Tam Sürümü Görüntüle : By PirincBurgeR'in ŞiiR Arşivi !
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:00 AM
DOSTLAR BENİM DE BİR GÖNLÜM VAR
Nedir beni kendimle kendim kılan
azarlayan beni
bu hain pusu nedir.
Esenlik içinde miyim yoksa çaresiz miyim
hiç aldırmıyor bana aldırmıyor çünkü
içimde taht kurmuş o acımasız zemheri.
Ama n olur kalmasın artık
kalmasın uzaklarda yüreğini çatlatan biri
acıyla inleyen biri ukdesi olan biri.
Peki yetiyor mu bana bu çınar ağacının
müntesip serinliği Müslim aydınlığı
kuşları azad edelim su verelim yolcuya.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:00 AM
A NIN ŞİİRİ
Upuzun bir ayrılığın rengindeydi
bakışlarındaki hayali şehrin
az bir zaman mıydı gece miydi
ateşe düşmüş bu çarpıntıyı
çığlıklara karıştıracak
öyle bırakacaktı avazını.
Bir haykırıştı mutlaka
dağlardan esen rüzgârdı
şehre gül kokularıydı
aşkın bir nefes ve
ince hünerli oynak
deniz dalgasıydı.
Yani ah vadisinde
ya hu nidalarıyla
nihayetinde hayat
aşk ile gülbahri
değil midir ki işin
başında rıza-i bari.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:00 AM
A ve Ş ve K
Bir garip mengene yüreğimi sıkar
Bir kuşun kanadının gölgesi düşse yüreğine
Kıskanırım ….
Ben mavzerde fişek
Ben ki kını da bıçağım
Gökyüzünü paslı bir maviye
Yeryüzünü kızıla boyarım
İsterim ki mutluluk gölgen olsun
Gözlerinin gülen tılsımı hiç bozulmasın
Ben bir bedevinin su aradığı gibi
Arıyorum şimdi seni
Ve nasıl özlüyorsa yarasalar geceyi
Bende seni öyle özlüyorum
Eylülün geldiğini
Sızlamasından anlıyorum dizlerimin
Bilirimsin karanlık bir gecede
Yalnızlığın insana nasıl koyduğunu
Bilirimsin kara bir karıncanın
Beyaz kalbi gibi bir hisle sevdiğimi seni
Bilirimsin içinde aşk geçmeyen şiirleri yazmadığımı
A
Ve
Ş
Ve
K
Harfleri
Mazi urganın ucuna bağlıdır, benim gönlümde
Bir tren penceresinden el salladığım gün
Siyah saçlı bir kıza
Bir otogarda bıraktım bu harfleri
Sol göğsümün üstünde muska gibi
Sakladığım resmi uzayıp giden
Yollara bıraktım
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:01 AM
A Y I Ş I Ğ I N D A
Bak şehrin ışıklarını kapatmışlar,
Sokak lambalarının bir tanesini açık bırakmışlar,
Ay ışığında tam takır boş sokaklar,
Efkarlı *******den bir dahalar,
Sokakta dolaşan aşk sarhoşları,
Aşk acısı var her adım atışları,
Ay ışığında bir başkadır muhabbet telaşları,
Sanki gündüzündeki güneşi gecede unutmuşlar,
Her ferde bir yıldızı gökyüzüne bırakmışlar,
Ay ışığında cümbüş de denizde martılar,
Gök yüzüne varırcasına kanat çırparlar,
Sanki denizdeki dalgalarla yarış dadırlar,
Ay ışığının denize iz düşümleri,
En dipteki yosunları kucaklar,
Bir başka renklilikte dans eder balıklar,
Tam yanı başındadır ay ışığı ve yıldızlar,
Gökyüzüne kanat çırpar denizdeki martılar,
Ay ışığında deniz uçlarını,köşe başlarını,
Mesken tutmuş aşıklar,
Sessiz denize olta atıyor balıkçı tayfaları,
devamlı kulakları öpüyor ayışığı kelebekleri,
Issız gecede gökyüzüne dikleniyor,
Taşlı tarladan cılız buğday başakları,
Ayışığında toprak işleyen ırgat kadınlar,
Gözleri öpüyor yıldızlar iri cüsseli aya inat,
Filizlenme devresinde ana yemi bekleyen,
Ay ışığı cümbüşünde tüy döken kara guguk,
Gecenin derinliklerinde tabiata baş kaldıran,
İştahlandıkça iştahlanan mor sümbül,yaban gülü
Hep ısıtırsın baharın karanlık *******ini
Dağılır sıkıntıları,sevda ışınla tatlanır
Durgun deniz ışığınla parlar,
Gündüz gibi öter kuşlar ayışığında,
Sende mutluluğu ta o zaman gördüm,
Denizi ayna yapıp güldüğünde,
Durgun denize ay ışığı,
Şekli güzelliğin iz düşümünde.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:01 AM
Aaaaaa !...
Bir Süleyman gördüm hiçbir yanı kımıldamıyor
Oturmuş bir iskemleye
Pek de oturmuşluğu yok iskemle ayaksız
O nasıl şey, bu adam soyut mu ne
Baksan bir ilgisi var elleriyle
Uzamış uzamış uzamış doğrusu elleri
Sevmeye domuzlanıyor gittikçe
Konuştum konuşmuyor
Dürttüm dürtülmüyor
Kızdım, bir bıçak salladım karnına
Aaaa!
Yok yahu bana mısın demiyor
Şaşırdım, yokladım kendimi iyice
Bir çağ mı değiştik sabah sabah ne
Artık ölüm insanlardan olmuyor.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:01 AM
Abarttık
tamam sus artık,
anladık,
abarttık,
anlamadık,
anlaşılmadık,
sus artık,
bu son anlarımızda,
sus artık,
yılandan dilin,
akrepten elin,
sus artık,
bizde insanız,
yeter artık,
sus artık,
en azından,
ben giderken,
saygılı ol biraz,
sus artık,
susmak nedir ,
bilmezmisin sen,
sus artık,
tamam anladık,
sen hiçbir şeye değmezmişsin,
abarttık,
sus artık,
ben gidiyorum,
allah'ını seversen
sus artık...
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:01 AM
AÇILIR KAPILAR
Alır seni korum damla damla
suyuma, ekmeğime, aşıma,
kaygıma, sevincime, acıma,
umuduma, sabrıma, gücüme
Alır seni bölerim parça parça,
dağıtırım topraklara, denizlere, geceye,
Açılır her sabah kapılar gözlerinde,
girerim ışıltılı, yemyeşil bir bahçeye
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:01 AM
BEN SENSİZ BURDA
Yaslanıp omuzuna gecenin
sabahı karşılar gibi,
ama dünyaya günaydın diyemeden.
Yatar gibi çimenler üstünde,
ama çimenlerin kokusunu alamadan.
Koşar gibi denize doğru,
ama denizde kulaç atamadan.
Uzanır gibi bir çocuğun başına,
ama çocuğun başını okşayamadan.
Tırmanır gibi gürbüz bir ağaca,
ama ağaçtan bir meyve koparamadan.
Kavuşur gibi eski bir dosta,
ama eski dosla kucaklaşamadan.
İş başında türkü söyler gibi,
ama sesimi ben bile duyamadan.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:01 AM
BEŞİKTAŞ TRAMVAYI
Bahçemdeki dut ağacı
vurdu ince dallarıyla penceremin camına,
bir Beşiktaş tramvayı geldi aldı beni,
bir Beşiktaş tramvayı götürdü sana.
Çemberlitaş, Şehzadebaşı, Saraçhane.
Almışım parmaklarını ellerime,
Beşiktaş tramvayında giderim yane yane.
Terzi Adem, berber Ali,
dikimaneden Emine teyze
ve Makbule.
Üç sarışın birader,
Kapalıçarşı terlikçileri.
Bir küçücük simitçi çocuk,
levent bir hizmet eri.
Hep iyi insanlar bunlar.
Dert yüzü görmesinler.
Eksik olmasınlar.
Vatman ağabeyimiz de eksik olmasın.
Her akşam böyle götürsünler seni evine,
bir elinde gönlüm benim,
bir elimde sefertasın.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:01 AM
BU SU ÇOĞALA ÇOĞALA
Yaşlılara saksılar dizdim, bahçeler yaydım.
Yorgunlara diri beden verdim, taze yürek.
Döşekler serdim hastalara, rahat, yumuşacık.
Nerde yalan dolan gördüysem kızardım.
Yiğit yüreklere, dedim, canım armağan.
Ardına kadar açtım çocuklara kapıları.
Dostluklar boy attı yeryüzünde,
dostluklar orman orman.
Ebemkuşakları gökyüzünde fır dolandı.
Yürüdü dağlardan ovalara doğru
gümbür gümbür bir deli su,
yıktı bu su önüne geleni,
bu su, çoğala çoğala.
İnsanlar insanları aldı götürdü.
Ne kavga kaldı, ne zulüm, ne korku.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:01 AM
BULUŞURSAK
Sizinle aynı yemeği yedim senelerce,
aynı türküyü söyledim talim dönüşü,
ve aynı rüyaları gördüm *******i, ot yatakta.
Gün oldu cömerttim,
canımı verecek kadar.
gün oldu esirgedim
tek asker cıgarasını sizden.
Fakat bir akşam buluşursak eğer
herhangi bir yol ağzında,
namusum hakkı için öpeceğim
toprak kokan ellerinizden!
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:02 AM
BİR İNSAN
Seni bir gün
çekip aldılar topraktan,
benzedin köksüz bir ağaca.
Önce öğrettiler sana uygun adımı,
sonra büyük şehirlerini gösterdiler Avrupa'nın.
En muazzam saraylar karşısında bile sen
evini unutmadın.
Varşova'da kaputun kaldı,
Dunkerk'te arka çantan.
Düştü bütün fotoğrafların Sivastopol'da.
Bir şafak vakti Paris'te bıraktın zavallı yüreğini,
kurşuna dizilenler karşısında.
Lanet okusunlar sana bırak,
iyi bir asker olamadın diye.
Ölmesini bildin ya sen arkadaş kurşunuyle,
iki çürük patatesi
ekmek torbanda unutarak!
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:02 AM
CİBALİ
Cibali dendi mi,
aklıma siz gelirsiniz, kadınlar
kiminizin beş çocuğu,
kiminizin nar gibi yanakları var.
Kiminiz kocasız kalmış,
kiminiz ihtiyar,
kiminiz daha körpe henüz.
Bana umulmadık,
eskimiş türküler düşündürür
siyah başörtüsü altında yüzünüz.
Parmaklarda tütün kokusu.
Tütün kokusu pazen entarilerde.
Biriniz ekmek alır fırından,
biriniz durmuş öksürüyor ilerde,
geçiyor bizim mahalleden biriniz.
Cibali dendi mi,
aklıma siz gelirsiniz, kadınlar.
Çarpık ayakkaplarınız gelir,
kahraman elleriniz
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:02 AM
ÇİÇEKLERİ UMUDUMUZUN
Çok olun, çocuklar, çok olun,
yüzlerce olun, binlerce olun, onbinlerce.
Daha çok olun, daha çok olun,
yapraklar kadar, balıklar kadar çok olun.
Bu dünya ne tek tek yaşamakta,
bu dünya ne rakının, ne şarabın içinde,
bu dünya ne parada, ne pulda,
ne kalleşlikte, ne zulümde.
Bu dünya aşkın içinde, alın terinde.
Çok olun, çocuklar, çok olun,
el ele verin, çocuklar, el ele,
yaşayın dünyayı doya doya,
açın kapıları, camları güneşe,
ne yeise kapılın, ne korkuya,
çok olun, çocuklar, çok olun,
el ele verin, çocuklar, el ele.
Mutlu olmak varken bu dünyada,
******* geldi dayandı kapımıza,
olduk acımızla sarmaş dolaş,
bekledik düşümüzle koyun koyuna.
Çok olun, çocuklar, çok olun,
yapraklar kadar, balıklar kadar çok olun,
el ele verin, çocuklar, el ele,
bütün gündüzler sizin olsun,
yaşayın dünyayı doya doya.
Çocuklar, çiçekleri umudumuzun.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:02 AM
ÇİLE
Bizim hiç bir hürriyetimiz yok,
Hiç bir hürriyetimiz,
Ne çalışmak, ne konuşmak, ne sevişmek,
Sen orda bağrına bas dur en büyük çileyi,
Ben burda en büyük çileyi doldurayım,
Ekmeğe muhtaç, hürriyete muhtaç, sana muhtaç.
Sen orda dalından koparılmış bir zerdali gibi dur,
Ben burda zerdalisiz bir dal gibi durayım.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:02 AM
DAĞ BAŞINDA
Beni bir dağ başında böyle yapayalnız kodular,
rüzgarlara, kuşlara, bulutlara yakın,
senin etinden, tırnağından ayrı,
senin kokundan uzak.
Benim güzelim,
benim ceylan bakışlım,
benim kafamın ateşi,
yüreğimdeki.
Mümkün mü şu anda rüzgar olmak, kuş olmak,
şu anda üç dört portakal almak, getirmek sana,
sana tuzlu badem,
kabak çekirdeği.
Şu anda hiçbir şey mümkün değil.
Şu anda her şeyden ayrı, her şeyden uzağım ben.
Şu anda sadece yalnızlık ve kahır.
Hayır, güzelim,
hayır, ceylan bakışlım,
hayır, kafamın ateşi, hayır,
hayır, yüreğimdeki.
Şu anda mümkün en güzel olan tek bir şey vardır:
Yanarak sevmek seni.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:02 AM
DEME
Bu ne bitmez yolmuş, deme
bitmedik yol yok.
Bu ne aşılmaz dağmış, deme
aşılmadık dağ yok.
Bu ne erişilmez ülkeymiş, deme
erişilmedik dağ yok.
Kendini kapıp koyverme.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:02 AM
DÖN GERİ BAK
Kaç bu kokudan, kaç bu pislikten, bu sürüden kaç,
insan mısın, bu pazarda mısın, iki pula mısın,
kaç bu kokudan, kaç bu pislikten, bu sürüden kaç.
At denize kendini, git boğul.
Düş bir kör kuyuya, ordan çıkama.
Bir kere dön ama, bir geri bak,
şu kolu gör bir kere, şu kolu,
pisliğin, sürünün içinden uzanan şu kolu,
durur dimdik, bembeyaz havada,
budaklı bir ağaç gibi güzel.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:03 AM
ELİMDE KALAN
-Karıma-
Yirmi yaşında hapse düştüm.
Yirmi beşimde sürgün oldum.
Yıllarca gençliğimi saçtım
Anadolu topraklarına.
Bir yokuşu yıllarca indim çıktım
döke döke kanımı
bir ekmek parasına.
İşte bugün altmış üç yaşındayım.
Bakıyorum gökyüzüne bugün gene
demir parmaklıklardan.
Bir senin yüreğin
ak bir güvercin
elimde kalan.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:03 AM
GECE İÇİNDE
Sıcacık bir yağmur siner
kara gecenin içine,
toprak somun gibi kabarır.
Tak tak vurulur kapıma,
kişner kapımda kır atım,
dünyam gümüşler kuşanır.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:03 AM
INSAN
İnsan kuş kanadında gelen yazı.
İnsan arı su, insan ak süt.
İnsan yemyeşil uzanan bahçe.
İnsan kum, insan çakıl taşı.
İnsan yiğit, insan dost, insan sevdalı.
İnsan kancık, insan ödlek, insan hergele.
İnsan kocaman, dağ gibi.
İnsan parmak kadar, küçücük.
İnsan alın teri, insan lokma, insan kan.
İnsan solucan, insan sülük.
İnsan kuş kanadında gelen yazı.
İnsan gül fidanında yanan konca.
İnsan umutların kapısı.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:03 AM
ISTANBUL..
Orda, adamı düşündüren
denizler vardır
- ışıltılı ve berrak -,
şurda gemiler durmuş,
kimbilir,
zincirleri ne ağırdır.
Sarayburnu,
Kızkulesi,
Haydarpaşa...
Bak işte Köprü,
Böyle ayak altında bütün gün.
İşte yollar gıcır gıcır,
İşte Sultanahmet Meydanı şu gördüğün
Nihayet, ilerde deniz,
Mis gibi balık kokar.
Daha sonra Adalar
Ve hep çam ağaçları.
Oranın mehtabı tatlı olurmuş,
Öyle derler,
Rüyadaymış gibi yaşar insan.
Galiba böyle görülür İstanbul
Bir kartpostal önünde durup
İştahla bakarsan.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:03 AM
SEN BENSİZ ORDA
Kim anlatacak sana akşamları,
dışarıda nasıl geçti günüm,
Cağaloğlu pazarında nasıl atlatılıyorum,
kimlere rastladım yolda, neler konuştum,
kim anlatacak sana?
Arada bir kim tutup sıkacak o minik pembe burnunu senin,
o bembeyaz çileli saçlarını kim okşayacak *******i?
Kim şakalaşacak seninle sabah kahvaltısında,
seni kim ağlatacak şiir okurken?
Hele bir süre daha
bensiz baksın dursun
acı aydınlık yüzün
orda karanlıklara.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:03 AM
SENİ ARIYORUM ..
Hasretim sana
Tam üç koca kış geçti aradan,
koskocaman üç asır.
Önca Aydın, Muğla, Balıkesir.
Önce bizim yiyemediğimiz bal gibi üzüm, incir.
Önce bizim yemeğimize girmeyen bal gibi zeytinyağı.
Sonra gene bir sıra dağ.
Sonra Konya ovası, Adana.
Sonra hiçbir vakit gülmemiş olan Orta Anadolu toprağı.
Bilmem, tanır mısın yanında olsam,
taş gibi sertleşti yüzüm,
bıyıklarım uzadı.
Hasretim sana.
Ilık bir su,
bir demet gül
ve bir lambanın ışığnı arar gibi arıyorum seni.
Bazen yüreğim kabarıyor,
sanki yüzünü bir daha hiç görmeyecekmişim.
Bir anda dünyadan çekilip,
bir nada yoksun kalmak düşünmekten,
geldiği yollardan insanın
bir daha geçememesi.
Elimin hiç dokunamaması eline.
Taze yaprak kokusu dolar genzime birdenbire.
Bakarım birdenbire karşımda başaklar insan boyu.
Ayağımın altında toprak boyanır çağla rengine.
Birdenbire çıkıyorum yalnızlıktan,
giriyorum birdenbire beraberliğe.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:04 AM
YALNIZ
Bir taş üstüne oturup
dağlara baktım.
Üzerine güneş vurmuş dağların.
Nedense birden,
bakıp bakıp dağlara,
türkü söylemek geldi içimden.
Ama ne bir dost var yanımda dinleyecek,
ne bir yolcu,
ne bir düşman.
Hem pek acıklı olur benim türküm,
böyle bir ağlayıp
bir güldüğüm zaman.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:04 AM
Tekmil haklar alınır.
Tekmil hürriyetler kısılır.
Tekmil köşe başları, tekmil kapılar tutulur.
Gökyüzü tıkılır dört duvar içine.
Bütün bunlara karşı,
dümdüz, apaydınlık kalır
seni bana getiren yol.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:04 AM
BİR GİZE UYANIŞ
Beyninde dolaşan sorulara
Yanıt
Kalbinde çarpan aşklara
Kanıt
Değilse yaşadıkların
Hükmü tarihtir artık
Kanla yazacakların
UYANIŞ
I
Biliyorum
Üzerimde yükselen bu gökyüzü
Asırlardır bulutu ve yağmuru
Bağrında taşıyan bu gökyüzü
Sabırsız
Biliyorum
Üzerinde dolaşıtığım bu yeryüzü
Beni bağrına basacak olan bu toprak
Sessiz ve telaşsız yürüyüşümden
Rahatsız
Yer ve gök
Hava ve toprak
Nicedir bir insan kılığında yaşayan
Emsalsiz kayğısızlığıma
Misli görülmemiş bir ceza
Biçecek
Kendimi
Gece ile gündüzün bitiştiği çizgiden
Gece ile gündüzün ayrıştığı çizgiye
Mahkum edişim
-umarım sanmıştım-
Yanılsamaydı
Şimdi apaçık bilinen günahım
Bütün mazeretlerimi unuttum
Zehrini emerek beslendiğim yalnızlıklar
Güneşten sakınarak gizlediğim gövdem adına
Bir yalın hakikat olarak
Yeniden doğuyorum sabır taşından
Aşklar ve acılar ağırlasın beni
Umutlar ve düşler
Döktüm gizimi
Tarihim kalmadı
Geri döndüm ve seçtim
Bu serüvende ben de varım
Yazgıma razıyım
Yatağını şaşıran ırmaktım belki
Gölgesini yitiren gezgin olmadım
II
-Kuyuya atılan bir taşın
Geri dönmeyecek yankısını bekleyerek
Harcanan ömür
Irmağın ve rüzğarın yabancısı
Dağların tedirginidir
Ki ancak
Vadilerin ezberlenmiş kıvrımlarında
Ve asırlık sukunetlerde teselli bulur-
Dağların
Irmakların sırrına eriştim
Sustum ve rüzğarın dilini öğrendim
Yanıtı gizlenmiş sorular sorandım hep
-Varolmak var kılmaksa eğer
Neden kanla sulanıyor toprak-
Neden diyordum
Neden
Neden
Lanetlendim bu yüzden
Münkir sayıldım
Acılar ve çığlıklar çekti beni
Kanın izini sürdüm
Bir Karmat Dai'sinin
Şahmaran zehriyle efsunladığı yüreğime
Geceyi ve zulmü boğacak
Ateşten ve sudan
Bir gövde yarattım
Ve artık
Çeliği eriten direncim
Aşkı yeşerten inancımla
Tanınmak isterim
Çünkü ben
Gözbebeklerimdeki karanlığı yıkadım
Avuçlarımdaki çakıl taşlarına
Birer birer
Yeryüzünün bütün lanetlilerine
Nöker bildiklerime pay ettim
Tükenen sabrım
Dinen öfkemle
Yaşamak ve yaşatmak hakkı için
Haykırdım
Erdem isyanda saklıdır
Erdem isyanda saklıdır
III
Yoksul ve yoksun bırakılan da bendim
Bu yüzden lanetlenen de
Çünkü konuşmamak koşuluyla dilime
Görmemek kaydıyla gözlerime bağışlanmıştım
Çünkü sağduyumun ve sessizliğimin emrine uyup
Buyuranından başka dost
Görevimden başka iş edinmediğim için
Yaşamakla ödüllendirilmiştim
Acının hüznün ve yanlızlığın
Rengine boyanmış dört mevsimi
Kum tanelerinin telaşıyla yaşıyordum
Boynumda imal tarihim ve seri numaram
Elimde güneşten yararlanma iznim
Cebimde metal çadırlara manyetik kahırlara
Piramit desenli
Giriş-çıkış kartlarımla
Kentin dokusuna uygun düşmeyeceğim
Semtlerden uzak durarak
Suratıma her bakanın
Normal bir antropoz olduğumdan kuşku duymayacağı
Sıradan sönük bir bakışı ısrarla taşıyarak
Bir sukunet halinde yaşıyordum
Yasakları çiğnemeden
Dengemi bozmayıp sıramı aksatmadan
Mazi hal ve istikbalde
Sukute davet makamlarla
Daralmış mekanlara resmedilecek gövdemi
Talimatlar eşliğinde
Tatbikat alanlarına taşıyordum
Zamanın
Parçalanan bünye
Dağılıp savrulan organlar
İnsanlığın
Çöküşe doğru kasri meyil devinimi
Kendine son arayan bir hikaye
Olduğuna şaşıyordum
İstilacı yanıtlardan müzdarip
Tahripkar beynimle
Yürekte sıkışan aşklar adına
Betonların örtemediği topraktan
Ve saçlarımı tarayan rüzgardan
Aldığım cesaretle
Nerede insan orada isyan çığlığıyla
Hükmedeni hükümsüz kılacak
Sorular çoğaltıyordum
-Bu beden ve bu ömür kime zimmetli
Kim için ve neden yaşamalıyım
Lutüf diye dayatılan bu zulmü-
IV
Gezgin oldum bir zaman
Çıplak ayak elde asa
Durdu duracak bir yürekle
Yollara vurdum kendimi
Dünyaya sırtımı dönüp
Araladım gecenin zifiri karanlığına açılan kapıyı
Yıldızları gözledim
Rüzgarı dinledim
Issızlığa gömülmüş ayışığıyla söyleştim
Son kez baktığım ceylanın
Gözlerinden şavkıyan lanetin
Hakettiğim günah olduğunu bilerek
Gölgemi dağlarda
Sesimi çağlayanlarda bıraktım
Her gece kendi okumla yaralanan yüreğime
Melhem olsun diye
Bulutlardan günışığı dilendim
Kuluk sıfatını haketmek için
Sırat belleyip
Yere serdim insanlığımı
Sürdüm azap diyarlarına kendimi
Kölelere karıştım
Kendimle yarıştım
Cefa çektim
Sefil oldum
Yargıç ben suçlu ben
Bir sırdaş gibi sarılıp hicrana
Gönüllü sürgün oldum
Ruhumu arındıracak nehir
Gövdemi gizleyecek bir şehir aradım
Hıçkırıklarımı çığlığa dönüştürecek
Sur diplerinde biriken ahaliyi umursamayıp
Suratıma kapanan kapıların sırrını anlamadan
Tapınaklar aradım
Putlar
İkonolar
Ayinler
Beynimde uğuldayan karanlık sözler
Sırtımda kabaran kırbaç izleriyle
Bir sığınak bulmak için harcadığım ömrümü
Mahşerin gizi sandığım
Vebalimle teselli ederdim
Zaman tükendi
Sura üflendi nefes
Yay gerildi
Hevesle donandı ok
Ricat hallerim müstesna
Tepeden tırnağa isyan menzilindeyim
V
Işığa yabancı
Renklere düşmandım
Varlığımdan tereddüt eder
Ruhumdan hicap duyardım
Bana kuçak açan bu dünyaya
Kapardım da gözlerimi
Kabirde çürüyecek bedenime
Lamekan cennetler bulabilmek için
Dara durur
Çile çekerdim
Aah...
Benim takatsiz bahtım
Aah...
Mecalsiz kalbim
Sığındığım bütün tekkelerden
Edindiğim sabır taşları
Mürşid bildiğim şehlerden
Kuşandığım karanlık ayetler
Ne tesselli oldu
Azap dolu ömrüme
Ne sızılarımı dindirdi
Perde düştü
Gün vurdu
Kendimden bile sakladığım
Kabuk bağlamış yaralarım
Yeniden soyuldu
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:05 AM
HÜZÜN
YANKI
I
Silemediğim bir sırrı tarihin
Avuçlarımda bir damla civa
Anı ve yankı olarak kaldı bende
II
Anıların yankılanmayacağı
Sığınaklar aradım
Issızlıklar
Unutuluş
Göç ettiğim her mekana
Geç ulaştım
Tüten ocaklar
İzi belli çadır yerleri
Kurtulamadığım aynı döngü
Biriken ürperti
Cahhıraş çığlıklar
III
Bütün sırlarımı
Görünmez bir mürekkeple
Boynumdaki hamaylıya yazdım
Sanki yalnızca dilsizler
Bir sırrı saklarmış gibi
Dilimin ucunda biriken ürpertiyi kestim
Kül bastım yarama
Ve yeniden bir göçe dönüştüm
IV
Bana çöl sessizliğinin dilini
Sabrın alfabesini öğreten
Rüzgar tanrıçası
Boynumda koparıp hamaylımı
Kırık bir ok olarak veda etti
V
Gözlerinden dokunamıyorum sana
Göçmen kuşlar uçuyor gözlerinde
Gözlerinde ayrılıklar yankılanıyor
Ayrılık hüznü
Hüzün aşkı örtüyor
VI
Giden birinin ardından
Kırık bır ok atılmaz
Direndin
Vakit doldu ey kalbim
VII
Aah...
