Giriş

Tam Sürümü Görüntüle : Ali Osman Yılmaz


Sayfa : [1] 2 3

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:34 AM
‘O’Yok

‘O’ yok,
Bir yalnızlığı yaşarım,
Sonsuzluk kadar derin,
Kıyamete kadar..........
................Sürecek gibi/
Öyle bir boşluk........./ki,
Nefes bile alamıyorum,
..................../Sarhoşum.
Tıpkı Orhan Veli’nin dediği,
O rakı şişesinde........ki,
......................Balık gibiyim.

Ne çöp çekecek halim/....var,
Ne sevgi üzerine kumar,
......................Oynayabilirim,
Yalnızca nefes alan..............?
....................Ruhunu yitirmiş/
Çıplak bir beden gibiyim.

Oynadığım yaşam kumarını,
................Çoktan yitirmişim/
Üstüne yetmezmiş gibi,
Sevda kumarında......../aşkımı,
..............................Yitirmişim,
Öyle bir talih ki,
........................Hem aşk da,
Hem harbi kumarda,
.....................Kaybetmişim.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:34 AM
18 Mart Çanakkale

Bulutlar sarmıştı her yanı,
Kapkara bir geceydi,
Yağmur,bardaktan boşalırcasına,
Sağnak gibi yağıyordu,
Yedi düvelin gemilerinden yükselen,
Top,tüfek sesleri,
Her yanı inletiyordu,
Mustafa Kemalin askerleri,
Aslanlar gibi dövüşüyordu,
Ve Çanakkale kahramanca,
Düşmana selam veriyordu,

Kükrüyordu tepeden,
Mustafa Kemal,
Vatanıma ayak basacaksa düşman,
Yaşamanın ne gereği var,
En son nefer ölünceye kadar,
Dövüşeceksiniz aslanlar,
Görecek bütün dünya,
Ne aslanlar doğururmuş,
Emineler,Hatçeler,Ayşeler,Fatmalar.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:34 AM
Acaba yaşıyormuyum?

Kış uykusunda mıyım neyim?
Aç mıyım,Tok muyum?
Nefes alıyor muyum?
Görüyor mu gözlerim?
Yürüse bacaklarım,
Sana gelir mi?
Uzatsam ellerim,
Sana sarılır mı?
Düşünmeye çalışıyorum,
Hiç kayıt yok,
Ne sen varsın,
Ne aşk acılarım,
Aslında şu anda,
Bir ayna uzatsanız,
Bakabilsem aynaya,
Acaba yaşıyor muyum?

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:34 AM
Acıyı satın almak

Ben senin hedefin, o benim yolum
Aramızda ne var ki?
Bir şey söylemiştim sana
Gerçekten küstün mü bana?

Nerde öyle müşteri ki
Mutluluk ödeyip, acıyı satın alsın.
Yanar yüreğim aşkın için
Bari ateşin harı bana kalsın.

Terk edince bütün dostlar beni
Yalnızlık yoldaşım olmuştu
Bu Sevda yangınım seni
Gördüğümde doğmuştu.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:34 AM
Açın Perdelerinizi,Pencerelerinizi

Şimdi bahar zamanı,
Göklerden akacak yere,
Yağmur,yağmur hayat suyu,
Duyacaksınız sessizliğin içinde,
Yağmur sağanağının sesini,

Gökyüzündeki orkesradan gelen,
Ve yeryüzünde,
İlahi bir ritmle dans eden,
Büyümekte olan çimenleri,
Ve sevda bahçelerinde ki,
Aşk ve sevda çiçeklerinin,
Bir bir boy vermesini,
Yanı başından bir ses,
Sevda türkülerini söyleyecek,
Ve doğa yavaş yavaş,
Yeni bir doğuma ebelik edecek,
Yeni bir yaşamın operasında,
Yaşamın ve sevdanın,
Dansını yapmaya başlayacak.

İşte bu anı görmek için,
Açın perdelerinizi,pencerelerinizi,
Bakın göklerin orkestrası eşliğinde,
İlahi ritmlerle dans eden,
Yeni bir yaşamın müjdecisi,
Göksel güzelliklerin,
Elbiselerini giyinen,
Güzel baharın raks edişini.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:34 AM
Adın İnsan Olsun

Eğilme, dağların dorukları gibi dik dur,
Eğil yalnız sevda çiçeklerine,
Eğil, sevda güzelinin önünde.
Başkaca hiçbir şeyin önünde
Her zaman olduğu gibi sakın eğilme.

Toprağı yorgan bilip, girsem içine
Bir can verip doğsam yeniden
Sevda çiçeğini alsam elime,
Bu canı verip, başkasını alsam yerime
Sevdaya açlığım hala dilimde dövme

Ölüm kurtuluşum olur mu bilmem
Ölüm,
Sadece ölmek değil,
Yaşamda bağırıyor herkes,
Bırak kendini, artık eğil,
Eğil, eğil, eğil,
Sevda kuşum, aşk çiçeğim
Sesleniyor karşıdan
Eğilme, dik dur, yeniden diril,
Diril ve
Adın insan olsun senin.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:34 AM
Adını Yazdım kaldırım taşlarına

Bu akşam evden çıkıp,
Yürürken sokaklarda,
Tüm kaldırım taşlarına,
Sevdiklerimin adını yazdım.
Gün ağarıp,güneş doğunca,
Çıktım yine sokaklara,
Herkes bana,seni sormakta,
Meğerse seni yazmışım,
Şehrin sokaklarındaki,
Kaldırım taşlarına.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:34 AM
Adının Her Harfini,Gül Yaprağına Yazdım.

Seni unutmamak için,
Adının her harfini,
Bir gül yaprağına yazdım.
Şimdi aşk defterimde,
Her sayfada,kırmızı gülden,
Kurumuş bir yaprak,
Ve her birinde isminin,
Bir harfi var,biliyor musun?
Her an,her zaman,
Şu an ve her saniye,
Seni düşünüyorum.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:34 AM
Ah Eskiyen Sene

Ne diyeyim eskiyen sene,
Serseme çevirdin beni,
Aşık ettin bir güzele,
Yaktın,döndürdün gazele.

Ben yinede,
Aldığım her nefeste,
Gül kokusunu duyuyorum,
Baktığım her nesnede,
O güzelin,
Hayalini görüyorum.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:34 AM
Ah Felek

Kulağıma sokulmuş o kahpe felek,
Kaderden bil, benden bilme,ne demek?
Aklım yenebilseydi eğer şu yüreğimi,
Böyle sarhoş dolanmama olmazdı gerek.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:34 AM
Ah Kader

Ah kader,kulak ver artık,
Şu gönlümün sesine,
Biraz olsun insafa gel de,
Bak koca adamın sinesine,
Bahar biter,ardından gelir güz,
Dallardan düşen sararmış,
Sarı yapraklar gibi ömrümüz,
Kırmızı gül ne diyor bak,
Yaşamın şifası sevgidir
Sevmeyi öğrenin hey insanlar,
Kim diyor ki size,
Kendini üz.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:34 AM
Ah Şu Kadınlarımız.

Kadınlar, Kadınlarımız,
Bizi doğuran anamız,
Anamızın yükünü paylaşan
Bacımız, ama bizi coşturan,
Sevdamızla bağlandığımız,
Sevgilimiz, umudumuz, yarimiz,
Komşu Fatma hanımda dahil,
Kadınlarımız; Anlaşılmaz ve,
Karmaşık varlıklardır;

Mayasız hamur gibidirler,
Zevkle yoğurur, kararsınız,
Ama, ne şekilde gelişir,
Nasıl çıkacaktır fırından,
Asla bilemezsiniz,

Öyle olur ki bazen,
Tadına doyulmayan bir ekmek,
Bazen taş gibi bir peksimet,
Kadınlar, karmaşık yumak gibidir,
Nasıl çözüleceğini,
Hiç bilemezsiniz.

Bazen munis, sevimli bir tavşan gibi,
Girerler koynunuza,
Sıcacık duygular yaşatırlar size,
Bazen vahşi bir kedi olur,
Tırmalar, kanatırlar yüreğinizi,
Bilemeyiz biz erkekler, kadınların,
Ne zaman, ne tepki vereceğini.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:34 AM
Ak Saçlı Dinazora

Neden diye sormayın
Şaşkın şaşkın bakıp doğaya
Siz yaşlanıp eskimekteyken
Nasılda yenilenir doğa
Ve binlece yıldır
Böyle olduğunu bilip
Unutuyorsunuz.
Toprağı sevgi yüklü
Her bahar sevda doğurur yeniden
Aşk çiçekleri goncalanır
Her dem taze aşklara kucak açar
Ya sen bay dinazor?
Her bahar gönlüne sevdayı
Her bahar yeniden aşkı
Yitirdiğin her güzelden sonra
Engin maviliklerin içinden
Gelen aşkı kucaklamak
Yeniden sevda ateşinde yanmak
Gücün kalmamışsa, niye üzülürsün?
Çevren, enkazlar, molozlar dolmuş,
Her Yanın mezar kazıcısı
Sen ortalarda bir voyvoda
Sevgi üretmekten yoksun
Yaşayamadığın güzelliklere düşman
Tüm insanlığı mahkum edip
Yaşamadığın için aşkı
Kimse yaşamasın diye
Kazık çakıyorsun aşk’a
Ak saçlı, heykel suratlı
Dinazorlaşmış ihtiyar.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:35 AM
Akşamlar Duvar Bana

Kuş seslerinin kaybolduğu,
Yıldızsız zamanlarda,
Kapkara bir duvar sanki,
Akşamlar bana.

Gözlerim yıldızlarda,
Seni görmek ister gibi,
Zindan *******in,
Karanlığında

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:35 AM
Al Senin Olsun Yıldızlar.

Gece yıldızlarla baş başayım,
Ay dede bile gülümsemekte bana.
Ama istemem hiç birini,
Sen yanımda olmayınca.

Al senin olsun yıldızlar,
Ay bile doğmasın bir daha,
Güneş ısıtsın sarı saçlarını,
Sen olmayınca yanımda,
Her an,her gün,gecedir bana.

Yatağımın kıyısında,yastığında,
Bir saçının teli,birde kokun var,
Onlar yeter bana,Al senin olsun,
Yıldızlar,Ay ve Güneş,hatta,
Gözlerinin mavisi denizler bile.

Her an gece,her yer soğuk,
Kuzey kutbudur şimdi bana.
Sen yeter ki dokunma,
Yastıkta kalan kokunla,
O sarı,bir tek tel saçına.
Geriye kalan her şey,
İstemem senin olsun,
Saçının tek teli,
Yastıktaki kokun yeter bana.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:35 AM
Almuhta’danın Sözleri.—7—

Sevgi,Genç ve Mi.
Yaşamının güzündeki koca adam,ıssız bir evde masasının başına geçip oturdu.Kah başını kaldırdı,dışarıya iri başlı çiviler gibi parıldayan yıldızlarla donanmış
Göğe baktı,kah başını çevirdi elindeki ‘’Mİ’nin resmine baktı.Resmin çizgileri ve renkleri ustaca bir değerdeydi; Ve resim ona Yeryüzü’nün sırlarını ve sonsuzluğun gizemini açtı.
‘’Mİ’’nin resmi koca adama seslendi ve o anda koca adamın gözleri kulaklara dönüştü.Öyle ki koca adam,odanın içini dolduran canlıların dilinden anlar oldu,Sevdayla dağlandı yüreği yeniden.
Sanki güzel bir düşün bir dakikasıymış ya da sonsuzluğun ömrü içinde bir yılmış gibisine,saatler saatleri kovaladı.
Sonra koca adam resmi önüne koydu,kalemini aldı ve yüreğinden geçen duyguları kağıda aktardı.
‘’sevgili Mİ.Doğayı aşabilen Yüce gerçek,bir varlıktan diğerine insanoğlunun sözleriyle aktarılamaz.Gerçek,ne demek istediğini seven gönülllere aktarabilmek için sessizliği seçer.
‘’Biliyorum ki gecenin sessizliği ikimizin gönülleri arasındaki en değerli elçidir.Çünkü o,Sevgi’nin bildirisini taşır ve yüreklerimizin kutsal türküsünü söyler. Tıpkı Tanrı’nın ruhlarımızı vücutlarımıza tutsak kılmış olduğu gibi Sevgi de beni sözcüklerin tutsağı kıldı.
‘’Diyorlar ki,Ey sevgilim,Sevgi insanın yüreğini yakan bir alevdir.İlk karşılaşmamızda seni çağlardır tanıyor olduğumu biliyordum ve seninle ayrıldığımız ve seninle ayrıldığımız anda da hiçbir gücün bizi birbirimizden ayıramayacağını da biliyordum.
‘’Seni ilk görüşüm gerçekte ilk değildi.Yüreklerimizin birbiriyle buluştuğu anda,sonsuzluğa ve Ruh’un ölümsüzlüğüne inancım pekişti.
‘’Böyle bir anda Doğa kendisini ezilmiş sananın yüzünden peçeyi sıyırır ve ona kendi ezeli adaletini gösterir.
‘’Ey sevgili,kıyısında oturup birbirimizi seyrettiğimiz o geceyi anımsar mısın? O an,sen moskova’dan,ben İzmir kordondayken,sözlerinin bana sendeki sevdanın acımaktan değil,Hak’tan doğmuş olduğunu söylediğini hatırlıyor musun? Ve işte şimdi kendime ve dünyaya açıklayabilirim ki,Hak’tan gelen armağanlar merhametten doğanlardan çok daha büyüktürler.
‘’Ve şunu söyleyebilirim ki,rastlantının doğurduğu sevgi,bataklıkların durgun sularından farklı bir şey değildir.
‘’Sevgilim,önümde yüceliğe ve güzelliğe büründürebileceğim bir yaşam uzanıyor-ki,bu yaşam ilk karşılaşmamızda başlamıştır ve sürecektir sonsuza dek.
‘’Çünkü Tanrı’nın,büyük işlere ve sözlere işlenebilsin diye bana ve sana bağışlamış olduğu gücü,tıpkı güneşin kır çiçeklerini canlılığa kavuşturuşu gibi,benim içimden alıp ortaya çıkaracak olan sensin,biliyorum.
‘’İşte bu nedenledir ki;
‘’sana olan sevgim sürecektir sonsuza dek.’’
Koca adam ayağa kalktı ve usul usul odanın öbür tarafına doğru yürüdü. Pencereden dışarıya bakındı ve Ay’ın yükselerek gökyüzünü kaplamakta olduğunu gördü.
Sonra yeniden masasının başına döndü ve ‘’Mİ’’ye şunları yazdı;
‘’Ey sevgilim,Senden beni bağışlamanı diliyorum.Çünkü sana ikinci şahısmışsın gibi konuşum.Oysa sen benim,Tanrı’nın kutsal elinden doğduğumuz andan beri eksikliğini çektiğim diğer güzel yanımsın.Lütfen beni bağışla.
(H.Cibran.Sözler)
Hem kırar,hem de dökersin sevgiM,
Kaçırıp keyfimi,yıktın sevgiM,
Hani gül renkli şarabım? Sen affet,
İkimizden biri sarhoş ama kiM?
Hayyam

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:35 AM
Almuhtada'nın sözleri -3-

Almuhtada-3-
Kendimle konuşmalar.
Sevgi ve Eşitlik Üzerine

Benim umarsız dostum! Eğer perişanlığının nedeni olan yoksulluğunun,sana eşitliğin
Bilgisini ve Yaşam’ın zihniyetini açıklayan olgu olduğunu bir bilseydin,bahtınla hoşnut ve doygun olurdun.
Eşitliğin bilgisi diyorumünkü zengin,bu bilgiyi arayamayacak kadar mesguldür ve o servetine servet katmayı düşünmektedir.
Ve yaşam’ın zihniyeti diyorumünkü güçlü,gerçeğe giden yolu izleyemeyecek kadar düşkündür kendi egemenliğine.
Öyleyse sevin,umarsız dostum; Çünkü eşitliğin dile getiricisi ve yaşam’ın kitabı sensin.Hoşnut ol,çünkü seni yönetenlerin içindeki erdemin kaynağı ve sana yol gösterenlerin dürüstlük anıtı sensin.
Ey benim üzüntülü dostum.Seni hayattta bozguna uğratan talihsizliğin,yüreğini aydınlatacak ve ruhunu küçümsenişin kuyusundan saygı değerliğin tahtına yükseltecek güç olduğunu görebilseydin,payına düşenle hoşnut olur ve onu sana yol gösterecek ve seni akıllı kılacak bir miras gibi görürdün.
Çünkü yaşam çeşitli halkalardan oluşmuş bir zincirdir.Elem,bugüne boyun eğmişlik ile geleceğin umudu arasındaki altın halkadır.
Uyku ile uyanıklılık hali arasındaki alacakaranlıktır.
Yoksul yoldaşım:Yoksulluk ruhun soyluluğunu ortaya koyarken,zenginlik,yaptığı kötülükleri gizlemeye uğraşır.Elem duyguları yumuşatır ve mutluluk yaralı yüreği iyileştirir. Elem ve yoksulluk ortadan kaldırılabilseydi,insanın yüreği,üzerinde bencillik ve açgözlülük- ten başka hiçbir yazısı olmayan boş bir taş yazıta benzerdi.
Şunu aklından çıkarma ki,yücelik insan oğlunun gerçek benliğidir.O ne altın karşılığı satılır; nede günümüz dünyasında zenginlerin yaptıkları gibi külçelendirilebilir.Zengin,Yüceliğinden uzaklaşmış altınına sarılarak ona bağlanmıştır.Ve günümüzün genç insanı da yücelik’ten vazgeçmiş,kendini zevke ve tutkunluklarına kaptırmıştır.
Oysa zamanını altınlarını külçelendirmekle geçiren zenginin yaşantısı,gerçekte mezardaki solucanların yaşantısı gibidir.O Bir korkunun belirtisidir.
Ey benim elemli dostum,senin döktüğün gözyaşları,unutkanlığa sığınmak isteyenlerin kahkahalarından daha saf ve seni küçümseyenlerin acı alaylarından daha hoştur.Bu gözyaşları kindar yürekleri arıtır ve insana kalbi kırık olanın çekmekte olduğu acıyı paylaşmayı öğretir.
Zengin için döktüğün alın terinin karşılığını günü gelince ürün olarak biçeceksin. Çünkü her şey kendi kaynağına döner bir gün,doğanın yasasına göre.
Ve çektiğin üzüntü de yüce alemin isteğiyle hoşnutluğa ve mutluluğa dönüşecektir.
Ve geleceğin kuşakları,Elem’den ve yoksulluk’tan öğreneceklerdir,sevginin ve eşitliğin dersini.
Karanlık *******,sevgiden ve aşktan korkanların,sevgiden ve aşktan haberi olmayanların şafağıdır ancak.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:35 AM
Almuhtada'nın Sözleri.

ALMUHTADA’NIN SÖZLERİ.
Küçük Bir Öykü
Yıllarca okuduğum düşünürler,*******i rüyalarıma girer ve benimle konuşurlardı.Derin etkisinde kaldığım anlarda,ter içinde uyanır,neden diye kendime sorardım.Gençliğimin en deli çağlarında,ülkemin ve insanlarının mutlu olması için yapabileceklerimi yaptığımı da biliyordum. Ama dün gece,yıllar önce okuduğum bir felsefeci geldi ve uykumda şu sözleri fısıldadı bana.
‘’İnsan,deniz suyunun yüzünde dalgalanan köpük gibidir.Onun başlangıcı rahimde,sonu da mezarda değildir.Çünkü,akıp giden yıllar,yaşamın sonsuzluğu içinde bir An’dan başka bir şey değildirler; ve cismani dünya ve onu dolduran her şey,Ölüm’ün dehşeti dediğimiz uyanışla kıyaslandığında sadece bir düştür.
‘’Her yanı dolduran tinsel güç,yüreklerimizden taşan her kahkahanın ve iç çekişin sesini beraberinde taşır ve yankısını saklar.O yankı ki,kaynağı mutluluk olan her öpüşün karşılığıdır.
‘’Sevda ve aşk melekleri,Elem’in döktürdüğü her gözyaşının hesabını tutarlar; ve sonsuzluk aleminde dolanan ruhların kulaklarına sevgilerimizden işlenmiş olan mutluluğun türkülerini iletirler.
‘’Orada,o gelecekteki dünyada,duygularımızın tüm titreşimlerini görecek ve yüreklerimizin tüm vuruşlarını duyacağız.İçimizde,umutsuzluk tarafından depreştirildiği için hor gördüğümüz sonsuzluğun anlamına ereceğiz.
‘’Bu gün zavallılık diye suçladığımız o davranış,Yarın insanlık zincirindeki ana halka olarak çıkacaktır karşımıza.
Bana biraz daha eğilerek sordu?
‘’İnsanoğlu’nun sahip olduğu sayısız inançlar mıdır seni dertli kılan? Bir birlerine ters düşen inançların vadisinde mi yitirdin kendini? Sevdalandığın,aşık olduğun güzel mi ihanet etti aşkına? Terk mi etti seni,aykırımı geldin ona? Halbuki,aykırı olmak özgürlüğünün,Boyun eğmişliğin boyunduruğu altında olmaktan daha az dert yükü olduğunu mu sanırsın? Ya da karşı çıkabilme serbestliğinin,kabullenişin güçlülüğünden daha güvenilir olduğunu mu düşünüyorsun?
‘’Eğer durum böyleyse,din olarak Güzel’i seç ve kendi ilahın olarak ona tap; Çünkü tanrının özenle yarattığı,gözle görülür,elle tutulur ve mükemmel olan Dişi, O’dur.Açgözlülüğü ve saldırganlığı birleştirip,sanki yapmacığı olurmuş gibi tanrıcılık oynayanları çevrenden uzaklaştır; ama onun yerine,senin Yaşam’a tapınışının başlangıcı ve Mutluluğa duyduğun açlığın bir anda kaynağı oluveren güzelin Ölmezliğine inan.
‘’Güzel’in karşısında eğilerek günahlarını say ve kefaretini öde,çünkü senin yüreğini, yaşantının barınağı olan Doğa’nın kendi yolları aracılığıyla yüreğinin eğiticisi ve sevginin aynası olan Kadın’ın tahtının yakınına getirecek olan Güzel’dir.’’
‘’Bu dünyada iki tür insan vardırünün insanları ve yarının insanları.Ey millet,siz hangisindensiniz.Aydınlığın alemine dalanlardan mı yoksa,karanlığın diyarında ilerleyenler- denmisiniz? Yüreğinizde sevgi üretip herkese dağıtanlardan mı? Ya da kendi egoizminde boğulmamak için çırpınıp duranlardan mı? Aşk bahçesinde sevda çiçeği olarak açıp,
gönüllerde taht kuranlardan mı? Aşk bahçesindeki sevda çiçeklerini talan edenlerden mi?
Gelin,deyin bakalım,Siz kimsiniz ve nesiniz.Hangi tür insanlardansınız?

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:35 AM
Almuhtada'nın Şiiri

Ey Gece.
Ey sevgililerin gecesi.
Ozanların,şarkıcıların esinleticisi,
Ey hayaletlerin,ruhların,perilerin gecesi,
Akşam bulutlarının
Ve şafağın üstünde yükselen
Dev bir cüce gibisin.
Binlerce gözle bakarsın yaşama,
Binlerce kulakla ölümün,
Yok oluşun iniltilerini duyarsın.

Göklerin ışığı,karanlığının ardından parlar,
Çünkü gün,yerin belirsizliğiyle hakkımızdan gelen,
Bir ışıktan başka bir şey değildir.
Sonsuzluk korkusunun önünde,
Gözlerimizi açar,içimize umut salarsın.
Çünkü gün,ölçüleri ve miktarlarıyla,
Gözlerimizi kör eden bir hilekardır.
Göklerdeki uyanık ruhların sırlarını açan,
Kusursuz sessizliksin sen.

Güçsüzün düşlerini
Uykunun limanına götüren,Adalet’sin,
Aşıkların ruhları,
Mavi giysinin kıvrımlarında,
Güzel bir sığınak bulur,
Kimsesizler,çiyler gibi gözyaşlarını,
Senin ayaklarına döker.
Sevgililerin eşlikçisi sensin,
Terk edileni teselli eder,
Yalnızı sen barındırırsın.
Ozanın duyguları,
Senin gölgelerinde dinlenir,
Düşünürün bilgeliği,
Senin tacın altında şekillenir.

Duygularım karanlık benliğime,
Parlak yıldızlar serper,
Ve yüreğimde düşlerimin,
Alayını ışıtan bir ay parlar.
Her yönümüz birbirine benzer,gece!
Kendimi sana benzetirsem eğer,
İnsanlar,övündüğümü mü düşünür?
Ya kendileri güne benzerlikleriyle,
Övünenlere ne demeli?
Ben sana benzerim,sınırsız da değilim;
Ne belirsizliğimin başı var,
Ne derinliğimin sonu.
Ben senin gibiyim,Gece!
Ve sabahım olunca,zamanım bitecek.
Gün ışımaya başladığında,
Senin sona erdiğin gibi.
(H.Cibran.) Ali Osman Yılmaz

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:35 AM
Almuhtada! nın Sözleri ‘’2’’

Almuhtada! nın Sözleri ‘’2’’

Şunu sorun kendinize diyerek devam etti.
‘’Ülkemi kendi çıkarlarım için kullanacağım’ diyen bir siyasetçi misiniz? Eğer böyleyseniz,
bilin ki başkalarının kanını emen bir asalaktan başka bir şey değilsiniz.Yada kendi benliğinizin kulağına eğilip,’Sadık bir uşak gibi yurduma hizmet etmeyi severim’ diye fısıldayan adanmış bir vatansever misiniz? Eğer böyleyseniz,bilin ki gelip geçenlerin susuzluğunu giderecek bir vahasınız,bir çölün ortasında yeşermiş.
‘’Ya da halkın nelere gereksindiğini bilip o malları ileride daha yüksek fiyatla satmayı ve kendinize daha fazla çıkarlar sağlamayı düşünen bir bezirgan mısınız? Eğer böyleyseniz,bilin ki,tövbesizin tekisiniz ve konakladığınız yerin bir saray ya da mahpushane olması hiç fark etmez.
‘’Ya da çiftçi ile dokumacının mal-değişiminde bulunabilmesinde katkısı olan,alıcıyı olduğu kadar satıcıyı da düşünen ve adil kar ölçümleriyle her iki tarafı da kazançlı çıkarabilen dürüst bir adam mısınız? ’’Eğer böyleyseniz,bilin ki doğru bir insansınız.Sizin övülmeniz yada yerin dibine batırılmanız hiç fark etmez.
‘’Ya da,inanmışların saf duygularından kendine gösterişli giysiler dokuyan,onların saygın davranışlarını kendi başına altın taç yapan,ve şeytan’ın sunduklarıyla gününü gün ederken,
herkesten öne fırlayıp,şeytana olan nefretini kusmaktan geri kalmayan bir din önderi misiniz?
Eğer böyleyseniz,bilin ki kafirin birisiniz; bütün gün oruç tutuyor olmanız yada bütün gece dua ediyor olmanız hiç fark etmez.
‘’Ya da halkın,içtenliğinde tüm ulusun daha yücelmesi yararına olacak bir temel esas bulabilen ve ruhundaki mükemmellik merdiveninin ilahi katına eriştiği inançlı birimisiniz? Eğer böyleyseniz,bilin ki,Hakkın bahçesinde açmış bir zambaksınız; ve sizden yayılan kokunun insanların üstünde dağılıp gitmesi ya da sonsuza değin içinde yaşayacak olduğu havaya karışıp gitmesi hiç fark etmez.
‘’Ya da,kölelerin pazarında kendi ilkelerini satan ve dedikodularla,talihsizlerle ve suçla beslenip semiren bir muhbir misiniz? Eğer böyleyseniz,bilin ki,çürümekte olan bir leşin üzerinde dolaşan bir akbabasınız.
‘’Ya da tarihin yüce sahnesinde yer alıp,geçmişin görkeminden esinlenmiş olarak insanlara bir öğretiyi aktaran ve aktardıkları gibi davranabilen bir eğitmen misiniz? Eğer böyleyseniz,bilin ki,bunalmış insanlığın sağlığını düzelten ve yarasına merhem olansınız.
‘’Ya da,yönettiğiniz halka tepeden bakan,ceplerindekini çalmak ve kendi çıkarlarınız için
onları sömürmek arzusu dışında onların arasına karışmak istemeyen bir yönetici misiniz?
Eğer böyleyseniz bilin ki,ulusun ayaklarına dolanan burçak dikeni gibisiniz.
‘’Ya da,halkını seven ve daima onların iyiliğini ve güvenliğini düşünen,onların başarısı için gayret göstermekten yorulmayan,kendini adamış bir hizmetkar mısınız? Eğer böyleyseniz,bilin
ki buğday tarlasının minnetisiniz.
‘’Ya da,kendi işlediği kabahatleri yasal,eşinin işlediklerini ise suç sayan bir koca mısınız? Eğer böyleyseniz bilin ki,o bir zamanlar inlerde ve mağaralarda yaşamış olan ve çıplaklıklarını postlarla örten yaratıklar gibisiniz.
‘’Ya da,karısının her an yanı başında olduğu,her düşüncesini,coşkusunu ve başarısını paylaştığı sadık bir eş misiniz? Eğer böyleyseniz,bilin ki,bir alacakaranlıkta toplumun başına geçip,öğlen güneşinin aydınlığına doğru,akıl ve zekayla yürüyen biri gibisiniz.
‘’Ya da,başını kalabalıkların üstünde tutarken aklı geçmiş çağların yararsız süprüntüleri ve paçavralarıyla dolu,geçmişin derin dehlizlerinde çakılıp kalmış bir yazar mısınız? Eğer böyleyseniz,bilin ki,suyunun berraklığı kaçmış bulanık bir havuz gibisiniz.
‘’Ya da kendi iç benliğini didik didik edip,içindeki yıpranmış ve bozuk olan her şeyi atabilen,
fakat iyi ve yararlı olan her şeyi saklamasını bilen bir düşünür müsünüz? Eğer böyleyseniz bilin ki,açların karnını doyuracak kutsal ekmek ve susamışların susuzluğunu giderecek temiz ve serin bir kaynak gibisiniz.
‘’Ya da bol şamata ve gürültüden başka bir ses çıkaramayan bir şair misiniz? Eğer böyleyseniz bilin ki,güldükleri zaman bizi ağlatan,ağladıkları zaman da bizi güldüren bir şarlatan gibisiniz.
‘’İşte bu şekilde iki uzun sütuna ayrılmıştır insan soyu.Birinci sütundakiler,kocamış ve belleri bükük olanlardır ki,bunlar,ellerinde tuttukları sahtekarlık çomaklarıyla geçimlerini sağlarlar ve yaşam’ın yolunda ilerlerken,gerçekten hızla karanlık dehlizlere düşüyor olmalarına karşın,sanki yüksek bir dağın tepesine tırmanıyorlarmışçasına solu dururlar.
‘’İkinci sütunda yer alanlarsa,sanki ayaklarına kanat takılmış gibi koşturan,sanki hançereleri gümüş tellerle kaplanmış gibi türkü çağıran ve sanki,sırtlarından gizemli bir güç itiyormuş gibi yorulmaksızın dağın tepesine tırmanan gençlerdir.
‘’Ey bu yazıyı okuyan millet; Bu iki alaydan hangisine mensupsunuz? Gecenin sessizliğinde kendi yalnızlığınızla baş başayken bu soruyu sorun kendinize.Geçmişin köleler alayına mı,yoksa geleceğin özgür insanları alayına mı mensup olduğunuzu bir yargılayın? ? ?

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:35 AM
Almuhtada’nın Izdırabı

Uyuyan güneş kentinin üstüne gece ve sessizlik çökmüştü.Zeytin ve Defne koruluklarıyla dolu heybetli tepeler arasındaki evlerin lambaları sönmüştü.Tanrıların evlerinin önünde dev bekçiler gibi dikilen mermer sütunlar gümüş ay ışığıyla yıkanıyordu.
Ruhların uykuya yenik düştüğü o saatlerde büyük rahibin oğlu Nathan titreyen elinde bir meşale taşıyarak iştar tapınağına girdi.Lambaları ve tütsüleri yaktı,kısa süre içinde en uzak köşelere bile mür ve tütsü kokuları yayıldı.Sonra altın ve fildişi kakmalı sunağın önünde diz çöküp sağ elini iştara doğru kaldırdı ve tıkanır gibi bir sesle şöyle haykırdı; ’’’Ey Büyük İştar,Aşk ve Güzellik Tanrıçası, bana merhamet et de,Ölüm’ün elini,ruhumun senin arzunla seçtiği sevdiğimin,aşkımın üstünden uzak tut.Ne hekimlerin ilaçları,ne de büyücülerin büyüleri fayda etti.Geriye senin kutsal isteğinden başka bir şey kalmadı.Rehberim ve yardımcımda sensin.Yaralı yüreğime ve acıyla inleyen ruhuma bak da, dualarımı kabul et.Sevdiğimin yaşamını bana bağışla ki,aşk ayinleriyle sana tapınabileyim ve yaşamımızı ve sevgimizi senin yoluna adayalım.
‘’Büyük rahip Hiramın oğlu hizmetkarın Nathan,eşsiz bir güzeli sevdi ve onu kendine eş olarak seçti.Ama bazı dişi cinler onun güzelliğini ve benim tutkumu kıskanıp ona ölümcül bir hastalık üflediler,şimdi ölümün habercisi kara kanatlarını üstüne germiş,keskin pençelerini açmış,yatağının başında bekliyor.Yalvarırım bize merhamet et.Daha yaz yaşına ulaşmamış bu çiçeği koru’’.
‘’O nu Ölümün pençeinden kurtar ki,sana ilahiler söyleyelim,onuruna tütsüler yakalım, sunağında kurbanlar keselim,şişelerini parfümle dolduralım,revakının altını Güller ve menekşelerle süsleyelim.Sevincin keder karşısındaki bu savaşında,Aşk ölüme üstün gelsin.
(Cibran.Kendimle Konuşmalar)

Acı Tanrım,şu gönlümün sesine,
Acı Koca Adama,dertli sinesine,
Hep harabata yön tutar ayağım,
Acı tanrım,Aşkla yanan yüreğime.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:35 AM
Almuhtada’nın Sözleri—12—

Çoban Alinin Hikayesi.
Çoban Ali,akşam olup güneş yerini geceye teslim etmeye başladığında,koyunlarını toplayıp ağılına götürdü.Koyunları ağıla doldurduktan sonra az ötede eski bir tapınağın henüz ayakta duran sütunlarından birinin dibine oturdu.Tatlı bir sıcaklık altında kavalını çıkarıp ovaya doğru güzel nağmelerini yollamaya başladı.
Gece yarısı oldu ve gökler karanlığın derin izlerine ertesi günün tohumlarını ekti.Ali’nin gözkapakları ağırlaştı,duyuları uykuya yenik düştü.Daha yüce bir yerde yaşayan kendi görünmez benliğiyle karşılaştı ve görüşü,genişleyerek,önünde Yaşam’ın gizli sırlarını açtı.Hiçliğe doğru koşturan zaman’ın önünde dikildi; Zaman simetrik düşüncelerin ve berrak fikirlerin ortasında duruyordu.Ali Yaşamında ilk kez gençliğinden buyana gelen ruhsal açlığının ve arzularının farkına vardı,bu arzular,ne dünya şanına nede geçip gitmekte olan zamana karşıydı.Akkor halindeki odunla tutuşturulmuş bir tütsü gibi olan,çağlar kadar yaşlı bir acıyı hissetti.Müzisyenin nazik parmaklarıyla çalgısının tellerine dokunması gibi,büyülü bir aşk yüreğine dokundu.
Çoban Ali,kalıntılara baktı ve sonra birden gözleri açılmış kör biri gibi,tanrıçanın önünde yakılan lambaları ve tütsüleri hatırladı.Altınla ve fildişiyle süslü sunağın üstünde kesilen kurbanlar geldi gözlerinin önüne.Dans eden kızları,Tambur çalanları,Aşk... ve güzellik tanrıçasına ilahiler okuyan şarkıcıları tekrar gördü...Ama böyle anılar bir garip çoban olan Ali’nin yüreğinde nasıl yaşamış olabilirdi ki?
Birden anılar unutulmuşluk perdesini yırttı ve Ali kalkıp tapınağa doğru yürüdü.Büyülü bir güç ayaklarını bağlamışçasına mağarayı andıran girişte durdu.Yere baktığında parçalanmış bir heykel gördü ve ruhunun gözyaşları boşaldı,derin bir yara’dan akan kan gibi gözyaşlarını döktü.Bıçak yarası gibi bir yalnızlık ve kendi yüreğiyle daha o doğmadan kırılmış bir yürek arasında uçurum gibi bir boşluk hissetti.
‘’Kimsin sen’’diye haykırdı acıyla? ’’Yüreğime yakın duran,ama göremediğim sen kimsin? Bana yaşam’ın değersizliğini ve aklın güçsüzlüğünü göstermek için sonsuzluktan gelen bir hayalet Mİsin? Yoksa toprağın yarıklarından çıkıp beni kölesi yapmak ve alay etmek için gelen bir cin Mİsin? Yüreğimi bir güçsüz bırakıp bir canlandıran bu garip gücün nedir? Ben kimim? Ya’kendim’dediğim bu yabancı ben kim? Beni evrenin sırlarının mezhebinin meleği haline getiren,Ab’u Hayat Nektarını mı içtim? Yoksa beni kendime kör kılan şey sarhoş edici bir şarap mıdır?
‘’Ah,ruhun açıkladığı,gecenin gizlediği sen...Düşlerimin göklerinde dolanan ey güzel kadın,İnsan isen eğer bana kendini göster,yok değilsen,Uyku’ya emret de gözlerimi kapatsın ki,kutsal yüceliğini görebileyim.Eğer insansan,sana dokunmama izin ver; sesini duymamı sağla.Seni benden gizleyen bu perdeyi yırt.Eğer buna yaraşırsam,elini yüreğime uzatta sahibim ol.’’
Ali böyle gözyaşları içinde saatler geçirdi.Sonra şafak söktü ve sabah rüzgarı esmeye başladı.Kuşlar yuvalarından çıkıp sabah dualarını yapmaya şakıdılar.Ali elini alnına koydu.Tanrının herşeyi yaratan nefesiyle gözleri açılan Adem gibi,acayip ve olağanüstü yeni şeyler gördü.Koyunlarına seslendi,hayvanlar kırlara doğru sessizce onu izlediler.Koyunlarını güderken kendini Evren’in sırlarını sezinleyen bir filozof gibi hissetti.Mırıltısı ruhunu yatıştıran bir derenin kıyısına vardı,dalları derin sulardan içermişçesine suya değen bir söğüt ağacının altına oturdu.
Ali burada yürek atışlarının hızlandığını ve ruhunun güçlü,neredeyse görünür bir titreyişle sarsıldığını hissetti.Çocuğunun ağlamasıyla uykudan uyanan bir anne gibi birden ayağa sıçradı ve karşı kıyıda omuzunda su testisiyle yaklaşan güzel bir kız gördü.Kız testiyi doldurmak için suya eğildiğinde gözleri Ali’ninkilerle karşılaştı.Birden aklı başından gitmişçesine bir çığlık attı,testiyi düşürdü ve kaçmaya başladı,ama bir yandan da acı veren bir inanmazlıkla dönüp arkasına bakıyordu.
Ali gizemli bir güçle dereyi geçti,kızın arkasından yetişip ona sarıldı.Bu okşayışla yatışmışçasına kız kıpırdanmadan durarak Ali’ye yasemin kokuları sundu.İkisi de bunun yıllar önce toprakla ayrılmış ruhların tanrı tarafından buluşturulması olduğunu hissediyordu.
Aşık çift söğütlerin altında yürüdü,iki benliğin birleşmesi,ikisi için konuşan bir dil,mutluluk’un şanını gören bir göz,Aşk’ın muhteşem açıklamasının sessiz bir dinleyicisi oldular.
Koyunlar ovada otluyor,gökyüzünün kuşları başlarının üstünde uçuşuyor,güneş tepelerin üstüne altın renkli ışınlarını saçıyordu; menekşelerin bittiği bir kayanın yanında oturdular.Rüzgar saçlarını okşarken,kız Ali’nin kara gözlerine baktı,sanki parıldayan saçları öpücükler gönderen parmak uçları gibiydi.Sonra şöyle dedi:’Sevdiğim,tanrı ruhlarımızı başka bir yaşamdan buraya taşıdı,Aşk’ın sevinci ve geleceğin mutluluğu artık bizden de esirgenmeyecek böylece,dedi ve sevgililer sarılıp tatlı öpüşlerin şarabını içtiler.Son gölge kalıntılarını da dağıtan sonsuz güç onları uyandırana kadar birbirlerinin kollarında uyuyakaldılar.
(H.Cibran.Kendimle konuşmalar-Ali Osman Ylmaz)

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:35 AM
Almuhtada’nın Sözleri.—8—

İLK GÖRÜŞ..İLK ÖPÜŞ..
O andır ki,böler yaşam’ın sarhoşluğunu,uyanıştan.O alevdir ki,tutuşturur; yüreğin varını yoğunu.O ilk gizemli namedir ki,işlenir yüreğin gümüş telleri üzerine.O Kısacık andır ki,serer zamanın tarihçesini ruhun önüne ve açıklar gecenin ve vicdanın yükümlülüklerini ve işlerini gözlere.İlk bakıştır çözen,sonsuzluğun içindeki geleceğin sırlarını.O tohumdur ki,Sevginin tanrıçası tarafından dağıtılır, sevgilinin gözleriyle Sevginin bahçesine ekilir,tutkuyla yeşerir ve Can tarafından biçilir.
Sevgilinin gözünde parlayan ilk bakış,Tanrı’nın ‘’olsun’’demesiyle birlikte suların yüzünde devinmeye başlayan,dünyayı ve ahreti yaratan ruh gibidir.

