www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Mahmut Nazik (https://www.cakal.net/showthread.php?t=135485)

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:29 PM

Hani Diyorum
Hani diyorum
Hani
Çoluk çocuk
Bir vakti akşam
Otursak diyorum
Dumanı tüten
Bir çorbanın başına.
Bir tastan olsun
Ne fark eder
Özde hainlik olmasın yeter.
Herkesin kaşığına
Ne çıkarsa bahtına.
Birbirimizin
Gözünün içine baksak
Korkmadan ama.
Yani
Ekmek sıcağında
İsmi
Cismi
Dini
Her neyse
De ki
Senden olmasın
De ki
Düşü
Düşüncesi
Senden olmasın
Ne olur yani
Hani
Yüreğimizde diyorum
Taa
Yüreğimizde duysak
İnsan olmanın
Kutsallığını
Bir kozada
İpek böceği gibi sarsak
Sarmalasak
İnsan olmanın
Şerefini haysiyetini
Ve
Sakınsak
Annenin yavrusunca
İnsan olanın onurunu
Yani sevsek
Yani sarsak
Yani sakınsak
Birbirimizi sevdamızı
De ki
Sofinin Tanrı’ya
De ki
Şirinin Ferhat’a
Ya da
Şems’in Mevlana’ya
Kimin kime olduğu ne fark eder
Yeter ki içten olsun
Yeter ki sevgi olsun
Bu da yeter
Hani
Konu komşu
Çoluk çocuk
Hani
Torun torba
Otursak diyorum
Şöyle dumanı tüten
Bir çorbanın başına
Bir tastan olsun ne fark eder
Herkesin kaşığına
Ne çıkarsa bahtına
Özde cinlik
Özde hinlik
Özde hainlik yok ya
O da yeter
Az şey mi
bunca güzellik

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:29 PM

Hayat BU Şaka mı Sen Oyun mu Sandın Yaşamı
HAYAT BU ŞAKA MI
OYUN MU SANDIN YAŞAMI

Hayat bu dostum,
Şaka mı?
Öyle kendiliğinden gelmez
Sevda,
Mutluluk
Aşk zamanı.
Sen,
Oyun mu sandın yaşamı?

AŞKTAN ÖTE DUY,
Aşktan üstün duyguları.
Sevdan sığmasın kabına;
Olmaz öyle,
Kuru azık yer gibi
Saman tadında sevişme.

Öyle sakız çiğner gibi,
Öyle çeşmeden su içer gibi;
Hani öylesine,
Bir uğradım işte,
Gelip geçer gibi değil.
Olmaz öyle,
Löke çökmüş develer gibi,
Hayatı geviş getirme.

İçtiğin suyu düşün mesela.
Süzülüp geldiği çam dallarını,
Elma ağaçlarını;
Akasya çiçeklerini getir aklına.
Bulutları düşün
Yıldırımları şimşekleri

Tadını damağında duy,
Yalayıp geçtiği yarpuzların.
Kim bilir,
Belki de içtiğin su:
Bir ırgatın teri;
Yada,
Bir güzelin gözyaşları.

Yani, yaşamı ciddiye alacaksın
Hani, bir tas su içmek bile
Ciddi bir mesele

Ömrü kesilmiş hastanın hayatı gibi,
Son nefesi, salâvatı gibi sarıl;
Anne yavrusunu yoklar gibi,
Hani, olmadık zamanda
Bir anıyı koklar gibi
Sevgiliyi okşar gibi sarıl hayata.


Tadı damağında kalsın gülüşlerin.
Tadı damağında kalsın
Her anın
Her zamanın.

Tadı damağında kalsın sevişlerin.
Hakkını ver,
Sabahın akşamın.
Bir yanın gülerken, ağlamasın diğer yanın.
Hakkını ver her şeyde yaşamın.


Hayat bu,
Ne sandın şaka mı?
Bir kere gelir,
Ömrü hayat dediğin başa.
Tam on ikiden nişan almalısın.
Delisi divanesi olmalısın.
Sonu yokluk madem yaşamın
Gerek var mı bu kadar telaşa

Göklerden,
Düşlerden,
Düşüncelerden indireceksin
Bilgiyle büyüyüp,
Sevgiyle büyütüp,
Erdeminle
Büyüleyeceksin yaşamı.

