EvıL]

O An Seni Düşünüyorum.

Zaman Zaman,
Gözlerin dolarsa yaşla,
Enginlere dalıp,
Uzaklara giderse,
Bil ki o an,
Seni düşünüyorum.

Kulaklarında bir uğuldama,
Bir çınlama sesi varsa,
Bil ki o an,
Seni anıyorum.

Gece ansızın uyanırsan,
Gecenin bu saatinde,
Bil ki,duvardaki resminle,
Senin hayalinle konuşuyorum.

Gözlerin yaşlanıyorsa şimdi,
Bil ki,bende burada,
Seni düşünüp,seni ağlıyorum,
Sen akıyorsun yanaklarımdan,
Güneş ışıkları,sabahın tazeliğinde,
Göz yaşlarımdan süzülüp,
Aşkımızın gök kuşağını,
Boyamaktadır yeniden.

Görüyor musun bak?
Gökyüzünde ne çok,
Gök kuşağı oldu.
Her biri aşk acısı dolu,
Göz yaşlarımdan süzülen,
Her sabah gün ışıklarıyla,
Sana olan aşkımın renkleriyle,
Sana olan sevdamı gösteriyor.

İşte şu an yine,
Gözlerimden süzülen,
Yaşların renklendirdiği,
Ve sabahın taze ışıklarıyla,
Yeni bir gök kuşağı çiziyorum.

[GooD aNd EvıL]

O bir an.

Yaşarken hep,
Canım acıdı.
Hep bir kavganın,
İnsanı olmak zorundaydım,
Ülkem için kavga,
Yaşamım için kavga,
Bende varım diyebilmek,
İçindi hep.

İşte karşınızda bir insan,
Sevmeye aç,sevilmeye muhtaç,
Aşkı yaşayamamış,
Öylesine geçmiş zaman,
Rüzgarın önüne kattığı,
Dalından düşen,bir yaprak gibi,
Bir sağa,bir sola savrulan,
Yaşamdan istediği,tek bir şey,
Gözlerinin gördüğü,
Yüreğinin kıpır,kıpır attığı,
Sevinçle kollarını açıp,
Doyasıya sarılmaktı ‘O’na,

İstediği hiç olmazsa,
Sadece o an’dı,
Ve ne kadar mı?
Yeter,yeter ki olsun,
Yeter,sadece,
O bir an.

[GooD aNd EvıL]

O gece,

O gece,
Gökte Ay vardı,
Bütün yıldızlar bize,
Serenat yapmaktaydı,
İkimiz o gece,
İncir ağacının altında,
Senin deyiminle,
Kaplumbağalar gibi,
Sevişmiştik,delicesine.

Hani o gece,
Bir yavrumuz olursa,
Kaplumbağalar gibi,
Üç yüz yıl boyunca,
Bu geceyi ve aşkımızı,
Anlatsın asırlarca,
Söylesin tüm evrene,
Bu gecenin ve aşkımızın,
Meyvesi olduğunu,
Kutsasın tüm insanlar,
O nu ve aşkımızı.

[GooD aNd EvıL]

O günden sonra! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !

Yalnız yağmur olsa?
Ortalık kar ve fırtına,
Kıyametler kopmada,
İçimde sen oldukça,
Belki hüzünlü ama,
Seninleyim daima,

O günden sonra! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !
Senin yaşadığını bildikçe,
Şiirlerinde seni okudukça,
İsterse yalnızlığın kelepçeleri,
Sessizliğin koynunda,
Yaşamaya mahkum kılsada,
İçimdeki cevher,İnan güzelim,
Yaşatacak Koca Adamı,
Ölmem sana olan aşkım,
Seninle birlikte,
Bende yaşadıkça.

[GooD aNd EvıL]

O güzel dünya için ayaklanın.

Evlilik iki bireyi,
Evli olmasalardı,
Evli olanlarından,daha iyi,
İki insan yapabilir miydi?
Ya da daha iyi,
İki insan olanı gördünüz mü?
Yalansız,dolansız ama!
Görmediniz,göremediniz,değil mi?

Belki evet diyecek,
Belki hayır diyeceksiniz,
O, iki bireyin,
‘Evlilik denen kuruma,
Nasıl katıldığına bağlıdır’,
Diyeceksiniz hemen.

