![]() |
Seni Seviyorum Desin
Güller açsın yanağında Gamzelerin gülümsesin Aşk dillensin dudağında Seviyorum seni desin. Kalbim çarpsın yüreğinde Sevdam tütsün gözlerinde Güzel sesin sözlerinde Seni seviyorum desin. Gel başını koy göğsüme Elim değsin ellerine Dilin bütün ateşinle Seni seviyorum desin. Susma n’olur haykır aşkı Hadi söyle diyor şarkı Çektirmesin gönlün acı Seni seviyorum desin. Garip başım aşkı arar Bağrımdaki sevdan sorar Güzel diller güzel söyler Seni seviyorum desin. Turgut Uzdu |
Seni Tanıyınca
Her çiçek koklanmaz, Her su içilmez, Her bahçede yürünmezmiş Her şarkı dinlenmez, Seni tanıyınca anladım Her aşk şiiri seni anlatmazmış. Sensiz ******* aydınlanmaz, Sokaklar yürünmezmiş, Denize girilmezmiş, Seni tanıyınca anladım Sensiz gülünmezmiş. Seni tanıyınca değişti güneşin doğuşu, Güneşin batışı değişti ******* bir başka güzelleşti, Akşam sefaları seni görmek istermiş Seni tanıyınca anladım Sensiz rüya görülmezmiş. Düşünceler seninle kaplanır, ışıldarmış Gözler seni arar Başka ses duyulmazmış Seni tanıyınca anladım Sensiz olunmazmış. Ne gidene ağlanırmış sen olmayınca giden Ne gelene sevinirmiş gönül Sen olmayınca gelen Seni tanıyınca anladım Senden başkası olmazmış beklenen. Turgut Uzdu |
Seni Zamanlara Böldüm
Bebekler misali büyüdü sevgim Bin bir ihtimamla gelişti, serpildi Doyulmaz oldu okşamaları Gecenin, gündüzün Hep okşayayım diye gülüm Seni zamanlara böldüm. Yıllarca aramıştım, Bulutlara sormuştum dünyayı dolaşan Yıldızlardan medet ummuştum Her yaprağını koklayayım diye gülüm Seni zamanlara böldüm. Saliselerce yaşanır oldun ömrümde Arzularım hep sana yöneldi Pusulalar seni gösterdi göstermesine Yine de yokluğunu yaşamayayım diye gülüm Seni zamanlara böldüm. Göllerce ıslaklıklara alıştım En sulak kıyılarında büyüttüm seni Güneşin göğsüme doğduğu yerdesin ya Kurutmayayım diye gülüm Seni zamanlara böldüm. Gözlerim hep seni görsün Kulaklarım seni duysun Her anımda bıkmadan seni yaşayayım Her nefeste sana doyayım diye gülüm Seni zamanlara böldüm. Gün gelir de zamanım biterse Seni göremez, duyamazsam Böldüğüm zamanlar tükenmiştir Söyleyemem sana gülüm Çok yaşamıştım yokluğunu Şimdi son defa yanıma uğramıştır Sensizdir bu defa gelen ölüm. Turgut Uzdu |
Senin Diye Gözlerini Sevdim
Yıllar geçti aradan sensiz Bir damla bile azalmadı sevgim Kirpiklerim taşıdı resmini Senin diye Gözlerini sevdim. Bakışların hep ayrılık verdi Geçer, unuturum derdim Hiç bıkmadım seyretmekten Senin diye Gözlerini sevdim. Ne aradın, ne de sordun Bense selamını bekledim Akıtırken yokluğunu yanağımdan Senin diye Gözlerini sevdim. Ne çok sevmiştim Allah’ım Ayrılmak istemezdi ellerim Alıp uykularımı götürse de her gece sensizlik Senin diye Gözlerini sevdim. Dönersin diye belki Aşkımı hep anlattı sözlerim Gidişin silmeye yetmedi yüreğimden seni Senin diye Gözlerini sevdim. Ne feryatlarımı duydun, ne hıçkırıkları Gelirsin diye bekledim Yıllar geçti aradan ben hâlâ Senin diye Gözlerini sevdim. Turgut Uzdu |
Seninle Değişenler
Yıllar boyu Yalnızlığım katlanarak büyüdü Her gece gözlerim Bir tek senin için öldü Senin için dirildi Hep sevdanı aradım tomurcuklarda Açan gülleri sen saydım, kokladım Belki rastlarım sana diye Bütün köşeleri Birer birer yokladım Yağmur damlaları gözyaşım oldu İzlerini takip ettim seni görürüm diye Bütün sesleri uyuttum beynimde Sesini duyayım diye Sessizliğe gömdüm kendimi Ayrılıklar gece ile gündüz gibidir derler Gecenin sonunda güneşi bekledim Yıldızları kovdum dünyamdan Ezan sesleriyle dualarım Hep seninle vuslatı diledim Ve doğdu güneş dağların arasından Ruhum ısındı, içim bir başka oldu Sevdalar doldu gönlüme doyasıya Çiçekler açtı her yanda Seninle her yer bahar oldu Turgut Uzdu |
Seninle Yaşamak
En soğuk günleri yaşar ruhlar Hep akşamsız akşamları yaşar Sevdasızlıkla dolu buzul devirleri Gözlerde sarkıtlar buzdan Atkılar hiç düşmez omuzdan. Gönülde mevsim kış olunca Susar türküler, kuşlar ötmez Saatler yavaşlar, saniyeler gitmez Ömür bitmez, Beklenen gelmez… Bir de beklenen gelirse şayet Akşamsız akşamlar beklenenle dolar Buzlar alevlenir sevdalardan Yürekler yangınlaşır Avuçlar terler, Isınır ruh, beden tutuşur Alevlerden bir top olur düşünceler. En hızlı taylar koşar gönüllerde Yolar aşılmak ister, yıllar geçilmek Yerinden fırlamak için kalp yanar tutuşur Ve bir yerde Akşamsız akşamlar Avuçları buluşturur. Artık sonu yoktur gecenin Sabahlar ölmüştür Bir rüya gerçek olmuş Bir ömür Mutluluktan gülmüştür. Ne güzel şey Akşamsız akşamları seninle yaşamak Seni dinlemek, seni okumak Saniyeleri ilmik yapıp Ne güzel şey Saatlerce seni dokumak Bütün akşamsız akşamları Seninle yaşamak. 26.12.2006 Turgut Uzdu |