İlk öpüş ilk yudumdur,bir tanrıçanın Yaşam’ın ölümsüzlük suyuyla doldurduğu kadehten içilen. Can’ı sıkıntıya boğan ve yüreği üzen kuşku ile,iç benliği sevinçten taşıran’’İnancın-bütünlük-kazanışı’’arasına çekilmiş bir çizgidir.Yaşam’ın şarkısının başlangıcı ve Mükemmel İnsan’ın dramının ilk sahnesidir.İlk öpüş ilk bağdır,geçmişin garipliği ile geleceğin aydınlığını bütünleyen; ve ilk halkadır duyguların sessizliği ile türküleri arasındaki,bir sözcüktür,dört dudağın fısıldadığı,yüreği taht,Sevgi’yi hükümdar ve karşılıklı bağlılığı taç kabul eden.Yumuşacık bir dokunuştur,meltemin ince,zarif parmaklarıyla gülün dudaklarına bıraktığı_ki,huzura erişin verdiği uzun bir iç çekiş ve tatlı bir iniltiden söz eder.
Sevgilileri,ağırlıklar ve ölçümler dünyasından düşler ve’’bilinmeyenlere_erişler’’alemine taşıyan o sihirli titreşimin başlangıcıdır.
Hoş kokulu iki çiçeğin beraberliğidir,ilk öpüş; ve onların kokularının karışmasıdır üçüncü canı yaratmak için.
Nasıl ki ilk bakış,insanın yüreğine bir tanrıça eliyle serpilen tohuma benziyorsa,aynı şekilde,ilk öpüş de,Yaşam ağacı’nın dalının ucunda açmış bir çiçek gibidir.
(H.Cibran..Sözler) . Ali.O.Yılmaz

Cömert eliyle yarattı,ezelde Tanrı beni,
Okuttu aşkı en önce,güzele donattı beni,
Anahtarı olmak için manevi hazinelere,
Aşkınla parçalayıp büsbütün ufalttı beni.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:35 AM
Almuhtada’nın Sözleri..-5-

Aşk Tapınağının Kapısında.

Aşkı konuşmak için dudaklarımı kutsanmış ateşle temizledim,ama hiçbir sözcük bulamadım.
Aşktan haberdar olduğumda sözler cılız bir hıçkırığa dönüştü,yüreğimdeki şarkı derin bir sessizliğe gömüldü.
Ey bana gizlerinin ve mucizelerinin varlığına inandığım Aşk’ı soran sizler,Aşk,peçesiyle beni kuşattığından beri,ben size aşkın gidişini ve değerini sormaya geliyorum.
Sorularımı kim cevaplayabilir? Sorularım kendi içimdeki için; kendi kendime cevaplamak istiyorum.
İçinizden kim,içimdeki benliği bana ve ruhumu,ruhuma açıklayabilir?
Aşk adına söyleyin,yüreğimde yanan,gücümü tüketen ve isteklerimi yok eden bu ateş nedir?
Ruhumu kavrayan bu yumuşak ve kaba gizli eller nedir; Yüreğimi kaplayan bu acı sevinç ve tatlı keder şarabı nedir?
Baktığım bu görünmeyen,merak ettiğim ama açıklanamayan,hissettiğim,hissedilemeyen şey nedir?
Hıçkırıklarımda,kahkahanın yankısından daha güzel,sevinçten daha mutluluk verici bir keder var.
Neden kendimi,beni öldüren ve sonra şafak sökene kadar tekrar dirilten,hücremi ışığa boğan bu bilinmeyen güce veriyorum?
Aşk diye seslendiğimiz şey nedir? Söyleyin bana,bütün anlayışlara sızan ve çağlarla gizli o sır nedir?
Başlangıçta olan ve her şeyle sonuçlanan bu anlayış nedir?
Yaşam’dan ve Ölüm’den daha derin bir düş oluşturan bu uyanıklık nedir?
Söyleyin bana dostlar,içinizde yaşam’ın parmakları ruhuna dokunduğunda yaşam uykusundan uyanmayan biri var mı?
Yüreğinin sevdiği bakirenin çağrısıyla babasından ve annesinden vazgeçmeyecek kimse var mı?
İçinizden kim ruhunun seçtiği kadını bulmak için uzak diyarlara gitmez,çölleri aşmaz,dağların doruklarına tırmanmaz?
Hangi erkeğin yüreği,tatlı nefesi,güzel sesi ve büyülü dokunuşlu elleriyle ruhunu kendinden geçiren kızın peşinden dünyanın sonuna gitmez?
Hangi varlık dualarını bir yakarış ve bağış olarak dinleyen bir ilahın önünde yüreğini tütsü diye yakmaz?
Dün kapısından geçenlere Aşk’ın sırları ve değeri sorulan bir tapınağın girişinde durmuştum.Ve önümde çok zayıflamış,yüzü hüzünlü yaşlı bir adam iç çekerek geçti ve şöyle dedi:
‘’Aşk bize ilk insandan beri bağışlanmış bir güçsüzlüktür.’’
Yiğit bir genç karşılık verdi:
‘’Aşk bu günümüzü geçmişe ve geleceğe bağlar.’’
Ardından kederli yüzlü bir kadın hıçkırarak şöyle dedi:
‘’Aşk cehennem mağaralarında sürünen kara engereklerin zehiridir.Zehir çiy gibi taze görünür,susuz ruhlar aceleyle içer onu; ama bir kere zehirlenince hastalanır ve yavaş yavaş ölürler’’
Sonra gül yanaklı bir kız gülümseyerek dedi ki:
‘’Aşk,Şafak’ın kızları tarafından sunulan ve güçlü ruhlara güç katıp onları yıldızlara çıkaran bir şaraptır.’’
Ardından çatık kaşlı,kara giysili,kara donlu,sakallı bir adam geldi:
‘’Aşk gençlikte başlayıp biten kör bir cahilliktir.’’
Bir başkası gülümseyerek açıkladı:
‘’Aşk insanın tanrıları mümkün olduğunca fazla görmesini sağlayan kutsal bir bilgidir.’’
Sonra yolunu asasıyla bulan kör bir adam konuştu:
‘’Aşk,ruhlardan varlığın sırlarını gizleyen kör edici bir sistir.Yürek,tepeler arasında sadece titreşen arzu hayaletlerini görür ve vadilerin çığlıklarının yankılarını duyar.’’
Çalgısını çalmakta olan genç bir adam şarkısını söyleyerek:
‘’Aşk Ruhun çekirdeğindeki yangından saçılan ve dünyayı aydınlatan bir ışıktır.Yaşam’ı bir uyanışla diğeri arasındaki güzel bir düş olarak görmemizi sağlar.’’
Ve paçavraya dönmüş ayaklarının üstünde sürüklenerek gelen güçsüz düşmüş çok yaşlı bir adam,titrek sesle şunları söyledi:
‘’Aşk,mezarın sessizliğinde bedenin dinlenmesi,Sonsuzluk’un derinliklerinde ruhun huzura ermesidir.’’
Ve onun ardından gelen beş-altı yaşlarındaki çocuk gülerek dedi ki:
‘’Aşk annemle babamdır.Onlardan başka kimse bilemez Aşk’ı.’’
Ve böylece Aşk’ı tarif eden herkes kendi umutlarını ve korkularını bıraktı önüme sır olarak.O Anda tapınağın içinden gelen bir ses:
‘’Yaşam iki yarıya ayrılmıştır; Biri donar,biri yanar; Yanan yarı Aşk’dır.’’
Bunun ardından tapınağa girdim,sevinçle diz çökerek dua ettim.Ve,
‘’Tanrım,beni alevin besleyicisi yap.....
‘’tanrım,beni kutsal ateşine at.....Amin.
Ali Osman Yılmaz

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:35 AM
(Kendimle konuşmalar.H.Cibran)

Cömert eliyle yarattı,ezelde Tanrı beni,
Okuttu Aşkı en önce,güzele donattı beni,
Anahtar olmak için Sevdanın hazinelerine,
Bu Aşk’la parçalayıp,büsbütün ufalttı beni.
Hayyam

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:35 AM
Almuhtada’nın sözleri..-6-

Bilgeden Deyişler.

Niye bir çok teresin,türlü cefasın çekelim!
Öyle alçak ki bu devran,bırakıp el çekelim,
Tek teselli bize ey sevgili,sensin bunu bil,
Yere batsın şu zaman baskısı,doldur,çekelim.
HAYYAM

Başlangıçtan beri buradayım ve günler sona erinceye dek burada olacağım
Çünkü benim varlığımın sonu yoktur.İnsanın ruhu,Tanrı’nın yaratılışta kendinden ayırdığı bir meşaledir.
Kardeşlerim,birbirinize danışın,çünkü hatadan ve pişmanlıktan kurtulabilmenin yolu öğütten geçer.Çoğunluğu aklı,despotların karşısındaki kalkanınızdır.Çünkü çevremizdekilere danıştıkça düşmanlarımızın sayısını azaltmış oluruz.
Öğüt dinlemek istemeyen kimse budaladır.Budalalığı nedeniyledir ki gerçeği göremez,kötülükte bulunur,dikkafalılık eder ve yoldaşlarına zararlı olur.
Bir sorunu açık seçik yakaladığınızda azimle üstüne gidin,çünkü güçlü olan böyle davranır.
Yaşlıların öğütlerine başvurun,çünkü onların gözleri nice yılları tanımış ve
Kulakları Yaşam’ın sesini dinlemiştir.Verdikleri öğütler hoşunuza gitmese bile, yine de dinlememezlik etmeyin.
Bir despottan,bir hakyiyiciden,bir takiyyeciden iyi bir öğüt geleceğini ummayın.Vah olsun,öğüt almak için hakyiyicinin yanına varıp da onunla gizli ilişkiler kurana.Çünkü hakyiyiciyle uzlaşmak alçaklıksa,yalana kulak vermek de ihanettir.
Geniş bir bilgiyle,tutarlı yargıyla ve büyük deneylerle donanmamışsam, insanlar için bir danışman kabul etmemem gerekir,kendimi.Kendinizi aceleye sokmayın ama fırsat,önünüze çıktı mı da tembellik etmeyin.Ancak böyle kurtulursunuz büyük yanılgılar yapmaktan.
Dostum; ocağın başında ateşin sönmesini bekleyip,sonra da küllerden ateş yakmaya çalışan biri gibi olmayın.Umudunuzu hiç kesmeyin ve geçmişi düşünerek yılgınlığa kapılmayın,çünkü geri döndürülemeyecek olan için gözyaşı dökmek,insanoğlunun en kötü zaafıdır.
Yaptığım işten dün pişmandım,bu günse hatamı anlıyorum.Yayımı kırıp,Sadak’ımı yok ettiğim zaman kendime kötülük ettiğimi biliyorum.
Ey kardeşlerim,kim olursanız olun,ister kilisenizde tapının,ister tapınağınızda diz çökmüş,ister en büyük camiinizde dua ediyor olun,sizleri seviyorum.Siz ve ben bir inancın çocuklarıyız.Çünkü inancın değişik yolları hepimize ellerini açmış,hepimize ruh bütünlüğü öneren ve hepimizi kabullenmeye istekli ve hazır,o yüce varlığın sevgili elinin parmaklarıdır.
Tanrı,Sevgi’nin ve Özgürlüğün geniş gökkubbesine uçabilesiniz diye sizlere kanatlı bir can vermiştir.Öyleyse kanatlarınızı kendi ellerinizle kesip,ruhunuzu tıpkı böcek gibi yeryüzünde sürünmeye terk etmenize yazık değilmi?
Geceyi delerek uçan kuş gibi yaşar ruhumuz; hızlandıkça uçuşu, daha yakınlaşacaktır şafak.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:35 AM
Almuhtada’nın Sözleri..-9-

Genç ve Umut
Sevda meleği önümde yürüdü ve uzaklardaki bir tarlaya varıncaya dek izledim onu.Orada durakladı ve bir beyaz kuzular sürüsü gibi ufukta dolaşan bulutlara bakındı.Sonra ağaçlara döndü,Ağaçlar çıplak dallarını gökyüzü’ne uzatmışlardı; Sanki yitirdikleri yapraklarını ondan geri vermesini istiyor gibiydiler.
‘’Ey sevda meleği,şimdi neredeyiz? ’’dedim.
‘’hayretler ülkesindeyiz.Dikkatli olmaya bak.’’diye karşılık verdi.
‘’Öyleyse bir an önce geri dönelim’’dedim.’’Çünkü bu ıssız topraklar beni ürküttü ve bulutların manzarası ve çıplak ağaçlar yüreğimi burktu.’’
Şöyle konuştu Sevda Meleği.’’Sabırlı ol biraz.Hayret etmek bilginin başlangıcıdır.’’
Sonra çevreme bakındım ve kibar yürüyüşüyle bize doğru yaklaşan bir suret gördüm.’’Bu Kadın kim? ’’diye sordum.
Sevda Meleği yanıtladı.’’Bu Sevginin ikiz kardeşi,felaket habercisi nefret’tir.’’’’Ah Sevda Meleği,Sen yanımda olduğuna göre felaket benden ne isteyebilir ki? ’’
‘’Sana dünyayı ve onun dertlerini tanıtmaya geldi; Çünkü,acıyı bilmemiş olan,mutluluğu tanıyamaz.’’
Ve Nefret,eliyle gözlerimi kapadı.Elini çektiğinde Sevda Meleği kaybolmuştu ve dünyalık giysilerinden soyunmuş olarak yapayalnızdım.’’Sevda Meleği,nereye gitti? ’’diye hayıflanarak sordum.
Nefret,cevap vermeden beni,kanatlarının arasına alıp yüksek bir dağın tepesine götürdü.Yeryüzü bütünüyle görünüyordu.Korku içinde kalakaldım Nefret’in yanında.
Yer yüzüne bakarken; Mutluluk melekleriyle,sefalet’in şeytanları savaşıyorlardı.İnsanoğlu aralarında kalmıştı ve bir o yana,bir bu yana çekiştirilip durulmaktaydı umut ve umutsuzluk tarafından.
Sevgi’nin ve Nefret’in insanoğlunun gönlüyle oynaşmakta olduklarını gördüm; Sevgi,suçlarını gizleyerek ona,gurura ve kibire teslimiyet şarabı içirirken,nefret de onu aldatıp,gerçeği göremesin diye gözünü kulağını mühürlüyordu.
Kentleri gördüm,bir çocuk gibi,ademoğlu’nun giysisini yakalamak için emekliyordu.Uzaklarda güzelim tarlaların insanoğlunun acılarına ağlamakta olduklarını gördüm.
Kurnaz tilkiler gibi dolanan rahipleri ve İnsanoğlunun mutluluğuna karşı tertipler ve kışkırtmalar düzenleyen sahte peygamberler gördüm.
Ve insanoğlunu gördüm; Kendisine yol göstersin diye İlim’i çağırıyordu.Ama İlim karşılıksız bırakıyordu onun yakarışlarını,çünkü hor görmüştü insanoğlu İlim’i ve aşağılamıştı kentin sokaklarında onu.
Din adamlarını gördüm,yürekleri açgözlülüğün tuazaklarıyla doluydu ama saygıyla ve gıptayla bakınıyorlardı gökyüzüne.
Bir delikanlının tatlı diliyle bir genç kızın kalbini kazandığını gördüm.Ama ikisininde duyguları gerçek değildi ve çok uzaklardaydı mutluluk onlardan.
Tembelce laflayan,Aldatmacanın ve Lafazanlığın pazarında mallarını satan kanun yapıcıları gördüm.
Kendilerine açık yüreklilikle ve inançla gelenlerin canlarıyla oynayan doktorları gördüm.Cahille akıllının yan yana oturduklarını,geçmişlerini görkemliliğin tahtına çıkardıklarını,içinde bulundukları anı bolluğun giysileriyle donattıklarını ve gelecek için kendilerine süslü mü süslü bir divan hazırladıklarını gördüm.
Ezilen güçsüzün tohumlar ektiğini ve güçlünün harmana el koyduğunu ve yanlış olarak adına Yasa denilen Baskı’nın yanıbaşlarında nöbet tutmakta olduğunu gördüm.
Eylemsizliğin derin uykusunda kendilerinden geçmiş Aydınlık bekçilerinin önünde,Cehalet çapulcularının Bilgi’nin hazinelerini yağma etmekte olduklarını gördüm.
Ve iki sevgili gördüm.Kadın adamın elinde çalmasını bilmediği bir saz gibiydi ve adam çıkarttığı bozuk seslerden başkasını anlamıyordu.
Bilginin güçlerini gördüm.Kalıtımsal Ayrıcalıklar ülkesini kuşatmışlardı.Ama sayıca azdılar ve kısa zamanda yenik düşerek dağıldılar.
Özgürlüğün kapı kapı dolaşıp bir barınak aradığını ama kimsenin kulak asmadığını gördüm.Ardından İsrafçılık,parıltılı kumaşlar içerisinde çıka geldi ve kalabalık’’İşte Özgürlük’’diye çılgınca alkışladı onu.
Din’in kitaplara gömüldüğünü ve Kuşku’nun onun yerine oturduğunu gördüm.
İnsanoğlunun sabrın giysisini,dönekliğin örtüsü gibi kuşandığını; Tembelliğe hoşgörü,korkuya da hürmet dediğini gördüm.
Bilgi’nin sofrasına çöreklenmiş Tufeyliyi gördüm,ipe sapa gelmez sözler ediyor,konuklarsa sessizce dinliyordu.
Altının,müsrifin elinde kötülük,Sefil’in elinde de kindarlığı için yem olarak kullanılan bir araç olduğunu gördüm.Akıllının elindeyse hiç altın yoktu.
Bütün bunları gördükten sonra,acıyla haykırdım.’’Ey Nefret denen kadın,Dünya gerçekten böylemidir? İnsanoğlu bu mudur? ’’
Kederli ve yumuşak bir sesle yanıtladı sorularımı.’’Gördüklerin Ruh’un,Aşk’ın ve Sevgi’nin yoludur.Bu yol kesici taşlardan ve dikenlerden yapılmıştır.Bu gördüğün insanoğlunun sadece gölgesidir.Bu Gece’dir.Ama az bekle, Neredeyse gün doğar’’
Ne dersiniz? O gün doğacakmıdır?
(H.Cibran.Sözler) Ali Osman Yılmaz.


Her gün diyorum,etmeliyim içmeye tövbe,
Bardakta dolup taşmış olan badeye tövbe,
Lakin bakarım,her yana gül mevsimi gelmiş;
‘’Tanrım,edeyim bari’’derim,’’Tövbeye tövbe’’

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:35 AM
Almuhtada’nın Sözleri..—10—

Maymunun Çocukları ve İnsancıklar.

Zaman ne kadar garip,biz de ne kadar acayipiz! Zaman gerçekten değişti,bizi de değiştirdi.Bir adım ilerledi,yüzünü açtı,bizi uyardı ve sonra sevindirdi.
Dün,Zaman’dan yakınır,karşısında korkudan titrerdik.Ama bu gün onu sevmeyi ve saygı duymayı öğrendik,çünkü şimdi niyetlerini,doğal düzenini,sırlarını,gizemini anlıyoruz.
Dün,gecenin korkusu ve gündüzlerin tehditleri arasında,titreyen hayaletler gibi,dehşet içinde sürünürdük.Ama bu gün,öfkeli fırtınanın oturduğu ve yıldırımların doğduğu doruğa doğru neşeyle yürüyoruz.
Dün,kanla yoğrulmuş ekmeğimizi yer,gözyaşları karışmış suyumuzu içerdik.Ama bu gün,sabahın gelinlerinin elinden çıkan kudret helvasını almaya ve bahar’ın hoş nefesi kokan yıllanmış şarap içmeye başladık.
Dün,Kader’in elinde oyuncaktık.Ama bu gün,kader bizimle oynamak,yanımızda yürümak için sarhoşluğundan uyandı.Artık biz onu değil,o bizi izliyor.
Dün putların önünde tütsüler yakar,öfkeli tanrılara kendi varlıklarımızı kurban ederdik.Ama bu gün,kendi varlığımıza tütsüler yakıp kurbanlar sunuyoruz.Çünkü bütün tanrıların en büyüğü ve en güzeli,sevgi tapınağını bizim yüreklerimizde kurdu.
Dün,Krallara baş eğer,sultanların önünde boynumuzu bükerdik.Ama bu gün,doğru’nun dışında kimseye saygı göstermiyor,Güzellik ve Sevgi’den başka kimseyi izlemiyoruz.
Dün,yalancı Peygamberleri ve büyücüleri onurlandırırdık.Ama bu gün,zaman değişti ve bizi de değiştirdi.Artık güneşe bakıyor,denizin şarkılarını dinliyor,kasırgalar dışında hiçbir şeyle sarsılmıyoruz.
Dün,ruhlarımızın tapınaklarını yıkar ve kalıntılarından atalarımıza mezarlar yapardık.Ama bu gün,ruhlarımız,geçmiş’in hayaletlerinin ulaşamayacağı ve ölünün etsiz parmaklarının dokunamayacağı kutsal bir sunağa dönüştü.
Unutulmanın kıyılarında gizli kalmış sessiz bir düşünceydik.Bu gün,gökkubbede yankılanan güçlü bir sesiz.
Küllerin altına gömülmüş soluk bir kıvılcımdık.Bugün,vadinin tepesinde yanan öfkeli bir ateşiz.
Yastığımız toprak,yorganımız kar olarak uyanık çok gece geçirdik.
Ağısız koyunlar gibi,pek çok gece biraraya toplandık,düşüncelerimizde otlanıp duygularımızı çiğnedik,yine de aç ve susuz kaldık.
Çoğu zaman solan gençliğimize yanıp bilinmeyen birini arzulayarak ve boş ve karanlık göğe bakıp,sessizlik’in inlemeleriyle,hiçliğin haykırışlarını dinleyerek,geçen günle gelen gece arasında bekledik.
O Çağlar,mezarları kurtları gibi geçip gitti.Ama bu gün,gökyüzü berrak,tanrısal yataklarımızda huzur içinde dinlenebilir,düşüncelerimizi ve düşlerimizi hoşnutlukla karşılayabilir,arzularımızı kucaklayabiliriz.Titremeyen ellerimizle çevremizde dolanan meşaleleri yakalayabiliriz.Melekler korosu yanımızdan geçerken yüreklerimizin arzularından ve ruhlarımızın ilahilerinden büyüleniriz.
Dün öyleydik,bu gün biziz! Tanrıçanın çocukları arasındaki tanrıçanın isteği böyle.Ya sizin isteğiniz nedir,maymunların çocukları? Toprağın çatlaklarından çıktığınızdan beri bir adım olsun ilerlediniz mi? Şeytan gözlerinizi açtığından beri bir kez olsun baktınız mı? Engerekler dudağınızdan öptüğünden beri,Doğruluk kitabından bir söz olsun okudunuz mu? Ölüm kulaklarınızı kapattığından beri,Yaşam’ın şarkısını bir an olsun dinlediniz mi?
Yetmiş bin yıl önce yanınızdan geçtiğimde,mezarların içinde böcekler gibi kımıldandığınızı görmüştüm; ve yetmiş dakika önce penceremin berrak camından baktığımda,Ölüm’ün kanatları üstünüzde çırpınırken,kölelikle dar sokaklara zincirlendiğinizi gördüm; Ve yarın ve sonraki günde başlangıçta gördüğüm gibi görüneceksiniz.
Dün öyleydik ve bu gün biziz! Tanrıçanın çocukları arasındaki tanrıçanın isteği böyle; Ya siz ne istiyorsunuz! Maymunların çocukları.
Ali Osman Yılmaz (H.Cibran

Bizden daha evvel gittiler ey saki!
Toprakta yatarlar; Bittiler ey saki!
İçmektir asıl gerçek; Bunu benden duy,
Boştur diğer sözler,içkimi ver ey saki!

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:36 AM
Almuhtada’nın Sözleri..—11-

Geveze
Gevezeler ve gevezeliklerden sıkılırım; Ruhum onlarda tiksinir hep.
Sabah uyanıp,yatağımın yanında duran mektupları ve gazeteleri okumaya kalktığımda,hepsini gevezelikle dolu bulurum; gördüğüm her şey,anlamsızlığın boşluğuyla,ama ikiyüzlülükle dolu boş boş konuşur durur.
Gözlerimden uykunun perdesini indirmek için,pencerenin yanına oturup,sabah kahvemi içerken, Bay(an) geveze sıçrayarak,ağlayarak,homurdanarak önümde beliriverir.Kahvemi yudumlayıp, sigaramı içme tenezzülünde bulunur.
İşe gittiğimde Bay(an) geveze kulağıma fısıldayıp,duyarlı beynimi rahatsız ederek beni izler.Onu uzaklaştırmaya çalıştığımda kıkırdar ve en kısa sürede anlamsız konuşmalarının akıntısında geri döner.
Çarşıya çıktığımda her dükkanın kapısında durup,insanlar hakkında görüşlerini belirtir.Sessiz yüzlerde bile onu görürüm çünkü onlara da eşlik eder.İnsanlar onun varlığından habersizdir,yinede onları rahatsız etmeyi sürdürür.
Bir dostumla bir yere oturduğumda,Bay(an) geveze davetsiz konuk olarak oradadır.Onu atlatsam bile
sesiyle beni rahatsız edecek ve mideme kıramplar girmesine sebep olmak için yanımda kalmaya özen gösterecektir.
Dolaşırım mahkeme salonlarında,okullarda ve Bay(an) gevezeyi oralarda,ipek giysiler içinde, muhteşem bir palto ve güzel bir türban içinde,ikiyüzlülüğe ve yanlışlığa bürünmüş olarak,annesini,babasını bulurum.
İşyerini aradığımda,sürpriz olarak annesi,teyzesi ve büyükannesinin arasında,konuşup duran,kalın dudakları durmadan açılıp kapanan o çıkar karşıma.Akrabaları da onu alkışlayıp benimle alay ederler.
Tapınağa ve diğer ibadet yerlerine gittiğimde de oradadır,başında bir taç,elinde parlak bir asa ile tahta kurulmuş oturmaktadır.
Akşam olup da eve girdiğimde,benden önce evde bulurum onu.Evimin her yanına çöreklenmiştir.
Sözün kısası,Bay(an) geveze her yerdedir; Gökyüzünde ve ötesinde,yeryüzünde ve yer altında,boşluğun kanatlarında,denizin dalgalarında,ormanlarda ağaçların dallarında ve dağların doruklarındadır.
Bir sessizlik ve sakinlik aşığı nerede onsuz kalıp dinlenebilir? Tanrı,ruhuma merhamet edip,bana sessizlik’in cennetinde dinlenebilmem için sağırlığı bahşedecek mi?
Bu Evrende gidip tek başıma mutlu olabileceğim kuytu bir köşe yok mudur?
Boş konuşmaların olmadığı herhangi bir yer yok mu?
Bu yeryüzünde konuşmadan kendi başına tapınan biri yok mu?
Bu kadar insan arasında dili Bay(an) geveze’nin hileleri için gizli bir sığınak olmayan bir insan yok mudur?
Sadece bir çeşit geveze olsaydı katlanabilirdim.Ama gevezeler sayısızdır; Ailelere ve kabilelere bölünürler.
Gün boyu bataklıklarda yaşayanları vardır,ama gece oldu mu kıyıya gelir,başlarını sudan çıkarır,sessiz geceyi kulakları sağır eden vıraklamalarla doldururlar.
Sivrisinek ailesine bağlı olanları vardır; Başımızın etrafında döner durur,inadına sırf gıcıklık olsun diye
Gürültü çıkarırlar.
Üyelerinin köşelerde dikilip bira ve içki içtikleri ve havayı çamurda yuvarlanan bir mandanınkinden daha gürültülü böğürtülerle dolduran kabileleri vardır.
Zamanlarını Yaşam’ın mezarlıklarında geçiren ve sessizliği baykuşların feryatlarından daha acıklı seslere dönüştüren acayip tarikatlar da görürüz.
Sonra yaşamı kendileri için şekillendirebilecekleri bir odun olarak gören ve bıçkı fabrikasının gürültüsünden de çirkin sesler çıkaran bir geveze güruhu daha vardır.
Bu güruhun takipçileri,orman vahşilerinin tamtam seslerinde daha korkuncunu çıkarmak için tokmaklarla kendilerini döven yaratıklardır.
Bu güruhu destekleyenler,oturacak bir yer bulduklarında oturmak dışında bir şey yapmayan ve sözleri söylemek yerine çiğneyen bir mezhebin üyeleridir.
Nadiren,havadan hava dokuyan,ama yine çıplak kalan gevezelerin toplantılarına katılırız.
Sık sık,aslında sığırcık kuşu gibi olan,ama konuşmalarının cereyanında süzülürken kendini kartal zanneden özel bir geveze türüne de rastlarız.
Ve bu gevezeler insanları ibadete çağıran,ama kendileri hiçbir zaman tapınağa girmeyen kilise çanları gibidir.
Daha pek çok geveze çeşidi ve ailesi vardır,ama bunlar sayılamayacak kadar çoktur.Bana göre en acayipleri horultularıyla bütün evreni rahatsız eden ve arada sırada uyanıp,’’Ne kadar da bilgiliyiz’’ diyerek uyuyan tiplerdir.
Kendimi,Bay(an) Gevezeye ve yoldaşlarına tiksintimi gösterirken,kendini tedavi edemeyen bir doktor ya da hücre arkadaşlarına öğüt veren bir hükümlü gibi hissederim.Bay(an) gevezeyi ve gevezelik eden yoldaşlarını—kendi gevezeliklerimle birlikte yerdim-.Gevezelerden kaçtım—ama bende onlardan biri gibiyim.—
Acaba tanrı önünde,kutsanmadan önce,günahlarımı bağışlayacak ve beni gevezelerin bulunmadığı düşünce,gerçek ve duygu dünyasına kabul edecekmi?
Ali Osman Yılmaz (H.Cibran.Kendimle Konuşmalar.)

Şu Kızıl Laleye bak,anlamayan Lale sanır,
Besleyen şey onu,aslında kralların kanıdır,
Yerde mahzun bükülen Şebboya dikkatle bakın;
Taze bir Kız yüzünün şimdi toz olmuş yanıdır.
Hayyam.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:36 AM
Almuhtada’nın sözleri...-4-

Almuhtada’nın sözleri...-4-
Gecenin Hayalini Görmek.
Gece çöküp,Uyku atlastan örtüsünü dünyanın üstüne yaydığında,gecenin hayali dürtükleyerek uyandırdı beni.Usulca yatağımdan çıktım ‘’Deniz asla uyumaz,uyanıklığında huysuz ruhları teselli eden bir şeyler var,’’ diyerek deniz kıyısına doğru yürüdüm.
Sahile vardğımda dağlardan inen sis,denizi,genç bir kadının yüzünü süsleyen peçe gibi örtmüştü.Kaynaşmakta olan dalgalara baktım,sanki tanrıya yakarıyorlardı.Dalgaların içinde gizlenmiş o sonsuz gücü düşündüm; fırtınalarla koşan,volkanlardan fışkıran,kırmızı güllerle gülümseyen,derelere ve nehirlere şarkılar söyleyen o gücü düşündüm.
Kıyıda üç kayanın üzerinde oturan,deniz kızları kadar güzel,denizden çıplak çıkmış üç güzel gördüm.Bir güç isteğim dışında beni çekiyormuş gibi sendeleyerek onlara doğru yürüdüm.
Üç güzele birkaç adım kalmıştı ki,büyülü bir güç zorluyormuşçasına durdum.O Anda güzellerden biri ayağa kalktı denize doğru dönerek,denizin derinliklerinden geliyormuş gibi gelen bir sesle diğerlerine şöyle seslendi.
‘’Sevgisiz yaşam,çiçeksiz ve meyvesiz bir ağaç gibidir.Güzellik’in eşlik
etmediği bir sevgi,kokusuz çiçekler ve tohumsuz meyveler gibidir. Yaşam,sevgi ve güzellik bir beden içinde,birbirinden ayrılamayan ya da değiştirilemeyen üç kişidir’’
İkinci güzel ayağa kalktı bu kez ve oda çağlayan su gibi gürleyen bir sesle konuştu ve’’Başkaldırısız bir yaşam,ilk baharsız bir yıl gibidir.Haksız başkaldırı,Kurak bir bahar gibidir..Yaşam,Başkaldırı ve Hak bir beden içinde değiştirilemeyen ve ayrılamayan üç kişidir’’
Sonra üçüncü güzel,gök gürlemesi gibi bir sesle konuştu.Deniz yüzeyinde oluşan yakamozlara bakarak’’Özgürlük olmadan yaşam,ruhsuz bir beden gibidir.Ve düşünce olmadan Özgürlük şaşkın bir ruh gibidir.. Yaşam,Özgürlük ve düşünce bir beden içinde üç kişidir,hiçbir zaman birbirinden ayrılamaz.’’
Sonra üç güzel birden ayağa kalktı ve gürleyen bir sesle birlikte şunları söyledi.

Doğruran aşk,
Yaratan başkaldırı,
Yetiştiren Özgürlük,
Üç görünüşüdür Tanrı’nın.
Ve zeki evren’in ifadesidir
Tanrı.
O anda sessizlik,görünmeyen kanatların çırpınışı ve ruh gibi bedenlerin titreyişiyle bozuldu; Ve sonra tekrar kapladı ortalığı.
Kalbimin atışları iyice hızlanmış,sanki dışarı fırlayacakmış gibiydi.Şaşkın ve üç güzele vurgun haldeydim.Gözlerimi kapadım ve duyduğum sözlerin yankılarını dinlemeye çalıştım yeniden.Gözlerimi tekrar açtığımda sisle kaplanmış deniz dışında hiçbir şey yoktu.Üç güzelin oturduğu kayalara doğru yürüdüm,ama göklere doğru yükselen üç duman kolonundan başka bir şey göremedim.
Kayaların üstünde oturan ve denizle söyleşen üç güzel,deniz vaktini tamamlayarak saraylarına dönmektedirler diye düşünerek tekrar yatağıma döndüm ve tatlı bir huzur sıcaklığı içimi kaplayarak derin bir uykuya daldım.
(H.Cibran.Kendimle konuşmalar) Ali Osman Yılmaz


2003 yılında yaşadığım olaylar nedeni ile,iç dünyamda oluşan fırtınaları şiirle
aşmaya çalıştım.Her gün dilimden dökülen sözleri yazmaya ara vermeliyim diye düşünerek biraz felsefe dünyasındaki gezintimi sizlerle paylaşmayı istedim. Antoloji.com sitesinin verdiği bu olanaktan olabildiğince yararlanarak, dostlar arasında yaşam,insan ve güzellikler üzerine düşler ve düşünceler yazılabilmesini
diliyorum.Sizlerinde esinlendiğiniz düşünceler üzerine kendi düşüncelerinizide ekleyerek yazmanızı isterim.Böylece şiire hayat veren felsefi dünyamızı da bir ölçüde tanımış oluruz.
Saygılarımla.