Hiç bir evliliğin,
İki bireyi,
Evlenince daha iyi insan,
Daha iyi iki birey yaptığını,
Ben hiç görmedim,
Siz gördünüz mü?
Bakın bir amma,
Baskı altında kalmadan,
Yiğitçe itiraf etsin,
Mümkün mü? Sorun bir.

Kendini ve diğerini,
Beş yıl,on yıl,ya da yirmi yıl,
Tanıyarak evlenen gördünüz mü?
Kendine bile bu hakkı,
Tanımayanlar,nasıl birlikteliklerine
Güzellik ve mutluluk katacaklar?

Sorun,sorun bir kendinize,
Hatta evli olduğunuz partnerinizi,
Karşınıza alın,ona sorun,
Nasıl ve ne diyebilecek?
İçten bir yanıt yok,kem ve küm.
Öyleyse neden? katlanılır,
Dayanılmaz acılara,
Ve yeni acıların kaynağı olunmaya.

Yeni bir yaşamı,mutluluk kuşunun,
Kanatlarında,kendi mutluluk dünyasına,
Uçurmaya hazır olmadan,
Yaşamlarınızı,yerden yere vurmaya,
Ne hakkınız var,ey bireyler,
İnsan siluetindeki yaratıklar,
Hadi birde burdan bakın,
Gerçekler karşısında kendiniz,
Ve gelecek nesilleriniz için,
İnsanların mutlulukla yaşayacağı,
O güzel dünya için ayaklanın.

[GooD aNd EvıL]

O yok diye ağlamayacağım artık

Yalnızlık canıma tak etti,
Öfkem kabardı yine,
Gideceğim evlerinin önüne,
Gece boyu yatacağım,
Penceresinin önünde,
Belki bana döner diye,
Yağmur,kar,boran,fark etmez,
Başımın altına da bir taş,
Koydum mu yastık niyetine,
Sabahı edeceğim,
Yaşlı gözlerimle.

Güneş ışıklarıyla birlikte,
Sesleneceğim sevdiğime,
Hadi,dön artık,dön diye,
Gelmez naz ederse eğer,
Öfkemle birlikte evine,
Bir bidon gaz döküp,
Cayır cayır yakacağım,
Yanacakmış,evle birlikte,
Düşünmeyeceğim bile,
Sonrası kolay,
Varacağım kendi evime,
O yok artık diye,
Ağlamaktansa günler boyu,
Selam olsun diyerek,
Sesleneceğim ölüme.

[GooD aNd EvıL]

Okyanustaki Yalnız Adadasın

Sevgilim!
Senin yaşamın;
Diğer adalardan ayrılmış,
Yapayalnız bir ada gibidir.
O adanın limanlarından,
Kaç gemi giderse gitsin,
Başka adaların limanlarına,
Sen adanda yalnızlığın ıstırabıyla,
Acılar içinde olacaksın.

Issız bir adada,
En yakın dostuna bile,
Meçhul kalacaksın.
Yanındaki insanların,
İlgisinden,anlayışından,
Çok uzaklarda olacaksın.

Yaşadığın o dünyanda,
Altın dolu kasaların ardından,
Çırpınan bir yürekten başka,
Yada; Altın kafesteki,
Suyu boşalmış kabın başında,
Yalnızlığa mahkum,
Çırpınan kanarya gibisin.

Aslında içinde gizlediğin,
Asıl kendini bir görebilsen?
Onun sevgi dolu yüreğinin içindeki,
Aşkını,sevdasını,
Her yana söyleyeceksin.
Sevgi dolu ruhunun ardında,
Sevgilinin gözlerinde yaş olup,
Doyasıya akabilmek için,
Yalnız bir bulut gibi çırpınan,
Güzel bir ruhun olduğunu,
İçindeki kendine,
İyice bir bak,
Göreceksin.

[GooD aNd EvıL]

Oltanın Ucundaki Solucan

Bu gün işiniz yok,
Şöyle deniz kenarına gidip,
Elinizde olta,balık tutmak istediniz.
Kıyıda skin bir yer bulup,
Oltanın ucuna da bir solucan taktınız,
Sallayıp oltayı denize attınız.