Sensiz Bir Gece
Her günün akşamı Seni arıyor gözlerim, Gökyüzü beklemekten utanır O kızıl akşamlarda, hep aynı yerde, Güneşin battığı yerde seni beklerim. Gelmezsin bir türlü Ya da gelemezsin, Hayallerim yine sensiz kalır Dün akşam gibi Yine gelmezsin, gelemezsin. Ne olur gelsen, Hayallerime sensiz devam etmesem… Kızıl güneş sen olsan, Sen doldursan gecemi Sensiz bir gece daha olmasan, Mehtabım olsan… Yakamozlarım olsan gözlerimde Karanlığına uzansam bakışlarının Gelsen Sen doldursan gecemi Sensiz bir gecem daha olmasan. Güneşi yuttu yine kendi kızıllığı Sen hâlâ gelmedin Anladım Yalandı her şey Beni sevmedin, sevemedin Turgut Uzdu |
Sensiz Bir Sofra
Kurdum çilingir soframı yine sensiz Çayımı yudumluyorum, Bir kuru ekmek, yanında Bir dilim peynir İki de domates oldu mu Sofra tamam. Maksat muhabbet olsun. Mide dediğimiz bir torba, İçine ne atarsan onla doyar; Amma bir noksan var ki! Onu anlatmak zor işte: Sen yoksun. Bu mükemmel sofrada Karşımda sen olmalıydın, Birlikte yudumlamalıydık çayı, Birlikte bölmeliydik ekmek kokan ekmeği, Domatesin biri senin olmalıydı; Önce kim dökecek diye tuzu Tartışmalıydık seninle, Ama yoksun işte.. Ben yine, Her zamanki gibi sen yanımdaymış sayarak Buram buram ekmek kokan ekmeği bölüp sana uzatacağım Peyniri bölüp sana ikram edeceğim, Domatesin birini uzatacağım, Kalbini kırarım korkusuyla Tuzu önce domatesine ben katacağım. Çayını dolduracağım biraz açık İçine tek şeker atacağım, Kolumu başının altına koyup Serdiğimiz naylon kilime uzanacağım, Bulutların dansını seyredeceğim gönlümde huzur Aşktan bahsedeceğim Hani şu geç bulduğum, Hep beklediğim, hep sevdiğim Bir kördüğümmüşçesine çözemediğim; Ama Bir gelişte senin çözdüğün Aşkımı anlatacağım sana, Sonra keyifleneceğim, sarhoş olacağım Hep sevda türküleri söyleyeceğim. Sonra belki bir yağmur damlası, Belki bir gözyaşı uyandıracak beni Etrafta seni arayacağım, Sen yoksun yine, Bulmuşken seni Yine sensiz soframı toplayacağım. 03/12/2006 Turgut Uzdu |
Sensizlik
Ne bir türlü sabahı olmayan ******* Ne parlayan yıldızlar Unutturamıyor seni Sıralanıp hayallerime Gülümseyen kızlar. Öylesine zor ki seni beklemek Gidişin tüm gerçeklerin ölümüydü Bir türlü anlayamamıştım Yüreğime batan Diken miydi, gül müydü. Gelir misin meçhûl Gidişin her an yaşadığım gerçek Bu kadar zalim miydi gözlerin Bilirdin yüreğime her saniye Sensizliğin gelecek. İçim burkuluyor Midem isyanlarda kıvranır Dudaklarım gülümsemeye hazır Mehtap olsa, güneş doğsa Sen dönüyorsun sanır. Sensizlik büyüdü içimde Artık ben sensizim gülüm Ya döneceksin Ya da beni kurtaracak bir şey bilirim Ölüm. Turgut Uzdu |
Sesleniş
Ey gökyüzü Tam orta yerinden kaderimi kır Yalnızlığımı tut kolundan Çok uzaklara at Ancak sana bu yakışır. Ey kasap Lime lime doğra yalnızlığımı, al sana et Bırak beni kavuşayım Nedir ki İnsan dediğin bir silüet. Ey berber Tut saçlarını tüm gidişlerin kes, Bir daha taramasın Ayrılıktan bir daha Çıkmasın kötü kokulu bir nefes. Ey terzi En beyaz kumaştan dik son elbisesini Yalnızlığı uyut Bir daha çıkarmasın ******* boyu sesini. Ey toprak Hazırla artık mezar taşını En derinlere göm Şu mutluluğu isteyen adamın Kötü arkadaşını. Ey melek Verildikten sonra okunsun hüküm Getir bekleneni ver artık Çözülsün bendeki Şu gaddar kördüğüm. Ey zaman Giden yarım kadar uğramasın yanıma ölüm Açılsın ebed Mutluluğun yanında Büklüm büklüm. Turgut Uzdu |
Sessizce Ağladım
Uzak yerlerin uzak umutları gibisin Hiç tutulmayacak bir el Hiç bakılmayacak bir göz Dokunulmayacak bir yüz En uzak dalında ağacın bir elma Bir umutsuz sevda… Her gece seni istemekten bıktım Ne dokunabildim sana Ne saçlarını okşayabildim Ne bana doydun bir gece de olsa Ne de sana doyabildim Hep dualarda kaldı umutlarım sensiz Sessizce ağladım Her gece gibi bu gece de Sana yangınlardayım Tutuşmuş ellerim Seni görmek isteyen gözlerim Hasret türkülerinden bıkan dudaklarım Titreyen dizlerimle çöktüm hayalinin karşısında Sana doyamadan bu gecede Sessizce Ve yine sensizce ağladım. Bilebilsen sevdamı Ateşini bilebilsen ruhumun Yakabilsen bedenimi baştan sona Sondan başa tutuştursan da Güneşler yansa hasretimden Ve sana sevdamı göklere yazsam Bulutlar ateş rengi olsa aşkımdan Beni yaksan… Ne sabahı yaşarım senle Ne akşamları elimden tutarsın Ne okşarsın bedenimi Ne çılgın türküler söylersin Var olan bir hayalsin Ben gibi Bilirim sen de bir uzak dünyada Ben gibi sessizce Ben gibi sensizce Doyamadan bana Kanana kana içemeden sevdamı Sen de ağlarsın Turgut Uzdu |
