![]() |
Çocukluğa Özlem
Sıkıştı göğsüm Efkarlar hasret oldu, dal budak sardı, Kapladı memleket hasreti her yanı, Bütün aynalar hıçkırdı ruhumda Gurbet gurbet diye ağladı. Nerde çocukluğumun güzel günleri, Hani koşuştuğum daracık sokaklar vardı! Neşeyle evden çıkardım, Düşer, kalkardık hep birlikte Dudaklarım hep neşeyle çığlık atardı. Sonra davranışlarımla büyüdü yaşım, İlk defa başkası için çarpmıştı kalbim, Dizlerim titremiş, heyecanlanmıştım; Göremeyince bir gün ilk aşkımı, Gizlice kaç defa ağlamıştı gözlerim. Mutluydum evimde, Her odası gibi ayrı bir sıcaktı odam, Oradaydı yürekler dolusu bir sevgiyle Beni seven annem, Her zaman arkamda duran dağ gibi babam. Yollar aldı beni, Götürdü uzaklara bedenimle ruhumu, Bir savaşa başladım hayatla Unuttum inanın Bir zamanlar çocuk olduğumu. Her hatıra gül olup açar beynimde, Bir masum istek dolanır dilime, Tekrar yaşamak isterim Ama nedense hep gurbet çöker Dünü özleyen bütün *******ime. Turgut Uzdu |
Çocukluğum
Bahardaki koru bekçisini hatırlarım Koşuşan yaramaz çocukları Bülbül seslerini anarım zaman zaman Dudaklarımda hafif bir tebessüm Onlar da tabiatın çocukları diye Kendi çocukluğum gelir aklıma Şaşarım andığımda o günleri Bakarken aynada başkalaşmış saçlarıma Yaşamak isterim yeni baştan eski günlerimi Bir soru oyar içimi soğuk soğuk Ben de mi çocuk olmuştum? Ben koşmadım ki hiç koruda Nasıl çocuk olabilirim! Yaşıyorum şu kadar yılı geçmişlikte Çocukluğum oldu muhakkak Ama nasıl, nerde ve ne zaman? Silik…. Ne bende hatırası, Ne de yankısı var. Şimşekten korkmam gece yarısı çakan Oysa bütün çocuklar korkarmış Çocuktum belki ben ama ergin bir çocuk Yaşlı bir çocuk, çok görmüş, bilmiş, Ezilmiş bir çocuk. Gece yarısı kalkan bendim Pişen somunların kokusu hala durur burnumda Simit tablası başımda soğuk taşa oturuşum Ben de çocuktum Ergin, yaşlı ve ezilmiş bir çocuk. Hala da çocuğum, belki çok korkak, belki korkusuz Şu kadar yıl yaşamış ama çocuklarla oynayan Hala da çocuğum Daha yaşlı, daha ezilmiş. Gece yarısını ben vururum çoğu zaman Titrek göz kapaklarım ıslak olur bazen Gece yarısı bana kırdığım lokanta tabaklarını hatırlatır Sonra da kızarmış bir yüzle ağladığımı. … Bir başkadır gece yarısı benim *******imde Maziyi döker önüme yaprak yaprak Değiştirmek elde değil ki geçmişi değiştiresin Bütün kusur gece yarısında ne yaparsın Hatırlatan da o, ağlatan da o.. Kim bilir kaç gece yarısı geleceğe şüpheyle bakacağım Belki öleceğim yarın, belki yaşayacağım Ama ne kadar, nerede ve nasıl? Gece yarılarına ve karanlığa yaşlı gözlerle bakacağım Ve içimde bekleyiş Anılara hıçkıracağım gece yarısında ben Turgut Uzdu |
Çok Beklersin Deli Gönlüm
Çok beklersin deli gönlüm Gidenler bir daha gelmez. Çok beklersin deli gönlüm O rüzgâr bir daha esmez Vurulursun gözlerine Boynu bükük sözlerine Pamuk gibi ellerine O rüzgâr bir daha esmez. Sevda dolsa rüyaların Söylenmese hülyaların Çöl olsa da dünyaların O rüzgâr bir daha esmez. Elin eli tutmaz ise Gözün göze bakmaz ise Hele bir de sevmez ise O rüzgâr bir daha esmez. Damlamazsa bir öpücük Gülmez ise bir gülücük Beklesen de bir kerecik O rüzgâr bir daha esmez. Gece suskun kara bağlar Aradaki onca dağlar Yolar saçın başın ağlar O rüzgâr bir daha esmez. Çok beklersin deli gönlüm Gidenler bir daha gelmez. Çok beklersin deli gönlüm O rüzgâr bir daha esmez Turgut Uzdu |