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:05 AM
YAKARIŞ
Çağlar boyunca acıya ve sevince
Şahitlik eden bu nehir
Enki'nin bereketiyle döllediği Dicle
Bana bir yankı olsun diye
Destanımı sunsun diye kendi dilince
Adının yazıldığı bütün tapınaklara kurbanlar adadım
İnkara gelinmez atalarıma layık olabilmek için
Dağlara mecbur ayaklarımla
Söz yorgunu dillerimle geldim sana
Diz çöküp günlerce yakardım
Sordum ve bekledim
Sen ki
Yeşertensin çoğaltansın çöle can katansın
Koruyansın saklayansın
Tarihsin
Tarihim kadar eskisin
Yoksayılmam Marduk'un da reddi değil mi
Ma'yı vebale İştar'ı günaha koymak reva mı
Boğulmasın sesim duy
Zerdüşt'e Yezdan'a ulaştır çığlığımı
Emeği berhava nasibi kıtlardan eyleme
Al beni eriştir sırrına bahtlı kıl
Mazi sende biriksin
Sende yunsun gölgesi köleliğin
Bedele razı göreve hazırım
Yetsin sukutuna esir olduğum
Ölme beni
Zincire vur çekicini
Zulme vur
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:05 AM
ZAMAN
Akışı olmayan bir göl sanıp
Her sabah serin dokunuşlarına uyandığım
Z a m a n
Sana dur demeyeceğim
Parça parça değiştirdin
Yollara
Yılara böldün beni
Seni sesleniyorum
E e y z a m a n
Belleğimde biriken anıları
Tarihle kirletmeyeceğim
Gövdemde
Paslı hançerlerin açtığı yaralarla
Beni bu yolayrımına bıraktın diye
Yüreğime sapladığın dikenden
Kanımı emerek
Sahte bir cennet yarattın diye
Hançeremi yırtan çığlığa sarılarak
Ölmeyeceğim
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:05 AM
ÖFKE
I
Damla damla eridim
Hüzne biriktim
Karardı aydınlık sözler
Aydınlık yüzler
Yığılıyor
Öfke kin kaygı
Ne gelecek günler bir müjde saklıyor
Ne bir ilerleme halindeyiz
Hep bir kılıç üzerinde
Hep çapraz ateşlerdeyiz
II
Kardeşlik denilen bir oyunda
Yaprak yaprak soyuldum
Pay edildim
Parçanın bütüne üstünlüğü gibi
Taş katılığında bir yalana döndüm
Dalga dalga yayıldım
Söylendim dilden dile
Bulut oldum
Yağdım
Bir toz kalmadı benden sanıldı
Yalnız bir giz sakladım kendime
Gözde ışık
Dizde fer
Patladı patlayacak bir öfkenin
Hem ilk hem son haliyim
III
Öfke patladı
Cam kırıldı
Kesildi arter
Yufka bir yüreğin sonudur bu denildi
Ne çabuk unutuldu oysa
Kesile biçile insanlaştığım
Normal birey kimliğim
Yalıtılmış hicran
Ve nevroz
Yani kuşku götürmez varlığım
O ince
O uygar halim
IV
Bağıra çağıra
Bir çağ daha devriliyor
Çığ gibi büyüttüğü suçunu bana yükleyerek
Silinerek anılardan
Bir enkaza dönüşen bana
Hayatla ölümün
Düşle ideailin
Bir intiharla paylaştığı bana
Yani parça parça
Öfkeye sürüklenen bana
V
Sıyrıldım bütün kozmik düşlerden
Tabiatıma döndüm
Hiç bir korkum kalmadı
Tabii afetlerden
Yalnızca kendim için
Şiire sakladım intihar lüksünü
Asıl burjuva dayatmalar
Ve cinayet fikri çıldırtıyor beni
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:06 AM
AĞLADIM
Hüzün yildizlari parliyor bugün gökyüzünde,
Bu gece yine için için yaniyorum,
Oturmus seni düsünüp agliyorum,
Seni, gidisini, sevisini, herseyini...
Unutamiyor iste seni su yarali kalbim,
Yaptiklarini hatirlayip, pisman oluyor...
Seni düsünüyorum bu gece, karanlik gökyüzünde...
Simsiyah gökyüzünde parlayan yildizlari seyrediyorum,
Onlari sana benzetiyorum,
Kararmis kalbimin bir kenarinda yanan mesale misali...
Dedim ya, seni düsünüyorum bu gece,
Beni sevdigini, bana nasil baktigini, bana nasil güldügünü,
Ellerimi nasil tuttugunu, ellerini nasil tuttugumu,
Büyüyen bir ates gibi sevgimizin nasil çogaldigini
Ve birgün ansizin birakip gidisini...
Son vedani hatirliyorum, gözlerime aglarcasina baktigini,
Gözlerini kalbime gömdügünü hatirliyorum,
Bir daha çikamasin diye...
Çikamadilar zaten kalbimden gözlerin,
Ölüler dirilirler mi ki gömülenler çiksin, gitsin?
Gittin son bir veda ile gözü yasli,
Elimde kolyen, ardindan dakikalarca baktim, aglamakli,
Sikildim, üzüldüm, perisan oldum ama aglamadim...
Aglayamadim, engel oldu gururum, engel oldu askim,
Uzaklara gittin, belki birdaha asla geri dönmemecesine,
Özledim seni deliler gibi, özlüyorum hala...
Sen bir yerde ben bir yerde, yinede sönmedi sevgimiz,
Aksine çogaldi daglar gibi oldu hasretimiz...
Hep seni hayal eder, hep seni düsünürdüm,
Sesini duyunca yasar, duyamayinca ölürdüm,
Aradin beni aylarca bir sevgi ugruna,
Ne yazik ki, ihmal edildin bir hata ugruna,
Kirildin, agladin, affettin ama hep sevdin,
Beni sevdin gülüm beni, kalbi kirik bir vefasizi,
Yine ihmal edildin yine unutuldun bir hiç ugruna,
Yine kirildin, yine agladin, yine affettin...
Bir daha unutuldun, sevdanla basbasa birakildin,
Yine kirildin, yine agladin ama bu sefer affetmedin...
Sevdigini en mutlu gününde öldürdün,
Ve ardina bakmadan gittin...
Beni benle basbasa biraktin, yikildim, üzüldüm, kirildim...
Senden ayrilinca kaldim çaresiz, sevgisiz ve birde sensiz,
Hep sensizdim zaten ama simdiki kadar asla degil...
Parçalanmis bir kalbe sahip oldun mu sen hiç?
Parça parça edilmis, yikik ve virane,
Bir o kadarda vefasiz...
Önceleri üzüldüm, yikildim ama asla aglamadim...
Geldi geçti deyip senide gözlerin gibi kalbime gömdüm...
Unuttum dedim, unutacagim dedim,
Unutamiyorum dedim, UNUTMAM dedim...
Önce gözlerin sonra sen çiktin kalbimden,
Bir vicdan azabidir basladi ölü yüregimde,
Hiçbir sey kalmadi, senden baska kalbimde,
Hatiralarin, gözlerin ve sözlerin...
Siirlerini getirdiler bana,
Beni öldüren siirlerini...
Vefasiz dedigini duydum, yikildim,
Düsündüm seni *******ce daima tek basima,
Siirlerin öldürdü, hasretin yakti yüregimi,
Kirildim, üzüldüm, yikildim ve en sonunda agladim...
3 kisi agladik sana; ben, kalbim ve gözlerim...
Sana yandim, seni sevdim, seni hatirladim heryerde...
Belki birgün sesini duyarim umuduyla
Telefon bekledim günlerce,
Telefon gelmeyip sesine hasret kalinca
Agladim agladim,
Sana yaptiklarimi ancak o zaman anladim...
Duydum ki kalbini vermemissin kimseye,
Olurda içinde görürler beni diye...
Benim kalbimide istediler, ama vermedim kimseye,
Olurda içinde seni görürler diye...
Gökyüzü yildizlar ile doluydu, ben hep seni düsünürken
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:06 AM
AŞKA DÖNÜŞ
Dönebilmek o dönüsü olmayan yollardan
Sürekli bir aldanis bir daha bir daha
Hiç bitmeyecek *******den bir sabaha
Çikabilmek ve sevmek durmadan usanmadan
Konusmak konusmak gözlerle fisiltilarla
Duymak büyülü sicakligini beyaz ellerin
Her geçen dakika var oldugunu anlamak için
Yasamak arzu dolu dudaklarda, sarkilarla
Unutmak ne varsa kötülükten yana
Inmek sevilen gözlerin derinligine
Öyle mutlu, öyle sarhos, alabildigine
Bin yil içmek o sulardan kana,kana
Her gün ona kosmak daglardan tepelerden
Her yerde, her zaman onsuz edememek
O en tatli hayal, en büyük gerçek
Anlarsin tasan o günlerden *******den
Sonra bir gün o bütün karanliklari yirtasin gelir
Basini alip gidesin gelir uzak denizlere
Artik her sey bos ve yalan sevdin ya bir kere
Her yerinden bir bugu halinde o yükselir
Sen yoksun artik anla yeryüzünde bir o var
Onun elleri var, gözleri, dudaklari
Anlarsin tenin besledigi zaman topraklari
Ve hala seversin zaman bitinceye kadar
Yeniden var olustur ya da bir baska türlü olustur bu
Nice aldanmalardan sonra bir aska dönüstür bu.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:06 AM
BİR GÜN KAPINA GELSEM
Bir karanlik geliyor yoklugunun ardindan
Ne zaman günes batsa bu son gecem diyorum
Vazgeç yalan dünyanin köhne saltanatindan
Yetisir bunca keder, bunca elem diyorum
Her sey sagir içimde ne siir ne musiki
Dünyadan bezginligim dünyalar kadar eski
Öylesine çözülmüs, öyle dagilmisim ki
Bu ne bitmez ayrilik bu ne özlem diyorum
Beni çagirdigini bir defa duyabilsem
Avuçlarimda ates, yorgun gözlerimde nem
Asarak denizleri bir gün kapina gelsem
Basimi duvarlara vurup ölsem diyorum
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:06 AM
DURMA
Durma, daha da saril bana,
Birak akan yagmur gibi devam etsin,
Süzülsün gözlerinden dansin büyüsü
Aksin bedenimizden mutlulugun islakligi,
Sorma, sadece dans et basimiz dönüyorken asktan
Arama siginacak bir yer yüregimden baska
Askin yagmurunda islansak da ...
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:06 AM
Dört Duvarı Camekanlarla Kaplı
dört duvari camekanlarla kapli
sanirsin ki mahpushane kislasi
kararir karardikça duvarlari
koyu renkli gri camlari
bogar ruhunu
sanki Azrail gibi
bir rehavet çöker üzerine
yere düser gözlerin çaresizce
bir kosu dersin
ferahlik bulayim ruhuma
dolanir durursun labirent yollarinda
bazen de kaybolursun karanliginda
evhama girer yüregin
çekilmez oldugunda dakikalar
bu yüreklere zindan
Mahpushane kislasinda
sogugu kutuptan gelir
sicagi çölden
yagmurun sesiyle islanirsin
brandayla örtülü çatisindan
bir siginak ararsin kendine
yüregine bagli bir baska yürekte
seher vakti günesi müjdeler güne
******* gebedir elbette
umudu günesle dogan günlere
bilirsin ki zaman akip gidecek irmak gibi
bu gri duvarlarda açacak bahar çiçekleri
sarisi beyazi ve daha niceleri
kurumus topraga düsen bir damla su gibi
uçurumlarinda karanligin mum isigi gibi
kara *******inde kislarin kor atesi gibi
isitamadiktan sonra umutlarin yüregini
etten kemikten bu beden için zindan dedigin nedir ki
çaresizlik en büyük zindan degil mi
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:06 AM
Gecenin Bir Vakti
Gecenin bir vakti
saatin en önemsiz oldugu bir zamanda
düstün yine aklima
uykusuz ya ******* nasil olsa
sen en güzel rüyalarinla sevisirken
ben yari uyanik sersemliginde
ve sen kurulu düslerin sarhoslugunda
seher vaktini bekliyorum
gecenin en uykusuz
ve sensizligin en karanlik zamaninda
ve umursamazcasina
ve sanki bana inadina
ne gece bitiyor
ve nede sensizlik
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:06 AM
GÖKYÜZÜ
yıldız kaydı karanlık gökyüzünde
bir dilek tuttum hep yanımda ol diye
kapadım gözlerimi sonsuzluğa seninle
aşkım hala bekliyor
o karanlık gökyüzünde
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:06 AM
HEP SENİ SEWECEĞİM
Kimbilir hangi aksam günes'le birlikte
Ben de sönecegim
Kimbilir hangi ellerden
Son suyumu içeçegim
Fakat yine de ebediyenn
SENI SEWECEGIMM...
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:07 AM
KALBİM SENİNLE
Bazı ******* gökyüzüne baktığın zaman
Ay'ı göremezsin
bilirsin ki;
Ay gecenin içinde bir yerlerde saklıdır
Tıpkı senin benim yanımda olmasan da
Her zaman kalbimde olduğun gibi!!!
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:07 AM
PAPATYA FALI
Bir gün kirlarda dolasirken
eline bir papatya al
ve "sewiyor sewmiyor"
yapmaya basla
'sewiyor' çikarsa ona inan
'sewmiyor' çikarsa inanma
çünkü o sadece bir papatya...
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:07 AM
Seni Çook Sewiyorumm
Seni; gülümsemek kadar zor
gözyasi gibi wazgeçilmez
ALLAH gibi tek
yildizlar gibi erisilmez
Bir o kadarda özel oldugun için;;;
SENI ÇOK AMA ÇOK SEWIYORUMMM
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:07 AM
SENSİZ HER ŞEY BİR HİÇ
sensiz gececek ömrüm gecmesin,
sensiz yasanacak mutluluklar yasanmasin,
sensiz bitecek bu yollar bitmesin
ve sensiz gelecek ömür gelmesin cünkü
sen yoksun ya varsin oda onlarda olmasin.
gözleri okyanus saclari cicek kokan ayrim.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:07 AM
Ümidi Sönmüs Bir Aşk Bu
ümidi sönmüş bir aşk bu
ümidi sönmüş bir aşk bu
sevdadan artakalan
bos yere söylenmedi ya atasözü
davul bile dengi dengine…
oysa ben
sanmıştım ki aşkın dengi olmaz
gönül bu, severse denk aramaz
zenginmiş, fakirmiş, güzelmiş
seven için sıfatlar halt etmiş
anladım ki
ben bir hülyaya dalmışım
aşk diye bir rüyaya kapılıp
ne umutlar ekmişim toprağına
ve ne hüzünler biçmişim
hasat zamanında
biliyorum artık
vuslat, zamanın öbür ucunda
zaman, sensizliğin ortasında
sensizlik, mahşerin telaşlığında
cehennem zebanisi gibi başımda
ve biliyorum artık
filmlerde yaşanır böylesi aşklar
ve güftesi hüzün kokan tüm şarkılar
bestesinde arar tesellisini ayrılığın
ve biliyorsun ki
tesellisi yok sensizliğin
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:07 AM
İnatçı Damla
Camdan kayan damlalara bakarken,
Anlıyorum yağmur yağıyor...
Camda kaymak istemeyen inatçı
bir damla gibi...
Hayatta herhangi bir şeye
Zorlada olsa direnmek gibi...
Nafile bir çaba
Doğanın kanunu
Yer çekimine yenilen inatçı bir damla gibi...
HAYATA, İNSANLARA,
DOĞAYA YADA KADERE yenilmek...
Çoğu zaman seçme şansın olmadan..
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:08 AM
BİR ÖMÜR YETMEZ
Bahtı teninden yanık bir serencamdı
Bir ömrün bana giydirdikleri
Kaçamadım şerrinden şamarından feleğin
Daha tüysüz bir çocukken dilim dağlandı
Yasaklarla korumaya alındı bütün düşlerim
Ardımsıra kurallar devriyeler gezerdi
Başım üç numara traş trahomlu gözlerim
Babamın ters-yüz ceketi gibiydi hayat
Acısı bol bir ağıt gibi dururdu bedenimde
Ya da sokaklarıma dar gelirdi.
Parçalanmış bir aynada büyüttüm kendi kendimi
Kurşun eritilirdi başımda okunmuş sular içerdim
Boynumdaki muskaya havaleydi bütün hâllerim
Hem takdir hem tekdirlik bir mektepliydim on beşimde
Yağmurlar ve şarkılar kardeş gibiydi
Şarapla tanıştığım rüzgâra bulaştığım bir takvimdi
Hepsi bir şiirin eskizleriydi belki
Sonraki yaralarıma sargı bezleri
Ten çıra olmamıştı yazgım henüz bakirdi
Giz yüzle tanıştı sonra boynunu sıktı muska
Bir tren yolculuğunda bozdum bekâretini
Sonrası âhir zaman kahır mevsimi
Yenildiğim yıllardı kapılar kilitliydi
Rüzgârsız kaldım dilim paslandı otuzumda
Tezgahlarda boylu boyunca ertelendim yarına
Gözlerinin düsturuyla kırdım gecenin çemberini
Kaç arkadaş daha silindi kütüğünden
Notalara söz oldular şiirlerle kutsandı isimleri
Kırk kere bozmuştum tövbemi kırkıma geldiğimde
Sığınacak bir dergâhım da yoktu üstelik
Biraz daha büyütmüştüm yaramı
Bende gözlerin kaldı o şarkının sözleri
Bu biraz da kendimi seninle tanımlamak gibidir
Orda saklıdır dünyanın bütün hazineleri
Kutlu bir mirastır elbet
Bir ömür yetmez anladım
Yazmak için bütün sen'leri
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:08 AM
ÇIĞLIK
Bana kanlı mühürler kaldı
O tarih tacirinden
Uçurumlar çığlıklar ve ölüm tarifleri
Bildiğim tüm masallardan topladım acıları
Yakama iliştirdim
Yaşamak dedim adına sığınaklar emzirdim
Bütün sözcükleri yüzleştirdim ateşle
Anlatamadım günlerin cehennemini
Ajans haberlerinde kirleniyor insanlık
Bütün sevinçler çarmıhta hızla yaşlanıyor
Çocuklar
Bozguna uğramış aşk düşürmüş bayrağını
******* unutmuş sevişmeleri
Tanrılara bulaştırmak için bu cinneti
Deliyorum aşkın ambargosunu
Yeniden yollara vuruyorum kendimi
Teninden soyunsun artık çığlıklar
Şimdiki zaman'a çekiyorum bütün fiilleri
Bakışlarında köprüledim uçurumları
Uyak olup düşüyorum dünyanın gözlerine
Taze bir çığlığım artık bu kontra mevsiminde
Herkesin biraz "faili" olduğu
"Meçhul" bir cinayetim şimdi
Bana katliamlar kaldı
O tarih tacirinden
Ağıtlar sürgünler ve muhbir suretleri
Bütün yenilgilerimi temize çektim
Ölüm boy veriyor artık
Düşlerimle suladığım topraklarımda
Gözlerine ayarladım tüm imgeleri
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:08 AM
HÜSRAN SOKAĞI
Sonunda ketum bir tarihe göçebe oldum
Adressiz kaldım bu yüzden bir rüzgâr gibi
Takıldım hiç büyümemiş bir çocuğun ardına
Vizem yok kimliğim sahte yollar mayın döşeli
Bir ömürde kaç sokak izi kalır geriye
Saçlarımın ıslaklığından anlıyorum
Orda bir çocukluğun yağmuruna varılır
Yarpuz kokusu uğurlar sizi görmezsiniz
Her sokak aslında bir patikadır
Yüzümde bir yama gibi duruyor zaman
Bütün aşkların kan grubu aynı olsa da
Ayrıdır çıkmazları son sözleri farklı
Gözlerinin rengine uymaz intiharları
Zaten hep gönüllüydü yanlışı yazgısına bulaştı
Küçük sevinçlerin büyük kederlerin sahibi
Güneşsiz bir gölge kansız bir yara oldu
Hüsran sokağında bir aşk daha vurdu kendini
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:09 AM
KILIÇ ARTIĞI POE-TİK-LER
I
Masallarımız aynı düşlerimiz bir
Aynı ateşin yaktığı ağıtlardan geliyoruz
Kentin en uzak köşeleri
Hüznün ele verecek seni
Öyle mahzun bakma çocuk
"Devletin ve milletin bekası" zedelenir
Orda aşka yardım ve yataklıktan
Sabıkalıdır şiir
II
Acı ata yadigârıdır
Bin yıllık bir tarihi var
Beni bana kırdırır
Kehribar bir tespih gibi
Çek çek bitmez
Kimi zaman yaşayıp yaşamamak
Birbirine eşittir
Orda zembereksiz bir saat
Kırık bir keman gibidir şiir
III
Hüznü bir bohça gibi vurup sırtına
Söyle hangi acısıydın viran evlerin
Kanlı bir mendil kaldı geride
Serin bir su yavru bir kuş gibiydi
Meçhulümüzdür nasıl bir ölüme gelin gittiği
O mendilin kokusunda
Kanın dördüncü halidir şiir
IV
Maskeler atılmış roller ve replikler
Derin bir uykuya dalmıştır
Bir şarkıda ağlarken
Bir çiçeği sularken
Onlarla konuşur görürsem seni
Demektir
Şiir yeni çığlıklara hazırlıyor kendini
V
Hepsi de yaralı bir cerenin resmidir
Açılırsa bir sayfası unutulmuş defterin
Orda herkes kendi payına düşen
Bir yangınla karşılaşacak
Ve görülecek
Kaç kadın ezilmiş ayak altında
O canavar evlerin
De ki
O defterin dipnotlarıdır düşünde düş görür şiir
VI
Piyasa şartları nedir
İstatistik yasaları ne söyler bilmem ama
Bir avuntu bulunur her zaman
Peşin fiyatına taksitle
Biraz etik estetik
Biraz kolesterol biraz turnusol
Vazife ulufe biraz felsefe
Bunca havar hiç rayting yapmıyor demek
Vatanperver bir münevver olarak
Sizin bu konuda bakışınız kaç amper
Belki de
Turnusolün sudaki rengidir şiir
VII
Daha yirmi dört saat
Hayati tehlikesi var diyor doktor
Durmadan morfin yapıyorlar
Kurtulsa da izi kalırmış
Yüreğini ezmiş aklının paletleri
Bir saatin tik-taklarıdır orda
Beşinci mevsimin adıdır şiir
VIII
Biz mi taşırız aşkları
Aşklar mı bizi
Şimdi hangi kentte
Yağdığını unuttuğum bir yağmur
Ertelenmiş bir aşkın saçlarını yıkıyor
O günden beri
Öznesi yaralıdır şiirin
IX
Orda yıldızlar daha parlaktır
Aynalar daha ayna
Yaşamaya başladığın an
Biraz daha koyulaşır ağaçların yeşili
Orası
Şiirin kendini göndere çektiği yerdir
X
Sensiz paslı bir çivi gibi duruyorum
Bir duvarın yüzünde
Ateşe ve rüzgâra dair bir dize kuşan
Bu geceyi teslim al
Bir selam uçur bana
Hâlâ bir sabah serinliği ise adresim
İnsana dair her çığlık
De ki şiirdir biraz
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:09 AM
KOD ADI AŞK
Bir istisnayım artık kuralı bozuyorum
Mışlı geçmiş bir şark çıbanıyım
Şimdi yaşamın yüzünde sızlıyor izim
Gündemde ilave tedbirler var, infaz bildirileri
Ecelimi bir hamaylı gibi boynumda taşıyorum
Potansiyel suçluyum, yasa da ceza da benim
Lanetlidir artık gözlerine mil çekmiş
Kurşun damlaları akıtmış kulaklarına
Kösnül kasıklarında yalaz, üstü başı kan
Şimdi isterik bir ******yu oynuyor zaman
Bütün kapılara ayrılığın suretini astılar
Derme-çatma aşklar onarmaktan bitkinim
Dün erkendi, yarın gecikmiş sayılırım
Bir parça uçurum alıyorum terkime
Kutsuyorum yolları bir iklim bulmak için
Bozdum tüm oyunları şimdi satırbaşıyım
Sıcak uzun yazlardan, kış uykulardan
Sustukça derinleşen büyüyü bozdum
Karlar içinde yorgun bir selam gibi
Vakitsiz ve davetsiz giriyorum gecene
Gözlerinin sıcağına konuk et beni
Sonunda öğrendim konuşmayı, yürümeyi öğrendim
Geçtiğim tüm köprüleri yaktım, dönüş yok
Yollarla artık uğraklarla anlatırım kendimi
İçime akmıyor kanım, yaramı sevdim
Tazeleyin çoban ateşlerini ey ateş ustaları
Kavallarınıza yeni delikler açın
Emzirin sığınaklarımı uyak bulsun koyaklar
Yeni bir sayfa açtım işte ömrümü çiziyorum
Sensiz hiçbir şeyin hükmü yok benim için
Ölüm durmadan tazelese de hünerini
Yeni bir sayfa açtım kanımla yazıyorum artık
Kod adım aşk'tır
Ömrüm bu uzun hecenin ömrüne kayıtlıdır
Çünkü miladı yoktur kod adı aşk olanın
Ateşten gömlek giymiş bir şiirdir ülkesi
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:09 AM
ORDA BİR KÖY YOK UZAKTA
Düşlerimi kanatıyor her gece
Dudaklarında donmuş gülümsemesi
O muhacir evde asılı duruyor hâlâ
Yitirilmiş bir arkadaş sureti
Anılar mı yakın bana acı mıdır en eski
Bir sağnak yıkasa yaralarımı belki
Yumuşayacak gecenin mimikleri ağrılarım dinecek
Ya da korunak olacak karanlığın kendisi
Hava su ve toprak kirlendi artık
Tuz ve ekmeğe karışıyor yüksek gerilim
Yeryüzünün bütün koordinatları
Barınacak bir yer arıyor
Haritadan silindi yüreğimin meskûn yerleri
Her gün kütüklerden aşklar düşüyor hayat
Artık "ölü sayısı..." belirliyor gündemi
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:10 AM
Parça Tesirli
Mührü kazıdım dağıttım sihri
Bir dildim sende aksanımı yitirdim
Tarif ve tanım hükümsüz artık
Bende kaydın silindi
Gören yaksın her kimse o anı defterini
Bu hayata bir intihar borcum var biliyorum
Yarım kalmış bir yürüyüş oldum hep
Açıyorum yeniden kapının çengelini
Gören hayra yorsun beni
Çok örseledim demek hayatı yordum
Eski bir meselden esinlenmiştim oysa
Karın güneşe mağdurluğu gibi oldu hep
Bir düşe telefim yine
O malum heceye hep-yek geleyim şimdi
Önce söz vardı şimdi yok
Aylardan yağmur olsun istedim takvim ikindi
Belki doğru okuyamadım silikti ayak izleri
Bir keder uyak istedi benden
Aşktan sızmış bir makama
Heder ettim kendimi
Sabıka kaydım sorulmasın ne olur
Ben hep telaş oldum cinnet yazıldım sana
Hepsi bu işte belki bir körün gözleri gibi
Biz seninle iki mutlak kaderiz artık
Kuş dili bir zamana bütünlemeli
Kim demiş ömür kısa külliyen yalan
Varsın keyfe keder bir darbe olsun
Yeter ki doruktayken vurulsun parça tesirli
Bir rüzgâra gömülsün her aşk şiiri
Bir karşı-devrim gibi
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:10 AM
Parya
Bütün masalları tutuştu çocukluğumun
Acıyı bir mayın gibi gömdük toprağa
Şimdi alevlerle yazılıyor güncemiz
Göçüyoruz
Yürek bir yangın yeridir artık
Kalmadı ardımızda su dökenimiz
Korku bir mevtadır artık gecenin kollarında
Bir eylül dolunayına defnolunur
Göçüyoruz
Bir çocuk gibi elinden tut
Yıkılmış ve yakılmış anıların
Bir tutam kuş sesi sür damarlarına
Git kendi rüzgârını bul
Yüreğini yokla bir parça umut kalmıştır belki
Yolların nabzını dinle dağların uğultusunu
Koyaklar yankımızı saklar dönüşümüzü bekler
Kırlangıçlar unutmaz adresimizi
Tarihin tabanları sızlıyor artık
Sararmış o kirli belgelerle yaşıttır gurbet
Yollar çok eskiden tanıyor bizi
Göçebe bir paryayız sanki
Nerede konaklasak kesik bir kol gibiyiz
Kimseler bilmiyor bu susuşlar nereli
Bir kilim deseni anımsatıyor çocuklara
Nüfusa kayıtlı oldukları yeri
Bir çağın son çeyreği yanlış kurmuş denklemi
Patikayla dağları ayrı şeyler sanıyor
Acıyı unutuyor hesaba katmıyor toprağın belleğini
Ey yaraları sağaltan zaman ey kalbim
Tez elden hükümsüz kıl kalıcı olmasın bu şiirim
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:11 AM
SUSKUN
Susardın ve kar yağardı
Gözlerinde başlardı gece
Yarım kalmış kitaplarda biterdi.
