www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Edebiyat (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=268)
-   -   Bülent Özdemir (https://www.cakal.net/showthread.php?t=144464)

GooD aNd EvıL 04-22-2009 06:32 PM

Sürgün Vermiş Gözyaşların Yeniden...

Sürgün vermiş göz yaşların yeniden
Ha bire kanayan yüreğinden
Yada kefene sığmayan ölümden
Sur’a üfür bu kez Tur dağında
Medet umma ama çalınan mucizeden
Çölde hangi kum tanesini arıyorsun
Akreplere yılanlara mı soruyorsun
Yok hayır
Bu sürgün sevgiden
Göz görmez
Çok derinden...
Mecnun bile bir kez öldü
Ama
Sen her defasında yeniden
Sürgün veren gözyaşlarının elinden...
Ve
Gelecek zaman
Gelmeden...


Simurg_b (P.D.)

Bülent Özdemir

GooD aNd EvıL 04-22-2009 06:32 PM

Süslü Gözlerde Sokak Şarkıları...

Süslü gözlerde sokak şarkıları...
Rüzgara vermiş kumaşlar kendini
Dikişsiz çare arar boşluğa...
Yakılan iplerin ucu bende
Asılan sözlerin sonu ben...
Çocuklar ezmiş hayatı
Her şeyi üstüne çıkaran ne?
Yorgun beyazlar hep...
Gece de
Güneşler de
Sesler de
Savaş vermiş söz de
Ve küfürde...
Yorgun sinirler
Cesetlere hayat verince
Ve küçük çocuklar büyüyünce
Şarkılar da söyler derdini
Gözler de...
Kara bağladığım gözlerim duymasaydı
Ezilen hayatların
İpini çekmezdim
Dilli şeytanı öldürüp
Gülüp geçerdim de
Gözlerimde susmazdım...

Simurg_b
Bülent Özdemir

Bülent Özdemir

GooD aNd EvıL 04-22-2009 06:33 PM

Şeytanla Sohbet...

Karalar bağlamış rahmine bir kadın...
Umutlara gebe yine...
Gözlerine bakıyor şeytanın...
Kahreden aşkı anlatıyor
şeytan gururu öğretiyor...
Aşk diyor
Biraz ben biraz ateş...
Sonrası
Sonrası yok diyor şeytan..
Ve
Dünyanın cenneti batıyor...
Zaman duruyor birdem...
Şeytan gözlerine bakıyor
Ölümün
Özlem yakıyor ateşi...
Bir yıldız kayıyor
Cehennemden
Günahlar beyazdır diyor şeytan...
Cennet gönüller gibi
Kapkara...

Simurg_b (P.D.)

Bülent Özdemir

GooD aNd EvıL 04-22-2009 06:33 PM

Şiir doğurup büyütmüşsün...

Şiir gibi çocuklar...
Şairliğe özenir
Kelimeler mi zor
Yazılanlar mı
Yaşatılan canlar mı...
Süzme harfler
Cam rendelerde
Sabahta seherde
En derin *******de
Bebiş halden anlar mı
Büyüyüp giden yıllar mı
Tay tay durdumu harflerin
Kaç dişi var mısraların
Okusam ateşlenir mi
Ağlasam sevinir mi!
Sahi senin şiirlerinde öksürür mü...
Ne giydirsem acep
Ölçülü... serbest... rahat...
Yazdıkların suyu sever mi...
Arabada uyuyup
Bahçede gezer mi...
Sana anne deyip
Hediyeler seçer mi...

Şiir doğurup büyütmüşsün
kadınım
Şairden farkın ne...

Simurg_b

Bülent Özdemir

GooD aNd EvıL 04-22-2009 06:33 PM

Tanrı Varoldukça...

Amak-ı hayalimin vücubusun sen...
Virane hayatımın baharısın sen...