Bir yerde sevinç yok mu? o yerden geç,
İçkin sunulurken,güzel elden seç,
Yerden göğe dek,içkiye üstün yok,
Coşkunluğa düş,cümle kederden geç.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:36 AM
Almuhtada’nın Sözleri..13..

Düşünceler ve Tasarımlar.

Yaşam bizi kaldırıp bir yerden bir yere taşırken,yazgı da bir noktadan diğer bir noktaya doğru sürükler.Ve bu ikili arasında sıkışıp kalmış olan bizler,bu nedenledir ki,ancak bize ürküntü verecek sesleri duymakta ve yolumuzda bir engel gibi dikilmekte olanları görmekteyizdir.
Güzel,görkemliliğin tahtına oturur oturmaz gösterir kendini bize; ama biz şehvet adına ona yaklaşır,onun saf ve temiz tacını parçalarız,çirkin girişimlerimizle kirletiriz,üstündeki şalı.
Sevgi,alçakgönüllülüğüne bürünmüş olarak geçer yanımızdan; ama biz ya korkulara kapılıp kaçarız ondan,saklanırız kuytuluklara,ya da izleriz onu,adına kötülüklerde bulunabilmek için.
En akıllımız bile Sevgi’nin ağır yükü altında ezilir; ama gerçekte Sevgi,Gönüllerden esen okşayıcı meltem kadar hafiftir.
Özgürlük,leziz yemeklerinden ve bereketli şarabından sunmak için çağırır sofrasına bizi; ama biz,sofraya oturur oturmaz tıkanırcasına yeriz önümüze konulanları.
Doğa,hoş geldin diyen kollarıyla uzanır bize ve onun kadınsı güzelliğinden haz almaya çağırır bizi; ama biz onun sükunetinden ürker,kalabalık kentlere akın ederiz ve orada tıpkı vahşi bir kurdun önünden kaçışan koyunlar gibi birbirimizi sıkıştırarak yaşamaya çabalarız.
Gerçek,bir çocuğun en içten gülüşü ya da sevgilinin öpüşüyle donanmış olarak seslenir bize; ama biz sevginin kapısını onun suratına çarpar ve sanki düşmanımızmış gibi davranırız ona.
İnsanoğlunun gönlü yardımına koşacak birini arar; ruhu içini dökmeyi diler; ama biz tıkamışızdır kulaklarımızı onların feryatlarına,ne duyarız,ne anlarız.Ve deli deriz onlara kulak verip anlamış olanlara,üstelik kaçarız yanlarından.
İşte böyle geçer ******* ve bizler yaşar gideriz farkında bile olmadan.Gündüzler bizi karşılar ve basar bağrına.Ama biz görmeyiz ve yaşarız gece gündüz süren bir tedirginlikle.
Açıktır aslında bir kadın yüreği gibi,doğa ananın yüreğinin kapıları ardına kadar; bizse yapışıp kalmışızdır yeryüzüne.İçimizi kazıdıkça açlık,alırız yaşamın ekmeği olan sevgiyi ayaklarımızın altına, çiğneriz onu.Ah ne iyicildir insanoğluna Yaşam,yine de ondan uzaklaşmış,çok uzaklara gitmiştir
İnsan denen mahluk.
(H.Cibran..Sözler) Ali Osman Yılmaz

Bir nim neşe say bu cihanın baharını,
Bir sagar’ı keşdeye tut lalezarını.
(Nedim)

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:36 AM
Almuhtada’nın Sözleri..14..

Ve biri söz alarak; Bize sevinç ve kederden söz etedi.
Koca Adam yanıtladı;
Sevinciniz,gerçekte peçesini kaldırmış kederinizdir.
Gülümsemelerin yükseldiği o kendisiyle özdeş pınardan,çoğu kez gözyaşlarıyla dolu nice hıçkırık da duyulmuştur.
Hem,başka türlü olabilir mi ki?
Keder,varlığınızın derinliklerine işledikçe sevinciniz artar.
İçinden şarap içtiğiniz kadeh,çömlekçinin fırınında pişirilmiş olan kadehin ta kendisi değilmidir?
Ruhunuzu sakinleştiren saz,bıçak ve keser darbeleriyle oyulmuş ağacın kendisi değil de nedir?
Sevinçli olduğunuz zamanlarda gözlerinizi yüreğinizin derinliklerine çevirirseniz,size sevinç veren şey uğruna bir zamanlar nice kederlenmiş olduğunuzu görürsünüz.
Kederli olduğunuz zamanlarda yine yüreğinizin derinliklerine bakın,o zaman gerçekte,bir zamanlar sizi mutlu kılmış olan şeye ağlamakta olduğunuzu görürsünüz.
Aranızdan bazıları,’’Sevinç kederden büyüktür’’,bazılarıda,’’Hayır,keder sevinçten büyüktür’’,demektedir.
Oysa ben size derim ki,bunlar birbirinden ayırt edilemezler.
Daima birlikte gelirler,biri yanı başınızdayken,öbürü yatağınıza uzanmış uyuklamaktadır.
Bir kefesinde kederin,ötekisinde sevincin oturtulduğu ve hangisinin ağır basacağını kestiremeyen bir terazi gibisinizdir.
Ancak kefeleriniz boşaldığında durulursunuz ve kendinize bir denge edinebilirsiniz.
Birisi,altın ve gümüşlerini tartmak için sizi eline aldığında kederiniz ve sevinciniz ne yükselir ne de alçalır.
Acı’nız,idrakinizi kaplayan kabuğun kırılmasıdır.Nasıl ki,bir meyvanın yüreğinin güneşi görebilmesi için kabuğunun çatlaması gerekir,acı’da sizin için öyledir.
Kalbinizi güncel yaşantınızın mucizelerine hayran tutabilseydiniz,acınız mutluluğunuzdan daha az görkemli olmazdı.Tıpkı bahçelerinizden geçen mevsimler gibi,yüreğinizin mevsimlerini de kabul edebilseydiniz.Pişmanlık ve üzüntülerinizin Kış’ında çevrenize huzur içinde bakabilirdiniz.
Acılarınızın çoğu kendinizce seçilmiştir.İçinizdeki hekimin hastalıklı benliğinizi tedavi amacıyla verdiği tatsız ilaçtır.Bu nedenle içinizdeki hekime güvenin ve uzattığı devayı sükunetle ve yatışarak için.
Gerçi onun eli ağır ve serttir,ama; Görülemeyen’in yumuşak eli tarafından yönetilmektedir. Gerçi uzattığı kadeh dudaklarınızı yakar,ama çamuru Çömlekçi’nin içine kutsal gözyaşlarını kattığı çamurdandır.
Ve ölümün gizemini bilmek istiyorsunuz.Ama onu Yaşam’ın kalbinde aramadıktan sonra nasıl bulabilirsiniz ki?
Gözleri geceyle sınırlanmış ve gündüzleri kör bakan baykuş,aydınlığın gizeminden peçeyi kaldırabilir mi? .Eğer ölümün ruhunu gerçekten kavrayabilmek istiyorsanız,kalbinizi tam anlamıyla yaşamın gövdesine açın,bakın.
Çünkü yaşam ve ölüm,tıpkı nehir ile deniz gibi,Bir’dir.
Umut ve tutkularınızın derinliklerinde,sizin öte yaka ile ilgili sessiz bilginiz yatar.Ve tıpkı kar’ın altındaki tohumlar gibi,yüreğiniz de baharı düşler.Düşerinize güvenin,çünkü sonsuzluğun kapısı onlarda gizlidir.
Ölümden korkuşunuz,kendisini kutsayacak olan kralın karşısında titreyen çobanın korkusuna benzer.Korkudan titreyen çoban,kralın nişanına sahip olacağı için mutlu değil midir? Ama titredikçe daha düşünceli olmuyordur herhalde?
Çünkü ölmek,soyunuk olarak rüzgarın önüne dikilmek ve güneşin altında erimekten başka nedir ki? Ve soluk alışın durması da,soluğun kendi huzursuz çalkantılarından arınıp sınırlandırılmamış olan Tanrı’ya erişmek için yükselerek dağılması değil de nedir ki?
Ancak sessizliğin nehrinden içebildiğinizde gerçekten şarkı söyleyebilirsiniz.
Ancak dağın tepesine eriştiğinizde gerçekten tırmanmaya başlayabilirsiniz.
Ve ancak yeryüzü sizin gövdenizi geri çağırdığında gerçekten dans edebilirsiniz.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:36 AM
Almuhtada’nın Sözleri..15..

Dostluk Üzerine
Dostunuz,sizin karşılığını bulmuş ihtiyacınızdır.O,sizin sevgiyle ekip teşekkürle biçtiğiniz tarlanızdır.Sizin sofranız ve ocak başınızdır.
Çünkü siz ona aç olarak koşar ve huzura kavuşabilmek için onu ararsınız.
Dostunuz size aklından geçenleri açıklarken,kendi aklınızdan geçen ne ‘hayır’ı,ne de ‘evet’i, ona söylemekten korkmayınız.
Ve sustuğunda yüreğiniz onun yüreğini dinlemeyi sürdürsün; Çünkü sözcükler olmasa da, dostluklarda tüm düşünceler,tüm istekler,tüm umutlar doğar ve açıklanamayan bir mutlulukla paylaşılır.
Dostunuzdan ayrı düştüğünüzde üzüntüye kapılmayın; Çünkü dostunuzun en beğendiğiniz yanı yokluğunda daha bir belirginleşir,tıpkı dağın tırmanana değil,ovadan bakana daha açık göründüğü gibi.
Dostluğunuzda,ruhsal derinliğin arttırılmasından öte bir amaç olmasın.Çünkü kendi gizemini çözümleyebilmekten öte bir şeyler arayan sevgi,sevgi değildir; öne sürülmüş bir ağdır ki bununla yalnızca yararsız olan yakalanır.
Ve bırak senin en iyi neyin varsa dostunun olsun.
Eğer dostun senin içindeki denizin alçalacağını bilmek zorundaysa,bırak yükseleceğini de bilsin.
Yalnızca zaman öldürmek için aranılan dost,nedir ki?
Çünkü o,sizin ihtiyacınızı karşılamak içindir,yoksa anlamsız boşluğunuzu doldurmak için değil.
Ve dostluğunuzun uyumunda bırakın kahkahalar yükselsin ve zevkler paylaşılsın.
Çünkü kalbiniz,küçük şeylerin üstüne düşen çiy damlalarında kendi aydınlığına erişir ve yeniden hayat bulur.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:36 AM
Alsam Taaa Yüreğime Seni

Sarılsam sımsıkı sana,
Alsam taaa yüreğime seni,
Bir daha bırakmasam,
Benim gözlerimden baksan,
Aşka,sevgiye,hayata,bana,

Çıkıp geliversen şimdi,
Giriversen yüreğimden içeri,
Kapatsam ardından gözlerimi,
Bir daha açılmamacasına,
Sonsuza kadar bırakmasam,
O küçücük,güzel ellerini.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:36 AM
Ama Nafile,O Yok,Hiç Olmayacak.

Hani,uzaklarda bir yıldız,
Bulutların arasından parlar ya,
Çoban yıldızı gibi gülümser,
İçiniz sımsıcak duygularla dolar,
Gözlerinizden özlem dolu yaşlar akar,
Yüreğiniz bir başka atmaya başlar,
Şimdi,o da sizi düşünüyor mudur?
Diye düşlere dalarsınız bir an,
Tatlı bir esinti yüzünüzü yalar,
O nun nefesinin kokusunu duyarsınız,
Sevinçle ellerinizi gökyüzüne kaldırır,
Bulutların arasından size parıldayarak,
Size bakmakta olan yıldıza doğru,
Uzanırsınız,sevgilinize sarılmak için,
Ama nafile,o şimdi burada değil,
Ve parıldayan yıldız da çok uzak,
Dudaklarınızda bir kıpırdanma başlar,
Kavuşmak için dualar mırıldanırsınız,
Şimdi burada,yanı başımda olsa diye,
Başını göğsüme dayasam,ellerim saçlarında,
Doya doya okşasam,hasretle sarılıp,
Özlemle,dudaklarından öpsem dersiniz,
Ama nafile,O yok,Hiç olmayacak,
Gelmemek üzere gitti,bir daha dönmeyecek,
İşte o an,içiniz yanmaya başlar,
Büyük bir elem kaplar yüreğinizi,
Gözleriniz buğulanır yavaşça,ve,
Acı dolu damlalar akmaya başlar,
Bir umutsuzluk sarar bedeninizi,
El sallayarak parıldayan yıldıza,
Yaşlı gözlerle veda edersiniz,
Umutsuzca ve sessizce.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:36 AM
Andız Tohumuna Sevdalanmak.

Andız tohumu gibi girdi,
Sevda nedir,aşk nedir,bilmeyen,
Yılların taşlaştırdığı,yüreğime,
Hiçbir yel,hiçbir yağmur,
Buz kestiğinde ortalık bile,
Etkileyememişti yüreğimi,
En usta hakkaklar bile,
Yontmaya cesaret edememiş,
İşleyip,kıramamıştı,yüreğimi.

Ne bilirdim ben,
Bir güzelin andız tohumu olup,
Taşlaşmış yüreğimin,
Çatlağından içeri girip,
Kök salacağını?
Yüreğimin derinlerine inip,
Dallanıp,çiçek açacağını?

Önceleri sevinmiştim,
Andız da olsa, yüreğimde,
Bir sevda kök salacak,
Taşlaşmış yüreğim bir gün,
Sıcak güneşe kucak açıp,
Yağmur tanelerini içerek,
Andız kökünü yeşertecek,
Çiçeklerini açacaktı.

Yetmedi andız tohumuna,
Taşlaşan yüreğimdeki,
O sıcacık sevda dolu yuva,
Büyüttü köklerini,sarmaşık gibi,
Her yanımı sardı,sarmaladı,
Acımadan sonunda,parçaladı,
Un ufak etti yüreğimi.
Bin parçaya bölündüm,
Dağıldım rüzgarın koynunda,
Şimdi esen yelin önünde,
Sürüklenen toz halindeyim.

Andız tohumu sevdam,
Taştan da olsa,onu sevip,
Yurtsuz,barksız gönlüne,
Kendini sığınak yapan,
Yüreğimi parçalayınca,
Fırtınanın kopardığı dal gibi,
Şimdi güneşin sıcaklığı altında,
Yağmur yağdıkça çürümekte,
Evsiz barksız bir başına,
Ölümü beklemekte,çaresiz.

Yüz yıllara dayanmış,
Ne badireler atlatmış,
Taşlaşmış da olsa yüreğim,
Bir andız tohumunun sevdasına,
Cilvesine dayanamayarak,
Yüreğinin sıcaklığını açmış,
Andız tohumunu yeşertip,
Çiçek açmasına sevinmişti,
Bir çiçeğe sevdalanmanın bedelini,
Paramparça olan yüreğim,
Acımasızca ödemişti.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:36 AM
Anılarımı,Güneş Kurutmuş Olacak.

Seni arıyorum yollarda,
Gözlerim yaşla dolu,
Damlıyor sokaklara,
Her biri gümüşten damla.
Yollar ıslanıyor,
Gözlerimden düşen yaşla.
Sokaklar anılarımla ıslak,
Her göz yaşımdaki damlada,
Senden bir anı,
Dökülüyor sokaklara.

Tüm şehir uyanınca,
Islak sokaklarda yürürken,
Görecek herkes,
Senden dökülen anılarımı,
Kimse de toplamayacak,
Ve güneş çıkınca,
Sokaklardaki tüm gözyaşlarım,
Kuruyacak,senden,
Tek bir anı bile kalmayacak,
Ve ben sensizliği yaşayacağım,
Senden tek bir anı bile olmadan,
Yalnızlığını yaşayacağım,
Senden kalan anılarımı,
Güneş kurutmuş olacak.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:36 AM
Arz’ı Halimdir.

Bilirmisiniz? Amasya ovasında,
Neden en güzel meyvalar yetişir?
Ferhat aşkı için dağları deldiğinde,
Dağların yüreği,oluk oluk kanamış,
Dağların kanıyla kaplanmış,Ova
O gün bu gün Amasya ovasında,
En güzel meyvalar yetişir olmuş.

Güz yaşına gelinceye kadar,
İnsan olmaya çalıştım daima,
Ferhat gibi imanla dağları delmek,
Aşkımın ülkesinde haksızlığı gidermek,
Hep istediğim şey olmuştur,
Ama; hangi kadına aşık olduysam,
İnsan gibi,adam gibi aşık olmak,
Ona bir insana sarılır gibi sarılmak,
İstedim ama olmadı,olmadılar,
Biz kadınız ve kadın kalacağız dediler,
Benimde yalnız,erkekleri olmamı istediler.
Bulamadım güz yaşıma kadar,
Önce insan,sonra kadın güzelimi.

Yıllar sonra buldum bir güzel insan,
Tutuldum büyük bir aşk ile ona,
Tüm benliğimle adadım kendimi /dedim;
Aşkın için hangi dağı istersen deleyim,
Yeter ki izin ver,güzel yüzün göreyim,
Gerçi durum kötü,cep delik,cepken delik,
İş yok,güç yok,Cepte kalmadı metelik,

Önce önemli değil dedi,Ta moskovalardan,
Birde lakap taktı,oldum koca adam,
Her gün çiçekler yollardım ona,
Kendi kokumu sindirerek güllere,
Kırmızı gülleri de severdi hani,
Bende severim kırmızı gülleri,
Aşkımı dillendirir kıpkırmızı renkleri,
Oda terk etti bir gün koca adamı,

Derler ki kılıç kınını kesmez,
Hiçbir aşık ta,aşkına küsmez,
Hiç küsmedim ben ona,
Nasıl küserim,yüreğimin doğurduğu,
O muhteşem,aşkımın çocuğuna,

Siz benim halime bakıp aşktan kaçmayın,
Ama sakın kadınları da hafife almayın,
Ne yaparsanız yapın,ama insan olun,
O sonunda yine gönül verdiğimiz kadındır,
Kadındır ve kadın gibi davranacaktır.
Geçmiş günlerinizle pek öğünmeyin,
O bu günkü parıltınıza bakacaktır.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:36 AM
Arzı Halım,dır Anam.

Dilim ne kadar döner,
Kelimeler ne kadar kifayet eder,
Derdimi söylemeye sana,
Yeşil baş ördek gibi,
Yazması yeşilli,canım anam,
Sana bir arz’ı halim var,
Merdivenin sekseninde de olsan,
Koca Adama,Koca oğluna kulak ver.

Yaz yaşına getirdiğin bu oğlun,
‘O’nun deyimiyle Koca Adam,
Bu yaşta gönlünü,Verdi bir güzele,
Hem de senin yurdundan,
Suyun öte yakasından,hemşerin,
Yani sana benzer,balkan inatlı,
Üç etekli,drama ovasından,
Mavi gözlü,sarı saçlı,Boy,pos,
Endamı tam istediğin gibi,
Senin hamurundan bir dilber,
Aldı gönlümü,saldı enginlere beni,
Ondan boş bakar gözlerim,
Sen hoş geldin oğul dersin,
İki rekat namaz arasında,
Bense bakarım boş gözle sana,

Sizin oranın kızları böyle midir,
Gönlünü çaldıkları adamı,
Taşlara mı çarparlar hep,
Şimdi sevgili anam benim,
Dualarını esirgeme benden,
Ulu Tanrıya dualarında deyiver,
Koca Oğlum sevmiş bir güzel,
Kaptırmış ‘O’na gönlünü,
Kendine etmekte işkence,
Tanrım sen olsun koca oğlumu,
Ya kavuştur sevdiğine,
Ya da,oğlumu azat ediver.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:36 AM
Arzu Kokmuyorsa *******

Merhaba ey duvar,
Ardındaki sürüde bulunanlar,
Dost bildiğim gölgeler,
Merhaba en son dostum,
Sonsuza kadar koynunda yatacağım,
Ey ölüm merhaba!

Bir rüzgar esiyor dışarda,
Sert ve soğuk bir rüzgar,
Bilmem benimde çığlıklarımı,
Başka çığlıklarla birlikte,
Almış koynuna, nereye götürür?

Esme böyle, deli, deli rüzgar,
Hoyrat, hoyrat esiyorsun,
Hangi sevgiliye hüzün taşıyorsun?
Benim hüznümü, bırak bana kalsın,
Götürme hüznümü sevgilime,
Yeter sürüklediğin beni,
Bir acıdan, başka bir acıya,

Götüreceksen artık götür beni,
Yada getireceksen getir ölümü,
Tükenmişse sevdamın hasretliği,
Arzu kokmuyorsa *******,
Koynunda uyuyamıyorsam artık,
Sıcaklığında eriyemiyorsam,
Ellerim ellerinde, dudaklarım öpmüyorsa,
Seni seviyorum diyecek bir güzel,
Yoksa yatağımda, yanımda,.
Getir artık, sefa ile getir,
Sevinçle getir, kucaklayayım,
Gel artık ölüm, hadi gel,
Ah larla bile anılmayacağım artık,
Keşkilerin kucağında yolculuğum,
Sona ersin, bitir artık,
Gel gayrı, al şu koca adamın yüreğini.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:37 AM
Aşık Oldum Galiba Ben

Gözlerim seni arar,
Bu yürek seni sorar,
Gönlüm sen için yanar,
Aşık oldum galiba ben.

Güller bile seni sorar,
Menekşeler sen kokar,
Bu sevdan beni yakar,
Aşık oldum galiba ben.

Nereye baksam hep sen,
Ne bilir sevdaya düşmeyen?
Hamdır aşk içinde pişmeyen,
Aşık oldum galiba ben.

Bilmem ki şimdi neyleyim?
Cennet mi,cehennem mi dileyim?
Aşk şarabın yar elinden içeyim,
Aşık oldum,başka ne isteyim?

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:37 AM
Aşıklar tepesinden bakıyorum.

Gecenin bir yarısı, odamda loş bir ışık
Huzursuz bedenim kan ter içinde yanmakta
Susamışım, dayanmışım çeşmeye,
Denizleri içer gibi, yangınımı söndürmek
İsterim ama nafile, ateşim çok yüksek,
İçtikçe içimde kaynar kazanlarda sular,
Buhar olup bulutlara yükselir,
Belirir gecenin karanlığında ay ışığının önünde
Kalbimin görüntüsü, yanında ay kızılllığında bir gül,

Gece soğuk titretir her yanı, bense yanarım harından
Yaz mevsimi gibi her yanımdan dağılır ateşim,
Dönerim odama, koridordan geçerken duvarda ayna,
Seslenir bana, neredesin, görünmezmi oldun?
Buradayım, neden sordun? diye seslenirim garip,
Bak bana der, döner bakarım aynaya gözlerim şaşkın,
Ayna orada ama ben yokum görüntüde, sorarım şaşkın
Ne oldu, neden beni göstermezsin diye aynaya,
Gökteki ay’ın önündekini görmedin mi diye sorar?
O sensin işte, onun için gösteremem seni kendine.
Bedenim burda ya onu bari göstersene,
Ruhun olmazsa neye yarar o et ve kemik yığını,
Tüm geceye ilan ettin, herkes gördü aşkını,
Sen şimdi göklerdesin, senin ruhun yanındaki Ay’ın

Nasıl bir aşk bu tanrım? terketmiş bedenimi ruhum,
Bedenim ateşler içinde yanarken burda,
Aşkıma serenat yapmakta ruhum işte şurda,
Ay’ın önünde ve almış yanına kızıl bir gül,
Çamlıca tepesine doğru bakar, çünkü sevgilim orda,
İçime huzur dolar bir anda, yansada bedenim,
Ben burda ruhsuz yaşasamda, ruhum onun yanında

Ey benim aşkım, sen uzaklardasın, içim yanar ha,
Ruhsuz yaşarım, görünmez bedenim aynalarda,
Yanarım aşkının ateşinden, alev alev Bursa’larda
Ben seni hayal ederim, ruhum göklerden seni gözler,
Bir kez istedim seni görmek, bu tenim seni özler.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:37 AM
Aşk Acısını Öğrenmek

Darda kaldığımızda bize,
Aklımızı kullanmamız söylenir,
Her şeyi mantığımızla çözeceğimizi,
Öğretirler bize,öyle değilmi?
Ama duygunun olmadığı yerde,
Yakıtsız kalmış motor gibidir mantık,
Ne kadar zorlarsanız zorlayın,artık,
Mantık motorunu çalıştıramazsınız,

Her şeye duygularınızla dalarsanız,
O zamanda duvara toslarsınız,
Canınız acır,yüreğiniz kanar,
Perişan olur,divane dolanırsınız,
Sizi görenler bakarlar şaşkın,
Ne olmuş buna,neden böyle diye?
Hatta adınızı bile,çıkarırlar deliye.

İşte böyledir mantıksız duygu,
Yada böyledir,duygusuz mantık,
İkisi birden yanınızda değilse,
Bilesiniz ki siz de yanmışsınız.
Ve bir gün mutlaka,ama mutlaka,
Bir güzelin acımasızlığına toslarsınız,

Acının etrafında dolananlar,
Canları yanmadan asla,
Acının ne olduğunu anlayamazlar,
On’çün; aşkın etrafında dolanan,
Aşkı arayan bayanlar,baylar,
Aşk acısını tatmadınız hiç biriniz,
Aşk acısının ne olduğunu?
Yürek yangınının nasıl yaktığını
Bu satırları dikkatle okursanız,
Bir güzele toslamanın acısını,
Aşk acısının yaktığı,yürek yangınını,
Çok zor ama.belki anlayabilirsiniz.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:37 AM
Aşk bir esarettir,

Bu hayatta,
Özlem var,
Kavuşmak da,
Ayrılık var
Sarılmak da,
Mutluluk var,
İnlemek de,
Gurbeti var,
Yar sinesi de.

Aşk bir esarettir,
Sevdalanmak prangası,
Sevgi ise baharatı,
Bütün bunlar,
Hayatın ta kendisi.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:37 AM
Aşk Biter mi?

Biten aşklar,
Yeniden başlamazmış,
Haklılar belki de?
Bir çiçeğin yaprağında,
Kızıl gülün kırmızlığında,
Yeni aşklara yol bulunmuyor,
Zaman solduruyor çiçekleri,
Yaprakları,kızıl gülleri,
Güneş kavuruyor her yanı,
Çiçekleri,yapraklarını,
Sense güzelim,
Kavuruyorsun yüreğimi.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:37 AM
Aşk Dördüncü Boyuttur.

Bütün acıların,
Savaşların ve ölümlerin,
Hayatımızı yaşanılmaz kılan,
Dünyamıza şöyle bir bakın,
Yalnız üç boyutuyla,
Görebilirsiniz her şeyi,

Doğarsınız birinci boyutta,
İkinci boyutta yaşarsınız,
Ölüm gelir üçüncü boyutta,
Neredeyseniz bulur sizi,
Ya sevda,ya aşk nerdedir?
Bulmak için aşkı,sevdayı,
Dördüncü boyuta,
Geçmeniz gerekecektir.

Üç boyutlu evrenin,
Dördüncü boyutu,
Aşktır,sevdadır.
Bütün duyu organlarınızı,
Bir araya toplayıpta,
Geçemiyorsanız o boyuta,
Aşk nedir,sevda nedir,
Nasıl bileceksiniz?

Öyle zorda değildir,
Aşkı,sevdayı tanımak,
Bırakın kendinizi,
Evrenin sonsuzluğuna,
Derleyin beş duyunuzu,
Karesini alın hemen,
Çıkacaksınız o boyuta.

Tanıyacaksınız o zaman,
Aşkı da,sevdayı da.
Vermeyi öğreneceksiniz,
Almadan ve almayı beklemeden,
Sunacaksınız gönlünüzü,
Sevgiye aç herkese.

İşte öyle bir boyuttur,
Dördüncü boyut,
Aşkın ve sevdanın parametrelerini,
Arıyorsanız eğer,
Dördüncü boyuta geçin hemen,
Aşk da sizin,sevda da sizin,
Binin kanatlarına,uçun birlikte,
Evrenin çiçek bahçeleriyle dolu,
O güzel sevda bahçelerine,
Her bir çiçekte koklayacaksınız,
Aşkın muhteşem rayihasını.

Bu dünyadan bir güzeli severseniz,
Aşkı da sevdayı da unutun,
Aşk yaşamın öteki boyutudur,
Üç boyutta yaşayanlar,
Aşk nedir,sevda nedir,sevgi nedir?
Asla,ama,asla anlayamazlar.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:37 AM
Aşk Mahkemesi

Mübaşir bağırdı yüksek sesle,
Duruşma başlıyor,ayağa kalkın,
Hakim oturdu yüksek kürsüye,
Dosyanın kapağını açarak baktı,
Seslendi,suçlu ayağa kalksın,
Ve bütün kadınlar ayağa kalktı,
Arkalarında da suç ortakları,

Sordu hakim davacı erkeklere,
Nedir şikayetiniz,bir söyleyin hele,
Ayağa kalkarak davacı erkekler,
Hep bir ağızdan konuştular,
Davacıyız kadınlardan sayın hakim,
Ta adem babadan bu yana,
Havva anamızdan başlayarak,
Tarih boyunca biz erkekleri,
Kendilerine hep aşık ettiler,
Tam kavuştuk derken kadınımıza,
Ayrılık ustası canavar debbah’ın,
Ellerine teslim ettiler biz erkekleri,
Yerden yere vurdu debbah bizi,
Kraliçelerimize,derimizden,
Elbiseler yapacak,sanki hepimizden?

Yetmedi debbahın elinden çektiğimiz,
Ana ocağını,ata yurdunu,kardeşlerimizi,
Bir kadın için terkettirdiler bizi,
Dağları deldirdiler bazılarımıza,
Dağdan akan suyun,gözyaşımız olduğunu,
Erkeklik gururundan söyleyemedik,
Hani erkekler ağlamaz denir ya.

İlk erkekten başlayarak,bu güne kadar,
Kimi hayyam olduk,kimi karacoğlan,
Kimi pir sultan olduk,kimi dadaloğlu,
Köroğlu olduk tüm dünyaya yayıldık,
Türküler yaktık,şarkılar söyledik,
En beğendikleri aşk ağıtlarımız oldu,
Aşk bahçeleri derdik kadınlar için,
Ne çiçekler yetiştirdik,sunmak için,
Şah Cihan dedik,Taç Mahaller yaptık,
Yinede yaranamadık kadınlarımıza.

Kimimiz verem oldu,aşkından,
Telef olduk yüz yıl savaşlarında,
Yeter artık yasaklayın bu kadınlara,
Erkekleri aşık etmesinler kendilerine,
Ya da onlarda aşık olup,yansınlar,
Acı çeken biz zavallı erkekler gibi.

Hakim başını kaldırarak bakındı ve:
Dinleyin beni hey erkekler,bende erkeğim,
Biz erkeklerin hiç suçu yokmu anlattığınızda?
Aslında haklarını da yememeliyiz,
Kadınlar suçluda,peki suç ortakları kim?
Onları suça teşvik eden bizler değilmiyiz.
Şikayet ederken neden hiç düşünmeyiz,
Kadınlara aşık olmak için can atan,
Söylermisiniz biz erkekler değilmiyiz?
Nasıl yaşarız aşık olmayacaksak bir güzele?
Aşk yoksa yaşamanın ne anlamı olacak ki?
Sevginin ve aşkın olmadığı ülkede,
Yalnız erkekler olarak yaşamak istermisiniz?
Gereği düşünüldü;
Yaz kızım,karar,
Davacı ve davalılar,kıyamete kadar,
Birbirlerini sevmeye,Mahkum edildiler.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:37 AM
Aşk Taşıyan Eşek

Acıyla kaplanmış aşka ulaşmak için,
Hiçbir çaba da harcamadım hani,
Mail ile tanıdığım bir güzele vuruldum,
Hani daha yüzünü bile görmedim,
Nede saçlarını okşadım, Elimi beline sarıp,
Şöyle salına salına parka bile gitmedim,
Gözlerinin maviliğinde, enginlere bakıp,
Gönlüne bir kez olsun, sevda olup akmadım,

Yüreğim kurumuş, susuz kalmış toprak gibi,
Yaşamak için susuzluk yerine sundum yüreğime,
Hayyam olup destiler dolusu şarabı,
Neyzen de nağme oldum, Dökülürüm neyden,
Şirazlı Sadi’den rubailer döktürdüm,
Oldum karşınızda bazen hayyam, bazen Sadi,
Okudunuz şiirlerimi, Hayyam’dan, Sadi’den
Kırlarda fırtınalar kahkahalar atarken,

*******imi daha güzel günlerin düşleriyle,
Yeniden kurmak için uludağdan çağladım,
Bir kez yüzün görmek için ne dualar ettim,
İnanın dostlar gözyaşlarım tutamadım ağladım.
Hayallerimi dağların kartalı gibi kılmak,
Açıp kanatlarımı sessizce yanına varmak,
Ve düşlerin denizlerinde fırtınalar yapmak,

Onun önünde bir kez olsun, sevda şarkımı,
Şöylesine söylemek, Ellerinden tutmak,
Her mevsim çiçeğini derip, yarime sunmak,
Mümkün olmadı dostlar, o hala sessiz bakıyor,
Bütün yaptıklarım boşa çıktı, hepsi değersiz,
Aşkımı yüklendim eşek misali, taşırım eyersiz.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:38 AM
Aşk Teslim Olmaktır

Kardeşlerim,
Benim insan kardeşlerim,
Bakın çiçek bahçesine,
Bir kız dansetmekte,
Aydınlık gecede, ay ışığında,
Saçlarına takmış,
Menekşelerden binlerce yıldız,
Bembeyaz bir gelinlik giymiş,
Ve onlarca kanatlarıyla,
Kanatlanmış uçuyor,
Sevda bulutlarında ki,
Aşk Sarayına.

Aşk teslim olmaktır,
Hiçbir şey düşünmeden,
Ve alev olup yanmaktır,
Sevda nedir bilmeyen,
Aşkı tadıp, hazzına varmayan,
Ne olacağını sanıyorsunuz
Ahmaktır, Ahmaktır.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:38 AM
Aşk ve gençlik

Rüzgarın sırtındaki genç hey
Rüzgarı mahmuzlamış gidiyor hey
Sanki tarihten gelen bir bey
Onları çılgınca koşturan bu şey
Ferhat’ın gibi bir aşk olmasın hey.

Dört nala koşuyor aşkına genç
Yollar ardında kalır fırtınalarsa geç
Tutunmuş sevdasının altın yelesine
Ömürler tükenir sevdalar hala genç.

Tepinir toynakları kaşınan kısraklar
Kimleri titretmedi asırlarca bu aşklar
Hiçbir şey anlamaz aşkdan korkanlar
Sevda tepelerinde ancak aşk tutkunları konaklar.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:38 AM
Aşk ve sevda,Mutluluk ve birazda acı değil midir?

Biliyorum ki:
Yağan her damla,
Sen var olduğun için,
Yağmakta durmadan.
Güneş her açtığında,
Senin gülümsediğini,
Bir ben bilirim.
Bulutlanmaya görsün hava,
Anlarım ki senin,
İçin karardı yine,
Bir başıma,yapayalnız,
İnlerim acılar içinde,
Sen oralarda,
Acı çekmeyesin diye,
Bütün acıları,
Tüketmek isterim,
Sana acı kalmasın diye.

Bazen sorarlar bana,
Nasılsın? İyi misin? diye,
İyi,çok iyiyim derim,
Onlara senden,
İyi haberler söylerim,
İnanmaz gözlerle,
Bakarlar,şaşkın,
Oysa ben,
Gerçekten iyiyim,
Çünkü sana aşığım,
Sevgimi sahiplenmiş,
Bir sevdiğim var,derim,
Ve merak ederim,
Neden? yüzümdeki mutluluğu,
Görmezler de,?
Çektiğim acıları,
Görürler yalnızca.

Ben onlar gibi,
Mutluluk oyunu oynamıyorum ki,
Acı içinde yaşarlar,
Mutlu görünmeye çalışırlar,
Oysa ben,
Seviyorum,aşığım,
Hem de deliler gibi,
Bunları hayal ederek yaşadığım,
Bir hayatım var benim,
Yalnızca mutlu yaşanır mı?
Yanında ikiz kardeşi,
Acı da var.

Yüzümde sevdamın,
Aşkımın mutluluğunu,
Görmezlerde,
Yalnız,
Acılarıma bakarlar,
Onlardan farkım şudur ki,
Onlar,
Mutluluk oyunu oynarlar,
Ben,
Mutluluğu yaşarım,
Hem acıyı,hem mutluluğu,
İkisini birlikte,
Yaşarım.

Aşk ve sevda,
Biraz da bu,
Hayır,hayır,
Tam anlamıyla,
Bu,değil mi?

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:38 AM
Aşka Hasretim.