Sessizlik-1
Bazen sessizlik sarar içimi Çekilirim kabuğuma Susar beynim Sakinleşir ruhum Uyurum. Ne acılar vardır, ne izleri Ne umut, ne pişmanlık Ne sevdalar taşar nehir nehir Ne de güneşler doğar şehir şehir Ben yorulurum. Heykel gibi olurum hissiz Kızgınlığım kızgın kumlara gömülür Hiddetim sakin denizlerde yüzer Neşem saklanır bir garip bahçelere Hep sessizlikte bulunurum. Bazen sessizlik sarar içimi Göz bebeklerine saklanırım Üzerimde bilinmez bir ağırlık Korkudan mı, sevgiden mi bilinmez Sükût olurum. 18/12/2006 Turgut Uzdu |
Sessizlik
Bir sessizlikti önce getirdiğin Şaşkınlık, umut sükûtta buluşmuştu Yüreğim heyecanlanmış Bir hoş olmuştu... Demiştim ki bu o Sessizliği yırtmıştı yürek seslerim Yıllar sonra nihayet Seni bulmuştu gözbebeklerim. Yırtar demiştim sessizliği Şarkılar, türküler dolar göğsüme Elimi tutan ellerinden, sanmıştım ki Ölünceye kadar sıcaklık yayılır ellerime. Rüyaları yaşamıştık avuçlarımızda Sahilde hâlâ ayak izlerimiz durur İnanmazsan gel bak, dalgalar bile acır Bozulmasın diye başka kıyılara vurur. Bülbüller sustu gittiğinde Çiçekler bile sessizce kokar Öyle bir dünya bıraktın ki ardından Sessizlik hep hüzünle dolar. Sisler sardı her yanı Her yerde seni perdeler gibi Öyle bir sessizlik bıraktın ki giderken Her gece ölümler gibi, Ölümler gibi. Turgut Uzdu |
Sevdalar
Sevdalar Karşılığı olmayan sevdalar Alıp göğsümü en yalçın kayalıklardan Yerlere savuran Kara sevdalar Gözlerin mavisi, yeşili, elasıdır Sevdaları büyüten ruhumda Bir kahkaha, bir tatlı sestir Sevdaları kara renginden sıyıran Ruhumda Yağmurlarını bütün dünyanın Kasırgalar yaptırıp gözlerimde estiren Bu sevdalardır Ele veren Kendi ellerimle kalbimi söküp yerinden Acıyı tatmak Gece gündüz acıyla boğuşmak Çırpınmak, ağlamak, hıçkırmak Ama hayal de olsa Bir gün sevgiliye kavuşmak Uçar gözü kapalı En karanlığında uzayın Güneş ayla kardeş olur ayrılmaz gönülden Çiçek bahçesine döner şu deli dünya İnsan vazgeçmez mi sevda için ömürden Yeter ki ümidi olsun Yeter ki sevdasına bir kıvılcım bulsun Büyüsün sevda içimde der Sihirli sularla besler sevdayı İster ki içi sevdayla dolsun Ayrılık vakti gelir çatar Günler öncesinden bilinir bu Söylenmez susulur Ve yaşanmaz uykusu artık Bölünemez olur Ne sevdalı gelir rüyalarında Ne kendi kavuşur sevgiliye Bir ateş olur oturur göğsüne Arada Söndürmeye çalışır gözyaşları ile Artık bitmiştir Bir zaman hükmü devam eder Sonra Çılgın bir tay gibi yerinde duramayan sevda Sakinleşir, yavaş yavaş biter Turgut Uzdu |
Sevdiğim
Namustan eşarbın saçların örtmüş Uzaktan vuslatı dile sevdiğim Rüyalarım böyle gerçeği yırtmış Hürriyet çarkını söyle sevdiğim. Sözün sükûttur, sevgindeki durur Bilirim kalbin vatan aşkıyla vurur Bu yol kula layıkların yoludur Başın seccadede dile sevdiğim. Sayarsın büyüğü, sevip küçüğü Hiçbir şeyde kaçırmazsın ölçüyü Dünyada kutsal olan tek ülküyü Yaşarsın ki hicran gide sevdiğim. Haykır lanetini bütün dünyaya Karşı dur, yol verme sakın riyaya Dilerim ki elin erip rüyaya Bütün acıları sile sevdiğim. Turgut derki acı buldum neşede Tövbe ettim gözüm yoktur şişede Gün olur gönlüm çöküp bir köşede Dert yanıp da ağlar güle sevdiğim. Dilerim ömrünce güle sevdiğim. 10/01/1980 Turgut Uzdu |
Sevenler İçin
Güneşler doğsun bütün gönüllere Sevdalar yeşersin, büyüsün yüreklerde Gözyaşları mutluluktan aksın Sevdalarını kucaklasın avuçlar Kokusunu duysun güllerce Herkes mutlu olsun. Hikayesini yeniden yazsın sevenler Mutlu bitsin her aşk masalı En güzel şarkılar dillerde dolaşsın Her seven Seviyorum desin Hep sevdiğiyle gülsün, mutlu yaşasın. Çok farklıymış sevmek Çok farklıymış sevilmek Huzuru yaşamak içte Ağlayışları, feryatları unutmak Yalnızlığı silmek bütün sözlüklerden Birinin varlığını bilmek Onu yaşamak… Onunla yaşamak… Saçlarını okşamak, gözlerinde kaybolmak… Dilerim Allah’tan Her gönül bir Nazar Boncuğu bulsun Mutlu olsun, mutlu olsun… Turgut Uzdu |
Sever miydim
