![]() |
Bazen
Bazen dalga olurdun, Hayatıma bir girer bir çıkardın, Sevinir, sonra üzülürdüm, Ben senden bıkmazdım fakat, Muhakkak bir şeyler bulur bıkardın. Bazen aydınlatırdın ruhumu Bazen karanlık sen olurdun, Bulur sonra kaybederdim seni, Ben seni hiç unutmazdım ama Unutacak bir şeyler bulur, unuturdun. Bazen gökyüzü olurdun mavi mi mavi, Bazen gönlümde çığlar yaratırdı gülüşün, Birden değişirdin, Ben üzülürdüm Üzülecek bir şeyler bulunca hüznün. Bazen sinirlenirdim, Bazen 'Yeter artık' der sana küserdim, Sen gidince var ya, sen gidince Aramak için yollara düşer Deli deli eserdim. Yoruldum artık, Ne aramak, ne bulmak istiyorum, Bir daha gitme ne olursun, Hep yanımda kal Bak sen de yoruldun Bak sen de yoruldun, biliyorum Turgut Uzdu |
Bazen Rüzgârlar Eser
Bazen rüzgârlar eser Alır gönülleri, baharlara savurur Kuşlar takla atar, kelebekler dansa vurgun Kırmızı açtıkça çiçekler Ruhlar kavrulur. Bazen rüzgârlar eser Yağmura gebe bulutlar dağılır Yeni nefeslerle tanışır yaşlı gönüller Kelebek dansları siler izleri Lekesiz yeni sayfalar sağılır. Bazen rüzgârlar eser Gece,gece olmaz gündüzler gündüzdür Çöller yeşerir, vahalar kaplar her yanı Engeller saklanır Kavşaklı yollar ise düzdür. Bazen rüzgârlar eser Unutulmuş kokularla dolar burun Yürekler şaşkın, Damarlarda yeri olmaz Hiç bir desturun. Bazen rüzgârlar eser Hayaller hep olacaklarla süslenir Ve bir rüya kandırır gerçeği İnadına nefes alınır, inadına başlar savaşlar İnadına her şey göğüslenir. Sonra,sonra aynalar kırılır tek tek Rüzgârlar susar Yokluk yankılanır kendi sesiyle Hüzün yerleşir gözlere, renksiz Şarkılar hep ayrılık kusar, hep hasret kusar, hep acı kusar, Acı kusar. Turgut Uzdu |
Bazı
Bazen yolun başından Bazen sonundan başlanır Gerçekler istenmez bazen Hayaller sevilir Hayaller yaşanır. Bazen umutlar çiçek açar Bazen puslu bir ayaz etrafı sarar Güller istenmez bazen Yüreklere dikenler batar. Bazen değişsin istenir her şey Bazen suskunluk yeşillenir Tomurcuklar istenmez bazen Ölümsüzlük sevilir yürekte Değişmezlik sabit kalsın istenir. Bazen kahkahalar sarar her yanı Bazen suskunluk yıldızlaşır Sessizlik baş tacıdır Mehtap saçlarını tarar gün boyu arka planda Gittikçe kadınlaşır. Bazen gönül yırtar fermanları Bazen daha kalın, daha büyüktür puntolar Padişah ve avenesi sevilir Asırlık çınarlara adlar kazınır. Bazen ağırlık övgüdür sayfalarca kendini ezer Bazen hafiflik baharla gelir göz bebeklerinde kelebek Saatler, saniyeler sevilir Hep gece yarısı açılır gülümseyen defterlerde Sayfalar açılır tek tek. Turgut Uzdu |
Be Hey Gönül!
Çiçek çiçek dolaşırsın Arı mısın be hey gönül? Her çiçeğin başka çeşit Balı mısın be hey gönül? İlkbaharda açıyorsun Her sevenden kaçıyorsun Hep güzele koşuyorsun Malı mısın be hey gönül? Niye girdin şu gönlüme Taht kurmuşsun bilmem niye Sana hayran şu bahçeye Yalı mısın be hey gönül? Hicrana mı aşık oldun Vuslatı mı evden kovdun Bir gül idin şimdi soldun Çalı mısın be hey gönül? Tutsun derim tohum sende Kara derler güzel yerde Aşık gülün bilmem nerde Dalı mısın be hey gönül? Turgut mudur senin adın Bilinmiyor şu muradın Gökte uçar bir kanadın Halı mısın be hey gönül? Turgut Uzdu |
Be Hey Kara Toprak
Doğumumla hasretimi çekmeye başladın, Bilmem bu nasıl sevdadır, be hey kara toprak, Bir urgan bağladın boynuma, habire çektin, Bilmem bu nasıl sevdadır, be hey kara toprak. Dağ oldun yoluma, yar oldun önüme çıktın, Dâğ oldun kalbime, yâr oldun gönlüme çıktın, Bağ oldun bahçeme, bağ oldun ömrüme çıktın, Bilmem bu nasıl sevdadır, be hey kara toprak. Nereye gitsem yanımdasın, hiç ayrılmazsın Yediğim senden gelir, içtiğimde sen varsın, Sana gelenleri hep sever, hep kucaklarsın Bilmem bu nasıl sevdadır, be hey kara toprak. Güller gibi kokarsın, seni seveyim diye Zaman zaman tozarsın, seni göreyim diye Tohumu alır, büyütürsün yiyeyim diye Bilmem bu nasıl sevdadır, be hey kara toprak. Turgut’um, inan canımdan çok seni severim Çekinmem senin için ölümlere giderim İnan sevdiğin kadar ben de seni severim Bilmem bu nasıl sevdadır, be hey kara toprak. Turgut Uzdu |