Alnımızda bilenen kör bir bıçaktı zaman
Kırılmış aynalardı
Susardın, durmadan susardın
Ve kar yağardı
Ocak ağaran saçlarımdı
Şubat hayırsız bir evlattı, kaçaktı
Ve uzaktı yaz bir anaydı
Mart'ın izlerini taşırım bedenimde
Aynı masalın ikizleri gibiydi günler
Nisan saçlarımda ıslanırdı hep
Susardın, durmadan susardın
Ve yağmurlar başlardı
Çok bekletti bizi,
Hiç vaktinde gelmedi mayıs
Haziran Aram'dı ya da öyle biriydi
Temmuz bir düştü belki
Yaraları sarar gibiydi
Ağustos yıldızlarla basardı gecemizi
Bir gül suçüstü yakalanırdı
Eylül bir çocuğun çığlıklarıydı
Susardın, durmadan susardın
Ve rüzgârlar başlardı
Yolunu yitirmiş bir gezgin gibiydi ekim
Sürgünlere uğurlardık kendimizi
Kalan mı bizdik, giden mi
Bilinmezdi
Kasım rüzgârda bir yapraktı
Ve biraz ıtri
Kendi sesiyle irkilirdi
Aralık günlerin son neferi
Soluk bir düş geçse de
Hiçbir mevsim gözlerin kadar
Acımasız kullanmadı neşteri
Susardın ve kar yağardı
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:11 AM
UZAK
Herkesin bir yağmuru vardır ve bir rüzgârı
Aşk biraz ıslanmaktır
Al götür beni o uzak yağmurlara
Herkesin bir şiiri vardır ve bir şarkısı
Aşk biraz çoğalmaktır
Al götür beni o uzak şarkılara
Herkesin bir akşamı vardır ve bir masalı
Aşk biraz yorulmaktır
Al götür beni o uzak akşamlara
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:11 AM
YORGUN
Ne zaman dağılsa sesim
Şakağıma dayardın gözlerini
Oysa adınla başlamak istedim bu akşama
İstedim ki bir ayrılıkta bitmesin buruk
Günlerdir bir tek dize düşüremedim
Bu kaçıncı sürgünüm bütün renklerimi götürdün
Kanayan bir öyküdür içimizdeki bozgun
Hergün yeni bir hüznü takıp koluna
Bütün saatleri acıya kuruyor sanki
Şarkıların hüzzam makamındayız
Kanıyoruz göçebe yollarda yılkı atlar
Bir acı kahve hatrını unuttuk
Her köşe başında bir maskara
Tuzun ve şarabın tadı değişti
Nasılsa eskidi yüzün -değişmedi gözlerin-
Alevler yakmıyor artık inceltmiyor buzları
Üstümüzde sağır ve dilsiz bir gökyüzü
Her şey ayrıksı sanki bulutlar paslanacak
İşte solan bozkır akşam ve zaman
Sessizlik -sensizlik daha ne kadar
-Aşksa aşk işte nabzım-
Bütün sağnaklarını yağdır haydi yağdır
İster bir cehennem aç ister bir mayıs getir
Her vurguna hazırım nasılsa her şey pusuda gibi
Bu bungun akşama yazdırarak adını
Dal gibi serin yine gözlerin
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:11 AM
ZEYL
Soluğu rüzgârlardan derlendi
Yollar o çingeneden bulaştı bana
Tek gerçek düşlerimdi belki de
Bir masaldan aldım rengimi
Tutku yaşından büyük gösteriyorsa
Sağır ve dilsiz ******* sorumludur
Gözlerin
Ve şer iklimi
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:11 AM
ADAGIO
Yaşamın vişne rengi dudakları vardır sevgilim
öpüşün kadar sıcak ve tatlı
özgürlük türküleri de söylenir bu dudaklarla
sevda türküleri de
vişne rengi dudakları vardır sevdanın
gülümser dudakların gibi titrek ve dokunaklı
okyanus olur sarar dünyayı
ölümün vişne rengi dudakları kimi kez
dudaklarınca içten ve inançlı
ölüm asude bahar ülkesi değildir o zaman
ölüm:
yiğit ve sevecen bir yaşamın
mutlu günlere sunulmasıdır
canlı bir gül gibi somut
ayrılık yoktur artık zaman içinden
yaşamın ve sevdanın, ölümün kimi kez de
öpüşün kadar sıcak ve tatlı
vişne rengi dudakları vardır sevgilim...
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:11 AM
AKINTI
Üflerim
Şiirin tüm gizini kulaklarına
Havalanır birden aklın
Akşamlar akar dudaklarına
Oturursun ortasına akıntının
Tut ki bir aşklığına çıldırdın.
Sokul yanıma
Çoğul mudur etin,
Gerçeklerden mi süzüldü
Kolunda duran cinnetin?
Haydi gel tedirginliğe
Son çağrımdır bu
Çıkarıver tüylerini
Bahar geldi.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:11 AM
ALLEGRO
Birgün başımızda sevda rüzgarları eserse
deli deli yıldırımlar düşerse yüreğimize
"al bir yudum pınarından özgürlüğün,
rüzgarından sevdamızın çek bir soluk"
yaşamın vişne rengi dudakları vardır sevgilim
öpüşün kadar sıcak ve tatlı
"seni benden ne bu duvar ayıracak, ne bu kapı
seni ne bu kara kara gelen ölüm"
çünkü ölüm;
yiğit ve sevecen bir yaşamın
umutlu günlere sunulmasıdır.
Canlı bir gül gibi somut
ölümün vişne rengidir dudakları kimi kez
gülümser dudakların gibi titrek ve dokunaklı
bu gece
ne bir yıldız ne ay var
hüzün dolarsa bu gece yarısı içine
"çek bir soluk rüzgarından sevdamızın"
çevir gözlerini güneşin doğacağı yere...
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:12 AM
birgün başımızda sevda rüzgarları eserse
deli deli yıldırımlar düşerse yüreğimize
hızlanır kan dolaşımı
babil'in asma bahçeleri değildir artık
dünyanın bilmem kaçıncı harikası
karanlığın bahçesinde açan gülümüzdür.
hüzün dolarsa içine bir gece yarısı
çevir gözlerini güneşin doğacağı yere
çek bir soluk rüzgarından sevdamızın,
"kapı"yı, "duvar"ı
"kara kara gelen ölüm"ü düşünme
çevir gözlerini güneşin doğacağı yere.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:12 AM
Ay ıŞıgı
AYIŞIĞI
Ay ışığı kutsal sevgilim
Fısıltıların yumuşak toprakta
Ayak izlerime doluyor
Sen de terkedip gitme
Sularla oynaşmaya
Doğur beni ışığınla
Lekeli yüzüne
Bulaşmış gibi yeni bir iz
Şarkımızı çalıyor dağlar
Haydi dans edelim özlemle
Çakışsın bedenlerimizdeki giz
Mırıl mırıl büyüsün başaklar
Barış içinde çoğalsın sevgimiz.
A. KADİR BİLGİN
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:12 AM
AYRI AYRI
Kaçamak bakışlarımız dokunurdu birbirine
suçlu suçlu yürürdük
gülmeyi konduramadan dudaklarımıza
acılarla delik deşik
bir olgunluk izlerdi gölgelerimizi
yağmur ıslatırken kaçak evi
kimsesizliğimiz ayrı ayrıydı.
Aslında yakamıza yapışmasaydı aşk
sahtekarlar cennetinde çakışmasaydı yollarımız
sen ve ben
pekala kandırabilirdik kendimizi
mutluluk oynayarak ayrı ayrı
yas
içimizde uzun yolculuğa çıkmış olurdu
ve bitmemiş olurdu takas.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:12 AM
AYRILIK
Tüm umut yollarını kapayan
aşk da bir isyandır.
Nerede kimbilir o fırtına,
beni yüzyıllara savuran
yüzü yırtık kan.
İşlediğim zamansız sevdanın
cılız kemiklerini sayıp,
özgürlük adına soyunuyorum
uykunun karesine aşk kafesimde.
Ey duru bestesini dinlediğim gökyüzü!
Kiminle o ihtiras denizi,
kimi boğuyor dalgalarıyla,
nedir bu uğultu,
Kimdir tanık?
Sussun sularını aşınmış yatağımdan
alıp götüren deli yel,
umarsız dalgaların uzandığı hiçbir kuyuyu bağlamayan
köprünün üstünde
Kral Lear gibi güçsüz ve deli
düşsün elime ayrılık
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:12 AM
BAŞKA İŞ
Hep merak ederim
Nasıl sevişir kardelen çiçeğiyle kar
Ve kar damara nasıl akar,
Uzatıp başını ak yorgandan
Nasıl sessizce ortaya çıkar?
Oysa geldi de denemez
Şenlikleriyle bahar.
Benim bildiğim bahar
Çiğdemle başlar,
Bu işte belli ki
Başka bir iş var.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:12 AM
BİR AKŞAMLIK
Sevgilim kimsesizliğiyle övünmesin ellerim
efkar dağıtalım bu akşam
kabuklu meyvalar al
içkimize arkadaş olsunlar
şu cırlak satıcıdan
içimde titreşen suları alıp sakla
ağaçların ve gökyüzünün hamağında
labirentleri boş kalsın biraz ülkemin
Ankara kalesinden seyrederken kenar mahalleleri
kibrit kutusu evlerde konuk olup
radyasyonlu Karadeniz çayları içmeliyim
gecekondu sakinleri
bu akşamlık affetsinler bizi
Güney Afrika madenlerinde
kurşuna dizilen işçilerin
Filistin'de katledilen dostların
hoşgörüsüne sığınalım bu akşam.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:13 AM
BİR SEVDA TÜRKÜSÜ
Sokul yanıma,
çığlıklar dolarken kentin sokaklarına
yirmidört ayar yankılar düşer dağlardan.
Üşürüm kar giyinmiş ağaçlar gibi
sımsıkı tut ellerimi
ki,
bir kır çiçeği
korkusuzluğuna ulaşayım.
Tuz ekmek ve şarap kadar kutsal,
okunması düşlenen bir kitabın
el değmemiş koyakları kadar gizemli,
sevdaya ait ne varsa içimde
sırtımda taşıyorum akşamları.
Rüzgarın baştan çıkarıcı çağrısına kapılıp
ipini koparan uçurtma gibi
çılgın olmak istiyorum,
bu yüzden,
görmüyor musun kollarım
sana uzanıyor savaş alanının
tam ortasından
Peşimde kanıma susamış canavarlar var,
gecenin sabaha yakın olan kısmında
çalı ol
yapraklarının arasına al beni,
dikenlerin batmasın ama.
Çocuklar kadar berrak pınarlar
olsun avuçlarında,
bir yudum içtiğimde
ay kanatlarını tak
gözlerime gözlerinle
yak beni yüreğindeki ateşle.
Karınca gölgesi olsan bir öğle üstü,
uyusam uykuların en derininde,
mermer yontular görsem düşümde,
kılıfından çıkarsam ölümü
rasgele öpsem ağustos gibi yanan göğsünden,
uyandığımda sen yoksan
haykırsam, haykırsam, haykırsam...
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:13 AM
DÜŞMEK
Ölüme düştü akşam
tülbentten süzdüler bataklığı
öksüz bir arı kuşu kaldı.
Dalgaya düştü deniz
unutup tuza döndü
koynundaki balığı
Maviye düştü kırlangıç kanadı
bulutla oynuyor düşler
ışık yokluğun öbür adı.
Sevgi çağırınca düşmez
savur umutlarını yele
göğe yükselsinler hele.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:13 AM
DÜŞÜNCELER
Pınarından özgürlüğün al bir yudum,
çek bir soluk rüzgarından sevdamızın
seni benden ne bu kapı, ne bu duvar ayıracak,
seni ne bu kara kara gelen ölüm.
al bir yudum pınarından özgürlüğün
rüzgarından sevdamızın çek bir soluk
gelir bir el kırar birgün kapıları
karanlığın bahçesinde açar gülüm.
seni benden ne bu kapı, ne bu duvar ayıracak
seni ne bu kara kara gelen ölüm.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:13 AM
ELLERİN
Ellerimden çıkmıyor ellerinin izi
Yalnızlık çalarken sirenlerini,
Sensiz duygular da anlamsız
Nasıl yığdın aramıza
Bunca dağı ovayı denizi
Ayaklarıma dolaşıyor gözyaşlarım
Özlem yine dizi dizi
Sular akmıyor
Sevişmeler yakmıyor tenimizi.
Ben hüzün avcısıyım bilirsin
Bu yakınmalar kendime
Sen üstüne alınma
Yalnız da çoğaltırım gizi
Gece beni çağırıyor bak
Şimdi dalarım cadde sokak
Yüreğimde gecikmiş boşluk
Ellerimde ellerinin izi.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:13 AM
GECE
bu gece ne bir yıldız, ne ay var yaşlı gecede
hüzne yer yok yüreğimizde hüzne yer yok
nasıl olsa kıramazlar filizlerini
mutluluk pınarından kaynaklanan sevgimizin
çabuk gelir geçer yaz yağmurları
bu gece ne bir yıldız ne ay var yaslı gecede
yine de hüzne yer yok yüreğimizde
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:14 AM
GECENİN NAMLUSU
Kollarından tutup akşamın ıssızlığını
damarları kurumuş atın sırtında
her akşam-ya da gece-eve döndüğümde
cam saydamlığındaki ellerini
******* boyu öptüğüm kadının
komşusu bir kızı sevmişliğim vardı.
umarsızlık saatlerinde
sabahın fırçalanmış dişleri arasında yürürken
at kestaneleri görünmezdi.
Aşk,
kadının erkek cinselliği altında ezilmesiyle
pelte olmuştu aşkımız
ama hala sisli bir ufku gösteriyordu güneş.
Yok olmanın bataklığında bebek
sonsuzluğa çivilenmiş bir
yürek
demektir.
Toplama kampı toplumda yürek ise,
mavi bir kardır
süslüyor ellerimdeki dağı.
İçinde ağaçların boğulduğu
o uzak patika ikimize dardı
******* boyu öptüğüm kadının
komşusu bir kızı sevmişliğim vardı.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:14 AM
GÜN BOYUNCA
gün boyunca damladı
güneşin altın saçlarından
doyumsuz bir ezgi
kavakların uzunluğuna
gün boyunca
terledi yapraklar
hışırdadı dallar boynuma
başları dönerek eriştiler buluta
avuçlarım yapıştığında aydınlığa
seninle bir nefes sessizlik
bir fısıltı yağmuru
okyanus dolusu özlem ektik
dağların duvarlarına
gün boyunca
ipek kuşlar uçurduk
bir küçük pencereden
doğayı öğüttük
umut değirmeninde
kucak dolusu
zamanlara uçtuk
gün boyunca
gün boyunca göğsümüze
yeniden dolsak
tan, gül ve ışık
pırıl pırıl günlere
ardışık
sevgi duşuyla başlasak
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:14 AM
GİTTİN İÇİMDE KALDI AYRILIK
Gittin
Ayrılırken buz tutmuş bıyıktı gözlerin
Kaçamak ellerimiz komutsuz sallandı
Dudaklarımızda sıradan sözcükler
Vedalaşmayı bile beceremedik
Son bir bakış kaldı arkanda
Kalabalığa karışan
Her şey düzmece bir dinginliğe gömüldü
Gittin.
İçimde
Yığınlarca kitap kaldı uçuşan
Sözcükler beynimin köşelerinden
Çıkıp korkuttular *******imi
Peşimden geldi gölgeler
Aynalara bakamaz oldum
Hiçbir oyun avutmadı beni
Yaşamıma sığmayan bir şey kaldı
İçimde.
Kaldı
Yeni bir kent işkenceye hazır
Ödeşemedim gittiğin mevsimlerle
Belleğimi silkeleyip anılardan
Tik tak çaldın uzun zaman
Alışamadım yarımlığa
Düşlerimde intihar tutkuları
Sırtımda hançerinin oyduğu boşluk
Kaldı.
Ayrılık
Çoğalarak giriyor günlerime
Senden başka kim bilebilir
Geçmişin dökümünü yaptığımı
Ağır ağır pulsara dönüşürken güneşler
Sonbahar hüznüne benziyor pencerede
Artık konuk beklemeyen gözlerim
Sayfalar da bitti ışık da her yanı kapladı
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:14 AM
RÜZGARDA VAR
Bütün rüzgarlara açıl
Sana dokunan aşklar savrulsun
Çölün kum tepelerine
Yüreğinle uç
Ve uçur dostlarını
Göğün derinliğine
Ara verme durmasın duygular
Kanatlı beyaz at
Aşsın bulutları birer birer
Yitik değil yaşam
Orada düşüncelerinde her şey var.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:15 AM
SANA GELİYORUM
I.
Benim sabah keyfim
yeni açmış bir gülü
insanların gülücüklerine yerleştirmektir.
II.
Sana karlı bir günde geleyim
saçımın beyazlığı ve paltomun ıslaklığıyla
üşüyen dudaklarımı ısıt, tenimi kurula
uzun bir şarkıda susalım farkında olmadan
sobanın çıtırtılarına dalalım
sana küçük törenlerimizde şarkı söyleyeyim
içki içelim güneşle başbaşa
saçlarına dokunan tarağın hışırtısını dinleyeyim
gözlerinin titreşimini yansıtsın aynalar
bir gece şelalesi gibi
damarlarıma akıp yankılan yüreğimde.
III.
Sana yağmurlu bir günde geleyim
parkta ıslanalım birlikte
gürültüller toprağın kokusunda erisin
kentin görüntüsü değişirken bulutlarla
duraksamadan parlayan gözlerin
ve ıslaklığınla sar beni
en koyu kızıllığında dudaklarının
kıralım demir parmaklı pencereleri
önlerine ortanca saksıları yerleştirelim
ağız dolusu sobe diyelim dudaklarımıza.
IV.
Sana güneşli bir günde geleyim
ışıklı yollara halılar serelim
birlikte aşkınlığa yükselelim,
okyanus sularının ortasında altın kumsallarıyla
mücevher gibi parlayan adada,
ben hep iskeleye demir atmış
beyaz bir yelkenlinin düşünü gördüm
tuzlu dudaklarını yakmak için
sana kendi yaptığım güneşleri getireyim.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:16 AM
Sevgi Öldü
SEVGİ ÖLDÜ
Sevgi öldü duydunuz mu
Sevgi öldü insanla sevişirken
En önemlisiydi aykırı düşlerden
Tozlarını silkeliyordu güneş
Her kayan şiirin ardından
Çocukların kışkırttığı sendikalı işçi arılar
Çiçekleri solluyordu tutsak günde
Gömleğinden pul pul türküler dökülen
Bir çocuk koşturdu haberi
Kaldırıp taa uzaklara hatta sonsuza
İnsansız=düşmansız yerlere attı ismini
Çınladı derin uçurumlar dağlar
Sevgi öldü, öldü sevgi.
A. KADİR BİLGİN
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:16 AM
TUTSAĞIN OLMAZSAM
TUTSAĞIN OLMAZSAM
-Özgürlük için-
Tutsağın olmazsam senin
bu gece de tüm ******* gibi
kıyısız okyanuslara düşerim
dalgasız denizlere.
tutsağın olmazsam senin
kanayan kanatlarımla
enlemsiz boylamsız gezerim
ülkesiz atlaslarda.
Tutsağın olmazsam senin
yaşadığım uçlar arasında
çılgınlığı ararım
sığamam küçük kalıplara.
Tutsağın olmazsam senin
çıktığım yazılarda
ismini ve ismimi kazırım
duvarlara yanyana.
Tutsağın olmazsam senin
yaşayamam
tutsak et beni
yoksa savaşamam.
A. KADİR BİLGİN
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:16 AM
YALNIZ KADIN
YALNIZ KADIN
Gün ışığından güzel kadın
renklerin koynunda
çiçeklenmiş duruyorsun terasta,
kızıl saçlarını sallıyor
çapkın
bakışların
Hırsız gözleri yakalayan karanlık
sana sessizce dokunuyor
çitle çevirdiğin bahçende,
Adonis bu
yıllardır beklediğin ışık
yitik sandığın ülke
ve ezberlediğin koku,
aryalarla parlayan ay
çıplaklığına vuruyor leke.
Bir yudum daha al kadehinden
alevlensin kanın
papatyalar gibi bir aklaşsın
bir sararsın yüzün
sar bırak
sar bırak
avuçların ıslanarak,
kasıklarındaki yükü koparıp at
gece yorulsun koşturmaktan
uyku gözlerinden aksın,
Büyük Sahranın kumlarına baksın
sevişmelerini saymak isteyen
boşalıyor teninden
Erosun sunduğu kadınlığın.
A. KADİR BİLGİN
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:16 AM
YALNIZLIK
Yalnızlığımı büyütür kalabalık
Gökdelen'in gölgesine siner
Karanfıl Sokak kalınlaşır
yoksul kadın çocuklarıyla
çöplerin üzerine konar
gözleri cam kırıkları
sevgilim gelir yalnızlığım büyür
çocukken gökkuşağına düştüğüm
gökyüzü gelir kirli güvercinleriyle.
Kimin öznesiydi mevsimler
işkence öyküleri kimindi
ayrılığın sesi miydi adımlarım
suyu bekleyen uçurum mu
kanatlandım yalnızlığımla son mevsime
içimde bir kedi yavrusu.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:16 AM
İHTİYAÇ
Bu akşam içimde
Tuhaf bir sıkıntı var
Dünyada sanki bir ben kalmışım.
Sanki herkes nerde keder varsa bırakmış
Ben nerde bulduysam toplamış almışım.
Önümde söğüt ağacı
Her zamanki haliyle, çaresiz
Havuzda su rahat
İnsanlar susmuş
Sessiz bir yağmur gibi başladı bende
Konuşmak ihtiyacı.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:18 AM
ÖZGÜRLÜK İÇİN
Tutsağın olmazsam senin
bu gece de tüm ******* gibi
kıyısız okyanuslara düşerim
dalgasız denizlere.
tutsağın olmazsam senin
kanayan kanatlarımla
enlemsiz boylamsız gezerim
ülkesiz atlaslarda.
Tutsağın olmazsam senin
yaşadığım uçlar arasında
çılgınlığı ararım
sığamam küçük kalıplara.
Tutsağın olmazsam senin
çıktığım yazılarda
ismini ve ismimi kazırım
duvarlara yanyana.
Tutsağın olmazsam senin
yaşayamam
tutsak et beni
yoksa savaşamam.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:18 AM
ŞİİRLERİN GÖĞÜSLERİ
Korkuyorum şiirin göğüslerini emerken.
Mavisi silindi gökyüzünün ırmağın ötesinde
hızlı adımlarla el sallayamadım dudaklarına
seni bıraktığım kente kızıyorum şimdi
ay ışığında yürüyemediğimiz kale kapılarına.
Sahne:
korkuyorum göğüslerini emerken şiirin.
İmgeler duyun terk ediyorum kenti
yaratmak için en büyük kalabalığı
menekşe çoğaltıyorum martı seslerinde
yeniden maviye boyuyorum göğü.
Sahne:
göğüslerini emerken şiirin korkuyorum.
İçiyor geçmişin kuyusu seni de
aşka dönüyorum o en büyük şiire
yalnızlık bin damla kumsala düşen
su eski bir yosun göçmen gölgede.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:19 AM
Ben Bir Seni Sevmişim
Kim olsa yanımda
Sen yokken yapayalnızım
Ben bir seni sevmişim
Sen hiç kimseyi
Güllerin hatırına
Dikeni sevmişim
Gündüzlerin hatırına
Geceyi sevmişim
İyilerin hatırına
Kötüleri sevmişim
Leyla ile Mecnun'un aşkına
Ben bir seni sevmişim
Sen hiç kimseyi
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:19 AM
Enkaz
sensizliğin hüküm sürdüğü
yine yapayalnız bir gecede,
seni düşündüm de cigaramı
bir başka çektim ciğerime!
ne olurdu benim için atsaydı
o zalim yürek,
lüzumu kalmadı artık;
çilekeş enkazımı kaldırmaya
yeter bir kazma...
bir kürek..!
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:19 AM
Gülüm
Bana sordular
Sensiz kalir miyim diye
Ölümlerden ölüm begenir
Dizlerine yaslanirim
Sensizlik bana yakişir mi
Gülüm
Sen çiçekli bir dal
Ben yapragim
Sen bir can
Ben topragim
Ayrilik bize yakişir mi
Gülüm
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:19 AM
Nice Dost
Nice nice dost
Tuttu elimi
Nice nice dost
Yıktı beni
Küs kendine
Dosta küsme
Nice nice kötüleri
Dost belleme
Dost dediğin
Hem güler yüzü
Hem güvenilir
Her bir sözü
Kötülerin çirkin yüzü
Küs kendine
Dosta küsme
Dost diyerek
Nice kötülerin
Peşine düşme
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:19 AM
Unutamadım Seni
Ölümler kaç ellidir
Bilir misin sevdiğim
Tutuverseler beni
Üzülür müsün sevdiğim
İnsanlar iki yüzlüdür
Hep ağlatırlar seni
Ağlatıp ağlatıp
Ağartırlar saçlarını
Sevgiler kaç dillidir
Bilir misin sevdiğim
Doya doya sevemedim seni
Anlıyor musun sevdiğim
Aşk dediğin
Tutunulacak dal mıdır ki
Hiç tutamadım
Ben seni
Umut dediğin
Sonsuz deniz midir ki
Hiç unutamadım
Ben seni
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:19 AM
BEDAVA
Dağ başında karaçalı,
Çaput bağlamak bedava.
Felek gözün kör olsun,
Oturup ağlamak bedava.
Kısmet vermiş aşktan yanı,
Seven kim, sevilen hani?
Sözün kısacası yani,
Gönül eğlemek bedava.
Üzülmesi yoğa vara,
Zaten talihçeğiz kara,
Kuru kuru bulutlara,
Umut bağlamak bedava.
Emreyliyor ayak başa,
Söz getirme göze kaşa,
Müjde olsun dağa taşa,
Derdin söylemek bedava...
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:19 AM
BİZİM ŞİİR
Bir cefa toprağı olduk,
Her yağmurun seli bizim.
Bahar vakti bahçelerin,
Kuru kalmış dalı bizim.
Dünya kaldı berbatlara,
Çıktılar hep üst katlara,
Bu kavganın feryatlara,
Terkedilmiş teli bizim.
Sonu yok dünya yasının,
Kuluyuz nân kavgasının,
Sofra erkan başkasının,
Eşiklerin çulu bizim.
Peşinde hayat göçünün,
Mestiyiz dünya hiçinin,
Şu dağdaki kel keçinin,
Uzayacak kılı bizim...
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:19 AM
GÖRÜNMEDİN
Gözüm boşluk, dünya nokta,
Görünmedin, görünmedin.
Olmuşumda, olacakta,
Görünmedin, görünmedin.
Kuru taşa renk yürüdü,
İpek kurdunu arıdı,
Denizde sular çürüdü,
Görünmedin, görünmedin.
Geceyi dal dal ışıttım,
Camda güneşi üşüttüm,
Bir ses ki senin, işittim,
Görünmedin, görünmedin.
Yel yel esen nefesimdi,
Boşlukta gezen isimdi,
Gel diyen benim sesimdi,
Görünmedin görünmedin.
Çabam, gücüm kul hükmünde,
Boş boş geçti bugün, dün de,
Herkes gibi göründün de,
Görünmedin, görünmedin...
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:19 AM
KİLİTLERİ KIRILMIŞ KAPILAR
Üşüyorum,
Çevir sıcak bakışlarını üstüme
Erisin boşluktaki beyazlık.
Bu yalnızlık üşütüyor içimi,
Oynuyor yerinden köşe taşlarım,
Öyle bir gariplik sardı ki yüreğimi,
Dokunsalar boşanacak gözyaşlarım.
Hiçbir düşünüşe dur diyemiyorum,
Ben benim olmaktan çoktan çıkmışım,
Kapalı bir kapı sanıyordum kendimi,
Meğer ardına kadar açıkmışım.
İçimde iki başlı bir adam var,
Biri beni, biri seni düşünüyor,
Üstelik ben de seni, ben de seni anıyorum,
Üç dünya birbiri peşinde dönüyor.
