![]() |
Bir Sevda Büyüt
(evren’e) BİR SEVDA BÜYÜT Bir sevda yetiştir canım yurdunda Kardelen gibi asi olsun Kardelen gibi başı dik Ve gerektiğinde baş kaldırsın dünyaya Nasıl ki kardelen zemherinin ortasında Karları delip de Gülümseyebiliyorsa güneşe Ferhat’ın dağları delişi Mecnun’un çölleri aşışı gibi yani İşte öyle bir sevdan olsun. Bir sevda filizlensin gönlünde Gökyüzü gibi mavi olsun Ve o çocuksu yüreğinde İnadına kirlenmeden Bin ömür çocuk kalsın Ve umutları taşısın nesilden nesile Bin yaşında fidan bir çınar gibi İşte öyle bir sevdan olsun. Bir sevda büyüt yüreğinde Sınır tanımayan Hududu çizilmeyen Bir aydınlık gibi Ya da yatağına sığmayan Sevgilerin aktığı Bir umman gibi Öyle bir büyüsün ki Değil dünyalara Adına bile sığmasın EVREN’e bile sığmasın. 17.02.2004 Yeni su / Silifke Vedat Akdeniz |
Bir Şiir Yazsam
BİR ŞİİR YAZSAM Bir şiir yazsam sana; Dinlersen, sarılıp boynuma ağlarsın Bir şiir yazsam sana; Okursan, seni çok sevdiğimi anlarsın Bir şiir yazsam sana; Ama hayır bir tek mısra bile yazamam sana Çünkü sen buna değmezsin! 21.06.2004 Vedat Akdeniz |
Bir Yoldaş Daha Düştü
(Filistinli Çocuklara) BİR YOLDAŞ DAHA DÜŞTÜ Gül diktikçe kan dökülen yerlere Kenan ili gülistan oldu Yedi yaşındaki çocuklarım Sokak çatışmalarında Yetmiş yıllık militan oldu Bir gül daha diktim bugün Bir yoldaş daha düştü gülüm Filistin’in asi meydanında Kahpe bir yankinin kancık kurşunuyla Bir yoldaş daha düştü gülüm Aslanım henüz daha yedi yaşında Sanma ki çocuk umutları da gömülecek Destansı mezarına gözyaşıyla Yükümüz biraz daha ağırlaştı bugün Bizlere miras bıraktı umutlarını Bağımsızlık sevdasını, gülüm. Bir yoldaş daha düştü bugün Bir elinde taş bir elinde gül Bir yoldaş daha düştü bugün Bu ne ilk, bu ne son, gülüm 17.08.2006 Vedat Akdeniz |
Bir Zamanlar
BİR ZAMANLAR Bir zamanlar kahraman ve hünerli ellerim vardı Saçların parmaklarımın arasından akardı Rüzgârlar saçlarını okşayan parmaklarını kıskanırdı Ellerim o kadar karhandı ki Tutunca ellerinden, ellerin ellerimde çoğalırdı. Bir zamanlar asi ve cesur gözlerim vardı Kendini budaktan hiç sakınmazdı Gözlerinin içine öyle anlamlı bakardı ki Sevdaya bürünmüş cümlelere gerek kalmazdı. Bir zamanlar keskin ve kıvrak dillerim vardı Kilitler tutmaz, zincirleri kırardı Her tümcesine inadına adınla başlardı Her sözcüğü bir fırtınaya döner, Her cümlesi tufan olur kopardı. Bir zamanlar deli ve yiğit bir yüreğim vardı Heybesinde çılgınca çocuksu hayaller taşırdı Elinde bir fırça dünyayı maviye ve kızıla boyardı Bütün çiçekler açar, her mevsim bahardı Bir zamanlar şu deli yüreğime sığmayan sonsuz Sevdalarım vardı 11.07.2006 Vedat Akdeniz |
Biten Ömür
BİTEN ÖMÜR Yarım kalan umutlarla hep ötelersin sevdaları Öteledikçe yollar çağırır insanı Yollarsa arsızdır dolanır hep sarp dağları Dağlar utangaçtır saklanır birbirinin ardına Gurbet dersin bu aştığın dağlara Ya sıla hangi yolun sonunda, bilinmez Yürüdükçe uzar yollar Dağlar çoğalır peşi sıra Yarensizdir bu yerler Gitmeye yoldaş bulunmaz Yar erteler ömrünü senden yana Yalnızlıktır arta kalan tek hediyesi Sonsuz hasretler düşer senin payına Tüm zamanları toplarsın öbür avucuna Birde bakmışsın ölümden önceki köydesin Oturup da geçmişe ağlamak artık boşuna Devrilip gitmiş bir ömür Eskimiş bir yaşam Terkedilmişliğin sızısı gözlerinde Şimdi gitme sırası sende… 26.10.2007 Vedat Akdeniz |