Bebiş'e
Yeni bir can geldi Kutlarım Dilerim ömrü uzun, Canı sağ olsun Sevgi katsın yuvasına Sevgiyle büyüsün Başarılarıyla Bütün akrabalarını güldürsün. Sevgiler getirmiş olsun geldiği yerden Işıklar saçsın etrafına Ağlayışları saadet çiçekleri olup Yanaklarında açsın Bütün aksilikler Etrafından uzaklaşsın Bu güzel bebek Sevgisiyle kalsın Hep sevgiyi yaşasın. 30/12/2006 Turgut Uzdu |
Beddua
Pişman olasın yaptıklarına Ahlar çekesin, kimse duymasın! Dilerim, dilerim Allah’tan Seni Benden başka seven olmasın! Yüzümü göremeyesin! Sesimi duyamayasın! Dokunamayasın ellerime diyemiyorum Seviyorum bu haini, Allah’ım! N’olur beddualarım yerini bulmasın Yerini bulamasın. Allah’ım, gülümseyince yüzünde güller açsın! Dünyanın neşesi dolsun gönlüne! Mutluluğu gökyüzünü doldursun Neşesi dünyayı, Yer kalmasın acıya, kedere... Ben razıyım yalnızlığa O yalnız kalmasın! Ne ızdıraptan, ne kederden Ölünceye kadar Bir nebze bile tatmasın! Turgut Uzdu |
Beklemek
Kim sever sessizliği, Kimsesizliği kim sever, Bir bardak çay karşılıklı içilmezse eğer, Kim sever demi, kim sever demsizliği? Biliyor musun, hep boynu bükük durdu İçi bir türlü dolmayan terlikler… İnanmazsın, kapının tokmağı, zilin düğmesi bile Gece gündüz üşenmez, dokunacak bir el bekler… Yastık tek, yorgan tek, tabak, kaşık, çatal tek Hep aynı dudakta yalnızlık türküleri söylenir, Hüznüm beni aşar, Evin her köşesi bana bakar, hüzünlenir… Ya Rabb’im giden oldu da, gelen yok, Beklenen bir türlü gelmez… Ellerimin hiç biri bir türlü, Bir türlü başka bir ele değmez, değemez… Boşluk her odaya yerleşmiş, Kendi kendine konuşur, duyamam, Öyle alıştım ki, kurtar artık Yanımda bir nefes olmazsa, ben, ben uyuyamam Turgut Uzdu |
Beklenen An
Hüzün ellerden taşar, gözlere bulaşır Neden hep tetiktedir, insafsız rüyalar Bir silah sesi patlar, yürek ortasında Gül kendi aleminde, kendi sefasında. Kanamaz, kuştüyünde bir yudum damladır Gâh uçar bilinmeze, gâh uyumaktadır Bir rüzgâr eser bazen, sel olur serinlik Kendine ateş yakar, göz olur derinlik. İşte beklenen andır, kendini yakar lav Bekçinin görevidir, incecik ses, hav hav Dua yükselir göğe, yağmurlarca sayı Yürek düşer yüreğe, umut kabadayı. Yapışırken kum rengi, istek boyun eğer Elmas gibi parlayan, elmaslara değer Podyumlara asılı mankenlerden güzel Konur ulaşılmaza, pamuklaşmış bir el. Sonra, baş tekrar baştır, hüzün selamlaşır Göz, diğerine bakar, birlikte ağlaşır Zaman sessizce inler yoluna giderken Aşk gözyaşına yatar, hicran “ At bin! ” derken. Turgut Uzdu Turgut Uzdu |
Beklenen Gelmeyince
Kızıllığın ardından saatler saatleri vurur Beklenirken beklenen, kalpler durur Çok garip bir ikilem yaşanır Beklenen gelmeyince bütün akşamlar Karanlık olur. Kulaklar ses duymak ister Uyku, beklenenin dizinde uyur Düşlerde sırayla sevdalı durur Beklenen gelmeyince bütün akşamlar Karanlık olur. Beklenen gelmeyince Bütün akşamlar karanlık olur Isı kaybolur Kalpte heyecan biter Umutsuzluk sarar dört duvarı Lambalar sönükleşir Beklenen gelmeyince Bütün akşamlar karanlık olur. İnsan hep bekler Bazen bir güzeli gönülden Bazen bir sevdalıyı masallardan Gece başlar bekleyişi ruhun Hiç bitmeyen bir enerjiyle umudun. Hayaller süsler dört bir yanı Kuru sözler şiir olur taşar Hasret süsler cümleleri Beklenen gelmeyince Bütün akşamlar karanlık olur. Turgut Uzdu |
Beklerken