Süzülür damlalar yanağımdan İzi olursun, sözü olursun Sarar yüreğimi karanlıklar Üşenmez Yüreğimin gözü olursun. Acı verse de hatıralar Titrer yüreğim Görünce ışıklarını gözlerinin, Okşar saçlarını Yokluğunu tutan ellerim. Düşmeyen bir resmin elimde Takılıp kalır gözlerim hep bir noktaya Noktalar büyür gece kadar Sabahlara taşırken hüznümü gözlerin Yokluğunla aydınlanır dünya. Saklansa da ayrılık kelimesinin ardına Her şarkıda ben seni sevdim Açmasaydı menekşeler, sevmeseydim seni Ayrılık kokusu sinmiş her yıldızı Saklayan gözlerini sever miydim. Turgut Uzdu |
Sevmek Seni
Hep sevdanı istiyorum yanımda nefes nefes Hep sesini yaşamak ruhumda Hep ellerinin sıcaklığında erimek Damlalarca yüreğinde yer etmek Sevmek seni Sana sevilmek. Sıcaklığını istiyorum soğuk *******de Hep sana sarılmak saçının kokusunda Yumuşaklığına yatmak rüyalarımın Hep sana inanmak Sevmek seni Sana sevilmek. Birlikte çürütmek kalan şu ömrü Birlikte çiçekler büyütmek Geç kalmışlığı öldürmek dünyadan Sevdaları güldürmek Sevmek seni Sana sevilmek. Seni görmek evin her yanında Seninle yemekler yapmak Çıkıp hep güzel yerlerde dolaşmak Işıltılı gözlerinde uyumak Sevmek seni Sana sevilmek. Dua böyleydi nazar boncuğum yokluğunda Şimdi varsın, sevdam her yanda Tutarsam eğer elini Tek işim Sevmek seni Bir de Sana sevilmek. 08/12/2006 Turgut Uzdu |
Sevmeyi Bilmeyen Gözler
Gözyaşları doldurur giden sevgilinin yerini Acılı bir denizdir yürekli sevdalar Bütün sevdalar yürekte sanılır ancak Önce gözler aşık olur kara sevdalara Gözyaşıyla tanışmamış gözler sevdaları göremez “Ağlamayı bilmeyen gözler sevmeyi de bilmez.” Fırtınalar kopar, isyanlar başlar Karaya vurur mutlu sanan gemiler Yalnızlık adasında bir meçhul güzel Gözyaşıyla tanışmamış gözler güzelleri göremez “Ağlamayı bilmeyen gözler sevmeyi de bilmez.” Okşamalı saçlarını, gözlerinde ışık olmalı sevdalının Ellerinde güneş, yüreğinde eş, dilinde türkü Açarken gönül bahçelerinde rengârenk güller Gözyaşıyla tanışmamış gözler gülleri göremez “Ağlamayı bilmeyen gözler sevmeyi de bilmez.” Her ayrılık iki yalnızlığı getirir Her yalnızlık bekler, başka bir yalnızlığı öldürür Dilerim Rab’bim ağlayan gözleri güldürür Gözyaşıyla tanışmamış gözler duaları göremez “Ağlamayı bilmeyen gözler sevmeyi de bilmez.” Turgut Uzdu |
Sevmez miyim
Oturup kalkınca yanında saysan Saydıkların gibi beni de saysan Yıldızları tek tek her gece saysan Sevmez miyim seni, de güzel gözlüm. Ne olur aniden düşse diline Başka bir tat değmese diline Adım geliverse güzel diline Sevmez miyim seni, de güzel gözlüm. Gölgeler yürüse ben takip etsem Yüreği yanık bir kemik ve etsem Aşkını söylesen ben bayram etsem Sevmez miyim seni, de güzel gözlüm. Yürekler kavrulur tutarsa eller Aşkımızı bilse o yaban eller Kıskanmasın söyle seyreden eller Sevmez miyim seni, de güzel gözlüm. Garibim içimde alevden ben var Aşkınla yeşermiş şaşkın bir ben var Yanağında iki minicik ben var Sevmez miyim seni, de güzel gözlüm. Turgut Uzdu |
Seyirlerin En Güzeli
Seyirlerin en güzeli seni seyretmek Ummanlarda gezmek gibi Gülen yüzünü görmek Burnunun ucundan öpmek gibi Kuşlar gibi uçmak yükseklerde Kıyılarda dolaşmak huzurlu bir gönülle Gamzelerini okşamak, yanağına dokunmak Saçlarını okşamak, sevmek gibi Her akşam görmek seni ne güzel Sanki tutup içimi bir sıcak el Bir rüyayı yaşatmak için çağırıyor “GEL” Tüm senli rüyalar gerçek gibi Seyirlerin en güzeli seni seyretmek Seni mutlu etmek, gülümsetmek Hep sana aşık olmak, hep seni sevmek Her anında seni, hep seni seyretmek gibi. Turgut Uzdu |
Sır
Bir parça Bir parça daha Bir bütünde ayak Felekten dayak İki tanede Tuzlu su Hicranlarda Uykusuz uykusu Ya atar ya büzülür Dinlenmek yasak İki direk arasında Canlı tutsak. Bir bulut Şekilde şekilsiz Her zerrededir Çıkamaz izinsiz. Gün geceye döner Güneş doğmaz Bir uyku uyanıklığı böler Işıklar söner. Turgut Uzdu |
Sis
Yırttığım her sis bulutu Başka bulutu perdeler Gelmek isterim sana Ancak Gidişin beni engeller. Gönlüm bütün kalemleri kırmış Ayrılığa yazılmış bütün fermanlar Geceyi gündüze tespihlerim de Bir türlü aklıma gelmez Kavuşturan dualar. Çaresizlik toplayıp gelmiş hüznünü Bir köşede üzgün oturur Umutsuzluk deryasına düşmüş gönlüm Kendi gözyaşlarından bir denizde Her gece yeniden boğulur. Feryadıyla döner feryatlarım Nedense ağlamaklıdır bütün sisler Yokluğunu taşır, sessiz Her zerresinde hasret olur Çiçeklerde incileşir bekleyişler. Rüzgârlar esip dağıtsa Sisler çökmese gönlüme Hükmetse bedenime yüreğim Adımlarım uzaklaşsa sensizlikten Elini tutsa bir daha ellerim. Turgut Uzdu |