Bitmez
BİTMEZ Paket paket sigaralar Şişe şişe şaraplar biter Yine de hasretin bitmez gülüm Şu hayın karanlık gece sabah olur Vefasız sabahlar akşam En arabesk şarkılar biter Şiirler susar kaleminde şairin Hasretin, hasretin bitmez gonca gülüm! Sevdan düşer yüreğime bir kor gibi Uykular alır başını gider, Uğramaz sokağıma bir daha Ben seni düşünürüm boyuna Senin güzelliğin sevmelerimde bitmez gülüm Ellerim uzanır Toroslar gibi bilmezsin belki Sen Göksu gibi yatağında usul usul yatarken Ben yüreğinin perdesine vururum her gece gökteki ay gibi Seni seyirlere doyamam ki, bitmez güzelliğin Seninledir yaşamın her anı Ben var oldukça sen bitmezsin gülüm… 15.06.2006 Vedat Akdeniz |
Biz Bize Benzerdik
(Ersoy Bilgili’ye) BİZ BİZE BENZERDİK Biz aynı ırmağın ayrı kolları Ayrı pınarlardan doğup Aynı vadide koşmuştuk aynı denize Nice bentler yıktık omuz omuza Şimdi döküldüğümüz bu deniz mi ayırdı bizi Farklı akıntılara mı kapıldık yoksa Yoksa arsız koylar mı girdi kanımıza Oysa ne hayrandı sıra dağlar bize Diz çökmüştü setler önümüzde Fırtına yetiştirseler aramızda Orak alır biçerdik Biz bize benzerdik… Hey gidi günler Hey gidi yaşananlar Sevdiklerimiz farklı olsa da Sevmelerimiz aynıydı Katıksız, su katılmamıştı Aşkların acısını biz alırdık Karşılıksız sevdalar bizi bulurdu Bu yüzden her gece kadeh tokuşturur Sabah olunca da Dağa küsen tavşan biz olurduk Sonra birbirimizin haline güler Daha sonrada aynı cümleyi söylerdik Biz bize benzerdik… Şimdi hangi okyanus ayırdı bizi Hangi dağ girdi aramıza Gemiler mi aldı bizi bizden Dalgalarla mı parçalandık yoksa Ne oldu kurban olduğum dostluğumuza Hani cümlemiz vardı bir zamanlar Hani biz bize benzerdik… 21.06.2006 Vedat Akdeniz |
Bu Kentin Gündüzleri Çekilmiyor
BU KENTİN GÜNDÜZLERİ ÇEKİLMİYOR Bu kentin bir tek *******i güzel Gündüzleri çekilmiyor zaten Ay ışığı gözlerini anımsatıyor Perdeden sızarken içeriye, Sokağı aydınlatan lambalar Gülüşünün saflığını yüklenmiş Gidiyor karanlığın üstüne üstüne Sakladığın esmerliğin çıkıyor ortaya Biraz daha güzelleşiyorsun. Sevmeye doyamıyorum seni Zaman nasılda su gibi akıp geçiyor Gözlerin denize düşüyor sonra Yıldızlar saçlarına takılıp kaçıyor bir bir Durun diye haykırmak geliyor içimden Boğuluyor sesim, konuşamıyorum Bildiğim bütün diller aciz kalıyor Yetmiyor işte anlatmaya Gün doğumuyla doğuyor hasretin Sonra gündüzler çekilmez oluyor.. 01.04.2006 Vedat Akdeniz |
Büyük
BÜYÜK Ben büyük sevdaların harcıyım Sevdim mi büyük severim Ovalara, okyanuslara sığmazcasına Yarattım mı sonsuz bir gökdelen olur Tarihe meydan okurcasına. Harcandım mı büyük sevdalarda harcanırım Yıkıldım mı yer gök sarsılırcasına Her yer sevda yığınlarıyla dolar Yaşadığım tüm şehirler altında kalırcasına. 19.10.2004 Vedat Akdeniz |