Yine dünkü gibi, Seni beklerken sigara yaktım, Kumruları gördüm öpüşürken, Biliyor musun gözlerim doldu Neredeyse ağlayacaktım. Yine önceki ay gibi Derdin bir nefes çektim, Oysa nasıl inanmıştım, Ben seni Hiç beklemeyecektim. Kaç ay oldu, Yıllar gibi uzadı saatler, Her mevsim bahar gelmiş gibi dolaşacaktık, Gönüllerimizde açacaktı her gün Ayrılığı tatmamış çiçekler. Harap olmuş bir bahçe bıraktın, Güller kan rengine bürünmüş, Derlerdi de inanmazdım Gittiğin gün var ya, Cehennem gibi İşte o günmüş. Hatırlıyorum, önceki ay gibi Geçen ay da bekliyordum yine, Sigaramı yakmıştım, Ellerin yerine hep Nedense rüzgâr dokunmuştu ellerime. Hani gelsen diyorum, Kumrulara bakıp artık üzülmesem, Bir ölümlük şu yolda, Ne kaybın olurdu Hep seninle yürüsem. Turgut Uzdu |
Beklerken Öleceğim
Dumansız yandığım bu kaçıncı ateş Bu kaçıncı yalvarış, yakarış Hep gidici mi olmalıydı gelenler Bu kaçıncı aldanışım, kaçıncı batan güneş… Hep seneler, Hep seneler aldattı beni bilirim Son gününe kara haberi sakladı Bu gün, yarın diyerek Aylarca oyaladı… Dört mevsimi bire düşürürdü her defasında Her ay tomurcuklanırdı çiçekler Şükrederdi el açıp Allah’a Yeşilin körpecik tonunda çiçekler. Oysa ardımdan gelirmiş Ardımdan gelirmiş ellerinde ayrılıktan zincirler Gözlerine merhamet uğramamış Karanlık gölgeler. Bilemezdim ki Bilemezdim ki gözlerimde pembeler Ellerimde, sıcaklığını tuttuğum eller Önceki yıl gibi Ellerimi bırakıp gidecekler. Ben yine bekleyişlere gebe *******e sarılacak Batmaya mahkûm yeni güneşler doğmasını bekleyeceğim Belki de bir gece, bir gece sessizce Nefessizce kalacağım ama muhakkak Muhakkak beklerken öleceğim. Turgut Uzdu |
Bekleyiş
Ruhum seyretse bedenimi, yıkasalar Tabuta koyup, mezarlığa taşısalar Yatanlar yeni komşuyu alkışlasalar Başımı koymam toprağa seni beklerim En acıklı, sevdalarını anlatsalar Her gece yarısında sohbete katsalar Yatıp uyu diye teselliye kalksalar Başımı koymam toprağa seni beklerim Bir çocuk gelip de aşk nedir diye sorsa Güzellik kraliçesi çocuğa kızsa Delikanlı mezarına çöküp ağlasa Başımı koymam toprağa, seni beklerim. Ruhum çıksa mezarımdan yanına gelse Mutluluğunu gelip bedenime dese Diktiğin bütün çiçekler her mevsim gülse Başımı koymam toprağa seni beklerim En yaşlı ölü cezalandırsa kızarak Ona da aşkımı anlatsam utanarak Dinleyip aşkımı affetse ağlayarak Başımı koymam toprağa seni beklerim. Sabrı öğrensem, sen mutlu yıllar yaşasan Çocukların olsa hep gülsen, ağlamasan Arada bir ne olur beni hatırlasan Başımı koymam toprağa seni beklerim. 11/11/2006 |
Bekliyorum
Belki Uzaklarda bir nefes duyuyorum Belki Duyulmayan bir ses Bir kalp atışı Hissediyorum. Bir çiçeğin rüzgârda salınışını Bir kelebeğin kanatlarıyla alkışını duyuyorum Yüreğimin her atışında Yüreğinin atışıyla uyuyorum. Rüzgâr her estiğinde Kokun gelir diyorum Güneş olup doğmasan bile sabahlarıma Ellerinin sıcaklığını duyuyor Saçlarını hissediyorum. Biliyorum ki Biliyorum ki gelemiyorum Gelemeyeceğini de biliyorum Bir gün 'belki’yi yüreğime sığdırdım Sol yanımda bir titreme O günü bekliyorum. Biliyor musun bakışların Asılı kalmış kirpiklerime Varmış gibi sanki Basmaya çalışıyorum ayak izlerine Belki beni sana getirir diye. *******i özlüyorum Gözlerim hep bir yerlere takılıyor Gelmeyeceğini bile bile Ne garip Ne garip hâlâ seni bekliyorum. Turgut Uzdu |
Belki Elveda
Ve gün geldi Bu adam, bu deli adam Topladı bohçasını Hazırladı bavullarını Trene bindi. Ayrılık şiiri yazmak istedi Yazamadı, Ağlamak istedi Ağlayamadı, Merhamet ve sevgi karışmamalıydı dedi Ne geriye dönebildi, ne ileriye gidebildi Sevdiklerini üzdü Üzdüklerine üzüldü. Kimseye bir gelecek vaat edemedi Kendi ellerine sığındı Dualar etti sevdikleri ve sevmedikleri için Tren çoktan hareket etmişti. Bir ayrılık şiiri yazmalıyım dedi kendi kendine Okuyanlar ağlamalı Dinleyenler hıçkırmalı Bir ayrılık şiiri yazmalıyım bugün dedi Kalemi aldı eline, Kalem düştü Kırılan kalpleri anlatmalıyım diyecekti Kalemi kırılmıştı. Bir yalancı beni tanıtmalıyım diyecekti Boğazı düğümlendi Diyemedi. Beni sevmeyin dediği halde Sevilen