Üşüyorum,
Hasret ağır bastı üstüme,
Oynuyor yerinden köşe taşlarım,
Öyle bir gariplik sardı ki yüreğimi,
Dokunsalar boşanacak gözyaşlarım...
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:19 AM
RUBAİ
Ocaklar yansın her dem, bacada is olmasın.
Gökyüzü mavi kalsın, ufukta sis olmasın.
Kötülük yansın yıkılsın, lale gül kesilsin dünya
Herşeyde terhis olsun, aşkta terhis olmasın...
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:20 AM
AĞAÇLAR
Kuru dallar uyanmışlar uykuda,
Uykular ebedi değilmiş gördüm.
Kimi kıyamdadır, kimi rükûda,
Kimini secdeye eğilmiş gördüm.
Bir çekirdek dağın yamaçlarında,
Can bulur toprağın avuçlarında,
Çiçekler gülümser dal uçlarında,
Kokusu vadiye yayılmış gördüm.
İhlas ile göğe kalkmış elleri,
Hûşu ile ırgalanır dalları,
Hazan iklimine düşmüş yolları,
Yaprakların boynu eğilmiş gördüm.
Yaşları bellidir budaklarında,
Zikir eksik olmaz dudaklarında,
Bereket taşırlar kucaklarında,
Dalların eli boş değilmiş gördüm.
Her bahar bir haşir, her kış kıyamet,
Her canlı ölümü tadar nihayet,
Yeşil dallar olur birer iskelet,
Ağaçlar ayakta ölürmüş gördüm.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:20 AM
ALLAHIM
Aczimi anlayıp kapına geldim,
Ağlayan yüzümü güldür Allahım.
Senden başka kim var, kime gideyim,
Başka kapı bana züldür Allahım.
Emellerim sonsuz, ömrümse çok dar,
Mahiyetim ancak bir zerre kadar,
Fakat dağdan büyük günahlarım var,
Affer, mağfiretin çoktur Allahım
Şaşkın ırmak gibi dolanıyorum,
Çağlayıp aktıkça bulanıyorum,
Kapından hidayet dileniyorum,
Şu gönül kâsemi doldur Allahım.
Yıllarca dolaştım gurbet elinden,
Sürüklenip durdum günah selinden,
Bıktım kör olası nefsin elinden,
Aradığım nuru buldur Allahım.
Gönül erlerinin safına girsem,
Muhabbet yoluna postumu sersem,
Günah işlemekte devam edersem,
Yaşamak istemem, öldür Allahım.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:20 AM
ASIL GELECEK
Seyir defterine yazılan emir,
Kim bilir nerede, nasıl gelecek.
Hayat limanından alınca demir,
Beklenen son usul usul gelecek.
Aradan kalkınca hayat perdesi,
Yakın olur ötelerin ötesi,
Gördüklerin hakikatın gölgesi,
Gölgeler gidecek, asıl gelecek.
'Gelecek' denilen zaman gelince,
Ruha yol görünür inceden ince,
'SON' yazar perdeye filim bitince,
Perdenin ardında asıl gelecek.
Alnına konunca ecel bûsesi,
Yüreklere siner sükûtun sesi,
Ağıtlarda kalır firak bestesi,
Ondan sonra başka fasıl gelecek
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:20 AM
BAHAR
Bahar mevsimlerin nazlı gelini,
Cennetten yollanmış bir çiçek gibi,
Salkım söğüt suya sokmuş elini,
Sanki avuçlayıp içecek gibi.
Ağaçlar yollarda zafer takları,
Bir kutlu misafir geçecek gibi.
Gülerek karşılar gül çocukları,
Masum gözlerinden öpecek gibi.
Vadiler yeşerip tomurcuklanmış,
Renkli bir yelpaze açacak gibi,
Kuşlar yapraklarla sohbete dalmış,
Çiçekler sevinçten uçacak gibi.
Sonsuz bir özgürlük diyarı dağlar,
Ufuklara bağlı salıncak gibi,
Bağrında şifalı pınarlar çağlar,
Şefkatle açılmış bir kucak gibi.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:20 AM
BAHAR GELİNCE
İlkbahar gelince çıksan bağlara,
Bülbül sesi gelir, su sesi gelir.
Tefekkür gözüyle baksan dağlara,
Dinlesen derinden Hû sesi gelir.
Vadileri arındırır sisinden,
Yamaçları dumanından pusundan,
Uyandırmak için kış uykusundan,
Ilık rüzgarların bûsesi gelir.
Kuru dallar çiçek açar canlanır,
Boz yamaçlar yeşillenir allanır,
Sanki cennetten bir çiçek yollanır,
Mor menekşelerin kokusu gelir.
Her yıl haşrin bir misâli görülür,
Sur üflenir cenazeler dirilir,
Sanki yeryüzüne mahşer kurulur,
Toprakta canlılar ordusu gelir.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:20 AM
BAHAR GÜZELDİR
Kâinat kitabı herkese açık,
Okuyana her hecesi güzeldir.
Günde iki sayfa yazılıyor bak,
Hem gündüzü, hem gecesi güzeldir.
Seherde sallanır dal yavaş yavaş,
Esen yelin her nefesi güzeldir.
Tekbirle açılır gül yavaş yavaş,
Gül kokusu, bülbül sesi güzeldir.
Gönül gözünü aç, rahmeti seyret,
Hem yağmur güzeldir, hem kar güzeldir.
Güzele bakması sevaptır elbet
Bak işte bahara, bahar güzeldir.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:20 AM
BULUTLAR
Rüzgarların kanadına tutunmuş,
Bulutlar pürtelâş, nere gidiyor.
'Yağmur başına arş' emrine uymuş,
Katar katar, sıra sıra gidiyor.
Rahmetini damla damla indirir,
Yeryüzünün çehresini güldürür,
Bahar vagonuna erzak dolduru,
Bir bahardan bir bahara gidiyor.
İmdadına koşar ovanın dağın,
Dal ucunda titreyen bir yaprağın,
Hararetten bağrı yanan toprağın,
Yarasını sara sara gidiyor.
Bulutlar var, perde olmuş tül olmuş,
Bulutlar var, bir vadiye oturmuş,
Yamaçların eteğine tutunmuş,
Zirvelere doğru kara gidiyor.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:20 AM
BİRLİK OLALIM
Gönülden gönüle muhabbet aksın,
Söyleşelim, hallerimiz bir olsun,
Gözler birbirine sevgiyle baksın,
Kenetlensin ellerimiz bir olsun.
Sevgi olsun içimizde çağlayan,
Birleşmedir bütünlüğü sağlayan,
Bir çok bir var bizi bize bağlayan,
Ayrılmasın yollarımız bir olsun
Kökümüz, dalımız, yaprağımız bir,
Vatanımız birdir, bayrağımız bir,
Ayrı akmayalım, kaynağımız bir,
Birleşelim, sellerimiz bir olsun.
Hâlıkımız birdir, Resûlümüz bir,
İbadetimiz bir, usûlümüz bir,
Toprağımız aynı, mahsulümüz bir,
Bhçemiz bir, güllerimiz bir olsun.
Yükseltelim bu ülkeyi bir elden,
Ayrı ayrı ses gelmesin her telden,
Dede ile torun hep aynı dilden,
Konuşalım, dillerimiz bir olsun.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:20 AM
BİRİ BİNE DEĞİŞMEM
Hak'kın cemalini görme hissini,
Ne bu cana, ne cânana değişmem.
Bekâ âleminin bir meyvesini,
Fâni olan bin cihana değişmem.
Tûba yaprağının bir gölgesini
Saraylara, şehirlere değişmem.
Kevser ırmağının bir zerresini,
Irmaklara, nehirlere değişmem.
Neyleyim cihanın saadetini,
Bir taneyi bir harmana değişmem,
O nur ikliminin bir saatini
Bin asırlık bir zamana değişmem
Bekaya meyletmiş Mevlâm gönlümü,
Bir bâkiyi bin fenâya değişmem.
Ebediyyen solmayacak bir gülü,
Bir mevsimlik bin bahara değişmem.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:20 AM
DALLARI GÖRDÜM
Hayat yollarında seyrana çıktım,
Uzaktan uzağa halleri gördüm.
Hikmet gözü ile şöyle bir baktım,
Rahman'a götüren yolları gördüm.
Dereler hep bir ummana akıyor,
Toprak tazgah kurmuş, hayat dokuyor,
Zerreler vecd ile zikir çekiyor,
Tekbirle açılan gülleri gördüm.
Hayata hayattır imanın nuru,
İnsan iman ile bulur huzur,
Anladım ki her şey Hak'kın memuru,
Zehirli arıda balları gördüm.
Her canlının rızkı hazırlanarak,
Günü geldiğinde veriliyor bak,
Sebepler halketmiş Rezzak-ı Mutlak,
Tablacı hükmünde dalları gördüm.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:21 AM
DAVRAN GÖNÜL
Sönmeye yüz tuttu gençlik ateşi,
Gafil gönül, neye güveniyorsun.
Gûruba yaklaştı ömür güneşi,
Kızıl ufuklara şafak diyorsun.
İki fare gibi gece ve gündüz,
Kemirdikçe aşınıyor ömrümüz,
İlkbahar, yaz geçti, mevsim şimdi güz,
Sayılı günleri tüketiyorsun.
Fani dünya cazip geldi, aldandı,
Hazır lezzetlerin zevkine daldın,
Kervan uzaklaştı, geride kaldın,
Davran gönül, daha ne bekliyorsun
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:21 AM
DEMET DEMET
İlkbahar gelince bak yeryüzüne,
Çiçekle bezenir kır demet demet.
Gaflet perdesini çekme gözüne,
İbret gözüyle bak, gör demet demet.
Ağaçlar zikreder kendi diliyle,
Kucağında meyve var demet demet.
Uzatır insana dalın eliyle,
Elma, armut, nar demet demet.
Kuru dal başında açar çiçekler,
Kopar yavaş yavaş, sar demet demet,
Güllerin yüzünden gülümser renkler,
Beyaz, sarı, yeşil, mor demet demet.
Katran ağacında nur çiçekleri,
Bismillah diyerek der demet demet.
Muhabbet eliyle sar çiçekleri,
Dostlara hediye ver demet demet.
Kur'an bahçesinde dikensiz güller,
Her bir yaprağında nur demet demet
Nur derer Kur'anı okuyan diller
Gönül vazosuna kor demet demet.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:21 AM
DURMA GÖNÜL
Madem bekâ istiyorsun,
Fenâya yüz verme gönül.
İşte geldin gidiyorsun,
Hiç bir gönlü kırma gönül
Hayat kısa bir seyeran,
Bâki hayal kurma gönül.
Ne tez geçti bunca zaman,
Sorma gönül, sorma gönül.
Yollar çetin, geçitler dar,
Sırtına yük vurma gönül.
Arkamızdan gelenler var,
Yol üstünde durma gönül.
Fırsatlar elinde iken,
Nedamet et durma gönül.
Henüz bu can tende iken,
Fırsatı kaçırma gönül.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:21 AM
DUYUYOR MUSUN
Gençlik gitti, yaş kemale dayandı,
Kaç mevsim eskittin, sayıyor musun.
Bedeninde türlü dertler uyandı,
Gafil gönül, hâlâ uyuyor musun.
Erkenden kalkıp da sessiz seherde,
Ruhuna bir ışık yayıyor musun.
Huzura davet var minarelerde,
Ezan seslerini duyuyor musun.
Misafir olduğun fani dünyada,
Rabbinin emrine uyuyor musun,
Hani söz vermiştin Kaalû belâ'da,
Şimdi o sözünden cayıyor musun.
Hem ahiret, hem de dünya işinde,
Sırtını Rabbine dayıyor musun,
Ecel adım adım gezer peşinde,
Ayak seslerini duyuyor musun.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:21 AM
ELDE ARADIK
Müzminleşen derdimize devayı,
Kendimizde değil, elde aradık.
Havale eyledik milli davayı,
Saçın ilacını kelde aradık.
Bütün kapıları açtık Batıya,
Cıvıklık bulaştı bir çok katıya,
Baykuşlar tünedi kutsal çatıya,
Kısmeti yıldızda, falda aradık.
Boşa koyduk derdimizi dolmadı,
Doluya koyalım dedik almadı,
Bu elbise bünyemize olmadı,
Kusuru bedende, belde aradık
Alimi, arifi, bilge eyledik,
İlkesizlikleri ilke eyledik,
vatan mevhumunu ülke eyledik,
Çağdaş uygarlığı yolda aradık.
Fasıkların fitnesine aldandık,
Sahte aydınları münevver sandık,
Güneşin nurundan faydalanmadık,
Işığı fenerde, pilde aradık.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:21 AM
ELLER ÜSTÜNDE
Âlemleri tezyin eden nakkaşın,
Nakışını gördüm güller üstünde.
Hâlıkını zikreyleyen bir kuşun,
Bakışını gördüm dallar üstünde
Nice sultanların, nice erlerin,
Dünya ikimize dar diyenlerin,
Devirlere hükmeyleyen devlerin,
Çöküşünü gördüm yollar üstünde.
Ne yiğitler verdik kara toprağa,
Kimisi paşaydı, kimisi ağa,
Sessiz gemi ile son yolculuğa,
Çıkışını gördüm, eller üstünde.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:21 AM
EY GÖNÜL
Zihnimde sorular dolaşır düğüm düğüm,
Nerden geldin, nereye gidiyorsun ey gönül.
Hasret midir, vuslat mı musallada gördüğün,
Istıraplar ruhunda inleyen bir ney gönül.
Dünya gurbet ahiret, bir ukde içimizde,
Sermayemiz hiçliktir, yok elde bir şey gönül.
Günleri tesbih gibi zaman ipine diz de,
Şu gurbete geleli kaç yıl oldu say gönül.
Gökyüzü akşam kızıl, gece lacivert olur,
Gurbet akşamlarını yüreğinde duy gönül.
Solmuş bir çiçek görsen, içerine dert olur,
O çiçeğin yerine yüreğini koy gönül.
Emeller uçar gider, elemler bâkî kalır,
Sırtındaki ihtiras libasını soy gönül.
Dünyayı parsel parsel paylaşsalar ne olur,
Elbet sana da düşer bir mezarlık pay gönül.
Hayatın yollarında hem diken var, hem de gül,
Dikenlerini hoş gör, derdi derman say gönül.
İşte gam, işte sevinç; ister ağla ister gül,
Ne kedere doyarsın, ne sevince ey gönül.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:21 AM
FIRSAT VER ALLAHIM
Yarab, nurun ile yıkansın kalbim,
İlim ver kendimi bilecek kadar.
Gönlüm genişlet, genişlet Rabbim,
Bütün mahlukatı seveek kadar.
Metanet ver, sabır olsun ilacım,
Kanaat servetim, namaz miracım,
Hem narına, hem nuruna muhtacım,
Işık ver önümü görecek kadar.
Selavatı eksik etme dilimden,
Şefaat eylesin, tutsun elimden,
Sevdir Habibini can-ı gönülden,
Yoluna canımı verecek kadar.
Günahan arındır, çıkar temize,
Azrail konmadan penceremize,
Ne olur Allah'ım fırsat ve bize,
Son nefeste ALLAH diyecek kadar.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:21 AM
*******
Gün battı ufuklar kızardı yine,
Bir kâbus misali çöker *******.
Kan kırmızı tepelerin üstüne,
Siyah saçlarını döker *******.
Karanlığın zincirleri çözülür,
Uzaklardan hayaletler sezilir,
Gözlerimden ağır ağır süzülür,
Gelir düşlerime akar *******.
Siyah kollarıyla sarmış her yanı,
Ormanlar esniyor, uyku zamanı,
Yıldızlarla yaldızlanmış yorganı,
Dünyanın sırtına çeker *******.
Çeşmelerden akar zikir bestesi,
Bir ilâhi olur suların sesi,
Kararınca arzımızın kubbesi,
Nurlu kandilleri yakar *******.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:21 AM
GEÇİYOR
Şu fâni dünya bir kudret aynası,
Her gelen bir kerre bakıp geçiyor.
Her nefis geçici, yoktur bekası,
Hayat bir su gibi akıp geçiyor.
Gençliğe hayatın baharı derler,
Her bahar yerini güze terkeder,
Nihayet yapraklar sararıp gider,
Mevsimler boynunu büküp geçiyor.
Kudret eli ile dönüyor devran,
Gökte bir kaç yıldız sonüyor her an,
Vücut sarayını yıpratan zaman,
Her gün bir taşını yıkıp geçiyor.
Bir kararda kalmaz dünyanın hali,
Kışın fırtınası, baharın seli,
Hayat dediğin bir serap misali,
Ömür şimşek gib çakıp geçiyor.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:22 AM
GURBET
Bir seher vaktinde düştüm yollara,
Çekti uzaklara yol yavaşyavaş.
Dağları aşınca kayboldu sıla,
Sardı hasret denen kol yavaş yavaş.
Kapıldım gurbetin azgın seline,
Tutunacak bir dal geçmez elime,
Gam mızrabı değdi gönül teline,
İnledi derinden tel yavaş yava.
Derman kalmayınca ayaklarında,
Oturdum ellerim şakaklarımda,
Gözyaşım süzüldü yanaklarımda,
Aktı iki koldan sel yavaş yavaş.
Çiçekler yüklenmiş gelirken bahar,
Yollarımı kesti dumanlı dağlar,
Dedim bu dağları postacı aşar,
Kaleme uzandı el yavaş yavaş.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:22 AM
GURBETTE BAYRAM
Bayram sabahında şafak sökmeden,
Kaldırır insanı gurbette bayram.
Herkes sılasına doğru giderken,
Soldurur insanı gürbette bayram.
Dostlar kucaklaşır, öpülür eller,
Bir selam getirmez sıladan yeller,
Garip diyarıdır şu gurbet eller,
Çürütür insanı gurbette bayram.
Bayram günlerinde kanar yaralar,
Yollara bakarak ağlar analar,
Garibin halinden garipler anlar,
Çürütür insanı gurbette bayram.
Taş yürekli dağlar kesti yolumu,
Kimselere diyemezdim halimi,
Şu sıla hasreti çözdü dilimi,
Söyletir insanı gurbette bayram.
Akşam oldu gün ufuktan aşıyor,
Hüzün damla damla kalbe düşüyor,
Kurtlar kuşlar bile bayramlaşıyor,
Ağlatır insanı gurbette bayram.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:22 AM
GÜLLER AÇILSIN
Gönül kapısını açık tutalım,
Perde aralansın, tüller açılsın.
Kalpleri sevgiyle aydınlatalım,
Barikatlar kalksın, yollar açılsın.
Erenlerin meclisine girmeli,
Yunus'un izine yüzler sürmeli,
Hak'tan aldığını halka vermeli,
Mevlâna misali, eller açılsın.
Sevgisiz yürekler kuru çöl olur,
Sevgi kalbe damladıkça göl olur,
Gönüllerde gonca olur, gül olur,
Muhabbetle saran kollar açılsın.
İstiyorsan gönüllerde kalmayı,
Gönül meslek eyle gönül almayı,
Bırak saraylarda mermer olmayı,
Toprak ol, bağrında güller açılsın.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:22 AM
GÖNÜL
Ömür sermayesi bitmek üzer,
Senin arzuların bitmiyor gönül.
Emellerin uzanıyor her yere,
Hiç birine elin yetmiyor gönül.
Hergün eksiliyor gücün kuvvetin,
İşe yaramıyor malın, servetin,
Hudutları aşan şanın, şöhretin,
Kabirden öteye gitmiyor gönül.
Çıkurlar açılmış yanaklarında,
Beyazlar belirmiş şakaklarında,
Tebessüm donuyor dudaklarında,
Gülmeye de gücün yetmiyor gönül.
İbret nazarıyla çevrene bir bak,
Her yerde ıstırap, her yerde fırak,
Fâni sevgilerin peşini bırak,
Sevmeye bir ömür yetmiyor gönül.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:22 AM
GÖNÜL PINARI
Severim pınarı öteden beri
Gönlümde şakıyor Bülbül Pınarı
Her pınarın bende ayrıdrı yeri
Şu Sümbül Pınarı, şu Gül Pınarı
Yamaçlarda yankılanır su sesi,
Avcı dinler, yolcu dinler bu sesi,
Şoföreler Çeşmesi, Çoban Çeşmesi,
Şu gördüğün pınar, Sebil Pınarı
Kurnası kırılmış, kemeri göçmüş,
Kimbilir başından ne dertler geçmiş,
Hazret-i Ali'nin atı su içmiş,
Şu mübarek pınar Düldül Pınarı.
Pınarlar var, kurnasından nur akar,
Aktıkça kalplerin pasını yıkar,
Zikir nağmeleri semaya çıkar,
Gece gündüz zikredere Dil Pınarı.
Kalbim gönül dostlarına seslenir,
Kalemim var, yazmayınca paslanır,
Hazan yağmurları ile beslenir,
Hazin hazin akar Gönül Pınarı.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:22 AM
GÖZLERİM
Hayalim maziye uzandı bir an,
İslâm tarihine daldı gözlerim.
O nur ikliminde gezdim bir zaman,
Saadet asrında kaldı gözlerim.
Zaman tezgahında tarih dokunur,
Nakışları bazen zulmet, bazen nur,
Baktım dört kıtada ezan okunur,
Yüreğim kabardı, doldu gözlerim
Acı mazaralar gördüm bir ara,
Kalbimi dağladı yanan Buhara
Talihsiz Gırnata geldi nazara,
Ağladım, bir pınar oldu gözlerim.
Her ne zaman çıkmış ile ikilik,
Bozulmuş saadet, kalmamış dirlik,
İmanla, ihlasla sağlanır dirlik,
Tarihten çok ibret aldı gözlerim.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:23 AM
HAYRET İÇİNDE
Şu fani dünyada bekâ ararsan,
Kalırsın sonsuz bir dehşet içinde,
Nura karşı gözlerini kaparsan,
Boğulur gidersin zulmeti içinde.
Teneffüs edersin çekmeden zahmet,
Her nefes alışta bin kerre şükret,
Sana yakışır mı küfran-ı nimet,
Yüzersin sonsuz bir rahmet içinde.
Bak ipek dokuyor elsiz örümcek,
Şifalı bal yapar zehirli böcek,
Dikenin koynunda açılır çiçek,
Akıllar kalıyor hayret içinde.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:23 AM
HER ŞEY GİDER
Zaman bir su gibi durmadan akar,
Hafta gider, mevsim gider, yıl gider.
İlkbaharda renkler seyrana çıkar,
Sarı gider, yeşil gider, al gider.
Hasretlik içimde dinmeyen sancı,
Şu dünya hanında ben bir yabancı,
Hem han ihtiyarlar, hem de hancı,
Hancı gider, yolcu gider, yol gider.
Kâinat bir ağaç kudret bağında,
İnsan bir meyvedir dünya dalında,
Her şey akıp gider kendi yolunda,
Ağaç gider, meyve gider, dal gider.
Elbet bu nizamın var bir sahibi,
Sonsuza uzanır göklerin dibi,
Arzımız yürüyen merdiven gibi,
Deniz gider, nehir gider, göl gider.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:24 AM
HÜLYASI DA GURBETTİR
Bir gönle gariplik çöktükten sonra,
Hanesi de, sılası da gurbettir.
Hasretlik boynunu büktükten sonra,
Rüyası da, hülyası da gurbettir.
Farketmez gurbette ne yokuş, ne düz,
Görmeyene birdir gece ve gündüz,
Yokda çevresinde tanıdık bir yüz,
İki kaşın arası da gurbettir.
Şah damarı kadar yakın da olsa,
Uzaktır arada bir perde varsa,
Gönül arzuluyor, göz görmüyorsa,
Şu duvarın arkası da gurbettir.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:24 AM
Hülyası Yeter
Lüzum guruba sitem etmeye,
Gönlüme gecenin rüyası yeter
Karanlık gecemi aydınlatmaya
Gelecek sabahın ziyası yeter
Gökten hüzün yağsa yağmur yerine
İşlese ruhumun iliklerine
Işık vermek için ümitlerime
Gökte dolunayın siması yeter
Nasıl her gecenin sabahı varsa
Ve nasıl her kışın sonu baharsa
Hasret perde perde ruhumu sarsa
Kavuşmak fikrinin hülyası yeter
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:24 AM
KALACAK OLANLAR
Fânisin, gaflete dalma ey insan,
Baharın gidecek, kışın kalacak.
Saçlarına karlar yağdığı zaman,
Gözünde biriken yaşın kalacak.
Bel bağlama bir gecelik rüyaya,
Sım sıkı sarılma yalan dünyaya,
İndirir sırtandan, kalırsın yaya,
Geride evladın, eşin kalacak.
Ecel davet eder, yaşlı geç demez,
Kimse bu davete hayır diyemez,
İnsan nasibinden fazla yiyemez,
Belki de tabakda aşın kalacak.
Dostların kabre dek eşlik ederler,
İmam 'nasıldı' der, 'iyiyidi' derler,
Toprağın bağrına koyup giderler,
Başucunda mezar taşın kalacak.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:24 AM
KÖYDE SABAH
Ezan sesi ile yırtılır perde,
Ufuktan aydınlık dolmaya başlar.
Bir damla ışığın olduğu yerde,
Karanlığın rengi solmaya başlar.
Seherde zikr ile açılır güller,
Bülbül gözyaşını silmeye başlar.
Rızkını arayan nasırlı eller,
Rahmet kapısını çalmaya başlar.
Kuşlar şarkı söyler, horozlar öter,
Köye bir canlılık gelmeye başlar.
Ocaklar yakılır, dumanlar tüter,
Artık köyde sabah olmaya başlar.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:24 AM
NE GÜZEL
Renk renk çiçeklerin masum yüzüne,
Tefekkür gözüyle bakmak ne güzel.
Vurulmuşum bir serçenin gözüne,
Bana bakar çakmak çakmak ne güzel.
Hû çektikçe ormanların nefesi,
Ruhuma akseder zikir bestesi,
Gönlümü sürükler suların sesi,
Dereler boyunca akmak ne güzel
Ezan sesi davet eder Tek Bir'e
Dağlar durur, kulak verir Tekbire
Seccadeye binip günde beş kerre
Rabbin huzuruna çıkmak ne güzel.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:24 AM
NE SANDIN
Rahman olan Rabbim rahmet etmese,
Yağmur damla damla iner mi sandın.
Yer yüzüne rahmetini sermese,
Damlalar toprağa siner mi sandın,
Bilirsin bir iğne ustasız olmaz,
Dağ başında bir köy, muhtarsız olmaz,
Küçücük bir tekne, kaptansız olmaz,
Bu dünya sahipsiz döner mi sandın.
Sorular iç içe, niçin ve neden,
Gezegenler çıkmaz yörüngesinden,
Şu nurlu kandiller kendiliğinden,
Arzın tavanında yanar mı sandın.
Bindörtyüz yıl evvel bir Nebî geldi,
Parmağıyla ayı ikiye böldü,
Yıldızlara bastı, arşa yükseldi
Ayda yürümeyi hüner mi sandın.
Gafil gönül, karanlığa saparsın,
Nura karşı gözlerini kaparsın
Gündüzü kendine gece yaparsın,
Güneş üflemekle söner mi sandın.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:24 AM
NUR DİYOR
Zalim nefsin hilesine kananlar,
Meşru yoldan yürümeye zor diyor.
Ölümü ebedi yokluk sananlar,
Bu dünyada ne yaşarsak kâr diyor.
Sevkiyat var, yolcular hep sırada,
Burası gölgedir, aslı orada,
İhtiyaçlar tatmin olmaz burada,
Bu arzular başka âlem var diyor.
Gönül sevgi ister, emeller bitmez,
Sonsuz taleplere ömrümüz yetmez,
Zalimler zulmüyle göçüp de gitmez,
Hesap için bir mahmeke var diyor.
Devran döner bir Kudretin elinde,
Bulut bir süngerdir O'nun elinde,
Cemîl ismi her âşığın dilinde,
Hep gönüller hece hece NUR diyor.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:24 AM
NUR ÜSTÂDIM
Destur ver ya Nur Üstadım,
Müjdeler getirdim sana.
Aç gözünü gör Üstadım,
Bak neler getirdim sana.
Nurla doldu bütün vatan,
Çiçek açtı her bir fidan,
Adı NUR ve SAİD olan,
Meyveler getirdim sana.
