www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Edebiyat (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=268)
-   -   Nuray Yıldırım (https://www.cakal.net/showthread.php?t=144969)

GooD aNd EvıL 05-01-2009 09:44 AM

Yaşamın Kıyısında

Yaşamın kıyısında
Ölümün kapısında
Bekle dur
Durdukça değişim olmaz
Değişim için hareket etmen
Haraketten varlığını
Hissettirmen gerek
Bir parça kıpırdanışta bile
Nasılda hızlanacaktır
Nabız atışların

Nuray Yıldırım

GooD aNd EvıL 05-01-2009 09:44 AM

Yaz

yaz kalemle kağıda
beyazlıkları şifrelercesine
kömür tozuna sıvaşan parmak aralarında
düz bir zemin bulduğunda
bileklerine ağrılar girercesine
illaki iz bırakacaksan
yaz


yaz güneşin sıcağında
ter içinde tuz kristalleri
buharlaşan aklının oyunlarında
buz gibi suyu düşle
bedenin geceye hasret
yaz

Nuray Yıldırım

GooD aNd EvıL 05-01-2009 09:44 AM

Yeryüzüne Hasretim

Yeryüzüne hasretim
Ne varsa canlı niyetine
Yakarım diye gelemem
Kimi vakit dumanımı
Salarım gökyüzüne
Ayna niyetine
Yansıyınca ta içerilerime
Bakarım hasretim geçsin diye
Ama volkan olmak kolay değil
Sevdalanmak yeryüzüne

Nuray Yıldırım

GooD aNd EvıL 05-01-2009 09:44 AM

Yıkım

Dünya süprizleriyle ağlatıyor çoğu zaman
hangi yaş grubundan olduğunu sorgulamadan
geriye yığınlarca soğuk anı yüklü taş binalar bırakmışken
dünyayı öğrenmeye aday cahil yolcularız biz
han yıkıldı hancı kayıp
ne yiyecek kaldı ne yatacak kuru bir saman
yer silkelendi derinden
ne eser kaldı ne yol ne kervan
kavga bitti yorgan gitti
ne oldu ne bitti
biz cahil kullar öğrenemedi
dünyanın afetlerdeki öfkesini
acıyın diyemezsin sen acıdın mı
suyunu kuruturken kimyasal kuyularında
ağacını keserken kör baltanın acımasızlığında
kul olamadık ne bedene ne ruha
kendi kör umursamazlığımızda
adam sende boşversene diyen manasızlığımızda

Nuray Yıldırım

GooD aNd EvıL 05-01-2009 09:44 AM

Yıldızlar

Kaçmayın görüyorum sizi
yıldızlar
biriniz sağımda biriniz solumda
nasılda muzipsiniz bakışlarınızda

Şen şakrak gülümseyerek
gidiyorum kutuplara
buzullar ülkesine
en yakın orada bulurum
bekli de dokunurum sizlere

En yüce dağlara çıkarım belki
bayrak olacak elimde sizin kadar parlak
sizin kadar alımlı
ihtişamınıza hayranken gizliden gizliye
sizi kendime bağlayacağım

Ve yeryüzüne gökkuşağından kayarak
ineceğim belki en uzun nehirlere
belki de okyanusta minik bir adacıkta
soluklanacağız yıldızlarla

Saçlarımızda bir yığın yıldız yağmuruyla
deniz kabuklarından iyot yüklü mavilikleri
taşıyacağız gökyüzüne

Yıldızları maviliklerin derinliklerine indireceğiz
ben düşlerimi gerçekleştirirken
güzel güneş sakın ışıma

İşim bittiğinde tüm ihtişamını ver maviliklere
yıldızların pırıltısını denizin koyu mavisine
güneşin sıcak sarısını denizin serin sularına

Yerçekimi kaçsın buralardan birbirine girsin
girift bir hal alsın güzelliğinde
yıldız yağmurundan iyot yüklü dalgalar
düşleri gündüze sal
gerçeği düşlere

Nuray Yıldırım

GooD aNd EvıL 05-01-2009 09:45 AM

Yoksulluk Günlerimde

Yoksulluk günlerimde
Avuçlarım saklardı kendini
İçi boş ama doluymuş gibi duran
Ceplerimde sımsıcak kendini

Yoksulluk günlerimde
Dostlarımı bilirdim
Öyle azı içten gülümserdi ki
Bilirdim bir tas çorbasını
Paylaşmaya hazır olduğunu

Zaten işte o günlerimde
Dost diye anımsadıklarım
Benden farkı olmayanlardı
Belki benim bir cebim vardı
Onları sa elleri hep boşlukta
Soğukta ve görünmez bir noktadaydı.

Nuray Yıldırım

GooD aNd EvıL 05-01-2009 09:45 AM

Yormayın

Gereksiz bilgilerle yormayın
Gereksiz isimlerle boğmayın
Sizinle işim yok benim

Ben beni daha çekip çıkaramamışsam
Şu çılgınca akan sel suyundan

Belki de sönmüş yanardağın gökyüzünü
Kızıla boyayan ateş toplarından

Beni kendinizdeki çelişkilerde
Denklemleri çözüm bulmamış
Girift hallerinizden sormayın

Beni özneleştirip
Siz gizli öznede kalıp
Ne olacak demeden

benliğimi kendiniz sanıp
saçmalığınıza
katmayın k a t ı ş t ı r m a y ı n


Ne katalizörüm
ne tepkimenin bir parçası
fizik kimya biyoloji
laboratuarlarında
çekiştirip d u r m a y ı n
Ders niyetine sınıflarda
Münazaralarda sorup
Daha fazla beni y o r m a y ı n

Nuray Yıldırım

GooD aNd EvıL 05-01-2009 09:45 AM

Zaman

Ey yıpranmayan acımasız zaman
Hep canlısın genç kız kadar
Bir bir eritiyorsun acımadan önüne çıkanı
Konuk oluyorsun sevimliliğinle
Yaşamdan yaşamlara
Seni incitmiyor en kanlı diktatörler
Evlat sevgisinden mahrum soğuk kanlı bedenler

Bunlar akılda sıralanınca korku veriyorsun
Düşünen yada düşüncelerini ekmek teknesinde yoğuran
Nice düşünürlere
Güzel korkutur ama çeker tüm enerjisi ile

Şimdi sıra bende belki şu dört duvar arasında
Zaman benim misin bilemiyorum
Bak yine sokulmuşsun odama
Ardım sıra geliyorsun omuzlarımda nefesin
Ne yapacağımı merak ediyorsun
Kalem mürekkep damlatıyor
Çizgiler bir yuvarlak bir keskin
Neler yazıyor diye meraklanıyorsun

Zaman düşlerimde duruyor film geri sarıyor
Dün bugüne geliyor bugün bilmiyorum nereye
Minik sevinçler yaşatıp ardından derin hüzünler salıp
En büyük kötülük dostun sana yaptığıdır dedirtiyorsun
Sen savunmasız sen tüm içtenliğinle zamanın kollarında

Biliyorsun zaman içinde en zor yok edilen
Kalemin kağıda aktardığıdır
Canı yok ki alsın Azrail
Yine yapsa yapsa en büyük kötülüğü
İnsanoğlu yapar
ya söyler yayar
Ya ebediyen külünü savurur
Gökyüzünden rüzgarsız ovalara
Belki de gerek bile kalmadan
İnsanın hoyratça harcadığı zamana

Nuray Yıldırım


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:49 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.