birinin ızdırabından bahsetmeli Bağlanmayın dediği halde bağlananları Sevenleri anlatmalıyım Çektiği acıları yazmalıyım dedi Yazamadı Gönlü gibi dili tutulmuştu. Bir ayrılık şiiri yazmalıyım bugün diye söylendi tekrar Sevenlerin acılarını Yıkılan hayallerini, Kaybolan umutlarını koymalıyım satılara diye haykırdı Trenin uğultusuna karıştı cılız feryadı. Bir ayrılık şiiri yazmalıyım bugün Diyecekti Diyemeden tren karanlık bir tunele girdi Bir tabela göründü uzaktan Kırmızı büyük harflerle “Elveda” diyordu Ve herkes Bu elvedayı biliyordu Bu deli adam Belki de Bir daha dönmemek üzere gidiyordu. 13/01/2007 Turgut Uzdu |
Ben Ağlarım
Canım Allah hep güldürsün yüzünü Hiç yaş bürümesin gözünü Ruhun neşeyle dolsun Her geçen günün Bir öncekinden güzel olsun. Canım Sen ağlama sakın Gözyaşları sana yakışmaz Ben alışkınım Söyle yeter ki Senin yerine de ağlarım… Canım Bir tane peçelim Belaların en tatlı püsküllüsü Olur ya bir gün Ağlamak istersen eğer, sakın ağlama Gözlerine bakar, yüreğimi dağlarım İnan senden çok Senin yerine de ağlarım. Yaslanacak bir omuz var sende En dertli anımda Elbet sana yaslanırım Hep gülümse, sen sakın ağlama Alışkınım Senin yerine de ağlarım. Turgut Uzdu |
Ben de Gelmek İstiyorum
Çok beklemişsin Beklemek zor biliyorum Yalnızlıklarını kovmak yanından Seninle olmak Ben de Ben de gelmek istiyorum *******ini aydınlatmak Güneşin olmak istiyorum Karanlıkları kovmak İnan Bütün kalbimle Ben de gelmek istiyorum Yollar uzak Sen korkaksın biliyorum Ama Bütün kalbimle söylüyorum Korkmadığın gün sevmekten Ben de gelmek istiyorum Mutluluğu yaşatmak sana Neşe getirmek istiyorum Bütün yalnızlığını kovmak için Bütün uzakları aşıp Sen gibi Ben de gelmek istiyorum İçim bir tuhaf Sana güvenmek istiyorum Ama deliye nasıl güvenilir demeyen Bir tarafım gibi Ben de gelmek istiyorum Turgut Uzdu |
Ben Hep Seni İsterim
Kış kışı sever elbet, yaz istemez Bahar olsam baharı isterim Sarı yapraklar sonbaharı sever Amma ben seni sevdim güzelim, Hep seni isterim. Bülbül goncaya aşıktır Güneş aya, bilirim Balık nasıl aşıksa deryaya Ben sana aşığım güzelim Hep seni isterim. Yıldızlar gündüzü sevmez ******* boyu yalnız, seyrederim Mehtap gümüşi saçlarını tarayıp Yakamozları ister ya güzelim Ben hep seni isterim. Papatyalar fal ister Ben, hep seviyor derim Sevmiyormuşsun diyorlar Kim ne derse desin güzelim Ben hep seni isterim. Turgut Uzdu |
Ben Kimi Seveceğim
Ben kimi seveceğim Bana seviyorum demezsen Gözlerinde yaşlarla gitmiştin Gözlerinde yaşlarla gelmezsen Ben kimi seveceğim. Rüzgârlara yapışmış kokun Her esintide sen varsın Bazen esersin Bazen ıslanır Yağmur olur gözlerime yağarsın. Takılıp kalmışsın kızıl güllere Her sabah yeniden açarsın Gülüşün deyip Azıcık baksam Çiy olur gözlerimden damlarsın. Nasıl özledim bilsen Bilsen nasıl özledim Ne olurdu gitmeseydin Gitmeseydin de yaşarmasaydı şu gözlerim. Biliyor musun yokluğun seninle dolu Dokunamadığım hayalin bütün odalarda gezer Yastığın altına sokarım başımı Hasretim beynimi ezer. Söylesene bana Seni sevemezsem Beni sevmezsen Ben kimi seveceğim Gözlerine bakarak senden başka birine Nasıl seni seviyorum diyeceğim Nasıl diyeceğim. Turgut Uzdu |
Ben Sevilmemeye Mahkûmum
Ben sevilmemeye mahkûmum Sen gibi değilim Severim deliler gibi Aşığım mezarına aşık Ölüler gibi Ben sevilmemeye mahkûmum Bulutundan ayrılanan damlanın Ya da bir kar tanesinin hüznü var bende Söylenemeyen sözler Üzüntüyü haykıramayan Yılların acısını omzunda taşıyan gözler Ben sevilmemeye mahkûmum Ne bir çiçek gibi açacak gönüm Ne seni bulup Uzun yıllar yaşayacak bir ömrüm Böyle sessiz haykıracak Kimsenin duymayacağını dudaklar Hep bağlı kalacak gönlüme Anahtarı kaybolmuş prangalar Ben sevilmemeye mahkûmum Sevdaları yaşamadan açık denizlerde Aşkı tatmadan Yaşamak Rüyalarda Ben sevilmemeye mahkûmum İstemesem de İstemesem de Turgut Uzdu |