Gözlerimi açtım, güneş ufuktan yükselmekte
İçime bir huzur duygusu yerleşmiş, yüzüm gülümsemekte.
Büyük acılar insanları arındırımış derler,
Çektiğim bunca acıdan sonra bir arınma duygusu mu bu ne?
Güneşin ışıklarına bıraktım bedenimi, daldım düşlerime
Baktım yaşadığım günlere bir bir ve sonra gelecek günlere
Daha çekecek çok acım var, arınmamışım yeni günlere
Kanatlı bir melek yaklaşarak şöyle dedi;
‘’Göklerden insanlara indirilen aşkla tanışmadın henüz,
Acıların bitmedi, sürecek, aşk acısını tadacaksın daha,
Bir güzele vurulup, arınma acılarını tamamlayacaksın,
Acılar öyle kolay bitermi sandın, işte orada acı deniz,
İçine girip yıkanacak, acılarla hercümerç olacaksın’’
Yeter artık ey göklerin aşk ilahı diye bağırarak kalktım,
Baş ucumda kara kanatlarıyla bir zebani dikilmekte gülerek,
Mutlulukla gülümsemeye çalışıyordu bana eğilerek,
‘’Acılarından kurtulmanın yolunu göstermeye geldim’’dedi
Nasıl, nasıl olacak bu diyerek merakla sordum;
‘’Kara kanatlarıma bin, seni acıların bittiği ülkeye götüreyim’’
Nasıl bir ülke orası, acılar nasıl bitecek söyle bana dedim,
‘Ben ölüm meleğiyim dedi.Ölüm ülkesine gidince acılar biter’dedi.
‘’Bırak kollarıma kendini kurtarayım seni bu dünyanın acılarından’
Olmaz, olmaz diyerek haykırdım kara kanatlı meleğe,
Ben hiç aşık olmadım.Aşık olmadan, aşk acısını tatmadan
Gelmem senin götüreceğin ülkene.
‘’O zaman, bana ağıt yakmayı bırak’dedi.Ben seni çağırmadım ki,
‘’Acılar içinde kıvrandığın günleri getir aklına, Beni çağırırdın hep,
Al canımı, kurtar bu acılardan diye, şimdi hatırladınmı? ’’
Evet, hatırladım.Ama benim çağırdığım sen değildin ki,
‘Peki, kimi çağırıyordun söyle bana’dedi
Mutluluk perisini, aşk meleğini, insanca yaşayacağım,
İnsanlığın sevgi surlarıyla çevrilmiş, sevda bahçelerinin,
Rengarenk çiçeklere hayat veren, güzel sevgilimi çağırıyordum.
‘’Güzel dilekler, ama bak yanında hiç biri bile yok’’dedi
Gelecek, gelecek, çiçeklere hayat veren aşk gülüm gelecek
Benim umutlarım daha bitmedi, Bak güneş yeni doğdu
Bittiğini sandığın umutlarım, yeniden doğacak filizlenecek
Ağır hareketlerle kalktı yanımdan, ’’Ölümden daha güzel
Ölümden daha güzel mutluluk yoktur, acıların dinecek,
Şaşarım aklına, Hangi güzelin aşkı senin acını dindirecek? ’’
Ve kara kanatlarını çarparak uzaklaştı, ülkesine gidecek
Şimdi inançla başlıyorum yaşamaya yeniden,
Kalan günlerimde yalnız başıma sevgi bahçemde
Sevda çiçekleri ekeceğim, kırmızı aşk gülleri dereceğim

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:38 AM
Aşka Tapınmak.

Okuduğum şiirlerde,
Tanıdığım şairlerde,
Seviyorum diyen herkes de,
Aşk için dua edenleri,
Sevdasına ağlarken,
Sevgilisine yalvarırken
Tapınırcasına yakaran,
Ama tanrıya değil,
Ne insanlar gördüm.
Bende öyleyim şimdi,
O’na kavuşmak için,
Ne dualar ettim,
Ne dilekler tuttum,
Hatta canımı bile adadım,
Bir tek an bile,
Tanrıyı düşünemedim.

Ne garip şey aşık olmak,
İnsanın kimyasını,
Ruhunu,benliğini,
Hatta düşün gücünü,
Bağlıyor,çözülmemesine.
Ne tanrısı kalıyor insanın,
Ne yakınları,dostları,
Atıyor kendini,
Kendisini kavuran,
Sevdasının ateşine.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:38 AM
Aşkı Öğrendim Zamanla.

Zor da olsa,
Aşkı öğrendim zamanla,
Bilmediğim tüm dillere,
Baktım bir bir,
Aşkın anlamı aynı.
Öptüğüm her tenin kokusu,
Baktığım gözlerin rengi,
Sen değilsen ‘O’
Değişiyor anında.

Hiçbir ten üşütmedi,
Yüreğimde bir ateş,
Yakamadı hiç.
Bir sen sevgilim,
Bir sana dokunduğumda,
Teninin kokusu aynı,
Ve seni öptüğümde,
Yüreğim çılgınca atıyor,
İçimdeki ateş,
Yanar dağlar gibi yanıyor,
Söndüremiyor ateşi,
Üstüme okyanuslar döksem de.

Ah bir de şu ******* olmasa,
Aşk yaram da sızlamayacak,
Kan akmayacak bedenimden,
******* karanlık,
******* yalnızlık,
Seni düşünmeden,
Geçmiyor bir an,
Sabaha kadar inan,
Sensizlikten,
Can çekişiyor insan.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:38 AM
Aşkı yaşamayı bilmek gerek,

Kolay mı sandın yoksa?
Çok zor şey,aşık olmak,
Bir kere aşık oldun mu?
Aşkı yaşamayı bilmek gerek,
Her kesin bildiği gibi,
Aşka,yaşanması için,
Fırsat tanımak gerek,
Aşkı yaşamak için,
Mangal gibi yürek gerek,
Sormalı insan bir,kendine,
Var mı bende,öyle yürek?

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:38 AM
Aşkım Bembeyaz

Bir yıl daha bitiyor,
Eskiyor ömrümüz,
Mevsimde kışladı bak,
Her yer bembeyaz,
Karşıda duruyor Uludağ,
Gelinlik giymiş sanki,
Sana olan aşkım gibi,
Bembeyaz.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:38 AM
Aşkım Benim İmanımdır

Aşkın Çiçeği Gül,
Sevdam gibi kırmızı,
Alev alev yakar beni,
Akar gözlerimden,
Beyazlığın saflığında,
Göz yaşlarım.

Sensizliğin acıttığı anlarda,
Döktüğüm göz yaşlarımın,
Kan kırmızısı olsun isterim,
Belki içim boşalır,
Sensizlikten kurtulurum,
Beyaz gülün sakinliğinde,
Sensiz de,aşksız da olsa,
Huzur bulurum.

Ama nafile düşlerim,
İçimde alev alev yanar,
Beynimde aşkın acısı,
Kan kırmızısı güller açar,
Ve gözlerimden her an,
İçimin şeffaflığı,
Tertemiz ırmaklar gibi,
Akar,akar,akar.

Şunu bilsin ki herkes,
Aşkım benim imanımdır,
Acılarımla,hüznümle,
Ben aşkım için,
Ve yalnız ona tapınırım.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:38 AM
Aşkımı Haykıracağım

Gecenin bir vaktinde,
Gökyüzünde bir yıldız,
Büyük mü? büyük bir yıldız,
Işıklarıyla ortalığı aydınlatan,
O yıldızı görüyor musunuz?
O benim,o benim işte,

O gece dünyadaki herkes,
Milyarlarca insan beni görecek,
Hayranlıkla bana bakıp,
Gösterecekler bir birlerine,
Ne güzel yıldız diyecekler,
Mutlulukla sarılacak bedenler.

Bense yalnız senin için,
Bu gece ışıldamaktayım,
Bu gece ve her gece,
Senin için ışıldayacağım,
Sana olan aşkımı,dünyada ki,
Milyarlarca insana haykıracağı’M’

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:38 AM
Aşkımı,Seninle Paylaşmak.

Aşkımı seninle,
Paylaşmak istiyorum,
Bir yarısı senin,
Bir yarısı benim,
Kapris yapmak yok amma,

sevda,
Yaşandıkça,
Aşka dönüşürmüş,
Aşk da,
Paylaşıldıkça,
Güzelmiş.

Gel hadi,
kapris yapma,
Paylaşalım aşkımızı,
Yarısı senin,
Yarısı benim,
Bütünü ikimizin,
Elma gibi yani,
Bir yarısı sen,
Bir yarısı ben,
Paylaşabilirsek eğer,
Ne kadar güzel,
Değilmi?

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:38 AM
Aşkımı,uçurtmanın ipine bağladım.

Pencereden dışarıyı izlerken,
Bahçedeki parmaklıkların,
Yan komşunun duvarlarının,
Ötesini düşünüyorum.
Düşle, gerçek arası,.
Yaşadıklarımın ardından,
Özlemlerimi,ertelemeye çalışıyorum.

Batıl bağlantılarımda yok,
Olanlara ve olacaklara,
Çaputlar içinde,
Arzularımı bağlamıyorum,,
Senden gayrı hiçbir şeye,
İnanmıyorum,
Bir tek sana,
Sana olan sevgime,
İman ediyorum.

Çocukluğumu emanet edebileceğim,
Martılar saklıyorum bedenimde,
Her martının kanat çırpışında,
Göz yaşlarım senin için akıyor,
Arnavut kaldırımlı sokaklarda,
Kör dilenciyi değil,
Bir başıma seni arıyorum.

Bazen saklansam da kendimde,
Her defasında yanımda,
Sen oluyorsun,istemesem de,
Ciğerlerimden çıkan dumanda,
Gelinlik giymiş,o güzel endamınla,
Sen görünüyorsun bana,
Ne yapayım,elimde değil,
Bakışlarımda,düşüncelerimde,
Deniz kıyısında,içtiğim çayda,
Ve elimdeki filtreli sigaramın,
Tüten dumanında,
Yalnız sen varsın,
Elimde değil,
Seni düşünmeden saatler geçmiyor,
Hatta her tıklamasında,
Saniyeler seni tıklamakta.
O yüzden ben,
Hep seni düşlüyorum.


Çocukluğumu düşlüyorum inceden,
Gelecek günlerdeki o güzel,
Sevdamızı yaşayacağımı düşlüyorum,
Ve gelecek günlerde yalnız seni,
Yalnız seni bulacağımı düşlüyorum.

Öyle olmasaydı asla,
Çocukluğumun uçurtmalarını,
Umudumun ipine bağlayıp,
Sana ulaşsınlar diyerek,
Gök yüzüne salar mıydım?
Ve bilseydim renklerin,
Seni sevmemle,
Sana aşık olmamla ilgisini,
Seni düşündüğüm her an,
Düşlerimin bu kadar neden,
Renklendiğini.
İlk çağdan bu yana,
Gök kuşağı denen şeyin,
Sana olan aşkımın,
Renklerini oluşturduğunu,
Ve ilk çağdan bu yana,
Tüm ressamların renk renk,
Aşkımızı resmettiğini,
Şimdi,şimdi anlıyorum.

Elimde ki sigaramdan,
Derin bir duman çekiyorum içime,
Ve öylesine değil,
Her kerresinde seni,
Boğulurcasına hem de,
Çekiyorum.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:38 AM
Aşkımız Birleştirecek,İkimizi

Hülyalarım ve yalnızlığımda,
Yıllardır yaşattığım,
Seni göreceğim aşkım,
Senin yüzüne bakacağım,
Çünkü sen;
Ruhumun kaybettiği eşi’sin,
Bu dünyaya gelirken,
Benden ayrılan diğer yanım’sın,

Bilinmeyene gelmiştim ben,
Seni bulmak,seni yaşamak için,
Ve kollarımda olacağın o gün,
Gelmekte,biliyorsun değil mi?
Dünyanın sonuna kadar,
İzleyeceğim seni,

Aşkımız birleştirecek ikimizi,
Kim ayırabilir ki?
Ölüm alacak sonunda bizi,
Kim geri getirebilir ki?
Seninle birlikte içeceğiz,
Yaşamın ve ölümün kadehinden,
Bize sunulan aşkın şarabını.
Haydi gel artık aşkım,
Sensizliğin olmadığı yerlere,
El ele beraber yürüyelim.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:38 AM
Aşkımız,Cennet olurdu

Yaşayabilseydik eğer,
Aşkımız,
Cennetimiz olurdu,İnan.
Olmadı,
Felek aldı benden seni,
Götürdü yıldızlara,
Kaldım bir başıma,
Yapayalnız,
Biliyorum,
Seninle bir daha,
Sonsuza kadar,
Buluşamayacağız.

Sen göklerde,
Melekler aleminde,
Bense kara kaderimin,
Cehennemimde yaşayacağım.
O nedenle aşkım,
Seninle bir daha,
Sonsuzluk aleminde bile,
Sonsuza kadar,
Kavuşamayacağız.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:38 AM
Aşkımızı Güveler Yemiş.

Sen gittin gideli,
Aşkımızı kapattım sandığa,
Bir gün sandığı açıp,
Bakmak istedim aşkımıza,
Bakmaz olaydım keşke,
Aşkımız yok,bitmiş,
Aşkımızı güveler yemiş.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:39 AM
Aşkın zehir Oldu Bana

Huzurum kaçtı, sen yoksun,
Kalbim ağır, sensiz taşınmıyor,
Bulamam, uçtu gitti sevda kuşum,
Bulutların arasında artık sır.

Sensiz her yer çöldür bana,
Yalnızlıksa tıpkı bir mezar,
Gezdiğim yollar ve bütün dünya,
Sen yoksan güzelim, zehir bana.

Zavallı başım, divane aşık,
Aklım yerinde değil, karmaşık,
Gençlik günlerimde olamadım, amma,
Güz günlerimde oldum, sefil aşık.

Aşkın zehir, sevgin panzehirdi bana,
Ah çekerim güzel, haberin var mı?
Dualarım sardı alemi, sema’yı, arz’ı
Olurmuyum sandın sensizliğe razı?

Hakir görme kendini Koca Adam,
Bir gün gelecek, elbet yıkacaksın,
Aşk bahçelerinin önündeki,
Duyarsızlık ve sevgisizlik bendini.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:39 AM
Aşkın Balyoz Gibi Dövüyor.

******* soğuk,Ben yalnızım,
Yatarım gecenin koynunda,
Aşkın sıcaklığından mahrum,
Demirci dükkanının örs’ü gibi,
Aşkın bana olmuş sanki balyoz,
Vur ha vur,vur ha vurur bağrıma,

Dövdüğün? demircinin elindeki,
Kor halindeki demir değil,
Acımadan devamlı vurduğun,
Yalnızlık balyozuyla,her gün
Şekilden,şekile koyduğun,
Dövdüğün o örs değil güzelim,
Seni sevmekten başka,
Suçu olmayan,sana aşık,
Koca adamından başkası,
Değil be güzelim,değil!

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:39 AM
Aşkın esir etti gönlümde beni,

Bıktım bu yürekten, hemde usandım,
Yanarım harında,candan yaralandım,
Sen yoksan,varmışım,yokmuşum bir,
Bilmem ki neden? Ben aşka kandım,

Aşkın esir etti gönlümde beni,
Ne var,yaşamışım yüz yılı,bir günü,
Toprakta çürüyecek nar bedenim,
İçemeden bir kadeh aşk iksirini,

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:39 AM
Aşkın Gözü Kördür,Bilir misin?

Aşkın gözü kördür,bilmelisin bunu,
Zaman eser geçer,biter gençlik oyunu,
İlk baharda kurumla çalım yapan güllerin,
Güz geldiğinde çıkarırlar suyunu.

Elindeki taze güle bak,utangaçtır azıcık,
Sevda rüzgarlarıyla darma dağınık,
Ne umutlar besliyordu o da gönlünde,
Umut etmek uzun,yaşam kısa ne yazık.

Gece yıldızlar bana sevdiğimi sundu,
Öpüverdim bende gül yanağını,
Dişlerken usulca tatlı dudaklarını,
Bir de ne göreyim,ısırmışım avucumu.

Yar sarı saçlarını salıp,savurduğu an,
Alırdım mis kokusunu seher rüzgarından,
Yüz yıllık ölüye dokunsa tatlı soluğu,
Döner başı,ölü bile fırlar mezarından.

Gül bahçesinde gül gibi ışıldar yanağı,
Doyulmaz bir hayattır,onunla vuslat şafağı,
Kızıl dudağından bir damla düşse toprağa,
Çiçeklenir hemen,çöllerin bile kuru toprağı.

Gece gündüz,şarap sohbet,ince saz,
Kör insan, bu adamı elbet anlamaz,
Ceyhan,Dicle Fırat’ta akar nice su,
Çöllerde kavrulur da,bir damla su bulamaz.

Maldan mülkten,yar sevdasından geçtim,
Ne baş eğdim namerde,ne omuzlarda gezdim,
Şu köhne dünyanın,aldatan zevkine karşı,
Tomurcuk gül gibiydim, güldüm de geçtim.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:39 AM
Aşkın Günahından Daha Ağır Var mı?

Aşkın günahından,
Daha da ağırdır,
Yağmur yüklü bulutlar,
Diyorlarsa da inanma,
Hiçbir günah,
Aşkın günahından,
Daha ağır değildir.

Şimdi bahar zamanı,
Bulutlar bırakacak yağmurları,
Ağır olduğundan değil,
Sevişmek için toprak anayla,
Yeni aşk çiçeklerini tohumlamak,
Yeni sevdalara gebe bırakmak için.
Yağdıracak bulutlar yağmurlarını.
Öğretecek bizlere de,
Toprak anayla aşkını,
Nasıl yaşadıklarını?

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:39 AM
Aşkın Rengi Varmıdır

Aşkın rengi varmıdır sizcede gerçekten
Güneş doğuyor ortalık şimdi bembeyaz
Kavrulmakta her yan, gökten yağmış yine yaz
Kıyıda gezerken gençler, kızlarda cilve naz
Hani şöyle sevda sarısı gibi,
Yaz sıcaklarının ocağında kavrulmuş
Yoksa aşk ateşinin kırmızısı mı?
Ya da dağları deldiren bir çılgınlık mı?

Sahi, çılgınlığı rengi nedir bilen varmı?
Alı al, Moru mor, kan ter içinde bir beden
Öfkeyle solumakta Ferhat ve sorar neden
Hep kapatmışlar yolları Şirin’e giden
Engel olmayın bre, yeter artık dağlar
Şirin’im uzaklara bakar Ferhat’a ağlar

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:39 AM
Aşkın Türküsü

Çıktığım bir tepeden,
Dinliyorken yaprakların hışıltısını,
Tatlı bir müzik geliyor,
Karşı vadide bir genç,
Yüreğinde ki sevdasının,
Aşkının türküsünü şakıyor geceye,
Telleri altından sazın,
Gövdesi fildişinden,
Gümüşi bir ses yankılanıyor,
Parlayan ay ışığında,
Bülbüle nazire yaparcasına,
Kırmızı gülüne besteler yapıyor.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:39 AM
Aşkına Koşacağım.

Korkmuyorum artık yalnızlıktan,
Korkarım yalnız,
Yalnızlığın esiri olmaktan,
Yalnızlığın içinde,sensiz,
Kendi yalnızlığımla baş başa,
Yalnızlığıma aşık olmaktan,
Korkarım.

Karanlıklar içinde,
Kalmayacağım artık,
Elimde bir mum,
Kendi yalnızlığımı,
Aydınlatacağım,
Işıklar içinden geleceksin,
Biliyorum,Sabahım ve,
Yarınlarımın güneşi,
*******imin parlayan Ay ışığı,
Yalnızlık göklerimin,
Çoban yıldızı,
Umudumun meşalesi olacaksın,
Biliyorum.

Çıkacağım artık karanlıklardan,
Sarılacağım umut dolu yarınlara
Elimde bir mum,
Senin ışığınla aydınlanan,
Sana kavuşacağım sabaha,
Koşar adımlarla,
Sevinçle,umutla,
Aşkına koşacağım.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:39 AM
Aşkına Nöbet Tutmaktayım.

Ben aşkına nefer,
Aşkın bana kışla,
Her gece yıldızların altında,
Aşkına nöbet tutmadayım.
Yıldızlarla söyleşip,
Sana şarkılar söylüyorum.
Bilmem oralarda sen,
Şarkılarımı duyuyor musun?
Bir gün bana döneceğin günü,
Düşlüyor musun?

Her gece yıldızlara,
Senden haber soruyorum,
Bir tek gece olsun,
Senden haber alamıyorum,
Neden bir selam olsun?
Yıldızlarla yollamıyorsun?

Her gece aşkına nefer,
Yıldızların altında,
Nöbet tutmaktayım,
Bu gidişle ben,
Senin aşkın için,
Tezkere niyetine,
Kendimi nöbete,
Bırakacağım.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:39 AM
Aşkını,Esen Yele Serpeceğim.

Sağanak gibi,
Taşlar yağsın şehrin üstüne,
Tüm sevgisiz bedenleri,
Doldurun dibeklere,
Gökten yağan taşlarla,
Öğütün dibekteki tenleri,
Un ufak edip sonra,
Boğaz köprüsünden mi?
Yada Van gölü kıyısından mı?
Serpelim esen yele.
Kalmasın bu şehirde,
Sevgisiz gönüllerden,
Ne de senden bir iz.

Bende,
Gideceğim uzaklara,
Yeniden doğacağım topraklara,
Sen olmayacaksın nasılsa,
Yeniden doğacağım,
Yeniden bir daha,
Sana değil amma;
Yaşattığın acılara karşın,
Bir güzele aşık olacağım.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:39 AM
Aşkınla Yalnız Başımayım

Ağıtlar yakmayacağım artık,
Ne sana,ne yaptıklarına;
Umurumda değilsin,bilesin,
Sensiz de yaşanılırmış,öğrendim,
Senin aşkın yüreğimde,
İşte tam şuracıkta ya,
Onu kimse alamaz elimden,
Yüreğim sevdanla dolu olarak,
Senin aşkınla,sensiz yaşayacağım,
Buda bana yetecek anladım güzelim.

İlk günden bana yazdıklarını,
Ve benim sana yazdıklarımı,
Hani o İzmir’deki net cafeden,
Sana,taaa Moskovalara gönderdiğim,
Üzerinde öpücüklerim olan,
Aşk dolu,kırmızı güllerimi,
Geri de istemiyorum,artık,
Senden gelen,koca adam yazılı,
Tüm yazılarını,ve
Benim yazdıklarımı,
Yok ettim,haberin olsun.

Ve şimdi sensizliğin bahçesinde,
Aşkımla,sevdamla başbaşayım,
Güllerimle,karanfillerimle,
Mor menekşelerimle sevişeceğim,
Sensiz,senin aşkınla doyasıya.

Yazılı bir tek anımız yok artık,
Şiirlerimden,birde senin,
Yazdıklarından başka,
Onlarda bizim değiller artık,
Şiir sevenlerin oldu onlar,
Herkese sunduk,antolojideki,
Herkesin ortak duygusu oldular.
Hatta günlük gazetelerde,
Bir bir yazılmaya başlandı,

Bende sana dair,hiçbir şey,
Yazdığın tek bir satır kalmadı,
Tek bir harf bile bırakmadım,
Sende ki,aşk mektuplarımı,
Yaşlanınca göstermek için,
İstersen,sar ve bohçala,
Çeyiz sandığında sakla.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:39 AM
Atamız,Cumhuriyetimiz,Türkülerimiz.

Türküler,
Türkülerimiz;
Her satırında anlattığı,
Sevinçlerimiz,acılarımız,
En güzel en doğru,
Ondadır tarihimiz.
Burcu burcu kokar bize,
Atamız,babamız,yarimiz,
Halayında ekinimiz,aşımız,
Horonunda sevincimiz,neşemiz,
Sevdalarımız,hüzünlerimiz,
Sarıkamış ta ağıt,Çanakkale’de,
Kahramanlık destanımız,
Anadolu’dan Yemen’e uzanan,
Yürekler yakan,ağıtlarımız.
Ah birde olmasaydı,
Her gün gördüğümüz,
Vatan hainlerimiz.
Yine kutluyoruz imanla,
Seksen birinci yaşında,
İşte Cumhuriyetimiz.
Geçmişi bize anlatan,
En doğru tarihimiz.
Yaşasın geçmişimizle bugünü,
El ele tutuşturan türkülerimiz.
Yaşasın varlık nedenimiz,
Atamız ve cumhuriyetimiz.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:39 AM
Atatürk'ün Türk Gençliğine Bursa Söyleşisi

ATATÜRK’ÜN GENÇLİĞE BURSA SÖYLEŞİSİ

1933 yılında ezanın Türkçe okunması karşısında,bir kısım tarikat mensuplarının Menemen isyanının tozu inmeden ve Kubilay Teğmenin başının kesilerek katledilmesinin kanı kurumadan şeriat isteriz diyerek irticai ayaklanmaya kalkışmaları üzerine,Mustafa Kemal Atatürk,Bursa’ya İzmir’den acele gelerek irticai olaylarla ilgili olarak Bursa’dan Türk gençliğine yaptığı söyleşiyi,günümüz gençliğine anımsamaları için yazmayı görev bildim.
10 Kasım 2004 tarihinde,sevgili atamızın 66 ölüm yıldönümünde bir daha saygıyla ve sevgiyle anıyoruz.
Ruhu şad olsun.

Türk genci,İnkılapların ve rejimin sahip ve bekçisidir.Bunların lüzumuna, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır.Rejimi ve İnkılapları benimsemiştir.Bunları zayıf düşürecek en küçük veya en büyük bir kıpırtı ve hareket duydu mu,bu memleketin polisi vardır,jandarması vardır,ordusu vardır,adliyesi vardır...Demeyecektir.Nesi varsa onunla, kendi eserini koruyacaktır.
Polis gelecektir; asıl suçluları bırakıp,suçlu diye onu yakalayacaktır.Genç,’Polis henüz İnkılap ve cumhuriyetin polisi değildir’diye düşünecek,fakat asla yalvarmayacaktır. Mahkeme onu mahkum edecektir.Yine düşünecek; ’Demek adliyeyi de ıslah etmek,rejime göre düzenlemek lazım’.....
Onu hapse atacaklar.Kanun yolundan itirazlarını yapmakla beraber; bana,İsmet Paşa’ya,Meclise telgraflar yağdırıp haksız ve suçsuz olduğu için tahliyesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek....Diyecek ki; ’Ben inan ve kanaatimin icabını yaptım.Müdahale ve hareketimde haklıyım.Eğer buraya,haksız olarak gelmişsem,bu haksızlığı meydana getiren sebep ve amilleri düzeltmek de benim vazifemdir! ...’’
‘’’İşte benim anladığım Türk genci ve Türk gençliği...’’

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:39 AM
Avareyim Neyzen gibi.

Aslında ben istekle
Ve arzu dolu olarak,
Ölmeyi düşlerdim,
Bıkkınlık ve ümitsizlik içinde,
Yaşamak yerine.

Kavuşmanın sevinciyle
Dökülecek bir damla yaş,
Ve göreceğim bir,
Güzel gülümseyiş olacaktı
Yaşama sarılma nedenim.

Bir damla yaş ki,
Gönlümü arıtacak,
Yaşamın sırlarında
Saklı olan her şeyi,
Bir bir anlatacak,
Bir gülümseyiş ki,
Var oluşumun sevincini,
Yeniden yaşatacak.

Şimdi;
Sarhoşum Hayyam gibi,
Pervaneyim,Mevlana gibi,
Divaneyim,Kanber gibi,
Aldanmışım,dolanırım,
Avareyim Neyzen gibi

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:39 AM
Ay Gibi

Yüzün ay gibi berrak ve temiz
Ellerin ana sütü gibi tertemiz
Yaklaş bitsin bu gurbet acısı
Özlemimiz bir; aynı güle hasretiz

Eğer bir gün ulaşırsa sevgimiz
Mutluluk ondandır iyi biliriz
Verir kendini saran kollarıma
Sevgilim sanki enginlerden bir deniz

Girerim koynuna beni sarar bir anda
Sevdası içten, aşkı canandır bana
Gitmem artık kavuşmuşken ben ona
Bu illerden başkada bir yabana

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:40 AM
Aynalar

Aynalar,
Sır küpü aynalar,
Hamuru sır taşından,
Tarihin bütün yalanları,
Aynalarda saklandılar.
Bazen dayanamaz,
Çat diye kırılırlar,
Parça parça olurlar.
O zaman aynalar,
Gerçekleri parçalara böler,
Yalanlara isyan ederler.
Ne varsa aynen öyle,
Yap boz misali,parçalarda,
Gerçekleri tamamlar.
Bazen dökülür sırları,
Sevmez onu insanlar.
Aslında dökülen,
Ayaların sır’ı değildir,
İnsanların yalanlarına,
Dayanamadıkları içindir,
Her gün karşısına geçilip,
Ayna ayna,söyle bana,
Benden güzel var mı?
Hele o yalancı,
Politikacılar yok mu?
Değil aynaları,
Tüm insanları çatlatırlar.

Hani önünde oturup,
Saçlarını taradığın,
O aynamız var ya,
Seni unutmamış,
Sana olan aşkımı,
Sensiz geçen *******i,
Ona her baktığımda,
Seni gösterir,
Anılarımızı,bir bir,
Anlatır bana.
Yalan mı,hayal mi?
Düşünmem,ama,
Kimi öfkelenirim,
Bazen önünde ağlar,
Bazen teşekkür ederim,
Evdeki aynamıza.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:40 AM
Aynalardan utanmadım Hiç.

Ezan sesleri arasında,
Uyandım yine erkenden,
Niye kalkarım bende bilmemki?
İşe gideceğim desem,işim yok,
İkibin üçte bir güzel batmışım.
Öyleyse imam efendiyle birlikte
Neden uyanırım? bilmiyorum,

Lavaboya gidiyorum sessizce,
Evde kimse yok,Hepsi gitmiş,
Ne işim kalmış,ne de eşim,
Kızım okulunda,üniversitede,
Oğlum uyanacak,birazdan,
Oda okuluna gidecek,liseye,
Bense bir başıma kalacağım,
Işıkların olmadığı sabah vaktinde.

Aynanın önüne varıyorum,
Yüzümü yıkayıp dönerek,
Aynaya bakıyorum,şaşkın,
Gördüğüm adam,sevgisizliğe,
Yalnızlığı tercih etmiş biri,
Konuşmak istemiyorum,
Aynadaki kendimle.

Severim aslında kendimi,
Çünkü bu yaşıma kadar,
Utanılacak hiçbir şey yapmadım,
Kendi yüzüme tükürmedim hiç,
O yüzden utanmadım aynalardan.

Merak eder dururum,
Bu yaştan sonra beni aşık edip,
İt gibi ortada bırakan,
O güzel kadın,beni gördüğünde,
Karşılaştığımızda yeniden,
Nasıl bakacak yüzüme bilmem,
Yüzü kızarıp,utanmadan.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:40 AM
Ayrılığın Zulmü

Bir kemend, sarmış boğazım
Nefes bile alamıyorum,
Dilim çıkmış bir karış dışarı,
Biraz daha sürerse bu zulüm,
Galiba erenler,ben ölüyorum.

Ey kudreti sonsuz tanrı,
Görüyorsun işte halimi,
Düşmüşüm bir sevda ateşine,
Ha bire yanmadayım,
Bir de dolanmış boynuma,
Aşkın yağlı kemendi,
Sıkar ha,sıkarda,
Boğacak sanki beni,
Bir el ver de nefes alayım,
insaf et de aşkıma,
Son kez olsun sarılayım,
Yoksa,hazırla sıratta mahkemeni,
Ayrılığın bu zulmü,
Böyle sürerse az daha,
İnan,sana geliyorum.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:40 AM
Bahar Geldi Ya

Bahar geldi ya,
Dün tatlı bir meltem esiyordu.
İki güzel kelebeğin kanatlarına,
Çiğdemlerin kokuları yüklenmiş,
Senin kokun gibi,aynı,
İnanır mısın sevdiğim?
Sende çiğdem gibi,
Kokardın,biliyor musun?

Bahar geldi ya,
Dün tatlı bir meltem esiyordu.
Esintinin önünde,
İki güzel kelebek,uçuyordu.
Kanatlarına birinin,
Çiğdem kokuları yüklenmiş,
Diğerinin kanatlarında,
Senin kokun vardı.
Nasıl mutlu oldum?
İnanır mısın?

Anlıyorum ki,bu bahar,
Çiğdem kokuları ve,
Senin çiğdemleri kıskandıran,
O güzel rayihanla,
Yeniden sarhoş olacağım.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:40 AM
Bahar Geldi Yine

Bahar geldi yine,
Kırlar çiçeklerle dolacak,
Bahar yeli estikçe,
Çiçeklerin kokularını,
Bana getirecek.

Ve ben yine bu bahar,
Bahar meltemlerinde,
Kır çiçeklerinin kokusunu,
Sen niyetine sevdiğim,
Koklayacağım.

Senin kokuna,
Ve sana olan özlemimle,
Kır çiçeklerinin kokusuyla,
Kör kütük sarhoş olup,
Bekri Mustafa Misali,
Şehrin sokaklarında,
Dolaşacağım.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:41 AM
Bahar Yağmurları

Biliyorsun değil mi?
Şimdi bizim oralara,
Bahar gelmiştir.
Her yer yem yeşildir,
Sana özlemim gibi.

Sarı güller,karanfiller açacak,
Onları,umutlarım olarak,
Kırmızı güllerle birlikte,
Ellerimle sana sunacağım.

Şimdi bizim oralarda,
Yağmurlar yağıyordur,
Saçına düşen damlalar,
Bil ki benim göz yaşımdır.

Şimdi bizim oralara,
Bahar gelmiştir sevgilim,
Bense kutup soğuklarında,
Buz kesmiş,donmaktayım.
Sana sıcak umutlarımı,
Ve hasret göz yaşlarımı,
Bahar yağmurlarıyla,
Gönderiyorum.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:41 AM
Bahçedeki O Anı, Özlüyorum.

Saçlarının yumuşaklığını,
Gözlerinin maviliğini,
Teninin tadını özlüyorum.

Hani komşunun bahçesinden,
Çaldığımız şeftaliler gibi,
Renklerin içindesin,
Her ısırışta bir başka tatlı,
Bitmesini istemezsin.

İşte o an gibi,
Duvar diplerindeki,
Gizli öpüşmelerimizi,
Elimi beline dolamamı,
Teninin kokusunu doyarcasına,
İçime çektiğimi,
İşte ben seni,
Duvar dibindeki,
O anı özlüyorum.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:41 AM
Balık Burcuyum Ben.

Bilirmisiniz?
Balık burcuyum ben.
23 şubatta,soğuk mu? Soğuk,
Camı çerçevesi olmayan,
Murat dayının ahırdan bozma,
İzmit körfezine tepeden bakan,
Küçücük bir köyde,
Yuvacık’ta doğmuşum.

Zavallı anacığım,
Göçmen geldikleri bu köyde,
Benden önce bir kardeşimi,
Doğurmuş,ama yaşatamamış,
Benim doğduğum evde soğuktan,
Kaybetmiş,bir aylıkken,
Acılarıyla birlikte,
Toprağa vermiş.

Kader işte,ne diyeceksin?
O kardeşim yaşasaydı şimdi,
Ben yaşamıyor olacaktım,
Bu sevda acısını çekmeyecek,
Bu şiirleri yazmayacaktım.
Her şey benden önce,
Doğup ta yaşayamayan,
Ve soğuktan donarak ölen,
Adına,sağır Alilerin delisi denen,
Dayıları Bilal’in adı verilen,
Abim Bilal’in ölmesiyle başlamış.

Çocuk aşkıyla annem,
İlk fırsatta peydahlamış hemen,
Ve ben soğuk bir 23 şubat günü,
Güneş balık burcundayken,
Bu şiirleri yazmak için,
Sevda ateşinde yanıp,har olmak için,
İzmit’in Yuvacık köyünde,
Balık burcunda,
Dünyaya gelmişim.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:41 AM
Beddua

Dilerim senin de,
İçin yanar,benim gibi,
Lanetler yağdır kaderine,
Seni hiç sevmeyecek,
Birine tutul,aşık ol,
Her gece,sabaha kadar,
Telefonda sabahla,
Sarıl hüzün dolu kadehlere,
Tütün dumanında boğul,
Gökyüzünde dua edeceğin,
Bir yıldızın bile kalmasın,
Sende benim gibi,
Çaresiz kal da gör.
Sen benim kötü kaderimdin,
Bende alnına bedduamı,
Yazayım da gör bakalım.
Sevgisiz ve bensiz,
Yaşayabilecek misin?

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:41 AM
Beddualı mani

Gurbeti vatan ettiler bana,
Göz göze bakışmamız imkansız,
Ciğerlerim parça parça dökülür,
Bir yastık da uyumamız imkansız.

Yazı var,kara yazı var,
Alnımızda kara yazı var,
Ecel gurbet ilde buldu teni,
Sarılıp da sevişmemiz imkansız.

Hakkımızda kara yazı yazan eller çürüsün,
Aşkımıza kem söz eden diller kurusun,
Zalım babanın mezarı, kara çalı bürüsün,
Ah’ım sırtındadır,sırattan tek ayakla yürüsün,

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:41 AM
Bedduamdır Sana

Ah çekerim güzel/ah, yaktın beni,
Aşk ateşine acımadan attın beni,
Baka bana, aşkın beni gör neyledi?
Sevda ateşinde yaktı, kül eyledi.

Dilerim tanrıdan
Bir yiğidin aşkında yaksın seni,
Önce umut verdin, sonra terkettin,
O yiğit’de sen aşk ateşinde yanarken,
Acımadan terketsin seni,
O zaman anlayacaksın ancak beni.

Hiç mi insaf kalmamış sende,
Oltanın ucuna takıp,
Deryalara attın beni,
Yanıyorum, ateşler içindeyim bak,
Okyanuslar bile söndüremiyor ateşimi.

Ah ettim güzelim, ah,
Diliyorum tanrıdan bir gün,
Aşk acısı neymiş gör,
Sende yanasın benim gibi,

Cız ediyor yüreğim, şimdi,
Affet tanrım, bağışla ne olur beni,
Senden dileyemem böyle bir dileği,
Nasıl kıyarım onun gibi güzele?
Aşkın ateşiyle söylediğim sözler için
Affet güzelim, bağışla lütfen beni,
Seviyorum, seviyorum, seviyorum, seni.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:41 AM
Beklemekten,Vazgeçmeyeceğim.

Sevda nedir,
Tatmamış bu gönül
Aşka doymamış bu yürek,
Sevda ateşinin harında,
Yeterince yanmamış ki,
Yaz yaşından sonra bile,
Her gece sahilde,
Martılarla söyleşip,
Seni bekliyorum.