Caddeler Boyu Sevmelerim
CADDELER BOYU SEVMELERİM Caddeler boyu seni sevmelerim Uzadıkça uzar bir nehir gibi Çağlarken kendi çığlığında susar Susadıkça hasretinden yanarım Yaşlı bir ırmağım, gün geçtikçe Kocamış umutlar taşıyan Nice asırdır, ne dağlar aşmışken Şimdi dümdüz bir ovada Kıvrıla kıvrıla denizleri bulamayan. Oysa tazecik bir çocuktum Kelimeleri yarım yamalak konuşan Şarkı söylemeye yeteneksizken Acılar içinde feryadında susan. Yine de seni sevmelerim caddeler boyu Suskun çığlıklarda uzar Her uzayışında asılırken elektrik tellerine Sallanır sevmelerim darağacında sallanır gibi Oysa asanda sensin, sallandıranda sen Ama yine de caddeler boyu seni sevmelerim Ellerinde uzadıkça uzar ömür gibi 25.08.2004 Vedat Akdeniz |
Çare Olmaz
ÇARE OLMAZ Ya sen bir yaprak olsaydın Güz gelmeden sararıp solan Zalim rüzgarların kandırdığı Uzak diyarlara savrulan. Ya ölüm gelseydi ellerinde Tüm nefretini benden çıkartan Yaşamak isterdim senle en çılgın zamanı Ölüm çözüm olmasa da hiçbir düğüme. Sensizliğin mecburi olduğu bir anda Yokluğunun sisi çökerken gözlerime Yüzümden geçemez bir damla gözyaşı Ağlamak çare olmaz hiçbir yaraya. Ekim 2003 Vedat Akdeniz |
Çaresizlik
ÇARESİZLİK Bu gece de yıldızlar uyuma der bana Elimde kadehle oturup da Şiirler yazsam, türküler yaksam Bilmezsin, görmezsin, okumazsın... Seni sevdiğimi haykırıp dünyaya duyursam Çare değildir bilirim duyuramadıktan sonra sana! Umurumda da değilim zaten Güz mevsiminde gazele dönen yaprak Nasıl umurumda değilse işte öyle Oysa yaprakları dalından koparılmış bir ağacım kış ortasında Mavi umutlarımdı, hiç acımadan fırtınalarla Götürdüğün o yapraklarda can bulan 2003 Vedat Akdeniz |
Çelişki Yumağı
ÇELİŞKİ YUMAĞI Nasıl bir şey ki bu böyle Ne sevdiğin belli, ne sevmediğin Bir türlü anlayamadım ne hissettiğini Öyle bir hal aldı ki Çelişki yumağı sanki Nerden tutsam düğümlenip kalıyor Ve bir türlü bulamıyorum ucunu 25.06.2004 Vedat Akdeniz |
Çıkarsız
ÇIKARSIZ Biz böyle gördük, böyle bildik Hiç almadan hep verdik Herkes ince hesaplar peşinde iken Biz inadına çıkarsız sevdik Hadi vur kardeşim, Barışım kadehe vur Yalnızlığa içelim bu defa Elbet seviliriz bir gün biz de Eksilmedikçe sevgimiz yüreğimizden 20.07.2003 Vedat Akdeniz |
Çıplak
ÇIPLAK Şimdi,sana yazdığım Bütün şiirleri sökmek isterim Dirhem dirhem yalancı gözlerinden. Soyacaktır, seni bu sevgisizlik elbet; Ama bu kentin bozkırları gibi de Çırılçıplak kalırım diye korkma. Yüreğimin arka cebinde biriktirdiğim Saf yalanların var bende. Al hepsini sevmelerimin yerine. Al da ihtiyacın olursa bir gün, Bu kent saklamaktan vazgeçerse seni Çıkarsan sevdalar sokağına Örtünürsün işte o yalanlarınla yeniden 08.03.2005 Vedat Akdeniz |
Çocuk
ÇOCUK Seni gözleri yeşil çocuk Orman yeşili, yosun yeşili Yaşama bağlar gibi insanı Bağlamışsın gözlerine sevdamı Seni gözleri mavi çocuk Umut mavisi, gülüşlerin mavisi Denize çalar gibi gök rengini Çalıyor sevdan benden beni Seni gözleri kara çocuk Hasret karası, gece karası Saçlarından yüzüne uzanan Yokluğunmuş sevdamın senden payı Seni gözleri renksiz çocuk Neyi değiştirir yeşil, mavi ya da kara olması Ben seni severim çıldırırcasına Seninse gözlerinde sevdam kayıp. 08.10.2004 Vedat Akdeniz |