Çok Bekletme
Seherinde *******in Çok bekletme hüzün gözlüm Diyeceksen diyeceksin Çok bekletme hüzün gözlüm. Salınarak kalbime gir Dünya alem aşkı bilir Söyle yeter hemen gelir Çok bekletme hüzün gözlüm. Sular gibi çağlıyoruz Bir aşk için ağlıyoruz Geldik diye gidiyoruz Çok bekletme hüzün gözlüm Zaman geçer bin bir ahla Hatıramı güzel sakla Merhametin yok mu aşka Çok bekletme hüzün gözlüm. Garip durum sevda ile Bülbül aşık güzel güle Gelsin artık sözler dile Çok bekletme hüzün gözlüm Turgut Uzdu |
Çok Sevmiştim
Ne kadar çok sevmiştim, Bilsen ne kadar, Hani uyandığında uçuyor sanır ya insan İşte öyle bir gecenin Rüyası kadar. Ne kadar çok sevmiştim, Bir gülümsemen beni hep mutlu kılardı, Heyecanlanırdı gönlüm Başkalaşır, Bulutlarda uçardı. Ne kadar çok sevmiştim, Her zerrem açılmış gonca gibi, Şükrederdi Yaratan’a Kara toprağa inat şiirler söylerdi bülbülüm Hep güle sevgiliydi. Ne kadar çok sevmiştim, Sen sevdikçe kahrolurdu dertlerim, Baktığım her güzel sen olurdun Dağda, bayırda rengârenk, Hiç ayrılmak istemezdi ellerim. Hani, Hani ayrılık olmayacaktı dünyamızda, Matem dumanları fışkırmayacaktı dağlardan, Bulutları ağlatmayacaktık Hani hep aşkımız parlayacaktı avuçlarımızda. Şu halimize bak, Bir kötü mevsimin kurbanı olduk, Sözler sözleri yuttu, Koca bir denizin, karşı kıyılarında mahzun yürekli Yüzme bilmeyen aşıkları olduk. Ne kavuşmak mümkün, Ne bulutlarda uçmak, Yapacağımız tek şey kaldı artık Tam mevsiminde çiçek açmamış Bir aşkı hatırlamak Bir de Bir de hatırlanmak... Turgut Uzdu |
Dağlar
Tepesi karlı hep yücedir dağlar Bağrında rüzgâr hiç eksik olmaz Butlular acır da haline ağlar Heybetinden sual bile sorulmaz. Taş yapar acısın, bağrına basar Üstünde şahinler, kartallar uçar Onurludur, eğilmez bir başı var Sebebinden sual bile sorulmaz. Ne sevdalar görmüş, neler yaşamış İzin almış Ferhat, kanallar açmış Şirin’in acısına hep sessiz kalmış Sükûtundan sual bile sorulmaz. Yaylada buz akan suyundan içer Sanırlar ki ömrü beyhude geçer Bazen hicranı bazen vuslatı seçer Kararından sula bile sorulmaz. Turgut’sun sana dağlar gelin olur Çok istersin ama hep elin olur Söyleyim dersin susan dilin olur Varlığından sual bile sorulmaz. Turgut Uzdu |
Dağlar(2)
Kızıp yalnızlığa fırlamış yerden Yüzünde beyazdan tülbentleri var Sabah yıkar yüzün, hep derelerden Gözünde yeşilden sürmeleri var. Bulutlar aşkıdır, sarıp sarmalar Üzerine kuşlar hep yuva yapar Hem taş bağırlıdır, hemide ağlar Yıldızla arkadaş *******i var. Kıskanıp yükselir yolu aşılmaz Ömrünü derseniz paha biçilmez Ovadan geçilir ondan geçilmez Dertlere devadır çiçekleri var. Güneşi görünce herkesten önce Selamını verir inceden ince Bağrını delmeye Ferhat gelince Suya yol verecek geçitleri var. Garibim dağlara yolum hep düşer Onlar da yalnızdır acılar çeker Tepesinde bazen dumanlar tüter İçinde sönmeyen ateşleri var. Turgut Uzdu |
Daha Dün Değil miydi?