Beni
Eteklerin salınsın her adımında Endamın alıp götürsün beni Saçların dalgalansın rüzgârda yürürken Ayak seslerin üşenmesin Gittiğim yere getirsin seni. Gittiğim yerde hep bana bak, Şöyle yandan bakışın var ya Ardın sıra süründürsün beni İstersen kirpiklerin ok olsun Söyle öldürsün beni. Bir ateşsin yüreğimde Alev alev tutuşturursun beni Bir içim su derler ya, işte o sensin Bir yudum ver ne olur, Söndürsün beni. Yanakların al olmuş, dudakların da İnciler dizilmiş gonca ağzın yesin beni Çatladı dudaklarım ardında gezmekten Söylesen de şu gonca Bir defa öpsün beni. Saçların bazen güneş olur bazen gece karası Bir toka yapıp taksan beni Seninle çarpan yüreğimi görüp Bir defalık Yüreğine anlatsan beni. Söylesen yüreğine Ya acısın ya sevsin ama güldürsün beni Bu kadar naz da çekilmez ki Söylemeyeceksen eğer, var git Var git de yüreğine öldürsün beni. Turgut Uzdu |
Beni Sev
Seninle başladı Göğsümdeki şu titreme, Sensiz sönmeyen şu alev, İçimdeki depremlerin ısrarla söylediği Tek şey var, duymadığın: -“Beni sev! ” Görünce başladı, Gözlerin güzelliğine hayranlık, Bir mum gibiydi, yangınlarca yükseldi alev, Fırtınaların, kasırgaların söndüremediği Tek şey var, duymadığın: -“ Beni sev! ” Duyunca başladı, Sesteki yanıklığa vurgunluk Bir çarpıntı olup yüreğime yerleşti alev Doktorların çare bulamadığı Tek şey var, duymadığın: -“Beni sev! ” Dokununca başladı, Tenin yumuşaklığına bağlılık Her hücremde alev başlattı bu alev Dünyanın gözyaşlarının söndüremediği Tek şey var, duymadığın: -“Beni sev! ” Sokulunca başladı, Karşılıksız aşklara aşkım Birlikte yaksaydı bizi sımsıcak şu alev Yüreğinin bir türlü tanımadığı Tek şey var, duymadığın: -“Beni sev! ” Susuşunla başladı Kendi içime gömülüp, suskunluğum, Öyle bir tutuştum ki güneşi bile yakar bu alev Gözlerinin bir türlü anlayamadığı Tek şey var, duymadığın: -“Beni sev! ” -“Beni sev! ” Turgut Uzdu |
Beni Unut Desem
Ayak izlerimizi silmiş dalgalar Haykırışlarımız susmuş Hatıralar yaşamaya çalışır bir kuytuda Kuşlar ötmeyi unutmuş. Aynalar bakmaz olmuş yüzüme Gönlümün kalp sesleri durmuş Gözlerim seni unutmuş. Beni unut desem Boğazın düğümlenmese hıçkırıklara Sil beni desem rüyalarından Başka eller bulsan elini tutacak Başka gözlere baksan… Beni unut desem Bir daha hatırlamamacasına Silsen mazinden, geleceğinde ben olmasam Beni unut desem Çözsen gönlündeki prangaları Gözyaşlarından yaptığın kaleleri yıksan Güllerden yeni kaleler yapsan Beni unutsan... Turgut Uzdu |
Beni Yakar
Yakar beni yakar beni Yemek yakar, ekmek yakar Duvar olan bahçelerde Her görünen tümsek yakar Gidenlerim geri dönmez Bekleyenler beni yakar Bir alevdir o hiç sönmez Tutuşturan beni yakar Gideceğim geldim diye Faniliğim beni yakar Akıl aldım birkaç kere Cahilliğim beni yakar Güzelleri görmen gerek İlk halleri beni yakar Çürüyeni bilmen gerek Son halleri beni yakar Tek odalı koca saray Hizmetleri beni yakar Doğmaz güneş yok yıldızlar Karanlığı beni yakar Arabalar evler dostlar Kimselere ulaşmazlar Çok sevdiğim şu türküler Kulaksızlık beni yakar Bağlamışlar ağzım dilim Ne halı var ne de kilim Çare bulamadı ilim Çaresizlik beni yakar Çoluk çocuk eşim de yok Yalnız kalmak beni yakar Çok sevdiğim köşem de yok Böyle yatmak beni yakar. |
Beni Yasakla
Biliyorum ordasın, arada akla Gelirsem ne olursun, beni yasakla Lanetleme, ah etme, hınçla ağlama Bürün gülün rengine, karaya bakma Çıkamasın bir daha karşına dünler Uğramasın yanına, kaçsın hüzünler Baharları bahçede gezindin farz et Bilmez misin ardından kıştır akıbet Fidanların gül açma, mevsimiydi o Başlamıştı şarkıya, kuşlardan koro Büyülerle vururdu gece yarısı Yaşanamaz olurdu ondan gayrısı Konuşurdu, susardı, ağlar, gülerdi *******i bekleten tahammüllerdi Bulutların bembeyaz üstünde ruhen Görür açık bir kapı, bazen de revzen Tokmağından tutardı içeri sızıp Kederleri kovardı şöyle bir kızıp Danslarına başlardı şuh rakkasenin Boşalmazdı badesi billur kâsenin İçilirdi içtikçe bütün bir gece Çözülürdü sabaha düğümlenmece Sonra vakit gelirdi, ışıklar üzgün Hasretiyle doğardı dün akşama gün Sokak sokak arardım, gider gelirdim İlk karşıma çıkana bu “Sensin! ” derdim Lakin geçti mevsimler, düştü yapraklar Bir daha mı gelemez inan o bahar İşte budur sebebi, gelirsem akla Ne olursun üzülme, beni yasakla Turgut Uzdu |