Belki bir martıdan,
Haberini alırım,
Umut dolar yüreğim,
Yeniden kavuşmak için,
Yeniden yanmak,
Yeniden terk edilmek,
Ateşinde bir daha yanıp,
Kül olup savrulmak,
Kaderim olsa da,
Döneceğin günü,
Bir kez daha,
Sana sarılacağım o an’ı,
Düşlemekten ve seni,
Beklemekten,
Vazgeçmeyeceğim.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:41 AM
Bekliyorum, Haberin Olsun

Beklemek, gelmeyecek sevgiliyi,
Beklemek, hiç bıkmadan,
Her gün yeniden, yeni bir umutla,
Gelmeyeceğini bile, bile.
O şimdi kimbilir nerde?
Belki bir erkeğin koynunda,
Onu sevdiğimden habersiz,
Garip, garip beklerim burada.


Bekleyeceğim seni sevgilim,
Bir gün mutlaka geleceksin
Yitirmedim umutlarımı daha,
Bekliyorum, haberin olsun
Bursa’ya gelen tüm yoların,
Birleştiği, Kavşakta.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:41 AM
Bekliyorum.

Bekliyorum seni,
Bekliyorum, gecenin karanlığında,
Biri çalacak kapıyı diye,
Koşarak ineceğim kapıya,
Bekliyorum gecenin karanlığında,
Belki sen gelirsin diye, ümitle,

Gözlerim nemli,
Yüreğim alevler içinde,
Söndüremez yüreğimdeki yangını?
Gelen sen olmazsan eğer,
Dışarda yağan yağmur bile.

Sen gelirsen Bilki,
Bir daha gece olmayacak,
Kararmış günlerim,
Gün ışığıyla dolacak.

Bekliyorum gecenin karanlığında,
Kapıyı çalmanı bekliyorum,
Gecenin karanlığını aydınlatmanı,
Bekliyorum.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:41 AM
Belki Yeniden.

Gökyüzü kadar büyük,
Okyanuslar kadar derin,
Güneş gibi ışıldayan,
İçinde eriyip kaybolduğum,
O masmavi gözlerinde,
Ve kızıl saçlarının alevinde,
Yanıp kavrulduğum,
O günden bu yana,
Arıyorum kendimi,
Bir türlü bulamıyorum.

Hasretinin cehenneminde,
Tükenip kül olduğumu,
Unutmuşum.
Şimdi düşlerimde,
Seni arıyorum.
Diyorlar ki bana,
Yandın kül oldun sen,
O külden yeni bir aşk doğmaz,
Umut etme sen,
Aşk bahçelerinden esen,
Yele bırak kendini,
Kır çiçeklerinin koynunda,
Bulabilirsin aşkı,
Belki yeniden.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:41 AM
Ben

Ben,
Bir başıma yaşarım,
Bir garip.
Yaşamın içinde tutsağım,
Yaşam hapishanesinde yaşlanmış,
Aşk nedir,sevgi nedir bilmeden,
Hiç sevgi evi olmamış,
Nerden bulup da,
Sevgiye sığınayım.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:41 AM
Ben Bittim Galiba

Güz vaktinde ömrüm,
Sararan yapraklar gibiyim.
Esmeye görsün rüzgar,
Düşen yapraklar gibi,
Tükenmedeyim.

Biliyorum oralarda,
Benim gibi ağlıyorsun,
Bak rüzgar eserken,
Gözlerindeki nemi,
Rüzgarla bana yollar mısın?

Sana gelmek istedim,
Gücüm kalmadı,
Sana gelen yolların,
Sonuna ulaşmaya.
Yol bitmedi amma,
Ben bittim galiba.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:41 AM
Ben garip,Dünya garip.

Ne garip dünyadayız?
Herkes bir başka,
Herkes bir garip,
Neyzen'e inat,
Herkes sanki,
Balo mahsulü.

Her akşam,
Göbekler perçin olur,
Hava bile sızmaz aradan,
Ellenmedik karı yok,
Sen haber ver paradan.

Sirkeden ucuz ya hayat,
Düşünme şampanya iç,
Memleket kazanır,
Lailadan,reinadan sonra,
Garsoniyerlerde,
Bir sürü ***.

Sakın laf söyleme,
Söz söylersin kızarda,
Dikersin aldırmaz.
Ne haya kalmış,
Ne etik değer,
Bu insanlarla,
Birlikte yaşamak,
Acep neye değer?

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:41 AM
Ben Gece,Sen Ay

Ben gece,sen ay,
Güneş batınca gökyüzünde,
Buluşurduk her akşam.
Yıldızların önünde,
Sarılıp dans ederdik,
Göz göze bakışır,
Tatlı meltem sıcaklığında,
Öpüşürdük doyasıya.
Tan yeri ağarırken
Başlardı bülbüller ağlamaya,
Bilirdi tüm evren,
Ayrılık vaktinin geldiğini.

Bu akşam yine,
Geldim gün batımında,
Beklerim,ama sen yoksun,
Yıldızlar bile ağlamakta,
Gözlerimde hüzün,
Susmakta bütün evren,
Şimdi hangi ülkenin,
Gecesinde doğmaktasın

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:41 AM
Ben Gündüz,Sen Gece

İki ters,
Sevgiliydik biz.
Ben gündüz,sen gece,
Bir biriyle geçinemeyen.
Gündüzle gece gibi,
İki sevgiliydik biz.

Ben gündüzdüm,
Sense gece,
Beni mahkum ettin,
Yaşattığın hep gece.
Sen ise beni;
Benim gündüzlerimi yaşıyorsun,
Hey yanın ışıl ışıl aydınlık,
Beni koyduğun zindansa?
Senin gibi gece,zifiri karanlık.

Ne garip sevgiliydik biz,
Geceyle gündüz gibi,
Bir biriyle hiç geçinemeyen,
Sevmekten de vazgeçemeyen,
İki deli,iki çılgın aşık.
Şimdi sen gündüzümde,
Ben sende,senin gecende,
Yalnızlığımızı yaşıyoruz,
Kavgasız ve gürültüsüz.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:41 AM
Ben Ölmeden,Sen Ölmeyeceksin.

Seni,
Kalbime gömdüm,
Sevgilim.
Ben ölmeden,
Sen ölmeyeceksin.

Yanarım hergün,
Sensizlikte eririrm,
Potadaki maden gibi,
Dökerler beni,
Bir kalıba,
Açıp baktıklarında,
Yine sana benzerim.

Sen yaşadıkça,
Ben kolay ölmem güzelim,
Göklerde kanat çırpıyor olsamda,
Bir gün bulutlara karışıp,
Saçlarına yağacağım,
Ellerine alacaksın beni,
Yüzüne,gözlerine süreceksin,
İşte o an yeniden,
Gözlerine dolacağım,

Ben,sen varoldukça,
Sen,ben yaşadıkça,
İnan sevgilim hiç,
Ölmeyeceksin.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:41 AM
Ben Sana Mahkumum

Daha ben doğmadan,
Anamla babam,
Kararlarken hamurum,
Katmışlar özüme,
Sana sevdayı,
O nedenle ben,
Yalnız sana mahkumum.
Böyle çıkmışım kalıbımdan,
Nasıl? başka biri olurum?

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:42 AM
Ben Yine Yaşayacağım,Tüm Acılara İnat

Bunlar,Bu *******!
Benim yaşadığım ******* mi?
Ve neden ayaklar altında eziyor beni?
Yıllar beni yok etmede,
Ve suya yazılmış bir adın,
Unutulması gibi,
Hatırlanmaktayım şimdi.

Bu yaşam bitecek mi?
Ve bu aşkım ölecek,
Ve son bulacak umutlarım.
Ölüm yaptıklarımı yıkacak,
Ve rüzgarlar,
Sözlerimi dağıtacak,
Karanlık *******,
Beni ve aşkımı gizleyecek,
Tarihin derinliklerine.

Nasıl yaşamak bu? bitmiş,
İzi bile kalmamış bir geçmiş,
Ve geçmişini arayan bir şimdi,?
Yaşanan anın içinde var olan,
Ama tüm gözler önünde,
Yaşandığı halde görünmeyen,
Ve insan bir köpük gibi mi olacak,
Denizler üstünde,
Bir görünüp,bir kaybolan,
Ve bir daha oluşamayan,
Değil,aslında hayattır,yaşamın gerçeği,
Yaşam ne rahimde başlar,
Ne de ölümde biter.
Sonsuzlukta bile şu an,
Yoksa eğer,nedir bu yıllar,
Bu ölüm dolu yaşam içindeki,
Ben,sen ve her şey.
Bir düş değil midir?
Kıyısında ölüme ve
Yaşanmadan yaşanan,
Günlere davet edildiğimiz.
Bir düş ki,
Hepimizin gördüğü,
Ve tanrı sabrıyla katlandığımız.

Gökler ve rüzgar,
Tüm gülücükleri ve
Acılarımızı taşır uzaklara,
Kaynağı ve pınarı aşk olan,
Ve gökteki melekler yazar,
Gözlerimizden kederle döktüğümüz,
Sevinç ve hüznün yaşlarını,

Gelecekte ve yine burada,
Yüreklerimizin sesini,
Aşk için vuruşlarını duyacağız,
Ve melekler anlatacak,
Aşk acılarımızı tanrılara,
Tanrılar bile anlayacak,
Ve o gün bozguna uğrayacak,
Beni acıya ve kedere boğan,
Aşk ateşinde yanmaya bırakan,
O güzel kadın.

Ben yine yaşayacağım,
Tüm acılara inat,
Çünkü aşkı yaşamak için,
Tanrılar bana,
Umut meleklerini yollamışlar.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:42 AM
Bendeki Bu Aşk Acısı Bitmez

Sen bir kapta süt olaydın,
Ateşe koyaydı anan seni,
Bende bir maya olaydım,
Ateşteki sana,kataydı beni,
Kaynasaydık beraberce,
Günler,aylar,yıllar boyu,
Ben sende,sen bende,
İyice harman olaydık,
Anan ateşten alaydı bizi,
Kenara olmaya koyaydı,
Bir güzel mayalanaydık,
Yoğurt mu olurduk,yoksa,
Sapsarı kaşarmı,bilinmez,
Ama her ağızda mutlaka,
İştahayla yenirdik ikimiz,
Tatlı aşkın keyfi gibi,
Damakta kalırdı tadımız,
Sonsuza kadar tükenmez,

İşte böyle sevdiğim,
Yazarım,söylerim bi garip,
Bendeki bu aşk acısı,
Sana kavuşmadıkça billahi,
Yakar beni,hiç bitmez.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:42 AM
Beni sensiz bırakma,

Kalbimi aşksız,
Beni sensiz bırakma,
Çöl ortasındayım sanki,
Uzat ellerini,ellerime,
Sıcaklığını duyayım,
Gülümse biraz ne olur,
Yarına umut dolayım.

Yaşayalım yıldızlarda,
Seninle bir başına,
Yalnız sen ve ben,
Sonsuzluğun koynunda,
Mutluluğu sonsuza kadar,
Tadalım birlikte,
Ölüm bizi bulana,
Tenimi,teninden
Ayırana kadar.

İşte ellerim sevdiğim,
Haydi uzat ellerini,
El ele çıkalım göklere,
İki sevda yıldızı olarak,
Yaşayalım aşkımızı,
Sonsuza kadar,
İkimiz,birlikte.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:42 AM
Benim Rüyalarım.

Benim rüyalarım,
Hiç gerçek olmaz,
Bilirmisin?
Seni ararım,rüyalarımdaki gibi,
Sarılmak isterim sana,
Yatağımın sol yanında,
Boşluğa sarılıp düşerim,
Her zaman olduğu gibi,
Bir tahtanın üzerinde,
Uyanırım.

Bedenimdeki acılarım,
Yüreğimdeki acılara karışır,
Yine sensizliğe açılır gözlerim,
Sensizlik ve yalnızlığı yaşarım,
Aynanın önüne geçip,
Sana olan aşkımı söylerim,
Ve ben seni güzelim,
Senden daha çok,
Severim.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:42 AM
Benim sanadır hasretim.

Ne söylesem boş,
Gece yarısı yıldızlara,
Bunun nedeni belli,
Sersem aşığın biriyim ben,
Ağzımdan çıkanlar,
Sarhoş gevelemesi,
Sözlerim,
Sevda ateşiyle yanan,
Esrarlı cigaranın dumanı,

Ya yüreğimdeki yangın,
Ya içimden yükselen alev,
Yanardağ gibi kabaran,
Gönlümdeki öfke,
Sensizlikten sararmış tenim,
Kim ne derse desin,
Benim sanadır hasretim.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:42 AM
Benim Sevdiğim Kız,Başka Biri İşte

Başka türlü bir şey benim istediğim,
Ne ağaca benzer, ne buluta benzer;
Burası gibi değil gideceğim memleket,
Denizi ayrı deniz, havası ayrı hava;
Nerde gördüklerim, nerde o beklediğim kız
Başk türlü benim istediğim kız,
Yürekli ve cesur,
Kimseden korkmayan,
Ellerini herkesin içinde tuttuğum,
Herkesin içinde doyasıya öptüğüm,
Kimseden korkmayan,
Sevgisini korkuyla kundaklamayan,
Başka türlü işte,
Benim sevdiğim kız,
Başka türlü,
Tam benim istediğim gibi,
Rengi başka, tadı başka.
Başka biri işte.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:42 AM
Benim yıldızım nerde?

Her gece,
Pencerenin camından,
Seni düşünür,
İzlerim yıldızları,
Her biri bir sevdanın ışığı,
Şehrin ışıkları gibi,
Göz kırpmada bana,
Bakarım özlemle,
Benim yıldızım nerde?

Düşündükçe sevdiğini insan,
Yeni bir yıldız doğarmış o an,
Seni düşünüyorum her an,
Seni düşündüğüm şu an,
Benimde bir gökyüzüm oldu,
İnan.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:42 AM
Benzettin beni kendine.

Tenime her deydiğinde,
Bir iz kaldı tenimde.
Göz göze geldiğimizde,
Hep sen doldun içime,
Seni her kokladığımda,
Sen kokar oldu bedenim,
Seni her düşündüğümde,
Düşlerim köreldi,
Senden başka hiç kimse,
Girmez oldu düşüme.
Seninle tanıştığımız,
O günden bu güne,
Ben sen oldum,
Benzettin beni kendine.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:42 AM
Bıktım Artık.

Her günümü,
Son günüm gibi yaşamaktan,
Bıktım artık.
Gittiğin uzaklardan,
Bir selam söyledin mi? diye,
Her gece yıldızlara bakmaktan,
Bıktım artık.

Her gece pencereyi açıp,
Parlayan ay ışığının aydınlığında
Yatağıma uzandığım zaman,
Duvarlarda senin izlerini,
Aramaktan bıktım artık.

Her sabah,
Tren garına giderek,
Gelen gurbet trenlerine bakıp,
Trenden inişini görmeyi,
Bana geri geleceğin günü,
Beklemekten,bıktım artık.

Ey ölüm denen sonsuzluk,
Açtım kollarımı gör artık,
O gelmeyecekse bana,
Sonsuzluğuna al beni,
Sonsuzluğunda yaşayayım,
Yalnız başıma onsuz,
Yalnız yaşamaktan,
Bıktım artık.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:42 AM
Bırak Artık Beni

Bırak artık beni,
Kendi yalnızlığımda,
Bir sevgilinin güzelliğini,
Yaşıyorum hayalimde.

Ruhunu bağlayan aşk adına,
Yalvarıyorum sana,
Yüreğini sevginin duyarlığında,
Ve çocukça duygularıma yaklaştıran,
Aşk adına yakarıyorum sana,
Terk et beni ve düşlerimi,

Ben sabahı bekleyeceğim,
Ve sabah yargılayacaktır beni.
Kocaman bir yüreğim var benim,
Göğsümün karanlıklarından,
Çıkaracağım gün ışığına onu,
Yeni bir aşkın avucuna bırakacağım,
Yeniden insanlığımı yaşamak için.

Bırak beni,bırak artık,
Yeni sevdalara yol alayım,
Aşk kuşunun kanatlarında,
Yeniden uçmaya başlayayım,

Bırak beni,
Yada gitmemek üzere gel,
Yaşanmamışlığın günlerini,
Son bir kez yaşamak için,
Bırak kollarıma kendini,

Alıştım sensizlikle yaşamaya,
Beni yaşamaya yüreğin varsa,
Mazeretler uydurma,
Ya gel yaşa beni,
Ya da bırak,
Devam edeyim
Sensizliği yaşamaya.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:42 AM
Bırak artık diyor Güneyden,

Bırak artık diyor Güneyden,
Böyle ölümü düşünmeyi,
Her acıda döktüğün,
Şairin göz yaşına bak,
Her damlası şiir değil mi?
Her damlada ayrı bir öykü
Günlerce okuduğumuz.
Her damlasında,göz yaşının.
Hem yaşarız,hem ölürüz,
Tuz tadında aşk şarabımız.

Ne garip değil mi Güneyden?
Sevinirken de,ağlarken de,
Damla damla nehir gibi akan,
Göz yaşının her damlasında,
Aynı tad,aynı tuzluluk var,

Ve nasıl ayıracağız bilir misin?
Nehir olup akan göz yaşının,
Hangi damlası ölümdür,
Yaşam hangi damlasıdır,
Öyleyse ikisi de birdir,
Yaşamla ölüm ayrılmaz,
İkiz kardeştir,
Karışır nehir olur,
Akar denizlere bir damla damla,
Demek ki o yüzden,
Denizlerde tuzlu değil midir?

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:42 AM
Bıraktığın İz Hala Duruyor.

Ne zor zamanlardı
Seninle geçirdiğimiz yıllar,
İşsiz kaldığım zamanlarda,
Dikiş diker,batik boyardın,
Kimseler muhtaç olmazdık.
İş bulduğum zamanda,
Sevinçle sarılırdın boynuma,
Biliyor musun?
Bıraktığın iz hala duruyor,
Madalyon gibi boynumda.

Sensiz geçen yıllarda,
Okudu kızımız,
Yüksek mimar İstanbul’da,
Oğlanda zeki mi,zeki,
Zamanı var daha,
Anadolu lisesi ikide.
Hani dua ederdin,
Çocuklar okusun da,
Doktor olsunlar diye,
Bir tek o duaların olmadı,
Oğlanda gitmeyecekmiş tıbba,

Şimdi kabrinin başında,
Sesleniyorum sana,
Biliyor musun sevgilim?
Seni sevdiğimizi yazdırdım,
Mermer mezar taşına.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:42 AM
Bilmek İstiyorum.

Güzelim,Aşkım,
Sevdasında yanıp,
Kül olduğum,
Kimbilir,nerelerdesin?
Oralarda senin,
Yaşamak için ne yaptığın,
Hiç ilgilendirmiyor beni.

Gönlünde düşler kurduğun,
Yüreğini kıpır,kıpır attıran,
O meçhule,adım atmaya,
Cesaretin, varmı senin?
Bunu bilmek istiyorum...

Ne haldesin kimbilir,
Aşk için,düşlerinde hala,
Aptallar gibi görünmeye,
Yüreğin varmı?
Bunu bilmek istiyorum.

Uzaydaki gezegenlerin,
Kaç tane olduğuyla,
İnan,ilgilenmiyorum.
Ben senden,
Sana sunulmuş olan kaderini,
Değiştirmeye niyetin varmı?
Yaşamındaki ihanetlere,
Hala dayanıp,dayanmadığını,
Daha çok, acı çekmekten korkup,
Kozana kapanıp kapanmadığını,
Bilmek istiyorum.

Dünyadaki herkesten,
Hiç bir şeyi saklamadan,
Ve düzeltmeye çalışmadan,
Acılarımla,acılarını harmanlayarak,
El ele birlikte,
Tek bir kimesne olarak,
Oturmaya yüreğin varmı,
Bilmek istiyorum.

Sevinçlerimle sevinçlerini,
Hüzünlerimle hüzünlerini,
Göz göze gelip sarıldığımızda,
Ten tene sevişmemizden sonra,
Benimle birlikte sonsuza,
Kanat açabilirmisin?

Hiç bir şeye sınır koymadan,
Bize bakan gözlere,
Arkamızdan söylenen sözlere,
Kulak asmadan hemde,
Sabahlara kadar çılgınca,
Parmak uçlarımızda dansederken,
Aşkın girdabında yok olup,
Mevlananın döndüğü gibi,
Kollarımda dönebilirmisin?
Bilmek istiyorum.

Eğer bir gün yeniden,
Buluşursak bu kez,
Olduğun gibi görünmeye,
Yada göründüğün gibi olmaya,
Ardında bıraktığın her şeyde,
Güzellikleri görebilecekmisin?

Ellerimi sana uzattığımda,
Ellerimizin sıcaklığında,
Göz bebeklerime bakarak,
Bana güvenebilecekmisin?
Ben göz bebeklerinde,
Yok olmak istiyorum dediğimde,
Sana güvenebilecekmiyim,
İşte sevgilim,Aşkım,ateşim,
Ben bunu bilmek istiyorum.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:42 AM
Bilmem Hatırlıyormusun?

Kırlara çıktım bu gün,
Kır çiçekleriyle konuşup,
Dertleşiyorum yine.

Gelincikler açmış,
Kıpkırmızı renkleriyle,
Salınıyorlar rüzgarla,
Sen aklıma geliyorsun yine,
İlk buluşmamızda,
Gelincikler gibiydin sende.
Simsiyah saçların,
Kapkara gözlerin,
Gelincik rengi tişörtünle,
Bembeyaz ellerini,
Uzatmıştın bana.

Tatlı bir gülümsemeyle,
Merhaba demiştin,
Bilmem hatırlıyor musun?

Gözlerinde sevinç ışıltıları,
Uçmaya hazır sevda kuşu,
Kanatlanacak gibiydin.
El ele tutuşup,
Kırları dolaşmıştık seninle.
Kır çiçekleri,gelincikler arasında.

Gelincikler, kır çiçekleri toplayıp,
Takmıştım saçlarına.
Sonra uzanmıştık birlikte,
Kır çiçeklerinin koynuna.

Güzel yarınlarda,
Güzel günler yaşayacak,
Bir evimiz olacaktı,
Deniz kıyısında,
Bir tepenin yamacında,
İki de çocuğumuz,
Biri oğlan,biri kız.
Koşuşturmalarını seyredecektik,
Camdan ikimiz.

Sen yoksun şimdi,
Kim bilir nerelerdesin?
Göç mevsimi geldiğinde,
Tüm kırlangıçlara,
Ve tüm leyleklere,
Sana olan özlemimi,
Buralarda hala seni,
Beklediğimi söylüyorum.
Sizin oralardan geçerken,
Söylesinler diye sana.

İşte sevgilim,
Ben böyle kır çiçekleri arasında,
Gelinciklere bakarken,
Seni düşünüyorum yine.
Ve göç mevsimi geldiğinde,
Leyleklere,kırlangıçlara,
Seni beklediğimi,
Söyleyeceğim yine.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:43 AM
Bir An Gibi Tıpkı.

Bir an gibi tıpkı,
Geçtin gittin hayatımdan,
Aslında ben,
O an bittim.
Şehrin sokaklarında,
Gün Doğarken,
Söner ya,
Bir bir ışıklar,
Yıldızların söndüğü gibi,
İşte o sabah,
Hani bir daha,
Sen gelmedin ya,
O sabah,Bende,
Sokak lambaları gibi,
Güneşi gören,
Yıldızlar gibi,
Söndüm,
Bir daha yanmamacasına.

Güneşli ve sıcak,
Bir yaz günü,
Yağar ya yağmur,
Islatır birden ortalığı,
herkes sırılsıklam olur,
Diner ardından yağmur,
Her yan kuruyuverir,
Az önceki o an,
Yağmur hiç,yağmamış gibi,
Geçer gider.

Am şimdi,
Ne seni,
Ne o nokta kadar an’ı,
Unutamıyorum,
Ve elimde kalem,
Satır satır kelimelerle,
Seni yazıyorum,
Ve soruyorum?
Nerdesin?

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:43 AM
Bir Başıma Yapayalnız.

Denizlere bakar mısınız,
Zaman zaman sakindirler,
Çoğu çılgın gibi saldırırlar kıyıya,
Ne varsa içinde ki,
Öfkesini kusar kıyıya,
Ve Denizlere,
Hak vermiyor da değilim,
Çılgınca kıyıya vırduklarında,
Kendilerine ait olmayan,
Ne varsa atarlar kıyıya,
Öfkelenmeleri ondandır belki,
Benide savurdu attı deniz,
İnlerim şimdi sessiz,
En kötüsü artık ‘O’ da yok,
Bir başıma yapayalnızım.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:43 AM
Bir Damla Yaş,ve Gülümseyiş

Yaşam benim için,
Bir damla yaş,ve,
Tatlı bir gülümseyiş olacaktı.
Bir damla yaş,ki;
Gönlümü arıtan ve yaşamda,
Saklı olan her şeyi,
Kulağıma fısıldayan.

Bir damla yaş ki,
Beni kırılmış gönüllerle birleştiren,
Bir gülümseyiş ki;
Yaşam sevincimin belirtisi olan.

Ben istekle ve arzu dolu ölmeliydim,
Bıkkınlık ve yalnızlıkta,
Naçar yaşamak yerine,
Ruhumun derinliklerinde,
Aşkı ve güzellikleri,
Arzulardım her zaman,
Yüreğimde,isteğin ve özlemin,
İç çekişlerini duyarım,
Ne tatlı bir müziktir o,
En güzel bestelerden daha güzel.

Akşam çökünce üstümüze,
Özlem,taç yapraklarıyla sarmaz mı bizi?
Ve koynuna alır,
Uyutur arzularımızda bizi,
Ve sabah güneşiyle birlikte,
Aralar dudaklarını,
Güneşin yeniden öpmesi için.

Bir çiçeğin yaşamı,
Doğmak ve yaşamaktır,
Bizim aşkta doğmak ve,
Yaşamak istediğimiz gibi,
Ve döker bizim gibi çiçeklerde,
Bir damla yaş,
Ve taç olur gönlümüzde,
Tatlı bir gülümseyişle.

Denizlerin suları,
Güneşle sevişir ve,
Buharlaşır,yükselir güneşe,
Aşkını yaşamak için,
Birleşir göklerde,
Görürüz,bulutlar halinde,
Sevişmesi sona erince,
Aşk taneleri olarak dökülür,
Yeni aşklar yaşamamız için,
Hepimizin üstüne.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:43 AM
Bir Delinin sessizliğindeyim

Yitirmişliğin acısıyla,
Güneşini kaybeden,
*******e mahkum,
Ellerinde yalnızlığın kelepçeleri,
Sessizlik adasında sürgün,
Okyanusun ortasında ki,
Rotasını bulamayan,
Geminin kaptanı gibiyim.

Konuşacak kimse olmayınca,
Dolanırım adada dilsiz,
Ama yazıyorum içimdekileri,
Yüreğim yanımda oldukça,
Bu aşk için attıkça gümbürdeyerek,
Yazdıklarımı şişelere koyacak,
Yalnızlığımın gardiyanı deniz,
Dalgalarında salına salına,
Şiirlerimi her gün sana getirecek.

Suskunluğum aldatmasın seni,
Bir delinin sessizliğindeyim,
Sanma ki bir tas akıl,
Gidermeye yeter deliliğimi,
Aklımı yitirmedim ama,
Kullanacak yer bulamıyorum,
Ondan böyle çırpınışım.

Güneş göstermeyecekse seni,
Hangi ışığı bekleyeceğim?
Benim ışığım,güneşim,sendin,
Tek bir ışık var,
O içimde gördüğün,
Aşk kandilinden yayılan,
Nice güneşlere bedel,
Hala beni yaşatan,
Yüreğimin sesini,
Duymanı sağlayan,
Senden bana armağan,
Aşkımın enerjisidir.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:43 AM
Bir Gün Dönersen.

Bir gün dönersen,
Yeniden yeşerir mi?
Çiçek çiçek açar mı?
Tüm hayallerimiz.
Güller yine kırmızı,
Menekşeler yine mor,
Sevda bahçelerinde bülbüller,
Yeniden öter mi?
Karanlık ******* biter,
Güneş yine doğar mı?
Yıldızlar akşamları,
Şarkımızı söyler mi?
Sana olan özlemim,
Gözlerinde biter mi?
Bir gün yeniden,
Geri dönersen eğer,
Beni bir daha,
Bırakıp gitmezsin,
Değil mi?

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:43 AM
Bir Gün Elbet......

Kim bilir?
Yalnızlığın acısını,
Kim bilir?
Yalnızların sırrını.

Bir başına yapayalnız,
Ah çekerek uzanır,
Bir ağacın gölgesine,
Sayar bir bir yaprakları,
Her birine ayrı ayrı,
Bağlar yalnızlığını.

Dallara konan kuşlarla,
Söyleşir kendince,
Ne mutlusunuz der,
Daldaki kuşlara,
Hep birlikte uçup,
Göklerdeki özgürlüğe,
Kanat çırpıyorsunuz,
Hadi,benide alın,
Bindirin kanatlarınıza,
Yalnızlığımdan kaçayım,
Sığınayım bende,
Özgürlüğüme.

Damla damla yaş akar,
Gözlerinden.
Dikenli tel gibi saran,
Esaret gibi yalnızlığına,
Kahreder her damla,
Gözyaşında.
Kuşlar uçar gider,
O yine bir başına,
Toprağın üstüne uzanmış,
Kök salmak istercesine,

Gün batar,
Akşam olur yine,
Koyulur usulca yola,
Varır evine,
Yalnızlık hapishanesine,
Duvarlar ona,
O duvarlara bakar,
Yine sevdiğini hatırlar,
Çünkü her yan,
O’ndan hatıralarla dolu,
Gözleri ıslanır yeniden,
Akar damlalar çağlayarak,
Kapar gözlerini,
Ağlamamak için.

Bu kez hayali canlanır,
Kalkar öfkeyle ayağa,
Gider aynanın başına,
Yeter,yeter,yeteeeeerrr,
Diye haykırır hıçkırarark,
Sensizliğin bu kadar,
Zor olduğunu,
Benden başka,
Kim bilebilirki,
Diye söylenerek,
Açar ellerini göklere,
Bitsin bu yalnızlık,
Gelsin O’ artık,
Dayanamıyorum,
Diyerek dualar eder.

Ne zaman bitecek,
Bu yalnızlık,
Bir gün elbet,
Bir gün elbet,
O’ gelecek.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:43 AM
Bir Gün Patlayacağım

Özlemlerimle,arzularımla dolu,
Sevda dolu bu yürek,
Bir gün öyle patlayacak ki,
Henüz yapılamadı,
Böyle patlayacak tüfek.
Bir patlamaya görün,
Aşkınla dolu bu yürek,
Ortalık nükleer enerji dolacak,
Binlerce yıl temizlenemedi,
Binlerce yıl da,
Temizlenemiyecek.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:44 AM
Bir Haber Gönder

Gelmeyeceksen,
Arada bir,
Sevda kuşlarıyla,
Bir haber gönder.
İyiyim de,
İyi olduğunu bileyim,
Sensizliğin içinde,
Sensiz yalnızlığımda,
İyi haberlerine,
Sevineyim.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:44 AM
Bir Kış Vakti Gel Bana

Bana,
Bir kış vakti gel.
Tüm şehir,
Karlar altında olsun,
Seni beklerken şehirde,
Soğuktan donayım.
Sen geldiğinde,
Sıkıca sarıl ki bana,
Ateşinle ısınayım.

Karlı ve soğuk bir havada
Gel bana,
Üşürken titreyeyim,
Karşıdan geldiğini görünce,
Koşup boynuna sarılayım,
Sıcaklığında ısınıp,
Ateşinde yanayım.
Soğuk bir kış günü gel,
Sana sarılmak için,
Mazeretim olsun.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:44 AM
Bir kıvılcım olsan yeter,

Her yanım acılar içinde,
Yüreğimde derin bir sızı,
Bilirmisin,niye inlerim?
Söyle bana çoban yıldızı.

Duyuyorsun değil mi?
Göklerin parıldayan kızı,
Hançerem yırtılırcasına,
Ney’im den çıkan sesi.

Yalnızlığım boran gibi,
Donduruyor her yanımı,
Bir kıvılcım olsan yeter,
Ateşler sarar bağrımı.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:44 AM
Bir Parantezdeki Hayallerim

Açtım bir parantez,
Başı ben,sonu sen,
Parantez içinde,
Yaşayamadıklarımız,
Birde hayallerimiz.
Nelerde doldurmuştuk,
Parantez içine,
Güzel günler,*******,
Minicik yavrumuz,
El ele çıkacağımız,
Camdan izlediğimiz,
Yıldızlar.

Camdan bakıyorum,
Dışarıda gezinen insanlar,
Kendi parantezlerini yaşıyorlar,
Bense acı acı,
Bom boş kalan,
Parantezimize bakıp,
Islak gözlerle,
Seni düşünüyorum.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:44 AM
Bir sözüm var,o yar yüzüne,

Bir sözüm var,o yar yüzüne,
Dağlar aştım,yaşlar gözümde,
Sevmiyorsan deyiver be yüzüme,
Sar kemendin,bakmaz gözlerim.

Bir can havliyle girdim hanene,
Açıp gözüm,baktım gül cemaline,
Boynum büküp,çöktüm dizlerime,
Kulak ver, bir dinle benim sözlerim.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:44 AM
Bir şarkım var sana



Bir şarkım var sana,
Ruhumun en derinlerinde,
Sözcüklerden elbisesini,
Henüz giyinmemiş,

Bir şarkım var sana,
Tohumları yüreğimde çiçek açmış,
Henüz yazılmamış kağıtlara,
Pembe aşk peleriniyle dolanır,
Duygularımda yumuşacık,
Her an mırıldanır,söylerim sana,

Henüz söylenmeyecek,
Dilimden sana,
Bak iç çekişlerimde,duyacaksın,
Şarkımı senden başka,
Kime söyleyeceğim ki?

Senden başka kim anlayabilir,
Aşkımın şarkısının anlamını,
Sağır kulaklar duyamaz beni,
Şimdilik sessizliğe gönderdiğim,
Yalnızlığımın şarkısı o,
Rüyalarımda, ki, seninle dolu,
Sözleri seslenir herkese,

Ey insanlar bu şarkı,
Benim aşkımın şarkısıdır,
Duyunca söyleyecek,
Tüm sevenler,sevdiklerine,
Aşıkların aşkını anlatan,
Tarihe miras kalacak,
Bir kitabe gibi daima,
Tüm gönüllerde saklanacak,
Bir şarkım var sana.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:44 AM
Bir Şarkıyım Ben.

Aşk bahçelerindeki,
Sevda çiçeklerinin söylediği,
Ömrünce bağrında sakladığı,
Zamana tekrar,tekrar söylediği,
Bir şarkıyım ben.

Mavi göklerden düşen,
Sevda çiçeklerinin,
Tomurcuklarında parıldayan,
Bir yıldızım ben.
Ve yeşil bir kilim gibi,
Dolanırım çimenlerin üstünde,
Yaşamın tutuklusuyum,
Kışla birlikte taşınır,
Baharda doğarım yeniden,
Gülerim yaz güneşinde,
Ve sonbaharda dinlenirim,
Hayyam ustanın mahzeninde,
Şebnemin sarhoşluğunu içerim.

Aşıklara sunulan kadehlerde,
Armağan olurum aşk şerbeti olarak,
Düğün evinde,Gelin başına taç,
Bir güzele sunulan,Kımızı gül,
Neşeyle dans ederim,
Yeşil çimenlerin üstünde,
Rüzgarın ritmine uyarak,

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:44 AM
Bir Tane Kırmızı Gül.

Bir Tane Kırmızı Gül.
İstediğin buysa kolay,
Söz sana;
Bir tane kırmızı gül,
Sadece bir tane ama,
Her sabah uyandığında,
Kapını açtığında,
Elimde bir tane,
Kırmızı gül ile,
Günaydın diyeceğim sana.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:44 AM
Bir Tek Sana Hasretim Ben.

Rüzgar gibi biriydim,
Özgürlüğüne düşkün,
Hoyrat fırtınalar gibi,
Deli dolu esen.

Bağlanamazdım hiçbir şeye,
Hiçbir yerde de duramazdım,
Gezdiğim Dağlar,ovalar,sahiller,
Arkadaşımdı yalnız, bülbüller.

Bir kızıl güle tutuldum,
Sıla yollarında gezinirken,
Gördüm o kızıl gülü,
O an bağlandım 'O'na ben.

Ne özgürlük kodu bende,
Ne ana ocağına hasret,
Güz mevsimine geldim de,
Bir tek 'O'na bağlandım ben.

Geldi kara bulutlar gibi,
Aldı kader 'O'nu benden,
Gözlerim boş,yüreğim yanık,
Bir tek 'O'na hasretim ben.

Şimdi yine özgürüm,
'O'nsuz ve yapayalnız,
Takatım da kalmadı artık,
Tatlı bir sam yeli gibi esen,
Rüzgar oldum, esmedeyim.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:44 AM
Bir Tutam Aşk,Bedava.

Hangi şiiri okusam,
Hangi şaire kulak versem,
Hatta nereye baksam,
Sevdasına,aşkına,
Har olmuş yananları,
Görüyorum.

Gece duvarda saat,
On ikiyi vuruyor.
Senden tek ses yok,
Kulakların da sağır,
Ne şarkımı duyuyor,
Ne yüreğin atıyor.
Öldün mü yoksa?