Çocuk Olmak
ÇOCUK OLMAK Şimdi bir çocuk olmak isterdim En tatlı çağında yaşamın Tüm öğrenmelere aç Sevgilere muhtaç. Bir çocuk oyuncakların saflığında Kirlenmemiş bir dünya yaratan, Cebinde misket taşır gibi Geleceğin umutlarını gözlerinde taşıyan. Çocuk olmak vardı ya şimdi Değişmezdim hiçbir mutluluğa Bir elimde annemin eli Öbür elimdeyse elma şekeri. Uçurtmalar uçururdum yarınlara doğru Pay alırdım küçük sevinçlerden Babamın annemi sevmesi gibi Öylesine karşılıksız severdim her şeyi Bir çocuk olabilsem yeniden ah şimdi. 23 Nisan 2005 Vedat Akdeniz |
Deli Gönül
DELİ GÖNÜL Tazeleyip eski yaraları Durduk yere neren kanatırsın, Kurumuş derelere gönül Demir dağını delip denizlerden mi su taşırsın, Güzellerin peşinden gurbet ele düşüp Neden sılaya hasretlik kalırsın, Yoksa deli gönül sen hala Acı çekmeyi sevdalık mı sanırsın. Seni bilmez miyim aptal gönül Kör kuyularda Yusuf olur, yine de uslanmazsın, Yanlış öykülerin vazgeçilmez kahramanı Yenik savaşların yaralı komutanı olursun, Sen bir sevda hamalı Herkese inat hesapsız umutlar taşırsın, Yaşamaktır senin için delicesine sevmek Sevilmezsen de kahrını sineye çeker, aldırmazsın. Her sevmelerin insafsızca öldürür seni Yine de kendini her defasında külünden yaratırsın, Sen deli gönül haylaz bir çocuk olur Laf anlamaz, söz dinlemez, akıllanmazsın…. 19.08.2006 Vedat Akdeniz |
Demir Attım
DEMİR ATTIM Dün gece sen düşlerin deryasında Gök kuşağının yedi rengini ararken Bir martı kanadında Ya da bir yosun kokusunda Veya uyurken yeni doğmuş bir çocuk saflığında. Ben korkuların gemisini Teninin karasında yaktım Tüm yüreğimle yelken açtım Gözlerinin engin okyanusunda. Bir tutam sevgi getirdim deniz fenerinden sana Ve cesaretimle demir attım seher vakti Göz bebeğinin limanına. 05.06.2001 Bağlar / Diyarbakır Vedat Akdeniz |
Deniz
DENİZ Can dostum deniz Sen bekleme beni boşuna Alda git başını istersen, Asırlardır bekledin bilirsin Bu yerler bırakmaz beni Her ne kadar zor olsa da Bırakmak elini. Uzak dağlara tutsaksın sen Hırçın dalgaların da gitmeleri sever zaten Üstelik bu kıyılar uslandırmaz seni Hadi git, hiç bekleme sen beni. Biliyorsun senle gelmek ölümüdür bir şairin, Benle kalmaksa çürüyüşüdür ömrün, Sen masmavi bir özgürlüksün Kıyılar boyu koşarsın, Bense zincirsiz bir tutsağım Şiirler boyu yaşarım. Hadi git artık! Son dalgan olsun Yüreğimin kıyısına vurup giden, Ve ardından dostluğu seslendiren Bir şiir de adına yazılsın, Bundan sonra her şiirin Her çocuğun Dahası yaşamanın ve dostluğun Adı DENİZ olsun… 13.9.2005 şafak 126 Vedat Akdeniz |
Dert
DERT Varlığına dayanılmıyordu Yokluğun hiç çekilmiyor Seninle aynı kentte olmak Ağır geliyordu bazen Ama olmadığını bilmekse Taşınılmaz acılar veriyor. Senden ötesi yokmuş yaşamın Bil ki, tüm yangınlar buz keser Ya da buzullar aleve döner Dokunuşumda sensizliğin tenine Sefil bir hüzün bekler beni Sancılı hasretlerin kıyısında Yırtıp atamasın ki ömrü Param parça edip versem eline Kurtuldum diyerek bu dertten Dert ki ölümden beter… Ekim 2007 Vedat Akdeniz |