Sisler
Sisler, Nerden çıkarlar bilmem Adımları sessiz, Nefessiz çökerler yüreğime Gidecekmiş gibi gelir Bir türlü gitmezler Gidemezler… Sisler, Gönlüme dolar ayrılık gibi Hasret kokar, Gidişin kokar da Hep boynu büküktür nedense Bir türlü gelişin kokmazlar Kokamazlar… Sisler, Hep sabahı beklerler Beni mi, güneşi mi engeller Ayrılık acımın süsüdür Gönlüme kurulmuş pusu, Hayatımın en nadide hüznüdür Hüznüdür. Sisler, Mezarlık içinde güldür Sevdamı bırak, istersen beni öldür Bu ses yüreğimin sesidir İlk nefesi gibi Son nefesi de istersen al, senindir Senindir. Turgut Uzdu |
Siyah ve Beyaz
Bir gün nasıl olmuşsa olmuş, iki düşman, Çıkmışlar ıslak ve kanlı küçük odadan. Selâ duyunca başlamışlar ağlamaya, Biri aklar, biri karalar bağlamaya. Sevinçten mi, hüzünden mi, feryat etmişler, İki peyaz pınar bulunca süt emmişler. Biri siyah biri beyaz iki arkadaş, Adım atmayı öğrenmişler yavaş yavaş. Yürüyelim diye yalvarıp Yaratan’a, Neleri varsa doldurmuşlar bavullara. Siyah yere bakarmış, hep başı öndeymiş, Beyazınsa gözleri hep gökyüzündeymiş. Biri gülü diğeri dikeni severmiş, Birbirine zıt yoldan gitmek isterlermiş. Siyah beyaza bağlanmış sürüklenerek, Beyaz içine neşeyi çekmiş gülümseyerek. Siyah, dönmek istermiş geldiği yere, Beyaz “Elbet bir gün” dermiş isteksizce. Dağlar çıkmış karşılarına kocaman, Siyah, itmek istermiş uçurumlardan. Ormanlardan geçerken yanmış ağaçlar, Her yerde dikleşmiş düz olan yamaçlar. Azgın kırmızı nehirlerden geçmişler, Susamış avuçlarla sudan içmişler. Bitap düşmüşler esmeyen rüzgârlardan, Üzgün geçip gözyaşı deryalarından. Kahkaha vadisinde mola vermişler, Seslerin yankısına gülümsemişler. Çöllerden geçmiş yüce dağları aşmışlar, Zorluklar atlatmış kasabaya varmışlar. Evlerin camlarından gözyaşı damlarmış, Kapılarında kırmızı güller açarmış. Bir güzel karşılamış gelenleri sessiz, Yürüyormuş ama ardında hiç yokmuş iz. Demiş “Hoş geldiniz, gözlerime bakmayın, Dışımdaki şu güzelliğe aldanmayın. Yoksa taş olursunuz, buraya gelenler, Bakın, beklettikleriniz sizi beklerler.” Bakmışlar parmağın gösterdiği yerlere, El sallamışlar gelmeyin diyenlere. Siyah 'Gidelim.' demiş beyazsa, 'Kalalım Bizler mutluluğu burada arayalım.' “Korkma” demiş siyah, “Kemikler benim dostum.” Beyaz “Olmaz! ' demiş, “Ben onlardan çok korktum. Burada bir yerde kursak bir güzel yuva, Güneşi seyretsek her sabah doya doya. Bahçesinde dikensiz beyaz güller olsa, Arayan yürek beni buralarda bulsa. Sana yer olmasa yıldızlarca gün saysak, Senin olduğun dünyalarda hiç olmasak.” “Ben olmazsam sen olamazsın.” demiş siyah “Sen olmazsan ben olamam böyle gümrah. Bilmelisin ki siyahlar kadardır beyaz, Ne bir fazla sayabilirsin ne de bir az. Bütün beyazlar siyahla geri dönecek, Dostluklarımız orada sona erecek. Her gelişin bir gidişi vardır bilirsin, Dönüşü olur mu unutma tek gidişinin. Tek güllü bir dünyada yaşıyorsun inan, Kıyamet başladığı yerde kopar her an.” Beyaz çaresizlikten boyun büküvermiş, Bir ses duyunca aniden irkilivermiş. Ezan sesleniyormuş yukarıdan gelen Bir gününde tam beş defa göğe yükselen Turgut Uzdu |
Sokaklar
Karınca yuvası gibidir Kimse kimsenin gittiğini yeri bilmez Kimin içi kan ağlar Kimin içi güler Bilinmez. Bazen, bir kuru ekmektir sokağın ucu Bazen, Bir sevdalının avucu Bazen, adımlar geri gitmek ister Bazen, kurtuluştur gözyaşlarından Sokaklar hep bunları tanır Söyleyemez utanır Ayak sesleri kaldırımlarda silinir Her insan masumdur Hata karşıdan bilinir Karınca yuvası gibidir sokaklar Hep gün ışığında koşturanları kucaklar Gece olunca dinlenmeye çekilir Arada bir garip ayak sesi Uyandırır uykusundan Belki bir deli korna ya da Bir ayrılığın hıçkırık nefesi Duyulur cılız bir ahenkle Yankılanır kimsesizlikte Bazen, cıvıltılı çocuklar koşar Bazen, davul zurnalarla geçilirken İnsanlar güler, oynar Bazen, kaldırımlar beyaz bir bastonla aşılır Bazen, bir insan Son yolculuğuna Omuzlarda taşınır. 30/12/2006 Turgut Uzdu |
Solan Güller