Daha dün değil miydi çocukluğumuz Haykırışlar arasında Sokak sokak koştuğumuz. Daha dün değil miydi avuçlarımızda ilk aşkımız Yeni kartlaşmış bir sesle korkusuzca haykırırdı Sevda dolu masum şarkılarımız. Hayalimizdi evlenip güzel bir yuva kurmak Çocuklarımızla oynamak, yerde yuvarlanmak Kırlara çıkıp onlarla uçurtmalar uçurtmak Ne çabuk tükendi yıllar, hepsi geride kalmış. Bilseydik büyür müydük, hep çocuk kalmak dururken Dal olur muyduk her yeşil dal gün gelir kururken Zaman olup kendi eliyle kendin yoğururken Sanki saniyeler yaşanmamış, atlanmış. Şimdi bakıyorum aynalara, hepsi çatlamış Kırışmış bir yüz, çizgilerin sayısı da artmış Bir türlü şeklini beğenemediğim saçlarım Hiç utanmadan benden habersiz ağarmış. Ne geri dönüşü var ne de durdurmak zamanı Kimseler dikkate almıyor yalnız ağlayanı Kalabalık beklermiş son camide sultanını Gidenler değil de nedense kalanlar ağlarmış. Turgut Uzdu |
Daha Ne Yapayım
Düşünüyorum bazen yokluğunda Elim yüzümde Acaba diyorum Yokluğun toplanmışken Hüznümde. Acaba diyorum ne yapsaydım Nelere pişmanlık duysaydım Hep seninle olup Hep Gözlerine bakarak yaşasaydım. Acaba diyorum Şirin’e çırak olup dağlar mı yarsam Gönüllere rahmet olup yağsam Sever miydin beni Mecnun’a yoldaş olup çöllerde dolaşsam. Bilmiyorum Kerem’in Aslı’ya yandığı gibi Ben de sana mı yansam Bilemiyorum beni sevmen için Daha ne yapsam. Ne zormuş yağmur olup damlayamamak Kar olup tane tane yağamamak Ne zormuş bilemezsin Ölesiye sevip de Bir türlü, bir türlü kavuşamamak. Nasıl anlatsam sevdiğimi İnanmıyorsan öl de öleyim Ya da sev beni Nasıl sevdiysem Ölünceye kadar hep öyle seveyim. Turgut Uzdu |
Damlanın Aşkı
Bir damla gözyaşı aşık olmuş Hep o gözden damlar Onu gören diğerleri O damla için gece gündüz ağlar. Kara sevdaya tutulmuş sanırsınız Sessizce akar, izi kalır Sel olur bazen coşar En berrak sular bile bulanır. Bazen yol bulamaz yanağa giden Damlalar yürekte birikir Bir bülbül sesi duysa yürek Gül aklına gelir irkilir. Gözün rengi önemli değildir Damla gözün kendine aşıktır Ne hikmetse her göz de Damlaya bulaşıktır. Damla göze aşık Damlalar ise damlaya Bir hengâme sürüp gider Göz ile yaş arasında ağlaya ağlaya. Turgut Uzdu |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 12:19 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.