AŞKIN AY GİBİ GÜLENİNİ
Sevginin gül açanını,
Sevdanın yediverenini,
Umutsuzluğun
Gelir geçenini sığdıracaksın
Doğumla ölüm arasına.

Yok öyle,
Karanlık odalarda
Gecekondu sevdalarda yaşama.
Tüm kirlerden yunacaksın.
Sana giydirilmiş olan
Tüm tabulardan soyunacaksın
Öyle ki,
Yağmur yemiş
Sabahlar gibi uyanacaksın gün doğumuna.
Yüreğine al her anı
Yüreğinle yaşa,
Akıp giden zamanı.

Seheri sevmeli;
Gündüzü çiçeklemeli,
Yıldızlamalısın akşamı.

Öyle,
Çamura yatmış mandalar gibi,
Geviş getirmek olmaz yaşam dediğin;
Nakış nakış işlemelisin yaşamı.

Evde,
Hapiste,
Savaşın en sıcak
En cafcaflı yerinde;
Hayat sana:’’Aşk olsun çocuk,
Aşk olsun! ’’demeli.

Gün batımına ulaşırsan eğer
O gün yediğin ekmeğe,
İçtiğin suya,
Soluduğun havaya,
Yani sana verilmiş olana değmeli.

Alın teri olmalı içinde;
Sevgi, çalışma ve bilgi olmalı
Her harfi,
Her hecesi,
Her cümlesi
İçten ve namuslu olmalı.
Yürürken,
Gülümsemen görünmeli ardından.

İSTEDİN Mİ
Kene gibi yapışacaksın.
Kızdın mı,
Köpek gibi kapışacaktı hasmınla.
Yıldırım gibi düşeceksin
Kavganın orta yerine.
Çıngılar sıçrayacak nalından,
Atını sürdüğün yerde.
Acını, sancını ve sevgini
Karıştırıp merhem edeceksin;
Açılan yaralarına.

SÖVDÜN MÜ
Sözün en edipsizini,
En perdesizini söyleyeceksin;
Arsıza, yüzsüze, kaburgasıza.

Çünkü ONLAR hin,
Onlar hain,
Onlar cin,
Sanma ki onlar insan
Onlar kör şeytan;
Onlar
Sevdayı yarım koyanlardır.
Onlar zalim,
Onlar zulüm
Onlar ölüm
Onlar
Gören gözleri oyanlardır.

Çünkü onlar yalan,
Onlar talan,
Onlar soyan,
Bizi yıllardır uyutan;
Ninnilerdir, masallardır, yalanlardır.
Onlar ki:
Çoluğun çocuğunun hayalini,
Çocukluk düşlerini çalanlardır.

Onlar kan,
Onlar savaş,
Onlar intikam,
Onlar gaddar,
Onlar beter,
Onlar hunhar,
Gülüşümüzü uykuda,
Barışı goncada vuranlardır.

Hiç ağza alınmamış,
Hiç üstü açılmamış
Küfürün en edepsizini edeceksin,
Namussuza, işbirlikçiye, vurguncuya,
Haine, ikiyüzlüye.

Ama güzel olanın,
Ama senden,
İnsandan
Ve daim olanın
Kavgasını vermeli ki;
Karavana atışlarla
Vurmasın sevda seni.

Dünün ve yarının unutulduğu yerde,
Şu yukarıdakiler,
En yüksek skorla yenerken hayatı;
Bir türkü söylemelisin,
Yarına dair, yepyeni.

Yazmalısın,
Kimsenin yazmadığı hikâyeni,
Hayatın en güzel şiirini.
Bütün sokaklar sustuğunda,
Tüm ihtimallerin yolu kesildiğimde,
Soracaksın, sorulmaz olanı;
Bulacaksın, sorunun hiç sorulmamışını.
Yola düşen bir çiçek gibi,
Karanlığı delen
Çoban ateşleri gibi çıkaracaksın,
Felaketin içinden umudu.

Vereceksen,
Olgun meyveye durmuş,
Ağaç gibi silkeleyeceksin dallarını.
Ellerin titremeyecek.
Alıç gibi döküleceksin.
Bir hesabı kitabı olmayacak verişinin.