Destan
DESTAN Okuduğum hiçbir tarih kitabında Yoktu senle olan aşkımız Bütün destanlar aynıydı sanki Hep birbirini seven iki kişi Çekilen acılar, sonra mutlu son Varka ile Gülşah gibi yani Oysa öyle değildi bizim öykümüz Ben gözünü sevda bürümüş Acemi bir aşk tanrısı Sen halden bilmez Güzellik tanrıçası Ben mutsuzluğa soyunmuş acılar kralı Sense acemi bir şairin isimsiz yaratıcısı Peki, yok muydu hiç tarihte Sevilmeyeceğine bile bile benim gibi seven Ve tüm bu sevmeleri senin gibi reddeden Yoksa eğer işte yazsın bizi tarih yeniden Ve gömeyim seni bir türlü bizi anlatmayan O tarih kitaplarının satırları arasına 03.11.2004 Vedat Akdeniz |
Diktatör
DİKTATÖR Dayanılmaz bir sevdanın eşiğindeyim Ellerim saçlarını mevsiminde şimdi Vuruldum gözlerine, vuruldum ah yine Yenik düştüm diktatör sevgine Ocak 2004 Vedat Akdeniz |
Direnişçi
DİRENİŞÇİ Senden başka bir sevdaya Vatan olmaz bu yürek Direnir sensiz bütün sevmelere Direnir dönüşsüz gidişlerine Her şiir isyan olur artık Grev var şimdi bütün sevgilerde. Bir yürüyüş eyler gönlüm gözlerinin yolunda Yokluğunun kolluk kuvvetleri yenik düşer Bu çabaların, bu gayretlerin boşuna Bilirsin uzlaşmacı değildir sevdam Gerekirse silah diye çatar sevdasını Hasretliğin cephesinde Yine de işbirlikçi unutmalara el vermez asla. Ola ki düşerse bir gün hasretlerinin mahpusuna Ya da sürgün etsen yalnızlık diyarına İşçi yüreğim yine de umudunu işler Nakış nakış direnişçi sevdasına. 07.07.2007 Yeni su / Silifke Vedat Akdeniz |
Doğum Gününde
DOĞUM GÜNÜNDE Tam iki yıl önce bugün Umutlarımı iki dudağının arasında boğdun Bak yine bir doğum gününde Senle aynı kentteyiz Kim bilir belki aynı caddeleri adımlamaktayız Şu köşe başındaki dükkânın aynı vitrinine Düşüyor belki fark etmeden yansımamız Aynı dolmuşa biniyor farklı zamanlarda Aynı masada oturmuşuzdur belki lavinyada Yine bir mayıs akşamında sensiz yazılmaz şiirler Eskitirken bağlamanın telini türküler Senli türküler söyleyip, küfünler savuruyorum Sonra dudaklara koşuyor kadehlerin kıyıları Yine bir doğum gününde… 20.05.2006 Vedat Akdeniz |
Doğuş
DOĞUŞ İşte yeniden doğmak için Bir umut daha çıktı yola Senden bana doğru İster tozlu yollara düşsün İsterse çamurlara batsın Yeter ki sonunda Uzansın ellerin Bir ağacın ellerinin Serçeye uzandığı gibi Kasım 2003 Vedat Akdeniz |
Dost Edebiyatı
DOST EDEBİYATI Biliyorum sende aynı edebiyatı yapacaksın Gelip bana dost felsefesini anlatacaksın Şimdi bırak felsefeyi bir kenara da Dostluğunla sinemdeki yaraların ne kadarını saracaksın Zaten kaçıncı paragrafındayız ki biz bu aşkın Ve özneleri, yüklemleri kim bu sevdanın Ya da hangi cümleyi doğru kurduk ki biz Hangi sözcüğü yerli yerinde kullandık Anlatırken sevgimizi. Oysa her cümlemizde birilerinin hikayesi vardı Fakat bir türlü sözcüklere yansıtamadık kendi hikayemizi Çünkü “ama”larla doluydu her cümlen Kim bilir işte belki de bu yüzden Anlatmak isteyip de anlatamadıklarımız 13.08.2002 Vedat Akdeniz |