Benim *******im
Adını andığımda içim yanıyor Nerden ateş bulur bilemem Gözyaşlarım söndüremez Büyür gözlerinin karası gözlerimde Gülemem. El süremem, El süremem saçına, tenine Yakmak, yanmak ister, lakin Bir türlü değmez ellerim, Bir türlü değemez ellerine. Bu kadar mı yakışır tebessüm Gözler bu kadar mı güzel yumulur, Hasret zamana hükmeder Gün nasıl geçer bilinmez Hemen akşam olur. Gözler karanlığı yarar, gözleri arar Yakın olsa diye feryat eder dualar Sevda tacını takar başına Aşkı, sessizce uyutur uykuyu Sonra geçer karşına. İşte benim *******im Hep gülümseyişlere hasret tütsüleri yakılır odamda Bulundukça silinir tebessümler Kader bu Her gece yeni bir tebessümü bekler. Turgut Uzdu |
Benim Gibi Sevme
Aşkınla yanıp Tutuştum deme Öylesine sevdim ki Seni sevdiğim gibi Sakın beni sevme. Her gece hasretini öptüğüm Çiçeğim, bir tanem, gülüm. Ben yanayım sen yanma Aldırma yürek alevlerime Öylesine istedim ki Seni istediğim gibi Sakın beni isteme. Her gece hasretini öptüğüm Çiçeğim, bir tanem, gülüm. Ayrılığın çok zor Aldırma sitemlerime Öylesine öldüm ki Her gece öldüğüm gibi Sen sakın ölme. Her gece hasretini öptüğüm Çiçeğim, bir tanem, gülüm. Turgut Uzdu |
Benim Odam
Elimde elinin kokusu kalmış Seninle doludur şu benim odam Yastıkta başının uykusu kalmış Seninle doludur şu benim odam. Dudağının izi içtiğim suda Hep sana rastlarım gece uykuda En güzel rüyalar bekler pusuda Seninle doludur şu benim odam. Atmak istemem ki seni atayım Hayalin gördükçe caka satayım Görmediğim günler inan hastayım Seninle doludur şu benim odam. Camda sildiğinin izleri durur Divanda hayalin zevkle oturur Ne yana dönsem yüzün bulunur Seninle doludur şu benim odam. Garibim şaşkınlık ardından geldi Hayalin haykırıp, ben varım dedi Sensiz aynalarda içim titrerdi Seninle doludur şu benim odam. Turgut Uzdu |
Benzetme
Bin bir emekle büyütürsün yarını Hemen dün olur bütün bugünler Bir bakarsın her şey olmuş bitmiş Duygu gitmiş, sevdalar silinmiş Hain bir mantık karşında seni bekler. Ne kayıtlar yapmıştım Ne programlar çalıştırmıştım dersin Hatırlarsın dudaklarında muzip bir tebessüm Bazen Kahkahalarla gülersin Artık ısınmaya başlamış işlemcin Yarı delet hatıralar Düzeni bozulmuş bazı tuşların Bakarsın Cümlenin her yerinde ünlemler var Bu ben miyim dersin Hafızan kaç gb den kaç mb ye düşmüş Ekran kartın arızalanmış Ses kartı takılmaya başlamış Bağlantın dünden düşmüş Bir format gerek dersin Dolmuş betaların süresi Lisanslı satışlar bitmiş Yerin belli olmuştur artık Bir çöplüğün tepesi Algoritman bozulmuş Yeni nesil işlemciler Ne board değişir artık ne kasa Dayanmaya çalışırsın heyhat Bir bakarsın her yanda yeni modeller Hayran hayran seyredersin Kim bilir kaç hrz dir hızı Kimse senin yüzüne bakmaz Ne yapsın seni el alemin Kadını kızı Geri dönüşümün varsa eğer Bir ümit bir yerde dönersin geri Yoksa yandın oğlum şair Kimse seni anmaz Gittiğin günden beri Turgut Uzdu |
Beter Ol
Beklesin kapında her gece ecel Şu halime düşüp benden beter ol Gölgeler gibi inceldikçe incel Hiç gelin olmamış tülden beter ol. Çeksin ızdırabı çilesiz başın Bensiz geçmesin boğazından aşın Hep böyle kalsın, çoğalmasın yaşın Hiç koklanamamış gülden beter ol. Ümitsiz kalıp da çırpınsın ruhun Ayaklar altında gezsin gururun Kölesi ol şu denilmez “Olur”’un Zincire vurulmuş dilden beter ol. Sevmeyip ömrünce sevilmeyesin Gözün hep yaşlı kalsın, gülmeyesin Ölmek isteyip de ölemeyesin Aşkı tadamayan halden beter ol. Yanındayken bile sana hasrettim Gir diye rüyama kaç niyet ettim Sen çektirdin, ben de bilerek çektim Ben için kavrulup benden beter ol. Turgut Uzdu |