Hikmetli SÖZLER'i duydum,
Benlik libasını soydum,
Gönül vazosuna koydum,
Çiçekler getirdim sana.
Okuduğun her risale,
Koyar beni halden hale,
Menekşe, karanfil, lale,
Leylaklar getirdim sana.
Nesiller var Nura koşan
Hizmet aşkı ile coşan,
Sevgin ile dolup taşan,
Yürekler getirdim sana.
Mezarın olsa da meçhul,
Sana mezar her bir gönül,
Dualarla ördüm tül tül,
Çelenkler getirdim sana.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:24 AM
ONLAR GELSİN
Kemirir beynimi binbir düşünce,
Yanıma bu derde düşenler gelsin.
Nasreddin Hoca da damdan düşünce,
Demiş, bana damdan düşenler gelsin.
Milletin derdidir bizim derdimiz,
Bu yükün hamalı herbir ferdimiz,
Fikir çilesini çekenlerdeniz,
Bu dikenli yoldan koşanlar gelsin.
Gözünü ihanet bürüyen değil,
Gaflet çukurunda çürüyen değil,
Husûmet yolunda yürüyen değil,
Birlik potasonda pişenler gelsin.
Akıl mihengiyle cevheri seçen,
Kalp düşüncelere bakmadan geçen,
Yanan bir insanı kurtarmak için,
Eliyle ateşi deşenler gelsin.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:25 AM
RAHMET YAĞIYOR
Yine duman çöktü gönül dağına,
Sağanak halinde hasret yağıyor.
Tutuldum ayrılık fırtınasına,
Yufka yüreğime sıklet yağıyor.
Dertli aşıkların şiirlerinden,
Istıraplar hissedilir derinden,
İnleyen neylerin nağmelerinden,
Ayrılıklardan şikayet yağıyor.
Fani aşklar cüz'i bir lezzet verir,
Gelir bin mihnetle karşımda duru,
Bir üzüm yedirir, yüz tokat vuru,
Bir zevkin peşinden bin dert yağıyor.
Geçmiş zaman ölü, gelecek muhal,
Ne mazi tad verir, ne de istikbal,
Ruhuma sıkıntı veriyor bu hal,
Düşüncelerime zülmet yağıyor.
Bir süre hayata bu gözle baktım,
Aldığım dehşetten çıldıracaktım,
İman gözlüğünü gözüme taktım,
Gördüm ki âleme rahmet yağıyor.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:25 AM
RAMAZAN AŞKINA
Rahmetinden mahrum etme Allahım,
İman ve kalbime, Kur'an aşkına.
Âciz bir kulunum, çoktur günahım,
Affet Rabbim, iki cihan aşkına.
Rahmansın, Rahimsin, Kerimsin Haksın,
Şerikin yok, bir Kadir-i Mutlaksın,
Gözümüzde gaflet perdesi kalksın,
Habibim dediğin Sultan aşkına.
Münezzehsin zamandan ve mekandan,
Hazır ve nazırsın her yerde her an,
Saadete erer ismini anan,
Mağfiret et, zaman mekan aşkına
Mübarek orucun lezzeti için
Kadir gecesinin izzeti için,
Gönlümü aç, iman hizmeti için
Recep, Şaban ve Ramazan aşkına.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:25 AM
SANA GELDİM
Rabbim bana hayat verdi,
Cansız idim cana geldim.
Vücut verdi, nimet verdi,
Sonra bu cihana geldim.
Yolum uzun, yüküm ağır,
Tabiat kör, eşya sağır,
Dedi bir ses 'Hak'kı çağrı'
Hak ismini anageldim
Arıyordum saadeti,
Buldum sonsuz bir serveti,
Attım fâni muhabbeti,
Bu aşk ile yanageldim
Aşkından oldum divane,
Gönül yıkık, kalp virane,
Nuruna oldum pervane,
Döne döne sana geldim.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:25 AM
SULTANIM
Üç ayların nurlu kandillerini,
Gönül fanusuna koydum da geldim.
Kur'an bahçesinin sünbüllerini,
Kokladım, ruhuma yaydım da geldim.
Şükür mahyalarda gördüm adını,
Temcit davulunu duydum da geldim,
Özlemiştim iftar sofralarını,
Hamdolsun Rabbime, doydum da geldim.
Sultanım, yürekten vurgunum sana,
Onbir ay gününü saydım da geldim.
Gönlümü kapattım dünyadan yana,
Fani sevgilerden caydım da geldim.
Ayların da sultanısın, benim de,
Kölelik gömleği giydim de geldim.
Âcizim hiçbir şey gelmes elimde,
Benlik libasını soydum da geldim.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:25 AM
SÖYLETEN VARDIR
Kürreyi, zerreyi yaratan vardır.
Başını kaldır da bak yavaş yavaş,
Göğü yıldızlarla donatan vardır.
Zamanı gelmeden düşmüyor yaprak,
Tesadüf tanımaz, şu nizama bak,
Kameri şaşmaz bir saat yaparak,
Arzın tavanına bir takan vardır.
Elsiz böcek dokur ipekten halı,
Zehirli bir böcek yapıyor balı,
Ya bir böcek bin insandan akıllı,
Ya da bal yapmayı öğreten vardır.
Gök gürültüsüyle haber veriyor,
Muhtaca yardıma hazırım diyor,
Rahmetle anılan yağmur geliyor,
YILDIRIM'ı böyle söyleten vardır.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:25 AM
TELLER ÜSTÜNE
Bu sene de sensiz geldi ilkbahar,
Kuşlar yuva kurdu dallar üstüne.
Su gibi akıyor haftalar aylar,
Mevsimler biniyor yıllar üstüne.
Yanardağ misali yanıyor yürek,
Volkan dedikleri bu olsa gerek,
Haber gönder 'geliyorum' diyerek,
Gönlümü sereyim yollar üstüne.
Yollar var gurbeti sılaya bağlar,
Geçit vermez taş yürekli şu dağlar,
Her seher vaktinde bir bülbül ağlar,
Gözyaşı dökülür güller üstüne.
Sogun güneş ufuklara indikçe,
Hüzün çöker gün akşama döndükçe,
Hasret yüreğime çöreklendikçe,
ALO der yüklerim teller üstüne.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:25 AM
TER OLMAYINCA
Nefsimize esir olmamalıyızi,
İnsanca yaşanmaz hür olmayınca.
Hedefe varmadan yolda kalırız,
Ayrılığı atıp, bir olmayınca.
Koşmalıyız, yol üstünde durulmaz,
Bu gidişle o menzile varılmaz,
Görünen köy kılavuza sorulmaz,
Karanlık kaybolmaz, nur olmayınca.
Yeise gerek yok, bırak elemi,
Ağlayıp sızlamak derde çare mi? ,
Gözyaşıyla kurtarılmaz bu gemi,
Alınlardan akan ter olmayınca.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:25 AM
TOPRAK ANA
Nimet senden çıkıyor, rahmet sana iniyor,
Hilkatimin hamuru, mayası toprak ana,
Sevgi dolu sinende canlar filizleniyor,
Şefkatine muhtacım, beni de bas bağrına.
Ufalandın, çiynendin hep ayaklar altında,
Yaralı yüreğini her geçene yol ettin.
Dünyanın elemini taşıdın da sırtında,
Usanmadın, halinden hiç şikaşet etmedin.
Kimine sadık bir yar, kimine anne oldun,
Emzirdiğin çocuklar yara açtı göğsünde.
Mü'min, fasık demedin, her muhtacı doyurdun,
Sıcak tebessümünü eksiltmedin yüzünde.
Rızkımın tarlasısın, nasibimin sofrası,
Senin tablanda buldum binbir türlü nimeti,
Bütün dertler acılar, ikimizin tasası,
Beraber taşıyalım, mukaddes emaneti.
Ninnilerle uyudum, türkülerle uyandım,
Yılların arkasında yoruldum toprak ana,
'Taş olsaydım erirdim, toprak idim dayandım'
Açıver kollarını, al beni kucağına.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:25 AM
TOPRAKTA KALIR
Ana kucağında başlar yolculuk,
Okunan ilk ezan kulakta kalır.
Gönül saksısında çiçektir çocuk,
Sevgiyle beslenir, ayakta kalır.
Yaşanası yıllar ne de tez geçer,
En güzel rüyalar kundakta kalır,
Çığlıklar kesilir, oyunlara biter,
Öksüz oyuncaklar sokakta kalır.
Gurûba inerken ömür güneşi,
Emelleri, arzular, uzakta kalır,
Söner gönüllerde sevda ateşi,
Eski nakaratlar dudakta kalır.
Son ışıklar son tepeyi aşınca,
Göz ufukta, gönül şafakta kalır,
Başaklar sararıp olgunlaşınca,
Toprağa düşer de toprakta kalır.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:26 AM
VERMEYENİ İSTEME
Yolcuyum şu menzilde, bir nefeslik durmuşum,
Bu anahtar kapıyı açmak için verilmiş.
Beden denen kafese sığmıyor gönül kuşum,
Bu kanatlar sonsuza uçmak için verilmiş.
Vücudum bir fiskeyle yıkılacak bir konak,
Ölüm yeni bir hayat, kabir yeni bir durak,
Bu çileli hayatın yükünden kurtularak,
İstirahat yerine geçmek için verilmiş,
Ömür sermayesi az, ihtiyaçlar bitmiyor,
İktidarımın eli, hiç bir şeye yetmiyor,
Ruhumun isteğini dünya tatmin etmiyor,
Eldekiler numune, tatmak için verilmiş.
Bir kerre tatmak için bu sofrayı sermezdi,
Başka sayfa açmasa bu sayfayı dürmezdi,
Vermek istemeseydi, istemeyi vermezdi,
Ölüm,ölümsüzlüğe geçmek için verilmiş.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:26 AM
YAKIN TARİHİM
Ne sırlar saklıyor yakın tarihim,
İçini dökerdi dili olsaydı.
Vatan haini kim, vatansever kim,
İşaret ederdi eli olsaydı.
Hangi odaklardan alıp dersini
Ayasoyfam, kim susturdu sesini,
Üstüne örtülen sis perdesini,
Eser dağıtırdı yeli olsaydı.
Hor görüldü 'milletin efendisi'
Efendiliğinden çıkmadı sesi
Açılırdı cumhuriyet gemisi,
Yelkeni rüzgarla dolu olsaydı.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:26 AM
İÇ İÇE
Âlemler hep iç içe yaratmış,
Neleri halk etmiş neyin içinde.
Her zerreyi bin hikmetle donatmış,
Her şey çıkar tek bir şeyin içinde.
İpek gibi kökler taşı deliyor,
Kudret gizli âcizliğin içinde.
Yerden yemi, gökten suyu geliyor,
Hayat var bir damla suyun içinde.
Ağaçlar dizilmiş yol kenarına,
Kiminin dalları suyun içinde.
Kimisi yaklaşmış göl kenarına,
Yeşil etekleri suyun içinde.
Yıldızlar ki, bir nur ordusu gibi,
Kaç neferi vardır sayın içinde.
Gökyüzü mülkünde bir tas su gibi,
Arzımız yüzüyor göğün içinde.
Düşündükçe düşüncemi aşıyor,
Bir bahar var bir çiçeğin içinde.
Dallar kucağında meyve taşıyor,
Bir ağaç var çekirdeğin içinde.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:27 AM
İÇKİNİN YÜZÜNDEN
Aklının sesine kulak vermedi,
Daima nefsinin sözünden gitti.
Mü'minlerin meclisine girmedi,
Her zaman şeytanın izinden gitti.
Her sabah el âlem giderken işe,
Koyardı cebine beş altı şişe,
Bulursa ne âlâ bir kuytu köşe,
Midesi şarabın közünden gitti.
Nihayet göç etti çok genç yaşında,
Boş şişeler mâtem tuttu başında,
Şunlar yazılıydı mezar taşında:
'Bu mevta içkinin yüzünden gitti'
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:27 AM
YIKILIR GİDER
Ömür caddesinde ilerledikçe,
Yollar kıvrım kıvrım bükülür gider.
Hayat çarkı ağır ağır döndükçe,
Anılar maziye dökülür gider.
Kervan yol alırken ıssız seherde,
Yolculuk bitecek kim bilir nerde,
Oyun sona erer, kapanır perde,
Aktörler sahneden çekilir gider.
Öyle bir nizam ki, inceden ince,
Zerreler zikreder kendi dilince,
Ruh sultanı kalp tahtından inince,
İnsan denen saray yıkılır gider.
Gölgeler kaybolur güneş batarken,
Kor gibi bulutlar ufku tutarken,
Karlı dağlar son ışığı tutarken,
Takvimden bir yaprak sökülür gider.
Ey insan âcizsin, dayan Allah'a,
Bu fırsat eline geçmez bir daha,
Bu dünyada yüz verirken günaha,
Kabirde peşine takılır gider.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:27 AM
YOLCU
Ruhlar âleminden gelir bir sultan,
Tahta geçmek için sıraya girer,
Saltanat sırası geldiği zaman,
Etten ve kemikten saraya girer.
Zaman akan sudur, yıllar bir oluk,
Ömür çok kısadır, sanki bir soluk,
Deli rüzgâr gibi geçer yolculuk,
Ecel bir dağ gibi araya girer.
Her an bir kaç yolcu eksilir safta,
Her ruh veda eder saraya tahda,
Bir menzil açılır kara toprakta,
Her yolcu mutlaka oraya girer.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:27 AM
YOLLAR
Yolcular muhtelif, yol çatal çatal,
Gurbetin yolunu tutan yollar var.
Orada güvercin, burda kartal,
Yüreğime pençe atan yollar var.
Yolcular geliyor kim bilir nerden,
Kimi bir akşamdani, kimi seherden,
Ufuklar doğru uzanıp giden,
Güneşle birlikte batan yollar var.
Bütün yollar bir mekanda bitiyor,
Ya bir garda, ya limanda bitiyor,
Beklenmedik bir zamanda bitiyor,
Kabir kapısında bitenb yollar var.
Yeşil ovalarda gezinir kimi,
Kimine yataktır bir dağın dibi,
Kimisi uyuşuk bir yılan gibi,
Kıvrılıp bükülüp yatan yollar var.
Geçitlere ölüm korkusu sinmiş,
Yürüdükçe gördüm, yollar çetinmiş,
Yamaçların eteğine tutunmuş,
Zirvelere doğru çıkan yollar var.
Yollar nehir gibi durmadan akar,
Aktıkça gönlümün bendini yıkar,
Kim demiş ki 'her yol Roma'ya çıkar'
Kâbe'nin yolunu tutan yollar var.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:27 AM
YOLLAR SANA AÇILIR
Yüzler soluk olsa da,
Kollar sana açılır.
Yolcusu olmasa da,
Yollar sana açılır.
Çiğdem, menekşe, zambak,
Her türlü çiçek, yaprak,
Kayaları yararak,
Güller sana açılır.
Önünde boyun eğen,
Rahmetini dileyen,
Seherde amin diyen
Eller sana açılır.
İnsan çekse de çile,
Hak ismin gelir dile,
Günahkâr olsa bile,
Kullar sana açılır.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:27 AM
İZ KALMAMIŞ
Gönül aynasından maziye baktım,
Aynaların eski yüzü kalmamış.
Bir demet hatıra toplayacaktım,
Hafızamda dünün izi kalmamış.
Bir göz attım arkamdaki yıllara,
Düşe kalka yürüdüğüm yollara,
Şiir yazıp kalp çizdiğim dallara,
Şekiller kaybolmuş, yazı kalmamış.
Çiçekler kurumuş sevgi bağında,
Volkanlar durulmuş gönül dağında,
Keremi kül eden aşk ocağında,
Eski ateşlerin közü kalmamış.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:27 AM
ÖĞRETMENİM
Yüreğime bir çekirdek bıraktın,
Açıldı gönlümde gül öğretmenim.
Karanlık dünyama bir ışık yaktın,
Aydınlandı birden yol öğretmenim.
Uygarlığın meşalesi elinde,
Kelimeler çiçek açar dilinde,
Sevgi diyarında, nur ikliminde,
Gönlümü okşayan el öğretmenim.
Sensin geleceği aydınlatan nur,
Çok hakkın var helal eyle ne olur,
Bir harf öğretene köle olunur,
Sana olmak gerek kul öğretmenim
Yirmidört Kasımlar bayramdır gerçek,
Bu bayramı candan kutlamak gerek,
Bulamadım sana layık bir çiçek,
Gönlümü getirdim, al öğretmenim.
Bayrağa sevdalı ezelden beri,
Canından kutsaldır yurdun her yeri,
İrfan ordusunun yiğit erleri,
Kimi şehit, kimi dul öğretmenim.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:27 AM
ŞAİRLİĞİMDEN UTANIRIM
Çözemedim zihnimdeki düğümü,
Kısır düşüncemin acizliğinden,
Hayatın sırrını bilmediğimi,
Bildim de utandım cahilliğimden.
Görünce baharın sekeratını,
Farkettim ölümün nasihatını,
Solgun yaprakların tesbihatını,
Duydum da utandım gafilliğimden.
Zamanı kuşatmış görünmez bir el,
Avucunun içinde ebed ve ezel,
Hayatın ahengi şiirden güzel,
Gördüm de utandım şairliğimden.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:27 AM
Abarttık
tamam sus artık,
anladık,
abarttık,
anlamadık,
anlaşılmadık,
sus artık,
bu son anlarımızda,
sus artık,
yılandan dilin,
akrepten elin,
sus artık,
bizde insanız,
yeter artık,
sus artık,
en azından,
ben giderken,
saygılı ol biraz,
sus artık,
susmak nedir ,
bilmezmisin sen,
sus artık,
tamam anladık,
sen hiçbir şeye değmezmişsin,
abarttık,
sus artık,
ben gidiyorum,
allah'ını seversen
sus artık...
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:27 AM
Türküler Kanatlansın
Sana umutlarımı getirmiştim ötelerden
Bir de hasretimi
Giderken götürecek değilim
Sende kalsın
Hüzünlere ve bu boyası dökülmüş şehre inat
Umutlarımı besle, hasretimle büyü
Sil gözyaşlarını ey yar
Gidişim sonsuzluk perdesini aralayacak
Başaklar boy verecek
Balalar soy verecek
Türküler söylenecek
Belki kurt yalnızlığı düşecek hissemize
Hüzünler saracak ufkumuzu hüzünler
Hüzünler taze bahar gibidir
Unutma bahar senin içinde
Nereye gidersen götürürsün
Taze tomurcuklar şimdi kavuşma zamanı diyorlar
Türküler söyleniyor bir yerlerden
Meşeler gövermiş
Söyleyin o yare durmasın gelsin diyorlar
Şimdi sesime ses ver artık
Yüreğini yüreğime ekle
Kanatlansın türküler
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:28 AM
yanlizlik
yanLizligim Gecen GünLer Gibi,Umutsuz Vede Yorgun gecıyor gülüm Sensiz,solan gül sensizlik sızlayan yara,Gözümden Beş damla yas akti o beş damla yaş ömürden ömür günlerden gün aLdida Bu kadar Umutsuz Perisan Yürek oLmadi Dünyada DöngeL Gülüm DöngeLde Yürek Sevgi Saygi Görsün Ki Sevmek Neymiş kaLp anLasin Gülüm...
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:28 AM
Boşa
Tuz da bitti, biber de
Ne katarsan kat aşa
Mana denizi kurudu
Koca bir çukur kaldı
Ömrü harcadık boşa…
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:28 AM
Gücenme
Ben ne acı sular içtim
Günahlar işledim
Sarhoşlandım güzelliğine
Bazen hür, bazen de serseriyim
Ateş de sensin, güneş de
Ne olduysa bana, sen ettin
İsyanıma gücenme!
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:28 AM
Gölgeni Seveceğim
Polen baskını altındaıym
Senin çılgın baharında
Esintilerin saçlarını okşayıp geçtiği
Yüreğimin sağrılarında sarı çiçekler
Kan rengi gelincik dudakların
Hayalin bile yeter mutluluğa
Her sabah öperken güneş gözlerini
Diner tüm fırtınalar…
Leylekler su yılanı topluyor çeltik tarlalaryndan
Elenciklere bayrak yaptım düşlerimi
Mısır püsküllerinden ok
Saçların dolansın diye boynuma
Kurbağalar geceye türkü söylerken
Söğüt ağacynyn altında
Gölgeni seveceğim…
Mızıkamı çalıyor kuşlar çalılıkta
Ateşim yükseliyor ansızın ölçümsüz
Ellerini tutmak geçiyor içimden
Şimşekler çakıyor üstüme
İstemlerin havuzunda eriyorum
Bir beyaz at altımda, sevgi yellerindeyim
Ufuk çizgisinde bekle
Yörüngene geleceğim…
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:28 AM
Sabahı Bekliyorum İstanbul'da
Şimdi rüya görüyor
Köprü altlarında kimsesiz çocuklar
Bir eski zaman gecesi sarhoş geçiyor Haliç'ten
Kaldırımlar gibi bölmüşler, çiğnemişler zamanı
Tesbihler gibi tek tek çekilen saatlerde
Gözlerimde titreklik var Kızkulesi'ndeki kandilde
Adım adım ölçüyorum İstanbul sokaklarını
Kiminde çamur, kiminde asfalt döşeli
Şu kendinden geçmiş Tophane meyhaneleri
Düşmesin insan bir kere bu yola
Derdine derman sanıyor şişeleri...
Kilitlemişler bu saatlerde mabetleri
Gökkubbenin altında seni düşünüyorum
Usul usul yağmur yağıyor denizlere
Denizler seninle büyük, denizler seninle parlak
Seninle seviyorum *******i...
Suların dert ortağı balıkçılar umutlu
Kemençenin telleri kayıkçının neşesi
Ağlarda ekmek kokar, oltalar ay ışığı
Düşen yapraklar gibi uçup giden uykular
Işıktan bir iz gibi içimde yanan sırlar...
Yumak yumak büyüyor dalgaların beyazı
Kuğular titrek titrek sabahı müjdeliyor
Yeşile kur yapıyor mavinin bakışları
Ezan sesinden önce uçan martı kuşları
Buğday yüklü mavnaya ilk selamı veriyor...
Artık gün doğuyor, uyanmış tüm İstanbul
Kadıköy vapurları Karaköy'e geliyor
Şu mahzun yüzlü çocuk, tüy gibi hafif kızlar
Çantalar dolusu ezberlenmiş kitaplar
Seni hatırlatırlar,
Seni hatırlatırlar...
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:28 AM
YILDIZLAR SEVGİMİ KUTSARKEN
Şimdi gecenin en derin yerinde
Sen uyuyorsun
Bir ben, bir de dua çiçekleri uyumuyor
Ceylan güzeli gözlerini düşünüyorum
Ay doğmuş anlam denizinin üstüne
Ölümsüzlük otu yemiş gibiyim
seni ışınlayıp alabilseydim yanıma
Yıldızlar sevgimi kutsarken sessizce
Öpücükler gönderdim gizemli yerlerine...
Öylesine saydamsınki
Gölge olsam üstüne düşsem
Deler geçer sevdan beni,
Sana söyleyemem...
Ölüm ötesi bir yerde bekleyeceğim
sonsuzluğun çiçek bahçelerinde
bir tek dalı bile koparmaya kıyamam
Kelebekler özgürce konsun diye dallarına
Sonra duyguların en güzelini gönderirim
Seher yellerinin serin kanatlarında
Okyanus içi derinliğe...
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:28 AM
Üsküdarlı Martılar
Buz dağları gibi gemiler geçiyor Boğaz'dan
Korku yüklü gemiler
Minarelerde ikindi ezanı okunuyor
Kanepelerde oturacak yer bulamıyorum
Emekliler, emekçiler, işsizler
Düşünen heykeller gibi acılı
Akşam simidi yiyerek yürüyenler...
Oturuyorum iskelenin yanında bir taşa
Oltalarda izmaritler, istavritler
Karabataklar dalışta
Martılar avlanıyor
Vapurlar kalkıyor Beşiktaş'a
Dilencilerin binbir çeşit duaları
Gelip geçenlerin cüzdanlarında
Tesbih gibi çekiyorlar umutları
Nuh'un Gemisi hiç geçmedi bu denizden
Onun çığırtkanları yoktu
Motorların sesi kulaklarımda
Bir arabesk şarkıdır dinlediğim
Umut yüklü takalarda
Üsküdarlı martılar çığlık çığlığa oynaşıyorlar
Kanatlarında batmakta olan güneşin ışıkları
İnsanlar yarına koşuyorlar
Akşam daha soğuk olacak
Üşüyorlar...
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:29 AM
Şavkı Düşmüş
Can kuşu, yakında yuvasına dönecek
Gönül gözüm görüyor ışığın geldiği yeri
Geçmişten geleceğe uzanan ellerinde…
Tüm yıldızlar yarışta, güneşi öpecekler
Gölgelere sığınmış üveyikler
Şifa şerbeti sunacaklar hastalara
Feleğin hırkası yırtılmış
Şavkı düşmüş sevdiğimin, aynalara…
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:29 AM
Ağustosta Yüreğime Kar Düşer
Bu günüme, yarınıma, dünüme
Baktığımda aklıma hep "bir" düşer.
Garibim yol bilmem hemen önüme
Vuslat için bir kılavuz "nur" düşer.
Dosta hasret bir uykusuz pınarım
Sitem etme ben kendimi kınarım.
Zemheride cayır cayır yanarım
Ağustosta yüreğime "kar" düşer.
Hesaplar gününü geçer kıyıda
Ben rahmet beklerim karşı kıyıda.
İbrahim ateşte, Yusuf kuyuda
Bayram eder, hatırına "yâr" düşer
Hakkın boyasıyla boyanamazsam,
Zulmün kapısına dayanamazsam,
Gaflet uykusundan uyanamazsam.
Hem bedenim, hem ruhuma "kir" düşer.
Tuzaklar kurulur yolun üstüne
Sevda borç değil mi kulun üstüne!
Diken arasında gülün üstüne
Seher vakti damla damla "ter" düşer
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:30 AM
Ruhsat Versin Gözlerin
Ey gülüm bilirmisin, bilirmisin ey gülüm
Yüreğimi ortadan ikiye böldüğümü
Ey gülüm gelirmisin, gelirmisin ey gülüm
Duyarsan gurbet elde yalınız öldüğümü
Ömrümce hep adını anarım hece hece
Sana hasret kalalı kim görmüş güldüğümü?
Ruhsat versin gözlerin, vuslat için bir gece
Gül dudağın üstüne atayım gül düğümü
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:30 AM
İhtiyacım Var
Ekmek kadar, hava kadar, su kadar
Gönül dostlarına ihtiyacım var.
Bülbül için bir gül kokusu kadar
Gönül dostlarına ihtiyacım var.
Dost dediğin dost kadrini bilecek
Dost ile ağlayıp dostla gülecek
Karagünde çağırmadan gelecek
Gönül dostlarına ihtiyacım var.
Candan aziz bildim hatırasını
Can dostun bir ömür tuttum yasını
Hatırdan çıkarmam dostun hasını
Gönül dostlarına ihtiyacım var.
Haline şükredip halden anlayan
Halikı tanıyıp kuldan anlayan
Selamdan, kelamdan, dilden anlayan
Gönül dostlarına ihtiyacım var.
Dostumun dostunu dost bildim andım
Nice dost eliyle odlara yandım
Riyakar dostlardan bıktım usandım
Gönül dostlarına ihtiyacım var.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:30 AM
Bugün Yine Doluyum
Ben Allahın gariban bir kuluyum
Gelen vurmuş giden vurmuş acılar çocuğuyum
Bilmem ki doğruyu nerede bulayım
Sevdiğimden ayrıldım gardaş
Bugün yine doluyum.
Nedense tek tek bıraktılar beni yalnız başıma
Kurban olurdum ben onların gözlerine kaşına
Gelip bakan yok şimdi gözümün yaşına
Koca dünyada yalnızım gülüm
Bugün yine doluyum.
Tutunacak bir dalım yok ki
Niye yaşadığımı bilmiyorum ki
Yaşayan bir ölüyüm sanki
Çok içerim meyhaneci baba
Bu gün yine doluyum.
Savaştım kötülerle şerefsizlerle
Hayatla kaderle
Başaramadım yenildim ben kadere
Çaresiz kalmışım kardeşim
Bu gün yine doluyum.