Dostluğundan Öte
DOSTLUĞUNDAN ÖTE Bir numara küçük geldi bu sevgi bana Al bunu dostluğun orda kalsın Çek üzerimden o gözlerini Öyle bakmasana Dostluğundan öte bulacağım bir ateş ver bana. Dostluğun saramıyor gözlerindeki yaralarımı Ve silinmiyor hasretlerin izleri Bırak bir sevda yetişsin yurdumda Ve dostluğundan öte bulayım seni. Avuçlarımla su taşırım çorak topraklara Kementler takılmış uçan kuşlarıma Kanadı dizlerim, önünde değerken toprağa Al artık dostluğunu, dindiremiyor acılarımı Dostluğundan öte bulacağım bir sevda getir bana. 26.08.2003 Vedat Akdeniz |
Dur Gitme
DUR GİTME Dur ne olur beni bırakıp da gitme Özenme sende akıp giden nehirlere Bırakma beni bir dağ gibi tek başıma Prangalı ayaklarım düşemem peşine Yıkılırım, depremler olur içimde Dur, bir tünel gibi bağrımı delip de gitme. Dur ne olur, Söyleyeceklerim bitmedi daha Bakma sen göçüp giden turnalara Kucağını bahara açmış bir ağaç gibiyim Turnalara aldanıp dallarımı bomboş bırakma, nolur Bak dökülür yapraklarım Çırılçıplak kalırım sonra Bıçkılanır her yerim Giderken attığın her adımda. Söylediğim bunca cümle Yetmiyorsa eğer sana Geceleyin terk eder gibi bir kenti Kalkıp git yanımdan usulca Tek bir sözcük söyleme Sözlerin dokunuyor kanıma Seni böylesine severken Bırakıp gidiyorsun ya Şimdi bir yanım Hasan Sabah Öbür yanım Seyduna… 03.07.2007 Yenisu / Silifke |
Dünyanın Aptalı
DÜNYANIN APTALI Sevdalara düşmek Acı çekmekse eğer En yücesini yaşadım Sevdaların sende Umutsuz bir aşk uğruna Kahırlanmaksa aptallık Dünyanın en aptalı Bu şiirin şairidir Yüzüme vuracaksan sevgilerimi Bir kalemde çizip her şeyi Tutuştur gitsin kibriti Yanmaya hazırım ben Cayır cayır ateşlerde Çektiğim acılar gibi 09.09.2004 Vedat Akdeniz |
Düzmece Sevda
DÜZMECE SEVDA Demişler ki seni seviyorum, külliyen yalan Hangi tarihte görülmüş benim seni sevdiğim Düzmece sevda olayı bu İster inan ister inanma… 29.06.2007 Vedat Akdeniz |
Ellerin
ELLERİN Ellerin ah tutmaya bile kıyamadığım O vefasız ellerin Tutsam şu nasırlı, şu hoyrat ellerimle Bir aslanın ağzında kıvranan yavru ceylan gibi Yavaş yavaş ölür diye korktuğum ellerin Hani yaylalarda, dağ başlarında Göz değmemiş bir kır çiçeği ellerin İncitmeden bir nefeste koklasam Ağır ağır solacak, kuruyacak ellerin İşte bu ellerin senin, cellat ellerin Duvar diplerinde gözlerimi bile bağlamadan Beni kurşuna dizen, tetiği çeken ellerin Daha yargılamadan kalemi kıran Kemendi boynuma takıp sehpayı çeken ellerin Dipsiz kuyularda bu masum, bu körpe sevgiyi boğan ellerin Ellerin dikenli tel ellerin Tuttukça ellerini Yüreğimi kanatan ellerin Beni benden alan bu cellat ellerin Bütün ******* benim olsun, gündüzler senin Al bu aydınlığı da karanlıklar da benim olsun Bütün dertler acılar bana kalsın Yeter ki bir sabah uyanayım ellerinde Beni bu ellerinle öldürdün Şimdi can ver yine bu ellerinle 17.07.2003 Yeni su Vedat Akdeniz |
Emmi