Sabah olunca,
Gözlerim açılıyor.
Şehri dolaşmaya çıkıyorum,
Bir pazar yerinde,
Bir tezgahtar bağırıyor;
Üç kuruşa sevda satıyor,
Yanında da bir tutam aşkı,
Bedava veriyor.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:44 AM
Birlikte Yanacağız

İsyanımı duyanlar,
Yeter artık,hatırım için,
Ya da Allah Aşkına,
Bırak isyan etmeyi,
İsyanın ölüme,
Ne faydası var?
Bekle,güneş tepeden,
Sana da doğar bir gün,
Diyorlar da / Duramıyorum ki,
İsyan etmeden yaşayamıyorum,

Yıllar sonra sevda bahçesinde,
Sevda çiçeği olup açmışken,
Bir güzel dalımdan kopardı beni,
Başına taç edip takacak diye,
Sevinçle beklerken,
Nasıl razı olurum?
Yerlere atılmaya,
Kuruyup solmayı,
Ayaklar altına sürünmeyi,
Nazenin güzelin eline,
Dikenim bile batmadı,halbuki,
Sorarım taç etmeyecektin,
Neden boynumdan kopardın beni?
Yerlerde sürünmeye mahkum,
Naçar bıraktın beni?
İsyanım ondandır dostlar.

Ama olsun;
Yinede teselli bulurum,
Kendi karanlığımda,
Yalnızlığımın sessizliğinde,
Derim kendi kendime;
Tek tesellim,
Cehennemde aynı kazana,
Odun olacağız birlikte,
Yine kavuşacağım ‘O’na
‘O’Aşka ihanetten,
Ben ‘O’na aşık olmaktan,
Buluşacağız cehennemde,
Ve birlikte yanacağız,
Yan yana mesut bir şekilde.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:44 AM
Bize seslenen şehir,İSTANBUL.

Yedi tepeden,
Her gün yedi güneş doğar,
Yedi tepesinde,
Her gece yedi Ay,
Yedi gökyüzü kurulur,
İstanbul *******inde,
Bir başka türlü parıldar,
Boğazda,Haliçde,
Yakamozlar,Yıldızlar.

Genç kızların,
Düşlerindeki gelinlik,
İlk gecenin şehvetiyle,
Mutlulukla giyilen,
Etekleri dantelli,
Şuh bir sabahlık gibi,
Kıvrım kıvrım kıyıları,
Boğazı, haliçi,
Binlerce yıllık tarihiyle,
Geçmişten geleceğe uzanan,
İki kıtayı,
Dudak dudağa öpüştüren,
Hüzünle,sevinçle,
Arzuyla sarılmış kolların arasında,
Romanlara konu olan,
Şiir olup hayallerde dillenen,
Bende yaşarsan eğer,
Cenneti yaşarsın diye,
Bize seslenen şehir,
İstanbul.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:45 AM
Böcekle,Çiçek.

Şu arılara bakıp,
Kıskanmamak mümkün mü?
O çiçek,bu çiçek durmadan,
Sevişiyorlar,bütün gün.
Hangi çiçek bal verir,
Hangi çiçek güzeldir,
En iyi onlar bilir,
Ve her gün çiçeklerle,
Kana,kana sevişirler.

Bense bir çiçeğe olsun,
Sahip olamadım.
Tek gülümü bile,
Koruyamadım,soldurdum.
Şimdi ardından ah çekip,
Ağıtlar yakmadayım.

Almış gün süren,
Kısacık ömürlerinde,
Bütün çiçeklere konar,
Gün batana kadar,
Sevişir çiçeklerle arılar.
Bütün güzelliğiyle çiçek,
Kendini arı’ya sunar.
Bizlerede,aşkı,sevdayı,
Bıkmadan anlatırlar.

Kısacık ömründe,arılar,
Tüm çiçeklerle sevişir,
Bense yarım asır süren ömrümde,
Bir çiçeği yaşayamadım.
Mavi gözlüm,sarı saçlım,
Kırmızı gülüm dedim,
Sahilde beline sarılıp,
Yıldızlar altında,
Aşk şarkıları söyledim.
Soğuk fırtınalı *******de,
Ateş oldum,köz oldum,
Harında yandım,kül oldum,
Yinede kırmızı gülümü,
Şöyle doyasıya,
Yaşayamadım.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:45 AM
Böyle yaşamak mı?

Böyle yaşamak mı?
İstemiyorum artık,
Elim kalemi tutmuyor,
Ayaklarım taşımıyor bedenimi,
Nefes almak bile istemiyorum,
Yüreğim bile eskisi gibi atmıyor,
Beynim durmuş,
Hiçbir şey düşünemiyor,
Dilim paslandı,konuşamıyor,
Gönlümdeki çiçekler solmuş,
Sevda ocağı sönmüş,
Aşk ateşi yakmıyor artık,
Güneş bile solgun bakıyor,
*******in yıldızları kaybolmuş,
Ay bile gülümsemiyor bana,
Velhasıl dostlar;
Aranızdan birileri gelsin,
Örtsünler üstümü artık,
Yaşamak için nedenim mi var?
Kendime bir The end demek,
Ölüme merhaba demek,
Size,haydi bana eyvallah,
Diye son kez,
Seslenerek vedalaşmak istiyorum.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:45 AM
Böyle Yaşamanın Tadı Yok

Sevgilim;
Sen olmayınca,
Yaşamanın tadı yok.
Görmeyince seni gözlerim,
Başka maviliklere,
Bakmanın da anlamı yok,
Tatmayınca tuzundan,
Öpüşmenin hazzı yok,
Tenini kokmayınca senin,
Düş görmenin anlamı yok,
Sarılmayınca doyasıya,
Haz denen şeyin kanatlarına,
Binerek uçmak neye yarar,
Sen yoksan güzelim,
İçimdeki benden hayır yok,
Sen olmayınca yanımda,
Böyle yaşamanın inan,
Hiç tadı yok.

Gel artık yanıma,
Gel artık bitsin bu ayrılık,
Bırak kendini,
Aşkımızın kollarına,
Aşkımız birleştirecek bizi,
Kim ayırabilir ki,
İkimizi.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:45 AM
Bu dünyadan,o dünyadan bana ne,

Sevda ışığıyla doldu can gözüme,
Bu dünyadan,o dünyadan bana ne,
Bu yürek,ter gibi çıkmadan bedenimden,
Yok oldu gitti ruhum,aşkın dehlizlerinde.

Gönlümün dilediği,gül yüzünde açmak,
Ellerimin özlemi,ince belin dolanmak,
Her zerrem senin tadına doymadan,
Şu nar bedenimi örtmesin kara toprak.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:45 AM
Bu gece ağlamayacağım

Bu gece ağlamayacağım,
Bu gece,şiir de yazmayacağım,
Resmini astığım duvara,
Bütün gece bakacağım.

Radyoda hüzzam bir şarkı,
Her zaman olduğu gibi,
Şarkılarla birlikte,
Seni düşüneceğim.

Bu gece yalnız olmayacağım,
Karşımda duvar,
Duvarda resmin,
Bütün gece duvarla,
Seni konuşacağım,
Işıkları da yakmayacağım,
Perdeler de kapalı olacak,
Yıldızlar bile görmeyecek,
Duvardaki resmine baktığımı,
Ve galiba dayanamayarak,
Hıçkıra hıçkıra,
Sabaha dek,ağlayacağım.

GooD aNd EvıL
05-24-2009, 09:45 AM
Bu Gece Hayalime Sarılıp Yatacağım.

Sen yoksun yanımda,
Ama,yalnız değilim artık,
Hayallerime bembeyaz,
Gelinlik giydirmişim,
Beyaz güller saçlarında.

Elleri,ellerimde sımsıcak,
Bir güzel bakmada ki bana,
Bütün geçmiş yıllarımdaki,
Yaşanmamış yıllarımın,
Acılarını,unutturmak ister gibi,

Öyle mutlu gülüşü var ki,
Yep yeni bir yaşamda,
Mutlulukla dolu günleri,
Yaşatacağım diyor sanki.

İşte ben şu an,
Sensizliği yaşıyorum belki,
Ama yanımda,
Yüreği mutlulukla çarpan,
Mas mavi gözlerinden,
Mutluluk ışıkları saçan,
Saçına beyaz güller taktığım,
Beyaz gelinliğini giymiş,
Umutlarımın güzeli var.

Sen yoksun yanımda,ama,
Mutlu yarınları yaşamak için,
Bu gece hayalime sarılıp,
Hayalimdeki güzelimle,
Bir güzel şevişeceğim.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:45 PM
Bu Gece Yine Acılar İçindeyim.

Bu gece yine,
Acılar içindeyim,
Sigaramdan derin bir nefes,
Teninin kokusundan,
Daha derin bir nefes,
Çeker gibi,çekiyorum.
Hayyam’dan kalan,
Aşk şarabından,
Bir kadeh içiyorum,
Sarhoşluğumun acısını,
Gökteki tanrılardan,
Yalnızlığımın acısını,
Hayalimdeki senden,
Çıkarıyorum.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:45 PM
Bu Gece,Ölümü alıyorum koynuma

Kırık dökük ve solmuş,
Bir aynanın önündeyim,
Gözlerime kan çökmüş,
Beyazlamış saçlarım,
Ellerim,yüzüm buruşmuş,
Parmaklarım titriyor,
Dizlerde derman yok,
Nefes bile alamıyorum
Tanıyamadım kendimi.
Umutsuz bir halde,
Yatağıma uzanıyorum,
Koynuma bu gece,
Sen yerine son kez,
Sana inat olsun,
Ölümü alıyorum.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:45 PM
Bu Gece,Yıldızlardan,Fal Tutmayın.

Bu gece,
Bütün yıldızları,
Topa tutacağım.
Kırlara çıkıp,
Bütün gece boyunca,
Ateş böceklerini topladım,
Dizdim sıra,sıra,
Topçu bataryası gibi,
Doldurdum namluları,
Yıldızları bir bir,
Vuracağım bu gece.

Nice yıllar *******i,
'O'kollarımdayken,
Göz kırparlardı bize,
Fallar tutardık,yıldızlardan,
Kimi kayar giderdi,
Uİmutlarımızla birlikte.

Ama,inatla ve inançla,
Yeniden yıldızlı *******de,
Niyet tutardık ikimiz,
'O'dizlerimde yatarken,

Şimdi anladım,
Yıldızlar bize,
Yalancıktan göz kırparmış,
Falları hep,
Yalan çıkarmış,
O nedenle bu gece
Ateş böcekleri bataryasıyla,
Bütün yıldızlara,
Ateş edip vuracağım.
Bir bir indireceğim yere,
Alacağım ayaklarımın altına,
Çiğneyeceğim bütün öfkemle,

O nedenle siz,
Bu gece yıldızlardan,
Fal tutmayın,Emi,
Bu gece göklerde,
Kapkara olacak zaten,
Göreceksiniz

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:45 PM
Bu *******,Hain *******.

Bu *******,
Hain *******,
Bitecek gibi değil,
Sana olan özlemim de.
******* karanlık ya,
Benim gözlerimde şimdi,
Kapkara oldu.

Bütün *******de,
Sen varsın koynumda.
Hayaline sarılıp,
Yıldızlara bakıyorum,
İkimiz için sevdiğim,
Yıldızlardan her gece,
Fal tutuyorum.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:45 PM
Bu gönül söz dinler mi?

Deli diyorlar bana,
Delirmemek elde mi?
Sevda gelmiş başa,
Bu gönül söz dinler mi?

Kar başlıyor yine yağmaya,
Sokaklarda kimler kalacak,
Eskisi gibi yine,berduşlarla,
Ben gibi sevdalı bir avanak.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:45 PM
Bu Sevdaya Düşeli

Bu sevdaya düşeli;
Ne akıl kaldı,ne fikir,
Dolaştı bir birine her şey,
Çözülmez bir yumak ettin,
Ey mavi gözlü güzel,
Bu kadar dert içinde,
Benim derdim bana yeter,
Birde sen vurdun,
Acımadın mı hiç güzel.

Gül de şarab da bilene güzel gelir,
Aşık olmayan için sevda da nedir?
Cebi dolu gönlü boş olan güzel,
Her şeyden geçmenin tadını ne bilir?

Gökteki yıldızlara bakın,
Onlar gecenin süsü değildir,
Her birinde bir aşk acısı yatar,
Gökteki yıldızlar,tarihteki
Aşıkların ışıldayan temsilcisidir.

Hayat kolay değil güzel boşnağım,
Anlamadım? ama her bir yandan
Durmadan tokat yedim;
Gelen vurdu, giden vurdu,
Bir sen eksiktin; sende tuttun,
Yaktın yüreğimi ta can evimden vurdun.

Bilirmisin mavi gözlüm,
Kırmızı gülüm benim,
******* sensiz geçmiyor,
Sensiz yatılmıyor be güzel,
Yatak değil sanki yanardağ,
Bu nasıl sevdaymış ki,Mecnun gibi,
Her daim koca adamın yanar.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:45 PM
Bu sözüm sana Mİ;

Mine!
Bu sözüm sana;
Bir aşkı yaşamamak için,
Sebebin ne?

Hastalığın mı?
Nasıl olsa ölmeyecek misin?
Şu hastalıktan,veya bu nedenden,
Ama,yaşayamadıkların,
Ve yaşatmadıklarını,
Yaşamak için,
Yüreğinle savaşmamak için,
Tek bir haklı neden,
Gösterebilir misin?

Seni seven,
Seni sende yaşamak isteyen,
Ve seninde sevdiğin,
Bende,
Kendini yaşamak için,
Engelin neydi?
Yüreğin mi? Benim koşullarım mı?
Hangi toplumsal baskı,
Ya da sizin oralardaki töre,
Bana anlatabilir misin?

Seni kendinde yaşamak için,
Her şeyi göze almış,
Sana sevdalanmış bu adamla,
Veya sana kendini adamış,
O belirsiz biriyle?
Kendini yaşamamak için,
Kendini mahkum etmene
Haklı olduğun,tek bir gerekçe,
Gösterebilir misin?

Hangi badireden,nasıl?
Ne şekilde çıktıysan,
Seni o halinle,
Seni sözlerindeki o muhteşem,
Seninle yaşamaya! canını bile,
Namlunun ucuna dayamış,
Bu koca adamından,
Koca adamı yaşamaktan,
Kaçışının nedeni nedir?
Bana söyleyebilir misin?
Herkeste okuyacak bunları,
Ya da mail olarak yazacaksın,
Yüreğin yoksa o zaman,
Aynaya bakacak ve,
Ben çok zavallı biriyim,
Korkak,Sünepe,
Kadın olmayı bile beceremeyen,
Hatta; insan bile değilim,
Ben zavallı bir kimesneyim,
Diyeceksin.

Sende o yürek varmı?
Yoksa,
Bana deki,
İstersen şiirlerinde,
İstersen mailinde,
Ben zavallı bir mahlukatım,
Ve zavallı biri olarak,
İnsan siluetinde ve bir şirkette,
Ceo olarak ve kendimi,
İmparatoriçe zannederek,
Yaşamaya devam edeceğim,
Bende o zaman sana,
Vah zavallım benim,
Vah zavallı Mine’ciğim?
Diyeceğim.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:45 PM
Bu Şehrin Sokaklarında Arıyorum Seni.

Bu şehrin sokaklarında,
Seni aramaktan yoruldum.
Kaç köşe başında,
Sen diye koşturdum,
Sen olmayan yabancıların ardından.

Her köşe başında,
Seni bulamadığımda,
Göz yaşlarım sel oldu aktı,
Şehrin sokakları,
O yüzden ıslak.

Bu şehrin sokaklarında,
Seni arıyorum hala,
Gözlerimden yaş yerine,
Kan damlıyor artık,
O yüzen bu sabah,
Tan yeri kıpkırmızı.

Bu şehrin sokaklarında,
Gözlerim görmez oldu ama,
Seni arıyorum hala.
Soğuk mu soğuk hava?
Buz tutmuş göz yaşlarım,
Tan yeri kızıl güller gibi kırmızı,
Ve sen güzelim,
Yağan yağmurla,karla,
Islanmaz mısın hiç?
Ellerin donmaz mı soğuktan?

Seni bulduğumda sevgilim,
Ellerini ellerime alıp,
Bir güzel ısıtacağım.
Sana sıkıca sarılıp,
Arzularımla ıslaklığını,
Bir güzel kurutacağım.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:45 PM
Bu Şehrin Sokaklarında.

Bu şehrin sesi,
Çınlıyor kulaklarımda,
Düşlerimi yanıma alıp,
Çıktım sokaklara,
Sokaklarda evler,
Kiminin camında ışıklar,
Kimiyse çekilmiş uykulara,
Şarkılar söyleniyor uzaklarda,
İnanırmısın sevgilim,
Bizim şarkımız dillenmiş,
Tüm dudaklarda.

Bu şehrin sesini dinlerken,
Gecenin örttüğü sokaklarda,
Bir ben geziniyorum yalnız,
Birde aşkımızın şarkısı,
Sen olmasan da yanımda,
Aşkımızın şarkısıyla kol kola,
Bu şehrin sesini dinleyerek,
Dolanıyorum sokaklarında.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:45 PM
Bu Şiir Sana Mi.....

Kendimi hiç bu kadar,
Saf bilmezdim,amma,
Anladım,bu yaşıma kadar,
Hiç bir şey öğrenememişim.

Serde erkeklik var ya;
Sıktım mı yumruklarımı,
Şişirdim mi pazularımı,
Dünyayı yenmeye hazır,
Dünyayla savaşmaya can atan,
Yeni bir dünya kurmak için,
Mutluluk cennetini,yeniden,
Yeniden yaratmak için,
Her şeye,her güce karşı savaşmaya,
İmanımda,inancımda yeterdi.

Ama; bir güzelin tek sözüne,
Nasılda? Saf,saf kanmışım?
Böylesine saflığın,ben bile,
Olabileceğine inanmazdım,
İşte önünüzde duruyorum dostlar,
Bakın bana,o saf Koca Adama,

Yine de saflığımdan mutluyum,
Böyle saf bir Koca Adam olarak,
Saf bir yürekle hemde,
Saf ve tertemiz aşkın eline,
Bırakmıştım tamamiyle kendimi,

Dilerim saflığım benim,
Aptallığım olmamıştır ‘’O’’na
Belki de şimdi arkadaşlarıyla,
Alay da ediyordur,saflığımla,
Ne olursa olsun,inan güzelim bana,
Ne yaparsan yap,ne söylersen söyle,
Vallah kızmıyorum yinede sana.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:46 PM
Bu Veda Mektubumdur Sana.

Sevgili şiir dostlarım,
Anladım bana ağır gelen,
Yükün ne olduğunu,
Sevdalanmak, aşık olmakmış,
Aşktan ve sevgiden vazgeçemem,
Ama senden vazgeçiyorum güzelim,
Aşkımı, sevgimi taşımak, zor gelmiyor da,
Seninle birlikte taşımak zor geliyor.

Nasılsa, aşk gibi, sevda gibi,
Bir sorunun da olmadı senin,
Bu veda seni üzmeyecek bile,
Kendi sevdamın ateşinde,
Aşk ocağında, bir demircinin elinde,
Çekiç altında dövüle, dövüle,
Prangalarım çözülecek artık,
Kurtulacağım taktığın kelepçeden,
Özgürlüğe ve yeni aşklara doğru,
Aşka aşık olmak için kanatlanacağım,
Uçacağım enginlere, sevda bulutlarına,
Yeni aşk sarayımı yapacağım.
Yaşayacağım sevdamın sarayında,
Aşkım ve sevdamla birlikte
Ve sen olmayacaksın yanımda

Bir tek şey için bağışlarım seni,
Dediğin gibi, o menhus hastalık,
Sarmışsa, ’’o naçiz bedenini’’
O zaman güzelim, bekleyeceğim seni,
Aşkın ve sevdanla birlikte,
Ölüm meleğinin kucağında geleceksin,
Cennet’ü alada benim yanıma,
Ve hasretle sarılacağım sana,
Saçlarını koklayıp, okşayacağım,
Gözlerinin mavisinde kaybolacağım,

Ve sevdiğim, suyun öte yakasından
Gelen güzelim,
Teklemeye başladı bu koca yürek,
Seninle buluşuncaya kadar cennette,
Çekemeyeceğim, ve gidiyorum,
İstemesem de, sana veda ediyorum..

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:46 PM
Bu yürek,hep gümbürdeyecek.

Bu yürek,
Hep gümbürdeyerek,
Atmaya devam mı edecek?
İsyanları bitmeyecek,
Susmayacak mı hiç?
Atacak mı böyle?
Huzur içinde bir gün olsun,
Sükunetle geçirecek?

Olmuyor,yapamıyorum,
Her gün gördüklerim,
Daha bir isyankar yapıyor,
Yüreğim daha hızlı,
Gümbürdeyerek atıyor.
Ve dostlar,dostçuklar,
İnsanlar,insancıklar,
Açın kulaklarınızı,
Dinleyin hele bir,
Duyuyor musunuz hiç,
Gümbür gümbür gümbürdeyerek,
Atmakta olan bir yürek.

Devrim yapmaya,
Yüreği yetmeyenler,
Ucuzundan sırnaşır,
Reformculuğu seçerler,
Dünyadaki düzenin,
Kuyruk sallayıcısı,
Ağalık düzeninin sofrasında,
Kahverengi dilleriyle,
Çanak yalayıcı olurlar.

Devrim dediğim nedir ki?
Karanlıktan çıkmak,
Dünyayı yaşanır kılmak,
İnsan gibi sevmek,
Sevdalanmak bir güzele,
Gözlerinde ram olmak,
Ben O’nda,O bende,
Bir bedende halk olmak,
Değilmidir sizce de?

Yapacak bir şey de yok,
Bir devrimciye ait bu yürek,
Gidiyoruz dünyadan bir bir,
İsteseniz de çağıramazsınız geri,
İsyanımı anlayabilir mi?
İnsan siluetinde yaşayan,
Aranızdan biri,
Evrenin tarihi gibidir,
Dünyada yaşayan,
İnsanlarımızın kaderi.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:46 PM
Bülbül ve Gül

Bilirmisiniz dostlar?
Özgürlük yalnızlık demektir
Özgür kuşlar gibi uçmak isteriz,
Gideceğimiz yer neresidir?
Kendi yalnızlığımızın cennetidir.

Bülbül kafeste yaşamaz,
Yalnız söyler şarkılarını gül’e,
Aşkını getirir her şafakta dile,
Dinler doğa ana şarkısını bülbülün,
Sağır sultan bile uyanır uykusundan,
Şafak vakti dillenir söyler şarkılarını,
Yapraklarını hışırdatarak ağaçlar bile,

Hangi şarkıyı söylerse söylesin bülbül,
Kulakları yok ki duymaz onu gül,
Her şafak yeniden gelir gül’e bülbül,
Kırmızı gülden yanıt gelmez amma
Onun adına utancından morarır sümbül,

Uçar özgürlüğe doğru, üzgün olarak bülbül,
Bir tek aşkına esir olmaya razıdır, o da gül,
Bilirmisiniz ey aşıklar, sevdanın ak kuşları,
Yavruları aşkdan başka kimseye köle olmasın diye
Yuvasını altından da olsa kafese yapmaz bülbül

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:46 PM
Bütün Annelere Kırgınım.

Bütün Annelere kırgınım,
Kendi Anneme olduğu gibi,
Yaşamın kucağına bıraktığı,
Bu oğluna aşktan,
Hiç söz etmediği için.

Duydum ki,
Bütün Anneler de,
Çocuklarına aşktan,
Aşık olmaktan,
Sevdalanmaktan,hiç,
Ama hiç söz etmemişler.
O yüzden bütün Annelere,
Ve kendi Anneme,
Kırgınım.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:46 PM
Can nerde,canan nerde?

Sevdalandım,ateşte yandım,
Aşk nerde,sevda nerde,
Tutuldum bir güzele,
Can nerde,canan nerde?

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:46 PM
Can Suyu Olaydım.

Şu yüce dağ başında,
Alaca bir taş olaydım,
Gelen geçen kuşlara,
Orada yoldaş olaydım.

Esen rüzgarın kanadına,
Özlemimi yükleyip
Gül yüzlü yarime,
Bir selamım salaydım.

Mavi göklere çıkarak,
Yağmur bulutu olaydım,
Çisil çisil yağarak,
Yar saçına konaydım.

Al yanağına süzülüp,
Gamzelerin dolaydım,
Dudakların ıslatıp,
Can suyu olaydım.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:46 PM
Cennette Buluşacağız.

Eğer; cennet ve cehennem varsa gerçekten,
Gideceğim seninde günahlarını yanıma alarak,
Sana yalnız iyiliklerle dolu bir dünya kalacak,
Yeni bir sevda göreceksin, kızıl gülde açacak

Varınca o yere, yanacağım cehennemde,
Yandım nasılsa bu dünyada, senin cehenneminde,
Alıştım yanmaya, acı bile duymayacağım,
Ama aşk bahçelerindeki çiçekler artık,
Acının gülleri, karanfilleri olarak açacak,
Ellerinde hiçbir çiçek, bil ki mutlu olmayacak,

Ama üzülme sevdiğim, Bitecek cezam bir gün,
Sona erecek cehennemdeki mahkum günlerim,
Cennete alacaklar beni, tamam diye çektiğim,
Cennete varınca, ayıracağım sana da bir yer,
Muhteşem bir köşede, çiçekler içinde bahçede,
Ortasında mutluluklar sarayı, içinde sen ve ben,

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:46 PM
Cennetteyim Sanki

Gece olunca,
Yatağımın kenarında,
Yine o oturmuş,
Hadi kalk diyordu.
Hadi kalk,biraz dolaşalım,
Diyerek sesleniyordu.

Biraz kalk,tarlalara,
Kırlara çıkalım,
Deyince hemen,
Kalkarak yatağımdan,
Narin ellerinden tutarak,
Çıktık kırlara,bayırlara.

Birlikte,
Yüksekçe bir kayaya,
Beraber oturup,
Ufku gözledik.
Narin elleriyle,
Altın renkli bulutu gösterip,
Bize,barışı ve,
Özgürlüğümüzü armağan eden,
Doğaya teşekkür ederek,
Aşkımızın şarkısını,
Yanımızdaki ağacın,
Dallarından bize söyleyen,
Kuşları dinledik birlikte.

El ele tutuşarak yeniden,
Döndük birlikte evime,
Sanki cennetten döner gibi,
Yatırdı yatağa,
Bir güzel örttü üzerimi,
Eğildi başıma doğru,
Usulca öpüverdi dudaklarımdan,
Öylece arkasından bakarken,
Yarın gece yeniden geleceğim,
Diyerek gitti,
Gelmek üzere yeniden.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:46 PM
Cep Delik, Cepken Delik

Ağrının tepesine çıkmak mı?
O kolay güzelim, çocuk oyuncağı,
İste benden, Himalayalara çıkayım,
Evereste tırmanıp, selam vereyim,
Mekanım oldu yıllarca dağlar,
Kimi zaman süphan, kimi zaman allahüekber
Jandarma yolu kesmiş, pülümürde bekler,
Sevdiceğim de, pencerede gözleri yaşlı,
Çamlıcalardan geleceğim yollarımı gözler.

Aştım yılların zorluklarını,
Çıkılmaz denen zirvelerden atladım,
Her yerde kahpe feleğin izine rastladım,
Tam saracak iken sevdiğimi,
O illet hastalığın duvarına tosladım.

Cesaret mi dediniz, işte size manda gibi bir yürek,
Hemde çifte su verilmiş, Fatihin elindeki çelik,
Ama, üstte yok, başta yok, hani şu,
Tam dedikleri gibi, cep delik, cepken delik,
Garip bir balkan efesi, elde demir delik,
Sazlarda türkü olurum, serde var ya efelik,
Rodoplarda Dramalı hasan türküsü,
Ege de oynarım sarı zeybek,
Ak denizde dadaloğlu,
Kardeşlik yolunda şeyh bedrettin,
Dilim keskinleşir, Olurum kazak abdal,
Münkir münafığa rahmet okuturum,
Eşeğin salındığı çayırlarda,
Düş görmem, ama sevgi ekerim
Sevdalıma, kırmızı güller dererim.

Aşıktaki cesaretin vurduğu dağlar,
Parçalanır, un ufak olur, görürsünüz,
Yar mektup göndermiş bana,
Neredesin ey koca adam diye ağlar,
Birde şiir kondurmuş, bir tutam saç ile,
Alim alim, gül Alim, Gül dibine gel Alim,
Sen orada, ben burda, ne olacak bu halim,
Mektubu okuyunca o an
Ne cesaret kalır ne efelik,
İçerim Hayyam’ın kadehinden şarabı,
Yar hanesi önünde olmuşum küfelik
Geldim artık obama ey millet,
Haber salın, duysun sevgilim,
Ben Boşnak güzelimi Beklerim.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:47 PM
Cesaret Sevgilide Biter

Seven yürekte büyür cesaret,
Sevdiğine ulaşmak,
Aşkına kavuşmak için,
Şair olmakta gerekmez,
Sevgi zaten bir şiir değilmidir?
Yaşamı çiçek bahçesi yapan,
İçinde kırmızı güller,
Mor menekşeler açtıran,
Bazen benim gibi,
Bataklık gülü olarak
Nilüfer güzelliğinde açan.
Şair olmadan şiir yazdıran,
Leylası için koca dağları deldiren,
Dadaloğlu gibi,
Dünyaya meydan okutan,
Hayyam gibi kadehleri yudumlatan,
İşte cesaret budur.

Sevgi bahçesinde,
Tüm çiçeklerden daha güzel açan,
Yüreğini dümdüz ovalar gibi,
Sevdiğinin ayaklarına seren,
Sevdiğinin yüreğinde konaklamak için,
Yerler çamur, üstü yağmurda olsa,
Gece yar hanesinin önünde,
Soğukta tir tir sabahlayan,
Yar yanında olmaktan gönül hoşluğunu
Üstüne battaniye olarak saran,
Hani o serçeyle aslan hikayesi gibi,
Sevgisi için tüm evrene kafa tutan,
Bir cesaret başka türlü nasıl büyür.
Seven gönülde açar, sevda ateşinde pişer,
Amma velakin, Sevgilisinin önünde,
Süt dökmüş kediye döner,
Cesaretim orada biter,
Gücüm bu kadar güzelim,
Cesaretim buraya kadar.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:47 PM
Cevabımdır.

Sevmek,
Ama hiç bir şey beklemeden,
Ölesiye sevmek,
İşte bu,öyle bir yürek,
Kim istemez sevilmek?
Maharetmidir beklemek?
Sevdinmi,adam gibi sevecek,
Aşk dediğin,sevda dediğin,
Böyle yürekte,
Filiz verecek.

Bu bir yürek,
Doyasıya sevmesi gerek,
Onu da delicesine sevecek,
Sevdasıyla saracak,
Harında kor,
Ateşinde kül edecek,
Göz göze geldiğinde,
Gözlerinde kaybedecek,
Velhasıl bu adamın yüreğine,
Kırmızı gül gibi çılgın,
Bir kadın gerek.

İşte o zaman bu yürek,
Her tıklayışında kükreyerek,
O yürekle el ele verecek,
Sevdalı yunuslar gibi,
Engin denizlerin maviliklerinde,
Mutluluk adasına doğru
Aşklarının sonsuzluğuna,
Birlikte yüzecek.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:47 PM
Çağdaş Ülkenin Mühendisi

Soğuk kirli bir mermer,
Üzerinde yatan,taze bir ölü,
Okula gidiyormuş,sabah vakti,
Giderken kız arkadaşını alacak,
Birlikte gideceklermiş okula,

Körpe bıyıklarını eliyle düzeltmiş,
Saçlarına bakmıştı,camekanda,
El ele tutuşacaklar,göz göze,
Kumrular gibi,sevda türkülerini,
Söyleceklerdi beraber.

Ne güzel düşler kurarlardı,
Güzel yarınlarında ülkelerinin,
Okumuş iki mühendis olarak,
Yeni bir ülkenin,mühendisleri,
Yollar,köprüler,hava alanları,
Demiryolları yapacaklardı.
Geri kalmış ülkenin çocukları,
Ülkelerini kalkındıracak,
Çağdaş ülkenin,insanları,
Olmaya çalışacaklardı.

Tam kızın evinin köşesinde,
Arabadan inen iki kişi,
Ellerinde makinalı tüfekleri,
Bastılar tüfeklerin tetiğine,
Yarının çağdaş ülkesinin,
Çağdaş mühendisi olacak,
Sevdiği kızın elinden tutup,
Birlikte derse giderek,
Geleceklerini inşa edecekti.
Tam köşe başında,Elleri,
Makinalı tüfek olan,iki kişi,
Kontağı açık arabadan inerek,
Bastılar tetiğe,yıkıldı inleyerek,

Devrildi yere,dal gibi vücudu,
Beklerken kız arkadaşı evinde,
Silah seslerine camlara çıkmış,
Bağırıyordu insanlar,yetişin diye,
Elleri makinalı iki kişi,iki katil,
Cinayeti görenlerin bembeyaz,
Yüzlerini geride bırakarak,
Kontağı açık arabalarına binip,
Egzoz dumanına boğarak sokağı,
Yirimi iki yaşında,çağdaş ülkenin,
Çağdaş mühendisi genç adamı,
Kız arkadaşına bile varmadan,
Devirmişler yere koca çam gibi,
Uzaklaşmışlar sesler arasında.

Soğuk ve kirli mermer üstünde,
Yatan bu ölü,işte mühendis adayı,
Başında ağlamakta Anası,Babası,
Katledilen o genç mühendis değil,
Çağdaş ülkenin çağdaş geleceğiydi,
Bakın hepiniz ülkeyi yönetenlere,
Elleri makinalı,o iki kişiye,
Nasılda benziyorlar,değilmi?

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:47 PM
Çağlayan

Ulu dağların zirvesinde bir garip çağlayan
Çağlar içinden tarihlere çağlayan
Çağlarım suyum berrak yıkanan yok
Türküler derledim hiç dinleyen yok

Çağlar içinden tarihin güllerini çağlarım
Sevdaların dillerini türkü türkü çağlarım
Ben söylerim ben dinlerim kim? Bilir
Ilgıt, Ilgıt seslenir sabah akşam ağlarım.

Akar suyum gider enginlere ulaşır
Çok gönüle, nice sevdalara karışır
Gönül bahçelerin, aşk ocağın sularım
Engin gönüllerin ümitsiz aşklarını sularım.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:47 PM
Çaresizim

Çaresizim,
Çaresiz olduğumu,
Çaresiz kabul ediyorum,
Çünki çaresizim,
Her şeyde.

Aşk’ta çaresiz,
Sevgilide çaresiz,
Yaşam kavgasında çaresiz,
Yalnızlığımı yaşarım,çaresiz,
Çözümde bulamıyorum artık,
Hiçbir şeyde,
Ne yapsam nafile gibi,
Velhasıl dostlar,
Çaresizliğimde,çaresizim.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:47 PM
Çaresizliğim ve Ölüm

Sokakta oynuyordu çocuklar,
Bu bayram sabahında,
Seyretmek için merakla,
Penceremin önünde otururken,
Cemalim göründü camda.
Göz göze geldim o anda,
Pek bi şaşırmadım da,
Yaşadığım yıllar boyunca,
Sevdiğim insanların,
Vefasızlığını düşündükçe,
Sevdiğim,aşık olduğum ‘O’,
Mavi gözlümün yokluğunda,
Yalnızlığımın da acılarıyla,
Ölüme ne kadar aşina,
Olduğumu anladım.

Sevgisizlik ormanında,
Vefadan yoksun insanlarla,
Hele ‘O’ gönlümün sultanı,
Mavi gözlümün yokluğunda,
Yalnız yaşamanın yükünü,
Taşımanın bahtsızlığıyla,
Ölümden başka kim ile,
Ve nasıl dost olabilirim ki?
O yüzden penceremin camında,
Gördüğümde cemalimi,
Ölümün çaresizliğini,
Çaresizliğimde ölümü,
Görürüm daima.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:47 PM
Çarparım Yüreğimi Duvarlara.

Aşkımızın öyle,
Bir tren camından,
Mahzun bakışların ardından,
El sallamakla,
Biter mi? sandın.

Her gün evin camından,
Yaşlı gözlerle ben,
Senin meçhule gidişini,
Bana el sallayışını,
Döneceğim bekle diyen,
O sözlerini hatırlarım.

İşte o an,
Bir sızı sarar yüreğimi,
Oluk oluk kan akar,
Göz yaşı yerine,
Gözlerimden.

Kapkara bir cehennem olur,
Gündüzler bile bana,
Ne bir yıldız,ne de ay,
Görünmez olur *******de,
Çılgınlar gibi odamda,
Çarparım yüreğimi duvarlara,
Sonra sahile inerek,
Gözlerim yaşlarla dolu,
Anlatırım aşkımızı,
Martılara.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:48 PM
Çeçen kızı

ÇEÇEN KIZI
Çeçen kızı çeçen kızı
Sen allar giy ben kırmızı
Çıkalım kaf dağlarının başına
Sen beni kokla ben de seni
Ooooy.ooooy.ooooy

Sevdim seni çeçen kızı
Bağlarınız can kırmızı
Akar gider hep kan mola
Kanar yaram kan kırmızı
Gel yanıma gir koynuma
Çekelim beraber şu kımızı
Oyy.Oy yy.OOOOY.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:48 PM
Çık Kendi Hapishanenden

Çamlıcadan bakınca, senin açından,
Öyle büyütmeye de gelmez ilişkimizi,
Ufak iş bizimkisi, benim sana aşık olmam,
Ve senin buna ilgisiz ve duyarsız kalman,
Asıl en kötüsü, bilerek, bilmeyerek,
Kendini, kendi hapishanene kapatman.
Düşün hele bir, ne kadar aptalca bir şey?
Hapishaneni güzelim, kendi içinde kurman.

Birde garibime giden ne biliyormusun?
Yaşamımızdaki herşeyi keşfeden insan,
Düşünüyorum ve soruyorum herkese?
Tabii ki herkesin yanında sana da?
Bütün yenilikleri keşfeder de insan,
İnsan olmanın sırrını; ne zaman, keşfedecek,
Sokaklarda koyun sürüleri olarak,
Gezerken gördüğümüz insan.

Nazım okuyordum şimdi,
Dilime geliverdi yukardaki dizeler,
İçimde seni düşünmekten gelen,
Tatlı bir iç huzuru başladı,
Ve dilime geliverdi, yazayım dedim,
Ne güzel şey, hatırlamak seni,
Androslu kadın, Sevmesende beni!