Melekler konmuş güneş yanaklarına...
Kelebek kanatlarından çiçek toplamış bahar
Miski amber getirmiş rüzgar Aden den gerdanına
Zümrüdü anka sürmeni çekmiş kaf dağından...
Gece ile gündüz saçlarını boyamış
Tel tel tüm renkleriyle...
Yıldızlar kiprik işlemiş sonsuzluktan
Gözlerine ilmek ilmek...
Bulutlar buse kondurmuş pamuksu tenine
Deniz kızları inci toplamış
Derin okyanuslardan dişlerine...
Meryeme gelen müjde gibi
Buğu indirilmiş sesine...
İkiye yarılıp yol vermiş denizler endamına...
Ashabı kehf uykusunu vermiş sessizliğine...
Davud savaşlarını adamış gülümsemene...
Tanrılar
Güzelliğini sunmuş aleme
Senin güzelliğin tanrıya...

Gözbebeğim..
Varlığın
Düşlerimdeki hayalin gibi
Semaya açılan ellerimin içinde olacak hep..
Ruhun
Her an çıkacak canım gibi şah damarımda...
Ve sen...
Tanrı varoldukça sevgim olacaksın...


Simurg_b (P.D.)

Bülent Özdemir

GooD aNd EvıL 04-22-2009 06:33 PM

Tılsım Mı?

Ben senin gerçeğinim...
Sen beni bulduğunu sandığın o buzlar arasında aslında kendi sıcak bir o kadar da içten ama dışardan kaskatı görünen yüreğini keşfetmiştin. Öyle bir keşfe çıkmıştın ki ne kararan güne ne doğan güneşe aldırmadan, kar soğuk çamur dinlemeden kendi içinde sonu olmayan bir yolculuğu göze almıştın sen. Onca emekten sonra şimdi ne beni bırakıp gidebilirdin ne de yanında götürebilirdin sadece benimle yaşayabilirdin ve bunu biliyordun...
Beni, yani senin gerçek yüzünü kabulleniş bir çirkinlikse evet tüm ******* boyunca örtülü kalmıştı bu. Aydınlıkta kalan yüzün maskeydi ve ben o maskenin altındaki yüzü tanıdığım halde bir de sevgi serpiştirip beni avutmaya çalıştın. Bir tanrı vardı yardım isteyebileceğin o maske ile ve ondan beni yaşatmasını istedin. Bunu ne için istedin? Bende olduğunu sandığın ama aslında, peşinde yüzlercesini gözü kapalı hayatını hiçe sayarak ölüme götürecek olan, bir zamanlar sana aitken bana verip sonra unuttuğun o berrak tılsım için mi? Ne kadar da unutkansın!
Bildiğin her şeyi unutarak gelmiştin o gece. Buzlar arasında yüzyıllar geçmişcesine yorgun, ama her an gelecekmişsin gibi umutla beklerken. Elin elime değdiğinde oluşan o sıcaklık benim umudumun ateşimiydi, bize ağlayan güneşten gelen bir damla göz yaşı mı yoksa sen umduğunu bulmuştun da onun sevincimiydi? Evet geçiciydi bu sıcaklık yine benim ellerim morarmaya mahkum kalacaktı, senin ellerin de umduğunu aramaya devam edecekti ama... Yinede değişmemişti hiçbir şey ikimizde biliyorduk...
