![]() |
Mektuplar-148 14/06/0001
Daha güçlü olmalıyız daha çok daha güçlü bir karınca kadar en az güçlü olmalıyız güçlü Masum Elmas Gül |
Mektuplar-149 15/06/0001
Doğduğumuzda ne çok yaşlıydık kırışmış memeleri ne gençti annemizin titreyen elerimizi değdiremediğimiz dudaklarımızın kanadığı O koynun ne erken bir sabahtı zaman geçti ve uzaktık Ne yaralıydı ayakların babamızın saçları kadar dökülmüş dizlerimiz savunmasız düşlerimiz ne yeniydi doğmamış kadar ve eski Ne yaşlıydık ne gençti yaşamak ve ne uzun bu hasret ve daha ne uzun Masum Elmas Gül |
Mektuplar-15 09/12/2005
Bugün mektup yazamadım sana. Hiçbir satırda buluşamadım sesinle. Gözlerini duyamadı kelimeler. Herhangi bir aklığa düşmedi o ak çatlatan rengin. Hiçbir kuş konamadı sana dair bir mısraya. Herşey seni özlerken üstelik. Her şey en çok sen iken üstelik. Ve en çok bugünken içimdeki yalnızlığın. Yazamadım sana bir mektup, ne de bir yazı. Bugün en çok sen vardın bende yine. Bugün sende en çok ben vardım. İkimiz daha da çoğalmıştık İstanbul’da. Heidenheim’de daha da artmıştık yabancılığa. Yazamadım bu kentten sana dair bir yer. Uzatamadım o kente bu kentten içimden bir kent. Ellerin çok büyüktü, bir rüzgardan daha uzundu saçların. Kokun kokulardan öte bir nefesti bugün. Yoktun, hiç olmadığın kadar vardın. Boşluğunu daha çok sardım, ve daha çok yetişti ellerim beline. Bugün yıllardan sendin, aylardan gözlerin, günlerden gülüşündü. Ve saat geleceğinin on ikisini yarım geçiyordu. Mektup yazamadım bugün sana. Tuttuğum dileklerin hiçbir dili yoktu. Sözü yoktu sensizliğin. En unutulmuş unutkanlıktı seni bugün unutmak; geçmişten daha çok, gelecekten çok daha az. Herşeyden daha uzundu seni düşünmek. Seni özlemek, en özlenen özlemek. Bugün seni hiç yazamadığım kadar yazmadım. Yazamadığım en çok gündü bugün. Bugün seni en çok bu kadar yazamadım. Anlatamadım. Masum Elmas Gül |
Mektuplar-150 16/06/0001
Gözlerin aklımın sükuneti öyle esrar bulutlu yağmurlu sıcak İçimden türemiş şeyler gözlerin kaybettiklerimi bulduğum çaresiz sorular soran cevaplar bulduğum aşk barındıran yaşam yani Ah o gözlerin... Nasıl bakar bilir misin hani müsait bir zamanda aynaya baksan benim gibi anlarsın Masum Elmas Gül |
Mektuplar-151 17/06/0001
Hadi gel yorgunum ne olursun hadi ne olurum yorgunsun hadi gel Masum Elmas Gül |
Mektuplar-152 18/06/0001
Sayende ne güzel güzelmek sevinçmek umutmak hoşmak ne güzel sayende bütün günler sana boyanmış ne güzel başlayıp bitiyorlar sensiz olsa da ben senmek ne güzel Sayende mutlumak derin yarlar kenarında koşmak ince yollar üstünde durabilmek sayende ne güzel durumak Sayende güzel güzel olmak güzel sayende Masum Elmas Gül |
Mektuplar-154 20/06/0001
Karşımdasın yine o muhteşemliğini giyinmiş ve geçmişsin aramızdaki o hain sınırların karşısına o eşsiz ihtişamınla ayaktayız yine nefesler alıyoruz birbirimizin ciğerlerinden Şimdi o ilk yüzünü konuşuyoruz o ilk yüzün karşımda dünyamın en güzel yüzü karşımda o yüz o bin o sayısız yüz sen Mine ve ben Masum yani ikimiz Masumine Masum Elmas Gül |
Mektuplar-153 19/06/0001
Karşımdasın. Yüzün... Saçların... Gülüşün... Gülüyorsun. Saçların o hasret içinde yine. Aramızdaki mesafeler kadar uzamış sanki; ta buraya kadar-yüzüme serpilmişler kokunla... Kokun! O felaket serinlik, susuzluk suyu, ab-ı hayat... Karşımdasın. Sana neler anlatsam. Ne soyunsa dilim, hangi efsaneden bahsetsem. Ki nasıl erişeyim sana; bize nasıl... Düşün ki ne kadar yazsam en küçük sessizliğimiz etmez bu da... Masum Elmas Gül |
Mektuplar-155 21/06/0001
Yıllanmış hayallerin payına düştük varlığındaki payıma geldin yokluğundaki payımdan düştüm o uzun karanlık zaman içinden Ve şimdi o ağır kokulu hasretten göğsüme taışyorsun başındaki yalnızlığı ve şimdi bütün ölümlerimizi harcayabilecek kadar zenginiz bu ilahi aşkın servetiyle o koyu ve derin yaralar içinde uyudugumuz zamanları birleştiriyoruz bu yeni yaşamda ve yalnızlıkta harcayacağımız çokluklar biriktiriyoruz her gel-işinde ve bu geliş son son bu gelis! sonsuz kalmalar yolu açık diyor bize melekler ve artık sana beklemek bana gelmek düşüyor nasip Masum Elmas Gül |
Mektuplar-156 22/06/0001
Ve şimdi teninde yıllanıyor bedenim usmus felaketler içinde sevingen duru sakin boynuma ekili saçlarindan akan o sırrı mukaddes bakışlarından süzülen huzurla ömründe yıllanıyor ömrüm ne kadar istesek o kadar varsın ne kadar azsak o kadar çoksun bir dünyayı zulümden kurtaracak kadar ellerinin değdigi yerde biten şefkat selamet ask bütün bir yaşam seni soluyor şimdi Ve simdi seninle aklaniyor yıllar yıllanıyor Masum Elmas Gül |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 09:24 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.