Şöyle arkanıza yaslanıp,
Hayalinizde bir çizgi film izler gibi,
Kapatın gözlerinizi,
Siz deniz kıyısındasınız,elinizde olta,
Ucuna taktığınız solucan,
Gözleriniz çizgi film izlemek ister gibi,
Beklemeye başlarsınız.

Suyun içindeyse oynaşır bir başka dünya,
Oltanın ucundaki solucan varya,
Balıklara yem olmamak için,
Başlamış şakira gibi kıvırmaya,
Bir yandan kıvırırken,bir yandanda
Şarkılar söylemektedir balıklara,
Bütün balıklar toplanmış başına,
Hayranlıkla seyrederler solucanı,
Oltanın ucundaki solucan,
Onlara şarkılar söyleyip,
Göbek atmakta.

Böylece akşamı edersiniz,
Tek bir balık tutamadan,
Ama elinizde yetenekli bir solucan,
Hala göbek atmakta.

Böyle beklemedik mi?
Sevgilinin penceresinin önünde,
Pencereye çıkıp,bir yüzün görmek için,
Sokağın bir ucundan,bir ucuna,
Dolanıp durmadık mı?
Dudaklarımızla ıslık çalıp,
Nice aşk nağmeleri döktürmedik mi?
Yani solucan gibi raksedip,
Bir uçtan bir uca,sokakta,
Şarkılar söylemedik mi?

Ve sonra deniz kıyısındaki,
Balık tutan adam gibi,
Sabahın ayazını yemiş,
Buz tutmuş bir halde,
Titreye titreye evlerimize,
Süt dökmüş kedi gibi,
Dönmedik ‘’Mİ’’?

[GooD aNd EvıL]

Ondan güzel göremedim,

Ne venüste, nede ayda,
Ne yaşadığım dünyada,
Ondan güzel göremedim,
Kadehlerde kayboldumda,
O güzelin sinesinde
Alev alev yanamadım.

[GooD aNd EvıL]

Onu,Unutamıyorum.

Ben Mİ yi,
Sarı saçlı,mavi gözlü,
Suyun öte yakasından,
Boşnak damarlı,
O kadını çok sevdim.

Bana bakan gözlerini,
Kulağıma fısıldayan,
Tatlı dilini,
Göğsüme başını dayayıp,
Derin derin iç çekerek,
Beni koklayışını,
Koynumda cilveyle oynaşmasını,
İşte o sarı saçlı,
Mavi gözlü kadını,
Çok sevdim inanın.

Onu sevdiğime,
Bir onu,
Birde tanrıyı,
İnandıramadım.

Sabahları,
Yatağıma gelip,
Mutlu *******den sonra,
Ellerimle yüzünü sarıp,
Dudaklarımdan ateş gibi,
Öperek haydi sevgilim,
Sofran hazır demesini,
Unutamadım.

Her sabah,
Mavi gözlerinden,
Işıklar saçarak delicesine,
Koynuma atılmasını,
Seni seviyorum demesini,
Tenimde eriyip,
Ben olmasını,
Asla unutamıyorum.

[GooD aNd EvıL]

Oynama Benimle Balık

Oynama benimle balık,
Bırak seni,kendimde yaşayayım,
Sen yoksun nasıl olsa,
Olmayacaksın hiçbir zaman,
Sana olan sevdamı,sensiz de olsa,
Dilediğim gibi yaşayayım,
Kelimeleri inci gerdanlık yapıp,
Şiirlerimde olsun,söyleyeyim.

Sana aşık olmamın,
Sorumlusu sen olsan da,
Uyku tutmayan *******de,
Hep sen geliyorsun aklıma.
Seni düşündüğüm *******de,
Yıldızlara soruyorum seni,
Nerelerdesin diye?
Çoban yıldızımı arar gibi,
Seni arıyorum burada bir garib,
Bırak beni kendimle,
Kendi içimde yarattığım,
Sana olan aşkımla,sensiz,
Biçare garib de olsam,
Dilediğim gibi yaşayayım.

[GooD aNd EvıL]

Oynayın,Oynayın Kızlar.