Beni bulduğun zamanki mutluluk bir de üstüne sevinçli ellerinin sıcaklığı öylesine rahatlatmış ki beni. Seni beklediğim tüm uykusuz *******in acısını almışım, başım dizlerinde, ellerim ellerinde. Güneş henüz doğuyormuş ve gökyüzünün kızıllığıymış gördüğüm meğerse ve sen yanı başımdaymışsın hala. Beni yani senin gerçek yüzünü seyrediyormuşsun. Yine Tanrıya teşekkürler mırıldanıyormuş dudakların... Seni doyasıya seyredebildiğim, hatta sevebildiğim evet evet seninle bu aşkı yaşayabildiğim şu anda ne senin önemin var, ne zamanın, ne mekanın, ne bu dünyanın ne de öte dünyanın. Bir tek ben önemliyim ve sen bunu biliyordun...
Ne iyi ettin de geldin benim dünyama, sen gerçeksin ve buraya gelemezsin diye bazen karamsarlığa düşsem de yinede bir umut vardı içimde geleceksin diye Burada öylesine güzel yaşanıyor ki aşklar, acılar, nefretler, kıskançlıklar ancak yaşamakla anlaşılır. Hissettiysen eğer ellerini bırakmayışımı, sende bırakmasın diye ümit ettiysen ve aklından her geçen yerine geldiyse sende yaşamışsın demektir ve anlamışsındır da. Ve en önemlisi yaşadığını ancak sen biliyorsun ve hesabını da ancak kendine veriyorsun.
Canım! Diyorsun ki sen geldin ve dünyam aydınlandı.Unutma ki sen geldin ve benim dünyamda kendi gerçek yüzünü gördün ve ondan dır ki etinden bir et ve teninden bir ten yerine koydun beni. Hatta daha önemlisi ruhunu ruhumla birleştirdin! Yüreklerimizin başka seçeneği yoktu ayrı ritimlerle birlikte atmaya başladılar...
Küçüğüm! Bilmediğin o kadar çok şey var ki! Beni asla kaybetmezsin, ellerin yalnızlıktan kanamaz, uykuların azaba dönüşmez meraklanma. Bensizliğin anlamı senin kendi gerçek yüzünü görmezlikten geldiğin an başlar ve yüzündeki maskeni çıkarttığın an biter...
Ben! Senin benim farkımda olduğun her zaman yaşama dönerim, kendini unuttuğun her an soğuktan morarmış bir ceset halini alırım. Bu böylece yeryüzü, gökyüzü ve ikisi arasındakiler var olana kadar da devam eder. Beni kaybetmek de bulmak da senin elinde bilesin. Bir ömür adasan benimle geçirdiğin bir anlık zaman dilimi kadar mutlu edemezdin beni ve ben bu an için bir ömür bekledim zaten.
Bana emanet ettiğin, sonra da unutup ihmal ettiğin o berrak tılsımın farkına varıp da tekrar sahiplendiğin için teşekkür ederim. Sırf bu yüzden yüzlerce ömür seni beklerim ve ölüp ölüp her defasında tekrar dirilirim.
Sen beni gerçekten sevdiğini düşündüğün her an, ben hüzünlü bir bahar yağmurundaki tılsımın yeşerttiği bir filiz gibi yeniden yaşama dönerim...