Bıkmadın mı
Bıkmadın hâlâ bırakıp gitmekten *******i gelip sabah gitmekten Bıktım ardından yaşlar dökmekten Bıkmadın hâlâ bırakıp gitmekten Goncalar vardı gül yanaklarında Masum tebessüm al dudaklarında Gönlün hicrana kul sokaklarında Bıkmadın hâlâ bırakıp gitmekten Yüzün önünde yaşlı gözlerimin Yollara düşen âşık sözlerimin Kârı olmadı vuslat tezlerimin Bıkmadın hâlâ bırakıp gitmekten Geceye hasret sabah zor geçmekte Gönül bu kendi inanıp seçmekte Güneş görünce zehirler içmekte Bıkmadın hâlâ bırakıp gitmekten Dinlerken çalan o saza vurgundur Gönül dermansız, sözlere vurgundur Şafak dillenen niyaza vurgundur Bıkmadın hâlâ bırakıp gitmekten Gariptir gönlüm susmaktır çaresi Kapanır senle ne çoktur yaresi Toplanmaz olur sensiz bir paresi Bıkmadın hâlâ bırakıp gitmekten Turgut Uzdu |
Bırak Ayrılığın Ellerini
Bırak ellerini ayrılığın Bu hasret bitsin Yüreğime çöken şu sensizliğin var ya Hadi bırak, Bırak gitsin. Gökyüzünün bütün damlaları saklanmış Ufacık bir seste damlayacak Öylesine hassas ki gözlerim Bir nefes bile sana benzese Hemen ağlayacak. Kelebekleri görmüyorum Etrafta uçuşan hep sinekler Bırak şu ayrılığın ellerini Bırakmazsan, gelmezsen eğer Beni bitirecekler. Bırak ellerini ayrılığın Bu hasret bitsin Yüreğime çöken şu sensizliğin var ya Hadi bırak, Bırak gitsin. Turgut Uzdu |
Bırak Öleyim
Yüreğimde küllerden dünler İçinde hep seni saklar Yandıkça yandı bedenim Bir türlü bana getiremedi Kahrolası uzaklar. Depremler çatırdamıştı göğsümde Bir yerler yıkılmış, yükselmiş harabeler Oysa filizlensin diyeydi kör tomurcuklar Bunun için her şey sen olmuştu. Ne izi kaldı, ne sesi türkülerinin Bir masum bakıştı tek yaptığın Goncamsı gülümsemelerinin ardına Bilinmezdi ki bir ayrılığı sakladığın. Sevinsin mahzun yüzün ardındaki gerçek Tırnaklarının izi silinmez oldu yüreğimde Nasıl aldandım Tanrım, nasıl Hiç belirti olmaz mıydı gözbebeğinde. Şimdi mahzun olan benim Bana bıraktın tüm mahcubiyetini Bari sevdamı bıraksaydın da öyle gitseydin Alıp kemiğini, etini. Köşkler hazırlamıştım gönlümde sana Sensiz köşkü neyleyim Madem gelmeyeceksin artık Bırak kendi köşkümde köşksüz öleyim. Turgut Uzdu |
Bilirim
Bilirim Her açan çiçek Benim gülüm değildir Ne her başlangıç ilk Ne her son ölüm değildir. Bilirim Uzanan her dal Ondaki kol değildir Gidilen her yol ne gidilecek Ne de dönülecek yol değildir. Bilirim Her kavuşma vuslat Her vuslat kavuşma değildir Kalbin heyecanla titremesi Bilirim Alışma değildir. |
Biliyor musun
Biliyor musun Ayak sesini duysa kalbim Bir başka çarpıyor En güzel tonları sürünmüş Nağmelerle bezenmiş sesini duyduğunda Başı dönüyor kalbimin Sarhoş oluyor. Biliyor musun Gözlerini görse gözlerim Çiviler çakılıyor bir yerlere Başka yönler yasaklanıyor Başka şey yokmuş gibi dünyada Sadece Gözlerine bakıyor. Biliyor musun Saçların dalgalansa hafif bir rüzgârda Kalbime kasırgalar doluyor İçim eriyor Parmaklarım Hep “Okşasam! ” diyor. Biliyor musun Dudaklarına yaklaşsa dudaklarım Güller tek renge bürünüyor Ciğerlerim kokunla kendinden geçiyor Dudaklarım büzülüyor Şu fani dünyada Hiç değilse bir defa “Öpsem! ” diyor. Çok kötüsün Biliyor musun Ne yaptın vücuduma bilmiyorum Her hücrem Gönlüm gibi seni istiyor Sen hâla gelmiyorsun. Turgut Uzdu |
Bilmeyiz