Oynayı Oynayı gelin kızlar,
Sallayı sallayı gelin kızlar,
Çalkayı çalkayı,oynayın kızlar,
El ele verip,halkayı sarın kızlar,

Oynayı,oynayı halayı kurun kızlar,
Geliyor düğün alayı,oynayın kızlar,
Vursun davullar,çalsın zurnalar,
Şenlensin düğün alayı, kızlar.

El ele verin kızlar,
Öte köyden duyulsun sazlar,
Sizi seyreden gençlerin,
Vallahi inanın, yürekleri sızlar.

[GooD aNd EvıL]

Öğüt Dinler misin?

Kulağın varsa dur,
Bir öğüt vereyim de dinle,
Kör menfaatin için,
Riya elbisesini sakın giyme,
Yaşam bir nefestir amma,
Öte yakadan dönen yok,
Ham nefsine bir an uyup,
Üç kuruşa,aşkımı satıp gitme.
Eşek olduktan sonra,
Sana da,bana da,
Palan vuran bulunur,
Nasıl olsa.

[GooD aNd EvıL]

Öldüm de,Haberim mi Yok Ne?

Senden üstüme düşen,
Yağmur değil,kar değil,
Çiy gibi yağıyorsun üstüme.
Her yanım ıslak,
Sert bir rüzgar esmede,
Buz tutuyor dört yanım,
Kütük gibi,buz kalıbı gibi,
Kaskatı kesilmişim.
Hani sevda ateşi,
Isıtırmış derlerdi ya,
İçimde sana olan sevdam,
Isıtmıyor bir türlü,
Kaskatı bir halde,
Kütük gibi olmuşum,
Ne sevdanın ateşi,
Isıtıyor bedenimi,
Ne yarına olan özlemim,
Yoksa,yoksa ben,
Öldüm de,
Haberim mi yok ne?

[GooD aNd EvıL]

Ölmek ve Yaşamak

Ölmek mi zor; yaşamak mı?
İnsan silueti halinde ama
Yoksa yok olmak mı?
Doğanın derinliğinde
Ama alabildiğince özgür.

Yada nükleer enerji olmak,
Öfkelendiğinde patlamak
Yok etmek bütün kötülükleri,
Ya da kötülükleri yaratan
Tüm kötülükleri.

[GooD aNd EvıL]

Ölmeye Terk Eder miydin?

Her yer karla kaplı,
Beyaz gelinliğini giymiş doğa,
Bense beyaz ölümü düşlerim,
Bembeyaz kefenler içinde.

Seni düşünüyorum şimdi,
Ellerin ellerimde,
Gözlerim mavi gözlerinde,
Telli duvaklı bembeyaz,
Gelinliğinin içinde.

Dışarda yağan kar’a ve,
Gelinlik beyazlığına bakarken,
Daldığım düş dünyam,
Binlerce bahar’ın ve,
Binlerce Güz’ün anısına
Aldı götürdü beni,
Kendimi bir kez daha,
Gözden yitip,sessizlikte saklanan,
Hayaletlerin önünde,
Dikilirken buluverdim,
Her yanı kaplamış sessizlik,
El ele tutuşmuşlar,ikimiz gibi,
Sessizliğimiz ve yalnızlığımız.

Seni her düşlediğimde,
Sen sisler arasındasın,
Hayalinin kulağına,
En kutsal sözleri,ilahileri,
Fısıldadığımı biliyor musun?
Eğer bilseydin güzelim,
Bana yazmayı bırakmaz,
Yalnızlık kalesinde beni,
Sessizliğinle bir hücrede,
Ölmeye terkeder miydin?

[GooD aNd EvıL]

Ölüm,Yaşam,Sen Olmayınca.

Ah yüreğim,ah,
Neler ettin bana,
Bir güzele aşık edip,
Engin denizlere saldın.
Düştüm Korsan eline,
Küreğe mahkum oldum.

Tek bir arzum var,
Varacağım ilk liman,
Senin limanın olsun.
Yansa da canım,forsa da,
Sanki ellerim sana sarılmış,
Acıyla,ama umutla çekerim,
Sana doğru kürekleri.