GÜLDÜN MÜ
Sular seller gibi akacak sesin.
Bahara duracak duranın yüreği.
Karanfil kokacak nefesin.
Güldün mü
Günebakan çiçeği gibi açılmalısın.
Ay çatlasın hasetinden,
Bulutlar yarılsın orta yerinden.
Bir gök dolusu yıldız gibi
Bir tarla çiçek gibi saçılmalısın.
Sevgiye çağıran kucak gibi açılmalısın.
Bir kucak sevgi olup açılmalısın.
Hasebinden hasretinden hasletinden

SEVDİN Mİ
Sarmaşıklar gibi sarılacaksın.
Yok öyle
Bakmaya kıyamam,
Korkarım dokunmaya tarzında;
Sadaka sevgilerle,
Uyarı levhalarıyla sevişme.
Kapıyı çalmadan gireceksin içeri.
Sarıldınmı,
Kırılacak beli,
Nefessiz kalacak sevgili.
Güz yaprakları gibi olmayacak birlikteliğin
Bakışlarınla çiçeğe duracak
Yârin yanağı.
‘’Sevgilim!
Sevdalım!
Kara eriğim, kiraz dalım!
Yayla balım! ’’ diyeceksin;
Kan oturacak dudağına hayatın.

Giydirilmiş üniformaları çıkarıp,
Kovacaksın öğretilmiş korkuları.
Bozacaksın ezberleri,
Ters yüz edeceksin.
Özgür ve sana özgü;
Anadan üryan,
Çırılçıplak kalacak sevgin.

SEVDİN Mİ
Tepeden tırnağa
Sırılsıklam olacaksın sevgiden,
Bir milim kare yeri kalmayacak
Öpülmedik hayatın.

Hayat bu bir tanem;
Ağlamak da var,
Gülmek de, üzülmek de var.
Bazen yan yanalar,
Bazen biri birini kovalar.
Her üçü de insanca.
Hepsi bu koşunun,
Hepsi bu oyunun,
Her şey hayat dediğin yolun içinde.

AĞLAMK AYIP DEĞİL
Bazen
Doymuş bulutlara döner insan.
İşte o zaman;
Utanıp, ar etmeyeceksin ağlamaktan.
Öküz gibi böğürecek,
Yağmur gibi dolu gibi döküleceksin.
Yer gök inleyecek feryadından.
Salya sümük olacaksın;
Salacaksın gözyaşlarını.
Bulutlar terleyecek gamından kasvetinden.
Yüreğinden sıkılacak;
Gamın, kasvetin,
Derdin, kederin.
Lekimşaha durmuş
Yağmur sonuna dönecek yüzün.
Buharlaşacak hasretin,
Yaz karı gibi eritip,
Bırakıp gideceksin öylesine.
Çimenlere, çiğdemlere dönecek;
Elmaya al,
Peteğe bal olacak gözyaşın.

Biliyor musun?
ÖLMEK DE VAR HAYATTA
O da yaşamın içinde.
Düşünmeyiz,
Hatırlamak istemeyiz amma,
Belki de bir bestenin orta yerinde
Ölümle kapanır son perde;
İstesen de, istemesen de.
Her şey
Onu unutturmak için nedense.

Demek ki ölüm var;
Hadi,
Özgür ol;
Doğduğun gibi,
Olduğun gibi,
Güldüğün gibi
Öldüğün gibi yaşa.
HAYATA GÜLÜMSE!

Demek ki ölüm var;
Hadi ne duruyorsun;
Bölüş,
Paylaş.
Nedir
Bu kin,
Bu garez;
Neden bu telaş.
VERECEK GÜLÜN YOKSA;
GÜLÜŞÜN DE Mİ YOK.
GÜNAYDIN DE,
GÜLÜMSE! !
Asla teslim olmayacaksın
Korkulara,
Korkuluklara.
Başkaldıracaksın;
İsyan edeceksin;
Kalıplara,
Yasaklara,
Buyruğa
İtaate.
Ne emir, ne emirber,
Ne emir eri.
İsyan edeceksin
Köleliğe, tutsaklığa, esarete.
Adının asiye,
Adın dinsize
Adın başkaldırıcıya çıkacağını bile bile.
Başkaldıracaksın
Meleklikten,
Aksi, kör Şeytan;
Âdemlikten, hayvan;
Cennetten kovulman da olsa bedeli.
Uyup değişime,
Eytişime,
Diyalektiğin kurallarına,
Dönüşüme hazır;
Egzotik limanlara yelken açmaya
Tam tekmil hazır
Alesta tutacaksın gemini.