Alın yazısımıdır kader mi bilemem
Akar gözümün yaşı silemem
Gül güzelim senden başkasını sevemem
Çok of çekerim emmioğlu
Bu gün yine doluyum.
Biliyorum ki bana kimseden fayda yok
Parayı göstersem dostum sevgilim çok
Bana benden bile hayır yok
Yerimde olsan yaşayamazdın dostum
Bu gün yine doluyum.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:30 AM
Niçin
Sana seni seviyorum diyorum
Sabahlara kadar uyuyamadığımda
Aklımda bir tek sen olduğun için
Sana seni seviyorum diyorum
Seni görünce içimde fırtınalar koptuğu için
Sana seni seviyorum diyorum
Herkesin dediği için değil
İlk defa kendimi böyle hissettiğim için
Ve sana ömrümün sonuna dek
Seni seviyorum diyeceğim
Kara sevda dediklerinin bende olduğu için
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:30 AM
Serseri
Sen sosyete kızı ben memur çocuğu
Neydi bilmem ki bu abdullahın suçu
Genç yaşımda bulmuş beni
Yalan dünyanın derdi kederi işi gücü
Sen masalarda dans ederek büyürken
Elini sıcak sudan soğuk suya değmezken
Ben karanlıklara girmişim
Henüz neyin ne olduğunu bilmeden
Sokakları mesken tutmuşum on üçümde
Büyük aşklara kalkmış isyan etmişim on beşimde
Dünyaya kafa tutmuşum on sekizimde
Sen ise yüzüyordun bodrumun denizinde
Sen annenin sıcak kucağında uyurken
Ben başımı soğuk kaldırım taşlarına vurmuşum
Kaderin en acımasızını anlımda bulmuşum
Sen ise gülüm beni can evimden vurmuşun
Ah gülüm ah senin kim olduğunu biliyorum
Annenin küçük prensesisin
Ben ise bir garip kırıkkale serserisiyim
Yarını olmayan garip birisiyim
Aramızdaki fark nedir biliyormusun sosyete kızı
Sen iki günlük zevk için seversin
Ben ise sevdi mi
Allahına kadar namusum yapmak için severim
Yıllar sonra bir gün mezarlığa yolun düşerse
Kabri başında kuran yerine müslüm baba okutulan
Bir serseri görürsen beni hatırla
Bu serseriden olacak sana son hatıra.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:30 AM
Hayal Değil Gerçek
Gece ve karanlık baş başa,
Hüzün savuruyorken etrafa
Bir mum ışığı gibi görünse de
Sanki bir güneş doğacak dünyada...
Ümitler tükenmiş,
nerede beklenen nesil?
Sende benim gibi kör olma!
İşte o altın nesil.
Aysberg misali, üçte ikisi yolda
Yetişecek Hızır gibi kaldığımızda darda.
Aç gözünü kaldır perdeyi,
Duy o harikulade besteyi.
Ne duruyorsun sende şahlan at gibi
Kaf Dağı'nda değil, diriliş yanı başında!
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:30 AM
Kanar Böyle Her Gece
Gözlerine hasret kaldığım,
Gül yüzünü mumla aradığım,
Sesiyle hayallere daldığım,
Sen değil miydin sevgili!!!
Aklıma düşünce iki damla yaş ile
Heyhat! Bu şiirde de yapılmaz ki hile,
Sen her zaman aklımdasın desem bile
İnanır mısın bana sevgili!!!
Sekiz şubat iki bin altı
Henüz vakit gece yarısı
Attığın dört-beş mesaj tam bir kalp yarası
Sen beni böyle üzer miydin sevgili!!!
Uykularım kaçtı, ******* karanlık
Sanma ki hatırlarım seni anlık
Daima kalbimdesin fakat kalbim kırık!
Bir gün bana gelir misin sevgili!!!
Ümit son buldu yetişsin artık ölüm
Senin yaptığın değil mi bana zulüm?
Bırakıp gitsen de beni be gülüm
İyi dualarım her zaman seninledir sevgili...
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:30 AM
Yeis Kıvılcımları
Her fırsatın başında bir engel, bir bela
Seni bana yar etmemek için yarışıyor adeta
Her ne yeis gelse de başa
İsyan değil, şükür gerektir Mevla'ya.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:30 AM
Özlem
Ayrılığın resmini çizdim dün gece
Bulutlara yazdım adını
Dağlara kazıdım sevdamı
Unutamadığım! seni çizdim dün gece
Loş bir gecenin içinde
Lüzumsuz akan gözyaşlarımla
Ayrılığım! seni çizdim dün gece
Hayallerim ve seninle.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:31 AM
HİROŞİMA'DAN CARETTALARA
Dün hiroşimada
bin insan
bin candı
Bir insan tetiğe bastı
bin canı aldı
ve bin yıldız oldu bin can.
Gel bugün
bin yıldız
altında
başka bin yıldızın
bin cana dönüşünü izleyelim.
ve onlardan
sevda alalım denize duyulan
umut alalım yaşama dair.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:31 AM
KORKU
Her öykü
en az bir kötü
içerir,
içermeli
İçermeli
ve içerlememeli
kötü düşüncelere,
katılmadığımız
söylemlere
kaygılara.
Kaygı yada korku
insana tanrıdan birer armağan.
kendinden
farklı olsun istemiş
ve oldurmuş
tanrı yada tanrılar.
Ve insan korkuya
korkuda insana dair
işte demiş tanrı yada tanrılar
belki de Sokrates.
bu noktada sen başlıyorsun.
yüzleşmek ve aşmak.
aşmak yada aşmamak
olmak yada olmamak
sen,
olmanın mücadelesini
verdin ve kazandın.
bizde kazanmak
keyif değil bir tanem
yepyeni mahkumiyetler
bizde varmak;
yeni hedefe
bilet almak için verilen
kısa bir mola,
ve sonsuza dek mücadele
sürüyor ve sürecek
beyinde
evinde
sokakta
aşmak yada aşmamak
olmak yada olmamak
işte
bütün mesele
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:31 AM
NE OLACAK
Ne olacak söyleyeyim,
Öncelikle aşık olacağız her gün yeniden.
Her gün birine yada başka birine.
Hep anlamlar yükleyeceğiz güne ve düne.
Özgür olacağız örneğin düşünürken
Bırakacağız şu teknik adam yalın bakışını
En yalın yaşamımızı dahi süsleyeceğiz ve
Anlamlandıracağız yaşamı en anlamsız anında dahi
Ve aşık olacağız yeniden her gün
Birine yada başka birine
Kendimize putlar yapacağız tapacak,
Bir vuruşta yıkacağız ertesi gün yaptığımız putları
Yeni putlar gelecek ertesi gün
Ve daha ertesi
Yıkılması an meselesi
Yani aşık olacağız yeniden her gün
Birine yada başka birine
Doğaya bakacağız, çevreci şefkatini bırakıp
Bir parçası olduğumuz sorumluluğu ile
Bir parça olmaktan öteye gitmeyecek iddiamız.
Hep birşeyler bekleyeceğiz
Çok şey olacak
Önce biz çoğalacağız ve çok olacağız
Yani aşık olacağız yeniden her gün
Birine yada başka birine
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:31 AM
ON CAN
Ulucanlarda
uluyacan diyenlere
direnen
on can
can verdi
toprağa, suya
Işık oldu
güneşe.
Ulucanlarda
ışık oldu
on can
uyuyacan diyenlerin
emrine
uyarken
biz
çoğunluk
sessiz.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:31 AM
OTUZ SEKİZ ÖMÜR
Yaş Otuzu geçti mi
fark etmez
Her yılın aynı heyecana
bir ilave
kat sadece
Söylenmez otuzundan sonrası
ömrün,
gizlenir.
Bazen yaşlanma korkusu,
bazen artan kırışıklık
bazen beğenilememe
Deprem gibi otuz
ve otuzdan sonrası
Depremde evi yıkıldı
ve umudun altında
kaldı ise
binlerce can
ve yaşlanamadı
ve diyemedilerse
Denmesi zor yaşları
ve gizleyemedilerse
otuzundan sonrasını
ömrün
Yani ömürleri topyekün
gizlendi ise
Üzerlerine yıkılan
umutları altında
Sen söyle !
Bir zaferi anımsatan
30 ağustostaki doğumunu
her yılıyla hemde
hemde her günü
her düşü
ve her gülüşüyle
gülümseyerek söyle
otuz sekiz yaşının
otuz sekiz ömre
bedel olduğunu.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:31 AM
QUO VADIS
Bizi düşünüyorum
beni bırakıp
hangi kavşakta rastladık birbirimize
ve çarpıştı arabalarımız karakolluk olduk
hangi paralel iki çizgi kesişti
hangimiz dik kenardı
hangimiz yatay
hangi dağda vurulduk
üç beş gram metal vücutlarımızda
aşkımızdan bir kan damlası
düştü kimliklerimize
hangi çocuğun gözlerinde ışıktık
öğrendik sevmeyi yalınayak
bir gece yarısı
yukarda ay ışığı
özlemlerimiz
hangi ülkede anıt
kule yada mabet oldu aşkımız
efsaneler yazılan uğruna
yürekler tarafından
quo vadis
nereye gidiyoruz
beraber el ele
yalın ayak yüreğimiz
gülümseyen yüzlerimizle
bilmiyoruz
bilmekte istemiyoruz.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:31 AM
SENİ BEKLERKEN
Seni beklerken
birtanem,
Bir tane düşündüm.
Gözlerin kadar güzel,
ışığın kadar aydınlık
Bulamadım.
Seni beklerken bir tanem
düşümü bekledim
gerçeğimi yaşadım.
En güzel beklemek
en güzeli beklemek
idi
seni beklemek.
Ve en güzel dut ağacının altında
beklerken seni bir tanem
dünü düşündüm
evvelsi günü
Dün Hiroşima
evvelsi gün tiner
ve sevgisiz eller.
Ellerini düşündüm bir tanem
seni beklerken
bir çocuk düşü kadar yumuşak
ve sevgi dolu
Beklerken seni bir tanem
bir tane düşledim
ellerin
bir gerçeğimiz
çocuklar
ve yüreğimizde
umutlar
Seni beklemek
sana kavuşmak bedelli
en güzel işti
yaptığım
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:32 AM
ULAŞIN DÜŞÜ ya da DÜŞÜŞÜ
Düşünün ulaştığı
Ulaşın düşündüğü
ile aynı olmaması
Ulaş'ı düşündürdü
Ulaş düşündü
düşünü söyledi,
düşü ütopya
düşü Tanrı
Tanrısı düştü
Düşündü
düşüncenin ulaştığı
noktayı ötelemek
için.
İçine sığmayan
düşünü
söyledi
suçlandı,
bozduğundan
alışılmış düşleri
Şimdi içerde
yine düşünüyor
düşünceyi ötelemek için
buraya düşmeye
değer miydi?
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:32 AM
VAROLUŞÇU
Sen bana vardığında,
ben sana vardım.
sen bana var
ben sana yok
olamazdı
çünkü vardım.
var olmanın
sınırsız sevinci
sevgi seli
sevgiliye
hiçbir şey
yoktan var olamazdı
Sen bana varmadan
önce de vardın
yokların arasında
sen beni gördün
ve bana vardın
var oluşçu sendin
var eden sen oldun
seni sevmek,
sana varmak,
ya da var olmak
hepsi aynı aslında.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:32 AM
ÖZLEM
Özlemi indirdik falezlerden,
yüreğimize ellerimizle.
Gecenin karanlığı
6 yürekten gelen ışıkla aydınlandı.
ve her yer gündüz
ve özlemlerimiz
indirdiğimiz, sevgimizin tam ortasına.
Bin öykü yaşamış özlemimiz küsmüştü
ki tüm insanlığa
bir el verdik.
elimizi tuttu.
aşağı indi.
aşağı indi
çünkü çok yukarıdaydı.
çünkü biz çok aşağıdaydık.
uyuyabildik özlemimizi hissedemeden günlerce.
biz çok aşağıdaydık ve o çok yukardaydı.
özür diledik.
af istedik.
sorumsuzluğumuzdan utandık.
direnişini örnek aldık.
özlemimiz direndi biz direnemedik.
Sadece direnişini örnek aldık.
O her şeye rağmen dedi.
ve bizi affetti.
affedildik.
affetmeyi öğrendik.
Adı neden özlemdi.
neye özlemdi.
neden özlemler bitti
ve özlem rafa kaldırılır gibi falezlerde bırakıldı.
bilemedik.
şaşkındık.
şaşkınlığımız uzun sürdü.
konuşamadık.
karanlığa alışan gözlerimizle seslenmeye başladık.
seslendik.
söz verdik.
Hayallerimiz vardı.
özlemlerimiz kadar önemli.
sınırsız sanırdık.
Görülen gece hayallerimiz sınırlarını aştı.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:32 AM
Bu Toprakta
Asırların izi gizli
Bu toprakta, bu toprakta
Erenlerin özü gizli
Bu toprakta, bu toprakta
Sevdanın yanık türküsü
Kinin nefretin öyküsü
Yunus'un gönül köprüsü
Bu toprakta, bu toprakta
Bu toprağa ana denir
Yüreklerde filizlenir
Taşlar bile feyizlenir
Bu toprakta, bu toprakta
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:32 AM
Yürek Yarası
Ondurmaz yakar, yandırır bahtın karası
Yıldımı usandırır hasret narası
Can bedene sitem eder, yoktur arası
Kafesinden uçar gider gelse sırası
Her nefese yazı denir, olmaz turası
Ancak can ile ödenir aşkın kirası
Bu dert dertlerin hası, vuslattır tek devası
İlaç neylesin yara, yürek yarası
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:33 AM
Ne Çare
bu dostluk ebedi sürer sanmıştım,
bak daha yanmadan ne çare.
bir bilsen sana nasıl kanmıştım,
ümitler tersine döndü ne çare.
gülüp oynuyordun değiştin birden,
vurdun insafsızca beni kalbimden,
sanma ki bu dostluk başlar yeniden,
gönül ayrılığa bindi ne çare.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:33 AM
DESTAN
Eski kaldırım taşı sandın gururumu
Ama hep sen yıprattın
Hep sen çiğnedin
Sana olan sevgim
Alevler arasında yanan bir odun gibi
Kül oldu
Benim seni sevdiğimi sen değilde
Rüzgar savurdu
Dünyanın dört bir yanına
Belki bir gün çıkar
Sana olan sevgimin sonsuzluğuna
Ne farkeder ki inanan çıksa
Sen inanmadıktan sonra
Öldükten sonrasında da
Sana olan bu sevgim
Destan olup dilden dile dolaştığı sürece
Seviyor olacağım seni
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:33 AM
ERKEKLER YALNIZKEN AĞLAR
Göremezsin gözyaşlarını, silemezsin
İçten içten ağlar, köşelerde ağlar
Duyamazsın hıçkırıklarını
Bilemezsin neden ağladığını
Anlayamazsın senin için ağladığını
Bak şu kançanağı gözlere
Hissediyormusun seni sensiz yaşamanın acısını
Yıkılmış umutların içinde
Virane gezen şu sarhoşun
Söyleyemediği aşk sözcükleriyle boşutuğunu
Görebiliyormusun kançanağı gözlerimde...
Yine ağlıyorum
Yapayalnız karanlık gecemde
Sensiz geçen sensizliğimde
Sen hala görmüyorsun
Çünkü; ben yanlızken ağlarım
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:33 AM
KALEMİM SEN VE BEN
Dişlerim demir parmaklık,
Dilimse suçsuz bir mahkum.
Düşünce suçundan yargılanan bir zavallı gibi,
Duygularımı anlatamadım.
İşte bu yüzden yazıyorum boş sayfalara,
Yazıyor yırtıyor ve atıyorum...
Seninle yürüdüğüm yollara.
Belki bulup okursun diye,
Okuyup ta geri dönersin diye,
Durmadan yazıyor yırtıyor ve atıyorum...
Seninle yürüdüğüm yollara.
Hani ölmemiş bir insanı gömersin ya !
İşte onun gibi gömüyorum.
Yosun tutmuş anılarımı,
Karbeyaz sayfalara.
Kalemimin her temasında,
Bir kazma daha vuruluyordu toprağa.
Kendim için kazamadığım mezarı,
Kalemim kazıyordu karbeyaz sayfalara...
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:33 AM
SABAH GÜNEŞİ
Artık inanmıyorum sevgiye
Oysa her şeyin bir sonu olduğunu
Geçte olsa anladım sayende
Yoksa bir daha yanılacaktım
Sonsuza kadar bekleyecektim seni
Umutlara kapılıpta açık denizlerde kaybolacaktım yine
Şimdi şimdi ise
Mezarda değilde, tek başına bir yatakta
Hapiste değilde, tek başına bir odada
Üstelik bu odanın pencereside yok
Güneşin ışıklarını, uçuşan kuşları ve kelebekleri
Rengarenk çiçeklerin kokusunu
Rüzgar getirmiyordu bana
Söylermisin bana dışarıda hayat devam ediyor mu?
Eğer devam ediyorsa ben ölmüşüm
Hayat devam etmiyorsa,
Herşey yok olmuşsa seven insanların dışında
Sevenler ölmez diyebilirmiyim sevgilim
Neden yoksun dünyamda anladın mı sevgilim
Biliyordun sende benim gibi
Sevgisiz bir dünyanın olmayacağını
Sana fazla bağlanmadan ayrıldı yollarımız
Böyle olması daha iyi oldu
Yoksa her hüzünlü melodinin arkasından
Gelecek tek şey gözyaşlarım olurdu
Şimdi ise kalemimin mürekkebi gözyaşlarım
Yazdıkça ağlıyorum
Yazdıkça ıslanıyor sayfalar
ve tekrar tekrar yazıyorum
Islanmış sayfalara
Sanki ağlamak için gelmişim dünyaya
Biraz da gülmek istedim, izin vermedin vermediler
Çok şey istemedim senden
Sadece sevginden bir tutam
Hayatıma tat versin diye
Uzun zamandır bekliyordum
Tekrar güleceğim zamanı
Şu boş geçmişim gibi
Geleceğimde de
Sonu gelmez yolların
Yorulmak bilmeyen yolcusu olacağım
Uzun bir süre daha
Sabah güneşinin doğuşu
Yeni bir günü, hayatın devam ettiğini
Fısıldıyordu kulağıma
Hala bir çok sabahın olacağı belliydi güneşin doğuşundan
Nihayet gece oldu
Bulutlar çekildi bir kenara
Tek bir yıldız eşlik etti yolculuğumda
Her yer karanlıktı ama görüyordum herşeyi
Gündüz göremediklerimi bile
Yıllardır körebe oynuyormuşum
O yüzden göremiyormuşum beni sevenleri
O yüzden göremiyormuşum hayatın gerçeklerini
Hiç bir şey için geç olmadığını
Fısıldıyordu sabah güneşi.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:33 AM
TİTRİYORUM
Titriyorum nedendir bilemem.
Yokluğun acı veriyor bana,
İçimde bir sıkıntı,
Sanki her şey değişecek.
Sonbaharda sallanan yaprak gibi,
Güçsüz ve zayıf...
Dalından kopacağı anı beklercesine
Kopacağım sanki senden
Titriyor ellerim, avuçlarım terlemiş
Nedendir bilmem
Senin yokluğun
İçtiğim rakıdan bile acı veriyor
İsyanım ürkekliğim
Nedendir bilmem; ama
İçimdeki isyan beni benden
İyi tanırmışçasına acı veriyor bana
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:33 AM
Uzaksın Bana
Sahipsiz gönlümü almak istemezmisin.
Hissetmek istemez misin sevgimi
Yazmışım seni her parçama
Sigaramın her nefesinde
Aldığım her nefeste
Kokladığım her çiçekte
Bütün hayalimde sen varsın
Sanki her zaman benimlesin
Ne olur hep yanımda olsan
Sevginden birazcık tatsam
Rüzgar getiriyordu kokunu bana
Kuşlardan alıyordum haberini
Uzak kalma benden
Diz çökmüş bekliyorum seni
Zamanın içinde kaybolmuş gibisin sanki
Yıldızlara sordum, ağaçlara sordum
Taslara sordum ve kuşlara sordum
Dediler ki o gelmez sana
Sormaz olaydım.
Bütün umutlarım yıkıldı bir anda
*******in karanlığında kayboldum.
Artik aydınlatmıyordu yıldızlar yolumu
Bulamıyordum kaybettiğim umutlarımı
Sevginle büyüttüğüm çiçekler
Soldular birer birer.
Susamışlardı onlar da sana
En az benim susadığım kadar.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:33 AM
İki Yüzü Aynanın
Aynanın
İki Yüzü
Bir, zirvede habire şiştikçe şişene bak
Bir, tabanda her adım yıkılıp düşene bak
Bir, ülke yansa bile yan gelip yatanlara
Bir, yangın söndürmeye çarıksız koşana bak
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:33 AM
AÇIK DİLEKÇE
Görmediğim bir bambaşka durum var
Sizin şehrin kızlarında savcı bey
Yaklaşanı ta yürekten vururlar
Kan kokuyor gözlerinde savcı bey
Gayeleri gönül kırmak dal gibi
Bakışları çifte favül bal gibi
Ülkeler fethetmiş bir kral gibi
Gurur dolu pozlarında savcı bey
Kaş yaparken, göz çıkarır elleri;
Çok silahtan tesirlidir dilleri
Hayret ettim, bir tuhaf ki halleri
Poyraz eser yüzlerinde savcı bey
Derviş olup çıktım tığsız, tebersiz
İlk görüşte avladılar habersiz
Pişirdiler beni tuzsuz, bibersiz
Kebap oldum közlerinde savcı bey
Bölüştüler gönlüm ile aklımı
Davacıyım, ara benim hakkımı...
Bir yol göster, haklı mıyım, haksız mı?
Yorulmayım izlerinde savcı bey.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:34 AM
ALIŞKANLIK
Bu kirli düzenin düzenbazları
Azrail'e rüşvet vermeyi dener
Ölünce dünyanın en kurnazları
Torpille cennete girmeyi dener
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:34 AM
ANADOLU GEZİSİ
-1-
Ter kokuyordu Çukurova tarlaları
Irgat Türküleri duyuluyordu uzaktan
Ekin biçiyordu yalınayak köy kızları
Elleri kabarıyordu oraktan.
Gökbelen dağlarına yağmur yağıyordu;
Yetimler mahallesinde bir çocuk ağlıyordu
-2-
Kan kokuyordu doğunun çimenli yayları;
Silah sesleri geliyordu Şırnak'tan.
Oğulsuz koymuşlardı ak saçlı anaları;
Tütünler tedirgin olmuştu ocaktan.
Cilo dağlarında kamalaklar üşüyordu;
Garipler köyünde bir gelin düşünüyordu
-3-
Yosun kokuyordu Karadeniz'in mavnaları;
Yırtık havalar döküyordu parmaktan.
Bıçak gibi bir soğuk biçiyordu baharı;
Dal boylu gençler gidiyordu bıçaktan.
Ilgaz dağlarında kurtlar uluyordu.
Bekarlar kahvesinde bir adam uyuyordu.
-4-
Şehvet kokuyordu Ege'nin bereketli ovaları;
Taze bedenler soyuluyordu ahlaktan.
Tedirgin etmişlerdi bizim havaları;
Yadırgı seleri geliyor plaktan.
Çatalkaya dağında kartallar dönüyordu;
Bir nesil yaşıyor, bir tarih ölüyordu.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:34 AM
ANADOLU SEVGİSİ
Sen bizim dağları bilmezsin gülüm,
Hele boz dumanlar çekilsin de gör.
Her haftası bayram,her günü düğün,
Hele yaylalara çıkılsın da gör.
Bilmezsin ovalar nasıldır bizde;
Kağnılar yollarda,yoncalar dizde...
Saydıklarım damla değil denizde,
Hele bir ekinler ekilsin de gör.
Görmedin sen bizim mavi suları,
Karlar eriyince kırar yuları...
Köpük olur beyaz,sel olur sarı;
Hele taştan taşa dökülsün de gör.
Sen bizim köyleri görmedin ki hiç,
Yolları toz,çamur,evleri ker***.
O kirli kabukta,o en temiz iç;
Hele bir yakından bakılsın da gör.
Anlamaz,bilmezsin sen bizim halkı,
Sevgiyi bulasın,yakına gel ki...
Kalıplar gerçeği göstermez belki
Gönül perdeleri sökülsün de gör.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:34 AM
AYIP
Kara gözlüm bu ayrılık yetişir,
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Sanma ki garibi eller düşündü.
Bebekler evlendi,yollar aşındı
Kozalaklar çınar oldu gel gayrı.
Hesap et sen,gurbet ile
Otuz ay tutuldu kolay mı dile?
Hapisler,sürgünler,esirler bile
Sılasına döner oldu gel gayrı.
Gönlüm sende,gözüm yollarda durdu,
Saat isyan etti,takvim kudurdu.
Hasret hançerini bağrıma vurdu
yüreciğim kanar oldu gel gayrı.
Emeği boşadır yuvasız kuşun...
Nerdeyse toprağa değecek başın.
Beni düşünmezsen kendini düşün
Herkes seni kınar oldu gel gayrı.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:34 AM
AYNALARIN ÖTESİ
Her ne kusur varsa geçen zamanda;
Suçsuzdur aynalar, ela gözlü yar
Mecnunlar Mevla'yı bulursa canda,
El olur Leylalar ela gözlü yar
Güzel açar güzelliğin sergisin
Gün ağartır kara saçın örgüsün...
Muhabbet faslında ölüm türküsün
Kim söyler, kim çalar ela gözlü yar
Estikçe iş çıkar işin içinde;
Gençliğin hasret yer sevda göçünde
Bilmez misin, dört mevsimin üçünde
Kar olur yaylalar, ela gözlü yar
Alı al, yeşili yeşilde ara;
Ahirete gider kalbdeki yara...
Ne yapsan bir daha çıkmaz dallara,
Dökülen ayvalar ela gözlü yar
Vakit dolar, nakit biter kasanda...
Sevda bir kitaptır gönül masanda;
Okusan da olur, okumasan da...
Kapanır sayfalar ela gözlü yar
ABDURRAHİM KARAKOÇ
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:34 AM
AYNANIN İKİ YÜZÜ
Bir zirvede habire şiştikçe şişene bak
Bir tabanda her adım yıkılıp düşene bak
Bir ülke yansa bile yan gelip yatanlara
Bir yangın söndürmeye çarıksız koşana bak.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:34 AM
AYRILIK HAVASI
Ben nefret eyledim sizin gerçekten
Yalanı severim, yalanı gayrı
Tiksindim bülbülden, gülden çiçekten
Yılanı severim, yılanı gayrı
Yıllarca boş yere canımı sıktım
Nihayet yol buldum çığırdan çıktım
Beyden efendiden sayından bıktım
Ulanı severim ulanı gayrı
Sapıtmış bu diye beni yeriniz
Hakkımda bin türlü hüküm veriniz
Omuzumda yüktür dirileriniz
Öleni severim öleni gayrı
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:34 AM
Aşk Hikayesi
Başımdan bir kova sevda döküldü
Islanmadım, üşümedim, yandım oy!
İplik iplik damarlarım söküldü
Kurşun yemiş güvercine döndüm oy!
Yağmur yorgan oldu, döşek kar bana
Anladım ki kendi gönlüm dar bana
Alev dolu bardakları yâr bana
Sunuverdi içtim içtim kandım oy!
Sevgi ektim, naz biçmeye çalıştım
Ne zamana, ne kendime alıştım
Kırk senede yedi hasret bölüştüm
Yedi dünya bana düştü sandım oy!
Gönül şahinimi yordum gerçeğe
Sonsuzda yüzümü sürdüm gerçeğe
Teselliden kanat kırdım gerçeğe
Tecellinin sinesine kondum oy!
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:35 AM
AŞK HİKAYESİ
Başımdan bir kova sevda döküldü
Islanmadım, üşümedim, yandım oy!
İplik iplik damarlarım söküldü
Kurşun yemiş güvercine döndüm oy!
Yağmur yorgan oldu, döşek kar bana
Anladım ki kendi gönlüm dar bana
Alev dolu bardakları yâr bana
Sunuverdi içtim içtim kandım oy!
Sevgi ektim, naz biçmeye çalıştım
Ne zamana, ne kendime alıştım
Kırk senede yedi hasret bölüştüm
Yedi dünya bana düştü sandım oy!