Asılırım aşkının imanıyla küreklere,
Sana kavuşma düşlerimle,
Mavi gözlerinde,enginlere,
Bakacağım bir gün diye.

Sana kavuşamayacaksam eğer,
Saraylar verseler de bana,
Ülkeler fetheden orduların,
Başında komutan yapsalar da,
Sen yoksan sevgilim yanımda,
Dünyaları bahşetseler bile,
Sensiz,bir an bile yaşamak,
Ölümden de zor gelir bana.

Ölüm;
Yaşamın değerini gösteren,
Tek şey değilmidir?
Yaşam sen olmayınca,
Ne kadar değerlidir?
Sen olmayınca....?
Yaşam? ? ? ? ? ? ? ? ?

[GooD aNd EvıL]

Ömrün Rubaisi.

Bak ömrümüzü yüklenmiş,Gidiyor kervan,
Biz de gideceğiz onun ardından,
Biz olmayınca dönmez sanma sakın,
Dönecektir yine her gün devran.

Bizden öncekiler de gitti,
Toprak oldular şimdi,
Bir kadeh gibidir ömür,
İçtik kadehleri,Tüm kadehler bitti.

[GooD aNd EvıL]

Ömür Kervanın Geçiyor

Sabah kalktığında,
Bak bir camdan dışarıya,
Göreceksin/
Geçmekte olan ömür kervanını.
Gitmektedir akıbetine doğru,
Ama nasıl?

Senin kadehinden,
Baldıran zehirinden/
Daha acı veren,
Yalan zehrini içirdin,
Bir nebze olsun/
Acımadın.


Bu akşam yine/
Yeni bir eğlenceye koşarsın,
Yalan dolu kahkahaların/
Çınlayacak ortalıkta,
Kadehinle zehir sunacağın,
Birini/
Nasıl olsa bulacaksın,
Alay edecek ve/
Yalan aşkına meze yapacaksın.


Ve anladım ki yaşam,
Göz kamaştırıcı/
Bir kadındır.
Büyüler güzelliğiyle/
Bizleri,
Kim ki anlar,
Tuzaklarını/
Kurtarır kendisini,
Yalanların ve,
Şuh kahkahaların büyüsünden.

[GooD aNd EvıL]

Öteki Köye Gitmem

Ölümde gelecek,
Bu ten’e bir gün,
Ondan öte köyde yok,
Olsa da fark etmez,
Ben gitmem nasıl olsa,
Belki o köyde,
Karşıma çıkarsın diye.

[GooD aNd EvıL]

Öyle Bir Haldeyim ki

Öyle bir haldeyim ki,
Yüklü canım kendi olgun meyvasıyla,
Yüklü canım meyvasıyla.
Kim şimdi gelecek ve yiyecek ve doyacak?
Canım kendi şarabını taşıyor.
Kim şimdi döküp içecek ve çöl ateşini serinletecek?

Bir ağaç olaydım çiçeksiz ve meyvasız
Çünkü bereketin ağrısı daha keskin çoraklıktan,
Ve hiç kimsenin almayacağı zenginin acısı
Büyük kimsenin vermediği dilencinin kederinden.

Bir kuyu olaydım kuru ve kavruk
İnsanların içini taşladığı
Çünkü böylesine dayanmak daha iyi ve kolay
Yaşayan bir su kaynağı olmaktan
Gelip geçecek ve içmeyecekse insanlar,
Ayaklar altında çiğnenmiş bir saz olaydım keşke,
Çünkü daha iyidir gümüş telli bir lir olmaktan
Ev sahibi parmaksız,
Ve çocukları sağır bir evde,

Sevgiliye ulaşamayacaksam,
Niye yol olayım gidemeyeceksem,
Derin bir yar olaydım deniz kıyısında,
Sevgilisine ağıt yakanların
Sevda Şarkıları söylediği,
Kulakları duymayan, gözleri görmeyen
Dilleri suskun bir koca adam olaydım,
Sevdiğine ulaşamayacak olacağıma.

[GooD aNd EvıL]

Öyle Uzaksınki Düşlerime.