Bak Koca Nazım ne diyor?
Tahir olmakta ayıp değil,
Zühre olmakta.
Hatta sevda yüzünden,
Ölmekte ayıp değil,
Bütün iş Tahir’le, Zühre olabilmekte,
Yani iş, içinde atan o yürekte

Sevdim insanları adam gibi ama,
Onlar bunun farkında olmasalarda,
Tıpkı seni sevdiğim, aşık olduğum gibi,
Beni bırakıp gittin, okyanusun ortasına,
Bir selam bile göndermezsin Koca Adam’a
Bense her gün kırmızı güllerimi yollarım sana,

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:48 PM
Çıkmak İçin Aydınlığa

Çıkmak için aydınlığa,
Umudun ve sevdanın beyazlığına,
Evet yırtmalı *******i,
Yıkmalı zindan *******i.

Gün ışığına salmalı,
Tüm seven yürekleri,
Sevdasına ulaşmalı yürekler,
Yeniden büyük bir imanla,
Alsın eline ne bulursa,
Ne dağ desin,ne bayır,
Sevdası için devirsin,
Önünde ne dağ kalsın,ne bayır.

Sevdalısına kavuşmak,
Delicesine sarılmak ister,
Yıllanmış şarap şişesindeki,
Yıllanmış aşk şarabını,
Kana kana içmek ister,
İçtiği kendi sevdasıdır,
Yılların imbiğinden süzülmüş,
Sevdasında sarhoş olmak ister,
Ram olup ellerini ve yüreğini,
Sevdiğine sunmak ister.

Yürekler konmalı aslında,
Gerdek odasına öncelikle,
Yürekleri ile sevişmeyen,
Sevişse ne olur teniyle?

Öfke ve kin yaşamaz sevgide,
Sevgi çiçekleri,kırmızı güller,
Her gün yeniden tomurcuklanır,
Yeniden sevmek,tazelenmek sevgide,
Düşünmez dün olanları,
Yaşar her sabah yeni sevdaları,
Her sabah güneşin altında yaşar,
Yeniden aşkını,sevdasını,

Al eline bir çiçek,
İstersen kırmızı bir gül olsun,
Bağla yanına da yüreğini,
Birde sevdan olsun yanında,
Gönder öylece sevdiğine,
Sevgide yaşanır umutlar,
Sevgide yaşanır yarınlar,
Delicesine,ya da huzur içinde,
Dolu dolu yaşamak için,
Haydi bağla yüreğini gül’e,
Yanına sevdanı da koyuver,
Gönder özel ulakla hemen,
Seni ve sevdanı bekleyen,
Aslan yürekli sevdiğine.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:48 PM
Çıldıracağım

Bu gece,
Bitmesin istiyorum.
Sabah olmasın,
Güneş de doğmasın,
Her yer karanlık olsun,
Gözlerimi de kapadım,
Senin yokluğunda,
Umutlarıma sarılmış,
Düşlerimde geziniyorum.

Sabah olur,
Bir de güneş doğarsa,
Kalkacağım yatağımdan,
Dolaşacağım bütün odaları,
Seni bulabilmek için,
Sonra mutfağa girip,
Senin olmadığını görünce,
Belki değil,mutlaka,
Çıldıracağım.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:48 PM
Çırılçıplağım.

Her şeyden arınmış,
Çırılçıplağım,
Urbalarımı bile çıkarmışım,
Yıldızlı gecenin şavkında,
Anadan üryan haldeyim.
Üzerimde,
Sevgi çiçeklerinden elbisem,
Yeni bir gezegene,
Yeni bir gökyüzü altında,
Yeni sevdalara,
Kanat açıp,
Uçmak istiyorum.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:48 PM
Çiçekler Türkümü Söyler

Sevgi güllerimi derdim, sana gönül olarak yolladım.
Benim derdim, yanımda karanfil olarak oturmakta.
Sözlerim kanatlamış şiir şiir sana uçmakta
Gözyaşlarım inci olmuş oluk gibi akmakta
Güllerin yanında sana sevda türküsü yolladım

Bahçede güller, karanfiller sakin bana bakıyor.
Menekşeler mor renkleri meltem ile dans ediyor
Sazımın telleri sana bozlaklardan ağıdımı yakıyor
Tutamadım yine göz yaşlarım inci inci akıyor
Esen yelden sarhoş, tüm çiçekler bana bakıyor

Beyaz bir gül sordu derdin nedir hey aşık
Kırmızı gül dizime uzandı sanki sen gibi
Karanfil gülümser, sanki teselli eder gibi
Menekşe raks ederken tam bir sırnaşık
Kollarıma dolanmış sarmış beni sarmaşık

Bütün çiçekler türkümü söylerler saz ile
Güllerin arasında sana yoladım haz ile
Geçti ömrüm gelmedin geçti artık yaz bile
Ömrüm boyu baktın durdun naz ile
Kavuşmaktı dileğim, bu sitemim az bile

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:48 PM
Çoban Yıldızı Şahittir.

Gece olunca,
Koynuma dalardın,
Sarılıp boynuma,
Seni çok seviyorum,
Hep mutlu etmek,
İstiyorum derdin.

Sen uykuya dalınca,
Kalkıp seni seyrederdim.
Dudaklarını hafifçe öpüp,
Düşlerimi anlatırdım sana.
Tatlı bir gülümseme,
Belirdimi yüzünde,
Beni anladığını sanarak,
Usulca balkona çıkardım.
Gökteki ışıklardan,
Çoban yıldızını sorar,
Seni ve düşlerimi,
Bir bir ona anlatırdım.
Tan yeri ağardığında,
Usulca koynuna girer,
Sıkıca sarılırdım sana.
Uyandığım her gün,
Merakla sorardım kendime,
Acaba düşlerini,sen de?
Anlatır mıydın bana?

Haydi bu gece,
Sende çık balkona,
İstersen in sahile,sor,
Gökteki çoban yıldızına,
Anlatsın bir bir,
Seni ne kadar sevdiğimi?
Sana anlatamadığım,
Senin için düşlediğim,
Güzel günlerimizi.
Belki o zaman anlarsın,
Seni ne çok sevdiğimi.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:48 PM
Çocuk

Ne güzel şeysin
Sen çocuk,
En güzel şey,
Sensin çocuk.

İki gönül bir olunca,
Sen gelirsin çocuk.
Saflığın en güzeli,
Sevgimizin çiçeği,
Mutluluğun temeli,
Yaşanacak yılların,
En güzel şeyi,
Sensin çocuk.

Yaşanmamış yılların,
Tadılmamış tadların,
Bir gecelik günahların,
En güzel aşkların,
Meyvası sensin çocuk.

Bütün ümitlerimiz sende,
Şöyle bir büyüsende,
Bütün dualarda,dileklerde,
Mutluluklar ülkesinde,
Şimdi yaşama sırası sende,
Dilek ağacımızın meyvası,
O Güzel şey,sensin çocuk.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:48 PM
Çocukluğum Nerdesin?

Çocukluğum!
Hey benim emeklediğim,
Yürümeyi,koşmayı öğrendiğim,
O minnacık yıllarımdaki
Çocukluğum nerdesin?
Nereye sakladınız?
Benim çocukluğumu.

Oyun bahçelerinde oynayamadığım,
Arkadaşlarımla çember çevirip,
Topaç döndüremediğim,
Kafa karış oynayıp,
Cillilerimi şöyle çarpamadığım,
Çocukluğum! Nerdesin?

Sabah ezanında kalkarak,
Elmalık fırınına giderdim,
Tatar hamza’nın fırınından,
Tahta tepsiye sabahın o saatinde,
Mis kokulu tahanlı pidelerini,
Bir güzel sıralayarak,
Sokak aralarında yanık sesle,
Eskişehir unundan,
Yeni çıktı fırından,
Mis gibi tahanlı pideler,
Diye bağırarak satardım.

Okul saati geldiğinde,
Tahta çantamı sırtlayıp,
Bir koşu okuluma giderdim.

Akşam vakti okul bitince,
Bursa’nın o meşhur,
Kazan simidini,
Uzun bir sopaya dizerek,
Haniya akşam simidi,
Nidalarıyla satarak,
Kazandığım paralarla,
Sevinç içinde eve,
Annemin kollarına koşardım.

Fırıncımız bir tatardı,
Tekerlemeler öğretmişti bize,
‘’Bu tatar aptal tatar,kendi yapar,
Kendi yemez,el aleme satar’’
‘’Evet beyim,cebine merdivenle ineyim,
Şapkanın üstünde motosikletle döneyim’’
‘’Baylar bayanlar,kahvelerde,
Sandalyede oturanlar,
Alı alıverin,simitleri’’diyerek,
Şarkı söyler gibi,
Türkü çağırır gibi okurduk,
Tatar Hamza’nın öğrettiklerini.

İşte o günlerde yaşayamadığım,
Çocukluğum geldi aklıma birden,
Arıyorum çocukluğumu,
Acımasızca elimden alınmış,
Anıları bile bırakılmamış,
O Çocukluğumu aramaktayım.

Aranızda eğer bilen varsa,
Bir şekilde nerede olduğunu?
Bana haber verirmisiniz?
Çocukluğumu kucaklamak,
Öpüp koklamak,hasret gidermek,
Gecikmişte olsa şimdi,
Çocukluğumu yaşamak,
Yaşamak istiyorum.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:48 PM
Çünkü İnsanım Ben.

Bir tepeden bakıyorum,
Deniz kıyısında,enginlere dalmış,
İkindi vakti,Ezan sesi geliyor uzaktan,
Güneş eğilmiş,karşıdaki,
Dağın ardına doğru,
Akşamı çağırmakta.

Vapurda yanımda oturan,
Kadın geliyor aklıma,
Bir insana bakar gibi,
Bakıyorum kadına.
Oysa üstüm başım,insan kokar,
Etim,canım insandan olma,
Ama güzel şey,insana bakmak,
Hemde insan gibi,Yanımdaki kadına.

Deniz,gökyüzü,toprak,
Bütün insanlar bizimledir,
Biz insanlar bir türlü,
Nedense,biz bize olamayız,
Sahilde yürüyen bir kadın,
Sorarım tepeden,adın ne senin,
Susar,ses vermez bana,
Tepeden duyamaz ki beni,
Adın kum olsun senin,derim,
Yumuşacık,sevgiyle,özlemle,
Ellerimize almak istediğimiz,
Sevgiye özlemimiz olan,
Kum olsun senin adın.

Kumun sıcaklığı,
Senin sıcaklığındır bana,
Duymak istediğim,İnsanın sıcaklığı,
Yalansız bakmak yüzüne,
Özlemimi sunarken sana,
Yalansız anlatmak her şeyi,
Yıllar,yıllarca tutmak,ellerimde seni,
Doyasıya yaşamak isterim.
Tüm insanların ele ele tutuşup,
Bu sahilde gezmelerini,
Aşklarını anlatmalarını,
Özlem özlem gözlerin buluşmasını,
İnsan gibi konuşmalarını isterim.
Çünkü insanım ben.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:48 PM
Daldaki kuş:

Nereye böyle?
Diye sordu daldaki kuş:
Umudumun düşlediği yere,
Diyerek yürüdüm,yanından.
Nasıl bir yer düşlersin?
Diye sordu ardımdan?
Öyle bir yer olsun ki;
Yalnızlığın olmadığı,
Bir ülke olsun.
Öyle bir yer olsun ki;
Aşk ve sevda ateşini,
Söndüremesin fırtınalar.
Sarılsın sevgi dolu gönüller,
Sevdalı eller tutuşsun,
Sevda bahçelerinde,
Sevgi çocuklarının,
Sesleri çınlasın,
Sevda gülleri gibi,
Sevgi çocukları büyüsün.

Nerede böyle bir yer?
Diye sordu daldaki kuş?
Umudumun olduğu yerde,
Belki bulurum diyerek,
Seslendim daldaki kuşa,
Sevgi ükesini,
Bulmak ümidiyle,
Umuduma doğru yürüdüm,
Sessizce.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:48 PM
Damla damla yağarım,

Sarı saçlı,
Mavi gözlü,
Bir güzele,
Aşığım dostlar.
O yüzden yüreğim yanar,
Ağıt yakar dillerim,
Sevda bahçelerinde öter,
Her sabah bülbüllerim,
Martı olur kıyılarda,
İnil inil ağlarım,
Dalga olur denizlerde,
Çıldırmış deliler gibi,
Kayalara çarparım.
Gökyüzüne çıkar,
Bulutlara dalarım,
Gözyaşım yağmur olur,
Damla damla yağarım,
Ayrılığın acısıyla,
Şimşek olur patlarım,
Görürsünüz sizlerde,
Nafile çabalarım,
Ne yapsam etsem,
Ne şarkılar söylesem,
Bülbül olup gülüm’e
Asırlarca dil döksem,
Sarı saçlım,mavi gözlüm,
Hiç düşünmez ahvalim.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:48 PM
Darbımesel

Ne kadersiz biriyim ben,
Bir güzelin dudağından,
Öpemeden gideceğim,
Bir çiçekte baharı,
Yaşamadan yiteceğim,
Gül yüzlü güzelimin,
Gamzesinden öpemeden,
Ne yazık ki değil,inan,
Eşek gibi öleceğim.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:49 PM
Deh Eşeğim Deh

Sevgi taşırdım önceleri,
Tüm insanlara birer birer,
Şimdilerde ise,
Kahır taşıyan eşeğim ben,
Yuların ucu Madam’ın elinde,
Yada puştun birinde,
Habire bağırmakta bana,
Deh eşeğim deh diyerek,
Arada sırtıma sopasını,
Acımadan indirmekte,
Ardından deh ulan deh diyerek,
Yetmezmiş gibi sırtımda ki,
Kahır dolu sevda yükleri.


Yokuş yukarı tırmanırım hep,
İçim acır yorgunluktan,
Susarım kan ter içindeyim,
Bir yudum su versin diye,
Ha bire Türkü çağırmadayım.
Anlamaz,keyf çatar sırtımda,
Ah serde eşeklik olmasa,
Yapacağımı bilirdim amma?

Sorsan ona kendini,
İyi bir insan sanmakta,
Ama ne o bir insandır,
Nede ben bir hayvanım,
Ben bir eşeğim biliyorum,
O ne olduğunu biliyormu acaba?
Arada sesleniyor yoruldukça bana,
Deh eşeğim deh,yürüsene diye,
Bense kahır içinde bir eşek,
Kendi kendime söylenerek,
Ah Ulan eşek ah diyerek,
Ah bir insan olaydım ben,
Nasılda iyi davranırdım,
Bütün hayvanlara ve insanlara,
Diye hayıflanırım.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:49 PM
Deli Gönül

Gözüme şehlası geldi bakınca
Böyle molur deli gönül sevince
Irağın yanından beri gelince
Sevdiğimden daha güzel var mola.

Sevdiceğim güzel otur obanda
Ulu kışlar Türkü kurmuş ovanda
Gider erin koşa koşa yabana
Sabr ile dayanmaktan başka var mola

Gelecek güzel günler gelecek
Bu güzeli de bir kucak saracak
Bir yiğide tohum döle yatacak
Del'osman'a bir oğlanı verecek.

Derecekte del'osman derecek
Bir güzeli deli deli sevecek
O Güzelin uğruna ferhat olup
Nice, ulu dağlar delecek.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:49 PM
Delicesine Seviyorum.

Seni seviyorum;
Hem de delicesine,
Demekten korkanlardan,
Asla değilim ben.
Seviyorum seni,
Hem de delicesine,
Bu yürek,
Bu gönül,
Senden başkasını,
Seversem eğer./............./Beni,
Bilirsin sen değil mi?
Ben seni yüreğimle,
Bu koca ellerimle,
Seviyorum.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:49 PM
Delidir Deseler

Kırlarda geziniyorken,
Seni düşünüyordum,
Karşıma birden,
Bir bostan korkuluğu çıktı.

Kendi yalnızlığımdan yakınırken,
Bostan korkuluğuna bakıp,
Böyle yapayalnız,
Bostanda bir başına,
Beklemekten sıkılmış olmalısın dedim.

O da bana,
Sen beni yalnız mı sanıyorsun?
Ben bostan korkuluğuyum,
Her gün kuşlarla,
Konuşuyorum ben,
Ya sen,
Her gün,
Kimlerle konuşuyorsun,
Diye sormaz mı?

İşte O an,
Düşündüm şöyle bir,
Sen yoksan eğer,
Ben kimle ve nasıl,
Konuşuyorum.
O yüzden bana,
Delidir deseler,
Ne diyebilirim ki?

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:49 PM
Delimiyim

Ben sensiz,
Yelkensiz ve dümensiz,
Hatta küreksiz,
Bir teknedeyim,
Açılmışım enginlere,
Sensiz,
Delimiyim,neyim?

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:49 PM
Delimiyim Neyim.

Ben sensiz,
Yelkensiz,dümensiz,
Hatta küreksiz,
Bir tekneyim.
Açılmışım enginlere,
Bir başıma ve sensiz,
Delimiyim,neyim?

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:49 PM
Delinin Sözleri

Hey dostum’!
Ben,
Senin gördüğünden,
Başka bir şey değilim.
Gördüğün,
Benim giysilerimdir,
Görmediğin ben ise,
İçimde yaşayan,
Sessizlik dünyasından,
Başka bir şey değildir.

Senden,
Söylediklerime,
Ve yaptıklarıma,
İnanmanı isteyemem.
Söylediklerim,
Senin öz düşüncelerinin,
Yankısından,
Başka bir şey değildir.

Rüzgar,
Doğudan esiyor desen,
Ben sahil boyunda,
Enginlere bakarken,
Sana hayır demeyeceğim.
Sen esen yele bakarken,
Ben aklımın yelkenine binip,
Uzaklara,
Gitmiş olacağım.
Senin için gün ışıdığında,
Bende gece,
Yeni başlıyor olacak.
Sen bana hayretle bakıp,
Deli mi ne bu,
Dediğinde,
Ben sana hayır bile,
Demeyeceğim.
Çünkü sen akılla,
Yeni yeni tanışırken,
Ben veda ediyor olacağım.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:49 PM
Demedim mi?

Bu sevdanın,aşkın yükünü,
Çekemezsin demedim mi?
Bu bir gönül yangınıdır,
Harında yanarsın,demedim mi?

Sevmek arşa ermek demektir,
Sevene ne mutlu,cennettir,
Sensizlik bana ölüm demektir,
Sevmeden olmaz demedim mi?

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:49 PM
Deniz Gibi Kokardın Sen.

Sabah güneşi doğmuş,
Her yan aydınlık,
Pencereyi açtım,
Deniz kokusu geldi burnuma,
Yoksa senin kokun mu?
Çünkü sende,
Deniz gibi kokardın,
Gözlerin deniz mavisi,
Saçların,güneş sarısı,
Azgın dalgalar gibi,
Duramazdın yerinde,

******* boyu süren,
Sevişmelerimizde,
Nefes nefese kalırdım,
Sorardın neden? diye,
Ben karaların çocuğu,
Sense denizlerin kızı,
Gündüz gökyüzünde martı,
Gece olunca sahile,
Çılgınca saldıran
Dalgalar gibiydin,
Yetişilmezdi sana.

Sen gittin gideli,
Her gün sahildeyim,
Öyle öfke dolu ki yüreğim,
Dalgalar sahile vurdukça,
Sen geliyorsun aklıma.

Bu gün yine,
Fırtınalar koparken sahilde,
Birden ellerimi uzatıp,
Tuttum fırtınayı güçlüce,
Fırtına direndi,
Ben inat ettim,
Koydum bir Hayyam şişesine,
Bir kayanın üstünden,
Sensizliğin öfkesiyle,
Öyle bir savurdum ki uzaklara,
O günden beri,
Bizim sahillerde,
Deniz sakin,
Sende yoksun artık düşlerimde,
Senin hayalin,
Fırtınalarla gitti,
Bir kayanın üstünden,
Fırlatıp uzaklara,
Attığım gün.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:49 PM
Derleme 1

Güle ötermiş bülbülü,
Ah ederim, görün ölümü,
Solmadan bir koklayım,
Sarı saçlı,tomurcuk gülümü.

Ata binmiş sevdiğim,
Beyazlar içinde, gelindir,
Dönder yolun bizim köye,
Tanrım, garip kulun sevindir.

Gülleri takmış da zülfüne,
Zilleri de takmış eteğine,
İşte sana döndüm sevdiğim,
Beni,ak gerdanında uyut yine.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:49 PM
Derleme 2

Papatyanın rengi,
Kuru saman sarısı,
Kaçırdılar sevdiğimi,
Düşmanlar, gece yarısı.

Papatyanın yaprağı,
Beyazdır,Beyaz,
Gökte yıldızlar parlıyor,
Çok soğuk,bu gece ayaz.

Yineden yeşillendi,
Bizim köyün dağları,
Gene mesken mi olacak?
Şu gurbetin yolları.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:49 PM
Deydi Mi?

Gerçek aşkı hiç tanımadım,
Benim suçum da değil bu!
Gerçek aşkı yaşamak için,
Ne yaşadığım yıllar uygundu,
Ne o yılların kadınları.

Saksı çiçeğinde süs gibi,
Ya da allanıp pullanıp,
Görücü bekleyen zavallılardı.
Bense ne görücü oldum,
Nede aşkı aradığımı belli edebildim,
Bir devrim düşünün adına,
İnsanlığı kurtarmak adına,
Yaşanamayan aşk dünyasını,
Yaşanabilir kılmak için,
Canımı vermek de dahil,
Ölümüne savaş verdim,
Düzenin insanlarıyla.
Kadrini mi bildiler?

Hele kadınlar,kadınlarımız,
Aşık olmak için canımızı verdiğimiz,
Bazen Ferhat,bazen Mecnun,
Uğruna dağları deldiğimiz,
Kıymet mi? bildiler,
Hayır,hayır,Hayır.

Sırça saray gibi,
Evlerinde beklediler,
Ambalajı bozulmasın diye,
Erkek eline bile deymediler.

Ne oldu sonunda?
Kadınların yarısı lezbiyen,
Yarısı da kadınlığını bilmeden,
Kadın gibi cinselliğini yaşayamadan,
Yaşadılar,ve,
Bizleride erkek olmaktan,
Mahrum ettiler,
Bizde onlar kadar suçluyduk,
Biz değilse bile bizden önceki,
O Dünyanın hakimi erkekler.

Deydi mi ey kadınlar?
Çektiğiniz ve yaşayamadığınız,
Bunca kadınsızlığınızı?
Sizden sonraki kadınlara,
Anlattınız mı?

Sizin gibi sıkıntı yaşamasınlar diye,
Hayır,hayır,hayır.
Kendi cinsinize bile,
İhanet ettiniz sizler,
Ne kadar,
Ben yaşamadım ki,
Onlar niye yaşasın diye,
Kıskançlık krizinde yaşadınız?
Deydimi? Ha,söyleyin,
Deydimi?

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:49 PM
Dilek Ağacımız.

Bir ağaç dikmiştik ikimiz,
Büyüdü kocaman oldu,
Hani büyüyünce ağacımız,
Birlikte gelerek ikimiz,
Asacaktık mendillerle,
Bir sen,bir ben ve ikimiz,
Mendillerin içinde dileklerimiz,
Gelecek güzel günlerde,
Mutluluk beklentilerimiz,
Olacaktı,hatırlıyor musun.

Sen yoksun,
Dilek ağacımız büyüdü,
Dallarına,
Sensizliğimi astım,
Yanına da,dilek torbamı,
İçinde sana olan özlemim,
Ve sensizliğin acıları var.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:49 PM
Dinle Oğul

Ey oğul,
Yaşadığın her an'a,
Dikkatle bak,
Gerçekten gör,
Seni var eden,
Doğanın koynundasın.
Gördüğün her şeyi,
Dolu dolu sev.
Sevdikçe her şey,
Daha da güzelleşecektir.

Bir kez yaşayacağın hayatını,
Son kertesine kadar yaşa,
Ve asla vazgeçme,
Her günü,
Yeni bir başlangıç yap.

Bak doğaya,
Her an yeniden,
Kendini nasıl yeniliyor?
Yaşamdan ne istiyorsan al,
Ve yaşadığın evrene,
Vermen gerekeni,bıkmadan,
Vermesini bil.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:50 PM
Doğ Artık Güneş

Doğ Artık Güneş
Her sabah uyandığımda
İşte güzel bir gün başlayacak diyorum
İçimden bir ses pencereme uzanırken
Haydi güneş doğ artık diyorum.
Bende güzel güneşli günlerimi
Artık yaşamak istiyorum.

Haydi güneş haydi, Yaşanmadan geçen yıllarıma ışık ver artık
İnsan gibi yaşamak, insan gibi aşık olmak istiyorum,
Yaşanacak çokça zamanım da kalmadı bak
Güneşli güzel günlerde sevdalanmayı özlüyorum.
Bir Leyla’ya kavuşacağım günü Mecnun gibi bekliyorum.

Her doğan gün kendi güneşinden kalırmış gebe
Üzülmek neye yarar kötü yazılmışsa kaderde
Tomurcuk gül olmak vardı bir güzelin gönlünde
Mahkumum ben buyurmuş ilahlar müebbede
Hoş bir sad’a bile bırakmadan gideceğim kubbede

Sevmek, aşık olmak, bir güzele ram olmak
Sevdasının kucağında uyanmak
Gülen yüzün gamzesinde bir tomurcuk gül olmak
Yar elinden kadeh kadeh içmek sevdayı
Doğmazsan doğma güneş kader böyle yazmış yazıyı
Del’osman’da deyi verecek feleğe bu kadıyı
Çek ipimi bitiriver artık, çekilmez bu acıyı.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:50 PM
Doğanın Oğluyum Ben

Doğa ananın şarkısıyım ben,
Söyler gümbür,gümbür,
Fısıldayarak bazen,
Ve yüreğinde saklar beni,
Her bahar söyler yeniden,
Göklerin maviliklerinden,
Toprağın üstüne düşen,
Yemyeşil halıyım ben.

Dağların,derelerin,çiçeklerin,
Doğanın oğluyum ben,
Kışın kükrerim doruklardan,
Çiçek açarım bahar geldiğinde,
Yazın sarı başaklarda gülümserim,
Hayyam’ım mahzeninde,
Demlenirim sonbaharda,
Sonra aşıklara bir armağan olurum,
Düğünlerde gelinin başında tac,
Sabahın doğuşuyla,günle el ele,
Tatlı bir meltem esintisiyle,
Yeniden doğuşu ve ışığı müjdelerim,
Ve akşama,kuşlarla ben,
Kanatlanır,veda ederiz,
Yaşamı sunduğum gibi,
Son çağrısı olurum ölümün.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:50 PM
Doğanın senfonisini dinlerken

Gecenin aydınlığında,
Bir tepeye çıktım,
Yaşamın bestelediği.
Sessizliğin senfonisi yankılanıyordu,
Uzaklardan.
Yaşama karşı,
Yenilgilerimi düşündüm,
Yalnızlığım,
Ve kimsesizliğim yanımdayken.

Geçmişte kazandığım,
Binlerce yengilerden,
Bana kalan en güzel şey,
Sen.
Yaşamdaki başarılarımdan,
Yüreğime en yakın olan,
Sen.

Seninle olduğum için ben,
Ayakları yerde,
Defne yaprakları peşinde koşmayan,
Biri olduğumu biliyorum,
Ben sende kendimi,
Yalnızlığımı buldum,

Gözlerine baktığımda,
Sevgiyi değil,
İkbal arayanın,
Kendisine kul olduğunu,
Gördüm.

Şimdi,
Doğanın senfonisini dinlerken
Anladım ki,
Birinin özünü anlayabilmek için,
İçindeki sevginin gücünü,
Söndürmek gerekirmiş.
O zaman,
Duyamazmış insan,
Doğanın senfonisini,

Şu anda ben,
Seni düşlüyorum,
Ve içimdeki sevgin,
Yanardağlar gibi,
Yüreğimi dağlamakta.
Yanaklarımda ıslaklık,
Galiba yine,
Gözlerim ağlamakta.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:50 PM
Dost Bildiklerime! ! ! ! ! ! ! !

Ne ettim ben sana tanrım?
Acılarla yoğurttun beni,
Suçum,aşık olmak,sevmek,
Üç kuruşa muhtaç ettin beni.

Bir fırtınaya tuttun beni,
Ne dertlere kattın beni,
Dost dilinden gelecek,
Bir selama,merhabaya,
Muhtaç bıraktın beni.

Dost diye aradığım diller,
Ararım,yerinde eser yeller.
Sevgi dolu nice gönüller,
Yapa yalnız bıraktı beni.

Mal mülk sevdasından vazgeçtim,
Ne baş eğdim,ne omuzlarda gezdim,
Şu kahpe dünyanın zevklerine karşı,
Tomurcuk gül gibi,güldüm de geçtim.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:50 PM
Dost ile Post

DOST İLE POST
Aradığım bu illerden hep bir dost
Bulduklarım istediler hep bir post
Meyhanede oldum seninle mest
Bağırdım ardından yine duymadın
Defol şurdan höst oğlu höst

Dost insanın belindeki silah gibidir
Elini beline attığında insan
Onun orada olduğunu bilmek ister
Her daim lazım olmayabilir amma
Höst oğlu höst tadına bakmak ister

Dost meclisi canan gibi bir güldür
Tatlı sözlerinle cananım beni güldür
Bakışım sanadır dikene değil güzelim
Cananım bana can kırmızı bir güldür.
Yaşamak bana bir cananla ömürdür.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:50 PM
Dostluk ve Aşk.

İki şey vardır ki,
Rastlantılara bağlıdır;
Biri dostluk,biri aşk,
Ararız yıllar boyu dost’u,
Bulunca doyamayız tadına,
Öyle bulunmaz kolay,kolay.
Ama sürer bir ömür boyu.

Aşk’da kolay bulunmaz,
Bulmak için ararız daima,
Delicesine yaşamak isteriz,
Doyumsuz ve aç biri gibi,
Ama aşkın bir kusuru var;
Narin bir çiçek gibidir,
Dalından koparmaya görün,
Yaşadıkça eskir sizinle,
Yaşlandıkça solar,kurur,
Kaybolur tüm güzelliği,
O yüzden değerini bilmeyiz,
Çarparız yerlere Debbah gibi.

İyileşmek elinde olan hastaya,
Hangi doktor acır ki?
İnsanlar budalalıklarını,
Bir kalıba döktüler mi?
Budalalıklarına bakarlar,
Hiç kimse de bilemez,
Neden ciddilik gördüklerini?

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:51 PM
Dön Artık,Dön Yeter

Sen Gittin ya sevdiğim,
Ardından hep ağladım,
Bende kalan yazmanı,
Yastığıma bağladım,
Her gece başımı koyup,
Kara kaderime ağladım.
Aylar,yıllar geçti,
*******,günler boyu,
Hep seni andım.
Bir gün dönersin diye,
Ne adaklar adadım.
Her gece bahçeye çıkıp,
Yıldızlara mendil bağladım,
Tek tek bütün yıldızlarla,
Sana selam yolladım,
Yatağımda her gece,
Al yazmanı kokladım,
Sensizlik çok zormuş,
Dön artık,dön yeter,
Bak işte şiir oldum,
Dizelerde çağladım.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:51 PM
Dön Bana,Yüzün Göreyim.

Dön bana,
Dön bana da,
Yüzün göreyim.
Aramızdaki sıra dağları,
Kol vurup devireyim.
Gökteki yıldızlara da söyledim,
Seni görmek için gül yüzlüm,
Yirmi yıl mahpusta,
Nasıl bekleyim.

Arda boyunda sevdiğim,
Ellerinden tutayım,
O gavur ananla, babanı,
Nasıl affedeyim?
Bir ağa oğluna,
Kapatmışlar seni,
Ben nasıl dayanayım?
Çekip piştovu,
Ananı,babanı vurayım,
Ağa oğlu ısmayıl’ı
Kaldırıp dağbaşına,
Yardan aşarı atayım.

Ettim dediklerimi,hep ettim,
O gavur ananla babanı,
Birer kurşunla furdum
Ismayıl’ı dağ başında,
Yardan aşarı attım,
Kapattılar mahpusa beni,
Kestiler temiz yirmi yıl,
Seni görmeyi artık,
Nasıl ümit edeyim.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:51 PM
Döneceğim Kollarına.

Saati kurup,
Koydum yanı başına.
Uyandıramadım seni,
Eğer uyanmış olursan,
Bırakıp gidemezdim seni.
O yüzden uyandırmadan,
Sessizce gidiyorum,
Akşam olunca yeniden,
Döneceğim kollarına,
Hem de bu sefer,
Yıldızları kucaklayarak,
Sana geleceğim.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:51 PM
Döner misin? Bir gün geri.

Ne oynak kız’dın sen,
Koynumda fingirderken,
Neler neler söylerdin?
Hatırlar mısın?
Kara koçum,
Karaca oğlanım,
Çılgın *******imizde,
Kara boğamsın derdin.

Kara gözlü dilberim,
Karabiberim,
Servi boylum,
Şimdi yaban illerde,
Ellerin koynundasın,
Bense seni hala,
Dönersin belki diye,
Beklemekteyim.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:51 PM
Dönüp Duruyorum.

*******,
Her gün,gün batımında,
Beni sana çeken geceden,
Tatlı bir rüzgar esiyor,
Bir tepenin üstünden,
Şehrin ışıklarını,
Gökyüzünde yıldızların,
Ay ile raksını seyrediyorum.

Uzaklardan ney çalıyor,
Birde kemane sesi,
Tatlı bir ritim eşliğinde,
Beni çağırıyor.
Açılıyor kollarım,
Başlıyorum dönmeye,
Mevlana’nın müridi gibi,
Döndükçe kendimden,
Kendimden geçtikçe,
Dönüp duruyorum.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:51 PM
Dualarımda hep varsın

Mezarının başında okunur taşın
Yanında fatiha isteyen arkadaşın
Ellerim açık gönlüm sana duada
Yalnız kodun bu alemde beni arkadaşım.

Yaşadım ama sana doymadım bir an
Sensiz nasıl geçer, bilirmisin zaman?
Özlem özlem gülerdi dudakların
Hasretinden kurudu bak dudaklarım.

Cennette sefa sürersin şimdi aşkımın gülü
Ben divane yaşarken sensiz bu günü
İsterdim gamzende olmak küçücük bir ben
Yüzünde aşkımı çağıran güllerin açarken.

Geliyorum yanına yer aç bana ey sevgili
Aradım, bulamadım senden daha güzeli
Canlansan diyorum, seviyorum dese yine dilin
Bağrımda sıcaklığın, gönlümde dolmayacak yerin.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:51 PM
Duvardaki resminin önünde.

Duvara asmıştım ya resmini,
O duvar bana,
Kabe oldu sevdiğim.
Senden kalan ne varsa,
Astım duvara bir bir,
Duvardaki resminin yanına.

Odaya her girdiğimde,
Duvardaki resminle,
Senden kalan ne varsa,
Anılarla sarmalanmış,
Bakar bana duvarda.

Hasretinle yanarım,
Gözlerim yaşlanır,
Duvardaki resmine,
Senden kalan anılara,
Hüzünle baktıkça.

Bana kabe olur her gece,
Diz çökerim önünde,
Ellerim semada,
Gözlerim pencerede,
Her gece beni seyreder,
Gökteki yıldızlar ve ay,
Duvardaki resminin önünde.

GooD aNd EvıL
05-25-2009, 04:51 PM
Duvardan Bana Bakıyorlardı.

Vuruyor büyük bir hışımla,
Gözleri yuvalarından fırlamış,
Ağzından galiz küfürler,
Ve salyalar saçarak..
Her sopayı vuruşunda,
Haykırıyor bu Allah için,
Bu İslam için,
Diyerek.

Var gücüyle vurdukça,
Dudaklarımı ısırıyorum,
Canım çok acıyor ama
İnlemiyor, bağırmıyorum.
Duvardan bana bakan,
Benden önce bu koğuşta,
Nice işkenceler görmüş,
Ağır dayaklar yemiş,
Ve belki de ölmüş,
Benden öncekileri görüyorum,
Bana baktıklarını düşünüyorum,
Ne kadar canım acısa da,
İnlememeye çalışıyor,
Hele hele ağlamayı,
Ne kadar ayıp olacağı,
Aklıma geliyor.
Böyle işkenceler altında,
Benden ıh dışında,
Ses bile çıkmayınca,
Allah Allah diyerek
Daha bir hırsla,
Vur ha vuruyor,
Ama benim dişlerim kenetli,
Bir ses duyamıyor,
Allahsız işkenceci.

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:30 PM
Duygularımı Anlatabilmek

Hayal kuşunun kanatlarına,
Binerek yaptığım yolculuğumda,
Tanımadan aşık olduğum,
O güzelle ilgili,
Duygularımı,coşkularımı,
Nasıl anlatabilirim?

İnsanın yüreğinden gelen,
O en derin ve içten,
Duygularımı anlatabilmek için,
Hangi sözcükleri seçebilirim,
Bilmiyorum.

Çünkü,
Yüreğimden gelen,
Beni hayal kuşunun,
Kanatlarına bindiren,
Aşk meleğime ulaşmak için,
Asırlarca zamanı,
Bir kalemde geçiren,
Duygularımı anlatmaya,
Sözcükler ve kelimeler,
Çok zavallı ve,
Kısır kalıyor.

Yaşadıklarımız nedir ki?
Hayallerimiz aracılığı ile,
Deneyip gördüklerimiz,
Yaşayarak üzülüp,
Sevindiklerimiz değilmidir?
Yaşadığımız dünyaya,
Bakarsanız eğer,
Yaşananlar,
Aklımızın ve,
Anlayışımızın Yardımıyla,
Tanıyıp öğrendiklerimiz,
Değilmidir?

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:30 PM
Dün Gece

Dün gece seni izledim pencerenden
Orada olmadığını bildiğim halde
Sanki perdeyi aralayıverecekmişin gibi
Orada olmanı istiyordum inanki.
Ve sonra
Sevda kuşunun kanatlarına binmiş
Fırtınalara nazire yaparcasına
Süzülüyorum enginlerin sonsuzluğuna
Seni arayıp bulmak için
Ve sormak seni sevda tanrıçalarına

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:30 PM
Dünyanın En Çılgın Delisiyim

Nefsimle savaşta,
Her daim yeniğim.
Döndürdün beni divaneye,
Ayaklarının dibindeyim.
Seni sevmek delilikse?
Bu dünyanın en çılgın,
Delisiyim.

