![]() |
Dururum
Ay, gecesi için, döner durur ya Kor olur sen için yanar dururum Bu kalbim sen için çarpar durur ya Sel olur sen için kanar dururum. Bülbüller gül için öter durur ya İnan hep sen için yazar dururum. Mezarlar can için sessiz durur ya Ben de vuslat için kazar dururum. Turgut Uzdu |
Duydum ki
Duydum ki kurtulmuşsun hatıralarından Beni unutmuşsun Gül ayrılmış yapraklarından Başka bir dalda Başka bir bülbül bulmuşsun. Duydum ki bulutlar gitmiş artık gözlerinden Artık yağmur yağmıyormuş Ne güzel Sabahları bile Çiğler ağlamıyormuş. Duydum ki güneş her şafak doğuyormuş Aydınlıkmış her yer *******inde hüzün yokmuş Uzak diyarlarda söyleniyormuş artık Senin için türküler. Duydum ki gül bahçesine başka bülbül dadanmış Olsun, yeter ki gülüm acı çekmesin derim Ben gülü öylesine sevdim ki Onu seven, mutlu eden Bülbülü de severim. Turgut Uzdu |
Dün Bugün Yarın
Dün sendin Gözlerinin gülüşüydü Umutların saçlarından Tel tel süzülüşüydü. Dün ellerindi Sıcaklığıydı yüreğimin Bütün şarkılardan sevdamın Mısra mısra dökülüşüydü. Bugün Hasretimin buram buram kokuşu Ardından gözyaşlarımın Adım adım dökülüşüydü. Bugün, Karanlığın hakim oluşu bedenime Neşeli fidan iken umutlarımın Teker teker çürüyüşüydü. Yarın, Yokluğunun perçinlenmiş hali, Kabul görmeyen dileklerin Gözyaşlarına saklanıp Damla damla dökülüşüydü. Yarın, Mezarlıksız bir mezarda Adı bile yazılmamış bir sevdanın Namazsız, sensiz Aniden ölüşüydü. Turgut Uzdu |
Dün Gece de Ölemedim
Gülmeyi yasakladılar dudaklarıma Sen yoksun diye gülemedim Ölmeyi yasakladılar bana Ne çare gittiğin gece gibi Dün gece de ölemedim. Yokluğun büyüdü her gece Neredesin bilemedim Bilmeyi yasakladılar bana Ne çare gittiğin gece gibi Dün gece de ölemedim. Hasretin çiçek oldu, sardı her yanı Seni nasıl, bilsen nasıl özledim Vuslatı yasakladılar bana Ne çare gittiğin gece gibi Dün gece de ölemedim. Gelmek istedim gün boyu *******e zincirlediler, gelemedim Gitmeyi yasakladılar ardından bana Ne çare gittiğin gece gibi Dün gece de ölemedim. Sevmeyi yasakladılar bana Sabahlara kadar sevemedim Sessizce gömüldüm hatıralarına Ne çare gittiğin gece gibi Dün gece de ölemedim. Turgut Uzdu |
Dün Gecem
Dün gecem, senden kalan gül yüzlüdür Simsiyah gözden düşen, yaş sözlüdür Ayrılık varken, yaşım durmaz akar Her yaşım gelsen diyen söz özlüdür. Derdimin dermanda yoktur arzusu Ellerimdir olmayan yavuklusu Bir de gözüm, gözlerindir tutkusu Dün gecem senden kalan gül yüzlüdür. En güzel akşam bu, senden bir tane Mehtabımdır gözlerin, kordan tane Bakmayın, hep ağlamaktır bahane Dün gecem senden kalan gül yüzlüdür. Aşkının mahkûmu oldum, hep hüzün Nerye baksam, hep senin şehlâ gözün Bir de duysam var ya, aşkımda sözün Dün gecem senden kalan gül yüzlüdür. Ölse miydim yokluğundan söylesen Başka güller koklasam sen beklesen Ben değil sen haykırıp gel, gel desen Dün gecem senden kalan gül yüzlüdür. Turgut Uzdu |
Düşmek
Gördüğüm ceylanı çok zor anlatmak Sekmelere düştü gönlüm neyleyim Gerçeğe vurulup rüyaya yatmak *******e düştü gönlüm neyleyim. Ne giyse yakışır, uzun boyu var Yediden yetmişe asil soyu var Meleklere benzer güzel huyu var Humarlara düştü gönlüm neyleyim. Yüreğim çırpındı görünce yüzün Dünyamı kapladı bir garip hüzün Aşkıma sarılsa o tatlı özün Hasretlere düştü gönlüm neyleyim. Bakışında durur umutsuz gizler Onu sevdirendir yüzdeki izler Ne olur aşkını anlatsa sözler Sabırlara düştü gönlüm neyleyim. Bekledim vuslatı sabaha kadar Ne o gelir oldu ne haberi var Gitmese her mevsim kalsaydı bahar Hicranlara düştü gönlüm neyleyim Mevsimler geçiyor hâlâ gelmedi Hangi bahçededir bana demedi Pamuk elleriyle yaşım silmedi Pınarlara düştü gönlüm neyleyim. Yollar ona dönük, ona tutkundur İlleri ararım beden yorgundur Acılar yerleşmiş, neşem durgundur Umutlara düştü gönlüm neyleyim. Ağlarım sızlarım geriye gelmez Onu sevdiğimi hiç mi bilmez Ne yaptım ki ona gidip de dönmez Duraklara düştü gönlüm