Unutma:
Düşündün mü hiç:
Her mucit, deli dedikleridir.
Her icat,
Açık ve kaçıkların eseridir

Kar, fırtına, dolu ve deprem ve dinginlik;
Cennet ve cehennem;
Ateş ve su,
Zehir zıkkım ve bal;
Güzellik, zarafet ve çirkinlik;
Gece ve gündüz ve aydınlık ve karanlık;
Aydın ve cehalet;
Hain, lâin, nankör ve dürüst ve de vefa,
Kin, garez, öfke ve savaş ve de barış;
Sevgi, aşk ve nefret;
Ezen ve ezilen;
İşçi ve patron;
Ve özgürlük ve esaret;
Kulluk ve bağımsızlık;
Ve savaş ve barış;
İhanet, sadakat
Ve kahpenin dölü;
Hiç kimsenin yapamayacağı,
Renk, desen, resim, müzik ve sessizlik.
Hiç kimsenin
Bu kadar karıştıramayacağı
Ve bir arada tutamayacağı;
Bir telaş, bir curcuna.
Hepsi,
Ama hepsi yan yana.
Karşıtı ve kendisi;
Biri varsa yaşıyor diğeri.
Ne anlatıyor bu sana?

Ve bunların bir parçasıysan sen,
Ki öylesin;
Hiç çıkarmayacaksın aklından ölümü.

Öldünmü de,
Adam gibi ölmelisin.
Gelsin de bulsun diye beklemeyeceksin,
Öyle köşende.


Boynundaki kement titreyecek;
Asla teslim olmayacaksın;
Direneceksin,
Diz çökmeyeceksin
En belalısına ecelin.
Kara dertlere koyacak,
Yok edecek cellatını duruşun
Eriyecek kahrından
Yüreğindeki kurşun.
Ulu çınarlar gibi devrileceksin;
Çatlayacak kahrından,
Döşündeki bıçak.
Yasa duracak dağlar taşlar,
Selam duracak cellâdın.
Semah dönecek gökteki kuşlar,
Kılınırken namazın.
Eğilmeden,
Bükülmeden,
Çözülmeden,
Teslim olmadan vereceksin son nefesini.

İpi dolanmalı boynuna şeytani kumpasların,
Hainin, işbirlikçinin.
Son nefesinde açmalı
Çiçeklerin en güzeli.
Bulutlar ağlamalı derdinden,
Yer yarılmalı,
Gökler kararmalı hasretinden.
Direneceksin,
Şeytanı bile titreten Cehennem azaplarına.
Cellâdın en acımasızına.

Aklı çıkacak,
Çat diye çatlayacak orta yerinden,
Uykusu kaçacak kuyunu kazmış olanın.
Destanını yazacak
Arkada kalanlar.
Kıyamet günü Allahtan,
Şefaat dileyecekler
Yüzün suyu hürmetine
Arkandan gelenler.

Dikleneceksin,
Azrail’in en azgınına kafa tutacaksın.
Sen varmadan,
Namın gidecek ahret’e
Saf saf dizilip,
Tiril tiril ipekliler içinde,
Huriler beklerken yolunu;
Seni selamlamak için bir birini ezecek
Cennet’tekiler.
Esenlemek için yoluna çıkacak,
Cennet sabahlarında melekler.

Sevdan silecek akan yaşları.
Menekşeler bitecek,
Öpülmemiş dudaklarından.
Yaralarını saracak gözyaşları
Ölürken de güleceksin;
Tıpkı bir ağaç gibi
En güzel
çiçeğini açacaksın son nefesinde.

ÖLECEKSEN,
Sevdanın kavgasında,
Umudun siperinde öleceksin.
Ölünmez öyle durduk yerde
Ayakta alkışlanalısın,
Kapanırken son perde.

KORKMA
Bu kadar karardığına havanın.
Bakma,
Kurşundan ağır
Şeytandan günahkar olduğuna zamanın.
Karnı burnunda,
Göğsünde süt sızısı,
Çatlayacak ağrıdan.
Ay yola çıkmış geliyor güzelim,
Üstünde kar beyaz gelinliğiyle.
Bir kere
Tohum düşmüş
Sevda değmiş rahime.
Ha doğdu, ha doğacak.
Güneşe hamile.