Gönül şahinimi yordum gerçeğe
Sonsuzda yüzümü sürdüm gerçeğe
Teselliden kanat kırdım gerçeğe
Tecellinin sinesine kondum oy!
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:35 AM
BALABANIM
Geldi gönderdiğin şiirden mektup
Arada bir böyle yaz Balaban'ım
Zaman siciminin ucundan tutup
Bazen bağla, bazen çöz Balaban'ım
Fikir gölü derinleşir girdikçe
Dostluk gülü gümrah açar derdikçe
Sıhhat, zaman, mekan, imkan verdikçe
Cevapsız bırakmam, söz Balaban'ım
Ahval-i aleme kafayı takma
Allah Kerim, sabrı elden bırakma
İlmi düstur eyle, imanı sakla
Gayrisi savrulan toz Balaban'ım
Huzur içte gerek, kabukta değil
Vuslat acelede, çabukta değil
Akıl da baştadır, topukta değil
Çile yemekteki tuz Balaban'ım
Ahlakı, töreyi kenara atan
Dine 'Afyon' diyen, vatanı satan
Müslüman olamaz, Türk değil zaten
Dayanmaz görmeye göz Balaban'ım
Demişler ya 'Kuvvet birlikten doğar'
Kar, yağmur zamanı gelince yağar
Nasihatım o ki dinlersen eğer
İşaret 'ben' değil 'Biz' Balaban'ım
Çevremizi saran türlü ihanet
Gün geçtikçe görünüyor daha net
Başlangıçta bilmek değil kehanet
Bağrımıza girmiş köz Balaban'ım
Zaman geldi esir olduk maddeye
Zaman geldi hasır olduk caddeye
Zaman geldi küsur olduk şetteye
Daha bunlar bize az Balaban'ım
Dört yanımı gurbet yazmış kaderim
Dosttan mektup gelir, biter kederim
Gözlerinden öper, selam ederim
Aydınlık günlerde gez Balaban'ım
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:35 AM
Bambaşka
Doktor, benim derdim bambaşka bir dert
Ağrıyan yerimi sorma boşuna.
Yazdığın reçete değer mi zahmet?
Kağıtla kalemi yorma boşuna.
Kerem eyle, fayda vermez yardımın
Tıp ilminde çaresi yok derdimin
Her tarafı gurbet olmuş yurdumu
Düşünceme tuzak kurma boşuna.
Gönlüm yığın yığın hasret yüklüdür
İçimde tarifsiz keder saklıdır
Sökemezsin yaralarım köklüdür
Merhem sürüp, sargı sarma boşuna.
Dost yolları nakışlandı kanımdan
Sevdiklerim vergi keser canımdan
Sükûta muhtacım, ayrıl yanımdan
İncitip günaha girme boşuna.
Aşk koymuşlar ıstırabın adını
Alamadım yaşamanın tadını
Yapacaksan eğer bana yardımı
Öldür kurtar, ilâç verme boşuna.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:36 AM
BAMBAŞKA
Doktor, benim derdim bambaşka bir dert;
Ağrıyan yerimi sorma boşuna.
Yazdığın reçete değer mi zahmet?
Kağıtla kalemi yorma boşuna.
Kerem eyle, fayda vermez yardımın;
Tıp ilminde çaresi yok derdimin;
Her tarafı gurbet olmuş yurdumun;
Düşünceme tuzak kurma boşuna.
Gönlüm yığın yığın hasret yüklüdür;
İçimde tarifsiz keder saklıdır
Sökemezsin yaralarım köklüdür;
Merhem sürüp, sargı sarma boşuna.
Dost yolları nakışlandı kanımdan;
Sevdiklerim vergi keser canımdan;
Sükuta muhtacım, ayrıl yanımdan,
İncitip günaha girme boşuna.
Aşk koymuşlar ıstırabın adını;
Alamadım yaşamanın tadını
Yapacaksan eğer bana yardımı,
Öldür kurtar, ilâç verme boşuna.
,,,,
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:36 AM
BAYRAMLAR BAYRAM OLA -1
Güneş yükselmeden kuşluk yerine
Bir adam camiden döndü evine
Oturdu sessizce yer minderine
Kızı “Bayram” dedi, yalın ayaklı
Adam “Bayram” dedi, tam ağlamaklı..
Eli öpüldükçe içi burkuldu
Konuşmak istedi, dili tutuldu
Güç belâ ağzından bir “off! ” kurtuldu
Oğlu “Bayram” dedi, sırtı yamalı
Adam “he ya” dedi, gözü kapalı..
Düşündü kış yakın, evde odun yok
Tenekede yağ yok, çuvalda un yok
Yok yoka karışmış; tuz yok, sabun yok
Avrat “Bayram” dedi, eğdi başını
Adam “evet” dedi, sıktı dişini..
Çalışsa ne iş var, ne cepte para
Dağ oldu içinde büyüyen yara
Dikti gözlerini karşı duvara
Takvim “Bayram” dedi, silindi yazı
Adam “öyle” dedi, bağrında sızı..
Döndürse yönünü herhangi dosta
Yaralı, gariban, dul, yetim, hasta
Aylar, yıllar, günler erirken yasta
Yer-gök “Bayram” dedi, ağzını açtı
Adam “Bayram” dedi, evinden kaçtı..
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:37 AM
BAYRAMLAR BAYRAM OLA -2
Ana, bu bayram mı? . Aman çok ayıp
Çocukken gördüğüm bayramlar hani?
Mübarek elleri öpüp, koklayıp
Yüzüme sürdüğüm bayramlar hani?
Hani ya o özlem, hani ya o tad?
Ne dışım kaygusuz, ne içim rahat
Haftalar öncesi her gün, her saat
Babamdan sorduğum bayramlar hani?
Nur yağan *******, gündüzler nerde?
Neşe paylaştığım öksüzler nerde?
Dost yollar, dost evler, dost yüzler nerde?
Huzura erdiğim bayramlar hani?
Kar çiçeğim solmuş kar yatağında
Can verir ırmağın dar yatağında
Arife gecesi yer yatağında
Üstüme serdiğim bayramlar hani?
Bayram demek takvimdeki yazı mı?
Bayram hasret, bayram ağrı, sızı mı?
Açıp yüreğimi, yumup gözümü
Özüne girdiğim bayramlar hani?
Bayram af günüdür, barış günüdür
Bayramlar rahmete giriş günüdür
Bayram, Hak menzile varış günüdür
Gönlümü verdiğim bayramlar hani?
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:37 AM
BAYRAMLAR BAYRAM OLA -3
Kalkarım her sabah kötü bir günde
Yüreğim zindanda, sevgim sürgünde
Engeller yol vermez, gelemem oğul!
Taşırım başımda başıboşları
Konuşur karşımda mezar taşları
Diriler dil vermez, bilemem oğul!
Tecellim çiledir, çeker giderim
Gözyaşı selinde akar giderim
Dostlarım el vermez, kalamam oğul!
Hasretim göl göldür, hicranım nehir
Toprağım kor ateş, havam som zehir
Arılar bal vermez, alamam oğul!
Ben aşka koşarım, aşk beni vurur
Yaklaştığım deniz içimde kurur
Bahçeler gül vermez, gülemem oğul!
Bayramlar kurşundur, canımda kalır
Yazdığım tebrikler yanımda kalır
Postacı pul vermez, salamam oğul!
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:37 AM
BAYRAMLAR BAYRAM OLA -4
Yağma var yukarı katta
Benim canım çıkar altta
Çabalarım, akar terim
Allah kerim.
Zulüm köklendi, dallandı
İşkenceler “yasal”landı
Küfür içer, zılgıt yerim
Allah kerim.
Yokluk kırıyor dizimi
Zamlar güldürür yüzümü(!)
Sıkıntıdan kalkmaz serim
Allah kerim.
Bayram gelmiş.. gelir belki
Ben tebrik-mebrik bilmem ki
“Bayram bayram ola” derim
Allah kerim.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:37 AM
BAYRAMLAR BAYRAM OLA -5
Giden Bayramlardan almadık bir tad
Gardaş bu senenin bayramı nasıl?
Şenay’larda bayram her gün, her saat
Elif’in, Döne’nin bayramı nasıl?
İçinde boğulduk derdin, acının
Uykusu bitmedi şeyhin, hacının
Üç gardaşı şehit veren bacının
Oğulsuz ananın bayramı nasıl?
Neşe topuğumda, elem boyumda
Sen çoğunu anla, ben az deyim de
Kim öldü, kim kaldı garip köyümde
Ya bizim hanenin bayramı nasıl?
Dert deşmek değildir gayem, niyetim
Düşündükçe sızlar kemiğim, etim
Gelini dul kalmış, torunu yetim
Ak saçlı ninenin bayramı nasıl?
Hangi eller sürer suçluyu suça
Güdümlü başların destesi kaça
Kimler zorlanıyor gönülsüz göçe
Boş kalan binanın bayramı nasıl?
İşkence altında ezilir canlar
Masum yiğitlerle dolu zindanlar
Ses verin mezardan ulu sultanlar
Yusuf-u Kenan’ın bayramı nasıl?
Bizden sandığımız bize yabancı
Görünen simalar göze yabancı
Kabukta bayram var, öze yabancı
Söyleyin, mânânın bayramı nasıl?
Sabahtan haber yok, ufuklar kara
Semerkant kan ağlar, yanar Buhara
Keşmir, Kâbil, Kerkük hasret bahara
Kudüs’ün, Sina’nın bayramı nasıl?
Ayşe’nin bayramı gözyaşı, firak
Sultan’ı derdiyle baş başa bırak
Sormadan geçemem, etmişim merak
Nükhet’in, Nana’nın bayramı nasıl?
Mücahit, maddeye yapar akını
Devrimci, soygundan tutar yükünü
Biz toprağa verdik Hikmet Tekin’i
Kotil’in, Zana’nın bayramı nasıl?
Doğduğundan beri çamlar deviren
Ekranda iftira, yalan savuran
Salyası, ülkeyi göle çeviren
Boynuzlu dananın bayramı nasıl?
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:37 AM
BAYRAMLAR BAYRAM OLA -6
Âlem-i İslâm’a rahmet su gibi
Aksın, BAYRAM OLSUN BAYRAMLARINIZ.
Evleriniz cennet kokusu gibi
Koksun, BAYRAM OLSUN BAYRAMLARINIZ.
Zindan “medrese”dir, gam yayla size
Farkı yok bin yılın bir ayla size
Melekler yukardan gıptayla size
Baksın, BAYRAM OLSUN BAYRAMLARINIZ.
Uygur, Kazak, Kırgız, Azerî’nizden
Gitmesin gardaşlık nazarınızdan
Zalimler, zulmünü üzerinizden
Çeksin, BAYRAM OLSUN BAYRAMLARINIZ.
Süleyman esir de, Simon neden hür?
Hiç durma dünyanın yüzüne tükür..
Müslümanın sesi münafıktan gür
Çıksın, BAYRAM OLSUN BAYRAMLARINIZ.
Serilsin gönüller döşek misali
Patlasın sevgiler fişek misali
Hakikat, durmadan, şimşek misali
Çaksın, BAYRAM OLSUN BAYRAMLARINIZ.
Haksızlık almasın Hak’kın yerini
Aşsın boyunuzdan aşkın derini
Kimi gözyaşını, kimi terini
Döksün, BAYRAM OLSUN BAYRAMLARINIZ.
Kök bir, dallar ayrı ki, İslâm bir gül
Afganistan bir gül, Türkistan bir gül
Vahdet bahçesine her insan bir gül
Diksin, BAYRAM OLSUN BAYRAMLARINIZ.
Mağdurlar, mazlumlar ersin felaha
Vuslata varanlar varsın bir daha
İrfan tohumunu gece, sabaha
Eksin, BAYRAM OLSUN BAYRAMLARINIZ.
Kandır zalimlerin zulüm çiçeği
Öldürür cehalet, ölüm çiçeği
Gençler yakasına ilim çiçeği
Taksın, BAYRAM OLSUN BAYRAMLARINIZ.
Şehide toprağın hürmet-i aşkı
Anadan fazladır şefkat-i aşkı
Rab’bim yüreklere ülfeti, aşkı
Soksun, BAYRAM OLSUN BAYRAMLARINIZ.
Hazreti Resül’ün nurlu katına
Gitmek isteyenler binsin atına
Küfrün saltanatı yerin altına
Çöksün, BAYRAM OLSUN BAYRAMLARINIZ.
Ne makam, ne para, ne senet, ne çek...
“Kurtuluş İslâm’da” vallahi gerçek
Bu mübarek sevda bizleri tek tek
Yaksın, BAYRAM OLSUN BAYRAMLARINIZ.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:37 AM
BEBEĞE ÇAĞRI
Soyguncu soysun da, vurguncu vursun
Sen ana karnında boşa durursun
Doksan günde çık gel dokuz ay dursun
Doğmaya gayret et, doğmaya bebek
Sonra geç kalırsın yağmaya bebek
Üçkağıtçı düzen geçip gitmeden
Her ocakta üç- beş baykuş ötmeden
Çabuk ' Devlet malı deniz' bitmeden
Doğmaya gayret et, doğmaya bebek
Sonra geç kalırsın yağmaya bebek
Makam armağandır, koltuk hediye
Muhkem ilamlar var ' rüşvet ye' diye
Ne diye beklersin söyle ne diye?
Doğmaya gayret et doğmaya bebek
Sonra geç kalırsın yağmaya bebek
Göz kırpınca sıfırı çok sayılar
Zirveye tırmandı topal ayılar
Yağcı yeğen arar haydut dayılar
Doğmaya gayret et doğmaya bebek
Sonra geç kalırsın yağmaya bebek
Artık banka soymak basit eğlence
Günde milyar hiçtir ' yurtsever genc' e(!)
Dünyaya duhül et, gel biraz önce
Doğmaya gayret et dogmaya bebek
Sonra geç kalırsın yağmaya bebek
Tez çık, haram süt bul, beleş kundak bul
Yalancılık mübah, yüzsüzlük makbul
Hukuksal açıdan bir ' olanak' bul
Doğmaya gayret et doğmaya bebek
Sonra geç kalırsın yağmaya bebek
Adi ekranlarda iğrenç yüzü gör
Halkı tiksindiren bir kof dizi gör
Önce onları gör, sonra bizi gör
Doğmaya gayret et doğmaya bebek
Sonra geç kalırsın yağmaya bebek
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:37 AM
BEBEĞE SİTEM
"Aman gelme" dedim, bak geldin işte
Dünyaya meylin var, beşer’sin bebek
Bir bilsen dünyamız neyin nesidir
Ayırır ağzını işersin bebek.
Kimisi su katar içtiğin süte
Kimisi at sokar yediğin ete
Günahtan, hileden, haramdan öte
Zulmet kuyusuna düşersin bebek.
Yukarıya gitsen'köle'sayarlar
Aşağıya insen tefe koyarlar
Her saat bir başka renge boyarlar
Baktıkça sen sana şaşarsın bebek.
Önün bal-petekli, elin mühürlü
Omuzun kötekli, dilin mühürlü
Haftan ipotekli, yılın mühürlü
Aydan, günden mahrum yaşarsın bebek.
Sevgimiz rüşvettir seversek seni
Aldatmak içindir ne versek seni
Kalleş çağımızla eversek seni
Gerdeğe girmeden boşarsın bebek.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:37 AM
BEBEĞE İHTAR
Geçmişte yağmanın hasat dönemi
Acele gel diye çağırdım seni
Şimdi iş değişti dur, dinle beni
Dokuz aylık yolu altmış ayda çek
Beş sene dolmadan doğma ha bebek.
Emmin, dayın annen, baban kereste
İşçi, memur, çiftçi, çoban kereste
Çarşı, pazar, yazı-yaban kereste
İnsanlar ya mertek, ya orta direk
Beş sene dolmadan doğma ha bebek.
Doğarsan üç günlük iş bulamazsın
Acıkırsın, ekmek, aş bulamazsın
Ucuz toprak, beleş taş bulumazsın
Yaşamak rezillik, rüsvaylık demek
Beş sene dolmadan doğma ha bebek.
Arı peteğinde ağulu bal var
Kaçıp kurtulmaya ne yön, ne yol var
Sıkıver dişini, annene yalvar
Buradan rahattır orda beklemek
Beş sene dolmadan doğma ha bebek.
Kurtlar sülük oldu, sıyrıldı posttan
Kaçan kurtuluyor, ahbaptan dosttan
Değişti bahçıvan, bozuldu bostan,
Hıyarlar acıdır, karpuzlar kelek
Beş sene dolmadan doğma ha bebek.
Vaziyet bambaşka vaziyet oldu
Yaşamak işkence, eziyet oldu
Dalkavukluk üstün meziyet oldu.
Sanatkârlar sansar, dâhiler şebek
Sözümü dinlersen hiç doğma bebek
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:37 AM
BEKLEMEK...
Sarıcadüzü'nde bir yığın toprak
Sulanır her sabah göz yaşlarımla
Mihriban, Mihriban uyan da bir bak!
Hasret düğüm düğüm ak saçlarımda
Ardıçlı ağaçlarda gene ay doğar...
Akasya gölgeleri delik - deşik...
Bir pınar ağlar sabahtan akşama dek
Yapraklar sallanır, ışıklar söner
Büyüdükçe büyür içimde bir dert
BEKLEMEK...
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:38 AM
BEN..
Ben: Karlı dağların deli rüzgârı..
Ben: Tozlu yolların demirbaşıyım.
Ben: suyu kurumuş sevgi pınarı...
Ben: Toprak bekçisi, mezar taşıyım.
Ben: Hep yıllar yılı kanayan çıban...
Ben: Fikir sürüsün yitiren çoban.
Ben: Hayâl peşinde çarıksız taban...
Ben: gurbet ağzında bulgur aşıyım.
Ben: çürük bir gemi aşk denizinde..
Ben: Yağmur damlası dostun izinde.
Ben: Yanıp kül oldum aşkın közünde...
Ben: Kara sevdanın dert yoldaşıyım.
Ben: Koyu düşmanım yersiz gülüşe
Ben: Düşüvermişim bitmez bir düşe
Ben: Bıldır ağlarım bu yıl ölmüşe...
Ben: Bensiz duygunun ilk savaşıyım.
Ben: Gönlü aklına uymayan deli..
Ben: Az düşünceden doymayan deli.
Ben: Beni ben diye saymayan deli...
Bırakın, ben benden uzaklaşayım.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:38 AM
BENİ DE ÇAĞIR
Çileyi koklayıp gül niyetine,
Zindana girersen beni de çağır.
Sabrı, kanaatı bal niyetine
Ekmeğe dürersen beni de çağır.
Bazen iki dünya sığar içime,
Bazen iki güneş doğar içime.
Bazen gam yağmuru yağar içime
Sen beni ararsan, beni de çağır.
Dostların var ise divanelerden,
Göz yaşın aktıysa minarelerden.
Binlerce senelik viranelerden
Birşeyler sorarsan, beni de çağır
Ezelin ezelden öncesi vardı,
Yine sonsuzluktur sonsuzun ardı.
Zaman yumağına bizi kim sardı?
Aklını yorarsan beni de çağır.
Dışarda göz yanar, içerde yürek,
Taahhüt ehline tahammül gerek.
Mazlum yarasına merhem diyerek
Göz yaşı sürersen beni de çağır.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:38 AM
BENZETTİLER
Yeni bir afyondur yenen her lokma
Biber avrupalı,tuz avrupalı.
Gülücükler sahte kirpikler takma
Dudak Avrupalı,göz Avrupalı.
Bebeklikte benliğini yitiren
Tepe tepe tepemizde oturan
Bizi çıkmazlara alıp götüren
Ayak Avrupalı,iz avrupalı.
Birisi diskoda içer kıvırır
Birisi kulüpte konken çevirir
Yapmasını bilmez ki yıkar devirir
Ana avrupalı,kız avrupalı.
Kalıba uydurdu uyduklarımız
Yazmakla bitmez ki duyduklarımız
Paris modasıdır giydiklerimiz
Astar avrupalı,yüz avrupalı
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:38 AM
BEREKET
Aşk dedin, bağrıma soktun bıçağı
Akan kanım göl olmadan tükenmez
Sevda kokan bu yaranın çiçeği
Petek petek bal olmadan tükenmez
Hasret nedir? Yarına sor, düne sor
İnanmazsan dönder-aktar gene sor
Sensiz geçen *******i bana sor
Saatleri yıl olmadan tükenmez
Görsem derim biçimini, rengini
Kötü talih yüksek yapar engini
İçimdeki bu sevginin yangını
Kemiklerim kül olmadan tükenmez
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:38 AM
BEŞİNCİ MEVSİM
Düştü can evime dördüncü cemre
Dünyayı üçüncü gözümle gördüm.
Dörtyüz seksenbeş gün çekti bir sene
Onaltıncı aya takvimsiz girdim.
Aynalara baktım korku gösterdi
Saatler her sabah kırkı gösterdi
Namlular, nişanlar Türk'ü gösterdi
Hayatım boyunca hedefte durdum.
Gül sundum yediler, koklamadılar
Armağan can verdim saklamadılar
Gittim... gelir diye beklemediler
Kaybolan gölgemi yollara sordum.
Getirdim yanıma ay'ı bir karış
Ölçtüm ki dağların boyu bir karış
Şehiri bir adım, köyü bir karış
Damlada denizdir en küçük derdim.
Savurdum, eledim, seçtim zamanı
Yaprak, yaprak tel tel açtım zamanı
Haftada üç asır geçtim zamanı
Nerye gittimse zamansız vardım.
Yırtıldı ruhlara çizdiğim resim
Yazık, kuklalara sığmadı sesim
Yaşadığım şimdi beşinci mevsim
Çağın çilesini sırtıma sardım
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:38 AM
BIRAKIN KALSIN
Çokta kederlenir, az da gülerim
Ustura ağzında düşüncelerim
Deliliktir belki...bırakın kalsın
Doğan her bebeğin hakkı var bende
Öğütülen benim her değirmende
Ne sonu, ne ilki...bırakın kalsın
Sevdam büyüdükçe dünyam dar olur
Zamandan çıktığım zamanlar olur
Ve öyle güzel ki...bırakın kalsın
Saatler ya geri, ya hep ileri
Kıran yok hileli terazileri
Umutlar ırakta...bırakın kalsın
Onbinlerle sohbet onbin nafile
Dönmüyor toprağa giren kafile
Öfkeler yürekte...bırakın kalsın
Ne yarım tam yarım, ne bütün tamam
Yolcular anlamaz, ben anlatamam
Tren son durakta...bırakın kalsın
Gelir beni yakar suya düşer kor
Düşünen baş çekmek, dert çekmekten zor
Kutsaldır bu yara...bırakın kalsın
Dursun, ayazına uyandığın kış
Dursun ki şevk ile sürsün bu yarış
Lüzum yok bahara...bırakın kalsın
Yıkılır, yırtılır her kalın perde
Hesaba çekilir dünya mahşerde
Yazın şu duvara...bırakın kalsın
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:38 AM
BIRAKMIYORLAR
Yad elden yanıma çağırdım seni
Gelmek istiyorsun bırakmıyorlar
Rüyada, mektupta albümde seni
Bulmak istiyorsun bırakmıyorlar
Umutlar hayaldir acılar gerçek
Çileye mahkumsun, kim ne bilecek
Ya bir kuru selam, ya bir top çicek
Salmak istiyorsun, bırakmıyorlar.
Otuz yıl ağladın hep yana yana
Yeter, yazık diyen olmadı sana
Vefasız dostluğa kalleş zamana
Gülmek istiyorsun bırakmıyorlar
Çalış derler ayak, bağlı el bağlı
Konuş derler, dudak bağlı, dil bağlı
Kalk git derler, kapı bağlı, yol bağlı
Kalmak istiyorsun bırakmıyorlar
Aydınlık ararsın hergün her yere
Çekerler önüne yedi kat perde
Zulüm kimden gelir, adalet nerde?
Bilmek istiyorsun bırakmıyorlar
Yıllar boyu uykuların bölündü
Uçacakken kanatların yolundu
Hayat hakkın vardı elden alındı
Ölmek istiyorsun bırakmıyorlar
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:38 AM
BU ÇAĞRI SANADIR
Bir damla SU gönder bana
Eğer gönderebilirsen
Ana sütü gibi tertemiz olsun
Bir damlası Karadeniz
Bir damlası Akdeniz olsun
Bir avuç TOPRAK gönder bana
Edirne koksun, Ağrı koksun
Her zerresi burcu burcu
Türkiye koksun
Anadolu’dan çağrı koksun
Bir dilim EKMEK gönder bana
Yiyince lezzetini hissedeyim
Bereketini hissedeyim
Köy köy, tarla tarla
Memleketimi hissedeyim
Bir demet ÇİÇEK gönder bana
Renkleri;
Sarı, kırmızı, beyaz ve mavi olsun
Râyihâsı, estetiği
semâvi olsun
Bir tutam SEVDA gönder bana
Veysel Garani’nin, Yunus Emre’nin
Sevdasından olsun
Mevlâna’nın Mevlâ’sından olsun
Sevdâların hasından olsun
Bir RÜYA gönder bana
Yürürken, otururken
Güneşi, Ayı seyredeyim
Aradan kalksın tüm duvarlar
Mâverâyı seyredeyim
Bir damla ALINTERİ gönder bana
Yazdığın ŞİİRLERİ gönder bana
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:39 AM
BU DÜNYA HANGİMİZİN
Bırak deli Haydar-bırak be gardaş
Kafayı bozmaya değmez bu dünya
İsterse hızlı dönsün isterse yavaş
Sen seni üzmeye değmez bu dünya
Fani diyen varsın desin sana ne
Gönül veren gitsin versin sana ne
Haydut vursun hırsız yesin sana ne
Gücenip kızmaya değmez bu dünya
Nerde kan akıtıp kavga verenler
Nerde şimdi sefasını sürenler
Ne götürdü kucağına girenler
Bir yırtık çizmeye değmez bu dünya
Kulpu yok ki neresinden tutasın
Sana göre lokma değil yutasın
İçine gireni Allah kurtarsın
Üstünde gezmeye değmez bu dünya.
Gel gitme kal desem kalamazsın ki
Ortadan böl desem bölemezsin ki
Git tekrar gel desem gelemezsin ki
Aldanıp azmaya değmez bu dünya
Almak-satmak, tapu-senef nafile
Toplayıp yığdığın servet nafile
Sıla nafiledir, gurbet nafile
Yağmaya tozmaya değmez bu dünya
Sınırlar çizilmiş konulmuş yasak
Beş para etmezdi bizler olmasak
Kısmen göz yaşı kan-kısmen kir pasak
Yıkayıp süzmeye değmez bu dünya
Senin benim ne ki? Küçük mü dar mı?
Hani kimin dostu, kimseye yar mı?
İnsan öldürmenin manası var mı?
Karınca ezmeye değmez bu dünya
Misafirsin, misafirlik suç değil,
Bakacaksan uzaktan bak, güç değil
Eti yenmez, koyun değil koç değil
Derisini yüzmeye değmez bu dünya
Kabuktur, manayı unutturmasın
Babayı, anayı unutturmasın
Boş hayal mevlayı unutturmasın
Tırnakla kazmaya değmez bu dünya
Arkası karanlık önü karanlık
Yarını karanlık, dünü karanlık
Kendine çağırır seni karanlık
Bir küçük hüzmeye değmez bu dünya
Cazibesi özelliği yok demem
Nakış nakış güzelliği yok demem
İki günde kaçar gider çok demem
Anlayıp sezmeye değmez bu dünya
Unutma ki yolcu yolunda gerek
Yolcunun azığı belinde gerek
İnsanlar insanlık halinde gerek
Mestolup sızmaya değmez bu dünya
Bilesin ha canım Haydar bilesin
Seni bekler soğuk mezar bilesin
Ebediyet ötede var bilesin
Tek satır yazmaya değmez bu dünya
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:39 AM
BU MEVTAYI NASIL TANIRSINIZ?