EMMİ Okuyup da gomunüst olup Vatan mı kurtaracaksın diye Takılırdı ya eskiler bize Zaman içersinde okuduk Dedikleri yola geldik emmi Şimdi onların yerine Bize eski diyorlar be emmi Oysa badem bıyık bırakıp Gösteriş için ibadet edip Haçlıları savunmak Sözüm ona ılımlı müslümünlıkmış Bu da “moda” olmuş emmi Ya da üç beş ecnebi kelime konuşup Aydın geçinerek halkı aşağılayıp Kadın memisine yurt satmak Çağdaşlıkmış, üstelik de “Popüler”olmuş emmi Dahası başkaldırıp her şeye Anarşist takılarak asi görünüp Düzen içersinde düzensizliği savunarak Düzenin çarkı olmak yiğitlikmiş “revaç”daymış bugünlerde emmi Hele bıyıkları aşağı doğru sarkıtıp Vatan millet Sakarya edebiyatı yaparak Çete kurup yetim hakkı yemek “Milliyetçilik” haline gelmiş emmi Bir de barış ve demokrasiden dem vurup Ele silah alıp dağa çıkıp ülke bölmek Yani emperyalizme uşak olmak “İnsanlık onuru” hak savaşıymış emmi Bizim zamanımız çoktan geçmiş Çağ onların çağıymış anlayacağın Öyle yazıyordu bir yerde bir dönek Aldığı paranın hakkını vererek emmi Anlayacağın biz görmeyeli çok şey değişmiş Her yerde onlar, bütün kaleler mi zapt edilmiş Hayır emmi hayır, hele biz bi inelim meydanlara Elde bayrak akın akın bak nasıl geliyor dostlar Kurtuluş savaşında kanıyı koşan nine Çanakkale geçilmez diyen şehidin oğlu Ve milletin efendisi köylü bak yine en önde Sanma ki biz tek başınayız, sanma yalnızız Milyonlar var yanı başımızda Hem dediği gibi bir ustanın “Bir avuç olsak ne çıkar ki” Biz, biz yeteriz be emmi Aralık 2007 Vedat Akdeniz |
Erkekler Ağlar
Erkekler Ağlar Senin gözyaşında saklanan sadakat gibi Sevda bir erkeğin gözyaşında saklıdır, annem İsterse Ağrı Dağı kadar olsun yüreği Hele yangın yerine dönsün bir içi Bir gözü Seyhan‘a, bir gözü Ceyhan’a döner Erkekler ağlamaz diyen de kimmiş Hele sarılsın bir anasının boynuna Nuh’un tufanı yanında halt etmiş. Tek bir sözcük çıkmaz ağzından Kilitler vurulmuştur diline Gözleri konuşmaz onun artık Döner yüreği harman yerine Ne kurşun yarası ne hançer Yiğidi öldüren gülün kendisidir Ne desin anası, sevdalıklar zalim. Bir yiğidin sevdası gözyaşında gizlidir Gel anam gel, sarıl boynuma Böyle garip, böyle mahzun olduğuma bakma Ağlamalarım sevdandır sen aldırma Ben ağlayayım sen barajlar kur gözlerine Dedim ya ağlamalarım sevdadandır sen bana aldırma haziran 2006 www.akdeniz.orgfree.com Vedat Akdeniz |
Eski Çağın Türküsü
ESKİ ÇAĞIN TÜRKÜSÜ Bir eski çağın türküsü bu ya Sevdalar yaşatır bana asırlardır Yıllandırıp dururum umutlarımı Yüreğimin mahzeninde de Bilmem nereye kadar gider Nasıl olur, ne ederim? Tarihlerce yaşadım bu yalnızlığı Tek başıma, çırılçıplak Bir nehir gibi taşıdım seni gözlerimde Hiç kimselere diyemedim bu derdi ben Bir insanoğlu gelip sormadı halimi Bir çınar gibi kök saldı yüreğime Atamadım seni bir türlü geçmişe. Nice sevdalar geldi tünedi omuzlarıma Bense sen diye doğdum her günde Sen diye diye öldüm her seferinde Bildiğim tüm hasret katarları geçti buralardan Hiçbirinde izin yoktu inan, yoktun sen Tarihler almıştı sanki seni benden. Fırtınalar gelip kapanmıştı dizlerine Oysa acıların gelirdi bana her gece Konaklardı avuçlarımda mevsimlerce Benimse sevinçlerim senin gülüşlerinde Gözlerinin deltasında kışlardı Ama kayıptın sen anlatılan masallarda Türkülerde söylenen öyküydün Bir eski çağın türküsüydün sen Sevdaların yaşardı bende asırlardır. Sevdaların destanlaşırdı şiirlerimde Senelerce. 21.04.2006 Vedat Akdeniz |