Yaratan’ın emriyle gelir, O’nun bir emriyle gideriz Vademizle birlikte yaşar, Hep vademizle bitmez miyiz? Zamanı gelince hep ağlar, Giden olunca kara bağlar Bizimle gelir yapılanlar Gidecekleri de bilmeyiz. Gerisi boş, ne mülk, ne de mal Bir çorap bize olur hamal Çoğumuz birer hantal çuval Neden boşmuşuz hiç bilmeyiz. Ne mutlu Gül koklayanlara Aşkı kurtçuğa duyanlara Alevlerden yanmayanlara Bir selamı bile bilmeyiz. Dualar hak edenle olsun Kavuşanlar rahmetin bulsun Yanaklarına Gül dokunsun Ne olduğun bile bilmeyiz. Yaratan’ın emriyle gelir, O’nun bir emriyle gideriz Vademizle birlikte yaşar, Hep vademizle bitmez miyiz? Turgut Uzdu |
Bilmez
Ayrılık acısı içimde bir köz Yakar kendisini, sönmeyi bilmez Labirentler gibi bırakıp bir iz Öyle bir gitti ki, dönmeyi bilmez. Onun için çarpan, yürek bıraktı Gelmeden gidenim, ölmeyi bilmez Hep onun yüzünden, şu garip halim Kalmadı ömrümde, başka melalim Yüreğimde bir aşk, yakarak zalim Öyle bir gitti ki, dönmeyi bilmez. Onun için çarpan, yürek bıraktı Gelmeden gidenim, ölmeyi bilmez Sesinden başka ses, duymaz sağırdım ******* yetmedi, gündüz bağırdım Haykırdım, ağladım, onu çağırdım Öyle bir gitti ki, dönmeyi bilmez. Onun için çarpan, yürek bıraktı Gelmeden gidenim, ölmeyi bilmez Gördüğüm tek oydu, gözbebeğimdi Gülüm, bülbülümdü, kelebeğimdi Aşkım ışığıydı, o meleğimdi Öyle bir gitti ki, dönmeyi bilmez. Onun için çarpan, yürek bıraktı Gelmeden gidenim, ölmeyi bilmez Ne su içer gönlüm, ne sevda çeker Yangına aşıktır, ne yapsın kader Bu nasıl gidiştir, gitmekten beter Öyle bir gitti ki, dönmeyi bilmez. Turgut Uzdu |
Bilmezsin
Ne söylesem sana, nasıl anlatsam O kadar dil döktüm, sevmek bilmezsin Sivri diken olup eline batsam Kızıp da yürekten sövmek bilmezsin. Desem ki güzelsin yok sana benzer Dereler çağlatır sendeki gözler İstese bilirim ne güller dizer Sevip de gönlünce övmek bilmezsin. Usulca kalkarsın öyle oturup Hayalinde olsun bir dünya kurup Aşk ile vuslatı bir bir yoğurup Gayrete gel desem evmek bilmezsin. Karşında durarak kızdırsam seni Arzuhalcilere yazdırsam seni Ruhuma imbikten sızdırsam seni Öfkeyle kükreyip dövmek bilmezsin. Garibim aşk ile gezer dururum Gönlümle uyumlu köşe bulurum Kapar gözlerimi senle olurum Başından bir türlü savmak bilmezsin. Turgut Uzdu |
Bilseydim
Bilseydim, Bilseydim bakmazdım güzelim gözlerine, Kendimi yakmazdım... Bir ömür diyerek, bir ömrü bekleyerek Umutlanmazdım. Bilseydim, Bilseydim baharı yasaklardım gönlüme, Bir an önce unut derdim... Ardından ağlamak yerine, Eskiden olduğu gibi boş boş gülerdim. Bilseydim, Bilseydim gidecek bir dalga olduğunu, Hiç sever miydim denizi? Takip eder miydim hiç Gönlümü çağıran ayak izlerini. Bilseydim, Bilseydim sonbahar gözlerime yerleşecek, Ardından yaprak olup dökülmezdim... Öylesine sever görünmüştün ki, Avuçlarıma ayazlar bırakacağını bilemezdim. Bilseydim, Bilseydim bir gün vedâlaşacağını, Elvedâyı yasaklardım... Sözlüklerden bulup vedalara Gözyaşlarımdan kurşunlar sıkardım. Bilseydim, Bilseydim seni bu kadar sever miydim, Beni sevdi der miydim hâlâ gittiğin yollara bakıp, Yarım yamalak bir ağızla Belki, belki gelir der miydim… Turgut Uzdu |
Bir Adam
Boynu bükük, Solmaya az kalmış bir çiçek, Son damlalarında gözyaşları Adımlar sonu saymakta: Bir adam, Bir köşede oturmuş, Yalnızlığına ağlamakta… ******* karanlık, Şimşekler gözyaşı dolu Çaresiz pişmanlıklar avuçlarında sımsıkı. Bakışlar gelecek birini aramakta, Adam, Bir köşede oturmuş Yalnızlığına ağlamakta.. Korku dağları aşmış! Ya gelmeden gitmek, Ya da gelir gelmez gitmek... Mutluluk doyasıya sarılıp saçlarını okşamakta Adam, Bir köşede oturmuş Yalnızlığına ağlamakta. Kader bu pişmanlıklar, Çaresizlikler değiştiremez yazgıyı. Gelenler gidecek de, Gidenler gelemez olmakta... Adam, Bir köşede oturmuş Yalnızlığına ağlamakta. Bir ayak sesi duyulur birden: Kömür gibi gözleri siyah, Güller açmış dudaklarında başka bir yalnızlık Adama sevgiyi uzatmakta... Adam, Bir köşede oturmuş Hâlâ yalnızlığına ağlamakta. Turgut Uzdu |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:42 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.