![]() |
Adın Neydi Senin?
Senin sevmelerin gittikçe birikiyor tuhaf Elini her sallayışında gülüşünden dökülen Ve gözyaşlarında damladır saklanan hüzün *******imin derinlerinde şarkıındır yayılan İçimde işte bu an senin sevmelerin birikir. Daldığın her gecenin sessizliğine bırakırken Aldığın her sevdanın ataşiyle mi demlenirsin? Masmavi rengindir birikir bende sevmelerin Lakin neden meydan okur gibi aşk salıncağına Aldığın her acının anılarını katıyorsun? Leylanın alamadığını mı istersin benden? Aşkın kör kuyusundan su çekmek midir? Resmedilen bir aşkın son demi midir? Işığınla yansıyan ince bir alevsin sanki. Ali Arslan |
Ağlar Durur
Tomurcuk tazeliğinde Gelişinle, Yüreğimde bahar var. Kışı karların içine gömdüm. Eriyen her şeyimle. Beyaz sevda çeşmelerinde; Yaşanan zamanlara Sürgün, Şelale köpükleriyle aktı gitti... Şimdi içimde Biteviye tutuşur; Gülüşünden bırakılan yangın, Kapanmayan bir yara. Her göz açıp kapamamla Devamlı, Ağlar durur! .. Ali Arslan |
Ağlarım
Göz yaşların ummanıma düşünce gözlerini ararım Bir katre alevdir dudağından alır dudağıma sararım. Sunduğundan beri sen bana o mahmur çiçeklerini *******im uykusuz gündüzleri hayalinle ağlarım. Ali Arslan |
Ah Ne Numara
Bandaj çözüldü Ve ellerim zincirli,ayaklarım/Zincirli Ah ne numara. Üstümde ince kirli ve kan bulaşığı Bir kat incecik pijama/Çizgili. Elime tutuşturulan bir dikdörtgen/Teneke Sicilimmiş güya Alt tarafı işte bir numara Nasılda hatırladım/ 4578 Numara Tutuşturdular göğsüme Kendi ellerimle/ Yorulmasınlar Çektiler kelaynaklar gibi /Fotojenik Sakal uzamış Saç sıfır numara/Saçlarım Görmeyeceğim bir resimle İbret etmek için güya el aleme. Yıl 972 Mevsimin bitişi Sonbahar/ Kasım Ayazın soğuğu ve kar taneleri Bahçedeydi sanırım Baraka hücreler/ Ahşap çerçeveli Demir kafes bir pencere Ziverbey köşkü Kadıköyde bilmem kaç numara Kaç kez eklendi Kim bilir Bilmem kimlere kimlere Teneke teneke/Numara Ah ne Numara.” Ali Arslan |
Akdeniz Kıyısında Yoksul Duran Nice Taş Mezar
Bir geçmişi tutup yakasından eğer silkeleyebilseydi zaman Ölümü asude mi kılardı onlara kırık dökük ve sessizce ağlaşan Akdeniz kıyısında yoksulca duran nice mahzun taş mezar Yok başında ağlayanları bir kaya koruğudur dibinde bekler Beyaz köpüklerinden çaldığı rengiyle lacivert sularında denizin Atlıların geçtiği şen şakrak nice kadın çığlıklarının tanığıdır Tarihtir yaşanandır acı sevdalarıyla unutulur hep gidenler Şimdi ne atlılar ne yazgıları vardır başka başka şarkılar çalınır Başka aşkları dinlemekteler içindedir her bir mezarın ölüdürler Gelenler gidenlerden bihaber küflenen zamana bakar gibidirler Ali Arslan |
Akıl
Birbiri ardına sıralasalar akılları Üst üste, Alt alta farketmez; Seri de bağlansalar Paralel de Direnç ve akımın şiddetiyle ne farkeder ki. Yaratıcı akılda mıdır Yada olan biten midir doğada Asıl olan? Maddeden yansıyanı görüyorsa Akıl, Ayakları üzerine yekinir. Yoksa Bağlanmadılar mı birbirine sanki seri akıllar Ne gördüler! .. Ne yazdılar tarihin bilincine kalıcı? çer çöp Ve muska kağıtlarında solgun birer mürekkep yazısı. Oysa, Yaşayan ve değişen koca bir tabiat Devamlı kalıcı Ve devinerek. Sevmesini, Sevişmesini de bilerek Becerebilen Deli kadar bile olamadılar Nice akıllılar; Ha paralel, Ha seri, Ne farkeder Şimdi üstte bir deli Ve bir yığın akıllı da aşağıdan yukarıya bakarak Damlatıyorlar Güya akıllarını. Ali Arslan |
Akılla Yoğrulan Duygularımız
Şiir tahrik edicidir. Kışkırtıcıdır. Duyguları kışkırtır! ... Kışkırtma oranıncadır etkisi. Düşüncenin billurlaştığı bir kârdır insan olana. Emeğidir yüreğin. Şiir hayata ve her şeye dair bir bakıştır Erozyona uğramış muhtelif bakışlara isyanı, Anlamlı ve cesurane bir tepkisidir. Karmaşık değilse yüreğin ve düşüncelerin o kadar berraksa, Dökülüyorsa, Hüzün… Sevinç..Nostaljinin kabarması... Şiirdir. Unutma! .. Külün altı hala sıcaksa! .. Döktürecek çok şeylerdedir Yüreğin kadardır yüreğindedir Şiirle, Onlar durur, Hala sımsıcak! .. Her şey insan içindir anlayana, Şiirdir. Aşkda ve düşüncede, Akılla yoğrulan duygularımız. |
Akide Şekeri
Erimek için, Her kanatlanışında, Döndürürken kendini dudaklarımda, Ne şeker şeydin sen. Akidem! .. |
Aklım Sen
yakınına uzak uzağına yakın çelişkilerine kapanır insan buza tutunan bir hayatın içinde kaymak bir ucunda ölüm aklım sen soğuğa kuşanan toprak toz duman havalanan kar düşer gecesine bu iklimin gözlerin neminde bir ışıltı var renk cümbüşü üşümeler saklanan guruba akar aklım sen bir insan bir insana böyle mi yansır? bir insan bir insanla bu kadar mı kaynaşır? eğilen dal uçlarında son yaprağına tutunmak son yeşillik bir tatlı hayal midir? kalan aklım sen gözlerini çevirir gecenin derinliklerine tükenen bir yüz yüzde üç beş çizgide ince bir kan sızan kar beyazlığında sevda ıslık seslerinde melodisi eski bir şarkı yalan aklım sen bir adam bir kadın kenarına tutunur uçurumuna biri diğeri tuhaf bir telaşla düşer elleriyle solgun yeşiline aynı iklimin hazan takılan aklım sen iskeleden uzaklaşan bir vapur denize dalar çıkar bir martı kanatlanır sabahın tazeliğinde buğulu soluğun kısrak gülüşlerinde yok olan aklım sen Ali Arslan |
Aldanış
Bizi korkutan gözlerde aradık Kurtuluşumuz, Güçlü ellerde olacakmış, Ne de çok kendimizi aldatmıştık. Bir serçenin kanat çırpışı kadar kısa çeken Bir hayat, Bir gülün dalından koparıldığı An, Bitiyor. Dağlara sığınan eşkıyalar kadar bile olamadık Bir solukluk can için Hesaplıydık, Kıyametler kopardık. Bir dudağı emziren memelere düşen, Gülümseyişi bile içimizde saklayamadık. Mecbur bırakılan yaşamlarla biz ne de çok Beyhude alkışlarla aldatıldık! .. Ali Arslan |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:56 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.