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:30 PM
Düşler dururum senin için.

Günlerdir,
Düşler dururum,
Sana kavuşacağım günü,
Durmadan odamda,
Şiirler yazarım senin için,
Bilmek ister misin?
Sonu nedir bu çabamın?
Şu bahçedeki,
Kiraz ağacına bak,
Şu köşeye ektiğimiz,
Fidana bak,
Birlikte güğümle,
Su taşıdığımız,

Bahar geliyor yine,
Kiraz ağacıyla fidan,
Yeşerecek birlikte,
Çiçek açacaklar,
Ve sevdiğim kadın,
Kiraz ağacının,
İlk meyvesini,
Birlikte yemek için,
Gelecek diye,
Düşler kurarım,
Camdan bahçeye,
Kiraz ağacıyla,
Fidana bakarken,
Bana döneceğin günü,
Düşlemeye çabalarım.

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:30 PM
Düşlerim Neden Mavidir?

Bilir misin?
Neden düşlerim,
Mavidir?
Hani seninle,
Kırlara el ele çıkıp,
Çimenlere uzanırdık.
Ben mavi göklere,
Bakardım hep,
Sense yağmur bulutlarına,
Güneş de saklanınca,
Bulutların ardına,
Ben maviliklerden,
Söz ederken sana,
Bulutlardan,yağmurlardan,
Dem vururdun sen.

Hani arka sokakta,
Kör bir dilenci vardı?
Sormuştuk bir kez,
Gökyüzü ne renkdir diye?
Başını gökyüzüne çevirip,
Mavi,masmavi demişti de,
Sen kızmıştın dilenciye,
Sen körsün,nasıl görüyorsun?
Hem mavi ne renk diye,
Sormuştun dilenciye?

Mavi umuttur,
Enginlerde ki sevdadır,
Yaşanılası aşktır,
Mavi yaşamın rengidir,
Demişti kör dilenci bize.
Ve sormuştu sana,
Sence aşkın rengi,
Nedir diye?
Yağmur yüklü bulutlardan,
Söz etmiştin adama,

Yağmur,yaşamın kendisidir,
Rengi değildir demişti,
Maviliklerde,
Sevda çiçekleri,
Aşk böcekleriyle sevişir,
Yağmur suyuyla filizlenir.
Mavi gökyüzü olmasa,
Bulutların ardından,
Güneş gülümsemese toprağa?
Yaşam olur mu sandın?
Deyince kör dilenci,
Selamlıyarak adamı,
Saygıyla ayrılmıştık yanından.

İşte güzelim benim,
Bu yüzden düşlerim,
Ve aşkım hep mavidir.
Sana gelmek için,
Kanatlanıp uçacağım gökyüzü de,
O yüzden düşlerim gibi,
Mavi,masmavi.

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:30 PM
Düşlerim ve Sen

El ele tutuşup,
Göz göze bakıştığımız,
Teninin sıcaklığını,
Tenimde duyduğum,
O anları özledim.

Ellerimiz tutuştuğunda,
Ateş basardı tenimi,
Kadifeleşirdi tenin,
Dudaklarımın ucunda.
Ya düşlerim,düşlerimiz,
Işıl ışıl dünyalardı onlar,
Düşlerimi düşlerine,
Özlemimi gözlerine,
Yerleştirirdim usulca,
Düş dünyamın,
Her ayrıntısına,
Nakış nakış,
İşlerdim seni,

Ve şimdi sensiz,
Yaşamaya mahkumum,
Sana ait düşlerle,
Yalnız seni düşünerek,
Yapayalnız yaşamaktansa,
Ölmeyi amma,
Cidden ölmeyi isterdim.
Ölmeye cesaretim mi yok?
Var aslında,
Bas tetiğe kolayından,
Ölmek hazır,ölüm,
Parmak uçlarında.
Kolaya kaçmak yok,
Düşlerim ve sen,
Düşlerimdeki sen,
Ölmedikçe olmaz,
Öyle kolay yoldan,
Ölemem ben.

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:30 PM
Düşlerimde Bulacağım Seni

Düşlerime,
Öyle uzaksın ki,
Bu gece düşlerimde,
Aradım seni.
Bulamadım yine,
Her yana baktım,
Hatta;
Kayıp eşye bürosuna bile,
Sen yoktun,bulamadım?
Birde yorgunluk çöktü üzerime,
Ama yılmadım,arıyorum,
Ve seni bir gün,
Düşlerimde de olsan,
Mutlaka bulacağım.

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:30 PM
Düşlerimde Çizdim Resmini

Düşlerimde çizdim en güzel resmini,
Duvarıma asmıştım şiirlerinde seni,
Tuttum duvardan indirdim bu gün seni,
İnan güzelim, duvar ağlamaya başladı,
Hıçkırıklar içinde duvar, şimdi yanıyor,
Mızrak olmuş sevdan, parçalamış bak,
Koca adamın yüreği, Oluk, oluk kanıyor.

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:30 PM
Düşlerimin Kadife Kumaşından Yarattım seni

Sabahları uyanınca,
En çok kendime sormuşumdur.
Acaba,bulutlara karışıp,
Yok olurcasına,
Başımı döndüren güzel,
Kendi hayal gücüm mü?

Öyle bir güzel yok mu sahiden?
Yeni bir ilahe Mİ yarattım?
Ahenkli sesi ve,
Narin dokunuşlarıyla,
Düşlerimin kadife kumaşından.

Yoksa duyargalarımı yitirmişimde,
Bir çılgınlık halindeyken Mi?
Yaratmıştım bu güzeli?
Yoksa sevgi kaynağımla,
Yalnız kalmak için mi yaratmıştım?
Kimseye görünmeden aşkımı,
Doyasıya yaşamak için.

Böyle bir varlıkla,
Nasıl mutlu olabilirim diye,
Sorabilirsiniz bana?
Ömrünün yazındaki,
Bu koca adamın nasıl olup da?
Düşlerde ve hayallerde,
Böylesine heyecan bulabildiğini?

Şunu söylemeliyim ki;
Bu ruh halim sürmekte,
Gençlik yıllarımdan beri,
Böylesine geçirdiğim yıllar,
Yaşam’a,Güzel’e
Mutluluğa ve Barışa dair,
Tüm öğrendiklerimin,
Temel taşları olmuşlardır.

Bütün düşlerim ve hayallerim,
Yalnız yaşamımda benim
Dostum,arkadaşım,sevgilim,
Olmuştur daima.
Ve ben/
Güneşin çehresi önünde,
Özgürlüğe kanat açan,
Ve suların üzerinde,
Özgür martılar gibi,
Sularla dans eden,
Özgürlüğün düş’ü olmuş,
Ruhumu huzura ulaştıran,
Aşkın,sevdanın,insanlığın,
Türküsünü söylemişimdir.

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:30 PM
Düşlerimle Yapayalnız Yatmaktayım

Aşkımıza,
Gökteki yıldızlar bile şahitti.
Her gece sahilde,
Bir ten,bir beden,
El ele,gönül gönüle,
Yürürdük birlikte,
Çocuklarımızı büyütüp,
Bir sahil kentinde,
Yaşlanacaktık birlikte,
Ölüm bizi bulana kadar,
Birbirimizi sevmeye,
Yeminler etmedik mi?

Sen gittin uzaklara,
Kaldım bir garip burada,
Ve şimdi ben,
Yalnızlık yatağında,
Sensizliğin koynunda,
Düşlerimle yapayalnız,
Yatmaktayım.

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:30 PM
Düşlerinde olacağım.

Çaresizliğimi,
Çantama doldurup,
Bir başıma,yapayalnız,
Yollara koyuldum,
Gidiyorum uzaklara.
Ben her zaman,
Düşlerinde olacağım,
Unutamayacaksın beni,
Kendim gibi seni,
Düşlerinde bensizliğimle,
Baş başa bırakıyorum.
Giderken uzaklara,
Ağladığımı görmeni,
İstemiyorum.

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:30 PM
Düşlerine Gireceğim Senin.

Bir gün döner de;
Arayıp sorarsan beni,
Arama sakın,bulamazsın,
Ben senin yokluğunda,sende,
Gece gökteki yıldızlarda,
İçimdeki sen ‘in suretinde,
Sonuç olarak sen bende,
Ben senin,bendeki suretinde,
Ben,bendeki sen’in içinde,
Eridim,yok oldum,tükendim,

Şimdi aynaya baktığında,
Sendeki beni,
Göreceksin mavi gözlerinde,
Her gün,her an,
Her baktığında,
Son nefesini vereceğin,
O an’a kadar daima,
Maviliklerin içinde,
Mavi gözlerinde,
Göreceksin beni.

Sım sıkı kapasanda,
Mavi gözlerini;
Düşlerine gireceğim senin,
Gündüz enginlere bakınca,
Gece seyrederken yıldızlarda,
Süslenirken aynalarda,
Derin uykunda uyurken,
Sessizce gireceğim rüyalarında,
Çaresizsin,ne yapsan,
Yine beni göreceksin.

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:30 PM
Düşüme Düşmeni, Düşlerim

Sana mektup yazarken,
Kalemin ucu kırıldı,
Seni sevdiğimi yazarken,
Kalem bile sana darıldı.

Gece yıldızların altında,
Oturuyorum köşedeki parkta,
Dalmışken geçmişin anılarına,
Canlandı birden düşlerim,

Seninle yan yana bu parkta,
Oturup seviştiğimiz,
O *******i düşlerim.
Başını omzuma dayadığın,
Sarı saçlarını okşadığım,
Gözlerinin maviliklerinde,
Enginlere daldığım,
Yıldızlı *******i düşlerim.

Sensiz yaşamak zor,
Her gün,her gece,
Divane gezer,düşlerim,
Yalnız geçen *******imde,
Düşüme girmeni düşlerim.

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:30 PM
Düşünmeden Görmek.

Düşünün ey insanlar,
Yaşarken! düşünün,
Düşünürken de yaşayın,
Yaşam düşüncenizi,kendinizi,
Aşmaya çalışın her an.

Kimse için değil,
Yalnız kendiniz için,düşünün,
Düşüncelerinizi de sunun,
Yer sofrasında herkese,
İştahla yenecek yemek gibi,
Nasıl ki isteriz sevilmeyi,
Delicesine severken hemde,
Ama düşünmeden görmeyi,
İsteriz çocuklar gibi.

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:31 PM
Elif

Elif gibi burcu burcu kokarsın
Benim halim hep dertlere sokarsın
Olsam arı tatmak için balından
Geldiğimde benim iğnem ile sokarsın.

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:31 PM
En Tatlı Şey Seni Sevmektir.

Dün gençlerle konuşurken,
Sordu içlerinden biri,
Nedir dünyanın en tatlı şeyi,
Düşünmeden yanıtladım gençleri,
Dünyanın en tatlı şeyi,
Seni sevmektir güzelim,
Ateşinde yanmak, kor alev olmak,
Çiçek olup, gamzelerinde açmak,

Ayrılık acısı bağrımı yakınca,
Böyle olmuyor her nedense,
Meğer ne zormuş senden ayrılmak,
Kırmızı gül’ümden ayrılıyorum gibi,
Tek tek, yaprakları koparılan
Gül gibiyim şimdi,
Canım acıyor, yüreğim kanıyor,
Nefes bile alamıyorum artık,
Kim buna yaşamak diyebilirki?
Böyle yaşamaktansa ölmek,
Seninde öleceğin günü bekliyerek,
Cennette güzelim, seninle buluşmak,
Bir yazgıymış halbuki bana, Ama,
Gençlere söyleyemedim,
En tatlı şey; seni sevmektir belki,
Acısına da katlanmayı bilmek gerek.

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:31 PM
Enginlerin Ortasındayım.

Enginlerin ortasında,
Bir teknedeyim.
Tekne sensiz,
Tekne yelkensiz,
Üstelik küreksiz,
Ve içinde ben,
Bir başıma çaresiz,
Enginlerin ortasındayım.

Sana ulaşmak için,
Bilmiyorum,ne yapmalıyım?
Ellerimden kürek,
Umutlarımdan yelken,
Sana olan sevgimden,
Fırtınalar yaratmalıyım.
Fırtınanın kanatlarına binip,
Bu gece olmadan mutlaka,
Sana sarılmalıyım.

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:31 PM
Erkekliğim sökmüyor sensizliğe

Mavi gözlerini sevdiğim güzel,
Dün gece seni gördüm düşümde,
Güllü sarı yazma vardı başında,
Altın işlemeli üç etekte belinde,
Beni uykudan uyandıran sesin,
Bir güzel türkü idi dilinde.

Uyandım heyecanla,kalktım,
Bakmadayım camdan şafağa,
Tan ağarmada,ağır ağır,
Ortalık aydınlanıyor artık,
Caminin müezzini minarede,
Saba makamından muhteşem sesiyle,
Sabah sal’a sını okumakta.

Bense ne olduğunu anlamadan,
Biteviye ağlamaktayım,şimdi,
Gözlerim odayı tarıyor yavaşça,
Sen yoksun,düş görmüşüm belli,
Sensizlik canımı acıtıyor,
Erkekliğimde sökmüyor sensizliğe,
Sen yoksun,odam boş,
Aynanın önüne geçip oturmuş,
Camiden gelen sesi dinliyorum,
Müezzin sal’a yı okumakta hala,
Aynadaki bana bakıyorum öylece,
Sensizliğe ve yalnızlığıma,
Hıçkırarak ağlıyorum.

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:31 PM
Erotik Şiir.

Kapa gözlerini,
Aç gözlerini,
Ne görüyorsun?
Beni değil mi?
Dudaklarını ısır bi,
Ne hissediyorsun?
Benim dudaklarımı mı?
Uzan boylu boyunca,
Sırt üstü yatağına,
Üzerine bir ağırlık,
Çöktü mü?
Teninde güzel bir sıcaklık,
Bir elektriklenme,
Bacaklarının arasında,
Müthiş bir gerilme,
Hissediyorsun değil mi?
Çıldırmak üzeresin şu anda,
İşte güzelim bak,
İşte o an,orada,
Gözlerinin içinde,
Teninin duvarlarında,
Vücudunun her titreyişinde,
Senin tam içinde,
Seni çıldırtan o nesne,
O benim,
O benim İşte.

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:31 PM
Eskilerin Sırları.

Anne söyle bana,
Ben nasıl doğdum?
Şırraaaak,bir tokat,
Sus,terbiyesiz,ne haddine senin?
Nasıl doğduğunu öğrenmek?
Senide bir leylek getirdi,
Bu kadar bil yeter.

Bizi leylekler getirdiyse,
Neden babamla evlendin?
Seyrederdim sizi,gizli gizli,
Neden öyle heyecanla,
Çılgın sesler çıkarırdınız?
Babamla sen yatakta?

Leylek falan da yoktu yanınızda,
Hani bir de o kadınlar,
Karnı kocaman,kocaman kadınlar,
Doğuracak denen kadınlar,
Leylek onun neresinden,
Getirecek o bebeği?

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:31 PM
Esme deli rüzgar

Esme deli rüzgar esme
Ne dağ ne deniz işte bir nefes
Aşık olduysam bana
Acı bir diyet kesme

Aşk Her gönlü yakar derler
benim sevgilim durmaz habire
Bir elinde çekiç altında örs
Deler bağrımı ha bire deler.

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:31 PM
Eşek olayım cenneti istersem eğer.

Aşkın bana ne tuzaklar kurdu,
Bu yürekle başkasını sevmek zordu,
Sabır elbiselerim bile bak yırtıldı,
Aklım doğru dedi,ama aşkın bozdu.

Gönlümü kırdın,yıktın beni sevdiğim,
Hayatımın nuruydun,terk ettin gittin,
Aktı sel gibi gözyaşlarım toprağa,
Seni seven yanında,ama o ben değilim.

Şimdi bir güzel gelse şu halimde eğer,
Birde doldursa kadehi,içki verse eğer,
Kınarsanız kınayın dileğimden dolayı,
Eşek olayım cenneti istersem eğer.

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:31 PM
Ev Mi? Ev

Dıştan bakınca,
Ev mi? ev,
Penceresi bile var,
Demir parmaklıklı,
Mahpushanelerin de!

Kapısı da,var,
Her gün umutla,
Çalmasını beklediğim,
Zindanların da.
Özgürlükle kucaklaşılacak günün,
Sabırla beklendiği.

Bir odam var,
Tahta kutu gibi,
Kapısı,penceresi,
Camdan bakınca,
Yıldızlar var,Ay var,
Ama sen yoksun.

Her gece karanlık,
Her gece yalnızlık,
Yanımda sana hasretim,
Bir de düşlerim,
Sarılmışım sıkı sıkya,
Özleminle uyuklarım.

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:31 PM
Ey Gece

Yağmur altında sırılsıklam,
Her yan karanlık,
Sen beni görürsün,gece,
Ben seni görürüm,
Sen ve ben yapayalnız,
Güneşin kayalıklardan,
Parlamasını bekleriz.

Ey gece,
Ne gariptir ki,
Sen benim için bir baba gibisin,
Bense hayalperest oğlun.
Sana umutlarımı,arzularımı anlattım,
Sesin,çiçeklerin fısıltısı gibi tatlı,
Yürek yatıştırıcı bir ezgi gibi,
Korkularımı sende yitirdim,
Kuşlardan bile daha huzurluyum,
Gözlerimle seni görmeyi,
Kulaklarımla seni duymayı,
Dudaklarımla seninle konuşmayı,
Nefret dolu yüreğime sevmeyi,
Aşkın kollarında dans etmeyi,
Sen öğrettin bana.

Şefkat dolu ellerinle,
Düşüncelerime dokundun,
Şimdi düşlerim,nehir gibi akıyor,
Ateşler içindeki ruhuma,
Kondurduğun öpüşünle,
Kavrulmakta olan ruhum,
Bir meşale gibi ışıldıyor.
Ve yüreğimde düşlerimin,
Alaylarını ışıtan ay parlıyor,
Sessizlik,uykusuz ruhuma,
Aşkımın sırlarını açıklıyor,
Ve bilirmisin artık biz?
Birbirimize benziyoruz.

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:31 PM
Ey Güzel

Leyla olur,karşıma çıkarsın
Aşık eder,gönlümü yakarsın,
Canan olur,şu canımı sıkarsın,
Yazılmışım sana,beni viran edersin.

Bu nasıl şey sevdiğim bilmem?
Hem goncasın,hem bülbül,hem diken,
Aşkının hikmetine, güller gibi açmışken,
Beni gurbet ile katar,hasta edersin.

Şeytan olur, gizlenirsin şarap’da,
Helali,haramı yazar dört kitap’da,
Aşkınla yanarım şu garip dünyada,
Ateşlere katar, beni har’ı kor edersin.

Bir ot idim,kamış oldum,ney oldum,
Kızıl güle her seher,bülbül oldum,
Su,kök,filiz,asma,üzüm,mey,oldum,
Her katremde beni,Hayyam edersin.

Yok olmadan var olmanın yolu,yok mudur?
Ben gibi,Beni arayan,soran yar’im yok mudur,
Her gün,kaderime attığım,boşa giden ok mudur?
Germişsin beni çarmıha,nişangah edersin.

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:31 PM
Farenin kediye zulmü,

Farenin kediye zulmü,
Çizgi filmlerinde olur.
Kendini ne sandın ki,
Çizgi film kahramanı
Miki fare mi yoksa?


Aşk nedir mi?
Ben olda bilesin onu,
Ben olmayan bilmez aşkı,
Benden beter yanmazsan,
Nasıl bilirsin aşkı,
Oyun değil oynayacağın,
Biskrem vererek aldatacağın.

Aşk dediğin ateştir,
Hem sahibini yakar,
Hem muhatabını,
Aşk hem nardır,
Hem de hardır volkan gibi.
Aşk öyle bir şeydir ki,
En onursuza bile,
Onur verir,salındırır,
Düşmeye gör içine,
Ne cehennemler vardır.

Aşk öyle bir şeydir ki,
Geceyle gündüz arasındaki,
Tan yeri ağarmasıdır,
İncecik bir çizgi gibi,
Başladığı yer belirsiz,
Bittiği yer belirsiz,
An be an değişir.

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:31 PM
Farzetki Ben Bir Papatyayım

Farzet ki güzelim,
Ben bir papatyayım,
Kır çiçeklerinin en güzeli,
Sevdimmi de tam severim,
Senin gibi oynak değilim.

Taç yapraklarım gibisin,
Bir seviyor,bir sevmiyorsun,
Tek çıkarsa üzülür,
Çift çıkarsa sevinirim,
Senin bu hercail gönlüne,
Ben nasıl güvenirim?

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:31 PM
Forsayım Şimdi.

Ellerimde zincirlerim,
sırtımda şaklıyan kırbaç,
Birazdan denize açılacağız,
Sökecekler halatları,
Fora diyecekler yelkenlere,
Geçecek dümenci dümene,
Ve sensizliğe yol alacağız.

Ben küpeşte altında forsa,
Asılacağım ha bire küreklere,
Kaplayacak her yanı deniz mavisi,
Gözlerin gelecek aklıma yine,
Hani o,engin maviliklerin rengi,
Masmavi bakan gözlerin,
İşleyecek tenime,denizin nemi,
Sona erecek,güneşli sabahlar,
Sen olmayınca doğmaz ki,
Buralarda sabah güneşi,
Yine ısınmayacak dünya bana,
Soğuk denizlere kürek çekeceğim,
Maviliklerde hep seni anacağım,
Okyanusların maviliklerinde,
Gözlerini hayal ederek,
Sonsuzluğunda kaybolacağım.

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:31 PM
Gamzelerin Solmadan gel bana

Gel ey gülüm,Gel bana,
Çisil çisil yağarak,
Yağmurum ol gel bana,
Kar yağmış saçlarınla,
Gül yüzünü göreyim,
Gülümseyerek gel bana.

Çok özledim ben seni,
Neredeysen çık hadi,
Gamzelerin solmadan,
Gül yüzünü öpeyim,
Yeter artık gel bana.

Bahar geçti,Yaz geçti,
Kış şurada ‘an’ bana,
Çok bekledim ben seni,
Gül yüzlü sevdiceğim,
Sonbaharımda olsun,
Hadi artık gel bana.

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:32 PM
Gamzeli Güzelim

Odamda öylesine uzanmış,
Gamzeli güzelimi düşlüyordum.
Kim bilir ne yapıyor şimdi?
Onu düşlediğim gibi,
Oda beni düşlüyor mu?

Baktım pencereden yana,
Gecenin karanlığı çökmüş,
Çıktım sessizce kırlara,
Gecenin koynunda yalnızım,
Düşlerimdeyse gamzelim.

Tepeye vardığımda,
Yıldızlar parıldıyordu,
Her biri sanki bana,
Gamzelim gibi,
Göz kırpıyordu.

Gözlerim ağırlaştı birden,
Uzandım çimenlerin üstüne,
Parıldarken yıldızlar,
Gecenin karanlığını,
Yorgan misali,
Çektim üzerime.

Yıldızlar arasından,
Beyaz pelerini içinde,
Süzüldü yanıma,
Gamzeli güzelim,
Tüm sıcaklığıyla,
Öyle sarıldı ki boynuma,
Kapadım mutlulukla gözlerimi,
Bir daha açılmamacasına,
Bıraktım kendimi,
Düşlerimdeki gamzeli güzelin,
Sıcacık koynuna.

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:32 PM
Gamzenin Rubaisi

Düşersem bir gün sevdiğimin ellerine,
Ağarmış saçlarımla baş koyarım dizlerine,
Tüketmişim ömrüm,selam vermede ölüm,
Hala taparım sevdiğimin gamzelerine

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:32 PM
Garip

Yürü güzel yürü endamın görünsün
Bizim ellerde namın yürüsün
Sen güzeller güzeli kızıl bir gülsün
Sana sevdalanmış bu Alosman kulun
Sensiz bu garip ömrü nasıl sürsün.

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:32 PM
Gece sadece bir an dır,

Evet güzelim;
Gece sadece bir an dır,
Yaşanan o an da mutluluktur,
Elde avuçta kalan ve bizi avutan,
Gündüzlerimize renk katan,
Hayallerde o tek şey hatırlanan,
Aşk tır,

Bakarken gözler gözlere *******de,
Duygular sımsıcak bir buhur dur,
Görürüsün gözlerinin derinliklerinde,
Ram olduğun anı,kendini ve geceyi,
Düşlersin gündüzlerinde onunla dolsun,
Güneş tanık olsun yaşadıklarımıza.

Bir çiçek gibi kokun burnumda,
Ayrılık duygusu ise parçalar yüreğimi,
Özlem özlem kavuşmaktır dileğim,
Bastığım her yerden buharlar yükselir,
Aşkımın ateşi yakar her yeri,
Buzla kaplı yolları,eritir buzları,
Açar anında sevdalıma giden yolları,
İsterim karşılasın beni,açılmış kolları,
Sarılsın boynuma,öpeyim o kiraz dudakları,
Seviyorum ya,gerisi boş,ne olursa olsun,
Yeter ki bu ten,bu beden,senin yanında olsun.

Aşk yaşanan bir zamandır aslında,
Sen ve ben,zamanda ben akrep,sen yelkovan,
Altta hep akrep,üstte ise yelkovan,
Koşuşur durur biteviye zaman,
Geldiğinde kavuşma anı işte o an,
Altta yine akrep,üstte gülümser yelkovan,
Gerisimi mi,elbet yalan,beklemek gerek,
Yine gelecek o an,dolacak zaman,
Kavuşacak sevdalı akreple yelkovan,

Eğer inanmıyorsan geçer mi? sana zaman,
Bak her saniye söylüyor sana,tık,tık da,tık tık,
Yüreğin yok ve korkuyorsan,
Bakarsın cam kenarından,
Yolda aşka doğru yürüyenler arasında,
Ele ele sarmaş dolaş bir halde,
Sen yoksan ve ben yoksam,
Kuru bir hayaldir sana ve bana,
İster inan,ister inanma ama,
Gerisi işte o zaman yalandır,yalan.

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:32 PM
Gece ve Ben

Ben sana benziyorum Ey gece,
Karanlık ve çıplağız ikimizde,
Uyanıkken yaşadığım rüyaların ötesinde,
Alev alev yanan patikalarda yürürüm,
Ve ayaklarımın bastığı yerde,
Kocaman bir zincir ortaya çıkar.

Ben sana benzerim Ey gece,
Sessiz ve derinlikler içindeyiz ikimizde,
Ve yalnızlığının derinliklerinde,
Doğum sancıları içinde,
Bir güzel uzanır,Ve ‘O’
Yaşam’ı tam doğuracağı sırada,
Cehennem ile bütünleşir.

Ben sana benziyorum Ey gece,
Vahşi ve korkuncuz ikimizde,
Çünkü kulakların,
Köleleştirilmiş halkların feryatlarına,
Ve de unutulup gitmiş ülkelerin,
Acılarına sağırlaşmıştır artık.

Ben sana benzerim Ey gece,
Acımasız ve ürkütücüyüz ikimizde,
Bağrın,denizlerde yanan,
Gemi alevleriyle aydınlanır,
Ve dudakların,yenik düşmüş savaşçıların,
Kanlarıyla ıslatılmıştır.

Ben sana benziyorum Ey gece,
Neşeli ve mutluyuz ikimizde,
Çünkü kanatlarının altına girmiş her kes,
Saf şaraptan sarhoş olur,dilediğince,
Ve özgürce tadını çıkarır,
Günahların hazzını istediklerince.

Ben sana benzerim Ey gece,
Sabırlı ve tutku doluyuz ikimizde,
Çünkü göğsünde solmuş öpücüklerin,
Kefenlerine sarılı nice aşıklar,
Gömülmüş yatarlar sessizce.

Ben sana benziyorum Ey gece,
Ben sana benziyorum,
Evet,Ey gece,Güçlü ve Ulvi’yiz ikimizde,
Bir birimize benziyoruz
Sen ve ben habersizce,
Çünkü sen evreni uyutuyorsun,
Bense gönlümü avutuyorum,
Umutlu ninnilerle,

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:32 PM
Gece Ve Gündüz

Geceyle gündüz asla,
Bir araya gelmezmiş,
Her şeyi saklarmış gece,
Gündüz’ün saklayacak,
Bir şeyi olmazmış hiç.
Çünkü gün ışığında,
İşlenen suçlar ve günahlar,
Geceye yüklenirmiş hep,
Gece,karanlığın peçelerini açıp,
Saklarmış gündüzün günahlarını.
Gündüz,özgürce günah işler,
Gecenin koynuna atarmış,
Geceyse bağrındaki günahları,
Bir bir koparıp,gökyüzüne,
Yıldız yapar,yollarmış.

Gündüz işlenen günahları,
Aşk ve sevda ile yanan bedenleri,
Denizlere atıp,yıkarmış gece,
O yüzden denizler gündüzleri,
Çılgın gibi çalkalanır,
Dalgalar,dalgalarla sarmaşır,
Öpüşürlermiş,köpük köpük,
Hani görürsünüz dalgaları,
Bir sarılırlar,bir köpürürler,
Gece aşıklarının sevişmeleri gibi,
Aşk ve sevdayla sarılır dalgalar,
Köpük köpük öpüşürler,
Kıyıda gezinirken size seslenen,
Dalgaların hışırtısı değildir,
Duyduğunuz o sesler,
Gecenin denizde yıkadığı,
Aşkın,sevdanın sesleridir.

Geceyle gündüz asla,
Bir araya gelmezmiş,
Her şeyi saklarmış gece,
Gündüz’ün saklayacak,
Bir şeyi olmazmış hiç.
Çünkü gün ışığında,
İşlenen suçlar ve günahlar,
Geceye yüklenirmiş hep,
Gece,karanlığın peçelerini açıp,
Saklarmış gündüzün günahlarını.
Gündüz,özgürce günah işler,
Gecenin koynuna atarmış,
Geceyse bağrındaki günahları,
Bir bir koparıp,gökyüzüne,
Yıldız yapar,yollarmış.

Gündüz işlenen günahları,
Aşk ve sevda ile yanan bedenleri,
Denizlere atıp,yıkarmış gece,
O yüzden denizler gündüzleri,
Çılgın gibi çalkalanır,
Dalgalar,dalgalarla sarmaşır,
Öpüşürlermiş,köpük köpük,
Hani görürsünüz dalgaları,
Bir sarılırlar,bir köpürürler,
Gece aşıklarının sevişmeleri gibi,
Aşk ve sevdayla sarılır dalgalar,
Köpük köpük öpüşürler,
Kıyıda gezinirken size seslenen,
Dalgaların hışırtısı değildir,
Duyduğunuz o sesler,
Gecenin denizde yıkadığı,
Aşkın,sevdanın sesleridir.

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:32 PM
Gece ve Yalnızlık

Saat gecenin biri ben yalnızım
Issız yollar konuşuyordu.
Bu gün öyle sessiz ki dünya
Sanki bir şeyler oluyordu

Nasıl karanlık bir gece bak
İnsan kendinden korkuyor
Alnında yağmurdan inciler
Gözlerinde sürme nasıl da gülüyor.

Sen ne kadar sevdiysen
O kadar da acı verdin
Bu da bir çeşit aşk
Ben senden, sen benden ayrı.

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:33 PM
Gece Zifiri Karanlık

Hani,o köşede duran,
Canım şu gözleri görmeyen,
O adam var ya;
O söyledi,bu gece,
Kap karaymış gece.
‘’Neden diye’’sordum?
Gözleri görmeyen o,
Bizim köşede duran adama.

‘’Sevda ve aşk,bu gece,
Terk etti buraları’’dedi.
O yüzden karanlıkmış gece,
Ve o yüzden,zifire dönmüş,
Kararmış umutlarım.

Görecek bir şey kalmadı,
Her yıldız bir sevdaydı,
Ay, aşkımın ışıklarını yayardı,
Sevdam yok,aşkım yok,
Gitmişler uzaklara,
Hiç ışık kalmamış gökyüzünde,
İşte o nedenle bu gece,
Işıksız ve zifiri karanlık.

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:33 PM
*******im

*******, *******im,
Kabus dolu *******im,
Gelecek güzel ve mutlu,
Günlerin düşleriyle,
Harman etmek için,
*******imi kattım,
Güzel mutlu günlerime,
Kabuslar görmeyeceğim artık,
Mutlu hayallerin kucağında,
Güzel günleri ve *******i düşleyip,
Huzur içinde uyuklayacağım.

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:33 PM
Gecenin Dansı

Şimdi neredeyim?
Burası neresidir?
Rüzgarın önüne kattığı,
Koca ağacın dalından düşmüş,
Güz yaprağı gibiyim.
Uzanmışım çimenlerin üstüne,
Pırıl pırıl parlıyordu,
Gecenin gökyüzünde Ay;

Yıldızlar rakkaseler gibi,
Ay’ın etrafında dans ediyor,
Muhteşem ışıltılarıyla parlıyorlardı.
Yıldızlarla hovardalığa çıkmış,
Köşe kapmaca oyunu oynar gibi,
Oynaşıyordu yıldızlarla Ay.
Rakkase yıldızların zil sesleri,
Gümüş tekerlekli arabaların,
Gümüş çıngırakları gibi ahenkli,
Tınılar,dağıtıyordu dünyaya.

Bir tepede savrulan yaprak gibi,
Çimenlerin üstüne uzanmış,
Bulutsuz bu gecede,
Gökyüzünde Ay’la yıldızların,
Muhteşem güzellikteki müzikalini,
Hayranlık ve kıskançlıkla izliyordum.

Böyle seyrederken,gecenin dansını,
Ay gördü yukarılardan beni,
Manalı bir şekilde gülerek,
Gösterdi raks eden yıldızlara,
Birden,gün ışığından yapılmış,
Pelerinini omuzlarından atarak,
Savurdu raks eden yıldızların üstüne,
Gecenin o muhteşem dansı sona erdi,
Güneş göründü,sabahın ilk ışıklarıyla.

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:37 PM
Gecenin Yakarışı

Gece,haykırır sesini,
Doğum sancısı çeker gibi,
Her seher bülbül sesleriyle,
Yeniden doğan gündüze,
Yıldızlardan sarayım var ama,
Ağırlayamadım bir kez olsun seni,
Ay Dedeyle, yıldızlarla kurduğum,
O muhteşem soframızda,

Her seher, özlemlerimle,
Sana kavuşmayı dilerim de,
Güneş girer aramıza,
Çıkarır siyah geceliğimi,
Çırılçıplak bırakır beni,
Gün ışığında,
O yüzden utanır,
Gelemem senin yanına,

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:37 PM
Gecenin Yıldızlarla Bezeli Elbisesi.

Güneş ufuktan,
Altın renkli ışıklarıyla,
Kaybolmuş,Akşamın karanlığı,
Gecenin habercisi olarak,
Her yanı kaplamıştı.

Dolunay haşmetiyle görünmüş,
Gümüş giysisini şehrin üzerine,
Atlas bir şal gibi,
Bir baştan bir başa,sermişti.
Bütün olanları,odamın camından,
Hayranlıkla izliyordum,
Ve atlas şal ile örtülü şehre bakarken,
Tarih boyunca yaşanan aşkları,ve,
Aşıkları düşünüyordum.

Ruhumda bir açlık duygusu belirdi,
İçimden bir ses,hadi bir aşk şiiri oku,
Diyerek beni dürtüyordu.
Yüreğimin derinliklerinden,
Anılarımın hayaletlerini uyandıran,
Bir aşk şiirini mırıldanmaya başladım.

Böyle cam kenarında,
Ne kadar bakındığımı anımsamadan,
Sabahın aydınlığının,yavaş,yavaş,
Ortalığa yayıldığını gördüm.
Anladım ki sabahı etmişim,
Gece sabaha varmış,
Gökyüzü,yıldızlarla bezeli elbisesini,
Üstünden çıkararak,Gün’ün,
Sabah ışıklarıyla dokunmuş,
Güneş desenli elbisesini giymesine,
İzin vermekteydi.

Böyle izlerken; geceyle,gündüzün,
Binlerce yıldır süren,
Nöbet değişimini,
Sabah güneşinin ışıltıları arasında,
Sarı saçları,mavi gözleriyle,
Hayalin beliriverdi aniden.
Şaşkın ama mutluluk içinde,
Güneş ışıkları içinde,
Bana bakmakta olan,
Gözlerinin maviliğinde,
Enginlere doğru,
Kanatlandığımı,
Hissediyordum.

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:38 PM
Geceyle ay gibiyiz

Sen ve ben,
Geceyle ay gibiyiz,
Her gece gökyüzünde,
Işıl ışıl parlarsın,
Işığın yetmez,
Seni yanımda isterim.
Sarı saçlarını okşamak,
Mavi gözlerinde kaybolmak,
Gülümseyen yüzünde,
Gamze olmak,
Ellerini tutmak,
Sıcaklığında erimek,
Işığınla aydınlanıp,
Gündüzün olmak isterim.

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:38 PM
Geçer mi Sensiz? Yine Bu Yaz.

Gül bahçesinde yaptığın,
Bülbül için bir naz,
Sarı başaklar gibi,
Saçına takmışsın kiraz,
Dudaklarımdan dökülen,
Tanrıya ettiğim niyaz,
Sana kavuşmaktır dileğim,
Yoksa,nasıl geçecek?
Sensiz yine bu yaz.

GooD aNd EvıL
05-26-2009, 05:39 PM
Geçti Gidiyor Zaman

Gül yüzlü sevdiğimin,
Gül yüzündeki,
Mavi gözlerine bakmaya,
Sarı saçlarını okşamaya,
Gamzeli yanaklarından,
Öpmeye doyamadan.
Çok çabuk geçiyor zaman,
Geldi güz mevsimi,
Ağaçlar soyunmuş çıplak,
Yerlerde yaprak hışırtıları,
Benim için mevsim,
Artık hazan.