Güller soldu Daha yeni tomurcuklanmıştı çoğu Açacaktı her renkten Soldu teker teker Oysa Daha yeni tomurcuklanmıştı çoğu. Acımadan kopardılar Her birini ayrı yerlerden Umutlarını öldürdüler Gonca bile olamadan, Oysa Daha yeni tomurcuklanmıştı çoğu. Bir kısmını topladılar Taşların arasına dizdiler Bülbüllere bile göstermediler Soldurdular Oysa Daha yeni tomurcuklanmıştı çoğu. Oysa güzel kokmaktı amaçları Güzel görünmekti sadece Bir gece yarısı sessizce Teker teker kopardılar Oysa Daha yeni tomurcuklanmıştı çoğu. Düşünüyorum da şimdi Ne için koparıldılar, Güzel kokmak mı günahtı, Görünmek mi? Sonbaharın bir garip günü, Teker teker yokladılar Oysa Daha yeni tomurcuklanmıştı çoğu. Turgut Uzdu |
Son Defa
Uyuşuyor her yanım Sanki yıkıyorlar, ben üryanım Öylesine bıkkın Öylesine umutsuz Duyulmuyor feryadım. Her yanım buruşuyor Zaman almış götürmüş gençliği Kocaman bir mazi acı tatlı Her basamakta bir mola Nerde bir zamanların dinçliği. Nefeslerim sıklaşmış Sanki sevdamı görmüş heyecanlanmışım Gönlüm ne kadar genç olursa olsun Anladım dostlar Ben yaşlanmışım. Bıraksalar da tekrar yaşasam Hayal de olsa eski aşklarımı Tutup ayırmasalar Buzlu bir camın arkasından Bakışlarımı. Son defa mutlu olsam ne olur Şu masalı tekrar yaşasam Baykuşlar ötmeye başladı Toplasam en güzel hatıralarımı Onlara sarılıp hep onları okşasam |
Son Sözüm
Ne seninle varım, ne sensiz yaşarım Hep senin hayalinle geçer akşamlarım Hep hayalidir Sana kavuşmalarım. Ne gelirsin Ne gelirim Ne gidersin Ne git derim Bir karışık sevdaya düşmüş Bir meçhûl sonu beklerim. Fazlası usandırır bekleyişin derler Soru olur beynimde uçuşmaya başlarım Son sözler söylenmek ister Ben, İnadına susarım. Hayalini alırım karşıma Bu sana son sözüm derim. Ne beni hafife al, Ne duygularımı kuş tüyü san Sevilen aşkını söyler sevene Sevdasını söyler insan. Bir acayip suskunluk Bir düşünce bu, bir oturumluk Davranışlar beklenen gibi değil Bakışlar beklenilen gibi değil Bir sevda oturmuş yüreğime Sen gibi Bir ateş göğsümde Seven gibi Sevilen gibi Ne git diyebiliyorum Ne de gel Son sözümü söylüyorum işte İçimde söylenmeyen duygular Sevilmeyi bekliyorum. 26.12.2006 Turgut Uzdu |
Sonu Yoktu
Sonu yoktu zaten Delice bir sevdaydı Deli deli dolaşırdık karanlıklarda İki yürekti birbirini seven İki deli vardı Gecenin yarısında herkes uyurken Biri sen Biri de ben. Şen kahkahalar ciğerlerimizde Sessizlik yanımızda durmazdı Bir müzik çalardı fıkır fıkır İnsan yerinde duramaz, Oturamazdı. Delice bir sevdaydı bu Hep gece yarıları başlar Sabahlardı. Sonu yoktu zaten Belki başlamamalıydı Giden dalgaların üzerine Beyaz köpükler ayrılık diye Ayrılık diye yazmamalıydı. Delice bir sevdaydı bu Yalnız bıraktı bizi yıldızlar Oysa onlarla umutlanmıştık, Güneş de bize doğmadı Oysa doğacak sanmıştık. Sonu yoktu zaten Yaşar mıydı hiç deli sevdalar sabahsız İmkânı var mıydı Baksana Baksana, ellerimizden başka bütün eller duasız. Sonu yoktu zaten Sonu yoktu. Turgut Uzdu |
Söyle Neyleyim
Hem cana can oldun, hem bağrıma taş Basarak ağladım söyle neyleyim Sabahlara kadar gözlerimde yaş Taşarak ağladım, söyle neyleyim Bir gelen var sandım, sevindi içim İnan güller açtı hem de ne biçim İnsafsız ******* benim takipçim Koşarak ağladım, söyle neyleyim. Sabaha büyüdü, göğsümde yara İrinler akıyor inan kapkara Her gece yeniden şu çukurlara Düşerek ağladım söyle neyleyim. Gelmiyor sensizken gönlüme bahar İçimde nedense kış mevsimi var Bulup bir köşede ücra bir mezar Eşerek ağladım, söyle neyleyim Gariplik çöküyor ruhuma inan Var mı benim gibi zulme dayanan Büyüdükçe uzak, vuslatsız sevdan Coşarak ağladım söyle neyleyim. Turgut Uzdu |
Söylemeden Susmak
Tereddüt engel oluyor kaleme Dopdolu, dünyalar kadar his Haykırıp söylemek istiyor aleme Söylemeden susmak bile çok nefis. Tatmak istiyor gece gündüz aşkı Eline alıp da kırık mızrabı Notalar dolusu, yüzlerce şarkı Söylemeden susmak bile çok nefis. Hayaller dolsun tüm kelimelere Hayran olunsun tutuşan ellere Aşka aşık susan bütün dillere Söylemeden susmak bile çok nefis. Unutulmuş gülmek dudak mühürlü Nerden bulsun şu kış günü mor gülü Bitecek elbet şu garibin ömrü Söylemeden susmak bile çok nefis. Turgut Uzdu |
Söz Ver