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:30 PM

Her Güzeli Güzel Sanma
Her güzeli güzel sanma
Halini bileni güzel
Dar gününde var gününde
Koşup da geleni güzel

Derdin gelmezse kaleme
Çare bulunmazsa yarene
Bildiremezsen âleme
Derdini böleni güzel

Bazen sarpa sarar işler
Tersine döner gidişler
Dost dediğin seni taşlar
Yanında olanı güzel

Gün gelir kovalar günü
Gün gelir aratır dünü
Kaybedince şanı ünü
Yanında kalanı güzel

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:30 PM

Her Şeyden Bir Şey Öğrendim
HER ŞEYDEN BİR ŞEY
ÖĞRENDİM
SENDEN HER ŞEY
ÖĞRENDİM

Cahil çıplak şu dünyaya
Geldim de bir şey öğrendim
Düşüp de kara sevdaya
Her şeyden bir şey öğrendim

Papatyalardan gülmeyi
Gülden bülbülden sevmeyi
Pir Sultanlardan ölmeyi
Her şeyden bir şey öğrendim

Dediler bebek hoş geldin
Tertemiz yürek boş geldin
Neden gözlerin yaş geldin
Her şeyden bir şey öğrendim

Gülüm dalım sen hoş geldin
Dala konan bir kuş geldin
Her gördüğüm bir düş geldin
Her şeyden bir şey öğrendim

Olanı biteni görüp
Geleni gideni görüp
Neden nasıl niçin sorup
Her şeyden bir şey öğrendim

Nam salıp bayrak olanlar
Can verip toprak olanlar
Savrulan yaprak olanlar
Her şeyden çok şey öğrendim

Sevgiden vefa öğrendim
Acıda cefa öğrendim
Sağlıktan sefa öğrendim
Her şeyden bir şey öğrendim

Güzeli gülden öğrendim
Aşkı bülbülden öğrendim
Acıyı dilden öğrendim
Her şeyden bir şey öğrendim

Zalimlerden merhameti
Ben güneşten kerameti
Yağmur öğretti rahmeti
Her şeyden bir şey öğrendim

Kahpeden öğrendim arı
Edepsizlerden hayâyı
Çiçeklerden de sevdayı
Her şeyden bir şey öğrendim

Yağmur öğretti rahmeti
Karınca arı gayreti
Anadan yükü zahmeti
Her şeyden bir şey öğrendim

Açlık öğretti nimeti
Toprak öğretti himmeti
Ağaç affı merhameti
Her şeyden bir şey öğrendim

Aşk öğretti marifeti
Dost öğretti muhabbeti
Her şeyin var kerameti
Her şeyden bir şey öğrendim

Gıybeti hakla aklamak
Hatayı afla paklamak
Dostun kusurun(u) saklamak
Her şeyden bir şey öğrendim


Namerdi görüp mert olmak
Cimriye bakıp cömert olmak
İbret olup ibret almak
Her şeyden bir şey öğrendim

Geceden yıldız olmayı
Karanlıkta göz olmayı
Bahardan nevruz olmayı
Her şeyden bir şey öğrendim

Kitapta yazılanlardan
Taşlara kazılanlardan
Pirlerden süzülenlerden
Her şeyden bir şey öğrendim

Çeşit çeşit ölümlerden
Ahı tutmuş zulümlerden
Sefil olmuş zalimlerden
Her şeyden bir şey öğrendim

Eyleyip felek fermanı
Gelince veda zamanı
Bitirir demi devranı
Her şeyden bir şey öğrendim

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:30 PM

Her Şeyden Bir Şey Öğrendim 2
Eyledi felek fermanı
Sevdiklerin nerde hani
Gün geçer unutur seni
Ölenden bir şey öğrendim

Kitaba yazılan kaldı
Sevdadan süzülen kaldı
Kayaya kazılan kaldı
Kalandan bir şey öğrendim

Kimsenin kalmıyor ahı
Rüsva eder padişahı
Nemrut’un kaldı günahı
Zalimden çok şey örendim

Saz kırılır sözü kalır
Kimi gider izi kalır
Dal çürür de özü kalır
Dalından çok şey öğrendim

Kimi aşk şerbeti içmiş
Gönül kapısını açmış
Katmer katmer renk renk açmış
Gülünden çok şey öğrendim

Kar üstüne yazmış kimi
Yazdıkları nerde hani
Önü sonu insan fani
Yalandan çok şey öğrendim