Felaketimsin
FELAKETİMSİN Sen yağmurların getirdiği, Asil bir damlasın Kirpik uçlarıma tutunan. Birazdan düşüp yere Diğer damlalara karışacaksın. Ve ardına bakmadan, beni bırakıp Koşacaksın başka denizlere. Kim bilir hangi derelerden geçeceksin Yemyeşil bir heyecanla Çocuksu sevdalar taşıyacaksın. Sarsılmaz dağları âşık edip güzelliğine Ardında kalanları yakıp yıkacaksın. Sen küçük bir yağmur damlası değil Vadilere sığmayan bir tufansın. O kadar büyümüş ki sevdan yüreğimde Her gidişinde kıyametim olup kopacaksın. 11.04.2005 Vedat Akdeniz |
Filistinde Çocuk Olmak
FİLİSTİN’DE ÇOCUK OLMAK Filistin’de çocuk olmak Çocuk olmamaktır Makinelere karşı yüreğiyle çarpışıp Korkular içinde korkusuz olmaktır Filistin’de çocuk olmak Genç ölebilmektir kahramanca Filistin’de çocuk olmak Çabuk büyümektir kısaca Yürümeden koşabilmek Çığlık atarak susmaktır Filistin’de çocuk olmak Kavgalara kefil olmaktır Acılara abone olup Cehennemi dünyada yaşamaktır Filistin’de çocuk olmak Doğuştan sevdalı olmaktır yurduna Oyuncakları tanımadan daha Öğretmen olmaktır yaşıtlarına Filistin’de çocuk olmak Destan olmaktır yarınlara Filistin’de çocuk olmak Güneş olmaktır karanlıklara… 18.06.2007 Vedat Akdeniz |
Filistinli Çocuk
FİLİSTİNLİ ÇOCUK Filistinli çocukların hayalinde Ne son model arabalar Ne yatlar, katlar Ne de dünya güzeli kızlar var, Filistinli çocukların hayalinde, gülüm Bağımsız bir Filistin yatar… 16.08.2006 Vedat Akdeniz |
Gel
GEL Bir derdim vardı, bin bir oldu Baharda açan çiçeklerim soldu Akdeniz’im yatağına sığmazken darda kaldı Gel naz eyleme, rüsva etme beni Akarsuyum taşkındı akmaz oldu Hasretim yanmazdı ateşlerde kaldı Bu ayrılık gayri sebebim oldu Gel gör de, viran eyleme beni Türkülerim ve şiirlerim çocukken vuruldu Umutlarım gözlerinin kuyusunda boğuldu Sevgilerim yargısızca kirpiklerinde asıldı Gel perişanım, ziyan etme beni Dağların ardı karanlık gözüm kesmez Gitmelerin bağrımı deler, gözyaşım dinmez Sen gelmezsen bu ayrılık bitmez Gel yaman haldeyim, harap eyleme beni Güvercinlerim öldü, rüzgârlar getirmez haberini Bir dağın nehri beklemesi gibi yıllar yılı bekledim seni Yokluğun bir nemmiş yar çürüttü ömrümü Gel son nefesteyim, toprak eyleme beni Gel tut ellerimden, tut da yaşat beni… 18.07.2006 |
Giderken
GİDERKEN Yüreğim kalır, kaldığın yerde Kıvılcımlar aleve döner Düşünceler tutuşur Tutunamam yangınların ortasında... Türküler soluksuz susar Çığlıklar kaybolur Sisli duyguların kıyısında... Gözlerim görmez olur Yokluğunun gölgesi çöker Umutlarım yarınların sancısında... Maviler siyaha bürünür Hasretin sonsuzlaşır Ayrılığın durağında... Sevdam gözlerinde filizlenir Suskunluğum sende seslenir Genç ömrüm ölümün yamacında... Temmuz 2002 Vedat Akdeniz |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 12:22 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.