Simurg_b (A.D.)

Bülent Özdemir

GooD aNd EvıL 04-22-2009 06:33 PM

Tınn

Acımasız insanlar, anlamsız cümleler gibi yakar canını.... Bocalar durursun zamanın içinde, mekan cehennem olmuştur... Bir kurşun sıkılır sanki beyninin içinden... Şimşeğe dönüşür gözlerinde, muhatabına yönelir. Bir yol bulsa girecektir düşünceden... Ama ateş, su içindedir, çare yoktur artık... Ve... Kara gecede, kör karıncanın ayak sesleri çekilmez olur... Tam da zurnanın zırt dediği yerde... Davul bile dayanamaz aşina olduğu sese..

“Nasılsınız? ”
“Bakar mısınız? ”
“Sayılır...”
“? ”
Ruhumu iğdiş ettirdim de... Bakar’ım ben sadece... Hani olur da rayların üzerinden harfler geçer mi diye...

Ama hep kamburlu bahçenin gülleri kazanır savaşı... Düşüncesiz kelimeler, yılan gibi kıvrılıp yatar anlamı yakılan boş cümlelerde... Bir ölüm saklı, bir de mânâ işte bu çemberde...

Oyun mu bu şimdi...
Peki ya harfler geçmezse...
Rayları kaldır, geçti bile...

adına yaşam mı diyorsunuz ne diyorsunuz bu dünyada varolma savaşının bilmiyorum ama öylesine ağır geliyor ki taraf olmak öyle ya da böyle... her taraftan kıskaca alınmış bir ateş çemberi içerisinde birbiriyle savaşmaktan adı ne olursa olsun bıktım ve yoruldum ben artık.. sevgi savaşı, aşk savaşı, iktidar savaşı, para savaşı kimsenin çemberden çıkma şansı yok iken kimse birbirinden bir eksik ya da fazla değilken bu savaşın farkında olarak anlamsızlığını düşünerek sizinle bu çemberde kalmaktan bıktım artık...

bıkmakla kurtulunmuyor onun da farkındayım, çıkmak isteyince çıkamadığım bu çemberin içinde sadece ateşin azabı artıyor... çemberi daha da daraltıyor... daraldıkça daha çok yaklaşıyorum size, siz bıktığım insanlarıma...
bunaldım... hem de çok bunaldım...
gitmeliyim artık...

doğduğu cezaevinin bahçesine diktiği fidanla büyüyen bir çocuk gibi
gökyüzünü özgürlük özlemiyle seyrettiğini biliyorum
boşa heveslenme gönlüm
ölüm sana yaklaştırılana kadar
bu cezaevinden çıkış yok...

Boru değil sesin çıktığı yer, farkındayım... Yine de “tınn” gibi geliyor sanki.
Sahi siz nasılsınız? .

Bülent Özdemir

Bülent Özdemir

GooD aNd EvıL 04-22-2009 06:33 PM

Toplu Mezarlarda Seni Ararım...

Toplu mezarlarda
Seni ararım
Bir de ölümü
Zor geçer vakit bilirim
Ama çare yok
Bu dünyada
Yoksa yaşıyor musun
Mezarda
Kara toprakta
Bir resim çizsem
Görür müsün
Kemiklerden
Harfler yapsam okur musun
Adını ünlesem sonra
Duyar mısın
Bir işaret gelsin artık
Ya senden ya ölümden
Nedir bu sessizlik? ..

Heeyy! Durun biraaz!
Bir deliyim ben
Sevdiklerini öldüren
Hadi ben böyleyim ama
Sizde de akıl yokmuş
Benim kötü mezarı
Tapınak yaptınız
Dualar edip mumlar yaktınız...

Bülent Özdemir

Bülent Özdemir

GooD aNd EvıL 04-22-2009 06:33 PM

Toprakla Örttüğün Suç Bana...

Sızısı kalmamış siper ettiğin yüreğin
Hangi mezattan kalma bu sözler...
Hissettiğin şarkılar kim için?
Yıldızlar sema da el açarken gözlerine
Serin damlalar serpiştirirken güneş
Nazar değdiğin boncuklar kimin?
Kabirler gün sayarken kıyamete
Mezar taşları bayram heyecanındayken
Üfürmediğin sur kimin?
Dert elediğin elekler asılmış
İplere de zehirli un serilmiş
Rüzgara savurduğun küller kimin?
Tüleka aşkın iki dünya arasında
Doğarken sevdiğim temiz yürek kimin?
Gömülmüşsün gelin gibi kefene
Durmadan beddualar etsem sana
Giderken bıraktığın dert kime?
Tertemizdi verdiğim sözler
Toprakla örttüğün suç bana!

Bülent Özdemir

Bülent Özdemir

GooD aNd EvıL 04-22-2009 06:33 PM

Tut Ellerimi Miniciğim! ...

Tut ellerimi miniciğim!
Buzdan dünyamı kırdın
Donan yüreğime can suyu verdin
Beni ölümlerin arasından aldın
Tut ellerimi miniciğim
Beni yalnız bırakma
Beni hiç bırakma
Yüreğinle tut ellerimi
Sımsıcak yüreğinle...

Şimdi sen gidicem diyorsun ya
Artık bir daha seni sevmiycem diyorsun ya
Üşüyor ellerim miniciğim!
Ellerimden giriyor ölüm yine...
Öllerimden çıkıyor ölüm yine...
Tut ellerimi sımsıcak yüreğinle
Beni yalnız bırakma
Beni hiç bırakma

Ben ölsemde beni bırakma miniciğim
Tut ellerimi miniciğim
Sımsıcak yüreğinle tut
Hep sen tut
Tut ellerimi miniciğim!
Beni ölüme yollama...

Simurg_b (A.D.)

Bülent Özdemir


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:59 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.