Düşlerime,
Öyle uzaksın ki,
Bu gece düşlerimde,
Aradım seni,
Bulamadım yine.
Her yana baktım,
Hatta,
Kayıp eşya bürosuna bile,
Sen yoksun,bulamadım.
Birde yorgunluk çöktü üzerime,
Ama yılmadım,arıyorum,
Ve seni bir gün,
Düşlerimde de olsa,
Mutlaka bulacağım.

[GooD aNd EvıL]

Öylesine Kazıdın ki,Kendini Yüreğime

Her şeyle,
Herkesle,hatta,
Tüm evrenle bile,
Savaşabilirim.
Ya seninle?
Öylesine kazıdın ki,
Kendini yüreğime,
Sökemiyorum bir türlü.
Her gün,biraz daha,
Beni benden,
Söküp alıyorsun.
Sana karşı neden,
Zayıfım böyle?
Sevmek insanı,
Bu kadar mı?
Güçsüz kılar.
Bende benden,
Hiç bir şey kalmadı,
Her bir hücrem,
Senden bir iz taşıyor,
Kısacası sevgilim,
Her an,her şeyimle ben,
Sen oluyorum.

[GooD aNd EvıL]

Öylesine Yaşa

Hayatını,
Anılarını,acılarını,
Düşünerek değil,
Yeni anılar yaratmak için yaşa.

Gönlünü ferah tut,
Ama,sakın aşık olma,
Yoksa,yanarsın sende ben gibi,
Yalnızca anılarını,
Ve acılarını yaşarsın,
Hemde bir başına,
Yapayalnız ve özlemler içinde.
Deniz kıyısında,martılarla söyleşir,
Sevda kuşunun kanadına,
Sevdanı yükleyip yollarsın O'na.

Sen beni dinle dostum,
Boş ver her şeye,
Artık hayatını yaşa.
Anılarını ve acılarını,
Düşleyerek değil,
Yeni anılar yaratmak için,
Boş ver anasını satayım,
Boş ver gitsin be,
Öylesine yaşa.

[GooD aNd EvıL]

Özgür Bırak İçindeki Kendini

Ben sendeki,
İçindeki o kadını,
Bana sevda türküleri söyleyen,
Herkesten gizlediğin,
O muhteşem kadını sevdim.

Ama sen;
İçindeki kadına,
Özgürlüğünü vermezsen eğer,
Dışındaki o kadın,
Esiri olduğu maddi dünyada,
Nasıl kimliğini bulacak?

Bırak işkence yapmayı,
Kendinle birlikte bana,
Kimse sana,
Kendine ettiğin,kadar,
İşkence edemez.
Artık anlasana.

İçindeki kadını,
Hiçbir koşul koymadan,
Özgürlüğün kollarına bırak,
Yaşasın doyasıya aşkını,
Varsın tadına kadınlığının,
İçindeki kadınla birlikte,
Kavuşsun kendini,
Çılgınca seven erkeğine.

[GooD aNd EvıL]

Özleminde,Cehennemi yaşıyorum

Özleminde cehennem gibi,
Yalnızlığı yaşamanın,
Sana ulaşmayı isteyip,
Asla kavuşamamanın,
Kahpe feleğe söylenip,
Ah diyerek acı çekmenin,
Her gece yıldızlara bakıp,
Yaşlı gözlerle,
Seni düşlemenin,
Sokaktaki ayak sesinden,
Kapıdan hemen girmeni,
Kollarını açarak,
Boynuma sarılmanı düşlemenin,
Her sabah bülbülün,
Gülüne ağıtlar yakmasının,
Gün doğunca,
Kızıl gül'ün har'ında,
Alev alev yanmanın,
Velhasıl sevgilim,
Sana kavuşamamanın adını,
Kara sevda koymuşlar.
Seni sevdiğim için,
Pişmanda değilim,
Yeniden ve tekrar,
Beni cehenneme koysalar,
İbrahim gibi,
Ateşlere katsalar,
Dağları aşırtıp,
Gurbet il'e atsalar,
Her yağmurda,ayazda,
Yar hanesinin önünde,
Nöbetlere tutsalar,
Yine de kahredip,
Kör olsun kader,
Diyemiyorum,
Ne sensiz,ne aşksız,
Yaşanmıyor ki! ! ! ! ! ! ! ! !