neyleyim. Yıldızlar görürüm gözleri gibi Bir inansa nasıl sevdim zalimi N’olur dostlar yazın garip halimi Postalara düştü gönlüm neyleyim. Dediler inan ki seni seviyor Bütün duyguların o da biliyor Bekle, bugün yarın sana geliyor Sevinçlere düştü gönlüm neyleyim. Çocuk gibi koştum, zıplayıp durdum Ne ayakta kaldım ne de oturdum Bütün hayalleri bu gece kurdum Kırıklara düştü gönlüm neyleyim. Nedense kötü bir yola sapmışlar Söyleterek sırrı benden kapmışlar Anladım ki bana şaka yapmışlar Sadistlere düştü gönlüm neyleyim. Harabeye döndü seven yüreğim Bilmem ki sırrımı kime vereyim Dostların yoluna güller sereyim Yalnızlığa düştü gönlüm neyleyim. Ne zormuş sevdanın kara olanı Arda düşer açık ara olanı Hoş görmezler içi yara olanı Zulümlere düştü gönlüm neyleyim. Gelir mi gelmez mi nerden bilirim Söyleyin dostlarım nasıl gülerim O gelmez ise ben yalnız ölürüm Mezarlara düştü gönlüm neyleyim. Turgut Uzdu |
Düşsün
Düşsün derim şu gönlüme Düşsün hep tek sana düşsün İster isen de gönlüne Şu gariban cana düşsün. Seni sevdim yok bilmeyen Bir meçhulsün hiç gelmeyen Senden başka bir yar seven Ömür boyu zara düşsün. Vuslatın yok hasretin var Düşündüğüm her an bahar Bütün yollar sana kadar İnanmayan ara düşsün. Damarlarımda kanıma Doluverdin her yanıma Dilerim ki şu canıma Hiç ayrılmaz aşka düşsün. Beğenmişim n’idem seni Tanır mısın acep beni Kırma n’olur şu seveni Gönlün garip bana düşsün. *******imsin gel artık Yalnızlığı hep biz tattık Sen için Rab’be yalvardık Güzel gönlün bana düşsün. Turgut Uzdu |
Eğer
Yarınların cezası düne sürgündür bu günden İçindeki ayrılık yakar, gelinmezse eğer, Ağır bir yük binip gözüne, damlarlar dününden Yüreğinde kopar fırtınalar, silinmezse eğer. Külleri doldurur içini, köz hatıralardır Yankılanmaz söz odalarda, sükût baki kalır Umut hep yeşil filizlenir, hüzünle sararır Vuslatlar kökten söker, bilinmezse eğer. Sevda büyür ayrılıkla, umutlanır gidiş Neden akılda kalır hep ilk tadılan öpüş Yokuşlar bitmiştir artık, her tarafı iniş Bir tepedir ayrılık, gelinmezse eğer. Rabb’im bu kaçıncı gece, utanıp saymadım Öten baykuşlara bile bakıp aldırmadım Bir şafağa yapışıp kalınca anladım Bedenim yaşamazmış sevilmezse eğer. Turgut Uzdu |
Elim Sallarım
Her uzattığımda güle elimi Dikene nedense daim rastlarım Dururken aydınlık, senmişsin gibi Bulur karanlığa elim sallarım. Çökmüş ya ruhuma, hicran acısı Mutluluk haramdır, gece yarısı En ücra köşede bir alkarısı(*) Bulur karanlığa elim sallarım. İstenmedik bir dost bu köz yürekte Kovulsa da gitmez, duman tütmekte Hüznün yeter artık unut desek de Bulur karanlığa elim sallarım. Beynimle yüreğim ayrı düşünür İnce bir damla yaş yüzde sürünür Bana her ayrılık güzel görünür Bulur karanlığa elim sallarım. Bu sevda içimde tuzdan bir deniz Kaç yılda birikti, ah bir bilseniz Ayrılık şarabın siz de içseniz Bulur karanlığa elim sallarım. Garibim mutluluk bana çok uzak Gezsem de rüyamı her yanda tuzak Mutluluğu n’olur bir kez yaşasak Bulur karanlığa elim sallarım. Turgut Uzdu |
Ellerim
Sıcak bir mehtaptı inen Dün gece yakamozlara tek tek Gözlerim gözlerini aradı her solgun ışıkta Oturdu bir taşın üzerine Kendini ovuşturdu ellerim. Gölgeler büyüdü, küçüldü bir zaman Dalgalar geri çekildi, yüzünü kapadı mehtap Fısıltılardaydı giderken baktığın yeri unutman. Uzadı bakışlarım ufuklara Vapur dumanları yoktu eskisi gibi Tatsız tuzsuz bir rüzgâr esiyordu İsyan etmişti saçlarımın her teli Hâlâ ellerini bekliyordu ellerim. Ağlamaktan kurumuştu bulutlarda yaş Sonbahar çökmüştü bütün sahile yine Bütün yalnızlıklar gölgemle sarmaş dolaş. Ayak izlerin ardından gelmiş, artık yok Tesellisi belki rüzgâra takılan saçının bir tek telidir Açılmamış goncalarda tazedir kokun Dalgalar dalınca dün gibi uykuya 'Bari veda etseydim.' diyordu ellerim. Turgut Uzdu |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:47 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.