Bir gün gidersem bu diyarlardan, Ardımdan gözlerin nemlenmesin söz ver, Asılmasın güzelim yüzün, hıçkırmasın göğsün Dudaklarından gülücükler eksilmesin söz ver. Dizlerin titresin, kalbin heyecanla çarpsın, Damlası değmesin ıslanmasın güzelim gözler, Maziyi unut, güller kızarsın yanaklarında, Kalmak için bedenin hiç gelmesin söz ver. Yaşatan ve yaşayanlar senden razı olsun, Bu gönül mes’ut, başka ne ister? Mutlu et, beni mutlu ettiğin gibi, sevdiğim Kimseye ayrılık yaşatmasın söz ver. Söz ver, beni yokluğumda sevmeyeceğine Arada bir hatırlaman inan bana yeter. Yolun düşerse bir gün mezarıma, Bir karanfil isterim getirirsin söz ver. En güzel çiçekleri kokla, beni düşünme, En çorak topraklarda istersen güller biter, Tomurcuklanır yeni mutluluklar gönüllerde, Bir başka sevdaya tutulacağına söz ver. |
Söz Vermiştin
Nasıl sevmiştik nasıl Aynı anda seviyorum demiştik Aynı rüyaları görmüş Aynı denizi seyretmiş. Aynı güneşin altında yanmış Aynı yağmurda ıslanmıştık… Aynı hayalleri kurarken el ele tutmuştuk Hep aynı ağacın altında oturmuş Aynı kuş seslerini dinlemiştik.. Söz vermiştik hep el ele Hep göz göze olacaktık Sonbaharların yaşandığı dünyada Hep ilkbahar yaşayacaktık Ayrılık olmayacaktı Hani söz vermiştin bana Çiçekleri birlikte koklayacak Birlikte yürüyecektik bu güzelim yollarda Hani ağlamayacaktın Hani ağlatmayacaktın… Ayrılığı öldürmüştük hani Hani kalbin kadar uzaktı ayrılıklar Uzaktı bırakıp gitmeler Hani söz vermiştin Gitmeyecektin, Gidip de Beni terk etmeyecektin… Vazgeçtim yalan sevdalardan Vazgeçtim tekrar sevmekten Sevilmekten. Mutlu olmayı deneyeceğim yalınız yaşamaktan Ayrılık türküleri dinlemek istemiyorum artık Hep gidişini anlatan. Önceleri de sevmiştim Gülleri, laleleri, çiçekleri Ama Seninle sevmek bir başkaydı gülü, laleyi, çiçeği Bir başka güzeldi her şey Bir başka sevmiştim gözlerini Ellerinin sıcaklığını Şakalarını, korkutmalarını. Bir başka bakıyordu gözlerim Seninleyken gökyüzüne. Ama sen gittin Söz vermiştin Bulutlandı baharlar Rüzgârlar esti Güller soldu, laleler yaprak döktü Sen gittin diye Bir başka ağladı bulutlar. Nereye gitmektesin Kaç sevda daha yaşayacaksın yolunun üstünde Kaç sevda daha yaşatacaksın Daha kaç kişiye söz vereceksin Kim bilir Kaç seveni ağlatacaksın Turgut Uzdu |
Şafaklara Astılar
Tuttular bir gece yarısı Sabahlara kadar sorguladılar, Kulaklarımda yankılanan türkülerle Bir ayrılığa mahkûm edip sevdâmı Şafaklara astılar. Ummanlar, denizler yetmezmiş gibi Mutluluğumu da gözyaşlarıma bağladılar, El yordamıyla tutup gece karanlığından Umutlarımı, hayallerimi Şafaklara astılar. Savunamadım kendimi neden diye Masumiyetime inanmadılar, Söz hakkı bile vermeden yüreğime Çarpıntılarını bile acımadan Şafaklara astılar. Nerden bilebilirdim bu kadar seveceğimi Nasıl inandıramazdı beni o bakışlar, Mahzun ve mahçup bakışlarımı bile Kirpiklerinden tutup Şafaklara astılar. Zaman zaman bir tebessüm gelirdi yüzüme İşte o an unutulurdu tüm yalnızlıklar, Sessiz, sakin biri olurdum Sükûnetimi bile söküp derinlerden Şafaklara astılar. Ne gece olsun istiyorum artık ne sabah Tek kişilik yastıkları yüklenmiş bütün şafaklar, Bir yastık daha diyordum, üstünde seveceğim bir yürek Her gece derin bir mezar açıp mutlu sabahlarımı Şafaklara astılar Şafaklara astılar. Turgut Uzdu |
Şairin Dünyası
İki dünyası vardır şairin Birinde yaşar Birinde yazar Ne yazdığı karışır yaşadığına Ne yaşadığı Yazdığına Birinde ayrılığın acısını çeker, kahrolur Birinde vuslat vardır Umut doludur, hayat doludur. Birinde sevdalanır delidir gönlü Diğerinde bir hayat Belki saadet denizinde yüzer, Belki monotondur ömrü. Şairin dünyası farklıdır, Birinde hep güzel olsun ister Saç uzar, bazen kısalır Göz deniz mavisi, çimen yeşilidir bazen Bazen de ******* gibi kararır. Boy uzar, selvileşir, Diğerinde güzel ve çirkin Bir bilinmez nikâhla birleşir. Şairin dünyası farklıdır, Başkasının görmediğini görür Teşbihler yapar olmadık Geceye elbise giydirir Güneşi boyar Dalgalarla konuşur Çiçeklerle sohbet eder, En coşkulu pınarlar gibi Gözyaşlarına hükmeder Hep kendi üzülmek ister Bir hayali sevdalıya Kahreder, beddua ederken bile Başkası üzülmesin der. Şairin dünyası farklıdır Her gece başka sevdayı yaşar, Bir başka sevdalıya kavuşur Bazen bıkar hayattan Eli ayağı uyuşur Şairin kendisi de biraz gariptir dostlar Dünyası gibi Şair de farklıdır. Turgut Uzdu |
Şairin Ölümü