Giderken alkolden girdi komaya
Meyhaneyi yurt sayardı bu deyyus
Yemin eder 'pazar' derdi 'cuma'ya
Ağustosu mart sayardı bu deyyus
'Ben dahiyim, eşim-dengim az' derdi
İnat için 'zemheri'ye 'yaz' derdi
Kuşa 'kirpi', kurbağaya 'kaz' derdi
Kel sıpayı kurt sayardı bu deyyus
Nasipsizdi iman, edep, ahlaktan
Kin sağardı enayiden, ahmaktan
Biraz daha alçak idi alçaktan
Namertleri mert sayardı bu deyyus
Tam sapıktı, şer yollara sapardı
Heykel diker, ilah diye tapardı
Abdestsiz her yöne secde yapardı
Kıblegahı dört sayardı bu deyyus
Türklüğe düşmandı, hep kin güderdi
Yahudiye yaltakçılık ederdi
Hristiyan ile yola giderdi
Ermeniyi Kürt sayardı bu deyyus
Görgü şahidiyiz, yalan çok hocam
Tek güzel huyunu bilen yok hocam
Geberip giden var, ölen yok hocam
Doğruluğu dert sayardı bu deyyus
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:39 AM
BİR AŞK BULSAM
Bir aşk bulsam, yağmurunda ıslansam
Bir dost bulsam, irfanında beslensem
Bir dağ bulsam, sinesine yaslansam
Yalnızlığım bitermola, bilmem ki?
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:39 AM
BİR DAHA
tevazu severdi,kaynatıp taşırdılar
girdi hırs ambarına,çıkamadı bir daha....
haramla yağladılar ,kibirle pişirdiler
bulanık gölettiler,akamadı bir daha....
yakın arkadaşları çöplük yaptı beynini
doldurdular ve sonra dökemedi bir daha....
kör dikişler atıldı kaypak iradesine
sökmek istese bile sökemedi bir daha....
soyundu inancından terk-i edep eyledi
şerefini göğsüne takamadı bir daha....
sürdü benlikatını karanlık geleceğe
dönüp de geçmişine bakamadı bir daha....
söndü yüreğindeki yanan aşk alevleri
uyanıp yeni baştan yakamadı bir daha....
yediği haram oldu içtiği haram oldu
ellerini haramdan çekemedi bir daha
borçlardan indirilmiş bayraktı haysiyeti
alıp tekrar yerine dikemedi bir daha...
terk etti güzelliği çirkinliğe sarıldı
girdiği bataklıktan çıkamadı bir daha....,
kürü baştacı yaptı dostlarına darıldı
diktiği putları yıkamadı bir daha...
kazancı beleş oldu ve kendisi leş oldu
ıtır gibi gül gibi kokamadı bir daha....
zirvenin yollarında döndükçe dönekleşti
ağzına helal lokma sokamadı bir daha....
dost oldu zalimlere görmedi mazlumları
gam çekmedi göz yaşı dökemedi bir daha..
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:39 AM
BİR GÜZEL ÜLKÜ
Yüreklerde kök bağlayıp yaşayan
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim.
Ezelden ebede müjde taşıyan
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim.
Yesi'deki kutsal aşkın mayası
Malazgirt'te Alparslan'ın rüyası
Söğütteki has kilimin boyası
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim.
Yunuslayın 'Et-kemiğe bürünen'
Selim ruhta Yavuz serdar görünen
Şems misali cümle kirden arınan
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim.
Bedenlerde Koç Köroğlu yüreği
Debreştikçe yakın eyler ırağı
İman kalesinin bayrak direği
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim.
Riya duygusuyla dolup taşmamış
İlimden, irfandan uzaklaşmamış
Benlik çamuruna ayak basmamış
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim.
Dedem Korkut töresiyle töreli
Edep, ahlâk, sevgi, saygı sıralı
Kırk yıl önce.. aklım erdi ereli
Bir güzel ülküdür günül verdiğim.
Her kapıda bir hesaba girmeyen
İnancından zerre taviz vermeyen
Dost alnına kara leke sürmeyen
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim.
Mazlumun yoldaşı, zalimin hasmı
Kendine put yapmaz heykeli, resmi
Hak'tır, adalettir, rahmettir ismi
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim.
Bu ülkü candadır, sokakta yatmaz
Güneştir.. bir doğdu, bir daha batmaz
Menfaat uğruna kimseyi satmaz
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim.
Şiddeti, kavgası, kanı olmayan
İçinde öfkesi, kini olmayan
Sonsuza uzanan, sonu olmayan
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim.
Bedir’den Bizans’a akıp gelen o
Küfür setlerini yıkıp gelen o
İlâhî kaynaktan çıkıp gelen o
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim.
Sinan'da estetik, Itrî'de ahenk
Sebillerde hayat, kubbelerde renk
Mevlânâ'da ilim, Barbaros'ta cenk
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim.
Nizâm-ı Âlem'dir Hak'kın sözü bu
Söylediğim cümle sözün özü bu
Tek damlada umman eyler bizi bu
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim.
Ülkü demek makam, mevki, taç değil,
Ülkü demek totem, sembol, haç değil
Kul icadı kof ilkeler hiç değil,
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim.
Taze filiz vermiş Edebali’yle
Çiçeklenmiş Hacı Bayram Veli’yle
Ulubatlı Hasan’daki hâliyle
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim.
Şehitlerin kanlarıyla ıslanan
Destan olup mavera’dan seslenen
Atıf'larla Said'lerle beslenen
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim.
Türk'e ihsan olmuş “Kavm-i Necip”lik
Boş hayâldir bu şerefe rakiplik
Hayatlar gergeftir, ameller iplik
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim.
Ne yazdımsa inanç, ahlâk, örf ile
Postaladım gönül denen zarf ile
Anlatılmaz yirmi dokuz harf ile,
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:39 AM
BİR YERDEN HER YERE MEKTUP
Sormayınız, görmeyiniz canlarım
Hakkınızı yiyip yutan burada
Dinlisini,dinsizini dinlerim
Besmeleye yalan katan burada.
Sofralara viski havyar dizilir
Fiatınız peçeteye yazılır
Sırtınızdan günde dört post yüzülür
Sizi soyup,sizi satan burada
Simsar siyasetçi,doktor,avukat
İnsan avlıyorlar her gün her saat
Hızlı köşe dönmek en üstün sanat
Kan gölünde balık tutan burada.
Ortada kol gezerken kıtlıklar,yoklar
Burda betonlarla delinir gökler
Kontlar,şansölyeler,baronlar,dükler
Kirli yağan,eğri biten burada.
Yürekler acısı bir garip alem
Rüşvetsiz imzaya yanaşmaz kalem
Pop müzik,şampanya.marlboro,salem
Gece gündüz keyif çatan burada
Kız,kadın pazarı sokağı,yurdu
Homoseksüeller çığlaşan ordu
Ne ahlak kaygusu ne namus derdi
Hızlı doğan erken öten burada.
Yazık..siz beğenir,siz seçersiniz
En çürük köprüden siz geçersiniz
Bilirim her zaman çar naçarsınız
Kör-kütük,zil-zurna yatan burada.
Hal gidiş bu minval bu vaziyette
Sabun işkencede,su eziyette
Rağbet ne ilimde ne meziyette
Aydınlığa çamur atan burada
Doğan bebek dost yemeye zorlanır
Düşündükçe içim dışım korlanır
Evlat sahiplenir ana horlanır
Ana vatan yavru vatan burada.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:39 AM
BİRAZ DA KİTAPLAR SENİ OKUSUN
Canlı bir kitapsın, yazarı Mevla
Açık dur, kitaplar seni okusun
Yüzünde şavklansın nazarı Mevla
Eğilsin mehtaplar seni okusun
Kasırga ol, döne döne zikir et
Her nefese on bin misli şükür et
Şüphe burgacında Hakk'ı fikir et
Uyansın girdaplar seni okusun
Erisin ******* gündüze gel ki
Kalmasın tek engel bir düze gel ki
Secdede Rabbin'le yüzyüze gel ki
Minberler, mihraplar seni okusun
Ezelin, ebedin şifresi sende
Menfinin, müsbetin şifresi sende
Çözülsen de olur, çözülmesen de
Sorular, cevaplar seni okusun
Aşktan, estetikten, ahenkten yana
Şiir, resim, müzik imrensin sana
Camiler, sebiler gelsin lisana
Hayırlar, sevaplar seni okusun
Bedenin coğrafya, tarihtir dünün
Ayrı ayrı sayfa saatin, günün
Dört kapısı açık dursun gönlünün
Alimler, erbaplar seni okusun
Nefret boşta kalsın, aşk ile dol da
Işık, kılavuz ol gittiğin yolda
Kur'an'dan feyz alana bir mektup ol da
Yazdığın kitaplar seni okusun
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:40 AM
BİRLİK
Bilmeyen öğrensin, duymayan duysun!
Kardeşiz, tek vücut, tek bir milletiz.
Bölücü sapıklar aklına koysun
Kardeşiz, tek vücut, tek bir milletiz.
Dünün insan yiyen kanlı çarkı yok!
Yüzlerde gam, gönüllerde korku yok...
Çerkezi yok, Kürdü yoktur, Türkü yok...
Kardeşiz, tek vücut, tek bir milletiz.
Allah bir, vatan bir, bayrak bir beden
Yanlış yola sapmayalım bilmeden!
Doğu, batı diye ayırmak neden?
Kardeşiz, tek vücut, tek bir milletiz.
Yırtılıp atılmaz tarih sepete!
Birlik oldu camide ve cephede;
Kore'de, Kıbrıs'ta, Kocatepe'de
Kardeşiz, tek vücut, tek bir milletiz.
Nineler, dedeler, masum bebekler,
Bizlerden Huzurlu Türkiye bekler;
Tutuşsun el- ele kızlar erkekler:
Kardeşiz, tek vücut, tek bir milletiz.
Kalacak adımız, kaldığı gibi,
Aleme velvele saldığı gibi
Tıpkı Sakarya'da olduğu gibi
Kardeşiz, tek vücut, tek bir milletiz.
Ne zulmü severiz, ne kinimiz var!
Hayrı emreyleyen hak dinimiz var;
Dağlar, çağlar boyu yeminimiz var:
Kardeşiz, tek vücut, tek bir milletiz.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:40 AM
BİTMEZ BİR GARİP HİKAYE
Otuz yaz otuz kış aynı durakta
Bekle babam bekle can mı dayanır.
Kara yalanları beyaz kundakta
Sakla babam sakla can mı dayanır.
Her yanımız gurbet...hani ya sıla
Ömür bitmez çile ölüm fasıla
Günleri aylara ayları yıla
Ekle babam ekle can mı dayanır.
Çare say,çanak tut çağ zilletine
Sarmaz mı umutlar,sarpa çetine
Katır tırnağını gül niyetine
Kokla babam kokla can mı dayanır.
Nimetler kurnaza ülkü mazluma
Cehennem ettiler mülkü mazluma
Aldatıp her çeşit mülkü mazluma
Yükle babam yükle can mı dayanır.
Bedavacı çomak soksun davana
Arı çıksın sinek girsin kovana
Giden kussun gelen kussun divana
Pakla babam pakla can mı dayanır.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:40 AM
BİZE GÖRE
Beşyüz itten kaçan kurda
Kurt diyenler halt eylemiş
Şehit verilmeyen yurda
Yurt diyenler halteylemiş
Birlik ister bizden olan
Kör olsun milleti bölen
Siyasette yalan, dolan
Şart diyenler halteylemiş
Yazıklar olsun ismine
Gider yan verir hasmına
Vatandaşın bir kısmına
Kurt diyenler halteylemiş.
Ülkü bizim baş tacımız;
Şeker, bal olur acımız.
Çilemizdir ilacımız
Dert diyenler halteylemiş
Hamdolsun alnımız aktır;
Zalimden korkumuz yoktur
Hakikatin yönü tektir
Dört diyenler halteylemiş
Danışsınlar canlarına
Kalmayacak yanlarına
Marksizmin hayranlarına
Mert diyenler halteylemiş
Rahmet yağar ilik ilik
Aşk suyunu içer çelik
On niyettir ülkücülük
Art diyenler halteylemiş
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:40 AM
BİZİ NE BİLSİN
Herşey madde diyen şaşı dinliler
Türk-İslam fikrine karşı kinliler
Tezek yürekliler, turp beyinliler
Temelden berbatlar bizi ne bilsin...
Türk'üz; Türk yurdunda birlik isteriz
Müslümanız; düzen, dirlik isteriz
Ülkücüyüz; mazbut erlik isteriz
Nemrutlar, Seddatlar bizi ne bilsin...
Kimisi 'küçük' der, kimi 'az' görür;
Kimisi yolacak hazır kaz görür;
Kimi Bozkurtları binamaz görür;
Sahtekar hoyratlar bizi ne bilsin
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:40 AM
BİZİMKİLER
Üç cins at, üç cins tosun salsak yukarı kata
Üç gün sonra üç katır, üç sağmal inek çıkar.
Zamanda mı, yerde mi, yoksa bizde mi hata?
Yapıp uçurduğumuz kartallar sinek çıkar.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:40 AM
EY GÖNÜL
Vardığın dergahta post ol, büyürsün
Gördüğün garibe dost ol, büyürsün
Meclise devam et, el sürme mey'e
Girdiğin sohbette mest ol, büyürsün.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:40 AM
FOTOĞRAF
Resmine baktığım güzel kız, genç kız
Unuttum, Unuttum, Unuttum seni
Eski bir albümde durursun yalnız
Unuttum, Unuttum, Unuttum seni
İki harf, bir imza, bir tarih; garip
Besbelli üçü de mutsuz muzdarip
Aklımı zorlama karşımda durup
Unuttum, Unuttum, Unuttum seni
Bilemem aradan geçti kaç sene
Memleketin nere, kimsin adın ne ?
"Hatırla" diyerek bakma yüzüme
Unuttum, Unuttum, Unuttum seni.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:40 AM
GONLUMDEKI GURBET
Dost ülkeler duman duman önümde
Dağların alnında gurbet yazılı
Gövgöcekler firez oldu gönlümde
Çamların dalında gurbet yazılı
Ilgıt ılgıt yeller eser ovadan
Kuşlar tüm tedirgin kalkar yuvadan
Özümüz gövünür yanık havadan
Sazların telinde gurbet yazılı
Gene yanar oldu bağrımın başı,
Nasıl söner bu sevginin ateşi?
Oğuzlar soyunun savaş yoldaşı
Atların nalında gurbet yazılı
Bir canım olsa da yurt için versem
Ufka nakış nakış kanımı sersem
Kalk gardaş sılaya gidelim desem
ÖTÜKEN yolunda gurbet yazılı
ABDURRAHİM KARAKOÇ
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:41 AM
GOZ DOSTU
Ormanlarda yuvasını yitiren
Bir kuş görsem, sen gelirsin aklıma.
Beni alıp uzaklara götüren
Bir düş görsem, sen gelirsin aklıma.
Gönlüm viranedir yıkılmış, yanmış
Hayâl mermerinde hatıram donmuş
Asırlar öncesi duvara konmuş
Bir taş görsem, sen gelirsin aklıma.
Toprakta ağacın her hâli güzel
Gölgesi, meyvesi, hem dalı güzel
Nerede ne zaman faydalı, güzel
Bir iş görsem, sen gelirsin aklıma.
Açılmış çiçektir her gülen dudak
Kılıfta tomurcuk zor gülen dudak
Bir dostluk bakışı, bir gülen dudak
Bir diş görsem, sen gelirsin aklıma.
Yüreğinde deli taylar eşinen
Gam ilinden dert iline taşınan
Altmış yıl yaşayıp, bin yıl düşünen
Bir baş görsem, sen gelirsin aklıma.
ABDURRAHİM KARAKOÇ
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:41 AM
GİDE GİDE
Gösterir gün gibi, düşüncelerin,
Derinden derine âşıksın gönül.
Çıkla kadın desem yalan söylerim;
Sen başka birine âşıksın gönül.
Kırılmış telleri sevda sazının;
Eşi yok sendeki ince sızının;
Tarlada çift süren köylü kızının,
Topraklı terine âşıksın gönül.
Maraş’, Muğla’ya, Kırklareli’ne,
Yiğit Köroğlu’nun Çamlıbel’ine,
Kars’ın yaylasına, Van’ın gölüne,
Ağrı’nın karına âşıksın gönül.
Baharın bulutu, seherin yeli,
Sarı seller gibi coşturur seni.
Varsın bilmeyenler desinler “deli”
Bugünden yarına âşıksın gönül.
Yüksekten dökülen suyun sesine,
Kekik kokusuna, çam gölgesine,
Renklerden sütbeyaz, koyu yeşile,
Toprağın moruna âşıksın gönül.
Yiğitin, sözünden dönmeyenine,
Ateşin yıllarca sönmeyenine,
Silahın omuzdan inmeyenine,
Atın gök kırına âşıksın gönül.
İyinin iyisi, güzelin hası..
Susamış yolcuya su veren tası,
Edibin kalemi, ressam fırçası..
Şairin şi’rine âşıksın gönül.
Değildir bu sevgi akıl erecek
Her duyan bir başka mânâ verecek
Şaşırmış yolcuya yol gösterecek
Hakikat nuruna âşıksın gönül.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:42 AM
GÜNEY İLLERİ
Gök mavi, dağlar ak, ovalar yeşil...
Dört mevsim bahardır güney illeri
Çiğ düşmüş çiçekte gün ışıl ışıl..
Bir sarı, bir mordur güney illeri
Yollar kıvrım kıvrım iner yokuştan,
Köpüklü suları dökülür taştan
Kuşları çiçekten, çiçeği kuştan
Seçilmeyen yerdir güney illeri
Dağılır yaylanın boz dumanları
Eğilir yıldızlar öper çamları
Bir başka alemdir yaz akşamları
Cennet ile birdir güney illeri
Baharda haz duyar nar çiçeklenir
Arı sesi çan sesine eklenir
Tüm güzellik Toroslarda renklenir;
Oylum oylum kardır güney illeri
Motor sesiyle uyanır sabah
Kekik kokusuna boyanır sabah
Özene- bezene yaratmış Allah,
Ne geniş, ne dardır güney illeri
Ordadır ozanın gönül bolluğu
Sevgi sıcak sıcak, aşk buğu buğu..
Gerçek yiğitlerin harman olduğu
Eşsiz bir diyardır güney illeri
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:42 AM
GÜZERGAH
Seğirtti faiz için borsanın tahviline
Kazandı, çıkıverdi masonlar mahfiline
Bir gün sağ, bir gün solda göbek atıp oynarken
Düştü gitti ansızın Esfel-i Safilin'e
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:42 AM
GÖNLÜMDEKİ GURBET
Dost ülkeler duman duman önümde
Dağların alnında gurbet yazılı
Gövgöcekler firez oldu gönlümde
Çamların dalında gurbet yazılı
Ilgıt ılgıt yeller eser ovadan
Kuşlar tüm tedirgin kalkar yuvadan
Özümüz gövünür yanık havadan
Sazların telinde gurbet yazılı
Gene yanar oldu bağrımın başı,
Nasıl söner bu sevginin ateşi?
Oğuzlar soyunun savaş yoldaşı
Atların nalında gurbet yazılı
Bir canım olsa da yurt için versem
Ufka nakış nakış kanımı sersem
Kalk gardaş sılaya gidelim desem
ÖTÜKEN yolunda gurbet yazılı
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:42 AM
GÖREN BİLİR !..
Çarşısında bir kız gördüm Antep'in,
Kız mı ki...
Gözleri var, ala geyik gözleri,
Göz mü ki....
Ak göğsünün ortasında bir ben var,
Az mı ki....
Yiyip içme, yüzüne bak yetişir,
Yüz mü ki....
'Güzel' sözü çok güzele çok amma
Bu kıza da 'güzel' demek söz mü ki.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:42 AM
GÖZ DOSTU / GÖNÜL MİSAFİRİ
Ormanlarda yuvasını yitiren
Bir kuş görsem, sen gelirsin aklıma.
Beni alıp uzaklara götüren
Bir düş görsem, sen gelirsin aklıma.
Gönlüm viranedir yıkılmış, yanmış
Hayâl mermerinde hatıram donmuş
Asırlar öncesi duvara konmuş
Bir taş görsem, sen gelirsin aklıma.
Toprakta ağacın her hâli güzel
Gölgesi, meyvesi, hem dalı güzel
Nerede ne zaman faydalı, güzel
Bir iş görsem, sen gelirsin aklıma.
Açılmış çiçektir her gülen dudak
Kılıfta tomurcuk zor gülen dudak
Bir dostluk bakışı, bir gülen dudak
Bir diş görsem, sen gelirsin aklıma.
Yüreğinde deli taylar eşinen
Gam ilinden dert iline taşınan
Altmış yıl yaşayıp, bin yıl düşünen
Bir baş görsem, sen gelirsin aklıma.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:42 AM
HAKİM BEĞ
Gene tehir etme üç ay öteye,
Bu dava dedemden kaldı hâkim beğ.
Otuz yıl da babam düştü ardına;
Siz sağ olun, o da öldü hâkim beğ.
Kırk yıl önce; yani babam ölünce,
Kadılıklar hâkimliğe dönünce,
Mirasçılar tarla, takım bölünce,
İrezillik beni buldu hâkim beğ.
Yaşım yetmiş iki, usandım gel-git;
Bini buldu burda yediğim zılgıt.
Eğer diyeceksen: 'bana ne, öl git!'
Oğlumun bir oğlu oldu hâkim beğ.
Sekiz evlek tarla, bir geverlik su,
Yüz yılda höküme bağlanmaz mı bu?
Kazanmasam da hu, kazansam da hu!
Canım ta burnuma geldi hâkim beğ.
Keşife-meşife, damgaya, harc'a
Kanımız kurudu harca da, harca..
Sayenizde avukatlar yıllarca,
Fakiri yoldu da yoldu hâkim beğ.
Mübaşir itekler, kâtip zavırlar;
Değişti bizde de göya devirler.
Yüz yıl önce adam yiyen gâvurlar,
Tapucuyu aya saldı hâkim beğ.
Kabahat sizde mi, kanunlarda mı?
Şaşırdım billâhi yolu yordamı..
Kızma sözlerime alam kadanı,
Sıkıntıdan içim doldu hâkim beğ.
Mülkün temeliydi adalet hani?...
Bizim hak temelde saklı mı yani?
Çıkartıp ta versen kim olur mâni?
Yoksa hırsızlar mı çaldı hâkim beğ?!
Hem davacı pişman, hem de davalı..
Bu yolda tükettik çulu, çuvalı.
Sabret makamından çalma kavalı,
Sürüler ekine daldı hâkim beğ.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:43 AM
HANCI
Bilir misin hancı, bu güne kadar
Hanından kaç yolcu çıktı bu yola?
Sıladan gurbete giden yolcular
Kaç damla göz yaşı döktü bu yola?
Getirmeden bu yolların sonunu,
Kaç yolcu son durak yaptı hanını?
Kaç yolcu bu yolda verdi canını,
Ecel kaç yolcuyu çekti bu yola?
Akar bir oluktan beş dağın karı,
Demişler adına 'hasret pınarı'
Şu mezarı gölgeleyen çınarı
Kimin için kimler dikti bu yola?
Kaç aşık bu yolda zaman eritti,
Kaç yorgun hanında terin kuruttu.
Bu taşlı yol kaç çarığı çürüttü
Kaç topuğun kanı aktı bu yola?
Yollar kıvrım kıvrım, dağlar sıralı,
Düşünürüm, yollar beni yoralı.
Kaç ceylan iniyor böğrü yaralı
Her gecenin seher vakti bu yola?
Ben bilmedim gitti n'olur sen söyle,
Bu yollar kararsız uzar mı böyle?
Yar için iç çekip, karşıki köyde
Hangi göz kaç sene baktı bu yola?
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:43 AM
HASANA MEKTUP
Çok oku, çok düşün, çok şeyler anla,
Aha bu mektubu alınca Hasan.
Manalar iplikten incedir amma,
Kelimeler biraz kalınca Hasan.
Gene ağzımızı açmıyor bıçak,
Huzur size ömür..... Dert salkım saçak.
Oyuna kalkıyor yüzlerce köçek,
Batıdan bir hava çalınca Hasan.
Kök saldı bahçede ayrık otları,
Yemler pay edildi, sattık atları.
Biz kovalım derken baştan bitleri,
Sülükler yapıştı, kulunca Hasan.
Süt dolu güğümü çalarız taşa,
Kutsal görevimiz 'Sağol çok yaşa !'
Mülkte hakikati aramak boşa,
Tüm suçlular güçlü olunca Hasan.
Derisini yüzdük demokrasinin,
İşi iştir imtiyazlı asinin.
Hakikatte vahşi, sözde 'vasinin'
Dörtnala gidilir yolunca Hasan.
Canım Hürriyeti koydunsa ara,
Ekmek yalınayak kaçtı dağlara.
Çevremize küsmüş kardeşlik var ya,
Haber ver, izini bulunca Hasan.
Soysuzlar taş atar mukaddesata
Karşı duramazsak bizdedir hata.
Tahammül teşviktir, böyle hayata,
Öl..İnsan küçülmez ölünce Hasan.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:43 AM
HATIRLATMA
Mektup derken şiir oldu bak gene
Darılırsan ben ölürüm, unutma...
Taze sarmaşığım, hoyrat bedene...
Sarılırsan ben ölürüm, unutma...
Bir gün güneş olur göle doğarsın
Bir gün yağmur olur yola yağarsın
Bir gün çiçeklerden koku sağarsın
Yorulursan ben ölürüm, unutma...
Kılıç ağzı yoldur, ok ucu meydan
Dikkat et; sen benim canımsın ey can! .
Koyakta kekliksin, kayada ceylan
Vurulursan ben ölürüm, unutma...
“Aşk” denince aklı bırak, deli ol! .
Işık ışık gökten inen dolu ol
Boz-bulanık akan yağmur seli ol
Durulursan ben ölürüm, unutma...
Dinlemek zor, anlamak zor yâr beni
Göreceksen dertte, gamda gör beni
Gönül toprağıma yaptım türbeni
Dirilirsen ben ölürüm, unutma..
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:43 AM
HAYAL VE GERÇEK
Ay ışığı pencereden girende,
Senden yana hayâl kurmak ne güzel.
Ya bir otobüste, ya bir trende,
Gurbet ilden sana varmak ne güzel.
Aşkın mayasını senden alıp da,
Şekillendim sevda denen kalıpta.
Evinizin kapısını çalıp da,
İlk çıkandan seni sormak ne güzel.
Umudu yoksula bol verir Hudâ;
Bin tohuma can var bir damla suda.
Gerek uyanık ol, gerek uykuda,
Benden bakıp seni görmek ne güzel.
Kurumadan daha yolculuk teri,
”Gel” diye yanına çağırsan beni;
Bırakıp bir yana gamı, kederi,
Doya doya seni sarmak ne güzel.
Aşk deyince anlattığı her şeydir;
Öldürdükçe tadı gelen bir şeydir..
Azrai'le can vermesi zor şeydir;
Sen istersen sana vermek ne güzel.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:43 AM
HEPSİ BİZİM KESEMİZDEN
Müdür, bakana yağ yakar;
Tel parası kesemizden.
Teri bile şipir kokar;
Gül parası kesemizden.
Kahvaltısı kaymakla bal,
Sepet sepet muz, portakal...
Viski içer, yüzü al al;
Yal parası kesemizden.
Hanım berberde kırıtır;
Kızı terzide sırıtır;
Her gün bir makam donatır;
Çul parası kesemizden.
Fakir gelir ters ters süzer;
Torpilliye fıstık ezer;
Metresine mektup yazar,
Pul parası kesemizden.
İskoç giyer, Salem içer;
Sekreterle dalga geçer;
Sık sık yolluk alır uçar,
Yol parası kesemizden.
PirincBurgeR
08-19-2007, 11:43 AM
HUDUT TAŞLARI
Bu bulanık hava,bu toprak bu su
Beni benden beni senden ayırır
Bu sabahsız gece bu düş bu uyku
Beni benden beni senden ayırır
Doğmadık güneşin aydınlığında
Uzarsa gölgeler dost kılığında
Şüphe keleplenir gönül çığında
Beni benden beni senden ayırır
Doğrultmak istersem kırılır dallar
Sınadım zamana sığmadı yıllar
Bu dikenli yollar bu taşlı yollar
Beni benden beni senden ayırır
Sevgi bulutundan rahmet damlası
Düşmeden ayrılık doldurur tası
Yoğun maddelerin ince manası
Beni benden beni senden ayırır
Sen aşka hiç dersin bense hayata
Kimbilir belki de bendedir hata
Bu dalgalı deniz bu yanlış rota
Beni benden beni senden ayırır
vBulletin® v3.8.11, Copyright ©2000-2025, vBulletin Solutions Inc.