Kimi ateş kimi maşa
Kimi kapılmış telaşa
Ne belalar açar başa
Beladan çok şey öğrendim

Düşene gülenler oldu
Halini bilenler oldu
Derdini bölenler oldu
Gülenden çok şey öğrendim

Muhannetlerden yoruldum
Coştum bulandım duruldum
Cehaletlerden soruldum
Cahilden çok şey öğrendim

Her soru bir soru açar
Yanıtı ufuklar açar
Usumda bin soru uçar
Sorandan bir şey öğrendim

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:30 PM

Hesap Vermeyen Zalime Yanarım
Ölenle ölümün var mı çaresi
Zamansız gelen ölüme yanarım
Yiğidi yıkar da dostun yaresi
Goncada solan gülüme yanarım

Yok sayarlar biçilen nice canı
Görmezler mi dökülen onca kanı
Sağ yanı güler de ağlar sol yanı
Reva görülen zulüme yanarım

Taşlar bağlı it salınmış yazıya
Fitne fesat gemi almış azıya
Gel de isyan etme böyle yazıya
Hesap vermeyen zalime yanarım

Başa taç etmişim mahir olanı
Taca taş etmişim tahir olanı
Dost için yutmuşuz zehir olanı
Göğe savrulan külüme yanarım

Savaşı kutsayan tarih utansın
Mazluma sırt dönen talih utansın
Umarın yitiren salih utansın
Zalimin attığı çalıma yanarım

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:30 PM

Hicran Yüreğe Yuva Kurmadan Gel
Soluğum kesilir adın duyunca
Gönül bağımın gülü solmadan gel
Gelişin bekledim ömrüm boyunca
Azrail bu canımı almadan gel

Hasretlerle soldurmuşum dalımı
Yere serdi bu sevdanın çalımı
*******e ağlamışım halımı
Hicran yüreğe yuva kurmadan gel

Kavuşmalar olsun hicran olmasın
Sevdaların sonu hüsran olmasın
Gül açan gönüller viran olmasın
Düşüm böyle kötüye yormadan gel

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:30 PM

Hükmetmeyi Sevdadan mı Sayarsın Sen Gül Ol ki Dalına Bülbül Konsun
Sevdiğine köle olmak ar olmaz
İnsan sevdiğine hükümdar olmaz
Hükmetmeyi sevdadan mı sayarsın
Hükmettiğin hiçbir zaman yar olmaz


Sevdiğine köle ol ki kul olsun
Mecnun ol ki sevdasından kül olsun
Kafesteki bülbül ötmez ah eder
Sen gül ol ki dalında bülbül olsun

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:30 PM

İLETİŞİM- Sarp Yollara Çekme Beni
Böyle örtük söylemlerle
Lâbirente sokma beni
Anlaşılmaz eylemlerle
Sarp yollara çekme beni

Karanlıkta göz edip de
Su üstüne iz edip de
Kaç anlamda söz edip de
Kurgulara sokma beni

Önyargıyla ters anlayıp
Cımbızla seçip dinleyip
Yakıştırıp sangılayıp
Yaralayıp yakma beni

Kızgın isen alalama
Kırgınsan küsüp ağlama
Seviyorsan kin bağlama
Cenderede sıkma beni

Taş demişsem yaş anlama
Öyle seçip de dinleme
Kurgularla sanılama
Azaplara sokma beni

Sevda olmaz karar ile
Hesabı kar zarar ile
Dost olunmaz yarar ile
Söküp döküp yıkma beni

Ne eylersen güzel eyle
Ne söylesen açık söyle
İnce hesaplarla böyle
Yıpratıp da dökme beni

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:31 PM

İllaki Demeli İnsan Değil mi
Kime yalvarırsın kime minnetin
Sevdanın temeli insan değil mi
Nedir bu mihnetin kaç gün mühletin
İllaki demeli insan değil mi

Kabe’nin temeli insan değil mi?
Varlığın kemali insan değil mi
Sevdanın emeli insan değil mi
İllaki demeli insan değil mi

Hak’kın mah cemali insan değil mi
Kudretin kelamı insan değil mi
Allah’ın selamı insan değil mi
İllaki demeli insan değil mi

Satmışız benliği küfre kibire
Girmişiz be ustam canlı kabire
Hangi kitap yazar kul kula köle
Varlığın kamili insan değil mi


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:04 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.