Bazen Bir tüy gibi yumuşak Bir ilk aşk gibi Sevgi dolu bir gece başlar Umutlarla dolu Sevdalara gebe Pırıl pırıldır yıldızlar. Yanımda olsaydı der gönlüm Yıldızları birlikte saysaydık Gözlerde yaş olup Işıltılar içinde Ne olurdu Mutluluktan aksaydık… Şimdi yokluğun damlıyor Düştüğü yeri yakarak Saatler hep kendini geçiyor Her saniye Yokluğunu yaşayarak. Ayrılığın ilk günkü gibi sancılar içinde Yalnızlık doğurmuştu sen giderken Bebeğin Şimdi kendine sevdalandı ******* eski karanlığına büründü Bilsen Yalnızlığın o kadar büyüdü ki Bu dünyada bana yer kalmadı. Vedalaşma zamanı yaklaşıyor Hem seninle hem yalnızlığımla Bir uzak yakınlaşıyor Bir çiçek soluyor Bir aşka şair Ölüyor. Turgut Uzdu |
Şairler de Ölür
Şairlerde ölür dostlar Şiirler biter artık Şimşekleri çakmayan mısralar… Şükürlerini bohçalar da gönlüne Şairler de ölür dostlar. Arayışı vardır bütün hayatında Ağlayışları, mutlulukları dillenir Arzuları dal budak sarar Arz-ı ednam eden güzelleri alır yanına Allah’ına kavuşmak için ümitlenir. İster ki mutlu etsin gönülleri İzlesin her güzellik başka güzelliği İncinmesin hiç bir gönül İstenmese de gönüllerde İçte kalsın, kaybolmasın mükemmelliği. Rüyalar yaşansın gerçek hayatta Razı olsun herkes yaşadığına Ruhuna huzur, bedenine sağlık gelsin Rahmetler yağsın Rahmetler eklensin dualarına. Laleler açsın tüm gönüllerde Lila rengi güller bürüsün her yanı Lanetler silinsin tüm dillerden Lülelenip uçsun mutlu saçlar Lahdine şiirler koysun her hatırlayanı. Ellerini öpsün tanıyan, tanımayan Emellerini paylaşsın tüm kalanlar Eziyet çekmesin hiçbir yürek Efganı duyulmasın Elem görmesin şimdiye kadar ağlayanlar. Rabbi’ne erişsin bütün dualar Reddolmasın hiçbiri, hep kabul görsün Refakat etsin her yanına sevapları Rehavete kapılmasın arzuları Refah içinde, acı çekmeden, çektirmeden ölsün. Dertler silinsin hayatından herkesin Daima saadet güneşleri doğsun her karanlıkta Damlalar uğramasın gözlerine, yanaklarına Dermansız kalmasın ümitleri Daima sevdayı bulsun aradıklarında. Elmas gibi olsun tuttuğu her şey Emin olsun dününden, bugününden, yarınından Emirler verip en güzellerini yaşasın rüyaların Emsali görülmemiş mutluluğu ömrü okusun Enkaza dönüp yok olsun acılar kahrından. Öfke görmesin yüzü Ölümden korkmasın gözü, üzülmesin Öyle mutlu olsun ki tüm hayatında Ödemesin hiç ayrılığın bedelini Ömrü hep bulmakla geçsin, hiç kaybetmesin. Lal olsun kem gözler Lodoslar dinsin Latifeler duysun hep kulakları Lügatler mutlu sözlerle dolsun Lavlar bile gönlünde serinlesin. Üşümesin elleri ayrılık soğuklarında Ümitsiz bakmasın gözleri Üstüne yıldızlar kadar ilham doğsun Üzüntü uğramasın kelimelerine Üzmesin ne kendini ne başkasını sözleri. Rüzgârlar hep rahmet getirsin Rahmetler Rabb’dan nur olup yağsın Rab en üstlerden seçsin rütbesini Rütbesi ruhunu mutlu etsin Dilerim bütün şairlerin gözleri hiç ağlamasın. Turgut Uzdu |
Şehitler mi Sandınız
Her şafak şafaklardı Şehitler mi sandınız külçe gibi toprağa düşen Güneşti her kurşunda Allah Allah! diyerek Kendi ölümüyle öpüşen. Her şafak şafaklardı Karlı dağlarda güneşsizlikten ölen Dumlupınar’da, Sakarya’da, Çanakkale’de Bir mum gibi “Vatan! Vatan! ” diye yanarken Kendi ateşiyle eriyip sönen. Her şafak şafaklardı Orta Asya’dan başlayıp Anadolu’ya gelirken Çiçekler gibi açıp Bir vatan uğruna Kendi yapraklarını döken. Her şafak şafaklardı Bir derviş edasıyla boynu bükük gelen Allah’ı, vatanı, insanı seven Bir düşman görünce Aslanlardan öte kükreyen. Her şafak şafaklardı Şehitler mi sandınız külçe gibi toprağa düşen Güneşti her kurşunda Allah Allah! diyerek Kendi ölümüyle öpüşen. Turgut Uzdu |
Şehitlere Rahmet
Yavuklusundan ayrılmış içinde hasret Şanlı bir düğün hayali, dönüşte niyet Yerin altına saklanmış, malum hayalet Şehitlere rahmet olsun, haine lanet. Yolculuk davul zurnayla başlayıp garda Sevinci kavşaklar gibi uzar yollarda Ucuna adlar yazılı kurşun uçar da Şehitlere rahmet olsun, haine lanet. Giyince elbisesini, yüzünde gurur Türkün askeri olmaktır yürekte onur Vatanı için akınca, kan bayrak olur Şehitlere rahmet olsun, haine lanet. Silahı vatanı bekler, yüreği dini İnsana sevdalı ancak kalleşe kini Biri gitse de devamlı gelir on bini Şehitlere rahmet olsun, haine lanet. Kötü haber tez duyulur, rüzgârlar susar Boynunu büker sevdalı, beddua yazar Gururlanır başı diktir, ağlar bakışlar Şehitlere rahmet olsun, haine lanet. Garibin gönlünde yaşar, ay-yıldız, bayrak Mehmetlerimin hepsinin alnı aktır ak Onlara ölüm kusanlar alçaktır alçak Şehitlere rahmet olsun, haine lanet. Turgut Uzdu |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 01:05 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.